PEYGAMBERİMİZİN MUCİZELERİ VE BÜYÜK ÖZELLİKLERİ
Rahman ve rahim olan
allah’ın adıyla başlarım.
Olanca manâsı ve
şümulü ile hamdolsun Yüce Allah'a ki, nübüvvet semâsından parıldayan bir
yıldızın ve nurlar saçan bir ayın doğuşunu lütfetmiş ve risâlet burcundan olgun
bir meyve ve -Güneş misâli- parlak bir çiçek bahsetmiştir... Şüphesiz Yüce
Allah'ın ismi mübarek, kelimeleri tamam, nimetleri umûmîdir. O, aydınlık ve
karanlığı vâretmiş, levh ü kalemi yaratmış; ecelleri, rızıkları ve amelleri
takdir ve taksim buyurmuştur...
Ben O'na hamdediyorum
ki, aslında O; ezelen ve ebeden hamd olunmağa layık olandır! Aynı zamanda O'nun
bana olan nîmet ve bağışlarının artmasını dileyerek O'na şükürler ediyorum...
O'ndan dâima hidâyetler diliyorum... Şüphesiz:
"Allah kimi
dalâlette bırakırsa, onu irşâd edecek bir dost bulamazsın!" [1]
Ve ben, ancak O'ndan
yardım istiyorum ki, O'ndan başka bir sığınılacak da bulamazsın! O bana
kâfidir. Ezelî ve ebedî olarak kuvvet ve kudret de O'nundur. Hep O'na
sığınırım. O, ne güzel mevla, ne güzel yardımcıdır... Hep O'na sarılır, O'nun
Kitabına tutunurum... Kim O'nun Kitabına tutunsa, ebediyen ona kopmak yoktur...
Bütün kalbim ve mevcudiyetimle Allah'tan başka ilah olmadığına, O'nun ferdâniye
teklik ve samadâniyetine (hiç birşeye muhtaç olmadığına) da şehâdet ederim! O,
öyle bir Ferd ve Samed'dir ki; asla bir eş ve çocuk edinme-miştir! O, sonradan
olmuşların sıfatlarından münezzehtir, cisim veya araz değildir; savtten,
itikalden, zaman ve mekandan da münezzehtir... Kalbler asla O'nun mâhiyetim
bilmez, akıllar O'nun künhünü kavrıyamaz, irdakler ve zihinler O'nun
hakikatlerine erişemez!
Yine bütün kalbim ve
mevcudiyetimle şehâdet ederim ki, Efendimiz Muhammed, O'nun kulu ve resulüdür!
O'nun öyle bir peygamberidir ki hiç sapmadı ve sapıtmadı! Ve hiç "hevâdan
konuşmadı" [2] Evet, O öyle bir
peygamberdir ki şu Kur'ân âyeti de O'nun hakkında inmiştir: "Gerçekten O,
O'nu, birkez daha görmüştür, Sidretül-Müntehâ'da; ki varılacak cennet onun
yanında" [3] O yüce makamda (Mîrac'da)
kudret kalemlerinin gıcırtılarını işitmiştir. Rahmeti sonsuz olan Allah, Arş'a
istiva buyurduğunda O'nun adım Arş üzerine yazmıştır... Başlangıçta ve son
neş'et gününde, yerde ve gökte O'nun adı ile ezanlar okutmuştur... Diğer neş'et
gününde de yine O'nun adına ezanlar okunur...
O'nu, taşlar ve
ağaçlar selamladı... Kuzucuğun körpe memesi O'nun için inci dâneleri gibi süt
verdi... Hurma kütüğü, O'nun firakı ile acı acı inledi... O'nun mübarek
parmakları arasında sular aktı... Ve arzdan O'nun için su fışkırdı... Ay, O'nun
için ikiye bölündü. O beşikte bebek iken de onunla söyleşir ve O'nu avutur
idi... Ölü, O'nun için canlanıp dirilmiş [4] O'nun
duasına evin eşiği ve duvarları Amîn demiştir... O, buluta işaret edip yağmur
talebinde bulunmuş, bulut da derhal yağmurunu vermiştir...
Sânı Yüce Allah O
sevgili resulüne; bize ölüm ânında mutluluk verecek, tehlike zamanlarında sebat
medar olacak şekilde salât ü selamlar eylesin! Aynı zamanda bu salât ü
selamlarımızı, sırattan emniyetle geçmemize de vesile kılsın! Öyle bir günde ki,
pekçok erkek ve kadının ayakları kayıp aşağıya düşeceklerdir...
İslâm hidâyetinin
yıldızları, din yolunun kahramanları, Allah yolunda fedâkârlık ve cömertlikte
bulunmanın en canlı örnekleri olan âl ve ashabına da salât ve selamlarımızı
yollarız!... Ve bu salât ve selamlarımızın; kervanlar sevkedilip şarkılar
söylendikçe, yollar sabah akşam çiğnenip dövüldükçe, erkenciler herkesden evvel
yol alıp hedefe vardıkça, avcılar av peşinde koşup nice vadiler aştıkça,
dereler bol ve tertemiz sularla aktıkça hep devam etmesini dileriz... (Amin).
Ey okuyucu!
Bu kitap, yazmaya
muvaffak olduğumuz kıymetli bir eserdir. Yüksek anlayış ve mertebe sahibi
zâtlar, bu kitabın kıymetine, fazilet ve önemine şahitlik etmekten
çekinmezler... Bu kitap, sanki yağmur yüklü bir bulut gibidir... Onun bereketli
yağmuru, uzaktaki mıntıkaları da, yakındaki mıntıkaları da kandırıp ihya eder!
