SIKH DİNİ (Sihizm)
Sihizm olarak geçen Sıkh Dini; Hindistan’da takriben 1500’lü yıllarda doğmuştur.
Günümüz Hint Yarımadası’nda diğer dinlere nazaran daha aktif ve uzlaşmaz tutumu
ile gündemde kalmaya çalışan Sıkh Dini, Hint Felsefesinden kaynaklanan Maya ve
Nirvana tasavvurlarını benimsemiş olmakla tanınmıştır. Sihizm, günümüzde
Hindistan’ın dini ve siyasi hayatında önemli yerini korumaktadır.
Sihizm Sri Guru Nanak Dev Ji (1469-1539) tarafından kurulmuştur edilmiştir.
Ýslam ve Hinduizm karışımı bir dini harekettir. Sihler Kuzeybatı Hindistan’ın
Pencap bölgesinde yaşamaktadırlar. 1995 sayımına göre nüfusları 18.7 milyon idi.
Bu da Hindistan nüfusunun % 1.9 unu teşkil etmekteydi. Ayrıca küçük gruplar
halinde İngiltere, Kanada, ABD, Malezya ve Doğu Afrika’da bulunmaktadırlar.
Günümüzde Hint dini ve siyasi hayatında önemli bir yer tutmaktadırlar.
Sihizm hareketini Pencap’ta ilk başlatan Guru Nanak (1469-1539) yalnızca dini
akideler çerçevesinde Müslüman ve Hindu unsurlarını uzlaştırmaya gayret ederek
başlamıştır. O sistemi “Tanrının birliği”, “İnsanlığın kardeşliği” , “Kast
sisteminin reddi” ve “puta tapıcılığın faydasızlığı” prensipleri üzerine
kurmuştur. İslam’ın Hindistan’a girmesinden sonra İslam ile Hinduizmi sentezleme
çalışmalarının en ilgi çekeni Nanak’ın çalışmasıdır. Önce siyasi olarak başlayan
bu hareket, sonradan dini bir yön kazanmıştır. İslam tasavvufunun da etkisinde
kalan Nanak, Kuzey Hindistan’da vaazlarda bulunmuş ve uzlaştırmacı (Sinkretist)
Sih hareketini ortaya çıkarmıştır. İslam’ın Tanrı inanışını, Hinduizmin Maya ve
Nirvana tasavvurlarını ve tenasüh (ruh göçü) fikrini kabul etmiş olmasına rağmen
Avatarlara inanmayı reddetmiştir.
Budanın reformcu hareketine benzer şekilde Nanak da kast sistemini bütünüyle
reddetmiş, putlara tapınmanın kötülüğü ile kardeşçe sevginin önemini dile
getirmiştir.
Ortaçağ boyunca Hindistan’da çıkan toplumsal, dinsel ve siyasal
hoşnutsuzlukların yeni dini reformistler tarafından ortaya konacak ilkelerle
giderilmesi bekleniyordu. Özellikle İslam’ın Hindistan’a girmesiyle Hinduizmle
Ýslam arasında Orta Yolcu uzlaştırmacı hareketler ortaya çıkmıştır. Dini reform
konusunda XV.yüzyılın ikinci yarısında, kendisini kabul ettiren ilk büyük isim
Kabir (Kebir) dir. O (İ.S.1435-1518) tek tanrı inancını yerleştirmeye çalışmış,
ancak Hinduizmin bazı önemli kavram ve düşüncelerini muhafaza etmişlerdir.
Müslüman hükümdar Ekber de (1542-1605) düşünce bağlamında bütün dinleri felsefi
bir monoteizmde uzlaştırmayı denemiş, Onun açtığı bu yolda yürüyüp de başarıya
ulaşmış olan Sihizmin de kurucusu Nanak olmuştur.
Guru Nanak , İ.S. 1469 yılında Hindistan’ın en kritik döneminde Pencap’taki
Talvandi köyünde doğmuş, çocukluğu ve yetişkinlik çağı bu köyde geçmiş; bu köyde
evlenmiş ve bu köyde iki oğlu olmuştur. Fakir ancak soylu bir ailenin çocuğu
idi. O Sultanpur şehrinde Müslüman bir idarecinin hizmetinde uzun yıllar
geçirdi. Guru Nanak’ın hayatını üç parçaya ayırabiliriz: İlk 30 yıllık bölümü
Talvandi ve Sultanpur şehrinde ev hizmetçiliği yaparak geçirmiştir. İkinci 22
yıllık peryod uzak yakın birçok yerlere misyonerlik seyahatleriyle geçirdiği
dönemdir. Üçüncü son 18 yıllık bölümü ise Kartarpur’da müritlerini eğitmeye
harcadığı hayatının son bölümüdür.
