A) NESEB. 3

1 Farkl Renkteki ocuk Hakkndaki Hkm: 3

2Nesebin Sbt Yollan: 3

a) Yatak: 3

b) stilhfik: 6

c) Beyyne: 6

d) Kiflik: 7

3 Veled-i Zinann stilhk ve Vris Klnmas Hakkndaki Hkm: 10

4- Kur'a e Nesebin Tayini: 11

B)HDNE. 12

1- Hz. Peygamber'ln (s.a.) Hidne Konusundaki Hkmleri: 12

3- ocuk zerinde Velayet: 14

4- limlerin Bu Konudaki htilflar: 15

5 Hidne Hakknn Evlilik Sebebiyle Decei Hakkndaki htilflar: 20

6 ocua Bakacak Kimsede Aranacak artlar: 22

7 Hidne Konusunda mamlarn Grleri: 25

C) NAFAKA.. 35

1 Evlilik Nafakas: 35

a) Hz. Peygamberin (s.a.) Kadnlara Kar Nafaka Mkellefiyeti Hakkndaki Hkmleri: 35

b) Nafakann Zamanla Dp Dmemesi: 41

c) Nafakann Para le Takdiri: 43

d) Hz. Peygamberin (s.a.) Kocann NafakaYkmlln Yerine Getirememesi Durumunda, Kadnn Kocasndan Ayrlmasna mkn Veren Hkm le gili Rivayetler: 43

e) Hz. Peygamberin (s.a.) Bin Talkla Boanan Kadnn Nafaka ve Mesken Hakknn Bulunmadna Dair Kur'an'a Uygun Hkm: 48

f) Ftma bt. Kays Hadisine Yneltilen Eski ve Yeni Tenkitler: 51

9) Tenkitlerin Aslszl: 52

2 Akraba Nafakas: 56

D) RAD (ST HAHAMLII) 59

1St Emmenin Sonulan: 59

2 St Baba (Leben-i Fahl): 64

3 St Dede, St Day ve Teyze: 66

4Evlenmeyi Haram Klan Emmenin Says ve Nitelii: 67

5 - Evlenmeyi Haram Klan Emmenin Ya: 70

E) DDET (HZ. PEYGAMBER'N (S.A.) DDET KONUSUNDAK HKMLER) 76

1 ddetln eitleri : 76

2 (Kar') Kelimesinin Yorumlar: 78

a) Kar Kelimesinin Yorumu Konusundaki Grler: 78

1. Kar'dan Maksat Hayzdr Gr : 78

2. Kar'dan Maksat Temizliktir Gr: 79

b) Grlerin Delilleri: 80

1. Kardan Maksat Hayzdir Grnn Delilleri: 80

2 . Kar'dan Maksat Temizliktir Grnn Delilleri: 84

a leri Srlen Deliller : 84

b Birinci Gre Cevaplar: 86

c) Deerlendirme ve Tercih: 90

1. Kar'dan Maksat Temizliktir Grne Ait Delillerin Tenkidi: 90

2. Delillerimize kar yaplan itirazlarn cavaplan: 95

5 Cariyenin ddeti: 98

6 Hayzdan Kesilen ve Henz Hayz Grmemi Kalnn ddeti: 101

7Vefet ddeti: 104

8 Boanma iddeti: 105

9 Hul Sonucu Ayrlmada ddet: 109

10Vefet ddetinin Yeri: 110

11 Hz. Peygamber'in (s.a.) Kocas len Kadna Yapmasn Emrettii Hususlar: 115

12 Hz. Peygamberin (s.a.) istlbra konusundaki Hkmleri: a) stibrnn genel hkmleri: 122

b) mm Veledin ddeti: 125

c) stibrnn Sresi: 126

d) Cariye le Cins liki: 128

e) Hamile Kadnla lgili Baz Hkmler: 129

f) stlbr Yapmakta Olan Cariyeden Cins liki Dnda Yararlanma: 132

g) stbr Sresinin Balangc: 133

h) Hayzdan Kesilmi ve Henz Hayz Grmemi Kadnlarn sttbrs: 133

A HZ. PEYGAMBER'N (S.A.) SATII HARAM OL NESNELER HAKKINDAK HKMLER 135

1 Genel Olarak: 135

2 ki Alm-Satm: 135

3 l (Murdar) Hayrann Satlmas: 136

a) Yann Satlmas: 136

b) Hayvan Dksnn Gbre Olarak Kullanlmas: 138

c) l (Murdar) Hayvann Satlamayacak Aksam: 138

4 Domuz Alun-Satm: 141

5 Put Sat: 141

6Yenilmesi ve ilmesi Haram Nesnelerin Paras: 142

B) HZ. PEYGAMBERN (S.A.) KPEK VE KED PARASI, FAHE, , HACAMATI VE DL CRETLERYLE LGL HKMLER 143

1 Kpek Alm-Satun: 143

2 Kedi Alm-Satun: 145

3 Fahienin creti: 146

4 arabn Sat ve Tanmasnn HaramUgi: 149

5 Khinin creti: 150

6 Hacamatnn creti: 152

7 Dl creti: 153

C) Hz. PEYGAMBERN (s.a.) NSANLARIN ORT. KULLANDIKLARI SUYUN SATIINI YASAKLAMASI KONUSUNDAK HKMLER 154

1 Genel Olarak: 154

2 Yamur ve Kuyu Sulan: 155

3 htiya Fazlas Sular: 156

4 Kuyu ve Kaynaklarn Sat: 157

5Nehirler ve Dereler: 158

D) Hz. PEYGAMBER'IN (s.a.) ELDE BULUNMAYAN MALI SATMAKTAN MEN ETMES 158

KONUSUNDAK HKM.. 158

E) HZ. PEYGAMBERN (S-A.) TA ATIMI, GARAR, MLMESE VE MNABEZE SATILARI 162

HAKKINDAK HKMLER 162

1 Ta Atm Sat: 162

2 Garar Sat (Beyul-Garar): 162

3 Mlmese ve Mnbeze Satlar: 163

F) HZ. PEYGAMBERN (S.A.) TOPRAA GML VE AKAB. SEBZE VE MEYVELERN SATIIYLA LGL HKMLER 163

1 Topraa Gml Sebze ve Meyveler 163

2 Misk Kedisi erisinde Miskin Sat: 164

G) ST VE TNLERN SATII 165

1 Samal Hayvann Kiralanmas: 165

2 Memedeki Stn Sat: 167

3 Hayvann stndeki Tnn Sat: 169

 

A) NESEB

 

1 Farkl Renkteki ocuk Hakkndaki Hkm:

 

ocuun farkl renkte domas durumunda, nesebinin kocaya katlmas hakkndaki hkm:

Sahihayn*.a sabit olduu zere; bir adam Hz. Peygamber'e (s.a.) gelerek, sanki onu (ocuu) reddetmek ister gibi, "Gerek u ki, karm siyah bir ocuk dourdu." dedi Hz. Peygamber (s.a.) ona:

Senin develerin var m ? buyurdu. Adam:

Evet, dedi. Hz. Peygamber E s.a.):

Ne renkteler ? diye sordu. Adam:

Krmz, dedi. Hz. Peygamber (s.a.):

Peki ilerinde boz olan var m? diye sordu. O:

Evet, dedi Hz. Peygamber (s.a.): ,

Peki o renk ona nerden geldi ? diye sordu. Adam:

Belki de ya Raslallah; bir soyuna ekmitir, dedi. Bunun zerine Hz. Peygamber:

O halde, ite bu da belki bir soyuna ekmitir, buyurdu.[1]

Bu hadiste u incelikler vardr: Sual ve fetva isteme eklinde olduu zaman ta'riz (ima) den dolay iftira cezas (had) gerekmez. Bu hadisten, karlkl mnakaa, sz kavgas srasnda bile yaplan ta'riz (dolayl zina isnadn)dan had gerekmez, hkmn karan kimse isabetsiz bir neticeye ulamtr. Zira nice imalar (ta'rizler) vardr ki, ak ifadelerden daha iyi anlalr ve daha ok ineleyicidir, daha byk bir azap verir. Szn almas, ak bunlarn zikrettikleri ihtimalleri ortadan kaldrr ve szn maksada delletini kafi hale getirir.

Hadisten, sadece kuku ile lina ve ocuun reddine gidilmesinin caiz olmayaca hkm de kar.

Yine hadisten, hkmlerin elde edilmesi esnasnda darbmesel kullanlabilmesi, benzerlerin benzerlere kyas edilebilmesi neticesi de kmaktadr. Buhar, bu hadise: "Soru sorana iyi anlatabilmek iin, Allah'n hkmn aklad belli bir asla (maksun aleyh), baka bir asl benzeten hakknda bb" adyla balk koymu ve bu hadisle birlikte: "Ne dersin? ayet annenin borcu olsayd da..." hadisini de zikretmitir. [2]

 

2Nesebin Sbt Yollan:

 

ocuun yataa aidiyeti, cariyenin yatak olmas ve babasnn lmnden sonra istilhk edilen kiinin durumu hakknda Hz. Peygamber'in (s.a.) hkm:

Sahihayn'da. Hz. ie (r.a.) anlatr: Sa'd b. Eb Vakkas ile Abd b. Zem'a bir ocuk hakknda mnakaa ettiler . Sa'd: "Ya Raslullah! Bu ocuk benim kardeim Utbe b. Eb Vakkas'n oludur. Olu olduunu bana vasiyet etti. Ona benzeyiine bak!" dedi. Abd b. Zem'a da: "Bu benim kardeimdir ya Rasulallah! Babamn dei zerinde, onun cariyesinden domutur." iddiasnda bulundu. Derken Raslullah (s.a.) ocua bakt ve Utbe'ye apak benzediini grd. Bunun zerine: "O senindir ya Abd! ocuk yatak sahibinindir. Zniye de ta (mahrumiyet) vardr. Sen de ondan ka (rtn) ya evde bt. Zem'a!" buyurdu. Bir daha evde onu asla grmedi.[3]

Bu hadis, ocuun yataa aidiyeti ve cariyenin de yatak olabilecei konusunda bir asl olmaktadr. Ayrca; "yatak" delili ile benzerlik arasnda bir atma durumunda, yatak delilinin tercih edileceine, neseb ahkmnn blnebilirlik zellii gstererek bir cihetten sabit olurken, baka bir cihetten sabit olmayacana ki buna baz fakihler, iki hkm arasnda bir hkm tabirini kullanrlar bulunmaktadr. Hadiste bunlardan baka "kiflik" sanat olduuna ve dinde bir yeri bulunduuna iaret de vardr. [4]

 

a) Yatak:

 

Nesebin yatakla sbtu konusunda mmetin icm vardr. Nesebin sabit olma yollar: 1) Yatak, 2) stilhk, 3) Beyyine, 4) Kiflik ilmi olmak zere drt eittir. lk zerinde ittifak vardr. Mslmanlar, nikhla yatan sabit olaca hakknda gr birlii ierisinde olmakla birlikte, odalk (teserr) durumunda da "yatak" hkmnn doup domayaca hakknda ihtilf etmilerdir. mmetin byk ounluu odalk edinmenin de yatak hkmn douracan sylemiler ve yukardaki sahh olan Hz. ie hadisini delil olarak kullanmlar ve demilerdir ki: Hz. Peygamber (s.a.), ocuun Zem'a'ya ait olduuna hkmetmi, onun yatak sahibine ait olduunu aklam ve bunu, ocuu Zem'a'ya hkmediinin illeti olarak gstermitir. Hkmn sebeb ve mahalli, cariye hakkndadr. Dolaysyla, onu hadisin kapsamndan kararak, sadece hi zikri gemeyen hr kadnlara yormak caiz deildir. Bu durum, Sri' Tel'nm dikkate ald ve sarih olarak hkm kendisine balad eyi ilga etmek ve hkmn konulu sebebi olan mahalli ortadan kaldrmak olur.

Sonra, ayet bu hadis vrid olmasayd, o zaman bu hkm, Allah tarafndan insanlarn hakkaniyetle hkmde bulunmalar iin indirilen kstasn (mzan) bir gerei olurdu. Bu kstas, iki benzer ey arasn eit tutmak ilkesidir. nk odalk, hem fizik anlamda, hem hakikaten, hem de hkmen hr kadn gibi yataktr. Kadnlndan istifde, ocuk elde etme gibi, hr kadn ne iin isteniyorsa, cariye de onun iin istenir. Eskiden olsun, imdi olsun insanlar teden beri ocuk edinmek ya da onlarn kadnlklarndan istifde etmek amacyla odalk cariyelere rabet etmektedirler. Hr kadn ne iin "yatak" diye isimlendirilnise, ayn mna eit olarak odalk cariyede de vardr. Dourduu bu ilk ocuk, istilhk olmadka, efendinin nesebine de katlmaz. Bu durumda "yatak" olma hkm ile deil, "istilhk" yoluyla katlm olur. Bundan sonra douraca ocuklar ise, efendi tarafndan redddilmedike artk onun nesebine ait olur.

u halde Haneflere gre, cariyenin dourduu ocuk, kendisinden nce efendinin nesebine katlan bir ocuk bulunmadka, onun nesebine "yatak" hkmyle ilhak olunmamaktadr. Oysa ki, Hz. Peygamber (s.a.) ocuu Zem'a'ya ilhak etmi ve nesebini ondan sabit klmtr. Bu cariyenin, bundan nce Zem'a'dan ocuk dourduu asla bilinmemektedir. Hz. Peygamber (s.a.) de byle bir soru sormam, aklama istememitir.

Haneflere kar olanlar yle derler: Bylesi bir ayrm hakknda ne Kitap'tan ne de snnetten bir temel (asl) yoktur. Ashbtan bir haber de bulunmamaktadr. er' kaidelerin, usln gerektirecei bir ey de deildir.

Hanefler ise yle diyorlar: Biz cariyenin yatak olduunu tmden inkr etmiyoruz. Ancak o zayf bir yataktr. Bu konuda o, hr kadnn gerisindedir. Bu itibarla, cariyenin efendiden dourmak , efendinin de Istilhkta bulunmak (kendi nesebine katmak) suretiyle, kendisi sebebiyle zad edilebilecei bir hususun bulunmas gerekir, ondan sonra douraca ocuklarn ise, red durumu olmadka efendiye (artk yatak hkmyle) katlacan syledik. Birinci ocuk ise, istilhk durumu olmadan, efendinin nesebine katlamaz. (Aralarnda fark olduu indir ki) siz de yle diyorsunuz: "Efendi cariyesinden olan bir ocuu kendisine istilhkta bulunsa, daha sonraki douraca ocuklar, yeniden istilhkta bulunmadka, efendiye ilhak edilmezler. Zevce ise byle deildir." Aralarndaki fark udur: Nikh akdi sadece cins mnasebet ve kadnn "yatak" klnmas amacyla yaplr. Cariyeyi satn almak ise yle deildir. nk onunla cimda bulunmak, onu yatak klmak amac; cariyeyi mlkiyet yoluyla edinmeye tbi durumundadr. Bu yzden de cariyenin, kendisiyle ilikide bulunmas haram olan kimselerin mlkiyetine girmesi mmkndr. Nikhta ise byle bir durum szkonusu deildir. Sonra Hz. Peygamber (s.a.) ocuu Abd'a kar sadece karde olarak ilhak etmitir. nk o ocuun nesebini (karde olarak) kendisine katma isteinde bulunmu, Hz. Peygamber (s.a.) de onu "babasnn yata olduu iin deil, onun istilhkyla" kendisine ilhak etmitir.

ounluk ulem yle diyorlar: Cariye, kendisiyle cimda bulunulmusa, hakikaten de. hkmen de o yataktr. Onun yatak oluunda, nceden efendiye bir ocuk dourmu olmas artn ileri srmek, er'an dikatte alndna dair delil bulunmayan bir eyi art olarak ileri srmek demektir. Hz. Peygamber (s.a.) byle bir art Zem'a'nn yata hakknda aramamtr. Hz. Peygamber'in (s.a.) aramad bir art aramak, dinde re'yle hkmetmek olur.

"Cariye cinsel iliki iin edinilmez." sznz anlamak mmkn deil! nk tartma konusu odalk ve yatak edinilmek suretiyle kendisiyle ilikide bulunulan ve zevce gibi veya daha da deerli klnan cariye hakkndadr; st kardei ya da bir baka sebepten kendisine haram olan cariye deildir.

"Zem'a'nm onunla cimda bulunduu sabit deildir ki, ocuk kendisine ilhak edilsin." sznzn cevab bize dmez. Aksine ocuun Zem'a'ya ait olduuna hkmedene ve oluna: "O senin kardeindir." diyene (Hz. Peygamber'i (s.a.) kasdediyor) der.

"Onu karde olarak ilhak etti. nk (Abd) onu istilhkta bulundu." eklindeki sznz ise btldr. Zira istilhkta aranan artlar vardr. ayet vrislerin tamam ikrarda bulunmuyorlarsa, bu durumda ikrarda bulunann ikrar ile ilhak karar alnamaz; lenin yatanda doduuna dair ikrarda bulunanla birlikte, onlardan iki kiinin de ehdette bulunmas gerekir. Burada ikrarda bulunan Abd ile btn vrisler ikrarda bulunmuyorlard. Mesel Hz. Peygamber'in (s.a.) ei ve Abd'n kzkardei olan evde validemiz, onu ikrar etmemi, onun nesebinin kendilerinden olduuna dair istilhkta bulunmamtr. Hatta kardei Abd ile ikrarda bulunmu olsayd bile, nesebin sbtu istilhk ile deil "yatak" hkmyle olurdu. Zira Hz. Peygamber (s.a.), nesebin ilhakna dair hkmnn hemen akabinde, hkmn [letini "ocuun yataa alt olduu" eklinde tasrih buyurmu ve bylece hem bu olay, hem de dier olay iine alacak genel bir hkme iarette bulunmutur. Sonra cariyenin yatak oluunun sbtunun cima eden veya cima edenin vrisleri tarafndan yaplan ikrarla olmas, nesebin katlmas iin yeterlidir. nk Hz. Peygamber (s.a.), onu Abd'n: "O babamn ocuudur, yata zerinde domutur." szne dayanarak ilhakta bulunmutur, demek mmkn deildir. Zira Zem'a, Hz. Peygamber'in kaynpederidir, kz kentli nikhlar altndadr. Bu durumda Hz. Peygamber'e, nesebin ilhak sebeplerinden olan yatak hkmnn mevcudiyetinin sabit olmamas makul deildir.

Bizim: "Efendi, cariyesinden olan bir ocuu istilhkta bulunduu zaman, daha sonra doacak ocuklar, yeniden bir ikrar bulunmadka, kendi nesebine katlmaz." eklindeki szmz aleyhimize delil olarak kullannza gelince; bu konuda man Ahmed'in tbilerine alt iki grr bulunmaktadr ki, birincisi budur. kincisi ise, yeniden ikrarda bulunmasa bile onun nesebine katlr eklindedir. Birinci gr tercih eden yle demitir: "Efendi doumdan sonra istibrda bulunmu ve ona yanamam olabilir; dolaysyla yatak olma hkm istibr ile ortadan kalkar. Netice itibaryla da birinci ocuktan sonra doan ocuklar yeni batan, onunla ilk ocukta olduu gibi cimda bulunduunu belirtmedike, kendisine katlmazlar." kinci gr tercih edenler ise yle derler: "nceden onun yatak olduu sabit olmutur. Asl olan ise, izle edici aksi bir durum olmadka "yatak"ln devamdr. Zira bu "stilhkta bulunmadka, onunla ilikide bulunduunu itiraf etse bile ocuk kendisine katlmaz." sznzn benzeri deildir."

Bundan daha sakat bir itiraz da yledir: "Abd'a onu karde olarak ilhak etmedi, onu onun klesi yapt. Bu yzden de eklinde temlik lam ile syledi. "O senindir." yani senin klendir, demektir." Bu itiraz teyid sadedinde de. hadisin baz rivayetlerinde: "O sana ait bir kledir." ifadesinin bulunduunu belirtmi ve yle demilerdir: Aynca Hz. Peygamber (s.a.). evde validemize ondan rtnmesini emretmiti. Eer kardei olsayd byle bir emirde bulunmazd. Bu da onun Sevde'ye yabanc biri olduunu gstenir. "ocuk yataa aittir." buyruu ise ocuun nesebinin Zem'a'ya nisbet edilmediine bir iarettir. Yani: Bu cariye onun yata deildi. Zira cariye yatak olmaz. ocuk ise ancak yataa aittir. Buna gre Hz. Peygamber'in Sevde'ye ondan rtnmesini emretmesi doru olur. Bunu hadisin baz tariklerinde yer alan: "Ondan rtn, nk o senin iin bir karde deildir." ifadesi de tekid eder.

Bunlar sonu alarak: "u halde biz hadis ve Hz. Peygamber'in hkmnden yana, sizden daha anslyz." demilerdir.

Cumhur yle diyor: te imdi sz kzt ve kemerin halkalar (kancalan) birbirleriyle karlat. Allah'tan yardm dileyerek diyoruz ki: "Hz. Peygamber (s.a.) onu Abd'e karde olarak ilhak etmedi, onu ona kle kld." sznz Muhammed b. smail el-Buhar'nin, Sahih'inde rivayet ettii: "O senindir. O senin kardeindir ey Abd b, Ze'ma!"[5] ifadesi reddetmektedir. Hem lam harfi temlik iin deil, sadece tahsis iindir.

sznzdeki gibi. =O sana ait bir kledir." lafzna gelince; o asla sahih deildir, btl bir rivayettir. Hz. Peygamber'in evde validemize, ondan rtnmesi emrine gelince; bu ya ihtiyat ve takva zere verilmi bir emirdir, nk ocuun Utbe'ye olan s.k benzerlii bir phe dourmaktadr, ya da her iki tarafa da riyetle, her iki delil e amel etmi olmak iindir. nk yatak, nesebin ona katlmas iin bir delildir, bir bakasna olan benzerlii de, ocuun yatak sahibinden reddini gerektirmektedir. Hz. Peygamber (s.a.) bu durumda ocuun bir nesebi konusunda, daha gl olmas hasabiyle yatak delilini kulland. ocukla evde arasnda mahremiyetin sbtu konusunda da, ocuun Utbe'ye benzerlii delilini altrd. Bu en gzel, en ak ve vazh hkmlerdendir. Nesebin sbtunun her adan olmas diye bir zaruret yoktur. Mesel, zina eden kimseyle zina mahsl ocuk arasnda haramlk ve cz'iyet konusunda neseb hkmleri sabit iken, miras, nafaka, velilik vb. konularda sabit deildir. Bazen bir mniden dolay, neseble ilgili baz hkmler domamaktadr ve bu eratte oktur. Dolaysyla ocukla evde validemiz arasmda, Utbe'ye olan benzerlik engelinden dolay mahremiyet hkmnn ortaya kmamas yadrganamaz. Bu izah, tam fkh bir izahtr. Bylece Hz. Peygamber'in: "O senin kardein deildir..." sznn de ayet sahih farzetsek mnas aklk kazanm olur. Kald ki, bu sz sahih deildir. Hadisiler onun zayf olduunu sylemilerdir. Abd'e buyurduu: "O kardeindir." sz karsnda byle zayf bir sze aldracak deiliz. Eer Hz. Peygamber'in (s.a.) bu szlerinin eitli rivayetlerini toplar ve "O kardeindir." szn "ocuk yataa aittir. Zina edene ta vardr." szyle karartnrsak. onlarn yaptklar te'villerin sakat olduu ortaya km; hadisin, aksi dorultuda sarih olduu ve onlarn te'vilerine herhangi bir ekilde ihtimali bulunmad anlalm olur. Bu meselede bizimle tartanlara amamak elde deil. nk, onlar sadece akitle zevceyi yatak sayyorlar, isterse eler arasnda dou ile bat aras kadar uzaklk olsun, doacak ocuu yatak sahibine ilhak ediyorlar, br taraftan gece gndz defaatle cirnda bulunduu odaln yatak kabul etmiyorlar. Bu olacak ey deildir!

Fukah, zevcenin ne ile "yatak" hkmn alacanda ihtilf etmilerdir: gr vardr:

Birincisi: Bizzat akitle zevce "yatak" olur. Bir araya gelmedikleri bilinse, hatta nikh akdini kyd ayn mecliste boasa bile durum deimez. Bu gr Ebu Hanife'ye aittir.

kincisi: Cima imknyla birlikte akitle olur. mam afi ve Ahmed'in grleri de byledir.

ncs: Akitle birlikte kesin olarak tahakkuk eden cima ile olur; olup olmad htimli bulunan cima imkn zevcenin "yatak" hkm alabilmesi iin yeterli deildir. eyhlislm bn Teymiye'nin tercih ettii gr de budur. bn Teymiye yle demitir: "mam Ahmed; Harb rivayetinde buna iarette bulunmutur. Zira bir rivayette o: Bir kimse elmadan nce karsn boasa ve kadn bir ocuk doursa, koca ocuu inkr etse, lina ihtiya duyulmadan ocuk reddedilmi olur, demitir."

Sahih ve kesin olan gr ite budur. Yoksa koca cadnla herhangi bir ilikide bulunmadan, sadece uzak bir imknn varlyla, onunla gerdee girmeden kadn nasl "yatak" hkmn alabilir? Gerek rfte, gerekse dilde, gerdee girmeden nce, kadn "yatak" saylr m? Kans ile gerdee girmeyen, onunla ilikide bulunmayan, bir araya gelmeyen kimseye, sadece imkndan hareketle, doacak ocuun nesebi nasl ilhak edilebilir? eriat byle bir hkm getirir mi? Cimda bulunabilme imkn, deten bu iin mmkn olmamasyla kesilebilir. Dolaysyla kadn, akit yannda kesin zifaf (cima) olmakszn "yatak" olmaz. Tevfik ancak Allah'tandr. Buna mam Ahmed, Harb rivayetinde temas etmitir. Haribeli mezheb ve kavidinin gerei de budur. En iyi bilen Allah'tr.

Cariyenin neyle "yatak" hkmn alaca konusunda da ihtilf etmilerdir: Cumhur ulem ancak cins mnsebetle "yatak" hkmn alabilecei grndedirler. Sonraki baz Mliki limleri ise: "Hizmet iin deil de. sadece cimda bulunma amacyla satn alman, mesel hl karnesiyle sadece odalk iin arzuland anlalan yksek fiatl cariyeler, bizzat satn alma iiyle yatak hkmn alrlar." demilerdir. Dorusu hem cariye, hem de hr kadn, cinsel iliki olmadka yatak hkm alamazlar.

Buraya kadar anlattklarmz, kendisiyle nesebin sabit olduu drt eyden biriyle yani "yatak" ile ilgiliydi. [6]

 

b) stilhfik:

 

lim ehli, babann istilhkta (ocuun nesebini kendi nesebine katmak) bulunabileceinde ittifak halindedirler. Dedeye gelince; eer baba hayatta ise, onun istilhkta bulunmasnn bir etkisi yoktur. Eer baba hayatta deilse ve kendisi de tek vrisse, bu durumda dedenin istilhkta bulunmas sahihtir ve ikrarda bulunduu kimsenin nesebi sabit olur. Eer tek vris olmaz ve dier vrisler onu tasdikte bulunurlarsa, yine ayn ekilde nesebi sabit olur. Aksi takdirde kendisi iki ahitten biri olmadka, ocuun nesebi sabit olmaz.

Kardein istilhkta bulunmas konusundaki hkm, aynen dedenin istilhkta bulunmas durumunda olduu gibidir. Bu konudaki genel prensip udur: "Mala yalnz basma vris olan kimsenin nesebi, ister tek kii olsun, ister bir grup, sadece ikraryla sabit olur." Bu mam Ahmed ile mam afi'nin mezheplerinin konuyla ilgili esasm tekil eder. nk vrisler lnn yerine gemekte ve onun yerini almaktadrlar.

Bazlar bu prensibe bir itiraz ynelterek yle demilerdir: Eer btn vrislerin nesebin ilhakna dair grbirlii etmeleri, nesebi isbat edecek olsayd, lnn cimda bulunduu bir cariyeden ceninin (hamlin) reddi konusunda gr birlii etmeleri ve onun nesebini red konusunda ilhak durumunda olduu gibi lnn yerini almalar da caiz olurdu. Ne dersiniz?

Bu itiraz bizi balamaz. Zira biz btn vrislerin ittifakndan szediyoruz. Cenin de vrislerden birisidir. u halde btn vrisler, onun reddi konusunda gr birlii etmi deillerdir.

Soru: Siz nesebin sbtu iin btn vrislerin ikrarn art kouyorsunuz. Burada ikrarda bulunan sadece Abd'dr, evde validemiz Abd'in kardei olduu halde ikrarda bulunmamtr. Buna ramen Hz. Peygamber (s.a.) ocuu istilhk talebi neticesinde Abd'e ilhak etmitir. Dolaysyla burada kardein istilhkta bulunabileceine ve nesebin onun ikraryla sabit olabileceine bir delil vardr. Yine kardelerden sadece birisinin istilhkmn yeterli bulunduuna delil bulunmaktadr.

Cevap: evde validemiz inkr etmemiti. Abd onu istilhkta bulunmu. evde validemiz ise, onun istilhkn sktla {onayla) karlamt. Validemizin hkm; onunla halvette bulunmas, onu grmesi ve kardei olmas gibi hususlarda kendisine de sirayet eden bu durum karsndaki skt ve ikrar, kardei Abd' tasdiki, onun ikrar ettii eyi ikrar demek olur. Aksi takdirde derhal ona tepki gsterir ve yalanlard. Bylece onun rzas ve sktla (ikrar) karlamas, tasdiki yerine gemitir. Tabi bu izah ondan sarih bir ikrarn bulunmad duruma gredir. Olay zel bir olaydr.

Karde, dede veya baka biri, her vakit, mverrislerinin (miras brakan) ikran durumunda kendisine katlabilecek olan kimsenin nesebini istilhkta bulunsalar, kar kan bir vris yoksa nesebi sabit olur. stilhk, nesebin sbtunu gerektirir, vrislerden kar kanlarn tepkisi de sbta mnidir. Hkm gerektirici bulunur, herhangi bir mni de mevcut olmazsa, gerekli olan hkm netice olarak ortaya kar. Ancak burada baka bir ey daha var: Mirasa konan kimsenin ikran ve istilhk, acaba lnn halefi olduuna dair bir ikrar m. yoksa ehdet mnas m tamaktadr? Konu ihtilafldr. mam Ahmed ve mam afi'nin mezhepleri, halef olduuna dair bir ikrar eklindedir ve dolaysyla istilhkta bulunann dil olmas, hatta mslman olmas bile art deildir. Aksine faslan da, dindarn da istilhk sahih olur. Mlikler ise, bunun bir ehdet ikrar olduunu, dolaysyla ahitlerde aranan artlarn bulunmas gerektiini sylemilerdir. bnu'l-Kassr, mam Mlik'in mezhebinin: "Vrisler neseb ikrarnda bulunurlarsa, o onlara katlr, isterse dil olmasnlar." eklinde bulunduunu nakletmitir. Oysa ki, bilinen bunun aksidir. [7]

 

c) Beyyne:

 

ki ahidin onun olu olduuna veya yata olan zevcesinden ya da cariyesinden doduuna ehdette bulunmas lzmdr. Buna, vrislerden iki kiinin ahitlikte bulunmalar durumunda ise, dierlerinin inkrna baklmaz ve neseb sabit olur. Bu konuda htilf olduu bilinmemektedir. [8]

 

d) Kiflik:

 

Hz. Peygamber'in (s.a.) hkm ve uygulamas, kiflik ilminin dikkate alnaca ve ona istinaden neseb ilhaknda bulunulaca dorultusundadr.

Sahhayn'da Hz. ie validemiz anlatr: Raslullah (s.a.) bir gn, sevinli, yznn hatlar parlar bir halde yanma girdi ve: "Baksan a! Demin Mdlicli Mcezziz, Zeyd b. Harise ile sme b. Zeyd'e bakt da: 'phesiz bu ayaklar birbirinden (meydana gelmijtir.' dedi." buyurdu[9]

Hadiste grld zere Hz. Peygamber (s.a.), Ktfin. sznden dolay sevinmitir. Eer kar grte olanlarn syledii gibi, o kehnete benzer, cahiliye devri inanlarndan olsayd, Hz. Peygamber (s.a.) sevinmez, ondan dolay taaccp gstermezdi ve Mcezziz'in sz bir nevi kehnet olarak mtla edilirdi. Hz. Peygamber'den (s.a.) khini tasdik eden kimseler hakknda korkutucu haberler sabittir. mam afi yle der: "Hz. Peygamber (s.a.) onu ilim olarak kabul etmitir ve onu mnker (kt) grmemitir. Eer o hata olsayd, mutlaka ona tepki gsterir, yasaklard.-nk bu gibi szlerde iffetli kadnlara zina isnad ve neseplerin reddi anlamlar bulunmaktadr."

Hem Hz. Peygamber (s.a.) sahih hadiste kiiliin shhati ve dikkate alnacam bizzat tasrih buyurmu ve linda bulunan kadnn ocuu hakknda: "Eer yle yle bir ocuk dourursa, o Hill b. meyye'nindir. Yok yle yle bir ocuk dourursa, o da erk b. Sehma'nndr." demitir. Kadn, isnadda bulunulan adama benzer tipte bir ocuk dourunca da: "Eer (lin) yeminleri olmasayd, benimle o kadn arasnda bir macera olurdu.[10]' buyurmutur. Bu, benzerlii dikkate almaktan baka bir ey midir? Zaten kiflik de bu deil midir? nk kif, benzerlik almetlerini srer, kime ulandna bakar ve kime benziyorsa ocuun ona ait olduuna hkmeder. Hz. Peygamber (s.a.) benzerlii dikkate alm ve sebebini aklamtr. Bu yzdendir ki, mm Seleme: "Kadn ihtilam olur mu?" dediinde, Efendimiz ona: "Benzerlik de nerden oluyor ya!" buyurmutur.[11]

Sahih bir hadiste: "Erkein suyu kadnn suyundan nce gelirse ocuk erkee benzer; kadnn suyu erkein suyundan nce gelirse, ocuk kadna benzer."[12]' buyurmulardr. Bu, benzerliin er'an ve hilkaten itibara alndna dair Hz. Peygamber'den sabit bir snnettir. Hem eriat, hem de yaratl kurallarna dayand iin, kendisiyle hkmde bulunulan yollarn en gls olmaktadr. Bu yzden de rid halifeler kiflik ile hkmde Efendimiz'e tbi olmulardr.

Sad b. Mansr, Sfyn Yahya b. Sad Sleyman b. Yesr senediyle yle nakleder: "Hz. mer devrinde, ayn temizlik sresi ierisinde iki adam bir kadnla cima etmiti. Kif: ocuun oluumunda her ikisi de birden mterektirler; demi. Bunun zerine Hz. mer ocuu ikisine birden nisbet etmitir. "[13]

e-a"b: "Hz. Ali: O ikisinin oludur. kisi de birden (5nun babalandr. Birbirlerine vris olurlar, dedi." diye rivayette bulunur. Bunu da Sad b. Mansr zikretmitir.

el-Esrem, isnadyla birlikte Sad b. Mseyyeb'den nakleder: ki adam ayn temizlik sresi ierisinde bir kadnla cima ederler. Kadn hamile kalr ve her ikisine de benzer bir ocuk dourur. Durum Hz. mer'e intikl eder. O kifleri arr. Adamlar bakarlar ve: "Her ikisine de benziyor.' derler. Hz. mer de ocuu her ikisine birden ilhak eder ve birbirlerine vris klar.

Bu konuda Hz. mer ve Hz. Ali'ye muhalefet eden bir sahabnin olduu bilinmemektedir. Dahas Hz. mer bu hkm Medine'de vermiti ve yannda Muhacirler ve Ensr bulunuyordu; ilerinden hibir kimse bu hkm yadrgayp tepki gstermemiti.

Hanefler ise yle derler: Kiflik konusunda zerimize ok geldiniz.

Ama unu biliniz ki, kiflikle hkmde bulunmak sadece benzerlik, zan ve tahmin zerine dayanmak olur. Malm olduu zere, bazen ocuk yabanc birisine benzer de akrabalara benzemez. Siz sme ve Zeyd olayn zikrediyor, br taraftan kars siyah renkte bir ocuk douran adama Hz. Peygamberin onu reddetmesine izin vermedii olayn unutuyorsunuz. Hz. Peygamber (s.a.), o olayda benzerliin msbet ya da menf bir etkisi olmadn gstermitir. Eer benzerliin bir etkisi olsayd, Hnda bulunan kadnn ocuu hakknda onunla iktifa eder, lina gerek duymaz, ocuun doumunu bekler, sonra da kime benziyorsa, ona ilhak ederdi. Bylece lina ihtiya kalmazd. Hatta kocaya benzedii takdirde ocuun reddi sahh olmazd. Oysaki sahih snnet, ocuun, kendisine benzese bile linda bulunan kocadan reddedildiine aka dellet etmektedir. Zira Hz. Peygamber (s.a.):"Kadna bakn! Eer yle yle bir ocuk dourursa o Hill b. meyye'nindir." buyurmu ve bunu Hndan ve ocuun reddinden sonra sylemitir. Buradan da anlalmtr ki, ocuk tarif edilen benzerlikte dosa bile, nesebi ondan sabit olmayacaktr. ocuun ona benzer ekilde domas sadece kocann yalan ya da doru olduuna dellet etmi olacakr, yoksa nesebin ona katlacana dair bir delleti yoktur.

sme ve Zeyd olayna gelince; bunlarn renkleri ayn ayn olduu iin mnafklar sme'nin Zeyd'den olmadn sylyorlar, yatak hkmyle yetinmiyorlard. Allah ve Rasl'nn, sme'nin Zeyd'in olu olduu eklindeki hkmne itimad etmiyorlard. Kifin buna dair ahitlii, Allah ve Rasl'nn hkmne uygun dnce, Hz. Peygamber (s.a.) bu uygunluktan ve mnafklar yalanlam olmasndan dolay sevindi. Yoksa kif onun nesebini isbat etmi deildir. Bu olayda kifin szyle nesebin isbatna delil olacak bir ey bulunmamaktadr.

Benzerliin dikkate alndndan bahseden hadislerin mnas ite budur. Bu hadislerde sadece kiflik dnda baka bir yolla sabit olan nesebe dayanarak benzerlie itibar edilmitir. Biz de zaten bunu inkr etmiyoruz.

Hz. mer'le Hz. Ali'nin hkmlerine gelince; Hz. mer'le lgili olannda ihtilf vardr: Ondan hem sizin zikrettiiniz rivayet edilmitir. Hem de: "Kif kendisine: 'Her ikisi de ocukta mterektirler.' deyince ocua: 'Onlardan hangisini dilersen ona tbi ol (onu baba kabul et).'[14] demi ve kifin szne itibar etmemitir." rivayeti vardr.

Benzerlikle nasl hkmedebilirsiniz? Vrislerden birisi bir karde ikrarnda bulunsa, dierleri de onu inkr etseler, benzerlik de mevcut olsa, bununla nesebi isbat etmiyor ve: "Vrisler onun ikrn zerine ittifak etmezlerse neseb sabit olmaz." diyorsunuz. Bu bir eliki deil midir?

Hadis limleri yle diyorlar: in en tuhaf olan, kiflikle hkm&meyi tepkiyle karlayp, bunun bir tahmin ve kalbe doma ile hkmde bulunma olduunu syleyenlerin; elerden birisi en uzak douda, dieri de en uzak batda olmas ve asla bir araya gelmemeleri durumunda, doacak ocuun nesebini, kesin olarak birisine ait olmad halde , her ikisine de birden ilhak eden kimseler olmasdr. Biz ise, ocuu er'an ve hilkaten muteber olan benzerlik esasna dayanan kifin szyle ilhakta bulunuyoruz. Bizim bu yaptmz zann- galibe, ar basan gre ve uzman kiinin szyle ortaya kan ak bir emareye dayanmaktadr ve (tazmin vb. gibi durumlarda) kymet takdirinde bulunan kiilerin szleriyle amel etmekten de daha kabule ayandr. Sonra pek ok erl hkmn ak emarelere, zann- gliblere bina edildii de inkr edilebilir mi?

ocuun yabanclara benzeyip, akrabalarna benzememesinin mevcudiyeti, her ne kadar bir gerekse de ok nadirdir, hkmler ise ok ve glib olan eyler iin konulur. "Ndir, yok hkmndedir."

Kars siyah ocuk douran adamla ilgili olay aslnda sizin aleyhinize bir delildir. nk o hadis, Yce Allah'n insanlar yaratndaki snnet-i ilhsinin benzerlik esas zerine olduuna ve aksinin phe douracana, insann doasnda byle bir durumun inkrnn mevcudiyetine delildir. Ne var ki, buna kendisinden daha gl olan "yatak" delili kar koymu, bylece iki delil tearuz etmitir. Tabi ki hkm daha gl olan delil dorultusunda olacaktr. Biz de, dierleri de ayn ekilde "sahih yatak mevcut iken, kiflikle veya benzerlikle hkme gidilemeyeceini" sylyoruz. Sonra, ak benzerliin kendisinden daha gl olan "yatak" deliline muhalefeti yadrganacak bir ey deildir. Asl yadrganmas gereken ey, bu ak delile hibir ey (delil) olmakszn muhalefet etmektir,

Llmn benzerlik zerine takdim edilmesi ve Hnla birlikte benzerliin ilgsna gidilmesi de yine ayn ekilde iki delilden daha gl olan, zayf olan zerine takdim etmek kablindendir. Bu, muarz bir delil bulunmadnda benzerlikle amel edilebileceine mni deildir. Mesel "beyyine", zilyedlik ve beret-i asliyye zerine takdim edilir. Ama beyyine bulunmadnda bunlarla da amel edilir.

sme'nin Zeyd'den olan nesebinin kiflikle sabit olmad konusunda, biz de ayn eyi sylyoruz. Kiflik burada, yatak deliline uygunluk arzeden baka bir delildir, diyoruz. Hz. Peygamber'in sevinmesi.

neelenmesi ve yznn glmesi, neseb delillerinin birbirini te'yid etmesi ve oalmas yzndendir; yoksa nesebin sadece kifin szyle isbat edilmi olmasndan deildir. Bu sevin, hakkn emarelerinin, delillerinin ortaya kmas ve oalmas sebebiyle doan sevin kablindendir. Eer kiflik delil olmaya elverili olmasayd, Hz. Peygamber (s.a.) onunla ferahlanp sevinmezdi. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.) haklan delillerinin oalp birbirlerini teyit ettiklerini grdnde ferahlk duyar, sevinir, onlan ashabna haber verir, onlar haber veren kimselerden iitmelerini severdi. nk deliller oalp birbirini destekledike, insann tasdik ve iman artar, nee ve sevin duyar. Yce Allah kullarn yle yaratmtr. Bu hem eriatn, hem de yaratl kanununun zerinde ittifak ettii bir hkmdr. Tevfik Allah'tandr.

Hz. mer'den rivayet edilen, "Onlardan hangisini dilersen, ona tbi ol (onu baba kabul et)." szne gelince, bunun sahih olarak Hz.mer'den rivayet edildii bilinmemektedir. Sahih olsa bile o zaman, ondan nakledilen baka bir gr olmu olur. nk bizim zikrettiimiz haber son derece sahihtir.'[15]

Kald ki, Hz. mer'in sz kifin sznn iptali konusunda sarih de deildir. Sarih olsa bile, ancak burada olduu gibi, ocuun iki babadan olduunu sylemeleri durumuna has olur.

Nitekim mam afi ve ona katlanlar byle demektedirler. Vrislerden birisinin bir karde ikrarnda bulunup, dierlerinin inkr konusuna gelince, onun nesebi sadece ikrarla sabit olmamaktadr. Ancak ortada kifin sznn dayana olan bir benzerlik de varsa, dierlerinin inkrna baklmaz.

Biz kiflii sadece Mdlicoullarma hasretmiyor, kifin birden fazla olmas artn da aramyoruz. Aksine sahih olan gre gre, bu bir haber olduu iin (hadis rivayetlerinde de olduu gibi) bir kiinin bildirmesi de yeterlidir. mam Ahmed'den: "Bu bir ehdettir; dolaysyla en az iki kifin bildirmesi ve ahitlikte olduu gibi, ehdet lfznn zikredilmesi arttr." eklinde bir baka rivayet daha vardr.

Soru: Hz. mer'den gelen nakle gre, o ocuu iki babaya ilhak etmitir. Acaba kifler ocuu iki babaya ilhak etseler, siz de her ikisine birden ilhak eder misiniz? Yoksa sadece birisine mi ilhak edersiniz? Eer iki babaya ilhak hkmn benimsiyorsanz, acaba bu M says le snrl m, yoksa daha fazla da olsalar, onlara hep birden ilhak edilebilir mi? Buradaki kendilerine ilhak edilen iki kiinin hkm ebeveyn hkm mdr? Yoksa, hkmleri baka mdr?

Cevap: Bu konu ilim ehli arasnda tartmal bir konudur. mam afi: "ki babaya ilhak olunmaz ve bir kiinin ancak tek bir babas olur. Kifler ne zaman iki babaya ait olduunu sylerlerse, szleri itibardan der." demitir. ounluk limler: "Hayr, iki babaya ilhak olunabilir." demiler ve sonra ihtilf etmilerdir. mam Ahmed, Mhenn b. Yahya rivayetinde: " kiiye de ilhak edilebilir." demitir, el-tyunl sahibi (ibn Kudme) der ki: "Bu szn gerei olarak kiflerin ocuu ilhak ettii kimseler ok da olsalar, ocuk onlara ilhak edilir. nk iki kiiye ilhak caiz olunca, daha oa ilhak da caiz olur." Ebu Hanife'nin gr de byledir. Ancak o, kiflikle hkmetmernektedir. O, ok da olsalar topluca iddiada bulunanlara ilhakta bulunmaktadr. Kad (smail): "ten fazlasna ilhak edilmemesi gerekir." demitir. Muhammed b. Hasan'n gr de byledir. bn Hmid ise: "kiden fazlasna ilhak edilmez." der. Ebu Yusuf un gr de budur.

Birden fazlasna ilhak etmeyen kimseler (afi vb.) yle diyorlar: Snet-i ilh bir ocuun tek babas ve tek bir annesi olmas eklinde cereyan etmektedir. Bu yzden de sadece, "falan olu falan" ve "falan kz filan" denilir. ayet, "falan ve filann olu u kimse" denilseydi, bu kt bir sz olurdu. nk, zina isnad anlam tard. Bu yzden de kyamet gnnde: "Falan olu falan nerede?" denilir. Keza "Bu, falan olu falann yadigr." denir. Bir ocuun iki babaya nisbet edildii asla grlm deildir.

ki kiiye nisbet edilebilecei grnde olanlar; Hz. mer'in szn ve sahabenin bunu sktla karlamasn delil olarak gstermilerdir. Bunlara gre ocuk, erkekle kadnn suyundan dllendii gibi, iki adamn suyundan da dllenilebilir. Sonra Ebu Yusuf: "Haber sadece iki babaya ilhak hakkndadr, dolaysyla hkm sadece iki kiiye ilhaka hasredilir" demitir. Kad (smail) ise yle der: "ten bakasna ilhak edilemez. nk mam Ahmed "" demitir. Asl olan birden fazlasna ilhak edilmemesidir. Hz. mer'in sz, annenin suyu ile dllenmesi durumunda iki kiiye ilhak edilebileceine dellet etmektedir. yleyse kiinin suyu ile dllenebileceine de dellet eder. Daha fazlas ise phelidir."

ten fazlasna ilhak edilebilecei grnde olanlar ise yle diyorlar: ocuun iki ve erkein suyundan yaratlmas caiz olursa, drt, be... kiinin suyundan yaratlmas da caiz olur. Sadece e hasretmenin bir izah yoktur. Ya ok da olsa ilhak benimsemek, ya da 'birden fazlasna ilhak caiz deildir' demek gerekir. Bu iki grten baka gr olmamaldr. En iyisini Allah bilir.

Soru: Rahim, erkein suyunu iine alp da, Allah ondan ocuu yaratmay murad ettiinde, ona sapasalam yapmakta ve bozulmayacak ekilde onu tamamlamaktadr. Bu durumda bir bakasnn suyu nasl girebilir?

Cevap: kincisinin suyunun birincisinin ulat jrere ulamas ve onlarla btnlemesi imknsz deildir. Aynen ocuun ebeveynin suyundan dllenmesinde olduu gibi, biri dierinin suyundan nce gelebilir ve buna ramen, ikincinin suyunun, birincinin suyunun ulat yere varmas imknsz deildir. deten de bilinir ki, hamile kadnla devaml cimada bulunulursa ocuk bir engel olmadka tonbul olmaktadr.[16] Bu sebebten Yce Allah, hayvanlar gebe kaldnda erkeklerinin zerlerine kmalarna imkn vermeme, aksine ilikiden son derece kanma gdsn onlara yerletirmitir. mam Ahmed: "kincinin cim ocuun iitmesini, grmesini artrr." demitir. Hz. Peygamber (s.a.) hamile kadnla cim "ekin sulama"ya benzetmitir. Sulamann ocuun bnyesinde ziyadelik douraca malumdur. En iyi bilen Allah'tr.

Soru: Hadis, ocuun istilhk hkmne ve "ocuun yataa ait olduu"na dellet etmitir. Peki, muarz "yatak" delilinin olmad bir durumda, zina eden kimsenin bir ocuu kendi nesebine katmas hakknda ne dersiniz? Nesebi ona katlr m ve ocuk iin nesep ahkm sabit olur mu?

Cevap: Bu konu nemli bir konudur ve ilim ehlinin konu ile ilgili ihtilflar vardr: shak b. Rhyeh: "Zinadan doan ocuun meru bir yatakta doup da sahibinin iddias bulunmamas durumunda, zina eden kimse bendendir diye iddia ederse ocuk kendisine katlr." demi ve Hz. Peygamber'tn (s.a.): "ocuk yataa aittir." szn, daha nce de getii gibi, zina edenle yatak sahibinin ocuk zerinde ekimeleri durumuyla ilgili olarak sylemitir eklinde te'vil etmitir. Bu Ha.san el-Basr'nin grdr. Bu gr ondan isnadyla birlikte shak rivayet etmi ve: "Bir kadnla zina eden bir adam, kadndan doan ocuun kendisine ait olduunu iddia etse, zina cezas vurulur ve ocuk onun olur." demitir. Bu Urve b. Zubeyr ve Sleyman b. Yesr'm da grleridir. Onlarn: "Her kim ki, bir ocua olum diye gelir, anasyla zina ettiini sylerse, o ocuu da baka hibir kimse iddiada bulunmazsa, o oludur." dedikleri zikredilir. Sleyman, Hz. mer'in cahiliye devrinde doan ocuklar slm dneminde iddiada bulunan kimselere ilhakta bulunmasn delil olarak kullanr. Grld gibi bu gr, hem gl, hem de aktr. Cumhurun elinde "ocuk yataa aittir..." hadisinden baka delil yolstur. Bu grn sahipleri de zaten o hadisle ilk amel edenlerdir. Sahih kyas da bunu gerektirmektedir. nk baba zina eden iki kiiden birisidir. ocuk anneye ilhak edilip, ona nisbet edilince; anne ile ocuk birbirlerine varis olunca, zina etmesine ramen, annesinin akrabalar ile ocuk arasndaki nesep sabit olunca, her iki znnin sularndan vcut bulmu olunca, her ikisi de onun ocuklar olduunda ittifak edince, bir bakas da iddiada bulunmuyorsa, ocuu (zina eden) babaya ilhak etmek iin ne engel vardr? Bu tam bir kyastr. Nitekim (sroullanndan) Creyc, annesi obanla zina eden ocua: "Baban kim? Ey ocuk!" demi. O da "Falan oban." demiti.[17] Bu bir keramet olarak Allah tarafndan konuturulmutu. Allah'n konuturmasnda, yalann tiulunmas mmkn deildir.

Soru: Peki bu konuda Hz. Peygamber'den (s.a.) sadr olmu bir hkm var mdr?

Cevap: O'ndan konuyla ilgili iki hadis rivayet edilmitir. imdi pnlan arzedeceiz: [18]

 

3 Veled-i Zinann stilhk ve Vris Klnmas Hakkndaki Hkm:

 

Ebu Davud, Snen'de bn Abbas hadisinde Hz. Peyganber'in yle buyurduunu nakletmitir: "slm'da zina yoktur. Kim cahiliye dneminde zina etmise (doan ocuk) onun asabesine katlmtr. Kim gayr meru yoldan bir ocuun kendisine ait olduunu iddia

ederse, ocuk ona, o ocua vris olamaz."[19] Hadisin metninde ifadesi gemektedir ve kelimesi zina demektir. el-Asma bu kelimenin sadece cariyelerle zina iin kullanldn, hr kadnlar iin kullanlmadn syler. nk cariyeler efendileri iin kotururlar ve onlar iin para kazanrlard. zerlerine konulmu, efendilerine demeleri gereken belli bir mebla olurdu. slm ge*di ve cariyelerin zina yoluyla efendileri iin para kazanmalar durumunu iptal etti. Bu yolla doacak ocuklarn neseblerini tanmad. Ama cahiliye devrinde olup bitenleri deitirmedi, onlarn neseplerini tand.

el-Cevher ise: "Erkek hakknda zina etti, demek iin tabiri kullanlr. Bunun hr kadm ve cariye iin kullanld da olur.

Cariye iin ise zel olarak tabiri kullanlr." der. Ancak bu hadisin isnadnda mehul bir rvi vardr. O yzden hadis hccet olamaz.

Yine SnerCde, Amr b. uayb babas dedesi tarikyla yle rivayet edilir: Hz. Peygamber (s.a.), ismi ile arld babasndan sonra ve vrislerin iddias zerine nesebi istilhk edilen kimseler iin (yle) hkmetmitir: "Cariyeden doan her bir kimse, eer cariye hamile kald cima srasnda (babann) mlknde idiyse, istilhkta bulunann (vrisler) nesebine katlr. Daha nce taksim edilen mirastan bir hakk bulunmaz. Taksim edilmemi bir miras varsa, ondan payn alr. Bu durumda kendisine nisbet edilen baba (hayatta ve) ocuu inkr ediyorsa, ocuk onun nesebine katlmaz. Eer ocuk cima srasnda sahip olmad bir cariyedense veya zina ettii hr bir kadndan ise, ocuk ona katlmaz ve vris olamaz. sterse ad ile arlan kimse, bizzat ocuun kendisinden olduunu iddia etsin, dinlenmez. O ocuk bir veled-i 2:inadr. ster hr kadndan, ister cariyeden olsun farketmez."

Baka bir rivayette, "O veled-i zinadr; ister hr olsun, ister cariye, anas tarafndan nesebi sabit olur. Bu slm'n ilk yllarnda olan istilhk olaylaryla ilgilidir. slm'dan nce taksim edilen mallar artk gemitir. "[20] Bu hadisin isnadna hadisiler tarafndan yneltilen eletiriler vardr. nk hadis Muhammed b. Rid el-Mekhl'nin rivyetlerindendir.

Cahiliye devrinde birok kimsenin fuhu yapan cariyeleri vard. Bunlardan birisinin, baka biri ile de fuhu yapm cariyesi ocuk dourduu zaman, bazen efendi ocua sahip kar, bazen de zina ettii adam iddia eder ve aralarnda anlamazlk kard. Sonunda slm geldi ve Hz. Peygamber (s.a.) ocuun efendiye ait olduuna hkmetti. nk o yatan sahibiydi. Zina edeni ise mahrum brakt.

Hadis baz durumlar iermektedir:

Birincisi: ocuk vrislerin iddias zerine kendisine isnad edilen babasnn lmnden sonra istilhk edilmise baklr; eer ocuk babann cima ettii srada sahibi olduu bir cariyeden domusa, babann vrislerinin istilhkta bulunmalaryla ocuk is'Cilhk tarihinden itibaren onlarn nesebine katlr. Daha nce taksim edilen mirasta hakk bulunmaz. nk taksim srasnda oulluk hkm henz mevcut deildi. Taksim edilmeyen mirastan ise payn alr. nk hkm, mirasn taksiminden nce sabit olmutur. Dolaysyla kendi payna hak kazanr. Bu, bir miras zerinde taksimden nce mslman olan kimsenin durumuna benzer. Ulemann iki grnden birisine gre, ona da taksim edilir. mam Ahmed'den gelen iki rivayetten biri de byledir, Miras taksim edildikten sonra mslman olacak olsa, bir hakk bulunmaz. Burada nesebin sbtu, mirasa nisbetle aynen slm'a girmek hkmndedir.

"Kendisine nisbet edilen baba (hayatta ve) ocuu inkr ediyorsa, ocuk onun nesebine katlmaz." sz vrisler arasndaki anlamazln hkmn aklamaktadr. Birinci surette, babann vrislerinin ocuu istilhkmdan bahsedilmektedir. Burada ise, vrisler istilhkta bulunmakta, baba ise inkr etmektedir. Bu durumda ilhak edilememektedir. nk vrislerin, kendisinden halef olduklar asl, inkr etmektedir. Onun inkanyla birlikte ilhak mmkn deildir.

Bu babann mlik olduu cariyeden ocuun domas durumuyla ilgilidir. ocuun, sahip olmad bir cariyeden veya zina ettii hr bir kadndan domas durumunda ise, ilhak ve veraset hkm szkonusu deildir. sterse bizzat cimda bulunan baba, o ocuun kendisinden olduunu iddia etsin, farketmez. ocuk veled-i zinadr. Nesebi babadan sabit olmaz. Hr ya da cariyeden domas hkm deitirmez. Bu, ounluk ulemann, shak ve onun gibi dnenlerin: "Eer iddia etse bile ocuk zina edene ilhak edilmez. Aralarnda veraset cereyan etmez. O veled-i zinadr. Hr olsun, cariye olsun, ancak ana tarafndan nesebi sabit olur." demelerine kar kullandklar bir delildir.

"slm ncesi gerekletirilen mal taksimleri ise artk gemitir." Bu hadis shak b. Rhyeh ve onun grnde olanlar reddetmektedir. Ancak senedinde Muhammed b. Rid vardr. Biz Amr b. uayb hadisini delil olarak kabul ediyoruz. Hadis onunla (Muhammed b. Rid) muallel olmaz. Eer bu hadis sabitse (ki cumhur yle dnmektedir) o takdirde, gereiyle hkmetmek ve ona dnmekten baka yol yoktur. Aksi takdirde shak ve onun gibi dnenlerin grlerini kabul etmek gerekir. Yardm ancak Allah'tan dilenir. [21]

 

4- Kur'a e Nesebin Tayini:

 

Ebu Davud ve Nes'nin Snen'lerinde Abdullah b. el-Halil hadisinde Zeyd b. Erkam yle anlatr: Hz. Peygamber'in yannda oturuyordum. Yemen'den bir adam geldi ve yle dedi: Yemenli kii Hz. Ali'ye geldiler ve ayn temizlik sresinde ilikide bulunduklar bir kadndan doan ocuk zerinde aralanndaki anlamazl kaldrmak zere, huzurunda muhakeme oldular. Hz. Ali ilerinden ikisine: "unun iin ocuktan vazgein." dedi. Onlar galeyana geldiler. Sonra dier ikisine: "unun iin ocuktan vazgein." dedi. Onlar da galeyana geldiler. Daha sonra dier ikisine: "unun iin ocuktan vazgein." dedi. Onlar da galeyana geldiler. Bunun zerine Hz. Ali onlara: "Siz zorluk karan ve anlamaya yanamayan ortaksnz. Aranzda kur'a ekeceim. Kur'a kime karsa, ocuk ona ait olacaktr ve zerine dier iki orta lehine diyetin te ikisini demesi gerekecektir." dedi. Aralarnda kur'a ekti ve ocuu kur'a kana hkmetti.

Bunu duyunca Hz. Peygamber (s.a.) yle gld ki, az dileri gzkt.'[22]

Hadisin isnadnda Yahya b. Abdullah el-Kind el-Eclah vardr. Onun hadisi hccet olarak kullanlmaz. Ancak Ebu Davud ile Nes bu hadisi Zeyd b. Erkam'dan rivayet eden Abdu Hayr'a kadar hepsi de sika olan rviler zincirleriyle rivayet etmilerdir. Hadisin metni yle: Hz: Ali Yemen'de iken, ayn temizlik sresi ierisinde bir kadnla ilikide bulunan adam getirildi. Hz. Ali, ikisine unun lehine ocuu ikrarda bulunup bulunmayacaklarn sordu. Onlar "Hayr!" dediler. Byle byle hepsine sordu. Her bir iki kiiye sorduunda "Hayr!" dediler. Sonunda aralarnda kur'a ekti ve ocuu kur'a isabet eden kimseye hkmetti ve ona diyetin te ikisini demesini emretti. Rvi diyor ki: "Bu olay Hz. Peygamber'e (s.a.) anlatld. O az dileri grnnceye kadar gld."'[23]' Bu hadis Zeyd b. Erkam'n drlmesi suretiyle Abdu Hayr'dan rivayet edilmitir, dolaysyla mrseldir diye tenkid edilmitir. Nes: "Bu daha dorusudur." der. Bu daha alacak bir eydir! nk bu hadisten Zeyd b. Erkam'n drlmesi onu mrsel yapmaz. Zira Abdu Hayr, Hz. Ali'ye yetimi ve ondan hadis dinlemitir. Hz. Ali ise olayn kahramandr. Farzedelim ki, Zeyd b. Erkam'm senedde zikri yok, bu durumda hadisin mrsellii de nereden gelecek?

Ancak yle denebilir: Abdu Hayr, Hz. Peygamber'in (s.a.) gln grmemitir. Hz. Ali ise o srada Yemen'dedir. Hz. Peygamber'in (s.a.) gln seyreden ancak Zeyd b. Erkam veya baka bir sahabdir. Abdu Hayr, Hz. Peygamber'in (s.a.) gln seyreden sahabnin ismini zikretmemitir. Dolaysyla hadis mrseldir.

Cevap: u halde hadisin Abdu Hayr ve Zeyd b. Erkam kanalyla muttasl olduu sabittir. Bu muttasl hadisi, "sika rvinin ziyadesi makbuldr" diyerek tercihte bulunann durumu aktr. Hfz va zabt daha kuvvetli rvinin rivayetini tercih eden de, kendisi asndan hakldr. Hz. Ali ona olay anlatmtr. Bu durumda hadis nihayet mrsel olur. Hadisin baka yoldan muttasl olarak rivayet edilmesi onu glendirir.

Sonra fukaha bu hkm hakknda ihtilf etmilerdir: tshak b. Rhyeh hkm benimsemi ve: "ocuk davasnda snnet budur." demitir. afi'nin kadm (eski) mezhebi de byleydi. mam Ahmed'e gelince; ona bu hadis sorulmu, o kifier hadisini buna tercihle: " Kifler hadisi bana daha sevimli geliyor." demitir.

Burada iki husus vardr: Birincisi: Neseb ahkmna kur'ann girmesi. kincisi: Kur'a kenidisine kan kimse zerine dier iki orta lehine diyetin te ikisini demesi zorunluluu.

Kur'a: Kendisinden baka beyyine, ikrar, katilerin beyan gibi bir tarafn tercihini gerektirecek bir delil bulunmadnda kur'aya bavurulabilmektedir. Bu durumda hak sahibinin kur'a ile belirlenmesine gidilmesi uzak deildir. Zira kur'a, davada tercih sebeplerinden olmak zere bavurulabilecek en son aredir. Herhangi bir karine ve emare ile sabit olmayan emlk davalarnda kur'ann yeri olduuna gre, sadece kifin szne msteniden gizli bir benzerlikle hkmde bulunulabilen nesep davalarnda ncelikli olarak bulunur.

Diyet iine gelince, gerekten izah ok zordur. Zira burada diyeti gerektirecek bir husus yoktur. Burada szkonusu olan, sadece kur'arun dierine kmasyla, nesebinin kendisine katlmasnn artk imknsz hale gelmesidir. Bu durumda yle denebilir: kiiden her birinin ilikisi, ocuun kendisine ait klnmas iin uygun bir sebeptir. Her birisi kadnla ilikide bulunmak suretiyle, dier ikisinin nesebin kendilerine katlmasna imkn veren durumlarn ortadan kaldrmtr. Ancak ocuun hangisinden olduu da bilinmemektedir. Kur'a ocuu birisine ait klnca, dier ikisinin nesebini ortadan kaldrm gibi oldu ve bu ocuun itlaf gibi kabul edildi. Her de bir baba yerine kondu. ocuk zerindeki itlaf edenin hakk, diyetin te biriydi. Madem ki ocuk kendisine dnd, yleyse iki kiinin paylarna den ksm demesi gerekecekti ki, bu da her biri iin te bir diyet oluyordu.

Bundan daha gzel bir baka izah da yledir: Kur'a kendisine kan kimse, kadnla cinsel ilikide bulunmak ve ocuu kendisine katmak suretiyle, ocuu sanki onlara nisbetle itlaf etmiti. zerine kymetini demesi vcib oldu. ocuun er'an kymeti de onun diyetidir. Dolaysyla onlara ocuun kymetinin te ikisini demesi gerekti ki, bu da te iki diyettir. Bu aynen kii arasnda mterek olan bir klenin, ortaklardan biri tarafndan itlaf edilmesine benzemektedir. nk bu durumda itlaf eden, dier iki ortana klenin te iki deerini demek durumundadr. Hr bir ocuun kur'a hkmyle dier ikisine nisbetle itlaf, aralarnda mterek olan klenin itlaf gibidir.

Bunun bir benzeri de ashabn, cariyenin ocuklarnn efendi aleyhine hr olmalarna sebep olan kimseye, ocuklarn bedellerini efendi lehine tazmin etme ykmlln getirmeleridir. nk o ocuklar aslnda kle olacaklard. Dolasiyla bu imkn izle eden kimse onlarn bedelini tazmin etmelidir.

Bu son derece latif ve ince bir kyastr. Fukahann yapm olduu kyas ve benzetmeler zerinde oka dnldnde, bunun onlardan ok daha gl, tutulan yol bakmndan daha gzel, yaklam bakmndan daha ince olduu grlr. Elbette Hz. Peygamber (s.a.) bouna glmemitir.

Bu hadisle, kifler hadisi arasnda bir elikinin olmad da sylenebilir. Eer kif mevcutsa, onunla amel etmek gerekecektir/lger kif yoksa veya iin iinden kamazlarsa, o zaman da kur'a yoluyla neticeye varmak gerekir. En iyi bilen Allah'tr. [24]

 

B)HDNE

 

1- Hz. Peygamber'ln (s.a.) Hidne Konusundaki Hkmleri:

 

Ebu Davud, Snen'de Amr b. uayb babas dedesi senediyle yle nakleder: Dede Abdullah b. Amr el-s anlatr: Bir kadn gelerek: "Ya Raslallah u oluma karnm yuva, gsm eme, kucam ise kundak olmutur. imdi ise babas beni boad ve ocuu benden ekip almak istiyor." dedi. Hz. Peygamber (s.a.): "Evlenmediin srece o ncelikle sana aittir." buyurdu.[25]a) Sahihayn'da, Ber b. zib hadisinde anlatlr: Hz. Hamza'nn kz hakknda Hz. Ali, Cafer ve Zeyd anlaamadlar. Hz. Ali: "Ben daha ok hak sahibiyim, o benim amcamn kzdr." dedi. Cafer: "(Hayr,) amcamn kzdr, teyzesi de nikhm altndadr." dedi. Zeyd de: "O benim kardeimin kzdr." dedi. Hz. Peygamber (s.a.), teyzesi lehine hkmetti ve:"Teyze anne yerindedir." buyurdu. [26]

Snen sahipleri Ebu Hureyre'den rivayet ederler Buna gre Hz. Peygamber (s.a.), bir ocuu babas ile annesi arasnda muhayyer brakmtr.[27] Tlrmiz, hadisin sahih olduunu syler.

Yine Snen sahipleri rivayet ederler: Ebu Hureyre anlatr: Bir kadn geldi ve: "Ya Raslallah! Gerek u ki, kocam ocuumu alp gtrmek istiyor. O bana Ebu Inebe kuyusundan su getirmeye balad ve bana yaran dokundu." dedi. Hz. Peygamber (s.a.) onlara: "ocuk zerine kur'a ekin!" buyurdu. Kocas: "Benim ocuum zerinde bana kar kim hak iddia edebilir ki?" dedi. Hz. Peygamber (s.a.) ocua: "Bu baban, bu da annen! Hangisini istersen onun elini tut." buyurdu. ocuk da annesinin[28]elini tuttu. Kadn ocuunu ald gitti. Tirmiz: Hadis, hasen-sahihtir, demitir.

Nes'nin Snen'inde, Abdulhamid b. Seleme el-Ensr babas dedesi senediyle rivayet edilmitir. Rvi dede mslman olmu, kans ise slm' kabul etmemiti. Koca, bali olmam kk bir ojlunu getirdi. Hz. Peygamber (s.a.) babay bir tarafa, anneyi de dier tarafa oturttu. Sonra ocuu muhayyer brakt ve: "Allah'm, onu doruya hidyet et!" buyurdu.[29]ocuk babasna gitmiti.

Ebu Davud'un rivayetinde ise yledir: Dedem Rfi' b. Sinan anlatt: Kendisi mslman olmu, kans ise slm'a girmekten kanmt. Kadn, Hz. Peygamber'e (s.a.) geldi ve: "Benim kzm. O henz yeni stten kesilmi ya da yle bir ey." dedi. Rfi' de: "Benim kzm." dedi. Hz. Peygamber (s.a.) Rfi'e: "Sen bir keye otur!" kadna da: "Sen de baka bir keye otur!" buyurdu. Sonra da ocuu aralarna oturttu. Daha sonra onlara:" ocuu (kendinize) arn!" buyurdu. ocuk annesine meylediyordu ki, Hz. Peygamber (s.a.): "Allah'm, onu doruya hidyet[30]buyur!" dedi. ocuk da babasna meyletti. ocuu babas ald. 2 Bu Hadislerin Deerlendirilmesi:

Birinci hadis, ulemann bu konuda Amr b. uayb'a ihtiya duyduklar ve burada onu delil olarak kullanmak zorunda kaldklan bir hadistir. Hadis hep Amr b. uayb etrafnda dnmektedir ve evlilikle hidne hakknn deceine dair Hz. Peygamberden (s.a.) gelen bundan baka bir hadis bulunmamaktadr. Drt imam ve dierleri bu gr benimsemilerdir.

Hadiste Amr, dedenin Abdullah b. Amr olduunu tasrih etmitir. Bylece, "Dededen maksat belki uayb'm babas Muhammed'dir, dolaysyla hadis mrsel olur." diyenlerin szleri yanl olur. uayb'n, dedesi Abdullah b.Amr'dan hadis iittii de sahihtir. Bu itibarla, "Hadis munkat'dr." diyenlerin sz de boa kar. Buhari, Sahih'i dnda onun hadislerini delil olarak kullanm ve hadisinin sahih olduunu beyan etmi ve: "Abdullah b. Zbeyr el-Humeyd, Ahmed, shak ve Ali b. Abdullah onunla ihticcda bulunuyorlard. Onlardan sonra kim var?!" demitir. shak b. Rhyeh de: "Bizce o, Eyyb Nfi' bn mer silsilesi gibidir." demitir. Hkim, Ulmu'l-Hads'de, onun hadisinin shhati zerinde ittifak bulunduunu sylemitir.

Kadnn: "Karnm ona yuva... olmutu." eklindeki sz, kadnn yaklamn ortaya koymaktadr. Ona gre ocuun oluumunda nasl ki bu husus yalnzca kendisine hastr ve babann herhangi bir itiraki yoktur, yleyse ocuk da kendisine has olmaldr. Kadn, babann katlmad ve sadece kendisine has olan bu aidiyette, fetva talebinde bulunduu ve koca ile mahkemelik olduklan konunun da kendisine ait olduuna dellet bulunduuna iaret etmi oluyordu.

Bu hadiste, mna ve illetlerin itibara alndna, bunlarn hkmlere etki ettiine ve hkmlerin bunlara balandna bir delil bulunmaktadr. Bunun byle olduu saduyu sahibi herkes iin, hatta kadnlar iin bile ak ve ortadadr. Kadnn ortaya koyduu ve hkmn balanmas iin sebep kld vasf Hz. Peygamber (s.a.) kabulle karlam ve zerine neticesini bina etmitir. Eer kadnn ileri srd vasf btl olsayd, Hz. Peygamber (s.a.) onu ilga ederdi. Aksine hemen akabinde, hkm onun zerine bina eylemesi, onun hkmndeki tesirini ve onun sebebi olduunu gsteren bir delildir.

Hadisle, gib zerine hkm verilebileceine istidlalde bulunulmutur. nk hadiste babann hazr bulunduundan ya da savunmada bulunduundan sz edilmemitir. Dorusu hadiste buna bir dellet yoktur. nk bu bir ferd olaydr. Eer baba hazr idiyse, durum aktr. Yok gib idiyse, kadn sadece fetva talebinde bulunmak iin gelmitir ve Hz. Peygamber (s.a.) de sorusunun gerekli cevabm vermitir. Aksi takdirde (bu bir kaza tasarrufu olsayd) sadece kadnn: "Kocam beni boad..." szne itimatla koca aleyhine ocuun kendisine hkmedilmesine gidilmezdi.

Hadise gre, elerin ayrlmas ve aralarnda da bir ocuun bulunmas durumunda, hidne hakknda anne, babadan nce gelmektedir. Ancak annede, babaya tercihini mni bir durum, ya da ocukta muhayyerliini gerektirecek bir vasf olmamaldr. Bu konuda bir tartma olduu bilinmemektedir. Hz. Peygamber'in (s.a.) halifesi Ebu Bekir hidne konusunda Hz. mer aleyhine hkmetmi ve hibir kimse buna tepki gstermemitir. Hz. mer halife olduunda, o da aynsyla hkmetmitir. Mlik, Muvatta'da Yahya b. Sad'den nakleder, o Kasm b. Muhhammed'i yle derken iitmitir: "Hz. mer'in nikahnda Ensr'dan bir kadn vard. Olu sm' dourmutu. Sonra Hz. mer ondan ayrld. mer, Kba'ya geldi. Olu sm' mescidin avlusunda oynar buldu. Kolundan tuttu ve bineinin zerine nne koydu. ocuun ninesi ona yetiti ve Hz. mer'le ekiti. Sonunda Hz. Ebu Bekir'e geldiler. Hz. mer: "Olum!" dedi. Kadn:"Olum!" dedi. Bunun zerine Hz. Ebu Bekir, mer'e: "ocukla kadn arasndan ekil!" dedi. Hz. mer bir daha[31]stelemedi.

bn Abdilber yle der: "Bu hem munkat* hem de muttasl tarkleri bulunan mehur bir haberdir. lim adamlar bu haberi kabulle karlamlardr. Hz. mer'in szkonusu sm'n annesi olan zevcesi, Cemile bt. Asm b. Sabit b. Eb'l-Aklah el-Ensr'dir."

Yine o yle diyor: "Bu haberde Hz. mer'in grnn farkl olduuna da delil vardr. Ancak o meseleyi, hkm ve ici yetkisini elinde bulunduran Hz. Ebu Bekir'e intikl ettirmitir. Daha sonra kendi halifelik dneminde ise, Hz. Ebu Bekir'in gr dorultu sunda fetva verip hkmde bulunmu, ocuk henz kk, gayr- mmeyyiz bulunduu srece Hz. Ebu Bekir'in grne muhalefet etmemitir. Bu konuda Hz. Ebu Bekir'le Hz. mer'e ashbtan muhalif birinin bulunduu da bilinmemektedir."

Abdrrezzak, bn Creyc'den nakleder. Ona da At el-Horasn haber vermitir. O da bn Abbas'tan nakleder: Hz. mer, kars olan olu sm'n annesini boamt. Onunla Muhassir'de karlat, ocuunu tayordu. ocuk stten kesilmi ve yryordu. Hz. mer ocuu kadndan ekip almak iin elinden tuttu ve ekti. Kadn '.kar koydu, yle ki ocuu incitti ve ocuk alad. Hz. mer: "Oluma ben senden daha ok hak sahibiyim." dedi. Sonunda Hz. Ebu Bekir'in huzurunda dava oldular. Hz. Ebu Bekir, ocuun kadna ait olduuna hkmetti ve: "Onun kokusu, yata, kuca ocuk iin senden daha hayrldr. Sonunda byr, kendi kararn kendisi verir." dedi. Muhassir, Kba ve Medine arasnda bir pazar yeridir[32]

Yine Abdrrezzak, es-Sevr sim krime kanalyla yle rivayet eder: Hz. mer'in kars, Hz. Ebu Bekir'in huzurunda Hz. mer'le dava oldu. mer onu boamt. Hz. Ebu Bekir: "Anne daha efkatli, daha nazik, daha merhametli, daha hisli ve duyguludur. Evlenmedii srece ocuu zerinde ncelik hakk vardr," dedi.[33]

Yine o Ma'mer'den nakletmitir. Ma'mer, Zhryi yle derken iitmitir: "Gerek u ki, Hz. Ebu Bekir ocuk hakkndaki davada Hz. mer aleyhine, ocuun annesi lehine hkmetmi ve: 'Evlenmedii srece annesi ocuuna daha ok hak sahibidir.' demitir."[34]

Soru: Rivayet farkllk gstermektedir. Acaba Hz. mer'le, nce annesi daha sonra da ninesi olmak zere tartma ayn ayn iki defa m olmutur? Yoksa olay ikisinden birisi ile Hz. mer arasnda bir kez mi vuku bulmutur?

Cevap: Fazla farketmez. nk eer lehine hkmedilen anne ise, zaten mesele yoktur. Eer nine ise, Hz. Ebu Bekir'in onun lehine hkmde bulunmas anne lehine ncelikle hkmedeceini gsterir. [35]

 

3- ocuk zerinde Velayet:

 

ocuk zerinde velayet iki trldr: .

1) Babann anneye ve anne tarafna tercih edildii velayet tr. Bunlar mal ve nikh velayetidir.

2) Annenin baba zerine tercih edildii velayet tr. Bunlar da hidne ve emzirme velayetidir. Ebeveynden her birisi, kendilerine verilen bu haklarda, ocuun maslahat gznnde tutularak dierine tercih edilmi, ebeveynden hangisi o konuyu daha iyi stlenebilecekse velayet ona tevdi edilmi ve bylece ocuun ihtiyac en iyi ekilde karlanmtr.

Kadnlar, ocuklarn terbiyesi konusunda daha bilgili, daha becerikli, daha sabrl ve merhametli, vakitleri de daha msait olduu iin hidne hususunda anne, babaya tercih edilmitir.

ocuun evlilii konusunda da, erkekler onun karlarn gzetmede, ihtiyatl davranmada daha ileri grl ve muktedir olduklarndan, bu konuda da baba, anneye tecih edilmitir. Dolaysyla hidne konusunda annenin babaya, evlilik ve ml konularla ilgili velayette de babann anneye tercihi, eriatn stn meziyetlerindendir ve ocua kar gsterdii ihtiyat tedbiri ve onu kollamasnn tabi bir neticesidir.

Bu giriten sonra soruyoruz: Hidne konusunda anne, baba zerine ocua babadan daha yakn oluu, yani annelii sebebiyle mi tercih edilmitir? Yoksa kadnlarn terbiye iinden daha iyi anlamalan, ocua erkekten daha iyi bakabilmeleri, yani kadnl sebebiyle mi tercih edilmitir?

Bu konuda limlerimizin iki gr bulunmaktadr: Her ikisi de Hanbe mezhebinde mevcuttur. Bunlarn neticesi asabe kadnlarnn, annenin akrabalarna tercih edilip edilmeyecei konusunda ortaya kar. Mesel annenin annesiyle babann annesi; baba bir kzkarde ile anne bir kzkarde; teyze ile hala; annenin teyzesi ile babann teyzesi; anne tarafndan olan hala ve teyzelerle baba tarafndan olar. hala ve teyzeler bir araya gelseler hangisi tercih edilir?

Konuyla ilgili olarak mam Ahmed'den iki rivayet vardr: Birincisi: Annenin akrabalar babann akrabalarna tercih edilir, eklindedir. kincisi ise ki delil bakmndan daha gldr ve eyhlislm bn Teymiye'nin tercihidir, babann akrabalarnn tercih edilmesi dorultusundadr. el-Hrak'nin Muhtasarnda zikrettii gr de budur ve yle demitir: "Baba bir kzkarde, anne bir kzkardeten ve teyzeden daha nce gelir. Babann teyzesi annenin teyzesinden daha nce gelir. Buna gre babann annesi, annenin annesine tercih edilir. Nitekim mam Ahmed iki rivayetten birisinde byle demitir."

Yine bu rivayete gre, babann erkek akrabalar da annenin erkek akrabalarndan nce gelir. Baba bir karde, anne bir kardeten, amca daydan nce gelir. Bu tabi, "Annenin erkek akrabalarnn da hidne konusunda haklan vardr." grne gredir. Kald ki, bu noktada mam Ahmed ve mam afi'nin mezheplerinde ikier vecih bulunmaktadr:

1) Hidne hakk ancak asabeden ve mahrem olan erkeklerle, vris olan ya da asabe veya bir vrisle ona bal olan kadnlar iin szkonusudur.

2) Onlarn da hidne haklar vardr. Getirilen detaylar (tefin bu vecih zerinedir. Ayn zamanda bu Ebu Hanife'nin grdr. Bu, hidne konusunda baba tarafnn anne tarafndan stn olduuna, annenin sadece kadn oluundan dolay tercih edilip, annelik cihetinin ncelikli oluundan olmadn gsterir. Zira eer anne taraf ar basacak olsayd, o zaman anne tarafndan olan hem erkekler hem de kadnlar baba tarafndan olan erkek ve kadnlara tercih edilecekti. Erkekleri ittifakla tercih edilmediine gre, kadnlar da yle olacaktr. Aralarnda ayrm gerektirecek bir fark yoktur.

Yine erl esaslar ve kaideler miras, nikh velayeti, lm velayeti vb. konularda babann akrabalanmn tercih edileceini gstermektedir ve hibir hkmde annenin akrabalarnn babann akrabalarna tercih edildii grlmemitir. Dolaysyla hidne konusunda onlar tercih edenler, delilin gerei haricine km olur.

Dorusu udur: Anne sadece, kadnlarn ocuklara kar daha efkatli, terbiye konusunda daha tecrbeli ve sabrl olduklan iin tercih edilmitir. Buna gre, babaanne anneanneden, baba bir kzkarde anne bir kzkardeten, hala teyzeden daha nce gelir. Nitekim mam Ahmed iki rivayetten birisinde bunu aklamtr. Yine buna gre babaanne, babann babas zerine, annenin babaya tercihi gibi tercih edilecektir.

Bu anlaldysa diyebiliriz ki, bu furu arasnda eliki bulunmayan dzenli ve istisnas olmayan bir esasdr. Akrabalk ciheti ayn olur ve derece de bir olursa, kadn erkek zerine tercih olunur. Buna gre, kzkarde erkek kardeten, hala amcadan, teyze daydan, nine dededen nce gelecektir. Bu esasn k yeri de annenin babaya tercih edilmesidir.

Eer akrabalk ciheti farkl olursa, o takdirde babann akrabal, annenin akrabalna tercih edilecek ve baba bir kzkarde, anne bir kzkardeten, hala teyzeden, babann halas teyzesinden... nce gelecektir.

te salkl yaklam ve doru kyas budur. slm kadlarnn efendisi reyh de ayn ekilde hkmetmitir. Nitekim Vek, Musanne/inde Hasan b. Ukbe'den, o da Sad b. el-Hris'ten nakletmitir ki: "Amca ile day, bir ocuk iin reyh'in huzurunda muhakeme oldular. reyh ocuun amcaya ait olduuna hkmetti. Days: Ben ona kendi malmdan harcayacam.' deyince, reyh ocuu bu kes: ona verdi. [36]

 

4- limlerin Bu Konudaki htilflar:

 

Bu konuda baka trl bir gre sahip olanlar, elikiden kendilerini kurtaramazlar. Misli: mam ve bir rivayette Ahmed'in anneanneyi babaanneye tercih etmeleridir. Sonra mam afi zahir mezhebinde, mam Ahmed de kendisinden nakledilen beyannda: "Baba bir kzkarde anne bir kzkardee tercih edilir." demilerdir ve bylece kyas terketmilerdir. Ebu Hanife, el-Mzen ve bn Sreye ise kyas bozmayarak: "Anne bir ktzkarde baba bir kzkardee tercih edilir. nk o anne ile, baba bir kzkarde ise baba ile yaklamaktadr. Anne babaya tercih edilince, onun kanalyla yakn olanlar da, baba vastasyla yakn olanlara tercih edilir." demilerdir. Ancak bunlarn .tenakuzu ncekilerinkinden daha da byktr. yle ki: Birinci gr sahipleri, babann yaknln annenin yaknlna tercih etme konusundaki usul ve kyas dorultusunda yrmler ve anneanne ile babaanne konusunda onlara muhalefet etmilerdir. Bunlar ise iki yerde kyas terketmiler ve eriatn arka plna att yaknl ne geirmiler; ne geirdii yaknl da arka plna atmlardr. Her yerde tercih de etmemiler, ayn olmalarna ramen bir yerde ne almlar, baka bir yerde arka plna atmlardr. Mesel, mam afi'nin, mezheb-i cedidinde, baba bir kzkardei anne bir kzkardee tercih ederken, teyzeyi halaya tercih etmesi byledir: Anneannenin babaanneye tercihi konusundaki kyas muttarid (dzenli) klm ve bunun neticesinde anne bir kzkardele teyzenin, baba bir kzkardele halaya tercihi gerekmitir. Ayn ekilde mam Ahmed'in tbilerinden, teyzeyi halaya tercih edenler de, baba bir kzkardei anne bir kzkardee tercih etmiler ve elikiye dmlerdir. Nitekim Kad (smail) ile arkadalar ve bn Kudme'nin szleri byledir.

Burada yle denilebilir: Teyze anne kanalyla, hala da baba kanalyla yakn olmaktadr. Annenin babaya tercih edilmesi gibi, onun kanalyla yakn olanlar da tercih edilirler. Hz. Peyganber'in (s.a.) de beyan buyurduu gibi; Teyzenin anne yerinde olmas" konuya daha da aklak getirir. Hala ise baba yerinde olur.

Cevap: Daha nce, annenin babaya tercih sebebinin anneliin daha gl olduunu ve anne tarafndan ncelikli oluu olmadn, aksine onun kadn oluu olduunu izah etmitik. Buna gre bir hala ile bir teyzenin mevcudiyeti durumunda bakyoruz: Hidne konusunda annenin tercihini gerektiren mna (kadnl) her ikisinde de vardr. Ayrca hala iki akrabalktan daha gls olan baba tarafndan yakn olmaktadr. Hz. Peygamber'in (s.a.), Hz. Hamza'nn kzn teyzesine verip: "Teyze annedir." buyurmas, ona kar ayn derecede baba tarafndan baka bir talibin bulunmamas sebebiyledir.

tiraz srdrlerek yle denilebilir: "ocuun halas vard ve o, Hamza'nn kz kardei Safiyye bt. Abdulmuttalip'ti, o srada Medine'de mevcuttu. Hicret etmi, Hendek savama katlm, iinde bulunduu kale etrafnda dolaan bir yahudiyi ldrmt. Hz. mer'in halifelii zamanna kadar da yaamt. Buna ramen Hz. Peygamber (s.a.) teyzeyi ona tercih etmitir. Bu durum, anne tarafnn, baba tarafna tercihine dellet eder."

Cevap: Bu ancak Hz. Safiyye'nin talepte bulunmas ve ocuun kendisine verilmesini istemesi ve buna ramen Hz. Peygamber'in (s.a.) onun lehine hkmetmeyip teyzeyi ona tercih etmesi durumunda, sizin sylediinize bir delil olabilir. ocua bakmaktan ciz oluundan dolay onun kendisine verilmedii de dnebilir. nk Hz. Safiyye H. 20 senesinde yetmi yanda vefat etmitir. Bu durumda Hz. Peygamber'in (s.a) hkm srasnda elli ksur yalarnda olur. Dolaysyla ocua bakmaktan ciz olduu iin onu terketmi, alabilecei halde istememi olmas muhtemeldir. Hidne kadnn hakkdr, terkettii zaman dierlerine intikl eder.

Ksaca, hadis teyzenin halaya tercihine, ancak ve ancak Hz. Safiyye'nin yeenini talep ettii, onun bakmn stlenmeyi istedii, buna ramen Hz. Peygamber'in (s.a) teyzeyi ona tercih ettii sabit olursa dellet eder. Byle bir durum da yoktur.

Bu elikilerden birisi de udur: mam Mlik, anneanneyi babaannneye tercih edince, bundan sonra da teyzeyi babaya ve babaanneye tercih etmitir. Onun tabileri de teyzenin teyzesinin bunlara (baba ve babaanne) tercihi konusunda ihtilf etmilerdir. ki vecihten birisine gre: Teyzenin teyzesi bizzat ocuun babas ve babaannesine tercih edilir. Bu son derece uzaktr. Ne kadar uzak da olsa annenin akrabalar bizzat baba ve onun yaknlar zerine nasl tercih edilebilir? Kald ki baba ve onun akrabalar ocuklara kar, annenin akrabalarndan daha efkatlidirler ve onun karlarn daha iyi gzetirler. nk ocuun onlarla hibir ilgisi yoktur, kendilerine de nisbet edilmez ve ondan tamamen yabancdrlar. ocuun nesebi ve velayeti baba tarafndan olan akrabalarna aittir. Onlar daha ok hak sahibidirler. Zira ocuun kilesidirler ve cumhur ulemaya gre nafakasndan da sorumludurlar. Aralarndaki akrabalk ne kadar uzak da olsa, asabe yoluyla aralarnda miras cardir. Annenin akrabal isse byle deildir. Bunlar onun akrabalnda szkonusu deildir. Aralarndaki miras durumu ise, ancak anneleriyle furundan ilk derece yani oullar arasnda szkonusudur. Bu durumda bu akrabalk nasl olur da, bizzat baba ve onun tarafndan oan yaknlarna tercih edilebilir? zellikle de teyzenin teyzesinin bizzat babaya ve babaanneye tercih edileceini sylemek nasl mmkn olabilir? Bu sz er' esaslar ve kaidelerle asla badamaz. Bunun bir benzeri de, iki rivayetten .birisinde mam Ahmed'den gelen; "anne bir kzkarde ile teyzenin de babaya tercih edilecei" eklindeki grtr. Bu da son derece uzak ve kyasa muhaliftir.

Bu grn delili udur: "Her ikisi de, babaya tercih edilen anne vastasyla yakndrlar, dolaysyla babaya tercih olunurlar."

Bu doru deildir. nk anne, baba ile ayn derecede olunca, hidne konusunda daha becerikli, daha sabrl ve daha muktedir olmas sebebiyle bir imtiyaz kazanm ve babadan nce bu hak kendisine verilmitir. Baba ile birlikte anne bir kzkarde ve teyze:ain durumu yle deildir. nk aralarnda yaknlk bakmndan eitlik yoktur. Bir ocua babasndan daha yakn hi kimse yoktur. Bu durumda, baba zerine karsnn kz ya da kzkardei nasl tercih edilebilir? Allah (c.c). bunlara ocua kar babasnn efkatinden daha m ok efkat vermitir?

Sonra mam Ahmed'in tabileri, imamn sznn yorumu hususunda vecih olarak ihtilaf etmilerdir:

1 mam onu, "kadnl" sebebiyle baba zerine tercih etmitir. Buna gre hidne konusunda kadnlar btn erkeklere tercih edilirler. Yukar doru teyzenin teyzesi, teyzenin teyzesinin teyzesi, kzkardein kz babaya tercih edilir.

2 Teyze ve anne bir kzkarde baba tarafndan yakn deillerdir. Bunlar hidne hakkna sahip kimselerdir. u halde hidne hakkna sahip kadnlar, btn erkeklere tercih edilirler. Ancak baba vastasyla yakn olan kadnlar bundan haritirler. Onlar babaya tercih olunmazlar. nk bu kadnlar babann furu olmaktadrlar.

Bu vecihe gre babaanne, kzkarde ve hala, babaya tercih olunamamakta, anneanne, teyze ve anne bir kzkarde ise tercih olunmaktadr. Bu da son derece zayftr. Zira anne tarafndan olan uzak akrabalarn babaya ve babaanneye tercihini gerektirmektedir. Bilindii zere baba, baba bir kzkardee tercih edildiine gre, anne bir kzkardee ncelikli olarak tercih edilmesi gerekir. nk baba bir kzkarde, anne bir kzkardeten nce gelmektedir. Dolaysyla bizzat babaya nasl tercih edilebilir? Bu ak bir tenakuzdur.

3 Anne tarafndan olan kadnlar babaya, annelerine ve baba tarafndan olan dierlerine tercih edilirler. Bu grteker diyorlar ki: Bir adamla ayn derecede olan her kadn, o adama tercih olunur. Kadn tarafndan yakn olan, erkek tarafndan yakn olana tercih edilir. Ayn derecede olan anne, babaya tercih olunduu iin, anne bir kzkarde baba bir kzkardee, teyze de halaya tercih edilmitir.

Bu gr, Ebul-Berekt bn Teymiye'nin Muharrar'nda kaleme ald ve mam Ahmed'in beyann bu ihtimale indirgedii malmatn bir arzdr. Bu rivayet mamn, "baba bir kzkardein anne bir kzkardee ve teyzeye; babann teyzesinin annenin teyzesine tercih edileceine" dair olan beyanlarna ters dmektedir. el-Hrak, Muhtasar'ma bundan bakasn da almamtr. Sahih olan da budur. O (ihtimalleri) bn Akil, anneanne ile babaanne hakkndaki iki rivayetten tahrc etmitir. Ancak imamn beyan, el-Hrak'nin zikrettiidir. el-Muharrar yazarnn naklettii rivayet ise zayftr ve tercihe ayan deildir. Bu yzden de onun furu ve neticeleri daha da zayftr. Oysa ki mam Ahmed'in mezhebindeki dier beyanlar byle deildir.

mam Ahmed'in baz tabileri bu konuyla ilgili bir kaide koymular ve:

"Her bir asabe kendisinden daha uzak olan kadnlara tercih edilir, kendisinden daha yakn olan kadnlardan da sonra gelir. Ayr derecede olmalar durumunda da iki vecih vardr.1* demilerdir. Bu kaideye gre baba, babaanneye, anneanneye ve beraberinde olan kimselere tercih edilir. Erkek karde, kzna ve halaya tercih edilir. Amca, babann halasna tercih edilir. Babaanne babann dedesine tercih edilir. Babann babasna tercihinde iki vecih vardr. Baba bir kzkardein, baba bir erkek kardee tercihinde iki vecih vardr. Halann amcaya tercihinde iki vecih vardr.

Dorusu: Ayn derecede olmalar durumunda kadnn tercih edilmesidir. Nitekim ayn derecede olan anne ve babadan, anne tercih edilmektedir. Ayn derecede bulunan erkein, kadna tercihinin bir anlam yoktur. Eitlik yannda, kadnda ocuun baklp yetitirilmesi, terbiye edilmesi konusunda tercihini gerektirecek gl sebepler vardr.

