Birinci Akabe Biati 1

İkinci Akabe Biati 3

Akabe Biatında Bulunanlar. 4

Medîne'ye Hicret 8

Rasûlullah (S.A.S) Mescidi'nin İnşası 13

Yahudiler İle Antlaşma. 13

Muhacirler İle Ensâr Arasında Kurulan Kardeşlik. 13

Zekâtın Farz Kılınması 14

Medine'deki Münafıklar. 14

Ebvâ Gazvesi 15

Ubeyde B. El-Hâris'in Seriyyesi 15

Hamza B. Abdilmuttalib B. Hâşim'in Seriyyesi 16

Buvat Gazvesi 16

Uşeyre Gazvesi 16

Birinci Bedir Gazvesi 17

Sa'd B. Ebî Vakkâs'ın Seriyyesi 17

Abdullah B. Cahş'ın Seriyyesi 17

Kıblenin Değişmesi 19

İkinci Bedir Gazvesi 19

Rasûluııah (S.A.S) İle Birlikte Bedir'e Katılanların Adları 22

Bedir Şehidleri   (R.A.): 36

Bedir Savaşi'nda Öldürülen Müşrikler. 37

Bedir Gazvesi'nde Esir Edilen Meşhur Kişiler. 38

Benî Süleym Gazvesi 39

Sevik Gazvesi 39

Zû Emer Gazvesi 39

Behran Gazvesi 40

Benî Kaynuka Gazvesi 40

Ka'b B. Eşrefin Öldürülmesi İçin Gönderilen Seriyye. 40

 

 

 

 

 

Birinci Akabe Biati

 

Ensâr'dan Akabe'ye[1] yeni gelen yedi kişi şu kişilerdi: Mu'âz b. el-Hâris b. Rifâ'a b. Sevâd b. Mâlik b. Ğanm b. Mâlik b. en-Neccâr. Bu zât daha önce adı geçen AvFin kardeşi İbn Afrâ'dır.

Zekvân b. Abdi Kays b. Hâlede -veya Hâlid- b. Muhlid b. Âmir b. Zu-rayk. Zekvân adındaki bu kişi, Mekke'ye göç etmiş, Rasûlullah (s.a.s.) ile beraber kalmıştı. Bu yüzden hem Muhacir hem de Ensâr'dandır. Uhud Sa-vaşi'nda şehid edildi.

Ubâde b. es-Sâmit b. Kays b. el~Esram b. Fihr b. Sa'Iebe b. Ğanm b. Avf [b. Amr b. Avf] [2] b. el-Hazrec b. Harise.

Onların müttefiki, Beliyy kabilesinin Gusayne Oğulları'ndan[3] Ebû Ab-dirrahman Yezîd b. Sa'Iebe b. Hazme[4] b. Esram b. Amr b. Ammâra. [5]

Abbâs b. Ubâde b. Nadle b. Mâlik b. el-Aclân b. Zeyd b. Ganm b. Sa­lim b. Avf b. Amr b. el-Hazrec b. Harise.

Yukarıda adı geçen beş kişi[6] Hazrec kabilesindendiler.

Evs kabilesinden de iki kişi vardı. Bunlar: Abduleşhe] b. Cüşem b. el-Hâris b. el-Hazrec b. Amr b. Mâlik b. el-Evs b. Harise Oğulla-n'ndan: [7] Ebû'I-Heysem Mâlik b. Teyyihan. [8]

Amr b. Avf b. Mâlik b. el-Evs b. Harise Oğulları 'ndan Uveym b. Saide. [9]

Bu on iki kişi, kadınların biati üzere Rasûlullah (s.a.s.)'a biat ettiler. Daha savaşmakla emrolunmamışlardi. Medîne'ye döndüklerinde, Rasû­lullah (s.a.s.) onlarla birlikte İbn Ümmi Mektum ve Mus'âb b. Umeyr'i de gönderdi. Mus'âb b. Umeyr, Müslümanlara Kur'ân ve şer'î hükümleri öğ­retiyordu. Müslüman olmayanları ise İslâm'a davet ediyordu. Medîne'ye vardıklarında, Ebû Umâme Es'ad b. Zurâre'nin evine misafir oldu. Mus'âb b. Umeyr, onlara imamlık ediyordu. İslâm'daki ilk Cuma namazı­nı onlara kıldırdı. Beyâde Oğulları'nın taşlık arazisinde, Hadımat kuyu­su[10] denilen kuyunun yanında onlara Cuma namazını kıldırdı. Onlar kırk kişiydiler.

Mus'âb b. Umeyr aracılığıyla, Ensâr'dan birçok kişi Müslüman oldu. Sa'd b. Mu'âz ve Useyd b. el-Hudayr[11] gibi kişiler de onun vasıtasıyla Müslüman olanlardandı. Onların Müslüman olmaları ile Abduleşhel Oğulları'nın tama­mı, bir gün içerisinde kadın ve erkek olarak İslâm'ı benimsediler. Onlardan Usaynm dışında[12] İslâm'a girme konusunda geri kalan kimseyi bilmiyoruz.

Adı Amr b. Sabit b. Vakş[13] olan bu kişi, Uhud Savaşı'na kadar Müslüman olmadı. O zaman Müslüman oldu ve Yüce Allah'a hiç bir secdede bulun­madığı halde Uhud'da şehid düştü. Rasûlullah (s.a.s.) da, onun cennet eh­li olduğunu bildirdi. Abduleşhel Oğullan'ndan ne bir erkek, ne de bir ka­dın münafık vardı. Hepsi samimi inanmış kimselerdendiler. Allah hepsin­den razı olsun.

Ensâr'm hiç bir evi yoktu ki o evde Müslüman kadın ve erkek bulun­masın. Evs kabilesinin kollarından Benî Ümeyye b. Zeyd, Benî Hatme ve Benî Vakıf hariç. [14] Bunlar Medine'nin el-Âvâlî denilen semtinde oturu­yorlardı. Onlardan bir grup Müslüman oldu. Başkanları şair Ebû Kays Sayfi b. el-Eslet idi. Bedir, Uhud ve Hendek savaşları geçinceye kadar kendisinin ve kavminin Müslüman olmasını erteledi. Sonra hepsi birlikte Müslüman oldular. [15] Hamd alemlerin Rabbine mahsustur.

Sonra Mus'âb b. Umeyr Mekke'ye döndü. Ensâr'dan Müslüman olan büyük bir cemaat, kavimlerinden henüz Müslüman olmayıp kabilelerinin dini üzere olan büyük bir topluluk içerisinde, hacc mevsiminde Rasûlullah (s.a.s.) ile buluşmak üzere Medine'den çıktı. Kendi kabilelerinin dinine göre hacc, Arapların o dönemde üzerinde bulundukları durum gibi idi. On­ların hepsi hacc yapmak üzere Mekke'ye geldiler. Aralarında el-Berâ b. Ma'rûr da bulunuyordu. O dönemde kıble Beytü'l-Makdis olmasına rağ­men, o, namazda Ka'be'ye dönmeyi istiyordu. Yol boyunca hep Ka'be'ye yönelerek namaz kıldı. Mekke'ye geldiğinde pişman oldu. Rasûlullah (s.a.s.)'dan bu konuda fetva istedi. Rasûlullah (s.a.s.), hoş karşılamadı. Gerçeği sorup danışmıştır. Allah rahmet etsin. Rasûlullah (s.a.s.), teşrik günlerinin ortalarında onlarla Akabe'de buluşmak üzere sözleşti. O gece geldiğinde, Ka'b b. Mâlik ve Selîme Oğulları'ndan birkaç erkek, henüz Müslüman olmayan bir lider olan Abdullah b. Amr b. Haram'ı İslâm'a da­vet ettiler. O gece Müslüman oldu ve biat etti. Akabe'ye gitme işi, orada hazır bulunan kabilenin kâfirlerinden gizli tutuldu. Kararlaştırılan gecenin üçte biri geçtiğinde, Medîneli Müslümanlar, kafilelerinden habersiz bir şe­kilde gizlice Akabe'ye gittiler. [16]

 

İkinci Akabe Biati

 

Akabe'ye[17] gelenler, kendi çocuklarını, kadınlarını ve canlarını koru­dukları gibi Rasûlullah (s.a.s.)'ı korumak; O'na ve ashabına yanlarına hic­ret etme izni vermek üzere Hz. Peygamber (s.a.s.)'e biat ettiler. Akabe'de o gece henüz Müslüman olmamasına rağmen, kardeşinin oğlunun işini sağlama bağlamak üzere Abbas b. Abdilmuttalib de bulunuyordu. Bera b. Ma'rur, o gece Allah'a samimi bağlanma ve Rasûlullah (s.a.s.)'a güven duyma konusunda övgüye değer bir konuma sahip oldu. Zira Rasûlullah (s.a.s.)'ailk biat eden kişi o idi. Onu Ebû'l-Heysem b. Teyyihan veAbbâs b. Ubâde b. Nadle takip etti. O gece Rasûlullah (s.a.s.)'a yetmiş üç erkek ve iki kadın biat ettiler. Rasûlullah (s.a.s.) onların içerisinde on iki başkan ; (nakîb) seçti. Bu kişiler: [18]

Es'ad b. Zurâre: Daha önce Rasûlullah (s.a.s.)'a gelen altı ve on iki ki­şi arasında adından söz edilmişti.

Sa'd b. er-Rabi' b. Amr b. Ebî Züheyr b. Mâlik[19] b. İmru'I-Kays b. Mâlik b. Sa'lebe b. Ka'b b. el-Hazrec b. el-Hâris b. el-Hazrec b. Harise.

Râfi' b. Mâlik b. el-Aclân b. Amr b. Âmir b. Zureyk. Daha önce Rasû­lullah (s.a.s.)'a gelen altı ve on iki kişi arasında adından söz edilmişti.

El-Berâ b. Ma'rûr b. Sahr b. Hansa b. Sinan b. Ubeyd b. Adiyy b. Ğanm b. Ka'b b. Selîme b. Sa'd b. Ali b. Esed b. Saride b. Tezid b. Cüşem b. el-Hazrec.

Câbir'in babası Abdullah b. Amr b. Haram [b. Sa'lebe b. Haram] [20] b. Ka'b b. Ganm b. Selîme b. Sa'd.

Sa'd b. Ubâde b. Duleym b. Harise b. Ebî Hezime[21] b. Sa'lebe b. Tarif b. el-Hazrec [b. Saide b. Ka'b. el-Hazrec] [22] b. Harise.

Münzir b. Amr b. Huneys b. Harise[23] b. Levzan b. Abdivedd b. Zeyd b. Sa'lebe b. el-Hazrec b. Saide b. Ka'b b. el-Hazrec b. Harise.

Ubâde b. es-Sâmit b. Kays b. Usayrım b. Fihr b. Sa'lebe. Rasûlullah (s.a.s.)'a gelen on iki kişiden söz ederken, onun soyunu zikretmiştik.

Abdullah b. Revâha [b. Sa'lebe] [24] b. İmru'1-Kays b. Amr b. İm-ru'1-Kays b. Mâlik [el-Eğar] [25] b. Sa'lebe b. Ka'b b. el-Hazrec b. el-Hâ-ris b. el-Hazrec.

Bu dokuz kişi Hazrecîlerdendi. Onlardan biri olan Es'ad b. Zurâre, Amr b. el-Hazrec Oğulları'ndandı. Ubâde b. es-Sâmit adındaki bir kişi, Avf b. el-Hazrec Oğulları'ndandı. Abdullah b. Revâha ve Sa'd b. er-Ra-bi' adında iki kişi el-Hâris Oğulları'ndandı. Sa'd b. Ubâde ve el-Münzir b. Amr adındaki iki kişi, Ka'b b. el-Hazrec Oğulları'ndandı. Abdullah b. Amr, el-Berâ b. Ma'rûr ve Rafi' b. Mâlik adlarındaki üç kişi ise, Cüşem b. el-Hazrec Oğulları'ndandi.

Diğer üç kişi ise Evs kabilesindendiler. Onların adları şöyledir:

Useyd b.J el-Hudayr b. Simak b. Atik b. Rafı'[26] b. İmru'1-Kays b. Zeyd b. Abdileşhel b. Cüşem b. el-Hâris b. el-Hazrec b. Amr b. Mâlik b. el-Evs.

Sa'd b. Hayseme b. el-Hâris b. Mâlik [b. Ka'b] [27] b. en-Nehhât[28] b. Ka'b b. Harise b. Ganm b. es-Selem b. İmru'1-Kays b. Mâlik b. el-Evs b.

Harise. Es-Selem Oğulları'nın hepsinin nesli tükenmiştir. Onlardan kalan en son kişi Hârûn Reşîd döneminde vefat etmiştir. Biz Allah'a aidiz ve Ona döneceğiz. Böylece Rasûlullah (s.a.s.)'m, "İnsanların sayısı çoğala­cak. Ama Ensâr'ın sayısında bir artış olmayacaktır," şeklindeki uyarısı doğru çıkmıştır.

Rifâ'a b. Abdilmünzir b. Züneyr[29] b. Zeyd[30] b. Ümeyye [b. Zeyd] [31] b. Mâlik b. Avf b. Amr b. Avf b. Mâlik b. el-Evs b. Harise.

Bazıları Rifâ'a'nm yerine Ebû'l-Heysem b. Teyyihan'ı saymışlardır. En iyi bilen Allah'tır. [32]

 

Akabe Biatında Bulunanlar

 

Akabe'de, Rasûlullah (s.a.s.)'a biat eden başkanlardan başka Müslü­manların[33] isimleri:

Evs kabilesine mensup olanlar:

Abduleshel b. Cüşem b. el-Hâris b. el-Hazrec b. Amr b. Mâlik b. el-Evs b. Harise Oğulları'ndan:

Seleme b. Selâme b. Vekş b. Ruğbe[34] b. Zeura b. Abdileşhel.

Harise b. el-Hâris b. el-Hazrec b. Amr b. Mâlik b. el-Evs Oğulları'ndan:

Züheyr b. Rafi' b. Adiyy b. Zeyd b. Cüşem b. Harise.

Onların müttefiki Ebû Burde b. Niyâr, (Hâni') b. Niyâr b. Amr b. Ubeyd b. Kilâb b. Duhman b. Ğanm b. Zubyan b. Humeym[35] b. Kâhil b. Zuhl b. Huneyy b. Beliyy b. Amr[36] b. el-Haf b. Kudâ'a.

Nabî b. Mecde' b. Harise Oğulları'nın el-Berrâk[37] b. Kays b. Amir b. Nabi ailesinden Nuheyr b. el-Heysem.

Amr b. Avfb. Mâlik b. el-Evs Oğulları'ndan:

Abdullah b. Cubeyr b. en-Nu'mân b. Ümeyye b. el-Burek (İm-ru'1-Kays) b. Salebe b. Amr'dır.

Ma'n b. Adiyy b. el-Cedd b. el-Aclân b. Dubay'a. Beliyy kabilesinden onların müttefikidir. Yemâme savaşında şehid düştü.

Uveym b. Saide. Beliyy kabilesinden onların müttefikidir. [38]

Evs kabilesinden Akabe'de bulunanların toplam sayısı on bir kişidir.

Hazrec kabilesinin en-Neccâr Oğulları boyundan Akabe'de bulunan­lar. Onlar Teymullah b. Salebe b. el~Hazrec'in soyundan olanlardır:

Ebû Eyyûb Hâlid b. Zeyd b. Kuleyb b. Sa'lebe b. [Abd b.] [39] Avf b. Garim b. Mâlik b. en-Neccâr.

Afra Oğullan'ndan Mu*âz, Mu'avviz ve Avf. Babalan: El-Hâris b. Ri-fâ'a b. el-Hâris b. Sevad b. Mâlik b. Ganm b. Mâlik b. en-Neccâr.

Umara b. Hazm b. Zeyd b. Levzan b. Amr b. Abd [b.] [40] Avf b. Ğanm b. Mâlik b. en-Neccâr. Yemâme'de şehid düştü.

Amr b. Mebzul (Âmir) b. Mâlik b. en-Neccâr Oğulları ndan:

Sehl b. Atîk b. en-Nu'mân b. [Amr b. Atîk] [41] b. Amr b. Âmir (Mebzul).

BenîHudeyle'den[42] Amr b. Mâlik b. en-Neccâr Oğullan'ndan:

Evs b. Sabit b. el-Münzir b. Haram b. Amr b. Zeyd Menât b. Adiyy b. Amr b. Mâlik b. en-Neccâr.

Ebû Talha Zeyd b. Sehl b. el-Esved b. Haram b. Amr b. Zeyd Menât b. Adiyy b. Amr b. Mâlik b. en-Neccâr.

Mazin b. en-Neccâr Oğullan'ndan:

Kays b. Ebî Sa'sa'a -adı, Amr'dır. -b. Zeydb. Avf b. Mebzul b. Amr[43] b. Ganm b. Mazin. Bedir Savaşı'nda ordunun gerisinde bulunuyordu.

Amr b. Ğaziyye b. Amr b. Sa'lebe[44] b. Hansa b. Mebzul b. Amr b. Ganm b. Mazin.

Hazrec kabilesinin en~Neccâr Oğulları boyundan Akabe'de bulunan er­keklerin toplam sayısı on birdir.

Belhars[45] b. el-Hazrec Oğulları ndan Akabe'de Bulunanlar:

Harice b. Zeyd b. Ebî Züheyr b. Mâlik b. İmru'1-Kays b. Mâlik [el-Eğar] b. Sa'lebe b. Ka'b b. el-Hazrec.

Beşîr b. Sa'd b. Sa'Iebe b. Hilas[46] b. Zeyd b. [Mâlik b. el-Eğar b.] [47] Sa'Iebe b. Ka'b b. el-Hazrec b. el-Hâris b. el-Hazrec. Nu'mân b. Beşîrin babasıdır.

Abdullah b. Zeyd b. Sa'Iebe[48] b. Abdirabbih b. Zeyd b. el-Hâris b. el-Hazrec b. Cüşem b. el-Hâris b. el-Hazrec. Ezan[49] ile ilgili rüya gören zât budur.

Hallâd b. Suveyd b. Sa'Iebe b. Amr[50] b. Harise b. îmru'I-Kays b. Mâ­lik [el-Eğar] b. Sa'Iebe b. Ka'b b. el-Hazrec.

Ukbe b. Amr b. Sa'Iebe b. Yuseyre b. Useyre b. Cidâre[51] b. Avf b. Ha­ris b. el-Hazrec. Bu zât, Ebû Mes'ûd el-Bedrî'dir. O ve Câbir b. Abdillah, Akabe'de bulunanların yaşça en küçükleriydiler.

Cüşem b. el—Haris Oğulları'mn Beyâde b. Âmir b, Züreyk b. Abdi Ha­rise b. Mâlik b. Ğadb b. Cüşem b. el-Hazrec Oğulları boyundan:

Ziyâd b. Lebîd b. Sa'lebe b. Sinan b. Âmir b. Adiyy b. Ümeyye b. Beyâde.

Ferve b. Amr b. Vedfe[52] b. Ubeyd b. Âmir b. Ümeyye b. Beyâde.

Hâlid b. Kays b. Mâlik b. Aclân b. Âmir b. Beyâde. [53]

Beyâde b. Âmir'in kardeşi Züreyk b. Âmir Oğulları:

Zekvan b. Abdi Kays b. Hâlede b. Muhalled b. Âmir b. Züreyk b. Amir.

Selime b. Sa'd b. Ali b. Esed b. Saride b. Tezîd b. Cüşem b. el-Hazrec Oğulları'mn Ubeyd b. [Adiyy b.] [54] Ğanm b. Ka'b b. Selime Oğulları bo­yundan:

Bişr b. el-Berâ [b.] Ma'rûr b, Sahr b. Hansa b. Sinan b. Ubeyd.

Et-Tufeyl b. Mâlik b. Hansa.

Sevâd b. Ğanm b. Ka'b b. Selime Oğulları'ndan: .

Şâir Ka'b b. Mâlik b. Ebî Ka'b b. el-Kayn b. Ka'b b. Sevâd b. Ğanm.

Süleym b. Amr b. Hadîde b. Amr b. Sevâd b. Ğanm.

Kutba b. Âmir b. Hadîde.

Kardeşi Yezîd b. Âmir.

Ebû'l-Yeser Ka'b b. [Amr b. Abbâd b.] [55] Amr b. Sevâd b. Ğanm.

Yakın akraba olarak amcası oğlu olan Sayfi b. Sevâd[56] b. Abbâd.

Sa'lebe b. Aneme[57] b. Adiyy b. Nabi b. Amr b. Sevâd b. Ğanm.

Kardeşi Amr b. Aneme. [58]

Yakın akraba olarak ikisinin amcasının oğlu olan Abs b. Amir b. Adiyy.

Yakın akraba olarak üçünün amcasının oğlu olan Hâlid b. Amr b. Adiyy.

Abdullah b. Uneys b. Es1 ad[59] b. Haram b. Hubeyb b. Mâlik [b| Garım] [60] b. Ka'b b. Teym b. Nufâse b. İyas[61] b. Yerbu' b. el-Berk[62] b. Vebere. Bu zât, Kudâ'a kabilesinden olup, onların müttefikidir.

Haram b. Ka'b b. Ganm b. Ka'b b. Selime Oğulları ndan:

Câbir b. Abdillah b. Amr b. Haram b. [Sa'lebe b. Haram b.] [63] Ka'b b, : Ganm yaşça en küçükleriydi.

Sabit b. el-Ciz' (Sa'lebe) b. Zeyd b. el-Hâris b. Haram b. Ka'b.

Umeyr b. el-Hâris b. Lebde b. Sa'lebe b. el-Hâris b. Haram b. Ka'b. [64]

Hadîc[65] b. Selâme b. Evs b. Amr b. el-Furâfur, [66] Beliyy kabilesinden olup onların müttefikidir.

Selime Oğulları'nın kardeşlen Udeyy b. Sa'd b. Ali Oğulları ndan:

Mu'âz b. Cebel b. Amr b. Evs b. Âiz b. Adiyy b. Ka'b b. Amr b. Üdeyy.

Selime Oğulları ve müttefiklerinden Akabe'de bulunanların toplam sa­yısı otuz üç erkektir. Bazıları, Evs b. Abbâd b. Adiyy b. Ka'b b. Amr'ı da onlara ilave etmişlerdir.

Avfb. el-Hazrec Oğulları'ndan:

El-Abbâs b. Ubâde b. Nedle b. Mâlik b. el-Aclân b. Zeyd[67] b. Ğanm b. Salim b. Avf. Bu zât, hem Muhacir hem Ensâr'dır. Daha önce Hz. Pey­gamber (s.a.s.)'in yanına Mekke'ye hicret etmişti. Mekke'de O'nunla bir­likte idi. Uhud Savaşı'nda şehid düştü. Allah ondan razı olsun.

Ebû Abdirrahman Yezîd b. Sa'lebe b. Hazme[68] b. Asram b. Amr b. Am-para, [69] Beliyy kabilesinin Guseyne kolundan olup, onların müttefikidir.

Amr b. el-Hâris b. Lebde b. Amr b. Sa'lebe. Bunlar dağa tırmanabilen kişilerdir.

El-Hubla (Salim b. Ğanrn b. Avf) Oğullan'ndan:

Rifâ'a b. Amr b. Zeyd [b. Amr] [70] b. Sa'lebe b. Mâlik b. Salim.

Onların müttefiki Ukbe b. Vehbe b. Kelede b. el-Ca'd b. el-Hilâl b. el-Hâris b. Amr b. Adiyy b. Cüşem b. Avf b. Buhse b. Abdillah b. Gatafan b. Sa'd b. Kays b. Aylan b. Mudar. O da, Mekke'ye Rasûlullah (s.a.s.)'ın yanına hicret etmişti. Mekke'ye hicret edenler beş kişi idiler.

Ka'b b. el-Hazrec Oğulları'ndan daha önce adı geçen iki başkan: Sa'd b. Ubâde ve el-Münzir b. Amr.

İki kadın: Biri Umâra'mn annesi Nesîbe[71] bint Ka'b b. Amr b. Avf b. Mebzul b. Amr b. Ğanm b. Mazin[72] b. en-Neccâr. Yalancı Müseylime, Nesîbe'nin Habib b. Zeyd b. Âsim b. Ka'b adındaki oğlunu öldürdü. Di­ğer kadın ise Menî'in annesi Esma bint Amr b. Adiyy b. Nâbi b. Amr b. Sevâd b. Ganm b. Ka'b b. Selîme'dir. [73]

 

Medîne'ye Hicret

 

Bu biat, kavimlerinin kâfirlerinden gizli yapıldı. Bu biat gerçekleşince Rasûlullah (s.a.s.), birlikte oldukları Müslümanlara[74] Medîne'ye hicret et­melerini emretti.

Müslümanlar, bölük bölük hicret için çıktılar. [75] İlk hicret edenin Ebû Seleme b. Abdilesed el-Mahzûmî olduğu söylenmiştir. Ayrıca onun, Aka­be Biatı'ndan bir yıl önce hicret ettiği de rivayet edilmiştir. El-Muğîre Oğulları onunla amcasının kızı olan hanımı Ümmii Seleme'yi ayırdılar. Mü'minlerin annesi Ümmü Seleme'yi, Mekke'de bir yıl alıkoydular. Son­ra kocasının yanına gitmesine izin verdiler. Ona, Medîne yolculuğunda, kâfir olduğu halde Osman b. Talha b. Ebî Talha b. Abdiddâr eşlik etti. Ebû Seleme, Küba'da konakladı.

Sonra Adiyy b. Ka'b'ın müttefiki Âmir b. Rabîa, hanımı Leylâ bint Hasme b. Gânım ile hicret ettiler.

Sonra, Caş el-Esedî'nin iki oğlu Abdullah ve Ebû Ahmed, [76] hicret et­tiler. Ebû Ahmed, Mekke'de alıkonulmuştu. Eşi el-Fer'a[77] bint Ebî Süf-yân b. Harb idi. Ebû Ahmed şâirdi. Annesi Ümeyme bint Abdilmuttalib idi. Cahş Oğulları'nın tümü, hanımları ile birlikte hicret ettiler. İçinde kimse kalmadığından, harap olan [evlerine] [78] Ebû Süfyân haksız bir şekil­de el koyup mülkiyetine geçirdi. Bu ev, Ebân b. Osman'ın bugün er-Redm'de bulunan evidir. İlk hicret eden bu dört kişi: Ebû Seleme, Âmir, Abdullah, Ebû Ahmed Küba'da, Amr b. Avf Oğulları'ndan Mübeş-şir b. Abdilmünzir b. Zenber'e[79] misafir oldular.

Sonra şu kişiler hicret ettiler: Ukkâşe b. Mihsan, Ukbe b. Vehb, Suca' b. Vehb, Erbed b. Humeyre, [80] Munkız b. Nubâte, Sa'îd b. Rukayş, karde­şi Yezîd b. Rukayş, Muhriz b. Nadle, Kays b. Câbir, Amr b. Mihsan, Mâ­lik b. Amr, Safvan b. Amr, Rabîa b. Eksem, Zübeyr b. Ubeyd, Temmam[81] b. Ubeyde, Sehbere b. Ubeyde, Muhammed b. Abdi] 1 ah b. Cahş. Bunların hepsi Ümeyye b. Abdi Şems Oğulları'nın müttefiki Esed b. Huzeyme Oğullan'ndandır. Hanımları ise şunlardı: Zeyneb bint Cahş (Mü'minlerin annesi), Hanine bint Cahş, Cuzâme[82] bint Cendel, Ümmü Kays bint Mih-san, Umâme bint Nubâte, Umâme[83] bint Rukayş, Ümmü Habibe[84] bint Cahş.

