Sözlükte
Ve Şeriatte Sakalın Ölçüsü:
Sakal
Bırakılması Hakkında Hadisler:
Sakal
Tıraşının Haram Olduğuna Dair Deliller:
İmamların
Sakal Tıraşı Konusundaki Sözleri:
Hamd, Alemlerin Rabbi
Allah’a mahsustur. Salâtü Selâm Rasulullah sallallahu
aleyhi ve sellem’ın, Ehlinin, Sahabesinin ve de kıyamete kadar onları dost
edinen herkesin üzerine olsun.
Allahu Teala şöyle buyurdu:
“Peygamber
size ne verdiyse onu alın, size neyi yasakladıysa ondan da sakının. Allah’tan
korkun. Çünkü Allah’ın azabı çetindir.” (Haşr, 59/7)
“Kim
Allah’a ve Peygamberine karşı isyan eder ve sınırlarını aşarsa Allah onu,
devamlı kalacağı bir ateşe sokar ve onun için alçaltıcı bir azap vardır.” (Nisa, 4/14).
Peygamber sallallahu
aleyhi ve sellem de şöyle buyurdu:
“Şeytan
artık bu topraklar üzerinde kendisine tapılmasından ümidini kesmiştir. Fakat
bunun dışında sizin önemsemediğiniz bazı şeylerde ona itaatiniz onu memnun
eder. Bundan kaçının. Muhakkak ki ben size iki şey bıraktım ki bunlara
sarıldığınız sürece sapıklığa düşmezsiniz. Bunlar Allah’ın Kitabı ve Peygamberinin
Sünnetidir.”[1]
Bu ayet ve hadisler bize şunu ifade ediyor.
Müslüman gerek akaid gerek feraiz gerekse dua ve zikirde ve bütün işlerinde
Allah’ın Kitabı ve Peygamber’in Sünneti’ne sarılmadıkça gerçek bir müslüman
olamaz. Bunun zahiren ve batınen, tam bir teslimiyet, gönül hoşnutluğu ve ihlas
üzere olması gerekir. Şöyle ki; Peygamber sallallahu
aleyhi ve sellem’in sözlerini yeryüzündeki tüm insanların sözlerine tercih
eder. Büyük küçük ayrımı yapmadan İslam’ın tüm emirlerine sarılmaya çalışır.
Zira İslam parçalanamaz bir bütündür. Hak bölünme kabul etmez. İslam’da orta
bir çözüm yoktur. Bazılarınca küçük görünen bir bir takım emirler şeriatin
nazarında büyüktür.
“Bunun
önemsiz olduğunu sanıyorsunuz. Halbuki, Allah katında çok büyük (bir suç)’tur.” (Nur, 24/15)
Bilindiği gibi, bugün bir çok müslüman sakal tıraşı
hastalığına müptela durumdadırlar. Kültür işgalinin etkisi ile müslümanlar başta
sakal tıraşı olmak üzere bir çok gayri İslami adet ve davranışları benimsemiş
bulunuyorlar. İslam ümmetinin aydınlık tarihinde böyle bir şey görülmemiştir.
Müslümanların hidayet önderi imamlarından sakalını kesen tek bir fert dahi
yoktur. Bu sapık adet bize, ülkemizi işgal eden kafirlerden veya aramızdan
kafirlerin ülkelerine gidip, salih geçmişlerinin yolundan yüz çevirip
kendilerini tamamen onlara benzeterek, kendilerine müminlerin yolundan başka
yollar seçen kimseler vasıtasıyla girmiştir.
Allahu Teâlâ’nın müslüman kardeşlerimizi
faydalandırması ümidiyle burada sakalın İslam’daki yerini açıklamaya çalışacağız.[2]
Sakal: Yanaklar ve çene arasında
çıkan kılların ismidir.
Bıyık dışında, çene, iki çene kemiği altı, iki
yanak ve boynun iki yanında biten tüm yüz kılları sakaldır.