Hayatının ilk safhası aynı zamanda aydınlanmaya ulaştığı dönemdir. O boş
zamanlarında ormana çekilip düşüncelere dalmış, bu gezilerinin birinde kendisine
“Yüce Tanrının varlığı düşüncesini yayma” görevi verilmişti. Bu arada kendisi
Mekke’ye gitmiş, Tanrının evinin sadece Kabe olmadığı sonucuna varmış, 1500
yılına doğru “tek ve gerçek olan tanrı” sını anlatmak için Sultanpur şehrinden
çıkmış, kutsal yerleri gezmiş, birçok din adamlarıyla görüşmüş, tartışmalara
girişmiş, bu sırada bir zengin tarafından şerefine Ravi Nehri kıyısında kurulan
Kartapur köyüne yerleşti ve hayatının son on yılını burada geçirdi. Bu köyde
yeni inancını yaymaya çalıştı. Guru Nanak insanın eşitliği üzerinde durdu. O
Hindularla Müslümanları birbirlerine yaklaştırmaya çalıştı. O önemli şeyh ve
azizlerin yanına gitti ve onlara ruhsal hayatın gerçek yolunu açıklamaya
çalıştı. O kast sisteminin ayırıcı özelliğine hep karşı çıktı. Kendisini en alt
kastın bir üyesi olarak adlandırdı, hep. Guru Nanak 1539 yılında 70 yaşında iken
geride iki oğul ve birçok Sih bırakarak bu dünyaya veda etti. Guru Nanak’ın
ölümünden sonra Guru olarak Sihlerin başına Angad (1504-1552) geçti. Angad,
Nanak’ın en sadık talebesiydi ve Nanak’ın telkin ettiği tenasüh (ruh göçü)
inancı gereği, Onun ruhunun sırasıyla kendini takip eden “guru”ya geçeceği fikri
ile Angad ve daha sonra gelen guruların hepsi Nanak’ın yeni tezahürleri olarak
görüldü.
Angad 1552 yılına kadar sürdürdüğü guruluğu sırasında Nanak’ın şiirlerini bir
araya topladı. Nanak’ın ilk biyografisini yazdı. Pencap’ta kullanılan Gurmuki
Kutsal Metni Angad’a dayandırıldı.
Sihler arasında birlik ve beraberliği sağlayan 3. guru Amar Das (1479-1574) yeni
töreler oluşturdu. Kendilerine özel evlilik ve doğum törenleri ihdas etti.
Kendisini ziyarete gelenlerle birlikte yemek yedi. Dini toplantılarda üç
festivali (Divali, Barsakhi ve Maghi) ortaya koydu. Ondan sonra da Amardas’ın
damadı Ram Das guru oldu. Guru Ramdas (1534-1581) 4. guru olarak misyonerlik
faaliyetlerine ağırlık verdi. Ramdas zamanında zengin ve fakir sınıflar arasında
Sihizm yayıldı. Bazı Aristokratlar Amitsarı ( Ramdas’ın yeni ibadet merkezi
olarak kurduğu ve yerleştiği yer ) ziyaret etmişler ve Onun müritleri
olmuşlardır.
Cemaatin gelişimi Ramdas’ın en küçük oğlu Arjan’ın (1563-1606) 5. guru olmasıyla
sürdü. Arjan Ramdas’ın hayatını kendisine adadığı en küçük oğlu idi. Arjan
babasının isteğiyle evlenmek üzere Lahor’a gitti. Orada babasından ayrı kaldığı
için korkunç bir depresyon geçirdi. O haliyle Guru aşkı ve hasretiyle dopdolu
iki önemli şiirsel mektuplar yazdıysa da Kardeşi Prithi Chand onlara el
koyduğundan mektuplar babasına ulaşmamıştı. Mektuplarının bir yerinde : “Ruhum
Guruyu görmenin hasretiyle yanıyor ve inliyor. Feryatlarım yağmur için ağlayan
Çatriklerin feryatlarına benziyor” diyordu. Üçüncü mektup Ramdas’a ulaşınca, Onu
hemen çağırdı. Prithi Chand babasının yerine geçmeye çok meraklı ve istekliydi.
