HA MİM EL-MÜ'MİN VEYA ĞAFİR SURESİ[1]

 

3- "Günahı bağışlayan, tevbeyi kabul eden."

Ayette geçen (tevbe) kelimesinin cemi de caizdir ve (tevbetun) gibi mastar sığasında olması da caizdir.

10- "İnkar edenlere şöyle nida edilir: Ailah'ın gaza­bı, sizin kendinize olan kötülüğünüzden elbette daha büyüktür. Zira siz îmana davet ediliyorsunuz, fakat in­kar ediyorsunuz."

Haberde: Ateş ehlinin kendi kendilerini kötülemesi ve şöyle demeleri: Muhakkak biz kendi kendimizi bu kötü ha­le getirdik dediklerinde onlara ayet diliyle şöyle denilir:

"Şüphesiz Allah'ın gazabı, sizin kendi kendinize yap­tığınızdan daha büyüktür."[2]

Basrilere göre "lemektu" kelimesindeki (Lam) harfi ib-tida içindir. Kufilerin yanında ise lam yemin (kasem) için­dir ve hikayenin anlatılışı olayı üzerine girer...

15- "Dereceleri yükselten, arşın sahibidir. Allah ka­vuşma günüyle korkutmak için kullarından dilediğine va­hiy indirir."

Ayette geçen ruhtan maksat vahiydir. Bir rivayete göre Cebrail'i (a.s.) dilediği kuluna gönderir demektir.

16-  "O gün onlar kabirlerinden meydana çıkarlar. Onların hiçbir şeyi Allah'a gizli kalmaz."

Allah onlara sorar ve cevabını verir:

"Bugün hükümranlık kimindir? Kahhar olan tek Al­lah'ındır."

Bugün iki sur arasındaki vakittir. Bir rivayete göre bugün: Kıyamet günüdür. Bu günde mahlukatlar Allah'a, hep bir­den boyun eğerek cevap verir ve şöyle derler:[3]

"Bugün hükümranlık kahhar olan tek Allah'ındır."

18- "Onlara yaklaşan günün tehlikesini anlat. O za­man gamla dolu ve yutkunur oldukları halde, yürekle­ri gırtlaklara dayanmıştır."

Ayette geçen "yevmu'l-ezife"den kasıt kıyamet günüdür. Bir rivayete göre yakın olan ölüm günüdür. "Kazimine"den kasıt bunamış ve dili tutulmuş sukut bir halde dururlar. Bir rivayete göre "Kazimine" kekeleyip yutkunmaktır. Ki bugü­nün şiddetinden hararetinden dolayı olur.

19- "Allah, gözlerin hain bakışını ve kalplerin gizle­diğini bilir."

Bir rivayete göre bakışlardan kasıt çirkin ve kem gözle bakmaktır.

Bir rivayete göre yasaklanan nehyedüen şeylere olan bakıştır. Buna göre sanki cümlenin takdiri şöyledir: "Ya'le-mul a'yunel haienete" hain hain bakan gözleri bilir.

46- (Azaptan biri de) ateştir ki, onlar sabah akşam buna sokulurlar."

Her derileri ciltleri yanınca bu cilt ve derileri tekrar ye­nilenecek oysa ki orada sabah akşam yoktur ama orada olanlar dünyada olan saat miktarlarıyladır.

67- "Allah yaşatmayı belli bir vakte ulaşmanız ve olur ki aklınızı kullanmanız için yapar."

Yani herbiriniz kendisi için belirlenen yaşam miktarına alışıncaya kadar Ömrü uzun olan uzun, kısa olan kısa olacak­tır.

74- "Bizden uzaklaştılar zaten biz önceleri hiç bir şeye tapmıyorduk diyecekler."

Bu şu söze benzer mesela birine: "Sen hiç bir şeyde de-ğilmiydin birşey yapmadın mı?" diye sorulur o da şöyle der: "Hayır hayır asla böyle bir şey yoktu."[4]

 

 



[1] İbni Abbas'tan nakledildiğine göre (Hamim)li yedi surede Mekke'de nazil olmuştur.

[2] Bu ayet hakkında Abd İbni Humeyd'in Hasan (r.a)'tan naklet­tiğine göre şöyle demiş: "Kıyamet günü geldiği zaman kafirler neye uğ­radıklarını gördüklerinde kendi kendilerini kahrederler veya kınarlar." On­lara şöyle denilir: "Allah'ın dünyada size olan gazabı, siz imana çağrıl­dığınız ve bunu kabul etmeyip inkar ettiğiniz zamandan, bu gün işte o ga-zab sizin kendinizi kahretmenizden daha büyüktür."

[3] Abd İbni Humeyd'in İbni Mus'ud'dan tahric ettiği bir haber şöy­le: "Kıyamet gününde Allahu Teala insanların tümünü boş ve düz bir yer­de tek çatı altında toplar ve sanki onlar o gün dizilmiş gümüş taneleri gi­bi dizili halde durur ve hiç biri bir itirazda bulunulmaz ve hiç bir hata ya­pılmaz ve bu gün münadinin ilk konuşacağı kelime şudur:

"Bugün mülk ve devran kimindir?" ve: "Kahhar ve tek olan Allah'ın­dır" denilecektir. Bugün herkes yaptığının karşılığını alacak ve bu gün hiç­bir kimseye bir haksızlıkta bulunulmaz, şüphesiz Allah süratle hesapla­rı görendir. İlk önce başlayacağı husumet davaları ise, kan davalarıdır der."

[4] Muhammed Ebu’l-Hasan En-Nisaburi, Vedehu’l Burhan, Tevhid Yayınları: 2/281-283