Erkek kardele kzkardein kzlar hakknda ihtilaf edilmitir. Acaba bunlar, teyze ve halalara tercih edilebilir mi? Yoksa aksi mi olur? ki vecih vardr: Yaklamlar yle: Teyze ve hala, anne ve babaya karde olmalar vastasyla yakn olurlar. Kz ve erkek kardelerin kzlar ise babaya, onun ocuu olmalar yoluyla yakn olurlar. Karde kzlarn tercih edenler, oul olmann karde olmadan stn olduunu gznnde tutmutur. Ama bu yaklam gzel deildir. Aksine doru olan, iki sebepten dolay hala ve teyzenin karde kzlarna tercih edilmeleridir:

Birincisi: Bunlar ocua, kardeinin kzlarndan daha yakndr. nk hala babasnn kzkardeidir. Kardein kz ise babasnn olunun kzdr. Ayn ekilde teyze de annesinin kzkardei iken, anne ya da baba bir kzkarde, anne ya da babasnn kznn kzdr. Dolaysyla hala ve teyzenin ocua bu bakmdan daha yakn olduklarnda bir kuku yoktur.

kincisi: Eer bu grte olanlar, prensiplerine istisna getirmezlerse, o takdirde kzkardein kznn kzn ne kadar aaya inerse insin anne yerinde olan teyzeye tercihi gibi asla nne duramayaca bir neticeye ulaacaklardr ki, bu son derece yanltr. Eer bu sadece kzkardein kzna tahsis edilecek olsa, o zaman da elil olacaktr.

mam Ahmed'in tabileri, dede ile baba bir kzkardeten hangisinin daha ncelikli olduu konusunda da ihtilf etmilerdir. Mezhep "dedenin baba bir kzkardeten daha nce gelecei" eklindedir. Kad (smail) el-Mcerred'de, "baba bir kzkardein daha ncelikli olduuna dair bir vecih" bulunduunu nakletmitir. Bu daha nce geen mam Ahmed'in beyam zerine tbilerince yaplan tevilden (ihtimal) birisine gre vriddir.

nce geen esasn doruluunu aklayan hususlardan birisi de onlarn yle demeleridir: "Anneler ve onlarn cihetinden olanlar bulunmad zaman hidne asabeye intikl eder ve srayla mirasta olduu gibi en yakn olanlar dierlerine tercih olunurlar." Bu kyasa uygundur. Onlara yle denilebilir: Peki buna karabet (yaknlk) konusunda da uyup, asabede yaptnz gibi, gl ve ar basan yaknl zayf ve merch olan yaknlk zerine tercih etseydiniz ya!

Yine, size gre kzkardeler hakknda sahih olan onlardan, nce anne baba bir olanlar, sonra baba bir olanlar, daha sonra da anne bir olanlar tercih olunurlar. Bu dorudur, usle ve kyasa da uygundur. Ancak buna annenin yaknlnn babann yaknl zerine eklenecei eklindeki szleri ilve edilince tenakuz domakta ve o elikili problem arzeden fer meseleler ortaya kmaktadr. Yine; baba ve dedenin annelerinin, teyze ve anne bir kzkarde zerine tercih edileceini sylemilerdir ki, doru ve seri esaslara uygun olan da budur. Ancak bu, annenin annelerini babann anneleri zerine tercih etmeleriyle elikilidir. Yine teyze ile anne bir kzkardein baba zerine tercihiyle de eliki arzeder. Nitekim mam Ahmed'den gelen bir rivayet ile mam afi'nin kadm kavli yledir. phesiz bu gr esasa (asl) daha uygundur. Ancak usl kaidelerine kyasla son derece uzaktr. Yine bu grlerine istisna getirmeleri durumunda anne bir kzkardelerin, baba bir kzkardelere tercihi gerekecektir. Nitekim Ebu Hanife, el-Mzen ve bn Sreye bunu benimsemilerdir. Yine istisna getirmeme neticesinde teyzenin kznn baba bir kzkardee tercihi gerekecektir d, Zfer de bunu almtr. Bu ayn zamanda Ebu Hanife'den de rivayet edilmitir. Ancak Ebu Yusuf bunu iyi bulmam ve ounluk ulema gibi, baba bir kzkardei tercih etmi, Ebu Hanife'nin grnn de byle olduunu sylemitir.

Yine esaslarnn temilinden teyze ile anne bir kzkardein babaanneye tercihi gerekecektir. Bu son derece uzak ve zayftr. Zfer bunu benimser. Ebu Hanife'nin talebelerini sakndrd ve: "Zfer'in kyaslarn almaynz. Eer onun kyaslarn alrsanz helli haram, haram da hell klm olursunuz." dedii kyaslardan birisi de budur.

mam Ahmed'in tbilerinden bazlar hidne bahsini bir kaide iine yerletirmeye almlar ve bununla elikiden kurtulabileceklerini sanmlar ve yle demilerdir: Hidne konusunda itibar nce annelie, sonra babala, daha sonra da mirasadr. Bu yzdendir ki baba bir kzkarde, anne bir kzkarde ile teyzeye tercih olunur. nk varis olma bakmndan onlardan daha kuvvetlidir, drdnc olarak da "idl" yani yakn olma, intisab etmedir. Bu yzden de teyze halaya tercih olunur.

nk teyze anne araclyla, hala ise baba araclyla yakn olmaktadr.

el-Mustev'ib yazarnn tuttuu bu yola gre, hidne iin sebep olmak zere sras ile u drt ey zikredilmitir: Annelik, babalk., miras ve idl.

Bu yol da elikileri ve er' kaidelerden uzaklamay artrmaktan baka bir ie yaramamtr ve yollarn en ktlerinden birisidir. Bu yolun fesad, sakat neticeleri gerektirmesi ile anlalmaktadr. nk eer anneliin babala tercihinden, anne cihetinden olanlarn babaya ve baba cihetinden olanlara tercihi kast ediliyorsa, o takdirde daha nce zikri geen ve yanll ifade edilen, anne bir kzkardele, teyzenin kznn baba ve babaanne zerine; teyzenin hala zerine; annenin teyzesinin baba ve babaanne zerine; anne bir kzkarde kzlarnn babaanne zerine tercihleri gerekecektir.

Eer; annenin bizzat kendisi baba zerine tercih edilir demeyi kastetmise bu dorudur. Ancak bu tercihe esas olan husus nedir? Anne ve anne cihetinden olanlarn babaya ve baba. cihetinden olanlara ncelikli olular mdr? Yoksa erkekle ayn derecede olmas durumunda, anne ve anne cihetinden olanlarn kadnl mdr ve erkekle ayn derecede olan her kadn, babann yaknlnn annenin yaknlna tercihiyle birlikte, o erkek zerine tercih mi edilir? Doru olan bu ikincisidir ki, daha nce gemiti.

Yine ayn ekilde "sonra miras" szyle "mirasta nce gelen herkes hidnede de nce gelir" demeyi kastediyorsa, dorudur. Bu kaidenin altrlmas, babann yaknlnn annenin yaknl zerine tercihini gerektirir; nk babann yaknl mirasta annenin yaknlndan nce gelir. Netice olarak da kzkardein hala ve teyze zerine tercihi gerekir.

"Bu yzdendir ki; baba bir kzkarde anne bir kzkarde ve teyze zerine tercih olunur. nk vris olma bakmndan onlardan daha gldr." sz hakknda ise yle denilir: Hayr! Onun tercihi vris olma bakmndan daha gl oluundan deildir. Eer yte olsayd asabe olanlar, hidne konusunda kadnlardan daha ok hak sahibi olurlard. Neticede (asabe olan) amca, teyze ve haladan daha nce gelirdi ki, bu yanl bir neticedir.

Konuyla ilgili olarak el-Munfde baka bir kaide gelitirilmitir. Erkeklerle kadnlarn bir araya gelmeleri durumunda hidne hakknn ncelikle kime ait olduunu beyana dair at faslda bn Kudme yle demitir:

"Hidne konusunda hepsinden nce anne, sonra da yukar doru annenin anneleri gelir. Bir nceki bir sonrakine tercih olunur. nk hepsi de kadndrlar ve hepsi de anne yerindedirler. mam Ahmed'den; babaanne ile annelerinin anneanneye tercih edileceine dair bir rivayet vardr. Bu rivayete gre, baba daha nceliklidir. nk babaanne ve anneleri ocua baba ile balanmaktadrlar. Bu durumda baba, anneden sonra gelecektir. Babadan sonra da babann yukar doru anneleri gelecektir. Birinci zikrettiimiz gr, (Hanbel) imamlarmz arasnda mehur olandr. ncelik srasyla anneye, sonra annelerine, sonra babaya, sonra annelerine, sonra dedeye, sonra annelerine, sonra babann dedesine, sonra onun annelerine isterse vris olmasnlar aittir. nk bunlar hidnede haklar bulunan bir asabeyle ocua balanmaktadrlar. Annenin babasnn annesi ise byle deildir. mam Ahmed'den bir baka rivayet daha vardr: Ona gre anne bir kzkardele teyze, babadan daha nce gelirler. Anne-baba bir kzkarde hem babadan, hem anne bir kzkardele teyzeden, hem de btn asabeden nce gelir. Mezhep ierisinde mehur olan birincisidir. Babalar ve anneler yoksa, hidne hakk kzkardelere intikl eder: nce anne-baba bir kzkarde gelir. Sonra srasyla baba bir kzkarde, sonra da anne bir kzkarde gelir. Kzkarde erkek kardee tercih edilir. nk kzkarde, hidne hakk bulunan bir kadndr. Dolaysyla ayn derecede olan erkek zerine tercih olunur. Annenin baba zerine; babaannenin babann babas zerine; her ninenin kendi derecesinde bulunan dede zerine tercih edilmesi gibi. nk kadn hidneyi yalnz bana stlenir. Erkek ise yalnz bana stlenemez.

Bir vecih daha vardr ki, ona gre erkek karde kzkarde zerine tercih olunur. nk erkek karde dorudan asabedir. Daha uygun olan birinci grtr.

Anne-baba bir, ya da baba bir kzkardein dede zerine tercihinde iki vecih vardr. Kzkardein bulunmamas durumunda srayla nce anne-baba bir erkek karde, sonra baba bir erkek karde, sonra da bunlarn oullan gelir. Zikrettiimiz sebepten dolay anne bir erkek kardein hidne hakk yoktur.

Bunlar da bulunmad zaman, sahih olan gre gre hidne teyzelere intikl eder. Bunlarn sras da kzkardelerin sralamas gibidir. Daylarn hidne haklan yoktur. Teyzeler de bulunmad zaman halalara geer. Halalar, kzkardelerin erkek kardelere tercih edilmeleri gibi, amcalar zerine tercih olunurlar. Sonra srasyla anne baba bir amca ile baba bir amca gelir. Anne bir amcann hidne haki yoktur. Sonra bunlarn oullar gelir.. Sonra el-Hrak'nin kavline gre, babann teyzelerine intikl eder. Dier bir kavle gre de, annenin teyzelerine intikal eder. Sonra babann halalanna geer. Annenin halalarnn hidne haklan yoktur. nk onlar annenin babas vastasyla balanrlar. Annenin babasnn ise, hidnede hakk yoktur. Ayn derecede hak sahibi iki ya da daha fazla kiinin bulunmas durumunda ocuun kime ait olacan belirtmek iin kur'aya bavurulur." bn Kudme'nin nakli ite budur.

Bu, daha nce belirttiklerimiz ierisinde en iyi olandr. Ancak burada, yukan doru ksa bile annenin anneleri, baba ve anneleri zerine tercih edilmektedir. Eer bu kaide altrlacak ve anne cihetinden olanlar baba cihetinden olanlara tercih edilecek olursa, o takdirde daha nce zikri geen yanl neticeler ortaya kacaktr. O byle yapmamtr. Eer baba cihetinden olan bazlarn anne cihetinden olan bazlanna tercih edecek olursa ki yle yapmtr bu kez de aradaki farkn ve tercih sebebinin (illet) ne olduu sorulacaktr.

Yine bn Kudme'nin ortaya koyduu kaidede, hidne hakk anne bir kzkarde iin mevzu bahis olduu halde anne bir erkek kardein hidne hakk bulunmamaktadr. Halbuki ikisi de ayn derecededir ve her adan ikisi de eittir. Eer bu durum onun erkek, dierinin kadn olduu iin ise, bu asabe olan dier btn erkeklerin durumu ile bozulur; yle olmad anlalr. Eer asabeden olmad iindir; hidne asabeden olmayan hibir erkek iin szkonusu deildir, denilirse, o zaman da yle denilir: Peki hidneyi her adan kendileriyle ayn derecede yakn olan erkekler bulunduu halde zevilerhamdan olan kadnlara nasl tahsis ediyorsunuz? Bu durumda esas olarak ya "kadnl" alp erkeklere hidne hakk tanmazsnz; ya da "miras" durumunu ahr vris olmayanlann hakk yoktur, dersiniz veyahut "yaknl" alr ve neticede anne bir kardele day ve annenin babasn mahrum etmezsiniz; yahut da "asabelii" alr ve asabe olmayan hibir kimseye hidne hakk tanmazsnz.

Burada bir k daha kald ki, o da bizim grmzdr. O da "erkeklerde asabelie, kadnlarda yaknla itibar etmektir" derseniz, cevaben yle denilir:

Bu durum velayet ve miras ahkmn-" aykrdr. Hidne ocuk zerinde bulunan bir velayettir. Eer siz onu velayet olarak kabul ederseniz, baba ve dedeye tahsis etmelisiniz. Yok miras telakkisinden hareket ederseniz, onu vristen bakasna vermemelisiniz. Her ikisi de hem sizin hem de dier btn limlerin grlerine aykndr.

bn Kudme'nin ifadesinde yine; aa doru ne kadar inse de kardein olunu anne yerinde olan teyze zerine tercih szkonusudur ki, son derece uzaktr ve ashabn ounluu karde ocuklarn sadece babann babas ve halalardan sonra saymlardr ki, dorusu da budur. Zira teyze annenin kzkardeidir ve ocua onun araclyla balanmaktadr. Anne babadan nde gelir. Karde olu ise, baba vastasyla olan kardele balanmaktadr. Bu durumda nasl teyze zerine tercih olunabilir? Ayn ekilde hala da babann kzkardeidir ve onun yansdr. Bu durumda babann olunun olu, kzkardei (hala) zerine nasl tercih edilir?

Konuyu stadmz eyhlislm bn Teymiye de bir baka kaide ile belirlemeye alm ve yle demitir: Hidne konusunu en iyi ekilde belirleyebilmek iin yle denilmelidir: Hidne efkat, terbiye ve yumuaklk zerine dayal bir velayet olduuna gre buna en lyk olan, bu sfatlan en iyi ekilde kendisinde bulunduran kimselerdir ki, bunlar da ocuun yaknlandr. Akrabalar ierisinde srayla en. yakn ve hidne velayetini stlenmeyi ehil klan vasflar en iyi ekilde kendilerinde toplayan kimseler tercih edileceklerdir. ki ya da daha fazla kiinin bulunmas durumunda, eer dereceleri eitse, kadnlar erkekler zerine tercih edileceklerdir. Buna gre: anne babaya, nine dedeye, teyze dayya, hala amcaya, kzkarde erkek kardee tercih edileceklerdir. Eer her ikisi de erkek ya da kadn iseler bu kez hak sahibi ayn derecede iseler kur'a ile belirlenecektir. Dereceleri farkl ise, eer ayn cihetten iseler, ocua daha yakn olan kimse tercih edilecektir. Buna gre kzkarde, kzma; teyze ebeveynin teyzesine; ebeveynin teyzesi dede ya da ninenin teyzesine; annenin babas olan dede, anne bir kardee tercih olunacaklardr. Dorusu da budur. Zira hidne konusunda babalk ve annelik ciheti kardelik cihetinden daha gldr. "Anne bir karde tercih edilir. nk o miras bahsinde annenin babasndan daha gldr." diyenler de olmutur. Her iki vecih de mam Ahmed'in mezhebindedir.

nc bir vecih daha vardr: O da, "Anne bir kardein asla hidne hakk yoktur. nk asabeden deildir. Hidne hakk bulunan kadnlardan da deildir. Day da ayndr." eklindedir. Bu vecihin sahibi: "Daynn hidne hakk yoktur. Annenin babas ile annenin babasnn annelerinin daydan daha ncelikli (ev) olduunda tartma yoktur." demitir.

Eer babann yaknl ve annenin yaknl gibi iki ayn cihetten iseler, mesel hala ile teyzenin; baba bir kz kardele anne bir kzkardein; babaanne ile anneannenin; babanm teyzesiyle annenin teyzesinin bulunmas gibi; iki rivayetten birisine gre bunlarn hepsinde baba tarafndan olanlar tercih olunurlar. Tabi bu ayn derecede olmalan ya da baba cihetininin ocua daha yakn olmalan durumunda byledir.

Ama anne taraf daha yakn, baba taraf daha uzak ise, mesel anneanne ile babann babasnn annesinin ve ocuun teyzesiyle babasnn teyzesinin durumu gibi, bu durumda iki tercih karlam olmakta, ancak ocua daha yakn olan, daha uzak olana nisbetle ona daha efkatli ve merhametli olaca iin tercih edilecektir. Babann yaknln tercih edenler, ancak annenin yaknl ile eitlii durumunda tercihe gitmektedirler. Ama annenin yaknlndan daha uzak ise, bu durumda daha yakn olan anne ciheti tercih olunacaktr. Aksi takdirde, uzak olan babann yaknln tercih durumunda, hibir kimsenin benimsemedii yanl neticeler ortaya kacaktr.

Bu kaide (zabt) ile hidne bahsinin btn meseleleri kuatabiir ve er'i kyasa uygun neticeler alnr, istisnas yoktur ve er' esaslara uygunluk arzeder. Karnza kan hidne ile ilgili her meselenin cevabn bu kaideden karabilirsiniz ve hem de neticeler delilin gerei olur, kendi ierisinde elikilerden, usl kyasna ters dmekten de uzak olur. Tevfik ancak Allah'tandr.

Hz. Peygamber'in (s.a.) (zevceye hitaben): "Evlenmediin srece ncelikli olarak o sana aittir." buyurmasnda, hidnenin annenin bir hakk olduuna dellet vardr.

mam Ahmed ve Mlik'in mezhebinde fukaha, hidnenin ocua bakma durumunda olan kimsenin lehinde bir hak m, yoksa aleyhinde bir grev mi olduu konusunda iki gre ayrlmlardr.

Bunun zerine u neticeler kurulur:

Birincisi: Hidne hakkna sahip olan kimsenin drmesi ile bu hak kendisinden der mi, dmez mi? ki gr vardr.

kincisi: Eer lehine bir haktr dersek, hidne sresince cret karl olmakszn hizmet ykml olmayacaktr. Eer bir grevdir dersek, karlksz hizmette bulunmas gerekecektir. Eer ocua bakacak kimse (hdin) fakirse, o zaman her iki gre gre de eret alma hakk olacaktr.

ncs: Anne hidneyi babaya balad zaman, eer lehine bir haktr diyorsak, hibe balayc olacak ve bir daha rc edemeyecektir. Eer grevdir dersek, anne tekrar hidne talebinde bulunabilecektir.

Bu mesele ile, sattan nce uf a haklann hibesi gibi henz sabit olmam eyin hibesi ki bu iki kavilden birisine gre balayc deildir arasndaki fark udur: Hidne bahsinde, hidnenin sebebi mevcuttur. Dolaysyla sanki mevcutmu gibi olur. Ayn ekilde bir kadn bir aylk nafakasn kocasna balarsa, o da balayc bir hibe olur ve dnemez. Btn bunlar mam Mlik'in tbilerinin szleri ve neticeleridir. Dorusu hidne; ocuun ihtiya gstermesi, baka birisinin de bulunmamas durumunda annenin hem hakk hem de grevidir. Anne ve ccuun velsi, hidne hakknn velye nakledilmesi konusunda anlaabilirlerse bu

caizdir. Hz. Peygamber'in (s.a.) : "=O ncelikli olarak sana aittir." ifadesinde hidnenln kadnn lehine bir hak olduuna delil vardr.

Hz. Peygamber'in "evlenmediin srece" ifadesi hakknda iki gr olmak zere ihtilf edilmitir: Acaba bu gerekelendirme (ta'll) midir, yoksa sre belirlemek (tevkt) iin mi sylenmitir? Bu ihtilfa gre u durum ortaya kar: Kadn evlense ve hidne hakk dse, fakat sonra boansa, acaba hidne hakk tekrar dner mi?

Eer bu ifade "ta'll" iindir denilecek olursa, o takdirde hidne hakk geri dnecektir. nk hkm bir illetten dolay sabit; olursa, o illetin zail olmasyla o hkm ortadan kalkar. Hidne hakknn dmesinin illeti evliliktir. Eer kadn boanrsa bu illet zail olmaktadr, dolaysyla hkm de ortadan kalkacaktr. Bu ounluk fukahann grleridir. Bunlar arasnda mam afi, Mlik, Ebu Hanfe de vardr.

Sonra bunlar da kendi aralarnda ihtilf etmilerdir: ayet talk'ricl talk olursa, acaba kadnn hidne hakk sadece talkn verilmi olmasyla der mi, yoksa iddetin bitmesine mi baldr? Yine iki gr vardr. Her ikisi de mam Ahmed ve afi'nin mezhebinde mevcuttur.

Birincisi: Sadece talkn verilmi olmasyla hidne hakk dner. afi mezhebinin zahir gr de byledir. kincisi: ddet dolmadka hidne hakk dnmez. Bu da mam Ebu Hanife ve Mzen'nin grleridir. Btn bunlar "evlenmediin srece" ifadesinin "ta'll" kabul edilmesi esasna binaendir. Bu ounluk fukahann grleri olmaktadr.

mam Mlik ise, mezhebinde mehur olan kavle gre: " Kadn evlenir ve zifaf da gerekleirse, hidne hakk bir daha dnmez, isterse daha sonra boanm olsun." demitir. Tabilerinden bir ksm mam'm bu sznn hadisteki "evlenmediin srece " ifadesinin "tevkt" yani sre belirlemek iin olduu esasna binaen sylenmi olduunu belirtmilerdir. Yani bu szn anlam "Hidne hakkn evlenecein zamana kadar geerlidir." demektir. Evlendii zaman hidne hakk vakti biter, dolaysyla vakti bittikten sonra da bir daha dnmez. Nitekim ocuun bulua ermesi ve bylece bakma ihtiyac kalmamas sebebiyle de hidne vakti dolmakta ve hak sona ermektedir. mam Mlik'in tabilerinden Mure ve bn Eb Hzim ise dier ounluk fukahanm grleri dorultusunda "Kocas kendisinden ayrld zaman hidne hakk geri dner." demilerdir. nk, kadnn hidne hakkn gerektiren ey ocua olan zel yaknldr. Bu yaknlkla, nikh engeli tearuz halindedir. Zira nikh ocuun ihmale uramasn, kadn ocuk ve onun karlaryla uramak yerine, yabanc olan kocann hukuku ile megul olmasn, ocuun akrabas olmayan bir kimsenin nimetleri ierisinde bytlp terbiye edilmesini gerektirecek ve bu durum ocuun akrabalar zerinde bir minnet ve zillet hissi douracaktr. te bylesi bir nikh lm veya talk (ayrlk) yolu ile son bulduunda "mni" zail olacak ve hidne hakkn gerektiren ey ise devam edecektir, dolaysyla da eseri zerine terettp edecektir. Bu durum kfr, klelik, fsklk, gebelik [bedv) gibi sebeblerle hidne hakk ortadan kalkan herkes iin szkonusudur. Mni ortadan kalkt zaman hidne haklan geri dner. Nikh ve ayrlk durumu da ayn ekildedir.

Hidne hakknn sadece ric' talkla veya iddetin bitmesine bal olmas eklindeki htilf, ric' talkla boanan kadnn tm hkmlerde zevce kabul edilmesinden kaynaklanmaktadr. Zira koca ile aralarnda birbirlerine vris olmalar szkonusudur. Koca ric' talkla boad karsna zhar ve ilda bulunabilmektedir; zerine onun kzkardeini, veya hala ya da teyzesini almas, yine kendisinden baka ayrca drt kadnla evli olmas haram olmaktadr. Btn bunlar ric' talkla boanm kadnn hl zevce olduunu gstermektedir. in bu tarafn gz nnde bulunduran kimselere gre, hidne hakk iddet bitip tamamen ayn dmedike, sadece ric' talkla boanm olmakla geri dnmez.

Sadece boanm olmakla hidne hakknn dnecei grnde olanlar ise yle demektedirler: "Koca, boamakla kadn yatandan ayrmtr, artk kadm lehine koca zerinde yannda geceleme [kasm) hakk ve kocaya ayraca bir meguliyeti kalmamtr. Hidne hakknn dmesini gerektiren illet, talk ile ortadan kalkmtr.

Bu gr e-eyh'in (bn Kudme) el-Mun'de tercih etmi olduu gr olmaktadr. Hrak'nin sznn zahiri de byledir. nk o, "Anne evlendii zaman, ocuk kendisinden alnr ve sonra boanrsa, hidne hakkna tekrar geri dner." demektedir.

"Evlenmediin srece" ifedesi hakknda yine ihtilf edilmi ve bundan maksadn sadece akit mi, yoksa zifafla birlikte akit mi olduu tartlmtr. Bu konuda da iki vecih bulunmaktadr. Birincisi: Sadece akitle hidne hakk der eklindedir. Bu mam afi ve mam Ebu Hanife'nin grleridir.nk akitle koca kadndan istifade hakkna, kadnn ocuk bakm menfaatine sahip olur. kincisine gre; zifaf gereklemedike hidne hakk dmez. Bu da mam Mlik'in grdr. Zira kadnn ocuk bakmna frsat bulamamas ancak zifafla gerekleir. Hadis her ikisine de muhtemeldir. Uygun olan, hidne hakknn nikh akdiyle birlikte dm olmasdr. nk nikhla birlikte kadn, kendisini zifafa hazrlamak ve ocukla ilgilenememek gerekli hazrlklar yapmak gibi bir durum ierisindedir. Bu ounluk ulemann grleri olmaktadr. [37]

 

5 Hidne Hakknn Evlilik Sebebiyle Decei Hakkndaki htilflar:

 

Nikhla hidne hakknn dmesi konusunda drt gr bulunmaktadr:

Birincisi: Bu hak mutlak olarak der; ocuun erkek veya kz olmas arasnda bir fark yoktur. Bu gr mam afi, Mlik, Ebu Hanife ve mehur alan rivayette mam Ahmed'e aittir. bnu'l-Mnzir: "Kendisinden ilim aldm herkes bu konu zerinde icma etmilerdir. Kad reyh de byle hkmde bulunmutur." demitir.

kinci gr: Hidne hakk evlilikle hibir ekilde dmez.Hidne konusunda, kocas olmayan kadnlarla kocalar bulunan kadnlar arasnda fark yoktur. Bu gr Hasan el-Basr'den nakledilmitir Bu ayn zamanda Ebu Muhammed b. Hazm'n da gr olmaktadr.

nc gr: Eer ocuk kz ise hidne hakk annesinin evlenmesiyle dmez. Eer erkek ise der. Bu gr iki rivayetten birisinde mam Ahmed'e aittir. Mhenn b. Yahya e-m rivayetinde, bunu beyan etmi ve yle demitir: Anne evlenir ve olu da kk olursa kendisinden alnr. Kendisine: "Kz ocuu da erkek ocuu gibi midir?" diye soruldu. O: "Hayr! Kz ocuu yedi yana kadar annesiyle beraber kalr." dedi. Bu rivayete gre, kz ocuu annesinin yannda yedi yama kadar m, yoksa ergenlik ana [bul) kadar m kalr1? Yine iki rivayet szkonusudur: bn Eb Ms: "Ahmed'den 'Anne evlenmi olsa bile, bul ana gelinceye kadar, kz ocuu zerinde. hidne hakkna ncelikli olarak sahiptir.' rivayeti vardr." demitir.

Kadn ocuun slalesinden birisiyle evlenirse, hidne hakk dmez. Sonra bu gr sahipleri de e ayrlmlardr: 1) mam Ahmed'in tbilerinin szlerinin zahiri olduu zere, aranan art, sadece kocann ocuun slalesinden olmasdr. 2) Kocann ayn zamanda, ocua nikh dmeyecek ekilde yakn olmas da arttr. Bu da Haneflerin gr olmaktadr. 3) ocuk ile koca arasnda ayn zamanda ocuun dedesi olmak suretiyle bir doum ilikisi de bulunmaldr. Bu da mam Mlik ve mam Ahmed'in baz tbilerinin grdr. Bu konuda mezheblerin grleri bunlardan ibarettir.

Hidne hakkn mutlak surette drenlerin delilleri tanedir: 1) Daha nce geen Amr b. uayb hadisidir. 2) Bu konudaki sahabenin ittifakdr. Daha nce Hz. Ebu Bekir'in Hz. mer'e "O evlenmedii srece ocua senden daha ok hak sahibidir" dedii ve Hz. mer'in buna muvafakat ettii ve onlara ashaptan hibir kimsenin muhalefet etmedii gemiti. Kad reyh de bu dorultuda hkmetmiti. Ondan sonra gelen kadlar da zamanmza kadar eitli asr ve farkl mekanlarda hep ayn hkmde bulunmulardr.

ncs Abdrrezzk'n, bn Creyc Ebu'z-Zbeyr Medine'li salih bir adam Ebu Seleme b. Abdirrahman senediyle zikrettii u hadistir: Ensar'dan bir kadn, yine Ensar'dan bir adamn nikh altnda idi. Kocas Uhud gnnde ehid dt. Kocasndan bir ocuu vard. Kadnn ocuunun amcas ile baka bir adam, onu babasndan istediler. Babas da onu dier adama nikahlad. Kadn Hz. Peygambere geldi ve: "Y Raslallah! Babam beni istemediim bir adama nikahlad, ve ocuumun amcasn terketti, bu durumda ocuum benden alnr." dedi. Hz. Peygamber kadnn babasn artt ve ona: "Falan falancaya nikahladn yle mi?" diye sordu. O da: "Evet!" dedi. Hz. Peygamber ona: "Senin nikahlama hakkn yok! (Sonra da kadna) Sen git ve ocuunun amcasyla evlen!" buyurdu.[38]' Bu olayda Hz. Peygamber, evlenmesi durumunda ocuun annesinden alnacan mnker bulmam, aksine hidne hakknn kadnda kalabilmesi amacyla, onu ocuun amcasyla evlendirmttir. Dolaysyla bu hadiste, evlilikle hidne hakknn deceine, ocuun yaknlarndan birisiyle evlendii takdirde ise hidne hakknn dmeyeceine dellet vardr.

Ebu Muhammed bn Hazm, bu istidlale iki adan itiraz etmitir: Birincisi: Amr b. uayb hadisi (semaa dayanmaz) elindeki bir sahifedendir. kincisi: Bu Ebu Seleme hadisi mrseldir ve senedinde bir mehul ravi vardr.

Bu her iki itiraz da zayftr. Daha nce imamlarn Amr'n hadislerini sahih bulduklarm ve onunla ihticacda bulunduklarn aklamtk. Bir adarmn hadisiyle amel konusunda bn Hazm'm sz ile, Buhr, Ahmed, ibn el-Medn, Humeyd, shk b. Rhyeh ve emsallerinin szleri karlarsa, elbetteki bunlarn szleri braklarak bakalarna gidilmez.

Ebu Seleme hadisine gelince; Ebu Seleme, tabin neslinin byklerindendir. Olay Ensarl bir kadndan anlatmaktadr. O kadm grm olmas inkr edilemez. Dolaysyla da hadisin mrsellik iddias tahakkuk etmi deildir. Tahakkuk etse bile, o iyi bir mrseldir; merf ve mevkuf baka ahidleri vardr, itimad sadece ona deildir. Mehul rvlden, Ebu'z-Zbeyr'in iyi haline (salihlilne) tanklk ettii kimse kastedilmektedir. Kukusuz bu tanklk onun kimliini belirlemez; ancak kendisinden rivayet eden dil rvi tarafndan tezkiye edilen mechl rvinin adaleti sabit olur, daha sahih olan kavle gre isterse bu i dil tek rvi tarafndan yaplsn. Zira tadl (tezkiye), zellikle de hadis rivayeti hakknda ehadet kabilinden olmayp, "ihbar" ve "hkm" trndendir. Dolaysyla bir kiiyle iktifa edilir ve rivayet nisab zerine ziyadeye gidilmez. Kald ki, iki grten birisine gre dil bir rvinin bir bakasndan sadece rivayette bulunmas, onu aka tezkiye etmese bile, onu ta'dl etmi saylmaktadr. Nitekim mam Ahmed'den gelen iki rivayetten birisinde durum byledir. Ama ondan rivayette bulunur ve ayrca onun dil bir rvi olduunu da tasrih ederse, zellikle de zayf ve thmete maruz kalm rvilerden rivayet ettii bilinmiyorsa, bu takdirde rivayetini redde medar olacak cehalet durumundan km olur. Ebu'z-Zbeyr'de her ne kadar tedlis varsa da, o zayf ve ithama maruz kalm rvilerden tedlis yapan birisi olarak bilinmemektedir. Aksine onun tedlisi, selefin yapm olduu tedlis cinsindendir; onlar ne bir ithama maruz kalm rviden, ne de cerhe uram birisinden asla tedliste bulunmazlard. Bu trden olan tedlisler sadece son dnemlerde oalmtr.

Ebu Muhammed kendi grn, Buhari'nin Abdlaziz b. Suheyb'in Enes'ten rivayet ettii u hadisle demlendirmeye almtr: Enes anlatr: Raslullah (s.a.) Medine'ye gelmiti. Hizmetisi yoktu. Ebu Talha elimden tuttu ve beni Raslullah'a (s.a.} gtrd ve: "Ya Raslallah! Enes akll bir ocuktur.O sizin hizmetinizde bulunsun." dedi. Enes: "Ben O'na hem seferde hem de evde hizmet ettim." der[39]'

Olay zikreden Ebu Muhammed yle diyor: "te Enes, annesinin bakm altnda bulunmaktadr ve annesinin kocas bulunmaktadr ki, o Ebu Talha'dr ve bunu Hz. Peygamber bilmektedir."

Bu delillendirme son derece tutarszdr. Hadis ise gayet sahihtir. Tutarszdr, nk, Enes'in akrabalarndan hibir kimse Hz. Peygamber'e gelerek onun hakknda annesiyle bir ekimede bulunmamtr; o dileri henz bitmemi, yalnz bana yiyip iemeyecek, san solunu ayramayacak bir ocuk deildir. Bu halde iken annesi evlenmi ve buna ramen onu Hz. Peygamber annesi lehine hkmetmi deildir. Eer bu dediklerimiz olsayd, ite o zaman bu hadisi kendisine delil olarak kullanmas doru ve tam olurdu. Hz. Peygamber Medine'ye geldiinde Enes on yanda idi ve annesinin yannda bulunuyordu. Ebu Talha ile evlendiinde, akrabalardmdan hibir kimse gelip de Enes hakknda onunla ekimeye girmemi ve ona: "Sen evlendin, artk senin hidne hakkn yoktur, ben onu senden almak istiyorum." dememiti. Hi phe yoktur ki, evli bir kadnn, kocas ve ocuun akrabalarnn raz olmalar durumunda onun bakmn stlenmesi haram deildir. Yine phesiz, annenin, hidne hakk sahiplerinin mnazaaya girmeyecei bir kimseyle evlenmesi ve ocuu ondan talepte bulunmamalar durumunda, ocuu annesinden ayrmak vacip, hatta caiz bile deildir. Bu itibarla bu hadisle ihticacta bulunmak son derece uzak ve yersizdir.

Bunun bir benzeri de, mm Seleme validemizin Hz. Peygamber Efendimizle evlendiinde, ocuuna olan kefaletini drmediini, aksine hidne hakknn devam ettiini delil olarak kullanmalardr. Allah Allah! mm Seleme ile ocuu hakknda kim mnazaada bulunmu ve ocuun Hz. Peygamberin himayesinde olmasna kim kar km?

amamak elde deilir!

Yine bu gr lehine olmak zere Hz. Peygamber'in Hz. Harnza'nn kznn, Cafer ile evli olan teyzesine verilmesine hkmetmesiyle de istidlalde bulunulmak istenilmitir. Hz. Harnza'nn kzyla ilgili hkm, limlerce farkl deerlendirilmi ve u konuda delil olarak kullanlmtr: Birincisi: Nikh hidne hakkn drmez. kincisi: Bakm szkonusu olan ocuk kz olursa, annesinin evlenmi olmas hidne hakkn drmez, eer ocuk erkek ise drr. ncs: Koca eer ocuun akrabas ise, annenin hidne hakk dmez, aksi takdirde der. Bu tibarla Hz. Hamza'nn kzyla ilgili olayn, mutlak surette evliliin hidne hakkn drmeyeceine dair delil olarak kullanlabilmesi iin dier iki ihtimalin bertaraf edilmesi gerekmektedir. [40]

 

6 ocua Bakacak Kimsede Aranacak artlar:

 

Hz. Peygamber'in (s.a.) ocuun annesine verileceine hkmetmesi ve: "Evlenmediin srece sen ona daha ok hak sahibisin." buyurmas, kaytsz ve kfir, kle, fask, yolcu olsa bile her anne iin lehine hkm gerektirecek genellikte deildir. Byle bir genellemenin hadisten karlmas doru olmad gibi, byle bir hkmn olmayaca da karlamaz. Hidne konusunda rnslmanlk, hrriyet, diyanet ve mukim olma gibi artlarn arandna dair ayn, mstakil bir delilin bulunmas durumunda bu, ne hadisin bir tahsisi ne de onun zahirine

muhalefet saylmaz.

ocuun bakmn stlenecek kimsede u artlar aranr:

1 ocukla ayn dinden olmalar. Bir kfirin iki adan dolayl mslman zerinde hidne hakk yoktur:

a) ocuun bakmn stlenen kimse, onu kendi dini zere terbiye etme ve yetitirme zerine hrsl olur. Bydkten sonra ocuun artk o dinden bir bakasna intikali zordur. Dolaysyla o kimse ocuu, Allah'n kullarn zerinde yaratt ftrat halinden deitirebilir ve o ocuk bir daha asla ftr haline yeniden dnemez. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.) bu konuda "Her doan ftrat zere (yani tabi din olan slm' kabule meyilli olarak) doar da ebeveyni onu ya yahudi ya hristiyan, ya da mecus yapar."'[41] buyurmutur. Dolaysyla ocuun bakmn stlenecek kimsenin mslman olmamas durumunda onu yahudi veya hrlstiyan yapmasndan emin olunamaz.

Burada, "Hadis, sadece ebeveyn hakknda varid olmutur." eklinde bir itiraz akla gelebilir.

Cevaben yle deriz: Hadis, galibe itibarla sylenilmi olup hasr mnas ifade etmez. Zira galib ve mutad olan, ocuun ebeveyni yannda yetimesidir. Ebeveynden birisi veya her ikisi kaybedildii zaman, ocuun velisi ebeveynin yerini alr.

b) Yce Allah, mslmanlarla kafirler arasnda velayete [muvlta) son vermi ve mslmanlan birbirlerinin velileri, kfirleri de yine kendi aralarnda birbirlerinin velileri kabul etmitir. Hidne ise, Yce Allah'n bu iki grup arasnda kesip atm olduu velayet trnn en gl olanlarndan birisidir.

Re'y limleri, bnu'l-Ksm ve Ebu Sevr: "Anne kafir, ocuk mslman olsa bile, hidne hakk sabit olur." demilerdir. Bunlar delil olarak Nes'nin Snen'inde rivayet ettii Rfi b. Sinan hadisini kullanmlardr: Bu zat mslman olmu, kars ise mslman olmaktan imtina etmiti. Kadn Hz. Peygamber'e (s.a.) gelmi ve: "Benim kzm! Daha yeni stten kesildi, ya da yle bir ey!" demi; Rfi': "Benim kzm!" demi ve her ikisi de ocuu talepte bulunmular. Hz. Peygamber (s.a.) Rfi'e: "Bir keye otur!", kadna da: "Sen de bir keye otur!" buyurmu ve her ikisine birden: "ocuu kendinize arn!" diye emretmilerdi. lk anda ocuk annesine doru meyletmi. Bunun zerine Hz. Peygamber (s.a.): "Allah'm! O ocua doruyu gster!" diye dua etmi ve ocuk hemen babasna meyletmi, babas da ocuu almtr.[42]

Bunlar akl delil olmak zere de yle demilerdir: "Hidne hakk iki eyden dolaydr: Emzirmek ve ocuun hizmetinde bulunmak. Bunlarn her ikisi de kfir olan annede mevcuttur."

Dierleri ise yle demilerdir: Bu hadis Abdlhamid b. Cafer b. Abdullah b. el-Hakem b. Rfi' b. Sinan el-Ensr el-Evs'in rivyetindendir. Onu illet konusunda imam olan Yahya b. Sad el Kattan zayf bulmutur. Sfyn es-Sevr de ona hcumda bulunurdu[43]' bnu'l-Mnzir ve daha bakalar hadisi zayf kabul etmilerdir. Olayda birbirini tutmayan ifadeler (muzdariblik) vardr: Muhayyer braklann kz ocuu olduu da rivayet edilmi, erkek ocuu olduu da rivayet edilmitir. e-eyh (bn Kudme) el-Muni'de yle der: "Hadise gelince, bundan baka trl de rivayet edilmitir. Onu nakil erbab sabit grmemektedirler. snad hakknda tenkitler vardr. Bunun byle olduunu bnu'l-Mnzir haber vermitir."

Sonra bu hadis, slm artn ileri srenlerin grne delil olarak kullanlabilir. Zira ocuk annesi tarafna meyledince, Hz. Peygamber (s.a.), doruyu ona gstermesi iin Allah'a dua etmiti de ocuk babasna ynelmiti. Bu durum gstermektedir ki, ocuun kfir ile birlikte olmas, Yce Allah'n kullan iin arzu buyurduklar hidyetin aksi bir durum olmaktadr. Eer ocuun annesiyle kalmas kesinleseydi, o zaman hadiste delil olabilirdi. Oysa ki, Yce Allah bylesi bir neticeye, Peygamberinin duas neticesinde imkn vermemiti

alacak hususlardan birisi de onlarn "Fskn hidne hakk yoktur." demeleridir. Kfrden daha byk bir fsk olur mu? ocuun, fskn merebi zerinde yetimesi neticesinde beklenilen zararla, kfir yannda yetimesi neticesinde szkonusu olacak olan zarar hi bir olur mu? Kald ki, doru olan gre gre, hidne konusunda ocua bakmak durumunda olan kimsede adalet art asla aranmamaktadr. Her ne kadar bu art mam Ahmed ve afi'nin tabileri ileri srmlerse de bu isabetli deildir. Eer ocuun bakmn stlenecek kimsede adalet art aranacak olursa, ocuklar zayi olur ve mmet zerine byk bir meakkat biner, skntlar doar, slm'n douundan kyamete dek fasklara ait ocuklar olagelecek ve bunlar ounluu tekil etmekle birlikte, dnyada hibir kimse onlara el atmayacakt! Bu olacak ey deildir. slm'da,ebeveyni veya onlardan birisi fsktr, gerekesiyle ocuun onlardan alnd hi grlm mdr? Zorluk, meakkat ve sknt dourmada bu kald ki eitli asr ve ehirlerde srdrlen uygulama bunun aksinedir nikh velayeti konusunda adalet artn

ileri srmek gibidir. nk nikh olay hemen her yerde, her asr ve ehirde, kylerde, krlarda olan bir eydir ve bu ii stlenen velilerin byk ounluu da fsktrlar. Fskk t teden beri olagelen bir eydir. Ne Hz. Peygamberin ne de sahabeden herhangi birisinin, hibir fsk ocuunu terbiye etmekten ve onun bakmn stlenmekten menettikleri, velayeti altnda bulunan kzlarn evlendirmekten alkoyduklar vaki deildir. Genelde gryor ve mahade ediyoruz ki, bir insan fsik da olsa, ocuu hakknda ihtiyatl davranmakta ve onu ihmal etmemekte, onun hayr ve salh iin almakta, aba gstermektedir. Her ne kadar bunun aksi de dnlebilrse de, bu mutad olana nisbetle son derece az olmaktadr. Sri' Tel bu gibi hususlarda cibill olan motife (duygu, gd) itimatla yetinmekte, ek artlar aramamaktadr. Eer fsk kimse hidne hakkndan, velayetinde bulunan kzlarn evlendirme yetkisinden mahrum olacak olsayd, bunun beyan edilmi olmas mmet iin son derece nemli bir husus olur ve mmet onun nakline itina gsterir, onunla amel edegelirlerdi. Eer byle bir durum olsayd, nasl olur da bunu brakrlar ve tam aksiyle amel edegelirlerdi. Bunun tasavvuru^ caiz deildir. Eer fskk ocuun bakmn stlenmeye mani bir durum olsayd, o takdirde zina eden, iki ien veya baka bir byk gnah ileyen herkesin kk ocuklarnn kendisinden alnp baka birisinin yanma verilmeleri gerekirdi. En iyi bilen Allah'tr.

2 Evet, hidne konusunda "akl" arttr; mecnn ya da bunak birisinin, kk ocuun hidne hakk bulunmamaktadr. nk bunlar kendilerine bakacak, zerlerine kefil olacak kimselere muhtatrlar; bu durumda nasl bakalarna kefil olabilir, onlarn ilerini stlenebilirler?

3 Hrriyet artna gelince, bu konuda kalbin kabule meyledecei bir delil bulunmamaktadr. Buna ramen imam bunu art komulardr. mam Mlik, cariye bir kadndan ocuu olan hr bir kimse hakknda: "Anne, satlmadka o ocua daha ok hak sahibidir. Satlmas durumunda ondan babaya intikal eder." demitir ki, dorusu da ite budur. nk Hz. Peygamber (s.a.): "Hi bir anne ocuundan ayrlamaz."[44] ' ve yine: "Kim bir anne ile ocuu arasn ayrrsa, kyamet gnnde Allah onunla sevdikleri arasn ayrr."[45] buyurmutur. Onlar, sat akdinde cariye anne ile ocuunun arasn ayrmann caiz olmayacan sylemilerdir; bu durumda nasl hidne konusunda anne ile ocuu arasn ayrabilmektedirler? Hadisin umumu, anne ile ocuunun aralarnn ayrlmamasn, hem sat hem de hidnede mutlak olarak yasaklamaktadr. Onlarn, cariye annenin menfeaatlerinin efendisinin mlk olmas, ve devaml onun hizmetinde bulunmas sebebiyle ocuun hizmetinde bulunamaz, eklinde ileri srdkleri mazeret kabul edilemez. Aksine hidne hakk cariye olan anneye aittir ve bu hak ocuun hizmete ihtiya duyduu anlarda efendinin hakkna sat akdinde olduu gibi takdim olunur. Cariye olan annenin nikhtan hali olmas keyfiyeti ise, daha nce gemiti.

Burada dikkat ekmemiz gereken bir husus vardr: Biz nikh sebebiyle hidne hakkn anneden drp bir bakasna nakledeceimiz durumda, eer baka yakn bir akraba olmaz da sadece anne bulunursa, bu durumda annenin hidne hakk dmez. O, hkimin ocuu kendisine teslim edecei bir yabancdan daha ok hak sahibidir. ocuun (evli de olsa) annesinin kucanda byyp terbiye grmesi; tamamen yabanc olan, aralarnda efkat ve merhameti gerektiren bir yaknln bulunmad bir kimsenin evinde terbiye grp yetimesinden daha uygundur. eriatn, bir mefsedeti, kendisinden daha byk bir mefsedet ile gidermesi muhaldir. Hz. Peygamber asla genel ve kll bir hkmde bulunmam ve: "Evlenen her kadnn hidne hakk her hal ve durumda der." buyurmamdr ki, bu durumda hidne hakknn anne iin sabit olaca eklindeki bir hkm nassa muhalif dm olsun.

4 Ayn lkede olma artna gelince; eer ebeveynden birisinin yolculuu bir ihtiyatan dolay olur ve sonra dnerse, dieri de mukim ise, mukim olan ocuk zerinde daha ok hak sahibidir. nk kk ocukla yolculuk yapmak, zellikle de ocuun emzikli olmas durumunda, ona zarar verir ve onun ziyanna sebep olabilir. Fukaha hkm bu ekilde mutlak olarak belirtmiler ve hac yolculuunu dier yolculuklardan istisna etmemilerdir. Eer ebeveynden birisi, dierinin bulunduu yerden baka bir yere ikamet etmek iin g edecekse, baklr; yol ve gidecei yer veya bunlardan birisi emniyet telkin etmiyorsa, ebeveynden mukim olan ocuk zerinde daha ok hak sahibidir. Eer her ikisinde de gvenlik varsa, bu durumda iki gr vardr. Bunlarn her ikisi de mam Ahmed'den rivayet edilmitir: Birincisi: Bu durumda hidne hakk, ocuun terbiye, tedb ve tahsilini yaptrabilecei iin, babaya aittir. Bu ayn zamanda mam Mlik ve afi'nin de grleridir. Kad reyh de bu dorultuda hkmde bulunmutur. kincisi: Anne daha ok hak sahibidir. nc bir gr daha bulunmaktadr: Buna gre baka yere gen, eer baba ise, ocuk zerinde anne daha ok hak sahibidir. Yok, g eden anne ise ve asl nikhn yapld memlekete g etmi ise, yine o daha ok hak sahibidir. Ama bir baka memlekete g etmise, bu durumda baba daha ok hak sahibidir. Bu gr de Ebu Hanife'ye aittir. Ebu Hanife'den bir baka rivayet daha nakledilmitir: Eer kadnn g, bir beldeden kye ise baba daha ok hak sahibidir. Eer kadn bir beldeden baka bir beldeye g etmise, ncelik hakk kendisine aittir.

Btn bunlar, grld zere, kalbin kabule meyledecei bir delilden yoksun grlerdir. Dorusu, bu konuda ocuun yararna ve onun karlarna uygun olan kollamak ve ihtiyatl davranmak, ikamet ya da gten hangisi ocuk iin daha uygun ise, koruma ve muhafazaya hangisi daha elverili ise onu tercih etmektir. Bunun dnda bizzat ikamet ya da yolculuk halinin bir tesiri yoktur. Tabi btn bunlar, elerden birinin gle birlikte dierine bir zarar vermek ve ocuu elinden almak gibi bir garaz olmamak durumuyla ilgilidir. Eer byle bir art niyeti varsa, o takdirde onun bu arzusuna icabette bulunulmaz.

"Evlenmediin srece sen daha ok hak sahibisin." sz hakknda: "Burada hazif vardr ve szn tamam: 'Evlenip, kocan seninle zifafta bulunup da akabinde hakimin hidne hakknn dtne hkmetmedike...' eklindedir." denilmitir. Bu uzak bir zorlamadr ve lfz buna msait deildir, hibir ekilde byle bir delleti yoktur. Bu mnanm shhati zerine "iktiz" yolu ile dellet de bulunmamaktadr.

"Zifaf art, art koanlara gre "evlenmedike lfz ierisinde yer almaktadr. Nitekim er' tahlil ile ilgili yette de nikh kelimesi "zifaf mnasnda kullanlmtr. Zifaf artm aramayanlara gre ise, hadisteki "nikh" (evlenmek) szcnden maksat nikh akdi olmaktadr.

Hidne hakknn dmesine dair hkimin hkmde bulunmasna gelince, buna ancak taraflarn ocuk hakknda nizaa dmeleri ve husumetin ortaya kmas durumunda ihtiya duyulur.Bu durumda hkimin hkm, Hz. Peygamber'in (s.a.) hkmnn infaz olmu olur. Yoksa Hz. Peygamber hidhe hakknn dmesini, hkimin hkmne balam deildir. Aksine bizzat kendi hidne hakknn evlilikle dmesine hkm buyurmutur. Daha sonraki hkimlerin bu dorultuda hkm vermi ya da vermemi olmalar durumu deitirmez. Bunun delili. Hz. Peygamber'in, evlenmedii srece ocuk zerinde annenin daha ok hak sahibi olduuna, evlendii zaman ise bu hakkn ortadan kalkarak bakasna intikal edeceine dair olan bu hkmleridir. Hidne hakk sahibi ocuu talepte bulunduu zaman, karsndaki kiinin onu kendisine vermesi gerekmektedir. Eer bundan kanr ve ocuu hak sahibine teslime yanamazsa, o zaman hkim onu icbar eder. Eer hak sahibi hakkn drr veya talepte bulunmazsa, durum eskiden olduu hal zere kalr. Bu genel bir kaidedir ve dier hadislerden karlmtr.

Hidne konusunda ebeveyn arasnda ocuun bir seimde bulunamayaca grnde olanlar bu hadisin zahirini del olarak kullanmlardr. stidlal ekli yledir: Hz. Peygamber (s.a.) "Sen ocuk hakknda daha ok hak sahibisin!" buyurmutur. Eer ocuk muhayyer braklacak olsayd, bu takdirde anne, ocuk kendisini tercihte bulunmadka daha ok hak sahibi olamazd. Nitekim baba da ayn ekilde ocuk kendisini tercihte bulunmadka ncelikli olarak hak sahibi olamazd. "ocuk seni tercih ettii takdirde sen daha ok hak sahibisin." eklinde bir takdir yaplacaksa, ayn takdir baba iin de yaplabilir. Oysa ki, Hz. Peygamber (s.a.) anneyi, niza durumunda kaytsz olarak stn hak sahibi kabul etmitir. Bu, mam Ebu Hanife ve Mlik'in grleridir.. Biz bu meseleyi ve onunla ilgili fukahann grlerini, kullandklar delillerini zikrediyor ve ilerinden Hz. Peygamber'in (s.a.) hkmne uygun olan tercihte bulunuyoruz.

1 Ebu Bekir Sddk'n (r.a.) gr: Abdrrezzk, bn Creyc At el-Horsni bn Abbas kanalyla nakleder: Hz. mer karsn boamt. (Daha sonra nceden geen haberi nakleder.) Hz. Ebu Bekir kendisine: "ocuk iin annesinin kokusu ve yata, byyp temyiz ama gelip kendi bana bir tercihte bulununcaya kadar, senden daha hayrldr." demi ve ocuun, byyp de temyiz ana ulap kendi tercihini yapncaya kadar annesine verilmesine hkmetmitir. ,

2 Hz. mer'in gr: mam afii, bn Uyeyne Yezid b. Yezid b, Cbir smail b. Ubeydullah b. Ebi'l-MuMcir Abdurrahman b. Ganm senediyle, "Hz. mer'in (r.a.) bir ocuu annesiyle babas arasnda muhayyer kldn" rivayet etmitir.

Abdrrezzk, bn Creyc Abdullah b. Ubeyd b. Umeyr senediyle, "Hz. mer'in bir ocuu annesiyle babas arasmda muhayyer braktn, ocuun annesini tercih ettiini ve kadnn ocuunu alarak gtrdn" nakletmitir.

Yine Abdrrezzk, Ma'mer Eyyb smail b. Ubeydullah Abdurrahman b. Ganm senediyle rivayette bulunmutur: Hz. mer'in huzurunda bir ocuk hakknda dava szkonusu olmu, o da "ocuk byyp kendi tercihini syleyinceye kadar, annesiyle beraberdir." diye hkmde bulunmutur[46]

Sad b. Mansr, Heym Hid Veld b. Mslim tarikiyle nakleder: Bir yetim ocuk hakknda Hz. mer'e muhakeme olmak zere ba vurmulardr. Hz. mer ocuu muhayyer brakm ve ocuk annesini amcasna tercih etmitir. Hz. mer: "Annenin sana olan efkati, amcann bolluundan senin iin daha hayrldr." buyurmutur.

3 Hz. Ali'nin gr: mam afi (raj, bn Uyevne Yunus b. Abdullah el-Cerm Umre el-Cerm senediyle nakleder: Rv Umre yle anlatr: "Hz. Ali, beni annemle, amcam arasnda muhayyer brakt. Sonra benden daha kk olan kardeim iin de: "Eer u da bunun kadar byk olsayd, onu da muhayyer brakrdm." dedi." [47]

Yine mam afi, brahim Yunus Umre Hz. Ali kanalyla benzeri bir rivayette bulunmu ve bu rivayette Umre: "O zaman yedi veya sekiz yanda idim." demitir.

Yahya el-Kattn, Yunus b. Abdillah el-Cerm Umre b. Ruveybe senediyle nakleder: Umre yle der: "Benim hakkmda annemle amcam Hz. Ali'nin huzurunda mahkemelik oldular. Hz. Ali beni defa muhayyer kld ve ben her defasnda da annemi seiyordum. Kk bir kardeim daha vard. Hz. Ali: "u da bunun kadar olsayd o da muhayyer braklrd." dedi.

4 Ebu Hureyre'nin gr: Ebu Hayseme Zheyr b. Harb, Sfyn b. Uyeyne Ziyd b. Sa'd Hill b. Eb Meymne kanalyla nakleder. Hill yle anlatr: Ebu Hureyre'nin bir ocuu babasyla annesi arasnda muhayyer kldna ve akabinde: "Hz. Peygamber (s.a.), bir ocuu babasyla annesi arasnda muhayyer klmtr." dediine ahit oldum[48]

Bunlar sahabelerle ilgili tesbit edebildiklerimizdir. imdi ise imamlarn grlerine gemek stiyoruz: [49]

 

7 Hidne Konusunda mamlarn Grleri:

 

Harb b. smail yle der: shk b. Rhyeh'e "Annenin boanmas durumunda, kz ve erkek ocuu, ne zamana kadar annesi yannda kalr?" diye sordum. yle cevap verdi: "(Erkek ocuunun) yedi yama kadar annesinin yannda kalmas, bana daha sevimli gelmektedir. Daha sonra ise muhayyer klnr." Ben ona: "Muhayyer klma fikrini kabul ediyor musun?" dedim. O: "Hem de nasl!" dedi. Ben: "Yedi yandan daha kk olan muhayyer klnmaz, (yle mi?)" diye sordum. O: "Bazlar be yama kadar demilerdir. Ben ise yedi yama kadar olmasn daha uygun buluyorum." dedi.

mam Ahmed'in mezhebine gelince tafsilat vardr: ocuk ya erkektir ^ya da kzdr. Eer erkek ise; ya yedi yandadr veya daha kktr. Eer 'yedi yandan daha kkse, anne daha ncelikli hak sahibidir ve ocuk muhayyer klnmaz. Eer yedi yanda varsa, bu takdirde rivayet i bulunmaktadr:

Birincisi: Mezhebinde sahih ve mehur olan budur ocuk I muhayyer klnr. mamn tbilerinin tercihi de bu olmaktadr. Eer ocuk ikisinden birisini tercihte bulunmazsa, aralarnda kur'a ekilir ve ocuk, kur'a kime kmsa ona verilir. Eer birisini tercih eder, sonra dnerek brn tercihte bulunursa, bu kez ocuk ikinciye verilir ve bu byle devam eder.

kincisi: Muhayyer klrnmakszm, ocuk zerinde baba daha ok hak sahibi olur.

ncs: Yedi yandan ncede olduu gibi, anne daha ok hak sahibidir.

Eer ocuk kz ise ve yedi yandan da kk bulunuyorsa, muhayyer klmmakszm ocuk anneye teslim edilir. Eer yedi yama ulamsa, mezhebindeki mehur gre gre, dokuz yana kadar anne yine daha ok hak sahibidir. Dokuz yama ulatnda ise, muhayyer klmirnakszn baba daha ok hak sahibi olur.

mam Ahmed'den drdnc bir rivayette, kz ocuu bul ana ulancaya kadar, onun zerinde anne evlenmi olsa bi]e, daha ok hak sahibidir.

Yine ondan beinci bir rivayette ise, yedi yandan sonra, erkek ocukta olduu gibi muhayyer braklr ki, mam bunu beyan etmitir ve tbilerinden ou bunu mam'm mezhebinde bir "vecih" olarak zikretmilerdir. zetle mam Ahmed'in mezhebindeki durum bundan ibarettir.

mam afi ise yle der: "ocuk erkek olsun kz olsun, yedi yana ulancaya kadar anne daha ok hak sahibidir. Eer yedi yana ularlar ve yatlarnn akl gibi akllan yerinde olursa, her biri anne ve babadan birisini seme konusunda muhayyer braklrlar ve hangisini tercihte bulunurlarsa onun gzetimine verilirler."

mam Mlik ve Ebu Hanife: "Kz ocuu hibir ekilde muhayyer braklmaz" demilerdir. Sonra bunlar ihtilf etmiler ve Ebu Hanife yle demitir: "Anne: kz ocuu bul ama ulancaya kadar, erkek ocuu da yalnz basma yeyip iip, giyinebilecei bir zamana kadar babadan daha ok hak sahibidir. Bu zamandan sonra ise, her ikisi de babann yannda kalrlar. Ebeveynden olmayan baka birisi karsnda ise, (anne) kz ya da erkek ocuu kendi balarna yeterli oluncaya kadar daha ok hak sahibidir ve bula itibar edilmez." mam Mlik ise yle demitir: "ocuk kz olsun erkek olsun, dii kncaya kadar annesi onun zerinde daha ok hak sahibidir." Bu bn Vehb'in rivayeti olmaktadr. bnu'l-Ksm'n rivayeti ise: "Bul ana kadardr ve ocuk herhangi bir ekilde muhayyer braklmaz." eklindedir.

Leys b. Sa'd yle der: "Anne, olan ocuu sekiz yana, kz ocuu da bul ama ulancaya kadar, onlar zerinde daha ok hak sahibidir. Bundan sonra ise, onlar zerinde baba daha ok hak sahibi olmaktadr."

Hasan b. Hayy ise yle demitir: "Anne, kz ocuunun memeleri beirinceye, olan ocuu da ihtilam devresine yaklancaya kadar, onlar zerinde babadan daha ok hak sahibidir. Bu devreden sonra ise, her ikisi de anne ve baba arasnda muhayyer braklrlar. Kz ve erkek olmas ayndr."

Muhayyer klmay sadece erkek ocuu iin szkonusu edip, kz ocuu hakknda etmeyen kimseler yle demektedirler: "Ebu Hufeyre hadisinde, Hz. Peygamber'den (s.a.) muhayyer klma durumu erkek ocuu hakknda sabit olmutur. Bu durum, rid halifelerden ve Ebu Hureyre'den de sabit olmutur ve bu hususta ashaptan onlara kar bir muhalifin bulunduu asla bilinmemektedir. Hibir kimse bu hususa tepki gstermemitir. Sonra bu hkm son derece dil olmaktadr. nk anne, sadece ocuun kklk devresinde kadnlardan bakasnn kolayca yapamayaca terbiye, kucakta tutma ,. emzirme ve efkatle davranmaya olan ihtiyac gz nnde tutularak baba zerine takdim edilmitir. Yoksa annenin ebeveynden biri elmas hasebiyle babaya takdimi gerektirecek bir stnl yoktur. ocuk kendi tercihini belirtebilecek bir yaa ve ancak kadnlarn yapabilecekleri hizmetlerden mstani hale geldii zaman, anne ve baba da eit hale gelirler ve annenin takdimini gerektiren sebep ortadan kalkm olur. Bu durumda anne ve baba, ocuk zerinde eit haklara sahip olmu olurlar. Dolaysyla, tercihi gerektirecek bir durum olmadka biri dieri zerine takdim edilemez. Tercihi gerektirecek husus da ya haric olur ki, bu kur'a yoludur, veyahut da ocuk tarafndan olur, bu da ocuun tercihte bulunmasdr. Snnet her ikisi hakknda da varid olmutur. Ebu Hureyre hadisi, her ikisini de birletirmektedir. Biz de her ikisine birden itibar etmi bulunuyoruz. Birini alm da dierini brakm deiliz. Hz. Peygamber'in (s.a.) takdim ettiini biz de takdim, onun tehir ettiini biz de tehir etmi bulunuyoruz. Hz. Peygamber (s.a.) "muhayyer klmay" takdim etmitir; nk, kur'aya ancak haklarn her ynden eit olmalar durumunda ve hibir tercihi gerektirecek unsurun bulunmad zamanda gidilmektedir. Biz de burada ayn ekilde yapyoruz: Ebeveynden birisini ocuun tercihine dayanarak takdim ediyoruz. Eer ocuk tercihte bulunmazsa veya her ikisini de birden tercihte bulunursa, o zaman da kur'aya bavuruyoruz. Eer bu ayn zamanda snnete uygun bir hkm olmasayd, karlkl nza ile, taraflarn anlamazln kesip atacak, en gzel ve en adaletli bir hkm olurdu."

Bu konuda mam Ahmed ile mam afi'nin mezheblerinde bir baka vecih vardr ki, buna gre, erkek ocuu ebeveynden herhangi birisini tercihte bulunmasza, kur'asz olarak annenin yannda kalr. nk hidne hakk o ana kadar annenin idi. Biz bu hakk ondan, ancak ocuun tercihiyle babaya nakilde bulunabiliriz. ocuk tercihte bulunmad zaman ise, eskiden olduu hal zere kalr.

Soru: Siz muhayyer klmay "kur'a" zerine takdim ettiniz. Hadiste ise nce kur'amn takdimi sonra da muhayyer klma szkonusudur. Uygun olan da budur. nk, kur'a, hak sahiplerinin eit olmalar durumunda birisinin takdimi iin kendisine ba vurulan er' bir yoldur. Burada anne ile baba eit durumdadrlar, dolaysyla prensip olarak ikisinden birisinin kur'a ile takdimine gitmek gerekir. Eer kur'aya gitmezlerse, o takdirde ocuun tercihine bavurmaktan baka bir are yoktur ve bu tercihle ikisinden birisi dieri zerine takdim olunur. Hal byle iken, mam Ahmed ve afi'nin tabileri niin ocuun muhayyer klnmasn kur'a zerine takdim etmektedirler?

Cevap: Kur'a zerine ocuun muhayyer klnmas, hadisin lfzlarnn onun zerinde ittifak etmeleri ve rid halifelerin amellerinin o dorultuda olmas sebebiyledir. Kur'aya_ gelince, onu bez rviler hadiste zikretmi, bazlar ise zikretmemilerdir. Kur'a, sadece Ebu Hureyre hadisinin baz tariklerinde sabit olmutur; bu yzden de muhayyer klma (tahyr), kur'a zerine takdim olunmutur. Eer muhayyer klma yolu ile meseleyi halletme imkn bulunamazsa, baka alternatifler de yoksa, bu durumda kur'aya ba vurmaktan baka yol kalmaz.

Hem erkek hem de kz ocuunu muhayyer klanlar yle demektedirler: Nes, Snen-inde, mam Ahmed. Msnecfinde Rfi' b. Sinan hadisinde yle nakilde bulunmaktadrlar: Rfi' ile anne (ayrld kans), ocuklar zerinde anlamazla derler. Hz. Peygamber (s.a.} Rfi'i bir keye, kadn da baka bir keye oturtur. Aralarna da kz ocuunu koyar ve onlara: "ocuu kendinize doru arn!" diye emir buyurur. ocuk annesine doru meyleder. Bunun zerine Hz. Peygamber (s.a.): "Allahm! Onu doruya hidyet eyle!" diye dua eder de ocuk hemen babasna dner ve baba ocuu alr.[50] Bunlar yle demektedirler: Eer bu hadis varid olmasayd, Ebu Hureyre hadisiyle, daha nce geen haberler (sr) kz ocuunun da muhayyer klnaca konusunda delil olabilirdi. nk ocuun erkek olmasnn hkmde bir etkisi yoktur; aksine o da erkek ocuu gibidir. Bunun benzerlerini u nasslarda da gryoruz: "Kim, eyasn ifls etmi bir adamn yannda bulursa..."[51] ; "Kim bir mterek (erkek) kle zerindeki bir payn zad ederse..."[52] (Bu ve bu gibi nasslarda "erkeklik" bildiren ifadeler bir tahsis amac iin kullanlmamtr.) Hatta hidne konusunda varid olan hadis, erkeklik artnn aranmamas hususunda daha da evleviyet arzeder. nk bu hadiste geen "sabi" (erkek ocuu) szc, Hz. Peygamber'in kelamndan deildir. Sahab, sadece olay hikye etmektedir ve muhayyer braklann "erkek ocuu" olduunu zikretmektedir. Hkmn illeti aratrlp, bir ayklamaya gidildii zaman [tenkhu'l-ment), hkmn sbutunda ocuun erkek olmasnn herhangi bir etkisi olmad grlecektir.

Hanbeller yle demektedirler: Sizinle mnakaa iki noktadadr: Birincisi: RfT hadisini delil olarak kullanmanz konusudur; ikincisi de muhayyer klma hadisindeki "erkeklik" vasfn ilga etmenizle ilgilidir.

Birinci nokta: Hadis, bnu'l-Mnzir ve daha bakalar tarafndan zayf bulunmutur. Yahya b. Sad ve es-Sevr, Abdlhamd b. Cafer'in zayf olduunu sylemilerdir. Sonra o hadiste yine htilf vardr: Birinde muhayyer braklan ocuun kz olduu belirtilmitir. Erkek ocuu olduu da rivayet edilmitir. Abdrrezzk, Sfyn Osman el-Bett Abdulhamid b. Seleme babas dedesi kanalyla yle nakleder: "Ravi (dede) nin ebeveyni, kendisi hakknda Hz. Peygamber'in huzurunda niza ederler. Birisi (babas) mslmandr, dieri (annesi) ise kafirdir. ocuk kfir olana doru meyleder. Hz. Peygamber (s.a.): "Allah'm! Ona doruyu gster!" diye dua eder. Bunun zerine o, mslman olana ynelir ve Hz. Peygamber de kendisinin ona verilmesine hkmeder."[53]

Ebu'l-Ferec bnu'l-Cevz: "Muhayyer klnan ocuun erkek olduunu ifade edenlerin rivayeti daha sahihtir." demitir. Hanbeller devamla yle diyorlar: "ocuun kz olduu kabul edilse bile, siz bu hadisi delil olarak yine kullanamazsnz. nk hadiste ebeveynden birisinin Mslman dierinin ise kfir olduu belirtilmektedir. Bu durumda benimsemediiniz bir eyle nasl hkmde bulunabilirsiniz?"

Yine farzedelim ki, her ikisi de mslman olsalar, hadis yine sizin iin delil olmaya msait deildir. Zira hadiste ocuun stten yeni kesilmi olduu belirtilmektedir. Bu da kesin olarak onun yedi yandan daha kk olduunu gsterir. Anlalan odur ki, ocuk be yandan daha kkt. Siz ise yedi yandan nce ocuun muhayyer klnamayaca grndesiniz. Bu itibarla szkonusu Rfi' hadisiyle hibir ekilde istidlalde bulunmanz mmkn gzkmemektedir.

Geriye kald ikinci nokta ki, o da muhayyer klma ve dier konularda szkonusu edilen "erkeklik" vasfnn ilga edilmesiyle ilgiliydi. Bu konuda deriz ki: Hi phesiz hkmlerden bir ksm vardr ki, bunlarda erkeklik veya kadnlk vasf zel olarak kesinlikle aranmamakta, hkm iin byle bir art szkonusu olmamaktadr. Yine bir ksm da vardr ki, kesin olarak ayrlmakta ve erkeklik ya da kadnlk gibi artlar aranmaktadr. Fertler arasnda mterek olan ve insan olma vasfna balanan her hkmde cinsiyet vasf itibara alnmamaktadr. Bunun tesinde, bir etkisi olan her konuda erkeklik vasfna itibar edilmekledir: ehadet ve miras, nikhta velayet gibi. Yine kadnlara mahsus olan ya da erkeklere takdim edilmelerini gerektiren her konuda, kadnlk vasf gz nnde bulundurulmaktadr: Mesel, hidne konusunda olduu gibi, ayn derecede erkekle bulunmas durumunda kadn takdim edilmektedir.

Geriye, konumuz olan ocuun muhayyer klnmas ile ilgili konuda erkeklik vasfnn bir etkisi bulunup bulunmadn incelemek ve eer etkisi var ise, birinci kategoriye dahil etmek, yoksa dikkate alnmayan, mlga olan ksma idhal etmek kalmaktadr. Bu konunun, cinsiyet vasfnn ilga edildii ksmdan kabul edilmesine imkn bulunmamaktadr. nk buradaki muhayyer klma arzu ve istek neticesinde olmakta, dnce ve maslahat esasna dayal bir muhayyer klma nitelii arzetmemektedir. Bu yzdendir ki, ocuk daha sonra, nceden tercihte bulunduu kimseden vazgeerek dierini tercihte bulunsa, bu kez de ona teslim edilmektedir. Bu durumda kz ocuu muhayyer braklacak olursa, bu ocuun kh babasnn yannda, kh annesinin yannda kalmas neticesini douracaktr. nk o takdirde her intikal arzusuna msbet karlk verilecektir. Bu ise Sri' Tel'nm kadnlar iin koymu olduu, evde ikamet edip ihtiya bulunmadka dar kmamak, perde arkasnda bulunmak gibi hususlara ters dmektedir. Dolaysyla bunlarn aksine olacak bir imknn kadna tannmas uygun deildir. Bu vasf muteber olduuna ve bizzat Sri* tarafndan da dikkate alndna gre onu ilga etmek mmkn deildir.

Sonra bu durum ; ocuun bir onun bir bunun yanna gidip kalmasna imkn verecei iin, hem babann, hem de annenin kz ocuuna gerekli ihtimam gstermemeleri gibi bir duruma sebep olacaktr. Genel olarak mahadeyle bilinmektedir ki, nsanlarn mtereken koruma durumunda olup, birbirlerine gvenerek gerekli tedbirleri almadklar eyler, sonunda ziyan olup gitmektedir. Nitekim bir Arap atasznde: "ki a arasnda a, a olmaz." denilmektedir.

Yine mahadelerimizle biliyoruz ki, ocuun ebeveynden birisini tercih etmesi, dierinin ona olan rabetini azaltmakta ve ona iyilikte bulunma, onu koruma arzusunu krmaktadr. ocuk birini tercihte bulunur ve daha sonra da dierine intikal ederse, ebeveynden hibirisi ona kar gerekli ilgiyi gsterme, onu muhafaza ve ihsanda bulunma konusunda tam bir rabet gsteremezler. (Bu itibarla, kz ocuuna tercihte bulunma hakk tannmamaldr.).

Burada: "Szkonusu ettiiniz ayn durum erkek ocuu iin de bahis mevzuudur, bununla birlikte onu muhayyer klmaya engel olmamaktadr." eklinde bir itiraz gelebilir. Cevaben deriz ki: " Doru sylediniz! Ancak uras unutulmamaldr ki, kalpler erkek ocuuna cibilli olarak meyyaldir ve onlar kz ocuklar zerine tercih edilirler. Hem rabet azl, hem kadnln getirdii noksanlk ve hem de ou defa kz ocuklarnn hor grlmeleri gibi unsurlar eer bir araya gelecek olurlarsa, kz ocuu ziyan olur gider ve bu durum telafisi mmkn olmayan bir fesada gtrr. te vaka buna ahittir. Fkh, meru klnan ahkm vakaya indirgemektir. Erkek ve kz ocuklarnn hkmlerinin farkl olmasnn srn udur: Kz ocuu ilgi ve muhafazaya erkek ocuundan daha fazla muhtatr. Bu yzden de genel olarak terde kadnn setri ve muhafazas maksadyla erkekler iin szkonusu edilmeyen hkmler getirilmitir: Giyim, eteklerin bir kan veya daha fazla salnmas, rk ve secdede kollarn yanma yaptrp toplu durmas, Kur'an okurken sesini ykseltmemesi, tavafta remel yapmamas, ihramda dikili elbiseden soyunmamas, ban amamas, yalnz bana yolculua kmamas bunlardandr. Kadnn byk ve bilgi sahibi olmasna ramen durumu byle olduuna gre, kck yata ve henz aklnn ermedii, ne denilse inanaca bir dnemde durumu nasl olacaktr? Hi phe yoktur ki, kz ocuunun ebeveynden bir onun bir bunun yannda kalmas, belli bir yerde karar klmayaca iin, maksad iptal ve ihlal edici veya en azndan noksanlatrc bir durum arzedecektir. Bu durumda en uygunu, ona tercih hakk tanmadan ebeveynden birisinin yannda srekli olarak kalmasna hkmetmektir.

Nitekim ounluk fukaha bu grtedir: mam Mlik, Ebu Hanife, Ahmed ve shk bunlar arasndadr. Kz ocunun muhayyer klnmas hakknda ne nass vardr ne de nass hkmnde bir ey vardr; dolaysyla onun durumu erkek ocuun hkmne katlamaz.

Sonra burada kz ocuunun, ebeveynden hangisinin yannda kalmas konusunda ve hangisinin ocuk iin daha yararl olaca hakknda ictihad belirmi ve mam Mlik, Ebu Hanife ve iki rivayetten birisinde mam Ahmed, annenin daha uygun olacan belirtmilerdir ki, delil bakmndan doru olan da budur. Kendisinden mehur olan rivyetinde mam Ahmed ve tbilerinin tamamnn tercihine gre de baba daha uygundur, kz ocuu onun gzetimine verilmelidir.

Annenin daha uygun olduunu syleyenler yle demektedirler: Genelde grmekteyiz ki, baba geim ile uramakta, dardaki ilere bakmakta, insanlarla uramaktadr. Anne ise drt duvar ierisinde devaml evinde bulunmaktadr. Bu itibarla,kzn annenin yannda kalmas, onun iin phesiz daha koruyucu ve daha ok gzetici olacak; gz hep kznn zerinde bulunacaktr. Baba ise byle deildir. Zira o ou kez evden uzakta bulunacak ve gerekli itinay gsteremeyecektir. Bu itibarla, kz ocuunun annenin yannda kalmas daha uygun olacaktr.

Bunlar devamla yle demektedirler: Kzn anne yannda olunca maruz kalaca mefsedetin ayns, daha fazlasyla birlikte babann yannda kalnca da szkonusudur. nk, baba kzn evde yalnz bana brakt zaman, onun hakknda emniyet duyamaz. Onun yannda karsn veya baka bir kadn brakmas durumunda ise, kadn kendisine yabanc olaca iin, hibir zaman gerek annesinin efkat ve ilgisini gstermeyecektir. Bu itibarla annesinin yannda kalmas daha koruyucu olacaktr.

Hem kz ocuu kadnlar iin gerekli olan ip eirmek, ev ilerini yapmak gibi baz hususlan renmeye muhta bulunmaktadr. Bunu ise, ocua ancak kadnlar verebilir, erkekler bu ii yapamazlar. Bu durumda kz, ev ilerini renebilmesi iin annesine daha da ok muhtatr. Byle bir ihtiya ierisinde bulunan ocuu babasna teslim etmek, bu maslahat ortadan kaldrmak, ocuu madur etmek anlamna gelir. Bu becerileri renmesi iin ocuun yabanc bir kadna teslim edilmesi, ocuun bir annenin bir babann yannda kalmas gibi durumlar ise, kadnlar iin meru klman hkmlerin aksine onun darya almasna, evden uzaklamasna sebep olur. Bu itibarla, hem kzn, hem babann, hem de annenin maslahat, kzm annesinin yannda kalmasnda yatmaktadr. Bu grten baka birisini tercihe gitmemiz mmkn deildir.

Babann daha uygun olaca grnde olanlar ise yle demektedirler: Kzlarna kar babalar, annelerinden daha gayretlidirler. Bir babann kz iin duyduu gayret ile annesinin duyaca gayret hibir zaman ayn olamaz. Nice anneler vardr ki, kzlarnn ehev arzularn tatmine yardmc olmaktadrlar. Anneyi bu duruma ten ey, aklnn zayfl, abuk kanar olmas ve tabiatnda mevcut bulunan gayretin zayfldr. Baba ise byle deildir. Bu ve daha baka sebeplerden dolay, Yce Allah kzn evlendirilmesi velayetini babaya vermi, annesine vermemitir. Annesi, kznn ne evliliiyle ilgili konularda ne de onun mal zerinde yetkili klnmamtr. slm eriatnn kemal ve gzelliinin tezahr, kz ocuunun bakma ve terbiyeye muhta olduu srece annesinin yannda kalmasn gerektirmitir. ehvet duyulabilecek bir devreye ulatktan ve erkekler iin uygun hale geldikten sonra da yine eriatn ayn kemal ve gzellii, bu kez onun anneden daha gayretli, kzn karlarn daha iyi gzetecek, onu daha iyi koruyabilecek birisinin (babann) yannda kalmasna hkmetmeyi gerektirecektir.

Bunlar devamla yle diyorlar: Biz baba ve dier erkeklerin, kendileri fsk bile olsalar, son derece gayretli olduklarn, hatta bu gayretlerinin arlndan dolay kendilerini, bir phe neticesinde kzlarn, kz kardelerini veya velayeti altnda bulunan baka kadnlar ldrmeye bile sevkettiini gryoruz. Kadnlarn ise, bunun aksine bu gibi durumlar karsnda qzlme ve aldanma gsterdiklerini grmekteyiz. Her iki trde de galip olan budur. Nadir olana ise itibar edilmez. Kald ki, biz ebeveynden birisini dieri zerine takdim ettiimizde, mutlaka ocuun korunmasn ve gzetilmesini gz nnde bulundurmak zorundayz. Bu yzdendir ki, mam Mlik ve Leys yle demilerdir: "Anne koruyucu ve emniyetli bir yerde deilse, veya nza gsterilebilecek birisi deilse, babann kz ondan alabilme hakk vardr." Kendisinden yaplan mehur rivayette imam Ahmed de ayn grtedir. nk muteber olan babann koruma ve gzetmesidir. Eer bu konuda ihmalkr ise veya bu konuda acizse ya da nza gsterilebilecek bir kimse deilse veya deyyslukla tannyorsa ve anne byle deilse, hi phesiz, anne kz zerinde daha ok hak sahibi olacaktr. ocuun tercihiyle veya kur'a ile ya da kendiliinden takdimde bulunduumuz kimseyi biz. sadece ocuun maslahat onunla gerekleecei iin takdim ediyoruz. Eer anne babadan daha koruyucu, daha gayretli bulunursa, o takdirde baba zerine takdim olunur; bu durumda ne kur'aya, ne de ocuun tercihte bulunmasna itibar edilmez. nk ocuk henz kk olmas hasebiyle akl zayftr, almamay ve oyunu tercih eder; ocuk bu konuda kendisine yardmc olacak birisini tercihte bulunursa, onun bu tercihine baklmaz. ocuk kendisi iin daha faydal ve daha hayrl olan kimsenin yannda kalr. eriatn bunun dnda baka bir eye ihtimali yoktur. Hz. Peygamber (s.a.) yle buyurmutur: "ocuklara, yedi yana geldiklerinde namaz klmalarn emredin; on yanda iken klmazlarsa onlar (tedib iin) dvn ve yataklarn ayrn."[54] Yce Allah da yle buyurur: "Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi, yakt insanlar ve talar olan cehennem ateinden koruyun."[55] Hasan el-Basr bunu: "Onlar eitin, retin, terbiye edin, onlara fkh retin " diye tefsir etmitir. Eer anne ocuu mektebe verir ve ona Kur'an retirse; ocuk oyunu ve kendi akranlaryla beraberlii tercih eder ve baba da ona bu imkn verirse, bu durumda anne, ocuun tercihine baklmakszn, kur'a ekilmeksizin onun zerinde daha ok hak sahibi olacaktr. Aksi de ayn ekildedir. Ebeveynden hangisi ocuk hakknda Allah'n ve Peygamberinin emirlerini nazar- itibara almaz ve ocuu ihmal eder, dieri de aksine gerekli ilgiyi gsterirse o, ocuk hakknda daha ok hak sahibi ve ncelik arzedecektir.

eyhimizi (bn Teymiye) yle anlatrken iittim: Bir hkimin huzurunda bir anne ve baba ocuklar hakknda muhakeme oldular. Hkim ocuu onlardan birisini semesi iin muhayyer brakt, ocuk da babasn tercih etti. Kadn hkime:"ocua, babasm niin tercih ettiini, sorar msnz? " dedi. Hkim de sordu. ocuk: "Annem beni her gn okula gnderiyor, hoca beni dvyor. Babam ise beni ocuklarla oynamam iin serbest brakyor." dedi. Bunun zerine hkim, ocuun annesine verilmesine hkmetti.

eyhimiz (bn Teymiyye) yle demektedir: Ebeveynden birisi ocuun eitim ve retimini, Allah'n zerine vacib kld hususlar yerine getirmeyi terkederse, o sidir ve onun ocuk zerinde velayet hakk yoktur. Hatta velayetinde bulunan eyle ilgili grevleri yapmayan kimsenin o konuda velayet hakk kalmaz; ya eli tamamen velayetten ekilir ve o grevleri yapacak baka birisine tevdi edilir veyahut da o grevi beraberce yapaca bir bakas yetkisine ortak edilir. nk asl maksat, mmkn mertebe Allah ve Rasl'ne itaat etmektir. Bu hak srf yaknlk veya nikh ya da vel ile sabit olan miras hakk trnden deildir ki, hak sahibinin fsk ya da slih birisi olmas arasnda fark bulunmasn. Aksine hidne hakk, vacibin yerine getirilmesini ve onu ifaya yeterli bilgiye sahip olunmasn ve mmkn mertebe de ifasn gerektiren velayet trndendir. Farzedeim ki, baba kz ocuunun maslahatn gzetmeyecek ve gerekletirmeyecek bir kadnla evlenmi olsun, anne ise ocuun maslahatlarn gerekletirmeye bu kumadan daha muktedir bulunsun, bu durumda hidne hakk kesinlikle anneye ait olacaktr. Burada aklda tutulmas gereken bir husus vardr: Hidne konusunda ebeveynden birisinin kesin olarak takdim edileceine, veya ocuun ebeveyn arasnda muhayyer klnacana dair genel bir nass bulunmamaktadr. limlerimiz ebeveynden birisinin mutlak anlamda taayyn etmeyeceinde hatta tecavzkr ve ihmalkr olann iyi, salih ve dil olan zerine takdim edilemeyeceinde mttefiktirler. En iyisini Allah bilir.

Hanef ve Mlikler yle demektedirler: Sizinle mnakaamzn esasn iki nokta tekil etmektedir: Birincisi: ocuun muhayyer klnmasnn iptaline dellet edecek bir delilin ortaya konmas. kincisi: Muhayyer klmaya dair delil olarak kullandnz hadiste iddianz destekler unsurun bulunmadn ortaya koymak.

Birincisini ele alalm: Hz. Peygamber'in (s.a.) "Sen onun zerinde daha ok hak sahibisin!" buyurup ocuu muhayyer klmamas buna dellet etmektedir. kinci noktaya gelince, sizin rivayette bulunduunuz, ocuu muhayyer klma ile ilgili hadisler mutlak olup herhangi bir kayt iirmemektedirler. Oysa ki siz, muhayyer klma hkmn mutlak olarak kabul etmeyip yedi ya veya daha fazla olmakla kaytlamaktasnz. Halbuki, hadislerde buna dellet edecek bir durum bulunmamaktadr. Biz ise yle demekteyiz: ocuun dikkate alnacak, muteber bir tercihi olduu zaman ebeveyni arasnda muhayyer klnr. ocuun tercihi ise ancak sznn kabul grd bir dnemde muteberdir. Bu ise bul andan sonra olur. Sizin tercihte bulunma zamann yedi ya ile kaytlamanz, bizim bul ayla kaytlamamzdan daha uygun deildir. Aksine tercihi gerektirecek unsur bizden taraftadr; nk o zaman ocuun sz muteber olmaktadr. Buna hadiste geen kadnn: "Bana Ebu Inebe kuyusundan su getirdi..." sz de dellet etmektedir. Zira bu kuyu Medine'den birka mil uzaklktadr. Bulu ama ermeyen bir ocuun genellikle byle uzak bir kuyudan su getirmesi makul deildir. Biz hadiste, tercihin bul anda olacana dair bir delletin bulunmadm kabul ediyoruz; ancak hadiste bunun byle olmayacana dellet eden bir unsur da yoktur. Olay ferd bir olaydr {kadyyetu ayn). Sri' Tel'dan muhayyer klma iinin bul andan nce olmasn gerektirecek genel bir nass yoktur ki, onun gereiyle hkme gidilsin. Haydi diyelim ki, hadiste bul anda olmayacana dellet eden unsur vardr, bu takdirde sizin benimsediiniz yedi yayla kaytlamay gerektirecek unsur nerededir?

filer, Hanbeller ve ocuun muhayyer klnaca grnde olanlar ise yle demektedirler: Sizin Hz. Peygamber'in "Evlenmediin srece sen ocuk zerinde daha ok hak sahibisin." sz ile grnz deillendirmeye almanz birok ynden dolay uygun deildir: nk sizden bir ksmnz: "ocuk kendi bana yeterli olduu, kendi kendine giyebilip, iebildii zaman, baba ocuun tercihi aranmakszn onun zerinde daha ok hak sahibidir." derken, kiminiz de "Dileri kt zaman, baba daha ok hak sahibidir." demektesiniz.

Biz ise yle diyoruz: Hz. Peygamber (s.a.), evlenmedii srece, ocuk zerinde annenin daha ok hak sahibi olduuna hkmetmitir ve kadnn nikhnn ocuun babasnn yannda olaca yatan nce veya sonra olaca ayrmn yapmamtr. Bu takdirde hadis karsnda bizim de sizin de durumumuz ayndr; sizin bize kar cevap olarak kullandnz eyi biz de size kullanabiliriz, eer siz takdir yaparsanz, biz de yapabiliriz; yok siz takyide giderseniz biz de gidebiliriz; siz tahsis yaparsanz biz de tahsis yapabiliriz. Eer bu anlald ise diyoruz ki: Hadis iki hususu gerektirmektedir:

1) Kadnn evlendikten sonra ocuk zerinde bir hakk yoktur.

2) Evlenmedii srece anne, ocuk zerinde daha ok hak sahibidir. Annenin daha ok hak sahibi olmasnn iki ekli szkonusu olabilir:

Birincisi: ocuk temyiz yapamayacak derecede kk olur. Bu durumda anne, ocuun tercihine baklmakszn ncelikli olarak hak sahibidir.

kincisi: ocuk temyiz yana ulamtr. Bu durumda da anne daha ok hak sahibidir; ancak bu ncelik, bir arta baldr. Hkm bir arta baland zaman, o artn takdir edilecei dncesiyle mutlak olarak zikredilmesi doru olmaktadr. Bu takdirde anne, eer ocuk kendisini tercih ederse daha ok hak sahibi olacaktr. Nihayet bu, mutlakn, ocuun muhayyer klnmasna dellet eden delillerle takyid edilmesi demek olur. Eer hadis mutlakh zere hamledilecek olursa ki bu asla mmkn deildir bu durum, ocuun muhayyer klnmasn gerektiren hadislerin iptalini gerektirecektir. Hem sonra siz, bu hadisi kadnn daha ok hak sahibi olabilmesi in mukim olacak, hr olacak, red olacak vb. gibi hadislerde asla zikri bulunmayan artlarla kaytlamaktasnz. Bu durumda hadisin, snnetin dellet ettii ve sahabenin zerinde ittifak ettikleri "ocuun muhayyer klnmas" hususuyla takyidi sizin takyidlerinizden daha ok evleviyet arzeder.

Muhayyer klma hkmn getiren hadisleri bul andan sonraya hamletmeniz be adan dolay doru deildir:

1 Hadisin "Hz. Peygamber bir ocuu ebeveyni arasnda muhayyer brakt" ifadesinde "gulm = ocuk" tabiri kullanlmaktadr.

"Gulm" kelimesinin hakikat mnas, henz bul ama ulamayan ocuk demektir. Onu bali mnasna hamletmek, gereksiz ve bir karine olmakszn hakik mnasndan kararak mecaz mnasna sevketmek olur.

2 Bali zerinde hidne hakk yoktur. Krk yandaki bir adamn anne ve babas arasnda muhayyer klnmas nasl sahih olabilir? Bu hem deten hem de er'an mmkn deildir. Dolaysyla hadisin bu mnaya hamledilmesi uygun olmaz.

3 itenlerden hibir kimse, onlarn akl banda byk bir adam hakknda nizada bulunduklarn ve o adamn ebeveyni arasnda muhayyer klndm anlamaz. Hibir kimsenin aklna byle bir mna gelmez. Eer byle bir adamn muhayyer klnmas dnlseydi, o zaman muhayyerlii ey; yani ebeveyni ve kendi bana kalmas arasnda olmas lazm gelirdi.

4 Ne deten ne rfen ve ne de er'an, ebeveynin akl banda byk bir adam zerinde nizaa dmeleri makul deildir. Nitekim eriatta durumu byle olan birisinin ebeveyni arasnda muhayyer klnmas da makul gzkmemektedir.

5 Hadisin baz rivayetlerinde, ocuun kk olduu ve henz bulu ana ulamad belirtilmektedir Nes'de, Rfi* b. Sinan hadisinde: "Kadndan olma, bulu ana ermemi kk bir ocuk geldi. Hz. Peygamber (s.a.) babay buraya, anneyi de uraya oturttu ve ocuu aralarnda muhayyer kld." denilmektedir.

Sizin:"Ebu Inebe kuyusu Medine'den birka mil uzaktadr..." eklindeki sznze gelince; bu iddianz iin nce u sorulara cevap vermeniz gerekecektir: a) Hadisin ve onu rivayet eden rvmin shhati nedir? b) Bu kadnn evinin bu kuyudan uzak olduunu isbat etmek, c) On yalarnda bir ocuun deten (genelde) ad geen kuyudan su ekemeyeceini ortaya koymak. Btn bunlann isbat mmkn deildir. nk, Araplar ve bdiyede yaayanlarn (bedeviler) kk ocuklar, bundan daha uzak kuyudan bile su ekmektedirler.

Bizim hadisi yedi yayla kaytlamamza gelince, phesiz bunu gerektirecek bir unsur bulunmamaktadr, bu zerinde icma edilen bir husus da deildir. nk ocuun muhayyer klnaca grnde olanlar iki ksma ayrlmaktadrlar: Bir gruba gre ocuk be yanda muhayyer klnr. Bunu shk b. Rhye nakletmitir. Ondan da Harb "el-Mesil'inde zikretmitir. Bunlar grerini yle delillendirmektedirler:

Hadiste sem'n (tahamml) sahih olduu ya be yadr. Bu yata aklnn ermesi mmkndr. Nitekim Mahmd b. er-Reb', kendisinin be yanda iken Hz. Peygamber'in yzne su pskrttne aklnn erdiini

belirtmektedir.[56]

kinci bir gruba gre ise ocuk ancak yedi yana varnca muhayyer klnr. Bu mam afi, Ahmed ve shk'n grleri olmaktadr. Bunlar da grlerini u ekilde delillendirmektedirler: Tercihte bulunma, temyiz ve anlay gcnn bulunmasn gerektirir. Bunun ise ocuklarda bir kstas yoktur. Onun iin de, temyizin muhtemelen bulunduu ya (mazinnesi) itibara alnr ki, o da yedi yadr. nk yedi ya temyiz ann ilk ya olmaktadr. Bu yzden de Hz. Peygamber (s.a.) tarafndan, yedi ya ocuklarn namazla emre dilmelerinin ilk balang zaman olarak kabul edilmitir.

"Hadisler ferd olaylarla ilgilidir [kadyyetu ayni" sznz dorudur. Ancak bu hadislerin, bulu ama ermi erkeklerin muhayyer klnmas ekline hamletmek, daha nce de getii gibi, mmkn deildir. Zira baz lfzlarnda "gulm = ocuk", dier baz lfzlarnda da "bulua ermemi kk" ifadeleri bulunmaktadr. Tevfik ancak Allah'tandr.

Hz. Hamza'nn kz ve onun hakknda Hz. Ali, Zeyd, Cafer (r.anhum) aralarnda szkonusu olan nizaa ve Hz. Peygamber'in (s.a.) Cafer lehine hkmne gelince, bu hkm kaza umresinin hemen akabinde verilmiti. nk Mekke'den ktklarnda, Hz. Hamza'nn kz: "Amca! Amca!" diye ararak onlarn arkasna dmt. Bunun zerine Hz. Ali onun elinden tutmu, sonra Cafer ve Zeyd onun hakknda nizaa dmler ve her birisi, kendisinin onu stlenme konusunda daha stn olduunu belirtmiti. Zeyd, onun bizzat Hz. Peygamber tarafndan kardei ilan edilen Hz. Hamza'nn kz olduunu sylemi; Hz. Ali onun amcasnn kz olduunu belirtmi; Cafer de tercihini gerektirecek iki unsuru zikretmiti: Yaknlk ve kzn teyzesinin kendi nikhnda bulunmas dolaysyla ocuun kendi teyzesinin yannda kalm olaca. Hz. Peygamber (s.a.) bunlar arasnda Cafer'in gerekelerini dier ikisinin gerekelerinden daha stn grm ve ocuun ona verilmesine hkm buyurmu ve her birisinin kalbini de, elinden ocuun alnmasndan daha sevimli gelecek bir eyle tatmin etmi, gnllerini almt.

Karde klnma (muht) gerekesi, hidne hakkn gerektirecek bir husus deildir. Ancak Zeyd, Hz. Hamza'nn vasisi bulunuyordu ve o sralarda kardelik sebebiyle, karde ilan edilenler birbirlerine varis oluyorlard. Bu yzden Zeyd, ocuun gzetimi konusunda kendisinin daha hakl olduunu zannetmiti.

