1 Farkl Renkteki ocuk Hakkndaki Hkm:
3 Veled-i Zinann stilhk ve Vris Klnmas Hakkndaki Hkm:
1- Hz. Peygamber'ln (s.a.) Hidne Konusundaki Hkmleri:
4- limlerin Bu Konudaki htilflar:
5 Hidne Hakknn Evlilik Sebebiyle Decei Hakkndaki htilflar:
6 ocua Bakacak Kimsede Aranacak artlar:
7 Hidne Konusunda mamlarn Grleri:
a) Hz. Peygamberin (s.a.) Kadnlara Kar Nafaka Mkellefiyeti Hakkndaki
Hkmleri:
b) Nafakann Zamanla Dp Dmemesi:
f) Ftma bt. Kays Hadisine Yneltilen Eski ve Yeni Tenkitler:
4Evlenmeyi Haram Klan Emmenin Says ve Nitelii:
5 - Evlenmeyi Haram Klan Emmenin Ya:
E) DDET (HZ. PEYGAMBER'N (S.A.) DDET KONUSUNDAK HKMLER)
2 (Kar') Kelimesinin Yorumlar:
a) Kar Kelimesinin Yorumu Konusundaki Grler:
2. Kar'dan Maksat Temizliktir Gr:
1. Kardan Maksat Hayzdir Grnn Delilleri:
2 . Kar'dan Maksat Temizliktir Grnn Delilleri:
1. Kar'dan Maksat Temizliktir Grne Ait Delillerin Tenkidi:
2. Delillerimize kar yaplan itirazlarn cavaplan:
6 Hayzdan Kesilen ve Henz Hayz Grmemi Kalnn ddeti:
11 Hz. Peygamber'in (s.a.) Kocas len Kadna Yapmasn Emrettii Hususlar:
12 Hz. Peygamberin (s.a.) istlbra konusundaki Hkmleri: a) stibrnn
genel hkmleri:
e) Hamile Kadnla lgili Baz Hkmler:
f) stlbr Yapmakta Olan Cariyeden Cins liki Dnda Yararlanma:
h) Hayzdan Kesilmi ve Henz Hayz Grmemi Kadnlarn sttbrs:
A HZ. PEYGAMBER'N (S.A.) SATII HARAM OL NESNELER HAKKINDAK HKMLER
b) Hayvan Dksnn Gbre Olarak Kullanlmas:
c) l (Murdar) Hayvann Satlamayacak Aksam:
6Yenilmesi ve ilmesi Haram Nesnelerin Paras:
B) HZ. PEYGAMBERN (S.A.) KPEK VE KED PARASI, FAHE, , HACAMATI VE DL
CRETLERYLE LGL HKMLER
4 arabn Sat ve Tanmasnn HaramUgi:
C) Hz. PEYGAMBERN (s.a.) NSANLARIN ORT. KULLANDIKLARI SUYUN SATIINI
YASAKLAMASI KONUSUNDAK HKMLER
D) Hz. PEYGAMBER'IN (s.a.) ELDE BULUNMAYAN MALI SATMAKTAN MEN ETMES
E) HZ. PEYGAMBERN (S-A.) TA
ATIMI, GARAR, MLMESE VE MNABEZE SATILARI
F) HZ. PEYGAMBERN (S.A.) TOPRAA GML VE AKAB. SEBZE VE MEYVELERN
SATIIYLA LGL HKMLER
1 Topraa Gml Sebze ve Meyveler
2 Misk Kedisi erisinde Miskin Sat:
ocuun farkl renkte
domas durumunda, nesebinin kocaya katlmas hakkndaki hkm:
Sahihayn*.a sabit
olduu zere; bir adam Hz. Peygamber'e (s.a.) gelerek, sanki onu (ocuu)
reddetmek ister gibi, "Gerek u ki, karm siyah bir ocuk dourdu."
dedi Hz. Peygamber (s.a.) ona:
Senin develerin var
m ? buyurdu. Adam:
Evet, dedi. Hz.
Peygamber E s.a.):
Ne renkteler ? diye
sordu. Adam:
Krmz, dedi. Hz.
Peygamber (s.a.):
Peki ilerinde boz
olan var m? diye sordu. O:
Evet, dedi Hz. Peygamber
(s.a.): ,
Peki o renk ona
nerden geldi ? diye sordu. Adam:
Belki de ya
Raslallah; bir soyuna ekmitir, dedi. Bunun zerine Hz. Peygamber:
O halde, ite bu da
belki bir soyuna ekmitir, buyurdu.[1]
Bu hadiste u
incelikler vardr: Sual ve fetva isteme eklinde olduu zaman ta'riz (ima) den
dolay iftira cezas (had) gerekmez. Bu hadisten, karlkl mnakaa, sz
kavgas srasnda bile yaplan ta'riz (dolayl zina isnadn)dan had gerekmez,
hkmn karan kimse isabetsiz bir neticeye ulamtr. Zira nice imalar
(ta'rizler) vardr ki, ak ifadelerden daha iyi anlalr ve daha ok
ineleyicidir, daha byk bir azap verir. Szn almas, ak bunlarn
zikrettikleri ihtimalleri ortadan kaldrr ve szn maksada delletini kafi
hale getirir.
Hadisten, sadece kuku
ile lina ve ocuun reddine gidilmesinin caiz olmayaca hkm de kar.
Yine
hadisten, hkmlerin elde edilmesi esnasnda darbmesel kullanlabilmesi,
benzerlerin benzerlere kyas edilebilmesi neticesi de kmaktadr. Buhar, bu
hadise: "Soru sorana iyi anlatabilmek iin, Allah'n hkmn aklad
belli bir asla (maksun aleyh), baka bir asl benzeten hakknda bb"
adyla balk koymu ve bu hadisle birlikte: "Ne dersin?
ayet annenin borcu
olsayd da..." hadisini
de zikretmitir. [2]
ocuun yataa
aidiyeti, cariyenin yatak olmas ve babasnn lmnden sonra istilhk edilen
kiinin durumu hakknda Hz. Peygamber'in (s.a.) hkm:
Sahihayn'da. Hz. ie
(r.a.) anlatr: Sa'd b. Eb Vakkas ile Abd b. Zem'a bir ocuk hakknda mnakaa
ettiler . Sa'd: "Ya Raslullah! Bu ocuk benim kardeim Utbe b. Eb
Vakkas'n oludur. Olu olduunu bana vasiyet etti. Ona benzeyiine bak!"
dedi. Abd b. Zem'a da: "Bu benim kardeimdir ya Rasulallah! Babamn dei
zerinde, onun cariyesinden domutur." iddiasnda bulundu. Derken
Raslullah (s.a.) ocua bakt ve Utbe'ye apak benzediini grd. Bunun
zerine: "O senindir ya Abd! ocuk yatak sahibinindir. Zniye de ta
(mahrumiyet) vardr. Sen de ondan ka (rtn) ya evde bt. Zem'a!"
buyurdu. Bir daha evde onu asla grmedi.[3]
Bu hadis, ocuun
yataa aidiyeti ve cariyenin de yatak olabilecei konusunda bir asl olmaktadr.
Ayrca; "yatak" delili ile benzerlik arasnda bir atma durumunda,
yatak delilinin tercih edileceine, neseb ahkmnn blnebilirlik zellii
gstererek bir cihetten sabit olurken, baka bir cihetten sabit olmayacana
ki buna baz fakihler, iki hkm arasnda bir hkm tabirini kullanrlar
bulunmaktadr. Hadiste bunlardan baka "kiflik" sanat olduuna ve
dinde bir yeri bulunduuna iaret de vardr. [4]
Nesebin yatakla sbtu
konusunda mmetin icm vardr. Nesebin sabit olma yollar: 1) Yatak, 2)
stilhk, 3) Beyyine, 4) Kiflik ilmi olmak zere drt eittir. lk
zerinde ittifak vardr. Mslmanlar, nikhla yatan sabit olaca hakknda
gr birlii ierisinde olmakla birlikte, odalk (teserr) durumunda da
"yatak" hkmnn doup domayaca hakknda ihtilf etmilerdir.
mmetin byk ounluu odalk edinmenin de yatak hkmn douracan
sylemiler ve yukardaki sahh olan Hz. ie hadisini delil olarak
kullanmlar ve demilerdir ki: Hz. Peygamber (s.a.), ocuun Zem'a'ya ait
olduuna hkmetmi, onun yatak sahibine ait olduunu aklam ve bunu, ocuu
Zem'a'ya hkmediinin illeti olarak gstermitir. Hkmn sebeb ve mahalli,
cariye hakkndadr. Dolaysyla, onu hadisin kapsamndan kararak, sadece hi
zikri gemeyen hr kadnlara yormak caiz deildir. Bu durum, Sri' Tel'nm
dikkate ald ve sarih olarak hkm kendisine balad eyi ilga etmek ve
hkmn konulu sebebi olan mahalli ortadan kaldrmak olur.
Sonra, ayet bu hadis
vrid olmasayd, o zaman bu hkm, Allah tarafndan insanlarn hakkaniyetle
hkmde bulunmalar iin indirilen kstasn (mzan) bir gerei olurdu. Bu
kstas, iki benzer ey arasn eit tutmak ilkesidir. nk odalk, hem fizik
anlamda, hem hakikaten, hem de hkmen hr kadn gibi yataktr.
Kadnlndan istifde, ocuk elde etme gibi, hr kadn ne iin isteniyorsa,
cariye de onun iin istenir. Eskiden olsun, imdi olsun insanlar teden beri
ocuk edinmek ya da onlarn kadnlklarndan istifde etmek amacyla odalk
cariyelere rabet etmektedirler. Hr kadn ne iin "yatak" diye
isimlendirilnise, ayn mna eit olarak odalk cariyede de vardr. Dourduu
bu ilk ocuk, istilhk olmadka, efendinin nesebine de katlmaz. Bu durumda
"yatak" olma hkm ile deil, "istilhk" yoluyla katlm olur.
Bundan sonra douraca ocuklar ise, efendi tarafndan redddilmedike artk
onun nesebine ait olur.
u halde Haneflere
gre, cariyenin dourduu ocuk, kendisinden nce efendinin nesebine katlan
bir ocuk bulunmadka, onun nesebine "yatak" hkmyle ilhak
olunmamaktadr. Oysa ki, Hz. Peygamber (s.a.) ocuu Zem'a'ya ilhak etmi ve
nesebini ondan sabit klmtr. Bu cariyenin, bundan nce Zem'a'dan ocuk
dourduu asla bilinmemektedir. Hz. Peygamber (s.a.) de byle bir soru
sormam, aklama istememitir.
Haneflere kar
olanlar yle derler: Bylesi bir ayrm hakknda ne Kitap'tan ne de snnetten
bir temel (asl) yoktur. Ashbtan bir haber de bulunmamaktadr. er'
kaidelerin, usln gerektirecei bir ey de deildir.
Hanefler ise yle
diyorlar: Biz cariyenin yatak olduunu tmden inkr etmiyoruz. Ancak o zayf
bir yataktr. Bu konuda o, hr kadnn gerisindedir. Bu itibarla, cariyenin
efendiden dourmak , efendinin de Istilhkta bulunmak (kendi nesebine katmak)
suretiyle, kendisi sebebiyle zad edilebilecei bir hususun bulunmas gerekir,
ondan sonra douraca ocuklarn ise, red durumu olmadka efendiye (artk
yatak hkmyle) katlacan syledik. Birinci ocuk ise, istilhk durumu
olmadan, efendinin nesebine katlamaz. (Aralarnda fark olduu indir ki) siz
de yle diyorsunuz: "Efendi cariyesinden olan bir ocuu kendisine
istilhkta bulunsa, daha sonraki douraca ocuklar, yeniden istilhkta
bulunmadka, efendiye ilhak edilmezler. Zevce ise byle deildir."
Aralarndaki fark udur: Nikh akdi sadece cins mnasebet ve kadnn
"yatak" klnmas amacyla yaplr. Cariyeyi satn almak ise yle
deildir. nk onunla cimda bulunmak, onu yatak klmak amac; cariyeyi
mlkiyet yoluyla edinmeye tbi durumundadr. Bu yzden de cariyenin, kendisiyle
ilikide bulunmas haram olan kimselerin mlkiyetine girmesi mmkndr. Nikhta
ise byle bir durum szkonusu deildir. Sonra Hz. Peygamber (s.a.) ocuu Abd'a
kar sadece karde olarak ilhak etmitir. nk o ocuun nesebini (karde
olarak) kendisine katma isteinde bulunmu, Hz. Peygamber (s.a.) de onu
"babasnn yata olduu iin deil, onun istilhkyla" kendisine
ilhak etmitir.
ounluk ulem yle
diyorlar: Cariye, kendisiyle cimda bulunulmusa, hakikaten de. hkmen de o
yataktr. Onun yatak oluunda, nceden efendiye bir ocuk dourmu olmas
artn ileri srmek, er'an dikatte alndna dair delil bulunmayan bir eyi
art olarak ileri srmek demektir. Hz. Peygamber (s.a.) byle bir art
Zem'a'nn yata hakknda aramamtr. Hz. Peygamber'in (s.a.) aramad bir
art aramak, dinde re'yle hkmetmek olur.
"Cariye cinsel
iliki iin edinilmez." sznz anlamak mmkn deil! nk tartma
konusu odalk ve yatak edinilmek suretiyle kendisiyle ilikide bulunulan ve
zevce gibi veya daha da deerli klnan cariye hakkndadr; st kardei ya da
bir baka sebepten kendisine haram olan cariye deildir.
"Zem'a'nm onunla
cimda bulunduu sabit deildir ki, ocuk kendisine ilhak edilsin."
sznzn cevab bize dmez. Aksine ocuun Zem'a'ya ait olduuna hkmedene ve
oluna: "O senin kardeindir." diyene (Hz. Peygamber'i (s.a.)
kasdediyor) der.
"Onu karde
olarak ilhak etti. nk (Abd) onu istilhkta bulundu." eklindeki sznz
ise btldr. Zira istilhkta aranan artlar vardr. ayet vrislerin tamam
ikrarda bulunmuyorlarsa, bu durumda ikrarda bulunann ikrar ile ilhak karar
alnamaz; lenin yatanda doduuna dair ikrarda bulunanla birlikte, onlardan
iki kiinin de ehdette bulunmas gerekir. Burada ikrarda bulunan Abd ile
btn vrisler ikrarda bulunmuyorlard. Mesel Hz. Peygamber'in (s.a.) ei ve
Abd'n kzkardei olan evde validemiz, onu ikrar etmemi, onun nesebinin
kendilerinden olduuna dair istilhkta bulunmamtr. Hatta kardei Abd ile
ikrarda bulunmu olsayd bile, nesebin sbtu istilhk ile deil
"yatak" hkmyle olurdu. Zira Hz. Peygamber (s.a.), nesebin ilhakna
dair hkmnn hemen akabinde, hkmn [letini "ocuun yataa alt
olduu" eklinde tasrih buyurmu ve bylece hem bu olay, hem de dier
olay iine alacak genel bir hkme iarette bulunmutur. Sonra cariyenin yatak
oluunun sbtunun cima eden veya cima edenin vrisleri tarafndan yaplan
ikrarla olmas, nesebin katlmas iin yeterlidir. nk Hz. Peygamber (s.a.),
onu Abd'n: "O babamn ocuudur, yata zerinde domutur." szne
dayanarak ilhakta bulunmutur, demek mmkn deildir. Zira Zem'a, Hz.
Peygamber'in kaynpederidir, kz kentli nikhlar altndadr. Bu durumda Hz.
Peygamber'e, nesebin ilhak sebeplerinden olan yatak hkmnn mevcudiyetinin
sabit olmamas makul deildir.
Bizim: "Efendi,
cariyesinden olan bir ocuu istilhkta bulunduu zaman, daha sonra doacak
ocuklar, yeniden bir ikrar bulunmadka, kendi nesebine katlmaz."
eklindeki szmz aleyhimize delil olarak kullannza gelince; bu konuda man
Ahmed'in tbilerine alt iki grr bulunmaktadr ki, birincisi budur. kincisi
ise, yeniden ikrarda bulunmasa bile onun nesebine katlr eklindedir. Birinci
gr tercih eden yle demitir: "Efendi doumdan sonra istibrda
bulunmu ve ona yanamam olabilir; dolaysyla yatak olma hkm istibr ile
ortadan kalkar. Netice itibaryla da birinci ocuktan sonra doan ocuklar yeni
batan, onunla ilk ocukta olduu gibi cimda bulunduunu belirtmedike,
kendisine katlmazlar." kinci gr tercih edenler ise yle derler:
"nceden onun yatak olduu sabit olmutur. Asl olan ise, izle edici aksi
bir durum olmadka "yatak"ln devamdr. Zira bu "stilhkta
bulunmadka, onunla ilikide bulunduunu itiraf etse bile ocuk kendisine
katlmaz." sznzn benzeri deildir."
Bundan daha sakat bir
itiraz da yledir: "Abd'a onu karde olarak ilhak etmedi, onu onun klesi
yapt. Bu yzden de eklinde temlik lam ile syledi. "O
senindir." yani senin klendir,
demektir." Bu itiraz teyid sadedinde de. hadisin baz rivayetlerinde:
"O sana ait bir kledir." ifadesinin bulunduunu belirtmi ve yle
demilerdir: Aynca Hz. Peygamber (s.a.). evde validemize ondan rtnmesini
emretmiti. Eer kardei olsayd byle bir emirde bulunmazd. Bu da onun
Sevde'ye yabanc biri olduunu gstenir. "ocuk yataa aittir."
buyruu ise ocuun nesebinin Zem'a'ya nisbet edilmediine bir iarettir. Yani:
Bu cariye onun yata deildi. Zira cariye yatak olmaz. ocuk ise ancak yataa
aittir. Buna gre Hz. Peygamber'in Sevde'ye ondan rtnmesini emretmesi doru
olur. Bunu hadisin baz tariklerinde yer alan: "Ondan rtn, nk o senin
iin bir karde deildir." ifadesi de tekid eder.
Bunlar sonu alarak:
"u halde biz hadis ve Hz. Peygamber'in hkmnden yana, sizden daha
anslyz." demilerdir.
Cumhur yle diyor:
te imdi sz kzt ve kemerin halkalar (kancalan) birbirleriyle
karlat. Allah'tan yardm dileyerek diyoruz ki: "Hz. Peygamber (s.a.)
onu Abd'e karde olarak ilhak etmedi, onu ona kle kld." sznz
Muhammed b. smail el-Buhar'nin, Sahih'inde rivayet ettii: "O senindir.
O senin kardeindir ey Abd b, Ze'ma!"[5]
ifadesi reddetmektedir. Hem lam harfi temlik iin deil, sadece tahsis iindir.
sznzdeki gibi. =O
sana ait bir kledir." lafzna gelince; o asla sahih deildir, btl bir
rivayettir. Hz. Peygamber'in evde validemize, ondan rtnmesi emrine gelince;
bu ya ihtiyat ve takva zere verilmi bir emirdir, nk ocuun Utbe'ye olan
s.k benzerlii bir phe dourmaktadr, ya da her iki tarafa da riyetle, her
iki delil e amel etmi olmak iindir. nk yatak, nesebin ona katlmas iin
bir delildir, bir bakasna olan benzerlii de, ocuun yatak sahibinden
reddini gerektirmektedir. Hz. Peygamber (s.a.) bu durumda ocuun bir nesebi
konusunda, daha gl olmas hasabiyle yatak delilini kulland. ocukla evde
arasnda mahremiyetin sbtu konusunda da, ocuun Utbe'ye benzerlii delilini
altrd. Bu en gzel, en ak ve vazh hkmlerdendir. Nesebin sbtunun her
adan olmas diye bir zaruret yoktur. Mesel, zina eden kimseyle zina mahsl
ocuk arasnda haramlk ve cz'iyet konusunda neseb hkmleri sabit iken,
miras, nafaka, velilik vb. konularda sabit deildir. Bazen bir mniden dolay,
neseble ilgili baz hkmler domamaktadr ve bu eratte oktur. Dolaysyla
ocukla evde validemiz arasmda, Utbe'ye olan benzerlik engelinden dolay
mahremiyet hkmnn ortaya kmamas yadrganamaz. Bu izah, tam fkh bir
izahtr. Bylece Hz. Peygamber'in: "O senin kardein deildir..."
sznn de ayet sahih farzetsek mnas aklk kazanm olur. Kald ki, bu
sz sahih deildir. Hadisiler onun zayf olduunu sylemilerdir. Abd'e
buyurduu: "O kardeindir." sz karsnda byle zayf bir sze
aldracak deiliz. Eer Hz. Peygamber'in (s.a.) bu szlerinin eitli rivayetlerini
toplar ve "O kardeindir." szn "ocuk yataa aittir. Zina
edene ta vardr." szyle karartnrsak. onlarn yaptklar te'villerin
sakat olduu ortaya km; hadisin, aksi dorultuda sarih olduu ve onlarn
te'vilerine herhangi bir ekilde ihtimali bulunmad anlalm olur. Bu
meselede bizimle tartanlara amamak elde deil. nk, onlar sadece akitle
zevceyi yatak sayyorlar, isterse eler arasnda dou ile bat aras kadar
uzaklk olsun, doacak ocuu yatak sahibine ilhak ediyorlar, br taraftan
gece gndz defaatle cirnda bulunduu odaln yatak kabul etmiyorlar. Bu
olacak ey deildir!
Fukah, zevcenin ne
ile "yatak" hkmn alacanda ihtilf etmilerdir: gr vardr:
Birincisi: Bizzat
akitle zevce "yatak" olur. Bir araya gelmedikleri bilinse, hatta
nikh akdini kyd ayn mecliste boasa bile durum deimez. Bu gr Ebu
Hanife'ye aittir.
kincisi: Cima
imknyla birlikte akitle olur. mam afi ve Ahmed'in grleri de byledir.
ncs: Akitle
birlikte kesin olarak tahakkuk eden cima ile olur; olup olmad htimli
bulunan cima imkn zevcenin "yatak" hkm alabilmesi iin yeterli
deildir. eyhlislm bn Teymiye'nin tercih ettii gr de budur. bn Teymiye
yle demitir: "mam Ahmed; Harb rivayetinde buna iarette bulunmutur.
Zira bir rivayette o: Bir kimse elmadan nce karsn boasa ve kadn bir ocuk
doursa, koca ocuu inkr etse, lina ihtiya duyulmadan ocuk reddedilmi
olur, demitir."
Sahih ve kesin olan
gr ite budur. Yoksa koca cadnla herhangi bir ilikide bulunmadan, sadece
uzak bir imknn varlyla, onunla gerdee girmeden kadn nasl
"yatak" hkmn alabilir? Gerek rfte, gerekse dilde, gerdee
girmeden nce, kadn "yatak" saylr m? Kans ile gerdee girmeyen,
onunla ilikide bulunmayan, bir araya gelmeyen kimseye, sadece imkndan
hareketle, doacak ocuun nesebi nasl ilhak edilebilir? eriat byle bir
hkm getirir mi? Cimda bulunabilme imkn, deten bu iin mmkn olmamasyla
kesilebilir. Dolaysyla kadn, akit yannda kesin zifaf (cima) olmakszn
"yatak" olmaz. Tevfik ancak Allah'tandr. Buna mam Ahmed, Harb
rivayetinde temas etmitir. Haribeli mezheb ve kavidinin gerei de budur. En
iyi bilen Allah'tr.
Cariyenin neyle
"yatak" hkmn alaca konusunda da ihtilf etmilerdir: Cumhur ulem
ancak cins mnsebetle "yatak" hkmn alabilecei grndedirler.
Sonraki baz Mliki limleri ise: "Hizmet iin deil de. sadece cimda
bulunma amacyla satn alman, mesel hl karnesiyle sadece odalk iin
arzuland anlalan yksek fiatl cariyeler, bizzat satn alma iiyle yatak
hkmn alrlar." demilerdir. Dorusu hem cariye, hem de hr kadn,
cinsel iliki olmadka yatak hkm alamazlar.
Buraya kadar
anlattklarmz, kendisiyle nesebin sabit olduu drt eyden biriyle yani
"yatak" ile ilgiliydi. [6]
lim ehli, babann
istilhkta (ocuun nesebini kendi nesebine katmak) bulunabileceinde ittifak
halindedirler. Dedeye gelince; eer baba hayatta ise, onun istilhkta
bulunmasnn bir etkisi yoktur. Eer baba hayatta deilse ve kendisi de tek
vrisse, bu durumda dedenin istilhkta bulunmas sahihtir ve ikrarda bulunduu
kimsenin nesebi sabit olur. Eer tek vris olmaz ve dier vrisler onu tasdikte
bulunurlarsa, yine ayn ekilde nesebi sabit olur. Aksi takdirde kendisi iki
ahitten biri olmadka, ocuun nesebi sabit olmaz.
Kardein istilhkta
bulunmas konusundaki hkm, aynen dedenin istilhkta bulunmas durumunda
olduu gibidir. Bu konudaki genel prensip udur: "Mala yalnz basma vris
olan kimsenin nesebi, ister tek kii olsun, ister bir grup, sadece ikraryla
sabit olur." Bu mam Ahmed ile mam afi'nin mezheplerinin konuyla ilgili
esasm tekil eder. nk vrisler lnn yerine gemekte ve onun yerini
almaktadrlar.
Bazlar bu prensibe
bir itiraz ynelterek yle demilerdir: Eer btn vrislerin nesebin ilhakna
dair grbirlii etmeleri, nesebi isbat edecek olsayd, lnn cimda
bulunduu bir cariyeden ceninin (hamlin) reddi konusunda gr birlii etmeleri
ve onun nesebini red konusunda ilhak durumunda olduu gibi lnn yerini
almalar da caiz olurdu. Ne dersiniz?
Bu itiraz bizi
balamaz. Zira biz btn vrislerin ittifakndan szediyoruz. Cenin de
vrislerden birisidir. u halde btn vrisler, onun reddi konusunda gr
birlii etmi deillerdir.
Soru: Siz nesebin
sbtu iin btn vrislerin ikrarn art kouyorsunuz. Burada ikrarda bulunan
sadece Abd'dr, evde validemiz Abd'in kardei olduu halde ikrarda
bulunmamtr. Buna ramen Hz. Peygamber (s.a.) ocuu istilhk talebi
neticesinde Abd'e ilhak etmitir. Dolaysyla burada kardein istilhkta
bulunabileceine ve nesebin onun ikraryla sabit olabileceine bir delil
vardr. Yine kardelerden sadece birisinin istilhkmn yeterli bulunduuna
delil bulunmaktadr.
Cevap: evde validemiz
inkr etmemiti. Abd onu istilhkta bulunmu. evde validemiz ise, onun
istilhkn sktla {onayla) karlamt. Validemizin hkm; onunla halvette
bulunmas, onu grmesi ve kardei olmas gibi hususlarda kendisine de sirayet
eden bu durum karsndaki skt ve ikrar, kardei Abd' tasdiki, onun ikrar
ettii eyi ikrar demek olur. Aksi takdirde derhal ona tepki gsterir ve
yalanlard. Bylece onun rzas ve sktla (ikrar) karlamas, tasdiki yerine
gemitir. Tabi bu izah ondan sarih bir ikrarn bulunmad duruma gredir.
Olay zel bir olaydr.
Karde, dede veya
baka biri, her vakit, mverrislerinin (miras brakan) ikran durumunda
kendisine katlabilecek olan kimsenin nesebini istilhkta bulunsalar, kar
kan bir vris yoksa nesebi sabit olur. stilhk, nesebin sbtunu gerektirir,
vrislerden kar kanlarn tepkisi de sbta mnidir. Hkm gerektirici
bulunur, herhangi bir mni de mevcut olmazsa, gerekli olan hkm netice olarak
ortaya kar. Ancak burada baka bir ey daha var: Mirasa konan kimsenin ikran
ve istilhk, acaba lnn halefi olduuna dair bir ikrar m. yoksa ehdet
mnas m tamaktadr? Konu ihtilafldr. mam Ahmed ve mam afi'nin
mezhepleri, halef olduuna dair bir ikrar eklindedir ve dolaysyla istilhkta
bulunann dil olmas, hatta mslman olmas bile art deildir. Aksine faslan
da, dindarn da istilhk sahih olur. Mlikler ise, bunun bir ehdet ikrar
olduunu, dolaysyla ahitlerde aranan artlarn bulunmas gerektiini
sylemilerdir. bnu'l-Kassr, mam Mlik'in mezhebinin: "Vrisler neseb
ikrarnda bulunurlarsa, o onlara katlr, isterse dil olmasnlar."
eklinde bulunduunu nakletmitir. Oysa ki, bilinen bunun aksidir. [7]
ki ahidin onun olu
olduuna veya yata olan zevcesinden ya da cariyesinden doduuna ehdette
bulunmas lzmdr. Buna, vrislerden iki kiinin ahitlikte bulunmalar
durumunda ise, dierlerinin inkrna baklmaz ve neseb sabit olur. Bu konuda
htilf olduu bilinmemektedir. [8]
Hz. Peygamber'in
(s.a.) hkm ve uygulamas, kiflik ilminin dikkate alnaca ve ona istinaden
neseb ilhaknda bulunulaca dorultusundadr.
Sahhayn'da Hz. ie
validemiz anlatr: Raslullah (s.a.) bir gn, sevinli, yznn hatlar parlar
bir halde yanma girdi ve: "Baksan a! Demin Mdlicli Mcezziz, Zeyd b.
Harise ile sme b. Zeyd'e bakt da: 'phesiz bu ayaklar birbirinden (meydana
gelmijtir.' dedi." buyurdu[9]
Hadiste grld
zere Hz. Peygamber (s.a.), Ktfin. sznden dolay sevinmitir. Eer kar
grte olanlarn syledii gibi, o kehnete benzer, cahiliye devri
inanlarndan olsayd, Hz. Peygamber (s.a.) sevinmez, ondan dolay taaccp
gstermezdi ve Mcezziz'in sz bir nevi kehnet olarak mtla edilirdi. Hz.
Peygamber'den (s.a.) khini tasdik eden kimseler hakknda korkutucu haberler
sabittir. mam afi yle der: "Hz. Peygamber (s.a.) onu ilim olarak
kabul etmitir ve onu mnker (kt) grmemitir. Eer o hata olsayd, mutlaka
ona tepki gsterir, yasaklard.-nk bu gibi szlerde iffetli kadnlara zina
isnad ve neseplerin reddi anlamlar bulunmaktadr."
Hem Hz. Peygamber
(s.a.) sahih hadiste kiiliin shhati ve dikkate alnacam bizzat tasrih
buyurmu ve linda bulunan kadnn ocuu hakknda: "Eer yle yle bir
ocuk dourursa, o Hill b. meyye'nindir. Yok yle yle bir ocuk dourursa,
o da erk b. Sehma'nndr." demitir. Kadn, isnadda bulunulan adama
benzer tipte bir ocuk dourunca da: "Eer (lin) yeminleri olmasayd,
benimle o kadn arasnda bir macera olurdu.[10]'
buyurmutur. Bu, benzerlii dikkate almaktan baka bir ey midir? Zaten kiflik
de bu deil midir? nk kif, benzerlik almetlerini srer, kime ulandna
bakar ve kime benziyorsa ocuun ona ait olduuna hkmeder. Hz. Peygamber
(s.a.) benzerlii dikkate alm ve sebebini aklamtr. Bu yzdendir ki, mm
Seleme: "Kadn ihtilam olur mu?" dediinde, Efendimiz ona:
"Benzerlik de nerden oluyor ya!" buyurmutur.[11]
Sahih bir hadiste:
"Erkein suyu kadnn suyundan nce gelirse ocuk erkee benzer; kadnn
suyu erkein suyundan nce gelirse, ocuk kadna benzer."[12]'
buyurmulardr. Bu, benzerliin er'an ve hilkaten itibara alndna dair Hz.
Peygamber'den sabit bir snnettir. Hem eriat, hem de yaratl kurallarna
dayand iin, kendisiyle hkmde bulunulan yollarn en gls olmaktadr. Bu
yzden de rid halifeler kiflik ile hkmde Efendimiz'e tbi olmulardr.
Sad b. Mansr, Sfyn
Yahya b. Sad Sleyman b. Yesr senediyle yle nakleder: "Hz. mer
devrinde, ayn temizlik sresi ierisinde iki adam bir kadnla cima etmiti.
Kif: ocuun oluumunda her ikisi de birden mterektirler; demi. Bunun
zerine Hz. mer ocuu ikisine birden nisbet etmitir. "[13]
e-a"b:
"Hz. Ali: O ikisinin oludur. kisi de birden (5nun babalandr.
Birbirlerine vris olurlar, dedi." diye rivayette bulunur. Bunu da Sad b.
Mansr zikretmitir.
el-Esrem, isnadyla
birlikte Sad b. Mseyyeb'den nakleder: ki adam ayn temizlik sresi
ierisinde bir kadnla cima ederler. Kadn hamile kalr ve her ikisine de
benzer bir ocuk dourur. Durum Hz. mer'e intikl eder. O kifleri arr.
Adamlar bakarlar ve: "Her ikisine de benziyor.' derler. Hz. mer de ocuu
her ikisine birden ilhak eder ve birbirlerine vris klar.
Bu konuda Hz. mer ve
Hz. Ali'ye muhalefet eden bir sahabnin olduu bilinmemektedir. Dahas Hz. mer
bu hkm Medine'de vermiti ve yannda Muhacirler ve Ensr bulunuyordu;
ilerinden hibir kimse bu hkm yadrgayp tepki gstermemiti.
Hanefler ise yle
derler: Kiflik konusunda zerimize ok geldiniz.
Ama unu biliniz ki,
kiflikle hkmde bulunmak sadece benzerlik, zan ve tahmin zerine dayanmak
olur. Malm olduu zere, bazen ocuk yabanc birisine benzer de akrabalara
benzemez. Siz sme ve Zeyd olayn zikrediyor, br taraftan kars siyah
renkte bir ocuk douran adama Hz. Peygamberin onu reddetmesine izin vermedii
olayn unutuyorsunuz. Hz. Peygamber (s.a.), o olayda benzerliin msbet ya da
menf bir etkisi olmadn gstermitir. Eer benzerliin bir etkisi olsayd,
Hnda bulunan kadnn ocuu hakknda onunla iktifa eder, lina gerek duymaz,
ocuun doumunu bekler, sonra da kime benziyorsa, ona ilhak ederdi. Bylece
lina ihtiya kalmazd. Hatta kocaya benzedii takdirde ocuun reddi sahh
olmazd. Oysaki sahih snnet, ocuun, kendisine benzese bile linda bulunan
kocadan reddedildiine aka dellet etmektedir. Zira Hz. Peygamber
(s.a.):"Kadna bakn! Eer yle yle bir ocuk dourursa o Hill b.
meyye'nindir." buyurmu ve bunu Hndan ve ocuun reddinden sonra
sylemitir. Buradan da anlalmtr ki, ocuk tarif edilen benzerlikte dosa
bile, nesebi ondan sabit olmayacaktr. ocuun ona benzer ekilde domas
sadece kocann yalan ya da doru olduuna dellet etmi olacakr, yoksa nesebin
ona katlacana dair bir delleti yoktur.
sme ve Zeyd olayna
gelince; bunlarn renkleri ayn ayn olduu iin mnafklar sme'nin Zeyd'den
olmadn sylyorlar, yatak hkmyle yetinmiyorlard. Allah ve Rasl'nn,
sme'nin Zeyd'in olu olduu eklindeki hkmne itimad etmiyorlard. Kifin
buna dair ahitlii, Allah ve Rasl'nn hkmne uygun dnce, Hz. Peygamber
(s.a.) bu uygunluktan ve mnafklar yalanlam olmasndan dolay sevindi.
Yoksa kif onun nesebini isbat etmi deildir. Bu olayda kifin szyle nesebin
isbatna delil olacak bir ey bulunmamaktadr.
Benzerliin dikkate
alndndan bahseden hadislerin mnas ite budur. Bu hadislerde sadece
kiflik dnda baka bir yolla sabit olan nesebe dayanarak benzerlie itibar
edilmitir. Biz de zaten bunu inkr etmiyoruz.
Hz. mer'le Hz.
Ali'nin hkmlerine gelince; Hz. mer'le lgili olannda ihtilf vardr: Ondan
hem sizin zikrettiiniz rivayet edilmitir. Hem de: "Kif kendisine: 'Her
ikisi de ocukta mterektirler.' deyince ocua: 'Onlardan hangisini dilersen
ona tbi ol (onu baba kabul et).'[14]
demi ve kifin szne itibar etmemitir." rivayeti vardr.
Benzerlikle nasl
hkmedebilirsiniz? Vrislerden birisi bir karde ikrarnda bulunsa, dierleri
de onu inkr etseler, benzerlik de mevcut olsa, bununla nesebi isbat etmiyor
ve: "Vrisler onun ikrn zerine ittifak etmezlerse neseb sabit
olmaz." diyorsunuz. Bu bir eliki deil midir?
Hadis limleri yle
diyorlar: in en tuhaf olan, kiflikle hkm&meyi tepkiyle karlayp,
bunun bir tahmin ve kalbe doma ile hkmde bulunma olduunu syleyenlerin;
elerden birisi en uzak douda, dieri de en uzak batda olmas ve asla bir
araya gelmemeleri durumunda, doacak ocuun nesebini, kesin olarak birisine
ait olmad halde , her ikisine de birden ilhak eden kimseler olmasdr. Biz
ise, ocuu er'an ve hilkaten muteber olan benzerlik esasna dayanan kifin
szyle ilhakta bulunuyoruz. Bizim bu yaptmz zann- galibe, ar basan
gre ve uzman kiinin szyle ortaya kan ak bir emareye dayanmaktadr ve
(tazmin vb. gibi durumlarda) kymet takdirinde bulunan kiilerin szleriyle
amel etmekten de daha kabule ayandr. Sonra pek ok erl hkmn ak
emarelere, zann- gliblere bina edildii de inkr edilebilir mi?
ocuun yabanclara
benzeyip, akrabalarna benzememesinin mevcudiyeti, her ne kadar bir gerekse de
ok nadirdir, hkmler ise ok ve glib olan eyler iin konulur. "Ndir,
yok hkmndedir."
Kars siyah ocuk
douran adamla ilgili olay aslnda sizin aleyhinize bir delildir. nk o
hadis, Yce Allah'n insanlar yaratndaki snnet-i ilhsinin benzerlik
esas zerine olduuna ve aksinin phe douracana, insann doasnda byle
bir durumun inkrnn mevcudiyetine delildir. Ne var ki, buna kendisinden daha
gl olan "yatak" delili kar koymu, bylece iki delil tearuz
etmitir. Tabi ki hkm daha gl olan delil dorultusunda olacaktr. Biz de,
dierleri de ayn ekilde "sahih yatak mevcut iken, kiflikle veya
benzerlikle hkme gidilemeyeceini" sylyoruz. Sonra, ak benzerliin
kendisinden daha gl olan "yatak" deliline muhalefeti yadrganacak
bir ey deildir. Asl yadrganmas gereken ey, bu ak delile hibir ey
(delil) olmakszn muhalefet etmektir,
Llmn benzerlik
zerine takdim edilmesi ve Hnla birlikte benzerliin ilgsna gidilmesi de
yine ayn ekilde iki delilden daha gl olan, zayf olan zerine takdim
etmek kablindendir. Bu, muarz bir delil bulunmadnda benzerlikle amel
edilebileceine mni deildir. Mesel "beyyine", zilyedlik ve
beret-i asliyye zerine takdim edilir. Ama beyyine bulunmadnda bunlarla da
amel edilir.
sme'nin Zeyd'den
olan nesebinin kiflikle sabit olmad konusunda, biz de ayn eyi sylyoruz.
Kiflik burada, yatak deliline uygunluk arzeden baka bir delildir, diyoruz.
Hz. Peygamber'in sevinmesi.
neelenmesi ve yznn
glmesi, neseb delillerinin birbirini te'yid etmesi ve oalmas yzndendir;
yoksa nesebin sadece kifin szyle isbat edilmi olmasndan deildir. Bu
sevin, hakkn emarelerinin, delillerinin ortaya kmas ve oalmas sebebiyle
doan sevin kablindendir. Eer kiflik delil olmaya elverili olmasayd, Hz.
Peygamber (s.a.) onunla ferahlanp sevinmezdi. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.)
haklan delillerinin oalp birbirlerini teyit ettiklerini grdnde ferahlk
duyar, sevinir, onlan ashabna haber verir, onlar haber veren kimselerden
iitmelerini severdi. nk deliller oalp birbirini destekledike, insann
tasdik ve iman artar, nee ve sevin duyar. Yce Allah kullarn yle
yaratmtr. Bu hem eriatn, hem de yaratl kanununun zerinde ittifak
ettii bir hkmdr. Tevfik Allah'tandr.
Hz. mer'den rivayet
edilen, "Onlardan hangisini dilersen, ona tbi ol (onu baba kabul
et)." szne gelince, bunun sahih olarak Hz.mer'den rivayet edildii
bilinmemektedir. Sahih olsa bile o zaman, ondan nakledilen baka bir gr
olmu olur. nk bizim zikrettiimiz haber son derece sahihtir.'[15]
Kald ki, Hz. mer'in
sz kifin sznn iptali konusunda sarih de deildir. Sarih olsa bile, ancak
burada olduu gibi, ocuun iki babadan olduunu sylemeleri durumuna has olur.
Nitekim mam afi ve
ona katlanlar byle demektedirler. Vrislerden birisinin bir karde ikrarnda
bulunup, dierlerinin inkr konusuna gelince, onun nesebi sadece ikrarla sabit
olmamaktadr. Ancak ortada kifin sznn dayana olan bir benzerlik de varsa,
dierlerinin inkrna baklmaz.
Biz kiflii sadece
Mdlicoullarma hasretmiyor, kifin birden fazla olmas artn da aramyoruz.
Aksine sahih olan gre gre, bu bir haber olduu iin (hadis rivayetlerinde
de olduu gibi) bir kiinin bildirmesi de yeterlidir. mam Ahmed'den: "Bu
bir ehdettir; dolaysyla en az iki kifin bildirmesi ve ahitlikte olduu
gibi, ehdet lfznn zikredilmesi arttr." eklinde bir baka rivayet
daha vardr.
Soru: Hz. mer'den
gelen nakle gre, o ocuu iki babaya ilhak etmitir. Acaba kifler ocuu iki
babaya ilhak etseler, siz de her ikisine birden ilhak eder misiniz? Yoksa
sadece birisine mi ilhak edersiniz? Eer iki babaya ilhak hkmn
benimsiyorsanz, acaba bu M says le snrl m, yoksa daha fazla da
olsalar, onlara hep birden ilhak edilebilir mi? Buradaki kendilerine ilhak
edilen iki kiinin hkm ebeveyn hkm mdr? Yoksa, hkmleri baka mdr?
Cevap: Bu konu ilim
ehli arasnda tartmal bir konudur. mam afi: "ki babaya ilhak
olunmaz ve bir kiinin ancak tek bir babas olur. Kifler ne zaman iki babaya
ait olduunu sylerlerse, szleri itibardan der." demitir. ounluk
limler: "Hayr, iki babaya ilhak olunabilir." demiler ve sonra
ihtilf etmilerdir. mam Ahmed, Mhenn b. Yahya rivayetinde: " kiiye
de ilhak edilebilir." demitir, el-tyunl sahibi (ibn Kudme) der ki:
"Bu szn gerei olarak kiflerin ocuu ilhak ettii kimseler ok da
olsalar, ocuk onlara ilhak edilir. nk iki kiiye ilhak caiz olunca, daha
oa ilhak da caiz olur." Ebu Hanife'nin gr de byledir. Ancak o,
kiflikle hkmetmernektedir. O, ok da olsalar topluca iddiada bulunanlara
ilhakta bulunmaktadr. Kad (smail): "ten fazlasna ilhak edilmemesi
gerekir." demitir. Muhammed b. Hasan'n gr de byledir. bn Hmid
ise: "kiden fazlasna ilhak edilmez." der. Ebu Yusuf un gr de
budur.
Birden fazlasna ilhak
etmeyen kimseler (afi vb.) yle diyorlar: Snet-i ilh bir ocuun tek
babas ve tek bir annesi olmas eklinde cereyan etmektedir. Bu yzden de
sadece, "falan olu falan" ve "falan kz filan" denilir.
ayet, "falan ve filann olu u kimse" denilseydi, bu kt bir sz
olurdu. nk, zina isnad anlam tard. Bu yzden de kyamet gnnde:
"Falan olu falan nerede?" denilir. Keza "Bu, falan olu falann
yadigr." denir. Bir ocuun iki babaya nisbet edildii asla grlm
deildir.
ki kiiye nisbet
edilebilecei grnde olanlar; Hz. mer'in szn ve sahabenin bunu sktla
karlamasn delil olarak gstermilerdir. Bunlara gre ocuk, erkekle kadnn
suyundan dllendii gibi, iki adamn suyundan da dllenilebilir. Sonra Ebu
Yusuf: "Haber sadece iki babaya ilhak hakkndadr, dolaysyla hkm
sadece iki kiiye ilhaka hasredilir" demitir. Kad (smail) ise yle
der: "ten bakasna ilhak edilemez. nk mam Ahmed ""
demitir. Asl olan birden fazlasna ilhak edilmemesidir. Hz. mer'in sz,
annenin suyu ile dllenmesi durumunda iki kiiye ilhak edilebileceine dellet
etmektedir. yleyse kiinin suyu ile dllenebileceine de dellet eder. Daha
fazlas ise phelidir."
ten fazlasna ilhak
edilebilecei grnde olanlar ise yle diyorlar: ocuun iki ve erkein
suyundan yaratlmas caiz olursa, drt, be... kiinin suyundan yaratlmas da
caiz olur. Sadece e hasretmenin bir izah yoktur. Ya ok da olsa ilhak
benimsemek, ya da 'birden fazlasna ilhak caiz deildir' demek gerekir. Bu iki
grten baka gr olmamaldr. En iyisini Allah bilir.
Soru: Rahim, erkein
suyunu iine alp da, Allah ondan ocuu yaratmay murad ettiinde, ona
sapasalam yapmakta ve bozulmayacak ekilde onu tamamlamaktadr. Bu durumda
bir bakasnn suyu nasl girebilir?
Cevap: kincisinin
suyunun birincisinin ulat jrere ulamas ve onlarla btnlemesi imknsz deildir.
Aynen ocuun ebeveynin suyundan dllenmesinde olduu gibi, biri dierinin
suyundan nce gelebilir ve buna ramen, ikincinin suyunun, birincinin suyunun
ulat yere varmas imknsz deildir. deten de bilinir ki, hamile kadnla
devaml cimada bulunulursa ocuk bir engel olmadka tonbul olmaktadr.[16] Bu
sebebten Yce Allah, hayvanlar gebe kaldnda erkeklerinin zerlerine
kmalarna imkn vermeme, aksine ilikiden son derece kanma gdsn onlara
yerletirmitir. mam Ahmed: "kincinin cim ocuun iitmesini,
grmesini artrr." demitir. Hz. Peygamber (s.a.) hamile kadnla cim
"ekin sulama"ya benzetmitir. Sulamann ocuun bnyesinde ziyadelik
douraca malumdur. En iyi bilen Allah'tr.
Soru: Hadis, ocuun
istilhk hkmne ve "ocuun yataa ait olduu"na dellet etmitir.
Peki, muarz "yatak" delilinin olmad bir durumda, zina eden
kimsenin bir ocuu kendi nesebine katmas hakknda ne dersiniz? Nesebi ona
katlr m ve ocuk iin nesep ahkm sabit olur mu?
Cevap: Bu konu nemli
bir konudur ve ilim ehlinin konu ile ilgili ihtilflar vardr: shak b.
Rhyeh: "Zinadan doan ocuun meru bir yatakta doup da sahibinin
iddias bulunmamas durumunda, zina eden kimse bendendir diye iddia ederse
ocuk kendisine katlr." demi ve Hz. Peygamber'tn (s.a.): "ocuk
yataa aittir." szn, daha nce de getii gibi, zina edenle yatak
sahibinin ocuk zerinde ekimeleri durumuyla ilgili olarak sylemitir
eklinde te'vil etmitir. Bu Ha.san el-Basr'nin grdr. Bu gr ondan
isnadyla birlikte shak rivayet etmi ve: "Bir kadnla zina eden bir
adam, kadndan doan ocuun kendisine ait olduunu iddia etse, zina cezas
vurulur ve ocuk onun olur." demitir. Bu Urve b. Zubeyr ve Sleyman b.
Yesr'm da grleridir. Onlarn: "Her kim ki, bir ocua olum diye
gelir, anasyla zina ettiini sylerse, o ocuu da baka hibir kimse iddiada
bulunmazsa, o oludur." dedikleri zikredilir. Sleyman, Hz. mer'in
cahiliye devrinde doan ocuklar slm dneminde iddiada bulunan kimselere
ilhakta bulunmasn delil olarak kullanr. Grld gibi bu gr, hem gl,
hem de aktr. Cumhurun elinde "ocuk yataa aittir..." hadisinden
baka delil yolstur. Bu grn sahipleri de zaten o hadisle ilk amel
edenlerdir. Sahih kyas da bunu gerektirmektedir. nk baba zina eden iki
kiiden birisidir. ocuk anneye ilhak edilip, ona nisbet edilince; anne ile
ocuk birbirlerine varis olunca, zina etmesine ramen, annesinin akrabalar ile
ocuk arasndaki nesep sabit olunca, her iki znnin sularndan vcut bulmu
olunca, her ikisi de onun ocuklar olduunda ittifak edince, bir bakas da
iddiada bulunmuyorsa, ocuu (zina eden) babaya ilhak etmek iin ne engel
vardr? Bu tam bir kyastr. Nitekim (sroullanndan) Creyc, annesi obanla
zina eden ocua: "Baban kim? Ey ocuk!" demi. O da "Falan
oban." demiti.[17] Bu
bir keramet olarak Allah tarafndan konuturulmutu. Allah'n konuturmasnda,
yalann tiulunmas mmkn deildir.
Soru: Peki bu konuda
Hz. Peygamber'den (s.a.) sadr olmu bir hkm var mdr?
Cevap: O'ndan konuyla
ilgili iki hadis rivayet edilmitir. imdi pnlan arzedeceiz: [18]
Ebu Davud, Snen'de
bn Abbas hadisinde Hz. Peyganber'in yle buyurduunu nakletmitir:
"slm'da zina yoktur. Kim cahiliye dneminde zina etmise (doan ocuk)
onun asabesine katlmtr. Kim gayr meru yoldan bir ocuun kendisine
ait olduunu iddia
ederse, ocuk ona, o
ocua vris olamaz."[19]
Hadisin metninde ifadesi gemektedir ve kelimesi zina demektir. el-Asma bu
kelimenin sadece cariyelerle zina iin kullanldn, hr kadnlar iin
kullanlmadn syler. nk cariyeler efendileri iin kotururlar ve onlar
iin para kazanrlard. zerlerine konulmu, efendilerine demeleri gereken
belli bir mebla olurdu. slm ge*di ve cariyelerin zina yoluyla efendileri
iin para kazanmalar durumunu iptal etti. Bu yolla doacak ocuklarn
neseblerini tanmad. Ama cahiliye devrinde olup bitenleri deitirmedi,
onlarn neseplerini tand.
el-Cevher ise:
"Erkek hakknda zina etti, demek iin tabiri kullanlr. Bunun hr kadm ve
cariye iin kullanld da olur.
Cariye iin ise zel
olarak tabiri kullanlr." der. Ancak bu hadisin isnadnda mehul bir rvi
vardr. O yzden hadis hccet olamaz.
Yine SnerCde, Amr b.
uayb babas dedesi tarikyla yle rivayet edilir: Hz. Peygamber (s.a.),
ismi ile arld babasndan sonra ve vrislerin iddias zerine nesebi
istilhk edilen kimseler iin (yle) hkmetmitir: "Cariyeden doan her
bir kimse, eer cariye hamile kald cima srasnda (babann) mlknde idiyse,
istilhkta bulunann (vrisler) nesebine katlr. Daha nce taksim edilen
mirastan bir hakk bulunmaz. Taksim edilmemi bir miras varsa, ondan payn
alr. Bu durumda kendisine nisbet edilen baba (hayatta ve) ocuu inkr
ediyorsa, ocuk onun nesebine katlmaz. Eer ocuk cima srasnda sahip
olmad bir cariyedense veya zina ettii hr bir kadndan ise, ocuk ona
katlmaz ve vris olamaz. sterse ad ile arlan kimse, bizzat ocuun
kendisinden olduunu iddia etsin, dinlenmez. O ocuk bir veled-i 2:inadr.
ster hr kadndan, ister cariyeden olsun farketmez."
Baka bir rivayette,
"O veled-i zinadr; ister hr olsun, ister cariye, anas tarafndan nesebi
sabit olur. Bu slm'n ilk yllarnda olan istilhk olaylaryla ilgilidir.
slm'dan nce taksim edilen mallar artk gemitir. "[20] Bu
hadisin isnadna hadisiler tarafndan yneltilen eletiriler vardr. nk
hadis Muhammed b. Rid el-Mekhl'nin rivyetlerindendir.
Cahiliye devrinde
birok kimsenin fuhu yapan cariyeleri vard. Bunlardan birisinin, baka biri
ile de fuhu yapm cariyesi ocuk dourduu zaman, bazen efendi ocua sahip
kar, bazen de zina ettii adam iddia eder ve aralarnda anlamazlk kard.
Sonunda slm geldi ve Hz. Peygamber (s.a.) ocuun efendiye ait olduuna
hkmetti. nk o yatan sahibiydi. Zina edeni ise mahrum brakt.
Hadis baz durumlar
iermektedir:
Birincisi: ocuk
vrislerin iddias zerine kendisine isnad edilen babasnn lmnden sonra
istilhk edilmise baklr; eer ocuk babann cima ettii srada sahibi olduu
bir cariyeden domusa, babann vrislerinin istilhkta bulunmalaryla ocuk
is'Cilhk tarihinden itibaren onlarn nesebine katlr. Daha nce taksim edilen
mirasta hakk bulunmaz. nk taksim srasnda oulluk hkm henz mevcut
deildi. Taksim edilmeyen mirastan ise payn alr. nk hkm, mirasn
taksiminden nce sabit olmutur. Dolaysyla kendi payna hak kazanr. Bu, bir
miras zerinde taksimden nce mslman olan kimsenin durumuna benzer. Ulemann
iki grnden birisine gre, ona da taksim edilir. mam Ahmed'den gelen iki
rivayetten biri de byledir, Miras taksim edildikten sonra mslman olacak
olsa, bir hakk bulunmaz. Burada nesebin sbtu, mirasa nisbetle aynen slm'a
girmek hkmndedir.
"Kendisine nisbet
edilen baba (hayatta ve) ocuu inkr ediyorsa, ocuk onun nesebine
katlmaz." sz vrisler arasndaki anlamazln hkmn aklamaktadr.
Birinci surette, babann vrislerinin ocuu istilhkmdan bahsedilmektedir.
Burada ise, vrisler istilhkta bulunmakta, baba ise inkr etmektedir. Bu
durumda ilhak edilememektedir. nk vrislerin, kendisinden halef olduklar
asl, inkr etmektedir. Onun inkanyla birlikte ilhak mmkn deildir.
Bu babann mlik
olduu cariyeden ocuun domas durumuyla ilgilidir. ocuun, sahip olmad
bir cariyeden veya zina ettii hr bir kadndan domas durumunda ise, ilhak ve
veraset hkm szkonusu deildir. sterse bizzat cimda bulunan baba, o ocuun
kendisinden olduunu iddia etsin, farketmez. ocuk veled-i zinadr. Nesebi
babadan sabit olmaz. Hr ya da cariyeden domas hkm deitirmez. Bu,
ounluk ulemann, shak ve onun gibi dnenlerin: "Eer iddia etse bile
ocuk zina edene ilhak edilmez. Aralarnda veraset cereyan etmez. O veled-i
zinadr. Hr olsun, cariye olsun, ancak ana tarafndan nesebi sabit olur."
demelerine kar kullandklar bir delildir.
"slm ncesi
gerekletirilen mal taksimleri ise artk gemitir." Bu hadis shak b.
Rhyeh ve onun grnde olanlar reddetmektedir. Ancak senedinde Muhammed b.
Rid vardr. Biz Amr b. uayb hadisini delil olarak kabul ediyoruz. Hadis
onunla (Muhammed b. Rid) muallel olmaz. Eer bu hadis sabitse (ki cumhur yle
dnmektedir) o takdirde, gereiyle hkmetmek ve ona dnmekten baka yol
yoktur. Aksi takdirde shak ve onun gibi dnenlerin grlerini kabul etmek
gerekir. Yardm ancak Allah'tan dilenir. [21]
Ebu Davud ve Nes'nin
Snen'lerinde Abdullah b. el-Halil hadisinde Zeyd b. Erkam yle anlatr: Hz.
Peygamber'in yannda oturuyordum. Yemen'den bir adam geldi ve yle dedi:
Yemenli kii Hz. Ali'ye geldiler ve ayn temizlik sresinde ilikide
bulunduklar bir kadndan doan ocuk zerinde aralanndaki anlamazl
kaldrmak zere, huzurunda muhakeme oldular. Hz. Ali ilerinden ikisine:
"unun iin ocuktan vazgein." dedi. Onlar galeyana geldiler. Sonra
dier ikisine: "unun iin ocuktan vazgein." dedi. Onlar da
galeyana geldiler. Daha sonra dier ikisine: "unun iin ocuktan
vazgein." dedi. Onlar da galeyana geldiler. Bunun zerine Hz. Ali onlara:
"Siz zorluk karan ve anlamaya yanamayan ortaksnz. Aranzda kur'a
ekeceim. Kur'a kime karsa, ocuk ona ait olacaktr ve zerine dier iki
orta lehine diyetin te ikisini demesi gerekecektir." dedi. Aralarnda
kur'a ekti ve ocuu kur'a kana hkmetti.
Bunu duyunca Hz.
Peygamber (s.a.) yle gld ki, az dileri gzkt.'[22]
Hadisin isnadnda
Yahya b. Abdullah el-Kind el-Eclah vardr. Onun hadisi hccet olarak
kullanlmaz. Ancak Ebu Davud ile Nes bu hadisi Zeyd b. Erkam'dan rivayet eden
Abdu Hayr'a kadar hepsi de sika olan rviler zincirleriyle rivayet etmilerdir.
Hadisin metni yle: Hz: Ali Yemen'de iken, ayn temizlik sresi ierisinde bir
kadnla ilikide bulunan adam getirildi. Hz. Ali, ikisine unun lehine
ocuu ikrarda bulunup bulunmayacaklarn sordu. Onlar "Hayr!"
dediler. Byle byle hepsine sordu. Her bir iki kiiye sorduunda
"Hayr!" dediler. Sonunda aralarnda kur'a ekti ve ocuu kur'a
isabet eden kimseye hkmetti ve ona diyetin te ikisini demesini emretti.
Rvi diyor ki: "Bu olay Hz. Peygamber'e (s.a.) anlatld. O az dileri
grnnceye kadar gld."'[23]' Bu
hadis Zeyd b. Erkam'n drlmesi suretiyle Abdu Hayr'dan rivayet edilmitir,
dolaysyla mrseldir diye tenkid edilmitir. Nes: "Bu daha
dorusudur." der. Bu daha alacak bir eydir! nk bu hadisten Zeyd b.
Erkam'n drlmesi onu mrsel yapmaz. Zira Abdu Hayr, Hz. Ali'ye yetimi ve
ondan hadis dinlemitir. Hz. Ali ise olayn kahramandr. Farzedelim ki, Zeyd
b. Erkam'm senedde zikri yok, bu durumda hadisin mrsellii de nereden gelecek?
Ancak yle denebilir:
Abdu Hayr, Hz. Peygamber'in (s.a.) gln grmemitir. Hz. Ali ise o srada
Yemen'dedir. Hz. Peygamber'in (s.a.) gln seyreden ancak Zeyd b. Erkam veya
baka bir sahabdir. Abdu Hayr, Hz. Peygamber'in (s.a.) gln seyreden
sahabnin ismini zikretmemitir. Dolaysyla hadis mrseldir.
Cevap: u halde
hadisin Abdu Hayr ve Zeyd b. Erkam kanalyla muttasl olduu sabittir. Bu
muttasl hadisi, "sika rvinin ziyadesi makbuldr" diyerek tercihte
bulunann durumu aktr. Hfz va zabt daha kuvvetli rvinin rivayetini
tercih eden de, kendisi asndan hakldr. Hz. Ali ona olay anlatmtr. Bu
durumda hadis nihayet mrsel olur. Hadisin baka yoldan muttasl olarak rivayet
edilmesi onu glendirir.
Sonra fukaha bu hkm
hakknda ihtilf etmilerdir: tshak b. Rhyeh hkm benimsemi ve: "ocuk
davasnda snnet budur." demitir. afi'nin kadm (eski) mezhebi de
byleydi. mam Ahmed'e gelince; ona bu hadis sorulmu, o kifier hadisini buna
tercihle: " Kifler hadisi bana daha sevimli geliyor." demitir.
Burada iki husus
vardr: Birincisi: Neseb ahkmna kur'ann girmesi. kincisi: Kur'a kenidisine
kan kimse zerine dier iki orta lehine diyetin te ikisini demesi
zorunluluu.
Kur'a: Kendisinden
baka beyyine, ikrar, katilerin beyan gibi bir tarafn tercihini gerektirecek
bir delil bulunmadnda kur'aya bavurulabilmektedir. Bu durumda hak sahibinin
kur'a ile belirlenmesine gidilmesi uzak deildir. Zira kur'a, davada tercih
sebeplerinden olmak zere bavurulabilecek en son aredir. Herhangi bir karine
ve emare ile sabit olmayan emlk davalarnda kur'ann yeri olduuna gre,
sadece kifin szne msteniden gizli bir benzerlikle hkmde bulunulabilen
nesep davalarnda ncelikli olarak bulunur.
Diyet iine gelince,
gerekten izah ok zordur. Zira burada diyeti gerektirecek bir husus yoktur.
Burada szkonusu olan, sadece kur'arun dierine kmasyla, nesebinin kendisine
katlmasnn artk imknsz hale gelmesidir. Bu durumda yle denebilir:
kiiden her birinin ilikisi, ocuun kendisine ait klnmas iin uygun bir
sebeptir. Her birisi kadnla ilikide bulunmak suretiyle, dier ikisinin
nesebin kendilerine katlmasna imkn veren durumlarn ortadan kaldrmtr.
Ancak ocuun hangisinden olduu da bilinmemektedir. Kur'a ocuu birisine ait
klnca, dier ikisinin nesebini ortadan kaldrm gibi oldu ve bu ocuun
itlaf gibi kabul edildi. Her de bir baba yerine kondu. ocuk zerindeki
itlaf edenin hakk, diyetin te biriydi. Madem ki ocuk kendisine dnd,
yleyse iki kiinin paylarna den ksm demesi gerekecekti ki, bu da her
biri iin te bir diyet oluyordu.
Bundan daha gzel bir
baka izah da yledir: Kur'a kendisine kan kimse, kadnla cinsel ilikide
bulunmak ve ocuu kendisine katmak suretiyle, ocuu sanki onlara nisbetle
itlaf etmiti. zerine kymetini demesi vcib oldu. ocuun er'an kymeti de
onun diyetidir. Dolaysyla onlara ocuun kymetinin te ikisini demesi
gerekti ki, bu da te iki diyettir. Bu aynen kii arasnda mterek olan
bir klenin, ortaklardan biri tarafndan itlaf edilmesine benzemektedir. nk
bu durumda itlaf eden, dier iki ortana klenin te iki deerini demek
durumundadr. Hr bir ocuun kur'a hkmyle dier ikisine nisbetle itlaf,
aralarnda mterek olan klenin itlaf gibidir.
Bunun bir benzeri de
ashabn, cariyenin ocuklarnn efendi aleyhine hr olmalarna sebep olan
kimseye, ocuklarn bedellerini efendi lehine tazmin etme ykmlln
getirmeleridir. nk o ocuklar aslnda kle olacaklard. Dolasiyla bu imkn
izle eden kimse onlarn bedelini tazmin etmelidir.
Bu son derece latif ve
ince bir kyastr. Fukahann yapm olduu kyas ve benzetmeler zerinde oka
dnldnde, bunun onlardan ok daha gl, tutulan yol bakmndan daha
gzel, yaklam bakmndan daha ince olduu grlr. Elbette Hz. Peygamber
(s.a.) bouna glmemitir.
Bu hadisle, kifler
hadisi arasnda bir elikinin olmad da sylenebilir. Eer kif mevcutsa,
onunla amel etmek gerekecektir/lger kif yoksa veya iin iinden kamazlarsa,
o zaman da kur'a yoluyla neticeye varmak gerekir. En iyi bilen Allah'tr. [24]
Ebu Davud, Snen'de
Amr b. uayb babas dedesi senediyle yle nakleder: Dede Abdullah b. Amr
el-s anlatr: Bir kadn gelerek: "Ya Raslallah u oluma karnm yuva,
gsm eme, kucam ise kundak olmutur. imdi ise babas beni boad ve
ocuu benden ekip almak istiyor." dedi. Hz. Peygamber (s.a.):
"Evlenmediin srece o ncelikle sana aittir." buyurdu.[25]a)
Sahihayn'da, Ber b. zib hadisinde anlatlr: Hz. Hamza'nn kz hakknda Hz.
Ali, Cafer ve Zeyd anlaamadlar. Hz. Ali: "Ben daha ok hak sahibiyim, o
benim amcamn kzdr." dedi. Cafer: "(Hayr,) amcamn kzdr,
teyzesi de nikhm altndadr." dedi. Zeyd de: "O benim kardeimin
kzdr." dedi. Hz. Peygamber (s.a.), teyzesi lehine hkmetti
ve:"Teyze anne yerindedir." buyurdu. [26]
Snen sahipleri Ebu
Hureyre'den rivayet ederler Buna gre Hz. Peygamber (s.a.), bir ocuu babas
ile annesi arasnda muhayyer brakmtr.[27]
Tlrmiz, hadisin sahih olduunu syler.
Yine Snen sahipleri
rivayet ederler: Ebu Hureyre anlatr: Bir kadn geldi ve: "Ya Raslallah!
Gerek u ki, kocam ocuumu alp gtrmek istiyor. O bana Ebu Inebe kuyusundan
su getirmeye balad ve bana yaran dokundu." dedi. Hz. Peygamber (s.a.)
onlara: "ocuk zerine kur'a ekin!" buyurdu. Kocas: "Benim
ocuum zerinde bana kar kim hak iddia edebilir ki?" dedi. Hz.
Peygamber (s.a.) ocua: "Bu baban, bu da annen! Hangisini istersen onun
elini tut." buyurdu. ocuk da annesinin[28]elini
tuttu. Kadn ocuunu ald gitti.
Tirmiz: Hadis, hasen-sahihtir, demitir.
Nes'nin Snen'inde,
Abdulhamid b. Seleme el-Ensr babas dedesi senediyle rivayet edilmitir.
Rvi dede mslman olmu, kans ise slm' kabul etmemiti. Koca, bali
olmam kk bir ojlunu getirdi. Hz. Peygamber (s.a.) babay bir tarafa,
anneyi de dier tarafa oturttu. Sonra ocuu muhayyer brakt ve: "Allah'm,
onu doruya hidyet et!" buyurdu.[29]ocuk
babasna gitmiti.
Ebu Davud'un
rivayetinde ise yledir: Dedem Rfi' b. Sinan anlatt: Kendisi mslman olmu,
kans ise slm'a girmekten kanmt. Kadn, Hz. Peygamber'e (s.a.) geldi ve:
"Benim kzm. O henz yeni stten kesilmi ya da yle bir ey." dedi.
Rfi' de: "Benim kzm." dedi. Hz. Peygamber (s.a.) Rfi'e: "Sen
bir keye otur!" kadna da: "Sen de baka bir keye otur!"
buyurdu. Sonra da ocuu aralarna oturttu. Daha sonra onlara:" ocuu
(kendinize) arn!" buyurdu. ocuk annesine meylediyordu ki, Hz.
Peygamber (s.a.): "Allah'm, onu doruya hidyet[30]buyur!"
dedi. ocuk da babasna meyletti. ocuu babas ald. 2 Bu Hadislerin
Deerlendirilmesi:
Birinci hadis,
ulemann bu konuda Amr b. uayb'a ihtiya duyduklar ve burada onu delil olarak
kullanmak zorunda kaldklan bir hadistir. Hadis hep Amr b. uayb etrafnda
dnmektedir ve evlilikle hidne hakknn deceine dair Hz. Peygamberden
(s.a.) gelen bundan baka bir hadis bulunmamaktadr. Drt imam ve dierleri bu
gr benimsemilerdir.
Hadiste Amr, dedenin
Abdullah b. Amr olduunu tasrih etmitir. Bylece, "Dededen maksat belki
uayb'm babas Muhammed'dir, dolaysyla hadis mrsel olur." diyenlerin
szleri yanl olur. uayb'n, dedesi Abdullah b.Amr'dan hadis iittii de
sahihtir. Bu itibarla, "Hadis munkat'dr." diyenlerin sz de boa
kar. Buhari, Sahih'i dnda onun hadislerini delil olarak kullanm ve
hadisinin sahih olduunu beyan etmi ve: "Abdullah b. Zbeyr el-Humeyd,
Ahmed, shak ve Ali b. Abdullah onunla ihticcda bulunuyorlard. Onlardan sonra
kim var?!" demitir. shak b. Rhyeh de: "Bizce o, Eyyb Nfi'
bn mer silsilesi gibidir." demitir. Hkim, Ulmu'l-Hads'de, onun
hadisinin shhati zerinde ittifak bulunduunu sylemitir.
Kadnn: "Karnm
ona yuva... olmutu." eklindeki sz, kadnn yaklamn ortaya
koymaktadr. Ona gre ocuun oluumunda nasl ki bu husus yalnzca
kendisine hastr ve babann herhangi bir itiraki yoktur, yleyse ocuk da
kendisine has olmaldr. Kadn, babann katlmad ve sadece kendisine has
olan bu aidiyette, fetva talebinde bulunduu ve koca ile mahkemelik olduklan
konunun da kendisine ait olduuna dellet bulunduuna iaret etmi oluyordu.
Bu hadiste, mna ve
illetlerin itibara alndna, bunlarn hkmlere etki ettiine ve hkmlerin
bunlara balandna bir delil bulunmaktadr. Bunun byle olduu saduyu sahibi
herkes iin, hatta kadnlar iin bile ak ve ortadadr. Kadnn ortaya koyduu
ve hkmn balanmas iin sebep kld vasf Hz. Peygamber (s.a.) kabulle
karlam ve zerine neticesini bina etmitir. Eer kadnn ileri srd
vasf btl olsayd, Hz. Peygamber (s.a.) onu ilga ederdi. Aksine hemen
akabinde, hkm onun zerine bina eylemesi, onun hkmndeki tesirini ve onun
sebebi olduunu gsteren bir delildir.
Hadisle, gib zerine
hkm verilebileceine istidlalde bulunulmutur. nk hadiste babann hazr
bulunduundan ya da savunmada bulunduundan sz edilmemitir. Dorusu hadiste
buna bir dellet yoktur. nk bu bir ferd olaydr. Eer baba hazr idiyse,
durum aktr. Yok gib idiyse, kadn sadece fetva talebinde bulunmak iin
gelmitir ve Hz. Peygamber (s.a.) de sorusunun gerekli cevabm vermitir. Aksi
takdirde (bu bir kaza tasarrufu olsayd) sadece kadnn: "Kocam beni boad..."
szne itimatla koca aleyhine ocuun kendisine hkmedilmesine gidilmezdi.
Hadise gre, elerin
ayrlmas ve aralarnda da bir ocuun bulunmas durumunda, hidne hakknda
anne, babadan nce gelmektedir. Ancak annede, babaya tercihini mni bir durum,
ya da ocukta muhayyerliini gerektirecek bir vasf olmamaldr. Bu konuda bir
tartma olduu bilinmemektedir. Hz. Peygamber'in (s.a.) halifesi Ebu Bekir
hidne konusunda Hz. mer aleyhine hkmetmi ve hibir kimse buna tepki
gstermemitir. Hz. mer halife olduunda, o da aynsyla hkmetmitir. Mlik,
Muvatta'da Yahya b. Sad'den nakleder, o Kasm b. Muhhammed'i yle derken
iitmitir: "Hz. mer'in nikahnda Ensr'dan bir kadn vard. Olu sm'
dourmutu. Sonra Hz. mer ondan ayrld. mer, Kba'ya geldi. Olu sm'
mescidin avlusunda oynar buldu. Kolundan tuttu ve bineinin zerine nne
koydu. ocuun ninesi ona yetiti ve Hz. mer'le ekiti. Sonunda Hz. Ebu
Bekir'e geldiler. Hz. mer: "Olum!" dedi. Kadn:"Olum!"
dedi. Bunun zerine Hz. Ebu Bekir, mer'e: "ocukla kadn arasndan
ekil!" dedi. Hz. mer bir daha[31]stelemedi.
bn Abdilber yle
der: "Bu hem munkat* hem de muttasl tarkleri bulunan mehur bir
haberdir. lim adamlar bu haberi kabulle karlamlardr. Hz. mer'in
szkonusu sm'n annesi olan zevcesi, Cemile bt. Asm b. Sabit b. Eb'l-Aklah
el-Ensr'dir."
Yine o yle diyor:
"Bu haberde Hz. mer'in grnn farkl olduuna da delil vardr. Ancak o
meseleyi, hkm ve ici yetkisini elinde bulunduran Hz. Ebu Bekir'e intikl
ettirmitir. Daha sonra kendi halifelik dneminde ise, Hz. Ebu Bekir'in gr
dorultu sunda fetva verip hkmde bulunmu, ocuk henz kk, gayr- mmeyyiz
bulunduu srece Hz. Ebu Bekir'in grne muhalefet etmemitir. Bu konuda Hz.
Ebu Bekir'le Hz. mer'e ashbtan muhalif birinin bulunduu da
bilinmemektedir."
Abdrrezzak, bn
Creyc'den nakleder. Ona da At el-Horasn haber vermitir. O da bn Abbas'tan
nakleder: Hz. mer, kars olan olu sm'n annesini boamt. Onunla
Muhassir'de karlat, ocuunu tayordu. ocuk stten kesilmi ve yryordu.
Hz. mer ocuu kadndan ekip almak iin elinden tuttu ve ekti. Kadn '.kar
koydu, yle ki ocuu incitti ve ocuk alad. Hz. mer: "Oluma ben
senden daha ok hak sahibiyim." dedi. Sonunda Hz. Ebu Bekir'in huzurunda
dava oldular. Hz. Ebu Bekir, ocuun kadna ait olduuna hkmetti ve:
"Onun kokusu, yata, kuca ocuk iin senden daha hayrldr. Sonunda
byr, kendi kararn kendisi verir." dedi. Muhassir, Kba ve Medine
arasnda bir pazar yeridir[32]
Yine Abdrrezzak,
es-Sevr sim krime kanalyla yle rivayet eder: Hz. mer'in kars, Hz.
Ebu Bekir'in huzurunda Hz. mer'le dava oldu. mer onu boamt. Hz. Ebu
Bekir: "Anne daha efkatli, daha nazik, daha merhametli, daha hisli ve
duyguludur. Evlenmedii srece ocuu zerinde ncelik hakk vardr,"
dedi.[33]
Yine o Ma'mer'den
nakletmitir. Ma'mer, Zhryi yle derken iitmitir: "Gerek u ki, Hz.
Ebu Bekir ocuk hakkndaki davada Hz. mer aleyhine, ocuun annesi lehine
hkmetmi ve: 'Evlenmedii srece annesi ocuuna daha ok hak sahibidir.'
demitir."[34]
Soru: Rivayet
farkllk gstermektedir. Acaba Hz. mer'le, nce annesi daha sonra da ninesi
olmak zere tartma ayn ayn iki defa m olmutur? Yoksa olay ikisinden birisi
ile Hz. mer arasnda bir kez mi vuku bulmutur?
Cevap: Fazla
farketmez. nk eer lehine hkmedilen anne ise, zaten mesele yoktur. Eer
nine ise, Hz. Ebu Bekir'in onun lehine hkmde bulunmas anne lehine ncelikle
hkmedeceini gsterir. [35]
ocuk zerinde velayet
iki trldr: .
1) Babann anneye ve anne tarafna tercih
edildii velayet tr. Bunlar mal ve nikh velayetidir.
2) Annenin baba zerine tercih edildii velayet
tr. Bunlar da hidne ve emzirme velayetidir. Ebeveynden her birisi,
kendilerine verilen bu haklarda, ocuun maslahat gznnde tutularak dierine
tercih edilmi, ebeveynden hangisi o konuyu daha iyi stlenebilecekse velayet
ona tevdi edilmi ve bylece ocuun ihtiyac en iyi ekilde karlanmtr.
Kadnlar, ocuklarn
terbiyesi konusunda daha bilgili, daha becerikli, daha sabrl ve merhametli,
vakitleri de daha msait olduu iin hidne hususunda anne, babaya tercih
edilmitir.
ocuun evlilii
konusunda da, erkekler onun karlarn gzetmede, ihtiyatl davranmada daha
ileri grl ve muktedir olduklarndan, bu konuda da baba, anneye tecih
edilmitir. Dolaysyla hidne konusunda annenin babaya, evlilik ve ml
konularla ilgili velayette de babann anneye tercihi, eriatn stn
meziyetlerindendir ve ocua kar gsterdii ihtiyat tedbiri ve onu
kollamasnn tabi bir neticesidir.
Bu giriten sonra
soruyoruz: Hidne konusunda anne, baba zerine ocua babadan daha yakn oluu,
yani annelii sebebiyle mi tercih edilmitir? Yoksa kadnlarn terbiye iinden
daha iyi anlamalan, ocua erkekten daha iyi bakabilmeleri, yani kadnl
sebebiyle mi tercih edilmitir?
Bu konuda
limlerimizin iki gr bulunmaktadr: Her ikisi de Hanbe mezhebinde
mevcuttur. Bunlarn neticesi asabe kadnlarnn, annenin akrabalarna tercih
edilip edilmeyecei konusunda ortaya kar. Mesel annenin annesiyle babann
annesi; baba bir kzkarde ile anne bir kzkarde; teyze ile hala; annenin
teyzesi ile babann teyzesi; anne tarafndan olan hala ve teyzelerle baba
tarafndan olar. hala ve teyzeler bir araya gelseler hangisi tercih edilir?
Konuyla ilgili olarak
mam Ahmed'den iki rivayet vardr: Birincisi: Annenin akrabalar babann
akrabalarna tercih edilir, eklindedir. kincisi ise ki delil bakmndan
daha gldr ve eyhlislm bn Teymiye'nin tercihidir, babann akrabalarnn
tercih edilmesi dorultusundadr. el-Hrak'nin Muhtasarnda zikrettii gr
de budur ve yle demitir: "Baba bir kzkarde, anne bir kzkardeten ve
teyzeden daha nce gelir. Babann teyzesi annenin teyzesinden daha nce gelir.
Buna gre babann annesi, annenin annesine tercih edilir. Nitekim mam Ahmed
iki rivayetten birisinde byle demitir."
Yine bu rivayete gre,
babann erkek akrabalar da annenin erkek akrabalarndan nce gelir. Baba bir
karde, anne bir kardeten, amca daydan nce gelir. Bu tabi, "Annenin
erkek akrabalarnn da hidne konusunda haklan vardr." grne gredir.
Kald ki, bu noktada mam Ahmed ve mam afi'nin mezheplerinde ikier vecih
bulunmaktadr:
1) Hidne hakk ancak asabeden ve mahrem olan
erkeklerle, vris olan ya da asabe veya bir vrisle ona bal
olan kadnlar iin szkonusudur.
2) Onlarn
da hidne haklar vardr. Getirilen detaylar (tefin bu vecih zerinedir. Ayn
zamanda bu Ebu Hanife'nin grdr. Bu, hidne konusunda baba tarafnn anne
tarafndan stn olduuna, annenin sadece kadn oluundan dolay tercih edilip,
annelik cihetinin ncelikli oluundan olmadn gsterir. Zira eer anne taraf
ar basacak olsayd, o zaman anne tarafndan olan hem erkekler hem de kadnlar
baba tarafndan olan erkek ve kadnlara tercih edilecekti. Erkekleri ittifakla
tercih edilmediine gre, kadnlar da yle olacaktr. Aralarnda ayrm
gerektirecek bir fark yoktur.
Yine erl esaslar ve
kaideler miras, nikh velayeti, lm velayeti vb. konularda babann akrabalanmn
tercih edileceini gstermektedir ve hibir hkmde annenin akrabalarnn
babann akrabalarna tercih edildii grlmemitir. Dolaysyla hidne
konusunda onlar tercih edenler, delilin gerei haricine km olur.
Dorusu udur: Anne
sadece, kadnlarn ocuklara kar daha efkatli, terbiye konusunda daha
tecrbeli ve sabrl olduklan iin tercih edilmitir. Buna gre, babaanne
anneanneden, baba bir kzkarde anne bir kzkardeten, hala teyzeden daha nce
gelir. Nitekim mam Ahmed iki rivayetten birisinde bunu aklamtr. Yine buna
gre babaanne, babann babas zerine, annenin babaya tercihi gibi tercih
edilecektir.
Bu anlaldysa
diyebiliriz ki, bu furu arasnda eliki bulunmayan dzenli ve istisnas
olmayan bir esasdr. Akrabalk ciheti ayn olur ve derece de bir olursa, kadn
erkek zerine tercih olunur. Buna gre, kzkarde erkek kardeten, hala
amcadan, teyze daydan, nine dededen nce gelecektir. Bu esasn k yeri de
annenin babaya tercih edilmesidir.
Eer akrabalk ciheti
farkl olursa, o takdirde babann akrabal, annenin akrabalna tercih
edilecek ve baba bir kzkarde, anne bir kzkardeten, hala teyzeden, babann
halas teyzesinden... nce gelecektir.
te salkl yaklam
ve doru kyas budur. slm kadlarnn efendisi reyh de ayn ekilde
hkmetmitir. Nitekim Vek, Musanne/inde Hasan b. Ukbe'den, o da Sad b.
el-Hris'ten nakletmitir ki: "Amca ile day, bir ocuk iin reyh'in
huzurunda muhakeme oldular. reyh ocuun amcaya ait olduuna hkmetti.
Days: Ben ona kendi malmdan harcayacam.' deyince, reyh ocuu bu kes:
ona verdi. [36]
Bu konuda baka trl
bir gre sahip olanlar, elikiden kendilerini kurtaramazlar. Misli: mam
ve bir rivayette Ahmed'in anneanneyi babaanneye tercih etmeleridir. Sonra mam
afi zahir mezhebinde, mam Ahmed de kendisinden nakledilen beyannda:
"Baba bir kzkarde anne bir kzkardee tercih edilir." demilerdir
ve bylece kyas terketmilerdir. Ebu Hanife, el-Mzen ve bn Sreye ise
kyas bozmayarak: "Anne bir ktzkarde baba bir kzkardee tercih edilir.
nk o anne ile, baba bir kzkarde ise baba ile yaklamaktadr. Anne babaya
tercih edilince, onun kanalyla yakn olanlar da, baba vastasyla yakn
olanlara tercih edilir." demilerdir. Ancak bunlarn .tenakuzu
ncekilerinkinden daha da byktr. yle ki: Birinci gr sahipleri, babann
yaknln annenin yaknlna tercih etme konusundaki usul ve kyas
dorultusunda yrmler ve anneanne ile babaanne konusunda onlara muhalefet
etmilerdir. Bunlar ise iki yerde kyas terketmiler ve eriatn arka plna
att yaknl ne geirmiler; ne geirdii yaknl da arka plna
atmlardr. Her yerde tercih de etmemiler, ayn olmalarna ramen bir yerde
ne almlar, baka bir yerde arka plna atmlardr. Mesel, mam afi'nin,
mezheb-i cedidinde, baba bir kzkardei anne bir kzkardee tercih ederken,
teyzeyi halaya tercih etmesi byledir: Anneannenin babaanneye tercihi
konusundaki kyas muttarid (dzenli) klm ve bunun neticesinde anne bir
kzkardele teyzenin, baba bir kzkardele halaya tercihi gerekmitir. Ayn
ekilde mam Ahmed'in tbilerinden, teyzeyi halaya tercih edenler de, baba bir
kzkardei anne bir kzkardee tercih etmiler ve elikiye dmlerdir.
Nitekim Kad (smail) ile arkadalar ve bn Kudme'nin szleri byledir.
Burada yle
denilebilir: Teyze anne kanalyla, hala da baba kanalyla yakn olmaktadr.
Annenin babaya tercih edilmesi gibi, onun kanalyla yakn olanlar da tercih
edilirler. Hz. Peyganber'in (s.a.) de beyan buyurduu gibi; Teyzenin anne
yerinde olmas" konuya daha da aklak getirir. Hala ise baba yerinde
olur.
Cevap: Daha nce,
annenin babaya tercih sebebinin anneliin daha gl olduunu ve anne
tarafndan ncelikli oluu olmadn, aksine onun kadn oluu olduunu izah
etmitik. Buna gre bir hala ile bir teyzenin mevcudiyeti durumunda bakyoruz:
Hidne konusunda annenin tercihini gerektiren mna (kadnl) her ikisinde de
vardr. Ayrca hala iki akrabalktan daha gls olan baba tarafndan yakn
olmaktadr. Hz. Peygamber'in (s.a.), Hz. Hamza'nn kzn teyzesine verip:
"Teyze annedir." buyurmas, ona kar ayn derecede baba tarafndan
baka bir talibin bulunmamas sebebiyledir.
tiraz srdrlerek
yle denilebilir: "ocuun halas vard ve o, Hamza'nn kz kardei
Safiyye bt. Abdulmuttalip'ti, o srada Medine'de mevcuttu. Hicret etmi, Hendek
savama katlm, iinde bulunduu kale etrafnda dolaan bir yahudiyi
ldrmt. Hz. mer'in halifelii zamanna kadar da yaamt. Buna ramen Hz.
Peygamber (s.a.) teyzeyi ona tercih etmitir. Bu durum, anne tarafnn, baba
tarafna tercihine dellet eder."
Cevap: Bu ancak Hz.
Safiyye'nin talepte bulunmas ve ocuun kendisine verilmesini istemesi ve buna
ramen Hz. Peygamber'in (s.a.) onun lehine hkmetmeyip teyzeyi ona tercih
etmesi durumunda, sizin sylediinize bir delil olabilir. ocua bakmaktan ciz
oluundan dolay onun kendisine verilmedii de dnebilir. nk Hz. Safiyye
H. 20 senesinde yetmi yanda vefat etmitir. Bu durumda Hz. Peygamber'in
(s.a) hkm srasnda elli ksur yalarnda olur. Dolaysyla ocua bakmaktan
ciz olduu iin onu terketmi, alabilecei halde istememi olmas muhtemeldir.
Hidne kadnn hakkdr, terkettii zaman dierlerine intikl eder.
Ksaca, hadis teyzenin
halaya tercihine, ancak ve ancak Hz. Safiyye'nin yeenini talep ettii, onun
bakmn stlenmeyi istedii, buna ramen Hz. Peygamber'in (s.a) teyzeyi ona
tercih ettii sabit olursa dellet eder. Byle bir durum da yoktur.
Bu elikilerden
birisi de udur: mam Mlik, anneanneyi babaannneye tercih edince, bundan sonra
da teyzeyi babaya ve babaanneye tercih etmitir. Onun tabileri de teyzenin
teyzesinin bunlara (baba ve babaanne) tercihi konusunda ihtilf etmilerdir.
ki vecihten birisine gre: Teyzenin teyzesi bizzat ocuun babas ve
babaannesine tercih edilir. Bu son derece uzaktr. Ne kadar uzak da olsa
annenin akrabalar bizzat baba ve onun yaknlar zerine nasl tercih
edilebilir? Kald ki baba ve onun akrabalar ocuklara kar, annenin
akrabalarndan daha efkatlidirler ve onun karlarn daha iyi gzetirler.
nk ocuun onlarla hibir ilgisi yoktur, kendilerine de nisbet edilmez ve
ondan tamamen yabancdrlar. ocuun nesebi ve velayeti baba tarafndan olan
akrabalarna aittir. Onlar daha ok hak sahibidirler. Zira ocuun
kilesidirler ve cumhur ulemaya gre nafakasndan da sorumludurlar.
Aralarndaki akrabalk ne kadar uzak da olsa, asabe yoluyla aralarnda miras
cardir. Annenin akrabal isse byle deildir. Bunlar onun akrabalnda
szkonusu deildir. Aralarndaki miras durumu ise, ancak anneleriyle furundan
ilk derece yani oullar arasnda szkonusudur. Bu durumda bu akrabalk nasl olur
da, bizzat baba ve onun tarafndan oan yaknlarna tercih edilebilir?
zellikle de teyzenin teyzesinin bizzat babaya ve babaanneye tercih edileceini
sylemek nasl mmkn olabilir? Bu sz er' esaslar ve kaidelerle asla
badamaz. Bunun bir benzeri de, iki rivayetten .birisinde mam Ahmed'den
gelen; "anne bir kzkarde ile teyzenin de babaya tercih edilecei"
eklindeki grtr. Bu da son derece uzak ve kyasa muhaliftir.
Bu grn delili
udur: "Her ikisi de, babaya tercih edilen anne vastasyla yakndrlar,
dolaysyla babaya tercih olunurlar."
Bu doru deildir.
nk anne, baba ile ayn derecede olunca, hidne konusunda daha becerikli,
daha sabrl ve daha muktedir olmas sebebiyle bir imtiyaz kazanm ve babadan
nce bu hak kendisine verilmitir. Baba ile birlikte anne bir kzkarde ve
teyze:ain durumu yle deildir. nk aralarnda yaknlk bakmndan eitlik
yoktur. Bir ocua babasndan daha yakn hi kimse yoktur. Bu durumda, baba
zerine karsnn kz ya da kzkardei nasl tercih edilebilir? Allah (c.c).
bunlara ocua kar babasnn efkatinden daha m ok efkat vermitir?
Sonra mam Ahmed'in
tabileri, imamn sznn yorumu hususunda vecih olarak ihtilaf etmilerdir:
1 mam
onu, "kadnl" sebebiyle baba zerine tercih etmitir. Buna gre
hidne konusunda kadnlar btn erkeklere tercih edilirler. Yukar doru
teyzenin teyzesi, teyzenin teyzesinin teyzesi, kzkardein kz babaya tercih
edilir.
2 Teyze ve
anne bir kzkarde baba tarafndan yakn deillerdir. Bunlar hidne hakkna
sahip kimselerdir. u halde hidne hakkna sahip kadnlar, btn erkeklere
tercih edilirler. Ancak baba vastasyla yakn olan kadnlar bundan
haritirler. Onlar babaya tercih olunmazlar. nk bu kadnlar babann furu
olmaktadrlar.
Bu vecihe gre babaanne,
kzkarde ve hala, babaya tercih olunamamakta, anneanne, teyze ve anne bir
kzkarde ise tercih olunmaktadr. Bu da son derece zayftr. Zira anne
tarafndan olan uzak akrabalarn babaya ve babaanneye tercihini
gerektirmektedir. Bilindii zere baba, baba bir kzkardee tercih edildiine
gre, anne bir kzkardee ncelikli olarak tercih edilmesi gerekir. nk baba
bir kzkarde, anne bir kzkardeten nce gelmektedir. Dolaysyla bizzat
babaya nasl tercih edilebilir? Bu ak bir tenakuzdur.
3 Anne tarafndan
olan kadnlar babaya, annelerine ve baba tarafndan olan dierlerine tercih
edilirler. Bu grteker diyorlar ki: Bir adamla ayn derecede olan her kadn,
o adama tercih olunur. Kadn tarafndan yakn olan, erkek tarafndan yakn
olana tercih edilir. Ayn derecede olan anne, babaya tercih olunduu iin, anne
bir kzkarde baba bir kzkardee, teyze de halaya tercih edilmitir.
Bu gr,
Ebul-Berekt bn Teymiye'nin Muharrar'nda kaleme ald ve mam Ahmed'in
beyann bu ihtimale indirgedii malmatn bir arzdr. Bu rivayet mamn,
"baba bir kzkardein anne bir kzkardee ve teyzeye; babann teyzesinin
annenin teyzesine tercih edileceine" dair olan beyanlarna ters
dmektedir. el-Hrak, Muhtasar'ma bundan bakasn da almamtr. Sahih olan
da budur. O (ihtimalleri) bn Akil, anneanne ile babaanne hakkndaki iki
rivayetten tahrc etmitir. Ancak imamn beyan, el-Hrak'nin zikrettiidir.
el-Muharrar yazarnn naklettii rivayet ise zayftr ve tercihe ayan
deildir. Bu yzden de onun furu ve neticeleri daha da zayftr. Oysa ki mam
Ahmed'in mezhebindeki dier beyanlar byle deildir.
mam Ahmed'in baz
tabileri bu konuyla ilgili bir kaide koymular ve:
"Her bir asabe
kendisinden daha uzak olan kadnlara tercih edilir, kendisinden daha yakn olan
kadnlardan da sonra gelir. Ayr derecede olmalar durumunda da iki vecih
vardr.1* demilerdir. Bu kaideye gre baba, babaanneye, anneanneye ve
beraberinde olan kimselere tercih edilir. Erkek karde, kzna ve halaya tercih
edilir. Amca, babann halasna tercih edilir. Babaanne babann dedesine tercih
edilir. Babann babasna tercihinde iki vecih vardr. Baba bir kzkardein,
baba bir erkek kardee tercihinde iki vecih vardr. Halann amcaya tercihinde
iki vecih vardr.
Dorusu: Ayn derecede
olmalar durumunda kadnn tercih edilmesidir. Nitekim ayn derecede olan anne
ve babadan, anne tercih edilmektedir. Ayn derecede bulunan erkein, kadna
tercihinin bir anlam yoktur. Eitlik yannda, kadnda ocuun baklp
yetitirilmesi, terbiye edilmesi konusunda tercihini gerektirecek gl
sebepler vardr.
Erkek kardele
kzkardein kzlar hakknda ihtilaf edilmitir. Acaba bunlar, teyze ve
halalara tercih edilebilir mi? Yoksa aksi mi olur? ki vecih vardr:
Yaklamlar yle: Teyze ve hala, anne ve babaya karde olmalar vastasyla
yakn olurlar. Kz ve erkek kardelerin kzlar ise babaya, onun ocuu
olmalar yoluyla yakn olurlar. Karde kzlarn tercih edenler, oul olmann
karde olmadan stn olduunu gznnde tutmutur. Ama bu yaklam gzel
deildir. Aksine doru olan, iki sebepten dolay hala ve teyzenin karde
kzlarna tercih edilmeleridir:
Birincisi: Bunlar
ocua, kardeinin kzlarndan daha yakndr. nk hala babasnn
kzkardeidir. Kardein kz ise babasnn olunun kzdr. Ayn ekilde teyze
de annesinin kzkardei iken, anne ya da baba bir kzkarde, anne ya da
babasnn kznn kzdr. Dolaysyla hala ve teyzenin ocua bu bakmdan daha
yakn olduklarnda bir kuku yoktur.
kincisi: Eer bu
grte olanlar, prensiplerine istisna getirmezlerse, o takdirde kzkardein
kznn kzn ne kadar aaya inerse insin anne yerinde olan teyzeye
tercihi gibi asla nne duramayaca bir neticeye ulaacaklardr ki, bu son
derece yanltr. Eer bu sadece kzkardein kzna tahsis edilecek olsa, o
zaman da elil olacaktr.
mam Ahmed'in
tabileri, dede ile baba bir kzkardeten hangisinin daha ncelikli olduu
konusunda da ihtilf etmilerdir. Mezhep "dedenin baba bir kzkardeten
daha nce gelecei" eklindedir. Kad (smail) el-Mcerred'de, "baba
bir kzkardein daha ncelikli olduuna dair bir vecih" bulunduunu
nakletmitir. Bu daha nce geen mam Ahmed'in beyam zerine tbilerince
yaplan tevilden (ihtimal) birisine gre vriddir.
nce geen esasn
doruluunu aklayan hususlardan birisi de onlarn yle demeleridir:
"Anneler ve onlarn cihetinden olanlar bulunmad zaman hidne asabeye
intikl eder ve srayla mirasta olduu gibi en yakn olanlar dierlerine tercih
olunurlar." Bu kyasa uygundur. Onlara yle denilebilir: Peki buna
karabet (yaknlk) konusunda da uyup, asabede yaptnz gibi, gl ve ar
basan yaknl zayf ve merch olan yaknlk zerine tercih etseydiniz ya!
Yine, size gre
kzkardeler hakknda sahih olan onlardan, nce anne baba bir olanlar, sonra baba
bir olanlar, daha sonra da anne bir olanlar tercih olunurlar. Bu dorudur,
usle ve kyasa da uygundur. Ancak buna annenin yaknlnn babann yaknl
zerine eklenecei eklindeki szleri ilve edilince tenakuz domakta ve o
elikili problem arzeden fer meseleler ortaya kmaktadr. Yine; baba ve
dedenin annelerinin, teyze ve anne bir kzkarde zerine tercih edileceini
sylemilerdir ki, doru ve seri esaslara uygun olan da budur. Ancak bu,
annenin annelerini babann anneleri zerine tercih etmeleriyle elikilidir.
Yine teyze ile anne bir kzkardein baba zerine tercihiyle de eliki arzeder.
Nitekim mam Ahmed'den gelen bir rivayet ile mam afi'nin kadm kavli
yledir. phesiz bu gr esasa (asl) daha uygundur. Ancak usl kaidelerine
kyasla son derece uzaktr. Yine bu grlerine istisna getirmeleri durumunda
anne bir kzkardelerin, baba bir kzkardelere tercihi gerekecektir. Nitekim
Ebu Hanife, el-Mzen ve bn Sreye bunu benimsemilerdir. Yine istisna
getirmeme neticesinde teyzenin kznn baba bir kzkardee tercihi gerekecektir
d, Zfer de bunu almtr. Bu ayn zamanda Ebu Hanife'den de rivayet
edilmitir. Ancak Ebu Yusuf bunu iyi bulmam ve ounluk ulema gibi, baba bir
kzkardei tercih etmi, Ebu Hanife'nin grnn de byle olduunu
sylemitir.
Yine esaslarnn
temilinden teyze ile anne bir kzkardein babaanneye tercihi gerekecektir. Bu
son derece uzak ve zayftr. Zfer bunu benimser. Ebu Hanife'nin talebelerini
sakndrd ve: "Zfer'in kyaslarn almaynz. Eer onun kyaslarn
alrsanz helli haram, haram da hell klm olursunuz." dedii
kyaslardan birisi de budur.
mam Ahmed'in
tbilerinden bazlar hidne bahsini bir kaide iine yerletirmeye almlar
ve bununla elikiden kurtulabileceklerini sanmlar ve yle demilerdir:
Hidne konusunda itibar nce annelie, sonra babala, daha sonra da mirasadr.
Bu yzdendir ki baba bir kzkarde, anne bir kzkarde ile teyzeye tercih
olunur. nk varis olma bakmndan onlardan daha kuvvetlidir, drdnc olarak
da "idl" yani yakn olma, intisab etmedir. Bu yzden de teyze halaya
tercih olunur.
nk teyze anne
araclyla, hala ise baba araclyla yakn olmaktadr.
el-Mustev'ib yazarnn
tuttuu bu yola gre, hidne iin sebep olmak zere sras ile u drt ey zikredilmitir:
Annelik, babalk., miras ve idl.
Bu yol da elikileri
ve er' kaidelerden uzaklamay artrmaktan baka bir ie yaramamtr ve
yollarn en ktlerinden birisidir. Bu yolun fesad, sakat neticeleri
gerektirmesi ile anlalmaktadr. nk eer anneliin babala tercihinden,
anne cihetinden olanlarn babaya ve baba cihetinden olanlara tercihi kast
ediliyorsa, o takdirde daha nce zikri geen ve yanll ifade edilen, anne
bir kzkardele, teyzenin kznn baba ve babaanne zerine; teyzenin hala
zerine; annenin teyzesinin baba ve babaanne zerine; anne bir kzkarde
kzlarnn babaanne zerine tercihleri gerekecektir.
Eer; annenin bizzat
kendisi baba zerine tercih edilir demeyi kastetmise bu dorudur. Ancak bu
tercihe esas olan husus nedir? Anne ve anne cihetinden olanlarn babaya ve
baba. cihetinden olanlara ncelikli olular mdr? Yoksa erkekle ayn derecede
olmas durumunda, anne ve anne cihetinden olanlarn kadnl mdr ve erkekle
ayn derecede olan her kadn, babann yaknlnn annenin yaknlna
tercihiyle birlikte, o erkek zerine tercih mi edilir? Doru olan bu
ikincisidir ki, daha nce gemiti.
Yine ayn ekilde
"sonra miras" szyle "mirasta nce gelen herkes hidnede de
nce gelir" demeyi kastediyorsa, dorudur. Bu kaidenin altrlmas,
babann yaknlnn annenin yaknl zerine tercihini gerektirir; nk
babann yaknl mirasta annenin yaknlndan nce gelir. Netice olarak da
kzkardein hala ve teyze zerine tercihi gerekir.
"Bu yzdendir ki;
baba bir kzkarde anne bir kzkarde ve teyze zerine tercih olunur. nk
vris olma bakmndan onlardan daha gldr." sz hakknda ise yle
denilir: Hayr! Onun tercihi vris olma bakmndan daha gl oluundan
deildir. Eer yte olsayd asabe olanlar, hidne konusunda kadnlardan daha
ok hak sahibi olurlard. Neticede (asabe olan) amca, teyze ve haladan daha
nce gelirdi ki, bu yanl bir neticedir.
Konuyla ilgili olarak
el-Munfde baka bir kaide gelitirilmitir. Erkeklerle kadnlarn bir araya
gelmeleri durumunda hidne hakknn ncelikle kime ait olduunu beyana dair
at faslda bn Kudme yle demitir:
"Hidne konusunda
hepsinden nce anne, sonra da yukar doru annenin anneleri gelir. Bir nceki
bir sonrakine tercih olunur. nk hepsi de kadndrlar ve hepsi de anne
yerindedirler. mam Ahmed'den; babaanne ile annelerinin anneanneye tercih
edileceine dair bir rivayet vardr. Bu rivayete gre, baba daha nceliklidir.
nk babaanne ve anneleri ocua baba ile balanmaktadrlar. Bu durumda baba,
anneden sonra gelecektir. Babadan sonra da babann yukar doru anneleri
gelecektir. Birinci zikrettiimiz gr, (Hanbel) imamlarmz arasnda mehur
olandr. ncelik srasyla anneye, sonra annelerine, sonra babaya, sonra
annelerine, sonra dedeye, sonra annelerine, sonra babann dedesine, sonra onun
annelerine isterse vris olmasnlar aittir. nk bunlar hidnede haklar
bulunan bir asabeyle ocua balanmaktadrlar. Annenin babasnn annesi ise
byle deildir. mam Ahmed'den bir baka rivayet daha vardr: Ona gre anne bir
kzkardele teyze, babadan daha nce gelirler. Anne-baba bir kzkarde hem
babadan, hem anne bir kzkardele teyzeden, hem de btn asabeden nce gelir.
Mezhep ierisinde mehur olan birincisidir. Babalar ve anneler yoksa, hidne
hakk kzkardelere intikl eder: nce anne-baba bir kzkarde gelir. Sonra
srasyla baba bir kzkarde, sonra da anne bir kzkarde gelir. Kzkarde
erkek kardee tercih edilir. nk kzkarde, hidne hakk bulunan bir
kadndr. Dolaysyla ayn derecede olan erkek zerine tercih olunur. Annenin
baba zerine; babaannenin babann babas zerine; her ninenin kendi derecesinde
bulunan dede zerine tercih edilmesi gibi. nk kadn hidneyi yalnz bana
stlenir. Erkek ise yalnz bana stlenemez.
Bir vecih daha vardr
ki, ona gre erkek karde kzkarde zerine tercih olunur. nk erkek karde
dorudan asabedir. Daha uygun olan birinci grtr.
Anne-baba bir, ya da
baba bir kzkardein dede zerine tercihinde iki vecih vardr. Kzkardein
bulunmamas durumunda srayla nce anne-baba bir erkek karde, sonra baba bir
erkek karde, sonra da bunlarn oullan gelir. Zikrettiimiz sebepten dolay
anne bir erkek kardein hidne hakk yoktur.
Bunlar da bulunmad
zaman, sahih olan gre gre hidne teyzelere intikl eder. Bunlarn sras da
kzkardelerin sralamas gibidir. Daylarn hidne haklan yoktur. Teyzeler de
bulunmad zaman halalara geer. Halalar, kzkardelerin erkek kardelere
tercih edilmeleri gibi, amcalar zerine tercih olunurlar. Sonra srasyla anne
baba bir amca ile baba bir amca gelir. Anne bir amcann hidne haki yoktur.
Sonra bunlarn oullar gelir.. Sonra el-Hrak'nin kavline gre, babann
teyzelerine intikl eder. Dier bir kavle gre de, annenin teyzelerine intikal
eder. Sonra babann halalanna geer. Annenin halalarnn hidne haklan yoktur.
nk onlar annenin babas vastasyla balanrlar. Annenin babasnn ise,
hidnede hakk yoktur. Ayn derecede hak sahibi iki ya da daha fazla kiinin
bulunmas durumunda ocuun kime ait olacan belirtmek iin kur'aya
bavurulur." bn Kudme'nin nakli ite budur.
Bu, daha nce
belirttiklerimiz ierisinde en iyi olandr. Ancak burada, yukan doru ksa
bile annenin anneleri, baba ve anneleri zerine tercih edilmektedir. Eer bu
kaide altrlacak ve anne cihetinden olanlar baba cihetinden olanlara tercih
edilecek olursa, o takdirde daha nce zikri geen yanl neticeler ortaya
kacaktr. O byle yapmamtr. Eer baba cihetinden olan bazlarn anne
cihetinden olan bazlanna tercih edecek olursa ki yle yapmtr bu kez de
aradaki farkn ve tercih sebebinin (illet) ne olduu sorulacaktr.
Yine bn Kudme'nin
ortaya koyduu kaidede, hidne hakk anne bir kzkarde iin mevzu bahis olduu
halde anne bir erkek kardein hidne hakk bulunmamaktadr. Halbuki ikisi de
ayn derecededir ve her adan ikisi de eittir. Eer bu durum onun erkek,
dierinin kadn olduu iin ise, bu asabe olan dier btn erkeklerin durumu
ile bozulur; yle olmad anlalr. Eer asabeden olmad iindir; hidne
asabeden olmayan hibir erkek iin szkonusu deildir, denilirse, o zaman da
yle denilir: Peki hidneyi her adan kendileriyle ayn derecede yakn olan
erkekler bulunduu halde zevilerhamdan olan kadnlara nasl tahsis ediyorsunuz?
Bu durumda esas olarak ya "kadnl" alp erkeklere hidne hakk
tanmazsnz; ya da "miras" durumunu ahr vris olmayanlann hakk
yoktur, dersiniz veyahut "yaknl" alr ve neticede anne bir
kardele day ve annenin babasn mahrum etmezsiniz; yahut da "asabelii"
alr ve asabe olmayan hibir kimseye hidne hakk tanmazsnz.
Burada bir k daha
kald ki, o da bizim grmzdr. O da "erkeklerde asabelie, kadnlarda
yaknla itibar etmektir" derseniz, cevaben yle denilir:
Bu durum velayet ve
miras ahkmn-" aykrdr. Hidne ocuk zerinde bulunan bir velayettir.
Eer siz onu velayet olarak kabul ederseniz, baba ve dedeye tahsis etmelisiniz.
Yok miras telakkisinden hareket ederseniz, onu vristen bakasna
vermemelisiniz. Her ikisi de hem sizin hem de dier btn limlerin grlerine
aykndr.
bn Kudme'nin
ifadesinde yine; aa doru ne kadar inse de kardein olunu anne yerinde olan
teyze zerine tercih szkonusudur ki, son derece uzaktr ve ashabn ounluu
karde ocuklarn sadece babann babas ve halalardan sonra saymlardr ki,
dorusu da budur. Zira teyze annenin kzkardeidir ve ocua onun araclyla
balanmaktadr. Anne babadan nde gelir. Karde olu ise, baba vastasyla olan
kardele balanmaktadr. Bu durumda nasl teyze zerine tercih olunabilir? Ayn
ekilde hala da babann kzkardeidir ve onun yansdr. Bu durumda babann
olunun olu, kzkardei (hala) zerine nasl tercih edilir?
Konuyu stadmz
eyhlislm bn Teymiye de bir baka kaide ile belirlemeye alm ve yle
demitir: Hidne konusunu en iyi ekilde belirleyebilmek iin yle
denilmelidir: Hidne efkat, terbiye ve yumuaklk zerine dayal bir velayet
olduuna gre buna en lyk olan, bu sfatlan en iyi ekilde kendisinde
bulunduran kimselerdir ki, bunlar da ocuun yaknlandr. Akrabalar ierisinde
srayla en. yakn ve hidne velayetini stlenmeyi ehil klan vasflar en iyi
ekilde kendilerinde toplayan kimseler tercih edileceklerdir. ki ya da daha
fazla kiinin bulunmas durumunda, eer dereceleri eitse, kadnlar erkekler
zerine tercih edileceklerdir. Buna gre: anne babaya, nine dedeye, teyze
dayya, hala amcaya, kzkarde erkek kardee tercih edileceklerdir. Eer her
ikisi de erkek ya da kadn iseler bu kez hak sahibi ayn derecede iseler
kur'a ile belirlenecektir. Dereceleri farkl ise, eer ayn cihetten iseler,
ocua daha yakn olan kimse tercih edilecektir. Buna gre kzkarde, kzma;
teyze ebeveynin teyzesine; ebeveynin teyzesi dede ya da ninenin teyzesine;
annenin babas olan dede, anne bir kardee tercih olunacaklardr. Dorusu da
budur. Zira hidne konusunda babalk ve annelik ciheti kardelik cihetinden
daha gldr. "Anne bir karde tercih edilir. nk o miras bahsinde
annenin babasndan daha gldr." diyenler de olmutur. Her iki vecih de
mam Ahmed'in mezhebindedir.
nc bir vecih daha
vardr: O da, "Anne bir kardein asla hidne hakk yoktur. nk asabeden
deildir. Hidne hakk bulunan kadnlardan da deildir. Day da ayndr."
eklindedir. Bu vecihin sahibi: "Daynn hidne hakk yoktur. Annenin babas
ile annenin babasnn annelerinin daydan daha ncelikli (ev) olduunda
tartma yoktur." demitir.
Eer babann yaknl
ve annenin yaknl gibi iki ayn cihetten iseler, mesel hala ile teyzenin;
baba bir kz kardele anne bir kzkardein; babaanne ile anneannenin; babanm
teyzesiyle annenin teyzesinin bulunmas gibi; iki rivayetten birisine gre
bunlarn hepsinde baba tarafndan olanlar tercih olunurlar. Tabi bu ayn
derecede olmalan ya da baba cihetininin ocua daha yakn olmalan durumunda
byledir.
Ama anne taraf daha
yakn, baba taraf daha uzak ise, mesel anneanne ile babann babasnn
annesinin ve ocuun teyzesiyle babasnn teyzesinin durumu gibi, bu durumda
iki tercih karlam olmakta, ancak ocua daha yakn olan, daha uzak olana
nisbetle ona daha efkatli ve merhametli olaca iin tercih edilecektir.
Babann yaknln tercih edenler, ancak annenin yaknl ile eitlii
durumunda tercihe gitmektedirler. Ama annenin yaknlndan daha uzak ise, bu
durumda daha yakn olan anne ciheti tercih olunacaktr. Aksi takdirde, uzak
olan babann yaknln tercih durumunda, hibir kimsenin benimsemedii yanl
neticeler ortaya kacaktr.
Bu kaide (zabt) ile
hidne bahsinin btn meseleleri kuatabiir ve er'i kyasa uygun neticeler
alnr, istisnas yoktur ve er' esaslara uygunluk arzeder. Karnza kan
hidne ile ilgili her meselenin cevabn bu kaideden karabilirsiniz ve hem de
neticeler delilin gerei olur, kendi ierisinde elikilerden, usl kyasna
ters dmekten de uzak olur. Tevfik ancak Allah'tandr.
Hz. Peygamber'in
(s.a.) (zevceye hitaben): "Evlenmediin srece ncelikli olarak o sana
aittir." buyurmasnda, hidnenin annenin bir hakk olduuna dellet
vardr.
mam Ahmed ve Mlik'in
mezhebinde fukaha, hidnenin ocua bakma durumunda olan kimsenin lehinde bir
hak m, yoksa aleyhinde bir grev mi olduu konusunda iki gre
ayrlmlardr.
Bunun zerine u
neticeler kurulur:
Birincisi: Hidne
hakkna sahip olan kimsenin drmesi ile bu hak kendisinden der mi, dmez
mi? ki gr vardr.
kincisi: Eer lehine
bir haktr dersek, hidne sresince cret karl olmakszn hizmet ykml
olmayacaktr. Eer bir grevdir dersek, karlksz hizmette bulunmas
gerekecektir. Eer ocua bakacak kimse (hdin) fakirse, o zaman her iki gre
gre de eret alma hakk olacaktr.
ncs: Anne
hidneyi babaya balad zaman, eer lehine bir haktr diyorsak, hibe
balayc olacak ve bir daha rc edemeyecektir. Eer grevdir dersek, anne
tekrar hidne talebinde bulunabilecektir.
Bu mesele ile, sattan
nce uf a haklann hibesi gibi henz sabit olmam eyin hibesi ki bu iki
kavilden birisine gre balayc deildir arasndaki fark udur: Hidne
bahsinde, hidnenin sebebi mevcuttur. Dolaysyla sanki mevcutmu gibi olur.
Ayn ekilde bir kadn bir aylk nafakasn kocasna balarsa, o da balayc
bir hibe olur ve dnemez. Btn bunlar mam Mlik'in tbilerinin szleri ve
neticeleridir. Dorusu hidne; ocuun ihtiya gstermesi, baka birisinin de
bulunmamas durumunda annenin hem hakk hem de grevidir. Anne ve ccuun
velsi, hidne hakknn velye nakledilmesi konusunda anlaabilirlerse bu
caizdir. Hz.
Peygamber'in (s.a.) : "=O ncelikli olarak sana aittir." ifadesinde
hidnenln kadnn lehine bir hak olduuna delil vardr.
Hz. Peygamber'in
"evlenmediin srece" ifadesi hakknda iki gr olmak zere ihtilf
edilmitir: Acaba bu gerekelendirme (ta'll) midir, yoksa sre belirlemek
(tevkt) iin mi sylenmitir? Bu ihtilfa gre u durum ortaya kar: Kadn
evlense ve hidne hakk dse, fakat sonra boansa, acaba hidne hakk tekrar
dner mi?
Eer bu ifade
"ta'll" iindir denilecek olursa, o takdirde hidne hakk geri
dnecektir. nk hkm bir illetten dolay sabit; olursa, o illetin zail
olmasyla o hkm ortadan kalkar. Hidne hakknn dmesinin illeti evliliktir.
Eer kadn boanrsa bu illet zail olmaktadr, dolaysyla hkm de ortadan
kalkacaktr. Bu ounluk fukahann grleridir. Bunlar arasnda mam afi,
Mlik, Ebu Hanfe de vardr.
Sonra bunlar da kendi
aralarnda ihtilf etmilerdir: ayet talk'ricl talk olursa, acaba kadnn
hidne hakk sadece talkn verilmi olmasyla der mi, yoksa iddetin
bitmesine mi baldr? Yine iki gr vardr. Her ikisi de mam Ahmed ve
afi'nin mezhebinde mevcuttur.
Birincisi: Sadece
talkn verilmi olmasyla hidne hakk dner. afi mezhebinin zahir gr de
byledir. kincisi: ddet dolmadka hidne hakk dnmez. Bu da mam Ebu Hanife
ve Mzen'nin grleridir. Btn bunlar "evlenmediin srece"
ifadesinin "ta'll" kabul edilmesi esasna binaendir. Bu ounluk
fukahann grleri olmaktadr.
mam Mlik ise,
mezhebinde mehur olan kavle gre: " Kadn evlenir ve zifaf da
gerekleirse, hidne hakk bir daha dnmez, isterse daha sonra boanm
olsun." demitir. Tabilerinden bir ksm mam'm bu sznn hadisteki
"evlenmediin srece " ifadesinin "tevkt" yani sre
belirlemek iin olduu esasna binaen sylenmi olduunu belirtmilerdir. Yani
bu szn anlam "Hidne hakkn evlenecein zamana kadar geerlidir."
demektir. Evlendii zaman hidne hakk vakti biter, dolaysyla vakti bittikten
sonra da bir daha dnmez. Nitekim ocuun bulua ermesi ve bylece bakma
ihtiyac kalmamas sebebiyle de hidne vakti dolmakta ve hak sona ermektedir.
mam Mlik'in tabilerinden Mure ve bn Eb Hzim ise dier ounluk fukahanm
grleri dorultusunda "Kocas kendisinden ayrld zaman hidne hakk
geri dner." demilerdir. nk, kadnn hidne hakkn gerektiren ey
ocua olan zel yaknldr. Bu yaknlkla, nikh engeli tearuz halindedir.
Zira nikh ocuun ihmale uramasn, kadn ocuk ve onun karlaryla
uramak yerine, yabanc olan kocann hukuku ile megul olmasn, ocuun
akrabas olmayan bir kimsenin nimetleri ierisinde bytlp terbiye edilmesini
gerektirecek ve bu durum ocuun akrabalar zerinde bir minnet ve zillet hissi
douracaktr. te bylesi bir nikh lm veya talk (ayrlk) yolu ile son
bulduunda "mni" zail olacak ve hidne hakkn gerektiren ey ise
devam edecektir, dolaysyla da eseri zerine terettp edecektir. Bu durum
kfr, klelik, fsklk, gebelik [bedv) gibi sebeblerle hidne hakk ortadan
kalkan herkes iin szkonusudur. Mni ortadan kalkt zaman hidne haklan geri
dner. Nikh ve ayrlk durumu da ayn ekildedir.
Hidne hakknn sadece
ric' talkla veya iddetin bitmesine bal olmas eklindeki htilf, ric'
talkla boanan kadnn tm hkmlerde zevce kabul edilmesinden
kaynaklanmaktadr. Zira koca ile aralarnda birbirlerine vris olmalar
szkonusudur. Koca ric' talkla boad karsna zhar ve ilda
bulunabilmektedir; zerine onun kzkardeini, veya hala ya da teyzesini almas,
yine kendisinden baka ayrca drt kadnla evli olmas haram olmaktadr. Btn
bunlar ric' talkla boanm kadnn hl zevce olduunu gstermektedir. in
bu tarafn gz nnde bulunduran kimselere gre, hidne hakk iddet bitip
tamamen ayn dmedike, sadece ric' talkla boanm olmakla geri dnmez.
Sadece boanm
olmakla hidne hakknn dnecei grnde olanlar ise yle demektedirler:
"Koca, boamakla kadn yatandan ayrmtr, artk kadm lehine koca
zerinde yannda geceleme [kasm) hakk ve kocaya ayraca bir meguliyeti
kalmamtr. Hidne hakknn dmesini gerektiren illet, talk ile ortadan
kalkmtr.
Bu gr e-eyh'in
(bn Kudme) el-Mun'de tercih etmi olduu gr olmaktadr. Hrak'nin
sznn zahiri de byledir. nk o, "Anne evlendii zaman, ocuk
kendisinden alnr ve sonra boanrsa, hidne hakkna tekrar geri dner."
demektedir.
"Evlenmediin
srece" ifedesi hakknda yine ihtilf edilmi ve bundan maksadn sadece
akit mi, yoksa zifafla birlikte akit mi olduu tartlmtr. Bu konuda da iki
vecih bulunmaktadr. Birincisi: Sadece akitle hidne hakk der eklindedir.
Bu mam afi ve mam Ebu Hanife'nin grleridir.nk akitle koca kadndan
istifade hakkna, kadnn ocuk bakm menfaatine sahip olur. kincisine gre;
zifaf gereklemedike hidne hakk dmez. Bu da mam Mlik'in grdr. Zira
kadnn ocuk bakmna frsat bulamamas ancak zifafla gerekleir. Hadis her
ikisine de muhtemeldir. Uygun olan, hidne hakknn nikh akdiyle birlikte
dm olmasdr. nk nikhla birlikte kadn, kendisini zifafa hazrlamak ve
ocukla ilgilenememek gerekli hazrlklar yapmak gibi bir durum ierisindedir.
Bu ounluk ulemann grleri olmaktadr. [37]
Nikhla hidne
hakknn dmesi konusunda drt gr bulunmaktadr:
Birincisi: Bu hak
mutlak olarak der; ocuun erkek veya kz olmas arasnda bir fark yoktur. Bu
gr mam afi, Mlik, Ebu Hanife ve mehur alan rivayette mam Ahmed'e
aittir. bnu'l-Mnzir: "Kendisinden ilim aldm herkes bu konu zerinde
icma etmilerdir. Kad reyh de byle hkmde bulunmutur." demitir.
kinci gr: Hidne
hakk evlilikle hibir ekilde dmez.Hidne konusunda, kocas olmayan
kadnlarla kocalar bulunan kadnlar arasnda fark yoktur. Bu gr Hasan
el-Basr'den nakledilmitir Bu ayn zamanda Ebu Muhammed b. Hazm'n da gr
olmaktadr.
nc gr: Eer
ocuk kz ise hidne hakk annesinin evlenmesiyle dmez. Eer erkek ise der.
Bu gr iki rivayetten birisinde mam Ahmed'e aittir. Mhenn b. Yahya e-m
rivayetinde, bunu beyan etmi ve yle demitir: Anne evlenir ve olu da kk
olursa kendisinden alnr. Kendisine: "Kz ocuu da erkek ocuu gibi
midir?" diye soruldu. O: "Hayr! Kz ocuu yedi yana kadar
annesiyle beraber kalr." dedi. Bu rivayete gre, kz ocuu annesinin
yannda yedi yama kadar m, yoksa ergenlik ana [bul) kadar m kalr1?
Yine iki rivayet szkonusudur: bn Eb Ms: "Ahmed'den 'Anne evlenmi
olsa bile, bul ana gelinceye kadar, kz ocuu zerinde. hidne hakkna
ncelikli olarak sahiptir.' rivayeti vardr." demitir.
Kadn ocuun
slalesinden birisiyle evlenirse, hidne hakk dmez. Sonra bu gr sahipleri
de e ayrlmlardr: 1) mam Ahmed'in tbilerinin szlerinin zahiri olduu
zere, aranan art, sadece kocann ocuun slalesinden olmasdr. 2) Kocann
ayn zamanda, ocua nikh dmeyecek ekilde yakn olmas da arttr. Bu da
Haneflerin gr olmaktadr. 3) ocuk ile koca arasnda ayn zamanda ocuun
dedesi olmak suretiyle bir doum ilikisi de bulunmaldr. Bu da mam Mlik ve
mam Ahmed'in baz tbilerinin grdr. Bu konuda mezheblerin grleri
bunlardan ibarettir.
Hidne hakkn mutlak
surette drenlerin delilleri tanedir: 1) Daha nce geen Amr b. uayb
hadisidir. 2) Bu konudaki sahabenin ittifakdr. Daha nce Hz. Ebu Bekir'in Hz.
mer'e "O evlenmedii srece ocua senden daha ok hak sahibidir"
dedii ve Hz. mer'in buna muvafakat ettii ve onlara ashaptan hibir kimsenin
muhalefet etmedii gemiti. Kad reyh de bu dorultuda hkmetmiti. Ondan
sonra gelen kadlar da zamanmza kadar eitli asr ve farkl mekanlarda hep
ayn hkmde bulunmulardr.
ncs Abdrrezzk'n,
bn Creyc Ebu'z-Zbeyr Medine'li salih bir adam Ebu Seleme b.
Abdirrahman senediyle zikrettii u hadistir: Ensar'dan bir kadn, yine
Ensar'dan bir adamn nikh altnda idi. Kocas Uhud gnnde ehid dt.
Kocasndan bir ocuu vard. Kadnn ocuunun amcas ile baka bir adam, onu
babasndan istediler. Babas da onu dier adama nikahlad. Kadn Hz. Peygambere
geldi ve: "Y Raslallah! Babam beni istemediim bir adama nikahlad, ve
ocuumun amcasn terketti, bu durumda ocuum benden alnr." dedi. Hz.
Peygamber kadnn babasn artt ve ona: "Falan falancaya nikahladn
yle mi?" diye sordu. O da: "Evet!" dedi. Hz. Peygamber ona:
"Senin nikahlama hakkn yok! (Sonra da kadna) Sen git ve ocuunun
amcasyla evlen!" buyurdu.[38]' Bu
olayda Hz. Peygamber, evlenmesi durumunda ocuun annesinden alnacan mnker
bulmam, aksine hidne hakknn kadnda kalabilmesi amacyla, onu ocuun
amcasyla evlendirmttir. Dolaysyla bu hadiste, evlilikle hidne hakknn
deceine, ocuun yaknlarndan birisiyle evlendii takdirde ise hidne
hakknn dmeyeceine dellet vardr.
Ebu Muhammed bn Hazm,
bu istidlale iki adan itiraz etmitir: Birincisi: Amr b. uayb hadisi (semaa
dayanmaz) elindeki bir sahifedendir. kincisi: Bu Ebu Seleme hadisi mrseldir
ve senedinde bir mehul ravi vardr.
Bu her iki itiraz da
zayftr. Daha nce imamlarn Amr'n hadislerini sahih bulduklarm ve onunla
ihticacda bulunduklarn aklamtk. Bir adarmn hadisiyle amel konusunda bn
Hazm'm sz ile, Buhr, Ahmed, ibn el-Medn, Humeyd, shk b. Rhyeh ve
emsallerinin szleri karlarsa, elbetteki bunlarn szleri braklarak
bakalarna gidilmez.
Ebu Seleme hadisine
gelince; Ebu Seleme, tabin neslinin byklerindendir. Olay Ensarl bir
kadndan anlatmaktadr. O kadm grm olmas inkr edilemez. Dolaysyla da
hadisin mrsellik iddias tahakkuk etmi deildir. Tahakkuk etse bile, o iyi
bir mrseldir; merf ve mevkuf baka ahidleri vardr, itimad sadece ona
deildir. Mehul rvlden, Ebu'z-Zbeyr'in iyi haline (salihlilne) tanklk
ettii kimse kastedilmektedir. Kukusuz bu tanklk onun kimliini belirlemez;
ancak kendisinden rivayet eden dil rvi tarafndan tezkiye edilen mechl
rvinin adaleti sabit olur, daha sahih olan kavle gre isterse bu i dil tek rvi
tarafndan yaplsn. Zira tadl (tezkiye), zellikle de hadis rivayeti
hakknda ehadet kabilinden olmayp, "ihbar" ve "hkm"
trndendir. Dolaysyla bir kiiyle iktifa edilir ve rivayet nisab zerine
ziyadeye gidilmez. Kald ki, iki grten birisine gre dil bir rvinin bir
bakasndan sadece rivayette bulunmas, onu aka tezkiye etmese bile, onu
ta'dl etmi saylmaktadr. Nitekim mam Ahmed'den gelen iki rivayetten
birisinde durum byledir. Ama ondan rivayette bulunur ve ayrca onun dil bir rvi
olduunu da tasrih ederse, zellikle de zayf ve thmete maruz kalm
rvilerden rivayet ettii bilinmiyorsa, bu takdirde rivayetini redde medar
olacak cehalet durumundan km olur. Ebu'z-Zbeyr'de her ne kadar tedlis
varsa da, o zayf ve ithama maruz kalm rvilerden tedlis yapan birisi olarak
bilinmemektedir. Aksine onun tedlisi, selefin yapm olduu tedlis
cinsindendir; onlar ne bir ithama maruz kalm rviden, ne de cerhe uram
birisinden asla tedliste bulunmazlard. Bu trden olan tedlisler sadece son
dnemlerde oalmtr.
Ebu Muhammed kendi
grn, Buhari'nin Abdlaziz b. Suheyb'in Enes'ten rivayet ettii u hadisle
demlendirmeye almtr: Enes anlatr: Raslullah (s.a.) Medine'ye gelmiti.
Hizmetisi yoktu. Ebu Talha elimden tuttu ve beni Raslullah'a (s.a.} gtrd
ve: "Ya Raslallah! Enes akll bir ocuktur.O sizin hizmetinizde
bulunsun." dedi. Enes: "Ben O'na hem seferde hem de evde hizmet
ettim." der[39]'
Olay zikreden Ebu
Muhammed yle diyor: "te Enes, annesinin bakm altnda bulunmaktadr
ve annesinin kocas bulunmaktadr ki, o Ebu Talha'dr ve bunu Hz. Peygamber
bilmektedir."
Bu delillendirme son
derece tutarszdr. Hadis ise gayet sahihtir. Tutarszdr, nk, Enes'in
akrabalarndan hibir kimse Hz. Peygamber'e gelerek onun hakknda annesiyle bir
ekimede bulunmamtr; o dileri henz bitmemi, yalnz bana yiyip
iemeyecek, san solunu ayramayacak bir ocuk deildir. Bu halde iken annesi
evlenmi ve buna ramen onu Hz. Peygamber annesi lehine hkmetmi deildir.
Eer bu dediklerimiz olsayd, ite o zaman bu hadisi kendisine delil olarak
kullanmas doru ve tam olurdu. Hz. Peygamber Medine'ye geldiinde Enes on
yanda idi ve annesinin yannda bulunuyordu. Ebu Talha ile evlendiinde,
akrabalardmdan hibir kimse gelip de Enes hakknda onunla ekimeye girmemi ve
ona: "Sen evlendin, artk senin hidne hakkn yoktur, ben onu senden almak
istiyorum." dememiti. Hi phe yoktur ki, evli bir kadnn, kocas ve
ocuun akrabalarnn raz olmalar durumunda onun bakmn stlenmesi haram
deildir. Yine phesiz, annenin, hidne hakk sahiplerinin mnazaaya
girmeyecei bir kimseyle evlenmesi ve ocuu ondan talepte bulunmamalar
durumunda, ocuu annesinden ayrmak vacip, hatta caiz bile deildir. Bu
itibarla bu hadisle ihticacta bulunmak son derece uzak ve yersizdir.
Bunun bir benzeri de,
mm Seleme validemizin Hz. Peygamber Efendimizle evlendiinde, ocuuna olan
kefaletini drmediini, aksine hidne hakknn devam ettiini delil olarak
kullanmalardr. Allah Allah! mm Seleme ile ocuu hakknda kim mnazaada
bulunmu ve ocuun Hz. Peygamberin himayesinde olmasna kim kar km?
amamak elde
deilir!
Yine bu gr lehine
olmak zere Hz. Peygamber'in Hz. Harnza'nn kznn, Cafer ile evli olan
teyzesine verilmesine hkmetmesiyle de istidlalde bulunulmak istenilmitir. Hz.
Harnza'nn kzyla ilgili hkm, limlerce farkl deerlendirilmi ve u
konuda delil olarak kullanlmtr: Birincisi: Nikh hidne hakkn drmez.
kincisi: Bakm szkonusu olan ocuk kz olursa, annesinin evlenmi olmas
hidne hakkn drmez, eer ocuk erkek ise drr. ncs: Koca eer
ocuun akrabas ise, annenin hidne hakk dmez, aksi takdirde der. Bu
tibarla Hz. Hamza'nn kzyla ilgili olayn, mutlak surette evliliin hidne hakkn
drmeyeceine dair delil olarak kullanlabilmesi iin dier iki ihtimalin
bertaraf edilmesi gerekmektedir. [40]
Hz. Peygamber'in
(s.a.) ocuun annesine verileceine hkmetmesi ve: "Evlenmediin srece sen
ona daha ok hak sahibisin." buyurmas, kaytsz ve kfir, kle, fask,
yolcu olsa bile her anne iin lehine hkm gerektirecek genellikte deildir.
Byle bir genellemenin hadisten karlmas doru olmad gibi, byle bir
hkmn olmayaca da karlamaz. Hidne konusunda rnslmanlk, hrriyet,
diyanet ve mukim olma gibi artlarn arandna dair ayn, mstakil bir delilin
bulunmas durumunda bu, ne hadisin bir tahsisi ne de onun zahirine
muhalefet saylmaz.
ocuun bakmn
stlenecek kimsede u artlar aranr:
1 ocukla
ayn dinden olmalar. Bir kfirin iki adan dolayl mslman zerinde hidne
hakk yoktur:
a) ocuun bakmn stlenen kimse, onu kendi
dini zere terbiye etme ve yetitirme zerine hrsl olur. Bydkten sonra
ocuun artk o dinden bir bakasna intikali zordur. Dolaysyla o kimse
ocuu, Allah'n kullarn zerinde yaratt ftrat halinden deitirebilir ve
o ocuk bir daha asla ftr haline yeniden dnemez. Nitekim Hz. Peygamber
(s.a.) bu konuda "Her doan ftrat zere (yani tabi din olan slm'
kabule meyilli olarak) doar da ebeveyni onu ya yahudi ya hristiyan, ya da
mecus yapar."'[41]
buyurmutur. Dolaysyla ocuun
bakmn stlenecek kimsenin mslman olmamas durumunda onu yahudi veya
hrlstiyan yapmasndan emin olunamaz.
Burada, "Hadis,
sadece ebeveyn hakknda varid olmutur." eklinde bir itiraz akla
gelebilir.
Cevaben yle deriz:
Hadis, galibe itibarla sylenilmi olup hasr mnas ifade etmez. Zira galib ve
mutad olan, ocuun ebeveyni yannda yetimesidir. Ebeveynden birisi veya her
ikisi kaybedildii zaman, ocuun velisi ebeveynin yerini alr.
b) Yce Allah, mslmanlarla kafirler arasnda
velayete [muvlta) son vermi ve mslmanlan birbirlerinin velileri, kfirleri
de yine kendi aralarnda birbirlerinin velileri kabul etmitir. Hidne ise,
Yce Allah'n bu iki grup arasnda kesip atm olduu velayet trnn en gl
olanlarndan birisidir.
Re'y limleri,
bnu'l-Ksm ve Ebu Sevr: "Anne kafir, ocuk mslman olsa bile, hidne
hakk sabit olur." demilerdir. Bunlar delil olarak Nes'nin Snen'inde
rivayet ettii Rfi b. Sinan hadisini kullanmlardr: Bu zat mslman olmu,
kars ise mslman olmaktan imtina etmiti. Kadn Hz. Peygamber'e (s.a.)
gelmi ve: "Benim kzm! Daha yeni stten kesildi, ya da yle bir
ey!" demi; Rfi': "Benim kzm!" demi ve her ikisi de ocuu
talepte bulunmular. Hz. Peygamber (s.a.) Rfi'e: "Bir keye otur!",
kadna da: "Sen de bir keye otur!" buyurmu ve her ikisine birden:
"ocuu kendinize arn!" diye emretmilerdi. lk anda ocuk
annesine doru meyletmi. Bunun zerine Hz. Peygamber (s.a.): "Allah'm! O
ocua doruyu gster!" diye dua etmi ve ocuk hemen babasna meyletmi,
babas da ocuu almtr.[42]
Bunlar akl delil
olmak zere de yle demilerdir: "Hidne hakk iki eyden dolaydr:
Emzirmek ve ocuun hizmetinde bulunmak. Bunlarn her ikisi de kfir olan
annede mevcuttur."
Dierleri ise yle
demilerdir: Bu hadis Abdlhamid b. Cafer b. Abdullah b. el-Hakem b. Rfi' b.
Sinan el-Ensr el-Evs'in rivyetindendir. Onu illet konusunda imam olan Yahya
b. Sad el Kattan zayf bulmutur. Sfyn es-Sevr de ona hcumda bulunurdu[43]'
bnu'l-Mnzir ve daha bakalar hadisi zayf kabul etmilerdir. Olayda
birbirini tutmayan ifadeler (muzdariblik) vardr: Muhayyer braklann kz
ocuu olduu da rivayet edilmi, erkek ocuu olduu da rivayet edilmitir.
e-eyh (bn Kudme) el-Muni'de yle der: "Hadise gelince, bundan baka
trl de rivayet edilmitir. Onu nakil erbab sabit grmemektedirler. snad
hakknda tenkitler vardr. Bunun byle olduunu bnu'l-Mnzir haber
vermitir."
Sonra bu hadis, slm
artn ileri srenlerin grne delil olarak kullanlabilir. Zira ocuk
annesi tarafna meyledince, Hz. Peygamber (s.a.), doruyu ona gstermesi iin
Allah'a dua etmiti de ocuk babasna ynelmiti. Bu durum gstermektedir ki,
ocuun kfir ile birlikte olmas, Yce Allah'n kullan iin arzu buyurduklar
hidyetin aksi bir durum olmaktadr. Eer ocuun annesiyle kalmas
kesinleseydi, o zaman hadiste delil olabilirdi. Oysa ki, Yce Allah bylesi
bir neticeye, Peygamberinin duas neticesinde imkn vermemiti
alacak hususlardan
birisi de onlarn "Fskn hidne hakk yoktur." demeleridir.
Kfrden daha byk bir fsk olur mu? ocuun, fskn merebi zerinde
yetimesi neticesinde beklenilen zararla, kfir yannda yetimesi neticesinde
szkonusu olacak olan zarar hi bir olur mu? Kald ki, doru olan gre gre,
hidne konusunda ocua bakmak durumunda olan kimsede adalet art asla
aranmamaktadr. Her ne kadar bu art mam Ahmed ve afi'nin tabileri ileri
srmlerse de bu isabetli deildir. Eer ocuun bakmn stlenecek kimsede
adalet art aranacak olursa, ocuklar zayi olur ve mmet zerine byk bir
meakkat biner, skntlar doar, slm'n douundan kyamete dek fasklara
ait ocuklar olagelecek ve bunlar ounluu tekil etmekle birlikte, dnyada
hibir kimse onlara el atmayacakt! Bu olacak ey deildir. slm'da,ebeveyni
veya onlardan birisi fsktr, gerekesiyle ocuun onlardan alnd hi
grlm mdr? Zorluk, meakkat ve sknt dourmada bu kald ki eitli asr
ve ehirlerde srdrlen uygulama bunun aksinedir nikh velayeti konusunda
adalet artn
ileri srmek gibidir.
nk nikh olay hemen her yerde, her asr ve ehirde, kylerde, krlarda olan
bir eydir ve bu ii stlenen velilerin byk ounluu da fsktrlar.
Fskk t teden beri olagelen bir eydir. Ne Hz. Peygamberin ne de sahabeden
herhangi birisinin, hibir fsk ocuunu terbiye etmekten ve onun bakmn
stlenmekten menettikleri, velayeti altnda bulunan kzlarn evlendirmekten
alkoyduklar vaki deildir. Genelde gryor ve mahade ediyoruz ki, bir insan
fsik da olsa, ocuu hakknda ihtiyatl davranmakta ve onu ihmal etmemekte,
onun hayr ve salh iin almakta, aba gstermektedir. Her ne kadar bunun
aksi de dnlebilrse de, bu mutad olana nisbetle son derece az olmaktadr.
Sri' Tel bu gibi hususlarda cibill olan motife (duygu, gd) itimatla
yetinmekte, ek artlar aramamaktadr. Eer fsk kimse hidne hakkndan, velayetinde
bulunan kzlarn evlendirme yetkisinden mahrum olacak olsayd, bunun beyan
edilmi olmas mmet iin son derece nemli bir husus olur ve mmet onun
nakline itina gsterir, onunla amel edegelirlerdi. Eer byle bir durum
olsayd, nasl olur da bunu brakrlar ve tam aksiyle amel edegelirlerdi. Bunun
tasavvuru^ caiz deildir. Eer fskk ocuun bakmn stlenmeye mani bir
durum olsayd, o takdirde zina eden, iki ien veya baka bir byk gnah
ileyen herkesin kk ocuklarnn kendisinden alnp baka birisinin yanma
verilmeleri gerekirdi. En iyi bilen Allah'tr.
2 Evet,
hidne konusunda "akl" arttr; mecnn ya da bunak birisinin, kk
ocuun hidne hakk bulunmamaktadr.
nk bunlar kendilerine bakacak,
zerlerine kefil olacak
kimselere muhtatrlar; bu durumda nasl bakalarna kefil olabilir,
onlarn ilerini stlenebilirler?
3 Hrriyet
artna gelince, bu konuda kalbin kabule meyledecei bir delil
bulunmamaktadr. Buna ramen
imam bunu
art komulardr. mam Mlik, cariye bir kadndan ocuu olan hr bir
kimse hakknda: "Anne, satlmadka o ocua daha ok hak sahibidir. Satlmas durumunda
ondan babaya intikal eder." demitir ki, dorusu da ite budur. nk Hz.
Peygamber (s.a.): "Hi bir anne ocuundan ayrlamaz."[44] ' ve yine: "Kim bir anne ile ocuu
arasn ayrrsa, kyamet gnnde Allah onunla sevdikleri arasn ayrr."[45]
buyurmutur. Onlar, sat akdinde cariye
anne ile ocuunun
arasn ayrmann caiz
olmayacan sylemilerdir; bu durumda nasl hidne konusunda anne ile ocuu
arasn ayrabilmektedirler? Hadisin umumu, anne ile ocuunun aralarnn
ayrlmamasn, hem sat hem de hidnede mutlak olarak yasaklamaktadr.
Onlarn, cariye annenin menfeaatlerinin efendisinin mlk olmas, ve devaml
onun hizmetinde bulunmas sebebiyle ocuun hizmetinde bulunamaz, eklinde
ileri srdkleri mazeret kabul edilemez. Aksine hidne hakk cariye olan anneye
aittir ve bu hak ocuun hizmete ihtiya duyduu anlarda efendinin hakkna
sat akdinde olduu gibi takdim olunur. Cariye olan annenin nikhtan hali
olmas keyfiyeti ise, daha nce gemiti.
Burada dikkat ekmemiz
gereken bir husus vardr: Biz nikh sebebiyle hidne hakkn anneden drp
bir bakasna nakledeceimiz durumda, eer baka yakn bir akraba olmaz da
sadece anne bulunursa, bu durumda annenin hidne hakk dmez. O, hkimin
ocuu kendisine teslim edecei bir yabancdan daha ok hak sahibidir. ocuun
(evli de olsa) annesinin kucanda byyp terbiye grmesi; tamamen yabanc
olan, aralarnda efkat ve merhameti gerektiren bir yaknln bulunmad bir
kimsenin evinde terbiye grp yetimesinden daha uygundur. eriatn, bir
mefsedeti, kendisinden daha byk bir mefsedet ile gidermesi muhaldir. Hz.
Peygamber asla genel ve kll bir hkmde bulunmam ve: "Evlenen her
kadnn hidne hakk her hal ve durumda der." buyurmamdr ki, bu
durumda hidne hakknn anne iin sabit olaca eklindeki bir hkm nassa
muhalif dm olsun.
4 Ayn
lkede olma artna gelince; eer ebeveynden birisinin yolculuu bir ihtiyatan
dolay olur ve sonra dnerse, dieri de mukim ise, mukim olan ocuk zerinde
daha ok hak sahibidir. nk kk ocukla yolculuk yapmak, zellikle de
ocuun emzikli olmas durumunda, ona zarar verir ve onun ziyanna sebep
olabilir. Fukaha hkm bu ekilde mutlak olarak belirtmiler ve hac yolculuunu
dier yolculuklardan istisna etmemilerdir. Eer ebeveynden birisi, dierinin
bulunduu yerden baka bir yere ikamet etmek iin g edecekse, baklr; yol ve
gidecei yer veya bunlardan birisi emniyet telkin etmiyorsa, ebeveynden mukim
olan ocuk zerinde daha ok hak sahibidir. Eer her ikisinde de gvenlik
varsa, bu durumda iki gr vardr. Bunlarn her ikisi de mam Ahmed'den
rivayet edilmitir: Birincisi: Bu durumda hidne hakk, ocuun terbiye, tedb
ve tahsilini yaptrabilecei iin, babaya aittir. Bu ayn zamanda mam Mlik ve
afi'nin de grleridir. Kad reyh de bu dorultuda hkmde bulunmutur.
kincisi: Anne daha ok hak sahibidir. nc bir gr daha bulunmaktadr:
Buna gre baka yere gen, eer baba ise, ocuk zerinde anne daha ok hak sahibidir.
Yok, g eden anne ise ve asl nikhn yapld memlekete g etmi ise, yine
o daha ok hak sahibidir. Ama bir baka memlekete g etmise, bu durumda baba
daha ok hak sahibidir. Bu gr de Ebu Hanife'ye aittir. Ebu Hanife'den bir
baka rivayet daha nakledilmitir: Eer kadnn g, bir beldeden kye ise
baba daha ok hak sahibidir. Eer kadn bir beldeden baka bir beldeye g
etmise, ncelik hakk kendisine aittir.
Btn bunlar,
grld zere, kalbin kabule meyledecei bir delilden yoksun grlerdir.
Dorusu, bu konuda ocuun yararna ve onun karlarna uygun olan kollamak ve
ihtiyatl davranmak, ikamet ya da gten hangisi ocuk iin daha uygun ise,
koruma ve muhafazaya hangisi daha elverili ise onu tercih etmektir. Bunun
dnda bizzat ikamet ya da yolculuk halinin bir tesiri yoktur. Tabi btn
bunlar, elerden birinin gle birlikte dierine bir zarar vermek ve ocuu
elinden almak gibi bir garaz olmamak durumuyla ilgilidir. Eer byle bir art
niyeti varsa, o takdirde onun bu arzusuna icabette bulunulmaz.
