Kaynak: Altun Silsile - Şeyh Muhammed Zahid Kevseri, ter.Vehbi Şahinalp ve Zahid Kalfagil, Silm Matbaası, İzmir-1983

 

 

  1. Her kim Harkani’nin kabri üzerine elini koysa Allah’a yalvarırsa duası kabul olur. Yalanı  (S.60)

    Harakani'nin çok acayip kerametleri olup    ha­yatını uzunca anlatan kitaplarda bunlar nakledilmiş­lerdir. Şeyh Feridüddin Attar,     Tezkiretü '1-Evliya ia şöyle demektedir:  "Bir çok  tecrübelerle   sabittir ki, kim her iki elini Onun kabri üzerine koyup da Al­lah1 a yalvarırsa Cenab-ı Hak, onu,    maksad ve ihti­yacına o anda kavuşturur." Kendisinin,   Esrarü 's -Sülük fi adabi't-tarika   adında bir risalesi__vardır.

                          

 

  1. Fahreddin er- Razi’ye göre mezardaki ölüden ziyaret edenin ruhuna bir nur yansır. Yalanı (S.61-62)

     İmam Fahreddin er-Razi yine  el-Metalibü' l-Aliyye nin 18. faslında bir kaç    mukaddime yaptık­tan sonra şöyle demektedir:  "Bu mukaddimeler anla şıldıktan sonra deriz ki, kim, kuvvetli     ruhlu,   olgun  cevherli ve manevi te'siri şiddetli bir zatın kabrine gider de orada bir saat kalıp ruhu o türbeden te'sir alırsa, O kişinin ruhu ile vefat etmiş olan zatın ruhu arasında bir alaka meydana gelmiş olur. Böylelikle ziyaretçi ile kabirdeki zatın ruhları arasında bir kar­şılaşma meydana gelerek her iki ruh, birbirine yan­sıyan iki parlak ayna gibi dururlar. Böylece,ziyaret­çinin ruhunda delile dayalı bilgiler, çalışmaya bağlı ilimler, Allah'a itaat ve kadere rıza göstermeden do­layı meydana gelen üstün ahlaklar meydana gelince j ondan ölü olan o insanın ruhuna bir nur yansır. Keza: kabirdeki zatın ruhunda şerefli ilimler, kıymetli ve mükemmel eserler meydana gelince ondan da diri o-lan o ziyaretçiye bir nur yansır. İşte bu yolla yapı­lan bu ziyaret, her ikisinin ruhları için büyük fayda ve sevinç meydana getirmesine sebep olur.Bu da ziyaretin meşru olmasının temel sebebidir.

 

 

  1. Abdulhalık Gucduvani beş vakit namazını Mekke’de kılardı.Yalanı (S.65-66)

    "Ve Şeyhlerin reisi saliklerin sığnağı, kadri yü­ce ve yüksek mertebe sahibi olan Gucdevanî'nin hür-'metine."

Beyitte geçen "Gucdevanî " Buhara köylerinden bir köyün adıdır. Gucdevanî'den maksad ise ehl-i ta­rikatın önderi, erbab-ı hakikatin maksudu, fazilet ve güzel ahlakın zirvesi, marifet timsali ve feyz-iSeme-dani'nin sahibi olan "Abdulhaliku'l-Gucdevani" (K.S.) dır. O, büyük ariflerden ve hakka erişen kamil zat­lardandır. Rivayete göre muhterem babası Şeyh Abdulcemil hazretleri Hızır aleyhisselam ile dost olduk­larından hanımı hamile iken kendisini salih bir oğlan çocuğu ile müjdelemiş ve adını da doğmadan      önce ı Abdulhalik koymuştur. Çocuk büyüyünce Hz.Hızır(A. S.) yanına gelip onu manevî oğul    yapmış    kendisine/ zikr-i hafiyi sadat arasında meşhur olan  nefy ve is-batın keyfiyetini telkin ettirmiş ilm-i tedün   meme-sinden kendisini emzirmiştir. Ve bu sayede   onun ya­nında yüce ve değerli mertebelere erişmiştir.

Sonra onun izni ile Şeyh Yusuf el-Hemedani '-den irşad vazifesi almak için Maveraunnehr'e     gidip'' onun hizmetinde bulunmuş ve ondan kavuşmak    iste-diği her şeye kavuşmuş onun himmetiyle   olgun kişi- ler safına katılıp onun has mürit ve   arkadaşlarından olmuştu, ölümünden sonra da onun yerine geçmişti .

Reşahat'da geçtiği üzere onun en büyük kerameti beş vakit namazı Kâbe-i Muazzamada kılmas -dır. Kendisinden büyüklerin nakletmiş oldukları kera­metleri kitaplara sığmayacak kadar çoktur. Şeyhi'nin menkibelerine dair Makamatu' 1-Hemedani ile Risa-letü'1-Vasiyye fi adabi't-Tarikat adında eserleri vardır. 575 senesinde Gucdevan'da vefat etmişti.

