6.ALLAH YOLUNDA SABAH VE AKŞAM SEFERLERİNİN
FAZİLETİ
Allahu Teala Kur'an-ı
Kerim'de şöyle buyuruyor:
"Küçük, büyük infak ettikleri her nafaka ve
(Allah yolunda) aştıkları her vadi, mutlaka Allah'ın yaptıklarını daha
güzeliyle onlara karşılığını vermesi için, (bunlar) onlar adına yazılmıştır. [1]
235- Enes b.
Malik'den Rasulullah'ın (s.a.v.) şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:
"Allah yolunda bir sabah veya akşam seferi
dünyadan ve içindekilerinden daha hayırlıdır. Birinizin cennetteki bir
kamçılık yeri dünya ve üzerinekilerinden daha hayırlıdır. Cennet ehlinden bir
kadın dünya ehline görünse; (doğu ile batı) arasını aydınlatır ve onu güzel
kokuyla doldurur. Onun başı üzerindeki örtüsü dünya ve içindekilerinden daha
hayırlıdır.[2]
Buhari, Müslim.Hadiste geçen:
Ğadve: Bir
defa gitmektir.
Ravha: Bir
defa dönmektir.
Nevevi:
Müslim'in şerhinde şöyle demektedir:
Ğadve: Günün
başlangıcından güneşin zevahna (öğleye) kadar ki yürüme (sefer) dir.
Ravha:
Güneşin zevalinden aşama kadar ki seyirdir:
Devamla şöyle der:
"Yani bu ğadve ve
ravha zamanıyla sevap hasıl olur.Aslında bu anlamla sınılandırılamaz. Yani
sevap sadece beldesindeki sabah-akşam vakitleriyle sınırlandırılamaz. Bilakis
bu sevap, gaza yolundaki tüm sabah-akşamlarla hasıl olduğu gibi, savaş
meydanındakilerinde de hasıl olur. Çünkü tüm Allah yolundaki sabah-akşam
Hadisin manası: Allah yolunda sabah ve akşam seferleri ile sevapları, dünyanın
tüm nimetlerinden daha hayırlıdır. Düşün ki bir insan onların tümüne malik ve
onlardan yararlanıyor. Çünkü dünya fani ahiret ise bakidir.
Kadi der ki: "Bu
ve benzeri (yani ahiret işleri ile sevabının dünya ile kıyaslandığı (temsil
edildiği) hadisler şuna işaret eder: Dünya ve içindekilerden daha
hayırlıdır" demek. Yani eğer bir insan dünyaya ve içindekilerine malik
olsa ve bunuda ahiret işlerinde kullansa (yine de ondan daha hayırlıdır.)[3]İbnu
Dakik el-İyd umde şerhinde şöyle der:
"Bu iki vakitte
yani zevaldan önce ve sonrasında -az veya çok olsun- meydana gelen fiile
şamildir. [4]
236- Ebu
Hureyre den Rasulullah'ın (s.a.v.) şöyle buyurduğu rivayet edilmiş:
"Allah yolunda bir sabah veya akşam seferi,
güneşin üzerinde doğup battığı her şeyden daha hayırlıdır. Cennette yayın
kabzası ile ucu arasındaki mesafe (kab) de güneşin üzerinde doğup battığı
bütün varlıklardan daha hayırlıdır.” [5] Buhari. [6]
237- Müslim
de bu hadisin başım rivayet etmiş ve onda şu vardır:
"Allah yolunda bir akşam veya sabah yürüyüşü
dünyadan ve içindekilerden daha hayırlıdır’’ müslim
238- Ebu
Eyyub'dan Rasulullah'ın (s.a.v.) şöyle buyurduğu rivayet edilmiş:
"Allah yolunda bir sabah veya akşam” [7]
Yürüyüşü güneşin üzerinde doğup battığı bütün şeylerden
daha hayırlıdır.’’ [8]
239-
Taberani el-Evsat'da kendi isnadıyla Sehl b. Sa'd dan Rasulullah'ın (s.a.v.)
