Rasûlullah
(S.A.S) Mescidi'nin İnşası
Muhacirler
İle Ensâr Arasında Kurulan Kardeşlik
Ubeyde
B. El-Hâris'in Seriyyesi
Hamza
B. Abdilmuttalib B. Hâşim'in Seriyyesi
Sa'd
B. Ebî Vakkâs'ın Seriyyesi
Rasûluııah
(S.A.S) İle Birlikte Bedir'e Katılanların Adları
Bedir
Savaşi'nda Öldürülen Müşrikler.
Bedir
Gazvesi'nde Esir Edilen Meşhur Kişiler
Ka'b
B. Eşrefin Öldürülmesi İçin Gönderilen Seriyye
Ensâr'dan Akabe'ye[1] yeni
gelen yedi kişi şu kişilerdi: Mu'âz b. el-Hâris b. Rifâ'a b. Sevâd b. Mâlik b.
Ğanm b. Mâlik b. en-Neccâr. Bu zât daha önce adı geçen AvFin kardeşi İbn
Afrâ'dır.
Zekvân b. Abdi Kays b.
Hâlede -veya Hâlid- b. Muhlid b. Âmir b. Zu-rayk. Zekvân adındaki bu kişi,
Mekke'ye göç etmiş, Rasûlullah (s.a.s.) ile beraber kalmıştı. Bu yüzden hem
Muhacir hem de Ensâr'dandır. Uhud Sa-vaşi'nda şehid edildi.
Ubâde b. es-Sâmit b.
Kays b. el~Esram b. Fihr b. Sa'Iebe b. Ğanm b. Avf [b. Amr b. Avf] [2] b.
el-Hazrec b. Harise.
Onların müttefiki,
Beliyy kabilesinin Gusayne Oğulları'ndan[3] Ebû
Ab-dirrahman Yezîd b. Sa'Iebe b. Hazme[4] b.
Esram b. Amr b. Ammâra. [5]
Abbâs b. Ubâde b.
Nadle b. Mâlik b. el-Aclân b. Zeyd b. Ganm b. Salim b. Avf b. Amr b. el-Hazrec
b. Harise.
Yukarıda adı geçen beş
kişi[6]
Hazrec kabilesindendiler.
Evs kabilesinden de
iki kişi vardı. Bunlar: Abduleşhe] b. Cüşem b. el-Hâris b. el-Hazrec b. Amr b.
Mâlik b. el-Evs b. Harise Oğulla-n'ndan: [7]
Ebû'I-Heysem Mâlik b. Teyyihan. [8]
Amr b. Avf b. Mâlik b.
el-Evs b. Harise Oğulları 'ndan Uveym b. Saide. [9]
Bu on iki kişi,
kadınların biati üzere Rasûlullah (s.a.s.)'a biat ettiler. Daha savaşmakla
emrolunmamışlardi. Medîne'ye döndüklerinde, Rasûlullah (s.a.s.) onlarla
birlikte İbn Ümmi Mektum ve Mus'âb b. Umeyr'i de gönderdi. Mus'âb b. Umeyr,
Müslümanlara Kur'ân ve şer'î hükümleri öğretiyordu. Müslüman olmayanları ise
İslâm'a davet ediyordu. Medîne'ye vardıklarında, Ebû Umâme Es'ad b. Zurâre'nin
evine misafir oldu. Mus'âb b. Umeyr, onlara imamlık ediyordu. İslâm'daki ilk
Cuma namazını onlara kıldırdı. Beyâde Oğulları'nın taşlık arazisinde, Hadımat
kuyusu[10]
denilen kuyunun yanında onlara Cuma namazını kıldırdı. Onlar kırk kişiydiler.
Mus'âb b. Umeyr
aracılığıyla, Ensâr'dan birçok kişi Müslüman oldu. Sa'd b. Mu'âz ve Useyd b.
el-Hudayr[11] gibi kişiler de onun
vasıtasıyla Müslüman olanlardandı. Onların Müslüman olmaları ile Abduleşhel
Oğulları'nın tamamı, bir gün içerisinde kadın ve erkek olarak İslâm'ı
benimsediler. Onlardan Usaynm dışında[12]
İslâm'a girme konusunda geri kalan kimseyi bilmiyoruz.
Adı Amr b. Sabit b.
Vakş[13] olan
bu kişi, Uhud Savaşı'na kadar Müslüman olmadı. O zaman Müslüman oldu ve Yüce
Allah'a hiç bir secdede bulunmadığı halde Uhud'da şehid düştü. Rasûlullah
(s.a.s.) da, onun cennet ehli olduğunu bildirdi. Abduleşhel Oğullan'ndan ne
bir erkek, ne de bir kadın münafık vardı. Hepsi samimi inanmış
kimselerdendiler. Allah hepsinden razı olsun.
Ensâr'm hiç bir evi
yoktu ki o evde Müslüman kadın ve erkek bulunmasın. Evs kabilesinin kollarından
Benî Ümeyye b. Zeyd, Benî Hatme ve Benî Vakıf hariç. [14]
Bunlar Medine'nin el-Âvâlî denilen semtinde oturuyorlardı. Onlardan bir grup
Müslüman oldu. Başkanları şair Ebû Kays Sayfi b. el-Eslet idi. Bedir, Uhud ve
Hendek savaşları geçinceye kadar kendisinin ve kavminin Müslüman olmasını
erteledi. Sonra hepsi birlikte Müslüman oldular. [15] Hamd
alemlerin Rabbine mahsustur.
Sonra Mus'âb b. Umeyr
Mekke'ye döndü. Ensâr'dan Müslüman olan büyük bir cemaat, kavimlerinden henüz
Müslüman olmayıp kabilelerinin dini üzere olan büyük bir topluluk içerisinde,
hacc mevsiminde Rasûlullah (s.a.s.) ile buluşmak üzere Medine'den çıktı. Kendi
kabilelerinin dinine göre hacc, Arapların o dönemde üzerinde bulundukları durum
gibi idi. Onların hepsi hacc yapmak üzere Mekke'ye geldiler. Aralarında
el-Berâ b. Ma'rûr da bulunuyordu. O dönemde kıble Beytü'l-Makdis olmasına rağmen,
o, namazda Ka'be'ye dönmeyi istiyordu. Yol boyunca hep Ka'be'ye yönelerek namaz
kıldı. Mekke'ye geldiğinde pişman oldu. Rasûlullah (s.a.s.)'dan bu konuda fetva
istedi. Rasûlullah (s.a.s.), hoş karşılamadı. Gerçeği sorup danışmıştır. Allah
rahmet etsin. Rasûlullah (s.a.s.), teşrik günlerinin ortalarında onlarla
Akabe'de buluşmak üzere sözleşti. O gece geldiğinde, Ka'b b. Mâlik ve Selîme
Oğulları'ndan birkaç erkek, henüz Müslüman olmayan bir lider olan Abdullah b.
Amr b. Haram'ı İslâm'a davet ettiler. O gece Müslüman oldu ve biat etti.
Akabe'ye gitme işi, orada hazır bulunan kabilenin kâfirlerinden gizli tutuldu.
Kararlaştırılan gecenin üçte biri geçtiğinde, Medîneli Müslümanlar,
kafilelerinden habersiz bir şekilde gizlice Akabe'ye gittiler. [16]
Akabe'ye[17]
gelenler, kendi çocuklarını, kadınlarını ve canlarını korudukları gibi
Rasûlullah (s.a.s.)'ı korumak; O'na ve ashabına yanlarına hicret etme izni
vermek üzere Hz. Peygamber (s.a.s.)'e biat ettiler. Akabe'de o gece henüz
Müslüman olmamasına rağmen, kardeşinin oğlunun işini sağlama bağlamak üzere
Abbas b. Abdilmuttalib de bulunuyordu. Bera b. Ma'rur, o gece Allah'a samimi
bağlanma ve Rasûlullah (s.a.s.)'a güven duyma konusunda övgüye değer bir konuma
sahip oldu. Zira Rasûlullah (s.a.s.)'ailk biat eden kişi o idi. Onu
Ebû'l-Heysem b. Teyyihan veAbbâs b. Ubâde b. Nadle takip etti. O gece
Rasûlullah (s.a.s.)'a yetmiş üç erkek ve iki kadın biat ettiler. Rasûlullah
(s.a.s.) onların içerisinde on iki başkan ; (nakîb) seçti. Bu kişiler: [18]
Es'ad b. Zurâre: Daha
önce Rasûlullah (s.a.s.)'a gelen altı ve on iki kişi arasında adından söz
edilmişti.
Sa'd b. er-Rabi' b.
Amr b. Ebî Züheyr b. Mâlik[19] b.
İmru'I-Kays b. Mâlik b. Sa'lebe b. Ka'b b. el-Hazrec b. el-Hâris b. el-Hazrec
b. Harise.
Râfi' b. Mâlik b.
el-Aclân b. Amr b. Âmir b. Zureyk. Daha önce Rasûlullah (s.a.s.)'a gelen altı
ve on iki kişi arasında adından söz edilmişti.
El-Berâ b. Ma'rûr b.
Sahr b. Hansa b. Sinan b. Ubeyd b. Adiyy b. Ğanm b. Ka'b b. Selîme b. Sa'd b.
Ali b. Esed b. Saride b. Tezid b. Cüşem b. el-Hazrec.
Câbir'in babası
Abdullah b. Amr b. Haram [b. Sa'lebe b. Haram]
[20] b.
Ka'b b. Ganm b. Selîme b. Sa'd.
Sa'd b. Ubâde b.
Duleym b. Harise b. Ebî Hezime[21] b.
Sa'lebe b. Tarif b. el-Hazrec [b. Saide b. Ka'b. el-Hazrec] [22] b.
Harise.
Münzir b. Amr b.
Huneys b. Harise[23] b. Levzan b. Abdivedd b.
Zeyd b. Sa'lebe b. el-Hazrec b. Saide b. Ka'b b. el-Hazrec b. Harise.
Ubâde b. es-Sâmit b.
Kays b. Usayrım b. Fihr b. Sa'lebe. Rasûlullah (s.a.s.)'a gelen on iki kişiden
söz ederken, onun soyunu zikretmiştik.
Abdullah b. Revâha [b.
Sa'lebe] [24] b. İmru'1-Kays b. Amr b.
İm-ru'1-Kays b. Mâlik [el-Eğar] [25] b.
Sa'lebe b. Ka'b b. el-Hazrec b. el-Hâ-ris b. el-Hazrec.
Bu dokuz kişi
Hazrecîlerdendi. Onlardan biri olan Es'ad b. Zurâre, Amr b. el-Hazrec
Oğulları'ndandı. Ubâde b. es-Sâmit adındaki bir kişi, Avf b. el-Hazrec
Oğulları'ndandı. Abdullah b. Revâha ve Sa'd b. er-Ra-bi' adında iki kişi
el-Hâris Oğulları'ndandı. Sa'd b. Ubâde ve el-Münzir b. Amr adındaki iki kişi,
Ka'b b. el-Hazrec Oğulları'ndandı. Abdullah b. Amr, el-Berâ b. Ma'rûr ve Rafi'
b. Mâlik adlarındaki üç kişi ise, Cüşem b. el-Hazrec Oğulları'ndandi.
Diğer üç kişi ise Evs
kabilesindendiler. Onların adları şöyledir:
Useyd b.J el-Hudayr b.
Simak b. Atik b. Rafı'[26] b.
İmru'1-Kays b. Zeyd b. Abdileşhel b. Cüşem b. el-Hâris b. el-Hazrec b. Amr b.
Mâlik b. el-Evs.
Sa'd b. Hayseme b.
el-Hâris b. Mâlik [b. Ka'b] [27] b.
en-Nehhât[28] b. Ka'b b. Harise b. Ganm
b. es-Selem b. İmru'1-Kays b. Mâlik b. el-Evs b.
Harise. Es-Selem
Oğulları'nın hepsinin nesli tükenmiştir. Onlardan kalan en son kişi Hârûn Reşîd
döneminde vefat etmiştir. Biz Allah'a aidiz ve Ona döneceğiz. Böylece
Rasûlullah (s.a.s.)'m, "İnsanların sayısı çoğalacak. Ama Ensâr'ın
sayısında bir artış olmayacaktır," şeklindeki uyarısı doğru çıkmıştır.
Rifâ'a b. Abdilmünzir
b. Züneyr[29] b. Zeyd[30] b.
Ümeyye [b. Zeyd] [31] b. Mâlik b. Avf b. Amr b.
Avf b. Mâlik b. el-Evs b. Harise.
Bazıları Rifâ'a'nm
yerine Ebû'l-Heysem b. Teyyihan'ı saymışlardır. En iyi bilen Allah'tır. [32]
Akabe'de, Rasûlullah
(s.a.s.)'a biat eden başkanlardan başka Müslümanların[33]
isimleri:
Evs kabilesine mensup
olanlar:
Abduleshel b. Cüşem b.
el-Hâris b. el-Hazrec b. Amr b. Mâlik b. el-Evs b. Harise Oğulları'ndan:
Seleme b. Selâme b.
Vekş b. Ruğbe[34] b. Zeura b. Abdileşhel.
Harise b. el-Hâris b.
el-Hazrec b. Amr b. Mâlik b. el-Evs Oğulları'ndan:
Züheyr b. Rafi' b.
Adiyy b. Zeyd b. Cüşem b. Harise.
Onların müttefiki Ebû
Burde b. Niyâr, (Hâni') b. Niyâr b. Amr b. Ubeyd b. Kilâb b. Duhman b. Ğanm b.
Zubyan b. Humeym[35] b. Kâhil b. Zuhl b.
Huneyy b. Beliyy b. Amr[36] b.
el-Haf b. Kudâ'a.
Nabî b. Mecde' b.
Harise Oğulları'nın el-Berrâk[37] b.
Kays b. Amir b. Nabi ailesinden Nuheyr b. el-Heysem.
Amr b. Avfb. Mâlik b.
el-Evs Oğulları'ndan:
Abdullah b. Cubeyr b.
en-Nu'mân b. Ümeyye b. el-Burek (İm-ru'1-Kays) b. Salebe b. Amr'dır.
Ma'n b. Adiyy b.
el-Cedd b. el-Aclân b. Dubay'a. Beliyy kabilesinden onların müttefikidir.
Yemâme savaşında şehid düştü.
Uveym b. Saide. Beliyy
kabilesinden onların müttefikidir. [38]
Evs kabilesinden
Akabe'de bulunanların toplam sayısı on bir kişidir.
Hazrec kabilesinin
en-Neccâr Oğulları boyundan Akabe'de bulunanlar. Onlar Teymullah b. Salebe b.
el~Hazrec'in soyundan olanlardır:
Ebû Eyyûb Hâlid b.
Zeyd b. Kuleyb b. Sa'lebe b. [Abd b.] [39] Avf
b. Garim b. Mâlik b. en-Neccâr.
Afra Oğullan'ndan
Mu*âz, Mu'avviz ve Avf. Babalan: El-Hâris b. Ri-fâ'a b. el-Hâris b. Sevad b.
Mâlik b. Ganm b. Mâlik b. en-Neccâr.
Umara b. Hazm b. Zeyd
b. Levzan b. Amr b. Abd [b.] [40] Avf
b. Ğanm b. Mâlik b. en-Neccâr. Yemâme'de şehid düştü.
Amr b. Mebzul (Âmir)
b. Mâlik b. en-Neccâr Oğulları ndan:
Sehl b. Atîk b.
en-Nu'mân b. [Amr b. Atîk] [41] b.
Amr b. Âmir (Mebzul).
BenîHudeyle'den[42] Amr
b. Mâlik b. en-Neccâr Oğullan'ndan:
Evs b. Sabit b.
el-Münzir b. Haram b. Amr b. Zeyd Menât b. Adiyy b. Amr b. Mâlik b. en-Neccâr.
Ebû Talha Zeyd b. Sehl
b. el-Esved b. Haram b. Amr b. Zeyd Menât b. Adiyy b. Amr b. Mâlik b.
en-Neccâr.
Mazin b. en-Neccâr
Oğullan'ndan:
Kays b. Ebî Sa'sa'a
-adı, Amr'dır. -b. Zeydb. Avf b. Mebzul b. Amr[43] b.
Ganm b. Mazin. Bedir Savaşı'nda ordunun gerisinde bulunuyordu.
Amr b. Ğaziyye b. Amr
b. Sa'lebe[44] b. Hansa b. Mebzul b. Amr
b. Ganm b. Mazin.
Hazrec kabilesinin
en~Neccâr Oğulları boyundan Akabe'de bulunan erkeklerin toplam sayısı on
birdir.
Belhars[45] b.
el-Hazrec Oğulları ndan Akabe'de Bulunanlar:
Harice b. Zeyd b. Ebî
Züheyr b. Mâlik b. İmru'1-Kays b. Mâlik [el-Eğar] b. Sa'lebe b. Ka'b b.
el-Hazrec.
Beşîr b. Sa'd b.
Sa'Iebe b. Hilas[46] b. Zeyd b. [Mâlik b.
el-Eğar b.] [47] Sa'Iebe b. Ka'b b.
el-Hazrec b. el-Hâris b. el-Hazrec. Nu'mân b. Beşîrin babasıdır.
Abdullah b. Zeyd b.
Sa'Iebe[48] b.
Abdirabbih b. Zeyd b. el-Hâris b. el-Hazrec b. Cüşem b. el-Hâris b. el-Hazrec.
Ezan[49] ile
ilgili rüya gören zât budur.
Hallâd b. Suveyd b.
Sa'Iebe b. Amr[50] b. Harise b. îmru'I-Kays
b. Mâlik [el-Eğar] b. Sa'Iebe b. Ka'b b. el-Hazrec.
Ukbe b. Amr b. Sa'Iebe
b. Yuseyre b. Useyre b. Cidâre[51] b.
Avf b. Haris b. el-Hazrec. Bu zât, Ebû Mes'ûd el-Bedrî'dir. O ve Câbir b.
Abdillah, Akabe'de bulunanların yaşça en küçükleriydiler.
Cüşem b. el—Haris
Oğulları'mn Beyâde b. Âmir b, Züreyk b. Abdi Harise b. Mâlik b. Ğadb b. Cüşem
b. el-Hazrec Oğulları boyundan:
Ziyâd b. Lebîd b.
Sa'lebe b. Sinan b. Âmir b. Adiyy b. Ümeyye b. Beyâde.
Ferve b. Amr b. Vedfe[52] b.
Ubeyd b. Âmir b. Ümeyye b. Beyâde.
Hâlid b. Kays b. Mâlik
b. Aclân b. Âmir b. Beyâde. [53]
Beyâde b. Âmir'in
kardeşi Züreyk b. Âmir Oğulları:
Zekvan b. Abdi Kays b.
Hâlede b. Muhalled b. Âmir b. Züreyk b. Amir.
Selime b. Sa'd b. Ali
b. Esed b. Saride b. Tezîd b. Cüşem b. el-Hazrec Oğulları'mn Ubeyd b. [Adiyy
b.] [54] Ğanm b. Ka'b b. Selime
Oğulları boyundan:
Bişr b. el-Berâ [b.]
Ma'rûr b, Sahr b. Hansa b. Sinan b. Ubeyd.
Et-Tufeyl b. Mâlik b.
Hansa.
Sevâd b. Ğanm b. Ka'b
b. Selime Oğulları'ndan: .
Şâir Ka'b b. Mâlik b.
Ebî Ka'b b. el-Kayn b. Ka'b b. Sevâd b. Ğanm.
Süleym b. Amr b.
Hadîde b. Amr b. Sevâd b. Ğanm.
Kutba b. Âmir b.
Hadîde.
Kardeşi Yezîd b. Âmir.
Ebû'l-Yeser Ka'b b.
[Amr b. Abbâd b.] [55] Amr b. Sevâd b. Ğanm.
Yakın akraba olarak amcası
oğlu olan Sayfi b. Sevâd[56] b.
Abbâd.
Sa'lebe b. Aneme[57] b.
Adiyy b. Nabi b. Amr b. Sevâd b. Ğanm.
Kardeşi Amr b. Aneme. [58]
Yakın akraba olarak
ikisinin amcasının oğlu olan Abs b. Amir b. Adiyy.
Yakın akraba olarak
üçünün amcasının oğlu olan Hâlid b. Amr b. Adiyy.
Abdullah b. Uneys b.
Es1 ad[59] b.
Haram b. Hubeyb b. Mâlik [b| Garım] [60] b.
Ka'b b. Teym b. Nufâse b. İyas[61] b.
Yerbu' b. el-Berk[62] b.
Vebere. Bu zât, Kudâ'a kabilesinden olup, onların müttefikidir.
Haram b. Ka'b b. Ganm
b. Ka'b b. Selime Oğulları ndan:
Câbir b. Abdillah b.
Amr b. Haram b. [Sa'lebe b. Haram b.] [63] Ka'b
b, : Ganm yaşça en küçükleriydi.
Sabit b. el-Ciz'
(Sa'lebe) b. Zeyd b. el-Hâris b. Haram b. Ka'b.
Umeyr b. el-Hâris b.
Lebde b. Sa'lebe b. el-Hâris b. Haram b. Ka'b.
[64]
Hadîc[65] b.
Selâme b. Evs b. Amr b. el-Furâfur, [66]
Beliyy kabilesinden olup onların müttefikidir.
Selime Oğulları'nın
kardeşlen Udeyy b. Sa'd b. Ali Oğulları ndan:
Mu'âz b. Cebel b. Amr
b. Evs b. Âiz b. Adiyy b. Ka'b b. Amr b. Üdeyy.
Selime Oğulları ve
müttefiklerinden Akabe'de bulunanların toplam sayısı otuz üç erkektir.
Bazıları, Evs b. Abbâd b. Adiyy b. Ka'b b. Amr'ı da onlara ilave etmişlerdir.
Avfb. el-Hazrec
Oğulları'ndan:
El-Abbâs b. Ubâde b.
Nedle b. Mâlik b. el-Aclân b. Zeyd[67] b.
Ğanm b. Salim b. Avf. Bu zât, hem Muhacir hem Ensâr'dır. Daha önce Hz. Peygamber
(s.a.s.)'in yanına Mekke'ye hicret etmişti. Mekke'de O'nunla birlikte idi.
Uhud Savaşı'nda şehid düştü. Allah ondan razı olsun.
Ebû Abdirrahman Yezîd
b. Sa'lebe b. Hazme[68] b.
Asram b. Amr b. Am-para, [69] Beliyy kabilesinin
Guseyne kolundan olup, onların müttefikidir.
Amr b. el-Hâris b.
Lebde b. Amr b. Sa'lebe. Bunlar dağa tırmanabilen kişilerdir.
El-Hubla (Salim b.
Ğanrn b. Avf) Oğullan'ndan:
Rifâ'a b. Amr b. Zeyd
[b. Amr] [70] b. Sa'lebe b. Mâlik b.
Salim.
Onların müttefiki Ukbe
b. Vehbe b. Kelede b. el-Ca'd b. el-Hilâl b. el-Hâris b. Amr b. Adiyy b. Cüşem
b. Avf b. Buhse b. Abdillah b. Gatafan b. Sa'd b. Kays b. Aylan b. Mudar. O da,
Mekke'ye Rasûlullah (s.a.s.)'ın yanına hicret etmişti. Mekke'ye hicret edenler
beş kişi idiler.
Ka'b b. el-Hazrec
Oğulları'ndan daha önce adı geçen iki başkan: Sa'd b. Ubâde ve el-Münzir b.
Amr.
İki kadın: Biri
Umâra'mn annesi Nesîbe[71] bint
Ka'b b. Amr b. Avf b. Mebzul b. Amr b. Ğanm b. Mazin[72] b.
en-Neccâr. Yalancı Müseylime, Nesîbe'nin Habib b. Zeyd b. Âsim b. Ka'b adındaki
oğlunu öldürdü. Diğer kadın ise Menî'in annesi Esma bint Amr b. Adiyy b. Nâbi
b. Amr b. Sevâd b. Ganm b. Ka'b b. Selîme'dir. [73]
Bu biat, kavimlerinin
kâfirlerinden gizli yapıldı. Bu biat gerçekleşince Rasûlullah (s.a.s.),
birlikte oldukları Müslümanlara[74]
Medîne'ye hicret etmelerini emretti.
Müslümanlar, bölük
bölük hicret için çıktılar. [75] İlk
hicret edenin Ebû Seleme b. Abdilesed el-Mahzûmî olduğu söylenmiştir. Ayrıca
onun, Akabe Biatı'ndan bir yıl önce hicret ettiği de rivayet edilmiştir.
El-Muğîre Oğulları onunla amcasının kızı olan hanımı Ümmii Seleme'yi ayırdılar.
Mü'minlerin annesi Ümmü Seleme'yi, Mekke'de bir yıl alıkoydular. Sonra
kocasının yanına gitmesine izin verdiler. Ona, Medîne yolculuğunda, kâfir
olduğu halde Osman b. Talha b. Ebî Talha b. Abdiddâr eşlik etti. Ebû Seleme,
Küba'da konakladı.
Sonra Adiyy b. Ka'b'ın
müttefiki Âmir b. Rabîa, hanımı Leylâ bint Hasme b. Gânım ile hicret ettiler.
Sonra, Caş
el-Esedî'nin iki oğlu Abdullah ve Ebû Ahmed, [76]
hicret ettiler. Ebû Ahmed, Mekke'de alıkonulmuştu. Eşi el-Fer'a[77] bint
Ebî Süf-yân b. Harb idi. Ebû Ahmed şâirdi. Annesi Ümeyme bint Abdilmuttalib
idi. Cahş Oğulları'nın tümü, hanımları ile birlikte hicret ettiler. İçinde
kimse kalmadığından, harap olan [evlerine] [78] Ebû
Süfyân haksız bir şekilde el koyup mülkiyetine geçirdi. Bu ev, Ebân b.
Osman'ın bugün er-Redm'de bulunan evidir. İlk hicret eden bu dört kişi: Ebû
Seleme, Âmir, Abdullah, Ebû Ahmed Küba'da, Amr b. Avf Oğulları'ndan Mübeş-şir
b. Abdilmünzir b. Zenber'e[79]
misafir oldular.
Sonra şu kişiler
hicret ettiler: Ukkâşe b. Mihsan, Ukbe b. Vehb, Suca' b. Vehb, Erbed b.
Humeyre, [80] Munkız b. Nubâte, Sa'îd
b. Rukayş, kardeşi Yezîd b. Rukayş, Muhriz b. Nadle, Kays b. Câbir, Amr b.
Mihsan, Mâlik b. Amr, Safvan b. Amr, Rabîa b. Eksem, Zübeyr b. Ubeyd, Temmam[81] b.
Ubeyde, Sehbere b. Ubeyde, Muhammed b. Abdi] 1 ah b. Cahş. Bunların hepsi
Ümeyye b. Abdi Şems Oğulları'nın müttefiki Esed b. Huzeyme Oğullan'ndandır.
Hanımları ise şunlardı: Zeyneb bint Cahş (Mü'minlerin annesi), Hanine bint
Cahş, Cuzâme[82] bint Cendel, Ümmü Kays
bint Mih-san, Umâme bint Nubâte, Umâme[83] bint
Rukayş, Ümmü Habibe[84] bint
Cahş.
Sonra Ömer b. Hattâb,
Ayyaş b. Ebî Rabîa, yirmi süvari ile birlikte çıkıp Medîne'ye geldiler.
El-Âvalî semtinde, Ümeyye b. Zeyd Oğullan'na misafir oldular. Onlara, Ebû
Huzeyfe'nin azadh kölesi Salim namaz kıldırıyordu. Hişâm b. e]~Asî de Müslüman
olmuştu. Ömer ile hicret etmek üzere, Şerifin yukarısında Gıfâr Oğulları'na ait
göletin yanındaki Tenâ-dub denilen yerde buluşacaklarına dair sözleştiler. [85] Ne
var ki kavmi onu alıkoydu.