Burada ileri srlen akrabalk, yani amca ocuu olma gerekesi, acaba hidne hakkn sabit klar m? Bu konuda iki gr bulunmaktadr: Birincisi: Onunla hidne hakkna hak kazanlr. mam afi'nin tasrihi de byledir. mam Mlik, Ahmed ve daha bakalarnn grleri de bu ekildedir. nk o asabe olmaktadr ve karabet {yaknlk) sebebiyle velayeti bulunmaktadr. Dolaysyla, miras, nikh velayeti, lm velayeti gibi konularda yabanclar zerine takdim edildii gibi, hidne konusunda da yabanclar zerine takdim edilir. Hz. Peygamber (s.a.), gerek Hz. Ali'nin ve gerekse Cafer'in kz ocuunun hidanesi hakkndaki iddialarm tepkiyle karlamamtr. Eer onlarm byle bir haklan olmasayd, mutlaka Hz. Peygamber onlarn bu btl iddialarn tepkiyle karlar, mnker bulurdu. nk bu bir haklar olmayan eyin davas niteliinde olurdu. Hz. Peygamber ise btl olan bir eyi ikrarda bulunmaz.

kinci gre gre, babalar ve dedeler dnda erkeklerden hibir kimsenin hidne hakk bulunmamaktadr.Bu gr mam afi'nin baz tbilerine aittir. Bu hem mam afi'nin beyanna, hem de delile muhaliftir. ounluk fukahanm grne gre dorusu da budur ocuk kz ise ve amca olu da st emme vb. gibi bir sebeple kza mahrem ise, bu takdirde yedi yan asa bile zerinde hidne hakk bulunmaktadr. Eer mahrem deilse, o takdirde yedi yana ulancaya kadar kz ocuu zerinde hidne hakk olacaktr. Yedj yandan sonra artk bu hakk kalmayacak ve ocuk bir mahremine veya gvenilir bir kadna teslim edilecektir. Ebu'l-Berekt, el-Muharrar'nda: "Amca olunun, st emme vb. gibi bir sebeple mahrem olmadka, kz ocuk zerinde asla hidne hakk yoktur." demitir.

Soru: Bu olayda Hz. Peygamberin hidne ile hkm teyzeden dolay mdr, yoksa Cafer'den dolay m?

Cevap: Bu konuda iki gr bulunmaktadr: Bu grlerin kaynan ise hadislerin lfzlarndaki farkllklar oluturmaktadr. Buhar'nin Sahihinde, Ber hadisinde : "Hz. Peygamber, onu teyzesine hkmetti." denilmektedir[57]

Ebu Davud'daki Rfi' b. Uceyr hadisinde ise, bu olayla ilgili olarak Hz. Ali'den yaplan rivayette Hz. Peygamber (s.a.):MKz ocuuna gelince, onu Cafer lehine hkmediyorum, teyzeziyle beraber kalr. Teyze phesiz anne (makamnda) dr." buyurmutur. Sonra Ebu Davud, Abdurrahman b. Eb Leyl tarikiyle: "Kz ocuunu Cafer lehine hkmetti. nk ocuun teyzesi onun nikhnda bulunuyordu." demitir. Sonra srail Ebu shk Hni' b. Hni' ve Hbeyre Hz. Ali senediyle rivayet ettii hadiste ise:" Hz. Peygamber (s.a.), ocuu teyzesi lehine hkmetti ve:

Teyze anne menzilesindedir.' buyurdu."[58] eklinde varid olmutur.

Bu fadeler birok fakih iin problem arzetmitir. nk eer bu hkm Cafer iin verilmise, Cafer mahrem deildir; o ve Hz. Ali yaknlkta birbirlerine eittir. Eer teyze iin ise, teyze evli bulunmaktadr. Hidne hakkna sahip olan kadn evlendii zaman hakk dmektedir. Btn bu problemler karsnda bir k yolu bulamayan bn Hazm, zm hadisin btn tariklerini tenkit etmede bulmu ve yle demitir: "Buhar hadisinde srail vardr ve o zayftr. Hni' ve Hbeyre hadisleri ise, bunlarn her ikisi de mehuldrler. bn Eb Leyl hadisi mrseldir, ondan rivayet etmekte olan Ebu Ferve ki o, Mslim b. Salim el-Chen'dir, bilinen bir rvi deildir. Nfi b. Uceyr hadisine gelince; hem o, hem de babas her ikisi de mehuldrler; mehul rvi ise hccet olmaz. u kadar var ki, bu hadis her ynyle, Hanef, Mliki ve fler aleyhine hccet olmaktadr. nk teyze, Cafer ile evli bulunuyordu, Kurey'in en yakkl genci idi ve o Hz. Hamza'nn kzna mahrem deildi." bn Hazm sonra devamla:" Biz Hz. Peygamber'in (s.a.) kz ocuunu, teyzesinden dolay Cafer lehine hkmetmi olduunu inkr etmiyoruz. nk bu ocuk iin daha koruyucu oluyordu." demektedir. Ben derim ki: Bu, bn Hazm'n saldrganlndan ve btn insanlarn shhati zerinde ittifak ettikleri hadisi zayf kabul etme konusundaki cr'eti ve btn ulemay karsna almasnn bir neticesi olmaktadr. nk bu hadisin ; sahih, snen, msned, siyer ve tarih kitaplarndaki hreti onu isnadndan mstani klacak kadardr. Nasl olmaz ki, Sahih sahibi bu olayn shhati konusunda kendinden ncekilerle gr birlii etmi, ve bn Hazm'dan nce bu hadisin shhatine ynelik herhangi bir tenkit de asla iitilmemitir. Onu "srail zayftr." eklindeki bir tenkide iten ey, Ali b. el-Medn'nin onu zayf kabul etmesidir. Ancak, onun dndaki btn muhaddisler, bundan kanmlar ve onun hadislerini hccet olarak kullanmlar, onu tevsik etmiler, onun gvenilir bir rvi olduunu ifade etmilerdir. mam Ahmed:"O sikadr." demi ve hfzna taaccbn ifade etmitir. Ebu Htim:"O Ebu shak'm talebeleri ierisinde en salam olandr." demitir. zellikle de bu hadisi Ebu shak'tan rivayette bulunmutur. srail, onun hadislerini sanki Kur'an'dan bir sre gibi ezberlerdi. Ondan bir cemaat rivayette bulunmulardr ve hepsi de onu hccet olarak kullanmlardr.

"Hni' ve Hbeyre mehuldrler." szne gelince, evet bu ikisi kendisine gre mehuldrler, ama onlar Snen sahipleri katnda maruf olan, hadis hafzlar tarafndan sika kabul edilen rvilerdendir. Nese onun hakknda: "Hni' b. Hni' fena deildir (l be'se bih).M der. Hbeyre'ye gelince, drt Snen sahibi ondan rivayette bulunmulardr ve o sika kabul edilmitir.

"bn Eb Leyl hadisi mrseldir, ondan rivayet eden Ebu Ferve ki o, Mslim b. Salim el-Chen'dir, bilinen bir rvi deildir." szne gelince, burada ileri srlen iki illet de aslszdr.nk Abdurrahman b. Eb Leyl, Hz. Ali'den birden fazla hadis rivayet etmi, aynca Hz. mer ve Muz'dan da rivayette bulunmutur. bn Hazm' yanltan ey, Ebu Davud'un, Muhammed b. s Sfyn Ebu Ferve Abdurrahman b. Eb Leyl senediyle bu haberi nakletmi olmasdr. bn Hazm bu ifadeden, Abdurrahman'm rivayette Hz. Ali'yi zikretmedii zehabna kaplm ve hadisin mrsel olduunu sylemitir. Bu onun yanl anlamasndan kaynaklanmtr. nk bn Eb Leyl olay, Hz. Ali'den rivayet etmektedir. Ebu Davud haberi ihtisarla vermi ve sadece delil olarak kullanlacak ksm zikirle yetinmi ve gerisini Abdurrahman b. Eb Leyl'nn Hz. Ali'den rivayeti yaygn olarak bilindii iin zikrine gerek duymamtr. Bu olay Hz. Ali rivayet etmi ve onun evresinde bulunan insanlar ondan bunu iitmitir: Hni* b. Hni', Hbeyre b.Yerm, Uceyr b. Abd Yezd, Abdurrahman b. Eb Leyl bunlardandr. Ebu Davud ilk nn hadislerini olay tam olarak anlatmalar sebebiyle, btnyle zikretmi.bn Eb Leyl'nn rivayetine de iaretle yetinmitir. nk onun rivayetini tamamlamamtr. Senedi kendisinden balayarak ona kadar zikretmitir. Bylece, hadisin mrsellii iddias ortadan kalkm olmaktadr. Sonra ben, Ebu Bekir el-smil'nin bir msnedde bu hadisin muttaslln tasrih ederek rivayet etmi olduunu grdm: O, Heysem b. Halef Osman b. Sad el-Mukr Yusuf b. Adiyy Sfyn Ebu Ferve Abdurrahman b. Eb Leyl Hz. Ali kanalyla rivayette bulunmu ve onun (Hz. Ali'nin) Cafer ve Zeyd ile niza ettiklerini... anlatmtr.

"Ebu Ferve, bilinen bir rvi deildir." sznn de bir esas yoktur. nk Sfyn b. Uyeyne ve daha bakalar onun nasl bir rvi olduunu bildirmiler ve Buhr ile Mslim onun rivayetini Sahihlerine almlardr.

"Nfi b. Uceyr ve babasnn bilinmeyen, mehul kimseler olduklar" ifadesi ise dorudur. Bunlarn halleri bilinmemektedir ve ilim nakliyle mehur olan kimselerden deillerdir. Geri Nfi babasndan daha mehurdur, zira kendisinden iki sika rvi: Muhammed b. brahim et-Temm ile Abdullah b. Ali rivayette bulunmulardr. Buna ramen, itimad bu ikisinin rivayetlerine deildir. Hadisin shhati dier yollarla sabit olmaktadr. Tevfik ancak Allah'tandr.

Hadisi bir problem olarak grenlerin mkillerine, Allah'n tevfikine dayanarak yle cevap verebiliriz: Konuyla ilgili bir problem yoktur; ister Cafer iin hkmedilmi olsun, ister teyze iin, fark etmez. nk, eer kz ocuunun amcas olundan baka bir yakn yoksa, onu karsyla birlikte evinde alkoymas caizdir, hatta bu taayyn bile eder. O baka bir yabancdan, zellikle de amca olu dini diyaneti, iffeti, gvenilirliiyle bilinmesi durumunda, daha evldr. Byle bir durumda amca olunun yabanclardan daha evl olduunda hibir phe yoktur.

Soru: Hz. Peygamber (s.a.) bu kz ocuunun amcasnn olu bulunuyordu ve kendisine de mahremdi; nk Hz. Hamza Peygamber'imizin ayn zamanda st kardei idi. Bu durumda onu niye kendi yanna almad?

Cevap: Hz. Peygamber (s,a.), risalet vazifesinin ar ykleri altmda bulunuyordu, ilah vahyi tebli etmek ve insanlar ona davet etmek, Allah dmanlaryla cihad etmek gibi pek ok meguliyetleri vard ve bunlar onu, ocuun terbiyesiyle uramaktan alkoyacak dzeyde idi. Eer kendi yanma alsayd, mutlaka onu hanmlarndan birisinin yanna brakacakt. Oysa ki kzn bizzat teyzesi, ocuk iin merhamete daha yakn ve onun terbiyesini stlenmeye daha uygun bulunuyordu.

Hem sonra Hz. Peygamber'in (s. a.) hanmlarndan her birisine dokuz gnde ancak bir sra geliyordu. Eer ocuk da Hz. Peygamberle birlikte dolanacak olsayd, bu onun iin bir meakkat olurdu ve bylesi bir durumda kz ocuunun srekli dan girip kmas ve dardaki hayata almas szkonusu olacakt. Eer hep zevcelerinden birisinin yannda kalacak olsayd, o zaman hidne onun olacakt; halbuki, kendisi ocuk iin yabanc oluyordu.

Buraya kadar yaptmz izahlar, hkmn Cafer lehine verilmi olmasyla ilgili idi. Eer hkm ocuun teyzesi iin verilmise ki dorusu budur, sarih ve sahih hadis buna dellet etmektedir bu takdirde eitli alardan dolay herhangi bir problem szkonusu deildir:

1) Hidne hakkna sahip olan bir kadnn evlenmesi, kz ocuunun hidnesini drmez. Nitekim, mam Ahmed'den yaplan iki rivayetten birisi bu ekildedir. Ulemaya ait iki grten birisi de bu olmaktadr. Bu grn delili bu hadistir. Daha nce ocuun erkek oluu ile kz oluu arasndaki fark gemiti.

2) Kadnn, ocuun bir yakmyla evlenmi olmas hidne hakkn drmemektedir. Cafer, kzn amcas olu bulunuyordu.

3) Koca hidne hususunda rza gsterirse, ocuun yannda kendi himayesi altnda olmasn tercihte bulunursa, bu durumda hidne dmez. Sahih olan da budur. Bu yle bir prensibe baldr: Hidnenin evlilik sebebiyle dm olmas, kocann hakkna riyetledir. nk koca, kadn ocuunun hizmetinde olaca iin, ondan istenilen istifadeyi elde edemez, ocuun kendi karsyla bulunmasndan dolay hayatnn tad bozulur, bu yzden de aralarnda nefret ve soukluk domasndan emin olunamaz. te bundan dolay kocann, karsn kendi hukukundan baka bir eyle megul olmaktan menetme yetkisi bulunmaktadr. Bu durumda ise ocuun menfaatleri zayi olup gidecektir. Ama koca ocuun kendileriyle kalmasn ister ve onun korunmasna kar zen gsterirse, bu durumda hidne hakknn dmesini gerektiren sebep ortadan kalkm olur. Hidne hakkm gerektiren husus ise mevcuttur, dolaysyla zerine hkm terettp edecektir.. Bunun byle olduunu u husus da aklamaktadr: Hidne hakknn evlilikle dmesi Allah hakk deildir; sadece kocann, ocuun ve akrabalarnn hakk olmaktadr. Hak sahibi buna raz olunca, her trl takdirde problem zail olacaktr. Bylece, Hz. Peygamberden sadr olan bu hkmn, en gzel, en ak, maslahata, hikmete, rahmet ve adalete en uygun bir hkm olduu ortaya kmtr. Tevfik ancak Allah'tandr.

u husus fukahann hadis karsndaki yaklamlar olmaktadr:

Birincisi: Hidne hakkna sahip olan kadnn evlenmesi bu hakk drmez. Hasan el-Basr bu grtedir ve Yahya b. Hamza da bu dorultuda hkmde bulunmutur. Ebu Muhammed b. Hazm'n gr de bu olmaktadr.

kincisi: Kadnn evlenmesi kz ocuu zerindeki hidne hakkn drmez, fakat erkek ocuu zerindeki hidne hakkn drr. ki rivayetinden birisinde mam Ahmed bu ekilde sylemitir.

ncs: Kadnn, ocuun bir yaknyla evlenmesi hidne hakkn drmez, yabanc birisiyle evlilii ise drr. mam Ahmed'in mezhebinde mehur olan gr de budur.

bn Cerr et-Taber'ye ait drdnc bir yaklam daha bulunmaktadr: Hidne hakk sahibi kadn, eer anne ise ve onunla nizada bulunan kimse de baba oluyorsa, evlenmesi durumunda kadnn hidne hakk der. Ama kadn teyze veya hidne hakk sahibi baka bir kadn olursa, bu durumda kadnn evlenmesiyle hakk dmez. Ayn ekilde hidne hakk sahibi anne olur, nizada bulunan kimseler de babann dnda ocuun akrabalarndan birisi bulunursa, kadnn evlenmesiyle hakk yine dmez.

Biz onun szn, lehinde ve aleyhinde olan hususlar zikredeceiz. Tehztbu'l-sf da Hz. Hamza'nn kzyla ilgili hadisi zikrettikten sonra yle demitir: "Bu hadiste, kk kz ve erkek ocuunun bakmn stlenecek kimselerden, ocuklarn babalarndan baka birileri le evli olsalar bile, anne tarafndan olan yaknlarnn, baba tarafndan olan asabelerlnden daha ok hak sahibi olduuna dellet vardr. nk Hz. Peygamber (s.a.) , iki amcasnn oullan olan Hz. Ali ve Cafer ile Hz. Peygamber tarafndan babas Hz. Hamza le karde ilan edilen Zeyd'in, onun kendilerine verilmesi hakkndaki taleplerine ramen, Hz. Hamza'nn kznn teyzesine verilmesine hkmetmitir. Teyzesi, o srada ocuun babas olmayan baka birisiyle evli bulunuyordu.Bu olay, Hz. Hamza'nn ehit edilmesinden sonra oluyordu. Bu durumda:"Kk kz ve erkek ocuunun, tercihte bulunma yana ulancaya kadar, baba tarafndan olan asabesinin hidne konusunda herhangi bir haklar yoktur; aksine anneleri tarafndan olan kadn akrabalar, evli bile olsalar, daha ok hak sahibidirler." eklinde syleyenlerin szlerinin doru olduu anlalm olacaktr. ,

Burada birisi yle diyebilir: Eer durum size gre, vasfettiinlz ekilde, kk kz ve erkek ocuun annesi ve anne tarafndan olan kadn akrabalar, evli olsalar bile hidne konusunda, babann erkek akrabalar olan asabeden daha ok hak sahibi iseler, bu durum ayn ekilde, evli olan anne ile, ocuklarn yakn ve uzak babalan arasnda da szkonusu olsayd ya? Nitekim teyze, babalarndan baka birisiyle evli bulunsa bile, ocuklar zerinde daha ok hak sahibi bulunmaktadr. Anne ile aralarnda ne fark vardr ki, ayn ayn mtalaa edilmektedirler?

Cevap: Aralarndaki fark aktr. yle ki, annenin ocuklann hidnesi konusunda, babalarndan aynlm olmas durumunda, baka birisiyle evlenmedii srece daha ok'hak sahibi olduu konusunda haber-i mstefz bulunmamakta ve bu konuda bildiimiz kadanyla haberin hccetliine kar itirazlar kabul edilebilecek kimselerin ihtilflar bulunmamaktadr. Bu konuda bir haber de zikredilmektedir. Her ne kadar isnad zerinde tenkitler varid ise de, durumunu tavsif etmi olduumuz nakil, isnad zayf da olsa onun shhatine dellet etmektedir. Taber sonra, Amr b. uayb'in, babas ve dedesi araclyla rivayet ettii: "Evlenmediin srece sen, ocuk zerinde daha ok hak sahibisin." hadisini Msenn b. es-Sabbh kanalyla rivayet etmitir.

Sonra yle demitir: ocuk hakknda anne ile, ocuun asabesinin niza etmesi durumuna gelince, bu konuda Hz. Peygamber'in (s.a.) zikrettiimiz: "ocuun babasndan baka birisiyle evli bulunan teyzesini, ocuun asabesi olan amca oullarndan daha ok hak sahibi kabul etmesi ve ocuun ona verilmesine hkmetmesi" eklindeki sahih hadisi bulunmaktadr. Bu durumda anne, asabeden daha evl olacaktr. sterse bir bakasyla evlensin. Zira Hz. Peygamber teyzeyi, asabeye sadece anneye olan yaknlndan dolay takdim etmitir. Durum bu ekilde anlattmz gibi olunca, iki mesele hakkndaki grmzn esas da ortaya km olur: Birinci meselenin dayana bu konuda varid olan haber-i mstefzdir (yaygn haber). Dierinin dayana ise dil rvilerce rivayet edilmi olan haber-i hddr. Hal byle iken bunlardan birisinin hkmn dierine dndrmek mmkn deildir; zira kyas sadece hakknda nass bulunmayan hkmler hakknda szkonusudur. Hakknda Kur'an ya da snnetten bir nass bulunan konularda kyasn yeri yoktur.

Burada birisi yle diyebilir: Siz annenin, ocuun babasndan baka birisiyle evlenmesi durumunda, hidne konusundaki hakkn bu konuda varid olduunu zannettiiniz haber-i mstefz ile drp babay daha ok hak sahibi kldnz; oysa ki, siz de biliyorsunuz ki, Hasan el-Basr: "Kadn, evlense bile, ocuu zerinde daha ok hak sahibidir." demitir ve Yahya b. Hamza da bu dorultuda hkmde bulunmutur.

Cevap: Bize gre, dinde hccet olan mstefz bir haberin art, ona herhangi bir muhalifin bulunmamas deildir; bilakis hem amel hem de gr olarak mmetin limlerinden hata ve yalan zerinde birlemi olmalarna imkn vermeyecek kadar bir ounluun rivayette bulunmu olmalardr. mmetin limlerinden bu art tayan bir ounluk "kadn, kocasndan ayrlp baka birisiyle evlendiinde, baba bu durumda kz ocuu zerinde anneden daha ok hak sahibidir" eklinde rivayette bulunmulardr. Dolaysyla bu balayc bir hccettir ve buna re'yle (ahs grle) kar kmak caiz deildir. Byle ahs bir gr, hata etmesi caiz olan kimseden sdr olmu grtr, (balayc olamaz). Taber'nin sz burada bitti.

Taberi'nin bu grnn tenkidi, doru ve hatal ynleri:

"Bu hadiste, kk kz ve erkek ocuunun bakmn stlenecek kimselerden, ocuklarn babalarndan baka birileriyle evli olsalar bile, anne tarafndan olan yaknlarnn, baba tarafndan olan asabeerinden daha ok hak sahibi olduuna dellet vardr." szn ele alalm. Hadiste bu dediine asla bir dellet bulunmamaktadr. Aksine, hadisin lfzlarndan birisinde bunun tam tersine sarahat bulunmaktadr, ki bu Hz. Peygamber'in (s.a.) "Kz ocuuna gelince, onu Cafer lehine hkmediyorum." ifadeleridir. Dier lfz ise: "ocuun teyzesine verilmesine hkmetti ve Teyze anne yerindedir.' buyurdu." eklindedir ki, Taber'nin delil olarak kulland lfz da bu olmaktadr. Bunda mutlak anlamda anne tarafndan olan yaknln baba tarafndan olan yaknla mukaddem olduuna dair bir delil bulunmamaktadr; aksine Hz. Peygamber'in (s.a.) Hz. Ali ile Cafer'in ocuu talep davalarn ikrarla karlamas, baba tarafndan olan yaknlarn da hidne hakk konusunda haklan bulunduuna dellet eder. Hz. Peygamber (s.a.) burada teyzeyi, hidne hakkna mlik kimseler arasnda, sadece kadn oluundan dolay takdim etmitir. Teyzeyi babann yaknlar zerine takdimi, aynen anneyi baba zerine takdimi gibidir. Hadiste onun iddiasna dellet edecek, anne tarafndan yakn olanlar, baba tarafndan yakn olan asabeden daha ok hak sahibidirler, eklinde genel bir lfz bulunmamaktadr ki, anne bir kzkardein kz, atncadan; teyzenin kz amcadan ve haladan mukaddem olsun. Hadiste, ak olmas bir tarafa, buna dellet nerede bulunmaktadr?!

"Bu durumda:"Kk kz ve erkek ocuunun, tercihte bulunma yana ulancaya kadar, baba tarafndan olan asabesinin hidne konusunda herhangi bir haklar yoktur..." diyenlerin szlerinin doru olduu anlalm olmaktadr." szne geelim. Bu sizin dediiniz, hadisten ne ilim ne de zan lsnde anlalmamaktadr. Bu hadis sadece una dellet etmektedir: Teyze ile evli olan amca olu, nikh altnda ocuun teyzesi bulunmayan amca olundan daha evldr. Geriye illetin tahkiki {tahkk-i menat) kalmaktadr: Acaba asabe ciheti, hidne hakkn gerektirmekte midir? Bu konuda ki kii ayn derecede bulunmutur. yleyse Hz. Peygamber (s.a.) zaten hidne hakk bulunan kimselerden olan ocuun teyzesiyle evli olan dierine tercih mi etmitir? Nitekim hadisilerden bir grup bu ekilde anlamlardr. Yoksa annenin yakn, ki burada teyzedir, ocuk zerinde babann asabesinden daha ok hak sahibidir ve bu hakk evlenmesiyle dmez eklinde midir? Evlenmesiyle bu hakknn dmemesi de: a) Ya evlilik mutlak olarak hidne hakkm drmedii iindir. Nitekim Hasan el-Basri ve ona katlanlar byle dnmektedirler, b) Ya hidnesi szkonusu olan (erkek deil) kz ocuudur, onun iindir. Nitekim, mam Ahmed'den gelen bir rivyet byledir, c) Ya da koca ocuun yakn akrabasdr. Hidne hakk hu yzden dmemektedir. mam Ahmed'in mehur olan gr de bu ekildedir, d) Ya da Ebu Cafer et-Taber'nin dedii gibi, hidne hakknn sahibi, anne dnda bir kadndr ve nizada bulunan da babadr.

Bunlar, hadis karsndaki drt yaklam olmaktadr. Ancak Taber'nin kail olduu gr son derece zayf bulunmaktadr. nk, evlenmesi sebebiyle annenin- hldne hakkn dren sebep, aynsyla dier hidne sahibi kadnlarn evlenmesi durumunda da szkonusudur. Teyze nihayet anne yerindedir ve ona benzetilir; dolaysyla ondan daha kuvvetli olamaz. Anne tarafndan olan dier hidne sahibi kadnlarn durumu da ayndr. Hz. Peygamber (s.a.) "annenin dier yaknlarnn, kim olurlarsa olsunlar, evlenmeleri durumunda hidne haklan dmez" eklinde genel bir hkmde bulunmamtr, O sadece, Hz. Hamza'nn kznn bir yaknyla evli bulunan teyzesi lehine muayyen bir hkmde bulunmutur.

Anne ile anne dnda dier hidne hakk sahipleri kadnlar arasnda haber-1 mstefz sebebiyle yapt ayrmla ilgili szne gelince, bununla Taber, kendi kanaatine gre bir iki kiinin muhalefetiyle bozulmayan "icm"' kastetmektedir. Bu gr, Taber'nin yalnz bana kail olduu bir grtr ve bu konuda ulem ona muhaliftirler.

Amr b. uayb hadisinin zayf (vh) olduu eklindeki hkmne gelince, bu tenkidi hadisin kendisine ulaan tankna dayaldr. nk ona ulaan tarikte Msenn b. es-Sabbh vardr ve o zayf ya da "metruk" bir rvidir. Ancak hadisi Evz, Amr b. uayb babas dedesi tarikiyle rivayet etmi ve Ebu Davud da onu Snen'ine almtr.

Hadis konusunda beinci bir yaklam daha bulunmaktadr; Hz. Peygamber (s.a.) kz ocuunun, teyzesinin gzetimine verilmesine hkmetmitir. Teyzenin evli bulunmas buna mani deildir. nk, kz ocuu teyzenin kocasna, cem (kansyla ayn nikh altnda toplama) yoluyla haram olmaktadr. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.) bizzat bu mnaya Davud b. Husayn'n krime ve bn Abbas senediyle yapt rivayette temas buyurmu ve uzunca verilen hadiste konumuzla ilgili olmak zere; "Ve sen ey Cafer! ocuk zerinde daha ok hak sahibisin. Teyzesi senin nikhn altndadr; bir kadn halas yada teyzesi zerine nikahlanmaz." buyurmutur. Bu konuda, "ocuun bakmn stlenecek kimsenin, ocua ebed olarak haram olan kimselerden olmas" gerektiine dair Hz. Peygamberden gelen genel bir nass yoktur ki, bu yaklama itiraz edilebilsin. Aksine byle bir art aramak, fkh kaideler ve eriatn asllar ile badamayacak bir husustur. nk, teyze ocuun bakmn stlenen kimsenin nikah altnda olduu mddete, kz kardeinin kz (yeeni) ona haram olacaktr. Teyze kocasndan ayrld zaman ise, yeeni de kendisiyle beraber aynlacaktr. Dolaysyla byle bir hkmde temelden bir mahzur bulunmamaktadr. Yine hi phe yoktur ki, bu grle amel etmek, kz ocuu iin, hkime durumunun intikal ettirilerek bir yabancya tevdi edilmesine dair verecei hkmden de daha uygundur. Zira hkim hidne konusuna bizzat kendisi eecek deildir, mutlaka onu bir bakasnn gzetimine verecektir.

Acaba, bu olay hakknda, hibir kimse Hz. Peygamber'in (s.a.) verdii bu hkmn mahza maslahat, hikmet ve adalet olduundan; kz iin son derece ihtiyatl ve onu gzetici bir karar bulunduundan; ona muhalif olan her hkmn mutlaka zulm ve fesattan uzak olmayacandan ve eriatn byle bir hkm getirmekten mnezzzeh bulunduundan, O'nun hkmnde hibir problemin olmadndan, asl btn problemlerin ona muhalif olarak getirilen hkmlerde bulunduundan phe edebilir mi? Yardm ancak Allah'tan isteriz ve sadece ona tevekkl ederiz. [59]

 

C) NAFAKA

 

1 Evlilik Nafakas:

 

a) Hz. Peygamberin (s.a.) Kadnlara Kar Nafaka Mkellefiyeti Hakkndaki Hkmleri:

 

Hz. Peygamber (s.a.) herhangi bir miktarla nafakann takdiri cihetine gitmemitir, bu konuda kendilerinden nafkann takdirine dellet edecek herhangi bir hadis de varid olmamtr. Bu konuda Hz. Peygamber, kocalar sadece rfe havale etmekle yetinmitir.

Mslim'in Sahh'inde sabit olduuna gre, Efendimiz Veda haccnda, vefatndan seksen ksur kadar gn nce, byk bir kalabalk huzurunda irad buyurduklar hutbesinde yle demitir: "Kadnlar hakknda Allah'tan korkunuz! nk siz onlar, Allah'n birer emaneti olarak aldnz. Allah'n hkm ile onlar kendinize hell kldnz. Onlarn sizin zerinizde maruf lsnde nafaka ve giyim-kuam haklar vardr.''[60]

Sahihayn'da sabit olduu zere, Ebu Sfyan'n hanm Hind, Hz. Peygamber'e gelerek: "Ya Raslallah! Gerekten Ebu Sfyn cimri bir adamdr; bana kendime ve oullarma yetecek kadar nafaka vermiyor. Ancak ben on<^an gizli olarak alyorum." dedi. Hz. Peygamber (s.a.) de:

"Onun malndan maruf lsnde sana ve oullarna yetecek kadar al!" buyurdu[61]'

Ebu Davud'un Snen'inde Hakim b. Muviye hadisinde babasndan yle rivayet edilmitir: Hz. Peygamber'e (s.a.) geldim ve: "Ya Raslallah! Kadnlarmz hakknda ne buyurursunuz?" dedim. "Onlara yediklerinizden yediriniz, giydiklerinizden giydiriniz, onlan dvmeyiniz, onlan ktlemeyiniz." buyurdu.[62]

Hz. Peygamberin nafaka hakkndaki bu hkm Yce Allah'n Kitab'mdaki hkme tam uygunluk arzetmektedir. Zira Allah (c.c.) yle buyurmaktadr: "Anneler ocuklarn, emzirmeyi tamamlatmak isteyen baba iin tam iki sene emzirirler. Analarn yiyecek ve giyeceini uygun (maruf) bir ekilde salamak, ocuk kendisinin olan babaya bortur."[63] Hz. Peygamber (s.a.) zevcenin nafakasn hizmeti nafakasnda olduu gibi takdir cihetine gitmemi ve her ikisini de ayn ekilde rfe havale etmi ve:"Klenin yiyecei ve giyecei maruf lsndedir." buyurmutur.[64] Grld zere Hz. Peygamber her ikisinin de nafakasn rfe havale etmitir. Hi phe yoktur ki, hizmetinin nafakas belli bir miktarla belirlenmi deildir, hibir lim de onun nafakasnn belli bir miktarla belirlenmi olduunu sylememitir.

Hz. Peygamber'den (s.a.) sahih olarak bilindii zere, kleler hakknda da, zevceler hakknda buyurduu gibi: "Onlara yediklerinizden yedirin, giydiklerinizden giydirin." buyurmutur.[65]

Ebu Hureyre'den sahih olarak bilindiine gre, o: Kann sana: "Ya beni doyurursun, ya da boarsn!" der. Klen: "Beni doyur ve altr!" der. Olun: "Beni doyur! Beni kime terke diyorsun!" der, demitir,[66] Bu sznde Ebu Hureyre zevcenin, klenin ve ocuun nafakasnn doyurmak (ifm) olduunu, temlik olmadn ifade etmi olmaktadr.

Nes, bu sz Hz. Peygamber'e (s.a.) merf olarak rivayet etmitir. Yce Allah da: "...Ailenize yedirdiinizin ortalamasndan on dkn yedirmek veya giydirmek..."[67] buyurmutur. bn Abbas, sahih olarak rivayet edildiine gre, yette geen normal yiyecei, ekmek ve ya ile veya ekmek ve hurma ile aklam. "En stn yedirdikleriniz ise ekmek ve ettir." demitir.[68]

Sahabe, "aileye yedirme"nin ekmek ve beraberinde baka bir katkla gerekleeceini aklamlardr. Allah ve Rasl, "infk" mutlak olarak zikretmi, herhangi bir takyd, takdir ve tahdide gitmemitir. Dolaysyla konunun, ayet Hz. Peygamber tarafndan yaplmasayd bile rfe hamledilmesi gerekirdi. Kald ki, bizzat Hz. Peygamber tarafndan konu rfe havale edilmi, ve mmeti bu dorultuda irad edilmitir. Bilinen bir husustur ki, rfe gre halk, buna nafakann takdiri grnde olanlar da dahildir ailelerine infak konusunda ekmekle yannda katk verilmesini det edinmilerdir, tahl olarak verilmesi eklinde bir rf mevcut deildir. Hz. Peygamber (s.a.) ve sahabe, ailelerine ayn ekilde infakta bulunuyorlar, ve onlara tahl temliki ya da takdirinde bulunmuyorlard. Bu er'an vacib olan bir nafakadr. Kle nafakasnda olduu gibi, tahl olarak takdiri cihetine gidilmemitir. Eer er'an takdir edilmi olsayd, o zaman Hz. Peygamber (s.a.) Hind'e, er'an kendisi iin takdir edilmi miktar almasn emreder, ona bir takdire gitmeksizin ihtiyac kadar almas eklinde emirde bulunarak, ne kadar alacan onun kendi itihadna brakmazd. Malumdur ki, kadnn ihtiya duyduu miktar, artnlmaz-eksiltilmez tarzda, ne iki mdle ne de iki rtlla tahdid edilemez. Hadisin lfz buna hibir ekilde ne m, ne de iaret yoluyla dellet etmemektedir. ki md yada iki rtl ekmek takdirinde bulunmak yeterli miktardan daha az olabilir ve bu durumda maruf ls terkedilmi olur. Adamn, ocuunun ve klesinin yedikleri eyden yeterli miktarn vacip klnmas, iki md ya da iki rtl ekmekten az bile olsa, maruf lsnde infak olmu olur. Kitap ve snnetle vacib olan da ite budur. Zira tahl, tlmeye, ekmek yaplmaya ve benzeri ilemlere ihtiya gsterir. Eer kadn bunlar kendi malndan karlarsa, bu durumda ein nafakas yeterli miktarda olmam olur. Eer bu koca zerine vacip klnacak olursa, o takdirde de fas gereken bor, tahl ve para olmu olur. Kadn ekmek yerine, para veya tahl veya un talebinde bulunsa, kocann bu talebi karlamas gerekmez. Koca bunu kadna arzedecek olsa, kadnn da onu kabul etmesi gerekmez. nk bu bir muvazadr, elerden biri onu kabule zorlanamaz. Elerin karlkl nza ile bir ey zerinde anlamalar ise caizdir.

Nafakann takdiri cihetine gidenler ihtilf etmilerdir: Bir ksm tahl ile takdir etmitir. mam. afi bu grtedir ve yle der: Fakr zerine gereken nafaka miktar, Hz. Peygamber'in mdd ile bir mddr; nk keffrette bir kiiye verilen en az miktar bir mddr. Yce Allah keffrette ie nafakasn esas almtr ve yle buyurmutur: "Onun keffreti ailenize yedirdiinizin ortalamasndan on dkn yedirmek veya giydirmektir."[69] Varlkl kimse zerine gereken nafaka miktar ise iki mddr. nk, ez keffretinde, bir kimse zerine Allah'n vacip kld en fazla miktar iki md olmaktadr. Orta halli bir kimse zerine ise bir buuk md; yani varlkl kimse nafakas ile fakir kimse nafakasnn yans gerekir.

Kad Ebu Ya'l ise yle der: "Nafaka, azlk ve olduk bakmndan deiiklik arzetmeyecek ekilde takdir edilmitir. Vacib olan nafaka miktar, keffretlere kyasla, hem fakir hem de zengin iin gnlk iki ntd ekmektir. Farkllk sadece kalite ve vasfta szkonusu olur. nk hem varlkl hem de yoksul kiiler yenilen ve bnyenin hayatiyetini idame ettirecek eylerin miktar konusunda eittirler. Ancak bunlarn yedikleri eylerin kalitesi farkl olur. Vacib olan nafaka da ayn ekilde miktar bakmndan deil de kalite bakmndan farkllk arzeder."

ounluk limler yle demektedirler: "Ashaptan, ne md ile ne de rtl ile nafaka takdirinde bulunduklar asla duyulmamtr. Aksine onlardan bilinen, hatta her asr ve ehirde uygulanagelen, bizim zikrettiimiz ekilde nafakann takdiri cihetine gidilmeme sidir."

Bunlar devamla yle derler: Keffret konusunda md ve rtlla takdirde bulunulaca konusunu kim kabul ediyor ki, siz onu herkese msellem sayyor ve ona kyasta bulunuyorsunuz. Kur'an ve snnetin delleti odur ki, keffret konusunda vcib olan doyurmaktr, temlik deildir. Yce Allah yemin keffreti hakknda: "Onun keffreti ailenize yedirdiinizin ortalamasndan on dkn yedirmek veya giydirmektir.[70]'; zhr keffreti hakknda: "Kim buna g yetiremezse, altm yoksulu doyurmas gerekir."[71]'; ez fidyesi hakknda:"inizde (ihraml iken) hasta olan veya bandan rahatsz olan varsa fidye olarak ya oru tutmas, ya sadaka vermesi ya da kurban kesmesi gerekir."'[72]' buyurmaktadr. Kur'an'da keffretlerle ilgili olarak doyurulma bahsinde bundan baka bir beyan bulunmamaktadr ve hibir yerde bunun bir md ya da ntlla takdiri szkonusu deildir. Sahih olarak bilinmektedir ki, Hz. Peygamber (s.a.). Ramazan aynda gndzn kars ile orulu iken cimada bulunan kimseye: "Altm yoksulu doyur!"'[73]' buyurmutur. Ayn eyi zharda bulunan kimseye de sylemi ve bunu ne bir mdle ne de rtlla takdir cihetine gitmemitir.

Kur'an ve snnetin dellet ettii ey udur: Keffretler ve nafaka konusunda vacib olan ey doyurmaktr, temlik deildir. Sahabeden sabit olan da ite budur.

Ebu Bekir b. eybe, Ebu Hlid Haccc Ebu shakl Haris senediyle Hz. Ali'den:" Sabah akam olmak zere, ekmek ve zeytinya yedirirler." dediini rivayet eder.

shk ise Hris'ten, Hz. Ali'nin yemin keffrettndeki doyurma hakknda: "Sabah akam olmak zere onlara ekmek ve zeytinya veya ekmek ile tereya yedirir." dediini nakleder.'[74]'

bn Eb eybe, Yahya b. Ya'l Leys kanal ile bn Mes'd'un "Onun keffreti ailenize yedirdiinizin ortalamasndan on dkn yedirmek veya giydirmektir." yeti hakknda, ekmek ve tereya; ekmek ve zeytinya; ekmek ve et dediini nakleder.'[75]'

bn mer'den sahih olarak yaplan rivayete gre de: Kiinin ailesine yedirdii orta seviyeli yemei, ekmek ve st; ekmek ve zeytinya; ekmek ve tereyadr. Kiinin ailesine yedirecei en stn yiyeceklerin banda ise ekmek ve et gelir." demitir.'[76]'

Yezd b. Zrey*, Ynus Muhammed b. rn kanalyla anlatr: Ebu Ms el-Ear, bir defasnda yapt bir yeminin keffretini verir. Bceyr ya da Cbeyr'e emreder ve kendisi adna on yoksulu ekmek ve etle doyu .masn ve onlara "Muakkad" ya da "Zahrn"'[77]' tabir edilen birer elbise verilmesini emreder.'[78]'

bn Eb eybe, Yahya b.shk Yahya b. Eyyb Humeyd senediyle nakleder: Enes (ra) lmeden nce hastalamr, orucunu tutamaz. Buna karlk o, otuz fakiri toplar ve onlara bir n ekmek ve et yedlrirdi.'[79]'

Tabilere gelince, bu onlardan u zevattan sabit olmutur: Esved b. Yezd, Ebu Rezn, Ubeyde, Muhammed b. rn, Hasan el-Basr, Sad b. Cbeyr, reyh, Cbir b. Zeyd, Tvs,* e-a'b, bn Breyde, Dahhk, Kasm, Salim, Muhammed b. brahim, Muhammed b. Ka'b, Katde, brhrn en-Neha. Bunlarla ilgili isnadlar sml b. shk'n "Ahkmu'l-Kur'arC' nda bulunmaktadr. Bunlardan kimisi: "Yoksullar hem sabah hem de akam doyurur." demilerdir, bir ksm da "tek n" demilerdir. Kimisi:" Ekmek ve et; ekmek ve zeytinya; ekmek ve tereya." demilerdir.

Bu Medine ehlinin, Irak limlerinin ve iki rivayetten birisinde mam Ahmed'in gr olmaktadr. Dier rivayet ise: "Keffret yiyecei, miktar olarak belirlenmitir, zevcelerin nafakalar ise byle deildir." eklindedir.

Bu durumda konu ile ilgili gr bulunmaktadr: ) Hem nafaka ve hem de keffret belli bir miktarla belirlenmitir. Bu gr sadece mam afi'ye aittir, b) Her ikisinde de takdir cihetine gidilmemitir. mam Malik, Ebu Hanife ve bir rivayette mam Ahmed bu grtedirler, c) Keffret miktar belirlenmitir, nafaka ise belli bir miktarla belirli deildir. mam Ahmed'den gelen ikinci rivayette byledir.

Bu son gr destekleyenler yle demektedirler: Nafaka ile keffret arasnda fark vardr; keffrei., varlkl ya da yoksul olmakla farkllk arzetmez, yeterli miktarda qlmas gerekir diye bir kayd da yoktur, Sri Tel tarafndan, zevce ve hizmeti nafakasnda olduu gibi maruf lde olacaktr diye bir kayt da getirilmemitir. Keffretler konusunda "doyurma", Allah hakk olup belli bir kul hakk deildir ki, onun yerine baka bir bedel verilebilsin. Bu yzden doyurma yerine kymeti verilecek olsa, keffret iin yeterli olmamaktadr. Keffret bahsinde:, takdire gidildii konusunda sahabeden de rivayetler bulunmaktadr. Kad sml, Haccc b. Minhl Ebu Avne Mansr Ebu Vil Yesr b. Nemr senediyle nakleder: Hz. mer (Yesr'a) yle der: "nsanlar bana geliyorlar ve benden istekte bulunuyorlar. Ben de onlara vermeyeceime dair ye#in ediyorum. Sonra onlara vermem gerektiini gryorum. Sana benim adma keffrette bulunman emrettiim zaman, on yoksulu, her birisine bir sa' hurma veya arpa, ya da yanm sa' buday decek ekilde doyur."

Haccc b. Minhl ve Sleyman b. Harb Hammd b. Seleme Seleme b. Kheyl Yahya b. Abbd senediyle nakledildiine gre Hz. mer yle der: "Ey Yerf! Eer yemin eder ve yeminimde hnis olursam, benim adma yeminim iin, on yoksula be sa' yedir."

bn Eb eybe, Vekf bn Eb Leyl mer b. Eb Mrre Abdullah b. Seleme senediyle Hz Ali'den: " Yemin keffreti, her birisine yarm s' olmak zere on yoksulu doyurmaktr.'1 dediini rivayet eder.

Abdurrahm Ebu Hlid el-Ahmer Haccc Kurt dedesi kanalyla Hz. ie'den: "Biz, yemin keifreti olarak yarm s' buday veya bir s' hurma yediririz." dedii rivayet edilmitir,

smail, Mslim b. brhm Him b. Eb Abdillah Yahya b. Eb Kesr Ebu Seleme senediyle Zeyd b.Sabit'ten:" Yemin keffreti konusunda her bir fakire bir md buday yeterlidir." dediini nakleder.

Sleyman b. Harb Hammad b. Yezd Eyyb Nfi' senediyle nakledilir: bn mer (r.a.) yemini hatrlad zaman kle azad ederdi.

Hatrlamad zaman (bilmeden hnis olursa), her birisine birer md decek ekilde on yoksulu doyururdu.

bn Abbas'tan sahih olarak bilindiine gre o yle demitir: "Yemin keffretinde bir md (yedirilir), beraberinde kat da olur."

Tabiilere gelince, ayns Sad b. Mseyyeb, Sad b. Cbeyr ve Mchid'den de sabittir. O (Mchidi yle demitir: "Kur'an'da yoksullar iin zikredilen her "taam" (yiyecek) yarm sa' dr. O, btn yemin keffretleri hakknda: "Her yoksul iin iki md." derdi.

Hammd b. Zeyd, Yahya b. Sad araclyla Sleyman b. Yesr'dan nakleder. O yle der: "nsanlara (baz sahablere) yetitim. Onlar yemin keffreti hakknda ilk (eski) mdle bir md veriyorlard" Kasm, Salim, Ebu Seleme ise: "Budaydan birer mddr." demilerdir. At: "On yoksul arasnda bir faraktr."; bir defasnda da "Birer mddr.B demitir.

Bunlar yle derler: Sahihayn'da sabit olduu zere Hz. Peygamber (s.a.) ez fidyesi keffreti[80] hakknda K'b b. Ucre'ye: "Alt yoksula, her birisine yanm s' decek ekilde yemek yedir!" buyurmutur.'[81] Burada da grld gibi Hz. Peygamber (s.a.} "ez fidyesi" ni takdir etmilerdir. Hz. Peygamber'in bu keffreti takdir etmesini "asl" olarak kabul ederiz ve onun hkmn dier keffretlere de sirayet ettiririz.

Zevcenin nafakasnn takdir edilmi olduu grnde olanlar, sonra yle demilerdir: Biz grdk ki, nafaka ve keffret ykmllkleri vacib olmada birlemektedirler. Bu itibarla nafaka bahsindeki "doyurma" yi keffretlerdeki doyurmaya kyas ettik. Yine grdk ki Yce Allah, ihraml iken avlanma cezas konusunda:"... veya yoksullar doyurmak suretiyle bir keffret... vardr."[82] buyurmaktadr. Burada mmetin icma, yette geen "taam" (yiyecek) kelimesinin miktarnn belirlenmi olduu eklindedir. Bu yzden, ayet yiyecek maddesi yoksa, her md karl bugn oru tutmas gerekecektir, denilmitir. Nitekim, bn Abbs ve ondan sonra gelen limler bu ekilde fetva vermilerdir. Bu gr, bu grubun, keffret yiyeceinin miktarnn belirlenmi olduuna dair kullandklar bir delil olmaktadr.

Dierleri yle demilerdir: Allah'n Kitab', Rasl'nn snneti ve mmetin icma tesinde hibir delil yoktur. Yce Allah bize, ihtilfa dtmz zaman meselelerimizi Katap ve snnete irca etmemizi emretmitir. Bu bizim hem dnyamz hem de ahiretimiz iin daha hayrldr. Biz Kur'an'da Yce Allah'n keffret konusunda, sadece:" on yoksulu doyurmak"; "altm yoksulu doyurmak" buyurduunu gryoruz. Bu yetlerde Yce Allah emri, "yedirmek, doyurmak" [t'm) masdanna balamtr; bize ne yemein cinsini ne de miktarn takdir cihetine gitmemitir. Yedirilenlerin cinsini (yoksul olacaklar) ve miktarlarn belirlemi; yiyecei mutlak zikretmitir. Yiyeceklerin evsafn ise belirterek onlar kaytlamtr. Biz Yce Allah'n, Kur'an'n her neresinde "yoksullarn doyurulmas" ndan bahsetse, ondan sadece herkese malum ve maruf olan "doyurma" yi kasdettiini grmekteyiz: "O zor geidin ne olduunu sen bilir misin? O geit, bir kle ve esir zad etmek, yahut alk gnnde, yakn olan bir ksz, yahut topraa serilmi bir yoksulu doyurmaktr."'[83]'; "Onlar ileri ektii halde, yiyecei yoksulla, ksze ve esire yedirirer."'[84]' Kesin olarak bilinen bir husustur ki, ayet onlar sabah doyursalar veya akam yedirseler; veya ekmek ve et; ekmek ve orba vb. yedirseler, onlar vlenlerden ve medh senaya mazhar olanlardan olurlar. Yce Allah, yenilen eyin ismi olan "taam" kelimesi yerine sarih olan "yedirmek, doyurmak" masdann kullanmtr. Bu, kiinin yoksullar doyurmas, fakat onlara temlikte bulunmamas durumunda emri yerine getirmi olaca hususunda bir nass olmaktadr. Her dil ve rfte bu kiiye "Onlar doyurdu." denmesi doru olur.

Bunlar devamla yle diyorlar: Hangi dilde, temlik olmadka "ifm" (doyurma- yedirme) olmaz diye bir ey vardr? Hz.Enes: "Hz. Peygamber (s.a.) Zeyneb'in dnnde ekmek ve et yedirdi, (ifmda bulundu). "[85] diyor. Halbuki yemek hazrlam ve dn deti zere onlar davet etmiti. Safyye'nin dn ziyafeti hakkndaki, "Onlara hays (hurma, tereya ve kek yourularak yaplan bir yemek) yedirdi (ifm etti)"[86] sz de ayn ekildedir. Bunlar, destekleyici deliller zikrine ihtiya gstermeyecek kadar aktr. Konu "...ailenize yedirdiiniz orta yiyecekten"[87] yetiyle daha da vuzuh ve aklk kazanmaktadr. Kesin olarak bilinmektedir ki, kii ailesine ekmek, et, orba, st vb. yedirmektedir. Yoksullara da bunlardan yedirdii zaman, hi phesiz "ailesine yedirdii orta yiyecekten" yedirmi olur. Bu yzdendir ki, sahabe kiinin ailesine olan it*minin belli bir miktar ve nevi ile belirlenmemi olduunda mttefiktirler. Yce Allah, ailenin ortalama yiyeceini keffretler iin esas olarak almtr. Bylece, keffrette "tam"m (yedirilecek yiyecein) belirli olmamas evleviyet yolu ile sabit olacaktr.

Aile nafakasnn takdirine gidenler, bunu sadece keffret yiyeceinden almaktadrlar Bunlara yle denilir: Bu tassn gereinin aksi olmaktadr. nk, Yce Allah, "ailenin yiyeceini" mutlak (kaytsz) olarak zikretmi ve onu keffretler iin esas kabul etmitir. Buradan da, keffret yiyeceklerinin, esas olan aile nafakasnn belirlenmedii gibi, nevi ve miktar bakmndan belirlenmi olmad anlalr. Bu meselenin her zaman iin genel bir problem olmasna ramen, hibir sahabden, aile nafakasnn takdiri cihetine gidildii asla bilinmemektedir.

Devamla yle diyorlar: Zikrettiiniz farklarda, keffret yiyeceinin miktarnn belirlenmi olmasn gerektirecek bir durum yoktur. Bu farklar be tanedir: a) Keffret, varlkl ve yoksul kimselere gre farkllk arzetmez. b) Yeterli bir miktarda olacaktr diye bir kayd yoktur, c) Sri' Tel keffreti maruf ekilde olacaktr diye belirlememitir, d) Keffret karlnda bedel vermek caiz deildir, e) Keffret Allah hakkdr, iskatla dmez. Zevce nafakas ise byle deildir. yle denilir: >et! Bu farklarn sahih olduunda phe yoktur. Fakat, keffretin bir md ya da iki mdle takdirinin vcubu nereden gerekmektedir? Keffret, sadece kiinin kendi ailesine yedirdii yiyecek cinsinden yoksulu doyurmak ykmllnden ibarettir. Bu hkmler sabit olmakla birlikte, keffretin belli bir miktarla belirlenmi olduuna herhangi bir ekilde dellet yoktur.

Sahabeden, keffretin miktarnn belirlenmi olduunu ifade eden nakillere gelince, bunlarn cevabn iki adan vermek mmkndr:

Birincisi: Biz, ilerinde Hz. Ali, Enes, Ebu Musa ve bn Mes'd'un fr.anhum) da bulunduu bir grup sahabden: " Onlara sabah ve akam yemei vermesi yeterlidir." dediklerini zikretmitik.

kincisi: Kendilerinden bir ya da iki md eklinde rivayet bulunan kimseler, bunu bir tahdid, takdir iin zikretmemilerdir; aksine bunlar bir misal olsun diye zikretmilerdir. nk onlardan kiminden md, kiminden iki md, kiminden "mekkk" (bir buuk sa' alan l birimi) rivayet edilmi, kiminden sabah ve akam yemei vermenin caiz ve yeterli olaca, kiminden bir nn kifayet edecei; kiminden de bir rek veya iki rein kfi gelecei nakledilmitir. Eer btn bunlar gerek anlamda bir ihtilf ise, o zaman bu konuda bir hccet yoktur demektir. Yok bu farkllklar, msteftnin, yemin edenin, keffret verecek rimsenin halinin gz nnde tutulmas neticesinde ortaya kmsa, o zaman durum aktr. Yok, btn bunlar birer misal olmak zere verilmise, ayn ekilde o da aktr. Dolaysyla, her hal ve durumda, her iki takdire gre de, sahabeden nakledilenler arasnda keffretin miktarnn belirlenmi olduuna dair hccet bulunmamaktadr.

Ez fidyesindeki doyurmaya gelince; bunun konu ile ilgisi yoktur. nk Yce Allah:" inizde hasta olan veya bandan rahatsz bulunan varsa, fidye olarak oru tutmas, sadaka vermesi ya da kurban kesmesi gerekir. "[88] buyurmutur. Yce Allah burada bu eyi mutlak olarak zikretmi ve herhangi bir kaytla takyide gitmemitir. Ancak Hz. Peygamber bunlar takyid etmi, orucun gn olduunu, kurbandan maksadn koyun (davar) olduunu, sadaka (doyurma) nn da, her birisine yanm sa' decek ekilde alt yoksulu doyurmak eklinde olacan belirtmitir. Yce Allah "ez fidyesi" hakknda, "alt yoksulu doyurmak" tbirini kullanmam; kaytsz olarak oru, sadaka ve kan aktmay vacib klmtr. Hz. Peygamber (s.a.) bu mutlak ifadeleri farak (Medine'de sa' iine alacak bir lek), gn ve koyun olmakla kaytlamlardr.

hram halinde iken avlanlan hayvann cezasna gelince, onun da konu ile ilgisi yoktur. nk orada, yiyecek maddesi vermek durumunda olan kimse, sadece avn karlk deerini yiyecek maddesi zerinden vermektedir. Bu ise avn byklk ve kklne gre az veya ok olabilir. Zira verilen, itlaf edilen avn bedelidir ve burada yoksullarn saysna baklmamaktadr; sadece yiyecek miktarna ve onun yoksullara eit olarak veya bazsna dierlerinden daha az veya ok vermek suretiyle uygun grlecek bir ekilde yedirilmesine baklmaktadr. Burada yiyecek maddesinin takdiri, itlaf edilen av hayvanna gredir ve az ya da ok olabilir; her yoksula verilen de belli bir miktarla belirli deildir.

Sonra tahl ile takdiri cihetine gitmek, batll apak ortada, baka bir durumu gerektirir. nk, eer er'an kadn lehine koca zerine vacib olan tahl olsayd yle bir netice ortaya kacakt: nsanlarn hemen hepsi ailelerine ekmek yedirmektedirler.(Bor zimmette tahl, verilen ise ekmek.) Bu durumda eer siz bunu bir muvaza akdi sayarsanz, bu apak riba olur. Eer muvazal bir akit saymazsanz, tahl zimmetinde bir bor olarak durmaktadr ve kadn ondan bir bedel de almamtr. Dolaysyla kocann zimmeti, kadn hakkn drmedike veya ibrada bulunmadka bortan kurtulmu olmayacaktr. Kadnn ibrada bulunmamas durumunda, koca her gn ihtiyac olan ekmek ve katk infaknda bulunmasna ramen, uzun bir mddet iin zimmetinde bulunan tahl hakkn talepte bulunabilecektir. kisinden birisi ld zaman, szkonusu tahl onun leh ya da aleyhinde bir bor olarak kalacak ve, her gn kadna infakta bulunulmu olmasna ramen, terekesinden alnacaktr.

Malumdur ki, bu netice; kemale ermi, adalet, hikmet ve maslahat esaslar zerine kurulmu yce slm eriatyla asla badamaz, eriat byle bir neticeyi tamamen reddeder. Nitekim byle bir neticeyi akl ve rf de kabul etmez. Burada: "Kocann zimmetinde bulunan tahl borcu, koca lehinde infakta bulunduu ekmek ve katk karlnda kadn zerinde tahakkuk eden alacak karlnda der." demek iki adan dolay mmkn deildir: Birincisi: Koca onu karsna satmam, ona dn olarak da vermemitir ki. kadnn zimmetinde bir alacak olarak tahakkuk etsin. Bilkis, zevcenin bu konuda kocasnn yemeiyle yiyecek ihtiyacm karlamasnn hkm; er'an muvaza imkn olmad iin, misafire yedirilen yemein hkm gibi olmaktadr. Kadnn yedii yemeklerin zimmeti zerinde sabit olduu farzedilse bile, borlarn cinsleri farkl olaca iin takas imkn olmayacaktr. Takas, borlarn ayn cinsten olmas esasna dayanr. Bu durum, iki vecihten (grten) birisi olan:"Nafaka karlnda, ne para ne de bir baka eyle, mutlak anlamda bedel alma (muvaza) caiz deildir. nk bu henz takarrr etmemi, vacib olmam bir ey karlnda bedel alma olur. Zira nafaka zamanla birlikte yava yava (tedric olarak) vacib olur. Dolaysyla, zaman geip takarrr etmedike, nafaka karlnda muvazaya (beddelli bir muameleye) girmek sahih olmaz; zamanla zimmeti zerinde vacib olunca, zimmette sabit dier borlar karlnda muvazaya gidildii gibi, nafaka karlnda da bedel almaya gidilebilir." grne gre szkonusudur. mam afi'nin tbilerinden birisi bu problem karsnda bir k yolu bulamaynca: "Sahih olan, kadn yiyecek ihtiyacn kocasndan karlad zaman nafakas dmelidir." demitir. Rfi, el-Muftarrer'inde "ki vecihten evla olan dmesidir." demi; Nevev bu gr, her devir ve ehirde cri olan insanlarn teamllerine ve zevcenin bununla iktifada bulunmasna istinaden daha sahih bulmutur .Rfi, e-erhu'l-Kehr ve e[-Eusat'ta: "Bu konuda iki vecih vardr; Kyasa daha uygun olan dmemesi eklindedir. nk koca vacib olan yerine getirmemi ve kendi zerine vacib olmayan eyi gnll olarak ona vermitir." demektedir. Bu iki vechin, kayym tarafndan kendisine izin verilen rdne ermi zevce hakknda szkonusu edildiini, rdne dair izin verilmemi zevce hakknda ise tek vecih (gr) olarak, nafakann dmeyeceini ifade etmilerdir.

Hind hadisinde, kiinin ikayeti srasnda borlusunda bulunan vasflar ortaya koymasnn caiz olacana ve bunun bir gybet olmayacana dellet bulunmaktadr. Bunun bir benzeri de, bir bakasnn, hasm hakknda: "Y Raslallah! O fcirin birisidir. Yemin ettii eye asla aldrmaz." demesidir.

Yine Hind hadisinde, ocuklarn nafakasnn sadece babaya ait olduuna ve annenin bu ykmllkte mterek sorumlu olmadma dellet bulunmaktadr. Bu limlerin icma olmaktadr. Ancak, dikkate alnmayacak az bir gr de vardr. Bu z gre gre:, anne de miras orannda nafaka ykmllne itirak eder. Bu .gr sahibinin isabetsiz kanaatine gre, kendisi, kyas ayn derecede ve miras olan her erkek ve kadna temil etmi ve nafakann onlarn zerine mtereken terettp edeceini sylemitir. Mesel birisinin erkek ve kz kardei bulunsa, veya anne ve dedesi ya da olu ve kz olsa; nafaka miras oranlan lsnde mtereken onlarn zerine gerekir. Dolaysyla anne ve babann durumu da ayndr.

Dorusu; nafakann sadece asabe zerine gerelane sidir. Btn bunlarda durum; infak ykmlln anne kaninakszn sadece babann stlenmesi gibidir. er' kaidelerin gerei budur. nk asabe, yalnz bana kile olur (hata yolu ile olan katillerde diyeti der), nikh velayetini, lm velayetini stlenir, vel yolu ile miras olur. mam afi: "Anne ve dede veya baba bulunacak olursa, nafaka sadece dede zerinedir." demitir. Bu mam Ahmed'den gelen rivayetlerden de birisidir. Delil bakmndan doru olan da budur. Ayn ekilde oul ve kz; anne ve oul; kz ve oulun olu bulunacak olsa, bu durumda da mam afi; "Bu meselede de nafaka oul zerinedir; nk o asabedir." demitir. Bu rnam Ahmed'den gelen rivayetlerden birisini oluturmaktadr. kincisi: "Her meselede de nafaka, miras oranlarna gre her ikisi zerinedir." eklindedir. Ebu Hanife: "Oul ve kzn bulunmas durumunda nafaka, zerlerine eit olarak gerekir; nk bu ikisi yaknlk bakmndan eittirler. Kz ve oulun olunun bulunmas durumunda, nafaka kz zerinedir; nk o daha yakndr. Anne ve kzn bulunmas durumunda, anne zerine drtte bir, geri kalan ksm ise kz zerine gerekir." demitir. Bu mam Ahmed'in de gr olmaktadr. mam afi: "Nafaka sadece kz zerine gerekir; nk kz, erkek kardeiyle birlikte asabe olur." demitir. Dorusu nafaka ykmlln sadece asabenin stlenmesidir. nk asabe mutlak vristir.

Hind hadisinde zevce ve akraba nafakasnn "kifayet miktar" (yeterlilik ilkesi) ile belirlenmi olduuna, bunu da rfn belirleyeceine dair dellet bulunmaktadr. Hadis, ayn ekilde lehinde nafaka hakk bulunan kimsenin, ykmlnn hakkn vermemesi durumunda, nafakasn re'sen alabileceine de dellet etmektedir.

Bu hadisle, gyab hkmn, yani mahkemede hazr bulunmayan k-msenin aleyhine hkmde bulunmann cevazna istidlalde bulunmulardr. Oysa ki, hadiste byle bir dellet yoktur. nk Ebu Sfyn, orada idi ve bir baka yere sefere km deildi. Hz. Peygamber (s.a.) kadndan iddiasnn doruluuna dair beyyine getirmesi talebinde de bulunmamtr. Dava konusu, davacnn sadece iddiasyla kendisine verilmez. Dolaysyla bu Hz. Peygamber'den (s.a.) sadr olan bir kaza tasarrufu deil, fetva tasarrufu olmaktadr.

Bu hadisin delil olarak kullanld bir dier konu da udur: Bir insann dierinde alaca olur ve borlu borcu inkr ederse, bu durumda alacakl borlunun malm ele geirse alaca kadar ondan re'sen alabilir mi? Bazlar buna, evet demilerdir ve hadisi delil olarak kullanmlardr. Hadis buna adan dolay dellet etmez:

Birincisi: Burada hakkn sebebi, ki zevceliktir, zahirdir; dolaysyla zevcenin hakkn almas "hyanet" olmaz. Bu Hz. Peygamber'in:" Sana gvenen kimseye emanetini de, sana ihanet edene sen ihanet etme!"' [89]' hadisi kapsamna da girmez. Bu yzden mam Ahned iki meseleyi birbi inden ayrarak, alacaklnn re'sen ihkak- hakta bulunmasn yasaklam ve zevcenin nafakasn almasna ise cevaz vermi ve bylece her iM hadisle de amel etmitir.

kincisi: Zevcenin durumu hkime gtrmesi ve neticede hakimin onun infakta bulunmasna ya da aralarnn ayrlmasna hkmetmesi her zaman iin kolay olmayabilir. Bu durumda da, kadnn nafakasn kendiliinden almas imkn varken alamamas, kadn aleyhinde bir zarar olur.

ncs: Zevcenin hakk, her gn iin yenilenen, yerleik bir hak deildir ki, kocas adna bakalarndan bor alma, ya da durumu hkime intikal ettirme imkn bulunsun. Alacak (bor) durumu ise byle deildir. [90]

 

b) Nafakann Zamanla Dp Dmemesi:

 

Bu Hind hadisiyle, zevce nafakasnn zamann gemesiyle deceine dair istidlalde de bulunulmu ve, "nk, Hz. Peygamber, Hind'in "kocasnn kendisine ihtiyac olan miktar vermediini" belirtmesine ramen, ona gemi zaman iin de, kendisi iin yeterli olacak miktar kadar almas imkn vermemitir." denilmitir. Dorusu, hadiste buna dair bir dellet bulunmamaktadr. nk kadn bunu gndeme getirip talepte bulunmamtr. O sadece, "gelecekte kendisi iin yeterli olacak nafakay alabilip alamayacan sormu, Hz. Peygamber de ona, buna hakknn bulunduuna dair fetva vermitir.

Daha sonra limler; acaba zevce nafakasyla akraba nafakasnn her ikisi de zamann gemesiyle der mi, veya dmez mi; ya da akraba nafakas der fakat zevce nafakas dmez mi? eklinde ihtilf etmiler ve gre ayrlmlardn

1) Her ikisi de zamann gemesiyle derler. Bu mam Ebu Hanife ve iki rivayetten birisinde mam Ahmed'in gr olmaktadr.

2) Akrabann ocuk olmas durumunda her iki tr nafaka da dmez. Bu da mam afi'ye nisbet edilen bir vecih olmaktadr.

3) Akraba nafakas der, fakat zevce nafakas dmez. mam afi, Ahmed ve Mlik'in rnezheblerinde mehur olan gr de bu olmaktadr.

Sonra, zamann gemesiyle nafaka hakkn drenlerden bir ksm: "Eer hakim nafaka hakkna hkmetmise, bu hak dmez." demilerdir. Bu gr, baz Hanbel ve afi fukahasma aittir. Bazlar da: "Nafaka zamann gemesiyle dt zaman, hkimin onun farzlma hkmetmi olmasnn bir etkisi olmaz." demilerdir. Ebu'l-Berekt'n el-Muharr' inde zikrettiinden, zevce nafakasyla akraba nafakas arasnda ayrmn bulunduu anlalmaktadr. yle demektedir: "Koca bir mddet uzakta bulunur ve bu srada infakta bulunmazsa, gemi bu zamann nafakasn vermesi gerekir. Bu da ancak hkimin nafakann farzlna dair hkm varsa szkonusu olur. Akraba nafakasna gelince, geen srenin nafakas kiiyi balamaz, ancak hkimin izniyle onun adna borlamlmsa onu demesi gerekir." Dorusu da ite budur. Akraba nafakasnn, zamann gemesiyle dmesi konusunda, hkimin nafakanm farzlna hkmetmi olmasnn, gerek nakil bakmndan gerekse tahric bakmndan herhangi bir etkisi olmad anlalmaktadr. Konuyu nakil asndan ele alalm: Bu konuda ne mam Ahmed'den, ne de onun ilk talebelerinden, hakimin hkmetmesi durumunda zamann gemesiyle akraba nafakasnn takarrr edeceine dair bir ey syledikleri bilinmemektedir. Ayn ey ne mam afi ve ne de onun mezhebim tahkik eden kimselerden de bilinmemektedir ki, el-Mhezzeb, el-Hvl e-m, en-Nihye, et-Tehzib, el-Beyn, ez-Zehir sahipleri[91] bunlardandr. Bu kitaplarda, hkimin vcubuna hkmetmesi istisnas olmakszn, akraba nafakasmm zamanm gemesiyle decei hkmnden baka bir ey bulunmamaktadr. Hkimin hkmde bulunmas durumunda nafakann takarrr edecei hkm, sadece el-Vast ve el-Vecz ile Rfi'nin erhi ve furunda bulunmaktadr. Makdis, et-Tehzb'de,Muhmil, el-Udde'de, Muhammed b. Osman, et-Temhd'de, Bendenc, el-Mu'temed'e; hkim vcubuna dair hkmde bulunsa bile takarrr etmeyeceini belirtmiler ve yle izah etmilerdir: Nafaka nefsin muhafazas iin, yardmlama ekliyle vacib olmaktadr. Bu yzden de, infakta bulunulacak kiinin varlkl olmas durumunda, ona nafaka verilmesi vacib olmamaktadr. Bu ta'll, nafakann, zamanm gemesiyle, hkimin hkm olsa da olmasa da deceini gerektirir. Ebu'l-Mel yle der: Bunun byle olduuna dellet eden hususlardan birisi de, akraba nafakasnn faydalandrma (imt') yollu bir ykmllk olmas, temlik kabilinden olmamasdr. Temlik kabilinden olmayan ve yeterlilik esasna dayanan bir ykmlln, zimmette bor olmas mmkn deildir. "ocuun nafakas, zamann gemesiyle dmez, takarrr eder." diyenlerin gr bu ta'lle uzak der. Onun zayfln belirtmede daha ileri giderek, gemi zamana ait nafaka bedeliyle birlikte, kifayet miktarn vacib klmak bir tenakuz tekil eder, demitir. Sonra daha sahih olan gre gre, "Nafaka, hamile olan kadnn ona mstehak olmas ya da onunla faydalanmas yolu ile hamle aittir ve o zevcenin nafakas gibidir." dediimiz takdirde, hamil suretinde nafakann takdir edilmi olaca hususunda zr beyan etmi ve sonra yle demitir: Bu hamil ile kk ocuk hakknda byledir, bu ikisinin dnda kalan dierlerinin nafakalarna gelince; onlar hibir ekilde zimmette bor olmazlar, demitir.

Doru olan, ite bunlarn syledikleridir. nk hkimin farz klmasnn tasavvurunda eitli ihtimaller vardr: Hkim, zamann gemesiyle nafakann deceine ya inanyordur ya da inanmyor. Eer deceine inanyor idiyse, bu inanc hilafna hkmetmesi ve balayc olmadna inand bir eyle ilzamda bulunmas ona caiz olmaz. Eer nafakann deceine inanmyorsa kald ki bu konuda, sadece afi imamlarmca kk ocuun nafakasyla ilgili ortaya konulan vecih hari, bu grte olan bir kimse bilinmemektedir bu durumda farz klmadan ya "cb" (vacib klma), ya vacibin isbt, }^a takdiri ya da drdnc bir eyi kasdetmitir. Eer onunla cb kasdedilmise, bu zaten var olan bir eyin ortaya konulmas {tahslu'l-hsd) kabilinden olur ve onun farz klmasnn bir etkisi olmaz. "Vacibin isbt" kasdedilmesi takdirinde de durum ayndr; onun farz klmasyla klmamas arasnda bir fark yoktur. Eer "vacibin takdiri" mnas kasdedilmise, takdir sadece vacibin fazla ya da noksan olmas gibi evsafnda etkin olur, dmesi ya da sbtu konusunda bir etkisi olmaz. Dolaysyla hkimin farz klmasnn vcib konusunda asla bir etkisi bulunmaz. Kald ki, hkimin takdiri durumunda daha nce geen ve vacib olan ykmlln maruf lsnde nafaka olduunu, kendi yediinden onlara da yedireceini, kendi giydiinden onlara da giydireceini ortaya koyan delillerle ters dme de bulunmaktadr. Eer bununla drdnc bir ey kasdediliyorsa, hkmn grmek iin onun da ne olduunun mutlaka aklanmas gerekmektedir.

Eer, "Drdnc eyden maksat zamann gemesiyle nafakann dmemesidir. Hkmn mahalli budur, hkimin hkmnn etki ettii ve ona taalluk ettii ey de budur." denilirse, buna u ekilde cevap verilebilir: Hkim, deceine inanp sonra da nasl onun aksine hkmde bulunup onu balayc klabilir? Eer dmeyeceine itikat edecek olsa bu, icmaa muhalefet olur. Malumdur ki, hkimin hkm, bir eyi asl sfatndan ayramaz. Bu ykmlln er'. sfat, zamann gemesiyle dmesi is**, bu sfat hkimin hkm izale edemez.

Geriye bir baka itiraz daha kald: O da, hkimin, nafaka farz klnmadka, zamann gemesiyle der; eer farz klnrsa takarrr eder, eklinde itikat etmesidir. Bu durumda o, bizzat zamann gemesiyle deil de farz olduu iin takarruruna hkmetmi olur, eklindeki bir mtaladr.

Cevap: Bu bir mna ifade etmez. Eer hkim, zamann gemesiyle nafakann deceine inanyorsa ki doru olan ve elatn getirdii de budur bu durumda onun, deceine Ve balayc olmadna inand bir eyle ilzam gerektirecek hkmde bulunmas caiz deildir. Bu konunun bir benzeri de udur: Nar durumda kalan bir kimse, kendisi gibi olmayan yiyecek sahibini hkime ikyet etse, hkim de bedelini vermek suretiyle yiyecei nar lehine hkmetse, fakat henz almadan ztrar (narlk) hali ortadan kalksa ve kar tarafa bedeli vermemi olsa, bu durumda o bedeli vererek hkm konusu yiyecei almas, yiyecek sahibinin de o bedel karlnda o yiyecei ona vermesi balayc olmaktadr. Yakn akraba, hayatiyetini idame ettirebilmek iin nafakaya hak kazanr. Vcb zaman getiinde, rfin hayatn idamesi amac gereklemi bulunmaktadr. Dolaysyla, hayatiyeti idame sebeb ve vesilesinden geen ksmnn telafisi iin rc etmenin bir faydas yoktur. Zira maksat hasl olmu, sebepten bir baka sebep vastasyla mstani olunmutur.

tiraz: Sizin bu izahnz, zevcenin nafakasyla aleyhinize kullanlr. nk zevcenin nafakas, hkim tarafndan farz klnmasa bile zamann gemesiyle takarrr etmekte, dmemektedir. Halbuki sizin zikrettiiniz bu mna ayrusyla onda da bulunmaktadr.

Cevap: Ters dme [nakz) ancak hkm kitap ve snnet ile malum olan durumlarla kar karya gelindiinde szkonusu olur. Zevcenin nafakasnn zamanla dmesi konusu ise, ihtilafl bir konudur. Ebu Hanife ve bir rivayette mam Ahmed onu zamann gemesiyle drmektedirler. mam afi ve dier rivayetinde mam Ahmed ise drmemektedirler. Zevcenin nafakasn zamann gemesiyle drmeyenler akraba nafakasyla onun arasnda u farklarn olduunu belirtmilerdir:

Birincisi: Akraba nafakas bir sladr. (Yani aradaki ban bir tezahrdr).

kincisi: Zevce nafakas, kii zengin de olsa, yoksul da olsa vacip olmaktadr. Akraba nafakas ise byle deildir.

ncs: Zevce nafakas, zevcenin mal bulunsa ve durumu nafaka takdirinden mstani olsa bile vaciptir. Akraba nafakas, ise ancak darlk ve ihtiya durumunda szkonusudur.

Drdncs: Sahabe, zevcenin geen nafakasnn da vacip olduuna hkmetmilerdir. Ayn durumun akraba nafakasnda da szkonusu edilip, gemi zaman iin akraba nafakasnn da denmesi gereiyle hkmeden hibir sahab asla kmamtr, Sahih olarak bilindii zere, Hz. mer, ordu komutanlarna, kadnlarndan ayrlanlar hakknda yazm ve onlarn ya nafakalarn vermelerini ya da onlar boamalarn; eer boarlarsa, daha nce geen zamann nafakasn da gndermelerini emretmitir. Bu hususta, ilerinden hibir kimse Hz. mer'e muhalefet etmemitir. bn'l-Mnzir (r.a.) yle der: Bu, kitap, snnet ve icm ile vacip olmu bir nafakadr. Bylesi delillerle vacip olan bir ey, yine ancak bylesi delillerle ortadan kalkabilir.

Drenler ise yle demektedirler: Hind Hz. Peygamber'e (a.s.), kocas Ebu Sfyn'm kendisine kifayet (yeterli) miktar yiyecek vermediine dair ikyette bulunmu, Hz. Peygamber de, bundan byte kendisine ve ocuklarna yetecek kadar onun malndan almasna izin vermi, gemi dnem iin ise byle bir izin vermemitir. Evlilik akdinde szkonusu ettiiniz muvaza (karlkl bedelli olu) nafaka ile deil, mehir ile olmaktadr. Nafaka ise, bir bedel deil, kocann zevcesini kendi evinde tutmas karlndadr. Kadm kocann yannda bir nevi esir gibidir ve kocann ailesinden bir paradr. Onun nafakas yardmlama kabilindendir. Yoksa, elerden her birisi dierinden, dierinin kendisinden istifade ettii gibi istifade etmektedir. Koca karsna mehir vermitir. Bu durumda, kadn geen zamann nafakasndan mstani olunca, kocay onunla ilzam etmenin bir anlam yoktur. Hz. Peygamber (s.a.) zevcenin nafakasn da yakn akraba ve kle nafakalar gibi maruf lde belirlemitir. Her trl nafaka da, maruf lsnde sadece, kiinin mlknde ve yannda tuttuu, aralarnda rahim ba ve akrabalk olan kimselerin hayatiyetlerini idame ettirmek iin yardmlama amacyla vacib klnmtr. Zevcenin geen zamann nafakasndan mstani olmas durumunda, kocay bu geen zaman nafakasyla ilzam etmenin bir anlam yoktur. Gemi zamann nafakasyla kocay ilzam etmede, bu yzden onu hapsedip skntlara sokmada, uzun zaman hapsederek ona azap vermede, bu sre ierisinde kadn, ihtiyalarn gidermek iin ieri dan girip kmasna maruz brakmada, kocasndan ayn dmesi ve onun himayesinden uzak dmesi sebebiyle, gizli dostlar edinmesine sebep olunmasnda nitekim realite byledir ne gibi "maruf olabilir? Byle bir hkmde, boyutlarn yalnz Allah'n bilebilecei yaygn bir fesat vardr. Hatta yle ki, fercler bu durumda kendilerini muhafaza eden ve koruyan kimselerin hapsinden ve kendilerini babo bir halde brakan kimselerden ikyeti olmakta ve ilenmektedir. eriatn, byle kvlcmlar etrafa uuan ve yaygn bir fesad douracak bir hkm getirmi olmasndan Allah'a snrz; Hz. mer, sadece kocalarn zevcelerini boamalar durumunda gemi nafakalarm da gndermelerini emretmitir; karlarnn yanlarna dnmeleri ve onlarla beraber yaamaya devam etmeleri durumunda, gemi dneme ait nafakalarn da vermelerini emretmemitir. Byle bir hkm hibir sahabden de asla bilinmemektedir. Talktan ve kadndan tamamen ayrldktan sonra, geen dnem iin gereken nafakann da detilmesi hkmnden, karsna tekrar dnerek, onun her trl ihtiyalarn karlamak suretiyle birlikte yaamaya devam etmeleri durumunda da gemi nafakalarn detilmesi lzumu karlmaz. Bunlar ayn ayn eylerdir. Dolaysyla bunlan birbirine benzetmek doru deildir. Zevcenin nafakas, gn be gn vacib olur ve o akraba nafakas gibidir. Geen gnler geip gittii iin, kadnn artk o gnlerin nafakasna ihtiyac kalmamtr. Dolaysyla da, kocay geen bu gnlerin nafakasyla ilzam etmenin bir anlam yoktur. Bu eler arasnda, birbirlerine kar dmanlk ve kin duymalanna sebebiyet verir. Byle bir durum Yce Allah'n eler arasnda olmasn arzu buyurduklan sevgi ve muhabbete dayal iliki esasn zedeliyecektir.

Doru olan gr de ite budur. eriatn bunun dnda baka bir gr gerektirmi olmas mmkn deildir. mam afi'nin tabileri: "Zevcenin giyecek ve mesken ihtiyac, temlik kabilinden deildir,imt' (faydalandrma) kabilindendir, gr kabul edildii zaman, bu ikisi, zamann gemesiyle derler." eklinde tasrihte bulunmulardr. nk bu konuda onlara gre iki vecih bulunmaktadr. [92]

 

c) Nafakann Para le Takdiri:

 

Nafakann para (dirhem) ile takdiri konusuna gelince, bu konuda ne Allah'n kitabnda, ne Hz. Peygamber'in snnetinde, ne sahablerden ne de tabin ve tebe-i tabinden hibir kimseden bir dayanak, bir asl bulunmamaktadr. Mezheb imamlarndan ve dier slm mctehidlerinden hibirisinden konu ile ilgili bir beyan da yoktur. te nceki nesillerin haberlerini nakleden kitaplar, snenler, mezhep imamlarnn szleri hep nmzdedir. Bunlardan herhangi birisinin nafakay para ile takdir ettiini bize gsteriniz. Yce Allah akraba, zevce ve kle nafakalarn "maruf ekilde olacaktr" diye vacip Mlmtr. Para ile takdirine gitmek maruf deildir. eriat sahibinin beyan etmi olduu marufun ls, kiinin yediinden ona da yedirmesi, giydiinden ona da giydirmesidir; bunun tesinde maruf bir ey yoktur. nfakta bulunacak kimse zerine para takdirinde bulunmak maruf deil, mnkerdir; para, ne vcibdir ne de onun bedelidir. Takarrr etmemi ve mlik olunmayan bir ey karlnda bedel almak caiz deildir. nk akraba ve zevce nafakas gn be gn vacib olmaktadr. Eer takarrr etmi olsayd, bu durumda nafaka karlnda, nafaka ykmls olan kocann ve akrabann rzas olmadan muvazaya gitmek sahih olmayacakt. nk para asl vcibden bedel klnacaktr. Asl vcib ise mam afi'ye gre buday, ounluk ulemaya gre de mutad olan yiyecek maddesidir. Bu durumda ykmlnn rzas olmadan, bunun karlnda para ile demede bulunmasna onu icbar etmek nasl doru olabilir?! Bu konuda Sri* Tel'dan gelen bir icbar bulunmamaktadr. Bu, er' kaidelere, imamlann beyanlarna, halkn karlanna muhaliftir. Ancak nafaka ykmls ile alacaklsnn karlkl anlamalar durumunda, bu caiz olabilir. Kald ki, zevcenin vacib olan nafaka karlnda bedel almasnn cevaz konusunda afi mezhebiyle dierleri arasnda bilinen gr ayrl bulunmaktadr. Buna gre: "Kadn nafakas karlnda bedel alamaz. nk kadnn nafakas, kocann zimmetinde bedel olarak sabit olan yiyecektir; dolaysyla selem akdindeki akit mevzuunda da olduu gibi, kabzetmeden nce onun karlnda bedel almas mmkn deildir. Buna gre, nafaka karlnda ne para ne elbise ne de bir baka eyle asla bedel alma mmkn olmaz. Bazlan da ekmek ve un haricinde baka eylerle bedel alma yoluna gidilebileceini, un ve ekmekle bedel almaya gitmenin ise riba olacan sylemilerdir. Tabi, bu durum, gemi gnlerin nafakas karlnda bedel almayla ilgilidir. Eer szkonusu olan gelecek gnlerin nafakas karlnda bedel alma yoluna gitmek ise, bu durumda onlara gre tek gr olarak bu sahih deildir. nk gelecek gnlerin nafakas, her. an debilir ve takarrr edip etmeyecei bilinemez. [93]

 

d) Hz. Peygamberin (s.a.) Kocann NafakaYkmlln Yerine Getirememesi Durumunda, Kadnn Kocasndan Ayrlmasna mkn Veren Hkm le gili Rivayetler:

 

Buhr, Salih'inde Ebu Hureyre hadisinde nakleder: Hz. Peygamber (s.a.) yle buyurur: "En stn sadaka, zenginlik brakan baka bir lfzda varlkl iken yaplan sadakadr. Veren el, alan elden daha hayrldr. Bakmakla ykml olduun kimselerden bala!" buyurmutur. Karn sana: "Ya beni doyurursun, ya da boarsn!" der. Klen: "Beni doyur ve altr!" der. Olun: "Beni doyur! Beni kime terkediyorsun!" der. Ebu Hureyre'ye etrafndakiler: "Bu (sonraki) szleri Hz. I'eygamberden mi iittin?" diye sorarlar. O: "Hayr! Bunlar, Ebu Hureyre'nin daarcn-dandr." diye cevap verir.[94]'

Nes, bu hadisi kitabna almtr. Orada Hz. Peygamber (s.a.): "Bakmakla ykml olduun kimselerden bala!" buyumr. Birisi: "Kime bakmakla ykmlym, Y Raslallah!" diye sorar, Hz. Peygamber de: Karn sana: "Beni doyur! Yoksa boa!" der. Klen: "Beni doyur ve altr!" der. Olun: "Beni doyur! Beni kime terkediyorsun!" der. buyurur. Nes'nin kitabnn btn nshalarnda bu byledir ve hadisin senedi: Sad b. Eyyb Muhammed b. Acln Zeyd b. Elem Ebu Salih Ebu Hureyre eklindedir. Sad ve Muhammed, her ikisi de sikadrlar.'[95]

Drakutn, Ebu Bekir e-fi Muhammed b. Bir b. Matar eybn b. Ferrh Hammd b. Seleme Asm Ebu Salih Ebu Hureyre senediyle Hz. Peygamberin (s.a.): "Kan kocasna: "Beni doyur! Yoksa boa!" der... (Hadisin devamn zikreder) buyurduunu rivayet eder.'[96]'

Yine Drakutn, Osman b. Ahmed b. es-Semmk ve Abdulbk b. Kani' ve smail b. Ali Ahmed b. Ali el-Hazzz shk b. brahim el-Brud shk b. Mansr Hammd b. Seleme Yahya b. Sad senediyle, Sad b. Mseyyeb'den, karsnn nafakasn temin edecek durumda olmayan adam hakknda: "Aralar ayrlr." dediini rivayet eder.[97] Yine o, Hammd b. Seleme'ye kadar ayn senedle, ondan sonra da srasyla Asm b, Behdele Ebu Salih Ebu Hureyre (r.a.) vastasyla aynsn Hz. Peygamber'den rivayette bulunmuturP[98]

Sad b. Mansr, Snen'inde (Sfyn Ebu'z-Zind ) vastasyla Ebu'z-Zind'm yle dediini nakleder: Said b. Mseyyeb'e, nafaka temininden aciz bir adamn karsndan ayrlp ayrlmayacan sordum. O: "Evet!" dedi. Ben: "Snnet mi?" dedim. O: "Snnet." dedi. Onun bu ifadesi, Raslullah'n snnetine yorulur. Hi olmazsa bu, bnu'l-Mseyyeb'in mrsellerinden birisi kabul edilir.

Fukaha bu meselenin hkm hakknda ihtilf etmilerdir:

1 Koca nafakasn temin etmek ya da boamak zere icbar edilir. Sfyn b. Yahya b. Sad el-Ensr, bn'l-Mseyyeb'in yle dediini rivayet eder: "Kii, karsna infak edecek bir ey bulamadnda, onu boamas iin icbar edilir."

2 Kadn koca aleyhine hkim boar. Bu gr mam Mlik'e aittir. Ancak o yle der: Hkim, nafakann temin edilememesi durumunda bir ay kadar tecil eder. Mddet dolduunda, kadn hayz halinde ise, temizleninceye kadar geciktirilir. Mehir konusunda ise iki yl mhlet verilir; sonra hkim kadn, koca aleyhine olmak zere ricl talakla boar. Eer iddet ierisinde, kocann madd durumu dzelirse, karsna rc etme hakk bulunmaktadr.

Bu hususta mam afi'nin iki gr vardr:

1 Zevce muhayyer braklr; eer dilerse, kocasyla kalr ve veremedii nafaka, kadn lehine kocann zimmetinde bor olarak sabit olur. mam afi'nin tabileri ise: "Bu durum, zevcenin kendisini kocasna teslim etmesi durumunda szkonusudur. Eer kendisini kocasna teslim etmiyorsa, bu durumda nafaka der; eer kadn dilerse nikh fesheder." demilerdir.

2 Zevcenin nikh fesih hakk yoktur. Ancak koca, hayatn kazanabilmesi iin karsnn zerinden elini eker, onu serbest brakr. Mezheb gr, zevcenin fesih hakkna sahip olmas eklindedir.

Acaba bu aynlk, bir talk mdr, yoksa fesih midir? Bu konuda iki vecih bulunmaktadr:

Birincisi: Bu ayrlk talktr. Kocann mecbur olarak boamas veya nafakasn temin etmesi iin, mutlaka hkime mracaat etmesi gerekmektedir. Eer koca kanacak olursa, hkim, koca aleyhine karsn ric' bir talkla boar. Eer koca rcda bulunursa, hkim ikinci defa boar. nc defa rcda bulunursa nc kez boar.

kincisi: Bu ayrlk bir fesihtir. Kocann nafaka teminine kadir olmadnn isbat iin, mutlaka mahkemeye ba vurulmas gerekir. Sonra kadm bizzat kendisi fesheder. Eer nce kocasyla kalmay tercih eder, daha sonra feshetme arzusunda bulunursa, bu hakk mevcuttur. nk nafakann vcbu gn be gn yenilenir.

Acaba kadn, fesih hakkn hemen mi kullanr, yoksa gn gemesi mi gerekir? Konu ile ilgili iki gr vardr ve onlara gre sahih olan, ikincisidir. yle demilerdir: ayet nc gn nafakasn bulsa ve drdnc gnn nafakasn bulma imkn olmasa, bu durumda, verilen mhlet yeniden mi balar? Bu konuda da iki vecih vardr: Hammd b. Eb Sleyman: "nnne (iktidarsz) kyas edilerek, kendisine bir sene mhlet verilir, sonra feshedilir." demitir. mer b. Abdlaziz de:" Ona bir ya da iki ay mhlet verilir." demitir. mam Mlik de: "Bir ay kadar sre verilir." der.

mam Ahmed'den iki rivayet bulunmaktadr:

Birincisi ki, zahir mezhebi bu olmaktadr, kadn kocasyla kalmak ve fesih hakkn kullanmak arasnda muhayyer braklr. Eer fesih hakkn kullanacaksa, durumu hkime iletir. Hkim, kocay nikhn ya aleyhinde feshe gidilmesi ya kendisinin icbr olarak talk vermesi, ya da zevcesine fesih iin izin vermesi arasnda muhayyer brakr. Eer koca fesheder veya feshe izin verirse, bu bir fesih olur, talk olmaz; iddet ierisinde madd durumu dzelse bile rc hakk bulunmaz. Eer hkim onu talka icbar eder ve koca ricl talk ile boarsa, bu durumda rc hakk bulunur. Eer madd durumu iyi olmad halde rcda bulunursa veya ona infaktan imtina ederse, bu takdirde zevcenin fesih talebinde bulunmas durumunda, hkim koca aleyhine ikinci ve nc kez fesihte bulunur. Eer kadm, madd imknszlklarna ramen, kocasyla birlikte kalmaya raz olur ve daha .sonra fesih talebinde bulunma gerei ortaya karsa, veya madd imknszlklarn bile bile onunla evlenmise, buna ramen daha sonra fesih talebinde bulunabilir.

Kad (smail) yle der: mam Ahmed'in kelmnn zahirine gre, kadnn her iki durumda da fesih hakk bulunmamakta ve tercih hakk ortadan kalkmaktadr. Bu ayn zamanda mam Mlik*in de gr olmaktadr. nk kadn onun bu kusuruna raz olmu ve akid altna bunu bilerek girmitir. Doaysyla fesih hakk yoktur. Nitekim, bir kimsenin innn (iktidarsz) olduunu bile bile onunla evlenmesi ve akitten sonra ben onun innn olmasna razym demesi durumunda da durum ayndr. Bunlar, Kad'nin syledikleridir. Mezheb ve hccetin gerei de budur.

"Onunla beraberlie raz olsa bile, fesih hakk vardr." grndekiler yle demektedirler: Kadnn hakk her gn yenilenmektedir. Dolaysyla hakknn yenilenmesiyle birlikte, fesih imkn da yenilenir. Kadnn koca ile birlikte kalmaya nza gstermesi, henz o anda vacib olmam bir konudaki hakkn drmek mnasn ierir, dolaysyla sat akdinden nce uf a hakknn drlmesi rneinde de olduu gibi, bu hakk dmez. Bunlar yle devam ediyorlar: Zevce, ayn ekilde gelecek zamann nafakasn drecek olsa dmez. Yine kadn, akitten nce, nafakay tamamen drse ve nafakaszla raz olsa, yine nafaka hakk dmez. Ayn ekilde, akitten nce mehri drecek olsa, mehir dmez. Nafakann vcbu dmediine gre, onun vacib olmas sebebiyle sabit olan fesih hakk da dmez.

Fesih hakknn decei grnde olanlar buna yle cevap vermilerdir: Kadnn cima hakk da yenilenmektedir. Buna ramen, kadm innnlikten (iktidarszlktan) kaynaklanan fesih hakkn drd zaman, bu hakk dmekte ve bir daha rc imkn kalmamaktadr.

Sizin nafakann deceine dair yaptnz bu kyas, zerinde ittifak olmayan ve delille sabit bulunmayan bir asla kyas olmaktadr. Aksine, uf a konusunda delil, uf adarn hakkn sat akdinden nce drmesiyle decei dorultusundadr. Nitekim bu konuda Hz. Peygamber'in (s.a.) yle buyurduu sabit olmutur: "Kiinin ortana haber vermedike, (ortak maldaki hissesini) satmas hell olmaz. Eer satar ve ortana haber vermezse, orta sata daha ok hak sahibidir."[99] Bu hadis, sattan nce ufadarn hakkn drmesi durumunda, hakknn decei ve ondan sonra bir daha uf a hakkn talepte bulunamayaca konusunda sarihtir. Bu takdirde hadis, kadnn nafakasn drmesi durumunda, nafakann decei konusuna bir asl kabul edilir ve yle deriz: Bu zarann def edilmesi iin konulmu bir muhayyerliktir; dolaysyla, sbutundan nce drmesi durumunda, uf ada olduu gibi, der. Sonra bu (sizin teziniz), kiralanan eyada bir aybn ortaya kmas hkm ile nakz edilmektedir. nk, kirac, kiralk yere girer veya ayb bilir ve sonra fesih muhayyerliini kullanmazsa, artk daha sonras iin fesih hakk kalmaz. Onun kiralk eyadan faydalanma hakknn her an yenilenmesiyle zevcenin nafaka hakknn yenilenmesi ayndr ve aralarnda bir fark yoktur. "Nafakay veya mehri nikhtan nce drecek olsa, bunlar dmezler." szne gelince, buna kar yle denebilir: Sebebin tam anlamyla in'ikd etmedii bir anda hakkn drlmesi, sebebin in'ikdndan sonra drlmesi gibi deildir. Bu, mesele hakknda icm bulunduu zaman byledir. Eer mesele hakknda ihtilf varsa, bu durumda iki drme arasnda fark yoktur ve iki hkm arasn eit klarz. Eer aralarnda fark varsa, bu durumda da kyas mmkn olmayacaktr.

mam Ahmed'den gelen bir dier rivayete gre de, kadnn fesih hakk yoktur. Bu da Ebu Hanife ve onun iki talebesinin grleri olmaktadr. Bu gre gre, kadna kocasnn kendisinden istifadede bulunmasna imkn vermesi gerekmez. nk, koca istifade bedelini ona teslim etmemitir. Dolaysyla, kadnn kendisini teslim etmesi gerekmez. Nitekim, mterinin mebnin (ald maln) bedelini verememesi durumunda, onun kendisine teslimi gerekmemektedir. Bu durumda, kocann hayatn kazanabilmesi ve kendi nafakasn karabilmesi iin karsna yol vermesi gerekmektedir. Zira kadn nafakasz olarak evinde tutmas, kadna zarar vermek olur.