şöyle buyurduğunu rivayet eder:
"Allah yolunda mücahid olarak çıkan veya telbiye
ve tehlil ile hacı olarak çıkan bir ınüslüman yok ki güneş onun günahları ile
batmasın.’’ [9]
240- Ebu
Hureyre'den Rasulullah'ın şöyle,buyurduğu rivayet edilmiş:
"Allah, kendi yolunda cihad etmek için yola
çıkana şu garantiyi verdi: "Kim sırf benim yolumda, bana inanarak,
peygamberlerimi tasdik ederek çıkarsa, onu cennete sokmayı, ya da çıktığı
evine bir çok sevaplar veya ganimeler elde ederek döndürmeyi garanti
ederim.Muhammed'in canı elinde olan Allah'a yemin ederim ki herhangi bir kimse
Allah yolunda yara bere alırsa, kıyamet gününde yara bere aldığı gündeki gibi
gelir. Rengi kan renginde kokusu misk kokusu olark gelir.
Muhammed'in canını elinde bulundurana yemin ederim
ki, müslümanlara meşakket vermeyecek olsam, Allah yolunda gazveye çıkan hiçbir
seriyyeden asla geri kalmazdım. Ancak onları hayvana bindirecek imkan bulamıyorum.
Onlar da beni takibe imkan bulamıyorlar. Benden geri kalmak da onlara zor
geliyor. .Muhammed'in canı elinde olana yemin ederim ki Allah yolunda harbe
çıkıp ödürülmeyi, sonra yine çıkıp öldürülmeyi, sonra yine çıkıp öldürülmeyi ne
kadar isterdim. [10] Buhari ve Müslim rivayet etmişlerdir. [11]
241-
Buhari'ye ait hadiste ise şöyle vardır:
"Allah yolunda savaşıp öldürülüp dirilmeyi,
sonra yine öldürülüp dirilmeyi ve yine öldürülüp dirilmeyi ve (sonunda)
öldürülmeyi isterdim.’’[12]
242- Buharı,
Müslim ve Ebu Davud'a ait bir rivayette:
"Allah kendi yolunda cihad eden, evinden
kendisini onun yolunda cihadla onun kelimesini tasdikten başka bir şey
çıkarmayan kimseyi cennete koyacağına yahut çıktığı evine kazandığı ecir veya
ganimetle beraber döndüreceğine kefil olmuştur.[13]
243- Ebu
Hureyre'den Rasulullah'dan (s.a.v.) şöyle işittiği rivayet edilmiştir:
"Savaşçı (mücahid) Allah yolunda çıktığında,
günahları kapısının üzerinde bir köprü kılınır. Evini terkedip ayrıldığında
onların (günahların) tümünü de geride bırakmış olur. Onun üstünde onlardan bir
sivrisinek kanadı kadar dahi kalmaz. Allah onun için dört şeye kefil olur:
geride bıraktığı mal ve çoluk-çocuğa bakar. Ölüm (şekillerin) den hangisiyle
ölürse ölsün onu cennete koyar. Şayet onu sağ-salim dönderirse, onu elde ettiği
ganimet ve ecirle dönderir. Ve güneşin batışıyla günahları da batar (kaybolur).”
[14]
Bu hadisi Taberani
rivayet etmiş ve onu zahirden İsmet b. el-Mutevekki [15] den
başkası rivayet etmemiş" der. [16]
244- Hasan'dan
rivayet edilmiş:Rasulullah (s.a.v.) bir ordu gönderdi. Onların içinde Abdullah
b. Revaha da vardı. Ordu hareket edince, Abdullah b.Revaha Rasulullah (s.a.v.)
ile beraber namaz kılmak için geride kaldı Rasulullah (s.a.v.) namazı
bitirince:
"Ey Revaha'nin oğlu! Sen orduda değil miydin?"