Sonra Ebû Cehil ve
el-Hâris b. Hişâm, Medîne'ye geldiler. Ayyaş b. Ebî Rabîa ile konuştular.
Ayyaş, onların hem anne bir kardeşleri hem de amcalarının oğluydu. Annesinin
onu görünceye kadar başını yıkamayacağı ve gölgelenmeyeceği konusunda yemin
ettiğini bildirdiler. O da şefkat gösterip duygulandı, onlarla birlikte döndü.
Yolda onun ellerini arkadan bağladılar. Mekke'ye götürdüler ve hapsettiler.
Daha sonra kurtulup Medîne'ye hicret edinceye kadar tutuklu bulundu. [86] Ömer
b. Hattâb ile birlikte Medîne'ye gelenler arasında şu kişiler bulunuyordu:
Kardeşi Zeyd b. el-Hattâb, Sa'îd b, Zeyd b. Amr b. Nufeyl, Amr b. Surâka b.
el-Mu'temer, Abdullah b. Surâka b. el-Mu'temer. Bunların hepsi Adiyy b. Ka'b
Oğul-lan'ndandır. Vâkıd b. Abdillah et-Temîmî, Havlî, Mâlik b. Ebî Havlî. Bu üç
kişi ise Benî Adiyy'in müttefiki Icl b. Lücem Oğullan'ndandır. Huneys b. Huzâfe
es-Sehmî, mü'minlerin annesi Hafsa bint Ömer (r.a.) ile evli idi. Küba'da, Amr
b. Avf Oğulları'ndan Rifâ'a b. Abdilmünzir b. Zenber'in[87]
evine misafir oldular.
Sonra Talha b.
Ubeydillah hicret etti. O ve Suheyb b. Sinan, Sunh'da[88]
el-Hâris b. el—Hazrec Oğulları'ndan Hubeyb b. İsafın evine misafir oldular.
Talha'nin, Ebû Umâme Es'ad b. Zurâre'nin evine misafir olduğu da söylenmiştir.
Benî Cüd'an'ın müttefiki olan Suheyb zengindi. Hicret etmek istediğinde
Kureyş, onun kazandığı tüm mallara el koydu.
Hamza b. el-Muttalib,
onun müttefiki Ebû Mersed Kennâz b. Husayn el-Ganevî ve Rasûlullah (s.a.s.)'ın
azadlı kölesi Zeyd b. Harise el-Kelbî, Küba'da Benî Amr b. Avf'in kardeşi
Külsûm b. el-Hidm'in evine misafir oldular. Sa'd b. Hayseme'ye misafir olduğu
da söylenmiştir. Diğer bir görüşe göre ise Hamza, Es'ad b. Zurâre'nin evinde
konaklamıştır.
El-Hâris b.
Abdilmuttalib b. Abdi Menâf Oğulları'ndan Ubeyde, et~Tufeyl ve el-Husayn;
onların amca çocukları Mistah b. Usâse b. Abbâd b. el-Muttalib b. Abdi Menâf,
Benî Abdiddâr'ııı kardeşi Suveybit b. Sa'd b. Hureymile, Benî Abdi Kusayy
kardeşi Tuleyb b. Umeyr, Utbe b. Gazvan'in azadlı kölesi Habbâb b. el-Eret,
Küba'da el-Aclan Oğulları'ndan Abdullah b. Seleme'nin evine misafir oldular.
Birkaç muhacir erkek
ile birlikte Abdurrahman b. Avf, el-Hâris b. el-Hazrec Oğullarından Sa'd b.
er-Rabi'in evine misafir oldular.
Zübeyr b. el-Avvâm ve
Ebû Sebre b. Ebî Ruhm b. Abdiluzzâ, Münzir b. Muhammed b. Ukbe b. Uheyhe b.
el-Culah'ın, Benî Cehceba yurdunda bulunan Usbe'deki[89]
evine misafir oldular.
Mus'âbb. Umeyr b.
Hâşim b. Abdi Menâf b. Abdiddâr, Sa'db. Mu'âz b. en-Nu'mân'ın Abduleşhel
Oğulları mahallesinde bulunan evine misafir oldu.
Ebû Huzeyfe b. Utbe b.
Rabîa, Ebû Huzeyfe'nin azadlı kölesi Salim ve Mazin b. Mansûr Oğulları'ndan
Süleym ve Hevâzin'in kardeşlerinden Utbe b. Ğazvan el-Mazinî, Abduleşhel
Oğulları yurdunda, onların kardeşlerinden Abbâd b. Bişr b. Vakş'ın evine
misafir oldular. Salim, Ebû Huzeyfe'nin kölesi değildi. O Sübeyte b. Ye'âr b.
Zâyid[90] b.
Ubeyd b..'Zeyd b. Mâlik b. Avf b. Amr b. Avf b. Mâlik b. el-Evs'in kölesidir.
Sübeyte onu serbest bırakıp âzâd etti. O da, Ebû Huzeyfe'nin yanına gidip
tamamen kendisini ona nisbet etti. Ebû Huzeyfe de onu oğul edindi. Böylece hep
Ebû Huzey-fe'ye nisbet edilmiştir. Yukarıda da belirtildiği gibi Sübeyte, Ebû
Huzeyfe'nin hanımı İdi.
Osman b. Affân, Hassan
b. Sâbit'in kardeşi Evs b. Sâbit'in Neccâr Oğullan yurdundaki evine misafir
oldular.
Bekâr muhacirler,
bekâr olan Sa'd b. Hayseme'nin evine misafir oldular.
Mekke'de, Allah'ın
emri ile kalan Rasûlullah (s.a.s.), Ebû Bekir ve Ali b. Ebî Tâlib ile zorla
hapsedilenlerden başka kimse kalmadı.
Kureyşliler,
Rasûlullah (s.a.s.)'ı öldürmek istediler. Gece boyunca onun evinin kapısını
gözetlediler. Rasûlullah (s.a.s.), Ali b. Ebî Tâlib'e yatağında uzanmasını
emretti. Rasûlullah (s.a.s.) evinden çıktı, onların yüzlerine toprak serpti ve
yoluna devam etti. Yüce Allah onların gözlerinin ferini yok ettiğinden dolayı
Rasûlullah (s.a.s.)'ı göremediler. Orada sabahladıklarında, Ali (r.a.) çıkıp
onların yanına geldi. Hz. Peygamber (s.a.s.)'in onların arasından geçip
gittiğini bildirdi.
Rasûlullah (s.a.s.),
Ebû Bekir es-Sıddîk ile birlikte hicret etmek üzere sözleştiler. [91] Amr
b. el-Asî'nin babası Asî b. Vâil'in müttefiki Bekr b. Abdi Menât Oğullan'ndan
Abdullah b. Uraykıt[92]
ed-Diylî'ye bineklerini emanet ettiler. Bu kişi kâfirdi; fakat Rasûlullah
(s.a.s.) ile Ebû Bekir es-Sıddîk onun emanet konusunda güvenilir biri olduğuna
inanıyorlardı. Bu kişi aynı zamanda yolları iyi bilen ve kılavuzluk yapan biri
idi. Onlar büyük yolun dışına çıkarak, Medîne'ye kadar kendilerine kılavuzluk yapmak
üzere onu kiraladılar. Uraykit'ın annesi, Sehm kabilesindendi.
Rasûlullah (s.a.s.),
Ebû Bekir es-Sıddîk'ın Cumâh yurdundaki evinin arka penceresinden geceleyin
çıktı. Mekke'nin aşağı tarafında adına Sevr denilen dağda bulunan mağaraya
doğru hızla yol aldılar. Mağaraya girdiler.
Ebû Bekir, oğlu
Abdullah'a, insanların neler konuştuklarına kulak vermelerini; kölesi Âmir b.
Füheyre'ye de, koyunlarını otlatmasını, gece olduğunda ise ihtiyaçları olan
sütü almaları için kendilerine uğramasını emretti. Esma bint Ebî Bekir onlara
yemek getiriyor, Abdullah b. Ebî Bekir, onları Mekke'de olup bitenlerden
haberdar ediyordu. Âmir b. Füheyre ise, onların gelip gittiği yol üzerine
koyunlarını sürerek izlerini belirsiz ediyordu. Kureyşliler, Rasülullah
(s.a.s.)'m yokluğunu fark ettiklerinde, onu aramak üzere tanınmış bir izciyi
onları takip etmek üzere gönderdiler. İzci, onların izlerini mağaranın yanma
gelinceye kadar takip etti ve "İz burada sona eriyor." dedi.
Baktıklarında mağara ağzının örümcek ağı ile çoktan beri kaplanmış olduğunu
gördüler. Mağaranın içinde hiç kimsenin bulunamayacağına kesin bir şekilde
inandılar ve geri döndüler. Aynı zamanda Yüce Allah, kazmanın tesir edemediği
sert ve yalçın kayaları eğip bükerek, mağaranın yan tarafında büyük bir kapı açtı.
Onlar bu kapıdan çıktılar. Günümüzde de bu kapının yeri ve kaya açıkça
bilinmektedir. Bu kayanın, geri döndürüldüğünde mağaranın ağzını kapayacağını
onu gören herkes kesin bir şekilde bilmektedir. Yine takip edildikleri sırada,
bu kapı mağaranın ağzında bulunmuş olsaydı, Kureyşlilerin onları açıkça görmüş
olacağından hiç kimsenin kuşkusu yok. Kureyşliler, Rasûlullah (s.a.s.)'ı bulup
geri getirene, yüz deve verecekleri sözünde bulundular. Rasûlullah (s.a.s.) ile
Ebû Bekir (r.a.), üç gün geçirdiklerinde, Abdullah b. Uraykıt binekleri ile
birlikte onların yanma geldi. Esma ise, içinde yiyecek bulunan bir
dağarcık'getirdi. Belindeki kuşağını çözüp onunla dağarcığın ağzını bağladı. Bu
yüzden Esmâ'ya Zâtu'n-Nıtakayn (İki Kuşak Sahibi) denmiştir. Rasûlullah
(s!a.s.) ile Ebû Bekir (r.a.), bineklerine bindiler. Ebû Bekir, Âmir b.
Füheyre'yi terkisine aldı. Altmış bin dirhem olan tüm malım da beraberinde
götürdü.
Surâka b. Mâlik b.
Cü'şüm'ün yanından geçtiler. Surâka, atına binip kendi iddiasınca onları döndürmek
üzere onları takip etti. Rasûlullah (s.a.s.) onu görünce ona beddua etti.
Atının iki ayağı çamura saplandı. Sonra kalkıp dikilince de iki ayağının
gömüldüğü çukurdan bir duman yükseldi. Surâka bunun bir mucize olduğunu
anladı. Onlara seslenerek, kendisinden onlara bir zarar gelmeyeceğine dair
güvence verdi ve kendisini beklemelerini istedi. Surâka onların yanma
gelinceye kadar Rasûlullah (s.a.s.) ve arkadaşları onu beklediler. Rasûlullah
(s.a.s.)'dan, kendisine bir (eman) yazısı yazmasını istedi. Rasûlullah (s.a.s.)
da Ebû Bekir'e istediği yazıyı yazmasını emretti.
Sevr mağarasından
ayrılınca, kılavuzları, onları Mekke'nin aşağı tarafına doğru yönelterek,
Usfan'm aşağısındaki yoldan geçirip sahile, oradan Emec'in aşağısına doğru
götürdü. Sonra sırasıyla Kudeyd, Harrar, Seniy-yetü'1-Mere, Lekif, Medlice
Lekif, Medlice Micac, [93] Mercih Zü'1-Gade-veyn, [94]
Batn-ı Zî Kişd[95], Cedâcid, el-Ecred,
es-Sukya yakınlarında bulunan Batn-ı Ti'hin aşağısındaki Zû Selem, Ababîd, [96]
Kahe, [97] Arc'e[98]
varıldı. Bazı kişiler orada Rasûlullah (s.a.s.) ve arkadaşlarının develerini
durdurdular. Eşlem kabilesinden Evs b. Hucr, [99]
Rasûlullah (s.a.s.)'i İb-nu'r-Ridâ adındaki devesine bindirdi. Medine'den
deveyi geri döndürmek için Mes'ûd b. Huneyde adındaki kölesini onlarla birlikte
gönderdi. Sonra kılavuzun
öncülüğünde, Arc'den Rekûbe'nin
sağındaki Seniyye-tü'1-Air'e[100]
varıldı. Oradan Batn-ı Ri'm'e gidildi. 12 Rebî'ulevvel Pazartesi günü, kaba
kuşlukta güneşin dikilmesine yakın bir sırada, Küba'ya geldiler. Onları ilk
olarak yüksek evinin damından bir Yahudi gördü. Yüksek sesiyle: "Ey Kayle
Oğullan! işte nasibiniz (devletliniz, gelmesini beklediğiniz ulu kişi)
geliyor!" diye bağırdı. Gölge küçülünceye kadar Rasûlullah (s.a.s.)'ı
bekleyip daha sonra evlerine girmiş olan Ensâr, çıkıp Rasûlullah (s.a.s.) ile
Ebû Bekir'i hurma ağaçlarının gölgesinde karşıladılar. Rasûlullah (s.a.s.)'ın
Küba'da, Külsûm b. Hidm'in evine misafir olduğu belirtilmiştir. Sa'd b.
Hayseme'nin evine misafir olduğu da söylenmiştir. Ebû Bekir'in, Sunh'da,
el-Hâris b. el-Hazrec Oğullan'ndan Hubeyb b. İsafın[101]
evinde konakladığı söylenmiştir.
Ali b. Ebî Tâlib,
insanların Rasûlullah (s.a.s.)'ın yanına bırakmış oldukları emanetlerini
sahiplerine verinceye kadar Mekke'de bekledi. Sonra Medine'ye geldi, Rasûlullah
(s.a.s.) ile birlikte konakladı. Rasûlullah (s.a.s.), Küba'da birkaç gün kaldı
ve mescidini inşâ etti.
Sonra Yüce Allah'ın
emrettiği gibi yoluna devam etti. Salim b. Avf Oğulları'nın oturdukları Ranuna[102] lerinde, Cuma namazı vakti
girdi. Rasûlullah (s.a.s.), orada bulunan mescidde Cuma namazını kıldı. Abbâs
b. Ubâde, İtban b. Mâlik ve Salim Oğullan'ndan olan erkekler, Rasûlullah
(s.a.s.)'dan yanlarında kalmasını istediler. Rasûlullah (s.a.s.) ise, devesinin
üzerinde olduğu halde: "Devenin yolunu açınız. Nereye çökeceği ona
buyurulmuştur." dedi. Ensâr, onun çevresinde olduğu halde Beyâde Oğulları
evlerinin hizasına kadar geldiler. Ziyâd b. Lebîd, Ferve b. Amr ve Beyâde
Oğullan'ndan erkekler gelip Rasûlullah (s.a.s.)'ı karşıladılar; yanlarında
kalması için onu evlerine davet ettiler. Rasûlullah (s.a.s.): "Deveyi
serbest bırakınız. Nereye çökeceği ona buyurulmuştur." dedi. Haris b.
el-Hazrec Oğulları, evlerinin hizasına kadar yürüdüler. Orada Sa'd b. Rebi\
Hârice b. Zeyd ve Abdullah b. Ravâha gelip Rasûlullah (s.a.s.)'ı karşıladılar,
yanlarında kalması için onu evlerine davet ettiler. Rasûlullah (s.a.s.):
"Deveyi serbest bırakınız. Nereye çökeceği ona buyurulmuştur." dedi.
Abdulmuttalib'in dayıları olan Adiyy b. en-Neccâr Oğulları, evlerinin yanına
kadar yürüdüler. Selît b. Kays, Ebû Selît Useyre b. Ebî Hârice ve Adiyy b.
en-Neccâr Oğullan'ndan erkekler gelip Rasûlullah (s.a.s.)'ı karşıladılar,
yanlarında kalması için onu evlerine davet ettiler. Rasûlullah (s.a.s.):
"Deveyi serbest bırakınız. Nereye çökeceği ona buyurulmuştur." dedi.
Deve yoluna devam etti. Mâlik b. en-Neccâr Oğullan'nın evlerinin yanına
vardığında, (bugünkü) mescidin kapısının önünde çöktü. Burası o zaman, Mâlik b.
en-Neccâr Oğullan'ndan Sehl ve Süheyl adlarında iki gence ait hunna kurutma
yeri idi. Bu gençler, Muaf b. Afrâ'nın koruması altında idiler. Bu arsada
harabeler, hurma ağaçları ve müşriklerin mezarları vardı. Deve çöktüğü zaman,
Rasûlullah (s.a.s.) onun üzerinden inmedi.
318
Deve tekrar ayağa
kalktı. Hz. Peygamber (s.a.s.) onun yularını serbest bıraktı. Biraz yürüdükten
sonra birdenbire arkasına dönüp ilk önce çöktüğü yere kadar geldi. Oraya tekrar
çöktü; artık kalkmadı.
Salih bir mü'min olan
Selîme Oğullan'ndan Cabbâr b. Sahr'ın, Rasû-lullah (s.a.s.)'ı evine misafir
etmek konusunda Neccâr Oğullan ile yarışarak, deveyi ayağa kaldırmak için onu
dürttüğü, bunun üzerine Ebû Ey-yûb'un onu tehdit ettiği[103]
söylenmiştir. Rasûlullah (s.a.s.) deveden indi. Ebû Eyyûb, O'nun yükünü evine
taşıdı. Rasûlullah (s.a.s.) da onun evine misafir oldu.
Rasûlullah (s.a.s.),
hurma kurutma yeri olan arsa hakkında bilgi edinmek istedi; ona gerekenler
anlatıldı. Onu mescid için satın almak istedi. Neccar Oğulları onu satmaktan
kaçındılar; onu karşılıksız Yüce Allah için bahşettiler. Daha önce Rasûlullah
(s.a.s.)'ın arsayı karşılıksız almağa yanaşmadığım rivayet etmiştik. En iyi
bilen Allah'tır. [104]
Rasûlullah (s.a.s.),
mescidin yapılması[105]
için emretti: Arsada bulunan müşriklerin kabirleri açılarak, kemikleri, başka
bir yere götürülüp gömüldü. Hurma ağaçları köklerinden kesildi. Harap yerler
düzeltildi. Mescid, kerpiçten yapıldı. Kapıların yan söveleri taştan örüldü.
Hurma ağacının gövdelerinden sütunları ve hurma dallarından çatısı yapıldı. Hem
Rasûlullah (s.a.s.) hem de Müslümanlar, mescidin inşâsında sadece Allah rızası
için çalıştılar. [106]
Sonra Rasûlullah
(s.a.s.) Yahudiler ile antlaşma imzaladı. [107]
Birkaç ay geçmemişti ki Ebû Umâme Es'ad b. Zurâre, difteri hastalığından vefat
etti. Rasûlullah (s.a.s.). onoan sonra başkan seçmedi. [108]
Rasûlullah (s.a.s.),
Muhacirler ile Ensâr'i birbirine kardeş yaptı.
[109] Aralarında
kardeşlik kurulanlar şu kişilerdir:
Habeşistan'da bulunan
Ca'fer b. Ebî Tâlib'i, Mu'âz b. Cebel ile; Ebû Bekir es-Siddîk'ı, Hârice b.
Zeyd b. el-Hâris ile; Ömer b. Hattâb'ı, Salim Oğulları'ndan İtban b. Mâlik ile;
Ebû Ubeyde b. el-Cerrâh'ı, Abduleşhel Oğullan'ndan Sa'd b. Mu'âz ile;
Abdurrahman b. AvPı, Haris b. el-Haz-rec Oğullan'ndan Sa'd b. Rebî' ile; Zübeyr
b. el-Avvâm'ı, Seleme b. Se-lâme b. Vekş ile; bir rivayete göre de Selime
Oğullan'ndan şâir Ka'b b. Mâlik ile; başka bir rivayete göre ise Talha b.
Ubeydillah'ı, Ka'b b. Mâlik ile; Osman b. Affân'i, Hassan b. Sâbit'in kardeşi
Evs b. Sabit ile; Saîd b. Zeyd b. Amr'ı, Ubeyy b. Ka'b ile; Mus'âb b. Umeyr'i,
Hz. Peygamber'in mihmandarı Ebû Eyyûb ile; Ebû Huzeyfe b. Utbe b. Rabîa'yı,
Abduleşhel Oğuîlan'ndan Abbâd b. Bişr b. Vekş ile; Ammâr b. Yâsir'i, Abduleşhel
Oğulları'nın müttefiki Huzeyfe b. el-Yemân el-Absî ile; başka bir rivayete
göre de Sabit b. Kays b. Şemmâs ile; Ebû Zer el-Gıfârî'yi, Saide b. Ka'b b.
el-Hazrec'in temsilcisi, el-Mu'nik li yemût[110]
(ölüme koşan, ölümle kucaklaşan) lakaplı Münzir b. Amr ile; Esed b. Abdiluzzâ
Oğulları'nın müttefiki Hatib b. Ebî Beltea'yı, Amr b. Avf Oğullan'ndan Uveym
b. Saide ile; Selmân el—Fârisî'yi, Haris b. el-Hazrec Oğulları'ndan
Üvey-mir b. Sa'lebe
ile; Bilâl'i Ebû Ruveyhe Abdillah b. Abdirrahman el-Has'amî ile kardeş yaptı. [111]
Sonra o sırada
Medine'de zekât farz[112]
kılındı. [113]
Abdullah b. Selâm
Müslüman oldu. Yahudilerin çoğu ise inanmayıp kâfir olarak kaldılar. Evs ve
Hazrec kabilelerinde, münafık olarak Yahudileri destekleyen bir kesim vardı.
Bunlar Ensâr'dan olan kavimleri ile iyi geçinmek için Müslüman olarak
görünüyorlar; Yüce Allah'ın memnuniyetsizliğine neden olan küfrü ise içlerinde
saklıyorlardı.
Münafık olanlardan şu
kişilerin adları zikredilmiştir: Evs kabilesi, Lev-zan b. Amr b. Avf
Oğulları'ndan Züvey[114] b.
el-Hâris .
Hubeyb b.,Amr b. Avf
Oğulları'ndan: Haris b. Süveyd[115] b.
es-Sâmit; Rasûlullah (s.a.s.) onu kısas gereği öldürtmüştür. Onun kardeşi
Hallâd b. Süveyd ise, seçkin Müslümanlar arasındaydı. Onların kardeşi Hulas b.
Su-veyd'in ilk başlarda kötülüğe doğru bir eğilimi vardı. Sonra ondan hayır,
doğruluk ve İslâm'dan başka bir şeye rastlanılmadı.
Diğer bir münafık ise
Nebtel b. Haris'tir. [116]
Dubey'ab. Zeydb. Mâlik
b. Avf b. Amr b. Avf Oğulları'ndan: Bicadb. Osman b. Âmir, Mescid-i Dırâr'ı
kuranlardan biri olan Ebû Habîbe b. el-Ez'ar, Abbâd b. Huneyf. Abbâd'm
kardeşleri Sehl b. Huneyf ve Osman b. Huneyf seçkin Müslümanlar arasında
idiler.
Sa'Iebe b. Amr b. Avf
Oğul!arı'ndan: Câriye b. Âmir b. el-Attâf; iki oğlu Zeyd ve Mucemmi'den daha
önce söz edildi. Mucemmi'i hayır ile, Kur'ân ehli olmak ve İslâm ile anmaktan
başka bir şey ile anmak doğru değildir. Ne var ki babasının münafık olmasından,
bir de daha gençken arkadaşlarının onu Mescid-i Dırâr'da imamlık etmesi için
öne geçirmek istemesinden dolayı şahsiyetine leke sürülmek istenmiştir.
Ümeyye b. Zeyd b.
Mâlik Oğulları'ndan: Mescid-i Dırâr'm kurucularından Vedîa b. Sabit.
[Ubeyd b. Zeyd b.
Mâlik Oğulları'ndan]: [Hâlid b. Hizam] [117],
Bişr b. Zeyd ve Rafi'[118] b.
Zeyd.
Nebit kabilesi, Harise
Oğullan'ndan: Mirbe' b. Kayzî ve kardeşi Evs b, Kayzî.
Nebit kabilesi, Zafer
Oğullan'ndan: Hatib b. Ümeyye b. Rafi'; onun oğlu Yezîd b. Hatib erdemli bir
kişi idi. Onların müttefiki Kuzmân. Uhud savaşında Kuzrnân, müşrikler ile çarpıştı
ve cesaret gösterdi. Rasûlullah (s.a.s.)'a onun cesareti anlatılınca:
"Kuzmân, ateş ehlindendir." buyurdu. Bunun üzerine insanlar hayrete
düştü. Yaralarının acısı şiddetlenince intihar etti.
Abduleşhel
Oğullan'ndan ne münafık erkek ne de münâfıka kadın vardı. Ancak Ka'b
Oğullan'ndan biri olan Dehhâk b. Sabit münafıklıkla it-' ham edilmiştir.
Hazrec kabilesi,
Neccâr Oğullan'ndan: Rafi' b. Vedia, Zeyd b. Amr, Amr b. Kays, Kays b. Amr b.
Sehl.
Cüşem b. el-Hazrec
Oğullan'mn Selîme Oğulları boyundan: Ced b. Kays.
Avf b. el-Hazrec
Oğullan'ndan: Abdullah b. Ubeyy b. Selûl. Münafıklar onun çevresinde
toplanırlardı. Münafıkların sığındığı kişi ve onların başı idi. Onun oğlu
Abdullah b. Abdillah, sâlih bir Müslümandı. Vedîa, Su-veyd, Dais ve Mâlik b.
Ebî Kavkal da, Abdullah b. Ubeyy b. Selûl'ün ave-
nesindendiler.
Yahudilerden bir
topluluk da, içlerinde küfrü gizleyip İslâm'ın koruması altına girmişlerdi.
Bunlardan bazılan şu kişilerdir: Sa'd b. Huneyf, Zeyd b. el-Lusayt[119]
Rafi' b. Harmele, Rifâ'a b. Zeyd b. et-Tâbut, Silsile b. Birham ve Kinâne b.
Surya. [120]
Rasûlullah (s.a.s.),
Medine'ye gelişinden dolayı hicrî tarihin başlangıcı olan Rebî'ulevvel ayının
geri kalanını, Rebî'ulâhır ile birlikte bütün yılı ve gelişinden itibaren hicrî
ikinci yılın Safer ayına kadarki süreyi Medine'de bulunarak geçirdi. Başka bir
yere hareket etmedi.
Sonra yukarıda sözü
edilen Safer ayında, Rasûlullah (s.a.s.), Sa'd b. IJbâde'yi Medine'de yerine
vekil bırakıp, gazveye çıkmak üzere Veddan denilen yere kadar gitti. Ebvâ
Gazvesi[121] denilen bu gazvede,
Rasûlullah (s.a.s.), hiç çarpışmada bulunmadan Benî Damra b. Abdi Menât b.
Kinâ-ne'nin başkanı Mahşi b. Amr ile bir antlaşma imzaladı ve Medine'ye geri
döndü. Ebvâ Gazvesi, Hz. Peygamber (s.a.s.)'in bizzat katıldıkları gazvelerin
ilki idi. [122]
Rasûlullah (s.a.s.),
Ebvâ Gazvesi'nden Medîne'ye döndüğünde, Safer ayının geri kalan günlerini,
Rebî'ulevvel ayını ve Rebi'ulâhır ayının ilk günlerini Medine'de geçirdi. Bu
sırada Ubeyde b. el-Hâris'i, içinde En-sâr'dan hiç kimse bulunmayan, sadece
Muhacirlerden oluşan yetmiş ya da seksen kişilik bir süvari birliği ile
birlikte gönderdi. [123] Hicaz'da,
Seniye-tü'1-Mere'nin aşağısında bulunan bir su olan Ahya'ya[124]
kadar hareket edip gittiler. Orada Kureyşİllerden, başkanları îkrime b. Ebî
Cehil ya da Mikrez b. Hafs b. el-Ahyef olduğu rivayet edilen büyük bir topluluk
ile karşılaştılar. Bu seriyyede, Sa'd b. Ebî Vakkâs'm bir ok atmasından başka
aralarında herhangi bir çarpışma olmadı. Bu Allah yolunda atılan ilk oktu.