Sonra Ömer b. Hattâb, Ayyaş b. Ebî Rabîa, yirmi süvari ile birlikte çı­kıp Medîne'ye geldiler. El-Âvalî semtinde, Ümeyye b. Zeyd Oğullan'na misafir oldular. Onlara, Ebû Huzeyfe'nin azadh kölesi Salim namaz kıldı­rıyordu. Hişâm b. e]~Asî de Müslüman olmuştu. Ömer ile hicret etmek üzere, Şerifin yukarısında Gıfâr Oğulları'na ait göletin yanındaki Tenâ-dub denilen yerde buluşacaklarına dair sözleştiler. [85] Ne var ki kavmi onu alıkoydu.

Sonra Ebû Cehil ve el-Hâris b. Hişâm, Medîne'ye geldiler. Ayyaş b. Ebî Rabîa ile konuştular. Ayyaş, onların hem anne bir kardeşleri hem de amcalarının oğluydu. Annesinin onu görünceye kadar başını yıkamayaca­ğı ve gölgelenmeyeceği konusunda yemin ettiğini bildirdiler. O da şefkat gösterip duygulandı, onlarla birlikte döndü. Yolda onun ellerini arkadan bağladılar. Mekke'ye götürdüler ve hapsettiler. Daha sonra kurtulup Me­dîne'ye hicret edinceye kadar tutuklu bulundu. [86] Ömer b. Hattâb ile bir­likte Medîne'ye gelenler arasında şu kişiler bulunuyordu: Kardeşi Zeyd b. el-Hattâb, Sa'îd b, Zeyd b. Amr b. Nufeyl, Amr b. Surâka b. el-Mu'temer, Abdullah b. Surâka b. el-Mu'temer. Bunların hepsi Adiyy b. Ka'b Oğul-lan'ndandır. Vâkıd b. Abdillah et-Temîmî, Havlî, Mâlik b. Ebî Havlî. Bu üç kişi ise Benî Adiyy'in müttefiki Icl b. Lücem Oğullan'ndandır. Huneys b. Huzâfe es-Sehmî, mü'minlerin annesi Hafsa bint Ömer (r.a.) ile evli idi. Küba'da, Amr b. Avf Oğulları'ndan Rifâ'a b. Abdilmünzir b. Zenber'in[87] evine misafir oldular.

Sonra Talha b. Ubeydillah hicret etti. O ve Suheyb b. Sinan, Sunh'da[88] el-Hâris b. el—Hazrec Oğulları'ndan Hubeyb b. İsafın evine misafir oldu­lar. Talha'nin, Ebû Umâme Es'ad b. Zurâre'nin evine misafir olduğu da söylenmiştir. Benî Cüd'an'ın müttefiki olan Suheyb zengindi. Hicret et­mek istediğinde Kureyş, onun kazandığı tüm mallara el koydu.

Hamza b. el-Muttalib, onun müttefiki Ebû Mersed Kennâz b. Husayn el-Ganevî ve Rasûlullah (s.a.s.)'ın azadlı kölesi Zeyd b. Harise el-Kelbî, Küba'da Benî Amr b. Avf'in kardeşi Külsûm b. el-Hidm'in evine misafir oldular. Sa'd b. Hayseme'ye misafir olduğu da söylenmiştir. Diğer bir gö­rüşe göre ise Hamza, Es'ad b. Zurâre'nin evinde konaklamıştır.

El-Hâris b. Abdilmuttalib b. Abdi Menâf Oğulları'ndan Ubeyde, et~Tufeyl ve el-Husayn; onların amca çocukları Mistah b. Usâse b. Abbâd b. el-Muttalib b. Abdi Menâf, Benî Abdiddâr'ııı kardeşi Suveybit b. Sa'd b. Hureymile, Benî Abdi Kusayy kardeşi Tuleyb b. Umeyr, Utbe b. Gazvan'in azadlı kölesi Habbâb b. el-Eret, Küba'da el-Aclan Oğulları'ndan Abdullah b. Seleme'nin evine misafir oldular.

Birkaç muhacir erkek ile birlikte Abdurrahman b. Avf, el-Hâris b. el-Hazrec Oğullarından Sa'd b. er-Rabi'in evine misafir oldular.

Zübeyr b. el-Avvâm ve Ebû Sebre b. Ebî Ruhm b. Abdiluzzâ, Münzir b. Muhammed b. Ukbe b. Uheyhe b. el-Culah'ın, Benî Cehceba yurdun­da bulunan Usbe'deki[89] evine misafir oldular.

Mus'âbb. Umeyr b. Hâşim b. Abdi Menâf b. Abdiddâr, Sa'db. Mu'âz b. en-Nu'mân'ın Abduleşhel Oğulları mahallesinde bulunan evine misa­fir oldu.

Ebû Huzeyfe b. Utbe b. Rabîa, Ebû Huzeyfe'nin azadlı kölesi Salim ve Mazin b. Mansûr Oğulları'ndan Süleym ve Hevâzin'in kardeşlerinden Utbe b. Ğazvan el-Mazinî, Abduleşhel Oğulları yurdunda, onların kardeşlerinden Abbâd b. Bişr b. Vakş'ın evine misafir oldular. Salim, Ebû Huzeyfe'nin kölesi değildi. O Sübeyte b. Ye'âr b. Zâyid[90] b. Ubeyd b..'Zeyd b. Mâlik b. Avf b. Amr b. Avf b. Mâlik b. el-Evs'in kölesidir. Sübeyte onu serbest bırakıp âzâd etti. O da, Ebû Huzeyfe'nin yanına gidip tamamen kendisini ona nisbet etti. Ebû Huzeyfe de onu oğul edindi. Böylece hep Ebû Huzey-fe'ye nisbet edilmiştir. Yukarıda da belirtildiği gibi Sübeyte, Ebû Huzey­fe'nin hanımı İdi.

Osman b. Affân, Hassan b. Sâbit'in kardeşi Evs b. Sâbit'in Neccâr Oğullan yurdundaki evine misafir oldular.

Bekâr muhacirler, bekâr olan Sa'd b. Hayseme'nin evine misafir oldular.

Mekke'de, Allah'ın emri ile kalan Rasûlullah (s.a.s.), Ebû Bekir ve Ali b. Ebî Tâlib ile zorla hapsedilenlerden başka kimse kalmadı.

Kureyşliler, Rasûlullah (s.a.s.)'ı öldürmek istediler. Gece boyunca onun evinin kapısını gözetlediler. Rasûlullah (s.a.s.), Ali b. Ebî Tâlib'e ya­tağında uzanmasını emretti. Rasûlullah (s.a.s.) evinden çıktı, onların yüz­lerine toprak serpti ve yoluna devam etti. Yüce Allah onların gözlerinin fe­rini yok ettiğinden dolayı Rasûlullah (s.a.s.)'ı göremediler. Orada sabahla­dıklarında, Ali (r.a.) çıkıp onların yanına geldi. Hz. Peygamber (s.a.s.)'in onların arasından geçip gittiğini bildirdi.

Rasûlullah (s.a.s.), Ebû Bekir es-Sıddîk ile birlikte hicret etmek üzere sözleştiler. [91] Amr b. el-Asî'nin babası Asî b. Vâil'in müttefiki Bekr b. Ab­di Menât Oğullan'ndan Abdullah b. Uraykıt[92] ed-Diylî'ye bineklerini emanet ettiler. Bu kişi kâfirdi; fakat Rasûlullah (s.a.s.) ile Ebû Bekir es-Sıddîk onun emanet konusunda güvenilir biri olduğuna inanıyorlardı. Bu kişi aynı zamanda yolları iyi bilen ve kılavuzluk yapan biri idi. Onlar büyük yolun dışına çıkarak, Medîne'ye kadar kendilerine kılavuzluk yap­mak üzere onu kiraladılar. Uraykit'ın annesi, Sehm kabilesindendi.

Rasûlullah (s.a.s.), Ebû Bekir es-Sıddîk'ın Cumâh yurdundaki evinin arka penceresinden geceleyin çıktı. Mekke'nin aşağı tarafında adına Sevr denilen dağda bulunan mağaraya doğru hızla yol aldılar. Mağaraya girdiler.

Ebû Bekir, oğlu Abdullah'a, insanların neler konuştuklarına kulak verme­lerini; kölesi Âmir b. Füheyre'ye de, koyunlarını otlatmasını, gece oldu­ğunda ise ihtiyaçları olan sütü almaları için kendilerine uğramasını emret­ti. Esma bint Ebî Bekir onlara yemek getiriyor, Abdullah b. Ebî Bekir, on­ları Mekke'de olup bitenlerden haberdar ediyordu. Âmir b. Füheyre ise, onların gelip gittiği yol üzerine koyunlarını sürerek izlerini belirsiz ediyor­du. Kureyşliler, Rasülullah (s.a.s.)'m yokluğunu fark ettiklerinde, onu ara­mak üzere tanınmış bir izciyi onları takip etmek üzere gönderdiler. İzci, onların izlerini mağaranın yanma gelinceye kadar takip etti ve "İz burada sona eriyor." dedi. Baktıklarında mağara ağzının örümcek ağı ile çoktan beri kaplanmış olduğunu gördüler. Mağaranın içinde hiç kimsenin buluna­mayacağına kesin bir şekilde inandılar ve geri döndüler. Aynı zamanda Yüce Allah, kazmanın tesir edemediği sert ve yalçın kayaları eğip büke­rek, mağaranın yan tarafında büyük bir kapı açtı. Onlar bu kapıdan çıktı­lar. Günümüzde de bu kapının yeri ve kaya açıkça bilinmektedir. Bu kaya­nın, geri döndürüldüğünde mağaranın ağzını kapayacağını onu gören her­kes kesin bir şekilde bilmektedir. Yine takip edildikleri sırada, bu kapı ma­ğaranın ağzında bulunmuş olsaydı, Kureyşlilerin onları açıkça görmüş olacağından hiç kimsenin kuşkusu yok. Kureyşliler, Rasûlullah (s.a.s.)'ı bulup geri getirene, yüz deve verecekleri sözünde bulundular. Rasûlullah (s.a.s.) ile Ebû Bekir (r.a.), üç gün geçirdiklerinde, Abdullah b. Uraykıt bi­nekleri ile birlikte onların yanma geldi. Esma ise, içinde yiyecek bulunan bir dağarcık'getirdi. Belindeki kuşağını çözüp onunla dağarcığın ağzını bağladı. Bu yüzden Esmâ'ya Zâtu'n-Nıtakayn (İki Kuşak Sahibi) denmiş­tir. Rasûlullah (s!a.s.) ile Ebû Bekir (r.a.), bineklerine bindiler. Ebû Bekir, Âmir b. Füheyre'yi terkisine aldı. Altmış bin dirhem olan tüm malım da beraberinde götürdü.

Surâka b. Mâlik b. Cü'şüm'ün yanından geçtiler. Surâka, atına binip kendi iddiasınca onları döndürmek üzere onları takip etti. Rasûlullah (s.a.s.) onu görünce ona beddua etti. Atının iki ayağı çamura saplandı. Son­ra kalkıp dikilince de iki ayağının gömüldüğü çukurdan bir duman yüksel­di. Surâka bunun bir mucize olduğunu anladı. Onlara seslenerek, kendisin­den onlara bir zarar gelmeyeceğine dair güvence verdi ve kendisini bekle­melerini istedi. Surâka onların yanma gelinceye kadar Rasûlullah (s.a.s.) ve arkadaşları onu beklediler. Rasûlullah (s.a.s.)'dan, kendisine bir (eman) yazısı yazmasını istedi. Rasûlullah (s.a.s.) da Ebû Bekir'e istediği yazıyı yazmasını emretti.

Sevr mağarasından ayrılınca, kılavuzları, onları Mekke'nin aşağı tara­fına doğru yönelterek, Usfan'm aşağısındaki yoldan geçirip sahile, oradan Emec'in aşağısına doğru götürdü. Sonra sırasıyla Kudeyd, Harrar, Seniy-yetü'1-Mere, Lekif, Medlice Lekif, Medlice Micac, [93] Mercih Zü'1-Gade-veyn, [94] Batn-ı Zî Kişd[95], Cedâcid, el-Ecred, es-Sukya yakınlarında bu­lunan Batn-ı Ti'hin aşağısındaki Zû Selem, Ababîd, [96] Kahe, [97] Arc'e[98] varıldı. Bazı kişiler orada Rasûlullah (s.a.s.) ve arkadaşlarının develerini durdurdular. Eşlem kabilesinden Evs b. Hucr, [99] Rasûlullah (s.a.s.)'i İb-nu'r-Ridâ adındaki devesine bindirdi. Medine'den deveyi geri döndürmek için Mes'ûd b. Huneyde adındaki kölesini onlarla birlikte gönderdi. Sonra kılavuzun   öncülüğünde,   Arc'den   Rekûbe'nin   sağındaki Seniyye-tü'1-Air'e[100] varıldı. Oradan Batn-ı Ri'm'e gidildi. 12 Rebî'ulevvel Pazar­tesi günü, kaba kuşlukta güneşin dikilmesine yakın bir sırada, Küba'ya geldiler. Onları ilk olarak yüksek evinin damından bir Yahudi gördü. Yük­sek sesiyle: "Ey Kayle Oğullan! işte nasibiniz (devletliniz, gelmesini bek­lediğiniz ulu kişi) geliyor!" diye bağırdı. Gölge küçülünceye kadar Rasû­lullah (s.a.s.)'ı bekleyip daha sonra evlerine girmiş olan Ensâr, çıkıp Ra­sûlullah (s.a.s.) ile Ebû Bekir'i hurma ağaçlarının gölgesinde karşıladılar. Rasûlullah (s.a.s.)'ın Küba'da, Külsûm b. Hidm'in evine misafir olduğu belirtilmiştir. Sa'd b. Hayseme'nin evine misafir olduğu da söylenmiştir. Ebû Bekir'in, Sunh'da, el-Hâris b. el-Hazrec Oğullan'ndan Hubeyb b. İsafın[101] evinde konakladığı söylenmiştir.

Ali b. Ebî Tâlib, insanların Rasûlullah (s.a.s.)'ın yanına bırakmış ol­dukları emanetlerini sahiplerine verinceye kadar Mekke'de bekledi. Son­ra Medine'ye geldi, Rasûlullah (s.a.s.) ile birlikte konakladı. Rasûlullah (s.a.s.), Küba'da birkaç gün kaldı ve mescidini inşâ etti.

Sonra Yüce Allah'ın emrettiği gibi yoluna devam etti. Salim b. Avf Oğulları'nın oturdukları Ranuna[102]                lerinde, Cuma namazı vakti girdi. Rasûlullah (s.a.s.), orada bulunan mescidde Cuma namazını kıldı. Abbâs b. Ubâde, İtban b. Mâlik ve Salim Oğullan'ndan olan erkek­ler, Rasûlullah (s.a.s.)'dan yanlarında kalmasını istediler. Rasûlullah (s.a.s.) ise, devesinin üzerinde olduğu halde: "Devenin yolunu açınız. Ne­reye çökeceği ona buyurulmuştur." dedi. Ensâr, onun çevresinde olduğu halde Beyâde Oğulları evlerinin hizasına kadar geldiler. Ziyâd b. Lebîd, Ferve b. Amr ve Beyâde Oğullan'ndan erkekler gelip Rasûlullah (s.a.s.)'ı karşıladılar; yanlarında kalması için onu evlerine davet ettiler. Rasûlullah (s.a.s.): "Deveyi serbest bırakınız. Nereye çökeceği ona buyurulmuştur." dedi. Haris b. el-Hazrec Oğulları, evlerinin hizasına kadar yürüdüler. Ora­da Sa'd b. Rebi\ Hârice b. Zeyd ve Abdullah b. Ravâha gelip Rasûlullah (s.a.s.)'ı karşıladılar, yanlarında kalması için onu evlerine davet ettiler. Ra­sûlullah (s.a.s.): "Deveyi serbest bırakınız. Nereye çökeceği ona buyurul­muştur." dedi. Abdulmuttalib'in dayıları olan Adiyy b. en-Neccâr Oğulları, evlerinin yanına kadar yürüdüler. Selît b. Kays, Ebû Selît Useyre b. Ebî Hâ­rice ve Adiyy b. en-Neccâr Oğullan'ndan erkekler gelip Rasûlullah (s.a.s.)'ı karşıladılar, yanlarında kalması için onu evlerine davet ettiler. Rasûlullah (s.a.s.): "Deveyi serbest bırakınız. Nereye çökeceği ona buyurulmuştur." dedi. Deve yoluna devam etti. Mâlik b. en-Neccâr Oğullan'nın evlerinin yanına vardığında, (bugünkü) mescidin kapısının önünde çöktü. Burası o zaman, Mâlik b. en-Neccâr Oğullan'ndan Sehl ve Süheyl adlarında iki gen­ce ait hunna kurutma yeri idi. Bu gençler, Muaf b. Afrâ'nın koruması altında idiler. Bu arsada harabeler, hurma ağaçları ve müşriklerin mezarla­rı vardı. Deve çöktüğü zaman, Rasûlullah (s.a.s.) onun üzerinden inmedi.

318

Deve tekrar ayağa kalktı. Hz. Peygamber (s.a.s.) onun yularını serbest bı­raktı. Biraz yürüdükten sonra birdenbire arkasına dönüp ilk önce çöktüğü yere kadar geldi. Oraya tekrar çöktü; artık kalkmadı.

Salih bir mü'min olan Selîme Oğullan'ndan Cabbâr b. Sahr'ın, Rasû-lullah (s.a.s.)'ı evine misafir etmek konusunda Neccâr Oğullan ile yarışa­rak, deveyi ayağa kaldırmak için onu dürttüğü, bunun üzerine Ebû Ey-yûb'un onu tehdit ettiği[103] söylenmiştir. Rasûlullah (s.a.s.) deveden indi. Ebû Eyyûb, O'nun yükünü evine taşıdı. Rasûlullah (s.a.s.) da onun evine misafir oldu.

Rasûlullah (s.a.s.), hurma kurutma yeri olan arsa hakkında bilgi edin­mek istedi; ona gerekenler anlatıldı. Onu mescid için satın almak istedi. Neccar Oğulları onu satmaktan kaçındılar; onu karşılıksız Yüce Allah için bahşettiler. Daha önce Rasûlullah (s.a.s.)'ın arsayı karşılıksız almağa ya­naşmadığım rivayet etmiştik. En iyi bilen Allah'tır. [104]

 

Rasûlullah (S.A.S) Mescidi'nin İnşası

 

Rasûlullah (s.a.s.), mescidin yapılması[105] için emretti: Arsada bulunan müşriklerin kabirleri açılarak, kemikleri, başka bir yere götürülüp gömül­dü. Hurma ağaçları köklerinden kesildi. Harap yerler düzeltildi. Mescid, kerpiçten yapıldı. Kapıların yan söveleri taştan örüldü. Hurma ağacının gövdelerinden sütunları ve hurma dallarından çatısı yapıldı. Hem Rasû­lullah (s.a.s.) hem de Müslümanlar, mescidin inşâsında sadece Allah rı­zası için çalıştılar. [106]

 

Yahudiler İle Antlaşma

 

Sonra Rasûlullah (s.a.s.) Yahudiler ile antlaşma imzaladı. [107] Birkaç ay geçmemişti ki Ebû Umâme Es'ad b. Zurâre, difteri hastalığından vefat et­ti. Rasûlullah (s.a.s.). onoan sonra başkan seçmedi. [108]

 

Muhacirler İle Ensâr Arasında Kurulan Kardeşlik    

 

Rasûlullah (s.a.s.), Muhacirler ile Ensâr'i birbirine kardeş yaptı. [109] Ara­larında kardeşlik kurulanlar şu kişilerdir:

Habeşistan'da bulunan Ca'fer b. Ebî Tâlib'i, Mu'âz b. Cebel ile; Ebû Bekir es-Siddîk'ı, Hârice b. Zeyd b. el-Hâris ile; Ömer b. Hattâb'ı, Salim Oğulları'ndan İtban b. Mâlik ile; Ebû Ubeyde b. el-Cerrâh'ı, Abduleşhel Oğullan'ndan Sa'd b. Mu'âz ile; Abdurrahman b. AvPı, Haris b. el-Haz-rec Oğullan'ndan Sa'd b. Rebî' ile; Zübeyr b. el-Avvâm'ı, Seleme b. Se-lâme b. Vekş ile; bir rivayete göre de Selime Oğullan'ndan şâir Ka'b b. Mâlik ile; başka bir rivayete göre ise Talha b. Ubeydillah'ı, Ka'b b. Mâlik ile; Osman b. Affân'i, Hassan b. Sâbit'in kardeşi Evs b. Sabit ile; Saîd b. Zeyd b. Amr'ı, Ubeyy b. Ka'b ile; Mus'âb b. Umeyr'i, Hz. Peygamber'in mihmandarı Ebû Eyyûb ile; Ebû Huzeyfe b. Utbe b. Rabîa'yı, Abduleşhel Oğuîlan'ndan Abbâd b. Bişr b. Vekş ile; Ammâr b. Yâsir'i, Abduleşhel Oğulları'nın müttefiki Huzeyfe b. el-Yemân el-Absî ile; başka bir rivaye­te göre de Sabit b. Kays b. Şemmâs ile; Ebû Zer el-Gıfârî'yi, Saide b. Ka'b b. el-Hazrec'in temsilcisi, el-Mu'nik li yemût[110] (ölüme koşan, ölümle kucaklaşan) lakaplı Münzir b. Amr ile; Esed b. Abdiluzzâ Oğulla­rı'nın müttefiki Hatib b. Ebî Beltea'yı, Amr b. Avf Oğullan'ndan Uveym b. Saide ile; Selmân el—Fârisî'yi, Haris b. el-Hazrec Oğulları'ndan

Üvey-mir b. Sa'lebe ile; Bilâl'i Ebû Ruveyhe Abdillah b. Abdirrahman el-Has'amî ile kardeş yaptı. [111]

 

Zekâtın Farz Kılınması

 

Sonra o sırada Medine'de zekât farz[112] kılındı. [113]

 

Medine'deki Münafıklar

 

Abdullah b. Selâm Müslüman oldu. Yahudilerin çoğu ise inanmayıp kâfir olarak kaldılar. Evs ve Hazrec kabilelerinde, münafık olarak Yahudi­leri destekleyen bir kesim vardı. Bunlar Ensâr'dan olan kavimleri ile iyi geçinmek için Müslüman olarak görünüyorlar; Yüce Allah'ın memnuni­yetsizliğine neden olan küfrü ise içlerinde saklıyorlardı.

Münafık olanlardan şu kişilerin adları zikredilmiştir: Evs kabilesi, Lev-zan b. Amr b. Avf Oğulları'ndan Züvey[114] b. el-Hâris .

Hubeyb b.,Amr b. Avf Oğulları'ndan: Haris b. Süveyd[115] b. es-Sâmit; Rasûlullah (s.a.s.) onu kısas gereği öldürtmüştür. Onun kardeşi Hallâd b. Süveyd ise, seçkin Müslümanlar arasındaydı. Onların kardeşi Hulas b. Su-veyd'in ilk başlarda kötülüğe doğru bir eğilimi vardı. Sonra ondan hayır, doğruluk ve İslâm'dan başka bir şeye rastlanılmadı.

Diğer bir münafık ise Nebtel b. Haris'tir. [116]

Dubey'ab. Zeydb. Mâlik b. Avf b. Amr b. Avf Oğulları'ndan: Bicadb. Osman b. Âmir, Mescid-i Dırâr'ı kuranlardan biri olan Ebû Habîbe b. el-Ez'ar, Abbâd b. Huneyf. Abbâd'm kardeşleri Sehl b. Huneyf ve Osman b. Huneyf seçkin Müslümanlar arasında idiler.

Sa'Iebe b. Amr b. Avf Oğul!arı'ndan: Câriye b. Âmir b. el-Attâf; iki oğlu Zeyd ve Mucemmi'den daha önce söz edildi. Mucemmi'i hayır ile, Kur'ân ehli olmak ve İslâm ile anmaktan başka bir şey ile anmak doğru değildir. Ne var ki babasının münafık olmasından, bir de daha gençken ar­kadaşlarının onu Mescid-i Dırâr'da imamlık etmesi için öne geçirmek is­temesinden dolayı şahsiyetine leke sürülmek istenmiştir.

Ümeyye b. Zeyd b. Mâlik Oğulları'ndan: Mescid-i Dırâr'm kurucula­rından Vedîa b. Sabit.

[Ubeyd b. Zeyd b. Mâlik Oğulları'ndan]: [Hâlid b. Hizam] [117], Bişr b. Zeyd ve Rafi'[118] b. Zeyd.

Nebit kabilesi, Harise Oğullan'ndan: Mirbe' b. Kayzî ve kardeşi Evs b, Kayzî.

Nebit kabilesi, Zafer Oğullan'ndan: Hatib b. Ümeyye b. Rafi'; onun oğlu Yezîd b. Hatib erdemli bir kişi idi. Onların müttefiki Kuzmân. Uhud savaşında Kuzrnân, müşrikler ile çarpıştı ve cesaret gösterdi. Rasûlullah (s.a.s.)'a onun cesareti anlatılınca: "Kuzmân, ateş ehlindendir." buyurdu. Bunun üzerine insanlar hayrete düştü. Yaralarının acısı şiddetlenince inti­har etti.

Abduleşhel Oğullan'ndan ne münafık erkek ne de münâfıka kadın var­dı. Ancak Ka'b Oğullan'ndan biri olan Dehhâk b. Sabit münafıklıkla it-' ham edilmiştir.

Hazrec kabilesi, Neccâr Oğullan'ndan: Rafi' b. Vedia, Zeyd b. Amr, Amr b. Kays, Kays b. Amr b. Sehl.

Cüşem b. el-Hazrec Oğullan'mn Selîme Oğulları boyundan: Ced b. Kays.

Avf b. el-Hazrec Oğullan'ndan: Abdullah b. Ubeyy b. Selûl. Münafık­lar onun çevresinde toplanırlardı. Münafıkların sığındığı kişi ve onların başı idi. Onun oğlu Abdullah b. Abdillah, sâlih bir Müslümandı. Vedîa, Su-veyd, Dais ve Mâlik b. Ebî Kavkal da, Abdullah b. Ubeyy b. Selûl'ün ave-

nesindendiler.

Yahudilerden bir topluluk da, içlerinde küfrü gizleyip İslâm'ın koruma­sı altına girmişlerdi. Bunlardan bazılan şu kişilerdir: Sa'd b. Huneyf, Zeyd b. el-Lusayt[119] Rafi' b. Harmele, Rifâ'a b. Zeyd b. et-Tâbut, Silsile b. Birham ve Kinâne b. Surya. [120]

 

Ebvâ Gazvesi

 

Rasûlullah (s.a.s.), Medine'ye gelişinden dolayı hicrî tarihin başlangıcı olan Rebî'ulevvel ayının geri kalanını, Rebî'ulâhır ile birlikte bütün yılı ve gelişinden itibaren hicrî ikinci yılın Safer ayına kadarki süreyi Medine'de bulunarak geçirdi. Başka bir yere hareket etmedi.