"Evlenmediin
srece sen daha ok hak sahibisin." sz hakknda: "Burada hazif
vardr ve szn tamam: 'Evlenip, kocan seninle zifafta bulunup da akabinde
hakimin hidne hakknn dtne hkmetmedike...' eklindedir."
denilmitir. Bu uzak bir zorlamadr ve lfz buna msait deildir, hibir
ekilde byle bir delleti yoktur. Bu mnanm shhati zerine
"iktiz" yolu ile dellet de bulunmamaktadr.
"Zifaf art,
art koanlara gre "evlenmedike lfz ierisinde yer almaktadr.
Nitekim er' tahlil ile ilgili yette de nikh kelimesi "zifaf mnasnda
kullanlmtr. Zifaf artm aramayanlara gre ise, hadisteki "nikh"
(evlenmek) szcnden maksat nikh akdi olmaktadr.
Hidne hakknn
dmesine dair hkimin hkmde bulunmasna gelince, buna ancak taraflarn ocuk
hakknda nizaa dmeleri ve husumetin ortaya kmas durumunda ihtiya
duyulur.Bu durumda hkimin hkm, Hz. Peygamber'in (s.a.) hkmnn infaz olmu
olur. Yoksa Hz. Peygamber hidhe hakknn dmesini, hkimin hkmne balam
deildir. Aksine bizzat kendi hidne hakknn evlilikle dmesine hkm
buyurmutur. Daha sonraki hkimlerin bu dorultuda hkm vermi ya da vermemi
olmalar durumu deitirmez. Bunun delili. Hz. Peygamber'in, evlenmedii srece
ocuk zerinde annenin daha ok hak sahibi olduuna, evlendii zaman ise bu
hakkn ortadan kalkarak bakasna intikal edeceine dair olan bu hkmleridir.
Hidne hakk sahibi ocuu talepte bulunduu zaman, karsndaki kiinin onu
kendisine vermesi gerekmektedir. Eer bundan kanr ve ocuu hak sahibine
teslime yanamazsa, o zaman hkim onu icbar eder. Eer hak sahibi hakkn
drr veya talepte bulunmazsa, durum eskiden olduu hal zere kalr. Bu genel
bir kaidedir ve dier hadislerden karlmtr.
Hidne konusunda
ebeveyn arasnda ocuun bir seimde bulunamayaca grnde olanlar bu
hadisin zahirini del olarak kullanmlardr. stidlal ekli yledir: Hz.
Peygamber (s.a.) "Sen ocuk hakknda daha ok hak sahibisin!"
buyurmutur. Eer ocuk muhayyer braklacak olsayd, bu takdirde anne, ocuk
kendisini tercihte bulunmadka daha ok hak sahibi olamazd. Nitekim baba da
ayn ekilde ocuk kendisini tercihte bulunmadka ncelikli olarak hak sahibi
olamazd. "ocuk seni tercih ettii takdirde sen daha ok hak
sahibisin." eklinde bir takdir yaplacaksa, ayn takdir baba iin de
yaplabilir. Oysa ki, Hz. Peygamber (s.a.) anneyi, niza durumunda kaytsz
olarak stn hak sahibi kabul etmitir. Bu, mam Ebu Hanife ve Mlik'in
grleridir.. Biz bu meseleyi ve onunla ilgili fukahann grlerini,
kullandklar delillerini zikrediyor ve ilerinden Hz. Peygamber'in (s.a.)
hkmne uygun olan tercihte bulunuyoruz.
1 Ebu
Bekir Sddk'n (r.a.) gr: Abdrrezzk, bn Creyc At el-Horsni bn
Abbas kanalyla nakleder: Hz. mer karsn boamt. (Daha sonra nceden
geen haberi nakleder.) Hz. Ebu Bekir kendisine: "ocuk iin annesinin
kokusu ve yata, byyp temyiz ama gelip kendi bana bir tercihte
bulununcaya kadar, senden daha hayrldr." demi ve ocuun, byyp de
temyiz ana ulap kendi tercihini yapncaya kadar annesine verilmesine
hkmetmitir. ,
2 Hz.
mer'in gr: mam afii, bn Uyeyne Yezid b. Yezid b, Cbir smail b.
Ubeydullah b. Ebi'l-MuMcir Abdurrahman b. Ganm senediyle, "Hz. mer'in
(r.a.) bir ocuu annesiyle babas
arasnda muhayyer kldn" rivayet etmitir.
Abdrrezzk, bn
Creyc Abdullah b. Ubeyd b. Umeyr senediyle, "Hz. mer'in bir ocuu
annesiyle babas arasmda muhayyer braktn, ocuun annesini tercih ettiini
ve kadnn ocuunu alarak gtrdn" nakletmitir.
Yine Abdrrezzk,
Ma'mer Eyyb smail b. Ubeydullah Abdurrahman b. Ganm senediyle rivayette
bulunmutur: Hz. mer'in huzurunda bir ocuk hakknda dava szkonusu olmu, o
da "ocuk byyp kendi tercihini syleyinceye kadar, annesiyle beraberdir."
diye hkmde bulunmutur[46]
Sad b. Mansr, Heym
Hid Veld b. Mslim tarikiyle nakleder: Bir yetim ocuk hakknda Hz.
mer'e muhakeme olmak zere ba vurmulardr. Hz. mer ocuu muhayyer brakm
ve ocuk annesini amcasna tercih etmitir. Hz. mer: "Annenin sana olan
efkati, amcann bolluundan senin iin daha hayrldr." buyurmutur.
3 Hz.
Ali'nin gr: mam afi (raj, bn Uyevne Yunus b. Abdullah el-Cerm
Umre el-Cerm senediyle nakleder: Rv Umre yle anlatr: "Hz. Ali,
beni annemle, amcam arasnda muhayyer brakt. Sonra benden daha kk olan
kardeim iin de: "Eer u da bunun kadar byk olsayd, onu da muhayyer
brakrdm." dedi." [47]
Yine mam afi,
brahim Yunus Umre Hz. Ali kanalyla benzeri bir rivayette bulunmu ve
bu rivayette Umre: "O zaman yedi veya sekiz yanda idim." demitir.
Yahya el-Kattn, Yunus
b. Abdillah el-Cerm Umre b. Ruveybe senediyle nakleder: Umre yle der:
"Benim hakkmda annemle amcam Hz. Ali'nin huzurunda mahkemelik oldular.
Hz. Ali beni defa muhayyer kld ve ben her defasnda da annemi seiyordum.
Kk bir kardeim daha vard. Hz. Ali: "u da bunun kadar olsayd o da
muhayyer braklrd." dedi.
4 Ebu
Hureyre'nin gr: Ebu Hayseme Zheyr b. Harb, Sfyn b. Uyeyne Ziyd b.
Sa'd Hill b. Eb Meymne kanalyla
nakleder. Hill yle anlatr: Ebu Hureyre'nin bir ocuu babasyla annesi
arasnda muhayyer kldna ve akabinde: "Hz. Peygamber (s.a.), bir ocuu
babasyla annesi arasnda muhayyer klmtr." dediine ahit oldum[48]
Bunlar sahabelerle
ilgili tesbit edebildiklerimizdir. imdi ise imamlarn grlerine gemek
stiyoruz: [49]
Harb b. smail yle
der: shk b. Rhyeh'e "Annenin boanmas durumunda, kz ve erkek ocuu,
ne zamana kadar annesi yannda kalr?" diye sordum. yle cevap verdi:
"(Erkek ocuunun) yedi yama kadar annesinin yannda kalmas, bana daha
sevimli gelmektedir. Daha sonra ise muhayyer klnr." Ben ona:
"Muhayyer klma fikrini kabul ediyor musun?" dedim. O: "Hem de
nasl!" dedi. Ben: "Yedi yandan daha kk olan muhayyer klnmaz,
(yle mi?)" diye sordum. O: "Bazlar be yama kadar demilerdir.
Ben ise yedi yama kadar olmasn daha uygun buluyorum." dedi.
mam Ahmed'in
mezhebine gelince tafsilat vardr: ocuk ya erkektir ^ya da kzdr. Eer erkek
ise; ya yedi yandadr veya daha kktr. Eer 'yedi yandan daha kkse,
anne daha ncelikli hak sahibidir ve ocuk muhayyer klnmaz. Eer yedi yanda
varsa, bu takdirde rivayet i bulunmaktadr:
Birincisi: Mezhebinde
sahih ve mehur olan budur ocuk I muhayyer klnr. mamn tbilerinin
tercihi de bu olmaktadr. Eer ocuk ikisinden birisini tercihte bulunmazsa,
aralarnda kur'a ekilir ve ocuk, kur'a kime kmsa ona verilir. Eer
birisini tercih eder, sonra dnerek brn tercihte bulunursa, bu kez ocuk
ikinciye verilir ve bu byle devam eder.
kincisi: Muhayyer
klrnmakszm, ocuk zerinde baba daha ok hak sahibi olur.
ncs: Yedi
yandan ncede olduu gibi, anne daha ok hak sahibidir.
Eer ocuk kz ise ve
yedi yandan da kk bulunuyorsa, muhayyer klmmakszm ocuk anneye teslim
edilir. Eer yedi yama ulamsa, mezhebindeki mehur gre gre, dokuz
yana kadar anne yine daha ok hak sahibidir. Dokuz yama ulatnda ise,
muhayyer klmirnakszn baba daha ok hak sahibi olur.
mam Ahmed'den
drdnc bir rivayette, kz ocuu bul ana ulancaya kadar, onun zerinde
anne evlenmi olsa bi]e, daha ok hak sahibidir.
Yine ondan beinci bir
rivayette ise, yedi yandan sonra, erkek ocukta olduu gibi muhayyer
braklr ki, mam bunu beyan etmitir ve tbilerinden ou bunu mam'm
mezhebinde bir "vecih" olarak zikretmilerdir. zetle mam Ahmed'in
mezhebindeki durum bundan ibarettir.
mam afi ise yle
der: "ocuk erkek olsun kz olsun, yedi yana ulancaya kadar anne daha
ok hak sahibidir. Eer yedi yana ularlar ve yatlarnn akl gibi akllan
yerinde olursa, her biri anne ve babadan birisini seme konusunda muhayyer
braklrlar ve hangisini tercihte bulunurlarsa onun gzetimine
verilirler."
mam Mlik ve Ebu
Hanife: "Kz ocuu hibir ekilde muhayyer braklmaz" demilerdir.
Sonra bunlar ihtilf etmiler ve Ebu Hanife yle demitir: "Anne: kz
ocuu bul ama ulancaya kadar, erkek ocuu da yalnz basma yeyip iip,
giyinebilecei bir zamana kadar babadan daha ok hak sahibidir. Bu zamandan
sonra ise, her ikisi de babann yannda kalrlar. Ebeveynden olmayan baka
birisi karsnda ise, (anne) kz ya da erkek ocuu kendi balarna yeterli
oluncaya kadar daha ok hak sahibidir ve bula itibar edilmez." mam
Mlik ise yle demitir: "ocuk kz olsun erkek olsun, dii kncaya kadar
annesi onun zerinde daha ok hak sahibidir." Bu bn Vehb'in rivayeti
olmaktadr. bnu'l-Ksm'n rivayeti ise: "Bul ana kadardr ve ocuk
herhangi bir ekilde muhayyer braklmaz." eklindedir.
Leys b. Sa'd yle
der: "Anne, olan ocuu sekiz yana, kz ocuu da bul ama
ulancaya kadar, onlar zerinde daha ok hak sahibidir. Bundan sonra ise,
onlar zerinde baba daha ok hak sahibi olmaktadr."
Hasan b. Hayy ise
yle demitir: "Anne, kz ocuunun memeleri beirinceye, olan ocuu da
ihtilam devresine yaklancaya kadar, onlar zerinde babadan daha ok hak
sahibidir. Bu devreden sonra ise, her ikisi de anne ve baba arasnda muhayyer
braklrlar. Kz ve erkek olmas ayndr."
Muhayyer klmay
sadece erkek ocuu iin szkonusu edip, kz ocuu hakknda etmeyen kimseler
yle demektedirler: "Ebu Hufeyre hadisinde, Hz. Peygamber'den (s.a.)
muhayyer klma durumu erkek ocuu hakknda sabit olmutur. Bu durum, rid
halifelerden ve Ebu Hureyre'den de sabit olmutur ve bu hususta ashaptan onlara
kar bir muhalifin bulunduu asla bilinmemektedir. Hibir kimse bu hususa
tepki gstermemitir. Sonra bu hkm son derece dil olmaktadr. nk anne,
sadece ocuun kklk devresinde kadnlardan bakasnn kolayca yapamayaca
terbiye, kucakta tutma ,. emzirme ve efkatle davranmaya olan ihtiyac gz
nnde tutularak baba zerine takdim edilmitir. Yoksa annenin ebeveynden biri
elmas hasebiyle babaya takdimi gerektirecek bir stnl yoktur. ocuk kendi
tercihini belirtebilecek bir yaa ve ancak kadnlarn yapabilecekleri
hizmetlerden mstani hale geldii zaman, anne ve baba da eit hale gelirler ve
annenin takdimini gerektiren sebep ortadan kalkm olur. Bu durumda anne ve
baba, ocuk zerinde eit haklara sahip olmu olurlar. Dolaysyla, tercihi
gerektirecek bir durum olmadka biri dieri zerine takdim edilemez. Tercihi
gerektirecek husus da ya haric olur ki, bu kur'a yoludur, veyahut da ocuk
tarafndan olur, bu da ocuun tercihte bulunmasdr. Snnet her ikisi hakknda
da varid olmutur. Ebu Hureyre hadisi, her ikisini de birletirmektedir. Biz de
her ikisine birden itibar etmi bulunuyoruz. Birini alm da dierini brakm
deiliz. Hz. Peygamber'in (s.a.) takdim ettiini biz de takdim, onun tehir
ettiini biz de tehir etmi bulunuyoruz. Hz. Peygamber (s.a.) "muhayyer
klmay" takdim etmitir; nk, kur'aya ancak haklarn her ynden eit
olmalar durumunda ve hibir tercihi gerektirecek unsurun bulunmad zamanda
gidilmektedir. Biz de burada ayn ekilde yapyoruz: Ebeveynden birisini
ocuun tercihine dayanarak takdim ediyoruz. Eer ocuk tercihte bulunmazsa
veya her ikisini de birden tercihte bulunursa, o zaman da kur'aya bavuruyoruz.
Eer bu ayn zamanda snnete uygun bir hkm olmasayd, karlkl nza ile,
taraflarn anlamazln kesip atacak, en gzel ve en adaletli bir hkm
olurdu."
Bu konuda mam Ahmed
ile mam afi'nin mezheblerinde bir baka vecih vardr ki, buna gre, erkek
ocuu ebeveynden herhangi birisini tercihte bulunmasza, kur'asz olarak
annenin yannda kalr. nk hidne hakk o ana kadar annenin idi. Biz bu hakk
ondan, ancak ocuun tercihiyle babaya nakilde bulunabiliriz. ocuk tercihte
bulunmad zaman ise, eskiden olduu hal zere kalr.
Soru: Siz muhayyer
klmay "kur'a" zerine takdim ettiniz. Hadiste ise nce kur'amn takdimi
sonra da muhayyer klma szkonusudur. Uygun olan da budur. nk, kur'a, hak
sahiplerinin eit olmalar durumunda birisinin takdimi iin kendisine ba
vurulan er' bir yoldur. Burada anne ile baba eit durumdadrlar, dolaysyla
prensip olarak ikisinden birisinin kur'a ile takdimine gitmek gerekir. Eer
kur'aya gitmezlerse, o takdirde ocuun tercihine bavurmaktan baka bir are
yoktur ve bu tercihle ikisinden birisi dieri zerine takdim olunur. Hal byle
iken, mam Ahmed ve afi'nin tabileri niin ocuun muhayyer klnmasn kur'a
zerine takdim etmektedirler?
Cevap: Kur'a zerine
ocuun muhayyer klnmas, hadisin lfzlarnn onun zerinde ittifak etmeleri
ve rid halifelerin amellerinin o dorultuda olmas sebebiyledir. Kur'aya_
gelince, onu bez rviler hadiste zikretmi, bazlar ise zikretmemilerdir.
Kur'a, sadece Ebu Hureyre hadisinin baz tariklerinde sabit olmutur; bu yzden
de muhayyer klma (tahyr), kur'a zerine takdim olunmutur. Eer muhayyer
klma yolu ile meseleyi halletme imkn bulunamazsa, baka alternatifler de
yoksa, bu durumda kur'aya ba vurmaktan baka yol kalmaz.
Hem erkek hem de kz
ocuunu muhayyer klanlar yle demektedirler: Nes, Snen-inde, mam Ahmed.
Msnecfinde Rfi' b. Sinan hadisinde yle nakilde bulunmaktadrlar: Rfi' ile
anne (ayrld kans), ocuklar zerinde anlamazla derler. Hz. Peygamber
(s.a.} Rfi'i bir keye, kadn da baka bir keye oturtur. Aralarna da kz
ocuunu koyar ve onlara: "ocuu kendinize doru arn!" diye emir
buyurur. ocuk annesine doru meyleder. Bunun zerine Hz. Peygamber (s.a.): "Allahm! Onu doruya hidyet
eyle!" diye dua eder de ocuk hemen babasna dner ve baba ocuu alr.[50]
Bunlar yle demektedirler: Eer bu hadis varid olmasayd, Ebu Hureyre
hadisiyle, daha nce geen haberler (sr) kz ocuunun da muhayyer klnaca
konusunda delil olabilirdi. nk ocuun erkek olmasnn hkmde bir etkisi
yoktur; aksine o da erkek ocuu gibidir. Bunun benzerlerini u nasslarda da
gryoruz: "Kim, eyasn ifls etmi bir adamn yannda bulursa..."[51] ;
"Kim bir mterek (erkek) kle zerindeki bir payn zad ederse..."[52] (Bu
ve bu gibi nasslarda "erkeklik" bildiren ifadeler bir tahsis amac
iin kullanlmamtr.) Hatta hidne konusunda varid olan hadis, erkeklik artnn
aranmamas hususunda daha da evleviyet arzeder. nk bu hadiste geen
"sabi" (erkek ocuu) szc, Hz. Peygamber'in kelamndan deildir.
Sahab, sadece olay hikye etmektedir ve muhayyer braklann "erkek
ocuu" olduunu zikretmektedir. Hkmn illeti aratrlp, bir ayklamaya
gidildii zaman [tenkhu'l-ment), hkmn sbutunda ocuun erkek olmasnn
herhangi bir etkisi olmad grlecektir.
Hanbeller yle
demektedirler: Sizinle mnakaa iki noktadadr: Birincisi: RfT hadisini delil
olarak kullanmanz konusudur; ikincisi de muhayyer klma hadisindeki
"erkeklik" vasfn ilga etmenizle ilgilidir.
Birinci nokta: Hadis,
bnu'l-Mnzir ve daha bakalar tarafndan zayf bulunmutur. Yahya b. Sad ve
es-Sevr, Abdlhamd b. Cafer'in zayf olduunu sylemilerdir. Sonra o hadiste
yine htilf vardr: Birinde muhayyer braklan ocuun kz olduu
belirtilmitir. Erkek ocuu olduu da rivayet edilmitir. Abdrrezzk, Sfyn
Osman el-Bett Abdulhamid b. Seleme babas dedesi kanalyla yle nakleder:
"Ravi (dede) nin ebeveyni, kendisi hakknda Hz. Peygamber'in huzurunda
niza ederler. Birisi (babas) mslmandr, dieri (annesi) ise kafirdir. ocuk
kfir olana doru meyleder. Hz. Peygamber (s.a.): "Allah'm! Ona doruyu
gster!" diye dua eder. Bunun zerine o, mslman olana ynelir ve Hz.
Peygamber de kendisinin ona verilmesine hkmeder."[53]
Ebu'l-Ferec
bnu'l-Cevz: "Muhayyer klnan ocuun erkek olduunu ifade edenlerin
rivayeti daha sahihtir." demitir. Hanbeller devamla yle diyorlar:
"ocuun kz olduu kabul edilse bile, siz bu hadisi delil olarak yine
kullanamazsnz. nk hadiste ebeveynden birisinin Mslman dierinin ise
kfir olduu belirtilmektedir. Bu durumda benimsemediiniz bir eyle nasl
hkmde bulunabilirsiniz?"
Yine farzedelim ki,
her ikisi de mslman olsalar, hadis yine sizin iin delil olmaya msait
deildir. Zira hadiste ocuun stten yeni kesilmi olduu belirtilmektedir. Bu
da kesin olarak onun yedi yandan daha kk olduunu gsterir. Anlalan odur
ki, ocuk be yandan daha kkt. Siz ise yedi yandan nce ocuun
muhayyer klnamayaca grndesiniz. Bu itibarla szkonusu Rfi' hadisiyle
hibir ekilde istidlalde bulunmanz mmkn gzkmemektedir.
Geriye kald ikinci
nokta ki, o da muhayyer klma ve dier konularda szkonusu edilen
"erkeklik" vasfnn ilga edilmesiyle ilgiliydi. Bu konuda deriz ki:
Hi phesiz hkmlerden bir ksm vardr ki, bunlarda erkeklik veya kadnlk
vasf zel olarak kesinlikle aranmamakta, hkm iin byle bir art szkonusu
olmamaktadr. Yine bir ksm da vardr ki, kesin olarak ayrlmakta ve erkeklik
ya da kadnlk gibi artlar aranmaktadr. Fertler arasnda mterek olan ve
insan olma vasfna balanan her hkmde cinsiyet vasf itibara alnmamaktadr.
Bunun tesinde, bir etkisi olan her konuda erkeklik vasfna itibar
edilmekledir: ehadet ve miras, nikhta velayet gibi. Yine kadnlara mahsus
olan ya da erkeklere takdim edilmelerini gerektiren her konuda, kadnlk vasf
gz nnde bulundurulmaktadr: Mesel, hidne konusunda olduu gibi, ayn
derecede erkekle bulunmas durumunda kadn takdim edilmektedir.
Geriye, konumuz olan
ocuun muhayyer klnmas ile ilgili konuda erkeklik vasfnn bir etkisi
bulunup bulunmadn incelemek ve eer etkisi var ise, birinci kategoriye
dahil etmek, yoksa dikkate alnmayan, mlga olan ksma idhal etmek kalmaktadr.
Bu konunun, cinsiyet vasfnn ilga edildii ksmdan kabul edilmesine imkn
bulunmamaktadr. nk buradaki muhayyer klma arzu ve istek neticesinde
olmakta, dnce ve maslahat esasna dayal bir muhayyer klma nitelii
arzetmemektedir. Bu yzdendir ki, ocuk daha sonra, nceden tercihte bulunduu
kimseden vazgeerek dierini tercihte bulunsa, bu kez de ona teslim
edilmektedir. Bu durumda kz ocuu muhayyer braklacak olursa, bu ocuun kh
babasnn yannda, kh annesinin yannda kalmas neticesini douracaktr. nk
o takdirde her intikal arzusuna msbet karlk verilecektir. Bu ise Sri'
Tel'nm kadnlar iin koymu olduu, evde ikamet edip ihtiya bulunmadka
dar kmamak, perde arkasnda bulunmak gibi hususlara ters dmektedir.
Dolaysyla bunlarn aksine olacak bir imknn kadna tannmas uygun deildir.
Bu vasf muteber olduuna ve bizzat Sri* tarafndan da dikkate alndna gre
onu ilga etmek mmkn deildir.
Sonra bu durum ;
ocuun bir onun bir bunun yanna gidip kalmasna imkn verecei iin, hem
babann, hem de annenin kz ocuuna gerekli ihtimam gstermemeleri gibi bir
duruma sebep olacaktr. Genel olarak mahadeyle bilinmektedir ki, nsanlarn
mtereken koruma durumunda olup, birbirlerine gvenerek gerekli tedbirleri
almadklar eyler, sonunda ziyan olup gitmektedir. Nitekim bir Arap
atasznde: "ki a arasnda a, a olmaz." denilmektedir.
Yine mahadelerimizle
biliyoruz ki, ocuun ebeveynden birisini tercih etmesi, dierinin ona olan
rabetini azaltmakta ve ona iyilikte bulunma, onu koruma arzusunu krmaktadr.
ocuk birini tercihte bulunur ve daha sonra da dierine intikal ederse,
ebeveynden hibirisi ona kar gerekli ilgiyi gsterme, onu muhafaza ve ihsanda
bulunma konusunda tam bir rabet gsteremezler. (Bu itibarla, kz ocuuna
tercihte bulunma hakk tannmamaldr.).
Burada:
"Szkonusu ettiiniz ayn durum erkek ocuu iin de bahis mevzuudur,
bununla birlikte onu muhayyer klmaya engel olmamaktadr." eklinde bir
itiraz gelebilir. Cevaben deriz ki: " Doru sylediniz! Ancak uras
unutulmamaldr ki, kalpler erkek ocuuna cibilli olarak meyyaldir ve onlar
kz ocuklar zerine tercih edilirler. Hem rabet azl, hem kadnln getirdii
noksanlk ve hem de ou defa kz ocuklarnn hor grlmeleri gibi unsurlar
eer bir araya gelecek olurlarsa, kz ocuu ziyan olur gider ve bu durum
telafisi mmkn olmayan bir fesada gtrr. te vaka buna ahittir. Fkh,
meru klnan ahkm vakaya indirgemektir. Erkek ve kz ocuklarnn
hkmlerinin farkl olmasnn srn udur: Kz ocuu ilgi ve muhafazaya erkek
ocuundan daha fazla muhtatr. Bu yzden de genel olarak terde kadnn
setri ve muhafazas maksadyla erkekler iin szkonusu edilmeyen hkmler
getirilmitir: Giyim, eteklerin bir kan veya daha fazla salnmas, rk ve
secdede kollarn yanma yaptrp toplu durmas, Kur'an okurken sesini
ykseltmemesi, tavafta remel yapmamas, ihramda dikili elbiseden soyunmamas,
ban amamas, yalnz bana yolculua kmamas bunlardandr. Kadnn byk
ve bilgi sahibi olmasna ramen durumu byle olduuna gre, kck yata ve
henz aklnn ermedii, ne denilse inanaca bir dnemde durumu nasl
olacaktr? Hi phe yoktur ki, kz ocuunun ebeveynden bir onun bir bunun
yannda kalmas, belli bir yerde karar klmayaca iin, maksad iptal ve ihlal
edici veya en azndan noksanlatrc bir durum arzedecektir. Bu durumda en
uygunu, ona tercih hakk tanmadan ebeveynden birisinin yannda srekli olarak
kalmasna hkmetmektir.
Nitekim ounluk
fukaha bu grtedir: mam Mlik, Ebu Hanife, Ahmed ve shk bunlar
arasndadr. Kz ocunun muhayyer klnmas hakknda ne nass vardr ne de nass
hkmnde bir ey vardr; dolaysyla onun durumu erkek ocuun hkmne
katlamaz.
Sonra burada kz
ocuunun, ebeveynden hangisinin yannda kalmas konusunda ve hangisinin ocuk
iin daha yararl olaca hakknda ictihad belirmi ve mam Mlik, Ebu Hanife
ve iki rivayetten birisinde mam Ahmed, annenin daha uygun olacan
belirtmilerdir ki, delil bakmndan doru olan da budur. Kendisinden mehur
olan rivyetinde mam Ahmed ve tbilerinin tamamnn tercihine gre de baba
daha uygundur, kz ocuu onun gzetimine verilmelidir.
Annenin daha uygun
olduunu syleyenler yle demektedirler: Genelde grmekteyiz ki, baba geim
ile uramakta, dardaki ilere bakmakta, insanlarla uramaktadr. Anne ise
drt duvar ierisinde devaml evinde bulunmaktadr. Bu itibarla,kzn annenin
yannda kalmas, onun iin phesiz daha koruyucu ve daha ok gzetici olacak;
gz hep kznn zerinde bulunacaktr. Baba ise byle deildir. Zira o ou
kez evden uzakta bulunacak ve gerekli itinay gsteremeyecektir. Bu itibarla,
kz ocuunun annenin yannda kalmas daha uygun olacaktr.
Bunlar devamla yle
demektedirler: Kzn anne yannda olunca maruz kalaca mefsedetin ayns, daha
fazlasyla birlikte babann yannda kalnca da szkonusudur. nk, baba kzn
evde yalnz bana brakt zaman, onun hakknda emniyet duyamaz. Onun yannda
karsn veya baka bir kadn brakmas durumunda ise, kadn kendisine yabanc
olaca iin, hibir zaman gerek annesinin efkat ve ilgisini
gstermeyecektir. Bu itibarla annesinin yannda kalmas daha koruyucu
olacaktr.
Hem kz ocuu
kadnlar iin gerekli olan ip eirmek, ev ilerini yapmak gibi baz hususlan
renmeye muhta bulunmaktadr. Bunu ise, ocua ancak kadnlar verebilir,
erkekler bu ii yapamazlar. Bu durumda kz, ev ilerini renebilmesi iin
annesine daha da ok muhtatr. Byle bir ihtiya ierisinde bulunan ocuu
babasna teslim etmek, bu maslahat ortadan kaldrmak, ocuu madur etmek
anlamna gelir. Bu becerileri renmesi iin ocuun yabanc bir kadna teslim
edilmesi, ocuun bir annenin bir babann yannda kalmas gibi durumlar ise,
kadnlar iin meru klman hkmlerin aksine onun darya almasna, evden
uzaklamasna sebep olur. Bu itibarla, hem kzn, hem babann, hem de annenin
maslahat, kzm annesinin yannda kalmasnda yatmaktadr. Bu grten baka
birisini tercihe gitmemiz mmkn deildir.
Babann daha uygun
olaca grnde olanlar ise yle demektedirler: Kzlarna kar babalar,
annelerinden daha gayretlidirler. Bir babann kz iin duyduu gayret ile
annesinin duyaca gayret hibir zaman ayn olamaz. Nice anneler vardr ki,
kzlarnn ehev arzularn tatmine yardmc olmaktadrlar. Anneyi bu duruma
ten ey, aklnn zayfl, abuk kanar olmas ve tabiatnda mevcut bulunan
gayretin zayfldr. Baba ise byle deildir. Bu ve daha baka sebeplerden
dolay, Yce Allah kzn evlendirilmesi velayetini babaya vermi, annesine
vermemitir. Annesi, kznn ne evliliiyle ilgili konularda ne de onun mal
zerinde yetkili klnmamtr. slm eriatnn kemal ve gzelliinin
tezahr, kz ocuunun bakma ve terbiyeye muhta olduu srece annesinin
yannda kalmasn gerektirmitir. ehvet duyulabilecek bir devreye ulatktan
ve erkekler iin uygun hale geldikten sonra da yine eriatn ayn kemal ve
gzellii, bu kez onun anneden daha gayretli, kzn karlarn daha iyi gzetecek,
onu daha iyi koruyabilecek birisinin (babann) yannda kalmasna hkmetmeyi
gerektirecektir.
Bunlar devamla yle
diyorlar: Biz baba ve dier erkeklerin, kendileri fsk bile olsalar, son
derece gayretli olduklarn, hatta bu gayretlerinin arlndan dolay
kendilerini, bir phe neticesinde kzlarn, kz kardelerini veya velayeti
altnda bulunan baka kadnlar ldrmeye bile sevkettiini gryoruz.
Kadnlarn ise, bunun aksine bu gibi durumlar karsnda qzlme ve aldanma
gsterdiklerini grmekteyiz. Her iki trde de galip olan budur. Nadir olana ise
itibar edilmez. Kald ki, biz ebeveynden birisini dieri zerine takdim
ettiimizde, mutlaka ocuun korunmasn ve gzetilmesini gz nnde
bulundurmak zorundayz. Bu yzdendir ki, mam Mlik ve Leys yle demilerdir:
"Anne koruyucu ve emniyetli bir yerde deilse, veya nza gsterilebilecek
birisi deilse, babann kz ondan alabilme hakk vardr." Kendisinden
yaplan mehur rivayette imam Ahmed de ayn grtedir. nk muteber olan
babann koruma ve gzetmesidir. Eer bu konuda ihmalkr ise veya bu konuda
acizse ya da nza gsterilebilecek bir kimse deilse veya deyyslukla
tannyorsa ve anne byle deilse, hi phesiz, anne kz zerinde daha ok hak
sahibi olacaktr. ocuun tercihiyle veya kur'a ile ya da kendiliinden
takdimde bulunduumuz kimseyi biz. sadece ocuun maslahat onunla
gerekleecei iin takdim ediyoruz. Eer anne babadan daha koruyucu, daha
gayretli bulunursa, o takdirde baba zerine takdim olunur; bu durumda ne
kur'aya, ne de ocuun tercihte bulunmasna itibar edilmez. nk ocuk henz
kk olmas hasebiyle akl zayftr, almamay ve oyunu tercih eder; ocuk
bu konuda kendisine yardmc olacak birisini tercihte bulunursa, onun bu
tercihine baklmaz. ocuk kendisi iin daha faydal ve daha hayrl olan
kimsenin yannda kalr. eriatn bunun dnda baka bir eye ihtimali yoktur.
Hz. Peygamber (s.a.) yle buyurmutur: "ocuklara, yedi yana
geldiklerinde namaz klmalarn emredin; on yanda iken klmazlarsa onlar (tedib
iin) dvn ve yataklarn ayrn."[54] Yce
Allah da yle buyurur: "Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi, yakt
insanlar ve talar olan cehennem ateinden koruyun."[55]
Hasan el-Basr bunu: "Onlar eitin, retin, terbiye edin, onlara fkh
retin " diye tefsir etmitir. Eer anne ocuu mektebe verir ve ona
Kur'an retirse; ocuk oyunu ve kendi akranlaryla beraberlii tercih eder ve
baba da ona bu imkn verirse, bu durumda anne, ocuun tercihine
baklmakszn, kur'a ekilmeksizin onun zerinde daha ok hak sahibi olacaktr.
Aksi de ayn ekildedir. Ebeveynden hangisi ocuk hakknda Allah'n ve
Peygamberinin emirlerini nazar- itibara almaz ve ocuu ihmal eder, dieri de
aksine gerekli ilgiyi gsterirse o, ocuk hakknda daha ok hak sahibi ve ncelik
arzedecektir.
eyhimizi (bn
Teymiye) yle anlatrken iittim: Bir hkimin huzurunda bir anne ve baba
ocuklar hakknda muhakeme oldular. Hkim ocuu onlardan birisini semesi
iin muhayyer brakt, ocuk da babasn tercih etti. Kadn hkime:"ocua,
babasm niin tercih ettiini, sorar msnz? " dedi. Hkim de sordu.
ocuk: "Annem beni her gn okula gnderiyor, hoca beni dvyor. Babam ise
beni ocuklarla oynamam iin serbest brakyor." dedi. Bunun zerine
hkim, ocuun annesine verilmesine hkmetti.
eyhimiz (bn
Teymiyye) yle demektedir: Ebeveynden birisi ocuun eitim ve retimini,
Allah'n zerine vacib kld hususlar yerine getirmeyi terkederse, o sidir
ve onun ocuk zerinde velayet hakk yoktur. Hatta velayetinde bulunan eyle
ilgili grevleri yapmayan kimsenin o konuda velayet hakk kalmaz; ya eli
tamamen velayetten ekilir ve o grevleri yapacak baka birisine tevdi edilir
veyahut da o grevi beraberce yapaca bir bakas yetkisine ortak edilir.
nk asl maksat, mmkn mertebe Allah ve Rasl'ne itaat etmektir. Bu hak
srf yaknlk veya nikh ya da vel ile sabit olan miras hakk trnden
deildir ki, hak sahibinin fsk ya da slih birisi olmas arasnda fark
bulunmasn. Aksine hidne hakk, vacibin yerine getirilmesini ve onu ifaya
yeterli bilgiye sahip olunmasn ve mmkn mertebe de ifasn gerektiren
velayet trndendir. Farzedeim ki, baba kz ocuunun maslahatn gzetmeyecek
ve gerekletirmeyecek bir kadnla evlenmi olsun, anne ise ocuun
maslahatlarn gerekletirmeye bu kumadan daha muktedir bulunsun, bu durumda
hidne hakk kesinlikle anneye ait olacaktr. Burada aklda tutulmas gereken
bir husus vardr: Hidne konusunda ebeveynden birisinin kesin olarak takdim
edileceine, veya ocuun ebeveyn arasnda muhayyer klnacana dair genel bir
nass bulunmamaktadr. limlerimiz ebeveynden birisinin mutlak anlamda taayyn
etmeyeceinde hatta tecavzkr ve ihmalkr olann iyi, salih ve dil olan
zerine takdim edilemeyeceinde mttefiktirler. En iyisini Allah bilir.
Hanef ve Mlikler
yle demektedirler: Sizinle mnakaamzn esasn iki nokta tekil etmektedir:
Birincisi: ocuun muhayyer klnmasnn iptaline dellet edecek bir delilin
ortaya konmas. kincisi: Muhayyer klmaya dair delil olarak kullandnz
hadiste iddianz destekler unsurun bulunmadn ortaya koymak.
Birincisini ele
alalm: Hz. Peygamber'in (s.a.) "Sen onun zerinde daha ok hak
sahibisin!" buyurup ocuu muhayyer klmamas buna dellet etmektedir.
kinci noktaya gelince, sizin rivayette bulunduunuz, ocuu muhayyer klma ile
ilgili hadisler mutlak olup herhangi bir kayt iirmemektedirler. Oysa ki siz,
muhayyer klma hkmn mutlak olarak kabul etmeyip yedi ya veya daha fazla
olmakla kaytlamaktasnz. Halbuki, hadislerde buna dellet edecek bir durum
bulunmamaktadr. Biz ise yle demekteyiz: ocuun dikkate alnacak, muteber
bir tercihi olduu zaman ebeveyni arasnda muhayyer klnr. ocuun tercihi
ise ancak sznn kabul grd bir dnemde muteberdir. Bu ise bul andan
sonra olur. Sizin tercihte bulunma zamann yedi ya ile kaytlamanz, bizim
bul ayla kaytlamamzdan daha uygun deildir. Aksine tercihi gerektirecek
unsur bizden taraftadr; nk o zaman ocuun sz muteber olmaktadr. Buna
hadiste geen kadnn: "Bana Ebu Inebe kuyusundan su getirdi..." sz
de dellet etmektedir. Zira bu kuyu Medine'den birka mil uzaklktadr. Bulu
ama ermeyen bir ocuun genellikle byle uzak bir kuyudan su getirmesi makul
deildir. Biz hadiste, tercihin bul anda olacana dair bir delletin
bulunmadm kabul ediyoruz; ancak hadiste bunun byle olmayacana dellet
eden bir unsur da yoktur. Olay ferd bir olaydr {kadyyetu ayn). Sri'
Tel'dan muhayyer klma iinin bul andan nce olmasn gerektirecek genel
bir nass yoktur ki, onun gereiyle hkme gidilsin. Haydi diyelim ki, hadiste
bul anda olmayacana dellet eden unsur vardr, bu takdirde sizin
benimsediiniz yedi yayla kaytlamay gerektirecek unsur nerededir?
filer, Hanbeller
ve ocuun muhayyer klnaca grnde olanlar ise yle demektedirler: Sizin
Hz. Peygamber'in "Evlenmediin srece sen ocuk zerinde daha ok hak
sahibisin." sz ile grnz deillendirmeye almanz birok ynden
dolay uygun deildir: nk sizden bir ksmnz: "ocuk kendi bana yeterli
olduu, kendi kendine giyebilip, iebildii zaman, baba ocuun tercihi
aranmakszn onun zerinde daha ok hak sahibidir." derken, kiminiz de
"Dileri kt zaman, baba daha ok hak sahibidir." demektesiniz.
Biz ise yle diyoruz:
Hz. Peygamber (s.a.), evlenmedii srece, ocuk zerinde annenin daha ok hak
sahibi olduuna hkmetmitir ve kadnn nikhnn ocuun babasnn yannda
olaca yatan nce veya sonra olaca ayrmn yapmamtr. Bu takdirde hadis
karsnda bizim de sizin de durumumuz ayndr; sizin bize kar cevap olarak
kullandnz eyi biz de size kullanabiliriz, eer siz takdir yaparsanz, biz
de yapabiliriz; yok siz takyide giderseniz biz de gidebiliriz; siz tahsis
yaparsanz biz de tahsis yapabiliriz. Eer bu anlald ise diyoruz ki: Hadis
iki hususu gerektirmektedir:
1) Kadnn
evlendikten sonra ocuk zerinde bir hakk yoktur.
2) Evlenmedii srece anne, ocuk zerinde daha
ok hak sahibidir. Annenin daha ok hak sahibi olmasnn iki ekli szkonusu
olabilir:
Birincisi: ocuk
temyiz yapamayacak derecede kk olur. Bu durumda anne, ocuun tercihine
baklmakszn ncelikli olarak hak sahibidir.
kincisi: ocuk temyiz
yana ulamtr. Bu durumda da anne daha ok hak sahibidir; ancak bu ncelik,
bir arta baldr. Hkm bir arta baland zaman, o artn takdir edilecei
dncesiyle mutlak olarak zikredilmesi doru olmaktadr. Bu takdirde anne,
eer ocuk kendisini tercih ederse daha ok hak sahibi olacaktr. Nihayet bu,
mutlakn, ocuun muhayyer klnmasna dellet eden delillerle takyid edilmesi
demek olur. Eer hadis mutlakh zere hamledilecek olursa ki bu asla mmkn
deildir bu durum, ocuun muhayyer klnmasn gerektiren hadislerin iptalini
gerektirecektir. Hem sonra siz, bu hadisi kadnn daha ok hak sahibi
olabilmesi in mukim olacak, hr olacak, red olacak vb. gibi hadislerde asla
zikri bulunmayan artlarla kaytlamaktasnz. Bu durumda hadisin, snnetin
dellet ettii ve sahabenin zerinde ittifak ettikleri "ocuun muhayyer
klnmas" hususuyla takyidi sizin takyidlerinizden daha ok evleviyet
arzeder.
Muhayyer klma hkmn
getiren hadisleri bul andan sonraya hamletmeniz be adan dolay doru
deildir:
1 Hadisin
"Hz. Peygamber bir ocuu ebeveyni arasnda muhayyer brakt"
ifadesinde "gulm = ocuk" tabiri kullanlmaktadr.
"Gulm"
kelimesinin hakikat mnas, henz bul ama ulamayan ocuk demektir. Onu
bali mnasna hamletmek, gereksiz ve bir karine olmakszn hakik mnasndan
kararak mecaz mnasna sevketmek olur.
2 Bali zerinde
hidne hakk yoktur. Krk yandaki bir adamn anne ve babas arasnda muhayyer
klnmas nasl sahih olabilir? Bu hem deten hem de er'an mmkn deildir.
Dolaysyla hadisin bu mnaya hamledilmesi uygun olmaz.
3
itenlerden hibir kimse, onlarn akl banda byk bir adam hakknda nizada
bulunduklarn ve o adamn
ebeveyni arasnda muhayyer
klndm anlamaz. Hibir kimsenin aklna byle bir mna gelmez. Eer byle
bir adamn muhayyer klnmas dnlseydi, o zaman muhayyerlii ey; yani
ebeveyni ve kendi bana kalmas arasnda olmas lazm gelirdi.
4 Ne
deten ne rfen ve ne de er'an, ebeveynin akl banda byk bir adam zerinde
nizaa dmeleri makul deildir. Nitekim eriatta durumu byle olan birisinin
ebeveyni arasnda muhayyer klnmas da makul gzkmemektedir.
5 Hadisin
baz rivayetlerinde, ocuun kk olduu ve henz bulu ana ulamad
belirtilmektedir Nes'de, Rfi* b. Sinan hadisinde: "Kadndan olma, bulu
ana ermemi kk bir ocuk geldi. Hz. Peygamber (s.a.) babay buraya,
anneyi de uraya oturttu ve ocuu aralarnda muhayyer kld."
denilmektedir.
Sizin:"Ebu Inebe
kuyusu Medine'den birka mil uzaktadr..." eklindeki sznze gelince; bu
iddianz iin nce u sorulara cevap vermeniz gerekecektir: a) Hadisin ve onu
rivayet eden rvmin shhati nedir? b) Bu kadnn evinin bu kuyudan uzak
olduunu isbat etmek, c) On yalarnda bir ocuun deten (genelde) ad geen
kuyudan su ekemeyeceini ortaya koymak. Btn bunlann isbat mmkn deildir.
nk, Araplar ve bdiyede yaayanlarn (bedeviler) kk ocuklar, bundan
daha uzak kuyudan bile su ekmektedirler.
Bizim hadisi yedi
yayla kaytlamamza gelince, phesiz bunu gerektirecek bir unsur
bulunmamaktadr, bu zerinde icma edilen bir husus da deildir. nk ocuun
muhayyer klnaca grnde olanlar iki ksma ayrlmaktadrlar: Bir gruba
gre ocuk be yanda muhayyer klnr. Bunu shk b. Rhye nakletmitir.
Ondan da Harb "el-Mesil'inde zikretmitir. Bunlar grerini yle
delillendirmektedirler:
Hadiste sem'n
(tahamml) sahih olduu ya be yadr. Bu yata aklnn ermesi mmkndr.
Nitekim Mahmd b. er-Reb', kendisinin be yanda iken Hz. Peygamber'in yzne
su pskrttne aklnn erdiini
belirtmektedir.[56]
kinci bir gruba gre
ise ocuk ancak yedi yana varnca muhayyer klnr. Bu mam afi, Ahmed ve
shk'n grleri olmaktadr. Bunlar da grlerini u ekilde
delillendirmektedirler: Tercihte bulunma, temyiz ve anlay gcnn bulunmasn
gerektirir. Bunun ise ocuklarda bir kstas yoktur. Onun iin de, temyizin
muhtemelen bulunduu ya (mazinnesi) itibara alnr ki, o da yedi yadr.
nk yedi ya temyiz ann ilk ya olmaktadr. Bu yzden de Hz. Peygamber
(s.a.) tarafndan, yedi ya ocuklarn namazla emre dilmelerinin ilk balang
zaman olarak kabul edilmitir.
"Hadisler ferd
olaylarla ilgilidir [kadyyetu ayni" sznz dorudur. Ancak bu
hadislerin, bulu ama ermi erkeklerin muhayyer klnmas ekline hamletmek,
daha nce de getii gibi, mmkn deildir. Zira baz lfzlarnda "gulm
= ocuk", dier baz lfzlarnda da "bulua ermemi kk"
ifadeleri bulunmaktadr. Tevfik ancak Allah'tandr.
Hz. Hamza'nn kz ve
onun hakknda Hz. Ali, Zeyd, Cafer (r.anhum) aralarnda szkonusu olan nizaa ve
Hz. Peygamber'in (s.a.) Cafer lehine hkmne gelince, bu hkm kaza umresinin
hemen akabinde verilmiti. nk Mekke'den ktklarnda, Hz. Hamza'nn kz:
"Amca! Amca!" diye ararak onlarn arkasna dmt. Bunun zerine
Hz. Ali onun elinden tutmu, sonra Cafer ve Zeyd onun hakknda nizaa dmler
ve her birisi, kendisinin onu stlenme konusunda daha stn olduunu
belirtmiti. Zeyd, onun bizzat Hz. Peygamber tarafndan kardei ilan edilen Hz.
Hamza'nn kz olduunu sylemi; Hz. Ali onun amcasnn kz olduunu belirtmi;
Cafer de tercihini gerektirecek iki unsuru zikretmiti: Yaknlk ve kzn
teyzesinin kendi nikhnda bulunmas dolaysyla ocuun kendi teyzesinin
yannda kalm olaca. Hz. Peygamber (s.a.) bunlar arasnda Cafer'in
gerekelerini dier ikisinin gerekelerinden daha stn grm ve ocuun ona
verilmesine hkm buyurmu ve her birisinin kalbini de, elinden ocuun
alnmasndan daha sevimli gelecek bir eyle tatmin etmi, gnllerini almt.
Karde klnma
(muht) gerekesi, hidne hakkn gerektirecek bir husus deildir. Ancak Zeyd,
Hz. Hamza'nn vasisi bulunuyordu ve o sralarda kardelik sebebiyle, karde
ilan edilenler birbirlerine varis oluyorlard. Bu yzden Zeyd, ocuun gzetimi
konusunda kendisinin daha hakl olduunu zannetmiti.
Burada ileri srlen
akrabalk, yani amca ocuu olma gerekesi, acaba hidne hakkn sabit klar
m? Bu konuda iki gr bulunmaktadr: Birincisi: Onunla hidne hakkna hak
kazanlr. mam afi'nin tasrihi de byledir. mam Mlik, Ahmed ve daha
bakalarnn grleri de bu ekildedir. nk o asabe olmaktadr ve karabet
{yaknlk) sebebiyle velayeti bulunmaktadr. Dolaysyla, miras, nikh
velayeti, lm velayeti gibi konularda yabanclar zerine takdim edildii gibi,
hidne konusunda da yabanclar zerine takdim edilir. Hz. Peygamber (s.a.),
gerek Hz. Ali'nin ve gerekse Cafer'in kz ocuunun hidanesi hakkndaki
iddialarm tepkiyle karlamamtr. Eer onlarm byle bir haklan olmasayd,
mutlaka Hz. Peygamber onlarn bu btl iddialarn tepkiyle karlar, mnker
bulurdu. nk bu bir haklar olmayan eyin davas niteliinde olurdu. Hz.
Peygamber ise btl olan bir eyi ikrarda bulunmaz.
kinci gre gre,
babalar ve dedeler dnda erkeklerden hibir kimsenin hidne hakk
bulunmamaktadr.Bu gr mam afi'nin baz tbilerine aittir. Bu hem mam
afi'nin beyanna, hem de delile muhaliftir. ounluk fukahanm grne gre
dorusu da budur ocuk kz ise ve amca olu da st emme vb. gibi bir sebeple
kza mahrem ise, bu takdirde yedi yan asa bile zerinde hidne hakk
bulunmaktadr. Eer mahrem deilse, o takdirde yedi yana ulancaya kadar kz
ocuu zerinde hidne hakk olacaktr. Yedj yandan sonra artk bu hakk
kalmayacak ve ocuk bir mahremine veya gvenilir bir kadna teslim edilecektir.
Ebu'l-Berekt, el-Muharrar'nda: "Amca olunun, st emme vb. gibi bir
sebeple mahrem olmadka, kz ocuk zerinde asla hidne hakk yoktur."
demitir.
Soru: Bu olayda Hz.
Peygamberin hidne ile hkm teyzeden dolay mdr, yoksa Cafer'den dolay m?
Cevap: Bu konuda iki gr
bulunmaktadr: Bu grlerin kaynan ise hadislerin lfzlarndaki
farkllklar oluturmaktadr. Buhar'nin Sahihinde, Ber hadisinde : "Hz.
Peygamber, onu teyzesine hkmetti." denilmektedir[57]
Ebu Davud'daki Rfi'
b. Uceyr hadisinde ise, bu olayla ilgili olarak Hz. Ali'den yaplan rivayette
Hz. Peygamber (s.a.):MKz ocuuna gelince, onu Cafer lehine hkmediyorum,
teyzeziyle beraber kalr. Teyze phesiz anne (makamnda) dr."
buyurmutur. Sonra Ebu Davud, Abdurrahman b. Eb Leyl tarikiyle: "Kz
ocuunu Cafer lehine hkmetti. nk ocuun teyzesi onun nikhnda
bulunuyordu." demitir. Sonra srail Ebu shk Hni' b. Hni' ve
Hbeyre Hz. Ali senediyle rivayet ettii hadiste ise:" Hz. Peygamber
(s.a.), ocuu teyzesi lehine hkmetti ve:
Teyze anne
menzilesindedir.' buyurdu."[58]
eklinde varid olmutur.
Bu fadeler birok
fakih iin problem arzetmitir. nk eer bu hkm Cafer iin verilmise,
Cafer mahrem deildir; o ve Hz. Ali yaknlkta birbirlerine eittir. Eer teyze
iin ise, teyze evli bulunmaktadr. Hidne hakkna sahip olan kadn evlendii
zaman hakk dmektedir. Btn bu problemler karsnda bir k yolu
bulamayan bn Hazm, zm hadisin btn tariklerini tenkit etmede bulmu ve
yle demitir: "Buhar hadisinde srail vardr ve o zayftr. Hni' ve
Hbeyre hadisleri ise, bunlarn her ikisi de mehuldrler. bn Eb Leyl hadisi
mrseldir, ondan rivayet etmekte olan Ebu Ferve ki o, Mslim b. Salim
el-Chen'dir, bilinen bir rvi deildir. Nfi b. Uceyr hadisine gelince; hem
o, hem de babas her ikisi de mehuldrler; mehul rvi ise hccet olmaz. u
kadar var ki, bu hadis her ynyle, Hanef, Mliki ve fler aleyhine hccet
olmaktadr. nk teyze, Cafer ile evli bulunuyordu, Kurey'in en yakkl
genci idi ve o Hz. Hamza'nn kzna mahrem deildi." bn Hazm sonra
devamla:" Biz Hz. Peygamber'in (s.a.) kz ocuunu, teyzesinden dolay
Cafer lehine hkmetmi olduunu inkr etmiyoruz. nk bu ocuk iin daha
koruyucu oluyordu." demektedir. Ben derim ki: Bu, bn Hazm'n saldrganlndan
ve btn insanlarn shhati zerinde ittifak ettikleri hadisi zayf kabul etme
konusundaki cr'eti ve btn ulemay karsna almasnn bir neticesi
olmaktadr. nk bu hadisin ; sahih, snen, msned, siyer ve tarih
kitaplarndaki hreti onu isnadndan mstani klacak kadardr. Nasl olmaz
ki, Sahih sahibi bu olayn shhati konusunda kendinden ncekilerle gr
birlii etmi, ve bn Hazm'dan nce bu hadisin shhatine ynelik herhangi bir
tenkit de asla iitilmemitir. Onu "srail zayftr." eklindeki bir
tenkide iten ey, Ali b. el-Medn'nin onu zayf kabul etmesidir. Ancak, onun
dndaki btn muhaddisler, bundan kanmlar ve onun hadislerini hccet
olarak kullanmlar, onu tevsik etmiler, onun gvenilir bir rvi olduunu
ifade etmilerdir. mam Ahmed:"O sikadr." demi ve hfzna
taaccbn ifade etmitir. Ebu Htim:"O Ebu shak'm talebeleri ierisinde
en salam olandr." demitir. zellikle de bu hadisi Ebu shak'tan
rivayette bulunmutur. srail, onun hadislerini sanki Kur'an'dan bir sre gibi ezberlerdi.
Ondan bir cemaat rivayette bulunmulardr ve hepsi de onu hccet olarak
kullanmlardr.
"Hni' ve Hbeyre
mehuldrler." szne gelince, evet bu ikisi kendisine gre mehuldrler,
ama onlar Snen sahipleri katnda maruf olan, hadis hafzlar tarafndan sika
kabul edilen rvilerdendir. Nese onun hakknda: "Hni' b. Hni' fena
deildir (l be'se bih).M der. Hbeyre'ye gelince, drt Snen sahibi ondan
rivayette bulunmulardr ve o sika kabul edilmitir.
"bn Eb Leyl
hadisi mrseldir, ondan rivayet eden Ebu Ferve ki o, Mslim b. Salim
el-Chen'dir, bilinen bir rvi deildir." szne gelince, burada ileri
srlen iki illet de aslszdr.nk Abdurrahman b. Eb Leyl, Hz. Ali'den
birden fazla hadis rivayet etmi, aynca Hz. mer ve Muz'dan da rivayette
bulunmutur. bn Hazm' yanltan ey, Ebu Davud'un, Muhammed b. s Sfyn
Ebu Ferve Abdurrahman b. Eb Leyl senediyle bu haberi nakletmi olmasdr.
bn Hazm bu ifadeden, Abdurrahman'm rivayette Hz. Ali'yi zikretmedii zehabna
kaplm ve hadisin mrsel olduunu sylemitir. Bu onun yanl anlamasndan
kaynaklanmtr. nk bn Eb Leyl olay, Hz. Ali'den rivayet etmektedir. Ebu
Davud haberi ihtisarla vermi ve sadece delil olarak kullanlacak ksm zikirle
yetinmi ve gerisini Abdurrahman b. Eb Leyl'nn Hz. Ali'den rivayeti yaygn
olarak bilindii iin zikrine gerek duymamtr. Bu olay Hz. Ali rivayet etmi
ve onun evresinde bulunan insanlar ondan bunu iitmitir: Hni* b. Hni',
Hbeyre b.Yerm, Uceyr b. Abd Yezd, Abdurrahman b. Eb Leyl bunlardandr. Ebu
Davud ilk nn hadislerini olay tam olarak anlatmalar sebebiyle, btnyle
zikretmi.bn Eb Leyl'nn rivayetine de iaretle yetinmitir. nk onun
rivayetini tamamlamamtr. Senedi kendisinden balayarak ona kadar zikretmitir.
Bylece, hadisin mrsellii iddias ortadan kalkm olmaktadr. Sonra ben, Ebu
Bekir el-smil'nin bir msnedde bu hadisin muttaslln tasrih ederek
rivayet etmi olduunu grdm: O, Heysem b. Halef Osman b. Sad el-Mukr
Yusuf b. Adiyy Sfyn Ebu Ferve Abdurrahman b. Eb Leyl Hz. Ali
kanalyla rivayette bulunmu ve onun (Hz. Ali'nin) Cafer ve Zeyd ile niza
ettiklerini... anlatmtr.
"Ebu Ferve,
bilinen bir rvi deildir." sznn de bir esas yoktur. nk Sfyn b.
Uyeyne ve daha bakalar onun nasl bir rvi olduunu bildirmiler ve Buhr
ile Mslim onun rivayetini Sahihlerine almlardr.
"Nfi b. Uceyr ve
babasnn bilinmeyen, mehul kimseler olduklar" ifadesi ise dorudur.
Bunlarn halleri bilinmemektedir ve ilim nakliyle mehur olan kimselerden
deillerdir. Geri Nfi babasndan daha mehurdur, zira kendisinden iki sika
rvi: Muhammed b. brahim et-Temm ile Abdullah b. Ali rivayette
bulunmulardr. Buna ramen, itimad bu ikisinin rivayetlerine deildir. Hadisin
shhati dier yollarla sabit olmaktadr. Tevfik ancak Allah'tandr.
Hadisi bir problem
olarak grenlerin mkillerine, Allah'n tevfikine dayanarak yle cevap
verebiliriz: Konuyla ilgili bir problem yoktur; ister Cafer iin hkmedilmi
olsun, ister teyze iin, fark etmez. nk, eer kz ocuunun amcas olundan
baka bir yakn yoksa, onu karsyla birlikte evinde alkoymas caizdir, hatta
bu taayyn bile eder. O baka bir yabancdan, zellikle de amca olu dini
diyaneti, iffeti, gvenilirliiyle bilinmesi durumunda, daha evldr. Byle bir
durumda amca olunun yabanclardan daha evl olduunda hibir phe yoktur.
Soru: Hz. Peygamber
(s.a.) bu kz ocuunun amcasnn olu bulunuyordu ve kendisine de mahremdi;
nk Hz. Hamza Peygamber'imizin ayn zamanda st kardei idi. Bu durumda onu
niye kendi yanna almad?
Cevap: Hz. Peygamber
(s,a.), risalet vazifesinin ar ykleri altmda bulunuyordu, ilah vahyi tebli
etmek ve insanlar ona davet etmek, Allah dmanlaryla cihad etmek gibi pek
ok meguliyetleri vard ve bunlar onu, ocuun terbiyesiyle uramaktan
alkoyacak dzeyde idi. Eer kendi yanma alsayd, mutlaka onu hanmlarndan
birisinin yanna brakacakt. Oysa ki kzn bizzat teyzesi, ocuk iin
merhamete daha yakn ve onun terbiyesini stlenmeye daha uygun bulunuyordu.
Hem sonra Hz.
Peygamber'in (s. a.) hanmlarndan her birisine dokuz gnde ancak bir sra
geliyordu. Eer ocuk da Hz. Peygamberle birlikte dolanacak olsayd, bu onun
iin bir meakkat olurdu ve bylesi bir durumda kz ocuunun srekli dan
girip kmas ve dardaki hayata almas szkonusu olacakt. Eer hep
zevcelerinden birisinin yannda kalacak olsayd, o zaman hidne onun olacakt;
halbuki, kendisi ocuk iin yabanc oluyordu.
Buraya kadar
yaptmz izahlar, hkmn Cafer lehine verilmi olmasyla ilgili idi. Eer
hkm ocuun teyzesi iin verilmise ki dorusu budur, sarih ve sahih hadis
buna dellet etmektedir bu takdirde eitli alardan dolay herhangi bir
problem szkonusu deildir:
1) Hidne hakkna sahip olan bir kadnn evlenmesi,
kz ocuunun hidnesini drmez. Nitekim, mam Ahmed'den yaplan iki
rivayetten birisi bu ekildedir. Ulemaya ait iki grten birisi de bu
olmaktadr. Bu grn delili bu hadistir. Daha nce ocuun erkek oluu ile
kz oluu arasndaki fark gemiti.
2) Kadnn, ocuun bir yakmyla evlenmi olmas
hidne hakkn drmemektedir. Cafer, kzn amcas olu bulunuyordu.
3) Koca hidne hususunda rza gsterirse,
ocuun yannda kendi himayesi altnda olmasn tercihte bulunursa, bu durumda
hidne dmez. Sahih olan da budur. Bu yle bir prensibe baldr: Hidnenin
evlilik sebebiyle dm olmas, kocann hakkna riyetledir. nk koca, kadn
ocuunun hizmetinde olaca iin, ondan istenilen istifadeyi elde edemez,
ocuun kendi karsyla bulunmasndan dolay hayatnn tad bozulur, bu yzden
de aralarnda nefret ve soukluk domasndan emin olunamaz. te bundan dolay
kocann, karsn kendi hukukundan baka bir eyle megul olmaktan menetme
yetkisi bulunmaktadr. Bu durumda ise ocuun menfaatleri zayi olup gidecektir.
Ama koca ocuun kendileriyle kalmasn ister ve onun korunmasna kar zen
gsterirse, bu durumda hidne hakknn dmesini gerektiren sebep ortadan
kalkm olur. Hidne hakkm gerektiren husus ise mevcuttur, dolaysyla zerine
hkm terettp edecektir.. Bunun byle olduunu u husus da aklamaktadr:
Hidne hakknn evlilikle dmesi Allah hakk deildir; sadece kocann, ocuun
ve akrabalarnn hakk olmaktadr. Hak sahibi buna raz olunca, her trl
takdirde problem zail olacaktr. Bylece, Hz. Peygamberden sadr olan bu
hkmn, en gzel, en ak, maslahata, hikmete, rahmet ve adalete en uygun bir
hkm olduu ortaya kmtr. Tevfik ancak Allah'tandr.
u husus fukahann
hadis karsndaki yaklamlar olmaktadr:
Birincisi: Hidne
hakkna sahip olan kadnn evlenmesi bu hakk drmez. Hasan el-Basr bu
grtedir ve Yahya b. Hamza da bu dorultuda hkmde bulunmutur. Ebu Muhammed
b. Hazm'n gr de bu olmaktadr.
kincisi: Kadnn
evlenmesi kz ocuu zerindeki hidne hakkn drmez, fakat erkek ocuu
zerindeki hidne hakkn drr. ki rivayetinden birisinde mam Ahmed bu
ekilde sylemitir.
ncs: Kadnn,
ocuun bir yaknyla evlenmesi hidne hakkn drmez, yabanc birisiyle
evlilii ise drr. mam Ahmed'in mezhebinde mehur olan gr de budur.
bn Cerr et-Taber'ye
ait drdnc bir yaklam daha bulunmaktadr: Hidne hakk sahibi kadn, eer
anne ise ve onunla nizada bulunan kimse de baba oluyorsa, evlenmesi durumunda
kadnn hidne hakk der. Ama kadn teyze veya hidne hakk sahibi baka bir
kadn olursa, bu durumda kadnn evlenmesiyle hakk dmez. Ayn ekilde hidne
hakk sahibi anne olur, nizada bulunan kimseler de babann dnda ocuun
akrabalarndan birisi bulunursa, kadnn evlenmesiyle hakk yine dmez.
Biz onun szn,
lehinde ve aleyhinde olan hususlar zikredeceiz. Tehztbu'l-sf da Hz.
Hamza'nn kzyla ilgili hadisi zikrettikten sonra yle demitir: "Bu
hadiste, kk kz ve erkek ocuunun bakmn stlenecek kimselerden, ocuklarn
babalarndan baka birileri le evli olsalar bile, anne tarafndan olan
yaknlarnn, baba tarafndan olan asabelerlnden daha ok hak sahibi olduuna
dellet vardr. nk Hz. Peygamber (s.a.) , iki amcasnn oullan olan Hz. Ali
ve Cafer ile Hz. Peygamber tarafndan babas Hz. Hamza le karde ilan edilen
Zeyd'in, onun kendilerine verilmesi hakkndaki taleplerine ramen, Hz.
Hamza'nn kznn teyzesine verilmesine hkmetmitir. Teyzesi, o srada ocuun
babas olmayan baka birisiyle evli bulunuyordu.Bu olay, Hz. Hamza'nn ehit
edilmesinden sonra oluyordu. Bu durumda:"Kk kz ve erkek ocuunun,
tercihte bulunma yana ulancaya kadar, baba tarafndan olan asabesinin
hidne konusunda herhangi bir haklar yoktur; aksine anneleri tarafndan olan
kadn akrabalar, evli bile olsalar, daha ok hak sahibidirler." eklinde
syleyenlerin szlerinin doru olduu anlalm olacaktr. ,
Burada birisi yle
diyebilir: Eer durum size gre, vasfettiinlz ekilde, kk kz ve erkek
ocuun annesi ve anne tarafndan olan kadn akrabalar, evli olsalar bile
hidne konusunda, babann erkek akrabalar olan asabeden daha ok hak sahibi
iseler, bu durum ayn ekilde, evli olan anne ile, ocuklarn yakn ve uzak
babalan arasnda da szkonusu olsayd ya? Nitekim teyze, babalarndan baka
birisiyle evli bulunsa bile, ocuklar zerinde daha ok hak sahibi
bulunmaktadr. Anne ile aralarnda ne fark vardr ki, ayn ayn mtalaa
edilmektedirler?
Cevap: Aralarndaki
fark aktr. yle ki, annenin ocuklann hidnesi konusunda, babalarndan
aynlm olmas durumunda, baka birisiyle evlenmedii srece daha ok'hak
sahibi olduu konusunda haber-i mstefz bulunmamakta ve bu konuda bildiimiz
kadanyla haberin hccetliine kar itirazlar kabul edilebilecek kimselerin
ihtilflar bulunmamaktadr. Bu konuda bir haber de zikredilmektedir. Her ne
kadar isnad zerinde tenkitler varid ise de, durumunu tavsif etmi olduumuz
nakil, isnad zayf da olsa onun shhatine dellet etmektedir. Taber sonra,
Amr b. uayb'in, babas ve dedesi araclyla rivayet ettii:
"Evlenmediin srece sen, ocuk zerinde daha ok hak sahibisin."
hadisini Msenn b. es-Sabbh kanalyla rivayet etmitir.
Sonra yle demitir:
ocuk hakknda anne ile, ocuun asabesinin niza etmesi durumuna gelince, bu
konuda Hz. Peygamber'in (s.a.) zikrettiimiz: "ocuun babasndan baka
birisiyle evli bulunan teyzesini, ocuun asabesi olan amca oullarndan daha
ok hak sahibi kabul etmesi ve ocuun ona verilmesine hkmetmesi"
eklindeki sahih hadisi bulunmaktadr. Bu durumda anne, asabeden daha evl
olacaktr. sterse bir bakasyla evlensin. Zira Hz. Peygamber teyzeyi, asabeye
sadece anneye olan yaknlndan dolay takdim etmitir. Durum bu ekilde
anlattmz gibi olunca, iki mesele hakkndaki grmzn esas da ortaya
km olur: Birinci meselenin dayana bu konuda varid olan haber-i
mstefzdir (yaygn haber). Dierinin dayana ise dil rvilerce rivayet
edilmi olan haber-i hddr. Hal byle iken bunlardan birisinin hkmn
dierine dndrmek mmkn deildir; zira kyas sadece hakknda nass bulunmayan
hkmler hakknda szkonusudur. Hakknda Kur'an ya da snnetten bir nass
bulunan konularda kyasn yeri yoktur.
Burada birisi yle
diyebilir: Siz annenin, ocuun babasndan baka birisiyle evlenmesi durumunda,
hidne konusundaki hakkn bu konuda varid olduunu zannettiiniz haber-i
mstefz ile drp babay daha ok hak sahibi kldnz; oysa ki, siz de
biliyorsunuz ki, Hasan el-Basr: "Kadn, evlense bile, ocuu zerinde
daha ok hak sahibidir." demitir ve Yahya b. Hamza da bu dorultuda
hkmde bulunmutur.
Cevap: Bize gre,
dinde hccet olan mstefz bir haberin art, ona herhangi bir muhalifin
bulunmamas deildir; bilakis hem amel hem de gr olarak mmetin limlerinden
hata ve yalan zerinde birlemi olmalarna imkn vermeyecek kadar bir
ounluun rivayette bulunmu olmalardr. mmetin limlerinden bu art
tayan bir ounluk "kadn, kocasndan ayrlp baka birisiyle
evlendiinde, baba bu durumda kz ocuu zerinde anneden daha ok hak sahibidir"
eklinde rivayette bulunmulardr. Dolaysyla bu balayc bir hccettir ve
buna re'yle (ahs grle) kar kmak caiz deildir. Byle ahs bir gr,
hata etmesi caiz olan kimseden sdr olmu grtr, (balayc olamaz).
Taber'nin sz burada bitti.
Taberi'nin bu
grnn tenkidi, doru ve hatal ynleri:
"Bu hadiste,
kk kz ve erkek ocuunun bakmn stlenecek kimselerden, ocuklarn
babalarndan baka birileriyle evli olsalar bile, anne tarafndan olan
yaknlarnn, baba tarafndan olan asabeerinden daha ok hak sahibi olduuna
dellet vardr." szn ele alalm. Hadiste bu dediine asla bir dellet
bulunmamaktadr. Aksine, hadisin lfzlarndan birisinde bunun tam tersine
sarahat bulunmaktadr, ki bu Hz.
Peygamber'in (s.a.) "Kz
ocuuna gelince, onu Cafer lehine hkmediyorum."
ifadeleridir. Dier lfz ise: "ocuun teyzesine verilmesine hkmetti ve
Teyze anne yerindedir.' buyurdu." eklindedir ki, Taber'nin delil olarak
kulland lfz da bu olmaktadr. Bunda mutlak anlamda anne tarafndan olan
yaknln baba tarafndan olan yaknla mukaddem olduuna dair bir delil
bulunmamaktadr; aksine Hz. Peygamber'in (s.a.) Hz. Ali ile Cafer'in ocuu
talep davalarn ikrarla karlamas, baba tarafndan olan yaknlarn da hidne
hakk konusunda haklan bulunduuna dellet eder. Hz. Peygamber (s.a.) burada
teyzeyi, hidne hakkna mlik kimseler arasnda, sadece kadn oluundan dolay
takdim etmitir. Teyzeyi babann yaknlar zerine takdimi, aynen anneyi baba
zerine takdimi gibidir. Hadiste onun iddiasna dellet edecek, anne tarafndan
yakn olanlar, baba tarafndan yakn olan asabeden daha ok hak sahibidirler,
eklinde genel bir lfz bulunmamaktadr ki, anne bir kzkardein kz,
atncadan; teyzenin kz amcadan ve haladan mukaddem olsun. Hadiste, ak olmas
bir tarafa, buna dellet nerede bulunmaktadr?!
"Bu
durumda:"Kk kz ve erkek ocuunun, tercihte bulunma yana ulancaya
kadar, baba tarafndan olan asabesinin hidne konusunda herhangi bir haklar
yoktur..." diyenlerin szlerinin doru olduu anlalm olmaktadr."
szne geelim. Bu sizin dediiniz, hadisten ne ilim ne de zan lsnde
anlalmamaktadr. Bu hadis sadece una dellet etmektedir: Teyze ile evli olan
amca olu, nikh altnda ocuun teyzesi bulunmayan amca olundan daha
evldr. Geriye illetin tahkiki {tahkk-i menat) kalmaktadr: Acaba asabe
ciheti, hidne hakkn gerektirmekte midir? Bu konuda ki kii ayn derecede
bulunmutur. yleyse Hz. Peygamber (s.a.) zaten hidne hakk bulunan
kimselerden olan ocuun teyzesiyle evli olan dierine tercih mi etmitir?
Nitekim hadisilerden bir grup bu ekilde anlamlardr. Yoksa annenin yakn,
ki burada teyzedir, ocuk zerinde babann asabesinden daha ok hak sahibidir
ve bu hakk evlenmesiyle dmez eklinde midir? Evlenmesiyle bu hakknn
dmemesi de: a) Ya evlilik mutlak olarak hidne hakkm drmedii iindir.
Nitekim Hasan el-Basri ve ona katlanlar byle dnmektedirler, b) Ya hidnesi
szkonusu olan (erkek deil) kz ocuudur, onun iindir. Nitekim, mam Ahmed'den
gelen bir rivyet byledir, c) Ya da koca ocuun yakn akrabasdr. Hidne
hakk hu yzden dmemektedir. mam Ahmed'in mehur olan gr de bu
ekildedir, d) Ya da Ebu Cafer et-Taber'nin dedii gibi, hidne hakknn
sahibi, anne dnda bir kadndr ve nizada bulunan da babadr.
Bunlar, hadis karsndaki drt yaklam
olmaktadr. Ancak Taber'nin kail
olduu gr son derece zayf bulunmaktadr. nk, evlenmesi sebebiyle
annenin- hldne hakkn dren sebep, aynsyla dier hidne sahibi kadnlarn
evlenmesi durumunda da szkonusudur. Teyze nihayet anne yerindedir ve ona
benzetilir; dolaysyla ondan daha kuvvetli olamaz. Anne tarafndan olan dier
hidne sahibi kadnlarn durumu da ayndr. Hz. Peygamber (s.a.) "annenin
dier yaknlarnn, kim olurlarsa olsunlar, evlenmeleri durumunda hidne haklan
dmez" eklinde genel bir hkmde bulunmamtr, O sadece, Hz. Hamza'nn
kznn bir yaknyla evli bulunan teyzesi lehine muayyen bir hkmde
bulunmutur.
Anne ile anne dnda
dier hidne hakk sahipleri kadnlar arasnda haber-1 mstefz sebebiyle
yapt ayrmla ilgili szne gelince, bununla Taber, kendi kanaatine gre
bir iki kiinin muhalefetiyle bozulmayan "icm"' kastetmektedir. Bu
gr, Taber'nin yalnz bana kail olduu bir grtr ve bu konuda ulem ona
muhaliftirler.
Amr b. uayb hadisinin
zayf (vh) olduu eklindeki hkmne gelince, bu tenkidi hadisin kendisine
ulaan tankna dayaldr. nk ona ulaan tarikte Msenn b. es-Sabbh vardr
ve o zayf ya da "metruk" bir rvidir. Ancak hadisi Evz, Amr b.
uayb babas dedesi tarikiyle rivayet etmi ve Ebu Davud da onu Snen'ine
almtr.
Hadis konusunda
beinci bir yaklam daha bulunmaktadr; Hz. Peygamber (s.a.) kz ocuunun,
teyzesinin gzetimine verilmesine hkmetmitir. Teyzenin evli bulunmas buna
mani deildir. nk, kz ocuu teyzenin kocasna, cem (kansyla ayn nikh
altnda toplama) yoluyla haram olmaktadr. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.) bizzat
bu mnaya Davud b. Husayn'n krime ve bn Abbas senediyle yapt rivayette
temas buyurmu ve uzunca verilen hadiste konumuzla ilgili olmak zere; "Ve
sen ey Cafer! ocuk zerinde daha ok hak sahibisin. Teyzesi senin nikhn
altndadr; bir kadn halas yada teyzesi zerine nikahlanmaz."
buyurmutur. Bu konuda, "ocuun bakmn stlenecek kimsenin, ocua
ebed olarak haram olan kimselerden olmas" gerektiine dair Hz.
Peygamberden gelen genel bir nass yoktur ki, bu yaklama itiraz edilebilsin.
Aksine byle bir art aramak, fkh kaideler ve eriatn asllar ile badamayacak
bir husustur. nk, teyze ocuun bakmn stlenen kimsenin nikah altnda
olduu mddete, kz kardeinin kz (yeeni) ona haram olacaktr. Teyze
kocasndan ayrld zaman ise, yeeni de kendisiyle beraber aynlacaktr.
Dolaysyla byle bir hkmde temelden bir mahzur bulunmamaktadr. Yine hi
phe yoktur ki, bu grle amel etmek, kz ocuu iin, hkime durumunun
intikal ettirilerek bir yabancya tevdi edilmesine dair verecei hkmden de
daha uygundur. Zira hkim hidne konusuna bizzat kendisi eecek deildir,
mutlaka onu bir bakasnn gzetimine verecektir.
Acaba, bu olay
hakknda, hibir kimse Hz. Peygamber'in (s.a.) verdii bu hkmn mahza
maslahat, hikmet ve adalet olduundan; kz iin son derece ihtiyatl ve onu
gzetici bir karar bulunduundan; ona muhalif olan her hkmn mutlaka zulm ve
fesattan uzak olmayacandan ve eriatn byle bir hkm getirmekten mnezzzeh
bulunduundan, O'nun hkmnde hibir problemin olmadndan, asl btn
problemlerin ona muhalif olarak getirilen hkmlerde bulunduundan phe
edebilir mi? Yardm ancak Allah'tan isteriz ve sadece ona tevekkl ederiz. [59]
Hz. Peygamber (s.a.)
herhangi bir miktarla nafakann takdiri cihetine gitmemitir, bu konuda
kendilerinden nafkann takdirine dellet edecek herhangi bir hadis de varid
olmamtr. Bu konuda Hz. Peygamber, kocalar sadece rfe havale etmekle
yetinmitir.
Mslim'in Sahh'inde
sabit olduuna gre, Efendimiz Veda haccnda, vefatndan seksen ksur kadar gn
nce, byk bir kalabalk huzurunda irad buyurduklar hutbesinde yle
demitir: "Kadnlar hakknda Allah'tan korkunuz! nk siz onlar,
Allah'n birer emaneti olarak aldnz. Allah'n hkm ile onlar kendinize
hell kldnz. Onlarn sizin zerinizde
maruf lsnde nafaka ve giyim-kuam haklar vardr.''[60]
Sahihayn'da sabit
olduu zere, Ebu Sfyan'n hanm Hind, Hz. Peygamber'e gelerek: "Ya
Raslallah! Gerekten Ebu Sfyn cimri bir adamdr; bana kendime ve oullarma
yetecek kadar nafaka vermiyor. Ancak ben on<^an gizli olarak alyorum."
dedi. Hz. Peygamber (s.a.) de:
"Onun malndan
maruf lsnde sana ve oullarna yetecek kadar al!" buyurdu[61]'
Ebu Davud'un
Snen'inde Hakim b. Muviye hadisinde babasndan yle rivayet edilmitir: Hz.
Peygamber'e (s.a.) geldim ve: "Ya Raslallah! Kadnlarmz hakknda ne
buyurursunuz?" dedim. "Onlara yediklerinizden yediriniz,
giydiklerinizden giydiriniz, onlan dvmeyiniz, onlan ktlemeyiniz."
buyurdu.[62]
Hz. Peygamberin nafaka
hakkndaki bu hkm Yce Allah'n Kitab'mdaki hkme tam uygunluk arzetmektedir.
Zira Allah (c.c.) yle buyurmaktadr: "Anneler ocuklarn, emzirmeyi
tamamlatmak isteyen baba iin tam iki sene emzirirler. Analarn yiyecek ve
giyeceini uygun (maruf) bir ekilde salamak, ocuk kendisinin olan babaya
bortur."[63] Hz. Peygamber (s.a.) zevcenin
nafakasn hizmeti nafakasnda olduu gibi takdir cihetine gitmemi ve her
ikisini de ayn ekilde rfe havale etmi ve:"Klenin yiyecei ve giyecei
maruf lsndedir." buyurmutur.[64]
Grld zere Hz. Peygamber her ikisinin de nafakasn rfe havale etmitir.
Hi phe yoktur ki, hizmetinin nafakas belli bir miktarla belirlenmi
deildir, hibir lim de onun nafakasnn belli bir miktarla belirlenmi
olduunu sylememitir.
Hz. Peygamber'den
(s.a.) sahih olarak bilindii zere, kleler hakknda da, zevceler hakknda
buyurduu gibi: "Onlara yediklerinizden yedirin, giydiklerinizden
giydirin." buyurmutur.[65]
Ebu Hureyre'den sahih
olarak bilindiine gre, o: Kann sana: "Ya beni doyurursun, ya da
boarsn!" der. Klen: "Beni doyur ve altr!" der. Olun:
"Beni doyur! Beni kime terke diyorsun!" der, demitir,[66] Bu
sznde Ebu Hureyre zevcenin, klenin ve ocuun nafakasnn doyurmak (ifm)
olduunu, temlik olmadn ifade etmi olmaktadr.
Nes, bu sz Hz.
Peygamber'e (s.a.) merf olarak rivayet etmitir. Yce Allah da:
"...Ailenize yedirdiinizin ortalamasndan on dkn yedirmek veya
giydirmek..."[67]
buyurmutur. bn Abbas, sahih olarak rivayet edildiine gre, yette geen
normal yiyecei, ekmek ve ya ile veya ekmek ve hurma ile aklam. "En
stn yedirdikleriniz ise ekmek ve ettir." demitir.[68]
Sahabe, "aileye
yedirme"nin ekmek ve beraberinde baka bir katkla gerekleeceini
aklamlardr. Allah ve Rasl, "infk" mutlak olarak zikretmi,
herhangi bir takyd, takdir ve tahdide gitmemitir. Dolaysyla konunun, ayet
Hz. Peygamber tarafndan yaplmasayd bile rfe hamledilmesi gerekirdi. Kald
ki, bizzat Hz. Peygamber tarafndan konu rfe havale edilmi, ve mmeti bu
dorultuda irad edilmitir. Bilinen bir husustur ki, rfe gre halk, buna
nafakann takdiri grnde olanlar da dahildir ailelerine infak konusunda
ekmekle yannda katk verilmesini det edinmilerdir, tahl olarak verilmesi
eklinde bir rf mevcut deildir. Hz. Peygamber (s.a.) ve sahabe, ailelerine
ayn ekilde infakta bulunuyorlar, ve onlara tahl temliki ya da takdirinde
bulunmuyorlard. Bu er'an vacib olan bir nafakadr. Kle nafakasnda olduu
gibi, tahl olarak takdiri cihetine gidilmemitir. Eer er'an takdir edilmi
olsayd, o zaman Hz. Peygamber (s.a.) Hind'e, er'an kendisi iin takdir
edilmi miktar almasn emreder, ona bir takdire gitmeksizin ihtiyac kadar
almas eklinde emirde bulunarak, ne kadar alacan onun kendi itihadna
brakmazd. Malumdur ki, kadnn ihtiya duyduu miktar, artnlmaz-eksiltilmez
tarzda, ne iki mdle ne de iki rtlla tahdid edilemez. Hadisin lfz buna
hibir ekilde ne m, ne de iaret yoluyla dellet etmemektedir. ki md yada
iki rtl ekmek takdirinde bulunmak yeterli miktardan daha az olabilir ve bu
durumda maruf ls terkedilmi olur. Adamn, ocuunun ve klesinin yedikleri
eyden yeterli miktarn vacip klnmas, iki md ya da iki rtl ekmekten az
bile olsa, maruf lsnde infak olmu olur. Kitap ve snnetle vacib olan da
ite budur. Zira tahl, tlmeye, ekmek yaplmaya ve benzeri ilemlere
ihtiya gsterir. Eer kadn bunlar kendi malndan karlarsa, bu durumda ein
nafakas yeterli miktarda olmam olur. Eer bu koca zerine vacip klnacak
olursa, o takdirde de fas gereken bor, tahl ve para olmu olur. Kadn ekmek
yerine, para veya tahl veya un talebinde bulunsa, kocann bu talebi
karlamas gerekmez. Koca bunu kadna arzedecek olsa, kadnn da onu kabul
etmesi gerekmez. nk bu bir muvazadr, elerden biri onu kabule zorlanamaz.
Elerin karlkl nza ile bir ey zerinde anlamalar ise caizdir.
Nafakann takdiri
cihetine gidenler ihtilf etmilerdir: Bir ksm tahl ile takdir etmitir.
mam. afi bu grtedir ve yle der: Fakr zerine gereken nafaka miktar,
Hz. Peygamber'in mdd ile bir mddr; nk keffrette bir kiiye verilen en
az miktar bir mddr. Yce Allah keffrette ie nafakasn esas almtr ve
yle buyurmutur: "Onun keffreti ailenize yedirdiinizin ortalamasndan
on dkn yedirmek veya giydirmektir."[69]
Varlkl kimse zerine gereken nafaka miktar ise iki mddr. nk, ez
keffretinde, bir kimse zerine Allah'n vacip kld en fazla miktar iki md
olmaktadr. Orta halli bir kimse zerine ise bir buuk md; yani varlkl kimse
nafakas ile fakir kimse nafakasnn yans gerekir.
Kad Ebu Ya'l ise
yle der: "Nafaka, azlk ve olduk bakmndan deiiklik arzetmeyecek
ekilde takdir edilmitir. Vacib olan nafaka miktar, keffretlere kyasla, hem
fakir hem de zengin iin gnlk iki ntd ekmektir. Farkllk sadece kalite ve vasfta
szkonusu olur. nk hem varlkl hem de yoksul kiiler yenilen ve bnyenin
hayatiyetini idame ettirecek eylerin miktar konusunda eittirler. Ancak
bunlarn yedikleri eylerin kalitesi farkl olur. Vacib olan nafaka da ayn
ekilde miktar bakmndan deil de kalite bakmndan farkllk arzeder."
ounluk limler yle
demektedirler: "Ashaptan, ne md ile ne de rtl ile nafaka takdirinde
bulunduklar asla duyulmamtr. Aksine onlardan bilinen, hatta her asr ve
ehirde uygulanagelen, bizim zikrettiimiz ekilde nafakann takdiri cihetine
gidilmeme sidir."
Bunlar devamla yle
derler: Keffret konusunda md ve rtlla takdirde bulunulaca konusunu kim
kabul ediyor ki, siz onu herkese msellem sayyor ve ona kyasta
bulunuyorsunuz. Kur'an ve snnetin delleti odur ki, keffret konusunda vcib
olan doyurmaktr, temlik deildir. Yce Allah yemin keffreti hakknda:
"Onun keffreti ailenize yedirdiinizin ortalamasndan on dkn yedirmek
veya giydirmektir.[70]';
zhr keffreti hakknda: "Kim buna g yetiremezse, altm yoksulu
doyurmas gerekir."[71]';
ez fidyesi hakknda:"inizde (ihraml iken) hasta olan veya bandan
rahatsz olan varsa fidye olarak ya oru tutmas, ya sadaka vermesi ya da
kurban kesmesi gerekir."'[72]'
buyurmaktadr. Kur'an'da keffretlerle ilgili olarak doyurulma bahsinde bundan
baka bir beyan bulunmamaktadr ve hibir yerde bunun bir md ya da ntlla
takdiri szkonusu deildir. Sahih olarak bilinmektedir ki, Hz. Peygamber
(s.a.). Ramazan aynda gndzn kars ile orulu iken cimada bulunan kimseye:
"Altm yoksulu doyur!"'[73]'
buyurmutur. Ayn eyi zharda bulunan kimseye de sylemi ve bunu ne bir mdle
ne de rtlla takdir cihetine gitmemitir.
Kur'an ve snnetin
dellet ettii ey udur: Keffretler ve nafaka konusunda vacib olan ey doyurmaktr,
temlik deildir. Sahabeden sabit olan da ite budur.
Ebu Bekir b. eybe,
Ebu Hlid Haccc Ebu shakl Haris senediyle Hz. Ali'den:" Sabah
akam olmak zere, ekmek ve zeytinya yedirirler." dediini rivayet eder.
shk ise Hris'ten,
Hz. Ali'nin yemin keffrettndeki doyurma hakknda: "Sabah akam olmak
zere onlara ekmek ve zeytinya veya ekmek ile tereya yedirir."
dediini nakleder.'[74]'
bn Eb eybe, Yahya
b. Ya'l Leys kanal ile bn Mes'd'un "Onun keffreti ailenize
yedirdiinizin ortalamasndan on dkn yedirmek veya giydirmektir."
yeti hakknda, ekmek ve tereya; ekmek ve zeytinya; ekmek ve et dediini
nakleder.'[75]'
bn mer'den sahih
olarak yaplan rivayete gre de: Kiinin ailesine yedirdii orta seviyeli
yemei, ekmek ve st; ekmek ve zeytinya; ekmek ve tereyadr. Kiinin
ailesine yedirecei en stn yiyeceklerin banda ise ekmek ve et gelir."
demitir.'[76]'
Yezd b. Zrey*, Ynus
Muhammed b. rn kanalyla anlatr: Ebu Ms el-Ear, bir defasnda yapt
bir yeminin keffretini verir. Bceyr ya da Cbeyr'e emreder ve kendisi adna
on yoksulu ekmek ve etle doyu .masn ve onlara "Muakkad" ya da
"Zahrn"'[77]'
tabir edilen birer elbise verilmesini emreder.'[78]'
bn Eb eybe, Yahya
b.shk Yahya b. Eyyb Humeyd senediyle nakleder: Enes (ra) lmeden nce
hastalamr, orucunu tutamaz. Buna karlk o, otuz fakiri toplar ve onlara bir
n ekmek ve et yedlrirdi.'[79]'
Tabilere gelince, bu
onlardan u zevattan sabit olmutur: Esved b. Yezd, Ebu Rezn, Ubeyde,
Muhammed b. rn, Hasan el-Basr, Sad b. Cbeyr, reyh, Cbir b. Zeyd,
Tvs,* e-a'b, bn Breyde, Dahhk, Kasm, Salim, Muhammed b. brahim,
Muhammed b. Ka'b, Katde, brhrn en-Neha. Bunlarla ilgili isnadlar sml b.
shk'n "Ahkmu'l-Kur'arC' nda bulunmaktadr. Bunlardan kimisi:
"Yoksullar hem sabah hem de akam doyurur." demilerdir, bir ksm
da "tek n" demilerdir. Kimisi:" Ekmek ve et; ekmek ve
zeytinya; ekmek ve tereya." demilerdir.
Bu Medine ehlinin,
Irak limlerinin ve iki rivayetten birisinde mam Ahmed'in gr olmaktadr.
Dier rivayet ise: "Keffret yiyecei, miktar olarak belirlenmitir,
zevcelerin nafakalar ise byle deildir." eklindedir.
Bu durumda konu ile
ilgili gr bulunmaktadr: ) Hem nafaka ve hem de keffret belli bir miktarla
belirlenmitir. Bu gr sadece mam afi'ye aittir, b) Her ikisinde de takdir
cihetine gidilmemitir. mam Malik, Ebu Hanife ve bir rivayette mam Ahmed bu
grtedirler, c) Keffret miktar belirlenmitir, nafaka ise belli bir
miktarla belirli deildir. mam Ahmed'den gelen ikinci rivayette byledir.
Bu son gr
destekleyenler yle demektedirler: Nafaka ile keffret arasnda fark vardr;
keffrei., varlkl ya da yoksul olmakla farkllk arzetmez, yeterli miktarda
qlmas gerekir diye bir kayd da yoktur, Sri Tel tarafndan, zevce ve
hizmeti nafakasnda olduu gibi maruf lde olacaktr diye bir kayt da
getirilmemitir. Keffretler konusunda "doyurma", Allah hakk olup
belli bir kul hakk deildir ki, onun yerine baka bir bedel verilebilsin. Bu
yzden doyurma yerine kymeti verilecek olsa, keffret iin yeterli
olmamaktadr. Keffret bahsinde:, takdire gidildii konusunda sahabeden de
rivayetler bulunmaktadr. Kad sml, Haccc b. Minhl Ebu Avne Mansr
Ebu Vil Yesr b. Nemr senediyle nakleder: Hz. mer (Yesr'a) yle der:
"nsanlar bana geliyorlar ve benden istekte bulunuyorlar. Ben de onlara
vermeyeceime dair ye#in ediyorum. Sonra onlara vermem gerektiini gryorum.
Sana benim adma keffrette bulunman emrettiim zaman, on yoksulu, her
birisine bir sa' hurma veya arpa, ya da yanm sa' buday decek ekilde
doyur."
Haccc b. Minhl ve
Sleyman b. Harb Hammd b. Seleme Seleme b. Kheyl Yahya b. Abbd
senediyle nakledildiine gre Hz. mer yle der: "Ey Yerf! Eer yemin
eder ve yeminimde hnis olursam, benim adma yeminim iin, on yoksula be sa'
yedir."
bn Eb eybe, Vekf
bn Eb Leyl mer b. Eb Mrre Abdullah b. Seleme senediyle Hz Ali'den:
" Yemin keffreti, her birisine yarm s' olmak zere on yoksulu doyurmaktr.'1
dediini rivayet eder.
Abdurrahm Ebu Hlid
el-Ahmer Haccc Kurt dedesi kanalyla Hz. ie'den: "Biz, yemin
keifreti olarak yarm s' buday veya bir s' hurma yediririz." dedii
rivayet edilmitir,
smail, Mslim b.
brhm Him b. Eb Abdillah Yahya b. Eb Kesr Ebu Seleme senediyle
Zeyd b.Sabit'ten:" Yemin keffreti konusunda her bir fakire bir md buday
yeterlidir." dediini nakleder.
Sleyman b. Harb
Hammad b. Yezd Eyyb Nfi' senediyle nakledilir: bn mer (r.a.) yemini
hatrlad zaman kle azad ederdi.
Hatrlamad zaman
(bilmeden hnis olursa), her birisine birer md decek ekilde on yoksulu
doyururdu.
bn Abbas'tan sahih
olarak bilindiine gre o yle demitir: "Yemin keffretinde bir md
(yedirilir), beraberinde kat da olur."
Tabiilere gelince,
ayns Sad b. Mseyyeb, Sad b. Cbeyr ve Mchid'den de sabittir. O (Mchidi
yle demitir: "Kur'an'da yoksullar iin zikredilen her "taam"
(yiyecek) yarm sa' dr. O, btn yemin keffretleri hakknda: "Her yoksul
iin iki md." derdi.
Hammd b. Zeyd, Yahya
b. Sad araclyla Sleyman b. Yesr'dan nakleder. O yle der:
"nsanlara (baz sahablere) yetitim. Onlar yemin keffreti hakknda ilk
(eski) mdle bir md veriyorlard" Kasm, Salim, Ebu Seleme ise: "Budaydan
birer mddr." demilerdir. At: "On yoksul arasnda bir
faraktr."; bir defasnda da "Birer mddr.B demitir.
Bunlar yle derler:
Sahihayn'da sabit olduu zere Hz. Peygamber (s.a.) ez fidyesi keffreti[80]
hakknda K'b b. Ucre'ye: "Alt yoksula, her birisine yanm s' decek
ekilde yemek yedir!" buyurmutur.'[81]
Burada da grld gibi Hz. Peygamber (s.a.} "ez fidyesi" ni takdir
etmilerdir. Hz. Peygamber'in bu keffreti takdir etmesini "asl"
olarak kabul ederiz ve onun hkmn dier keffretlere de sirayet ettiririz.
Zevcenin nafakasnn
takdir edilmi olduu grnde olanlar, sonra yle demilerdir: Biz grdk
ki, nafaka ve keffret ykmllkleri vacib olmada birlemektedirler. Bu
itibarla nafaka bahsindeki "doyurma" yi keffretlerdeki doyurmaya
kyas ettik. Yine grdk ki Yce Allah, ihraml iken avlanma cezas
konusunda:"... veya yoksullar doyurmak suretiyle bir keffret...
vardr."[82] buyurmaktadr. Burada
mmetin icma, yette geen "taam" (yiyecek) kelimesinin miktarnn
belirlenmi olduu eklindedir. Bu yzden, ayet yiyecek maddesi yoksa, her md
karl bugn oru tutmas gerekecektir, denilmitir. Nitekim, bn Abbs ve
ondan sonra gelen limler bu ekilde fetva vermilerdir. Bu gr, bu grubun,
keffret yiyeceinin miktarnn belirlenmi olduuna dair kullandklar bir
delil olmaktadr.
Dierleri yle
demilerdir: Allah'n Kitab', Rasl'nn snneti ve mmetin icma tesinde
hibir delil yoktur. Yce Allah bize, ihtilfa dtmz zaman meselelerimizi
Katap ve snnete irca etmemizi emretmitir. Bu bizim hem dnyamz hem de
ahiretimiz iin daha hayrldr. Biz Kur'an'da Yce Allah'n keffret
konusunda, sadece:" on yoksulu
doyurmak"; "altm yoksulu
doyurmak" buyurduunu gryoruz.
Bu yetlerde Yce Allah emri, "yedirmek, doyurmak" [t'm) masdanna
balamtr; bize ne yemein cinsini ne de miktarn takdir cihetine
gitmemitir. Yedirilenlerin cinsini (yoksul olacaklar) ve miktarlarn
belirlemi; yiyecei mutlak zikretmitir. Yiyeceklerin evsafn ise belirterek onlar
kaytlamtr. Biz Yce Allah'n, Kur'an'n her neresinde "yoksullarn
doyurulmas" ndan bahsetse, ondan sadece herkese malum ve maruf olan
"doyurma" yi kasdettiini grmekteyiz: "O zor geidin ne
olduunu sen bilir misin? O geit, bir kle ve esir zad etmek, yahut alk
gnnde, yakn olan bir ksz, yahut topraa serilmi bir yoksulu
doyurmaktr."'[83]';
"Onlar ileri ektii halde, yiyecei yoksulla, ksze ve esire
yedirirer."'[84]'
Kesin olarak bilinen bir husustur ki, ayet onlar sabah doyursalar veya akam
yedirseler; veya ekmek ve et; ekmek ve orba vb. yedirseler, onlar vlenlerden
ve medh senaya mazhar olanlardan olurlar. Yce Allah, yenilen eyin ismi olan
"taam" kelimesi yerine sarih olan "yedirmek, doyurmak"
masdann kullanmtr. Bu, kiinin yoksullar doyurmas, fakat onlara temlikte
bulunmamas durumunda emri yerine getirmi olaca hususunda bir nass
olmaktadr. Her dil ve rfte bu kiiye "Onlar doyurdu." denmesi
doru olur.
Bunlar devamla yle
diyorlar: Hangi dilde, temlik olmadka "ifm" (doyurma- yedirme)
olmaz diye bir ey vardr? Hz.Enes: "Hz. Peygamber (s.a.) Zeyneb'in
dnnde ekmek ve et yedirdi, (ifmda bulundu). "[85]
diyor. Halbuki yemek hazrlam ve dn deti zere onlar davet etmiti.
Safyye'nin dn ziyafeti hakkndaki, "Onlara hays (hurma, tereya ve
kek yourularak yaplan bir yemek) yedirdi (ifm etti)"[86] sz
de ayn ekildedir. Bunlar, destekleyici deliller zikrine ihtiya gstermeyecek
kadar aktr. Konu "...ailenize yedirdiiniz orta yiyecekten"[87]
yetiyle daha da vuzuh ve aklk kazanmaktadr. Kesin olarak bilinmektedir ki,
kii ailesine ekmek, et, orba, st vb. yedirmektedir. Yoksullara da bunlardan
yedirdii zaman, hi phesiz "ailesine yedirdii orta yiyecekten"
yedirmi olur. Bu yzdendir ki, sahabe kiinin ailesine olan it*minin belli
bir miktar ve nevi ile belirlenmemi olduunda mttefiktirler. Yce Allah,
ailenin ortalama yiyeceini keffretler iin esas olarak almtr. Bylece,
keffrette "tam"m (yedirilecek yiyecein) belirli olmamas
evleviyet yolu ile sabit olacaktr.
Aile nafakasnn
takdirine gidenler, bunu sadece keffret yiyeceinden almaktadrlar Bunlara
yle denilir: Bu tassn gereinin aksi olmaktadr. nk, Yce Allah,
"ailenin yiyeceini" mutlak (kaytsz) olarak zikretmi ve onu keffretler
iin esas kabul etmitir. Buradan da, keffret yiyeceklerinin, esas olan aile
nafakasnn belirlenmedii gibi, nevi ve miktar bakmndan belirlenmi olmad
anlalr. Bu meselenin her zaman iin genel bir problem olmasna ramen,
hibir sahabden, aile nafakasnn takdiri cihetine gidildii asla
bilinmemektedir.
Devamla yle
diyorlar: Zikrettiiniz farklarda, keffret yiyeceinin miktarnn belirlenmi
olmasn gerektirecek bir durum yoktur. Bu farklar be tanedir: a) Keffret,
varlkl ve yoksul kimselere gre farkllk arzetmez. b) Yeterli bir miktarda
olacaktr diye bir kayd yoktur, c) Sri' Tel keffreti maruf ekilde
olacaktr diye belirlememitir, d) Keffret karlnda bedel vermek caiz
deildir, e) Keffret Allah hakkdr, iskatla dmez. Zevce nafakas ise byle
deildir. yle denilir: >et! Bu farklarn sahih olduunda phe yoktur.
Fakat, keffretin bir md ya da iki mdle takdirinin vcubu nereden
gerekmektedir? Keffret, sadece kiinin kendi ailesine yedirdii yiyecek cinsinden
yoksulu doyurmak ykmllnden ibarettir. Bu hkmler sabit olmakla birlikte,
keffretin belli bir miktarla belirlenmi olduuna herhangi bir ekilde dellet
yoktur.
Sahabeden, keffretin
miktarnn belirlenmi olduunu ifade eden nakillere gelince, bunlarn cevabn
iki adan vermek mmkndr:
Birincisi: Biz,
ilerinde Hz. Ali, Enes, Ebu Musa ve bn Mes'd'un fr.anhum) da bulunduu bir
grup sahabden: " Onlara sabah ve akam yemei vermesi yeterlidir."
dediklerini zikretmitik.
kincisi:
Kendilerinden bir ya da iki md eklinde rivayet bulunan kimseler, bunu bir
tahdid, takdir iin zikretmemilerdir; aksine bunlar bir misal olsun diye
zikretmilerdir. nk onlardan kiminden md, kiminden iki md, kiminden
"mekkk" (bir buuk sa' alan l birimi) rivayet edilmi, kiminden
sabah ve akam yemei vermenin caiz ve yeterli olaca, kiminden bir nn
kifayet edecei; kiminden de bir rek veya iki rein kfi gelecei
nakledilmitir. Eer btn bunlar gerek anlamda bir ihtilf ise, o zaman bu
konuda bir hccet yoktur demektir. Yok bu farkllklar, msteftnin, yemin
edenin, keffret verecek rimsenin halinin gz nnde tutulmas neticesinde
ortaya kmsa, o zaman durum aktr. Yok, btn bunlar birer misal olmak
zere verilmise, ayn ekilde o da aktr. Dolaysyla, her hal ve durumda,
her iki takdire gre de, sahabeden nakledilenler arasnda keffretin miktarnn
belirlenmi olduuna dair hccet bulunmamaktadr.
Ez fidyesindeki
doyurmaya gelince; bunun konu ile ilgisi yoktur. nk Yce Allah:" inizde
hasta olan veya bandan rahatsz bulunan varsa, fidye olarak oru tutmas,
sadaka vermesi ya da kurban kesmesi gerekir. "[88]
buyurmutur. Yce Allah burada bu eyi mutlak olarak zikretmi ve herhangi
bir kaytla takyide gitmemitir. Ancak Hz. Peygamber bunlar takyid etmi,
orucun gn olduunu, kurbandan maksadn koyun (davar) olduunu, sadaka
(doyurma) nn da, her birisine yanm sa' decek ekilde alt yoksulu doyurmak
eklinde olacan belirtmitir. Yce Allah "ez fidyesi" hakknda,
"alt yoksulu doyurmak" tbirini kullanmam; kaytsz olarak oru,
sadaka ve kan aktmay vacib klmtr. Hz. Peygamber (s.a.) bu mutlak
ifadeleri farak (Medine'de sa' iine alacak bir lek), gn ve koyun
olmakla kaytlamlardr.
hram halinde iken
avlanlan hayvann cezasna gelince, onun da konu ile ilgisi yoktur. nk
orada, yiyecek maddesi vermek durumunda olan kimse, sadece avn karlk
deerini yiyecek maddesi zerinden vermektedir. Bu ise avn byklk ve
kklne gre az veya ok olabilir. Zira verilen, itlaf edilen avn
bedelidir ve burada yoksullarn saysna baklmamaktadr; sadece yiyecek
miktarna ve onun yoksullara eit olarak veya bazsna dierlerinden daha az
veya ok vermek suretiyle uygun grlecek bir ekilde yedirilmesine baklmaktadr.
Burada yiyecek maddesinin takdiri, itlaf edilen av hayvanna gredir ve az ya
da ok olabilir; her yoksula verilen de belli bir miktarla belirli deildir.
Sonra tahl ile
takdiri cihetine gitmek, batll apak ortada, baka bir durumu gerektirir.
nk, eer er'an kadn lehine koca zerine vacib olan tahl olsayd yle bir
netice ortaya kacakt: nsanlarn hemen hepsi ailelerine ekmek
yedirmektedirler.(Bor zimmette tahl, verilen ise ekmek.) Bu durumda eer siz
bunu bir muvaza akdi sayarsanz, bu apak riba olur. Eer muvazal bir akit
saymazsanz, tahl zimmetinde bir bor olarak durmaktadr ve kadn ondan bir
bedel de almamtr. Dolaysyla kocann zimmeti, kadn hakkn drmedike
veya ibrada bulunmadka bortan kurtulmu olmayacaktr. Kadnn ibrada
bulunmamas durumunda, koca her gn ihtiyac olan ekmek ve katk infaknda
bulunmasna ramen, uzun bir mddet iin zimmetinde bulunan tahl hakkn
talepte bulunabilecektir. kisinden birisi ld zaman, szkonusu tahl onun
leh ya da aleyhinde bir bor olarak kalacak ve, her gn kadna infakta
bulunulmu olmasna ramen, terekesinden alnacaktr.
Malumdur ki, bu
netice; kemale ermi, adalet, hikmet ve maslahat esaslar zerine kurulmu yce
slm eriatyla asla badamaz, eriat byle bir neticeyi tamamen reddeder.
Nitekim byle bir neticeyi akl ve rf de kabul etmez. Burada: "Kocann
zimmetinde bulunan tahl borcu, koca lehinde infakta bulunduu ekmek ve katk
karlnda kadn zerinde tahakkuk eden alacak karlnda der."
demek iki adan dolay mmkn deildir: Birincisi: Koca onu karsna satmam,
ona dn olarak da vermemitir ki. kadnn zimmetinde bir alacak olarak
tahakkuk etsin. Bilkis, zevcenin bu konuda kocasnn yemeiyle yiyecek
ihtiyacm karlamasnn hkm; er'an muvaza imkn olmad iin, misafire
yedirilen yemein hkm gibi olmaktadr. Kadnn yedii yemeklerin zimmeti
zerinde sabit olduu farzedilse bile, borlarn cinsleri farkl olaca iin
takas imkn olmayacaktr. Takas, borlarn ayn cinsten olmas esasna
dayanr. Bu durum, iki vecihten (grten) birisi olan:"Nafaka
karlnda, ne para ne de bir baka eyle, mutlak anlamda bedel alma
(muvaza) caiz deildir. nk bu henz takarrr etmemi, vacib olmam bir ey
karlnda bedel alma olur. Zira nafaka zamanla birlikte yava yava (tedric
olarak) vacib olur. Dolaysyla, zaman geip takarrr etmedike, nafaka
karlnda muvazaya (beddelli bir muameleye) girmek sahih olmaz; zamanla
zimmeti zerinde vacib olunca, zimmette sabit dier borlar karlnda
muvazaya gidildii gibi, nafaka karlnda da bedel almaya
gidilebilir." grne gre szkonusudur. mam afi'nin tbilerinden
birisi bu problem karsnda bir k yolu bulamaynca: "Sahih olan,
kadn yiyecek ihtiyacn kocasndan karlad zaman nafakas
dmelidir." demitir. Rfi, el-Muftarrer'inde "ki vecihten evla
olan dmesidir." demi; Nevev bu gr, her devir ve ehirde cri olan
insanlarn teamllerine ve zevcenin bununla iktifada bulunmasna istinaden daha
sahih bulmutur .Rfi, e-erhu'l-Kehr ve e[-Eusat'ta: "Bu konuda iki
vecih vardr; Kyasa daha uygun olan dmemesi eklindedir. nk koca vacib
olan yerine getirmemi ve kendi zerine vacib olmayan eyi gnll olarak ona
vermitir." demektedir. Bu iki vechin, kayym tarafndan kendisine izin
verilen rdne ermi zevce hakknda szkonusu edildiini, rdne dair izin
verilmemi zevce hakknda ise tek vecih (gr) olarak, nafakann dmeyeceini
ifade etmilerdir.
Hind hadisinde,
kiinin ikayeti srasnda borlusunda bulunan vasflar ortaya koymasnn caiz
olacana ve bunun bir gybet olmayacana dellet bulunmaktadr. Bunun bir
benzeri de, bir bakasnn, hasm hakknda: "Y Raslallah! O fcirin
birisidir. Yemin ettii eye asla aldrmaz." demesidir.
Yine Hind hadisinde,
ocuklarn nafakasnn sadece babaya ait olduuna ve annenin bu ykmllkte
mterek sorumlu olmadma dellet bulunmaktadr. Bu limlerin icma
olmaktadr. Ancak, dikkate alnmayacak az bir gr de vardr. Bu z gre
gre:, anne de miras orannda nafaka ykmllne itirak eder. Bu .gr
sahibinin isabetsiz kanaatine gre, kendisi, kyas ayn derecede ve miras
olan her erkek ve kadna temil etmi ve nafakann onlarn zerine mtereken
terettp edeceini sylemitir. Mesel birisinin erkek ve kz kardei bulunsa,
veya anne ve dedesi ya da olu ve kz olsa; nafaka miras oranlan lsnde
mtereken onlarn zerine gerekir. Dolaysyla anne ve babann durumu da
ayndr.
Dorusu; nafakann
sadece asabe zerine gerelane sidir. Btn bunlarda durum; infak ykmlln
anne kaninakszn sadece babann stlenmesi gibidir. er' kaidelerin gerei
budur. nk asabe, yalnz bana kile olur (hata yolu ile olan katillerde
diyeti der), nikh velayetini, lm velayetini stlenir, vel yolu ile miras
olur. mam afi: "Anne ve dede veya baba bulunacak olursa, nafaka sadece
dede zerinedir." demitir. Bu mam Ahmed'den gelen rivayetlerden de
birisidir. Delil bakmndan doru olan da budur. Ayn ekilde oul ve kz; anne
ve oul; kz ve oulun olu bulunacak olsa, bu durumda da mam afi; "Bu
meselede de nafaka oul zerinedir; nk o asabedir." demitir. Bu
rnam Ahmed'den gelen rivayetlerden birisini oluturmaktadr. kincisi:
"Her meselede de nafaka, miras oranlarna gre her ikisi
zerinedir." eklindedir. Ebu Hanife: "Oul ve kzn bulunmas
durumunda nafaka, zerlerine eit olarak gerekir; nk bu ikisi yaknlk
bakmndan eittirler. Kz ve oulun olunun bulunmas durumunda, nafaka kz
zerinedir; nk o daha yakndr. Anne ve kzn bulunmas durumunda, anne
zerine drtte bir, geri kalan ksm ise kz zerine gerekir." demitir.
Bu mam Ahmed'in de gr olmaktadr. mam afi: "Nafaka sadece kz
zerine gerekir; nk kz, erkek kardeiyle birlikte asabe olur." demitir.
Dorusu nafaka ykmlln sadece asabenin stlenmesidir. nk asabe mutlak
vristir.
Hind hadisinde zevce
ve akraba nafakasnn "kifayet miktar" (yeterlilik ilkesi) ile
belirlenmi olduuna, bunu da rfn belirleyeceine dair dellet bulunmaktadr.
Hadis, ayn ekilde lehinde nafaka hakk bulunan kimsenin, ykmlnn hakkn
vermemesi durumunda, nafakasn re'sen alabileceine de dellet etmektedir.
Bu hadisle, gyab
hkmn, yani mahkemede hazr bulunmayan k-msenin aleyhine
hkmde bulunmann cevazna
istidlalde bulunmulardr. Oysa ki, hadiste byle bir dellet yoktur.
nk Ebu Sfyn, orada idi ve bir baka yere sefere km deildi. Hz.
Peygamber (s.a.) kadndan iddiasnn doruluuna dair beyyine getirmesi
talebinde de bulunmamtr. Dava konusu, davacnn sadece iddiasyla kendisine
verilmez. Dolaysyla bu Hz. Peygamber'den (s.a.) sadr olan bir kaza tasarrufu
deil, fetva tasarrufu olmaktadr.
Bu hadisin delil
olarak kullanld bir dier konu da udur: Bir insann dierinde alaca olur
ve borlu borcu inkr ederse, bu durumda alacakl borlunun malm ele geirse
alaca kadar ondan re'sen alabilir mi? Bazlar buna, evet demilerdir ve
hadisi delil olarak kullanmlardr. Hadis buna adan dolay dellet etmez:
Birincisi: Burada
hakkn sebebi, ki zevceliktir, zahirdir; dolaysyla zevcenin hakkn almas
"hyanet" olmaz. Bu Hz. Peygamber'in:" Sana gvenen kimseye
emanetini de, sana ihanet edene sen ihanet etme!"' [89]'
hadisi kapsamna da girmez. Bu yzden mam Ahned iki meseleyi birbi inden
ayrarak, alacaklnn re'sen ihkak- hakta bulunmasn yasaklam ve zevcenin
nafakasn almasna ise cevaz vermi ve bylece her iM hadisle de amel
etmitir.
kincisi: Zevcenin
durumu hkime gtrmesi ve neticede hakimin onun infakta bulunmasna ya da
aralarnn ayrlmasna hkmetmesi her zaman iin kolay olmayabilir. Bu durumda
da, kadnn nafakasn kendiliinden almas imkn varken alamamas, kadn
aleyhinde bir zarar olur.
ncs: Zevcenin
hakk, her gn iin yenilenen, yerleik bir hak deildir ki, kocas adna
bakalarndan bor alma, ya da durumu hkime intikal ettirme imkn bulunsun.
Alacak (bor) durumu ise byle deildir. [90]
Bu Hind hadisiyle,
zevce nafakasnn zamann gemesiyle deceine dair istidlalde de bulunulmu
ve, "nk, Hz. Peygamber, Hind'in "kocasnn kendisine ihtiyac olan
miktar vermediini" belirtmesine ramen, ona gemi zaman iin de,
kendisi iin yeterli olacak miktar kadar almas imkn vermemitir."
denilmitir. Dorusu, hadiste buna dair bir dellet bulunmamaktadr. nk
kadn bunu gndeme getirip talepte bulunmamtr. O sadece, "gelecekte
kendisi iin yeterli olacak nafakay alabilip alamayacan sormu, Hz.
Peygamber de ona, buna hakknn bulunduuna dair fetva vermitir.
Daha sonra limler;
acaba zevce nafakasyla akraba nafakasnn her ikisi de zamann gemesiyle
der mi, veya dmez mi; ya da akraba nafakas der fakat zevce nafakas
dmez mi? eklinde ihtilf etmiler ve gre ayrlmlardn
1) Her ikisi
de zamann gemesiyle derler. Bu mam Ebu Hanife ve iki rivayetten birisinde
mam Ahmed'in gr olmaktadr.
2) Akrabann ocuk olmas durumunda her iki tr
nafaka da dmez. Bu da mam afi'ye nisbet edilen bir vecih olmaktadr.
3) Akraba
nafakas der, fakat zevce nafakas dmez. mam afi, Ahmed ve Mlik'in
rnezheblerinde mehur olan gr de bu olmaktadr.
Sonra, zamann
gemesiyle nafaka hakkn drenlerden bir ksm: "Eer hakim nafaka
hakkna hkmetmise, bu hak dmez." demilerdir. Bu gr, baz Hanbel
ve afi fukahasma aittir. Bazlar da: "Nafaka zamann gemesiyle dt
zaman, hkimin onun farzlma hkmetmi olmasnn bir etkisi olmaz."
demilerdir. Ebu'l-Berekt'n el-Muharr' inde zikrettiinden, zevce nafakasyla
akraba nafakas arasnda ayrmn bulunduu anlalmaktadr. yle demektedir:
"Koca bir mddet uzakta bulunur ve bu srada infakta bulunmazsa, gemi bu
zamann nafakasn vermesi gerekir. Bu da ancak hkimin nafakann farzlna
dair hkm varsa szkonusu olur. Akraba nafakasna gelince, geen srenin
nafakas kiiyi balamaz, ancak hkimin izniyle onun adna borlamlmsa onu
demesi gerekir." Dorusu da ite budur. Akraba nafakasnn, zamann
gemesiyle dmesi konusunda, hkimin nafakanm farzlna hkmetmi olmasnn,
gerek nakil bakmndan gerekse tahric bakmndan herhangi bir etkisi olmad
anlalmaktadr. Konuyu nakil asndan ele alalm: Bu konuda ne mam
Ahmed'den, ne de onun ilk talebelerinden, hakimin hkmetmesi durumunda zamann
gemesiyle akraba nafakasnn takarrr edeceine dair bir ey syledikleri
bilinmemektedir. Ayn ey ne mam afi ve ne de onun mezhebim tahkik eden
kimselerden de bilinmemektedir ki, el-Mhezzeb, el-Hvl e-m, en-Nihye,
et-Tehzib, el-Beyn, ez-Zehir sahipleri[91]
bunlardandr. Bu kitaplarda, hkimin vcubuna hkmetmesi istisnas olmakszn,
akraba nafakasmm zamanm gemesiyle decei hkmnden baka bir ey
bulunmamaktadr. Hkimin hkmde bulunmas durumunda nafakann takarrr edecei
hkm, sadece el-Vast ve el-Vecz ile Rfi'nin erhi ve furunda
bulunmaktadr. Makdis, et-Tehzb'de,Muhmil, el-Udde'de, Muhammed b. Osman,
et-Temhd'de, Bendenc, el-Mu'temed'e; hkim vcubuna dair hkmde bulunsa
bile takarrr etmeyeceini belirtmiler ve yle izah etmilerdir: Nafaka nefsin
muhafazas iin, yardmlama ekliyle vacib olmaktadr. Bu yzden de, infakta
bulunulacak kiinin varlkl olmas durumunda, ona nafaka verilmesi vacib
olmamaktadr. Bu ta'll, nafakann, zamanm gemesiyle, hkimin hkm olsa da
olmasa da deceini gerektirir. Ebu'l-Mel yle der: Bunun byle olduuna
dellet eden hususlardan birisi de, akraba nafakasnn faydalandrma (imt')
yollu bir ykmllk olmas, temlik kabilinden olmamasdr. Temlik kabilinden
olmayan ve yeterlilik esasna dayanan bir ykmlln, zimmette bor olmas
mmkn deildir. "ocuun nafakas, zamann gemesiyle dmez, takarrr
eder." diyenlerin gr bu ta'lle uzak der. Onun zayfln
belirtmede daha ileri giderek, gemi zamana ait nafaka bedeliyle birlikte,
kifayet miktarn vacib klmak bir tenakuz tekil eder, demitir. Sonra daha
sahih olan gre gre, "Nafaka, hamile olan kadnn ona mstehak olmas
ya da onunla faydalanmas yolu ile hamle aittir ve o zevcenin nafakas
gibidir." dediimiz takdirde, hamil suretinde nafakann takdir edilmi
olaca hususunda zr beyan etmi ve sonra yle demitir: Bu hamil ile kk
ocuk hakknda byledir, bu ikisinin dnda kalan dierlerinin nafakalarna
gelince; onlar hibir ekilde zimmette bor olmazlar, demitir.
Doru olan, ite
bunlarn syledikleridir. nk hkimin farz klmasnn tasavvurunda eitli
ihtimaller vardr: Hkim, zamann gemesiyle nafakann deceine ya
inanyordur ya da inanmyor. Eer deceine inanyor idiyse, bu inanc
hilafna hkmetmesi ve balayc olmadna inand bir eyle ilzamda
bulunmas ona caiz olmaz. Eer nafakann deceine inanmyorsa kald ki bu
konuda, sadece afi imamlarmca kk ocuun nafakasyla ilgili ortaya konulan
vecih hari, bu grte olan bir kimse bilinmemektedir bu durumda farz
klmadan ya "cb" (vacib klma), ya vacibin isbt, }^a takdiri ya
da drdnc bir eyi kasdetmitir. Eer onunla cb kasdedilmise, bu zaten var
olan bir eyin ortaya konulmas {tahslu'l-hsd) kabilinden olur ve onun farz
klmasnn bir etkisi olmaz. "Vacibin isbt" kasdedilmesi takdirinde
de durum ayndr; onun farz klmasyla klmamas arasnda bir fark yoktur. Eer
"vacibin takdiri" mnas kasdedilmise, takdir sadece vacibin fazla
ya da noksan olmas gibi evsafnda etkin olur, dmesi ya da sbtu konusunda
bir etkisi olmaz. Dolaysyla hkimin farz klmasnn vcib konusunda asla bir
etkisi bulunmaz. Kald ki, hkimin takdiri durumunda daha nce geen ve vacib
olan ykmlln maruf lsnde nafaka olduunu, kendi yediinden onlara da
yedireceini, kendi giydiinden onlara da giydireceini ortaya koyan delillerle
ters dme de bulunmaktadr. Eer bununla drdnc bir ey kasdediliyorsa,
hkmn grmek iin onun da ne olduunun mutlaka aklanmas gerekmektedir.
Eer, "Drdnc
eyden maksat zamann gemesiyle nafakann dmemesidir. Hkmn mahalli budur,
hkimin hkmnn etki ettii ve ona taalluk ettii ey de budur."
denilirse, buna u ekilde cevap verilebilir: Hkim, deceine inanp sonra da
nasl onun aksine hkmde bulunup onu balayc klabilir? Eer dmeyeceine
itikat edecek olsa bu, icmaa muhalefet olur. Malumdur ki, hkimin hkm, bir
eyi asl sfatndan ayramaz. Bu ykmlln er'. sfat, zamann
gemesiyle dmesi is**, bu sfat hkimin hkm izale edemez.
Geriye bir baka
itiraz daha kald: O da, hkimin, nafaka farz klnmadka, zamann gemesiyle
der; eer farz klnrsa takarrr eder, eklinde itikat etmesidir. Bu durumda
o, bizzat zamann gemesiyle deil de farz olduu iin takarruruna hkmetmi
olur, eklindeki bir mtaladr.
Cevap: Bu bir mna
ifade etmez. Eer hkim, zamann gemesiyle nafakann deceine inanyorsa
ki doru olan ve elatn getirdii de budur bu durumda onun, deceine Ve
balayc olmadna inand bir eyle ilzam gerektirecek hkmde bulunmas
caiz deildir. Bu konunun bir benzeri de udur: Nar durumda kalan bir kimse,
kendisi gibi olmayan yiyecek sahibini hkime ikyet etse, hkim de bedelini
vermek suretiyle yiyecei nar lehine hkmetse, fakat henz almadan ztrar (narlk)
hali ortadan kalksa ve kar tarafa bedeli vermemi olsa, bu durumda o bedeli
vererek hkm konusu yiyecei almas, yiyecek sahibinin de o bedel karlnda
o yiyecei ona vermesi balayc olmaktadr. Yakn akraba, hayatiyetini idame
ettirebilmek iin nafakaya hak kazanr. Vcb zaman getiinde, rfin hayatn
idamesi amac gereklemi bulunmaktadr. Dolaysyla, hayatiyeti idame sebeb
ve vesilesinden geen ksmnn telafisi iin rc etmenin bir faydas yoktur.
Zira maksat hasl olmu, sebepten bir baka sebep vastasyla mstani
olunmutur.
tiraz: Sizin bu
izahnz, zevcenin nafakasyla aleyhinize kullanlr. nk zevcenin nafakas,
hkim tarafndan farz klnmasa bile zamann gemesiyle takarrr etmekte,
dmemektedir. Halbuki sizin zikrettiiniz bu mna ayrusyla onda da
bulunmaktadr.
Cevap: Ters dme
[nakz) ancak hkm kitap ve snnet ile malum olan durumlarla kar karya
gelindiinde szkonusu olur. Zevcenin nafakasnn zamanla dmesi konusu ise,
ihtilafl bir konudur. Ebu Hanife ve bir rivayette mam Ahmed onu zamann
gemesiyle drmektedirler. mam afi ve dier rivayetinde mam Ahmed ise
drmemektedirler. Zevcenin nafakasn zamann gemesiyle drmeyenler akraba
nafakasyla onun arasnda u farklarn olduunu belirtmilerdir:
Birincisi: Akraba
nafakas bir sladr. (Yani aradaki ban bir tezahrdr).
kincisi: Zevce
nafakas, kii zengin de olsa, yoksul da olsa vacip olmaktadr. Akraba nafakas
ise byle deildir.
ncs: Zevce
nafakas, zevcenin mal bulunsa ve durumu nafaka takdirinden mstani olsa bile
vaciptir. Akraba nafakas, ise ancak darlk ve ihtiya durumunda szkonusudur.
Drdncs: Sahabe,
zevcenin geen nafakasnn da vacip olduuna hkmetmilerdir. Ayn durumun
akraba nafakasnda da szkonusu edilip, gemi zaman iin akraba nafakasnn da
denmesi gereiyle hkmeden hibir sahab asla kmamtr, Sahih olarak
bilindii zere, Hz. mer, ordu komutanlarna, kadnlarndan ayrlanlar
hakknda yazm ve onlarn ya nafakalarn vermelerini ya da onlar boamalarn;
eer boarlarsa, daha nce geen zamann nafakasn da gndermelerini
emretmitir. Bu hususta, ilerinden hibir kimse Hz. mer'e muhalefet
etmemitir. bn'l-Mnzir (r.a.) yle der: Bu, kitap, snnet ve icm ile vacip
olmu bir nafakadr. Bylesi delillerle vacip olan bir ey, yine ancak bylesi
delillerle ortadan kalkabilir.
Drenler ise yle
demektedirler: Hind Hz. Peygamber'e (a.s.), kocas Ebu Sfyn'm kendisine
kifayet (yeterli) miktar yiyecek vermediine dair ikyette bulunmu, Hz.
Peygamber de, bundan byte kendisine ve ocuklarna yetecek kadar onun malndan
almasna izin vermi, gemi dnem iin ise byle bir izin vermemitir. Evlilik
akdinde szkonusu ettiiniz muvaza (karlkl bedelli olu) nafaka ile deil,
mehir ile olmaktadr. Nafaka ise, bir bedel deil, kocann zevcesini kendi
evinde tutmas karlndadr. Kadm kocann yannda bir nevi esir gibidir ve
kocann ailesinden bir paradr. Onun nafakas yardmlama kabilindendir.
Yoksa, elerden her birisi dierinden, dierinin kendisinden istifade ettii
gibi istifade etmektedir. Koca karsna mehir vermitir. Bu durumda, kadn
geen zamann nafakasndan mstani olunca, kocay onunla ilzam etmenin bir
anlam yoktur. Hz. Peygamber (s.a.) zevcenin nafakasn da yakn akraba ve kle
nafakalar gibi maruf lde belirlemitir. Her trl nafaka da, maruf
lsnde sadece, kiinin mlknde ve yannda tuttuu, aralarnda rahim ba ve
akrabalk olan kimselerin hayatiyetlerini idame ettirmek iin yardmlama
amacyla vacib klnmtr. Zevcenin geen zamann nafakasndan mstani olmas
durumunda, kocay bu geen zaman nafakasyla ilzam etmenin bir anlam yoktur.
Gemi zamann nafakasyla kocay ilzam etmede, bu yzden onu hapsedip
skntlara sokmada, uzun zaman hapsederek ona azap vermede, bu sre ierisinde
kadn, ihtiyalarn gidermek iin ieri dan girip kmasna maruz
brakmada, kocasndan ayn dmesi ve onun himayesinden uzak dmesi sebebiyle,
gizli dostlar edinmesine sebep olunmasnda nitekim realite byledir ne gibi "maruf
olabilir? Byle bir hkmde, boyutlarn yalnz Allah'n bilebilecei yaygn
bir fesat vardr. Hatta yle ki, fercler bu durumda kendilerini muhafaza eden
ve koruyan kimselerin hapsinden ve kendilerini babo bir halde brakan
kimselerden ikyeti olmakta ve ilenmektedir. eriatn, byle kvlcmlar
etrafa uuan ve yaygn bir fesad douracak bir hkm getirmi olmasndan
Allah'a snrz; Hz. mer, sadece kocalarn zevcelerini boamalar durumunda
gemi nafakalarm da gndermelerini emretmitir; karlarnn yanlarna
dnmeleri ve onlarla beraber yaamaya devam etmeleri durumunda, gemi dneme
ait nafakalarn da vermelerini emretmemitir. Byle bir hkm hibir sahabden
de asla bilinmemektedir. Talktan ve kadndan tamamen ayrldktan sonra, geen
dnem iin gereken nafakann da detilmesi hkmnden, karsna tekrar dnerek,
onun her trl ihtiyalarn karlamak suretiyle birlikte yaamaya devam
etmeleri durumunda da gemi nafakalarn detilmesi lzumu karlmaz. Bunlar
ayn ayn eylerdir. Dolaysyla bunlan birbirine benzetmek doru deildir.
Zevcenin nafakas, gn be gn vacib olur ve o akraba nafakas gibidir. Geen
gnler geip gittii iin, kadnn artk o gnlerin nafakasna ihtiyac
kalmamtr. Dolaysyla da, kocay geen bu gnlerin nafakasyla ilzam etmenin
bir anlam yoktur. Bu eler arasnda, birbirlerine kar dmanlk ve kin
duymalanna sebebiyet verir. Byle bir durum Yce Allah'n eler arasnda
olmasn arzu buyurduklan sevgi ve muhabbete dayal iliki esasn
zedeliyecektir.
Doru olan gr de
ite budur. eriatn bunun dnda baka bir gr gerektirmi olmas mmkn
deildir. mam afi'nin tabileri: "Zevcenin giyecek ve mesken ihtiyac,
temlik kabilinden deildir,imt' (faydalandrma) kabilindendir, gr kabul
edildii zaman, bu ikisi, zamann gemesiyle derler." eklinde tasrihte
bulunmulardr. nk bu konuda onlara gre iki vecih bulunmaktadr. [92]
Nafakann para
(dirhem) ile takdiri konusuna gelince, bu konuda ne Allah'n kitabnda, ne Hz.
Peygamber'in snnetinde, ne sahablerden ne de tabin ve tebe-i tabinden
hibir kimseden bir dayanak, bir asl bulunmamaktadr. Mezheb imamlarndan ve
dier slm mctehidlerinden hibirisinden konu ile ilgili bir beyan da yoktur.
te nceki nesillerin haberlerini nakleden kitaplar, snenler, mezhep
imamlarnn szleri hep nmzdedir. Bunlardan herhangi birisinin nafakay para
ile takdir ettiini bize gsteriniz. Yce Allah akraba, zevce ve kle
nafakalarn "maruf ekilde olacaktr" diye vacip Mlmtr. Para ile
takdirine gitmek maruf deildir. eriat sahibinin beyan etmi olduu marufun
ls, kiinin yediinden ona da yedirmesi, giydiinden ona da giydirmesidir;
bunun tesinde maruf bir ey yoktur. nfakta bulunacak kimse zerine para
takdirinde bulunmak maruf deil, mnkerdir; para, ne vcibdir ne de onun
bedelidir. Takarrr etmemi ve mlik olunmayan bir ey karlnda bedel almak
caiz deildir. nk akraba ve zevce nafakas gn be gn vacib olmaktadr. Eer
takarrr etmi olsayd, bu durumda nafaka karlnda, nafaka ykmls olan
kocann ve akrabann rzas olmadan muvazaya gitmek sahih olmayacakt. nk
para asl vcibden bedel klnacaktr. Asl vcib ise mam afi'ye gre
buday, ounluk ulemaya gre de mutad olan yiyecek maddesidir. Bu durumda
ykmlnn rzas olmadan, bunun karlnda para ile demede bulunmasna onu
icbar etmek nasl doru olabilir?! Bu konuda Sri* Tel'dan gelen bir icbar
bulunmamaktadr. Bu, er' kaidelere, imamlann beyanlarna, halkn karlanna
muhaliftir. Ancak nafaka ykmls ile alacaklsnn karlkl anlamalar
durumunda, bu caiz olabilir. Kald ki, zevcenin vacib olan nafaka karlnda
bedel almasnn cevaz konusunda afi mezhebiyle dierleri arasnda bilinen
gr ayrl bulunmaktadr. Buna gre: "Kadn nafakas karlnda
bedel alamaz. nk kadnn nafakas, kocann zimmetinde bedel olarak sabit
olan yiyecektir; dolaysyla selem akdindeki akit mevzuunda da olduu gibi,
kabzetmeden nce onun karlnda bedel almas mmkn deildir. Buna gre,
nafaka karlnda ne para ne elbise ne de bir baka eyle asla bedel alma
mmkn olmaz. Bazlan da ekmek ve un haricinde baka eylerle bedel alma yoluna
gidilebileceini, un ve ekmekle bedel almaya gitmenin ise riba olacan
sylemilerdir. Tabi, bu durum, gemi gnlerin nafakas karlnda bedel
almayla ilgilidir. Eer szkonusu olan gelecek gnlerin nafakas karlnda
bedel alma yoluna gitmek ise, bu durumda onlara gre tek gr olarak bu sahih
deildir. nk gelecek gnlerin nafakas, her. an debilir ve takarrr edip
etmeyecei bilinemez. [93]
Buhr, Salih'inde Ebu
Hureyre hadisinde nakleder: Hz. Peygamber (s.a.) yle buyurur: "En stn
sadaka, zenginlik brakan baka bir lfzda varlkl iken yaplan sadakadr.
Veren el, alan elden daha hayrldr. Bakmakla ykml olduun kimselerden
bala!" buyurmutur. Karn sana: "Ya beni doyurursun, ya da
boarsn!" der. Klen: "Beni doyur ve altr!" der. Olun:
"Beni doyur! Beni kime terkediyorsun!" der. Ebu Hureyre'ye
etrafndakiler: "Bu (sonraki) szleri Hz. I'eygamberden mi iittin?"
diye sorarlar. O: "Hayr! Bunlar, Ebu Hureyre'nin daarcn-dandr."
diye cevap verir.[94]'
Nes, bu hadisi
kitabna almtr. Orada Hz. Peygamber (s.a.): "Bakmakla ykml olduun
kimselerden bala!" buyumr. Birisi: "Kime bakmakla ykmlym, Y
Raslallah!" diye sorar, Hz. Peygamber de: Karn sana: "Beni doyur!
Yoksa boa!" der. Klen: "Beni doyur ve altr!" der. Olun:
"Beni doyur! Beni kime terkediyorsun!" der. buyurur. Nes'nin
kitabnn btn nshalarnda bu byledir ve hadisin senedi: Sad b. Eyyb
Muhammed b. Acln Zeyd b. Elem Ebu Salih Ebu Hureyre eklindedir. Sad
ve Muhammed, her ikisi de sikadrlar.'[95]
Drakutn, Ebu Bekir
e-fi Muhammed b. Bir b. Matar eybn b. Ferrh Hammd b. Seleme
Asm Ebu Salih Ebu Hureyre senediyle Hz. Peygamberin (s.a.): "Kan
kocasna: "Beni doyur! Yoksa boa!" der... (Hadisin devamn zikreder)
buyurduunu rivayet eder.'[96]'
Yine Drakutn, Osman
b. Ahmed b. es-Semmk ve Abdulbk b. Kani' ve smail b. Ali Ahmed b. Ali
el-Hazzz shk b. brahim el-Brud shk b. Mansr Hammd b. Seleme
Yahya b. Sad senediyle, Sad b. Mseyyeb'den, karsnn nafakasn temin
edecek durumda olmayan adam hakknda: "Aralar ayrlr." dediini
rivayet eder.[97] Yine o, Hammd b.
Seleme'ye kadar ayn senedle, ondan sonra da srasyla Asm b, Behdele Ebu
Salih Ebu Hureyre (r.a.) vastasyla aynsn Hz. Peygamber'den rivayette
bulunmuturP[98]
Sad b. Mansr,
Snen'inde (Sfyn Ebu'z-Zind ) vastasyla Ebu'z-Zind'm yle dediini
nakleder: Said b. Mseyyeb'e, nafaka temininden aciz bir adamn karsndan
ayrlp ayrlmayacan sordum. O: "Evet!" dedi. Ben: "Snnet
mi?" dedim. O: "Snnet." dedi. Onun bu ifadesi, Raslullah'n
snnetine yorulur. Hi olmazsa bu, bnu'l-Mseyyeb'in mrsellerinden birisi
kabul edilir.
Fukaha bu meselenin
hkm hakknda ihtilf etmilerdir:
1 Koca nafakasn temin etmek ya da boamak zere icbar
edilir. Sfyn b. Yahya b. Sad el-Ensr, bn'l-Mseyyeb'in yle dediini
rivayet eder: "Kii, karsna infak edecek bir ey bulamadnda, onu
boamas iin icbar edilir."
2 Kadn
koca aleyhine hkim boar. Bu gr mam Mlik'e aittir. Ancak o yle der:
Hkim, nafakann temin edilememesi durumunda bir ay kadar tecil eder. Mddet
dolduunda, kadn hayz halinde ise, temizleninceye kadar geciktirilir. Mehir
konusunda ise iki yl mhlet verilir; sonra hkim kadn, koca aleyhine olmak
zere ricl talakla boar. Eer iddet ierisinde, kocann madd durumu
dzelirse, karsna rc etme hakk bulunmaktadr.
Bu hususta mam
afi'nin iki gr vardr:
1 Zevce
muhayyer braklr; eer dilerse,
kocasyla kalr ve veremedii nafaka, kadn lehine kocann zimmetinde bor
olarak sabit olur. mam afi'nin tabileri ise: "Bu durum, zevcenin
kendisini kocasna teslim etmesi durumunda szkonusudur. Eer kendisini
kocasna teslim etmiyorsa, bu durumda nafaka der; eer kadn dilerse nikh
fesheder." demilerdir.
2 Zevcenin
nikh fesih hakk yoktur. Ancak koca, hayatn kazanabilmesi iin karsnn
zerinden elini eker, onu serbest brakr. Mezheb gr, zevcenin fesih
hakkna sahip olmas eklindedir.
Acaba bu aynlk, bir
talk mdr, yoksa fesih midir? Bu konuda iki vecih bulunmaktadr:
Birincisi: Bu ayrlk
talktr. Kocann mecbur olarak boamas veya nafakasn temin etmesi iin,
mutlaka hkime mracaat etmesi gerekmektedir. Eer koca kanacak olursa,
hkim, koca aleyhine karsn ric' bir talkla boar. Eer koca rcda
bulunursa, hkim ikinci defa boar. nc defa rcda bulunursa nc kez
boar.
kincisi: Bu ayrlk
bir fesihtir. Kocann nafaka teminine kadir olmadnn isbat iin, mutlaka
mahkemeye ba vurulmas gerekir. Sonra kadm bizzat kendisi fesheder. Eer nce
kocasyla kalmay tercih eder, daha sonra feshetme arzusunda bulunursa, bu
hakk mevcuttur. nk nafakann vcbu gn be gn yenilenir.
Acaba kadn, fesih hakkn
hemen mi kullanr, yoksa gn gemesi mi gerekir? Konu ile ilgili iki gr
vardr ve onlara gre sahih olan, ikincisidir. yle demilerdir: ayet nc
gn nafakasn bulsa ve drdnc gnn nafakasn bulma imkn olmasa, bu
durumda, verilen mhlet yeniden mi balar? Bu konuda da iki vecih vardr:
Hammd b. Eb Sleyman: "nnne (iktidarsz) kyas edilerek, kendisine bir
sene mhlet verilir, sonra feshedilir." demitir. mer b. Abdlaziz
de:" Ona bir ya da iki ay mhlet verilir." demitir. mam Mlik de:
"Bir ay kadar sre verilir." der.
mam Ahmed'den iki
rivayet bulunmaktadr:
Birincisi ki, zahir
mezhebi bu olmaktadr, kadn kocasyla kalmak ve fesih hakkn kullanmak
arasnda muhayyer braklr. Eer fesih hakkn kullanacaksa, durumu hkime iletir.
Hkim, kocay nikhn ya aleyhinde feshe gidilmesi ya kendisinin icbr olarak
talk vermesi, ya da zevcesine fesih iin izin vermesi arasnda muhayyer
brakr. Eer koca fesheder veya feshe izin verirse, bu bir fesih olur, talk
olmaz; iddet ierisinde madd durumu dzelse bile rc hakk bulunmaz. Eer
hkim onu talka icbar eder ve koca ricl talk ile boarsa, bu durumda rc
hakk bulunur. Eer madd durumu iyi olmad halde rcda bulunursa veya ona
infaktan imtina ederse, bu takdirde zevcenin fesih talebinde bulunmas
durumunda, hkim koca aleyhine ikinci ve nc kez fesihte bulunur. Eer kadm,
madd imknszlklarna ramen, kocasyla birlikte kalmaya raz olur ve daha
.sonra fesih talebinde bulunma gerei ortaya karsa, veya madd imknszlklarn
bile bile onunla evlenmise, buna ramen daha sonra fesih talebinde
bulunabilir.
Kad (smail) yle
der: mam Ahmed'in kelmnn zahirine gre, kadnn her iki durumda da fesih
hakk bulunmamakta ve tercih hakk ortadan kalkmaktadr. Bu ayn zamanda mam
Mlik*in de gr olmaktadr. nk kadn onun bu kusuruna raz olmu ve akid
altna bunu bilerek girmitir. Doaysyla fesih hakk yoktur. Nitekim, bir
kimsenin innn (iktidarsz) olduunu bile bile onunla evlenmesi ve akitten
sonra ben onun innn olmasna razym demesi durumunda da durum ayndr.
Bunlar, Kad'nin syledikleridir. Mezheb ve hccetin gerei de budur.
"Onunla
beraberlie raz olsa bile, fesih hakk vardr." grndekiler yle
demektedirler: Kadnn hakk her gn yenilenmektedir. Dolaysyla hakknn
yenilenmesiyle birlikte, fesih imkn da yenilenir. Kadnn koca ile birlikte
kalmaya nza gstermesi, henz o anda vacib olmam bir konudaki hakkn
drmek mnasn ierir, dolaysyla sat akdinden nce uf a hakknn
drlmesi rneinde de olduu gibi, bu hakk dmez. Bunlar yle devam
ediyorlar: Zevce, ayn ekilde gelecek zamann nafakasn drecek olsa
dmez. Yine kadn, akitten nce, nafakay tamamen drse ve nafakaszla
raz olsa, yine nafaka hakk dmez. Ayn ekilde, akitten nce mehri drecek
olsa, mehir dmez. Nafakann vcbu dmediine gre, onun vacib olmas
sebebiyle sabit olan fesih hakk da dmez.
Fesih hakknn
decei grnde olanlar buna yle cevap vermilerdir: Kadnn cima hakk da
yenilenmektedir. Buna ramen, kadm innnlikten (iktidarszlktan) kaynaklanan
fesih hakkn drd zaman, bu hakk dmekte ve bir daha rc imkn
kalmamaktadr.
Sizin nafakann
deceine dair yaptnz bu kyas, zerinde ittifak olmayan ve delille sabit
bulunmayan bir asla kyas olmaktadr. Aksine, uf a konusunda delil, uf
adarn hakkn sat akdinden nce drmesiyle decei dorultusundadr.
Nitekim bu konuda Hz. Peygamber'in (s.a.) yle buyurduu sabit olmutur:
"Kiinin ortana haber vermedike, (ortak maldaki hissesini) satmas
hell olmaz. Eer satar ve ortana haber vermezse, orta sata daha ok hak
sahibidir."[99] Bu hadis, sattan nce
ufadarn hakkn drmesi durumunda, hakknn decei ve ondan sonra bir
daha uf a hakkn talepte bulunamayaca konusunda sarihtir. Bu takdirde
hadis, kadnn nafakasn drmesi durumunda, nafakann decei konusuna bir
asl kabul edilir ve yle deriz: Bu zarann def edilmesi iin konulmu bir
muhayyerliktir; dolaysyla, sbutundan nce drmesi durumunda, uf ada
olduu gibi, der. Sonra bu (sizin teziniz), kiralanan eyada bir aybn
ortaya kmas hkm ile nakz edilmektedir. nk, kirac, kiralk yere girer
veya ayb bilir ve sonra fesih muhayyerliini kullanmazsa, artk daha sonras
iin fesih hakk kalmaz. Onun kiralk eyadan faydalanma hakknn her an
yenilenmesiyle zevcenin nafaka hakknn yenilenmesi ayndr ve aralarnda bir
fark yoktur. "Nafakay veya mehri nikhtan nce drecek olsa, bunlar
dmezler." szne gelince, buna kar yle denebilir: Sebebin tam
anlamyla in'ikd etmedii bir anda hakkn drlmesi, sebebin in'ikdndan
sonra drlmesi gibi deildir. Bu, mesele hakknda icm bulunduu zaman
byledir. Eer mesele hakknda ihtilf varsa, bu durumda iki drme arasnda fark
yoktur ve iki hkm arasn eit klarz. Eer aralarnda fark varsa, bu
durumda da kyas mmkn olmayacaktr.
mam Ahmed'den gelen
bir dier rivayete gre de, kadnn fesih hakk yoktur. Bu da Ebu Hanife ve
onun iki talebesinin grleri olmaktadr. Bu gre gre, kadna kocasnn
kendisinden istifadede bulunmasna imkn vermesi gerekmez. nk, koca istifade
bedelini ona teslim etmemitir. Dolaysyla, kadnn kendisini teslim etmesi
gerekmez. Nitekim, mterinin mebnin (ald maln) bedelini verememesi
durumunda, onun kendisine teslimi gerekmemektedir. Bu durumda, kocann hayatn
kazanabilmesi ve kendi nafakasn karabilmesi iin karsna yol vermesi
gerekmektedir. Zira kadn nafakasz olarak evinde tutmas, kadna zarar vermek
olur.