Mikdâd b. Amr ile daha sonra Basra şehrini kuran kişi olan Utbe b. Gazvân,
kâfirlerden kaçıp Müslümanların yanına geldiler. Bu iki zât daha önce İslâm'a
girmişlerdi. Ne var ki o güne kadar Rasûlullah (s.a.s.)'ın yanına gelmeye
muvaffak olamamışlardı. [125]
Rasûlullah (s.a.s.), o
sırada amcası Hamza b. Abdilmuttalib'i, içinde En-sâr'dan hiçbir kimsenin
bulunmadığı otuz kişilik bir süvari birliği ile birlikte îs nahiyesinde
bulunan deniz sahiline gönderdi. İçlerinde Ebû Cehil'in de
bulunduğu Mekkeli
Kureyş kâfirlerinden üç yüz süvari ile karşılaştılar. C sırada iki tarafın da
dostu ve müttefiki olan Mecdi b. Amr el-Cühenî yeti şip araya girdi. Bu yüzden
iki taraf arasında hiçbir çarpışma olmadı.
Hz. Hamza seriyyesi
ile Ubeyde b. Haris seriyyesi birbirine yakın zamanlarda gönderilmişti. Bu
yüzden bu seriyyelerden hangisinin daha önce gönderildiği konusunda ihtilaf
vardır. Ne var ki Rasûlullah (s.a.s.)'m ili olarak Müslümanlardan birine (Hz.
Hamza'ya) bu seriyyede sancak diktiği söylenmiştir. [126]
Yukarıda zikredildiği
gibi, Rasûlullah (s.a.s.)'m Medine'ye gelişinin ikinci yılının başlangıç tarihi
olan Rebîu'1-âhır ayında, Hz. Peygamber (s.a.s.), Saib b. Maz'ûn'u kendi yerine
vekil bırakarak Medîne'den çıktı. Radvâ bölgesinde Buvat[127]
denilen yere kadar gitti ve Medine'ye döndü. Hiçbir tuzak ve savaş ile
karşılaşmadı. [128]
Rasûlullah (s.a.s.) [129]
Rebi'ulâhır'ın geriye kalan günleri ve Cemaziye-levveî ayından birkaç gün
geçirdikten sonra Ebû Müslim b. Abdilesed el-Mahzûmî'yi yerine vekil bırakarak
gazve yapmak üzere Medîne'den çıktı. Dinar Oğulları'na ait dağ yolunu tuttu.
Sonra Habâr çölüne vardı. İbn-i Ezher vadisinde bir ağacın altına indi. Orada
sonradan Hz. Peygamber (s.a.s.) için bir mescid yapıldı. Toprak çömlekle yemek
pişirmek için çatılan ocak taşlarının yeri orada bugün de bellidir. Orada
Müşeyrib[130] denilen bir su
bulunmaktadır. Sonra Halâık[131]
denilen yeri solunda bırakarak sola doğru Şi'bu Abdillah diye anılan yola
girdi. Sonra Yelyel'e kadar ilerledi.
Yelyel ile Dabu'a'nm
birleştikleri yere indi. Daha sonra Ferşe Melel[132]
yoluna girdi. Sahratu'l-Yemâm[133]
yoluna erişti. Sonra Yenbu' ovasına indi. Cemâzıyelevvel ayının geri kalan
günlerini ve Cemâzıyelâhır'dan bir kaç gün orada kaldı. Mudlic Oğullan ile
antlaşma imzaladı ve Medine'ye döndü. [134]
Hz. Peygamber
(s.a.s.), [135] Medine'de on gün kadar
kaldıktan[136] sonra Fihr kabilesinden
Kurz b. Câbir, Medine'nin dış mahallelerine saldırıp yağmaladı. Rasûlullah
(s.a.s.), onu takip etmek üzere Bedir nahiyesindeki Saf-van denilen vadiye
kadar gitti. Kurz'u yakalayamadan Medine'ye döndü. [137]
birinci Bedir Gazvesi
sırasında, Rasûlullah (s.a.s.) Sa'd b. Ebî Vak-kâs'ı, Muhacirlerden sekiz
kişilik bir birliğin başında yola çıkardı. [138]
Harrar'a[139] kadar gitti; hiç bir
çarpışmada bulunmadan Medine'ye döndü. Rasûlullah (s.a.s.)'ın, onu sadece Kurz
b. Câbir'i takip etmek üzere gönderdiği de söylenmiştir. [140]
Rasûlullah (s.a.s.),
Birinci Bedir Gazvesi'nden Medine'ye döndükten sonra Cemâziyelâhır ayının son
günlerini, Receb ve Şa'bân aylarını orada geçirdi. Zikredilen Receb ayında,
Esed kabilesinden Abdullah b. Cahş b.
Riab'ı, Muhacirlerden
sekiz kişilik birliğin başında yola çıkardı. [141]Bu
Muhacirlerin adlan şöyledir:
Ebû Huzayfe b. Utbe b.
Rabîa.
Ukkâşe b. Mihsan b.
Hursan el-Esedî.
Utbe b. Gazvân b.
Câbir el-Mazinî.
Sa'db. EbîVakkâs.
Âmir b. Rabîa el-Anzî.
Vâkıd b. Abdillah b.
Abdi Menâf b. Arîn b. Sa'lebe b. Yerbû' b. Han-zele b. Mâlik b. Zeyd Menât b.
Temîm.
Sa'd b. Leys
Oğulları'ndan Hâlid b. el-Bukeyr.
Süheyl b. Beydâ
el-Fihrî.
Rasûlullah (s.a.s.),
birliğin başkanı Abdullah b. Cahş için bir yazı yazdı. İki günlük yol alıncaya
kadar mektubu açıp bakmamasını; ancak, iki gün gittikten sonra mektubu
okumasını ve arkadaşlarından hiç kimseyi zorlamamasını ona emretti. Abdullah b.
Cahş da, Rasûlullah (s.a.s.)'ın emir buyurduğu şekilde yaptı. Mektubu açıp
okudu. Hz. Peygamber, mektubunda şöyle buyuruyordu: "Bu mektubumu gözden
geçirdiğin zaman Mekke ile Taif arasındaki Nahle vadisine ininceye kadar yürü,
Nahle vadisinde Kureyşlileri, Kureyşlilerin kervanını gözetle. Onların
haberlerini bize bildir." Abdullah b. Cahş, mektubu okuyunca,
"İşittim ve itaat ettim." dedi. Arkadaşlarını da bu mektubun içinde
yazılanlardan haberdar etti. Kendisinin gideceğini ama onlardan hiç birisini
kendisi ile birlikte gitmeye zorlamayacağını onlara bildirdi. "O halde
kim şehîd olmayı arzuluyorsa gelsin ve kim ölümden hoşlanmıyorsa dönüp
gitsin." dedi. Arkadaşlarının hepsi onunla birlikte gittiler. Hicaz'da
ilerleyerek Fur'u'un yukarısında, Behran diye anılan Ma'din bölgesine
vardıklarında, Sa'd b. Ebî Vak-kâs ile Utbe b. Ğazvân'm nöbetleşe bindikleri
develeri kayboldu. Onlar develerini aramaya çıktılar. Abdullah b. Cahş ve diğer
arkadaşları Nah-le'ye kadar ilerlediler ve-oraya indiler. O sırada
Kureyşlilerin kuru üzüm, deri ve sair ticaret eşyası yüklü bir kervanı oradan
geçti. Kervanda Amr b. el-Hadramî (Abdullah), Mahzûm kabilesinden Osman b. Abdillah
b. el-Muğîre ve kardeşi Nevfel b. Abdillah, Muğîre Oğulları 'nın azadlı kölesi
Hakem b. Keysan bulunuyordu.
Müslümanlar kendi
aralarında istişare ettiler ve dediler ki: "Biz haram ay olan Receb ayının
son günündeyiz. Şayet biz onları şimdi öldürürsek haram ayın hürmetine leke
sürmüş oluruz. Onları bu gece bırakacak olursak Mekke haremine
girecekler." Nihayet kervan üzerine yürüyüp, onlarla çarpışma konusunda
fikir birliğine vardılar. Bunun üzerine Abdullah b. Vâkıd et-Temîmî, Amr b.
el-Hadramî'ye bir ok atarak onu öldürdü. Osman b. Abdillah ve Hakem b.
Keysan'ı da esir ettiler. Nevfel b. Abdillah ise kaçtı. Sonra ele geçirdikleri
kervanın ganimeti ve iki esirle birlikte Medine'ye geldiler. Ganimetin beşte
birini ayırıp geri kalanını aralarında bölüştüler. Bu ganimetin beşe bölünen
ilk ganimet olduğu belirtilmiştir. Hz. Peygamber (s.a.s.), haram ayda yapmış
oldukları bu eylemi hoş karşılamadı. Bunun üzerine Abdullah b. Cahş ve
arkadaşları pişman olup, toplum içerisinde ne yapacaklarını şaşırdılar. Bunun
üzerine Yüce Allah şu âyet-i kerimeyi indirdi: "Sana haram olan ayı, onda
savaşmayı sorarlar. De ki: 'Onda savaşmak büyük (bir günahtır). Allah katında
ise, Allah'ın yolundan alıkoymak, onu inkâr etmek, Mescid-i Haram a engel
olmak ve halkım oradan çıkarmak daha büyük (bir günahtır). Fitne ise katilden
beterdir. Eğer güç yetirirlerse, sizi dininizden geri çevirinceye kadar
sizinle savaşmayı sürdürürler..." (2/Bakara, 217) Bunun üzerine
Rasûlullah (s.a.s.), kendisine ayrılmış olan beşte bir ganimeti (humusu) aldı.
Ganimeti taksim etti. Sa'd b. Vakkâs ile Utbe b. Gazvân, sağ salim bir şekilde
Medine'ye geri döndüklerinde, esirlerden kurtuluş akçelerini.getirmelerine
karşılık serbest bırakılacaklarını kabul etti.
Bu İslâm döneminde
alınan ilk ganimet, müşriklerden esir edilen ilk esirler ve Müslümanların
müşriklerden adam öldürdüğü ilk olaydır.
Serbest bırakılan
esirlerden olan Hakem b. Keysan Müslüman oldu ve Bi'r-i Ma'ûna gününde şehid
edilinceye kadar Rasûlullah (s.a.s.)'ın yanında kaldı.
Osman b. Abdillah ise
Mekke'de kâfir olarak öldü. [142]
Kible'nin,
Beytü'l-Makdis (Kudüs)'den Ka'be'ye çevrilişi,
[143]
Rasûlul-lah (s.a.s.)'ın Medine'ye gelişinin on yedinci ayında oldu. Bunun on
sekizinci ayında ya da on altıncı ayında olduğunu söyleyenler de var. Bu tarihlerin
dışında hiç bir kimse ne fazla ne de eksik bir tarih söylemiştir. Rasû-lullah
(s.a.s.)'m kıblenin değiştirilmesi ile ilgili emrini duyup Ka'be'ye doğru namaz
kılan ilk kişi, Ebû Sa'îd b. el-Mualla el-Ensârî'dir. [144]
İkinci Bedir Gazvesi[145] en
asîl savaştır. Ona Bedir Çarpışması ve Bedir Savaşı da denilmektedir.
Rasûlullah (s.a.s.),
ikinci yılın Ramazan ayına kadar Medine'de kaldı. Sonra Ebû Süfyân b. Harb'ın
idaresinde, içlerinde Mahreme b. Nevfel b. Uheyb b. Abdi Menâf b. Zuhre ve Amr
b. el-Asî'nin de bulunduğu, otuz ya da kırk Kureyşlinin çok sayıda mal yüklü
büyük ticâret kervanının Şam'dan Mekke'ye doğru hareket ettiğinin haberini
aldı. Bu kervanı takip etmek üzere, bineği hazır olanları sefere çıkmaya davet
etti. Ordunun toplanması ve sevk edilmesi için özel bir merasim yapmadı. Zira
savaş ve çarpışma niyetinde değildi. Sadece kervanı takip etmek istiyordu.
Rasûlullah (s.a.s.)'ın kendilerini takip etmek üzere şehrin dışına çıktığı
haberi Ebû Süfyân'a ulaştığında, Damdam b. Amr el-Gıfârî'yi ücretle kiralayıp,
kervana yardım için savaşa çağırmak üzere Mekke'ye gönderdi. O da Mekke'ye
gitti, halkı savaşa çağırdı. Çok az bir kesimi hariç, hepsi savaşmak üzere yola
çıktılar. Savaş çağrısına uymayıp geri kalanlar arasında Ebû Leheb de vardı.
Diğer ileri gelenler ise savaşmak için yola çıktılar.
Rasûlullah (s.a.s.), 8
Ramazan'da, Medîne'de yerine Müslümanlara namaz kıldırmak üzere Âmir b. Lüeyy
Oğullarından Amr b. Ümmi Mektûm'u bırakarak, yola çıktı. Sonra Ebû Lubâbe'yi
Medine'ye kendi yerine vekil olmak üzere geri gönderdi. Sancağı Mus'âb b,
Umeyr'e verdi. Siyah olduğu rivayet edilen iki sancaktan birini Ali b. Ebî
Tâlib (k.v.)'e, diğerini ise Ensâr'dan birine verdi. Rasûlullah (s.a.s.)'m.
ashabının yanında, o sırada sadece nöbetleşe olarak bindikleri yetmiş develeri
vardı. Rasûlullah (s.a.s.), Ali b. Ebî Tâlib ve Mersed b. Ebî Mersed ile bir
deveye; Hz. Ham-Za, Rasûlullah (s.a.s.)'m azadlı köleleri Zeydb. Harise, Ebû
Kebşe ve Ene-se ile bir deveye; Hz. Ebû Bekir, Hz. Ömer ve Abdurrahman b. Avf
ile bir deveye nöbetleşe biniyorlardı, Rasûlullah (s.a.s.), Neccâr
Oğulları'ndan Kays b. Ebî Sa'sa'yı yayalar üzerine emir tayin etti. Ensâr'ın
sancağını Sa'd b. Mu'âz taşıyordu.
Rasûlullah (s.a.s.),
Medine'nin dağ yolundan Akik'e, sonra Zu'l-Hu-leyfe'ye, sonra sırasıyla şu yolu
takip etti: Zâtü'1-Ceyş, Turban, Melel, Merrü Yeyen[146]
yakınındaki GamısuT-Hamâm, Suheyratu'l-Yemâm, Seyyâle, Revha boğazı, Şenûka ve
Irku'z-Zubya. [147]
Sonra Revha'da bir
kuyu olan Secsec'e indi. Sonra Mekke yolunu solunda bırakarak, sağ tarafta
Bedir istikametindeki Naziye'ye ve onunla Safra boğazı arasında bulunan Ruhkan[148]
vadisine ulaştı. Sonra Safra boğazından geçip Safra yakınlarına vardığında,
Saide Oğulları'nın müttefiki Besbes b. Amr el-Cühenî ile en-Neccâr Oğulları'nın
müttefiki Adiyy b. Ebî'z-Zağbâ'yı, Ebû Süfyân ve kervanı ile ilgili bilgileri
kendisine getirmek üzere gözcü olarak Bedir'e gönderdi.
Sonra yola çıktı;
kendisine Safra dağının iki tarafında bulunan iki dağdan birine Muslih, diğerine
de Muhri denildiği haberi yerildi. Buralarda oturanların, Gıfâr kabilesine
mensub olan Hurak Oğulları ile Nar Oğulları
olduğunu bildirdiler. Rasûlullah (s.a.s.), bu isimlerden
hoşlanmadığından orayı terk etti. Safra dağını sola alarak, sağdaki Zefiran
denilen yere indi. Vadiden çıktıktan sonra konakladı.
Burada kervana yardım
etmek üzere, Kureyş'in yola çıktığı haberi Rasûlullah (s.a.s.)'a geldi. O da
ashabını bundan haberdar etti. Ne yapacakları konusunda onlarla istişare etti.
Bir çok muhacir kalkıp konuştular. Güzel sözler söylediler. Rasûlullah
(s.a.s.), Ensâr'm görüşünü öğrenmek amacıyla istişareyi uzattı. Bunun farkına
varan Sa'd b. Mu'âz kalktı ve değişik konularda güzel sözler söyledi.
Söyledikleri arasında şu sözler de vardı: "Bize şu denizi gösterip
dalarsan, biz de seninle birlikte dalarız. Ey Allah'ın Rasûlü! Allah'ın
bereketi ile (bize öncülük ederek) bizi yürüt!" Sa'd b. Mu'âz'm bu sözleri
Rasûlullah (s.a.s.)'ı çok sevindirdi ve neşelendirdi. Bunun üzerine
Müslümanlara: "Haydi yürüyünüz! Size müjdelerim ki Yüce Allah iki
topluluktan birini bana va'd etti." buyurdu.
RasûJullah (s.a.s.)
sonra uğradığı Zefiran'dan ayrılıp Esâfir[149]
tepesine doğru ilerledi. Oradan Debbe'ye[150]
vardı. Sonra büyük bir dağ gibi kum yığını olan Hannan'i[151]
sağda bırakarak yola devam etti. Sonra Bedir'e yakın bir yere indiler. Haber
toplamak üzere, ashabından bir kişi ile birlikte develerine binip biraz
ilerledi, sonra döndü. Akşam olduğunda. Rasûlullah (s.a.s.), Hz. Ali, Zübeyr ve
Sa'd b. Ebî Vakkâs'ı bir grup ile birlikte Ku-reyş hakkında bilgi toplamak
amacıyla Bedir'e gönderdi. O sırada Kureyş'in sucuları ile karşılaştılar. Sehm
kabilesinden Haccâc Oğullan'nm kölesi Eşlem ve Emevî kabilesinden el-Asî b.
Saîd Oğulları’nın kölesi Ebû Yesâr[152]
Arîz'ı yakalayıp getirdiler. O sırada Rasûlullah (s.a.s.), namaza durmuştu.
Onlara kim olduklarını sordular. Onlar, "Biz Kureyş'in sucularıyız."
dediler. Rasûlullah (s.a.s.)'ın ashabı, onların verdikleri bu haberden
hoşlanmadılar. Kureyş askerî birliklerinin gücü çetin olduğundan ve onların Ebû
Süfyân'ın kervanından birileri olması durumunda az zahmet ile çok ganimet elde
edeceklerini umarak dövmeye başladılar. Dayak onları incitince: "Biz Ebû
Süfyân'ın adamlarıyız, onun kervanındanız." dediler. Rasûlullah (s.a.s.),
namazını bitirip selam verdi ve onlara hitaben: "Kureyş'in nerede olduğunu
bana bildirin." dedi. Her iki köle: "Onlar su gördüğün kum tepesinin
arkasındadırlar." dediler. Onlar, Kureyş'in bir gün on; bir gün dokuz deve
kestiklerini Rasûlullah (s.a.s.)'a bildirdiler. Bunun üzerine Rasûlullah
(s.a.s.): "Onlar 950 ile 1.000 kişi arasındadır."buyurdu.
Rasûlullah (s.a.s.)'ın
kendisine haber toplamak için gönderdiği Besbes b. Amr ile Adiyy b.
Ebî'z-Zağbâ, Bedir'e kadar gittiler; orada develerinden indiler. Develerini suya
yakın bir yerde çöktürdükten sonra kırbalarını alıp suyun başına gittiler. O
sırada Mecdiy b. Amr, suyun başında bulunuyordu. Adiyy ve Besbes, o civarda
oturan kabileye mensub iki cariyeden birinin diğerine, "Borcumu
ver!" dediğini; diğerinin ise, "Yarın kervan gelecek. Ben onlara
çalışır, sana olan borcumu öderim!" dediğini işittiler. Mecdiy de onları
doğruladı. Adiyy ve Besbes duyduklarını gelip Rasûlullah (s.a.s.)'a
anlattılar.
Ebû Süfyân, Bedir'e
yaklaştığında, kervandan önce yalnız başına Be-dir'deki suyun başına geldi.
Orada bulunan Mecdiy b. Amr'a: "Hiç kimseyi gördün mü?" diye sordu.
Mecdiy: "Hayır hiç kimseyi görmedim. Ancak, deveye binmiş iki kişinin,
develerini şu tepecikten çöktürdükten sonra dönüp gittiklerini gördüm."
dedi. Ebû Süfyân, acele develerin çöktükleri yere gitti. Pisliklerinden bir
parça alıp ezdi; içinde yem çekirdeği vardı. Ebû Süfyân: ''Allah'a yemin ederim
ki bunlar Yesrib yemleridir!" dedi. Hemen kaygılanarak arkadaşlarının
yanına döndü. Kervanın yolunu deniz sahili istikametine çevirdi. Böylece
kurtuldu. Kureyşlilere de kurtulduğuna dair haber yolladı ve onların geri
dönmelerini söyledi. Fakat Ebû Cehil: "Allah'a yemin ederim ki Bedir
suyuna varıp orada üç gün kalmadıkça dönmeyeceğiz. Böylece Araplar ebedî
olarak bizden çekinirler." dedi. Ahnes b. Şerik es-Sakafî, Zühre
Oğullan'nm tamamı ile birlikte geri döndü. Zühre Oğullarından hiç bir kimse
Bedir'de bulunmadı. Zira Ahnes b. Şerik onların hem müttefiki, hem de onların
arasında sözü dinlenir bir kimse idi. Ahnes b. Şerik onlara: "Siz malınızı
korumak için çıktınız. O da kurtuldu." demişti.
Adiyy b. Ka'b Oğullan
hariç, Kureyş'in bütün boylarından savaş için toplanıp gelen birer grup vardı.
Adiyy Oğulları'ndan hiç bir kimse savaşmak için gelmedi. Dolayısıyla Bedir
Savaşı'nda ne Adiyy b. Ka'b Oğulla-n'ndan ne de Zühre OğuIIarı'ndan kimse
vardı. Abdullah el-Asğar b. Şi-hâb b. Abdillah b. el-Hâris b. Zühre b. Kilâb'ın
iki oğlunun Bedir Sava-şı'na katılıp kâfir olarak öldürüldükleri de
söylenmiştir. Bu iki kişi, Fakih Muhammed b. Müslim ez-Zührî'nin babası
Müslim'in amcalarıydılar.
Rasûlullah (s.a.s.),
Kureyşlilerden Önce Bedir suyuna yetişti. Yüce Allah gökten indirdiği bir
yağmuru Kureyş'in peşine yağdırdığından dolayı, onlar, Rasûlullah (s.a.s.)'dan
önce Bedir suyuna yetişemediler. Müslümanlara ise yeri presleyen bir yağmur
isabet etti. Yani vadideki engebesiz yerleri ıslatıp yürümeyi kolaylaştırdı.
Rasûlullah (s.a.s.), Medine'ye en yakın Bedir suyu üzerinde konakladı. Hubab b.
Münzir b. Amr b. Cemûh, o yerin dışında başka bir yere işaret etti ve:
"Ey Allah'ın Rasûlü! Burası, sana, Allah'in inmeni emrettiği, bizim için
ileri gidilmesi veya geri çekilmesi caiz olmayan bir yer midir? Yoksa, şahsî
bir görüş neticesi, bir savaş ve savaş taktiği olarak mı seçildi?" diye
sordu. Rasûluîlah (s.a.s.): "Hayır şahsî bir görüş neticesi, bir savaş
taktiği olarak seçildi.'7 dedi. Hubab: "Ey Allah'ın Rasûlü! Burası,
inilecek bir yer değildir. Sen halkı buradan hemen kaldır. Kureyş kavminin
konacağı yerin yakınındaki su başına gidip konalım. Onun gerisindeki bütün
kuyuları kapatalım. Sonra bir havuz yapıp, onu su ile dolduralım. Böylece biz
susadıkça havuzumuzdan su içeriz. Onlar ise su bulup içemezler." dedi.
Rasûlullah (s.a.s.), Hubab'ın işaret ettiği görüşü beğendi ve onun dediğini
yaptı. Rasûlullah (s.a.s.) için, içinde kalacağı bir çardak/gölgelik yapıldı.
Sonra Rasûlullah (s.a.s.), savaşın yapılacağı yere doğru yürüyüp gitti. Kureyş
ileri gelenlerinin vurulup düşeceği yerleri birer birer ashabına gösterdi.
"Falanın düşeceği yer şura-sıdır! Falanın düşeceği yer şurasıdır!"
diyordu. Onlardan, her biri Rasûlullah (s.a.s.)'ın tarif ettiği yerlerde
vurulup düştüler.
Kureyş müşrikleri
Bedir'e gelip kondukları zaman, Cumâh kabilesinden Umeyr b. Vehb'i, Rasûlullah
(s.a.s.) ashabının sayısını ve ağırlıklarını tahmin ve takdir etmek üzere
İslâm karargâhına doğru gönderdiler. Müslümanların sayısı sadece üç yüz on
küsur idi. Aralarında iki atlı vardı: Zübeyr ve Mikdâd b. el-Esved. Umeyr,
İslâm karargâhının çevresini dolaştıktan sonra müşriklerin yanına döndü. Hekim
b. Hizam ve Utbe b. Rabîa, Müslümanlarla savaşmadan geri dönmeyi önerdiler. Ebû
Cehil kabul etmedi. Diğer müşrikler de onu bu konuda desteklediler.
Savaşın başlaması:
Utbe b. Rabîa, Şeybe b. Rabîa ve Utbe b. Ra-bîa'nm oğlu Velîd meydana çıkıp
çarpışacak er istediler. Ubeyde b. el-Hâ-ris, Hamza b. Abdümuttalib ve Ali b.
Ebî Tâlib onlarla çarpışmak üzere derhal meydana çıktılar. Yüce Allah'ın
yardımıyla Utbe, Şeybe ve Velîd öldürüldü. Hz. Hamza ve Hz. Ali hiç yara
almadılar. Utbe, Ubeyde'ye bir kılıç vurup ayağını kesti. Ubeyde daha sonra
Safra denilen yerde vefat etti. Ensâr gençlerinden Afra adlı hanımın iki oğlu
Avf b. el-Hâris, Muav-viz b. el-Hâris ve Abdullah b. Revâha da meydana çıkıp
onlarla çarpışmak istemişlerdi. Fakat müşrikler, kavimlerinden başka kimselerle
çarpışmak istememişlerdi.
Bedir Savaşı, 17
Ramazan Cuma günü meydana geldi. Rasûlullah (s.a.s.), safları düzeltip kendisi
için yapılan çardağa döndüğünde yanında sadece Ebû Bekir vardı. Ömer b.
Hattâb'm azadh kölesi Mihca', düşman tarafından atılan bir okla, Müslümanlardan
ilk şehid edilen kişi oldu. Umeyr b. Humâm, eline hurma alıp yediği bir
sırada, Rasûlullah (s.a.s.)'ın cihada teşvik ettiğini, cenneti sevdirdiğini
duydu. Bunun üzerine: "Ne iyi! Ne iyi! Demek cennete girebilmem için,
bunların beni öldürmelerinden başka bir şey yapmak gerekli değilmiş!"
dedi. Elindeki hurmaları yere attı. Şehid düşünceye kadar çarpıştı. Allah ondan
razı olsun. Sonra müşrikler yenildi. Allah Müslümanlara zafer bahşetti. Sa'd b.
Mu'âz ve Ensâr'dan bir topluluk, çardağın kapısının önünde Rasûlullah
(s.a.s.)'ı korumak üzere bekliyorlardı. O sırada Ukkâşe b. Mihsan'm kılıcı
kırıldı. Rasûlullah (s.a.s.) ona bir sopa verdi: "Buna dikkat et!"
dedi. Ukkâşe, onu eline alıp salladığında, sopa uzun boylu, kuvvetli ve parlak
bir kılıca dönüştü. Ebû Bekir dönemindeki Ridde olaylarında şehid edilinceye
kadar, bu kılıç sürekli onun yanında idi ve bu kılıçla çarpışıyordu.