 

  1. Ramitani Hace-i Azizan Melekut aleminde Şah-ı Nakşibendi’yi keşf edip dünyada zuhur edeceğini haber vermiştir.Yalanı  (S.68)

Hazreti Mevlâna bu beyit ile Hz. Azizan(K.S.)'a

işaret etmektedir. Tibyanu' 1-Vesil' de onun Mev­lâna Celalettin-i Rumi ile arkadaşlık yaptığı ve ken­disine Şah-ı Nakşibendi'ye ulaşması için "ism-i zat-ı Azam'ı" telkin etmiştir. Çünkü o, melekût aleminde Şah-ıakşibendiyi keşfedip nasut aleminde zuhur e- deceğini haber vermiştir. Kendisinin garip keramet­leri ve güzel sözleri olup Reşahat da bu sözlerin ba­zıları zikredilmiştir. Sağlam kaynaklara göre hicri 700 yılında vefat etmiştir. Nitekim el-Vesail de böyle zikredilir. Kabri Harzemde maruf ve meşhur olup zi­yaret edilmekte, hayır ve berekete vesile kılınmak­tadır.(K.S.)

 

 

  1. Yere ve göğe hayat veren kutba verilmiş ilimdir. İftirası (S.70)

     - "Sonrâ  insanların imdadına yetişen önderimiz, tarikat ehlinin kutbu Şah-ı nakşibend hürmetine. O, ilimlerin denizi marifetlerin hazinesi olup en kâmil insanların erişemediği bir rütbeyi haizdir."

(Beyitte  geçen) Gıyas kelimesi yardım    eden, imdada yetişen manasına gelmektedir.

Seyyid(-i Şerif): "Gavs, kendisine iltica edildi­ği zaman kutba verilen addır. Sair zamanlarda ise kendisine gavs denmez." demektedir.

Kutub ise, Cenab-ı Allah'ın her zaman nazar-gâhı kendisine -indinden- tılsım-ı azam'ı vermiş ol­duğu ve elinde feyzin ölçeği bulunan tek kişidir ki, onun ölçüsü ilmine, ilmi Hakkın ilmi ise henüz ta­hakkuk etmemiş olan mahiyetlere tabidir ki, işte yere ve göğe hayat veren de o ilimdir.

 

  1. İmam-ı Rabbani açıklayacak olsaydım.Şu boynum kesilirdi diye Allah’a ve kitabına iftira (S.86)

     İmam Rabbanî'nin "Kübreviyye" , "Şettariye " vs. tarikatla da alakası vardır. O, şöyle derdi: "Bana Kur'an-ı Kerim'in müteşabih ayetlerinin ince mana­ları ve huruf-ı mukattanın sırları keşf olunup her bir harfin altında Cenab-ı Hakkın yüce zatına delalet eden öyle ilim denizleri buldum ki, onlardan küçük bir şeyi açıklayacak olsaydım şu boynum kesilirdi."

Yine, O, "Cenab-ı Hak bana öyle bir hidayet kuvveti vermiştir ki, kuru bir ağaca dahi teveccüh edersem onu yeşertirim" buyurmuştur.

 

  1. Tasavvuf silsilesi müslüm arasında Ruhban sınıfı teşkil etmektedir. (S.136-137)

   Kitabımızın müellifi Merhum Muhammed Zahid Efendi, kitabın te'lif edildiği tarihe kadar Nakşiben­di tarikatı şeyhlerinin büyüklerini sırasıyla rikr et­miştir. Günümüze kadar uzanan Nakşibendi tarikatı ise Mevlana Halid el-Bağdadî'den bir çok kollara ay­rılarak devam etmiştir: Bunlar arasında Mevlana Ha-lid'e en yakın olanlarım ilk sıralarda zikretmek üze­re tesbit ettiğimiz bir kaç tarikat kolunun isimleri­ni kaydetmeyi uygun bulduk.

Allah Taala şefaat sahibi zatların şefaatlerini üzerimizden eksik etmesin.

Çevirenler

A- l- Mevlana Halid el-Bağdadi

2-    Seyyid Taha Hakkari

3-    Seyyid Taha Harirî

4-    Şeyh Es'ad Efendi

B-  l- Mevlana Halid el-Bağdadî

2-    Seyyid Abdullah Hakkari

3-    Seyyid Taha

4-    Şeyh Muhammed Küfrevî

5- Hace Muhammed Lütfi el-Erzurumî

C-  l- Mevlana    Halid el-Bağdadî

2-    Mevlana   Abdullah

3-    Mevlana   Muhammed Mustafa izzet

4-    Mevlana   Halil Nurullah ez-Zağrevî

5-    Mevlana   Ali Rıza el-Bezzaz

6-    Mevlana   Ali Haydar el-Ahıshavî

 

D- l- Mevlana Halid el-Bağdadî

2-   Seyyid Abdullah

3-   Seyyid Taha

4-   Seyyid Muhammed Salih

5-   Seyyid Fehim

6-   Seyyid Abdulhakim el-Arvasî

E-  l- Mevlana Halid el-Bağdadî

2-   Seyyid Ahmed b. Süleyman et-Trablusî el-Ar-
vadî

3-   Hasan Hilmi el-Kastamonî

4-   Safranbolulu ismail Necati

5-     Dağistanlı Ömer Ziyaûddin

6-   Tekirdağh Mustafa Fevzi

7-   Serezli Hasib Efendi

8-   Kazanlı Aziz Efendi

9-   Bursalı M. Zahid Kotko

F-  l- Mevlana Halid el-Bağdadî

2-   Seyyid Abdullah

3-   Seyyid Taha

4-   Seyyid Sıbğatullah el-Arvasî

5-   Şeyh Abdurrahman et-Tahî

6-   Şeyh Fethullah

7-   Şeyh Muhammed Ziyaûddin

8-   Seyyid Abdulhakim el-Hüseynî

9-   Seyyid Muhammed Raşid el-Hüseynî