Sonra yukarıda sözü edilen Safer ayında, Rasûlullah (s.a.s.), Sa'd b. IJbâde'yi Medine'de yerine vekil bırakıp, gazveye çıkmak üzere Veddan denilen yere kadar gitti. Ebvâ Gazvesi[121] denilen bu gazvede, Rasûlullah (s.a.s.), hiç çarpışmada bulunmadan Benî Damra b. Abdi Menât b. Kinâ-ne'nin başkanı Mahşi b. Amr ile bir antlaşma imzaladı ve Medine'ye geri döndü. Ebvâ Gazvesi, Hz. Peygamber (s.a.s.)'in bizzat katıldıkları gazve­lerin ilki idi. [122]

 

Ubeyde B. El-Hâris'in Seriyyesi

 

Rasûlullah (s.a.s.), Ebvâ Gazvesi'nden Medîne'ye döndüğünde, Safer ayının geri kalan günlerini, Rebî'ulevvel ayını ve Rebi'ulâhır ayının ilk günlerini Medine'de geçirdi. Bu sırada Ubeyde b. el-Hâris'i, içinde En-sâr'dan hiç kimse bulunmayan, sadece Muhacirlerden oluşan yetmiş ya da seksen kişilik bir süvari birliği ile birlikte gönderdi. [123] Hicaz'da, Seniye-tü'1-Mere'nin aşağısında bulunan bir su olan Ahya'ya[124] kadar hareket edip gittiler. Orada Kureyşİllerden, başkanları îkrime b. Ebî Cehil ya da Mikrez b. Hafs b. el-Ahyef olduğu rivayet edilen büyük bir topluluk ile karşılaştılar. Bu seriyyede, Sa'd b. Ebî Vakkâs'm bir ok atmasından başka aralarında herhangi bir çarpışma olmadı. Bu Allah yolunda atılan ilk oktu. Mikdâd b. Amr ile daha sonra Basra şehrini kuran kişi olan Utbe b. Gazvân, kâfirlerden kaçıp Müslümanların yanına geldiler. Bu iki zât daha ön­ce İslâm'a girmişlerdi. Ne var ki o güne kadar Rasûlullah (s.a.s.)'ın yanı­na gelmeye muvaffak olamamışlardı. [125]

 

Hamza B. Abdilmuttalib B. Hâşim'in Seriyyesi

 

Rasûlullah (s.a.s.), o sırada amcası Hamza b. Abdilmuttalib'i, içinde En-sâr'dan hiçbir kimsenin bulunmadığı otuz kişilik bir süvari birliği ile birlik­te îs nahiyesinde bulunan deniz sahiline gönderdi. İçlerinde Ebû Cehil'in de

bulunduğu Mekkeli Kureyş kâfirlerinden üç yüz süvari ile karşılaştılar. C sırada iki tarafın da dostu ve müttefiki olan Mecdi b. Amr el-Cühenî yeti şip araya girdi. Bu yüzden iki taraf arasında hiçbir çarpışma olmadı.

Hz. Hamza seriyyesi ile Ubeyde b. Haris seriyyesi birbirine yakın za­manlarda gönderilmişti. Bu yüzden bu seriyyelerden hangisinin daha ön­ce gönderildiği konusunda ihtilaf vardır. Ne var ki Rasûlullah (s.a.s.)'m ili olarak Müslümanlardan birine (Hz. Hamza'ya) bu seriyyede sancak dikti­ği söylenmiştir. [126]

 

Buvat Gazvesi

 

Yukarıda zikredildiği gibi, Rasûlullah (s.a.s.)'m Medine'ye gelişinin ikinci yılının başlangıç tarihi olan Rebîu'1-âhır ayında, Hz. Peygamber (s.a.s.), Saib b. Maz'ûn'u kendi yerine vekil bırakarak Medîne'den çıktı. Radvâ bölgesinde Buvat[127] denilen yere kadar gitti ve Medine'ye döndü. Hiçbir tuzak ve savaş ile karşılaşmadı. [128]

 

Uşeyre Gazvesi

 

Rasûlullah (s.a.s.) [129] Rebi'ulâhır'ın geriye kalan günleri ve Cemaziye-levveî ayından birkaç gün geçirdikten sonra Ebû Müslim b. Abdilesed el-Mahzûmî'yi yerine vekil bırakarak gazve yapmak üzere Medîne'den çıktı. Dinar Oğulları'na ait dağ yolunu tuttu. Sonra Habâr çölüne vardı. İbn-i Ezher vadisinde bir ağacın altına indi. Orada sonradan Hz. Peygam­ber (s.a.s.) için bir mescid yapıldı. Toprak çömlekle yemek pişirmek için çatılan ocak taşlarının yeri orada bugün de bellidir. Orada Müşeyrib[130] de­nilen bir su bulunmaktadır. Sonra Halâık[131] denilen yeri solunda bırakarak so­la doğru Şi'bu Abdillah diye anılan yola girdi. Sonra Yelyel'e kadar ilerledi.

Yelyel ile Dabu'a'nm birleştikleri yere indi. Daha sonra Ferşe Melel[132] yoluna girdi. Sahratu'l-Yemâm[133] yoluna erişti. Sonra Yenbu' ovasına in­di. Cemâzıyelevvel ayının geri kalan günlerini ve Cemâzıyelâhır'dan bir kaç gün orada kaldı. Mudlic Oğullan ile antlaşma imzaladı ve Medine'ye döndü. [134]

 

Birinci Bedir Gazvesi

 

Hz. Peygamber (s.a.s.), [135] Medine'de on gün kadar kaldıktan[136] sonra Fihr kabilesinden Kurz b. Câbir, Medine'nin dış mahallelerine saldırıp yağ­maladı. Rasûlullah (s.a.s.), onu takip etmek üzere Bedir nahiyesindeki Saf-van denilen vadiye kadar gitti. Kurz'u yakalayamadan Medine'ye döndü. [137]

 

Sa'd B. Ebî Vakkâs'ın Seriyyesi

 

birinci Bedir Gazvesi sırasında, Rasûlullah (s.a.s.) Sa'd b. Ebî Vak-kâs'ı, Muhacirlerden sekiz kişilik bir birliğin başında yola çıkardı. [138] Harrar'a[139] kadar gitti; hiç bir çarpışmada bulunmadan Medine'ye döndü. Ra­sûlullah (s.a.s.)'ın, onu sadece Kurz b. Câbir'i takip etmek üzere gönder­diği de söylenmiştir. [140]

 

Abdullah B. Cahş'ın Seriyyesi

 

Rasûlullah (s.a.s.), Birinci Bedir Gazvesi'nden Medine'ye döndükten sonra Cemâziyelâhır ayının son günlerini, Receb ve Şa'bân aylarını orada geçirdi. Zikredilen Receb ayında, Esed kabilesinden Abdullah b. Cahş b.

Riab'ı, Muhacirlerden sekiz kişilik birliğin başında yola çıkardı. [141]Bu Muhacirlerin adlan şöyledir:

Ebû Huzayfe b. Utbe b. Rabîa.

Ukkâşe b. Mihsan b. Hursan el-Esedî.

Utbe b. Gazvân b. Câbir el-Mazinî.

Sa'db. EbîVakkâs.

Âmir b. Rabîa el-Anzî.

Vâkıd b. Abdillah b. Abdi Menâf b. Arîn b. Sa'lebe b. Yerbû' b. Han-zele b. Mâlik b. Zeyd Menât b. Temîm.

Sa'd b. Leys Oğulları'ndan Hâlid b. el-Bukeyr.

Süheyl b. Beydâ el-Fihrî.

Rasûlullah (s.a.s.), birliğin başkanı Abdullah b. Cahş için bir yazı yaz­dı. İki günlük yol alıncaya kadar mektubu açıp bakmamasını; ancak, iki gün gittikten sonra mektubu okumasını ve arkadaşlarından hiç kimseyi zorlamamasını ona emretti. Abdullah b. Cahş da, Rasûlullah (s.a.s.)'ın emir buyurduğu şekilde yaptı. Mektubu açıp okudu. Hz. Peygamber, mek­tubunda şöyle buyuruyordu: "Bu mektubumu gözden geçirdiğin zaman Mekke ile Taif arasındaki Nahle vadisine ininceye kadar yürü, Nahle va­disinde Kureyşlileri, Kureyşlilerin kervanını gözetle. Onların haberlerini bize bildir." Abdullah b. Cahş, mektubu okuyunca, "İşittim ve itaat ettim." dedi. Arkadaşlarını da bu mektubun içinde yazılanlardan haberdar etti. Kendisinin gideceğini ama onlardan hiç birisini kendisi ile birlikte gitme­ye zorlamayacağını onlara bildirdi. "O halde kim şehîd olmayı arzuluyor­sa gelsin ve kim ölümden hoşlanmıyorsa dönüp gitsin." dedi. Arkadaşları­nın hepsi onunla birlikte gittiler. Hicaz'da ilerleyerek Fur'u'un yukarısın­da, Behran diye anılan Ma'din bölgesine vardıklarında, Sa'd b. Ebî Vak-kâs ile Utbe b. Ğazvân'm nöbetleşe bindikleri develeri kayboldu. Onlar develerini aramaya çıktılar. Abdullah b. Cahş ve diğer arkadaşları Nah-le'ye kadar ilerlediler ve-oraya indiler. O sırada Kureyşlilerin kuru üzüm, deri ve sair ticaret eşyası yüklü bir kervanı oradan geçti. Kervanda Amr b. el-Hadramî (Abdullah), Mahzûm kabilesinden Osman b. Abdillah b. el-Muğîre ve kardeşi Nevfel b. Abdillah, Muğîre Oğulları 'nın azadlı kö­lesi Hakem b. Keysan bulunuyordu.

Müslümanlar kendi aralarında istişare ettiler ve dediler ki: "Biz haram ay olan Receb ayının son günündeyiz. Şayet biz onları şimdi öldürürsek haram ayın hürmetine leke sürmüş oluruz. Onları bu gece bırakacak olur­sak Mekke haremine girecekler." Nihayet kervan üzerine yürüyüp, onlar­la çarpışma konusunda fikir birliğine vardılar. Bunun üzerine Abdullah b. Vâkıd et-Temîmî, Amr b. el-Hadramî'ye bir ok atarak onu öldürdü. Os­man b. Abdillah ve Hakem b. Keysan'ı da esir ettiler. Nevfel b. Abdillah ise kaçtı. Sonra ele geçirdikleri kervanın ganimeti ve iki esirle birlikte Me­dine'ye geldiler. Ganimetin beşte birini ayırıp geri kalanını aralarında bö­lüştüler. Bu ganimetin beşe bölünen ilk ganimet olduğu belirtilmiştir. Hz. Peygamber (s.a.s.), haram ayda yapmış oldukları bu eylemi hoş karşılama­dı. Bunun üzerine Abdullah b. Cahş ve arkadaşları pişman olup, toplum içerisinde ne yapacaklarını şaşırdılar. Bunun üzerine Yüce Allah şu âyet-i kerimeyi indirdi: "Sana haram olan ayı, onda savaşmayı sorarlar. De ki: 'Onda savaşmak büyük (bir günahtır). Allah katında ise, Allah'ın yolun­dan alıkoymak, onu inkâr etmek, Mescid-i Haram a engel olmak ve hal­kım oradan çıkarmak daha büyük (bir günahtır). Fitne ise katilden beter­dir. Eğer güç yetirirlerse, sizi dininizden geri çevirinceye kadar sizinle sa­vaşmayı sürdürürler..." (2/Bakara, 217) Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.s.), kendisine ayrılmış olan beşte bir ganimeti (humusu) aldı. Ganimeti taksim etti. Sa'd b. Vakkâs ile Utbe b. Gazvân, sağ salim bir şekilde Medine'ye geri döndüklerinde, esirlerden kurtuluş akçelerini.getirmelerine karşılık serbest bırakılacaklarını kabul etti.

Bu İslâm döneminde alınan ilk ganimet, müşriklerden esir edilen ilk esirler ve Müslümanların müşriklerden adam öldürdüğü ilk olaydır.

Serbest bırakılan esirlerden olan Hakem b. Keysan Müslüman oldu ve Bi'r-i Ma'ûna gününde şehid edilinceye kadar Rasûlullah (s.a.s.)'ın ya­nında kaldı.

Osman b. Abdillah ise Mekke'de kâfir olarak öldü. [142]

 

Kıblenin Değişmesi

 

Kible'nin, Beytü'l-Makdis (Kudüs)'den Ka'be'ye çevrilişi, [143] Rasûlul-lah (s.a.s.)'ın Medine'ye gelişinin on yedinci ayında oldu. Bunun on seki­zinci ayında ya da on altıncı ayında olduğunu söyleyenler de var. Bu tarih­lerin dışında hiç bir kimse ne fazla ne de eksik bir tarih söylemiştir. Rasû-lullah (s.a.s.)'m kıblenin değiştirilmesi ile ilgili emrini duyup Ka'be'ye doğru namaz kılan ilk kişi, Ebû Sa'îd b. el-Mualla el-Ensârî'dir. [144]

 

İkinci Bedir Gazvesi

 

İkinci Bedir Gazvesi[145] en asîl savaştır. Ona Bedir Çarpışması ve Bedir Savaşı da denilmektedir.

Rasûlullah (s.a.s.), ikinci yılın Ramazan ayına kadar Medine'de kaldı. Sonra Ebû Süfyân b. Harb'ın idaresinde, içlerinde Mahreme b. Nevfel b. Uheyb b. Abdi Menâf b. Zuhre ve Amr b. el-Asî'nin de bulunduğu, otuz ya da kırk Kureyşlinin çok sayıda mal yüklü büyük ticâret kervanının Şam'dan Mekke'ye doğru hareket ettiğinin haberini aldı. Bu kervanı takip etmek üzere, bineği hazır olanları sefere çıkmaya davet etti. Ordunun top­lanması ve sevk edilmesi için özel bir merasim yapmadı. Zira savaş ve çar­pışma niyetinde değildi. Sadece kervanı takip etmek istiyordu. Rasûlullah (s.a.s.)'ın kendilerini takip etmek üzere şehrin dışına çıktığı haberi Ebû Süfyân'a ulaştığında, Damdam b. Amr el-Gıfârî'yi ücretle kiralayıp, ker­vana yardım için savaşa çağırmak üzere Mekke'ye gönderdi. O da Mek­ke'ye gitti, halkı savaşa çağırdı. Çok az bir kesimi hariç, hepsi savaşmak üzere yola çıktılar. Savaş çağrısına uymayıp geri kalanlar arasında Ebû Leheb de vardı. Diğer ileri gelenler ise savaşmak için yola çıktılar.

Rasûlullah (s.a.s.), 8 Ramazan'da, Medîne'de yerine Müslümanlara na­maz kıldırmak üzere Âmir b. Lüeyy Oğullarından Amr b. Ümmi Mektûm'u bırakarak, yola çıktı. Sonra Ebû Lubâbe'yi Medine'ye kendi yerine vekil olmak üzere geri gönderdi. Sancağı Mus'âb b, Umeyr'e verdi. Siyah oldu­ğu rivayet edilen iki sancaktan birini Ali b. Ebî Tâlib (k.v.)'e, diğerini ise Ensâr'dan birine verdi. Rasûlullah (s.a.s.)'m. ashabının yanında, o sırada sadece nöbetleşe olarak bindikleri yetmiş develeri vardı. Rasûlullah (s.a.s.), Ali b. Ebî Tâlib ve Mersed b. Ebî Mersed ile bir deveye; Hz. Ham-Za, Rasûlullah (s.a.s.)'m azadlı köleleri Zeydb. Harise, Ebû Kebşe ve Ene-se ile bir deveye; Hz. Ebû Bekir, Hz. Ömer ve Abdurrahman b. Avf ile bir deveye nöbetleşe biniyorlardı, Rasûlullah (s.a.s.), Neccâr Oğulları'ndan Kays b. Ebî Sa'sa'yı yayalar üzerine emir tayin etti. Ensâr'ın sancağını Sa'd b. Mu'âz taşıyordu.

Rasûlullah (s.a.s.), Medine'nin dağ yolundan Akik'e, sonra Zu'l-Hu-leyfe'ye, sonra sırasıyla şu yolu takip etti: Zâtü'1-Ceyş, Turban, Melel, Merrü Yeyen[146] yakınındaki GamısuT-Hamâm, Suheyratu'l-Yemâm, Seyyâle, Revha boğazı, Şenûka ve Irku'z-Zubya. [147]

Sonra Revha'da bir kuyu olan Secsec'e indi. Sonra Mekke yolunu so­lunda bırakarak, sağ tarafta Bedir istikametindeki Naziye'ye ve onunla Safra boğazı arasında bulunan Ruhkan[148] vadisine ulaştı. Sonra Safra bo­ğazından geçip Safra yakınlarına vardığında, Saide Oğulları'nın müttefiki Besbes b. Amr el-Cühenî ile en-Neccâr Oğulları'nın müttefiki Adiyy b. Ebî'z-Zağbâ'yı, Ebû Süfyân ve kervanı ile ilgili bilgileri kendisine getir­mek üzere gözcü olarak Bedir'e gönderdi.

Sonra yola çıktı; kendisine Safra dağının iki tarafında bulunan iki dağ­dan birine Muslih, diğerine de Muhri denildiği haberi yerildi. Buralarda oturanların, Gıfâr kabilesine mensub olan Hurak Oğulları ile Nar Oğulları  olduğunu bildirdiler. Rasûlullah (s.a.s.), bu isimlerden hoşlanmadığından orayı terk etti. Safra dağını sola alarak, sağdaki Zefiran denilen yere indi. Vadiden çıktıktan sonra konakladı.

Burada kervana yardım etmek üzere, Kureyş'in yola çıktığı haberi Ra­sûlullah (s.a.s.)'a geldi. O da ashabını bundan haberdar etti. Ne yapacak­ları konusunda onlarla istişare etti. Bir çok muhacir kalkıp konuştular. Gü­zel sözler söylediler. Rasûlullah (s.a.s.), Ensâr'm görüşünü öğrenmek amacıyla istişareyi uzattı. Bunun farkına varan Sa'd b. Mu'âz kalktı ve de­ğişik konularda güzel sözler söyledi. Söyledikleri arasında şu sözler de vardı: "Bize şu denizi gösterip dalarsan, biz de seninle birlikte dalarız. Ey Allah'ın Rasûlü! Allah'ın bereketi ile (bize öncülük ederek) bizi yürüt!" Sa'd b. Mu'âz'm bu sözleri Rasûlullah (s.a.s.)'ı çok sevindirdi ve neşelen­dirdi. Bunun üzerine Müslümanlara: "Haydi yürüyünüz! Size müjdelerim ki Yüce Allah iki topluluktan birini bana va'd etti." buyurdu.

RasûJullah (s.a.s.) sonra uğradığı Zefiran'dan ayrılıp Esâfir[149] tepesine doğru ilerledi. Oradan Debbe'ye[150] vardı. Sonra büyük bir dağ gibi kum yığını olan Hannan'i[151] sağda bırakarak yola devam etti. Sonra Bedir'e ya­kın bir yere indiler. Haber toplamak üzere, ashabından bir kişi ile birlikte develerine binip biraz ilerledi, sonra döndü. Akşam olduğunda. Rasûlullah (s.a.s.), Hz. Ali, Zübeyr ve Sa'd b. Ebî Vakkâs'ı bir grup ile birlikte Ku-reyş hakkında bilgi toplamak amacıyla Bedir'e gönderdi. O sırada Ku­reyş'in sucuları ile karşılaştılar. Sehm kabilesinden Haccâc Oğullan'nm kölesi Eşlem ve Emevî kabilesinden el-Asî b. Saîd Oğulları’nın kölesi Ebû Yesâr[152] Arîz'ı yakalayıp getirdiler. O sırada Rasûlullah (s.a.s.), nama­za durmuştu. Onlara kim olduklarını sordular. Onlar, "Biz Kureyş'in sucu­larıyız." dediler. Rasûlullah (s.a.s.)'ın ashabı, onların verdikleri bu haber­den hoşlanmadılar. Kureyş askerî birliklerinin gücü çetin olduğundan ve onların Ebû Süfyân'ın kervanından birileri olması durumunda az zahmet ile çok ganimet elde edeceklerini umarak dövmeye başladılar. Dayak on­ları incitince: "Biz Ebû Süfyân'ın adamlarıyız, onun kervanındanız." de­diler. Rasûlullah (s.a.s.), namazını bitirip selam verdi ve onlara hitaben: "Kureyş'in nerede olduğunu bana bildirin." dedi. Her iki köle: "Onlar su gördüğün kum tepesinin arkasındadırlar." dediler. Onlar, Kureyş'in bir gün on; bir gün dokuz deve kestiklerini Rasûlullah (s.a.s.)'a bildirdiler. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.s.): "Onlar 950 ile 1.000 kişi arasındadır."buyurdu.

Rasûlullah (s.a.s.)'ın kendisine haber toplamak için gönderdiği Besbes b. Amr ile Adiyy b. Ebî'z-Zağbâ, Bedir'e kadar gittiler; orada develerin­den indiler. Develerini suya yakın bir yerde çöktürdükten sonra kırbaları­nı alıp suyun başına gittiler. O sırada Mecdiy b. Amr, suyun başında bulu­nuyordu. Adiyy ve Besbes, o civarda oturan kabileye mensub iki cariye­den birinin diğerine, "Borcumu ver!" dediğini; diğerinin ise, "Yarın ker­van gelecek. Ben onlara çalışır, sana olan borcumu öderim!" dediğini işit­tiler. Mecdiy de onları doğruladı. Adiyy ve Besbes duyduklarını gelip Ra­sûlullah (s.a.s.)'a anlattılar.

Ebû Süfyân, Bedir'e yaklaştığında, kervandan önce yalnız başına Be-dir'deki suyun başına geldi. Orada bulunan Mecdiy b. Amr'a: "Hiç kim­seyi gördün mü?" diye sordu. Mecdiy: "Hayır hiç kimseyi görmedim. An­cak, deveye binmiş iki kişinin, develerini şu tepecikten çöktürdükten sonra dönüp gittiklerini gördüm." dedi. Ebû Süfyân, acele develerin çöktükleri yere gitti. Pisliklerinden bir parça alıp ezdi; içinde yem çekirdeği vardı. Ebû Süfyân: ''Allah'a yemin ederim ki bunlar Yesrib yemleridir!" dedi. Hemen kaygılanarak arkadaşlarının yanına döndü. Kervanın yolunu deniz sahili istikametine çevirdi. Böylece kurtuldu. Kureyşlilere de kurtulduğu­na dair haber yolladı ve onların geri dönmelerini söyledi. Fakat Ebû Ce­hil: "Allah'a yemin ederim ki Bedir suyuna varıp orada üç gün kalmadık­ça dönmeyeceğiz. Böylece Araplar ebedî olarak bizden çekinirler." dedi. Ahnes b. Şerik es-Sakafî, Zühre Oğullan'nm tamamı ile birlikte geri döndü. Zühre Oğullarından hiç bir kimse Bedir'de bulunmadı. Zira Ah­nes b. Şerik onların hem müttefiki, hem de onların arasında sözü dinlenir bir kimse idi. Ahnes b. Şerik onlara: "Siz malınızı korumak için çıktınız. O da kurtuldu." demişti.

Adiyy b. Ka'b Oğullan hariç, Kureyş'in bütün boylarından savaş için toplanıp gelen birer grup vardı. Adiyy Oğulları'ndan hiç bir kimse savaş­mak için gelmedi. Dolayısıyla Bedir Savaşı'nda ne Adiyy b. Ka'b Oğulla-n'ndan ne de Zühre OğuIIarı'ndan kimse vardı. Abdullah el-Asğar b. Şi-hâb b. Abdillah b. el-Hâris b. Zühre b. Kilâb'ın iki oğlunun Bedir Sava-şı'na katılıp kâfir olarak öldürüldükleri de söylenmiştir. Bu iki kişi, Fakih Muhammed b. Müslim ez-Zührî'nin babası Müslim'in amcalarıydılar.

Rasûlullah (s.a.s.), Kureyşlilerden Önce Bedir suyuna yetişti. Yüce Al­lah gökten indirdiği bir yağmuru Kureyş'in peşine yağdırdığından dolayı, onlar, Rasûlullah (s.a.s.)'dan önce Bedir suyuna yetişemediler. Müslüman­lara ise yeri presleyen bir yağmur isabet etti. Yani vadideki engebesiz yer­leri ıslatıp yürümeyi kolaylaştırdı. Rasûlullah (s.a.s.), Medine'ye en yakın Bedir suyu üzerinde konakladı. Hubab b. Münzir b. Amr b. Cemûh, o ye­rin dışında başka bir yere işaret etti ve: "Ey Allah'ın Rasûlü! Burası, sa­na, Allah'in inmeni emrettiği, bizim için ileri gidilmesi veya geri çekilme­si caiz olmayan bir yer midir? Yoksa, şahsî bir görüş neticesi, bir savaş ve savaş taktiği olarak mı seçildi?" diye sordu. Rasûluîlah (s.a.s.): "Hayır şahsî bir görüş neticesi, bir savaş taktiği olarak seçildi.'7 dedi. Hubab: "Ey Allah'ın Rasûlü! Burası, inilecek bir yer değildir. Sen halkı buradan hemen kaldır. Kureyş kavminin konacağı yerin yakınındaki su başına gi­dip konalım. Onun gerisindeki bütün kuyuları kapatalım. Sonra bir havuz yapıp, onu su ile dolduralım. Böylece biz susadıkça havuzumuzdan su içe­riz. Onlar ise su bulup içemezler." dedi. Rasûlullah (s.a.s.), Hubab'ın işa­ret ettiği görüşü beğendi ve onun dediğini yaptı. Rasûlullah (s.a.s.) için, içinde kalacağı bir çardak/gölgelik yapıldı. Sonra Rasûlullah (s.a.s.), sava­şın yapılacağı yere doğru yürüyüp gitti. Kureyş ileri gelenlerinin vurulup düşeceği yerleri birer birer ashabına gösterdi. "Falanın düşeceği yer şura-sıdır! Falanın düşeceği yer şurasıdır!" diyordu. Onlardan, her biri Rasû­lullah (s.a.s.)'ın tarif ettiği yerlerde vurulup düştüler.

Kureyş müşrikleri Bedir'e gelip kondukları zaman, Cumâh kabilesin­den Umeyr b. Vehb'i, Rasûlullah (s.a.s.) ashabının sayısını ve ağırlıkları­nı tahmin ve takdir etmek üzere İslâm karargâhına doğru gönderdiler. Müslümanların sayısı sadece üç yüz on küsur idi. Aralarında iki atlı vardı: Zübeyr ve Mikdâd b. el-Esved. Umeyr, İslâm karargâhının çevresini dolaştıktan sonra müşriklerin yanına döndü. Hekim b. Hizam ve Utbe b. Rabîa, Müslümanlarla savaşmadan geri dönmeyi önerdiler. Ebû Cehil ka­bul etmedi. Diğer müşrikler de onu bu konuda desteklediler.

Savaşın başlaması: Utbe b. Rabîa, Şeybe b. Rabîa ve Utbe b. Ra-bîa'nm oğlu Velîd meydana çıkıp çarpışacak er istediler. Ubeyde b. el-Hâ-ris, Hamza b. Abdümuttalib ve Ali b. Ebî Tâlib onlarla çarpışmak üzere derhal meydana çıktılar. Yüce Allah'ın yardımıyla Utbe, Şeybe ve Velîd öldürüldü. Hz. Hamza ve Hz. Ali hiç yara almadılar. Utbe, Ubeyde'ye bir kılıç vurup ayağını kesti. Ubeyde daha sonra Safra denilen yerde vefat et­ti. Ensâr gençlerinden Afra adlı hanımın iki oğlu Avf b. el-Hâris, Muav-viz b. el-Hâris ve Abdullah b. Revâha da meydana çıkıp onlarla çarpışmak istemişlerdi. Fakat müşrikler, kavimlerinden başka kimselerle çarpışmak istememişlerdi.

