l. Maddî - Manevî Kemâl Mertebeleri

 

YILMAZ - İnsan-ı kâmil, maddî, ve manevi bütün kemâl mertebelerini kapsamaktadır.

BAYINDIR - Maddi-manevi bütün kemal mer­tebelerini kapsayan yalnız Allah Teâlâ’dır. Onun hiçbir kusuru yoktur. Onu tesbih etmemiz bun­dandır. Allah’ın elçilerinin dahi böyle özellikleri yoktur. Onlar da tıpkı bizim gibi birer insandır. Bunu bize Allah teâlâ bildirmektedir. Son Elçi, Hz. Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem ile ilgili ayetlerden biri şöyledir:

De ki: “Ben başka değil, tıpkı sizin gibi bir in­sanım. Bana; Tanrınızın bir tek tanrı olduğu bildi­riliyor. Artık ona karşı dürüst olun. Ondan bağış dileyin. Yazık o eş koşanlara.” (Fussilet 41/6)

Allah Teâlâ, Hz. Muhammed sallallahu aleyhi ve sellemin bazı kusurlu davranışlarını Kur’an’a alarak, onun insan üstü konuma çıkarılmasını engellemiştir. O, Allah’ın Elçisidir. Bu, bir insanın elde edebileceği en yüce şereftir.

Hz. Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem ile ilgili şu âyetleri düşünmek yerinde olur:

"Az kalsın baskı ile seni, sana vahyettiğimizden ayıracaklardı ki, başkasını uy­durup üstümüze atasın. Böyle yapsaydın, kuşku­suz seni dost edinirlerdi.

Eğer seni sağlamlaştırmış olma­saydık, and olsun onlara bir parça yanaşacaktın.

O zaman biz de sana, hayatın kat kat azabını ve ölümün kat kat azabını tattırırdık. Sonra bize karşı kendine bir yardımcı da bula­mazdın."  (isra 17/73-75)

"(Ya Muhammed) De ki: "Allah'ın dilemesi dı­şında ben ken­dime bile bir fayda ve zarar vere­cek durumda değilim."  (Araf 7/188)

Hz. Peygamber bu durumda olduğuna göre insan-ı kâmil adını verdiğiniz şeyh, nasıl oluyor da maddî ve manevi bütün olgunluk derecelerini elinde tutabiliyor?