Soru: ayet kadn varlkl olsa, bu durumda koca onu evinde tutabilir mi? Buna da ayn ekilde, kadn evinde tutamayaca eklinde cevap vermilerdir. nk, koca kadn, ancak nafakasn karlad ve onu yiyecek ve giyecek ihtiyalarndan mstani klabildii zaman, ondan er'an istifade edebilmesi amacyla kendi evinde tutabilir. Bu artlar bulunmad zaman, koca karsn kendi evinde tutma hakkna sahip deildir. Bu gr selef ve haleften bir grup ulemaya aittir.

Abdrrezzak, bn Creyc'den nakleder: O yle der: "At'ya, karsna nafaka iin uygun bir ey bulamayan kimse hakknda sordum." O: "Kadn iin ancak bulduu vardr. Kadnn kendisini boama hakk yoktur." dedi. Hammd b. Seleme, bir grup vastasyla karsnn nafakasn teminden aciz olan bir adam hakknda Hasan el-Basr'nin yle dediini rivayet eder: "Kadn ona yardmc olur, Allah'tan korkar ve sabreder; kocas de elinden geldiince ona infakta bulunur. " Abdrrezzak, Ma'mer'den nakleder: "Zhr'ye, karsnn nafakasn temin etmekten aciz olan bir adam hakknda, aralan ayrlr im? " diye sordum. O:"Kadn teenniyle hareket eder ve aralan aynlmaz. " dedi ve: "Allah kimseye verdii rzkn zerinde bir yk yklemez. Allah glkten sonra kolaylk verir."[100]' yetini okudu. Ma'mer: "mer b. Abdulaziz'in de aynen Zhr'nin dedii gibi "yledii bana ulamtr." demitir. Abdrrezzak, kocas tarafndan nafakas karlanamayan kadn hakknda Sfyn es-Sevr'nin: "O imtihan edilen bir kadndr, sabretsin ve "aralan ayrlr" diyen limlerin grne sarlmasn." dediini nakletmir.

Ben derim ki: Bu konuda mer b. Abdlazizden rivayet bulunmaktadr ve birincisi budur.

kincisi: bn Vehb, Abdurrahman b. Ebi'z-Zind babas tarikiyle rivayet eder: O [babas) yle der: mer b. Abdlaziz'i, kars tarafndan ikyet olunan ve nafakasn temin etmedii belirtilen bir koca hakknda: "Ona bir veya iki ay bir mhlet verin. Eer o vakite kadar nafakasn temin etmezse aralarn ayrn." derken iittim.

ncs: bn Vehb, bn Leha Muhammed b. Abdurrahman vastasyla nakleder. Muhammed yle anlatr: Bir adam kzn birisine nikahladn, fakat onun kznn nafakasn temin etmediini ifadeyle, mer b. Abdlaziz'e ikyeti olur. mer b. Abdlaziz kocay artr, adam gelir ve: "O, benim bir eyim bulunmadn bildii halde kzn bana nikahlad." der. mer b. Abdlaziz: "Sen onu tandn halde nikahladn, yle mi? " diye sorar. Adam: "Evet!" der. mer: "Bu durumda ben ne yapaym? Aileni al, gtr!" der.

Bu durumda elerin aralannn ayrlmamas gr, tm Zahirlerin mezhebi olmaktadr. Bu konuda mam Mlik ve dierleri onlara kar kmtr. mam Mlik: "ncekilere yetitim. Onlar: Erkek, karsnn nafakasn temin etmedii zaman aralar aynlr, diyorlard." demitir. Kendisine: "Ashab, fakr u zaruret ierisinde idiler, (bununla birlikte eler aras bu yzden aynlmyordu)." diye sordular. mam Mlik: "Bugn insanlar artk onlar gibi deillerdir. Kadn, sadece ondan bir eyler umduu iin, onunla evlenmitir." diye cevap vermitir.

Onun sznn anlam udur: Sahabe kadnlar, Allah rzasn ve ahiret yurdunu istiyorlard, onlann amalan dnyalk elde etmek deildi. Dolaysyla onlar, kocalannm yoksul olmasna aldrmyorlard. nk kocalar da kendileri gibi idiler. Gnmz kadnlarna gelince, onlar isadece kocalannm dnyalklarndan yararlanmak, nafaka ve giyim ikuama kavumak iin evlenmektedirler. Bugnn kadn, sadece dnya ;umudu ile evlenmektedir. Dolaysyla, bugn artk rf haline gelen bu art, sanki akit ierisinde sarih olarak zikredilmi gibi olmutur. Sahabe |ve onlann telakkileri de, akit iinde art koulmu gibi ili. mam Mlik'in mezhebine gre, bir art rf (maruf) haline geldiinde, o sanki akitte zikredilmi gibi kabul edilir. mam Mlik'in sznden ne kasdettiini ve onun amacn anlayamayanlar, onun bu szn tepkiyle karlamlardr.

Mesele hakknda bir gr daha vardr: Buna gre, koca zor durumda (yoksul) bulunur ve nafakay temin edemezse, onun nafakasn buluncaya kadar hapsedilir. Bu gr, bn Hazm ile bn Kudme ve daha bakalar, Basra kads Ubeydullah b. Hasan el-Anber'den nakletmilerdir. Allah! Allah! amamak kabil deil! Bu adam niin hapsediliyor ve hem hapis, hem yoksulluk, hem de ailesinden ayr drlmek ikencesine neden maruz braklyor?! Sbhnallah! Bu din aleyhine byk bir iftiradr. lmin kokusunu alm bir kimsenin bile bu gre kail olacan zannetmiyorum.

Konuyla ilgili bir baka gr de udur: Kocann fakir olup kendi nafakasn temin edememesi durumunda, onun nafakasn kans temin eder. Bu Ebu Muhammed b. Hazm'm gr olmaktadr,. Hi phesiz bu gr, el-Anber'nin grnden daha iyidir. bn Hazin, el-Muhall'da. yle demektedir: Eer koca, kendi nafakasn temin etmekten aciz olursa ve kans da zengin bulunursa, kocasnn nafakasn temin etmekle ykml tutulur ve daha sonra kocann durumu dzeldiinde de harcadklarn geri alamaz. Bunun delili u yet-i kermedir: " Analarn yiyecek ve giyeceini uygun bir ekilde salamak, ocuk kendisinin olan babaya bortur. Herkese ancak gc nisbetinde teklifte bulunulur. Ana ocuundan, ocuk kendisinin olan baba da ocuundan dolay zarara sokulmasn. Mirasya da ayn eyi yapmak bortur."[101]' Zevce de vristir. yleyse bizzat Kur'an nassyla onun zerine de nafaka vcibtir.

bn Hazm'a amamak elde deil! Eer yetin ak zerinde dnecek olsayd, bu anladnn aksini anlayacakt. nk Yce Allah:"Yiyecek ve giyeceklerini uygun bir ekilde salamak, ocuk kendisinin olan babaya bortur." buyurmutur. phesiz yette geen zamirler zevcelere aittir. Sonra da: " Mirasya da ayn eyi yapmak bortur." buyurmutur. Dolaysyla Yce Allah annelerin nafaka ve giyecekleriyle ilgili ykmlln benzerini, aynen varis olunan (yani baba) zerine ykledii gibi, babann veya ocuun varisleri zerine de yklemitir. Bu itibarla, yette zevcelerin dndaki kimseler iin nafaka ykmll szkonusu mudur ki, yetin ummu onun kail olduu gr zerine hamledilsin!

Yoksulluk sebebiyle, nikhn feshe dilemeyecei grnde olanlar u yeti delil olarak kullanmaktadrlar: "Varlkl olan kimse, nafakay varlna gre versin; rzk ancak kendisine yetecek kadar verilmi olan kimse, Allah'n kendisine verdiinden versin. Allah kimseye verdii rzk aan bir yk yklemez. Allah, glkten sonra kolaylk verir."[102] Bunlar yle diyorlar: Yce Allah, koca zerine bu durumda iken nafaka ykmll getirmediine gre, bu haliyle koca, zerine vacib olmayan bir eyi terketmi olmaktadr ve bundan dolay da gnahkar deildir. Dolaysyla yoksulluk sebebiyle nafaka teminine kadir olamamak, kiiyle sevgilisi, huzur ve skun bulduu ei arasn ayrma ve bylece ona ikence etme sebebi olamaz. Mslim, Salih'inde Ebu'z-2;beyr hadisinde yle rivayette bulunur: Cbir anlatr: Hz.Ebu Bekir ve Hz. mer, Hz. Peygamber'in (s.a.) huzuruna girdiler. Hz. Peygamberi, etrafnda kadnlar olduu halde kederli kederli, susmu bir halde otururken buldular. Bunun zerine Ebu Bekir: T Raslallah! Hrice'nin kzn bir grseydin! Benden nafaka istedi. Ben de kalktm onun boazm sktm." dedi. Bunun zerine Hz. Peygamber (s.a.) gld ve: 'BunJar da etrafmda grdn gibi, benden nafaka istiyorlar." buyurdu. Derken Hz. Ebu Bekir Hz. ie'nin boazm, Hz. mer de Hz. Hafsa'nn boazm skmaa kalkmlard. kisi de: "Siz Resulullah'tan onda olmayan bir eyi istiyorsunuz ha!" diyorlard. Hz. ie ve Hz. Hafsa: "Vallahi Raslullah'da (s.a.) olmayan bir eyi asla istemeyeceiz!" demilerdi. Sonra Hz. Peygamber (s.a.) onlardan bir ay uzaklamt..."'[103]

te Hz. Ebu Bekir ve Hz. mer bizzat Hz. Peygamber'in (s. a.) huzurunda kzlarn dvmlerdir. nk onlar Hz. Peygamber'in bulamayaca bir nafaka istemilerdi. Onlarn, haklarn talepte bulunan kimseleri dvmeleri ve Hz. Peygamber'in de bunu tasvip buyurmalar dnlemez, bu mmkn deildir. Dolaysyla bu, yoksulluk durumunda onlarn talepte bulunduklar konuda haklar bulunmadna dellet etmektedir. Onlarn bu talepleri batl olduuna gre, bu durumda kadna, isteme hakk bulunmayan, kendisine hell olmayan bir eyin yokluundan dolay nikh feshetme yetkisi nasl verilebilir? Yce Allah, alacakl olan kimsenin, borlu olan kimseye, sknt ierisinde olmas durumunda, frsat buluncaya kadar alacam ertelemesini emretmitir. Nafaka da nihayet bir bor telakki edilebilir; bizzat Kur'an nass zevceye, kocasna yoksulluktan kurtuluncaya kadar mhlet vermesini emretmektedir. Tabi bu izah nafakann kocann zimmetinde sabit olmas esas zerine mebnidir. Eer zamann gemesiyle nafaka der, denilecek olursa, bu durumda kadnn fesih yetkisinin bulunmas son derece uzak olmaktadr.

Bunlar yle devam etmektedirler: Yce Allah, alacakl olan kimseye, borlunun elinin dar olmas du.rumunda kendisine mhlet vermesini vacib klm ve onu hakkn terketmek suretiyle tasaddukta bulunmaya davet etmitir. Bu iki iin tesinde yaplacak baka bir .jamele zulm olacaktr ve Allah onu alacakl iin mubah kiralamtr. te biz bu kadma tam harfi harfine Allah'n buyruu ile hkmediyor ve ona diyoruz ki: Ya kocana yoksulluktan kurtuluncaya kadar mhlet verirsin, ya da ona tasaddukta bulunursun, bu iki ktan baka senin iin baka bir hak bulunmamaktadr.

Sahabe ierisinde, varlkl olanlar da yoksul olanlar da vard. Yoksul olanlar varlkl olanlardan kat kat fazla bulunuyordu. Buna ramen, Hz. Peygamber (s.a.) hibir kadna kocasnn yoksulluu sebebiyle nikh feshetme imkn asla vermemi ve yine hibir kadna eer dilerse sabredecei veya dilerse bu sebeple nikh feshedebilecei yetkisinin bulunduunu bildirdii de vki deildir. Hz. Peygamber (s.a.) hkmleri Allah'tan ald emirlerle koyar. Haydi farzedelim ki, zevceler haklarn terkettiler; bunlarn ilerinde bir kadn dahi mi hakkn talepte bulunmamt?! te hanmlar, kadnlarn en hayrllar oluyorlard, buna ramen O'ndan nafaka talebinde bulunuyor, hatta O'nu kzdryorlard ve Hz. Peygamber (s.a.) de onlara kar ar fkesinden dolay bir ay sreyle yanlarna uramayacana dair yemin ediyordu. Eer O'nun eriatnda yer eden hkm, kocalarn nafaka temininden aciz kalmalar durumunda zevcelerin nikh feshedebilecekleri eklinde olsayd, tek bir kadndan da olsa bu konuda kendilerine ikyet intikal ederdi. Nitekim Hz. Peygamber'e (s.a.), nikhn ortadan kaldrlmas konusunda, nafakann bulunmamas zaruretinden daha aa mertebede olan zaruretten dolay davalar intikal etmitir. Rifa'nm (boanan) kans kendisine gelerek yle anlatmtr: "Ben Rifa'dan sonra Abdurrahman b. Zbeyr ile evlendim. Onda bulunan, elbisenin saa gibi bir ey." demiti. Kadn, yeni kocasyla kendisini ayrmasn istiyordu. Malumdur ki, bu gibi durumlar, onlarn iinde bulunduklar yoksulluk durumlarna gre son derecede azd. Buna ramen hibir kadn kp da, yoksulluktan dolay kendisiyle kocas arasnn ayrlmas talebinde bulunmamt.

Yce Allah zenginlii de fakirlii de insanlar iin yaratmtr. Kii zaman olur fakirlie der, zaman olur zenginlie kavuur. Eer her fakir den kimsenin zevcesi nikh feshedecek olsayd, b;/k bir bel her taraf sarar, er alr ban yrr ve dnyadaki evliliklerin yandan ou feshedilir, aynlk ou kez kadnlarn eline tevdi edilmi olurdu. Dnyada darla dmeyen, ara sra da olsa nafaka temini konusunda sknt ekmeyen kim var ki?

ayet zevce mzmin bir hastala yakalansa ve bu sebepten dolay koca onun kadnlndan istifade edemese, bu sebepten dolay kocann nikh feshetme yetkisi yoktur. Hatta onunla cimada bulunma imkn olmamasna ramen, koca zerine kadnn tam nafakasn vacib klmaktadrlar. Hal byle iken, nihayet zevcenin kadnlndan istifade bedeli olarak telakki edilebilecek nafakann temin edilememesi durumunda, ona nikh feshetme imkn nasl verilebilir?!

Ebu Hureyre hadisine gelince, bizzat Ebu Hureyre'nin kendisi,"Nafakam temin et, yoksa boa!..." sznn kendi daarcndan olduunu, Hz. Peygamber'in sznden bulunmadm ifade etmitir. Sahihte bu byledir. Ayn hadisi Sad b. Eb Sad de ondan rivayet etmi ve: Ebu Hureyre bu hadisi rivayet ettikten sonra yle derdi: "Karn yle der:....w diyerek Ebu Hureyre'nin hadise ziyade ettii ksm zikretmitir.

Hammad b. Seleme sim b. Behdele Ebu Salih Ebu Hureyre senediyle Hz. Peygamber'den benzeri rivayet edilen ve Yahya b. Sad araclyla, Sad b. Mseyyeb'in, zevcesine infakta bulunacak bir ey bulamayan adam hakknda "Aralan aynlr." dediine iarette bulunulan hadise gelince, o mnker bir hadistir, Hz. Peygamber'den (s.a.) sadr olmas ihtimali yoktur. En iyimser ihtimalle o, Ebu Hureyre'nin kendi sz olabilir. Anlalan odur ki, hadis mna yolu ile rivayet edilmitir ve rvi Ebu Hureyre'nin:"Karn: Beni doyur, yoksa boa! der." szn kasdetmitir. Yoksa Ebu Hureyre'nin bilgisi dahilinde, Hz. Peygamber'e (s.a.) kansmn nafakasn temin imknndan mahrum olan birisinin durumunun sorulduu ve O'nun da "Aralan ayrlr." diye buyurduu eklinde anlalmasna gelince, Allah'a yeminle belirtiriz ki, bunu ne Hz. Peygamber sylemi, ne Ebu Hureyre O'ndan iitmi ve ne de onu rivayette bulunmutur. Nasl olabilir ki, Bizzat Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'den (s.a.): Kann: "Beni doyur, yoksa boa!" der diye rivayet edilmesini caiz grmyor ve bu ifadenin Hz. Peygamber'e nisbeti gibi yanl bir anlaya dlmemesi iin, bunun bizzat kendi daarcndan olduunu ifade ediyor.

Bu konuda er' kaide ve asllann gerei odur ki, eer adam kendisinin varlkl olduu eklinde kadn kandnr ve bu ekilde onunla evlenirse, sonra yoksul olduu ortaya karsa, veya varlk sahibi olur, fakat kansmn nafakasn vermezse; bu durumda kadn da kocasnn malndan, kendiliinden veya hkim araclyla yeterli miktarda nafaka alamyorsa, nikh feshetme yetkisi vardr. Ama kocann yoksulluunu bile bile evlenmise, veya adam varlkl olmasna ramen bir musibetle mal telef olmu ve yoksul dmse, bu durumda kadnn fesih hakk yoktur. nsanlara her an bolluktan sonra yoksulluk musibeti anz olagelmitir. Onlann (selef) eleri, bu sebepten dolay aralarn ayrmak zere kocalan aleyhine dava amamlardr. Tevfik ancak Allah'tandr.

ounluk fukaha:"Kocann mehri verememesi durumunda, kadnn nikh fesih hakk yoktur." demilerdir. Bu gr mam Ebu Hanife ve tbilertne aittir. mam Ahmed'in mezhebinde sahih olan gr de bu olmaktadr. Btn rencilertnin tercihleri de bu dorultudadr. afi mezhebi fakihlerinden pek ounun gr de byledir. eyh Ebu shk ve Ebu Ali b, Eb Hureyre, tafsile giderek: "Eer zifaftan nce ise, bu sebepten dolay nikh fesih hakk sabit olur; zifaftan sonra ise sabit olmaz." demilerdir. Bu gr, mam Ahmed'in mezhebinde bulunan vecihlerden birisini oluturmaktadr. Mehir tam bir bedel olarak telakki edilmesine ve nassn da dellet ettii gibi sat akdindeki mebiin bedelinin denmesinden daha gerekli olmasna ramen hkm byledir. Mehrin denememesi durumunda nikhn feshedilemeyecei ve benzeri hkmler, aynsyla nafakann denememesi durumunda da hatta ncelikli olarak szkonusu olur.

Soru: Burada, kocann nafaka temininden ciz kalmas durumunda kadna ulaacak zarar, mehri demekten ciz kalmas durumunda szkonusu olacak zarardan daha byktr. nk bnye, mehirsiz de hayatiyetini devam ettirebilir, fakat nafakasz yapamaz; denilebilir.

Cevap: Bnye, kocann nafakas olmadan da hayatiyetini idame ettirebilir. Mesel kadn kendi malndan ihtiyalarn karlayabilir veya nafakasn kendi yaknlar karlayabilir veya yn eirmek gibi kendi el emeiyle geinebilir. Ksaca, kadn iddet zamannda neyle yayorsa onunla hayatiyetini idame ettirebilir. Kocann nafaka temininden ciz kald zamanlar, sanki kadnn iddet zaman imi gibi kabul edilir.

Sonra kadnn fesih hakknn bulunduunu kabul edenler yle diyorlar: "Kadnn kantarlarla altn ve gm de olsa, kocasnn nafakasn teminden ciz kalmas durumunda nikh feshetme hakk vardr." Bu grn tam karsnda ise Bat'nm mancn olan Ebu Muhammed b. Hazm'm: "Bu durumda kadnn kocasnn nafakasn karlam vacip olur; maln ona verir ve kendisini ona teslim eder." eklindeki gr bulunmaktadr. alacak bir gr olarak da, Anberfnin "Koca hapsedilir." eklindeki ifadesi bulunmaktadr.

eriatn asllar ve kaideleri, bunlarn ierdikleri maslahatlar ve zararlarn defi gibi hususlar, iki zarardan daha ar olann, hafifini gslemek suretiyle bertaraf etme, daha byk maslahat elde etmek amacyla daha kk maslahat gz ard etme prensibi zerinde durduumuzda, bu zikrettiimiz grler arasnda hangisinin daha uygun olduu ortaya kacaktr. Tevfk ancak Allah'tandr. [104]

 

e) Hz. Peygamberin (s.a.) Bin Talkla Boanan Kadnn Nafaka ve Mesken Hakknn Bulunmadna Dair Kur'an'a Uygun Hkm:

 

Mslim, Sahihinde Ftma bt. Kays hadisinde rivayet eder: Ebu Amr b. Hafs, Ftma'y gyaben bin talkla boam da, vekili ona arpa gndermi. Ftma buna raz olmam. Fakat Ebu Amr'm vekili: Vallahi,senin bizde bir hakkn yoktur; demiti. Bunun zerine Ftma, Raslullah'a.ts.a.) gelerek bu meseleyi anlatm. Hz. Peygamber [s.a.): "Senin onda nafaka hakkn yoktur." buyurmu ve iddetini mm erik'in evinde geirmesini emretmiti. Sonra: "mm erk, ashabmn daima ziyaretine gittikleri bir kadndr. Sen bn mm Mektm'un yannda iddet bekle. nk o m bir adamdr. Yannda stn karabilirsin. (Nikh iin) hell olduun zaman bana bildir!" buyurmutur. Ftma unlar sylemiti: (Nikha) hell olduum vakit kendilerine, Muviye b. Eb Sfyn ile Ebu Cehm'in beni istediklerini syledim. Hz. Peygamber (s.a.) yle buyurdu: "Ebu Cehm sopasn omuzundan indirmez; Muviye'ye gelince, o da yoksuldur; hi mal yoktur. Sen sme b. Zeyd ile evlen!" Ben buna raz olmadm. Sonra (tekrar): "Sen sme b. Zeyd ile evlen!" buyurdu. Bunun zerine onunla evlendim. Allah onda hayr halk etti; ben de gpta ettim.[105]

Yine Mslim'in Sahih'inde rivayet edilir:

Ftma'y koc.as Hz. Peygamber (s.a.) zamannda boam ve kendisine dk bir nafaka vermiti. Ftma bunu grnce: "Vallahi, Raslullah'a (s.a.) bildireceim! ayet benim iin nafaka varsa, iime yarayan alnm; bana nafaka yoksa, ondan hibir ey almam!" demiti. Ftma unu sylemiti: Mteakiben bunu Hz. Peygamber'e (s.a.) syledim de:" Sana ne nafaka vardr, ne de mesken!" buyurdu.[106]

Yine Mslim'in Sahihinde, ondan yle rivayet edilir: Ebu Hafs b. el-Mure el-Mahzm, Ftma'y talk ile boam, sonra Yemen'e gitmiti. Aile efrad Fatma'ya: "Senin bizde nafaka hakkn yoktu." demilerdi. Bunun zerine Hlid b. Veld birka kiiyle kalkarak Meymne'nin evinde bulunan Raslullah'a {s.a.) gelmiler ve: "Gerekten Ebu Hafs, karsn talk ile boamtr. Acaba bu kadna nafaka var mdr?" diye sormulard. Hz. Peygamber (s.a.): "Ona nafaka yoktur ama iddet vardr." buyurmutu. Ftma'ya da: "Nefsin hakknda (yani evlilik hususunda) benden habersiz bir i yapma!" diye haber gndermi ve mm erik'in evine tanmasn emir buyurmutu. Sonra tekrar haber gndererek:"mm erik'e ilk muhacirler ziyarete gelirler; sen m bn Umm Mektm'un yanma git! nk ba rtn attn zaman seni grmez." buyurmutur. Bunun zerine Ftma onun yanna gitmi. ddeti dolunca Raslullah (s.a.) kendisini sme b. Zeyd b. Hrise'ye nikh etmitir[107]

Yine Mslim'in Sahihinde rivayet edilir: Ubeydullah b. Abdullah b.Utbe anlatr: Ebu Amr b. Hafs b. Mure. Ali b. Eb Tlib ile birlikte Yemen'e gitmi, kans Ftma bt. Kays'a, kendisini geri talan son talkla boad haberini gndermiti. Haris b. Him ile Ayya b. Raba'ya da Ftma'ya nafaka vermelerini emretmiti. Bunlar Ftma'ya: "Vallahi, senin iin nafaka yoktur; meer ki, hmile olasn! elemiler. Bunun zerine Ftma Hz. Peygamber'e (s.a.) gelerek bunlarn sylediklerini O'na anm, Hz. Peygamber: "Sana nafaka yoktur." buyurmutu. Ftma kendisinden evden tanmak iin izin istemiti, O da izin vermiti. Ftma: "Nereye (tamaym) y Raslallah?" diye sormutu. "bn mm Mektm'un evine!" buyurmutu. Bu zat m idi. Ftma onun yannda elbisesini zerinden indirebilir; kendisini gremezdi. Ftma'nn iddeti bitince Hz. Peygamber (s.a.) kendisini sme b. Zeyd'e nikahlamt. Sonra Mervn bu hadisi sormak iin Kabsa b. Zeyb'i Ftma'ya gndermi; o da hadisi kendisine nakletmiti. Mervn: "Biz bu hadisi bir kadndan baka bir kimseden iitmedik; insanlar uygularken bulduumuz mutemed ve sahih hususla amel edeceiz: demiti. Ftma Mervn'm szn duyduu vakit: "yle ise sizinle aramzda (hakem) Kur'an vardr. Allah (cc): "Onlar apak bir hayaszlk yapmalar hali bir yana evlerinden karmayn... Bilmezsin, olur ki Allah bunun ardndan (gnlnzde sevgi gibi) bir hal meydana getirir." buyurmutur. Bu, ric'at hakkna sahip olandr. talktan sonra ne gibi bir hal szkonusu olabilir? Kadn hamile olmad zaman nasl ona nafaka yoktur, diyorsunuz? Onu niye hapsediyorsunuz?" demiti.[108]'

Ebu Davud, Mslim'in senediyle naklettii bu hadiste yle rivayette bulunmutur: Ayya b. Eb Reba ve Haris b. Him'n: "Hamile olmadka, sana nafaka yoktur! szleri zerine Ftma, Hz. Peygamber'e (s.a.) geldi ve (durumu ona iletti). Hz. Peygamber (s.a.) : "Hamile olmadka, sana nafaka yoktur." buyurdu.'[109]'

Yine Mslim'in Salih'inde rivayet edilir: a'b anlatr: Ftma bt. Kays'm yamna girdim de ona Raslullah'm (s.a.) kendisine verdii hkm sordum. u cevab verdi: "Kocam beni bin talkla boad. Ben de onu mesken ve nafaka hususunda Raslullah'a (s.a.) dava ettim. Ama bana ne mesken verdi, ne de nafaka. (Yalnz) bn mm Mektm'un evinde iddet beklememi emir buyurdu." [110]

Yine Mslim'in Sahihinde, Ebu Bekr b. Ebi'1-Cehm el-Adev anlatr: Ftma bt. Kays' konuurken iittim: Kocas kendisini talkla boam da Raslullah (s.a.) ona mesken ve nafaka vermemi. (Ftma dedi ki): Raslullah (s.a.) bana: "Nikh iin hell olduun vakit bana bildir!" buyurdu. Ben de kendilerine bildirdim.

Mteakiben Ftma'y Muviye ile Ebu Cehm ve sme b. Zeyd istemiler. Bunun zerine Raslullah (s.a.): "Muviye yoksul bir adamdr; hibir mal yoktur. Ebu Cehm'e gelince, kadnlar ok den bir adamdr. Lakin sme b. Zeyd!.." buyurdular. Ftma eliyle yle iaret ederek: sme ! sme!.. dedi. Raslullah (s.a.) ona: "Allah ve Raslne itaat senin iin daha hayrldr." buyurdu. Ftma: "Ben de onunla evlendim ve gpta ettim." dedi.[111]

Yine Mslim'in Sahtf'inde onun yle anlatt rivayet edilmitir:

Kocam Ebu Amr b. Hafs b. Mure beni boadn haber vermek iin Ayya b. Eb Raba'y bana gnderdi. Onunla be lek kuru hurma, be lek de arpa yollamt. Ben: "Nafakam yalnz bundan m ibaret? ddetimi sizin evinizde geirmeyecek miyim?" dedim. Ayya: "Hayr." cevabn verdi. Bunun zerine hemen elbisemi kuanarak Raslullah'a (s.a.) geldim. (Bana): "Kocan seni ka defa boad? " diye sordu. " defa!" dedim. "Doru sylemi; sana nafaka yoktur. ddetini amcan olu bn mm Mektm'un evinde bekle. nk onun gz grmez. Yanmda elbiseni zerinden atabilirsin. ddetin bittii zaman hemen bana haber ver!" buyurdu, [112]'

Nes, Snen'inde bu hadisi btn tarik ve lnzlaryla rivayet etmitir. Bazlar tenkide bir mahal olmayacak shhattedir, Bunlarda Hz. Peygamber (s.a.) ona yle buyurmutur: "Nafaka ve mesken, ancak kocas iin ric'at etme imkn bulunan (boanm) kadn iindir."[113]'

Ayn hadisi Drakutn rivayet etmitir. Bu rivayette yle demitir: Hz. Peygamber'e (s.a.) geldi ve ona durumu anlatt. Ftma sonra yle dedi: Bana ne mesken ne de nafaka takdir etti. "Mesken ve nafaka, ancak ric' talkla boanan kadn iin szkonusudur." buyurdu. Bu lfz Nes de zikretmitir. Her ikisinin isnad da sahihtir.[114]

Yce Allah yle buyurur: "Ey Peygamber! Kadnlar boayacanzda onlar iddetlerini gzeterek boayn ve iddeti sayn; Rabbiniz olan Allah'tan saknn; onlan apak bir hayaszlk yapmalar hali bir yana evlerinden karmayn, onlar da kmasmlar. Bunlar Allah'n snrlandr. Allah'n snrlarn kim aarsa, phesiz kendine yazk etmi olur. Bilemezsin, olur ki, Allah bunun ardndan (gnlnzde sevgi gibi) bir hal meydana getirir. Kadnlarn iddet sreleri biteceinde onlan ya uygun ekilde alkoyun, ya da uygun bir ekilde onlardan ayrln. inizden de iki dil ahit getirin. ahitlii Allah iin yapn... Allah her ey iin bir l var etmitir, "[115]

Yce Allah bu yetlerde, iddet sreleri bitiminde elerini tutmak ya da uygun bir ekilde onlar salvermek haklarna sahip kocalara, kanlarn evlerinden karmamalarn, elerine de kmamalarn emretmektedir. Dolaysyla bu emir, boadktan sonra artk kocalar iin rc hakk bulunmayan zevcelerin karlmalarnn cevazna delil olmaktadr. Yce Allah, bu boanm kadnlar hakknda birbirinden ayrlmas mmkn olmayan, birbirleriyle balantl hkmler getirmitir:

1 Kocalar, onlan evlerinden karamazlar.

2 Kadnlar da kocalarnn evlerinden kamazlar.

3 ddet dolmadan nce, kocalan kendilerini iyilikle tutabilmek ya da gzellikle salvermek haklarna sahiptirler.

4 ki dil ahidin tutulmas. Bu ahitler, ya vacip ya da mstehap olarak rlc'at zerine tutulurlar. Yce Allah: "...Bilemezsin, olur ki, Allah bunun ardndan (gnlnzde sevgi gibi) bir hal meydana getirir." ifadesiyle bunun hikmetine ve bu hkrmerirTric' talkla boanm kadnlar iin olduuna iaret buyurmutur. Yce Allah'n bu yetteki "Bilemezsin, olur ki, Allah bunun ardndan (gnlnzde sevgi gibi) bir hal meydana getirir. " buyruundan maksat, kocann boad kansna mracaatta bulunmasdr. Selef ulemas ve onlardan sonra gelenler yeti byle tefsir etmilerdir.

bn Eb eybe, Ebu Muviye Davud el-Evd vastasyla e:a'b'nin bu yet hakknda: "Belki sen piman olursun ve senin rc etme imknn olur." dediini nakleder. Dahhk ise yeti: "Umulur ki, iddet ierisinde boad kansna rc eder." eklinde aklamtr. At, Katde, Hasan byle sylemilerdir. Ftma bt. Kays'n: " talktan sonra ne gibi bir hal olabilir." eklindeki sz daha nce gemiti. Bunlar da aka dellet eder ki, yett. szkonusu edilen talk, hakknda bu hkmler sabit olan ricl talktr. Hkimler hkimi ve rahmetiyle her eyi kuatan Yce Allah'n hikmeti, bu hkm gerektirmitir; ola ki, koca daha sonra piman olur, aralarna eytann ekmi olduu er ve nefsine uyma gibi durumlar ortadan kalkar da karsna tekrar rcda bulunur. Nitekim mam Ali b. Eb Talib yle demitir: "Eer insanlar, talk konusunda Allah'n emrine uyacak olsalard, hibir adam, asla boad bir kadnn arkasna dmezdi."

Sonra Yce Allah bu boanm kadnlann iskan edilmeleri emrini zikretmi ve yle buyurmutur: "Onlar gcnz nisbetinde kendi oturduunuz yerde oturtun."'[116] Burda da geen zamirlerin mercileri hep ayndr ve hepsinin hkmleri birbiriyle balantldr. Hz. Peygamber*in (s.a.):"Nafaka ve mesken, ancak kocas iin ric'at etme imkn bulunan (boanm) kadn iindir." sz Allah'n kitabndan karlmtr ve onu tefsir etmekte, ondan Yce Allah'n muradn aklamaktadr. Bylece Allah'n kitabyla Hz. Peygamber'in hkm arasndaki uygunluk ortaya km olmaktadr. Doru kyas da ayn ekilde bu ikisine muvafktr ve onlara muhalif deildir. yle ki, nafaka sadece zevce iin szkonusudur. Kadn ondan ayrld zaman artk kocaya yabanc olmakta ve dier yabanc kadnlann hkmn almaktadr. Geriye sadece beklemesi gereken iddet kalmaktadr. Bu ise nafakay gerektirmemektedir. Nitekim phe ya da zina yolu ile cima edilen kadna (bekleyecei iddettten dolay) nafaka gerekmemektedir. Nafaka sadece, kadnn kadnlndan istifade imknndan dolay gerekmektedir. Bin talkla boanm kadnn iddeti ierisinde ise, kocann ondan istifadesi imkn kapanmaktadr. Eer nafaka sadece iddette bulunduu iin gerekmi olsayd, lm iddeti bekleyen kadn iin de gerekirdi. Zira iddet olmalar bakmndan aralannda asla bir fark bulunmamaktadr. Zira her birisi kocasndan ayr dmtr ve ondan iddet beklemektedir. Her ikisinden de istifade imkn kalmamtr. Yine eer ona mesken gerekseydi, bu kez nafaka da gerekirdi. Nitekim byle diyenler de vardr. Nafaka deil de sadece mesken hakk vardr, eklindeki bir gre gelince, -hem nass hem de kyas buna manidir. Bu gr, Abdullah b. Abbas ve rencileri, Cbir b. Abdillah, fakih sahab hanmlardan birisi olan Ftma bt. Kays ki bu hanm konu ile ilgili mnazaraya da giriyordu gibi zevata aittir. Ahmed b. Hanbel ve tbilerinin, shk b. Rhyeh' ve tbilerinin, Davud b. Ali ve tbilernin ve dier hadis ehlinin grleri de bu olmaktadr.

Fukahamn bu konu hakknda gr bulunmaktadr ve her de mam Ahmed'den rivayet halinde gelmitir: Birincisi az nce zikredilen grtr.

kincisi: Bin talkla boanm kadn iin hem nafaka hem de mesken hakk vardr. Bu da mer b. el-Hattb, bn Mes'd ve Kfe fukahasnn gr olmaktadr.

ncs: Nafaka hakk yoktur, sadece mesken halik vardr. Bu da Medine limlerinin gr olmaktadr. mam Mlik ve mam afi de bu grtedirler. [117]

 

f) Ftma bt. Kays Hadisine Yneltilen Eski ve Yeni Tenkitler:

 

Hadise yneltilen ilk tenkit Mminlerin Emiri mer b. el-Hattab*tan gelmitir. Mslim Sahihinde rivayet eder: Ebu shk anlatr: Ulu camide Esved b. Yezid ile oturuyorduk. a'b de yanmzda idi. Derken a'b, Ftma bt. Kays hadisini, Raslullah'm (s.a.) ona mesken ve nafaka vermediini rivayet etti. Bundan sonra Esved bir avu akl ta alarak onun zerine att ve unlar syledi: Yazk sana! Byle bir eyi rivayet ediyorsun! mer: Biz Allah'n kitabn ve Peygamberinizin (s.a.) snnetini, belledi mi, unuttu mu bilmediimiz bir kadnn sz ile terkedemeyiz; ona mesken de vardr, nafaka da. Allah (c.c): "Onlar evlerinden karmayn; kendileri de kmasmlar. Meer ki, apak bir ktlk ilemi olsunlar."[118]'buyurmutur; dedi.[119]'

yle diyorlar: te Hz. mer, Hz. Peygamber'in (s.a.) snnetinin, "bin talkla boanm ve iddet bekleyen kadna hem. nafaka hem de mesken verilecei" eklinde olduunu ifade etmitir. Hi phesiz bu merfdur. nk bir sahab, "u snnettendir." dedii zaman bu 'Sz merf olmaktadr. Ya byle demez de: "Bu Hz. Peygamber'in snnetindendir." diye Raslullah'a nisbetini aka beyan ederse, ve hele bunu syleyen de Hz. mer ise durum nasl olur? Hz. mer'in rivyetiyle, Ftma'nn rivayeti tearuz ettiinde, Hz. mer'in rivayeti daha makbul olur, zellikle de Kur'an'm zahirinin onun rivayetini desteklemesi durumunda bunda phe yoktur. leride bahsedilecektir.

Sad b. Mansr, Ebu Muviye Ame brahim senediyle rivayet eder: Hz. mer, yamnda Ftma bt. Kays hadisi ziKredildii^Je: "Bir kadnn ehdetiyle dinimizi deitirecek deiliz." derdi

Sahihayn'da Him b. Urve hadisinde Urve'nin yle dedii rivayet edilir: Yahya b. Sad b. el-As, Abdurrahman b. el-Hakem in kzyla evlendi ve onu boad ve evinden kard. Onlarn bu hareketini Urve ayplad. Ona: "Ama Ftma da kmt." dediler. Urve devamla yle anlatr: Hz. ie'ye geldim ve ona bunu haber verdim. O: "Ftma bt. Kays iin bu hadisi anlatmakta bir hayr yoktur." dedi. Buhrfnin rivayetinde yle devam edilir: Abdurrahman kzm ald ve gtrd. Hz. ie, Medine valisi olan Mervn'a haberci gnderdi ve: "Allah'tan kork ve kadn kendi evine geri gnder!" dedi. Mervn: "Abdurrahman b. el-Hakem bana galebe ald." cevabn verdi. Kasm b. Muhammed: "Ftma bt. Kays'm durumu sana ulamad m?" diye sordu. O (Hz. ie): "Ftma hadisini azma almamak sana zarar vermez." diye cevap vermitir. Mervn: "Eer (onun, evden kmas iin) bir er aryorsan, bu ikisi arasndaki er (mazeret iin)1 sana yeter."[120]' demitir. Mervn'n sznn mnas: Eer Ftma'nn1 k, denildiine gre hain szl birisi olmasndan dolay ise, Yahya b. Sad b. el-s ile kans arasndaki er (onun evden kmas iin) sana; yeterli (bir mazeret)tir. " demektir.

Sahihayn'da Urve'den rivayet edilir: O Hz. ie'ye: "Hakem'in kz falanca'ya baksana, kocas onu bin talkla boam ve o evinden km." dedi. Hz. ie: "Ne kt yapm!" dedi. Urve: Ben ona: "Ftma'nn szn duymadn m?" diye sordum. O: "Bunu anmakla Fma*ya bir hayr yoktur." dedi.'[121]

Buhari'nin Sahih'inde Kasm hadisinde, Hz. ie, Ftma'nn "Ona ne mesken vardr ne de nafaka." szn kasdederek: "Allah'tan korkmaz m?" demitir.'[122]'Yine Buhar'nin Sahih'inde Hz. ie yle demitir: " Ftma tenha bir yerde idi. Oradaki yerinden korkuldu. Bu yzden Hz. Peygamber kendisine ruhsat verdi." '[123]'

Abdrrezzak, bn Creyc bn ihb Urve senediyle Hz. ie'nin bu konuda, yani talkla boanm bir kadnn, koca evinden intikaliyle ilgili Fma bt. Kays'm szn tepkiyle karladm rivayet etmitir.[124]

Kad sml, Nasr b. Ali Babas Hrn Muhammed b. shk senediyle nakleder. Muhammed: Sanyorum Muhammed b. brahim'den (duydum): Hz. ie, Ftma bt. Kays hakknda: "Seni ancak bu dilim kard!" demi.

Leys'in ktibi Abdullah b. Salih, Leys b. Sa'd Ca'fer bn Hrmz Ebu Seleme b. Abdirrahman senediyle rivayet eder: Muhammed b. sme b. Zeyd yle der: "sme; Ftma, bundan yani ( talkla boanm kadnn) iddeti ierisinde koca' evinden intikaliyle ilgili bir ey zikrettiinde, elindekini ona frlatrd."[125]

Mslim Sahih'inde, Zhr Ubeydullah b. Abdullah b. Utbe Mervn senediyle rivayet ettii hadiste Mervn'n yle dediini nakleder: "Biz bu hadisi bir kadndan baka kimseden iitmedik; insanlar zerinde bulduumuz mu'temed ve sahih hususla amel edeceiz."

Ebu Davud Snen'inde rivayet eder: Mevmn b. Mihrn anlatr: Medine'ye geldim. Sad b. Mseyyeb'e gtrldm. Ona: "Ftma bt. Kays boanm ve evinden km (ne dersin)?" dedim. Sad: "O, nsanlar fitneye dren bir kadn olmutur. O hain dilli bir kadnd. m olan bn mm Mektm'un yanna braklmt." dedi.

Yine Ebu Davud Snen'inde, Sleyman b. Yesr'm, Ftma'nn evinden k hakknda: "O sadece onun ahlkszlndan dolay idi." demitir.'[126]

Mslim hadisi az nce gemiti. a3, Ftma hadisini zikretmiti. Bunun zerine Esved bir avu akl ta alarak onun zerine atm ve unlar sylemiti: "Yazk sana! Byle bir eyi mi rivayet ediyorsun?!"

Nesfnin rivayetinde yledir: "Yazk sana, niin byle bir eyle fetva veriyorsun? Hz. mer ona: "Ya bizzat bunu Hz. Peygamberden iittiklerine dair iki ahit getirirsin, yoksa biz bir kadnn sznden dolay Rabbimizin kitabn terketmeyiz." demitir.'[127]

Leys, Akl vastasyla bn ihb'dan nakletmitir: Ebu Seleme b. Abdirrahman, Ftma hadisini kendisine zikretmi ve yle demitir: "nsanlar, ona (nikh iin) hell olmadan nce evinden ktna dair rivayette bulunduka tepki gstermiler (onun bu rivayetini mnker bulmular) dr."

yle demilerdir: Ftma'nn rivayeti ile, Hz. mer'in "nafaka ve meskenin gerekecei" eklindeki sarih rivayeti tearuz halindedir. Hammd b. Seleme, Hammd b. Ebi Sleyman'dan nakletmitir: O, brahim en-Neha'ye, a'b'nin Ftma bt. Kays*tan rivayet ettii hadisi bildirmi. brahim kendisine: "Hz. mer'e onun sz bildirilmi ve O: Belki de yanl anlam bir kadnn sznden dolay Allah'n kitabndan bir yeti ve Hz. Peygamber'in szn terkedecek deiliz. Ben Hz. Peygamber'!: 'Onun mesken ve nafaka hakk vardr.' derken iittim; demitir." Bu rivayeti bn Hazm el-Muhall'da rivayet etmitir.'[128] Bu, Hz. mer'in kadrinin yceliinden, ashabn Ftma'ya tepki gstermesinden ve Allah'n kitabna uygunluundan dolay Ftma hadisi zerine takdim edilmesi gereken ak bir nass olmaktadr. [129]

 

9) Tenkitlerin Aslszl:

 

Bu tenkitlerin esasn drt ey oluturmaktadr: Birincisi: Bu hadisin rvisi tek bir kadndr ve rivayetine ehdet edecek iki kii getirememitir.

kincisi: Onun bu rivayeti Kur'an'a muhalefet unsuru tamaktadr.

ncs: Onun evinden kmas, onun mesken hakk olmad iin deildi, bilakis o, kocasnn ailesine diliyle eza verdii iin kmt.

Drdncs: Onun rivayeti, M'minlerin Emri Hz. mer'in rivyetiyle tearuz halindedir.

Biz, Allah'n izniyle, bu drt tenkitten her birisini teker teker ele alacak ve tutarszlklarm ortaya koymaya alacaz. Kald ki, bu nisbet edilen tenkitler ierisinde kimisi munkat, kimisi zayf, kimisi de tenbihte de bulunacamz gibi tamamen aslsz durumdadr. Bir ksmnn izafe edildikleri kimselere nisbeti de hi kukusuz sahih bulunmaktadr.

Birinci tenkide cevap: Bu tenkit rvinin kadn oluu eklinde idi. Bu eletiri hi phesiz btldr, limler kesinlikle bu anlayn karsndadrlar. lk imamlarn tabilerinden olup da bu tr hadisleri delil olarak kullanan kimseler, bu anlayn ilk karsnda olan ve onu iptal eden kimselerdir, nk imamlar, snnetlerin erkeklerden renilecei gibi kadnlardan da renilebilecei, onlardan da alnabilecei konusunda mttefiktirler. Nice snnet vardr ki, imamlar onu tek bir sahab hanmdan almlar ve hsn kabulle karlamlardr. te ahab hanmlarn "msned"leri hadis limlerinin ellerinde bulunmaktadr. lerinden tek bir sahab hanmn rivayet ettii snnetlerden grmeyi istemediin varsa grmez, sadece Ftma hadisini grrsn. (Bu olmaz.) Dier sahab hanmlar ierisinde Ftma'nn suu ne olmaktadr? Ulema Ebu Sad'in kzkardei Furey'a bt. Mlik b. Sinan'n, lm iddeti bekleyen kadnn, iddetini kocas evinde geirmesiyle ilgili hadisini[130] kabul ve onunla amel etmilerdir. Ftma, ondan ne ilimce, ne de kadir, gvenilirlik ve emanete daha aa derecede deildir. Hatta ondan daha da fakih (anlayl) olduunda hi phe yoktur. nk Frey'a sadece bu haberde bilinmektedir, Ftma'nn hreti, kendisiyle tartan sahableri Allah'n kitabna davet etmesi ve bu konuda onlarla mnazara etmesi ise herkese bilinen bir husustur. Daha nce de izah edildii gibi, Ftma bu mnazaralarda kendisine muhalefet edenlerden daha ansl da bulunuyordu. Sonra sahabe kendi aralarnda ihtilfa dyorlar, bu durumda m'minlerin annelerinden birisi, Hz. Peygamber'den (s.a.) bir ey rivayet ediyor ve ashap hemen onu alyorlar ve onun gereine rcu ediyorlar ve ona karlk kendi kanaatlerini terkediyorlard. Onlar, Ftma zerine sadece Hz. Peygamber'in ei olmalar dolaysyla takdim ediliyorlard. Yoksa Ftma ilk muhacir kadnlardan olmaktadr ve Hz.Peygamber, onu sevgilisi ve sevgilisinin olu sme b. Zeyd'e e olarak mnasip grmtr. Eer onun hafzasnn glln ve ilminin lsn renmek istiyorsanz, Hz. Peygamber'in minberde anlattklar uzun Deccal hadisini[131] rivayetine baknz; nasl anlam, nasl ezberlemi ve iittii gibi de nasl nakletmi greceksiniz. Hibir sahab, hadisin uzun ve garabetine ramen ona kar bir tepki ya da tenkit gstermemitir. Hal byle iken, kendi bandan geen ve kendisinin davac olduu bir hususta Hz. Peygamber'in "Nafaka da yok, mesken de." eklinde buyurduklar iki kelimelik bir sz aklnda tutamamas dnlemez. deten kii bandan geen olayla ilgili bir sz hem kafasna koyar, hem de istenildii zaman onu hatrlar. Unutma ihtimali ise, hem onda hem de ona kar tepki gsteren kimselerde mterek bir eydir. Herkes unutabilir. te Hz. mer, cnbn teyemmm konusunu unutmutur. Ammr b. Ysir, kendilerine Hz. Peygamber'in cnplkten dolay teyemmm etmeleri[132] emrini hatrlatmsa da, o hatrlamam ve cnp kimse su buluncaya kadar namaz klamaz, grnde sabit kalmtr.

Yine Hz. mer: "Bir ein yerine baka bir ei almak isterseniz, birincisine bir yk (kmtr) altn vermi olsanz bile ondan bir ey almayn."'[133]' yetini unutmu (ve hutbesinde mehir miktarlarnn ok ykseldiinden bahisle azaltlmasn istemitir.) Orada hazr bulunan bir kadn, ona bu yeti hatrlatm, Hz. mer de kadnn szne rc etmitir.[134]

Yine o: "Ey Muhammedi Sen de leceksin, onlar da lecekler."'[135]' yetini, hatrlatlma aya kadar unutmutu. Bu durumda, eer rvinin unutmasnn mmkn olmas, onun rivayetinin drlmesini gerektiriyorsa, kendisiyle Ftma hadisine kar ktnz Hz. mer'in rivayeti de der. Eer bu ihtimal rvinin rivayetinin dmesini gerektirmiyorsa, bu takdirde de muraza szkonusu olmaz. Dolaysyla bu tenkit her iki takdirde de tutarsz ve yersizdir. Eer snnetler (hadisler) bu gibi iddialarla reddedilecek olursa, mmetin elinde hadis diye ancak ok az bir ey kalrd. Sonra dil bir kimsenin rivayetinin kabuln caiz gren ve rivayet iin (ehdette olduu gibi) nisb (en az iki kii) art aramayan kimselerin bu Ftma hadisine kar kmalar ve onu tenkit etmeleri mmkn deildir. Hz. mer, sadece bu konuda deil, Ebu Musa'nn isti'zan (izin isteme) ile ilgili hadisi hakknda da ahit istemi, sonunda Ebu Sad onu duyduuna dair ehdet etmiti.[136] Yine Muhammed b. Mesleme ehdette bulununcaya kadar, Mure b, u'be'nin "kadnn ocuunu drmesi" ile ilgili hadisini kabul etmemiti.'[137]' Hz. mer'in bu tutumu, hadisler karsnda alnm bir nlemdi, bylece insanlar her nlerine gelen eyi Hz. Peygamber'den (s.a.) rivayet etmeyeceklerdi. Yoksa bizzat Hz. mer bir bedevi olan Dahhk b.Sfyn el-Kilb*nin yalnz bana rivayetini kabul etmiti. Yine o, Hz. ie'nin tek bana rivayet ettii pek ok hadisi kabul etmiti.

Ksaca diyebiliriz ki, hibir kimse kalkp da: "Adil, sika bir rvinin rivayeti, iki ahit bulunmadka kabul edilmez." diyemez. zellikle de rvinin sahabi olmas durumunda bu gayet aktr.

kinci tenkidin cevab: kinci tenkit, Ftma'nm rivayetinin Kur'an'a muhalefeti eklinde idi. Buna mcmel ve mufassal olmak zere iki cevap vereceiz:

Mcmel cevabmz yle: Eer dediiniz gibi, Ftma hadisi Kur'an'a muhalif olsayd, bu onun ummuna (genel ifadesine) muhalefet olurdu ve hadis mmn tahsisi kabilinden saylrd. Hkm de: "Allah ocuklarnz... hakknda size tavsiye eder"'[138] yetindeki mm (genel) ifadenin, kafir, kle, katil (olmamak) ile tahsisi; yine "Bunlarn tesindeki (hanmlar) size hell klnd."[139]' yetinin umumunun, bir kadn ile zerine halasnn ya da teyzesinin nikhlanmasnn haram klnmas vb. durumlarla tahsisi gibi olurdu. nk Kur'an, "kocalarnn evlerinden kmazlar ve karlmazlar ve kocalan nerede oturuyorlarsa onlar da orada otururlar" hkmn bin talkla boanm kadna tahsis etmemitir. Bu durumda bu Kur*an hkm, ya hem bin hem de ric' talkla boanm kadnlar kapsayacaktr; ya da hkm sadece ric' talkla boanm kadnlara has olacaktr.

Eer yet her ikisini de kapsyorsa, hadis onun ummunu (genelliini) tahsis etmi olacaktr. Yok sadece ric' talkla boanm kadnlar kapsyorsa, hkm sadece onlara has ise ki dorusu da budur; zira, yetin ak zerinde durup iyice dnenler, daha nce zikrettiimiz eitli alardan dolay onun ric' talkla boanm kadnlara has olduuna kesin olarak hkmederler bu durumda da hadis Allah'n kitabna muhalif olmayacaktr; aksine ona muvafk olacaktr. Eer M'minlerin Emrfne (r.a.) bu ekilde hatrlatlsayd, hi phesiz bu gre ilk dnen kimse o olurdu. Zira insan, nassm bizzat kendisini hatrna getiremedii gibi, nassm delleti ve onun akn deerlendirmede, nassdan murad belirlemede yardmc olacak tal unsurlar yeterince etd etmede de zhul gsterebilir. ou kez insan, belli bir olaym genel bir nass altna gireceinden ve onun hkm ierisinde yer alacandan gaflet gsterebilmektedir ve bu durum gerekten ok olmaktadr. Onu anlamak ve yerli yerine koymak. Yce Allah'n kullarndan dilediine bahettii anlay melekesinden olmaktadr; bir Allah vergisidir. Hz. mer'in bu hususta sahip olduu mertebe herkesin malumudur ve onun fkh anlay her trl tavsif ve takdirin stndedir. u kadar var ki, unutmak ya da zhul (gaflet) gstermek, her insann bana gelebilir. Asl fazilet sahibi ve bilgin olan kimse, hatrlatld zaman hatrlayan ve eski bildiinden doru olana rc eden kimsedir.

Kur*an- Kerim karsnda Ftma hadisinin durumu u ktan birisi ierisine girer, drdnc bir ihtimal de yoktur: Bu hadis: a) /a Kur'an'n ummunu tahsis etmektedir, b) Ya Kur'ann temas etmedii, skt getii (mesktun anh) bir eyi beyan etmektedir, c) Ya da Kur'an ile murad edilen eyin aklanmas ve yetin aknn, ta'llinin ve iaretinin gstermi olduu eye muvafakati mahiyetindedir. Doru olan da ite budur. Bu durumda hadis, Kur'an'a muvafktr, muhalif deildir. Kesinlikle de byle olmas gerekir. Allah Rasl'nn, Allah'n kitabna muhalif ve ona ters decek ekilde hkmde bulunmas asla szkonusu olamaz. Nitekim mam Ahmed bunun Hz. mer'in sz olmasn inkr etmi ve tebessm ederek: "Allah'n kitabnda talkla boanm kadn iin mesken ve nafakann vacib klnmas da neredeymi?!" demitir. Ondan nce de fakih olan sahab hanm Ftma, Kur'an'da byle bir ykmlln bulunduunu inkar etmi ve: "Benim ile sizin aranzda Allah'n kitab vardr. Yce Allah:" Umulur ki, Allah bundan sonra (aralarnda sevgi gibi) bir hal (durum) ihdas eder."[140] buyurmaktadr. talktan sonra hangi durumun ihdas szkonusu olacaktr?" demitir. Daha nce, "ddetlerini doldurduklar zaman, onlar tutunuz...."[141] ifadesinin de bu yetlerin tamam, . ric' talkla boanm kadnlar hakknda olduuna dellet ettii gemiti.

nc tenkide cevap: Bu tenkit; onun evinden kmas, onun mesken hakk olmad iin deil; bilkis, kocasnn ailesine diliyle eza verdii iindi; eklinde idi. Bu amma da souk ve irkin bir yorumdur! nk kadn, sahabenin en hayrl ve stnlerinden biri idi. lk muhacirlerdendi. Din ve takvas, kendisinin evinden karlmasn ve Allah'n kendisi lehine kld ve hmale uratlmasndan yasaklad haktan mahrumiyetini gerektirecek lde, onu kt bir muameleye itecek kimselerden deildi. amamak kabil mi? Eer dedikleri gibi ahlksz birisi olsayd, Hz. Peygamber (s.a.), onun bu ahlkszln tepkiyle karlamaz myd? Ona: "Kadn, Allah'tan kork! Dilini kocann akrabalarna eziyet etmekten tut ve evinde otur!" demez miydi? Makul olan bu cevab brakr da "Sana ne nafaka var, ne de mesken!" ve yine "Mesken ve nafaka ancak, kocasnn ricat etmesi imkn bulunan (yani ric' talkla boanan) kadn iindir." der miydi? Yine alacak husustur ki, Hz. Peygamber'in (s.a.) dudaklarndan kan bu ak mni (engel) terkedilmekte ve Hz. Peygamber'in (s.a.) asla ta'Hlde bulunmad, iaret etmedii ve tenbihte bulunmad vehme dayal bir eye hkm dayandrlmaya allmaktadr. Bu muhallii apak olan bir eydir. Sonra, eer kadn hain dilli birisi olsayd ki Allah onu byle olmaktan korumutur, o takdirde bunu Hz. Peygamber kendisine: "ddetin bitinceye kadar dilini tut!" diye sylerdi; o da dinler ve itaat ederdi. Ondan daha dn mertebede olan, meskeninden kmamak iin dinleyip itaat ediyordu.

Drdnc tenkidin cevab: Bu tenkit de, Ftma'mn rivayetinin Hz. mer'in rivyetiyle tearuz etmi olmas eklinde idi. Bu tearuz iki ekilde variddir: Birincisi: "Biz Allah'n kitabn ve Peygamberimizin (s.a.) snnetini, belledi mi, unuttu mu bilmediimiz bir kadnn sz ile terkedemeyiz." ifadesidir. Bu sz merf hkmndedir. kincisi de: "Hz. Peygamber'i (s.a.):'Ona mesken de vardr,, nafaka da.' derken iittim." szdr.

Biz diyoruz ki; Yce Allah, M'minlerin Emri'ni, kendisinden asla sahih olmayacak olan bu btl szden muhafaza etmitir. mam Ahmed: "Bu szn Hz. mer'den sadr olduu sahih deildir." demitir. Ebu'l-Hasan ed-Drakutn de: "Aksine snnet, kesinlikle Ftma bt. Kays'n dorultusundadr. Hz. Peygamber'in snneti hakknda yeterli malumat olanlar, Hz. mer'in rivayetleri arasnda, Hz. Peygamber'den talkla boanm kadnn mesken ve nafaka hakk bulunduuna dair bir snnetin (hadisin) bulunmadna, Allah' ahit tutarak ehdet ederler. Hz. mer, Hz. Peygamber'in snnetlerinin teblii konusunda, en haris ve Allah'tan en ok korkan birisi idi. Dolaysyla, onun ilmi dahilinde byle bir -snnet olacak da, onu rivayet etmeyecek, Allah Raslnden onu aklayp tebli etmeyecek! Bu mmkn deildir." demitir.

Hammd b. Seleme Hammd b. Eb Sleyman brahim senediyle rivayet edilen, Hz. mer'in:KHz. Peygamber'i (s.a.):Ona mesken de vadr, nafaka da." derken iittim." szne gelince; biz yarn kyamet gnnde huzurunda sorguya ekileceimiz Allah' ahit tutarak sylyoruz ki, bu sz Hz. mer'e ve Hz. Peygamber'e (s.a.) nisbet edilmi bir yalandr. Mezheb taassubu ve onu desteklemek kaygs, hibir zaman mahza yalan ve uydurma olan eylerle, Hz. Peygamberin (s.a.) sahih ve sarih snnetine kar koyulmas noktasna gelmemelidir. Eer bu sz Hz. mer, Hz. Peygamber'den (s.a.) duymu olsayd, onun karsnda Ftma ve akrabalar seslerini asla karmazlar, tek bir kelime dthi sylemezlerdi. Ftma, kendisine kar olanlar mnazaraya davet etmez, hain dilli olduu iin evinden karld gibi tevillere ihtiya duyulmazd. Ne bir adam ne de bir mezhep iin olmakszn, sadece snnetin destek ve mdafaas uruna alan byk hadis imamlar bu hadisten gafil olmaz ve onu snen ve ahkm kitaplarna dere ederlerdi. Tabi bu brahim'den berisi iin byle. Eer hadisle brahim'e kadar ulaabildiimizi takdir etsek, yine iplii kopacaktr. nk brahim, Hz. mer'in vefatndan seneler sonra dnyaya gelmitir. Eer aralannda, hadisi Hz. mer'den brahim'e bildiren bir kimse vardr der ve onun hakknda da hsn zan beslersek; o takdirde bu aradaki kimse, Hz. mer'in szn ona mna ile rivayet etmi olur ve o, boanm kadn hakknda nafaka ve mesken hkmn bizzat Hz. Peygamber'in vermi olduunu zanneder. Hatta Hz. mer: "Bir kadnn sz iin Rabbimizin kitabn terketmeyiz." demitir. Sonra bu aradaki adam, salih birisi olabilecei gibi; oka yandan, hadisin tahamml, hfz ve rivayeti gibi hususlarda bir hadis rvisinde bulunmas gereken artlara sahip olmayan birisi de olabilir.

Bu konuda Meymn b. Mihrn ile Sad b. Mseyyeb mnazara etmilerdir. Meymn ona Ftma hadisini zikretmiti. Sad: "O insanlar fitneye sevkeden bir kadndr." deyince, Meymn: "Eer o sadece Hz. Peygamber'in ift buyurduklar bir hususu almsa, insanlar fitneye drm olamaz. Raslullah'da bizim iin en gzel rnek vardr. Halbuki Ftma, Hz. Peygamber'in bu fetvasn alrken artk kocasna haram olacak, kocasnn ricat imkn kalmayacak, aralannda miras cereyan etmeyecekti." cevabn verdi.

Fukaha arasnda Ftma hadisini delil olarak kullanmayan, baz hkmlerde onunla istidlal etmeyen birisinin bulunduu bilinmemektedir. mam Mlik ve mam afi bunlardandr. mmetin ounluu bu hadisle, bin talkla boanm kadnn hamile olmamas durumunda nafakasnn decei konusunda istidlalde bulunmulardr.

Bizzat mam afi, bu hadisi talkn bir lfzla (cemi.) verilebileceine delil olarak kullanmtr; nk hadisin baz lfzlarnda. "Beni talkla boad." ifadesi bulunmaktadr. Biz daha nce bizzat Ftma'nn da haber verdii gibi, kendisini talakn sonuncusu ile boadn belirtmitik. Hadis ayrca u konularda delil olarak kullanlmtr: 1) Kadnn erkeklere bakmasnn cevaz. 2) Drt imama gre de, kadn birinci talibine sz (ya da mit) vermedike baka taliplerin de devreye girerek onu isteyebileceklerinin cevaz. 3) Birlikte evlenecei veya ortaklk yapaca ya da yola kaca bir kimsenin durumu hakknda istiarede bulunulduunda, onda bulunan vasflar sylemenin caiz olaca ve bunun gybet kapsamna girmeyecei. 4) Kureyli bir kadnn Kureyli olmayan bir erkekle evlenebilmesinin cevaz. 5) Gyaben verilen talkn geerli olaca ve talkn vukuu iin elerden her ikisinin de hazr bulunmas ve talk yzne kar sylemesinin gerekmeyecei. 6) Bin talkla boanm iddet ierisindeki kadna, tarizde (evlenme arzusunu tlatma) bulunmann cevaz. Btn bu hkmler, Ftma *nn rivayetinin bereketinden, hadisinin shhatinden olmaktadr. Bu hkmleri, mmet bu rivayetten almlar ve onunla amel etmilerdir. Btn bunlarn yannda, bu rivayetin farkl durumu nedir ki, bu hadisin btn bu hkmleri ierisinde, tek bir hkmden dolay rivayet reddedilmekte, dierleri iin ise kabul grmektedir? Eer Ftma, bu hadisi ezberleyebilmise, btn hakknda kabul edilmelidir; yok zabtedememi, ezberleyememise, yine btn hakknda kabul edilmemelidir. Bir tarafn kabul edip bir tarafn kabul etmemek olmaz. Tevfik ancak Allah'tandr.

Soru: Geriye izaha muhta bir ey kald. O da u yettir: "Onlan gcnz nisbetinde, kendi oturduunuz yerde oturtun."'[142] Bu yet ric' talkla boanm kadnlar iin deil sadece bin talkla boanm kadnlar iindir. Daha sonra gelen:"Onlan skntya sokmak iin zarar vermeye kalkmayn. Eer hamile iseler, dourmalarna kadar nafakalarn verin."[143]' yeti bunun byle olduuna dellet etmektedir. nk bu bin kadnlar hakkndadr. Eer szkonusu kadnlar, ric' talkla boanm kadnlar olsayd, ona nafaka verilmesi hkm "hamilelie" balanmazd ve bu kaytn bir mnas kalmazd. nk ric' talkla boanm kadnlar, hamile olsalar da olmasalar da nafakaya hak Uzanmaktadrlar. Grnen odur ki, "Onlar oturtunuz" ifadesiyle; "Eer hamile iseler, dourmalarna kadar nafakalarn verin." ifadesindeki zamir ayn merciye aittir.

Cevap: Bu sorunun k yeri, ya hem nafaka hem de mesken hakkm vacip klanlardr, ya da nafaka deil de sadece mesken hakkn vacip klanlardr. Eer birinci gruptan gelen bir soru ise, yet onlarn aleyhine bir hccet olmaktadr. nk Yce Allah onlara nafaka verilmesi ykmlln onlarn hamile olmalar artna balamtr. Bir arta bal olarak getirilen hkm, o artn bulunmamas durumunda vcut bulmaz. Bu da hamile olmayan bin talkla boanm kadnn nafakas olmadn gsterir.

Soru: Bu mefhm- muhalefetle yaplan bir dellettir. Kar taraf ise bunu kabul etmemektedir; denilebilir.

Cevap: Bu bir mefhm- muhalefet delleti deildir. Aksine artn bulunmamas sebebiyle hkmn bulunmamas kabilindendir. Eer art olmad halde hkm bulunacak olsayd, o zaman o art olmazd.

Eer bu itiraz, sadece mesken hakkn gerekli grenlerden geliyorsa, o zaman da yle denilir: yette bin talkla boanm kadnlara has tek bir zamir bulunmamaktadr; aksine yette iki nevi zaml- bulunmaktadr: Bunlardan bir nevi kesin olarak sadece ric'i talkla boanm kadnlar hakkndadr: "Kadnlarn iddet sreleri biteceinde onlan ya uygun ekilde alkoyun, ya da uygun bir ekilde onlardan ayrln." yetindeki zamirler bu nevidendir.

Dier nevi de, hem bin hem de ric' talkla boanm olan kadnlara ait olmas ihtimal dahilindedir:"Evlerinden karmayn, onlar da kmasmlar."; "Onlar gcnz nisbetinde, kendi oturduunuz yerde oturtun." yetlerindeki zamirler de bu kabildendir. Ancak bu zamirlerin ric* talkla boanm kadnlara hamledilmesi, zamirlerin ve mercilerinin ayn olmalar iin taayyn etmektedir. Eer zamirler, bin talkla boanm kadnlara hamledilirse, bu takdirde zamirlerin ve mercilerinin farkll szkonusu olacaktr ki, bu da asl prensibin aksi bir durum olmaktadr. Asl prensibe bal kalarak zamirlere ona gre mna vermek daha uygun olmaktadr.

Soru: O zaman, ric' talkla boanm kadnlarn nafakasnn hamile olmalar artyla tahsis edilmesinin faydas ne olacaktr?

Cevap: yette, hamile olmayan ric' talkla boanm kadnlarn nafakas olmayacam gerektirecek bir unsur yoktur. Ric' talkla boanm kadnlar iki trldr ve Yce Allah her iki trn de hkmn kitabnda aklamtr: Hamile olmayan ric' talkla boanm kadnn nafakas, evlilik akdiyle vacib olmaktadr; zira bylesi kadnlarn hkm zevcelerin hkm ile ayndr. Hamile olan boanm kadnn hkmne gelince, onun nafaka hakk da, ocuu douruncaya kadar bu yetle belirlenmitir. ocuu dourduktan sonra nafaka artk e nafakas deil; akraba nafakas haline dner. Dolaysyla kadnn ocuu dourduktan sonraki hali, doumdan nceki halinden farkl olur. nk, kadn hamile olduu zaman, ona sadece kocas infakta bulunur. Dourduu zaman ise, kadnn nafakas ocuun nafakasn temin etmekle ykml kimse zerine gerekir. Kadnn hamile olduundaki hali ise, byle nafakas ocua bakmakla ykml olan kimse zerine olduu gibi deildir. nk ocuk, hamile iken kadnn kendinden bir paradr. Ondan ayrld zaman ise ayr bir hkm olur. Nafaka hkm de bir hkmden yeni bir hkme intikal eder. Bylece yetteki kaytlamann ve nafaka iin hamile olma artnn koulmasnn hikmeti ortaya kmtr. Kelamndan murd ettii mnay en iyi Allah kendisi bilir. [144]

 

2 Akraba Nafakas:

 

Hz. Peygamberin (s.a.) akraba nafakasnn vacip olduuna Allah'n kitabna uygun hkm:

Ebu Davud, Snen'inde, Kleyb b. Menfaa'dan, o da dedesinden nakleder: Dedesi, Hz. Peygamber'e gelir ve: "Ya Raslallah! Kime iyilik edeyim?" diye sorar. Hz. Peygamber'de (s.a.): "Annene, babana, kzkardeine, erkek kardeine ve srasyla bunlar takib eden yaknlarna. (Bu) vacib bir hak (ykmllk) ve sla-i rahimdir." buyurur.[145]

Nes, Trik el-Muhrib'den rivayet eder: Medine'ye geldim. Bir de baktm, Raslullah (s.a.) minberde ayakta durmu, insanlara hitap ediyor ve yle buyuruyordu: "Verenin eli en yksek eldir. Bakmakla ykml olduun kimselerden bala; annene, babana, kz kardeine, erkek kardeine, sonra da srasyla en yakn olanlara (iyilik et)."'[146]

Sahihayn'da, Ebu Hureyre'den rivayet edilir: Bir adam Hz. Peygamber'e (s.a.) gelir ve;

Ya Raslallah! nsanlar ierisinde yi davranta bulunmamdan ok kim layktr? diye sorar. Hz. Peygamber (s.a.):

Annen; buyurur. Adam:

Daha sonra kimdir? diye sorar. Hz. Peygamber (s.a.): Annendir; buyurur. Adam:

Daha sonra kimdir? der.

Babandr. Sonra da srasyla sana en yakn olan kimselerdir; buyurur.[147]

Tirmiz'de, Muviye el-Kueyr*den (r.a.) yle rivayet edilir.

Y Raslallah! Kime iyilik edeyim? diye sordum.

Annene; buyurdu. Ben:

Daha sonra kime? dedim.

Annene; buyurdu.

Daha sonra kime? diye sordum.

Annene; buyurdu.

Daha sonra kime? dediimde de:

Babana, daha sonra da srasyla en yakn olanlara; buyurdu[148]' Hz. Peygamber (s.a.) Hind'e: "Sana ve ocuuna yetecek kadar, maruf

lde (onun malndan) al!" buyurmutu.'[149]

Ebu Davud'un Snen'inde, Amr b. uayb babas dedesi senediyle Hz. Peygamber'in (s.a.) yle buyurduu rivayet edilir: "Sizin en temiz ve hell yediiniz, kendi kazancnzdan yediinizdir. Sizin ocuklarnz da sizin kendi kazancnzdandr. (Onlann malndan) afiyetle yiyiniz. "[150] Ayn hadisi, Hz. ie'den de merf olarak rivayet etmitir.[151]

Nes, Cabir b. Abdillah'tan rivayet eder. Hz. Peygamber (s.a.) yle buyurur: "Kendi nefsinden bala ve ona tasaddukta bulun. Eer bir eyler artarsa, ailene tasadduk et. Eer yine bir eyler artarsa, yakn akrabalarna tasadduk et. Yakn akrabalarna tasadduktan sonra yine bir eyler artarsa, yle yle yap! "[152]

Btn bunlar; "Allah'a kulluk edin, O'na bir eyi ortak komayn. Ana babaya, yaknlara... iyilik edin."[153]; "Yakn akrabalara hakkn ver[154] yetlerinin tefsiri mahiyetinde olmaktadr. Yce Allah, yakn akrabalarn hakkn, anne ve baba hakknn hemen arkasnda saymtr. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.) de ayn tertibi muhafaza etmitir. Yce Allah, yakn akrabann, yaknlar zerinde bir hakk olduundan bahsetmi, ona hakknn verilmesini emretmitir. Eer bu nafaka hakk deilse, bilmiyoruz ne hakk olacaktr! Yce Allah, yakn akrabaya iyilikte bulunulmasn emretmitir. Yakn akrabann, yaknm a, plak, lr grmesi, kendisi onun giyecek ve yiyecek ihtiyacn karlamaya kadir olduu halde, zimmetinde sabit bir bor eklinde olmadka ona bir lokma yiyecek vermemesi, avret yerini rtecek bir elbiseyi esirgemesi, ona kar yaplacak en byk ktlklerdendir,

Hz. Peygamber'in hkm Yce Allah'n hkmne tam uygunluk arzetmektedir. yle ki, Yce Allah: "Anneler ocuklarn, emzirmeyi tamamlatmak isteyen baba iin, tam iki sene emzirirler. Analarn yiyecek ve giyeceini uygun bir ekilde, salamak ocuk kendisinin olan babaya bortur. Herkese ancak gc nisbetinde teklifte bulunulur. Ana ocuundan, ocuk keendisinin olan baba da ocuundan dolay zarara sokulmasn. Mirasya da ayn eyi yapmak bortur."'[155]' buyurmaktadr.

Yce Allah, baba zerine vacib kldnn aynsn varis zerine de vacib klmtr.

M'minlerin Emri Hz. mer de ayn ekilde hkmetmitir: Sfyn b. Uyeyne, bn Creyc Amr b. uayb Sad b. Mseyyeb senediyle Hz. mer'in (r.a.}, bir ocuun asabesini kadnlar deil de erkekleri onun nafakas iin hapsetmi olduunu rivayet eder.

Abdrrezzak, bn Creyc Amr b. uayb bnu'l-Mseyyeb senediyle nakleder: Hz. mer, "kelle" tabir edilen, baba ya da ocuk gibi bir varisi bulunmayan bir ocuun nafakasn, aynen diyetin kile zerine yklenmesi gibi, amca oullar zerine yklemitir. Onlar: "Onun mal yoktur." demiler. Hz. mer: "yle de olsa, onlarn ocuun nafakasndan mesul olmalar kilenin diyetle ykml olmas gibidir.[156] diye karlk vermitir. Ali b. El-Medn, Hz. mer'in "yle de olsa" szn, ocuun mal olmasa da eklinde aklamtr.

bn Eb eybe, Ebu Halid el-Ahmer Haccc Amr Sad b. Mseyyeb tarikiyle nakleder: Yetim bir ocuun velisi Hz. mer'e gelir. (Hz. mer ona): "ocuun nafakasn temin et!" der. Sonra da: "En uzak akrabalarndan baka hibir kimse bulamasam, mutlaka onlar nafakadan sorumlu tutardm." diye ilve eder.

Ayn ekilde, Zeyd b. Sabit de hkmde bulunmutur:bn Eb eybe, Humeyd b. Abdirrahman Hasan Mutarrif sml Hasan tarikiyle nakleder: Zeyd b. Sabit yle der:" Bir anne ve bir amca bulunmas takdirinde, anneye de amcaya da mirastan alacaklar pay orannda nafaka gerekir."

Hz. mer ile Zeyd'e, ashab ierisinden bir muhalifin bulunduu bilinmemektedir.

bn Creyc yle der: At'ya:"Mirasya da ayn eyi yapmak bortur."

yeti hakknda sordum. "Yetimin varisleri zerine, ona varis olduklar gibi nafakasn temin etmeleri gerekir." eklinde cevap verdi. Ben: "Eer ocuun mal yoksa, nafaka iin ocuun varisi hapsedilir mi?" diye sordum. "Ya alktan onu lme mi terkedecek?!" diye cevap verdi. Hasan:"Mirasya da ayn eyi yapmak bortur." yeti hakknda: "Varis olan kimse zerine, ocuk mstani oluncaya kadar ona infakta bulunmas gerekir." demitir. Selef ulemasnn byk ounluu yeti bu ekilde tefsir etmilerdir.[157] Bunlar arasnda u alimler bulunmaktadr: Katde, Mchid, Dahhk, Zeyd b. Elem, Kad reyh, Kabsa b. Zeyb, Abdullah b. Utbe b. Mes'd, brahim en-Neha, a'bi, bn Mes'd'un talebeleri. Bunlardan sonra gelenlerden: Sfyn es-Sevr, Abdrrezzk, Ebu Hanife ve talebeleri. Bunlardan sonra gelenlerden: Ahmed, shak, Davud ve talebeleri.

Fukaha bu meselenin hkm hakknda eitli grler belirtmitir

Birincisi: Hibir kimse akrabalarndan birisinin nafakas iin icbar edilemez. Bu sadece bir iyilik ve sla- rahimdir. Bu gr a'b'ye nisbet edilmektedir. Abd b.Humeyd el-Ke, Kabsa Sfyn es-Sevr E'as senediyle rivayet eder: e-a*b yle der: " Birilerini bir bakas zerine nafakasn kasdediyor zorlayan hibir kimse grmedim." Bu szden, onun byle bir gre zahip olduunu karmak zerinde dnlebilir. e-a'b fakih bir insandr. (Onu kasdetmi olamaz.) Anlalan odur ki, bu szle o:nsanlar Allah'tan korkarlard ve bir zenginin muhta olan yaknma infakta bulunmas iin hkimin zorlamasna ihtiya duymazlard. nsanlar Sri' Tel'nm vacib klmasyla yetinir, hkimin hkm ve icbarna gerek duymazlard; demek istemitir.

kinci gr: Kii zerine zellikle fakir olmalar takdirinde kendi z anne ve babasnn nafakalar vacibtir. Bu z ve vastasz olan ebeveyn nafakalan iin erkek ve kz ocuklar icbar edilirler. ocuklarn nafakalarna gelince, adam z olunun nafakasn, sadece bul ana gelinceye kadar, kz ocuunun nafakasn da evleninceye kadar temine icbar edilir. Aa doru olunun olu ile olunun kznn nafakalarm temine ise icbar edilmez. Anne ne kadar zengin, ocuk ne kadar muhta da olsa, erkek ve kz ocuklarnn nafakasn temine icbar edilemez. Bu zikrettiklerimiz dnda hibir kimseden dolay nafaka kimse zerine vacib deildir. Ne oulun olu, ne dede, ne erkek karde, ne kzkarde, ne amca, ne hala, ne day, ne teyze ne da baka bir akraba iin nafaka gerekir.

Nafakann vacip olmas durumunda, din birlii ve din ayrl etki etmez. Bu gr mam Mlik'e aittir. Nafaka bahsinde en dar gr bu olmaktadr.

nc gr: Nafaka ykmll usul ve furu akrabal esas zerine kurulur, dier akrabalklardan dolay ykmllk domaz. Bunun iin de din birlii, infakta bulunacak kimsenin varlkl ve kadir olmas, nafaka verilecek kimsenin muhta olmas; kklk, delilik veya ktrm olmak gibi bir sebepten dolay nafakasn kazanabilmekten ciz olmas gibi artlar aranr. Bunlar fur (aaya doru) akrabal iin szkonusudur. Usul (yukar doru) akrabal iin de, nafakasn kazanmaktan ciz olmas art aranr m? Bu konuda iki kavil bulunmaktadr. Bazlar ayn iki kavlin fur akrabal nafakasnda da szkonusu olduunu belirtmilerdir. ocuk, salam olarak bulu ana ulatnda, erkek olsun kz olsun nafakas der. Bu gr de mam afi'nin mezhebi olmaktadr. Bu gr, mam Malik'in grnden biraz daha geni olmaktadr.

Drdnc gr: Aralarnda evlenme imkn vermeyen her akrabalk sebebiyle, nafaka terettp eder ve kiinin mahreminin nafakas kendi zerine vacib olur; isterse ocuklar, onlarn ocuklar, babalar, dedeler olsun, bunlarn nafakalan dinleri bir de olsa ayr da olsa gerekir. Bunlarn dndaki dier mahrem akrabalara gelince, onlarn nafakalarnn vacip olmas iin din birlii de art olmaktadr. Dolaysyla, mslman bir kimse zerine kfir olan mahrem yakn alcrabasna infakta bulunmas ykmll yoktur. Sonra nafakann vacib olmas iin, ykmlnn kadir, infakta bulunulacak kimsenin de muhta olmas art vardr. Eer kkse sadece fakir oluuna baklr. Eer bykse, bu durumda baklr: Kzsa yine durum ayndr. Erkekse, bu durumda fakir olmas yannda kr ya da ktrm olmas da gerekir. Eer byk olur, salam ve gz grr ise, ona nafaka vacib olmaz. Bu gre gre nafaka mirastaki tertip zeredir. Bundan ocuun nafakas mstesnadr. Zira onun nafakas, bu mezhebteki mehur olan gre gre sadece baba zerine aittir.

Hasan b. Ziyad el-Lu'lu'den rivayete gre, ocuun nafakas, kyasn temili gerei, mirastaki paylan lsnde anne ve babas zerine mtereken gerekir.

Bu drdnc gr de mam Ebu Hanife'nin mezhebi olmaktadr. Bu da afi'nin mezhebinden daha genitir.

Beinci gr: Eer yakn usul-fur akrabalndan ise, kaytsz (mutlak) olarak nafaka vacib olur. ster varis olsun ister varis olmasn farketmez. Bu durumda aralarnda din birliinin art olup olmamas hakknda iki rivayet bulunmaktadr. Yine ondan (mam Ahmed'den) gelen nc bir rivayete gre de, dier akrabalar hakknda da olduu gibi, onlarn nafakalar ancak farz ya da asabe yolu ile onlara vris olmalar durumunda vacib olur. Eer yakn, usul-fur akrabalndan deilse, nafaka aralarnda birbirlerine miras olma durumu szkonusu olduu zaman vacib olur. Sonra, acaba aralarnda iki ynl de birbirlerine varis olma art aranr m, yoksa sadece birinin vris olmas yeterli midir? ki rivayet bulunmaktadr. Aralarndaki birbirlerine varis olma durumunun derhal bulunmas art var mdr, yoksa genel anlamda miraslar arasnda bulunmu olmalar yeterli midir? Yine iki rivayet vardr. Eer akrabalar varis olmayan zevilerhamdan iseler, bizzat mamn beyanna gre {manss) onlara nafaka yoktur. Baz tabileri, mamn mezhebine gre aralarnda birbirlerine miras olma durumu bulunduu iin onlara nafakann vacib olduunu tahric etmilerdir. mama gre nafakann vacib olabilmesi iin, nafaka ykmls ile, nafaka hakkna sahip kimse arasnda din birlii olmas art vardr. Ancak iki rivayetten birine gre, bundan usul-fur akrabal yolu ile doan nafaka ykmll mstesna olmaktadr. Miras olma, "vel" gibi akrabalk d baka bir sebepten ise, bu durumda mamn zahir mezhebine gre, nafaka ykmll vris zerine olmakta, vris olunan kimse zerine olmamaktadr. Bir kimsenin nafakasn temin etmekle ykml olan kimse, mamn zahir mezhebine gre onun zevcesinin nafakasn da teminle ykmldr. Ondan baka bir rivayete gre, bu ykmllk gerekmez. Yine ondan gelen bir baka gre gre de, eer nafaka hakk sahibi yakn, usul-fur akrabalndan ise ykmly, zevcesinin nafakas da balar; dierlerinden ise balamaz. Ondan gelen bir baka gre gre de kii, sadece babann zevcesinin nafakasn temime ykmldr. ayet talepte bulunduklar takdirde, nafaka ykmlsnn usul-fur yaknn evlendirmek ya da odalk yolu ile cinsel ihtiyalarm gidermek (ij/] de grevleri arasndadr.

Kad Ebu Ya'l yle der: Ayn ekilde kendisi lehine nafaka gereken, erkek karde, amca vb. gibi herkes iin bu ihtiyalannn giderilmesi gerekir; nk mam Ahmed (r.a.), eer istedii takdirde, efendi klesini evermek zorundadr, aksi takdirde kleyi satmaya icbar edilir; demitir. Bir kimsenin cinsel ihtiyalarn karlamak zorunda olan kimse, onun zevcesinin nafakasn teminle de ykmldr. nk, ykml olduu kimsenin ihtiyacn, zevcesinin baka trl gidermesi mmkn deildir. Bu mesele daha nce geen meseleden farkldr. O, nafaka alacaklsnn zevcesine infakta bulunmasnn vaciblii idi. Her birinin baka baka bir dayana vardr.

Bu beinci gr, mam Ahmed'in mezhebi olmaktadr. Bu gr mam Ebu Hanife'nin grnden daha genitir. Ancak, bir adan Ebu Hanife'nin mezhebi daha da geni olmaktadr. nk o zevilerham da nafaka ykmls yapmaktadr ki, delil asndan meseleye baktmzda dorusu da budur. mam Ahmed'in asllarnn, beyanlarnn, er' kaidelerin, Yce Allah'n emir buyurduu, koparana cenneti haram kld sla- rahmin gerei de bu olmaktadr. Nafakaya iki eyle hak kazanlr; Allah'n kitabyla miras vastasyla; ikincisi de, Hz. Peygamber'in (s.a.) snnetiyle belirtilen sla- rahim yolu ile. Daha nce Hz. mer'in, bir ocuun nafakas sebebiyle, onun asabesini hapsettii; Zeyd b. Sbit'in "Bir anne ve bir amca bulunmas takdirinde, anneye de amcaya da mirastan alacaklar pay orannda nafaka gerekir." dedii ve Hz. mer ile Zeyd'e ashap ierisinden hibir muhalifin bulunmad gemiti. Bu cumhurun gr olmaktadr. "Yakn akrabalara hakimi ver"; "...anne ve babaya, yakn akrabaya iyilikte bulunmanz emretti..." yetlerinin dellet ettii gr de bu olmaktadr. Hz. Peygamber (s.a.) akrabalara iyiliin yaplmasn vacip klm ve onlarn da neseblerini tasrih ederek: "Kzkardeine, erkek kardeine ve bunlar srasyla takib eden yaknlarna. (Bu) vacib bir hak (ykmllk) ve sla-1 rahimdir." buyurmutur.

Eer, "bu bir ba ve sla kabilinden olup, ykmllk trnden deildir" denecek olursa, buna u ekilde cevap verebiliriz;:

Yce Allah'n bunu emretmi olmas ve onu "hak" diye isimlendirmesi ve "hakkn" ifadesiyle de ona nisbet etmesi; Hz. Peygamber'in (s.a.) o.nun bir hak olduunu, vcib olduunu fade buyurmas bu iddiay reddeder. Bunlarn deil hepsi, bazs bile o eyin vacib olduunu aka ortaya koyar.

"Hakk" ifadesinden maksat, sla- rahmin terkedilmemesidir; denilirse, ona da iki adan cevap veririz:

1) Kiinin yaknm, alk ve suzuzluktan kvranr, si.cak ve souktan son derece etkilenir halde grp, ona bir lokma yedirmemesi, bir yudum su iirmemesi, avretini rtecek, scak ve souktan koruyacak bir elbise giydirmemesi, glgelenecei bir at altnda barndrmamasndan daha byk bir sla balarnn koparlmas dnlebilir mi? Bu bahsettiimiz kiinin, onun anne ve babasnn olu yani kardei veya babasnn ayarnda amcas veya anne yerinde olan teyzesi olmas; onlara ancak uzak bir yabancya yapmas gerekeni yapt gibi, zimmetinde bor olmak zere, eli bollamca demek kaydyla bir eyler vermesi, kendi son derece varlkl ve bolluk ierisinde olduu halde, verdiklerini daha sonra istirdad etmesi... Evet, byle bir davran sla- rahmi koparmak deil ise, nedir? Allah'n haram kld ilikilerin koparlmasndan; yaplmas emredilen, koparana enet haram klman sla- rahimden maksat nedir? zerinde dnmek gerekir.

2) Nasslann mbalaal ekilde vacib kld ve koparan zemmettii sla- rahim nedir? Yabanc birisinin hakkna nisbetle ona gsterilmesi gereken, kalplerin anlayaca, dilin syleyecei, azalarn ileyecei ek bir ykmllk yok mudur? Sla- rahim dediimiz ey, onunla karlald zaman selm vermek, hastaland zaman ziyaret etmek,, aksrd zaman kendisine dua etmek, davet ettii zaman arna icabet etmek midir? Bunlarla siz, bir yabanc iin baka bir yabanc zerine vacib olan eyler dnda hibir ey vacib klm olmuyorsunuz. Yok sla- rahimden maksat, akrabay dvmemek, ona svmemek, ikence etmemek, hakaret etmemek vb. gibi hususlar ise; bu her mslman iin dier mslmanlara kar uymas, yapmamas gereken bir grevdir. Hatta hi akrabal olmayan bir zimmnin bile bunlara uyulmas konusunda mslmanlar zerinde hakk vardr. O zaman sla- rahimin vcibliinin anlam, kazand hususiyetin mnas ne olacaktr? Bu yzdendir ki, baz byk mteahhir limleri: "Vcib olan sla- rahimi bir trl anlayamadk." demilerdir. Bu konuyu mam Mlik'in tbilerine getirip: "Sizce sla- rahimin mnas nedir?" diye sorduklarnda, onlardan birisi kp sla- rahim konusunda byk bir kitap tasnif etmi, orada konuyla ilgili merf, mevkuf haberlerden ne var ne yok hepsini toplam, "sla" cinsini, nevi ve ksmlarn hep zikretmiti. Btn bunlara ramen bu neticeden kendisini kurtaramamtr. nk "sla" bellidir, lim ve cahil herkes onun mnasn bilmektedir. Bu konudaki haberler ilimden te mehurdur. Ancak, sadece rahime has olan, rahmet edilmesi vacib olan ve yabancyla olan ilikiden ayran "sla" nedir? Bu sorunun cevab olmak zere bir eyi belirlerseniz, mutlaka nafaka ondan daha gl bir vacib olarak kendisini gsterecektir; nafakann drlmesini gerektirlci olarak zikredeceiniz herhangi bir ey, mutlaka yine ncelikli olarak nafaka dnda kalan ve sizin vacib diye gstereceiniz eyi de drecektir. Hz. Peygamber (s.a.) erkek ve kizkarde ile, anne ve babann hakkn beraber zikretmi ve kime iyilik etmesi gerektiini soran kimseye: "Annene, babana, kzkardeine, erkek kardeine ve srasyla bunlar takib eden yaknlarna." buyurmutur. Bu hkm nesheden bir ey mi vardr? Hadisin evvelini vcub iin alp, son ksmn mstermplk iin almay gerektiren ey nedir?

Eer bu anlald ise diyoruz ki; bir kimsenin kendisi son derece zengin ve refah ierisinde iken, bolluk ierisinde yzyorken, nafakasn temin etmemesi yznden babasnn tuvalet temizlikilii, eek zerinde yk taycl, hamam klhanlarnda ocaklk, banda tabla, simit vb. satma gibi durumlara dmesine sebep olmas; yine kiinin annesinin insanlara hizmetilik yapmasna, onlarn amarlarn ykamasna, sularn ekmesine vb. raz olmak, ve anne ve baba vcutlar salamdrlar, kazanabilin ektedirler, ktrm ya da kr de deiller diye bu haline de bir gereke bulmas, anne ve babaya gsterilmesi gereken iyilikten asla olamaz. Allah iin, amamak elde deildir! Allah ve Rasl'nn anne ve babaya ihsanda bulunmalar, sla- rahimde bulunmalar emrinde, onlarn ktrm ve kr olmalar art nerede bulunmaktadr?! Ne sla- rahim, ne de anne ve babaya iyilik emirleri, ne er'an ne dil bakmndan ne de rfen byle bir arta bal deildir.

Tevfik ancak Allah'tandr. [158]

 

D) RAD (ST HAHAMLII)

 

(St emme, st sebebiyle haram olup olmayan eyler, haram klacak miktar, byk kimseyi emzirme durumu ve bunun bir etkisinin olup olmayaca konulannda Hz. Peygamberin (s.a.) hkm:)

 

1St Emmenin Sonulan:

 

SahhayrCda Hz. ie hadisinde Peygamber Efendimiz yle buyururlar: "phesiz st emme, dourmann haram kld eyleri haram lalar."'[159]'

Yine Sahihayn'da bn Abbs hadisinde rivayet edilir: Hz. Peygamber'den (s.a.), Hz. Hamza'nm kz ile evlenmesi istenilir. Hz. Peygamber (s.a.): "O bana hell olmaz, o benim st kardeimin kzdr. Rahim sebebi ile haram olanlar, st emme sebebiyle de haram olurlar." buyurur.[160]

Yine SahhayrCda, Efendimiz Hz. ie validemize: " Ebu'l-Kuays'm kardei Eflah'a (yanma girmesi iin) izin ver; nk o senin amcandr; buyurmutur. Ebul-Kuays'n hanm ie validemizi emzirmiti.[161]'

bn Abbs da ayn ekilde cevap vermi ve: "(Bir adamn) iki cariyesi (veya hanm) vardr. Bunlardan birisi bir erkek ocuunu dieri de bir kz ocuunu emzirmitir. Erkek ocuu kz ocuu ile evlenebilir mi?" eklinde sorulan bir soruya: " Hayr, alama ayndr." demitir.[162]'

Mslim Sahh'inde , Hz. ie hadisinde , Hz. Peygamber'in (s.a.): "Bir emme [massa, sorma) iki emme haram klmaz." buyurduunu rivayet eder. [163]

Baka bir rivayeti de: "Bir ya da iki defa azna memeyi verme (nlce) st haraml dourmaz." eklindedir.'[164]

Yine Mslim'in baka bir lafznda: Bir adam: "Y Raslallah! Bir defa emme st haraml dourur mu?" diye sorar. Hz. Peygamber (s.a.) de: "Hayr!" buyurur.[165]

Yine Mslim'in Sahh'inde sabit olduuna gre Hz. ie validemiz: "Bilinen on defa emzirme st haraml isbat eder." yeti, indirilen Kur'an meymnda idi; sonra bu adet be malum emme ile neshedildi; hatta Raslullah (s.a.) bu on says Kur'an meyanmda okunurken vefat efti." demitir.[166]

Sahhayn'da Hz. ie hadisinde: "St haraml ancak alktan dolay sabit olur." buyurulmutur[167]

Tirmiz'nin C dm finde ise mm Seleme validemizden Hz. Peygamber'in (s.a.}: "St; ancak henz ocuk stten kesilmeden, memede iken barsaklara ulamas ve onu doyurmas durumunda haram klc olur." buyurduu rivayet edilmitir[168]

Drakutn'nin Snen'inde sahh isnadla, merf olarak bn Abbs'tan yle rivayet edilir: "St emme (konusunda muteber olan), ancak iki yl ierisinde olandr."[169]'

Ebu Davud'un Snen'inde, merf olarak bn Mes'd'dan: "St emmeden, ancak et bitirip, kemikleri gelitiren (st emme anda olan) ksm, harambk hkm dourur." buyurulduu rivayet edilir[170]'

Sahh-i Mslim'de sabit olduu zere Hz. ie validemiz yle anlatr: Sehle bt. Sheyl Hz. Peygamber'e (s.a.) gelerek: "Ya Raslallah! Ben Ebu Huzeyfe'nin zadhs Slim'in yanma girmesinden Ebu Huzeyfe'nin yznde honudsuzluk gryorum." dedi. Raslullah (s.a.): " Onu emzir, ona haram olursun." buyurdu.

Mslim'in baka bir rivayetinde, yine ie validemizden, yle ifade edilir: Sehle bt. Sheyl, Hz. Peygamber'e (s.a.) gelerek: "Ya Raslallah! Ben Ebu Huzeyfe'nin zadhs Slim'in yanma girmesinden Ebu Huzeyfe'nin yznde honudsuzluk gryorum." dedi.