Bedir Savaşı, 17 Ramazan Cuma günü meydana geldi. Rasûlullah (s.a.s.), safları düzeltip kendisi için yapılan çardağa döndü­ğünde yanında sadece Ebû Bekir vardı. Ömer b. Hattâb'm azadh kölesi Mihca', düşman tarafından atılan bir okla, Müslümanlardan ilk şehid edi­len kişi oldu. Umeyr b. Humâm, eline hurma alıp yediği bir sırada, Rasû­lullah (s.a.s.)'ın cihada teşvik ettiğini, cenneti sevdirdiğini duydu. Bunun üzerine: "Ne iyi! Ne iyi! Demek cennete girebilmem için, bunların beni öl­dürmelerinden başka bir şey yapmak gerekli değilmiş!" dedi. Elindeki hurmaları yere attı. Şehid düşünceye kadar çarpıştı. Allah ondan razı olsun. Sonra müşrikler yenildi. Allah Müslümanlara zafer bahşetti. Sa'd b. Mu'âz ve Ensâr'dan bir topluluk, çardağın kapısının önünde Rasûlullah (s.a.s.)'ı korumak üzere bekliyorlardı. O sırada Ukkâşe b. Mihsan'm kılı­cı kırıldı. Rasûlullah (s.a.s.) ona bir sopa verdi: "Buna dikkat et!" dedi. Ukkâşe, onu eline alıp salladığında, sopa uzun boylu, kuvvetli ve parlak bir kılıca dönüştü. Ebû Bekir dönemindeki Ridde olaylarında şehid edilin­ceye kadar, bu kılıç sürekli onun yanında idi ve bu kılıçla çarpışıyordu.

Sonra Rasûlullah (s.a.s.)'ın emri ile müşriklerin ölüleri çekilip kör bir kuyuya atıldılar. Üzerleri toprakla örtüldü. Rasûlullah (s.a.s.), ganimetle­rin teslim alınması ve yüklenmesi işi ile Abdullah b. Ka'b b. Amr b. Avf b. Mebzul b. Amr b. Ğanm b. Mazin b. en-Neccâr'ı görevlendirdi.

RasûluIIah (s.a.s.) daha sonra döndü. Safra denilen yere indiğinde, Yü­ce Allah'ın emrettiği şekilde ganimetleri taksim etti. Abduddâr Oğulla-n'ndan Nadr b. el~Hâris b. Kelde'nin boynunu vurdu. Sonra Irku'z-Zub-ye'ye indiğinde ise, Ukbe b. Ebî Mu'ayt b. Amr b. Ümeyye b. Abdi Şems'in boynunu vurdu. [153]

 

Rasûluııah (S.A.S) İle Birlikte Bedir'e Katılanların Adları

 

Kabilelere göre Bedir Gazvesi'ne katılanların adlan[154] şöyledir:

Hâşim ve Muttalib Oğulları' ndan on üç kişi:

Hz. Muhammed (s.a.s.).

Onun amcası, Hamza b. Abdilmuttalib.

Amcasının oğlu, Ali b. Ebî Tâlib b. Abdilmuttalib.

Azadlı kölelerinden:

Zeyd b. Harise b. Şerâhîl b. Ka'b b. Abdiluzzâ b. İmru'ul-Kays b. Amir b. Nu'mân b. Âmir b. Abdi Vedd b. Avf b. Kinâne b. Bekr b. Avf b. Uzre b. Zeyd b. Rüfeyde b. Sevr b. Kelb b. Vebere.

Enese, Hebeşlidir.

Ebû Kebşe, Fars asıllıdır.

Hâşim Oğullan'mn müttefiklerinden:

Hz. Hamza'nın müttefiki, Ebû Mersed[155] Kennâz b. Husayn b. Yerbu' b. Amr b. Umeyr b. Yerbu' b. Haraşe b. Sa'd b. Tarif b. Cillan b. Ganm b. Ganî b. Ya'sûr b. Sa'd b. Kays b. Aylan.

Onun oğlu Mersed b. Ebî Mersed.

Ubeyde b. Haris b. el-Muttalib b. Abdi Menâf.

Kardeşleri: Tufayl b. Haris ve Husayn b. Haris.

Mistah (Avf) b. Usâse b. Abbâd b. el-Muttalib b. Abdi Menâf. 

Abdu Şems b. Abdi Menâf Oğullan' ndan on sekiz kişi: Osman b. Affân, RasûluIIah (s.a.s.)'ın kızı olan hanımı Hz. Rukay-ye'nin hastalığı dolayısıyla geri kalmıştı. Bu arada Rukayye vefat etti. Defnedildiğinde zafer müjdesi de geldi. RasûluIIah (s.a.s.), ona ganimette hisse verdi. Ona Bedir'e katılanların ecri verildiğini söyledi. Bu yüzden ona, Bedir'e katılanlardan olduğu anlamında Bedri denilmiştir.

Ebû Huzeyfe b. Utbe b. Rabîa b. Abdi Şems. Adı, Kays'tır. Muheşşim olduğu da söylenmiştir.

Ebû Huzeyfe'nin azadlı kölesi Salim. O sırada Ebû Huzeyfe'nin oğlu

diye çağınlıyordu.

Onların azadlı kölelerinden:

Bir rivayet göre: Ebü'1-Asî b. Ümeyye'nin azadlı kölesi Subeyh, sava­şa gitmek için hazırlandı; fakat hastalandı. Ebû Seleme b. Abdilesed el-Mahzûmî, onu devesinin üzerinde taşıdı. Daha sonra Subeyh, RasûluI­Iah (s.a.s.) ile birlikte savaşlara katıldı.

Abdu Şems b. Abdi Menâf Oğulları' nın müttefiklerinden:

Abdullah b. Cahş b. Riab b. Ye'mur b. Sabira b. Mürre b. Kebîr b. Ganm b. Dudan b. Esed b. Huzeyme.

Ukkâşe b. Mihsan b. Hursan b. Kays b. Mürre b. Kebîr.

Kardeşi: Sinan b. Mihsan. [156]

Kardeşi: Ebû Sinan b. Mihsan.

Oğlu: Sinan b. Ebî Sinan.

Suca' b. Vehb b. Rabîa b. Esed b. Suheyb b. Mâlik b. Kebîr.

Kardeşi: Ukbe b. Vehb. Yezîd b. Rukayş b. Riâb b. Ya'mur. Muhriz b. Nadle b. Abdillah b. Mürre b. Kebîr. Rabîa b. Eksem b. §ahbere b. Amr b, Bukeyr[157] b. Âmir b. Ğanm b. Du­dan b. Esed b. Huzeyme.

Kebîr h. Ğanm Oğulları'mn müttefiklerinden:

Süleym Oğullan'ndan olan Sakf, [158] Mâlik ve Mudlic (ya da Midlac).

Ebû Mahşî Suveyd b. Mahşî et-Tâî.

Nevfel b. Abdi Menâfh. Kusayy Oğullan'ndan:

Nevfel Oğulları'nm müttefiki, Utbe b. Gazvân b. Câbir b. Vehb b. Nuseyb b. Mâlik b. el-Hâris b. Mazin b. Mansûr b. İkrime b. Hasafe b. Kays b. Aylan.

Utbe b. Gazvân'ın azadlı kölesi Habbâb. (Habbâb b. Eret değildir. İki­si ayrı kişilerdir.)

Esed b. Abdiluzzâ b. Kusayy Oğulları'ndan üç kişi:

Zübeyr b. el-Avvâm b. Huveylid b. Esed b. Abdiluzzâ b. Kusayy. Onların müttefiki, Hatib b. Ebî Belte'a el-Lahmî.

Abduddâr b. Kusayy b. Kilâb Oğullan ndan iki kişi: Mus'âb b. Umeyr b. Hâşim b. Abdi Menâf b. Abdiddâr. Suveybit b. Sa'd b. Harmele b. Mâlik b. Umeyle[159]. es-Sebbâk b. Ab­diddâr.

Zühre b. Kilâb b. Mürre Oğullan'ndan sekiz kişi: Abdurrahmân b. Avf b. Abdi Avf b. [Abd b.] [160] el-Hâris b. Zühre. Sa'd b. Ebî Vakkâs (Ebû Vakkâs'ın adı Mâlik'tir.) b. Vuheyb b. Abdi Menâf b. Zühre.

Kardeşi: Umeyr b. Ebî Vakkâs.

Zühre b. Kilâb Oğullan müttefiklerinden:

Mikdâd b. Amr b. Sa'Iebe b. [Mâlik b.] [161] Rabîa b. Sümâme b. Matrûd b. [Amr] [162] b. Sa'd b. Duheyr b. Lüeyy b. Sa'Iebe b. Behrâ b. Amr b. el-Hâfb. Kudâ'a. [163]

Abdullah b. Mes'ûd b. el-Hâris b. Şemh b. Manzum b. Sâhıla b. Kâhil b. el-Hâris b. Temîm b. Sa'd b. Hüzeyl b. Müdrike.

Mes'ûd b. Rabîa[164] b. Amr b. Sa'd b. Abdiluzzâ b. Muhallim b. Ğâlib b. Aize b. Yusey'[165] b. el-Hûn b. Huzeyme b. Müdrike. Kare kabilesindedir.

Zu'ş-Şimâleyn [b.] Abdi Amr b. Nadle b. Ğubşan[166] b. Süleym b. Mel-likan b. Efsa b. Harise b. Amr b. Amir b. Huzâ'a. Bu kişi Zü'1-Yedeyn de­ğildir. Zira Zü'1-Yedeyn, adı Hırbak olan Süleym b. Mansûr Oğulla-n'ndandir. Bir rivayete göre, Zu'ş-Şimâleyn'in adı Umeyr b. Abdi Amr'dır. [167] Solaktı. Zu'1-Yedeyn'in ise elleri uzundu.

Habbâb b. el-Eret, Temîm kabilesindendir. Onun Huzâ'a kabilesinden olduğu da söylenmiştir. Kûfe'de onun soyundan olanlar bulunmaktadır.

Teym b. Mürre Oğullan'ndan beş kişi:

Ebû Bekir es-Sıddîk (Abdullah) b. Ebî Kuhâfe (Osman) b. Âmir b. Amr b. Ka'b b. Sa'd b. Teym b. Mürre b. Kilâb.

Bilâl b. Rebâh, Ebû Bekir'in Habeşistanlı azadlı kölesi.

Âmir b. Füheyre, Ebû Bekir'in azadlı siyah kölesi. Esed kabilesine il­tihak edenlerdendi.

En-Nemr b. Kasıt Oğulları'ından, Abdullah b. Cüd'an'm müttefiki Su-heyb b. Sinan.

Talha b. Ubeydillah b. Osman b. Amr b. Ka'b b. Sa'd b. Teym b. Mür­re. Bir ticaret için Şam'a gitmişti. Rasûlullah (s.a.s.), ona ganimetten his­se ayırdı. Bu savaşa katılanlar gibi mükâfat aldığını belirtti. Bu yüzden Bedir ehlinden sayılmıştır.

Mahzum b. Yakaza b. Mürre b. Ka'b Oğullan'ndan bes kişi:

Ebû Seleme b. Abdilesed b. Hilâl b. Abdillah b. Ömer b. Mahzûm.

Şemmâs (Osman) b. Osman b. eş-Şerîd b. Suveyd b. Hermî b. Âmir b.

Mahzûm.

Erkam b. Ebi'l-Erkam Abdu Menâf b. Ebî Cundub (Esed) b. Abdillah b. Ömer b. Mahzûm.

Ammâr b. Yâsir el-Ansî (Fihr'in azadlı kölesi). [168]

Onların müttefiki Ayhame (Muattıb) b. Avf b. Amir b. el-Fadl b. Afif b. Kuleyb b. Hubşiyye b. Selûl b. Ka'b b. Amr el-Huzâ'î.

Adiyy b. Ka'b Oğulları ve müttefiklerinden on dört kişi:

Ömer b. el-Hattâb b. Nufeyl b. Abdiluzzâ b. Riyâh b. Abdillah b. Kurt b. Rezah b. Adiyy.

Kardeşi: Zeyd b. el-Hattâb.

Amr b. Surâka.

[Kardeşi: Abdullah b. Surâka]. [169]

Saîd b. Zeyd b. Amr b. Nufeyl, o sırada Şam'da bulunuyordu. Rasûlul-lah (s.a.s.) ona ganimetten hisse ayırdı. Bu savaşa katılanlar gibi mükâfat aldığını belirtti. Bu yüzden Bedir ehlinden sayılmıştır.

Mihca', Hz. Ömer'in azadlı kölesidir.

Onların müttefiklerinden:

Vâkıd b. Abdillah b. Abdi Menâf b. Arîn b. Sa'lebe b. Yerbû' b. Hanza-le et-Temimî.

Ebû Havlî el-Iclî'nin iki oğlu: Havlı ve Mâlik.

Âmir b. Rabîa el-Anzî.

El-Bukeyr b. Abdi Yalil b. Naşib b. Giyere b. Sa'd b. Leys Oğullan: Amir, Akıl, Hâlid ve İyas.

Cumâh [b. Amr] [170] b. Husays b. Ka'b Oğulları ndan beş kişi:

Maz'ûn b. Habîb b. Vehb b. Huzâfe b. Cumâh Oğullan: Osman, Kudâme ve Abdullah. [171]

Saib b. Osman b. Maz'ûn. [172]

Ma'mer b. el-Hâris b. Ma'mer b. Habîb b. Vehb b. Huzâfe b. Cumâh.

Sehm b. Husays b. Ka'b b. Lüeyy Oğulları'ndan bir kişi: Huneys b. Huzâfe b. Kays b. Adiyy b. Sa'd[173] b. Sehm.

Âmir b. Lüeyy b. Ğâlib b. Fihr Oğulları'ndan yedi kişi:

Ebû Sebre b. Ebî Ruhm b. Abdiluzzâ b. Ebî Kays b. Abdi Vedd b. Nasr b. Mâlik b. Hisl.

Abdullah b. Mahreme b. Abdiluzzâ b. Ebî Kays b. Abdi Vedd.

Abdullah b. Süheyl b. Amr b. Abdi Şems b. Abdi Vedd b. Nasr b. Mâ­lik b. Hisl b. Âmir b. Lüeyy, müşrikler ile birlikte Mekke'den çıktı. İki topluluk birbirleri ile karşılaştığında Rasûlullah (s.a.s.)'m yanına koştu.

Vehb[174] b. Sa'd b. Ebî Şerh.

Hatıb b. Amr.

Süheyl b. Amr'ın azadlı kölesi Umeyr b. Avf .

Sa'd b. Havle, Yemen'den onların müttefikidir.

El-Hâris b. Fihr Oğulları'ndan altı kişi:

Ebû Ubeyde Âmir b. Abdillah b. el-Cerrâh b. Hilâl b. Uheyb b. Dabbe b. el-Hâris b. Fihr.

Amr b. el-Hâris b. Züheyr b. Ebî Şeddâd b. Rabîa b. Hilâl b. Uheyb.

Süheyl b. Vehb Rabîa b. Hilâl b. Uheyb. Annesinin adı Beydâ'dir.

Kardeşi: Safvân b. Vehb.

Amr b. Ebî Şerh b. Rabîa b. Hilâl b. Uheyb b. Dabbe.

İyâz b. Züheyr. [175]

Bedir Gazvesi'ne katılan Muhacirlerin sayısı seksen altı kişidir. Onlar­dan üç kişi savaşa katılmadıkları halde katılanlar gibi mükâfat almış ve ona göre ganimetten hisselerini almışlardır. Bu kişiler: Osman b. Affân, Talha b. Ubeydillah ve Saîd b. Zeyd'dir. Diğerleri ise bizzat savaşa katıl­mışlardır. Kureyş soyundan olanlar kırk bir kişidir. Hâşim Oğullan'ndan üç kişi, el-Muttalib Oğullan'ndan dört kişi, Abduşems Oğulları'ndan bir kişi, Abduluzzâ Oğulları'ndan bir kişi, Abduddâr Oğullan'ndan iki kişi, Zühre Oğulları'ndan üç kişi, Teym Oğullan'ndan bir kişi, Mahzûm Oğul­lan'ndan üç kişi, Adiyy Oğulları'ndan dört kişi, Cumâh Oğulları'ndan beş kişi, Sehm Oğullan'ndan bir kişi, Âmir Oğullarından beş kişi, el-Hâris Oğulları'ndan altı kişi. Onlardan kırk beş kişisi ise azadlı köle ve mütte­fiklerdendir. Azadlı köle olanlar on bir kişidir. Bunlar: Zeyd b. Harise, Enese, Ebû Kebşe, Habbâb, Bilâl, Âmir b. Füheyre, Salim, Mihca', Sa'd el-Kelbî, Suheyb, Süheyl'in azadlı kölesi Amr b. Avf. Şayet Ammâr da azadlı kölelerden sayılırsa onların sayısı on ikiye çıkar. Zeyd, Sa'd, Su­heyb ve Ammâr Arap'tırlar. Diğerleri ise Arap asıllı değillerdir. Müttefik olanlar ise otuz üç kişidirler. Esed b. Huzeyme'den bir kişi, Kinâne Oğul­ları'ndan dört kişi, Temîm Oğulları'ndan iki kişi (bu iki kişiden biri hak­kında ihtilaf vardır. Huzâ'a kabilesinden olduğu söylenmiştir.), Ğanî'den iki kişi, Süleym'den üç kişi, Süleym'in kardeşi Mazin'den  ir kişi, Tayy kabilesinden bir kişi, kabilesinden iki kişi, Anz kabilesinden bir kişi, kabilesi belirtilmemiş Yemenli bir kişi.

Ensâr'dan Bedir Savaşı'na Katılanlar;

Evs b. Harise kabilesinin Amr b. Mâlik b. Evs Oğulları boyundan, Abdu-leşhel b. Cüşem b. el-Hâris b. el-Hazrec b. Amr b. Mâlik b. Evs Oğullan koluna mensub, Ensâr'dan Bedir'e katılan on beş kişinin adları şöyledir:

Sa'd b. Mu'âz b. en-Nu'mân b. İmru'ul-Kays b. Zeyd b. Abdileşhel

Kardeşi: Amr b. Mu'âz.

Haris b. Evs b. Mu'âz b. en-Nu'mân.

Hâlis b. Enes b. Rafi' b. İmru'ul-Kays.

Sa'd b. Zeyd b. Mâlik b. Ubeyd b. Ka'b b. Abdileşhel.

Seleme b. Selâme b. Vekş b. Zuğbe[176] b. Zeura b. Abdileşhel.

Amcasının oğlu: Abbâd b. Bişr b. Vekş.

Seleme b. Sabit b. Vekş.

Rafi' b. Yezîd b. Kurz b. Seken b. Zeûra.

Onların müttefiklerinden:

Haris b. Hazeme b. Adiyy b. Ubeyy b. Ganm b. Salim b. Avf b. Amr b. b. el-Hazrec b. Harise. Kavmi ile ilişkisini keserek Zaura Oğullan ile ittifak antlaşması yapmıştı.

Muhammed b. Mesleme [Seleme] [177] b. Hâlid b. Adiyy b. Mecde'a b. Ha­rise b. el-Hâris b. el-Hazrec b. Amr b. Mâlik b. Evs, kavmi ile ilişkisini ke­serek amca oğulları olan Zaura Oğullan ile ittifak antlaşması yapmıştı.

Seleme b. Eşlem b. Haris b. Adiyy b. Mecde'a b. Harise. O da kavmi ile ilişkisini keserek amca oğulları olan Zaura Oğulları ile ittifaklık antlaş­ması kurmuştu.

Ebû'l-Heysem b. et-Teyyihan.

Ubeyd b. et-Teyyihan. [178]

Abdullah b. Sehl. Zaura Oğulları soyundan olduğu da söylenmiştir.

Zafer (Ka'b) b. el-Hazrec b. Amr b. Mâlik b. Evs Okullarından beş kişi:

Katâde b. Nu'mân b. Zeyd b. Âmir b. Sevâd b. Zafer.

Ubeyd b. Evs b. Mâlik b. Sevâd. Ubeyd adındaki bu kişiye Mukarrin (Bağlayan) da denilmiştir. Ona bu adın verilmesinin nedeni, onun dört müşriki esir edip onları bacaklarından bağlamasından dolayıdır. O müşrik­lerden biri Akîl b. Ebî Tâlib'tir.

Nasr b. Haris b. Abd[179] b. Ubeyd b. Zafer.

Amcası: Muattib b. Ubeyd.[180]

Onların müttefiklerinden: Abdullah b. Tarik el-Belevî.

[Harise b. eî-Hâris b. el-Hazrec h. Amr b. Mâlik b. Evs Oğullarından üç kişi:

Mes'ûd b. Sa'd b. Âmir b. Adiyy b. Cüşem b. Mecde'a b. Harise.

Ebû Abs b. Cebr b. Amr b. Zeyd b. Cüşem b. Mecde'a b. Harise.

Beliyy Oğullan'ndan olan müttefikleri:

Ebû Burde b. Niyâr (Hani b. Niyâr) b. Amr b. Ubeyd b. Kilâb b. Duh-man b. Ganm b. Zubyan b. HumeVm b. Kâhil b. Zuhl b. Huney b, Beliyy b. Amr b. el-Haf b. Kudâ'a.] [181]

Avfb. Mâlik b. Evs Oğulları boyu, Dubey'a b. Zeyd b. Mâlik b. Avfb. Amr b. Avfb, Mâlik b. Evs Oğullan'ndan beş kişi:

Âsim b. Sabit b. Ebi'l-Aklah (Kays b. İsmet) b. Nu'mân[182] b. Mâlik b. Ümeyye[183] b. Dubey'a.

Muattib b. Kuşeyr b. Muleyl b. Zeyd b. eî-Attâf b. Dubey'a. Bazıları Muattib b. Kuşeyr'i münafıklar arasında zikretmişlerdir. Bu asılsız bir id­diadır. Zira onun Bedir'e katılmış olması, bu kuşkuyu tamamen geçersiz kılmaktadır.

Ebû Muleyl b. el-Ez'ar b. Zeyd b. el-Attâf b. Dubey'a.

Umeyr[184] b. Ma'bed b. el-Ez'ar b. Zeyd b. el-Attâf.

Onların müttefiki Sehl b. Huneyf b. Vahib b. el-Ukeym b. Sa'lebe b. Mecde'a b. Haris b. Behzec (Amr b. Hans (Huneys ya da Hansa) [b. Avf] [185] b. Amr b. Avf b. Evs.

Ümeyye b. Zeyd b. Avf Oğullan'ndan sekiz kişi:

Abdulmünzir b. Zeyd b. Zenber[186] b. Ümeyye b. Zeyd'in oğulları Ebû Lubâbe Beşîr, Mübeşşir ve Rifâ'a.

Sa'd b. Ubeyd b. Nu'mân b. Kays b. Amr b. Zeyd b. Ümeyye b. Zeyd.

Uveym b. Saide b. Âiş[187] b. Kays b. Zeyd b. Ümeyye b. Zeyd.

Rafi' b. Ancede. Ancede, [188] onun annesinin adıdır.

Ubeyd b. Ebî Ubeyd. [189]

Sa'lebe b. Hatib.

Ebû Lubâbe ile Haris b. Hatib'in, Rasûlullah (s.a.s.) ile birlikte Medi­ne'den çıktıkları, sonra geri döndükleri ileri sürülmüştür. Rasûlullah (s.a.s.), Ebû Lubâbe'yi, Medine'ye vali olarak tayin etti. Rasûlullah (s.a.s.), her ikisine ganimetten hisse ayırdı. Onların bu savaşa katılanlar gi­bi mükâfat aldıklarını belirtti. Bir topluluk da: "Sa'lebe b. Hatib, zekât vermediğinden onun hakkında (onlardan bazıları Allah'a söz verip şayet bize bol ihsanından verirse gerçekten sadaka vereceğiz.) [190] âyet—i kerime­si nazil olmuştur." demişlerdir. Bu asılsız bir iddiadır. Zira onun Bedir'e katılması bu iddiayı kesin bir şekilde geçersiz kılmaktadır.

Ubeyd b. Zeyd b. Mâlik b. Avf Oğulları' ndan altı kişi:

Uneys b. Katâde b. Rabîa b. Hâlid b. el-Hâris b. Ubeyd b. Zeyd.

Beliyy kabilesindeki müttefiklerinden:

Ma'n b. Adiyy b. el-Ced b. el-Aclân.

Sabit b. Ekranı[191] b. Sa'lebe b. Adiyy b. el-Aclân.

Onun amcasının oğlu: Zeyd b. Eşlem b. Sa'lebe.

Rib'î b. Rafi' b. Zeyd b. Harise b. el-Ced b. el-Aclân.

Âsim b. Adiyy b. el-Ced b. el-Aclan Rasûlullah (s.a.s.) ile birlikte çık­tı. Rasûlullah (s.a.s.) onu geri gönderdi. Rasûlullah (s.a.s.) ona ganimetten hisse ayırdı. Bu savaşa katılanlar gibi onun mükâfat aldığını belirtti.

Maiviye b. Mâlik h. Avfb. Amr b. Avf Oğulları'ndan üç kişi;

Cebr b. Atîk b. el-Hâris[192] b. Kays b, Heyşe b. el-Hâris b. Ümeyye b.

Zeyd b. Mu'âviye.

Onların müttefiki Mâlik b. Numeyle el-Muzenî. Onların müttefiki Nu'mân b. Asar[193] el-Belevî.

Salebe b. Amr b. Avfb. Mâlik Oğulları'ndan yedi kişi;

Abdullah b. Cübeyr b. Nu'mân b. Ümeyye b. el-Berk[194] (İm-ru'ul-Kays) b. Sa'lebe b. Amr b. Avf.

Asım b. Kays b. Sabit b. Nu'mân b. Ümeyye b. Berk.

Ebû Dayyâh b. Sabit b. Nu'mân b. Ümeyye b. İmru'ul-Kays b. Sa'lebe.

Kardeşi: Ebû Habbe [195] b. Sabit.

Salim b. Umeyr b. Sabit b. Nu'mân b. Ümeyye b. Berk.

Haris b. Nu'mân b. Ümeyye b. Îmru'ul-Kays b. Sa'lebe.

Havvât b. Cubeyr b. Nu'mân b. Ümeyye b. Berk. Rasûlullah (s.a.s.), onu geri gönderdi. Ona ganimetten hisse ayırdı. Bu sa aşa katılanlar gibi onun mükâfat aldığını belirtti.

Cehceba h. Külfe b. Avfb. Mâlik Oğulları'ndan iki kişi:

Münzir b. Muhammed b. Ukbe b. Uheyhe b. el-Culah b. el-Herîş b. Cehceba b. Külfe.

Onların müttefiklerinden:

Ebû Akîl b. Abdillah b. Sa'lebe b. Beyhan[196] b. Âmir [b. el-Hâris] b. Mâlik b. Âmir b. Uneyf b. Cüşem b. Abdillah b. Teym b. İraş b. Âmir b. Abile[197] Kısmîl b. Ferran b. Beliyy b. Amr b. el-Haf b. Kudâ'a.

İmruul-Kays b. Mâlik b. Evs Oğulları boyu, Ğanm b. es-Selm b.

İmruul-Kays b. Mâlik b. Evs Oğulları'ndan beş kişi:

Sa'd b. Hayseme b. el-Hâris b. Mâlik b. Ka'b b. en-Nehhât b. Ka'b b. Harise b. Ğanm.

Münzir b. Kudâme b. Arfece b. Ka'b b. en-Nehhât b. Ka'b b. Harise. Bir rivayete göre Mâlik b. Kudâme.

Amcası: El-Hâris b. Arfece.

Sa'd b. Hayseme'nin azadlı kölesi Temîm.

Evs kabilesinden bizzat savaşa katılanlar ve savaşa katılmadığı halde kendilerine ganimetten hisse ayrılıp savaş mükâfatını alanların toplamı altmış bir kişidir. [198] Evs kabilesi, sayıca Hazrec kabilesinden daha azdı. Bununla birlikte onlardan birkaç kabile İslâm'ı geç kabul ettiler. Şu da var ki Evs kabilesi daha güçlü ve daha cesurdu. Medine'den belli bir uzaklık­ta bulunan el-Avâlî'de oturuyorlardı. Bundan dolayı savaşa katılanların sayısı hep az olurdu.