Sonra Rasûlullah
(s.a.s.)'ın emri ile müşriklerin ölüleri çekilip kör bir kuyuya atıldılar.
Üzerleri toprakla örtüldü. Rasûlullah (s.a.s.), ganimetlerin teslim alınması
ve yüklenmesi işi ile Abdullah b. Ka'b b. Amr b. Avf b. Mebzul b. Amr b. Ğanm
b. Mazin b. en-Neccâr'ı görevlendirdi.
RasûluIIah (s.a.s.)
daha sonra döndü. Safra denilen yere indiğinde, Yüce Allah'ın emrettiği
şekilde ganimetleri taksim etti. Abduddâr Oğulla-n'ndan Nadr b. el~Hâris b.
Kelde'nin boynunu vurdu. Sonra Irku'z-Zub-ye'ye indiğinde ise, Ukbe b. Ebî
Mu'ayt b. Amr b. Ümeyye b. Abdi Şems'in boynunu vurdu. [153]
Kabilelere göre Bedir
Gazvesi'ne katılanların adlan[154]
şöyledir:
Hâşim ve Muttalib
Oğulları' ndan on üç kişi:
Hz. Muhammed (s.a.s.).
Onun amcası, Hamza b.
Abdilmuttalib.
Amcasının oğlu, Ali b.
Ebî Tâlib b. Abdilmuttalib.
Azadlı kölelerinden:
Zeyd b. Harise b.
Şerâhîl b. Ka'b b. Abdiluzzâ b. İmru'ul-Kays b. Amir b. Nu'mân b. Âmir b. Abdi
Vedd b. Avf b. Kinâne b. Bekr b. Avf b. Uzre b. Zeyd b. Rüfeyde b. Sevr b. Kelb
b. Vebere.
Enese, Hebeşlidir.
Ebû Kebşe, Fars
asıllıdır.
Hâşim Oğullan'mn
müttefiklerinden:
Hz. Hamza'nın
müttefiki, Ebû Mersed[155]
Kennâz b. Husayn b. Yerbu' b. Amr b. Umeyr b. Yerbu' b. Haraşe b. Sa'd b. Tarif
b. Cillan b. Ganm b. Ganî b. Ya'sûr b. Sa'd b. Kays b. Aylan.
Onun oğlu Mersed b.
Ebî Mersed.
Ubeyde b. Haris b.
el-Muttalib b. Abdi Menâf.
Kardeşleri: Tufayl b.
Haris ve Husayn b. Haris.
Mistah (Avf) b. Usâse
b. Abbâd b. el-Muttalib b. Abdi Menâf.
Abdu Şems b. Abdi
Menâf Oğullan' ndan on sekiz kişi: Osman b. Affân, RasûluIIah (s.a.s.)'ın kızı
olan hanımı Hz. Rukay-ye'nin hastalığı dolayısıyla geri kalmıştı. Bu arada
Rukayye vefat etti. Defnedildiğinde zafer müjdesi de geldi. RasûluIIah
(s.a.s.), ona ganimette hisse verdi. Ona Bedir'e katılanların ecri verildiğini
söyledi. Bu yüzden ona, Bedir'e katılanlardan olduğu anlamında Bedri
denilmiştir.
Ebû Huzeyfe b. Utbe b.
Rabîa b. Abdi Şems. Adı, Kays'tır. Muheşşim olduğu da söylenmiştir.
Ebû Huzeyfe'nin azadlı
kölesi Salim. O sırada Ebû Huzeyfe'nin oğlu
diye çağınlıyordu.
Onların azadlı
kölelerinden:
Bir rivayet göre:
Ebü'1-Asî b. Ümeyye'nin azadlı kölesi Subeyh, savaşa gitmek için hazırlandı;
fakat hastalandı. Ebû Seleme b. Abdilesed el-Mahzûmî, onu devesinin üzerinde
taşıdı. Daha sonra Subeyh, RasûluIIah (s.a.s.) ile birlikte savaşlara katıldı.
Abdu Şems b. Abdi
Menâf Oğulları' nın müttefiklerinden:
Abdullah b. Cahş b.
Riab b. Ye'mur b. Sabira b. Mürre b. Kebîr b. Ganm b. Dudan b. Esed b. Huzeyme.
Ukkâşe b. Mihsan b.
Hursan b. Kays b. Mürre b. Kebîr.
Kardeşi: Sinan b.
Mihsan. [156]
Kardeşi: Ebû Sinan b.
Mihsan.
Oğlu: Sinan b. Ebî
Sinan.
Suca' b. Vehb b. Rabîa
b. Esed b. Suheyb b. Mâlik b. Kebîr.
Kardeşi: Ukbe b. Vehb.
Yezîd b. Rukayş b. Riâb b. Ya'mur. Muhriz b. Nadle b. Abdillah b. Mürre b.
Kebîr. Rabîa b. Eksem b. §ahbere b. Amr b, Bukeyr[157] b.
Âmir b. Ğanm b. Dudan b. Esed b. Huzeyme.
Kebîr h. Ğanm
Oğulları'mn müttefiklerinden:
Süleym Oğullan'ndan
olan Sakf, [158] Mâlik ve Mudlic (ya da
Midlac).
Ebû Mahşî Suveyd b.
Mahşî et-Tâî.
Nevfel b. Abdi Menâfh.
Kusayy Oğullan'ndan:
Nevfel Oğulları'nm
müttefiki, Utbe b. Gazvân b. Câbir b. Vehb b. Nuseyb b. Mâlik b. el-Hâris b.
Mazin b. Mansûr b. İkrime b. Hasafe b. Kays b. Aylan.
Utbe b. Gazvân'ın
azadlı kölesi Habbâb. (Habbâb b. Eret değildir. İkisi ayrı kişilerdir.)
Esed b. Abdiluzzâ b.
Kusayy Oğulları'ndan üç kişi:
Zübeyr b. el-Avvâm b.
Huveylid b. Esed b. Abdiluzzâ b. Kusayy. Onların müttefiki, Hatib b. Ebî
Belte'a el-Lahmî.
Abduddâr b. Kusayy b.
Kilâb Oğullan ndan iki kişi: Mus'âb b. Umeyr b. Hâşim b. Abdi Menâf b.
Abdiddâr. Suveybit b. Sa'd b. Harmele b. Mâlik b. Umeyle[159].
es-Sebbâk b. Abdiddâr.
Zühre b. Kilâb b.
Mürre Oğullan'ndan sekiz kişi: Abdurrahmân b. Avf b. Abdi Avf b. [Abd b.] [160]
el-Hâris b. Zühre. Sa'd b. Ebî Vakkâs (Ebû Vakkâs'ın adı Mâlik'tir.) b. Vuheyb
b. Abdi Menâf b. Zühre.
Kardeşi: Umeyr b. Ebî
Vakkâs.
Zühre b. Kilâb Oğullan
müttefiklerinden:
Mikdâd b. Amr b.
Sa'Iebe b. [Mâlik b.] [161] Rabîa b. Sümâme b.
Matrûd b. [Amr] [162] b. Sa'd b. Duheyr b.
Lüeyy b. Sa'Iebe b. Behrâ b. Amr b. el-Hâfb. Kudâ'a. [163]
Abdullah b. Mes'ûd b.
el-Hâris b. Şemh b. Manzum b. Sâhıla b. Kâhil b. el-Hâris b. Temîm b. Sa'd b.
Hüzeyl b. Müdrike.
Mes'ûd b. Rabîa[164] b.
Amr b. Sa'd b. Abdiluzzâ b. Muhallim b. Ğâlib b. Aize b. Yusey'[165] b.
el-Hûn b. Huzeyme b. Müdrike. Kare kabilesindedir.
Zu'ş-Şimâleyn [b.]
Abdi Amr b. Nadle b. Ğubşan[166] b.
Süleym b. Mel-likan b. Efsa b. Harise b. Amr b. Amir b. Huzâ'a. Bu kişi
Zü'1-Yedeyn değildir. Zira Zü'1-Yedeyn, adı Hırbak olan Süleym b. Mansûr
Oğulla-n'ndandir. Bir rivayete göre, Zu'ş-Şimâleyn'in adı Umeyr b. Abdi
Amr'dır. [167] Solaktı. Zu'1-Yedeyn'in
ise elleri uzundu.
Habbâb b. el-Eret,
Temîm kabilesindendir. Onun Huzâ'a kabilesinden olduğu da söylenmiştir. Kûfe'de
onun soyundan olanlar bulunmaktadır.
Teym b. Mürre
Oğullan'ndan beş kişi:
Ebû Bekir es-Sıddîk
(Abdullah) b. Ebî Kuhâfe (Osman) b. Âmir b. Amr b. Ka'b b. Sa'd b. Teym b.
Mürre b. Kilâb.
Bilâl b. Rebâh, Ebû
Bekir'in Habeşistanlı azadlı kölesi.
Âmir b. Füheyre, Ebû
Bekir'in azadlı siyah kölesi. Esed kabilesine iltihak edenlerdendi.
En-Nemr b. Kasıt
Oğulları'ından, Abdullah b. Cüd'an'm müttefiki Su-heyb b. Sinan.
Talha b. Ubeydillah b.
Osman b. Amr b. Ka'b b. Sa'd b. Teym b. Mürre. Bir ticaret için Şam'a
gitmişti. Rasûlullah (s.a.s.), ona ganimetten hisse ayırdı. Bu savaşa
katılanlar gibi mükâfat aldığını belirtti. Bu yüzden Bedir ehlinden
sayılmıştır.
Mahzum b. Yakaza b.
Mürre b. Ka'b Oğullan'ndan bes kişi:
Ebû Seleme b.
Abdilesed b. Hilâl b. Abdillah b. Ömer b. Mahzûm.
Şemmâs (Osman) b.
Osman b. eş-Şerîd b. Suveyd b. Hermî b. Âmir b.
Mahzûm.
Erkam b. Ebi'l-Erkam
Abdu Menâf b. Ebî Cundub (Esed) b. Abdillah b. Ömer b. Mahzûm.
Ammâr b. Yâsir el-Ansî
(Fihr'in azadlı kölesi). [168]
Onların müttefiki
Ayhame (Muattıb) b. Avf b. Amir b. el-Fadl b. Afif b. Kuleyb b. Hubşiyye b.
Selûl b. Ka'b b. Amr el-Huzâ'î.
Adiyy b. Ka'b Oğulları
ve müttefiklerinden on dört kişi:
Ömer b. el-Hattâb b.
Nufeyl b. Abdiluzzâ b. Riyâh b. Abdillah b. Kurt b. Rezah b. Adiyy.
Kardeşi: Zeyd b.
el-Hattâb.
Amr b. Surâka.
[Kardeşi: Abdullah b.
Surâka]. [169]
Saîd b. Zeyd b. Amr b.
Nufeyl, o sırada Şam'da bulunuyordu. Rasûlul-lah (s.a.s.) ona ganimetten hisse
ayırdı. Bu savaşa katılanlar gibi mükâfat aldığını belirtti. Bu yüzden Bedir
ehlinden sayılmıştır.
Mihca', Hz. Ömer'in
azadlı kölesidir.
Onların
müttefiklerinden:
Vâkıd b. Abdillah b.
Abdi Menâf b. Arîn b. Sa'lebe b. Yerbû' b. Hanza-le et-Temimî.
Ebû Havlî el-Iclî'nin
iki oğlu: Havlı ve Mâlik.
Âmir b. Rabîa el-Anzî.
El-Bukeyr b. Abdi
Yalil b. Naşib b. Giyere b. Sa'd b. Leys Oğullan: Amir, Akıl, Hâlid ve İyas.
Cumâh [b. Amr] [170] b.
Husays b. Ka'b Oğulları ndan beş kişi:
Maz'ûn b. Habîb b.
Vehb b. Huzâfe b. Cumâh Oğullan: Osman, Kudâme ve Abdullah. [171]
Saib b. Osman b.
Maz'ûn. [172]
Ma'mer b. el-Hâris b.
Ma'mer b. Habîb b. Vehb b. Huzâfe b. Cumâh.
Sehm b. Husays b. Ka'b
b. Lüeyy Oğulları'ndan bir kişi: Huneys b. Huzâfe b. Kays b. Adiyy b. Sa'd[173] b.
Sehm.
Âmir b. Lüeyy b. Ğâlib
b. Fihr Oğulları'ndan yedi kişi:
Ebû Sebre b. Ebî Ruhm
b. Abdiluzzâ b. Ebî Kays b. Abdi Vedd b. Nasr b. Mâlik b. Hisl.
Abdullah b. Mahreme b.
Abdiluzzâ b. Ebî Kays b. Abdi Vedd.
Abdullah b. Süheyl b.
Amr b. Abdi Şems b. Abdi Vedd b. Nasr b. Mâlik b. Hisl b. Âmir b. Lüeyy,
müşrikler ile birlikte Mekke'den çıktı. İki topluluk birbirleri ile
karşılaştığında Rasûlullah (s.a.s.)'m yanına koştu.
Vehb[174] b.
Sa'd b. Ebî Şerh.
Hatıb b. Amr.
Süheyl b. Amr'ın
azadlı kölesi Umeyr b. Avf .
Sa'd b. Havle,
Yemen'den onların müttefikidir.
El-Hâris b. Fihr
Oğulları'ndan altı kişi:
Ebû Ubeyde Âmir b.
Abdillah b. el-Cerrâh b. Hilâl b. Uheyb b. Dabbe b. el-Hâris b. Fihr.
Amr b. el-Hâris b.
Züheyr b. Ebî Şeddâd b. Rabîa b. Hilâl b. Uheyb.
Süheyl b. Vehb Rabîa
b. Hilâl b. Uheyb. Annesinin adı Beydâ'dir.
Kardeşi: Safvân b.
Vehb.
Amr b. Ebî Şerh b.
Rabîa b. Hilâl b. Uheyb b. Dabbe.
İyâz b. Züheyr. [175]
Bedir Gazvesi'ne
katılan Muhacirlerin sayısı seksen altı kişidir. Onlardan üç kişi savaşa katılmadıkları
halde katılanlar gibi mükâfat almış ve ona göre ganimetten hisselerini
almışlardır. Bu kişiler: Osman b. Affân, Talha b. Ubeydillah ve Saîd b.
Zeyd'dir. Diğerleri ise bizzat savaşa katılmışlardır. Kureyş soyundan olanlar
kırk bir kişidir. Hâşim Oğullan'ndan üç kişi, el-Muttalib Oğullan'ndan dört
kişi, Abduşems Oğulları'ndan bir kişi, Abduluzzâ Oğulları'ndan bir kişi,
Abduddâr Oğullan'ndan iki kişi, Zühre Oğulları'ndan üç kişi, Teym Oğullan'ndan
bir kişi, Mahzûm Oğullan'ndan üç kişi, Adiyy Oğulları'ndan dört kişi, Cumâh
Oğulları'ndan beş kişi, Sehm Oğullan'ndan bir kişi, Âmir Oğullarından beş kişi,
el-Hâris Oğulları'ndan altı kişi. Onlardan kırk beş kişisi ise azadlı köle ve
müttefiklerdendir. Azadlı köle olanlar on bir kişidir. Bunlar: Zeyd b. Harise,
Enese, Ebû Kebşe, Habbâb, Bilâl, Âmir b. Füheyre, Salim, Mihca', Sa'd el-Kelbî,
Suheyb, Süheyl'in azadlı kölesi Amr b. Avf. Şayet Ammâr da azadlı kölelerden
sayılırsa onların sayısı on ikiye çıkar. Zeyd, Sa'd, Suheyb ve Ammâr
Arap'tırlar. Diğerleri ise Arap asıllı değillerdir. Müttefik olanlar ise otuz
üç kişidirler. Esed b. Huzeyme'den bir kişi, Kinâne Oğulları'ndan dört kişi,
Temîm Oğulları'ndan iki kişi (bu iki kişiden biri hakkında ihtilaf vardır.
Huzâ'a kabilesinden olduğu söylenmiştir.), Ğanî'den iki kişi, Süleym'den üç
kişi, Süleym'in kardeşi Mazin'den ir
kişi, Tayy kabilesinden bir kişi, kabilesinden iki kişi, Anz kabilesinden bir
kişi, kabilesi belirtilmemiş Yemenli bir kişi.
Ensâr'dan Bedir
Savaşı'na Katılanlar;
Evs b. Harise kabilesinin
Amr b. Mâlik b. Evs Oğulları boyundan, Abdu-leşhel b. Cüşem b. el-Hâris b.
el-Hazrec b. Amr b. Mâlik b. Evs Oğullan koluna mensub, Ensâr'dan Bedir'e
katılan on beş kişinin adları şöyledir:
Sa'd b. Mu'âz b.
en-Nu'mân b. İmru'ul-Kays b. Zeyd b. Abdileşhel
Kardeşi: Amr b. Mu'âz.
Haris b. Evs b. Mu'âz
b. en-Nu'mân.
Hâlis b. Enes b. Rafi'
b. İmru'ul-Kays.
Sa'd b. Zeyd b. Mâlik
b. Ubeyd b. Ka'b b. Abdileşhel.
Seleme b. Selâme b.
Vekş b. Zuğbe[176] b. Zeura b. Abdileşhel.
Amcasının oğlu: Abbâd
b. Bişr b. Vekş.
Seleme b. Sabit b.
Vekş.
Rafi' b. Yezîd b. Kurz
b. Seken b. Zeûra.
Onların
müttefiklerinden:
Haris b. Hazeme b.
Adiyy b. Ubeyy b. Ganm b. Salim b. Avf b. Amr b. b. el-Hazrec b. Harise. Kavmi
ile ilişkisini keserek Zaura Oğullan ile ittifak antlaşması yapmıştı.
Muhammed b. Mesleme
[Seleme] [177] b. Hâlid b. Adiyy b.
Mecde'a b. Harise b. el-Hâris b. el-Hazrec b. Amr b. Mâlik b. Evs, kavmi ile
ilişkisini keserek amca oğulları olan Zaura Oğullan ile ittifak antlaşması
yapmıştı.
Seleme b. Eşlem b.
Haris b. Adiyy b. Mecde'a b. Harise. O da kavmi ile ilişkisini keserek amca
oğulları olan Zaura Oğulları ile ittifaklık antlaşması kurmuştu.
Ebû'l-Heysem b.
et-Teyyihan.
Ubeyd b. et-Teyyihan. [178]
Abdullah b. Sehl.
Zaura Oğulları soyundan olduğu da söylenmiştir.
Zafer (Ka'b) b.
el-Hazrec b. Amr b. Mâlik b. Evs Okullarından beş kişi:
Katâde b. Nu'mân b.
Zeyd b. Âmir b. Sevâd b. Zafer.
Ubeyd b. Evs b. Mâlik
b. Sevâd. Ubeyd adındaki bu kişiye Mukarrin (Bağlayan) da denilmiştir. Ona bu
adın verilmesinin nedeni, onun dört müşriki esir edip onları bacaklarından
bağlamasından dolayıdır. O müşriklerden biri Akîl b. Ebî Tâlib'tir.
Nasr b. Haris b. Abd[179] b.
Ubeyd b. Zafer.
Amcası: Muattib b.
Ubeyd.[180]
Onların
müttefiklerinden: Abdullah b. Tarik el-Belevî.
[Harise b. eî-Hâris b.
el-Hazrec h. Amr b. Mâlik b. Evs Oğullarından üç kişi:
Mes'ûd b. Sa'd b. Âmir
b. Adiyy b. Cüşem b. Mecde'a b. Harise.
Ebû Abs b. Cebr b. Amr
b. Zeyd b. Cüşem b. Mecde'a b. Harise.
Beliyy Oğullan'ndan
olan müttefikleri:
Ebû Burde b. Niyâr
(Hani b. Niyâr) b. Amr b. Ubeyd b. Kilâb b. Duh-man b. Ganm b. Zubyan b. HumeVm
b. Kâhil b. Zuhl b. Huney b, Beliyy b. Amr b. el-Haf b. Kudâ'a.] [181]
Avfb. Mâlik b. Evs
Oğulları boyu, Dubey'a b. Zeyd b. Mâlik b. Avfb. Amr b. Avfb, Mâlik b. Evs
Oğullan'ndan beş kişi:
Âsim b. Sabit b. Ebi'l-Aklah
(Kays b. İsmet) b. Nu'mân[182] b.
Mâlik b. Ümeyye[183] b.
Dubey'a.
Muattib b. Kuşeyr b.
Muleyl b. Zeyd b. eî-Attâf b. Dubey'a. Bazıları Muattib b. Kuşeyr'i münafıklar
arasında zikretmişlerdir. Bu asılsız bir iddiadır. Zira onun Bedir'e katılmış
olması, bu kuşkuyu tamamen geçersiz kılmaktadır.
Ebû Muleyl b. el-Ez'ar
b. Zeyd b. el-Attâf b. Dubey'a.
Umeyr[184] b.
Ma'bed b. el-Ez'ar b. Zeyd b. el-Attâf.
Onların müttefiki Sehl
b. Huneyf b. Vahib b. el-Ukeym b. Sa'lebe b. Mecde'a b. Haris b. Behzec (Amr b.
Hans (Huneys ya da Hansa) [b. Avf] [185] b.
Amr b. Avf b. Evs.
Ümeyye b. Zeyd b. Avf
Oğullan'ndan sekiz kişi:
Abdulmünzir b. Zeyd b.
Zenber[186] b. Ümeyye b. Zeyd'in
oğulları Ebû Lubâbe Beşîr, Mübeşşir ve Rifâ'a.
Sa'd b. Ubeyd b.
Nu'mân b. Kays b. Amr b. Zeyd b. Ümeyye b. Zeyd.
Uveym b. Saide b. Âiş[187] b.
Kays b. Zeyd b. Ümeyye b. Zeyd.
Rafi' b. Ancede.
Ancede, [188] onun annesinin adıdır.
Ubeyd b. Ebî Ubeyd. [189]
Sa'lebe b. Hatib.
Ebû Lubâbe ile Haris
b. Hatib'in, Rasûlullah (s.a.s.) ile birlikte Medine'den çıktıkları, sonra
geri döndükleri ileri sürülmüştür. Rasûlullah (s.a.s.), Ebû Lubâbe'yi,
Medine'ye vali olarak tayin etti. Rasûlullah (s.a.s.), her ikisine ganimetten
hisse ayırdı. Onların bu savaşa katılanlar gibi mükâfat aldıklarını belirtti.
Bir topluluk da: "Sa'lebe b. Hatib, zekât vermediğinden onun hakkında
(onlardan bazıları Allah'a söz verip şayet bize bol ihsanından verirse
gerçekten sadaka vereceğiz.) [190]
âyet—i kerimesi nazil olmuştur." demişlerdir. Bu asılsız bir iddiadır.
Zira onun Bedir'e katılması bu iddiayı kesin bir şekilde geçersiz kılmaktadır.
Ubeyd b. Zeyd b. Mâlik
b. Avf Oğulları' ndan altı kişi:
Uneys b. Katâde b.
Rabîa b. Hâlid b. el-Hâris b. Ubeyd b. Zeyd.
Beliyy kabilesindeki
müttefiklerinden:
Ma'n b. Adiyy b.
el-Ced b. el-Aclân.
Sabit b. Ekranı[191] b.
Sa'lebe b. Adiyy b. el-Aclân.
Onun amcasının oğlu:
Zeyd b. Eşlem b. Sa'lebe.
Rib'î b. Rafi' b. Zeyd
b. Harise b. el-Ced b. el-Aclân.
Âsim b. Adiyy b.
el-Ced b. el-Aclan Rasûlullah (s.a.s.) ile birlikte çıktı. Rasûlullah (s.a.s.)
onu geri gönderdi. Rasûlullah (s.a.s.) ona ganimetten hisse ayırdı. Bu savaşa
katılanlar gibi onun mükâfat aldığını belirtti.
Maiviye b. Mâlik h.
Avfb. Amr b. Avf Oğulları'ndan üç kişi;
Cebr b. Atîk b.
el-Hâris[192] b. Kays b, Heyşe b.
el-Hâris b. Ümeyye b.
Zeyd b. Mu'âviye.
Onların müttefiki
Mâlik b. Numeyle el-Muzenî. Onların müttefiki Nu'mân b. Asar[193]
el-Belevî.
Salebe b. Amr b. Avfb.
Mâlik Oğulları'ndan yedi kişi;
Abdullah b. Cübeyr b.
Nu'mân b. Ümeyye b. el-Berk[194]
(İm-ru'ul-Kays) b. Sa'lebe b. Amr b. Avf.
Asım b. Kays b. Sabit
b. Nu'mân b. Ümeyye b. Berk.
Ebû Dayyâh b. Sabit b.
Nu'mân b. Ümeyye b. İmru'ul-Kays b. Sa'lebe.
Kardeşi: Ebû Habbe [195] b.
Sabit.
Salim b. Umeyr b.
Sabit b. Nu'mân b. Ümeyye b. Berk.
Haris b. Nu'mân b.
Ümeyye b. Îmru'ul-Kays b. Sa'lebe.
Havvât b. Cubeyr b.
Nu'mân b. Ümeyye b. Berk. Rasûlullah (s.a.s.), onu geri gönderdi. Ona
ganimetten hisse ayırdı. Bu sa aşa katılanlar gibi onun mükâfat aldığını
belirtti.
Cehceba h. Külfe b.
Avfb. Mâlik Oğulları'ndan iki kişi:
Münzir b. Muhammed b.
Ukbe b. Uheyhe b. el-Culah b. el-Herîş b. Cehceba b. Külfe.
Onların
müttefiklerinden:
Ebû Akîl b. Abdillah
b. Sa'lebe b. Beyhan[196] b.
Âmir [b. el-Hâris] b. Mâlik b. Âmir b. Uneyf b. Cüşem b. Abdillah b. Teym b.
İraş b. Âmir b. Abile[197]
Kısmîl b. Ferran b. Beliyy b. Amr b. el-Haf b. Kudâ'a.
İmruul-Kays b. Mâlik
b. Evs Oğulları boyu, Ğanm b. es-Selm b.
İmruul-Kays b. Mâlik
b. Evs Oğulları'ndan beş kişi:
Sa'd b. Hayseme b.
el-Hâris b. Mâlik b. Ka'b b. en-Nehhât b. Ka'b b. Harise b. Ğanm.
Münzir b. Kudâme b.
Arfece b. Ka'b b. en-Nehhât b. Ka'b b. Harise. Bir rivayete göre Mâlik b.
Kudâme.
Amcası: El-Hâris b.
Arfece.
Sa'd b. Hayseme'nin
azadlı kölesi Temîm.
Evs kabilesinden
bizzat savaşa katılanlar ve savaşa katılmadığı halde kendilerine ganimetten
hisse ayrılıp savaş mükâfatını alanların toplamı altmış bir kişidir. [198] Evs
kabilesi, sayıca Hazrec kabilesinden daha azdı. Bununla birlikte onlardan
birkaç kabile İslâm'ı geç kabul ettiler. Şu da var ki Evs kabilesi daha güçlü
ve daha cesurdu. Medine'den belli bir uzaklıkta bulunan el-Avâlî'de
oturuyorlardı. Bundan dolayı savaşa katılanların sayısı hep az olurdu.
Ensâr'dan Hazrec b.
Harise kabilesi, el-Hâris Oğulları boyu İmru'ul-Kays b. Mâlik b. Sa'lebe b.
Ka'b b. el-Hazrec b. el-Hâris b. el-Haz-rec b. Harise Oğulları'ndan Bedir
Savaşı'na katılanlar dört kişidir:
Harice b. Zeyd b, Ebî
Züheyr. Kızı Ebû Bekir es-Sıddîk'm hanımı idi. Ümmü Külsûm adındaki kızı bu
hanımındandır.