Soru: ayet kadn
varlkl olsa, bu durumda koca onu evinde tutabilir mi? Buna da ayn ekilde,
kadn evinde tutamayaca eklinde cevap vermilerdir. nk, koca kadn,
ancak nafakasn karlad ve onu yiyecek ve giyecek ihtiyalarndan mstani
klabildii zaman, ondan er'an istifade edebilmesi amacyla kendi evinde
tutabilir. Bu artlar bulunmad zaman, koca karsn kendi evinde tutma
hakkna sahip deildir. Bu gr selef ve haleften bir grup ulemaya aittir.
Abdrrezzak, bn
Creyc'den nakleder: O yle der: "At'ya, karsna nafaka iin uygun bir
ey bulamayan kimse hakknda sordum." O: "Kadn iin ancak bulduu
vardr. Kadnn kendisini boama hakk yoktur." dedi. Hammd b. Seleme,
bir grup vastasyla karsnn nafakasn teminden aciz olan bir adam hakknda
Hasan el-Basr'nin yle dediini rivayet eder: "Kadn ona yardmc olur,
Allah'tan korkar ve sabreder; kocas de elinden geldiince ona infakta bulunur.
" Abdrrezzak, Ma'mer'den nakleder: "Zhr'ye, karsnn nafakasn
temin etmekten aciz olan bir adam hakknda, aralan ayrlr im? " diye
sordum. O:"Kadn teenniyle hareket eder ve aralan aynlmaz. " dedi ve:
"Allah kimseye verdii rzkn zerinde bir yk yklemez. Allah glkten
sonra kolaylk verir."[100]'
yetini okudu. Ma'mer: "mer b. Abdulaziz'in de aynen Zhr'nin dedii
gibi "yledii bana ulamtr." demitir. Abdrrezzak, kocas
tarafndan nafakas karlanamayan kadn hakknda Sfyn es-Sevr'nin: "O
imtihan edilen bir kadndr, sabretsin ve "aralan ayrlr" diyen limlerin
grne sarlmasn." dediini nakletmir.
Ben derim ki: Bu
konuda mer b. Abdlazizden rivayet bulunmaktadr ve birincisi budur.
kincisi: bn Vehb,
Abdurrahman b. Ebi'z-Zind babas tarikiyle rivayet eder: O [babas) yle
der: mer b. Abdlaziz'i, kars tarafndan ikyet olunan ve nafakasn temin
etmedii belirtilen bir koca hakknda: "Ona bir veya iki ay bir mhlet
verin. Eer o vakite kadar nafakasn temin etmezse aralarn ayrn."
derken iittim.
ncs: bn Vehb,
bn Leha Muhammed b. Abdurrahman vastasyla nakleder. Muhammed yle
anlatr: Bir adam kzn birisine nikahladn, fakat onun kznn nafakasn
temin etmediini ifadeyle, mer b. Abdlaziz'e ikyeti olur. mer b.
Abdlaziz kocay artr, adam gelir ve: "O, benim bir eyim bulunmadn
bildii halde kzn bana nikahlad." der. mer b. Abdlaziz: "Sen
onu tandn halde nikahladn, yle mi? " diye sorar. Adam:
"Evet!" der. mer: "Bu durumda ben ne yapaym? Aileni al,
gtr!" der.
Bu durumda elerin
aralannn ayrlmamas gr, tm Zahirlerin mezhebi olmaktadr. Bu konuda
mam Mlik ve dierleri onlara kar kmtr. mam Mlik: "ncekilere
yetitim. Onlar: Erkek, karsnn nafakasn temin etmedii zaman aralar
aynlr, diyorlard." demitir. Kendisine: "Ashab, fakr u zaruret
ierisinde idiler, (bununla birlikte eler aras bu yzden aynlmyordu)."
diye sordular. mam Mlik: "Bugn insanlar artk onlar gibi deillerdir.
Kadn, sadece ondan bir eyler umduu iin, onunla evlenmitir." diye
cevap vermitir.
Onun sznn anlam
udur: Sahabe kadnlar, Allah rzasn ve ahiret yurdunu istiyorlard, onlann
amalan dnyalk elde etmek deildi. Dolaysyla onlar, kocalannm yoksul
olmasna aldrmyorlard. nk kocalar da kendileri gibi idiler. Gnmz
kadnlarna gelince, onlar isadece kocalannm dnyalklarndan yararlanmak,
nafaka ve giyim ikuama kavumak iin evlenmektedirler. Bugnn kadn, sadece
dnya ;umudu ile evlenmektedir. Dolaysyla, bugn artk rf haline gelen bu
art, sanki akit ierisinde sarih olarak zikredilmi gibi olmutur. Sahabe |ve
onlann telakkileri de, akit iinde art koulmu gibi ili. mam Mlik'in
mezhebine gre, bir art rf (maruf) haline geldiinde, o sanki akitte
zikredilmi gibi kabul edilir. mam Mlik'in sznden ne kasdettiini ve onun
amacn anlayamayanlar, onun bu szn tepkiyle karlamlardr.
Mesele hakknda bir
gr daha vardr: Buna gre, koca zor durumda (yoksul) bulunur ve nafakay
temin edemezse, onun nafakasn buluncaya kadar hapsedilir. Bu gr, bn Hazm
ile bn Kudme ve daha bakalar, Basra kads Ubeydullah b. Hasan
el-Anber'den nakletmilerdir. Allah! Allah! amamak kabil deil! Bu adam
niin hapsediliyor ve hem hapis, hem yoksulluk, hem de ailesinden ayr drlmek
ikencesine neden maruz braklyor?! Sbhnallah! Bu din aleyhine byk bir
iftiradr. lmin kokusunu alm bir kimsenin bile bu gre kail olacan
zannetmiyorum.
Konuyla ilgili bir
baka gr de udur: Kocann fakir olup kendi nafakasn temin edememesi
durumunda, onun nafakasn kans temin eder. Bu Ebu Muhammed b. Hazm'm gr
olmaktadr,. Hi phesiz bu gr, el-Anber'nin grnden daha iyidir. bn
Hazin, el-Muhall'da. yle demektedir: Eer koca, kendi nafakasn temin
etmekten aciz olursa ve kans da zengin bulunursa, kocasnn nafakasn temin
etmekle ykml tutulur ve daha sonra kocann durumu dzeldiinde de
harcadklarn geri alamaz. Bunun delili u yet-i kermedir: " Analarn
yiyecek ve giyeceini uygun bir ekilde salamak, ocuk kendisinin olan babaya
bortur. Herkese ancak gc nisbetinde teklifte bulunulur. Ana ocuundan,
ocuk kendisinin olan baba da ocuundan dolay zarara sokulmasn. Mirasya da
ayn eyi yapmak bortur."[101]'
Zevce de vristir. yleyse bizzat Kur'an nassyla onun zerine de nafaka
vcibtir.
bn Hazm'a amamak
elde deil! Eer yetin ak zerinde dnecek olsayd, bu anladnn aksini
anlayacakt. nk Yce Allah:"Yiyecek ve giyeceklerini uygun bir ekilde
salamak, ocuk kendisinin olan babaya bortur." buyurmutur. phesiz
yette geen zamirler zevcelere aittir. Sonra da: " Mirasya da ayn eyi
yapmak bortur." buyurmutur. Dolaysyla Yce Allah annelerin nafaka ve
giyecekleriyle ilgili ykmlln benzerini, aynen varis olunan (yani baba)
zerine ykledii gibi, babann veya ocuun varisleri zerine de yklemitir.
Bu itibarla, yette zevcelerin dndaki kimseler iin nafaka ykmll
szkonusu mudur ki, yetin ummu onun kail olduu gr zerine hamledilsin!
Yoksulluk sebebiyle,
nikhn feshe dilemeyecei grnde olanlar u yeti delil olarak kullanmaktadrlar:
"Varlkl olan kimse, nafakay varlna gre versin; rzk ancak
kendisine yetecek kadar verilmi olan kimse, Allah'n kendisine verdiinden
versin. Allah kimseye verdii rzk aan bir yk yklemez. Allah, glkten
sonra kolaylk verir."[102]
Bunlar yle diyorlar: Yce Allah, koca zerine bu durumda iken nafaka
ykmll getirmediine gre, bu haliyle koca, zerine vacib olmayan bir eyi
terketmi olmaktadr ve bundan dolay da gnahkar deildir. Dolaysyla
yoksulluk sebebiyle nafaka teminine kadir olamamak, kiiyle sevgilisi, huzur ve
skun bulduu ei arasn ayrma ve bylece ona ikence etme sebebi olamaz.
Mslim, Salih'inde Ebu'z-2;beyr hadisinde yle rivayette bulunur: Cbir
anlatr: Hz.Ebu Bekir ve Hz. mer, Hz. Peygamber'in (s.a.) huzuruna girdiler.
Hz. Peygamberi, etrafnda kadnlar olduu halde kederli kederli, susmu bir
halde otururken buldular. Bunun zerine Ebu Bekir: T Raslallah! Hrice'nin
kzn bir grseydin! Benden nafaka istedi. Ben de kalktm onun boazm
sktm." dedi. Bunun zerine Hz. Peygamber (s.a.) gld ve: 'BunJar da
etrafmda grdn gibi, benden nafaka istiyorlar." buyurdu. Derken Hz.
Ebu Bekir Hz. ie'nin boazm, Hz. mer de Hz. Hafsa'nn boazm skmaa
kalkmlard. kisi de: "Siz Resulullah'tan onda olmayan bir eyi
istiyorsunuz ha!" diyorlard. Hz. ie ve Hz. Hafsa: "Vallahi
Raslullah'da (s.a.) olmayan bir eyi asla istemeyeceiz!" demilerdi.
Sonra Hz. Peygamber (s.a.) onlardan bir ay uzaklamt..."'[103]
te Hz. Ebu Bekir ve
Hz. mer bizzat Hz. Peygamber'in (s. a.) huzurunda kzlarn dvmlerdir.
nk onlar Hz. Peygamber'in bulamayaca bir nafaka istemilerdi. Onlarn,
haklarn talepte bulunan kimseleri dvmeleri ve Hz. Peygamber'in de bunu
tasvip buyurmalar dnlemez, bu mmkn deildir. Dolaysyla bu, yoksulluk
durumunda onlarn talepte bulunduklar konuda haklar bulunmadna dellet
etmektedir. Onlarn bu talepleri batl olduuna gre, bu durumda kadna, isteme
hakk bulunmayan, kendisine hell olmayan bir eyin yokluundan dolay nikh feshetme
yetkisi nasl verilebilir? Yce Allah, alacakl olan kimsenin, borlu olan
kimseye, sknt ierisinde olmas durumunda, frsat buluncaya kadar alacam
ertelemesini emretmitir. Nafaka da nihayet bir bor telakki edilebilir; bizzat
Kur'an nass zevceye, kocasna yoksulluktan kurtuluncaya kadar mhlet vermesini
emretmektedir. Tabi bu izah nafakann kocann zimmetinde sabit olmas esas
zerine mebnidir. Eer zamann gemesiyle nafaka der, denilecek olursa, bu
durumda kadnn fesih yetkisinin bulunmas son derece uzak olmaktadr.
Bunlar yle devam
etmektedirler: Yce Allah, alacakl olan kimseye, borlunun elinin dar olmas
du.rumunda kendisine mhlet vermesini vacib klm ve onu hakkn terketmek
suretiyle tasaddukta bulunmaya davet etmitir. Bu iki iin tesinde yaplacak
baka bir .jamele zulm olacaktr ve Allah onu alacakl iin mubah
kiralamtr. te biz bu kadma tam harfi harfine Allah'n buyruu ile
hkmediyor ve ona diyoruz ki: Ya kocana yoksulluktan kurtuluncaya kadar mhlet
verirsin, ya da ona tasaddukta bulunursun, bu iki ktan baka senin iin baka
bir hak bulunmamaktadr.
Sahabe ierisinde,
varlkl olanlar da yoksul olanlar da vard. Yoksul olanlar varlkl
olanlardan kat kat fazla bulunuyordu. Buna ramen, Hz. Peygamber (s.a.) hibir
kadna kocasnn yoksulluu sebebiyle nikh feshetme imkn asla vermemi ve
yine hibir kadna eer dilerse sabredecei veya dilerse bu sebeple nikh
feshedebilecei yetkisinin bulunduunu bildirdii de vki deildir. Hz.
Peygamber (s.a.) hkmleri Allah'tan ald emirlerle koyar. Haydi farzedelim
ki, zevceler haklarn terkettiler; bunlarn ilerinde bir kadn dahi mi
hakkn talepte bulunmamt?! te hanmlar, kadnlarn en hayrllar
oluyorlard, buna ramen O'ndan nafaka talebinde bulunuyor, hatta O'nu
kzdryorlard ve Hz. Peygamber (s.a.) de onlara kar ar fkesinden dolay
bir ay sreyle yanlarna uramayacana dair yemin ediyordu. Eer O'nun
eriatnda yer eden hkm, kocalarn nafaka temininden aciz kalmalar durumunda
zevcelerin nikh feshedebilecekleri eklinde olsayd, tek bir kadndan da olsa
bu konuda kendilerine ikyet intikal ederdi. Nitekim Hz. Peygamber'e (s.a.),
nikhn ortadan kaldrlmas konusunda, nafakann bulunmamas zaruretinden daha
aa mertebede olan zaruretten dolay davalar intikal etmitir. Rifa'nm
(boanan) kans kendisine gelerek yle anlatmtr: "Ben Rifa'dan sonra
Abdurrahman b. Zbeyr ile evlendim. Onda bulunan, elbisenin saa gibi bir
ey." demiti. Kadn, yeni kocasyla kendisini ayrmasn istiyordu.
Malumdur ki, bu gibi durumlar, onlarn iinde bulunduklar yoksulluk
durumlarna gre son derecede azd. Buna ramen hibir kadn kp da,
yoksulluktan dolay kendisiyle kocas arasnn ayrlmas talebinde
bulunmamt.
Yce Allah zenginlii
de fakirlii de insanlar iin yaratmtr. Kii zaman olur fakirlie der,
zaman olur zenginlie kavuur. Eer her fakir den kimsenin zevcesi nikh
feshedecek olsayd, b;/k bir bel her taraf sarar, er alr ban yrr ve
dnyadaki evliliklerin yandan ou feshedilir, aynlk ou kez kadnlarn eline
tevdi edilmi olurdu. Dnyada darla dmeyen, ara sra da olsa nafaka temini
konusunda sknt ekmeyen kim var ki?
ayet zevce mzmin bir
hastala yakalansa ve bu sebepten dolay koca onun kadnlndan istifade
edemese, bu sebepten dolay kocann nikh feshetme yetkisi yoktur. Hatta
onunla cimada bulunma imkn olmamasna ramen, koca zerine kadnn tam
nafakasn vacib klmaktadrlar. Hal byle iken, nihayet zevcenin kadnlndan
istifade bedeli olarak telakki edilebilecek nafakann temin edilememesi
durumunda, ona nikh feshetme imkn nasl verilebilir?!
Ebu Hureyre hadisine
gelince, bizzat Ebu Hureyre'nin kendisi,"Nafakam temin et, yoksa
boa!..." sznn kendi daarcndan olduunu, Hz. Peygamber'in sznden
bulunmadm ifade etmitir. Sahihte bu byledir. Ayn hadisi Sad b. Eb Sad
de ondan rivayet etmi ve: Ebu Hureyre bu hadisi rivayet ettikten sonra yle
derdi: "Karn yle der:....w diyerek Ebu Hureyre'nin hadise ziyade ettii
ksm zikretmitir.
Hammad b. Seleme
sim b. Behdele Ebu Salih Ebu Hureyre senediyle Hz. Peygamber'den benzeri
rivayet edilen ve Yahya b. Sad araclyla, Sad b. Mseyyeb'in, zevcesine
infakta bulunacak bir ey bulamayan adam hakknda "Aralan aynlr." dediine
iarette bulunulan hadise gelince, o mnker bir hadistir, Hz. Peygamber'den
(s.a.) sadr olmas ihtimali yoktur. En iyimser ihtimalle o, Ebu Hureyre'nin
kendi sz olabilir. Anlalan odur ki, hadis mna yolu ile rivayet edilmitir
ve rvi Ebu Hureyre'nin:"Karn: Beni doyur, yoksa boa! der." szn
kasdetmitir. Yoksa Ebu Hureyre'nin bilgisi dahilinde, Hz. Peygamber'e (s.a.)
kansmn nafakasn temin imknndan mahrum olan birisinin durumunun sorulduu
ve O'nun da "Aralan ayrlr." diye buyurduu eklinde anlalmasna
gelince, Allah'a yeminle belirtiriz ki, bunu ne Hz. Peygamber sylemi, ne Ebu
Hureyre O'ndan iitmi ve ne de onu rivayette bulunmutur. Nasl olabilir ki,
Bizzat Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'den (s.a.): Kann: "Beni doyur, yoksa boa!"
der diye rivayet edilmesini caiz grmyor ve bu ifadenin Hz. Peygamber'e
nisbeti gibi yanl bir anlaya dlmemesi iin, bunun bizzat kendi
daarcndan olduunu ifade ediyor.
Bu konuda er' kaide
ve asllann gerei odur ki, eer adam kendisinin varlkl olduu eklinde
kadn kandnr ve bu ekilde onunla evlenirse, sonra yoksul olduu ortaya
karsa, veya varlk sahibi olur, fakat kansmn nafakasn vermezse; bu durumda
kadn da kocasnn malndan, kendiliinden veya hkim araclyla yeterli
miktarda nafaka alamyorsa, nikh feshetme yetkisi vardr. Ama kocann
yoksulluunu bile bile evlenmise, veya adam varlkl olmasna ramen bir
musibetle mal telef olmu ve yoksul dmse, bu durumda kadnn fesih hakk
yoktur. nsanlara her an bolluktan sonra yoksulluk musibeti anz olagelmitir.
Onlann (selef) eleri, bu sebepten dolay aralarn ayrmak zere kocalan
aleyhine dava amamlardr. Tevfik ancak Allah'tandr.
ounluk
fukaha:"Kocann mehri verememesi durumunda, kadnn nikh fesih hakk
yoktur." demilerdir. Bu gr mam Ebu Hanife ve tbilertne aittir. mam
Ahmed'in mezhebinde sahih olan gr de bu olmaktadr. Btn rencilertnin
tercihleri de bu dorultudadr. afi mezhebi fakihlerinden pek ounun gr
de byledir. eyh Ebu shk ve Ebu Ali b, Eb Hureyre, tafsile giderek:
"Eer zifaftan nce ise, bu sebepten dolay nikh fesih hakk sabit olur;
zifaftan sonra ise sabit olmaz." demilerdir. Bu gr, mam Ahmed'in
mezhebinde bulunan vecihlerden birisini oluturmaktadr. Mehir tam bir bedel
olarak telakki edilmesine ve nassn da dellet ettii gibi sat akdindeki
mebiin bedelinin denmesinden daha gerekli olmasna ramen hkm byledir.
Mehrin denememesi durumunda nikhn feshedilemeyecei ve benzeri hkmler,
aynsyla nafakann denememesi durumunda da hatta ncelikli olarak szkonusu
olur.
Soru: Burada, kocann
nafaka temininden ciz kalmas durumunda kadna ulaacak zarar, mehri demekten
ciz kalmas durumunda szkonusu olacak zarardan daha byktr. nk bnye,
mehirsiz de hayatiyetini devam ettirebilir, fakat nafakasz yapamaz;
denilebilir.
Cevap: Bnye, kocann
nafakas olmadan da hayatiyetini idame ettirebilir. Mesel kadn kendi malndan
ihtiyalarn karlayabilir veya nafakasn kendi yaknlar karlayabilir
veya yn eirmek gibi kendi el emeiyle geinebilir. Ksaca, kadn iddet
zamannda neyle yayorsa onunla hayatiyetini idame ettirebilir. Kocann nafaka
temininden ciz kald zamanlar, sanki kadnn iddet zaman imi gibi kabul
edilir.
Sonra kadnn fesih
hakknn bulunduunu kabul edenler yle diyorlar: "Kadnn kantarlarla
altn ve gm de olsa, kocasnn nafakasn teminden ciz kalmas durumunda
nikh feshetme hakk vardr." Bu grn tam karsnda ise Bat'nm
mancn olan Ebu Muhammed b. Hazm'm: "Bu durumda kadnn kocasnn
nafakasn karlam vacip olur; maln ona verir ve kendisini ona teslim
eder." eklindeki gr bulunmaktadr. alacak bir gr olarak da,
Anberfnin "Koca hapsedilir." eklindeki ifadesi bulunmaktadr.
eriatn asllar ve
kaideleri, bunlarn ierdikleri maslahatlar ve zararlarn defi gibi hususlar,
iki zarardan daha ar olann, hafifini gslemek suretiyle bertaraf etme,
daha byk maslahat elde etmek amacyla daha kk maslahat gz ard etme
prensibi zerinde durduumuzda, bu zikrettiimiz grler arasnda hangisinin
daha uygun olduu ortaya kacaktr. Tevfk ancak Allah'tandr. [104]
Mslim, Sahihinde Ftma
bt. Kays hadisinde rivayet eder: Ebu Amr b. Hafs, Ftma'y gyaben bin
talkla boam da, vekili ona arpa gndermi. Ftma buna raz olmam. Fakat
Ebu Amr'm vekili: Vallahi,senin bizde bir hakkn yoktur; demiti. Bunun zerine
Ftma, Raslullah'a.ts.a.) gelerek bu meseleyi anlatm. Hz. Peygamber [s.a.):
"Senin onda nafaka hakkn yoktur." buyurmu ve iddetini mm erik'in
evinde geirmesini emretmiti. Sonra: "mm erk, ashabmn daima
ziyaretine gittikleri bir kadndr. Sen bn mm Mektm'un yannda iddet bekle.
nk o m bir adamdr. Yannda stn karabilirsin. (Nikh iin) hell
olduun zaman bana bildir!" buyurmutur. Ftma unlar sylemiti:
(Nikha) hell olduum vakit kendilerine, Muviye b. Eb Sfyn ile Ebu Cehm'in
beni istediklerini syledim. Hz. Peygamber (s.a.) yle buyurdu: "Ebu Cehm
sopasn omuzundan indirmez; Muviye'ye gelince, o da yoksuldur; hi mal
yoktur. Sen sme b. Zeyd ile evlen!" Ben buna raz olmadm. Sonra
(tekrar): "Sen sme b. Zeyd ile evlen!" buyurdu. Bunun zerine
onunla evlendim. Allah onda hayr halk etti; ben de gpta ettim.[105]
Yine Mslim'in
Sahih'inde rivayet edilir:
Ftma'y koc.as Hz.
Peygamber (s.a.) zamannda boam ve kendisine dk bir nafaka vermiti.
Ftma bunu grnce: "Vallahi, Raslullah'a (s.a.) bildireceim! ayet
benim iin nafaka varsa, iime yarayan alnm; bana nafaka yoksa, ondan hibir
ey almam!" demiti. Ftma unu sylemiti: Mteakiben bunu Hz.
Peygamber'e (s.a.) syledim de:" Sana ne nafaka vardr, ne de mesken!"
buyurdu.[106]
Yine Mslim'in
Sahihinde, ondan yle rivayet edilir: Ebu Hafs b. el-Mure el-Mahzm,
Ftma'y talk ile boam, sonra Yemen'e gitmiti. Aile efrad Fatma'ya:
"Senin bizde nafaka hakkn yoktu." demilerdi. Bunun zerine Hlid b.
Veld birka kiiyle kalkarak Meymne'nin evinde bulunan Raslullah'a {s.a.)
gelmiler ve: "Gerekten Ebu Hafs, karsn talk ile boamtr. Acaba
bu kadna nafaka var mdr?" diye sormulard. Hz. Peygamber (s.a.):
"Ona nafaka yoktur ama iddet vardr." buyurmutu. Ftma'ya da:
"Nefsin hakknda (yani evlilik hususunda) benden habersiz bir i
yapma!" diye haber gndermi ve mm erik'in evine tanmasn emir
buyurmutu. Sonra tekrar haber gndererek:"mm erik'e ilk muhacirler
ziyarete gelirler; sen m bn Umm Mektm'un yanma git! nk ba rtn
attn zaman seni grmez." buyurmutur. Bunun zerine Ftma onun yanna
gitmi. ddeti dolunca Raslullah (s.a.) kendisini sme b. Zeyd b. Hrise'ye
nikh etmitir[107]
Yine Mslim'in
Sahihinde rivayet edilir: Ubeydullah b. Abdullah b.Utbe anlatr: Ebu Amr b.
Hafs b. Mure. Ali b. Eb Tlib ile birlikte Yemen'e gitmi, kans Ftma bt.
Kays'a, kendisini geri talan son talkla boad haberini gndermiti. Haris
b. Him ile Ayya b. Raba'ya da Ftma'ya nafaka vermelerini emretmiti.
Bunlar Ftma'ya: "Vallahi, senin iin nafaka yoktur; meer ki, hmile
olasn! elemiler. Bunun zerine Ftma Hz. Peygamber'e (s.a.) gelerek bunlarn
sylediklerini O'na anm, Hz. Peygamber: "Sana nafaka yoktur."
buyurmutu. Ftma kendisinden evden tanmak iin izin istemiti, O da izin
vermiti. Ftma: "Nereye (tamaym) y Raslallah?" diye sormutu.
"bn mm Mektm'un evine!" buyurmutu. Bu zat m idi. Ftma onun
yannda elbisesini zerinden indirebilir; kendisini gremezdi. Ftma'nn
iddeti bitince Hz. Peygamber (s.a.) kendisini sme b. Zeyd'e nikahlamt.
Sonra Mervn bu hadisi sormak iin Kabsa b. Zeyb'i Ftma'ya gndermi; o da
hadisi kendisine nakletmiti. Mervn: "Biz bu hadisi bir kadndan baka
bir kimseden iitmedik; insanlar uygularken bulduumuz mutemed ve sahih
hususla amel edeceiz: demiti. Ftma Mervn'm szn duyduu vakit:
"yle ise sizinle aramzda (hakem) Kur'an vardr. Allah (cc): "Onlar
apak bir hayaszlk yapmalar hali bir yana evlerinden karmayn...
Bilmezsin, olur ki Allah bunun ardndan (gnlnzde sevgi gibi) bir hal meydana
getirir." buyurmutur. Bu, ric'at hakkna sahip olandr. talktan
sonra ne gibi bir hal szkonusu olabilir? Kadn hamile olmad zaman nasl ona
nafaka yoktur, diyorsunuz? Onu niye hapsediyorsunuz?" demiti.[108]'
Ebu Davud, Mslim'in
senediyle naklettii bu hadiste yle rivayette bulunmutur: Ayya b. Eb Reba
ve Haris b. Him'n: "Hamile olmadka, sana nafaka yoktur! szleri
zerine Ftma, Hz. Peygamber'e (s.a.) geldi ve (durumu ona iletti). Hz.
Peygamber (s.a.) : "Hamile olmadka, sana nafaka yoktur." buyurdu.'[109]'
Yine Mslim'in
Salih'inde rivayet edilir: a'b anlatr: Ftma bt. Kays'm yamna girdim de ona
Raslullah'm (s.a.) kendisine verdii hkm sordum. u cevab verdi:
"Kocam beni bin talkla boad. Ben de onu mesken ve nafaka hususunda
Raslullah'a (s.a.) dava ettim. Ama bana ne mesken verdi, ne de nafaka.
(Yalnz) bn mm Mektm'un evinde iddet beklememi emir buyurdu." [110]
Yine Mslim'in
Sahihinde, Ebu Bekr b. Ebi'1-Cehm el-Adev anlatr: Ftma bt. Kays'
konuurken iittim: Kocas kendisini talkla boam da Raslullah (s.a.)
ona mesken ve nafaka vermemi. (Ftma dedi ki): Raslullah (s.a.) bana:
"Nikh iin hell olduun vakit bana bildir!" buyurdu. Ben de
kendilerine bildirdim.
Mteakiben Ftma'y
Muviye ile Ebu Cehm ve sme b. Zeyd istemiler. Bunun zerine Raslullah
(s.a.): "Muviye yoksul bir adamdr; hibir mal yoktur. Ebu Cehm'e
gelince, kadnlar ok den bir adamdr. Lakin sme b. Zeyd!.."
buyurdular. Ftma eliyle yle iaret ederek: sme ! sme!.. dedi.
Raslullah (s.a.) ona: "Allah ve Raslne itaat senin iin daha
hayrldr." buyurdu. Ftma: "Ben de onunla evlendim ve gpta
ettim." dedi.[111]
Yine Mslim'in
Sahtf'inde onun yle anlatt rivayet edilmitir:
Kocam Ebu Amr b. Hafs
b. Mure beni boadn haber vermek iin Ayya b. Eb Raba'y bana
gnderdi. Onunla be lek kuru hurma, be lek de arpa yollamt. Ben:
"Nafakam yalnz bundan m ibaret? ddetimi sizin evinizde geirmeyecek
miyim?" dedim. Ayya: "Hayr." cevabn verdi. Bunun zerine
hemen elbisemi kuanarak Raslullah'a (s.a.) geldim. (Bana): "Kocan seni
ka defa boad? " diye sordu. " defa!" dedim. "Doru
sylemi; sana nafaka yoktur. ddetini amcan olu bn mm Mektm'un evinde
bekle. nk onun gz grmez. Yanmda elbiseni zerinden atabilirsin. ddetin
bittii zaman hemen bana haber ver!" buyurdu, [112]'
Nes, Snen'inde bu
hadisi btn tarik ve lnzlaryla rivayet etmitir. Bazlar tenkide bir mahal
olmayacak shhattedir, Bunlarda Hz. Peygamber (s.a.) ona yle buyurmutur:
"Nafaka ve mesken, ancak kocas iin ric'at etme imkn bulunan (boanm)
kadn iindir."[113]'
Ayn hadisi Drakutn
rivayet etmitir. Bu rivayette yle demitir: Hz. Peygamber'e (s.a.) geldi ve
ona durumu anlatt. Ftma sonra yle dedi: Bana ne mesken ne de nafaka takdir
etti. "Mesken ve nafaka, ancak ric' talkla boanan kadn iin
szkonusudur." buyurdu. Bu lfz Nes de zikretmitir. Her ikisinin
isnad da sahihtir.[114]
Yce Allah yle buyurur:
"Ey Peygamber! Kadnlar boayacanzda onlar iddetlerini gzeterek
boayn ve iddeti sayn; Rabbiniz olan Allah'tan saknn; onlan apak bir
hayaszlk yapmalar hali bir yana evlerinden karmayn, onlar da kmasmlar.
Bunlar Allah'n snrlandr. Allah'n snrlarn kim aarsa, phesiz kendine
yazk etmi olur. Bilemezsin, olur ki, Allah bunun ardndan (gnlnzde sevgi
gibi) bir hal meydana getirir. Kadnlarn iddet sreleri biteceinde onlan ya
uygun ekilde alkoyun, ya da uygun bir ekilde onlardan ayrln. inizden de
iki dil ahit getirin. ahitlii Allah iin yapn... Allah her ey iin bir
l var etmitir, "[115]
Yce Allah bu
yetlerde, iddet sreleri bitiminde elerini tutmak ya da uygun bir ekilde
onlar salvermek haklarna sahip kocalara, kanlarn evlerinden
karmamalarn, elerine de kmamalarn emretmektedir. Dolaysyla bu emir,
boadktan sonra artk kocalar iin rc hakk bulunmayan zevcelerin
karlmalarnn cevazna delil olmaktadr. Yce Allah, bu boanm kadnlar
hakknda birbirinden ayrlmas mmkn olmayan, birbirleriyle balantl
hkmler getirmitir:
1 Kocalar,
onlan evlerinden karamazlar.
2 Kadnlar
da kocalarnn evlerinden kamazlar.
3 ddet
dolmadan nce, kocalan kendilerini iyilikle tutabilmek ya da gzellikle
salvermek haklarna sahiptirler.
4 ki dil
ahidin tutulmas. Bu ahitler, ya vacip ya da mstehap olarak rlc'at zerine
tutulurlar. Yce Allah: "...Bilemezsin, olur ki, Allah bunun ardndan
(gnlnzde sevgi gibi) bir hal meydana getirir." ifadesiyle bunun
hikmetine ve bu hkrmerirTric' talkla boanm kadnlar iin olduuna iaret
buyurmutur. Yce Allah'n bu yetteki "Bilemezsin, olur ki, Allah bunun
ardndan (gnlnzde sevgi gibi) bir hal meydana getirir. " buyruundan
maksat, kocann boad kansna mracaatta bulunmasdr. Selef ulemas ve
onlardan sonra gelenler yeti byle tefsir etmilerdir.
bn Eb eybe, Ebu
Muviye Davud el-Evd vastasyla e:a'b'nin bu yet hakknda: "Belki
sen piman olursun ve senin rc etme imknn olur." dediini nakleder.
Dahhk ise yeti: "Umulur ki, iddet ierisinde boad kansna rc
eder." eklinde aklamtr. At, Katde, Hasan byle sylemilerdir.
Ftma bt. Kays'n: " talktan sonra ne gibi bir hal olabilir."
eklindeki sz daha nce gemiti. Bunlar da aka dellet eder ki, yett.
szkonusu edilen talk, hakknda bu hkmler sabit olan ricl talktr. Hkimler
hkimi ve rahmetiyle her eyi kuatan Yce Allah'n hikmeti, bu hkm
gerektirmitir; ola ki, koca daha sonra piman olur, aralarna eytann ekmi
olduu er ve nefsine uyma gibi durumlar ortadan kalkar da karsna tekrar
rcda bulunur. Nitekim mam Ali b. Eb Talib yle demitir: "Eer
insanlar, talk konusunda Allah'n emrine uyacak olsalard, hibir adam, asla boad
bir kadnn arkasna dmezdi."
Sonra Yce Allah bu
boanm kadnlann iskan edilmeleri emrini zikretmi ve yle buyurmutur:
"Onlar gcnz nisbetinde kendi oturduunuz yerde oturtun."'[116]
Burda da geen zamirlerin mercileri hep ayndr ve hepsinin hkmleri
birbiriyle balantldr. Hz. Peygamber*in (s.a.):"Nafaka ve mesken, ancak
kocas iin ric'at etme imkn bulunan (boanm) kadn iindir." sz
Allah'n kitabndan karlmtr ve onu tefsir etmekte, ondan Yce Allah'n
muradn aklamaktadr. Bylece Allah'n kitabyla Hz. Peygamber'in hkm
arasndaki uygunluk ortaya km olmaktadr. Doru kyas da ayn ekilde bu
ikisine muvafktr ve onlara muhalif deildir. yle ki, nafaka sadece zevce
iin szkonusudur. Kadn ondan ayrld zaman artk kocaya yabanc olmakta ve
dier yabanc kadnlann hkmn almaktadr. Geriye sadece beklemesi gereken
iddet kalmaktadr. Bu ise nafakay gerektirmemektedir. Nitekim phe ya da zina
yolu ile cima edilen kadna (bekleyecei iddettten dolay) nafaka gerekmemektedir.
Nafaka sadece, kadnn kadnlndan istifade imknndan dolay gerekmektedir.
Bin talkla boanm kadnn iddeti ierisinde ise, kocann ondan istifadesi
imkn kapanmaktadr. Eer nafaka sadece iddette bulunduu iin gerekmi
olsayd, lm iddeti bekleyen kadn iin de gerekirdi. Zira iddet olmalar
bakmndan aralannda asla bir fark bulunmamaktadr. Zira her birisi kocasndan
ayr dmtr ve ondan iddet beklemektedir. Her ikisinden de istifade imkn
kalmamtr. Yine eer ona mesken gerekseydi, bu kez nafaka da gerekirdi.
Nitekim byle diyenler de vardr. Nafaka deil de sadece mesken hakk vardr,
eklindeki bir gre gelince, -hem nass hem de kyas buna manidir. Bu gr,
Abdullah b. Abbas ve rencileri, Cbir b. Abdillah, fakih sahab hanmlardan
birisi olan Ftma bt. Kays ki bu hanm konu ile ilgili mnazaraya da
giriyordu gibi zevata aittir. Ahmed b. Hanbel ve tbilerinin, shk b.
Rhyeh' ve tbilerinin, Davud b. Ali ve tbilernin ve dier hadis ehlinin
grleri de bu olmaktadr.
Fukahamn bu konu
hakknda gr bulunmaktadr ve her de mam Ahmed'den rivayet halinde
gelmitir: Birincisi az nce zikredilen grtr.
kincisi: Bin talkla
boanm kadn iin hem nafaka hem de mesken hakk vardr. Bu da mer b.
el-Hattb, bn Mes'd ve Kfe fukahasnn gr olmaktadr.
ncs: Nafaka hakk
yoktur, sadece mesken halik vardr. Bu da Medine limlerinin gr
olmaktadr. mam Mlik ve mam afi de bu grtedirler. [117]
Hadise yneltilen ilk
tenkit Mminlerin Emiri mer b. el-Hattab*tan gelmitir. Mslim Sahihinde
rivayet eder: Ebu shk anlatr: Ulu camide Esved b. Yezid ile oturuyorduk.
a'b de yanmzda idi. Derken a'b, Ftma bt. Kays hadisini, Raslullah'm
(s.a.) ona mesken ve nafaka vermediini rivayet etti. Bundan sonra Esved bir
avu akl ta alarak onun zerine att ve unlar syledi: Yazk sana! Byle
bir eyi rivayet ediyorsun! mer: Biz Allah'n kitabn ve Peygamberinizin
(s.a.) snnetini, belledi mi, unuttu mu bilmediimiz bir kadnn sz ile
terkedemeyiz; ona mesken de vardr, nafaka da. Allah (c.c): "Onlar
evlerinden karmayn; kendileri de kmasmlar. Meer ki, apak bir ktlk
ilemi olsunlar."[118]'buyurmutur;
dedi.[119]'
yle diyorlar: te
Hz. mer, Hz. Peygamber'in (s.a.) snnetinin, "bin talkla boanm ve
iddet bekleyen kadna hem. nafaka hem de mesken verilecei" eklinde
olduunu ifade etmitir. Hi phesiz bu merfdur. nk bir sahab, "u
snnettendir." dedii zaman bu 'Sz merf olmaktadr. Ya byle demez de:
"Bu Hz. Peygamber'in snnetindendir." diye Raslullah'a nisbetini
aka beyan ederse, ve hele bunu syleyen de Hz. mer ise durum nasl olur?
Hz. mer'in rivyetiyle, Ftma'nn rivayeti tearuz ettiinde, Hz. mer'in
rivayeti daha makbul olur, zellikle de Kur'an'm zahirinin onun rivayetini
desteklemesi durumunda bunda phe yoktur. leride bahsedilecektir.
Sad b. Mansr, Ebu
Muviye Ame brahim senediyle rivayet eder: Hz. mer, yamnda Ftma bt.
Kays hadisi ziKredildii^Je: "Bir kadnn ehdetiyle dinimizi
deitirecek deiliz." derdi
Sahihayn'da Him b.
Urve hadisinde Urve'nin yle dedii rivayet edilir: Yahya b. Sad b. el-As,
Abdurrahman b. el-Hakem in kzyla evlendi ve onu boad ve evinden kard.
Onlarn bu hareketini Urve ayplad. Ona: "Ama Ftma da kmt."
dediler. Urve devamla yle anlatr: Hz. ie'ye geldim ve ona bunu haber
verdim. O: "Ftma bt. Kays iin bu hadisi anlatmakta bir hayr
yoktur." dedi. Buhrfnin rivayetinde yle devam edilir: Abdurrahman kzm
ald ve gtrd. Hz. ie, Medine valisi olan Mervn'a haberci gnderdi ve:
"Allah'tan kork ve kadn kendi evine geri gnder!" dedi. Mervn:
"Abdurrahman b. el-Hakem bana galebe ald." cevabn verdi. Kasm b.
Muhammed: "Ftma bt. Kays'm durumu sana ulamad m?" diye sordu. O
(Hz. ie): "Ftma hadisini azma almamak sana zarar vermez." diye
cevap vermitir. Mervn: "Eer (onun, evden kmas iin) bir er
aryorsan, bu ikisi arasndaki er (mazeret iin)1 sana yeter."[120]'
demitir. Mervn'n sznn mnas: Eer Ftma'nn1 k, denildiine gre
hain szl birisi olmasndan dolay ise, Yahya b. Sad b. el-s ile kans
arasndaki er (onun evden kmas iin) sana; yeterli (bir mazeret)tir. "
demektir.
Sahihayn'da Urve'den
rivayet edilir: O Hz. ie'ye: "Hakem'in kz falanca'ya baksana, kocas
onu bin talkla boam ve o evinden km." dedi. Hz. ie: "Ne
kt yapm!" dedi. Urve: Ben ona: "Ftma'nn szn duymadn m?"
diye sordum. O: "Bunu anmakla Fma*ya bir hayr yoktur." dedi.'[121]
Buhari'nin Sahih'inde
Kasm hadisinde, Hz. ie, Ftma'nn "Ona ne mesken vardr ne de
nafaka." szn kasdederek: "Allah'tan korkmaz m?" demitir.'[122]'Yine
Buhar'nin Sahih'inde Hz. ie yle demitir: " Ftma tenha bir yerde
idi. Oradaki yerinden korkuldu. Bu yzden Hz. Peygamber kendisine ruhsat
verdi." '[123]'
Abdrrezzak, bn
Creyc bn ihb Urve senediyle Hz. ie'nin bu konuda, yani talkla
boanm bir kadnn, koca evinden intikaliyle ilgili Fma bt. Kays'm szn
tepkiyle karladm rivayet etmitir.[124]
Kad sml, Nasr b.
Ali Babas Hrn Muhammed b. shk senediyle nakleder. Muhammed:
Sanyorum Muhammed b. brahim'den (duydum): Hz. ie, Ftma bt. Kays hakknda:
"Seni ancak bu dilim kard!" demi.
Leys'in ktibi
Abdullah b. Salih, Leys b. Sa'd Ca'fer bn Hrmz Ebu Seleme b.
Abdirrahman senediyle rivayet eder: Muhammed b. sme b. Zeyd yle der:
"sme; Ftma, bundan yani ( talkla boanm kadnn) iddeti
ierisinde koca' evinden intikaliyle ilgili bir ey zikrettiinde, elindekini
ona frlatrd."[125]
Mslim Sahih'inde,
Zhr Ubeydullah b. Abdullah b. Utbe Mervn senediyle rivayet ettii
hadiste Mervn'n yle dediini nakleder: "Biz bu hadisi bir kadndan
baka kimseden iitmedik; insanlar zerinde bulduumuz mu'temed ve sahih
hususla amel edeceiz."
Ebu Davud Snen'inde
rivayet eder: Mevmn b. Mihrn anlatr: Medine'ye geldim. Sad b. Mseyyeb'e
gtrldm. Ona: "Ftma bt. Kays boanm ve evinden km (ne
dersin)?" dedim. Sad: "O, nsanlar fitneye dren bir kadn
olmutur. O hain dilli bir kadnd. m olan bn mm Mektm'un yanna
braklmt." dedi.
Yine Ebu Davud
Snen'inde, Sleyman b. Yesr'm, Ftma'nn evinden k hakknda: "O
sadece onun ahlkszlndan dolay idi." demitir.'[126]
Mslim hadisi az nce
gemiti. a3, Ftma hadisini zikretmiti. Bunun zerine Esved bir avu
akl ta alarak onun zerine atm ve unlar sylemiti: "Yazk sana!
Byle bir eyi mi rivayet ediyorsun?!"
Nesfnin rivayetinde
yledir: "Yazk sana, niin byle bir eyle fetva veriyorsun? Hz. mer
ona: "Ya bizzat bunu Hz. Peygamberden iittiklerine dair iki ahit
getirirsin, yoksa biz bir kadnn sznden dolay Rabbimizin kitabn
terketmeyiz." demitir.'[127]
Leys, Akl vastasyla
bn ihb'dan nakletmitir: Ebu Seleme b. Abdirrahman, Ftma hadisini
kendisine zikretmi ve yle demitir: "nsanlar, ona (nikh iin) hell
olmadan nce evinden ktna dair rivayette bulunduka tepki gstermiler
(onun bu rivayetini mnker bulmular) dr."
yle demilerdir:
Ftma'nn rivayeti ile, Hz. mer'in "nafaka ve meskenin gerekecei"
eklindeki sarih rivayeti tearuz halindedir. Hammd b. Seleme, Hammd b. Ebi
Sleyman'dan nakletmitir: O, brahim en-Neha'ye, a'b'nin Ftma bt.
Kays*tan rivayet ettii hadisi bildirmi. brahim kendisine: "Hz. mer'e
onun sz bildirilmi ve O: Belki de yanl anlam bir kadnn sznden dolay
Allah'n kitabndan bir yeti ve Hz. Peygamber'in szn terkedecek deiliz.
Ben Hz. Peygamber'!: 'Onun mesken ve nafaka hakk vardr.' derken iittim;
demitir." Bu rivayeti bn Hazm el-Muhall'da rivayet etmitir.'[128] Bu,
Hz. mer'in kadrinin yceliinden, ashabn Ftma'ya tepki gstermesinden ve
Allah'n kitabna uygunluundan dolay Ftma hadisi zerine takdim edilmesi
gereken ak bir nass olmaktadr. [129]
Bu tenkitlerin esasn
drt ey oluturmaktadr: Birincisi: Bu hadisin rvisi tek bir kadndr ve
rivayetine ehdet edecek iki kii getirememitir.
kincisi: Onun bu
rivayeti Kur'an'a muhalefet unsuru tamaktadr.
ncs: Onun evinden
kmas, onun mesken hakk olmad iin deildi, bilakis o, kocasnn ailesine
diliyle eza verdii iin kmt.
Drdncs: Onun
rivayeti, M'minlerin Emri Hz. mer'in rivyetiyle tearuz halindedir.
Biz, Allah'n izniyle,
bu drt tenkitten her birisini teker teker ele alacak ve tutarszlklarm
ortaya koymaya alacaz. Kald ki, bu nisbet edilen tenkitler ierisinde
kimisi munkat, kimisi zayf, kimisi de tenbihte de bulunacamz gibi tamamen
aslsz durumdadr. Bir ksmnn izafe edildikleri kimselere nisbeti de hi
kukusuz sahih bulunmaktadr.
Birinci tenkide cevap:
Bu tenkit rvinin kadn oluu eklinde idi. Bu eletiri hi phesiz btldr,
limler kesinlikle bu anlayn karsndadrlar. lk imamlarn tabilerinden
olup da bu tr hadisleri delil olarak kullanan kimseler, bu anlayn ilk
karsnda olan ve onu iptal eden kimselerdir, nk imamlar, snnetlerin
erkeklerden renilecei gibi kadnlardan da renilebilecei, onlardan da
alnabilecei konusunda mttefiktirler. Nice snnet vardr ki, imamlar onu tek
bir sahab hanmdan almlar ve hsn kabulle karlamlardr. te ahab
hanmlarn "msned"leri hadis limlerinin ellerinde bulunmaktadr.
lerinden tek bir sahab hanmn rivayet ettii snnetlerden grmeyi
istemediin varsa grmez, sadece Ftma hadisini grrsn. (Bu olmaz.) Dier
sahab hanmlar ierisinde Ftma'nn suu ne olmaktadr? Ulema Ebu Sad'in
kzkardei Furey'a bt. Mlik b. Sinan'n, lm iddeti bekleyen kadnn,
iddetini kocas evinde geirmesiyle ilgili hadisini[130]
kabul ve onunla amel etmilerdir. Ftma, ondan ne ilimce, ne de kadir,
gvenilirlik ve emanete daha aa derecede deildir. Hatta ondan daha da
fakih (anlayl) olduunda hi phe yoktur. nk Frey'a sadece bu haberde
bilinmektedir, Ftma'nn hreti, kendisiyle tartan sahableri Allah'n
kitabna davet etmesi ve bu konuda onlarla mnazara etmesi ise herkese bilinen
bir husustur. Daha nce de izah edildii gibi, Ftma bu mnazaralarda
kendisine muhalefet edenlerden daha ansl da bulunuyordu. Sonra sahabe kendi
aralarnda ihtilfa dyorlar, bu durumda m'minlerin annelerinden birisi, Hz.
Peygamber'den (s.a.) bir ey rivayet ediyor ve ashap hemen onu alyorlar ve onun
gereine rcu ediyorlar ve ona karlk kendi kanaatlerini terkediyorlard.
Onlar, Ftma zerine sadece Hz. Peygamber'in ei olmalar dolaysyla takdim
ediliyorlard. Yoksa Ftma ilk muhacir kadnlardan olmaktadr ve Hz.Peygamber,
onu sevgilisi ve sevgilisinin olu sme b. Zeyd'e e olarak mnasip grmtr.
Eer onun hafzasnn glln ve ilminin lsn renmek istiyorsanz,
Hz. Peygamber'in minberde anlattklar uzun Deccal hadisini[131]
rivayetine baknz; nasl anlam, nasl ezberlemi ve iittii gibi de nasl
nakletmi greceksiniz. Hibir sahab, hadisin uzun ve garabetine ramen ona
kar bir tepki ya da tenkit gstermemitir. Hal byle iken, kendi bandan
geen ve kendisinin davac olduu bir hususta Hz. Peygamber'in "Nafaka da
yok, mesken de." eklinde buyurduklar iki kelimelik bir sz aklnda
tutamamas dnlemez. deten kii bandan geen olayla ilgili bir sz hem
kafasna koyar, hem de istenildii zaman onu hatrlar. Unutma ihtimali ise, hem
onda hem de ona kar tepki gsteren kimselerde mterek bir eydir. Herkes
unutabilir. te Hz. mer, cnbn teyemmm konusunu unutmutur. Ammr b.
Ysir, kendilerine Hz. Peygamber'in cnplkten dolay teyemmm etmeleri[132]
emrini hatrlatmsa da, o hatrlamam ve cnp kimse su buluncaya kadar namaz
klamaz, grnde sabit kalmtr.
Yine Hz. mer:
"Bir ein yerine baka bir ei almak isterseniz, birincisine bir yk
(kmtr) altn vermi olsanz bile ondan bir ey almayn."'[133]'
yetini unutmu (ve hutbesinde mehir miktarlarnn ok ykseldiinden bahisle
azaltlmasn istemitir.) Orada hazr bulunan bir kadn, ona bu yeti
hatrlatm, Hz. mer de kadnn szne rc etmitir.[134]
Yine o: "Ey
Muhammedi Sen de leceksin, onlar da lecekler."'[135]'
yetini, hatrlatlma aya kadar unutmutu. Bu durumda, eer rvinin unutmasnn
mmkn olmas, onun rivayetinin drlmesini gerektiriyorsa, kendisiyle Ftma
hadisine kar ktnz Hz. mer'in rivayeti de der. Eer bu ihtimal
rvinin rivayetinin dmesini gerektirmiyorsa, bu takdirde de muraza szkonusu
olmaz. Dolaysyla bu tenkit her iki takdirde de tutarsz ve yersizdir. Eer
snnetler (hadisler) bu gibi iddialarla reddedilecek olursa, mmetin elinde
hadis diye ancak ok az bir ey kalrd. Sonra dil bir kimsenin rivayetinin
kabuln caiz gren ve rivayet iin (ehdette olduu gibi) nisb (en az iki
kii) art aramayan kimselerin bu Ftma hadisine kar kmalar ve onu
tenkit etmeleri mmkn deildir. Hz. mer, sadece bu konuda deil, Ebu Musa'nn
isti'zan (izin isteme) ile ilgili hadisi hakknda da ahit istemi, sonunda Ebu
Sad onu duyduuna dair ehdet etmiti.[136]
Yine Muhammed b. Mesleme ehdette bulununcaya kadar, Mure b, u'be'nin
"kadnn ocuunu drmesi" ile ilgili hadisini kabul etmemiti.'[137]'
Hz. mer'in bu tutumu, hadisler karsnda alnm bir nlemdi, bylece
insanlar her nlerine gelen eyi Hz. Peygamber'den (s.a.) rivayet
etmeyeceklerdi. Yoksa bizzat Hz. mer bir bedevi olan Dahhk b.Sfyn
el-Kilb*nin yalnz bana rivayetini kabul etmiti. Yine o, Hz. ie'nin tek
bana rivayet ettii pek ok hadisi kabul etmiti.
Ksaca diyebiliriz ki,
hibir kimse kalkp da: "Adil, sika bir rvinin rivayeti, iki ahit
bulunmadka kabul edilmez." diyemez. zellikle de rvinin sahabi olmas
durumunda bu gayet aktr.
kinci tenkidin
cevab: kinci tenkit, Ftma'nm rivayetinin Kur'an'a muhalefeti eklinde idi.
Buna mcmel ve mufassal olmak zere iki cevap vereceiz:
Mcmel cevabmz
yle: Eer dediiniz gibi, Ftma hadisi Kur'an'a muhalif olsayd, bu onun
ummuna (genel ifadesine) muhalefet olurdu ve hadis mmn tahsisi kabilinden
saylrd. Hkm de: "Allah ocuklarnz... hakknda size tavsiye
eder"'[138] yetindeki mm (genel)
ifadenin, kafir, kle, katil (olmamak) ile tahsisi; yine "Bunlarn
tesindeki (hanmlar) size hell klnd."[139]'
yetinin umumunun, bir kadn ile zerine halasnn ya da teyzesinin
nikhlanmasnn haram klnmas vb. durumlarla tahsisi gibi olurdu. nk
Kur'an, "kocalarnn evlerinden kmazlar ve karlmazlar ve kocalan
nerede oturuyorlarsa onlar da orada otururlar" hkmn bin talkla
boanm kadna tahsis etmemitir. Bu durumda bu Kur*an hkm, ya hem bin hem
de ric' talkla boanm kadnlar kapsayacaktr; ya da hkm sadece ric'
talkla boanm kadnlara has olacaktr.
Eer yet her ikisini
de kapsyorsa, hadis onun ummunu (genelliini) tahsis etmi olacaktr. Yok
sadece ric' talkla boanm kadnlar kapsyorsa, hkm sadece onlara has ise
ki dorusu da budur; zira, yetin ak zerinde durup iyice dnenler, daha
nce zikrettiimiz eitli alardan dolay onun ric' talkla boanm
kadnlara has olduuna kesin olarak hkmederler bu durumda da hadis Allah'n kitabna
muhalif olmayacaktr; aksine ona muvafk olacaktr. Eer M'minlerin Emrfne
(r.a.) bu ekilde hatrlatlsayd, hi phesiz bu gre ilk dnen kimse o
olurdu. Zira insan, nassm bizzat kendisini hatrna getiremedii gibi, nassm
delleti ve onun akn deerlendirmede, nassdan murad belirlemede yardmc
olacak tal unsurlar yeterince etd etmede de zhul gsterebilir. ou kez
insan, belli bir olaym genel bir nass altna gireceinden ve onun hkm
ierisinde yer alacandan gaflet gsterebilmektedir ve bu durum gerekten ok
olmaktadr. Onu anlamak ve yerli yerine koymak. Yce Allah'n kullarndan
dilediine bahettii anlay melekesinden olmaktadr; bir Allah vergisidir.
Hz. mer'in bu hususta sahip olduu mertebe herkesin malumudur ve onun fkh
anlay her trl tavsif ve takdirin stndedir. u kadar var ki, unutmak ya
da zhul (gaflet) gstermek, her insann bana gelebilir. Asl fazilet sahibi
ve bilgin olan kimse, hatrlatld zaman hatrlayan ve eski bildiinden doru
olana rc eden kimsedir.
Kur*an- Kerim
karsnda Ftma hadisinin durumu u ktan birisi ierisine girer,
drdnc bir ihtimal de yoktur: Bu hadis: a) /a Kur'an'n ummunu tahsis
etmektedir, b) Ya Kur'ann temas etmedii, skt getii (mesktun anh) bir
eyi beyan etmektedir, c) Ya da Kur'an ile murad edilen eyin aklanmas ve
yetin aknn, ta'llinin ve iaretinin gstermi olduu eye muvafakati
mahiyetindedir. Doru olan da ite budur. Bu durumda hadis, Kur'an'a
muvafktr, muhalif deildir. Kesinlikle de byle olmas gerekir. Allah
Rasl'nn, Allah'n kitabna muhalif ve ona ters decek ekilde hkmde
bulunmas asla szkonusu olamaz. Nitekim mam Ahmed bunun Hz. mer'in sz
olmasn inkr etmi ve tebessm ederek: "Allah'n kitabnda talkla
boanm kadn iin mesken ve nafakann vacib klnmas da neredeymi?!"
demitir. Ondan nce de fakih olan sahab hanm Ftma, Kur'an'da byle bir
ykmlln bulunduunu inkar etmi ve: "Benim ile sizin aranzda
Allah'n kitab vardr. Yce Allah:" Umulur ki, Allah bundan sonra
(aralarnda sevgi gibi) bir hal (durum) ihdas eder."[140]
buyurmaktadr. talktan sonra hangi durumun ihdas szkonusu
olacaktr?" demitir. Daha nce, "ddetlerini doldurduklar zaman,
onlar tutunuz...."[141]
ifadesinin de bu yetlerin tamam, . ric' talkla boanm kadnlar hakknda
olduuna dellet ettii gemiti.
nc tenkide cevap:
Bu tenkit; onun evinden kmas, onun
mesken hakk olmad iin deil; bilkis, kocasnn ailesine diliyle eza verdii
iindi; eklinde idi. Bu amma da souk ve irkin bir yorumdur! nk kadn,
sahabenin en hayrl ve stnlerinden biri idi. lk muhacirlerdendi. Din ve
takvas, kendisinin evinden karlmasn ve Allah'n kendisi lehine kld ve
hmale uratlmasndan yasaklad haktan mahrumiyetini gerektirecek lde,
onu kt bir muameleye itecek kimselerden deildi. amamak kabil mi? Eer
dedikleri gibi ahlksz birisi olsayd, Hz. Peygamber (s.a.), onun bu
ahlkszln tepkiyle karlamaz myd? Ona: "Kadn, Allah'tan kork!
Dilini kocann akrabalarna eziyet etmekten tut ve evinde otur!" demez
miydi? Makul olan bu cevab brakr da "Sana ne nafaka var, ne de
mesken!" ve yine "Mesken ve nafaka ancak, kocasnn ricat etmesi
imkn bulunan (yani ric' talkla boanan) kadn iindir." der miydi?
Yine alacak husustur ki, Hz. Peygamber'in (s.a.) dudaklarndan kan bu ak
mni (engel) terkedilmekte ve Hz. Peygamber'in (s.a.) asla ta'Hlde bulunmad,
iaret etmedii ve tenbihte bulunmad vehme dayal bir eye hkm
dayandrlmaya allmaktadr. Bu muhallii apak olan bir eydir. Sonra,
eer kadn hain dilli birisi olsayd ki Allah onu byle olmaktan korumutur,
o takdirde bunu Hz. Peygamber kendisine: "ddetin bitinceye kadar dilini
tut!" diye sylerdi; o da dinler ve itaat ederdi. Ondan daha dn mertebede
olan, meskeninden kmamak iin dinleyip itaat ediyordu.
Drdnc tenkidin
cevab: Bu tenkit de, Ftma'mn rivayetinin Hz. mer'in rivyetiyle tearuz
etmi olmas eklinde idi. Bu tearuz iki ekilde variddir: Birincisi: "Biz
Allah'n kitabn ve Peygamberimizin (s.a.) snnetini, belledi mi, unuttu mu
bilmediimiz bir kadnn sz ile terkedemeyiz." ifadesidir. Bu sz merf
hkmndedir. kincisi de: "Hz. Peygamber'i (s.a.):'Ona mesken de vardr,,
nafaka da.' derken iittim." szdr.
Biz diyoruz ki; Yce
Allah, M'minlerin Emri'ni, kendisinden asla sahih olmayacak olan bu btl
szden muhafaza etmitir. mam Ahmed: "Bu szn Hz. mer'den sadr olduu
sahih deildir." demitir. Ebu'l-Hasan ed-Drakutn de: "Aksine
snnet, kesinlikle Ftma bt. Kays'n dorultusundadr. Hz. Peygamber'in
snneti hakknda yeterli malumat olanlar, Hz. mer'in rivayetleri arasnda,
Hz. Peygamber'den talkla boanm kadnn mesken ve nafaka hakk
bulunduuna dair bir snnetin (hadisin) bulunmadna, Allah' ahit tutarak
ehdet ederler. Hz. mer, Hz. Peygamber'in snnetlerinin teblii konusunda, en
haris ve Allah'tan en ok korkan birisi idi. Dolaysyla, onun ilmi dahilinde
byle bir -snnet olacak da, onu rivayet etmeyecek, Allah Raslnden onu aklayp
tebli etmeyecek! Bu mmkn deildir." demitir.
Hammd b. Seleme
Hammd b. Eb Sleyman brahim senediyle rivayet edilen, Hz. mer'in:KHz.
Peygamber'i (s.a.):Ona mesken de vadr, nafaka da." derken iittim."
szne gelince; biz yarn kyamet gnnde huzurunda sorguya ekileceimiz
Allah' ahit tutarak sylyoruz ki, bu sz Hz. mer'e ve Hz. Peygamber'e
(s.a.) nisbet edilmi bir yalandr. Mezheb taassubu ve onu desteklemek kaygs,
hibir zaman mahza yalan ve uydurma olan eylerle, Hz. Peygamberin (s.a.) sahih
ve sarih snnetine kar koyulmas noktasna gelmemelidir. Eer bu sz Hz.
mer, Hz. Peygamber'den (s.a.) duymu olsayd, onun karsnda Ftma ve
akrabalar seslerini asla karmazlar, tek bir kelime dthi sylemezlerdi.
Ftma, kendisine kar olanlar mnazaraya davet etmez, hain dilli olduu
iin evinden karld gibi tevillere ihtiya duyulmazd. Ne bir adam ne de bir
mezhep iin olmakszn, sadece snnetin destek ve mdafaas uruna alan
byk hadis imamlar bu hadisten gafil olmaz ve onu snen ve ahkm kitaplarna
dere ederlerdi. Tabi bu brahim'den berisi iin byle. Eer hadisle brahim'e
kadar ulaabildiimizi takdir etsek, yine iplii kopacaktr. nk brahim, Hz.
mer'in vefatndan seneler sonra dnyaya gelmitir. Eer aralannda, hadisi Hz.
mer'den brahim'e bildiren bir kimse vardr der ve onun hakknda da hsn zan
beslersek; o takdirde bu aradaki kimse, Hz. mer'in szn ona mna ile rivayet
etmi olur ve o, boanm kadn hakknda nafaka ve mesken hkmn bizzat Hz.
Peygamber'in vermi olduunu zanneder. Hatta Hz. mer: "Bir kadnn sz
iin Rabbimizin kitabn terketmeyiz." demitir. Sonra bu aradaki adam,
salih birisi olabilecei gibi; oka yandan, hadisin tahamml, hfz ve rivayeti
gibi hususlarda bir hadis rvisinde bulunmas gereken artlara sahip olmayan
birisi de olabilir.
Bu konuda Meymn b.
Mihrn ile Sad b. Mseyyeb mnazara etmilerdir. Meymn ona Ftma hadisini
zikretmiti. Sad: "O insanlar fitneye sevkeden bir kadndr."
deyince, Meymn: "Eer o sadece Hz. Peygamber'in ift buyurduklar bir
hususu almsa, insanlar fitneye drm olamaz. Raslullah'da bizim iin en
gzel rnek vardr. Halbuki Ftma, Hz. Peygamber'in bu fetvasn alrken artk
kocasna haram olacak, kocasnn ricat imkn kalmayacak, aralannda miras
cereyan etmeyecekti." cevabn verdi.
Fukaha arasnda Ftma
hadisini delil olarak kullanmayan, baz hkmlerde onunla istidlal etmeyen
birisinin bulunduu bilinmemektedir. mam Mlik ve mam afi bunlardandr.
mmetin ounluu bu hadisle, bin talkla boanm kadnn hamile olmamas
durumunda nafakasnn decei konusunda istidlalde bulunmulardr.
Bizzat mam afi, bu
hadisi talkn bir lfzla (cemi.) verilebileceine delil olarak
kullanmtr; nk hadisin baz lfzlarnda. "Beni talkla
boad." ifadesi bulunmaktadr. Biz daha nce bizzat Ftma'nn da haber
verdii gibi, kendisini talakn sonuncusu ile boadn belirtmitik. Hadis
ayrca u konularda delil olarak kullanlmtr: 1) Kadnn erkeklere
bakmasnn cevaz. 2) Drt imama gre de, kadn birinci talibine sz (ya da
mit) vermedike baka taliplerin de devreye girerek onu isteyebileceklerinin
cevaz. 3) Birlikte evlenecei veya ortaklk yapaca ya da yola kaca bir
kimsenin durumu hakknda istiarede bulunulduunda, onda bulunan vasflar
sylemenin caiz olaca ve bunun gybet kapsamna girmeyecei. 4) Kureyli bir
kadnn Kureyli olmayan bir erkekle evlenebilmesinin cevaz. 5) Gyaben
verilen talkn geerli olaca ve talkn vukuu iin elerden her ikisinin de
hazr bulunmas ve talk yzne kar sylemesinin gerekmeyecei. 6) Bin
talkla boanm iddet ierisindeki kadna, tarizde (evlenme arzusunu tlatma)
bulunmann cevaz. Btn bu hkmler, Ftma *nn rivayetinin bereketinden,
hadisinin shhatinden olmaktadr. Bu hkmleri, mmet bu rivayetten almlar ve
onunla amel etmilerdir. Btn bunlarn yannda, bu rivayetin farkl durumu nedir
ki, bu hadisin btn bu hkmleri ierisinde, tek bir hkmden dolay rivayet
reddedilmekte, dierleri iin ise kabul grmektedir? Eer Ftma, bu hadisi
ezberleyebilmise, btn hakknda kabul edilmelidir; yok zabtedememi,
ezberleyememise, yine btn hakknda kabul edilmemelidir. Bir tarafn kabul
edip bir tarafn kabul etmemek olmaz. Tevfik ancak Allah'tandr.
Soru: Geriye izaha
muhta bir ey kald. O da u yettir: "Onlan gcnz nisbetinde, kendi
oturduunuz yerde oturtun."'[142] Bu
yet ric' talkla boanm kadnlar iin deil sadece bin talkla boanm
kadnlar iindir. Daha sonra gelen:"Onlan skntya sokmak iin zarar
vermeye kalkmayn. Eer hamile iseler, dourmalarna kadar nafakalarn
verin."[143]' yeti bunun byle
olduuna dellet etmektedir. nk bu bin kadnlar hakkndadr. Eer szkonusu
kadnlar, ric' talkla boanm kadnlar olsayd, ona nafaka verilmesi hkm
"hamilelie" balanmazd ve bu kaytn bir mnas kalmazd. nk
ric' talkla boanm kadnlar, hamile olsalar da olmasalar da nafakaya hak
Uzanmaktadrlar. Grnen odur ki, "Onlar oturtunuz" ifadesiyle;
"Eer hamile iseler, dourmalarna kadar nafakalarn verin."
ifadesindeki zamir ayn merciye aittir.
Cevap: Bu sorunun
k yeri, ya hem nafaka hem de mesken hakkm vacip klanlardr, ya da nafaka
deil de sadece mesken hakkn vacip klanlardr. Eer birinci gruptan gelen
bir soru ise, yet onlarn aleyhine bir hccet olmaktadr. nk Yce Allah
onlara nafaka verilmesi ykmlln onlarn hamile olmalar artna
balamtr. Bir arta bal olarak getirilen hkm, o artn bulunmamas
durumunda vcut bulmaz. Bu da hamile olmayan bin talkla boanm kadnn
nafakas olmadn gsterir.
Soru: Bu mefhm-
muhalefetle yaplan bir dellettir. Kar taraf ise bunu kabul etmemektedir;
denilebilir.
Cevap: Bu bir mefhm-
muhalefet delleti deildir. Aksine artn bulunmamas sebebiyle hkmn
bulunmamas kabilindendir. Eer art olmad halde hkm bulunacak olsayd, o
zaman o art olmazd.
Eer bu itiraz, sadece
mesken hakkn gerekli grenlerden geliyorsa, o zaman da yle denilir: yette
bin talkla boanm kadnlara has tek bir zamir bulunmamaktadr; aksine
yette iki nevi zaml- bulunmaktadr: Bunlardan bir nevi kesin olarak sadece
ric'i talkla boanm kadnlar hakkndadr: "Kadnlarn iddet sreleri
biteceinde onlan ya uygun ekilde alkoyun, ya da uygun bir ekilde onlardan
ayrln." yetindeki zamirler bu nevidendir.
Dier nevi de, hem
bin hem de ric' talkla boanm olan kadnlara ait olmas ihtimal dahilindedir:"Evlerinden
karmayn, onlar da kmasmlar."; "Onlar gcnz nisbetinde, kendi
oturduunuz yerde oturtun." yetlerindeki zamirler de bu kabildendir.
Ancak bu zamirlerin ric* talkla boanm kadnlara hamledilmesi, zamirlerin
ve mercilerinin ayn olmalar iin taayyn etmektedir. Eer zamirler, bin
talkla boanm kadnlara hamledilirse, bu takdirde zamirlerin ve mercilerinin
farkll szkonusu olacaktr ki, bu da asl prensibin aksi bir durum
olmaktadr. Asl prensibe bal kalarak zamirlere ona gre mna vermek daha
uygun olmaktadr.
Soru: O zaman, ric'
talkla boanm kadnlarn nafakasnn hamile olmalar artyla tahsis
edilmesinin faydas ne olacaktr?
Cevap: yette, hamile
olmayan ric' talkla boanm kadnlarn nafakas olmayacam gerektirecek bir
unsur yoktur. Ric' talkla boanm kadnlar iki trldr ve Yce Allah her
iki trn de hkmn kitabnda aklamtr: Hamile olmayan ric' talkla
boanm kadnn nafakas, evlilik akdiyle vacib olmaktadr; zira bylesi
kadnlarn hkm zevcelerin hkm ile ayndr. Hamile olan boanm kadnn
hkmne gelince, onun nafaka hakk da, ocuu douruncaya kadar bu yetle belirlenmitir.
ocuu dourduktan sonra nafaka artk e nafakas deil; akraba nafakas haline
dner. Dolaysyla kadnn ocuu dourduktan sonraki hali, doumdan nceki
halinden farkl olur. nk, kadn hamile olduu zaman, ona sadece kocas
infakta bulunur. Dourduu zaman ise, kadnn nafakas ocuun nafakasn temin
etmekle ykml kimse zerine gerekir. Kadnn hamile olduundaki hali ise,
byle nafakas ocua bakmakla ykml olan kimse zerine olduu gibi deildir.
nk ocuk, hamile iken kadnn kendinden bir paradr. Ondan ayrld zaman
ise ayr bir hkm olur. Nafaka hkm de bir hkmden yeni bir hkme intikal
eder. Bylece yetteki kaytlamann ve nafaka iin hamile olma artnn
koulmasnn hikmeti ortaya kmtr. Kelamndan murd ettii mnay en iyi
Allah kendisi bilir. [144]
Hz. Peygamberin (s.a.)
akraba nafakasnn vacip olduuna Allah'n kitabna uygun hkm:
Ebu Davud, Snen'inde,
Kleyb b. Menfaa'dan, o da dedesinden nakleder: Dedesi, Hz. Peygamber'e gelir
ve: "Ya Raslallah! Kime iyilik edeyim?" diye sorar. Hz. Peygamber'de
(s.a.): "Annene, babana, kzkardeine, erkek kardeine ve srasyla
bunlar takib eden yaknlarna. (Bu) vacib bir hak (ykmllk) ve sla-i
rahimdir." buyurur.[145]
Nes, Trik
el-Muhrib'den rivayet eder: Medine'ye geldim. Bir de baktm, Raslullah
(s.a.) minberde ayakta durmu, insanlara hitap ediyor ve yle buyuruyordu:
"Verenin eli en yksek eldir. Bakmakla ykml olduun kimselerden bala;
annene, babana, kz kardeine, erkek kardeine, sonra da srasyla en yakn
olanlara (iyilik et)."'[146]
Sahihayn'da, Ebu
Hureyre'den rivayet edilir: Bir adam Hz. Peygamber'e (s.a.) gelir ve;
Ya Raslallah!
nsanlar ierisinde yi davranta bulunmamdan ok kim layktr? diye sorar.
Hz. Peygamber (s.a.):
Annen; buyurur.
Adam:
Daha sonra kimdir?
diye sorar. Hz. Peygamber (s.a.): Annendir; buyurur. Adam:
Daha sonra kimdir?
der.
Babandr. Sonra da srasyla sana en yakn
olan kimselerdir; buyurur.[147]
Tirmiz'de, Muviye
el-Kueyr*den (r.a.) yle rivayet edilir.
Y Raslallah! Kime
iyilik edeyim? diye sordum.
Annene; buyurdu.
Ben:
Daha sonra kime?
dedim.
Annene; buyurdu.
Daha sonra kime?
diye sordum.
Annene; buyurdu.
Daha sonra kime?
dediimde de:
Babana, daha sonra
da srasyla en yakn olanlara; buyurdu[148]'
Hz. Peygamber (s.a.) Hind'e: "Sana ve ocuuna yetecek kadar, maruf
lde (onun malndan)
al!" buyurmutu.'[149]
Ebu Davud'un
Snen'inde, Amr b. uayb babas dedesi senediyle Hz. Peygamber'in (s.a.)
yle buyurduu rivayet edilir: "Sizin en temiz ve hell yediiniz, kendi
kazancnzdan yediinizdir. Sizin ocuklarnz da sizin kendi kazancnzdandr.
(Onlann malndan) afiyetle yiyiniz. "[150]
Ayn hadisi, Hz. ie'den de merf olarak rivayet etmitir.[151]
Nes, Cabir b.
Abdillah'tan rivayet eder. Hz. Peygamber (s.a.) yle buyurur: "Kendi
nefsinden bala ve ona tasaddukta bulun. Eer bir eyler artarsa, ailene
tasadduk et. Eer yine bir eyler artarsa, yakn akrabalarna tasadduk et.
Yakn akrabalarna tasadduktan sonra yine bir eyler artarsa, yle yle yap!
"[152]
Btn bunlar;
"Allah'a kulluk edin, O'na bir eyi ortak komayn. Ana babaya,
yaknlara... iyilik edin."[153];
"Yakn akrabalara hakkn ver[154]
yetlerinin tefsiri mahiyetinde olmaktadr. Yce Allah, yakn akrabalarn
hakkn, anne ve baba hakknn hemen arkasnda saymtr. Nitekim Hz. Peygamber
(s.a.) de ayn tertibi muhafaza etmitir. Yce Allah, yakn akrabann,
yaknlar zerinde bir hakk olduundan bahsetmi, ona hakknn verilmesini
emretmitir. Eer bu nafaka hakk deilse, bilmiyoruz ne hakk olacaktr! Yce
Allah, yakn akrabaya iyilikte bulunulmasn emretmitir. Yakn akrabann,
yaknm a, plak, lr grmesi, kendisi onun giyecek ve yiyecek ihtiyacn
karlamaya kadir olduu halde, zimmetinde sabit bir bor eklinde olmadka
ona bir lokma yiyecek vermemesi, avret yerini rtecek bir elbiseyi esirgemesi,
ona kar yaplacak en byk ktlklerdendir,
Hz. Peygamber'in hkm
Yce Allah'n hkmne tam uygunluk arzetmektedir. yle ki, Yce Allah:
"Anneler ocuklarn, emzirmeyi tamamlatmak isteyen baba iin, tam iki
sene emzirirler. Analarn yiyecek ve giyeceini uygun bir ekilde, salamak
ocuk kendisinin olan babaya bortur. Herkese ancak gc nisbetinde teklifte
bulunulur. Ana ocuundan, ocuk keendisinin olan baba da ocuundan dolay
zarara sokulmasn. Mirasya da ayn eyi yapmak bortur."'[155]'
buyurmaktadr.
Yce Allah, baba
zerine vacib kldnn aynsn varis zerine de vacib klmtr.
M'minlerin Emri Hz.
mer de ayn ekilde hkmetmitir: Sfyn b. Uyeyne, bn Creyc Amr b. uayb
Sad b. Mseyyeb senediyle Hz. mer'in (r.a.}, bir ocuun asabesini
kadnlar deil de erkekleri onun nafakas iin hapsetmi olduunu rivayet
eder.
Abdrrezzak, bn
Creyc Amr b. uayb bnu'l-Mseyyeb senediyle nakleder: Hz. mer,
"kelle" tabir edilen, baba ya da ocuk gibi bir varisi bulunmayan
bir ocuun nafakasn, aynen diyetin kile zerine yklenmesi gibi, amca
oullar zerine yklemitir. Onlar: "Onun mal yoktur." demiler.
Hz. mer: "yle de olsa, onlarn ocuun nafakasndan mesul olmalar
kilenin diyetle ykml olmas gibidir.[156]
diye karlk vermitir. Ali b. El-Medn, Hz. mer'in "yle de olsa"
szn, ocuun mal olmasa da eklinde aklamtr.
bn Eb eybe, Ebu
Halid el-Ahmer Haccc Amr Sad b. Mseyyeb tarikiyle nakleder: Yetim bir
ocuun velisi Hz. mer'e gelir. (Hz. mer ona): "ocuun nafakasn temin
et!" der. Sonra da: "En uzak akrabalarndan baka hibir kimse
bulamasam, mutlaka onlar nafakadan sorumlu tutardm." diye ilve eder.
Ayn ekilde, Zeyd b.
Sabit de hkmde bulunmutur:bn Eb eybe, Humeyd b. Abdirrahman Hasan
Mutarrif sml Hasan tarikiyle nakleder: Zeyd b. Sabit yle der:"
Bir anne ve bir amca bulunmas takdirinde, anneye de amcaya da mirastan
alacaklar pay orannda nafaka gerekir."
Hz. mer ile Zeyd'e,
ashab ierisinden bir muhalifin bulunduu bilinmemektedir.
bn Creyc yle der:
At'ya:"Mirasya da ayn eyi yapmak bortur."
yeti hakknda sordum.
"Yetimin varisleri zerine, ona varis olduklar gibi nafakasn temin
etmeleri gerekir." eklinde cevap verdi. Ben: "Eer ocuun mal
yoksa, nafaka iin ocuun varisi hapsedilir mi?" diye sordum. "Ya
alktan onu lme mi terkedecek?!" diye cevap verdi.
Hasan:"Mirasya da ayn eyi yapmak bortur." yeti hakknda:
"Varis olan kimse zerine, ocuk mstani oluncaya kadar ona infakta
bulunmas gerekir." demitir. Selef ulemasnn byk ounluu yeti bu
ekilde tefsir etmilerdir.[157]
Bunlar arasnda u alimler bulunmaktadr: Katde, Mchid, Dahhk, Zeyd b.
Elem, Kad reyh, Kabsa b. Zeyb, Abdullah b. Utbe b. Mes'd, brahim
en-Neha, a'bi, bn Mes'd'un talebeleri. Bunlardan sonra gelenlerden: Sfyn
es-Sevr, Abdrrezzk, Ebu Hanife ve talebeleri. Bunlardan sonra gelenlerden:
Ahmed, shak, Davud ve talebeleri.
Fukaha bu meselenin
hkm hakknda eitli grler belirtmitir
Birincisi: Hibir
kimse akrabalarndan birisinin nafakas iin icbar edilemez. Bu sadece bir
iyilik ve sla- rahimdir. Bu gr a'b'ye nisbet edilmektedir. Abd b.Humeyd
el-Ke, Kabsa Sfyn es-Sevr E'as senediyle rivayet eder: e-a*b
yle der: " Birilerini bir bakas zerine nafakasn kasdediyor
zorlayan hibir kimse grmedim." Bu szden, onun byle bir gre zahip
olduunu karmak zerinde dnlebilir. e-a'b fakih bir insandr. (Onu
kasdetmi olamaz.) Anlalan odur ki, bu szle o:nsanlar Allah'tan korkarlard
ve bir zenginin muhta olan yaknma infakta bulunmas iin hkimin zorlamasna
ihtiya duymazlard. nsanlar Sri' Tel'nm vacib klmasyla yetinir, hkimin
hkm ve icbarna gerek duymazlard; demek istemitir.
kinci gr: Kii
zerine zellikle fakir olmalar takdirinde kendi z anne ve babasnn
nafakalar vacibtir. Bu z ve vastasz olan ebeveyn nafakalan iin erkek ve
kz ocuklar icbar edilirler. ocuklarn nafakalarna gelince, adam z olunun
nafakasn, sadece bul ana gelinceye kadar, kz ocuunun nafakasn da
evleninceye kadar temine icbar edilir. Aa doru olunun olu ile olunun
kznn nafakalarm temine ise icbar edilmez. Anne ne kadar zengin, ocuk ne
kadar muhta da olsa, erkek ve kz ocuklarnn nafakasn temine icbar
edilemez. Bu zikrettiklerimiz dnda hibir kimseden dolay nafaka kimse
zerine vacib deildir. Ne oulun olu, ne dede, ne erkek karde, ne kzkarde,
ne amca, ne hala, ne day, ne teyze ne da baka bir akraba iin nafaka gerekir.
Nafakann vacip olmas
durumunda, din birlii ve din ayrl etki etmez. Bu gr mam Mlik'e
aittir. Nafaka bahsinde en dar gr bu olmaktadr.
nc gr: Nafaka
ykmll usul ve furu akrabal esas zerine kurulur, dier
akrabalklardan dolay ykmllk domaz. Bunun iin de din birlii, infakta
bulunacak kimsenin varlkl ve kadir olmas, nafaka verilecek kimsenin muhta
olmas; kklk, delilik veya ktrm olmak gibi bir sebepten dolay
nafakasn kazanabilmekten ciz olmas gibi artlar aranr. Bunlar fur
(aaya doru) akrabal iin szkonusudur. Usul (yukar doru) akrabal
iin de, nafakasn kazanmaktan ciz olmas art aranr m? Bu konuda iki
kavil bulunmaktadr. Bazlar ayn iki kavlin fur akrabal nafakasnda da
szkonusu olduunu belirtmilerdir. ocuk, salam olarak bulu ana
ulatnda, erkek olsun kz olsun nafakas der. Bu gr de mam afi'nin
mezhebi olmaktadr. Bu gr, mam Malik'in grnden biraz daha geni
olmaktadr.
Drdnc gr:
Aralarnda evlenme imkn vermeyen her akrabalk sebebiyle, nafaka terettp
eder ve kiinin mahreminin nafakas kendi zerine vacib olur; isterse ocuklar,
onlarn ocuklar, babalar, dedeler olsun, bunlarn nafakalan dinleri bir de
olsa ayr da olsa gerekir. Bunlarn dndaki dier mahrem akrabalara gelince,
onlarn nafakalarnn vacip olmas iin din birlii de art olmaktadr.
Dolaysyla, mslman bir kimse zerine kfir olan mahrem yakn alcrabasna
infakta bulunmas ykmll yoktur. Sonra nafakann vacib olmas iin,
ykmlnn kadir, infakta bulunulacak kimsenin de muhta olmas art vardr.
Eer kkse sadece fakir oluuna baklr. Eer bykse, bu durumda baklr:
Kzsa yine durum ayndr. Erkekse, bu durumda fakir olmas yannda kr ya da
ktrm olmas da gerekir. Eer byk olur, salam ve gz grr ise, ona
nafaka vacib olmaz. Bu gre gre nafaka mirastaki tertip zeredir. Bundan
ocuun nafakas mstesnadr. Zira onun nafakas, bu mezhebteki mehur olan
gre gre sadece baba zerine aittir.
Hasan b. Ziyad
el-Lu'lu'den rivayete gre, ocuun nafakas, kyasn temili gerei,
mirastaki paylan lsnde anne ve babas zerine mtereken gerekir.
Bu drdnc gr de
mam Ebu Hanife'nin mezhebi olmaktadr. Bu da afi'nin mezhebinden daha
genitir.
Beinci gr: Eer
yakn usul-fur akrabalndan ise, kaytsz (mutlak) olarak nafaka vacib olur.
ster varis olsun ister varis olmasn farketmez. Bu durumda aralarnda din
birliinin art olup olmamas hakknda iki rivayet bulunmaktadr. Yine ondan
(mam Ahmed'den) gelen nc bir rivayete gre de, dier akrabalar hakknda da
olduu gibi, onlarn nafakalar ancak farz ya da asabe yolu ile onlara vris
olmalar durumunda vacib olur. Eer yakn, usul-fur akrabalndan deilse,
nafaka aralarnda birbirlerine miras olma durumu szkonusu olduu zaman vacib
olur. Sonra, acaba aralarnda iki ynl de birbirlerine varis olma art aranr
m, yoksa sadece birinin vris olmas yeterli midir? ki rivayet bulunmaktadr.
Aralarndaki birbirlerine varis olma durumunun derhal bulunmas art var
mdr, yoksa genel anlamda miraslar arasnda bulunmu olmalar yeterli midir?
Yine iki rivayet vardr. Eer akrabalar varis olmayan zevilerhamdan iseler,
bizzat mamn beyanna gre {manss) onlara nafaka yoktur. Baz tabileri,
mamn mezhebine gre aralarnda birbirlerine miras olma durumu bulunduu
iin onlara nafakann vacib olduunu tahric etmilerdir. mama gre nafakann
vacib olabilmesi iin, nafaka ykmls ile, nafaka hakkna sahip kimse
arasnda din birlii olmas art vardr. Ancak iki rivayetten birine gre, bundan
usul-fur akrabal yolu ile doan nafaka ykmll mstesna olmaktadr.
Miras olma, "vel" gibi akrabalk d baka bir sebepten ise, bu
durumda mamn zahir mezhebine gre, nafaka ykmll vris zerine olmakta,
vris olunan kimse zerine olmamaktadr. Bir kimsenin nafakasn temin etmekle
ykml olan kimse, mamn zahir mezhebine gre onun zevcesinin nafakasn da
teminle ykmldr. Ondan baka bir rivayete gre, bu ykmllk gerekmez. Yine
ondan gelen bir baka gre gre de, eer nafaka hakk sahibi yakn, usul-fur
akrabalndan ise ykmly, zevcesinin nafakas da balar; dierlerinden ise
balamaz. Ondan gelen bir baka gre gre de kii, sadece babann zevcesinin
nafakasn temime ykmldr. ayet talepte bulunduklar takdirde, nafaka
ykmlsnn usul-fur yaknn evlendirmek ya da odalk yolu ile cinsel
ihtiyalarm gidermek (ij/] de grevleri arasndadr.
Kad Ebu Ya'l yle
der: Ayn ekilde kendisi lehine nafaka gereken, erkek karde, amca vb. gibi
herkes iin bu ihtiyalannn giderilmesi gerekir; nk mam Ahmed (r.a.), eer
istedii takdirde, efendi klesini evermek zorundadr, aksi takdirde kleyi
satmaya icbar edilir; demitir. Bir kimsenin cinsel ihtiyalarn karlamak
zorunda olan kimse, onun zevcesinin nafakasn teminle de ykmldr. nk,
ykml olduu kimsenin ihtiyacn, zevcesinin baka trl gidermesi mmkn
deildir. Bu mesele daha nce geen meseleden farkldr. O, nafaka
alacaklsnn zevcesine infakta bulunmasnn vaciblii idi. Her birinin baka
baka bir dayana vardr.
Bu beinci gr, mam
Ahmed'in mezhebi olmaktadr. Bu gr mam Ebu Hanife'nin grnden daha
genitir. Ancak, bir adan Ebu Hanife'nin mezhebi daha da geni olmaktadr.
nk o zevilerham da nafaka ykmls yapmaktadr ki, delil asndan
meseleye baktmzda dorusu da budur. mam Ahmed'in asllarnn,
beyanlarnn, er' kaidelerin, Yce Allah'n emir buyurduu, koparana cenneti
haram kld sla- rahmin gerei de bu olmaktadr. Nafakaya iki eyle hak
kazanlr; Allah'n kitabyla miras vastasyla; ikincisi de, Hz. Peygamber'in
(s.a.) snnetiyle belirtilen sla- rahim yolu ile. Daha nce Hz. mer'in, bir
ocuun nafakas sebebiyle, onun asabesini hapsettii; Zeyd b. Sbit'in
"Bir anne ve bir amca bulunmas takdirinde, anneye de amcaya da mirastan
alacaklar pay orannda nafaka gerekir." dedii ve Hz. mer ile Zeyd'e
ashap ierisinden hibir muhalifin bulunmad gemiti. Bu cumhurun gr
olmaktadr. "Yakn akrabalara hakimi ver"; "...anne ve babaya,
yakn akrabaya iyilikte bulunmanz emretti..." yetlerinin dellet ettii
gr de bu olmaktadr. Hz. Peygamber (s.a.) akrabalara iyiliin yaplmasn
vacip klm ve onlarn da neseblerini tasrih ederek: "Kzkardeine, erkek
kardeine ve bunlar srasyla takib eden yaknlarna. (Bu) vacib bir hak
(ykmllk) ve sla-1 rahimdir." buyurmutur.
Eer, "bu bir
ba ve sla kabilinden olup, ykmllk trnden deildir" denecek
olursa, buna u ekilde cevap verebiliriz;:
Yce Allah'n bunu
emretmi olmas ve onu "hak" diye isimlendirmesi ve
"hakkn" ifadesiyle de ona nisbet etmesi; Hz. Peygamber'in (s.a.)
o.nun bir hak olduunu, vcib olduunu fade buyurmas bu iddiay reddeder.
Bunlarn deil hepsi, bazs bile o eyin vacib olduunu aka ortaya koyar.
"Hakk"
ifadesinden maksat, sla- rahmin terkedilmemesidir; denilirse, ona da iki
adan cevap veririz:
1) Kiinin
yaknm, alk ve suzuzluktan kvranr, si.cak ve souktan son derece etkilenir
halde grp, ona bir lokma yedirmemesi, bir yudum su iirmemesi, avretini
rtecek, scak ve souktan koruyacak bir elbise giydirmemesi, glgelenecei bir
at altnda barndrmamasndan daha byk bir sla balarnn koparlmas
dnlebilir mi? Bu bahsettiimiz kiinin, onun anne ve babasnn olu yani
kardei veya babasnn ayarnda amcas veya anne yerinde olan teyzesi olmas;
onlara ancak uzak bir yabancya yapmas gerekeni yapt gibi, zimmetinde bor
olmak zere, eli bollamca demek kaydyla bir eyler vermesi, kendi son derece
varlkl ve bolluk ierisinde olduu halde, verdiklerini daha sonra istirdad
etmesi... Evet, byle bir davran sla- rahmi koparmak deil ise, nedir?
Allah'n haram kld ilikilerin koparlmasndan; yaplmas emredilen,
koparana enet haram klman sla- rahimden maksat nedir? zerinde dnmek
gerekir.
2) Nasslann
mbalaal ekilde vacib kld ve koparan zemmettii sla- rahim nedir?
Yabanc birisinin hakkna nisbetle ona gsterilmesi gereken, kalplerin
anlayaca, dilin syleyecei, azalarn ileyecei ek bir ykmllk yok mudur?
Sla- rahim dediimiz ey, onunla karlald zaman selm vermek,
hastaland zaman ziyaret etmek,, aksrd zaman kendisine dua etmek, davet
ettii zaman arna icabet etmek midir? Bunlarla siz, bir yabanc iin
baka bir yabanc zerine vacib olan eyler dnda hibir ey vacib klm
olmuyorsunuz. Yok sla- rahimden maksat, akrabay dvmemek, ona svmemek,
ikence etmemek, hakaret etmemek vb. gibi hususlar ise; bu her mslman iin
dier mslmanlara kar uymas, yapmamas gereken bir grevdir. Hatta hi akrabal
olmayan bir zimmnin bile bunlara uyulmas konusunda mslmanlar zerinde hakk
vardr. O zaman sla- rahimin vcibliinin anlam, kazand hususiyetin
mnas ne olacaktr? Bu yzdendir ki, baz byk mteahhir limleri:
"Vcib olan sla- rahimi bir trl anlayamadk." demilerdir. Bu
konuyu mam Mlik'in tbilerine getirip: "Sizce sla- rahimin mnas
nedir?" diye sorduklarnda, onlardan birisi kp sla- rahim konusunda
byk bir kitap tasnif etmi, orada konuyla ilgili merf, mevkuf haberlerden ne
var ne yok hepsini toplam, "sla" cinsini, nevi ve ksmlarn hep
zikretmiti. Btn bunlara ramen bu neticeden kendisini kurtaramamtr. nk
"sla" bellidir, lim ve cahil herkes onun mnasn bilmektedir. Bu
konudaki haberler ilimden te mehurdur. Ancak, sadece rahime has olan, rahmet
edilmesi vacib olan ve yabancyla olan ilikiden ayran "sla" nedir?
Bu sorunun cevab olmak zere bir eyi belirlerseniz, mutlaka nafaka ondan daha
gl bir vacib olarak kendisini gsterecektir; nafakann drlmesini
gerektirlci olarak zikredeceiniz herhangi bir ey, mutlaka yine ncelikli
olarak nafaka dnda kalan ve sizin vacib diye gstereceiniz eyi de
drecektir. Hz. Peygamber (s.a.) erkek ve kizkarde ile, anne ve babann
hakkn beraber zikretmi ve kime iyilik etmesi gerektiini soran kimseye:
"Annene, babana, kzkardeine, erkek kardeine ve srasyla bunlar takib
eden yaknlarna." buyurmutur. Bu hkm nesheden bir ey mi vardr?
Hadisin evvelini vcub iin alp, son ksmn mstermplk iin almay
gerektiren ey nedir?
Eer bu anlald ise
diyoruz ki; bir kimsenin kendisi son derece zengin ve refah ierisinde iken,
bolluk ierisinde yzyorken, nafakasn temin etmemesi yznden babasnn
tuvalet temizlikilii, eek zerinde yk taycl, hamam klhanlarnda
ocaklk, banda tabla, simit vb. satma gibi durumlara dmesine sebep
olmas; yine kiinin annesinin insanlara hizmetilik yapmasna, onlarn
amarlarn ykamasna, sularn ekmesine vb. raz olmak, ve anne ve baba vcutlar
salamdrlar, kazanabilin ektedirler, ktrm ya da kr de deiller diye bu
haline de bir gereke bulmas, anne ve babaya gsterilmesi gereken iyilikten
asla olamaz. Allah iin, amamak elde deildir! Allah ve Rasl'nn anne ve
babaya ihsanda bulunmalar, sla- rahimde bulunmalar emrinde, onlarn ktrm
ve kr olmalar art nerede bulunmaktadr?! Ne sla- rahim, ne de anne ve
babaya iyilik emirleri, ne er'an ne dil bakmndan ne de rfen byle bir arta
bal deildir.
Tevfik ancak
Allah'tandr. [158]
(St emme, st sebebiyle haram olup olmayan eyler,
haram klacak miktar, byk kimseyi emzirme durumu ve bunun bir etkisinin olup
olmayaca konulannda Hz. Peygamberin (s.a.) hkm:)
SahhayrCda Hz. ie
hadisinde Peygamber Efendimiz yle buyururlar: "phesiz st emme,
dourmann haram kld eyleri haram lalar."'[159]'
Yine Sahihayn'da bn
Abbs hadisinde rivayet edilir: Hz. Peygamber'den (s.a.), Hz. Hamza'nm kz
ile evlenmesi istenilir. Hz. Peygamber (s.a.): "O bana hell olmaz, o
benim st kardeimin kzdr. Rahim sebebi ile haram olanlar, st emme
sebebiyle de haram olurlar." buyurur.[160]
Yine SahhayrCda,
Efendimiz Hz. ie validemize: " Ebu'l-Kuays'm kardei Eflah'a (yanma
girmesi iin) izin ver; nk o senin amcandr; buyurmutur. Ebul-Kuays'n hanm
ie validemizi emzirmiti.[161]'
bn Abbs da ayn
ekilde cevap vermi ve: "(Bir adamn) iki cariyesi (veya hanm) vardr.
Bunlardan birisi bir erkek ocuunu dieri de bir kz ocuunu emzirmitir.
Erkek ocuu kz ocuu ile evlenebilir mi?" eklinde sorulan bir soruya:
" Hayr, alama ayndr." demitir.[162]'
Mslim Sahh'inde ,
Hz. ie hadisinde , Hz. Peygamber'in (s.a.): "Bir emme [massa, sorma) iki
emme haram klmaz." buyurduunu rivayet eder. [163]
Baka bir rivayeti de:
"Bir ya da iki defa azna memeyi verme (nlce) st haraml
dourmaz." eklindedir.'[164]
Yine Mslim'in baka
bir lafznda: Bir adam: "Y Raslallah! Bir defa emme st haraml
dourur mu?" diye sorar. Hz. Peygamber (s.a.) de: "Hayr!"
buyurur.[165]
Yine Mslim'in
Sahh'inde sabit olduuna gre Hz. ie validemiz: "Bilinen on defa
emzirme st haraml isbat eder." yeti, indirilen Kur'an meymnda idi;
sonra bu adet be malum emme ile neshedildi; hatta Raslullah (s.a.) bu on
says Kur'an meyanmda okunurken vefat efti." demitir.[166]
Sahhayn'da Hz. ie
hadisinde: "St haraml ancak alktan dolay sabit olur."
buyurulmutur[167]
Tirmiz'nin C dm finde
ise mm Seleme validemizden Hz. Peygamber'in (s.a.}: "St; ancak henz
ocuk stten kesilmeden, memede iken barsaklara ulamas ve onu doyurmas
durumunda haram klc olur." buyurduu rivayet edilmitir[168]
Drakutn'nin
Snen'inde sahh isnadla, merf olarak bn Abbs'tan yle rivayet edilir:
"St emme (konusunda muteber olan), ancak iki yl ierisinde
olandr."[169]'
Ebu Davud'un
Snen'inde, merf olarak bn Mes'd'dan: "St emmeden, ancak et bitirip,
kemikleri gelitiren (st emme anda olan) ksm, harambk hkm dourur."
buyurulduu rivayet edilir[170]'
Sahh-i Mslim'de
sabit olduu zere Hz. ie validemiz yle anlatr: Sehle bt. Sheyl Hz.
Peygamber'e (s.a.) gelerek: "Ya Raslallah! Ben Ebu Huzeyfe'nin zadhs
Slim'in yanma girmesinden Ebu Huzeyfe'nin yznde honudsuzluk
gryorum." dedi. Raslullah (s.a.): " Onu emzir, ona haram olursun."
buyurdu.
Mslim'in baka bir
rivayetinde, yine ie validemizden, yle ifade edilir: Sehle bt. Sheyl, Hz.
Peygamber'e (s.a.) gelerek: "Ya Raslallah! Ben Ebu Huzeyfe'nin zadhs
Slim'in yanma girmesinden Ebu Huzeyfe'nin yznde honudsuzluk gryorum."
dedi.
Hz. P_eygarnber (s.a.)
ona:"Onu emzir!" buyurdu. Sehle: "Koskoca adam olduu halde onu
nasl emzirebilirim? dedi. Bunun zerine Raslullah (s.a.) glmsedi ve:
"Onun koskoca adam olduunu biliyorum." cevabn verdi.[171]
Mslim'in baka bir
rivayetinde yle ifade edilir: mm Seleme, Hz. ie'ye dedi ki: "Kendi
yanma girmesini istemediim c sabi-i murhik (bulu ama yaklaan ocuk)
senin yanna giriyor." Hz. ie u cevab verdi:
"Senin iin
Raslullah'da (s.a.) rnek yok mudur? Ebu Huzeyfe'nin kans:"Ya
Raslallah! Salim artk adam olduu halde yanma girmeye devam ediyor. Ebu
Huzeyfe'nin nefsinde bundan bir honudsuzluk var." dedi de, Raslullah
(s.a.) "Onu emzir ki. yanna girebilsin!" buyurdu.'[172]'
Ebu Davud, bu olay
btn ak ile birlikte Snen'inde uzunca nakletmitir: Zhr Urve ie ve
mm Seleme senediyle rivayet ettii bu hadiste yle anlatlr: Ebu Huzeyfe b.
Utbe b. Reba b. Abdems, Slim'i evlatlk edinmiti. Onu, kardeinin kz
Hind bt. el-Veld b. Utbe ile evlendirmiti. Salim Ensar'dan bir kadnn
zadls idi. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.) de Zeyd'i evlatlk edinmiti.
Cahiliyye dneminde, bir kimse evlatlk edinilirse, o babalnn ad ile
arlr ve onun vrisi olurdu. Bu uygulama: "Evlatlklar babalarna nisbet
edin, bu Allah katnda en doru olandr.
Eer babalarnn kim olduunu bilmiyorsanz, o takdirde onlar din
kardei ve dostlarnz olarak kabul edin."[173]
yeti ininceye kadar byle devam etti. yet inince de artk onlar, asl
babalarna nisbet edildiler. Babalan bilinmeyenler, din kardei ve dost (mevl)
oluyordu. (Bu srada) Sehle bt. Sheyl b. Amr el-Kure el-mir geldi. Bu
kadn Ebu Huzeyfe'nin hanm idi. Hz. Peygamber'e: "Y Raslallah! Biz
Slim'i kendi ocuumuz olarak gryorduk. Ben ve Ebu Huzeyfe ile ayn evde
beraber barnrd. stm bam ak olduu zaman beni grd olurdu. imdi ise
Allah evlatlklar haliknda bildiiniz hkm indirdi. Bu durumda onun hakknda
ne buyurursunuz? dedi.
Hz. Peygamber (s.a.):
"Onu emzir!" buyurdu. Bunun zerine o da onu be defa emzirdi; (Salim artk onun) st olu mevkiinde
olmutu.
Hz. ie de ayn
ekilde hareket eder; kendisini grmesini, yanma girip kmasn istedii
kimseler olduunda, onlar byk de olsalar, erkek ve kzkardelerinin kzlarna
(yeenlerine) onlan be kez emzirmelerini emreder, sonra da artk o kimse
huzuruna girerdi.
mm Seleme ve Hz.
Peygamberin dier zevceleri , beikte iken olmadka, bu tr bir emzirme ile
hibir kimsenin huzurlarna girmelerine izin vermemilerdir. Onlar, Hz. ie'ye:"Va]Iahi!
Bilmiyoruz. Belki de o, Hz. Peygamber (s.a.) tarafndan herkese deil de sadece
Slim'e verilmi bir ruhsatt." demilerdir.'[174]'
Sabit olan bu
hadisler, eitli hkmler iermektedir; bunlardan bir ksm arasnda mmet
ierisinde ittifak bulunmaktadr, bazlar ise tartmaldr:
Birinci hkm: Hz.
Peygamberin (s.a.), "St emme, dourmann (nesebin) haram kld eyleri
haram klar." szdr. Bu hkm hakknda mmet ierisinde ittifak vardr.
Hatta, "Nass zerine ziyade nesihtir; Kur'an ise snnetle
neshedilemez." diyenler dahi bu gre katlmaktadrlar. nk bunlar, her
ne kadar Kur'an'n getirdiine ziyadelik de olsa ,buna nesih ismini verse de
vermese de bu hkmn kabulne mecbur kalmlardr. Nitekim, bu kimseler, bir
kadnn zerine halas ya da teyzesinin nikhlanmasmn haram olacam, nass
zerine ziyade olmasna ramen kabul etmek mecburiyetinde kalmlardr.
Bu ve leben-i fahlin'[175]'
haramlma dair olan Ebu'l-Kuays hadisi; emziren kadnla, stn sahibi kocann,
ocuun st anne ve babas; emenin de onlarn ocuu olduklarna dellet
etmektedir. Bylece haramlk bu adan yaylmaktadr: Aa doru st
ocuunun ocuklar, st anne ve babann ocuklar olmakta; st anne ve babadan
her birisinin mtereken ya da bir baka elerinden olan ocuklar, st
ocuun, cihetten(yani anne baba bir, anne bir, baba bir) erkek ve kz
kardeleri olmaktadr. Anne babadan mtereken olan ocuklar, anne baba bir
erkek ve kz kardeleri olur. Kocann bir baka hanmndan olan ocuklar, baba
bir erkek ve kz kardeleri olur. St emziren kadnn baka kocasndan olan
ocuklar, anne bir erkek ve kz kardeleri olur. St emziren kadnn babalan
ve anneleri, ocuun dede ve nineleri olur. Kadnn erkek ve kz kardeleri,
ocuun day ve teyzeleri olur. St sahibi kocann kardeleri ve kz kardeleri
ocuun amca ve halalar olur. St emme
haraml sadece bu cihetten yaylr.
St haraml, st
emen ocuun kendi derecesinde olan erkek ve kz kardelerine sirayet etmez;
dolaysyla, st emen ocuun kardei, ocuu emziren kadnla, veya onun kzlan
ya da anneleri ile evlenebilir. Yine st emen ocuun kz kardei ile, st
sahibi koca veya onun babas ya da ocuklar evlenebilir. St haraml ayn
ekilde st emen ocuun babalan, anneleri ve onlarn derecelerinde olan
amcalar, halalan, daylan ve teyzeleri gibi kendisinden daha stte olan
dereceye de sirayet etmez. Dolaysyla, st emen ocuun neseben baba ve
dedeleri olan kimseler ,st anne ile veya st annenin anneleri, kz kardeleri
ve kzlan ile evlenebilirler. Yine bunlar, st sahibi kocann anneleri, kz
kardeleri ve kzlar ile evlenebilirler. Zira bunun neseb ynnden benzeri de
hell olmaktadr; baba bir karde, anne bir .erkek kardeinin kz kardei ile
evlenebilmektedir. Yine anne bir erkek karde, baba bir erkek kardeinin kz
kardei ile evlenebilmektedir. Ayn ekilde , kii neseben olunun annesi ve
annesinin kz kardei ile nikhl olabilmektedir. Ancak neseben olunun
annesinin annesi ile kz shriyet yolu ile harara bulunmaktadr.
Shriyet yolu ile
haram olanlar, st sebebi ile de naram olur mu? Mesela, kii zerine karisinin
st annesi, st kz; st olunun kars e evlenmesi veya iki st kzkarde ya
bir kadnla st teyzesi ya da st halasnn ayn nikhta toplanmas hell olur mu?
Bunlan, drt imam ve onlarn tabileri haram klmlardr. Bu konuda eyhimiz
(bn Teymiye) tevakkuf etmi ve: "Eer bir kimse haram olmayaca grn
ileri srmse, o daha gldr." demitir.
Haram klanlar
yle demektedirler: Buiufn
haraml Hz.Peygamber'in
(s.a.): "Neseb yolu le haram olanlar, st emme yolu ile de haram
olurlar." szleri ierisine girmektedir. Hz. Peygamber (s.a.) st emmeyi
neseb yerine koymu ve onlar birbirine benzetmitir. Bylece st ocuun ve
st babann, neseben olan ocuk ve baba yerine konulduu sabit olmutur. Neseb
yolu ile haramh sabit olanlar, st emme sebebiyle de haram olmaktadr.
Nesebten olan babann ve oulun annesi, hanmn annesi ve kz haram olduuna
gre, bunlar st emme yolu ile de haram olacaktr. Neseb yolu ile iki kz
kardein ayn nikh altnda toplanmas haram olduuna gre, iki st kz
kardein ayn nikhta toplanlmas da haram olacaktr. Bunlar, haramlma dair
getirilen delillerdir.
eyhlislm (bn
Teymiye) ise yle der: "Yce Allah neseb sebebiyle yedi, shriyet
sebebiyle de yedi kadm haram klmtr," bn Abbs da byle demitir.[176]'
Malumdur ki, st yolu ile haramlk shriyet diye isimlendirilmez, stten sadece
neseben 'haram olanlar haram olur. Hz. Peygamber (s.a.) " Doum yolu ile
B, bir rivayette "Neseb yolu ile haram olanlar, st emme yolu ile de haram
olurlar." buyurmutur; "Shriyet yolu ile haram olanlar..."
eklinde buyurmamlardr. Yce Allah da, shriyet yolu ile haraml
zikrettii gibi , bunu kitabnda zikrei:memitir. Neseb yolu ile ayn nikhta
iki kz kardein toplanlmasnn haramln zikrettii gibi, st kz
kardelerin de ayn nikhta toplanlmasnn haramln zikretmemitir.
Shriyet, nesebin dier yans olmaktadr. Yce Allah: "Sudan insan yaratp
onu neseb ve shriyet ekline koyan O'dur."'[177]'
buyurur. nsanlar arasndaki iliki, neseb ve shriyet iledir; bu ikisi
haramlk sebepleri olmaktadrlar. St emme ise neseb zerine getirilmi bir
daldr. Shriyet, ancak nesebler arasnda szkonusu olabilir. Yce Allah, iki
kz kardele, bir kadm teyzesi ya da halas ile birlikte ayn nikh altnda-
toplamay, haram olan sla- rahmir kopanlmasma sebebiyet vermemesi iin haram
klmtr. Malumdur ki, iki st kz karde arasnda nikh ahkm dnda
gzetilmesi gereken bir rahim ilikisi bulunmamaktadr; birinin dierine haram
olmas dnda, st kardeliinin getirdii baka herhangi bir hkm
bulunmamaktadr. Mesel st kardein kle olmas durumunda mlkiyetine girdii
anda, kendiliinden zad olmamas; birbirlerine vris olamamalar, birbirlerine
kar nafaka ykmllnn bulunmamas, birbirleri zerinde nikh ve lm
velayetinin sabit olmamas; kileden saylmamas; akraba ve zevilerhama art
koulan vasyyet ve vakf kapsamna girmemesi hep bu kabildendir. Yine satta
kle olan anne ile st ocuunun aralarn ayrmak caiz olmaktadr, neseben
ocuu olmas durumunda ise bu haramdr; mlkiyette onlarn arasn ayrmak,
nikhta ikisi arasn cem etmek gibidir. ayet st emme yolu ile kendisine
haram olan bir kadn mlkiyetine girecek olsa, mlk sebebiyle kendiliinden
zad olmamaktadr. Bir kimseye, st annesi, kz, kz kardei, halas, teyzesi,
haramdr diye karsn emziren annesi de haram olur denemez. nk kansnn
st annesi ile kendisi arasnda ne neseb, ne shriyet, ne de st emme gibi
hibir durum yoktur. St emmenin bir hkmde neseb gibi kabul edilmesinden,
btn hkmlerde de ayn kabul edilmesi gerekmez. Aksine neseb ile st emmenin
birbirlerine benzemedikleri hkmler, benzedikleri hkmlere nisbetle kat kat
fazladr. Nitekim, aralarnda ayet ilerinden birisi erkek olarak
farzedikliinde haram klc shriyet bulunan iki kadnn ayn nikh altnda
toplanlmasnn caiz olduu sabit olmutur. Bilindii gibi Abdullah b. Cafer ,
Hz.Ali'nin hanm ile, onun baka hanmndan olan kzn nikh altnda
toplamtr. Bu iki kadndan birisi erkek farzedildiinde birbirleri ile
evlenmeleri sahh olmayan bir mahremiyet domaktadr. ki st kz kardein ayn
nikhta toplanmas da bunun ayndr. nk, birbirleri ile nikhlanmann
haramhnm sebebi bizzat kendi aralannda olup kendileri ile, aralarnda ne bir
st emme, ne de shriyet bulunmayan kendilerine yabanc olan kimse arasnda
deildir. Bu drt mezheb imamlan ve dierlerinin gr olmaktadr.
mam Ahmed buna;
Abdullah b. Cafer'in, Hz. Ali'nin hanm ile, baka hanmndan olan kzn
nikh altnda toplam olmas ve hibir kimsenin de bunu tepki ile karlayp,
mnker bulmam olmalarn delil olarak kullanmtr. Buhr yle der:
"Hasan b. Hasan b.Ali, ayn gecede iki amca kzm nikahlamtr. Abdullah
b. Cafer, Hz.Ali'nin kans ile, baka hanmndan olan kzm, nikh altnda
toplamtr. bn brme: "Bunda bir saknca yoktur." demitir.
el-Hasan bir defasnda bunu mekruh grm , sonra se : "Bunda bir saknca
yoktur." demitir. Cbir b. Zeyd ise, sla- rahmin kesilmesine sebebiyet
verecei iin bunu mekruh grmtr. Bu konuda haramlk yoktur, zira Yce
Allah: "...bunlarn tesinde kalan dier kadnlar size hell klnd.[178]'
buyurmaktadr." Buhari'nin sz bitti[179]'
Ksaca: Bir ynden
neseb ahkmnn sabit olmas, onlarn her ynden sabit olmasn da gerektirmez.
te Hz. Peygamberin (s.a.) hanmlar: Onlar sadece haramlk ve hrmette
rn'minlcin anneleridirler; mahremiyet konusunda ise deillerdirler; dolaysyla
hibir kimse onlarla halvette bulunamaz, onlara bakamazlar. Hatta Yce Allah
akrabalar ve aralarnda st haraml bulunan kimseler haricinde, dier
kimselerden, kendilerine nikhlar haram olmakla birlikte rtnmelerini
(ihticb) emretmitir ve: "... Onlardan bir ey istediinizde, perde
arkasndan isteyiniz."[180]'
buyurmutur. Sonra m'minlerin annelerine ait olan bu hkm, asla onlarn
akrabalarna sirayet etmemektedir. Onlarn kzlar m'minlerin kz kardeleri
deildir, erkeklerine haram olmaz. Onlarn oullan da, erkek kardeleri
deildir, kzlarna haram olmaz. Onlarn erkek kardeleri ve kz kardeleri,
m'minlerin day::lar ve teyzeleri deillerdir. Btn mslmanlann ittifak ile
bunlar helldirler. Nitekim, Hz. Peygamber'in (s.a.) zevcesi Meymne'nin kz
kardei mm'1-Fadl, Abbs'n; Hz. ie'nin kz kardei Esma bt. Eb Bekr (ra),
Zbeyr'in; Hz. ie'nin annesi Hz.Ebu Bekir'in; Hz.Hafsa'nm annesi Hz.mer'in
nikhlar altnda bulunuyorlard. Bir kimsenin annesinin annesi ile evli olmas
szkonusu deildir. Yine Abdullah b. mer ve erkek kardeleri, Ebu Bekir'in
ocuklar, Ebu Sfyn'm ocuklar m'min kadnlarla evlenmilerdir. Eer
bunlar, m'min kadnlarn daylar olsalard, onlarla evlenmeleri kendilerine
caiz olmazd. Dolaysyla diyoruz ki, haramlk hkm, m'minlerin annelerinden
dier yaknlarna sirayet etmememektedir; eer yle olmasayd, onlarla mmet
arasnda sabit olan neseb hkmlerinden birinin sbutundan, dier hkmlerin de
sbutu gerekecekti.
Buna dellet eden
hususlardan birisi de haram kadnlar hakknda varid olan yetteki:
"...kendi sulbnzden olan oullarnzn eleri..."[181]
ifadesidir.
Bilindii zere,
"oul" kelimesi kaytsz (mutlak) olarak zikredildiinde "st
oul" bunun kapsamna girmemektedir. Bu durumda, "kendi sulbnzden"
diye kaytland zaman onun kapsamna girmeyecei
ncelikli olarak sabit
olur. Bu ifade ile, "oulluun' bu hkmden karlmasnn amalanm
olmas, st oulun da hkmden karlm olmasn engellemez; onun da hkme girmesini gerektirmez.
Sahih'te yle sabit
olmutur: Hz. Peygamber (s.a.) Sehle bt. Sheyl'e , Ebu Huzeyfe'nin zadhs
Slim'i, kendisine mahrem olmas iin emzirmesini emretmiti. O da kocas Ebu
Huzeyfe'nin st ile onu emzirdi. Bylece Salim, Hz. Peygamber'in ifadesiyle Sehle'nin
oulu ve mahremi oldu. Bu hkm ister, Slim'e has olsun; isterse m'minlerin
annesi Hz. ie'nin de kail olduu gibi umm olsun farketmez, bylece Salim,
onu emzirmi ve annesi olmu olduu iin Sehle'nin mahremi olarak kald; st
babasnn kans olduu iin mahrem olmad. nk Sehle'nin kendisini emzirmesi
dolaysyla bunun bir etkisi bulunmaz. Aksine, Slim'i Ebu Huzeyfe'nin bir
cariyesi veya baka bir hanm emzirmi olsayd, o zaman Sehle sadece st
babasnn hanm olma vasfna sahip olurdu. Burada mahremlik etkisi, sadece
bizzat kendi st ocuu olmas sebebiyledir. Nitekim hadisin bizzat: " Hz.
Peygamber: "Onu emzirt" buyurdu. Bunun zerine o da onu be defa
emzirdi; (Salim artk onun) st olu mevkiinde olmutu." eklindeki kendi
lfznda da bu ekilde talllde bulunulmutur.
Bu konuda icm
bulunduu iddias doru deildir. Kim byle bir ddiada bulunursa o yalancdr.
nk, Sad b. el-Mseyyeb, Ebu Seleme b. Abdirrahman, Sleyman b. Yesr, At
b. Yesr ve Ebu Klbe leben-i fahl (kocann st) sebebiyle haraml sabit
grmyorlard. Bu Zbeyr ve sahabeden bir gruptan da rivayet edilmitir.
leride inallah gelecektir. Bunlar haramhm ancak st anne tarafndan doaca
kanaatindedirler. Bunlar, st emeni stn sahibi kocann {lebenifahD ocuu
kabul etmediklerine gre, ocuun karsnn kocaya, kocann karsnn ocua
haram olmadn evleviyetle kabul etmiler demektir. Bunlarn grlerine
gre, bir kadna, kocasnn st babas veya onun st olu haram olmamaktadr.
Burada yle
denebilir: Bunlar, st emen ile, st sahibi koca [fahD arasnda oulluk
olduunu kabul etmemilerdir; dolaysyla da shriyet durumu sz konusu olmaz.
nk, shriyet st emme oulluunun sbutu zerine ortaya kan bir alt
hkmdr. Ancak, sahh ve sarih snnetin de dellet ettii ve ounluk slm
limlerinin de kabul ettikleri gibi, st sahibi koca ile ocuk arasnda oulluk
olduunu kabul edenlere gre, shriyet bu oullukla ortaya kar, sabit olur.
Leben-i fahl ile haramlm sabit olacan kabul edenler ierisinde: " St
babann veya st ocuun zevcesi haram olmaz." diyen birisi olmu mudur?
Cevap: Maksat bunun
haraml konusunda tartma bulunduu ve konunun zerinde icman bulunmadn
ifade etmektir. Geriye mesnedi (me'haz) zerinde dnmek kalmaktadr: Acaba
mesnedi "leben-i fahl" in ilgs ve onun bir etkisi olmad mdr,
yoksa st emme cihetinden shriyetin domayaca, bu konuda onun bir etkisi
olmad, etkinin ancak neseb shriyeti iin szkonusu olmas mdr?
Hi phesiz birinci
mesned btldr, nk leben-i fahlin haramlk douracana dair sarih snnet
sabit bulunmaktadr. Daha nce, leben-i fahl ile haramln doacan kabul
etmekten, bununla shriyet hkmlerinin de doacan isbat etmenin ancak kyas
yolu ile szkonusu olabileceini aklamtk. Asl ile feri arasndaki
birbirlerine benzemedikleri ynlerin, benzedikleri ynlerin kat kat fizlas
olduunu , neseb hkmlerinden birisinin sabit olmasndan dier hkmlerin de
sabit olmas gerekmeyeceini belirtmitik.
Buna Yce Allah'n st
anne ile st kz kardei, annelerimiz ve kz kardelerimiz kapsamna dahil
etmemesi de dellet etmektedir: "Size anneleriniz, kzlarnz, kz
kardeleriniz haram klnd..." buyurduktan sonra, ayrca "...sizi
emziren anneleriniz ve st kz kardeleriniz..."'[182]'
diye bahiste bulunmas gstermektedir ki, "annelerimiz" ifadesi
mutlak olarak zikredildiinde, bununla sadece nesebten olan annelerimiz
kasdedilmektedir. Bu anlald ise, diyoruz ki, yetteki "kadnlarnzn
anneleri" ifadesi de aynen "anneleriniz" ifadesi gibidir, ve
onlardan maksat sadece onlarn neseb yolu ile olan anneleridir: bu ifade
onlarn st annelerini iine almaz. Eer onlarn da haram klndklar murad
edilmi olsayd, o zaman Yce Allah: " ve onlar emziren anneleri
de..." diye tasrih ederdi; nitekim "annelerimiz" konusunda
bylece zikirde bulunmutur. Daha nce aklam ve : "Nesebten haram
olanlar, stten dolay da haram olurlar." hadisi; sadece neseb yolu ile
kii zerine haram olan kadnlarn benzerlerinin de st yolu ile haram olacana
dellet eder; shriyet ya da ayn nikh altnda toplama yolu ile haram
olanlarn benzerlerinin de st yolu le haram olacana dellet etmez;
demitik. Hatta, hadisin mefhumu bunun aksine dellet etmektedir. Kald ki,
"Bunlarn tesinde kalan kadnlar
size hell klnd."[183]' yetinin umumu da bunu desteklemektedir.
St baba ve onun
olunun hanmnn haram olduunda icmm bulunmadna dellet den hususlardan
birisi de udur: Seleften bir grubun, kiinin eer kendi bakm altnda
deilse hanmnn baka kocadan olan kz ile.evlenmesine cevaz vermilerdir.
Nitekim bu gr, Mlik b. Evs b. el-Hadsn en-Nasr'den sahh olarak sabit
olmutur: O yle anlatmaktadr: Bir karm vard ve bana ocuk vermiti. Vefat
etti. Ona zldm. Ali b. Eb Tlib (ra.) ile karlatm. Bana :
Neyin var? diye
sordu. Ben de:
Kanm vefat etti;
dedim. O:
(Baka kocadan) kz
var m? diye sordu.
Evet! dedim.
Senin bakmn
altnda m idi? dedi.
Hayr! O Tiftedir,
dedim.
yle ise onu nikhla
! dedi. Ben:
"...Kadnlarnzn
yannzda kalan vey kzlarnz ...S:
;e haram klnd."
yeti nerede kald?! dedim.
O senin yannda
deil, bu haramlk, sadece senin yannda olmas haline mahsustur, dedi[184]
brahim b. Meysere'den
sahh olarak sabit olduuna gre, Sev'eoullarndan Ubeydullah b. Ma'bed adnda
bir adara, brahim onu hayrla yad etmitir kendisine yle anlatmtr:
Babas ya da dedesi, bakasndan ocuu olan bir kadn nikahlamt. Bunlar
Allah'n diledii bir mddet birlikte yaadlar. Sonra o bu kadnn zerine
gen bir kadn nikahlad. lk hanmnn ocuklarndan birisi:
Annemizin zerine
evlendin, annemiz yaland ve senin artk
o gen kadn sebebiyle ona ihtiyacn kalmad; dolaysyla onu boa! dedi. O:
Hayr! Vallahi, bana sen kendi kzn nikhlamadka
onu boamam; dedi. Sonunda , o onu boad, o da kzn o:na nikahlad. Ne kz
ne de babas onun yannda deildi.
Rv yle der: Sfyan b. Abdillah'a geldim ve
Bu konuyu benim iin
mer b. el-Hattb'a sor; dedim. O da:
Benimle beraber hacca gideceksin (ve kendin
soracaksn); dedi. Neyse, Mina'da iken beni Hz.mer'in huzuruna soktu. Ben ona
olay anlattm, Hz. mer:
Bunda bir salanca
yoktur. Sen git bir de falanca'ya sor, sonra da gel ve bana neticeyi haber ver;
dedi.
Rv: O kimsenin
Hz.Ali'den bakas olmadn sanyorum; der. Rv devamla; Ona gittim ve
durumu ona da sordum. O da: "Bunda bir saknca yoktur." diye cevap
verdi. [185]'
Bu Zahir mezhebinin
gr olmaktadr. Hz.mer, Hz. Ali ve onlarn grlerini kabul edenler,
kiinin vey kzna yannda olmad zaman , neseb yolu ile karsnn kz
olmasna ramen, kendisine hell kldklarna gre, bunlar hanmnn st kzn
kii zerine nasl haram klarlar?! Yce Allah vey kzn haram olmas iin
kajat zikretmitir: a) Kocann yannda (bakm altnda) olmas, b) Karsndan
olmas, c) Annesi ile gerdee girmi olmas. Hal byle iken, karsnn mcerred
st kz olmas, onu kii zerine nasl haram klabilir? Zira ne kocann
yanndadr, ne de dil bakmndan onun "vey kz" saylr. nk
"vey kz" [rebbe) hanmn kz, "vey oul" [rebb) da
onun oludur ve bunja btn limlerin ittifak vardr. Bunlara Arapa'da
"rebb ve rebbe" denmelerinin sebebi de, genelde annelerinin
kocasnn kendilerini yetitirip terbiye etmelerindendir.[186]
Karsnn kendisinden olmayan st ile emzirdii ve asla yanna alp
terbiyelerinde bulunmad ocuklara gelince, bunlarn bu nassn kapsam
ierisine gerek lfz ve gerekse mna bakmndan girmi olmas son derece
uzaktr. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.) vey kzn haram olmasnn sebebinin,
kocann yannda (bakm altnda) kalmas olduuna iarette bulunmutur: Sahh-i
Buhrfde, Zhr Urve Zeyneb bt. mm Seleme senediyle rivayet edilir: Ebu
Sfyn'm kz mm Habbe: "Ya Raslalah! Duyduuma gre, ,Ebu Seleme'nin
kzn istiyormusun?" der. Hz. Peygamber (s.a.): "mm Seleme'nin
kzn m?" diye sorar."Evet!" der. Bunun zerine Hz. Peygamber
(s.a.): "mm Seleme'nin kz benim vesayet ve terbiyem altnda vey kzmdr
(ve bana nikh hell olmaz. Byle) olmasa bile yine bana nikh hell olmaz.
nk o, benim st kardeimin kzdr" buyurmutur. [187]'
Bu Hz. Peygamber'in
(s.a.) haramk konusunda Allah Tel'nn getirmi olduu kayta itibar
ettiini gstermektedir.
Bu ifadenin aynen
benzeri, st emme yolu ile de haram olan z oulun hanm iin: "O eer z
olumun hanm olmasayd yine de bana hell olmazd." denilmesidir.
Aralarnda bir fark yoktur.
Tevfik ancak
Allah'tandr. [188]
kinci hkm: Bu
hadislerden karlan ikinci hkm dej "eb'en-i fahlin haramk
douraca; haramlm st emziren kadndan dier yaknlarna sirayet ettii
gibi, stn sahibi kocadan da sirayet edecei hususudur. Dorusu da budur ve
baz ahab ve onlardan sonra gelenlere muhalif de olsa , bunun dnda baka
bir gr benimsemek caiz deildir. Allah Rasl'nn snneti uyulmaya daha
lyktr. Snnet iin, ona muhalif olan dier t/ler braklr; snnet hibir
zaman, sahibi kim olursa olsun bakalarnn szleri iin terkedilmez. Eer
snnet, belki de kendisine ulamad iin, ya da tevilden n veya bir baka
sebepten dolay kendisine muhalefet eden kimselerin sz uruna terkedilecek
olursa , snnetlerin byk bir blmnn elimizden kmas gerekir ve hccettik
vasf hadislere deil de, o kimselerin szlerine geer; kendisine uymak vacib
olan kimsenin sz, yerini kendisine uymak vacib olmayan kimsenin szne; masum
olan Peygamber'in sz, yerini masum olmayan insanlarn szlerine brakr. Bu
ise byk bir musibettir, Yce Allah'tan bizi bundan muhafaza buyurmasn ve
byle bir musibet ierisine dm olarak huzuruna bizi karmamasn
diliyoruz.
A'me yle der:
"Urnre, brahim, ve bizim adalarmz; Hakem b. Uteybe, onlara
Ebu'l-Kuays haberini getirinceye kadar, leben-i fahlde bir sakmca olmad
grnde idiler." Bununla A'me, onlarn grlerini terkettiklerini ve
eski itikatlarndan rc ettiklerini ifadeyi kasdetmektedir. lim ehli ite
byle yapar; kendilerine Hz. Peygamber'in bir hadisi ulat zaman hemen onun
gereiyle hkmederler ve kendi farkl grlerinden rc ederler.
Leben-i fahlin
haramk dourmayaca grnde olanlar yle demektedirler: Yce Allah
kitabnda, st haramlnm sadece anne tarafndan olduunu zikretmi ve: "
... sizi emziren anneleriniz ve st kz kardeleriniz... size haram
klnd." buyurmutur. Bu yetteki ifadesindeki harf-i tarif ahd iin
olmaktadr ve az nce zikri geen "rad'a" ya raci olmaktadr; o da annenin rads (emzirmesi)dir. Yce
Allah : "Bunlarn tesinde kalan dier kadnlar size hell klnd."
buyurmutur. Eer Kur'an byle derken biz haraml isbat edecek olursak, bu
durumda Kur'an' hadisle neshetmi oluruz. Bu "Kur'an zerine ziyade
nesihtir." grnde olanlara gre kanlmaz olmaktadr. Bunlar devamla
yle diyorlar: te Allah Rasl'nn ashab, mmet ierisinde snneti en iyi
bilen kimseler olarak, leben-i fahl sebebiyle haramlm sabit olmayaca
grnde idiler. Sahh olarak bilindiine gre Ebu Ubeyde b. Abdillah b. Zem'a
yle anlatr: Annesi, mm Seleme validemizin kz Zeyneb'i, Zbeyr b.
Avvm'n kans olan Esma bt. Eb Bekr (r.anhum) emzirmiti. Zeyneb yle der:
Zbeyr, ben sam tararken yanma girer ve samn rglerinden birisini tutar
ve : Bana dn ve benimle konu, derdi. Ben onu babam, ondan olan ocuklar da
kardelerim olarak grrdm. Sonra Abdullah b. Zbeyr , bana bir eli
gndererek kzm mm Glsm' Hamza b. Zbeyr'e istedi. Hamza, Zbeyr'in Kelb
kabilesine mensup baka bir hanmndan idi. Ben eliye: "O Hamza'ya hell
olur mu? O, onun kz kardeinin kzndan baka bir ey deildir." dedim.
Abdullah: "Sen bununla sadece, senin tarafndan olan engeli kasdetmi
olmalsn. Esm'nn dourduklar senin kardelerindir; Esm'dan baka dier
hanmlarnn dourduu ocuklar ise senin kardelerin deillerdir. Haberci
gnder ve bunu sordur." dedi. Zeyneb haberci gnderdi ve sordurdu. Hz.
Peygamberin (s. a.) ashab orada ok idiler. Ona: "St, erkek tarafndan
hibir eyi haram klmaz. Onu onunla evlendir." dediler. (yle de yaptlar.)
Hamza lnceye kadar mm Glsm onun yannda kald.[189]
Bunlar, sahabenin
(r.anhum) bu olay tepki ile karlamadklarn ve bilindii zere, emzirmenin
erkek tarafndan olmayp Isadn tarafndan olduunu sylemilerdir.
ounluk limler
bunlara yle cevap vermilerdir: Sizin bu zikrettikleriniz ierisinde, sahh
ve sarih snnete ters decek bir husus bulunmamaktadr, dolaysyla da,
snnetten dnmeyi gerektirecek bir durum yoktur:
nce Kur'an' ele
alalm: Onun delleti u iki ey arasndadr: Ya st babadan olan kz kardei
de iine almaktadr ve bylece: onun da haram olduuna dellet etmektedir;
veyahut da onu iine almamaktadr ve hkmn skut gemektedir. Bu durumda da
snnetin onu haram klmas, mstakillen haram klma ve: "Bunlarn tesinde
kalan dier kadnlar size hell klnd." yetinin umumunun tahsisi
kabilinden olur. Zahir odur ki, "kz karde" lafz onu da
kapsamaktadr. Zira Yce Allah "st kzkardeleri" ifadesini genel
olarak kullanmtr; dolaysyla, kz kardei denilebilen her kadn bunun
ierisine girer. St babadan olan kz kardei, onun kz kardei deildir ;
demek caiz deildir. Zira Hz. Peygamber (s.a.) Hz. ie validemize :
"Eflah'a (yanna girmesi iin) izin ver! nk o senin amcandr."
buyurmular ve sadece leben-i fahl ile aralarnda amcalk ba olduunu
belirtmilerdir. St emen ocuk ile, st sahibi kocann erkek kardei arasnda
amcalk ba sabit olduuna gre, ocukla st sahibi kocann olu arasnda
kardelik bann sabit olmas ncelikle, veya en azndan onun ayarnda sabit
olur.
Bu durumda snnet,
kitabn muradn aklamtr; ona muhalefet etmemitir. Byle dnmesek bile,
nihayet snnet Kur'an'm skut getii bir eyin haramlm isbat etmi ve
yetin murad- ilh olmayan ummunu tahsis etmitir; dememiz de mmkndr.
Sizin, "Ashap
bununla haramlk doaca grnde deillerdi." eklindeki sznze
gelince, bu btn sahablere kar ileri srlm aslsz bir iddiadr. Nitekim
Hz. Ali'nin, leben-i fahl ile haramlk isbat ettii sabittir. Buhar'nin
Sahlh'inde ise yle rivayet edilmektedir: bn Abbs'a: "Bir adamn iki
hanm vardr. Bunlardan birisi bir erkek ocuunu, dieri de bir kz ocuunu
emzirmitir. Erkek ocuu kz ocuu ile evlenebilir mi?" eklinde
sormulardr. O: "Hayr, alama ayndr." demitir.[190]'
Bu sizin delil olarak
kullandnz hadis de; Zbeyr'in, karsnn emzirmesi yolu ile, Zeyneb'in
kendisinin kz olduuna inand konusunda gayet sarihtir.
te Hz. ie, leben-i
fahlin haramlk douracana dair fetva verirdi.
Geriye elinizde sadece
Abdullah b. Zbeyr kald. O da bunlarn neresinde kalr ki?
Zeyneb'in sordurduu
ve hellliine dair fetva veren kimselere gelince, bunlar mehul kimselerdir,
isimleri zikredilmemitir. Rv: "Ben Raslullah'n (s.a.) ashabna
sordum, onlar bir arada ok sayda idiler..." dememitir. Dolaysyla
belki de, Zeyneb, onlar ierisinden sahh snnetten haberi olmayan birisine
gndermi ve sordurmutur, o da Abdullah b. Zbeyr'in fetvas gibi fetva
vermitir. Hem sonra o srada Medine'de yle fazla sahabe bulunmuyordu. Aksine
byk sahbler ve ekseriyet, am, Irak ve Msr'da bulunuyorlard.
"Emzirmenin erkek
tarafndan olmayp kadn taiafmdan olduu" eklindeki sznze gelince,
buna da:"Emzirilen st, kocann ilikisi ile domutur ve ona aittir, anne
ise sadece bir kaptr." eklinde bir cevap verilebilir,
Tevfik ancak
Allah'tandr.
Soru: St emziren
kadnn st annelii sabit olmadan da st babal sabit olabilir mi? Yoksa,
st babaln sbutu, st anneliin zerine teferru eden bir feri midir? St
annelik sabit olmadan st babal sabit olmaz m?
Cevap: Bu konu
zerinde fukahaya ait iki gr bulunmaktadr ki, her ikisi de mam Ahmed ile
mam afi'nin mezheblerinde birer vecih olmaktadr. Bu asl zerine u mesele
teferru eder:
Bir kimsenin drt
hanm olsa ve bunlar , her biri ikier defa olmak zere bir ocuu emzirseler,
bu kadnlar ocuun st annesi olmazlar. nk ilerinden hibirisi ocuu be
defa emzirmemilerdir/ Bu durumda acaba, koca ocuun st babas olur mu?
te bu hususta iki
vecih vardr: Birincisine gre, kadnlarn st anne olmadklar gibi koca da
st baba olmaz. kincisine gre ki daha doru olan budur , koca st baba
olur. nk ocuk kendi stnden be defa emmitir. Leben-i fahl kendi bana
kim olan bir asldr, emziren kadnn annelii zerine teferru eden bir feri
deildir. nk; babalk, kendisine ait stten emilmi olmas ile husule
gelmekte, st emziren kadnn anne olmasndan domatnaktadr.
Bu mesele, mam Ebu
Hanife ile Mlik*in mezheblerinde szkonusu deildir. nk onlara gre st haraml
iin be defa erame art yoktur, stn az da ou da haram klar. Bu durumda,
zevcelerin drd de ocuun st anneleri olurlar.
Sahh olan gre gre
hareket eder ve mislimizde annelik sabit olmadan, babalk sabit olur dersek,
bu durumda ikier defa st emziren bu kadnlar ocua haram olurlar; nk
ocuk onlarn vey oullar , kadnlar da, ocuun st babasnn ilikide
bulunduu kadnlar olmaktadrlar.
Eer, hayr babalk
sabit olmaz; dersek, bu durumda st emziren bu kadnlar, ocua emzirdikleri bu
stle ona haram olmazlar. [191]
Soru: Bir kimsenin be
kz olsa ve bunlar birer kere olmak zere bir ocuu emzirseler; bunlardan
hibirisi ocuun st annesi olmazlar .Ancak adam ocuun st dedesi olur mu?
Adamn, st emziren kzlarn kardeleri olan ocuklar, st emen ocuun day
ve teyzeleri olurlar m?
Cevap: Konu hakknda
iki vecih bulunmaktadr: Birincisine gre, adam ocuun dedesi, kzlarn erkek
kardeleri de ocuun daylar olur. nk st emen ocuk adamn kzlarndan
be defa emmitir; dolaysyla adam bir kznn be defa emzirmi olmas
durumunda olduu gibi ocuun dedesi olmutur. Adam dede olduuna gre,
kzlarn kardeleri olan ocuklar da onun day ve teyzeleri olurlar. nk
onlar, kendilerinden be defa st emilen kimselerin kardeleri olmaktadrlar;
st emziren be kz ocua nisbetle sanki tek bir anne durumunda mtalaa
edilmilerdir.
Dier vecihe gre ise
; adam dede, emziren kzlarn kardeleri de day ve teyze olmazlar. nk bir
kimsenin dede olmas, kznn anne olmas, kardein day olmas da , kz
kardein anne olmas zerine teferru eden bir feridir. Asl sabit olmamtr;
dolaysyla feri de sabit olmaz.
Bu vecih bu konuda ,
nceki meselede olduunun aksine daha sahih gzkmektedir. nk birinci
meselede babaln sbutu sahh olan gre gre, anneliin sbutunu
gerektirmemektedir. Aralarndaki fark udur: Bu meselede, st emziren kzlar
ile babalan arasnda fer'lik kesin olmaktadr. nk, emzirenler adamn
kzlardr, st ise kendisinin deildir, Haramlk burada emziren ile olu
arasndadr. Emziren anne olmadna gre, emzirenin babas da dede olmaz.
Birinci meselede ise durum byle deildir. nk orada haramlk, st emen ile
stn sahibi arasndadr. Emzirenin annelii sabit olsun veya olmasn fark
etmemektedir.
Buna gre,
emzirenlerin erkek kardeleri emenin daylar olurlar; dediimizde ,
emzirenlerin de her biri ocuun teyzeleri olurlar m?
Bu konuda da iki vecih
bulunmaktadr: Birincisi: Teyzesi olmazlar. nk ocuk, kardelerinin stnden
be defa emmemitir; dolaysyla da teyzelik sabit olmaz. kincisi: Sabit olur.
nk, haram klc stten be defa emme tahakkuk etmitir, kendisinden ve
dier kz kardelerinden emdii st
teyzelii isbat eder. Onlar ierisinden hibirisinin annelii sabit olmaz.
nk, onlardan hibirisinden be defa emmemitir. Annelik sabit olmadan
teyzeliin sabit olmas uzak deildir; nitekim leben-i fahl konusunda annelik
sabit olmadan babalk sabit olabilmektedir. Bu ikinci vecih zayftr.
Aralarnda u fark
vardr: Teyzelik, annelik zerine sadece/srf bir feri'dir; asl sabit
olmaynca, onun fer'i nasl sabit olacaktr. Annelik ve babalk ise byle
deildir. nk onlar iki ayr asldrlar; birinin bulunmamasndan dierinin de
bulunmamas lazm gelmez.
Bir baka soru: Bir
adamn annesi, kz kardei, kz, ve oulunun zevcesi bulunsa'[192] ve
bunlar bir kz ocuunu birer defa emzirseler, bunlardan hibirisi ocuun st
annesi olmaz. Acaba ocuk adam zerine haram olur mu?
Cevap: Yine iki vecih
bulunmaktadr. lerinden daha uygun olan haram olmamas eklindedir. Haram
olmas eklindeki vecih ise burada ok uzaktr. nk burada ocuk iin
tamamlanan st, adam ocuun ne babas, ne dedesi, ne kardei, ne de days
yapmamaktadr.
Allah en iyisini
bilir.
Leben-i fahl sebebiyle
haremliin sbutu, zina eden kimsenin suyundan yaratlan ocuun da evleviyetle
haram olacana dellet eder. nk, bir insana, kendi cimndan doan st ile
gclalanan ocuun nikh haram olduuna gre, bizzat kendi cima neticesinde
kendi suyundan yaratlan kimseyi nikahlamas nasl hell olabilir?! Sri'
Tel, kiinin cimnn sebebiyet verdii st emmi olmas gerekesiyle,
kendisine st kzm haram klarken, bizzat kendi cim ve suyu sebebiyle
yaratlan kimseyi ona haram klmamas tasavvur edilemez. Bu asla mmkn
deildir. nk, kii ile kendi suyundan yaratlan kimse arasndaki cz'iyet
ilikisi, kendisi ile stnden gdalanan kimse arasndaki cz'iyet ilikisinden
,daha tam ve kmildir. nk, st kznda, cz'iyetten bir para bulunduu
halde, br bizzat kendi suyundan -yaratlmtr; onun yans veya daha fazla
ksm kesinlikle kendi parasdr; dier yans ise anneye aittir.
Bu mslmanlann byk
ounluuna ait gr olmaktadr. Ashaptan bunu mubah gren hibir kimsenin
bulunduu bilinmemektedir. mam Ahmed'in
beyanna gre, kim zina mahsul kzn
nikahlarsa, muhsan (evli) olsun olmasn, klla ldrlr. St kz sadece
hrmet ve mahremiyet olmak zere iki hkmde kz olmasna ve kza ait dier
hkmlerde onun gibi olmamasna ramen , bu durum onu haramlktan karmamakta
ve kiiye onu hell klmamaktadr. Ayn ekilde zina mahsul kz da haramlk
konusunda kz olur; kza ait hkmlere dahil bulunmamas onun hellliini
gerektirmez. Yce Allah Araplara , kendi lgatlerinde a:nladklan ekilde hitap
etmitir. "Kz (bint) " szc , lgat mnasnda bir lfzdr ve
Sri' Tel onu, "salt" ve "mn" vb. szcklerinde olduu
gibi asl mnasndan sth bir mnaya nakletmemitir. Dolaysyla, Sri'
tarafndan stlah bir mnaya nakledildii sabit olmadka, asl lgat
mnasna hamledilir. "Kz" szc, "karde",
"amca" , "day" szckleri gibi, asl lgat mnalar zere
baki kalan bir kelimedir. Nitekim Safth'te Yce Allah'n zina eden obann
ocuunu konuturduu ve "Babam falan obandr." dedirttii ifade
edilmitir.'[193] Bu konuturmann yalana
ihtimali yoktur. Btn mmet zina mahsul ocua annesinin haram olduunda icma
etmilerdir. ocuun annesinin suyundan yaratlm olmas ile babasnn
suyundan yaratlm olmas arasnda fark yoktur. Her ikisinin gnah da
ayndr. ocuun babann bir paras olmas, annenin bir paras olmas
gibidir. Zinakr ile kz arasnda miras ahkmnn bulunmamas, onu
nikhlamasmn cevazn gerektirmez. Sonra amamak da elde deildir; bu grn
sahibi el ile istimnay haram klmakta ve :"Bu eli ile nikh
demektir." demekte, sonra da insann kendi paras ile nikhlanmasna
cevaz vermekte, Yce Allah'n kendi suyundan yaratm ve sulbnden karm
olduu parasn, yabanc bir kadn istifra eder (yatana alr) gibi
istifra etmeyi tecviz etmektedir. [194]
nc hkm: Bir ya
da iki emme st haramlm ( Nitekim
Raslullah (s.a.) bunu beyan buyurmutur. St ancak be defa emme
durumunda szkonusu olur. Bu konu zerinde limler ihtilf etmilerdir: Selef
ve haleften bir grup limler stn az ile de, ( haramln sabit olacan
belirtmilerdir. .
Bu gr Hz.Ali ve bn
Abbs'dan rivayet edilir. Eu ayn zamanda Sad b. Mseyyeb, Hasan, Zhri,
Katde, Hakem, Hammd, Evz ve Sevr'nin de grleri olmaktadr. mam
Mlik'le mam Ebu Hanife'nin mezhebleri de bu ekildedir. Leys b. Sa'd, stn
ounun da, oruluyu iftar ettirecek kadar olan aznn da , beikte iken
alndnda haram klacana dair mmetin icma bulunduunu zannetmitir ki, bu
mam Ahmed'den de bir rivayet olmaktadr.
Bir baka grup ise,
defa emmedike st haraml tahakkuk etmez; demilerdir. Bu da Ebu Sevr, Ebu
Ubeyd, bnul-Mnzir. Dvd b. Ali'nin grleri, ayn zamanda da mam Ahmed'den
gelen ikinci bir rivayet olmaktadr.