Ensâr'dan Hazrec b. Harise kabilesi, el-Hâris Oğulları boyu İm­ru'ul-Kays b. Mâlik b. Sa'lebe b. Ka'b b. el-Hazrec b. el-Hâris b. el-Haz-rec b. Harise Oğulları'ndan Bedir Savaşı'na katılanlar dört kişidir:

Harice b. Zeyd b, Ebî Züheyr. Kızı Ebû Bekir es-Sıddîk'm hanımı idi. Ümmü Külsûm adındaki kızı bu hanımındandır.

Sa'd b. Rebi' b. Amr b. Ebî Züheyr b. Mâlik b. İmru'ul-Kays.

Abdullah b. Ravâha [Sa'lebe] [199] b. İmru'ul-Kays b. Amr b. İm­ru'ul-Kays b. Mâlik.

Hallâd b. Suveyd b. Sa'lebe b. Amr b. Harise b. İmru'ul-Kays.

imru'ul-Kays b. Mâlik b. Sa'lebe'nin kardeşi Zeyd b. Mâlik Oğulları'ndan iki kişi:

Beşîr b. Sa'd b. Sa'lebe b. Hılas b. Zeyd b. Mâlik. Kardeşi: Sımak b. Sa'd.

Adiyy b. Ka'b b. el-Hazrec h. el—Haris b. el-Hazrec_

Oğullan' ndan üç kişi:

Sübey' b, Kays b. îşe[200] (başka bir rivayete göre işe yerine Abese yazı­lıdır.) b. Ümeyye b. Mâlik b. Âmir b. Adiyy. Kardeşi: Abbâd[201] b. Kays. Abdullah b. Abs.

Ahmer b. Harise b. Sa'lebe b. Ka'b b. el-Hazrec b. el-Hâris b.

el-Hazrec Oğulları'fidan bir kişi:

Yezîd b. el-Hâris b. Kays b. Mâlik b. Ahmer. Kendisine İbn Füshum[202] denilen kişidir.

Haris b. el-Hazrec' in ikiz oğulları Cüşem ve Zeyd

Oğullan' ndan dört kişi:

Hubeyb b. İsaf b. Itebe[203] b. Amr b. Hadîc b. Âmir b. Cüşem. Abdullah b. Zeyd b. Sa'lebe b. Abdirabbih b. Zeyd. Kardeşi: Hureys b. Zeyd b. Sa'lebe. Süfyân b. Bişr[204] b. Amr b. el-Hâris b. Ka'b b. Zeyd.

CidârelCüdâre b. Avfb. el-Hâris b. el-Hazrec Oğulları ndan dört kişi:

Temîm b. Ye'âr b. Kays b. Adiyy b. Ümeyye b. Cidâre. Abdullah b. Umeyr.

Zeyd b. el-Merin b. Kays[205] b. Adiyy b. Ümeyye b. Cidâre. Bu kişinin Zeyd b. el-Muzeyyin olduğu söylenmiştir.

Abdullah b. Urfute[206] b. Adiyy b. Ümeyye b. Cidâre.

Ebcer (Hudra) b. Avfb. el-Hâris b. el-Hazrec Oğullan'ndan bir kişi: Abdullah b. Rabi' b. Kays b. Amr b. Abbâd b. el-Ebcer (Hudrâ).

Avfb. el-Hazrec Oğulları boyu, Ubeydb. Mâlik b. Salim b. Ğanm

b. Avfb. el-Hazrec Oğulları'ndan iki kişi.

(Karnının büyüklüğünden dolayı Sâîim, el-Hublâ (Hâmile) diye de isimlendirilmiştir.)

Abdullah b. Abdillah b. Ubeyy b. Selûl. Selûl bir kadındır. Ubeyy b. Mâlik b. el-Hâris b. Ubeyd'in annesidir.    .

Evs b. Havlî b. Abdillah b. el-Hâris b. Ubeyd.

Cez'[207] b. Adiyy b. Mâlik b. Salim Oğulları ile Sa'lebe b. Mâlik Oğulları'ndan altı kişi:

Zeyd b. Vedîa b. Amr b. Kays b. Cez'.

Ukbe b. Vehb b. Kelde. Abdullah b. Gatafan Oğulları'ndan olup onla­rın müttefikidir.

Rifâ'a b. Amr b. Zeyd b. Amr b. Sa'lebe b. Mâlik b. Salim.

Âmir b. Seleme b. Âmir. Yemenli olup onların müttefikidir. Bu kişinin Beliyy kabilesinden olan Amr b. Seleme olduğu da söylenmiştir.

Ebû Hamişe Ma'bed b. Abbâd b. Kuşeyr b. el-Mukaddem b. Salim b. Ğanm. [208]

Onların müttefiki Âmir b. el-Bukeyr. Bu kişinin Âmir b. el-Uleys ol­duğu da söylenmiştir.

Salim b. Avfb, Amr b. Avfb. el-Hazrec Oğullan boyu, el-Aclân b. Zeyd b. Ganm b. Salim Oğulları'ndan bir kişi:

Nevfel b. Abdillah b. Nadle b. Mâlik b. el-Aclân. Itban b. Mâlik b. Amr b. el-Aclân'in da, Bedir Savaşı'na katıldığı doğ­rulanmıştır. O halde bu boydan iki kişi Bedir Gazvesi'ne katılmıştır.

Esram b. Fihr b. Salebe b. Ğanm b. Salim b. Avf Oğulları'ndan iki kişi:

Yukarıda adı geçen öanm'ın, Salim b. Avf b. e]-Hazrec'in kardeşi Ğanm b. Avf olduğu söylenmiştir. Ubâde b. es—Sâmıt. Kardeşi: Evs b. es-Sâmıt.

Da'd b. Fihr b. Sa'lebe b. Ğanm Oğulları1 ndan: Nu'mân (Kavkal) b. Mâlik b. Sa'lebe b. Da'd.

Karabûs (ya da Kuıyûs) [209] b. Ğanm b. Ümeyye b. Levzan b. Salim

Oğulları'ndan bir kişi:

Sabit b. Hezzâl b. Amr b. Karabûs.

Ganm b. Ümeyye b. Levzan'in iki oğlu Mirdaha ve Amr Oğulları ndan:

Mâlik b. Duhşum b. Mirdaha. Mâlik b. Duhşum b. Mâlik b. Duhşum b. Mirdaha da denilmiştir.

Rabi' b. İyas b. Amr b. Ganm b. Ümeyye b. Levzan.

Kardeşi: Varaka[210] b. İyas.

Amr b. İyas. Yemenli olup onların müttefikidir. Onun Rabi' ve Varak b. İyas'in kardeşi olduğu da söylenmiştir.

Onların müttefiklerinden:

El-Mucezzer (Abdullah) b. Ziyâd b. Amr b. Zemzeme b. Amr b. Uma­ra b. Mâlik b. Gusayne b. Amr b. Büteyre b. Meşnû' b. Kasr[211] b. Teym b. İraş b. Âmir b. Abîle[212] b. Kısmîl b. Ferran b. Beliyy b. Amr b. Kudâ'a.

Ubâde[213] b. Haşhaş b. Amr b. Zemzeme.

Nehhâb (ya da Nehhâs) b. Sa'lebe b. Hazeme b. Esram b. Amr b. Am-mâra.

Abdullah b. Sa'lebe b. Hazeme b. Esram.

Onların müttefiki Utbe b. Rabîa b. Hâlid b. Mu'âviye[214] el-Behrânî'nin da Bedir'e katıldığı söylenmiştir. Utbe adındaki bu kişinin, Süleym Oğullan'nın[215] Behz kolundan olduğu da söylenmiştir.

Ka'b b. el-Hazrec Oğullan boyu, Saide b, Ka'b b. el-Hazrec Oğulları kolunun Sa'lebe b. el-Hazrec b. Saide Oğulları ndan iki kişi:

Ebû Ducâne Simak b. Haraşe. (Simak b. Evs b. Haraşe b. Levzan b. Abdivedd b. Zeyd b. Sa'lebe de denilmiştir.)

Münzir b. Amr b. Huneys b. Harise b. Levzan b. Abdi Vedd b. Zeyd b. Sa'lebe.

Amr b. el-Hazrec b. Saide Oğulları ndan iki kişi:

Ebû Useyd Mâlik b. Rabîa b. el-Beden[216] b. Âmir b. Avf b. Hazim b. Amr b. Hazrec b. Saide.

Mâlik b. Mes'ûd b. el-Beden. [217]

Tarif b. el-Hazrec b. Saide Oğulları'ndan:

Abdu Rabbih[218] b. Hakk b. Evs b. Vekş b. Sa'lebe b. Tarif.

Onların müttefiklerinden:

Ka'b b. Himâr[219] b. Sa'lebe el-Cühenî.

Amr'ın üç oğlu Damra, Ziyâd ve Besbes.

Abdullah b. Âmir, Beliyy kabilesinden.

Cüşem b. el—Hazrec Oğulları boyu, Selime b.  b. Esed b. Saride b. Tezid b. Cüşem Oğullan'ndan otuz besjdsiı Hıraş b. es-Sımme b. Amr b. el-Cemûh b. Zeyd b. Haram b. Ka'b b. Ğanmb. Ka'bb. Selîme. [220]

Hubâb b. Münzir b. el-Cemûh. Umeyr b. el-Humâm b. el-Cemûh.

Hıraş b. es-Sımme'nin azadlı kölesi Temim.

Abdullah b. Amr b. Haram b. Sa'lebe b. Haram.

Mu'âz b. Amr b. el-Cemûh.

Mu'avvizb. Amr.

Hallâd b. Amr b. el-Cemûh.

Ukbe b. Âmir[221] b. Nâbî b. Zeyd b. Haram.

Onların azadlı kölesi Habîb b. Esved.

Sabit b. el-Ciz' (Sa'lebe) b. Zeyd b. el-Hâris b. Haram.

Umeyr b. el-Hâris b. Lebde b. Sa'lebe.

Bişr b. el-Berâ b. Ma'rur b. Sahr b. Hansa b. Sinan b. Ubeyd b. Adiyy b. Ganm b. Ka'b b. Selîme.

Tufayl b. Mâlik b. Hansa.

Tufayl b. Nu'mân b. Hansa.

Sinan b. Sayfî b. Sahr b. Hansa.

Abdullah b. el-Cedd b. Kays b. Sahr b. Hansa.

Utbe b. Abdillah b. Sahra b. Hansa.

Cabbâr b. Ümeyye b. Sahr b. Hansa.

Harice[222] b. Humeyyir.

Kardeşi: Abdullah b. Humeyyir. Bu iki kişi Duhman Oğulları'nın Eş-ca' boyundandırlar. Onların müttefikleridirler.

Cabbâr b. Sahr'ın, Ümeyye b. Hunâs'ın oğlu olduğu söylenmiştir.

Yezîd b. Münzir b. Şerh b. Hunâs.

Ma'kıl b. Münzir b. Şerh b. Hunâs.

Abdullah b. en-Nu'mân Beldema (ya da Buldume).

Dehhâk b. Harise b. Zeyd b. Sa'lebe b. Ubeyd b. Adiyy b. Ka'b.

Sevâd b. Rezn b. Zeyd b. Sa'lebe. Bu kişiye: Sevâd b. Zurayk[223] b. Zeyd b. Sa'lebe de denilmiştir.

Ma'bed b. Kays b. Sahr b. Haram.

Abdullah b. Kays b. Sahr b. Haram. [224]

Abdullah b. Abdi Menâf b. Nu'mân b. Sinan.

Câbir b. Abdillah b. Riab b. Nu'mân. Bu kişi çok yaşayıp kendisinden çokça rivayet olunan Câbir b. Abdillah b. Amr b. Haram değildir. Zira bu kişi ne Bedir'e ne de Uhud'a katılmıştır. İlk katıldığı gazve Ham-râü'1-Esed Gazvesi'dir. Sonra Handek'e kadar bütün gazvelere kesintisiz bir şekilde katılmıştır.

Huleyde b. Kays b. Nu'mân.

Nu'mân b. Yesâr. [225] Onların azadlı kolesidir.

Ebû'l-Münzir Yezîd b. Âmir b. Hadîde.

Kutba b. Âmir b. Hadîde.

Süleym b. Amr b. Hadîde.

Onun kölesi Antere. Antere adındaki bu kişinin, Süleym b. Mansur Oğullan boyu, Zekvan Oğulları'ndan olduğu da söylenmiştir.

Abs b. Âmir b. Adiyy.

Ebû'l-Yeser Ka'b b. Amr b. Abbâd b. Amr b. Sevâd b. Ganm.

Seni b. Kays b. Ebî Ka'b b. el-Kayn b. Ka'b b. Sevâd.

Amr b. Talk b. Zeyd b. Ümeyye b. Sinan b. Ka'b b. Ğanm.

Şelîme b. Sa'd1 m kardeşi Udeyy b. Sa'd Oğullan'ndan bir kişi:

Mu'âz b. Cebel b. Amr b. Evs b. Aiz b. Adiyy b. Ka'b b. Adiyy b. Udeyy. Soy kütüğü için şöyle de denilmiştir: Mu'âz b. Cebel b. Amr b. Evs b. Abbâd b. Adiyy[226] b. Ka'b [b. Amr][227] b. Udeyy b. Sa'd (Udeyy, Se­lîme b. Sa'd'ın kardeşidir.).

Zurayk b. [Abd] Harise b. Ğadb b. Cüşem b. el-Hazrec Oğulları ndan-

Kays b. Mihsan b. Hâlid b. Muhalled b. Âmir b. Zurayk b. Abdi Harise.

Ebû Hâlid el-Hâris b. Kays b. Hâlid b. Muhalled.

Cubeyr b. İyas [b.] Hâlid b. Muhalled.

Ebû Ubâde Sa'd b. Osman b. Halde b. Muhalled.

Kardeşi: Ukbe b. Osman.

Zekvân b. Abdikays b. Halde b. Muhalled.

Ubâde[228] b. Kays b. Âmir b. Hâlid b. Âmir b. Zurayk b. Abdi Harise.

Es'ad b. Yezîd[229] b. el-Fakih b. Zeyd b. Halde b. Âmir b. Zurayk b. Ab­di Harise.

EI-Fâkih b. Bişr[230] b. el-Fâkih b. Zeyd b. Halde.

Mu'âz b. Mâ'ıs b. Kays b. Halde b. Âmir b. Zurayk.

Kardeşi: Aiz b. Mâ'ıs b. Kays b. Halde b. Zurayk.

Amcaları: Mes'ûd [b. Sa'd] [231] b. Kays.

Rifâ'e b. Rafi'[232] b. el-Aclân b. Amr b. Âmir b. Zurayk b. Abdi Harise.

Kardeşi: Hallâd b. Rafi'.

Ubeyd b. Zeyd b. Âmir b. el-Aclân.

Ziyâd b. Lebîd b. Sa'Iebe[233] b. Sinan b. Âmir b. Adiyy b. Ümeyye b. Beyâde.

Hâlid b. Kays b. Mâlik b. el-Aclân b. Âmir b. Beyâde.

Rüceyle[234] b. Sa'Iebe b. Hâlid b. Sa'Iebe[235] b. Âmir b. Beyâde.

Atıyye b. Nüveyre b. Âmir b. Atıyye b. Âmir b. Beyâde.

Halife b. Adiyy b. Amr b. Mâlik b. Âmir b. Füheyre b. Beyâde.

Rafi' b. el-Muallâ b. Levzan b. Harise b. Adiyy b. Sa'Iebe b. Zeyd Me-nât b. Habîb b. Harise (Habîb, Zurayk b. Hârise'nin kardeşidir.)

Amrb. el-Hazrec b. en-Neccâr (Teymullah b. Sa'Iebe b. Amr b,

el-Hazrec) Oğulları'ndan:

Ebû Eyyûb Hâlid b. Zeyd b. Kuleyb b. Sa'Iebe b. Abdi Avf b. Ğanm b. Mâlik b. en-Neccâr.

Sabit b, Hâlid b. Nu'mân b. Hansa b. Useyra[236] b. Abdi Avf b. Ğanm b. Mâlik b. en-Neccâr.

Umara b. Hazm b. Zeyd b. Amr b. Abdi Avf b. Ğanm b. Mâlik b.

en-Neccâr.

Surâka b. Ka'b b. Abdiluzzâ b. Ğaziyye b. Amr b. Abdi Avf b. Ğanm b.

Mâlik b. en-Neccâr.

Süheyl b. Rafi' b. Ebî Amr b. Aiz b. Sa'Iebe b. Ğanm b. Mâlik b.

en-Neccâr.

Adiyy b. Ebî'z—Zağbâ. Cuheyne kabilesinden olup onların müttefikidir.

Mes'ûd b. Evs b. Zeyd [b. Esram b. Zeyd][237] b. Sa'Iebe b. Ğanm b. Mâ­lik b. en-Neccâr.

Ebû Huzeyme b. Evs b. Zeyd b. Esram[238] b. Zeyd b. Sa'iebe b. Ğanm

b. Mâlik b. en-Neccâr.

Rafi' b. el-Hâris b. Sevâd b. Zeyd.

Sevâd b. Mâlik b. Ganm Oğulları'ndan yirmi kişi:

Avf b. el-Hâris b. Rifâ'a b. Sevâd b. Mâlik b. Ğanm b. Mâlik b. en-Neccâr.

Kardeşi: Muavviz b. el-Hâris.

Kardeşleri: Mu'âz b. el-Hâris.

Bunlara Afra Oğulları denilmiştir.

Nu'mân[239] b. Amr b. Rifâ'a b. Sevâd b. Mâlik b. Ğanm b. Mâlik b. en-Neccâr.

Abdullah b. Kays b. Hâlid b. Halde b. el-Hâris b. Sevâd b. Sa'lebe b. Ğanm b. Mâlik b. en-Neccâr.

İsmet[240] Eşca' kabilesinden, onların müttefikidir.

Vedîa b. Amr. Cuheyne kabilesinden, onların müttefikidir.

Sabit b. Amr b. Zeyd b. Adiyy b. Sevâd b. Zeyd b. Sa'lebe b. Ğanm b. Mâlik b. en~Neccâr.

Haris b. Rifâ'a'nın[241] azadlı kölesi Ebû'l-Hamrâ'nın da Bedir'e katıl­dığı söylenmiştir.

Sa'lebe b. Amr b. Mihsan b. Amr b. Atık b. Amr b. Mebzul (Âmir) b. Mâlik b. en~Neccâr.

Sehl b. Atîk b. en-Nu'mân b. Amr b. Atık.

El-Hâris b. Sımme b. Amr b. Atîk. Revha'da deveden düşüp geri çev-rilmişse de, Rasûlullah (s.a.s.) ona savaş ganimetinden hissesini vermiştir.

Mu'âviye b. Amr b. Mâlik b. en-Neccâr Oğulları (Benî Hudeyle[242])' ndan iki kişi:

Ubeyy b. Ka'b b. Kays b. Ubeyd b. Zeyd b. Mu'âviye b. Amr b. Mâlik b. en-Neccâr.

Enes b. Mu'âz b. Enes b. Kays b. Ubeyd b. Zeyd b. Mu'âviye b. Amr b. Mâlik b. en-Neccâr.

Adiyy b. Amr b. Mâlik b. en-Neccâr Oğulları'ndan:

Onlara, Meğâle Oğullan da denilmiştir. Meğâle, Kinâne Oğullan'ndan bir kadındır.

Evs b. Sabit b. el-Münzir b. Haram b. Amr b. Zeyd Menât b. Adiyy b. Amr b. Mâlik b. en-Neccâr.

Ebû Şeyh b. [Ubey b.] [243] Sabit b. el-Münzir b. Haram.

Bazıları, Ebû Şeyh Ubeyy b. Sâbit'in, Hassan b. Sabit ve Evs b. Sâ-bit'in kardeşleri olduğunu belirtmişlerdir.

Ebû Talha Zeyd b. Sehl b. Esved b. Haram b. Amr b. Zeyd Menât b. Adiyy b. [Amr b.] Mâlik[244] b. en-Neccâr.

Adivyjy^en-Neccâr Oğulları'ndan on

Harise b. Surâka b. el-Hâris b. Adiyy b. Mâlik b. Adiyy b. Âmir b. Ğanm b. Adiyy b. en-Neccâr.

Amr (Ebû Hakîm) b. Sa'lebe b. Vehb b. Adiyy b. Mâlik b. Adiyy b. Amir b. Ğanm b. Adiyy b. en-Neccâr.

Selit b. Kays b. Atîk b. Mâlik b. Adiyy b. Âmir b. Ğanm b. Adiyy b. en-Neccâr.

Ebû Selît Useyra b. Amr (Ebû Harice) b. Kays b. Mâlik b. Adiyy b. Âmir b. Ğanm b. Adiyy b. en-Neccâr.

Sabit b. Hansa b. Amr b. Mâlik b. Adiyy b. Âmir.

Âmir b. Ümeyye b. Zeyd b. Heshes b. Mâlik b. Adiyy b. Âmir [b. Ğanm] [245] b. Adiyy b. en-Neccâr.

Muhriz b. Âmir b. Mâlik b. Adiyy b. Âmir b. Ganm b. Adiyy b. en-Neccâr.

Sevâd b. Ğaziyye b. Uheyb. Beliyy kabilesinden olup onların müttefi­kidir.

Ebû Zeyd Kays b. Seken b. Kays b. Ze'ûra b. Haram b. Cundub b. Âmir b. Ğanm b. Adiyy b. en-Neccâr.

Ebû'l-A'ver b. el-Hâris b. Zalim b. Abs b. Haram.

Süleym b. Milhan.

Haram b. Milhan (Mâlik) b. Hâlid b. Zeyd b. Haram.

Mazin b. en-Neccâr Oğullan'ndan altı kişi:

Kays b. Ebî Sa'sa'a (Amr) b. Zeyd b. Avf b. Mebzul b. Amr b. Ganm b. Mazin b. en-Neccâr.

Abdullah b. Ka'b b. Amr b. Avf[246] b. Mebzul.

İsmet. Esed b. Huzeyme Oğulları'ndan olup, onların müttefikidir.

Ebû Dâvûd Umeyr b. Âmir b. Mâlik b. Hansa b. Mebzul.

Surâka b. Amr b. Atıyye b. Hansa b. Mebzul.

Kays b. Muhalled b. Sa'Iebe b. Sahr b. Habîb b. el-Hâris b. Sa'lebe b. Mazin b. en-Neccâr.

Dinar b. en-Neccâr Oğullan'ndan:

Nu'mân b. Abdi Amr b. Mes'ûd b. Abdileşhel b. Harise b. Dinar b, en-Neccâr.

Kardeşi: Dahhâk b. Abdi Amr.

Süleym b. el-Hâris b. Sa'lebe b. Ka'b [b. Abdileşhel] [247] b, Harise b. Di­nar b. en-Neccâr.

Câbir b. Hâlid [b. Mes'ûd] [248] b. Abdileşhel b. Harise b. Dinar b. en-Nec­câr.

Sa'd b. Süheyl b. Abdileşhel b. Harise b. Dinar b. en-Neccâr.

Kays b. Mâlik b. Ka'b b. Harise b. Dinar b. en—Neccâr

Oğulları ndan:

Ka'b b. Zeyd b. Kays.

Buceyr b. Ebî Buceyr. Abs kabilesinin Cezime,b. Ravâha Oğulla-rı'ndan olup, onların müttefikidir. Hazreclilerden toplam olarak yüz yet­miş kişi Bedir'e katılmıştır..

Bedir ehli erkeklerin toplam sayısı, üç yüz on dokuz kişidir. Onlardan bazıları savaşa katılmadıkları halde, savaş ganimetinden hisseleri verilmiş ve gazveye katılma mükâfatını almışlardır. Geri kalan üç yüz on bir kişi ise, bizzat savaşa katılmışlardır. Allah hepsinden razı olsun.

Bedir'e katılanlar arasında şu kişiler de zikredilmiştir:

Itban b. Mâlik âb. Amr b. el-Aclân b. Zeyd b. Ğanm b. Salim b. Avf b. Amr b. Avf b. el-Hazrec.

Kardeşinin oğlu: İsmet b. el-Husayn b. Vebere.

[Hilâl b.] [249] el-Muallâ b. Levzan b. Harise b. Adiyy b. Zeyd b. Sa'lebe b. Mâlik b. Zeyd Menât b. Habîb b. Abdi Harise b. Mâlik b. Ğadb b. Cü-şem b. el-Hazrec. [250]

 

Bedir Şehidleri   (R.A.):

 

Bedir Gazvesi'nde şehid olanlar[251] şu kişilerdir: Ubeyde b. el-Hâris b. el-Muttalib b. Abdi Menâf. Umeyr b. Ebî Vakkâs. Sa'd b. Ebî Vakkâs'm kardeşi olan bu zât şehid olduğu sırada on altı yaşındaydı.

Zühre Oğulları'nın müttefiki Zu'ş-Şimâleyn b. Abdi Amr b. Nadle

el-Huzâ'î.

Adiyy b. Ka'b Oğulları'nm müttefiki Akîl b. el-Bükeyr el~Leysî.

Ömer b. Hattâb'ın azadlı kölesi Mihca'.

Haris b. Fihr Oğulları'ndan Safvan b. Beydâ. Bu altı kişi Muhacirler­dendir.

Enşâr'dan Evs kabilesine mensup olan şehidler:

Sa'd b. Hayseme b. Amr b. Avf.

Mubeşşir b. Abdilmünzir b. Zenber. Bu kabileden iki kişi şehid olmuştur.

El-Hâris b. el-Hazrec Oğulları'ndan: Yezîd b. el-Hâris (İbn Fushum b. el-Hâris b. el-Hazrec).

Selime Oğulları'ndan Umeyr b. el-Humam.

Habîb b. Abdi Harise Oğulları'ndan Rafi' b. el-Muallâ.

En-Neccâr Oğulları'ndan Harise b. Surâka.

Afrâ'nın iki oğlu Avf ve Muavviz. Bu altı kişi de Hazredilerdendir. Şe-hidlerin toplam sayısı on dört kişidir.[252]

 

Bedir Savaşi'nda Öldürülen Müşrikler

 

Kureş kâfirleri ve onlara bağlı olanlardan yetmiş erkek öldürüldü, [253] En meşhur olanları şu kişilerdir:

Hanzele b. Ebî Süfyân Sahr b. Harb b. Ümeyye. Onu öldürülenler ara­sında Zeyd b. Harise de vardı.

Ubeyde b. Sa'îd b. el-Asî. Onu, Zübeyr (r.a.) öldürdü.

Kardeşi: El-Asî b. Sa'îd. Onu, Ali (r.a.) Öldürdü.

Ukbe b. Ebî Mu'ayt. Âsim b. Sabit b. Ebi'l-Akleh, onu esir edip sonra öldürdü. Ali (r.a.)'nin öldürdüğü de söylenmiştir. Utbe b. Rabîa b. Abdi Şems. Şeybe b. Rabîa. Velîd b. Utbe.

Haris b. Amir b. Nevfel b. Abdi Menâf.

Amcasının oğlu: Tu'ayme b. Adiyy. Esir edilip sonra öldürülmüştür. Zeme'a b. Esved b. el-Muttalib b. Esed. Oğlu: Haris b. Zeme'a. Kardeşi: Akıl b. Esved.

Amcasının oğlu: Ebû'l-Bahterî el-Asî b. Hişâm b. el-Hâris b. Esed. Nevfel b. Huveylid b. Esed. Kardeşinin oğlu Zübeyr ya da Hz. Ali'nin onu öldürdüğü söylenmiştir.

Nadr b. Haris b. Kelede b. Alkame b. Abdi Menâf b. Abdiddâr. Esir edi­lip Safra'da boynu vurulmuştur.