Sa'd b. Rebi' b. Amr
b. Ebî Züheyr b. Mâlik b. İmru'ul-Kays.
Abdullah b. Ravâha
[Sa'lebe] [199] b. İmru'ul-Kays b. Amr
b. İmru'ul-Kays b. Mâlik.
Hallâd b. Suveyd b.
Sa'lebe b. Amr b. Harise b. İmru'ul-Kays.
imru'ul-Kays b. Mâlik
b. Sa'lebe'nin kardeşi Zeyd b. Mâlik Oğulları'ndan iki kişi:
Beşîr b. Sa'd b.
Sa'lebe b. Hılas b. Zeyd b. Mâlik. Kardeşi: Sımak b. Sa'd.
Adiyy b. Ka'b b.
el-Hazrec h. el—Haris b. el-Hazrec_
Oğullan' ndan üç kişi:
Sübey' b, Kays b. îşe[200]
(başka bir rivayete göre işe yerine Abese yazılıdır.) b. Ümeyye b. Mâlik b.
Âmir b. Adiyy. Kardeşi: Abbâd[201] b.
Kays. Abdullah b. Abs.
Ahmer b. Harise b.
Sa'lebe b. Ka'b b. el-Hazrec b. el-Hâris b.
el-Hazrec
Oğulları'fidan bir kişi:
Yezîd b. el-Hâris b.
Kays b. Mâlik b. Ahmer. Kendisine İbn Füshum[202]
denilen kişidir.
Haris b. el-Hazrec' in
ikiz oğulları Cüşem ve Zeyd
Oğullan' ndan dört
kişi:
Hubeyb b. İsaf b.
Itebe[203] b. Amr b. Hadîc b. Âmir
b. Cüşem. Abdullah b. Zeyd b. Sa'lebe b. Abdirabbih b. Zeyd. Kardeşi: Hureys b.
Zeyd b. Sa'lebe. Süfyân b. Bişr[204] b.
Amr b. el-Hâris b. Ka'b b. Zeyd.
CidârelCüdâre b. Avfb.
el-Hâris b. el-Hazrec Oğulları ndan dört kişi:
Temîm b. Ye'âr b. Kays
b. Adiyy b. Ümeyye b. Cidâre. Abdullah b. Umeyr.
Zeyd b. el-Merin b.
Kays[205] b.
Adiyy b. Ümeyye b. Cidâre. Bu kişinin Zeyd b. el-Muzeyyin olduğu söylenmiştir.
Abdullah b. Urfute[206] b.
Adiyy b. Ümeyye b. Cidâre.
Ebcer (Hudra) b. Avfb.
el-Hâris b. el-Hazrec Oğullan'ndan bir kişi: Abdullah b. Rabi' b. Kays b. Amr
b. Abbâd b. el-Ebcer (Hudrâ).
Avfb. el-Hazrec
Oğulları boyu, Ubeydb. Mâlik b. Salim b. Ğanm
b. Avfb. el-Hazrec
Oğulları'ndan iki kişi.
(Karnının
büyüklüğünden dolayı Sâîim, el-Hublâ (Hâmile) diye de isimlendirilmiştir.)
Abdullah b. Abdillah
b. Ubeyy b. Selûl. Selûl bir kadındır. Ubeyy b. Mâlik b. el-Hâris b. Ubeyd'in
annesidir. .
Evs b. Havlî b.
Abdillah b. el-Hâris b. Ubeyd.
Cez'[207] b.
Adiyy b. Mâlik b. Salim Oğulları ile Sa'lebe b. Mâlik Oğulları'ndan altı kişi:
Zeyd b. Vedîa b. Amr
b. Kays b. Cez'.
Ukbe b. Vehb b. Kelde.
Abdullah b. Gatafan Oğulları'ndan olup onların müttefikidir.
Rifâ'a b. Amr b. Zeyd
b. Amr b. Sa'lebe b. Mâlik b. Salim.
Âmir b. Seleme b.
Âmir. Yemenli olup onların müttefikidir. Bu kişinin Beliyy kabilesinden olan
Amr b. Seleme olduğu da söylenmiştir.
Ebû Hamişe Ma'bed b.
Abbâd b. Kuşeyr b. el-Mukaddem b. Salim b. Ğanm. [208]
Onların müttefiki Âmir
b. el-Bukeyr. Bu kişinin Âmir b. el-Uleys olduğu da söylenmiştir.
Salim b. Avfb, Amr b.
Avfb. el-Hazrec Oğullan boyu, el-Aclân b. Zeyd b. Ganm b. Salim Oğulları'ndan
bir kişi:
Nevfel b. Abdillah b.
Nadle b. Mâlik b. el-Aclân. Itban b. Mâlik b. Amr b. el-Aclân'in da, Bedir
Savaşı'na katıldığı doğrulanmıştır. O halde bu boydan iki kişi Bedir
Gazvesi'ne katılmıştır.
Esram b. Fihr b.
Salebe b. Ğanm b. Salim b. Avf Oğulları'ndan iki kişi:
Yukarıda adı geçen
öanm'ın, Salim b. Avf b. e]-Hazrec'in kardeşi Ğanm b. Avf olduğu söylenmiştir.
Ubâde b. es—Sâmıt. Kardeşi: Evs b. es-Sâmıt.
Da'd b. Fihr b.
Sa'lebe b. Ğanm Oğulları1 ndan: Nu'mân (Kavkal) b. Mâlik b. Sa'lebe b. Da'd.
Karabûs (ya da Kuıyûs) [209] b.
Ğanm b. Ümeyye b. Levzan b. Salim
Oğulları'ndan bir
kişi:
Sabit b. Hezzâl b. Amr
b. Karabûs.
Ganm b. Ümeyye b.
Levzan'in iki oğlu Mirdaha ve Amr Oğulları ndan:
Mâlik b. Duhşum b.
Mirdaha. Mâlik b. Duhşum b. Mâlik b. Duhşum b. Mirdaha da denilmiştir.
Rabi' b. İyas b. Amr
b. Ganm b. Ümeyye b. Levzan.
Kardeşi: Varaka[210] b.
İyas.
Amr b. İyas. Yemenli
olup onların müttefikidir. Onun Rabi' ve Varak b. İyas'in kardeşi olduğu da
söylenmiştir.
Onların
müttefiklerinden:
El-Mucezzer (Abdullah)
b. Ziyâd b. Amr b. Zemzeme b. Amr b. Umara b. Mâlik b. Gusayne b. Amr b.
Büteyre b. Meşnû' b. Kasr[211] b.
Teym b. İraş b. Âmir b. Abîle[212] b.
Kısmîl b. Ferran b. Beliyy b. Amr b. Kudâ'a.
Ubâde[213] b.
Haşhaş b. Amr b. Zemzeme.
Nehhâb (ya da Nehhâs)
b. Sa'lebe b. Hazeme b. Esram b. Amr b. Am-mâra.
Abdullah b. Sa'lebe b.
Hazeme b. Esram.
Onların müttefiki Utbe
b. Rabîa b. Hâlid b. Mu'âviye[214]
el-Behrânî'nin da Bedir'e katıldığı söylenmiştir. Utbe adındaki bu kişinin,
Süleym Oğullan'nın[215]
Behz kolundan olduğu da söylenmiştir.
Ka'b b. el-Hazrec
Oğullan boyu, Saide b, Ka'b b. el-Hazrec Oğulları kolunun Sa'lebe b. el-Hazrec
b. Saide Oğulları ndan iki kişi:
Ebû Ducâne Simak b.
Haraşe. (Simak b. Evs b. Haraşe b. Levzan b. Abdivedd b. Zeyd b. Sa'lebe de
denilmiştir.)
Münzir b. Amr b.
Huneys b. Harise b. Levzan b. Abdi Vedd b. Zeyd b. Sa'lebe.
Amr b. el-Hazrec b.
Saide Oğulları ndan iki kişi:
Ebû Useyd Mâlik b.
Rabîa b. el-Beden[216] b.
Âmir b. Avf b. Hazim b. Amr b. Hazrec b. Saide.
Mâlik b. Mes'ûd b.
el-Beden. [217]
Tarif b. el-Hazrec b.
Saide Oğulları'ndan:
Abdu Rabbih[218] b.
Hakk b. Evs b. Vekş b. Sa'lebe b. Tarif.
Onların
müttefiklerinden:
Ka'b b. Himâr[219] b.
Sa'lebe el-Cühenî.
Amr'ın üç oğlu Damra,
Ziyâd ve Besbes.
Abdullah b. Âmir,
Beliyy kabilesinden.
Cüşem b. el—Hazrec
Oğulları boyu, Selime b. b. Esed b.
Saride b. Tezid b. Cüşem Oğullan'ndan otuz besjdsiı Hıraş b. es-Sımme b. Amr b.
el-Cemûh b. Zeyd b. Haram b. Ka'b b. Ğanmb. Ka'bb. Selîme. [220]
Hubâb b. Münzir b.
el-Cemûh. Umeyr b. el-Humâm b. el-Cemûh.
Hıraş b. es-Sımme'nin
azadlı kölesi Temim.
Abdullah b. Amr b.
Haram b. Sa'lebe b. Haram.
Mu'âz b. Amr b.
el-Cemûh.
Mu'avvizb. Amr.
Hallâd b. Amr b.
el-Cemûh.
Ukbe b. Âmir[221] b.
Nâbî b. Zeyd b. Haram.
Onların azadlı kölesi
Habîb b. Esved.
Sabit b. el-Ciz'
(Sa'lebe) b. Zeyd b. el-Hâris b. Haram.
Umeyr b. el-Hâris b.
Lebde b. Sa'lebe.
Bişr b. el-Berâ b.
Ma'rur b. Sahr b. Hansa b. Sinan b. Ubeyd b. Adiyy b. Ganm b. Ka'b b. Selîme.
Tufayl b. Mâlik b.
Hansa.
Tufayl b. Nu'mân b.
Hansa.
Sinan b. Sayfî b. Sahr
b. Hansa.
Abdullah b. el-Cedd b.
Kays b. Sahr b. Hansa.
Utbe b. Abdillah b.
Sahra b. Hansa.
Cabbâr b. Ümeyye b.
Sahr b. Hansa.
Harice[222] b.
Humeyyir.
Kardeşi: Abdullah b.
Humeyyir. Bu iki kişi Duhman Oğulları'nın Eş-ca' boyundandırlar. Onların
müttefikleridirler.
Cabbâr b. Sahr'ın,
Ümeyye b. Hunâs'ın oğlu olduğu söylenmiştir.
Yezîd b. Münzir b.
Şerh b. Hunâs.
Ma'kıl b. Münzir b.
Şerh b. Hunâs.
Abdullah b. en-Nu'mân
Beldema (ya da Buldume).
Dehhâk b. Harise b.
Zeyd b. Sa'lebe b. Ubeyd b. Adiyy b. Ka'b.
Sevâd b. Rezn b. Zeyd
b. Sa'lebe. Bu kişiye: Sevâd b. Zurayk[223] b.
Zeyd b. Sa'lebe de denilmiştir.
Ma'bed b. Kays b. Sahr
b. Haram.
Abdullah b. Kays b.
Sahr b. Haram. [224]
Abdullah b. Abdi Menâf
b. Nu'mân b. Sinan.
Câbir b. Abdillah b.
Riab b. Nu'mân. Bu kişi çok yaşayıp kendisinden çokça rivayet olunan Câbir b.
Abdillah b. Amr b. Haram değildir. Zira bu kişi ne Bedir'e ne de Uhud'a
katılmıştır. İlk katıldığı gazve Ham-râü'1-Esed Gazvesi'dir. Sonra Handek'e
kadar bütün gazvelere kesintisiz bir şekilde katılmıştır.
Huleyde b. Kays b.
Nu'mân.
Nu'mân b. Yesâr. [225]
Onların azadlı kolesidir.
Ebû'l-Münzir Yezîd b.
Âmir b. Hadîde.
Kutba b. Âmir b.
Hadîde.
Süleym b. Amr b.
Hadîde.
Onun kölesi Antere.
Antere adındaki bu kişinin, Süleym b. Mansur Oğullan boyu, Zekvan Oğulları'ndan
olduğu da söylenmiştir.
Abs b. Âmir b. Adiyy.
Ebû'l-Yeser Ka'b b.
Amr b. Abbâd b. Amr b. Sevâd b. Ganm.
Seni b. Kays b. Ebî
Ka'b b. el-Kayn b. Ka'b b. Sevâd.
Amr b. Talk b. Zeyd b.
Ümeyye b. Sinan b. Ka'b b. Ğanm.
Şelîme b. Sa'd1 m
kardeşi Udeyy b. Sa'd Oğullan'ndan bir kişi:
Mu'âz b. Cebel b. Amr
b. Evs b. Aiz b. Adiyy b. Ka'b b. Adiyy b. Udeyy. Soy kütüğü için şöyle de
denilmiştir: Mu'âz b. Cebel b. Amr b. Evs b. Abbâd b. Adiyy[226] b.
Ka'b [b. Amr][227] b. Udeyy b. Sa'd (Udeyy,
Selîme b. Sa'd'ın kardeşidir.).
Zurayk b. [Abd] Harise
b. Ğadb b. Cüşem b. el-Hazrec Oğulları ndan-
Kays b. Mihsan b.
Hâlid b. Muhalled b. Âmir b. Zurayk b. Abdi Harise.
Ebû Hâlid el-Hâris b.
Kays b. Hâlid b. Muhalled.
Cubeyr b. İyas [b.]
Hâlid b. Muhalled.
Ebû Ubâde Sa'd b.
Osman b. Halde b. Muhalled.
Kardeşi: Ukbe b.
Osman.
Zekvân b. Abdikays b.
Halde b. Muhalled.
Ubâde[228] b.
Kays b. Âmir b. Hâlid b. Âmir b. Zurayk b. Abdi Harise.
Es'ad b. Yezîd[229] b.
el-Fakih b. Zeyd b. Halde b. Âmir b. Zurayk b. Abdi Harise.
EI-Fâkih b. Bişr[230] b.
el-Fâkih b. Zeyd b. Halde.
Mu'âz b. Mâ'ıs b. Kays
b. Halde b. Âmir b. Zurayk.
Kardeşi: Aiz b. Mâ'ıs
b. Kays b. Halde b. Zurayk.
Amcaları: Mes'ûd [b.
Sa'd] [231] b. Kays.
Rifâ'e b. Rafi'[232] b.
el-Aclân b. Amr b. Âmir b. Zurayk b. Abdi Harise.
Kardeşi: Hallâd b.
Rafi'.
Ubeyd b. Zeyd b. Âmir
b. el-Aclân.
Ziyâd b. Lebîd b.
Sa'Iebe[233] b. Sinan b. Âmir b.
Adiyy b. Ümeyye b. Beyâde.
Hâlid b. Kays b. Mâlik
b. el-Aclân b. Âmir b. Beyâde.
Rüceyle[234] b.
Sa'Iebe b. Hâlid b. Sa'Iebe[235] b.
Âmir b. Beyâde.
Atıyye b. Nüveyre b.
Âmir b. Atıyye b. Âmir b. Beyâde.
Halife b. Adiyy b. Amr
b. Mâlik b. Âmir b. Füheyre b. Beyâde.
Rafi' b. el-Muallâ b.
Levzan b. Harise b. Adiyy b. Sa'Iebe b. Zeyd Me-nât b. Habîb b. Harise (Habîb,
Zurayk b. Hârise'nin kardeşidir.)
Amrb. el-Hazrec b. en-Neccâr
(Teymullah b. Sa'Iebe b. Amr b,
el-Hazrec)
Oğulları'ndan:
Ebû Eyyûb Hâlid b.
Zeyd b. Kuleyb b. Sa'Iebe b. Abdi Avf b. Ğanm b. Mâlik b. en-Neccâr.
Sabit b, Hâlid b.
Nu'mân b. Hansa b. Useyra[236] b.
Abdi Avf b. Ğanm b. Mâlik b. en-Neccâr.
Umara b. Hazm b. Zeyd
b. Amr b. Abdi Avf b. Ğanm b. Mâlik b.
en-Neccâr.
Surâka b. Ka'b b.
Abdiluzzâ b. Ğaziyye b. Amr b. Abdi Avf b. Ğanm b.
Mâlik b. en-Neccâr.
Süheyl b. Rafi' b. Ebî
Amr b. Aiz b. Sa'Iebe b. Ğanm b. Mâlik b.
en-Neccâr.
Adiyy b. Ebî'z—Zağbâ.
Cuheyne kabilesinden olup onların müttefikidir.
Mes'ûd b. Evs b. Zeyd
[b. Esram b. Zeyd][237] b.
Sa'Iebe b. Ğanm b. Mâlik b. en-Neccâr.
Ebû Huzeyme b. Evs b.
Zeyd b. Esram[238] b. Zeyd b. Sa'iebe b.
Ğanm
b. Mâlik b. en-Neccâr.
Rafi' b. el-Hâris b.
Sevâd b. Zeyd.
Sevâd b. Mâlik b. Ganm
Oğulları'ndan yirmi kişi:
Avf b. el-Hâris b.
Rifâ'a b. Sevâd b. Mâlik b. Ğanm b. Mâlik b. en-Neccâr.
Kardeşi: Muavviz b.
el-Hâris.
Kardeşleri: Mu'âz b.
el-Hâris.
Bunlara Afra Oğulları
denilmiştir.
Nu'mân[239] b.
Amr b. Rifâ'a b. Sevâd b. Mâlik b. Ğanm b. Mâlik b. en-Neccâr.
Abdullah b. Kays b.
Hâlid b. Halde b. el-Hâris b. Sevâd b. Sa'lebe b. Ğanm b. Mâlik b. en-Neccâr.
İsmet[240]
Eşca' kabilesinden, onların müttefikidir.
Vedîa b. Amr. Cuheyne
kabilesinden, onların müttefikidir.
Sabit b. Amr b. Zeyd
b. Adiyy b. Sevâd b. Zeyd b. Sa'lebe b. Ğanm b. Mâlik b. en~Neccâr.
Haris b. Rifâ'a'nın[241]
azadlı kölesi Ebû'l-Hamrâ'nın da Bedir'e katıldığı söylenmiştir.
Sa'lebe b. Amr b.
Mihsan b. Amr b. Atık b. Amr b. Mebzul (Âmir) b. Mâlik b. en~Neccâr.
Sehl b. Atîk b. en-Nu'mân
b. Amr b. Atık.
El-Hâris b. Sımme b.
Amr b. Atîk. Revha'da deveden düşüp geri çev-rilmişse de, Rasûlullah (s.a.s.)
ona savaş ganimetinden hissesini vermiştir.
Mu'âviye b. Amr b.
Mâlik b. en-Neccâr Oğulları (Benî Hudeyle[242])'
ndan iki kişi:
Ubeyy b. Ka'b b. Kays
b. Ubeyd b. Zeyd b. Mu'âviye b. Amr b. Mâlik b. en-Neccâr.
Enes b. Mu'âz b. Enes
b. Kays b. Ubeyd b. Zeyd b. Mu'âviye b. Amr b. Mâlik b. en-Neccâr.
Adiyy b. Amr b. Mâlik
b. en-Neccâr Oğulları'ndan:
Onlara, Meğâle Oğullan
da denilmiştir. Meğâle, Kinâne Oğullan'ndan bir kadındır.
Evs b. Sabit b.
el-Münzir b. Haram b. Amr b. Zeyd Menât b. Adiyy b. Amr b. Mâlik b. en-Neccâr.
Ebû Şeyh b. [Ubey b.] [243]
Sabit b. el-Münzir b. Haram.
Bazıları, Ebû Şeyh
Ubeyy b. Sâbit'in, Hassan b. Sabit ve Evs b. Sâ-bit'in kardeşleri olduğunu
belirtmişlerdir.
Ebû Talha Zeyd b. Sehl
b. Esved b. Haram b. Amr b. Zeyd Menât b. Adiyy b. [Amr b.] Mâlik[244] b.
en-Neccâr.
Adivyjy^en-Neccâr
Oğulları'ndan on
Harise b. Surâka b.
el-Hâris b. Adiyy b. Mâlik b. Adiyy b. Âmir b. Ğanm b. Adiyy b. en-Neccâr.
Amr (Ebû Hakîm) b.
Sa'lebe b. Vehb b. Adiyy b. Mâlik b. Adiyy b. Amir b. Ğanm b. Adiyy b.
en-Neccâr.
Selit b. Kays b. Atîk
b. Mâlik b. Adiyy b. Âmir b. Ğanm b. Adiyy b. en-Neccâr.
Ebû Selît Useyra b.
Amr (Ebû Harice) b. Kays b. Mâlik b. Adiyy b. Âmir b. Ğanm b. Adiyy b.
en-Neccâr.
Sabit b. Hansa b. Amr
b. Mâlik b. Adiyy b. Âmir.
Âmir b. Ümeyye b. Zeyd
b. Heshes b. Mâlik b. Adiyy b. Âmir [b. Ğanm] [245] b.
Adiyy b. en-Neccâr.
Muhriz b. Âmir b.
Mâlik b. Adiyy b. Âmir b. Ganm b. Adiyy b. en-Neccâr.
Sevâd b. Ğaziyye b.
Uheyb. Beliyy kabilesinden olup onların müttefikidir.
Ebû Zeyd Kays b. Seken
b. Kays b. Ze'ûra b. Haram b. Cundub b. Âmir b. Ğanm b. Adiyy b. en-Neccâr.
Ebû'l-A'ver b.
el-Hâris b. Zalim b. Abs b. Haram.
Süleym b. Milhan.
Haram b. Milhan
(Mâlik) b. Hâlid b. Zeyd b. Haram.
Mazin b. en-Neccâr
Oğullan'ndan altı kişi:
Kays b. Ebî Sa'sa'a
(Amr) b. Zeyd b. Avf b. Mebzul b. Amr b. Ganm b. Mazin b. en-Neccâr.
Abdullah b. Ka'b b.
Amr b. Avf[246] b. Mebzul.
İsmet. Esed b. Huzeyme
Oğulları'ndan olup, onların müttefikidir.
Ebû Dâvûd Umeyr b.
Âmir b. Mâlik b. Hansa b. Mebzul.
Surâka b. Amr b.
Atıyye b. Hansa b. Mebzul.
Kays b. Muhalled b.
Sa'Iebe b. Sahr b. Habîb b. el-Hâris b. Sa'lebe b. Mazin b. en-Neccâr.
Dinar b. en-Neccâr
Oğullan'ndan:
Nu'mân b. Abdi Amr b.
Mes'ûd b. Abdileşhel b. Harise b. Dinar b, en-Neccâr.
Kardeşi: Dahhâk b.
Abdi Amr.
Süleym b. el-Hâris b.
Sa'lebe b. Ka'b [b. Abdileşhel] [247] b,
Harise b. Dinar b. en-Neccâr.
Câbir b. Hâlid [b.
Mes'ûd] [248] b. Abdileşhel b. Harise
b. Dinar b. en-Neccâr.
Sa'd b. Süheyl b.
Abdileşhel b. Harise b. Dinar b. en-Neccâr.
Kays b. Mâlik b. Ka'b
b. Harise b. Dinar b. en—Neccâr
Oğulları ndan:
Ka'b b. Zeyd b. Kays.
Buceyr b. Ebî Buceyr.
Abs kabilesinin Cezime,b. Ravâha Oğulla-rı'ndan olup, onların müttefikidir. Hazreclilerden
toplam olarak yüz yetmiş kişi Bedir'e katılmıştır..
Bedir ehli erkeklerin
toplam sayısı, üç yüz on dokuz kişidir. Onlardan bazıları savaşa katılmadıkları
halde, savaş ganimetinden hisseleri verilmiş ve gazveye katılma mükâfatını
almışlardır. Geri kalan üç yüz on bir kişi ise, bizzat savaşa katılmışlardır.
Allah hepsinden razı olsun.
Bedir'e katılanlar
arasında şu kişiler de zikredilmiştir:
Itban b. Mâlik âb. Amr
b. el-Aclân b. Zeyd b. Ğanm b. Salim b. Avf b. Amr b. Avf b. el-Hazrec.
Kardeşinin oğlu: İsmet
b. el-Husayn b. Vebere.
[Hilâl b.] [249]
el-Muallâ b. Levzan b. Harise b. Adiyy b. Zeyd b. Sa'lebe b. Mâlik b. Zeyd
Menât b. Habîb b. Abdi Harise b. Mâlik b. Ğadb b. Cü-şem b. el-Hazrec. [250]
Bedir Gazvesi'nde
şehid olanlar[251] şu kişilerdir: Ubeyde b.
el-Hâris b. el-Muttalib b. Abdi Menâf. Umeyr b. Ebî Vakkâs. Sa'd b. Ebî
Vakkâs'm kardeşi olan bu zât şehid olduğu sırada on altı yaşındaydı.
Zühre Oğulları'nın
müttefiki Zu'ş-Şimâleyn b. Abdi Amr b. Nadle
el-Huzâ'î.
Adiyy b. Ka'b
Oğulları'nm müttefiki Akîl b. el-Bükeyr el~Leysî.
Ömer b. Hattâb'ın
azadlı kölesi Mihca'.
Haris b. Fihr
Oğulları'ndan Safvan b. Beydâ. Bu altı kişi Muhacirlerdendir.
Enşâr'dan Evs
kabilesine mensup olan şehidler:
Sa'd b. Hayseme b. Amr
b. Avf.
Mubeşşir b.
Abdilmünzir b. Zenber. Bu kabileden iki kişi şehid olmuştur.
El-Hâris b. el-Hazrec
Oğulları'ndan: Yezîd b. el-Hâris (İbn Fushum b. el-Hâris b. el-Hazrec).
Selime Oğulları'ndan
Umeyr b. el-Humam.
Habîb b. Abdi Harise
Oğulları'ndan Rafi' b. el-Muallâ.
En-Neccâr
Oğulları'ndan Harise b. Surâka.
Afrâ'nın iki oğlu Avf
ve Muavviz. Bu altı kişi de Hazredilerdendir. Şe-hidlerin toplam sayısı on dört
kişidir.[252]
Kureş kâfirleri ve
onlara bağlı olanlardan yetmiş erkek öldürüldü, [253] En
meşhur olanları şu kişilerdir:
Hanzele b. Ebî Süfyân
Sahr b. Harb b. Ümeyye. Onu öldürülenler arasında Zeyd b. Harise de vardı.
Ubeyde b. Sa'îd b.
el-Asî. Onu, Zübeyr (r.a.) öldürdü.
Kardeşi: El-Asî b.
Sa'îd. Onu, Ali (r.a.) Öldürdü.
Ukbe b. Ebî Mu'ayt.
Âsim b. Sabit b. Ebi'l-Akleh, onu esir edip sonra öldürdü. Ali (r.a.)'nin
öldürdüğü de söylenmiştir. Utbe b. Rabîa b. Abdi Şems. Şeybe b. Rabîa. Velîd b.
Utbe.
Haris b. Amir b.
Nevfel b. Abdi Menâf.
Amcasının oğlu:
Tu'ayme b. Adiyy. Esir edilip sonra öldürülmüştür. Zeme'a b. Esved b.
el-Muttalib b. Esed. Oğlu: Haris b. Zeme'a. Kardeşi: Akıl b. Esved.
Amcasının oğlu:
Ebû'l-Bahterî el-Asî b. Hişâm b. el-Hâris b. Esed. Nevfel b. Huveylid b. Esed.
Kardeşinin oğlu Zübeyr ya da Hz. Ali'nin onu öldürdüğü söylenmiştir.
Nadr b. Haris b.
Kelede b. Alkame b. Abdi Menâf b. Abdiddâr. Esir edilip Safra'da boynu
vurulmuştur.
Umeyr b. Osman (Talha
b. Ubeydillah'ın amcası). Ebû Cehil b. Hişâm. Mu'âz b. Amr b. Cemûh ile Muavviz
b. Afra, onu öldürmeye giriştiler. Abdullah b. Mes'ûd, onu son nefeslerini
verirken buldu. Kafasını kopardı.