Sakal
bırakmanın hükmü:
Sakal bırakmak akıl baliğ bütün müslüman erkeklere farzdır. Bunu, bırakılmasını
emrederek, kesilmesini veya bir kabzadan fazlasının kısaltılmasını yasaklayarak
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem
farz olduğunu bildirmiştir. [3]
Peygamber sallallahu
aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Bıyıkları
kısaltın, sakalları bırakın.”[4]
“Bıyıklarınızı
iyice kısaltıp, sakallarınızı bırakın”[5]
“Mecusilere
muhâlefet edin, sakallarınızı uzatın, bıyıklarınızı kesin”[6]
“Müşriklere
muhhalefet edin sakallarınızı çoğaltın, bıyıklarınızı azaltın” [7]
“On şey
fıtrattandır: Bıyığın kesilmesi, sakalın uzatılması, misvak, istinşak (Burna su
çekmek), mazmaza (ağza su çekmek), tırnakları kesmek, parmak mafsallarını
yıkamak, koltuk altını temizlemek, etek tıraşı olmak, intikhasu’l-mâ (yani
istinca yapmak).” [8]
İbn Ömer radıyallâhu
anhümâ anlatıyor: Rasulullah sallallahu
aleyhi ve sellem buyurdular ki:
“Bıyıkları
kısaltın, sakalları olduğu gibi bırakın.”[9]
Hadis metinlerinde geçen “Evfû”, “Veffirû” E’fu”
ve “Ercû” gibi tüm kelimeler aynı anlamı ifade ederler. Yani sakalın kendi hali
üzerine bırakılması anlamına gelir.
* İ’fa demek sakalın hiç
kesilmeden uzaması ve çoğalması için kendi haline bırakılması demektir. “Evfu,
E’fu anlamındadır. Yani sakalın kısaltılmaksızın, kendi hali üzere olduğu gibi
bırakılması anlamındadır.
* Kisra’nın Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’e gönderdiği
iki elçinin ikisi de sakallarını kesmiş, bıyıklarını ise uzatmışlardı.
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem
huzuruna gelen bu adamların yüzlerine bakmak istemedi ve onlara
“Yazıklar
olsun, size bunu kim emretti?” diye çıkıştı. Onlar da
“Bize bunu Rabbimiz (yani Kisra) emretti”
dediler. Bunun üzerine Rasulullah sallallahu
aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Fakat
Rabbim bana sakalımı uzatmamı ve bıyığımı kısaltmamı emretti.”[10]
Allahu Ekber! Vah! O sakalını kesen müslüman, işin
büyüklüğüne baksın ki; acaba Rasulullah sallallahu
aleyhi ve sellem onun yüzüne bakmaktan eza duyarsa ne hissedecek? Hatta
yüzünü şöyle diyerek ondan çevirirse ne cevap verecek?
“Yazıklar olsun! Sana bunu kim emretti?!”
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem ashabına
emrettiği her şeyi öncelikle kendisi yerine getirirdi. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem uzun ve gür
sakallı idi. [11]
1) Allah’ın yarattığını değiştirme: Allahu Teâlâ şöyle buyurdu:
“Allah’ın
yaratışında değişme yoktur.” (Rum, 30/30)
Yani Allah’ın yaratışında ve sizi yarattığı şekilde
değişiklik yoktur. Allahu Teâlâ İblis’in şöyle dediğini naklediyor:
“Şüphesiz
onlara emredeceğim de Allah’ın yarattığını değiştirecekler.” (Nisa, 4/99).
Bu nas açıkça, şerî bir izin olmaksızın, Allah’ın
yarattığını değiştirmenin, şeytanın emrine itaat olduğunu göstermektedir. Sakal
tıraşının Şeytan’ın sevdiği ve emrettiği bir yaratılışı bozma eylemi olduğunda
hiç kuşku yoktur.
Peygamber sallallahu
aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Kendilerini
güzelleştirmek için dövme yapan ve yaptıran, yüzden kıl alan (kaşlarını
incelttiren), dişlerinin seyrekleştirmek için dişlerinin arasını yontturan
kadınlara Allah lanet etmiştir. Allah’ın yaratmış olduğu şekli bozanlara da
lanet etmiştir.”[12]
Rasulullah sallallahu
aleyhi ve sellem bütün bu davranışları Allah’ın yaratmış olduğu şekli
bozmak olarak kabul etmiştir. Sakal tıraşının da güzellik için işlenilen bir
yaratılışı bozma eylemi olduğunda şüphe yoktur. Ve bu davranış da, yaratılışı
bozmaya yönelik diğer davranışlar ile, laneti gerektiren illette müşterektir.
Sakal tıraşı Allah’ın yarattığına itiraz demektir. Zira Allahu Teâlâ insanı en
mükemmel surette yaratmıştır. Allah azze
ve celle şöyle buyurdu:
“Sizi
şekillendirdi ve şekillerinizi de güzel yaptı.” (Tegabun, 64/3)
“Biz,
hakikaten insanoğlunu şan ve şeref sahibi kıldık.” (İsra, 17/70)
“Biz
insanı en güzel biçimde yarattık.” (Tin, 95/4)
“Bu, her
şeyi sapasağlam yapan Allah’ın sanatıdır.” (Neml, 27/88)
Şüphesiz sakalın kesilip atılması bu büyük
nimeti inkar anlamına gelir.