buyurdu. Revaha:"Evet ey Allah'ın Rasulu! içindeydim. Ancak ben seninle
namaz kılmak istedim. Onların da derecesinibiliyorum. Çıkar onlara
yetişirim." dedi. Bunun üzerine Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu
"Nefsim elinde olana yemin olusn ki dünyanın
içinde-ilerinin tümünü (de) infak etsen yine de sabahki yürüyüş (sefer) lerine
ulaşamazsın. [17]
bni Mübarek hadisi
mürsel olarak Rabi b. Sabih'ten rivayet etmiş Rabi ise hadisleri hasen,
kendisi salih bir zattır. Hafız Zehebi Tezhib'te şöyle der: Müslümanlar
Hindistan topraklarını fethettikleri sırada onların ağızlarına salgın bir
hastalık bulaştı. Onlardan yaklaşık bin kişi öldü. Rabi b. Sabih de onlardan
biriydi."Bu hadisi ayrıca Said b. Mansur Amr b. Haris'ten Muhamme b.
Amr'dan ve Hasan'dan Mursel olarak rivayet etmiş. [18]
245- Ahmed
İbni Ebi Şeybe ve Tirmizi İbni Abbas'ın hadisinden rivayet etmiştir. Bir
önceki bapta geçti. [19]
246- Ahmed
tahric etmiştir.Sehl b. Muaz babasından o da Rasulullah'dan (s.a.v.) şunu
rivayet etmiş. Rasulullah (s.a.v.) ashabına gaza (savaş) (için çıkma) emrini
verdi. Adamın biri geride kalarak ehline 'Rasulullah (s.a.v.) ile öğlen
namazını kılmak için geride kalıyorum. Ona selam verir onunla vedalaşır ve
onun hayırlı duasını alırım ki bu da kıyamet gününde şefaatçi olur.' demiş.
Rasulullah (s.a.v.) namazı bitirince adam ona selam vererek yanına geldi.
Rasulullah (s.a.v.) ona:
"Arkadaşlar
seni ne kadar geçti biliyor musun?" diye sorunca Adam:
"Evet. Onlar
bugün sabahlanyla beni geçtiler" dedi. Bunun üzerine Rasulullah (s.a.v.)
şöyle buyurdu:
"Nefsim
elinde olana yemin olsun ki, onlar fazilet bakımından doğu ile batı arasından
daha çok mesafe ile seni geçtiler." [20]
247-
Hasan'dan Rasululah (s.a.v,) şöyle buyurmuştur:
"Allah yolunda bir sabah veya akşam yürüyüşü (seferi),
dünya ve (dünyanın) içindekilerinden daha hayırlıdır. Sizden birinizin (savaş)
saf(ın)ta duruşu, adamın altmış yıllık ibadetinden daha hayırlıdır.” [21]
Abdurrezzak hadisi
Hişam'dan o da Hasan'dan mürsel olarak rivayet etmiş. Aynı zamanda muttasıl
olarak da Ebu Hureyre ve başkasından rivayet edilmiş. [22]
248- Ebu
Umame'den rivayet edilmiştir:
"Rasulullah ile
seferlerden birinde (beraber) çıktık. Adamın biri içinde biraz su olan bir
mağaraya uğrayıp bu mağarada kalmayı, içindeki sudan ve etraftaki baklayla
yetinip dünyadan el-etek çekmeyi içinden geçirdi. Adam Rasulullah'a varıp ona
durumu anlatayım. Bana izin verirse yaparım, izin vermezse yapmam dedi. Adam
Rasulullah'a (s.a.v.) gelerek:
"Ey Allah'ın
Rasulu! İçinde bana suyu ve baklası yetecek bir mağaraya uğradım. Dünyadan
sıyrılıp ikame etmeyi içimden geçirdim." dedi. Bunun üzerine Rasulullah
şöyle buyurdu:
"Ben kesinlikle ne yahudilik ne de
Hıristiyanlıkla gönderildim. Lakin ben hoşgörülü Hanif (dini) ile gönderildim.