Kardeşi: El-Asî b.
Hişâm.
Amcalarının oğlu:
Mes'ûd b. Ebî Ümeyye b. Muğîre (Mü'minlerin annesi Ümmü Seleme'nin kardeşi).
Ebû Kays b. Velîd b.
Muğîre (Hâlid b. Velîd'in kardeşi). Amcasının oğlu: Ebû Kays b. el-Fakih b.
Muğîre. Saib b. Ebî Saib b. Aiz b. Abdillah b. Ömer[254] b.
Mahzûm. Onun Bedir'de öldürülüp öldürülmediği konusunda ihtilaf vardır.
Be-dir'de öldürülmediği; aksine sonradan Müslüman olduğu da söylenmiştir.
Münebbih b. Haccâc. Oğlu: El-Asî b. Münebbih b. Haccâc. Kardeşi: Nubeyh.
Ümeyye b. Halef b.
Vehb b. Huzâfe b. Cumâh. Oğlu: Ali b. Ümeyye..
Talha b. Ubeydillah'ın
kardeşi Mâlik b. Ubeydillah b. Osman esir edildi. Esir olarak öldü.
Ebû Huzeyfe b.
Muğîre'nin iki oğlu Huzeyfe ve Hişâm.
Bedir gününde, Mahzûm
Oğulları ve onların müşrik müttefiklerinden yirmi dört; Abduşems ve
müttefiklerinden on iki erkeğin esir edildiği ya da öldürüldüğü belirtilmiştir.
[255]
Hâsım Oğulları'ndan:
Abbâs b. Abdilmuttalib.
Hz. Ali'nin kardeşi
Akîl b. Ebî Tâlib.
Nevfel b. el-Hâris b.
Abdilmuttalib.
El-Muttalib b. Abdi
Menâf Oğullan' ndan:
Saib b. Ubeyd b. Abdi
Yezîd b. Hâşim b. el-Muttalib b. Abdi Menâf.
Nu'mân b. Amr b.
Alkame b. el-Muttalib.
Abdu Şems Oğulları'ndan:
Amr b. Ebî Süfyân b. Harb. Haris b. Ebî Vecze[256] b.
Ebî Amr b. Ümeyye.
Ebû!l-Âs b. Rabı' b.
Abdiluzzâ b. Abdi Şems (Rasûlullah (s.a.s.)'m damadıdır. Kızı Zeyneb onunla
evli idi.) Hâlidb. Esidb, Ebi'l-îs. Onların dört müttefiki.
[Nevfel b. Abdi Menâf Oğullan'ndan] [257]-Adiyy
b. el-Hıyâr b. Adiyy b. Nevfel b. Abdi Menâf. Osman b. Abdi Şems b. Câbir.
Akraba olarak Utbe b. Gazvân'm amcasının oğludur.
[Abduddâr Oğulları ndan]:
Mus'âb b. Umeyr'in
kardeşi EbûAzîz b. Umeyrb. Hâşim b. Abdi Me-nâf b. Abdiddâr.
(Esed b. Abdiluzzâ
Oğulları'ndanj:
Saib b. Ebî Hubeyş b.
el-Muttalib b. Esed. Haris b. Aiz b. Osman b. Esed.
[Mahzûm Oğullan'ndanl:
Hâlid b. Hişâm b.
Muğîre b. Abdillah b. Ömer b. Mahzûm. Sayfî b. Ebî Rifâ'a b. Abid b. Abdillah
b. Ömer b. Mahzûm. Kardeşinin oğlu: Abdullah b. Ebi'l-Münzir b. Ebî Rifâ'a.
El-Muttalib b. Hanteb b. el-Hâris b. Ubeyd b. Ömer b. Mahzûm. Hâlid b. el-A'lem
el~Huzâ'î. Ona Ukaylî de denilmiştir. Onların müttefikidir. Şu şiiri söyleyen
kişidir: [258]
"ökçeleri
üzerinde durup yaralan kanayanlardan değil, Fakat dimdik ayakta durup kanları
damlayanlardanız."
Bedir gününde ilk
kaçan kişidir. Fakat yakalandı ve esir edildi.
Ümeyye b. Ebî Huzeyfe
b. Muğîre.
Hâlid b. Velîd'in
kardeşi Velîd b. Velîd.
Osman b. Abdillah b.
el-Muğîre.
Ebû Ata Abdullah b.
Ebî Saib b. Abid[259] b.
Abdillah b. Ömer b. Mahzûm.
[Sehm Oğullan'ndanl:
Ebû Veda'e b. Subayra
b. Suayd [b. Sa'd] b. Sehm. Fidye karşılığında serbest bırakılan ilk esirdir.
[Cumâh Oğulları ndan}:
Abdullah b. Ubeyy b.
Halef.
Kardeşi: Amr b. Ubeyy.
Ebû Azze Amr b.
Abdillah b. Umeyr[260] b.
Uheyb b. Huzâfe b. Cumâh.
[Amir Oğullan'ndanl:
Süheyl b. Amr b. Abdi
Şems b. Abdi Vedd b. Nasr b. Mâlik b. Hisl b. Âmir b. Lüeyy.
Abd b. Zeme'a b. Kays
b. Abdi- Şems b. Abdi Vedd.
J45N
[Esed b. Abdiluzzâ
Oğullan'ndanl[261]
Abdullah b. Humeyd b.
Züheyr b. el-Hâris b. Esed b. Abdiluzzâ b.
Kusayy. [262]
Hz. Peygamber
(s.a.s.), Bedir Gazvesi'nden döndükten bir hafta[263] sonra,
Süleym Oğulları[264]
üzerine yürümek üzere Sibâ' b. Urfuta el-Gıfârî'yi, diğer bir rivayete göre İbn
Ümmi Mektûm'u yerine bırakarak Medine'den yola çıktı. Küdr denilen suyun başına
vardılar. Orada üç gün kaldı. Hiç bir çarpışmada bulunmadan geri döndü. [265]
Kureyşli müşriklerin,
Bedir Savaşı'nda yenilgiye uğramış olan askerleri,[266]
Mekke'ye döndüklerinde, Ebû Süfyân iki yüz süvari ile birlikte Rasûlullah
(s.a.s.) ile savaşmak üzere geri döndü. Medine'nin Urayz bölgesine kadar
ilerlediler. Sık bir hurmalığı yaktılar. Orada tarlalarda çalışan Ensâr'dan
bir zât ile onun müttefikini bulup öldürdüler. Sonra acele geri çekildiler.
Rasûlullah (s.a.s.), yerine Ebû Lubâbe b.Abdilmünzir'i bırakıp, Müslümanlarla
birlikte onları takip etmeye çıktı. Karkara-tü'î-Küdr'e kadar ilerledi. Ebû
Süfyân ve müşriklerin savuşup gittiklerini, kaçarken yüklerini hafifletmek
için yiyecekleri olan seviklerini (kavrulmuş buğday unu, kavut) çokça ekinler
arasına attıklarını gördüler.
Müslümanlar bu sevik
dağarcıklarını topladılar. Bu yüzden bu gazveye Sevik Gazvesi adı verildi. Bu
gazve,
Bedir'den iki küsur ay
sonra, hicrî 2. yıl Zilhicce ayında yapıldı. [267]
Rasûlullah (s.a.s.), [268]
Zilhicce ayının geri kalan günlerini Medine'de geçirdi. Sonra Hz. Osman b.
Affân'ı, Medîne'de yerine vekil bırakarak Ğatafanlılar ile savaşmak üzere
Necid'e doğru yola çıktı. Safer ayının tamamını Necid bölgesinde geçirdi.
Sonra hiç bir çarpışmada bulunmadan medîne'ye döndü. [269]
Rasûlullah (s.a.s.),
Medîne'de Rebî'ulevvel ayını geçirdikten sonra, yerine İbn Ümmü Mektûm'u vekil
bırakarak, Kureyş ile savaşmak üzere Behran[270]
denilen yere kadar ilerledi. Üçüncü senenin Reb'iulâhır ve Ceâzıyelevvel
aylarında orada kaldı. Herhangi bir çarpışmada bulunmadan Medîne'ye geri döndü.
[271]
Benî Kaynuka[272]
Yahudileri, Rasûlullah (s.a.s.) ile yapmış oldukları antlaşmayı bozdular.
Rasûlullah (s.a.s.)'a boyun eğip hükmünü kabul edinceye kadar, Hz. Peygamber
(s.a.s.) onları kuşattı. Abdullah b. Übeyy b. Selûl, onlar için aracı oldu.
Rasûlullah (s.a.s.) onların kanlarını bağışla-ymcaya kadar ısrar etti. Onları kuşatma
sırasında Medîne'de Ebû Lubâbe b. Beşîr b. Abdilmünzir'i vali olarak bıraktı.
Onları on beş gece kuşattı. Medine varoşlarında oturan bu Yahudiler, Abdullah
b. Selâm'in kavminden idiler. Üç yüzü demir zırhlı olmak üzere, yedi yüz
savaşçıları vardı.
Ekim dikim ve
hurmalıkları yoktu. Ticaret ve kuyumculuk ile uğraşıp, mallarını
işletiyorlardı. [273]
Allah ve Rasûlü'nün
düşmanı Ka'b b. Eşref, [274] Tayy kabilesinden idi.
Annesi ise Benî Nadir Yadudiîerinden idi. Rasûlullah (s.a.s.), onu öldürmeye
teşvik etti. Bu iş için Muhammed b. Mesleme, Abduleşhel Oğulla-n'ndan Ka'b b.
Eşrefin süt kardeşi Ebû Naile Silkan b. Selâme b. Vekş, yine Abduleşhel
Oğulları'ndan Abbâd b. Bişr b. Vekş ile Haris b. Evs b. Mu'âz ve Harise
Oğulları'ndan Ebû Abs b. Cebr'i görevlendirdi. Savaşta caiz olması nedeni ile,
Rasûlullah (s.a.s.), onlara böyle bir durumda inanmadıkları şeyleri söylemeye
izin verdi. Onlar, Silkan b. Selâme'yi Ka'b'ın yanma gönderdiler. Silkan,
ilerleyip onun yanma gitti. Rasûlullah (s.a.s.)'a karşı olma konusunda onunla
uyum içerisinde olduğunu açıkladı. Sıkışık durumda olduklarını ona şikâyet
etti. Bundan dolayı, silahlarını yanında rehin bırakmak karşılığında, kendisine
ve arkadaşlarına yiyecek vermesi konusunda onunla konuştu. Ka'b onlara olumlu
cevap verdi. Silkan, arkadaşlarının yanına döndü. Arkadaşları ile beraber
çıktılar. Rasûlullah (s.a.s.), mehtaplı bir gecede onlarla birlikte
Bekî'u'l-Ğarked'e kadar yürüdü; orada onları uğurladı. Onlar yürüyüp Ka'b'ın
yanına vardılar. Ka'b, kalesinden çıkıp onların yanına geldi. Bir müddet
beraber yürüdüler. Kılıçlarını onun yanına koydular. Muhammed b. Mesleme,
belinde taşıdığı hançeri çıkarıp onu öldürdü. Fâsık kişi, öyle bir çığlık
kopardı ki çevresindeki kale sakinleri korkup ürktüler. Hepsi ışıklarını
yaktılar. Arkadaşlarının telaşla vurdukları kılıçlarından, Haris b. Evs,
ayağından veya başından yaralanıp kan kaybetti. Arkadaşları kurtulup o geride
kaldı. Ümeyye b. Zeyd Oğulları yurduna, sonra, Kurayza Oğullan mahallelerine
vardılar. Sonra Bu'as'a gelip kavuştular. Sonunda, Medine'nin karataşlık mevkii
olan Urayz'a vardılar. Arkadaşlarını orada beklediler. Evs, orada arkadaşlarına
yetişti.
Arkadaşları Haris b.
Evs'i, gecenin sonuna doğru Hz. Peygamber (s.a.s.)'in mescidine getirdiler.
Rasûlullah (s.a.s.), o sırada namaz kılıyordu. Namazı bitirince, Ka'b'ı
öldürdüklerini Hz. Peygamber (s.a.s.)'e bildirdiler. Rasûlullah (s.a.s.),
Haris b. Evs'in yarasına tükürüğünü sürdü; yara iyileşti. Rasûlullah (s.a.s.),
Müslümanlara, Yahudilerle savaşmaları için direktif verdi. O sırada Huveyyisa
b. Mes'ûd Müslüman oldu. Muhayyısa b. Mes'ûd da daha önce Müslüman olmuştu. Bu
iki zât Harise Oğulları'ndandi. [275]
[1] Birinci Akabe için bkz. İbn Hişâm, II, 73; İbn Sa'd,
I/I, 147; et-Taberî, II, 235; Ensâ-bu'l-Eşrâf, I, 111; Telkîhu'l-Fuhûm, 213;
İbn Seyyidi'n-Nâs, I, 155; İbn Kesîr, 111,150; Târîhu'z-Zehebt, I, 171;
el-lmlâ', 32, Târthu'l-Hamîs, I, 317.
[2] İbn Sa'd, II1/II, 93; Usdu'l-Ğâhe ve el-İsâbe'ye göre
yapılan bir ilavedir.
[3] Usdu'l-Ğâhe'ds, Gudayne diye yazılıdır. Mu'cemu
I-Bekrî, 28'de Gusayne olarak geçmektedir. Gusayne Oğullan; Sevâd b. Mum b.
Eraşe Oğullan'dır. El-Mücezzer b. Ziyâd el-Bedrî'nİn kavmidir.
[4] İbn İshâk ve İbnu'l-Kelbî, Hazme diye kaydetmişlerdir.
Ed-Dârekulnî ise, Hezeme diye kaydetmiştir. İbn Abdilberr diyor ki: Ensâr'dan
Hezeme adında (z harfinin harekeli hali ile) bir kişi yoktur. O da Hazme diye
okumuştur.
[5] Usdu'l-Ğâbe'de mim harfinin şeddesi ile yani Ammâra
şeklinde okunmuştur.
[6] Ası] nüshada, on kişi olduğu yazılıdır. Yanlıştır.
[7] İbn Hazm, burada Ebû'I-Heysem b. et-Teyyihan'ı
Abduleşhel Oğulları'ndan saymıştır. Bİ-Cemhara, 32O'de ise Ze'ûra b. Cüşem
Oğulları'na mensub biri olarak zikretmiştir. İb-nil'1-Esîr, üsâu'l—Gâbe*Û&
aynı böyle bir açıklama yaptıktan sonra şöyle bir açıklamada bulunmuştur:
"O Beüyy kabilesine mensup biridir. Ancak onun aynı zamanda Abduleşhel
Oğullan iie hilf denilen antlaşmayı imzaladığı da söylenmiştir."
[8] HicaziilarTeyihan; diğerleri ise Teyyihan diye
okuyorlar. Bkz. İbn Seyyidi'n-Nâs, I, 157.
[9] İbn Ishâk, Uveym b. Saide'nin, Beliyy kabilesinden ve
Ümeyye b. Zeyd'in müttefijd olduğu görüşünü benimsemiştir. Ondan başka kimse
bu görüşü belirtmemiştir.
[10] E]-Maknzî(el-İmtâ 34-35), İbn Hazm'ın: "Mus'âb b.
Umeyr... İslâm'da ilk Cuma namazını onlara Hadımat kuyusu denilen yerde
kıldırdı." sözünü nakleder ve şöyle der: "Bununla İbn Hazm,
insanlara ilk Cuma namazını Mus'âb b. Umeyr'in kıldırdığını kesin bir dil ile
ifade etmektedir. Dolayısı ile İbn Hazm, bu sözü ile İbn İshâk'ın, insanlara
ilk Cuma namazını kıldıran Es'ad b. Zurâre'dir, biçiminde zikrettiklerine
karşı çıkmaktadır." (Bkz. es-Sîre, II, 77).
[11] Sa'd ve Useyd'in Müslüman olmaları hakkında bkz. İbn
Hişâm, II, 77; İbn Seyyidi'n-Nâs, I, i 59; İbn Kesîr, III, 152; el-İmîâ\ 34.
[12] Ebû Ömer de onu istisna etmiştir (bkz. İbn
Seyyidi'n-Nâs, I, 161). Bu konuda müellif onu takip etmiştir. İbn İshâk, bu
konuda bir şey zikretmem iştir.
[13] Asıl nüshada,
Vakş yerine Kays yazılıdır. El-Cemhara, 320; İbn Seyyidi'n-Nâs, I, 161;
cl-İmtâ', 34; el-Isâbe'ye göre düzeltildi. Ukayş da denilmiştir.
[14] İstisna edilen
Evs'in kollan arasında İbn Hişâm, II, 8Ü'de Vakıftan sonra Vail'i ilave
etmiştir.
[15] "Bunlar,
Medine'nin el-Avâlî semtinde oturuyorlardı." sözünden, "Hepsi
birlikte Müslüman oldular." sözüne kadarki İbare, İbn Seyyİdi'n-Nâs, I,
[6I'de belirttiği gibi Ebû Ömer b. Abdilberr'den alınlılanmıştır.
[16] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 93-95.
[17] İkinci Akabe Biati için bkz. İbn Hişâm, II, 81; İbn
Sa'd, I/I, 148; et-Taberî, II, 235; İbn Sey-yidi'n-Nâs, I, 161;
Tâıihu'z-Zehebî, I, 177; İbn Kesîr, III, 158; el-İmtâ', 35. Bazı siyer
eserlerinde bu olay, Üçüncü Akabe olarak adlandırılmıştır.
[18] Bkz. İbn Hişâm, II, 86; İbn Sa'd, I/I, 148;
el-Muhahber, 268; et-Taberî, II, 235; Nesebu Kureyş, I, 117; Telkîhu'l-Fuhûm,
214; İbn Seyyidi'n-Nâs, I, 157; Târîhu'z-Zehebî, I, 181; Tâıihu' l-Hamîs, 1,
316.
[19] Asıl nüshada, "İbn Ebî Mâlik" yazılıdır.
El-Cemhara, 344; rical ve siyer kitaplarına göre düzeltildi.
[20] El-Cemhara, 339; siyer ve rical kitaplarına göre
yapılan bir ilavedir.
[21] Asıl nüshada,
"Huzayme" yazılıdır. EI-Huşenî, "Hezime" diye, noktasız ha
ve ze'nin esre-
siyie okuyup
kaydetmiştir. İbn Sa'd, III/II, 142'de de aynı o şekilde kaydedilmiştir.
[22] Ei-Cemhara, 346 ve rical kitaplarına göre yapılan bir
ilavedir.
[23] İbn Hazırı, el-Cemhara'da. ve İbn Sa'd, II/III,
145'de, Münzir'in soy kütüğünde "Hârise"yi eksik bırakmışlardır. İbn
Hişâm, Vsdu'l-Ğâhe ve el—lstiab'da. ise bu adı soy kütüğünde göstermiş!erdir.
Bu adın kaydedilmesi İbn İshâk'm rivayetine dayanmaktadır. Ebû Ömer de onu
takip etmiştir. İbnu'l-Kelbî, İbn Mende ve Ebû Nu'aym ise, Huneys b, Levzan
demek suretiyle Hârise'yi eksik bırakmışlardır.
[24] İbn Hişâm, el-Cemhara, 344; İbn Sa'd, II/III, I42'ye
göre yapılan ilavedir.
[25] Müellifin bu kitapta İhmal ettiği, siyer ve rical
kitaplarına göre yapılan bir ilavedir.
[26] El-Cemhara, 319; İbn Sa'd, II/III; ve el-Isâbe'de,
Useyd'in soy kütüğünde Rafi' geçmemektedir. İbn Hişâm, II, 87 ve el-lsfiab'da.
ise bu ad kaydedilmiştir.
[27] İbn Sa'd, II/III, 47; İbn Hişâm, II, 87; el-Cemhara,
325; Usdu'l-Ğâbe ve el-İsâbe'ye göre
ilave edildi.
El-lmtâ'da da belirtildiği gibi, adı geçen kaynaklarda onun soy kütüğü ile ilgili
olarak ihtilaf bulunmakladır. İbnu'1-Esîr: "İbn Ishâk, onu Amr b. Avf
Oğulları'namen-sub biri olarak göstermiştir. Sonra soy kütüğünü burada
gösterdiği gibi kaydetmiştir. Onun, 'Amr b. Avf Oğulları'ndan' sözüne bîr anlam
veremedim." demektedir. İbnu'l-Esîr'in problem haline getirdiği bu
İfadeler, İbn Hişâm'ın Sîret'inde geçmemektedir.
[28] Vakıdî ve İbn İmâra el-Ensârî, Sa'd b. Hayseme'ye
yukarıda belirtildiği gibi bir soy kütüğünü nisbel ederler. İbnu'l-Kelbî de
ona aynı soy kütüğünü nisbel eder. Ne var ki en-Nehhât adı konusunda
aralarında ihtilaf bulunmaktadır. İbnu'l-Kelbî ona: "el-Hennât b.
Ka'b" demekledir. Bkz. İbn Sa'd, II/III, 47.
[29] Rifâ'a b.
Abdilmünzir, Ebû Lubâbe künyesi ile meşhurdur. Adı konusunda çok ihtilaf vardır.
Adı ya Beşîr ya Rifâ'a ya da Mervârf dır. Onun soy kütüğünde geçen
"Züneyr" kelimesi hakkında da başka ihtilaflar vardır. İbn Sa'd,
II/III, 28 ve el-Imtâ', 37'de, Zenber; el-Cemhara, 314 ve el-lsâbe'ât, Vezer;
el-Istiab'da, Zübeyr olarak kaydedilmiştir. Bu kitabın el yazması nüshasının
hamişinde de Zübeyr yazılıdır. Ne var ki kâtibin, es-Sühey-lî'nin kenarında
yayınlanan eş-Sîre ile karşılaştırarak onu Züneyr olarak değiştirdiği anlaşılmaktadır.
[30] Asıl nüshada, "Yezîd" yazılıdır.
[31] Siyer ve ensâb kitaplarına göre yapılan bir ilavedir.
[32] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 96-98.
[33] Akabe'de bulunanların adları için bkz, İbn Hişâm, II,
97; Tâi'fhu'z-Zehebî, I, 183; Telkt-ku'l-Fuhûm, 215; İbn Seyyidi'n-Nâs, I, 167;
İbn Kcsîr, III, 166.
[34] Asıl nüshada, "Zu'be" yazılıdır. İbn Sa'd,
II/III, 16 ve el-lsliab'a göre düzeltildi.
[35] Asıl nüshada, "Hubeyl"; e!~/s(icıb'da ise
"Huşeym" yazılıdır.
[36] Asıl nüshada, "İmrân b. Hulvân" yazılıdır.
Rica! ve siyer kitapları, adının Âmr olduğu konusunda müttefiktirler. Ama soy
kütüğünde "Hulvân'"ı zikretmemişlerdir.
[37] İbn Hişâm, II, 99'da: es-Sevvâf olarak geçer
[38] Daha Önce Uvcym b. Saide, Amr b. Avf Oğullan'ndan
gösterilmişti. Gereken açıklama dipnotta yapılmıştı.
[39] El-Cemhara, 328; îbn Hişâm, II, 100; İbn Sa'd, II/III,
49' a göre yapılan bir ilavedir.
[40] El-Cemhâra, 328'e göre yapılan bir ilavedir.
[41] İbn Hişâm, II, 100; Ibn Sa'd, 1I/III, 68; el-İstiab ve
el-İsâbe'yc göre yapılan bir ilavedir. El-Cemhara, 33O'da: "en-Nu'mân b.
Atîk" olarak geçer.
[42] Asıl nüshada, "Cedile" yazılıdır.
El~Cemhara, 327 ve İbn Hİşâm, II, İOO'e göre düzeltildi.
[43] Asıl nüshada, Amir yazılıdır. Doğrusu ise tesbil
ettiği m izdir.
[44] İbn Hişâm, II, 101; el-İstiab, Usdu'1-Gâbe ve
el-İsâbe'dtde aynı şekilde geçmektedir. İbn Hişâm, açıklamasında: "Doğrusu
Atıyye'dir." demektedir. El-Cemhara, 333'da da Atıyye olarak
geçmektedir.
[45] Asıl nüshada, "Neccâr Oğulları 'ndan" yazılı
ve daha sonra iki kelimelik kadar siliklik var. Daha sonraki bağlam, İbn Hişâm
ve el.-Cemhara'yn göre düzeltildi.
[46] Ası] nüshada, "Cilas" yazılıdır. İbn Hişâm,
II, 348'de onu hatalı bulmuştur. Ed-Dârekutnî, "Hallâs" olarak,
başkaları ise onu "Hilâs" olarak okuyup kaydetmişlerdir. (Bkz. İbn
Seyyi-di'n-Nâs, I, 168.) Bu ad, İbn Sa'd, II/III, 83, Usdu'l-Gûbe ve el-Isâbe'de
"Hilâs" olarak; el-Cemhara, 344'de ise "Cjlas" olarak
geçmektedir.
[47] Asıl nüshada, eksiktir. Daha önce geçmişti.
[48] İbn İmâre el-Ensârî diyor ki: Abdullah b. Zeyd'in soy
kütüğünde Sa'lebe diye biri yok. Zira Sa'Iebe b. Abdirabbih, Zeyd'in kardeşi
ve adı geçen Abdullah'ın amcasıdır. Yanlış olarak onun soy kütüğüne dahil
etmişlerdir. Ebû Ömer de aynı bu şekilde zikretmektedir. İb-nu'1-Esîr,
Usdu'l-Ğâbe'dt Ebû Ömer'in zikrettiklerini nak)etmiştir. İbnu'l-Kelbî, İbn
Mende ve Ebû Nu'aym ise, onun nesebinde Sa'lebe adında biri olduğunu
kaydetmişlerdir. (Bkz. İbn Sa'd, II/III, 87).
[49] Abdullah rüyasında, ezan sözlerini kendisine öğreten
bir kişi görür. Rasûlullah (s.a.s.)'a rüyasını anlatınca Hz. Peygamber:
"Bu gerçek bir rüyadır. Bilâl İle birlikte kalk, ona bu sözleri söyle; o
da ezan okusun." buyurdu. Bkz. İbn Hişâm, II, 155.
[50] Asıl. nüshada, "Âmir" yazılıdır. El-Cemhara,
344; İbn Hişâm, II, 102; İbn Sa'd, II/III, 82; el-İmtâ', 25ü'ye göre
düzeltildi.
[51] İbn İshâk, onun soy kütüğünde Alıyye'yi eksik
yazmıştır, Halbuki onun soy kütüğü, el-Cemhara, 344 ve el-Istiab''da şöyledir:
Ukbe b. Amr b. Sa'lebe b. Yuseyre b. Useyre b. Atıyye b. Cidâre. Yuseyre İsmi
ile ilgili ihtilaf vardır. İbn İshâk, II, İO2'ye göre Useyre'dir. İbn
Seyyİdi'n-Nâs, "İbn İsbâk'a göre bu ad Yuseyre'dir." diyor. İbn Ukbe
İse, onu Esire olarak telaffuz etmiştir. Ed-Dârekutnî ve Ebû Bekir b. el-Hatib,
yine bizzat İbn İshâk'dan Nuseyre oiarak aktarmışlardır. Böylelikle İbn
İshâk'tan üç farklı rivayet nakloiunmuştur. Aynı bu şekilde, Useyre adının
nasıl okunup kaydedilmesi gerektiği konusunda da ihtilaf edilmiştir. Bazıları
"Asîre"; bazıları ise Useyre olarak okumuşlardır. Cidâre adı hakkında
ise; ed-Dârekutnî onu Cidâre, başkaları ise Cudâre olarak kaydetmiştir.
Bazıları İse onu Hudâre olarak okumuşlardır. (Bkz. îbn Seyyidi'n-Nâs, I,
168-169; el-Huşenî, I, 122).