Umeyr b. Osman (Talha b. Ubeydillah'ın amcası). Ebû Cehil b. Hişâm. Mu'âz b. Amr b. Cemûh ile Muavviz b. Afra, onu öldürmeye giriştiler. Abdullah b. Mes'ûd, onu son nefeslerini verirken bul­du. Kafasını kopardı.

Kardeşi: El-Asî b. Hişâm.

Amcalarının oğlu: Mes'ûd b. Ebî Ümeyye b. Muğîre (Mü'minlerin an­nesi Ümmü Seleme'nin kardeşi).

Ebû Kays b. Velîd b. Muğîre (Hâlid b. Velîd'in kardeşi). Amcasının oğlu: Ebû Kays b. el-Fakih b. Muğîre. Saib b. Ebî Saib b. Aiz b. Abdillah b. Ömer[254] b. Mahzûm. Onun Bedir'de öldürülüp öldürülmediği konusunda ihtilaf vardır. Be-dir'de öldürülmediği; aksine sonradan Müslüman olduğu da söylenmiştir. Münebbih b. Haccâc. Oğlu: El-Asî b. Münebbih b. Haccâc. Kardeşi: Nubeyh.

Ümeyye b. Halef b. Vehb b. Huzâfe b. Cumâh. Oğlu: Ali b. Ümeyye..

Talha b. Ubeydillah'ın kardeşi Mâlik b. Ubeydillah b. Osman esir edil­di. Esir olarak öldü.

Ebû Huzeyfe b. Muğîre'nin iki oğlu Huzeyfe ve Hişâm.

Bedir gününde, Mahzûm Oğulları ve onların müşrik müttefiklerinden yirmi dört; Abduşems ve müttefiklerinden on iki erkeğin esir edildiği ya da öldürüldüğü belirtilmiştir. [255]

 

Bedir Gazvesi'nde Esir Edilen Meşhur Kişiler

 

Hâsım Oğulları'ndan:

Abbâs b. Abdilmuttalib.

Hz. Ali'nin kardeşi Akîl b. Ebî Tâlib.

Nevfel b. el-Hâris b. Abdilmuttalib.

El-Muttalib b. Abdi Menâf Oğullan' ndan:

Saib b. Ubeyd b. Abdi Yezîd b. Hâşim b. el-Muttalib b. Abdi Menâf.

Nu'mân b. Amr b. Alkame b. el-Muttalib.

Abdu Şems Oğulları'ndan: Amr b. Ebî Süfyân b. Harb. Haris b. Ebî Vecze[256] b. Ebî Amr b. Ümeyye.

Ebû!l-Âs b. Rabı' b. Abdiluzzâ b. Abdi Şems (Rasûlullah (s.a.s.)'m da­madıdır. Kızı Zeyneb onunla evli idi.) Hâlidb. Esidb, Ebi'l-îs. Onların dört müttefiki.

[Nevfel b. Abdi Menâf Oğullan'ndan] [257]-Adiyy b. el-Hıyâr b. Adiyy b. Nevfel b. Abdi Menâf. Osman b. Abdi Şems b. Câbir. Akraba olarak Utbe b. Gazvân'm amca­sının oğludur.

 [Abduddâr Oğulları ndan]:

Mus'âb b. Umeyr'in kardeşi EbûAzîz b. Umeyrb. Hâşim b. Abdi Me-nâf b. Abdiddâr.

(Esed b. Abdiluzzâ Oğulları'ndanj:

Saib b. Ebî Hubeyş b. el-Muttalib b. Esed. Haris b. Aiz b. Osman b. Esed.

[Mahzûm Oğullan'ndanl:

Hâlid b. Hişâm b. Muğîre b. Abdillah b. Ömer b. Mahzûm. Sayfî b. Ebî Rifâ'a b. Abid b. Abdillah b. Ömer b. Mahzûm. Kardeşinin oğlu: Abdullah b. Ebi'l-Münzir b. Ebî Rifâ'a. El-Muttalib b. Hanteb b. el-Hâris b. Ubeyd b. Ömer b. Mahzûm. Hâlid b. el-A'lem el~Huzâ'î. Ona Ukaylî de denilmiştir. Onların müt­tefikidir. Şu şiiri söyleyen kişidir: [258]

"ökçeleri üzerinde durup yaralan kanayanlardan değil, Fakat dimdik ayakta durup kanları damlayanlardanız."

Bedir gününde ilk kaçan kişidir. Fakat yakalandı ve esir edildi.

Ümeyye b. Ebî Huzeyfe b. Muğîre.

Hâlid b. Velîd'in kardeşi Velîd b. Velîd.

Osman b. Abdillah b. el-Muğîre.

Ebû Ata Abdullah b. Ebî Saib b. Abid[259] b. Abdillah b. Ömer b. Mahzûm.

[Sehm Oğullan'ndanl:

Ebû Veda'e b. Subayra b. Suayd [b. Sa'd] b. Sehm. Fidye karşılığında serbest bırakılan ilk esirdir.

[Cumâh Oğulları ndan}:

Abdullah b. Ubeyy b. Halef.

Kardeşi: Amr b. Ubeyy.

Ebû Azze Amr b. Abdillah b. Umeyr[260] b. Uheyb b. Huzâfe b. Cumâh.

 [Amir Oğullan'ndanl:

Süheyl b. Amr b. Abdi Şems b. Abdi Vedd b. Nasr b. Mâlik b. Hisl b. Âmir b. Lüeyy.

Abd b. Zeme'a b. Kays b. Abdi- Şems b. Abdi Vedd.

J45N

[Esed b. Abdiluzzâ Oğullan'ndanl[261]

Abdullah b. Humeyd b. Züheyr b. el-Hâris b. Esed b. Abdiluzzâ b.

Kusayy. [262]

 

Benî Süleym Gazvesi

 

Hz. Peygamber (s.a.s.), Bedir Gazvesi'nden döndükten bir hafta[263] son­ra, Süleym Oğulları[264] üzerine yürümek üzere Sibâ' b. Urfuta el-Gıfârî'yi, diğer bir rivayete göre İbn Ümmi Mektûm'u yerine bırakarak Medine'den yola çıktı. Küdr denilen suyun başına vardılar. Orada üç gün kaldı. Hiç bir çarpışmada bulunmadan geri döndü. [265]

 

Sevik Gazvesi

 

Kureyşli müşriklerin, Bedir Savaşı'nda yenilgiye uğramış olan asker­leri,[266] Mekke'ye döndüklerinde, Ebû Süfyân iki yüz süvari ile birlikte Rasûlullah (s.a.s.) ile savaşmak üzere geri döndü. Medine'nin Urayz böl­gesine kadar ilerlediler. Sık bir hurmalığı yaktılar. Orada tarlalarda çalı­şan Ensâr'dan bir zât ile onun müttefikini bulup öldürdüler. Sonra acele geri çekildiler. Rasûlullah (s.a.s.), yerine Ebû Lubâbe b.Abdilmünzir'i bırakıp, Müslümanlarla birlikte onları takip etmeye çıktı. Karkara-tü'î-Küdr'e kadar ilerledi. Ebû Süfyân ve müşriklerin savuşup gittikleri­ni, kaçarken yüklerini hafifletmek için yiyecekleri olan seviklerini (kav­rulmuş buğday unu, kavut) çokça ekinler arasına attıklarını gördüler.

Müslümanlar bu sevik dağarcıklarını topladılar. Bu yüzden bu gazveye Sevik Gazvesi adı verildi. Bu gazve,

Bedir'den iki küsur ay sonra, hicrî 2. yıl Zilhicce ayında yapıldı. [267]

 

Zû Emer Gazvesi

 

Rasûlullah (s.a.s.), [268] Zilhicce ayının geri kalan günlerini Medine'de geçirdi. Sonra Hz. Osman b. Affân'ı, Medîne'de yerine vekil bırakarak Ğatafanlılar ile savaşmak üzere Necid'e doğru yola çıktı. Safer ayının ta­mamını Necid bölgesinde geçirdi. Sonra hiç bir çarpışmada bulunmadan medîne'ye döndü. [269]

 

Behran Gazvesi

 

Rasûlullah (s.a.s.), Medîne'de Rebî'ulevvel ayını geçirdikten sonra, ye­rine İbn Ümmü Mektûm'u vekil bırakarak, Kureyş ile savaşmak üzere Behran[270] denilen yere kadar ilerledi. Üçüncü senenin Reb'iulâhır ve Ceâzıyelevvel aylarında orada kaldı. Herhangi bir çarpışmada bulunmadan Medîne'ye geri döndü. [271]

 

Benî Kaynuka Gazvesi

 

Benî Kaynuka[272] Yahudileri, Rasûlullah (s.a.s.) ile yapmış oldukları antlaşmayı bozdular. Rasûlullah (s.a.s.)'a boyun eğip hükmünü kabul edinceye kadar, Hz. Peygamber (s.a.s.) onları kuşattı. Abdullah b. Übeyy b. Selûl, onlar için aracı oldu. Rasûlullah (s.a.s.) onların kanlarını bağışla-ymcaya kadar ısrar etti. Onları kuşatma sırasında Medîne'de Ebû Lubâbe b. Beşîr b. Abdilmünzir'i vali olarak bıraktı. Onları on beş gece kuşattı. Medine varoşlarında oturan bu Yahudiler, Abdullah b. Selâm'in kavmin­den idiler. Üç yüzü demir zırhlı olmak üzere, yedi yüz savaşçıları vardı.

Ekim dikim ve hurmalıkları yoktu. Ticaret ve kuyumculuk ile uğraşıp, mallarını işletiyorlardı. [273]

 

Ka'b B. Eşrefin Öldürülmesi İçin Gönderilen Seriyye

 

Allah ve Rasûlü'nün düşmanı Ka'b b. Eşref, [274] Tayy kabilesinden idi. Annesi ise Benî Nadir Yadudiîerinden idi. Rasûlullah (s.a.s.), onu öldür­meye teşvik etti. Bu iş için Muhammed b. Mesleme, Abduleşhel Oğulla-n'ndan Ka'b b. Eşrefin süt kardeşi Ebû Naile Silkan b. Selâme b. Vekş, yine Abduleşhel Oğulları'ndan Abbâd b. Bişr b. Vekş ile Haris b. Evs b. Mu'âz ve Harise Oğulları'ndan Ebû Abs b. Cebr'i görevlendirdi. Savaşta caiz olması nedeni ile, Rasûlullah (s.a.s.), onlara böyle bir durumda inan­madıkları şeyleri söylemeye izin verdi. Onlar, Silkan b. Selâme'yi Ka'b'ın yanma gönderdiler. Silkan, ilerleyip onun yanma gitti. Rasûlullah (s.a.s.)'a karşı olma konusunda onunla uyum içerisinde olduğunu açıkladı. Sıkışık durumda olduklarını ona şikâyet etti. Bundan dolayı, silahlarını yanında rehin bırakmak karşılığında, kendisine ve arkadaşlarına yiyecek vermesi konusunda onunla konuştu. Ka'b onlara olumlu cevap verdi. Silkan, arka­daşlarının yanına döndü. Arkadaşları ile beraber çıktılar. Rasûlullah (s.a.s.), mehtaplı bir gecede onlarla birlikte Bekî'u'l-Ğarked'e kadar yürüdü; ora­da onları uğurladı. Onlar yürüyüp Ka'b'ın yanına vardılar. Ka'b, kalesin­den çıkıp onların yanına geldi. Bir müddet beraber yürüdüler. Kılıçlarını onun yanına koydular. Muhammed b. Mesleme, belinde taşıdığı hançeri çı­karıp onu öldürdü. Fâsık kişi, öyle bir çığlık kopardı ki çevresindeki kale sakinleri korkup ürktüler. Hepsi ışıklarını yaktılar. Arkadaşlarının telaşla vurdukları kılıçlarından, Haris b. Evs, ayağından veya başından yaralanıp kan kaybetti. Arkadaşları kurtulup o geride kaldı. Ümeyye b. Zeyd Oğulla­rı yurduna, sonra, Kurayza Oğullan mahallelerine vardılar. Sonra Bu'as'a gelip kavuştular. Sonunda, Medine'nin karataşlık mevkii olan Urayz'a vardılar. Arkadaşlarını orada beklediler. Evs, orada arkadaşlarına yetişti.

Arkadaşları Haris b. Evs'i, gecenin sonuna doğru Hz. Peygamber (s.a.s.)'in mescidine getirdiler. Rasûlullah (s.a.s.), o sırada namaz kılıyor­du. Namazı bitirince, Ka'b'ı öldürdüklerini Hz. Peygamber (s.a.s.)'e bil­dirdiler. Rasûlullah (s.a.s.), Haris b. Evs'in yarasına tükürüğünü sürdü; ya­ra iyileşti. Rasûlullah (s.a.s.), Müslümanlara, Yahudilerle savaşmaları için direktif verdi. O sırada Huveyyisa b. Mes'ûd Müslüman oldu. Muhayyısa b. Mes'ûd da daha önce Müslüman olmuştu. Bu iki zât Harise Oğulla­rı'ndandi. [275]

 

 



[1] Birinci Akabe için bkz. İbn Hişâm, II, 73; İbn Sa'd, I/I, 147; et-Taberî, II, 235; Ensâ-bu'l-Eşrâf, I, 111; Telkîhu'l-Fuhûm, 213; İbn Seyyidi'n-Nâs, I, 155; İbn Kesîr, 111,150; Târîhu'z-Zehebt, I, 171; el-lmlâ', 32, Târthu'l-Hamîs, I, 317.

[2] İbn Sa'd, II1/II, 93; Usdu'l-Ğâhe ve el-İsâbe'ye göre yapılan bir ilavedir.

[3] Usdu'l-Ğâhe'ds, Gudayne diye yazılıdır. Mu'cemu I-Bekrî, 28'de Gusayne olarak geç­mektedir. Gusayne Oğullan; Sevâd b. Mum b. Eraşe Oğullan'dır. El-Mücezzer b. Ziyâd el-Bedrî'nİn kavmidir.

[4] İbn İshâk ve İbnu'l-Kelbî, Hazme diye kaydetmişlerdir. Ed-Dârekulnî ise, Hezeme diye kaydetmiştir. İbn Abdilberr diyor ki: Ensâr'dan Hezeme adında (z harfinin harekeli hali ile) bir kişi yoktur. O da Hazme diye okumuştur.

[5] Usdu'l-Ğâbe'de mim harfinin şeddesi ile yani Ammâra şeklinde okunmuştur.

[6] Ası] nüshada, on kişi olduğu yazılıdır. Yanlıştır.

[7] İbn Hazm, burada Ebû'I-Heysem b. et-Teyyihan'ı Abduleşhel Oğulları'ndan saymıştır. Bİ-Cemhara, 32O'de ise Ze'ûra b. Cüşem Oğulları'na mensub biri olarak zikretmiştir. İb-nil'1-Esîr, üsâu'l—Gâbe*Û& aynı böyle bir açıklama yaptıktan sonra şöyle bir açıklamada bulunmuştur: "O Beüyy kabilesine mensup biridir. Ancak onun aynı zamanda Abduleşhel Oğullan iie hilf denilen antlaşmayı imzaladığı da söylenmiştir."

[8] HicaziilarTeyihan; diğerleri ise Teyyihan diye okuyorlar. Bkz. İbn Seyyidi'n-Nâs, I, 157.

[9] İbn Ishâk, Uveym b. Saide'nin, Beliyy kabilesinden ve Ümeyye b. Zeyd'in müttefijd oldu­ğu görüşünü benimsemiştir. Ondan başka kimse bu görüşü belirtmemiştir.

[10] E]-Maknzî(el-İmtâ 34-35), İbn Hazm'ın: "Mus'âb b. Umeyr... İslâm'da ilk Cuma nama­zını onlara Hadımat kuyusu denilen yerde kıldırdı." sözünü nakleder ve şöyle der: "Bunun­la İbn Hazm, insanlara ilk Cuma namazını Mus'âb b. Umeyr'in kıldırdığını kesin bir dil ile ifade etmektedir. Dolayısı ile İbn Hazm, bu sözü ile İbn İshâk'ın, insanlara ilk Cuma na­mazını kıldıran Es'ad b. Zurâre'dir, biçiminde zikrettiklerine karşı çıkmaktadır." (Bkz. es-Sîre, II, 77).

[11] Sa'd ve Useyd'in Müslüman olmaları hakkında bkz. İbn Hişâm, II, 77; İbn Seyyidi'n-Nâs, I, i 59; İbn Kesîr, III, 152; el-İmîâ\ 34.

[12] Ebû Ömer de onu istisna etmiştir (bkz. İbn Seyyidi'n-Nâs, I, 161). Bu konuda müellif onu takip etmiştir. İbn İshâk, bu konuda bir şey zikretmem iştir.

[13]  Asıl nüshada, Vakş yerine Kays yazılıdır. El-Cemhara, 320; İbn Seyyidi'n-Nâs, I, 161; cl-İmtâ', 34; el-Isâbe'ye göre düzeltildi. Ukayş da denilmiştir.

[14]  İstisna edilen Evs'in kollan arasında İbn Hişâm, II, 8Ü'de Vakıftan sonra Vail'i ilave etmiştir.

[15]  "Bunlar, Medine'nin el-Avâlî semtinde oturuyorlardı." sözünden, "Hepsi birlikte Müslü­man oldular." sözüne kadarki İbare, İbn Seyyİdi'n-Nâs, I, [6I'de belirttiği gibi Ebû Ömer b. Abdilberr'den alınlılanmıştır.

[16] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 93-95.

[17] İkinci Akabe Biati için bkz. İbn Hişâm, II, 81; İbn Sa'd, I/I, 148; et-Taberî, II, 235; İbn Sey-yidi'n-Nâs, I, 161; Tâıihu'z-Zehebî, I, 177; İbn Kesîr, III, 158; el-İmtâ', 35. Bazı siyer eserlerinde bu olay, Üçüncü Akabe olarak adlandırılmıştır.

[18] Bkz. İbn Hişâm, II, 86; İbn Sa'd, I/I, 148; el-Muhahber, 268; et-Taberî, II, 235; Nesebu Kureyş, I, 117; Telkîhu'l-Fuhûm, 214; İbn Seyyidi'n-Nâs, I, 157; Târîhu'z-Zehebî, I, 181; Tâıihu' l-Hamîs, 1, 316.

[19] Asıl nüshada, "İbn Ebî Mâlik" yazılıdır. El-Cemhara, 344; rical ve siyer kitaplarına göre düzeltildi.

[20] El-Cemhara, 339; siyer ve rical kitaplarına göre yapılan bir ilavedir.

[21]  Asıl nüshada, "Huzayme" yazılıdır. EI-Huşenî, "Hezime" diye, noktasız ha ve ze'nin esre-

siyie okuyup kaydetmiştir. İbn Sa'd, III/II, 142'de de aynı o şekilde kaydedilmiştir.

[22] Ei-Cemhara, 346 ve rical kitaplarına göre yapılan bir ilavedir.

[23] İbn Hazırı, el-Cemhara'da. ve İbn Sa'd, II/III, 145'de, Münzir'in soy kütüğünde "Hârise"yi eksik bırakmışlardır. İbn Hişâm, Vsdu'l-Ğâhe ve el—lstiab'da. ise bu adı soy kütüğünde göstermiş!erdir. Bu adın kaydedilmesi İbn İshâk'm rivayetine dayanmaktadır. Ebû Ömer de onu takip etmiştir. İbnu'l-Kelbî, İbn Mende ve Ebû Nu'aym ise, Huneys b, Levzan demek suretiyle Hârise'yi eksik bırakmışlardır.

[24] İbn Hişâm, el-Cemhara, 344; İbn Sa'd, II/III, I42'ye göre yapılan ilavedir.

[25] Müellifin bu kitapta İhmal ettiği, siyer ve rical kitaplarına göre yapılan bir ilavedir.

[26] El-Cemhara, 319; İbn Sa'd, II/III; ve el-Isâbe'de, Useyd'in soy kütüğünde Rafi' geçme­mektedir. İbn Hişâm, II, 87 ve el-lsfiab'da. ise bu ad kaydedilmiştir.

[27] İbn Sa'd, II/III, 47; İbn Hişâm, II, 87; el-Cemhara, 325; Usdu'l-Ğâbe ve el-İsâbe'ye göre

ilave edildi. El-lmtâ'da da belirtildiği gibi, adı geçen kaynaklarda onun soy kütüğü ile il­gili olarak ihtilaf bulunmakladır. İbnu'1-Esîr: "İbn Ishâk, onu Amr b. Avf Oğulları'namen-sub biri olarak göstermiştir. Sonra soy kütüğünü burada gösterdiği gibi kaydetmiştir. Onun, 'Amr b. Avf Oğulları'ndan' sözüne bîr anlam veremedim." demektedir. İbnu'l-Esîr'in problem haline getirdiği bu İfadeler, İbn Hişâm'ın Sîret'inde geçmemektedir.

[28] Vakıdî ve İbn İmâra el-Ensârî, Sa'd b. Hayseme'ye yukarıda belirtildiği gibi bir soy kütü­ğünü nisbel ederler. İbnu'l-Kelbî de ona aynı soy kütüğünü nisbel eder. Ne var ki en-Neh­hât adı konusunda aralarında ihtilaf bulunmaktadır. İbnu'l-Kelbî ona: "el-Hennât b. Ka'b" demekledir. Bkz. İbn Sa'd, II/III, 47.

[29]  Rifâ'a b. Abdilmünzir, Ebû Lubâbe künyesi ile meşhurdur. Adı konusunda çok ihtilaf var­dır. Adı ya Beşîr ya Rifâ'a ya da Mervârf dır. Onun soy kütüğünde geçen "Züneyr" kelime­si hakkında da başka ihtilaflar vardır. İbn Sa'd, II/III, 28 ve el-Imtâ', 37'de, Zenber; el-Cemhara, 314 ve el-lsâbe'ât, Vezer; el-Istiab'da, Zübeyr olarak kaydedilmiştir. Bu ki­tabın el yazması nüshasının hamişinde de Zübeyr yazılıdır. Ne var ki kâtibin, es-Sühey-lî'nin kenarında yayınlanan eş-Sîre ile karşılaştırarak onu Züneyr olarak değiştirdiği anla­şılmaktadır.

[30] Asıl nüshada, "Yezîd" yazılıdır.

[31] Siyer ve ensâb kitaplarına göre yapılan bir ilavedir.

[32] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 96-98.

[33] Akabe'de bulunanların adları için bkz, İbn Hişâm, II, 97; Tâi'fhu'z-Zehebî, I, 183; Telkt-ku'l-Fuhûm, 215; İbn Seyyidi'n-Nâs, I, 167; İbn Kcsîr, III, 166.

[34] Asıl nüshada, "Zu'be" yazılıdır. İbn Sa'd, II/III, 16 ve el-lsliab'a göre düzeltildi.

[35] Asıl nüshada, "Hubeyl"; e!~/s(icıb'da ise "Huşeym" yazılıdır.

[36] Asıl nüshada, "İmrân b. Hulvân" yazılıdır. Rica! ve siyer kitapları, adının Âmr olduğu ko­nusunda müttefiktirler. Ama soy kütüğünde "Hulvân'"ı zikretmemişlerdir.

[37] İbn Hişâm, II, 99'da: es-Sevvâf olarak geçer

[38] Daha Önce Uvcym b. Saide, Amr b. Avf Oğullan'ndan gösterilmişti. Gereken açıklama dip­notta yapılmıştı. 

[39] El-Cemhara, 328; îbn Hişâm, II, 100; İbn Sa'd, II/III, 49' a göre yapılan bir ilavedir. 

[40] El-Cemhâra, 328'e göre yapılan bir ilavedir. 

[41] İbn Hişâm, II, 100; Ibn Sa'd, 1I/III, 68; el-İstiab ve el-İsâbe'yc göre yapılan bir ilavedir. El-Cemhara, 33O'da: "en-Nu'mân b. Atîk" olarak geçer. 

[42] Asıl nüshada, "Cedile" yazılıdır. El~Cemhara, 327 ve İbn Hİşâm, II, İOO'e göre düzeltildi. 

[43] Asıl nüshada, Amir yazılıdır. Doğrusu ise tesbil ettiği m izdir. 

[44] İbn Hişâm, II, 101; el-İstiab, Usdu'1-Gâbe ve el-İsâbe'dtde aynı şekilde geçmektedir. İbn Hişâm, açıklamasında: "Doğrusu Atıyye'dir." demektedir. El-Cemhara, 333'da da Atıyye olarak geçmektedir. 

[45] Asıl nüshada, "Neccâr Oğulları 'ndan" yazılı ve daha sonra iki kelimelik kadar siliklik var. Daha sonraki bağlam, İbn Hişâm ve el.-Cemhara'yn göre düzeltildi.

[46] Ası] nüshada, "Cilas" yazılıdır. İbn Hişâm, II, 348'de onu hatalı bulmuştur. Ed-Dârekutnî, "Hallâs" olarak, başkaları ise onu "Hilâs" olarak okuyup kaydetmişlerdir. (Bkz. İbn Seyyi-di'n-Nâs, I, 168.) Bu ad, İbn Sa'd, II/III, 83, Usdu'l-Gûbe ve el-Isâbe'de "Hilâs" olarak; el-Cemhara, 344'de ise "Cjlas" olarak geçmektedir.

[47] Asıl nüshada, eksiktir. Daha önce geçmişti.

[48] İbn İmâre el-Ensârî diyor ki: Abdullah b. Zeyd'in soy kütüğünde Sa'lebe diye biri yok. Zi­ra Sa'Iebe b. Abdirabbih, Zeyd'in kardeşi ve adı geçen Abdullah'ın amcasıdır. Yanlış ola­rak onun soy kütüğüne dahil etmişlerdir. Ebû Ömer de aynı bu şekilde zikretmektedir. İb-nu'1-Esîr, Usdu'l-Ğâbe'dt Ebû Ömer'in zikrettiklerini nak)etmiştir. İbnu'l-Kelbî, İbn Mende ve Ebû Nu'aym ise, onun nesebinde Sa'lebe adında biri olduğunu kaydetmişlerdir. (Bkz. İbn Sa'd, II/III, 87).

[49] Abdullah rüyasında, ezan sözlerini kendisine öğreten bir kişi görür. Rasûlullah (s.a.s.)'a rü­yasını anlatınca Hz. Peygamber: "Bu gerçek bir rüyadır. Bilâl İle birlikte kalk, ona bu söz­leri söyle; o da ezan okusun." buyurdu. Bkz. İbn Hişâm, II, 155.

[50] Asıl. nüshada, "Âmir" yazılıdır. El-Cemhara, 344; İbn Hişâm, II, 102; İbn Sa'd, II/III, 82; el-İmtâ', 25ü'ye göre düzeltildi.

[51] İbn İshâk, onun soy kütüğünde Alıyye'yi eksik yazmıştır, Halbuki onun soy kütüğü, el-Cemhara, 344 ve el-Istiab''da şöyledir: Ukbe b. Amr b. Sa'lebe b. Yuseyre b. Useyre b. Atıyye b. Cidâre. Yuseyre İsmi ile ilgili ihtilaf vardır. İbn İshâk, II, İO2'ye göre Useyre'dir. İbn Seyyİdi'n-Nâs, "İbn İsbâk'a göre bu ad Yuseyre'dir." diyor. İbn Ukbe İse, onu Esire olarak telaffuz etmiştir. Ed-Dârekutnî ve Ebû Bekir b. el-Hatib, yine bizzat İbn İshâk'dan Nuseyre oiarak aktarmışlardır. Böylelikle İbn İshâk'tan üç farklı rivayet nakloiunmuştur. Aynı bu şekilde, Useyre adının nasıl okunup kaydedilmesi gerektiği konusunda da ihtilaf edilmiştir. Bazıları "Asîre"; bazıları ise Useyre olarak okumuşlardır. Cidâre adı hakkında ise; ed-Dârekutnî onu Cidâre, başkaları ise Cudâre olarak kaydetmiştir. Bazıları İse onu Hudâre olarak okumuşlardır. (Bkz. îbn Seyyidi'n-Nâs, I, 168-169; el-Huşenî, I, 122).