Diyebilirim ki, bu cidden büyük ve nefis eser; diğer kitaplar arasındaki yeri
itibârı ile, tacdaki nâdîde ve büyük inci gibidir! Yahut da bir secde âyetinin,
Kur'ân âyetleri arasındaki yeri gibidir... Öyle bir eser ki, damlaları
bereketli ve dolgun, meyveleri tatlı ve olgun, çiçekleri gayet güzel ve
hoştur... Nurları doğmuş, güzellikleri açığa vurmuş, haberleri gerçek
olmuştur...
Evet bu kitap, ihtiva
ettiği ilimler bakımından emsalinden üstün, dalları iyice ve aralık
bırakmaksızın yapraklanmış, boşluk bırakmayan, metin ve sened itibariyle düzgün
bir kitaptır. Okuyan ve dinliyenlere sevaplar kazandırır. înşaallah müellifinin
de yaptığı ve arkaya bıraktığı şeylerde ilâhî himayeye mahzar olmasına,
Allah'ın kendisine son nefeste "kavli sabit" üzerine sebat vermesine,
kıyamet arasâtında (meydanlarında) önünce giden ve yolunu aydınlatan bir nûr
bahşetmesine vesile olur...
Gerçekten bu kitap,
daha fazla bilgileri içine almış olması ve emsaline nisbetle daha sağlam
durumda bulunması itibariyle, sahasındaki diğer kitaplardan üstünlük
arzeder... Araştırıp hakikati arıyan-larm gönlüne genişlik verir, şüpheleri
giderir, inanmakta olanların inancını artırır, şerefli ve tertemiz yazıcı
ellerin (meleklerin) yazdıkları nüshaları ihtiva eder... Hadîs bilginlerinin
kıymetli ve sıhhatli senetlerle naklettikleri haberleri içerir... Ve nihayet
bu kitap; Seyyidül-Mür-selîn Efendimiz'in kendilerine mahsûs bulunan üstün
mucizelerin ve büyük özelliklerin itinâ ile anlatıldığı bir eserdir... Bu
özellikler, öyle özelliklerdir ki; nübüvvet semâsında ortalığı sabah aydınlığına
kavuşturan bir dolunay bi parlamaktadır...
Bu kitapda, bahislerle
ilgili gelen bütün haberleri toplamaya çalıştım. Uydurma ve merdûd
rivayetlerden nezîh kalmasına da büyük bir dikkat gösterdim. Sened itibariyle
zayıf olan rivayetleri destekliyen çeşitli rivayet yollarını da esaslı bir
şekilde araştırıp tesbît ettim... Bütün bu bilgi ve rivayetleri, birbirini tâkîb
eden bölümler hâlinde düzene koyup yazdım. Ve neticede kitabımız, Allah'a
hamdolsun, sahasında olgun bir eser hâline geldi... Artık o, elde edilmesi
istenen bilgiler ve ulaşılması arzulanan neticeler bakımından bir feyiz çeşmesi
halindedir... Okuyucuya takdim ettiği ölçü ve bilgiler bakımından tam manâsı
ile rahatlatıcıdır. Kaynakları sâf ve tertemizdir. Okuyucuları için kâfi ve
vâfîdir (tamamen yeterlidir). Nadiren duyulan ve dikkatlerden kaçan bazı
bilgileri de içine almıştır... Çünkü ben bu kitapta, uzak olanları yaklaştırmış,
ayrı duranları birleştirmiş, dikkatlerden kaçanı yakalayıp bir araya getirmiş,
dağınık bilgileri aynı sahada toplamış bulunuyorum. Böylece inanmış bir
topluluğun gönüllerine genişlik kazandırmış, bozguncu ve inkarcıları da kızdırmış
oluyorum. Yoldan sapan ve bit'atlerle ünsiyet peyda edenler ile inatçı
felsefeciler de şüphesiz, bizim bu eserimizi hoş karşılamayacaklardır... Beri
ise, böyle bir eser yazmakla, Allah'ın bana lütfedeceği en güzel mükâfatı
ummaktayım...
"Her kime ki
Allah hidâyet vermiştir, şüphesiz o kimse, hidâyete erenlerdendir." [5]
[1] Kehf Sûresi, 17
[2] Necm Sûresi, 3
[3] Necm Sûresi, 3-15
[4] Bu bahsin tafsili, ileride 2. Cildin 76. Bölümündedir.
[5] Al-i İmran Suresi, 178
Suyûtî gibi bir müellifin, böyle kıymetli bir kitabında, kabulü mümkin
olmayan bazı rivayetlere rastlanmış olmak, şaşılacak bir şey değildir. Zira
kusursuz kui olmadığı gibi hatasız kul kitabı da oiamaz... Nitekim Şafiî gibi
mezheb sahibi bir imam bile, "Er-Risâle" adlı kitabının sekseninci
defa okunuşunda dahî, ondaki hatalarını düzeltmekle meşgul olmuşlar ve sonunda:
"Bakınız, Allah; Kendi Kitabı'ndan başka bir kitabın hatasız (sahih)
olmasına izin vermemektedir!..." diye haykırmaktan da kendilerini
alamamışlardır... (Bakınız, Reddü'l-Muhtar, 1/26).
Peygamberimiz’in mucizeleri ve büyük özellikleri: 1/7-10
Celaleddin es-Suyuti, Peygamberimizin Mucizeleri ve Büyük Özellikleri,
Uysal Kitabevi: 1/7-10.