[52] Asıl nüshada, "Vedne" yazılıdır. İbn Sa'd,
II/III, 132 ve İbn Hişâm, II, 102'de ise, Vezka şeklindedir. İbn Hişâm diyor
ki: Vedfe de denilmiştir. Ed-Dum, Etrâfu'I-Muvatta' adlı eserinde Vedka olarak
kaydetmiştir.
[53] Asıl nüshada, "Kutba" keîimesi
"'Âmir" ile "Beyâde" arasında geçmektedir. İbn Hişâm, İbn
Sa'd, el-Cemhara ve
el-İstiab'a. göre, doğrusu yukarıda yazıldığı gibi bu kelimenin bilinmesidir.
[54] El-Cemhara, 340; İbn Hişâm, II, 103; İbn Sa'd, II/III,
111 ve el-İstiab'a. göre yapılan ilavedir.
[55] El-Cemhara, 341; İbn Hişâm, II, 105; İbn Sa'd, II/III,
118 ve el-İmtâ', 316'ya göre yapılan ilavedir.
[56] İbn İshâk'da aynı bu şekilde rivayet etmiştir. İbn
Hİşâm, II, 105'de bu adın doğrusunun Es-ved olduğu görüşündedir.
[57] Asıl nüshada, "Ğanm" yazılıdır. Bu İbn
Hacer'in el-İsâbe'de kaydettiği gibi "Âneme"'dir. Bkz. İbn Sa'd,
II/III, 118.
[58] Asıl nüshada, "Ganm" yazılıdır.
[59] Asıl nüshada, "Sa'îd" yazılıdır. El-Cemhara,
423 ve e!-/stiab'& göre düzeltildi.
[60] El-Cemhara''yâ göre yapılan bir ilavedir.
[61] Teym'den sonra onun soyunda ihtilaf var. Bazılarına
göre: Teymb. Buhseb. Naşirab. Yerbu' şeklindedir. El-Cemhara ve e!-İs(iab'da
tesbit ettiğimiz gibi kaydedilmiştir. Asıl nüshada ise, Teym b. Sa'lebe b.
Sâbİt olarak yazılmıştır. Bu şekilde tesbit eden hiç kimse yoktur.
[62] Asıl nüshada, yanlış olarak "el-Yem"
yazılıdır.
[63] El-Cemhara, 339 ve İbn Hİşâm, II, 106'ya göre yapılan
İlavedir.
[64] İbn Hazm, onun soy kütüğünü el-Cemhara adh eserinde
zikretmiş ve Lebde adını eksik yazmıştır Bu ad, Mûsâ b. Ukbe rivayetine göre
isbat edilmiştir. Bkz. İbn Sa'd, II/III, 111. Asıl nüshada, "Sa'lebe b.
el-Hâris'"in yerine "Sa'lebe b. Ka'b" geçmektedir. İbn Sa'd ve
İbn Hişâm, II, 106'ya göre düzeltildi.
[65] Bunun Hadîc olarak okunması gerekir. Bkz. es-Süheylî,
I, 283.
[66] El-Furâfur ya da el-Kurâkur olarak rivayet edilir.
Ed-Dârekutnî kaydetmiştir. Bkz el-Hu-şenî.I, 123.
[67] Asıl nüshada, "Yezîd" yazılıdır. İbn Hişâm,
II, 107, Usdu'l-Ğâbe ve e/-fsâbe'ye göre düzeltildi.
[68] İbn îshâk ve İbnu'l-Kelbî'nİn rivayetine göre Hazme;
et-Taberî'ye göre İse Hazeme okunmuştur. Bkz. İbn Seyyidi'n-Nâs, I, 172 ve
el-İsâbe.
[69] Asıl nüshada, "Amir" yazılıdır. Usdu' l-Gâbe
ve el-lsâbe'ye göre düzeUildi. Bkz. İbn Seyyidi'n-Nâs, 1, 3 72.
[70] El-Cemhara, 336; İbn Hişânı, II, 108; İbn Sa'd, lifli,
92'ye göre yapılan bir ilavedir. Onun soyu ile ilgili ihtilafları İbn Sa'd
zikretmiştir.
[71] Usdu'l-Ğâbe ve el-İsâbe'yç. göre kaydedildi.
[72] Asıl nüshada, "Mâlik" yazılıdır. İbn Hişâm,
II, i09; İbn Seyyidi'n-Nâs, I, 170 ve el-İsâ-be'ye göre düzeltildi.
[73] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 98-103.
[74] Asıl nüshada, "Muhacirlere" yazılıdır.
[75] Medîne'ye hicret olayı için bkz. İbn Hİşâm, II, 111;
İbn Sa'd, I/I, 152; İbn Seyyidİ'n-Nâs, ,
I, 173; Tâvîhu'z-Zehebî, I, 190; Zâdu'l-Me'âd, II, 136; İbn Kesîr, III,
168; el-İmia , 37; Târîhu l-Hamîs, 322.
[76] Adı, tamlamasız olarak "Abd"dır. Ebû Ahmed
künyeli bu zât, şâirdir. El-Merzubânî, Mu'cemu ş-Şuarâ' adlı eserinde onun
biyografisini yazmıştır
[77] Bu ad, gerek asıl nüshada gerekse îbn Hişâm, II,
114'de yukarıda yazıldığı gibi geçmekledir. Bu ad el-Kâmûs, Usdu'l-Ğâbe ve
el—lsâbe'de geçtiği gibi el-FâriVdır. Hiç kimse bundan başka bir kaydını ispat
etmemiştir. Fâtıma'ya Fatma; Âişe'ye Ayşe denildiği gibi, el-Fâri'a'ya da
el-Fer'a takma ad olarak denilmiş olması muhtemeldir.
[78] Asıl nüshada siliktir. îbn Seyyidi'n-Nâs. I, 173'e
göre tamamlandı. "Cahş Oğulları'nın tümü ...hicret ettiler." sözü
Ebû Ömer b. Abdilberr'den alıntılanmışım
[79] Asıl nüshada, "Zenyer" şeklindedir. El-İsâbe
(Mübeşşir'in biyografisinde şöyle yazılıdır: "Bu ad Ca'fer vezninde Zenber
olarak okunur."
[80] Bu ad konusunda çok ihtilaf vardır. îbn Hişâm'da:
"Humeyrâ, Cumeyrâ da denilmiştir." yazılıdır. İbn Sa'd'a göre
"Hummeyr'"dir. İbn Mâkûla da bu son okuyuşu kesin bir şekilde
desteklemiştir. Es-Sîre* nin Cotencin baskısı 317. sayfasındaki bir açıklamaya
göre, İbn Hi-şâm'ın bu ismi noktalı hı harfi ile Humeyrâ olarak okuduğu
belirtilmiştir.
[81] Asıl nüshada, "Hişâm" yazılıdır. İbn Hişâm,
II, 116; Usdu'l-Ğâbe ve el~İ.sûbe'yt göre düzeltildi.
[82] Müslim b. el-Haccâc da, bu adı Cüzâme olarak
zikretmiştir. Es-Süheyiî der ki: Bu inim Cu-dame olarak bilinir. Bazen Cuddâme
de denilmiştir. Yine es-Süheylf, Cudâme bint Vehb b. Mihsan (Ukkâşe b.
Mihsan'ın kardeşi) olduğunu tercih etmiş: "Cudâme bini Cendel ise, Esed
kabilesinin kolu olan Cahş ailesinde bu adla kimse yoktur," demiştir.
[83] Hazm, burada onu Umâme diye isimlendirmiştir. Birçok
kaynakta Umeyne diye geçmektedir. El-Huşenî: "Doğrusu Umeyme'dir."
demiştir.
[84] Ümmü Habîbe ya da Ümmü Habîb olarak
isimlendirilmiştir. İbn Hacer, bu adın Ümmü Ha-bîbe olduğunu kesin bir şekilde
belirtmiştir. Ebû Ömer, her iki şekli de uygun görmüş ve "Çoğu kişi bu adı
Ümmü Habîb diye okumuş." demiştir. İbn Kesîr, tam bu görüşün aksini
savunmuş ve "Ümmü Habîbe şeklinde okuyanlar çoğunluktadır." demiştir.
Bkz. İbn Seyyi-di'n-Nâs'ın tahkiki, I, 180.
[85] Tenâdub şeklinde okunmalıdır. El-Vakşî, tenâdib
şeklinde okumuştur (Bkz. el-Huşenî, I,125). Seril' ise, Mekke'den altı mil
uzaklıkta Mer yolu üzerinde, Medîne iie Mekke arasında bir yerin adıdır.
[86] Bu ye ondan Önceki paragrafı, İbn Seyyidİ'n-Nâs, Ebû
Ömer İbn Abdilberr'den ahntılamış-tir. İbn Hazm da burada biraz değiştirerek
nakletmiştir.
[87] Asıl nüshada, "Zenyer" şeklinde yazılmıştır.
[88] Sunh diye okunmalıdır. El-Bekrî, Sunuh diye
kaydetmiştir. El-Hâris'in iki oğlu Cüşem ve Zeyd'in İki oğluna ait bir kaledir.
Mescidu'n-Nebevî'den bir mil uzaklıktadır. Ebû Bekir es-Sıddîk'ın evi oradaydı.
[89] Bu kelimenin okunuşu konusunda ihtilaf vardır.
Bazıları Usbe, bazıları Asbe diye okumuştur. Bazıları ise Asabe diye
kaydetmişlerdir. Buhârî, Nâfi'in İbn Ömer'den şöyle dediğini rivayet
etmektedir: "İlk muhacirler, Benî Cehceba'nııı evi Mu'saba
geldiklerinde..." Her iki rivayet İle de aynı yer kastedilmiştir.
[90] Asıl nüshada, "Ye'âr b. Yezîd" yazılıdır.
İbn Hişâm, II, 123 ve el-İsâbe'ye göre düzeltildi. Mûsâ b. Ukbe,
"Ye'âr" kelimesini "Te'âr" şeklinde okumuştur. Bkz.
el-İstiab ve el-İsâhe.
[91] Rasûlullah (s.a-S.)'ın hicreti ile ilgili olarak bkz.
İbn Hişâm, II, 123; İbn Sa'd, J/l, 153; et-Taberî, II, 245; Ensâbu''I-Eşrâf, I,
120; İbn Seyyidi'n-Nâs, I, 181; İbn Kesîr, III, 174; Zâdu'l-Me'M, II, 136;
Târîhu'z-Zehebî, I, 190; Târîhu'İ-Hamts, I, 322; el-Buhârî, V, 56.
[92] İbn Sa'd, I/I, 159 ve eî-İmtâ'fa bu ad Uraykıt; İbn
Hişâm, I, 129'da Erkıt şeklinde yazılıdır.
[93] Hişâm, bu yer adını Micac; el-Bekrî, Mucac; Yâkût ise,
Mucah diye kaydedip okumuşlardır
[94] Zu'l-Usaveyn diye de okunmuştur. Bkz. Mıı'cemu Yâkût.
[95] Bu yer adını el-Bekrî, Zû Kişd; Yâkût, Zû Kişr diye
okuyup kaydetmişlerdir.
[96] İbn Hişâm, II, 136, "Ona Aba'îb de
denilmiştir." demiştir. Yâkût ise, "Ona Usyane de denilmiştir."
demiştir.
[97] Bu yer adına Face de deniliyor. Sukya'dan Önce
Medine'den üç konak uzaklıktadır. Bkz. Mıı'cemu Yâkût ve es-Semhudî, II, 357.
[98] Medîne'den yetmiş sekiz mil uzaklıktadır.
[99] Dârekutnî, bu adı "Hacer" diye okumuştur.
Bkz. es-Süheylî, II, 9-10.
[100] Asıl nüshada, "Seniyetu'I-jJlyâ" yazılıdır.
Doğrusu, İbn Hişâm, II, 136 ve Yakut'un da belirttikleri gibi Seniyetu'1-Air
ya da Seniyelu'l-Gâir'dir. Et-Taberî, II, 236 ve İbn Sa'd, I/I, 157'de ise
Seniyetu'î-Gâbir şeklinde yazılıdır.
[101] Nüshanın hamişinde, İbn Hişâm, II, 138'den naklen:
"Ebû Bekir'in Harice b. Zeyd'in evinde konaklandığı söylenmiştir."
diye yazılıdır.
[102] Yâkût, İbn İshâk'ın Ranuna'dan bahsettiği metni
alıntılamış ve "İbn Hişâm'ın iktibas ettiği İbn îshâk'ın kitabından başka
bir eserde bu rivayete rastlamadım." demiştir. Herkes Rasûlullah
(s.a.S;)'in, Salim Oğullan'nın bulunduğu vadide Cuma namazı kıldığını söylemiştir.
İbn Zebâle: "Ranuna'da değil Zû Saleb'de kıldı." demiştir.
Es-Semhûdî: "Bu İki yer, her ne kadar bazı yerlerde birbirinden
ayrılırlarsa da bir noktada birleşiyorlar." demektedir. Bkz. Mu'cemu Yâkût
ve es-Semhûdî, II, 214.
[103] Ebû Eyyûb'ıın, Cabbâr'a: "Ey Cabbâr! Deveyi
dürtüp benim evimden uzaklaştırmak isliyorsun, öyle mi? Rasûlullah (s.a.s.)'ı
hak İle gönderen Allah'a yemin ederim ki İslâm olmasaydı sana kılıç
çekerdim." şeklinde yapmış olduğu tehdidi kastediyor. Bkz. es-Semhûdî, I,
186.
[104] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 103-111.
[105] Rasûlullah (s.a.s.)'ın mescidi inşası ile İlgili
olarak bkz. İbn Hişâm, II, 140; İbn
Sa'd, I/II,I; et-Taberî. II, 256; İbn Seyyidi'n-Nâs, I, 195; İbn Kesîr, III,
214; el-İmta , 47; Târî-hu'l-Hamîs, I, 343.
[106] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 111.
[107] Rasûlullah (s.a.s.)'ın Yahudilerle yaptığı sözleşme
için bkz. İbn Hişâm, II, 147; İbn Seyyi-di'n-Nas, I, 197; İbn Kesîr. III, 224;
el-İmtâ', 49.
[108] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 111.
[109] Kardeşlik hadisesi için bkz. İbn Hişâm, II, 150; îbn
Sa'd, I/II, 1; İbn Seyyidi'n-Nâs, I, 199; İbıı Kesîr, III, 226; el-İmtâ', 49;
Târîhu'I-Hamfs, I, 352; el-Buhârî, 69.
[110] Bi'r-i Ma'una'da başından geçenlerden dolayı, bu
İakabı, Rasûlullah (s.a.s.) ona vermiştir. Zira Bi'r-i Ma'una'da bütün
arkadaşları öldürülüp ondan başka geriye kimse kalmadığında, müşrikler ona
eman verdiler. O ise, onların verdiği emanı kabul etmedi. Kumandanları Haram b.
Milhan'ın çarpıştığı yere gitmeye ısrar etti. Onlarla ölünceye kadar savaştı.
Rasûlullah onun için, "O ölümle kucaklaştı." buyurdu.
[111] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 112.
[112] İbn Kesîr, "el-Fusûlfî İhtiyari Sîreti'
r-Rasâl", 26, adlı eserinde, Müslümanlar arasında kurulan kardeşlikten
bahsettikten sonra: "Yüce Allah, o zaman fakir Muhacirleri korumak
amacıyla zekâtı farz kıldı. İbn Hazm da, zekâtın farz kılınışını bu tarihle
zikretmiştir. Hadis âlimlerinden bazı hafızlar, onun zekâlın ne zaman farz
kılındığı konusundaki görüşünü doğru bulmamışlardır." demiştir. Makrızî
(el—Imtâ1, 50) de, İbn Hazm'ın zekâtın farz kılınış tarihi hakkındaki görüşüne
işaret etmiştir
[113] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 112.
[114] Asıl nüshada, Zurey yazılıdır.
[115] İbn Hazm, el-Cenıhara, 318'de Hârİs b. Suveyd'i ve
onun münafıklığını zikretmiştir. Sonra: "Onun ölüm esnasında nifaktan arındığı
söylenmiştir." demiştir. Sonra bu rivayet üzerine: "Bundan başka bir
şey caiz değildir. Zira bu zât, Uhud Savaşı'na katılmıştır. Hiçbir münafık Uhud
Savaşı'na katılmamıştır." sözleri ile açıklamada bulunmuştur.
[116] İbn İshâk, II, 168 ve IV, 174>'de, Nebtel b.
Hâris'in Levzan Oğullan boyu, Benî Dubey'a b. Zeyd Oğulları'n dan olduğu
yazılıdır. Yine bkz. İbn Seyyidi'n-Nâs, I, 209.
[117] El-Cemhara, 314'e göre yapılan bir ilavedir. İbn
Hişâm'da, Hizam b. Hâlid olarak geçmekledir. Bu ibarenin kâtib tarafından
eksik bırakıldığı açıktır.
[118] Asıl nüshada, "Nâfi"1 yazılsdır. El-Cemhara,
315; İbn Hişâm, II, 17; İbn Seyyidİ'n-Nâs, I, 210'a göre düzeltildi.
[119] İbn Hişâm, II, 174 ve el-İmtâ', 497'de de, el-Lusayt
olarak kaydedilmiştir. El-jsâbe'de ise,' el-Lusayb şeklinde yazılmıştır.
Ei-Lusayn olduğu da söylenmiştir.
[120] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 113-114.
[121] Ebvâ Gazvesi ile ilgili olarak bkz. İbn Hişâm. II,
241; İbn Sa'd, I/n, 3; et-Taberî, II, 259, 261; İbn Seyyidi'n-Nâs, I, 224; İbn
Kesîr, TII, 241; Zâdıı'l-Me'âd, II, 212; el-İmlâ', 53; Tâıihu'I-Hamîs, I, 363.
[122] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 114-115.
[123] Bu ve ondan sonraki seriyye ile ilgili olarak bkz. İbn
Hişâm, II, 245; İbn Sa'd, I/II, 2; et-Ta-berî, II, 259, 260; İbn Seyyidi'n-Nâs,
I, 224; İbn Kesîr, III, 234; el-İmtâ', 51, 52; Târî-hu'l-Hamîs, I, 356, 357;
el-Mevâhibu 1-Ledünnİyye, I, 97.
[124] Asıl nüshada, "Ecnâ" yazılıdır. İbn Sa'd,
eİ-İmtâ' ve Yakut'a göre düzeltildi. "Ahyâ" maddesi ile ilgili
olarak, Yakut'un İbn İshâk'tan alıntıladıkları es-Sîre'de mevcut değildir.
[125] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 115.
[126] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 115-116.
[127] Buvat Gazvesi ile ilgili olarak bkz, İbn Hişâm, II,
247; İbn Sa'd, I/II, 3; et-Taberî, II, 260, 261; Ensâbu l-Eşrâf, I, 135; İbn
Seyyidi'n-Nâs, 1, 226; İbn Kesir, III, 246; Zâdtı'l-Me'âd, II, 212; el-İmtâ',
54; Târîhu'l-Hamh, I, 363; el-Mevâkibu'l-Ledünniyye t I, 98
[128] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 116.
[129] Uşeyre Gazvesi ile ilgili olarak bkz. İbn Hişâm, II,
248; İbn Sa'd, I/II, 4; et-Taberî, II, 260, 261; Ensâbıı'l-Eşrâf, I, 135; İbn
Seyyidi'n-Nâs, I, 226; İbn Kesîr, III, 246; el-İmtâ', 54; Tâıihtı'l-Hamîs, I,
363; el~Mevâhihu l-Ledünniyye, I, 98.
[130] Asıl nüshada ve İbn Hişâm, II, 249'da,
"Müşterib" diye yazılıdır. Yâkût ise, "Bu yer adının, İbn
İshâk'ın Meğâzî'inde Müşterib olarak yazıldığını gördüm." dedikten sonra,
onu Mü-şeyrib diye kaydetmiştir. Et-Taberî, II, 260'da ise, Müşeyrib olarak
kaydedilmiştir.
[131] Halâık: Medine tarafında, Abdullah b. Ebî Ahmed b. Cahş'a
ait bir yerdir.
[132] Ferşe Melel: Medîne'den yirmi mil uzaklıktadır.
[133] Yakut'ta, Suhayratu'l-Yernâm şeklinde yazılıdır. İbn
Hişâm, II, 249 ve et-Taberî, II, 260'da
noktasız ha harfi ile
Suheyretu'l-Yemâm şeklinde yazılıdır. Bkz. Tâcu l-Arûs (shr maddesi).
[134] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 116-117.
[135] Birinci Bedir Gazvesi ile ilgili olarak bkz. İbn
Hişâm, II, 251; İbn Sa'd, I/II, 4; İbn Seyyidi'n-Nâs, I, 227; İbn Kesîr, III,
247; el-İmtâ', 54; el~Mevâhlbu'l-Ledünniyye, I, 98; Târîhu l~Hamîs, I,
365.
[136] El-İmtâ', 54; el-Mevâhibu'l-Ledünniyye, I, 98;
Târîhu'l-Hamîs, I, 365'de İbn Hazm'm bu
ifadesi
alıntılanmıştır.
[137] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 117.
[138] Bu seriyye ile ilgili olarak, bkz. îbn Hişâm, II, 251;
İbn Sa'd, I/II, 3; et-Taberî, II, 259; îbn Seyyidi'n-Nâs. I, 225; el-İmtâ', 53;
Târîhu'l~Hamfs, I, 359.
[139] Harrar, Medine vadilerindendir. Mahacce'nin solunda
öadîr-i Hum yakınlarındaki kuyular olduğu söylenmiştir.
[140] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 117.
[141] Bu seriyye ile ilgili olarak bkz. İbn Hişâm, II, 252;
İbn Sa'd, I/II, 5; İbn Seyyidi'n-Nâs, I, 227; İbn Kesir, III, 248; el-İmtâ',
55; Târihu'l-Hamîs, I, 365.
[142] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 117-119.
[143] Kıblenin değişmesi haberi ile ilgili olarak bkz. îbn
Hişâm, II, 257; İbn Sa'd, I/II. 3; et-Ta-berî, II, 265; İbn Seyyidi'n-Nâs, I,
230 (Burada çok ayrıntılı bir şekilde anlatılmaktadır.); İbn Kesîr, III, 252;
el-İmta , 60; el-Mevâhibu İ-Ledünniyye, 1,99; Târihu'l-Hamîs, I, 367;
el-Buhârî, I, 84.
[144] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 120.
[145] 346 İkinci Bedir Gazvesi ile ilgili olarak bkz.
Vaktdî, 11; İbn Hişâm, II, 257; İbn Sa'd'ljl1' 6; et-Taberî, II, 267;
Ensabu'l-Eşrâf, I, 135; İbn Seyyidi'n-Nâs, I, 241; İbn Kesîr, III, 256;
Zâdu'l-Me'âd, II, 216; eî-İmtâ', 60; el-Mevâhibu''l-Ledünniyye, I, 101;
Târîhu'l-Hamîs, I, 368; el-Buhârî, V, 72.
[146] Yeyen: es-Sağânî, iki yâ'nın fethasıyla bu şekilde
okuyup kaydetmiştir. Nasr der ki: Yeyen. Medine'ye bağlı ve ondan bir konak
uzaklıkta olan, içinde bir çeşme olan bir vadinin adıdır. Huzâ'a kabilesine
bağlı EsSemlilerin konaklandığı yerdir. Merru'z-Zehrân denildiği gibi, bu
kelime de merr kelimesine izafe edilerek Merru Yeyen söylenmiştir. İleride Benî
Lih-yân Gazvesi'nde tamlamasiz olarak Yeyen şeklinde zikredilecektir. İbn
Hişâm, Sîre (1936 Haleb baskısı)'sini yayınlayanlar, bu kelimenin okunuşunu
kaydetmemişlerdir. Bedir Gaz-vesi'nden bahsedilirken (Merrey kelimesinin
tesnİyesi gibi), Merreyeyn şeklinde geçmektedir. Benî Lihyân Gazvesi'nden (II,
292) bahsedilirken, Yakut'tan naklen be harfi ile "Bîn" oiarak
yazılmıştır. Halbuki bahsedilen her iki yer de aynıdır. Yeyen İçin bkz. et-Tâc
ve es-Semhûdî, II, 393.
[147] Yâkût ve es-Semhûdî de, yukarıda yazıldığı gibi Zubya
olarak okuyup kaydetmişlerdir.
[148] Asıl nüshada "Vuhkan" yazılıdır. Es-Semhûdî,
yukarıda yazıldığı gibi okuyup kaydetmiştir.
[149] Es-Sîre, II, 267; el-Lisân ve Mu'cemu Yakut'ta da aynı
yukarıda yazıldığı gibi Esâfir olarak yazılmıştır. Ama es-Semhûdî, bu yer
adının Dafîre'nin çoğulu olan Edâfir kelimesi olduğunu söylemiştir.
[150] Asıl nüshada, ed-Deyye şeklinde yazılıdır. Doğrusu
Debbe'dir. Hadisçiler bazen şeddesiz olarak Debe olarak okumuşlardır.
El-Kâmûs'da: "Dubbe, (ötre ile) Bedir yakınlarında bir yerin adıdır."
yazılıdır. Bkz. es-Semhûdî ve Mu'cemu Yâkût.
[151] Hannân ya da Hanân şeddeli ya da şeddesiz olarak
okunmuştur. Bkz. es-Semhûdî ve Mu'cemu Yâkût.
[152] Asıl nüshada, "Keysân" yazılıdır. Siyer
kitaplarına göre düzeltildi.
[153] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 120-126.
[154] Bu konuda bkz. Vakidî, 151; İbn Hişâm, II, 333; İbn
Seyyidi'n-Nâs, I, 272; Târîhu'l-Ha-mîs. I, 396; el-Buhârî, V, 87'de, bazılarını
alfabetik sıraya göre iki kez zikretmiştir. İb-nu'S-Cevzî, Telkîhu'l-Fuhûm, 212
ve İbn Kesîr, III, 314'de de bu sıraya göre yazılmıştır. El-Muhabber'de adları
Sa'îd yada Abdullah olanlar (bkz. 276-281), azadlı kölelerden savaşa
katılanlar şeklinde zikredilmiştir. İbn Sa'd, Tabakât adlı eserinin üçüncü
cildini Bedir'e katılanların biyografilerine tahsis etmiştir.
[155] Soy kütüğü hakkında ihtilaf vardır. Bkz. el-Cemhava,
236 ve Üsdu'l-Ğâbe.
[156] Vaktdî, İbn Hişâm ve İbn Kesîr, onu Bedir'e katılanlar
arasında zikretmemişlerdir. Ne var ki müellif onu el-Cemhara, 181'de
zikretmiştir.
[157] El-Cemhara, 181 ve el-İstialfda da Bukeyr olarak yazılıdır.
İbn Hİşâm, II, 335; İbn Kesîr, III, 318 ve el-İsâbe'de "Lukeyz"
şeklinde yazılıdır.
[158] Firûzabâdî, Sakf olarak okuyup kaydetmiştir.
[159] Asıl nüshada, "Ubeyde" yazılıdır.
El-Cemhara, 117; İbn Hişâm, II, 336; Vakidî, 154 ve el-lstiah'u göre düzeltildi.
[160] Es-Sîre, 11, 336 ve ei-Istia!/a göre yapılan bir
ilavedir.
[161] El-Cemhara. 4I2'ye göre yapılan bir ilavedir.
[162] Cemhara, 412 ve İbn Hişâm, II, 337'ye göre yapılan bir
ilavedir.
[163] Mikdâd'm soy kütüğünde çokça kısaltmalarda
bulunulmuştur. Bkz. el-Cemhara, 412. Asıl nüshada onun soyu "İbn Sa'd b.
Zühevr b. Snlnf h Ça'i^hf." c^ninn*. ^7i
[164] Asıl nüshada, Rabîa yerine Zeyd yazılıdır, El-Cemhara,
179 ve İbn Hişâm, II, 337'ye göre
düzeltildi.