[52] Asıl nüshada, "Vedne" yazılıdır. İbn Sa'd, II/III, 132 ve İbn Hişâm, II, 102'de ise, Vezka şeklindedir. İbn Hişâm diyor ki: Vedfe de denilmiştir. Ed-Dum, Etrâfu'I-Muvatta' adlı ese­rinde Vedka olarak kaydetmiştir.

[53] Asıl nüshada, "Kutba" keîimesi "'Âmir" ile "Beyâde" arasında geçmektedir. İbn Hişâm, İbn

Sa'd, el-Cemhara ve el-İstiab'a. göre, doğrusu yukarıda yazıldığı gibi bu kelimenin bilin­mesidir.

[54] El-Cemhara, 340; İbn Hişâm, II, 103; İbn Sa'd, II/III, 111 ve el-İstiab'a. göre yapılan ila­vedir.

[55] El-Cemhara, 341; İbn Hişâm, II, 105; İbn Sa'd, II/III, 118 ve el-İmtâ', 316'ya göre yapı­lan ilavedir.

[56] İbn İshâk'da aynı bu şekilde rivayet etmiştir. İbn Hİşâm, II, 105'de bu adın doğrusunun Es-ved olduğu görüşündedir.

[57] Asıl nüshada, "Ğanm" yazılıdır. Bu İbn Hacer'in el-İsâbe'de kaydettiği gibi "Âneme"'dir. Bkz. İbn Sa'd, II/III, 118.

[58] Asıl nüshada, "Ganm" yazılıdır.

[59] Asıl nüshada, "Sa'îd" yazılıdır. El-Cemhara, 423 ve e!-/stiab'& göre düzeltildi.

[60] El-Cemhara''yâ göre yapılan bir ilavedir.

[61] Teym'den sonra onun soyunda ihtilaf var. Bazılarına göre: Teymb. Buhseb. Naşirab. Yerbu' şeklindedir. El-Cemhara ve e!-İs(iab'da tesbit ettiğimiz gibi kaydedilmiştir. Asıl nüshada ise, Teym b. Sa'lebe b. Sâbİt olarak yazılmıştır. Bu şekilde tesbit eden hiç kimse yoktur.

[62] Asıl nüshada, yanlış olarak "el-Yem" yazılıdır.

[63] El-Cemhara, 339 ve İbn Hİşâm, II, 106'ya göre yapılan İlavedir.

[64] İbn Hazm, onun soy kütüğünü el-Cemhara adh eserinde zikretmiş ve Lebde adını eksik yazmıştır Bu ad, Mûsâ b. Ukbe rivayetine göre isbat edilmiştir. Bkz. İbn Sa'd, II/III, 111. Asıl nüshada, "Sa'lebe b. el-Hâris'"in yerine "Sa'lebe b. Ka'b" geçmektedir. İbn Sa'd ve İbn Hişâm, II, 106'ya göre düzeltildi.

[65] Bunun Hadîc olarak okunması gerekir. Bkz. es-Süheylî, I, 283.

[66] El-Furâfur ya da el-Kurâkur olarak rivayet edilir. Ed-Dârekutnî kaydetmiştir. Bkz el-Hu-şenî.I, 123.

[67] Asıl nüshada, "Yezîd" yazılıdır. İbn Hişâm, II, 107, Usdu'l-Ğâbe ve e/-fsâbe'ye göre düzeltildi.

[68] İbn îshâk ve İbnu'l-Kelbî'nİn rivayetine göre Hazme; et-Taberî'ye göre İse Hazeme okun­muştur. Bkz. İbn Seyyidi'n-Nâs, I, 172 ve el-İsâbe.

[69] Asıl nüshada, "Amir" yazılıdır. Usdu' l-Gâbe ve el-lsâbe'ye göre düzeUildi. Bkz. İbn Sey­yidi'n-Nâs, 1, 3 72.

[70] El-Cemhara, 336; İbn Hişânı, II, 108; İbn Sa'd, lifli, 92'ye göre yapılan bir ilavedir. Onun soyu ile ilgili ihtilafları İbn Sa'd zikretmiştir.

[71] Usdu'l-Ğâbe ve el-İsâbe'yç. göre kaydedildi.

[72] Asıl nüshada, "Mâlik" yazılıdır. İbn Hişâm, II, i09; İbn Seyyidi'n-Nâs, I, 170 ve el-İsâ-be'ye göre düzeltildi.

[73] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 98-103.

[74] Asıl nüshada, "Muhacirlere" yazılıdır.

[75] Medîne'ye hicret olayı için bkz. İbn Hİşâm, II, 111; İbn Sa'd, I/I, 152; İbn Seyyidİ'n-Nâs, ,  I, 173; Tâvîhu'z-Zehebî, I, 190; Zâdu'l-Me'âd, II, 136; İbn Kesîr, III, 168; el-İmia , 37; Târîhu l-Hamîs, 322.

[76] Adı, tamlamasız olarak "Abd"dır. Ebû Ahmed künyeli bu zât, şâirdir. El-Merzubânî, Mu'cemu ş-Şuarâ' adlı eserinde onun biyografisini yazmıştır

[77] Bu ad, gerek asıl nüshada gerekse îbn Hişâm, II, 114'de yukarıda yazıldığı gibi geçmekle­dir. Bu ad el-Kâmûs, Usdu'l-Ğâbe ve el—lsâbe'de geçtiği gibi el-FâriVdır. Hiç kimse bundan başka bir kaydını ispat etmemiştir. Fâtıma'ya Fatma; Âişe'ye Ayşe denildiği gibi, el-Fâri'a'ya da el-Fer'a takma ad olarak denilmiş olması muhtemeldir.

[78] Asıl nüshada siliktir. îbn Seyyidi'n-Nâs. I, 173'e göre tamamlandı. "Cahş Oğulları'nın tü­mü ...hicret ettiler." sözü Ebû Ömer b. Abdilberr'den alıntılanmışım

[79] Asıl nüshada, "Zenyer" şeklindedir. El-İsâbe (Mübeşşir'in biyografisinde şöyle yazılıdır: "Bu ad Ca'fer vezninde Zenber olarak okunur."

[80] Bu ad konusunda çok ihtilaf vardır. îbn Hişâm'da: "Humeyrâ, Cumeyrâ da denilmiştir." ya­zılıdır. İbn Sa'd'a göre "Hummeyr'"dir. İbn Mâkûla da bu son okuyuşu kesin bir şekilde desteklemiştir. Es-Sîre* nin Cotencin baskısı 317. sayfasındaki bir açıklamaya göre, İbn Hi-şâm'ın bu ismi noktalı hı harfi ile Humeyrâ olarak okuduğu belirtilmiştir.

[81] Asıl nüshada, "Hişâm" yazılıdır. İbn Hişâm, II, 116; Usdu'l-Ğâbe ve el~İ.sûbe'yt göre düzeltildi.

[82] Müslim b. el-Haccâc da, bu adı Cüzâme olarak zikretmiştir. Es-Süheyiî der ki: Bu inim Cu-dame olarak bilinir. Bazen Cuddâme de denilmiştir. Yine es-Süheylf, Cudâme bint Vehb b. Mihsan (Ukkâşe b. Mihsan'ın kardeşi) olduğunu tercih etmiş: "Cudâme bini Cendel ise, Esed kabilesinin kolu olan Cahş ailesinde bu adla kimse yoktur," demiştir.

[83] Hazm, burada onu Umâme diye isimlendirmiştir. Birçok kaynakta Umeyne diye geç­mektedir. El-Huşenî: "Doğrusu Umeyme'dir." demiştir.

[84] Ümmü Habîbe ya da Ümmü Habîb olarak isimlendirilmiştir. İbn Hacer, bu adın Ümmü Ha-bîbe olduğunu kesin bir şekilde belirtmiştir. Ebû Ömer, her iki şekli de uygun görmüş ve "Çoğu kişi bu adı Ümmü Habîb diye okumuş." demiştir. İbn Kesîr, tam bu görüşün aksini savunmuş ve "Ümmü Habîbe şeklinde okuyanlar çoğunluktadır." demiştir. Bkz. İbn Seyyi-di'n-Nâs'ın tahkiki, I, 180.

[85] Tenâdub şeklinde okunmalıdır. El-Vakşî, tenâdib şeklinde okumuştur (Bkz. el-Huşenî, I,125). Seril' ise, Mekke'den altı mil uzaklıkta Mer yolu üzerinde, Medîne iie Mekke arasın­da bir yerin adıdır.

[86] Bu ye ondan Önceki paragrafı, İbn Seyyidİ'n-Nâs, Ebû Ömer İbn Abdilberr'den ahntılamış-tir. İbn Hazm da burada biraz değiştirerek nakletmiştir.

[87] Asıl nüshada, "Zenyer" şeklinde yazılmıştır.

[88] Sunh diye okunmalıdır. El-Bekrî, Sunuh diye kaydetmiştir. El-Hâris'in iki oğlu Cüşem ve Zeyd'in İki oğluna ait bir kaledir. Mescidu'n-Nebevî'den bir mil uzaklıktadır. Ebû Bekir es-Sıddîk'ın evi oradaydı.

[89] Bu kelimenin okunuşu konusunda ihtilaf vardır. Bazıları Usbe, bazıları Asbe diye okumuş­tur. Bazıları ise Asabe diye kaydetmişlerdir. Buhârî, Nâfi'in İbn Ömer'den şöyle dediğini rivayet etmektedir: "İlk muhacirler, Benî Cehceba'nııı evi Mu'saba geldiklerinde..." Her iki rivayet İle de aynı yer kastedilmiştir.

[90] Asıl nüshada, "Ye'âr b. Yezîd" yazılıdır. İbn Hişâm, II, 123 ve el-İsâbe'ye göre düzeltildi. Mûsâ b. Ukbe, "Ye'âr" kelimesini "Te'âr" şeklinde okumuştur. Bkz. el-İstiab ve el-İsâhe.

[91] Rasûlullah (s.a-S.)'ın hicreti ile ilgili olarak bkz. İbn Hişâm, II, 123; İbn Sa'd, J/l, 153; et-Taberî, II, 245; Ensâbu''I-Eşrâf, I, 120; İbn Seyyidi'n-Nâs, I, 181; İbn Kesîr, III, 174; Zâdu'l-Me'M, II, 136; Târîhu'z-Zehebî, I, 190; Târîhu'İ-Hamts, I, 322; el-Buhârî, V, 56.

[92] İbn Sa'd, I/I, 159 ve eî-İmtâ'fa bu ad Uraykıt; İbn Hişâm, I, 129'da Erkıt şeklinde yazılıdır.

[93] Hişâm, bu yer adını Micac; el-Bekrî, Mucac; Yâkût ise, Mucah diye kaydedip oku­muşlardır

[94] Zu'l-Usaveyn diye de okunmuştur. Bkz. Mıı'cemu Yâkût.

[95] Bu yer adını el-Bekrî, Zû Kişd; Yâkût, Zû Kişr diye okuyup kaydetmişlerdir.

[96] İbn Hişâm, II, 136, "Ona Aba'îb de denilmiştir." demiştir. Yâkût ise, "Ona Usyane de de­nilmiştir." demiştir.

[97] Bu yer adına Face de deniliyor. Sukya'dan Önce Medine'den üç konak uzaklıktadır. Bkz. Mıı'cemu Yâkût ve es-Semhudî, II, 357.

[98] Medîne'den yetmiş sekiz mil uzaklıktadır.

[99] Dârekutnî, bu adı "Hacer" diye okumuştur. Bkz. es-Süheylî, II, 9-10.

[100] Asıl nüshada, "Seniyetu'I-jJlyâ" yazılıdır. Doğrusu, İbn Hişâm, II, 136 ve Yakut'un da be­lirttikleri gibi Seniyetu'1-Air ya da Seniyelu'l-Gâir'dir. Et-Taberî, II, 236 ve İbn Sa'd, I/I, 157'de ise Seniyetu'î-Gâbir şeklinde yazılıdır.

[101] Nüshanın hamişinde, İbn Hişâm, II, 138'den naklen: "Ebû Bekir'in Harice b. Zeyd'in evin­de konaklandığı söylenmiştir." diye yazılıdır.

[102] Yâkût, İbn İshâk'ın Ranuna'dan bahsettiği metni alıntılamış ve "İbn Hişâm'ın iktibas etti­ği İbn îshâk'ın kitabından başka bir eserde bu rivayete rastlamadım." demiştir. Herkes Ra­sûlullah (s.a.S;)'in, Salim Oğullan'nın bulunduğu vadide Cuma namazı kıldığını söylemiş­tir. İbn Zebâle: "Ranuna'da değil Zû Saleb'de kıldı." demiştir. Es-Semhûdî: "Bu İki yer, her ne kadar bazı yerlerde birbirinden ayrılırlarsa da bir noktada birleşiyorlar." demektedir. Bkz. Mu'cemu Yâkût ve es-Semhûdî, II, 214.

[103] Ebû Eyyûb'ıın, Cabbâr'a: "Ey Cabbâr! Deveyi dürtüp benim evimden uzaklaştırmak isliyor­sun, öyle mi? Rasûlullah (s.a.s.)'ı hak İle gönderen Allah'a yemin ederim ki İslâm olmasay­dı sana kılıç çekerdim." şeklinde yapmış olduğu tehdidi kastediyor. Bkz. es-Semhûdî, I, 186.

[104] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 103-111.

[105] Rasûlullah (s.a.s.)'ın mescidi inşası ile İlgili olarak bkz. İbn Hişâm, II, 140; İbn Sa'd, I/II,I; et-Taberî. II, 256; İbn Seyyidi'n-Nâs, I, 195; İbn Kesîr, III, 214; el-İmta , 47; Târî-hu'l-Hamîs, I, 343.

[106] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 111.

[107] Rasûlullah (s.a.s.)'ın Yahudilerle yaptığı sözleşme için bkz. İbn Hişâm, II, 147; İbn Seyyi-di'n-Nas, I, 197; İbn Kesîr. III, 224; el-İmtâ', 49.

[108] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 111.

[109] Kardeşlik hadisesi için bkz. İbn Hişâm, II, 150; îbn Sa'd, I/II, 1; İbn Seyyidi'n-Nâs, I, 199; İbıı Kesîr, III, 226; el-İmtâ', 49; Târîhu'I-Hamfs, I, 352; el-Buhârî, 69.

[110] Bi'r-i Ma'una'da başından geçenlerden dolayı, bu İakabı, Rasûlullah (s.a.s.) ona vermiştir. Zira Bi'r-i Ma'una'da bütün arkadaşları öldürülüp ondan başka geriye kimse kalmadığın­da, müşrikler ona eman verdiler. O ise, onların verdiği emanı kabul etmedi. Kumandanları Haram b. Milhan'ın çarpıştığı yere gitmeye ısrar etti. Onlarla ölünceye kadar savaştı. Ra­sûlullah onun için, "O ölümle kucaklaştı." buyurdu.

[111] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 112.

[112] İbn Kesîr, "el-Fusûlfî İhtiyari Sîreti' r-Rasâl", 26, adlı eserinde, Müslümanlar arasında ku­rulan kardeşlikten bahsettikten sonra: "Yüce Allah, o zaman fakir Muhacirleri korumak amacıyla zekâtı farz kıldı. İbn Hazm da, zekâtın farz kılınışını bu tarihle zikretmiştir. Ha­dis âlimlerinden bazı hafızlar, onun zekâlın ne zaman farz kılındığı konusundaki görüşünü doğru bulmamışlardır." demiştir. Makrızî (el—Imtâ1, 50) de, İbn Hazm'ın zekâtın farz kılı­nış tarihi hakkındaki görüşüne işaret etmiştir

[113] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 112.

[114] Asıl nüshada, Zurey yazılıdır.

[115] İbn Hazm, el-Cenıhara, 318'de Hârİs b. Suveyd'i ve onun münafıklığını zikretmiştir. Son­ra: "Onun ölüm esnasında nifaktan arındığı söylenmiştir." demiştir. Sonra bu rivayet üze­rine: "Bundan başka bir şey caiz değildir. Zira bu zât, Uhud Savaşı'na katılmıştır. Hiçbir münafık Uhud Savaşı'na katılmamıştır." sözleri ile açıklamada bulunmuştur.

[116] İbn İshâk, II, 168 ve IV, 174>'de, Nebtel b. Hâris'in Levzan Oğullan boyu, Benî Dubey'a b. Zeyd Oğulları'n dan olduğu yazılıdır. Yine bkz. İbn Seyyidi'n-Nâs, I, 209.

[117] El-Cemhara, 314'e göre yapılan bir ilavedir. İbn Hişâm'da, Hizam b. Hâlid olarak geçmek­ledir. Bu ibarenin kâtib tarafından eksik bırakıldığı açıktır.

[118] Asıl nüshada, "Nâfi"1 yazılsdır. El-Cemhara, 315; İbn Hişâm, II, 17; İbn Seyyidİ'n-Nâs, I, 210'a göre düzeltildi.

[119] İbn Hişâm, II, 174 ve el-İmtâ', 497'de de, el-Lusayt olarak kaydedilmiştir. El-jsâbe'de ise,' el-Lusayb şeklinde yazılmıştır. Ei-Lusayn olduğu da söylenmiştir.

[120] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 113-114.

[121] Ebvâ Gazvesi ile ilgili olarak bkz. İbn Hişâm. II, 241; İbn Sa'd, I/n, 3; et-Taberî, II, 259, 261; İbn Seyyidi'n-Nâs, I, 224; İbn Kesîr, TII, 241; Zâdıı'l-Me'âd, II, 212; el-İmlâ', 53; Tâıihu'I-Hamîs, I, 363.

[122] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 114-115.

[123] Bu ve ondan sonraki seriyye ile ilgili olarak bkz. İbn Hişâm, II, 245; İbn Sa'd, I/II, 2; et-Ta-berî, II, 259, 260; İbn Seyyidi'n-Nâs, I, 224; İbn Kesîr, III, 234; el-İmtâ', 51, 52; Târî-hu'l-Hamîs, I, 356, 357; el-Mevâhibu 1-Ledünnİyye, I, 97.

[124] Asıl nüshada, "Ecnâ" yazılıdır. İbn Sa'd, eİ-İmtâ' ve Yakut'a göre düzeltildi. "Ahyâ" mad­desi ile ilgili olarak, Yakut'un İbn İshâk'tan alıntıladıkları es-Sîre'de mevcut değildir.

[125] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 115.

[126] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 115-116.

[127] Buvat Gazvesi ile ilgili olarak bkz, İbn Hişâm, II, 247; İbn Sa'd, I/II, 3; et-Taberî, II, 260, 261; Ensâbu l-Eşrâf, I, 135; İbn Seyyidi'n-Nâs, 1, 226; İbn Kesir, III, 246; Zâdtı'l-Me'âd, II, 212; el-İmtâ', 54; Târîhu'l-Hamh, I, 363; el-Mevâkibu'l-Ledünniyye t I, 98

[128] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 116.

[129] Uşeyre Gazvesi ile ilgili olarak bkz. İbn Hişâm, II, 248; İbn Sa'd, I/II, 4; et-Taberî, II, 260, 261; Ensâbıı'l-Eşrâf, I, 135; İbn Seyyidi'n-Nâs, I, 226; İbn Kesîr, III, 246; el-İmtâ', 54; Tâıihtı'l-Hamîs, I, 363; el~Mevâhihu l-Ledünniyye, I, 98.

[130] Asıl nüshada ve İbn Hişâm, II, 249'da, "Müşterib" diye yazılıdır. Yâkût ise, "Bu yer adının, İbn İshâk'ın Meğâzî'inde Müşterib olarak yazıldığını gördüm." dedikten sonra, onu Mü-şeyrib diye kaydetmiştir. Et-Taberî, II, 260'da ise, Müşeyrib olarak kaydedilmiştir.

[131] Halâık: Medine tarafında, Abdullah b. Ebî Ahmed b. Cahş'a ait bir yerdir. 

[132] Ferşe Melel: Medîne'den yirmi mil uzaklıktadır. 

[133] Yakut'ta, Suhayratu'l-Yernâm şeklinde yazılıdır. İbn Hişâm, II, 249 ve et-Taberî, II, 260'da

noktasız ha harfi ile Suheyretu'l-Yemâm şeklinde yazılıdır. Bkz. Tâcu l-Arûs (shr madde­si). 

[134] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 116-117.

[135] Birinci Bedir Gazvesi ile ilgili olarak bkz. İbn Hişâm, II, 251; İbn Sa'd, I/II, 4; İbn Seyyi­di'n-Nâs, I, 227; İbn Kesîr, III, 247; el-İmtâ', 54; el~Mevâhlbu'l-Ledünniyye, I, 98; Târî­hu l~Hamîs, I, 365. 

[136] El-İmtâ', 54; el-Mevâhibu'l-Ledünniyye, I, 98; Târîhu'l-Hamîs, I, 365'de İbn Hazm'm bu

ifadesi alıntılanmıştır. 

[137] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 117.

[138] Bu seriyye ile ilgili olarak, bkz. îbn Hişâm, II, 251; İbn Sa'd, I/II, 3; et-Taberî, II, 259; îbn Seyyidi'n-Nâs. I, 225; el-İmtâ', 53; Târîhu'l~Hamfs, I, 359. 

[139] Harrar, Medine vadilerindendir. Mahacce'nin solunda öadîr-i Hum yakınlarındaki kuyular olduğu söylenmiştir. 

[140] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 117.

[141] Bu seriyye ile ilgili olarak bkz. İbn Hişâm, II, 252; İbn Sa'd, I/II, 5; İbn Seyyidi'n-Nâs, I, 227; İbn Kesir, III, 248; el-İmtâ', 55; Târihu'l-Hamîs, I, 365. 

[142] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 117-119.

[143] Kıblenin değişmesi haberi ile ilgili olarak bkz. îbn Hişâm, II, 257; İbn Sa'd, I/II. 3; et-Ta-berî, II, 265; İbn Seyyidi'n-Nâs, I, 230 (Burada çok ayrıntılı bir şekilde anlatılmaktadır.); İbn Kesîr, III, 252; el-İmta , 60; el-Mevâhibu İ-Ledünniyye, 1,99; Târihu'l-Hamîs, I, 367; el-Buhârî, I, 84.

[144] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 120.

[145] 346 İkinci Bedir Gazvesi ile ilgili olarak bkz. Vaktdî, 11; İbn Hişâm, II, 257; İbn Sa'd'ljl1' 6; et-Taberî, II, 267; Ensabu'l-Eşrâf, I, 135; İbn Seyyidi'n-Nâs, I, 241; İbn Kesîr, III, 256; Zâdu'l-Me'âd, II, 216; eî-İmtâ', 60; el-Mevâhibu''l-Ledünniyye, I, 101; Târîhu'l-Hamîs, I, 368; el-Buhârî, V, 72. 

[146] Yeyen: es-Sağânî, iki yâ'nın fethasıyla bu şekilde okuyup kaydetmiştir. Nasr der ki: Yeyen. Medine'ye bağlı ve ondan bir konak uzaklıkta olan, içinde bir çeşme olan bir vadinin adı­dır. Huzâ'a kabilesine bağlı EsSemlilerin konaklandığı yerdir. Merru'z-Zehrân denildiği gi­bi, bu kelime de merr kelimesine izafe edilerek Merru Yeyen söylenmiştir. İleride Benî Lih-yân Gazvesi'nde tamlamasiz olarak Yeyen şeklinde zikredilecektir. İbn Hişâm, Sîre (1936 Haleb baskısı)'sini yayınlayanlar, bu kelimenin okunuşunu kaydetmemişlerdir. Bedir Gaz-vesi'nden bahsedilirken (Merrey kelimesinin tesnİyesi gibi), Merreyeyn şeklinde geçmek­tedir. Benî Lihyân Gazvesi'nden (II, 292) bahsedilirken, Yakut'tan naklen be harfi ile "Bîn" oiarak yazılmıştır. Halbuki bahsedilen her iki yer de aynıdır. Yeyen İçin bkz. et-Tâc ve es-Semhûdî, II, 393. 

[147] Yâkût ve es-Semhûdî de, yukarıda yazıldığı gibi Zubya olarak okuyup kaydetmişlerdir. 

[148] Asıl nüshada "Vuhkan" yazılıdır. Es-Semhûdî, yukarıda yazıldığı gibi okuyup kaydetmiştir. 

[149] Es-Sîre, II, 267; el-Lisân ve Mu'cemu Yakut'ta da aynı yukarıda yazıldığı gibi Esâfir ola­rak yazılmıştır. Ama es-Semhûdî, bu yer adının Dafîre'nin çoğulu olan Edâfir kelimesi ol­duğunu söylemiştir. 

[150] Asıl nüshada, ed-Deyye şeklinde yazılıdır. Doğrusu Debbe'dir. Hadisçiler bazen şeddesiz olarak Debe olarak okumuşlardır. El-Kâmûs'da: "Dubbe, (ötre ile) Bedir yakınlarında bir yerin adıdır." yazılıdır. Bkz. es-Semhûdî ve Mu'cemu Yâkût. 

[151] Hannân ya da Hanân şeddeli ya da şeddesiz olarak okunmuştur. Bkz. es-Semhûdî ve Mu'cemu Yâkût. 

[152] Asıl nüshada, "Keysân" yazılıdır. Siyer kitaplarına göre düzeltildi. 

[153] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 120-126.

[154] Bu konuda bkz. Vakidî, 151; İbn Hişâm, II, 333; İbn Seyyidi'n-Nâs, I, 272; Târîhu'l-Ha-mîs. I, 396; el-Buhârî, V, 87'de, bazılarını alfabetik sıraya göre iki kez zikretmiştir. İb-nu'S-Cevzî, Telkîhu'l-Fuhûm, 212 ve İbn Kesîr, III, 314'de de bu sıraya göre yazılmıştır. El-Muhabber'de adları Sa'îd yada Abdullah olanlar (bkz. 276-281), azadlı kölelerden sa­vaşa katılanlar şeklinde zikredilmiştir. İbn Sa'd, Tabakât adlı eserinin üçüncü cildini Be­dir'e katılanların biyografilerine tahsis etmiştir. 

[155] Soy kütüğü hakkında ihtilaf vardır. Bkz. el-Cemhava, 236 ve Üsdu'l-Ğâbe. 

[156] Vaktdî, İbn Hişâm ve İbn Kesîr, onu Bedir'e katılanlar arasında zikretmemişlerdir. Ne var ki müellif onu el-Cemhara, 181'de zikretmiştir.  

[157] El-Cemhara, 181 ve el-İstialfda da Bukeyr olarak yazılıdır. İbn Hİşâm, II, 335; İbn Kesîr, III, 318 ve el-İsâbe'de "Lukeyz" şeklinde yazılıdır. 

[158] Firûzabâdî, Sakf olarak okuyup kaydetmiştir. 

[159] Asıl nüshada, "Ubeyde" yazılıdır. El-Cemhara, 117; İbn Hişâm, II, 336; Vakidî, 154 ve el-lstiah'u göre düzeltildi. 

[160] Es-Sîre, 11, 336 ve ei-Istia!/a göre yapılan bir ilavedir. 

[161] El-Cemhara. 4I2'ye göre yapılan bir ilavedir. 

[162] Cemhara, 412 ve İbn Hişâm, II, 337'ye göre yapılan bir ilavedir. 