2)
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in
emrine muhalefet:
Yukarıda örnek verdiğimiz hadislerde Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem açıkça sakalın uzatılmasını emretmiş ve
kesilmesini yasaklamıştır. Emir ise, emredilen şeyin yapılmasını gerektirir.
Emre uyan sevap, uymayan ceza görür. Usulü fıkıhta emir, karine ile lafzın
zahiri anlamının kast edilmediğinin anlaşılması hali hariç, vücub ifade eder.
Burada ise tüm karineler vücubu tekid etmektedir. Bütün bunlardan sakal tıraşının
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in
açık ve kesin emrine aykırı olduğu anlaşılmaktadır.
Allahu Teâlâ şöyle buyurdu:
“Her kim
Allah ve Rasûlüne karşı gelirse, apaçık bir sapıklığa düşmüş olur.” (Ahzab, 33/36).
“Artık kim
Allah’a ve Rasulüne karşı gelirse, bilsin ki ona, (kendi gibilerle birlikte)
içinde ebedî kalacakları cehennem ateşi vardır.” (Cinn, 72/23).
3)
Kafirlere benzemek:
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem
birçok sahih hadisinde “Mecusilere
muhalefet edin...” “Müşriklere muhalefet edin...” ve “Ehli kitaba muhalefet edin...” buyurmuştur. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem sakal tıraşının
müşriklerin adeti olduğunu ve müslümanların onlara muhalefet etmelerini ve
benzememeleri gerektiğini bildirmiştir. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu.
“Kim bir
kavme benzemeye çalışırsa o, onlardandır.”[13]
Sakal tıraşı bugün çoğu kafir miletlerin şiarı
olmuştur. Bu çirkin adet bize onlardan geçmiştir. Efendimiz şöyle buyurdu: “Başkasının sünneti ile amel eden bizden
değildir”[14]
4)
Kadınlara benzemek:
Açık bir gerçektir ki Allah’ın erkekleri kadınlardan ayırdığı en önemli şeylerden
biri sakaldır. Bunun tıraş edilmesi de erkeklerle kadınlar arasında ileri
derecede benzerlik meydana getirir. Erkeklerden kadınlara benzemeye çalışanlar
ise, Peygamber sallallahu aleyhi ve
sellem’in diliyle lanetlenmişlerdir.
“Erkeklerden
kadınlara benzemeye çalışanlar lanetlenmişlerdir”[15]
Eğer sakal tıraşı kadınlara benzemek değilse,
kadınlara benzemek ya ne ile olur?! Sakalın erkekler için birçok faydaları vardır.
Bunlardan bazıları şunlardır: Süstür, vakardır, heybettir ve kadın ile erkek
arasındaki farktır.
5) Fıtrata
aykırılık:
Allahu Teâlâ şöyle buyurdu
“(Rasûlum!)
Sen yüzünü hanîf olarak dine, Allah insanları hangi fıtrat üzere yaratmış ise
ona çevir. Allah’ın yaratışında değişme yoktur. İşte dosdoğru din budur; fakat
insanların çoğu bilmezler.” (Rum, 30/30)
Fıtrat: Yani sünnet. Yani
Allah’ın insanları yarattığı saf, temiz hal. İnsanlar buna eğilim duyarlar,
buna aykırı şeylerden kaçınma eğilimi üzerine yaratılmışlardır. İnsan fıtrattan
gelen bu hasletleri terk ettiği takdirde, insanlığından bir şey kalmaz. Sakal
Peygamberlerin seçtikleri ve şeriatlerin üzerinde müttefik oldukları eski bir
sünnet ve fıtrattan gelen bir haslettir. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Hulefai Raşidin, Sahabe ve Tabiin’in
tamamı uzun sakallı idiler.
Sakal tıraşı; israf, vakit kaybı ve günahı açığa
vurmaktır: Sakal tıraşı için jilet, tıraş sabunu ve saire şeylere masraf yapılmaktadır
ki bu da Allah’ın bize emanet olarak verdiği malı uygun olmayan işlerde
harcamaktır. Yarın Allah, kıyamet gününde bunun hesabını soracaktır. Bu iş için
harcanan paranın fazla bir şey olmadığı söylenemez. Zira Allahu Teâlâ şöyle
buyurmuştur:
“Kim de
zerre miktarı şer işlemişse onu görür.” (Zilzâl, 99/9)
Aynı şekilde müslümanın vakti de çok kıymetlidir.