Hz. P_eygarnber (s.a.) ona:"Onu emzir!" buyurdu. Sehle: "Koskoca adam olduu halde onu nasl emzirebilirim? dedi. Bunun zerine Raslullah (s.a.) glmsedi ve: "Onun koskoca adam olduunu biliyorum." cevabn verdi.[171]

Mslim'in baka bir rivayetinde yle ifade edilir: mm Seleme, Hz. ie'ye dedi ki: "Kendi yanma girmesini istemediim c sabi-i murhik (bulu ama yaklaan ocuk) senin yanna giriyor." Hz. ie u cevab verdi:

"Senin iin Raslullah'da (s.a.) rnek yok mudur? Ebu Huzeyfe'nin kans:"Ya Raslallah! Salim artk adam olduu halde yanma girmeye devam ediyor. Ebu Huzeyfe'nin nefsinde bundan bir honudsuzluk var." dedi de, Raslullah (s.a.) "Onu emzir ki. yanna girebilsin!" buyurdu.'[172]'

Ebu Davud, bu olay btn ak ile birlikte Snen'inde uzunca nakletmitir: Zhr Urve ie ve mm Seleme senediyle rivayet ettii bu hadiste yle anlatlr: Ebu Huzeyfe b. Utbe b. Reba b. Abdems, Slim'i evlatlk edinmiti. Onu, kardeinin kz Hind bt. el-Veld b. Utbe ile evlendirmiti. Salim Ensar'dan bir kadnn zadls idi. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.) de Zeyd'i evlatlk edinmiti. Cahiliyye dneminde, bir kimse evlatlk edinilirse, o babalnn ad ile arlr ve onun vrisi olurdu. Bu uygulama: "Evlatlklar babalarna nisbet edin, bu Allah katnda en doru olandr. Eer babalarnn kim olduunu bilmiyorsanz, o takdirde onlar din kardei ve dostlarnz olarak kabul edin."[173] yeti ininceye kadar byle devam etti. yet inince de artk onlar, asl babalarna nisbet edildiler. Babalan bilinmeyenler, din kardei ve dost (mevl) oluyordu. (Bu srada) Sehle bt. Sheyl b. Amr el-Kure el-mir geldi. Bu kadn Ebu Huzeyfe'nin hanm idi. Hz. Peygamber'e: "Y Raslallah! Biz Slim'i kendi ocuumuz olarak gryorduk. Ben ve Ebu Huzeyfe ile ayn evde beraber barnrd. stm bam ak olduu zaman beni grd olurdu. imdi ise Allah evlatlklar haliknda bildiiniz hkm indirdi. Bu durumda onun hakknda ne buyurursunuz? dedi.

Hz. Peygamber (s.a.): "Onu emzir!" buyurdu. Bunun zerine o da onu be defa emzirdi; (Salim artk onun) st olu mevkiinde olmutu.

Hz. ie de ayn ekilde hareket eder; kendisini grmesini, yanma girip kmasn istedii kimseler olduunda, onlar byk de olsalar, erkek ve kzkardelerinin kzlarna (yeenlerine) onlan be kez emzirmelerini emreder, sonra da artk o kimse huzuruna girerdi.

mm Seleme ve Hz. Peygamberin dier zevceleri , beikte iken olmadka, bu tr bir emzirme ile hibir kimsenin huzurlarna girmelerine izin vermemilerdir. Onlar, Hz. ie'ye:"Va]Iahi! Bilmiyoruz. Belki de o, Hz. Peygamber (s.a.) tarafndan herkese deil de sadece Slim'e verilmi bir ruhsatt." demilerdir.'[174]'

Sabit olan bu hadisler, eitli hkmler iermektedir; bunlardan bir ksm arasnda mmet ierisinde ittifak bulunmaktadr, bazlar ise tartmaldr:

Birinci hkm: Hz. Peygamberin (s.a.), "St emme, dourmann (nesebin) haram kld eyleri haram klar." szdr. Bu hkm hakknda mmet ierisinde ittifak vardr. Hatta, "Nass zerine ziyade nesihtir; Kur'an ise snnetle neshedilemez." diyenler dahi bu gre katlmaktadrlar. nk bunlar, her ne kadar Kur'an'n getirdiine ziyadelik de olsa ,buna nesih ismini verse de vermese de bu hkmn kabulne mecbur kalmlardr. Nitekim, bu kimseler, bir kadnn zerine halas ya da teyzesinin nikhlanmasmn haram olacam, nass zerine ziyade olmasna ramen kabul etmek mecburiyetinde kalmlardr.

Bu ve leben-i fahlin'[175]' haramlma dair olan Ebu'l-Kuays hadisi; emziren kadnla, stn sahibi kocann, ocuun st anne ve babas; emenin de onlarn ocuu olduklarna dellet etmektedir. Bylece haramlk bu adan yaylmaktadr: Aa doru st ocuunun ocuklar, st anne ve babann ocuklar olmakta; st anne ve babadan her birisinin mtereken ya da bir baka elerinden olan ocuklar, st ocuun, cihetten(yani anne baba bir, anne bir, baba bir) erkek ve kz kardeleri olmaktadr. Anne babadan mtereken olan ocuklar, anne baba bir erkek ve kz kardeleri olur. Kocann bir baka hanmndan olan ocuklar, baba bir erkek ve kz kardeleri olur. St emziren kadnn baka kocasndan olan ocuklar, anne bir erkek ve kz kardeleri olur. St emziren kadnn babalan ve anneleri, ocuun dede ve nineleri olur. Kadnn erkek ve kz kardeleri, ocuun day ve teyzeleri olur. St sahibi kocann kardeleri ve kz kardeleri ocuun amca ve halalar olur. St emme haraml sadece bu cihetten yaylr.

St haraml, st emen ocuun kendi derecesinde olan erkek ve kz kardelerine sirayet etmez; dolaysyla, st emen ocuun kardei, ocuu emziren kadnla, veya onun kzlan ya da anneleri ile evlenebilir. Yine st emen ocuun kz kardei ile, st sahibi koca veya onun babas ya da ocuklar evlenebilir. St haraml ayn ekilde st emen ocuun babalan, anneleri ve onlarn derecelerinde olan amcalar, halalan, daylan ve teyzeleri gibi kendisinden daha stte olan dereceye de sirayet etmez. Dolaysyla, st emen ocuun neseben baba ve dedeleri olan kimseler ,st anne ile veya st annenin anneleri, kz kardeleri ve kzlan ile evlenebilirler. Yine bunlar, st sahibi kocann anneleri, kz kardeleri ve kzlar ile evlenebilirler. Zira bunun neseb ynnden benzeri de hell olmaktadr; baba bir karde, anne bir .erkek kardeinin kz kardei ile evlenebilmektedir. Yine anne bir erkek karde, baba bir erkek kardeinin kz kardei ile evlenebilmektedir. Ayn ekilde , kii neseben olunun annesi ve annesinin kz kardei ile nikhl olabilmektedir. Ancak neseben olunun annesinin annesi ile kz shriyet yolu ile harara bulunmaktadr.

Shriyet yolu ile haram olanlar, st sebebi ile de naram olur mu? Mesela, kii zerine karisinin st annesi, st kz; st olunun kars e evlenmesi veya iki st kzkarde ya bir kadnla st teyzesi ya da st halasnn ayn nikhta toplanmas hell olur mu? Bunlan, drt imam ve onlarn tabileri haram klmlardr. Bu konuda eyhimiz (bn Teymiye) tevakkuf etmi ve: "Eer bir kimse haram olmayaca grn ileri srmse, o daha gldr." demitir.

Haram klanlar yle demektedirler: Buiufn haraml Hz.Peygamber'in (s.a.): "Neseb yolu le haram olanlar, st emme yolu ile de haram olurlar." szleri ierisine girmektedir. Hz. Peygamber (s.a.) st emmeyi neseb yerine koymu ve onlar birbirine benzetmitir. Bylece st ocuun ve st babann, neseben olan ocuk ve baba yerine konulduu sabit olmutur. Neseb yolu ile haramh sabit olanlar, st emme sebebiyle de haram olmaktadr. Nesebten olan babann ve oulun annesi, hanmn annesi ve kz haram olduuna gre, bunlar st emme yolu ile de haram olacaktr. Neseb yolu ile iki kz kardein ayn nikh altnda toplanmas haram olduuna gre, iki st kz kardein ayn nikhta toplanlmas da haram olacaktr. Bunlar, haramlma dair getirilen delillerdir.

eyhlislm (bn Teymiye) ise yle der: "Yce Allah neseb sebebiyle yedi, shriyet sebebiyle de yedi kadm haram klmtr," bn Abbs da byle demitir.[176]' Malumdur ki, st yolu ile haramlk shriyet diye isimlendirilmez, stten sadece neseben 'haram olanlar haram olur. Hz. Peygamber (s.a.) " Doum yolu ile B, bir rivayette "Neseb yolu ile haram olanlar, st emme yolu ile de haram olurlar." buyurmutur; "Shriyet yolu ile haram olanlar..." eklinde buyurmamlardr. Yce Allah da, shriyet yolu ile haraml zikrettii gibi , bunu kitabnda zikrei:memitir. Neseb yolu ile ayn nikhta iki kz kardein toplanlmasnn haramln zikrettii gibi, st kz kardelerin de ayn nikhta toplanlmasnn haramln zikretmemitir. Shriyet, nesebin dier yans olmaktadr. Yce Allah: "Sudan insan yaratp onu neseb ve shriyet ekline koyan O'dur."'[177]' buyurur. nsanlar arasndaki iliki, neseb ve shriyet iledir; bu ikisi haramlk sebepleri olmaktadrlar. St emme ise neseb zerine getirilmi bir daldr. Shriyet, ancak nesebler arasnda szkonusu olabilir. Yce Allah, iki kz kardele, bir kadm teyzesi ya da halas ile birlikte ayn nikh altnda- toplamay, haram olan sla- rahmir kopanlmasma sebebiyet vermemesi iin haram klmtr. Malumdur ki, iki st kz karde arasnda nikh ahkm dnda gzetilmesi gereken bir rahim ilikisi bulunmamaktadr; birinin dierine haram olmas dnda, st kardeliinin getirdii baka herhangi bir hkm bulunmamaktadr. Mesel st kardein kle olmas durumunda mlkiyetine girdii anda, kendiliinden zad olmamas; birbirlerine vris olamamalar, birbirlerine kar nafaka ykmllnn bulunmamas, birbirleri zerinde nikh ve lm velayetinin sabit olmamas; kileden saylmamas; akraba ve zevilerhama art koulan vasyyet ve vakf kapsamna girmemesi hep bu kabildendir. Yine satta kle olan anne ile st ocuunun aralarn ayrmak caiz olmaktadr, neseben ocuu olmas durumunda ise bu haramdr; mlkiyette onlarn arasn ayrmak, nikhta ikisi arasn cem etmek gibidir. ayet st emme yolu ile kendisine haram olan bir kadn mlkiyetine girecek olsa, mlk sebebiyle kendiliinden zad olmamaktadr. Bir kimseye, st annesi, kz, kz kardei, halas, teyzesi, haramdr diye karsn emziren annesi de haram olur denemez. nk kansnn st annesi ile kendisi arasnda ne neseb, ne shriyet, ne de st emme gibi hibir durum yoktur. St emmenin bir hkmde neseb gibi kabul edilmesinden, btn hkmlerde de ayn kabul edilmesi gerekmez. Aksine neseb ile st emmenin birbirlerine benzemedikleri hkmler, benzedikleri hkmlere nisbetle kat kat fazladr. Nitekim, aralarnda ayet ilerinden birisi erkek olarak farzedikliinde haram klc shriyet bulunan iki kadnn ayn nikh altnda toplanlmasnn caiz olduu sabit olmutur. Bilindii gibi Abdullah b. Cafer , Hz.Ali'nin hanm ile, onun baka hanmndan olan kzn nikh altnda toplamtr. Bu iki kadndan birisi erkek farzedildiinde birbirleri ile evlenmeleri sahh olmayan bir mahremiyet domaktadr. ki st kz kardein ayn nikhta toplanmas da bunun ayndr. nk, birbirleri ile nikhlanmann haramhnm sebebi bizzat kendi aralannda olup kendileri ile, aralarnda ne bir st emme, ne de shriyet bulunmayan kendilerine yabanc olan kimse arasnda deildir. Bu drt mezheb imamlan ve dierlerinin gr olmaktadr.

mam Ahmed buna; Abdullah b. Cafer'in, Hz. Ali'nin hanm ile, baka hanmndan olan kzn nikh altnda toplam olmas ve hibir kimsenin de bunu tepki ile karlayp, mnker bulmam olmalarn delil olarak kullanmtr. Buhr yle der: "Hasan b. Hasan b.Ali, ayn gecede iki amca kzm nikahlamtr. Abdullah b. Cafer, Hz.Ali'nin kans ile, baka hanmndan olan kzm, nikh altnda toplamtr. bn brme: "Bunda bir saknca yoktur." demitir. el-Hasan bir defasnda bunu mekruh grm , sonra se : "Bunda bir saknca yoktur." demitir. Cbir b. Zeyd ise, sla- rahmin kesilmesine sebebiyet verecei iin bunu mekruh grmtr. Bu konuda haramlk yoktur, zira Yce Allah: "...bunlarn tesinde kalan dier kadnlar size hell klnd.[178]' buyurmaktadr." Buhari'nin sz bitti[179]'

Ksaca: Bir ynden neseb ahkmnn sabit olmas, onlarn her ynden sabit olmasn da gerektirmez. te Hz. Peygamberin (s.a.) hanmlar: Onlar sadece haramlk ve hrmette rn'minlcin anneleridirler; mahremiyet konusunda ise deillerdirler; dolaysyla hibir kimse onlarla halvette bulunamaz, onlara bakamazlar. Hatta Yce Allah akrabalar ve aralarnda st haraml bulunan kimseler haricinde, dier kimselerden, kendilerine nikhlar haram olmakla birlikte rtnmelerini (ihticb) emretmitir ve: "... Onlardan bir ey istediinizde, perde arkasndan isteyiniz."[180]' buyurmutur. Sonra m'minlerin annelerine ait olan bu hkm, asla onlarn akrabalarna sirayet etmemektedir. Onlarn kzlar m'minlerin kz kardeleri deildir, erkeklerine haram olmaz. Onlarn oullan da, erkek kardeleri deildir, kzlarna haram olmaz. Onlarn erkek kardeleri ve kz kardeleri, m'minlerin day::lar ve teyzeleri deillerdir. Btn mslmanlann ittifak ile bunlar helldirler. Nitekim, Hz. Peygamber'in (s.a.) zevcesi Meymne'nin kz kardei mm'1-Fadl, Abbs'n; Hz. ie'nin kz kardei Esma bt. Eb Bekr (ra), Zbeyr'in; Hz. ie'nin annesi Hz.Ebu Bekir'in; Hz.Hafsa'nm annesi Hz.mer'in nikhlar altnda bulunuyorlard. Bir kimsenin annesinin annesi ile evli olmas szkonusu deildir. Yine Abdullah b. mer ve erkek kardeleri, Ebu Bekir'in ocuklar, Ebu Sfyn'm ocuklar m'min kadnlarla evlenmilerdir. Eer bunlar, m'min kadnlarn daylar olsalard, onlarla evlenmeleri kendilerine caiz olmazd. Dolaysyla diyoruz ki, haramlk hkm, m'minlerin annelerinden dier yaknlarna sirayet etmememektedir; eer yle olmasayd, onlarla mmet arasnda sabit olan neseb hkmlerinden birinin sbutundan, dier hkmlerin de sbutu gerekecekti.

Buna dellet eden hususlardan birisi de haram kadnlar hakknda varid olan yetteki: "...kendi sulbnzden olan oullarnzn eleri..."[181] ifadesidir.

Bilindii zere, "oul" kelimesi kaytsz (mutlak) olarak zikredildiinde "st oul" bunun kapsamna girmemektedir. Bu durumda, "kendi sulbnzden" diye kaytland zaman onun kapsamna girmeyecei

ncelikli olarak sabit olur. Bu ifade ile, "oulluun' bu hkmden karlmasnn amalanm olmas, st oulun da hkmden karlm olmasn engellemez; onun da hkme girmesini gerektirmez.

Sahih'te yle sabit olmutur: Hz. Peygamber (s.a.) Sehle bt. Sheyl'e , Ebu Huzeyfe'nin zadhs Slim'i, kendisine mahrem olmas iin emzirmesini emretmiti. O da kocas Ebu Huzeyfe'nin st ile onu emzirdi. Bylece Salim, Hz. Peygamber'in ifadesiyle Sehle'nin oulu ve mahremi oldu. Bu hkm ister, Slim'e has olsun; isterse m'minlerin annesi Hz. ie'nin de kail olduu gibi umm olsun farketmez, bylece Salim, onu emzirmi ve annesi olmu olduu iin Sehle'nin mahremi olarak kald; st babasnn kans olduu iin mahrem olmad. nk Sehle'nin kendisini emzirmesi dolaysyla bunun bir etkisi bulunmaz. Aksine, Slim'i Ebu Huzeyfe'nin bir cariyesi veya baka bir hanm emzirmi olsayd, o zaman Sehle sadece st babasnn hanm olma vasfna sahip olurdu. Burada mahremlik etkisi, sadece bizzat kendi st ocuu olmas sebebiyledir. Nitekim hadisin bizzat: " Hz. Peygamber: "Onu emzirt" buyurdu. Bunun zerine o da onu be defa emzirdi; (Salim artk onun) st olu mevkiinde olmutu." eklindeki kendi lfznda da bu ekilde talllde bulunulmutur.

Bu konuda icm bulunduu iddias doru deildir. Kim byle bir ddiada bulunursa o yalancdr. nk, Sad b. el-Mseyyeb, Ebu Seleme b. Abdirrahman, Sleyman b. Yesr, At b. Yesr ve Ebu Klbe leben-i fahl (kocann st) sebebiyle haraml sabit grmyorlard. Bu Zbeyr ve sahabeden bir gruptan da rivayet edilmitir. leride inallah gelecektir. Bunlar haramhm ancak st anne tarafndan doaca kanaatindedirler. Bunlar, st emeni stn sahibi kocann {lebenifahD ocuu kabul etmediklerine gre, ocuun karsnn kocaya, kocann karsnn ocua haram olmadn evleviyetle kabul etmiler demektir. Bunlarn grlerine gre, bir kadna, kocasnn st babas veya onun st olu haram olmamaktadr.

Burada yle denebilir: Bunlar, st emen ile, st sahibi koca [fahD arasnda oulluk olduunu kabul etmemilerdir; dolaysyla da shriyet durumu sz konusu olmaz. nk, shriyet st emme oulluunun sbutu zerine ortaya kan bir alt hkmdr. Ancak, sahh ve sarih snnetin de dellet ettii ve ounluk slm limlerinin de kabul ettikleri gibi, st sahibi koca ile ocuk arasnda oulluk olduunu kabul edenlere gre, shriyet bu oullukla ortaya kar, sabit olur. Leben-i fahl ile haramlm sabit olacan kabul edenler ierisinde: " St babann veya st ocuun zevcesi haram olmaz." diyen birisi olmu mudur?

Cevap: Maksat bunun haraml konusunda tartma bulunduu ve konunun zerinde icman bulunmadn ifade etmektir. Geriye mesnedi (me'haz) zerinde dnmek kalmaktadr: Acaba mesnedi "leben-i fahl" in ilgs ve onun bir etkisi olmad mdr, yoksa st emme cihetinden shriyetin domayaca, bu konuda onun bir etkisi olmad, etkinin ancak neseb shriyeti iin szkonusu olmas mdr?

Hi phesiz birinci mesned btldr, nk leben-i fahlin haramlk douracana dair sarih snnet sabit bulunmaktadr. Daha nce, leben-i fahl ile haramln doacan kabul etmekten, bununla shriyet hkmlerinin de doacan isbat etmenin ancak kyas yolu ile szkonusu olabileceini aklamtk. Asl ile feri arasndaki birbirlerine benzemedikleri ynlerin, benzedikleri ynlerin kat kat fizlas olduunu , neseb hkmlerinden birisinin sabit olmasndan dier hkmlerin de sabit olmas gerekmeyeceini belirtmitik.

Buna Yce Allah'n st anne ile st kz kardei, annelerimiz ve kz kardelerimiz kapsamna dahil etmemesi de dellet etmektedir: "Size anneleriniz, kzlarnz, kz kardeleriniz haram klnd..." buyurduktan sonra, ayrca "...sizi emziren anneleriniz ve st kz kardeleriniz..."'[182]' diye bahiste bulunmas gstermektedir ki, "annelerimiz" ifadesi mutlak olarak zikredildiinde, bununla sadece nesebten olan annelerimiz kasdedilmektedir. Bu anlald ise, diyoruz ki, yetteki "kadnlarnzn anneleri" ifadesi de aynen "anneleriniz" ifadesi gibidir, ve onlardan maksat sadece onlarn neseb yolu ile olan anneleridir: bu ifade onlarn st annelerini iine almaz. Eer onlarn da haram klndklar murad edilmi olsayd, o zaman Yce Allah: " ve onlar emziren anneleri de..." diye tasrih ederdi; nitekim "annelerimiz" konusunda bylece zikirde bulunmutur. Daha nce aklam ve : "Nesebten haram olanlar, stten dolay da haram olurlar." hadisi; sadece neseb yolu ile kii zerine haram olan kadnlarn benzerlerinin de st yolu ile haram olacana dellet eder; shriyet ya da ayn nikh altnda toplama yolu ile haram olanlarn benzerlerinin de st yolu le haram olacana dellet etmez; demitik. Hatta, hadisin mefhumu bunun aksine dellet etmektedir. Kald ki, "Bunlarn tesinde kalan kadnlar size hell klnd."[183]' yetinin umumu da bunu desteklemektedir.

St baba ve onun olunun hanmnn haram olduunda icmm bulunmadna dellet den hususlardan birisi de udur: Seleften bir grubun, kiinin eer kendi bakm altnda deilse hanmnn baka kocadan olan kz ile.evlenmesine cevaz vermilerdir. Nitekim bu gr, Mlik b. Evs b. el-Hadsn en-Nasr'den sahh olarak sabit olmutur: O yle anlatmaktadr: Bir karm vard ve bana ocuk vermiti. Vefat etti. Ona zldm. Ali b. Eb Tlib (ra.) ile karlatm. Bana :

Neyin var? diye sordu. Ben de:

Kanm vefat etti; dedim. O:

(Baka kocadan) kz var m? diye sordu.

Evet! dedim.

Senin bakmn altnda m idi? dedi.

Hayr! O Tiftedir, dedim.

yle ise onu nikhla ! dedi. Ben:

"...Kadnlarnzn yannzda kalan vey kzlarnz ...S:

;e haram klnd." yeti nerede kald?! dedim.

O senin yannda deil, bu haramlk, sadece senin yannda olmas haline mahsustur, dedi[184]

brahim b. Meysere'den sahh olarak sabit olduuna gre, Sev'eoullarndan Ubeydullah b. Ma'bed adnda bir adara, brahim onu hayrla yad etmitir kendisine yle anlatmtr: Babas ya da dedesi, bakasndan ocuu olan bir kadn nikahlamt. Bunlar Allah'n diledii bir mddet birlikte yaadlar. Sonra o bu kadnn zerine gen bir kadn nikahlad. lk hanmnn ocuklarndan birisi:

Annemizin zerine evlendin, annemiz yaland ve senin artk o gen kadn sebebiyle ona ihtiyacn kalmad; dolaysyla onu boa! dedi. O:

Hayr! Vallahi, bana sen kendi kzn nikhlamadka onu boamam; dedi. Sonunda , o onu boad, o da kzn o:na nikahlad. Ne kz ne de babas onun yannda deildi. Rv yle der: Sfyan b. Abdillah'a geldim ve

Bu konuyu benim iin mer b. el-Hattb'a sor; dedim. O da:

Benimle beraber hacca gideceksin (ve kendin soracaksn); dedi. Neyse, Mina'da iken beni Hz.mer'in huzuruna soktu. Ben ona olay anlattm, Hz. mer:

Bunda bir salanca yoktur. Sen git bir de falanca'ya sor, sonra da gel ve bana neticeyi haber ver; dedi.

Rv: O kimsenin Hz.Ali'den bakas olmadn sanyorum; der. Rv devamla; Ona gittim ve durumu ona da sordum. O da: "Bunda bir saknca yoktur." diye cevap verdi. [185]'

Bu Zahir mezhebinin gr olmaktadr. Hz.mer, Hz. Ali ve onlarn grlerini kabul edenler, kiinin vey kzna yannda olmad zaman , neseb yolu ile karsnn kz olmasna ramen, kendisine hell kldklarna gre, bunlar hanmnn st kzn kii zerine nasl haram klarlar?! Yce Allah vey kzn haram olmas iin kajat zikretmitir: a) Kocann yannda (bakm altnda) olmas, b) Karsndan olmas, c) Annesi ile gerdee girmi olmas. Hal byle iken, karsnn mcerred st kz olmas, onu kii zerine nasl haram klabilir? Zira ne kocann yanndadr, ne de dil bakmndan onun "vey kz" saylr. nk "vey kz" [rebbe) hanmn kz, "vey oul" [rebb) da onun oludur ve bunja btn limlerin ittifak vardr. Bunlara Arapa'da "rebb ve rebbe" denmelerinin sebebi de, genelde annelerinin kocasnn kendilerini yetitirip terbiye etmelerindendir.[186] Karsnn kendisinden olmayan st ile emzirdii ve asla yanna alp terbiyelerinde bulunmad ocuklara gelince, bunlarn bu nassn kapsam ierisine gerek lfz ve gerekse mna bakmndan girmi olmas son derece uzaktr. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.) vey kzn haram olmasnn sebebinin, kocann yannda (bakm altnda) kalmas olduuna iarette bulunmutur: Sahh-i Buhrfde, Zhr Urve Zeyneb bt. mm Seleme senediyle rivayet edilir: Ebu Sfyn'm kz mm Habbe: "Ya Raslalah! Duyduuma gre, ,Ebu Seleme'nin kzn istiyormusun?" der. Hz. Peygamber (s.a.): "mm Seleme'nin kzn m?" diye sorar."Evet!" der. Bunun zerine Hz. Peygamber (s.a.): "mm Seleme'nin kz benim vesayet ve terbiyem altnda vey kzmdr (ve bana nikh hell olmaz. Byle) olmasa bile yine bana nikh hell olmaz. nk o, benim st kardeimin kzdr" buyurmutur. [187]'

Bu Hz. Peygamber'in (s.a.) haramk konusunda Allah Tel'nn getirmi olduu kayta itibar ettiini gstermektedir.

Bu ifadenin aynen benzeri, st emme yolu ile de haram olan z oulun hanm iin: "O eer z olumun hanm olmasayd yine de bana hell olmazd." denilmesidir. Aralarnda bir fark yoktur.

Tevfik ancak Allah'tandr. [188]

 

2 St Baba (Leben-i Fahl):

 

kinci hkm: Bu hadislerden karlan ikinci hkm dej "eb'en-i fahlin haramk douraca; haramlm st emziren kadndan dier yaknlarna sirayet ettii gibi, stn sahibi kocadan da sirayet edecei hususudur. Dorusu da budur ve baz ahab ve onlardan sonra gelenlere muhalif de olsa , bunun dnda baka bir gr benimsemek caiz deildir. Allah Rasl'nn snneti uyulmaya daha lyktr. Snnet iin, ona muhalif olan dier t/ler braklr; snnet hibir zaman, sahibi kim olursa olsun bakalarnn szleri iin terkedilmez. Eer snnet, belki de kendisine ulamad iin, ya da tevilden n veya bir baka sebepten dolay kendisine muhalefet eden kimselerin sz uruna terkedilecek olursa , snnetlerin byk bir blmnn elimizden kmas gerekir ve hccettik vasf hadislere deil de, o kimselerin szlerine geer; kendisine uymak vacib olan kimsenin sz, yerini kendisine uymak vacib olmayan kimsenin szne; masum olan Peygamber'in sz, yerini masum olmayan insanlarn szlerine brakr. Bu ise byk bir musibettir, Yce Allah'tan bizi bundan muhafaza buyurmasn ve byle bir musibet ierisine dm olarak huzuruna bizi karmamasn diliyoruz.

A'me yle der: "Urnre, brahim, ve bizim adalarmz; Hakem b. Uteybe, onlara Ebu'l-Kuays haberini getirinceye kadar, leben-i fahlde bir sakmca olmad grnde idiler." Bununla A'me, onlarn grlerini terkettiklerini ve eski itikatlarndan rc ettiklerini ifadeyi kasdetmektedir. lim ehli ite byle yapar; kendilerine Hz. Peygamber'in bir hadisi ulat zaman hemen onun gereiyle hkmederler ve kendi farkl grlerinden rc ederler.

Leben-i fahlin haramk dourmayaca grnde olanlar yle demektedirler: Yce Allah kitabnda, st haramlnm sadece anne tarafndan olduunu zikretmi ve: " ... sizi emziren anneleriniz ve st kz kardeleriniz... size haram klnd." buyurmutur. Bu yetteki ifadesindeki harf-i tarif ahd iin olmaktadr ve az nce zikri geen "rad'a" ya raci olmaktadr; o da annenin rads (emzirmesi)dir. Yce Allah : "Bunlarn tesinde kalan dier kadnlar size hell klnd." buyurmutur. Eer Kur'an byle derken biz haraml isbat edecek olursak, bu durumda Kur'an' hadisle neshetmi oluruz. Bu "Kur'an zerine ziyade nesihtir." grnde olanlara gre kanlmaz olmaktadr. Bunlar devamla yle diyorlar: te Allah Rasl'nn ashab, mmet ierisinde snneti en iyi bilen kimseler olarak, leben-i fahl sebebiyle haramlm sabit olmayaca grnde idiler. Sahh olarak bilindiine gre Ebu Ubeyde b. Abdillah b. Zem'a yle anlatr: Annesi, mm Seleme validemizin kz Zeyneb'i, Zbeyr b. Avvm'n kans olan Esma bt. Eb Bekr (r.anhum) emzirmiti. Zeyneb yle der: Zbeyr, ben sam tararken yanma girer ve samn rglerinden birisini tutar ve : Bana dn ve benimle konu, derdi. Ben onu babam, ondan olan ocuklar da kardelerim olarak grrdm. Sonra Abdullah b. Zbeyr , bana bir eli gndererek kzm mm Glsm' Hamza b. Zbeyr'e istedi. Hamza, Zbeyr'in Kelb kabilesine mensup baka bir hanmndan idi. Ben eliye: "O Hamza'ya hell olur mu? O, onun kz kardeinin kzndan baka bir ey deildir." dedim. Abdullah: "Sen bununla sadece, senin tarafndan olan engeli kasdetmi olmalsn. Esm'nn dourduklar senin kardelerindir; Esm'dan baka dier hanmlarnn dourduu ocuklar ise senin kardelerin deillerdir. Haberci gnder ve bunu sordur." dedi. Zeyneb haberci gnderdi ve sordurdu. Hz. Peygamberin (s. a.) ashab orada ok idiler. Ona: "St, erkek tarafndan hibir eyi haram klmaz. Onu onunla evlendir." dediler. (yle de yaptlar.) Hamza lnceye kadar mm Glsm onun yannda kald.[189]

Bunlar, sahabenin (r.anhum) bu olay tepki ile karlamadklarn ve bilindii zere, emzirmenin erkek tarafndan olmayp Isadn tarafndan olduunu sylemilerdir.

ounluk limler bunlara yle cevap vermilerdir: Sizin bu zikrettikleriniz ierisinde, sahh ve sarih snnete ters decek bir husus bulunmamaktadr, dolaysyla da, snnetten dnmeyi gerektirecek bir durum yoktur:

nce Kur'an' ele alalm: Onun delleti u iki ey arasndadr: Ya st babadan olan kz kardei de iine almaktadr ve bylece: onun da haram olduuna dellet etmektedir; veyahut da onu iine almamaktadr ve hkmn skut gemektedir. Bu durumda da snnetin onu haram klmas, mstakillen haram klma ve: "Bunlarn tesinde kalan dier kadnlar size hell klnd." yetinin umumunun tahsisi kabilinden olur. Zahir odur ki, "kz karde" lafz onu da kapsamaktadr. Zira Yce Allah "st kzkardeleri" ifadesini genel olarak kullanmtr; dolaysyla, kz kardei denilebilen her kadn bunun ierisine girer. St babadan olan kz kardei, onun kz kardei deildir ; demek caiz deildir. Zira Hz. Peygamber (s.a.) Hz. ie validemize : "Eflah'a (yanna girmesi iin) izin ver! nk o senin amcandr." buyurmular ve sadece leben-i fahl ile aralarnda amcalk ba olduunu belirtmilerdir. St emen ocuk ile, st sahibi kocann erkek kardei arasnda amcalk ba sabit olduuna gre, ocukla st sahibi kocann olu arasnda kardelik bann sabit olmas ncelikle, veya en azndan onun ayarnda sabit olur.

Bu durumda snnet, kitabn muradn aklamtr; ona muhalefet etmemitir. Byle dnmesek bile, nihayet snnet Kur'an'm skut getii bir eyin haramlm isbat etmi ve yetin murad- ilh olmayan ummunu tahsis etmitir; dememiz de mmkndr.

Sizin, "Ashap bununla haramlk doaca grnde deillerdi." eklindeki sznze gelince, bu btn sahablere kar ileri srlm aslsz bir iddiadr. Nitekim Hz. Ali'nin, leben-i fahl ile haramlk isbat ettii sabittir. Buhar'nin Sahlh'inde ise yle rivayet edilmektedir: bn Abbs'a: "Bir adamn iki hanm vardr. Bunlardan birisi bir erkek ocuunu, dieri de bir kz ocuunu emzirmitir. Erkek ocuu kz ocuu ile evlenebilir mi?" eklinde sormulardr. O: "Hayr, alama ayndr." demitir.[190]'

Bu sizin delil olarak kullandnz hadis de; Zbeyr'in, karsnn emzirmesi yolu ile, Zeyneb'in kendisinin kz olduuna inand konusunda gayet sarihtir.

te Hz. ie, leben-i fahlin haramlk douracana dair fetva verirdi.

Geriye elinizde sadece Abdullah b. Zbeyr kald. O da bunlarn neresinde kalr ki?

Zeyneb'in sordurduu ve hellliine dair fetva veren kimselere gelince, bunlar mehul kimselerdir, isimleri zikredilmemitir. Rv: "Ben Raslullah'n (s.a.) ashabna sordum, onlar bir arada ok sayda idiler..." dememitir. Dolaysyla belki de, Zeyneb, onlar ierisinden sahh snnetten haberi olmayan birisine gndermi ve sordurmutur, o da Abdullah b. Zbeyr'in fetvas gibi fetva vermitir. Hem sonra o srada Medine'de yle fazla sahabe bulunmuyordu. Aksine byk sahbler ve ekseriyet, am, Irak ve Msr'da bulunuyorlard.

"Emzirmenin erkek tarafndan olmayp kadn taiafmdan olduu" eklindeki sznze gelince, buna da:"Emzirilen st, kocann ilikisi ile domutur ve ona aittir, anne ise sadece bir kaptr." eklinde bir cevap verilebilir,

Tevfik ancak Allah'tandr.

Soru: St emziren kadnn st annelii sabit olmadan da st babal sabit olabilir mi? Yoksa, st babaln sbutu, st anneliin zerine teferru eden bir feri midir? St annelik sabit olmadan st babal sabit olmaz m?

Cevap: Bu konu zerinde fukahaya ait iki gr bulunmaktadr ki, her ikisi de mam Ahmed ile mam afi'nin mezheblerinde birer vecih olmaktadr. Bu asl zerine u mesele teferru eder:

Bir kimsenin drt hanm olsa ve bunlar , her biri ikier defa olmak zere bir ocuu emzirseler, bu kadnlar ocuun st annesi olmazlar. nk ilerinden hibirisi ocuu be defa emzirmemilerdir/ Bu durumda acaba, koca ocuun st babas olur mu?

te bu hususta iki vecih vardr: Birincisine gre, kadnlarn st anne olmadklar gibi koca da st baba olmaz. kincisine gre ki daha doru olan budur , koca st baba olur. nk ocuk kendi stnden be defa emmitir. Leben-i fahl kendi bana kim olan bir asldr, emziren kadnn annelii zerine teferru eden bir feri deildir. nk; babalk, kendisine ait stten emilmi olmas ile husule gelmekte, st emziren kadnn anne olmasndan domatnaktadr.

Bu mesele, mam Ebu Hanife ile Mlik*in mezheblerinde szkonusu deildir. nk onlara gre st haraml iin be defa erame art yoktur, stn az da ou da haram klar. Bu durumda, zevcelerin drd de ocuun st anneleri olurlar.

Sahh olan gre gre hareket eder ve mislimizde annelik sabit olmadan, babalk sabit olur dersek, bu durumda ikier defa st emziren bu kadnlar ocua haram olurlar; nk ocuk onlarn vey oullar , kadnlar da, ocuun st babasnn ilikide bulunduu kadnlar olmaktadrlar.

Eer, hayr babalk sabit olmaz; dersek, bu durumda st emziren bu kadnlar, ocua emzirdikleri bu stle ona haram olmazlar. [191]

 

3 St Dede, St Day ve Teyze:

 

Soru: Bir kimsenin be kz olsa ve bunlar birer kere olmak zere bir ocuu emzirseler; bunlardan hibirisi ocuun st annesi olmazlar .Ancak adam ocuun st dedesi olur mu? Adamn, st emziren kzlarn kardeleri olan ocuklar, st emen ocuun day ve teyzeleri olurlar m?

Cevap: Konu hakknda iki vecih bulunmaktadr: Birincisine gre, adam ocuun dedesi, kzlarn erkek kardeleri de ocuun daylar olur. nk st emen ocuk adamn kzlarndan be defa emmitir; dolaysyla adam bir kznn be defa emzirmi olmas durumunda olduu gibi ocuun dedesi olmutur. Adam dede olduuna gre, kzlarn kardeleri olan ocuklar da onun day ve teyzeleri olurlar. nk onlar, kendilerinden be defa st emilen kimselerin kardeleri olmaktadrlar; st emziren be kz ocua nisbetle sanki tek bir anne durumunda mtalaa edilmilerdir.

Dier vecihe gre ise ; adam dede, emziren kzlarn kardeleri de day ve teyze olmazlar. nk bir kimsenin dede olmas, kznn anne olmas, kardein day olmas da , kz kardein anne olmas zerine teferru eden bir feridir. Asl sabit olmamtr; dolaysyla feri de sabit olmaz.

Bu vecih bu konuda , nceki meselede olduunun aksine daha sahih gzkmektedir. nk birinci meselede babaln sbutu sahh olan gre gre, anneliin sbutunu gerektirmemektedir. Aralarndaki fark udur: Bu meselede, st emziren kzlar ile babalan arasnda fer'lik kesin olmaktadr. nk, emzirenler adamn kzlardr, st ise kendisinin deildir, Haramlk burada emziren ile olu arasndadr. Emziren anne olmadna gre, emzirenin babas da dede olmaz. Birinci meselede ise durum byle deildir. nk orada haramlk, st emen ile stn sahibi arasndadr. Emzirenin annelii sabit olsun veya olmasn fark etmemektedir.

Buna gre, emzirenlerin erkek kardeleri emenin daylar olurlar; dediimizde , emzirenlerin de her biri ocuun teyzeleri olurlar m?

Bu konuda da iki vecih bulunmaktadr: Birincisi: Teyzesi olmazlar. nk ocuk, kardelerinin stnden be defa emmemitir; dolaysyla da teyzelik sabit olmaz. kincisi: Sabit olur. nk, haram klc stten be defa emme tahakkuk etmitir, kendisinden ve dier kz kardelerinden emdii st teyzelii isbat eder. Onlar ierisinden hibirisinin annelii sabit olmaz. nk, onlardan hibirisinden be defa emmemitir. Annelik sabit olmadan teyzeliin sabit olmas uzak deildir; nitekim leben-i fahl konusunda annelik sabit olmadan babalk sabit olabilmektedir. Bu ikinci vecih zayftr.

Aralarnda u fark vardr: Teyzelik, annelik zerine sadece/srf bir feri'dir; asl sabit olmaynca, onun fer'i nasl sabit olacaktr. Annelik ve babalk ise byle deildir. nk onlar iki ayr asldrlar; birinin bulunmamasndan dierinin de bulunmamas lazm gelmez.

Bir baka soru: Bir adamn annesi, kz kardei, kz, ve oulunun zevcesi bulunsa'[192] ve bunlar bir kz ocuunu birer defa emzirseler, bunlardan hibirisi ocuun st annesi olmaz. Acaba ocuk adam zerine haram olur mu?

Cevap: Yine iki vecih bulunmaktadr. lerinden daha uygun olan haram olmamas eklindedir. Haram olmas eklindeki vecih ise burada ok uzaktr. nk burada ocuk iin tamamlanan st, adam ocuun ne babas, ne dedesi, ne kardei, ne de days yapmamaktadr.

Allah en iyisini bilir.

Leben-i fahl sebebiyle haremliin sbutu, zina eden kimsenin suyundan yaratlan ocuun da evleviyetle haram olacana dellet eder. nk, bir insana, kendi cimndan doan st ile gclalanan ocuun nikh haram olduuna gre, bizzat kendi cima neticesinde kendi suyundan yaratlan kimseyi nikahlamas nasl hell olabilir?! Sri' Tel, kiinin cimnn sebebiyet verdii st emmi olmas gerekesiyle, kendisine st kzm haram klarken, bizzat kendi cim ve suyu sebebiyle yaratlan kimseyi ona haram klmamas tasavvur edilemez. Bu asla mmkn deildir. nk, kii ile kendi suyundan yaratlan kimse arasndaki cz'iyet ilikisi, kendisi ile stnden gdalanan kimse arasndaki cz'iyet ilikisinden ,daha tam ve kmildir. nk, st kznda, cz'iyetten bir para bulunduu halde, br bizzat kendi suyundan -yaratlmtr; onun yans veya daha fazla ksm kesinlikle kendi parasdr; dier yans ise anneye aittir.

Bu mslmanlann byk ounluuna ait gr olmaktadr. Ashaptan bunu mubah gren hibir kimsenin bulunduu bilinmemektedir. mam Ahmed'in beyanna gre, kim zina mahsul kzn nikahlarsa, muhsan (evli) olsun olmasn, klla ldrlr. St kz sadece hrmet ve mahremiyet olmak zere iki hkmde kz olmasna ve kza ait dier hkmlerde onun gibi olmamasna ramen , bu durum onu haramlktan karmamakta ve kiiye onu hell klmamaktadr. Ayn ekilde zina mahsul kz da haramlk konusunda kz olur; kza ait hkmlere dahil bulunmamas onun hellliini gerektirmez. Yce Allah Araplara , kendi lgatlerinde a:nladklan ekilde hitap etmitir. "Kz (bint) " szc , lgat mnasnda bir lfzdr ve Sri' Tel onu, "salt" ve "mn" vb. szcklerinde olduu gibi asl mnasndan sth bir mnaya nakletmemitir. Dolaysyla, Sri' tarafndan stlah bir mnaya nakledildii sabit olmadka, asl lgat mnasna hamledilir. "Kz" szc, "karde", "amca" , "day" szckleri gibi, asl lgat mnalar zere baki kalan bir kelimedir. Nitekim Safth'te Yce Allah'n zina eden obann ocuunu konuturduu ve "Babam falan obandr." dedirttii ifade edilmitir.'[193] Bu konuturmann yalana ihtimali yoktur. Btn mmet zina mahsul ocua annesinin haram olduunda icma etmilerdir. ocuun annesinin suyundan yaratlm olmas ile babasnn suyundan yaratlm olmas arasnda fark yoktur. Her ikisinin gnah da ayndr. ocuun babann bir paras olmas, annenin bir paras olmas gibidir. Zinakr ile kz arasnda miras ahkmnn bulunmamas, onu nikhlamasmn cevazn gerektirmez. Sonra amamak da elde deildir; bu grn sahibi el ile istimnay haram klmakta ve :"Bu eli ile nikh demektir." demekte, sonra da insann kendi paras ile nikhlanmasna cevaz vermekte, Yce Allah'n kendi suyundan yaratm ve sulbnden karm olduu parasn, yabanc bir kadn istifra eder (yatana alr) gibi istifra etmeyi tecviz etmektedir. [194]

 

4Evlenmeyi Haram Klan Emmenin Says ve Nitelii:

 

nc hkm: Bir ya da iki emme st haramlm ( Nitekim Raslullah (s.a.) bunu beyan buyurmutur. St ancak be defa emme durumunda szkonusu olur. Bu konu zerinde limler ihtilf etmilerdir: Selef ve haleften bir grup limler stn az ile de, ( haramln sabit olacan belirtmilerdir. .

Bu gr Hz.Ali ve bn Abbs'dan rivayet edilir. Eu ayn zamanda Sad b. Mseyyeb, Hasan, Zhri, Katde, Hakem, Hammd, Evz ve Sevr'nin de grleri olmaktadr. mam Mlik'le mam Ebu Hanife'nin mezhebleri de bu ekildedir. Leys b. Sa'd, stn ounun da, oruluyu iftar ettirecek kadar olan aznn da , beikte iken alndnda haram klacana dair mmetin icma bulunduunu zannetmitir ki, bu mam Ahmed'den de bir rivayet olmaktadr.

Bir baka grup ise, defa emmedike st haraml tahakkuk etmez; demilerdir. Bu da Ebu Sevr, Ebu Ubeyd, bnul-Mnzir. Dvd b. Ali'nin grleri, ayn zamanda da mam Ahmed'den gelen ikinci bir rivayet olmaktadr.

Bir baka grup ise, be defa emmedike st haraml domaz; demilerdir. Bu da Abdullah b. Mes'd, Abdullah b.Zbeyr, At ve Tvs'un grleridir. Bu ayn zamanda Hz, ie'den konuyla ilgili olarak gelen rivayetten birincisidir. Ondan gelen ikinci rivayete gre, yediden az emerse st haraml domaz. nc rivayete gre ie, haramln domas iin en az on defa emmesi gerekir.

Be defa emme ile st haramlnm doaca gr, mam afii'nin mezhebi ve mam Ahmed'in de zahir mezhebi olmaktadr. Ayn zamanda bu bn Hazm'n da grdr ve o, bu konuda Dvd b. Ali'ye muhalefet etmitir.

Birinci grubun delilleri: Yce Allah haraml "st emme" ismine balamtr; dolaysyla nerede bu isim bulunursa, orada hkm de bulunur. Hz. Peygamber (s.a.) de: "Neseb yolu ile haram olanlar, st emme yolu ile de haram olurlar." buyurmutur. Bu da Kur'an'n mutlak ifadesine uygunluk arzetmektedir.

Sahhayn'da sabit olduu zere Ukbe b. el-Hris anlatr: Kendisi mm Yahya bt. Eb hb ile evlenmiti. Siyah bir cariye geldi ve "Ben ikinizi de emzirdim." dedi. Bunun zerine bunu Hz. Peygamber'e (s.a.) zikrettim. O benden yz evirdi. Ben ona baka bir taraftan sokuldum ve durumu ona anlattm: "Nasl olabilir ki? O her ikinizi de emzirdiini iddia ediyor." buyurdu. (Rv yle diyor:) Hz. Peygamber ona, o kadn yasaklad.[195] Bu hadiste Hz. Peygamber (s.a.), ka defa emzirildiini sormamtr.

Bunlar devamla yle demektedirler: Bu, haramln taalluk ettii bir itir, dolaysyla az ile ou arasnda fark yoktur. Nitekim haraml gerektiren cinsel iliki de yledir, az da ou da haram olmaktadr. Hem sonra, kemiin gelimesi ve olumas, etin bitmesi stn ou ile olduu gibi az ile de olur. br taraftan, st haraml iin bir say ileri srenlerin szleri, gerek ka defa emme konusunda gerekse emmenin hakikati hakknda pek ok farkllklar arzetmektedir ve birbirini hi tutmamaktadr. Sri', durumu byle olan bir konuda, zabt ve renilmesi imkn olmad iin, belli bir nisb koymamtr.

St haraml iin en az defa emme gereini art koanlar ise yle demektedirler: Sabit olduu zere Hz. Peygamber (s.a.): "Bir emme iki emme haram klmaz." buyurmutur. mm'1-Fadl bt. Haris ise Hz. Peygamber'in (s.a.): "Bir ya da iki defa azna memeyi verme (imlce) st haraml dourmaz." buyurduunu rivayet eder. Baka bir hadiste, bir adam :"Ya Raslalah! Tek bir emme haram klar m?" diye sormu, Hz. Peygamber (s.a.) da : "Hayr!" cevabn vermitir. Btn bunlar, sahh ve sanh hadislerdir ve Mslim'in Sahh'inde rivayet edilmilerdir.'[196]

Bu hadislerden sarf- nazar etmek mmkn deildir. Dolaysyla yetin umumu ile amel ederek defa emmekle haraml isbat ettik; den daha az olmas durumunda da , hadislerle amel ederek haramb drdk. unu da ilave edelim ki, adet ve tekrar szkonusu olan eylerde e itibar edilir. nk, en az cemi olmaktadr ve Sri' Tel, adedine pek ok yerde itibar etmitir.

St haraml iin be defa emme artn ileri srenlere gelince, onlar da yle demektedirler: Bu konudaki bizim delillerimiz, bu fasln banda geen sahh ve sarih hadislerdir. Hz. ie, durum bu vaziyette iken Hz. Peygamber'in (s.a.) vefat ettiini habeT vermitir. Bu konuda Hz. Peygamber'in (s.a.) Sehle bt. Sheyl'e: "Slim'i be defa emzir, ona haram olursun." buyurmu olmas delil olarak yeterlidir.

unu da ilave edelim ki, bu konuyu mmet ierisinde en iyi bilen Hz. ie ve Hz. Peygamber'in (s.a.) dier hanmlardr. Hz. ie, kendisini grmesini, yanna girip kmasn istedii kimseler olduunda, erkek ve kz kardelerinin kzlarna (yeenlerine) onlan be kez emzirmelerini emrederdi.

St haramlnm bir ya da iki emme ile olmayacan ifade etmek, haramln az olsun ok olsun mutlak emmeye bal olmad konusunda sarihtir. Bunlar sahh ve sarih olan hadistir ve bazs soru sorana cevap mahiyetinde km, bazs da dorudan hkm koymak amacyla varid olmutur. Biz haramlk hkmn be defa emmeye baladmz zaman, sizin istidlalde bulunduunuz delillerden hibirisine muhalefet etmi olmuyoruz; aksine onlarn mutlak ifadeletini be says ile kaytlam oluyoruz; mutlakn takyidi ise, beyandir, nesh ve tahsis deildir.

St haramlm az ya da ok emmeye balayanlar,' bir ve iki emme ile haramlm sabit olmayacan ifade eden hadislere muhalefet etmektedirler. Haraml defa emmeye balayanlar ise, her ne kadar bu hadislere muhalefet etmi deillerse de, be adedini getiren hadislere muhalefet halindedirler.

Haraml be says ile kaytlamayanlar yle demilerdir: Be defa. emme ile ilgili haberi, Hz. ie hadis nakleder gibi nakletmemitir ki, onunla ihticac edilsin. O, onu sanki Kur'an'm gibi nakletmitir. Kur'an ise, ancak tevatr ile sabit olur. mmet bunu Kur'an olarak nakletmemitir; dolaysyla da Kur'an olamaz. Ne Kur'an ne de hadis olmaynca, onunla hkm isbatnda bulunmak mmkn olmayacaktr. Haraml be says ile kaytlayanlar buna yle karlk vermilerdir: Kur'an'dan olup da hd olarak nakledilenler iki adan incelenmitir: 1) hd olarak Kur'an'dan olduu nakledilen eyin Kur'an'dan olup olmad, 2) Onunla amelin vcib olup olmad. Hi phe yoktur ki, bunlarn her ikisi de ayn ayn eylerdir. Birincisi, onunla namazn sahh olmasn, abdestsiz kimseye dokunmasnn, cnb kimseye okumasnn haramlm ve benzeri Kur'an'a ait dier hkmleri gerektirir. Mtevatir olma art bulunmad iin bu hkmler yok diye, onunla amel etmenin vcubu da gerekmez, denilemez. nk, amel iin zan yeterlidir. Nitekim drt imamdan herbiri, bu gibi mtevatir olmayan kraatle yerine gre ihticacta bulunmulardr. mam afi ve Ahmed bu konuda szn ettiimiz Hz, ie kraatini delil olarak kullanmlardr. mam Ebu Hanife, keffret orucunun birbiri arkasna olmas art hakknda bn Mes'd'un, " gn pei peine oru tutar." eklindeki kraati ile istidlalde bulunmutur.mam Mlik ve daha nce sahabe , annenin ocuklarndan birisine ait farz hissenin sds olduuna, beyy'in: "Eer bir erkek veya kadna kelle yollu (ocuu ve babas olmad halde) vris olunuyor ve bunlarn ana bir erkek veya bir kz kardei bulunuyorsa, her birine altda bir der." eklindeki kraatini delil getirmilerdir. Btn limler bu kraatle ihticacta bulunmulardr,icmn bu kraatten baka istinad bulunmamaktadr.

"Bunun nakli ya Kur'an ; ya da haber (hadis) nakli gibidir." sznze kar: Evet, ak Kur'an gibi; diyoruz. "Bu durumda tevatr ile nakli gerekir." sznze de : Lfz da neshedilse bu gereklilik var m?

deriz.

Birincisi mmkn deildir. kincisi ise kabul edilir. En kt ihtimalle denilecek sz "O Kur'an'dr, lfz mensh, hkm ise bakidir; dolaysyla hkm, eklinde hd olarak nakledilen, fakat hkm baki lafz mensh Kur'an yeti hkmnde olur. Buna verilecek bir cevap olmayacaktr.

Mesele hakknda iki zayf gr daha bulunmaktadr:

1) Haramlk hkm en az yedi kez emme ile tahakkuk eder. Nitekim Tvs'a, yedi defadan daha az olan emme st haraml dourmaz; diyenlerin gr hakknda sorulduunda: "yleydi, sonra haraml getiren bir durum ortaya kt. Bir defa emme haram klar (oldu.) ." dedi. Bu grn bir delili bulunmamaktadr.

2) Haramlk en az on defa emme ile tahakkuk eder. Bu gr Hz.Hafsa ile Hz. ie'den rivayet olunmaktadr.

Bir dier gr ise yledir: Hz. Peygamberin zevceleri ile , dier kadnlar farkldr. Tvs yle der: "Hz. Peygamber'in (s.a.) zevceleri iin "haram klc emmeler", dier kadnlar iin de "bilinen emmeler" szkonusu idi. Sonra bu terk edildi."

Bu grler ierisinde hangisinin doru olduu ortaya kmtr,

Tevfik ancak Allah'tandr.

Soru: St haraml konusunda, "emme" tabirinden kastedilen ey nedir ve bunun bir ls var mdr?

Cevap: St emme demek olan kelimesi kelimesinden kelimeleri gibi, bir kere olu bildiren masdar kalbdr. ocuk ne zaman memeyi azna alr, ondan emer ve arz bir durum olmadka kendi ihtiyar ile terkederse, bu bir "emme" olmu olur. Zira Sri' Tel , bu ekilde mutlak olarak zikretmitir; dolaysyla mnann tayini iin rfe hamledilmesi gerekir. rf ise bu ekildedir. Nefes alma, azck bir dinlenme veya dikkatini eken bir eyden dolay nz olarak memeyi brakp sonra hemen tekrar emmeye dnmesi, bunu bir kere emme olmaktan karmaz. Nitekim, yemek yiyen kirase, buna benzer bir durumla yemeine ksa bir ara verse ve sonra hemen yine yemeine dnse, bu iki defa yeme olmayp, bir defa yeme saylmaktadr. Bu gr mam afi'nin mezhebi olmaktadr.

filere gre, ocuk emerken, st veren kadnn emmeyi kestirip sonra hemen tekrar geri dndrmesi konusunda iki vecih bulunmaktadr:

Birincisine gre, ocuk kendi ihtiyan ile memeyi terletmedii srece, kadn defeatle kestirse bile , yine bir defa emme saylr. nk, nemli olan ocuun fiilidir, st veren kadnn fiili deildir. Bu yzdendir ki, kadm uyurken ocuk ondan emecek olsa, bu er'an haraml douran emme olarak saylmaktadr. Kadnn ocuk emerken, emmesini kesmesine itibar edilmez. Nitekim, bir doktorun emretmesi neticesinde bir kere yemek yemee balayan kimseyi, bir bakas gelerek yemeini kesse, sonra tekrar dnse, bu bir kere yemek olmaktadr.

kinci vecih: Bu, ikinci bir ernme olur. nk emme olay hem emenden, hem de emzirenden sahh olmaktadr. Bundan dolaydr ki, ocuk uyurken kadm boazndan stn aktsa, bu da bir emme olarak saylmaktadr.

ocuk emerken, bir baka, kadnn memesine intikal etse, bu durum hakknda da yine filere ait iki vecih bulunmaktadr:

1)Her ikisi de hesaba katlmaz. nk henz emme tamamlanmadan birisinden dierine intikal etmitir; dolaysyla hibirisinden de "emme" olay tamamlanmamtr. Bunun iindir ki, ocuk emerken ayn kadnn bir memesinden dier memesine intikal edecek olsa, bu bir emme saylmaktadr.

2) Her ikisi hakknda da birer kere emme saylr. nk ocuk kendisi emmi ve kendi ihtiyan ile keserek birisinden dierine intikal etmitir.

mam Ahmed'in mezhebine gelince, bn Kudme, Munde yle der: "ocuk ak bir ekilde kendi ihtiyar ile emmeyi keserse bu bir emme saylr, bundan sonra tekrar dnmesi durumunda bu da ikinci bir emme saylr. Ancak, nefes tkanmas, bir memeden brne intikal, veya dikkatini eken bir ey iin keserse, ya da kadn kestirse bu durumda bakarz: Eer hemen dnmezse o bir emmedir. Eer derhal dnerse, bu durumda iki vecih bulunmaktadr: Birincisine gre, o bir emmedir. Tekrar dnmesi durumunda, o da ikinci bir emmedir. Bu Ebu Bekir'in tercihi ve Hanbel rivayetinde mam Amed'in kelmnn zahiri olmaktadr. nk o yle demitir: "Grmez misin ki, ocuk memeden emiyor, nefesi tkand zaman teneffs iin ya da dinlenmek amacyla memeyi brakyor, bunu yapt zaman o bir emmedir.1* e-eyh (bn Kudme) yle der: Byledir, nk ayet geri dnmeseydi, birincisi bir emme idi. Dolaysyla kendi ihtiyar ile brakm olmas durumunda olduu gibi, dnm olsa da , o bir emme olacaktr.

kinci vecihe gre ise , bunun hepsi birden bir emmedir ki, bu mam afi'nin mezhebi olmaktadr Bunda , emziren kadnn ocuu emmeden kesmesi durumu mstesnadr, o takdirde iki vecih bulunmaktadr. nk, kii yemin etse ve "Bugn tek bir kere yemekten baka yemeyeceim." dese ve yemek bir sre devam etse veya su imek iin ara verse veya bir trden baka bir tre intikal etse , yahut kendisine getirilen yemei beklese; btn bu durumlarda tek bir kere yemek yemi saydr. Dolaysyla burada da ayndr. Birincisi daha sahihtir. nk, burundan ve boazdan aktlan az st bir emme saylmaktadr. Burada da ayn olur.'[197]'

Ben derim ki: mam Ahmed'in sz iki ekilde anlalabilir: Birincisi, bn Kudme'nin zikrettiidir ve "o bir emmedir" sz ikinci emmeye rcidir. kincisi: Toplam tek bir emmedir mnasna gelebilir ve bu durumda "o bir emmedir" sz birinci ile ikinciye birden rci olur. Bu ikinci ihtimal daha aktr. nk, mam onun bir emme olduuna, nefes tkanmas veya dinlenmesi ile istidlalde bulunmutur. Malumdur ki, byle bir istidlal birinci ile ikincinin beraberce bir emme olmas hususuna, ikincinin mstakil ayn bir emme olmasna istidlalden daha uygun dmektedir. Dn!

bn Kudme'nin, burundan ve boazdan aktlan az miktardaki ste benzetmesine gelince, orada mstakillik szkonusudur, kendinden nce bulunan emmeye tbilii szkonusu deildir, onun tamamlayc unsuru da deildir; dolaysyla bir emme saylr. Bu .meselemizde ise durum byle deildir; nk, ikincisi birinciye tbidir ve onun tamamlaycs mahiyetindedir. Aralarnda fark vardr. [198]

 

5 - Evlenmeyi Haram Klan Emmenin Ya:

 

Drdnc hkm: Haramln taalluk ettii st emme, normal st emme a ierisinde, stten kesilmeden nce olandr. Fukaha bu konuda da ihtilf etmilerdir: mam f, Ahmed, Ebu Ysuf ve Muhammed: "ki sene ierisinde olan st emme haramlk dourur, daha sonra olan emmeler haram klmaz." demilerdir. Bu Hz.Crner, bn Mes'd, Ebu Hureyre, bn Abbs, bn mer'den de sahih olarafe. nakledilmitir. Ayn gr, Sad b. el-Mseyyeb, a'b, bn brme'den de rivayet edilmitir. Sfyn, shk , Ebu Ubeyd, bn Hazm, bn'l-Mnzir, Dvd ve onun ou tabilerinin mezhebleri de bu olmaktadr.

Dier bir grup ise, st haraml douran emmenin, stten kesilmeden nce gerekleen emme olduunu belirtmiler ve belli bir sre tahdidine gitmemilerdir. Bu gr, mm Seleme ve bn Abbs'tan sahh olarak sabit olmu; ayn zamanda Hz. Ali'den de rivayet edilmitir; ancak bu doru deildir. Zhr, Hasan, Katde, krime, Evznin grleri de bu ekildedir. Evz yle der: "Eer bir yanda iken stten kesilir ve stten kesilme hali bylece devam ederse, hal byle iken henz iki yl dolmadan emzirilse, bu emme st haraml dourmaz. Ama st emmesi devam eder ve stten kesilmezse, bu durumda, iki yl ierisinde emzirilen st, haramlk dourur; iki yldan sonra emzirilmesi durumunda ise, hl stten kesilmemi de olsa haramlk sabit olmaz."

Bir baka grup ise : " St haraml douran emme kk iken olan emmedir." demilerdir ve belli bir tahdide gitmemilerdir. Bu gr de bn mer, bnu'l-Mseyyeb ve Hz. ie hari, Hz. Peygamber'in (s.a.) dier hanmlarndan rivayet edilmitir.

Ebu Hanife ve Zfer, otuz ay tahdidinde bulunmulardr. Ebu Hanife'den, Ebu Yusufla Muhammed'in grleri dorultusunda baka bir rivayet de mevcuttur.

mam Mlik, mezhebinde mehur olan grnde: "ki yl ve ona yakn bir zaman ierisinde olan st emme haram klar; ondan sonra meydana gelen emmeler haram klmaz." demektedir. Sonra ondan, iki yl aan sre iin az sayda gnler, veya iki ay, ya da bir ay kadar gibi rivayetlerde bulunulmutur. Veld b. Mslim ve daha bakalar, ondan "ki yldan sonra, bir, iki ya da ay ierisinde olacak olan st emme, bana gre iki yl ierisinde olmu gibidir." dediini rivayet etmilerdir. Pek ok talebi yannda mehur olan da budur. Muvatta rvlerinin ki mam vefat edinceye kadar konuyla ilgili gr kendisine okunurdu rivayeti ise: "ki yldan sonra meydana gelen st emmelerin az da ou da hibir haramlk hkm dourmaz; o sadece bir yiyecek hkmndedir." eklindedir.[199] O yine yle demitir: ocuk iki yldan nce stten kesilmise ve yemek yiyebiliyor ve bylece st emmeye ihtiyac kalmamsa, bundan sonra emecei stle haramlk hkm domaz.

Hasan b. Salih, bn Eb Zi'b ve Kfe limlerinden bir grup, st haram iin sre yldr, yldan sonra ise haramlk domaz; demilerdir.

mer b. Abdilaziz, st haraml sresinin yedi yama kadar uzayacam sylemitir Yezd b. Hrn, onun bu grn taaccble naklederdi. Ondan bunun aksi baka bir gr de nakledilmitir. Reba, yine ondan st emme sresinin iki yl ve on iki gn olduunu rivayet etmitir.

Selef ve haleften bir grup da, yal da olsa, byk kimsenin emmesi ile de haramlk sabit olur; demilerdir. Mlik, bn ihb'dan rivayet eder: bn ihb'a, byk insann st emmesini sorarlar. O: "Bana Urve b. Zbeyr Hz. Peygamber'in Sehle bt. Sheyl'e Slim'i emzirmesi emrini verdiini ve Sehle'nin de bunu yaptn, onu kendisinin olu olarak grdn bildirdi." diye cevap verir. Urve yle der: "M'minlerin annesi Hz. ie, erkeklerden huzuruna girmesini istedii kimseler hakknda bu gr esas almtr. O, kz kardei mm Glsm'e ve kardeinin kzlarna, yanma girip kabilmesini arzu ettii kimseleri emzirmelerini emrederdi. "[200]

Abdurrezzk, bn Creyc'den nakleder: O yle der: "At b. Eb Rebh' iittim: Bir adam ona unu sordu: "Bir kadn ben byk bir adam iken bana stnden iirdi. Ben onu nikahlayabilir miyim?" At: "Onu nikahlama!" dedi. Ben ona: "Bu senin grn mdr?" diye sordum. "Evet, Hz. ie kardeinin kzlarna bu ekilde emrederdi." dedi.[201] Bu gr, Hz. ie'den sabit olmaktadr. Hz.Ali ve Urve b. Zbeyr, At b. Eb Rebh'tan da rivayet edilmektedir. Bu ayn zamanda Leys b. Sa'd*[202] ve Ebu Muhammed b. Hazm'n da mezhebi olmaktadr. O (bn Hazm) yle der: "Byn emmesi yal bir kimse de olsa, kn emmesinin haram kld gibi haram klar, aralarnda bir fark yoktur."[203]'

imdi de st haramlnn domas iin iki sene tahdidi getirenlerle, byn emmesi de haram klar diyenlerin delillerine bakalm. nk bu ikisi grler ierisinde iki u taraf tekil etmektedir. Dier grler ise aa yukar birbirlerine yakndr.

ki sene tahdidi getirenler yle derler: Yce Allah: "Anneler ocuklarn, emzirmeyi tamamlatmak isteyen baba iin tam iki sene emzirirler."[204] buyurmu ve emme mddetinin tamamn iki yl saymtr. Bu da, iki yldan sonra emilen stn bir hkm olmayacana dellet eder; dolaysyla ona haramlk hkm taalluk etmez. Bu sre, bizzat Raslullah'm "alk mddeti" olarak bahsettii ve st emme haramlnn sadece bu dnemde olacan belirttii sredir.

Bunlar yle devam ediyorlar: Bu sre, Hz. Peygamber'in: "Ancak memede iken st haram szkonusudur." buyurduu meme (emzirme) sresidir. Bu Araplarca bilinen bir ifade eklidir. Zira onlar "Falan memede ld." derler ve bu st emme anda, stten kesilmeden nce anlamna gelir. Hz. Peygamber'in (s. a.) len olu hakknda: "brahim memede iken ld; onun cennette emzirmesini tamamlayacak bir st annesi vardr."'[205] buyurmas da bu kabildendir. Bunu "St ; ancak henz ocuk stten kesilmeden memeden barsaklara ulamas ve onu doyurmas durumunda haram klc olur." hadisi de te'kit eder. te bu vasf haramlk douracak emmeye ait olmaktadr. Malumdur ki, byk bir kimsenin emmesi bu vasftan da uzaktr.

Bundan daha sarih ve ak olan:" St emme ancak iki yl ierisinde szkonusudur." eklindeki bn Abbs hadisidir.

Tezimizi "St emmeden, ancak et bitirip, kemikleri gelitiren (st emme anda olan) ksm, haramlk hkm dourur," eklindeki bn Mes'd hadisi de te'kit etmektedir. Byk insann emmesi, ne et bitirir, ne de kemiklerini gelitirir.

Eer byn emmesi haram klc olsayd, Hz. Peygamber (s.a.) ie validemize, byk olduunu grd st kardeinin yanna girmesinden holanmamas neticesinde yznn rengi deimi bir vaziyette: "Bakn! Kardeleriniz kimler?" demezdi. Eer byn emmesi haram klc olsayd, byk ile kk arasnda bir fark olmaz ve Hz. Peygamber (s.a.) honudsuzluk gstermez ve, "Bakn! Kardeleriniz kimler?" buyurmazd. Sonra da: "St haram ancak alktan dolay sabit olur." demezdi. Bunun altnda, o kimsenin st emme dneminde emmemi olabilecei, dolaysyla da haramlm domayaca ve neticede karde olmayaca endiesinin bulunduu anlam yatmaktadr.

Sehle'nin Slim'i emzirmesiyle ilgili hadise gelince, bu ilk hicret sralarnda olmutu; nk, bu hdise evlatlk messesesini ortadan kaldran yetin'[206] hemen akabinde olmutur. Bu yet ise hicretin ilk zamanlarnda inmitir.

Kkl, stten kesilmeden, memede iken emme art olarak getiren hadisler ise, bn Abbs ile Ebu Hureyre'nin rivyetlerindendir. bn Abbs, Medine'ye ancak Mekke fethinden nce gelmitir. Ebu Hureyre ise, kesin olarak Hayber senesinde mslman olmutur. Her ikisi de Medine'ye, SlinYin Ebu Huzeyfe'nin hanmndan emmesi olayndan sonra gelmilerdir.

Byk kimselerin st emmeleri ile de, haramlm sabit olacan isbat edenler ise yle demektedirler: Hibir kimsenin, shhatinden phe edemeyecei bir ekilde, Hz. Peygamber'in Sehle bt. Sheyl'e, Ebu Huzeyfe'nin zadls Slim'i emzirmesini emrettii sabittir. O srada o, bykt ve sakal vard. Buna ramen Hz. Peygamber (s.a.) kendisine: "Onu emzir, ona haram olursun." buyurmutu. Daha sonra bunlar ■hadisi, hadisin btn tarik ve lafzlarn ortaya .koyarlar ki, bunlar phesiz sarih ve sahihtir.

Devamla yle derler: Bu haberler probleme yer brakmaz ve yette | zikredilen iki yln bitimi ile, ya da kk ocuk iin uygun grdkleri takdirde karlkl rza ile iki yldan daha nce tamamlanacak olan emzirmeden maksadn ne olduunu aklamaktadr. Bu yet sadece emziren kadna nafakay ve isteseler de istemeseler de ebeveyn zerine vacib olan eyi gerektirmektedir, yet bu konuda yeteri kadar aktr. .nk Yce Allah :"Anneler ocuklarn, emzirmeyi tamamlatmak isteyen baba iin tam iki sene emzirirler. Analarn yiyecek ve giyeceini uygun bir ekilde salamak ocuk kendisinin olan babaya bortur."'[207] Yce Allah, annelere ocuun iki yl emzirilmesini emretmitir. yette iki yldan sonra emziril d iinde haramlm sabit olaca ya da iki yln tamamlanmas ile haramlm kesilecei hususu yoktur. Allah "Sizi emziren anneleriniz ve st kz kardeleriniz... haram klnd" buyururken, "iki yl ierisinde" ya da herhangi bir zaman ierisinde buyurmuyor ve dier yetler zerine bir ziyade getirmiyor. yetin ummunun tahsisi, zan veya beyan iermeyen ihtimal ile deil; ancak onun tahsisi olduunu beyan eden bir nass ile caiz olabilir. Byn emmesi yznden st haramlnn doaca ile ilgili haberler, tevatr eklinde bize ulamtr. Onu Hz. Peygamber'in (s.a.) hanmlar, Sehle bt. Sheyl ki kendisi ilk muhacir hanmlardandr Hz. Peygamber'in (s.a.) vey kz, mm Seleme validemizin kz Zeyneb rivayet etmilerdir. Sonra tabin neslinden Kasm b. Muhammed, Urve b. Zbeyr, Humeyd b, Nfi rivayet etmilerdir. Bunlardan Zhr, bn Eb Mleyke, Abdurrahman b. Kasm, Yahya b. Sad el-Ensr, Reba ; daha sonra banlardan Eyyb es-Sahtiyn, Sfyn es-Sevr, Sfyn b. Uyeyne, u'be, Mlik, bn Creyc, uayb, Ynus, Cafer b. Reba, Mmer, Sleyman b. Bilal vb. rivayet etmilerdir. Bunlardan da byk kalabalklar ve ok sayda kimseler nakilde bulunmulardr. Dolaysyla bu haberin shhatinde, taraftar ya da kar olan hibir kimsenin ihtilaf bulunmamaktadr. Bu durumda geriye, yalnz; "Bu sadece Slim'e aitti." eklindeki itiraz kalmaktadr. Nitekim, Hz. Peygamber'in (s.a.) zevcelerinden bazlar ile onlara tbi olan kimseler byle sylemilerdir. Byle bir tevile sarlan kimse bilsin ki, bu Hz. Peygamber'in (s.a.) eleri arasnda buna kail olanlarn bir zanm olmaktadr. Hadiste bu ekilde varid olmufve onlar:"Bilmiyoruz. Belki de o, Hz. Peygamber (s.a.) tarafndan herkese deil de sadece Slim'e verilmi bir ruhsatt." demilerdir.[208]' Onlarn bu telakkilerinin bir zan olduu kukusuz olduuna gre, zan ile sabit snnetlere kar durmak imkn yoktur. Yce Allah : "Gerekte ise zan, hakikat karsnda bir ey ifade etmez."[209] buyurmaktadr. mm Seleme validemizin kendi zann ile ihticcta bulunmas ile, Hz. ie'nin bizzat sabit snnetle istidlalde bulunmas arasnda dalar kadar fark vardr. Bu yzdendir ki, Hz. ie kendisine :"Senin iin Raslullah'da (s.a.) rnek yok mudur? " dediinde, mm Seleme susmu ve tekbir harf bile sylememitir. Bu ya onun da Hz, ie'nin grne rc ettiini, ya da kendisini savunacak bir delili olmadn ortaya koyar.

Sehle'nin Hz. Peygamber'e (s.a.): "Koskoca adam olduu halde onu nasl emzirebilirim?" demesi, bu hdisenin zikredilen yetlerden (rtnme yetlerinden) sonra geldii konusunda ak bir beyandr.

Kesin olarak biliyoruz ki. eer bu Slim'e has bir ey olsa idi, Hz. Peygamber, onun hkmne bakalarnn da ilhak edilemeyeceini kesin olarak belirtir, ondan bakas iin bunun caiz olmayacam ifade buyururlard. Nitekim Ebu Brde b. Niyr hakknda, kurban iin kesecei olan kendisi iin yeterli olacan, fakat kendisinden baka kimse iin onun yeterli olmayacan ifade etmilerdir.[210] Bir olam kurbanlk olarak kesilmesi ile; kendisine evliliin helllik ya da haremliinin, mahremiyet, kendisi ile halvet ve sefere kma gibi hkmlerin taalluk ettii byk nem arzeden bir konu ayn deildir. Malumdur ki, eer bu sadece Slim'e has bir ey olsayd, onun tahsis eddildiinin beyan edilmesi evleviyet arzederdi. Hz. Peygamber'in (s.a.): "St haraml ancak alktan dolay sabit olur." buyurmas da bizim iin bir delildir. nk, byk insann st imesi ocuun alnda olduu gibi veya ona yakn bir seviyede kesinlikle alnn giderilmesine etki eder.

Soru: Eer bu konuda byk ve kk ayn ise, o zaman onun zikrinin faydas nedir?

Cevap: Bunun zikrinden gzetilen maksat, haramlm bir damla ste veya ala faydas olmayacak , et bitilmeyecek, kemikleri oluturmayacak bir defack emmeye bal olmadn ortaya koymaktr.

Hz. Peygamber'in (s.a.) " St emme ancak iki yl ierisinde, memede iken, stten kesilmeden nce szkonusudur." buyurmas, "Nese (erteleme) ekli hari rib yoktur." , " Rib ancak nese eklindedir." eklindeki hadislerinden daha ak ve net deildir. Buna ramen, bu hadisler, deliller gerei "ribe'l-fadl"n (fark faizi) da cereyan edebileceine mani deildir. Burada da durum ayn olmaktadr.

Hz. Peygamber'in (s.a.) hadisleri ve sabit snnetlerinin tamam haktr ve uyulmas vacibtir. lerinden bir ksm almp da dier bir ksm braklamaz. (Hz. ie) her hadisi kendi konusunda uygulamaktadr. Buna dellet eden hususlardan birisi de udur: M'minlerin annesi ve mmet ierisinde kadnlarn en anlayls (fakihij olan Hz. ie, birok hususu rivayet eden kimsedir. "St haraml ancak alktan dolay sabit olur." hadisini rivayet eden kimse de odur. Sehle hadisini rivayet etmi ve gr olarak onu benimsemitir. ayet, kendisine gre:: "St haraml ancak alktan dolay sabit olur." hadisi Sehle hadisine muhalif olsayd, o takdirde kail olduu gre gitmez; Hz. Peygamber'in yannda grd ve "O kardeimdir." dedii adam yznden honudsuzluk gsterdii, yznn deitii bir srada kendisine kar syledii bir hadisi terketmezdi.

Sahh olarak sabit olduuna gre, Hz. ie validemi?;, byk de olsa, kz kardelerinden birisinin, haFam klc vasfta emzirdii kimseleri huzuruna kabul ediyordu. Biz Allah' hid tutuyoruz ve yarn kyamet gnnde kendisiyle O'na kavuacamz kesin imanmz ortaya koyuyor ve diyoruz ki, m'minlerin annesi Hz. ie, Hz. Peygamber'in (s.a.) mahremiyetine, kendisine grnmesi hell olmayan kimseleri yanna almak suretiyle glge drecek bir tavra asla girmez, onun harm-i ismetine asla bir halel getirmezdi. Yce Allah da, yedi kat gklerin zerinden bereti inen Sddk'in kz Sddka elinde, sevgili peygamberinin harmine halel getirtecek deildir. Yce Allah o mbarek zt, koruma altna alnm kutlu ve erefli peygamberini son derece salam bir ekilde korumu, muhafaza etmi, onun korunmasn ve himayesini, onun mdafaasn bizzat kendisi, yce kudreti ile, vahyi ve kelam ile stlenmitir. Biz kesin olarak inanyor ve Allah' ahit tutarak diyoruz ki, Hz. ie'nin yapm olduu dorunun ta kendisidir ve byn emmesi ile de, kn emmesi ile sabit olan st haraml ve mahremiyet doar. Bu konuda, kaytsz ve artsz btn mmetin kadnlarnn en fakhi olan ie validemiz mesned olarak bize yeter. O, bu konuda Hz. Peygamber'in (s.a.) dier hanmlar ile mnazara eder ve onlar: "ylesi emme ile hibir kimse, bizim yanmza giremez." demekten baka ona bir cevap veremezlerdi. Yine, bu grn Hz. Peygamber'imizin amcasna ve halife iken, mutlak anlamda yeryznn en limi olan (Hz.Ali)'ye ait olmas; mam afi'nin hakknda: " O mam Mlikten daha fakihtir; ne var ki, akran ve talebeleri onu zayi etmilerdir." diye hsn-i ehdette bulunduu Leys b. Sa'd'm ve At b. Eb Rebah'n mezhebleri olmas bizim iin yeterlidir. At'nm mezhebi olduunu, Abdrrezzk, bn Creyc'ten nakletmitir. Mlik, Zhr'den zikreder: Zhr'ye, byk nsann emmesi hakknda sorarlar. O, Ebu Huzeyfe'nin zadls Salim olay hakkndaki Sehle bt. Sheyl hadisini delil olarak kullanr. Abdrrezzk, bn Creyc Abdulkerm Salim b. Ebi Ca'd el-Mevl el-Eca babas senedi ile rivayet eder: Baba (Ebu Ca'd) Hz.Ali'ye sorar ve: "Ben byk iken, tedv amac ile bana stn iiren bir kadn ile evlenmek istedim." der. Hz.Ali: "Onu nikahlama!" diye cevap verir ve onunla evlenmesini yasaklar, [211]'

Bunlar, bu konuda bizim selefimiz olmaktadrlar. Delillerimiz de ite, shhat ve aklk bakmndan gne gibi durmaktadr. Sizin ise, en ak olan hadisiniz merf olarak rivayet edilen :"St ; ancak henz ocuk stten kesilmeden, memede iken barsaklara ulamas ve onu doyurmas durumunda haram klc olur." eklindeki mm Seleme hadisidir. Eer illetten salim olsayd, gerekten de ok sarih bir delil olacakt. Ne var ki, hadis munkat bulunmaktadr.[212] nk, Ftma bt. el-Mnzir'in mm Seleme'den rivayeti olmaktadr. Ftma, mm Seleme'den bir ey iitmemitir. nk o kocas Him'dan on iki ya daha bykt. Onun doumu altm ylnda, Ftma'nn doumu ise, krk sekiz ylnda idi. mm Seleme ise elli dokuz senesinde veiat etmiti. Ftma o srada kkt ve bul ama ermemiti. Bu durumda, ondan nasl hadis hfzetmi olabilir? Babasnn teyzesinden de, onun bakmnda olduu srada, bir ey iitmemitir. Ancak ninesi Esma bt. Eb Bekr'den hadis sem sabit bulunmaktadr.

nsaf sahibi bir lim bu gr zerinde dnp, haram klc st emme mddetini, ne Allah'n kitab ve Rasl'nn snnetinden bir delile, ne de ashpdan bir kimsenin grne dayanmakszn yirmi be ay, veya yirmi alt ay, veya on yedi ay ya da otuz ay eklinde tahdid edenlerin grleriyle mukayese ettiinde, bu iki gr arasndaki farkllk ve bunun dierine olan stnl kendisi iin ortaya kacaktr. Bu arzettiklerimiz, konu ile ilgili her iki tarafn da ulatklar son noktadr. Belki de, mesele zerinde duran kimse, bu grn kuvvetinin bu noktaya kadar ulaacan ve bu grn deerlendirilmesi ve tashihi iin akranlar ierisinde kimsede g ve kudret olmadn dnmyordu. Sen, ey insaf sahibi lim! Bu birbirleriyle tartmma ierisinde bulunan kimseler arasna otur ve aralarn taklidle veya "Falan yle dedi." ile deil; hccet ve beyanla ayr.

Haramln iki yl ile kaytl olduu grnde olanlar, bu Sehle hadisi hakknda ayr yaklam gstermilerdir:

Birinci Yaklam: Hadis mensuhtur. Bu yaklam, onlarn ounluuna aittir. Bunlar, hadisin mensuh olduuna dair, kuru iddiadan te bir delil getirebilmi deillerdir. nk onlar, dier hadislerin tarih asmdan kesin olarak bundan daha sonra varid olduunu isbat durumunda deillerdir, byle bir imkan yoktur. ayet bu gr sahipleri, onlarn iddialarn tersine evirse de, Sehle hadisi dierlerini nesh etmitir dese, onun bu iddias da en az onun iddias ayarnda olurdu.

Onlarn, "Bu olay, ilk hicret sralarnda, evlatlk messesesini ortadan kaldran (Ahzab, 33/5) yetin nzul srasnda idi." bn Abbs ve Ebu Hureyre'nin rivayetleri ise daha sonradr..." eldindeki szlerine gelince, buna birka adan cevap vermek mmkndr:

1) Bu iki sahb, rivayetlerinde, bizzat Hz. Peygamber'den iittiklerini zikretmemilerdir. Hatta bn Abbs, Hz. Peygamber'den (s.a.) sadece yirmiden daha az hadis iitmitir; dier rivayetleri hep sahabeden (r.anhum) olmaktadr.

2) Hz. Peygamber'in (s.a.) elerinden hibirisi, Hz. ie'ye kar, bu ekilde bir delil getirmeye gitmemilerdir; aksine onlar, hadisin Slim'e mahsus bir uygulama olduu ve bakalarnn ona kyaslanamayaca eklinde bir yaklam gstermilerdir.

3) Bizzat Hz. ie bunu da onu da rivayet etmitir. Eer Sehle hadisi mensuh olsayd, bu takdirde Hz, ie onunla amel etmi, nsihi ise terketmi olurdu ya da hadisin bizzat rvsi olmakla birlikte onun daha nce meydana gelmi olduu kendisinin bilgisi dnda talmas gerekirdi ki, bu ihtimallerin her ikisi de imkanszdr ve son derece uzaktr.

4) Hz. ie bizzat meselenin ierisindedir, onunla amel etmekte ve dierleriyle bu konu zerinde tartmaya girmekte ve Hz. Peygamber'in dier hanmlarm buna davette bulunmaktadr; dolaysyla Hz. ie'nin Sehle hadisine fazla bir ilgisi vardr. Bu durumda bu hkmn tmden neshedilmi ve dinde bir delil olmas tamamen ortadan kalkm iken, Hz. ie'nin bundan habersiz kalmas, Hz. Peygamber'in dier hanmlarndan hibirisinin bunu hatrlayarak ona bildirmemesi, bylece onu uyarmamas mmkn mdr?

kinci yaklam; Bu hkm sadece Slim'e hastr, bakalarna temil edilemez. Bu mm Seleme ve onun grndeki Hz. Peygamber'in dier zevceleri ile onlara tbi olanlara aittir. Bu yaklam nesh yaklamndan daha kuvvetlidir. nk bu yaklam sahipleri yle demektedirler: Bu hkmn Slim'e has olduunu gsteren, hususlar unlardr: 1) Sehle. bunu hicb (rtnme) yeti indikten sonra sormutur. Bu yet ise, bir kadnn ancak zikredilen ve isimleri belirlenen kimselere ziynet yerlerini (avret mahallerini) gsterebileceklerini, mahrem olmayanlara ziynet yerlerini gstermelerinin kendilerine haram olacam gerektirmektedir. Bu yetin ummundan, bir delil olmakszn zikredilenlerden baka hibir kimse istisna edilemez. Kadn bir yabancy emzirdii zaman, mutlaka avret yerini ona kar am olacaktr. Bu ise, yetin umumu gereince caiz deildir. Burdan da anlyoruz ki, Sehle'nin Slim'i emzirmek iin avret yerini ona amas, sadece Slim'e has bir uygulamadr.

Hz. Peygamber (s.a.) mmetten bir kimseye bir emirde bulunur veya ona bir eyi mubah klar ya da bir eyi yasaklarsa ve eriatta da buna ters den herhangi bir durum yoksa; bu emir , izin ya da yasak, sadece ona has olduuna dair bir kaytlama bulunmad srece btn mmet iin de sabit olur. Byle deil de, btn insanlara bir eyi emreder ya da yasaklar, sonra da mmet ierisinden birisine emrettii ya da yasaklad eyin aksini emreder veya yasaklarsa, bu ey sadece ona mahsus olmu olur. Bu durumda biz, kalkp da "Hz. Peygamber'in bir kiiye emri, btn mmet iin emirdir; onun bir eyi tek bir insana mubah klmas, btn mmet iin mubah klmadr." diyemeyiz. nk, bu ilk emir ya da yasan drlmesine sebebiyet verir. Bu durumda, bizim nasslann uyum gstermesi, aralarnn telifi ve birbiri ile eliki ierisinde olmamalar iin, o emir ya da yasan sadece o kiiye has olduunu sylememiz gerekmektedir. Yce Allah kitabnda, kadnn mahremi olmayan kimselere avret yerlerini gstermemesini emretmitir. Hz: Peygamber (s.a.) ise Sehle'ye Slim'i emzirmesini emretmitir. Halbuki; Salim, Sehle'nin emzirmek iin memesini aaca srada kesin olarak onun mahremi bulunmamaktadr. Dolaysyla bu uygulama, sadece Slim'e has ve yetin ummundan istisna olmak zere bir ruhsat olur. Hal byle iken, bu uygulamann hkm geneldir; diyemeyiz. nk bu durum rtnme yetinin hkmn iptale gtrr.

Bunlar yle devam etmektedirler: Bu yaklam benimsemekten baka kar yol yoktur. nk biz bunu kabul etmediimiz zaman u iki yaklamdan birisini kabul etmemiz gerekecektir ve bundan da kurtulu yoktur: Ya bu hadis, haramlk iin kkln art olacan ifade eden hadisler tarafndan neshedilmi olacaktr veya bunun tersine o hadisler Sehle hadisi ile neshedilmi olacaktr. Bu ihtimallerden her ikisi de mmkn deildir; nk, bunlarn tarihleri bilinmemektedir, aralarnda tearuz olduu kesin deildir ve hadislerin her biriyle amel etmek mmkndr. nk biz Sehle hadisini zel ruhsata, dier hadisleri de Salim hari genel mnalar zerine hamlettiimizde, bu hadislerden bir ksm dier bazsn neshetmi olmayacak ve hadislerin tamamyla amel edilmi olacaktr.

Hz. Peygamber (s.a.) st emmenin ancak iki yl iinde, ocuk henz memede iken ve stten kesilmeden nce olacam beyan ettiine gre,bu Sehle hadisinin , ister tarihi nce olsun ister sonra, hususiyet arzettiine dellet eder.Bir hkmn hususlik arzetmesi iin, eer onun hususliini gsteren baka bir durum varsa, "Bu sadece sana hastr." ifadesiyle belirtilmi olmas gerekmez.

"St haraml ancak alktan dolay sabit olur." hadisinin zikrettiiniz ekilde tefsirine gelince, bu son derece uzaktr ve lfzla arasnda bir balant yoktur ve bu yorumunuz ilk anda muhataplarn aklna asla gelmez. Aksine hadisin mnas, Ebu Ubeyd ve daha bakalarnn izah ettii ekildedir: Ebu Ubeyd yle der: "St haraml ancak alktan dolay sabit olur." hadisinin anlam udur: Ackt zaman, kendisini doyuran tabi yiyecei st olan kimse, phesiz ki st emen ocuktur. Alndan doymas yemek ile olana gelince, onun emmesi emme deildir. Hadisin mnas, "Emme, ancak iki yl ierisinde, stten kesilmeden nce olur." demektir. Ebu Ubeyd ve dierlerinin yorumu budur. Hadisten hemen akla gelen ilk mna da budur. Hatta hadis, bu iki yorumdan her ikisine de ayn derecede dellet edecek olsa idi, dier hadislerin mnalar destek verdii, onu ap izah getirdii iin, bu mnann anlalmas daha uygun olacakt. Bu tefsiin dnda kalan dier mnann yanl olduuna, bununla byk insann emmesinin kasdedilmi olmasnn sahih olmayacana dellet eden hususlardan birisi de hadiste geen "alk" [el-mec'a] kelimesidir. Bu sadece kk ocuun emmesine dellet eder. Bu, alktan dolay emmeyi isbat, byle olmayan emmeyi ise nefyeder. Kesin olarak bilinmektedir ki, Hz. Peygamber (s.a.) bu hadisleriyle stle giderilecek al kasdetmidir, ekmek ve etle giderilecek al kasdetmemidir. Bu ne konuann, ne de dinleyenin aklna gelecek bir mna deildir. Eer st emme hkmn(byk kk ayrm yapmakszn) genelletirecek olursak, o zaman elimizde nefy ve isbat edecek bir ey kalmaz. Hz. Peygamber'in (s.a.) Hz. ie'nin yannda yetikin birisini grnce: "St haraml ancak alktan dolay sabit olur." buyurmu olmas, yani szn ak hadisten gzetilen mnay aklamakta ve sadece kadnn st ile giderilebilecek alk duyan kimsenin (yani bebenin) emmesi ile st haraml hkmnn doacan ifade etmektedir. Szn ak lfz sarih hale getirir. Hz. Peygamber'in (s.a.) mbarek yzlerinin deimesi, ve o adamdan dolay honudsuzluk gstermesi ve: "Bakn! Kardeleriniz kimler?" buyurmas, sadece st emme konusunda ihtiyatl davranlmas iindir ve emmenin her trlsnn haramlk dourmayacan, bazan haram klp bazan ise haram klmayacan ifade etmektedir. Bundan hibir kimse, st emmenin says betir ve bu mna "alktan sabit olur" sz ile ifade edilmitir; eklinde anlamaz. Byle bir ifade tarz, Hz. Peygamber'in beyan tarzna ters der.

"Emme, al kkten giderdii gibi, bykten de giderir." eklindeki sznz, bo bir szdr. nk sakallar bitmi bir insann, kadm emerek doyaca ve emdii bu stn ondan al uzaklatraca grlm bir ey deildir. Kk ocuk ise byle deildir; nk onun iin stn yerini alacak baka bir besin yoktur, st ondan al uzaklatrr. Byk insan asla ste alk gsterecek bir kimse deildir. Hz, Peygamber'in (s.a.) aln hak;atini deil de, bulunduu yer ve zamann murad etmi olmas da bunu aklamaktadr. Hi phe yoktur ki, ste duyulacak alk zaman kklk devridir. Eer bu izah kabul etmez ve ille de zahirine sarlrsanz, aln hakikati murad edilmitir derseniz, o zaman, byk bir insan ancak a olduu zaman emdiinde st haraml doar; eer tok iken emerse, herhangi bir etkisi olmaz , demeniz gerekir.

Hz. Peygamber'in harm-i ismetinin korunduu, O'nun haremine Allah'n bir glge drmeyecei ve onu muhafaza edecei konusuna gelince; Yce Allah m'minlerin annesi Hz. ie'den raz olsun, o her ne kadar bu tr emmenin mahremiyet douraca grnde ise de, dier validelerimiz bu konuda ona muhalefet etmiler ve bylesi bir emme ile Hz. Peygamber'in harm-i ismetine girilmesini caiz grmemilerdir. Bu durumda mesele ictihd olmaktadr; iki taraftan birisi bir tek sevabla, dier taraf ise iki sevabla me'cr olacaklardr. ki sevab alma bahtiyarlna ulaacak kimseler ise, bu konuda Allah ve Peygamberinin hkmne isabet edenler olacaklardr. Bu tr bir emme ile, hem Hz. Peygamber'in harm-i isi.metine girilmesini caiz gren, hem de bunu caiz grmeyip engelleyen sevab kazanacaktr; her ikisi de Allah'n rzasn kazanmak. Peygamberine itaatte bulunmak, onun hkmn uygulamak hususunda ictihad etmektedirler. Bu konuda onlara rnek olacak iki erefli peygamber; Dvd ve Sleyman (s.a.) da bulunmaktadr: Yce Allah her ikisini de hikmet ve hkm (idare) sahibi olmakla vm, kaza (yarg) anlayn ise birisine has klmtr.

mm Seleme hadisini reddetmenize gelince, bu ak bir hakszlktr; Ftma bt. el-Mnzir'in, mm Seleme'yi kkken grm olmas sebebiyle hadisin munkat olmas gerekmez. Bazan kk ocuk da gerekten birok eyi belleyebilir ve onu ezberleyebilir. Nitekim, Mahmd b. er-Reb', kendisi henz yedi yanda iken, Hz. Peygamber'in kendisine su pskrttn[213] hatrlamaktadr. Ondan daha kk yata olanlar da hatrlayabilir. Siz Ftma, mm Seleme'nin vefat srasnda on bir yanda idi; diyorsunuz. Bu ya zellikle de kadnlar iin hi de nemsenmeyecek bir ya deildir. nk bu yata bir kadn evlilik iin uygun olabilmektedir. Evlenme durumunda olan bir kadn iin: "O ittiini anlayamaz, rivayet ettiini bilemez." denilmesi nasl uygun olabilir? Bu sakat bir iddiadr ve snnetler bu gibi iddialarla reddedilemez. Kald ki, mm Seleme ile Ftma'nn ninesi Esma dosttular. Evleri ayn idi; Ftima ninesi Esm'nn gzetiminde babasnn teyzesi olan Hz. ie ve mm Seleme'nin (r.a.) yansda yetimitir. Hz. ie:, elli yedi ylnda vefat etmitir; elli sekizde vefat ettii de sylenir. Ftma'nn ondan hadis iitmi olmas mmkndr. Ninesi Esm'ya gelince yetmi senesinde vefat etmitir. Fatma o srada yirmi be yanda bulunuyordu. Bu yzden, Ftma'nn ondan ok sayda rivayeti bulunmaktadr. mm Seleme de Esm'nn rivayet ettii hadisin benzeri ile fetvada bulunmutur. Ebu Ubeyd, Ebu Muviye Him b. Urve Yahya b. Abdirrahman b. Htb mm Seleme senediyle yle rivayet eder: mm Sekmeye hangi eit emmenin st haraml douraca sorulur. O: "Memede iken, stten kesilmeden emilen st (haram klar)."[214] eklindeki hadisi rivayet eder ve gereiyle fetva verir.

