işi Sevdiği İle Beraberdir
Buhari ve Müslim, yine Abdullah b. Mesud’dan rivayetle şu hadîsi naklediyorlar: “Kişi sevdiği ile beraberdir.”

Eğer bu hadîs, şerh ve izah edilmeye kalkılsa, en azından bir ciltlik kitap olur. Yürürken yolda kalan rehberini tam takip edemeyen istediği halde yapılması gerekenleri layıkıyla yapamayan nice münkesir ve kırık kalbe bir bardak Kevser hatta âb-ı hayat sunan bu hadîs, insanın, müspet veya menfî her iki kutupta da daima sevdikleriyle beraber olacağına işaret etmektedir. Kişi, burada da orada da hep sevdikleriyle beraberdir. Öyle ise, nebilerle, sıddîklerle, şehitlerle beraber olmak isteyen, evvela onları sevmelidir ki, orada onlarla beraber olabilsin. Veya başka bir ifadeyle, ahirette nebilerle, sıddîklerle, şehitlerle beraber olacak olanlar, burada iken onları sevip maiyetlerinde bulunanlardır. Kötülükleri temsil edenler için de, yine aynı hadîsin hükmü ve manâsı geçerlidir. İşte tek cümlelik bir hadîs, böyle binlerce manâ ve ifadeyi hem de bu derece veciz bir şekilde ifade etmektedir ki; böyle bir söz söylemek ancak vahye, ilhama açık bir fetanetin kârı olabilir.

Nuayman, bazan içki içiyor ve Allah Rasûlü de, ona hadd-i şer’îyi tatbik ediyordu. Yaptığı bu şey bir günahtı. Dolayısıyla da sahabeden biri, ona kınayıcı bir söz sarf edince, Allah Rasûlü, kaşlarını çattı ve: “Kardeşinize karşı şeytana yardımcı olmayın. Allah’a yemin ederim o, Allah ve Resûlü’nü sever” buyurdu. Allah ve Resûlü’nü sevme, onlarla beraber olmayı netice vereceğinden, böyle bir insan, her ne kadar günah da işlese, kötü söze muhatap olmaya müstahak değildir; çünkü o Allah ve Resûlü’nü sevmektedir... Bu sevgi ise farzlarını yapan, büyük günahlardan kaçınan birisi için Rasûlullah’la beraber bulunmaya yeter. Zira kişi sevdiğiyle beraberdir...