Ancak Guru Ramdas çocuklarını test etti ve sonunda küçük oğlu Arjan’ı halefi
tayin etti. Guru Arjan Sihlerin endüstriyel ve kültürel merkezi olan Amritsar’ı
daha da geliştirdi. Oradaki Altın Mabed’in (Har Mandar) yapım işini sona
erdirdi. Bu Mabed Sihlerin ziyaret ettiği, kutsal bir mabettir. Ekber Şahın
Sihlere tahsis ettiği toprak üzerinde Ramdas zamanında yapımına başlanmıştı.
Tapınak güzel bir gölet ortasında etrafındaki topraktan daha düşük seviyede bina
edilmişti. Yine Arjun ilk dört Gurunun ilahilerini ve Hindu Bhagatları ve
Bhattları topladı. Onlara kendi dikte ettiği ilahileri içeren Gurdası ilave
etti. 1604 de ilk kitap Adi Granthın derlemesini tamamlamış oldu. Bu kitapta
Sihlerin dini inanç ve ahlak ilkeleri ortaya konulmuştur. Amritsar Onun
zamanında bankacılığın, marangozluk, nakış, süsleme ve at eğiticiliğin merkezi
oldu. Sihleri Orta Asya ve Afganistan’a iyi atlar için gönderdi. Sihler atları
yetiştirme ve binicilikte ilerlediler. Bütün bu gelişmeler Ekber’in oğlu
Cihangir’in döneminde oluyordu. Müslümanlar bile Altın Mabede (Har Mandar)
geliyorlardı. Cihangir onların kendilerine ait kelimeler kullanmaları
gerektiğini böylece oraya akan trafiğin kesileceğini düşündü. Guru Arjan’dan Adi
Granthdaki İslam’ın Peygamberi Muhammed ile ilgili bölümlerin çıkarılmasını
istedi. Guru bunu yapmayı reddetti. Bu arada Divanda yalan yanlış hikayelerle
Cihangirin düşünceleri zehirlendi. Sonunda Guruya kaynamış sular ve kumlarla
işkenceler yapıldı. Guru Arjan büyük bir tevekkülle bütün eziyetlere katlandı.
Sih tarihinin ilk şehidi oldu.
Har Gobind (1595-1644), babası Arjun’un 1606 da ölmesi üzerine 6. guru olarak
Sihlerin başına geçti. Babası Moğol tiranlığının kurbanı olmuştu. Har Gobind
zamanında Sihler , Cihangir ve daha sonra oğlu Şah Cihana karşı askeri
teşkilatlanma yoluna gittiler. Bunun için 800 at, 300 atlı süvari ve topçu
sınıfı oluşturdular. Moğollarla üç savaş yaptılar. Birincisi 1643 de Amritsar’da
oldu. İkinci savaş Lehra yakınlarında 1637 de oldu. Gurunun ordusu kazandı.
Üçüncü savaş 1638 de Kartarpur’da yapıldı. Gurunun bu üç savaşta da gösterdiği
başarılar Sihler arasında büyük itibar sağlamasına sebep oldu. Guru Har
Gobind’in bu kariyeri Sih tarihinde bir dönüm noktası oldu. Bu yeni şartlarla
Sihizm militaristleşti. Guru iki kudrete sahip oldu: Ruhsal Gücü (Peeri) ve
askeri gücü (Meeri). 1644 de Guru Har Gobind Guru Har Raiyi halefi olarak atadı.
Guru Har Rai (1630-1661) 7. Guru oldu. Guru Har Rai Sihleri Moğolların
baskısından kurtarmaya çalıştı. Guru Har Rai aşk ve barış adamı idi. Sangat’ın
hizmetinde bulundu. O müritlerinden Guru Granth Sahib’in ilahileri ve kendi
disiplinli hayatına yönlendirme üzerine meditasyon yapmalarını sağladı. O
hayırsever ve cömertti. Bir seferinde ataları Nabha, Jind ve Patıla’nın önceki
yöneticileri olan kimseler Gurunun yanına geldiler. Yiyecek için ağlıyorlardı.
