Hz. İDRİS (A.S.) 1

1. İdris (A.S.)'İn Yükseltildiği Yüce Yer: 1

2) İdris'in Semaya Çıkış Sebebi Nedir: 1

 

 

 

 

Hz. İDRİS (A.S.)

 

İdris ismi Kur'an'da iki kere geçer. Hemen bütün tefsir, tarih ve enbiya kıssala­rından bahseden eserler İdris (a.s.)'i ilim ve fenlere vakıf biri olarak gösterirler. İlk defa kalem kullanan, elbise dikip giyen odur; rivayete göre ondan evvel insanlar hayvan derileri giymekle iktifa ediyorlardı. Bu yüzden yedi esnaf derneğinden biri olan terzilerin piri olarak İdris (a.s.) kabul edilir. Tıp ve astronomi sahasında da maharetlerinden bahsedilmektedir.

Bir nebi olarak ilk defa ata binip, Kabil'in müfsid ahfadına karşı "Allah yolun­da" cihada girişen de odur. Cebrail'in ilk vahiy getirdiği nebi İdris'tir; kendisine 30 suhuf verilmiştir [1].

Kur'an-ı Kerim'deki İdris'le ilgili ayetlerin meali şöyledir: "Ey Muhammedi Kİ-tab'da İdris'e dair söylediklerimizi de.an; çünkü o dosdoğru Ur peygamberdi. O'nu yüce bir yere yükselttik" (Meryem, 19/57-58);

"Ey Muhammed, İsmail, İdris ve Zülkifl hakkında anlattığımızı da an; onlannher biri sabredenlerdendi" (Enbiya,21 /25). [2]

 

1. İdris (A.S.)'İn Yükseltildiği Yüce Yer:

 

Bu konuda dört görüş vardır :

1) Dördüncü kat semadır. Bu görüşü kabul edenler, Buhari ile Müslim'in Sahih­lerinde bulunan bir hadise istinad ederler[3]. Buna göre Hz. Peygamber Mi'rac ge­cesinde İdris'i dördüncü kat semada görmüştür. Tercih edilen görüş de budur.

2) Altıncı kat semadır;

3) Cennet'tir. Bazılarına göre bu rivayet birinci ile birleşir. Çünkü Cennet'in dör­düncü semada olduğu

söylenmektedir[4]; oysa Al-i İmran suresinin 133'üncü aye­tinde, "Cennet 'in eninin gökler ve yer kadar olduğu" beyan olunmaktadır.

Bu itibarla, Cennet'in dördüncü semada olması söz konusu değildir.  

4) Yedinci semadır.

İstisnasız bütün müfessirlerce ortaya atılan bu rivayetleri, aynı tarzda tarirı ve kasas kitaplarında da bulmaktayız.[5]

 

2) İdris'in Semaya Çıkış Sebebi Nedir:

 

Bununla İlgili olarak tefsirlerde bazı şüpheli rivayetler vardır:

a- İdris'in hergün Allah katma çıkan ameli, zamanında yaşayan insanların amel­lerine denk idi. Bu meziyetinden dolayı "Ölüm meleği" kendisini sevdi ve Allah'tan İdris'le dost olmak için izin istedi. Allah kendisine izin verince, bir insan kılığında yere inip onunla arkadaş oldu. İdris (a.s.) arkadaşının kim olduğunu öğrenince, ondan kendisine ölüm acısını tattırmasını istedi. Allah'ın emri ile ölüm meleği bir saatlığına onun canını aldı ve sonra yine geri verdi. Ölüm meleği, durumun nasıl olduğunu sorunca, "Çok zor" dedi. Bundan sonra İdris (a.s.), Cehennem'i ve Cen-net'i göstermesini rica etti. Ricası kabul edildi ve Cehennem'i gördü. Cennet'e gi­rince gezindi, dolaşıp gördü. Fakat ölüm meleğinin, "çık" emrini dinlemedi ve, "Al­lah beni buradan çıkarmadıkça çıkmam" dedi. Allah ikisi arasında hakem olacak bir melek gönderdi. Hakem, önce Ölüm meleğini dinledi; sonra İdris'e dönüp, "an­lat bakalım derdini dedi. İdris kendisini Kur'an'da bulunan üç ayetle savundu ve "Allah Kur'an-ı Kerim'de:

1) "Her can Ölümü taâıcıdır..." (Al-i İmran,3/185) buyuruyor; ben ölümü tatdım;

2) "Sizden Cehenneme uğramayacak yoktur" (Meryem, 19/71) diyor; ben oraya da uğradım;

3) Allah Cennet ehli için: " Onlar orada bir yorgunluk hissetmezler. Oradan çıkanla-cak da değillerdir" (Hicr, 15/48) buyuruyor. Andolsun ki, Allah çıkarmadıkça bura­dan çıkmam, dedi. Bundan sonra, hakem olan melek hafiften şöyle bir ses duydu: "O, Benim iznimle girdi, Benim emrimle yaptı, bırak onu!".

b- Bir melek İdris'le buluşmak üzere Allah'tan yere inme izni ister. Allah kendi­sine izin verir. İdris (a.s.) melekle tanıştıktan sonra, Ölüm meleği ile kendisi arasın­da akrabalık olup olmadığını sorar. Ondan "Kardeşimdir" cevabını alınca; ölüm meleği katında kendisine faydasının dokunup dokunmayacağını sorar. O da "Ko­nuşayım bakayım"der. Sırtına alıp semaya çıkarır. Meleku'l-Mevt'e durumu söyle­meden, O vaziyeti anlar. İdris'in ancak "Tarfetu'1-ayn" (göz açıp yumacak kadar kısa an)'m yarısı kadar ömrünün mevcut olduğunu ve isminin divandan silindiğini bildirir. Bu esnada İdris (a.s.) meleğin İki kanadı arasında (sırtında) ruhunu teslim eder. Olay altıncı kat semada cereyan eder.

c- Bir gün îdris (a.s.) yaptığı bir yolculuk esnasında, güneşin kızgın harareti kendisini rahatsız edince, Allah'tan bu sıcağın, her gün bu sıcakta 500 senelik yol yürüyen güneş meleğinin lehinde hafifletilmesini niyaz eder. Ölümünü tehir etme­sini bu melekten rica eder. Melek onu güneşin doğduğu yere kadar götürür ve İd­ris (a.s.)'in ricasını ölüm meleğine ulaştırır. Ölüm meleği onun arzusunu yerine ge­tiremez; fakat güneş meleğinin kendisinin ölüm gününü bildirmesine izin verilir. Ölüm meleği listesini açıp bakar, fakat İdris'in ölüm tarihini bulamaz ve bunu İd­ris'in tam güneş doğarken ölmesi gerekeceği şeklinde izah eder.

d- Ka'bu'l-Ahbar'a îbn Abbas tarafından, " Biz onu pek yüce bir yere yükselttik" ayetinin anlamı sorulur. Ka'b bu soruya şu tarzda cevap verir: Allah, İdris (a.s.)'e : "Ben seni (amelini) her gün yeryüzü sakinlerinin ameli kadar yükselteceğim" der.

Bunun üzerine İdris, meleklerden olan bir dostuna bunu anlatır ve onun ömrünü tehir etmesi için Meleku'1-Mevt ile konuşmasını rica eder. Birlikte semaya çıkarlar. Dördüncü kat semada Meleku'1-Mevt ile buluşurlar. İdris'in arzusunu dostu olan melek, ölüm meleğine açar, O, İdris'in şu anda nerede bulunduğunu sorar. O da sırtında olduğunu söyler. Ölüm meleği, "Hayret doğrusu! Bana onun ruhunu dör­düncü kat semada almam için emir verildi. Ben ise, yeryüzünde olan adamın ruhu­nu nasıl olur da dördüncü semada alırım? Deyip dururdum" dedi. Ve oracıkta İd­ris'in ruhunu kabzetti [6].

Bu son rivayet, bir çok noktalarda ilk rivayetle benzerlik arzetmektedir. Muhte­melen bu iki rivayet aynı olayın başka başka ifadelerinden ibarettir. İdris'in yücel-tilmesiyle ilgili olan bu rivayetlerden birinci ve sonuncu olanlar tam bir israiliyyattır. [7]

Süyutî'nin itibar edip tefsirine aldığı (ed-Durrul-Mensûr, IV,274) ve ravi tara­fından Hz. Peygamber'e isnad edilen, bahsi geçen birinci rivayet için, "Sıhhatini Al­lah bilir" denmiştir[8].