Bir baka grup ise,
be defa emmedike st haraml domaz; demilerdir. Bu da Abdullah b. Mes'd,
Abdullah b.Zbeyr, At ve Tvs'un grleridir. Bu ayn zamanda Hz, ie'den
konuyla ilgili olarak gelen rivayetten birincisidir. Ondan gelen ikinci
rivayete gre, yediden az emerse st haraml domaz. nc rivayete gre
ie, haramln domas iin en az on defa emmesi gerekir.
Be defa emme ile st
haramlnm doaca gr, mam afii'nin mezhebi ve mam Ahmed'in de zahir
mezhebi olmaktadr. Ayn zamanda bu bn Hazm'n da grdr ve o, bu konuda
Dvd b. Ali'ye muhalefet etmitir.
Birinci grubun
delilleri: Yce Allah haraml "st emme" ismine balamtr;
dolaysyla nerede bu isim bulunursa, orada hkm de bulunur. Hz. Peygamber
(s.a.) de: "Neseb yolu ile haram olanlar, st emme yolu ile de haram
olurlar." buyurmutur. Bu da Kur'an'n mutlak ifadesine uygunluk
arzetmektedir.
Sahhayn'da sabit
olduu zere Ukbe b. el-Hris anlatr: Kendisi mm Yahya bt. Eb hb ile
evlenmiti. Siyah bir cariye geldi ve "Ben ikinizi de emzirdim."
dedi. Bunun zerine bunu Hz. Peygamber'e (s.a.) zikrettim. O benden yz
evirdi. Ben ona baka bir taraftan sokuldum ve durumu ona anlattm:
"Nasl olabilir ki? O her ikinizi de emzirdiini iddia ediyor."
buyurdu. (Rv yle diyor:) Hz. Peygamber ona, o kadn yasaklad.[195] Bu
hadiste Hz. Peygamber (s.a.), ka defa emzirildiini sormamtr.
Bunlar devamla yle
demektedirler: Bu, haramln taalluk ettii bir itir, dolaysyla az ile
ou arasnda fark yoktur. Nitekim haraml gerektiren cinsel iliki de
yledir, az da ou da haram olmaktadr. Hem sonra, kemiin gelimesi ve
olumas, etin bitmesi stn ou ile olduu gibi az ile de olur. br
taraftan, st haraml iin bir say ileri srenlerin szleri, gerek ka defa
emme konusunda gerekse emmenin hakikati hakknda pek ok farkllklar
arzetmektedir ve birbirini hi tutmamaktadr. Sri', durumu byle olan bir
konuda, zabt ve renilmesi imkn olmad iin, belli bir nisb koymamtr.
St haraml iin en
az defa emme gereini art koanlar ise yle demektedirler: Sabit olduu
zere Hz. Peygamber (s.a.): "Bir emme iki emme haram klmaz."
buyurmutur. mm'1-Fadl bt. Haris ise Hz. Peygamber'in (s.a.): "Bir ya da
iki defa azna memeyi verme (imlce) st haraml dourmaz." buyurduunu
rivayet eder. Baka bir hadiste, bir adam :"Ya Raslalah! Tek bir emme
haram klar m?" diye sormu, Hz. Peygamber (s.a.) da : "Hayr!"
cevabn vermitir. Btn bunlar, sahh ve sanh hadislerdir ve Mslim'in
Sahh'inde rivayet edilmilerdir.'[196]
Bu hadislerden sarf-
nazar etmek mmkn deildir. Dolaysyla yetin umumu ile amel ederek defa
emmekle haraml isbat ettik; den daha az olmas durumunda da , hadislerle
amel ederek haramb drdk. unu da ilave edelim ki, adet ve tekrar
szkonusu olan eylerde e itibar edilir. nk, en az cemi olmaktadr ve
Sri' Tel, adedine pek ok yerde itibar etmitir.
St haraml iin be
defa emme artn ileri srenlere gelince, onlar da yle demektedirler: Bu
konudaki bizim delillerimiz, bu fasln banda geen sahh ve sarih
hadislerdir. Hz. ie, durum bu vaziyette iken Hz. Peygamber'in (s.a.) vefat
ettiini habeT vermitir. Bu konuda Hz. Peygamber'in (s.a.) Sehle bt. Sheyl'e:
"Slim'i be defa emzir, ona haram olursun." buyurmu olmas delil
olarak yeterlidir.
unu da ilave edelim
ki, bu konuyu mmet ierisinde en iyi bilen Hz. ie ve Hz. Peygamber'in (s.a.)
dier hanmlardr. Hz. ie, kendisini grmesini, yanna girip kmasn
istedii kimseler olduunda, erkek ve kz kardelerinin kzlarna (yeenlerine)
onlan be kez emzirmelerini emrederdi.
St haramlnm bir ya
da iki emme ile olmayacan ifade etmek, haramln az olsun ok olsun mutlak
emmeye bal olmad konusunda sarihtir. Bunlar sahh ve sarih olan
hadistir ve bazs soru sorana cevap mahiyetinde km, bazs da dorudan
hkm koymak amacyla varid olmutur. Biz haramlk hkmn be defa emmeye
baladmz zaman, sizin istidlalde bulunduunuz delillerden hibirisine
muhalefet etmi olmuyoruz; aksine onlarn mutlak ifadeletini be says ile
kaytlam oluyoruz; mutlakn takyidi ise, beyandir, nesh ve tahsis
deildir.
St haramlm az ya
da ok emmeye balayanlar,' bir ve iki emme ile haramlm sabit olmayacan
ifade eden hadislere muhalefet etmektedirler. Haraml defa emmeye
balayanlar ise, her ne kadar bu hadislere muhalefet etmi deillerse de, be
adedini getiren hadislere muhalefet halindedirler.
Haraml be says
ile kaytlamayanlar yle demilerdir: Be defa. emme ile ilgili haberi, Hz.
ie hadis nakleder gibi nakletmemitir ki, onunla ihticac edilsin. O, onu
sanki Kur'an'm gibi nakletmitir. Kur'an ise, ancak tevatr ile sabit olur.
mmet bunu Kur'an olarak nakletmemitir; dolaysyla da Kur'an olamaz. Ne
Kur'an ne de hadis olmaynca, onunla hkm isbatnda bulunmak mmkn
olmayacaktr. Haraml be says ile kaytlayanlar buna yle karlk
vermilerdir: Kur'an'dan olup da hd olarak nakledilenler iki adan
incelenmitir: 1) hd olarak Kur'an'dan olduu nakledilen eyin Kur'an'dan
olup olmad, 2) Onunla amelin vcib olup olmad. Hi phe yoktur ki,
bunlarn her ikisi de ayn ayn eylerdir. Birincisi, onunla namazn sahh
olmasn, abdestsiz kimseye dokunmasnn, cnb kimseye okumasnn haramlm
ve benzeri Kur'an'a ait dier hkmleri gerektirir. Mtevatir olma art
bulunmad iin bu hkmler yok diye, onunla amel etmenin vcubu da gerekmez,
denilemez. nk, amel iin zan yeterlidir. Nitekim drt imamdan herbiri, bu
gibi mtevatir olmayan kraatle yerine gre ihticacta bulunmulardr. mam
afi ve Ahmed bu konuda szn ettiimiz Hz, ie kraatini delil olarak
kullanmlardr. mam Ebu Hanife, keffret orucunun birbiri arkasna olmas
art hakknda bn Mes'd'un, " gn pei peine oru tutar."
eklindeki kraati ile istidlalde bulunmutur.mam Mlik ve daha nce sahabe ,
annenin ocuklarndan birisine ait farz hissenin sds olduuna, beyy'in:
"Eer bir erkek veya kadna kelle yollu (ocuu ve babas olmad halde)
vris olunuyor ve bunlarn ana bir erkek veya bir kz kardei bulunuyorsa, her
birine altda bir der." eklindeki kraatini delil getirmilerdir. Btn
limler bu kraatle ihticacta bulunmulardr,icmn bu kraatten baka istinad
bulunmamaktadr.
"Bunun nakli ya
Kur'an ; ya da haber (hadis) nakli gibidir." sznze kar: Evet, ak
Kur'an gibi; diyoruz. "Bu durumda tevatr ile nakli gerekir."
sznze de : Lfz da neshedilse bu gereklilik var m?
deriz.
Birincisi mmkn
deildir. kincisi ise kabul edilir. En kt ihtimalle denilecek sz "O
Kur'an'dr, lfz mensh, hkm ise bakidir; dolaysyla hkm, eklinde hd
olarak nakledilen, fakat hkm baki lafz mensh Kur'an yeti hkmnde olur.
Buna verilecek bir cevap olmayacaktr.
Mesele hakknda iki
zayf gr daha bulunmaktadr:
1) Haramlk hkm en az yedi kez emme ile
tahakkuk eder. Nitekim Tvs'a, yedi defadan daha az olan emme st haraml
dourmaz; diyenlerin gr hakknda
sorulduunda: "yleydi, sonra haraml getiren bir durum ortaya kt.
Bir defa emme haram klar (oldu.) ." dedi. Bu grn bir delili bulunmamaktadr.
2) Haramlk en az on defa emme ile tahakkuk
eder. Bu gr Hz.Hafsa ile Hz. ie'den rivayet olunmaktadr.
Bir dier gr ise
yledir: Hz. Peygamberin zevceleri ile , dier kadnlar farkldr. Tvs yle
der: "Hz. Peygamber'in (s.a.) zevceleri iin "haram klc
emmeler", dier kadnlar iin de "bilinen emmeler" szkonusu
idi. Sonra bu terk edildi."
Bu grler ierisinde
hangisinin doru olduu ortaya kmtr,
Tevfik ancak
Allah'tandr.
Soru: St haraml
konusunda, "emme" tabirinden kastedilen ey nedir ve bunun bir ls
var mdr?
Cevap: St emme demek
olan kelimesi kelimesinden kelimeleri gibi, bir kere olu bildiren masdar
kalbdr. ocuk ne zaman memeyi azna alr, ondan emer ve arz bir durum
olmadka kendi ihtiyar ile terkederse, bu bir "emme" olmu olur.
Zira Sri' Tel , bu ekilde mutlak olarak zikretmitir; dolaysyla mnann
tayini iin rfe hamledilmesi gerekir. rf ise bu ekildedir. Nefes alma,
azck bir dinlenme veya dikkatini eken bir eyden dolay nz olarak memeyi
brakp sonra hemen tekrar emmeye dnmesi, bunu bir kere emme olmaktan
karmaz. Nitekim, yemek yiyen kirase, buna benzer bir durumla yemeine ksa
bir ara verse ve sonra hemen yine yemeine dnse, bu iki defa yeme olmayp, bir
defa yeme saylmaktadr. Bu gr mam afi'nin mezhebi olmaktadr.
filere gre, ocuk
emerken, st veren kadnn emmeyi kestirip sonra hemen tekrar geri dndrmesi
konusunda iki vecih bulunmaktadr:
Birincisine gre,
ocuk kendi ihtiyan ile memeyi terletmedii srece, kadn defeatle kestirse
bile , yine bir defa emme saylr. nk, nemli olan ocuun fiilidir, st
veren kadnn fiili deildir. Bu yzdendir ki, kadm uyurken ocuk ondan emecek
olsa, bu er'an haraml douran emme olarak saylmaktadr. Kadnn ocuk
emerken, emmesini kesmesine itibar edilmez. Nitekim, bir doktorun emretmesi
neticesinde bir kere yemek yemee balayan kimseyi, bir bakas gelerek
yemeini kesse, sonra tekrar dnse, bu bir kere yemek olmaktadr.
kinci vecih: Bu,
ikinci bir ernme olur. nk emme olay hem emenden, hem de emzirenden sahh olmaktadr.
Bundan dolaydr ki, ocuk uyurken kadm boazndan stn aktsa, bu da bir
emme olarak saylmaktadr.
ocuk emerken, bir
baka, kadnn memesine intikal etse, bu durum hakknda da yine filere ait
iki vecih bulunmaktadr:
1)Her ikisi
de hesaba
katlmaz. nk henz
emme tamamlanmadan
birisinden dierine intikal
etmitir; dolaysyla hibirisinden
de "emme" olay tamamlanmamtr. Bunun iindir ki, ocuk emerken
ayn kadnn bir memesinden dier memesine intikal edecek olsa, bu bir emme
saylmaktadr.
2) Her ikisi
hakknda da birer kere emme saylr. nk ocuk kendisi emmi ve kendi ihtiyan
ile keserek birisinden dierine intikal etmitir.
mam Ahmed'in
mezhebine gelince, bn Kudme, Munde yle der: "ocuk ak bir ekilde
kendi ihtiyar ile emmeyi keserse bu bir emme saylr, bundan sonra tekrar
dnmesi durumunda bu da ikinci bir emme saylr. Ancak, nefes tkanmas, bir
memeden brne intikal, veya dikkatini eken bir ey iin keserse, ya da kadn
kestirse bu durumda bakarz: Eer hemen dnmezse o bir emmedir. Eer derhal
dnerse, bu durumda iki vecih bulunmaktadr: Birincisine gre, o bir emmedir.
Tekrar dnmesi durumunda, o da ikinci bir emmedir. Bu Ebu Bekir'in tercihi ve
Hanbel rivayetinde mam Amed'in kelmnn zahiri olmaktadr. nk o yle
demitir: "Grmez misin ki, ocuk memeden emiyor, nefesi tkand zaman
teneffs iin ya da dinlenmek amacyla memeyi brakyor, bunu yapt zaman o
bir emmedir.1* e-eyh (bn Kudme) yle
der: Byledir, nk ayet geri dnmeseydi, birincisi bir emme idi. Dolaysyla
kendi ihtiyar ile brakm olmas durumunda olduu gibi, dnm olsa da , o
bir emme olacaktr.
kinci vecihe gre ise
, bunun hepsi birden bir emmedir ki, bu mam afi'nin mezhebi olmaktadr Bunda
, emziren kadnn ocuu emmeden kesmesi durumu mstesnadr, o takdirde iki
vecih bulunmaktadr. nk, kii yemin etse ve "Bugn tek bir kere
yemekten baka yemeyeceim." dese ve yemek bir sre devam etse veya su
imek iin ara verse veya bir trden baka bir tre intikal etse , yahut
kendisine getirilen yemei beklese; btn bu durumlarda tek bir kere yemek
yemi saydr. Dolaysyla burada da ayndr. Birincisi daha sahihtir. nk,
burundan ve boazdan aktlan az st bir emme saylmaktadr. Burada da ayn olur.'[197]'
Ben derim ki: mam
Ahmed'in sz iki ekilde anlalabilir: Birincisi, bn Kudme'nin
zikrettiidir ve "o bir emmedir" sz ikinci emmeye rcidir.
kincisi: Toplam tek bir emmedir mnasna gelebilir ve bu durumda "o bir
emmedir" sz birinci ile ikinciye birden rci olur. Bu ikinci ihtimal
daha aktr. nk, mam onun bir emme olduuna, nefes tkanmas veya
dinlenmesi ile istidlalde bulunmutur. Malumdur ki, byle bir istidlal birinci
ile ikincinin beraberce bir emme olmas hususuna, ikincinin mstakil ayn bir
emme olmasna istidlalden daha uygun dmektedir. Dn!
bn Kudme'nin,
burundan ve boazdan aktlan az miktardaki ste benzetmesine gelince, orada
mstakillik szkonusudur, kendinden nce bulunan emmeye tbilii szkonusu
deildir, onun tamamlayc unsuru da deildir; dolaysyla bir emme saylr. Bu
.meselemizde ise durum byle deildir; nk, ikincisi birinciye tbidir ve
onun tamamlaycs mahiyetindedir. Aralarnda fark vardr. [198]
Drdnc hkm:
Haramln taalluk ettii st emme, normal st emme a ierisinde, stten
kesilmeden nce olandr. Fukaha bu konuda da ihtilf etmilerdir: mam f,
Ahmed, Ebu Ysuf ve Muhammed: "ki sene ierisinde olan st emme haramlk
dourur, daha sonra olan emmeler haram klmaz." demilerdir. Bu Hz.Crner,
bn Mes'd, Ebu Hureyre, bn Abbs, bn mer'den de sahih olarafe.
nakledilmitir. Ayn gr, Sad b. el-Mseyyeb, a'b, bn brme'den de
rivayet edilmitir. Sfyn, shk , Ebu Ubeyd, bn Hazm, bn'l-Mnzir, Dvd
ve onun ou tabilerinin mezhebleri de bu olmaktadr.
Dier bir grup ise,
st haraml douran emmenin, stten kesilmeden nce gerekleen emme olduunu
belirtmiler ve belli bir sre tahdidine gitmemilerdir. Bu gr, mm Seleme
ve bn Abbs'tan sahh olarak sabit olmu; ayn zamanda Hz. Ali'den de rivayet
edilmitir; ancak bu doru deildir. Zhr, Hasan, Katde, krime, Evznin
grleri de bu ekildedir. Evz yle der: "Eer bir yanda iken stten
kesilir ve stten kesilme hali bylece devam ederse, hal byle iken henz iki
yl dolmadan emzirilse, bu emme st haraml dourmaz. Ama st emmesi devam
eder ve stten kesilmezse, bu durumda, iki yl ierisinde emzirilen st,
haramlk dourur; iki yldan sonra emzirilmesi durumunda ise, hl stten
kesilmemi de olsa haramlk sabit olmaz."
Bir baka grup ise :
" St haraml douran emme kk iken olan emmedir." demilerdir ve
belli bir tahdide gitmemilerdir. Bu gr de bn mer, bnu'l-Mseyyeb ve Hz.
ie hari, Hz. Peygamber'in (s.a.) dier hanmlarndan rivayet edilmitir.
Ebu Hanife ve Zfer,
otuz ay tahdidinde bulunmulardr. Ebu Hanife'den, Ebu Yusufla Muhammed'in
grleri dorultusunda baka bir rivayet de mevcuttur.
mam Mlik, mezhebinde
mehur olan grnde: "ki yl ve ona yakn bir zaman ierisinde olan st
emme haram klar; ondan sonra meydana gelen emmeler haram klmaz."
demektedir. Sonra ondan, iki yl aan sre iin az sayda gnler, veya iki ay,
ya da bir ay kadar gibi rivayetlerde bulunulmutur. Veld b. Mslim ve daha
bakalar, ondan "ki yldan sonra, bir, iki ya da ay ierisinde olacak
olan st emme, bana gre iki yl ierisinde olmu gibidir." dediini
rivayet etmilerdir. Pek ok talebi yannda mehur olan da budur. Muvatta
rvlerinin ki mam vefat edinceye kadar konuyla ilgili gr kendisine
okunurdu rivayeti ise: "ki yldan sonra meydana gelen st emmelerin az
da ou da hibir haramlk hkm dourmaz; o sadece bir yiyecek
hkmndedir." eklindedir.[199] O
yine yle demitir: ocuk iki yldan nce stten kesilmise ve yemek
yiyebiliyor ve bylece st emmeye ihtiyac kalmamsa, bundan sonra emecei
stle haramlk hkm domaz.
Hasan b. Salih, bn
Eb Zi'b ve Kfe limlerinden bir grup, st haram iin sre yldr,
yldan sonra ise haramlk domaz; demilerdir.
mer b. Abdilaziz, st
haraml sresinin yedi yama kadar uzayacam sylemitir Yezd b. Hrn,
onun bu grn taaccble naklederdi. Ondan bunun aksi baka bir gr de
nakledilmitir. Reba, yine ondan st emme sresinin iki yl ve on iki gn
olduunu rivayet etmitir.
Selef ve haleften bir
grup da, yal da olsa, byk kimsenin emmesi ile de haramlk sabit olur;
demilerdir. Mlik, bn ihb'dan rivayet eder: bn ihb'a, byk insann st
emmesini sorarlar. O: "Bana Urve b. Zbeyr Hz. Peygamber'in Sehle bt.
Sheyl'e Slim'i emzirmesi emrini verdiini ve Sehle'nin de bunu yaptn, onu
kendisinin olu olarak grdn bildirdi." diye cevap verir. Urve yle
der: "M'minlerin annesi Hz. ie, erkeklerden huzuruna girmesini istedii
kimseler hakknda bu gr esas almtr. O, kz kardei mm Glsm'e ve
kardeinin kzlarna, yanma girip kabilmesini arzu ettii kimseleri
emzirmelerini emrederdi. "[200]
Abdurrezzk, bn
Creyc'den nakleder: O yle der: "At b. Eb Rebh' iittim: Bir adam
ona unu sordu: "Bir kadn ben byk bir adam iken bana stnden iirdi.
Ben onu nikahlayabilir miyim?" At: "Onu nikahlama!" dedi. Ben
ona: "Bu senin grn mdr?" diye sordum. "Evet, Hz. ie
kardeinin kzlarna bu ekilde emrederdi." dedi.[201] Bu
gr, Hz. ie'den sabit olmaktadr. Hz.Ali ve Urve b. Zbeyr, At b. Eb
Rebh'tan da rivayet edilmektedir. Bu ayn zamanda Leys b. Sa'd*[202] ve
Ebu Muhammed b. Hazm'n da mezhebi olmaktadr. O (bn Hazm) yle der:
"Byn emmesi yal bir kimse de olsa, kn emmesinin haram
kld gibi haram klar, aralarnda bir fark yoktur."[203]'
imdi de st
haramlnn domas iin iki sene tahdidi getirenlerle, byn emmesi de
haram klar diyenlerin delillerine bakalm. nk bu ikisi grler ierisinde
iki u taraf tekil etmektedir. Dier grler ise aa yukar birbirlerine
yakndr.
ki sene tahdidi
getirenler yle derler: Yce Allah: "Anneler ocuklarn, emzirmeyi
tamamlatmak isteyen baba iin tam iki sene emzirirler."[204]
buyurmu ve emme mddetinin tamamn iki yl saymtr. Bu da, iki yldan sonra
emilen stn bir hkm olmayacana dellet eder; dolaysyla ona haramlk
hkm taalluk etmez. Bu sre, bizzat Raslullah'm "alk mddeti"
olarak bahsettii ve st emme haramlnn sadece bu dnemde olacan
belirttii sredir.
Bunlar yle devam
ediyorlar: Bu sre, Hz. Peygamber'in: "Ancak memede iken st haram
szkonusudur." buyurduu meme (emzirme) sresidir. Bu Araplarca bilinen
bir ifade eklidir. Zira onlar "Falan memede ld." derler ve bu st
emme anda, stten kesilmeden nce anlamna gelir. Hz. Peygamber'in (s. a.)
len olu hakknda: "brahim memede iken ld; onun cennette emzirmesini
tamamlayacak bir st annesi vardr."'[205]
buyurmas da bu kabildendir. Bunu "St ; ancak henz ocuk stten kesilmeden
memeden barsaklara ulamas ve onu doyurmas durumunda haram klc
olur." hadisi de te'kit eder. te bu vasf haramlk douracak emmeye
ait olmaktadr. Malumdur ki, byk bir kimsenin emmesi bu vasftan da
uzaktr.
Bundan daha sarih ve ak
olan:" St emme ancak iki yl ierisinde szkonusudur." eklindeki
bn Abbs hadisidir.
Tezimizi "St
emmeden, ancak et bitirip, kemikleri gelitiren (st emme anda olan) ksm,
haramlk hkm dourur," eklindeki bn Mes'd hadisi de te'kit etmektedir.
Byk insann emmesi, ne et bitirir, ne de kemiklerini gelitirir.
Eer byn emmesi
haram klc olsayd, Hz. Peygamber (s.a.) ie validemize, byk olduunu
grd st kardeinin yanna girmesinden holanmamas neticesinde yznn
rengi deimi bir vaziyette: "Bakn! Kardeleriniz kimler?" demezdi.
Eer byn emmesi haram klc olsayd, byk ile kk arasnda bir fark
olmaz ve Hz. Peygamber (s.a.) honudsuzluk gstermez ve, "Bakn!
Kardeleriniz kimler?" buyurmazd. Sonra da: "St haram ancak
alktan dolay sabit olur." demezdi. Bunun altnda, o kimsenin st emme
dneminde emmemi olabilecei, dolaysyla da haramlm domayaca ve neticede
karde olmayaca endiesinin bulunduu anlam yatmaktadr.
Sehle'nin Slim'i
emzirmesiyle ilgili hadise gelince, bu ilk hicret sralarnda olmutu; nk,
bu hdise evlatlk messesesini ortadan kaldran yetin'[206]
hemen akabinde olmutur. Bu yet ise hicretin ilk zamanlarnda inmitir.
Kkl, stten
kesilmeden, memede iken emme art olarak getiren hadisler ise, bn Abbs ile
Ebu Hureyre'nin rivyetlerindendir. bn Abbs, Medine'ye ancak Mekke fethinden
nce gelmitir. Ebu Hureyre ise, kesin olarak Hayber senesinde mslman
olmutur. Her ikisi de Medine'ye, SlinYin Ebu Huzeyfe'nin hanmndan emmesi
olayndan sonra gelmilerdir.
Byk kimselerin st
emmeleri ile de, haramlm sabit olacan isbat edenler ise yle
demektedirler: Hibir kimsenin, shhatinden phe edemeyecei bir ekilde, Hz.
Peygamber'in Sehle bt. Sheyl'e, Ebu Huzeyfe'nin zadls Slim'i emzirmesini
emrettii sabittir. O srada o, bykt ve sakal vard. Buna ramen Hz.
Peygamber (s.a.) kendisine: "Onu emzir, ona haram olursun."
buyurmutu. Daha sonra bunlar ■hadisi, hadisin btn tarik ve lafzlarn
ortaya .koyarlar ki, bunlar phesiz sarih ve sahihtir.
Devamla yle derler:
Bu haberler probleme yer brakmaz ve yette | zikredilen iki yln bitimi ile,
ya da kk ocuk iin uygun grdkleri takdirde karlkl rza ile iki yldan
daha nce tamamlanacak olan emzirmeden maksadn ne olduunu aklamaktadr. Bu
yet sadece emziren kadna nafakay ve isteseler de istemeseler de ebeveyn
zerine vacib olan eyi gerektirmektedir, yet bu konuda yeteri kadar aktr.
.nk Yce Allah :"Anneler ocuklarn, emzirmeyi tamamlatmak isteyen
baba iin tam iki sene emzirirler. Analarn yiyecek ve giyeceini uygun bir
ekilde salamak ocuk kendisinin olan babaya bortur."'[207]
Yce Allah, annelere ocuun iki yl emzirilmesini emretmitir. yette iki
yldan sonra emziril d iinde haramlm sabit olaca ya da iki yln
tamamlanmas ile haramlm kesilecei hususu yoktur. Allah "Sizi emziren
anneleriniz ve st kz kardeleriniz... haram klnd" buyururken,
"iki yl ierisinde" ya da herhangi bir zaman ierisinde buyurmuyor ve
dier yetler zerine bir ziyade getirmiyor. yetin ummunun tahsisi, zan veya
beyan iermeyen ihtimal ile deil; ancak onun tahsisi olduunu beyan eden bir
nass ile caiz olabilir. Byn emmesi yznden
st haramlnn doaca ile ilgili haberler, tevatr eklinde bize ulamtr.
Onu Hz. Peygamber'in (s.a.) hanmlar, Sehle bt. Sheyl ki kendisi ilk muhacir
hanmlardandr Hz. Peygamber'in (s.a.) vey kz, mm Seleme validemizin kz
Zeyneb rivayet etmilerdir. Sonra tabin neslinden Kasm b. Muhammed, Urve b.
Zbeyr, Humeyd b, Nfi rivayet etmilerdir. Bunlardan Zhr, bn Eb Mleyke,
Abdurrahman b. Kasm, Yahya b. Sad el-Ensr, Reba ; daha sonra banlardan
Eyyb es-Sahtiyn, Sfyn es-Sevr, Sfyn b. Uyeyne, u'be, Mlik, bn
Creyc, uayb, Ynus, Cafer b. Reba, Mmer, Sleyman b. Bilal vb. rivayet
etmilerdir. Bunlardan da byk kalabalklar ve ok sayda kimseler nakilde
bulunmulardr. Dolaysyla bu haberin shhatinde, taraftar ya da kar olan
hibir kimsenin ihtilaf bulunmamaktadr. Bu durumda geriye, yalnz; "Bu
sadece Slim'e aitti." eklindeki itiraz kalmaktadr. Nitekim, Hz.
Peygamber'in (s.a.) zevcelerinden bazlar ile onlara tbi olan kimseler byle
sylemilerdir. Byle bir tevile sarlan kimse bilsin ki, bu Hz. Peygamber'in
(s.a.) eleri arasnda buna kail olanlarn bir zanm olmaktadr. Hadiste bu
ekilde varid olmufve onlar:"Bilmiyoruz. Belki de o, Hz. Peygamber (s.a.)
tarafndan herkese deil de sadece Slim'e verilmi bir ruhsatt."
demilerdir.[208]' Onlarn bu
telakkilerinin bir zan olduu kukusuz olduuna gre, zan ile sabit snnetlere
kar durmak imkn yoktur. Yce Allah : "Gerekte ise zan, hakikat karsnda
bir ey ifade etmez."[209]
buyurmaktadr. mm Seleme validemizin kendi zann ile ihticcta bulunmas ile,
Hz. ie'nin bizzat sabit snnetle istidlalde bulunmas arasnda dalar kadar
fark vardr. Bu yzdendir ki, Hz. ie kendisine :"Senin iin
Raslullah'da (s.a.) rnek yok mudur? " dediinde, mm Seleme susmu ve
tekbir harf bile sylememitir. Bu ya onun da Hz, ie'nin grne rc ettiini,
ya da kendisini savunacak bir delili olmadn ortaya koyar.
Sehle'nin Hz.
Peygamber'e (s.a.): "Koskoca adam olduu halde onu nasl
emzirebilirim?" demesi, bu hdisenin zikredilen yetlerden (rtnme
yetlerinden) sonra geldii konusunda ak bir beyandr.
Kesin olarak biliyoruz
ki. eer bu Slim'e has bir ey olsa idi, Hz. Peygamber, onun hkmne
bakalarnn da ilhak edilemeyeceini kesin olarak belirtir, ondan bakas iin
bunun caiz olmayacam ifade buyururlard. Nitekim Ebu Brde b. Niyr hakknda,
kurban iin kesecei olan kendisi iin yeterli olacan, fakat kendisinden
baka kimse iin onun yeterli olmayacan ifade etmilerdir.[210] Bir
olam kurbanlk olarak kesilmesi ile; kendisine evliliin helllik ya da
haremliinin, mahremiyet, kendisi ile halvet ve sefere kma gibi hkmlerin
taalluk ettii byk nem arzeden bir konu ayn deildir. Malumdur ki, eer bu
sadece Slim'e has bir ey olsayd, onun tahsis eddildiinin beyan edilmesi
evleviyet arzederdi. Hz. Peygamber'in (s.a.): "St haraml ancak
alktan dolay sabit olur." buyurmas da bizim iin bir delildir. nk,
byk insann st imesi ocuun alnda olduu gibi veya ona yakn bir
seviyede kesinlikle alnn giderilmesine etki eder.
Soru: Eer bu konuda
byk ve kk ayn ise, o zaman onun zikrinin faydas nedir?
Cevap: Bunun zikrinden
gzetilen maksat, haramlm bir damla ste veya ala faydas olmayacak , et
bitilmeyecek, kemikleri oluturmayacak bir defack emmeye bal olmadn
ortaya koymaktr.
Hz. Peygamber'in
(s.a.) " St emme ancak iki yl ierisinde, memede iken, stten kesilmeden
nce szkonusudur." buyurmas, "Nese (erteleme) ekli hari rib
yoktur." , " Rib ancak nese eklindedir." eklindeki
hadislerinden daha ak ve net deildir. Buna ramen, bu hadisler, deliller
gerei "ribe'l-fadl"n (fark faizi) da cereyan edebileceine mani
deildir. Burada da durum ayn olmaktadr.
Hz. Peygamber'in
(s.a.) hadisleri ve sabit snnetlerinin tamam haktr ve uyulmas vacibtir.
lerinden bir ksm almp da dier bir ksm braklamaz. (Hz. ie) her
hadisi kendi konusunda uygulamaktadr. Buna dellet eden hususlardan birisi de
udur: M'minlerin annesi ve mmet ierisinde kadnlarn en anlayls
(fakihij olan Hz. ie, birok hususu rivayet eden kimsedir. "St haraml
ancak alktan dolay sabit olur." hadisini rivayet eden kimse de odur.
Sehle hadisini rivayet etmi ve gr olarak onu benimsemitir. ayet,
kendisine gre:: "St haraml ancak alktan dolay sabit olur."
hadisi Sehle hadisine muhalif olsayd, o takdirde kail olduu gre gitmez;
Hz. Peygamber'in yannda grd ve "O kardeimdir." dedii adam
yznden honudsuzluk gsterdii, yznn deitii bir srada kendisine kar
syledii bir hadisi terketmezdi.
Sahh olarak sabit
olduuna gre, Hz. ie validemi?;, byk de olsa, kz kardelerinden
birisinin, haFam klc vasfta emzirdii kimseleri huzuruna kabul ediyordu.
Biz Allah' hid tutuyoruz ve yarn kyamet gnnde kendisiyle O'na
kavuacamz kesin imanmz ortaya koyuyor ve diyoruz ki, m'minlerin annesi
Hz. ie, Hz. Peygamber'in (s.a.) mahremiyetine, kendisine grnmesi hell
olmayan kimseleri yanna almak suretiyle glge drecek bir tavra asla
girmez, onun harm-i ismetine asla bir halel getirmezdi. Yce Allah da, yedi
kat gklerin zerinden bereti inen Sddk'in kz Sddka elinde, sevgili
peygamberinin harmine halel getirtecek deildir. Yce Allah o mbarek zt, koruma altna alnm kutlu ve erefli
peygamberini son derece salam bir ekilde korumu, muhafaza etmi, onun korunmasn
ve himayesini, onun mdafaasn bizzat kendisi, yce kudreti ile, vahyi ve
kelam ile stlenmitir. Biz kesin olarak inanyor ve Allah' ahit tutarak
diyoruz ki, Hz. ie'nin yapm olduu dorunun ta kendisidir ve byn emmesi
ile de, kn emmesi ile sabit olan st haraml ve mahremiyet doar. Bu
konuda, kaytsz ve artsz btn mmetin kadnlarnn en fakhi olan ie
validemiz mesned olarak bize yeter. O,
bu konuda Hz. Peygamber'in (s.a.) dier hanmlar ile mnazara eder ve onlar:
"ylesi emme ile hibir kimse, bizim yanmza giremez." demekten
baka ona bir cevap veremezlerdi. Yine, bu grn Hz. Peygamber'imizin
amcasna ve halife iken, mutlak anlamda yeryznn en limi olan (Hz.Ali)'ye
ait olmas; mam afi'nin hakknda:
" O mam Mlikten daha fakihtir; ne var ki, akran ve talebeleri onu zayi
etmilerdir." diye hsn-i ehdette bulunduu Leys b. Sa'd'm ve At b. Eb Rebah'n
mezhebleri olmas bizim iin yeterlidir. At'nm mezhebi olduunu, Abdrrezzk,
bn Creyc'ten nakletmitir. Mlik,
Zhr'den zikreder: Zhr'ye, byk
nsann emmesi hakknda sorarlar. O, Ebu Huzeyfe'nin zadls Salim olay
hakkndaki Sehle bt. Sheyl hadisini
delil olarak kullanr. Abdrrezzk, bn Creyc Abdulkerm Salim b. Ebi Ca'd
el-Mevl el-Eca babas senedi ile rivayet eder: Baba (Ebu Ca'd) Hz.Ali'ye
sorar ve: "Ben byk iken, tedv amac ile bana stn iiren bir kadn
ile evlenmek istedim." der.
Hz.Ali: "Onu nikahlama!" diye cevap verir ve onunla evlenmesini
yasaklar, [211]'
Bunlar, bu konuda
bizim selefimiz olmaktadrlar. Delillerimiz de ite, shhat ve aklk
bakmndan gne gibi durmaktadr. Sizin ise, en ak olan hadisiniz merf
olarak rivayet edilen :"St ; ancak henz ocuk stten kesilmeden, memede
iken barsaklara ulamas ve onu doyurmas durumunda haram klc olur."
eklindeki mm Seleme hadisidir. Eer illetten salim olsayd, gerekten de ok
sarih bir delil olacakt. Ne var ki, hadis munkat bulunmaktadr.[212]
nk, Ftma bt. el-Mnzir'in mm Seleme'den rivayeti olmaktadr. Ftma,
mm Seleme'den bir ey iitmemitir. nk o kocas Him'dan on iki ya daha
bykt. Onun doumu altm ylnda, Ftma'nn doumu ise, krk sekiz ylnda
idi. mm Seleme ise elli dokuz senesinde veiat etmiti. Ftma o srada
kkt ve bul ama ermemiti. Bu durumda, ondan nasl hadis hfzetmi
olabilir? Babasnn teyzesinden de, onun bakmnda olduu srada, bir ey
iitmemitir. Ancak ninesi Esma bt. Eb Bekr'den hadis sem sabit
bulunmaktadr.
nsaf sahibi bir lim
bu gr zerinde dnp, haram klc st emme mddetini, ne Allah'n kitab
ve Rasl'nn snnetinden bir delile, ne de ashpdan bir kimsenin grne
dayanmakszn yirmi be ay, veya yirmi alt ay, veya on yedi ay ya da otuz ay
eklinde tahdid edenlerin grleriyle mukayese ettiinde, bu iki gr
arasndaki farkllk ve bunun dierine olan stnl kendisi iin ortaya
kacaktr. Bu arzettiklerimiz, konu ile ilgili her iki tarafn da ulatklar
son noktadr. Belki de, mesele zerinde duran kimse, bu grn kuvvetinin bu
noktaya kadar ulaacan ve bu grn deerlendirilmesi ve tashihi iin
akranlar ierisinde kimsede g ve kudret olmadn dnmyordu. Sen, ey
insaf sahibi lim! Bu birbirleriyle tartmma ierisinde bulunan kimseler
arasna otur ve aralarn taklidle veya "Falan yle dedi." ile
deil; hccet ve beyanla ayr.
Haramln iki yl ile
kaytl olduu grnde olanlar, bu Sehle hadisi hakknda ayr yaklam
gstermilerdir:
Birinci Yaklam:
Hadis mensuhtur. Bu yaklam, onlarn ounluuna aittir. Bunlar, hadisin
mensuh olduuna dair, kuru iddiadan te bir delil getirebilmi deillerdir.
nk onlar, dier hadislerin tarih asmdan kesin olarak bundan daha sonra
varid olduunu isbat durumunda deillerdir, byle bir imkan yoktur. ayet bu gr
sahipleri, onlarn iddialarn tersine evirse de, Sehle hadisi dierlerini
nesh etmitir dese, onun bu iddias da en az onun iddias ayarnda olurdu.
Onlarn, "Bu
olay, ilk hicret sralarnda, evlatlk messesesini ortadan kaldran (Ahzab,
33/5) yetin nzul srasnda idi." bn Abbs ve Ebu Hureyre'nin
rivayetleri ise daha sonradr..." eldindeki szlerine gelince, buna
birka adan cevap vermek mmkndr:
1) Bu iki
sahb, rivayetlerinde, bizzat Hz. Peygamber'den iittiklerini
zikretmemilerdir. Hatta bn Abbs, Hz. Peygamber'den (s.a.) sadece yirmiden
daha az hadis iitmitir; dier rivayetleri hep sahabeden (r.anhum) olmaktadr.
2) Hz.
Peygamber'in (s.a.) elerinden hibirisi, Hz. ie'ye kar, bu ekilde bir delil getirmeye
gitmemilerdir; aksine onlar, hadisin Slim'e mahsus bir uygulama olduu ve
bakalarnn ona kyaslanamayaca eklinde bir yaklam gstermilerdir.
3) Bizzat
Hz. ie bunu da onu da rivayet etmitir. Eer Sehle hadisi mensuh olsayd, bu
takdirde Hz, ie onunla amel etmi, nsihi ise terketmi olurdu ya da hadisin
bizzat rvsi olmakla birlikte onun daha nce meydana gelmi olduu kendisinin
bilgisi dnda talmas gerekirdi ki, bu ihtimallerin her ikisi de imkanszdr
ve son derece uzaktr.
4) Hz. ie
bizzat meselenin ierisindedir, onunla amel etmekte ve dierleriyle bu
konu zerinde tartmaya girmekte ve Hz. Peygamber'in dier hanmlarm buna
davette bulunmaktadr; dolaysyla Hz. ie'nin Sehle hadisine fazla bir ilgisi
vardr. Bu durumda bu hkmn tmden
neshedilmi ve dinde bir delil olmas tamamen ortadan kalkm iken, Hz.
ie'nin bundan habersiz kalmas, Hz. Peygamber'in dier hanmlarndan
hibirisinin bunu hatrlayarak ona
bildirmemesi, bylece onu uyarmamas mmkn mdr?
kinci yaklam; Bu
hkm sadece Slim'e hastr, bakalarna temil edilemez. Bu mm Seleme ve
onun grndeki Hz. Peygamber'in dier zevceleri ile onlara tbi olanlara
aittir. Bu yaklam nesh yaklamndan daha kuvvetlidir. nk bu yaklam
sahipleri yle demektedirler: Bu hkmn Slim'e has olduunu gsteren,
hususlar unlardr: 1) Sehle. bunu hicb (rtnme) yeti indikten sonra
sormutur. Bu yet ise, bir kadnn ancak zikredilen ve isimleri belirlenen
kimselere ziynet yerlerini (avret mahallerini) gsterebileceklerini, mahrem
olmayanlara ziynet yerlerini gstermelerinin kendilerine haram olacam
gerektirmektedir. Bu yetin ummundan, bir delil olmakszn zikredilenlerden
baka hibir kimse istisna edilemez. Kadn bir yabancy emzirdii zaman,
mutlaka avret yerini ona kar am olacaktr. Bu ise, yetin umumu gereince caiz
deildir. Burdan da anlyoruz ki, Sehle'nin Slim'i emzirmek iin avret yerini
ona amas, sadece Slim'e has bir uygulamadr.
Hz. Peygamber (s.a.)
mmetten bir kimseye bir emirde bulunur veya ona bir eyi mubah klar ya da bir
eyi yasaklarsa ve eriatta da buna ters den herhangi bir durum yoksa; bu
emir , izin ya da yasak, sadece ona has olduuna dair bir kaytlama bulunmad
srece btn mmet iin de sabit olur. Byle deil de, btn insanlara bir eyi
emreder ya da yasaklar, sonra da mmet ierisinden birisine emrettii ya da
yasaklad eyin aksini emreder veya yasaklarsa, bu ey sadece ona mahsus
olmu olur. Bu durumda biz, kalkp da "Hz. Peygamber'in bir kiiye emri,
btn mmet iin emirdir; onun bir eyi tek bir insana mubah klmas, btn
mmet iin mubah klmadr." diyemeyiz. nk, bu ilk emir ya da yasan
drlmesine sebebiyet verir. Bu durumda, bizim nasslann uyum gstermesi,
aralarnn telifi ve birbiri ile eliki ierisinde olmamalar iin, o emir ya
da yasan sadece o kiiye has olduunu sylememiz gerekmektedir. Yce Allah
kitabnda, kadnn mahremi olmayan kimselere avret yerlerini gstermemesini
emretmitir. Hz: Peygamber (s.a.) ise Sehle'ye Slim'i emzirmesini emretmitir.
Halbuki; Salim, Sehle'nin emzirmek iin memesini aaca srada kesin olarak
onun mahremi bulunmamaktadr. Dolaysyla bu uygulama, sadece Slim'e has ve
yetin ummundan istisna olmak zere bir ruhsat olur. Hal byle iken, bu
uygulamann hkm geneldir; diyemeyiz. nk bu durum rtnme yetinin hkmn
iptale gtrr.
Bunlar yle devam
etmektedirler: Bu yaklam benimsemekten baka kar yol yoktur. nk biz
bunu kabul etmediimiz zaman u iki yaklamdan birisini kabul etmemiz
gerekecektir ve bundan da kurtulu yoktur: Ya bu hadis, haramlk iin
kkln art olacan ifade eden hadisler tarafndan neshedilmi olacaktr
veya bunun tersine o hadisler Sehle hadisi ile neshedilmi olacaktr. Bu
ihtimallerden her ikisi de mmkn deildir; nk, bunlarn tarihleri
bilinmemektedir, aralarnda tearuz olduu kesin deildir ve hadislerin her
biriyle amel etmek mmkndr. nk biz Sehle hadisini zel ruhsata, dier
hadisleri de Salim hari genel mnalar zerine hamlettiimizde, bu hadislerden
bir ksm dier bazsn neshetmi olmayacak ve hadislerin tamamyla amel
edilmi olacaktr.
Hz. Peygamber (s.a.)
st emmenin ancak iki yl iinde, ocuk henz memede iken ve stten kesilmeden
nce olacam beyan ettiine gre,bu
Sehle hadisinin , ister tarihi nce olsun ister sonra, hususiyet arzettiine
dellet eder.Bir hkmn hususlik arzetmesi iin, eer onun hususliini
gsteren baka bir durum varsa, "Bu sadece sana hastr." ifadesiyle
belirtilmi olmas gerekmez.
"St haraml
ancak alktan dolay sabit olur." hadisinin zikrettiiniz ekilde
tefsirine gelince, bu son derece uzaktr ve lfzla arasnda bir balant
yoktur ve bu yorumunuz ilk anda muhataplarn aklna asla gelmez. Aksine hadisin
mnas, Ebu Ubeyd ve daha bakalarnn izah ettii ekildedir: Ebu Ubeyd yle
der: "St haraml ancak alktan dolay sabit olur." hadisinin
anlam udur: Ackt zaman, kendisini doyuran tabi yiyecei st olan kimse,
phesiz ki st emen ocuktur. Alndan doymas yemek ile olana gelince, onun
emmesi emme deildir. Hadisin mnas, "Emme, ancak iki yl ierisinde,
stten kesilmeden nce olur." demektir. Ebu Ubeyd ve dierlerinin yorumu
budur. Hadisten hemen akla gelen ilk mna da budur. Hatta hadis, bu iki
yorumdan her ikisine de ayn derecede dellet edecek olsa idi, dier hadislerin
mnalar destek verdii, onu ap izah getirdii iin, bu mnann anlalmas
daha uygun olacakt. Bu tefsiin dnda kalan dier mnann yanl olduuna,
bununla byk insann emmesinin kasdedilmi olmasnn sahih olmayacana
dellet eden hususlardan birisi de hadiste geen "alk" [el-mec'a]
kelimesidir. Bu sadece kk ocuun emmesine dellet eder. Bu, alktan dolay
emmeyi isbat, byle olmayan emmeyi ise nefyeder. Kesin olarak bilinmektedir ki,
Hz. Peygamber (s.a.) bu hadisleriyle stle giderilecek al kasdetmidir,
ekmek ve etle giderilecek al kasdetmemidir. Bu ne konuann, ne de
dinleyenin aklna gelecek bir mna deildir. Eer st emme hkmn(byk kk
ayrm yapmakszn) genelletirecek olursak, o zaman elimizde nefy ve isbat
edecek bir ey kalmaz. Hz. Peygamber'in (s.a.) Hz. ie'nin yannda yetikin
birisini grnce: "St haraml ancak alktan dolay sabit olur."
buyurmu olmas, yani szn ak hadisten gzetilen mnay aklamakta ve
sadece kadnn st ile giderilebilecek alk duyan kimsenin (yani bebenin)
emmesi ile st haraml hkmnn doacan ifade etmektedir. Szn ak
lfz sarih hale getirir. Hz. Peygamber'in (s.a.) mbarek yzlerinin deimesi,
ve o adamdan dolay honudsuzluk gstermesi ve: "Bakn! Kardeleriniz
kimler?" buyurmas, sadece st emme konusunda ihtiyatl davranlmas
iindir ve emmenin her trlsnn haramlk dourmayacan, bazan haram klp
bazan ise haram klmayacan ifade etmektedir. Bundan hibir kimse, st
emmenin says betir ve bu mna "alktan sabit olur" sz ile ifade
edilmitir; eklinde anlamaz. Byle bir ifade tarz, Hz. Peygamber'in beyan
tarzna ters der.
"Emme, al
kkten giderdii gibi, bykten de giderir." eklindeki sznz, bo bir
szdr. nk sakallar bitmi bir insann, kadm emerek doyaca ve emdii bu
stn ondan al uzaklatraca grlm bir ey deildir. Kk ocuk ise
byle deildir; nk onun iin stn yerini alacak baka bir besin yoktur, st
ondan al uzaklatrr. Byk insan asla ste alk gsterecek bir kimse
deildir. Hz, Peygamber'in (s.a.) aln hak;atini deil de, bulunduu yer ve
zamann murad etmi olmas da bunu aklamaktadr. Hi phe yoktur ki, ste
duyulacak alk zaman kklk devridir. Eer bu izah kabul etmez ve ille de
zahirine sarlrsanz, aln hakikati murad edilmitir derseniz, o zaman,
byk bir insan ancak a olduu zaman emdiinde st haraml doar; eer tok
iken emerse, herhangi bir etkisi olmaz , demeniz gerekir.
Hz. Peygamber'in
harm-i ismetinin korunduu, O'nun haremine Allah'n bir glge drmeyecei ve
onu muhafaza edecei konusuna gelince; Yce Allah m'minlerin annesi Hz.
ie'den raz olsun, o her ne kadar bu tr emmenin mahremiyet douraca
grnde ise de, dier validelerimiz bu konuda ona muhalefet etmiler ve
bylesi bir emme ile Hz. Peygamber'in harm-i ismetine girilmesini caiz
grmemilerdir. Bu durumda mesele ictihd olmaktadr; iki taraftan birisi bir
tek sevabla, dier taraf ise iki sevabla me'cr olacaklardr. ki sevab alma
bahtiyarlna ulaacak kimseler ise, bu konuda Allah ve Peygamberinin hkmne
isabet edenler olacaklardr. Bu tr bir emme ile, hem Hz. Peygamber'in harm-i
isi.metine girilmesini caiz gren, hem de bunu caiz grmeyip engelleyen sevab
kazanacaktr; her ikisi de Allah'n rzasn kazanmak. Peygamberine itaatte
bulunmak, onun hkmn uygulamak hususunda ictihad etmektedirler. Bu konuda
onlara rnek olacak iki erefli peygamber; Dvd ve Sleyman (s.a.) da
bulunmaktadr: Yce Allah her ikisini de hikmet ve hkm (idare) sahibi olmakla
vm, kaza (yarg) anlayn ise birisine has klmtr.
mm Seleme hadisini
reddetmenize gelince, bu ak bir hakszlktr; Ftma bt. el-Mnzir'in, mm
Seleme'yi kkken grm olmas sebebiyle hadisin munkat olmas gerekmez.
Bazan kk ocuk da gerekten birok eyi belleyebilir ve onu ezberleyebilir.
Nitekim, Mahmd b. er-Reb', kendisi henz yedi yanda iken, Hz. Peygamber'in
kendisine su pskrttn[213]
hatrlamaktadr. Ondan daha kk yata olanlar da hatrlayabilir. Siz Ftma,
mm Seleme'nin vefat srasnda on bir yanda idi; diyorsunuz. Bu ya
zellikle de kadnlar iin hi de nemsenmeyecek bir ya deildir. nk bu
yata bir kadn evlilik iin uygun olabilmektedir. Evlenme durumunda olan bir
kadn iin: "O ittiini anlayamaz, rivayet ettiini bilemez."
denilmesi nasl uygun olabilir? Bu sakat bir iddiadr ve snnetler bu gibi
iddialarla reddedilemez. Kald ki, mm Seleme ile Ftma'nn ninesi Esma
dosttular. Evleri ayn idi; Ftima ninesi Esm'nn gzetiminde babasnn
teyzesi olan Hz. ie ve mm Seleme'nin (r.a.) yansda yetimitir. Hz. ie:,
elli yedi ylnda vefat etmitir; elli sekizde vefat ettii de sylenir.
Ftma'nn ondan hadis iitmi olmas mmkndr. Ninesi Esm'ya gelince yetmi
senesinde vefat etmitir. Fatma o srada yirmi be yanda bulunuyordu. Bu
yzden, Ftma'nn ondan ok sayda rivayeti bulunmaktadr. mm Seleme de
Esm'nn rivayet ettii hadisin benzeri ile fetvada bulunmutur. Ebu Ubeyd, Ebu
Muviye Him b. Urve Yahya b. Abdirrahman b. Htb mm Seleme senediyle
yle rivayet eder: mm Sekmeye hangi eit emmenin st haraml douraca
sorulur. O: "Memede iken, stten kesilmeden emilen st (haram
klar)."[214] eklindeki hadisi
rivayet eder ve gereiyle fetva verir.
Hz.mer de bu
dorultuda fetva vermitir. Nitekim Drakutn, Sfyn b. Abdlah b. Dnr
hadisinde. bn mer'den yle dediini rivayet eder: Hz.mer'i: "St emme
(haraml) ancak, iki yl ierisinde, kklkte szkonusudur." derken
iittim.[215]
Hz.mer'in olu
Abdullah da ayn ekilde fetva vermitir. mam Mlik (ra.) Nfi' aracl ile,
bn mer'den rivayet etmitir: O yle derdi: "St emme (haraml) ancak,
kklkte emzirildii zaman szkonusudur; byn emzirilmesi diye bir ey
yoktur."[216]
bn Abbs da ayn
ekilde fetva vermitir: Ebu Ubeyd, Abdurrahman Sfyn es-Sevr sim
el-Ahvel krime senediyle bn Abbs'n: "Stten kesildikten sonra st
emme (haraml) yoktur." dediini nakleder.[217]
Bu mesele hakknda
Abdullah b. Mes'd ile, Ebu Musa mnazara etmiler ve bn Mes'd; "kk
iken olmadka, st emmenin haramlk dourmayacana" dair fetva
vermitir. Bunun zerine Ebu Musa onun grne rc etmitir. Drakutn yle
zikreder: bn Mes'd, Ebu Musa'ya: "Sen yle yle fetva veriyormusun?
Halbuki, Hz. Peygamber (s.a.): 'St emme haraml, ancak kemii glendiren ve
eti bitiren emmelerde szkonusudur.' buyurmutur." demitir.[218]
Ebu Davud, Muhammed b.
Sleyman el-Enbr Vek' Sleyman b. el-Mure Ebu Musa el-Hlll
babas bn Mes'd senedi le rivayet eder: Buna gre Hz. Peygamber
(s.a.):"St emmeden, ancak et bitirip, kemikleri gelitiren ^t emme anda olan) ksm
haramlk hkm dourur." buyurmutur[219]
Sonra bn Mes'd, bu
ekilde fetva vermitir. Nitekim Abdrrezzk, Sevr Ebu Bekir b. Ayya Ebu
Husayn Ebu Atiyye el-Vdi senediyle rivayet eder: Ebu Musa'ya bir adam gelir
ve : "Karmn memesi iti, ben de emdim, boazma st kat." dedi.
Ebu Musa ona sert davrand. Sonra adam bn Mes'd'a geldi. bn Mes'd ona:
"Benden baka kimseye sordun mu?" diye sordu. Adam: "Evet, Ebu
Musa'ya sordum ve o bana sert davrand." dedi. bn Mes'd, Ebu Musa'ya
geldi ve: "imdi bu st ocuu mudur?" diye sordu. Ebu Musa: "Bu derya (gibi lim) sizin aranzda iken,
bana sormayn." dedi[220]
te onun rivayeti ve fetvas byledir.
Hz.Ali'ye gelince,
Abdurrezzak, Sevr Cveybir ed-Dahhk Nezzl b.'Sebure senedi ile,
Hz.Ali'den: "Stten kesildikten sonra, st emme haraml yoktur."
dediini rivayet der.[221]
Bu Abdulkerim'in Salim
b. Eb '1-Ca'd ve babasndan yapt rivayete muhalif olmaktadr. Ancak,
Cveybir'in hadisi delil olarak kullanlamaz. Abdulkerim ondan daha salamdr.
nc yaklam: Sehle
hadisi ne mensuhtur, ne sadece Slim'e mahsus, ne de herkes hakknda geneldir.
Bu sadece:, ihtiya gerei, Slim'le Ebu Huzeyfe'nin hanm arasndaki durumda
olduu gibi, bir kadnn yanma girmek zorunda kalan ve onun da devaml
kendisinden rtnmesi zor olan kimse iin szkonusu olan bir ruhsattr. Byle
bir aresizlik ierisinde kalan byk bir insan kadn tarafndan
emzirildiinde, bu st etkisini gsterir ve st haraml dourur. Byle bir
durumda olmayan kimseler iin ise, byk olduu takdirde st haramh domaz,
haramlk ancak kk iken emzirildiinde szkonusu olur, Bu yaklam, eyhulislam
bn Teymiye'ye aittir. Byk iken st haramlmm domayacan ifade eden
hadisler ya mutlaktr, Sehle hadisi ile kaytlanmtr; ya da her hale ait
olmak zere ummdir ve bu durum bu hadisle tahsis edilmitir. Bu yaklam
nesih ve hkmn sadece Slim'e tahsisi yaklamlarndan daha uygundur ve ki
tarafl btn hadislerle amel etmi olmaya daha yakn gzkmektedir. er'
kaideler de bu yaklama ehadette bulunmaktadr. Doruya muvaffak klan ancak
Allah'tr. [222]
Bu konunun
aklamasn, bizzat Yce Allah kendi zerine alm ve kitabnda en ak, vazh
ve mull bir ekilde beyan etmitir. ddet konusunda Kur'an'n beyan dnda
kalacak hi bir ekil braklmamtr. Kur'an'da drt eit iddetten
bahsedilmitir ki, iddet nevilerinin tamam da bundan ibarettir:
Birinci eit iddet:
Hamile kadnn iddeti, kaytsz olarak ocuunu dourmasna balanmtr. Bin
talkla ya da ric' talkla boanm olmas; kocas lm veya hayatta olmas
ve boanmas arasnda fark yoktur. YceAllah: "Hamile olanlarn iddetleri,
ocuklarn dourmalar ile tamamlanr."[223]'
buyurmutur.
Bu yette adan
genellik (umumlik) bulunmaktadr:
Birincisi:Kendisinden
haber verilen kimselerin genellii. Bunlar hamile olan kadnlardr ve bu ifade
onlarn tamamn iine alr.
kincisi:
"Ecel" (mddet) in genellii: Mddet, hamile kadnlara izafe
edilmitir. Cemi isimlerinin (ism-i cem) marife bir kelimeye izafe edilmesi,
genellik bildirir. Dolaysyla ocuun dourulmas, onlarn mddetlerinin
tamam klnmtr; eer o kadnlardan bir ksmnn ondan daha baka mddetleri
bulunsayd, o zaman douma kadar
bekleme, onlarn tmne nisbet edilmi
bir mddet olmazd.
ncs: Mbteda ve
haber marifedir: Mbtedann marife
olduu belli; habere gelince ki yetteki ksmdr bunun marifelii muzaf
olan masdar tevili eklinde olmaktadr; yani, yetin takdiri eklindedir.
Mbteda ve haberin her ikisinin de marife olmalar durumunda, ikincinin birinciye
hasr gerekir. Nitekim:
"Ey insanlar,
muhta olanlar sizlersiniz; zengin olan
ve vlmeye lyk olan ise ancak Allah'tr."'[224]'
yetinde bunun rneini grmekteyiz.
Sahabenin byk
ounluu, hamile olan kadnn iddetinin dourmak (hamlini vaz etmek) olduuna
bu ekilde delil getirmiler ve kocas henz teneir zerinde olsa bile,
doumla iddetinin biteceini belirtmilerdir. Nitekim bizzat Hz. Peygamber
(s.a.) de, Eslemli Sbey'a'ya bu ekilde fetva vermitir. [225] Hz.
Peygamber'in (s.a.) bu hkm ve fetvas, Kur"an'dan alnmtr ve ona
tamamen uygundur.
kinci eit iddet:
Hayz gren kadnn iddeti: Bunun sresi kur' (hayz ya da temizlik sresi)
beklemektir Yce Allah: "Boanm kadnlar, kendi kendilerine kur'
(hayz ya da temizlik sresi) beklerler."[226]'
buyurur.
nc eit iddet:
Hayz grmeyen kadnn iddeti: Bu da iki kma ayrlr: a) Henz hayz
grmeyen kk ocuun iddeti. b) Hayz halinden kesilmi (yise) kadnn
iddeti. Yce Allah her iki ksmn da iddetlerini u yetle belirtmitir:
"Kadnlarnz iinde ay hali grmekten kesilenler ile henz ay hali
grmemi olanlarn iddetleri hususunda pheye derseniz, bilin ki, onlarn
iddet beklemesi aydr."'[227]'
Drdnc eit iddet:
Kocas len kadnn bekledii vefat iddeti: Bunu da Yce Allah u yetle
aklamtr: "inizden vefat edenlerin brakm olduu eler kendi
kendilerine drt ay on gn beklerler. "[228] Bu
yet kendisiyle gerdee girilen, girilmeyen; kk ya da byk olan hanmlar
iine almaktadr; hamile kadnlar ise bu yetin hkm iine girmemektedir.
nk onlar: "Hamile olanlarn iddetleri, ocuklarn dourmalar ile
tamamlanr."'[229]
yeti ile bu
hkmn dnda kalmaktadrlar.
Bu yette onlarn dourmalar, btn iddetleri saylm ve iddet douma
hasredilmitir. Vefat iddeti bekleyen hanmlar ise byle deildir; nk,
ilgili yette "beklerler" fiili mutlaktr ve bir genellii (ummu)
yoktur. Sonra:"Hamile olanlarn iddetleri, ocuklarn dourmalar ile
tamamlanr."'[230]'
yeti, "inizden vefat edenlerin brakm olduu eler kendi kendilerine
drt ay on gn beklerler."'[231]
yetinden daha sonra nazil olmutur. Yine: "inizden vefat edenlerin
brakm olduu eler kendi kendilerine drt ay on gn beklerler."'[232]'
yeti ittifakla, hamile olmayan kadnlar hakkndadr. nk, onun hamilelik
sresi bu sreden daha fazla devam edecek olsa, douma kadar beklemesi
gerekmektedir. Dolaysyla bu yetin ummu (genel ifadesi) ittifakla tahsis
grm bulunmaktadr. "Hamile olanlarn iddetleri, ocuklarn dourmalar
ile tamamlanr."'[233]'
yeti ise, ittifakla tahsis grmemitir. ayet bu konuda, hkmn byle olduuna
dair sahih snnet bulunmasayd, konuyu Kur'an'a havale etmek gerekecekti. Kald
ki, Kur'an'n getirdii hkm, snnet teyid etmekte ve onu takrir etmektedir.
Bunlar, Allah'n
kitabnda beyan ve tafsil edilmi olan iddetlerdir. Ancak bu iddet
eitlerinden bahseden yetlerden ne murad edildii ve dellet ettikleri
hususlar hakknda ihtilflar vardr. Allah'a hamd olsun ki, snnet bunlardan
murad edilen manalar aklamtr. Biz burada, szkonusu ihtilflar
zikredecek, bunlar ierisinde hangisinin doruya daha yakn ve evla olduunu,
snnetin delleti dorultusunda bulunduunu ortaya koymaya alacaz.
Bu ihtilflardan
birisi, selefin hamile bir kadnn vefat iddeti beklemesiyle ilgili
ihtilflardr. Hz. Ali, bn Abbs ve sahabeden bir grup, drt ay on gn ya da
doum vaktine kadar olan zamandan en uzun mddet hangisi ise. o kadar bekler;
demilerdir. Bu mam Mlik'in mezhebinde iki grten birisi olmaktadr. Sehnn'un
tercihi de bu ekildedir.
Ebu Tlib rivayetinde
mam Ahmed yle demektedir: "Hz. Ali ve bn Abbs, hamile olan kadnn
vefat iddeti beklemesi konusunda: "En uzun sreyi bekler."
demilerdir.[234] ibn Mes'd ise:
"Kim isterse, onunla yemin billah ederim ki, ksa olan Nisa sresi (yani
Talk sresi Bakara'dan) daha sonra nazil olmutur."' derdi.
"Dourduunda, (nikh iin) hell olmutur." eklindeki Sbey'a
hadisi onlarn arasnda hkmetmektedir, bn Mes'd, Kur'an'a yorum getirmekte
ve "Hamile olanlarn iddetleri, ocuklarn dourmalar ile
tamamlanr."[235]'
yetinin vefat iddeti bekleyen hanmlar iin olduunu, boanm kadnlarn da
ayn ekilde dourmalar ile iddetlerini tamamlam olacaklarn ve
nlkhlanmalannn hell olacan belirtmitir. Hamile kadnn, organlar
belirmemi bir ocuk drmesi durumunda iddeti tamamlanm olmaz. El ve
ayaklar belirmi bir ocuun dmesi durumunda ise, bununla criye zad
edilmi olur; iddet tamamlanr. Kadn dourur, fakat karnnda baka bir ocuk
daha bulunursa, dier ocuu da dourmadka, iddeti bitmi olmaz. Hamile
olmamas durumunda, vefat iddeti bekleyen kadnn, kocasnn kendisiyle gerdee
girdii evinden drt ay on gn ayrlmamas ve orada iddetini beklemesi gerekir.
ddet, kocann ld ya da boad gnden balar." Buraya kadar olan
ksm rnam Ahmed'in szdr.
Bu konuda bn Abbs ve
Ebu Hreyre (r.a.) birbirleriyle tartmaya girmi ve Ebu Hreyre: "ddeti
dourmasdr." demitir. bn Abbs ise "ki mddetten en uzun sreyi
bekler." demitir. Sonunda mm Seleme' yi hakem tayin etmiler ve ona
gitmiler, o da Ebu Hreyre'ye hak vermi ve Sbey'a hadisini de delil olarak
getirmitir.[236]'
bn Abbs'n bu
grnden vazgetii de rivayet edilmitir.
Sahabe ve tabinin
byk ounluu ve drt imam:" ddeti, ocuunu dourmasdr; isterse koca
henz teneirde bulunsun, dourur dourmaz nikhlanmas hell olur."
demilerdir.
"En uzun sre
kadar beklemesi gerekir." grnde olanlar, yle dernektedirler: Vefat
iddeti bekleyen hamile kadn, her iki yetin de umumu ierisine girmektedir.
Dolaysyla en uzun sre ile iddet beklemedii srece, iddetinden kesin olarak
km olamaz. Bu yetlerden birisinin ummunun dierinin hususlii ile tahsis
edilmesi mmkn deildir. nk her iki yet de bir adan aram (genel), dier
adan da hs (zel) olmaktadrlar. Baz ekillerin, her iki yetin c.e ummu
altna girmesi yani ummun gereiyle amel etme (iml) imkn bulunmaktadr.
Kadn, en uzun sreyle iddetini bekledii zaman; sreler ierisinde daha az
olan, daha uzun olan ierisinde mndemi bulunacaktr ve bylece her iki yetin
de ummu gerei hareket edilmi olacaktr.
ounluk ulema ,
bunlara kar ekilde cevap vermilerdir: Birincisi: Sarih snnet, itibann
sadece douma olduuna dellet etmektedir. Nitekim, Sahihayn'da. varid olduu
zere, Eslemli Sbey'a'nm kocas vefat etmi ve kendisini hamile olarak geride
brakmt. Kadn dourmu ve evlenmek istemiti. Ebu's-Senbil kendisine:
"Sen en uzun sreyi doldurmadka, nikhlanamazsm." demitir. Kadn
Hz. Peygamber'e (s.a.) sormu, O da: "Ebu's-Senbil yalan sylemi, Sen
(nikh iin) hell oldun. Dolaysyla dilediinle evlen!" buyurmutur.'[237]
kincisi: "Hamile
olanlarn iddetleri, ocuklarm dourmalar ile tamamlanr."[238]'
yeti, "inizden vefat edenlerin brakm olduu eler kendi kendilerine
drt ay on gn beklerler."[239]'
yetinden sonra nazil olmutur. Bu cevap Abdullah b. Mes'd'a aittir. Nitekim
Buhrfnin Salih'inde yle rivayet edilmektedir: "Siz o kadn zerine ii
zorlatryor ve ona ruhsat tanmyor musunuz? Ben Allah' hid tutarm ki,
ksa olan Nisa (Talk) sresi, uzun olandan (Bakara) sonra inmitir: "Hamile olanlarn iddetleri, ocuklarn
dourmalar ile
tamamlanr."[240]
yeti daha sonradr.![241]
Bu cevap izaha
muhtatr: nk, bu szn zahiri Talk sresindeki yet, tarih bakmndan daha
sonra olduu iin Bakara sresindeki yetten mukaddemdir, dolaysyla onu
nesheder; anlamna gelmektedir. Ancak, "nesh" tabirinin sahabe ve
selef terminolojisinde, daha sonra gelenlere nisbetle ok daha geni bir mnas
vardr. nk onlar nesh tabiri ile mna kasdetmektedirler:
1) Sabit bir
hkmn, hitapla (nassla) kaldrlmas.
2) Zahirin
delletinin, ya tahss ya da takyd yolu ile kaldrlmas, Bu mnada nesih,
birinci mnasndan daha geneldir.
3) Beyan,
haric bir delile bal olan lafzdan muradn ne olduunun aklanmasdr. Bu
ncs de daha nce geen iki mnadan daha genel olmaktadr.
te bn Mes'd (ra.)
Talk sresinin daha sonra nazil olduunu belirtmekle, iddetin doumla sona
ereceini belirten yetin Bakara sresindeki yeti, eer yetin ummu murad
ise, neshetmi olduunu; eer ummu murad deil idiyse, tahsis etmi olduunu
veya ondan muradn ne olduunu aklamak ve onun mutlak ifadesini kaytlamak
olduunu belirtmi; her ihtimale gre de. Talk sresindeki yetin, Bakara
sresindeki yetin umm ve mutlak ifadesine takdiminin gerekeceine iaret
etmitir. Bu bn Mes'd'un fkhtaki kemalinin ve ilimdeki derinliinin bir
neticesidir ve bu fkh uslnn onlarda bir seciye ve meleke eklinde
bulunduunu, ve hibir zaman bu konuda bir tekellfe girmediklerini
gstermektedir. Nitekim Arapa, men, beyn ve onlarla ilgili dier ilimler
de, onlarda bir meleke ve seciye e.klinde bulunuyordu. Onlardan sonra gelenler
ise, onlarn tozlarna ulamaya almak iin kendilerini yormaktadrlar.
Heyhat! O da nerde?!
ncs: Farzedelim
ki, doumun esas alnacana dair sarih snnet yok ve Talk sresi de sonraki
tarihli deil; bu takdirde de yine Talk sresindeki yetin takdimi, daha nce
ifade ettiimiz gibi, ummunun bulunuu ve br yetteki "beklerler"
ifadesinin de mutlak oluu gerekesiyle vacib olacakt. Meseleyi bylesi bir
anlaya havale etmek mmkn idi. Ancak pek ok kimseye gre kapal kal ve
incelii sebebiyledir ki, konu, snnetin beyanna havale edilmitir. Tevfk
ancak Allah'tandr.
"Hamile olanlarn
iddetleri, ocuklarn dourmalar ile tamamlanr."'[242]
yetinin delleti gerei, kadn ikiz ocua hamile olsa, her ikisini de
dourmadka iddeti sona ermez. yet ayn zamanda, istibr yapmas gereken
kadnlarn iddetlerinin de, ocuklarn dourmalar olduuna dellet
etmektedir. Yine yette, "hamillerini vaz etme" tabiri kullanld
iin, ocuu l ya da diri; tam ya da noksan; ruh flenmi veya flenmemi ne
ekilde doururlarsa doursunlar, iddetlerinin sona ereceine dellet
bulunmaktadr.
"inizden vefat
edenlerin brakm olduu eler kendi
kendilerine drt ay on gn beklerler."'[243]'
yeti ise, hayz grsn grmesin, sadece bu sre kadar beklemeleri ile
yetinileceine dellet etmektedir. Bu, ounluun gr olmaktadr. mam Mlik
ise yle der: Eer bir kadnn deti senede bir defa ay hali grmek ise ve bu
kadnn kocas da lrse, bu kadn hayzn grp ondan temizlenmedike (drt ay
on gn beklese de) iddeti bitmez. Eer hayz grmezse, kocann vefatndan
itibaren tam dokuz ay bekler. Ondan, ounluun gr dorultusunda ikinci bir
rivayet daha bulunmaktadr. Buna gre kadn, drt ay on gn bekler ve hayz
grmesini beklemez. [244]
Dier bir ihtilf
konusu da, yette geen "kar"' (c. kuru' ve akr') kelimesinin mnas
hakkndadr. Acaba bundan maksat hayz mdr yoksa temizlik sresi midir? [245]
Byk sahabler,
bundan maksadn hayz olduunu sylemilerdir. Bu Hz. Ebu Bekir, Hz. mer, Hz.
Osman, Hz. Ali, bn Mes'd, Ebu Musa, Ubde b, es-Smit, Ebu'd-Derd, bn
Abbs, Muz b. Cebel (r.anhum) gibi sahablerin gr olmaktadr. Ayn zamanda
bu, bn Mes'd'un Alkame, el-Esved, brahim, reyh, a'b, Hasan, Katde gibi
btn talebelerinin; bn Abbs'm talebeleri olan Sad b. Cbeyr ve Tvs'un;
Sad b. el-Mseyyeb'in grleri olmaktadr. shk b. brahim, Ebu Ubeyd
el-Ksm, mam Ahmed gibi hadis imamlarnn grleri de bu ekildedir.mam
Ahmed'i de bunlar arasnda saydk. nk o da bu gre rc etmi ve onda
karar klmtr, bunun dnda onun baka bir gr bulunmamaktadr. Daha
nceleri, "kar'"dan maksadn temizlik sresi olduu grnde idi.
el-Esrem rivayetinde yle demitir: "Kar'dan maksat hayzdr."
diyenlerin dayandklar hadislerin farkllklar arzettiini grdm; "Koca,
boad kars nc hayzn grmeye balamadka ona rc hakkna
sahiptir." diyenlerin hadislerinin ise sahih ve gl olduklarn
grdm."Sadece bu beyan elde eden kimse, Ebu mer b. Abdilber'dir ve o:
"mam Ahmed, kar'dan maksadn "tuhr" yani temizlik sresi olduu
grne rc etmitir." demitir ki, durum onun syledii gibi deildir.
mam Ahmed, bunu nceleri sylerdi, sonra ise bu konuda tevakkuf etmitir. Yine
el-Esrem'in rivayetinde mam Ahmed yle demektedir: "Daha nceleri, kar'
temizlik sresidir; diyordum. Sonra ise byklerin dedii gibi tevakkuf
ettim," mam, daha sonralar "kar1" dan maksadn hayz olduuna
kesin olarak hkmetmi ve temizlik sresidir eklindeki grnden rc
ettiini tasrih etmitir. bn Hni' rivayetinde yle der: "Ben kar'dan
maksadn tuhr yani temizlik sresi olduu grnde idim. Bugn ise ben kar'dan
maksadn hayz olduu kanaatindeyim." Kd Ebu Ya'l:"mam Ahmed'den
sahih olan ite budur, imamlarmzn kabul ettikleri gr de budur. mam
kar'dan maksadn temizlik sresi olduu eklindeki grnden rc etmitir."
demi ve daha sonra biraz nce geen bn
Hni' rivyetindeki rcunu ifade eden beyann zikretmitir.
Bu gr Ebu Hanife ve
talebeleri gibi rey ekolnn de mezhebleri olmaktadr. [246]
Bir baka grup ise;
yetteki "kar'"dan maksadn "tuhr" yani temizlik sresi olduunu
sylemilerdir. Bu da mminlerin annesi Hz. ie, Zeyd b. Sabit ve Abdullah b.
mer'in grleri olmaktadr.
Yine bu gr
"yedi fakih", Ebn b. Osman, Zhr ve btn Medine fakihlerinden
rivayet edilir. mam Malik ve afi'nin mezhebleri byledir. ki rivayetten
birisinde mam Ahmed de bu grtedir.
Bu gre gre, bir
kadnn temizlik sresi ierisinde boanmas durumunda, boand andan
itibaren geri kalan temizlik sresi tam bir "kar"' saylr m? Bu
konuda gr bulunmaktadr.
Birincisi: Geri kalan
sre bir tuhr (kar') saylr. Mehur olan da budur.
kincisi: Hayr,
saylmaz. Bu da Zhr'nin gr olmaktadr. Nitekim, kar'dan maksadn hayz
olduunu syleyenlere gre, ittifakla geri kalan hayz sresi, tam bir hayz
olarak kabul edilmemektedir.
ncs: Eer o
temizlik sresi ierisinde, cimada bulunmusa, geri kalan ksm saylmaz.
Cimada bulunmamsa, geride kalan ksm bir tuhr saylr. Bu gr de Ebu
Ubeyd'e aittir.
ddet bekleyen kadn
nc hayza veya ez-Zhr'nin grne gre drdnc hayza girerse iddeti
bitmi olur. Birinci gre gre, nc hayz bitmedike iddetten km
olmaz.
ddetinin bitmi
olmas iin hayzdan ykanm olmas gerekir mi? gr bulunmaktadr:
Birincisi:
Ykanmadka iddetinden km olmaz. Byk sahablerden mehur olan gr
budur. mam Ahmed: "Hz. mer, Hz. Ali ve bn Mes'd: 'Koca, boad
kars nc hayzmdan ykanmcaya kadar rc edebilir.' derlerdi."
demitir. Bu Hz. Ebu Bekir es-Sddk, Hz. Osman, Ebu Musa, Ubde, Ebu'd-Derd,
Muz b. Cebel'den (r.anhum) rivayet edilmitir. Nitekim Vek'in Musannef inde,
s e]-Hayyt a'b vastasyla Hz. Peygamber'in birbirinden gzide on
sahabsinden ki ilerinde Hz.Ebu Bekir, mer ve bn Abbs da bulunmaktadr
"ddet bekleyen kadnn nc hayzmdan temizlenip ykanmadka, kocasnn
rc hakk bulunduu" rivayet edilmitir.
Yine onun
Musannef inde, Muhammed b.Rld
Mekhl vastasyla, Muz b.
Cebel ve Ebu'd-Derd'dan da benzeri rivayet edilmitir.
Abdrrezzk'm
Musanne/inde Ma'mer Zeyd b. Ref' Ebu Ubeyde b. Abdillah b. Mes'd
senediyle rivayet edilir: Hz. Osman, bu konuda bey b. K'b' artr ve
sorar: beyy b. Kt>: "Benim grmce kadn nc hayzmdan temizlenip
ykanmcaya ve kendisine namaz hell oluncaya kadar, kocas rc edebilir."
der. Rvi: "Hz. Osman'n bu gr benimsemi olmasndan baka bir ey
bilmiyorum." demitir.[247]
Yine onun
Musannefinde, mer b. Rid Yahya b. Eb Kesr senediyle, Ubde b.
es-Smit'in:"Boanan kadn nc hayzmdan temizlenip ykanmadka ve
kendisine namaz hell olmadka, ayr dmez." dediini rivayet eder.[248]
Bunlar ondan fazla
sahabdir. Bu, ayn zamanda Sad b. Mseyyeb, Sfynu es-Sevr, shk b.
Rhyeh'in grleri olmaktadr. erik: "Kadn ihmal etse de yirmi yl
ykanmasa, kocann (ykanmcaya kadar) ric'at hakk bulunur." demitir. Bu
ayn zamanda mam Ahmed'den gelen rivayetlerden birisi olmaktadr.
kincisi: Kadn nc
hayzmdan, sadece temizlenmi olmakla iddeti biter ve ykanm olma art
yoktur. Bu Sad b. Cbeyr ile Evz'nin grleri olmaktadr. mam afi'nin
kadm kavli de byledir, nk o daha nceleri kar'dan maksadn hayz olduunu
sylerdi. Bu ayn zamanda mam Ahmed'den gelen rivayetlerden birisidir ve
Ebu'l-Hattb'm tercihi de budur.
ncs: Kanm
kesilmesinden sonra, kadn zerinden temizlenmi bulunduu vaktin namaz
gemedike iddet devam eder ve kocasnn rc hakk bulunur. Bu Sevr'nin
gr olmaktadr. mam Ahmed'den nakledilen rivayetlerden ncs de bu
ekildedir. Bu rivayeti Ebu Bekr nakletmitir. Bu ayn zamanda Ebu Hanife'nin
gr olmaktadr; ancak bu hayzm en az mddeti sonunda kesildiinde
szkonusudur. Hayzm en uzun sresi sonunda kesilmesi takdirinde ise iddet,
kann sadece kesilmi olmasyla sona erer.
"Kar'dan maksat,
tuhr yani temizlik sresidir." diyenler ise iki konuda ihtilf
etmilerdir:
Birincisi: Temizlik
sresinden nce kan grme art mdr, yoksa deil midir? ki gr vriddir:
Her ikisi de mam afi ve Ahmed'in mezheblerinde iki vecih
olmaktadrlar. Birincisi: (Tuhr ierisinde boanmak suretiyle,
ncesinde kan olmamas durumunda bu tuhr) hesap edilir. nk, bu bir temizlik
sresidir ve sonunda hayz (kan) olmaktadr; dolaysyla, daha ncesinde hayz
olmas durumunda olduu gibi bu bir "kar"' saylr. kincisi: Hesap
edilmez. Bu mam afi'nin mezheb-i ceddindeki beyannn zahiri olmaktadr.
nk kan grmeyen bir kadna Arapa'da "zt- kuru'" tabir edilmez.
kinci nokta:nc
hayza balar balamaz iddet biter mi? Yoksa bir gn ve bir gece hayz devam
etmedike iddeti bitmez mi? Bu konuda mam Ahmed'in tabileri iki vecih olmak
zere ihtilf etmilerdir. Bu iki vecih, ayn zamanda mam afi'nin beyan
etmi olduu iki kavli olmaktadr. Tabilerine ait nc bir vecih daha
bulunmaktadr: Buna gre, kadn deti vehile hayzn grse, mcerred hayznn
balamasyla iddeti bitmi olur. Eer deti vehile hayzn grmez de mesela
normalde ayn onunda det grrken ayn banda grmeye balasa, bu durumda
zerinden bir gn ve bir gece gemedike iddeti tamamlanm olmaz. Sonra iki
vecih olmak zere yine ihtilf etmilerdir: Acaba bu kan iddetten saylr m,
yoksa saylmaz m? Bu ihtilfn semeresi, bu kan grme urasnda ric'atta
bulunma durumunda ortaya lcar. [249]
Buraya kadar
"kar"' hakknda ulemann gpr ve mezheblerini ortaya koymu
bulunuyoruz. imdi ise delillerine gemek istiyoruz: [250]
"Kar'"m
hayz anlamna geldiini syleyenler, bu grlerine eitli alardan delil
getirmilerdir: Birinci Delil:
Yce Allah'n:
"Boanm kadnlar, kendi kendilerine kar' {selsete kr') beklerler.m[251]'
buyruundan maksad ya sadece "tuhr" yani temizlik sresidir, ya
sadece "hayz" dr; ya da her ikisi de birdendir. ncs icm ile
mmkn deildir; mterek lfz iki mnaya hamledenler dahi bu konuda
hemfikirdirler. u halde, yetin ilk iki ihtimale hamli gerekmektedir: Bu iki
ihtimalden hayz zerine hamledimesi eitli alardan daha uygun olmaktadr:
1 Eer
kar'dan maksat tuhr olacak olsayd, o takdirde iddet bekleyen kadn iin iki
kar' ve ncsnden de bir an beklemesi yeterli olurdu. yette kullanlan
"" saysnn bu mnada kullanlmas ise uzak bir mecazdr. nk
saylar belli bir aded konusunda "nas's"drlar; ne aza ne de oa
dellet etmezler.
Burada siz:
"erisinde boanlan tuhrun geri kalan ksm bize gre bir kar'dr."
diyebilirsiniz. Bu itiraznza adan cevap vermek mmkndr:
a) Daha nce de getii gibi, bu zerinde
ittifak edilemeyen bir konudur; btn mmet, kar'm bir ksmnn tam bir kar'
saylacana dair asla icm' etmi deillerdir. Byle bir iddia delile
muhtatr.
b) Bu bir mezhebilik iddiasdr ve yetin bu
iddia zerine hamli, kur'un tuhur olduunu kabullendirme gayreti gerektirmektedir. Kur'an bu ekilde
mezhebilik iddialaryla tefsir edilemez ve lgate bu gibi mnalar
yklenemez. Lgatte, asla tuhrdan bir anlk zaman iin "tam bir
kar'" ismi verilmez ve byle bir mna akla gelmez. Bu mna zerinde mmet.gr birlii de
etmemitir. Dolaysyla bu iddia ne naklen, ne de icm' yolu ile sabit
deildir. Bu sadece mcerred (dayana olmayan) bir hamiden ibarettir. Hi
phesiz "hami" baka,
"vaz'" ise daha baka eylerdir. Vaz', ancak lgat bakmndan, er'an
ya da rfen sbut bulduu zaman bir
mna ifade der.
c) "Kar"' kelimesi ya
"tuhr"un yani temizlik
sresinin tamamnn addr, nitekim (brlerine gre) hayz mddetinin de
tamamnn ad olmaktadr. Ya da bir ksmnn addr; veyahut da her ikisi
arasmda lfz ya da manev itirakle "mterek" bir kelime olur.
ssn da btldr dolaysyla birinci ksm taayyn eder. yle ki:
"Kar"1 kelimesinin temizlik sresinin bir ksm iin vaz'edilmi
olmasnn batll ortadadr; nk
byle olmas durumunda tek bir temizlik sresinin pek ok "kar"'
olmas gerekir ve bu durumda "kar"1 kelimesi. mecaz anlamda
kullanlm olur. Manev itirak ile mterekliin batll da iki adan
olmaktadr: Birincisi: Tek bir temizlik sresine hakikat anlamnda pek ok
"kar"1 tabir etmenin
doru olmas gerekir.
kincisi: Nazrlnln ki
"hayz" olmaktadr bir czne ittifakla "kar"' ismi
verilmemektedir. "Kar"' kelimesinin her ikisi iin lgat bakmndan
vaz'edilmi elmas fark etmez ve bunda bir kapallk yoktur.
Eer: "Biz bu
ksmlar ierisinden, tamamyla c2; arasnda lfz itirakle mterek olmas
eklini tercih ediyoruz. Mterek, her iki mnas zerine de hamledilebilir;
nk bu daha ihtiyatl olmaktadr. Beret (sorumluluktan kurtulma) ancak
bununla husule: gelir." denilecek olursa buna cevap iki adan verilecektir:
Birincisi: Daha nce de getii gibi, itiraki sahih deildir. kincisi: ayet
itiraki sahih olsa bile, bu takdirde de btn mnalarna hamledimesi caiz
deildir. Mterek lafzn, her iki mnas zerine de hamlini caiz grmeyenlere
gre bu zaten aktr. Mterek lfzn her iki mnas zerine de hamlini caiz
grenler ise, bunu ancak her ikisinin de murad edildiine dair delil bulunduu
zaman caiz grmektedirler Byle bir delilin bulunmamas durumunda ise,
ilerinden birisinin ya da her ikisinin murad edildiine dair bir delil
bulununcaya kadar tevakkuf ediyorlar. Mteahhir limler, mam afi ve Kad Ebu
Bekir'den unu naklederler: "Lafz karinelerden soyutland zaman, aynen
min (genel) lafzlarda olduu gibi, her iki mnaya da hamli vacib olur; nk
bu daha ihtiyatl olmaktadr. Zira iki mnasndan biri dierinden daha
ncelikli deildir. nc bir mnaya ihtimali imkan da yoktur; tmden terki
(ta'tli) mmkn deildir, beyann ihtiya anndan geriye kalmas ise mmkn
deildir. Amel vakti geldiinde, iki mnasndan birisinin bizzat maksut olduu
tebeyyn etmemise, o vakitte lfzn hakikatinin murad olmad anlalm
olur. Eer murad edilmi olsayd, mutlaka beyan edilirdi. Dolaysyla mecaz
mna taayyn etmi olmaktadr ki, o da her iki mnann birden murad
edilmesidir. Her iki mnaya da hamlin hakikt olduunu syleyenler, muradn
ikisinden biri olduu tebeyyn etmeyince, her ikisinin de murad olduu
anlalm olur, demektedirler."
eyhlislm bn
Teymiye yle demitir: mam afi ve Kad'den nakledilen rivayet zerinde
dnmek gerekir. Kad'ya gelince, mm lafzlar hakkmda tevakkuf etmek ve bir
delil olmakszn mm lafzlar "istirak" (btn fertlerini
kapsamas) mnas zerine hamletmenin caiz olmad onun prensiplerinden (asl)
olmaktadr. mm lfzlarda bile tevakkuf eden bir kimse, delil olmakszn
mterek lfzlar istirak mnasna nasl hamledebilir? Onun kitaplarnda
zikrettii ey, sadece re'sen (yani kelimenin ilk konumunda) itirakin
muhallii olmaktadr. tirak iddiasnda bulunulan lfzlar ona gre mutvt[252]
isimler kabilindendir. mam afi'ye gelince, onun ilimde sahip olduu yce
makam, byle bir ey sylemi olmasna mnidir. Bu gr onun u sznden
karlmtr: "Bir kimse "mevl"sine vasiyette bulunsa, bu
lfz hem yukardan hem de aadan olan "mevl"y iine alr."
mam belki de bu sz, "mevl" kelimesinin mtevt' isimlerden
olduu ve onlar (yani aadan ve yukardan olan mevl) arasnda bir mterek
nokta bulunduu inancyla sylemi olabilir. nk o (mevl lfz), izaf
isimlerdendir. Aynen "Ben
kimin mevls isem,
Ali de onun mevlsdr."[253]
hadisinde olduu gibi. Bu szden, aralarnda bir mterek nokta bulunmayan
isimler hakknda, "mutlak zikredilmesi halinde lfzn, btn mnalarna
hamledilme sinin gereklilii" eklinde genel bir kaide karlmas ve
bunun da mam'a nisbet edilmesi gerekmez. Sonra bu szn yanllna eitli
hususlar dellet etmektedir:
a) Lfzn her iki mnasnda birden kullanlmas ancak
mecaz olmaktadr. nk, lfzn tek bana
ayr ayr her bir mnas iin
konulmu olmas hakikat olmaktadr. Mutlak lfzn mecaz zerine hamli caiz
deildir, aksine hakikat mnas zerine hamledilmesi vacibtir.
b) ayet,
her ikisi iin mnferid olarak ve her biri iin de toplu olarak konulmu olduu
farzedilse, bu takdirde mterek lfzn mnas (mefhmu) olmu olur.
Bu mnasndan bir gereke olmakszn herhangi birisi zerine hamide
bulunmak mmkn deildir.
c) O takdirde, btn mnalarna hamli imkansz olur.
nk onun sadece bir manasyla her iki mnas zerine beraberce hamli, iki
zttn bir arada toplanmasn iktiza eder. Dolaysyla mterek lfzn btn
mnalarna hamledilmesi mmkn deildir. Her iki mnasna beraberce
hamledilmesi, mefhumlarndan bir ksm zerine hamletmek olur; btn mefhumlar
zerine hamli, bir anda btn zerine hamlini ortadan kaldrr.
d) Burada baz durumlar vardr: 1) Sadece bu hakikat. 2)
Yalnzca dieri hakikat. 3) Her ikisi
birden. 4) Sadece birinin mecaz. 5)
Sadece dierinin mecaz. 6) Her iki mecaz birden. 7) Bunun mecaz ile birlikte
yalnz hakikati. 8) Dierinin mecaz ile birlikte hakikati. 9) Her ikisinin
mecaz ile birlikte tek bir hakikat. 10) Mecaz ile birlikte dier hakikat. 11)
Dierinin mecaz ile beraber. 12) Her ikisinin mecaz ile birlikte. te bu on
iki hamil ihtimali bulunmaktadr; bunlarn bir ksm hakikat eklinde dier bir
ksm da mecaz eklindedir. Btn bu
hamil ihtimalleri ierisinde, dier mecaz ve hakikat mnalan bir tarafa
itilerek bir mecaz mnann belirlenmesi, gerekesiz bir tercih olur ki, bu da
mmkn deildir.
e) Eer mterek lfz her iki mnasna da birden
hamledilecek olsa, o takdirde mm lfzlardan olur. nk, mm ismin hkm,
tahsis durumunun bulunmad zamanda, btn fertlerine hamlinin vacib
olmasdr. Eer byle olacak olursa, bu durumda iki mnasndan birisinin
istisnas caiz olacakt ve mutlak zikredilmesi durumunda hatra ilk olarak umm
mnas gelecekti ve onu iki mnasnda:! birisi hakknda kullanan kimse, rnn
lfz baz fertleri hakknda kullanan kimse gibi olacakt. Dolaysyla
konumasnda mecaz yapm olacak ve hakikat mnasnda kullanmam olacakt, onu
iki mnasndan biri hakknda kullanan kimse bir delile muhta olmayacakt;
aksine sadece dier mnay nefyeden kimse delile ihtiya duyacakt ve mm.
lfzlarn umm ifade edeceini ve ondan mcmellii nefyetmeyenlere gre
tahsisin bulunduunu aratrmadan nce, ondan mul mnasn anlamak
gerekecekti. nk bu durumda mterek lfz, dier mm lfzlar mevkiinde
olacakt. Bu ise kesinlikle btldr. Yine bu durumda, mterek isimlerin
hkmleri, mm lfzlarn hkmlerinden ayr olmayacakt ki, bu durum lgatte
zarur olarak bilinen bir husus -olmaktadr. Yine bu takdirde, bu yet
hakknda, zahiri ve mutlakmm hilfma hamide bulunma hususunda icm' edilmi
olacakt. Zira onlardan hibirisi kp da, "kar"' kelimesinin hem
tuhr hem de hayza ayn anda hamledildiini sylememitir. Bylece onlarn
"lfzn her ikisine de birden hamledilmesi ihtiyata daha uygundur."
eklindeki szlerinin sakatl da ortaya km oldu. nk yetin hayz ve
tuhra hamli takdir edilmi olsayd, bunda ihtiyattan kma mnas olurdu.
Eer biz onlardan her
birisinden ayr ayr e hamlederiz; denilirse, bu kez de Kur'an'n zahirine
muhalefet edilmi olur. Zira bu takdirde kar' says alt olurdu.
"Ya bizzat
ikisinden birisine ya da ikisi zerine hamledilmesi..." eklindeki
szlerine gelince, buna kar diyoruzT: Byle bir eyin, mcmel isimlerde
olduu gibi ondan muradn ne olduuna delletten soyutlanm olmas caiz
deildir. Bu dellet ynnn baz mctehidlerden gizli kalmas, btn mmetten
de gizli kalmasn gerektirmez. nc vecihe verilecek cevap bu olmaktadr.
Szn, mutlak eer murad olan mnaya dellet etmiyorsa, bu takdirde mutlaka muradn
beyan edilmesi gerekir. yetteki "kar"' dan maksadn her ikisi birden
deil, sadece birisi olduu taayyn edince, onunla hayzm murad edilmi olmas
btr ok adan daha uygun olmaktadr: Birisini arzetmi bulunuyoruz.
2
"Kar1" kelimesinin hayz anlamnda kullanlmas, tuhr anlamnda
kullanlmasndan daha ak gzkmektedir. nk tefsir ve lgat limleri, bu
kelimeyi hayz ile tefsir ediyorlar, ondan sonra da "denildi ki",
"denilir ki", "falan der ki" eklindeki ifadelerle,
"Tuhr mnasna da kullanlr." ya da "O ayn zamanda tuhur
anlamndadr." eklindeki szlerim ilve ediyorlar. Dolaysyla onlar, bu
kelimenin "hayz" ile tefsirinin herkese malum, msellem ve yaygn
olduunu; "tuhr" ile tefsirinin ise z tefsir olduunu, sadece ileri
srlm bir gr olduunu belirtmi olmaktadrlar. te onlarn ifadelerini
burada naklediyoruz:
Cevheri yle der:
Fetha ile "el-kar"1 kelimesi hayz demektir. oulu "akr"'
ve "kuru"' gelir. Hadiste: Hayz gnlerinde namaz yoktur."
buyrulmutur. "el-Kar"' ayn zamanda "tuhr" mnasna gelir.
Kelime ezdddandr. (ki zt anlam ieren kelimelerdendir.)
Ebu Ubeyd:
"el-Akr' hayzdr." demi, sonra yle devam etmitir, "el-f
Akr' tuhrlar demektir." el-Kis
ve el- Ferr, kadn hayz grd zaman denilir; demilerdir.
bn Fris ise yle
der: "el-Kur"' vakitlerdir. Bazan tuhr iin, bazan ; da hayz iin
olur. Mfredi "kar'"dr. "el-Kar"' denilir ve bu "tuhr"
demektir. Baz insanlar, el-kar'n hayz olduu grne gitmilerdir. Sonra
bn Fris, bu kelimeyi, tuhr ve hayz vakitleri arasnda mterek klanlarn
szlerini, onu tuhr vakitleri anlamnda kullananlarn
szlerini, hayz vakitlerine tahsis edenlerin szlerim, sanki bunlar \ ierisinden birisini tercih
etmezmi ve her ikisinin valtitleri iin kabul edermi gibi nakleder ve
"Bir kadn hayzdan tuhra, tuhrdan hayza
ktnda
denilir."der.
Buradan u da
anlalyor ki, "kar"' kelimesinin hakikatinde mutlaka hayz
kelimesinin msemms bulunmaktadr. Bunu, "Tuhr vakitleri kar' olarak
isimlendirilir." diyenlerin, bununla sadece iki tarafnda kan (hayz)
bulunan tuhr [temizlik) vakitlerini kasdetmi olmalar da teyid etmektedir.
Yoksa, henz ay hali grmeyen ve ay halinden kesilen [yise) kadnlarn
temizlik srelerine "kar"' tabiri kullanlmaz ve bu kadnlar, btn
lgatilerin ittifakyla "zevt- kuru'" tabiri kapsamna girmezler.
b
"Kar"' kelimesi, eriat lisannda sadece hayz anlamnda
kullanlmtr. Bu kelime hibir yerde, "tuhr" anlamnda
kullanlmamtr. Dolaysyla, yette geen "kar"' kelimesinin eriat
lisannda nceden kullanlan ve bilinen mnasna hamledilmesi daha uygun, hatta
gereklidir, baka trls olamaz. Hz.
Peygamber (s.a.) mstahza (zr sahibi) bir kadn iin: yani "Hayz
gnlerinde namazn terket! "[254]
buyurmulardr. Hz.'Peygamber (s.a.) Allah'tan bildiren kimsedir. Kur'an onun
kavminin diliyle inmitir. Mterek bir kelime, onun kelmnda iki mnasndan
biri zerine varid olduunda, eer btn szleri arasnda dier mnasnda da
asla kullanld sabit olmamsa, dier yerlerde de geen ayn lfzn
kullanlan mna zerine hamledilmesi vacib ve bu Allah'n bize hitapta
bulunduu Kur'an'n dili olmu olur. Bu lfzn bakalarnn szlerinde baka
mnalar olsa bile bu onun Kur'an dili olmasn engellemez ve bu mna mterek
lfzn iki mnasndan birisiyle tahsisi konusunda er' hakikat olmu olur.
Nitekim "mutevt"' isimler de fertlerinden birisiyle tahsis
edilmektedir ve hatta bu daha da evleviyet arzeder. nk ou kez lfzlardaki
itirakin sebebi, kabilelerden birisinin bir eyi bir isimle isimlendiimeleri,
baka bir kabilenin de ayn lfz baka bir eye isim koymalardr. Hatta
Mberred ve daha bakalar: "Dilde mtereklik ancak bu yolla szkonusu
olur; baka trl olmaz. Szc vaz' eden kimse, onu asla birden fazla mna iin
koymaz. Balangta mterek lfz szkonusu olmaz." demilerdir. eriat
lisannda "kar"' kelimesinin "hayz" mnasnda kullanld
sabit olunca, buradan eriat dilinde bu kelimenin mnasnn byle olduu
anlalm olur. Dolaysyla da, baka yerde geen bu lfzn ayn mnaya
hamledilmesi vacib olur. Bunu yetin: "Onlara, Allah'n rahimlerinde yaratt
eyi gizlemeleri hell olmaz."'[255]'
eklindeki siyak (sonras) da aklamaktadr. Bu rahimlerde yaratlan ey,
mfessirlerin tamamna gre hayz ve ocuktur. Rahimde yaratlan ey, ancak
harite vcdu olan hayzdr. Bu yzdendir ki, selef ve halef ulemas: "O
ocuk ve hayzdr." demilerdir. Bir ksm ise: "O ocuktur."
demitir. Dier bir ksm da:"O hayzdr." demilerdir. Ancak hibir
kimse ondan maksat tuhrdur; dememitir.Bu yzdendir ki, bn'l-Cevz vb. gibi
tefsir ehlinin szlerini toplamaya byk bir aba gsteren kimseler byle bir
tefsir nakletmemilerdir. Yce Allah: "Kadnlarnz iinde ay hali
grmekten kesilenler ile henz ay hali grmemi olanlarn iddetleri hususunda
pheye derseniz, bilin ki, onlarn iddet beklemesi aydr."[256]
buyurmu ve her bir ay bir hayza kar tutmutur. Hkm de hayzdan temizlik
(tuhr) halinin bulunmamasna deil, hayzn bulunmamasna balamtr. Ayn
ekilde Hz. ie hadisinde Hz. Peygamber (s.a.): "Cariyenin talk iki
boamadr, iddeti de iki hayzdr."[257]'
buyurmutur. Hadisi Ebu Davud, bn Mce ve Tirmiz rivayet etmilerdir.
Tirmiz: "Garbdir ve onu sadece Mzahir b. Eslem'in hadisleri meyanmdan
reniyoruz. Mzahir ilim aleminde bu hadisten baka bir yolla bilinmez."
demitir. Drakutn'nin lfz da: "Klenin talk ikidir."
eklindedir. bn Mce, Atiyyet'1-Avf hadisinde, bn mer'den (r.a.) naklen
Hz. Peygamber'in (s.a.): " Cariyenin talk ikidir, iddeti de iki hayzdr."
buyurduunu nakleder.[258]'
Yine bn Mce Sunen'inde. Ali b. Muhammed Vek' Sfyn Mansr brhm
Esved senediyle Hz. ie'nin: "Berre, hayz sresince iddet beklemekle
emrolundu." dedii rivayet edilir.[259]'
Msned'de, bn Abbs'tan
(ra.) rivayet edilir: "Hz. Peygamber (s.a.) Berre'yi muhayyer brakt; o
da kendi nefsini tercihte bulundu. Hz. Peygamber (s.a.) kendisine hr kadnn
iddeti gibi iddet beklemesini emretti."'[260]'
Hz. ie hadisinde hr kadnn iddeti hayz eklinde tefsir edilmitir.
Burada itiraz serdedilerek Hz. ie'nin bu konudaki gr "kar"' dan
maksadn tuhr olduu eklinde idi; denilecek olursa buna yle cevap
verilebilir: Bu rvisi tarafndan muhalefet edilen ilk hadis deildir.
Dolaysyla onun rivayeti alnr, grne baklmaz. Yine Rubeyyi' bt. Muavviz
hadisinde, Hz. Peygamber'in (s.a.) Sabit b. Kays b. emms'n hanmna,
kocasndan hul yolu ile ayrldnda tek bir hayz iddet beklemesini ve
akabinde ailesine katlmasn emrettii ifade edilmitir. Hadisi Nes rivayet
etmitir.[261]'
Ebu Davud'un
Sunen'inde bn Abbs'tan rivayet edilmitir: Sabit b. Kays'm hanm kendisinden
hul yolu ile ayrlmtr. Hz. Peygamber kadna bir hayz iddet beklemesini
emretmitir.'[262]'
Tirmiz'de rivayet
edilir: Rubeyyi' bt. Muavviz, Hz. Peygamber (s.a.) devrinde kocasndan hul
yolu ile ayrlmt. Hz. Peygamber (s.a.) kendisine bir hayz iddet beklemesini
emretti ya da ona yle emredildi."[263]
Tirmiz yle der: Sahih Rubeyyi' hadisi, onun bir hayz sre ile iddet
beklemesi emredildiini ortaya koymaktadr. Yine istibr cariyenin iddeti
olmaktadr. Ebu Sad'den sabit olduuna gre, Hz. Peygamber (s.a.) Evts
esirleri hakknda: "Hmile kadnlar dourmadka; yine hamile olmayan
kadnlar da bir hayz grmedike kendileryle cima edilemez." buyurmutur.
Hadisi Ahmed ve Ebu Davud rivayet etmilerdir.[264]
Burada yle bir
itiraz serde dilebilir: Cariyenin istibrsnn bir hayz grnceye kadar
beklemek olduu konusunu kabul etmiyoruz, aksine cariyenin istibrsnn
hayzdan nceki tuhr (temizlik sresi) ile olduu kanaatindeyiz. Nitekim bn
Abdilberr byle demi ve ilve ederek: "Cariyenin istibrs icm' ile bir
hayzdr." eklindeki szleri sandklar gibi deildir; aksine bize gre
cariye iin, hayzma girmesi ve grd kann hayz kan olduuna kesin inanmas
durumunda nikhlanmas caizdir. smail b. shk, kendisiyle mnazara etmek iin
huzuruna alnan Yahya b. Eksem'e bu ekilde sylemitir, demitir.
Buna yle cevap
veriyoruz: Bu itiraz Hz. Peygarnber'in (s.a.): "Hmile kadnlar dourmadka;
yine hamile olmayan kadnlar da bir hayz grmedike kendileriyle cima
edilemez." szleri reddetmektedir.
unu da belirtmek
gerekir ki, iddetten beklenen asl maksat, her ne kadar baka faydalar var ise
de, rahmin temiz olduunun ortaya kmasn istemektir (istibr). Nikhl olan
hr kadnn eref ve ehemmiyetine binaen, onun rahminin temiz olduuna dair
bilgiye almet olmak zere kar' beklemesi hkm olarak konulmutur. Eer
"kar"', tuhr yani temizlik sresi olsayd, bu durumda, birinci kar'
yan temizlik sresinde bir dellet bulunmazd. nk, eer temizlik sresi
ierisinde cimada bulunmu ve sonra boamsa ve kadn daha sonra hayz
grmse, bu durumda, "kar"' dan maksadn tuhr (temizlik sresi)
olduu grnde olanlara gre, szkonusu temizlik sresinin de saylmas
gerekir. Bu temizlik sresinin rahmin temizliine dellet etmeyecei ise
malumdur. Rahmin temizliine dellet edecek tek ey, talktan sonra meydana
gelen hayzdr. Eer temizlik sresi ierisinde boam ve o sre ierisinde de
temasta bulunmam ise, bu durumda rahmin temizlii talktan nce vuku bulan
hayzla bilinmi olur. ddet ise, talktan nce olamaz. nk iddet talkn
hkm olmaktadr; hkm ise asla sebebinden nce bulunamaz. Talktan sonra
mevcut olan temizlik sresinin, rahmin temizliine asla delleti bulunmadna
gre, onun rahmin temizliine dellet etmesi iin konulmu olan iddetin
ierisine sokulmas caiz olmaz. Bu tpk, ehdeti makbul olmayan kimsenin
ehdeti gibidir; ehdeti makbul olmayan bir kimsenin ehdetine dayanlarak
hkmde bulunulamaz. Nikhl kadnlar hakknda iddetin, cariyeler hakkndaki
istibr gibi olmas da bunun byle olduunu aklamaktadr.
Sarih snnetle,
istibrnn, tuhr yani temizlik sresiyle deil, hayzla olduu sabit olmutur.
Dolaysyla iddet de ayn ekildedir. nk aralannda bir fark yoktur. Sadece
iddetin teaddd szkonusudur ve istibrda tek bir hayz grmekle
yetinilmektedir. Bu ise, bu ikisinin "kar"' m mahiyetinde farkl
olmalarn deil, sadece muteber olan miktarnda ayr olmalarn gerektirir. Bu
yzdendir ki, mam afi, kendisinden nakledilen iki kavilden daha sahih
olannda: "Cariyenin istibrs, hayz ile olur." demi ve onun
tabileri iki konuyu birbirinden ayrarak: "ddet, kocann hakknn yerine
getirilmesi iin vacib olmutur; dolaysyla da kendi hakknn bulunduu
zamanlara tahsis edilmitir ki, bu zamanlar da tuhr yani temizlik zamanlandr.
Yine iddet, tekerrr eder ve ortasmda hayzn da bulunmasyla rahmin temizlii
bilinmi olur. stibr ise byle deildir. nk o tekerrr etmez. Ondan maksat
mcerred temizliktir Dolaysyla istibrda tek bir hayz ile yetinilinir."
mam afi, dier kavlinde, iddet konusundaki , asl prensibinin bir gerei
olmak zere "Cariye bir temizlik sresi (tuhr) ile istibrda
bulunur." demitir.
Bu gre gre, acaba
temizlik sresinin geri kalan ksm hesaba katlr m? Bu konuda mam afi'nin
tbilerinin iki vechi bulunmaktadr: Eer, temizlik sresinin geri kalan ksm,
hesaba katlacak olursa, bu takdirde mutlaka bunun zerine tam bir hayz
mddetinin eklenmesi gerekir. kinci temizlik sresine girer girmez artk hell
olur. Eer temizlik sresinin geri kalan ksm hesaba katlmayacak olursa, bu
takdirde de, mutlaka tam bir temizlik sresinin zerine eklenmesi gerekecektir.
mam afi'ye gre, (yalnz bana) temizlik sresinin geri kalan ksm,
ihtilafsz bir "kar"' saylmamaktadr.
ounluk ulema
(cumhur) ise, istibr iddetinin temizlik sresi (tuhr) deil, hayz olduu
grndedirler. Criye hakknda szkonusu olan bu istibr, hr kadn hakknda
szkonusu olan iddet gibidir. Hr kadnn hayzla iddet beklemesi, cariyenin
hayzla istibrda bulunmasmdan iki adan dolay daha evladr:
Birincisi: Hr kadnn
iddeti hakknda "kar"'m defa tekrarlanmasnn yani kez istibrda
bulunmasnn art koulmas suretiyle ihtiyatl davranld sabit
bulunmaktadr. Buna gre, hr kadnn iddetinin, temizlik sresine nisbetle
daha ihtiyatl olan hayzla olmasnn daha uygun olaca anlalr. nk,
(hayz ierisinde boanmas durumunda) hayzdan geri kalan ksm bir
"kar"' saylmaz ken, temizlik sresinden geri kalan ksm
"kar"' saylabilir.
kincisi: Cariyenin
istibrs, hr kadnn iddeti hkmnn bir alt hkmdr. Kur'an ile sabit olan
odur; istibr ise sadece snnetle sabit olmutur. Sri*, istibr konusunda,
onun hayzla olmasna hkmederek ihtiyatl davrandna gre, hr kadnn
istibrsnn ncelikli olarak hayzla olmas gerekir. Hr kadmm iddeti, onun
istibrsdr; cariyenin istibrs ise onun iddeti olmaktadr.
Yine, deliller,
almetler, snr ve gayeler, ancak dierlerinden temayz eden ak eylerle
husule gelir. Kadnn temizlii, asl konumudur. [265]
yzdendir ki, temizlik
sresi devam ettii srece, eriatta ona has olmak zere dierlerinden ayr bir
hkm getirilmesine gidilmemitir. Kadn iin temayz eden ve farkl bir
zellik arzeden durum hayz halidir. nk kadn hayz grmeye balad zaman,
normal hkm deiir ve blia olur, kendisine namaz, oru, tavaf gibi
ibadetlerin, mescidde kalmann haraml vb. hkmler terettp eder.
Daha sonra kan kesilip de
ykand zaman, hkmlerdeki deiiklik temizlik sresinin yenilenmesi
sebebiyle deil, deiiklii gerektiren hayzn ortadan kalkmasyla olur.[266]'
Bylece hkmler, temizlik sonrasnda, hayz ncesinde bulunduklar eski
halleri zerine tekrar dnm olurlar ve temizlik sresi hkmlerde bir yenilik
getirmi olmaz, "kar"' kadnn hkmlerini deitiren bir durumdur.
Bu deiiklik ise, temizlik (tuhr) ile deil ; sadece hayz ile olur. Bu izah,
hayz grmeden nce boanp sonra hayz gren bir kadnn, bu hayzdan nceki
temizlik sresini bir "kar"' olarak hesap edenlerin grlerinin
fasid olduuna dellet eder. nk bu temizlik sresini "kar"' sayan
kimse, eriatte herhangi bir hkm bulunmayan bir eyi bir "kar"'
klmaktadr ki, bu da fsiddir. [267]
yette geen
"kar'"dan maksadn temizlik sresi olduu grnde olanlar yle
demilerdir: Sizinle mnakaamz iki noktada toplanmaktadr:
Birincisi:
"Kar'" dan maksadn tuhur (temizlik sresi) olduuna dair delillerin
ortaya konmas.
kincisi: Sizin delilerinize
kar verilecek cevaplar. [268]
Yce Allah: Ey Peygamber!
Kadnlar
boayacanz zaman! iddeterinl gzeterek boayn." buyurmaktadr,[269] Bu
yeti delil olarak kullanma ekli yle olmaktadr: kelimesindeki lm harfi
vakit anlam veren bir harftir. Dolaysyla, yetin anlam "Onlar
iddetlerinin vakti ierisinde boaynz." demektir. Nitekim:
Ve
yetlerinde de lm harfleri vakit anlamnda kullanlmtr.[270]
Yine Araplar: yani "Ayn son gnnde sana geldim." demektir ve lam
harfi grld gibi zaman anlamna gelmektedir. Hz. Peygamber (s.a.) bu yeti
bu ekilde tefsir etmitir. Sahhayn'da bn mer'den (r.a.) yle rivayet
edilmitir: bn mer'in kendisi, karsn hayz halinde iken boamt. Hz.
Peygamber (s.a.) kendisine, tekrar rc etmesini, sonra onu temiz iken
kendisine yanamadan boamasn emretmi, sonra da: "Yce Allah'n,
kadnlarn iinde b o sanlmalarm emrettii iddet ite odur."
buyurmutur.[271]' Bylece Hz. Peygamber
(s.a.) Yce Allah'n kadnlarn ierisinde boanlmalarn emrettii iddetin,
hayzdan sonra olan temizlik sresi olduunu beyan buyurmutur. Eer
"kar"' dan maksat hayz olsayd, bu durumda koca onu iddet ierisinde
deil, iddetten nce boam olurdu. Bu ise kadnn iddetinL uzatmak olurdu ki,
bu karsn hayz halinde boamak gibi caiz deildir.
mam afi yle der: Yce Allah: "Boanm kadnlar,
kendi kendilerine kar'
beklerler."[272]'
buyurmaktadr. yetteki "kar"' kelimesi bize gre Allah daha iyi
bilir tuhr yani temizlik sre sidir. Eer birisi kar da: Onun
"tuhr" olduuna deliliniz nedir? Kald ki, bakalar ondan maksadn
"hayz" olduunu sylemektedirler; derse, ona u ekilde cevap
verilir: Buna iki dellet bulunmaktadr: Birincisi snnetin aklam olduu
kitap, dieri de dildir. Eer kitap delili nedir denilirse cevaben;
yetidir; deriz. (Mnas:
"Ey Peygamber!
Kadnlar boayacanz zaman, iddetleri ierisinde boayn.[273]
Bize Nfi' ve bn mer senediyle mam Mlik haber vermitir: bn mer, Hz.
Peygamber (s.a.) devrinde, kars hayz halinde iken onu boamt. Babas Hz.
mer, bunu Hz. Peygamber'e sordu. Hz. Peygamber (s.a.) ona: "Ona emret,
karsna mracaat etsin, sonra temizlenip akabinde tekrar hayz grp sonra
yine temizlensin. Ondan sonra dilerse tutsun, dilerse kendisine yanamadan nce
onu boasm.Yce Allah'n^ kadnlarn
iinde boanlmalarn emrettii
iddet ite , budur."
buyurur.
Mslim ve Sad b.
Salim bize bn Creyc Ebu'z-Zbeyr bn mer senediyle haber vermilerdir:
bn mer, hayz iken karsn boadn anlatr ve Hz. Peygamber'in (s.a.):
"Temizlendii zaman boasn ya da utsun." buyurduunu ve "Ey Peygamber!
Kadnlar boayacanz zaman, iddetlerl ierisinde boaym."
buyurmaktadr.[274]
yetini "iddetleri ncesinde" eklindeki tefsr aklama ilvesiyle
okumutur, [275] mam afi yle devam
eder: Ben nasl phe ederim?! Bizzat Hz. Peygamber (s.a.) Allah'tan bir beyan
olmak zere "iddetin tuhr ile olduunu, hayz ile olmadn haber vermi
ve yeti, "iddetlerl ncesinde" eklindeki tefsr aklama
ilvesiyle okumutur. Bu ise karsn temiz iken boamas ekliyle olur. nk
bu takdirde kadn iddetini karlam olur. Eer hayzl iken boanacak olursa,
o takdirde iddetini ancak hayzdan sonra karlayabilmi olacaktr.
"Dil delili
nedir?" denilirse buna da yle cevap verilir: "el-Kar"'
kelimesi, bir sebebe dayal olarak verilmi bir isimdir. Hayz rahmin brakt
ve dar kan kan olmakta, tuhr ise tutulan ve dar kmayan kann ismidir.
Arapa'da "kar"' kknn "haps" mnasna geldii
bilinmektedir. Mesel bu kelimeyi u ekilde kullanrlar: "O suyu havuzunda ve su kabnda tutuyor,
hapsediyor. "O yemei avurdunda topluyor,
tutuyor." demektir. Yine Araplar, kii bir eyi hapsettiinde
diyorlar ve bunu "gizledi"
anlamna kullanyorlar. Hz. mer de: eklindeki bir sznde yine ayn ekilde bu kelimeyi
"hapsetmek" mnasnda kullanmtr.
mam afi yle der:
mam Mlik, bn ihb Urve senediyle nakleder: " Hz. ie nc hayznm
kann grmeye balad zaman Hafsa bt. Abdirrahman b. Eb Bekr'in yanma
intikal eder." Bu haber Amra bt.Abdirrahman'a sylenilmi, o :"Urve
doru sylyor." demitir. Bu konuda insanlar Hz. ie ile sert
tartmalara girimi ve: Yce Allah " kar' " buyuruyor;
demilerdir. Bunun zerine Hz. ie onlara :"Doru sylediniz! Peki
"kar"' m ne demek olduunu biliyor musunuz? O, "tuhr"
demektir." demitir[276]
mam Mlik, bn
ihb'dan haber verir: Ebu Bekr b. Abdirrahman' iittim, yle diyordu:
"Fukahamzdan yetitiim herkes bu ekilde sylerdi." O bu szyle
Hz. ie'nin sylediini kasde diyordu [277]
mam afi, Sfyn ez-Zhr Amra senediyle Hz. ie'nin: "Boanm
kadn, nc hayzn grmeye balad m, artk kocasndan ayn dm (iddetini
bitirmi} olur." dediini nakleder[278]
mm Mlik, Nfi'
Zeyd b. Elem Sleyman b. Yesr senediyle nakleder: Ahvas (bn Hakim), kars
nc hayzn grmeye baladnda am'da ld. Daha nce onu boamt.
Muviye bir yazyla bunu Zeyd b, Sbit'e sordu. Zeyd cevaben yazsnda ona:
"Kadn nc hayzn grmeye balad zaman, artk iddetini tamamlam
olur; aralar ayrlr. Dolaysyla da birbirlerine varis olamazlar."
demitir. [279]
Sfyn, Zhr ve
Sleyman b. Yesr araclyla Zeyd b. Sbit'in: "Kadn nc hayzn
grmeye balad m, artk (iddetini bitirmi ve) ayn dm olur."
dediini rivayet etmitir.[280]
Sad b. Arbe
hadisinde bir adam Sleyman b. Yesr senediyle Hz. Osman ile bn mer'in:
"Kadn nc hayza girdi mi, artk kocasnn kendisine rc hakk
kalmaz." dedikleri ifade edilmitir.
mam Mlik, Nfi'
araclyla bn mer'den:"Adam karsn boad da, kadn nc hayzn
grmeye balad m, artk ondan ayn dm olur. Birbirlerine varis
olamazlar." dediini rivayet eder.
Yine mam Mlik'in
bildirdiine gre. Kasm b. Muhammed, Salim b. Abdillah, Ebu Bekr b.
Abdirrahman, Sleyman b. Yesr ve bn ihb yle derlerdi:"Boanm
kadn, nc hayzn grmeye balad m, artk iddetini tamamlam olur ve
aralannda miras cereyan etmez. "[281]
mam Mlik'ten afi'nin dndaki dier rviler "Artk kocann ona rc
etme hakk kalmaz." ifadesini ilve etmilerdir. mam Mlik sonra:
"Memleketimizdeki ilim ehlini zerinde bulduum ey de ite budur."
demitir.
mam f yle der:
yette geen "kar"' dan maksadn "tuhr" yani temizlik
sresi olmas uzak bir durum deildir. Nitekim Hz. ie de byle demitir.
Kadnlar bu konuda daha bilgilidirler. nk bu haller onlarda bulunur,
erkeklerde bulunmaz. Hayz mnasna da gelebilir. Bu durumda hayz
grdnde artk evlenmek iin hell olur. Biz, Allah'n kitabnda
"gusletmesi" yani hayzdan sonra ykanmas art iin bir mna gremiyoruz.
Siz iki grten birisine kail olmuyorsunuz: Yani, "kar"1 dan maksat
"hayz" dr diyenler, "Koca, boad kars nc hayzmdan
ykamncaya kadar rc edebilir." diyorlar. Nitekim Hz. Ali, fbn Mes'd,
Ebu Musa byle sylemilerdir. Hz. mer'in gr de yledir, mam afi yle
devarn ediyor: "Onlara yani Irakllara:"Siz, ne grn rivayet edip
onunla ihticacta bulunduunuz kimselerin grlerini, ne de seleften bildiimiz
birisinin grn almadnz?" denilse, onlar: "Biz onlara
nerede muhalefet ettik?" deseler,
yle deriz: "Onlar "...ykanncaya ve kendisine namaz hell oluncaya
kadar..." dediler; siz ise :"Ykanma hususunda ihmal etse de,
zerinden namaz vakti gese, ykanmasa da, kendisine namaz hell olmasa da
artk (nikh iin} hell olur." dediniz. mam afi'nin sz bitti.[282]
"Kar' "
kelimesinin dilde "tuhr" anlamna geldiine el-A''nn u beyti de
dellet emektedir:
"Senin iin her
sene bir sava vardr'. Onun iin sabrn, metanetini toplar ve onu
stlenirsin. Karlarnn temizlik sreleri iinde onlardan ayr dmen
dolaysyla karlatn skntlara karlk, o savatan mal ve eref ile
dnersin."[283]
Beyitte geen
"kuru"' kelimesinden maksat, "tuhr" yani temizlik
dnemleridir. nk o, sava srasnda kanlarnn temizlik srelerini karm
ve sava onlar zerine tercih etmitir.
Sonra "tuhr"
vcuda gelme bakmndan hayzdan daha ncdir; dolaysyla o, isme daha
lyktr.
Sizinle tartmamzn birinci
noktas bitmi oldu. [284]
kinci noktaya yani
sizin serdettiginiz delillere kar cevap vermeye gelince, buna da ksa ve
detayl olmak zere iki cevap vereceiz:
Ksa cevabmz yle
olacaktr: Biz diyoruz ki. zerine Kur'an nazil olan kimse, ayn zamanda onun
tefsirini de en iyi bilen, kelamn sahibinin ondan ne murad ettiini en iyi
anlayan kimsedir. Hz. Peygamber (s.a.) Yce Allah'n gz nnde bulundurarak
kadnlarn boanmasn istedii iddetten maksadn "tuhr" olduunu
aklamtr. Dolaysyla ondan sonra artk ona muhalif olan bir eye iltifat
etmenin bir anlam yoktur; hatta onun bu tefsirine muhalif olan her trl
tefsir ve yorum batldr.
mmet ierisinde bu
meseleyi en iyi bilenler Hz. Peygamber'in (s.a.) zevceleri, onlar ierisinde de
Hz. ie'dir. nk bu konu kadnlara havale edilmi bir konudur. Yce Allah
onlarn hayz, gebelik gibi konulardaki szlerini makbul saymtr. nk bu
gibi konular, ancak onlar tarafndan bilinebilir. Dolaysyla bu konuda onlarn
en bilgili olduu ortadadr. imdi byle bir konuda Hz. ie : "Kar'dan
maksat "tuhr"
dur." demise onu kabul etmek gerekecektir: irin de dedii gibimi
"Hazm bir sz sylemitir; 'onu
tasdik ediniz.
Zira sz, Hazm'nin
szdr."[285]
Detayl cevabmza
gelince, bu noktada sizin serdettiginiz her delili teker teker ele alacak ve
zel olarak cevap vereceiz:
"Ayetteki
"kar"1 dan maksat ya sadece tuhurdur, ya sadece hayzdr, ya da her
ikisidir..." eklindeki sznz ele alalm:
Biz buna cevap olarak:
Maksat sadece tuhurdur; diyoruz.Daha nce zikrettiimiz deliller bunu
gerektirmektedir. "Nass, eyi gerektirmektedir..." eklindeki
sznze gelince buna da iki cevabmz olacaktr:
Birincisi: Bize gre
temizlik sresinin geri kalan ksm tam bir "kar'"dr. Dolaysyla da
kadn tam tuhrla iddetini beklemi olacaktr.
kincisi: Araplar, iki
ve ten de bir ksm zerine oul sasn kullanmaktadrlar. Nitekim
"Hac belli aylardr."[286]
yetinde "ehur" kelimesi grld zere oul olarak
kullanlmtr. Halbuki hac mevsimi evval ve Zilkde'de aylar ile
Zilhicce'den de on ya da dokuz veyahut da on gnden ibarettir. Eer bu
kullanl ekli onlarn dillerinde bilinen bir ey ise ve ona dellet eden
delil de bulunuyorsa, onu kabul etmek gerekecektir.
"Kar"'
kelimesinin "hayz" hakknda kullanlmas, "tuhr" hakknda
kullanlmasndan daha aktr." eklindeki sznze biz de aksini
syleyerek cevap veriyoruz.
'Tefsir ve lgat
limleri, bu kelimeyi nce hayz ile tefsir ediyorlar, ondan sonra da
"denildi ki", "denilir ki", "falan der ki"
eklindeki ifadelerle 'Tuhr mnasna da kullanlr." ya da "O ayn zamanda
tuhr anlamndadr." eklinde szlerini ilve ediyorlar..." eklindeki
ifadenize gelince , buna cevabmz yle olacaktr:
Lgat limleri, bu
kelimenin iki eye (msemm) ad olduunu belirtiyorlar ve bu kelimenin her iki
mna iin de kullanldn tasrih ediyorlar. lerinden bir ksm, bu
kelimenin "hayz" anlamnda daha ak olduunu; dier bir ksm da
"tuhr" anlamnda daha. ak olduunu kabul etmilerdir. Kimisi de her
iki mna hakknda kullanldn mutlak olarak zikretmi ve birini dierine tercih
yoluna gitmemilerdir. Cevheri, "hayz" anlamm tercih etmitir. mam
afi ise, kendisi ayn zamanda lgatte de otoritedir, onun "tuhr" anlamna
geldiini tercih etmitir. Ebu Ubeyd: " el-Kar'" hem hayz hem de
tuhr iin kullanlmas doru olur." der. Zeccc: "Kendisine
gvendiim birisi, Ynus'tan "kar"' kelimesinin, ona gre hem hayz
hem de tuhr iin kullanlabileceini ifade ettiini bana haber verdi."
demitir. Ebu'1-Amr b. Ala ise yle demitir: "el-Kar"T; vakit
demektir. Bu kelime hem hayz iin hem tuhur iin kullanlabilir."
Bu zikrettiklerimiz,
lgat limlerinin ifadeleri olduuna gre, bir genellemeye giderek, dilcilere
gre "kar'"dan maksat hayzdr; eklinde bir demlendirmeye nasl
gidilebilir?
"Tuhr vakitleri
'kar'" olarak isimlendirilir." diyenler, bununla sadece iki tarafnda
kan (hayz) bulunan tuhr (temizlik) vakitlerini kasdetmi olmaktadrlar. Yoksa,
henz ay hali grmeyen ve ay halinden kesilen (yise) kadnlarn temizlik
srelerine "kar"' tabiri kullanlmaz ve bu kadnlar, btn
lgatilerin ittifakyla "zevt- kuru1" tabirinin kapsamna
girmez." eklindeki sznze iki cevabmz olacaktr:
Birincisi: Bu gr
kabul etmiyoruz. Aksine henz hayz grmeyen kk bir zevce boanm olsa ve
sonra hayz grse, bu durumda olan bir zevce bizde daha sahih olan vecihe
gre ierisinde boanm olduu temizlik halini bir "kar"1 olarak
sayar. nk bu akabinde hayz bulunan bir tuhr yani temizlik sresidir;
dolaysyla ncesinde hayz hali olmas durumunda olduu gibi burada da bir
"kar"1 olur.
kincisi: Biz sizin bu
iddianz kabul etsek bile, bu tuhra iki taraf da kan ile ortalanmadka
"kar"' ad verilmeyeceine dellet eder ve biz de ayn eyi
sylyoruz ve: "Tuhr'un "kar"' diye isimlendirilmesi iin kan
arttr." diyoruz. Bu art, onun isim verildii eyin (msemmnn) hayz
olduuna dellet etmez. Nitekim Arapa'da "ke's"e bardak, kse
denilmesi iin iilecek eyle dolu olmas art vardr. Bu art
"ke's" kelimesinin isim verildii eyin iilecek ey olmasn
gerektirmez, o cam ya da benzeri bir eydir. Yine "mide = sofra"
kelimesi de ayndr, bu kelimenin kullanlmas iin masann zerinde mutlaka
yemek olmas gerekir. Eer yemek yoksa o sofra deil, masadr. Yine "kuz =
testi" kelimesi de byledir. Bu ismin verilmesi iin kulplu olmas art
vardr. Yoksa o eye, "kb" ad verilir. Yine kama kalem
denilebilmesi iin ucunun alm ve uygun tarzda kesilmi olmas art vardr;
aksi takdirde ona kalem deil, kam vb. denir. "Hatem = yzk,
mhr" kelimesinin kullanlabilmesi iin, o eyin bizzat kendisinden ya da
baka bir madenden kamn bulunmas art vardr; byle olmad takdirde ona
"fetha = kasz yzk" ad verilir, "hatem"
denilmez."Ferve = krk" denilmesi iin, o eyin tyl olmas lazmdr,
aksi takdirde ona "cild = deri" ad verilir. "Rita = car"
denilmesi iin rtnn tek
paradan olumas gerekir. Eer iki paradan oluursa ona "mle"
(araf) denilir. Giyilecek eye "hlle" denilebilmesi iin,
"izr" ve "rid" ad verilen iki paradan olumas gerekir;
aksi takdirde "sevb" ad verilir. "Erke" isminin
kullanlabilmesi iin, o eyin zerinde bir otan bulunmas gerekir; aksi
takdirde "serr" kelimesi kullanlr. Develere "latme"
tabir edilebilmesi iin, yklerinin gzel koku olmas art vardr; aksi
halde yk tayan develere
'"r" = kervan" tabir edilir. "Nefak = tnel" kelimesinin kullanlmas iin
mutlaka bir k yerinin bulunmas gerekir; aksi takdirde "sereb"
kelimesi kullanlr. Yn iin '"ihn" kelimesinin
kullanlabilmesi boyanm olmas
artna baldr. "Hdr = brg" kadn bryen eyin addr; aksi
takdirde "sitr = rt" kelimesi kullanlr. "Mihcen =
baston" denilebilmesi iin, denein ba tarafnn bklm olmas
gerekir. Yoksa "asa" kelimesi, kullanlr. Kuyu iin
"rakiyye" kelimesinin kullanlabilmesi iin iinde su bulunmas art
vardr. "Vekd" kelimesinin "hatab = odun" hakknda kullanlabilmesi iin ierisinde ate olmas lazmdr; yoksa ona
"hatab = odun" denilir. Rutubetli olmadka topraa "sera"
denilmez "turb" denilir. Mektup iin bir memleketten baka memlekete
tammadka "mualala" kelimesi kullanlmaz, "risale"
denilir. Topra ziraate hazr hale getirmedike "karh" tabiri
kullanlmaz. Klenin kama; alk,
korku ve ar yorgunluk gibi bir sebepten tr olmad zaman ancak
"ibk" kelimesi kullanlr; byle bir sebepten dolay kamsa, ona
"bk" deil "herb" ad verilir."Rudb"
kelimesi, tkrk hakknda ancak azda iken kullanlr, azdan ktktan sonra
onun ad artk "busk" tr. Cesur kimseye, silahtan ikyeti olduu
zaman ancak "kemiyy = bahdr" denilir; aksi takdirde ona "batal
= kahraman" ad verilir. Cesur kimseye "batal" ad verilmesinin
iki izah vardr: Birincisi: Onun ecaat ve cesareti hasmn, onun darbe ve
tarruzunu iptal eder; o yzden ona "batal" denilmitir, ikincisi:
Onun yannda cesur kimselerin cesaretleri krlr ( btl olur). Ona bu yzden
"batal" denilmitir. Bu durumda birinci izaha gre "batal"
kelimesi "faal" vezninde
ism-i fail, ikinci izaha gre de ism-i mefl olmaktadr. Kyasa uygun olan da
budur. Yine deveye, zerinde su tamadka "rviye" ad verilmez.
Tabaa "mihd" denilebilmesi iin, zerinde, hediye olmas art
vardr. Kadna "zane" denilebilmesi iin hevdec (deve izerindeki
adr) ierisinde olmas art bulunmaktadr. Aslnda bu byledir; bununla
birlikte kadna, hevdec ierisinde olmadan da
"zane" denildii olmaktadr.
Nitekim hadiste, bu
mnada kullanlmtr.[287]
"Kova = seci" kelimesinin kullanlabilmesi iin,
ierisinde o anda suyun bulunmas gerei
vardr; yoksa ona "delv" kelimesi kullanlr. Kova tam dolmadka
"zenb" kelimesi de kullanlmaz. Henz zerinde l bulunmadka
"serr" e "na'" kelimesi kullanlmaz. Kemik zerinde et
bulunmadka ona "ark" tabir edilmez. p zerinde boncuk dizili olmadka
"simt" denilmez. ki ya da daha fazlas bir araya getirilmedike ip
iin "karane" fiili kullanlmaz. Bir topluluk tek bir mecliste ya da
ayn yolculukta bir araya gelmedike "rifka" ad almaz.
Birbirlerinden ayrldklar zaman bu isim ortadan, kalkar, fakat "reik =
arkada" ismi devam eder. Taa "radf1 ismi verilebilmesi iin, ate
ya da gnete iyice kzm olmas gerekir. Gnee "gazale" ismi
sadece gnn tam ykseldii anda verilir. Elbiseye "mitraf' denilebilmesi iin
iki tarafnda da alem (ss) bulunmas arttr. Meclise "nd"
denilebilmesi iin, yelerinin orada hazr bulunmas gerekir. Kadna, anne -
baba evinde kalmadka "atik" denilmez. Tuzlu suya "cc"
denilebilmesi iin, tuzluluu yannda ac da olmas art vardr. Yrmeye
"iht"' kelimesinin kullanlabilmesi iin ayn zamanda korkulu da
olmas gerekir. Ata "muhaccel" denilmesi iin, ayaklann hepsindcya
da ounda beyazlk olmas art vardr. Eer aratracak olsak bu uzun bir
konudur. Ayn ekilde "tuhr" iin de, nnde ve sonrasnda kan
olmadka "kar"' tabiri kullanlmaz. imdi ondan maksadn hayz
olduuna dellet bunun neresinde bulunuyor?!
"Kar' kelimesi
eriat lisannda sadece "hayz" anlamnda kullanlmtr..."
eklindeki sznze gelince; biz, deil sadece o mnaya geldiini kabul etmek,
eriat lisannda "hayz" anlamna asla kullanlmad kanatindeyiz.
Hz. Peygamber zrl kadn iin: "Kar* gnlerinde namaz brak!"
buyurmutur. mam afi, Harmele'nin kitabnda nakledildiine gre bu hadiste
kullanlan "kar"' kelimesinin ne mnaya geldii hakknda sizin
itiraznza da cevap olacak ekilde gayet gzel aklamada bulunmutur. te
tam metnini arzediyoruz: "brahim b. smail b. Ulye, "kar"' m
hayz mnasnda olduunu sanm ve Sfyn Eyyb Sleyman b. Yesr rnm
Seleme senediyle gelen Hz. Peygamber'in (s.a.) zrl bir kadn hakknda
"Kar*" gnlerinde namazm terkedersin." buyruunu delil olarak
kullanmtr. Sfy;in asla byle bir rivyette bulunmamtr. Sfyn'm, Eyyb
Sleyman b. Yesr mm Seleme senediyle rivayet ettii ey sadece udur: Hz.
Peygamber (s.a.): "Hayz grd gn ve geceler adedince " veya
"kar' gnlerinde namazn terkeder." buyurmutur. Buradaki phe
Eyyb'dan kaynaklanmaktadr. O rvinin bunu mu, yoksa brn m dediini
bilmemektedir ve onun bu rivayetini kendi diledii tarafa doru ekmitir
ve hadisin yle olduunu rivayet
etmitir. Bu doru bir ey deildir. Bize mam Mlik, Nfi' Sleyman b. Ysir
mm Seleme senediyle haber vermitir: Hz. Peygamber (s.a.): "Kendisine
isabet eden zrden nce, bir ayda grmekte olduu hayz gn ve geceleri
adedine baksn, sonra (o gnler saysnca) namazn terk etsin, sonra ykansn
ve namazn klsn." buyurmutur[288]
Nfi', Sleyman'dan rivayetinde, hfz bakmndan Eyyb'dan daha salamdr ve
o, Eyyb'un rivayet ettii iki mnadan da birisinin benzerini demektedir."
afi'nin sz burada bitti.
Yce Allah'n:
"Onlara, Allah'n rahimlerinde yaratt eyi gizlemeleri hell
olmaz."[289] buyruunu delil olarak
kullanp, rahimde yaratlan eyin ya hayz, ya ocuk ya da her ikisi olduunu
ifade etmelerine gelince,
kukusuz hayz, burada
zikredilen eyin ierisine dahil bulunmaktadr. Ancak o eyi gizlemenin haram
olmas, yette zikri geen "kuru"' kelimesinden maksadn,
"hayz" olduuna dellet etme;:. nk "kuru"' dan maksat,
eer tuhr yani temizlik vakitleri olursa, kadnn iddeti drdnc veya nc
hayzma balar balamaz bitecektir. Kadn nafaka ya da daha baka amalarla,
iddetinin bittiini saklamak istediinde "Ben hayzm grmedim ki, iddetim
bitsin!" diyecektir. Halbuki, syledii yalandr, hayzn grmeye
balam ve iddeti sona ermitir. Bu durumda yetin "kuru"'
kelimesinden maksadn "temizlik sreleri - tuhur vakitleri" olduuna
delleti daha ak olmaktadr. Biz burada gmze dellet bulunduuna kanaat
ediyoruz, ama siz ille de istidlalde bulunmamz isterseniz, istidlal ekli
bizim iin daha da ak olmaktadr. nk mfessirlerin ou "rahimde
yaratlan ey" den maksadn hayz ve doum olduunu sylemilerdir. ddet,
doum halinde ocuun zuhuru ile tamamlandna gre, ayn ekilde hayzm da
gzkmesiyle bitmi olmaldr. Her ikisinin de kadnla ilgili olmas bakmndan
hkmde eit tutulmalar bunu gerektirir.
"Kadnlarnz
iinde ay hali grmekten kesilenler ile henz ay hali grmemi olanlarn
iddetleri hususunda pheye derseniz, bilin ki, onlarn iddet beklemesi
aydr."[290] yetinde her bir ay, bir
hayz karlnda tutulmutur." eklindeki istidlalinize gelince, bu
"kar"' dan maksadn "hayz" olduunda sarih deildir. Bu
yet, nihayet hayzdan midin kesilmesinin ay ile iddet beklemek iin art
olduunu, dolaysyla hayz grd srece ay halinden kesilen (yise) kadnn
iddeti gibi iddet bekleyemeyeceini bildirmektedir. Bize gre tuhrdan ibaret
olan "kar"',
ancak hayz ile birlikte bulunur ve onsuz kar' tabiri kullanlmaz. Dolaysyla,
onun hayz olduu da nereden gerekecektir?! Hz. Aie'nin rivayet
ettii:"Cariyenin talk iki boamadr, iddeti de iki hayzdr."[291]
eklindeki hadisle istidlalinize gelince; bu, yle bir hadistir ki, eer onun
gibi bir hadisi siz deil de biz delil olarak kullanacak olsaydk, onu asla
bizden kabul etmezdiniz. nk o zayf ve illetli bulunan bir hadistir. Onun
hakknda Tirmiz: "Garbdir ve onu sadece Mzahir b. Eslem'in hadisleri
meyanndan reniyoruz. Mzahir ilim leminde bu hadisten baka bir yolla
bilinmez." demitir. Bu Mzahir b. Elem hakknda, Ebu Hatim er-Rz:
"Onun hadisleri mnkerdir."; Yahya b. Man: "O bir ey deil;
kald ki bilinen bilisi de deildir." demilerdir. Ayn ekilde onu Ebu
sim da zayf bulmutur. Ebu Davud: "Bu mehul bir rvinin
hadisidir." derken, Hattb: "Hadisiler, bu hadisi zayf
bulmulardr." demitir. Beyhak: "Eer sabit olsayd, gereiyle
hkmederdik; ne var ki, biz adaleti mechl olan bir rvinin rivayet ettii
hadisi sabit kabul edemeyiz." demitir. Drakutn: "Ksm'dan sahih
olarak gelen bunun aksidir." demi ve sonra Zeyd b. Eslem'den yle
rivayet etmitir: "Ksm'a cariyenin ka talkla boanaca soruldu, o:
"Onun talk ikidir, iddeti de iki hayzdr." diye cevap verdi.
Kendisine: "Bu konuda Hz. Peygamber'den sana bir ey ulat m?" diye
soruldu. Buna da: "Hayr!" diye cevap verdi.[292]
Buhr, Tarih'inde, Mzahir b. Elem Kasm ie senediyle merf' olarak:
"Cariyenin talk ikidir, iddeti de iki hayzdr." buyurulduunu
rivayet eder. Ebu sim yle der: Bana bn Creyc Muzhir'den haber verdi:
Sonra Mzahirle karlatm, onu bize rivayet etti. Ebu sim, Muzhir'in zayf
olduunu sylerdi. Yahya b. Sleyman, bn Vehb'den nakleder: Bana sme b. Zeyd
b. Elem haber verdi: O babasnn yannda otururken, emrin elisi ona gelmi
ve: "Emir sana, cariyenin iddeti ne kadardr? diye soruyor." demi.
Babas: "Cariyenin iddeti iki hayzdr, hr kocann cariyeyi boamas
talkladr, kle kocann hr kadn boamas iki talkladr, hr kadnn iddeti
hayzdr." demi. Sonra haberciye: "Nereye gidiyorsun?" diye
sormu, o da "Bana Kasm b. Muhammed ile Salim b. Abdillah'a da sormam
emretti." demi. O da Allah adna yemin verdirerek geri gelmesini ve
onlarn ne dediklerini kendisine bildirmesini sylemi. Haberci gitmi ve
babama geri dnm ve ona, onlarn da aynen kendi syledii gibi haber
verdiklerini ve: "Ona syle! Bu ne Allah'n kitabnda ne de Rasl'nn
(s.a.) snnetinde yoktur; ancak mslmanlar bununla amel
edegelmilerdir." dediklerini
bildirmi.
Ebu'l-Ksm b. Askir,
el-Etrf nda: "Bundan da anlalyfl ki, merf hadis mahfuz
deildir." demitir.
"Cariyenin talk
ikidir, iddeti ise iki hayzdr." eklindeki merf bn mer hadisine
gelince, bu Atiyye b. Sa'd el-Avfi'nin rivayetinden olmaktadr. Onu birok
hadis imam zayf bulmulardr. Drakutn: "bn mer'den sahih olan, Salim
ve Nfi'in ondan rivayet ettikleridir." demi ve Salim ve Nfi'den:
"bn mer: 'Kle kocann hr kadn boamas iki talkladr; iddeti ise
kar'dr, hr kocann criye karsn boamas ise iki talkladr; iddeti ise
cariye iddeti yani iki hayzdr.'[293]
demitir." diye nakletmitir.
bn mer'den
sabit olan grn,
kar' dan maksadn tuhr olduunda phe yoktur.
mam afi, Mlik
Nfi' senediyle bn mer'in: "Adam karsn boad zaman, nc hayzmn
kann grmeye balad m, artk kocasndan ayr dm olur, birbirlerine
vris olamazlar." dediini naklederi[294]
Bu hadis, bn mer ile
Hz. ie arasnda dnp dolamaktadr. Bu ikisinin de konu hakkndaki grleri
kesin olarak, "kar"1 dan maksadn tuhr olduu eklindedir. Kendi
bilgileri dahilinde Hz. Peygamber'den (s.a.) bunun aksine hadisin bulunduu ve
onlarn hadis dorultusunda dnmemeleri nasl tasavvur edilebilir?