[163] Mikdâd'm soy kütüğünde çokça kısaltmalarda bulunulmuştur. Bkz. el-Cemhara, 412. Asıl nüshada onun soyu "İbn Sa'd b. Zühevr b. Snlnf h Ça'i^hf." c^ninn*. ^7i   

[164] Asıl nüshada, Rabîa yerine Zeyd yazılıdır, El-Cemhara, 179 ve İbn Hişâm, II, 337'ye göre

düzeltildi.

[165] Asıl nüshada "İbn Hamnıâle b. Suheym b. Aize b. Subey'" yazılıdır. El-Cemhara, 179'da geçtiği gibi düzeltildi. Bu ise İbn Hişâm'da yazılan ile biraz farklılık arz etmektedir.

[166] "Ğubşan"dan sonra Zu'ş-Şimâleyn'in soy kütüğü, el-Cemhara, 230'daki soy kütüğünden farklıdır.

[167] Asıl nüshada "Umeyr" yazılıdır. 

[168] Siyer kitapjanna göre o, Mahzûm Oğullan'nın azadlı kölesidir. Mahzûm, Kureyş'ten, on­lar ise Fihr b. Mâlik Oğullan'ndandır.

[169] İbn İshale, onu Bedir ehii arasında zikretmiştir. Ne var ki Mûsâ b. Ukbe, Vakıdî ve İbn Aiz, onu Bedir ehli arasında saymamıştır. (Bkz, İbn Kesîr, III, 32i) Kâtib, muhtemelen asıl nüs­haya ilavede bulunduğuna bir işaret olmak üzere bu adı köşeli parantez içerisinde yazmıştır. Adiyy Oğullan'nın sayısını on dörde tamamlamak için de bu adı ilave etmek gereklidir.

[170] El-Cemhara, 152 ve İbn Hİşâm, III, 341 'ye göre yapilan bir ilavedir.

[171]  İbn Hişâm, el-Cemhara'&d, Maz'ûn'un Oğulları arasında Osman b. Maz'ûn'un kardeşi Sa-ib b. Maz'ûn'u da Bedir ehlinden olanlara ilave etmiştir. Ne var ki Mûsâ b. Ukbe ve İbn Is-hâk, onu Bedir ehli arasında zikretmemişlerdir. Bkz. İbn Kesîr, III, 319.

[172] Mûsâ b. Ukbe, onu Bedir Savaşı'na katılanlar arasında zikretmemiştir. Hİşâm el-Kelbî: "Bedir savaşma katılan Osman b. Maz'ûn'un baba bir kardeşi Saib b. Maz'ûn'dur." demiş­tir. İbn Sa'd: "Bize göre bu el-Kelbî'nin bir hatasıdır. Zira siyer yazarları ve meğâzî bilenIer, Saib b. Osman'ın Bedir'e katıldığım isbat etmişlerdir." der.   

[173]  Asıl nüshada "Sa'îd" yazılıdır. El-Cemhara, 156'ya göre düzeltildi.

[174] Asıl nüshada "Vuheyb" yazılıdır. Vakıdî, 156, İbn Sa'd, I/IH, 296 ve el-lstiab's göre düzel-

tildi. Mûsâ b. Ukbe, onu Bedir ehlinden saymış; fakat İbn İshâk saymamıştır. İbn Hişâm, II, 342'deki açıklamaya bakınız.

[175] Asıl nüshada, "İyâz b. Ebî Züheyr" yazılıdır. Es-Süheylî, II, 95; İbn Sa'd, I/III, 304; el-îs-tiab ve el-İsâbe'ye göre düzeltildi. El-İsâbe yazarı. Halife b. Hayyât'tan, bu kişinin Suri­ye fetihlerinde meşhur olan İyaz b. Ganm b. Züheyr olmasının muhtemel olduğunu nakiet-miştir. İbn Asâkir de, bu görüşü benimsemiştir.

[176] Asıl nüshada "Zu'be" şeklinde yazılıdır. Bu okunuşu hakkında bkz. el-Kâmûs, el-hâbe ve e!-!slİab.

[177] İbn Sa'd, II/I1I, 18; el-Cemhara, 322; el-İstiab ve el-İsâhe'ye göre yapılan bir ilavedir.

[178] İbn İshâk ve Vakıdî de, bu adı yukarıdaki gibi okumuşlardır. Mûsâ b. Ukbe ve Ebû Ma'şer ise, ona Atîk b. et-Teyyihan demişlerdir. Bkz. İbn Sa'd, II/1II, 23; İbn Hişâm, II, 343.

[179] El-Cemhara, 323'de, "Haris b. Abdi Rezalı" yazılıdır. Yine bkz. İbn Sa'd, II/III, 27.

[180] Asıl nüshada, "Amcasının oğlu Muattib b. Ubeyd" yazılıdır. Bu yanlıştır. Vakıdî (s. 158) ve onun Öğrencisi İbn Sa'd, Muattib b. Ubeyd'i, Zafer Oğulları'nın müttefiki olan Beliyy ka­bilesinden saymışlardır. İbn İmâre el-Ensârî, onu Zafer Oğullan'na nisbet etmiş ve "O Mu­attib b. Ubeyd b. Sevâd b. Hesim b. Zafer'dir." demiştir. Ayrıca bu sözünü açıklayarak: "Zafer Oğullan'ndakİ soy kütüğünü bilmeyenler, onu kardeşi Abdullah b. Tarik'in konu­mundan dolayı onu Belİyy kabilesinden saymışlardır. Gerek Ebû Ömer, gerekse İb-nu'I-Esîr, onun için İki yerde biyografisini tekrarlamışlardır. Bir kez Muattib adını zikre­derken diğer bir kez de Muğİs adını zikrederken biyografisini yazmışlardır. İbn İshâk'ın ri­vayetinde onun adı Muattib b. Abde'dir.

[181] Köşeli parantez içindekileri kâtib, İbn Hişâm'dan nakletmîştir. Vakidî, 158 ve İbn Sa'd, TT/m, 23'de bu kişileri zikretmişlerdir.

[182] Eî-Cetnhara, 313; el-İstiab ve el-fsâbe'de de soy kütüğü yukarıda yazıldığı gibidir. İbn Hişâm, II, 344 ve İbn Sa'd, II/III, 33'de onun soy kütüğünde Nu'mân diye bir ad zikredilmemiştir.

[183] İbn Hişâm ve İbn Sa'd'da, bu ad Emet olarak geçer. El-Cemhara, el-İstiab ve el~İsâbe'de ise yukarıda yazıldığı gibidir.

[184] İbn Sa'd, II/III, 34'te, onu Umeyr olarak adlandırdıktan sonra, "Yalnız Muhammed b. İshâk onu Amr b. Ma'bed oiarak söylemiştir." demiştir. Matbu olan es-Sîre'âs ise "Ömer" ola­rak geçmektedir.

[185] İbn Hişâm, II, 345 ve İbn Sa'd, II/III, 35'e göre yapılan bir ilavedir.

[186] Asıl nüshada "Zenyer" yazılıdır. Bkz. ei-îsâbe "Mübeşşir b. el-Münzir" biyografisi.

[187] Asıl nüshada, "Abis" yazılıdır. İbn Sa'd, II/III, 30 ve Usdu'l-Ğâhe'ye göre düzeltildi.

[188] Bu ad Uncude biçiminde de okunabilir. Rafi'İn babasının adı Abdulhâris'tir. Ümeyye b. Zeyd Oğullan'ndan değildir. Beliyy kabilesinden onların müttefiki idi. Muhammed b. İshâk da öyle söylemektedir. Ebû Ma'şcr, onu Âmir diye adlandırmıştır. Bkz. İbn Sa'd, II/III, 32.

[189] Ibn Sa'd, onun biyografisinde: "Kimileri onu ve Rafi' b. Ancede'yi, Amr b. Avf Oğullan'na nisbet etmiştir. Amr b. Avf Oğulfarı'nin soy kütükleri arasında, onların doğum ve soyu ile ilgili bilgi edinmek istedim. Fakat bir şey bulamadım." demiştir.

[190] (9/Tevbe, 75).

[191] Asıl nüshada "Erkam" yazılıdır. İbn Sa'd, II/III, 36; el-İstiab ve e!-İsâbe'ye göre düzeltildi.

[192] Muhammed b. îshâk ve Ebû Ma'şer de, yukarıdaki gibi soyunu yazmışlardır. Vakıdî ve İbn İinâre el-Ensârî, onlara muhalefet edip, "İbn İshâk, Ebû Ma'şer ve onlardan rivayette bu­lunanlar, Cebr b. Atîk'in soyu konusunda yanılmışlardır. Zira onu, amcası el-Hâris'e nis-bet etmişlerdir. Halbuki el-Hâris de onunla birlikte Bedir'e katılmıştı. İbn İshâk, Bedir'e katılanlar arasında onun amcasını zikretmemiştir. Bkz. İbn Sa'd, II/III, 38. 

[193] Hişâm el-Kelbî, yukarıda yazıldığı şekilde Asar diye okumuştur. İbn İshâk, Ebû Ma'şer, Mûsâ b. Ukbe ve Vakıdî ise Isr şeklinde okumuşlardır.

[194] Huşenî, yukarıda yazıldığı gibi Berk şeklinde okuyup kaydettikten sonra, "Burek şeklinde okunduğu da rivayet edilmiştir." der.

[195] Asıl nüshada, "Ebû Hayye" yazılıdır. İbn Sa'd'ın da belirttiği gibi, gerek İbn İshâk gerekse Ebû Ma'şer, onu Ebû Habbe diye adlandırmışlardır. Yayınlanan es-Sîre'dç "Hanne" yazılı­dır. Vakıdî: "Bedir'e katılanlar arasında Ebû Habbe künyesi ile anılan hiç kimse yoktur." de­miştir. İbn İmâre ise: "Bedir'e katılan Ebû Hanne'dİr." demiştir. Bkz. ibn Sa'd, II/III, 45. Ebû Ömer der ki: "Doğrusu Ebû Habbe'dir." Bütün hadisçiler de bu görüştedirler.

[196] Asıl nüshada, "Teyhan" yazılıdır. İbn Sa'd, II/III, 41 'e göre düzeltildi.

[197] Burada ve bazı rical kitaplarında, "Abİle" olarak geçmektedir. "AbİIe b. Kısmîl" hakkında, el-Kâmûs (ayn-be-lam)'ta bilgi bulunmaktadır. İbn Hişâm, II, 347'de bu ad, "Amile" diye yazılıdır. Biraz ileride Mücezzer b. Ziyâd'ın soy kütüğünde, "Amile" adı zikredilecektir..

[198] Mûsâ b. Ukbe'nin rivayetine göre, onların sayısı altmış üç kişidir. Zira o, Haris b. Kurs b. Heyşe ve Haris b, Arfece'yi de savaşa katılanlar arasında saymıştır. İbn İshâk ise, onları ih­mal etmiştir.

[199] İbn Hişâm, II, 348 ve İbn Sa'd, II/III, 79'a göre yapılan bir ilavedir.

[200] Asıl nüshada, "Subey' b. Kays b. Sa'lebe b. Ayşe" yazılıdır. Onun soy kütüğünden Saİe-be'yi sildik. Zira bu ad İbn Hişâm, İbn Sa'd, el-Istiab ve Usdtı'I-Ğâbe'âe geçmemektedir.

[201] İbn Sa'd, II/III, 84'te, "Ubâde" şeklindedir. Ebû Ömer, her iki şeklini de zikrederek, onun için iki kez biyografisini yazmıştır.

[202] İbn Hişâm, II, 349'da: "Füshum, onun annesidir; el-Kayn b. Cisr'den bir kadındır" der. İbn Sa'd, İI/III, 85'de: "Bu kadına nisbet edilmiştir. Ona, Yezîd Füshum denilir." demiştir.

[203] El-Huşenî, Dârekutnî'ye uyarak, bu adı yukarıda yazıldığı gibi İtebe diye okuyup kaydet­miş ve onun doğru olduğunu belirtmiştir.

[204] Muhammed b. Ömer: "Bu Süfyân b. Nesr'dir." der. Bu adı "Bişr" olarak okumak ise, Mû-sâ b. Ukbe, İbn İshâk ve Ebû Ma'şer'in görüşüdür. İbn Sa'd, II/III, 86'da: "Belki de onla­rın ravileri onlardan bu ismi alıp kaydetmemişlerdir. El-Huşenî de, onu zikredip: "Doğru­su Nesr'dir." der.

[205] Asıl nüshada "Ka'în" yazılıdır.

[206] İbn Sa'd, II/III, 89'da, onun el-Hâris b. el-Hazrec'in müttefiki olduğu belirtilmiştir.

[207] Es-Süheylî: "Ebû Bahr, Ebû'l-Velîd'den naklen bu adı "Cez"' diye okuyup kaydetmiştir." der. Süheylî, bu adı başkaları tarafından hep ze'nin esresi ile Ceziy diye okunduğunu be­lirtmiştir. El-İstiah ve İbn Sa'd, II/III, 91'de, "cİm-ze-ye" harfleri ile yazılmış; ama oku­nuş biçimi kaydedilmemiştir.

[208] Künyesi ve soy kütüğünde bulunan isimler hakkında çok İhtilaf var. Ebû Hamîsa (Ebû Ha-mîda ya da Ebû Asîma) Ma'bed b. Abbâd (İbn Kays ya da İbn Abbâde) b. Kaş'ar (Kaşğar ya da Kuşeyr) b. Mukaddem (el-Kadam ya da el-Fadem). Bkz. İbn Hişâm, II, 350; e!-İs-tiab; İbn Kesîr, III, 324; el-İsâbe ve el-Cemhara, 336.

[209] Bir çok kaynakta yukarıda yazıldığı gibi geçmekledir. Es-Süheylî: "Bedir ehlinin soy kü­tükleri içerisinde, İbn Kıryûş adında biri bulunmaktadır. Kıryûş diye okumak en doğrusu­dur." demiştir.

[210] İbn Hişâm, II, 351 'de de aynı yukarıda yazıldığı gibi geçmektedir. İbn Sa'd, II/III, 98'de, "Vazaka"; e\-lstiab'da ise: "Varaka" şeklinde yazılıdır.

[211] Esas aldığımız nüshanın nakledildiği nüshada da bu ad yukarıda yazıldığı gibidir. Nüsha­dan nakleden kâtib, metin bölümünde Kays yazmıştır. Dipnotta ise bu adın asıl nüshada Kasr olduğunu belirtmiştir.

[212] Asıl nüshada, Amile'dİr.

[213] Asıl nüshada, "Abbâd" yazılıdır. İbn Sa'd, II/III, 99'da belirtilen İbn İshâk'ın rivayetine gö­re düzeltildi. Vakıdî ve İbn İmâre el-Ensârî ise, bu ada, "Abede b. Heshes" derler.

[214] Asıl nüshada, "Rabîa".yazılıdır. İbn Hişâm, II, 352 ve İbn Sa'd, II/III, 100'e göre düzeltildi. 

[215] Asıl nüshada, "Behz b. Suleym" yazılıdır. İbn Hişâm ve İbn Sa'd'a göre düzeltildi.

[216] Asıl nüshada, "el-Bedy" şeklinde yazılıdır. İbn Sa'd, II/III, 102'de, "el-Yedy"; et-İstiab ve e!~İsâbe'de İse, "el-Beden" olarak yazılıdır. Ebû Ömer: "İbn İshâk'ın bu adı el-Beden şek­linde okuduğu kesinleşmiştir." der. Mûsâ b. Ukbe de bu şekilde rivayet etmiştir. Ama İsmâ-îl b. İbrâhîm b. Ukbe, amcası Musa'dan, el-Bedy diye yanlış bir imlâ ile rivayet etmiştir.

[217] Asıl nüshada, "el-Bedy" yazılıdır. Bir önceki dipnota bakınız.

[218] İbn Sa'd, II/III, 103'de, "Abdu Rab" yazılıdır. İbn Sa'd, İbn İshâk'tan başka hiç kimse, bu kişiyi Abdullah diye adlandırmamıştır.

[219] Ona, İbn Cimaz da denilmiştir. Bkz. İbn Hişâm, II, 353 ve İbn Sa'd, II/III, 104. Vakıdî ve İbn İmâre, onu Gassân'dan saymışlardır. İbn İshâk ve Ebû Ma'şer ise, onu Cuheyne'ye nisbet etmişlerdir.

[220] Asıl nüshada Hıraş'tan sonra babası es-Sımme de Bedir ehli arasında sayılmıştır. Bu kesin­likle makul bir şey değildir. Belki Hıraş'ı tanıtmak amacı ile babasının adı belirtilmiş ve da­ha sonra tanıtıcı sözcükler silinmiş ve Sımme adı yalnız kalmıştır. Hıraş'm, Mu'âz b. Sımme adında bir kardeşi de vardır. Bazıları onu Bedir ehli arasında zikretmişlerdir. Ne var kî Vakı-dî: "Bu isbat edilmemiş ve bu konuda İttifak yoktur." demiştir. Bkz. İbn Sa'd, II/III, f 07.

[221] Asıl nüshada, "Amr" yazılıdır, İbn Hişâm, II, 354; İbn Sa'd, II/III, 110; el-İstîab ve el-İsâ-be'ye. göre düzeltildi.

[222] İbn Sa'd, II/III, 116'da "Hamza" yazılıdır. İbn İshâk'a göre, "Harice"; Mûsâ b. Ukbe'ye gö­re ise "Hârise"dir. Huşenî (I, 173): "Ona noktalı hı harfi ile İbn Humeyr de denilmiştir." der.

[223] Vakıdî, onu Sevâd b. Rezn diye adlandırmıştır. İbn İshâk ve Ebû Ma'şer İse, ona, Sevâd b. Zurayk demişlerdir. İbn Sa'd, Zurayk adınm yazılış hatası ile onlardan rivayet edilmiş of-424 c!uğu görüşünü tercih etmiştir. Bkz. İbn Sa'd, II/III, 116.

[224] Mûsâ b. Ukbe, onu Bedir ehli olarak zikretmemiştir.

[225] ibn Sa'd, II/III, I17'de, Mûsâ b. Ukbe'nin rivayeti olan "Nu'mân b. Sinan" yazılıdır. İbn 426 ^bdilberr de, b.u rivayeti tercih etmiştir.

[226] Asıl nüshada,_"İbn Adiyy-b. Âmir b. Ka'b" yazılıdır. Rical ve ensâb kitaplarında, onun soy 417 .kütüğünde "Âmir" adı zİkredilmemiştir. Biz de burada kaydetmedik.

[227] ibn Hişâm, İbn Sa'd ve el-Cemhara'ya göre yapılan bir ilavedir.

[228] İbn Hişâm, II, 357; İbn Sa'd, II/III, 128; el-İstiab ve el-İsâbe'de, bu kişinin adı Abbâd b. Kays şeklinde kaydedilmiştir.

[229] İbn İshâk'tan başka, onu Sa'd b. Yezîd diye adlandıran olmamıştır. Bkz. İbn Sa'd, II/III, 128.

[230] Vakıdî'den başka, onu el-Fakih b. Nesr diye adlandıran olmamıştır. İbn İmâre ona karşı çık­mış ve "Ensâr içerisinde eİ-Hâris b. el-Hazrec Oğulları'ndan, Süfyân b. Nesr'den başka Nesr adında kimse yoktur." demiştir (İbn Sa'd, II/III, 129). İbn Hişâm ise: "Onun adı Besr b. el-Fakih'tir." demiştir.

[231] İbn Hişâm, II, 358 ve ibn Sa'd, II/III, 130'a göre yapılan bir ilavedir.

[232] Asıl nüshada, Rafi' yerine Mâlik yazılıdır, ibn Hişâm, II, 358; İbn Sa'd ve el-Cemhara, 338'e göre düzeltildi.

[233] El-Cemhara, 337'de geçen soy kütüğünde Sa'lebe'den söz edilmiyor.

[234] İbn Hişâm'da da "Ruceyle" yazılıdır. Bunun yanında "Ruhayie" (hi harfi ile) dendiği de be­lirtilmiştir. Dârekutnî, bizzat İbn İshak rivayetinden alarak, onu Ruhayie (hı harfi ile) olarak kaydetmiştir. Es-Süheylî, Mûsâ b. Ukbe'nin rivayetinde de, Ruhayie olduğunu belirtmiştir. Ebû Ömer, îbn Hişâm'ın rivayetine dayanarak (Ruheyle, ha harfi ile) kaydetmiştir, {bkz. es-Sîre, II, 358; es-Süheylî, II. 100; Huşenî, I, 174).                        1

[235] Müellif, el-Cemhara, 337'de, Hâlid ile Sa'Iebe sözcükleri arasına Amir adını ilave etmiştir.

[236] İbn Hişâm, II, 359 ve İbn Sa'd, II/III, 50'de de adı bu şekilde geçmektedir. İbn Hişâm "Ona Uşeyra da denilmiştir." der. El-Cemhara, 328'deki Sabit b. Hâlid'in soy kütüğünde, Usey-ra adı zikredilmemiştir.

[237] El-Cemhara, 329 ve İbn Sa'd, II/III, 53'e göre yapılan bir ilavedir.

[238] Asıl nüshada Esram yerine Usaynm yazılıdır. El-Cemhara ve ibn Hişâm a göre düzeltildi.

[239] Nu'ayman da denilmiştir. (Bkz. İbn Hişâm, II, 360). El-Cemhara, 329'da da, ed-Dahık la-

kabı ile birlikte bu şekilde geçmektedir.

[240] İbn Hişâm, II, 360 ve İbn Sa'd, II/III, 58'de onun adı Usayme olarak geçmektedir. İbn Hacer, ona İsmet de denilebileceğini söylemiştir.

[241] Asıl nüshada Rifâ'a yerine Afra yazılıdır. Bu hatadır. Zira Afra, el-Hâris'in hanımıdır. Onun

annesi değildir.

[242] Asıl nüshada Hudeyle yerine Cedile yazılıdır. İbn Hişâm, İbn Sa'd ve el-Cemhara'ya göre düzeltildi.

[243] İbn îshâk'ın, onun soy kütüğü hakkında söylediklerine uygun olarak, el-İstiab ve ei-lsa-be'ys göre yapılan bir ilavedir. Vakıdî ve İbnu'l-Kelbî: "O, Künyesi Ebû Şeyh olan Ubeyy b. Sâbit'tir." demişlerdir. İbn İshâk'ın görüşüne göre, Şâir Hassan b. Sâbit'in kardeşinin oğ­lu; ikinci görüşe göre ise onun kardeşidir.

[244] - Asıl nüshada, Mâlik'ten sonra onun soy kütüğünde: "îbn Adiyy b. Mâlik b. Ganm b. Adiyy"

yazılıdır. El-Cemhara, 327; İbn Sa'd, II/III,"64; İbn Hişâm, e!-İstiab ve diğer eserlere mulalif olduğundan biz sildik.

[245] El-Cemhara, 331 'e göre yapılan bir ilavedir.

[246] Asıl nüshada Avf yerine Zeyd yazılıdır. Rical ve neseb kitaplarında da belirtildiği gibi, onun

soy kütüğünde Zeyd diye bir isim yoktur.

[247] El-Cemhara, 330; İbn Sa’d, II/III, 76 ve el-İstiab’a göre yapılan bir ilavedir.

[248] İbn Sa'd, II/III, 76; el-İsâbe ve el-fstiab'a göre yapiian bir ilavedir.

[249] İbn Hişâm, İbn Sa'd ve el-İstiab'a göre yapılan bir ilavedir. Onun soyu hakkında ihtilaf

vardır.

[250] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 126-148.

[251] Bedir şehidleri ile ilgili olarak bkz. Vakidî, 141; İbn Hişâm, II, 364; Telkîhu l-Fuhûm, 224;

İbn Seyyidi'n-Nâs,"İ, 284; İbn Kesîr, III, 327; Târîhu'l-Hamh, 402.

[252] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 149.

[253] Bu konuda bkz. Vakidî, 143; İbn Hişâm, II, 365; İbn Seyyidi'n-Nâs, I, 285; Târîhu'l~Hamîs, 403.

[254] Asıl nüshada Ömer yerine Amr yazılıdır.

[255] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 149-151.

[256] Asıl nüshada Vecze yerine Vecre yazılıdır. İbn İshâk, ona Vecze demiştir. İbn Hişâm ise, ona

Vehre demiştir (el-Huşenî, I, 175).

[257] Köşeli parantez içindekiler, gerekli birer ilavedirler. Zira bu kişilerin hepsi Abdu Şems Oğulları'ndan değildirler. Değişik kabilelerdendirler. Parantez içindekiler onları açıklamaktadır.

[258] İbn Hişâm, III, 5; Vakıdî, 137 ve İbn Seyyidi'n-Nâs, I, 286'da da bu mısra bu kişiye nisbet edilmiştir. Ebû Temâm'ın Hamâse (Şerhu't-Tebrizî, I, iO2)\sinde bu mısralar Husayn b. el-Hamam eP-Murrî'ye nisbet edilmiştir. Yukarıda adı geçen Hâlİd'in, onu taklit ettiği muh­temeldir.

[259] Asıl nüshada Âbid yerine Âiz yazılıdır.

[260] Asıl nüshada Umeyr yerine Osman yazılıdır. Nesebu Kureyş, 386 ve.el-Cemhara, 153'e göre düzeltildi.

[261] Esed b. Abdiluzzâ Oğullan ve Abdullah b. Humeyd'den daha önce söz edilmişti. îbn Hi-Şâm, İbn tshâk rivayetlerine ilave etmişti. Bkz. İbn Hişâm, III, 7.

[262] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 151-153.

[263] Bu ibarenin İbn Hazm'dan nakledildiğine dair bkz. el-!mtâ', 107.

[264] Bu gazve ile ilgili olarak bkz. İbn Hişâm, III, 46; İbn Sa'd, I/II, 20; İbn Seyyidi'n-Nâs, I, 294; Zâdu'1-Me'âd, II, 229; İbn Kesîr, III, 344; el-İmta , 107; Târihu'l-Hamîs, I, 407.

[265] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 153.

[266] Bu gazve için bkz. Vakıdî, 182; İbn Hişâm, III, 47; îbn Sa'd, I/II, 20; et-Taberî, II, 299; En-sâbu'l-Eşrâf, I, 147; İbn Seyyidi'n-Nâs, I, 344; İbn Kesîr, III, 344; ei-İmtâ', 106; Târî-hu t-Hamis, 1, 410.

[267] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 153-154.

[268] Bu gazve için bkz. Vakıdî, 192; İbn Hişâm, III, 49; İbn Sa'd, I/II, 23; İbn Seyyidi'n-Nâs, I, 303; İbn Kesir, IV, 2; el-İmıâ', 110; Tâıîhu'l-Hamîs, I, 414.

[269] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 154.

[270] Bu gazve için bkz. Vakıdî, 195; İbn Hişâm, III, 50; İbn Sa'd, I/II, 24; İbn Seyyidi'n-Nâs, I, 304; İbn Kesîr, IV, 3; el-İmtâ', 111; Târîhu'l-Hamîs, I, 416.

[271] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 154.

[272] Bu gazve için bkz. Vakıdî, 177; İbn Hişâm, III, 50; İbn Sa'd, I/II, 19; İbn Seyyidi'n-Nâs, I, 294; İbn Kesîr, IV, 3; el-İmtâ', 103; Târihıı l-Hamîs, I, 408.

[273] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 154-155.

[274] Ka'b b. Eşrefin öldürülmesi ile ilgili olarak bkz. Vakıdî, 184; İbn Hişâm, III, 54; İbn Sa'd, I/II, 21; et-Taberî, III, 2; İbn Seyyidi'n-Nâs, I, 298; İbn Kesîr, IV, 5; el-İmtâ', 107; Târî­hu'l-Hamîs, I, 412. Onun öldürülmesine katılanların adlan için bkz. el~Muhabber, 282.

[275] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 155-156.