Hz.mer de bu dorultuda fetva vermitir. Nitekim Drakutn, Sfyn b. Abdlah b. Dnr hadisinde. bn mer'den yle dediini rivayet eder: Hz.mer'i: "St emme (haraml) ancak, iki yl ierisinde, kklkte szkonusudur." derken iittim.[215]

Hz.mer'in olu Abdullah da ayn ekilde fetva vermitir. mam Mlik (ra.) Nfi' aracl ile, bn mer'den rivayet etmitir: O yle derdi: "St emme (haraml) ancak, kklkte emzirildii zaman szkonusudur; byn emzirilmesi diye bir ey yoktur."[216]

bn Abbs da ayn ekilde fetva vermitir: Ebu Ubeyd, Abdurrahman Sfyn es-Sevr sim el-Ahvel krime senediyle bn Abbs'n: "Stten kesildikten sonra st emme (haraml) yoktur." dediini nakleder.[217]

Bu mesele hakknda Abdullah b. Mes'd ile, Ebu Musa mnazara etmiler ve bn Mes'd; "kk iken olmadka, st emmenin haramlk dourmayacana" dair fetva vermitir. Bunun zerine Ebu Musa onun grne rc etmitir. Drakutn yle zikreder: bn Mes'd, Ebu Musa'ya: "Sen yle yle fetva veriyormusun? Halbuki, Hz. Peygamber (s.a.): 'St emme haraml, ancak kemii glendiren ve eti bitiren emmelerde szkonusudur.' buyurmutur." demitir.[218]

Ebu Davud, Muhammed b. Sleyman el-Enbr Vek' Sleyman b. el-Mure Ebu Musa el-Hlll babas bn Mes'd senedi le rivayet eder: Buna gre Hz. Peygamber (s.a.):"St emmeden, ancak et bitirip, kemikleri gelitiren ^t emme anda olan) ksm haramlk hkm dourur." buyurmutur[219]

Sonra bn Mes'd, bu ekilde fetva vermitir. Nitekim Abdrrezzk, Sevr Ebu Bekir b. Ayya Ebu Husayn Ebu Atiyye el-Vdi senediyle rivayet eder: Ebu Musa'ya bir adam gelir ve : "Karmn memesi iti, ben de emdim, boazma st kat." dedi. Ebu Musa ona sert davrand. Sonra adam bn Mes'd'a geldi. bn Mes'd ona: "Benden baka kimseye sordun mu?" diye sordu. Adam: "Evet, Ebu Musa'ya sordum ve o bana sert davrand." dedi. bn Mes'd, Ebu Musa'ya geldi ve: "imdi bu st ocuu mudur?" diye sordu. Ebu Musa: "Bu derya (gibi lim) sizin aranzda iken, bana sormayn." dedi[220] te onun rivayeti ve fetvas byledir.

Hz.Ali'ye gelince, Abdurrezzak, Sevr Cveybir ed-Dahhk Nezzl b.'Sebure senedi ile, Hz.Ali'den: "Stten kesildikten sonra, st emme haraml yoktur." dediini rivayet der.[221]

Bu Abdulkerim'in Salim b. Eb '1-Ca'd ve babasndan yapt rivayete muhalif olmaktadr. Ancak, Cveybir'in hadisi delil olarak kullanlamaz. Abdulkerim ondan daha salamdr.

nc yaklam: Sehle hadisi ne mensuhtur, ne sadece Slim'e mahsus, ne de herkes hakknda geneldir. Bu sadece:, ihtiya gerei, Slim'le Ebu Huzeyfe'nin hanm arasndaki durumda olduu gibi, bir kadnn yanma girmek zorunda kalan ve onun da devaml kendisinden rtnmesi zor olan kimse iin szkonusu olan bir ruhsattr. Byle bir aresizlik ierisinde kalan byk bir insan kadn tarafndan emzirildiinde, bu st etkisini gsterir ve st haraml dourur. Byle bir durumda olmayan kimseler iin ise, byk olduu takdirde st haramh domaz, haramlk ancak kk iken emzirildiinde szkonusu olur, Bu yaklam, eyhulislam bn Teymiye'ye aittir. Byk iken st haramlmm domayacan ifade eden hadisler ya mutlaktr, Sehle hadisi ile kaytlanmtr; ya da her hale ait olmak zere ummdir ve bu durum bu hadisle tahsis edilmitir. Bu yaklam nesih ve hkmn sadece Slim'e tahsisi yaklamlarndan daha uygundur ve ki tarafl btn hadislerle amel etmi olmaya daha yakn gzkmektedir. er' kaideler de bu yaklama ehadette bulunmaktadr. Doruya muvaffak klan ancak Allah'tr. [222]

 

E) DDET (HZ. PEYGAMBER'N (S.A.) DDET KONUSUNDAK HKMLER)

 

1 ddetln eitleri :

 

Bu konunun aklamasn, bizzat Yce Allah kendi zerine alm ve kitabnda en ak, vazh ve mull bir ekilde beyan etmitir. ddet konusunda Kur'an'n beyan dnda kalacak hi bir ekil braklmamtr. Kur'an'da drt eit iddetten bahsedilmitir ki, iddet nevilerinin tamam da bundan ibarettir:

Birinci eit iddet: Hamile kadnn iddeti, kaytsz olarak ocuunu dourmasna balanmtr. Bin talkla ya da ric' talkla boanm olmas; kocas lm veya hayatta olmas ve boanmas arasnda fark yoktur. YceAllah: "Hamile olanlarn iddetleri, ocuklarn dourmalar ile tamamlanr."[223]' buyurmutur.

Bu yette adan genellik (umumlik) bulunmaktadr:

Birincisi:Kendisinden haber verilen kimselerin genellii. Bunlar hamile olan kadnlardr ve bu ifade onlarn tamamn iine alr.

kincisi: "Ecel" (mddet) in genellii: Mddet, hamile kadnlara izafe edilmitir. Cemi isimlerinin (ism-i cem) marife bir kelimeye izafe edilmesi, genellik bildirir. Dolaysyla ocuun dourulmas, onlarn mddetlerinin tamam klnmtr; eer o kadnlardan bir ksmnn ondan daha baka mddetleri bulunsayd, o zaman douma kadar bekleme, onlarn tmne nisbet edilmi bir mddet olmazd.

ncs: Mbteda ve haber marifedir: Mbtedann marife olduu belli; habere gelince ki yetteki ksmdr bunun marifelii muzaf olan masdar tevili eklinde olmaktadr; yani, yetin takdiri eklindedir. Mbteda ve haberin her ikisinin de marife olmalar durumunda, ikincinin birinciye hasr gerekir. Nitekim:

"Ey insanlar, muhta olanlar sizlersiniz; zengin olan ve vlmeye lyk olan ise ancak Allah'tr."'[224]' yetinde bunun rneini grmekteyiz.

Sahabenin byk ounluu, hamile olan kadnn iddetinin dourmak (hamlini vaz etmek) olduuna bu ekilde delil getirmiler ve kocas henz teneir zerinde olsa bile, doumla iddetinin biteceini belirtmilerdir. Nitekim bizzat Hz. Peygamber (s.a.) de, Eslemli Sbey'a'ya bu ekilde fetva vermitir. [225] Hz. Peygamber'in (s.a.) bu hkm ve fetvas, Kur"an'dan alnmtr ve ona tamamen uygundur.

kinci eit iddet: Hayz gren kadnn iddeti: Bunun sresi kur' (hayz ya da temizlik sresi) beklemektir Yce Allah: "Boanm kadnlar, kendi kendilerine kur' (hayz ya da temizlik sresi) beklerler."[226]' buyurur.

nc eit iddet: Hayz grmeyen kadnn iddeti: Bu da iki kma ayrlr: a) Henz hayz grmeyen kk ocuun iddeti. b) Hayz halinden kesilmi (yise) kadnn iddeti. Yce Allah her iki ksmn da iddetlerini u yetle belirtmitir: "Kadnlarnz iinde ay hali grmekten kesilenler ile henz ay hali grmemi olanlarn iddetleri hususunda pheye derseniz, bilin ki, onlarn iddet beklemesi aydr."'[227]'

Drdnc eit iddet: Kocas len kadnn bekledii vefat iddeti: Bunu da Yce Allah u yetle aklamtr: "inizden vefat edenlerin brakm olduu eler kendi kendilerine drt ay on gn beklerler. "[228] Bu yet kendisiyle gerdee girilen, girilmeyen; kk ya da byk olan hanmlar iine almaktadr; hamile kadnlar ise bu yetin hkm iine girmemektedir. nk onlar: "Hamile olanlarn iddetleri, ocuklarn dourmalar ile tamamlanr."'[229] yeti ile bu hkmn dnda kalmaktadrlar. Bu yette onlarn dourmalar, btn iddetleri saylm ve iddet douma hasredilmitir. Vefat iddeti bekleyen hanmlar ise byle deildir; nk, ilgili yette "beklerler" fiili mutlaktr ve bir genellii (ummu) yoktur. Sonra:"Hamile olanlarn iddetleri, ocuklarn dourmalar ile tamamlanr."'[230]' yeti, "inizden vefat edenlerin brakm olduu eler kendi kendilerine drt ay on gn beklerler."'[231] yetinden daha sonra nazil olmutur. Yine: "inizden vefat edenlerin brakm olduu eler kendi kendilerine drt ay on gn beklerler."'[232]' yeti ittifakla, hamile olmayan kadnlar hakkndadr. nk, onun hamilelik sresi bu sreden daha fazla devam edecek olsa, douma kadar beklemesi gerekmektedir. Dolaysyla bu yetin ummu (genel ifadesi) ittifakla tahsis grm bulunmaktadr. "Hamile olanlarn iddetleri, ocuklarn dourmalar ile tamamlanr."'[233]' yeti ise, ittifakla tahsis grmemitir. ayet bu konuda, hkmn byle olduuna dair sahih snnet bulunmasayd, konuyu Kur'an'a havale etmek gerekecekti. Kald ki, Kur'an'n getirdii hkm, snnet teyid etmekte ve onu takrir etmektedir.

Bunlar, Allah'n kitabnda beyan ve tafsil edilmi olan iddetlerdir. Ancak bu iddet eitlerinden bahseden yetlerden ne murad edildii ve dellet ettikleri hususlar hakknda ihtilflar vardr. Allah'a hamd olsun ki, snnet bunlardan murad edilen manalar aklamtr. Biz burada, szkonusu ihtilflar zikredecek, bunlar ierisinde hangisinin doruya daha yakn ve evla olduunu, snnetin delleti dorultusunda bulunduunu ortaya koymaya alacaz.

Bu ihtilflardan birisi, selefin hamile bir kadnn vefat iddeti beklemesiyle ilgili ihtilflardr. Hz. Ali, bn Abbs ve sahabeden bir grup, drt ay on gn ya da doum vaktine kadar olan zamandan en uzun mddet hangisi ise. o kadar bekler; demilerdir. Bu mam Mlik'in mezhebinde iki grten birisi olmaktadr. Sehnn'un tercihi de bu ekildedir.

Ebu Tlib rivayetinde mam Ahmed yle demektedir: "Hz. Ali ve bn Abbs, hamile olan kadnn vefat iddeti beklemesi konusunda: "En uzun sreyi bekler." demilerdir.[234] ibn Mes'd ise: "Kim isterse, onunla yemin billah ederim ki, ksa olan Nisa sresi (yani Talk sresi Bakara'dan) daha sonra nazil olmutur."' derdi. "Dourduunda, (nikh iin) hell olmutur." eklindeki Sbey'a hadisi onlarn arasnda hkmetmektedir, bn Mes'd, Kur'an'a yorum getirmekte ve "Hamile olanlarn iddetleri, ocuklarn dourmalar ile tamamlanr."[235]' yetinin vefat iddeti bekleyen hanmlar iin olduunu, boanm kadnlarn da ayn ekilde dourmalar ile iddetlerini tamamlam olacaklarn ve nlkhlanmalannn hell olacan belirtmitir. Hamile kadnn, organlar belirmemi bir ocuk drmesi durumunda iddeti tamamlanm olmaz. El ve ayaklar belirmi bir ocuun dmesi durumunda ise, bununla criye zad edilmi olur; iddet tamamlanr. Kadn dourur, fakat karnnda baka bir ocuk daha bulunursa, dier ocuu da dourmadka, iddeti bitmi olmaz. Hamile olmamas durumunda, vefat iddeti bekleyen kadnn, kocasnn kendisiyle gerdee girdii evinden drt ay on gn ayrlmamas ve orada iddetini beklemesi gerekir. ddet, kocann ld ya da boad gnden balar." Buraya kadar olan ksm rnam Ahmed'in szdr.

Bu konuda bn Abbs ve Ebu Hreyre (r.a.) birbirleriyle tartmaya girmi ve Ebu Hreyre: "ddeti dourmasdr." demitir. bn Abbs ise "ki mddetten en uzun sreyi bekler." demitir. Sonunda mm Seleme' yi hakem tayin etmiler ve ona gitmiler, o da Ebu Hreyre'ye hak vermi ve Sbey'a hadisini de delil olarak getirmitir.[236]'

bn Abbs'n bu grnden vazgetii de rivayet edilmitir.

Sahabe ve tabinin byk ounluu ve drt imam:" ddeti, ocuunu dourmasdr; isterse koca henz teneirde bulunsun, dourur dourmaz nikhlanmas hell olur." demilerdir.

"En uzun sre kadar beklemesi gerekir." grnde olanlar, yle dernektedirler: Vefat iddeti bekleyen hamile kadn, her iki yetin de umumu ierisine girmektedir. Dolaysyla en uzun sre ile iddet beklemedii srece, iddetinden kesin olarak km olamaz. Bu yetlerden birisinin ummunun dierinin hususlii ile tahsis edilmesi mmkn deildir. nk her iki yet de bir adan aram (genel), dier adan da hs (zel) olmaktadrlar. Baz ekillerin, her iki yetin c.e ummu altna girmesi yani ummun gereiyle amel etme (iml) imkn bulunmaktadr. Kadn, en uzun sreyle iddetini bekledii zaman; sreler ierisinde daha az olan, daha uzun olan ierisinde mndemi bulunacaktr ve bylece her iki yetin de ummu gerei hareket edilmi olacaktr.

ounluk ulema , bunlara kar ekilde cevap vermilerdir: Birincisi: Sarih snnet, itibann sadece douma olduuna dellet etmektedir. Nitekim, Sahihayn'da. varid olduu zere, Eslemli Sbey'a'nm kocas vefat etmi ve kendisini hamile olarak geride brakmt. Kadn dourmu ve evlenmek istemiti. Ebu's-Senbil kendisine: "Sen en uzun sreyi doldurmadka, nikhlanamazsm." demitir. Kadn Hz. Peygamber'e (s.a.) sormu, O da: "Ebu's-Senbil yalan sylemi, Sen (nikh iin) hell oldun. Dolaysyla dilediinle evlen!" buyurmutur.'[237]

kincisi: "Hamile olanlarn iddetleri, ocuklarm dourmalar ile tamamlanr."[238]' yeti, "inizden vefat edenlerin brakm olduu eler kendi kendilerine drt ay on gn beklerler."[239]' yetinden sonra nazil olmutur. Bu cevap Abdullah b. Mes'd'a aittir. Nitekim Buhrfnin Salih'inde yle rivayet edilmektedir: "Siz o kadn zerine ii zorlatryor ve ona ruhsat tanmyor musunuz? Ben Allah' hid tutarm ki, ksa olan Nisa (Talk) sresi, uzun olandan (Bakara) sonra inmitir: "Hamile olanlarn iddetleri, ocuklarn dourmalar ile

tamamlanr."[240] yeti daha sonradr.![241]

Bu cevap izaha muhtatr: nk, bu szn zahiri Talk sresindeki yet, tarih bakmndan daha sonra olduu iin Bakara sresindeki yetten mukaddemdir, dolaysyla onu nesheder; anlamna gelmektedir. Ancak, "nesh" tabirinin sahabe ve selef terminolojisinde, daha sonra gelenlere nisbetle ok daha geni bir mnas vardr. nk onlar nesh tabiri ile mna kasdetmektedirler:

1) Sabit bir hkmn, hitapla (nassla) kaldrlmas.

2) Zahirin delletinin, ya tahss ya da takyd yolu ile kaldrlmas, Bu mnada nesih, birinci mnasndan daha geneldir.

3) Beyan, haric bir delile bal olan lafzdan muradn ne olduunun aklanmasdr. Bu ncs de daha nce geen iki mnadan daha genel olmaktadr.

te bn Mes'd (ra.) Talk sresinin daha sonra nazil olduunu belirtmekle, iddetin doumla sona ereceini belirten yetin Bakara sresindeki yeti, eer yetin ummu murad ise, neshetmi olduunu; eer ummu murad deil idiyse, tahsis etmi olduunu veya ondan muradn ne olduunu aklamak ve onun mutlak ifadesini kaytlamak olduunu belirtmi; her ihtimale gre de. Talk sresindeki yetin, Bakara sresindeki yetin umm ve mutlak ifadesine takdiminin gerekeceine iaret etmitir. Bu bn Mes'd'un fkhtaki kemalinin ve ilimdeki derinliinin bir neticesidir ve bu fkh uslnn onlarda bir seciye ve meleke eklinde bulunduunu, ve hibir zaman bu konuda bir tekellfe girmediklerini gstermektedir. Nitekim Arapa, men, beyn ve onlarla ilgili dier ilimler de, onlarda bir meleke ve seciye e.klinde bulunuyordu. Onlardan sonra gelenler ise, onlarn tozlarna ulamaya almak iin kendilerini yormaktadrlar. Heyhat! O da nerde?!

ncs: Farzedelim ki, doumun esas alnacana dair sarih snnet yok ve Talk sresi de sonraki tarihli deil; bu takdirde de yine Talk sresindeki yetin takdimi, daha nce ifade ettiimiz gibi, ummunun bulunuu ve br yetteki "beklerler" ifadesinin de mutlak oluu gerekesiyle vacib olacakt. Meseleyi bylesi bir anlaya havale etmek mmkn idi. Ancak pek ok kimseye gre kapal kal ve incelii sebebiyledir ki, konu, snnetin beyanna havale edilmitir. Tevfk ancak Allah'tandr.

"Hamile olanlarn iddetleri, ocuklarn dourmalar ile tamamlanr."'[242] yetinin delleti gerei, kadn ikiz ocua hamile olsa, her ikisini de dourmadka iddeti sona ermez. yet ayn zamanda, istibr yapmas gereken kadnlarn iddetlerinin de, ocuklarn dourmalar olduuna dellet etmektedir. Yine yette, "hamillerini vaz etme" tabiri kullanld iin, ocuu l ya da diri; tam ya da noksan; ruh flenmi veya flenmemi ne ekilde doururlarsa doursunlar, iddetlerinin sona ereceine dellet bulunmaktadr.

"inizden vefat edenlerin brakm olduu eler kendi kendilerine drt ay on gn beklerler."'[243]' yeti ise, hayz grsn grmesin, sadece bu sre kadar beklemeleri ile yetinileceine dellet etmektedir. Bu, ounluun gr olmaktadr. mam Mlik ise yle der: Eer bir kadnn deti senede bir defa ay hali grmek ise ve bu kadnn kocas da lrse, bu kadn hayzn grp ondan temizlenmedike (drt ay on gn beklese de) iddeti bitmez. Eer hayz grmezse, kocann vefatndan itibaren tam dokuz ay bekler. Ondan, ounluun gr dorultusunda ikinci bir rivayet daha bulunmaktadr. Buna gre kadn, drt ay on gn bekler ve hayz grmesini beklemez. [244]

 

2 (Kar') Kelimesinin Yorumlar:

 

Dier bir ihtilf konusu da, yette geen "kar"' (c. kuru' ve akr') kelimesinin mnas hakkndadr. Acaba bundan maksat hayz mdr yoksa temizlik sresi midir? [245]

 

a) Kar Kelimesinin Yorumu Konusundaki Grler:

 

1. Kar'dan Maksat Hayzdr Gr :

 

Byk sahabler, bundan maksadn hayz olduunu sylemilerdir. Bu Hz. Ebu Bekir, Hz. mer, Hz. Osman, Hz. Ali, bn Mes'd, Ebu Musa, Ubde b, es-Smit, Ebu'd-Derd, bn Abbs, Muz b. Cebel (r.anhum) gibi sahablerin gr olmaktadr. Ayn zamanda bu, bn Mes'd'un Alkame, el-Esved, brahim, reyh, a'b, Hasan, Katde gibi btn talebelerinin; bn Abbs'm talebeleri olan Sad b. Cbeyr ve Tvs'un; Sad b. el-Mseyyeb'in grleri olmaktadr. shk b. brahim, Ebu Ubeyd el-Ksm, mam Ahmed gibi hadis imamlarnn grleri de bu ekildedir.mam Ahmed'i de bunlar arasnda saydk. nk o da bu gre rc etmi ve onda karar klmtr, bunun dnda onun baka bir gr bulunmamaktadr. Daha nceleri, "kar'"dan maksadn temizlik sresi olduu grnde idi. el-Esrem rivayetinde yle demitir: "Kar'dan maksat hayzdr." diyenlerin dayandklar hadislerin farkllklar arzettiini grdm; "Koca, boad kars nc hayzn grmeye balamadka ona rc hakkna sahiptir." diyenlerin hadislerinin ise sahih ve gl olduklarn grdm."Sadece bu beyan elde eden kimse, Ebu mer b. Abdilber'dir ve o: "mam Ahmed, kar'dan maksadn "tuhr" yani temizlik sresi olduu grne rc etmitir." demitir ki, durum onun syledii gibi deildir. mam Ahmed, bunu nceleri sylerdi, sonra ise bu konuda tevakkuf etmitir. Yine el-Esrem'in rivayetinde mam Ahmed yle demektedir: "Daha nceleri, kar' temizlik sresidir; diyordum. Sonra ise byklerin dedii gibi tevakkuf ettim," mam, daha sonralar "kar1" dan maksadn hayz olduuna kesin olarak hkmetmi ve temizlik sresidir eklindeki grnden rc ettiini tasrih etmitir. bn Hni' rivayetinde yle der: "Ben kar'dan maksadn tuhr yani temizlik sresi olduu grnde idim. Bugn ise ben kar'dan maksadn hayz olduu kanaatindeyim." Kd Ebu Ya'l:"mam Ahmed'den sahih olan ite budur, imamlarmzn kabul ettikleri gr de budur. mam kar'dan maksadn temizlik sresi olduu eklindeki grnden rc etmitir." demi ve daha sonra biraz nce geen bn Hni' rivyetindeki rcunu ifade eden beyann zikretmitir.

Bu gr Ebu Hanife ve talebeleri gibi rey ekolnn de mezhebleri olmaktadr. [246]

 

2. Kar'dan Maksat Temizliktir Gr:

 

Bir baka grup ise; yetteki "kar'"dan maksadn "tuhr" yani temizlik sresi olduunu sylemilerdir. Bu da mminlerin annesi Hz. ie, Zeyd b. Sabit ve Abdullah b. mer'in grleri olmaktadr.

Yine bu gr "yedi fakih", Ebn b. Osman, Zhr ve btn Medine fakihlerinden rivayet edilir. mam Malik ve afi'nin mezhebleri byledir. ki rivayetten birisinde mam Ahmed de bu grtedir.

Bu gre gre, bir kadnn temizlik sresi ierisinde boanmas durumunda, boand andan itibaren geri kalan temizlik sresi tam bir "kar"' saylr m? Bu konuda gr bulunmaktadr.

Birincisi: Geri kalan sre bir tuhr (kar') saylr. Mehur olan da budur.

kincisi: Hayr, saylmaz. Bu da Zhr'nin gr olmaktadr. Nitekim, kar'dan maksadn hayz olduunu syleyenlere gre, ittifakla geri kalan hayz sresi, tam bir hayz olarak kabul edilmemektedir.

ncs: Eer o temizlik sresi ierisinde, cimada bulunmusa, geri kalan ksm saylmaz. Cimada bulunmamsa, geride kalan ksm bir tuhr saylr. Bu gr de Ebu Ubeyd'e aittir.

ddet bekleyen kadn nc hayza veya ez-Zhr'nin grne gre drdnc hayza girerse iddeti bitmi olur. Birinci gre gre, nc hayz bitmedike iddetten km olmaz.

ddetinin bitmi olmas iin hayzdan ykanm olmas gerekir mi? gr bulunmaktadr:

Birincisi: Ykanmadka iddetinden km olmaz. Byk sahablerden mehur olan gr budur. mam Ahmed: "Hz. mer, Hz. Ali ve bn Mes'd: 'Koca, boad kars nc hayzmdan ykanmcaya kadar rc edebilir.' derlerdi." demitir. Bu Hz. Ebu Bekir es-Sddk, Hz. Osman, Ebu Musa, Ubde, Ebu'd-Derd, Muz b. Cebel'den (r.anhum) rivayet edilmitir. Nitekim Vek'in Musannef inde, s e]-Hayyt a'b vastasyla Hz. Peygamber'in birbirinden gzide on sahabsinden ki ilerinde Hz.Ebu Bekir, mer ve bn Abbs da bulunmaktadr "ddet bekleyen kadnn nc hayzmdan temizlenip ykanmadka, kocasnn rc hakk bulunduu" rivayet edilmitir.

Yine onun Musannef inde, Muhammed b.Rld Mekhl vastasyla, Muz b. Cebel ve Ebu'd-Derd'dan da benzeri rivayet edilmitir.

Abdrrezzk'm Musanne/inde Ma'mer Zeyd b. Ref' Ebu Ubeyde b. Abdillah b. Mes'd senediyle rivayet edilir: Hz. Osman, bu konuda bey b. K'b' artr ve sorar: beyy b. Kt>: "Benim grmce kadn nc hayzmdan temizlenip ykanmcaya ve kendisine namaz hell oluncaya kadar, kocas rc edebilir." der. Rvi: "Hz. Osman'n bu gr benimsemi olmasndan baka bir ey bilmiyorum." demitir.[247]

Yine onun Musannefinde, mer b. Rid Yahya b. Eb Kesr senediyle, Ubde b. es-Smit'in:"Boanan kadn nc hayzmdan temizlenip ykanmadka ve kendisine namaz hell olmadka, ayr dmez." dediini rivayet eder.[248]

Bunlar ondan fazla sahabdir. Bu, ayn zamanda Sad b. Mseyyeb, Sfynu es-Sevr, shk b. Rhyeh'in grleri olmaktadr. erik: "Kadn ihmal etse de yirmi yl ykanmasa, kocann (ykanmcaya kadar) ric'at hakk bulunur." demitir. Bu ayn zamanda mam Ahmed'den gelen rivayetlerden birisi olmaktadr.

kincisi: Kadn nc hayzmdan, sadece temizlenmi olmakla iddeti biter ve ykanm olma art yoktur. Bu Sad b. Cbeyr ile Evz'nin grleri olmaktadr. mam afi'nin kadm kavli de byledir, nk o daha nceleri kar'dan maksadn hayz olduunu sylerdi. Bu ayn zamanda mam Ahmed'den gelen rivayetlerden birisidir ve Ebu'l-Hattb'm tercihi de budur.

ncs: Kanm kesilmesinden sonra, kadn zerinden temizlenmi bulunduu vaktin namaz gemedike iddet devam eder ve kocasnn rc hakk bulunur. Bu Sevr'nin gr olmaktadr. mam Ahmed'den nakledilen rivayetlerden ncs de bu ekildedir. Bu rivayeti Ebu Bekr nakletmitir. Bu ayn zamanda Ebu Hanife'nin gr olmaktadr; ancak bu hayzm en az mddeti sonunda kesildiinde szkonusudur. Hayzm en uzun sresi sonunda kesilmesi takdirinde ise iddet, kann sadece kesilmi olmasyla sona erer.

"Kar'dan maksat, tuhr yani temizlik sresidir." diyenler ise iki konuda ihtilf etmilerdir:

Birincisi: Temizlik sresinden nce kan grme art mdr, yoksa deil midir? ki gr vriddir: Her ikisi de mam afi ve Ahmed'in mezheblerinde iki vecih olmaktadrlar. Birincisi: (Tuhr ierisinde boanmak suretiyle, ncesinde kan olmamas durumunda bu tuhr) hesap edilir. nk, bu bir temizlik sresidir ve sonunda hayz (kan) olmaktadr; dolaysyla, daha ncesinde hayz olmas durumunda olduu gibi bu bir "kar"' saylr. kincisi: Hesap edilmez. Bu mam afi'nin mezheb-i ceddindeki beyannn zahiri olmaktadr. nk kan grmeyen bir kadna Arapa'da "zt- kuru'" tabir edilmez.

kinci nokta:nc hayza balar balamaz iddet biter mi? Yoksa bir gn ve bir gece hayz devam etmedike iddeti bitmez mi? Bu konuda mam Ahmed'in tabileri iki vecih olmak zere ihtilf etmilerdir. Bu iki vecih, ayn zamanda mam afi'nin beyan etmi olduu iki kavli olmaktadr. Tabilerine ait nc bir vecih daha bulunmaktadr: Buna gre, kadn deti vehile hayzn grse, mcerred hayznn balamasyla iddeti bitmi olur. Eer deti vehile hayzn grmez de mesela normalde ayn onunda det grrken ayn banda grmeye balasa, bu durumda zerinden bir gn ve bir gece gemedike iddeti tamamlanm olmaz. Sonra iki vecih olmak zere yine ihtilf etmilerdir: Acaba bu kan iddetten saylr m, yoksa saylmaz m? Bu ihtilfn semeresi, bu kan grme urasnda ric'atta bulunma durumunda ortaya lcar. [249]

 

b) Grlerin Delilleri:

 

Buraya kadar "kar"' hakknda ulemann gpr ve mezheblerini ortaya koymu bulunuyoruz. imdi ise delillerine gemek istiyoruz: [250]

 

1. Kardan Maksat Hayzdir Grnn Delilleri:

 

"Kar'"m hayz anlamna geldiini syleyenler, bu grlerine eitli alardan delil getirmilerdir: Birinci Delil:

Yce Allah'n: "Boanm kadnlar, kendi kendilerine kar' {selsete kr') beklerler.m[251]' buyruundan maksad ya sadece "tuhr" yani temizlik sresidir, ya sadece "hayz" dr; ya da her ikisi de birdendir. ncs icm ile mmkn deildir; mterek lfz iki mnaya hamledenler dahi bu konuda hemfikirdirler. u halde, yetin ilk iki ihtimale hamli gerekmektedir: Bu iki ihtimalden hayz zerine hamledimesi eitli alardan daha uygun olmaktadr:

1 Eer kar'dan maksat tuhr olacak olsayd, o takdirde iddet bekleyen kadn iin iki kar' ve ncsnden de bir an beklemesi yeterli olurdu. yette kullanlan "" saysnn bu mnada kullanlmas ise uzak bir mecazdr. nk saylar belli bir aded konusunda "nas's"drlar; ne aza ne de oa dellet etmezler.

Burada siz: "erisinde boanlan tuhrun geri kalan ksm bize gre bir kar'dr." diyebilirsiniz. Bu itiraznza adan cevap vermek mmkndr:

a) Daha nce de getii gibi, bu zerinde ittifak edilemeyen bir konudur; btn mmet, kar'm bir ksmnn tam bir kar' saylacana dair asla icm' etmi deillerdir. Byle bir iddia delile muhtatr.

b) Bu bir mezhebilik iddiasdr ve yetin bu iddia zerine hamli, kur'un tuhur olduunu kabullendirme gayreti gerektirmektedir. Kur'an bu ekilde mezhebilik iddialaryla tefsir edilemez ve lgate bu gibi mnalar yklenemez. Lgatte, asla tuhrdan bir anlk zaman iin "tam bir kar'" ismi verilmez ve byle bir mna akla gelmez. Bu mna zerinde mmet.gr birlii de etmemitir. Dolaysyla bu iddia ne naklen, ne de icm' yolu ile sabit deildir. Bu sadece mcerred (dayana olmayan) bir hamiden ibarettir. Hi phesiz "hami" baka, "vaz'" ise daha baka eylerdir. Vaz', ancak lgat bakmndan, er'an ya da rfen sbut bulduu zaman bir mna ifade der.

c) "Kar"' kelimesi ya "tuhr"un yani temizlik sresinin tamamnn addr, nitekim (brlerine gre) hayz mddetinin de tamamnn ad olmaktadr. Ya da bir ksmnn addr; veyahut da her ikisi arasmda lfz ya da manev itirakle "mterek" bir kelime olur. ssn da btldr dolaysyla birinci ksm taayyn eder. yle ki: "Kar"1 kelimesinin temizlik sresinin bir ksm iin vaz'edilmi olmasnn batll ortadadr; nk byle olmas durumunda tek bir temizlik sresinin pek ok "kar"' olmas gerekir ve bu durumda "kar"1 kelimesi. mecaz anlamda kullanlm olur. Manev itirak ile mterekliin batll da iki adan olmaktadr: Birincisi: Tek bir temizlik sresine hakikat anlamnda pek ok "kar"1 tabir etmenin doru olmas gerekir. kincisi: Nazrlnln ki "hayz" olmaktadr bir czne ittifakla "kar"' ismi verilmemektedir. "Kar"' kelimesinin her ikisi iin lgat bakmndan vaz'edilmi elmas fark etmez ve bunda bir kapallk yoktur.

Eer: "Biz bu ksmlar ierisinden, tamamyla c2; arasnda lfz itirakle mterek olmas eklini tercih ediyoruz. Mterek, her iki mnas zerine de hamledilebilir; nk bu daha ihtiyatl olmaktadr. Beret (sorumluluktan kurtulma) ancak bununla husule: gelir." denilecek olursa buna cevap iki adan verilecektir: Birincisi: Daha nce de getii gibi, itiraki sahih deildir. kincisi: ayet itiraki sahih olsa bile, bu takdirde de btn mnalarna hamledimesi caiz deildir. Mterek lafzn, her iki mnas zerine de hamlini caiz grmeyenlere gre bu zaten aktr. Mterek lfzn her iki mnas zerine de hamlini caiz grenler ise, bunu ancak her ikisinin de murad edildiine dair delil bulunduu zaman caiz grmektedirler Byle bir delilin bulunmamas durumunda ise, ilerinden birisinin ya da her ikisinin murad edildiine dair bir delil bulununcaya kadar tevakkuf ediyorlar. Mteahhir limler, mam afi ve Kad Ebu Bekir'den unu naklederler: "Lafz karinelerden soyutland zaman, aynen min (genel) lafzlarda olduu gibi, her iki mnaya da hamli vacib olur; nk bu daha ihtiyatl olmaktadr. Zira iki mnasndan biri dierinden daha ncelikli deildir. nc bir mnaya ihtimali imkan da yoktur; tmden terki (ta'tli) mmkn deildir, beyann ihtiya anndan geriye kalmas ise mmkn deildir. Amel vakti geldiinde, iki mnasndan birisinin bizzat maksut olduu tebeyyn etmemise, o vakitte lfzn hakikatinin murad olmad anlalm olur. Eer murad edilmi olsayd, mutlaka beyan edilirdi. Dolaysyla mecaz mna taayyn etmi olmaktadr ki, o da her iki mnann birden murad edilmesidir. Her iki mnaya da hamlin hakikt olduunu syleyenler, muradn ikisinden biri olduu tebeyyn etmeyince, her ikisinin de murad olduu anlalm olur, demektedirler."

eyhlislm bn Teymiye yle demitir: mam afi ve Kad'den nakledilen rivayet zerinde dnmek gerekir. Kad'ya gelince, mm lafzlar hakkmda tevakkuf etmek ve bir delil olmakszn mm lafzlar "istirak" (btn fertlerini kapsamas) mnas zerine hamletmenin caiz olmad onun prensiplerinden (asl) olmaktadr. mm lfzlarda bile tevakkuf eden bir kimse, delil olmakszn mterek lfzlar istirak mnasna nasl hamledebilir? Onun kitaplarnda zikrettii ey, sadece re'sen (yani kelimenin ilk konumunda) itirakin muhallii olmaktadr. tirak iddiasnda bulunulan lfzlar ona gre mutvt[252] isimler kabilindendir. mam afi'ye gelince, onun ilimde sahip olduu yce makam, byle bir ey sylemi olmasna mnidir. Bu gr onun u sznden karlmtr: "Bir kimse "mevl"sine vasiyette bulunsa, bu lfz hem yukardan hem de aadan olan "mevl"y iine alr." mam belki de bu sz, "mevl" kelimesinin mtevt' isimlerden olduu ve onlar (yani aadan ve yukardan olan mevl) arasnda bir mterek nokta bulunduu inancyla sylemi olabilir. nk o (mevl lfz), izaf isimlerdendir. Aynen "Ben kimin mevls isem, Ali de onun mevlsdr."[253] hadisinde olduu gibi. Bu szden, aralarnda bir mterek nokta bulunmayan isimler hakknda, "mutlak zikredilmesi halinde lfzn, btn mnalarna hamledilme sinin gereklilii" eklinde genel bir kaide karlmas ve bunun da mam'a nisbet edilmesi gerekmez. Sonra bu szn yanllna eitli hususlar dellet etmektedir:

a) Lfzn her iki mnasnda birden kullanlmas ancak mecaz olmaktadr. nk, lfzn tek bana ayr ayr her bir mnas iin konulmu olmas hakikat olmaktadr. Mutlak lfzn mecaz zerine hamli caiz deildir, aksine hakikat mnas zerine hamledilmesi vacibtir.

b) ayet, her ikisi iin mnferid olarak ve her biri iin de toplu olarak konulmu olduu farzedilse, bu takdirde mterek lfzn mnas (mefhmu) olmu olur. Bu mnasndan bir gereke olmakszn herhangi birisi zerine hamide bulunmak mmkn deildir.

c) O takdirde, btn mnalarna hamli imkansz olur. nk onun sadece bir manasyla her iki mnas zerine beraberce hamli, iki zttn bir arada toplanmasn iktiza eder. Dolaysyla mterek lfzn btn mnalarna hamledilmesi mmkn deildir. Her iki mnasna beraberce hamledilmesi, mefhumlarndan bir ksm zerine hamletmek olur; btn mefhumlar zerine hamli, bir anda btn zerine hamlini ortadan kaldrr.

d) Burada baz durumlar vardr: 1) Sadece bu hakikat. 2) Yalnzca dieri hakikat. 3) Her ikisi birden. 4) Sadece birinin mecaz. 5) Sadece dierinin mecaz. 6) Her iki mecaz birden. 7) Bunun mecaz ile birlikte yalnz hakikati. 8) Dierinin mecaz ile birlikte hakikati. 9) Her ikisinin mecaz ile birlikte tek bir hakikat. 10) Mecaz ile birlikte dier hakikat. 11) Dierinin mecaz ile beraber. 12) Her ikisinin mecaz ile birlikte. te bu on iki hamil ihtimali bulunmaktadr; bunlarn bir ksm hakikat eklinde dier bir ksm da mecaz eklindedir. Btn bu hamil ihtimalleri ierisinde, dier mecaz ve hakikat mnalan bir tarafa itilerek bir mecaz mnann belirlenmesi, gerekesiz bir tercih olur ki, bu da mmkn deildir.

e) Eer mterek lfz her iki mnasna da birden hamledilecek olsa, o takdirde mm lfzlardan olur. nk, mm ismin hkm, tahsis durumunun bulunmad zamanda, btn fertlerine hamlinin vacib olmasdr. Eer byle olacak olursa, bu durumda iki mnasndan birisinin istisnas caiz olacakt ve mutlak zikredilmesi durumunda hatra ilk olarak umm mnas gelecekti ve onu iki mnasnda:! birisi hakknda kullanan kimse, rnn lfz baz fertleri hakknda kullanan kimse gibi olacakt. Dolaysyla konumasnda mecaz yapm olacak ve hakikat mnasnda kullanmam olacakt, onu iki mnasndan biri hakknda kullanan kimse bir delile muhta olmayacakt; aksine sadece dier mnay nefyeden kimse delile ihtiya duyacakt ve mm. lfzlarn umm ifade edeceini ve ondan mcmellii nefyetmeyenlere gre tahsisin bulunduunu aratrmadan nce, ondan mul mnasn anlamak gerekecekti. nk bu durumda mterek lfz, dier mm lfzlar mevkiinde olacakt. Bu ise kesinlikle btldr. Yine bu durumda, mterek isimlerin hkmleri, mm lfzlarn hkmlerinden ayr olmayacakt ki, bu durum lgatte zarur olarak bilinen bir husus -olmaktadr. Yine bu takdirde, bu yet hakknda, zahiri ve mutlakmm hilfma hamide bulunma hususunda icm' edilmi olacakt. Zira onlardan hibirisi kp da, "kar"' kelimesinin hem tuhr hem de hayza ayn anda hamledildiini sylememitir. Bylece onlarn "lfzn her ikisine de birden hamledilmesi ihtiyata daha uygundur." eklindeki szlerinin sakatl da ortaya km oldu. nk yetin hayz ve tuhra hamli takdir edilmi olsayd, bunda ihtiyattan kma mnas olurdu.

Eer biz onlardan her birisinden ayr ayr e hamlederiz; denilirse, bu kez de Kur'an'n zahirine muhalefet edilmi olur. Zira bu takdirde kar' says alt olurdu.

"Ya bizzat ikisinden birisine ya da ikisi zerine hamledilmesi..." eklindeki szlerine gelince, buna kar diyoruzT: Byle bir eyin, mcmel isimlerde olduu gibi ondan muradn ne olduuna delletten soyutlanm olmas caiz deildir. Bu dellet ynnn baz mctehidlerden gizli kalmas, btn mmetten de gizli kalmasn gerektirmez. nc vecihe verilecek cevap bu olmaktadr. Szn, mutlak eer murad olan mnaya dellet etmiyorsa, bu takdirde mutlaka muradn beyan edilmesi gerekir. yetteki "kar"' dan maksadn her ikisi birden deil, sadece birisi olduu taayyn edince, onunla hayzm murad edilmi olmas btr ok adan daha uygun olmaktadr: Birisini arzetmi bulunuyoruz.

2 "Kar1" kelimesinin hayz anlamnda kullanlmas, tuhr anlamnda kullanlmasndan daha ak gzkmektedir. nk tefsir ve lgat limleri, bu kelimeyi hayz ile tefsir ediyorlar, ondan sonra da "denildi ki", "denilir ki", "falan der ki" eklindeki ifadelerle, "Tuhr mnasna da kullanlr." ya da "O ayn zamanda tuhur anlamndadr." eklindeki szlerim ilve ediyorlar. Dolaysyla onlar, bu kelimenin "hayz" ile tefsirinin herkese malum, msellem ve yaygn olduunu; "tuhr" ile tefsirinin ise z tefsir olduunu, sadece ileri srlm bir gr olduunu belirtmi olmaktadrlar. te onlarn ifadelerini burada naklediyoruz:

Cevheri yle der: Fetha ile "el-kar"1 kelimesi hayz demektir. oulu "akr"' ve "kuru"' gelir. Hadiste: Hayz gnlerinde namaz yoktur." buyrulmutur. "el-Kar"' ayn zamanda "tuhr" mnasna gelir. Kelime ezdddandr. (ki zt anlam ieren kelimelerdendir.)

Ebu Ubeyd: "el-Akr' hayzdr." demi, sonra yle devam etmitir, "el-f Akr' tuhrlar demektir." el-Kis ve el- Ferr, kadn hayz grd zaman denilir; demilerdir.

bn Fris ise yle der: "el-Kur"' vakitlerdir. Bazan tuhr iin, bazan ; da hayz iin olur. Mfredi "kar'"dr. "el-Kar"' denilir ve bu "tuhr" demektir. Baz insanlar, el-kar'n hayz olduu grne gitmilerdir. Sonra bn Fris, bu kelimeyi, tuhr ve hayz vakitleri arasnda mterek klanlarn szlerini, onu tuhr vakitleri anlamnda kullananlarn szlerini, hayz vakitlerine tahsis edenlerin szlerim, sanki bunlar \ ierisinden birisini tercih etmezmi ve her ikisinin valtitleri iin kabul edermi gibi nakleder ve "Bir kadn hayzdan tuhra, tuhrdan hayza

ktnda denilir."der.

Buradan u da anlalyor ki, "kar"' kelimesinin hakikatinde mutlaka hayz kelimesinin msemms bulunmaktadr. Bunu, "Tuhr vakitleri kar' olarak isimlendirilir." diyenlerin, bununla sadece iki tarafnda kan (hayz) bulunan tuhr [temizlik) vakitlerini kasdetmi olmalar da teyid etmektedir. Yoksa, henz ay hali grmeyen ve ay halinden kesilen [yise) kadnlarn temizlik srelerine "kar"' tabiri kullanlmaz ve bu kadnlar, btn lgatilerin ittifakyla "zevt- kuru'" tabiri kapsamna girmezler.

b "Kar"' kelimesi, eriat lisannda sadece hayz anlamnda kullanlmtr. Bu kelime hibir yerde, "tuhr" anlamnda kullanlmamtr. Dolaysyla, yette geen "kar"' kelimesinin eriat lisannda nceden kullanlan ve bilinen mnasna hamledilmesi daha uygun, hatta gereklidir, baka trls olamaz. Hz. Peygamber (s.a.) mstahza (zr sahibi) bir kadn iin: yani "Hayz gnlerinde namazn terket! "[254] buyurmulardr. Hz.'Peygamber (s.a.) Allah'tan bildiren kimsedir. Kur'an onun kavminin diliyle inmitir. Mterek bir kelime, onun kelmnda iki mnasndan biri zerine varid olduunda, eer btn szleri arasnda dier mnasnda da asla kullanld sabit olmamsa, dier yerlerde de geen ayn lfzn kullanlan mna zerine hamledilmesi vacib ve bu Allah'n bize hitapta bulunduu Kur'an'n dili olmu olur. Bu lfzn bakalarnn szlerinde baka mnalar olsa bile bu onun Kur'an dili olmasn engellemez ve bu mna mterek lfzn iki mnasndan birisiyle tahsisi konusunda er' hakikat olmu olur. Nitekim "mutevt"' isimler de fertlerinden birisiyle tahsis edilmektedir ve hatta bu daha da evleviyet arzeder. nk ou kez lfzlardaki itirakin sebebi, kabilelerden birisinin bir eyi bir isimle isimlendiimeleri, baka bir kabilenin de ayn lfz baka bir eye isim koymalardr. Hatta Mberred ve daha bakalar: "Dilde mtereklik ancak bu yolla szkonusu olur; baka trl olmaz. Szc vaz' eden kimse, onu asla birden fazla mna iin koymaz. Balangta mterek lfz szkonusu olmaz." demilerdir. eriat lisannda "kar"' kelimesinin "hayz" mnasnda kullanld sabit olunca, buradan eriat dilinde bu kelimenin mnasnn byle olduu anlalm olur. Dolaysyla da, baka yerde geen bu lfzn ayn mnaya hamledilmesi vacib olur. Bunu yetin: "Onlara, Allah'n rahimlerinde yaratt eyi gizlemeleri hell olmaz."'[255]' eklindeki siyak (sonras) da aklamaktadr. Bu rahimlerde yaratlan ey, mfessirlerin tamamna gre hayz ve ocuktur. Rahimde yaratlan ey, ancak harite vcdu olan hayzdr. Bu yzdendir ki, selef ve halef ulemas: "O ocuk ve hayzdr." demilerdir. Bir ksm ise: "O ocuktur." demitir. Dier bir ksm da:"O hayzdr." demilerdir. Ancak hibir kimse ondan maksat tuhrdur; dememitir.Bu yzdendir ki, bn'l-Cevz vb. gibi tefsir ehlinin szlerini toplamaya byk bir aba gsteren kimseler byle bir tefsir nakletmemilerdir. Yce Allah: "Kadnlarnz iinde ay hali grmekten kesilenler ile henz ay hali grmemi olanlarn iddetleri hususunda pheye derseniz, bilin ki, onlarn iddet beklemesi aydr."[256] buyurmu ve her bir ay bir hayza kar tutmutur. Hkm de hayzdan temizlik (tuhr) halinin bulunmamasna deil, hayzn bulunmamasna balamtr. Ayn ekilde Hz. ie hadisinde Hz. Peygamber (s.a.): "Cariyenin talk iki boamadr, iddeti de iki hayzdr."[257]' buyurmutur. Hadisi Ebu Davud, bn Mce ve Tirmiz rivayet etmilerdir. Tirmiz: "Garbdir ve onu sadece Mzahir b. Eslem'in hadisleri meyanmdan reniyoruz. Mzahir ilim aleminde bu hadisten baka bir yolla bilinmez." demitir. Drakutn'nin lfz da: "Klenin talk ikidir." eklindedir. bn Mce, Atiyyet'1-Avf hadisinde, bn mer'den (r.a.) naklen Hz. Peygamber'in (s.a.): " Cariyenin talk ikidir, iddeti de iki hayzdr." buyurduunu nakleder.[258]' Yine bn Mce Sunen'inde. Ali b. Muhammed Vek' Sfyn Mansr brhm Esved senediyle Hz. ie'nin: "Berre, hayz sresince iddet beklemekle emrolundu." dedii rivayet edilir.[259]'

Msned'de, bn Abbs'tan (ra.) rivayet edilir: "Hz. Peygamber (s.a.) Berre'yi muhayyer brakt; o da kendi nefsini tercihte bulundu. Hz. Peygamber (s.a.) kendisine hr kadnn iddeti gibi iddet beklemesini emretti."'[260]' Hz. ie hadisinde hr kadnn iddeti hayz eklinde tefsir edilmitir. Burada itiraz serdedilerek Hz. ie'nin bu konudaki gr "kar"' dan maksadn tuhr olduu eklinde idi; denilecek olursa buna yle cevap verilebilir: Bu rvisi tarafndan muhalefet edilen ilk hadis deildir. Dolaysyla onun rivayeti alnr, grne baklmaz. Yine Rubeyyi' bt. Muavviz hadisinde, Hz. Peygamber'in (s.a.) Sabit b. Kays b. emms'n hanmna, kocasndan hul yolu ile ayrldnda tek bir hayz iddet beklemesini ve akabinde ailesine katlmasn emrettii ifade edilmitir. Hadisi Nes rivayet etmitir.[261]'

Ebu Davud'un Sunen'inde bn Abbs'tan rivayet edilmitir: Sabit b. Kays'm hanm kendisinden hul yolu ile ayrlmtr. Hz. Peygamber kadna bir hayz iddet beklemesini emretmitir.'[262]'

Tirmiz'de rivayet edilir: Rubeyyi' bt. Muavviz, Hz. Peygamber (s.a.) devrinde kocasndan hul yolu ile ayrlmt. Hz. Peygamber (s.a.) kendisine bir hayz iddet beklemesini emretti ya da ona yle emredildi."[263] Tirmiz yle der: Sahih Rubeyyi' hadisi, onun bir hayz sre ile iddet beklemesi emredildiini ortaya koymaktadr. Yine istibr cariyenin iddeti olmaktadr. Ebu Sad'den sabit olduuna gre, Hz. Peygamber (s.a.) Evts esirleri hakknda: "Hmile kadnlar dourmadka; yine hamile olmayan kadnlar da bir hayz grmedike kendileryle cima edilemez." buyurmutur. Hadisi Ahmed ve Ebu Davud rivayet etmilerdir.[264]

Burada yle bir itiraz serde dilebilir: Cariyenin istibrsnn bir hayz grnceye kadar beklemek olduu konusunu kabul etmiyoruz, aksine cariyenin istibrsnn hayzdan nceki tuhr (temizlik sresi) ile olduu kanaatindeyiz. Nitekim bn Abdilberr byle demi ve ilve ederek: "Cariyenin istibrs icm' ile bir hayzdr." eklindeki szleri sandklar gibi deildir; aksine bize gre cariye iin, hayzma girmesi ve grd kann hayz kan olduuna kesin inanmas durumunda nikhlanmas caizdir. smail b. shk, kendisiyle mnazara etmek iin huzuruna alnan Yahya b. Eksem'e bu ekilde sylemitir, demitir.

Buna yle cevap veriyoruz: Bu itiraz Hz. Peygarnber'in (s.a.): "Hmile kadnlar dourmadka; yine hamile olmayan kadnlar da bir hayz grmedike kendileriyle cima edilemez." szleri reddetmektedir.

unu da belirtmek gerekir ki, iddetten beklenen asl maksat, her ne kadar baka faydalar var ise de, rahmin temiz olduunun ortaya kmasn istemektir (istibr). Nikhl olan hr kadnn eref ve ehemmiyetine binaen, onun rahminin temiz olduuna dair bilgiye almet olmak zere kar' beklemesi hkm olarak konulmutur. Eer "kar"', tuhr yani temizlik sresi olsayd, bu durumda, birinci kar' yan temizlik sresinde bir dellet bulunmazd. nk, eer temizlik sresi ierisinde cimada bulunmu ve sonra boamsa ve kadn daha sonra hayz grmse, bu durumda, "kar"' dan maksadn tuhr (temizlik sresi) olduu grnde olanlara gre, szkonusu temizlik sresinin de saylmas gerekir. Bu temizlik sresinin rahmin temizliine dellet etmeyecei ise malumdur. Rahmin temizliine dellet edecek tek ey, talktan sonra meydana gelen hayzdr. Eer temizlik sresi ierisinde boam ve o sre ierisinde de temasta bulunmam ise, bu durumda rahmin temizlii talktan nce vuku bulan hayzla bilinmi olur. ddet ise, talktan nce olamaz. nk iddet talkn hkm olmaktadr; hkm ise asla sebebinden nce bulunamaz. Talktan sonra mevcut olan temizlik sresinin, rahmin temizliine asla delleti bulunmadna gre, onun rahmin temizliine dellet etmesi iin konulmu olan iddetin ierisine sokulmas caiz olmaz. Bu tpk, ehdeti makbul olmayan kimsenin ehdeti gibidir; ehdeti makbul olmayan bir kimsenin ehdetine dayanlarak hkmde bulunulamaz. Nikhl kadnlar hakknda iddetin, cariyeler hakkndaki istibr gibi olmas da bunun byle olduunu aklamaktadr.

Sarih snnetle, istibrnn, tuhr yani temizlik sresiyle deil, hayzla olduu sabit olmutur. Dolaysyla iddet de ayn ekildedir. nk aralannda bir fark yoktur. Sadece iddetin teaddd szkonusudur ve istibrda tek bir hayz grmekle yetinilmektedir. Bu ise, bu ikisinin "kar"' m mahiyetinde farkl olmalarn deil, sadece muteber olan miktarnda ayr olmalarn gerektirir. Bu yzdendir ki, mam afi, kendisinden nakledilen iki kavilden daha sahih olannda: "Cariyenin istibrs, hayz ile olur." demi ve onun tabileri iki konuyu birbirinden ayrarak: "ddet, kocann hakknn yerine getirilmesi iin vacib olmutur; dolaysyla da kendi hakknn bulunduu zamanlara tahsis edilmitir ki, bu zamanlar da tuhr yani temizlik zamanlandr. Yine iddet, tekerrr eder ve ortasmda hayzn da bulunmasyla rahmin temizlii bilinmi olur. stibr ise byle deildir. nk o tekerrr etmez. Ondan maksat mcerred temizliktir Dolaysyla istibrda tek bir hayz ile yetinilinir." mam afi, dier kavlinde, iddet konusundaki , asl prensibinin bir gerei olmak zere "Cariye bir temizlik sresi (tuhr) ile istibrda bulunur." demitir.

Bu gre gre, acaba temizlik sresinin geri kalan ksm hesaba katlr m? Bu konuda mam afi'nin tbilerinin iki vechi bulunmaktadr: Eer, temizlik sresinin geri kalan ksm, hesaba katlacak olursa, bu takdirde mutlaka bunun zerine tam bir hayz mddetinin eklenmesi gerekir. kinci temizlik sresine girer girmez artk hell olur. Eer temizlik sresinin geri kalan ksm hesaba katlmayacak olursa, bu takdirde de, mutlaka tam bir temizlik sresinin zerine eklenmesi gerekecektir. mam afi'ye gre, (yalnz bana) temizlik sresinin geri kalan ksm, ihtilafsz bir "kar"' saylmamaktadr.

ounluk ulema (cumhur) ise, istibr iddetinin temizlik sresi (tuhr) deil, hayz olduu grndedirler. Criye hakknda szkonusu olan bu istibr, hr kadn hakknda szkonusu olan iddet gibidir. Hr kadnn hayzla iddet beklemesi, cariyenin hayzla istibrda bulunmasmdan iki adan dolay daha evladr:

Birincisi: Hr kadnn iddeti hakknda "kar"'m defa tekrarlanmasnn yani kez istibrda bulunmasnn art koulmas suretiyle ihtiyatl davranld sabit bulunmaktadr. Buna gre, hr kadnn iddetinin, temizlik sresine nisbetle daha ihtiyatl olan hayzla olmasnn daha uygun olaca anlalr. nk, (hayz ierisinde boanmas durumunda) hayzdan geri kalan ksm bir "kar"' saylmaz ken, temizlik sresinden geri kalan ksm "kar"' saylabilir.

kincisi: Cariyenin istibrs, hr kadnn iddeti hkmnn bir alt hkmdr. Kur'an ile sabit olan odur; istibr ise sadece snnetle sabit olmutur. Sri*, istibr konusunda, onun hayzla olmasna hkmederek ihtiyatl davrandna gre, hr kadnn istibrsnn ncelikli olarak hayzla olmas gerekir. Hr kadmm iddeti, onun istibrsdr; cariyenin istibrs ise onun iddeti olmaktadr.

Yine, deliller, almetler, snr ve gayeler, ancak dierlerinden temayz eden ak eylerle husule gelir. Kadnn temizlii, asl konumudur. [265]

yzdendir ki, temizlik sresi devam ettii srece, eriatta ona has olmak zere dierlerinden ayr bir hkm getirilmesine gidilmemitir. Kadn iin temayz eden ve farkl bir zellik arzeden durum hayz halidir. nk kadn hayz grmeye balad zaman, normal hkm deiir ve blia olur, kendisine namaz, oru, tavaf gibi ibadetlerin, mescidde kalmann haraml vb. hkmler terettp eder.

Daha sonra kan kesilip de ykand zaman, hkmlerdeki deiiklik temizlik sresinin yenilenmesi sebebiyle deil, deiiklii gerektiren hayzn ortadan kalkmasyla olur.[266]' Bylece hkmler, temizlik sonrasnda, hayz ncesinde bulunduklar eski halleri zerine tekrar dnm olurlar ve temizlik sresi hkmlerde bir yenilik getirmi olmaz, "kar"' kadnn hkmlerini deitiren bir durumdur. Bu deiiklik ise, temizlik (tuhr) ile deil ; sadece hayz ile olur. Bu izah, hayz grmeden nce boanp sonra hayz gren bir kadnn, bu hayzdan nceki temizlik sresini bir "kar"' olarak hesap edenlerin grlerinin fasid olduuna dellet eder. nk bu temizlik sresini "kar"' sayan kimse, eriatte herhangi bir hkm bulunmayan bir eyi bir "kar"' klmaktadr ki, bu da fsiddir. [267]

2 . Kar'dan Maksat Temizliktir Grnn Delilleri:

 

yette geen "kar'"dan maksadn temizlik sresi olduu grnde olanlar yle demilerdir: Sizinle mnakaamz iki noktada toplanmaktadr:

Birincisi: "Kar'" dan maksadn tuhur (temizlik sresi) olduuna dair delillerin ortaya konmas.

kincisi: Sizin delilerinize kar verilecek cevaplar. [268]

 

a leri Srlen Deliller :

 

Yce Allah: Ey Peygamber!

Kadnlar boayacanz zaman! iddeterinl gzeterek boayn." buyurmaktadr,[269] Bu yeti delil olarak kullanma ekli yle olmaktadr: kelimesindeki lm harfi vakit anlam veren bir harftir. Dolaysyla, yetin anlam "Onlar iddetlerinin vakti ierisinde boaynz." demektir. Nitekim:

Ve yetlerinde de lm harfleri vakit anlamnda kullanlmtr.[270] Yine Araplar: yani "Ayn son gnnde sana geldim." demektir ve lam harfi grld gibi zaman anlamna gelmektedir. Hz. Peygamber (s.a.) bu yeti bu ekilde tefsir etmitir. Sahhayn'da bn mer'den (r.a.) yle rivayet edilmitir: bn mer'in kendisi, karsn hayz halinde iken boamt. Hz. Peygamber (s.a.) kendisine, tekrar rc etmesini, sonra onu temiz iken kendisine yanamadan boamasn emretmi, sonra da: "Yce Allah'n, kadnlarn iinde b o sanlmalarm emrettii iddet ite odur." buyurmutur.[271]' Bylece Hz. Peygamber (s.a.) Yce Allah'n kadnlarn ierisinde boanlmalarn emrettii iddetin, hayzdan sonra olan temizlik sresi olduunu beyan buyurmutur. Eer "kar"' dan maksat hayz olsayd, bu durumda koca onu iddet ierisinde deil, iddetten nce boam olurdu. Bu ise kadnn iddetinL uzatmak olurdu ki, bu karsn hayz halinde boamak gibi caiz deildir.

mam afi yle der: Yce Allah: "Boanm kadnlar, kendi kendilerine kar' beklerler."[272]' buyurmaktadr. yetteki "kar"' kelimesi bize gre Allah daha iyi bilir tuhr yani temizlik sre sidir. Eer birisi kar da: Onun "tuhr" olduuna deliliniz nedir? Kald ki, bakalar ondan maksadn "hayz" olduunu sylemektedirler; derse, ona u ekilde cevap verilir: Buna iki dellet bulunmaktadr: Birincisi snnetin aklam olduu kitap, dieri de dildir. Eer kitap delili nedir denilirse cevaben; yetidir; deriz. (Mnas: "Ey Peygamber! Kadnlar boayacanz zaman, iddetleri ierisinde boayn.[273] Bize Nfi' ve bn mer senediyle mam Mlik haber vermitir: bn mer, Hz. Peygamber (s.a.) devrinde, kars hayz halinde iken onu boamt. Babas Hz. mer, bunu Hz. Peygamber'e sordu. Hz. Peygamber (s.a.) ona: "Ona emret, karsna mracaat etsin, sonra temizlenip akabinde tekrar hayz grp sonra yine temizlensin. Ondan sonra dilerse tutsun, dilerse kendisine yanamadan nce onu boasm.Yce Allah'n^ kadnlarn iinde boanlmalarn emrettii iddet ite , budur." buyurur.

Mslim ve Sad b. Salim bize bn Creyc Ebu'z-Zbeyr bn mer senediyle haber vermilerdir: bn mer, hayz iken karsn boadn anlatr ve Hz. Peygamber'in (s.a.): "Temizlendii zaman boasn ya da utsun." buyurduunu ve "Ey Peygamber! Kadnlar boayacanz zaman, iddetlerl ierisinde boaym." buyurmaktadr.[274] yetini "iddetleri ncesinde" eklindeki tefsr aklama ilvesiyle okumutur, [275] mam afi yle devam eder: Ben nasl phe ederim?! Bizzat Hz. Peygamber (s.a.) Allah'tan bir beyan olmak zere "iddetin tuhr ile olduunu, hayz ile olmadn haber vermi ve yeti, "iddetlerl ncesinde" eklindeki tefsr aklama ilvesiyle okumutur. Bu ise karsn temiz iken boamas ekliyle olur. nk bu takdirde kadn iddetini karlam olur. Eer hayzl iken boanacak olursa, o takdirde iddetini ancak hayzdan sonra karlayabilmi olacaktr.

"Dil delili nedir?" denilirse buna da yle cevap verilir: "el-Kar"' kelimesi, bir sebebe dayal olarak verilmi bir isimdir. Hayz rahmin brakt ve dar kan kan olmakta, tuhr ise tutulan ve dar kmayan kann ismidir. Arapa'da "kar"' kknn "haps" mnasna geldii bilinmektedir. Mesel bu kelimeyi u ekilde kullanrlar: "O suyu havuzunda ve su kabnda tutuyor, hapsediyor. "O yemei avurdunda topluyor, tutuyor." demektir. Yine Araplar, kii bir eyi hapsettiinde diyorlar ve bunu "gizledi" anlamna kullanyorlar. Hz. mer de: eklindeki bir sznde yine ayn ekilde bu kelimeyi "hapsetmek" mnasnda kullanmtr.

mam afi yle der: mam Mlik, bn ihb Urve senediyle nakleder: " Hz. ie nc hayznm kann grmeye balad zaman Hafsa bt. Abdirrahman b. Eb Bekr'in yanma intikal eder." Bu haber Amra bt.Abdirrahman'a sylenilmi, o :"Urve doru sylyor." demitir. Bu konuda insanlar Hz. ie ile sert tartmalara girimi ve: Yce Allah " kar' " buyuruyor; demilerdir. Bunun zerine Hz. ie onlara :"Doru sylediniz! Peki "kar"' m ne demek olduunu biliyor musunuz? O, "tuhr" demektir." demitir[276]

mam Mlik, bn ihb'dan haber verir: Ebu Bekr b. Abdirrahman' iittim, yle diyordu: "Fukahamzdan yetitiim herkes bu ekilde sylerdi." O bu szyle Hz. ie'nin sylediini kasde diyordu [277] mam afi, Sfyn ez-Zhr Amra senediyle Hz. ie'nin: "Boanm kadn, nc hayzn grmeye balad m, artk kocasndan ayn dm (iddetini bitirmi} olur." dediini nakleder[278]

mm Mlik, Nfi' Zeyd b. Elem Sleyman b. Yesr senediyle nakleder: Ahvas (bn Hakim), kars nc hayzn grmeye baladnda am'da ld. Daha nce onu boamt. Muviye bir yazyla bunu Zeyd b, Sbit'e sordu. Zeyd cevaben yazsnda ona: "Kadn nc hayzn grmeye balad zaman, artk iddetini tamamlam olur; aralar ayrlr. Dolaysyla da birbirlerine varis olamazlar." demitir. [279]

Sfyn, Zhr ve Sleyman b. Yesr araclyla Zeyd b. Sbit'in: "Kadn nc hayzn grmeye balad m, artk (iddetini bitirmi ve) ayn dm olur." dediini rivayet etmitir.[280]

Sad b. Arbe hadisinde bir adam Sleyman b. Yesr senediyle Hz. Osman ile bn mer'in: "Kadn nc hayza girdi mi, artk kocasnn kendisine rc hakk kalmaz." dedikleri ifade edilmitir.

mam Mlik, Nfi' araclyla bn mer'den:"Adam karsn boad da, kadn nc hayzn grmeye balad m, artk ondan ayn dm olur. Birbirlerine varis olamazlar." dediini rivayet eder.

Yine mam Mlik'in bildirdiine gre. Kasm b. Muhammed, Salim b. Abdillah, Ebu Bekr b. Abdirrahman, Sleyman b. Yesr ve bn ihb yle derlerdi:"Boanm kadn, nc hayzn grmeye balad m, artk iddetini tamamlam olur ve aralannda miras cereyan etmez. "[281] mam Mlik'ten afi'nin dndaki dier rviler "Artk kocann ona rc etme hakk kalmaz." ifadesini ilve etmilerdir. mam Mlik sonra: "Memleketimizdeki ilim ehlini zerinde bulduum ey de ite budur."

demitir.

mam f yle der: yette geen "kar"' dan maksadn "tuhr" yani temizlik sresi olmas uzak bir durum deildir. Nitekim Hz. ie de byle demitir. Kadnlar bu konuda daha bilgilidirler. nk bu haller onlarda bulunur, erkeklerde bulunmaz. Hayz mnasna da gelebilir. Bu durumda hayz grdnde artk evlenmek iin hell olur. Biz, Allah'n kitabnda "gusletmesi" yani hayzdan sonra ykanmas art iin bir mna gremiyoruz. Siz iki grten birisine kail olmuyorsunuz: Yani, "kar"1 dan maksat "hayz" dr diyenler, "Koca, boad kars nc hayzmdan ykamncaya kadar rc edebilir." diyorlar. Nitekim Hz. Ali, fbn Mes'd, Ebu Musa byle sylemilerdir. Hz. mer'in gr de yledir, mam afi yle devarn ediyor: "Onlara yani Irakllara:"Siz, ne grn rivayet edip onunla ihticacta bulunduunuz kimselerin grlerini, ne de seleften bildiimiz birisinin grn almadnz?" denilse, onlar: "Biz onlara nerede muhalefet ettik?" deseler, yle deriz: "Onlar "...ykanncaya ve kendisine namaz hell oluncaya kadar..." dediler; siz ise :"Ykanma hususunda ihmal etse de, zerinden namaz vakti gese, ykanmasa da, kendisine namaz hell olmasa da artk (nikh iin} hell olur." dediniz. mam afi'nin sz bitti.[282]

"Kar' " kelimesinin dilde "tuhr" anlamna geldiine el-A''nn u beyti de dellet emektedir:

"Senin iin her sene bir sava vardr'. Onun iin sabrn, metanetini toplar ve onu stlenirsin. Karlarnn temizlik sreleri iinde onlardan ayr dmen dolaysyla karlatn skntlara karlk, o savatan mal ve eref ile dnersin."[283]

Beyitte geen "kuru"' kelimesinden maksat, "tuhr" yani temizlik dnemleridir. nk o, sava srasnda kanlarnn temizlik srelerini karm ve sava onlar zerine tercih etmitir.

Sonra "tuhr" vcuda gelme bakmndan hayzdan daha ncdir; dolaysyla o, isme daha lyktr.

Sizinle tartmamzn birinci noktas bitmi oldu. [284]

 

b Birinci Gre Cevaplar:

 

kinci noktaya yani sizin serdettiginiz delillere kar cevap vermeye gelince, buna da ksa ve detayl olmak zere iki cevap vereceiz:

Ksa cevabmz yle olacaktr: Biz diyoruz ki. zerine Kur'an nazil olan kimse, ayn zamanda onun tefsirini de en iyi bilen, kelamn sahibinin ondan ne murad ettiini en iyi anlayan kimsedir. Hz. Peygamber (s.a.) Yce Allah'n gz nnde bulundurarak kadnlarn boanmasn istedii iddetten maksadn "tuhr" olduunu aklamtr. Dolaysyla ondan sonra artk ona muhalif olan bir eye iltifat etmenin bir anlam yoktur; hatta onun bu tefsirine muhalif olan her trl tefsir ve yorum batldr.

mmet ierisinde bu meseleyi en iyi bilenler Hz. Peygamber'in (s.a.) zevceleri, onlar ierisinde de Hz. ie'dir. nk bu konu kadnlara havale edilmi bir konudur. Yce Allah onlarn hayz, gebelik gibi konulardaki szlerini makbul saymtr. nk bu gibi konular, ancak onlar tarafndan bilinebilir. Dolaysyla bu konuda onlarn en bilgili olduu ortadadr. imdi byle bir konuda Hz. ie : "Kar'dan maksat "tuhr" dur." demise onu kabul etmek gerekecektir: irin de dedii gibimi "Hazm bir sz sylemitir; 'onu tasdik ediniz.

Zira sz, Hazm'nin szdr."[285]

Detayl cevabmza gelince, bu noktada sizin serdettiginiz her delili teker teker ele alacak ve zel olarak cevap vereceiz:

"Ayetteki "kar"1 dan maksat ya sadece tuhurdur, ya sadece hayzdr, ya da her ikisidir..." eklindeki sznz ele alalm:

Biz buna cevap olarak: Maksat sadece tuhurdur; diyoruz.Daha nce zikrettiimiz deliller bunu gerektirmektedir. "Nass, eyi gerektirmektedir..." eklindeki sznze gelince buna da iki cevabmz olacaktr:

Birincisi: Bize gre temizlik sresinin geri kalan ksm tam bir "kar'"dr. Dolaysyla da kadn tam tuhrla iddetini beklemi olacaktr.

kincisi: Araplar, iki ve ten de bir ksm zerine oul sasn kullanmaktadrlar. Nitekim "Hac belli aylardr."[286] yetinde "ehur" kelimesi grld zere oul olarak kullanlmtr. Halbuki hac mevsimi evval ve Zilkde'de aylar ile Zilhicce'den de on ya da dokuz veyahut da on gnden ibarettir. Eer bu kullanl ekli onlarn dillerinde bilinen bir ey ise ve ona dellet eden delil de bulunuyorsa, onu kabul etmek gerekecektir.

"Kar"' kelimesinin "hayz" hakknda kullanlmas, "tuhr" hakknda kullanlmasndan daha aktr." eklindeki sznze biz de aksini syleyerek cevap veriyoruz.

'Tefsir ve lgat limleri, bu kelimeyi nce hayz ile tefsir ediyorlar, ondan sonra da "denildi ki", "denilir ki", "falan der ki" eklindeki ifadelerle 'Tuhr mnasna da kullanlr." ya da "O ayn zamanda tuhr anlamndadr." eklinde szlerini ilve ediyorlar..." eklindeki ifadenize gelince , buna cevabmz yle olacaktr:

Lgat limleri, bu kelimenin iki eye (msemm) ad olduunu belirtiyorlar ve bu kelimenin her iki mna iin de kullanldn tasrih ediyorlar. lerinden bir ksm, bu kelimenin "hayz" anlamnda daha ak olduunu; dier bir ksm da "tuhr" anlamnda daha. ak olduunu kabul etmilerdir. Kimisi de her iki mna hakknda kullanldn mutlak olarak zikretmi ve birini dierine tercih yoluna gitmemilerdir. Cevheri, "hayz" anlamm tercih etmitir. mam afi ise, kendisi ayn zamanda lgatte de otoritedir, onun "tuhr" anlamna geldiini tercih etmitir. Ebu Ubeyd: " el-Kar'" hem hayz hem de tuhr iin kullanlmas doru olur." der. Zeccc: "Kendisine gvendiim birisi, Ynus'tan "kar"' kelimesinin, ona gre hem hayz hem de tuhr iin kullanlabileceini ifade ettiini bana haber verdi." demitir. Ebu'1-Amr b. Ala ise yle demitir: "el-Kar"T; vakit demektir. Bu kelime hem hayz iin hem tuhur iin kullanlabilir."

Bu zikrettiklerimiz, lgat limlerinin ifadeleri olduuna gre, bir genellemeye giderek, dilcilere gre "kar'"dan maksat hayzdr; eklinde bir demlendirmeye nasl gidilebilir?

"Tuhr vakitleri 'kar'" olarak isimlendirilir." diyenler, bununla sadece iki tarafnda kan (hayz) bulunan tuhr (temizlik) vakitlerini kasdetmi olmaktadrlar. Yoksa, henz ay hali grmeyen ve ay halinden kesilen (yise) kadnlarn temizlik srelerine "kar"' tabiri kullanlmaz ve bu kadnlar, btn lgatilerin ittifakyla "zevt- kuru1" tabirinin kapsamna girmez." eklindeki sznze iki cevabmz olacaktr:

Birincisi: Bu gr kabul etmiyoruz. Aksine henz hayz grmeyen kk bir zevce boanm olsa ve sonra hayz grse, bu durumda olan bir zevce bizde daha sahih olan vecihe gre ierisinde boanm olduu temizlik halini bir "kar"1 olarak sayar. nk bu akabinde hayz bulunan bir tuhr yani temizlik sresidir; dolaysyla ncesinde hayz hali olmas durumunda olduu gibi burada da bir "kar"1 olur.

kincisi: Biz sizin bu iddianz kabul etsek bile, bu tuhra iki taraf da kan ile ortalanmadka "kar"' ad verilmeyeceine dellet eder ve biz de ayn eyi sylyoruz ve: "Tuhr'un "kar"' diye isimlendirilmesi iin kan arttr." diyoruz. Bu art, onun isim verildii eyin (msemmnn) hayz olduuna dellet etmez. Nitekim Arapa'da "ke's"e bardak, kse denilmesi iin iilecek eyle dolu olmas art vardr. Bu art "ke's" kelimesinin isim verildii eyin iilecek ey olmasn gerektirmez, o cam ya da benzeri bir eydir. Yine "mide = sofra" kelimesi de ayndr, bu kelimenin kullanlmas iin masann zerinde mutlaka yemek olmas gerekir. Eer yemek yoksa o sofra deil, masadr. Yine "kuz = testi" kelimesi de byledir. Bu ismin verilmesi iin kulplu olmas art vardr. Yoksa o eye, "kb" ad verilir. Yine kama kalem denilebilmesi iin ucunun alm ve uygun tarzda kesilmi olmas art vardr; aksi takdirde ona kalem deil, kam vb. denir. "Hatem = yzk, mhr" kelimesinin kullanlabilmesi iin, o eyin bizzat kendisinden ya da baka bir madenden kamn bulunmas art vardr; byle olmad takdirde ona "fetha = kasz yzk" ad verilir, "hatem" denilmez."Ferve = krk" denilmesi iin, o eyin tyl olmas lazmdr, aksi takdirde ona "cild = deri" ad verilir. "Rita = car" denilmesi iin rtnn tek paradan olumas gerekir. Eer iki paradan oluursa ona "mle" (araf) denilir. Giyilecek eye "hlle" denilebilmesi iin, "izr" ve "rid" ad verilen iki paradan olumas gerekir; aksi takdirde "sevb" ad verilir. "Erke" isminin kullanlabilmesi iin, o eyin zerinde bir otan bulunmas gerekir; aksi takdirde "serr" kelimesi kullanlr. Develere "latme" tabir edilebilmesi iin, yklerinin gzel koku olmas art vardr; aksi halde yk tayan develere '"r" = kervan" tabir edilir. "Nefak = tnel" kelimesinin kullanlmas iin mutlaka bir k yerinin bulunmas gerekir; aksi takdirde "sereb" kelimesi kullanlr. Yn iin '"ihn" kelimesinin kullanlabilmesi boyanm olmas artna baldr. "Hdr = brg" kadn bryen eyin addr; aksi takdirde "sitr = rt" kelimesi kullanlr. "Mihcen = baston" denilebilmesi iin, denein ba tarafnn bklm olmas gerekir. Yoksa "asa" kelimesi, kullanlr. Kuyu iin "rakiyye" kelimesinin kullanlabilmesi iin iinde su bulunmas art vardr. "Vekd" kelimesinin "hatab = odun" hakknda kullanlabilmesi iin ierisinde ate olmas lazmdr; yoksa ona "hatab = odun" denilir. Rutubetli olmadka topraa "sera" denilmez "turb" denilir. Mektup iin bir memleketten baka memlekete tammadka "mualala" kelimesi kullanlmaz, "risale" denilir. Topra ziraate hazr hale getirmedike "karh" tabiri kullanlmaz. Klenin kama; alk, korku ve ar yorgunluk gibi bir sebepten tr olmad zaman ancak "ibk" kelimesi kullanlr; byle bir sebepten dolay kamsa, ona "bk" deil "herb" ad verilir."Rudb" kelimesi, tkrk hakknda ancak azda iken kullanlr, azdan ktktan sonra onun ad artk "busk" tr. Cesur kimseye, silahtan ikyeti olduu zaman ancak "kemiyy = bahdr" denilir; aksi takdirde ona "batal = kahraman" ad verilir. Cesur kimseye "batal" ad verilmesinin iki izah vardr: Birincisi: Onun ecaat ve cesareti hasmn, onun darbe ve tarruzunu iptal eder; o yzden ona "batal" denilmitir, ikincisi: Onun yannda cesur kimselerin cesaretleri krlr ( btl olur). Ona bu yzden "batal" denilmitir. Bu durumda birinci izaha gre "batal" kelimesi "faal" vezninde ism-i fail, ikinci izaha gre de ism-i mefl olmaktadr. Kyasa uygun olan da budur. Yine deveye, zerinde su tamadka "rviye" ad verilmez. Tabaa "mihd" denilebilmesi iin, zerinde, hediye olmas art vardr. Kadna "zane" denilebilmesi iin hevdec (deve izerindeki adr) ierisinde olmas art bulunmaktadr. Aslnda bu byledir; bununla birlikte kadna, hevdec ierisinde olmadan da "zane" denildii olmaktadr. Nitekim hadiste, bu mnada kullanlmtr.[287] "Kova = seci" kelimesinin kullanlabilmesi iin, ierisinde o anda suyun bulunmas gerei vardr; yoksa ona "delv" kelimesi kullanlr. Kova tam dolmadka "zenb" kelimesi de kullanlmaz. Henz zerinde l bulunmadka "serr" e "na'" kelimesi kullanlmaz. Kemik zerinde et bulunmadka ona "ark" tabir edilmez. p zerinde boncuk dizili olmadka "simt" denilmez. ki ya da daha fazlas bir araya getirilmedike ip iin "karane" fiili kullanlmaz. Bir topluluk tek bir mecliste ya da ayn yolculukta bir araya gelmedike "rifka" ad almaz. Birbirlerinden ayrldklar zaman bu isim ortadan, kalkar, fakat "reik = arkada" ismi devam eder. Taa "radf1 ismi verilebilmesi iin, ate ya da gnete iyice kzm olmas gerekir. Gnee "gazale" ismi sadece gnn tam ykseldii anda verilir. Elbiseye "mitraf' denilebilmesi iin iki tarafnda da alem (ss) bulunmas arttr. Meclise "nd" denilebilmesi iin, yelerinin orada hazr bulunmas gerekir. Kadna, anne - baba evinde kalmadka "atik" denilmez. Tuzlu suya "cc" denilebilmesi iin, tuzluluu yannda ac da olmas art vardr. Yrmeye "iht"' kelimesinin kullanlabilmesi iin ayn zamanda korkulu da olmas gerekir. Ata "muhaccel" denilmesi iin, ayaklann hepsindcya da ounda beyazlk olmas art vardr. Eer aratracak olsak bu uzun bir konudur. Ayn ekilde "tuhr" iin de, nnde ve sonrasnda kan olmadka "kar"' tabiri kullanlmaz. imdi ondan maksadn hayz olduuna dellet bunun neresinde bulunuyor?!

"Kar' kelimesi eriat lisannda sadece "hayz" anlamnda kullanlmtr..." eklindeki sznze gelince; biz, deil sadece o mnaya geldiini kabul etmek, eriat lisannda "hayz" anlamna asla kullanlmad kanatindeyiz. Hz. Peygamber zrl kadn iin: "Kar* gnlerinde namaz brak!" buyurmutur. mam afi, Harmele'nin kitabnda nakledildiine gre bu hadiste kullanlan "kar"' kelimesinin ne mnaya geldii hakknda sizin itiraznza da cevap olacak ekilde gayet gzel aklamada bulunmutur. te tam metnini arzediyoruz: "brahim b. smail b. Ulye, "kar"' m hayz mnasnda olduunu sanm ve Sfyn Eyyb Sleyman b. Yesr rnm Seleme senediyle gelen Hz. Peygamber'in (s.a.) zrl bir kadn hakknda "Kar*" gnlerinde namazm terkedersin." buyruunu delil olarak kullanmtr. Sfy;in asla byle bir rivyette bulunmamtr. Sfyn'm, Eyyb Sleyman b. Yesr mm Seleme senediyle rivayet ettii ey sadece udur: Hz. Peygamber (s.a.): "Hayz grd gn ve geceler adedince " veya "kar' gnlerinde namazn terkeder." buyurmutur. Buradaki phe Eyyb'dan kaynaklanmaktadr. O rvinin bunu mu, yoksa brn m dediini bilmemektedir ve onun bu rivayetini kendi diledii tarafa doru ekmitir ve hadisin yle olduunu rivayet etmitir. Bu doru bir ey deildir. Bize mam Mlik, Nfi' Sleyman b. Ysir mm Seleme senediyle haber vermitir: Hz. Peygamber (s.a.): "Kendisine isabet eden zrden nce, bir ayda grmekte olduu hayz gn ve geceleri adedine baksn, sonra (o gnler saysnca) namazn terk etsin, sonra ykansn ve namazn klsn." buyurmutur[288] Nfi', Sleyman'dan rivayetinde, hfz bakmndan Eyyb'dan daha salamdr ve o, Eyyb'un rivayet ettii iki mnadan da birisinin benzerini demektedir." afi'nin sz burada bitti.

Yce Allah'n: "Onlara, Allah'n rahimlerinde yaratt eyi gizlemeleri hell olmaz."[289] buyruunu delil olarak kullanp, rahimde yaratlan eyin ya hayz, ya ocuk ya da her ikisi olduunu ifade etmelerine gelince,

kukusuz hayz, burada zikredilen eyin ierisine dahil bulunmaktadr. Ancak o eyi gizlemenin haram olmas, yette zikri geen "kuru"' kelimesinden maksadn, "hayz" olduuna dellet etme;:. nk "kuru"' dan maksat, eer tuhr yani temizlik vakitleri olursa, kadnn iddeti drdnc veya nc hayzma balar balamaz bitecektir. Kadn nafaka ya da daha baka amalarla, iddetinin bittiini saklamak istediinde "Ben hayzm grmedim ki, iddetim bitsin!" diyecektir. Halbuki, syledii yalandr, hayzn grmeye balam ve iddeti sona ermitir. Bu durumda yetin "kuru"' kelimesinden maksadn "temizlik sreleri - tuhur vakitleri" olduuna delleti daha ak olmaktadr. Biz burada gmze dellet bulunduuna kanaat ediyoruz, ama siz ille de istidlalde bulunmamz isterseniz, istidlal ekli bizim iin daha da ak olmaktadr. nk mfessirlerin ou "rahimde yaratlan ey" den maksadn hayz ve doum olduunu sylemilerdir. ddet, doum halinde ocuun zuhuru ile tamamlandna gre, ayn ekilde hayzm da gzkmesiyle bitmi olmaldr. Her ikisinin de kadnla ilgili olmas bakmndan hkmde eit tutulmalar bunu gerektirir.

"Kadnlarnz iinde ay hali grmekten kesilenler ile henz ay hali grmemi olanlarn iddetleri hususunda pheye derseniz, bilin ki, onlarn iddet beklemesi aydr."[290] yetinde her bir ay, bir hayz karlnda tutulmutur." eklindeki istidlalinize gelince, bu "kar"' dan maksadn "hayz" olduunda sarih deildir. Bu yet, nihayet hayzdan midin kesilmesinin ay ile iddet beklemek iin art olduunu, dolaysyla hayz grd srece ay halinden kesilen (yise) kadnn iddeti gibi iddet bekleyemeyeceini bildirmektedir. Bize gre tuhrdan ibaret

olan "kar"', ancak hayz ile birlikte bulunur ve onsuz kar' tabiri kullanlmaz. Dolaysyla, onun hayz olduu da nereden gerekecektir?! Hz. Aie'nin rivayet ettii:"Cariyenin talk iki boamadr, iddeti de iki hayzdr."[291] eklindeki hadisle istidlalinize gelince; bu, yle bir hadistir ki, eer onun gibi bir hadisi siz deil de biz delil olarak kullanacak olsaydk, onu asla bizden kabul etmezdiniz. nk o zayf ve illetli bulunan bir hadistir. Onun hakknda Tirmiz: "Garbdir ve onu sadece Mzahir b. Eslem'in hadisleri meyanndan reniyoruz. Mzahir ilim leminde bu hadisten baka bir yolla bilinmez." demitir. Bu Mzahir b. Elem hakknda, Ebu Hatim er-Rz: "Onun hadisleri mnkerdir."; Yahya b. Man: "O bir ey deil; kald ki bilinen bilisi de deildir." demilerdir. Ayn ekilde onu Ebu sim da zayf bulmutur. Ebu Davud: "Bu mehul bir rvinin hadisidir." derken, Hattb: "Hadisiler, bu hadisi zayf bulmulardr." demitir. Beyhak: "Eer sabit olsayd, gereiyle hkmederdik; ne var ki, biz adaleti mechl olan bir rvinin rivayet ettii hadisi sabit kabul edemeyiz." demitir. Drakutn: "Ksm'dan sahih olarak gelen bunun aksidir." demi ve sonra Zeyd b. Eslem'den yle rivayet etmitir: "Ksm'a cariyenin ka talkla boanaca soruldu, o: "Onun talk ikidir, iddeti de iki hayzdr." diye cevap verdi. Kendisine: "Bu konuda Hz. Peygamber'den sana bir ey ulat m?" diye soruldu. Buna da: "Hayr!" diye cevap verdi.[292] Buhr, Tarih'inde, Mzahir b. Elem Kasm ie senediyle merf' olarak: "Cariyenin talk ikidir, iddeti de iki hayzdr." buyurulduunu rivayet eder. Ebu sim yle der: Bana bn Creyc Muzhir'den haber verdi: Sonra Mzahirle karlatm, onu bize rivayet etti. Ebu sim, Muzhir'in zayf olduunu sylerdi. Yahya b. Sleyman, bn Vehb'den nakleder: Bana sme b. Zeyd b. Elem haber verdi: O babasnn yannda otururken, emrin elisi ona gelmi ve: "Emir sana, cariyenin iddeti ne kadardr? diye soruyor." demi. Babas: "Cariyenin iddeti iki hayzdr, hr kocann cariyeyi boamas talkladr, kle kocann hr kadn boamas iki talkladr, hr kadnn iddeti hayzdr." demi. Sonra haberciye: "Nereye gidiyorsun?" diye sormu, o da "Bana Kasm b. Muhammed ile Salim b. Abdillah'a da sormam emretti." demi. O da Allah adna yemin verdirerek geri gelmesini ve onlarn ne dediklerini kendisine bildirmesini sylemi. Haberci gitmi ve babama geri dnm ve ona, onlarn da aynen kendi syledii gibi haber verdiklerini ve: "Ona syle! Bu ne Allah'n kitabnda ne de Rasl'nn (s.a.) snnetinde yoktur; ancak mslmanlar bununla amel edegelmilerdir." dediklerini bildirmi.

Ebu'l-Ksm b. Askir, el-Etrf nda: "Bundan da anlalyfl ki, merf hadis mahfuz deildir." demitir.

"Cariyenin talk ikidir, iddeti ise iki hayzdr." eklindeki merf bn mer hadisine gelince, bu Atiyye b. Sa'd el-Avfi'nin rivayetinden olmaktadr. Onu birok hadis imam zayf bulmulardr. Drakutn: "bn mer'den sahih olan, Salim ve Nfi'in ondan rivayet ettikleridir." demi ve Salim ve Nfi'den: "bn mer: 'Kle kocann hr kadn boamas iki talkladr; iddeti ise kar'dr, hr kocann criye karsn boamas ise iki talkladr; iddeti ise cariye iddeti yani iki hayzdr.'[293] demitir." diye nakletmitir.

bn mer'den sabit olan grn, kar' dan maksadn tuhr olduunda phe yoktur.

mam afi, Mlik Nfi' senediyle bn mer'in: "Adam karsn boad zaman, nc hayzmn kann grmeye balad m, artk kocasndan ayr dm olur, birbirlerine vris olamazlar." dediini naklederi[294]

Bu hadis, bn mer ile Hz. ie arasnda dnp dolamaktadr. Bu ikisinin de konu hakkndaki grleri kesin olarak, "kar"1 dan maksadn tuhr olduu eklindedir. Kendi bilgileri dahilinde Hz. Peygamber'den (s.a.) bunun aksine hadisin bulunduu ve onlarn hadis dorultusunda dnmemeleri nasl tasavvur edilebilir?

Bizzat bu cevap , ayn zamanda da Hz. ie'den nakledilen "Berre'ye hayz iddet beklemesi emredildi..." eklindeki hadisle istidlale de cevap olmaktadr. Ayrca unu da ilve edelim: Bu hadis lfzla rivayet edilmitir: a) "ddet beklemesi emredildi." b) "Hr kadnn iddeti gibi iddet beklemesi emredildi." c) " hayz iddet beklemesi emredildi." Muhtemelen " hayz iddet beklemesi emredildi." eklinde rivayet eden kimsenin bu rivayeti mna ile rivayet edilmi olmaldr. Hz. ie'nin bilgisi dahilinde byle bir hadisin bulunmas ve ondan sonra da kalkp onun "kar"1 dan maksat tuhrdur; demesi alacak bir eydir. Bundan daha da hayret verici olan bir dier husus, bu hadisin hepsi de hadis imamlarndan oluan mehur bir senedle rivayet edilmi olmas, buna ramen ne Sahih sahipleri, ne Msned sahipleri, ne de ahkm hadislerini- toplayan zevat tarafndan kitaplarna alnmamas ve drt imamdan hibirisi tarafndan kullanlmamasdr. Bu hadisi kullanmak mecburiyetinde olan kimse, zellikle de byle gne gibi mehur bir senedle olan bu hadis karsnda onu tahric etmeksizin nasl sabr gsterirdi?! Hi phe yoktur kt, Berre'ye iddet beklemesi emredilmitir ve bu dorudur. Ancak onun hayzla iddet beklemesi konusuna gelince, eer bu sahih olsayd, biz asla baka bir gre gitmezdik ve derhal onu kabule koardk.

stibr ile iddet arasnda mnasebet kurarak yaptnz istidlalinize gelince; hi kukusuz istibrnn bir hayzla olduu dorudur. Bu sarih nassn zahiri olmaktadr/Criye tuhr ile istibrda bulunur." diye iddiaya kalkmann bir anlam yoktur. nk byle bir zorlama, Allah Rasl'nn (s.a.) nassnn aksi olmaktadr. Aynca mam afi'nin sahih kavline, mmetin byk ounluunun grlerine ters der. Burada yaplacak i, iki konuyu birbirinden ayrmaktr. Biz diyoruz ki:" Daha nce de getii gibi aralarnda fark vardr. ddet, kocann hakknn yerine getirilmesi iin vacib olmutur; dolaysyla da kendi hakknn . bulunduu zamanlara tahsis edilmitir ki, bu zamanlar da tuhr yani temizlik zamanlardr. Yine iddet, tekerrr eder ve ortasnda hayzm da bulunmasyla rahmin temizlii bilinmi olur. stibr ise byle deildir."

Eer "kar"1, tuhr yani temizlik sresi olsayd, bu durumda, birinci kar' yani temizlik sresinin bir delleti bulunmazd. nk, eer temizlik sresi ierisinde cimada bulunmu ve sonra boamsa ve kadn daha sonra hayz grmse, bu durumda, "kar1" dan maksadn tuhr (temizlik sresi) olduu grnde olanlara gre, szkonusu temizlik sresinin de saylmas gerekir. Bu temizlik sresinin, rahmin temizliine dellet etmeyecei ise malmdur." eklindeki sznzn cevabna ise ksaca yle diyeceiz: Kadn tam iki tuhrdan sonra temizlenmi olunca, birincinin de dier ikisine eklenmi olarak delleti sahih olacaktr.