Muhammed'in nefsi elinde olana yemin olsun ki Allah yolunda sabah veya akşam
yürüyüşü (yolculuğu) dünya ve dünyanın içindekilerinden daha hayırlıdır. (Savaş) safındaki birinizin makamı altmış
yıllık ibadetinden daha hayırlıdır. [23] Hadisi, Ahmed, Muaz b. Rifaa tarikiyle
Ali b. Yezid'ten o da Kasım'dan rivayet etmiş. Bu üçünde de ihtilaf var. Ancak
Tirmizi Ebu Hureyre'den rivayet etmiş ve Hasen görmüş. Hakim de Özetleyerek
rivayet etmiş ve "Müslim'in şartlarına göre sahihtir" demiş. [24]
249- Hafız
Ebi İbni Şahin Bukr'dan o da Rasulullah'dan (s.a.v.) rivayet etmiş:
"Allah yolunda bir sabah veya akşam yoluculuğu
(yürüyüşü), bir kulun evindeki yetmiş yılki ibadetinden daha hayırlıdır." [25]
250- Said b.
Hilal'den rivayet edilmiş: Rasulullah (s.a.v;) bir adamın şöyle dediğini
işitti:
"Allah'ım senden
cennetteki en yüksek dereceleri diliyorum." Bunun üzerine Rasulullah
(s.a.v.) şöyle buyurdu:'"Dua eden
nerede?" Adam:"Buradayım ey Allah'ın Rasulu!" dedi.
Rasulullah (s.a.v.):
"Onlar kimin içindir
biliyor musun?"diye sordu. Adam:"Hayır" dedi. Rasulullah (s.a.v.):
"Onlar sabah ve akşam Allah yolunda sefer
(yolculuk) yapan kişiler içindir.’’ [26]
Bunu Şifa'us-Sudur'da
rivayet etmiş, hadis mürsel'dir. [27]
251- İbni
Ömer'den rivayet edilmiş:
"Allah Azze ve Celle yolunda yıpılan bir sabah
yolculuğu daha hayırlıdır."
İbni Asakir rivayet
etmiş.
İbni Mübarek ve
Abdurrezzak da rivayet etmişler, ancak onlarınkinde,
"Allah yolunda bîr sefer (yolculuk) elli
hacdan daha yanlıdır." vardır. [28]
252-
Abdullah b. Ömer Rasulullah'dan (s.a.v.) rivayet etmiştir:
"Seferden dönmek gaza (savaşmak) gibidir.’’ [29] Hadisin manası
şudur:
"Mücahid, gazaya çıkmada ecir aldığı gibi,
gazadan dönmeden de ecir alır." [30]
253- Ali b.
Ebu Talib'ten Rasurullah'ın şöyle buyurduğun rivayet edilmiş:
"Gazi Allah yolunda ehlinden uzaklaştıkça Allah'a
yakınlığı (da oranda) artar."
Bunu Şifa'us-Sudur'da
zikretmiş. [31]
254- İbni
Asakir'in kendi isnadıyla Ebu Fevze Hadir'il-Eslemi'den rivayet ettikleri de
bunu destekliyor. O şöyle der:
"Yaz ordusu
çıktı. Ona Ka'b da yazıldı. Ve ordu çıktı. Der ki:
O (Ka'b) hasta olduğu
halde çıktı. Şöyle dedi:
"Harasta'da
(Harasta Dımeşk köylerindendir.) ölmem, Dımeşk'te ölmemden bana daha
sevimlidir. Dume de Ölmek de Harasta da Ölmekten daha sevimlidir bana. Allah
azze ve celle yolunda ilerlemek (yürümek) de böyledir. Humus'a gelinceye kadar
yürüdü. Orada vefat etti. Biz de onu Humusta Zeytun ağaçlan arasında
defnettik. Ordu ilerlemeye devam etti. Ordu, ancak Osman'ın öldürülmesinden
sonra döndü. [32]
255- Yine kendi
isnadıyla Abdullah b. Muhayriz'den o da babasından nakletimiştir. Kendisi yaz
(ın gönderilen) orduda iken çok kötü hastalandı. Oğluna:
"Oğulcuğum! Beni
taşı ve Rum toprağına götür. Der ki:
"Onu taşıdım ve o
halen,"Oğulcuğum beni çabuk Rum toprağına ulaştır" diyordu. Ben:
"Babacığım sen
dikenli (sorunlu) sin" dedim. O:
"Oğulcuğum Rum
toprağmda ecelimin olmasını (yetişmesini) istiyorum" dedi. Ben de acele
olarak onu götürürken Humus'ta vefat etti.