Böylesi haram işler ile zayi edilmemesi gerekir. Sakal tıraşı açıkça günah işlemek
ve bunu herkese göstermektir. Günahını izhar edenlerin günahları
affolunmayacaktır. Peygamber sallallahu
aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Bütün
ümmetim affolunur, ancak günahlarını açıktan işleyenler hariç.”
[16]
Bütün fakihler sakal tıraşının haram olduğunu
belirtmişlerdir. İbn Hazm “Meratibu’l İcmaa” da şöyle diyor: “Sakal tıraşının
caiz olmayan çirkin bir davranış olduğu konusunda ittifak etmişlerdir. Yüz,
Allah’ın yaratıcılık kudretinin ileri derecede ifadesini bulduğu bir organdır.
Dolayısıyla bu organa saygı duyulması ve korunması gerekir; çirkinleştirilmesi
veya ihanete uğratılması değil! Abdullah b. Yezid el-Ensarî radiyallahu anhü’den “Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem yağma ve
ibret amacıyla organların kesilmesini yasakladı.”[17]
* İbn Teymiyye “İhtiyaratu’l-İlmiyye”
de şöyle der: “Sahih hadislerde belirtildiği üzere sakal tıraşı haramdır. Kimse
mübah görmemiştir.”
* Hanefilerden İbn Abidin
“Reddü’l-Muhtar” da şöyle der: Erkeğin sakalını kesmesi haramdır.
* İmamı Şafi de “el-Ümm”
de sakalı tıraşın haram olduğunu belirtmiştir.
* Malikilerden de
el-Adevi, İmam Malik’den, sakal tıraşının mecusilerin işlerinden olduğunu
nakletmiştir. İbn Abdilber de “Temhid” de sakal tıraşının haram olduğunu ve
bunu ancak kadınlara benzeyen kadınsı erkeklerin yaptığını belirtmiştir.
Çağımızda, önder imamların yolundan giden birçok
büyük alim de sakalı kesmenin haram olduğu görüşünde birleşmişlerdir.[18]
Alimler bu konuda ihtilaf etmişlerdir. Elbette
bu ihtilafın ayrıntılarının yeri bu kısa risale değildir. Fakat sözlü ve fiili
hadisler ışığında en tercihe şayan görüş, sakalı kısaltmanın caiz olmadığıdır.
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’ın
şemailinden biri de “sakalı çok idi”[19]
“Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem
uzun sakallı idi.”[20]
Enes b. Malik radıyallahu anh O’nu
anlatırken “Sakalı şuradan şuraya kadar doldurmuştu” dedi ve ellerini boynunun
iki yarısında dolaştırdı.[21]
Sahabe radıyallahu anhüm Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in öğle ve
ikindi namazlarında Kur’an okuduğunu, “sakalının kıpırdamasından” anlıyorlardı. [22]
Rasûlullah sallallahu
aleyhi ve sellem’ı sevdiklerini söyleyip de onun görüntüsünü ve ona
benzemeyi sevmeyenlere ne demeli; Allahu Teâlâ şöyle buyurdu:
“(Rasûlum!)
De ki: Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyunuz ki Allah da sizi sevsin.” (Âl-i İmrân: 3/31)
Peygamber sallallahu
aleyhi ve sellem’in sakalını eninden ve boyundan kısalttığına dair hadis
ise, hüccet olmayacak kadar çok zayıftır. Bazıları; Ömer ve oğlu Abdullah radiyallahu anhüma’ın sözlerine binaen
sakalın bir tutamdan fazlasının kesileceğini söylemektedirler. Fakat bu hüküm
doğru değildir. Zira sakalın olduğu gibi bırakılmasına dair sahih hadisler bu
sözleri çürütmektedir. Sahih sünnetin olduğu yerde sahabe sözü ile amel
edilmez. Çünkü kimsenin sünnete aykırı hüküm vermeye yetkisi yoktur.
Sahabelerin radıyallahu anhüma görüşleri
değil, rivayetleri hüccettir. Ayrıca Ömer ve oğlu radiyallahu anhüma bu sözü, yılın tüm günleri için değil, bayram
günleri için demişlerdir. Bu hususta en sağlam söz, sahih hadislerin zahiri ile
amel, yani sakalın kısaltılmadan kendi haline salıverilmesidir. Allah daha iyi
bilir. Fakat şunu iyi bilmeliyiz ki, sakalın bir tutamdan fazlasının kısaltılması
meselesi ictihadi bir konudur ve bu konuda nasihatten öte sakalını bu ölçüde kısalttı
diye kimseye baskı uygulanamaz. Bir tutamdan az olacak şekilde kısaltmaya ise,
hiçbir delil yoktur. Sakallarını bir tutamdan az olacak şekilde kısaltanların
bu hatalarından dolayı hemen Allah’a tevbe etmeleri gerekir. Allah kendisine
yönelip tevbe edenlerin tevbelerini kabul eder.
Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz: Tamamı idrak
edilemeyenin tamamı terk edilemez. Ve az şey hiç yok olandan daha hayırlıdır.
Sakalını kısaltan, bu davranışında hatalı olmakla beraber, sakalını tamamen tıraş
edenden daha hayırlıdır. Bu konuda halk arasında şöyle bir misal vardır: “İnsanların
ayıplarında, gücünün yettiğini bile yerine getirmekten kaçınan kimse kadar ayıp
görmem” Tamamen bırakmayıp gücü yettiği halde sakalını kısaltan gibi... Oysa bu
elde olan bir şeydir. Bizden bir şey gerektirmediği gibi bize mal ve zaman
tasarruf sağlar.
“Ey
kavmimiz! Allah’ın davetçisine icabet edin.” (el-Ahkaf, 46/31)
Allah ve Rasulunü seven akıllı müslüman kardeşim!
Şu sözün sahibi peygamber sallallahu aleyhi
ve sellem’ine muhalefet etmekten kaçın. “Kim
benim sünnetimden yüz çevirirse benden değildir.”[23]
Sakalını kestiğin zaman kafirlere benzemiş olursun ki bu durumda Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’ın şu sözüne
muhatap kalırsın:
“Kim bir
kavme benzemeye çalışırsa o onlardandır.”[24]
“Ey Allah’ın kulu, sana şu hadisi de hatırlatmak
istiyoruz: Eş’as b. Süleym şöyle dedi: Halamdan duydum. Amcasının şöyle dediğini
anlattı: “Medine’de yürürken arkamdan bir insan
“İzarını
yukarı kaldır, böylesi daha takvâya yakındır.” dedi. Birde ne göreyim;
O Rasulullah sallallahu aleyhi ve
sellem...
‘Ya Rasulallah, bu uzun bir hırka’ dedim
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem
‘Ben senin
için iyi bir örnek değil miyim?’ buyurdu. İzarına baktım Dizi ile ayakları arasında
bacaklarının yarısında idi.”[25]
Ey sakallarını tıraş eden müslüman! Sen bu
konuda Rasulullah sallallahu aleyhi ve
sellem’a mazeretler sıralarken, O sana şöyle dediği zaman ne yapacaksın?
‘Ben senin için iyi bir örnek değil miyim?. Daima ahireti düşünüp, fitneler
diyarı, geçici dünya hayatına aldanmamak gerekir. Çünkü dünya hayatı gerçekten
çok kısadır.
Ahiret hayatı ise ebedidir.
Sözlerimizi bitirirken; Peygamberimiz
Muhammed’e, ailesine ve ashabına salat ve selam ederiz. [26]
[1] Hakim
rivayet etmiştir. Sahihtir.
[2] Abdullah
Yolcu, Sakal Dinen Gereklidir, Guraba Yayınları El Broşürleri.
[3] Abdullah
Yolcu, Sakal Dinen Gereklidir, Guraba Yayınları El Broşürleri.
[4] Müslim.
[5] Buhari
ve Müslim.
[6] Müslim
[7] Buhari
ve Müslim.
[8] Müslim
[9] Müslim.
[10] Hasen bir hadistir. İbn Cerir et-Taberi rivayet
etmiştir.
[11] Abdullah
Yolcu, Sakal Dinen Gereklidir, Guraba Yayınları El Broşürleri.
[12] Buhari
ve Müslim.
[13] Sahih,
Ebu Davud.
[14] Sahibul
Camii: 5439.
[15] Buharî.
[16] Abdullah
Yolcu, Sakal Dinen Gereklidir, Guraba Yayınları El Broşürleri.
[17] Buharî.
[18] Abdullah
Yolcu, Sakal Dinen Gereklidir, Guraba Yayınları El Broşürleri.
[19] Müslim.
[20] Sahih,
Ahmed.
[21] Tarihu İbn Asakir.
[22] Buharî.
[23] Buhari
ve Müslim.
[24] Ebu
Davud-Sahih
[25] Sahih,
Şemailu Tirmizî.
[26] Abdullah
Yolcu, Sakal Dinen Gereklidir, Guraba Yayınları El Broşürleri.