Guru onlara yiyecek verdi ve onları memnun etti. Guru Har Rai kendini onlara
adamış, ihtiyaçlarını gidermede yardımcı olmuştu.
Guru Harkrişhan (1656-1664) 8. Guru oldu. “Çocuk Guru” diye anılan Harkrishan
özellikle çocukları ve öğrencileri korudu ve onları sevdi. 30 mart 1664 de öldü.
Yerine amcası Tegh Bahadır (1621-1675) dokuzuncu Guru olarak geçti. Guru Tegh
Bahadur’un hayatı üç önemli devreye ayrılır: Birinci dönem Amritsarda babasıyla
birlikte 23 yıllık dönem. İkinci devre Bakala’da meditasyonla geçen 19 yıllık
dönemi ile Doğu Hindistan’da ve Pencap’ta geçirdiği hayatın son 11 yıllık
dönemi. Tegh Bahadur, Pencap’ta zenginlerden zorla para alması, kaçakları
saklaması ve yağmalara girişmesi yüzünden Gurkanlılar tarafından öldürülmüştür.
Rivayete göre İmparator Evrengzip Tegh Bahadur’u hapsetmiş ya İslam’ı kabul
etmesi ya da bir mucize göstermesini istemişti. Guru Bahadur ikisini de
reddetmiş; mucize konusunda şunları söylemişti: “İmparator başkalarına
zulmederken kendi ölümünü unutması, asla mucize değildir.” Daha sonra İmparator
Evrengzip Gurunun idamını emretmiş, böylece Sih tarihinde öldürülen ikinci kişi
olmuştur.
Gobind (1666-1708) babasının öldürülmesinden hemen sonra Onuncu Guru olarak
(1675-1708) göreve başladı. Guru Gobind’in önderliği altında Sihler dört
başarıya ulaştılar:
1-Moğol gücüne karşı direnişe geçtiler.
2-Khalsa’yı (Tanrının Grubu) kurdu.
3-Savaşa uygun bir literatür ortaya koydu.
4-Sihler için daimi bir Guru ve Guru Granth Sahib olarak Adi Granth’ın tesisini
sağladı.
Guru Gobind gerçek bir vatanseverdi. Sihleri hem ruh, hem de şekil bakımından
bir birliğe kavuşturmak için Pahul ne Khalsa sistemini geliştirdi. Khalsa’ya
girenler Pahul denilen bir takdis merasiminden geçmekte ve “k” ile başlayan şu 5
esası yerine getirmekteydi:
1 - Kesha
Saç ve sakalların kesilmemesi; Sihler diğer insanlardan uzun saçlı olmalarıyla
ayrılıyorlardı. Hayatlarına mal olsa bile saçlarını kesemezler. Keshas Guru
tarafından Sihlere bir nişane olarak verilmişti. Sihler bu sebepten saçlarını
düzenli, taranmış olarak muhafaza ederler ve türbanla saçlarını güzelce sarıp
örterler. Bu bağlamda 1990 lı yıllarda İngiltere’de yaşayan bir Sihli motor
sürerken kask takma mecburiyetinin kendisine uygulanmaması için dava açmış ve bu
davayı kazanmıştı. Sihli bayanlar da ne saçlarını ne de kaşlarını alamazlar.
2 - Kangha
Tarak saçların temizliği için kullanılır. Sih saçlarını daima kangha’yla
muhafaza eder. Onlar düzgün, temiz ve tertipli saçlarıyla gayet şık görünürler.
Genellikle tahta tarak kullanırlar ve sabah akşam olmak üzere günde iki kez
saçlarını tararlar.
3- Karha
Her Sih sağ bilek üzerine çelik bir bilezik takar. Altın, gümüş ve metal
bilezikler Guru tarafından kutsanmış olarak dikkate alınmaz.
4-Kachhehra
Her Sih altına özel dizayn edilmiş ve yapılmış olan kısa pantolonu yüksek
karakterin bir nişanesi olarak giyerler.
5- Kırpan
Her Sih ilericiliğin ve özgürlükte kararlığın bir sembolü olan bir kamayı (ya da
kılıcı) “Gatra” denilen sırmalı şeritle kuşanırlar.