Öteki rivayetler için araştırıcılar açık bir şey söylememişlerdir. Buna rağmen onları da ihtiyatla karşılamak gerekir.

Bazı ravilerce Kur'an-ı Kerim'de ismi geçen (Saffet, 37/123-132) îlyas'm İdris ol­duğu iddia edilmiştir. Bizim konumuz bunu araştırmak değildir. Yalnız, aynı kişi olsalar da, ayrı ayrı kimseler olsalar da, bazı yazarlarca eserlere dercedilen İlyas'la ilgili bir kısım rivayetler asılsızdır, israiliyyattır[9].

Tefsirler de dahil olmak üzere bazı İslamİ kaynaklarda yer alan "İdris, şems (gü­neş) mülkünün sahibi idi. Göklere çıkmak istedi. İzinle semaya çıktı. Orada cam alındı. Tekrar dirildi. Nebi müşarun ileyh (adı geçen İdris peygamber) Cennet'in hüllelerini biçiyor" gibi sözlerin aslı yoktur[10].

İslam Ansiklopedisi'ne, İdris maddesini yazan A.J.VVensinck : "Müslüman mü­elliflerin hepsi, İdrİs'in İncil'deki efsaneye göre, ebedi hayata ermiş olan yahut isra-İliyyatm söylediğine göre Ölmeden Cennet'e giren Hanok olduğu fikrinde ısrar ederler... İdris hakkında verilen bu malumatın başlıca me'hazı gayr-ı mevsuk Ya­hudi kaynakları olmuştur" diyerek, mevcut haberleri kritikte kendinden mukad­dem aynı yolda yürüyen müslüman münekkidlere iltihak eder[11]. 

 

 



[1] et-Taberi, Tefsir, XVI,96; Tarih,I/1,240-43; es-Salebi, Arais, s.43 v.d.; Ibnu'I-Esir, el-Kâmil, I, 59; tbn Kesir, el-Bidaye, 1,99; Diyarbekri, Tarih, I, 66-67; el-Mes'udi, Mürucu'z-Zeheb, I, 39; îslam Ansiklo-pedesi, İdris maddesi.

[2] Doç. Dr. Abdullah Aydemir, İslâmî Kaynaklara Göre Peygamberler, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları: 43.

[3] el-Buhari, Menakıbu'I-Ensar, 42; Müslim, İman, 264.

[4] fbnu'l-Cevzi, Tefsir,V,241.

[5] Doç. Dr. Abdullah Aydemir, İslâmî Kaynaklara Göre Peygamberler, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları: 43.

[6] et-Taberi, Tefsir, XVI,96; es-Salebi, Arais, s.29-30; et-Tusi, Tefsir,VII, 120; ez-Zemahşeri, Tefsir, III, 24; et-Tabresİ, Tefsir, III, 516; Îbnu'l-Cevzi, Tefsir,V, 241; el-Beğavi, Tefsir,!!, 7; îbn Kesiî, Tef-sir,IV,465-66; eI~Kurrubi, Tefsir, XI,117-19; es-Süyutî, Tefsir {ed-Dürrul'-Mensür), IV, 274; el-Mes'udi, Münıcu'z-Zeheb,I,39; jbnu'1-Esir, el-Kâmil, I, 62 v.d.; lbn İyas, Bedaiu'z-Zühur,s.51-54; îbn Kesir, el-Bidaye, 1,99; Diyarbekri Tarih, 1,66-67; Abdulvehhab en-Neccar, Kasasu'l-Enbiya,s.24 v.d.

[7] İbn Kesir, Tefsir, IV, 466; îbn Kesir, el-Bidaye,I, 99; îbnu'l-Cevzi,Tefsir, V, 243,not,2.

[8] İbnu'l-Cevzi,Tefsir,V,242.

[9] et-Taberi,Tefsir,XXIII,93-94; ez-Zemahşeri, Tefsir,IV,60; el-Kurrubi, Tefsir, XV, 115-16; îbn Kesir,

Tefsir, VI,33.

[10] izmirli, Siyer-i Celile-i Nebeviyye Mukaddemesi, s.103-104.

[11] İslam Ansiklopedisi^/2,933-35.

Doç. Dr. Abdullah Aydemir, İslâmî Kaynaklara Göre Peygamberler, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları: 44-45.