Bizzat bu cevap , ayn
zamanda da Hz. ie'den nakledilen "Berre'ye hayz iddet beklemesi
emredildi..." eklindeki hadisle istidlale de cevap olmaktadr. Ayrca
unu da ilve edelim: Bu hadis lfzla rivayet edilmitir: a) "ddet beklemesi
emredildi." b) "Hr kadnn iddeti gibi iddet beklemesi
emredildi." c) " hayz iddet beklemesi emredildi." Muhtemelen
" hayz iddet beklemesi emredildi." eklinde rivayet eden kimsenin
bu rivayeti mna ile rivayet edilmi olmaldr. Hz. ie'nin bilgisi dahilinde
byle bir hadisin bulunmas ve ondan sonra da kalkp onun "kar"1 dan
maksat tuhrdur; demesi alacak bir eydir. Bundan daha da hayret verici olan
bir dier husus, bu hadisin hepsi de hadis imamlarndan oluan mehur bir
senedle rivayet edilmi olmas, buna ramen ne Sahih sahipleri, ne Msned
sahipleri, ne de ahkm hadislerini- toplayan zevat tarafndan kitaplarna
alnmamas ve drt imamdan hibirisi tarafndan kullanlmamasdr. Bu hadisi
kullanmak mecburiyetinde olan kimse, zellikle de byle gne gibi mehur bir
senedle olan bu hadis karsnda onu tahric etmeksizin nasl sabr
gsterirdi?! Hi phe yoktur kt,
Berre'ye iddet beklemesi emredilmitir ve bu dorudur. Ancak onun hayzla
iddet beklemesi konusuna gelince, eer bu sahih olsayd, biz asla baka bir
gre gitmezdik ve derhal onu kabule koardk.
stibr ile iddet
arasnda mnasebet kurarak yaptnz istidlalinize gelince; hi kukusuz
istibrnn bir hayzla olduu dorudur. Bu sarih nassn zahiri
olmaktadr/Criye tuhr ile istibrda bulunur." diye iddiaya kalkmann
bir anlam yoktur. nk byle bir zorlama, Allah Rasl'nn (s.a.) nassnn
aksi olmaktadr. Aynca mam afi'nin sahih kavline, mmetin byk ounluunun
grlerine ters der. Burada yaplacak i, iki konuyu birbirinden ayrmaktr.
Biz diyoruz ki:" Daha nce de getii gibi aralarnda fark vardr. ddet,
kocann hakknn yerine getirilmesi iin vacib olmutur; dolaysyla da kendi
hakknn . bulunduu zamanlara tahsis edilmitir ki, bu zamanlar da tuhr yani
temizlik zamanlardr. Yine iddet, tekerrr eder ve ortasnda hayzm da
bulunmasyla rahmin temizlii bilinmi olur. stibr ise byle deildir."
Eer "kar"1,
tuhr yani temizlik sresi olsayd, bu durumda, birinci kar' yani temizlik
sresinin bir delleti bulunmazd. nk, eer temizlik sresi ierisinde
cimada bulunmu ve sonra boamsa ve kadn daha sonra hayz grmse, bu
durumda, "kar1" dan maksadn tuhr (temizlik sresi) olduu grnde
olanlara gre, szkonusu temizlik sresinin de saylmas gerekir. Bu temizlik
sresinin, rahmin temizliine dellet etmeyecei ise malmdur." eklindeki
sznzn cevabna ise ksaca yle diyeceiz:
Kadn tam iki tuhrdan sonra temizlenmi olunca,
birincinin de dier ikisine eklenmi
olarak delleti sahih olacaktr.
"Deliller,
alametler, snr ve gayeler, ancak dierlerinden temayz eden ak eylerle
husule gelir. Kadnn temizlii, asl konumudur..." eklindeki sznze
gelince, cevaben yle diyoruz: Tuhrun her iki tarafnn da kan olmas
durumunda, yle olmaktadr. Ne nnde ne de sonunda kan olmamas durumunda ise,
ona asla itibar edilmemekte ve "kar*" ismi kullanlmamaktadr.
u hususlar da bizim
grmz teyid etmektedir: "Kar"' cem etmek, toplamak demektir;
dolaysyla bu kelimenin tuhr zaman iin kullanlm olmas daha uygundur.
nk tuhr annda kan rahimde toplanmaktadr ve ancak toplandktan sonra dar kmaktadr. Bir
dier husus da ifadesinde
saysnn sonuna giren yuvarlak t harfidir. Saylarn sonundaki bu t, saylan
eyin mzekker olduunu gsterir. Bu da "kar"' dan maksadn mzekker
bir kelime olduuna dellet eder
ki, bu da "tuhr" dur. Eer "kar"' dan maksat
"hayz" olsayd, o zaman saynn t'sz gelmesi gerekirdi; nk
hayz kelimesinin tekili
eklinde t'ldr (mennestir). [295]
Bu arzettiklerimiz, bu gr
sahiplerinin gerek kendi delilleri ve gerekse kar delillere verdikleri
cevaplan olmaktadr. Bu konu, iki taraf arasnda orta yolu bulma imkan olmayan
bir konudur. nk iki gr arasnda orta bir gr bulunmamaktadr.
Dolaysyla mutlaka iki taraftan birisinin grne meyletmek gerekmektedir.
Biz bu meselede, "Kar'dan maksat "hayz"dr." grndeki
ileri gelen sahablerle onlarn dorultusunda gr beyan eden kimselerin
tarafn tutuyoruz. Bu grn isabetli olduuna dair delillerin serdi daha
nce gemiti.Biz burada, tercihte bulunduumuz eyin iyice ortaya kmas
iin, kar grte olanlann kar delillerine cevaplar vermek istiyoruz ve
tevfiki yalnz Allah'tan bilerek diyoruz ki: [296]
"Ey Peygamber!
Kadnlar boayacanz zaman, iddetleri ierisinde boayn."[297]
yetiyle istidlalinizi ele alalm: Bu yetin sizin aleyhinize bir delil olmas,
lehinize delil olmasndan daha yakndr. nk bundan maksat, zarur olarak
kadnn iddetten nce boanmasdr. Aksi takdirde yetin, iddet ierisinde
talk verilmesi mnasna hamledilmesi mmkn deildir. nk bu her ne kadar
lm harfi, f harfi mnasnda zarfiyet mnas da ierebiliyorsa da mna
bakmndan sakattr. Zira talkn iddet ierisinde verilmi olmas mmkn
deildir, nk, talk iddetin sebebi olmaktadr; sebep ise hkmden nce
bulunur. Bu anlald ise, diyoruz ki: "Kar1 dan maksat hayzdr."
diyenler, yetle amel etmilerdir ve iddetten nce boam olmaktadrlar.
Eer, "Tuhr"
dur diyenler iddet talkn arkasndan gelecei iin iddetten nce boam
olurlar." derseniz; bu takdirde, sizin yeti delil olarak kullanmanz
batl olacaktr ve yetten muradn iddet iinde deil, iddet ncesinde verilmi
talk olduu sahih olacaktr. Her iki durumun da yetle murad edilmi olmas
sahihtir. Ancak hayzn murad edilmi olmas daha ar basmaktadr. yle ki;
"iddet" kelimesi, saylan hesaba katlan ey mnasna "fi'let"
kalbmdadr. nk iddet saylr, hesap edilir.
Nitekim yette de "...ve iddeti saynz."[298] buyrulmutur.
Hayzdan nce bulunan tuhr hesaba katlan ve saylan
eylerdendir; dolaysyla o iddettendir.
Bizim burada szn ettiimin ey bu deildir, Szkonusu olan ey bir baka husustur ki o da, (tuhrun) yette
geen " kuru"1 ifadesine girip girmeyeceidir. Eer nass: eklinde olsayd,* o zarnan
ilgisi olurdu. Burada iki husus vardr: Birincisi:
kincisi de: yetidir. Hi phe yoktur ki bir kimse dedii zaman,
bu emre
muhatap olan kimse,
o eyi ancak
gn gelmeden nce
yapt zaman erire
uymu olur. Yine
ayn ekilde:
diyen kimsenin bu sz de, o eyi gnn gemesinden sonra yapmas durumunda
doru olur Bu zarfiyet bildiren harfinin aksi olmaktadr. nk
bir kimse: dedii zaman, fiil bizzat gnn ierisinde vuku bulmu olur. Burada gzel bir nkte (incelik) vardr. yle ki, onlar:
demektedirler ve ne vakit zamann
getiini ya da^ karlanmasn istiyorlarsa "lam" harfini kullanyorlar ve ne zaman da,
fiilin o zaman ierisinde (zarfiyet) vukuunu murad ediyorlarsa, o takdirde de
"f" harfini kullanyorlar. ncelik surda: Onlar zamann gemesini ya
da karlanmasn istedikleri zamanda, telaffuz ettikleri adedin geen ya da
gelecek gnlere aid olduuna (ihtisas) dellet eden "lm" harfini
getiriyorlar; eer fiilin bizzat o zaman ierisinde vukuunu murad ediyorlarsa,
o takdirde de, zarfiyete has olan harfi yani "f" harfini
kullanyorlar. Bu izah, pek ok dil bilgininin "Lm harfi: szlerinde ve
yetinde "nce" manasnadr; ayn ekilde "sonra" mnasna
da gelir: ifadelerinde olduu gibi. Yine "f" manasna zarfiyet
anlamnda kullanlr:
yetlennde[299] bu
anlamda kullanlmtr." eklindeki szlerinden daha iyidir. Derinlemesine
ele aldmzda gryoruz ki, lm harfi, mezkr vakitlere aidiyeti bildirmek
iin asl mnas olan "ihtisas" anlam zerindedir. Onlar; fiili, ona
olan aidiyetinden tr, sanki o ona aitmi gibi, zikredilen damana ait
klmaktadrlar. Dn!
Dier bir fark:
"Lm" harfi kullanldnda, ondan sonra zikredilen
zaman mutlaka ya maz (gemi) ya da
gelecek olmaktadr. "F" harfi kullanldnda ise, bu durumda,
mecrru olan zaman, mutlaka fiil ile bitiik, ayn zamandr. Arapa kaideleri
bakmndan eer bu anlald ise, diyoruz ki Hidyetinin
mnas "Onlar iddetlerini
karlayarak
boaymz." demektir, iddetleri ierisinde boaymz mnasna deildir.
Kadnlarn karlanarak boamlaca iddet, talktan sonra
olacana gre,
talktan sonra karlanacak olan bu ey mutlaka hayz olacaktr.nk tuhr
halinde olan kimse yine onu karlayacak deildir; zira zaten ierisindedir.
Dolaysyla kadn, u anda ierisinde bulunduu halinden sonra olacak olan
hayz halini karlayacaktr. Dil bakmndan da, aklen ve rfen de anlalan
budur. nk afiyet, emniyet ve kelebe ierisinde olan kimseler hakknda
" O afiyet bekliyor."; "O emniyet bekliyor."; "O
kelebelenmeyi bekliyor." denilmez. Bu gibi ifadelerden, rfen ve dil
bakmndan akla gelen ey, bir hal zere bulunan bir kimsenin, o halin zddn
bekliyor olmasdr. Bu o kadar aktr ki, rneklerini oaltmaya gerek
duymuyoruz.
Soru: Buna gre, hayz
halinde iken karsn boayan kimse, "kar"' dan maksadn tuhr
olduunu syleyenlere gre, iddeti karlayarak boam olur. nk, kadn
iinde bulunduu bu hayz halinden sonra tuhr halini karlayacaktr. Bu hususta ne diyeceksiniz?
Cevap: Evet! Onlarn
yle demeleri gerekir. nk, eer kadnn boanlmas emredilen iddetin ilk
vakti tuhr ise, kocann talk hayz halinde vermesi durumunda, iddeti
karlayarak boam olacaktr. nk kadn, talktan sonra tuhr halini
karlam olacaktr.
Soru: "Lm",
"f" manasnadr ve mna:"Onlar iddetleri ierisinde
boaymz." eklindedir. Bu ise ancak tuhr ierisinde boad zaman mmkn
olur. Hayz ierisinde boamas durumunda mmkn olmaz.
Cevab: Buna iki adan
cevap vereceiz:
Birincisi: Harflerde
asl olan tek mnada ve her harfin kendi mnasnda kullanlmalardr (adem-i
itirak). Dolaysyla , bunun aksini iddia etmek bu asl prensip tarafndan
reddedilmi olur.
kincisi: Bundan,
iddetin bir ksmnn talkn zaman iin zarf olmas durumu gerekir.
Dolaysyla da talk, "Ben onu Perembe gn yaptm." ifadesinde de
olduu gibi, zarfiyetin sahih olabilmesi zaruretinin bir neticesi olarak ayn
iddet ierisinde vaki olmu olur. Hatta bu kabil kullanl ekillerinde
ounluk zarfn bir ksmnn fiili gemi olmasdr. Bunun mmkn olmayaca
konusunda da phe yoktur. nk iddet talkn akabinde ve onu takip eder; onunla
ayn anda bulunmaz, ondan ne geemez.
Farzetsek ki
"lm" harfi, "fi" mnasnda olsun; kald ki, bu anlaya:
eklindeki bn mer ve daha balsalannn krati
de yardmc olmaktadr. Buna ramen,
bundan "kar"' kelimesinin "tuhr" mnasna geldii lazm gelmez.
nk o takdirde "kar"' kelimesinden maksat bizzat hayz olur;
itibara alnp saylan da odur. Hayzdan nce bulunan tuhr (temizlik) hali ise
iki adan onun hkmne zmnen ve ona tabi olma yoluyla girer:
Birincisi: Hayzn
zarur neticelerinden birisi ncesinde bir tuhr halinin bulunmasdr. Kadn
tuhr hali ierisinde iken "Sen hayz mddetince bekle!" denildii
zaman, o tuhr da bekleme sresinin ierisine (zarur olarak) girer. Nitekim bir
kimseye geceleyin: "Burada gn (gndz) ikamet et!" denildii
zaman o gecenin geri kalan ksm da, onu takip eden gndzn ierisine girer.
Nitekim dier iki gnn geceleri de, gndzlerine dahil olur. Eer gndz vakti
" gece ikamet et!" diyecek olsa, bu kez de o gnn geri kalan
ksm, takip eden geceye dahil olacakt.
kincisi: Hayz,daha
nceden kann rahimde toplanmasyla tamamlanm olur; dolaysyla da tuhr hali,
hayzdan hem mukaddemdir hem de hayzm varlna sebep olur. Hkm hayza
balandna gre, bunun zaruri neticelerinden birisi de, hkmn ayn zamanda
tuhra da balanm olmasdr. nk hayzm varl, onun varlna baldr.
Bylece bunun, yukardaki gn ve gecelerle ilgili verdiimiz misalden daha
beli olduu ortaya kmaktadr. nk gece ve gndz birbirine bal,
birbirinden ayrlmas dnlemeyen iki unsurdur, fakat biri dierinin
mevcudiyeti iin sebep deildir. Burada ise tuhr, kann rahimde
toplanmas iin bir
sebep olmaktadr. Yce Allah'n ifadesi
"bekleyecei iddeti karlamak
iin..." anlamndadr. Kadn ncesinde bulunan tuhr halleriyle birlikte
hayz bekler. Eer tuhr halinde iken boanm olursa, kadn saylacak iddeti
karlayabilecei bir vakit ierisinde boanm olur. Saylacak iddet de hayz
ve ncesinde bulunan tuhr halleridir. Hayz iken boanmas durumunda ise byle
deildir. nk o takdirde, hesap edilecek bir iddet gz nnde
bulundurulmakszn boanm olur. nk ierisinde boamlan hayzm geri kalan
ksm, kadnn ne asaleten ne de tebeiyet yolu ile bekleyecei, hesaba kataca
iddetten deildir. Ona iddet adnn verilmesi, sadece zevcenin, o sre
ierisinde yeni bir evlilikten engellenmi olmas sebebiyledir.
Bu anlald ise diyoruz
ki:
yetindeki
"lm" harfinin sebep bildiren "tall" lam olmas caizdir
ve anlam "Kyamet gn iin doru teraziler kurarz."[300]
demek olur, Burdaki "el-ksf kelimesinin mefulun leh olmak zere mansub
olduu da sylenmitir. O zaman da mna "adalet iin" anlamna gelir
ve bu ekilde i'raba tabi tutulmas iin gerekli artlar da tamaktadr.
yetine'[301]
gelince; buradaki "lm" harfi, kesinlikle "fi" mnasna'
deildir. Aksine buradaki "lm"n tall iin olduu sylenilmitir.
"Sonra" mnasna da geldii sylenmitir. nk yetten murad,
namazn "dlk" kelimesi, ister "zeval, ister
"gurb" manasyla tefsir edilsin, tam bu "dlk" annda
klnmas deildir. Namazn klnmas ancak bu vakitten sonra olmaktadr. ddet
yetinin "sonra" mnasna hamledilmesi mmkn deildir. Zira o zaman
mna: " Onlar iddetlerinden sonra boaynz!" eklinde olacaktr.
Geriye sadece mnann: "Onlar iddetlerini karlayacak ekilde
boaynz." eklinde olmas kk kald. Malumdur ki, kadn temiz iken
boand zaman, iddete hayz ile balayacaktr. Eer "kar"' dan
maksat "tuhr" olsayd, o takdirde snnet olan boama ekli, iddete
"tuhr" ile balam olabilmesi iin hayz iken boamak eklinde
olacakt. Oysa ki, Hz. Peygamber (s.a.), gz nnde bulundurularak
boanmalarn bizzat Yce Allah'n emrettii iddetin, kadnn talktan sonra
iddetini karlayabilmesi iin temiz iken boanmas ekli olduunu
aklamtr.
Soru: Biz
"kar"1 dan maksadn tuhr olduunu kabul ettiimizde, kadn iddetine
talktan sonra faslasz balam olacaktr. Ondan maksadn hayz olduunu
syleyenlere gre ise, kadn iddetini tuhr bitmedike karlayamamaktadr.
Cevap: Yce Allah'n
kelam, mutlaka mstakil bir faideye hamledilmek zorundadr. yetin
"Onlan', kendisinden sonra iddet olacak bir talkla boaynz."
eklindeki bir mna zerine hamle dilme sinin bir faydas yoktur. Ama yete:
"Onlar yle bir talkla boayn ki, o talkta iddetlerini karlam
olsunlar; saylmayacak bir tuhr halini karlam olmasnlar." mnas
verilmesinde ise durum byle deildir. nk kadn hayzl iken boand
zaman, o saylmayacak bir tuhr halini karlayacaktr; dolaysyla da iddetini
karlayacak ekilde boanm olmayacaktr. Bunu :
ilki feklinde okuyanlarn kraatleri de
aklamaktadr. "iddetin karlanaca, nndeki vakit" demektir.
"Hayzm n" demek gibi. Eer
onlarn murad ettikleri mna kasdedilmi olsayd, o zaman
denilirdi. Bir eyin n ile evveli arasndaki fark ise aktr.
Sizin "Eer
"kar"' dan maksat "hayz" olsayd, o takdirde, adam
karsn iddetten nce boam olurdu." sznze biz de yle cevap
veririz: Evet! Aklen de er'an da olmas gereken budur. nk iddet talktan
ayr dnlmez ve hibir zaman da ondan nce bulunmaz; aksine talktan sonra
bulunmas vacib olmaktadr.
2 "Ve
bu hayz halinde iken boamas durumunda
olduu gibi, kadn aleyhine
uzatmak olurdu..." eklindeki
sznze gelince, cevab olarak denilmektedir ki: Bu, "Hayzl kadnn talknn haram
olmasnn illeti, iddetini uzatm olmak korkusudur." eklindeki bir teze
mebndir. Oysa ki. pek ok fukaha byle bir izaha taraftar deillerdir ve bu
tezin tutarszln yle diyerek ortaya koymaktadrlar: Kadn kocasnn kendisini hayzl iken
boamasna raz olsa ve iddetinin uzamasn tercih etse, yine de byle bir talk kocaya hell olmamaktadr.
Kadnn bu durumda byle bir talk kocaya mubah klma yetkisi yoktur. Oysa ki,
bedelli olarak ittifakla, bedelsiz olma durumunda da iki grten birisine
gre, karlkl rza ile, boayan kocann, talktan rc (ric'at) hakkn
drmesi mubah olmaktadr. Bu Ebu Hanife'nin mezhebi ve mam Ahmed ve Mlikten
gelen iki rivayetten birisi olmaktadr ve yle demektedirler: "Kadnn
hayz ierisinde iken haram klnmasnn sebebi, sadece kocann karsn,
kendisine rabetinin olmad bir zamanda boam olmasdr." Biz haramln sebebinin kadn aleyhine
uzatmak olduunu kabul etsek bile, asl zarar verici uzatma, onu hayzl iken
boamasdr. nk kadn hayzm ve arkasndan gelen tuhr halinin gemesini
bekleyecek, ondan sonra iddetini beklemeye balayacaktr ve talkla iddetini
karlam da olamayacaktr. Ama kadn temiz iken boanrsa, tuhrun hemen
akabinde iddetini karlam olacaktr, bu durumda ise iddeti uzatmak szkonusu
olmayacaktr.
3
"el-Kar' kelimesi cem' yani toplamak mnasndan tretilmitir. Hayz
(kan) ise tuhr zamannda toplanr...." eklindeki sznze
gelince, buna cevabmz olacaktr:
Birincisi: nce sizin
bu dediiniz doru deildir. "Cem' " yani toplamak mnasndan
tretilen kelime illetli olup son harfi "y"h olan kelimesindendir.
Aynen fiilinde olduu gibi. Burada bizim szn ettiimiz ise hemzelidir ve fiilindendir fiilinde olduu gibi nc
babtandr. Bunlar ayr ayr iki kktr. nk Araplar demektedirler ve bunun
anlam "Suyu havuzda topladm." demektir. Bunun mzarsi
de: eklindedir. Bu mnadan hareketle
kye de denilmitir. Karncalarn toplandklar yuvalarna: denilmesi de bu
anlamndan hareketle ve bu kktendir. nk karnca yuvas onlar toplamakta ve
bir araya getirmektedir. Hemzeli olana gelince, onun anlam sreli ve snrl
bir ekilde zuhur etmek , ortaya kmak
mnasna gelmektedir.
denildiinde bu kkten tretilmi olmaktadr. nk Kur'an' okuyan kimse onu,
eksiksiz fazlasz belli bir miktar zere karmaktadr. Bu izahmza: yeti[302] de
dellet etmektedir. nk burada: kelimeleri birbirleri zerine atfedilmitir.
Eer her ikisi de ayn anlamda olsalard, bu anlamsz bir
tekrar olurdu. te
bu sebeptendir ki,
bn Abbs:
yetinin[303]
tefsiri hakknda "Onu akladmz zaman..." anlam vermi ve
Kur'an'm okunuunu bizzat onun aklan ve ortaya konulmas saymtr. Yoksa
Ebu Ubeyde'nin zannettii gibi "Kur'an", "cem1" yani
toplamak mnasndan tretilmi deildir. Yine Araplar:
ojfietolektedirler. Bu
da ayn babtandr ve "Bu deve asla dourmad, yavru karmad, ortaya
koymad." demektir. Yine demektedirler
Anlam "Falan sana selm sylyor." demektir ve buradaki fiil yine
izhar etmek, ortaya karmak anlamndadr. Yine onlar: demektedirler ve bu ifadeyle, "Kadn bir
ya da iki hayz grd." demek istemektedirler. nk hayz, gizli olan
eyin, ceninin zuhuru gibi, zuhur etmesi, ortaya kmas demektir.
Yineifadeleri de bu kk ve mnadandr ve anlamlar "sreyy ile yamur ve
rzgarn ortaya kt vakit" demektir. nk her ikisi de belli
vakitlerde zuhur ederler. Bu kk ve ondan treyen mnalarn, Ebu Amr ve daha
bakalar gibi limler, itikakla ilgili kitaplarda zikretmi bulunmaktadrlar.
Hi phesiz ki, bu mna hayzda, tuhrda olduundan daha aktr.
4 Hz.
ie: "Kuru' dan maksat tuhr vakitleridir." demitir. Bu durumu
kadnlar, erkeklerden daha iyi bilirler..." eklindeki delilinize gelelim:
Biz buna cevap olarak
yle deriz: "Kim, Allah'n ltabndan onun muradn anlamada, mnalann
kavramada kadnlar Hz.Ebu Bekir, Hz. mer, Hz. Ali, Abdullah b. Mes'd, Ebu'd-Derd ve Hz.
Peygamberin dier byk sahablerinden daha stndr diyebilir?! Bu hkmn
kadnlar hakknda inmi olmas, onu onlarn erkeklerden daha iyi bileceklerine
dellet etmez. Eer yle olsayd, kadnlar hakknda nazil olan her yeti
kadnlarn erkeklerden daha iyi bilmeleri lzm gelirdi; erkeklerin de gerek
mnas gerekse onlardan karlacak hkmler konusunda kadnlar taklid
etmeleri, onlara uymalar gerekirdi. O takdirde kadnlar; st emme haraml,
hayz, hayzh kadnla cinsel ilikinin haraml, lm iddeti, gebelik, doum
ve bunlarn sreleri, mahrem kimseler ve avret yerlerinin almasnn haraml
ve buna benzer dier kadnlarla ilgili ve onlar hakknda inen btn yetleri,
erkeklerden daha iyi bilmek durumunda olacaklardr. Bu yetlerin mnalarnn
anlalmas, onlardan hkm karlmas gibi konularda ise, erkekler kadnlara
tabi olmak, onlar taklid etmek zorunda olacaklardr. Byle bir durumun
cabulne ise asla imkan yoktur. Nasl kabul edilebilir ki, inen vahiyle ilgify
bilginin esasn, anlay, marifet ve akl gc oluturur. Bu gibi konularda ve
dolaysyla bilgiyi elde etmede erkekler kadnlara oranla daha da stn- ve
ansldrlar. Hatta unu sylemek imkansz deildir ki, erkeklerle kadnlar bir
meselede ihtilfa dsnler de , doru erkekler tarafnda olmasn, bu
mmkn deildir.'[304]
Nasl olur da: Hz. ie ile Hz. mer, Hz. Ali ve Abdullah b. Mes'd bir
meselede ihtilf ederlerse, Hz. ie'nin grn almak daha uygundur."
denilebilir?! Evl olan ierisinde iki rid halifenin de bulunduu grten
bakas olabilir mi? Rivayet edildii zere Sddk'm grnn de onlarn
dorultusunda olmas durumunda, bu grn doru olduunda phe kalr m? Hz.
mer'le Hz. Ali'den yaplan nakil kesin olarak sabittir. Hz.Ebu Bekir'den
yaplan nakilde ise garblik vardr. Bununla birlikte, ilerinde Hz. mer, Hz.
Ali, bn Mes'd, Ebu'd-Derd, Ebu Musa gibi zevatn da bulunduu ashbtan bir
cemaatin gr bizim iin yeterlidir ve Mminlerin Annesinin gr ve
anlayn btn bunlarn zerlerine nasl takdim edebiliriz?!
Sonra yle denebilir:
Hz. ie, byk insann da st emmesi durumunda st haramlnm doaca, byle
bir emme ile mahremiyetin sbut bulaca grndedir. Bu grte bir grup
sahb de onun yannda yer almaktadr. Dierleri ise bu konuda ona muhalefet
etmilerdir. Hz. ie, byle bir emme ile haramln sabit olaca hadisini
rivayet etmitir. O zaman kp da: "Kadnlar, bu konuyu erkeklerden
daha iyi bilirler!" deseydiniz ve
onun grn dier sahablerin grleri zerine tercih etseydiniz ya!
Mliklere de diyoruz ki:
Ayn Hz. ie, st haramlnn ancak be defa emme e sabit olaca
grndedir ve bu konuda bir grup sahab de Kendisine katlmlardr. Ayrca
konu ile ilgili iki de hadis rivayet etmitir: Bu durumda kalkp: "Bu
konuyu kadnlar erkeklerden daha iyi bilirler!" deyip, onun grn
dierleri zerine takdim etseydiniz ya!
5 - "Bu
erkeklere sirayet eden bir hkmdr. Dolaysyla onda erkeklerle kadnlarn
durumu eittir." eklinde bir mtalaa ileri srlrse, buna u ekilde
cevap verilebilir: ddet hkmleri de ayn ekilde kadnlarla ilgili olarak
kalmaz ve o da erkeklere sirayet eder, dolaysyla onda da, kadnlarn
erkeklerle ayn olmalar gerekir. Bu ak bir eydir. Sonra bu konuda
erkeklerin grleri tercih edilir. nk Hz. Peygamber (s.a.) bu gruptan olan
birisi hakknda "Allah, hakk onun dili
ve kalbi zerine
koymutur."[305]
buyurmu; birok konuda onun ileri srd grler dorultusunda vahiy gelmi
bylece pek ok defa vahyin
desteine mazhar olmu[306]
yine Hz. Peygamber (s.a.) ryasnda itii stn arta kalann ona vermi ve bu
ryasn ilimle yormu (tabir etmi)'[307] ve
onun ilham ve ilh teyide mazhar olduuna ehadette bulunmutur.' [308]Eer
mutlaka birilerini taklid etmek gerekecekse, ona uyulmas daha evldr; yok iki
muhalif grubu ayran ey bizzat delilse, o takdirde delilin hakem klnmas
vacib olacaktr.
"Kar"' dan
maksadn "hayz" olduu grnde olanlar, ne Hz. Ali, ne bn Mes'd,
ne de Hz. ie'nin grne kail deillerdir. nk Hz. Ali: "Kadn
ykanmadka, kocas rc hakkna sahiptir." dernektedir. Siz iki grten
birine kail deilsiniz...** eklindeki tenkidinize gelince; bu nihayet Hanef imamlar gibi bu gnje kail
olmayan kimselerin
grleri ierisinde bir tutarszlk
olduunu ortaya koyabilir. Hz. Ali'nin grn esas alan mam Ahmed ve
tabileri gibi kimseler hakknda ise, hi ilgisi olmayan bir sulamadr, onlar
byle bir ithamdan uzaktrlar. Nitekim daha nce aklanmt. nk mam
Ahmed'e gre, Hz. Ali ve onun grnde olanlarn da dedii gibi, kadn ykanncaya
kadar iddeti devam eder. Biz, bu konuda "kar'"dan maksadn hayz
olduu kanaatinde olmakla birlikte, "Kadn ykanmadka kocann rc hakk
vardr." grne katlmayanlar mazur grmek istiyoruz. nk bu
kimseler, "kar'"dan maksat "tuhr" dur diyenlerin grne
katlmaktadr, ancak iddetin bitmesinin ykanmasna bal olduu konusunda ise,
muarz bulduklar bir delilden tr, muhalefet etmektedirler. Nitekim ayn
eyi dier fukaha da yapmaktadrlar. Eer ksak da, sizin de bizzat bu trden
olan tasarruflarnz saymaya kalksak, (pek ok rnek ortaya koymamz mmkn
olacaktr). Eer onlarn muarz bulduklar delil sahih ise, o takdirde bir
tutarszlktan sz edilemez. Yok sahih deilse, bu takdirde de onlarn iki
meseleden birisinde grlerinin zayf bulunmas, dier meselede onlara
muvafakat etmelerine bir engel deildir. nk ilerinde Rid Halifelerin en
mmtazlarnn da bulunduu byk sahablere ou grlerinde muvafakat etme,
onlarn btn grlerine muhalefet etmi olmaktan ve asla itibar edilmeyecek
biimde ilgaya gitmekten daha evldr.
Sonra onlar yle
demektedirler: Biz kadnn iddetinin ykanmasna (gusl) mtevakkf olduu
konusunda onlara muhalefet etmi deiliz. Aksine biz, "Kadn ykanmadka
veya zerinden bir namaz vakti gemedike iddeti bitmez." diyoruz. Bylece
biz onlara ykanma artlarnda muvafakat etmi bulunuyoruz ve ilveten kadn
zerinden bir namaz vaktinin gemesiyle de iddetinin biteceini, nk namazn
boynuna bor olarak yerlemesi sebebiyle teiniz kadnlar hkmnde olduunu
ifade etmi oluyoruz. Bu durumda, nasl Rid halifelere (r.anhum) sarih bir muhalefetimiz szkonusu olabilir?!
6
"Allah'n kitabnda ykanma (gusl) iin bir mna bulamyoruz."
eklindeki sznze ise, yle cevap verilebilir: Allah'n kitab gusl artna
ne msbet, ne de menf ynde temasta bulunmamtr. Helllii ve ayrl
sadece mddetin bitimine balamtr.
Selef ve halef
ulemas, iddet mddetinin ne e sona erecei konusunda ihtilf etmilerdir.
Kimisi hayzn kesilmesiyle; kimisi ykanmak ile veya zerinden bir namaz
gemekle ya da hayzn en uzun sresinde kesilmesiyle demilerdir. Bir
bakalar, nc hayzma balamasyla iddetin sona ereceini sylemilerdir.
ddetin bitmesini ykanmaya
balayanlarn delilleri Rid halifelerin uygulamas (kazas) olmaktadr. mam
Ahmed yle der: "Hz. mer, Hz. Ali ve bn Mes'd, kadn nc hayzmdan
ykanmadka iddeti bitmez; derler. Onlar Allah'n kitabn ve Peygamber'ine
inen eylerin snrlarn en iyi bilen kimselerdir." demilerdir. Bu gr
Hz. Ebu Bekir Sddk, Hz. Osman, Ebu Musa, Ubde ve Ebu'd-Derd'dan da rivayet
edilmitir. bn Kudme ve daha bakalar bu gr onlardan nakletmilerdir. Bu
noktadan hareketle:"Hz.Sddk ve onunla beraber ismi zikredilenlerin
grne gre, "kar"' dan maksat hayzdr." denilmitir.
Bu grn fkhtan
nemli bir nasibi bulunmaktadr. nk kadnn hayz kesildii zaman bir adan
temiz kadnlar, dier adan da hayzl kadnlar hkmnde bulunmaktadr. Bu
durumdaki bir kadnn hayzl kadn durumunda olmasn gerektiren durumlar,
yine ayn kadnn temiz kadnlar hkmnde olmasn gerektiren durumlardan daha
fazla bulunmaktadr. nk bu durumdaki bir kadm, orucun sahihlii, namazn
vcbu hususunda temiz kadnlar gibiyken, baz mezheplere gre Kur'an okumasnn;
mescide girmesinin, Kabe'yi tavaf etmesinin ve cins mnsebetin haraml;
yine iki grten birisine gre bu sre ierisinde iken talkn haram olmas
gibi hususlarda da hayzl kadnlar hkmnde bulunmaktadr. Rid halifeler ve
byk sahabler, nikh konusunda ihtiyatl davranmlar ve sbutundan sonra
hayzdan kadnn ancak hibir phe brakmayacak bir kayt ile kabileceini
ifade etmilerdir ki bu kayt her adan teiniz kadnlarn tbi olduu
hkmlerin kendisi hakknda sabit olmasdr. Bylece sbtu kesin olan bir
eyin, yine benzeri kesinlikte bir eyle izalesi istenilmitir. nk bu
haldeki bir kadnn o hkmlerde hayz halinde kabul edilmesi, zevciyetin
bekas ve rc hakknn sbutu hakknda hayzl saylmasndan evla bulunmamaktadr.
Bu, grld zere, yaklam bakmndan son derece ince ve latfbir fkh
konudur.
A''nm beytinde geen
ve "Karlarnn temizlik sreleri iinde onlardan ayr dmen dolaysyla
karlatn skntlara karlk..." eklindeki ifadesine gelince, bu
beyit, nihayet "kar"' kelimesinin "tuhr"
mnasnda
kullanldn gsterir. Biz de zaten bunu inkar etmiyoruz.
7
"Tuhr hayzdan nce gelir, dolaysyla kar' kelimesiyle isimlendirilmeye
daha layktr..." eklindeki sznze gelince, bu gerekten ok enteresan
bir tercihtir. Bir eyin varlk bakmndan nce bulunmas sebebiyle, o eyin
szkonusu (mterek) isme layk olmas nereden kyor? Sonra "Kar' dan
maksat "tuhr" dur." diyenlerin byk ounluuna gre, varl
asndan nce olduunu sylediiniz
eye (tuhr), kendinden nce bir kan bulunmamas
durumunda "kar"' ismi verilmemektedir. Acaba bu durumda, btn
mterek lfzlar iin, mnalarndan hangisi varlk asndan daha nce ise,
mterek olan kelimeyle isimlendirilmeye
o dierinden daha
layktr; dolaysyla
yetindeki[309] kelimesi, "gecenin ynelmesi"
anlamna daha uygundur.
nk, varlk bakmndan karanlk, aydnlktan daha ncedir; denilebilir mi?
Hz. Peygamber (s.a.)
"kuru"1 kelimesini tuhr vakitleridir diye tefsir etmitir...."
eklindeki sznze gelince, Allah'a yemin olsun ki, eer durum byle olsayd,
siz "kar"' dan maksadn tuhr olduu grne bizden nce kail
olamazdnz. Biz derhal o tefsire koar ve hem ona itikat eder hem de onunla
amel ederdik. Hz. Peygamber'in tefsirinden baka gidilecek, uyulacak tefsir var
m ki?!
"Sleym 'Keke
bizim topramzda ikmet etseniz!' diyor.
Bilmez ki, ben (orda) kalmak
iin dolanp duruyorum." Daha nce biz, Hz. Peygamber'in (s.a.) sarih
ifadeleri ve onlarn mnalarnn, "kuru"' kelimesini
"hayz" eklinde tefsir
ettiine dellet etmekte olduunu
aklamtk. Bu konuda
getirdiimiz bu aklamalarn
yeterli olduu kanaatindeyiz. [310]
imdi de delillerimize
kar serdettiiniz itirazlarn cevabna gemek istiyoruz:
1 yette
geen ifadesiyle yaplan istidlale itiraznz: "U kar'" in da
eksiksiz ve tam olmalarn; yani bu durumda ierisinde boanlan tuhrun geri
kalan ksmnn da tam bir "kar"' saylmasn gerektirir. Bu ise
mezheb ve grn, eriat lisannda ve dilde tuhrun geri kalan ksmna
"kar"1 ad verilir; eklinde bir tahakkm olur. Siz bize kar kendi
mezhebinizi nasl delil olarak kullanabilirsiniz?! Kald ki, daha nce de
getii gibi, "kar"' dan maksadn tuhr olduu" grnde
olanlardan bir ksm da bu konuda sizinle tartma halindedirler. Size den
kendi mezhebinizi delil olarak kullanmak deil, aksine eriat lisannda ve Arap
dilinde temizlik (tuhr) sresinden bir anlk bir zamann "tam bir kar'" diye
isimlendirilebileceine dair delil
getirmek, bunu ortaya koymak
olmaldr. Nihayet "kar"' dan maksat tuhrdur." grnde
olanlardan hepsi deil, sadece bir ksm :Herisinde boanlan tuhrun geri
kalan ksm bir "kar"' dr." demektedirler. Bu sz nasl doru
olabilir? Bu bir anlk temizlik sresinin, tuhrun bir paras olduunda hi
phe yoktur. Eer yette "kar"' denilen eyden maksat tuhr ise, bu
bir anlk temizlik sresinin de onun tm deil, bir paras olmas gerekir
veyahut da "kar"1 kelimesi temizlik sresinin btn ile bir ksm
anlamlarnda mterek olur. Bunun sakatl ve hi bir kimsenin byle bir
gre kail olmad da daha nce izah edilmiti.
2
"Araplar, iki btnle ncnn bir ksm iin oul ismini
kullanmaktadrlar..." eklindeki sznze cevabmz birka adan
olacaktr:
Birinci cevap: Eer bu
sizin dediiniz, olan bir ey ise, o ad verildikleri eyler hususunda zahir
olan oul isimler hakkndadr. Saylan eyler hususunda "nass" olan
saylar ise asla bu ekilde kullanlmazlar. Hibir say bildiren sga yoktur
ki, mutlaka kendilerinden nce msemmlan zikredilmi olmasn.
yetleri'[311] ile
hibir yerde msemmas olmakszn kendileri murad olmayan saylarn bulunduu
benzeri yetlerde bu durum aka grlmektedir. ifadesi oul sgas deil say ismidir. Dolaysyla
bu ifadenin Mfadesine benzetilmesi iki adan dolay doru deildir:
Birincisi: Say
isimleri , msemtnlarma dellet konusunda "nass" drlar ve ayr
tahsisi kabul etmezler. min isimler ise byle deildir, nk onlar ayr
(munfasl) tahsisi kabul ederler. Delleti "zahir" olan isme
gsterilen genilikten (tevess'), msemmasma delleti "nass"
kabilinden olan isimlere de aynsnn gsterilmesi lzm gelmez.
kincisi: "oul" sasi
ounlua gre mecaz, bazlarna gre de hakikat olmak suretiyle sadece iki ey
iin de kullanlabilir. Dolaysyla oul bir kelimenin iki btn ve ncnn
de bir Icsm hakknda kullanlmas ncelikli olarak sahih olur. Bu sebeptendir ki miras
hakkndaki: Eer kardeleri varsa, annesi
iin altda bir pay vardr. ,.."[312]
yetindeki "kardeler" kelimesine ounluk ulema "iki
karde" anlam vermilerdir,
Buna mukabil, yetindeki[313]"drt
ehdet" ifadesini hibir kimse drtten aaya hamle gitmemitir.
kinci cevap: Her ne
kadar "oul" sasnn iki ve n de bir ksm hakknda
kullanlmas sahih ise de, bu mecaz olmaktadr. Hakikat, lafzn asl konumu
zere kullanlmasdr. Bir lfz, hakikat ile mecaz arasmda dnerse, hakikat
mnasn almak daha ncelildi olacaktr.
nc cevap: oul
sasnn iki ve ncnn bir ksm zerine kullanlmas sadece gn, ay ve
sene isimlerinde szkonusu olmutur. nk tarih, sadece bu zamanlar esnasnda
olur; basan noksan olan seneyi tarihe katarlar, bazan ise katmazlar. Gnler
iin de ayn durum szkonusudur. Bu kelimelerin kullanlnda dier
isirnlerdekinin aksine esnek davranmlardr. Dolaysyla "gece"
kelimesini kullanmlar, yerine gre birlikte gndzleri de kasdetmiler, bazan
da kasdetmemilerdir. Bunun aksi de ayn ekildedir.
Drdnc cevap: Bu
esnek kullanl, "cem-i kllet" yani ten dokuza kadar
bir say bildiren oul sgas eklinde
gelmitir ki, yetinde
ki[314]
"ehur=aylar" kelimesidir. kelimesi ise "cem-i kesret" tir;
okluk bildirir. Bu itibarla bu ifade yerine cem-i kllet sgasyla ifadesi kullanlabilirdi, zira
kelamda yaygn olan kullanl da bu ekildedir. Hatta ou nahivcilere gre
byle denmesi gerekirdi. Dolaysyla cem-i kllet sasnn kullanlmas
gereken bir yerde cem-i kesret sasn kullanmann mutlaka bir amac , bir
faydas olmaldr. Bu ouldaki esneklii kaldrm olmak, byle bir ama ve
fayda olmaya elverilidir; baka bir mlahaza da gzkmemektedir. Dolaysyla
bu faydanm dikkate alnmas gerekir.
Beinci cevap: ki ve
ncnn bir ksm iin oul sasnn kullanlmas ancak gn, ay, sene gibi
paralanmay (tecezzi) kabul eden isimlerde szkonusudur. Paralanma kabul
etmeyen isimlerde ise byle bir kullanl ekli caiz deildir. Hayz ve tuhr
isimleri ise blnme kabul etmez. Bu yzdendir ki, cariyenin iddeti, eer
"zevat-1 kuru" dan ise, ittifakla iki tam "kar' =
hayz"dr. Eer "kar"' blnme kabul etseydi, o zaman bir buuk
kar* olmas gerekecekti, nk bunu gerektiren bir sebep mevcuttuk[315]
Blnme gerekesi olmakla birlikte durum byle olduuna gre, tekmilini gerektirici delilin bulunmas
durumunda blnme ncelikli olarak caiz olmaz. Konunun incelii surda
yatmaktadr: eriatta "kar"' m bir paras iin dikkate alman bir
hkm bulunmamaktadr.
Altnc cevap: Yce
Allah henz kk olan kzlar ile ay halinden kesilen (yise) kadnlar hakknda
"Onlarn iddetleri aydr." buyurmutur. Sonra bu konuda btn
mmet "tam ay" olduu zerinde gr birlii etmilerdir. Bu
" ay", " hayzn" yerini almaktadr, ondan bir bedeldir.
Bedelin hkm byle olunca, asim hkmnn de ayn ekilde olmas evleviyet
arzeder.
3
"Lgat limleri bu kelimenin
iki msemmsi (ad verilen ey)
vardr ve bunlar
"hayz" ile "tuhr" dur;
eklinde tasrihte
bulunmaktadrlar." eklindeki sznze gelince, evet dorudur ve bu konuda
biz sizinle tartmaya girmiyoruz. Ancak bu kelimenin, daha nce zikretmi
bulunduumuz sebeplerden dolay, "hayz" anlamna hamledilmesi daha uygun
olmaktadr. Mterek bir
kelime, eer beraberinde mnalarndan
birisini tercih ettirecek karinelere
sahip olursa, o mna zerine hamledilmesi gerekir.
4
"Kendisinden nce kan bulunmayan
temizlik hali (tuhr) daha sahih olan
kavle gre "kar"' saylr."
eklindeki sznz ise, tamamen mezhep taassubundan hareketle lfza bu
mnay vermekten, byle bir tercihe gitmekten baka bir ey deildir. Yoksa
hibir zarnan Arap dilinde, drt
yandaki bir kz
ocuunun temizlik halinin
"kar"1 diye
isimlendirildii, bu ocuun "zevt- akr*" tabiri altna girdii
asla duyulmamtr. Bu kelimenin ne dil, ne rf, ne de din asndan byle bir mnas bulunmaktadr. Bu durumda,
kar' ismi verilen eyin nnde veya
sonunda "kan" bulunmas art
bulunmaktadr. Aksi takdirde bu kelimenin kullanlmas doru deildir.
5
"Kann bulunmas, isimlendirme iin arttr; aynen "ke's",
"kalem"... vb. daha nce zikrettiiniz kelimelerde olduu
gibi..." eklindeki itiraznz ise, yanl bir benzetmedir. nk sizin
zikrettiiniz kelimelerin ad olarak verildii eyler (msemmlar) belli artlara bal olan sadece tek bir
hakikattir. "Kar'" kelimesi ise, hayz ve tuhr arasmda mterektir;
bu kelime bunlardan
her birisi iin
hakikat anlamnda
kullanlabilmektedir. Hayzm msemms bir hakikattir ve o lfzn, iki msemmsmdan birisi
hakknda kullanlmasnda art
deildir. Dolaysyla bunlar ayn ayr eylerdir ve birbirlerine
benzetilemez.
6 "eriat
lisannda bu kelime, "hayz" anlamnda kullanlmamtr..."
eklindeki sznze katlmak mmkn delildir; daha nce Hz. Peygamber'in (s.a.)
szlerinde "hayz" anlamnda kullanldm, buna
karlk hibir yerde asla
"tuhr" anlamnda kullanlmadn beyan etmitik. Sfyn b.
Uyeyne'nin Eyyb Sleyman b. Yesr mm Seleme senediyle Hz. Peygamber'in
(s.a.) zrl bir kadn hakknda: "Kar' (hayz) gnlerinde namazn
brakr." buyurduunu rivayet etii daha nce belirtilmiti.
7
"mam afi: Sfyn bunu asla rivayet etmemitir; demitir..."
eklindeki sznze u ekilde cevap veriyoruz: mam afi, Sfyn' bu hadisi
rivayet ederken'iitmemitir ve bizzat kendisinin ondan ya da bir arac
vastasyla iitmi olduu:"Ay ierisinde hayz grd gecelerle
gndzlerin adedine baksn." eklindeki rivayetin gerei grn oluturmutur.
Halbuki, bu hadisi Sfyn'dan hfzndan, doruluk ve adaletinden asla phe
edilemeyecek kimse iitmitir. Snen'de Ftma bt. Eb Hubey hadisinde yle
sabit olmutur: Bu kadn Hz. Peygamber'e (s.a.) gelerek, kan grdnden
ikyetle durumunu sormutu. Hz. Peygamber (s.a.) kendisine: "Bu sadece
bir damar(dan)dr. Bak! Kar' (hayz) zamann geldiinde namaz klma. Kar'
(hayz) dnemin getiinde temizlen, sonra bu kar' ile dier kar' arasnda
namazn kl." buyurdu.[316] Bu
hadisi sahih bir isndla Ebu Davud rivayet etmitir. Hz. Peygamber {s.a.)
burada "kar"1 lfzn drt defa zikretmitir ve her birisinde de
"tuhr" deil, "hayz" mnasnda kullanmtr. Bu hadisten
bir nceki hadisin isnad da byledir. Hadis hafzlarndan birok kimse onun
sahih olduunu belirtmilerdir.
Sfyn'm rivayet
ettii: "Ay ierisinde hayz grd gecelerle gndzlerin adedine
baksn." hadisine gelince, bununla bizim delil olarak kullandmz lfz
arasnda herhangi bir eliki (tearuz) yoktur ki, bunlardan birinin dieri
zerine tercihi szkonusu olsun. Aksine bu iki lfzdan biri, dierinin tefsiri
ve aklanmas mahiyetindedir ve bunun neticesinde "karcn, bu hadiste
sz edilen gece ve gndzlerin ad olduu anlalm olur nk, eer her iki
hadis de bizzat Hz. Peygamber'in (s.a,) kendi lfzlar ise ki yle
gzkyor, bu durumda mesele aktr. Eer mna ile rivayet edilmise, bu
durumda iki lfzdan birisinin mnas, er'an ve dil bakmndan dierinin
manasyla ayn olmasayd, o takdirde Hz. Peygamber'in (s.a.) lfzn, onun
yerini tutmayacak baka bir lfzla deitirmesi, rviye hell olmayacak bir
husustur. Kiinin, hadisin lfzn, kendi mezhebi dorultusunda deitirmesi
asla caiz olamaz ve bu deitirdii lfz da asla Hz. Peygamber'infs.a.) lfznn eanlamls (mteradifi) olrnaz.
zellikle de rvinin, Eyyb
es-Sahtiyn gibi hadiste imaml, doruluk ve takvas msellem birisinin
byle bir davrana girebileceini dnmek mmkn deildir. Kald ki, o Nfi'den daha
stn, daha bilgili bir sma olmaktadr
Ktip olan Osman b.
Sa'd , bn Eb Mleyke'den rivayette bulunur: O yle anlatr: Teyzem Ftma
bt. Hubey , Hz. ie'ye gelir ve :
"Ben Cehennem'e
dmekten korkuyorum; bir sene, iki sene namaz brakyorum!" der. Hz. ie:
"Hz. Peygamber
(s.a.) gelinceye kadar bekle!" der. Sonunda Hz.
Peygamber gelir. Hz. ie ona:
"Bu Fatma'dr ve
yle yle diyor?" diye sorar. Hz. Peygamber (s.a.) : "Ona syle!
Her ayda "kar"' (hayz) gnlerinde namazn braksn!" buyurur. [317]
Hkim: "Bu, sahih bir hadistir. Ktip Osman b. Sa'd, Basrahdr ve sikadr,
hadisleri azizdir, hadisleri toplamlabilir." demitir. Beyhak ise: "
Bir ok kimse onu tenkit etmitir." der. [318]
Yine onda: Haccc b. Ertt'm bn Eb Mleyke ve Hz. ie vastasyla bu hadise
bir mtbaat bulunduu belirtilmitir.
Msned'deki rivayette,
Hz. Peygamber (s.a.) Ftma'ya: "Kar' (hayz) gnlerin geldiinde kendini
tut (namaz klma)!..." buyurmutur.[319]'
Ebu Davud'un
Snen'inde, Adiy b. Sabit babas dedesi senediyle, Hz. Peygamber'in (as)
zrl kadn (mstahaza) hakknda: "Kar' (hayz) gnlerinde namazm
brakr, sonra ykanr ve namazn klar."'[320]
buyurduu rivayet edilmitir.
Yine onun Snen'inde
yle rivayet edilir: Ftma bt. Hubey, Hz. Peygamber'e (s.a.) gelerek, kan
grdnden ikyetle durumunu sormutu. Hz. Peygamber (s. a.) kendisine:
"Bu sadece bir damar(dan)dr. Bak! Kar' (hayz) zamann geldiinde namaz
klma. Kar (hayz) dnemin getiinde temizlen sonra bu kar' ile dier kar' arasnda
namazn kl." buyurdu.[321]
Hadis daha nce gemiti.
Ebu Davud yle der:
Katde, Urve Zeyneb mm Seleme senediyle (r.a.) rivayet eder. Buna gre
mm Habbe bt. Cah (r.a.) zr kan grr; Hz. Peygamber (s.a.) kendisine
"kar"1 (hayz) gnlerinde namaz terk etmesini emreder [322]'
Bu hadislerin,
"Bunlar rvinin hadisin lfzn deitirmesinden
olmutur; hadisi mna ile rivayet
etmilerdir." eklindeki tenkidi dikkate alnmaz ve iltifat edilmez.
ayet, bu hadisler bu tenkidi yneltenlerin grlerini destekleseydi, o zaman
bunlar tekrar tekrar zikrederler, ileri srerler ve onlara kar gelenler
hakknda kyametleri koparrlard.
8
"Yce Allah, iddeti ay ile beklemek iin, ay halinden kesilmi olmay art
komutur..." eklindeki sznz ele alalm. Bunun neresinden
"kar"' kelimesinin "hayz" anlamnda olduu kar;
eklindeki itiraznza ise cevabmz yle olacaktr: Yce Allah "
ay", " kar*" dan bedel olarak kabul etmi ve;
"Kadnlarnzdan ay halinden kesilenler..." buyurarak, asl olan
hayzm bulunmamas durumunda, onlarn iddetlerini aylara evirmitir. Burdan da,
aylarn kadnlarn artk mitlerini kestikleri hayzdan bedel olduu, tuhr
halinden bedel olmad anlalm olur. Bu gayet aktr.
"Hz. ie hadisi,
Mzahir b. Elem yznden tenkide manz kalmtr (ma'll). Ayrca Hz. ie'nin
bizzat kendisi de bu rivayete muhaliftir..." eklindeki itiraznz
anlamak kabil deildir. yle ki, biz sadece sizin "Talk (saysm)da
itibar kadnlaradr, erkeklere deildir." mevzuunda bize kar delil
olarak kullandnz bir hg.dis ile istidlalde bulunmaktayz. Mukayeseli hukuk
(hilaf) alannda telifte bulunan, yahut da kle kocann talknn iki olduu
konusuna istidlalde bulunan herkes, bize kar bu hadisi delil olarak ileri
srmektedir ve Hz. Peygamber (s.a.) kle kocann talkn iki kabul etmi;
talakta kadnlara deil, erkeklere itibar edileceini, iddette ise kadnlara
;ibar olunacan belirtmi ve; "Cariyenin iddeti iki hayzdr."
buyurmutur; demektedir. Fesbhnallah! Ayn hadis sizin deliliniz olduu zaman
illetten salim oluyor; fakat bakalan tarafndan delil olarak kullanld
zaman eitli illetlerle muallel oluyor. Bunu anlamak mmkn deildir! Sizin bu
tavrnz irin u szne ne kadar da benziyor;
"Sizden bakalar
iin ac oluyor da, naslsa size ulanca tatllayor, o gzelim kokunuzu alnca?!"
Dorusu biz, sizin
bize ltnz l ile kl klna, tam tamna size lm olduk. Muzhir'in,
hadisleriyle ihticac edilecek biri olmadnda phe yoktur. Bununla birlikte
onun hadisini destekleyici, glendirici bir unsur olarak kullanmaya da bir
engel yoktur. Nasl olsa asl delil bakasdr.
Hz. ie'nin kendi
rivayetine muhalefetine gelince, hani size gre rvinin rivayet ettii hadise
muhafeiet etmesi hadisin reddini gerektirecek bir sebep deildi? tibar rvinin grne deil,
rivayet ettii eye idi? Rvisinin muhalefetine baklmakszn nice hadislerin
alnm olduunu, nitekim bn Abbs'm, "criye zevcenin satlmas
durumunda nikhn bak kalacan" ieren rivayetini aldklarn, fakat
onun "cariyenin satlm olmas, ayn zamanda onun talkdr da"
eklindeki grne itibar etmediklerini... syleyenler sizler deil mi idiniz?
"Cariyenin talk
ikidir, "kar'" ise iki hayzdr." eklindeki bn mer hadisini
Atyyetu'1-Avf yznden reddetmenize gelince, her ne kadar ou hadis imamlar
onu zayf kabul etmilerse de, insanlar onun hadislerini rivayette bulunmular,
dikkate almlar, Snen kitaplarnda yer vermilerdir. Abbs ed-Dr'nin
rivayetine gre Yahya b. Man onun hakknda "slihu'l-hads"
(hadisleri ie yarar) ifadesini kullanmtr. Ebu Ahmed b. Adiyy ise:
"Ondan sika olan rvilerden bir grup rivayette bulunmutur. Zayf olmasna
ramen hadisleri yazlr (itibr). " demitir. Bu durumda , onun hadisleri
her ne kadar yalnz bana delil olarak kullanlamasa da, destekleyici unsur olarak kullanlabilir.
Hadisi, "bn
mer'in gr, "kar"' dan maksat "tuhr"dur;
eklindedir." diye reddetmeniz ise doru deildir. Bu durumun hadiste bir
phe douracanda kuku yoktur. Ancak bu tvisi tarafndan muhalefet edilen
ilk hadis deildir. tibar ise rvinin rivayetine olup, ahs grne
deildir. Buna verilecek cevap, yukarda Hz. ie hadisinin, bizzat kendi
grne muhalif olmas yznden reddi itiraznza verilen cevapla ayndr.
Rverinin muhalefeti gerekesiyle, hadislere itirazlarda bulunmak doru
deildir.
Kocasndan hul
yoluyla ayrlan kadnn, bir hayz mddetle iddet beklemesini emreden hadisi
reddinize gelince, biz de bu grte deiliz. Ulemnn bu konu hakknda iki
grleri vardr ve her ikisi de mam Ahmed'den rivayet edilmitir: Birincisi:
Hul yolu ile ayrlan kadnn iddeti hayzdr. mam f, Mlik ve Ebu
Hanife'nin grleri bu ekildedir. kincisi:- ddeti bir hayzdr. Bu da
m'minlerin emri Hz. Osman, Abdullah b. mer ve Abdullah b. Abbs'm grleri
olmaktadr. Ebn b. Osman'n mezhebi de byledir. shk b. Rhye ve
bn'l-Mnzir de ayn grtedirler. Delil konusunda sahih olan da budur;
hakknda vrid olan hadislere tearuz tekil edecek bir husus da
bulunmamaktadr. Kyas da hkm olarak bunu gerektirmektedir. Bu konuyu, Hz.
Peygamber'in (s.a.) hul yolu ile ayrlan kadnn iddeti hakkndaki hkm
bahsinde aklayacaz.
yle demilerdir:
Hul yolu ile ayrlan kadnn bir hayz mddetle iddet beklemesini emreden
hadise, bizim bir hayz mddetle iddet beklemesinin cevaz konusunda muhalefet etmemiz, yine
o hadisin "kar"' dan maksadn "hayz" olduu eklindeki
delletine sizin muhalefet etmeniz iin bir zr olamaz. Biz her ne kadar bir
hkmde hadise muhalefet etmisek, dier hkmnde ki "kar'"dan
maksadn "hayz" olduudur ona muvafakat etmiizdir. Siz ise her iki
hkme de muhalefet etmektesiniz. Kald ki, "kar'"dan maksat
"hayjz"dr diyenler ve hul yoluyla ayrlan kadnn da bir hayzla
iddet bekleyecei grnde olanlar, byle bir tenkitten de uzak bulunmaktadrlar.
Onlarn grlerini ne ile reddedeceksiniz?
10
"stibr ile iddet arasnda fark vardr: ddet, kocann hakknn yerine
getirilebilmesi iin vacib olmutur, dolaysyla da onun hakknn zamanna
hastr..." eklindeki sznz bo bir szdr ve tahkikten yoksundur. nk
kocann hakk hayz ve tuhr
dnemlerinde ondan faydalanma cinsinde (ekillerinde) olmaktadr
ve onun hakk sadece tuhr zamanna has deildir. Nitekim iddet de hayz dnemi dahil olmadan sadece tuhr
vakitlerine mahsus deildir; aksine her iki vakit de iddetten saylmaktadr.
Istibrnm tekerrr etmeyii, onun
boanm kadnn "kar"' nda olduu gibi, iki tarafnda kan
bulunan bir temizlik sresi olmasna mni deildir. Bylece istibr ile iddet
arasndaki farkn byk olmad ortaya km oldu.
11
"ki kar', ierisinde cimada bulunulan tuhra (temizlik sresine)
eklendiinde, onu rahmin temizliine alem klar..." eklindeki sznz,
iddetin sadece iki "kar"' dan ibaret oldduu neticesine gtrr.
nk, ierisinde cimada bulunulan tuhnn, rahmin temizliine dair asla bir
delleti bulunmamaktadr. Rahmin temizliine dellet eden sadece iki "kar' dr. Byle bir netice ise,
nassm gereinin hilf;.na olmaktadr. "Kar"'m, hayz
kabul edilmesi durumunda,
bu netice
ortaya kmamaktadr. nk yalnz bana hayz, rahmin temizlii iin
bir almet olmaktadr. Bu yzden de, cariyelerin istibrs konusunda sadece
onunla yetinilmitir.
12 "Kar"' cem etmek, toplamak demektir, hayz (kan) tuhr
zamannda toplanr..." eklindeki sznzn cevab da'a nce gemiti ve
bu mnay ifade eden kelimenin hemzeli
deil "y"l olduu
belirtilmiti.
kelimesinin sonuna
yuvarlak "t" harfinin girmesi, onun tekilinin mzekker olduuna
dellet eder ki, o da "tuhr" dur." sznze kar diyoruz ki,
kelimesinin tekili dr ve bu mzekker bir kelimedir. Dolaysyla saysndaki
yuvarlak "t" haift, her ne kadar
isim verildii ey
(msemms) mennes olan kelimesi ise de.
mnaya deil de lfza
itibarla gelmitir. Nitekim, gelenler kadnlar olmakla birlikte lfea itibarla
denmektedir. urada da durum ayndr.
En iyisini Allah bilir! [323]
Hr kadnla cariyenin
iddeti ayndr diyenler ddet yetini delil gstermilerdir. Ebu Muhammed b.
Hazm diyor ki: "Evli cariyenin vefat ve boanmadan tr beklemesi gereken
iddet tam tamna hr kadnn iddeti gibidir, aralarnda fark yoktur. nk
Allah Tel, kitabnda bize iddetleri retmitir. Buyuruyor ki:
1-
"Boanan kadnlar kendi kendilerine kar' sresi beklerler."[324]
2-"Sizden
vefat edenlerin geride braktklar hanmlar kendi kendilerine drt ay on gn
beklerler.[325]
3-
"Kadnlarnz iinde hayzdan kesilenler ile daha henz hayz grmemi
olanlarn iddeti hususunda phe iindeyseniz, onlarn iddeti aydr. Gebe
olanlarn iddeti doum yapmalaryla tamamlanr."[326]
Allah Tel, bize cariyelerle evlenmeyi mubah kldna gre, onlarn
iddetlerinin zikredilen iddetler olduunu bildirmi ve bu konuda hr kadnla
cariye arasnda bir aynm yapmamtr. Rabbin unutkan deildir. Bizim
grmzn benzeri seleften de nakledilmitir. Muhammed b. rn (r.h.):
"Benim grme gre cariyenin iddeti ancak hr kadnn iddeti gibidir.
Yalnz bu konuda bir snnetin bulunmas mstesnadr. Snnet, uyulmaya daha
mstahaktr." demitir. Ahmed b. Hanbel de Mekhl'n, cariyenin iddetinin
her hususta hr kadnn iddeti gibi olduu grn benimsediini
kaydetmektedir. Bu gr Ebu Sleyman'n ve btn arkadalarnn
grdr" bn Hazm'm sz burada bitiyor.
Bu konuda mmetin
ounluu onlara muhalefet etmi ve cariyenin iddeti, hr kadnn iddetinin
yans kadardr demilerdir. Bu gr Sad b. Mseyyeb, Kasm, Salim, Zeyd b.
Elem, Abdullah b. Utbe, Zhr ve Mlik gibi Medine fukahasmm; At b. Ebu
Rebah, Mslim b. Halid vs. gibi Mekkeli fakihlerin; Katde gibi Basra
fukahasmm; Sevr, Ebu Hanife ve arkadalar Allah onlara rahmet eylesin gibi
Kfe fukahasnn ve Ahmed, shak, afi, Ebu Sevr Allah onlara rahmet eylesin
ve daha bakalar gibi hadis
ehli fakihlerin grdr. Bu konuda onlarn selefi, iki rid halife Hz. mer
ve Hz. Ali'dir. Allah kendilerinden raz olsun. Onlarn bu grte olduklar
kendilerinden sahih senedle aktarlmtr. Abdullah b. mer (r.a.) de bu
grtedir. Nitekim Mlik, Nfi' yoluyla onun: "Cariyenin iddeti, iki
hayzdr. Hr kadnn iddeti ise hayzdr." dediini rivayet eder. Zeyd
b. Sabit de yine bu grtedir, Zhr, Kabsa b. Zeyb yoluyla Zeyd b.
Sbit'in: "Cariyenin iddeti iki hayzdr. Hr kadnn iddeti ise
hayzdr." dediini aktarr. Hammad b. Zeyd'in, Amr b. Evs es-Sakaf
yoluyla rivayetine gre Hz. mer (r.a.): "Cariyenin iddetini bir buuk
hayz sresi yapabilseydim, elbette yapardm." demi ve bunun zerine bir
adam ona: "Ey Mzminlerin Emri! Onun iddetini bir buuk ay yap!"
diye neride bulunmutur.
Abdrrezzak'm, bn
Creyc Ebu'z-Zbeyr Cbir b. Abdullah senediyle rivayetine gre Hz. mer (r.a.)
boanm cariyenin iddetini iki hayz mddeti saymtr[327]
Yine Abdrrezzak'm,
bn Uyeyne Muhammed b. Abdurrahman Sleyman b. Yesr Abdullah b. Utbe b.
Mes'd senediyle rivayetine gre Hz. mer (r.a.) diyor ki: "Kle iki
kadnla evlenebilir, iki talakla boar. Cariye iki hayz sresi iddet bekler;
hayz olmazsa iki ay yahut bir buuk ay dedi iddet bekler."[328]
Yine Abdrrezzak'm,
Ma'mer Mure brahim en-Neha senediyle nakline gre bn Mes'd:
"Cariyeye cezann yars uygulanr, ama ona ruhsatn yans verilmez."
demitir [329]
bn Vehb diyor ki:
lim adamlarndan baz kimselerin bana haber verdiklerine gre Nfi', bn
Kusayt, Yahya b. Sad, Raba ve Allah Rasl'nn (s.a.) ashab ile tabinden
birok lim: "Cariyenin iddeti iki hayz sresidir." demilerdir.
Onlar diyorlar ki: Mslmanlarn tatbikat da bu ekilde olagelmitir.
bn Vehb diyor ki:
Hiam b. Sa'd'm bana sylediine gre Hz. Ebu Bekir Sddk'm olu Muhammed'in
olu Kasm AlݣLh onlardan raz olsun: "Cariyenin iddeti, iki hayz
sresidir." demitir.
Kasm diyor ki:
"Her ne kadar bu konu Allah Tel'nn kitabnda bulunmuyor ve bu konuda
Allah Rasl'nden (s.a.) aktarlma bir snnet bilmiyorsak da, insanlarn
uygulamalar bu ekilde olmutur." Bu sz aynen yukarda geti. Yine orada
bu konu hakknda Kasm ve Slim'in emrin elisine dndnde ona: "Bu
konu, ne Allah'n kitabnda ve ne de Allah Rasl'nn (s.a.) snnetinde bulunmaktadr.
Ama mslmanlar bu ekilde tatbik etmilerdir." demesini syledikleri
kaydedilmiti, (Bu gr sahipleri) diyorlar ki: Bu konu hakknda Hz. mer, bn
Mes'd, Zeyd b. Sabit ve Abdullah b. mer'in szlerinden baka bir ey
bulunmasayd bile, onlarn bu szleri yeterli olurdu. :
bn Mes'd'un (r.a.):
"Cariyeye cezann yansm uygularsnz, ama ona ruhsatn yarsm
veremezsiniz." sz sahabenin kyas ve mnalar muteber saydklarna,
benzere benzerin hkmn verdiklerine bir delildir.
Bu ahab sz
Zahirlerin, usl ve fur asndan grlerine aykn olduundan bn Hazm bu
rivayeti kusurlu bulmu ve: "bn Mes'd'dan sahih olarak rivayet
edilmemitir... Sradan bir kimsenin bunu sylemesi uzak ihtimaldir. Ya bn
Mes'd gibi birinden byle bir szn kmas nasl mmkn olur?" demitir.
Onu bu rivayeti kusurlu bulmaya cret ettiren sebep bn Mes'd'dan brahim
en-Neha'nin rivayet etmi olmasdr. Bunu Abdrrezzak, Ma'mer Mure
brahim senediyle rivayet etmitir. Ancak aralardaki vasta Alkame vb. gibi
Abdullah'n rencileridir. Oysa brahim demitir ki: "Abdullah dedi
ki..." dediim zaman bunu, ondan bana birok kimse aktarm demektir.
"Falan onun yle sylediini haber verdi..." dediim zaman, o
rivayet adn verdiim kimseden gelmekte demektir. brahim bu veya buna yakn
eyler sylemitir. Malumdur ki, brahim'le Abdullah arasndaki kimseler,
gvenilir imamlardr. Kendisi asla thmet yahut cerhedilmi (muhaddislerce
kusurlu bulunmu) yahut da mehul bir kimsenin adn vermi deildir. Onun,
kendileri araclyla Abdullah'tan ilim tahsil ettii stadlan stn kiilikli
byk imamlardr. Onlar denildii gibi Kfe'nin kandilleri idiler. Hadiste
zevk sahibi bir kimse brahim: "Abdullah dedi ki..." diyerek bir ey
naklettii zaman bu szn Abdullah'tan sabit olduunda tereddt etmez. Ama
brahim'in nesli iinden bir baka kimse: "Abdullah dedi ki. diyerek bir
ey aktarsa onun bu szne kesin gvence olumaz. brahim'in Abdullah'tan
rivayeti, bnu'l-Mseyyeb'in Hz. mer'den ve Mlik'in bn mer'den rivayetleri
gibidir. Zira bu ahslarla sahabe Allah onlardan raz olsun arasndaki
arac kimselerin isimlerini verdiklerinde o araclarn en byk, en gvenilir
ve en doru insanlar olduu grlmektedir. Asla onlardan bakalarnn
isimlerini de vermemektedirler. Bu meselede brak bn Mes'd'u, Allah'n
kitabn ve Rasl'nn snnetini en iyi bilen Hz. mer'e, Zeyd'e ve bn mer'e
ve aynca mslmanlarm tatbikatna muhalefet etmesinden te herhangi bir
sahabnin grne, bir sahih veya hasen hadise, hatta hali btn mmete ak
bir ekilde bilinen ve dier insanlarn ulaamayp bir iki insann ulaabilecei
tarzda dellet ve konumu kapal olmayan bir umm ifadeye nasl muhalefet edebilir? Bunun
imknszl, son derece aktr.
'.
Eer cariyenin
iddetinin hr kadnn iddetinin yars, kadar olduunu ifade eden tabin sz ve
tatbikatn anlatmaya kalksak sz gerekten uzar. Hem sonra iddetlerin
anlatld yetlerin akn ;:yi dnsen, bu yetlerin cariyeleri
iermediini, yalnzca hr kadnlar ierdiini grrsn. Zira Allah tel
buyuruyor ki:
"Boanan kadnlar
kendi kendilerine kar* sresi beklerler. Eer Allah'a ve hiret gnne
inanmlarsa onlarn rahimlerinde Allah'n yaratt ocuklar gizlemeleri
hell olmaz. Burada kocalar barmak isterlerse, kanlarn geri almakta daha
ok hak sahibidirler. Kadnlara rfe gre kendilerine verilen eyin misli
verilir... Kar-koca Allah'n yasalarn yerine getirememekten korkmadka,
kadnlara verdiklerinizden herhangi bir ey almanz hell olmaz. Eer Allah'n
}rasalarn yerine getirememekten korkarlarsa, o zaman kadnn fidye vemesinde
onlarn zerlerine bir gnah
yoktur."[330]'
Bu yet cariyeler
hakknda deil, hr kadnlar hakkndadr. Zira cariyenin fidye vermesi
kendisine deil, efendisine aittir. Sonra Allah yle buyurmutur:
"ayet kadn
boarsa^ kadn baka bir koca ile evlenmedike artk nceki kocasna hell
olmaz. kinci koca kadn boarsa, o zaman birbirlerine dnmelerinde zerlerine
bir gnah yoktur. "[331]'
Grld gibi Allah
dnmeyi ikisine ait bir husus saymtr. Cariye hakknda ad geen dnme ki
bu akitttr- kendisine ait deil, yalnzca efendisine ait bir haktr. Ama hr
kadn iin durum beyle deildir. Zira velisinin izniyle onun buna hakk vardr.
Vefat iddeti konusundaki u yet de byledir:
"Sizden vefat
edenlerin geride braktklar hanmlar kendi kendilerine drt ay on gn
beklerler. Bu sreyi tamamladklarnda artk kendileri hakknda rfe uygun
davranlarnda size bir gnah yoktur."[332]
Bu, ancak hr kadnn
hakkdr. Cariyenin ise kendisi konusunda asla bir mdahalesi yoktur. Bu durum,
as iddet konusundadr. Aylar esas alnarak beklenen iddet, bir ube ve bir
bedeldir. Doum yapma esasna gre beklenen iddette ise, hr kadnla cariye
eittir. Nitekim Allah Rasl'nn (s.a.) ashab ile tabin bu gr
benimsemi, mslmanlar da buna gre tatbikatta bulunmulardr. Bu fkhn ta
kendisidir ve Allah'n kitabnda
yer alan cariyeye, hr kadnn cezasnn yans tatbik edilir, eklindeki hkme
de uygundur. Sahabe arasnda buna aykr gr olan bir zat bilinmemektedir.
Allah Rasl'nn ashabnn Allah' anlay, onlarn yolundan ayrlan
sonrakilerin anlayndan daha yerli yerindedir. Basan Allah'tandr.
Muhammed b. rn ve
Mekhl dnda seleften herhangi bir kimsenin iddet konusunda hr kadnla
cariyeyi eit tuttuu bilinmemektedir. bn rn bu grn kesin ifade
etmemi, kendi ahs kanaati olarak haber vermi ve byle sylemeyi de uyulacak
bir snnetin bulunmamasna balamtr. Mekhl'n grn (bn Hazm) herhangi
bir senedle zikretmemitir. Yalnz bu gr, Mekhl'den mam Ahmed rivayet
etmitir. Bu ise Zahirlere gre makbul ve sahih deildir. u halde yalnzca,
uyulacak bir snnetin bulunmamasna balanm olan tbn Srn'in gr dnda,
seleften sizin grnz paylaan bir kimse kalmamtr. Kukusuz Hz. mer'in
snneti bu konuda uyulacak snnettir. Bu konuda sahabeden Allah onlardan raz
olsun hi kimse ona muhalefet etmemitir. En iyi bilen Allah'tr.
Soru: Hz. mer'in
(r.a.) ergenlik yana girmemi cariyenin iddeti aydr dedii sahih olarak
rivayet edilmiken, sahabenin ve mmetin ounluunun icm ettiini nasl iddia
edebiliyorsunuz? Oysa ayn gr u zatlardan da sahih yolla nakledilmitir:
mer b. Abdlaziz, Mchid, Hasan el-Basr, Raba, Leys b. Sa'd, Zhr, Bekir
b. Eec, Mlik ve arkadalan, rivayetlerden birine gre Ahmed b. Haribri.
Malmdur ki, hayzdan kesilmi ve henz hayz grmeyecek kadar kk olan
hanmlar hakknda aylar, kar'dan bedeldir. Bu da gsterir ki onlar hakknda
bunun bedeli tr.
Cevap: Bunu syleyenler,
"Cariyenin iddeti iki hayz mddetidir." diyenlerin bizzat
kendileridir. Hem o ekilde hem de bu ekilde fetva vermilerdir. Onlarn ay
hesabna gre iddet bekleme konusunda grleri vardr; bu gr afi'ye
aittir ve Ahmed'den gelen ayn rivayettir.
Ahmed'den gelen
rivayetlerin ounluuna gre, cariyenin iddeti iki aydr. Bunu ondan bir grup
arkada rivayet etmi olup, ayn zamanda Hz. mer'den (r.a.) gelen iki
rivayetten de biridir. Bu rivayeti ondan el-Esrem ve daha bakalan nakletmitir.
Bu grn delili udur: Cariyenin kuru' hesabna gre bekledii iddet, iki
hayz sresidir. O halde her bir hayz yerine bir ay geirilmitir.
kinci gr:
Cariyenin iddeti bir buuk aydr. Bunu ondan el-Esrem ve el-Meymn rivayet
etmitir. Bu gr Hz. Ali, bn mer, bnu'l-Mseyyeb, Eb Hanife ve
grlerinden birine gre afi'nin grdr.
Bunun delili: Aylan
iki paraya ayrmak mmkndr. Kur'nun aksine aylar ikiye ayrldnda
yarmar olurlar. Mesel, ihraml bir kimseye avlanma cezas olarak yanm md
ceza demek vacib olur da, bunun yerine oru tutmak isterse, ancak tam bir gn
oru tutmas icabeder.
nc gr:
Cariyenin iddeti tam tamna aydr. Bu Hz. mer'den (r.a.) gelen iki
rivayetten biridir ve afii'nin nc grdr. O, zikrettiimiz kiiler
arasndadr.
Bunlara gre kuru'
hesab iddet beklemesiyle ay hesab iddet beklemesi arasnda u fark vardr: Ay
hesabnda gznne alman, cariyenin rahminde ocuk bulunup bulunmadn
anlamaktr. Bu ise kadn gerek hr, gerek cariye olsun aydan daha aa
bir srede anlalmaz. nk rahme den ocuk krk gn nutfe olur, sonra krk
gn alaka olur ve sonra krk gn de muda olur. te bu hamileliin anlalmas
mmkn hale gelen nc gelime devridir. Bu da gerek hr, gerek cariye iin
ayndr. Ama kuru' hususunda durum farkldr. nk bir tek hayz, rahimde
ocuk bulunmadna ak bir almettir. Bundan dolay mlk olan cariye hakknda
bu sreyle yetinildi. Evlendii zaman hr kadnlara benzer bir durum alr ve
mlk cariyeden daha erefli olur. te bu sebepten iddeti, iki iddet arasna
yerletirilmitir.
stad
(bn Kudme), el-MunVde diyor ki: Bu gr reddeden, sahabenin icm'ma
muhalefet etmi olur. Zira onlar ihtlf etmiler ve ilk iki gr ileri
srmlerdir. Her ne zaman onlar iki gr zere ihtilf etseler, bir nc
gr icat etmek caiz olmaz. nk bu, onlarn hata etmi olduklarn ve doru
olan grn onlarn hepsinin grleri dnda bulunduunu sylemeye gtrr.
Ben derim ki: Bunda bir nc gr icad yoktur. Aksine bu, bn Vehb ve daha
bakalarnn nakillerine gre, Hz. mer'den gelen iki rivayetten b:ridir.
Tabinden yukarda adn verdiimiz kimseler ve daha baka limler bu grte
olduklarn sylemilerdir. [333]
Hayzdan kesilmi ve
daha henz hayz grmemi kadnlarn iddetini Allah Tel kitabnda ylece
aklamtr: "Kadnlarnz iinde hayzdan kesilenler ile daha henz
hayz grmemi olanlarn iddeti hususunda phe iindeyseniz, onlarn iddeti
aydr. [334]'
limler hayzdan
kesilme yan snrlamada muazzam bir gr ayrl iine dmlerdir.
Kimileri elli yala snrlandrm ve "Kadn ellisinden sonra hayz olmaz." demilerdir. Bu
gr, shk'm grdr ve Ahmed'den (r.a.) gelen bir rivayettir. Bu gr
sahipleri delil olarak Hz, ie'nin (r.a.): "Kadn elli yana ulanca,
hayz gren kadnlar snrndan kar." szn ileri srmlerdir.
Bir grup ise altm
ya ile snrlandrm ve: "Kadn altmndan sonra hayz olmaz." demilerdir.
Bu, Ahmed'den gelen ikinci rivayettir. Ondan gelen bir nc rivayete gre,
Arap kadnlar ile baka kadnlar arasnda fark vardr: Hayzdan kesilme snn
Arap kadnlarnda altm, Arap olmayan kadnlarda ellidir. Kendisinden gelen
drdnc bir rivayete gre ise, elli-altm arasnda grlen kan, pheli
kandr; kadn orucunu tutar, namazn klar ve farz orucu kaza eder,
el-Hrak'nin tercihi budur. Yine Ahmed'den gelen beinci bir rivayete gre de,
kan elli yandan sonra det halini alr ve tekrar ederse hayz kandr,
etmezse deildir. '''
Hayzdan kesilmenin
sresi konusunda afi'nin {r.a.) ak ve net ifadesi bulunmamaktadr. Ona ait
iki gr vardr:
1- Kadnn
yaknlarnn hayzdan kesilme yayla bilinir. .
2- Btn kadnlarn
hayzdan kesilme ya gznne alnr.
Birinci gre gre,
gznne alnacak olan btn yaknlar m yoksa asabesi olan kadnlar m, yoksa
hassaten kendi bulunduu ehirdeki kadnlar mdr? Bu konuda ayr bak
as vardr. Sonra yaknlar gznne alnr dendiinde, onlarn detleri ayn
ayr olursa, det sresi en az olana m, yahut en ok olana m, yoksa dnyada
det sresi en az olan kadna -m itibar olunur? Bu hususta da, ayr bak
as vardr.
kinci gr yani
btn kadnlar gznnde bulundurulur gr fiTye (r.a.) aittir. Sonra
afi'nin arkadalar bunun bir snr bulunup bulunmad hususunda iki ayn
gr ileri srmlerdir:
1- Snn
yoktur: afi'nin ifadesinden anlalan budur.
2- Snn vardr.
Sonra bu ikinci gr sahipleri iki ayn gr ileri
srmlerdir:
a- Snr
altm yatr. Bunu Ebu'l-Abbas b. Ks ile stad Ebu Hmid
sylemitir
b- Snr
altm ikidir: Bunu da el-Mhezzeb'de stad Ebu tshak ile
e-m'de bnu's-Sabb sylemitir.
mam Mlik'in (r.a.)
arkadalan, hayzdan kesilme ya iin herhangi bir snr koymamlardr.
Aralarnda eyhlislm
bn Teymiye'nin de bulunduu daha bakalan ise diyorlar ki: Hayzdan kesilme
ya, kadna gre deiir. Bu yan, btn kadmlann birletii bir snn
yoktur. yette kastedilen her kadnn kendisinin hayz grmekten midini kesmesidir. nk yette
"hayzdan kesilme" anlamna gelen "ye's" kelimesi, mitvar
olmann zttdr. Kadn hayzdan midini kesmi ve artk hayz grmeyi mit
etmiyorsa, ya krk veya bu civarda da olsa yise (=hayzdan kesilmi)
demektir. Bakas, elli yanda da olsa hayzdan kesilmeyebilir.
Zbeyr b. Bekkr
kaydetmitir ki, bazlar: "Elli yanda ancak Arap kadn dourur. Altm
yanda ise yalnzca Kureyli kadn dourur." demilerdir. Zbeyr b. Bekkr
diyor ki: Ebu Ubeyde b. Abdullah b. Raba'nn kz Hind, Musa b. Abdullah b.
Hasan b. Hasan b. Ali b. Ebu Tlib'i Allah ondan raz olsun altm yanda
iken dourmutur. Hz. mer'den sahih senedle rivayet edildiine gre boanan ve
bir yahut iki hayz gren, sonra hayz hali ortadan kalkan ve kalkmasnn
sebebini bilmeyen bir kadn dokuz ay bekler, hamile olduu anlalrsa (douma
kadar) ne l, aksi takdirde ay iddet bekler. Aralarnda Mlik, Ahmed ve
kadm grnde afi'nin de bulunduu ounluk, bu konuda Hz. mer'e muvafakat
etmitir. Diyorlar ki: Kadn, hamilelik mddetinin ounluunu bekler, sonra da
hayzdan kesilmi kadnn iddetini bekler ve sonra otuz veya krk yanda bile
olsa bakalanyla evlenmesi helal olur. Bundan karlacak sonu, Hz. mer ile
ona uyan selef ve halef ulemasna gre, kadn elli yandan nce, krk yandan
nce hayzdan kesilebilir ve onlara gre kadnlarn hayzdan kesilmelerinin
snrl bir vakti yoktur; aksine byle birisi otuz yanda hayzdan
kesilebilecei gibi, bakas elli yama ulasa da hayzdan kesilmeyebilir.
Hayz hali ortadan
kalkan, ama bunun sebebini bilmeyen kadn dokuz ay getikten sonra hayzdan
kesilmi saydklanna gre, ya alnd takdirde kadnn bir daha hayz
gremeyecei bir ila kullanm olmas, ya da ailesi ve akrabas kadnlar
arasnda yerleik bir det olmas yollanndan biriyle hayznm kesilmesinin
sebebini bilen kadnn elli yama ulamam bile olsa hayzdan kesilmi
saylmas daha mnasiptir. Ama hayz hali hastalk, st emzirme yahut hamilelik
gibi bir sebeple ortadan kalkarsa, durum byle deildir. Zira bu kadn hayzdan
kesilmi saylmaz. nk bu gibi haller ortadan kalkar.
u halde basamak
vardr: Birisi: Kadnn bir yl arayla hayzdan kesilmesi ve bu halin pei
peine bir ka yl devam etmesi suretiyle kat bilinen bir hayzdan kesilmeden
tr hayz halinin ortadan kalkmas, sonra bunun ardndan erkein kadn
boamas. te bu durumdaki kadn ister krk yanda, ister daha kk, isterse
daha byk olsun, Kur'an'n ifadesine gre ay idet bekler.
Bu kadn ay
beklemeye, sahabe ve limler ounluunun dokuz ay beklemesinden sonra bunun
ardndan ay daha beklemesine hkmettii kadmdan daha layktr. Zira o kadn hayz oluyordu ve
hayzl iken boanmt; boanmay mteakip hayz hali ortadan kalkt, ama
hangi sebeple kalktn bilmiyordu. te byle bir kadna hamileliin
ounlukla sona erdii srenin bitiminden sonra hayzdan kesilmi kadn hkm
verildiine gre, ya u durumdaki kadna ne demeli? te bu sebeple Kad
smail, Ahkmu'l-Kur'n adl eserinde diyor ki: Allah Tel hayzdan kesilme
meselesini pheyle birlikte zikrederek: "Kadnlarnz iinde hayzdan
kesilenlerin iddetleri hususunda phe ederseniz, onlarn iddetleri
aydr.-Hol) buyurmutur. Sonra Hz. mer'den (r.a.) Kur'an'n ak ifadesine
uygun bir sz nakledilmitir. Zira o demitir ki: "Boanan herhangi bir
kadn bir-iki hayz grr, sonra hayz hali ortadan kalkar ve ne sebeple
hayznm kesildiini bilmezse dokuz ay bekler. Sonra ay iddet bekler."
Hayz halini ortadan kaldran sebebi bilmediine gre, pheli bir durum
szkonusudur. te bu sebepten tr Hz. mer burada bu hkm vermitir. Buna
uymak "Bir kimse, bir yahut iki talkla kansn boadktan sonra kadnn
hayz hali ortadan kalksa ve kadn gen yata olsa, otuz sene iddet bekler, ki
yl getikten sonra bir ocuk dnyaya getirse adam balamaz." diyenin
grnden daha balayc ve daha mnasiptir. Bu zat, gemi mslmanlarm
icm'ma muhalefet etmitir. Zira onlar, kadn iddet iinde bulunduu srece
doan ocuun, babann nesebine katlaca konusunda icm etmilerdir. u halde
herhangi bir kimsenin: "Bir adam cansn bir yahut iki talkla boar ve
kadn iddet iinde bulunduu srece aralarnda birbirine miras olma vs. gibi kar-kocalk
hkmleri yrrlkte bulunur, ama kadn bir ocuk dnyaya getirirse doan
ocuun nesebi adama balanmaz." demesi nasl caiz olur? Oysa boanma
iddetinden anlalan o ki, bu iddet ocuun kendisinden meydana geldii zifaf
olarak grlmtr. yleyse dnyaya gelen ocuk adam balamazken, kadn nasl
iddette olabilir?
Ben derim ki: Bu Kad
smail'in Ebu Hanife'ye ynelttii susturucu itirazdr. nk Ebu Hanife'ye
gre en ksa hamildik mddeti iki senedir[335];
iddeti srasnda phe iinde olan kadn, hayzdan kesilme yama kadar iddette
kalr ve bylece iddetini tamamlam olur. Kad smail, ayn ekilde sonraki
grne gre de afi'ye susturucu itiraz yneltmektedir. Ancak afi'ye gre
hamilelik mddeti dert senedir; kadn bu sreden sonra bir ocuk dnyaya
getirecek olursa boand adamdan iddet beklemekte olduu halde, ocuun nesebi adama
balanmaz.
Kad smail diyor ki:
mit kesmenin oran birbirinden farkl olur. mitsizlie dmek, mit etmek ve
zannetmek kavramlar da byledir. Byle olanlarda sz geniler. Bu ifadelerden
biri kullanld vakit meydanda olan mna derecesine indirilir, ylece
anlalr. Mesel, insan, kendisine gre ounluk ihtimal hastann iy il
emeyecei ynnde olunca: "Hastamdan midimi kestim." ve yine kendisine
gre ounluk ihtimal gelmeyecei ynnde olunca da: "Kayp adammdan
midimi kestim." der. Oysa kayp ahs, yahut hastas lse de: "Ben
ondan midimi kestim." deseydi, insanlara gre sz yerli yerinde sylenmi
olmazd. Ancak syledii szde kastettii mnann anlalmas durumu mstesna.
Mesal: "Hastalnda lecek korkusuyla endie iindeydim. lnce
mitsizlik yerini buldu." demi olmas gibi. Sz ite bu ve benzeri
anlamlara yorumlanr. Ancak mit kesme ifadesi kullanldnda ounlukla mit
kesmede baskn taraf o eyin olmayaca ynnde olur. Ne midini kesen, ne de
mitvar olan kimse o eyin olacan yahut olmayacan kesinlikle bilir. Allah
Tel buyuruyor ki: "Evlenme midi kalmayan, ihtiyarlayp oturmu
kadnlara, sslerini aa karmamak artyla d elbiselerini karmalarndan
tr bir gnah yoktur."[336]'
mit etme (rec), midi kesmenin (ye's) zttdr. htiyarlayp oturmu kadnn
bazen evlenmesi mmkndr. Ancak halk nazarnda baskn olan taraf, erkeklerin
onlara rabet etmeyecekleri ynndedir. Allah Tel buyuruyor ki:
"mitsizlie dmelerinin ardndan yamuru yadran O*dur,"[337]yette
geen kunt (mitsizlie dme) kelimesi, ye's gibidir. Yamurun yamayacan
kesin olarak bilmiyorlard;. ancak yamas uzun sre gecikince kalplerine
mitsizlik dt. Allah Tel buyuruyor kl: "Peygamberler mitsizlie
dp yalanlandklarn sandklan bir srada, onlara yardmmz
yetimitir."[338]
mitsizlie denlerin peygamberler olduunu zikrettiine gre bu, tam kanaat
getirdikleri bir kesinlik olmakszn kalplerine bir mitsizlik dtne
delildir. nk bu konuda kesin bilgi onlara ancak Allah katndan gelir.
Nitekim Hz. Nuh kssasnda: "Nuh'a: 'Senin milletinden inanm olanlardan
bakas inanmayacaktr. Onlarn yap agel diki erine zlme.' diye vahyolun-du."[339]
buyurmakta; Hz. Yusuf kssasnda ise Allah Tel: "Ondan mitlerini
kesince, aralarnda konumak zere bir kenara ekildiler."[340]'
buyurmaktadr. Buradan ak bir ekilde anlalan onlarn mitlerini
kesmelerinin kesin bir bilgi olmaddr.
bn Eb veys Mlik
Hiam b. Urve babas (Urve b. Zbeyr) senediyle bize rivayet olunduuna
gre, Hz. mer (r.a.J verdii hutbede: "Ey insanlar! Biliniz ki, tamahkr
olup mit beslemek fakirliktir. mit kesmek, zenginliktir. Kii bir eyden
midini kesince, ondan mstani kalr." derdi. Grld zere Hz. mer
mit kesmeyi (ye's), mitvar olma ve tamahkrlk etme (tama') karl olarak
kullanmtr. Ahmed b. Muaddil'in, eski bir ire ait bir dii deveyi tasvir
eden u; iiri okuduunu iittim
"Sapsar... Abbasollar
mirasndan,
Onu, koruluk iinde
gizlendii yataktaki,
Bir ceylan gibi
eyledim.
Sald anda 'Bis!
Bis!' sesini iitince,
Boaltverir
memelerindeki st.
Artk nefsim mit
(tama1) ve ye's arasnda..."
Burada ir tama'
kelimesini ye's mukabili kullanmtr.
Sleyman b. Harb
Cerr b. Hzim A'me Sellm b. urahbil senediyle bize rivayet edildiine
gre, Habbe b. Halid ile Sev b. Hlid, Hz. Peygamber'e (s.a.) gelip:
"Bize bir ey ret." dediler. Sonra Hz. Peygamber (s.a.) yle
buyurdu: "Balarnz kmldad srece, hayrdan mit kesmeyin. nk her
bir kul, kzl olarak doar, zerinde bedenini rtecek incecik bir elbise
bulunmaz. Sonra Allah onu rzklandnr ve ona verir."[341]
Ali b. Abdullah'n
bize bn Uyeyne'den rivayetine gre Him b. Abdulmelik, Ebu Hzim'e: "Ey
Eb Hzim! Ne maln var?" diye sordu. O da: "En hayrl mal, Allah'a
gvenim ve insanlarn ellerindeki varlklardan midimi kesmemdir." dedi.
Kad smail diyor ki: Bu saylamayacak kadar oktur. (Kad smail'in szleri)
bitti.
stadmz
diyor ki: Bu konuda kadnlarn sregelen bir detleri yoktur. yle ki, kimileri
ergenlik yama girse de ayba, grmez; kimileri ok ksa ayba grr ve hayz
halleri arasndaki zaman uzar ve hatta senede bir defa hayz olur. Bu yzden
limler iki hayz arasndaki temizliin bir snr bulunmadnda gr
birliine varmlardr. Kadnlarn ounluu her ay bir kere hayz olur, hayz
halleri eyrek ay srer
ve temizlik zamanlar ise bir ayn drtte n kapsar. Kimi kadnlar nem
oranlarnn dklnden dolay, birka ay hayzdan temiz olarak geirir;
kimi kadnlara kuruluk abuk sirayet eder ve bylece hayz kesilir, elli
yandan hatta krk yandan kk olsa da hayzdan-nifastan tamamen
kesilebilir; kimi kadnlara da kuruluk abuk sirayet etmez ve dolaysyla elli
yan da gese hayz grebilir... stad devamla diyor ki: Ne Kur'an'da, ne de
hadislerde hayzdan kesilmenin ya snrlandrlmtr. ayet (yette geen)
hayzdan kesilenler ifadesiyle elli, altm yahut daha baka bir yata olanlar
kasdedilmi olsayd "u u yaa ulaanlar" denirdi, "hayzdan
kesilenler" denmezdi. Hem yukarda da getii zere sahabe Allah onlardan
raz olsun bundan nce hayz hali ortadan kalkan kadn hayzdan kesilmi
saymlardr. Hayzdan kesilmelerinin vaktinde de (bu halin) varl
ihtilafldr, ittifakl deildir. Hem Allah Tel: "Hayzdan
kesilenler" buyurmutur. ayet bunun belli bir vakti olsayd, gerek kadn,
gerekse bakalar kadnlarn hayzdan kesilmelerini bilmede eit konumda olurlard.
Oysa Allar;; Tel "kadnlar" ifadesini hayzdan kesilenler olmakla
tahsis etmitir. Nitekim bu ifadeyi "daha henz hayz grmemi
olanlar" diyerek de tahsis etmitir. u halde hayz grm olan, hayz
grmekten midini kesebilir. Bu ise phe iinde olmaktan farkl bir durumdur.
Zira Allah Tel: "siz (erkekler) phe ederseniz" buyurmu,
"onlar (kadnlar) phe ederlerse" buyurmamtr. Yani siz onlann
gnleri konusunda phe eder kukuya derseniz, ite hkm budur, tefsircer
cemaatinin syledikleri deildir. Nitekim bn Eb Htim'in tefsirinde Cerr ve
Musa b. A'yen (hadisin metni bu ahsa aittir) Mutarrif b. Tarif Amr b.
Salim senediyle rivayetine gre bey b. Ka'b anlatyor: "Ey Allah'n
Rasl! Medinede bir takm insanlar, kk, yal ve hamile kadnlarn
iddetleri konusunda Allah'n Kur'an'da zikretmedii eyleri sylyorlar."
dedim. Bunun zerine Allah Tel bu sredeki u yetleri indirdi:
"Kadnlarnz iinde hayzdan kesilenler ile daha henz hayz grmemi
olanlarn icldeti hususunda phe iindeyseniz, onlarn iddeti aydr. Gebe
olanlarn iddeti doum yapmalarya tamamlanr. "([342]
Hmile bir kadnnn iddeti doum yapncaya kadardr. Doum yapnca iddeti sona
erer.[343] Cerr'in rivayet ettii
metne gre bey b. Ka'b yle anlatyor: "Ey .Allah'n Rasl! Medine
halkndan baz kimseler kadnlarn iddetleri hakknda gelen Bakara sresindeki
yet inince: 'Kadnlarn iddetleri konusunda Kur'an'da baz hususlar
zikredilmedi. Kk kadnlarn, hayzdan kesilen yal kadnlarn ve hamile
olanlarn iddetleri aklanmad.' dediler."dedim. Bunun zerine hayzdan
kalan kadnlar hakknda: "Kadnlarnz iinde hayzdan kesilenlerin
iddetleri konusunda phe ederseniz..."[344]
yeti indi. Sonra
bn Eb Hatim:
"Kadnlarnz iinde hayzdan kesilenler..." yetini Sad b.
Cbeyr'in:"Yani hayzdan kesilme yama girmi olup hayz grmeyen yal
yahut hayzdan kalm ve ark hi hayz grmeyen kadnlar..." diye tefsir
ettiini; yetteki "phe ederseniz" ksmn ise "Kukuya
derseniz, onlarn iddetleri
aydr." diye yorumladn rivayet eder. Mchid'in de "phe
ederseniz" ksmn "Hayzdan kalm olan, yahut henz hayz grmemi
bulunan kadnn iddetini bilmiyorsanz, onlarn iddetleri aydr." diye
tefsir ettiini nakletmitir. u halde Allah Tel'nn "phe
ederseniz" sznden maksad udur: Onlarn hkmlerini soruyor,
hkmlerini bilmiyor ve bu konuda kuku duyuyorsanz, size bunu akladk. te
bu kalbinde phe ve tereddt kalksn diye kulun aklanmasn talep ettii,
Allah'n ona olan nimetini beyandr. Ama ilim talebinden yz eviren kimse iin
bu szkonusu deildir. Hem kadnlar hayzm balang yanda da birbirlerine
eit deillerdir. Kimisi on, kimisi on iki, kimisi on be , kimisi de daha
ileri yata hayz grmeye balar. Ayn ekilde hayzdan kesilme ya olan
"hayz yann sonu" hususunda da birbirlerine eit deilerdir.
Hadiseler buna ahittir. Hem ayrca limler ergenlik yassna girdii halde
hayz grmeyen kadnn, ay m, yoksa hayz hali orts.dan kalkan ama sebebini
bilmeyen kadn gibi bir sene mi iddet bekleyecei konusunda ihtilfa
dmlerdir, Bu konuda mam Ahmed'in iki rivayeti vardr. Ben derim ki:
limlerin ounluu ay iddet bekleyeceini sylemiler ve ay iddet
beklemeyi icabettiren kklk iin bir snr koymamlardr. Ayn ekilde
ay iddet beklemeyi gerektiren yallk iin de bir snrn olmamas gerekir. Bu
aktr. Allah'a hamdolsun. [345]
Vefat iddeti, Kocann
lmyle vacip olur. ster, zifafa girmi bulunsunlar, isterlerse girmemi
olsunlar farketmez. Bunda ittifak vardr. Nitekim Kur'an ve snnetin umum
ifadeleri bunu gstermektedir. Alimler gerek karkocann zifaftan nce
birbirlerine miras olacaklar konusunda, gerekse nikh akdi srasnda
belirlenmi olduu takdirde mehirin yerini bulaca konusunda ittifak
etmilerdir. nk lm akdin sona ermesi olduundan tr onunla hkmler
oturur ve dolaysyla hem karkoca birbirlerine miras olur, hem mehir yerini
bulur ve hem de iddet vacip olur.
Alimler iki meselede
ihtilaf etmilerdir: Birinci mesele: Mehir, nikh akdi srasnda belirlenmemi
olduu zaman mehr-i misil vacip olur mu? Ahmed, Ebu Hanife ve iki grnden
birine gre afi vacip olaca grndedir. Ama Mlik ve dier grne gre
afi vacip olmaz demilerdir. Yukarda kaydedilen Berva' bt. Vsk'n rivayet
ettii mnas ak, senedi sahih hadiste de getii zere Allah Rasl (s.a.)
vacip olacana hkmetmitir. Bu ekilde hadis gelmemi olsayd bile bu hkm,
kyasn ta kendisi olurdu. nk lm, nikh srasnda belirlenen mehrin yerine
ulatrlmas ve iddetin vacip olmas konularnda zifaf yerine geirilmitir.
kinci mesele: vey
kzn haraml, annesiyle zifafa girme halinde gerekletii gibi, annesinin
lmyle de gerekleir mi? Bu konuda sahabeye ait iki gr vardr, her ikisi
de Ahmed'den rivayet edilmitir.
Szn z: Bu konudaki
iddet rahimde ocuk bulunup bulunmadn anlamak maksadyla beklenilen bir
iddet deildir. Zira boama iddetinin aksine bu iddet, zifaftan nce de
vacipolur.
limler vefat iddeti
ve daha baka iddetlerin hikmeti konusunda fikir ayrlna dmlerdir.
Kimileri rahimde ocuk bulunup bulunmadn anlamak iindir demi ve bu gre
pek ok itirazlar ileri srlmtr. Bazlar: 1- Vefat halinde beklenilen
iddet zifaftan nce de vaciptir. 2- kar* mddetidir. Oysa istibr eden
cariyede olduu gibi, rahimde ocuk bulunup bulunmadn anlamak iin bir
hayz yeterlidir. 3- Ya kklnden yahut yallktan tr rahminde ocuk
bulunmad kesinlikle bilinenler hakknda da ay iddet beklemek ve.ciptir.
Kimi limler ise:
"Bu taabbud bir meseledir; mnas aklla anlalmaz." demilerdir.
Bu da iki ynden tutarszdr:
1-
insanlarn pek ou veya ounluu anlamasa bile, eratteki her bir hkmn
mutlaka bir hikmeti vardr.
2- ddetler, hlis ibdetler cmlesinden
deildir; aksine bunlarda kan-kocanm,
ocuun ve (kadnla) evlenecek kimsenin hakknn gzetilmesi faydalan yatmaktadr.
stadmz bn Teymiye der ki:
yle sylemek dorudur: Vefat iddeti nikhn sona ermesine bir sayg ve
kocann hakkn gzetme anlam tamaktadr. Bundan dolay kocas len kadn,
vefat iddeti srasnda kocann hakkna riayet iin yas tutar. Dolaysyla iddet
byk bir neme ve konuma sahip olan nikh akdinin hakkn koruyan bir alan
klnmtr. Bylece birinci ahsn nikh ile ikinci ahsn nikh arasna bir
fsa girmi olur ve ayn kadnla nikahlanan kimseler hemen birbirini
takip etmi olmaz. Bakn, Allah Rasl'nn
(s.a.) haklu* byk olduundan kendisinden sonra, baka kimselerin onun
hanimaryla evlenmeleri haram saylmtr. Bu Hz. Rasl'n
hussiyetlerindendir. nk O'nun dnyadaki hanmlar hirette de O'nun
hanmlar olacaktr. Ama bakalar iin bu szkonusu deildir. Zira kadnn
kocasndan bakasyla evlenmesi kendisine haram olsayd, kocas len kadn
zarar grrd, ikinci koca, kadn iin birincisinden daha hayrl da olabilir.
Ancak kadn birinci kocasnn ocuklarnn bakmyla urap evlenmezse, bundan
dolay kendisi vgye lyk ve bu davran mstahap olur. Hz. Peygamber (s.a.)
bir hadiste, orta ve iaret parmaklarn gstererek yle buyurdu: "Asalet
ve gzellik sahibi, kocasz kalm ve kendisini ocuklar ayrlncaya yahut
lnceye kadar yetimlerine vakfetmi, yanaklar ukurlam kadnla ben u
ikisi gibi olacaz."'[346]'
Haramlm icabettiren bir durum olduu vakit artk kadnn bekleyecei
mddetten daha az geerli olmaz. Oysa cahiliye dneminde bir sene bekleme
sresi vard; Allah Tel bunu drt ay on gne indirerek hafifletti. Sad b.
Mseyyeb'e: "On gn de ne oluyor?" diye sorulunca: "O sre
iinde ruh flenir." cevabn verdi. te bu mddetin gemesiyle ihtiya
duyulmas halinde rahimde ocuk bulunup bulunmad anlalr ve buna ihtiya
olmadnda ds., kocann hakk yerine getirilmi olur. [347]
te problem olan
budur nk bu iddete, bunu illet gstermek mmkn deildir. Zira ancak cins
ilikiden sonra vacip olur. Hem boanma nikh ban koparm olup, bu yzden byle
bir durumda nikh akdi srasnda konulan mehrin yans verilir ve mehr-I misil
der.
O halde denilir ki:
Doruya ulatran Allah'tr: Boanma iddeti, kocann bu sre ierisinde
boamadan dnebilme imkn kalsn diye vacip klnmtr. Bu iddette, hem kocann,
hem Allah'n, hem ocuun ve hem de kadnla evlenecek ikinci ahsn hakk
vardr. Kocann hakk, iddet ierisinde boamadan vazgeebilme imknna sahip
olabilmesidir. Allah'n hakk, kadna evinden ayrlmamasnn vacip oluudur.
Nitekim Allah Tel, bunu aka bildirmidir. Ahmed'in ak ifadesi ve Ebu
Hanife'nin mezhebi de bu yoldadr. ocuun hakk, nesebinin zayi olup cins
ilikide bulunan iki erkekten hangisine ait olduumun bilinmemesi gibi bir
durumun ortaya kmamasdr. Kadnn hakk, hem miras olabilen ve hem de
kendisine miras olunabilen bir zevce olmasndan tr, lddet sresince kendisine nafaka denmesidir.
ddetin kocann hakk olduunu u yet gstermektedir: "Ey inananlar!
M'min kadnlar nikahlayp da sonra kendilerine dokunmadan onlan bcadnzda
sizin onlarn zerlerine sayacanz iddet yoktur. "[348]
"Sizin onlarn zerine sayacanz bir iddet yoktur." cmlesi iddetin,
kadnn zerinde, kocann bir hakk olduuna delidir. Ayrca Allah Tel,
buyuruyor ki: "Bu arada kocalar, geri almaya daha ok hak
sahibidirler."[349]
Grld gibi Allah, kocay, iddet ierisinde boad karsn geri almaya
daha ok hak sahibi saymtr. Bu, onun hakkdr. ddet kar' yahut ay
olduu zaman kocann durumunu gzden geirip karsn tutmy ya da salverme
konusunda dnebilmesi iin bekleme sresi uzam olur. Nitekim Allah Tel,
karsna yaklamamaya yemin eden kimsenin durumunu gzden geirmesi, karsn
tutma ve ona geri dnme ya da boama konusunda dnebilmesi iin ona drt
aylk bekleme mresi tanmtr. Kansm boayan adamn seimli klm, tpk
karsna yaklamamaya yemin eden adamn muhayyerlii gibi saylmtr. Ancak
karsna yaklamamaya yemin eden kimse iin drt aylk sre tannmtr.
Nitekim durumlarn gzden geirmeleri iin (mriklere de Tevbe sresi,
8/2'de) yeryznde gezip dolamalan iin drt aylk bir sre tannmtr.
Bunu ortaya koyan
delillerden biri de, Allah Tel.'mn u yetidir: "Kadnlar boadgmzda
srelerine ulatlar m, aralanr.da meru tarzda anlatklan takdirde artk
kendilerini kocalarna nikahlamalarna engel olmayn."'[350]'
Sreye ulamak, ona erimek, varmak demektir. Bu yette sreye ulama, sreyi
ama anlamndadr. "Srelerine ulatklarnda onlan meru surette
tutun."[351]' yetinde ise bu, sreye
yaklama, yakn olma anlamndadr. Sonra bu yet hakknda iki gr vardr: 1-
Bu bir zaman sinindir. Bu snr da nc hayza adm atmak yahut nc hayz
ya da drdnc hayz kannn kesilmesidir. Buna gre bu sreye ulama ii,
kadnn gc dahilinde olan bir ey deil demektir. 2-Denilmitir ki; Aksine bu
kadnn fiili olup, sahabenin ounluunun syledii zere ykanp gusletmedir.
Gusletmek suretiyle kocann, kansyla cins ilikiye girmesi hell olduu gibi,
kadnn da kocasnn kendisinden istifadesine imkn tanmas hell olur. Onlara
gre gusletmek, gerek akit anlamndaki nikhta ve gerekse cins iliki
anlamndaki nikhta arttr.
Bu konuda limlerin
drt ayn gr vardr:
1-
Zahirlerden bir takm kimselerin syledikleri zere gusletme, ne onda ne bunda
bir artr.
2- Her ikisinde de arttr. Nitekim Ahmed ve
yukanda kaydedildii zere sahabenin ounluu bu grtedir.
3- Cins iliki anlamndaki nikhta art, akit
anlamndaki nikahta art deildir. Mlik ve afi bu grtedirler.
4- Her iki halde de gusletme yahut onun yerine
geen bir namaz vaktinin gemi olmas ve hayzn, sresinin ounluu
getikten sonra kesilmesi suretiyle temizlie hkmetme arttr. Nitekim Ebu Hanife
byle sylemektedir. Ona gre, kadn gusletmeden nce adam boamadan
vazgeerse, kadnn gusletmesi kocann kendisiyle cins ilikiye girebilmesi
iindir. Aksi takdirde bu gusl kadnn bakasna hell olabilmesi iindir.
Gusletmek suretiyle hayzn tamama ve sona ermesi gereklemi olur. Nitekim
Allah Tel: "Temizlendikleri vakte kadar onlara yaklamayn, iyice
temizlendiklerinde Allah'n size emrettii yerden onlarla cins ilikiye girin.[352]
buyurmaktadr. Allah Tel, kadna kar' beklemesini emretmitir. Bu kar'
geince kadn sresine ulam olur. Allah Tel, kadn iki kar' mteakip
kocasndan bin olur, buyurmamtr ki, sreye ulaldnda kocay, kadn
tutma yahut salverme arasnda seimli klsn. Sahabenin Allah onlardan raz
olsun anlad zere, Kur'n'm zahirine gre kar'n bitiminde koca karsn
meru ellde tutma ya da iyilikle salverme arasnda seimli olur. Buna gre
Kur'n'da geen "sreye ulama"
ifadesi bir tektir, iki ksm
deildir. Hatta bu, mddetin geirilmesi
ve tamamlanmas suretiyle gerekleir. Bu husus tpk u yetlerde olduu
gibidir: Allah Tel, cehennem halknn: "Bize tayin ettiin srenin
sonuna ulatk."'[353]
diyeceklerini haber vermektedir.
"Srelerine
ulatklarnda kendileri hakknda meru surette davrandklar zaman size bir
gnah yoktur."'[354]
"Sreye ulamak,
ona yaklamakdr." diyenler, t| .ekilde yorumlamlardr: "Kadn,
evlenme teklifi yapanlara hell olduktan sonra koca, ona geri dnmeye daha
mstehak olarak kalmaz. Ancak kadn bakasna hell olmad srece koca,
boad karsna dnmeye daha mstehak olur. Bakasnn o kadnla evlenmesi
hell olduu vakit, artk eski koca dnrclerden biri durumunda olur."
Bu yorumun kayna,
sreye ulamakla kadnn bakasna hell olaca zanndr. Oysa Kur'an buna dellet etmez.
Aksine Kur*n, kadna ay beklemeyi grev saym ve sresine ulanca onun ya
meru suretle nikh altnda tutulacan, ya da iyilikle salverileceini ifade
etmitir. Allah Tel, bu nikh altnda tutma yahut salvermeyi boamann
ardndan zikrederek: "Boama iki defadr. Ya meru surette tutma, ya da
iyilikle salvermedir. "[355]
buyurmu ve sonra :"Kadmlan boadnzda, srelerine ulatklar vakit
kocalar ile evlenmelerine engel olmayn."'121' diye emretmitir. te
burada ifade edilen, kadnn, kendisini boayan ve kendisiyle evlenmeye daha
mstehak olan birinci kocasyla evlenmesidir. Kadnlar engellemeyi yasaklama
ise, kocann hakkn pekitirmektedir. Kur'an'da, sreye ulanca kadnn
dnrclere hell olacan ifade eden bir ey yoktur. Onda sadece byle bir
durumda kocann ya meru surette tutaca ya da iyilikle salverecei
belirtilmektedir. ayet iyilikle salverirse ite o zaman kadn, dnrclere
hell olur. Buna gre Kur'an'm delleti aktr. Kadn sresine ulanca ya;l
hayz kannn kesilmesiyle kar' sona erince koca, ya kadn gusletmeden nce
onu nikh altnda tutar, kadn kendisinin yannda gusleder, ya da onu
salverir, kadn gusledip diledii ile nikahlanr. Bylece sahabe Allah onlardan
raz olsunanlaynn kymeti ve onlardan sonra gelenlerin ictihdlarnm
neticede onlarn anladklarn anlamak, onlarn sylediklerini bilmek olduu
anlalmaktadr.
Soru: Kadn
gusletmedike btn bu sre ierisinde kocann ona geri dnme hakk varsa,
seimlilii niin sreye ulamak artna balad?
Cevap: Bu sre
ierisinde kadnn, kocann hakkndan tr bekledii anlalsn diye bu arta
balamtr. yette geen "tarabbus" kelimesi beklemek, gzlemek
anlamndadr. Kadn, kocas kendisini nikh altnda tutacak m, yoksa
salverecek mi, bunu gizlemektedir. Bu seimlilik srenin bandan sonuna kadar
kocann- sabit hakkdr. Nitekim kansyla cins ilikiye girmemeye yemin eden
kinie de, yeminden dnme ve boamama arasnda seimlidir. Burada Allah Tel,
kocay sreye ulald vakit seimli kldna gre, ondan nce kocann
seimli olmas daha mnasip ve daha elverilidir. Ancak iyilikle salverme,
kadn sreye ulanca mmkn olur. Bundan nce ise kadn iddet iindedir.
Kadnn iyilikle salverilmesi
iddetin bitiminde ona tesir eder denilmise de, Kur'an'm ifadelerinden
anlalan mna bunun aksini gstermektedir. Zira Allah Tel, iyilikle
salvermeyi sreye ulald zamana tahsis etmitir. Bu salvermenin ise,
srenin evselinden itibaren sabit olduu malumdur. Dorusu
u ki, salverme
demek sreye ulaldnda
kadnn ailesinin yanna gnderilmesi ve kocann ondan elini ekmesi demektir.
nk iddet sresince kocann kadn tutma hakk vardr. Kadn sresini
tamamlaynca; eer koca, o:nu nikh altnda tutarsa yine bir yerde tutabilir;
nikh altnda tutmazsa iyilikle salvermek zorundadr. Cins ilikiden nce
boanm kadn hakknda u yet bunu ifade etmektedir: "...Artk sizin
onlar iin iddet saymanza lzum yoktur. Kendilerine bata bulunarak onlar
gzellikle salverin."'[356]'
Grld gibi Allah Tel gzellikle salvermenizi emretmi, iddete lzum
olmadn belirtmitir. Bylece kadnn yolunu amann, onu gndermek demek
olduu anlalm oldu.. Nitekim: "Suyu ve deveyi salverdi." denir
ki, bunun anlam bunlarn gemesine imkan verdi demektir. te bu serbest
brakma ve salverme ile kadnn boanmas ve yolunun almas tamamlanm
olur. Bundan nce ise serbest brakma tam olmaz. Bundan nce kocann tadm
tutma ve salverme hakk vardr. Boayan olmasna ramen Allah Tel, kocay
iddet sresince kadn geri almaya daha mstehak saym ve kocann hakkndan
dolay iddet sresini kar' olarak tayin etmitir. Bunu u hususlar da teyid
eder:
1- eriatn koyucusu, kocasna belli bir miktar
para verip boanan kadnn iddetini bir hayz saymtr. Nitekim bu husus
snnetle sabit olmu; Osman b. Affan, bn Abbas ve bn mer Allah onlardan
raz olsun bunu kabullenmi ve Ebu Cafer en-Nahhs, en-Nsih ve'l-Mensh adl
eserinde bu konuda
sahabe icm'L bulunduunu
belirtmitir. shak'n ve kendisinden gelen iki rivayetten delil bakmndan en
sahih olanna gre Ahmed b. Hambel'in gr de budur. Nitekim bu meselenin
izah inallah yaknda gelecektir. Kocasna belli miktar para verip boanan
kadna geri dnme olmadndan, onun iddet beklemesi de gerekmez. Yalnzca bir
hayz sresi istibrda bulunu::. nk kadn, kocasna fidye verip ayrlnca
kendi bana buyruk duruma gemitir. Dolaysyla koca, onu tutmaya daha
mstehak deildir. Bu yzden de kadnn
iddet sresini uzatmann bir anlam yoktur. Sadece maksat onun rahminde
ocuk bulunup bulunmadn anlamaktr. Bunda da yalnzca istibr yeterli olur.
2- Hadiste
geldii zere dr- harpten hicret eden kadn yanlzca bir hayz sresi
istibrda bulunur, sonra evlenir. Nitekim bu konu aada gelecektir.
3- Allah
Tel, kadna zifaftan sonra nc
talk dnda bir bin talk meru klmamtr. Kur'an'da geen, nc talik
dndaki her talk ric'dir. Allah
Tel kar', meru kld bu talk hakknda ite bu hikmetten tr
zikretmitir. Fidye veren kadna gelince; onun fidye vermesi talk deildir,
aksine talktan hesap edilmeyen bir hul'dur ve burada bir hayz sresi
istibr meru klnmtr. tiraz: u iki ekilde bu sizin aleyhinize dner:
1- Boanma
Iddetini tamamlayan kadnla. Zira kar* iddet bekler ve artk kocasnn ona
dnmesi imknsz hale gelir.
2- Hr yahut kle bir kimsenin nikhls iken
zad edilmesi halinde seimli kalan kadnla. Zira onun iddetinin kar' olduu
snnetle sabittir. Nitekim SnerCde Hz. ie'den (r.a.) rivayet edildiine
gre, Berre'ye hr kadn iddeti beklemesi emredilmitir.[357]'
bn Mce'nin Snen'indeki rivayete gre ise hayz mddeti 'iddet beklemesi
emredilmi[358]' ve kocasnn ona geri
dnme hakk bulunmad ifade edilmitir.
Cevap: Kiinin hanmm
kendisine haram klan boamada iddet bekleme, kocann geri dnebilmesine imkn
salamak iin vacip olmu deil; aksine nikha bir hrmet almeti ve boad
kadnn kendisine haram olma sresini uzatmakla kocaya bir ceza olarak vacip
saylmtr. Zira kadnn, sadece bir hayz gecikmekle istibr yapm olmasdan
sonra evlenmesi caiz grlseydi bu durumda ikinci bir ahsn onunla evlenmesi
ve gerek hlle maksadyla, gerekse bir baka maksatla derhal onu boama imkn
doard. nc talktan sonra eriat koyucu tarafndan kadn, boayan erkee
haram klnmken kadmn o ahsa geri dnmesini kolaylatrma o ahs iin af
nianesi olurdu. Kendisi katnda helllerin en irkini olan boanmadan, Allah
ancak ihtiya miktarm yani talk mubah klm ve nc talktan sonra
baka bir erkekle evlenip ondan meru surette boanncaya kadar kadn, nceki
kocasna haram klmtr. Kadnn kar* sresi bekleyinceye kadar
evlenenemesi de, bu hikmetin devam mahiyetindedir. Bunda kadnn bir zaran
yoktur. nk boanmann her defasnda kadn kar' sresi bekleyinceye kadar
evlenemez. Orada bu bekleyi, haram klan talk gerekletirmediinden
tr kadnn menlaatinl gzeterek konulmuken, burada kadnn kar1
beklemesi kocaya verilen cezann devam mahiyetindedir. Zira koca u eyle
cezalandrld: 1) Biricik sevgili kars kendisine haram oldu. 2) Kadnn
kar' beklemesi emredildi. 3) Baka bir erkek, kadna kar karsn arzulayan ve
kars tarafndan arzulanan bir koca durumunda olmadka kadnn eski kocasna
dnmesi caiz grlmedi. Bunlarn her
birinde Allah'n holanmad,sevmedii bir eyi yapmaya karlk olarak elem
veren bir ceza vardr. nc talktan sonra kadnn ancak iddet bekledikten ve
baka bir kocayla evlendikten sonra eski kocasna hell olduu, ipin yeni
kocann elinde bulunduu ve kadnn yeni kocasnn baln, yeni kocann da
kadnn baln tatmasnn zorunlu olduu anlaldna gre maksadn,
boayan erkein boad kadndan midini kesmesi ve kendi isteiyle deil,
ancak boanan kadnn isteiyle ona dnebilecei de anlalm demektir.
Malumdur ki, ikinci koca arzu ve istekle bir nikh yapmsa, yani Allah'n
kullarna meru kld, dnya ve hirette kullarnn menfaatleri iin bir
sebep, merhamet ve sevginin ortaya kmasna bir ara kld nikh yapmsa,
birinci kocann hatrna evlendii kadn boamaz, aksine karsn nikh
altnda tutar. Artk kadnn, nceki kocasna dnmesi konusunda hi kimsenin
seenei kalmaz. Kan koca durumunda olan elerin birbirlerinden ayrlmalarnda
olduu zere ikinci kocann lm yahut boama sebebiyle o kadndan ayrlmas
halinde, tpk kendisine baka bir adamn ilk olarak boad karsyla
nikhlanmas mubah olduu gibi, burada da ilk boayan kocann o kadnla
evlenmesi mubah olur. te bu Allah Tel'nn btn eriatlara stn kld bu
keml derecesindeki eriatta haram klmad bir husustur. Ancak bizden nceki
iki eriatta durum tamamen farkldr. Zira Tevrat'n eriatnda boanan kadn
baka bir kocayla evlenirse artk ebediyen birincisine hell olmaz, denmekte;
ncil'in eriatnda ise kii karsn asla boayamaz ifadesi yer almaktadr. Bu
stn ve keml noktasndaki eriat ise, en mkemmel, en gzel ve insanlara en
yararl bir ekilde gelmitir. Bundan dolaydr ki, hlle btn eriatlara,
akla ve ftrata aykr olduundan Hz. Peygamber (s.a.) hlle yapana da yaptrana
da lanet etmitir.[359] Hz.
Peygamber'in (s.a.) onlara lanet etmesi, ya Allah Tel'nm onlara lanet
ettiini haber vermedir, ya da onlara kendisinin lanet ederek bedduada
bulunmasdr. Bu da hllenin haramlma ve byk gnahlardan olduuna delildir.
Szn z: Bu boamada
kar' beklemenin vacip klnmas, kadnn birinci kocaya haram olduunu
vurgulamama bir devamdr. Konu hakknda icm bulunmasna binen el-cz adl
eserin sahibi bn'l-Lebbn el-Faraz[360] ve
daha bakalan talkla boanan kadna bir hayz sresi istibrda bulunma
dnda bir ey gerekmez demilerdir. Bu gr ondan Ebu'l-Hseyin b. Kad Ebu
Ya'l aktarmtr. Ebu'l-Hseyin
"Mes'ele" bal altnda diyor ki: Bir kimse zifaftan sonra karsn
talkla boarsa kadn, kuru' hesabna gre iddet bekleyenlerden olmas
halinde, kar' iddet bekler. bnu'l-Lebbn ise kadnn bir hayz grmekle
istibrda bulunmasnn yeterli olaca grndedir. Bizim delilimiz Allah
Tel'nn: "Boanan kadnlar kendi kendilerine kar' sresi
beklerler..." yetidir... eyhlislm yalnz bu szle yetinmemi, bunu
caiz grmesini ihtilfn mevcudiyetine balyarak "ayet bu konuda bir
tartma varsa, ne talkla boanan kadna, ne de seimli braklan zad
edilmi kadna istibr dnda bir ey gerekmez gr tevecch edilecek
grtr." demitir. Sonra devamla diyor ki: Bu grten zorunlu olarak
kacak netice hayzdan kesilen kadn nc talktan sonra herhangi bir iddet
beklemeye ihtiya duymaz... Oysa bu grte olan herhangi bir kimse bilmiyoruz.
Ebu'l-Hseyin,
ihtilf kaydederek "Mes'ele" bal altnda diyor ki: Bir kimse
karsn talkla boasa ve kadn da kklk yahut yallktan dolay hayz
gremeyen biri olsa kadnn ay iddet beklemesi gerekir. bnu'l-Lebbn buna
muhalefet etmi ve bu durumdakl kadirlin iddet beklemesinin gerekli olmadn
sylemitir. Bizim delilimiz Allah Tel'nm "Kadnlarnz iinde hayzdan
kesilenler le henz hayz grmemi olanlarn iddetleri hususunda phe
ederseniz, onlarn iddetleri aydr." yetidir. stadmz (bn Teymiye)
demitir ki: unun iddeti kar'dr eklinde bir snnet bulunduktan sonra, o
konuda icm edilmi olmasa bile o snnete muhalefet caiz deildir. Ya bir de
snnet yannda icm varsa durum nice olur? Hz. Peygamber'ir (s.a.) Ftma bt.
Kays'a: "ddet bekle." buyruunu limler, onun kar' sresi iddet
bekleyecei eklinde anlamlardr. Zira istibrya bazen "iddet"
dendii de olur. Ben derim ki: Tpk Evtas'ta alman esir kadnlar hakknda
sylenen Ebu Sad hadisindeki gibi, "Kadnlardan evli olanlar..."
diye balayan yetin bu ksm "esir kadnlar" olarak tefsir edilmitir.
Sonra "Yani iddetleri bittiinde onlar size helldir." demi ve
istibry iddet saymtr. (stad) diyor ki: Hz. ie'nin (r.a.) rivayet
ettii: "Berre'ye hayz sresi iddet beklemesi emredildi." hadisi,
mnker bir hadistir.[361]
Zira Hz. ie'ye (r.a.) gre yette geen "kuru"' ifadesi
"hayz" anlamndadr.
Ben derim ki:
Kocasndan cret karl ayrlan kadnn iddetini bir hayz sayanlara gre,
btn fesihlerde iddetin bir hayz olmas daha da muvafktr. nk boamann
z kardei ve ona en ok benzeyen kadnn kocasndan cret karl ayrlmas
(hul1) durumunda onlara
gre kar' iddet beklemek vacip deildir. Bu yzden
fesih bir ka bakmdan daha muvafk ve daha mnasip grnmektedir.
1 - Pek ok
fakih st akrabal ve benzeri sebeplerden tr nikhn feshedilmesinden
farkl olarak kadnn kocasndan cret karl ayrlmasn talk saymakta ve
onunla talkn saysnn eksileceini sylemektedir.
2- Ebu Sevr
ve ounla ayn gr paylaanlar diyorlar ki: Koca, ald bedeli geri verir ve
kadn da buna raz olursa adam
karsna geri dnebilir; byle bir ey yapmaya haklan vardr. Ama bu
durum fesih iin
szkonusu olamaz.
3- Kadnn kocasndan cret karl ayrlmas
halinde kadnn, iddeti iinde yeni bir nikh akdiyle kocasna dnmesi
mmkndr. Ama st akrabal yahut (drtten fazla evlenme halinde) sayay
ama, yahut da mahremiyetten tr nikh akdinin feshedilmedi durumlarnda
kadnn ayrld erkee geri dnmesi mmkn deildir. yleyse bu daha
mnasiptir. Burada kadnn bir hayzla istibrda bulurmas yeterli olur ve
tpk esir kadnda, dr- harpten hicret eden kadnda ve iki grn delil
bakmndan daha sahih olanna gre cret karl kocasndan ayrlan kadnda,
zina etmi kadnda olduu zere ama srf kadnn rahminde ocuk olup
olmadn renmektir. Sz edilen iki grn ikisi de mam Ahme'den rivayet
edilmitir.
Ric' talkla boanm
kadnla bin talkla boanm kadn arasndaki fark ortaya koyan bir husus da
udur: Ric' ;alkla boanm kadnn iddeti, kocas iindir ve mslmanlarn
ittifakyla bu ekilde boanan kadnn nafaka ve mesken hakk vardr. Anci
meskeni, zevce meskeni gibi midir? ki byle olursa boayan adamn onu diledii
yere tamas caiz olur, yoksa ona belirli bir ev tayin edilip oradan dan
kmaz ve karlmaz m? Bu konuda iki gr vardr. Bu ikinci gr Ahmed ve
Ebu Hanife'den gelen ak ifadedir. Kur'n da bu gre delil tekil eder.
Birincisi ise, afi'nin ve Ahmed'in baz:
arkadalarnn grdr.
Dorusu, Kur'n'm
getirdiidir. Zira ric' talakla boanan kadnn mesken hakk, kocas len
kadnn mesken hakk cinsindendir. Erkekle kadn bu hakk drmeye raz
olsalar bile caiz olmaz. Nitekim ric' talakla boanan kadn hakknda iddet de
byledir. Bin talakla boanm kadn iin byle bir ey sz konusu deildir.
Zira onun ne mesken hakk vardr ne de meskende oturma borcu. Koca onu evden
karabilir, kadnn kendisi de evden kabilir. Nitekim, Hz. Peygamber (s.a.)
Fatma b. Kays'a: "Sana nafaka da, mesken de yok." buyurmutur.,
Ric'at (= erkein
ric' talakla boad kansma geri dnebilmesi): 1) Kocann, karsn bir tek
bin talkla boamak suretiyle drme yetkisine sahip olduu bir hakk mdr?
2) Yoksa Allah'n hakk olup, koca hakk drme yetkisine sahip deil midir,
karsna "Sen bir bin talkla bosun!" dese de yine bir ric' talk
m meydana gelir? 3) Yoksa kan-kocaya ait bir hak mdr? Bedelsiz olarak hul'
(muhlaa = kadnn kocasna belli bir miktar mal verip anlaarak kendis:.ni
boattrmas) yapmaya raz olsalar, ric'at imkn kalmayan bir bin talk m
meydana gelir? Bu konuda gr vardr:
Birincisi: Ebu
Hanife'nin mezhebi ve Ahmed'den gelen rivayetlerden birisidir.
kincisi: afi'nin
mezhebi ve Ahmed'den gelen ikinci rivayettir.
ncs: Mlik'in
mezhebi ve Ahmed'den gelen nc rivayettir.
Dorusu ric'at, Allah
Tal'mn hakkdr. Kar-kccamn bu hakk drmek zere ittifak etmeye haklar
yoktur. Kadn raz olsa da koca onu bir bin talkla boama hakkna sahip
deildir. Nitekim ittifakla kar-kocanm bedelsiz olarak nikh akdini feshetmeyi
kabule haklan yoktur.
Soru: Ahmed ve
Mlik'in mezhebindeki iki grten birine gre bedelsiz yaplan hul' nasl
caiz olabilir. Bu kar-kocanm bedelsiz olarak nikh akdini feshetmek zere
anlamalarndan baka bir ey iridir?
Cevap: Ahmed, iki
rivayetten birine gre boama olduu zaman bedelsiz hul' yapmay caiz
grmektedir. Ama fesih olursa ittifakla caiz deildir. Bunu stadmz bn
Teymiye sylemitir. Allah rahmet eylesin. stadmz der ki: Bu caiz olsayd
kar-kocanm talkn says eksilmeksizin ayr ayr defalarca birbirlerinden
ayrlma konusunda gr birliine varmalar caiz olurdu. O zaman i onlara
braklm olur ve bylece ayrl talk arasna dahil etmek isterlerse
dahil ederler, isterlerse talktan saymazlard. Bundan da kadm kocasna:
"Beni talksz fidye karl serbest brak." dediinde kocasnn
ondan talksz ayrlmas ve kadm kendisinden, isterse talk ric' ve isterse
bin saymasn istedii vakit kocann seimli olmas gerekirdi. Bu ise imknszdr.
Zira bunun ieriine gre, nc defadan sonra koca isterse kadn kendisine
haram klma, isterse haram klmama seimliliine sahip olur. Oysa bir kimsenin
bir eyi hell klma ile haram klma arasnda seimli olmas mmkn deildir.
Ancak iki mubah arasnda seimli olur; helllik ve haramlk sebeplerine
bavurabilir. Yoksa dorudan doruya ilk batan hell ve haram klma halck
yoktur. Allah Tel ona ancak birer
birer boamay meru klm; piman olduunda ve kendisini boamaya sevkeden
eytann vesvesesi kaybolduunda kadnn peine derse yeniden onunla evlenme
yolu kalsn diye bir defada ( talk) vermesini meru klmamtr. ayet Sri
Hazretleri daha batan bir bin talkla karsn boama hakkn ona verseydi,
bu saknca aynen mevcut olurdu. Oysa kullarn faydalarn gzeten eriat bunu
asla kabullenmez. Zira o zaman i kadnn eline kalr, dilerse kocasna dner,
dilerse dnmez. Allah Tel bir rahmet ve iyilik olsun diye kan-kocann
faydasn gzeterek boama hakkn kadnn eline de|;il, kocann eline
vermitir.
Evet, koca kendi
isteiyle karsn kendi bana buyruk yapp onu kendisiyle birlikte kalma ve
ayrlma arasnda serbest brakabilir. Ama iin tamamen kocann elinden kp
karnn eline gemesine gelince; ite bu mmkn deildir. Erkein ric'at
hakkn drmeye ve bu hakka bakasn sahip klmaya hakk yoktur. nk Sri'
Hazretleri, kulu, sahip olduu takdirde kendisine yararl olacak ve zarar
vermeyecek eye sahip klar. Bundan dolay kocaya talktan daha fazla
boama, talk birden verme, hayz halinde ve iinde cins iliki kurulmu
olan temizlik halinde boama, drtten fazla kadnla evlenme hakkn ve kadna
da boama hakkn vermemitir. Oysa Allah Tel, erkeklere, kendileri iin
ayakta tutucu kld mallarn sefihlere vermelerini yasaklamtr. u halde
boama ve boanmadan dnme (ric'at) konularnda mahrem yerlerinin iini nasl
kadnlara havale edebiliyorlar? Boama hakk kadnn elinde olmad ,|ibi,
boamadan dnme hakk da onun elinde deildir. sterse kocasna dner, isterse
dnmez, boamadan dnme onun arzu ve isteine ba|ldr diye bir ey szkonusu
olmaz. Koca bin talk hakkna sahip olmadna gre, daha balangta iken,
haram klan talk hakkna sahip olmamas daha mnasip ve daha yerli yerindedir.
nk haram klan boamadaki pimanlk, bin talkdakinden daha gldr. Hadis
ehli fukahnn dedii gibi, "Koca bin talkla boama hakkna sahip
de|ildir. Bu ekilde boasa bile kadm bin olmaz." diyenlerin yle
demeleri icabeder: Kocann balangta haram klan talk hakkna sahip
olmamas daha uygun ve daha mnasiptir. Bu kimse karsna dnebilir. talkla
boasa bile, boad karsna dnme hakkna sahiptir. Kansma: "Sen bir
bin talkla bosun!" demi olsa bile, boamadan dnme hakkn drmeye sahip
olmadna gre, bir erkekle evlenip onunla cins ilikiye girmeden kadnn
geri dnmesi imkn kalmayan bir haramlk oluturma hakkna nasl sahip
olabilir?
"Bundan erkek, iki
talktan sonra da olsa bu hakka sahip deildir eklinde bir sonu kar." denecek
olursa, cevaben deriz ki: Byle bir sonu kmaz, zira Allah Tel, ona belli
ekilde boama hakk tanmtr. O da udur: nce bir talk boar ve bu durumda
kadnn iddeti tamamlanmadka karsna dnmeye daha mstehak olur. Sonra
isterse ayn ekilde ikinci talk verir ve bir talk hakk kalr. Allah
bildirmektedir ki, eer koca o talk da verirse kadn ona haram olur ve bir
daha da kadn bir bakasyla evlenip onunla cinsi ilikiye girip de, o
evlendii kimse kendisinden ayrlmadka nceki kocasna dnemez. te Allah'n
ona tand hak budur. Ama Allah, ona, daha nce iki talk gereklemeksizin
balangta iken kadn kendisine tam bir ekilde haram klma hakkn
vermemitir. Baar Allah'tandr. [362]
Allah Rasl'nn
(s.a.), hulu' yapan (bir bedel karlnda evlilik bandan kurtulan) kadnn
bir hayz mddeti iddet bekleyeceini ifade eden hkmn yukarda zikrettik. Bu
Osman b. Affan, ::;bn Abbas, shak b. Rhyeh ve iki rivayetten birine gre
Ahmed b. Hanbel'in grdr. stadmz da bu gr tercih etmitir. imdi biz
bu konudaki hadisleri senedleriyle kaydedeceiz:
Nes'nin
es-Snen'l-kebr adl eserinin "Hulu' Yapan Kadnn ddeti" bal
altnda Ebu Ali Muhammed b. Yahya el-Mervez Abdn'm kardei zn Abdlaziz
b. Osman babas Osman Ali b. Mbarek Yahya b. Ebu Kesr Muhammed b.
Abdurrahman Muavviz b. Afr'nn kz Rubeyyi' senediyle rivayetine gre Sabit
b. Kays b. emrnas, kans Abdullah b. bey'in kz Cemile'yi dvp kolunu krd.^
Cemle'nin kardei ikyet iin Allah Rasl'ne (s.a.) geldi. Allah Ral
(s.a.), Sbit'e haber yollayp: "Karnn senin zerindeki hakkn
(mehrini) al, onu serbest brak" dedi. O da: "Evet, kabul
ediyorum" dedi. Bunun zerine Allah Rasl (s.a.) kadna bir hayz middeti
bekleyip ondan sonra ailesinin yanna dnmesini emretti.[363]'
Ubeydullah b. Sa'd b.
brahim b. Sa'd amcas babas bn shak Ubde b. Veld b. Ubde b.
Smit Rubeyyi' bt. Muavviz senediyle gelen rivayete gre Ubde b. Veld
anlatyor: Rubeyyi'a: "Bana bandan geen o olay anlat" dedim.
Anlatt: Kocamdan bir bedel karlnda ayrldm. Sonra Osman'a geldim. Ne
kadar iddet beklemem gerektiini sordum. "ddet beklemen gerekmez. Ancak
yaknda cins ilikiye girmisen, bir hayz hali geirinceye kadar
beklersin." dedi. Osman bu konuda, Sabit b. Kays b. emmas'n nikahls olup dii ondan bir
bedel karlnda ayrlan Meryem el-Megliye hakknda Allah: I Rasl'nn
(s.a.) vermi olduu hkme uymutur. [364]'
krime'nin bn Abbas'tan
(r.a.) rivayetine gre Sabit b. Kays'n kans ondan bir bedel karlnda
ayrld. Allah Rasl (s.a.) ona bir hayz mddeti iddet beklemesini syledi.
Bu rivayeti Ebu Davud, Muhammed b. Abdrrahim el-Bezzr Ali b. Bahr el-Kattn
Hi:?am b. Yusuf Ma'mer Amr b. Mslim krime senediyle rivayet etnoitir[365]
Tirmiz de hadisi ayn senedle Muhammed b. Abdurrahimden rivayet etmi ve:
"Bu hadis hasen-garibtir." demitir. Bu hkm, snnetin icab, Allah
Rasl'nn (s.a.) yargs ve sahabenin grlerine uygun olduu gibi kyasn
daha gereidir. Zira bu srf rahimde <;ocuk bulunup bulunmadn anlamak
iin yaplan bir istibrdr. Dolaysyla burada esir cariye, istibrda bulanan
cariye, hr kadn, dr- harpten hicret etmi kadn ve evlenmek isteyen zinakr
kadnda olduu gibi, yukarda getii zere ric' talkla boanm kadnn
iddetini, boamadan vazgeme zamannn uzamas iin gerek boayanm, gerekse
kadnn faydasna olarak kar' mddeti olarak belirlemesi ari'n hikmetinin
tamammdandr. Yine yukarda bu hikmete yaplan itiraz ve bu itiraza verilen
cevap anlatlmtr. [366]
Kocas vefat eden
kadn, kocasnn vefat ettii ve kendisinin de bu esnada orada bulunduu evde
iddet bekler, eklinde Allah Rasl'nn (s.a.) verdii hkm ve bu hkmn,
O'nun verdii talkla boanm (=mebtte) kadn dar kabilir ve diledii
yerde iddet bekleyebilir hkmne aykr olmad:
Snen'de Ka'b b.
Ucra'nn kz Zeyneb'den rivayet edildiine gre Ebu Sad el-Hudr'nin
kzkardei Furay'a bt. Mlik Hudraogullan oymandaki ailesine dnmek iin izin
istemek zere Allah Rasl'ne (s.a.) geldi. Kocas kaan kleleri, yakalamak
zere km, kleler.Kudm tarafna vardklarnda pelerinden yetimi ve
onlar tarafndan ldrlmtr. Bu hanm anlatyor: Allah Rasl'nden (s.a.)
ailemin yanma dnmek iin izin istedim. nk kocam beni sahibi olduu bir
konutta terketmemi ve bana nafaka brakmamt. Allah Rasl (s.a.)"Evet,
dnebilirsin" dedi. Dar ktm. Odaya yahut mescide vardmda beni
ard, yahut emredip beni artt. Bana: "Nasl demitin?" diye
sordu. Ben de kocam hakkmda ona anlattm olay aynen tekrarladm. Bunun
zerine: "Farz olan mddet doluncaya kadar evinde bekle." buyurdu.
Orada drt ay, on gn iddet bekledim. Hz. Osman, halife olunca bana haber
gnderip bu meseleyi sordu. Ben de ona anlattm ve Hz.
Osman buna gre hkmetti, bu
hkme tab oldu.[367]
Tirmiz: "Bu
hadis hasen-sahihtir." diyor. Ebu mer bn Abdirber de: "Bu hadis
mehurdur; Hicaz ve Irak limlerince bilinen bir hadistir." diyor. Ebu
Muhammed bn Hazm ise diyor ki: "Bu hadis, sahih deildir. Zira hadisin
rvisi Zeynep mehuldr. Onun hadisini Sa'd b. shak b. Ka'b'dan bakas
rivayet etmemitir. O rvi ise adaletle mehur deildir. Mlik (r.h.) ve
bakalar onun ismini Sa'd b. shak, Sfyan ise Sad olarak kaydediyor."
Ebu Muhammed'in syledikleri doru deildir. Hadis, Hicaz ve Irak'ta mehur
sahih bir hadistir. Mlik, Muvatta'ma alm, onu delil olarak kullanm ve
mezhebini onun zerine kurmutur. '
"Ka'b'm kz Zeynep
mehuldr." demesine gelince; evet ona gre mehuldr. yle olduysa ne
olmu?! Bu Zeynep tabin kadnlarndandr. Ebu Sad'in kardr. Ondan Sa'd b.
shak b. Ka'b rivayette bulunmutur, Sad deil. bn Hibbn, Zeyneb'i Sikt
adl eserine kaydetmitir. Ebu Muhammed'i yanltan, Ali b. el-Medn'nin:
"Ondan, Sa'd b. shak'tan bakas rivayette bulunmamtr." sz
olmutur. Oysa mam Ahmed, Msned'de Yakub Yakub'un babas bn shak
Abdullah b. Abdurrahman b. Ma'mer b. Hazm Sleyman b. Muhemmed b. Ka'b b.
cra halas Ka'b b. Ucra'nm kz ve Ebu Said el-Hudr'nin nikhls Zeynep
Ebu Sad senediyle rivayet eder ki, insanlar Hz.. Ali'yi (r.a.) ikyet
ettiler. Bunun zerine Hz. Peygamber (s.a.) kalkp insanlara hitap etti. O'nun:
"Ey insanlar! Ali'yi ikayet etmeyin. Vallahi, o Allah'n zt konusunda
yahut Allah yolunda kalbi en pek olandr." dediini iittim.'[368]
te bu, tabinden bir kadn; sahabenin nikhls, kendisinden sika rviler
rivayette bulunmu, hi kimse onun hakknda ktleyici bir tek harf bile
sylememi ve rivayet ettii hadisi imamlar delil olarak kullanp sahih
olduunu belirtmilerdir.
"Sa'd b. shak
adaletle mehur deildir." demesine gelince: shak b. Mansr'un
sylediine gre Yahya b. Man onun hakknda "sikadr" demitir.
Ayrca Nes ve Drakutn de onun sika olduunu sylemilerdir. Ebu Hatim
"sahihtir" demi, bn Hibbn ise Sikt adl eserinde zikretmitir.