Başka bir rivayette
ise o şöyle der:
"O öldüğünde ona
kimin namaz kılacağı hususu beni telaşlandırdı. Birde baktım cenazesinin
üzerinde saflar oluşmuş, onları da tanımıyordum."
Müellif -Allah onu
affetsin der ki:
"Muhayrız, İbnu
Cenade ve Vehb el-Cemhi'dir. Meşhur sahabedendir. Oğlu Abdullah da tabiinin
ileri gelenlerindendir." [33]
256- İbni
Mübarek Misar'dan rivayet etmiş. Der ki: Abdullah'ın şunu konuştuğunu duydum.
Kadisiyye günü adamul birinin üzerinden öyle geçilmiş ki midesi ve bağısakları
etrafa dağılmıştı. Yanından geçenlere:
"Onları bana
toplayıp getirin. Umulur ki Allah'a bir ikimızrak daha yaklaşırım." Der
ki; ona uğrayınca bir iki mızrak daha yakınlaştığı göründü. [34]
257- Hafız İbni
Zehebi der ki: Kabus b. Ebi Zabyan babasından rivayet etmiş. Der ki;
"Mısır'a
geldiğimde onların (gazilerin) Kostantiniyye (îstanbul) seferinden (gazasından)
döndüklerini gördüm. Bana şunu anlattılar:
"Düşmanlarının
kendilerini görecekleri şekilde gazalarını bitirince, Ebu Eyyub el-Ensari'ye
ölüm yaklaşınca sahabe ve halkı toplayıp şöyle dedi:
"Canımı
verdiğimde atlarınıza biner düşmana doğru son noktaya kadar saldırırsınız bu
durumda sizi püskürtürler. Bu durumda bana kabir kazıp oraya beni defnediniz ve
onu yerle düz şekilde yapınız. Tanmmayıncaya kadar da atlar ve insanlar
üzerinden geçsin. [35]
258- İbni
Asakir kendi isnat.ıyla Said b. Abdulaziz'den tahriç etmiş derki:
"Ebu Müslim
el-Hulani Muaviye döneminde Rum topraklarında humma hastalığı ile vefat etti.
Ölüm döşeğinde iken Besr b. Arta [36] 'ya
şöyle dedi:
"Seninle birlikte
olan müslümanlardan ölenlere beni emir tayin et. Onlar içinde bana bir sancak bağla.
Kabrimi düşmana doğru en son noktaya yapın. Kıyamet güny onları sancağıyla
gelmeyi umarım/umuyorum. [37]
[1] Tevbe: 9/121.
[2] Feth'ul-Bari Kitab'ul-Cihad, Babu'l-Huri'l-Ayn: 6/15
H. no: 2796 ve Kitab'r-Rikak: 11/418 H. no: 6568; Müslim İmaret: 1880.
[3] Şerh'un-Nevevi ale'l-Müslim: 13/26-27.
[4] İhkakamu'l-ahkam şerhu umdet'ul-Ahkam: 4/505. İbn
Nehhas, Cihad, Tevhid Yayınları: 1/223-224
[5] Feth'ul-Bari Kitab'ul-Cihad: 6/13 H. no: 2793.
[6] İbn Nehhas, Cihad, Tevhid Yayınları: 1/224
[7] İbn Nehhas, Cihad, Tevhid Yayınları: 1/224
[8] Müslim İmare: 1883. İbn Nehhas, Cihad, Tevhid
Yayınları: 1/224-225
[9] Heysemi "Hadiste tanımadığım var" demiş.
Mecma'uz-Zevaid: 3/209. İbn Nehhas, Cihad, Tevhid Yayınları: 1/225
[10] Buhari'de bu lafızda bulamadım. Müslim İmare: 1876.