[165] Asıl nüshada "İbn Hamnıâle b. Suheym b. Aize b.
Subey'" yazılıdır. El-Cemhara, 179'da geçtiği gibi düzeltildi. Bu ise İbn
Hişâm'da yazılan ile biraz farklılık arz etmektedir.
[166] "Ğubşan"dan sonra Zu'ş-Şimâleyn'in soy
kütüğü, el-Cemhara, 230'daki soy kütüğünden farklıdır.
[167] Asıl nüshada "Umeyr" yazılıdır.
[168] Siyer kitapjanna göre o, Mahzûm Oğullan'nın azadlı
kölesidir. Mahzûm, Kureyş'ten, onlar ise Fihr b. Mâlik Oğullan'ndandır.
[169] İbn İshale, onu Bedir ehii arasında zikretmiştir. Ne
var ki Mûsâ b. Ukbe, Vakıdî ve İbn Aiz, onu Bedir ehli arasında saymamıştır. (Bkz,
İbn Kesîr, III, 32i) Kâtib, muhtemelen asıl nüshaya ilavede bulunduğuna bir
işaret olmak üzere bu adı köşeli parantez içerisinde yazmıştır. Adiyy
Oğullan'nın sayısını on dörde tamamlamak için de bu adı ilave etmek gereklidir.
[170] El-Cemhara, 152 ve İbn Hİşâm, III, 341 'ye göre
yapilan bir ilavedir.
[171] İbn Hişâm,
el-Cemhara'&d, Maz'ûn'un Oğulları arasında Osman b. Maz'ûn'un kardeşi Sa-ib
b. Maz'ûn'u da Bedir ehlinden olanlara ilave etmiştir. Ne var ki Mûsâ b. Ukbe
ve İbn Is-hâk, onu Bedir ehli arasında zikretmemişlerdir. Bkz. İbn Kesîr, III,
319.
[172] Mûsâ b. Ukbe, onu Bedir Savaşı'na katılanlar arasında
zikretmemiştir. Hİşâm el-Kelbî: "Bedir savaşma katılan Osman b. Maz'ûn'un
baba bir kardeşi Saib b. Maz'ûn'dur." demiştir. İbn Sa'd: "Bize göre
bu el-Kelbî'nin bir hatasıdır. Zira siyer yazarları ve meğâzî bilenIer, Saib b.
Osman'ın Bedir'e katıldığım isbat etmişlerdir." der.
[173] Asıl nüshada
"Sa'îd" yazılıdır. El-Cemhara, 156'ya göre düzeltildi.
[174] Asıl nüshada "Vuheyb" yazılıdır. Vakıdî,
156, İbn Sa'd, I/IH, 296 ve el-lstiab's göre düzel-
tildi. Mûsâ b. Ukbe,
onu Bedir ehlinden saymış; fakat İbn İshâk saymamıştır. İbn Hişâm, II, 342'deki
açıklamaya bakınız.
[175] Asıl nüshada, "İyâz b. Ebî Züheyr"
yazılıdır. Es-Süheylî, II, 95; İbn Sa'd, I/III, 304; el-îs-tiab ve el-İsâbe'ye
göre düzeltildi. El-İsâbe yazarı. Halife b. Hayyât'tan, bu kişinin Suriye
fetihlerinde meşhur olan İyaz b. Ganm b. Züheyr olmasının muhtemel olduğunu
nakiet-miştir. İbn Asâkir de, bu görüşü benimsemiştir.
[176] Asıl nüshada "Zu'be" şeklinde yazılıdır. Bu
okunuşu hakkında bkz. el-Kâmûs, el-hâbe ve e!-!slİab.
[177] İbn Sa'd, II/I1I, 18; el-Cemhara, 322; el-İstiab ve
el-İsâhe'ye göre yapılan bir ilavedir.
[178] İbn İshâk ve Vakıdî de, bu adı yukarıdaki gibi
okumuşlardır. Mûsâ b. Ukbe ve Ebû Ma'şer ise, ona Atîk b. et-Teyyihan
demişlerdir. Bkz. İbn Sa'd, II/1II, 23; İbn Hişâm, II, 343.
[179] El-Cemhara, 323'de, "Haris b. Abdi Rezalı"
yazılıdır. Yine bkz. İbn Sa'd, II/III, 27.
[180] Asıl nüshada, "Amcasının oğlu Muattib b.
Ubeyd" yazılıdır. Bu yanlıştır. Vakıdî (s. 158) ve onun Öğrencisi İbn
Sa'd, Muattib b. Ubeyd'i, Zafer Oğulları'nın müttefiki olan Beliyy kabilesinden
saymışlardır. İbn İmâre el-Ensârî, onu Zafer Oğullan'na nisbet etmiş ve "O
Muattib b. Ubeyd b. Sevâd b. Hesim b. Zafer'dir." demiştir. Ayrıca bu
sözünü açıklayarak: "Zafer Oğullan'ndakİ soy kütüğünü bilmeyenler, onu
kardeşi Abdullah b. Tarik'in konumundan dolayı onu Belİyy kabilesinden
saymışlardır. Gerek Ebû Ömer, gerekse İb-nu'I-Esîr, onun için İki yerde
biyografisini tekrarlamışlardır. Bir kez Muattib adını zikrederken diğer bir
kez de Muğİs adını zikrederken biyografisini yazmışlardır. İbn İshâk'ın rivayetinde
onun adı Muattib b. Abde'dir.
[181] Köşeli parantez içindekileri kâtib, İbn Hişâm'dan
nakletmîştir. Vakidî, 158 ve İbn Sa'd, TT/m, 23'de bu kişileri zikretmişlerdir.
[182] Eî-Cetnhara, 313; el-İstiab ve el-fsâbe'de de soy
kütüğü yukarıda yazıldığı gibidir. İbn Hişâm, II, 344 ve İbn Sa'd, II/III,
33'de onun soy kütüğünde Nu'mân diye bir ad zikredilmemiştir.
[183] İbn Hişâm ve İbn Sa'd'da, bu ad Emet olarak geçer.
El-Cemhara, el-İstiab ve el~İsâbe'de ise yukarıda yazıldığı gibidir.
[184] İbn Sa'd, II/III, 34'te, onu Umeyr olarak
adlandırdıktan sonra, "Yalnız Muhammed b. İshâk onu Amr b. Ma'bed oiarak
söylemiştir." demiştir. Matbu olan es-Sîre'âs ise "Ömer" olarak
geçmektedir.
[185] İbn Hişâm, II, 345 ve İbn Sa'd, II/III, 35'e göre
yapılan bir ilavedir.
[186] Asıl nüshada "Zenyer" yazılıdır. Bkz.
ei-îsâbe "Mübeşşir b. el-Münzir" biyografisi.
[187] Asıl nüshada, "Abis" yazılıdır. İbn Sa'd,
II/III, 30 ve Usdu'l-Ğâhe'ye göre düzeltildi.
[188] Bu ad Uncude biçiminde de okunabilir. Rafi'İn
babasının adı Abdulhâris'tir. Ümeyye b. Zeyd Oğullan'ndan değildir. Beliyy
kabilesinden onların müttefiki idi. Muhammed b. İshâk da öyle söylemektedir.
Ebû Ma'şcr, onu Âmir diye adlandırmıştır. Bkz. İbn Sa'd, II/III, 32.
[189] Ibn Sa'd, onun biyografisinde: "Kimileri onu ve
Rafi' b. Ancede'yi, Amr b. Avf Oğullan'na nisbet etmiştir. Amr b. Avf
Oğulfarı'nin soy kütükleri arasında, onların doğum ve soyu ile ilgili bilgi
edinmek istedim. Fakat bir şey bulamadım." demiştir.
[190] (9/Tevbe, 75).
[191] Asıl nüshada "Erkam" yazılıdır. İbn Sa'd,
II/III, 36; el-İstiab ve e!-İsâbe'ye göre düzeltildi.
[192] Muhammed b. îshâk ve Ebû Ma'şer de, yukarıdaki gibi
soyunu yazmışlardır. Vakıdî ve İbn İinâre el-Ensârî, onlara muhalefet edip,
"İbn İshâk, Ebû Ma'şer ve onlardan rivayette bulunanlar, Cebr b. Atîk'in
soyu konusunda yanılmışlardır. Zira onu, amcası el-Hâris'e nis-bet etmişlerdir.
Halbuki el-Hâris de onunla birlikte Bedir'e katılmıştı. İbn İshâk, Bedir'e
katılanlar arasında onun amcasını zikretmemiştir. Bkz. İbn Sa'd, II/III,
38.
[193] Hişâm el-Kelbî, yukarıda yazıldığı şekilde Asar diye
okumuştur. İbn İshâk, Ebû Ma'şer, Mûsâ b. Ukbe ve Vakıdî ise Isr şeklinde
okumuşlardır.
[194] Huşenî, yukarıda yazıldığı gibi Berk şeklinde okuyup
kaydettikten sonra, "Burek şeklinde okunduğu da rivayet edilmiştir."
der.
[195] Asıl nüshada, "Ebû Hayye" yazılıdır. İbn
Sa'd'ın da belirttiği gibi, gerek İbn İshâk gerekse Ebû Ma'şer, onu Ebû Habbe
diye adlandırmışlardır. Yayınlanan es-Sîre'dç "Hanne" yazılıdır.
Vakıdî: "Bedir'e katılanlar arasında Ebû Habbe künyesi ile anılan hiç
kimse yoktur." demiştir. İbn İmâre ise: "Bedir'e katılan Ebû
Hanne'dİr." demiştir. Bkz. ibn Sa'd, II/III, 45. Ebû Ömer der ki:
"Doğrusu Ebû Habbe'dir." Bütün hadisçiler de bu görüştedirler.
[196] Asıl nüshada, "Teyhan" yazılıdır. İbn Sa'd,
II/III, 41 'e göre düzeltildi.
[197] Burada ve bazı rical kitaplarında, "Abİle"
olarak geçmektedir. "AbİIe b. Kısmîl" hakkında, el-Kâmûs
(ayn-be-lam)'ta bilgi bulunmaktadır. İbn Hişâm, II, 347'de bu ad,
"Amile" diye yazılıdır. Biraz ileride Mücezzer b. Ziyâd'ın soy
kütüğünde, "Amile" adı zikredilecektir..
[198] Mûsâ b. Ukbe'nin rivayetine göre, onların sayısı
altmış üç kişidir. Zira o, Haris b. Kurs b. Heyşe ve Haris b, Arfece'yi de
savaşa katılanlar arasında saymıştır. İbn İshâk ise, onları ihmal etmiştir.
[199] İbn Hişâm, II, 348 ve İbn Sa'd, II/III, 79'a göre
yapılan bir ilavedir.
[200] Asıl nüshada, "Subey' b. Kays b. Sa'lebe b.
Ayşe" yazılıdır. Onun soy kütüğünden Saİe-be'yi sildik. Zira bu ad İbn
Hişâm, İbn Sa'd, el-Istiab ve Usdtı'I-Ğâbe'âe geçmemektedir.
[201] İbn Sa'd, II/III, 84'te, "Ubâde"
şeklindedir. Ebû Ömer, her iki şeklini de zikrederek, onun için iki kez
biyografisini yazmıştır.
[202] İbn Hişâm, II, 349'da: "Füshum, onun annesidir;
el-Kayn b. Cisr'den bir kadındır" der. İbn Sa'd, İI/III, 85'de: "Bu
kadına nisbet edilmiştir. Ona, Yezîd Füshum denilir." demiştir.
[203] El-Huşenî, Dârekutnî'ye uyarak, bu adı yukarıda
yazıldığı gibi İtebe diye okuyup kaydetmiş ve onun doğru olduğunu
belirtmiştir.
[204] Muhammed b. Ömer: "Bu Süfyân b. Nesr'dir."
der. Bu adı "Bişr" olarak okumak ise, Mû-sâ b. Ukbe, İbn İshâk ve Ebû
Ma'şer'in görüşüdür. İbn Sa'd, II/III, 86'da: "Belki de onların ravileri
onlardan bu ismi alıp kaydetmemişlerdir. El-Huşenî de, onu zikredip:
"Doğrusu Nesr'dir." der.
[205] Asıl nüshada "Ka'în" yazılıdır.
[206] İbn Sa'd, II/III, 89'da, onun el-Hâris b. el-Hazrec'in
müttefiki olduğu belirtilmiştir.
[207] Es-Süheylî: "Ebû Bahr, Ebû'l-Velîd'den naklen bu
adı "Cez"' diye okuyup kaydetmiştir." der. Süheylî, bu adı
başkaları tarafından hep ze'nin esresi ile Ceziy diye okunduğunu belirtmiştir.
El-İstiah ve İbn Sa'd, II/III, 91'de, "cİm-ze-ye" harfleri ile
yazılmış; ama okunuş biçimi kaydedilmemiştir.
[208] Künyesi ve soy kütüğünde bulunan isimler hakkında çok
İhtilaf var. Ebû Hamîsa (Ebû Ha-mîda ya da Ebû Asîma) Ma'bed b. Abbâd (İbn Kays
ya da İbn Abbâde) b. Kaş'ar (Kaşğar ya da Kuşeyr) b. Mukaddem (el-Kadam ya da
el-Fadem). Bkz. İbn Hişâm, II, 350; e!-İs-tiab; İbn Kesîr, III, 324; el-İsâbe
ve el-Cemhara, 336.
[209] Bir çok kaynakta yukarıda yazıldığı gibi geçmekledir.
Es-Süheylî: "Bedir ehlinin soy kütükleri içerisinde, İbn Kıryûş adında
biri bulunmaktadır. Kıryûş diye okumak en doğrusudur." demiştir.
[210] İbn Hişâm, II, 351 'de de aynı yukarıda yazıldığı gibi
geçmektedir. İbn Sa'd, II/III, 98'de, "Vazaka"; e\-lstiab'da ise:
"Varaka" şeklinde yazılıdır.
[211] Esas aldığımız nüshanın nakledildiği nüshada da bu ad
yukarıda yazıldığı gibidir. Nüshadan nakleden kâtib, metin bölümünde Kays
yazmıştır. Dipnotta ise bu adın asıl nüshada Kasr olduğunu belirtmiştir.
[212] Asıl nüshada, Amile'dİr.
[213] Asıl nüshada, "Abbâd" yazılıdır. İbn Sa'd,
II/III, 99'da belirtilen İbn İshâk'ın rivayetine göre düzeltildi. Vakıdî ve
İbn İmâre el-Ensârî ise, bu ada, "Abede b. Heshes" derler.
[214] Asıl nüshada, "Rabîa".yazılıdır. İbn Hişâm,
II, 352 ve İbn Sa'd, II/III, 100'e göre düzeltildi.
[215] Asıl nüshada, "Behz b. Suleym" yazılıdır.
İbn Hişâm ve İbn Sa'd'a göre düzeltildi.
[216] Asıl nüshada, "el-Bedy" şeklinde yazılıdır.
İbn Sa'd, II/III, 102'de, "el-Yedy"; et-İstiab ve e!~İsâbe'de İse,
"el-Beden" olarak yazılıdır. Ebû Ömer: "İbn İshâk'ın bu adı
el-Beden şeklinde okuduğu kesinleşmiştir." der. Mûsâ b. Ukbe de bu
şekilde rivayet etmiştir. Ama İsmâ-îl b. İbrâhîm b. Ukbe, amcası Musa'dan,
el-Bedy diye yanlış bir imlâ ile rivayet etmiştir.
[217] Asıl nüshada, "el-Bedy" yazılıdır. Bir
önceki dipnota bakınız.
[218] İbn Sa'd, II/III, 103'de, "Abdu Rab"
yazılıdır. İbn Sa'd, İbn İshâk'tan başka hiç kimse, bu kişiyi Abdullah diye
adlandırmamıştır.
[219] Ona, İbn Cimaz da denilmiştir. Bkz. İbn Hişâm, II, 353
ve İbn Sa'd, II/III, 104. Vakıdî ve İbn İmâre, onu Gassân'dan saymışlardır. İbn
İshâk ve Ebû Ma'şer ise, onu Cuheyne'ye nisbet etmişlerdir.
[220] Asıl nüshada Hıraş'tan sonra babası es-Sımme de Bedir
ehli arasında sayılmıştır. Bu kesinlikle makul bir şey değildir. Belki Hıraş'ı
tanıtmak amacı ile babasının adı belirtilmiş ve daha sonra tanıtıcı sözcükler
silinmiş ve Sımme adı yalnız kalmıştır. Hıraş'm, Mu'âz b. Sımme adında bir
kardeşi de vardır. Bazıları onu Bedir ehli arasında zikretmişlerdir. Ne var kî
Vakı-dî: "Bu isbat edilmemiş ve bu konuda İttifak yoktur." demiştir.
Bkz. İbn Sa'd, II/III, f 07.
[221] Asıl nüshada, "Amr" yazılıdır, İbn Hişâm,
II, 354; İbn Sa'd, II/III, 110; el-İstîab ve el-İsâ-be'ye. göre düzeltildi.
[222] İbn Sa'd, II/III, 116'da "Hamza" yazılıdır.
İbn İshâk'a göre, "Harice"; Mûsâ b. Ukbe'ye göre ise
"Hârise"dir. Huşenî (I, 173): "Ona noktalı hı harfi ile İbn
Humeyr de denilmiştir." der.
[223] Vakıdî, onu Sevâd b. Rezn diye adlandırmıştır. İbn
İshâk ve Ebû Ma'şer İse, ona, Sevâd b. Zurayk demişlerdir. İbn Sa'd, Zurayk
adınm yazılış hatası ile onlardan rivayet edilmiş of-424 c!uğu görüşünü tercih
etmiştir. Bkz. İbn Sa'd, II/III, 116.
[224] Mûsâ b. Ukbe, onu Bedir ehli olarak zikretmemiştir.
[225] ibn Sa'd, II/III, I17'de, Mûsâ b. Ukbe'nin rivayeti
olan "Nu'mân b. Sinan" yazılıdır. İbn 426 ^bdilberr de, b.u rivayeti
tercih etmiştir.
[226] Asıl nüshada,_"İbn Adiyy-b. Âmir b. Ka'b"
yazılıdır. Rical ve ensâb kitaplarında, onun soy 417 .kütüğünde
"Âmir" adı zİkredilmemiştir. Biz de burada kaydetmedik.
[227] ibn Hişâm, İbn Sa'd ve el-Cemhara'ya göre yapılan bir
ilavedir.
[228] İbn Hişâm, II, 357; İbn Sa'd, II/III, 128; el-İstiab
ve el-İsâbe'de, bu kişinin adı Abbâd b. Kays şeklinde kaydedilmiştir.
[229] İbn İshâk'tan başka, onu Sa'd b. Yezîd diye adlandıran
olmamıştır. Bkz. İbn Sa'd, II/III, 128.
[230] Vakıdî'den başka, onu el-Fakih b. Nesr diye adlandıran
olmamıştır. İbn İmâre ona karşı çıkmış ve "Ensâr içerisinde eİ-Hâris b.
el-Hazrec Oğulları'ndan, Süfyân b. Nesr'den başka Nesr adında kimse
yoktur." demiştir (İbn Sa'd, II/III, 129). İbn Hişâm ise: "Onun adı
Besr b. el-Fakih'tir." demiştir.
[231] İbn Hişâm, II, 358 ve ibn Sa'd, II/III, 130'a göre
yapılan bir ilavedir.
[232] Asıl nüshada, Rafi' yerine Mâlik yazılıdır, ibn Hişâm,
II, 358; İbn Sa'd ve el-Cemhara, 338'e göre düzeltildi.
[233] El-Cemhara, 337'de geçen soy kütüğünde Sa'lebe'den söz
edilmiyor.
[234] İbn Hişâm'da da "Ruceyle" yazılıdır. Bunun
yanında "Ruhayie" (hi harfi ile) dendiği de belirtilmiştir.
Dârekutnî, bizzat İbn İshak rivayetinden alarak, onu Ruhayie (hı harfi ile) olarak
kaydetmiştir. Es-Süheylî, Mûsâ b. Ukbe'nin rivayetinde de, Ruhayie olduğunu
belirtmiştir. Ebû Ömer, îbn Hişâm'ın rivayetine dayanarak (Ruheyle, ha harfi
ile) kaydetmiştir, {bkz. es-Sîre, II, 358; es-Süheylî, II. 100; Huşenî, I,
174). 1
[235] Müellif, el-Cemhara, 337'de, Hâlid ile Sa'Iebe
sözcükleri arasına Amir adını ilave etmiştir.
[236] İbn Hişâm, II, 359 ve İbn Sa'd, II/III, 50'de de adı
bu şekilde geçmektedir. İbn Hişâm "Ona Uşeyra da denilmiştir." der.
El-Cemhara, 328'deki Sabit b. Hâlid'in soy kütüğünde, Usey-ra adı
zikredilmemiştir.
[237] El-Cemhara, 329 ve İbn Sa'd, II/III, 53'e göre yapılan
bir ilavedir.
[238] Asıl nüshada Esram yerine Usaynm yazılıdır. El-Cemhara
ve ibn Hişâm a göre düzeltildi.
[239] Nu'ayman da denilmiştir. (Bkz. İbn Hişâm, II, 360). El-Cemhara, 329'da da, ed-Dahık la-
kabı ile birlikte bu şekilde geçmektedir.
[240] İbn Hişâm, II, 360 ve İbn Sa'd, II/III, 58'de onun adı
Usayme olarak geçmektedir. İbn Hacer, ona İsmet de denilebileceğini
söylemiştir.
[241] Asıl nüshada Rifâ'a yerine Afra yazılıdır. Bu hatadır.
Zira Afra, el-Hâris'in hanımıdır. Onun
annesi değildir.
[242] Asıl nüshada Hudeyle yerine Cedile yazılıdır. İbn
Hişâm, İbn Sa'd ve el-Cemhara'ya göre düzeltildi.
[243] İbn îshâk'ın, onun soy kütüğü hakkında söylediklerine
uygun olarak, el-İstiab ve ei-lsa-be'ys göre yapılan bir ilavedir. Vakıdî ve
İbnu'l-Kelbî: "O, Künyesi Ebû Şeyh olan Ubeyy b. Sâbit'tir."
demişlerdir. İbn İshâk'ın görüşüne göre, Şâir Hassan b. Sâbit'in kardeşinin oğlu;
ikinci görüşe göre ise onun kardeşidir.
[244] - Asıl nüshada, Mâlik'ten sonra onun soy kütüğünde:
"îbn Adiyy b. Mâlik b. Ganm b. Adiyy"
yazılıdır. El-Cemhara,
327; İbn Sa'd, II/III,"64; İbn Hişâm, e!-İstiab ve diğer eserlere mulalif
olduğundan biz sildik.
[245] El-Cemhara, 331 'e göre yapılan bir ilavedir.
[246] Asıl nüshada Avf yerine Zeyd yazılıdır. Rical ve neseb
kitaplarında da belirtildiği gibi, onun
soy kütüğünde Zeyd diye bir isim yoktur.
[247] El-Cemhara, 330; İbn Sa’d, II/III, 76 ve el-İstiab’a
göre yapılan bir ilavedir.
[248] İbn Sa'd, II/III, 76; el-İsâbe ve el-fstiab'a göre
yapiian bir ilavedir.
[249] İbn Hişâm, İbn Sa'd ve el-İstiab'a göre yapılan bir
ilavedir. Onun soyu hakkında ihtilaf
vardır.
[250] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 126-148.
[251] Bedir şehidleri ile ilgili olarak bkz. Vakidî, 141;
İbn Hişâm, II, 364; Telkîhu l-Fuhûm, 224;
İbn Seyyidi'n-Nâs,"İ, 284; İbn Kesîr, III, 327; Târîhu'l-Hamh, 402.
[252] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 149.
[253] Bu konuda bkz. Vakidî, 143; İbn Hişâm, II, 365; İbn
Seyyidi'n-Nâs, I, 285; Târîhu'l~Hamîs, 403.
[254] Asıl nüshada Ömer yerine Amr yazılıdır.
[255] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 149-151.
[256] Asıl nüshada Vecze yerine Vecre yazılıdır. İbn İshâk,
ona Vecze demiştir. İbn Hişâm ise, ona
Vehre demiştir (el-Huşenî, I, 175).
[257] Köşeli parantez içindekiler, gerekli birer
ilavedirler. Zira bu kişilerin hepsi Abdu Şems Oğulları'ndan değildirler.
Değişik kabilelerdendirler. Parantez içindekiler onları açıklamaktadır.
[258] İbn Hişâm, III, 5; Vakıdî, 137 ve İbn Seyyidi'n-Nâs,
I, 286'da da bu mısra bu kişiye nisbet edilmiştir. Ebû Temâm'ın Hamâse
(Şerhu't-Tebrizî, I, iO2)\sinde bu mısralar Husayn b. el-Hamam eP-Murrî'ye
nisbet edilmiştir. Yukarıda adı geçen Hâlİd'in, onu taklit ettiği muhtemeldir.
[259] Asıl nüshada Âbid yerine Âiz yazılıdır.
[260] Asıl nüshada Umeyr yerine Osman yazılıdır. Nesebu
Kureyş, 386 ve.el-Cemhara, 153'e göre düzeltildi.
[261] Esed b. Abdiluzzâ Oğullan ve Abdullah b. Humeyd'den
daha önce söz edilmişti. îbn Hi-Şâm, İbn tshâk rivayetlerine ilave etmişti.
Bkz. İbn Hişâm, III, 7.
[262] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 151-153.
[263] Bu ibarenin İbn Hazm'dan nakledildiğine dair bkz.
el-!mtâ', 107.
[264] Bu gazve ile ilgili olarak bkz. İbn Hişâm, III, 46;
İbn Sa'd, I/II, 20; İbn Seyyidi'n-Nâs, I, 294; Zâdu'1-Me'âd, II, 229; İbn
Kesîr, III, 344; el-İmta , 107; Târihu'l-Hamîs, I, 407.
[265] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 153.
[266] Bu gazve için bkz. Vakıdî, 182; İbn Hişâm, III, 47;
îbn Sa'd, I/II, 20; et-Taberî, II, 299; En-sâbu'l-Eşrâf, I, 147; İbn
Seyyidi'n-Nâs, I, 344; İbn Kesîr, III, 344; ei-İmtâ', 106; Târî-hu t-Hamis, 1,
410.
[267] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 153-154.
[268] Bu gazve için bkz. Vakıdî, 192; İbn Hişâm, III, 49;
İbn Sa'd, I/II, 23; İbn Seyyidi'n-Nâs, I, 303; İbn Kesir, IV, 2; el-İmıâ', 110;
Tâıîhu'l-Hamîs, I, 414.
[269] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 154.
[270] Bu gazve için bkz. Vakıdî, 195; İbn Hişâm, III, 50;
İbn Sa'd, I/II, 24; İbn Seyyidi'n-Nâs, I, 304; İbn Kesîr, IV, 3; el-İmtâ', 111;
Târîhu'l-Hamîs, I, 416.
[271] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 154.
[272] Bu gazve için bkz. Vakıdî, 177; İbn Hişâm, III, 50;
İbn Sa'd, I/II, 19; İbn Seyyidi'n-Nâs, I, 294; İbn Kesîr, IV, 3; el-İmtâ', 103;
Târihıı l-Hamîs, I, 408.
[273] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 154-155.
[274] Ka'b b. Eşrefin öldürülmesi ile ilgili olarak bkz.
Vakıdî, 184; İbn Hişâm, III, 54; İbn Sa'd, I/II, 21; et-Taberî, III, 2; İbn
Seyyidi'n-Nâs, I, 298; İbn Kesîr, IV, 5; el-İmtâ', 107; Târîhu'l-Hamîs, I,
412. Onun öldürülmesine katılanların adlan için bkz. el~Muhabber, 282.
[275] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 155-156.