Ondan pek ok rnuhaddis rivayette bulunmutur. Bunlar arasnda Hammad b. Zeyd,
Sfyan es-Sevrl, Abdlaziz ed-Derverd, bn Creyc, Mlik b. Enes, Yahya b.
Sad el- Ensri, Zhr kendisi Sa'd b. shak'tan daha byktr, Hatim b.
smail, Davud b. Kays ve bunlardan baka daha pek ok imam vardr. Onun
hakknda hibir yerici ve ktleyici ifade bilinmemektedir. Byle bir zatm
hadisi ittifakla delil olarak kullardr.
Sahabe Allah
onlardan raz olsun ve daha sonra ki nesiller bu meselenin hkm konusunda
ihtilfa dmlerdir. Abdrrezzak'n, Ma'mer Zhr Urve b. Zbeyr
senediyle rivayetine gre Hz. ie (r.a.), kocas len kadnn iddet mddeti
iinde evinden kabileceine fetva verirdi. Kendisi kzkardei mm Glsm'n
kocas Talha b. Ubeydullah ldrldnde
kzkardeiyle bir umre
yapmak zere Mekke'ye
gitmiti.[369]'
Abdrrezzak'rn, bn
Creyc At senediyle rivayetine gre bn Abbas demitir ki: Allah Tel,
kocas len kadn drt ay on gn iddet bekler demi, evinde iddet bekler
dememitir. Dolaysyla kadn istedii yerde iddet bekler.[370] Bu
sz At, bn Abbas'tan iitmittr. Zira Ali b. el-Medn, Sfyan b. Uyeyne
bn Creyc senediye At'mn yle dedeini rivayet eder. bn Abbas'm yle
dediini de iittim: Allah Tel: "Sizden vefat edenlerin geride
braktklar hanmlar drt ay on gn beklerler. "[371]
buyurmu, evlerinde iddet beklerler dememitir. Kocas len kadn diledii
yerde iddet bekler. Sfyan diyor ki:'Bu rivayeti Ib: Creyc haber verdiimiz
ekliyle bize aktard.
Abdrrezzak, bn
Creyc yoluyla rivayet eder ki, Ebu'z-Zbeyr, Cbir b. Abdullah'n:
"Kocas len kadn diledii yerde iddet bekler." dediini iitmitir.[372]
Abdrrezzak'n,
es-Sevr smail b. Ebu Hlid a'b senediyle rivayetine gre Ali b. Ebu
Tlib (r.a.) kocalar len kadnlar iddetleri iinde yolculua kartrd.[373]
Yine Abdrrezzak'n,
Muhammed b. Mslim Attr b. Dnr yoluyla rivayetine gre Tvs ile At: " talkla
boanan (mebttej ve kocalar len kadnlar hacca karlar, umre yaparlar,
yerlerini deitirebilirler, geceyi evleri dnda geirebilirler."
demilerdir[374]
Yine Abdrrezzak'n,
bn Greye'ten rivayetine gre At: "Kocas len kadn nerede iddet
beklerse beklesin bir zarar yoktur." demitir.'[375]'
bn Uyeyne, Amr b.
Dnr yoluyla At ve Ebu a'sa'nn: "Kocas len kadn iddeti iinde
diledii yere kabilir." dediklerini rivayet eder.'[376]'
bn Eb eybe'nin
Abdulvahhab es-Sakaf yoluyla rivayetine gre, Habb el-Muallim anlatyor:
At'ya: " talkla boanan ve kocas len kadnlar iddetleri iinde hac
yapabilirler mi?" diye sordum. "Evet." cevabn verdi.'[377]'
Hasan el-Basr de byle sylerdi.
bn Vehb'in, bn Lehia
Huneyn b. Ebu Hakm senediyle rivayetine gre, Mzhim'in kars, kocas
Hunasra'da vefat edince mer b. Abdulaziz'e: "ddetim sona erinceye kadar
bekleyeyim mi?" diye sordu. mer b. Abdulaziz ona cevabn verdi:
"Hayr. Yurduna, baba ocana git. Orada iddet bekler'[378]
bn Vehb'in, Yahya b.
Eyyub yoluyla rivayetine gre, Yahya b. Sad.el-Ensr, karsyla birlikte iken
skenderiye'de vefat eden ve gerek orada ve gerekse Fustt'ta birer evi bulunan
adan hakknda demitir ki: "O adamn kars isterse kocasnn vefat
ettii yerde iddet beklesin, isterse kocasnn Fustt'taki evine, yurduna
dnsn, orada iddet mddeti bekleyip geri dnsn."'[379]'
Yine bn Vehb'in Amr
b. Haris yoluyla rivayetine gre, Bkeyr b. el-Eec anlatyor: Salim b.
Abdullah b. mer'e kocas tarafndan bir ehre gtrlen ve kocas orada vefat
eden kadnn durumunu sordum. "Kocasnn vefat ettii yerde iddet bekler,
yahut da kocasnn evine dner, iddeti bitinceye kadar orada kalr."
cevabn verdi.'[380]'
Btn Zahirilerin gr budur.
Bu gr sahiplerinin
iki delilleri vardr; ikisini de delil olarak bn Abbas ileri srmtr:
1-
Birincisini yukr.nda kaydettik ki, o da udur: Allah Tel, kocas len kadnn
drt ay on gn iddet beklemesini emretmi, ama belli bir
yerde beklemesini emretmemitir. 2- Ebu
Davud'un, Ahmed b.Muhammed el-Mervez Musa b.Mes*d ibl bn Eb Nucayh At senediyle bn
Abbas'n yle dediini rivayet eder: u yet "... evlerinden
kanlmakszn..."'[381]'
yeti kadnn ailesi yannda iddet beklemesini neshetmitir. Artk kadn
diledii yerde iddet bekleyebilir. At diyor ki: Kadn isterse illesi yannda
iddet bekler, kocas tarafndan kendisine vasiyyet edilen yerde ikmet eder,
isterse baka yere kar. Zira Allah Tel: "Eer karlarsa onlarn
yaptklarndan dolay size bir gnah yoktur."'[382]'
buyurmutur. At diyor ki: Sonra miras yeti geldi, meskeni neshetti. Artk
kadn istedii yerde iddet bekler.'[383]!
Sahabe, tabiin ve
onlardan sonraki nesillerden ikinci bir grup da, kadn kocasnn vefat ettii
ve kendisinin de orada bulunduu evde iddet bekler, demitir. Vek, es-Sevr
Mansr Mchid Sad b. Mseyyeb senediyle rivayet eder ki, Hz. mer
kocalar lm olup' da hacca yahut umreye kan kadnlar Zlhuleyfe'den geri
evirdi.'[384]'
Abdrrezzak'n, bn
Creyc Humeyd el-A'rac Mchid senediyle rivayetine gre Hz. mer ve Hz.
Osman kocalar lm olup da hac ve umreye kan kadnlar Cuhfe ve Zlhuleyfe'den
geri evirirlerdi.'[385]'
Abdrrezzak, Ma'mer
Eyyub Yusuf b. Mhek onun annesi Mseyke senediyle rivayet eder ki, kocas
len bir kaim iddeti iinde ailesini ziyarete gitti. Orada doum sancs tuttu.
Hz. Osman'a geldiler. O da: "Doum sancs eke eke onu evine
tayn." dedi.'[386]'
Yine Abdrrezzak'n,
Ma'mer Eyyub Nfi' senediyle rivayetine gre bn mer'in, kocasnn
vefatndan dolay iddet bekleyen bir kz vard. Gndz ailesinin yanna gelir,
onlarla sohbet eder; gece olunca da bn mer, ona evine dnmesini emrederdi.[387]'
bn Eb eybe'nin,
Vek Ali b. Mbarek Yahys. b. Ebu Kesir Muhammed b. Abdurrahman b. Sevban
senediyle rivayetine gre Hz. mer, kocas len kadnn gndz aydnlnda
ailesinin yanma gitmesine izin vermitir. Zeyd b. Sabit ise, ona ancak gndz
yahut gece aydnlnda ziyaret iin izin vermitir.'[388]'
sikadr. bn
Hazm,
el-Muhall*da.Abdrrezzak'm, Sfyan es-Sevri Mansr b. Mu'temir
brahim en-Naha Alkame senediyle rivayetine gre kendilerine kocalarnn
lm haberi gelen bir grup Hemedanl kadn bn Mes'd'a fetva sordular ve
"rknt ve yalnzlk hissediyoruz." dediler. bn Mes'd onlara:
"Gndz buraya gelirsiniz, sonra her biriniz geceleyin evine dner."
diye cevap verdi.'[389]'
Haccac b. Minhal, Ebu
Avne Mansr brahim senediyle kaydeder ki, bir kadn: "Babam hasta,
bense iddet beklemekteyim. Ona bakmak iin yanma gidebilir miyim?" diye
sormak zere m'minlerin annesi mm Seleme'ye (r.a.) bir haberci gnderdi. O
da: "Evet, gidebilirsin. Ancak gecenin iki yansndan birini evinde
geir." diye haber yollad.'[390]'
Sad b. Mansr'un,
Heym smail b. Ebu Halid yoluyla rivayetine gre, a'b'ye: "Kocas
len kadn iddeti iinde dar kabilir mi?" diye sordular. yle cevap
verdi: bn Mes'd'un rencilerinin ounluu bu konuda ok sert tutum
iindeydiler. kamaz, diyorlard. eyh Ali b. Ebu Tlib'i kasdediyor ise,
yolculua kmasna izin verirdi.[391]'
Hammad b. Seleme'nin
Him b. Urve'den rivayetine gre, Him'm babas Urve demitir ki: Kocas len
kadn evinde iddet bekler. Ancak ailesi baka yere tanrsa, onlarla birlikte
o da tanr."'[392]
Sad b. Mansr'un,
Heym Yahya b. Sad eK3nsr senediyle rivayetine gre, Kasm b. Muhammed,
Salim b. Abdullah ve Sad b. Mseyyeb, kocas len kadn hakknda: "ddeti
bitinceye kadar bir yere ayrlamaz." demilerdir.
Yine Sad b.
Mansr'un, bn Uyeyne Artr b. Dnr senediyle rivayetine gre de At ile
Cbir her ikisi de kocas len kadn hakknda: "Dan kamaz."
demilerdir.
Vek'in, Hasan b.
Salih Mure sennediyle rivayetine gre, brahim (en-Neha) kocas len kadn
hakknda: "Gndz dan kmasnda bir saknca yoktur. Geceyi evinden
baka yerde geiremez." demitir.
Hammad b. Zeyd'in,
Eyyub es-Sahtiyn yoluyla Muhammed b. Srn'den rivayetine gre bir kadnn
kocas ld, kendisi de hastaland. Ailesi de onu yanlarna tad. Sonra
limlere sordular. Hepsi de onlara kadn kocasnn evine geri gtrmelerini
emretmiti. bn rn: "Bunun zerine kadn bir yayg iinde evine geri
gtrdk." diyor
Bu gr, mam Ahmed,
Mlik, afi, Ebu Hanife Allah onlara rahmet eylesin ve arkadalaryla
Evz, Ebu Ubeyd ve shak'n grdr.
Ebu mer bn Abdilber
diyor ki: Hicaz, am, Irak ve Msr'daki ileri gelen fakihler cemaatinin gr
de budur.
Bunlarn delilleri
Frey'a bt. Mlik hadisidir. Bu hadisi Osman b. Affan (r.a.) kabulle
karlam, muhacirlerin ve Ensr'n hazr bulunduu bir ortamda gereince
hkmetmitir. Medine, Hicaz, am, Irak ve Msr limleri kabulle
karlamlardr. Onlardan herhangi birinin gerek hadisi ve gerekse rvilerini
ta'nettii bilinmemektedir. Rivayet konusundaki inceden inceye aratrmasna ve
titizliine ramen Mlik bu hadisi Muvatta'na alm ve grn onun zerine
kurmutur. Oysa o Mlik, kendisine bir adam hakknda: "O sika mdr?"
diye soru soran ahsa: "Sika olsayd adn elbette kitaplarmda grrdn."
cevafcn veren biridir.
Diyorlar ki: Biz selef
arasnda bu konuda tartma bulunduunu inkr etmiyoruz. Ancak iki taraf
arasnda snnet hkrr. verir. Ebu mer bn Abdilber diyor ki: Snnet,
Allah'a hamdolsun sabittir. Snnet varken, icm'a gerek yoktur. nk bir
mesele hakknda ihtilf ortaya ktnda, gr snnete uyan kimseninki delil
olur.
Abdrrezzak'n
Ma'mer'den rivayetine gre Zhr diyor ki: Kocas len kadnn istedii yerde
iddet beklemesine izin verenler, Hz. ie'nin (r.a.) szn esas almlar; azim
ve takva sahhipleri ise, bn mer'in grn asl kabul etmilerdir.[393]
Soru: Kocas len
kadnn evinden ayrlmamas bir vazife midir? Yoksa bir hak mdr?
Cevap: ayet
miraslar evi ona brakr ve orada oturmasnn kendisine bir zarar olmazsa,
yahut mesken kendisinin ise evden ayrlmamak ona bir grevdir. Eer miraslar,
kadn oradan baka yere naklederler, yahut ondan cret talep ederlerse, kadn
orada oturmak zorunda olmaz, baka yere tanabilir.
Sonra bu gr
sahipleri, kadn istedii yere tanabilir mi? Yoksa kocasnn vefat ettii
meskene en yakn meskene mi tanmaldr? konusunda iki ayr gr ileri
srmlerdir. Eer kadn evin yklmasndan, yahut evde kalmas halinde
boulmaktan, yahut bir dmandan vs. korkarsa, ya da ev emnet olup da sahibinin
geri almas, yahut kira olup da mddetinin dolmas, yahut eve zarar verdiinden
tr ev sahibinin oturmaktan onu menetmesi, yahut ev sahibinin evi kiraya
vermekten vazgemesi, yahut piyasa deerinder. daha ok cret istemesi, yahut
kadnn kira bedelini bulamamas veya ancak kendi zel
malndan karlayabilmesi sebebiyle ev
sahibi kadn evinden karnsa, kadn baka yere tanabilir. nk bu
durumlar birer mazerettir. Kadnn, o meskenin cretini demesi zorunlu
deildir. Onun grevi meskeni elde etmek deil, oturma filidir. Orada oturma
imknsz hale gelince bu grev de der. Bu, Ahmed ve afi'nin grdr.
Soru: Kadnn
kocasnn evinde oturmas, alacakllara ve mirasa gre ncelii bulunan
miraslar zerindeki ona ait bir hak mdr, yoksa kocasnn brakt eylerde
kadnn mirastan baka hakla yok mudur?
Cevap: Bu konuda
ihtilf edilmitir. mam Ahmec; diyor ki: Kadn hamile deilse, kocasnn
brakt eylerde onun mesken hakk yoktur. Ancak yukarda da getii zere,
ayet ev kendisine braklrsa, oradan ayrlmamak grevidir. Eer kadn
hamileyse, bu konuda man Ahmed'den iki rivayet var: 1- Hkm ayndr. 2-
Mesken hakk, kadnn maldaki sabit hakkdr. Kadn bu hakkndan miraslara ve
alacakllara gre bir ncelilie sahiptir. Bu hak anamaldan olur. Kadmm iddet
mddeti doluncaya kadar ev, kadn orada oturmaktan menedeeek ekilde, len
kocasnn borlarn karlamak zere sata karlmaz. Eer' bu mmkn
olmazsa miraslar, kira bedelini evin eyasndan karlayarak kadn iin bir
mesken kiralamak zorundadrlar. ayet miraslar bunu yapmazsa, hkim zorla
yaptrr. Zaruret olmakszn kadn o evden bakasna tanamaz. Hem kadm ve hem
de miraslar, kadnn oradan baka yere tanmasnda hemfikir olsalar bile, bu
caiz deildir. nk kadmm orada oturmasnda Allah Tel'nm hakk vardr ve
nikh meskeninin aksine, onlarn bu hakk iptal etmede hemfikir olmalar caiz
deildir. Zira Allah Tel'nm bir hakkdr. nk idde tin hukukundan biri
olarak vacip olmutur. ddette kar-kocanm hakk vardr. (mam Ahmed'den gelen)
sahih ifadeye gre, ric' talkla boanan kadmm mesken hakk da byledir.
Miraslarla kadmm bu hakk iptalde ittifak etmeleri caiz deildir. Bu, yet
metninin gereidir. Ahrried'in ak olarak belirttii bir husustur. Ondan gelen
bir ikinci rivayete gre, ister hamile olsun, ister olmasn her halkrda
kocas len kadnn mesken hakk vardr. Bylece mam Ahmed'in mezhebinde
rivayet sabit olmutur: 1-Hem hamile olan, hem de olmayan iin mesken hakk
vaciptir. 2- Her ikisi iin de mesken hakk yoktur. 3- Hamile olan iin mesken
hakk vacip, hamile olmayan iin bu hak yoktur. Kocas len kadnn mesken
hakk konusunda mam Ahmed'in mezhebinin zeti budur.
mam Mlik'in
mezhebine gelince: Kadm hamile olsun veya olmasn, mam Mlik iddet mddetince
mesken hakkn vacip grmektedir. Ebu mer diyor ki: Mesken, kiralk ise mam
Mlik'e gre kadm orada oturmaya
hem miraslardan ve hem de alacakllardan daha mstehaktr. Kira, vefat eden
ahsn anamalndan karlanr. Ancak ev konusunda kocasnn bir anlama yapm
olmas ve ev sahiplerinin kadn oradan karmak istemeleri durumu mstesnadr.
Eer mesken kocasnn ise kadnn iddeti bitinceye kadar ev, kocann borlarn
karlamak zere sata karlmaz...
Ebu mer'den baka Mlikler
diyorlar ki: ayet evin mlkiyeti len adama aitse, yahut len adam kirasn
demise, bu durumda kadn mesken hakkna miraslardan ve alacakllardan daha
mstahaktr. Eer ev kira olup da len ahs kiray dememise, Tehzib'e
kaydedildiine gre, adam zengin biri olsa bile, lenin malndan kadna mesken
hakk yoktur. Muhammed, mam Mlik'in yle dediini rivayet eder: Kira lenin
malndan denmelidir. lenin kars eve daha mstehak deildir. Mesken
hakkndan miraslarla birlikte hissesine deni alr. Miraslar, kadn
oradan karma hakkna sahiptirler. Ancak kadm kendi payna, orada oturmak ve
miraslarn hisselerinin kirasn demek isteyebilir.
mam afi'nin
mezhebine gelince: Kocas len kadnn mesken hakk konusunda mam afi'nin iki
gr var: 1- Hamile olsun veya olmasn kadmm mesken hakk vardr. 2- Hamile
olsun veya olmasn mesken hakk yoktur. Ona gre kadnn ister bin talkla
boanm olsun, isterse kocas lm olsun, iddet sresince meskenden
ayrlmamas vaciptir. Bin talkla boanm olan kadnn eve bal kalmas, ona
gre kocas lm olan kadnn eve bal kalmasndan daha gldr. nk
kocas len kadmm gndz, ihtiyalarm grmek zere dar kmas caiz olduu
halde mam afi'nin iki grnden birine, kadm (=eski) olanna gre bu
durum bin talkla boanm kadn iin caiz deildir, tmarn afi, ric'
talkla boanm olan, kadna bunu vacip grmyor,
mstahap gryor.
mam Ahmed'e gelince:
Ona gre kocas len kadnn eve bal kalmas ric' talkla boanm olandan
daha gldr. mam Ahmed, bin talkla boanan kadna bunu vacip grmyor.
mam afi'nin (r.a.)
mezhebindeki limler, iki grnden birinde, kocas len kadna mesken hakk
yoktur ifadesinin bulunmas yannda, kadmm eve bal kalmasnn vacipliini
ifade eden grne bir soru ynelterek: "Bu iki ifade nasl
uzlaabilir?" diye sormular ve buna u iki cevab vermilerdir: 1- mam
afi'nin o grne gre kadnn eve bal kalmas vacip deildir. Ancak
miraslar, evin cretini stlenseler, o zaman kadnn eve bal kalmas vacip
olur. mam afi'nin arkadalarnn
ounluu bu ekilde
cevaplandrmlardr.
2-Kendisinden cret talep edilmesi yahut miraslar veya ev sahibinin
kendisini oradan karmas suretiyle kadna o evden dolay bir zarar
gelmedike, kadnn o eve bal kalmas kendisine vaciptir. Eer kendisine bir
zarar gelecek olursa, o zaman bu vaciplik ortadan kalkar.
mam Ebu Hanife'nin
mntesipleri ise diyorlar ki: Gerek ricl talkla ve gerekse bin talkla
boanm olan kadnn ne gece, ne gndz evinden kmas caizdir. Kocas len
kadn ise, gndz ve gecenin bir blmnde dan kabilir; ama geceyi gittii
yerde geiremez. Fark undan kaynaklanmaktadr: Boanan kadnn nafakas
kocasnn malndan karlanr; tpk kars gibi dar kmas caiz olmaz. Ama
kocas len kadn iin byle bir durum szkonusu deildir; zira ona nafaka
verilmez. Bu yzden durumunu dzeltmek iin gndz dan kmak zorundadr.
Diyorlar ki: Ayrln meydana gelmesi halinde oturma hakk kendisinde bulunan
evde iddet beklemelidir. Yine Hanefler diyorlar ki: ayet lnn evinden
kadna den pay kendisine yetmiyorsa, yahut miraslar onu kendi paylarna
den ksmdan karmlarsa, kadn baka yere tanabilir. nk bu bir
mazerettir. Evinde olmak ibadettir. badet ise mazeretle der. Yine Hanefler
derler ki: Eer kadn oturduu evin kirasn yksek olduundan tr
deyemezse, kiras daha az olan bir eve tanabilir.
te Haneflerin bu
szleri gstermektedir ki, oturma creti kadna aittir. Evin cretini demekten
ciz olursa, ancak o zaman o evde oturmak grevi kendisinden der. Bundan
dolay aka ifade etmilerdir ki, ayet kendisine yeterli olursa kadn, len
kocasnn mirasndan kendi payna den ksmda oturur. Zira onlara gre ister
hamile olsun, ister olmasn kocas len kadnn mesken hakk yoktur. Yalnzca
ona den kocasnn vefat ettii ve kendisinin de bulunduu evde gece kalmas
lzmdr, gndz kalmas gerekli deildir. Miraslar evi kendisine karlksz
vermezlerse, cret demek de kendisine der.
te limlerin bu
meseledeki grleri ve orada kan ihtilfn kayna bylece zetlenip
anlatlm oldu. Basan yalnz Allah'tandr.
Bu hadis konusunda
Furay'a bt. Mlik'in bana, tpk rivayet ettii hadis hususunda Ftma bt.
Kays'm bana gelen durum gelmitir. Bu meseleyi tartanlardan bazlar
demilerdir ki: Bir kadnn szne, Rabbimizin kitabn terkedemeyiz. Allah
Tel, kocas Men kadnn drt ay on gn iddet beklemesini emretmi,
(kocasnn) evinde beklemesini emretmemitir. M'minlerin annesi Hz. ie
(r.a.), kadnn kocasnn ld evde iddet beklemesinin vacip olduunu inkr
etmi ve kocas len kadnn istedii yerde iddet bekleyebileceine fetva
vermitir. Nitekim ayn Hz. ie (r.a.) Ftma bt. Kays hadisini inkr etmi ve
boanan kadna mesken
verilmesinin vacip olduunu belirtmitir.
Furay'a hadisine kar
gelenlerden bir ksm da diyor ki: Allah Rasl (s.a.) devrinde Uhud, Bi'r-i
Mne, Mte ve daha baka savalarda pek ok sahabe Allah onlardan raz olsun
hayatn kaybetti. Onlardan sonra hanmlan iddet bekledi. ayet o kadnlardan
her biri iddet mddetince evine bal kalsayd, bu durum elbette eri aikr, en
ak eylerden olurdu. yle ki, tbn Abbas ve Hz. ie'den [ilimde) daha alt
mertebede olanlara bile gizli kalmazd. Uygulama srekli ve yaygn olduu
halde, bu iki sahbye ve grleri aktanlan daha baka sahblere bu durum
nasl gizli kalm olabilir? Bu ok uzak bir ihtimaldir.
Hem sonra, snnet o
ekilde yrrlkte olsayd Furay'a, Hz. Peygamber'e (s.a.) gelip ailesine
gitmek iin izin istemezdi ve Hz. Peygamber (s.a.) de bu konuda ona izin verip
gittikten sonra onu geri armalarn emredip, kadna evinde beklemesini
emretmezdi. ayet bu i srekli ve sabit olsayd, Furay'a'ya ailesinin yanma
gitmesine izin vermekle bunu neshetmi, sonra ona evinde beklemesini emretmekle
bu izni neshetmi olurdu ki, bu durum hkmn iki kere deitirilmesine gtrr.
eriatta, kesin bir noktada byle bir ey bilmlyo:*uz.
Dierleri de diyorlar
ki: Bunda Emru'l-m'minn Hz. Osman b. Affn'm ve sahabenin ileri gelenlerinin
kabulle kar:.ladklan ve Hz. Osman'n yrrle koyup gereince hkmettii bu
sahih ve mnas ak snnetin reddini gerektirecek bir durum yoktur. ayet biz
kadnlarn Hz. Peygamber'den (s.a.) yaptklar rivayetleri kabul etmezsek, o
zaman kadnlardan baka rvisi bilinmeyen, slm'n pek ok snneti yok olur
gider. te Allah'n kitab! Onda, evde iddet beklemeyi vacip klan bir ey yok
ki, snnet ona aykn olsun. Aksine olsa olsa snnet Kur'an'n skt getii bir
hkm aklam olur. Bylesi bir eyle snnetler reddedilmez. te Allah
Rasl'nn (s.a.) sakndrd, hkmnn benzeri Kur'an'da bulunmazsa snnet
terkedilir grnn ta kendisidir bu!
M'minlerin annesi Hz.
ie'nin (r.a.) Furay'a hadisini terkediine gelince: Herhalde bu hadis
kendisine ulamamtr. Eer ulasayd, herhalde te'vl ederdi. Te'vl
etmeseydi, herhalde Furay'a'nn rivayet ettii hadise muarz kendisinin bildii
bir hadis var olmu olacakt. Ne olursa olsun, Hz. ie'nin bu hadisi
terketmesinden dolay kendilerinin terketmeleri hakknda bunu syleyenler,
m'minlerin annesi terkettii iin terkedenlerden daha mazurdurlar. ki terk
arasnda byk bir fark vardr.
Hz, Peygamber'in fs.a.)
yannda ehit denlere ve O hayatta iken vefat edenlere gelince; onlarn hammlannm diledikleri yerde iddet
beklemelerine dair hibir haber
gelmemitir. O sahabe kadnlarnn Fray'a hadisinin hkmne aykr
davrandklarna dair de asla bir rivayet gelmi deildir. Nasl olduu bilinmeyen
bir durumdan dolay sahih snneti terketmek caiz deildir. Onlarn diledikleri
yerde iddet bekledikleri bilinse, ama onlardan Furay'a hadisinin hkmne aykr
den bir ey rivayet olunmasa, ihtimal ki bu durum, bu hkmn yerlemesinden
ve sabit olmasndan ncedir. Zira asl olan beret-i zimmettir (kiinin bor,
sorumluluk ve sutan uzak olmasdr) ve vcup hkmnn olmamasdr.
Abdrrezzak'm, bn Creyc Abdullah b. Kesir senediyle rivayetine gre Mchid
anlatyor: Uhud savanda pek ok kimse ehit dt. ehitlerin hanmlar Allah
Rasl'ne geldiler ve: "Ey Allah'n Rasl! Biz geceleri rkyor,
yalnzlk duyuyoruz. Bu yzden geceyi birimizin evinde geiriyoruz. Sabah
olunca evlerimize dalyoruz." dediler. Allah Rasl (s.a.) onlara: "Arzu
ettiiniz kadar birinizin evinde sohbet edin. Uyumak istediinizde her biriniz
kendi evine dnsn." buyurdu.[394]' Bu
hadis her ne kadar mrsel ise de grnen o ki, Mchid bunu ya sika bir
tabiden ya da bir sahbden iitmitir. Tabin arasnda yalan sylemek bilinen
bir husus deildi. Onlar stn klman nesillerin ikincisidir. Allah Rasl'nn
(s.a.) ashabn grmler, onlardan ilim tahsil etmilerdir ve onlardan sonra
mmetin en hayrl neslidir. Bu neslin Allah Rasl'ne yalan atfedecekleri ve
yalanclardan rivayette bulunacaklar dnlemez. Bilhassa onlar arasndan
lim bir kimse kesin ifade kullanarak Allah Rasl'nden (s.a.) rivayette
bulunduunda, O'nun bir hadisine tank olup "Allah Rasl (s.a.) yle
buyurdu, Allah Rasl (s.a.) yle yapt, unu emretti, unu yasaklad..."
demesi ve Allah Rasl (s.a.) ile kendisi arasndaki arac ahs yalanc yahut
mehul biri iken byle bir eye kalkmas son derece uzak bir ihtimaldir. Ama
onlardan sonraki nesillerin mrsellerinde durum farkldr. Nesiller kaynaktan
uzaklatka mrsellere kt gzle baklmaya baland ve onlar Allah Rasl
(s.a.) hakknda ahit kabul edilmez oldu. zetle, dayanak yalnz bu mrsel
deildir. Basan Allah'tandr. [395]
Sahhayn'da. Humeyd
b. Nfi'den rivayet) edildiine gre Ebu
Seleme'nin kz Zeynep kendisine u hadisi nakletmitir:
1- Zeynep
diyor ki: Babas Ebu Sfyan vefat ettii zaman ben Hz.Peygamber'in (s.a.)
hanm mm Habibe Allah kendisinden raz olsun yanna gittim. mm Habibe
terkibinin ou safradan oluan ve iinde sanlk bulunan halk adnda bir gzel
koku yahut daha baka bir koku istedi. O kokudan (eline srd kokuyu azaltmak
iin) bir cariyeye srd. Sonra ellerini yanaklarna srp yle dedi: Vallahi,
benim gzel kokuya hi ihtiyacm yok. Ancak Allah Rasl'nn (s.a.) minber
zerinde yle buyurduunu iittim: "Allah'a ve hiret gnne inanan bir
kadnn bir lye gnden fazla yas tutmas hell olmaz. Ama kocas iin drt
ay on gn yas tutar,"
2- Zeynep diyor ki: Sonra bir keresinde, erkek
kardei vefat ettii zaman Zeynep bt. Cah'n yanna girdim. O da gzel koku
istedi ve ondan srnd. Sonra da dedi ki: Vallahi, benim gzel kokuya hi
ihtiyacm yok. Ancak Allah Rasl'nn (s.a.) minber zerinde yle dediini
iittim: "Allah'a ve hiret gnne inanan bir kadnn lye gnden
fazla yas tutmas hell olmaz. Ama kocas iin drt ay on gn yas tutar."
3- Zeynep diyor ki: Annem mm Seleme'nin Allah
kendisinden raz olsun unlar anlattm iittim: Bir kadm, Allah Rasl'ne
geldi ve: "Ey Allah'n Rasl! Kzmn kocas vefat etti. Simdi de gzleri rahatszland. Kzmn
gzlerine srme ekeyim mi?" diye sordu. Allah Rasl (s.a.):
"Hayr!" buyurdu. Kadn iki yahut kere bu isteini tekrarlad, her
defasnda Hz. Peygamber (s.a.): "Hayr!" diye cevaplad ve arkasdan
yle dedi: "Kocas len kadn drt ay on gn yas tutar. Cahiliye devrinde
ise sizlerden biri bir sene geince deve tezei atard (hatrlayn o
zamanlar)."[396]
Zeynep (bu cahiliye
detini) yle anlatyor: Kocas len kadn darack bir hcreye kapanr, en
kt elbiselerini giyer; bir sene geinceye kadar ne gzel bir koku, ne de bir
baka ey srnebilirdi. Bir sene dolunca bir eek yahut koyun yahut ku
getirilir, kadn efsunlanr gibi o hayvana vcudunu srterdi. Kadn vcudunu o
kadar srterdi ki, bundan dolay lmeyen hayvan pek nadir olurdu. Sonra kadn
hcresinden kar, kendisine bir deve tezei verilir, onu atard. Bundan sonra
artk istedii gibi gzel koku srnebilir, sslenebilirdi[397]
mam Mlik hadisin arapasnda geen "tefteddu" kelimesinin cildi bir
eye srmek olduunu kaydeder.
Sahhayn'da mm
Seleme'den Allah ondan raz olsun rivayet edildiine gre bir kadnn kocas
ld. Yaknlar, o kadnn gzlerine bir zarar gelmesinden korktular ve Hz.
Peygamber'e (s.a.) gelip kadnn gzlerine srme ekme hususunda O'ndan izin
istediler. Hz. Peygamber (s.a.): "Cahiliye dneminde sizlerden biri yas
tutarken evinin en kt odasnda yahut evindeki en kt ullar iinde bir
sene geirirdi. Yanndan bir kpek geince, bir deve tezei atar, ylece
kald yerden kard. Drt ay on gn ok mu?" buyurdu.[398]'
Yine Scthhayrt'da
mm Atiyye el-Ensriyye'den Allah ondan raz olsun rivayet edildiine gre
Hz. Peygamber (s.a.) buyurdu ki: "Bir kadn bir lye gnden fazla yas
tutamaz. Ancak kocas iin drt ay on gn yas tutar. Asb denilen izgili Yemen
kuma dnda boyal elbise giyemez. Srme ekemez. Gzel koku srnemez;
ancak hayzdan temizlendii sralarda bir parack kust (d aac) denilen
Hindistan buhurundan yahut trnak buhurundan srnebilir.[399]
Snen-i Ebu Davud'da,
Hasan b. Mslim Safiyye bt. eybe Hz. Peygamber'in (s.a.) hanm mm Seleme
senediyle rivayet edildiine gre, Allah Rasl (s.a.) buyurdu ki: "Kocas
len kadn ne gerek aspurla, gerek krmz amurla boyanm elbise ve ne de
ssl elbise giyinebilir. Srme ekemez, kna ile salarn boyayamaz."'[400]
Yine ad geen
Snen'de, bn Vehb Mahreme babas Mure b. Dahhk mm Hakm bt. Esd
anas senediyle rivayet edildiine gre, mm Hakm'in annesi olan bu hanmn
kocas vefat etti. Kadncazn gzleri rahatszd. Bu sebeple gzlerine cel
merhum Ahmed b. Salih: Dorusu cel srmesi olacaktr, diyor ekti. Bir
cariyesini mm Seleme'ye Allah ondan raz olsun gnderdi ve cel srmesi
ekmenin hkmn sordu. O da: "Onu gzlerine ekme. Ancak ok zor durumda
kalrsan geceleyin eker, gndz silersin." diye haber gnderdi ve mm
Seleme bandan geen u olay orada nakletti: Kocam Ebu Seleme vefat ettiinde
Allah Rasl (s.a.) yanma geldi. Gzlerime azvay (sabir) denen bir eit ac
aa usaresi srmtm. "Bu nedir? Ey mm Seleme!" diye sordu. Ben
de: "Azvaydr, ey Allah'n Rasl! Kokusu yok." dedim. Bunun zerine:
"O, yz genletirir, gzelletirir (yas tutttuun iin) onu ancak
geceleyin srn. Gndz siler karrsn. Sama gzel koku srme ve san kna
ile boyama. Zira kna ss iin kullanlan bir boyadr." buyurdu.
"Peki ey Allah'n Rasl, sama ne sreyim?" diye sordum.
"Arabistan kiraz sr. Onunla ban kaplarsn." buyurdu.f
Bu hadisler pek ok
hkm iermektedirler. Sralayacak olursak: Birinci hkm: Yaknlk derecesi ne
olursa olsun, bir lye gnden fazla yas tutulmaz. Ancak bundan yalnzca koca mstesnadr.
Hadis, iki yas
arasnda u iki ynden fark gzetmektedir:
1- Vaciplik ve caizlik ynnden: Koca iin yas tutmak vacip, bakalar iin
yas tutmak caizdir.
2- Yas mddetinin deeri bakmndan: Koca iin
yas tutmak bir azimet (yaplmas gereken vazife), bakalar iin yas tutmak ise
bir ruhsattr (izindir). Kocas len kadnn yas tutmasnn vacip olduunda
mmet icm etmitir. Ancak Hasan el-Basr ve Hakem b. Uteybe'den aykr gr
rivayet edilmitir. Hammad b. Seleme'nin Humeyd'den rivayetine gre, Hasan
el-Basr: "Gerek talkla boanan ve gerekse kocas len kadnlar
gzlerine srme ekebilir, salarn tarayabilir, gzel koku srnebilir,
salarn kna ile boyayabilir, evinden ayrlp oraya buraya gidebilir ve
dilediini yapabilirler." demitir. u'be'nin rivayetine gre Hakem:
"Kocas len kadn yas tutmaz." demitir.
bn Hazm: "Bu
gr sahipleri delil olarak u hadisi ileri srmlerdir." diyor ve sonra
Ebu'l-Hasan Muhammed b. Abdusselam Muhammed b. Bear Muhammed b. Cafer
u'be Hakem b. Uteybe Abdullah b. eddd b. Hd senediyle u hadisi
kaydediyor: Allah Rasl Cafer b. Ebu Tlib'in hanmma: " gn olunca
yahut gnden sonra dilediin gibi giyin." buyurdu. Metindeki tereddt
u'be'den kaynaklanmaktadr. bn Hazm sonra Hammad b. Seleme Haccc b. Ertt
Hasan b. Sa'd Abdullah b. eddd kanalyla u hadisi kaydeder: Hanm Esma
bt. Umeys, Cafer'e alamak iin Hz. Peygamber'den (s.a.) izin istedi. Hz.
Peygamber (s.a.) ona gn izin verdi; " gn geince temizlen, gzne
srme ek." diye haber gnderdi.
Yas tutulmaz grnde
olanlar diyorlar ki: Bu hadis yas tutmay buyuran hadisleri neshetmektedir,
onlan geersiz klmaktadr. Zira bu, o hadislerden sonra buyurulmutur. nk
mm Seleme Allah ondan raz olsunyas tutma hadisini rivayet etmi ve Hz.
Peygamber'in (s.a.) bunu kocas Ebu Seleme'nin vefatnn ardndan kendisine
emretmi olduunu sylemitir. Ebu Seleme'nin Cafer'den nce vefat ettiinde
hibir gr ayr yoktur. Allah her ikisinden de raz olsun. limler ileri
srlen bu delile yle cevap vermilerdir: Bu hadis rnunkat'dr. Zira
senetteki Abdullah b. eddd b. Hd[401] ne
Allah Rasl'nden (s.a.) hadis iitmitir ne de O'nu grmtr. u halde onun
hadisi, hibir kusuru bulunmayan sahih- msned hadislere nasl tercih
edilebilir?[402] kinci hadisin senedinde
ise Haccc b. Ertt[403]
vardr ki onun hadisiyle hadis stadlan olan sika, gvenilir imamlarn rivayet
ettii hadise nasl kar konabilir.
kinci hkm: Yas
tutma aylarla iddet beklemeye baldr. Hamileye gelince, hamilelii bitince,
limlerin ittifakyla yas tutmasnn vaciplii de sona erer. Artk evlenebilir,
sslenebilir (yeni evlendii) kocas iin gzel koku srnebilir ve onun iin
diledii gibi sslenebilir.
Soru: Hamilelik
mddeti drt ay on gn aarsa, yas tutmann da vacip oluu sona erer mi? Yoksa
douma kadar srer mi?
Cevap: Yas tutma
douma kadar srer. Zira yas tutma iddete baml olan eylerdendir ve bu
yzden iddet sresine balanmtr; iddet hkmlerinden ve vaciplerinden
biridir. Bundan dolay var olmada da, yok olmada da onunla beraberdir (yani
iddet varsa yas da var, iddet yoksa yas da yok).
nc hkm:
Mslman-kfir, hr- cariye ve kk (ergenlik yana girmemi) -byk btn
hanmlar yas tutma konusunda eittirler. Bu, cumhurun; Ahmed, afi ve Mlik'in
grdr. Ancak Eheb ve bn Nfi': "Zimm kadn yas tutmaz."
demilerdir ki, Eheb bu gr Mlikten de rivayet etmitir. Bu ikinci gr
ayn zamanda Ebu Hanife'nin de gr olup, ayrca ona gre kk olan kadn da
yas tutmaz.
Bu gr sahipleri
delil olarak demilerdir ki: Hz. Peygamber (s.a.) yas tutmay, Allah'a ve
hiret gnne inanan kimselerin hkmlerinden saymtr. O halde buna kfir
kadn girmez. nk o fkh hkmlerle (fur ile) mkellef deildir.
Diyorlar ki: Allah
Tel'nm mutlak genel ifade kullanmak yerine imanla snrl (mukayyed) huss
ifade kullanmas bu iin imann hkmlerinden, gereklerinden ve vaciplerinden
olmasn gerektirir. Sanki Allah, kim iman yolunu seerse, ite bu i de onun
erl grevlerinden ve zerine vacip olan hususlardandr, buyurmutur.
Gerek u ki, fiili,
inananlarn ilemesinin hell olmadn belirtme kfirlerden onun hkmn
kaldrmay gerektirmedii gibi, ayn zamanda onlarn bunu ilemesini de
gerektirmez. Yalnzca iman etmeyi ve imann icab olan erl kurallar yerine getirmeyi kendisine
bir yol olarak seen kimseye ite bu husus hell olmaz anlamn icabettirir.
Her ne olursa olsun, iman etmesi ve imann icab olan er' kurallar yerine
getirmesi gerekir. Ancak Sri' (Kanun Koyucu, Allah) imann icab olan er'
kurallarla, sadece kii imana girdikten sonra, onu sorumlu tutmaktadr. Nasl
ki "M'minin namaz, hacc ve zekt terketmesi hell deildir."
sz, bunun kafire hell olduunu gstermezse, burada da durum ayndr. pek
giyme konusunda Hz. Peygamber'in (s.a.) :"Bu, takva sahiplerine
yakmaz."[404]'
buyurmas da ipek giymenin bakalarna yakacan (yani hell olacan)
gstermez. "M'mine, lneti olmak yakmaz."'[405]
hadisinde de durum ayndr.
Meselenin srr:
eriatn koyduu hell haram ve farz kurallar, imann temelini kabullenenler
iin konmutur. man kabullenmeyip dinleriyle babaa braklan kimseler,
dinlerinin temeliyle babaa brakldklar gibi, aralarndaki anlamazlklar
zmek zere bizim mahkelerimize mracaat etmedikleri srece, kabullendikleri
dinin kurallar ile de babaa braklrlar. Bu kaidede limler grbirlii
iindedirler. Fakat mslman kocas len zimm kadnn yas tutmasnn
gerekliliini ileri srenlerin gerekeleri udur: Karsnn yas tutmas
mslman kocasnn hakkdr; zimm kadna yas tutmay zorunlu klmak, koca
asndan tpk iddetin temelinde olduu gibi bir durum arzeder. Bundan dolay
bu gr savunanlar, zimm kocasnn iddetini bekleyen zimm kadnn, yas
tutmasn zorunlu grmemektedir. Ayrca bu iddeti ierisinde kadna istekte
bulunulmaz. Bylece bu da zimmlerin mslmanlarla yaptklar akitler gibi
olmaktadr. Zira her ne kadar birbirleriyle yaptklar akitlerde zimmlere iliilmezse
de, mslmanlarla yaptklar akitlerde slm'n hkmleriyle bal tutulurlar.
Bu grn
savunucularna kar kanlar diyorlar ki: Yas tutma, Allah Tel'nm hakkdr.
Bundan dolay kadn ile veliler ve kadna yas tutmamasn vasiyet etmek suretiyle
len ahs bu hazkn dmesinde hemfikir olsalar bile hak dm olmaz ve
kadnn bu hakk yerine getirmesi gerekli olur. u halde yas tutma ibadet
durumundadr; zimm kadn ise ibadete ehil deildir. te meselenin sirn budur.
Drdnc hkm: Efendileri
len cariye ile mm veledin yas tutmas vacip deildir. nk onlar zevce
deildirler. bnu'l-Mnzir: "Bu konuda limlerin ihtilf etttiklerini
bilmiyorum." diyor.
Soru: Cariye ve mm veled gn yas tutabilirler
mi?
Cevap: Evet,
tutabilirler. nk nass (hadis)
yalnzca kocadan bakasna
gnden fazla yas tutmay haram ve kocaya drt ay on gn yas tutulmasn
vacip klmtr. Bylece cariye ve mm veled, kendilerine yas tutmak haram
yahut vacip olanlar arasna deil, yas tutmalar hell olanlar arasna
girmitir.
Beinci hkm:
Soru: Boanma, pheli
cins iliki, zina yahut istibr sebeplerininin birisinden tr iddet bekleyen
kadna yas tutma vacip midir?
Cevap: Bu, hadislerin
delalet ettii hkmlerden beincisidir: Saylanlardan hibirisinin yas tutmas
gerekmez. nk hadis hem olabilecek hususu hem de olamayacak hususu belirlemi
ve zellikle ller iin yas tutmann vacip olann zevcelere, caiz olann da
onlar dndakilere tahsis etmitir. Bu iki durum dnda kalan ise, llere kar
yaplmas haram olan eylerin hkmne dahildir.
Peki, bunun bin
talkla boanm kadna yas tutmann gerekli oluu hkmne dahil olduunu neye
dayanarak sylyorsunuz? Sad b. Mseyyeb, Ebu Ubeyd, Ebu Sevr, Ebu Hanife ve
arkadalar ile el-Hrak'nin tercih ettii iki rivayetten birine gre mam
Ahmed, bin talkla boanm kadnn yas tutmas vaciptir, demilerdir ki, bu
srf kyastan ibarettir. Zira kyasa gre bu durumdaki kadn, nikhtan
ayrlmtr, iddet beklemektedir. Bu yzden kocas len kadn gibi yas tutmas
gerekir. nk her ikisi de iddet konusunda birlemi, ancak iddetin sebebinde
birbirlerinden ayrlmlardr. Hem iddet, nikh haram klmakta ve bylece
nikha gtren yollar da haram olmaktadr. Diyor ki: Kukusuz, yas tutma aklla
anlalabilir eylerdendir: Zneti gsterme, gzel kokular srnme ve gzel
elbiseler giyinme kadn erkeklere, erkekleri kadnlara eken hususlardandr.
Bu yzden kadnn bunda acelecilik gstererek iddetinin sona ermesi konusunda
yalan sylemesinden emin olunamayacandan buna gtren yollardan alkonulmu
ve bu durumda (sedd-i zera prensibi gerei) ak kap braklmayp gedik
tkanmtr. Hem kocann lmnn aikr olmas ve iddetin sayl gnlerden
ibaret bulunmas sebebiyle ounlukla vefat iddeti konusunda yalan syleme
hemen hemen imknszdr. Ama boanma iddetinde durum bunun aksinedir. Zira
boanma iddeti hayz (yahut hayzdan temizlenme) esas alnarak beklenir ki, bu
da ancak kadn tarafndan bilinebilir. Bu sebeple burada ihtiyatl davranma
daha uygundur.
Cevap: Alan Tel ,
kullan iin yaratt znetleri ve ho nzklar haram sayanlar ayplam ve
onlara bunu yasaklamtr. Bu da gsterirki. Alan ve Rasl'nn (s.a.) haram
kldklar dnda zineti,sslenmeyi haram klmak caiz deildir. Alan Tel,
Peygamber'inin (s.a.) dilinden kocas len kadnn iddet sresince tutaca yas
mddetince znet kullanmasn haram saymtr. Peygamberi de kadnn kocasmdan
bakas iin znet taknmayarak yas tutmasn mubah klmtr. Onun haram
saydndan bakasn haram saymak caiz deildir. O ey asl mbahlk zere
kalr. Yas tutma, iddetin gereklerinden ve ona bal eylerden deildir. Bundan
dolay pheyle cins iliki kurulan, zina edilen, istibrs beklenen, yahut
ric' talkla boanan bir kadnn yas tutmas vacip deildir; limler bu konuda
gr birlii iindedirler. ki iddet arasndaki hayz (yahut hayzdan
temizlenme) konusunda miktar, yahut sebeb ve hkm asndan farkllk
bulunduundan tr bu kyas, (bin talkla boanan kadn) kocas len kadna
kyasdan daha da uygundur. Hayz (yahut hayzdan temizleme) iddetinl, hayz
(yahut hayzdan temizlenme) iddetinin hkmne dahil etmek, hayz (yahut
hayzdan temizleme) iddetini vefat iddetinin hkmne dahil etmekten daha
mnasiptir. len kocaya yas tutmaktan maksat, sizin sylediiniz acelecilik
gstermek deildir. Zira bu durumda beklenen iddet srf rahmin bo olduun
bilmek iin deildir. Bu sebeble zifaftan nce (koca lse yine iddet) gerekir.
Bu zellik, nikh akdine sayg gsterme. nem ve deerini ortaya koyma ve bu
akdin Allah katnda zel bir yeri bulunmasndan dolaydr. ddet, bu akit iin
bir dokunulmaz alan klnmtr ve bu maksadn tamama ermesi, pekimesi ve ona
daha fazla zen gsterilmesi iin yas tutma prensibi konulmutur. yle ki, zevcenin
kocasna yas tutmas bizzat kendi babasna, oluna, kardeine ve dier
akrabalarna yas tutmasndan daha ye tutulmutur. te bu durum akde sayg
gsterme, onu yceltme ve btn hkmleri asndan onunla zina arasndaki
fark pekitirmekten kaynaklan-maktadr. Bundan dolay zina ile arasndaki
ztlk gereklesin diye balangta ilan etme, ahit tutma ve def alma;
sonunda ve bitiminde ise iddet bekleme ve yas tutma meru klnmtr ki,
bunlar baka akitlerde prensip haline getirilmemitir.
Altnc hkm: Yas
tutan kadnn kanmas gereken hususla ilgilidir. Delile dayanmayan sz ve
grlerin deil de, nasslarn belirledikleri drt tanedir:
Birincisi, gzel
kokudur. Zira Hz. Peygamber (s.a.) sahih hadiste: "Gzel koku
srnemez." buyurmutur. Yas tutmay vacip grenlere gre bunun haramhmda
ihtilf yoktur. Bundan dolay mm Habibe Allah ondan raz olsun babas Ebu
Sfyan'a yas tutmaktan ktnda gzel koku istedi ve elindeki fazlal
yanndaki bir kza srd. Sonra ellerini yanaklarna srd ve sonra da hadisi
syledi.
Gzel koku kavram
iine unlar girer: Misk, anber, kfur, epene, esans, yaban kedisi miski;
gz otu, buhur, sorgun aac, gl, meneke ve yasemin gibi ieklerden elde
edilen gzel kokulu yalar; glsuyu, karanfil suyu, narenciye iei suyu gibi
gzel kokulu yalardan sklan sular. Bunlarn hepsi gzel kokudur. Zeytinya,
susamya ve sadeya buna dahil deildir. Yas tutan kadn bunlardan herhangi
biriyle yalanmaktan alkonulmaz.
Yedinci hkm: Yasak
olan eyler trldr.
Birinci tr: Vcudunu
sslemesi. Yas tutan kadnn sana kna yaknmas, makyaj yapmas,
trnaklarna kna yakmas, krmz boya (ruj) srnmesi ve yzne stbec
(kurun boyas) srmesi haramdr. nk Hz. Peygamber (s.a.) kna ifadesini
kullanp, ondan daha ok znet anlam tayan, daha byk fitne unsuru olan ve
yas tutmann amacna daha zt olan bu trl sslenmelerin de (haramlna)
dikat ekti. Srme de bunlardandr. Srme kullanma ak ve sahih hadisle
.yasaklanmtr.
lerinde Ebu Muhammed
bn Hazm'm da bulunduu seleften ve sonrakilerden bir grup ilim adam, yas
tutan kadn gzleri grmez olsa da ne gece ne gndz srme ekemez demilerdir.
Onlarn bu grn Buhr ve Mslim tarafndan mm Seleme'den aktarlan u
rivayet destekler: Bir kadnn kocas vefat etti. Tandklar kadnn
gzlerinin grmez olmasndan korktular. Hz. Peygamber'e (s. a.) gelip srme
kullanmas iin izin istediler. Hz. Peygamber (s. a.) ise izin vermedii gibi,
iki yahut kere "Hayr!" dedi ve sonra onlara cahiliye dneminde busene
boyunca tuttuklar uzun ve meakkatli yas hatrlatp buna sabrettikleri halde,
drt ay on gne sabredemezler mi diye sordu.'[406]'
Kukusuz srme, znetin ok ileri bir eklidir ve tpk gzel koku gibidir ve
hatta ondan daha an bir ssleme usuldr. Baz filer, karartmak iin srme
kullanabilir demilerdir ki, bu nassa ve anlatlmak istenene aykr bir
tasarruftur. Allah Rasl'nn (s.a.) hkmleri, uzunlukla ksal ayrmad
gibi, beyazlkla karal da ayrmamaktadr. Bylesi kyas, selefin iddetle
kar koyduu ve ktledigi fasit re'yle kyastr.
Mlik, Ahmed, Ebu
Hanife, afi ve bu zatlarn takipilerinin de aralarnda bulunduu limlerin
ounluu: "ayet yas tutan kadn ss iin deil de, tedavi iin srme
kullanma zorunluluu ile kar karya kalrsa geceleyin kullanr, gndz
siler." demilerdir.
Onlarn bu konudaki
delilleri yukarda geen mm Seleme (r.a.) hadisidir. mm Seleme cel srmesi
hakknda demiti ki: "Gzlerine srme ekme. Ancak ok zor durumda
kalrsan, geceleyin eker, gndz silersin." Delillerinden biri de mm Seleme'nin
(r.a.) aktard u dier rivayettir: Gzlerime azvay denen bir eit ac aa
usaresi srmken Allah Rasl (s.a.) yanma geldi. "Bu nedir? Ey mm
Seleme!" dye sordu. Ben de: "Azvaydr, ey Allah'n Rasl! Kokusu
yok." dedim. Bunun zerine: "O yz genletirir,
gzelletirir." deyip devamla: "Onu ancak geceleyin srer, gndz
siler karrsn." buyurdu. mm Seleme'den gelen bu iki rivayet bir tek
hadistir. Rviler paralamtr. Mlik hadisin bu kadarn Muvatta'ma
"Bel = Bana ulat ki..." ifadesiyle almtr. Ebu mer Temhd adl
eserinde bu hadisin eitli senetlerini zikretmitir ki, bunlar birbirlerini
takviye eder. Mlik'in bu hadisi delil olarak kullanmas da kfidir. Snen sahipleri
hadisi kitaplarna almlar ve imamlar onu delil olarak kullanmlardr. Hadis
en azndan hasendir. Ancak mm Seleme'nin bu hadisi grnte Buhr ve Mslim
tarafndan msned olarak kaydedilen yine mm Seleme'nin kendisinen rivayet
ettii dier bir hadise aykrdr. Zira hadis kocas len kadnn, her iki
halkrda srme kullanamayacan gstermekte;dir. nk Hz. Peygamber (s.a.)
gzlerinden ikyeti olan kadna ne gece , ne gndz, ne zaruretten dolay ne
de baka bir sebepten tr srme kullanmas iin izin vermi; aksine iki yahut
kere "Hayr!" cevabn vermi, "ancak zorunlu kalrsan
kullanabilirsin" dememitir. Mlik'in rivayetine gre Ubeyd'in kz
Safiyye, kocas Abdullah b. mer'in yasn tutarken gzlerinden rahatszlanm,
gzleri neredeyse apak balayacak hale geldii halde srme kullanmamt.'[407]
Ebu mer diyor ki: Bu
hadis d grn itibaryla, geceleyin kullanlmasnn mubah olduunu ifade
eden dier mm Seleme hadisine ve Hz. Peygamber'in (s.a.) mutlak bir tarzda
iki - kere "Hayr!" demesine aykn dmekteyse de, bence Allah
daha iyi bilir ya iki hadisin birletirilmesi yle olmaldr: Allah
Rasl'nn (s.a.) hakknda "Hayr!" dedii rahatszlk Allah daha
iyi bilir ya srme kullanmay zorunlu klacak bir dereceye ulamamt. Bundan
dolay Hz. Peygamber (s.a.) o kadna bu ii yasaklamt. ayet kadn, gznn
grmez hale gelmesinden korkulacak ekilde srme kullanma zorunluluu ve
ihtiyac ile kar karya kalsayd, tpk, kendisine "Geceleyin srn,
gndz sil." dedii kadna yapt gibi, elbette ona da srme kullanmay
mubah klard. Kyas da, bu yorumun doruluuna tanklk eder. Zira uslde
zaruretler, sakncal olan eyleri mubah hale evirirler. Bu sebepten tr
Mlik, mm Seleme'nin (r.a.) fetvasn srme konusundaki msned hadisin bir
tefsiri saymtr. nk hadisi mm Seleme (r.a.) rivayet etmitir. Onun
nazarnda hadis sahihse.
muhalefet etmez.
Kendisi hadisin anlam ve yorumunu daha iyi bilir. Kyas da buna tanklk eder.
Zira bir eye zorunlu ihtiyac olan kimseye, znet iinde mreffeh yaayan
kimsenin hkm verilmez. la ve tedavinin znetle hibir alkas yoktur. Yas
tutan kacjna tedavi deil, yalnzca sslenmek yasaklanmtr. mm Seleme
rivayet ettii eyi daha iyi bilir. Hem kyas asndan da bu dorudur.
Fkhlar bu grtedirler. Mlik, afi ve fakihlerin ounluu bu gr
savunmaktadrlar.
mam Mlik (r.a.)
Muvatta'mda kendisine ulatna gre, Salim b. Abdullah ile Sleyman b.
Yesar'm kocas len kadn hakknda yle dediklerini kaydeder: Gzlerindeki bir
iltihaptan yahut kendisine isabet eden bir rahatszlktan dolay gzne zarar
gelmesinden korkarsa, srmenin iinde gzel koku olsa bile, gzlerine srme
ekip srme ile tedavi olabilir, "[408] Ebu
mer diyor ki: nk ama gzel koku srnmek deil, tedavi olmaktr. Ameller
niyetlere gredir.
mam afi, (r.a.)
diyor ki: Azvay san renk verir, znet olur. Gzel koku deildir, cel
srmesidir. mm Seleme (r.a.), kadma grlmediinden tr geceleyin
kullanmas ve grldnden dolay da gndz silmesi artyla izin vermitir.
Benzerleri de byledir.
Ebu Muhammed bn
Kudme, Mun adl eserinde diyor M: Yas tutan kadnn srme tayla gzne
srme ekmesi yasaklanmtr. nk onunla sslenme meydana gelir. Tutya,
anzarot vb. eylerin srme olarak kullanlmasnda bir saknca yoktur. Zira
bunlarda sslenme anlam yoktur. Aksine bunlar gz irkinletirir ve
hastaln artrrlar... Yz dnda bedeninin dier yerlerine azvay srmesi
merLedilmez. nk azvayn yalnzca yze srlmesi yasaklanmtr. Zira yze
san renk verir ve bylece knaya benzemi olur. Bundan tr Hz. Peygamber
(s.a.): "O, yz genletirir, gzelletirir." buyurmutur.
mm Seleme hadisinden
dolay yas tutan kadnn trnaklarn kesmesi, koltuk alt kllarn yolmas, tra
edilmesi mendup olan kllar tra etmesi, Arabistan kiraz denilen sidir ile
ykanmas ve onunla salarn taramas yasak deildir. nk sidir kullanmaktan
maksat, gzel koku srnmek deil, temizlenmektir. brahim b. Hn en-Nisaburi,
Mesil adl eserinde kaydeder ki: Ebu Abdillah (Ahmed b. HanbeU'e: "Kocas
len kadn srme ta ile yzne srme ekebilir mi?" diye sorduklarnda
yle cevap vermitir: "Hayr, ekemez. Ancak isterse, gzne bir zarar
gelmesinden korkup, iddetli rahatszlk duyduunda azvay ile gzne srme
ekebilir."
kinci tr: Znetli
elbise. Yas tutan kadma, Hz. Peygamber'in (s.a.) kendisine yasaklad eyler
ve O'nun yasakladndan daha ok yasaklanmaya lyk olan, veyahut O'nun
yasakladna denk olan eyler haramdr. Sahih bir rivayete gre Hz. Peygamber
(s.a.): "Boyal elbise giyemez." buyurmutur. Bu ifade aspur ve
safranla boyanm olanlar ve dier krmz, sar, yeil ve saf mavi ile
boyanm olanlan ve btn gzelletirme ve ssleme amacyla boyanm olan elbiseleri
kapsar. Baka bir metinde: "Gerek aspurla, gerekse amurla boyanm elbise
giyemez." buyrulmutur.
Bunlardan baka iki
tr daha vardr: 1- zin verilmi olan: Boya maddesi kanmakszm doal ekliyle
ipek, ibriim, pamuk, keten, yn, deve ty yahut kldan dokunan ya da izgili
aba kumalarnda olduu gibi, bklm iplii boyanm olup da bakasyla
birlikte dokunan. 2-Mesel siyah renkte olduu gibi, boyamadan maksat sslenme
olmaz veya irkinletirme yahut kiri rtp kapama iin boyama yaplrsa bu
yasak deildir.
mam f (r.a.) diyor
ki: Elbisede iki znet vardr: 1- Elbise giyeni gzelletirir. 2- Ayp yerleri
rter. Ebliseler giyenler iir. bir znettir. Yas tutan kadna vcudunu
sslemek yasakland halde ayp yerlerini kapatmak yasaklanmamtr. Her trl
beyaz elbise giymesinde bir saknca yoktur. nk beyaz, ssleyici deildir.
Yn, deve ty, ipek vb. gibi boya maddesi kanmakszm doal ekliyle dokunan
her ey byledir. Yine mesel siyah renkte olduu gibi boyamadan maksat ssleme
olmayan veya irkinletirme yahut kiri giderme iin boyanan her ey de
byledir. Elbisede yahut zerindeki baka eylerde ss ya da nak bulunuyorsa,
yas tutan kadn onu giyemez. Bu hkm her hr yahut cariye, byk yahut kk,
mslman yahut zimm kadn iin geerlidir[409]
Ebu mer diyor ki:
afi'nin (r.a.) bu konudaki gr, Mlik'in gr gibidir. Ebu Hanife ise
diyor ki: Boyal olmasa da, yas tutan kadn sslenme kasdederse, gerek asb
denilen izgili Yemen kumandan ve gerekse ipekten mamul elbise giyemez. ayet
boyal elbiseyi znet olarak giyinmeyi kastetmezse, onu giyinmesinde bir
saknca yoktur. Gz rahatsz olursa, srme olarak siyah ve baka renkleri
kullanabilir. Gznde rahatszl olmazsa srme ekemez.
mam Ahmed (r.a.) ise
Ebu Tlib'in rivayetine gre diyor ki: ddet bekleyen kadn sslenemez,
herhangi bir gzel koku srnemez, znet olarak gzne srme ekemez, iinde
gzel koku bulunmayan herhangi bir ya ile yalanabilir, gzel kokmak iin
miske ve safrana yaklaamaz.
Bir yahut iki talkla
boanm kadn, boayan kocas kendisine yeniden dner midiyle sslenip
bezenebilir.
Ebu Davud, Mesil adl
eserinde Ahmed'in yle dediini iittim, diyor: Kocas len, talkla
boanan ve ihraml olan kadnlar gzel koku ve znnetten kanrlar.
Harb, MesiVde anlatyor:
mam Ahmed'e (r.a.):. "Kocas len ve boanan kadnlar ipek olmayan aba
giyebilirler mi?" diye sordum. "Kocas len kadn gzel koku
srnemez, znetle sslenemez." dedi ve gzel koku hususunda ar
derecede durdu. Ancak kadnn hayzdan temizlendiinde birazck
srnebileceini belirtti. Sonra: " talkla boanan kadn, kocas len
kadna benzettim. nk kocasnn ona geri dnme imkn kalmamtr."
dedi. Sonra Harb, rara Seleme'ye kadar uzanan senedi zikrederek diyor ki:
Kocas len kadn asburla boyal elbise giyemez, kna yaknamaz, gzlerine
srme ekemez, gzel koku srnemez, gzel kokuyla salarn tarayamaz.
brahim b. Hn
en-Nisbur, MesiVde anlatyor: Ebu Abdillah (Ahmed b. Hanbel'e) kadnn,
iddeti iinde yzne pee tutunmasnn, yahut iddeti iinde yalanmasnn
hkmn sordum: "Sakncas yok. Yalnzca kocas len kadnn sslenmesi
mekruhtur." cevabn verdi. Ebu Abdillah: "inde gzel koku bulunan
her trl yala yaglanamaz." dedi.
mam Ahmed, afi ve
Ebu Hanife'nin Allah onlara rahmet eylesin szleri u noktada toplanmaktadr:
Giyilmesi yasak olan elbise hangi trden olursa olsun znet elbisesi olandr.
Kesinlikle doru olan da budur. nk kendisinden dolay asbur ve krmz
amurla boyanm olan elbisenin yasakland mna anlalmtr. Hz. Peygamber
(s.a.) boyann yannda zel olarak bunu, emsalinin ve yasaklanmaya daha lyk
olanlarn da yasaklandn belirtmek iin zikretmitir. Bundan dolay ykset
fiatl ve son derece k olup da znet maksadyla giyilen pahal, lks ve ssl
abalar ile beyaz elbiseler [yas konusunda) yasaklanmaya, boyal elbiseden daha
lyktrlar. Allah ve Rasl'nn (s.a.) maksadn anlayan herkes bunda kuku
duymaz. , Ebu Muhammed b. Hazm'n dedii gibi deildir. O diyor ki: Tas tutan
kadn yalnzca boyal elbiselerden saknr. Bundan sakndktan sonra artk
diledii gibi tabii rengi icab beyaz yahut sar da olan boyanmam ipek, asl
rengindeki deniz yn... vs. giyinmesi mubahtr. Altndan rlm yahut tamam
altn, gm, mcevher, yakut, zmrt ve dier kymetli madenlerden dokunmu
znet eyas taknmas da mubahtr. Kanmas gereken yalnzca u be eydir:
1- Her trl srme. ster zorunlu olsun, ister olmasn, isterse gzleri grmez
olsun, ne gece ne gndz srme kullanabilir. 2- Gerek baa. gerek bedene yahut bunlardan biri zerine
giyinilen her trl boyal elbiseden saknmas farzdr. Bu konuda siyah, yeil,
krmz, san... vs. eit konumdadr. Ancak yalnzca asb denilen Yemen mamul
nakl kumatan yaplan elbise mstesnadr, onu giyinmesi mubahtr. 3- Her
trl kna ve makyaj boyalandan saknmas da farzdr. 4- Salarn sadece
tarakla tarama dnda taranp sslenmekten de kanr. Srf tarakla salarn
taramas helldir. 5- Gzel kokunun her trlsnden kanmas da farzdr,
hitir gzel kokuyu stne yaklatramaz. Ancak yalnzca hayzdan
temizlendiinde bir parack kust (d aac) denilen Hindistan buhurundan yahut
trnak buhurundan srnebilir..." te tbn Hazm'n zikrettii bu be eyi
kendi ifadeleriyle aktardk.
bn Hazm'n ne znetle
hibir alkas olmayan siyah elbise giymesini haram sayp, altn, gm ve
mcevherattan mamul ate gibi pinl prl parlayan elbiseyi mubah saymas ve ne
de kiri yok etmek iin kaln ekilde boyanm elbiseyi haram sayp gzellii,
zerafeti ve kl gz kamatran ipek elbiseyi mubah saymas alacak bir
eydir. Asl alacak olan "Bu, gerekten Allah'n dinidir; hi kimsenin
buna aykr gr ileri srmesi hell deildir." demesidir. Bundan daha
garibi de Hz. Peygamber'in (s.a.) yas tutan kadna ssl elbise giymeyi
yasaklayan sahih hadisine muhalefete kalkmasdr ve bundan da garibi, bu
hadisi bu ekilde kaydettikten sonra: "Bu sahih deildir. nk b. brahim
b. Tahman rivayet etmitir. O, zayf bir rvidir. Hadis sahih olsayd, elbette
ona gre hkm verirdik." demesidir. Ebu Muhammed b. Hazm'n brahim b.
Tahman'la ne alp veremedii var acaba! Oysa bu zat, alt hadis imamnn
ittifakla hadislerini ald sika, gvenilir hadis hfzlarndandr. Aralarnda
Buhr ve Mslim'in de bulunduu Sahih sahipleri onun hadislerini delil olarak
kullanmakta ittifak etmilerdir. Hadis imamlar onun gvenilirliine ve
doruluuna tanklk etmilerdir. Onlardan herhangi birinden onun hakknda ne
bir yaralama, ne bir trmalama rivayet edilmitir. Muhadd isi erden herhangi
birinin, onun rivayet ettii bir hadisi illetli bulduu yahut onun sebebiyle
hadisi zayf sayd asla grlm deildir. Benim de hazr bulunduum bir
derste stadmz Hafz Ebu'l-Haccc'a Tehztb'deki u metin okundu: "brahim
b. Tahman b. Sad el-Horasn Ebu Sad el-Herev: Herat'ta dodu. Nisabur'a
yerleti. Badad'a gitti ve orada hadis rivayetinde bulundu. Sonra Mekke'ye
yerleti ve orada ld." Tehzb sahibi, sonra bu zatn kendilerinden hadis
ald stadlann ve kendilerine hadis rivayet ettii rencilerini, sonra da
unlar kaydetti: Nuh b. Amr b. el-Mervez, Sufyan
b. Abdlmelik yoluyla bn Mbrek'in onun
hakknda: "Hadisi sahihtir.' dediini nakleder. Ahmed b. Hanbel'in olu
Abdullah onun hakknda Yahya b. Man'in "Sakncas yok." dediini
nakleder, el-cl de byle demitir. Ebu Hatim "Sadk, hadisi hasen."
diyor. Osman b. Sad ed-Drim: "Hadiste sika idi. Sonra hadis imamlar
srekli onun rivayet ettii hadisi ok arzu eder, ona rabet eder ve kendisinin
sika olduunu sylerlerdi." demitir. Ebu Davud "sika" olduunu
sylemitir. shak b. Rhyeh ise: "Hadisi sahih, rivayeti hasen (iyi) ve
sem bol biriydi. Horasan'da ondan ok hadise sahip kimse yoktu. Kendisi sika
biridir. Cemat (ana hadis kitaplar mellifleri) ondan rivayette
bulunmutur." demektedir. Kad Yahya b. Eksem: "Horasan, Irak ve
Hicaz'da hadis rivayetinde bulunanlarn en sekin, en gvenilir ve ilmi en
geni olanlanndandr." demitir. el-Mes'd diyor ki: Mlik b. Sleyman'n
yle dediini iittim: "brahim b. Tahman 168/784 senesinde Mekke'de
vafat etti. Arkasnda kendisi gibi birini brakmad."[410]
Sahabe Allah onlardan
raz olsun bu nasslara uygun ve bu nasslarn anlam ve maksatlarn ortaya
koyacak ekilde fetva vermilerdir. Sahih bir rivayete gre bn mer diyor ki:
Yas tutan kadn gzne srme ekemez, gzel koku srnemez, kna yakmamaz;
asburlu, boyal elbise ve izgili aba giyemez, znet eyas ile-sslenemez,
znet maksadyla bir ey takmamaz, yine znet maksadyla gzlerine herhangi bir
trden srme ekemez; ancak gz rahatsz olursa srme kullanabilir.
Abdrrezzak Sfyan
es-Sevr Ubeydullah b. mer Nfi' senetli sahih rivayete gre, bn mer
demitir ki: Kocas len kadn gzel koku srnemez, kna yakmamaz, gzlerine
srme ekinemez, boyal elbise giyemez. Ancak asb denilen izgili Yemen kumandan
gmlek giyinebilir.[411]
Sahih rivayete gre
mm Atiyye demitir ki: Yas :utan kadn, asb dnda boyal elbise giyinemez,
gzel koku srnemez. Ancak kust denilen Hindistan buhurundan ve trnak buhurundan
en asgar sevtyede srnebilir, znet olarak gzlerine srme ekemez.
bn Abbas'm (r.a.):
"Kocas len kadn,' gzel koku ve znetten saknr." dedii
sahihtir.
Sahih rivayete gre
mm Seleme (r.a.) demitir ki: Herhangi bir boyal elbise giyemez, gzlerine
srme ekemez, ss eyas takmamaz, kna yakmamaz, gzel koku srnemez.
M'minlerin annesi Hz.
ie (r.a.) diyor ki: Aspurla.boyanm elbise giyemez, gzel koku srnemez, gzlerine srme
ekinemez, ss eyas takmamaz, isterse asb kumandan mamul elbise giyebilir.
Peeye gelince;
el-Hrak, Muhtasafma: "Kocas len kadn gzel koku, znet, evinden
baka bir yerde geceleme, srme tayla gzne srme ekme ve yzne pee
takmaktan kanr." diyor. mam Ahmed'den byle ak bir ifade bulamadm.
Oysa shak b. Han,
Mesailinde diyor ki: Ebu Abdillah'a kadnn iddeti iinde yzne pee
tutunmasnn, yahut: iddeti iinde yalanmasnn hkmn sordum.
"Sakncas yok. Yalnzca kocas len kadnn sslenmesi mekruhtur."
cevabn verdi. Lkin Ebu Davud Mesailinde (Ahmed b. Hanbel'den naklen) kocas
len, talkla boanan ve ihraml olan kadnlar hakknda: "Gzel koku ve
znetten kanrlar." diyerek kanaca eyler konusunda, kocas len
kadm ihraml kadnla bir tutmutur. Bu sz d grn itibaryla yas tutan
kadnn pee tutunmaktan da kanmasn icabettirir. A.lah daha iyi bilir ya,
her halde Ebu'l-Ksm mam Ahmed'in bu ifadesinden karmtr. Ebu Muhammed de
el-Mun'de bu ekilde illetlendirmistir: Diyor ki: Blm : Yas tutan kadnn
kanmas gereken eyler: Pee ve o anlam tayan brg vs. nk, iddet
bekleyen kadn, ihram kadna benzer. hraml ise bundan kanr. Yzn rtme
ihtiyac duyarsa, ihraml kadnn yapt gibi yz zerine sarktr.
Soru: Peki, eilmi
ipi boyanan sonra ondan dokunan kumatan mamul elbise hakknda ne diyorsunuz?
Onu giyinebilir mi?
Cevap: Bunda iki yn vardr.
kisi de el-Mv.ni'de verilen ihtimallerdir: 1- Giymek haramdr. nk ok
gzel, ok pahal olup gzellik iin boyanmtr. Bu yzden dokunduktan^ sonra
boyanan kumaa benzemitir. 2- mm Seleme (r.a.) hadisindeki Allah Rasl'nn
(s.a.): "Ancak asb kumandan mamul elbise giyilebilir." sznden
dolay haram deildir. nk kadnn zikrettiine gre bu asb kumann nce
eilmi ipi boyanr sonra dokunur. Usta d "Birincisi daha dorudur."
demitir. Asb ise, doru olan gre gre, kendisiyle kuma boyanan bir tr
bitkidir. Sheyl diyor ki: Vers (ala ehre, yahut Yemen safran denen bitki)
ve asb yalnz Yemen'de yetien iki bitkidir. Hz. Peygamber (s.a.), yas tutan
kadnn asb ile boyanm elbise giymesine izin vermitir. nk krmz ve sar
gibi gzelletirme gayesi dnda boyanm anlamndadr. u halde dokunduktan
sonra boyanan kumata znet meydana geldii gibi, nce eilmi ipi boyananla da
znet ortaya kt halde onun giyilmesini caiz grmenin bir anlam yoktur. En
iyi bilen Allah'tr. [412]
Mslim'in Sahh'inde
Ebu Sad el-Hudr'den rivayet edilen bir hadise gre, Allah Rasl (s.a.)
Huneyn sava srasnda IMs'a bir ordu gnderdi. Bu ordu dmanla karlat.
Yaplan savata onlar yendi. Pek ok kadn esir ele geirdiler. Allah
Rasl'nn (s.a.) ashabndan baz kimseler bu kadnlarn mrik kocalar
bulunmasndan tr onlarla cins likiye girmeyi gnah sayp bu iten geri
durdular. Allah Tel bu konuda: "Mliki bulunduunuz cariyeler mstesna,
evli kadnlarla evlenmeniz de haram klnd." yetini[413]'
indirdi ve bylece "iddetlerinin bitiminde o kadnlar size helldir."
demek istedi. [414]'
Yine Mslim'in
Sahih'inde Ebu'd-Derd'dan rivayet edilen bir hadise gre ise, Hz. Peygamber
(s.a.) bir kl adrn kaps nnde doum yapma vakti yaklam bir kadna
rastlad ve:"Herhalde sahibi onunla cins iliki kurmak istiyor."
buyurdu. Yanndakiler: "Evet." dediler. Bunun zerine Hz. Peygamber
[s.a.):"imden kurdum ki, o adama bir lanet edeyim, o lanetle kabrine
girsin! Helal olmad halde o anne kanundaki ocuu nasl miras yapabilir?
Hell olmad halde onu kendisine nasl hizmeti yapabilir?" buyurdu. [415]
Tirmiz'de Irbz b.
Sriye'den aktarlan bir rivayete gre Hz. Peygamber
(s.a.}, kannlarndakini douruncaya kadar esir
kadnlarla cins iliki kurmay haram klmtr, [416]
Msned'de ve Ebu
Davud'un Snen'inde Ebu Sad el-Hudr'den (r.a.) rivayet edilen bir hadise gre
Hz. Peygamber (s.a.). Evts savanda ele geirilen kadn esirler hakknda:
"Hamile olanlar douruncaya kadar, hamile olmayanlar da bir ayba hali
geirinceye kadar cins iliki kurulmaz." buyurdu, [417]
Tirmiz de Rveyfi' b.
Sbit'ten (r.a.) rivayet edilen bir hadiste Hz. Peygamber (s.a.): "Allah'a
ve hiret gnne inanan bir kimse, kendi suyunu bakasnn ocuuna
iirmesin." buyurmutur.[418]
Tirmiz: "Bu hadis hasendir." diyor.
Ebu Davud'un ayn
sahbden rivayetine gre ise, Hz. Peygamber (s.a.): "Allah'a ve hiret
gnne inanan kimsenin, istibrs tamalarancaya kadar esir kadnlardan herhangi
birisiyle cins ilikiye girmesi hell olmaz." buyurdu.
Ahmed b. Hanbel'in
rivayet ettii hadiste ise: "Allah'a ve hiret gnne inanan kimse esir
alnan dul kadnlardan biliyle kadn hayz grnceye kadar cins iliki
kurmasn." buyrulmutur.
Buhr'nin Sahih'inde
rivayetine gre, bn mer diyor ki: Kendisiyle cins iliki kurulan cariye hibe
edildiinde yahut satldnda veyahut da zad edildiinde bir hayz mddetince
istibrs beklensin. Bakirenin istibrs beklenilmez.'[419]
Abdrrezzak'm, Ma'mer
Amr b. Mslim Tvs senediyle rivayetine gre, Hz. Peygamber (s.a.)
gazlanndan birinde: "Hi kimse herhangi bir hamileye ve bir hayz
geirinceye kadar herhangi gebe olmayan bir kadna ilimesin." diye ilan
etmesi iin bir telll gnderdi.[420]
Sfyan es-Sevr
Zekeriyy a*b senediyle yine Abdrrezzak'm rivayetine gre Evts savanda mslmanlar
kadn esirler ele geirdiler. Allah Rasl (s.a.), onlara doum yapncaya kadar
herhangi bir hamileye ve bir hayz geirinceye kadar herhangi bir gebe olmayan
kadna ilimemelerini emretti.[421]
Bu hadisler pek ok
hkm ermektedirler:
Birinci hkm:
Rahminde ocuk bulunmad bilininceye kadar esir kadnla cins ilikiye girmek
caiz deildir. Eer hamile ise douma kadar, deilse bir hayz geinceye kadar
kendisiyle cinsi ilikiye girilmez. ayet ayba olmayan kadnlardan ise, bu
konuda bir nass bulunmamaktadr. Gerek byle durumdaki kadn gerek bakire ve
gerekse: ) Satcsnn yannda iken hayz olup sonra satcs, hayz mteakip
mlkiyetinden karmadan nce kendisiyle cins ilikiye girmemi iken satm
olmas, 2) Yahut korunakl bir kadnn yannda bulunup ondan bir adama intikal
etmesi yollarndan biriyle rahminde ocuk bulunmad bilinen kadn hakknda
ihtilf edilmi; afi, Ebu Hanife ve Ahmed, hadislerin ummi ifadelerini esas
alarak, rahmin bo olduu bilinmekle birlikte iddetin vacip olmasn gznnde
bulundurarak ve sahabe * tatbikatn delil gstererek btn bunlar hakknda,
istibry vacip grmlerdir. Nitekim Abdrrezzk'n bn Creyc'tan rivayetine
gre At anlatyor: Bir cariye (satlmak suretiyle) tccarn elinden geti ve
bir ocuk dnyaya getirdi. Bunun zerine Hz. mer kailleri artt,[422]'
Onlar da cariyenin ocuunu, adamlardan birinin nesebine kattlar. Sonra Hz.
mer yle dedi: Kim hayz grme yama ulam bir cariye satn alrsa, hayz
oluncaya kadar ona ilimeden beklesin. ayet hayz olmazsa krk be gece
beklesin. [423]
Diyorlar ki: Allah,
gerek hayzdan kesilmi ve gerekse hayz grme yama ulamam kadnlara iddet
beklemelerini vacip klm ve bu mddeti de ayla snrlamtr. stibr,
cariyenin iddetidir; hem hayzdan kesilmi olana ve hem de hayz grme yama
ulamam olana vaciptir.
Dierleri diyorlar ki:
stibrda gzetilen ama, rahmin bo olduunun bilinmesidir. Bu yzden cariye
sahibi, rahminin bo olduunu kesin olarak bilirse onunla cins iliki kurabilir,
istibrda bulunmas vacip deildir. Nitekim Abdrrezzak'm, Ma'mer Eyyub
Nail* senediyle rivayetine gre tbn mer (r.a.): "Cariye, bakire olursa,
sahibi isterse istibrda
bulunmayabilir." demitir. Buhr de Sahih'inde bn mer'in bu szn
kendisinden rivayet etmitir, [424]'
Hammad b. Seleme'nin,
Ali b. Zeyd Eyyub b. Abdullah el-Lahm senediyle rivayetine gre bn mer
anlatyor: Cell savanda payma bir cariye dt. Boynu sanki gm ibrik
gibiydi. Kendimi tutamadm. nsanlarn gzleri nnde onu pmeye baladm.[425]
mam Mlik'in gr
de bu yoldadr. imdi burada onun benimsedii kaide ve bu kaideden kan fkh
hkmleri vereceiz: Ebu Abdillah el-Mzer, (v. 536/1141) istibr konusunda
bir kaide ortaya koymutur ki, o kaidenin metnini aynen sunuyoruz:
"Bu konuda
prensip udur: Gebe olmadndan emin olunan her cariyede istibr lzm
deildir. Byk ihtimalle gebe olduu sanlan, yahut gebeliinde phe ya da
tereddt edilen cariyede istibr lzmdr. Byk ihtimalle rahminin bo olduu
sanlan, ancak byk ihtimal yannda rahminde ocuk bulunmas ihtimali de
mevcut olan cariye konusunda (Mliki) mezhebinde istibrnm gereklilii yahut
decei hususunda iki gr bulunmaktadr."
Sonra el-Mzer, bu
prensibi esas alarak cins likiye dayankl kk cariyenin ve hayzdan
kesilmi cariyenin istibrs gibi, bir takm fkh hkmler karmtr. Bu
konuda mam Mlik'den iki rivayet vardr, el- Cevahir sahibi diyor ki: On
yahut ondrt gibi gebe kalma yama yaklam bulunan kk cariyede istibr vaciptir.
Dokuz- on yandakiler gibi, cins ilikiye dayankl olup ancak emsalleri gebe
kalmayan kk cariyenin istibrs hususunda iki rivayet vardr. Mlik, bn
Ksm'n rivayetine gre istibry gerekli grm, bn Abdilhakem'in rivayetine
gre ise gerekli grmemitir. ayet cariye cins ilikiye dayankl
olmayanlardan ise istibr gerekmez. Diyor ki: Krk-elli yandakilerde olduu
gibi hayz grme yan gemi, ama hayzdan kesilme yana ulamam cariyede
istibr vacipdir. Hayzdan kesilmi ve artk hayz grme ihtimali kalmam
bulunan cariyede istibrlnn vacip olup olmadnda bn Kasm ve bn
Abdilhakem'den iki rivayet aktarlmtr. el-Mzer diyor ki: Cins ilikiye
dayankl kk cariyenin ve hayzdan kesilmi cariyenin istibrsmn sebebi udur:
Bunlarda nadiren de olsa gebe kalma imkn vardr; yahut imkn bulunan yerlerde
imkn yoktur diye iddiada bulunulmas iin gedii tkamak sebebi.
el-Mzer diyor ki: u
hususlarda istibr, bu sebeple gerekil grlmtr:
1- Zina
etmi olmas korkusuyla cariyenin istibrs. Bu tr istibrya
s-i zandan dolay istibr denilmektedir.
Bu konuda iki gr vardr. Istibrnn gerekmedii gr Eheb'e aittir.
2- Kt huylu cariyenin istibrs. Bunda iki
gr vardr. Baskn olan gr: Her ne
kadar nadiren olursa da, byle bir durumda sahiplerinin onlarla cins ilikiye
girmemeleri gerekir.
3- Hayalar
kesik bir adamn, yahut bir kadnn, yahut da mahrem birinin satm olduu
cariyenin istibrs. Vacip olup olmad konusunda mam Mlikten iki rivayet
vardr.
4-
Tasarrufta bulunmu, sonra acziyete dm ve efendisine geri dnm bulunan
mktebe (efendisine belli miktar para getirmek suretiyle hrriyetini elde
etme) szlemesi yapm cariyenin istibrs. bn Kasm istibrnn
gerekliliini, Eheb ise gereksizliini savunmaktadr.
5- Bakirenin istibrs. Ebu'l-Hasan el-Lahm: "htiyat
olarak mstahaptr, vacip deildir." diyor.
mam Mlik'in daha
baka mntesipleri ise vaciptir diyorlar.
6- Satc, cariyenin istibrsn gerekletirir
ve mteri de onun bu yaptn bilirse satcnn istibrs, mterinin
istibrs yerine geer.
7- Sahibi, cariyeyi mteri yanna emanet koymu
olsa ve cariye emanet brakld ahsn yannda bir ayba hali geir&e, sonra o kimse cariyenin
istibrsn gerekletirse, ikinci bir istibrya ihtiya duymaz, o geirdii
ayba hali cariyenin istibrs yerine geer. Bu ise cariyenin dar kmamas
ve efendisinin onun yanna girmemi olmas artyla geerlidir.
8- Bir kimse cariyeyi, kendi hanmndan yahut
ailesi iindeki kendi kk ocuundan satn alsa ve cariye satcmm yannda
ayba hali geirse: bn Ksm'a gre ayet cariye dar kmamsa, bu
istibr iin yeterlidir; Eheb'e gre ise, eer satc mteriyle birlikte bir
evde duruyor ve mteri (koca veya baba) o cariyeyi kolluyor, mdafaa ediyor
olsun veya olmasn bu durum istibr iin yeterlidir.
9- ayet cariyenin efendisi uzaklarda olur ve
dnp geldiinde bir adam, cariye dan kmadan nce kendisinden onu satn
alrsa, yahut cariye hayzl halde dan km olup da temizlenmeden nce
satn alrsa istibrda bulunmas gerekmez.
10- Cariye,
hayz halinin banda iken satlrsa mam Mlik'ten gelen mehur gre gre,
bu onun iin bir istibr saylr. Yeni bir hayz grmesine gerek kalmaz.
11- Cariyeye bir bakasyla ortaklaa sahip olan
kimse, ortandan cariyenin dier payn da satn alsa ve cariye satn alann
emri altnda olup onun yannda iken ayba olmu olsa, o kimsenin istibrda bulunmas gerekmez.
mam Mlik'in
mezhebindeki btn bu fkh hkmler, onun istibr konusundaki prensibini sana
bildirmektedir: Yani rahmin bo olduu bilinmedike, yahut zannedilmedike
istibr vacip olur, rahmin bo olduu bilinir yahut zannedilirse istibr vacip
olmaz. Ebu'l-Abbas bn Sreye ve Ebu'l-Abbas bn Teymiye, bn mer'den Er.a.J
de sahih olarak nakledildii gibi, bakirenin istibrs vacip deildir
demilerdir. Onlarn grne biz de katlyoruz. Cariyenin mlkiyetinin her el
deitirmesinde, ne olursa olsun istibrnn vacip olduu yolunda Hz.
Peygamber'den (s.a.) umm bir nass aktanlmamtr. Yalnzca Hz. Peygamber
(s.a.) esir alnan kadnlarla, hamile olanlar doum yapncaya ve olmayanlar ise
ayba grnceye kadar cins iliki kurulmasn yasaklamtr.
Soru: Hadisin genel
ifadesi dullarla cins iliki kurmann yasak olmas gibi, isbrdan nce
bakirelerle de cins iliki kurmar m haram olmasn gerektirir.
Cevap: Evet, yle.
Neticede hadis umm yahut mutlaktr, ondan maksadn ne olduu da
anlalmtr. u halde istibry gerektiren durumun bulunmas halinde, tahsis
grr yahut ata balanr. Hz. Peygamber'in (s.a.) u hadisinin mefhumuyla da
tahsis edilir: "Allah'a va hiret gnne inanan kimse esir alnan dul
kadnlardan biriyle kadn hayz grnceye kadar cins iliki kurmasn."
Aynca sahbi gryle de hadis tahsis grr. Bu sahbye aykr gr beyan
eden bir kimse bilinmemektedir.
Buhr'nin
Safttf'indeki bir hadiste Breyde anlatyor: Allah Rasl (s.a.), humusu
almas iin Hz. Ali'yi Yemen'e Hlid'in yanna gnderdi. Hz. Ali onlarn
iinden kendisi iin bir esir kadn seip ald. Sabah oldu gusletti. Hlid'e:
"unu gryor musun?" dedim. Bir rivayete gre Hlid, Breyde'ye:
"unun yaptn gryor musun?" eledi. Breyde anlatmaya devam
ediyor: Hz. Ali'ye (r.a.) buzederdim. Hz. Peygamber'in (s.a.) yanma gelince
durumu kendisine anlattm. Bana: "Ey Breyde! Ali'ye buz mu
ediyorsun?" diye sordu. "Evet." dedim. "Ona buzetme.
Humusta onun bundan daha ok hakk vardr," buyurdu.[426] Bu
cariye ya bakire idi, Hz. Ali bundan dolay istibrsn gerekli grmedi. Ya da
ayba halinin son deminde idi. Bu yzden ona sahip olmadan nceki hayzla
yetindi. Her ne olursa olsun, istibrya gerek duyulmayacak ekilde cariyenin
rahminin boluu anlalm olmaldr.
Hz. Peygamber'in
(s.a.) szn gerei gibi inceden inceye dnrsen: "Hamile olanla
douruncaya kadar, hamile olmayanla da ayba hali
geirinceye kadar cins iliki
kurulmaz." szn grr ve bundan unu anlarsn: Hamile olmayan demek,
hamile olmas da, olmamas da mmkn olan demektir. Bu yzden hamile olmas
korkusuyla kendisiyle cinsi ilikiye girilmez. Bu kii onun rahminin durumunu
bilmemektedir, te Hz. Peygamber (s.a.), esir kadnlar hakkndaki bu sz,
esir alanlar onlarn durumlarn bilmedikleri iin sylemitir.
Buna gre bir cariyeye
sahip olan ve mlk edinmeden nce onun halini, hamile olup olmadn bilmeyen
herkes, cariye bir hayz geirmek suretiyle istibrda bulununcaya kadar onunla
cins ilikiye giremez. Bu aklla anlalabilir bir husustur; ne kastedildii
anlalmayan srf taabbud bir husus degidir. Bakirenin, emsalleri hamile
kalmayan kn, kiinin kendi karsndan satn ald kendi evinde bulunan ve
asla dar kmayan cariyenin ve bunlar gibi rahminde ocuk bulunmad
bilinen cariyenin istibrsnn bir anlam volttur. Ayn ekilde kadn zina edip
de evlenmek istediinde, onunla evlenecek ahs, kadn bir hayz geirinceye
kadar bekler, istibrda bulunur, sonra evlenir. Yine ayn ekilde kadn evli
iken zina etse, bir hayz geinceye kadar kocas ondan geri durur. Yine ayn ekilde
efendisi ldnde mm veled bir hayz geirinceye kadar iddet bekler.
Ahmed b. Hanbel'in olu
Abdullah diyor ki: Babama: "Efendisi ldnde, yahut efendisi kendisini
zad ettiinde mm veed ne kadar iddet bekler?" diye sordum. yle cevap
verdi: ddeti bir hayzdr. O, her halkrda cariyedir. Bir cinayet ilerse,
iledii cinayetin kymetini efendisi der. ayet kendisine kar bir cinayet
ilenirse, cinayeti ileyen kimse onun eksilen kymetini der. Vefat ederse,
geride brakt her ey efendisinin olur. Eer bir haddi gerektirecek bir su
islerse, kendisine cariyelere uygulanan had cezas tatbik edilir. ayet
efendisi onunla evlenirse, dourduu ocuklar kendisinin durumunda olur; onun
zad olmasyla zad, kle olmasyla kle olurlar. [427]
limler, mm veledin
(efendisinden ocuk douran cariye) iddeti konusunda ihtilaf etmilerdir. Baz
limler, drt ay on gn iddet bekler demilerdir. Bu, hr kadnn iddetidir ve
bu, klelikten hrriyete kavuan cariyenin iddetidir. ddeti drt ay on gndr
diyenlerin, onu miras klmalar ve hr kadn hkmnde grmeleri gerekir.
nk iddet konusunda onu hr kadn konumuna geirmilerdir. Baz limler ise
mm veledin iddeti hayzdr, demilerdir. Bu grn hibir tutunulacak yn
yoktur. hayz mddeti, boanm kadn iddet bekler. Oysa mm veled ne boanmtr ne de hrdr.
Allah iddeti zikretmi ve "Sizden vefat edenlerin geride braktklar
hanmlar drt ay on gn beklerler. "[428]
mm veled ise hr ya da zevce deil ki, drt ay on gn iddet beklesin. Allah:
"Boanan kadnlar kar' mddeti beklerler."[429]
buyurmaktadr. mm veled ise klelikten hrriyete kavuan bir cariyedir. Bu,
mam Ahmed'in (r.a.) fadesidir.
Ayn ekilde mam
Ahmed, Salih'in rivayetine gre demitir ki: mm veled, efendisi ldnde ya
da efendisi kendisini zad ettiinde bir hayz mddeti iddet bekler. mm veled
her halkrda cariyedir.
Muhammed b. Abbas'n
rivayetine gre ise yle demitir: Efendisi ld zaman, mm veledin iddeti
drt ay on gndr.
stad (bn Kudme)
el-Mun adl eserinde diyor ki: Ebu'l-Hattab, mam Ahmed'den: "mm veled
iki ay be gn iddet belder." eklinde bir nc rivayet nakletmitir.
mam Ahmed'den bu rivayeti et-Cmfde bulamadm. Ahmed'den gelen bu rivayetin sahih
olduunu sanmyorum. Bu ekildeki gr At, Tvs ve Katde'den rivayet
edilmitir. nk mm veled efendisinin lm annda cariyedir. Dolaysyla
onun iddeti de cariye iddetidir. Nitekim, bir adam lp geride cariye karsn
braksa, bu cariye adamn lmnden sonra zad olur. Bu rivayet shak b.
Mansr'un Ahmed'den rivayeti deildir.
Ebu Bekir Abdulaziz,
Zdu'1-msafir adl eserinin "mm veledin vefat ve boanmadan dolay
iddet beklemesi konusu" blmnde unlar kaydediyor: bnu'l-Ksm'n
rivayetine gre Ebu Abdillah: "mm veled, kocasnn yannda iken efendisi
lse, iddet beklemesi gerekmez. Kocasnn yannda iken nasl iddet
bekler?" demitir. Mhenn'nm rivayetine gre de: "Efendisi mm
veledi zad ettii zaman, mm veled iddetten kncaya kadar, efendisi onun
kzkardeiyle evlenemez." demitir. shak b. Mansr'un rivayetine gre
ise: "mm veledin vefat, boanma ve ayrlma konulannda beklemesi gereken
iddet cariye iddetidir." demitir.
"mm veledin
iddeti drt ay on gndr." diyenlerin delilleri: Ebu Davud'un rivayetine
gre Amr b. s diyor ki: "Peygamberimiz Muhammed'in (s.a.) snnetini bize
yanl gstermeyin. Efendisi ld zaman, mm veled drt ay on gn iddet
bekler."[430] Bu gr iki Sad (Sad
b. Mseyyeb ve Sad b. Cbeyr), Muhammed b. rn, Mchid, mer b. Abdulaziz,
Hls b. Amr, Zhr, Evz ve shak'm grdr.
Diyorlar ki: nk
mm veled hrdr. Hr zevce gibi drt ay on gn iddet bekler.
At, Neha, Sevr, Ebu
Hanife ve arkadalar, hayz mddeti iddet bekler diyorlar. Bu gr Hz. Ali
ve bn Mes'd'dan da livyet edilmitir. Diyorlar ki: mm veledin bir iddet
beklemesi gereklidir. Zevce deildir ki kocas len kadnlar hakknda inen
yetin hkmne girsin; cariye deildir, cariyelerin bir hayz mddeti istibrda
bulunmalarn ifade eden nasslann hkmne girsin. Daha ok boanan kadna,
benzemektedir. Dolaysyla, kar' iddet bekler.
Bu grlerin dorusu;
mm veled, hayz mddeti istibrda bulunur. u alimler bu bu grtedirler:
Osman b. Affan. Aie, Abdullah b. mer, Hasan (el-Basr), Kasm b. Muhammed,
Ebu Klbe, Mekhl, Mlik, afi, kendisinden gelen rivayetlerin en mehuruna
gre Ahmed b. Hanbel, Ebu Ubeyd, Ebu Sevr ve bn'l-Mnzir. Zira bu, boynundan
mlkiyet kalktndan dolay yaplan srf istibrdr. Bu da gerek zad edilen,
gerek mlkiyet altnda bulunan ve gerekse esir edilen dier cariyelerin
istibrlarmda olduu gibi, hayz gren mm veledler hakknda bir tek hayzdr.
Arar b. s hadisine gelince: bn'l-Mnzir unlar kaydediyor: Ahmed ve Ebu
Ubeyd, Amr b. s hadisinin zayf olduunu sylemilerdir. Muhammed b. Musa
diyor ti: Ebu Abdillah (Ahmed b. HanbeD'e Amr b. s hadisini sordum;
"Sahih deildir." dedi. el-Meymun diyor ki: Ebu Abdillah grdm, bu
Amr b. s hadisine aard. Sonra: "Allah Rasl'nn (s.a.) snneti
nerede, bu nerede?" dedi ve unu ilave etti: Drt ay on gnlk iddet,
nikhtan dolay hr kadnn beklemesi gereken iddettir. Bu (mm veled) ise,
klelikten hrriyete kavumutur. Byle syleyenlerin onu miras klmalar
gerekir. "mm veled, hayz mddeti iddet bekler." diyenlerin bu
grlerinin tutunulacak bir yn yoktur. Bu iddeti, boanan kadn bekler.
(bnu'l-Mnzir'in) sz bitti.
el-Mnzir diyor ki:
Amr hadisinin senedinde Eb Rec Matar b. Tahman el Verrk vardr. Bir ok
kimse onun zayf bir rvi olduunu sylemitir. statmz Hafz Ebu'l-Haccc'm.
Kitabu't-T.ehzb adl eserde bize haber verdiine gre Ebu Tlib diyor ki:
Ahmed b. Hanbel'e Matar el-Verrk' sordum, "Yahya b. Sad, onun At'dan
rivayet ettii hadisleri zayf sayard." dedi. Ahmed b. Hanbel'in olu
Abdullah anlatyor: Babama Matar el-Verrk* sordum, "Yahya b. Sad, Matar
el-Verrk'n rivayet ettii hadisleri, bellek kabiliyetinin ktl (s-i
hfz) konusunda tbni Eb Leyl'ya benzetirdi." dedi. Abdullah diyor ki: Babama
onu sordum, "zellikle At'dan yapt rivayetlerde bni Eb Leyl'ya ne
kadar da yakn biri!"
dedi ve: Matar'm, At'dan rivayet ettii hadisler zayftr." diye ekledi.
Yine Abdullah der ki: Yahya b. Man'e Matar el-Verrk syledim, "At b.
Ebu Rabah'dan rivayet ettii hadisler zayftr" dedi. Nes:i onun
hakknda: "Gl deildir" diyor, tmdi, o sika bir rvidir. Ebu Hlim
er-Rz onun hakknda "salih'ulhadis" deyimini kullanm, bn Hibbn
onu es-Sikt adl eserinde kaydetmi ve Mslim onun rivayetini delil olarak
kullanmtr. u halde ondan dolay hadisi zayf grmenin bir tutunulacak yn
yoktur[431]
Hadisin illeti, Kabsa
b. Zeyb'in, Amr b. s'dan rivayet etmi olmasdr. Drakutni'nin dediine gre
Kabsa ondan hadis iitmemitir. Bir
baka illeti daha
vardr: Hadis, mevkuftur.
Amr b. s: "Peygamberimizin snnetini bize yanl retmeyin" dememitir. Drakutn diyor ki: Dorusu
"Dinimizi bize yanl retmeyin." eklinde mevkuf olacaktr. Hadisin
bir baka illeti daha vardr: Hadis muzdariptir ve Amr'dan ekilde rivayet
edilmitir. Birisi budur. kincisi "mm veledin ddeti, hr kadnn
iddetidir." ncs "Efendisi len mm veledin iddeti, drt ay on
gndr. Eer zad edilirse, hayz mddeti iddet bekler." Bu sz
ondan Beyhak rivayet etmitir. Beyhakinin nakline gre, mam Ahmed: "Bu
hadis mnkerdir" demitir, Hls, Hz. Ali'den, Kabsa'mn Amr'dan rivayeti
gibi mm veledin iddeti drt ay on gndr eklinde bir rivayette bulunmutur.
Ancak Hls1 b. Amr'n rivayet ettii hadisler hakknda olumsuz eyler
sylenmitir. Eyyub: "Ondan hadis rivayet olunmaz. nk o
sahifecidir" demitir. Mugre, onun rivayet ettii hadislere nem
vermezdi. Ahmed: "Hz. Ali'den yapt rivayetin kitap olduu sylenir."
demitir. Beyhak diyor ki: "Hls'n Hz. Ali'den rivayet etti hadisler,
hadis alimlerine gre zayftr. Onun
rivayetleri, bir sahifeden aktarmadr." Maamafih Mlik, Kfi' araclyla
bn mer'in, efendisi lm mm veled hakknda: "Bir hayz mddeti iddet
bekler" dediini rivayet eder[432] Hz.
Ali ve Amr'dan rivayet olunanlar sahih olsa bile, mesele sahabe arasnda
tartmaldr. Hkm verici, delildir. mm veledin iddetini drt ay on gn
sayanlar, yalnzca mnann umumuna tutunmulardr. Zira onlarn tutunacaklar
bir umum ifade yoktur. Ama mnann umumliinin art, fertlerin hkme
kaynak tekil eden
mnada eit olmalardr.
Byle bir durum bilinmedike, ayn hkme katma
gereklemez. mm veledi zevcenin
hkmne katanlar, mm
veledle zevce arasndaki benzerliin onunla cariye arasndaki benzerlikten daha
gl olduunu grdler; nk mm veled, efendisinin lmyle hr olmaktadr.
Bylece hrriyeti ile birlikte kendisine iddet gerekmitir. Ama cariye de byle
bir durum sz konusu deildir. Ayrca, zevcenin iddetinin drt ay on gn
olmasn icab ettiren mna, mm veledde de mevcuttur. Zira bu sre, rahimde
ocuk bulunduu kesinlikle anlalan srenin asgari sinindir. Bu meselede ise
zevce ile mm veled arasnda farkllk sz konusu olmaz. eriat, iki benzer eyi
birbirinden ayrmaz.
Bu gr sahipleri
karsnda yer alanlar diyorlar ki: mm veledin bal bulunduu hkmler,
zevce hkmleri deil, cariye hkmleridir. Bundan dolay: "Size
hanmlarnzn brakt mirasn yars verilir."[433]
yetinin ve daha baka yetlerin hkmne mm veled dahil olmamtr. Nasl
olur da, "Sizden vefat edip de geride hanmlarn brakanlar..."
yetinin[434]' hkmne girebilir ki?
ddet, srf rahmin bo olup olmadn anlamak iin drt ay on gnle
snrlandrlmad. Zira rahminde ocuk bulunmad kesin olarak bilinenlere de
vaciptir; zifafa girmeden- ve halvetten nce de vaciptir. ddet, nikh akdinin
dokunulmaz yanlarndan ve tamammdandr.
Cariyenin istibrsmdan
maksat, rahminde ocuk olup olmadn anlamaktr. Bunda ise, bir hayz yeterli
olur. Buncan dolay onun istibrs kar' olarak tayin edilmedi. Ama, hem
kocann boanmadan vazgeme zamann uzatmak ve hem de onun koca olmasna
bakarak hr kadnn iddeti kar' olarak tayin edilmitir. Bu,mna, istibrda
bulunan cariyede, gzetilen bir hedeftir. mm veledin zevce hkmne
katlmasn gerektirecek bir nass bulunmamaktadr ve zaten bunun bir anlam da
yoktur. mm veled hakknda en uygun olan, eriat sahibinin esir kadnlar ve
cariyeler hakknda koyduu hkmleri, onun iin de geerli saymak ve bu
hkmleri amamaktr. Baiir Allah'tandr. [435]
kinci hkm; stibr,
asla bir temizlik mddetinin gemesiyle meydana gelmez, bir hayz mddetinin
gemesi gerekir Bu ounluun grdr ve doru olan da budur. mam Mlik'in
mezhebine mntesip limler ve bir grne gre imam afi tam bir temizlik
mddetinin gemesiyle istibr gerekleir ve kadn hayz grmeye "hayzdan
temizlik" anlamna gelir eklindeki, kendi grlerine esas almaktadrlar.
Ancak u hadisler, onlarn bu grlerini rtr. Allah Rasl (s.a.):
"Hamile olanla, doum yapncaya kadar; hamile olmayanla ise bir hayz
mddeti geirmek suretiyle istibrda bulununcaya kadar, cins ilikiye
girilmez." buyurmaktadr. Ruveyff b. Sabit diyor ki: Allah Rasl'nn
(s.a.), Huneyn savann yapld gn: "iMlah'a ve hiret gnne inanan
kimse, cariyenin bir hayz geirmesi suretiyle istibrda bulununcaya kadar,
esir herhangi bir cariye ile cins ilikiye girmesin." buyurduunu
iittim. Bu hadisi mam Ahmed rivayet etmitir. O bu hadisi ayr metinle
kaydetmitir ki, birisi budur. kincisi: "Allah Rasl (s.a.), cariye
hayz oluncaya ve hamileler douruncaya kadar onlarla cins ilikiye
girilmesini yasaklad." ncs: "Allah'a ve hiret gnne inanan
kimse, esir herhangi bir dul kadnla, kadn ayba geirinceye kadar, asla
cins ilikiye girmesin."[436]'
Grld gibi, Hz. Peygamber (s.a.), btn bu hadislerde istibry temizlik
haline deil yalnzca hayz haline balamtr. O'nun geerli saydn geersiz,
geerli saydn geersiz saymak ve O'nun nassma muhalif olana dayanmak caiz
deildir. Hz. Peygamber'in (s.a.)-nass, halis kyas gereidir. Zira vacip olan
istibrdr ve rahimde ocuk bulunmadn ortaya koyan hayzdr. Temizlik hali
ise rahimde ocuk bulunmadn gstermez. u halde istibr konusunda rahimde
ocuk bulunmadn gsteren eyi bir tarafa . brakp, bu hususu gstermeyen
eye dayanmak caiz olmaz. Konuyu yette geen "kuru"' sz "hayzdan temizlik hali" anlamndadr, eklindeki kabullerine
dayandrmalar ise, muhalefetten dolay muhalefete dayanmak demektir. Bu ise
ne bir delil, ne bir phedir. Hem konuyu buna dayandrabilmeleri iin: 1) Yukarda zikredilen kendi kabullerine
aykr olarak erkein karsn boad temizlik halini kar' sayp zerindeki
mlkiyetin el deitirdii, yahut efendisinin vefat ettii temizlik halini
istibrda bulunan cariye hakknda kar' saymamak. 2) Akla kavutuu
zere zikredilen hadise
muhalefet etmek, 3) Akladmz zere mnaya aykr dmek
zorunda kalrlar. Bu tr muhalefet olmadan, bu temellendirme onlar iin
mmkn olmaz. Neticede, temizlik hali ile bir arada bulunan hayzm bir blm
rahimde ocuk bulunmadn gsterir, diyorlar. Onlara denir ki: O zaman siz
hayzm bir blmn esas almaktasnz. Bu ise, hi kimseye gre kar' saylmaz.
Eer "Bu, temizlik haline ve hayzm bir blmn esas almak
anlamndadr," derlerse, cevaben deriz ki: Bu gr "kuru"1
kelimesinin ifade ettii anlam konusunda ortaya atlm nc bir grtr.
Byle bir gr, yani hakikat olarak "kuru"' kelimesinin hayz ve
temizlik
halinden mteekkil
bir anlam fade ettii eklinde bir gr bilinmemektedir. ayet "Bu
kelime hayz artyla kaytl olmak zere temizlik halinin ismidir. art
ortadan kalknca, ona bal olan ey de ortadan kalkar." derlerse, biz de
cevaben deriz ki: Bu ancak Sri' istibry kar'a balam olsayd mmkn
olurdu. Ama hayza baladm aka ifade ettikten sonra, artk bu mmkn
olmaz.
nc hkm:
Cariyenin hayz halinin bir ksmn mterinin elinde geirmesiyle yetinilerek
istibr meydana gelmez. el-Cevhlr sahibi diyor ki: Cariye hayz halinin son
gnlerinde satlsa, geri kalan hayz gnleri onun iin istibr tekil etmez,
bunda limler arasnda gr ayrl yoktur. Ama hayz halinin evvelinde
satlsa, mezhebin mehur grne gre bu, cariye iin istibr durumunda olur
mam Mlik'e kar
gelenler, bu hadisi delil gstermilerdir. Zira hadis, cariyenin hell olmasn
hayza balamtr. Dolaysyla hayzn tam olmas gerekir. Ancak bu hadiste
Mlik'in grnn aslszln gsteren bir delil yoktur. Zira limlerin
ittifakyla, istibr iin hayz arttr. Fakat tartma, buradan baka bir konu
hakkndadr: Cariyenin, hayzn tamamn mterinin mlkiyetinde geirmesi art
mdr? Yoksa byk blmn onun mlkiyetinde geirmesi yeterli midif? Hadis,
ite bu konuda olumlu veya olumsuz bir ey sylememektedir. Ancak Mlik'in
muhalifleri yle diyebilirler: Cariyenin, hayzn bir blmn mterinin ve
dier blmn satcnn yannda geirmesinin hayzn ounluunu satcnn
yannda geirmi olmas halinde yeterli olmadnda gr birliine
vardmza gre anlalmtr ki, muteber olan hayz, cariyenin, mterinin
yannda iken grd hayzdr. Bundan dolay ayet satcnn yannda hayz
olsa, bu istibrda yeterli olmaz.
Mlik'in grn
savunanlar, buna yle cevap veriyorlar: Cariye, mterinin yannda emanet iken
sata karlmadan nce hayz olsa, sonra sahibi, hayz mteakip satsa ve de
cariye, (mfterinin) evinden dar kmam olsa, bu hayzla yetinilir,
mteriye ikinci bir istibr vacip olmaz. Bu, yukarda da getii zere, mam
Mlik'in mezhebindeki iki grten biridir. Mlik'in kendisi bir takm
durumlarda, satmdan nce istibrnn gereklemesini caiz grmektedir.
Bunlardan bazlar unlardr:
a) Cariye,
istibr iin nc bir kimsenin yanna braklsa ve o kimse istibry
gerekletirse sonra da cariye satlsa. el-Cevhif de deniyor ki: Satmdan
nceki istibr geerli olmaz. Ancak baz haller bunun dndadr. Mesel,
cariye istibr iin bir kimsenin gzetiminde olur, yahut onun yannda emanet
braklm bulunur da orada iken hayz olur ve o zaman, yahut birka gn sonra o kimse
cariyeyi satn alr, cariye dar kmam ve efendisi yanna girmemi
bulunursa, mterinin istibrda bulunmas gerekmez.
b) Bir kimse birlikte bulunduu kendi karsndan
yahut ailesi iindeki kk bir ocuundan cariyeyi satm alr ve cariye de bu
esnada hayz hali geirmi olursa: bnu'l-Ksm: "Eer cariye dar
kmamsa, bu durum istibr iin yeterli olur." diyor; Eheb ise
"Eer cariye, kendisiyle birlikte bir evde kalyor ve kendisi onu
savunuyor, onun ilerini gryorsa,
dar km olsun veya olmasn bu istibr yerine geer." diyor.
c) Efendisi uzakta olup da geldiinde cariye
dar kmadan nce istibr gerekleir, yahut hayzl iken dar km olup
da cariye hayz halinden temizlenmeden nce bir kimse onu efendisinden satm
alrsa.
d) Cariyeye ortaklaa sahip olan bir kimse,
cariye kendisinin eli altnda iken onun dier hissesini ortandan satm alsa ve
kendi yannda iken cariye hayz geirmi olsa.
Bu meseleler yukarda
geti. Bu ve bu anlamda olan durumlar, satmdan nce istibr anlam
tamaktadrlar. Mlik, bunlarla yetinip, ikinci bir istlbrya gerek olmadn
sylemitir.
Soru: Mlik'in bu
gr ile, hayzm byk blm satcnn yannda geerse istibr tamam olmaz,
gr nasl uzlar?
Cevap: Bu grler
arasnda bir eliki yoktur. Bunun yeri ayr, tekinin yeri ayrdr. Mterinin
bal bana mstakil bir Istibrya ihtiya duyduu her yerde, yalnzca
cariyenin bir hayz geirmesi yeterli olur ki, bu hayzn byk blm satcnn
yannda gememi olmaldr. Bu sralanan hususlarda ve benzeri durumlarda
olduu gibi, bal bana mstakil bir istibrya ihtiya duymad her yerde
ise, ne tam bir hayz halinin gemesine, ne hayzm bir blmnn gemesine
ihtiya duyar. Satmdan nceki istibrya itibar edilmez.
Drdnc hkm: Cariye hamile
ise istibrs doum yapmasyla gerekleir. Bu hkm, nassn ifade ettii hkm
olduu gibi, ayn zamanda imamlar arasnda zerinde icm bulunan bir hkmdr. [437]
Beinci hkm: Anne
karnndaki ocuk ne olursa olsun, cariye doum yapmadan nce onunla cins
ilikiye girmek caiz deildir. ocuk ister kiinin karsnn, cariyesinin yahut
kendisiyle phe ile cins ilikiye girdii kadnn gebe olduu ocuk gibi
nesebi, cinsi ilikiyi yapan erkee ait bir ocuk olsun, isterse zina eden
kadnn gebe olduu ocuk gibi nesebi, cins ilikiyi yapan erkee ait bir ocuk olmasn, durum
farketmez. Nassm aka ifade ettii zere, bakasndan hamile olan bir kadnla
cinsi ilikiye girmek, kesinlikle hell deildir. u hadis de, bunu ayn
ekilde aka ifade etmektedir: "Allah'a va hiret gnne inanan kii,
kendi suyu ile bakasnn ekinini sulamasn." Bu ise hem iyi olan ve hem
de pis olan ekini kapsar. nk cins ilikiye girecek kimsenin suyunu pis su
ile karmaktan korumak, temiz su ile karmasndan korumaktan daha nemlidir.
Hem, zina eden erkein, gerek ana karnndaki ocuunun gerekse suyunun bir
saygnl yoktur. Oysa buradaki cins ilikiye girecek kimsenin, hem ana
karnndaki ocuu ve hem de suyu saygndr. Dolaysyla suyunu bakasnn suyu
ile kartrmas caiz olmaz. Zira bu, Allah'n, pis olan iyiden ayrma ve
arndrma, her ksm kendisiyle ayn cinsten ve benzer olann hkmne katma
konusundaki ilh snnetine aykrdr.
Ne alacak bir
durumdur ki, drt fakih (mezhep imam) iinde istibr gereklemeden zina eden
kadnla nikh akdi yapp akdi mteakip onunla cins ilikiye girmeyi caiz
grenler var. Bylece kadn bir geceyi, zinay yapan adamn yannda ondan
hamile kalm olarak geiriyor ve hemen ertesi geceyi ise kocasnn kars
olarak!
Bu eriatn
mkemmelliini iyi dnen kimse, eriatn bunu tamamen reddettiini ve
yasakladn anlar.
mam Ahmed'in
mezhebinin gzel ynlerinden birisidir ki, bu imam, zina eden kadn tevbe
edinceye kadar ve kendisinden zinakr, fahie ve orospu isimleri kalkncaya
kadar onunla nikh akdi yapmay tamamen haram saymaktadr. Merhum, bir erkein,
orospu kocas olmasn caiz grmyor. Muhalifleri ise, bunu caiz gryorlar. O,
bu meselede btn Kur'an ve hadis nasslan, sahabe sz ve tatbikat, mnalar,
kyas, maslahat, hikmet ve mslmanlann irkin grd eyin haram olmas
alarndan muhaliflerine gre daha ansldr. nsanlar bir kimseye sverken
arya katklarnda ona z ve kfi (zn ve kavat kelimelerini) ak olarak
sylyorlar. Kiinin deini (hanmn) ifsada kalkma, ona bakasnn
ocuunu nisbet etme ve onu btn milletlerce kt kabul edilen bir isme maruz
brakma szkonusu iken, eriat byle bir eyi nasl caiz klm olabilir?
"Zina eden kadnla istibr etmeden nce nikh akdi yapp hamile de olsa
onunla cins ilikiye girmek caizdir." diyenlerin grlerinden kacak
kyas udur: Zinadan gebe kalan cariyenin istibr etmesi vacip deildir; kii
ona sahip olmay mteakip onunla cins ilikiye girebilir. Ancak byle bir ey,
ak snnete aykrdr. ayet bu gr sahipleri zinadan hamile olan cariyeye
istibry vacip grrlerse, zina eden kadnla istibrdan nce cins ilikiye girmek
caizdir grlerini rtm olurlar; yok eer vacip grmezlerse, nasslara
muhalefet etmi olurlar. Kocaya istibr gerekmez, ama efendiye istibr gerekir,
zira kendisine istibr vacip olmayan kii kocadr, eklindi; koca ile efendi
arasnda bir ayrma gitmeleri de onlara bir fayda vermez. nk koca,
efendinin aksine ne iddet bekleyen ne de bakasndan hamile olan bir kadnla
nikh akdi yapmtr. Hem sonra Sri' rahimde ocuk bulunur ve bylece kii
bakasndan hamile kalan kadnla cins ilikiye girmi ve kendi suyuyla
bakasnn ekinini sulam olur ihtimaline ramen, byle bir ihtimalin szkonusu
olmamas da mmkn iken, iddet iinde cins ilikiye girmeyi, hatta nikah akdi
yapmay haram saymtr. Ya bir de rahimde ocuk bulunduu kesin bilinirse
durum nice olur?
Denilecek son sz
udur: Zina eden kadnn douraca ocuk, onunla cins ilikiye giren birinci
erkein nesebine katlmaz. nk ocuk, kadna nikh akdiyle sahip olana
aittir. Bu kimsenin ise, kendi suyunu ve nesebini bakasnnki ile kartrmaya
kalkmas caiz deildir. ocuk, cins ilikiye girren birinci erkein ocuu kabul
edilmediine gre, kiinin kendi suyunu ve nesebinin, koyucusuna dahil
edilmeyen bir nesepten korunmas, kendisine dahil olacak nesepten onun
korunmasndan dolaydr.
Szn z: eriat
ister haram ilikiyle gebe kalm olsun, isterse olmasn gebe cariye ile douma
kadar cins ilikiye girmeyi yasaklamtr. Hz. Peygamber (s.a.) evlenen ve
kars hamile kan adamla karsnn arasm ayrm, kadna had cezas tatbik
ederek onu krbalatm ve erkein o kadna mehir vermesine hkmetmitir. Bu da
aka ortaya koyar ki, zinadan hamile kalan kadnla yaplan nikah akdi
btldr. Sahih bir rivayete gre, Hz. Peygamber {s.a.) bir kl adr kaps
yannda oturan doumu yakn bir kadna urad ve :"Herhalde efendisi
onunla cins ilikiye girmek istiyor." dedi. Yanndakiler
"Evet." diye cevap verdiler. Hz. Peygamber (s.a.): "Vallahi,
iimden, bir lanet edeyim de o lanetle kabrine girsin, diye kurdum. Kendisine
hell olmad halde onu nasl istihdam edebilir? Kendisine hell olmad
halde onu nasl miras yapabilir." buyurdu.[438]
Grld gibi Hz.
Peygamber (s.a.) iinden lanet etmeyi geirmesinin sebebi olarak efendisinin
cariye ile cins ilikiye girmesini gstermi ve cariyenin karnndaki ocuun
nesebinin cins ilikiye giren o adama dahil olup olmadn sormamtr.
"Kendisine hell olmad halde onu nasl istihdam edebilir?" sznn
anlam udur: O ocuu nasl hizmetinde kullanaca bir kle yapabilir? Oysa bu
hela';, deildir. nk cins
ilikiye giren bu kimsenin suyu, anne karnndaki yavrunun hilkatine bir eyler
katar ve bylece ocuun bir ksm kendisinden meydana gelmi olur. mam Ahmed
diyor ki: O kimsenin likisi, ocuun kulak ve gzne ziyadelik katar.
"Kendisine helal
olmad halde onu nasl miras yapabilir?" cmlesini. eyhlislm bn
Teymiye'nin yle yorumladn iittim: Yani onu, nasl geride brakaca bir
miras mal yapabilir? Zira o kimse, o ocuun kendi klesi olduuna inanmakta
ve tiolaysyla onu kendisinden geride kalan bir miras mal yapmaktadr. Oysa
byle yapmas hell deildir. nk kendisinin suyu, o ocuun hilkatinde
ziyadelik meydana getirmitir. Artk o ocukta, kendisinden bir para vardr.
tbn Teymiye'den bakalar ise
hadisi yle anlamaktadrlar: Onu olu olarak nasl miras yapabilir? Oysa
byle yapmas hell deildir. nk ana karnndaki ocuk, bakasmdandr.
Kendisi ise, cins ilikiye girmek suretiyle onu kendisinden yapmakta ve malna
miras klmaktadr. Bu anlay, hadis banda geen "Onu nasl
kleletirebilir?" yani nasl kendi klesi yapabilir, cmlesi reddeder. Bu
ise ancak birinci mnaya delil tekil eder. Her iki gre gre de, hadis
aka ifade etmektedir ki, ocuk ister zina mahsul olsun, ister olmasn,
bakasndan hamile olan kadnla cins ilikiye girmek haramdr ve bunu yapan
kimse lanete mstahaktr. Hatta mam Ahmed'in takipilerinden bir grup fakih ve
daha baka fakihler aka belirtmilerdir ki, bir adam bakasnn cariyesi
olan karsn kendi mlkiyetine alsa, nikh esnasnda kendisinden hamile kalm
olur ve bylece ocuu zerinde annesinin efendilerinin vel hakk bulunur
endiesiyle istibrda bulununcaya kadar sahip olduu karsyla cins ilikiye
giremez. Ama cariye kans, mlkiyetinde iken kendisinden hamile kalsa, ocuk
zerinde vel hakla bulunmaz. Bu, tamamen ocuu iin bir ihtiyattr: ocuk,
aka hr ve zerinde vel hakk bulunmayan biri midir, yoksa onun zerinde
vel hakk var mdr? Ya bir de kadn bakasndan hamile olursa durum nasl
olur? [439]
Altnc hkm: Hz.
Peygamber'in (s.a.): "Hamile olanla douruncaya, olmayanla da bir hayz
geirmek suretiyle istibrda bulununcaya kadar cins ilikiye girilmez."
sznden u hkm karlmtr: Hamile kadn hayz olmaz. Onun grd kan,
istihza kan gibi bir rahatszlk kandr. Dolaysyla bu durumdaki kadn
orucunu tutar, namazn klar, Kabe'yi tavaf eder ve Kur'an okuyabilir.
Bu mesele, fakihler
arasnda ihtilafldr. u fakihler hamilenin grd kann, hayz kan
olmadn sylemektedirler: At, Hasan (el-Basr), krime, Mekhl, Cbir b.
Zeyd, Muhammed b. Mnkedir, a'b, Neha, Hakem, Hammad, Zhr, Ebu Hanife ve
arkadalar, Evz, Ebu Ubeyd, Ebu Sevr, bnu'l-Mnzir, mezhebi iindeki mehur
grne gre mam Ahmed ve iki grten birine gre afi.
u fakihler ise bu
kann hayz kan olduunu sylemektedirler:
Katde, Raba, Mlik,
Leys b. Sa'd, Abdurrahman b. Mehdi ve shak b.Rahyeh. Bunu Beyhak, Snen'inde
kaydetmitir. shak b. Rhyeh anlatyor: Ahmed b. Hanbel, bana: "Kan gren hamile hakknda ne
dersin?" diye
sordu. Ben de: "Namazn klar." dedim ve delil olarak da
At*nn Hz. ie'den (r.a.) rivayet
ettii haberi gsterdiir... Bunun zerine Ahmed b. Hanbel dedi ki: "Medinelilerin
naklettii haberi, Hz. ie'nin
cariyesi mm
Alkame'nin naklettii haberi ne yapyorsun? Oysa bu
daha sahihtir." shak, "Bunun
zerine Ahmed'in grne dndm." diyor . Bu ise mam Ahmed'in, hamilenin grd kann
hayz kan
olduunu aka
belirtmesi gibi bir durum arzetmektedir ve shak'n
ondan anlad da budur. Ahmed'in iaret
ettii haber udur: Bize Beyhak,
Hkim Ebu Bekir b. shak Ahmed b. brahim bn Bkeyr
Leys Bkeyr b. Abdullah ie'nin
cariyesi mm .Alkame senediyle Hz. ie'ye (r.a.) kan gren hamilenin durumu sorulduunda:
"Namazn klar."
dediini rivayet eder[440]
Beyhak diyor ki: Bu gr bize Enes b.
Mlik'ten de rivayet
edilmitir. Bize mer b. Hattab'dan da buna delil tekil eden bir rivayet nakledilmitir. Ayrca bize
rivayet edildiine gre Hz. ie (r.a.). Allah Rasl'ne (s.a.), Ebu Kebr el-Hzel'nin u beytini
okumutur:
"Her trl hayz
kalntsndan, emzikli kadnn bozmasndan ve emzikli iken kendisi ile cins
iliki kurulan kadnn hastalamdan
arnmtr, o."'[441]'
Beyhak diyor ki:
Bunda, hamileliin hayz halinde baladna delil vardr. Zira Hz. Peygamber (s.a.)
iiri red sadedinde bir ey sylememitir. Bize Matar At senediyle rivayet
edildiine gre Hz. ie (r.a.): "Hamile hayz olmaz. Kam grnce namaz
klar." demitir. Yahya el-Kattn, bu rivayeti mnker sayar, bn Eb
Leyl'nn ve Matar'm At'dan rivayetini zayf grrd. Muhammed b. Rid,
Sleyman b. Musa At Hz. ie (r.a.) senediyle Matar'm rivayetine benzer
bir rivayet ak:aramtr. ayet
bu rivayet gerekse
grnen o ki, Hz. ie nceleri hamile hayz olmaz grndeydi; ama sonra
hamile de hayz olur, grn benimsedi ve bylece Medinelilerin rivayet
ettikleri gre dnm oldu. En iyi bilen Allah'tr.
Hamilenin grd
kann hayz kan olduunu kabul etmeyenler diyorlar ki: Hz. Peygamber (s.a.)
cariyeleri iki ksma ayrd: 1) Hamile olanlar: Bunlarn iddet sresini ocuun
doumuna kadar geen sre olarak belirledi. 2) Hamile olmayanlar: Bunlarn
iddet srelerini de, bir hayz olarak belirledi. Bylece bir hayz, rahimde
ocuk bulunmadna almet oldu. ayet hayzla hamilelik bir arada szkonusu
olsayd, bir hayz sresi hamileliin yokluuna almet olmazd. Bundan dolay,
hamile olmadna bir delil olsun diye, boanm kadnn iddeti kar' olarak
tayin edildi. Hamilelik hayz haliyle bir arada bulunsayd, hayz hamileliin
yokluuna bir delil olmazd. Sahihte yer alan bir hadiste Hz. Peygamber (s.a.),
olu, karsn hayzl iken boayan Hz. mer'e (r.a.) : "Ona, emret kamna
dnsn. Sonra kars temizlenip, ardndan hayz olup sonra yeniden
temizleninceye kadar ona ilimesin. Sonra isterse onu tutar, isterse dokunmadan
boar. te Allah'n, kadnlarn bu sre iinde boanmalarn emrettii iddet
budur." buyurdu [442]'
Bu hadisin delil
olmas yledir: Gerek kan grd srede, gerekse baka zaman hamile kadn
boamak icmen bid'at deildir. ayet hamile, hayz grr olsayd, gerek bu
hayz sresi ierisinde ve gerekse temiz olduu vakitte cins ilikiden sonra
boanmas, hadisin umm ifadesine baklarak bid'at olurdu.
Mslim'in Sahihinde
Ibn mer'den rivayetine gre ise Hz. Peygamber (s.a.). Hz. mer'e: "Ona
emret, karsna dnsn. Sora temiz yahut hamile iken boasn."
buyurmutur.[443] bu da gsterir ki,
hamilenin grd kan, hayz olmaz. nk Hz. Peygamber (s.a.) gebelik vaktinde
yaplan boamay temizlik vaktinde yaplan boama ile denk saymtr. ayet
hamilenin grd kan, hayz olsayd o zaman onun biri temizlik, dieri hayz
olmak zere iki durumu szkonusu olurdu. Oysa hayz halinde boanmas hell
olmazd. Zira bu bid'at olur.
Ahmed'in Msned'mde
Rfeyfi'den rivayetine gre: Hz. Peygamber (s.a.): "Herhangi bir kimsenin
kendi suyuyla bakasnn ekinini sulamas ve hayz oluncaya, yahut hamilelii
anlalmcaya kadar bir cariye ile cins illikiye girmesi hell olmaz."
buyurmutur. [444]' Bu hadiste Hz.
Peygamber (s.a.), hayz halinin varln, rahimde ocuun yok olduuna bir
almet saymtr. Rivayete
gre Hz. Ali: "Allah, hamilelerden hayz kaldrm ve kan, suyu ekilen
rahimlere vermitir." demitir. bn Abbas ise: "Allah, hamilelerden
hayz kaldrm ve kan, ocua nzk yapmtr." diyor. Bu iki rivayeti
de Ebu Hafs bn ahin rivayet etmitir.
el-Esrem ve Drakutn
senetleriyle, kan gren hamile hakknda Hz. ie'nin (r.a.): "Hamile hayz
olmaz. Ykanr, namazn klar." dediini rivayet ederler. Hz. ie'nin
(r.a.): "Ykanr." sz mendupluk ifade eder; zira kan gren hamile,
mstahza durumundadr.
Bakalarnn bu
sahblere muhalefet ettikleri bilinmemektedir. Ancak Hz. ie'nin:
"Hamile namaz klmaz." dedii sabittir. Szleri arasnda birlik
salamak iin onun bu sz, hamilenin douma iki gn yahut buna yakn bir sre
kala grd lohusalk kan olarak yorumlanr.
Hem hamilenin grd
bu kanla iddet sona ermez. Dolaysyla} istihzada olduu gibi, o da hayz
deildir.
Hz. ie (r.a.) hadisi
gstermektedir ki, hayzl kadn hamile kalabilir. Biz de yle sylyoruz.
Ancak hamilelik onun hayzr. keser ve hayz halini ortadan kaldrr.
Ayrca Allah Tel,
hayz kannn ste dnp ocua gda olmasn det olarak icra etmitir. u
halde gebelik vaktinde kan kan hayz deil, bir rahatszlk kandr.
Hamilenin grd
kann hayz kan olduunu savunanlar diyorlar ki: Tartmasz, hamile kadn
bilhassa hamileliin ewe tinde deti zere kan grebilir. Tartma bu kann
varl hakknda deil, hkm hakkndadr. ttifakla bu kan hamilelikten nce
hayz idi. Bu durumda biz stshb (eski durumun devam) delilini esas alarak
onun hkmn, kesin ekilde kaldracak bir delil ortaya kncaya kadar geerli
sayarz. Hkm bir yerde sabit olunca, onu kaldracak bir delil gelinceye kadar
devamll asl kabul edilir. Birincisi, tartma konusunda icm'm hkmn
stshb deliline dayanarak srdrmektir. kincisi ise, yerinde sabit hkm onu
kaldracak bir delilin varl kesinleinceye kadar stshb deliline dayanarak
devaml saymaktr. Aralarndaki fark aktr. Hem Hz. Peygamber (s.a.):
"Hayz kan olursa, siyah olur bilinir." buyurmutur.[445] Bu
kan ise siyah ve malumdur. O halde hayzdr.
Hz. Peygamber (s.a.):
"Sizden herhangi biri hayz olduunda oru tutmaz, namaz klmaz deil
mi?" buyurmutur.[446]'
Kadnn hayz gerek dil,
gerekse eriat asndan ayn malum vakitlerinde kann kmas demektir. Bu dil
asndan da byledir. simlerde asl olan, onlarn deitirilmeleri deil,
anlamlarnn aynen braklmasdr.
Hem arat sahibinin
hkmleri kendisine balad kadnn uzvundan kan kan biri hayz, dieri ise
istihza olmak zere iki ksmdr, eriat sahibi bunlara bir ncsn ilave
etmemitir. Hamilenin grd kan istihza deildir. nk istihza srekli
olan ve hayz mddetinin en uzun olanna ilave durumda buhman yahut deti aan
kandr. Konumuz olan kan, bunlardan biri deildir. u halde, istihza olmas
ihtimali ortadan kalkmtr. yleyse, bu hayzdr. Burada bir nc ksm
ispat edip, onu da rahatszlk kan saymanz mmkn deildir. Zira bu ancak
nass, icm yahut kabul edilmesi vacip bir delille sabit olur. Oysa byle bir
ey yoktur. Ayrca Hz. Peygamber (s.a.), istihza olan kadn detine evirmi
ve: "Hayz olduun gnler saysnca otur." buyurmutur.[447] Bu
hadis de gsterir ki, kadnlarn detleri kann vasf ve hkm konusunda
muteberdir. Hamilenin grd kan ilavesiz, noksansz ve intikalsiz olarak
mutat olan deti ve vakti zere srerse deti, o kann hayz olduuna delil
olur ve detini hkmde esas almak ve bunu det dna kan rahatszla
tercih etmek vacip olur.
mmet ierisinde bu
konuyu en iyi bilenler, Hz. Peygamber'in (s.a.) hanmlardr. Onlarn da en iyi
bilenleri Hz. ie'dir. Onunsa kan gren hamile hakknda "Namaz
klmaz." dedii, Medinelilerdsn sahih senetle rivayet edilmitir. Ayrca
mam Ahmed bu rivayetin Hz. e'den gelen dier rivayetten daha sahih olduunu
sylemitir. Bundan dolay shak eski grnden vazgeip bu gr benimsemi
ve Ahmed b. Hanbel'in de bu grte olduunu haber vermitir.
Sahabeden gelen
zikrettiiniz buna muhalif szlerin shhati biliniyor. Sahih olsalar bile, konu
sahabe arasmda tartmaldr, arada hkm verecek bir delil yoktur.
Hem hayzn
hamilelikle bir arada bulunmamas, ya duyular yoluyla ya da eriatla bilinir.
Oysa, her ikisi de mevcut deildir. Birincisi aktr. kincisine gelince, zira
eriatn sahibinden hayzla hamileliin bir arada bulunmayacan gsteren bir
delil nakledilmemitir.
" Hz. Peygamber
(s.a.), hayz iddet ve istibr konularnda rahimde ocuk bulunmadna bir
delil klmtr." sznze gelince; sorarz: "Zahir bir delil mi
yoksa kesin bir delil mi kld?" Birinci ihtimal dorudur. kincisi,
aslszdr. Zira kesin bir delil olsayd, delil olduu ey kendisinden geri
kalmazd ve hamilelik mddeti hayzn kesilmesiyle balam olurdu.
Bunu hi kimse
sylememitir. Aksine mddet cins ilikiden itibaren balar. Bu ilikiden
sonra bir ka hayz grm olsa bile durum byledir. Bir kimse karsyla cins
ilikiye girse, sonra kadn cinsi ilikinin zerinden alt aydan fazla, ama
hayzn kesilmesinden ise bu sreden daha az bir mddet geince bir ocuk
dnyaya getirse, ocuun nesebi ittifakla o adamn nesebine dahil olur. u
halde anlalmtr ki, hayz, zahir bir almettir; bazen onun delil olduu
ey, yamurun su ykl buluttan geri kalmas gibi, geri kalabilir.
Bylece delil
gsterdiiniz snnetten cevap km olur. Zira biz de onun sylediini
sylyor ve hkmne gre hareket ediyoruz. Tartan taraflar arasmda hakem
odur. Hz. Peygamber (s.a.), kadnlar; biri iddeti doum yapmasyla sona eren
hamile, dieri iddeti hayzla sona eren ve hamile olmayan diye iki kma
ayrmtr. Biz de bunun icabettirdiini sylyoruz, bu konuda tartmyoruz.
Ancak, bunda hamile kadnn deti zere grd kana ramen oru
tutabileceini, namaz klabileceini gsteren delil nerede? Bu baka bir
konudur, hadis ona deinmemitir. te hamilenin grd kan hayz kamdr
diyenler de, aynen bu ibareyi sylyorlar. Bu bir eliki ve ibarede bir
bozukluk saylmaz.
Hz. Peygamber'in
(s.a.), Abdullah b. mer'in (r.a.) durumu hakknda babas Hz. mer'e (r.a.):
"Ona emret karsna dnsn. Sonra ona el srmeden kadn temiz iken
boasn." buyurmasnda da hal byledir. Bu hadis yalnzca hamile olmayan
bir kadnn, biri hayzdan temizlik, dieri cins ilikiye girmeme olmak
eklindeki iki artla boanmasnn mubah olduunu gstermektedir. Bunda kadnn
hamile iken grd kann hkmne deinme nerede?
"Hamile, hayz
grr olsayd kan grd vakitte boanmas bid'at olurdu. Oysa limler, kan
grse bile, hamile kadn boamann bid'at olmadnda ittifak
etmilerdir." demenize gelince; cevaben deriz ki: Hz. Peygamber (s.a.),
kocasnn boamak istedii kadnn hallerini, hamile olma ve olmama ksmlarna
ayrm; hamilenin boanmasn mutlak ve istisnasz bir surette caiz grmtr.
Hamile olmayann boanmasn ise, yukarda zikredilen iki artla mubah
saymtr. Bunda hamilenin grd kann rahatszlk olduunu, hatta hamilenin
boanma konusunda bakalarndan ayrldn, bakalarnn temizlik hali iinde
kendisine dokunulmamken boanabileceini, hamilede ise bunlardan hibirinin
art olmadn, hatta onun cins ilikiyi mteakip boanabileceini ve kan
grse de boanabileceini; cins ilikiyi mteakip boanmas haram olmad
gibi hayz halinde de boanmasnn haram olmadn gsteren bir delil yoktur,
tte, eriat sahibinin boamaya izin verdii ve boamay yasaklad vakitler konusundaki
hikmetinin icabettirdii ey budur. Artk kadnn hamile olduu ne zaman
anlalrsa, boayan erkek iinin farknda olur ve bylece karsnn hamile
olduunu bilmeden cins ilikiye girdikten sonra btn kadnlarn bana gelen
pimanlk onun basma gelmez. Yasaklanan bir ey, ne eriat asndan, ne d
gereklik asndan ve ne de itibar asndan kendisine izin verilmi eyin
benzeri deildir. zellikle de hayz halinde boamann yasak oluuna sebep
olarak iddetin uzatlmasn gsteren kimsenin syledii ey. Oysa bunun hamile
konusunda hibir etkisi yoktur.
"Hamilenin
grd kan, hayz olsayd iddet onunla son bulurdu." demenize gelince:
Byle bir netice lzm gelmez. nk Allah Tel hamilenin iddetini ocuunu
dourmas sresiyle, hamile olmayann iddetini de kar'lar sresiyle
snrlamtr. Hamilenin icldetinin kar'larla sona ermesi mmkn deildir. Zira
bu, ikinci bir ahsn ona sahip olmas ve bakasndan hamile iken onunla
evlenmesi ve bylece kendi suyuyla bakasnn ekinini sulamas neticesine
gtrr.
Bizim, hayz kadn
hamile olabilir grmz kabul etiinize, Hz. Aie (r.a.) hadisini de buna
yorumladnza ve duyulann tanklndan dolay bunu reddetmeniz mmkn
olmadna gre, hayz ve hamileliin bir arada bulunabileceini kabul
etmisiniz demektir. u halde, istidlaliniz bandan ykld. Zira temeli,
hayz hamilelikle bir arada bulunmaz anlayna dayanmaktayd.
Soru: Biz hamileliin
hayz halinde gereklemesini mmkn grdk. Oysa szmz bunun tersi, yani
hayzm hamilelik halinde gereklemesi konusundadr. Aralarnda fark vardr.
Cevap: Birbirlerinden
farkl olduklarna gre, birlemezler. Bunun u zamanda gereklemesiyle, u
zamanda bunun gereklemesi arasnda ne fark vardr?
"Allah Tel,
hayz kannn, ocuun gdaland ste dnmesini det olarak icra etmitir.
Bundan dolay emzikli kadnlar hayz olmaz." demenize gelince, deriz ki:
Bu, size kar bizim en byk delillerimizdendir. Zira bu dnme ve stle
gdalarma, ancak doumdan sonra tam randmanda olur ki, bu vakit stn
kuvvetli olduu ve bebein stn emdii vakittir. Allah, emzikli kadnn hayz
olmamas detini icra etmitir. Bununla birlikte emzikli kadn deti vaktinde
bir kan grse, ittifakla hayz hkm verilir. Ste dnmesi tam kesinlik
kazanmayan ve ocuun kendisiyle gdalanmad bir vakitte grlen kann hayz
kan olduuna hkmetmek daha yerli yerinde ve daha uygundur. Haydi
diyelim bu kan onlarn dedikleri gibi
olsun. Byle bir durum ancak ocuun stle gdalanmaya ihtiya duyduu vakitte,
kendisine ruh flendikten sonra szkonusu olabilir. Bundan nce ise anne
karnndaki ocuun ihtiyac olmadndan dolay ste dnmez.
Hem, hayz kannn tamam
ste dnmez; bir ksm dnr ve geri kalan dar kar. Grdn gibi,
rivayet ve delil asmdan tercihe ayan olan, bu grtr. Yardm Allah'tandr.
[448]
Soru: stibr yapmakta
olan kadnn istibrs vacip olan yerinden cins iliki dnda faydalanmay
yasaklyor musunuz?
Cevap: Kadn,
emsalleriyle cins ilikiye girilmeyecek kadar kk yata olursa onu pmek ve
ona dokunmak haram deildir. Bu fade, kendisinden gelen iki rivayetten birine
gre, Ahmed b. HanbeVin ifadesidir. Ebu Muhammed el-Makdis, stadmz (bn
Teymiye) ve daha bakalar, bu gr tercih etmilerdir. Zira tmam Ahmed:
"ayet kadn k*k ise st emecek yata bulunduunda neyle istibrda
bulunacak?" demitir. Dier rivayette ise: "Hayz oluyorsa bir
hayzla, hayz olmayan ama kendisiyle cins ilikiye girilip hamile kalabilen
kadnlardansa aylk sreyle istibrda bulunur." demitir. Ebu Muhammed
diyor ki: Bundan anlalan o ki, kk kadmn istibrs vacip deildir ve
onunla srtmek haram olmaz. Bu bn Eb Musa'nn tercihi ve Mlik'in
grdr. Doru olan da budur. nk mbahlk sebebi, gereklemi durumdadr.
Haram olduuna bir delil yoktur. nk bu konuda nass da yok, nass mnas da
yok. Zira byk kadna dokunmann haram olmasnn sebebi, haram olan cins
ilikiye gtrr olmas, yahut o cariyenin bakasnn mm veledi olmas
korkusudur. Burada ise, byle bir ey dnlemez. u halde mbahlk hkmnn
icabna gre amel etmek vaciptir. Ebu Muhammed'in sz bitti.
ayet cariye
emsalleriyle cins ilikiye girilen bir bakire ise "Istibrs vacip
deildir." diyorsak, aktr; "stibrs vaciptir." diyorsak
arkadalarmz onu pmek ve ona dokunmak haram diyorlar. Bence, istibrsnn
vacip olduunu sylesek bile, bu haram deildir. Zira, orulu konusunda olduu
gibi, cins ilikinin haram olmasndan cins ilikiye gtren eylerin
haraml lzm gelmez. Bilhassa onlar, cariye hamile olur da kii bakasnn cariyesinden
faydalanm olur, dncesiyle dokunmay haram saymaktadrlar. Dokunmann
haramlna sebep olarak, ite bunu gstermektedirler. Sonra demilerdir ki:
Bundan dolay iki rivayetten birine
gre esir alnan kadndan istibrdan nce cins iliki dnda faydalanmak
haram olmaz. nk onun mlkiyetinin fesholmas dnlemez. Zira, esir
alnmakla, mlkiyet kesinlemitir. Artk bakireden pme ve baka yollarla
faydalanmann yasaklanmasnn bir anlam kalmamtr. ayet dul ise Ahmed'in
arkadalar, afi ve daha bakalar istibrdan nce ondan faydalanmak
haramdr, diyorlar. Bunlar diyorlar ki: nk bu, cins ilikiyi haram klan
bir istibrdr. Dolaysyla iddette olduu gibi, istibrdan nce de dul
kadnlardan faydalanmak haramdr. Zira sahibi o kadnn hamile olup da mm
veled statsnde olmasndan ve satmn btl olup kendisinin bakasnn mm
veledinden faydalanm olmasndan emin olamaz. Bundan dolay hayzliyla cins
ilikiye girmekle, orulunun cins ilikiye girmesi arasnda fark vardr.