"Deliller, alametler, snr ve gayeler, ancak dierlerinden temayz eden ak eylerle husule gelir. Kadnn temizlii, asl konumudur..." eklindeki sznze gelince, cevaben yle diyoruz: Tuhrun her iki tarafnn da kan olmas durumunda, yle olmaktadr. Ne nnde ne de sonunda kan olmamas durumunda ise, ona asla itibar edilmemekte ve "kar*" ismi kullanlmamaktadr.

u hususlar da bizim grmz teyid etmektedir: "Kar"' cem etmek, toplamak demektir; dolaysyla bu kelimenin tuhr zaman iin kullanlm olmas daha uygundur. nk tuhr annda kan rahimde toplanmaktadr ve ancak toplandktan sonra dar kmaktadr. Bir

dier husus da ifadesinde saysnn sonuna giren yuvarlak t harfidir. Saylarn sonundaki bu t, saylan eyin mzekker olduunu gsterir. Bu da "kar"' dan maksadn mzekker bir kelime olduuna dellet eder ki, bu da "tuhr" dur. Eer "kar"' dan maksat "hayz" olsayd, o zaman saynn t'sz gelmesi gerekirdi; nk hayz kelimesinin tekili eklinde t'ldr (mennestir). [295]

 

c) Deerlendirme ve Tercih:

 

Bu arzettiklerimiz, bu gr sahiplerinin gerek kendi delilleri ve gerekse kar delillere verdikleri cevaplan olmaktadr. Bu konu, iki taraf arasnda orta yolu bulma imkan olmayan bir konudur. nk iki gr arasnda orta bir gr bulunmamaktadr. Dolaysyla mutlaka iki taraftan birisinin grne meyletmek gerekmektedir. Biz bu meselede, "Kar'dan maksat "hayz"dr." grndeki ileri gelen sahablerle onlarn dorultusunda gr beyan eden kimselerin tarafn tutuyoruz. Bu grn isabetli olduuna dair delillerin serdi daha nce gemiti.Biz burada, tercihte bulunduumuz eyin iyice ortaya kmas iin, kar grte olanlann kar delillerine cevaplar vermek istiyoruz ve tevfiki yalnz Allah'tan bilerek diyoruz ki: [296]

 

1. Kar'dan Maksat Temizliktir Grne Ait Delillerin Tenkidi:

 

"Ey Peygamber! Kadnlar boayacanz zaman, iddetleri ierisinde boayn."[297] yetiyle istidlalinizi ele alalm: Bu yetin sizin aleyhinize bir delil olmas, lehinize delil olmasndan daha yakndr. nk bundan maksat, zarur olarak kadnn iddetten nce boanmasdr. Aksi takdirde yetin, iddet ierisinde talk verilmesi mnasna hamledilmesi mmkn deildir. nk bu her ne kadar lm harfi, f harfi mnasnda zarfiyet mnas da ierebiliyorsa da mna bakmndan sakattr. Zira talkn iddet ierisinde verilmi olmas mmkn deildir, nk, talk iddetin sebebi olmaktadr; sebep ise hkmden nce bulunur. Bu anlald ise, diyoruz ki: "Kar1 dan maksat hayzdr." diyenler, yetle amel etmilerdir ve iddetten nce boam olmaktadrlar.

Eer, "Tuhr" dur diyenler iddet talkn arkasndan gelecei iin iddetten nce boam olurlar." derseniz; bu takdirde, sizin yeti delil olarak kullanmanz batl olacaktr ve yetten muradn iddet iinde deil, iddet ncesinde verilmi talk olduu sahih olacaktr. Her iki durumun da yetle murad edilmi olmas sahihtir. Ancak hayzn murad edilmi olmas daha ar basmaktadr. yle ki; "iddet" kelimesi, saylan hesaba katlan ey mnasna "fi'let" kalbmdadr. nk iddet saylr, hesap edilir. Nitekim yette de "...ve iddeti saynz."[298] buyrulmutur.

Hayzdan nce bulunan tuhr hesaba katlan ve saylan eylerdendir; dolaysyla o iddettendir. Bizim burada szn ettiimin ey bu deildir, Szkonusu olan ey bir baka husustur ki o da, (tuhrun) yette geen " kuru"1 ifadesine girip girmeyeceidir. Eer nass: eklinde olsayd,* o zarnan ilgisi olurdu. Burada iki husus vardr: Birincisi: kincisi de: yetidir. Hi phe yoktur ki bir kimse dedii zaman, bu emre muhatap olan kimse, o eyi ancak gn gelmeden nce yapt zaman erire uymu olur. Yine ayn ekilde: diyen kimsenin bu sz de, o eyi gnn gemesinden sonra yapmas durumunda doru olur Bu zarfiyet bildiren harfinin aksi olmaktadr. nk bir kimse: dedii zaman, fiil bizzat gnn ierisinde vuku bulmu olur. Burada gzel bir nkte (incelik) vardr. yle ki, onlar: demektedirler ve ne vakit zamann getiini ya da^ karlanmasn istiyorlarsa "lam" harfini kullanyorlar ve ne zaman da, fiilin o zaman ierisinde (zarfiyet) vukuunu murad ediyorlarsa, o takdirde de "f" harfini kullanyorlar. ncelik surda: Onlar zamann gemesini ya da karlanmasn istedikleri zamanda, telaffuz ettikleri adedin geen ya da gelecek gnlere aid olduuna (ihtisas) dellet eden "lm" harfini getiriyorlar; eer fiilin bizzat o zaman ierisinde vukuunu murad ediyorlarsa, o takdirde de, zarfiyete has olan harfi yani "f" harfini kullanyorlar. Bu izah, pek ok dil bilgininin "Lm harfi: szlerinde ve yetinde "nce" manasnadr; ayn ekilde "sonra" mnasna da gelir: ifadelerinde olduu gibi. Yine "f" manasna zarfiyet anlamnda kullanlr:

yetlennde[299] bu anlamda kullanlmtr." eklindeki szlerinden daha iyidir. Derinlemesine ele aldmzda gryoruz ki, lm harfi, mezkr vakitlere aidiyeti bildirmek iin asl mnas olan "ihtisas" anlam zerindedir. Onlar; fiili, ona olan aidiyetinden tr, sanki o ona aitmi gibi, zikredilen damana ait klmaktadrlar. Dn!

Dier bir fark: "Lm" harfi kullanldnda, ondan sonra zikredilen zaman mutlaka ya maz (gemi) ya da gelecek olmaktadr. "F" harfi kullanldnda ise, bu durumda, mecrru olan zaman, mutlaka fiil ile bitiik, ayn zamandr. Arapa kaideleri bakmndan eer bu anlald ise, diyoruz ki Hidyetinin mnas "Onlar iddetlerini

karlayarak boaymz." demektir, iddetleri ierisinde boaymz mnasna deildir. Kadnlarn karlanarak boamlaca iddet, talktan sonra

olacana gre, talktan sonra karlanacak olan bu ey mutlaka hayz olacaktr.nk tuhr halinde olan kimse yine onu karlayacak deildir; zira zaten ierisindedir. Dolaysyla kadn, u anda ierisinde bulunduu halinden sonra olacak olan hayz halini karlayacaktr. Dil bakmndan da, aklen ve rfen de anlalan budur. nk afiyet, emniyet ve kelebe ierisinde olan kimseler hakknda " O afiyet bekliyor."; "O emniyet bekliyor."; "O kelebelenmeyi bekliyor." denilmez. Bu gibi ifadelerden, rfen ve dil bakmndan akla gelen ey, bir hal zere bulunan bir kimsenin, o halin zddn bekliyor olmasdr. Bu o kadar aktr ki, rneklerini oaltmaya gerek duymuyoruz.

Soru: Buna gre, hayz halinde iken karsn boayan kimse, "kar"' dan maksadn tuhr olduunu syleyenlere gre, iddeti karlayarak boam olur. nk, kadn iinde bulunduu bu hayz halinden sonra tuhr halini karlayacaktr. Bu hususta ne diyeceksiniz?

Cevap: Evet! Onlarn yle demeleri gerekir. nk, eer kadnn boanlmas emredilen iddetin ilk vakti tuhr ise, kocann talk hayz halinde vermesi durumunda, iddeti karlayarak boam olacaktr. nk kadn, talktan sonra tuhr halini karlam olacaktr.

Soru: "Lm", "f" manasnadr ve mna:"Onlar iddetleri ierisinde boaymz." eklindedir. Bu ise ancak tuhr ierisinde boad zaman mmkn olur. Hayz ierisinde boamas durumunda mmkn olmaz.

Cevab: Buna iki adan cevap vereceiz:

Birincisi: Harflerde asl olan tek mnada ve her harfin kendi mnasnda kullanlmalardr (adem-i itirak). Dolaysyla , bunun aksini iddia etmek bu asl prensip tarafndan reddedilmi olur.

kincisi: Bundan, iddetin bir ksmnn talkn zaman iin zarf olmas durumu gerekir. Dolaysyla da talk, "Ben onu Perembe gn yaptm." ifadesinde de olduu gibi, zarfiyetin sahih olabilmesi zaruretinin bir neticesi olarak ayn iddet ierisinde vaki olmu olur. Hatta bu kabil kullanl ekillerinde ounluk zarfn bir ksmnn fiili gemi olmasdr. Bunun mmkn olmayaca konusunda da phe yoktur. nk iddet talkn akabinde ve onu takip eder; onunla ayn anda bulunmaz, ondan ne geemez.

Farzetsek ki "lm" harfi, "fi" mnasnda olsun; kald ki, bu anlaya: eklindeki bn mer ve daha balsalannn krati de yardmc olmaktadr. Buna ramen, bundan "kar"' kelimesinin "tuhr" mnasna geldii lazm gelmez. nk o takdirde "kar"' kelimesinden maksat bizzat hayz olur; itibara alnp saylan da odur. Hayzdan nce bulunan tuhr (temizlik) hali ise iki adan onun hkmne zmnen ve ona tabi olma yoluyla girer:

Birincisi: Hayzn zarur neticelerinden birisi ncesinde bir tuhr halinin bulunmasdr. Kadn tuhr hali ierisinde iken "Sen hayz mddetince bekle!" denildii zaman, o tuhr da bekleme sresinin ierisine (zarur olarak) girer. Nitekim bir kimseye geceleyin: "Burada gn (gndz) ikamet et!" denildii zaman o gecenin geri kalan ksm da, onu takip eden gndzn ierisine girer. Nitekim dier iki gnn geceleri de, gndzlerine dahil olur. Eer gndz vakti " gece ikamet et!" diyecek olsa, bu kez de o gnn geri kalan ksm, takip eden geceye dahil olacakt.

kincisi: Hayz,daha nceden kann rahimde toplanmasyla tamamlanm olur; dolaysyla da tuhr hali, hayzdan hem mukaddemdir hem de hayzm varlna sebep olur. Hkm hayza balandna gre, bunun zaruri neticelerinden birisi de, hkmn ayn zamanda tuhra da balanm olmasdr. nk hayzm varl, onun varlna baldr. Bylece bunun, yukardaki gn ve gecelerle ilgili verdiimiz misalden daha beli olduu ortaya kmaktadr. nk gece ve gndz birbirine bal, birbirinden ayrlmas dnlemeyen iki unsurdur, fakat biri dierinin mevcudiyeti iin sebep deildir. Burada ise tuhr, kann rahimde

toplanmas iin bir sebep olmaktadr. Yce Allah'n ifadesi "bekleyecei iddeti karlamak iin..." anlamndadr. Kadn ncesinde bulunan tuhr halleriyle birlikte hayz bekler. Eer tuhr halinde iken boanm olursa, kadn saylacak iddeti karlayabilecei bir vakit ierisinde boanm olur. Saylacak iddet de hayz ve ncesinde bulunan tuhr halleridir. Hayz iken boanmas durumunda ise byle deildir. nk o takdirde, hesap edilecek bir iddet gz nnde bulundurulmakszn boanm olur. nk ierisinde boamlan hayzm geri kalan ksm, kadnn ne asaleten ne de tebeiyet yolu ile bekleyecei, hesaba kataca iddetten deildir. Ona iddet adnn verilmesi, sadece zevcenin, o sre ierisinde yeni bir evlilikten engellenmi olmas sebebiyledir.

Bu anlald ise diyoruz ki:

yetindeki "lm" harfinin sebep bildiren "tall" lam olmas caizdir ve anlam "Kyamet gn iin doru teraziler kurarz."[300] demek olur, Burdaki "el-ksf kelimesinin mefulun leh olmak zere mansub olduu da sylenmitir. O zaman da mna "adalet iin" anlamna gelir ve bu ekilde i'raba tabi tutulmas iin gerekli artlar da tamaktadr.

yetine'[301] gelince; buradaki "lm" harfi, kesinlikle "fi" mnasna' deildir. Aksine buradaki "lm"n tall iin olduu sylenilmitir. "Sonra" mnasna da geldii sylenmitir. nk yetten murad, namazn "dlk" kelimesi, ister "zeval, ister "gurb" manasyla tefsir edilsin, tam bu "dlk" annda klnmas deildir. Namazn klnmas ancak bu vakitten sonra olmaktadr. ddet yetinin "sonra" mnasna hamledilmesi mmkn deildir. Zira o zaman mna: " Onlar iddetlerinden sonra boaynz!" eklinde olacaktr. Geriye sadece mnann: "Onlar iddetlerini karlayacak ekilde boaynz." eklinde olmas kk kald. Malumdur ki, kadn temiz iken boand zaman, iddete hayz ile balayacaktr. Eer "kar"' dan maksat "tuhr" olsayd, o takdirde snnet olan boama ekli, iddete "tuhr" ile balam olabilmesi iin hayz iken boamak eklinde olacakt. Oysa ki, Hz. Peygamber (s.a.), gz nnde bulundurularak boanmalarn bizzat Yce Allah'n emrettii iddetin, kadnn talktan sonra iddetini karlayabilmesi iin temiz iken boanmas ekli olduunu aklamtr.

Soru: Biz "kar"1 dan maksadn tuhr olduunu kabul ettiimizde, kadn iddetine talktan sonra faslasz balam olacaktr. Ondan maksadn hayz olduunu syleyenlere gre ise, kadn iddetini tuhr bitmedike karlayamamaktadr.

Cevap: Yce Allah'n kelam, mutlaka mstakil bir faideye hamledilmek zorundadr. yetin "Onlan', kendisinden sonra iddet olacak bir talkla boaynz." eklindeki bir mna zerine hamle dilme sinin bir faydas yoktur. Ama yete: "Onlar yle bir talkla boayn ki, o talkta iddetlerini karlam olsunlar; saylmayacak bir tuhr halini karlam olmasnlar." mnas verilmesinde ise durum byle deildir. nk kadn hayzl iken boand zaman, o saylmayacak bir tuhr halini karlayacaktr; dolaysyla da iddetini karlayacak ekilde boanm olmayacaktr. Bunu : ilki feklinde okuyanlarn kraatleri de aklamaktadr. "iddetin karlanaca, nndeki vakit" demektir. "Hayzm n" demek gibi. Eer onlarn murad ettikleri mna kasdedilmi olsayd, o zaman denilirdi. Bir eyin n ile evveli arasndaki fark ise aktr.

Sizin "Eer "kar"' dan maksat "hayz" olsayd, o takdirde, adam karsn iddetten nce boam olurdu." sznze biz de yle cevap veririz: Evet! Aklen de er'an da olmas gereken budur. nk iddet talktan ayr dnlmez ve hibir zaman da ondan nce bulunmaz; aksine talktan sonra bulunmas vacib olmaktadr.

2 "Ve bu hayz halinde iken boamas durumunda olduu gibi, kadn aleyhine uzatmak olurdu..." eklindeki sznze gelince, cevab olarak denilmektedir ki: Bu, "Hayzl kadnn talknn haram olmasnn illeti, iddetini uzatm olmak korkusudur." eklindeki bir teze mebndir. Oysa ki. pek ok fukaha byle bir izaha taraftar deillerdir ve bu tezin tutarszln yle diyerek ortaya koymaktadrlar: Kadn kocasnn kendisini hayzl iken boamasna raz olsa ve iddetinin uzamasn tercih etse, yine de byle bir talk kocaya hell olmamaktadr. Kadnn bu durumda byle bir talk kocaya mubah klma yetkisi yoktur. Oysa ki, bedelli olarak ittifakla, bedelsiz olma durumunda da iki grten birisine gre, karlkl rza ile, boayan kocann, talktan rc (ric'at) hakkn drmesi mubah olmaktadr. Bu Ebu Hanife'nin mezhebi ve mam Ahmed ve Mlikten gelen iki rivayetten birisi olmaktadr ve yle demektedirler: "Kadnn hayz ierisinde iken haram klnmasnn sebebi, sadece kocann karsn, kendisine rabetinin olmad bir zamanda boam olmasdr." Biz haramln sebebinin kadn aleyhine uzatmak olduunu kabul etsek bile, asl zarar verici uzatma, onu hayzl iken boamasdr. nk kadn hayzm ve arkasndan gelen tuhr halinin gemesini bekleyecek, ondan sonra iddetini beklemeye balayacaktr ve talkla iddetini karlam da olamayacaktr. Ama kadn temiz iken boanrsa, tuhrun hemen akabinde iddetini karlam olacaktr, bu durumda ise iddeti uzatmak szkonusu olmayacaktr.

3 "el-Kar' kelimesi cem' yani toplamak mnasndan tretilmitir. Hayz (kan) ise tuhr zamannda toplanr...." eklindeki sznze gelince, buna cevabmz olacaktr:

Birincisi: nce sizin bu dediiniz doru deildir. "Cem' " yani toplamak mnasndan tretilen kelime illetli olup son harfi "y"h olan kelimesindendir. Aynen fiilinde olduu gibi. Burada bizim szn ettiimiz ise hemzelidir ve fiilindendir fiilinde olduu gibi nc babtandr. Bunlar ayr ayr iki kktr. nk Araplar demektedirler ve bunun anlam "Suyu havuzda topladm." demektir. Bunun mzarsi de: eklindedir. Bu mnadan hareketle kye de denilmitir. Karncalarn toplandklar yuvalarna: denilmesi de bu anlamndan hareketle ve bu kktendir. nk karnca yuvas onlar toplamakta ve bir araya getirmektedir. Hemzeli olana gelince, onun anlam sreli ve snrl bir ekilde zuhur etmek , ortaya kmak

mnasna gelmektedir. denildiinde bu kkten tretilmi olmaktadr. nk Kur'an' okuyan kimse onu, eksiksiz fazlasz belli bir miktar zere karmaktadr. Bu izahmza: yeti[302] de dellet etmektedir. nk burada: kelimeleri birbirleri zerine atfedilmitir. Eer her ikisi de ayn anlamda olsalard, bu anlamsz bir tekrar olurdu. te bu sebeptendir ki, bn Abbs:

yetinin[303] tefsiri hakknda "Onu akladmz zaman..." anlam vermi ve Kur'an'm okunuunu bizzat onun aklan ve ortaya konulmas saymtr. Yoksa Ebu Ubeyde'nin zannettii gibi "Kur'an", "cem1" yani toplamak mnasndan tretilmi deildir. Yine Araplar: ojfietolektedirler. Bu da ayn babtandr ve "Bu deve asla dourmad, yavru karmad, ortaya koymad." demektir. Yine demektedirler Anlam "Falan sana selm sylyor." demektir ve buradaki fiil yine izhar etmek, ortaya karmak anlamndadr. Yine onlar: demektedirler ve bu ifadeyle, "Kadn bir ya da iki hayz grd." demek istemektedirler. nk hayz, gizli olan eyin, ceninin zuhuru gibi, zuhur etmesi, ortaya kmas demektir. Yineifadeleri de bu kk ve mnadandr ve anlamlar "sreyy ile yamur ve rzgarn ortaya kt vakit" demektir. nk her ikisi de belli vakitlerde zuhur ederler. Bu kk ve ondan treyen mnalarn, Ebu Amr ve daha bakalar gibi limler, itikakla ilgili kitaplarda zikretmi bulunmaktadrlar. Hi phesiz ki, bu mna hayzda, tuhrda olduundan daha aktr.

4 Hz. ie: "Kuru' dan maksat tuhr vakitleridir." demitir. Bu durumu kadnlar, erkeklerden daha iyi bilirler..." eklindeki delilinize gelelim:

Biz buna cevap olarak yle deriz: "Kim, Allah'n ltabndan onun muradn anlamada, mnalann kavramada kadnlar Hz.Ebu Bekir, Hz. mer, Hz. Ali, Abdullah b. Mes'd, Ebu'd-Derd ve Hz. Peygamberin dier byk sahablerinden daha stndr diyebilir?! Bu hkmn kadnlar hakknda inmi olmas, onu onlarn erkeklerden daha iyi bileceklerine dellet etmez. Eer yle olsayd, kadnlar hakknda nazil olan her yeti kadnlarn erkeklerden daha iyi bilmeleri lzm gelirdi; erkeklerin de gerek mnas gerekse onlardan karlacak hkmler konusunda kadnlar taklid etmeleri, onlara uymalar gerekirdi. O takdirde kadnlar; st emme haraml, hayz, hayzh kadnla cinsel ilikinin haraml, lm iddeti, gebelik, doum ve bunlarn sreleri, mahrem kimseler ve avret yerlerinin almasnn haraml ve buna benzer dier kadnlarla ilgili ve onlar hakknda inen btn yetleri, erkeklerden daha iyi bilmek durumunda olacaklardr. Bu yetlerin mnalarnn anlalmas, onlardan hkm karlmas gibi konularda ise, erkekler kadnlara tabi olmak, onlar taklid etmek zorunda olacaklardr. Byle bir durumun cabulne ise asla imkan yoktur. Nasl kabul edilebilir ki, inen vahiyle ilgify bilginin esasn, anlay, marifet ve akl gc oluturur. Bu gibi konularda ve dolaysyla bilgiyi elde etmede erkekler kadnlara oranla daha da stn- ve ansldrlar. Hatta unu sylemek imkansz deildir ki, erkeklerle kadnlar bir meselede ihtilfa dsnler de , doru erkekler tarafnda olmasn, bu

mmkn deildir.'[304] Nasl olur da: Hz. ie ile Hz. mer, Hz. Ali ve Abdullah b. Mes'd bir meselede ihtilf ederlerse, Hz. ie'nin grn almak daha uygundur." denilebilir?! Evl olan ierisinde iki rid halifenin de bulunduu grten bakas olabilir mi? Rivayet edildii zere Sddk'm grnn de onlarn dorultusunda olmas durumunda, bu grn doru olduunda phe kalr m? Hz. mer'le Hz. Ali'den yaplan nakil kesin olarak sabittir. Hz.Ebu Bekir'den yaplan nakilde ise garblik vardr. Bununla birlikte, ilerinde Hz. mer, Hz. Ali, bn Mes'd, Ebu'd-Derd, Ebu Musa gibi zevatn da bulunduu ashbtan bir cemaatin gr bizim iin yeterlidir ve Mminlerin Annesinin gr ve anlayn btn bunlarn zerlerine nasl takdim edebiliriz?!

Sonra yle denebilir: Hz. ie, byk insann da st emmesi durumunda st haramlnm doaca, byle bir emme ile mahremiyetin sbut bulaca grndedir. Bu grte bir grup sahb de onun yannda yer almaktadr. Dierleri ise bu konuda ona muhalefet etmilerdir. Hz. ie, byle bir emme ile haramln sabit olaca hadisini rivayet etmitir. O zaman kp da: "Kadnlar, bu konuyu erkeklerden daha iyi bilirler!" deseydiniz ve onun grn dier sahablerin grleri zerine tercih etseydiniz ya!

Mliklere de diyoruz ki: Ayn Hz. ie, st haramlnn ancak be defa emme e sabit olaca grndedir ve bu konuda bir grup sahab de Kendisine katlmlardr. Ayrca konu ile ilgili iki de hadis rivayet etmitir: Bu durumda kalkp: "Bu konuyu kadnlar erkeklerden daha iyi bilirler!" deyip, onun grn dierleri zerine takdim etseydiniz ya!

5 - "Bu erkeklere sirayet eden bir hkmdr. Dolaysyla onda erkeklerle kadnlarn durumu eittir." eklinde bir mtalaa ileri srlrse, buna u ekilde cevap verilebilir: ddet hkmleri de ayn ekilde kadnlarla ilgili olarak kalmaz ve o da erkeklere sirayet eder, dolaysyla onda da, kadnlarn erkeklerle ayn olmalar gerekir. Bu ak bir eydir. Sonra bu konuda erkeklerin grleri tercih edilir. nk Hz. Peygamber (s.a.) bu gruptan olan birisi hakknda "Allah, hakk onun dili

ve kalbi zerine koymutur."[305] buyurmu; birok konuda onun ileri srd grler dorultusunda vahiy gelmi bylece pek ok defa vahyin

desteine mazhar olmu[306] yine Hz. Peygamber (s.a.) ryasnda itii stn arta kalann ona vermi ve bu ryasn ilimle yormu (tabir etmi)'[307] ve onun ilham ve ilh teyide mazhar olduuna ehadette bulunmutur.' [308]Eer mutlaka birilerini taklid etmek gerekecekse, ona uyulmas daha evldr; yok iki muhalif grubu ayran ey bizzat delilse, o takdirde delilin hakem klnmas vacib olacaktr.

"Kar"' dan maksadn "hayz" olduu grnde olanlar, ne Hz. Ali, ne bn Mes'd, ne de Hz. ie'nin grne kail deillerdir. nk Hz. Ali: "Kadn ykanmadka, kocas rc hakkna sahiptir." dernektedir. Siz iki grten birine kail deilsiniz...** eklindeki tenkidinize gelince; bu nihayet Hanef imamlar gibi bu gnje kail olmayan kimselerin grleri ierisinde bir tutarszlk olduunu ortaya koyabilir. Hz. Ali'nin grn esas alan mam Ahmed ve tabileri gibi kimseler hakknda ise, hi ilgisi olmayan bir sulamadr, onlar byle bir ithamdan uzaktrlar. Nitekim daha nce aklanmt. nk mam Ahmed'e gre, Hz. Ali ve onun grnde olanlarn da dedii gibi, kadn ykanncaya kadar iddeti devam eder. Biz, bu konuda "kar'"dan maksadn hayz olduu kanaatinde olmakla birlikte, "Kadn ykanmadka kocann rc hakk vardr." grne katlmayanlar mazur grmek istiyoruz. nk bu kimseler, "kar'"dan maksat "tuhr" dur diyenlerin grne katlmaktadr, ancak iddetin bitmesinin ykanmasna bal olduu konusunda ise, muarz bulduklar bir delilden tr, muhalefet etmektedirler. Nitekim ayn eyi dier fukaha da yapmaktadrlar. Eer ksak da, sizin de bizzat bu trden olan tasarruflarnz saymaya kalksak, (pek ok rnek ortaya koymamz mmkn olacaktr). Eer onlarn muarz bulduklar delil sahih ise, o takdirde bir tutarszlktan sz edilemez. Yok sahih deilse, bu takdirde de onlarn iki meseleden birisinde grlerinin zayf bulunmas, dier meselede onlara muvafakat etmelerine bir engel deildir. nk ilerinde Rid Halifelerin en mmtazlarnn da bulunduu byk sahablere ou grlerinde muvafakat etme, onlarn btn grlerine muhalefet etmi olmaktan ve asla itibar edilmeyecek biimde ilgaya gitmekten daha evldr.

Sonra onlar yle demektedirler: Biz kadnn iddetinin ykanmasna (gusl) mtevakkf olduu konusunda onlara muhalefet etmi deiliz. Aksine biz, "Kadn ykanmadka veya zerinden bir namaz vakti gemedike iddeti bitmez." diyoruz. Bylece biz onlara ykanma artlarnda muvafakat etmi bulunuyoruz ve ilveten kadn zerinden bir namaz vaktinin gemesiyle de iddetinin biteceini, nk namazn boynuna bor olarak yerlemesi sebebiyle teiniz kadnlar hkmnde olduunu ifade etmi oluyoruz. Bu durumda, nasl Rid halifelere (r.anhum) sarih bir muhalefetimiz szkonusu olabilir?!

6 "Allah'n kitabnda ykanma (gusl) iin bir mna bulamyoruz." eklindeki sznze ise, yle cevap verilebilir: Allah'n kitab gusl artna ne msbet, ne de menf ynde temasta bulunmamtr. Helllii ve ayrl sadece mddetin bitimine balamtr.

Selef ve halef ulemas, iddet mddetinin ne e sona erecei konusunda ihtilf etmilerdir. Kimisi hayzn kesilmesiyle; kimisi ykanmak ile veya zerinden bir namaz gemekle ya da hayzn en uzun sresinde kesilmesiyle demilerdir. Bir bakalar, nc hayzma balamasyla iddetin sona ereceini sylemilerdir. ddetin bitmesini ykanmaya balayanlarn delilleri Rid halifelerin uygulamas (kazas) olmaktadr. mam Ahmed yle der: "Hz. mer, Hz. Ali ve bn Mes'd, kadn nc hayzmdan ykanmadka iddeti bitmez; derler. Onlar Allah'n kitabn ve Peygamber'ine inen eylerin snrlarn en iyi bilen kimselerdir." demilerdir. Bu gr Hz. Ebu Bekir Sddk, Hz. Osman, Ebu Musa, Ubde ve Ebu'd-Derd'dan da rivayet edilmitir. bn Kudme ve daha bakalar bu gr onlardan nakletmilerdir. Bu noktadan hareketle:"Hz.Sddk ve onunla beraber ismi zikredilenlerin grne gre, "kar"' dan maksat hayzdr." denilmitir.

Bu grn fkhtan nemli bir nasibi bulunmaktadr. nk kadnn hayz kesildii zaman bir adan temiz kadnlar, dier adan da hayzl kadnlar hkmnde bulunmaktadr. Bu durumdaki bir kadnn hayzl kadn durumunda olmasn gerektiren durumlar, yine ayn kadnn temiz kadnlar hkmnde olmasn gerektiren durumlardan daha fazla bulunmaktadr. nk bu durumdaki bir kadm, orucun sahihlii, namazn vcbu hususunda temiz kadnlar gibiyken, baz mezheplere gre Kur'an okumasnn; mescide girmesinin, Kabe'yi tavaf etmesinin ve cins mnsebetin haraml; yine iki grten birisine gre bu sre ierisinde iken talkn haram olmas gibi hususlarda da hayzl kadnlar hkmnde bulunmaktadr. Rid halifeler ve byk sahabler, nikh konusunda ihtiyatl davranmlar ve sbutundan sonra hayzdan kadnn ancak hibir phe brakmayacak bir kayt ile kabileceini ifade etmilerdir ki bu kayt her adan teiniz kadnlarn tbi olduu hkmlerin kendisi hakknda sabit olmasdr. Bylece sbtu kesin olan bir eyin, yine benzeri kesinlikte bir eyle izalesi istenilmitir. nk bu haldeki bir kadnn o hkmlerde hayz halinde kabul edilmesi, zevciyetin bekas ve rc hakknn sbutu hakknda hayzl saylmasndan evla bulunmamaktadr. Bu, grld zere, yaklam bakmndan son derece ince ve latfbir fkh konudur.

A''nm beytinde geen ve "Karlarnn temizlik sreleri iinde onlardan ayr dmen dolaysyla karlatn skntlara karlk..." eklindeki ifadesine gelince, bu beyit, nihayet "kar"' kelimesinin "tuhr"

mnasnda kullanldn gsterir. Biz de zaten bunu inkar etmiyoruz.

7 "Tuhr hayzdan nce gelir, dolaysyla kar' kelimesiyle isimlendirilmeye daha layktr..." eklindeki sznze gelince, bu gerekten ok enteresan bir tercihtir. Bir eyin varlk bakmndan nce bulunmas sebebiyle, o eyin szkonusu (mterek) isme layk olmas nereden kyor? Sonra "Kar' dan maksat "tuhr" dur." diyenlerin byk ounluuna gre, varl asndan nce olduunu sylediiniz eye (tuhr), kendinden nce bir kan bulunmamas durumunda "kar"' ismi verilmemektedir. Acaba bu durumda, btn mterek lfzlar iin, mnalarndan hangisi varlk asndan daha nce ise, mterek olan kelimeyle isimlendirilmeye o dierinden daha layktr; dolaysyla

yetindeki[309] kelimesi, "gecenin ynelmesi" anlamna daha uygundur. nk, varlk bakmndan karanlk, aydnlktan daha ncedir; denilebilir mi?

Hz. Peygamber (s.a.) "kuru"1 kelimesini tuhr vakitleridir diye tefsir etmitir...." eklindeki sznze gelince, Allah'a yemin olsun ki, eer durum byle olsayd, siz "kar"' dan maksadn tuhr olduu grne bizden nce kail olamazdnz. Biz derhal o tefsire koar ve hem ona itikat eder hem de onunla amel ederdik. Hz. Peygamber'in tefsirinden baka gidilecek, uyulacak tefsir var m ki?!

"Sleym 'Keke bizim topramzda ikmet etseniz!' diyor.

Bilmez ki, ben (orda) kalmak iin dolanp duruyorum." Daha nce biz, Hz. Peygamber'in (s.a.) sarih ifadeleri ve onlarn mnalarnn, "kuru"' kelimesini "hayz" eklinde tefsir ettiine dellet etmekte olduunu aklamtk. Bu konuda getirdiimiz bu aklamalarn yeterli olduu kanaatindeyiz. [310]

 

2. Delillerimize kar yaplan itirazlarn cavaplan:

 

imdi de delillerimize kar serdettiiniz itirazlarn cevabna gemek istiyoruz:

1 yette geen ifadesiyle yaplan istidlale itiraznz: "U kar'" in da eksiksiz ve tam olmalarn; yani bu durumda ierisinde boanlan tuhrun geri kalan ksmnn da tam bir "kar"' saylmasn gerektirir. Bu ise mezheb ve grn, eriat lisannda ve dilde tuhrun geri kalan ksmna "kar"1 ad verilir; eklinde bir tahakkm olur. Siz bize kar kendi mezhebinizi nasl delil olarak kullanabilirsiniz?! Kald ki, daha nce de getii gibi, "kar"' dan maksadn tuhr olduu" grnde olanlardan bir ksm da bu konuda sizinle tartma halindedirler. Size den kendi mezhebinizi delil olarak kullanmak deil, aksine eriat lisannda ve Arap dilinde temizlik (tuhr) sresinden bir anlk bir zamann "tam bir kar'" diye isimlendirilebileceine dair delil getirmek, bunu ortaya koymak olmaldr. Nihayet "kar"' dan maksat tuhrdur." grnde olanlardan hepsi deil, sadece bir ksm :Herisinde boanlan tuhrun geri kalan ksm bir "kar"' dr." demektedirler. Bu sz nasl doru olabilir? Bu bir anlk temizlik sresinin, tuhrun bir paras olduunda hi phe yoktur. Eer yette "kar"' denilen eyden maksat tuhr ise, bu bir anlk temizlik sresinin de onun tm deil, bir paras olmas gerekir veyahut da "kar"1 kelimesi temizlik sresinin btn ile bir ksm anlamlarnda mterek olur. Bunun sakatl ve hi bir kimsenin byle bir gre kail olmad da daha nce izah edilmiti.

2 "Araplar, iki btnle ncnn bir ksm iin oul ismini kullanmaktadrlar..." eklindeki sznze cevabmz birka adan olacaktr:

Birinci cevap: Eer bu sizin dediiniz, olan bir ey ise, o ad verildikleri eyler hususunda zahir olan oul isimler hakkndadr. Saylan eyler hususunda "nass" olan saylar ise asla bu ekilde kullanlmazlar. Hibir say bildiren sga yoktur ki, mutlaka kendilerinden nce msemmlan zikredilmi olmasn.

yetleri'[311] ile hibir yerde msemmas olmakszn kendileri murad olmayan saylarn bulunduu benzeri yetlerde bu durum aka grlmektedir. ifadesi oul sgas deil say ismidir. Dolaysyla bu ifadenin Mfadesine benzetilmesi iki adan dolay doru deildir:

Birincisi: Say isimleri , msemtnlarma dellet konusunda "nass" drlar ve ayr tahsisi kabul etmezler. min isimler ise byle deildir, nk onlar ayr (munfasl) tahsisi kabul ederler. Delleti "zahir" olan isme gsterilen genilikten (tevess'), msemmasma delleti "nass" kabilinden olan isimlere de aynsnn gsterilmesi lzm gelmez. kincisi: "oul" sasi ounlua gre mecaz, bazlarna gre de hakikat olmak suretiyle sadece iki ey iin de kullanlabilir. Dolaysyla oul bir kelimenin iki btn ve ncnn de bir Icsm hakknda kullanlmas ncelikli olarak sahih olur. Bu sebeptendir ki miras hakkndaki: Eer kardeleri varsa, annesi iin altda bir pay vardr. ,.."[312] yetindeki "kardeler" kelimesine ounluk ulema "iki karde" anlam vermilerdir, Buna mukabil, yetindeki[313]"drt ehdet" ifadesini hibir kimse drtten aaya hamle gitmemitir.

kinci cevap: Her ne kadar "oul" sasnn iki ve n de bir ksm hakknda kullanlmas sahih ise de, bu mecaz olmaktadr. Hakikat, lafzn asl konumu zere kullanlmasdr. Bir lfz, hakikat ile mecaz arasmda dnerse, hakikat mnasn almak daha ncelildi olacaktr.

nc cevap: oul sasnn iki ve ncnn bir ksm zerine kullanlmas sadece gn, ay ve sene isimlerinde szkonusu olmutur. nk tarih, sadece bu zamanlar esnasnda olur; basan noksan olan seneyi tarihe katarlar, bazan ise katmazlar. Gnler iin de ayn durum szkonusudur. Bu kelimelerin kullanlnda dier isirnlerdekinin aksine esnek davranmlardr. Dolaysyla "gece" kelimesini kullanmlar, yerine gre birlikte gndzleri de kasdetmiler, bazan da kasdetmemilerdir. Bunun aksi de ayn ekildedir.

Drdnc cevap: Bu esnek kullanl, "cem-i kllet" yani ten dokuza kadar bir say bildiren oul sgas eklinde gelmitir ki, yetinde ki[314] "ehur=aylar" kelimesidir. kelimesi ise "cem-i kesret" tir; okluk bildirir. Bu itibarla bu ifade yerine cem-i kllet sgasyla ifadesi kullanlabilirdi, zira kelamda yaygn olan kullanl da bu ekildedir. Hatta ou nahivcilere gre byle denmesi gerekirdi. Dolaysyla cem-i kllet sasnn kullanlmas gereken bir yerde cem-i kesret sasn kullanmann mutlaka bir amac , bir faydas olmaldr. Bu ouldaki esneklii kaldrm olmak, byle bir ama ve fayda olmaya elverilidir; baka bir mlahaza da gzkmemektedir. Dolaysyla bu faydanm dikkate alnmas gerekir.

Beinci cevap: ki ve ncnn bir ksm iin oul sasnn kullanlmas ancak gn, ay, sene gibi paralanmay (tecezzi) kabul eden isimlerde szkonusudur. Paralanma kabul etmeyen isimlerde ise byle bir kullanl ekli caiz deildir. Hayz ve tuhr isimleri ise blnme kabul etmez. Bu yzdendir ki, cariyenin iddeti, eer "zevat-1 kuru" dan ise, ittifakla iki tam "kar' = hayz"dr. Eer "kar"' blnme kabul etseydi, o zaman bir buuk kar* olmas gerekecekti, nk bunu gerektiren bir sebep mevcuttuk[315] Blnme gerekesi olmakla birlikte durum byle olduuna gre, tekmilini gerektirici delilin bulunmas durumunda blnme ncelikli olarak caiz olmaz. Konunun incelii surda yatmaktadr: eriatta "kar"' m bir paras iin dikkate alman bir hkm bulunmamaktadr.

Altnc cevap: Yce Allah henz kk olan kzlar ile ay halinden kesilen (yise) kadnlar hakknda "Onlarn iddetleri aydr." buyurmutur. Sonra bu konuda btn mmet "tam ay" olduu zerinde gr birlii etmilerdir. Bu " ay", " hayzn" yerini almaktadr, ondan bir bedeldir. Bedelin hkm byle olunca, asim hkmnn de ayn ekilde olmas evleviyet arzeder.

3 "Lgat limleri bu kelimenin iki msemmsi (ad verilen ey) vardr ve bunlar "hayz" ile "tuhr" dur; eklinde tasrihte bulunmaktadrlar." eklindeki sznze gelince, evet dorudur ve bu konuda biz sizinle tartmaya girmiyoruz. Ancak bu kelimenin, daha nce zikretmi bulunduumuz sebeplerden dolay, "hayz" anlamna hamledilmesi daha uygun olmaktadr. Mterek bir kelime, eer beraberinde mnalarndan birisini tercih ettirecek karinelere sahip olursa, o mna zerine hamledilmesi gerekir.

4 "Kendisinden nce kan bulunmayan temizlik hali (tuhr) daha sahih olan kavle gre "kar"' saylr." eklindeki sznz ise, tamamen mezhep taassubundan hareketle lfza bu mnay vermekten, byle bir tercihe gitmekten baka bir ey deildir. Yoksa hibir zarnan Arap dilinde, drt yandaki bir kz ocuunun temizlik halinin "kar"1 diye isimlendirildii, bu ocuun "zevt- akr*" tabiri altna girdii asla duyulmamtr. Bu kelimenin ne dil, ne rf, ne de din asndan byle bir mnas bulunmaktadr. Bu durumda, kar' ismi verilen eyin nnde veya sonunda "kan" bulunmas art bulunmaktadr. Aksi takdirde bu kelimenin kullanlmas doru deildir.

5 "Kann bulunmas, isimlendirme iin arttr; aynen "ke's", "kalem"... vb. daha nce zikrettiiniz kelimelerde olduu gibi..." eklindeki itiraznz ise, yanl bir benzetmedir. nk sizin zikrettiiniz kelimelerin ad olarak verildii eyler (msemmlar) belli artlara bal olan sadece tek bir hakikattir. "Kar'" kelimesi ise, hayz ve tuhr arasmda mterektir; bu kelime bunlardan her birisi iin hakikat anlamnda kullanlabilmektedir. Hayzm msemms bir hakikattir ve o lfzn, iki msemmsmdan birisi hakknda kullanlmasnda art deildir. Dolaysyla bunlar ayn ayr eylerdir ve birbirlerine benzetilemez.

6 "eriat lisannda bu kelime, "hayz" anlamnda kullanlmamtr..." eklindeki sznze katlmak mmkn delildir; daha nce Hz. Peygamber'in (s.a.) szlerinde "hayz" anlamnda kullanldm, buna karlk hibir yerde asla "tuhr" anlamnda kullanlmadn beyan etmitik. Sfyn b. Uyeyne'nin Eyyb Sleyman b. Yesr mm Seleme senediyle Hz. Peygamber'in (s.a.) zrl bir kadn hakknda: "Kar' (hayz) gnlerinde namazn brakr." buyurduunu rivayet etii daha nce belirtilmiti.

7 "mam afi: Sfyn bunu asla rivayet etmemitir; demitir..." eklindeki sznze u ekilde cevap veriyoruz: mam afi, Sfyn' bu hadisi rivayet ederken'iitmemitir ve bizzat kendisinin ondan ya da bir arac vastasyla iitmi olduu:"Ay ierisinde hayz grd gecelerle gndzlerin adedine baksn." eklindeki rivayetin gerei grn oluturmutur. Halbuki, bu hadisi Sfyn'dan hfzndan, doruluk ve adaletinden asla phe edilemeyecek kimse iitmitir. Snen'de Ftma bt. Eb Hubey hadisinde yle sabit olmutur: Bu kadn Hz. Peygamber'e (s.a.) gelerek, kan grdnden ikyetle durumunu sormutu. Hz. Peygamber (s.a.) kendisine: "Bu sadece bir damar(dan)dr. Bak! Kar' (hayz) zamann geldiinde namaz klma. Kar' (hayz) dnemin getiinde temizlen, sonra bu kar' ile dier kar' arasnda namazn kl." buyurdu.[316] Bu hadisi sahih bir isndla Ebu Davud rivayet etmitir. Hz. Peygamber {s.a.) burada "kar"1 lfzn drt defa zikretmitir ve her birisinde de "tuhr" deil, "hayz" mnasnda kullanmtr. Bu hadisten bir nceki hadisin isnad da byledir. Hadis hafzlarndan birok kimse onun sahih olduunu belirtmilerdir.

Sfyn'm rivayet ettii: "Ay ierisinde hayz grd gecelerle gndzlerin adedine baksn." hadisine gelince, bununla bizim delil olarak kullandmz lfz arasnda herhangi bir eliki (tearuz) yoktur ki, bunlardan birinin dieri zerine tercihi szkonusu olsun. Aksine bu iki lfzdan biri, dierinin tefsiri ve aklanmas mahiyetindedir ve bunun neticesinde "karcn, bu hadiste sz edilen gece ve gndzlerin ad olduu anlalm olur nk, eer her iki hadis de bizzat Hz. Peygamber'in (s.a,) kendi lfzlar ise ki yle gzkyor, bu durumda mesele aktr. Eer mna ile rivayet edilmise, bu durumda iki lfzdan birisinin mnas, er'an ve dil bakmndan dierinin manasyla ayn olmasayd, o takdirde Hz. Peygamber'in (s.a.) lfzn, onun yerini tutmayacak baka bir lfzla deitirmesi, rviye hell olmayacak bir husustur. Kiinin, hadisin lfzn, kendi mezhebi dorultusunda deitirmesi asla caiz olamaz ve bu deitirdii lfz da asla Hz. Peygamber'infs.a.) lfznn eanlamls (mteradifi) olrnaz. zellikle de rvinin, Eyyb es-Sahtiyn gibi hadiste imaml, doruluk ve takvas msellem birisinin byle bir davrana girebileceini dnmek mmkn deildir. Kald ki, o Nfi'den daha stn, daha bilgili bir sma olmaktadr

Ktip olan Osman b. Sa'd , bn Eb Mleyke'den rivayette bulunur: O yle anlatr: Teyzem Ftma bt. Hubey , Hz. ie'ye gelir ve :

"Ben Cehennem'e dmekten korkuyorum; bir sene, iki sene namaz brakyorum!" der. Hz. ie:

"Hz. Peygamber (s.a.) gelinceye kadar bekle!" der. Sonunda Hz. Peygamber gelir. Hz. ie ona:

"Bu Fatma'dr ve yle yle diyor?" diye sorar. Hz. Peygamber (s.a.) : "Ona syle! Her ayda "kar"' (hayz) gnlerinde namazn braksn!" buyurur. [317] Hkim: "Bu, sahih bir hadistir. Ktip Osman b. Sa'd, Basrahdr ve sikadr, hadisleri azizdir, hadisleri toplamlabilir." demitir. Beyhak ise: " Bir ok kimse onu tenkit etmitir." der. [318] Yine onda: Haccc b. Ertt'm bn Eb Mleyke ve Hz. ie vastasyla bu hadise bir mtbaat bulunduu belirtilmitir.

Msned'deki rivayette, Hz. Peygamber (s.a.) Ftma'ya: "Kar' (hayz) gnlerin geldiinde kendini tut (namaz klma)!..." buyurmutur.[319]'

Ebu Davud'un Snen'inde, Adiy b. Sabit babas dedesi senediyle, Hz. Peygamber'in (as) zrl kadn (mstahaza) hakknda: "Kar' (hayz) gnlerinde namazm brakr, sonra ykanr ve namazn klar."'[320] buyurduu rivayet edilmitir.

Yine onun Snen'inde yle rivayet edilir: Ftma bt. Hubey, Hz. Peygamber'e (s.a.) gelerek, kan grdnden ikyetle durumunu sormutu. Hz. Peygamber (s. a.) kendisine: "Bu sadece bir damar(dan)dr. Bak! Kar' (hayz) zamann geldiinde namaz klma. Kar (hayz) dnemin getiinde temizlen sonra bu kar' ile dier kar' arasnda namazn kl." buyurdu.[321] Hadis daha nce gemiti.

Ebu Davud yle der: Katde, Urve Zeyneb mm Seleme senediyle (r.a.) rivayet eder. Buna gre mm Habbe bt. Cah (r.a.) zr kan grr; Hz. Peygamber (s.a.) kendisine "kar"1 (hayz) gnlerinde namaz terk etmesini emreder [322]'

Bu hadislerin, "Bunlar rvinin hadisin lfzn deitirmesinden olmutur; hadisi mna ile rivayet etmilerdir." eklindeki tenkidi dikkate alnmaz ve iltifat edilmez. ayet, bu hadisler bu tenkidi yneltenlerin grlerini destekleseydi, o zaman bunlar tekrar tekrar zikrederler, ileri srerler ve onlara kar gelenler hakknda kyametleri koparrlard.

8 "Yce Allah, iddeti ay ile beklemek iin, ay halinden kesilmi olmay art komutur..." eklindeki sznz ele alalm. Bunun neresinden "kar"' kelimesinin "hayz" anlamnda olduu kar; eklindeki itiraznza ise cevabmz yle olacaktr: Yce Allah " ay", " kar*" dan bedel olarak kabul etmi ve; "Kadnlarnzdan ay halinden kesilenler..." buyurarak, asl olan hayzm bulunmamas durumunda, onlarn iddetlerini aylara evirmitir. Burdan da, aylarn kadnlarn artk mitlerini kestikleri hayzdan bedel olduu, tuhr halinden bedel olmad anlalm olur. Bu gayet aktr.

"Hz. ie hadisi, Mzahir b. Elem yznden tenkide manz kalmtr (ma'll). Ayrca Hz. ie'nin bizzat kendisi de bu rivayete muhaliftir..." eklindeki itiraznz anlamak kabil deildir. yle ki, biz sadece sizin "Talk (saysm)da itibar kadnlaradr, erkeklere deildir." mevzuunda bize kar delil olarak kullandnz bir hg.dis ile istidlalde bulunmaktayz. Mukayeseli hukuk (hilaf) alannda telifte bulunan, yahut da kle kocann talknn iki olduu konusuna istidlalde bulunan herkes, bize kar bu hadisi delil olarak ileri srmektedir ve Hz. Peygamber (s.a.) kle kocann talkn iki kabul etmi; talakta kadnlara deil, erkeklere itibar edileceini, iddette ise kadnlara ;ibar olunacan belirtmi ve; "Cariyenin iddeti iki hayzdr." buyurmutur; demektedir. Fesbhnallah! Ayn hadis sizin deliliniz olduu zaman illetten salim oluyor; fakat bakalan tarafndan delil olarak kullanld zaman eitli illetlerle muallel oluyor. Bunu anlamak mmkn deildir! Sizin bu tavrnz irin u szne ne kadar da benziyor;

"Sizden bakalar iin ac oluyor da, naslsa size ulanca tatllayor, o gzelim kokunuzu alnca?!"

Dorusu biz, sizin bize ltnz l ile kl klna, tam tamna size lm olduk. Muzhir'in, hadisleriyle ihticac edilecek biri olmadnda phe yoktur. Bununla birlikte onun hadisini destekleyici, glendirici bir unsur olarak kullanmaya da bir engel yoktur. Nasl olsa asl delil bakasdr.

Hz. ie'nin kendi rivayetine muhalefetine gelince, hani size gre rvinin rivayet ettii hadise muhafeiet etmesi hadisin reddini gerektirecek bir sebep deildi? tibar rvinin grne deil, rivayet ettii eye idi? Rvisinin muhalefetine baklmakszn nice hadislerin alnm olduunu, nitekim bn Abbs'm, "criye zevcenin satlmas durumunda nikhn bak kalacan" ieren rivayetini aldklarn, fakat onun "cariyenin satlm olmas, ayn zamanda onun talkdr da" eklindeki grne itibar etmediklerini... syleyenler sizler deil mi idiniz?

"Cariyenin talk ikidir, "kar'" ise iki hayzdr." eklindeki bn mer hadisini Atyyetu'1-Avf yznden reddetmenize gelince, her ne kadar ou hadis imamlar onu zayf kabul etmilerse de, insanlar onun hadislerini rivayette bulunmular, dikkate almlar, Snen kitaplarnda yer vermilerdir. Abbs ed-Dr'nin rivayetine gre Yahya b. Man onun hakknda "slihu'l-hads" (hadisleri ie yarar) ifadesini kullanmtr. Ebu Ahmed b. Adiyy ise: "Ondan sika olan rvilerden bir grup rivayette bulunmutur. Zayf olmasna ramen hadisleri yazlr (itibr). " demitir. Bu durumda , onun hadisleri her ne kadar yalnz bana delil olarak kullanlamasa da, destekleyici unsur olarak kullanlabilir.

Hadisi, "bn mer'in gr, "kar"' dan maksat "tuhr"dur; eklindedir." diye reddetmeniz ise doru deildir. Bu durumun hadiste bir phe douracanda kuku yoktur. Ancak bu tvisi tarafndan muhalefet edilen ilk hadis deildir. tibar ise rvinin rivayetine olup, ahs grne deildir. Buna verilecek cevap, yukarda Hz. ie hadisinin, bizzat kendi grne muhalif olmas yznden reddi itiraznza verilen cevapla ayndr. Rverinin muhalefeti gerekesiyle, hadislere itirazlarda bulunmak doru deildir.

Kocasndan hul yoluyla ayrlan kadnn, bir hayz mddetle iddet beklemesini emreden hadisi reddinize gelince, biz de bu grte deiliz. Ulemnn bu konu hakknda iki grleri vardr ve her ikisi de mam Ahmed'den rivayet edilmitir: Birincisi: Hul yolu ile ayrlan kadnn iddeti hayzdr. mam f, Mlik ve Ebu Hanife'nin grleri bu ekildedir. kincisi:- ddeti bir hayzdr. Bu da m'minlerin emri Hz. Osman, Abdullah b. mer ve Abdullah b. Abbs'm grleri olmaktadr. Ebn b. Osman'n mezhebi de byledir. shk b. Rhye ve bn'l-Mnzir de ayn grtedirler. Delil konusunda sahih olan da budur; hakknda vrid olan hadislere tearuz tekil edecek bir husus da bulunmamaktadr. Kyas da hkm olarak bunu gerektirmektedir. Bu konuyu, Hz. Peygamber'in (s.a.) hul yolu ile ayrlan kadnn iddeti hakkndaki hkm bahsinde aklayacaz.

yle demilerdir: Hul yolu ile ayrlan kadnn bir hayz mddetle iddet beklemesini emreden hadise, bizim bir hayz mddetle iddet beklemesinin cevaz konusunda muhalefet etmemiz, yine o hadisin "kar"' dan maksadn "hayz" olduu eklindeki delletine sizin muhalefet etmeniz iin bir zr olamaz. Biz her ne kadar bir hkmde hadise muhalefet etmisek, dier hkmnde ki "kar'"dan maksadn "hayz" olduudur ona muvafakat etmiizdir. Siz ise her iki hkme de muhalefet etmektesiniz. Kald ki, "kar'"dan maksat "hayjz"dr diyenler ve hul yoluyla ayrlan kadnn da bir hayzla iddet bekleyecei grnde olanlar, byle bir tenkitten de uzak bulunmaktadrlar. Onlarn grlerini ne ile reddedeceksiniz?

10 "stibr ile iddet arasnda fark vardr: ddet, kocann hakknn yerine getirilebilmesi iin vacib olmutur, dolaysyla da onun hakknn zamanna hastr..." eklindeki sznz bo bir szdr ve tahkikten yoksundur. nk kocann hakk hayz ve tuhr dnemlerinde ondan faydalanma cinsinde (ekillerinde) olmaktadr ve onun hakk sadece tuhr zamanna has deildir. Nitekim iddet de hayz dnemi dahil olmadan sadece tuhr vakitlerine mahsus deildir; aksine her iki vakit de iddetten saylmaktadr. Istibrnm tekerrr etmeyii, onun boanm kadnn "kar"' nda olduu gibi, iki tarafnda kan bulunan bir temizlik sresi olmasna mni deildir. Bylece istibr ile iddet arasndaki farkn byk olmad ortaya km oldu.

11 "ki kar', ierisinde cimada bulunulan tuhra (temizlik sresine) eklendiinde, onu rahmin temizliine alem klar..." eklindeki sznz, iddetin sadece iki "kar"' dan ibaret oldduu neticesine gtrr. nk, ierisinde cimada bulunulan tuhnn, rahmin temizliine dair asla bir delleti bulunmamaktadr. Rahmin temizliine dellet eden sadece iki "kar' dr. Byle bir netice ise, nassm gereinin hilf;.na olmaktadr. "Kar"'m, hayz kabul edilmesi durumunda, bu netice ortaya kmamaktadr. nk yalnz bana hayz, rahmin temizlii iin bir almet olmaktadr. Bu yzden de, cariyelerin istibrs konusunda sadece onunla yetinilmitir.

12 "Kar"' cem etmek, toplamak demektir, hayz (kan) tuhr zamannda toplanr..." eklindeki sznzn cevab da'a nce gemiti ve bu mnay ifade eden kelimenin hemzeli deil "y"l olduu belirtilmiti.

kelimesinin sonuna yuvarlak "t" harfinin girmesi, onun tekilinin mzekker olduuna dellet eder ki, o da "tuhr" dur." sznze kar diyoruz ki, kelimesinin tekili dr ve bu mzekker bir kelimedir. Dolaysyla saysndaki yuvarlak "t" haift, her ne kadar

isim verildii ey (msemms) mennes olan kelimesi ise de.

mnaya deil de lfza itibarla gelmitir. Nitekim, gelenler kadnlar olmakla birlikte lfea itibarla denmektedir. urada da durum ayndr.

En iyisini Allah bilir! [323]

 

5 Cariyenin ddeti:

 

Hr kadnla cariyenin iddeti ayndr diyenler ddet yetini delil gstermilerdir. Ebu Muhammed b. Hazm diyor ki: "Evli cariyenin vefat ve boanmadan tr beklemesi gereken iddet tam tamna hr kadnn iddeti gibidir, aralarnda fark yoktur. nk Allah Tel, kitabnda bize iddetleri retmitir. Buyuruyor ki:

1- "Boanan kadnlar kendi kendilerine kar' sresi beklerler."[324]

2-"Sizden vefat edenlerin geride braktklar hanmlar kendi kendilerine drt ay on gn beklerler.[325]

3- "Kadnlarnz iinde hayzdan kesilenler ile daha henz hayz grmemi olanlarn iddeti hususunda phe iindeyseniz, onlarn iddeti aydr. Gebe olanlarn iddeti doum yapmalaryla tamamlanr."[326] Allah Tel, bize cariyelerle evlenmeyi mubah kldna gre, onlarn iddetlerinin zikredilen iddetler olduunu bildirmi ve bu konuda hr kadnla cariye arasnda bir aynm yapmamtr. Rabbin unutkan deildir. Bizim grmzn benzeri seleften de nakledilmitir. Muhammed b. rn (r.h.): "Benim grme gre cariyenin iddeti ancak hr kadnn iddeti gibidir. Yalnz bu konuda bir snnetin bulunmas mstesnadr. Snnet, uyulmaya daha mstahaktr." demitir. Ahmed b. Hanbel de Mekhl'n, cariyenin iddetinin her hususta hr kadnn iddeti gibi olduu grn benimsediini kaydetmektedir. Bu gr Ebu Sleyman'n ve btn arkadalarnn grdr" bn Hazm'm sz burada bitiyor.

Bu konuda mmetin ounluu onlara muhalefet etmi ve cariyenin iddeti, hr kadnn iddetinin yans kadardr demilerdir. Bu gr Sad b. Mseyyeb, Kasm, Salim, Zeyd b. Elem, Abdullah b. Utbe, Zhr ve Mlik gibi Medine fukahasmm; At b. Ebu Rebah, Mslim b. Halid vs. gibi Mekkeli fakihlerin; Katde gibi Basra fukahasmm; Sevr, Ebu Hanife ve arkadalar Allah onlara rahmet eylesin gibi Kfe fukahasnn ve Ahmed, shak, afi, Ebu Sevr Allah onlara rahmet eylesin ve daha bakalar gibi hadis ehli fakihlerin grdr. Bu konuda onlarn selefi, iki rid halife Hz. mer ve Hz. Ali'dir. Allah kendilerinden raz olsun. Onlarn bu grte olduklar kendilerinden sahih senedle aktarlmtr. Abdullah b. mer (r.a.) de bu grtedir. Nitekim Mlik, Nfi' yoluyla onun: "Cariyenin iddeti, iki hayzdr. Hr kadnn iddeti ise hayzdr." dediini rivayet eder. Zeyd b. Sabit de yine bu grtedir, Zhr, Kabsa b. Zeyb yoluyla Zeyd b. Sbit'in: "Cariyenin iddeti iki hayzdr. Hr kadnn iddeti ise hayzdr." dediini aktarr. Hammad b. Zeyd'in, Amr b. Evs es-Sakaf yoluyla rivayetine gre Hz. mer (r.a.): "Cariyenin iddetini bir buuk hayz sresi yapabilseydim, elbette yapardm." demi ve bunun zerine bir adam ona: "Ey Mzminlerin Emri! Onun iddetini bir buuk ay yap!" diye neride bulunmutur.

Abdrrezzak'm, bn Creyc Ebu'z-Zbeyr Cbir b. Abdullah senediyle rivayetine gre Hz. mer (r.a.) boanm cariyenin iddetini iki hayz mddeti saymtr[327]

Yine Abdrrezzak'm, bn Uyeyne Muhammed b. Abdurrahman Sleyman b. Yesr Abdullah b. Utbe b. Mes'd senediyle rivayetine gre Hz. mer (r.a.) diyor ki: "Kle iki kadnla evlenebilir, iki talakla boar. Cariye iki hayz sresi iddet bekler; hayz olmazsa iki ay yahut bir buuk ay dedi iddet bekler."[328]

Yine Abdrrezzak'm, Ma'mer Mure brahim en-Neha senediyle nakline gre bn Mes'd: "Cariyeye cezann yars uygulanr, ama ona ruhsatn yans verilmez." demitir [329]

bn Vehb diyor ki: lim adamlarndan baz kimselerin bana haber verdiklerine gre Nfi', bn Kusayt, Yahya b. Sad, Raba ve Allah Rasl'nn (s.a.) ashab ile tabinden birok lim: "Cariyenin iddeti iki hayz sresidir." demilerdir. Onlar diyorlar ki: Mslmanlarn tatbikat da bu ekilde olagelmitir.

bn Vehb diyor ki: Hiam b. Sa'd'm bana sylediine gre Hz. Ebu Bekir Sddk'm olu Muhammed'in olu Kasm AlݣLh onlardan raz olsun: "Cariyenin iddeti, iki hayz sresidir." demitir.

Kasm diyor ki: "Her ne kadar bu konu Allah Tel'nn kitabnda bulunmuyor ve bu konuda Allah Rasl'nden (s.a.) aktarlma bir snnet bilmiyorsak da, insanlarn uygulamalar bu ekilde olmutur." Bu sz aynen yukarda geti. Yine orada bu konu hakknda Kasm ve Slim'in emrin elisine dndnde ona: "Bu konu, ne Allah'n kitabnda ve ne de Allah Rasl'nn (s.a.) snnetinde bulunmaktadr. Ama mslmanlar bu ekilde tatbik etmilerdir." demesini syledikleri kaydedilmiti, (Bu gr sahipleri) diyorlar ki: Bu konu hakknda Hz. mer, bn Mes'd, Zeyd b. Sabit ve Abdullah b. mer'in szlerinden baka bir ey bulunmasayd bile, onlarn bu szleri yeterli olurdu. :

bn Mes'd'un (r.a.): "Cariyeye cezann yansm uygularsnz, ama ona ruhsatn yarsm veremezsiniz." sz sahabenin kyas ve mnalar muteber saydklarna, benzere benzerin hkmn verdiklerine bir delildir.

Bu ahab sz Zahirlerin, usl ve fur asndan grlerine aykn olduundan bn Hazm bu rivayeti kusurlu bulmu ve: "bn Mes'd'dan sahih olarak rivayet edilmemitir... Sradan bir kimsenin bunu sylemesi uzak ihtimaldir. Ya bn Mes'd gibi birinden byle bir szn kmas nasl mmkn olur?" demitir. Onu bu rivayeti kusurlu bulmaya cret ettiren sebep bn Mes'd'dan brahim en-Neha'nin rivayet etmi olmasdr. Bunu Abdrrezzak, Ma'mer Mure brahim senediyle rivayet etmitir. Ancak aralardaki vasta Alkame vb. gibi Abdullah'n rencileridir. Oysa brahim demitir ki: "Abdullah dedi ki..." dediim zaman bunu, ondan bana birok kimse aktarm demektir. "Falan onun yle sylediini haber verdi..." dediim zaman, o rivayet adn verdiim kimseden gelmekte demektir. brahim bu veya buna yakn eyler sylemitir. Malumdur ki, brahim'le Abdullah arasndaki kimseler, gvenilir imamlardr. Kendisi asla thmet yahut cerhedilmi (muhaddislerce kusurlu bulunmu) yahut da mehul bir kimsenin adn vermi deildir. Onun, kendileri araclyla Abdullah'tan ilim tahsil ettii stadlan stn kiilikli byk imamlardr. Onlar denildii gibi Kfe'nin kandilleri idiler. Hadiste zevk sahibi bir kimse brahim: "Abdullah dedi ki..." diyerek bir ey naklettii zaman bu szn Abdullah'tan sabit olduunda tereddt etmez. Ama brahim'in nesli iinden bir baka kimse: "Abdullah dedi ki. diyerek bir ey aktarsa onun bu szne kesin gvence olumaz. brahim'in Abdullah'tan rivayeti, bnu'l-Mseyyeb'in Hz. mer'den ve Mlik'in bn mer'den rivayetleri gibidir. Zira bu ahslarla sahabe Allah onlardan raz olsun arasndaki arac kimselerin isimlerini verdiklerinde o araclarn en byk, en gvenilir ve en doru insanlar olduu grlmektedir. Asla onlardan bakalarnn isimlerini de vermemektedirler. Bu meselede brak bn Mes'd'u, Allah'n kitabn ve Rasl'nn snnetini en iyi bilen Hz. mer'e, Zeyd'e ve bn mer'e ve aynca mslmanlarm tatbikatna muhalefet etmesinden te herhangi bir sahabnin grne, bir sahih veya hasen hadise, hatta hali btn mmete ak bir ekilde bilinen ve dier insanlarn ulaamayp bir iki insann ulaabilecei tarzda dellet ve konumu kapal olmayan bir umm ifadeye nasl muhalefet edebilir? Bunun imknszl, son derece aktr. '.

Eer cariyenin iddetinin hr kadnn iddetinin yars, kadar olduunu ifade eden tabin sz ve tatbikatn anlatmaya kalksak sz gerekten uzar. Hem sonra iddetlerin anlatld yetlerin akn ;:yi dnsen, bu yetlerin cariyeleri iermediini, yalnzca hr kadnlar ierdiini grrsn. Zira Allah tel buyuruyor ki:

"Boanan kadnlar kendi kendilerine kar* sresi beklerler. Eer Allah'a ve hiret gnne inanmlarsa onlarn rahimlerinde Allah'n yaratt ocuklar gizlemeleri hell olmaz. Burada kocalar barmak isterlerse, kanlarn geri almakta daha ok hak sahibidirler. Kadnlara rfe gre kendilerine verilen eyin misli verilir... Kar-koca Allah'n yasalarn yerine getirememekten korkmadka, kadnlara verdiklerinizden herhangi bir ey almanz hell olmaz. Eer Allah'n }rasalarn yerine getirememekten korkarlarsa, o zaman kadnn fidye vemesinde onlarn zerlerine bir gnah yoktur."[330]'

Bu yet cariyeler hakknda deil, hr kadnlar hakkndadr. Zira cariyenin fidye vermesi kendisine deil, efendisine aittir. Sonra Allah yle buyurmutur:

"ayet kadn boarsa^ kadn baka bir koca ile evlenmedike artk nceki kocasna hell olmaz. kinci koca kadn boarsa, o zaman birbirlerine dnmelerinde zerlerine bir gnah yoktur. "[331]'

Grld gibi Allah dnmeyi ikisine ait bir husus saymtr. Cariye hakknda ad geen dnme ki bu akitttr- kendisine ait deil, yalnzca efendisine ait bir haktr. Ama hr kadn iin durum beyle deildir. Zira velisinin izniyle onun buna hakk vardr. Vefat iddeti konusundaki u yet de byledir:

"Sizden vefat edenlerin geride braktklar hanmlar kendi kendilerine drt ay on gn beklerler. Bu sreyi tamamladklarnda artk kendileri hakknda rfe uygun davranlarnda size bir gnah yoktur."[332]

Bu, ancak hr kadnn hakkdr. Cariyenin ise kendisi konusunda asla bir mdahalesi yoktur. Bu durum, as iddet konusundadr. Aylar esas alnarak beklenen iddet, bir ube ve bir bedeldir. Doum yapma esasna gre beklenen iddette ise, hr kadnla cariye eittir. Nitekim Allah Rasl'nn (s.a.) ashab ile tabin bu gr benimsemi, mslmanlar da buna gre tatbikatta bulunmulardr. Bu fkhn ta kendisidir ve Allah'n kitabnda yer alan cariyeye, hr kadnn cezasnn yans tatbik edilir, eklindeki hkme de uygundur. Sahabe arasnda buna aykr gr olan bir zat bilinmemektedir. Allah Rasl'nn ashabnn Allah' anlay, onlarn yolundan ayrlan sonrakilerin anlayndan daha yerli yerindedir. Basan Allah'tandr.

Muhammed b. rn ve Mekhl dnda seleften herhangi bir kimsenin iddet konusunda hr kadnla cariyeyi eit tuttuu bilinmemektedir. bn rn bu grn kesin ifade etmemi, kendi ahs kanaati olarak haber vermi ve byle sylemeyi de uyulacak bir snnetin bulunmamasna balamtr. Mekhl'n grn (bn Hazm) herhangi bir senedle zikretmemitir. Yalnz bu gr, Mekhl'den mam Ahmed rivayet etmitir. Bu ise Zahirlere gre makbul ve sahih deildir. u halde yalnzca, uyulacak bir snnetin bulunmamasna balanm olan tbn Srn'in gr dnda, seleften sizin grnz paylaan bir kimse kalmamtr. Kukusuz Hz. mer'in snneti bu konuda uyulacak snnettir. Bu konuda sahabeden Allah onlardan raz olsun hi kimse ona muhalefet etmemitir. En iyi bilen Allah'tr.

Soru: Hz. mer'in (r.a.) ergenlik yana girmemi cariyenin iddeti aydr dedii sahih olarak rivayet edilmiken, sahabenin ve mmetin ounluunun icm ettiini nasl iddia edebiliyorsunuz? Oysa ayn gr u zatlardan da sahih yolla nakledilmitir: mer b. Abdlaziz, Mchid, Hasan el-Basr, Raba, Leys b. Sa'd, Zhr, Bekir b. Eec, Mlik ve arkadalan, rivayetlerden birine gre Ahmed b. Haribri. Malmdur ki, hayzdan kesilmi ve henz hayz grmeyecek kadar kk olan hanmlar hakknda aylar, kar'dan bedeldir. Bu da gsterir ki onlar hakknda bunun bedeli tr.

Cevap: Bunu syleyenler, "Cariyenin iddeti iki hayz mddetidir." diyenlerin bizzat kendileridir. Hem o ekilde hem de bu ekilde fetva vermilerdir. Onlarn ay hesabna gre iddet bekleme konusunda grleri vardr; bu gr afi'ye aittir ve Ahmed'den gelen ayn rivayettir.

Ahmed'den gelen rivayetlerin ounluuna gre, cariyenin iddeti iki aydr. Bunu ondan bir grup arkada rivayet etmi olup, ayn zamanda Hz. mer'den (r.a.) gelen iki rivayetten de biridir. Bu rivayeti ondan el-Esrem ve daha bakalan nakletmitir. Bu grn delili udur: Cariyenin kuru' hesabna gre bekledii iddet, iki hayz sresidir. O halde her bir hayz yerine bir ay geirilmitir.

kinci gr: Cariyenin iddeti bir buuk aydr. Bunu ondan el-Esrem ve el-Meymn rivayet etmitir. Bu gr Hz. Ali, bn mer, bnu'l-Mseyyeb, Eb Hanife ve grlerinden birine gre afi'nin grdr.

Bunun delili: Aylan iki paraya ayrmak mmkndr. Kur'nun aksine aylar ikiye ayrldnda yarmar olurlar. Mesel, ihraml bir kimseye avlanma cezas olarak yanm md ceza demek vacib olur da, bunun yerine oru tutmak isterse, ancak tam bir gn oru tutmas icabeder.

nc gr: Cariyenin iddeti tam tamna aydr. Bu Hz. mer'den (r.a.) gelen iki rivayetten biridir ve afii'nin nc grdr. O, zikrettiimiz kiiler arasndadr.

Bunlara gre kuru' hesab iddet beklemesiyle ay hesab iddet beklemesi arasnda u fark vardr: Ay hesabnda gznne alman, cariyenin rahminde ocuk bulunup bulunmadn anlamaktr. Bu ise kadn gerek hr, gerek cariye olsun aydan daha aa bir srede anlalmaz. nk rahme den ocuk krk gn nutfe olur, sonra krk gn alaka olur ve sonra krk gn de muda olur. te bu hamileliin anlalmas mmkn hale gelen nc gelime devridir. Bu da gerek hr, gerek cariye iin ayndr. Ama kuru' hususunda durum farkldr. nk bir tek hayz, rahimde ocuk bulunmadna ak bir almettir. Bundan dolay mlk olan cariye hakknda bu sreyle yetinildi. Evlendii zaman hr kadnlara benzer bir durum alr ve mlk cariyeden daha erefli olur. te bu sebepten iddeti, iki iddet arasna yerletirilmitir.

stad (bn Kudme), el-MunVde diyor ki: Bu gr reddeden, sahabenin icm'ma muhalefet etmi olur. Zira onlar ihtlf etmiler ve ilk iki gr ileri srmlerdir. Her ne zaman onlar iki gr zere ihtilf etseler, bir nc gr icat etmek caiz olmaz. nk bu, onlarn hata etmi olduklarn ve doru olan grn onlarn hepsinin grleri dnda bulunduunu sylemeye gtrr. Ben derim ki: Bunda bir nc gr icad yoktur. Aksine bu, bn Vehb ve daha bakalarnn nakillerine gre, Hz. mer'den gelen iki rivayetten b:ridir. Tabinden yukarda adn verdiimiz kimseler ve daha baka limler bu grte olduklarn sylemilerdir. [333]

 

6 Hayzdan Kesilen ve Henz Hayz Grmemi Kalnn ddeti:

 

Hayzdan kesilmi ve daha henz hayz grmemi kadnlarn iddetini Allah Tel kitabnda ylece aklamtr: "Kadnlarnz iinde hayzdan kesilenler ile daha henz hayz grmemi olanlarn iddeti hususunda phe iindeyseniz, onlarn iddeti aydr. [334]'

limler hayzdan kesilme yan snrlamada muazzam bir gr ayrl iine dmlerdir. Kimileri elli yala snrlandrm ve "Kadn ellisinden sonra hayz olmaz." demilerdir. Bu gr, shk'm grdr ve Ahmed'den (r.a.) gelen bir rivayettir. Bu gr sahipleri delil olarak Hz, ie'nin (r.a.): "Kadn elli yana ulanca, hayz gren kadnlar snrndan kar." szn ileri srmlerdir.

Bir grup ise altm ya ile snrlandrm ve: "Kadn altmndan sonra hayz olmaz." demilerdir. Bu, Ahmed'den gelen ikinci rivayettir. Ondan gelen bir nc rivayete gre, Arap kadnlar ile baka kadnlar arasnda fark vardr: Hayzdan kesilme snn Arap kadnlarnda altm, Arap olmayan kadnlarda ellidir. Kendisinden gelen drdnc bir rivayete gre ise, elli-altm arasnda grlen kan, pheli kandr; kadn orucunu tutar, namazn klar ve farz orucu kaza eder, el-Hrak'nin tercihi budur. Yine Ahmed'den gelen beinci bir rivayete gre de, kan elli yandan sonra det halini alr ve tekrar ederse hayz kandr, etmezse deildir. '''

Hayzdan kesilmenin sresi konusunda afi'nin {r.a.) ak ve net ifadesi bulunmamaktadr. Ona ait iki gr vardr:

1- Kadnn yaknlarnn hayzdan kesilme yayla bilinir. .

2- Btn kadnlarn hayzdan kesilme ya gznne alnr.

Birinci gre gre, gznne alnacak olan btn yaknlar m yoksa asabesi olan kadnlar m, yoksa hassaten kendi bulunduu ehirdeki kadnlar mdr? Bu konuda ayr bak as vardr. Sonra yaknlar gznne alnr dendiinde, onlarn detleri ayn ayr olursa, det sresi en az olana m, yahut en ok olana m, yoksa dnyada det sresi en az olan kadna -m itibar olunur? Bu hususta da, ayr bak

as vardr.

kinci gr yani btn kadnlar gznnde bulundurulur gr fiTye (r.a.) aittir. Sonra afi'nin arkadalar bunun bir snr bulunup bulunmad hususunda iki ayn gr ileri srmlerdir:

1- Snn yoktur: afi'nin ifadesinden anlalan budur.

2- Snn vardr. Sonra bu ikinci gr sahipleri iki ayn gr ileri srmlerdir:

a- Snr altm yatr. Bunu Ebu'l-Abbas b. Ks ile stad Ebu Hmid sylemitir

b- Snr altm ikidir: Bunu da el-Mhezzeb'de stad Ebu tshak ile e-m'de bnu's-Sabb sylemitir.

mam Mlik'in (r.a.) arkadalan, hayzdan kesilme ya iin herhangi bir snr koymamlardr.

Aralarnda eyhlislm bn Teymiye'nin de bulunduu daha bakalan ise diyorlar ki: Hayzdan kesilme ya, kadna gre deiir. Bu yan, btn kadmlann birletii bir snn yoktur. yette kastedilen her kadnn kendisinin hayz grmekten midini kesmesidir. nk yette "hayzdan kesilme" anlamna gelen "ye's" kelimesi, mitvar olmann zttdr. Kadn hayzdan midini kesmi ve artk hayz grmeyi mit etmiyorsa, ya krk veya bu civarda da olsa yise (=hayzdan kesilmi) demektir. Bakas, elli yanda da olsa hayzdan kesilmeyebilir.

Zbeyr b. Bekkr kaydetmitir ki, bazlar: "Elli yanda ancak Arap kadn dourur. Altm yanda ise yalnzca Kureyli kadn dourur." demilerdir. Zbeyr b. Bekkr diyor ki: Ebu Ubeyde b. Abdullah b. Raba'nn kz Hind, Musa b. Abdullah b. Hasan b. Hasan b. Ali b. Ebu Tlib'i Allah ondan raz olsun altm yanda iken dourmutur. Hz. mer'den sahih senedle rivayet edildiine gre boanan ve bir yahut iki hayz gren, sonra hayz hali ortadan kalkan ve kalkmasnn sebebini bilmeyen bir kadn dokuz ay bekler, hamile olduu anlalrsa (douma kadar) ne l, aksi takdirde ay iddet bekler. Aralarnda Mlik, Ahmed ve kadm grnde afi'nin de bulunduu ounluk, bu konuda Hz. mer'e muvafakat etmitir. Diyorlar ki: Kadn, hamilelik mddetinin ounluunu bekler, sonra da hayzdan kesilmi kadnn iddetini bekler ve sonra otuz veya krk yanda bile olsa bakalanyla evlenmesi helal olur. Bundan karlacak sonu, Hz. mer ile ona uyan selef ve halef ulemasna gre, kadn elli yandan nce, krk yandan nce hayzdan kesilebilir ve onlara gre kadnlarn hayzdan kesilmelerinin snrl bir vakti yoktur; aksine byle birisi otuz yanda hayzdan kesilebilecei gibi, bakas elli yama ulasa da hayzdan kesilmeyebilir.

Hayz hali ortadan kalkan, ama bunun sebebini bilmeyen kadn dokuz ay getikten sonra hayzdan kesilmi saydklanna gre, ya alnd takdirde kadnn bir daha hayz gremeyecei bir ila kullanm olmas, ya da ailesi ve akrabas kadnlar arasnda yerleik bir det olmas yollanndan biriyle hayznm kesilmesinin sebebini bilen kadnn elli yama ulamam bile olsa hayzdan kesilmi saylmas daha mnasiptir. Ama hayz hali hastalk, st emzirme yahut hamilelik gibi bir sebeple ortadan kalkarsa, durum byle deildir. Zira bu kadn hayzdan kesilmi saylmaz. nk bu gibi haller ortadan kalkar.

u halde basamak vardr: Birisi: Kadnn bir yl arayla hayzdan kesilmesi ve bu halin pei peine bir ka yl devam etmesi suretiyle kat bilinen bir hayzdan kesilmeden tr hayz halinin ortadan kalkmas, sonra bunun ardndan erkein kadn boamas. te bu durumdaki kadn ister krk yanda, ister daha kk, isterse daha byk olsun, Kur'an'n ifadesine gre ay idet bekler.

Bu kadn ay beklemeye, sahabe ve limler ounluunun dokuz ay beklemesinden sonra bunun ardndan ay daha beklemesine hkmettii kadmdan daha layktr. Zira o kadn hayz oluyordu ve hayzl iken boanmt; boanmay mteakip hayz hali ortadan kalkt, ama hangi sebeple kalktn bilmiyordu. te byle bir kadna hamileliin ounlukla sona erdii srenin bitiminden sonra hayzdan kesilmi kadn hkm verildiine gre, ya u durumdaki kadna ne demeli? te bu sebeple Kad smail, Ahkmu'l-Kur'n adl eserinde diyor ki: Allah Tel hayzdan kesilme meselesini pheyle birlikte zikrederek: "Kadnlarnz iinde hayzdan kesilenlerin iddetleri hususunda phe ederseniz, onlarn iddetleri aydr.-Hol) buyurmutur. Sonra Hz. mer'den (r.a.) Kur'an'n ak ifadesine uygun bir sz nakledilmitir. Zira o demitir ki: "Boanan herhangi bir kadn bir-iki hayz grr, sonra hayz hali ortadan kalkar ve ne sebeple hayznm kesildiini bilmezse dokuz ay bekler. Sonra ay iddet bekler." Hayz halini ortadan kaldran sebebi bilmediine gre, pheli bir durum szkonusudur. te bu sebepten tr Hz. mer burada bu hkm vermitir. Buna uymak "Bir kimse, bir yahut iki talkla kansn boadktan sonra kadnn hayz hali ortadan kalksa ve kadn gen yata olsa, otuz sene iddet bekler, ki yl getikten sonra bir ocuk dnyaya getirse adam balamaz." diyenin grnden daha balayc ve daha mnasiptir. Bu zat, gemi mslmanlarm icm'ma muhalefet etmitir. Zira onlar, kadn iddet iinde bulunduu srece doan ocuun, babann nesebine katlaca konusunda icm etmilerdir. u halde herhangi bir kimsenin: "Bir adam cansn bir yahut iki talkla boar ve kadn iddet iinde bulunduu srece aralarnda birbirine miras olma vs. gibi kar-kocalk hkmleri yrrlkte bulunur, ama kadn bir ocuk dnyaya getirirse doan ocuun nesebi adama balanmaz." demesi nasl caiz olur? Oysa boanma iddetinden anlalan o ki, bu iddet ocuun kendisinden meydana geldii zifaf olarak grlmtr. yleyse dnyaya gelen ocuk adam balamazken, kadn nasl iddette olabilir?

Ben derim ki: Bu Kad smail'in Ebu Hanife'ye ynelttii susturucu itirazdr. nk Ebu Hanife'ye gre en ksa hamildik mddeti iki senedir[335]; iddeti srasnda phe iinde olan kadn, hayzdan kesilme yama kadar iddette kalr ve bylece iddetini tamamlam olur. Kad smail, ayn ekilde sonraki grne gre de afi'ye susturucu itiraz yneltmektedir. Ancak afi'ye gre hamilelik mddeti dert senedir; kadn bu sreden sonra bir ocuk dnyaya getirecek olursa boand adamdan iddet beklemekte olduu halde, ocuun nesebi adama balanmaz.

Kad smail diyor ki: mit kesmenin oran birbirinden farkl olur. mitsizlie dmek, mit etmek ve zannetmek kavramlar da byledir. Byle olanlarda sz geniler. Bu ifadelerden biri kullanld vakit meydanda olan mna derecesine indirilir, ylece anlalr. Mesel, insan, kendisine gre ounluk ihtimal hastann iy il emeyecei ynnde olunca: "Hastamdan midimi kestim." ve yine kendisine gre ounluk ihtimal gelmeyecei ynnde olunca da: "Kayp adammdan midimi kestim." der. Oysa kayp ahs, yahut hastas lse de: "Ben ondan midimi kestim." deseydi, insanlara gre sz yerli yerinde sylenmi olmazd. Ancak syledii szde kastettii mnann anlalmas durumu mstesna. Mesal: "Hastalnda lecek korkusuyla endie iindeydim. lnce mitsizlik yerini buldu." demi olmas gibi. Sz ite bu ve benzeri anlamlara yorumlanr. Ancak mit kesme ifadesi kullanldnda ounlukla mit kesmede baskn taraf o eyin olmayaca ynnde olur. Ne midini kesen, ne de mitvar olan kimse o eyin olacan yahut olmayacan kesinlikle bilir. Allah Tel buyuruyor ki: "Evlenme midi kalmayan, ihtiyarlayp oturmu kadnlara, sslerini aa karmamak artyla d elbiselerini karmalarndan tr bir gnah yoktur."[336]' mit etme (rec), midi kesmenin (ye's) zttdr. htiyarlayp oturmu kadnn bazen evlenmesi mmkndr. Ancak halk nazarnda baskn olan taraf, erkeklerin onlara rabet etmeyecekleri ynndedir. Allah Tel buyuruyor ki: "mitsizlie dmelerinin ardndan yamuru yadran O*dur,"[337]yette geen kunt (mitsizlie dme) kelimesi, ye's gibidir. Yamurun yamayacan kesin olarak bilmiyorlard;. ancak yamas uzun sre gecikince kalplerine mitsizlik dt. Allah Tel buyuruyor kl: "Peygamberler mitsizlie dp yalanlandklarn sandklan bir srada, onlara yardmmz yetimitir."[338] mitsizlie denlerin peygamberler olduunu zikrettiine gre bu, tam kanaat getirdikleri bir kesinlik olmakszn kalplerine bir mitsizlik dtne delildir. nk bu konuda kesin bilgi onlara ancak Allah katndan gelir. Nitekim Hz. Nuh kssasnda: "Nuh'a: 'Senin milletinden inanm olanlardan bakas inanmayacaktr. Onlarn yap agel diki erine zlme.' diye vahyolun-du."[339] buyurmakta; Hz. Yusuf kssasnda ise Allah Tel: "Ondan mitlerini kesince, aralarnda konumak zere bir kenara ekildiler."[340]' buyurmaktadr. Buradan ak bir ekilde anlalan onlarn mitlerini kesmelerinin kesin bir bilgi olmaddr.

bn Eb veys Mlik Hiam b. Urve babas (Urve b. Zbeyr) senediyle bize rivayet olunduuna gre, Hz. mer (r.a.J verdii hutbede: "Ey insanlar! Biliniz ki, tamahkr olup mit beslemek fakirliktir. mit kesmek, zenginliktir. Kii bir eyden midini kesince, ondan mstani kalr." derdi. Grld zere Hz. mer mit kesmeyi (ye's), mitvar olma ve tamahkrlk etme (tama') karl olarak kullanmtr. Ahmed b. Muaddil'in, eski bir ire ait bir dii deveyi tasvir eden u; iiri okuduunu iittim

"Sapsar... Abbasollar mirasndan,

Onu, koruluk iinde gizlendii yataktaki,

Bir ceylan gibi eyledim.

Sald anda 'Bis! Bis!' sesini iitince,

Boaltverir memelerindeki st.

Artk nefsim mit (tama1) ve ye's arasnda..."

Burada ir tama' kelimesini ye's mukabili kullanmtr.

Sleyman b. Harb Cerr b. Hzim A'me Sellm b. urahbil senediyle bize rivayet edildiine gre, Habbe b. Halid ile Sev b. Hlid, Hz. Peygamber'e (s.a.) gelip: "Bize bir ey ret." dediler. Sonra Hz. Peygamber (s.a.) yle buyurdu: "Balarnz kmldad srece, hayrdan mit kesmeyin. nk her bir kul, kzl olarak doar, zerinde bedenini rtecek incecik bir elbise bulunmaz. Sonra Allah onu rzklandnr ve ona verir."[341]

Ali b. Abdullah'n bize bn Uyeyne'den rivayetine gre Him b. Abdulmelik, Ebu Hzim'e: "Ey Eb Hzim! Ne maln var?" diye sordu. O da: "En hayrl mal, Allah'a gvenim ve insanlarn ellerindeki varlklardan midimi kesmemdir." dedi. Kad smail diyor ki: Bu saylamayacak kadar oktur. (Kad smail'in szleri) bitti.

stadmz diyor ki: Bu konuda kadnlarn sregelen bir detleri yoktur. yle ki, kimileri ergenlik yama girse de ayba, grmez; kimileri ok ksa ayba grr ve hayz halleri arasndaki zaman uzar ve hatta senede bir defa hayz olur. Bu yzden limler iki hayz arasndaki temizliin bir snr bulunmadnda gr birliine varmlardr. Kadnlarn ounluu her ay bir kere hayz olur, hayz halleri eyrek ay srer ve temizlik zamanlar ise bir ayn drtte n kapsar. Kimi kadnlar nem oranlarnn dklnden dolay, birka ay hayzdan temiz olarak geirir; kimi kadnlara kuruluk abuk sirayet eder ve bylece hayz kesilir, elli yandan hatta krk yandan kk olsa da hayzdan-nifastan tamamen kesilebilir; kimi kadnlara da kuruluk abuk sirayet etmez ve dolaysyla elli yan da gese hayz grebilir... stad devamla diyor ki: Ne Kur'an'da, ne de hadislerde hayzdan kesilmenin ya snrlandrlmtr. ayet (yette geen) hayzdan kesilenler ifadesiyle elli, altm yahut daha baka bir yata olanlar kasdedilmi olsayd "u u yaa ulaanlar" denirdi, "hayzdan kesilenler" denmezdi. Hem yukarda da getii zere sahabe Allah onlardan raz olsun bundan nce hayz hali ortadan kalkan kadn hayzdan kesilmi saymlardr. Hayzdan kesilmelerinin vaktinde de (bu halin) varl ihtilafldr, ittifakl deildir. Hem Allah Tel: "Hayzdan kesilenler" buyurmutur. ayet bunun belli bir vakti olsayd, gerek kadn, gerekse bakalar kadnlarn hayzdan kesilmelerini bilmede eit konumda olurlard. Oysa Allar;; Tel "kadnlar" ifadesini hayzdan kesilenler olmakla tahsis etmitir. Nitekim bu ifadeyi "daha henz hayz grmemi olanlar" diyerek de tahsis etmitir. u halde hayz grm olan, hayz grmekten midini kesebilir. Bu ise phe iinde olmaktan farkl bir durumdur. Zira Allah Tel: "siz (erkekler) phe ederseniz" buyurmu, "onlar (kadnlar) phe ederlerse" buyurmamtr. Yani siz onlann gnleri konusunda phe eder kukuya derseniz, ite hkm budur, tefsircer cemaatinin syledikleri deildir. Nitekim bn Eb Htim'in tefsirinde Cerr ve Musa b. A'yen (hadisin metni bu ahsa aittir) Mutarrif b. Tarif Amr b. Salim senediyle rivayetine gre bey b. Ka'b anlatyor: "Ey Allah'n Rasl! Medinede bir takm insanlar, kk, yal ve hamile kadnlarn iddetleri konusunda Allah'n Kur'an'da zikretmedii eyleri sylyorlar." dedim. Bunun zerine Allah Tel bu sredeki u yetleri indirdi: "Kadnlarnz iinde hayzdan kesilenler ile daha henz hayz grmemi olanlarn icldeti hususunda phe iindeyseniz, onlarn iddeti aydr. Gebe olanlarn iddeti doum yapmalarya tamamlanr. "([342] Hmile bir kadnnn iddeti doum yapncaya kadardr. Doum yapnca iddeti sona erer.[343] Cerr'in rivayet ettii metne gre bey b. Ka'b yle anlatyor: "Ey .Allah'n Rasl! Medine halkndan baz kimseler kadnlarn iddetleri hakknda gelen Bakara sresindeki yet inince: 'Kadnlarn iddetleri konusunda Kur'an'da baz hususlar zikredilmedi. Kk kadnlarn, hayzdan kesilen yal kadnlarn ve hamile olanlarn iddetleri aklanmad.' dediler."dedim. Bunun zerine hayzdan kalan kadnlar hakknda: "Kadnlarnz iinde hayzdan kesilenlerin iddetleri konusunda phe ederseniz..."[344] yeti indi. Sonra bn Eb Hatim: "Kadnlarnz iinde hayzdan kesilenler..." yetini Sad b. Cbeyr'in:"Yani hayzdan kesilme yama girmi olup hayz grmeyen yal yahut hayzdan kalm ve ark hi hayz grmeyen kadnlar..." diye tefsir ettiini; yetteki "phe ederseniz" ksmn ise "Kukuya derseniz, onlarn iddetleri aydr." diye yorumladn rivayet eder. Mchid'in de "phe ederseniz" ksmn "Hayzdan kalm olan, yahut henz hayz grmemi bulunan kadnn iddetini bilmiyorsanz, onlarn iddetleri aydr." diye tefsir ettiini nakletmitir. u halde Allah Tel'nn "phe ederseniz" sznden maksad udur: Onlarn hkmlerini soruyor, hkmlerini bilmiyor ve bu konuda kuku duyuyorsanz, size bunu akladk. te bu kalbinde phe ve tereddt kalksn diye kulun aklanmasn talep ettii, Allah'n ona olan nimetini beyandr. Ama ilim talebinden yz eviren kimse iin bu szkonusu deildir. Hem kadnlar hayzm balang yanda da birbirlerine eit deillerdir. Kimisi on, kimisi on iki, kimisi on be , kimisi de daha ileri yata hayz grmeye balar. Ayn ekilde hayzdan kesilme ya olan "hayz yann sonu" hususunda da birbirlerine eit deilerdir. Hadiseler buna ahittir. Hem ayrca limler ergenlik yassna girdii halde hayz grmeyen kadnn, ay m, yoksa hayz hali orts.dan kalkan ama sebebini bilmeyen kadn gibi bir sene mi iddet bekleyecei konusunda ihtilfa dmlerdir, Bu konuda mam Ahmed'in iki rivayeti vardr. Ben derim ki: limlerin ounluu ay iddet bekleyeceini sylemiler ve ay iddet beklemeyi icabettiren kklk iin bir snr koymamlardr. Ayn ekilde ay iddet beklemeyi gerektiren yallk iin de bir snrn olmamas gerekir. Bu aktr. Allah'a hamdolsun. [345]

 

7Vefet ddeti:

 

Vefat iddeti, Kocann lmyle vacip olur. ster, zifafa girmi bulunsunlar, isterlerse girmemi olsunlar farketmez. Bunda ittifak vardr. Nitekim Kur'an ve snnetin umum ifadeleri bunu gstermektedir. Alimler gerek karkocann zifaftan nce birbirlerine miras olacaklar konusunda, gerekse nikh akdi srasnda belirlenmi olduu takdirde mehirin yerini bulaca konusunda ittifak etmilerdir. nk lm akdin sona ermesi olduundan tr onunla hkmler oturur ve dolaysyla hem karkoca birbirlerine miras olur, hem mehir yerini bulur ve hem de iddet vacip olur.

Alimler iki meselede ihtilaf etmilerdir: Birinci mesele: Mehir, nikh akdi srasnda belirlenmemi olduu zaman mehr-i misil vacip olur mu? Ahmed, Ebu Hanife ve iki grnden birine gre afi vacip olaca grndedir. Ama Mlik ve dier grne gre afi vacip olmaz demilerdir. Yukarda kaydedilen Berva' bt. Vsk'n rivayet ettii mnas ak, senedi sahih hadiste de getii zere Allah Rasl (s.a.) vacip olacana hkmetmitir. Bu ekilde hadis gelmemi olsayd bile bu hkm, kyasn ta kendisi olurdu. nk lm, nikh srasnda belirlenen mehrin yerine ulatrlmas ve iddetin vacip olmas konularnda zifaf yerine geirilmitir.

kinci mesele: vey kzn haraml, annesiyle zifafa girme halinde gerekletii gibi, annesinin lmyle de gerekleir mi? Bu konuda sahabeye ait iki gr vardr, her ikisi de Ahmed'den rivayet edilmitir.

Szn z: Bu konudaki iddet rahimde ocuk bulunup bulunmadn anlamak maksadyla beklenilen bir iddet deildir. Zira boama iddetinin aksine bu iddet, zifaftan nce de vacipolur.

limler vefat iddeti ve daha baka iddetlerin hikmeti konusunda fikir ayrlna dmlerdir. Kimileri rahimde ocuk bulunup bulunmadn anlamak iindir demi ve bu gre pek ok itirazlar ileri srlmtr. Bazlar: 1- Vefat halinde beklenilen iddet zifaftan nce de vaciptir. 2- kar* mddetidir. Oysa istibr eden cariyede olduu gibi, rahimde ocuk bulunup bulunmadn anlamak iin bir hayz yeterlidir. 3- Ya kklnden yahut yallktan tr rahminde ocuk bulunmad kesinlikle bilinenler hakknda da ay iddet beklemek ve.ciptir.

Kimi limler ise: "Bu taabbud bir meseledir; mnas aklla anlalmaz." demilerdir. Bu da iki ynden tutarszdr:

1- insanlarn pek ou veya ounluu anlamasa bile, eratteki her bir hkmn mutlaka bir hikmeti vardr.