Sihizm temel yapı itibariyle Tanrı ve O’nun birliğine inanır. Nanak Tanrıya isim
vermekten sakınarak Ona Hari demiştir. Nanak’a göre Tanrı’ görünmez üç şey (1
Brahma (vareden), 2 Vişnu (Rızıklandıran) 3 Şiva (Öldüren)) yaratmıştır.
Sihizm’in inanç esasları;
-Gars’tan başkasının önünde eğilmemek
-Amritsar’da yıkanmak
-Bir birlerine Singh diye hitap etmek
-Traş olmamak
-Kama-kılıç taşımak
Sihizm’de kişinin bu dünyada yaptıklarının öteki alemdeki hayatına tesir
edeceğine (Karma) ve ruh göçü (Tenasuh)’ne inanmaktadır.
Anlaşılmaz, karışık dua ve ayinler yerine, basit ibadet ve ayinleri tercih eden
Sıkh Dini, dünya ve ahrete ait her tür faaliyetinin merkezi olarak Amritsar’daki
Altın Mabed’i seçmişlerdir. Sihizm’de Altın Mabed’i önemini bugünde
korumaktadır. İbadet niyetiyle bu Mabed’in havuzunda yıkanırlar. Altın Mabed’te
ayrıca sembol olarak bir kılıç bulunur. Ayin ve ibadetleri basit bir dua,
İslam’daki abdeste benzer bir yıkanma ile “hac” için Altın Mabed’e girmekten
ibarettir. Dindar bir Sihin, günlük ibadeti şu üç dini hükümde toplanır:
-Adi Granth’tan ve Guru Nanak’a ait pasajlardan ezber okumak,
-Ailevi bir vecibe olarak her sabah toplanıp Adi Garnth’tan her hangi bir yer
okumak,
-Tapınağa ibadet için girmek.
Hint Yarımadası’nda eğitim-öğretim, askerlik ve ata binmeye en çok önem veren
Sihlerdir. Hindistan’ın koruma ve güvenlik görevlilerinin çoğunu Sihlerin teşkil
etmesi bundandır.
Sıkh Dini’nin kutsal kitabı Adi-Granth’tır. Daha önceleri dağınık ve düzensiz
olarak halde bulunan bu metinler Guru Arcan (1581-1606) zamanında bir araya
getirilmiştir. Sihlerin tabi oldukları dini ve ahlaki büyük ölçüde bu kitaptan
alınmıştır. Ayrıca bu kutsal kitapta Nanak’ın hayatı, konuşmaları, O’ndan sonra
üç “guru”nun derlediği ilahiler mevcuttur.
Sıhk Dini başlıca beş mezhebe ayrılmıştır: 1- Orsi, 2- Hendali 3- Artenas 4-
Namdari 5- Akali. Bunlardan son ikisi önem arz eder.
19.yy ilk yarısından itibaren hüküm süren Hindistan’ın Pencap eyaletinde ki
Sihlerin Devleti 1875 bağımsızlık savaşından önce sona ermiştir. 1947 de
Hindistan’la Pakistan’ın ayrılmasından önce Pencap’ta Sihler önemli siyasi
mevkileri işgal ederlerken ayrılmadan sonra sihlerin büyük bölümü Hindistan’ın
farklı bölgelerine gönderilerek dağıtılmışlar ve Doğu Pencap’ daki Sih
Devletinin askeri kuvvet ve siyasi gücü dağıtılmıştır. Hindistan’da sürmekte
olan Sihlerin Hindulaştırılması kampanyalarında 1941-1951 yılları arasında
yaklaşık 200.000 Sih, Hindu olmuştur. Özellikle Hindu ve Müslümalar arasına
sıksık patlak veren din çatışmalarında bir çok insan hayatını kaybetmiştir.
Hatta bu çatışmalar 1984 yılında Hindistan Başbakanı İ.Gandi'nin bir Sih'li
taraından öldürülmesi sonucunu doğuracak kadar şiddetlenmiştir. Gittikçe küçülme
eğilimine giren Sih toplumunun bugün ne bağımsız bir devletleri nede kendilerine
ait bir vilayetleri vardır.17 milyon civarında taraftarı olan Hindistan ve
Pakistan da yayılan Sihizm'in taraftarlarına azda olsa diğer ülkelerde de
rastlanmaktadır.