Hasan el-Basr diyor
ki: tstibrda bulunan cariyenin yalnz kadnlk uzvu haramdr. Sahibi cins
iliki kurmadktan sonra, ondan diledii gibi faydalanabilir. nk
Hz..Peygamber (s.a.), istibrdan nce cins ilikiyi yasaklam, bundan
gayrisini yasaklamamtr. Cins ilikinin haram olmasndan gayrisinin haram
olmas gerekmez. Tpk hayzl ve orulu kadnlarda olduu gibi. Denilmitir
ki, bn mer esir kadnlardan payna den cariyesini istibrdan nce pmtr,[449]' Bu
gr destekleyenler yle diyebilirler: Satn alnan cariye ile iddet
bekleyen kadn arasnda, u fark vardr: ddet bekleyen kadn, kocasna yabanc
olmutur-. Dolaysyla kocasnn onunla cins ilikiye girmesi, cins ilikiye
gtren yollara bavurmas hell olmaz. Ama (mlk olan) cariye iin durum byle
deildir. Zira onunla cins ilikiye girmenin istibrdan nce haram olmas,
ancak sahibinin kendi suyunun bakasnn suyu ile karmasndan korkulduundan
trdr. Bu ise cinsi: ilikiye gtren eylerin haram olmasn gerektirmez.
Cariye bu konuda daha ok hayzl ve orulu kadnlara benzemektedir. Mesel bir
kimsenin kars yahut cariyesi zina etse, o kimsenin istibrdan nce onunla
cins ilikiye girmesi haram olduu halde, cins ilikiyi artran eyler
haram deildir. Aada gelecei zere, esir alman kadn iin de ayn durum
szkonusudur. En ok korkulan, cariyenin efendisinden hamile olup al-veri
akdinin fesholmasdr. Bu mesele, mm veledlerin satmnn haram oluunun
illetlerine dayanmaktadr ki, bu gr sahibini balamaz. Zira, sahibi ondan
istifade edince, sahibinin grnte mlk olur. Bu da, istifadenin caizlii
konusunda yeterlidir. Nitekim, sahibi onunla tenha bir yerde babaa kalp
konuabilir, bir yabanc kadnn vcudundan bakmas mubah olmayan yerlerine
bakabilir. Bunlara
vereceiniz btn
cevaplar, pme ve faydalanma konusuna da cevap tekil ederler. Bunun
caizliginin tartld bilinmemektedir. Hem mteri tek bana kalyor olsa
da, satn ald cariyesini istibrdan nce alp evine gtrmekten menedilmez, cariyenin
de onun yannda yzn rtmesi vacip olmaz ve adamn cariyeye bakmas, onunla
tenha bir yerde babaa kalmas, birlikte yemek yemesi, hizmetini grdrmesi ve
onun faydalanlacak eylerinden faydalanmas haram olmaz. Ama bakasnn mlik
olduu cariyeye, onun bu gibi eyler yapmas caiz olmaz.
Eer cariye, esir
alnm bir kadnsa cins iliki dnda ondan faydalanma/m caiz olup olmad
konusunda, fakihler iki gr ileri srmlerdir; bu grlerin ikisi de mam
Ahmed'den (r.a.) rivayet edilmitir:
1- Esir alman cariye, esir olmayan dier
cariyeler gibidir. Ondan kadnlk uzvu dndaki yerlerinden de faydalanma
haramdr. Bu gr el-Hrak'nin grnden anlalan mnadr. Zira o demitir
ki: Bir cariyeye sahip olan kimse, mlkiyet tamam olduktan sonra istibrda
bulununcaya kadar o cariye ile cins ilikiye giremez ve onu pemez.
2- Haram
olmaz. Bu bn mer'in (r.a.) grdr. Esir cartye ile, esir olmayan mlk
cariye arasndaki fark udur: Esir cariyenin mm veled olmas dnlemez, her
halkrda efendisinin mlkiyetindedir. Ama bakalar iin bu durum geerli
deildir. Nitekim yukarda anlatld. En iyi ben Allah'tr. [450]
Soru: stlbr sresi
satm akdi yapld anda m balar, yoksa cariyenin teslim alnmasyla m
balar?
Cevap: Bu konuda iki
gr vardr. Her ikisi de mam Ahmed'in mezhebinde vecihtirler: 1- Satm akdi
yapld anda balar. nk mlkiyet onunla intikal etmektedir. 2- Teslim
almakla balar. Zira maksat, cariyenin rahminde satcnn veya bakalarnn
suyunun bulunup bulunmadm anlamaktr. Cariye, satann elinde iken byle bir
ey szkonusu olamaz. Bu, f ve Ahmed'in prensiplerine gre byledir.^
Mlik'in prensibine gre ise, yukarda sralanan yerlerde satm akdinden nce
yaplan istibr yeterli olur.
Soru: Satm akdinde
bir muhayyerlik hakk bulunursa istibr sresi ne zaman balar?
Cevap: Bu meselenin
cevab, muhayyerlik mddeti iinde mlkiyetin, intikal edip etmedii
tartmasna dayanr. ntikal eder diyenlere gre, srenin balangc satm
akdinin yapld andr, intikal etmez diyenlere gre se, srenin balangc
muhayyerliin ortadan kalkt andr.
Soru: Peki
muhayyerlik, ayp (=kusur) muhayyerlii olsa ne diyeceksiniz?
Cevap: Srenin balangc tek
bir gr olarak satm akdinin yapld andr. nk ayp muhayyerlii,
mlkiyetin el deitirmesini engellemez; bu konuda ihtilf yoktur. En iyi biten
Allah'tr. [451]
Soru: Snnet,
hamilenin Istibrsmn doum sresi, hamile olmayann istibrsmn ise bir hayz
sresi olduunu belirtmitir. Peki, nasl oluyor da hayzdan kesilmi
kadnlarn ve daha henz hayz grmeyen kadnlarn iddetleri konusunda skt
etmemi de istibrlan konusunda skt etmitir?
Cevap: Allah'a
hamdolsun ki, onlarn istibrlan konusunda snnet skt etmemi, aksine ma ve
tenbih yoluyla aklamtr Zira Allah Tel hr kadnn iddetini kar'
olarak belirlemi, sonra da hayzdan kesilmi ve daha henz hayz grmeyen
kadnlarn iddetini ise ay olarak belirlemitir. Bylece Allah Tel'mn her
kar' karlna bir ay koyduu anlalm oldu. Bundan dolay Allah Tel,
cariyeler hakknda, kadn her ay bir kere hayz olur eklindeki ounlukla
meydana gelen detini icra etmi; snnet de hayz olan cariyenin istibrsnm
b,ir hayz mddeti olduunu aklamtr. Bylece ay, hayz yerini tutmu olur.
Bu gr mam Ahmed'den gelen rivayetlerden ve afi'nin iki grnden
biridir. Ahmed'den gelen ikinci bir rivayete gre ise, (hayzdan kesilmi cariye)
ay istibrda bulunur eklinde olup, ondan gelen mehur gr ve afi'nin
iki grnden biri budur. Bu grn gerekesi, Ahmed b. Kasm rivayetinde,
Ahmed'in delil olarak ileri srd husustur. Ahmed b. Kasm anlatyor: Ebu
Abdillah'a: " ay nasl bir hayz yerinde saydn? Oysa Allah Tel,
Kur'an'da her hayza karlk bir ay koymutur." dedim. Ahmed u cevab
verdi: ay dememizin sebebi, hamilelikten dolaydr. nk hamilelik, bu
sreden daha az bir zamanda anlalmaz. Zira mer b. Abdlaziz, bu konuyu
sormak iin ilim adamlarn ve ebeleri toplad. Onlar, hamilelik aydan daha
az bir zamanda anlalmaz dediler. Bu onun ok houna gitti. Sonra Ahmed
devamla dedi ki: bn Mes'd'un u szn iitmedin mi? O demitir ki:
"Nutfe, krk gn geince alaka olur. Sonra bunun zerinden krk gn
geince mudga olur." Seksen gn geince mudga olur. Mudga ettir. Artk o
zaman rahimde ocuun
bulunduu anlalr." bnu'l-Ksm diyor ki: Ahmed bana: "Bu
kadnlarca malumdur. Ama bir ayn anlam yoktur." dedi. bnu'l-Ksm'in
anlattklar burada bitti.
mam Ahmed'den gelen
bir nc rivayete gre ise, hayzdan kesilmi cariye bir buuk ay istibrda
bulunur. Zira Hanbel'in rivayetine gre, Ahmed demitir ki: At: "Cariye
hayz olmazsa, istibrs krk be gecedir." demitir. Hanbel diyor ki:
Amcam (Ahmed): "Ben de bu grteyim.
nk hayzdan kesilmi boanan kadnn iddeti bu
kadardr." dedi.
Bu grn gerekesi
udur: ayet kadn hayzdan kesilmi olduunda boanm olsayd, bir rivayete
gre bir buuk ay iddet bekler. Cariyenin bu kadar sre istibrda bulunmas
daha uygundur.
Ahmed'den gelen
drdnc bir rivayete gre, hayzdan kesilmi cariye iki ay istibrda bulunur.
Bu rivayeti ondan Kad aktarmtr. Arkadalarndan pek ou bu rivayeti mkil
bulmulardr. Hatta el-Mun sahibi: "Bu grn bir gerekesini
grmedim." demi ve eklemitir: Eer onun istibrs iki ay olsayd, kuru'
halinde olanlarn istibrs da iki kar' olurdu. Bunu syleyen bir kimse
bilmiyoruz.
Bu rivayetin gerekesi
udur: Hayzdan kesilmi cariye, boanm olana gre ele alnmtr. Cariye
iken boanm olsayd, iddeti iki ay olurdu. Ahmed'den (r.a) mehur olan budur.
Kendisi bu konuda, mer'in (r.a.) szn delil gstermitir. Doru olan da
budur. Zira aylar, kuru' yerine gemektedir. Kuru' halinde olanlarn iddeti iki
kar'dr. Onlarn bedeli iki aydr. Kar' halinde olarm istibrs bir hayz
sresidir, dedik; nk hayz rahimde ocuk bulunmadna ak bir almettir.
Bu durum bir ayn gemesiyle anlalmaz. Dolaysyla, rahimde ocuk bulunup
bulunmad anlalacak bir mddetin gemesi gerekir. Bu mddetde ya iki, ya da
aydr. u halde iki ay daha uygundur. Zira boanm kadn hakknda onun
rahminde ocuk bulunmadna bir almet saylmtr, stibrda bulunan kadn
hakknda almet olmas daha uygundur. te bu rivayetin gerekesi budur.
mdi, delil bakmndan
tercihe ayan olan, bir tek ayla yetinmektir. Nassn m ve tenbihlnin
gsterdii husus da budur. Hayzdan kesilmi cariyenin istibr sresini
saymak, onunla hr kadn arasn eitlemektir. Yine bu cariyenin istibrsn
iki ay saymak onunla, kocasndan boanm kadn eitlemektir. Ona en uygun
mddet, bir aydr. Zira bu tam bir bedeldir. eriat sahibi, bu bedelin
benzerini cariyenin benzeri olan hr kadnda muteber saymtr. Sahabe bunu
boanm cariyede muteber grmtr. Hz. mer'in (r.a.): "Boanm
cariyenin iddeti iki hayzdr. Hayz olmuyor ise, iki aydr." dedii
sahihtir.
Ahmed (r.a.) bunu
delil gstermitir. Kendisinden gelen en mehur rivayete gre Ahmed (r.a.) aka
ifade etmitir ki, hayz hali ortadan kalkar ve hayznn kesilmesinin sebebini
bilmezse, dokuz ay hamile olup olmad anlalsn diye, bir ay da hayz yerine
olmak zere toplam on ay iddet bekler.
Ondan gelen ikinci bir
rivayete gre bir sene iddet bekler. Bu, stad Ebu Muhammed'in yoludur. Kendisi
diyor ki: Ahmed, burada bir hayz yerine bir ay koydu. nk hayzdan kesilen
kadn hakknda onun tekrarnn gznnde bulundurulmas, rahminde ocuk bulunup
bulunmadnn anlalmas iindir. Burada ise mddetin ounluunun gemesiyle
onun hamile olmad anlalmtr. Bylece bir ay, kyasa uygun olarak bir
hayz yerinde tutmutur, ite el-Hrak'nin hayzdan kesilmi olanla hayz hali
ortadan kalkm olan arasn ayrarak kaydettii budur. O diyor ki: Eer
hayzdan kesilmi ise ay; hayz hali ortadan kalkp da bunun sebebini
bilemezse dokuz ay hamile olup olmad anlalsn diye, bir ay da hayz yerine
olmak zere iddet bekler.
stad Ebu'l-Berekt
ise, hayz hali ortadan kalkan kadn konusundaki ihtilf, hayzdan kesilen
kadn hakkndaki ihtilf gibi saym ve onun hakknda drt rivayeti hamilelik
mddetinin ounluundan sonra onunla hayzdan kesilmi arasnda bir eitleme
yapmtr. Muharrar adl eserinde diyor ki: Hayzdan kesilmi ve daha henz
hayz grmeyecek kadar kk olan kadnlar bir ay, Ahmed'den gelen bir rivayete
gre ay, bir rivayete gre iki ay ve bir rivayete gre de bir buuk ay iddet
beklerler. Cariyenin hayz hali oltadan kalksa ve sebebini bilemese dokuz aydan
sonra (ihtilfa gre) bu srelerde istibrda bulunur.
el-Hrak ile stad Ebu
Muhammed'in tuttuu yol daha sahihtir. Tercih ettiimiz bir ayla yetinme de
budur. el-Mun adl eserinde stad da bu gre eilim gstermitir. Diyor ki:
Bir ay istibrsnn gerekesi udur: Allah bir ay, bir hayz yerinde
tutmutur. Bundan dolay aylar, hayzlann deimesiyle deimitir. Hayzdan
kesilmi hr kadnn iddeti kar1 yerine ay, cariyenin iddeti iki kar'
yerine iki ay olmutur. Hayz hali ortadan kalkan ve Istibr yapmakta olan
cariyenin istibrs dokuz ay hamile olup olmad anlalsn diye, bir ay da
hayz ye-ine olmak zere toplam on aydr. u halde burada tpk hayz hali
ortadan kalkan cariyede olduu gibi, bir hayz yerine bir ay olmas gerekil-.
Rahimde ocuk bulunmadn gsteren dokuz ay beklemeyi grdnz denecek
olursa, "Burada rahimde ocuk bulunmadn gsteren hayzdan kesilmilik
hali vardr. Doyaysyla iki hal eitlenmi oldu." diye cevap veririz. [452]
Buhr ve Mslim'in
Sahih'lerinde rivayet edilen bir hadisi-i erife gre Cbir b. Abdullah (r.a.)
Hz. Peyganber'in (s.a.) yle sylediini iitti: "Allah ve Rasl
arabn, aenin, domuzun ve putlarn satlmasn haram klmtr." Bunun
zerine: "Y Raslallah, l hayvann i yalar hakknda ne dersiniz?
Onunla gemiler boyanr, deriler yalanr ve insanlar onunla kandillerini
yakarlar." diye soruldu. Raslullah (s.a.): "Hayr, o haramdr."
diye cevap verdi ve o srada buyurdu ki: "Allah Yahudileri kahretsin.
Allah onlara i yan haram edince onu erittiler. Sonra da satp parasn
yediler."[453]'
Yine bu iki sahih
hadis kaynanda bn Abbas'tan (r.a.) u rivayet bulunmaktadr: Hz. mer (r.a.)
Semre'nin arap sattn haber alnca yle dedi: Allah Semre'yi kahretsin.
O, Allah Rasl'nn yle dediini bilmez mi: "Allah Yahudilere lanet
etsin. l hayvan ya onlara haram klnd, ama onlar onu erittiler ve
sattlar."[454]
Bu rivayet Hz. mer'in
Msned'indendir. Beyhak ve Mstedrek sahibi Hkim de bu rivayeti zikretmiler,
ancak onu bn Abbas'm Msned'ine nisbet etmilerdir. Bu iki kaynaktaki
rivayette yle bir ziyade vardr: bn Abbas yle demitir. Hz. Peygamber
(s.a.) mescidde, yani Mescid-i
Haram'da idi. Baklarn semaya dikti, glmsedi ve yle buyurdu: "Allah
Yahudilere lanet etsin. Allah Yahudilere lanet etsin. Allah Yahudilere lanet
etsin. zzet ve Cell sahibi olan Allah, l hayvann yan onlara haram
kld, ama onlar buna ramen onu sattlar ve parasn yediler. Allah bir kavme
bir eyin yenmesini haram klnca onun parasn da haram klar."'[455]' Bu
rivayetin isnad sahihtir. Beyhak, bu hadisi bn Abdan es-Saffr ismail
el-Kd Msedded Bir b. el-Mufaddal Hlid b. Hazza Bereke Ebu'l-Veld
bn Abbas yoluyla rivayet etmitir.
Yine Buhr ve
Mslim'in Sahihlerinde Ebu Hureyre (r.a.) hadisinde bu rivayetin bir benzeri
zikredilmi, ancak orada: "Allah bir kavme bir eyin yenmesini haram
klnca onun parasn da haram klar." ifadesi yer almamtr.
Anlam ok geni olan
bu hadisler, grup eyann haram klndn gstermektedir:
1) Akllan
ifsat edecek iecekler.
2) Bedenleri pis gdalarla besleyerek insan
ftratndaki tabilii .ifsat edecek yiyecekler.
3) Dinleri
ifsat edip irke ve fitneye sebep olacak nesneler.
Birinci grubu haram
klmak suretiyle akl, onu ifsat ve izle edecek eylerden korumu, ikinci
grubu haram klmakla kalbi, onu ifsat edecek gdalarn ona ulamasndan korumu
zira gda ile gdalanan arasnda bir benzerlik szkonusudur, nc grubu
haram klmakla da dinleri, onlarn ifsadna sebep olabilecek eylerden
korumutur. Bylece bu nesnelerin haram klnmas akllarn, kalplerin ve
dinlerin korunmasn garanti altna almtr.
Ancak Raslullah'm (s.a.)
sznn snrlarn tam olarak kavrayabilmek, o snrlar iine giren ve
girmeyen hususlar bilebilmek, bylelikle o szdeki umum ifade eden kelimeleri
anlayp iine ald btn gruplar ayn zamanda lafzn ve mnann mil olduu
btn gruplarn te'vlini grebilmek, ite btn bunlar Allah ve Rasl'nden
gelen hususlar anlayabilme hususiyetidir ki, limler bu konuda birbirlerinden
derece derece farkldrlar ve Allah o yetenei diledii kuluna ihsan eder. [456]
arabn satlmasnn
haram klnmasna ait hkme; sv, kat, skma veya piirme ile elde eden
btn sarholuk verici maddelerin sat girer.
zm suyundan, kuru
zmden, hurma, msr, arpa, bal ve budaydar! elde edilen btn sarho edici
ikiler ile sakin bir kalbi dncelerin en irkinine doru harekete geiren
lnetli bir lokma, bunlarn hepsi Raslullah'm (s.a.) senedinin salamlnda
hibir phe bulunmayan sahih hadisinin nass gereince arap hkmndedir. Bu
hadisin metninde de herhangi bir kapallk szkonusu deildir. O hadiste Hz.
Peygamber (s.a.): "Her sarholuk veren ey araptr."[457]
buyurmutur.
O'nun hitabn ve
maksadn en iyi bilen ashab kiramdan (r.a.) sahih bir yolla u rivayet gelmitir:
"arap akl rten eydir."[458]'
Yukarda saylan btn eitlerin arap ad altna girmesi; altn, gm,
buday, arpa, hurma ve kuru zm eitlerinin hepsinin Hz. Peygamberin (s.a.)
u hadisi iine girmesi gibidir: "Altn altn, gm gm, buday
buday, arpay arpa, hurmay hurma ve tuzu tuz karlnda satmaynz, ancak
misli misline satlmas mstesna... "[459]
Bu eitlerden
herhangi birini, o ismin dnda tutmak nasl caiz olmazsa, sarholuk veren
nesneleri de arap ismininin dnda tutmak caiz deildir. ayet byle
yaplmazsa ortaya iki mahzur kar:
Birincisi: Hz.
Peygamber'in (s.a.) sznden, kasdettii mnann kapsam dna klm olur.
kincisi: Darda
tutulan grup iin O'nun koyduu hkmden baka bir hkm cd edilmi olur ki,
bu ri'e (kanun koyucuya) ait olan lfzlarn ve o lfzlarn tad
mnalarn deitirilmesi demektir. Bir kimse bir grup eyaya ri'in koyduu
isimden baka bir isim koyarsa onun hkmn de izle etmi ve dolaysyla ona
baka bir hkm vermi olur. Hz. Peygamber (s.a.): "mmetimden bir ksm
insanlar arap iecek, fakat ona baka isimler verecekler."[460]
hadisinde de grld zere.mmetinden bazlarnn byle bir fitneyle imtihan
olacaklarn bilince, bu konuda klli, umm ve her trl yoruma kapal apak
bir hkm koydu ki, bu hkm her ynyle tam ve mkemmeldir: "Her
sarholuk veren ey araptr." ayet Ebu Ubeyde, Halil ve onlar gibi Arap
dilinde otorite olan lisan limleri bu sz dil asndan ele alsalard, yle
derlerdi: Lisan otoriteleri her sarholuk veren eyin arap olduuna
hkmetmilerdir. Onlarn sz bu konuda delil tekil eder.
nallah yiyecekler ve
iecekler konusunda Hz. Peygamber'in (s.a.) snnetinden bahsedilirken bu konuda
daha ok aklama yaplacaktr[461]
ayet arap kelimesi lfz
olarak her sarholuk veren eyi ifade etmeseydi bile, asl ile fer'in her
ynden birbirine denk olduu sarih bir kyas, iilmesinin ve satlmasnn haram
olmas hususunda, sarholuk veren btn iki eitlerinin eit olduuna
hkmederdi. M ayn eidin arasm ayrmak, her ynden birbirinin benzeri olan
iki eyin arasm ayrmak demektir. [462]
l hayvann
satlmasnn haram olmasna gelince, ister kendiliinden lsn, isterse hell
olmasn salamayan bir ekilde kesilmi olsun, l hayvan (meyte, le) olarak
isimlendirilen btn cinsler bu blme girmektedir. Ayn zamanda btn
ksmlar da bu blmde mtla edilir. te bu yzden ashb- kiram birok
ynden faydalandklar l hayvan yann satnn haram klnmas konusunda
tereddt ettiler. Bunun zerine Hz. Peygamber (s.a.) onlara, zikrettikleri
faydalar olmasna ramen onun satnn da haram olduunu haber verdi. te bu
nokta, limlerin, Hz. Peygamber'in (s.a.) maksadn anlamaktaki ihtilflarndan
dolay ihtilf ettikleri bir noktadr ki, aklamas yledir. Hz. Peygamber'in
(s.a.): "Hayr, o haramdr." sz sat iin mi, yoksa ya ile
yaptklar iler iin mi sylenmitir? Bu konuda stadmz derki: Bu sz sat
iindir. nk Hz. Peygamber (s.a.) onlara, Allah'n l hayvann satn haram kldm
haber verince, dediler ki: Onun yanda yle yle yararlar var. Bunu
sylerken unu kastediyorlard: Bu yararlan onun satn caiz klar m? Bu
soru zerine Hz. Peygamber (s.a.): "Hayr, o haramdr." buyurdu.
Ben de bu konuda unu
sylemek isterim: Sanki onlar l hayvann yann tahsis edilerek caiz
klnmasn istediler. Bu tpk Hz. Abbas'm (r.a.) izhir (Mekke ayr) otunun,
Harem blgesinde koparlmas yasaklanan dier bitkilerden ayn tutulmasn ve
onun kesilmesine cevaz verilmesini istemesi gibidir. Fakat Hz. Peygamber (s.a.)
onlarn bu talebine olumlu cevap vermemi ve: "Hayr, o haramdr."
buyurmutur.
Ahmed b. Hanbel'in
arkadalarndan ve dier fkh limlerinden bir grup da haram klma ifadesinin,
l hayvan ya ile yaplan iler iin sylendiini iddia etmilerdir. nk
Hz. Peygamber (s.a.) cevabnda erkek iin kullanlan
"o" zamirini
kullanm, dii iin kullanlan"o" zamirini kullanmam, bununla da
zikredilen eylerin hepsini (mezkr) kasdetmitir. Arap dilindeki bir kaide
gerei, bir zamirin en yakn mezkra dnmesi de onlarn grnn tercihine
sebep oluyor. Mna asndan bir baka tercih sebebi de udur: Szkonusu
ilerin mubah klnmas, l hayvan yann temin edilmesine ve satlmasna
vesile tekil eder. Ayn zamanda hadis-i erifin baz rivayetlerinde dii iin
kullanlan "o" zamiri de vrid
olmutur. Bu zamir ya l hayvan yalarna, ya da onunla yaplan ilere aittir.
Her iki takdirde de bu, onlarn sorduklar ilerin haram klndna delil
olur.
Ebu Hureyre'nin (r.a.)
yaa den fare hakknda rivayet ettii hadisteki u sz de, bu gr
desteklemektedir: "ayet ya kat ise, fareyi ve dt ksmn
evresindeki ya atnz, geri kalan yiyiniz, sv ise o yaa yanamaynz,
"[463] Kandilde yakarak ondan
yararlanmak da ona yaklamak demektir.
Birinci gr tercih
edenler de diyorlar ki: Hz. Peygamber'den (s.a.) u rivayet edilmitir:
"l hayvann, ancak yemesi haramdr. "[464] Bu
hadis ondan, kandillerde yakt olarak kullanmak veya delikleri tkamak gibi
yemenin dnda yararlanmann haram olmad konusunda aktr. Yine
demilerdir ki: Haram olan ey ancak, yemede ve giymede olduu gibi pis olan
bir eye zahir ve btm olararak dokunmaktr. Temas olmakszn yararlanmak
szkonusu olursa, niin haram olsun?
Cbir'in (r.a.) hadisi
zerinde dnenler sorunun sat hakknda olduunu, birok faydalarndan
dolay bu konuda ruhsat istediklerini, Hz. Peygamber'in (s.a.) de bunu reddedip
"O, haramdr." Dediini greceklerdir. ayet yukardaki ileri soracak
olsalard, yle derlerdi: "l hayvann yalar iin ne dersin, onunla
aydnlanmak, derileri yalamak caiz midir?" Onunla u u yaplr,
demezlerdi. nk bu soru sormak deil, haber vermektir. Ayn zamanda onlar bu
ileri, Hz. Peygamber'in (s.a.): "Hayr, o haramdr." hadisinin
peisra sylememilerdir ki, o hadis szkonusu ilerin haram olduunu aka
ifade etsin. Aksine l hayvann satnn haram klnmas zerine sylemiler
bununla da sanki O'ndan, eitli faydalar sebebiyle yan satnn caiz
olmas hususunda ruhsat istemilerdir. Hz. Peygamber (s.a.) de bu izni
vermemitir. Bu konuda en son u sylenebilir: Hadiste iki ihtimal
bulunmaktadr. Byle olunca, Allah ve Rasl'nn haram kld bilinmeyen bir
ey haram olmaz.
Hz. Peygamber'in
(s.a.) Semd kavmine ait kuyulardan su imeyi yasaklad halde, o kuyulardan
ekilen su ile yorulan hamurlar hayvanlara yedirmeyi mubah kld
bilinmektedir.'[465]'
Necaseti yakarak ondan yararlanmak, her trl mefsedetten, ayn zamanda btn
ye zahir temastan da uzak olarak gereklemektedir. Byle olan bir eyi eriat
haram klmaz. Zira eriat ancak tamam veya ou zarar olan eylerle, o zarara
yol aan ve sebebiyet veren eyleri haram klar.
Ahmed b. Hanbel,
kendisinden gelen iki rivayetten birinde, temiz ya ile kartrld takdirde
l hayvan yann kandillerde yaklmasna cevaz vermitir. Yine ondan gelen
rivayetlerin ounda, necis olan bir zeytinya yakarak aydnlanmak ve onunla
gemi boyamak caiz grlmtr. Ebu Muhammed gibi baz arkadalar da onun gibi
dnmektedirler. Delil olarak da bn mer'in o ya ile aydnlanmay
emretmesini gstermektedirler.
ki olu Salih ve
Abdullah'tan rivayet edildiine gre, Ahmed b. Hanbel yle demitir: Necis
olan bir eyin satn ho bulmuyorum. Necis olduundan dokunmamak artyla,
onunla aydnlanmak mmkndr. Bu gr hem aslen necis, hem de sonradan necis
olan her eyi iine alr. ayet bu gr sadece sonradan necis olan eyler
iin geerlidir takdirinde bulunursa, bu sz l hayvan necsetiyle veya baka
bir necasetle karan yala aydnlanmann caiz olduunu belirtmesi asmdan
sahihtir. mam afi'nin gr de byledir. Bu durumda tek bana l hayvan
ya ile aydnlanmakla, temiz ya ile karm ve onu necis hale getirmi l hayvan ya
ile aydnlanmak arasnda ne fark vardr?
Bu soruya: ayet, tek
bana olursa ayn necis olur, ona baka bir ey karrsa, sonradan necis
olacandan ykanmakla temizlenmesi mmkn bulunduundan necaset bulaan bir
elbise gibi olur. Bu yzden bir rivayete gre sonradan necis olan yan sat
caiz grld halde, l hayvann yann sat caiz grlmemitir, diye
cevap verilirse, yle karlk verilir: phesiz kt, iki grup necasetin
arasn aynp ayn ayn hkmlere tbi klanlar bu farka dayanmlardr, ancak bu
fark da iki sebeple zayftr:
Birincisi: Ne mam
Ahmed'in, ne de mam afi'nin necis olan yan ykanmas konusunda bir
grleri olduu bilinmemektedir. Bu hususta onlardan tek kelime bile sdr
olmamtr. Ancak baz arkadalarndan byle bir fetva gelmi, mam Mlik'ten
benzeri bir gr rivayet edilmi, ykanmakla temizlenecei sylenmitir.
kincisi: Bu fark
zeytinya ve susamya gibi yalar iin geerli olsa bile, btn yalar iin
geerli olduu sylenemez. nk baz yalarn ykanmas mmkn deildir. mam
Ahmed ve mam afi, necis olan ya ile aydnlanmaya hibir aynm yapmakszn
cevaz vermilerdir.
Ayn zamanda bu ayrm, pis
ve ister asl ister sonradan necis olan bir eyin kullanlm olmasnn
izahnda bir fayda salamaz. nk pis olan bir eyi kullanmak szkonusu
olaca iin, aydnlanmann haram klnmasnda da, dumann necaseti sebebiyle
haram klnmasnda da her iki eit ya arasnda bir fark yoktur. Bu yalardan
biriyle aydnlanmaya cevaz verip dieriyle vermemek hususunda, iki mezhep
.arasndaki ayrmn hibir mnas yoktur. [466]
slm limlerinin
ounluu ziratta, necis olan hayvan tersinin gbre olarak kullanlmasn caiz
grmlerdir. Burada hayvan tersi aslen necistir. Onu kullanann onunla temas,
l hayvann yan yakt kandil ile olan temasndan fazladr. Gbrenin ziri
mahsllere yansmasndaki etki de yakttaki etkiden stndr ve ateteki
deiimi, topran, havann ve gnein gbreyi deitirmesinden daha fazladr.
Necasetin duman sebebiyle haram klnd sylenirse, o zaman da necasetin
dumannn da necis olduunu kim kabul eder, hangi yet veya hangi hadise
dayanarak? diye sorulur. Necasetin dumana dnmesi, hayvann tersinin veya
necis suyun ziri rne dnmesinden daha tamdr. Bu husus, duyu ve mahade
ile bilinir ve phe edilmeyecek kadar acktr. Hatta mam Mlik ve mam Ebu Hanife'nin
baz arkadalar satna cevaz bile vermilerdir. bnu'l-Mcin der ki: nsan
tersininin satlmasnda bir beis yoktur. nk bu da insanlarn
menfaatlarmdandr. bnu'l-Ksm da der ki: Hayvan dksnn satlmasnda bir
saknca yoktur. el-Lahm de onun bu sznn insan dksnn satlmasnda da
bir beis olmadna dellet ettiini sylemektedir. .Eheb hayvan dks
hakknda der ki: Bu hususta mteri satcdan daha mazurdur. bn Abdlhakem de
Allah'n herhangi birini mazur grmediini, her ikisinin de ayn derecede
gnahkr olduunu sylemitir.
Benim grm de udur: Doru
olan bu son grtr. Onlardan yararlanmak caiz olsa bile, satlar haramdr.
Buradaki maksad u ekilde ifade edebiliriz: l hayvann satnn haram
klnmas, ondan ahin, kartal vb. hayvanlar beslemek ve yakt olarak
kullanmak gibi, Allah'n ve Rasl'nn haram klmad ekilde yararlanmann da
haram olmasn gerektirmez. mam Mlik, necis olan zeytinyann mescidlerin
dndaki yerlerin aydnlatlmasnda kullanlmasna ve ondan sabun yaplmasna
cevaz vermitir. unu bilmek gerekir ki, bireyden yararlanma hususu, onun
sat hususundan daha genitir. Sat haram olan hibir eyden
yararlanamayaca sylenemez. Aralarnda bir balant yoktur. Byle olunca
bir eyin satnn haram oluuna bakarak, ondan yararlanmann haram olduuna
hkmedilemez. [467]
Murdar l hayvann
satnn haram olmas konusuna, eti, ya, siniri gibi canllk emaresi
bulunan ve lmyle bu durumun ortadan kalkt ksmlar girer. Ty, yn ve
kl gibi canllk emaresi bulunmayan ksmlar bu konuya girmez. nk onlar
l hayvan hkmnde olmadklar gibi, hayvan hayatta iken dier organlar gibi
canllk emaresi de gstermezler. lim erbabnn ounluu u grtedir: l
hayvann kl, yn ve ty, temiz bir hayvana ait olmas kaydyla temiz
saylr. mam Mlik, Ebu Hanife, Ahmed b. Hanbel, Leys, Evza, es-Sevri, Davud,
bnu'l-Mnzir, el-Mzen, tabin neslinden Hasan el-Basri, bn rn ve
Abdullah b. Mes'd'un arkadalar bu grtedirler. Yalnzca mam afi, bu
ksmlarnn da necis olduuna hkmetmitir. Delil olarak da hem akim hem de
naklin (yani Kur'an va snnetin) l hayvan isminin b ksmlar da iine
aldn ifade etmesini gstermitir. Nakli delil: bn Ad'nin el-Kmil adl
eserinde bn mer'den rivayet edilen merf hadiste: Trnaklan, kam ve kl defnediniz, nk
onlar murdardrlar (meyte).'* buyrulmasdr. Akl delile gelince: Bu ksmlar
da hayvana bitiik olup onunla beraber byr, dolaysyla dier organlar gibi
lmyle de necis olurlar. Ayn zamanda tpk domuz klnda olduu gibi necis
bir mahalde biten kl da necistir. Yaratltaki aslyla olan irtibat, onun
hkmne tbi olmay gerektirmi, rfe gre de kl bittii mahalle tbi
saylmtr. ari'in o konudaki hkmleri bu duruma uygun decek ekildedir.
Mesel, temizlikte kllarn ykanmasn da vacip klm, ihraml birinin,
avlanmas yasak hayvandan kl almasn, onun bir organn almak gibi telakki
edip ceza takdir etmi; nikhla hell, talkla da erkeine haram olan kadnn
san da ondan bir para saymtr. Dier yandan ri'in, mallarn imkn
lsnde slah edilip kullanlr hale getirilmesi, korunmas ve zayi
edilmemesi konusunda titizlik gsterdiini, Meymne'nin koyunu iin:
"Derisini alsanz ya, tabaklayp ondan yararlanabilirsiniz. "[468]'
buyruunu biliyoruz. ayet k temiz olsayd, onun alnmasn tavsiye etmesi
daha uygun olurdu, zira klfetsiz ve alnmas kolay bir itir.
Kl, yn
gibi eylerin temiz
olduunu savunanlar da
yle demektedirler.
1) Allah
Tel yet-i kerimesinde: "Onlarn ynlerinden, yapalarndan ve kllarndan
bir sreye kadar (faydalanacanz) bir ev eyas ve bir ticaret mal meydana
getirdi."'[469]' Bu
ifade, hem l hem de diri
hayvanlara ait olan
yn vs. iindir.
Ahmed b. Hanbel'in Afsned'inde, Ma'mer Zhr
Ubeydullah b. Abdullah b. Utbe bn Abbas (r.a.) yoluyla gelen bir hadiste yle
buyrulmaktadr: Hz. Peygamber (s.a.)
Meymne'ye ait olan l bir koyunun yanndan geiyordu. Buyurdular ki:
"Derisinden yararlansanz ya!" Oradakiler de : "Nasl olur, o
l (murdar) bir hayvan." dediler. Bunun zerine Hz. Peygamber (s.a.:
"Haram olan ancak onun etidir."'14' buyurdu. Bu hadis etin dnda
kalan organlarn temiz olduunu ok ak bir ekilde gstermektedir. Domuz
etinde olduu gibi, ya, cier, dalak, kuyruk (ya) gibi eyler de et
hkmndedir. Kemik, boynuz ve trnak konusu bu noktada bir eliki
gstermemektedir. Bu meselenin hemen ardndan izah edeceimiz zere sahih olan
gr onlarn da temiz olduudur.
2) Yumurtada olduu gibi hayvann hayatnda
alnsa bile temiz saylr, dier organlarnn aksine lmyle necis olmaz.
Canl hayvan krkmak ve klnn da necis saylmamas konusunda icm vardr. Bu
durum kln hayvandan bir para
saylmadma ve ruhunun olmadna dellet etmektedir. nk Hz. Peygamber
(s.a.): "Canldan ayrlan her ey, l hayvan (hkmnde) saylr."'[470]'
buyurmu, Snen sahipleri de rivayet etmitir. Ayn zamanda krklmas
esnasnda hayvan ac duymaz ve yalnzca klna dokunulmasn hissetmez. Btn
bunlar onda hayat olmadn gstermektedir. Bymesine gelince bu onun
hayatiyetine ve hayvandan ayrlmasyla necis olacak bir hayvnlie sahip
olduuna dellet etmez. Sadece byme tek bana hayatiyetin delili olsayd ve
bu hayatiyetin sona ermesiyle de o mahallin necis olduunu ifade etseydi,
kuruyan tarm rnleri de bu sebeple necis olurdu.
3) ki eit hayat vardr: Duyma ve hareket etme
hayat, byme ve gdalarma hayat. Birinci eidin sona ermesi canimin temiz
olmasn etkiledii halde, ikinci eidin sona ermesinin byle bir etkisi
yoktur.
4) Etin
necis olmas, pis
olan baz svlarn
orada kalmas sebebiyledir.
Kllar ve ynler iin byle bir durum yoktur. Bu husus, ileride aklanaca
gibi, kemikler ve trnaklarn durumu ile nakzedilmi olmaz.
5) Eyada
asl olan temizliktir. Pislik onlara, baz deimeler sebebiyle sonradan arz
olur. nsann yedii temiz gdalarn deierek dk haline gemesi, temiz olan zm suyunun arap
haline gelmesi vs. bu cmledendir. Kllar deiime uramalar
srasnda zaten temizdi. Sonra, lm annda onlann necis olmasn gerektiren
hibir ey de olmad. Dier organlar ise byle deildir. Onlan necis yapan ey,
lmle pis rutubetlerin ieride birikmesi, dan kamamasdr.
6) Abdullah b. mer'in rivayet ettii hadise
gelince[471] bu hadisin isnadnda
Abdullah b. Abdlaziz b. Eb Ravvd vardr ki, Ebu Hatim er-Rz onun hakknda:
"Hadisleri mnkerdir, benim nezdimde drst biri deildir." demekte,
Ali b. Hseyin el-Cneyd de: "Be para etmez, uydurma hadisler
nakletmektedir." ifadesini kullanmaktadr.
Meymne'ye ait olan
l koyun hadisinde Hz. Peygamber'in (s.a.): "Derisinden yarariansaydnz
ya!" deyip ynnden hi bahsetmemesi hususunu ekilde cevaplandrmak
mmkndr:
Birincisi: Hz.
Peygamber (s.a.) deriden yararlanmay mutlak bir ifade ile sylemi, ynnn
krklmasn emretmemitir. Halbuki zerinde yn bulunmas kanilmazdr. O halde bu hadis hem (l
hayvann) yn ve kiyla, hem de krklm haldeki btn derilerden
yararlanmann caiz
olduuna delalet eder.
kincisi: Ayn hadiste
Hz. Peygamber: "l hayvann ancak yenmesi (veya eti) haram klnmtr."
buyurmakla, klndan da yararlanmak gerektii hususunda yol gstermitir.
ncs: Kl (ya da
yn) l hayvandan bir para saylmad iin ona temas etmemitir. nk dier
organlar gibi, hayvann lmyle canllm yitirmi bir organ deildir. Ona
tbi olduu gerekesi de, tabaklanan derisinden zerinde yn de olsa
yararlanmann caiz olmas dolaysyla geersiz kalr. Temizlik esnasnda
kllarn ykanmas konusundaki delilleri, sarg meselesi sebebiyle, av
hayvanndan alndnda ceza gerekmesi delilleri de yumurta ve cenin meseleleri
sebebiyle btl olur. Nikh konusuna gelince, kadnn sa vcuduna bitiik
olduu, ondan ayrlmas btnl olumsuz ynde etkileyecei iin ona tbi
olmutur. Buradaki meselede ise, kl l hayvann vcuduna necasette tbi olsa
bile, o gr sahiplerine gre, vcuttan ayrldktan sonra
necaset ondan ayrlmaz.
Bylece aradaki fark
anlalm oldu.
Bu noktada yle bir
soru sorulabilir: l hayvann satnn haram klnmas, kemii, boynuzu ve
tabaklandktan sonra derisinin de satnn haram klnmasn iine alr m?
Cevap: l hayvann
ancak yenmesi ve yenmesi haram klnan etin kullanlmas (yani satlp
parasnn yenmesi) haramdr. Hz. Peygamber (s.a.) bu hususa: "Allah Tel
bir eyi haram kld zaman onun parasn da haram klmtr."[472]
hadisiyle iaret etmitir. Bir baka rivayette de: "Allah bir eyi haram
kld zaman, onun parasnn yenmesini de haram klmtr."
buyurulmutur. Bu da gstermektedir ki, sat haram olan eyin yenmesi de
haramdr.
Tabaklanm deriye
gelince; o artk temiz olmutur ve hem elbise hem de sergi vs. olarak ondan
yararlanlabilir. Bu duruma gre, sat da caiz olmaldr. mam afi eski
kitabnda satnn caiz olmadna hkmetmi, arkadalar da bu konuda ihtilf
etmilerdir. Bunlardan Kaffl: "afi'nin bu hkm ancak, mam Mlik'in
Tabaklanan derinin d temizlenir, ama ii temizlenmez.' szne uygun den
bir takdirle anlalr hale gelir." demektedir. Baz limler de mam
afi'nin yeni grne gre, ii de d da temizlense bile satnn caiz
olmadn sylemilerdir. nk o gerekte l hayvann bir parasdr. Bu
sebeple eti ve kemii gibi derisi de satlamaz. Bazlar da tabaklandktan
sonra yararlanlabilecek
temiz bir mal durumuna geldiini ve er' llere gre kesilmi bir hayvan
derisi gibi satlmasnn caiz olduunu sylemilerdir. Bir baka grup da,
"Bu konu tabaklamann deerlendirilmesine, onun necaseti izle mi ettii,
yoksa derinin mahiyetini mi deitirdii sorusuna dayanr. ayet mahiyetini
deitirdiini (istihale) kabul edersek satnn caiz olduunu syleyebiliriz,
nk o artk l bir hayvan paras deil, bambaka bir nesne olmutur. ayet
necaseti izle ettiini sylersek, bu durumda sat caiz olmaz. nk l
hayvann nitelii satnn haram olmasdr. Bu nitelik deimeyip bak
kalmtr." demektedirler.
Ayn ihtilf zerine,
szkonusu derinin yenmesinin caiz olmas meseleini de bina etmiler ve bu
mevzuda da gr ileri srmlerdir: 1) Yenebilir, 2) Yenmesi haramdr, 3)
Eti yenilen hayvanlarn dertleriyle, eti yenmeyen hayvanlarn derileri ayn ayr
ele alnmaldr. Birinci gr savunanlar mhiyet deiimi (istihale) hkmn,
ikinci gr savunanlar necaseti giderme (izle) hkmn galip durumda
grrken, nc gr savunanlar da tabaklamay sert lye uygun kesme gibi
deerlendirmiler ve dolaysyla kesildii zaman eti yenen hayvann derisinin
de yenilebileceini sylemilerdir.
Mutlak olarak
yenmesine cevaz veren gr, ak seik snnete muhalif olup btldr. Bu yzden
onlar da byle bir sonuca ancak, tabaklandktan sonra derinin l hayvan
(murdar) saylamayacan iddia ederek varmlardr. Bu ise geersizdir. nk
o deri, gerek mnada his ve hkm asndan l bir hayvan deriidir.
Tabaklandktan sonra ondaki "l olma" vasfm giderecek yeni bir
hayat zuhur etmi deildir. Tabaklamann mahiyet deiimi (ihale) saylmas,
madd plnda btldr. nk derinin hibir eyi deimemitir. Atein odunu
kl ettii veya tuz deryasna atlan l hayvanlarn orda tuza dnt gibi,
tabaklama ii ile de deri bir halden baka bir hale dnr iddias tamamen
geersizdir.
mam Mlik'in
arkadalarna gelince, onlardan bnu'l-Ksim el-Mdevvene'de l hayvan
derisinin tabaklandktan sonra da satna cevaz vermemektedir. et-Tehzb adl
eserin mellifi de ayn grtedir, el-Mzer ise: "Bu gr tabaklamann
deriyi temiz klmayaca dncesinin muktezasdr. ayet tam olarak
temizlendiini kabul edersek, mubah olan bir ok yararlarndan dolay satma
da cevaz veririz." demektedir.
Ben de derim ki:
Tabaklanm cildin temizlenmesi konusunda mam Mlik'ten iki rivayet gelmitir.
Birincisi: Derinin hem ii hem de d temizlenir. Vehb'in yapt bu rivayeti
esas alan arkadalar satn caiz grmlerdir. kincisi: Bu daha mehur olandr.
Tabaklama ile deri zel bir temizlik kazanr ve kuru zeminde veya sadece sulu
yerlerde kullanlmas caiz olur. Suyun dndaki dier svlarla temas edecek
yerlerde kullanlmaz. Bu rivayete gre ne satlmas, ne de sergi olarak
zerinde veya elbise olarak inde namaz klnmas caizdir.
Bu konuda mam
Ahmed'in gr ise yledir: Tabaklanmadan nce l hayvann derisinin
satlmas caiz deildir. Tabaklandktan sonra satlmasnn caiz olaca
konusunda da ondan iki rivayet bulunmaktadr. Arkadalar bu iki rivayeti de
mutlak olarak nakletmilerdir, ama bana gre bu, derinin tabaklandktan sonra
temiz saylp saylmayaca meselesiyle ilgili rivayetlerin farkllna
dayanmaktadr.
Necis yan satnda
da Ahmed b. Hanbel'in mezhebinde gr vardr:
Birincisi: Sat caiz
deildir.
ikincisi: Necis
olduunu bilen bir kfire sat caizdir. Ahmedi Hanbel'in fetvas bu
ekildedir.
Necis olduunu
bilmesinden maksat, onu necis yapan sebebi bimesidir. Yoksa necis olduuna
inanmas deil.
ncs: Mslmana da
kfire de satlabilir. Bu gr yaklmasnn caiz olmas ve ykanmasyla
temizlenmesi sebebiyle,ileri srlmtr. Bu durumda necis bir elbise gibi
kabul edilmitir. Baz arkadalar da, necis yan satnn cevazna
dayanarak, necis olan hayvan dksnn da yakt olarak satlabilecei grn
belirtmilerdir. Bu deerlendirme dorudur.
Ebu Hanife'nin
arkadalarna gelince, onlar da hayvan dksnn bir baka eye bal olarak
satn caiz grrken, tek basma satlmasna cevaz vermemilerdir.
l hayvann kemiinin
satlmas meselesine gelince, Ebu Hanife ve arkadalar ile Mlik'in
arkadalarndan bn Vehb gibi, (kemiin) lm ile necis olmadn kabul eden
fakihlere gre sat caizdir. Ancak temiz saylmasnn kaynanda farkl
grler vardr. Ebu Hanife'nin arkadalar, kemii l hayvandan bir para
olarak kabul etmeyip, meyte (l hayvan, murdar) ad altna girmeyeceini ve
kemiin, ac vermesinin de onun hayatiyetine delil olmayacan, nk acnn
kemiin kendisinden deil, evresindeki etlerden kaynaklandn savunmulardr.
Allah Tel'nn: "Dedi ki: u rm kemikleri kim diriltecek."[473]'
yeti kerimesini de "kemiklerin sahipleri" eklinde izah ederek
oradaki tamlamada, tamlanann hazf edildiini sylemilerdir. Dier fakihler
ise, bu yaklam ok
zayf bulmular ve yle demilerdir: Kemik gerekte ac duyar ve onun acs
etinkinden daha iddetlidir. yet-i kermede tamlanann hazf olunduunu
sylemek de ki sebepten doru deildir: Birincisi: yete tamlanan takdir etmek
delilsiz bir ilvedir. Bu ise mmkn deildir. kincisi: Bu takdir, kemiklerin
hayat konusunda phe zhar ederek soru soran kimsenin sorusuna cevap
vermemeyi gerektirirdi. Halbuki, Ubey b. Halef eline rk bir kemik alp Hz.
Peygamber'e (s.a.) gelerek onu elinde ufaladktan sonra, "Ey Muhammedi Ne
dersin, ufalandktan sonra da Allah bu kemii diriltecek mi?!" diye
sorduunda. Hz. Peygamber (s.a.} u cevab vermiti: "Evet. seni
diriltecek ve cehenneme gnderecek. "'[474]
Kemiin temiz
saylmasnn kayna, ortada onu necis yapacak bir eyin bulunmamas ve
dolaysyla temizliine hkmedilmesidir. Kemiin ete kyas edilmesi doru
deildir. nk pis olan svlarn (kan ve irin gibi) biriktii yer, kemik
deil ettir. Bu durum tpk baz canllarn tam bir hayvan olduu halde kanlar
olmad iin lmleri sebebiyle necis olmamas gibidir. nk onlan necis
yapacak herhangi bir sebep yoktur. Kemiin byle kabul edilmesi daha uygundur.
Bu deerlendirme birinciden daha doru ve daha kuvvetlidir. Bu duruma gre
aslen temiz bir hayvann lsne ait olan kemiklerin satlmas caizdir.
Necis olduunu kabul edenler
ise, satna cevaz vermemektedirler. nk onlara gre necaset bizzat
kemiktedir. bnu'l-Ksm, imam Mlik'in yle dediini kaydeder: Kemiin ne
satlmasn ne de alnmasn doru buluyorum. Filin dilerini de yle.
Ticaretinin yaplmas caiz deildir. Fildiinden yaplan taraklar ve
yadanlklar kullanmak caiz deildir. l hayvann paras olan kemikten
yaplm bir yadanla nasl ya konulur ve slak olan bir sakal nasl o
kemikten yaplm bir tarakla taranabilir? Kemikle bir ey piirilmesini de
mekruh grmtr. Mutarrif ve bnu'l-Mcin fildiinin satn mutlak olarak,
bn Vehb ve Asba da ancak suda kaynatldktan sonra caiz grmler, kaynatma
iini derinin tabaklanmas gibi kabul etmilerdir. [475]
Domuzun satnn haram
klnmas, zahir ve btn btn organlarna mildir. ou et olduu halde,
domuzun yenmesinin haram olduuna iaret iin nasl etinin zikredildiini
dnnz, yet-i kermede etinin zikredilmesi, hereyden nce (ldrlmesi
deil de) yenmesinin haram
olduuna dikkat ekmek iindir. Avlanmada bunun aksi vrid olmu ve "Size
av hayvannn eti haram klnd." denilmeyip avn bizzat kendisi haram
klnmtr ki, hem ldrlmesini hem de yenilmesini ifade etsin. Burada (yani
hadiste) ise domuzun satn haram klnca tamamn zikretmi, l ve diri her
halkrda satnn haram klndn gstermek iin haram klmada sadece
etinin satn tahsis etmemitir. [476]
Putlarn satnn haram
klnmasna gelince, bu hkmden, Allah'a irk komak iin edinilen put, ha,
heykel gibi her trl let ve eyann satnn haram klnd anlalr.
Konusu irk ve Allah'tan bakasna ibadet olan kitaplar hakkndaki hkm de
byledir. Btn bunlarn ortadan kaldrlmas gerekir. Bu tr eyalarn
satlmas, bakalarnn onlan almasna ve dolaysyla fitneye duar kalmalarna
sebep olur. Bu yzden onlarn satnn haram klnmas, baka eylerin
satnn haram klnmasndan evldr. Onlarn satnn zarar, bizzat
kendilerinde bulunan zarara gredir. Hz. Peygamber'in (s.a.) yukardaki hadiste
putun satnn haram klmasn en son zikretmesi, onun haram olma derecesinin
daha hafif oluu sebebiyle deil, aksine en hafiften en ara doru kmas sebebiyledir.
Mesel, arabn durumu l hayvandan daha iyidir. Zira kendiliinden sirkeye
dnmesi, hatta baz limlere gre insan eliyle bile dntrlmesi halinde
muteber mal saylr. Yine baz limlere gre zimmye ait olan arap telef
edildiinde tazmin edilirken, l hayvan tazmin edilmez. Allah Tel'nm arabn
aksine, l hayvan etinin yenmesi karlnda had (er'an takdir edilmi ceza)
koymamas insan tabiatnn ondan nefret etmesi ve tabi olarak ondan uzak
durmas sebebiyledir. Domuz ise, l hayvandan daha iddetli haramdr. Bu
yzden Allah Tel u yet-i kermede yalnzca onun necis olduuna
hkmetmitir: "De ki: Bana vahyolunanlar arasnda yiyen bir kimsenin
yiyecei iinde (sizin haram dediklerinizden byle) haram edilmi bir ey bulmuyorum.
Yalnz gerek l, gerek dklen kan, gerek domuz eti ki bu phesiz bir murdardr, yahut Allah'tan bakasnn adna boazlanm bir fsk olmak mstesnadr."[477]
szndeki zamir,
kelimesinin lfz itibaryla
yette zikri geen her nesneye dnebilirse de, sebepten dolay sadece
domuz etine ait olduu gr kuvvet kazanmaktadr. Birincisi: Zamirin
"domuz eti" kelimesine olan yaknl. kincisi: Mzekker (erkek) olarak gelip
eklinde mennes (dii) olarak getirilmemesi. ncs: Zamirden nce bir ve
bir de haflerinin bulunmas. Bu harflerin getirilmesi haram klnmann illetine
dikkat ekerek nefisleri ondan uzaklatrmak iindir. Baz insanlarn
tabiatnda onu gzel bulmak ve ondan lezzet almak meyli vardr. Allah Teala bu
ifde ile onda vehmedilen gzellik ve lezzetin bulunmadn, bilkis onun
murdar olduunu haber vermitir. l hayvan ve kan iin byle bir habere
ihtiya yoktur. Zira onlarn murdar olduu herkese kabul edilmektedir.
Kur'an- Kerim'de bunun benzeri baz konular bulunmaktadr. Onlar zerinde
dnnz. Daha sonra da putlann satnn haram klndn zikretmitir ki o,
haram ve gnah olma bakmndan byk, slm'a ters dmesi bakmndan da arap,
l hayvan ve domuz satmaktan daha ileri derecededir. [478]
Hz. Peygamber'in
(s.a.): "Allah bir eyi haram kld zaman, onun parasn yemeyi de haram
klar." hadisi ile iki husus kastedilmitir. Birincisi: arap, l hayvan,
kan, domuz ve irke vesile olan letler gibi hem kendisi hem de ondan
yararlanmas haram olan eyler. Btn bunlarn paras haramdr.
kincisi:
Tabaklandktan sonra l hayvann derisi, evcil eekler ve katrlar gibi
yalnzca yenmesi haram klnp, yemenin dndaki yararlanmalarn mubah
klnd eyler. Bu snfa giren eylerin hadiste zikre dilmedii
sylenebilir. Hadise giren eyler mutlak olarak haram klnanlardr. Ayn
zamanda, zikredildii de sylenebilir. Bu durumda parasnn haram klnmas,
haram klman menfaat sebebiyledir. Eekler ve katrlar, zerine binilmek iin
satldklar zaman paralan helal olduu halde, etlerinin yenmesi iin
satlrlarsa haram olur. l hayvann derisi, ondan yararlanmak iin satlrsa
paras helal, yenmek iin satlrsa haram olur. Mlik, Ahmed b. Hanbel ve
arkadalar gibi fukahanm ounluu buna benzer meseleler iin yle
demilerdir: arapya satlan zmn parasn yemek haramdr ama, onu yemek
iin alan bir kimseye satma sonucu elde edilen para helaldir. Mslmana kar
kullanmak zere silah satmaktan elde edilen para haram olduu halde, ayn
silah Allah yolunda cihad edecek bir gaziye satmaktan elde edilen kazan en
gzel kazantr. Ayn ekilde giymesi haram olan br kimseye ipek kuma satmann
kazanc haram, giymesinde saknca bulunmayan birine satmann kazanc helldir.
Bu noktada yle bir
soru sorulabilir: Bir mslmann, necis olmu bir ya, onun temiz olduuna
inanan bir zimmye satmasna cevaz verdiiniz gibi, arap ve domuzu da, onlarn
hell olduuna inanan zimmye satmasna cevaz verir misiniz?
Bu soruya yle cevap
verilir: Bu caiz olmaz, paras da haramdr, nk zikri geen iki konu arasnda
u fark vardr: Sonradan necis olan ya aslnda, kendisine pislik karm
temiz bir maldr ki, necasetin tahakkuk edip etmedii tartmaldr. Bir grup
lim onun ancak bir deiiklie urarsa neeis olacan sylerken, bir baka
grup da necis olsa bile ykamak suretiyle temizlenebileceini savunmulardr.
Allah'n btn dinlerde ve btn peygamberlerinin lisanyla haram kld l
hayvan, kan ve domuz byle deildir. nk onlar mubah saymak, btn
peygamberlerin haram olduunda ittifak ettikleri eylerde, onlara muhalefet
etmektir. Kfirlerin onlar hell saymas, sonucu deitirmez. Bu tpk
mriklere put satmak gibidir ki, Allah ve Rasl'nn haram kld da budur zaten,
yoksa bir mslman hibir zaman put satn almaz.
Soru: arap, ehl-i
kitab iin helldir ve onlara satlmasna cevaz verilmi midir?
Cevap: Bu mesele, Hz.
mer'in (r.a.) memurlarndan bir ksmnn vehmine dayanmaktan teye gemez.
Sonunda Hz. mer onlara bir mektup yazm ve onlan bu uygulamadan men etmi,
arabn sat iinin bizzat ehl-i kitaba braklmasn, onlardan borlarna
karlk arabn parasnn alnmasn emretmitir. Ebu Ubeyd Abdurrahman
Sfyan b. Sad brahim b. Abdula'l el-Ca'f Sveyd b. Gafle yoluyla gelen
bir rivayete gre, baz insanlarn (yani grevli memurlarn) cizye olarak domuz
aldklar yolunda haberler, Hz. mer'e ulat. Bilal (r.a.) kalkp dedi ki:
"Evet, onlar byle yapyorlar." Bunun zerine Hz. mer (r.a.) buyurdu
ki: "Satn onlara braknz."'[479]'
Ebu Ubeyd el-Ensr
srail brahim b. Abdua'l Sveyd b. afle yoluyla gelen dier bir
rivayete gre Bilal, Hz. mer'e (r.a.) yle dedi: "Zimmerin haralarn
toplamak iin grevlendirdiin memurlarn, hara olarak arap ve domuz
alyorlar." Bunun zerine Hz. mer buyurdu ki: "Onlardan (arap ve
domuz) almaynz, fakat onlara (yani zimmlere) onlan sattrnz, siz de (harac)
onlarn parasndan alnz."[480]'
Ebu Ubeyd bu noktada
der ki: Mslmanlar zimmlerden cizye ve hara olarak arap ve domuz (kymetine
gre hesaplayarak) alyorlar, sonra onlan bizzat kendileri satyorlard.
Bilal'n doru bulmad ve Hz.mer'in de yasaklad husus budur. Daha sonra
Hz. mer, zimmlerin kendilerine ait olan arap ve domuzu bizzat kendilerinin
satmalar halinde, hara memurlarnn, onlarn parasn kabul edebileceklerini
sylemitir. nk arap da domuz da, zimmere ait mallardr, mslman iin mal
olmazlar.
Hz. mer*e ait baka
bir hadis bu konuyu aklamaktadr. Ali b. Ma*bed Ubeydullah b. Amr Leys b.
Eb Sleym yoluyla gelen rivayete gre, Hz. mer memurlarna mektup yazarak,
aldklar domuzlan ldrmelerini ve cizye vermesi gerekenlerin cizyelerini o
domuzlarn parasndan almalann emretti.[481] Ebu
Ubeyd der ki: Hz. mer o mallan zimmlerin mal olarak grmeseydi, onlan
cizyeden bedel klmazd.
Bir zimmi arap ve
domuzuyla r memurlanyla karlarsa, r memurunun o mallardan r almas
ho (hell) olmaz. Ayn zamanda o mallann parasndan da alamaz. O mallan
satann zimm olmas sonucu deitirmez. Bu konu nceki konu gibi deildir.
nk cizye ve hara zimmerin kendi nefisleri ve topraklar zerine konulan
bir vergi olduu halde r, bizzat arap ve domuz zerine konulmu olmaktadr.
Bu yzden, Hz. Peygamber'in (s.a.): "Allah bir eyi haram klarsa, onun
parasn da haram klar." hadisi sebebiyle o mallarn parasn almak da
gzel deildir. Hz. mer'in bu konuda dier konudan farkl bir ekilde fetva
verdii rivayet edilmektedir. Ayn rivayet mer b. Abdlaziz'den de
gelmektedir.
Ebu'l-Esved el-Msr
Abdullah b. Leh'a Abdullah b. Hbeyre es-Seb yoluyla yaplan bir rivayete
gre Utbe b. Ferkad, mer b. Hattab'a, arap vergisi olarak krkbin dirhem
gndermi, bunun zerine Hz. mer ona u mektubu yazmtr: "Bana arap
vergisi gndermisin. Halbuki sen buna muhacirlerden daha lyksn." Bu
durumu halka haber verdi ve dedi ki: Vallahi seni hibir konuda
grevlendirmeyeceim. Bunun zerine onu terketti.[482]
Abdurrahman Msenn
b. Sad ed-Daba yoluyla gelen bir rivayete gre mer b. Abdlaziz, Ad b.
Ertt'a, onun tarafndan gnderilen mallann bir dkmn gndermesini, bu
dkmde, mallarn nereden geldiinin belirtilmesini istedi. Bunun zerine o da
bir cevap yazarak mallan tasnif etti. Yazd mallar arasnda drtbin dirhem
arap r de vard. Bir mddet sonra mektubunun cevab gelmi ve orada yle
yazlmt: "Sen bize gnderdiin dkmde arap r olarak drtbin
dirhem kaydetmisin. (Bilesin ki) bir mslman araptan r alamaz ve
onun alm-satmn da yapamaz. Sana bu
mektubum geldii zaman, o adam bul ve bu mal ona geri ver, nk o bu mala
daha lyktr." O da mektubu alnca emredildii gibi yapt.
Ebu Ubeyd: "Her
ne kadar brahim en-Neha baka grte ise de, bana gre uygulamaya esas olan
gr budur." der ve daha sonra brahim en-Neha'den, yannda arapla r
memuruna urayan zimmden alnacak miktarn ikiye katlanaca grn
nakleder.[483]
Ebu Ubeyd der ki: Ebu Hanife,
r memuruna, yannda arap ve domuz olarak urayan zimmnin arabndan r
alnacan, domuzundan alnmayacan sylerdi. Muhammed b. Hasan'm Ebu
Hanife'den bu ekilde rivayette bulunduunu duydum. kisi de halife olan mer
b. Hattab ile mer b. Abdlaziz'in grleri kabul edilip uyulmaya
daha lyktr.
Allah en iyisini bilir. [484] .
Buhr ve Mslim'in
Saftih'lerinde bn Mes'd'dan rivayet edildiine gre Raslullah (s.a.) kpein
parasn, fahienin cretini ve khinin cretini yasaklamtr."'[485]
Mslim'in Sahih'inde
Ebu'z-Zbeyr'in yle dedii rivayet edilmitir: Cbir'e kpek ve kedinin
parasn sordum. O da Hz. Peygamber (s.a.) bunu yasaklad diye cevap verdi[486]'
Ebu Davud'un
Snen'inde yine Ebu'z-Zbeyr'den rivayet edildiine gre Hz. Peygamber (s.a.)
kpek ve kedinin parasn yasaklamtr. [487]
Mslim'in SaMfr'inde Rfi' b.
Hadc yoluyla gelen bir hadiste Raslullah'n (s.a.) yle dedii rivayet
edilmitir: "Kazancn en erlisi fahienin creti, kpek paras ve hacamatnn
kazancdr. [488]'
Bu hadisler drt
hususu iine almtr:
Birinci hkm: Kpek
satnn haram klnmas. Bu hkm ehl-i hadis fakihlerinin tamamna gre, byk ya da kk
av, oban ve beki kpeklerinin btnn iine almaktadr. Ebu Hanife ve
Mlik'in arkadalar kpek satn ve parasn yemeyi caiz grmlerdir. Kad
Abdulvahhb da: "Arkadalarmz, beslenmesine izin verilen kpeklerin
satnn hkm konusunda ihtilf etmilerdir; bir ksm mekruh olduuna, bir
ksm da haram olduuna hkmetmitir." demektedir.
Baz limler de sat
sahih olan eyler konusunda mstakil bir kaide gelitirmiler, kpek sat
meselesini de o kaideye gre deerlendirmiler ve yle demilerdir: Btn
yararlan haram klman eylerin sat caiz deildir. nk madd olarak mevcut
olmayan eyle dn olarak yasak klman ey arasnda fark yoktur. Yararlar
arasnda hem hell hem de haram klman eyler bulunursa bu durumda, bir eyadan
zel olarak beklenen ama ne ise ona itibar edilir, hkm de ona gredir. Bir
eyadan beklenen ama ierisinde, hem hell hem de haram klman hususlar var
ise sat sahih olmaz. nk o eyin haram olan ksmnn karlnda bir ey
almak, bir eyi haksz yoldan yemek demektir. Dier ksmn (yani haram olmayann)
paras ise mehuldr.
Av kpeinin sat
meselesi bu esasa gre deerlendirilir. Bu konudaki ihtilf, bu esasa gre
deerlendirilecek olursa, yle denilir: Kpein yle yle yararlar vardr.
Btn yararlar bu ekilde sayldktan sonra baklr. Kim bu yararlarn
tamamn haram cinsinden olarak grrse cevaz vermez. Kim de hell cinsinden
olarak grrse cevaz verir. Her iki cinsten yararlarn beraberce bulunduunu
gren kimse, esas arnaca bakar ve hkm ona gre verir. Kim bir eyde tek bir
yarar grr, o yararn da o eyden amalandn ve ayn zamanda haram
klndn dnrse satm yasaklar. Esas amac tesbit edemezse hkm
vermekten ekinir veya mekruh olduunu syler. Bu kaideyi ve aklamay
dnrsen aradaki elikiyi ve av kpei satn bu kaideye gre hkme
balamann en fasit bir hkm olacan grrsn. "Av kpeinin
yararlarn saydktan sonra, btn yararlan haram klnmtr ve sat caiz
deildir." szn hi kimse sylememitir. Bu mmet, av kpeinin av ve
bekilik konusundaki yararlannn mubah oluunda ittfak etmitir. En byk
yararllklan bu iki sahada olduuna gre, beslenmesi de en ok bu iki maksat
iin olmaldr. Yararlarnn tamamnn haram cinsinden olduunu dnen
kimsenin, bu yararlann er' olduunu kastetmesi doru olmaz. nk dn
olarak verilmesi caizdir
"Bu yararlann
tamamn hell gren kimse cevaz vermitir." sz de fasittir. nk av
kpeinin zikri geen yararlannn hell olduunda ittifak edildii halde,
fakihlerin ounluu satna cevaz vermemilerdir.
"Yararlarn
eitli olduunu gren kimse esas maksadn hell mi yoksa haram m olduuna
bakar." sz herhangi bir fayda getirmemektedir. nk av kpeinin yaran
bekilik yapmak deil, av avlamaktr. Bu durumda bir eitlilikten sz
edilemez. Haram olduu takdir edilen yararlanna gelince, eek ve katr gibi
hayvanlarda bile haram saylan bir takm yararlar olduu sylenebilir.
"Kim bir tek
yarar bulunduunu, bunun da esas maksat olduunu ve haram klndn grrse
yasaklar." sz de ncekilerden daha fasittir. nk bu yarar, av kpeini
beslemekten beklenen bir yarar deildir. ayet onu alan mterinin yle bir
yaran kastettii takdir edilecek olursa, ayn takdirin, sat caiz olan dier
hayvanlar iin de geerli olduu ve bylece bu yaklamn fasit olduu grlr.
Bu konuda sahih olan
asl, sarih nassm dellet ettii ve itiraz da mmkn olmayan asldr ki, o da
satnn kesin olarak haram klnddr.
Soru: Bu hususta u
soru sorulabilir: Hz. Peygamberin (s.a.) satn yasaklad kpek cinsi ierisinde,
bu eit istisna edilmitir. Bu istisnann delili Tirmiz'nin Cbir'den (r.a.)
rtvyet ettii u hadistir: "Hz. Peygamber (s.a.) kpein parasn
yasaklad, ancak av kpei mstesna."[489]
Nes, brahim b. Hasan el-Mass Haccc b. Muhammed Hammad b. Seleme
Ebu'z-Zbeyr Cbir (r.a.) yoluyla gelen hadiste Raslullah'n av kpei
mstesna, kedi ve kpein parasn haram kld rivayet edilmitir.[490]
Kasm b. Asba Muhammed b. smail fbn Eb Meryem Yahya b. Eyyb Msenn
b. es-Sabbah Ata b. Eb Rebh Ebu Hureyre (r.a.} yoluyla gelen hadiste de
Hz. Peygamber'in (s.a.) yle syledii rivayet edilmitir: "Av kpeinin
dnda, kpek paras haramdr."[491] bn
Vehb ona haber veren bir rvi fon ihb Ebu Bekir es-Sddk (r.a.) yoluyla
Hz. Peygamber'in (s.a.) yle buyurduu rivayet edilmitir: " ey
haramdr: Khinin hediyesi, zina eden kadnn creti ve sran kpein
paras."'[492]'
bn Vehb e-imr b. Abdullah b. Dumeyra babas dedesi Ali b. Eb Talip
(r.a.) yoluyla gelen hadiste de Hz. Peygamber'in (s.a.) sran kpein parasn
yasaklad rivayet edilmektedir. [493] Szkonusu
istisnann sahih
olduuna dellet eden hususlardan biri de
udur: Hz. Peygarnber'in (s.a.), kpein parasn yasakladn rivayet eden
rvilerden biri olan Cbir'in bizzat kendisi av kpeinin parasn almasna
ruhsat vermitir. Sahb kavlini delil kabul edenlere gre o kavil bile hadisin
umm ifadesini tahsis etmeye elverilidir. Bir de yansra onu (yani av
kpeini) istisna eden nass ve kyas bulunursa nasl olacan dnnz. Ayn
zamanda ondan yararlanmak mubah, miras, vasiyet ve hibe yoluyla el deitirme
sahihtir. Bir kavle gre dn ve kiralama suretiyle verilmesi de caizdir. Bu
iki konu, afi mezhebinde iki grtr. Bu durumda eek ve katr gibi sat
caizdir.
Cevap: Hz.
Peygamber'in (s.a.) av kpeini istisna ettii rivayeti hibir surette sahih
deildir. Bu konuda Cbir'den (r.a.) rivayet edilen hadise gelince, bu hadis
kendisine sorulan Ahmed b. Hanbel yle demitir: "Rvilerinden Hasan b.
Eb Cafer zayftr." Drakutn: "Doru olan bu hadisin isnad sahih
deildir. Ebu Hureyre hadisi hakknda da: Bu hadis sahih deildir.
Ebu'l-Mhezzim (Ebu Hureyre'den rivayet edeni kastetmektedir.) zayftr."
demektedir. Beyhak ise: " Hz. Peygamber'den (s.a.), kpein parasm
yasaklayan hadisi bir topluluk rivayet etmektedir. Bunlardan bazlar: ton
Abbas, Cbir b. Abdullah, Ebu Hureyre, Rfi' b. Hadc, Ebu Cuhayfe'dir. Rivayet
edilen hadislerin lfz deiik, mnas birdir. Av kpeinin istisna edildii
hadis ise sahih deildir ve sanki onu rivayet eden rvi, beslenmesini
yasaklayan hadisi kastetmi ama rivayeti kartrmtr." Allah en iyi
bilir.
Hammad b. Seleme'nin
Ebu'z-Zbeyr'den rivayet ettii hadise gelince, Ahmed b. Hanbel o hadisi de,
rvileri arasnda Hasan b. Ebu Cafer'in bulunmas sebebiyle zayf kabul
etmitir. Sanki o, Haccc b. Muhammed yoluyla geen rivayete rastlamamtr.
Drakutn bu hadis hakknda: "Doru olan, onun mevkuf olduudur."
demekte, bn Hazm da Ebu'z-Zbeyr'in Cbir'den duyduunu aka sylememesi,
onun mdellis olmas ve Leys'in ondan yapt rivayette bulunmamas sebebiyle
hadisi illetli bulmaktadr. Beyhak de, rvilerden birinin, beslenmesi dier
kpeklerden istisna edilen av kpeinin satnn istisna edildiini vehmetmesinden
dolay illetli bulmaktadr.
Ben de derim ki:
Cbir'in bu hadisinin btl olduunu ve onun bu konuyu kartrdn gsteren
hususlardan biri de ondan sahih bir yolla rivayet edilen u hadistir:
"Drt ey haramdr: Erkek hayvann (damzln) iftleme iin
kiralanmas, kpein paras, fahienin creti ve hacamatnn kazanc." Bu rivayet, ondan gelen ve
av kpeini istisna eden mevkuf rivayeti illetli klmaktadr. nk bu durumda
hem merf, hem de mevkuf hadisler illetli saylrlar.
Msenn b. es-Sabbh
At Ebu Hureyre yoluyla gelen hadis de btldr. nk bu hadisin isnadnda
Yahya b. Eyyb bulunmaktadr ki, rriam Mlik onun yalanc olduunu sylemekte,
mam Ahmed de onu cerh etmektedir. Yine isnadnda bulunan rvilerden Msenn b.
es-Sabbh'm zayf olduu hadis limlerince mehurdur. Ayn zamanda Nes'nin
rivayet ettii u hadis de onun btl olduuna dellet etmektedir. Hasan b.
Ahmed b. Habb Muhammed b. Abdullah b. Nmeyr Esbt A'me At b. Eb
Rebh yoluyla gelen rivayete gre Ebu Hureyre (r.a.) yle demitir: Drt ey
haramdr: Erkek hayvann erlik suyu, kpein paras, fahienin creti ve
hacamatnn kazanc, "[494]
Hz. Ebu Bekir
es-Sddk'ten rivayet edilen esere gelince, bn ihb ile bn Vehb ve Eb Bekir
es-Sddk ile ton ihb arasnda bulunan dier rviler bilinmemekte,
dolaysyla byle rivayetler delil kabul edilmemektedir.
Hz. Ali'ye (r.a.)
nisbet edilen eserde de son derece zayf olarak bilinen tbn Dumeyra
bulunmaktadr. Byle sakat ve itibardan dm eserler sika imamlarn
rivayetlerinin nne geemezler. Hatta baz hadis hafzlar onlarn rivayetinin
tevatren yaplan bir rivayet olduunu bile sylemilerdir. Bylece hibir
sahabenin aksine bir rivayette bulunmad aa km oldu. Cbir, Ebu
Hureyre ve bn Abbas dahi kpein parasnn habis (kirli) olduunu
sylemilerdir.
Vek srail
Abdlkerim Kays b. Habter bn Abbas (r.a.) yoluyla gelen merf bir hadiste
yle buyrulmaktadr: "Kpein paras, fahienin creti ve arabn paras
haramdr."'[495]
Bu rivayetin merf
olduu kabul edilmese bile, en azndan bn Abbas'a ait olduu bilinmektedir.
Kpein, eek ve
katra kyas edilmesi ise ok fasit bir kyastr. Bilkis, domuza kyas
edilmesi daha doru olurdu. nk domuzla kpek arasndaki benzerlik, kpekle
eek ve katr arasndaki benzerlikten daha kuvvetlidir. ki kyas kar karya
geldiinde, kyasa uygun nass ile te'yid edilen, o nassa muhalif olandan daha
sahihtir.
ayet: "Kpein
parasnn yasak edilmesi, ldrlmesinin emredildii zaman iin geerli idi. ldrlmesi
haram klnp, baz kpeklerin de beslenmesine izin verilince szkonusu
yasaklama ve dolaysyla satnn haram klnmas neshedilmitir." eklinde bir
itirazda bulunursa u cevap verilir:
Bu, herhangi bir
delile dayanmayan btl bir iddiadr. Eser olarak da bu iddiay isbata yardmc
olacak herhangi bir rivayet bulunmamaktadr. Btl olduunu gsteren hususlara
gelince: Satn ve parasn yemeyi haram klan hadisler mutlak olup umum
ifade etmektedir. ldrlmesini ve beslenmesini yasaklayan hadisler ise iki
eittir: 1) Ayn ekilde mutlak
olup umum ifade edenler ki, bunlar nceki hadislerdir. 2) Mukayyed olup tahsis
olunan hadislerdir ki, bunlar da sonrakilerdir. ayet satn yasaklayan
hadisler mukayyed ve tahsis olunmu eitten olsayd, bunu gsteren eserler
bulunurdu. Byle olmayp da mutlak ve mm (genel) olarak gelince, kastedilen
mna ve hkmn de yle olduu grlm ve anlalm oldu ki bunun ptali caiz
deildir. [496]
kinci Hkm: Kedinin
satnn haram klnmasdr. Cbir'in rivayet ettii sahih ve sarih hadis bunu
gstermekte olup,.fetva da buna gre verilmitir. Kasm b. Asba Muhammed b.
Vaddh Muhammed b. dem Abdullah b. Mbarek Hammad b. Seleme
Ebu'z-Zbeyr yoluyla gelen rivayete gre Cbir b. Abdullah kedi ve kpein
parasn mekruh grmtr. Ebu Muhammed. Cbir b. Abdullah'n fetvalarnn bu
ynde olduunu ve sahabeden de ona muhalefet eden bir kimsenin bilinmediini
sylemektedir. Ebu Hureyre (r.a.) de ayn ekilde fetva vermi; Tvs, Mchid,
Cbir b. Zeyd ve ehl-i zahirin tamam bu fetvay benimsemitir. mam Ahmed'den
gelen iki rivayetten biri ile Ebubekir Abdulaziz'in tercihi de bu yndedir. Bu
konudaki hadis sahih olduu, onunla atan baka bir hadis de bulunmad iin
bu gr dorudur ve bu gr kabul etmek vaciptir.
Beyhak der ki:
limlerden bazlar bu hadisi, kedinin necis olduuna hkmedildii zamana
hamletmi ve Hz. Peygamber (s.a.): "Kedi necis deildir."[497]
Duyurunca bu hkmn sat konusunda neshedildiini sylemilerdir. Baz limler
ise ayn hadisi vahleen kediler iin geerli saymlardr. Aslnda hadisin
zahirine tbi olmak evldr, imam afi bu konuda vaki olan haberi duysayd
inallah ona tbi olurdu. Ona tbi olmayanlar Ebu'z-Zbeyr'in rivayetlerine
gvenmeyenlerdir. Daha sonra Ebu Sfyan Cbir yoluyla ts b. Yunus cihetinden, Hafs b. Gys da
A'me ve Ebu Sfyan yoluyla bu hadise mtbaatta bulunmulardr.
Bazlar da bu hadisi
sahibi olmayan kediye hamletmilerdir. Fakat btn bu yorumlarn ne dereceye
kadar zayf olduu aktr. [498]
nc Hkm:
Fahienin creti: Bundan maksat bir fahienin zina karl ald bedeldir.
Raslullah (s.a.) cariye olsun, hr kadn olsun, zina eden bir kadnn ald
cretin habs (kirli) olduuna hkmetmitir. O'nun zamannda fuhu zellikle
cariyelere ait bir i olarak bilinirdi. Bu sebeple Htnd, Hz. Peygamber'e (s.a.)
bat ederken: "Hr kadn zina eder mi?" demiti. slm fkh
bilginleri akl sahibi ve blga ermi bir kadnn bir erkee, kendisiyle zina
etme imkn vermesi halinde ona mehir vermenin gerekmeyecei konusunda fikir
birlii iindedirler. Ancak u iki meselede ihtilf etmilerdir:
Birincisi: Zinaya
zorlanan hr kadn.
kincisi: Gnll
olarak zina eden cariye. Bu konularda drt gr olup, hepsi de mam Ahmed'in
benimsedii grler olarak rivayet edilmektedir.
Birincisi: ster
bakire, ister dul olsun ve ister nden ve isterse arkadan iliilmi olsun,
kadna mehir vermek gerekir.
kincisi: Dul olursa
mehir gerekmez, bakire olursa gerekir. Ayrca bekretin izlesinden dolay
diyet gerekir mi? sorusuna mam tarafndan evet ve hayr eklinde iki trl
cevap verilmitir. Bu ikinci gr Ebubekir tarafndan tercih edilmitir.
ncs: Kadn,
onunla zina eden erkein dn llere gre yakn ise mehir gerekmez, yine
ayn llere gre yabanc ise gerekir.
Drdncs: Kadn,
zina eden erkein kz ve bacs gibi, kznn nikh dmeyecek biri ise mehir
gerekmez; hala ve teyze gibi kznn nikh decek biri ise gerekir.
Ebu Hanife: Zorla
kendisiyle zina yaplan kadna, bakire olsun, dul olsun, mehir gerekmez
demektedir.
Mehir vermenin vacip
olduunu syleyenler derler ki: Kadndan yararlanmak, eriatta mehir ile
deerlendirilmitir. Kendi arzusuyla zina yapan iin gerekmemesi, onun bu
menfaati reddetmesi sebebiyledir. Tpk bir kimseye herhangi bir organn telef
etme izni vermesi durumunda olduu gibi. Mehir vermenin gerekmedii grnde olanlar yle
demektedirler: Sri* bu menfaati (yani kadndan yararlanmay), ancak tam bir
akit veya akit phesi
szkonusu olduunda mehir ile kymetlendirmitir. Zinada kesinlikle byle bir
kymetlendirme cihetine gitmemitir. Zinay nikha kyas etmek ise ok fasit
kyaslardandr. Ayn zamanda Sri' zina yoluyla yararlanmann karlnda had
cezas komutur ki, bu ceza e mehir deyerek tazminatta bulunmak bir araya
gelmez. Bir eyin vacip olmas iin ri'in hitabnn nassndan, ummundan,
fahvsndan, iaretinden veya mnasndan delil getirmek gerekir. Bunlardan
hibiri sabit deildir. Bu konuda en ok ileri srlebilen iddia zinay nikha
kyas etmektir ki, aralarmda hibir benzerlik olmad ortadadr. te yandan
mehir hem lfz hem de mna olarak nikhn zelliklerindendir. Bu yzden
"nikhn mehri" eklinde tamlama yapld halde, "zinann
mehri" eklinde yaplmaz. Hz. Peygamber (s.a.), "mehir"
kelimesini mutlak olarak zikretmi, ancak bununla akdi (yani szlemeyi)
kastetmitir. Tpk, "Allah, arabm, l hayvann, domuzun ve putlarn
satn haram klmtr.[499]' ve
"...Hr bir inam satp onun parasn yiyen adam."[500]
hadislerinde sat lfzndan szlemenin kastedilmesi gibi. Bu mnadaki
ifadelerin benzerleri oktur.
Birinci gruptakiler
derler ki: Bir kadndan yararlanmada asl olan, bu yararlanmann mehir ile
deerlendirilmesidir. Ancak Sri' bu hakk, kendi isteiyle zina yapan
fahieden drmtr. Zinaya zorlanan kadn ise fahie deildir ve o hakknn
dmesi caiz deildir. Nasl hr bir insann baz taraflarndan zorla
yararlanlmas halinde ona bedelini demek gerekirse, bizim meselemizde de durum
ayndr ve buradaki er' bedel mehirdir.
Her iki grn de
kaynanda bu bak as bulunmaktadr.
Bakire ile dul kadn
ayr ayn ele alan gruba gre, dul kadna ilien kimse ondan bir ey alp
gtrmemitir ve ona, bu davranna karlk verilecek ceza yeterlidir. Bu
gnah herhangi bir ekilde mal ile karlanmaz. Bakirenin ise bikrinin izlesi
szkonusu olduu iin mutlaka bunun tazminat gerekir. Bu sebeple bu cinayet,
genel olarak, cinayete sebep olana yani kadnn menfaatinin bir ksmn (bakireliini)
telef edene tazmin ettirilir. nk bakire kadndan yararlanma tazminatta bu
ksma (yani bakireliine) tbidir. Tpk istei ile zina eden
bakirede de tazminat dememesinin ayn
ksma tabi olmas gibi.
Mahrem olan kadnlarla
yabanc kadnlar ayr ayn ele alanlara1 gelince, onlar bu kadnlarn
akrabalar olan erkeklere ebed olarak haram klndn grnce, onlarn din
asndan cins ilikiye mahal olmadklarn, ayet byle bir iliki olursa
bunun ltlik gibi deerlendirilmesi gerektiini sylemiler, bu durumda da
mehir gerekmediini savunmlardr. Bu gr a'b'nindir. Dier yandan
hsmlk suretiyle haram olma halinde, haram geici olduu iin durum bunun
aksinedir.
el-Mun adl eserin
mellifi bn Kudme der ki: St emme e haram olanlar iin de hkm byle
olmaldr, nk onlann haram olmas da sonradan vuku bulmutur.
Mahrem olanlardan
kznn nikh denlerle dmeyenlerin arasm ayranlar da sanki, kznn
nikh denlerin haramlm dierlerinden daha hafif grmler ve bylece bu
mesele geici ve sonradan haram olma meselesine benzemitir.
ayet: "Zorla
dbrnden iliilen hr kadm ve ayn ilikiyi gnll olarak yapan cariye
hakkndaki hkm nedir?" diye sorulacak olursa, yle cevap verilir: Bu
durumda mehir denmemesi evldr. nk bu, mehir verilmeyeceinde ittifak
edilen gibidir.
Ebu'l-Berekt bn
Teymiye ile Ebu Muhammed b. Kudme bu meselede ayr ayn grler ileri
srmlerdir. Ebu'l-Berekt el-Muharrar adl eserinde: phe ile iliilen veya
nden ya da arkadan zinaya zorlanan kadna mehr-i misil demek gerekir, derken
Ebu Muhammed el-MunVde: Livatada ve kadna arkadan ilimekte mehir gerekmez.
nk dinde bu ilikiye bir bedel getirilmemitir. Dier yandan byle bir
ilikide herhangi bir eyi telef etmek szkonusu olmad iin, pmek veya
fercin dnda bir yere temas etmekten teye,bir mna yoktur demektedir. Doru
olan gr, kesin olarak budur. Sri' bu fiil iin bir kymet koymamtr. Bu
fiili kadna ferten temas etmeye kyaslamak fasit kyastr. Bu gr ileri
srenlerin, erkeklerle l ilikide bulunanlarn da mehir vermesi gerektiini
sylemesi lzm gelir ki, byle bir ey syleyen lim yoktur.
kinci meseleye
gelince, o da kendi isteiyle zina eden cariyeye mehir gerekip gerekmeyecei
konusudur. Bu hususta iki gr vardr:
Birincisi: Mehir
demek vaciptir. mam afi'ye ve Ahmed b. Hanbel'in arkadalarnn ouna ait
olan bu gre gre bakasnn hakk olan bu menfaatten istifade edilmesi
karlksz braklmaz. Tpk bir tarafnn kesilmesine izin vermesi durumunda
olduu gibi. Bu konudaki kesin doru, mehir vermenin vacip olmad
noktasndadr. nk bu Hz.Peygamber'in (s.a.) cretini yasaklad fuhutur.
Bu cretin habs (kiril) olduunu haber vermi ve hem bunun hem de kpein
paras e khinin cretinin hkmnn ayn olduunu bildirmitir. Cariye de
ncelikle bu hkme dahil olup hadis nassnm umumundan tahsis edilmesi .caiz
deildir. nk o devirde fuhulanyla maruf olan snf cariyeler snfyd.
Allah Tel onlar ve onlarn efendileri hakknda u yet-i kermeyi inzal
buyurmutu: "Namuslu olmay istedikleri takdirde, cariyelerinizi fuha
zorlamaynz.[501] Onlarn kasdedildii bir
nasstan onlar danda brakmak ve nass bakalarna hamletmek nasl caiz olur?
"Cariyenin
menfaati efendisine aittir ve o da bu menfaatten bakasnn yararlanmasna izin
vermemitir." sznze gelince, ona yle cevap verilir: Efendisi bu
menfaate, bizzat kendisi yararlanmas durumunda mliktir. Tam veya pheli bir
nikhla bakasnn yararlanmas durumunda da karl olan bedele sahip olur,
bunun iin de cariyenin izin vermesi gerekir. Ne Allah ne de O*nun Peygamberi
zina iin cezadan baka bir karlk koymamlardr. Bundan dolay efendisinin
eline geecek herhangi bir ey yoktur ki, onun lehine hkmedilsin. Bu fiile bir
bedel tayin etmek, Allah ve Rasl'nn karlksz brakp heder ettii bir
mal kymetlendirmek ve ri'in habs (kirli) olduuna hkmettii, onu kpek
paras ve khin creti mesabesinde kld bir bedeli sabit klmak demektir.
Bir bedel er' ynden habs ise, onun denmesine hkmetmek caiz deildir.
Bu noktada,
hacamatnn da creti habistir ama onun denmesi iin hkm verilebiliyor
denemez. nk hacamat fiilinin yarar mubahtr. Bu yzden o ii yaptran
kimsenin hacamatnn cretini demesi caiz, hatta vaciptir. O halde bu fiil
nerede, hkm kendi hkmnden bedeli de kendi cinsinden olan o haram ve habs
menfaat (yani zina) nerede? Byle bir gnah karlnda bedel denmesini vacip
klmak livata fiili karlnda bedel denmesini vacip klmak gibidir. Zira
Sri' bu fiil karlnda herhangi bir bedel tayin etmemitir.
ayet: "Kadna
fercinden temas etmenin karlnda bedel olarak mehir konulmutur ki, bu da
umm mnada bir mehir olup livata iin byle bir bedel yoktur." denilecek
olursa yle cevap verilir:
Bu bedel, bir nikh
szlemesi veya byle bir szleme phesi karlnda konulmutur. Zina
olduunda hi phe bulunmayan bir fiil karlnda byle bir bedel yoktur.
Baar Allah'tandr.
te yandan slm
tarihinde zina eden bir erkee, zina ettii kadna mehir (veya cret)
demesinin gereine hkmeden hibir uygulama bilinmemmektedir. Hi phe yok
ki, mslmanlar byle bir eyi irkin grmlerdir ve o Allah (c.c.) katnda da irkindir.
Soru: Zina eden bir
kadn bu fiilinin karlnda cret alm ve sonradan tevbe etmi ise, bu
paray sahiplerine geri mi vermeli yoksa kendisi hell olarak yiyebilir mi, ya
da sadaka olarak m datmal?
Cevap: Bu sorunun
cevab slm'n muazzam kaidelerinden birine dayandrlmaktadr ki, o da udur:
Kim dn ynden elde etmesi caiz olmayan bir eyi ele geirir ve sonra da ondan
kurtulmak isterse duruma baklr: Eer ele geirilen mal, sahibinin rzas
olmadan ve karlnda verilmesi gereken ey de verilmeden ele geirilmise,
sahibine geri verilir. Geri vermesi imknsz hale gelirse, o parayla varsa onun
bir borcunu der. Bu da mmkn olmazsa o paray, hak sahibinin miraslarna
iade eder. Buna da imkn bulamazsa onun adna sadaka olarak verir. Kyamet
gnnde hak sahibi bu sadakann sevabn almak isterse, sevab onun olur. ayet
bunu reddeder de, maln haksz yere elinden alan kimsenin hasenatndan almak
isterse bu ondan alnr ve sadakann sevab onu verene ait olarak kalr.
Ashb- kiram (r.a.i bunu bylece bildirmilerdir.
Eer ele geirilen
mal, onu deyenin rzasyla ve haram olan karlnn da verilmesi sonucu
alnmsa, mesel arap veya domuz alan ya da bir kadnla zina eden kimsenin
bunun karl olan bedeli kendi rzasyla demesinde olduu gibi, bu bedelin
sahibine geri verilmesi gerekmez. nk o bu bedeli kendi isteiyle vermi ve
haram olan karln almtr. Bu durumda onun hem karln alp hem de
bedelini geri almas caiz deildir. Byle olmas halinde gnahkrlarn ii
kolaylam ve onlara destek salanm olur. Bir kimse hem zina edip maksadna
ulaacan, hem de parasn geri alacan bilirse, bundan baka ne ister?
eriat byle bir hkm koymaktan masundur ve byle bir fetva vermek de caiz
olmaz. Zira bu hem zulm, hem de fuhu bir araya getirmek demektir. En irkin
davran, bir kimsenin bir kadnla zina edip, sonra zorla verdii paray geri
almaya kalkmasdr. Bu davrann irkinlii btn akl sahiplerince kabul
edilmitir. eriat da byle bir hkm vermez. Ancak o paray alann yemesi de
ho deildir. Zira o Hz. Peygamber'in (s.a.) habs olduuna hkmettii bir
maldr. u kadar var ki, bu habislik kazan eklinden dolay olup herhangi bir
zulmden dolay deildir. Ondan kurtulmann ve gnahndan tam olarak tevbe
etmenin yolu, onu sadaka olarak vermektir. Eer ihtiyac olan bir kimse ise,
iinden ihtiyac kadar olan alabilir. Kalan tasadduk eder. Karl habs
olduu iin, bedelinin de habs olduuna hkmedilen btn kazanlar iin
geerli olan hkm budur. Bir maln habs olduuna
hkmetmek, onun sahibine iadesinin vacip
olmasn gerektirmez. nk Hz. Peygamber (s.a.) hacamatnn kazancnn habs
olduuna hkmetmitir, ama onun bu paray geri vermesi vacip deildir.
Bu noktada u itiraz
yaplabilir: Haram olan bir menfaat karlnda maln veren bir kimse,
vermesi caiz olmayan bir eyi vermitir. Hatta Sri* byle bir insan bu konuda
hacr altna bile alabilir. O halde bu bedeli alann al ekli meru olmayp
onu almasyla almamas birdir ve sahibine iade edilmesi gerekir. Konu, bir
hastann mirassna tebberruda bulunmas, yabanc bir kimseye mirasnn
tebirinden fazla miktarda vasiyette bulunmas, iflas veya sefihlik
dolaysyla hacr altna alnan bir kimsenin teberruda bulunmas ya da ekmee
muhta olan kimsenin bir lokma ekmek iin ihtiya duyduu paray teberruda
bulunmasna benzemektedir ki, bu ve benzeri meselelerin srn szkonusu
kimselerin bu tasarruflarnda dinen hacr altnda bulunmalardr ve byle bir
durumda o parann iadesi vacip olur.
Buna yle cevap
verilir: Yaplan kyas fasittir. nk zikri geen btn meseleler, karlksz
yaplan teberrrulardr. Sri', bakasnn ya da her haktan nde gelen kendi
nefsinin hakk bulunan bu teberrular yasaklamtr. Bizim konumuza gelince,
burada denen bedel, yararlanlan bir menfaat veya tketilen haram bir mal
karlndadr. Bu bedeli alan, haram bir bedel alm ve karlnda da haram
bir mal vermitir. Bylece caiz olmayan bir mala karlk caiz olmayan bir
bedel denmitir. Adaletin gereklemesi, hem maln hem de bedelin iadesini
gerektirir. Halbuki bunlardan birini iade etmek artk imknsz hale gelmitir.
Bu durumda dierinin iadesi de gerekmez. Evet, ayet satn alman arap aynen
mevcut olup tketilmemi olsa veya bir gnah ilenmek zere para nceden
verilmi ve o gnah henz ilenmemi olsa bu durumlarda maln ya da paranm
kesin olarak iadesi gerekir. Kabzn (mal veya bedeli teslim alma)
gereklemedii dier btl akitler iin de durum ayndr.
ayet: "Haram
olan kabzn ne tesiri vardr ki, onun iin bir haramlk klnsn. Kabzedilmesi
caiz olmayan eyin kabzedilmesiyle edilmemesinin ayn olduu bilinmektedir.
Zira dinen yasak olmak, maddeten mevcut olmamak gibidir. Mal kabzeden de onu
haksz olarak kabzetmitir. Bu sebeple onu sahibine iade etmelidir." diye
bir itiraz yaplacak olursa yle cevap verilir:
Bedel deyen kimse
mal alm veya haksz yere ondan yararlanmtr. Her iki taraf da vermeye
yetkili olmadklar eyleri vermiler ve kabzetmeye
haklar olmayan eyleri kabzetmilerdir.
Her iki taraf da Allah'a isyan etmitir. Bu durumda nasl olur da, bir taraf
hem mala hem de onun bedeline beraberce sahip olurken, dier taraf her
ikisinden de mahrum kalr?
ayet bir tarafn
kendisine ait menfaati, iradesi ve isteiyle elinden kard sylenecek
olursa, dier tarafn da onun bedelini kendi isteiyle elden kard ve arada
bir fark olmad sylenir. Allah'a hamdederek ifade edelim ki bu konu son
derece aktr. eyhimiz (bn Teymiye) zina karl alnan cretin geri
verilmesinin veya tasadduk edilmesinin vcbu konusunda duraksam ve ktidu's-srt'l-mstakim
li muhalefeti ashbi'l-cahm adl eserinde yle sylemitir: Zina eden, ark
veya at dinleyen kimseler kendi istekleriyle mallarn bu yolda sarfetmiler
ve haram olan karln da almlardr. Haram klman husus da, onlara ait olan
haklardan olmayp Allah'a ait olan haklardandr. Kabz yoluyla szkonusu menfaat
elden kmtr. Bu konudaki usl gereince, mal ve bedelden herhangi biri iade
edildii zaman, dierinin de iadesi gerekmektedir. Birisini kiralayan kimse,
ondan salad menfaati iade edemezse, onun da mal iade edilmez. Menfaatinden
istifade edilip, karlnda denen bedeli de elinden alnan kimse her
bakmdan zarar grmektedir. denen bedelin karl olan maln arap ve l
hayvan eti olmas halinde byle deildir. nk bunlar elinde kalsayd bile,
onlan telef ederdik. ark ve attaki menfaat de elden kmamsa, bu menfaati
baka bir ie ynlendirerek yani o ilerde kullanaca kuvveti baka bir ie
sarfetmesini salayarak ondan yararlanlabilir. Sonra bu noktada, kendi kendine
yle bir soru yneltti ve dedi ki: Bu duruma gre menfaatin kabzn
isterlerse, onun kabzna hkmetmemiz gerekir denilebilir. Bu istifham ise
yle cevaplandrd: Denilir ki: Biz kfirlerin haram olan szlemelerinde
olduu gibi, o menfaatin ne verilmesini ne de reddedilmesini emretmeyiz. Zira
onlar kabzetmeden nce mslman olurlarsa kabzedilmelerine hkmedilmez. Kabzdan
sonra mslman olmularsa geri vermelerine hkmedilmez. Fakat bu cret
mslmana haramdr. nk o kfirin aksine bunun haram olduuna inanmaktadr.
Bu sebeple, cret talep ettii zaman ona deriz ki: Sen kuvvetini haram olan bir
ite israf ettin, dolaysyla sana denecek cret yoktur. nceden cretini
almsa ve o creti deyen de bu paray haram bir menfaat karlnda verdiini
syler ve iadesine hkme dilmesini isterse ona da deriz ki: Sen ona raz
olduun bir bedel karlnda verdin. Onun aldn iade etmesini istiyorsan
sen de aldn ona iade et. Ald eyi yannda tutmakta bir menfaati varsa,
bu ihtimal dahilindedir. Her ne kadar kyasn zahiri, fsid bir akitle
kabzolunan
menfaatin iadesini
gerekli klyorsa da zikri geed mlhazalar sebebiyle bu yola gidilir. [502]
Ebu'n-Nadr rivayetine
gre mam Ahmed bir hristiyan iin arap, domuz veya l hayvan tayan bir
hamal hakknda yle fetva vermitir: Hamallk cretini yemesini mekruh
gryorum, ancak bu cretin ona denmesine hkmedilir. ayet bu mallar bir
mslman in tayorsa daha iddetli mekruh olur. mam Ahmed'in arkadalar bu
fetvann anlalmasnda ayn gr ileri srmlerdir:
Birincisi: Fetvay
zahirine gre ele almak ve meseleyi tek bir rivayet olarak grmektir. bn Eb
Musa der ki: mam Ahmed bir mslmann hristiyana l hayvan veya domuz tama
iini yapmasn mekruh grm, buna ramen byle bir ii yapmas halinde
cretinin denmesine hkmetmitir. Bu creti almasnn gzel olup olmamas
hususunda da iki gr olup, en vechi gzel olmayaca, almsa tasadduk
etmesinin iyi olaca ynndedir. Ebu'l-Hasan el-mid de bunu byle zikredip
yle demitir: Bir kimsenin arap, domuz ve l hayvan tama iinde almas
mekruhtur. Buna byle hkmedilmi ve buradaki mekruhun tahrmen olduu
belirtilmitir. nk Hz. Peygamber (s. a.) bu mallar tayana lanet etmitir.
Bu durum sabit olsa da cretinin denmesine hkmedilir. nk hacamatnn
cretinde olduu gibi, haram olan konularda bile kira cretinin denmesine
hkmedilmesi imknsz deildir. Bu gruptaki limler haram olmakla birlikte,
crete hak kazanacan sylemilerdir.
kincisi: Bu rivayeti
zahirine muhalif olacak ekilde te'vl etmek ve meseleyi tek bir rivayet
klmaktr ki o da bu ii yapmann sahih olmayacadr. el-Kd'nin el-Mcerred
adl eserinde benimsedii bu gr zayftr. Daha sonraki kitaplarnda, o da
bu grten dnmtr. el-Mcerredi nceden tasnif etmiti.
ncs: Meseleyi iki
rivayet olarak ele almaktr. Birinci rivayet: Bu ii yapma sahihtir. Tama
fiili de, alnan cret de mekruh olmakla birlikte, tayan kimse cret almay
hak eder. kinci rivayet: Bu ii yapma sahih deildir ve tayan kimse tasa
bile creti hak etmez. Bu gr mam Ahmed'in arap hakkndaki: "Onu
alkoymak caiz deildir, dklmesi vaciptir." szne kyasladr. Ebu
Talip'ten gelen rivayete gre de yle demitir: Bir kimse arap ve domuzu
bulunduu halde mslman olursa, arab dklr ve domuzlan serbest braklr.
Zira artk ona haram
olmulardr. Domuzlar ldrrse, bunda bir beis yoktur. mam Ahmed onlarn
alkonulmasnn caiz olmadna hkmetmitir. bn Mansr'dan gelen rivayette de
u fetvalar zikredilmitir: Bir mslmann hristiyana ait zm ban
beklemek zere anlamas caiz deildir. nk asl olan bu badan yetien
zmlerin arap yaplmasdr. Baka bir maksatla yetitirdiklerini bilirse,
szkonusu bekilik mubahtr. arap tamak zere szlemekten de men
olunmutur. Bu gr el-Kd et-Ta'lc'inde zikretmi ve benimsemitir.
Arkadalarnn ou da ayn grtedir. Onlarn bu konudaki fetvas tama
szlemesinin sahih olmad, tayann cret almay hak etmedii ve ona cret
denmesine hkmedilmeyecei ynnde olandr. Mlik, afi, Ebu Yusuf ve
Muhammed'in gr de budur. Tabi bu, evine imek iin arap, yemek iin domuz
tamas, ya da hibir aklama olmadan mutlak anlamda tamas zerine onunla
anlamas halindedir. Evindeki arab dktrmek iin veya l hayvan evinden
uzaklara attrmak iin anlarsa, bu caizdir. nk yaplan i mubahtr. Ancak
cret olarak l hayvann derisi verilecek olursa sahih olmayp emsal cret (yani
ayn ii yapan bir insann alaca normal bir cret) hak eder. ayet derisini
soymu ve alm olsa bile, sahibine geri verir. eyhimizin gr bu noktada
olup Mlik de ayn grtedir. afi'nin de grnn byle olduu
grlmektedir. Ebu Hanife'nin grne gelince, o birinci rivayetteki gibidir
ki ona gre tama szlemesi sahih olup, tayann cretinin denmesine
hkmedilir. Ebu Hanife'nin meseleyi ele al ekli yledir: Tama konusu
mutlak ise (yani u veya bu eyay tama art yoksa) hak ettii cret, bizzat
arap tamaktan dolay olmaz. Bu yzden onun zikredilip edilmemesi de birdir.
Sirke ve zeytinya gibi bir ey tamas da mmkndr. Bir kimse evini ya da
dkkanm kilise olarak kullanlmas veya meyhane yaplmas iin kiraya verirse
Ebu Bekir er-Rzfnin ifadesine gre, orada arap sat yaplmasnn art
koulmas ile, kiraya verenin bunu bilmesi halinde art koulmamas arasnda
Ebu Hanife'ye gre herhangi bir fark yoktur ve bu kiralama sahihtir. nk mal
sahibi alaca creti orada yaplacak i sebebiyle hak ediyor deildir. Bunu
art kosa bile durum deimez, nk orada baka bir eyi satmaya hakk
vardr. Evi de kilise olarak kullanmayabilir. Belli bir mddet iin bu yerleri
teslim etmesiyle cretini almaya hak kazanr. cretin hak edilmesinde orada
yaplacak ilerin bir etkisi yoksa, o ilerin zikredilmesiyle edilmemesi
birdir. Tpk bir kimsenin iinde oturmak veya uyumak iin bir yer kiralamas
durumunda, oturup uyumasa da kira cretine hak kazanlmas gibi. Ayn ekilde
bir kimsenin arap, l eti ve domuz tamas iin tutulmas sahihtir. nk
burada art olan arap tamak
deildir, meyve suyu da tasa cretini almay hak eder. Bu eit kaytlar
onlara gre geersiz olup, szlemeler mutlak olarak yaplm gibidir. Mutlak
olarak yaplan szlemeler de onlara gre caizdir. zm suyunu, onu arap
haline getirecek bir kimseye satmann caiz olmas gibi, kendisini tutan
kimsenin gnah saylan bir i yaptrma ihtimali bulunsa bile durum deimez.
Fakat fitne zamannda silah satn mekruh grm ve demitir ki: nk silah
arpmak iin yaplm olup baka bir iin kullanlmaz.
Fakihlerin ounluu
Ebu Hanife'ye birinci mukaddimede kar kmlar ve yle demilerdir:
Mukayyed, mutlak gibi deildir. crete hak kazandran menfaat, zerinde
szleme yaplandr, o da haram klnm bir menfaattir. Szleme yapann, iin
cinsini deitirme imknna sahip olmas sonucu deitirmez. Daha sonra, mescid
olarak kullanmak zere bir ev kiralanmas konusunda, bu kiralama zerinde
anlalan fiil karlnda olmad gerekesiyle onu ilzam etmilerdir.
Bununla birlikte Ebu Hanife, kira szlemesini namaz fiilini gerektirmesi
dolaysyla geersiz saymtr. Zira namaz, kira szlemesi dolaysyla hak
edilmez.'
mam Ahmed ve Mlikin
arkadalan da ikinci mukaddimede onunla tartmlar ve yle demilerdir:
Kiralayan kimsenin oray haram klnan bir i iin kullanaca kuvvetle
muhtemelse, kiraya vermek haram olur. nk Hz. Peygamber (s.a.), arap iin
zm suyunu skana ve sktrana lanet etmitir. Halbuki o ahs sadece zm
skmtr. Ama bunu yaparken onun arap iin kullanlacam bilirse lanete hak
kazanm olur.
Ayn zamanda bu ite
Allah' kzdran ve gazaplandran bir konuya yardmc olmak da vardr ki, bunu
yapan lanetlenmitir. eriatn esaslar ve kaideleri bunun haram ve bu
szlemenin btl olmasn gerektirir. Bu konuda daha geni aklama, Hz.
Peygamber'in (s.a.) 'vneyi (rtl rib satlar) haram klmas ve o konuya
terettp eden cezadan sz edilirken gelecektir.
eyhimiz bn Teymiye
der ki: Doruya en yakn gzken bn Musa'nn grdr. Yani szkonusu menfaat
haram klnan cinsten de olsa, cretin denmesine hkmedilir. Fakat bu parann
yenmesi gzel deildir. Bu gr mam Ahmed'in kastettii mnaya ve kyasa daha
yakndr. Zira Hz. Peygamber (s.a.) arap suyunu skana, sktrana, tayana ve
kendisi iin taman kimselere lanet etmitir. Skan da, tayan da karln
almalar gereken bir i yapmlardr. Bu i aslnda kendisi haram olan ilerden
deildir. Sktran ve tattrann kasdna gre haram olur. arap yapacak
kimseye zm veya zm suyu satmak da byledir. zm suyu
veya arap mterinin eline geince,
satcnn mal meccanen gitmez, bedeli denir. Burada da durum ayndr.
Szletii ii yapan kimsenin bu hizmeti karlksz braklmayp creti
denir. Onu haram olan bir i iin kullanmak iverene ait bir durumdur. veren
iiye evdeki arab dktrmek veya kokusundan kurtulmak iin l hayvan
evreden uzaklatrmak iin tutmu olsayd bu szleme caiz olurdu. Sonra biz
bu creti Allah hakkn ilgilendiren bir husustan dolay haram klyoruz,
iveren veya mteriye ait bir haktan dolay deil. Zina, livata, adam ldrme
veya hrszlk iin tutulan kimseler byle deildir. nk bu ilerin bizzat
kendisi haramdr. Bu mesele aynen l hayvan ve arap satmaktr ki, onlarn
bedellerinin denmesine hkmedilmez. nk bu mallarn bizzat kendileri
haramdr. Ayn ekilde o menfaatlerin bedellerinin denmesine hkmedilmez.
eyhimiz der ki: Bu
gibi i yaptrmalar ve arap ya da l hayvan tamak zere adam tutmalar, ne
tam sahih ne de tam fasit olarak nitelenemezler. Bilkis yle sylenebilir: Bu
szleme i yaptran veya adam tutan asndan zerine den bedeli demesinin
vacip olmas mnasnda sahihtir. Ald bu cretten yararlanmasnn haram
olmas mnasnda da alan asndan fasittir. slm eriatnda bunun
benzerini grmek mmkndr. mam Ahmed'in bir hristiyana ait zm ban
beklemenin mekruh olduunu sylemesi bu noktada bir elikiye sebep olmaz.
nk biz de ona bu ii ve onun karlnda alaca creti hesaplyoruz. Sonra
her halkrda bu ii yapmsa cretinin denmesinin gerektiine hkmediyoruz.
ayet byle yaplmazsa, gnahkrlarn bundan byk menfaatler salayaca
muhakkaktr. Dinde gnah saylan bir ii yaptrmak iin adam tutan, ilerini
grdren, sonra da cretlerini vermeyen veya verdikleri cretleri geri alan
kimselere bundan daha byk destek olur mu? Halbuki onlar byle bir destee
lyk deillerdir. Hibir deeri olmayan ileri yapan fahie, arkc veya
art gibi kimseler iin durum byle deildir. nk onlarn cretlerinin
denmesine hkmedilmez. ayet cretlerini almlarsa geri vermeleri mi gerekir,
yoksa onu sadaka olarak m verirler? Bu konu btn tafsilatyla anlatld ve
biz doru olann geri vermenin gerekli olmad, o cretin yenmesinin de gzel
olmad ynnde olduunu aklamtk.
Doru olan bulmakta
baarl klan Allah'tr. [503]
Drdnc Hkm:
Khinin creti. Ebu mer Khinin cretinden maksadn, onun kehneti ka
olduu hususunda ihtilaf yoktur. Bu da
bir mal btl yoldan yemek demektir. Buradaki cret kelimesinin Arapa
orijinali olan kelimesinin asl anlam ihsan ve atiyyedir. Alkame, bu kelimeyi
kulland bir beytinde yle syler:
"Syleyeni ld
zaman benden bu iiri bakasna ulatracak olan kimseye devemi ve zerindeki
takm ihsan ederim.[504]
Khinin cretinin
haram klnmasyla, fala bakarak, yldza bakarak, ta, toprak, ok ya da baka
letler kullanarak veya aletsiz olarak herhangi bir ekilde gaybdan haber veren
herkese verilecek cretin haram olduuna dikkat ekilmitir. Hz. Peygamber
(s.a.) khinlere gidilmesini yasak etmi ve: "Kim arrfa (gemiten ve
gelecekten haber verdiini iddia eden kimseye) gider ve sylediini tasdik
ederse, Muhammed'e (s.a.) indirileni inkr etmi olur."[505]
buyurmutur. Hi phe yok ki, Muhammed'in (s.a.) getirdikleri ile onlarn
getirdikleri bir kalpte yanyaria bulunmaz. Onlardan biri bazen doru bile
sylese yalanlan daha oktur. Onlara haber kaynakl grevi yapan eytanlar
insanlan ifsat edebilmek iin bazen de doru haberler verirler.
nsanlann birou,
zellikle sefihler, cahiller, kadnlar ve bedeviler gibi aklen zayf olanlar ve
iman hakikatlerini bilmeyenler onlara inanr ve onlan tasdik ederler. Bu
insanlardan ou onlara aldanmakta, aka irkini ve kfrn izhar etseler
bile onlar hakknda iyi dnmeye devam etmekte, onlan ziyaret edip dualarn
istemektedirler. Bu hususta ok ey duyduk ve grdk. Btn bunlann sebebi o
kimselerin ve benzerinin, Allah'n peygamberini gnderdii hak din ve hidayet
yolu hakknda bilgi sahibi olmamalardr. "Bir kimseye Allah nur
vermemise, artk o kimsenin k ve aydnlktan nasibi yoktur."[506]
Ashb- kiram (r.a.), Hz. Peygamber'e (s.a.) onlann (yani khinlerin) bazen
kendilerine isabetli haberler verdiklerini sylemiler, O da onlara bunun
eytanlar tarafndan vuku bulduunu, bazen doru szler sylediklerini, bunlann
yanna yz yalan kattklarn[507] ve
o doru olan tek sz dolaysyla btn yalanlannn tasdik edildiini haber
vermitir.
Destan tertipleyenlere
gelince, onlar u unsurlardan yararlanmaktadrlar:
1-
Khinlerin verdikleri haberler.
2- Ehl-i kitap arasmda dolaan ve eski
kitaplarda naklonulan haberler.
3- Peygamberimizin (s.a.) topluca veya tafsilatl olarak verdii
haberler.
4- Ashbtan veya sonradan gelenler ierisinde
kefi ak olan kimselerin verdikleri haberler.
5- Herhangi
bir klli ya da cz ie uygun den ryalar. Bunlardan cz olanlann aynen
zikrediyor, klli olann da tahmin, zan ve gerek olan ya
da geree yaklaan
karinelere dayanarak tafsilatlca anlatyorlard.
6- Allah
Tel'nm yeryznde cereyan eden birok hadiseye iaret eden, sebep olan veya
delil tekil eden ve insanlarn ounun bilmedii birok ulv eserleriyle
istidlal etmek. Allah hibir eyi babo ve faydasz olarak yaratmam, ulvi
lemle sfl lemi birbirine balam ve ulvsini sflisi zerinde etkili
klm, ama bunun aksine izin vermemitir. Gne de, ay da ne bir kimsenin
lm ne de hayat ile tutulurlar. Evet, onlann tutulmas yeryznde vuku bulan
er sebebiyledir. Bu yzden Allah Teala,
tutulmalar annda cereyan
etmesinden korkulan errin defedilmesi iin namaz, zikir, dua,
tevbe, istifar ve kle zad etmek gibi ibdetler koymutur. Bu ibdetler errin
sebeblerine kar durur, onlara mukavemet eder ve onlardan gl olurlarsa
erri ortaya karacak gerekeleri defederler.
Allah Teala gnein ve
ayn hareketlerini, dou yerlerinde deiikliklerin olmasn scan ve
souun, yaz ve k aylarnn ve bu aylara uygun den olaylarn cerayan
etmesinin sebebi olan mevsimlerin meydana gelmesine vesle klmtr. Kim ayn
ve gnein hareketlerini dikkatli ve itinal olarak izlerse, ilerde bitkiler ve
hayvanlar zerinde olabilecek eyler hususunda deliller bulabilir, bu durumlar
bir ok kyl ve ifti tarafndan bilinmektedir. Ayn ekilde gemi grevlileri
de ayn, gnein ve yldzlann hallerine bakarak ilerdeki hava durumu, rzgann
yn ve iddeti gibi konularda, neredeyse hatasz denecek kadar doru sonular
elde etmektedirler.
Tabibler de, ayn ve
gnein hallerinin insan tabiat zerindeki etkisi, onu baz deimelere hazr
hale getirmesi gibi hususlarda tecrbe sahibidirler.
Destan tertip edenler
bu gibi konulara ve eski mneccimlerden devralm olduklar bilgilere son derece zenle
yapr, sonra da btn bunlardan, ncekilere benzeyen kyaslar ve hkmler
karrlar. Allah'n yeryzndeki kanunu, hikmetinin gerektirdii kanunlara
gre cereyan etmektedir. Bu kanunlara gre bir eyin benzerinin hkm o eyin
benzerinin, aynsnn hkm de o eyin aynsnn hkm gibidir. O insanlar
zihin glerini kaza ve kaderle ilgili hkmlere, aralarndaki benzerliklere ve
bunlarn sonularna yneltmilerdir. Tpk eriat limlerinin zihin glerini
dn hkmlere onlar arasndaki benzerliklere ve onlarn sonularna uygun
ynelttikleri gibi. Yaratma ve emir Allah Tel'ya aittir. O'nun yaratmas ve
emri bozulmayan, sekteye uramayan ve iinde eliki bulunmayan bir hikmete
dayanmaktadr. Buna gre kim, zihin ve dnce gcn bu lemin srlarn ve
inceliklerini anlamak iin sarfeder ve saatlann bu yolda tketirse,
bakalarnn bilemedii bir ok hususa nfuz eder.
Mesel, bu mevzuda bir
ok blmlerden yalnzca birini ele alp incelemek kfidir ki, o da r'y
tabiridir. nsan bu konuya nfuz eder ve bilgisini tamamlarsa ok garip
noktalar elde edebilir. Bizler de, bakalar da bu konuda ok garip olaylar
mahede etmiizdir. Tabircinin, birbirinin peisra gelen doru, hzl ve
yava hkmler verdiini grmzdr. Bu insanlar dinliyenler, sylediklerinin
gayb ilmi olduunu zannetmilerdir. Halbuki o, bakalarnn bilmedii bir ok
bilgilere sahip olmann sonucudur. Hz. Peygamber (s.a.) zarar faydasndan ok
olmas ya da uraan irke gtrme ihtimali bulunmas halinde bu konuyla
uramaktan ve maln bu uurda harcamaktan men etmi, imanm ifsadna sebeb
olacak bu durumu haram klmtr. R'y tabiri ilmi ise byle deildir. O btl
olmayp haktr. nk r'y uyku ile ilgili bir vahye dayanmaktadr. Bu ise
peygamberlik czlerinden biridir. O sebeble r'yy gren ne kadar sdk
olursa, r'y da o kadar sdk olur. Tabirci de ne kadar doru, temiz ve
bilgili olursa, yapt tabir de o lde salkl olur. eytan kardelerinden
yardm alarak faaliyet gsteren khin ve mneccimlerse byle deildir. Drst
ve iyi kimseler ve kendilerini eriatla kaytl grenler onlarn yaptklarn
yapmazlar. Bilkis onlar, yalanclklar, gnahkrlklar, Allah'tan,
Rasl'nden ve dinden uzaklklar ne kadar ok olursa sihirlerinin kuvvet ve
tesiri de o kadar iddetli olan sihirbazlara benzemektedirler. eriat ilmi se
bunun aksinedir. O ilimle uraan insanlar ne kadar sdk ve dindar olurlarsa
ilimleri ve nfuz gleri de o lde kuvvetli olur.
Baar Allah'tandr. [508]
Beinci Hkm:
Hacamatnn kazancnn habis [kirli)lii. Geimini kan alarak veya kan
kararak salayan herkes bu hkme dahildir. Tabib, kehhal (gz hekimi) ve
baytar lfz olarak da, mna olarak da bu hkme dahil deildir. Hz.
Peygamber'in (s. a.) hacamatnn kazancnn habs olduuna hkmettii ve
sahibine, o kazancn devesine veya klesine yedirmesini emrettii bilinmekte[509] te
yandan kendisinin hacamat yaptrd ve cretini dedii de sahih yoldan
nakledilmektedir.[510]
Bu iki rivayeti bir arada
dnmek birok fakih iin problem tekil etmi ve bazlar Hz. Peygamber'in
(s. a) cret vermesiyle birinci rivayetin mensuh olduunu zannetmilerdir.
Tahav, bu gre sahip olanlardan biridir. Kfeli'lerin kpek satmay ve
parasn yemeyi mubah grmelerini dellillendirirken yle demitir: Hz.
Peygamber (s. a) nce kpeklerin ldrlmesini emretmi, sonra
"Kpeklerden bana ne!" demi, daha sonra da av kpei ve oban kpei
iin ruhsat vermitir. O zamanlar kpeklerin sat ve onlardan yararlanmak haram
idi. Onlar ldren, zerindeki bir farz eda etmi oluyordu. Sonra bu hkm
neshedildi, onlarla avlanmak mubah klnd. Bylece satnn caiz olmas
hususunda dier yrtc hayvanlar gibi sayld. Bu konunun bir benzeri de Hz.
Peygamber'in (s.a} hacamatnn kazancn yasaklamas ve "Hacamatnn
kazanc habistir." buyurmas, sonra da ona cretini demesidir. te bu
davran yasaklamasn ve haram klmasn neshetmitir.
Bu izah iin
sylenebilecek en basit sz, onun delilsiz bir iddia olduu ve dolaysyla
kabul edilemeyeceidir. Bizzat hadis-i erifde bu iddiay geersiz klacak
ifade varken, bu izah yoluna nasl gidilir? Hz. Peygamber (s.a) kpeklerin
ldrlmsini emretmi, sonra "Kpeklerden onlara ne!" demi, daha
sonra da av kpei iin ruhsat vermitir.
bn mer der ki:
Rasullah (s.a.) av kpei veya oban kpeinin dndaki kpeklerin
ldrlmesini emretti.'[511]'Abdullah
b. Muaffel de yle der: Raslullah (s.a.) bize kpekleri ldrmeyi emretti.
Sonra "Kpeklerden onlara ne!" buyurdu. Daha sonra da av ve oban
kpei iin ruhsat verdi.[512] Her
iki hadis de Mslim'in Sahih'inde mevcuttur. Bu da gstermektedir ki, av ve
koyun kpei iin ruhsat verilmesi, ldrlmelerinin emredilmesinden sonradr.
Rasulullah'm (s.a.) parasn haram kld kpek, beslenmesine izin verdii
kpektir. ldrlmesini emrettii kpein deil, bu kpein parasnn habs
(kirli) olduunu haber vermitir. Zira ldrlmesi emrolunan kpek hayatta
kalmaz ki onun parasnn hkmnn bilinmesine ihtiya olsun. Ayn zamanda alnp
satlmas gibi bir det de gelimemitir. Halbuki beslenmesine izin verilen
kpek byle deildir. Onun parasnn hkmnn bilinmesine olan ihtiya,
dierinden daha iddetlidir.
Bu konuyu aklayan
hususlardan biri de udur: Hz. Peygamber (s.a.), insan nefsinin arzu etmesi
sonucu urunda para harcanan drt eyi zikr etmitir k, bunlar zina eden
kadn, khin, hacamat ve kpek sahasdr. Nasl olur da hadisin son ksm
deten alnp satlmayan kpeklere hamlonulur da alnp satlmas det olan
kpekler hari tutulur? Bu, imkanszl apak olan bir durumdur. Konu bylece
aklannca, yukarda benzetilen konuda zikredilen hacamatnn ald cretin
habs olmasnn nesholunduu eklindeki ifadenin fasit olduu ortaya km
oldu. Hatta o konudaki nesih iddias daha uzak bir iddiadr.
Hz. Peygamber (s.a.)
hacamatya cretini vermesine gelince, bu davran "Hacamainin kazanc
habistir." szyle elimez. nk "verilmesi habistir"
dememitir. cretinin verilmesi ise ya vacip, ya mstehap ya da caizdir. Habislii
ise alana nisbetle ve alamn da yemesine nisbetledir. Bu durumda onun kazanc
habs olur. Tabi bundan dolay haram olmas gerekmez. Hz. Peygamber (s.a.)
soan ve sarmsa habs diye adlandrd halde, yenilmeleri mubahtr. Hz.
Peygamberin (s.a.) cretini vermesi, deil o cretin yenmesinin gzel olmasn,
hell olmasn bile gerektirmez. Zira Raslullah (s.a.) bir hadisi erifte:
"Ben bir adama bir ihsanda bulunurum, o da bu ihsan, koltuunun altnda
bir ate paras olarak kar. [513]buyurmutur.
Hz. Peygamber mellef-i kulba, zengin olduklar halde zekt ve ganimet
malndan vermekteydi. Bundan maksat slm'a sarlma ve itaat edilmesi
gerekenlere her halkrda itaat etmelerini salamakt. Bu ahslarn
yanlzca ihsan edildikleri zaman itaat
etmeleri hell deildir, bilkis gerektii her yerde karlksz olarak bu
ball gstermeleri vaciptir.
eriat prensibleri
arasnda u husus herkese bilinir. Bir szleme ve itaat konusu, taraflardan
biri iin caiz, mstahap veya vacip olurken, dier taraf iin mekruh veya haram
olabilir. Bu durumda itaat etmesi veya bir eyler yermesi gereken tarafa
vermesi vacip olurken, alan tarafa da o eyi almas haram olur.
Ksacas, hacamatnn
cretinin habislii soan ve sarmsan habs saylmas gibidir. Ancak birinin
kokusu habs (pis), dieri ise ise kazanc sebebi ile habistir.
"Kazanlarn en
gzeli ve en helli hangisidir?" diye sorulacak olursa yle cevap
verilir: Bu konuda fakihlerin gr vardr:
1) Ticaret
yoluyla elde edilen kazan.
2) Hacamat
vb. gibi d ilerin dndaki el ileri.
3)
Zirat.
Bu grlerin her
birini dierine stn klacak akl ve nakl delililer zikredilebilir. Fakat en
ok tercihe ayan olan, Raslullah'n (s.a.) kazancna vesle klman ganimet
alanlarn kazanc ve ri'in lisan zere onlara mubah klnan eylerdir.
Kur'an- Kerim'de bu kazancn vgs baka kazanlardan daha sk gelmi, bu
kazan yolunu seenler de bakalarnn grmedii vgye lyk grlmlerdir.
Bu yzden Allah Tel yaratlmlarn en hayrls nebi ve rasllerin sonuncusu
olan Hz. Muhammed (s.a.) iin bu kazanc semitir. Raslullah'n (s.a.) bu
konuda yle buyurduunu grmekteyiz: "Kyametin nsra klla gnderildim,
t ki orta bulunmayan tek Allah'a ibadet edilsin. Rzkm mzramn
glgesinde klnmtr, zillet ve aalanma da emrime kar kanlar iindir,
"[514]' Bu, izzetle, erefle ve
Allah dmanlarn kahrederek alnan bir nzk olup Allah'a en sevgili gelenidir.
Baka birinin kazanc buna denk olamaz.
Allah en iyi bilendir. [515]
Buhr'nin Sahih'inde
bn mer'in rivayetine gre Hz. Peygamber (s.a.) erkek hayvana diiyi dlletme
cretini yasaklamtr.[516]
Mslim'in Sahih'ine
Cbir'den gelen rivayete gre Hz. Peygamber (s.a.), erkek hayvann iftlemesinin satn
yasaklamtr.[517]
kinci hadis
birincinin aklamas mahiyetindedir. Hayvan iftlemesinin cretinin sat
olarak isimlendirilmesi ya burada esas maksadn hayvann erlik suyu olmas ve
parann bizzat o su karlnda denmesidir ki, al-veriin hakikati da
budur, ya da hayvann o i iin kiralanmas bu ekilde adlandrlmtr. nk
o bir muvaza (bedelli) akdidir ki, bu da beyu'l-menfi' (menfaatlerin
sat)dr. det gerei, o gnk insanlar erkek hayvan iftlemesi iin
kiralyorlard. te yasaklanan da budur. Bu konuda yaplan szleme ister
kiralama ister al-veri olsun btldr. mam Ahmed, afi, Ebu Hanife ve
arkadalarnn da iinde bulunduu limlerin ounluu da bu grtedir.
Ebu'1-Vef b. kl der
ki: Bana gre caiz olma ihtimali vardr. nk o, erkek hayvann menfaatleri ve
dii hayvann zerine kmas konusunda yaplan bir szlemedir ki, esas
menfaat bu olup, erlik suyu buna tbi olarak gelir. Genellikle de erkek hayvann
diisi zerine kmasndan sonra bu su meydana gelir. Bu durumda ocuun
karnna st gitmesi iin bir st anne ile yaplan szleme gibi mtla edilir.
Bir kimse bir arazi kiralasa ve orada da bir kuyu bulunsa, kuyudaki su araziye
tbi olarak anlamaya girer. Umm bir kaide olarak malmdur ki, asl iin
hogrlmeyen baz eyler tbi durumda olduu zaman hogrlebilir.
mam Mlik'ten bu
akdin caiz olduu nakledilmitir, ama arkadalar meseleyi tafsilatl olarak
zikretmilerdir. elCevhir[518]
adl eserin mellifi "ri'in yasaklamas ynnden akdin fasit olmas
bb"nda der ki: Bunlardan biri de erkek hayvann iftlemesinin
satdr. Buradaki yasak, erkek hayvann diisini gebe brakmas iin
kiralanmasna hamlolunur ki, szleme fasittir. nk bu elde olmayan bir
durumdur. ayet erkek hayvann diisi zerine belli sayda kmas zerine
anlalrsa bu caizdir. nk bu malm hem de mmkn olan bir durumdur.
Doru olan,
bu konunun mutlak olarak haram
klnmas ve szlemenin de her
halkrda fasit olmasdr. Ancak burada bu cret alana haram olur, verene
olmaz. nk veren, maln ihtiya duyduu mubah bir konuda harcamtr. Tpk
hacamat meselesinde ve sprgecinin creti konusunda olduu gibi bundan men
olunmazlar. Hz. Peygamber (s.a.) alm olduklar erkek hayvan iftlemesi
iin kiralamay onlara yasak etmi, bunu da "iftlemesinin sat"
olarak isimlendirmitir. Onun szn, o gn iin geerli bir det olandan baka
bir mnaya hamletmek ve Hz. Peygamber'in (s.a.) nehyetmekten kastettii o gnk
uygulamay aklamasz brakmak caiz deildir. Herkese bilinmektedir ki,
hayvan kiralayann amac onun diisi zerine belli sayda kmas deil, bunun
sonucu ve semeresidir. Paray bunun iin demektedir. Konunun haram
klnmasnn eitli illeti (yani bu hkme etki eden sebepler) vardr:
1) zerinde
szleme yaplan konu, teslimi elde olan bir ey deildir. Bu ynyle kaan
kleyi kiralamaya benzemektedir. nk bu durum tamamen erkek hayvann isteine
ve ehvetine baldr.
2) Szlemeden maksat, hayvann suyudur. Bunun
ise, tek basma anlama konusu olmas caiz deildir. nk cinsi ve miktar
mehuldr. St annenin durumu byle deildir. Zira o bir insann iyiliini
(baknnn) stlenmitir ki, buna hibir ey kyas edilmez. Denebilir ki Allah
en iyi bilendir bu konuyu
yasak etmek eriatn
gzelliklerinden ve
kemlindendir. nk erkek hayvann suyunu para ile satmak ve bunu szlemeye
konu yapmak akll insanlar nezdinde irkin bulunmu, bunu yapanlar da gzden
dmlerdir. Allah Tel kullarnn zellikle mslmanlann ftratn
(yaratln), gzelin ve irkinin ls klmtr. "Mslmanlarn gzel
olarak grdkleri ey Allah katnda da gzel, irkin bulduklar ey ise Allah
katnda da irkindir. "[519]
Btn bunlarn
yansra hayvann erlik suyunun hibir kymeti yoktur ve karlnda bir ey
beklenen nesnelerden deildir. Bu sebeple bir kimsenin erkek hayvan baka
birinin dii hayvannn zerine kp onu gebe braksa, doacak yavru dii
hayvan sahibinin olur. nk erkek hayvandan ayrlan sadece sudur, onun da
hibir kymeti yoktur. Her ynyle mkemmel olan bu eriat iftlemenin bir
bedel karlnda satlmasn haram klmtr ki, neslin oalmasna ihtiya
duyulan byle bir konuda insanlar meccnen bu imkndan yararlansnlar. Tabi,
erkek hayvan sahibinin zararna sebep olmamak esastr. eriatn
gzelliklerinden biri de bu imknn meccnen olmasdr. Hz. Peygamber (s.a.):
"Aygrn ve st kovalarnn dn olarak verilmesinin onlarn
haklarndan sayldn'[520]
buyurmutur. Bu konu, karlksz olduu takdirde yasaklanmas, insanlara zarar
verecek haklardandr. Bu yzden erat bu hakkn karlksz olarak
kullanlmasn gerekli grmtr.
Soru: Dii hayvan
sahibi erkek hayvan sahibine bir hediye verse veya ikramda bulunsa onu alabilir
mi?
Cevap: Eer gizli bir
art koma veya bedel isteme eklinde olursa, . almas hell olmaz. Deilse
almasnda bir beis yoktur. mam Ahmed ve afi'nin arkadalar derler ki: Erkek
hayvan sahibine, kira creti olarak deil, hediye veya ikram olarak bir ey
verilmesi caizdir. Arkadalarmz bu konuda Enes'in (r.a.) Hz. Peygamber'den
(s.a.) rivayet ettii u hadisi delil olarak zikretmilerdir: "kram
olarak verilirse bir mahzuru yoktur," el-Muni mellifinin kaydettii bu
hadisin kim tarafndan tahric edildiini ve durumunu bilmiyorum.
bnu'l-Ksm'n rivayetine gre mam Ahmed bunun aksine hkmetmitir.
Kendisine: "Yasaklanm olsa da hacamatya verildii gibi verilemez
mi?" diye sorulduunda yle demitir: Hz. Peygamber'den (s.a.) hacamatda
olduu gibi, bu meselede herhangi bir ey verdiine dair bir bilgi
ulamamtr.
Arkadalarmz mam
Ahmed'in sznn zahiri mnasna hamledilmesi veya te'vl edilmesi konusunda
ihtilaf etmilerdir. el-Kd zahir mnasna hamledip, akln da bunu
gerektirdiini, ancak bunun hacamatda terkedilip geri kalan konularda kyasn
gerektirdii hal zere kaldn sylemitir. Ebu Muhammed de el-Muntde: mam
Ahmed'in sz takvaya hamledilir, haram klma ynne deil. Caizdir demek
insanlara efkat ve kyasa uygunluk bakmndan daha evldr, demektedir. [521]
Mslim'in Sahihinde
Cbir'den (r.a.) u hadis nakledilmitir: "Raslullah (s.a.) suyun fazlasn
satmay yasaklamtr."'[522]
Yine ayn kaynakta ve
ayn sahbden u rivayet gelmektedir: Hz. Peygamber (s.a.) erkek hayvann
iftlemisini satmay, suyu ve zirat yapmak iin araziyi satmay yasaklad.
Raslullah (s.a.) ite bunlar yasaklad.'[523]
Buhr ve Mslim'in
Sahih'lerinde Ebu Hureyre'den (r.a.) rivayet ettikleri hadis de yle: Hz.
Peygamber (s.a.) buyurdu ki: "Sonu otun menedilmesine varaca iin suyun
fazlas yasaklanmaz." Ayn hadis u lfzla da rivayet edilmitir:
"Suyun fazlasn bakasndan esirgemeyin, zira sonunda otu menetmi
olacaksnz." Buhr'nin baz yollardan yapt rivayet ise u ekilde:
"Suyun fazlasn bakasndan esirgemeyin, zira sonunda otun fazlasn
menetmi olacaksnz."[524]
Ahmed b. Hanbel'in
Msned'inde Amr b. uayb babas dedesi yoluyla Hz. Peygamber'den (s.a.) u hadis rivayet
edilmektedir: "Kim suyunun ve otunun fazlasn bakasndan menederse,
kyamet gnnde Allah da ondan fazln (ihsann) meneder."[525]
bn Mce de Snen'inde
Ebu Hureyre'den (r.a.) Hz. Peygamberin (s.a.) yle dediini rivayet
etmektedir: " ey bakasmdan esirgenmez: Su, ot ve ate."'[526]
Yine ayn kaynakta bn
Abbas (r.a.) yoluyla gelen bir rivayette Raslullah'n (s.a.) yle syledii
kaydedilmektedir: "Mslmanlar eyde ortakdrlar: Su, ate ve ot.
Bunlarn paras da haramdr."[527]
Buhr'nin Sahihinde
Ebu Hureyre'den nakledildiine gre Hz. Peygamber (s.a.) yle buyurmutur:
" ahs vardr ki, Allah kyamet gnnde onlara bakmaz, onlan temize
karmaz ve onlar iin ok elm bir azap vardr. (Birincisi) yol stnde
ihtiyacndan fazla suyu olan ve bunu bakalarndan men eden kimse, (ikincisi)
devlet bakanna yalnz dnya met iin bat etmi olup devlet bakan ona
dnyalk verirse holanan, vermezse fkelenen kimse, (ncs) satlk maln
ikindiden sonra (pazara) karan ve: Kendisinden baka ilh olmayan Allah'a
yemin ederim ki, ben bu mala unu unu verdim, diyen ve (bu yemininden dolay)
mterinin kendisini tasdik ettii kimsedir: Daha sonra Raslullah (s.a.):
"Hakikat Allah'a olan ahidlerine ve yeminlerine bedel, az bir bahay satn
alanlar..."[528]
yetini okudu.
Ebu Davud'n
Snen'inde Bheyse'nin yle syledii rivayet edilmektedir: "Babam
Peygamber'den izin istedi. (Kendisine izin verilince) ona yaklamaya balad.
Sonra dedi ki: "Ey Allah'n Peygamberi! Menedilmesi hell olmayan ey
nedir?" Hz. Peygamber (s.a.): "Su." dedi. (Babam tekrar):
"Ey Allah'n Peygamberi! Menedilmesi hell olmayan ey nedir?" diye
sordu. Hz. Peygamber (s.a.): "Tuz." dedi. (Babam nc defa):
"Ey Allah'n Peygamberi! Menedilmesi hell olmayan ey nedir?" diye
sordu. Hz. Peygamber (s.a.) de buyurdu ki: "Hayr yapman senin iin
hayrldr. "[529]
Allah suyu insanlar ve
hayvanlar arasnda mterek olarak yaratm, onlarn hepsinin iecei
klmtr. Suyun banda bulunsa da, orada ikamet etse de, hi kimse dierinden
daha zel olamaz. Ebu Ubeydln zikrettiine gre Hz. mer (r.a.) yle
buyurmutur: [530]"Yoldan geen, su
banda ikamet edenden daha ok hak sahibidir."'[531]'
Ebu Hureyre de:
"Yolcu ilk iendir." demektedir.
Ancak suyu krbasna
veya herhangi bir kabna dolduran kimse hadiste zikredilmemitir. Bu durumda su
da mlk edinilen, sonra satlmak istenen odun, ot ve tuz gibi mubah mallar
gibidir. Hz. Peygamber (s.a.) buyurmutur ki: "Sizden birinizin ipini
almas, srtnda odun getirip satmas, bylece Allah'n, onun izzet-i nefsini
korumas, verseler de vermeseler de insanlardan dilenmesinden daha hayrldr.[532]' Bu
hadisi Buhr rivayet etmitir.
Hem Buhr'nin hem de
Mslim'in Sahihlerinde Hz. Ali'den (r.a.) u hadis rivayet edilmitir:
"Hz. Peygamber (s.a.) ile beraber bana, Bedir sava ganimetlerinden yal
bir deve dt. Daha sonra Hz. Peygamber (s.a.) bana yal bir deve daha verdi.
Bir gn zerlerine satmak maksadyla izhir (Mekke ayn) yklemek iin her ikisini
de Ensr'dan bir adamn kaps nnde kerttim..."[533]
Sonra hadisi syledi. Bu, mubah olan alnp sahiplenildikten sonra satlan ot
ve odun hakkndadr. Ayn ekilde balk ve dier mubah eyler de byledir.
Yasaklama getirilen hususlar bunlar deildir. Ayn zamanda herkesin mterek
olarak kulland byk nehirlerin suyu da yasaklanan eylerden deildir. nk
onlarn bakalarndan men edilmesi mmkn deildir. Yasaklanan eyler
unlardr: [534]
Bunlardan biri, mbh
bir yerde toplanan yamur sulandr. Bu sular herkesin hakk olup, hi kimse,
biri dierinden daha ok hak sahibi deildir. Ancak ileride inaallah
anlatlaca gibi, bulunduu yerin suya yakn olmas halinde bir istisna
vardr. Bunun dnda bu eit suyun satlmas ve bakalarndan yasaklanmas
hell deildir. Yasaklamaya kalkan, Allah'a s olup, O'nun azabna
arptrlr ve rahmetinden mahrum kalr. nk o bakalarn kendine ait
olmayan bir nimetten mahrum brakmtr.
Soru: Bir kimse
kendisine ait olan bir arazide kuyu aar veya ukur kazar ve suyu orada
toplarsa o suya sahip olabilir mi?
Cevap: Onun bu suya
bakalarndan ok hak kazandnda phe yoktur. Bir kimsenin kendi arazisinde
su kt, ot ve maden bulunduu zaman, onun ve hayvanlarnn iecei
miktardan fazla da olsa, bakalarna vermek mecburiyetinde deildir. mam
Ahmed'in fetvas bu ekildedir. Bu durum Hz. Peygamberin (s.a.) tehdit ettii
konuya girmez. nk o suyun fazlasn yasaklayan kimseyi tehdit etmitir.
Szkonusu durumda fazlalk yoktur. [535]
Kendi ihtiyacmdan,
hayvanlarnn ve ziraatinin ihtiya duyduu miktardan artar, kendisi gibi bir
insan veya onun hayvanlar ihtiya iinde olurlarsa, suyu karlksz olarak
verir. Her bir kimse suya gelip hem kendisi ier, hem de hayvanlarn
sulayabilir. Ne sahibi buna engel olabilir ne de di|er insanlarn cret demesi
gerekir. Peki kuyudan-su ekmek iin gerekli olan ip, kova ve makara gibi
letleri de meccanen vermeli mi, yoksa karlnda cret alabilir mi? tmam
Ahmed'in arkadalarnn ihtiya halinde bir eyann dn verilmesinin vacip
olmas konusunda iki ayr grleri vardr. Bunlar ierisinde delil ynnden en
ak olan vacip olmasdr.
mam Ahmed bu hkmn
ancak ak alanlar iin geerli olduunu, bina gibi kapal yerlerde su varsa,
oraya sahibinin izni olmakszn girilemeyeceini sylemitir. Suyun fazlasnn
bakasna ziraat iin de verilmesinin gerekip gerekmedii konusunda da iki
gr vardr. Her iki gr de mam Ahmed'den rivayet edilmektedir.
Birincisi: Gerekmez.