[11] İbn Nehhas, Cihad, Tevhid Yayınları: 1/225
[12] Feth'ul Bari Cihad: 6/124. H. no: 2972. İbn Nehhas,
Cihad, Tevhid Yayınları: 1/226
[13] Tahrici 136 nolu dipnotta geçmiştir. İbn Nehhas,
Cihad, Tevhid Yayınları: 1/226
[14] Heysemi: Taberani bu hadisi el-Evsat'ta rivayet etmiş.
Hadiste Bekr b. Hunays var. O da zayıftır. Macma'uz-Zevaid: 5/276.
[15] Ukayl "İsmet'in hadis zabtı azdır" der.
Ed-Duafa'ul-Kebir: 1/66-67.
[16] İbn Nehhas, Cihad, Tevhid Yayınları: 1/226
[17] Kitab'ul-Cihad: 1/66-67.
[18] İbn Nehhas, Cihad, Tevhid Yayınları: 1/226-227
[19] İbn Nehhas, Cihad, Tevhid Yayınları: 1/227
[20] Ahmed-Müsned: 3/438. Hadis Zeban'ın zayıf oluşu nedeni
ile zayıftır. İbn Nehhas, Cihad, Tevhid Yayınları: 1/227-228
[21] El-Musannef Kitab'ul-Cihad Babu Fadl’ıl-Cihad: 5/259;
Müslim: 1880.
[22] İbn Nehhas, Cihad, Tevhid Yayınları: 1/228
[23] Daha önce 100 nolu Ebu Hureyre'nin hadisinde geçt
[24] İbn Nehhas, Cihad, Tevhid Yayınları: 1/228-229
[25] İbn Nehhas, Cihad, Tevhid Yayınları: 1/229
[26] Bezzar da benzer bir hadisi Amir b. Said'ten o da
babasından rivayet etmiş:
"Adamın biri, bizler
Rasulullah (s.a.v.) ile namaz kılarken namaza geldi. Safa gelince şöyle dedi:
"Allah'ın salih
kullarına verdiğin şeyin en efdalmi (hayırlısını) bana ver." Rasulullah
(s.a.v,) namazı bitirince, "Az önce
konuşan kimdi?" diye sorunca, Adam: "Bendim" dedi. Rasulullah
(s.a.v.) şöyle buyurdu: "O zaman
atın boğazlanır kendin de Allah yolunda şehid olursun."Keşf ül-Estar:
2/281. Heysemi: Bezzar iki sened ile rivayet etmiş.Birinin ricali Sahih'in
ricalidir. Macma'uz-Zevaid: 5/295.
[27] İbn Nehhas, Cihad, Tevhid Yayınları: 1/229
[28] Daha önce 209 no ile geçti. İbn Nehhas, Cihad, Tevhid
Yayınları: 1/230
[29] Ebu Davud Cihad: 3/12; El-Mustedrek: 2/73.
[30] İbn Nehhas, Cihad, Tevhid Yayınları: 1/230
[31] İbn Nehhas, Cihad, Tevhid Yayınları: 1/230
[32] İbn Nehhas, Cihad, Tevhid Yayınları: 1/230-231
[33] İbn Nehhas, Cihad, Tevhid Yayınları: 1/231
[34] İbn Nehhas, Cihad, Tevhid Yayınları: 1/231-232
[35] Siyer Alamu'n-Nubela: 2/412. İbn Nehhas, Cihad, Tevhid
Yayınları: 1/232
[36] Ebu Müslim el-Hulani, ismi Abdullah b. Suveb
(Sub)'ttır. Ra-sulullah'a (s.a.v.) gitmiş fakat onu görmemiştir. Yezid b.
Muaviye dönemine kadar yaşamış. Et-Takrib s: 426. Besr b. Artaa, sahabenin
küçüklerinden olup Şam'a yerleşmiştir. İsmi Umayr b. Uvaymir b. Umran'dır.
Seksen altıda vefat etti. Et-Takrib: 83.
[37] İbn Nehhas, Cihad, Tevhid Yayınları: 1/232