Mecusiler:

Bunların toprak zenginleri ve yönetici takımı, kendilerine tabi olan ahalinin, Müslümanların ülkelerini fethetmeleriyle İslam’a girmesinden dolayı büyük bir hüsrana uğra­dılar. Çünkü onlar böyle bir şey beklemiyor­lardı. Peki bundan sonra ne yapacaklardı. Kisralar ve toprak zenginleri için en güzel çözüm şuydu: Müslüman olduklarını izhar edeceklerdi. Bu sayede Müslüman olan halklarıyla sıkı bir bağ içince olacaklar, bu vesileyle içinde bulundukları konumla desise ve hilelerini gerçekleştirip yalanlar uydurarak Müslümanlar arasında tefrika çıkarıp İslam ümmetini zaafa uğratacaklardı. Böylece İs­lam’a karşı zafer kazanıp hedeflerine ulaşmış olacaklardı. Bunun üzerine Kislarla ve zen­ginler Yahudi Abdullah b. Sebe’nin yaydığı fikirlere sarıldılar ve bu fikirleri kendilerine tabi olanlar arasında yaymaya başladılar. Neti­cede bunlar içerisinden, İslam’ı sadece ismen kabul etmiş olan fırkalar türedi. Bunlar sürekli, Müslümanlara karşı düşmanların sa­fın­da yer aldılar.

Kisra ve toprak sahiplerinin Yahudi asıllı Abdullah b. Sebe’nin görüş ve fikirlerini be­nimsemelerinin sonucu olarak bazı Yahudiler harekete geçtiler. Bu fikirleri gizli olarak yayıp zahiren Müslüman gözüken ve aslen Mecusi köklere dayanan karışık fırkalar ortaya çıktı. Belki de bu kökler her iki grubun girift ilişki ve neseb iddialarına bağlıdır. Ki bunları da anlamak ancak bazı araştırma ve tahkikler sonucu mümkün olacaktır.