Bu ayn zamanda mam afi'nin grdr. nk zira mahsuln kendisinde bir
hrmet (yani helak olmaya terkedmesinin haram olma durumu) yoktur. Bu yzden
de, hayvanlarn aksine, sahibinin zira mahsul sulamas vacip deildir.
kincisi: Gerekir. Bu
gr sahipleri daha nce geen hadislerle, onlarn ummuyla ve Abdullah b.
mer'den gelen u rivayetle delil getirmilerdir: el-Vehat'taki arazisinin
ilerini yrten khyas kendisine bir mektup yazarak arazisini suladn ve
suyun arttn, bunun da otuzbin dirheme istendiini bildirdi. Bunun zerine
khyasna cevap yazan Abdullah b. mer (r.a.) yle dedi: "Kendi sran
geldiinde arazini sulaynca suyu senden sonra gelene ver. Bunu yaparken en
yakndan bala. Ben Raslullah'm (s.a.) suyun fazlasnn satlmasn
yasakladn iittim.[536]
Bu grn sahipleri
derler ki: Ziraat mahsullerini sulamamak onlar helak etmek demektir. Bu ise
hayvanlar helak etmek gibi haramdr. "Gerekmez" diyenlerin
"Kendisinde bir hrmet yoktur." szlerinin cevab ise:
"Sahibinin hrmeti vardr." eklindedir. Malnn helakine sebep olmak
caiz deildir. Sonra sizin "hrmetinin olmad" yolundaki iddianz
kim kabul eder? Ebu Muhammed el-Makdis der ki: Hrmetinin olmadn sylemenin
men edilmesi ihtimal dahilindedir. nk mal zayi etmek yasaklanmtr. Telef
edilmesi haram klnmtr. Bu ise, hrmeti olduunu gsterir.
Soru: Arazisinde veya
evinin iinde bulunan bahesinde bir kuyu ya da kaynak suyu olsa bu su, o
araziye veya baheye tbi olarak onun mal saylr m?
Cevap: Kuyunun kendisi
ve kaynak suyunun bulunduu yer onun maldr. Suya gelince, o konuda ki gr
vardr ki, bu grler mam Ahmed'den ve mam afi'nin arkadalarndan da
nakledilmitir:
Birincisi: Onun mal
saylmaz. nk o su topran altndan akp onun toprana kyor. Bu haliyle
aynen, onun toprana, akan rmak gibidir.
kincisi: Onun
maldr.
"Biri arazi
sahibi, dieri de su sahibi iki kii ziraat iinde ortaklk yapsalar kan
mahsul ikisi arasnda paylatrlr m? sorusuna tmam Ahmed:
"Paylamalarnda bir mahzur yoktur." diye cevap vermi, Ebubekir de
bu gr tercih etmitir.
Sahipli arazilerde
bulunan katran, petrol (metindeki "naft" kelimesi, kitabn
mellifinin yaad asn gznne alarak dnmeli), mumya ve tuz gibi sv
madenler de su hkmndedir. Ayn ekilde bir kimsenin arazisinde biten otlar
iin de, su iin zikredilen iki gr geerlidir. Hanbel mezhebinde kabul
edilen gre gre bu su kimsenin mal olmaz. Yukarda saylan madenler de
yle. mam Ahmed der ki: Suyun satn kesinlikle ho bulmuyorum. el-Esrem der
ki: Ebu Abdullah'a yle bir soru sorulduunu duydum: "Bir kavmin
bulunduu blgede bir nehir vard ve hisselerine gre anlama gereince biri
bir gn, biri iki gn arazilerini suluyorlard. Bir gn benim sram geldiinde
suya ihtiyacm olmazsa, onu para karlnda kiraya vereyim mi?" Ebu
Abdullah dedi ki: "Bilmiyorum. Ancak Hz. Peygamber (s.a.) suyun
satlmasn yasaklamtr." Ona: "Satmyor, yalnzca kiraya veriyor."
denildiinde u cevab
verdi: "Konuyu ho gstermek iin hle yapyorlar. Bu dedikleri sattan
baka nedir?"
nsanlarn suyun
kullanlmasnda ortak olduklarn gsteren hadisler de satnn yasak olduunu
gsteren ak bir delildir. mam Ahmed'e sorulan mesele, am blgesinde yaayan
insanlarn ska karlatklar meselelerden biridir. Arazilerin ve bahelerin
nehir suyundan bir pay bulunuyor, sahipleri o pay alyor ve zerine evler
veya dkkanlar yapp suyunu kiraya veriyorlard. mam Ahmed bu konuda nce
duraksad. Sonra Hz. Peygamber'in (s.a.) suyun satn yasakladn
syleyerek cevap verdi. "Bu bir kiralamadr." denince de: "Bu
hile yollu bir adlandrmadr, lfz ho gsterir, ancak szlemenin esas
sattr. eriatn esaslar bu bu suyun satn yasaklamtr. Su sahibinin
yalnzca, arazisini sulamakta ncelik hakk vardr. Suya ihtiyac kalmaynca
onu pazara karmas caiz deildir. nk ondan sonra gelen ihtiya sahibi o
suya daha lyktr. Bu tpk bir madenin yannda konaklayp ordan ihtiyac
kadarn alan kimse gibidir ki, o adamn geri kalann satmas caiz
deildir."
Ayn ekilde herhangi
bir yere nceden gelip oturan kimse, orada oturduu srece, orada oturmaya
bakalarndan daha ok hak sahibidir. Oraya ihtiyac kalmaynca kiralamak
isterse caiz olmaz. Sahipsiz bir araziye bakalarndan nce hayvanlarn
gtren kimse de, hayvanlar orada bulunduu srece daha ok hak sahibidir.
Oradan ayrlaca zaman, kalan otlan satmaya kalkrsa, bu onun hakk
deildir. Su da aynen byledir. Toprandan ayrlnca onun o suda hibir hakk
kalmaz ve aynen arazisinde yetimeyen ve kendisine ait olmayan ot durumunda
saylr.
Soru: Sizin verdiiniz
rneklerle bu mesele arasnda fark vardr. Zira su kendi arazisinden kmakta
ve o arazinin menfaatlerinden biri olmakta ve dier menfaatleri gibi onun mal
saylmaktadr. Verdiiniz rneklerde zikri geen hibir mal onun mal deildi.
O rneklerde ancak yararlanma (intifa*) ve ncelik hakk szkonusu idi.
Cevap: Bazlarnn
suyun satna cevaz vermelerine ve onu arazisine ait haklardan bir hak olarak
kabul etmesine sebep olan espri budur. Bu anlaytan dolay, arazisini iindeki
su ile birlikte pazarlayabilecei gibi, sadece suyunu da pazarlayabilir,
denilmitir. Bu gre u cevap verilir: Arazisinin hakk, yararlanma konusundadr,
yoksa Allah'n insanlar arasnda ortak olarak ihsan etmi bulunduu suyun
mlkiyeti konusunda deildir. Ayn zamanda ona yararlanmada ncelik
tannmtr. eriatn esaslar, hikmeti ve kamu yararm gzetmesi de bu
gr gerektirmektedir. Buna gre bir kimse
izinsiz olarak arazisine girip suyundan alsa o suya sahip olur. nk o aslen
mubah olan bir eydir ve arazisinde bir ku yuva yapm, bir ceylan oraya
girmi veya bir balk kenara vurmu da o da girip onu alm gibi saylr.
Soru: Arazi sahibi
bakasnn arazisine girmesine engel olabilir mi, bakasnn oraya izinsiz
girmesi caiz inidir?
. Cevap: Baz
arkadalarmz bir ey almak iin izinsiz olarak girmenin caiz olmadm
sylemilerse de, bu grn ne rfin ne de mam Ahmed'in sznde bir dayana
yoktur. Bilkis mam Ahmed sahipli bir arazide hayvan otlatmann caiz olduuna
fetva vermitir. Baka bir maksatla girmek ise yasaktr. Doru olan gr, bir
kimsenin, almas mmkn olan eyleri almak iin girmesinin caiz olmasdr.
nk genellikle arazinin sahibini bulup izin istemek imkn dahilinde
olmayabilir. Bazen su imeye, hayvan sulamaya veya otlatmaya ihtiya olduu
halde sahibi bulunmayabilir. Mal sahibinin izni olmakszn girmeyi
yasaklasaydk hayvanlar zarar grrd.
Ayn zamanda byle bir
izinin faydas da yoktur. nk arazi sahibinin araziye girimeyi men etmeye
hakk yoktur. Bilkis buna imkn vermesi vaciptir. Netice itibaryla arazi
sahibinin giri izni vermedii dnlse bile, o dinen haram olan bir i yapm
olur ve girii men etmeye kalkmas da hell olmaz. Bu durumda oraya giriin
izine bal olmasnn herhangi bir faydas yoktur.
ri'in kendisine
tand bir hakk ancak oraya girmek suretiyle alabilecekse, o kimse bu konuda
er'an izinli saylr. Ancak arazi sahibinin ailesi ve harm-i ismetini korumak
gibi bir endie ile bakasnn izinsiz girmesini yasaklamas halinde, izinsiz
girilmesi caiz olmaz. Sahrada olan araziye veya iinde kuyu bulunan metruk bir
eve izinli yada izinsiz girilmesi mmkndr. Allah Tela: "inde kendinize
ait bir eylerin bulunduu oturulmayan bir eve girmenizde herhangi bir saknca
yoktur."[537] buyurmaktadr. yette
gnah olmad bildirilen giri, izinsiz giritir. nk daha nceki yet
bakalarnn evlerine izin istemeden sessiz sedasz ve ev halkna selam vermeden
girilmesini yasaklamt.[538]'
Ayet-i kermede geen"el-isti'ns" kelimesi izin isteme anlamndadr.
Selef limlerinin bazan bu kelimeyi "el-isti'zn" eklinde
okumulardr. Daha sonra insanlarn kendilerine ait olan eyleri almalar iin
meskn olmayan evlere izinsiz girmelerinin gnah olmad bildirilmitir. Bu da
gsteriyor ki bakasna ait bo ev veya araziye, su ya da ot gibi eylerden
hakk olan almak iin girmek caizdir. Kur'an nassnn zahiri budur.
mam Ahmed'in
fetvasnn muktezas da byledir. Basan Allah'tandr. [539]
Soru: Su kuyusunun
veya kaynann sat konusunda ne dersiniz, caiz midir?
Cevap: mam Ahmed der
ki: Kuyunun veya kaynan suyunun fazlasnn, bulunduu yerde satlmas
yasaklanmtr. Kuyunun ve kaynan bizzat kendisinin satlmas ise caizdir ve
satn alan orann suyu zerinde daha ok hak sahibidir. mam Ahmed'in bu szn
snnet de dorulamaktadr. Hz. Peygamber (s.a.): "Kim Rme kuyusunu satn
alr ve o sayede mslmanlar rahatlatrsa cennete hak kazanr."[540]'
buyurmutur. Hz. Osaman (r.a.) bu kuyuyu Hz. Peygamber'in (s.a.) emriyle bir
yahudden satn alarak suyunu sebil yapmt. Yahudi o suyu satmaktayd.
Hadiste, belirtildiine gre Hz. Osman kuyunun yansn oniki bine alm ve
sonra yahudye u teklifte bulunmutur: ster bir gn sen ve bir gn ben
alaym. stersen bir kova senin iin, bir kova da benim iin koyalm. Yahudi de
bir gn kendisi, bir gn de Hz. Osman iin olmasn kabul etti. Bunun zerine
Hz. Osman'a ait olan gnde herkes iki gnlk ihtiyacn almaya balad. Yahudi
bu durum karsnda: "Kuyumun dzenini bozdun, gerisini de satn al."
dedi. Hz. Osman da dier yarsn sekiz bine ald. Hadiste anlatlan bu olay
kuyunun satlmasnn ve alnmasnn, suyunun sebil edilmesinin, ekilmi ve
ihraz edilmi suyunun satlmasnn veya srayla taksim edilmesinin, kuyu
sahibinin kuyunun suyu zerinde daha ok hak sahibi olduunun ve mlk
edinilmemi ama hak edilmi eylerin taksim edilmesinin caiz olduunu gstermektedir.
Bu noktada u soru
sorulabilir: Size gre su, mlkiyet altna alnamazsa ve herkesin ihtiyac olan
miktan alma hakk var ise, Hz. Osman kuyunun tamamn satn alp sebil edinceye
kadar yahud o suyu nasl kontrol altnda tutabildi? ayet: Kuyunun kendisini
satn alp mlk edinmi, suyu da kuyuya tbi olmutu, derseniz, karnza bir
baka problem kar ki da udur: Siz bir kimsenin, bakasna ait olan
araziye, su ve ot almak iin girmesinin caiz olduuna karar vermitiniz.
Yahudnin kuyusuyla ilgili mesele ise u iki husustan birine dellet
etmektedir: Ya yahud kuyuya mlik olarak suya da mlik olmutur, ya da
bakasnn arazisine, alnmas mubah olan eyleri almak iin bile olsa izinsiz
girilmesi caiz deildir.
Cevap: Her eyden nce
soru ok kuvvetlidir. Son iki ihtimalden birini kabul eden kimse bu konuyu delil olarak
kullanabilir. Her ikisini reddeden ise yle cevap verir: Soruda zikredilen
olay slm'n ilk yllarnda Hz. Peygamber'in (s.a.) Medine'ye yeni geldii
zaman ve birok konudaki hkmn karar bulmasndan nce cereyan etmitir. O
sralar yahudler Medine'de g ve otorite sahibi idiler. slm hkmleri
onlara uygulanmyordu. Hz. Peygamber (s. a.) geldii zaman onlarla ban yapm
ve ellerinde olan hibir eye dokunmayp ylece brakmtr. Daha sonra erl
hkmler istikrar buldu, yahudlerin Allah onlara lanet etsin gc ve
otoritesi kalmad ve ser hkmler onlara da uyguland. Kuyu kssasnn siyak
bu olayn Hz. Peygamber'in (s.a.) Medine'ye yeni gelmi bulunduu gnlerde olduunu
gstermektedir. [541]
Kimseye ait olmayan
topraklardan kan byk nehirler ve benzeri akarsular ise, hibir ekilde
mlkiyet altna alnamazlar. Bir kimsenin arazisine girseler, bu giri
sebebiyle onun mal saylmazlar. Tpk oraya giren bir ku gibidirler. O kuu
herkes avlayabilir ve alabilir. ayet arazisinde suyun toplanaca bir yer
yapmsa ve su orada toplandktan sonra araziden dan kyorsa, bu aynen kuyu
suyunun fazlas gibi saylr. ayet araziden kmyorsa, o zaman arazi sahibi o
suyu imek veya hayvanna iirmek konusunda daha ok hak sahibi saylr ki,
bunun da hkm daha nceki anlatlanlann hkm gibidir.
el-Munde bn Kudme
yle demektedir: ayet havuzdaki su az ise ve oradan dar kmyorsa en
uygun olan ileride yamur sular bahsinde zikredeceimiz gibi arazi sahibinin
o suya mlik olmasdr.
Daha sonra der ki:
Yamur sularnn toplanmas iin hazrlanm yerlere gelince, bunun suyuna
mlik olunmas evldr. ls malm olduu takdirde satlmas da caizdir.
nk kimseye ait olmayan (mubah) yamur suyu, onun iin hazrlanan bir yerde
toplanmtr. Bu durumda sahibinin izni olmadan o sudan alnmas caiz deildir.
Hem delile, hem de
mezhebe uygun olmad iddias ile bu gre itiraz edilmitir. Mezhep konusuna
gelince: mam Ahmed der ki: Kuyu ve kaynak sulannm fazlasnn, bulunduklan kuyu
ve kaynaklarda sat yasaklanmtr. Kuyu suyunun kuyudan aynlrnad
bilinmektedir. Bu durumda kuyu, suyun toplanmas iin yaplm havuz gibidir,
aralarnda herhangi bir fark yoktur. Suyun satnn men edildiine dair mam
Ahhmed'in vermi olduu fetva daha nce gemiti. Delil ise, daha nce
zikrettiimiz nasslar ve Buhr'nin rivayet ettii hadiste Allah'n azabyla
tehdit edilen ahstan biri olarak
zikredilen u ifadedir: "Fazla suyu olan ve onu yolcudan esirgeyen
kimse..." Bu ifadede suyun o kimseye ait bir arazide bulunmasyla,
sahipsiz bir arazide bulunmas arasnda bir ayrm yaplmamtr. Hadisteki
"nsanlar eyde ortaktrlar..." sznde de bu ortakln
gereklemesi iin bulunduu yerin de ortak olmas art koulmamtr.
"Yasaklanmas hell olmayan ey nedir?" sorusuna cevap olarak
"Su." denilen hadisde de, bu suyun sahipsiz bir yerde olmas art
koulmamtr. Evet ite akl ve nakil bakmndan bu meseledeki delilin gerei
budur. [542]
Snen ve Msned'de
Hakm b. Hizm'dan u hadis nakledilmitir: Y Rasulullah! dedim. Adam bana
geliyor ve benden elimde mevcut olmayan bir eyi satmam istiyor. Ben de ona
satyor, sonra pazardan satn alyor (ve ona veriyor)um. Rasulullah (s.a.)
bunun zerine buyurdu ki: "Yannda olmayan eyi satma"[543]
Tirmiz bu hadisin hasen olduunu sylemitir.
Snen'de bn mer
(r.a.) yoluyla gelen buna benzer bir hadis daha vardr ki mnas yledir:
"Bor (se^f) ve al-veri,. bir satta iki art ve teslim alnmayan
maln kr hell deildir. Yannda olmayan ey de satlmaz."[544]Tirmiz
bu hadis iin hasen-sahih demitir.
Her iki hadis de Hz.
Peygamber'in (s.a.), kiinin yannda bulunmayan eyi satmasn yasaklad
konusunda ittifak etmilerdir. Hz. Peygamber'den (s.a.) bize gelen hadis ite
budur. Bu satta aldatmaca sz konusu olabilmektedir. nk bir insan elinde
olmayan belli bir ey satp
sonra da onu almak veya mterisine teslim etmek iin pazara giderse, o mal
bulmak ve bulamamak hususunda tereddde kaplr. Bu da kumara benzeyen bir
aldatma saylm ve yasaklanmtr.
Baz kimseler bu
satn, satlan mal mevcut olmad iin yasaklandn zannederek
"Mevcut olmayan eyin sat sahih olmaz." demiler ve bu konuda Hz.
Peygamber'in (s.a.) mevcut olmayan maln satn yasakladna dair bir de
hadis rivayet edilmitir. Bu hadis herhangi bir hadis kitabnda grlmemitir.
Gzken u ki bu hadis yukardaki hadisin mn ile rivayet edilmesinden
ibarettir. Ancak o hadisle bunun ayn manya geldiini zannedenler hat
etmilerdir. Hakm ve bn mer (r.a.) yoluyla rivayet edilen hadiste sat
yasaklanan eyin gayr- mevcut olmas gerekmez. ayet gerekiyorsa o da gebe
hayvann karnndaki yavrunun yavrusunu satmak gibi husus bir gayr- mevcuttur
ki, vcut bulmas konusunda tereddd ve dolaysyla bir aldatma vardr.
Mevcut olmayan ey
(yn ma'dm) ksmdr: Zimmette vasfedilmi, nitelikleri belirlenmi olan
ma'dm. Her ne kadar Eb Hanife kit esnasnda genel anlamda vcut bulmu
olmas gibi bir art kouyorsa da, bunun sat ittifakla caizdir. te bu
selemdir ki, ileride inallah zikredilecektir.
kincisi: Mevcuda tbi
olan ma'dm. Ma'dm olan ksm mevcuttan ok olsa da sonu deimez. Bu da iki
eittir. Bu eitlerden birinde ittifak, dierinde ihtilf edilmitir. ttifak
edilen eit, bir meyve aacndan tek bir meyvenin ortaya kmasndan (bdvv
salh) sonra o meyvelerin satlmasdr. nsanlar bu snfn satnn caiz
olduu konusunda ittifak etmilerdir. Bunlardan bir tanesinin ortaya kmas
halinde dier meyveler akit esnasnda henz ortada olmasalar da sat caizdir.
Ancak bu sat ortaya kan meyveye tbi olarak gereklemitir. Bazen ma'dm
mevcuda bitiik olabilecei gibi, bazen de ayr ayr bulunabilir ve bazdan
henz yaratlmam olabilirler.
ihtilf edilen,
ilerinden bazlar olgunlat zaman karpuz ve acur gibi eylerin
satlmasdr. Bu konuda iki gr vardr: Birincisi: Bostan tarlasn toptan
satmak caizdir. Mteri ise det olduu gibi mahsul olgunlatka parti parti
alr. Bu durum bir meyvenin ortaya kmasndan sonra hepsinin satlmas
gibidir. ki gr ierisinde sahih olan ve mmetin uygulamaya esas ald gr
budur ki, bundan mstani kalmalan mmkn deildir. Ne Kur'an ne hadis ne icm
ne de sahih bir kyas bu uygulamay yasaklamtr. mam Mlik ve Medine ehli
ile iki itihadndan birine gre mam Ahmed, bu gr benimsemiler.
eyhlislm bn
Teymiye de bu gr tercih etmitir.
Toptan satlmasna
kar kp, parti parti satlmasnn gerektiini syleyenlerin bu sz hem din
hem de rf asndan salkszdr ve uygulamas da genellikle imknszdr.
Mmkn olsa bile byk glklerle karlalr. Bu da anlamazla ve kavgaya
yol aar. Mteri byk kk hepsini almak ister, zellikle kkler
byklerden daha gzelse onlan brakmak istemez. Satc ise buna raz olmaz. Bu
konuda geerli olan bir rf de yoktu. Bazen tarla ok byk olur ve mteri
olmu mahsul tketemeden yeni bir parti ortaya kabilir ve satlan ksmla
yeni yetien birbiriyle kanabilir, arasn ayrmak da g olur. Ayn zamanda
tarla sahibinin her istedii zaman mteri bulmas ve szleme yapmas da ok
g bir itir. Byle olan bir uygulamay eriat emretmez. Zira bu ne mmkndr,
ne de merudur. ayet insanlar buna zorlansalar mallan bozulmaya, menfaatleri
muattal kalmaya mahkm olur. Sonra bu uygulama her bakmdan birbirinin ayn
olan iki grubu farkl muameleye tbi tutmak demektir. Acur gibi eylerin ortaya
kmas meyvelerin ortaya kmas gibidir. Dier ksmlarn sonradan yetimesi
her iki grup iin de ayndr. Henz yaratlmam olan yaratlm olana tbi
klarak deerlendirmek her iki grup iin de birdir. Btn bunlara ramen iki
grubun arasn ayrmak birbirinin ayn olan iki eyin arasn ayrmak gibidir.
Parti parti
satlmasnn hem g hem de fasit bir yol olduunu gren bu ahslar derler ki:
Bu olumsuzluklann giderilmesinin yolu mahsul asl ile (yani kkleriyle)
birlikte satmaktr. Onlara denir ki: Size gre toptan sat fasit ise, bu sat
mevcut olmayan satmak demekse ve aldatmaya yol ayorsa, hibir kymeti
olmayan kklerin satyla bu olumsuzluk giderilemez. Kymetinin olduu
sylense bile, mahsle denen paraya nisbetle ok azdr. Mterinin kkleri
almak gibi bir maksad da yoktur. Bunun iin para da demez. Sonra kkleri
satmann her iki tarafa salad yarar nedir ki, byle bir art koulsun.
ncir ve dut gibi, zaman ierisinde peyderpey olgunlaan meyveleri kkyle ki
bunlar ie yarar satma gibi bir art bulunmadna gre, acur ve karpuz gibi
eyleri hi ie yaramayacak kkleri ile beraber satmak nasl art koulabilir.
Burada ama ma'dm olan mevcut olana tbi klarak satmaktr. Ma'dmun herhangi
bir tesiri yoktur. Bu tpk kiralama konusunda, menfaat zerine yaplan akit
gibidir. Akit konusu olan menfaat henz ortada yoktur. nk o menfaatin bir
defada vukubulmas mmkn deildir. eriatlarn temelinde kullarn menfaat ve
maslahatlannn gzetilmesi ve kendileri iin mutlaka gerekli olan eylerin
kstlanmamas vardr. Onlarn maslahatlar, ancak byle
olursa tamamlanr.
ncs: Hsl olup
olmayaca bilinmeyen, satcsnn da bu konuda emin olamad ve mterinin
durumunu tehlikeye sokacak olan ma'dmdur. rl'ln satn yasaklad snf
budur, ama bu yasaklama ma'dm olmas dolaysyla deil, aldatmaca bulunmas
dolaysyladr. Hakm b. Hizam ile bn
mer (r.a.) hadisinde zikredilen ekil
bu gruptandr. Satc elinde olmayan ve teslim etmeye imkan bulamayaca bir
mal. onu pazardan alp mteriye teslim etmek dncesiyle satarsa, bu kumara
benzer ki, iki tarafn da byle bir szlemeye ihtiyac yoktur. Dii devenin
karnndaki yavrunun yavrusunu satmak da bu snftandr. Bu yasaklama sadece yavrunun
yavrusuna has deildir. ayet devenin, inein veya cariyenin karnndaki yavruyu
da satsa, cahiliye detlerinden olan bir sat olur. Bir grup lim selem
satnn elde olmayan eyin satnn yasaklanmasndan tahsis edildiini
zannetmilerse de yle deildir. nk selem zimmette garanti edilen, sabit
olan ve yerinde teslimine imkn bulunan bir sattr. Bu satta bir aldatmaca
veya tehlike szkonusu deildir. Bilkis bu, mal, msellem ileyhin zimmetinde
klmaktr ki, onun da yeri geldiinde o mal vermesi vaciptir. Bu bir mnada
maln karl olan paray mterinin zimmetinde bekletmek gibidir. Birinde
garantili olan para mterinin zimmetinde, dierinde de garantili olan mal
satcnn zimmetinde bulunmaktadr. Elde olmayan eyi satmak baka, bu ise daha
baka eylerdir. eyhimizin bu hadis zerinde faydal bir aklamasn
grmtm. Burada onu naklediyorum: eyhimiz bn Teymiye der ki: Bu hadis
zerinde eitli grler vardr. Bir gre gre bu hadisten maksat bir
kimsenin bakasna ait olan muayyen bir mal satmas, sonra o mal sahibinden
alarak mteriye teslim etmesidir. Buna gre hadisin mnas: "Mal olarak yannda bulunmayan eyi
satma." demek olur. Bu
tefsir mam afi'den nakledilmitir. mam afi, pein
olan selemi caiz grmtr. Bazen msellem ileyhin elinde satm olduu ey
bulunmayabilir. mam afi, bunu mallarn (a'yn) satna hamletmitir ki,
zimmetteki sat ister pein, ister veresiye olsun o sat iinde
deerlendirilmesin.
Bakalar ise derler
ki: Bu gr ok zayftr. nk Ha*km b. Hizam bakasna ait olan bir mal
satmyordu ki, sonra gidip ondan satn alsn. Kendisine gelenler de filann
evini veya klesini istiyoruz, demiyorlard. Yaplan u idi: nsanlar geliyor
ve yle yle bir yiyecek veya elbise istiyoruz, diyorlard. O da: Olur,
vereyim, diyor, sat yapyor ve ayet istenen mal kendisinde yoksa gidip
bakasndan alyordu. Uygulama byle idi. Bu sebeple demiti ki: "Bana gelip, bende olmayan mal
istiyorlar." Yoksa "Benden,
bakasna ait olan mal istiyorlar." dememitir. steyen, muayyen bir mal
deil, o cinsten herhangi bir mal istemektedir ki, yenilecek, giyilecek ve
binilecek eyler iin o cinsten bir mal istemek o gn iin geerli olan
detlerdendi. Alcnn maksad ister ayns, ister daha iyisi olsun belli bir
ahsa ait mala sahip olmak deildir. Bu yzden mam Ahmed ve bir grup lim
ikinci gr benimseyip yle demilerdir: Hadis, umm olarak elde olmayan
bir eyin zimmette satndan yasaklanmasn gerektiriyor. Bu duruma gre, bir
kimsenin, yannda olmayan mal, selem akdi ile satmas da yasaktr. Ancak
ecelli selemin caiz olduuna dair hadisler vrid olmu ve bu hkm pein
selem iin geerli kalmtr.
nc gr
grlerin en a budur : Hadis-i erif ne meccel olan selemi, ne de pein
olan selemi yasaklamtr. Bu hadisle kastedilen ey, sahibi olmad ve
teslimine de imkn bulamayca mal zimmette satmas ve o mala sahip olmadan
nce ondan kr salamas, sonra onu temin edip mteriye teslim edebilmesidir.
Buna gre hadis, maln hazr olmamas durumunda, pein selemden men etmektedir.
nk zimmetinde pein bir ey gerekmekte, ondan kr etmekte, ama onu vermeye
muktedir olmamaktadr. Satn almaya gittiinde, belki o mal bulabilir, belki
de bulamayabilir Bu ise bir aldatmaca ve tehlike demektir. Selem pein ise,
maln pein olarak teslimi vaciptir. Halbuki o, buna muktedir olmad halde,
ilerde onu satm almak ve ele geirmek dncesiyle sat yapmakta ve kr
salamaktadr. Belki de ald ii, mal satn alaca kimseye devretmi ve
kendisi hi bir ey yapmam, btl yoldan kazan salamtr. Bu durumda,
selem pein olur, msellem ileyh de mal hemen vermeye muktedir olursa, bu
caizdir. mam afi'nin dedii . gibi, meccel selem caiz olursa, pein selemin
caiz olmas daha evldr.
Hz. Peygamber'in
(s.a.) hadisinden maksadn bu olmas, konuyu i aklayan hususlardandr. Daha
nce getii gibi, soru soran ahs, mutlak bir eyin zimmette satn
sormutur. ayet mutlak olan bir maln sat caiz olmazsa, elde bulunmayan
muayyen bir maln satnn menedilmesi daha evldr. Zimmetteki eyin satn
sorduu zaman, onun pein olarak satn sormutur. nk,'Mal sataym, sonra
gidip onu alaym ' demitir. Hz. Peygamber (s.a.) de: "Yannda olmayan
eyi satma." buyurmutur. Pein selem mutlak anlamda caiz olmasayd, yle
buyururdu: 'Bu sat yapma.' Mal yannda bulunsa da bulunmasa da, cevab bu
olurdu. Bu grn sahibi der ki: Zimmette olan eyi, satmak teslim edecei ey
yannda olsa bile, caiz deildir. ayet teslim edecei mal yanndaysa, o
durumda ancak muayyen bir ey satyor ve zimmette sat
yapmyor demektir. Hz, Peygamber (s.a.)
bunu mutlak olarak yasaklamayp, yalnzca: "Yannda bulunmayan eyi
satma." buyurunca, O'nun her ne kadar ikisi de zimmette sat ise de
elinde bulunan ve teslimine muktedir olabilecei ey ise byle olmayan eyin
arasn ayrd anlalmtr.
Bu konu zerinde
dnen kimse doru olann, nc gr olduu sonucuna varacaktr.
Soru: Meccel sat
zaruret dolaysyla caizdir. Bu beyu'l-meflstir. nk satc, yannda
hemen teslim edecek mal olmazsa, bir mddet sonra teslim etmek zere sat
yapmak ihtiyacn duyar. Pein sata gelince, mal mterinin grme imkn
olduundan, szkonusu malm niteliklerini belirterek zimmette sat yapmaya
gerek yoktur. Zira satc mutlak bir mal deil, yannda bulunan muayyen bir mal
satmaktadr.
Cevap: Selemin kaide
d bir uygulama olduunu kabul etmeyiz. Aksine, maln vde ile teslimi,
parann vde ile denmesi gibidir. Her ikisi de insanlarn maslahattan
gereidir.
Sat esnasnda ortada
olmayan maln sat konusunda gr vardr: Bir grup, mam afi gibi ki
ondan gelen mehur rivayet budur, mutlak maln satm caiz grmekte,
nitelikleri saylm muayyen bir maln satn caiz grmemektedir. kinci
grup, mam Ahmed ve mam Ebu Hanife gibi, nitelikleri saylm muayyen maln
satn caiz grmekte, mutlak malnkini caiz grmemektedir. Her iki eit
maln da satnn caiz olduunu sylemek daha isabetlidir. Bu konuda mam
afi'ye , onun bakasna syledii gibi, yle denilir: Nitelikleri
belirtilmi mutlak bir mal zimmette satmak caiz ise, ayn ekildeki muayyen
bir maln satnn caiz olmas daha evldr. nk mutlak maldaki aldatma,
belirsizlik ve tehlike oran muayyen maldan daha oktur. Mutlak bir buday,
niteliini belirterek satmak caiz ise, muayyen bir budaya niteliini
belirterek satmak daha evldr. Hatta mteri mal grd zaman muhayyer olma
kayd olsa bile, muayyen mal niteliini belirterek satmak, yine caizdir.
Ashb- kiramdan nakledilen bu gr, Ebu Hanife ve iki rivayetten birinde
mam Ahmed de benimsemitir. mam Ahmed'in arkadalarndan el-Kd ve dierleri
sat lafzyla yaplan pein selemi caiz grmlerdir.
Konunun hakikati
udur: u veya bu lfz arasnda fark yoktur. Zira szlemelerde, mcerret
lfzlara deil, szlemelerin hakikatna, ruhuna ve amacna itibar edilir.
Teslim alnmas geciken mevcut mallarn sat, para nceden deniyorsa
"selef diye adlandrlr. Msned'de Hz. Peygamber'den (s.a.) rivayet edildiine
gre O (yani Hz. Peygamber)meyveler ortaya kmadan (bdvv salhndan) nce
bir bahenin selem yoluyla satn yasaklamtr. Ortaya ktktan sonra:
"Bu baheden on vesk tbir l birimi, altm sa' veya bir katr yk
karlnda kullandr.) hurmay sana selem yoluyla sattm.1* derse, caiz
olur.Bu tpk "ortada ylm olarak (ec halinde) bulunan hurmadan on
vesk satn aldm" demesinin caiz olmas gibidir. Fakat parann denmesi,
hurmalarn olgunlamasna kadar geciktirilir. Parann denmesinde acele
edilirse, buna "selef* denilir. nk selef, nceden geip giden eydir.
Slif ise mtekaddim, yani geip giden demektir. Allah Tel'nm: "Bylece
onlar gemiin karanlklarnda brakp
sonradan gelenlere ibret rnei kldk. "[545]
buyurduu yet-i kerimesinde bu kelime bulunmaktadr. Araplar nceden geip
gidenleri slife diye adlandrrlar. Hz. Peygamber'in (s.a.): "
Salih selefimiz Osman b. Maz'un'a
yeti.".[546] sznde bu anlamda bir kullan vardr. Ebu
Bekir es-Sddk (r.a.): Tek bama kalncaya kadar onlarla savaacam."
anlamna gelen kinayeli ifadesinde boyun kelimesi yerine slife kelimesini
kullanmtr.
Selef kelimesi, hem
bor, hem de selem anlamlarna gelmektedir. nk bor veren kimse, bor
vermede, nce davranm demektir. Hadis-i erifte: "Alveri ve bor
hell deildir." ve "Hz. Peygamber (s.a.) bir adamdan dn olarak
gen bir deve alm, borcunu derken onun yerine alt yanda sekin bir deve
vermitir."[547]
buyurulmu ve bu hadislerde selef kelimesi ve ondan treyen ekilleri
kullanmtr. Yannda bulunmayan eyi satan kimsenin maksad, kr etmekten
bakas deildir. O bir tccardr. Bakasna, nceden parasn alarak bir mal
satar, sonra gidip ayn paraya o mal alrsa, o kimse hibir fayda salamadan
boa yorulmu olur. Ayn zamanda bunu yapan kimse, bakasna gvenmi ve ona:
"Bana para ver, sana u mal alaym," demitir. Bu durumda, o da
gvenilir kimsedir. Bir ahsn belli bir cretle mal satp o paray almas,
sonra gidip ayn para ile o mal hemen satn almasna gelince, akll bir
insandan byle bir davran beklenmez. Evet, ayet bir tccarn paraya
jihtiyac varsa, nceden paray alarak, satt mal buluncaya kadar o
paray altrr ve ondan yararlanrsa, ite
bu meccel selem ^uygulamasnda olabilir. Beyu'I-
mefals diye adlandrlan al-veri ekli
budur. nk o tccar,
iflas etmi biri olarak paraya muhtatr. Satt mal da, o anda elinde yoktur.
Fakat bir yerden geleceini bekledii eyler vardr ve buna binaen zimmette
sat yapar. Bu ancak ihtiya dolaysyla yaplr. Bunun dnda byle bir ey
yaplmaz. Ancak hemen paray ticaret yoluyla kullanmak maksad veya bu yolla
selem dolaysyla kaybettiinden daha ok kr salayaca dncesi mstesna.
Paray pein alarak malm satan kimse, daha ucuza mal vermekte, alc taraf da
maln ilerde teslim alarak, hemen teslim almaya nazaran daha ucuza aldn
bilmektedir. Yoksa bir al-verite bulunmas beklenmezdi. nk hibir fayda
salayamazd. Paray nce vermekle dn ynden bir mkfaat bekliyor olsayd,
bu paray bor olarak verirdi. Mal, teslim alma vaktine gre, daha ucuz olarak
aldm zannetmeseydi selem szlemesi yapmazd. Meccel selem ounlukla,
satc durumdaki kimsenin ihtiyacndan dolay yaplr.
Pein seleme gelince,
ayet mal satcnn yanmdaysa, belki paraya ihtiyac vardr ve maln bazen
gstererek, bazen da niteniklerini belirterek satar. ayet elinde mal yoksa,
byle bir muamele ile ticaret yapmay ve kr etmeyi amalam, belli bir fiata
mal satp, daha ucuza almay planlamtr.
Sonra bu tahmini belki
dnd gibi gerekleir, belki de gereklemez ve o mal ancak daha pahal
bir fiyatla temin edebilir ve tabi ki pimanlk duyar. ayet daha ucuza temin
ederse ve umduu fiattan alma imkn olursa selem konusu olan eyi alcya
takdim eder. Aksi durumda ise zarar eder ve teslim edemez. Bu ise kumar ve
tehlike demektir. Tpk kaan bir kleyi ve deveyi deerinden dk bir fiatla
satmak gibidir. Ele geerlerse satc, ele gemezlerse mteri piman olur.
Ayn ekilde gebe bir hayvann yavrusunun yavrusunu {habel'l-habele} veya gebe
hayvann ceninini [melkh) ya da erkek hayvann sulbnde, yani menisinde
tasavvur edilen eyi [medmn) vb. satmak da byledir. nk bunlar belki vcud
bulur, belki bulmaz. Yannda bulunmayan eyi satan kimse, kumar ve ans oyunu
gibi, temini mmkn olabilecek ve olmayabilecek cinsten eyler satan kimse
gibidir.
ki trl tehlike
vardr. Birincisi: Ticar tehlikedir ki bu, satmak ve kr etmek dncesiyle
bir mal almak ve bu hususta Allah'a tevekkl etmektir. kincisi: Btl yoldan
kazan salamaya sebep olan ans oyunlardr ki, Allah ve Rasl bu eit
kazanc haram Jalmtr. Bunlar mlmese ve mnbeze satlar, gebe hayvann
ceninini veya cenininin ceninini satmak yada erkek hayvann slbndekini
satmak, ortaya kmadan nce meyveleri satmak gibi eylerdir. Bu eit
satlarda bir taraf
aldatm ve zulmetmi, dier taraf da zulme uramtr. Satmak iin mal alan
tccarn durumu farkldr. Sonradan fiatlarn ucuzlamas yalnzca Allah'tandr.
Bu satc zulme uram gibi ikayette bulunmaz. Yannda bulunmayan eyi satmak
ise, kumar ve ans oyunu gibidir. nk o kimse yannda bulunmayan bir mal
satarak kr etmeyi amalamtr, mteri ise onun maln nce satp, sonra
bakasndan satn aldn bilmemektedir. Birok insan bu durumu bilse, o
kimseden al-veri yapmaz. Bilakis gider onun satn ald yerden alr. Bu
risk ticaret riski deil, teslim edemeyecei mal satmakta acele davranma
riskidir. Tccar bir mal satn ald zaman onun mlkiyetine girer ve bu
merhaleden sonra ticaret riski szkonusu olur ve Allah Tealamn u ayetinde
hell kld ticar yoldan satn yapar: "Aranzda karlkl rzaya
dayanan ticaret olmas hali mstesna, mallarnz btl (haksz ve haram
yollar) ile yemeyiniz.[548]'
Allah en iyi bilendir. [549]
Mslim'in
Sahihinde Ebu Hreyre (r.a.) yoluyla
gelen u hadis y"er almaktadr: Raslullah (s.a.) ta atm sat ile
aldatma satm yasak etti.[550]
Yine Ebu Hureyre'den
BuHar ve Mslim'in Sahfh'lerinde Raslullah'm (s.a.) mlmese ve mnbezeyi
yasak ettii rivayet edilmekte ve Mslim'de ilave bulunmaktadr:
"Mlmeseye gelince o, alc ile satcdan herbirinin hi dnmeden dierinin
elbisesine dokunmas, mnbeze ise herbirinin
elbisesini dierine atmas ve hibirinin
arkadann elbisesine bakmamas
(eklinde yaplan sat) tr."[551]
Buhr ve Mslim'in
Safttf'lerinde Ebu Sad'in yle syledii rivayet edilmektedir: "Raslullah
(s.a.) bizi iki eit sat ve iki eit giyiniten nehyetti. Satta mlmese
ile mnbezeden nehyetti. Mlmese bir kimsenin gece ya da gndz bakasnn
elbisesine eliyle dokunmas ve onu ancak bu ekilde kontrol etmesidir. Mnbeze
ise, iki kimsenin elbiselerini birbirlerine atmas ve bakmadan, nza gstermeden
bunun sat saylmasdr.[552]
Ta atm sat,
beyu'l-hyr ve beyu'n-nese kelimelerinde olduu gibi masdarm nev'ine izafeti
cinsinden olup beyu'l-meyte ve beyu'd-dem terkiplerinde olduu gibi masdann
mefulne izafeti cinsinden deildir.
Yasak edilen satlar
bu iki ksmda mtla edilmektedir. Bu sebeple ta atm sat yle tefsir
edilmektedir: u ta at, hangi elbisenin zerine derse o, u kadar dirheme
senin olsun. Arazi satnda att tan dt yere kadar olan mesafeyi,
tane ile satlan eylerde avucuna ald ta saysnca o maldan satn almak
eklinde aklanmtr. Satcnn da avucuna ta alp, avucumdaki her ta iin
bir dirhem isterim demesidir. Ya da satc veya alcdan birinin eline bir. ta
alp, "Bu ta ne zaman derse sat vacip olsun." demesi de bu
cinstendir. Dier ekilleri unlardr: Al verite bulunan iki kiiden biri
eline bir ta alr ve: "Bu ta ne zaman sana atarsam bu al-veri vacip
olsun." der. Veya bir kii eline ta alp koyun srsnn iine dalar ve:
"Bu ta hangi koyuna deerse o senin olsun." der. Bu ekillerin
hepsi, btl yoldan mal yemeye yol at, beraberinde aldatmaca ve kumara
benzeyen risk tad iin fasittir. [553]
Garar sat kelimesi,
beyu'l-melkh ve beyu'l-medmn kelimelerinin terkibi gibi, masdann mefulne
muzaf olmas eklindedir. Aldatma kelimesinin Arapas olan
"el-garar", satlan maln bizzat kendisini fade etmektedir ve
el-kabz ve es-selb kelimeleri, el-makbz ve el-meslb anlamna geldii gibi,
mefl mnasnda fiildir, yani kendisiyle aldatlan, demektir. Bu eit satn
rnekleri unlardr: Mteriye teslim imkn olmayan kaak kleyi, parlayp
kam at, havadaki kuu, dalgcn bir defada dalp karaca miktardaki
inciyi, aata veya devesinin karnnda olan eyleri, Zeyd'in onun iin raz
olaca veya ona hibe edecei ya da ona miras kalacak eyi satmasdr. Bu ve
benzeri eylerin elde edilip edilemeyecei ve teslim edilip edilemeyecei
bilinemedii gibi, hakikati ve miktar da belli deildir. Gebe hayvann
yavrusunun yavrusunu satmak da bu cins satlardan saylr ki, Buhr ve
Mslim'in Saftih'lerinde Hz. Peygamber'in (s.a.) bunu nehyettii rivayet
edilmitir. [554] Bir gre gre,
yukardaki gibi (yani yavrunun yavrusunu satmak) yorumlanan bu sat ekli,
ikinci gre gre mddet olarak yorumlanmtr. Yani al-veri yapp teslim
iin gebe hayvann yavrusunun domas ve onun da gebe kalmasna kadar beklemek,
demektir. Bu hadisi Mslim rivayet etmitir.
Her iki ekil de
aldatmadr. nc gr ise olgunlamadan nce zm ban satmaktr. Mberred
byle sylemekte ve Arapas olan in ortasndaki harfin, skn ve fetha ile
okunacan belirtmektedir. bn mer'e gelince, o bu sat mddet olarak
yorumlam ve Mlik ve afi de bu gr kabul etmitir. Ebu Ubeyd ise ceninin
cenini olarak aklam, Ahmed
de bu gr benimsemitir.
Garar satlarndan
biri de beyu'l-melkh ve medrnndir. Sad b. el-Mseyyeb ve Ebu Hureyre
(r.a.) yoluyla gelen bir hadiste Hz. Peygamber'in (s.a.) medmn ve melkhi
yasak ettii belirtilmitir. [555] Ebu
Ubeyd der ki: Melkh karnlarnda bulunan ceninler, medmn ise erkek
hayvanlarn bellerinde bulunan ey (meni)dir. Cahiliye Araplar dii devenin
karnnda bulunan yavrusunu ve erkek hayvann bir veya birka yldaki
iftlemesini satyorlard. air der ki:
"Belde bulunan
medmn, erkek hayvanlarn kambur srtlarnda bulunan suyudur."
Bu satlardan biri de
beyu'l-mecr'dir. Hz. Peygamber (s.a.) bu sat yasak etmitir.[556]
bnu'l-Arab der ki: el-Mecr, dii devenin karnndaki (cenin), faiz, kumar ve
mzbene'dir. [557]
Garar satlarndan
bir dieri, mlmese ve mnbezedir. Bu kelimelerin aaklamas, ayn hadis-i
erifte gemektedir. Mslim'in Sahih'inde Ebu Hureyre'den (r.a.) gelen rivayete
gre iki eit sat yasak edildi: el-Mlmese ve el-mnbeze. Mlmese bir
kimsenin alc ile satcdan her birinin hi dnmeden dierinin elbisesine
dokunmas (ile), mnbeze ise her birinin elbisesini dierine atmas (eklinde
yaplan satjdr.[558]
Buhr ve Mslim'in
Sahihlerinde Ebu Sad'den u rivayet gelmektedir: Raslullah (s.a.) bizi iki
eit sattan ve iki eit giyiniten nehyetti. Satta mlmese ile mnbezeyi
yasak etti. Mlmese bir kimsenin
gece veya gndz, eliyle bakasnn elbisesine dokunmas, onu ancak bu ekilde
kontrol etmesidir. Mnbeze ise: ki kiinin elbiselerini birbirlerine atmas
ve bakmadan, rza gstermeden bunun sat saymasdr. [559]
Mlmese sat yle
de aklanmtr: Satc der ki: Bu elbiseyi sana, ona ne zaman dokunursan u
kadar paraya senin olmak zere sattm. Mnbezede ise yle der: Hangi elbiseyi
bana atarsan onu u fiata kabul ediyorum. Bu da mlmese ve mnbezenin bir eididir.
mam Ahmed'in sznn zahirinden anlalan budur. Bu sat cinsinde aldatmann
olduu aktr ve szkonusu nehyin illeti al-veriin arta balanmas deil,
bilkis llet, aldatma ve tehlike (yksek nisbetteki risk)dir. [560]
Turp, algam, patates,
soan vb. gibi yer altnda byyen bitkilerin sat, aldatma satlarndan
deildir. nk onlar tecrbe ile sahiplerinin bilebilecei niteliktedirler.
D grnleri, toprak altnda kalan ksmlarn nasl olduunu gsterir. Bu
halleriyle dna baklp ii bilinen ec (tahl yn) gibidirler. Yine de
bir aldatma olduu takdir edilse bile, bu aldatma insanlarn kesin olarak
ihtiya duyduklar genel maslahatlarnn yannda hafif kalr ve hogrlr.
Al-verii menetmeyi gerektirmeyecek ldedir. Mesel bir hayvan, evi veya
dkkan bir seneliine kiralamakta da aldatma vardr. nk bir sene dolmadan
hayvan lebilir, ev yklabilir. Ayn ekilde hamama girmek, bir su kabnn
azndan su imek de byledir. nk insanlarn yapsndaki farkllktan dolay
kullanlan ve iilen su miktar da deiir. Selem sat, ls bilinmeyen
byk ynlarn (ec) sat, yumurta, nar, karpuz, ceviz, badem, fstk gibi
ii grlemeyen maddelerin sat iin de ayn durum geerlidir, ama her sebep
al-verii haram klmaz. Aldatma basit veya kanlmaz ise, szlemenin shhatine engel olmaz. Bir
binanm temel duvarlarnda, bir hayvann i organlarnda veya ortaya kan bir
mahsuln en son beliren ksmlarnda belirebilecek aldatmalarn nne
geilemez. Hamam ve su kabndan su ime konusundaki aldatmalar basittir. Bunlar
kamlabilecek ldeki aldatmalarn aksine, al-verie engel olmazlar.
Raslullah'm (s. a.) yasak ettii eitler de bunlardr. Bunlara eit lde
olanlar da ayn hkmdedirler ve szlemenin shhatine engel tekil edenler bu
eitlerdir.
Bu konu byle
bilinince, yer altnda gelien rnlerin sat hususunda u iki mesele
anlalm olur. Birincisi: Bu aldatma basittir ve kanlmas mmkn deildir.
kincisi: Bu eit rnlerin ekili bulunduu byk tarlalardaki rnn sat
iin bir defada hepsini toplamak art koulsa, bu hem byk bir glk, hem de
olgunlamam bir ksm rnn telef olmas demektir ki eriat byle bir eyi
emretmez. Toplanan partilerin ayr ayr satlmasnda da hem satc, hem de
alc asndan byk glkler ve skntlar vardr. Sri" byle bir
hkm vacip klmaz ve insanlarn maslahatlar bu yolla karlanmaz. Hatta bu
ekildeki sat menedenler bile fiilen iin iine girdikleri zaman baka bir
yol bulamamlar ve rnlerini topraktayken toptan satmak zorunda kalmlardr.
Buradaki aldatma ne Raslullah'n (s.a.) yasaklad ne de ona benzer bir
aldatmadr. [561]
Miski misk kedisi
ierisinde satmak da aldatma satlarndan deildir. Bilkis bu, ceviz, fstk,
badem ve hindisten cevisi gibi yenecek ksm iinde olan eyler gibidir. Onun
klf, d etkenlerden koruyan, kokusunu ve nemliliini muhafaza eden bir
grev grmekte ve bylece kalmas, onu deitirmek ve hile yapmak gibi
durumlardan uzak tutmak iin daha yararl olmaktadr. Misk kedisi ierisinde
bulunan misk, karlm olanndan daha makbul saylm ve tccarlar
al-verilerini bu ekilde yapagelmilerdir. Nerdeyse tam olarak cinsini ve
miktarn bilebilmekte, bu konuda ihtilfa dmemektedirler. O halde bu aldatma
deildir. nk aldatma, vcut bulup bulmamak arasnda gidip gelmek demektir. Bir
baka kaideye gre, anlalmas gizli kalm ve kendisi bilinemeyen eydir. Ama
bizim konumuza giren hususlar ne dil ne de eriat asndan aldatma diye
adlandnlamazlar. Kim bir sat haram sayar ve onun
aldatma sat olduunu iddia ederse,
ondan bunun ya dil ya da eriat asndan aldatma diye adlandrlan snfa
girdiini belirtmesi istenir. Miskin misk kedisi ierisinde satlmasna cevaz
vermek mam afi'nin arkadalarnn iki grnden biri ve delil asndan
daha ok tercihe ayan olandr. Bu sat men edenler ise, onu hurmann iinde
ekirdei, tavuun karnnda yumurtay, memede st ve kapal bir kabn iinde
ya satmak gibi kabul etmilerdir. Halbuki her iki eit arasndaki fark
aktr.
Onlara kar kanlar
ise bu sat, ceviz, badem ve fst kabuu ile satmak gibi kabul
etmilerdir. nk bu ekildeki sat maslahata daha uygundur. phesiz bu
benzetme birinciden daha uygundur ve ri'in yasak ettii satlardan olmad
gibi o mnada olduu da sylenemez. nk ne lfz, ne de mna olarak ri'in
yasaklamas, bu eidi iine almaz.
Kabn ierisinde yan
satlmas konusunda yle bir tafsilat vardr: ayet mteri kapa ap
zerinden ya grr, cinsini ve niteliini anlarsa, bu ekildeki sat
caizdir. Ancak dtan grebildii ecin sat gibi saylr. Eer bu ekilde
gremez ve niteliklerini bilmezse, sat caiz olmaz. nk bu aldatma saylr.
Yan cins ve vasflar deiiktir. Yumurta, ceviz, badem ve misk gibi kabyla
yaratlm da deildir. Bu sebeple onlarn snfndan saylmas doru olmaz.
Memedeki stn
satna gelince, Ahmed, afi ve Ebu Hanife'nin arkadalar bunu
menetmilerdir. Halbuki bu konuda tafsilata ihtiya vardr: ayet satc,
yalnz memede bulunan ve grleni satarsa caiz olmaz. Hayvanla birlikte
satlmas caizdir. nk yalnz bana stn, olduu gibi, mteriye verilmesi
mmkn deildir. Zira satlan miktar bilinemez. O her ne kadar kapta bulunan
bir st gibi grnse de, satld zaman o anda memede bulunmayan damarlarda
bulunan st de gelir ve ayrlamayacak ekilde memede bulunan ve satlan ste
karr. ayet Tabern'nin e-Mu'cem'inde[562] bn
Abbas yoluyla rivayet ettii"Raslullah (sa.a.) srtta bulunan ynn ve
memedeki stn satlmasn yasak etti." hadisi sahih ise, hamledilecei
mna inaallah budur. Belli bir koyundan alaca belirli ldeki st satsa
veya o koyunun belli bir ka gnlk stn satsa bu caiz olmaz. nk meyvenin
ortaya kmadan nce satlmas mesabesinde olur ki caiz deildir. zellikleri
belirtilmi mutlak st zimmette satsa ve u koyundan veya bu inekten olmasn
art kosa eyhimiz (bn Teymiye) bunun caiz olduunu sylemi ve Msned'e
bulunan ,u hadisi delil getirmitir: KHz. Peygamber (s.a.) bir bahenin
rnnn selem yoluyla satn yasak etti." Ortaya knca satc:
"Bu baheden on vesk hurmay selem yoluyla sana verdim." derse caiz
olur. Bu tpk ec halindeki hurmadan, "Ben u yndan on vesk satn
aldm." demesenin caiz olmas gibidir. Fakat parann denmesi mahsuln
olgunlamasna kadar geciktirilir. [563]
Koyun, inek ve devenin
belirli bir mddet stn almak iin cre denmeye gelince, iukahann ounluu
bunu caiz grmemilerdir eyhimiz
caiz olduunu sylemitir. Bu
gr baz limlerin benimsediini nakletmi ve kendisi
bu konuda mstakil bir eser telif etmitir. eyhimiz der ki: Bir kimse koyun,
inek veya deve gibi bir hayvan belli bir cretle ve yemi sahibine ya da
kindisine ait olmak zere stn almak iin kiralarsa, bu kiralama limlerin
iki grnden en ak olanna gre st annede olduu gibi caizdir. Bu muamele
hem ali-veric hem de kiralamaya benzemektedir. Bu yzden baz fakihler bu
konuyu al-veri bahsinde ele alrken, bazlar da kiralama bahrinde ele
almaktadrlar. ayet st, kiraya tutann yemi ile hsl oluyorsa, bu durum aa
kiralamaya benzer. Eer hayvan yemleyen onun sahibi ise ve mteri yalnzca
kendisi iin takdir edilen st alyorsa bu tam bir al| veri saylr. St
mutlak olarak alyorsa bu da al-veri kabul edilir; nk stn sahibi, st
getirip mterisine tam olarak vermektedir^ St anne konusunda durum tamamen
tersinedir. nk st anne ocua st emzirmektedir. Bu Hz. Peygamber'in (s.a.)
yasak ettii aldatm satlar snfna dahil deildir. nk aldatma, var
olmakla olmamah arasnda gidip gelmedir. Bundan dolay da sat yasak
edilmitir.
cinsindendir. Btl
yoldan mal yemeye vesile olduu iin Allah Tel onu haram klmtr. Ayn
zamanda Allah'n haram kld zulm gibidir. Evet bu muamele, iki taraftan
birinin mal ortada bulunur, dierininki ise varlk ile yokluk arasnda pheli
bulunursa, caiz olmayan bir muameledir. Kaak klenin, rkp kam hayvann,
gebe hayvann yavrusunun yavrusunun sat hep bu snftandr. nk bu mallar
belki mteriye ular, belki de ulamaz. Ona ulaacak eyin miktar da belli
deildir. Ama satlan eyler, arazi ve hayvan kiralamak gibi, st annenin st
gibi, hayvan st ve tanm rnlerinin sat gibi, btn bunlarn miktar ve
dier zellikleri deten biliniyorsa, hepsi ayn snftan saylrlar ve
caizdirler.
Sonra mteri det
zere olan miktar alabilirse bir mesele kalmaz. ayet bir eksilme olursa, o
miktarn karl kiracdan dlr. Bu tpk, fete urayan sat malnn
bedelinin belli bir oranda dlmesi (vadu'l-cevih) gibidir. Ayn zamanda
dier al-verilerde maln bir ksm mterinin eline gemeden telef olursa
yine byle muamele yaplr.
Soru: Kira
szlemesinin konusu menfaat (yararlanma)lardr. Mallar deildir. Bu sebeple
yemek iin yiyecek ve imek iin su kiralamak sahih olmaz. St annenin
kiralanmas da menfaate binendir ki, o da ocuu kucaa almas ve ona meme
vermesidir. St bu szlemeye zmnen ve tbilik durumunda girer. Bir evi kiraya
verirken o evin kuyusunda biriken suyun da ayn szlemeye girmesi gibi
saylr. Asl iin hogrlmeyen baz eyler tbi durumda olurlarsa
hogrlebilirler.
Cevap: Bu itiraz bir
ka ynden cevaplanabilir:
Birincisi: Kira
szlemesinin yalnzca menfaat zerine yaplacan menetmek. nk bu ne
Kur'an ve hadisle ne de icm ile sabittir. Bilkis ashbm, bunun aksine
uygulamalarda bulunduu bildirilmektedir. Sahih olan bir rivayete gre Hz. mer
[r.a.) seyd b. Hudayr'm bahesini seneliine kiraya vermi ve cretini alp
onunla borcunu kapatmt. Baheden maksat hurmadr. Bu ise meyvesini almak
iin aac kiraya vermek demektir. M'minlerin halifesi olan Hz. mer'in gr
bu ekildedir ve ashbtan herhangi bir kimsenin ona kar kt da
bilinmemektedir. mam Ahmed'in arkadalarndan Ebu'1-Vef b. Akl ve eyhimiz
de bu gr tercih etmitir. Sizin kira szlemesi ancak menfaat zerine
yaplr, sznz kabul edilemez ve delil ile de sabit deildir. Sizin en ok
yapabileceiniz ey, ihtilafl olan konuyu, yenmek iin ekmee ve imek iin
suya kyaslamanzda*. Bu ise ok fasit kyaslardan biridir. nk ekmek yenilir ve yerine
yenisi gelmez. Hjllbuki st ve kuyu suyu byle deildir. nk onlarn yerine
yenisi geu||i Bu ynyle de menfaat mesabesinde saylr.
kincisi: rnler
vakf ve ariyet (ireti verme) vb. konularda menfaat ve fayda gibi
deerlendirilirler. Buna gre aac olan kimse, tpk rnnden yararlanlmas
iin arazisini vakfeden kimse gibi, meyvesinden yararlanlmas ien aacn
vakfedebilir. Bir hayvan, bir evi veya bir st hayvann ireti olarak vermek
caiz olduu gibi, bir aac ireti vermek de caizdir. Btn bunlar, onlarn
rnn ya da faydasn teberru etmektir. Bir kimsenin evini orada oturacak
birisine vermesi, bir bakasnn hayvann ona binecek birine, aacn onun
meyvesini alacak brine, arazisini ekecek birine, koyununu onun stn iecek
birine vermesi mesabesindedir. Btn bu faydalar, teberru szlemeleri
hkmndedirler. Faydalanlan maln asl vakf yoluyla bu tr faydaya tahsis edilmi
olsa da (muhabbes) olmasa da sonu deimez. Ayn zamanda ortaklk szlemesi
hkmne de girerler. nk bir kimse koyununu, ineini veya devesini bir
bakasna, stnden veya doacak yavrularndan bir ksmn ona vermek
karlnda onlara bakmak ve hizmetlerini grmek iin verse, bu anlama mam
Ahmed'den gelen iki rivayetten en sahih olanna gre sahihtir. Ayn ekilde
kira szlemesi hkmne de girerler.
ncs: ki eit
mal vardr: Birinci eidi, yerine yenisi gelmeyen ve gidince btnyle gidendir.
kinci eidi yava yava tkenen ve tkenen ksmlarn yerine yenisi gelendir.
te bu eit, menfaatlerle yerine yenisi gelmeyen mallar arasnda bir derece
saylr. Bu durumda hangi ksma benzediine baklr ve onun gibi kabul edilir.
(Bu gzle bakldnda) bu eidin menfaatlere benzemesinin daha kuvvetli
olduu bilinmekte ve dolaysyla o ksmdan saylmas evl olmaktadr.
Drdncs: Allah
Tel Kur'an- Kerm'de st annenin kiralanmas konusunda hkmn bildirmi ve
st annenin ald eyi cret diye isimlendirmitir. Bizim eriatmzda
Kur'an'da hakknda nass bulunan kiralama yoktur, ancak st annenin kiralanmas
mstesnadr ki, o da udur: "Sizin iin ocuu emzirirlerse onlara
cretini verin, aranzda uygun bir ekilde anlan."[564]
stadmz der ki: Kiralamann ancak menfaat zerine olaca vehmine kaplan
baz kimseler, buradaki kiralamann kyasa aykr dtn zannetmilerdir.
Halbuki yle deildir. Bilkis
kiralama, mal olsun menfaat olsun, asl bak kalmak kaydyla kendisinden yararlanlabilen
her ey zerine yaplabilir. Nasl bu mallar vakfedilebiliyor ve ireti
verilebiliyor, insanlar karlksz olarak yararlanabiliyorsa, ayn ekilde
kirac da ondan, bedelini deyerek yararlanabilir. St annenin stnden asl
bak kalarak yararlanmak mmkn olunca, herhangi bir menfaati kiralamann caiz
olmas gibi, onu da kiralamak caiz olmutur. Bu, kyasn ta kendisidir. Zira
Allah nasl baz menfaatleri peyderpey yaratryor ve onlann asl bak kalyorsa,
ayn ekilde baz mallan da peyderpey yaratyor ve onlann asl da bak kalyor.
Beincisi:
Szlemelerde asl olan, Allah ve Rasl'nn haram kldklannn dndaki
esaslan yerine getirmenin vacip olmasdr. nk mslmanlar, helli haram,
haram da hell klan artlann dndaki btn artlara riayet ederler.
Szleilen veya art koulan hususlarda Allah ve Rasl'nn haram kldnn
dnda hibir ey haram olmaz. Bu konuyu menedenlerin (menettikleri eyin)
haram klndna dair gsterebilecekleri hibir nass yoktur. Ancak kyas
deliline tutunmaktadrlar, fakat yaptklar kyasta asl ile fer' arasnda
kyaslamay nleyecek bir fark olduu bilinmektedir. (Kyas) caiz grenlerin
yapt kyas, fer'in asla eit klnmasna daha yakndr. Bu konuda ise, bunun
imkn yoktur.
Basan Allah'tandr.
Altncs: Bu
kiralamay menedenler st annenin kiralanmasnn cevazmn Kur'an ve icm ile
sabit olduunu, bu kiralamadan esas maksadn da bir madd varlk olan st
olduunu grnce, bu kiralamann cevazm izah iin hem emzirenin hem de
kiralayann geersizliini bildikleri hileli bir ifade kullandlar ve dediler
ki: St anne ile yaplan szleme yalnzca, onun ocuu kucana almas ve ona
meme vermesi zerine yaplmtr. St ise tbi durumundadr. Halbuki Allah ve
btn akll kimseler bilmektedir ki, ne mesele byledir, ne esas maksat, st
annenin ocuu kucana almasdr ve ne de o kadn tutmak iin yaplan
szlemenin konusu budur. rf, hakikat ve eriat asndan bunun byle olmad
bilinmektedir. ayet, st anne ocuu bir bakasnn kucanda veya beiinde
emzirse bile cretini almay hak ederdi. Esas maksat sadece meme vermek
olsayd, st olmasa da memesi olan her kadn tutulabilirdi. Gerekten fasit
olan kyas ve ruhsuz olan fkh budur. Btn bunlardan sonra nasl olur da st
anne tutmann (kiralamann) kyasa aykn olduu sylenir ve sahih olan kyasn
byle olduu iddia edilebilir?
Yedincisi: Hz.
Peygamber (s.a.), keiyi ve koyunu st iin ireti vermeyi tavsiye etmi, buna
tevik etmi ve bu iyilii yapacak kimsenin nail olaca sevab zikretmitir.[565]
Bunun ne bir sat, ne de bir hibe olmad bilinmektedir. Zira ma'dm ve
mehul olan bir eyin hibe edilmesi caiz deildir. Bu ancak tpk binilmesi
iin hayvann ireti verilmesi gibi, st iin koyunun dn verilmesidir. Bu
ise ondan yararlanmann mubah olduunu gstermektedir. Her iki uygulama da,
er' ynden birdir. reti verme yoluyla yararlanmas caiz olan eyden,
kiralama yoluyla da yararlanlabilir. nk her ikisinin geli yolu birdir.
Aradaki fark sadece birinin teberru eklinde olmas, dierinin de bir bedel
karlnda olmasdr.
Sekizincisi: Harb
el-Kirmni'nin el- Mesa'indc yapt u rivayettir: Sad b. Mansr Ubb b.
Ubd Hiam b. Urve ve babas yoluyla gelen habere gre, seyd b. Hudayr alt
bin dirhem borcu olarak vefat etmitir. Bunun zerine mer b. el-Hattab (r.a.)
alacakllan arm ve onun arazisini alacakllara iki seneliine vermitir.[566] Bu
arazide aalar ve hurma bulunmaktayd. Medine bahelerinde daha ok hurma
bulunmaktadr ve bo (aasz) arazisi ok azdr. Hz. mer'in bu uygulamas
meyvesini almalan iin aalan kiraya vermek demektir. Kim bunun cm'a aykn
olduunu iddia ederse, bilgisizliindendir. Bilkis bunun caiz olduu hususunda
icm edildiini sylemek daha uygundur. Hz. mer (r.a.) bunu Medine-i Mnevvere'de
Ensr ve Muhacirlerin huzurunda yapm ve olay her tarafta duyulmu, buna
ramen kimse kar kmamtr. Bilkis kabul ve ikrar ile karlamlardr.
Halbuki, Hz. mer bile yapsa, bundan daha basit eylere kar kyorlard.
Mesel. mrn b. Husayn ve dierleri temett hacc konusuna kar kmlard[567]' Bu
olaya ise kimse kar kmad. naallah bunun tam
bir kyas olduunu, bunu menedenlerin bu
olay mutlaka dikkate almalar gerektiini ve onlarn caiz olmayan birok
hilelere bavurduklarn aklayacaz.
Dokuzuncusu: Ziraat
yaplan bir araziden, kira szlemesiyle elde edilen mahsul, her mal gibi bir
maldr ve o mal, kiracnn rettii bir rndr. Kiracnn topraktan yararlanma
konusunda bundan baka bir maksad yoktur. ayet tarmdan baka bir yararlanma
kast szkonusu olsa bile bu, asla tbi bir kasttr.
Soru: zerinde
szleme yaplan ey topra srmenin, ekmenin ve hasat etmenin yarandr. Mal
bu yararn sonucu olarak ortaya kar. Mesel, bir kimse kuyu kazmak iin
birini kiralar, kuyudan da su karsa zerinde szleme yaplan konu su deil
itir.
Cevap: Topra
kiralayan kimsenin elde edecei rnn dnda bir maksad yoktur. (yani
alma) ise baka bir amaca hizmet eden vesiledir. Kirac, mcerred almadan
hibir yarar salayamaz. Bilkis o (i veya alma) yorgunluk ve skntdr.
Maksad yalnz ve yalnz almas ve sulamas sayesinde Allah'n yarataca
mahsul almaktr. Her iki konu arasnda hkmlere illet tekil etmeyecek
geersiz farklardan baka bir fark yoktur. Sizin kiralamay kuyu kazmaya
benzetmeniz fasit bir benzetmedir. Bilkis kuyu kazmann benzeri, araziyi
srmek, ekmek ve sulamak iin bir ifti tutmaktr. phe yok ki, st iin
hayvan kiralamay, mahsul iin arazi kiralamaya benzetmek tam bir kyastr ve
daha nce de getii gibi yemek iin ekmek kiralamaya benzetmekten daha
sahihtir.
Onuncusu: Mahsuln
almak iin arazi kiralamann aldatma ve risk durumu, st iin hayvan
kiralamanmkinden daha oktur. nk tarma etki edecek fetler ve engeller
stnkinden oktur. Buna ramen bu durumlar arazinin kiralanmasnda ho
grlrse, (yani kiralama iin er' bir engel tekil etmezse) st iin hayvan
kiralamada ho grlmesi daha evldr. [568]
Memedeki stn sat
szlemesi huusunda gr vardr:
1- Gerek sat, gerekse kiralama olarak bunu
menetmek. afi ve Ebu Hanife bu grtedirler.
2- Hem
sat, hem de kiralama olarak cevaz vermek.
3- Satna
deil ama, kiralamasna cevaz vermek. stadmzlJHn,) tercihi de budur.
Memedeki stn
satn meneden iki hadis vardr:
Birincisi: mer b.
Merrh hadisidir ve zayf bir hadistir. [569]
Hubeyb b. ez-Zbeyr krime bn Abbas yoluyla rivayet edilen bu hadis
yledir: Hz. Peygamber (s.a.) hayvann srtndaki ynn, stteki yan ve
memedeki stn satn yasak etti." Bu hadisi Ebu shak, krime ve bn
Abbas yoluyla onun {bn Abbas'm) sz olarak veya ya konusunu zikretmeksizin
rivayet etmitir. Hadisi Beyhak ve dierleri de rivayet etmilerdir.
kincisi: bn
Mce'nin, Him b. Ammr Hatem b. smail Cehdam b. Abdullah el-Yemn
Muhammed b. brahim el-Bhil Muhammed b. Zeyd el-Abd ehr b. Haveb ve
Ebu Sad el-Hudr yoluyla yapt u rivayettir: "Hz. Peygamber (s.a.)
douruncaya kadar hayvanlarn karnlarnda bulunan eyin, l ve tart ile
olmakszn memelerde bulunan eyin, kam bulunan klenin, taksim edilinceye
kadar ganimetlerin, ele geirilinceye kadar zekt mallarnn ve dalgcn bir
defada kard eyin satn yasak etti."[570]'
Fakat bu hadisin isnad ile delil sabit olmaz. Hayvanlarn karnlarnda bulunan
eyin satnn yasaklanmas, melkh (hayvanlarn sulbnde bulunan ey)in ve
medmn (karnlarnda bulunan ey)in satnn yasaklanmasyla, kam bulunan
klenin satnn yasaklamas ise o, kaak olduu bilmen bir klediraldatma
satnn yasaklanmasyla sabit olmutu. Ganimetlerin paylatrlmcaya kadar
satnn yasaklanmas, bir kimsenin yannda bulunmayan bir eyi satmasnn
yasak edilmesinin hkm iindedir, nk o bir aldatma ve tehlike (riziko) ihtiva
eden sattr. Ele geirilemeyen zekat mallarnn sat da byledir. ayet Hz.
Peygamber (s. a.) bir yiyecei, mteriye inktikal ettii, mlkiyetine girdii,
onun olduu ve bakasnn mal olmak
ihtimali kalmad halde yine de ele geirilmeden nce satn yasak ederse,
ganimet ve zekat mallarnn ele gemeden nce satnn yasak edilmesi daha
evldr. Dalgcn bir defa da karaca eyi satnda aldatma bulunduu
konusu ise apaktr.
Memedeki stn
satna gelince, ayet muayyen olursa, satlan mal aynen teslim etmek mmkn
deildir. Eer zellikleri belirtilmi bir stn zimmette sat ise, bu,
uradaki ecden on avu satmaya benzer. Bu eit satn iki yn vardr: Itlak
yn ve tayin yn. kisi arasnda bir atma da yoktur. Bu satn caiz
olduunu mam Ahmed'in rivayet ettii u hadis gstermektedir. Hz. Peygamber
(s.a.) bir bahe (de bulunan meyve) yi, ortaya kmadan (bdvv salhndan)
nce selem yoluyla satmay yasaklad. Buna gre st veren koyunun stn belli
bir lyle selem yoluyla satarsa caizdir. Bu sat "l ve tart ile
olmazsa, memedeki eyin satn yasak etti." sznn hkmne girer. Bu
ise, ister mutlak isterse muayyen olsun, l ve tart ile olursa satna izin
var demektir. nk (mutlak veya muayyen diye bir) tafsilat zikretmemi, l
ve tartnn dmda da bir art komamtr. Muayyen olmas art olsayd
zikrederdi.
Soru: Koyunun stn
belli saydaki gnler iin lsz ve tartsz satsa ne dersiniz?
Cevap: Yukarda
zikredilen hadis sahih ve sabit ise lsz ve tartsz satlmas caiz olmaz.
ayet hadis sabit deilse, koyunun st de bilinmekte ise ve deten
deimiyorsa (belli sayda) gnler iin satlmas caiz olur. detine binaen
verilen hkm l ve tartnn yerini tutar. Eer st durumu deiiyor, bazen artyor,
bazen eksiliyor, bazen da kesiliyorsa, bu aldatma saylr ve caiz olmaz.
Kiralama ise byle deildir. nk st onun mlkiyetinde ve hayvan yemlemesi
sonucu meydana gelir, tpk kendi mlk olan araziyi sulayarak mahsul meydana
gelmesi gibidir. Bunda herhangi bir aldatma yoktur. Evet, ayet st detin
aksine eksilir veya kesilirse, bu kiralamadan beklenen bir menfaatin
noksanlamas veya tamamen ortadan kalmas mesabesindedir ki, bundan dolay
kiracya ya szlemeyi feshetme hakk doar, ya da eksilen meanfaat orannda
kira cretinden dlr. Bu, mezhebin (Hanbeli mezhebi) usulne gre yaplacak
bir kyasla vanian sonutur. bn Akl ve el-Mun mellifi der ki: Kirac
(hereye ramen kiralad mal) elinde tutmay tercih ederse, cretin tamamn
demesi gerekir. nk o, eksiklie
raz olmutur. Bundan dolay da cretin tamamn demesi gerekir. Doru olan
ise, menfaatten eksilen orann cretten drlmesidir. nk kirac tam
creti, eksiksiz ve kusursuz bir menfaat karlnda vermektedir. Byle
olmad takdirde, tam cret demesi gerekmez.
Onlarn: "Kirac
menfaati eksik olarak kabul etti. Bu durum satlk bir mal kusurlu olarak
kabul etmek gibidir." szlerine iki ynden cevap verilebilir:
Birincisi: Mteri
kusurlu olan mal, kusurunun bedelini almak kaydyla kabul ederse, (Hanbel)
mezhebinin zahirine gre bu onun hakkdr. Kusurlu olan maln bedelini alarak o
mal kabullenmesi, (o bedeli alma) hakkn drmez.
kincisi: ayet mal
geri verme hakk olan kimse, onu elinde tutarsa, ona sz konusu bedel denmez,
desek bile bundan dolay kira iin geerli olan bedeli eksiltme hakk dmez.
nk kirac szleme yaplan konunun bir ksmndan yararlanmatr. Bundan
dolay onu olduu gibi geri vermesi mmkn deildir. Ayn ekilde kalan
menfaati geri vermesi halinde zarara urayabilir veya bu imkn bulamayabilir.
Bundan dolay da her eye ramen kiralad nesneyi elinde tutmak zorunda
kalabilir. Buna ramen ondan creti tam olarak almak ve onu, ancak szlemeyi
feshederek zararn telafiye zorlamak, ona zarar vermek demektir. zellikle
ekim, dikim (alan), bina kiralayanlar veya yolculuk iin hayvan kiralayan ve
yolda hayvanda bir nza ortaya ktn gren kimse iin bu durum daha da
zordur. Doru olan hkm udur: Geri verme hakk ve imkn olan bir mteri,
satn ald mal elinde tutarsa ona, o maln kusurundan dolay bir bedel
denmez, ama kiralamada bu bedel denir.
Hz. Peygamber'in
(s.a.) tarm rn alan mteriden, rnn tabi fetten zarar grmesi halinde,
zarar grd orandaki cretin drlmesine ve geri kalannn alnmasna
hkmetmesi de bu konuyu aklamaktadr. Zira rnn tamam bir seferde
olgunlamaz, bu yzden de hepsini birden toplamak det olmayp peyderpey
toplanr. Bu durum aynen kiralama hadisesindeki gibidir. Hz. Peygamber (s.a.)
musarrt (ok gzkmesi iin bir mddet st salmayan hayvan) konusunda
mteriyi, hayvan geri vermek veya bundan dolay herhangi bir tazminat
istemeden ylece kabul etmek arasnda muhayyer brakm, fete urayan rn
konusunda ise, zararnn telafi edilmesi ve bylece rn elinde tutmas
hkmn vermitir. Aradaki fark bizim zikrettiimiz husustur.
Kiralama da rnn satna daha ok
benzemektedir. Bu benzerlie itibar edildii ise, r'in, cret satcnn
eline gemeden nce fete urayan mahsuln bedelini drmesinde aa
kmtr.
Soru: Menfaatleri
etkileyen musibetlerin, cretten drlmeyecei konusunda limler ittifak
etmilerdir.
Cevap: Bu o-bbdan
deildir. Kim byle olduunu zannederse, bu onun kuruntusudur. stadmz der
ki: Bu, satn alman rnde olduu gibi fete urayan maln zararndan telfi
edilmesi babndan deildir. Bilkis bu szleme ile amalanan menfaatin telef
olmas veya elden kmas bbndandr. limler hayvan kiralayan bir kimsenin
onu teslim almadan nce lmesi halinde, cretini demesinin gerekmeyecei
misalinde olduu gibi, kiralamada da szkonusu menfaat, elde edilemeden nce
telef olursa, cret denmesinin gerekmeyeceinde ittifak etmilerdir. Bu durum,
bir ecden belli bir lde mahsul satn alnmas, fakat alnan miktarn teslim
alnmadan ve ecden ayrlmadan telef olmas mesabesindedir. phe yok ki, bu
durumdaki bir mal satcnn garantisindedir. Bu yzden arazi kiralayan kimse
fet sebebiyle ziraat yapmaya imkn bulamazsa kira creti demesi gerekmez. ayet
ziraat yapar, mahsul yetiir, ama sonradan tabi bir fet gelerek hasat imkn
bulamazsa, bu durumda limler ihtilf etmilerdir. Bir grup (yukarda zikri
geen) rn ve menfaat meselesi gibi kabul etmi, baka bir grup ise bu iki
meseleyi ayr ayr ele almtr. Menfaat ve rn meselesiyle bu konuyu ayn ayr
ele alanlar derler ki: rn, zerinde szleme yaplan eydir. Ayn ekilde
menfaat de yledir. Bu konuda ise ekilen mahsul, zerinde szleme yaplan ey
deildir. Szleme yaplan ey menfaattir. O da elde edilmitir. ki konuyu
eit olarak ele alanlar ise derler ki: Kiralamadan maksat rndr. Bu maksat
hsl olmadan nce tabi bir fet gelirse szleme ile amalanan ey ele
gemeden nce telef olmu demektir. Geri kira bedelini rn iin deil, rn
elde etmesine yarayacak bir menfaat iin demise de, rn hasat edemeden
tabi bir fet meydana gelir ve mahsule zarar verirse, zerinde szleme
yaplan menfaat de bundan kurtulamaz ve bu menfaat de telef olmu saylr. Bir
arazinin menfaatinin iin banda telef olmasyla, sonunda telef olmas
arasnda bir fark yoktur. Tabi fet ekimden sonra olur ve oradan yararlanma
imknn ortadan kaldrrsa, bunun nce veya sonra olmas arasnda bir fark
olmad bilinmektedir. [571]
Hayvann srtndaki
ynn satlmasna gelince, bunu yasaklayan hadisin sahih olduu sabit olursa,
onu kabul etmek vacip olur ve ona aykr bir ey sylemeye imkn yoktur. mam
Ahmed'den bu konuda deiik rivayetler gelmitir. Bir rivayete gre bunu
menetmi, baka bir rivyete gre de hemen krklmas artyla cevaz vermitir.
Bu grn aklamas yledir: Hayvann stndeki yn, teslimi mmkn olan
malm bir maldr. Bundan dolay aataki hurma gibi sat caizdir. Koyunun
zerinde bulunan ve satlan yn e sonradan byyecek olan (ve sata dahil
olmayan) ksmn birbirine karmas ihtimali, hemen krklmasyla bertaraf
edilmi olur. Bu arada byyen ksm tesbit edilemeyecek kadar azdr. Dier
yandan hemen krklmas art koulmazsa, bu durumda da peyderpey toplanan hurma
gibi olur. Alnmas zamannda uzam olsa bile, bunun doru bir aklamas
vardr. Son noktada bu, var olan eye tbi olan, yaratlmam ma'dmun (mevcut
olmayann) sat demektir. Bir meyvenin henz yaratlmam ksmlar gibidir
ve mevcut olan ksmna tbidir. Ynn alnmas iin belli bir vakit tayin
edilirse, bu da meyveyi olgunlama zamannda toplama mesabesindedir.
Bu konuyu u husus
daha iyi aklamaktadr. Bu sat menedenler, hayvann ynn dier
organlarna kyas etmiler ve demilerdir ki: Yn hayvana bitiiktir. Bundan
dolay, dier organlar gibi tek basma sat caiz deildir. Bu ise ok fasit
bir kyastr. nk, dier organlar hayvana zarar vermeden mteriye teslim
etmek imknszdr.
Soru: Bununla memedeki
st konusu arasndaki fark nedir ki, buna cevaz verdiiniz halde ona cevaz
vermediniz?
Cevap: Memedeki stte
mterinin mal ile satcnn mal birbirine abucak karr. nk st hayvan
saldka hzla meydana gelir. Yn ise byle deildir.
Allah en iyi bilen ve
hkmedendir. [572]
[1] Buhri, 68/26 : Mslim, 1500. Ebu Hureyre'den.
[2] Buhr, 97/12.
bn
Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar: 6/11-12.
[3] Buhr, 44/6 ve daha baka yerler ; Mslim, 1457 ;
Muvatta, 2/739.
[4] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar:
6/12-13.
[5] Buhri, 64/52.
[6] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar:
6/13-18.
[7] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar:
6/18-19.
[8] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar:
6/20.
[9] Buhri, 62/17 ; Mslim, 1459. el-Mdlic: Mdlic b.
Mrre b. Abdimenf b. Kinne*ye nisbet olmaktadr. Kiflik ilmi bunlarla,
Esedoullanna ait bulunuyor ve Araplar bunu byle kabul ediyorlard. Hfiz bn
Hacer yle der: Kiflik, sahih olun kavle gre sadece onlara has deildi.
Yezid b. Hnn, feriz babnda Sad b. Mseyyeb'e ulaan sahih bir rivayette,
Hz. mer'in de klf olduunu bildirir ve olay'zikreder. Bilindii zere Hz.
mer, ne Mdliclidir, ne de EsedouHarndandr. O KureyUdir. Abdrrezzak'n
Musormefinde (13837), bn Srin'in Hz. mer'in kif olduunu itiraf ettii
rivayeti vardr.
[10] Bu lfz Ahmed'e aittir (2131). Ayncabk. Ebu Davud,
2256 ; Taylisi, 2667. Buhar'nin lfz: "Eer Allah'n kitabnn
lin hkmleri infaz edilmemi olsayd, benimle bu kadn arasnda bir macera
vard." eklindedir.
[11] Buhri, 3/50; Mslim, 313.
[12] Buhri, 60/1.
[13] Rvilerl sikadr. Ancak Sleyman b. Yesr, Hz. mer'e yetiememitir. Bununla birlikte, biraz
sonra gelecek el-Esrem rivayeti ile glenmektedir.
[14] Muvatta, 2/740. Rvileri sikadr. Ancak hadis
munka'dr.
[15] Belki de yazarn murad, hadis her iki tariki ile de yani Sleyman b. Yesr tariki ve Sad b. el-Mseyyeb tarikiyle de
son derece sahihtir, seklindedir.
[16] Bu mlhaza doru olmaktan uzaktr. nk mhadeler
gsteriyor ki, cenin hamile kadnn rahatl ve fazla besin almas, hareket
etmemesi neticesinde iman olmaktadr, isterse hamilelik boyu kocas hi
cimda bulunmasn.
Hayvanlarn gebe iken
iftlemeden uzak durmalar da bunun bir delilidir. nk Yce Allah onlarn
tabiatna sadece oalmak iin iftleme arzusunu yerletirmitir. Zira
iftleme cismi zayf drr ve kuvvetini azaltr. Oysaki hayvan insanln
hizmetine mde klnmtr, insan ise, Allah, hikmetle tasarrufta bulunmas
iin kendi
aklyla babaa
brakmtr.
[17] Uzun bir hadisin parasdr. Bk. Buhri (Fethu'1-Br) , 6/344, 348 ; Mslim, 2550 ; Ahmed, 2/436.
[18] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar:
6/20-27.
[19] Ebu Davud, 2264 ; Ahmed, 3416. Senedi zayftr.
[20] Ebu Davud, 2265, 2266. Senedi hasendir.
[21] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar:
6/27-29.
[22] Ebu Davud, 2269 ; Nes, 6/183 ; Ahmed, 4/374. Senedi
zayftr.
[23] Ebu Davud, 2269 ; Nes, 6/183 ; Ahmed, 4/374. Senedi
zayifhr
[24] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar:
6/29-32.
[25] Buhri, 53/6. Mslim'de yoktur. Tirmz, 1905 ; Ebu
Davud, 2278; Ahmed, 720, 931 ; Beyhak, 8/6. Hz. Ali'den. mam Ahmed (2040),
bn Abbas'tan da pu mnada rivayette
bulunmutur.
[26] Buhri, 53/6. Mslim'de yoktur. Tirmz, 1905 ; Ebu
Davud, 2278; Ahmed, 720, 931 ; Beyhak, 8/6. Hz. Ali'den. mam Ahmed (2040),
bn Abbas'tan da pu mnada rivayette
bulunmutur.
[27] Tirmiz, 1357 ; Ebu Davud, 2277 ; bn Mce, 2351 ;
Nesi, 6/175, 176 ; f, 2/422 ; Ahmed, 7346 ; Abdrrezzak, 12611 ; Beyhak,
8/3 . bn Hibbn (1200), Hkim ve bnu'l-Kattn, sahih kabul etmilerdir.
[28] Tahrici bir nceki hadiste geti. Tirmiz'nin sz
nceki hadisin rivyetiyle ilgilidir. nk onun tahric ettii hadis bir
ncekidir. Bu ise Ebu Davud ve Nes'nin lfzdr.
[29] Nes, 6/185. Abdulhamid, babas ve dedesi
bilinmemektedirler.
[30] Ebu Davud, 2244. Senedi hasendir.
[31] Muvatto, 2/767,768 ; Beyhak, 8/5. Rvtleri sikadr.
Ancak Kasm b. Muhammed, Hz. mer'e yetimemitir.
[32] Musannef, 12601. '
[33] Musannef, 12600.
[34] Musannef, 12598.
.
[35] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar:
6/33-37.
[36] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar:
6/37-39.
[37] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar:
6/39-52.
[38] Abdrrezzk, 10304.
,
[39] Buhari, 55/25 ; Mslim, 2309.
[40] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar:
6/52-55.
[41] Buhar, 23/93 ; Msltm, 2658 .
[42] Ebu Davud, 2244 ; Nes, 6/185 .
[43] Sevr'nin onu zayf bulmas, grnden dolay idi.
Yahya b. Sad ise onu bir defasnda zayf bulmu, bir defasnda da sika
bulmutur. Onu bn Man, Ahmed, Eb Hatim, Nes, bn Adiy, bn Sa'd, es-Sc
de sika bulmulardr. I3u durumda hadisi hasen mertebesinden daha aada
deildir. Bu yzden de el-Hfz onun hakknda Takrib'de "Sadktur, ama
vehimde bulunmutur." demitir. Hadis daha nce de getii gibi hasendir.
[44] Beyhak, 8/5. Senedinde bn Leha vardr ve o zayftr. Onun eyhi
mer b. Abdullah da zayftr.
[45] Ahmed, 5/412 , 413,
Tirmlzi, 1283 ; Drim, 2/227, 228.
Senedi hasendir. Hkim, (2/55) hadisi sahih kabul etmi ve Zeheb de one
katlmtr.
[46] Rvileri sikadr. Musannef, 12606 .
[47] Musannef, 12609 ; Beyhak, 8/4 . Ibn Ebi Hatim
.Umre el-Cermfyi zikretmi onun
hakkmda herhangi bir cerhte
bulunmamtr.
[48] Rveri sikadr. Kaynaklan daha nce gemiti. .
[49] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar:
6/55-62.
[50] Daha nce gemiti. Hadis hasendir. Hadisin mam
Ahmcd'e nisbet edilmesi, mellif tarafndan yaplm bir hatadr. nk hadisi
o rivayet etmemitir.
[51] Buhari (Fetuh'1-Bri), 5/47: Ahmed, 2/474 ; Ebu Davud,
3519 .
[52] Buhari, 49/4 ; Mslim, 1501 .
[53] Abdurrezzk,12616;bnMce, 2352.
[54] Hasen bir hadistir. Ahmed ve Ebu Davud rivayet
etmilerdir. Daha nce gemiti.
[55] Tahrim. 98/6.
[56] Buhri, 4/40 .
[57] Tahrid daha nce gemiti.
[58] Ebu Davud, 2278, 2279, 2280.
[59] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar:
6/62-85.
[60] Mslim, 1218.
[61] Buhri (Fetfu'I-Bri), 4/338, 339; Mslim, 1714.
[62] Ebu Davud, 2144.
[63] Bakara, 2/233.
[64] Mslim, 1662.
[65] Mslim, 1661.
[66] Buhri [Fethu'l-Bnj, 9/439, 440.
[67] Mide, 6/89.
[68] Taberi, Tefsir, 17/7. Senedi sahihtir.
[69] Mide, 6/89.
[70] Mide, 6/89.
[71] Mcadele, 67/4.
[72] Bakara, 2/196.
[73] Buhr (Fethu't-Bri) 4/141.143. Mslim, 1111.
[74] Haccc ve el-Hris zayftrlar. Rivayet Taberi'nin
Te/sirlndedir. (7/21) Aynca bkz. bn
Kesir, 2/89.
[75] Leys, bn Eb Sleym'dir ve zayftr.
[76] Taberi, 7/17. Senedi sahihtir. Syt,
ed-Drrl-mensur, 2/313.
[77] Muakkad: Bir nevi Hecer brdesldir. Zahrn: Usfn ile
Mekke arasnda bulunan Merru'z-Zahrn i elbiselerdir. Bahreyn taraflarnda
bulunan Zahrn'a nisbet
olduunu syleyenler de vardr.
[78] Beyhak, 10/56.
[79] Yahya b. Ishk , el-Becel'dir ve o
"leyyinu'l-hads" (hadiste gevek)tir.
[80] Kii hramda iken bir skntya maruz kalrsa,
hramdan kar ve keffret verir.
[81] Buhri {FethuVBr, 4/14 ; Mslim, 1201.
[82] Mde, 6/95.
[83] Beled, 90/12.
[84] nsan, 76 /8.
[85] Buhri (Fethu'l-Bri), 8/407.
[86] Buhri,9/110 ; Mslim, 1365 Mslimdeki lafz yle: Hz. Peygamber
evlenmiti. "Kimin yannda yiyecek bir ey varsa onu getirsin."
buyurdu. Bir sofra serdi. Kimisi kek getirdi, kimisi hurma, kimisi de
tereya getirdi. Bunlardan
"hays" yaptlar. Hz.
Peygamberin dn ziyafeti bu olmutu.
[87] Mide.,6/89.
,
[88] Bakara, 2/196.
[89] Hadis sahicileri ile birlikte sahih olmaktadr. Bk.
Ebu Davud, 3535 ; Tirmiz, 1264 ;
Drimi, 2/264 ; Drakutn, 303 ; Hkim, 2/46.
[90] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar:
6/87-99.
[91] el-Mhezzeb, e-irz'ye (.476) , el-Hv,
Ebu'l-Hasen el-Mverdye (. 450), e-mil, ibnuVSabb'a (. 477), en-Nihye,
Immu'I-Haremeyn el-Cveyn'ye, [. 478), et-Tehzb, el-Beavi'ye (. 516),
el-Beyn, Ebu'1-Hayr el-Yemen e-fiye (. 558), ez-Zehir, Ebu'l-Mel
el-Mahzm'ye (. 550) aittir.
[92] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar:
6/99-104.
[93] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar:
6/105-106.
[94] Buhr (Fethu'l-Br), 9/439, 440.
[95] snad hasendir. Hadisi tahrici iin bkz. Ahmed,
9611,7727; Drakutn, 3/295, 296.
[96] Drakutn, 3/297. Senedi hasendir.
[97] Drakutn, 3/297.
[98] Drakutn, 3/297.
[99] Mslim, 1608(134).
[100] Talk, 65/ 7.
[101] Bakara, 2/233.
[102] Talk, 65/7.
[103] Mslim, 1478.
[104] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar:
6/106-116.
[105] Mslim, 1480.
[106] Mslim, 1480 (37).
[107] Mslim, 1480 (38).
[108] Mslim, 1480(41).
[109] Ebu Davud, 2290.
[110] Mslim, 1480 (42J.
[111] Mslim, 1480 (42).
[112] Mslim, 1480 (48).
[113] Nes, 6/144. snad sahihtir.
[114] Drakutn, s.434 ; Nes, 6/144. Mellifin de ifade
ettii gibi isnad sahihtir-;
[115] Talk, 65/1-3.
[116] Talk.65/6.
[117] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar:
6/116-121.
[118] Talk, 65/1.
[119] Mslim, 1480 (46).
[120] Buhri [Fethul-Bnj, 9/421, 422 ; Mslim, 1481 (52).
[121] Buhari [Fethu-lBiil, 9/422 ; Mslim, 1481 (54).
[122] Buhari (Fethu't-Bn), 9/422.
[123] Buhar [Fethu'l-Bnl, 9/422.
[124] Musannef, 12023 ; Mslim, 1480(40).
[125] el-Leys'in katibi Abdullah b. Salih zayftr.
[126] Ebu Davud, 2294. Rvilert sikadr.
[127] Nes, 6/209.
[128] el-MuhaM, 10/297, 298. Raveri sikadr; ancak hadis
munkadir.
[129] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar:
6/122-124.
[130] Bk. Muvatta, 2/59] ; Ebu Davud, 2300 ; Tirmiz, 1204 ;
bn Mce, 2031 ; Drim, 2/168 ; Ahmed, 6/370, 420 ; Nes, 6/199 ; afi,
Risdie,(1214) ; Taylis, (1664). Sened^ salamdr. bn Hibbn (1332) ; Hkim
(2/208) ve Zeheb sahih bulmulardr.
[131] Tam olarak rivayeti iin bkz. Mslim, 2942.
[132] Buhri, 7/4 ; Mslim,367.
[133] Nisa, 4/20.
[134] Bkz. bn Kesir,
Tefsir, 1/467. Hadis hakknda
"snad iyi ve salamdr (ceyyid kav)" demitir. Halbu ki, senedinde
Mclid b. Sad vardr ve o salam deildir. mrnn sonuna doru durumu
deimitir.
[135] Zmer, 39/30.
[136] Buhri, 79/13 ; Mslim, 2153.
[137] Buhri, 96/13.
[138] Nisa, 4/11.
[139] Nisa,
4/24.
[140] Talk, 65/1.
[141] Talk, 65/2.
[142] Talk, 65/6.
[143] Talk, 65/6.
[144] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar:
6/124-133.
[145] Ebu Davud, 514O. Kleyb b. Menfaa'dan iki kii rivayet
etmitir. bn Hibbn om bulur. Dier rvileri ise zaten sikadr. Hadisin ayrca
ahidi vardr. Bk. Ebu Davud, Ahmed, 5/3, 5 ; Tirmiz, 1897.
[146] Nes, 5/61.
[147] Buhari, 78/2 ; Mslim, 2548.
[148] Tirmiz, 1897 ; Ebu Davud, 5139. Senedi hasendir. Az
nce gemiti.
[149] Buhari [Fethu'l-Br, 9/444, 445 ; Mslim, 1714. Hz.
ie'den.
[150] Ebu Davud, 3530 ; Ahmed, 2/179 ; bn Mce, 2292.
Senedi hasendtr.
[151] Ebu Davud,
3528, 3529 ; Ahmed, 6/202, 203. Senedi hasendir bn Hibbn, (1091) sahih kabul eder.
[152] Nes, 5/69, 70. Rvileri sikadr.
[153] Nisa, 4/36.
[154] sr, 17/26.
[155] Bakara, 2/ 233 .
[156] Musannef, 1218 ; Taberi, 2/500. "Akile'1 , baba tarafndan olan asabe ve
akrabalardr.
[157] Bkz. Taberi, 2/500,501 .
[158] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar:
6/133-141.
[159] Buhri, 67/20 ; Mslim, 1444.
[160] Buhari, 52/7 ;
67/20 ; Mslim, 1447. '
[161] Buhari, 67/22 ; Mslim, 1445.
[162] Mlik, Muvatta, 2/602,603 ; Tirmiz, 1149 . isnad sahihtir.
[163] Mslim, 1450 .
[164] Mslim, 1451.
[165] Mslim, 1451 (14).
[166] Mslim, 1452. Bu hadisin mnas hakknda yle
demilerdir: St hakknda indirilen ilk yette st hkmnn on defada emmek ile
sabit olaca bldirihnitir. Sonra bu yet st hkmnn be defa emmekle sbut
bulacam bildiren yetle neshedilmltir. Bilahare be defa yetinin tilaveti
de neshedilmi, fakat hkm kalmtr. Ancak son nesih o kadar gecikmi ki,
Raslullah'm (s.a.) vefatnda sahabeden
bazlar bunu duymadklar iin yeti hl Kur'an diye okurlarm. Tilvetin
ne=,hedildiini duyunca artk onu okumaz olmular.
[167] Buhari,67/21 ; Mslim, 1455.
[168] Tirmiz, 1152
isnad sahihtir.
[169] Drakutn, 4/178. Bazlar ibn Abbas'n kendi sz
(mevkuf) olarak rivayet etmilerdir. Beyhaki (7/462), mevkuf olarak yaplan
rivayeti sahih kabul etmitir.
[170] Ebu Davud, 2059, 2O60 ; Ahmed, 1/432(4114). Senedinde
Eb Ms el-Hilli ve babas bulunmaktadr. Onlarn her ikisi de mehuldrler.
Ancak Abdrrezzak (13895) ye Beyhald
(7/461) hadisi baka bir yoldan da
tahric etmilerdir.
[171] Mslim, 1453 (26, 27).
[172] Mslim, 1453 (29).
[173] Ahzb, 33/5.
[174] Ebu Davud,2061 ; Musannef, 13887 . Rvileri sikadr.
snad sahihtir.
[175] Fahl: Emilen stn kendi cimasndan olutuu koca (st
baba) olmaktadr.
[176] Bunu Buhri
(Feth,9/132), mam Ahmed b.
Hanbel -- Yahya b. Sad -- Sfyan -Habib -- Sad - ibn Abbs
tariki le rivayet etmitir.
Buhar'njn Sahihinde, mam Ahmed'den sadece burada rivayeti sz
konusudur. Bkz. Musaniief, 13965, 10770 , 10765.
[177] Furkan, 25/54.
[178] Nisa, 4/24.
[179] Buhari, 67/24 ; Musannef, 10770, 10771.
[180] Ahzb, 33/53.
[181] Nisa, 4/23.
[182] Nisa, 4/23.
[183] Nisa, 4/24.
[184] Musannef, 10834. Senedi, Ibn Hacer'in de dedii gibi
(Feth.9/136] sahihtir . Syt de ed-Drr'l-Mensr, 2/136 "da zikretmi
ve aynca tfan Eb Hatime de nisbet ederek, senedinin sahih olduunu
sylemitir.
[185] Musannef, 10835.
;
[186] Arapa'da bu ismin kk terbiye etmek, beslemek,
bytmek anlamhdadr.
[187] Buhari, 67/20.
[188] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar:
6/143-155.
[189] mam f, tahric etmitir.
[190] Sahihtir. Tahrici az nce gemiti.
[191] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar:
6/155-158.
[192] Burada adamn yakn bir kadnn zikredilmesi daha
gerekmektedir. Aksi takdirde birer kere emzirmi olmalar durumunda be defa
emmi olma art tahakkuk etmeyecektir.
[193] Mslim, 2550.
[194] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar:
6/159-161.
[195] Buhr, 52/4 ; 53/14 ; Ebu Davud, 3603, 3604 ;
Tirmiz, 1151 ; Nes, 6/190 . Msm rivayet etmemitir. Mellifin bir zhul
olmaldr.
[196] Mslim, 1450,1451.
[197] Mun, 7/537.
[198] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar:
6/161-167.
[199] Muvatta, 2/604.
[200] Muvatta, 2/177 . Haberin rarsel olduu aktr. nk
Urve, Eb Huzeyfe'ye yetimi
deildir Ancak o, Hz. ie ve Hz.Peygamber'in dier elerini, Sehle bt.
Sheyl'i grm ve onlarn byk ounluundan
rivayette bulunmutur. Ebu
Davud, (2061) mevsl olarak rivayet etmitir.
[201] Musannef, 13883.
[202] Bk. Beyhak,7/459, 461; Musannef,7/458,463.
[203] MuhaHd,10/17.
[204] Bakara, 2/133.
[205] Mslim, 2316.
[206] Ahzb, 33/5.
[207] Bakara, 2/233.
[208] Ebu Davud, 2061 ; Musannef, 13887 . Rvleri sikadr,
isnad sahihtir.
[209] Ynus, 10/36.
[210] Buhri, 73/1; Mslim, 1961.
[211] Musannef, 13888 . Rvfleri sikadr.
[212] Bu iddia kabul edilemez. Hadisin isnad muttasldr ve
Buhari ve Mslim'in artlarna uygun olarak da sahihtir. Hadis otoritelerinden
birou tarafndan sahih olduu belirtilmitir. nk Ftma bt. el-Mnzir,
mm Seleme vefat ettiinde on drt yanda bulunuyordu. Kald ki hadisin
ahidi de bulunmaktadr . Bk. bn Mce, 1946. Senedi sahihtir .
[213] Buhri, 3/18.
[214] snad salamdr.
[215] Drakutn, 4/172 . Rvleri sikadr.
[216] Muvatta, 2/603 . snad sahihtir.
[217] snad sahihtir. Bk. Musannef, 13903.
[218] Drakutn, 4/173.
[219] Ebu Davud, 2059, 2060 ; Ahmed, 1/432 (4114).
[220] Musannef, 13895
; Beyhak,7/461 . Rvleri sikadr.
Ayrca bk. Muvatta, 2/607.
Senedinde inkta vardr.
[221] Musannef, 13898 . Cveybir, gerekten zayftr.
[222] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar:
6/167-182.
[223] Talk, 65/4 .
[224] Ftr, 35/ 15 .
[225] Muvatta, 2/590 ; Buhari, 65/2 .
[226] Bakara, 2/ 228 .
[227] Talk, 65/4 .
[228] Bakara, 2/234 .
[229] Talak, 65/4 .
[230] Talk, 65/4 .
[231] Bakara, 2/234 .
[232] Bakara, 2/234 .
[233] Talk, 65/4.
[234] Hz. Ali'nin szn, bn Htir; bn Abbsn szn de Buhri [Feth), 8/50 ;
1485 rivayet etmilerdir.
[235] Talk,65/4.
[236] Muvatta, 2/589 ; Nesi, 6/191, 192. isnad sahihtir.
[237] afi, 2/402 ; Buhri {Feth), 9/414 ; Mslim, 1484.
[238] Talk, 65/4.
[239] Bakara, 2/234.
[240] Talk, 65/4.
[241] Buhri (Feth).B/145 .
[242] Talk, 65/4.
[243] Bakara. 2/234 .
[244] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar:
6/183-188.
[245] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar:
6/189.
[246] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar:
6/189-190.
[247] Musannef, 10987.
Darkutn , Zeyd b. Ref' i zayf bulmutur. Nes se onun salam
olmadm syler.
[248] Musannef, 11000 . mer b. Rid zayftr.
[249] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar:
6/190-192.
[250] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar:
6/192.
[251] Bakara, 2/ 228 .
[252] " Muteut'" mnsnn husul ve doruluu
hrici ya da zihn stn fertlerine eit olarak taalluk eden kllidir. Mesela
insan ve gne kelimeleri gibi. nsan kelimesinin hriteki, gne kelimesinin
de zihindeki btn
fertlerine tlak eit
derecede sahih olmaktadr.
[253] Sahih bir hadistir. Bk. Ahmed, 1/84, 118, 119, 152,
331, 4/368, "372, 5/347 ; 4/419 ; bn Mce, 1!6, 121; Tirmizi, 3714 .
[254] Ebu Davud, 297 ; Trmiz, 126 ; tbn Mce, 625 . Hadis
sahihtir.
[255] Bakara, 2/228 .
[256] Talk, 65/4.
[257] Ebu Davud, 2189; bnMce, 2080; Tirmiz, 1182.
[258] bn Mce, 2079. Senedi zayftr. Ancak bn mer'in
kavli oimak zere sahihtir. Bk.
Muvatta, 2/574 .
[259] bn Mce, 2088 . snad sahihtir.
[260] Ahmed, 2542, 3405 .
[261] 6/186.
[262] Ebu Davud, 2229 ; Tirmiz, 1185 . Ravilcri sikadr.
[263] Tirmiz, 1185. snad sahihtir.
[264] Hadis sahihtir. Bk. Ahmed, 3/62,87; Ebu Davud, 2157 ;
Hkim,2/195. ahidleri iin Bk. Ahmed,4/108 ,128; Ebu Davud, 2158 ; Tirmiz,!
131; 1564.
[265] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar:
6/192-201.
[266] "Mni' ortadan kalktnda, memnu geri
dner."
[267] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar:
6/202.
[268] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar:
6/202.
[269] Talk, 65/ L
[270] yetlerin anlamlan: "Kyamet gnnde doru
teraziler kurarz " (Enbiy, 21/47) ; "Gnein batya ynelmesi
annda ... namaz kl." (Isr, 17/78)
[271] Buhri (Feth), 8/500, 9/301, 306 ; Mslim, 1471.
[272] Bakara, 2/ 228.
[273] Talk. 65/1.
[274] Talk,65/1 .
[275] f, mm;. 5/209 ; afi, Risale, 568 ; Mslim,
1471 (14)
[276] f, mm, 5/209 ; Ahmed, 2/405 ; Muvatta, 2/576,577.
snad sahihtir.
[277] f, mm, 5/209 ; Ahmed, 2/405 ; Muvatta, 2/,577 .
snad sahihr.
[278] afi, mm, 5/209 ; Ahmed, 2/405 .
[279] f, mm, 5/209 ; Ahmed, 2/405 ; Muvatta, 2/,577 .
snad sahihtir.
[280] afi, mm, 5/209 ; Ahmed, 2/405 . snad sahihtir.
[281] afi, mm, 5/210 ; Muvatta, 2/ 576 . snad sahihr.
[282] afii, mm, 5/209 ve devam.
[283] Beyt iin baknz, Dtunu'l-A',9l ; Taberi,
2/444,445 .
[284] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar:
6/202-206.
[285] Beyt Lceym b. SaVa ya da Deysem b. Tnk'a aittir. Bk.
Ferr, Menfl-Kur'an, 1/215; el-Kmil, 2/414.
[286] Bakara, 2/197.
[287] Bk. Mslim, 1218.
[288] Muvatta,l/62 ; afi, 1/38 ; Efau Davud,274 ; Nes,
1/182,183 : bnMce,623 . snad sahihtir.
[289] Bakara,2/228 .
[290] Talk, 65/4. .
[291] Ebu Davud, 2189 ; bn Mce, 2080 ; Tirmiz, 1182 .
[292] Drakutn, 444 .
[293] Drakutn, 441.
[294] afi, 2/404 ; Muvatta, 2/578 .
[295] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar:
6/206-215.
[296] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar:
6/215.
[297] Talk, 65/1 .
[298] Talk, 65/1 .
[299] Enbiy, 21/47 ve l-i mrn, 3/25.
[300] Enbiy, 21/47 .
.
[301] sr, 17/78. .
[302] Kiyme, 56/18.
[303] Kiyme, 56/18.
[304] Bu genelleme doru deildir. ou kere, kadnn
zellikle de Hz. Aie gibi fakih ve muhaddis olmas durumunda, doru kadn
tarafnda olabilmektedir. Zerke'nin, "Mstedrektu ie
Ale's-Sahbe" adl kitabn mtalaa edenler bu szmzn doru olduunu
greceklerdir.
[305] Hz.mer'i kasdetmektedir. Bk. Ahmed, 2/53, 95 ;
Tirmiz, 3683 ; tbn Hibbn, 2175. snad sahih olan bu hadisin ahidleri iin
yine Bk. Ahmed, 2/401, 5/145, 165 , 177 ; Ebu Davud, 2962 ; tbn Mce. 108 .
[306] Muvfakt- mer'le ilgili olmak zere Bk. Buhri
{Feth'l-Bn), 8/ 128 ; Mslim, 2399. Konuyla ilgili Syt'nin manzum
"Katfu's-semer fi muvafakati mer" adl bir eseri bulunmaktadr ve
"el-Hv" adl eserinin birinci ciidi ierisine onu dercetmitir.
(1/377).
[307] Buhri [Fethu'l-Bn), 1/164 ; Mslim, 2361. bn mer
anlatr: R^siullah' (s.a.) yle derken iittim: Uyurken bana bir bardak st
getirildi. Ben onu itim ve hatta kankln trnaklanma cereyan ettiini
gryordum. Sonra benden artakalan ksm
merb. el-Hattb'a verdim." Ashb:
"Bunu neyle
yordunuz? Ya Raslallah!" diye sordular, "tlimle!..." buyurdu.
[308] Buhri (Feth'I-Br),7/40, 41; Mslim,2398 .Merf olarak rivayet edilen bu Hz.ie
hadisinde: "Sizden nceki mmetlerde ilh teyide (ilhama)
maihar olmu kimseler olurdu. Eer mmetim ierisinde de onlardan
varsa, phesiz mer b. el-Hattab onlardandr." buyrulmutur.
[309] Tekvr, 81/17.
[310] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar:
6/215-226.
[311] Srasyla; Tevbc, 9/36 ; Kchf, 18/25 ; Bakara, 2/196 ;
Hkka,69/7.
[312] Nls, 4/ 11.
[313] Nr, 24/6.
[314] Bakara, 2/197 .
[315] Klelik hrlerle ilgili ahkm yanya indirmektedir.
[316] Ebu Davud, 280 ; Nes, 1/183,184. Senedinde Mnzir b.
el-Muire vardr. Bu zat Sadece Ibn Hibban tarafndan sika bulunmutur. Eb
Hatim onun mehul olduunu syler. Dolaysyla isnd, mellifin dediinin
aksine zayf olmaktadr.
[317] Hakim, 1/175 ; Ahmed, 6/464 .
[318] Bk. Beyhak,
Snen, 1/332 . Hafz bn Hacer, et-Tafcrib'de "Zayftr."
demitifl
[319] Ahmed, 6/129, 420, 464.
[320] Ebu Davud, 297 .
[321] Ebu Davud, 280; Nesi, 1/183,184.
[322] Ebu Davud, 281.
[323] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar:
6/226-235.
[324] Bakara, 2/228.
[325] Bakara, 2/234.
[326] Talk, 65/4.
[327] Abdrrezzak, 12875. (snad sahihtir). :
[328] Abdrrezzak, 12872 ; Beyhak, 7/425. (snad
sahihtir).
[329] Abdrrezzak,
12879 (Rvileri sikadr, ancak
munkat'dr. brahim, bn Mes'd'dan iitmemitir).
[330] Bakara, 2/228-229.
,
[331] Bakara, 2/230.
[332] Bakara, 2/234.
[333] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar:
6/235-240.
[334] Talk, 65/4.
[335] Metinde bu ekildedir ve yanltr. nk Ebu
Hanife'ye gre en uzun hamilelik sresi ki yldr. Bk. Hidye, 2/36.
[336] Nur, 24/60.
[337] ra, 42/28.
[338] Yusuf, 12/110.
[339] Hd, 11/36.
[340] Yusuf, 12/18.
[341] Ahmed, 3/469 ; ibn Mce, 4165. Senedde geen Sellm b.
urahbil'i bn Hibbn'dan bakas sika saymamtr. Dier rveri sikadr.
[342] Talk, 65/4.
[343] bn Kesir, 4/308. Senedi mrseldir. Bk. Cmiul-Beyn,
28/141.
[344] Talk, 65/4.
[345] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar:
6/240-247.
[346] Ahmed, 6/29 ; Ebu Davud, 5149 (Senedinde en-Nahhs b.
Kasmlardr, zayftr),
[347] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar:
6/247-249.
[348] Azhb, 33/49.
[349] Bakam 2/228.
[350] Bakara, 2/232.
[351] Bakara, 2/231.
[352] Bakam 2/222.
[353] Enam, 6/128.
[354] Bakara 2/234.
[355] Bakara 2/229.
[356] Ahzb, 33/49.
[357] Ebu Davud, 2232, Drakutn, 414 ; Ahmed, 1/361.
Rveri sikadr. Ebu Davud, 2232, Drakutn, 414 ; Ahmed, 1/361. Rveri
sikadr.
[358] bn Mce, 2077. snad sahihtir. Bsr, Zeuid'inde
onu sahih grmtr.
[359] Sahihtir. Daha
nce geti.
[360] Muhammed b.Abdullah b. Hasan el-Basri b. el-Lebbn
el-Farazi e?-fl (v. 402/1011). Biyografisi u kaynaklarda yer alr : Siyeru
A'imi'n-Nbel, 11/93 ; Trhu Badd, 5/472 ; ezertu'z-Zeheb, 3/164.
[361] Daha nce senedinin sahih olduu belirtilmiti.
[362] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar:
6/249-260.
[363] Senedi hasendir. MuctebdTda6/186'dayer alr.
[364] Nesa, 6/186, 187; bn Mce 2058. snad kuvvetlidir.
[365] Ebu Davud, 2229 ; Tirmizi, 1185 ; Beyhak, 7/450. Tirmz'nin dedii gibi, senedi sahihtir.
Abdrrezza (11858), Ma'mer Amr b. Mslim krime senediyle mrsel olarak
rivayet eder.
[366] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar:
6/260-261.
[367] Mlik, 2/591 ; Ebu Davud, 2300 ; Tirmiz, 1204 ; bn
Mce, 2031 ; Drim, 2/168 ; Ahmed, 6/370, 420 ; Nesi, 6/199 ; afi,
er-Risle, 1214 ; Ebu Davud ct-Taylis,
Msned, No: 1664. Senedi gldr. bn
Hibbn {1332) ve Hkim (2/208) hadisi sahih
saymlar, Zeheb de buna muvafakat etmitir. Hkim, hadisin sahih
olduu szn Muhammed b. Yahya
ez-Zhel'den nakietmitir.
[368] Ahmed, 3/86. Hafz bn Hacerin et-Tehzb'de dedii
zere senedi ceyyiddir.
[369] Abdrrezzak, 12054. Senedi sahihtir.
[370] Abdrrezzak, 12051. Senedi sahihtir.
[371] Bakara, 2/234.
[372] Abdrrezzak, 12059. Senedi sahihtir.
[373] Abdrrezzak, 12056 ; Beyhak, 7/436. Senedi sahihtir.
[374] Abdrrezzak, 12060. Rvileri sikadr.
[375] Abdrrezzak,
12050; Bcyhak, 7/435.
[376] Rvileri sikadr. bn Hazra, el-Muhallada (10/285)
Kad smail b. shak Ali b. el-Mcdin bn Uyeyne senediyle kaydetmitir.
[377] Rvileri sikadr.
[378] Rvileri sikadr. Hunsra, Kmnesrin hizasnda l tarafnda Halep kasabalarndan kk bir
beldedir.
[379] Rvileri sikadr.
[380] Rvileri sikkadr.
[381] Bakara, 2/240.
[382] Bakara, 2/240.
[383] Ebu Davud, 2301 ; Nes, 6/200 ; Buhri, 68/50.
[384] Rvileri sikadr.
[385] Abdrrezzak, 14071. Rvileri sikadr.
[386] Abdrrezzak, 12067.
Mseykc'nin hali bilinmemektedir. Olundan baka
bilinmiyor. Hadisin dier rvileri kaydetmitir.
[387] Abdrrezzak, 12064; Sad b. Mansr, Snen, No:1367.
Senedi sahihtir.
[388] Kavileri
skadr.
[389] Abdrrezzak, 12068 ; Said b. Mansr, 1337 ; Beyhaki,
Snen, 7/436 . Senedi sahihtir.
[390] Abdrrezzak, 12070. Senedinde mehul bir rvi vardr.
[391] Kavileri sikadr.
[392] Abdrrezzak, 12079.
[393] Abdrrezzak, 12080.
[394] Abdrrezzak, 12077. Kavileri sikadr; ancak mellifin
de dedii gibt hadis mrseldir.
[395] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar:
6/261-272.
[396] Deve tezei atmakla ne kasdedildiinde ihtilf
edilmi, kimileri byle yapmakla kadm, iddeti deve tezei gibi attm, demek istiyor
demiler; kimileri, kadm, bekleyiinin ve bu bekleme srasnda basma gelen
belann att o deve tezei mesabesinde olduunu sylemek ister ve bylece bu
ii deersiz grdn ve kocasnn hakkna sayg gsterdiini ifade eder
demiler ve kimileri de byle bir eye bir daha dnmeme^ in uur getirsin
diye tezek attn sylemilerdir. Bk. evkni, Neylul-Evtr, 6/330.,
[397] Mlik, Muvatta, 2/596, 598 ; Buhri, 68/46 : Mslim,
1486, 1487, 1488, 1489. 274
[398] Buhri, 68/47, 76/18; Mslim, 1488.
[399] Buhri, 68/48, 49, 6/12 ; Mslim, 938 (2/1127).
[400] Ebu Davud, 2304 ; Nes, 6/203, 204. Senedi sahihtir.
[401] Ebu Davud, 2305 ; Nes, 6/204. Senidendeki Mure b.
Dahhk' ibn Hibbn'dan bakas sika saymamtr. mm Hakm ile onun annesinin
hali bilinmemektedir. Abdulhak el-tbil el-Ahkm adl eserinde Ebu Davud'dan
aktarm ve: "Bu haddisin maruf bir senedi yoktur." demitir.
[402] Hadisin rveri
sikadr. Ancak mrseldir.
nk Abdullah b. eddd
Allah Rasl'nden (s.a.) hibir ey iitmemitir.
[403] Haccc b. Ertt, ok hata ve tedls yapan biri
olarak tannr ve burada da mu'an'an
rivayette bulunmutur.
[404] Buhri, 72/12 ; Mslim, 2075.
[405] Mslim, 2597.
[406] Mslim, 2537.
[407] Mlik, 2/599. Senedi sahihtir.
[408] afi, el-Omm, 5/232.
[409] Ayn yer; kk deiikliklerle.
[410] Tehzibu'l-keml, 57, 58.
[411] Abdrrezzak, 12115; Beyhaki, 7/440.
[412] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar:
6/272-288.
[413] Nisa, 4/24.
[414] Mslim, 1456.
[415] Mslim, 1441. Nevev diyor ki: "Hell olmad
halde onu nasl miras yapabilir? Hell olmad halde onu kendisine nasl
hizmeti yapabilir?" sznn anlam udur: Kadnn doumu bazen alt ay
gecikebilir. Bu durumda ocuun, esir
alan bu kimsenin olmas da, ondan
nceki kimseden olmas da muhtemel olur. Esir alan kimseden olmas durumunda,
ocuk onun olur ve birbirlerine miras olurlar. Ondan bakasndan olmas
durumunda ise, aralarnda
akrabalk bulunmad iin birbirlerine miras olamazlar, hatta cariyenin
sahibi olan ahh o ocuu kendisine hizmet ettirebilir. nk klesidir. u
halde hadisin anlam yle oluyor:
htiml ki, cariyeyi alan kimse ocuk kendisinden olmad iin onu
rrj-iras klmas hell olmad halde, onu kendisine oul edinip miras
klmaktadr. Oysa, ocuun dier miraslarla birlikte miras olmas ve
onlarn haklarn daraltmas hell olmaz. Yine ihtimal ki, ocuk kendisinden
olduu iin kle olarak kullanmas hell olmad halde onu mlk ediniyor, kle
gibi kullamyordur. Tabi bu ihtimaller,: cariye gerek imdiki efendisinden,
gerekse ncekinden olmas
muhtemel bir mddet
iinde ocuk dourduunda sz
konusu olur. Byle bir durumda, bu sakncadan korkarak kiinin o cariye ile
cins ilikiye girmekten kanmas farzdr. Bk. erhu Mslim, 10/15.
[416] Tirmiz, 1564 ; Ahmed, 4/127. Senedi, ahitlerle
birlikte dnldnde hasendir.
[417] Ahmed, 3/62, 87; Ebu Davud, 2157 ; Drimi, 2/171.
Senedi hasendir. Hkim (2/195) sahih olduunu sylemitir.
[418] Tirmiz, 1131 ; Ebu Davud, 2158 ; Ahmed, 4/108. Senedi
sahihtir.
[419] Buhri, 34/111 ; tbn Eb eybe, Abdullah Nfi' Ibn
mer senediyle mevsl olarak rivayet etmitir. "Bakirenin istibrs
beklenilmez." cmlesini
Abdrrezzak (12906), Eyyub Nafl' Ibn mer senediyle mevsl olarak rivayet
etmitir.
[420] Abdrrezzak, 12903.
[421] Abdrrezzak, 12904.
[422] Kif: Kyafet masdanndan tretilmi isimdir. Kyafetin
anlam udur: Bir kadn, bir ocuk dnyaya getirip de bir ka erkein o ocuun kendisinden olduunu
iddia etmesi durumunda, uzuvlardaki ortak zellikler ve benzerliklere, huy
bakmndan birbirine yakn hususiyetlere vs. hallere bakarak ocuun kendisine
en yakn zellikler gsteren adamn olduuna hkmetme bilgi ve tecrbesine
denir. Bu ite bilgi ve tecrbesi olan adama da "kif' denir. Geni bilgi
iin bk. Dr. Enver Mahmud Debr, Isbtu'n-neseb bi tarki'1-kyfe
fi'1-fkh'1-slm, Kahire 1985.. Not: Bu eserin c.3, s. 183-184 de
"ebe" diye tercme ettiimiz kelime, "kiT olacaktr,
dzeltiriz.
[423] Abdrrezzak, 12884, 12896.
[424] Yukanda geti.
[425] Senettaki Ali B. Zeyd b. Ced'n zayftr, Eyyub b.
Abdullah el-Lahrn mehuldr.
[426] Buhr, 64/61 ; Ahmed, 5/259.
[427] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar:
6/288-294.
[428] Bakara, 2/234.
[429] Bakam, 2/228.
[430] Ebu Davud, 2308. Senedi zayftr. Senette geen Matar
el-Verrk, ok hata yap olduu iin zayf rvidir.
[431] Bir ok kimse onu zayf saym ve zayflnn
sebebinin de cok hata yapan biri olduundan kaynaklandn belirtmilerdir.
Mslim'in onun rivayeti delil olarak almas da, bu ilimle uraan herkesin
malumu olduu zere,- Mslim'in onu sika bulduu anlamna gelmez.
'
[432] Muvatta, 2/593 ; Abdrrezzak, 12870. Senidi sahihtir.
[433] Nisa, 4/12.
[434] balar balamaz istibrs tamam olur diyor. Onlar
burada, yette geen "kuru"' kelimesi
Bakara, 2/234
[435] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar:
6/294-298.
[436] Hadis sahihtir. Ahmed [4/108, 109) ve bakalar
rivayet etmitir. Yukarda geti. ,
[437] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar:
6/298-301.
[438] Sahihtir. Yukanda geti.
[439] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar:
6/301-304.
[440] Sneni Beyhak 7/423.
[441] Divnu'l-Hzeliyyn, 2/93.
[442] Yukanda geti.
[443] Yukanda geti.
[444] Sahihtir. Yukanda geti.
[445] Ebu Davud, 286, 304 ; Nes, 1/185. Senedi hasendir.
bn Hibbn (1338) ve Hkim (1/174) sahih saymlar, Zeheb de buna muvafakat
etmitir. bn Hazm da sahih olduunu sylemitir.
[446] Buhr,6/6.
[447] Buhri, 6/24.
[448] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar:
6/304-311.
[449] Zayfr. Yukarda geti.
[450] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar:
6/311-313.
[451] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar:
6/313-314.
[452] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar:
6/314-316.
[453] Buhr, 34/112; Mslim, 1581.
[454] Buhr, 34/101 , Mslim, 1582.
[455] Beyhak, Snen, 6/13 ; Ebu Davud, 3488. MelHfln de
dedii gibi isnad sahihtir.
[456] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar:
6/319-320.
[457] Mslim, 2003 ; Ebu Davud, 3679 ; Tirmiz, 1862 ; Nes, 8/297 ; bn Mce, 3390 ; Ahmed, 2/16, 29, 31, 105, 134, 137.
Hadis ibn mer'den rivayet edilmitir.
[458] Buhr, 74/2. bn mer'den gelen rivayete gre Hz.
Peygamber (s.a.) minberde ayaa
kalkm ve yle demitir: "arabn
haram klndn bildiren (yet) indi.
arap be eyden yappyor: zm, hurma, bal, buday, arpa. arap akl
ve uuru rten ikidir."
[459] afi tahric etmitir: 2/177, 178 ; Mslim, 1587 ; Ebu
Davud, 3349 ; Tirmiz, 1240 ;Nes, 7/274, 275. Hadis Ubde b. Smit'ten
rivayet edilmitir.
[460] Hadis sahihtir. Ahmed, 5/342 ; Ebu Davud, 3688 ; ibn
Mce, 4020 ; ibn Hibbn, 1384. Hadis Ebu
Mlik el-E'ari yoluyla rivayet edilmitir. Senedinde ibn Hibbn'dan bakasnn sika kabul
etmedii Mlik b. Ebu Meryem el-Hakem bulunmaktadr. Bunun dndaki rvileri
sikadr. Ahmed b. Hanbel'in Msned'inde (5/318) ve bn Mce'nin Snen'inde
(3385) ibn Muhaynz, Sabit b. es-Semt ve Ubde b. es-Smit yoluyla gelen bir
hld bulunmaktadr. Msned'in lfz yledir: "mmetimden bir grup,
arab baka isimlerle adlandrmalar sebebiyle hell greceklerdir." ibn
Hacer'in Ferhu'I-Brfde ifade ettii
gibi senedi ceyyiddir (10/44). Fakat Nes (8/312) ve Ahmed b. Hanbel (4/237)
yine bn Muhayriz'den baka bir vecihten ayn hadisi tahric etmilerdir. Orada
"Sahbi olan birinden" ifadesi bulunmaktadr ve senedi sahihtir, ibn
Mce "de (3384) ve Ebu Nuaym'm el-HiIye'sinde (6/97)
ayn hadisin Ebu
mme hadisinden bir
ahidi daha bulunmaktadr.
hidlerdeki senedi hasendir. nc hid de Jbn Abbas yoluyla gelmekte ve
Tabernnin el-Kebir'inde (3/114/2) yer almaktadr ve hasendir.
[461] Mellif bu konuda herhangi bir ey zikretmemitir ve
kitabn orjinal nshalarnda byle bir ilveye rastlanmamtr. Byk bir
ihtimalle bu konuda daha ok bilgi vermeye riyet etmi ise de, daha sonra baz
engeller sebebiyle buna imkn bulamayp yazd kadaryla yetinmitir.
[462] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar:
6/320-322.
[463] Ahmed, 2/232, 265, 490 ; Ebu Davud, 3842. snad
sahihtir.
[464] Buhri, 72/30.
[465] Buhr, 60/19 ; Mslim, 2981. bn mer'den
nakledildiine gre topluluk Raslullah (s.a.) ile birlikte el-Hcr'a yani
Semd kavminin toprana inmiler, orann kuyularndan su ekmiler ve o su ile
hamur yourmulardr. Raslullah (s,a.) ektikleri suyu dkmelerini, hamuru da
develere yedirmelerini ve onlara dii devenin gittii kuyudan su ekmelerini
emretmitir. .
[466] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar:
6/322-325.
[467] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar:
6/325-326.
[468] Buhr, 25/62 ; Mslim, 362.
[469] Nahl, 16/80.
[470] Ebu Davud, 2858 ; Ahmed, 5/218 ; Tirmiz, 1480 ;
Drlm, 2/93. Ebu Vkd el-Leys yoluyla rivayet edilmitir ve senedi
sahihtir. Hkim de
(4/124) bu hadisin sahih olduunu sylemitir, tbn Mce'de (3216) ve
Hkim'de bn mer yoluyla gelen baka bir hadisten hid bulunmaktadr. Yine
Ibn Mce'de (3217), Temim hadisinden ikinci bir hid bulunmakta ise de, bu
hadisin senedi zayftr, nc bir hid de Hkim'de yer almakta ve Ebu Sad
yoluyla gelmektedir.
[471] Bu hads: Tlrnaklan, kan ve kl gmnz, nk onlar
mevtedir." eklindedir.
[472] Ahmed, 1/247, 293 ; Ebu Davud, 3488. Senedi
kuvvetlidir.
[473] Yasin, 36/78.
[474] Syt bu hadisi
ed-Drr'l-Mensr'da (5/269) zikretmi ve Ibn Mrde^eyh'e nisbet
etmitir. Bk. Ccuntul-Beyn, 23/30 ; bn Kesir, 3/581 ; Mstedrefc, 2/429.
[475] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar:
6/326-332.
[476] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar:
6/332-333.
[477] Enam, 6/145.
[478] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar:
6/333-334.
[479] Rveri sikadr. Emval s. 62.
[480] Emval s. 62.
[481] LeyszayftfrveHz. mer'i grmemitir. Emval, s. 63.
[482] Abdullah b. LehTa zayftr. Emval, s. 63, 64.
[483] Rveri sikadr. Emval s. 64.
[484] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar:
6/334-337.
[485] Buhr, 34/113 ; Mslim, 1567.
[486] Mslim, 1569.
[487] Ebu Davud, 3479 ; Tirmiz, 1279. Tirmiz bu hadisin
isnadnda ztrb olduunu sylemitir. Ayn hadis A'me, baz arkadalar ve
Cbir yoluyla rivayet edilmi, A'me'in bu hadisi rivayeti hususunda tereddt
etmitir. Ancak, Mslim'in rivayet ettii hadis de ayn mnadadr.
[488] Mslim, 1567. Fakihlerin ounluuna gre hacamatnn
kazanc helaldir. Bu konuda gelen yasak tenzih ve baya kazanlardan kanma
anlamndadr. (Bk. Fethu'l-Br, 4/377).
bn
Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar: 6/339.
[489] Tirmiz, 1281. Senedinde Ebul-Mhezzim vardr. Ad
Yezd b. Sfyan'dr ve metruktr.Cbir yoluyla Hz. Peygamberden (s.a.) benzeri
bir rivayet daha gelmise de onun da isnad sahih deildir.
[490] Nes, 7/309. Rvileri sikadr. Ancak isnadnda Ebu'z-Zbeyr'in
tedlsi szkonusudur.Nes sahih olmadn, mnker olduunu sylemitir.
[491] Yahya b. Eyyb zerinde ihtilf edilmitir. Msenn
zayftr. Hadis Muhall'da{910,11) yer almaktadr.
[492] Bu hadiste cehalet ve inkta' vardr.
[493] e-imr, Ibn Nmeyr'dir ve zayftfr. Hseyin b.
Dumeyra'y Mlik yalanlamTJ Ebu
Hatim onun hadisinin metruk, kendisinin de
ok yalanc olduunu, Ahmed hibir kymetinin bulunmadn, bn Mn sika ve
gvenilir olmadn, Buhr ise hadisinin mnker, kendisinin zayf olduunu
sylemilerdir.
[494] Rvileri sikadr.
[495] Rvileri sikadr.
Msned, 1/235. snad sahihtir.
Muhalla, 9/10. bn Eb eybe'ye nisbet edilmitir.
[496] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar:
6/339-344.
[497] Mlik, 1/23 ; Ahmed, 5/303 ; Ebu Davud, 75 ; Tirmiz,
92 ; Nes, 1/55 ; tbn Mce, 367. Hadisi Ebu Katde'den rivayet etmilerdir,
isnad sahihtir. Tirmiz, bn Hzeyme, Ibn Hibbn (121), Hkim (1/159, 160)
sahih olduunu sylemilerdir, Beyhak de ayn gr, Buhri, Drakutni ve
Ukaylfden nakletmltir.
[498] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar:
6/344-345.
[499] Cbir hadisinden ittifakla rivayet edimi ve daha nce
gemitir.
[500] Buhri, 34/106. Ebu Hureyre'den rivayet
edildiine gre Hz. Peygamber (s.a.)
yle buyurmutur: "Allah Tel buyurur ki: snf insan vardr ki,
kyamet gnnde ben onlann hasmym. Biri benim adma yemin edip sonra yeminini
bozar. kincisi hr bir insan satp parasn yer. ncs bir iiyi cretle
tutar, onu altrp iini yapnr da cretini demez." Bu hadisin
senedinde Yahya b. Selim et-Tif vardr. bn Hacer onun iin et-Takrib'de
doru ama hafzas zayftr, demitir.
[501] Nr, 24/33.
[502] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar:
6/345-352.
[503] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar:
6/352-355.
[504] Dvnu Alkame, s. 37. Lisnu'1-Arab ( >) maddesi.
Bu beytin Dabi" el-Brcmi'ye alt olduu rivayet edilmektedir.
[505] Ahmed, 2/429 . Ebu Hureyre hadisinden, isnad sahihtir. Hkim (1/58) de sahih
olduunu sylemitir.
[506] Nr, 24/4O.
[507] Buhri, 78/117 ; Mslim, 2228. Aie (r.a.) hadisinden.
[508] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar:
6/355-358.
[509] erhu's-Snne (8/18)'de geldii gibi mam Mlik, Ebu
Mus'ab'dan rivayet etmitir. Ebu Davud, 3422 ;
Tirmiz, 1277 ; bn Mce, 2166 ; Ahmed, 5/436 . bn ihab ez-Zhr tbn
Mahsa (Ben Hrise'den) ve babas yoluyla gelen hadisten, tsnd sahihtir. bn
Hacer Fethu'l-Bdrfde (4/377),
rvlerinin sika olduunu sylemitir. Ayn konuda Ahmed, 3/307, 381, Cbir b. Abdillah'tan
bir rivayette bulunmutur ve isnad sahihtir Ayn kaynakta Raf b. Hadc'den de
bir rivayet vardr, 4/141.
[510] Malik, elMuvatta, 2/974 ; Buhr, 34/39 ; Mslim,
1577. Eb Taybe Raslullah'tan (s.a.) kan ald. Rasulullah(s.a.) da ona, bir
lek hurma verilmesini emretti. Sahiplerine de onun haracnn bir ksmn
indirmelerini emretti.
[511] Mslim, 1571.
[512] Mslim, 270 ; Eb Dvd, 74.
[513] Ahmed, 3/4, 16. Eb Sad el-Hudr hadisinden. Senedi
sahihtir.
[514] Buhri, 37/21.
[515] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar:
6/359-361.
[516] Buhr, 37/21.
[517] Mslim, 1565, 35.
[518] Mellifi Camluddin Abdullah b. Muhammed Abdullah b.
Necm b. s b. Nlzr el-Czm es-Sa'd el-Msr'dir. Yaad asrda Mliki
mezhebinin eyhi olarak kabul edilmi, fazilet ve marifet sahibi bir kimse
olarak tannmtr. mrnn sonlarna
doru hacca gitmi ve fetva verme iini brakmtr. Dimyat'ta H. 616 senesinde vefat etmitir. Bu eserini Gazzl'nin el-Vecz adl
eserinin tertibine uygun
olarak hazrlamtr, tbn
Hallikn der ki: Eser, onun ilim ve
fazilette ulat noktay gstermektedir. Msr'daki Mlikler gzellii ve
faydas dolaysyla bu eseri elkitab yapmlardr. (Bk. Vefeytu'l-A'yn, 3/61
; el-Bidye, 13/86 ; ezertu'z-Zeheb, 5/69)
[519] Bu sz bn Mes'd'a ait olup, Msned'de rivayet edilmitir. (1/379). Merf
olarak rivayeti sahih deildir.
[520] Mslim, 988. Cbr {r.a.] hadisinden.
[521] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar:
6/361-364.
[522] Mslim, 1565.
[523] Mslim, 1565, 35.
[524] Buhr, 42/2 ; Mslim, 1566.
[525] Ahmed, 2/179, 183, 221. Senedi hasendir.
[526] tbn Mce2473. snad sahihtir. Busri de ez-Zevid'de
sahih olduunu sylemitir (vr.173).
[527] ibn Mce, 2472. Senedinde Abdullah b. Har vardr ki
metruktr. Ancak bir nceki hadis ve Tabern'nin hasen bir senetle rivayet
ettii hadis bu babta yeterlidir. Tabern'nin hadisi et-Telhs'de (3/65) bn
mer'den rivayet edilmitir ve yledir: "Mslmanlar eyde ortakr:
Su, ot ve ate." Ebu Davud, 3477. Ebu Hid Hbbn b. Zeyd e-er'ab ve
bir sahb yoluyla yapt rivayette yle demektedir: "Raslullah (s.a.)
ile beraber kere savaa katldm. Onu yle sylerken duyuyordum:
"Mslmanlar eyde ortaktrlar: Ot, su ve ate." Rvileri sikadr.
[528] li mrn, 3/77.
[529] Buhri, 42/6.
[530] Ebu Davud, 1669. Ravilerinden bazlar mehuldr.
Emval, s. 374.
[531] Emval s. 375.
[532] Buhr, 24/51. Zbeyr b. Avvm hadisinden.
[533] Buhr, 42/12 ; Mslim, 1979. '
[534] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar:
6/365-367.
[535] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar:
6/367-368.
[536] Ebu Ubeyd, Emval, s. 379, 380. el-Vehat Tif in
kylerinden biridir. Abdullah b. Amr el-s'n orada byk bir zm ba
bulunmaktayd. Ahmed b. Hanbel'in Msned'inde rivayet ettiine gre Muvfye
oray ondan almak istemi, fakat Abdullah b. Amr bunu reddetmi, hatta onunla
savamay be gze almt.
[537] Nr,24/29.
[538] Nr,24/27.
[539] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar:
6/368-372.
[540] Ttnniz, 3714 ; Nes, 6/235 ; Beyhak, 6/168 ;
erhus-snne, 8/289.
[541] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar:
6/372-373.
[542] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar:
6/373-374.
[543] Tirmizi , 1232, Eb Dvd, 3503, Nese, 7/289, snd
sahihtir.
[544] Ahmed b. Hanbel, Msned, 6628, 6671, Eb Dvd, 3504, Nese, 7/288, Taylis,
2257, Ibn Mce, 2188. Senedi hasendir. Tirmiz de hasensahh olduunu
sylemitir.
[545] Zuhruf, 43/56.
[546] Mecmau'z-zevid, 9/302
[547] Mlik, 2/680, Buhri, 40/56, Mslim, 1600.
Rasulullah'n (s.a.) zadls Eb Rfi'inin rivayet ettiine gre, Rasulullah
(s.a.] bir adamdan dn olarak gen bir deve alm, sonra kendisine sadaka
mal bir takm develer gelmi ve Eb Rfi'a o zatn devesini demesini emir
buyurmutu. Eb Rft' dedi ki: Develerin iinde alt yandaki sekinden
bakasn bulamadm. Bunun zerine Rasulullah (s.a.) yle buyurdu: "Ona
onu ver, nk insanlarn en hayrls borcunu en gzel ekilde deyenlerdir.
"
[548] Nisa, 4/29.
[549] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar:
6/375-383.
[550] Mslim, 1513.
[551] Mlik, Muvatta, 2/266 ; Buhr, 34/3 ; Mslim, 1511.
[552] Buhr, 77/20, 21 ; Msm, 1512.
bn
Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar: 6/385.
[553] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar:
6/386.
[554] Mlik, 2/653, 654 ; Buhar, 34/61 ; Mslim, 1514.
[555] Hcyscm, el-Mecma'da (4/104) zikretmi, Bezzr'a
nisbct etmitir ve Salih b. Ebu'i-Ahdar dolaysyla illetli olduunu
sylemitir. Ayn babda bn Abbas'tan Taberni'nin el-Kebir'inde ve Bczzr'm
rivayet ettii bir hadis vardr. Onda da brahim b. smail Ebu Hubeyre vardr
ve bu ahs zayftr. Abdrrezzak (14138) ise, bn mer'den rivayette
bulunmaktadr. Hadis iki ahidi sebebiyle sahihtir.
[556] Beyhaki, 5/341. Senedinde Musa b. Ubeydetu'r-Rebez
vardr ve zayfbr.
[557] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar:
6/386-387.
[558] Msm, 1511.
[559] Buhr, 34/62, 63 ; Mslim, 1512.
[560] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar:
6/387-388.
[561] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar:
6/389-390.
[562] Asl nshada bn Mce'nin Snen'inde eklindedir. Bu
mellifin bir hatasdr. Hadis Tabern'dc Hafs b. mer el-Havd mer b.
Ferrh Habib b. cz-Zbeyr klime bn Abbas yoiuyla gelmektedir. Drakutn
(2/295) ve Beyhak (5/340) mer b. Ferrh'tan nakletmilerdir. Drakutn der
ki: Vek, mer b. Ferrh'tan irsal etmi, sonra Vek ve mer b. Ferrh yoluyla
mrsel olarak tahric etmi, ibn Abbas' zikretmemitir. Beyhak der ki: Hadisin
merf rivayeti yalnzca mer b. Ferrh tarafndan yaplmtr ki, bu ahs
kuvvetli deildir. bn Trkmn bu konuda yle der: Bu mer el-Kattb diye
bilinmektedir. Bildiim kadaryla, Beyhaki'nin dnda hi kimse onu
cerhetmemitif. Buhar de onu
Trih'inde zikretmi, ama
hakknda herhangi bir deerlendirmede bulunmamtr. bn Adiy zayf olduuna temas etmezken,
bn Man ve Ebu Htn sika olduunu sylemiler, Ebu Davud da onu kabul
etmitir. Isnaddaki dier rviler sikadr.
[563] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar:
6/390-392.
[564] Talk, 65/6.
[565] Buhr, 51/33. Abdullah b. Amr hadisinde merf olarak
u rivayet gelmitir: "Krk haslet vardr ki bunlarn en
yksei salan kei menhas, yani
hediyesidir. Hayrseverlerden bir kii bu krk hasletten birini, onun
sevabn umarak ve va'd olunan mkfaat tasdik ederek ilerse, muhakkak Allah
bu haslet sahibini bu iyilii sebebiyle cennete sokar."
Ebu Hureyre'den gelen
merfu hadiste de yle buyurulmaktadr: St bol olan deve ve yine byle bol
stl koyun ne gzel menha ve hediyedir. Bu hayvanlardan her biri bir kap
sabahleyin, bir kap akamleyin st getirir.
[566] Kavileri sikadr. Ancak Urve b. ez-Zbeyr, mer'i
grmemitir. Bk. el-tsbe, (183).
[567] Buhr, 25/36 ; Mslim, 1226. mran b. Husayn'dan u
rivayet gelmitir: "Raslullah (s.a.) hac ve umreyi birletirdi. Sonra bu konuda yet
nazil olmad ve Raslullah da bunu yasaklamad. Bir adam da kendi reyi ile
diledii eyi syledi." Mslim'deki hadis byledir. Buhri'deki ise
yledir: "Bizler Raslullah zamannda temett hacc yaptk. Kur'an da
(temettuun cevaz hakknda) indi. Bir adam da kendi reyi ile diledii eyi
syledi."
[568] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar:
6/393-398.
[569] Beyhak'den bakasnn onu zayf bulmad, ibn
Man, Ebu Hatim ve Ebu Davud'un ise, onu
sika kabul ettikleri gemiti.(Bk. 1 nolu dipnot).
[570] bn Mce, 2196. Muhammed b. ibrahim el-Bhil ve eyhi
mehuldr. ehr b. Haveb ise zayftr.
[571] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar:
6/399-402.
[572] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar:
6/403.