2- ddetler, hlis ibdetler cmlesinden deildir; aksine bunlarda kan-kocanm, ocuun ve (kadnla) evlenecek kimsenin hakknn gzetilmesi faydalan yatmaktadr.

stadmz bn Teymiye der ki: yle sylemek dorudur: Vefat iddeti nikhn sona ermesine bir sayg ve kocann hakkn gzetme anlam tamaktadr. Bundan dolay kocas len kadn, vefat iddeti srasnda kocann hakkna riayet iin yas tutar. Dolaysyla iddet byk bir neme ve konuma sahip olan nikh akdinin hakkn koruyan bir alan klnmtr. Bylece birinci ahsn nikh ile ikinci ahsn nikh arasna bir fsa girmi olur ve ayn kadnla nikahlanan kimseler hemen birbirini takip etmi olmaz. Bakn, Allah Rasl'nn (s.a.) haklu* byk olduundan kendisinden sonra, baka kimselerin onun hanimaryla evlenmeleri haram saylmtr. Bu Hz. Rasl'n hussiyetlerindendir. nk O'nun dnyadaki hanmlar hirette de O'nun hanmlar olacaktr. Ama bakalar iin bu szkonusu deildir. Zira kadnn kocasndan bakasyla evlenmesi kendisine haram olsayd, kocas len kadn zarar grrd, ikinci koca, kadn iin birincisinden daha hayrl da olabilir. Ancak kadn birinci kocasnn ocuklarnn bakmyla urap evlenmezse, bundan dolay kendisi vgye lyk ve bu davran mstahap olur. Hz. Peygamber (s.a.) bir hadiste, orta ve iaret parmaklarn gstererek yle buyurdu: "Asalet ve gzellik sahibi, kocasz kalm ve kendisini ocuklar ayrlncaya yahut lnceye kadar yetimlerine vakfetmi, yanaklar ukurlam kadnla ben u ikisi gibi olacaz."'[346]' Haramlm icabettiren bir durum olduu vakit artk kadnn bekleyecei mddetten daha az geerli olmaz. Oysa cahiliye dneminde bir sene bekleme sresi vard; Allah Tel bunu drt ay on gne indirerek hafifletti. Sad b. Mseyyeb'e: "On gn de ne oluyor?" diye sorulunca: "O sre iinde ruh flenir." cevabn verdi. te bu mddetin gemesiyle ihtiya duyulmas halinde rahimde ocuk bulunup bulunmad anlalr ve buna ihtiya olmadnda ds., kocann hakk yerine getirilmi olur. [347]

 

8 Boanma iddeti:

 

te problem olan budur nk bu iddete, bunu illet gstermek mmkn deildir. Zira ancak cins ilikiden sonra vacip olur. Hem boanma nikh ban koparm olup, bu yzden byle bir durumda nikh akdi srasnda konulan mehrin yans verilir ve mehr-I misil der.

O halde denilir ki: Doruya ulatran Allah'tr: Boanma iddeti, kocann bu sre ierisinde boamadan dnebilme imkn kalsn diye vacip klnmtr. Bu iddette, hem kocann, hem Allah'n, hem ocuun ve hem de kadnla evlenecek ikinci ahsn hakk vardr. Kocann hakk, iddet ierisinde boamadan vazgeebilme imknna sahip olabilmesidir. Allah'n hakk, kadna evinden ayrlmamasnn vacip oluudur. Nitekim Allah Tel, bunu aka bildirmidir. Ahmed'in ak ifadesi ve Ebu Hanife'nin mezhebi de bu yoldadr. ocuun hakk, nesebinin zayi olup cins ilikide bulunan iki erkekten hangisine ait olduumun bilinmemesi gibi bir durumun ortaya kmamasdr. Kadnn hakk, hem miras olabilen ve hem de kendisine miras olunabilen bir zevce olmasndan tr, lddet sresince kendisine nafaka denmesidir. ddetin kocann hakk olduunu u yet gstermektedir: "Ey inananlar! M'min kadnlar nikahlayp da sonra kendilerine dokunmadan onlan bcadnzda sizin onlarn zerlerine sayacanz iddet yoktur. "[348] "Sizin onlarn zerine sayacanz bir iddet yoktur." cmlesi iddetin, kadnn zerinde, kocann bir hakk olduuna delidir. Ayrca Allah Tel, buyuruyor ki: "Bu arada kocalar, geri almaya daha ok hak sahibidirler."[349] Grld gibi Allah, kocay, iddet ierisinde boad karsn geri almaya daha ok hak sahibi saymtr. Bu, onun hakkdr. ddet kar' yahut ay olduu zaman kocann durumunu gzden geirip karsn tutmy ya da salverme konusunda dnebilmesi iin bekleme sresi uzam olur. Nitekim Allah Tel, karsna yaklamamaya yemin eden kimsenin durumunu gzden geirmesi, karsn tutma ve ona geri dnme ya da boama konusunda dnebilmesi iin ona drt aylk bekleme mresi tanmtr. Kansm boayan adamn seimli klm, tpk karsna yaklamamaya yemin eden adamn muhayyerlii gibi saylmtr. Ancak karsna yaklamamaya yemin eden kimse iin drt aylk sre tannmtr. Nitekim durumlarn gzden geirmeleri iin (mriklere de Tevbe sresi, 8/2'de) yeryznde gezip dolamalan iin drt aylk bir sre tannmtr.

Bunu ortaya koyan delillerden biri de, Allah Tel.'mn u yetidir: "Kadnlar boadgmzda srelerine ulatlar m, aralanr.da meru tarzda anlatklan takdirde artk kendilerini kocalarna nikahlamalarna engel olmayn."'[350]' Sreye ulamak, ona erimek, varmak demektir. Bu yette sreye ulama, sreyi ama anlamndadr. "Srelerine ulatklarnda onlan meru surette tutun."[351]' yetinde ise bu, sreye yaklama, yakn olma anlamndadr. Sonra bu yet hakknda iki gr vardr: 1- Bu bir zaman sinindir. Bu snr da nc hayza adm atmak yahut nc hayz ya da drdnc hayz kannn kesilmesidir. Buna gre bu sreye ulama ii, kadnn gc dahilinde olan bir ey deil demektir. 2-Denilmitir ki; Aksine bu kadnn fiili olup, sahabenin ounluunun syledii zere ykanp gusletmedir. Gusletmek suretiyle kocann, kansyla cins ilikiye girmesi hell olduu gibi, kadnn da kocasnn kendisinden istifadesine imkn tanmas hell olur. Onlara gre gusletmek, gerek akit anlamndaki nikhta ve gerekse cins iliki anlamndaki nikhta arttr.

Bu konuda limlerin drt ayn gr vardr:

1- Zahirlerden bir takm kimselerin syledikleri zere gusletme, ne onda ne bunda bir artr.

2- Her ikisinde de arttr. Nitekim Ahmed ve yukanda kaydedildii zere sahabenin ounluu bu grtedir.

3- Cins iliki anlamndaki nikhta art, akit anlamndaki nikahta art deildir. Mlik ve afi bu grtedirler.

4- Her iki halde de gusletme yahut onun yerine geen bir namaz vaktinin gemi olmas ve hayzn, sresinin ounluu getikten sonra kesilmesi suretiyle temizlie hkmetme arttr. Nitekim Ebu Hanife byle sylemektedir. Ona gre, kadn gusletmeden nce adam boamadan vazgeerse, kadnn gusletmesi kocann kendisiyle cins ilikiye girebilmesi iindir. Aksi takdirde bu gusl kadnn bakasna hell olabilmesi iindir. Gusletmek suretiyle hayzn tamama ve sona ermesi gereklemi olur. Nitekim Allah Tel: "Temizlendikleri vakte kadar onlara yaklamayn, iyice temizlendiklerinde Allah'n size emrettii yerden onlarla cins ilikiye girin.[352] buyurmaktadr. Allah Tel, kadna kar' beklemesini emretmitir. Bu kar' geince kadn sresine ulam olur. Allah Tel, kadn iki kar' mteakip kocasndan bin olur, buyurmamtr ki, sreye ulaldnda kocay, kadn tutma yahut salverme arasnda seimli klsn. Sahabenin Allah onlardan raz olsun anlad zere, Kur'n'm zahirine gre kar'n bitiminde koca karsn meru ellde tutma ya da iyilikle salverme arasnda seimli olur. Buna gre Kur'n'da geen "sreye ulama" ifadesi bir tektir, iki ksm deildir. Hatta bu, mddetin geirilmesi ve tamamlanmas suretiyle gerekleir. Bu husus tpk u yetlerde olduu gibidir: Allah Tel, cehennem halknn: "Bize tayin ettiin srenin sonuna ulatk."'[353] diyeceklerini haber vermektedir.

"Srelerine ulatklarnda kendileri hakknda meru surette davrandklar zaman size bir gnah yoktur."'[354]

"Sreye ulamak, ona yaklamakdr." diyenler, t| .ekilde yorumlamlardr: "Kadn, evlenme teklifi yapanlara hell olduktan sonra koca, ona geri dnmeye daha mstehak olarak kalmaz. Ancak kadn bakasna hell olmad srece koca, boad karsna dnmeye daha mstehak olur. Bakasnn o kadnla evlenmesi hell olduu vakit, artk eski koca dnrclerden biri durumunda olur."

Bu yorumun kayna, sreye ulamakla kadnn bakasna hell olaca zanndr. Oysa Kur'an buna dellet etmez. Aksine Kur*n, kadna ay beklemeyi grev saym ve sresine ulanca onun ya meru suretle nikh altnda tutulacan, ya da iyilikle salverileceini ifade etmitir. Allah Tel, bu nikh altnda tutma yahut salvermeyi boamann ardndan zikrederek: "Boama iki defadr. Ya meru surette tutma, ya da iyilikle salvermedir. "[355] buyurmu ve sonra :"Kadmlan boadnzda, srelerine ulatklar vakit kocalar ile evlenmelerine engel olmayn."'121' diye emretmitir. te burada ifade edilen, kadnn, kendisini boayan ve kendisiyle evlenmeye daha mstehak olan birinci kocasyla evlenmesidir. Kadnlar engellemeyi yasaklama ise, kocann hakkn pekitirmektedir. Kur'an'da, sreye ulanca kadnn dnrclere hell olacan ifade eden bir ey yoktur. Onda sadece byle bir durumda kocann ya meru surette tutaca ya da iyilikle salverecei belirtilmektedir. ayet iyilikle salverirse ite o zaman kadn, dnrclere hell olur. Buna gre Kur'an'm delleti aktr. Kadn sresine ulanca ya;l hayz kannn kesilmesiyle kar' sona erince koca, ya kadn gusletmeden nce onu nikh altnda tutar, kadn kendisinin yannda gusleder, ya da onu salverir, kadn gusledip diledii ile nikahlanr. Bylece sahabe Allah onlardan raz olsunanlaynn kymeti ve onlardan sonra gelenlerin ictihdlarnm neticede onlarn anladklarn anlamak, onlarn sylediklerini bilmek olduu anlalmaktadr.

Soru: Kadn gusletmedike btn bu sre ierisinde kocann ona geri dnme hakk varsa, seimlilii niin sreye ulamak artna balad?

Cevap: Bu sre ierisinde kadnn, kocann hakkndan tr bekledii anlalsn diye bu arta balamtr. yette geen "tarabbus" kelimesi beklemek, gzlemek anlamndadr. Kadn, kocas kendisini nikh altnda tutacak m, yoksa salverecek mi, bunu gizlemektedir. Bu seimlilik srenin bandan sonuna kadar kocann- sabit hakkdr. Nitekim kansyla cins ilikiye girmemeye yemin eden kinie de, yeminden dnme ve boamama arasnda seimlidir. Burada Allah Tel, kocay sreye ulald vakit seimli kldna gre, ondan nce kocann seimli olmas daha mnasip ve daha elverilidir. Ancak iyilikle salverme, kadn sreye ulanca mmkn olur. Bundan nce ise kadn iddet iindedir.

Kadnn iyilikle salverilmesi iddetin bitiminde ona tesir eder denilmise de, Kur'an'm ifadelerinden anlalan mna bunun aksini gstermektedir. Zira Allah Tel, iyilikle salvermeyi sreye ulald zamana tahsis etmitir. Bu salvermenin ise, srenin evselinden itibaren sabit olduu malumdur. Dorusu u ki, salverme demek sreye ulaldnda kadnn ailesinin yanna gnderilmesi ve kocann ondan elini ekmesi demektir. nk iddet sresince kocann kadn tutma hakk vardr. Kadn sresini tamamlaynca; eer koca, o:nu nikh altnda tutarsa yine bir yerde tutabilir; nikh altnda tutmazsa iyilikle salvermek zorundadr. Cins ilikiden nce boanm kadn hakknda u yet bunu ifade etmektedir: "...Artk sizin onlar iin iddet saymanza lzum yoktur. Kendilerine bata bulunarak onlar gzellikle salverin."'[356]' Grld gibi Allah Tel gzellikle salvermenizi emretmi, iddete lzum olmadn belirtmitir. Bylece kadnn yolunu amann, onu gndermek demek olduu anlalm oldu.. Nitekim: "Suyu ve deveyi salverdi." denir ki, bunun anlam bunlarn gemesine imkan verdi demektir. te bu serbest brakma ve salverme ile kadnn boanmas ve yolunun almas tamamlanm olur. Bundan nce ise serbest brakma tam olmaz. Bundan nce kocann tadm tutma ve salverme hakk vardr. Boayan olmasna ramen Allah Tel, kocay iddet sresince kadn geri almaya daha mstehak saym ve kocann hakkndan dolay iddet sresini kar' olarak tayin etmitir. Bunu u hususlar da teyid eder:

1- eriatn koyucusu, kocasna belli bir miktar para verip boanan kadnn iddetini bir hayz saymtr. Nitekim bu husus snnetle sabit olmu; Osman b. Affan, bn Abbas ve bn mer Allah onlardan raz olsun bunu kabullenmi ve Ebu Cafer en-Nahhs, en-Nsih ve'l-Mensh adl eserinde bu konuda sahabe icm'L bulunduunu belirtmitir. shak'n ve kendisinden gelen iki rivayetten delil bakmndan en sahih olanna gre Ahmed b. Hambel'in gr de budur. Nitekim bu meselenin izah inallah yaknda gelecektir. Kocasna belli miktar para verip boanan kadna geri dnme olmadndan, onun iddet beklemesi de gerekmez. Yalnzca bir hayz sresi istibrda bulunu::. nk kadn, kocasna fidye verip ayrlnca kendi bana buyruk duruma gemitir. Dolaysyla koca, onu tutmaya daha mstehak deildir. Bu yzden de kadnn iddet sresini uzatmann bir anlam yoktur. Sadece maksat onun rahminde ocuk bulunup bulunmadn anlamaktr. Bunda da yalnzca istibr yeterli olur.

2- Hadiste geldii zere dr- harpten hicret eden kadn yanlzca bir hayz sresi istibrda bulunur, sonra evlenir. Nitekim bu konu aada gelecektir.

3- Allah Tel, kadna zifaftan sonra nc talk dnda bir bin talk meru klmamtr. Kur'an'da geen, nc talik dndaki her talk ric'dir. Allah Tel kar', meru kld bu talk hakknda ite bu hikmetten tr zikretmitir. Fidye veren kadna gelince; onun fidye vermesi talk deildir, aksine talktan hesap edilmeyen bir hul'dur ve burada bir hayz sresi istibr meru klnmtr. tiraz: u iki ekilde bu sizin aleyhinize dner:

1- Boanma Iddetini tamamlayan kadnla. Zira kar* iddet bekler ve artk kocasnn ona dnmesi imknsz hale gelir.

2- Hr yahut kle bir kimsenin nikhls iken zad edilmesi halinde seimli kalan kadnla. Zira onun iddetinin kar' olduu snnetle sabittir. Nitekim SnerCde Hz. ie'den (r.a.) rivayet edildiine gre, Berre'ye hr kadn iddeti beklemesi emredilmitir.[357]' bn Mce'nin Snen'indeki rivayete gre ise hayz mddeti 'iddet beklemesi emredilmi[358]' ve kocasnn ona geri dnme hakk bulunmad ifade edilmitir.

Cevap: Kiinin hanmm kendisine haram klan boamada iddet bekleme, kocann geri dnebilmesine imkn salamak iin vacip olmu deil; aksine nikha bir hrmet almeti ve boad kadnn kendisine haram olma sresini uzatmakla kocaya bir ceza olarak vacip saylmtr. Zira kadnn, sadece bir hayz gecikmekle istibr yapm olmasdan sonra evlenmesi caiz grlseydi bu durumda ikinci bir ahsn onunla evlenmesi ve gerek hlle maksadyla, gerekse bir baka maksatla derhal onu boama imkn doard. nc talktan sonra eriat koyucu tarafndan kadn, boayan erkee haram klnmken kadmn o ahsa geri dnmesini kolaylatrma o ahs iin af nianesi olurdu. Kendisi katnda helllerin en irkini olan boanmadan, Allah ancak ihtiya miktarm yani talk mubah klm ve nc talktan sonra baka bir erkekle evlenip ondan meru surette boanncaya kadar kadn, nceki kocasna haram klmtr. Kadnn kar* sresi bekleyinceye kadar evlenenemesi de, bu hikmetin devam mahiyetindedir. Bunda kadnn bir zaran yoktur. nk boanmann her defasnda kadn kar' sresi bekleyinceye kadar evlenemez. Orada bu bekleyi, haram klan talk gerekletirmediinden tr kadnn menlaatinl gzeterek konulmuken, burada kadnn kar1 beklemesi kocaya verilen cezann devam mahiyetindedir. Zira koca u eyle cezalandrld: 1) Biricik sevgili kars kendisine haram oldu. 2) Kadnn kar' beklemesi emredildi. 3) Baka bir erkek, kadna kar karsn arzulayan ve kars tarafndan arzulanan bir koca durumunda olmadka kadnn eski kocasna dnmesi caiz grlmedi. Bunlarn her birinde Allah'n holanmad,sevmedii bir eyi yapmaya karlk olarak elem veren bir ceza vardr. nc talktan sonra kadnn ancak iddet bekledikten ve baka bir kocayla evlendikten sonra eski kocasna hell olduu, ipin yeni kocann elinde bulunduu ve kadnn yeni kocasnn baln, yeni kocann da kadnn baln tatmasnn zorunlu olduu anlaldna gre maksadn, boayan erkein boad kadndan midini kesmesi ve kendi isteiyle deil, ancak boanan kadnn isteiyle ona dnebilecei de anlalm demektir. Malumdur ki, ikinci koca arzu ve istekle bir nikh yapmsa, yani Allah'n kullarna meru kld, dnya ve hirette kullarnn menfaatleri iin bir sebep, merhamet ve sevginin ortaya kmasna bir ara kld nikh yapmsa, birinci kocann hatrna evlendii kadn boamaz, aksine karsn nikh altnda tutar. Artk kadnn, nceki kocasna dnmesi konusunda hi kimsenin seenei kalmaz. Kan koca durumunda olan elerin birbirlerinden ayrlmalarnda olduu zere ikinci kocann lm yahut boama sebebiyle o kadndan ayrlmas halinde, tpk kendisine baka bir adamn ilk olarak boad karsyla nikhlanmas mubah olduu gibi, burada da ilk boayan kocann o kadnla evlenmesi mubah olur. te bu Allah Tel'nn btn eriatlara stn kld bu keml derecesindeki eriatta haram klmad bir husustur. Ancak bizden nceki iki eriatta durum tamamen farkldr. Zira Tevrat'n eriatnda boanan kadn baka bir kocayla evlenirse artk ebediyen birincisine hell olmaz, denmekte; ncil'in eriatnda ise kii karsn asla boayamaz ifadesi yer almaktadr. Bu stn ve keml noktasndaki eriat ise, en mkemmel, en gzel ve insanlara en yararl bir ekilde gelmitir. Bundan dolaydr ki, hlle btn eriatlara, akla ve ftrata aykr olduundan Hz. Peygamber (s.a.) hlle yapana da yaptrana da lanet etmitir.[359] Hz. Peygamber'in (s.a.) onlara lanet etmesi, ya Allah Tel'nm onlara lanet ettiini haber vermedir, ya da onlara kendisinin lanet ederek bedduada bulunmasdr. Bu da hllenin haramlma ve byk gnahlardan olduuna delildir.

Szn z: Bu boamada kar' beklemenin vacip klnmas, kadnn birinci kocaya haram olduunu vurgulamama bir devamdr. Konu hakknda icm bulunmasna binen el-cz adl eserin sahibi bn'l-Lebbn el-Faraz[360] ve daha bakalan talkla boanan kadna bir hayz sresi istibrda bulunma dnda bir ey gerekmez demilerdir. Bu gr ondan Ebu'l-Hseyin b. Kad Ebu Ya'l aktarmtr. Ebu'l-Hseyin "Mes'ele" bal altnda diyor ki: Bir kimse zifaftan sonra karsn talkla boarsa kadn, kuru' hesabna gre iddet bekleyenlerden olmas halinde, kar' iddet bekler. bnu'l-Lebbn ise kadnn bir hayz grmekle istibrda bulunmasnn yeterli olaca grndedir. Bizim delilimiz Allah Tel'nn: "Boanan kadnlar kendi kendilerine kar' sresi beklerler..." yetidir... eyhlislm yalnz bu szle yetinmemi, bunu caiz grmesini ihtilfn mevcudiyetine balyarak "ayet bu konuda bir tartma varsa, ne talkla boanan kadna, ne de seimli braklan zad edilmi kadna istibr dnda bir ey gerekmez gr tevecch edilecek grtr." demitir. Sonra devamla diyor ki: Bu grten zorunlu olarak kacak netice hayzdan kesilen kadn nc talktan sonra herhangi bir iddet beklemeye ihtiya duymaz... Oysa bu grte olan herhangi bir kimse bilmiyoruz.

Ebu'l-Hseyin, ihtilf kaydederek "Mes'ele" bal altnda diyor ki: Bir kimse karsn talkla boasa ve kadn da kklk yahut yallktan dolay hayz gremeyen biri olsa kadnn ay iddet beklemesi gerekir. bnu'l-Lebbn buna muhalefet etmi ve bu durumdakl kadirlin iddet beklemesinin gerekli olmadn sylemitir. Bizim delilimiz Allah Tel'nm "Kadnlarnz iinde hayzdan kesilenler le henz hayz grmemi olanlarn iddetleri hususunda phe ederseniz, onlarn iddetleri aydr." yetidir. stadmz (bn Teymiye) demitir ki: unun iddeti kar'dr eklinde bir snnet bulunduktan sonra, o konuda icm edilmi olmasa bile o snnete muhalefet caiz deildir. Ya bir de snnet yannda icm varsa durum nice olur? Hz. Peygamber'ir (s.a.) Ftma bt. Kays'a: "ddet bekle." buyruunu limler, onun kar' sresi iddet bekleyecei eklinde anlamlardr. Zira istibrya bazen "iddet" dendii de olur. Ben derim ki: Tpk Evtas'ta alman esir kadnlar hakknda sylenen Ebu Sad hadisindeki gibi, "Kadnlardan evli olanlar..." diye balayan yetin bu ksm "esir kadnlar" olarak tefsir edilmitir. Sonra "Yani iddetleri bittiinde onlar size helldir." demi ve istibry iddet saymtr. (stad) diyor ki: Hz. ie'nin (r.a.) rivayet ettii: "Berre'ye hayz sresi iddet beklemesi emredildi." hadisi, mnker bir hadistir.[361] Zira Hz. ie'ye (r.a.) gre yette geen "kuru"' ifadesi "hayz" anlamndadr.

Ben derim ki: Kocasndan cret karl ayrlan kadnn iddetini bir hayz sayanlara gre, btn fesihlerde iddetin bir hayz olmas daha da muvafktr. nk boamann z kardei ve ona en ok benzeyen kadnn kocasndan cret karl ayrlmas (hul1) durumunda onlara gre kar' iddet beklemek vacip deildir. Bu yzden fesih bir ka bakmdan daha muvafk ve daha mnasip grnmektedir.

1 - Pek ok fakih st akrabal ve benzeri sebeplerden tr nikhn feshedilmesinden farkl olarak kadnn kocasndan cret karl ayrlmasn talk saymakta ve onunla talkn saysnn eksileceini sylemektedir.

2- Ebu Sevr ve ounla ayn gr paylaanlar diyorlar ki: Koca, ald bedeli geri verir ve kadn da buna raz olursa adam karsna geri dnebilir; byle bir ey yapmaya haklan vardr. Ama bu durum fesih iin

szkonusu olamaz.

3- Kadnn kocasndan cret karl ayrlmas halinde kadnn, iddeti iinde yeni bir nikh akdiyle kocasna dnmesi mmkndr. Ama st akrabal yahut (drtten fazla evlenme halinde) sayay ama, yahut da mahremiyetten tr nikh akdinin feshedilmedi durumlarnda kadnn ayrld erkee geri dnmesi mmkn deildir. yleyse bu daha mnasiptir. Burada kadnn bir hayzla istibrda bulurmas yeterli olur ve tpk esir kadnda, dr- harpten hicret eden kadnda ve iki grn delil bakmndan daha sahih olanna gre cret karl kocasndan ayrlan kadnda, zina etmi kadnda olduu zere ama srf kadnn rahminde ocuk olup olmadn renmektir. Sz edilen iki grn ikisi de mam Ahme'den rivayet edilmitir.

Ric' talkla boanm kadnla bin talkla boanm kadn arasndaki fark ortaya koyan bir husus da udur: Ric' ;alkla boanm kadnn iddeti, kocas iindir ve mslmanlarn ittifakyla bu ekilde boanan kadnn nafaka ve mesken hakk vardr. Anci meskeni, zevce meskeni gibi midir? ki byle olursa boayan adamn onu diledii yere tamas caiz olur, yoksa ona belirli bir ev tayin edilip oradan dan kmaz ve karlmaz m? Bu konuda iki gr vardr. Bu ikinci gr Ahmed ve Ebu Hanife'den gelen ak ifadedir. Kur'n da bu gre delil tekil eder. Birincisi ise, afi'nin ve Ahmed'in baz: arkadalarnn grdr.

Dorusu, Kur'n'm getirdiidir. Zira ric' talakla boanan kadnn mesken hakk, kocas len kadnn mesken hakk cinsindendir. Erkekle kadn bu hakk drmeye raz olsalar bile caiz olmaz. Nitekim ric' talakla boanan kadn hakknda iddet de byledir. Bin talakla boanm kadn iin byle bir ey sz konusu deildir. Zira onun ne mesken hakk vardr ne de meskende oturma borcu. Koca onu evden karabilir, kadnn kendisi de evden kabilir. Nitekim, Hz. Peygamber (s.a.) Fatma b. Kays'a: "Sana nafaka da, mesken de yok." buyurmutur.,

Ric'at (= erkein ric' talakla boad kansma geri dnebilmesi): 1) Kocann, karsn bir tek bin talkla boamak suretiyle drme yetkisine sahip olduu bir hakk mdr? 2) Yoksa Allah'n hakk olup, koca hakk drme yetkisine sahip deil midir, karsna "Sen bir bin talkla bosun!" dese de yine bir ric' talk m meydana gelir? 3) Yoksa kan-kocaya ait bir hak mdr? Bedelsiz olarak hul' (muhlaa = kadnn kocasna belli bir miktar mal verip anlaarak kendis:.ni boattrmas) yapmaya raz olsalar, ric'at imkn kalmayan bir bin talk m meydana gelir? Bu konuda gr vardr:

Birincisi: Ebu Hanife'nin mezhebi ve Ahmed'den gelen rivayetlerden birisidir.

kincisi: afi'nin mezhebi ve Ahmed'den gelen ikinci rivayettir.

ncs: Mlik'in mezhebi ve Ahmed'den gelen nc rivayettir.

Dorusu ric'at, Allah Tal'mn hakkdr. Kar-kccamn bu hakk drmek zere ittifak etmeye haklar yoktur. Kadn raz olsa da koca onu bir bin talkla boama hakkna sahip deildir. Nitekim ittifakla kar-kocanm bedelsiz olarak nikh akdini feshetmeyi kabule haklan yoktur.

Soru: Ahmed ve Mlik'in mezhebindeki iki grten birine gre bedelsiz yaplan hul' nasl caiz olabilir. Bu kar-kocanm bedelsiz olarak nikh akdini feshetmek zere anlamalarndan baka bir ey iridir?

Cevap: Ahmed, iki rivayetten birine gre boama olduu zaman bedelsiz hul' yapmay caiz grmektedir. Ama fesih olursa ittifakla caiz deildir. Bunu stadmz bn Teymiye sylemitir. Allah rahmet eylesin. stadmz der ki: Bu caiz olsayd kar-kocanm talkn says eksilmeksizin ayr ayr defalarca birbirlerinden ayrlma konusunda gr birliine varmalar caiz olurdu. O zaman i onlara braklm olur ve bylece ayrl talk arasna dahil etmek isterlerse dahil ederler, isterlerse talktan saymazlard. Bundan da kadm kocasna: "Beni talksz fidye karl serbest brak." dediinde kocasnn ondan talksz ayrlmas ve kadm kendisinden, isterse talk ric' ve isterse bin saymasn istedii vakit kocann seimli olmas gerekirdi. Bu ise imknszdr. Zira bunun ieriine gre, nc defadan sonra koca isterse kadn kendisine haram klma, isterse haram klmama seimliliine sahip olur. Oysa bir kimsenin bir eyi hell klma ile haram klma arasnda seimli olmas mmkn deildir. Ancak iki mubah arasnda seimli olur; helllik ve haramlk sebeplerine bavurabilir. Yoksa dorudan doruya ilk batan hell ve haram klma halck yoktur. Allah Tel ona ancak birer birer boamay meru klm; piman olduunda ve kendisini boamaya sevkeden eytann vesvesesi kaybolduunda kadnn peine derse yeniden onunla evlenme yolu kalsn diye bir defada ( talk) vermesini meru klmamtr. ayet Sri Hazretleri daha batan bir bin talkla karsn boama hakkn ona verseydi, bu saknca aynen mevcut olurdu. Oysa kullarn faydalarn gzeten eriat bunu asla kabullenmez. Zira o zaman i kadnn eline kalr, dilerse kocasna dner, dilerse dnmez. Allah Tel bir rahmet ve iyilik olsun diye kan-kocann faydasn gzeterek boama hakkn kadnn eline de|;il, kocann eline vermitir.

Evet, koca kendi isteiyle karsn kendi bana buyruk yapp onu kendisiyle birlikte kalma ve ayrlma arasnda serbest brakabilir. Ama iin tamamen kocann elinden kp karnn eline gemesine gelince; ite bu mmkn deildir. Erkein ric'at hakkn drmeye ve bu hakka bakasn sahip klmaya hakk yoktur. nk Sri' Hazretleri, kulu, sahip olduu takdirde kendisine yararl olacak ve zarar vermeyecek eye sahip klar. Bundan dolay kocaya talktan daha fazla boama, talk birden verme, hayz halinde ve iinde cins iliki kurulmu olan temizlik halinde boama, drtten fazla kadnla evlenme hakkn ve kadna da boama hakkn vermemitir. Oysa Allah Tel, erkeklere, kendileri iin ayakta tutucu kld mallarn sefihlere vermelerini yasaklamtr. u halde boama ve boanmadan dnme (ric'at) konularnda mahrem yerlerinin iini nasl kadnlara havale edebiliyorlar? Boama hakk kadnn elinde olmad ,|ibi, boamadan dnme hakk da onun elinde deildir. sterse kocasna dner, isterse dnmez, boamadan dnme onun arzu ve isteine ba|ldr diye bir ey szkonusu olmaz. Koca bin talk hakkna sahip olmadna gre, daha balangta iken, haram klan talk hakkna sahip olmamas daha mnasip ve daha yerli yerindedir. nk haram klan boamadaki pimanlk, bin talkdakinden daha gldr. Hadis ehli fukahnn dedii gibi, "Koca bin talkla boama hakkna sahip de|ildir. Bu ekilde boasa bile kadm bin olmaz." diyenlerin yle demeleri icabeder: Kocann balangta haram klan talk hakkna sahip olmamas daha uygun ve daha mnasiptir. Bu kimse karsna dnebilir. talkla boasa bile, boad karsna dnme hakkna sahiptir. Kansma: "Sen bir bin talkla bosun!" demi olsa bile, boamadan dnme hakkn drmeye sahip olmadna gre, bir erkekle evlenip onunla cins ilikiye girmeden kadnn geri dnmesi imkn kalmayan bir haramlk oluturma hakkna nasl sahip olabilir?

"Bundan erkek, iki talktan sonra da olsa bu hakka sahip deildir eklinde bir sonu kar." denecek olursa, cevaben deriz ki: Byle bir sonu kmaz, zira Allah Tel, ona belli ekilde boama hakk tanmtr. O da udur: nce bir talk boar ve bu durumda kadnn iddeti tamamlanmadka karsna dnmeye daha mstehak olur. Sonra isterse ayn ekilde ikinci talk verir ve bir talk hakk kalr. Allah bildirmektedir ki, eer koca o talk da verirse kadn ona haram olur ve bir daha da kadn bir bakasyla evlenip onunla cinsi ilikiye girip de, o evlendii kimse kendisinden ayrlmadka nceki kocasna dnemez. te Allah'n ona tand hak budur. Ama Allah, ona, daha nce iki talk gereklemeksizin balangta iken kadn kendisine tam bir ekilde haram klma hakkn vermemitir. Baar Allah'tandr. [362]

 

9 Hul Sonucu Ayrlmada ddet:

 

Allah Rasl'nn (s.a.), hulu' yapan (bir bedel karlnda evlilik bandan kurtulan) kadnn bir hayz mddeti iddet bekleyeceini ifade eden hkmn yukarda zikrettik. Bu Osman b. Affan, ::;bn Abbas, shak b. Rhyeh ve iki rivayetten birine gre Ahmed b. Hanbel'in grdr. stadmz da bu gr tercih etmitir. imdi biz bu konudaki hadisleri senedleriyle kaydedeceiz:

Nes'nin es-Snen'l-kebr adl eserinin "Hulu' Yapan Kadnn ddeti" bal altnda Ebu Ali Muhammed b. Yahya el-Mervez Abdn'm kardei zn Abdlaziz b. Osman babas Osman Ali b. Mbarek Yahya b. Ebu Kesr Muhammed b. Abdurrahman Muavviz b. Afr'nn kz Rubeyyi' senediyle rivayetine gre Sabit b. Kays b. emrnas, kans Abdullah b. bey'in kz Cemile'yi dvp kolunu krd.^ Cemle'nin kardei ikyet iin Allah Rasl'ne (s.a.) geldi. Allah Ral (s.a.), Sbit'e haber yollayp: "Karnn senin zerindeki hakkn (mehrini) al, onu serbest brak" dedi. O da: "Evet, kabul ediyorum" dedi. Bunun zerine Allah Rasl (s.a.) kadna bir hayz middeti bekleyip ondan sonra ailesinin yanna dnmesini emretti.[363]'

Ubeydullah b. Sa'd b. brahim b. Sa'd amcas babas bn shak Ubde b. Veld b. Ubde b. Smit Rubeyyi' bt. Muavviz senediyle gelen rivayete gre Ubde b. Veld anlatyor: Rubeyyi'a: "Bana bandan geen o olay anlat" dedim. Anlatt: Kocamdan bir bedel karlnda ayrldm. Sonra Osman'a geldim. Ne kadar iddet beklemem gerektiini sordum. "ddet beklemen gerekmez. Ancak yaknda cins ilikiye girmisen, bir hayz hali geirinceye kadar beklersin." dedi. Osman bu konuda, Sabit b. Kays b. emmas'n nikahls olup dii ondan bir bedel karlnda ayrlan Meryem el-Megliye hakknda Allah: I Rasl'nn (s.a.) vermi olduu hkme uymutur. [364]'

krime'nin bn Abbas'tan (r.a.) rivayetine gre Sabit b. Kays'n kans ondan bir bedel karlnda ayrld. Allah Rasl (s.a.) ona bir hayz mddeti iddet beklemesini syledi. Bu rivayeti Ebu Davud, Muhammed b. Abdrrahim el-Bezzr Ali b. Bahr el-Kattn Hi:?am b. Yusuf Ma'mer Amr b. Mslim krime senediyle rivayet etnoitir[365] Tirmiz de hadisi ayn senedle Muhammed b. Abdurrahimden rivayet etmi ve: "Bu hadis hasen-garibtir." demitir. Bu hkm, snnetin icab, Allah Rasl'nn (s.a.) yargs ve sahabenin grlerine uygun olduu gibi kyasn daha gereidir. Zira bu srf rahimde <;ocuk bulunup bulunmadn anlamak iin yaplan bir istibrdr. Dolaysyla burada esir cariye, istibrda bulanan cariye, hr kadn, dr- harpten hicret etmi kadn ve evlenmek isteyen zinakr kadnda olduu gibi, yukarda getii zere ric' talkla boanm kadnn iddetini, boamadan vazgeme zamannn uzamas iin gerek boayanm, gerekse kadnn faydasna olarak kar' mddeti olarak belirlemesi ari'n hikmetinin tamammdandr. Yine yukarda bu hikmete yaplan itiraz ve bu itiraza verilen cevap anlatlmtr. [366]

 

10Vefet ddetinin Yeri:

 

Kocas vefat eden kadn, kocasnn vefat ettii ve kendisinin de bu esnada orada bulunduu evde iddet bekler, eklinde Allah Rasl'nn (s.a.) verdii hkm ve bu hkmn, O'nun verdii talkla boanm (=mebtte) kadn dar kabilir ve diledii yerde iddet bekleyebilir hkmne aykr olmad:

Snen'de Ka'b b. Ucra'nn kz Zeyneb'den rivayet edildiine gre Ebu Sad el-Hudr'nin kzkardei Furay'a bt. Mlik Hudraogullan oymandaki ailesine dnmek iin izin istemek zere Allah Rasl'ne (s.a.) geldi. Kocas kaan kleleri, yakalamak zere km, kleler.Kudm tarafna vardklarnda pelerinden yetimi ve onlar tarafndan ldrlmtr. Bu hanm anlatyor: Allah Rasl'nden (s.a.) ailemin yanma dnmek iin izin istedim. nk kocam beni sahibi olduu bir konutta terketmemi ve bana nafaka brakmamt. Allah Rasl (s.a.)"Evet, dnebilirsin" dedi. Dar ktm. Odaya yahut mescide vardmda beni ard, yahut emredip beni artt. Bana: "Nasl demitin?" diye sordu. Ben de kocam hakkmda ona anlattm olay aynen tekrarladm. Bunun zerine: "Farz olan mddet doluncaya kadar evinde bekle." buyurdu. Orada drt ay, on gn iddet bekledim. Hz. Osman, halife olunca bana haber gnderip bu meseleyi sordu. Ben de ona anlattm ve Hz. Osman buna gre hkmetti, bu hkme tab oldu.[367]

Tirmiz: "Bu hadis hasen-sahihtir." diyor. Ebu mer bn Abdirber de: "Bu hadis mehurdur; Hicaz ve Irak limlerince bilinen bir hadistir." diyor. Ebu Muhammed bn Hazm ise diyor ki: "Bu hadis, sahih deildir. Zira hadisin rvisi Zeynep mehuldr. Onun hadisini Sa'd b. shak b. Ka'b'dan bakas rivayet etmemitir. O rvi ise adaletle mehur deildir. Mlik (r.h.) ve bakalar onun ismini Sa'd b. shak, Sfyan ise Sad olarak kaydediyor." Ebu Muhammed'in syledikleri doru deildir. Hadis, Hicaz ve Irak'ta mehur sahih bir hadistir. Mlik, Muvatta'ma alm, onu delil olarak kullanm ve mezhebini onun zerine kurmutur. '

"Ka'b'm kz Zeynep mehuldr." demesine gelince; evet ona gre mehuldr. yle olduysa ne olmu?! Bu Zeynep tabin kadnlarndandr. Ebu Sad'in kardr. Ondan Sa'd b. shak b. Ka'b rivayette bulunmutur, Sad deil. bn Hibbn, Zeyneb'i Sikt adl eserine kaydetmitir. Ebu Muhammed'i yanltan, Ali b. el-Medn'nin: "Ondan, Sa'd b. shak'tan bakas rivayette bulunmamtr." sz olmutur. Oysa mam Ahmed, Msned'de Yakub Yakub'un babas bn shak Abdullah b. Abdurrahman b. Ma'mer b. Hazm Sleyman b. Muhemmed b. Ka'b b. cra halas Ka'b b. Ucra'nm kz ve Ebu Said el-Hudr'nin nikhls Zeynep Ebu Sad senediyle rivayet eder ki, insanlar Hz.. Ali'yi (r.a.) ikyet ettiler. Bunun zerine Hz. Peygamber (s.a.) kalkp insanlara hitap etti. O'nun: "Ey insanlar! Ali'yi ikayet etmeyin. Vallahi, o Allah'n zt konusunda yahut Allah yolunda kalbi en pek olandr." dediini iittim.'[368] te bu, tabinden bir kadn; sahabenin nikhls, kendisinden sika rviler rivayette bulunmu, hi kimse onun hakknda ktleyici bir tek harf bile sylememi ve rivayet ettii hadisi imamlar delil olarak kullanp sahih olduunu belirtmilerdir.

"Sa'd b. shak adaletle mehur deildir." demesine gelince: shak b. Mansr'un sylediine gre Yahya b. Man onun hakknda "sikadr" demitir. Ayrca Nes ve Drakutn de onun sika olduunu sylemilerdir. Ebu Hatim "sahihtir" demi, bn Hibbn ise Sikt adl eserinde zikretmitir. Ondan pek ok rnuhaddis rivayette bulunmutur. Bunlar arasnda Hammad b. Zeyd, Sfyan es-Sevrl, Abdlaziz ed-Derverd, bn Creyc, Mlik b. Enes, Yahya b. Sad el- Ensri, Zhr kendisi Sa'd b. shak'tan daha byktr, Hatim b. smail, Davud b. Kays ve bunlardan baka daha pek ok imam vardr. Onun hakknda hibir yerici ve ktleyici ifade bilinmemektedir. Byle bir zatm hadisi ittifakla delil olarak kullardr.

Sahabe Allah onlardan raz olsun ve daha sonra ki nesiller bu meselenin hkm konusunda ihtilfa dmlerdir. Abdrrezzak'n, Ma'mer Zhr Urve b. Zbeyr senediyle rivayetine gre Hz. ie (r.a.), kocas len kadnn iddet mddeti iinde evinden kabileceine fetva verirdi. Kendisi kzkardei mm Glsm'n kocas Talha b. Ubeydullah ldrldnde kzkardeiyle bir umre yapmak zere Mekke'ye

gitmiti.[369]'

Abdrrezzak'rn, bn Creyc At senediyle rivayetine gre bn Abbas demitir ki: Allah Tel, kocas len kadn drt ay on gn iddet bekler demi, evinde iddet bekler dememitir. Dolaysyla kadn istedii yerde iddet bekler.[370] Bu sz At, bn Abbas'tan iitmittr. Zira Ali b. el-Medn, Sfyan b. Uyeyne bn Creyc senediye At'mn yle dedeini rivayet eder. bn Abbas'm yle dediini de iittim: Allah Tel: "Sizden vefat edenlerin geride braktklar hanmlar drt ay on gn beklerler. "[371] buyurmu, evlerinde iddet beklerler dememitir. Kocas len kadn diledii yerde iddet bekler. Sfyan diyor ki:'Bu rivayeti Ib: Creyc haber verdiimiz ekliyle bize aktard.

Abdrrezzak, bn Creyc yoluyla rivayet eder ki, Ebu'z-Zbeyr, Cbir b. Abdullah'n: "Kocas len kadn diledii yerde iddet bekler." dediini iitmitir.[372]

Abdrrezzak'n, es-Sevr smail b. Ebu Hlid a'b senediyle rivayetine gre Ali b. Ebu Tlib (r.a.) kocalar len kadnlar iddetleri iinde yolculua kartrd.[373]

Yine Abdrrezzak'n, Muhammed b. Mslim Attr b. Dnr yoluyla rivayetine gre Tvs ile At: " talkla boanan (mebttej ve kocalar len kadnlar hacca karlar, umre yaparlar, yerlerini deitirebilirler, geceyi evleri dnda geirebilirler." demilerdir[374]

Yine Abdrrezzak'n, bn Greye'ten rivayetine gre At: "Kocas len kadn nerede iddet beklerse beklesin bir zarar yoktur." demitir.'[375]'

bn Uyeyne, Amr b. Dnr yoluyla At ve Ebu a'sa'nn: "Kocas len kadn iddeti iinde diledii yere kabilir." dediklerini rivayet eder.'[376]'

bn Eb eybe'nin Abdulvahhab es-Sakaf yoluyla rivayetine gre, Habb el-Muallim anlatyor: At'ya: " talkla boanan ve kocas len kadnlar iddetleri iinde hac yapabilirler mi?" diye sordum. "Evet." cevabn verdi.'[377]' Hasan el-Basr de byle sylerdi.

bn Vehb'in, bn Lehia Huneyn b. Ebu Hakm senediyle rivayetine gre, Mzhim'in kars, kocas Hunasra'da vefat edince mer b. Abdulaziz'e: "ddetim sona erinceye kadar bekleyeyim mi?" diye sordu. mer b. Abdulaziz ona cevabn verdi: "Hayr. Yurduna, baba ocana git. Orada iddet bekler'[378]

bn Vehb'in, Yahya b. Eyyub yoluyla rivayetine gre, Yahya b. Sad.el-Ensr, karsyla birlikte iken skenderiye'de vefat eden ve gerek orada ve gerekse Fustt'ta birer evi bulunan adan hakknda demitir ki: "O adamn kars isterse kocasnn vefat ettii yerde iddet beklesin, isterse kocasnn Fustt'taki evine, yurduna dnsn, orada iddet mddeti bekleyip geri dnsn."'[379]'

Yine bn Vehb'in Amr b. Haris yoluyla rivayetine gre, Bkeyr b. el-Eec anlatyor: Salim b. Abdullah b. mer'e kocas tarafndan bir ehre gtrlen ve kocas orada vefat eden kadnn durumunu sordum. "Kocasnn vefat ettii yerde iddet bekler, yahut da kocasnn evine dner, iddeti bitinceye kadar orada kalr." cevabn verdi.'[380]' Btn Zahirilerin gr budur.

Bu gr sahiplerinin iki delilleri vardr; ikisini de delil olarak bn Abbas ileri srmtr:

1- Birincisini yukr.nda kaydettik ki, o da udur: Allah Tel, kocas len kadnn drt ay on gn iddet beklemesini emretmi, ama belli bir yerde beklemesini emretmemitir. 2- Ebu Davud'un, Ahmed b.Muhammed el-Mervez Musa b.Mes*d ibl bn Eb Nucayh At senediyle bn Abbas'n yle dediini rivayet eder: u yet "... evlerinden kanlmakszn..."'[381]' yeti kadnn ailesi yannda iddet beklemesini neshetmitir. Artk kadn diledii yerde iddet bekleyebilir. At diyor ki: Kadn isterse illesi yannda iddet bekler, kocas tarafndan kendisine vasiyyet edilen yerde ikmet eder, isterse baka yere kar. Zira Allah Tel: "Eer karlarsa onlarn yaptklarndan dolay size bir gnah yoktur."'[382]' buyurmutur. At diyor ki: Sonra miras yeti geldi, meskeni neshetti. Artk kadn istedii yerde iddet bekler.'[383]!

Sahabe, tabiin ve onlardan sonraki nesillerden ikinci bir grup da, kadn kocasnn vefat ettii ve kendisinin de orada bulunduu evde iddet bekler, demitir. Vek, es-Sevr Mansr Mchid Sad b. Mseyyeb senediyle rivayet eder ki, Hz. mer kocalar lm olup' da hacca yahut umreye kan kadnlar Zlhuleyfe'den geri evirdi.'[384]'

Abdrrezzak'n, bn Creyc Humeyd el-A'rac Mchid senediyle rivayetine gre Hz. mer ve Hz. Osman kocalar lm olup da hac ve umreye kan kadnlar Cuhfe ve Zlhuleyfe'den geri evirirlerdi.'[385]'

Abdrrezzak, Ma'mer Eyyub Yusuf b. Mhek onun annesi Mseyke senediyle rivayet eder ki, kocas len bir kaim iddeti iinde ailesini ziyarete gitti. Orada doum sancs tuttu. Hz. Osman'a geldiler. O da: "Doum sancs eke eke onu evine tayn." dedi.'[386]'

Yine Abdrrezzak'n, Ma'mer Eyyub Nfi' senediyle rivayetine gre bn mer'in, kocasnn vefatndan dolay iddet bekleyen bir kz vard. Gndz ailesinin yanna gelir, onlarla sohbet eder; gece olunca da bn mer, ona evine dnmesini emrederdi.[387]'

bn Eb eybe'nin, Vek Ali b. Mbarek Yahys. b. Ebu Kesir Muhammed b. Abdurrahman b. Sevban senediyle rivayetine gre Hz. mer, kocas len kadnn gndz aydnlnda ailesinin yanma gitmesine izin vermitir. Zeyd b. Sabit ise, ona ancak gndz yahut gece aydnlnda ziyaret iin izin vermitir.'[388]'

sikadr. bn Hazm, el-Muhall*da.Abdrrezzak'm, Sfyan es-Sevri Mansr b. Mu'temir brahim en-Naha Alkame senediyle rivayetine gre kendilerine kocalarnn lm haberi gelen bir grup Hemedanl kadn bn Mes'd'a fetva sordular ve "rknt ve yalnzlk hissediyoruz." dediler. bn Mes'd onlara: "Gndz buraya gelirsiniz, sonra her biriniz geceleyin evine dner." diye cevap verdi.'[389]'

Haccac b. Minhal, Ebu Avne Mansr brahim senediyle kaydeder ki, bir kadn: "Babam hasta, bense iddet beklemekteyim. Ona bakmak iin yanma gidebilir miyim?" diye sormak zere m'minlerin annesi mm Seleme'ye (r.a.) bir haberci gnderdi. O da: "Evet, gidebilirsin. Ancak gecenin iki yansndan birini evinde geir." diye haber yollad.'[390]'

Sad b. Mansr'un, Heym smail b. Ebu Halid yoluyla rivayetine gre, a'b'ye: "Kocas len kadn iddeti iinde dar kabilir mi?" diye sordular. yle cevap verdi: bn Mes'd'un rencilerinin ounluu bu konuda ok sert tutum iindeydiler. kamaz, diyorlard. eyh Ali b. Ebu Tlib'i kasdediyor ise, yolculua kmasna izin verirdi.[391]'

Hammad b. Seleme'nin Him b. Urve'den rivayetine gre, Him'm babas Urve demitir ki: Kocas len kadn evinde iddet bekler. Ancak ailesi baka yere tanrsa, onlarla birlikte o da tanr."'[392]

Sad b. Mansr'un, Heym Yahya b. Sad eK3nsr senediyle rivayetine gre, Kasm b. Muhammed, Salim b. Abdullah ve Sad b. Mseyyeb, kocas len kadn hakknda: "ddeti bitinceye kadar bir yere ayrlamaz." demilerdir.

Yine Sad b. Mansr'un, bn Uyeyne Artr b. Dnr senediyle rivayetine gre de At ile Cbir her ikisi de kocas len kadn hakknda: "Dan kamaz." demilerdir.

Vek'in, Hasan b. Salih Mure sennediyle rivayetine gre, brahim (en-Neha) kocas len kadn hakknda: "Gndz dan kmasnda bir saknca yoktur. Geceyi evinden baka yerde geiremez." demitir.

Hammad b. Zeyd'in, Eyyub es-Sahtiyn yoluyla Muhammed b. Srn'den rivayetine gre bir kadnn kocas ld, kendisi de hastaland. Ailesi de onu yanlarna tad. Sonra limlere sordular. Hepsi de onlara kadn kocasnn evine geri gtrmelerini emretmiti. bn rn: "Bunun zerine kadn bir yayg iinde evine geri gtrdk." diyor

Bu gr, mam Ahmed, Mlik, afi, Ebu Hanife Allah onlara rahmet eylesin ve arkadalaryla Evz, Ebu Ubeyd ve shak'n grdr.

Ebu mer bn Abdilber diyor ki: Hicaz, am, Irak ve Msr'daki ileri gelen fakihler cemaatinin gr de budur.

Bunlarn delilleri Frey'a bt. Mlik hadisidir. Bu hadisi Osman b. Affan (r.a.) kabulle karlam, muhacirlerin ve Ensr'n hazr bulunduu bir ortamda gereince hkmetmitir. Medine, Hicaz, am, Irak ve Msr limleri kabulle karlamlardr. Onlardan herhangi birinin gerek hadisi ve gerekse rvilerini ta'nettii bilinmemektedir. Rivayet konusundaki inceden inceye aratrmasna ve titizliine ramen Mlik bu hadisi Muvatta'na alm ve grn onun zerine kurmutur. Oysa o Mlik, kendisine bir adam hakknda: "O sika mdr?" diye soru soran ahsa: "Sika olsayd adn elbette kitaplarmda grrdn." cevafcn veren biridir.

Diyorlar ki: Biz selef arasnda bu konuda tartma bulunduunu inkr etmiyoruz. Ancak iki taraf arasnda snnet hkrr. verir. Ebu mer bn Abdilber diyor ki: Snnet, Allah'a hamdolsun sabittir. Snnet varken, icm'a gerek yoktur. nk bir mesele hakknda ihtilf ortaya ktnda, gr snnete uyan kimseninki delil olur.

Abdrrezzak'n Ma'mer'den rivayetine gre Zhr diyor ki: Kocas len kadnn istedii yerde iddet beklemesine izin verenler, Hz. ie'nin (r.a.) szn esas almlar; azim ve takva sahhipleri ise, bn mer'in grn asl kabul etmilerdir.[393]

Soru: Kocas len kadnn evinden ayrlmamas bir vazife midir? Yoksa bir hak mdr?

Cevap: ayet miraslar evi ona brakr ve orada oturmasnn kendisine bir zarar olmazsa, yahut mesken kendisinin ise evden ayrlmamak ona bir grevdir. Eer miraslar, kadn oradan baka yere naklederler, yahut ondan cret talep ederlerse, kadn orada oturmak zorunda olmaz, baka yere tanabilir.

Sonra bu gr sahipleri, kadn istedii yere tanabilir mi? Yoksa kocasnn vefat ettii meskene en yakn meskene mi tanmaldr? konusunda iki ayr gr ileri srmlerdir. Eer kadn evin yklmasndan, yahut evde kalmas halinde boulmaktan, yahut bir dmandan vs. korkarsa, ya da ev emnet olup da sahibinin geri almas, yahut kira olup da mddetinin dolmas, yahut eve zarar verdiinden tr ev sahibinin oturmaktan onu menetmesi, yahut ev sahibinin evi kiraya vermekten vazgemesi, yahut piyasa deerinder. daha ok cret istemesi, yahut kadnn kira bedelini bulamamas veya ancak kendi zel malndan karlayabilmesi sebebiyle ev sahibi kadn evinden karnsa, kadn baka yere tanabilir. nk bu durumlar birer mazerettir. Kadnn, o meskenin cretini demesi zorunlu deildir. Onun grevi meskeni elde etmek deil, oturma filidir. Orada oturma imknsz hale gelince bu grev de der. Bu, Ahmed ve afi'nin grdr.

Soru: Kadnn kocasnn evinde oturmas, alacakllara ve mirasa gre ncelii bulunan miraslar zerindeki ona ait bir hak mdr, yoksa kocasnn brakt eylerde kadnn mirastan baka hakla yok mudur?

Cevap: Bu konuda ihtilf edilmitir. mam Ahmec; diyor ki: Kadn hamile deilse, kocasnn brakt eylerde onun mesken hakk yoktur. Ancak yukarda da getii zere, ayet ev kendisine braklrsa, oradan ayrlmamak grevidir. Eer kadn hamileyse, bu konuda man Ahmed'den iki rivayet var: 1- Hkm ayndr. 2- Mesken hakk, kadnn maldaki sabit hakkdr. Kadn bu hakkndan miraslara ve alacakllara gre bir ncelilie sahiptir. Bu hak anamaldan olur. Kadmm iddet mddeti doluncaya kadar ev, kadn orada oturmaktan menedeeek ekilde, len kocasnn borlarn karlamak zere sata karlmaz. Eer' bu mmkn olmazsa miraslar, kira bedelini evin eyasndan karlayarak kadn iin bir mesken kiralamak zorundadrlar. ayet miraslar bunu yapmazsa, hkim zorla yaptrr. Zaruret olmakszn kadn o evden bakasna tanamaz. Hem kadm ve hem de miraslar, kadnn oradan baka yere tanmasnda hemfikir olsalar bile, bu caiz deildir. nk kadmm orada oturmasnda Allah Tel'nm hakk vardr ve nikh meskeninin aksine, onlarn bu hakk iptal etmede hemfikir olmalar caiz deildir. Zira Allah Tel'nm bir hakkdr. nk idde tin hukukundan biri olarak vacip olmutur. ddette kar-kocanm hakk vardr. (mam Ahmed'den gelen) sahih ifadeye gre, ric' talkla boanan kadmm mesken hakk da byledir. Miraslarla kadmm bu hakk iptalde ittifak etmeleri caiz deildir. Bu, yet metninin gereidir. Ahrried'in ak olarak belirttii bir husustur. Ondan gelen bir ikinci rivayete gre, ister hamile olsun, ister olmasn her halkrda kocas len kadnn mesken hakk vardr. Bylece mam Ahmed'in mezhebinde rivayet sabit olmutur: 1-Hem hamile olan, hem de olmayan iin mesken hakk vaciptir. 2- Her ikisi iin de mesken hakk yoktur. 3- Hamile olan iin mesken hakk vacip, hamile olmayan iin bu hak yoktur. Kocas len kadnn mesken hakk konusunda mam Ahmed'in mezhebinin zeti budur.

mam Mlik'in mezhebine gelince: Kadm hamile olsun veya olmasn, mam Mlik iddet mddetince mesken hakkn vacip grmektedir. Ebu mer diyor ki: Mesken, kiralk ise mam Mlik'e gre kadm orada oturmaya hem miraslardan ve hem de alacakllardan daha mstehaktr. Kira, vefat eden ahsn anamalndan karlanr. Ancak ev konusunda kocasnn bir anlama yapm olmas ve ev sahiplerinin kadn oradan karmak istemeleri durumu mstesnadr. Eer mesken kocasnn ise kadnn iddeti bitinceye kadar ev, kocann borlarn karlamak zere sata karlmaz...

Ebu mer'den baka Mlikler diyorlar ki: ayet evin mlkiyeti len adama aitse, yahut len adam kirasn demise, bu durumda kadn mesken hakkna miraslardan ve alacakllardan daha mstahaktr. Eer ev kira olup da len ahs kiray dememise, Tehzib'e kaydedildiine gre, adam zengin biri olsa bile, lenin malndan kadna mesken hakk yoktur. Muhammed, mam Mlik'in yle dediini rivayet eder: Kira lenin malndan denmelidir. lenin kars eve daha mstehak deildir. Mesken hakkndan miraslarla birlikte hissesine deni alr. Miraslar, kadn oradan karma hakkna sahiptirler. Ancak kadm kendi payna, orada oturmak ve miraslarn hisselerinin kirasn demek isteyebilir.

mam afi'nin mezhebine gelince: Kocas len kadnn mesken hakk konusunda mam afi'nin iki gr var: 1- Hamile olsun veya olmasn kadmm mesken hakk vardr. 2- Hamile olsun veya olmasn mesken hakk yoktur. Ona gre kadnn ister bin talkla boanm olsun, isterse kocas lm olsun, iddet sresince meskenden ayrlmamas vaciptir. Bin talkla boanm olan kadnn eve bal kalmas, ona gre kocas lm olan kadnn eve bal kalmasndan daha gldr. nk kocas len kadmm gndz, ihtiyalarm grmek zere dar kmas caiz olduu halde mam afi'nin iki grnden birine, kadm (=eski) olanna gre bu durum bin talkla boanm kadn iin caiz deildir, tmarn afi, ric' talkla boanm olan, kadna bunu vacip grmyor,

mstahap gryor.

mam Ahmed'e gelince: Ona gre kocas len kadnn eve bal kalmas ric' talkla boanm olandan daha gldr. mam Ahmed, bin talkla boanan kadna bunu vacip grmyor.

mam afi'nin (r.a.) mezhebindeki limler, iki grnden birinde, kocas len kadna mesken hakk yoktur ifadesinin bulunmas yannda, kadmm eve bal kalmasnn vacipliini ifade eden grne bir soru ynelterek: "Bu iki ifade nasl uzlaabilir?" diye sormular ve buna u iki cevab vermilerdir: 1- mam afi'nin o grne gre kadnn eve bal kalmas vacip deildir. Ancak miraslar, evin cretini stlenseler, o zaman kadnn eve bal kalmas vacip olur. mam afi'nin arkadalarnn ounluu bu ekilde cevaplandrmlardr. 2-Kendisinden cret talep edilmesi yahut miraslar veya ev sahibinin kendisini oradan karmas suretiyle kadna o evden dolay bir zarar gelmedike, kadnn o eve bal kalmas kendisine vaciptir. Eer kendisine bir zarar gelecek olursa, o zaman bu vaciplik ortadan kalkar.

mam Ebu Hanife'nin mntesipleri ise diyorlar ki: Gerek ricl talkla ve gerekse bin talkla boanm olan kadnn ne gece, ne gndz evinden kmas caizdir. Kocas len kadn ise, gndz ve gecenin bir blmnde dan kabilir; ama geceyi gittii yerde geiremez. Fark undan kaynaklanmaktadr: Boanan kadnn nafakas kocasnn malndan karlanr; tpk kars gibi dar kmas caiz olmaz. Ama kocas len kadn iin byle bir durum szkonusu deildir; zira ona nafaka verilmez. Bu yzden durumunu dzeltmek iin gndz dan kmak zorundadr. Diyorlar ki: Ayrln meydana gelmesi halinde oturma hakk kendisinde bulunan evde iddet beklemelidir. Yine Hanefler diyorlar ki: ayet lnn evinden kadna den pay kendisine yetmiyorsa, yahut miraslar onu kendi paylarna den ksmdan karmlarsa, kadn baka yere tanabilir. nk bu bir mazerettir. Evinde olmak ibadettir. badet ise mazeretle der. Yine Hanefler derler ki: Eer kadn oturduu evin kirasn yksek olduundan tr deyemezse, kiras daha az olan bir eve tanabilir.

te Haneflerin bu szleri gstermektedir ki, oturma creti kadna aittir. Evin cretini demekten ciz olursa, ancak o zaman o evde oturmak grevi kendisinden der. Bundan dolay aka ifade etmilerdir ki, ayet kendisine yeterli olursa kadn, len kocasnn mirasndan kendi payna den ksmda oturur. Zira onlara gre ister hamile olsun, ister olmasn kocas len kadnn mesken hakk yoktur. Yalnzca ona den kocasnn vefat ettii ve kendisinin de bulunduu evde gece kalmas lzmdr, gndz kalmas gerekli deildir. Miraslar evi kendisine karlksz vermezlerse, cret demek de kendisine der.

te limlerin bu meseledeki grleri ve orada kan ihtilfn kayna bylece zetlenip anlatlm oldu. Basan yalnz Allah'tandr.

Bu hadis konusunda Furay'a bt. Mlik'in bana, tpk rivayet ettii hadis hususunda Ftma bt. Kays'm bana gelen durum gelmitir. Bu meseleyi tartanlardan bazlar demilerdir ki: Bir kadnn szne, Rabbimizin kitabn terkedemeyiz. Allah Tel, kocas Men kadnn drt ay on gn iddet beklemesini emretmi, (kocasnn) evinde beklemesini emretmemitir. M'minlerin annesi Hz. ie (r.a.), kadnn kocasnn ld evde iddet beklemesinin vacip olduunu inkr etmi ve kocas len kadnn istedii yerde iddet bekleyebileceine fetva vermitir. Nitekim ayn Hz. ie (r.a.) Ftma bt. Kays hadisini inkr etmi ve boanan kadna mesken verilmesinin vacip olduunu belirtmitir.

Furay'a hadisine kar gelenlerden bir ksm da diyor ki: Allah Rasl (s.a.) devrinde Uhud, Bi'r-i Mne, Mte ve daha baka savalarda pek ok sahabe Allah onlardan raz olsun hayatn kaybetti. Onlardan sonra hanmlan iddet bekledi. ayet o kadnlardan her biri iddet mddetince evine bal kalsayd, bu durum elbette eri aikr, en ak eylerden olurdu. yle ki, tbn Abbas ve Hz. ie'den [ilimde) daha alt mertebede olanlara bile gizli kalmazd. Uygulama srekli ve yaygn olduu halde, bu iki sahbye ve grleri aktanlan daha baka sahblere bu durum nasl gizli kalm olabilir? Bu ok uzak bir ihtimaldir.

Hem sonra, snnet o ekilde yrrlkte olsayd Furay'a, Hz. Peygamber'e (s.a.) gelip ailesine gitmek iin izin istemezdi ve Hz. Peygamber (s.a.) de bu konuda ona izin verip gittikten sonra onu geri armalarn emredip, kadna evinde beklemesini emretmezdi. ayet bu i srekli ve sabit olsayd, Furay'a'ya ailesinin yanma gitmesine izin vermekle bunu neshetmi, sonra ona evinde beklemesini emretmekle bu izni neshetmi olurdu ki, bu durum hkmn iki kere deitirilmesine gtrr. eriatta, kesin bir noktada byle bir ey bilmlyo:*uz.

Dierleri de diyorlar ki: Bunda Emru'l-m'minn Hz. Osman b. Affn'm ve sahabenin ileri gelenlerinin kabulle kar:.ladklan ve Hz. Osman'n yrrle koyup gereince hkmettii bu sahih ve mnas ak snnetin reddini gerektirecek bir durum yoktur. ayet biz kadnlarn Hz. Peygamber'den (s.a.) yaptklar rivayetleri kabul etmezsek, o zaman kadnlardan baka rvisi bilinmeyen, slm'n pek ok snneti yok olur gider. te Allah'n kitab! Onda, evde iddet beklemeyi vacip klan bir ey yok ki, snnet ona aykn olsun. Aksine olsa olsa snnet Kur'an'n skt getii bir hkm aklam olur. Bylesi bir eyle snnetler reddedilmez. te Allah Rasl'nn (s.a.) sakndrd, hkmnn benzeri Kur'an'da bulunmazsa snnet terkedilir grnn ta kendisidir bu!

M'minlerin annesi Hz. ie'nin (r.a.) Furay'a hadisini terkediine gelince: Herhalde bu hadis kendisine ulamamtr. Eer ulasayd, herhalde te'vl ederdi. Te'vl etmeseydi, herhalde Furay'a'nn rivayet ettii hadise muarz kendisinin bildii bir hadis var olmu olacakt. Ne olursa olsun, Hz. ie'nin bu hadisi terketmesinden dolay kendilerinin terketmeleri hakknda bunu syleyenler, m'minlerin annesi terkettii iin terkedenlerden daha mazurdurlar. ki terk arasnda byk bir fark vardr.

Hz, Peygamber'in fs.a.) yannda ehit denlere ve O hayatta iken vefat edenlere gelince; onlarn hammlannm diledikleri yerde iddet beklemelerine dair hibir haber gelmemitir. O sahabe kadnlarnn Fray'a hadisinin hkmne aykr davrandklarna dair de asla bir rivayet gelmi deildir. Nasl olduu bilinmeyen bir durumdan dolay sahih snneti terketmek caiz deildir. Onlarn diledikleri yerde iddet bekledikleri bilinse, ama onlardan Furay'a hadisinin hkmne aykr den bir ey rivayet olunmasa, ihtimal ki bu durum, bu hkmn yerlemesinden ve sabit olmasndan ncedir. Zira asl olan beret-i zimmettir (kiinin bor, sorumluluk ve sutan uzak olmasdr) ve vcup hkmnn olmamasdr. Abdrrezzak'm, bn Creyc Abdullah b. Kesir senediyle rivayetine gre Mchid anlatyor: Uhud savanda pek ok kimse ehit dt. ehitlerin hanmlar Allah Rasl'ne geldiler ve: "Ey Allah'n Rasl! Biz geceleri rkyor, yalnzlk duyuyoruz. Bu yzden geceyi birimizin evinde geiriyoruz. Sabah olunca evlerimize dalyoruz." dediler. Allah Rasl (s.a.) onlara: "Arzu ettiiniz kadar birinizin evinde sohbet edin. Uyumak istediinizde her biriniz kendi evine dnsn." buyurdu.[394]' Bu hadis her ne kadar mrsel ise de grnen o ki, Mchid bunu ya sika bir tabiden ya da bir sahbden iitmitir. Tabin arasnda yalan sylemek bilinen bir husus deildi. Onlar stn klman nesillerin ikincisidir. Allah Rasl'nn (s.a.) ashabn grmler, onlardan ilim tahsil etmilerdir ve onlardan sonra mmetin en hayrl neslidir. Bu neslin Allah Rasl'ne yalan atfedecekleri ve yalanclardan rivayette bulunacaklar dnlemez. Bilhassa onlar arasndan lim bir kimse kesin ifade kullanarak Allah Rasl'nden (s.a.) rivayette bulunduunda, O'nun bir hadisine tank olup "Allah Rasl (s.a.) yle buyurdu, Allah Rasl (s.a.) yle yapt, unu emretti, unu yasaklad..." demesi ve Allah Rasl (s.a.) ile kendisi arasndaki arac ahs yalanc yahut mehul biri iken byle bir eye kalkmas son derece uzak bir ihtimaldir. Ama onlardan sonraki nesillerin mrsellerinde durum farkldr. Nesiller kaynaktan uzaklatka mrsellere kt gzle baklmaya baland ve onlar Allah Rasl (s.a.) hakknda ahit kabul edilmez oldu. zetle, dayanak yalnz bu mrsel deildir. Basan Allah'tandr. [395]

 

11 Hz. Peygamber'in (s.a.) Kocas len Kadna Yapmasn Emrettii Hususlar:

 

Sahhayn'da. Humeyd b. Nfi'den rivayet) edildiine gre Ebu Seleme'nin kz Zeynep kendisine u hadisi nakletmitir:

1- Zeynep diyor ki: Babas Ebu Sfyan vefat ettii zaman ben Hz.Peygamber'in (s.a.) hanm mm Habibe Allah kendisinden raz olsun yanna gittim. mm Habibe terkibinin ou safradan oluan ve iinde sanlk bulunan halk adnda bir gzel koku yahut daha baka bir koku istedi. O kokudan (eline srd kokuyu azaltmak iin) bir cariyeye srd. Sonra ellerini yanaklarna srp yle dedi: Vallahi, benim gzel kokuya hi ihtiyacm yok. Ancak Allah Rasl'nn (s.a.) minber zerinde yle buyurduunu iittim: "Allah'a ve hiret gnne inanan bir kadnn bir lye gnden fazla yas tutmas hell olmaz. Ama kocas iin drt ay on gn yas tutar,"

2- Zeynep diyor ki: Sonra bir keresinde, erkek kardei vefat ettii zaman Zeynep bt. Cah'n yanna girdim. O da gzel koku istedi ve ondan srnd. Sonra da dedi ki: Vallahi, benim gzel kokuya hi ihtiyacm yok. Ancak Allah Rasl'nn (s.a.) minber zerinde yle dediini iittim: "Allah'a ve hiret gnne inanan bir kadnn lye gnden fazla yas tutmas hell olmaz. Ama kocas iin drt ay on gn yas tutar."

3- Zeynep diyor ki: Annem mm Seleme'nin Allah kendisinden raz olsun unlar anlattm iittim: Bir kadm, Allah Rasl'ne geldi ve: "Ey Allah'n Rasl! Kzmn kocas vefat etti. Simdi de gzleri rahatszland. Kzmn gzlerine srme ekeyim mi?" diye sordu. Allah Rasl (s.a.): "Hayr!" buyurdu. Kadn iki yahut kere bu isteini tekrarlad, her defasnda Hz. Peygamber (s.a.): "Hayr!" diye cevaplad ve arkasdan yle dedi: "Kocas len kadn drt ay on gn yas tutar. Cahiliye devrinde ise sizlerden biri bir sene geince deve tezei atard (hatrlayn o zamanlar)."[396]

Zeynep (bu cahiliye detini) yle anlatyor: Kocas len kadn darack bir hcreye kapanr, en kt elbiselerini giyer; bir sene geinceye kadar ne gzel bir koku, ne de bir baka ey srnebilirdi. Bir sene dolunca bir eek yahut koyun yahut ku getirilir, kadn efsunlanr gibi o hayvana vcudunu srterdi. Kadn vcudunu o kadar srterdi ki, bundan dolay lmeyen hayvan pek nadir olurdu. Sonra kadn hcresinden kar, kendisine bir deve tezei verilir, onu atard. Bundan sonra artk istedii gibi gzel koku srnebilir, sslenebilirdi[397] mam Mlik hadisin arapasnda geen "tefteddu" kelimesinin cildi bir eye srmek olduunu kaydeder.

Sahhayn'da mm Seleme'den Allah ondan raz olsun rivayet edildiine gre bir kadnn kocas ld. Yaknlar, o kadnn gzlerine bir zarar gelmesinden korktular ve Hz. Peygamber'e (s.a.) gelip kadnn gzlerine srme ekme hususunda O'ndan izin istediler. Hz. Peygamber (s.a.): "Cahiliye dneminde sizlerden biri yas tutarken evinin en kt odasnda yahut evindeki en kt ullar iinde bir sene geirirdi. Yanndan bir kpek geince, bir deve tezei atar, ylece kald yerden kard. Drt ay on gn ok mu?" buyurdu.[398]'

Yine Scthhayrt'da mm Atiyye el-Ensriyye'den Allah ondan raz olsun rivayet edildiine gre Hz. Peygamber (s.a.) buyurdu ki: "Bir kadn bir lye gnden fazla yas tutamaz. Ancak kocas iin drt ay on gn yas tutar. Asb denilen izgili Yemen kuma dnda boyal elbise giyemez. Srme ekemez. Gzel koku srnemez; ancak hayzdan temizlendii sralarda bir parack kust (d aac) denilen Hindistan buhurundan yahut trnak buhurundan srnebilir.[399]

Snen-i Ebu Davud'da, Hasan b. Mslim Safiyye bt. eybe Hz. Peygamber'in (s.a.) hanm mm Seleme senediyle rivayet edildiine gre, Allah Rasl (s.a.) buyurdu ki: "Kocas len kadn ne gerek aspurla, gerek krmz amurla boyanm elbise ve ne de ssl elbise giyinebilir. Srme ekemez, kna ile salarn boyayamaz."'[400]

Yine ad geen Snen'de, bn Vehb Mahreme babas Mure b. Dahhk mm Hakm bt. Esd anas senediyle rivayet edildiine gre, mm Hakm'in annesi olan bu hanmn kocas vefat etti. Kadncazn gzleri rahatszd. Bu sebeple gzlerine cel merhum Ahmed b. Salih: Dorusu cel srmesi olacaktr, diyor ekti. Bir cariyesini mm Seleme'ye Allah ondan raz olsun gnderdi ve cel srmesi ekmenin hkmn sordu. O da: "Onu gzlerine ekme. Ancak ok zor durumda kalrsan geceleyin eker, gndz silersin." diye haber gnderdi ve mm Seleme bandan geen u olay orada nakletti: Kocam Ebu Seleme vefat ettiinde Allah Rasl (s.a.) yanma geldi. Gzlerime azvay (sabir) denen bir eit ac aa usaresi srmtm. "Bu nedir? Ey mm Seleme!" diye sordu. Ben de: "Azvaydr, ey Allah'n Rasl! Kokusu yok." dedim. Bunun zerine: "O, yz genletirir, gzelletirir (yas tutttuun iin) onu ancak geceleyin srn. Gndz siler karrsn. Sama gzel koku srme ve san kna ile boyama. Zira kna ss iin kullanlan bir boyadr." buyurdu. "Peki ey Allah'n Rasl, sama ne sreyim?" diye sordum. "Arabistan kiraz sr. Onunla ban kaplarsn." buyurdu.f

Bu hadisler pek ok hkm iermektedirler. Sralayacak olursak: Birinci hkm: Yaknlk derecesi ne olursa olsun, bir lye gnden fazla yas tutulmaz. Ancak bundan yalnzca koca mstesnadr.

Hadis, iki yas arasnda u iki ynden fark gzetmektedir:

1- Vaciplik ve caizlik ynnden: Koca iin yas tutmak vacip, bakalar iin yas tutmak caizdir.

2- Yas mddetinin deeri bakmndan: Koca iin yas tutmak bir azimet (yaplmas gereken vazife), bakalar iin yas tutmak ise bir ruhsattr (izindir). Kocas len kadnn yas tutmasnn vacip olduunda mmet icm etmitir. Ancak Hasan el-Basr ve Hakem b. Uteybe'den aykr gr rivayet edilmitir. Hammad b. Seleme'nin Humeyd'den rivayetine gre, Hasan el-Basr: "Gerek talkla boanan ve gerekse kocas len kadnlar gzlerine srme ekebilir, salarn tarayabilir, gzel koku srnebilir, salarn kna ile boyayabilir, evinden ayrlp oraya buraya gidebilir ve dilediini yapabilirler." demitir. u'be'nin rivayetine gre Hakem: "Kocas len kadn yas tutmaz." demitir.

bn Hazm: "Bu gr sahipleri delil olarak u hadisi ileri srmlerdir." diyor ve sonra Ebu'l-Hasan Muhammed b. Abdusselam Muhammed b. Bear Muhammed b. Cafer u'be Hakem b. Uteybe Abdullah b. eddd b. Hd senediyle u hadisi kaydediyor: Allah Rasl Cafer b. Ebu Tlib'in hanmma: " gn olunca yahut gnden sonra dilediin gibi giyin." buyurdu. Metindeki tereddt u'be'den kaynaklanmaktadr. bn Hazm sonra Hammad b. Seleme Haccc b. Ertt Hasan b. Sa'd Abdullah b. eddd kanalyla u hadisi kaydeder: Hanm Esma bt. Umeys, Cafer'e alamak iin Hz. Peygamber'den (s.a.) izin istedi. Hz. Peygamber (s.a.) ona gn izin verdi; " gn geince temizlen, gzne srme ek." diye haber gnderdi.

Yas tutulmaz grnde olanlar diyorlar ki: Bu hadis yas tutmay buyuran hadisleri neshetmektedir, onlan geersiz klmaktadr. Zira bu, o hadislerden sonra buyurulmutur. nk mm Seleme Allah ondan raz olsunyas tutma hadisini rivayet etmi ve Hz. Peygamber'in (s.a.) bunu kocas Ebu Seleme'nin vefatnn ardndan kendisine emretmi olduunu sylemitir. Ebu Seleme'nin Cafer'den nce vefat ettiinde hibir gr ayr yoktur. Allah her ikisinden de raz olsun. limler ileri srlen bu delile yle cevap vermilerdir: Bu hadis rnunkat'dr. Zira senetteki Abdullah b. eddd b. Hd[401] ne Allah Rasl'nden (s.a.) hadis iitmitir ne de O'nu grmtr. u halde onun hadisi, hibir kusuru bulunmayan sahih- msned hadislere nasl tercih edilebilir?[402] kinci hadisin senedinde ise Haccc b. Ertt[403] vardr ki onun hadisiyle hadis stadlan olan sika, gvenilir imamlarn rivayet ettii hadise nasl kar konabilir.

kinci hkm: Yas tutma aylarla iddet beklemeye baldr. Hamileye gelince, hamilelii bitince, limlerin ittifakyla yas tutmasnn vaciplii de sona erer. Artk evlenebilir, sslenebilir (yeni evlendii) kocas iin gzel koku srnebilir ve onun iin diledii gibi sslenebilir.

Soru: Hamilelik mddeti drt ay on gn aarsa, yas tutmann da vacip oluu sona erer mi? Yoksa douma kadar srer mi?

Cevap: Yas tutma douma kadar srer. Zira yas tutma iddete baml olan eylerdendir ve bu yzden iddet sresine balanmtr; iddet hkmlerinden ve vaciplerinden biridir. Bundan dolay var olmada da, yok olmada da onunla beraberdir (yani iddet varsa yas da var, iddet yoksa yas da yok).

nc hkm: Mslman-kfir, hr- cariye ve kk (ergenlik yana girmemi) -byk btn hanmlar yas tutma konusunda eittirler. Bu, cumhurun; Ahmed, afi ve Mlik'in grdr. Ancak Eheb ve bn Nfi': "Zimm kadn yas tutmaz." demilerdir ki, Eheb bu gr Mlikten de rivayet etmitir. Bu ikinci gr ayn zamanda Ebu Hanife'nin de gr olup, ayrca ona gre kk olan kadn da yas tutmaz.

Bu gr sahipleri delil olarak demilerdir ki: Hz. Peygamber (s.a.) yas tutmay, Allah'a ve hiret gnne inanan kimselerin hkmlerinden saymtr. O halde buna kfir kadn girmez. nk o fkh hkmlerle (fur ile) mkellef deildir.

Diyorlar ki: Allah Tel'nm mutlak genel ifade kullanmak yerine imanla snrl (mukayyed) huss ifade kullanmas bu iin imann hkmlerinden, gereklerinden ve vaciplerinden olmasn gerektirir. Sanki Allah, kim iman yolunu seerse, ite bu i de onun erl grevlerinden ve zerine vacip olan hususlardandr, buyurmutur.

Gerek u ki, fiili, inananlarn ilemesinin hell olmadn belirtme kfirlerden onun hkmn kaldrmay gerektirmedii gibi, ayn zamanda onlarn bunu ilemesini de gerektirmez. Yalnzca iman etmeyi ve imann icab olan erl kurallar yerine getirmeyi kendisine bir yol olarak seen kimseye ite bu husus hell olmaz anlamn icabettirir. Her ne olursa olsun, iman etmesi ve imann icab olan er' kurallar yerine getirmesi gerekir. Ancak Sri' (Kanun Koyucu, Allah) imann icab olan er' kurallarla, sadece kii imana girdikten sonra, onu sorumlu tutmaktadr. Nasl ki "M'minin namaz, hacc ve zekt terketmesi hell deildir." sz, bunun kafire hell olduunu gstermezse, burada da durum ayndr. pek giyme konusunda Hz. Peygamber'in (s.a.) :"Bu, takva sahiplerine yakmaz."[404]' buyurmas da ipek giymenin bakalarna yakacan (yani hell olacan) gstermez. "M'mine, lneti olmak yakmaz."'[405] hadisinde de durum ayndr.

Meselenin srr: eriatn koyduu hell haram ve farz kurallar, imann temelini kabullenenler iin konmutur. man kabullenmeyip dinleriyle babaa braklan kimseler, dinlerinin temeliyle babaa brakldklar gibi, aralarndaki anlamazlklar zmek zere bizim mahkelerimize mracaat etmedikleri srece, kabullendikleri dinin kurallar ile de babaa braklrlar. Bu kaidede limler grbirlii iindedirler. Fakat mslman kocas len zimm kadnn yas tutmasnn gerekliliini ileri srenlerin gerekeleri udur: Karsnn yas tutmas mslman kocasnn hakkdr; zimm kadna yas tutmay zorunlu klmak, koca asndan tpk iddetin temelinde olduu gibi bir durum arzeder. Bundan dolay bu gr savunanlar, zimm kocasnn iddetini bekleyen zimm kadnn, yas tutmasn zorunlu grmemektedir. Ayrca bu iddeti ierisinde kadna istekte bulunulmaz. Bylece bu da zimmlerin mslmanlarla yaptklar akitler gibi olmaktadr. Zira her ne kadar birbirleriyle yaptklar akitlerde zimmlere iliilmezse de, mslmanlarla yaptklar akitlerde slm'n hkmleriyle bal tutulurlar.

Bu grn savunucularna kar kanlar diyorlar ki: Yas tutma, Allah Tel'nm hakkdr. Bundan dolay kadn ile veliler ve kadna yas tutmamasn vasiyet etmek suretiyle len ahs bu hazkn dmesinde hemfikir olsalar bile hak dm olmaz ve kadnn bu hakk yerine getirmesi gerekli olur. u halde yas tutma ibadet durumundadr; zimm kadn ise ibadete ehil deildir. te meselenin sirn budur.

Drdnc hkm: Efendileri len cariye ile mm veledin yas tutmas vacip deildir. nk onlar zevce deildirler. bnu'l-Mnzir: "Bu konuda limlerin ihtilf etttiklerini bilmiyorum." diyor.

Soru: Cariye ve mm veled gn yas tutabilirler mi?

Cevap: Evet, tutabilirler. nk nass (hadis) yalnzca kocadan bakasna gnden fazla yas tutmay haram ve kocaya drt ay on gn yas tutulmasn vacip klmtr. Bylece cariye ve mm veled, kendilerine yas tutmak haram yahut vacip olanlar arasna deil, yas tutmalar hell olanlar arasna girmitir.

Beinci hkm:

Soru: Boanma, pheli cins iliki, zina yahut istibr sebeplerininin birisinden tr iddet bekleyen kadna yas tutma vacip midir?

Cevap: Bu, hadislerin delalet ettii hkmlerden beincisidir: Saylanlardan hibirisinin yas tutmas gerekmez. nk hadis hem olabilecek hususu hem de olamayacak hususu belirlemi ve zellikle ller iin yas tutmann vacip olann zevcelere, caiz olann da onlar dndakilere tahsis etmitir. Bu iki durum dnda kalan ise, llere kar yaplmas haram olan eylerin hkmne dahildir.

Peki, bunun bin talkla boanm kadna yas tutmann gerekli oluu hkmne dahil olduunu neye dayanarak sylyorsunuz? Sad b. Mseyyeb, Ebu Ubeyd, Ebu Sevr, Ebu Hanife ve arkadalar ile el-Hrak'nin tercih ettii iki rivayetten birine gre mam Ahmed, bin talkla boanm kadnn yas tutmas vaciptir, demilerdir ki, bu srf kyastan ibarettir. Zira kyasa gre bu durumdaki kadn, nikhtan ayrlmtr, iddet beklemektedir. Bu yzden kocas len kadn gibi yas tutmas gerekir. nk her ikisi de iddet konusunda birlemi, ancak iddetin sebebinde birbirlerinden ayrlmlardr. Hem iddet, nikh haram klmakta ve bylece nikha gtren yollar da haram olmaktadr. Diyor ki: Kukusuz, yas tutma aklla anlalabilir eylerdendir: Zneti gsterme, gzel kokular srnme ve gzel elbiseler giyinme kadn erkeklere, erkekleri kadnlara eken hususlardandr. Bu yzden kadnn bunda acelecilik gstererek iddetinin sona ermesi konusunda yalan sylemesinden emin olunamayacandan buna gtren yollardan alkonulmu ve bu durumda (sedd-i zera prensibi gerei) ak kap braklmayp gedik tkanmtr. Hem kocann lmnn aikr olmas ve iddetin sayl gnlerden ibaret bulunmas sebebiyle ounlukla vefat iddeti konusunda yalan syleme hemen hemen imknszdr. Ama boanma iddetinde durum bunun aksinedir. Zira boanma iddeti hayz (yahut hayzdan temizlenme) esas alnarak beklenir ki, bu da ancak kadn tarafndan bilinebilir. Bu sebeple burada ihtiyatl davranma daha uygundur.

Cevap: Alan Tel , kullan iin yaratt znetleri ve ho nzklar haram sayanlar ayplam ve onlara bunu yasaklamtr. Bu da gsterirki. Alan ve Rasl'nn (s.a.) haram kldklar dnda zineti,sslenmeyi haram klmak caiz deildir. Alan Tel, Peygamber'inin (s.a.) dilinden kocas len kadnn iddet sresince tutaca yas mddetince znet kullanmasn haram saymtr. Peygamberi de kadnn kocasmdan bakas iin znet taknmayarak yas tutmasn mubah klmtr. Onun haram saydndan bakasn haram saymak caiz deildir. O ey asl mbahlk zere kalr. Yas tutma, iddetin gereklerinden ve ona bal eylerden deildir. Bundan dolay pheyle cins iliki kurulan, zina edilen, istibrs beklenen, yahut ric' talkla boanan bir kadnn yas tutmas vacip deildir; limler bu konuda gr birlii iindedirler. ki iddet arasndaki hayz (yahut hayzdan temizlenme) konusunda miktar, yahut sebeb ve hkm asndan farkllk bulunduundan tr bu kyas, (bin talkla boanan kadn) kocas len kadna kyasdan daha da uygundur. Hayz (yahut hayzdan temizleme) iddetinl, hayz (yahut hayzdan temizlenme) iddetinin hkmne dahil etmek, hayz (yahut hayzdan temizleme) iddetini vefat iddetinin hkmne dahil etmekten daha mnasiptir. len kocaya yas tutmaktan maksat, sizin sylediiniz acelecilik gstermek deildir. Zira bu durumda beklenen iddet srf rahmin bo olduun bilmek iin deildir. Bu sebeble zifaftan nce (koca lse yine iddet) gerekir. Bu zellik, nikh akdine sayg gsterme. nem ve deerini ortaya koyma ve bu akdin Allah katnda zel bir yeri bulunmasndan dolaydr. ddet, bu akit iin bir dokunulmaz alan klnmtr ve bu maksadn tamama ermesi, pekimesi ve ona daha fazla zen gsterilmesi iin yas tutma prensibi konulmutur. yle ki, zevcenin kocasna yas tutmas bizzat kendi babasna, oluna, kardeine ve dier akrabalarna yas tutmasndan daha ye tutulmutur. te bu durum akde sayg gsterme, onu yceltme ve btn hkmleri asndan onunla zina arasndaki fark pekitirmekten kaynaklan-maktadr. Bundan dolay zina ile arasndaki ztlk gereklesin diye balangta ilan etme, ahit tutma ve def alma; sonunda ve bitiminde ise iddet bekleme ve yas tutma meru klnmtr ki, bunlar baka akitlerde prensip haline getirilmemitir.

Altnc hkm: Yas tutan kadnn kanmas gereken hususla ilgilidir. Delile dayanmayan sz ve grlerin deil de, nasslarn belirledikleri drt tanedir:

Birincisi, gzel kokudur. Zira Hz. Peygamber (s.a.) sahih hadiste: "Gzel koku srnemez." buyurmutur. Yas tutmay vacip grenlere gre bunun haramhmda ihtilf yoktur. Bundan dolay mm Habibe Allah ondan raz olsun babas Ebu Sfyan'a yas tutmaktan ktnda gzel koku istedi ve elindeki fazlal yanndaki bir kza srd. Sonra ellerini yanaklarna srd ve sonra da hadisi syledi.

Gzel koku kavram iine unlar girer: Misk, anber, kfur, epene, esans, yaban kedisi miski; gz otu, buhur, sorgun aac, gl, meneke ve yasemin gibi ieklerden elde edilen gzel kokulu yalar; glsuyu, karanfil suyu, narenciye iei suyu gibi gzel kokulu yalardan sklan sular. Bunlarn hepsi gzel kokudur. Zeytinya, susamya ve sadeya buna dahil deildir. Yas tutan kadn bunlardan herhangi biriyle yalanmaktan alkonulmaz.

Yedinci hkm: Yasak olan eyler trldr.

Birinci tr: Vcudunu sslemesi. Yas tutan kadnn sana kna yaknmas, makyaj yapmas, trnaklarna kna yakmas, krmz boya (ruj) srnmesi ve yzne stbec (kurun boyas) srmesi haramdr. nk Hz. Peygamber (s.a.) kna ifadesini kullanp, ondan daha ok znet anlam tayan, daha byk fitne unsuru olan ve yas tutmann amacna daha zt olan bu trl sslenmelerin de (haramlna) dikat ekti. Srme de bunlardandr. Srme kullanma ak ve sahih hadisle .yasaklanmtr.

lerinde Ebu Muhammed bn Hazm'm da bulunduu seleften ve sonrakilerden bir grup ilim adam, yas tutan kadn gzleri grmez olsa da ne gece ne gndz srme ekemez demilerdir. Onlarn bu grn Buhr ve Mslim tarafndan mm Seleme'den aktarlan u rivayet destekler: Bir kadnn kocas vefat etti. Tandklar kadnn gzlerinin grmez olmasndan korktular. Hz. Peygamber'e (s. a.) gelip srme kullanmas iin izin istediler. Hz. Peygamber (s. a.) ise izin vermedii gibi, iki yahut kere "Hayr!" dedi ve sonra onlara cahiliye dneminde busene boyunca tuttuklar uzun ve meakkatli yas hatrlatp buna sabrettikleri halde, drt ay on gne sabredemezler mi diye sordu.'[406]' Kukusuz srme, znetin ok ileri bir eklidir ve tpk gzel koku gibidir ve hatta ondan daha an bir ssleme usuldr. Baz filer, karartmak iin srme kullanabilir demilerdir ki, bu nassa ve anlatlmak istenene aykr bir tasarruftur. Allah Rasl'nn (s.a.) hkmleri, uzunlukla ksal ayrmad gibi, beyazlkla karal da ayrmamaktadr. Bylesi kyas, selefin iddetle kar koyduu ve ktledigi fasit re'yle kyastr.

Mlik, Ahmed, Ebu Hanife, afi ve bu zatlarn takipilerinin de aralarnda bulunduu limlerin ounluu: "ayet yas tutan kadn ss iin deil de, tedavi iin srme kullanma zorunluluu ile kar karya kalrsa geceleyin kullanr, gndz siler." demilerdir.

Onlarn bu konudaki delilleri yukarda geen mm Seleme (r.a.) hadisidir. mm Seleme cel srmesi hakknda demiti ki: "Gzlerine srme ekme. Ancak ok zor durumda kalrsan, geceleyin eker, gndz silersin." Delillerinden biri de mm Seleme'nin (r.a.) aktard u dier rivayettir: Gzlerime azvay denen bir eit ac aa usaresi srmken Allah Rasl (s.a.) yanma geldi. "Bu nedir? Ey mm Seleme!" dye sordu. Ben de: "Azvaydr, ey Allah'n Rasl! Kokusu yok." dedim. Bunun zerine: "O yz genletirir, gzelletirir." deyip devamla: "Onu ancak geceleyin srer, gndz siler karrsn." buyurdu. mm Seleme'den gelen bu iki rivayet bir tek hadistir. Rviler paralamtr. Mlik hadisin bu kadarn Muvatta'ma "Bel = Bana ulat ki..." ifadesiyle almtr. Ebu mer Temhd adl eserinde bu hadisin eitli senetlerini zikretmitir ki, bunlar birbirlerini takviye eder. Mlik'in bu hadisi delil olarak kullanmas da kfidir. Snen sahipleri hadisi kitaplarna almlar ve imamlar onu delil olarak kullanmlardr. Hadis en azndan hasendir. Ancak mm Seleme'nin bu hadisi grnte Buhr ve Mslim tarafndan msned olarak kaydedilen yine mm Seleme'nin kendisinen rivayet ettii dier bir hadise aykrdr. Zira hadis kocas len kadnn, her iki halkrda srme kullanamayacan gstermekte;dir. nk Hz. Peygamber (s.a.) gzlerinden ikyeti olan kadna ne gece , ne gndz, ne zaruretten dolay ne de baka bir sebepten tr srme kullanmas iin izin vermi; aksine iki yahut kere "Hayr!" cevabn vermi, "ancak zorunlu kalrsan kullanabilirsin" dememitir. Mlik'in rivayetine gre Ubeyd'in kz Safiyye, kocas Abdullah b. mer'in yasn tutarken gzlerinden rahatszlanm, gzleri neredeyse apak balayacak hale geldii halde srme kullanmamt.'[407]

Ebu mer diyor ki: Bu hadis d grn itibaryla, geceleyin kullanlmasnn mubah olduunu ifade eden dier mm Seleme hadisine ve Hz. Peygamber'in (s.a.) mutlak bir tarzda iki - kere "Hayr!" demesine aykn dmekteyse de, bence Allah daha iyi bilir ya iki hadisin birletirilmesi yle olmaldr: Allah Rasl'nn (s.a.) hakknda "Hayr!" dedii rahatszlk Allah daha iyi bilir ya srme kullanmay zorunlu klacak bir dereceye ulamamt. Bundan dolay Hz. Peygamber (s.a.) o kadna bu ii yasaklamt. ayet kadn, gznn grmez hale gelmesinden korkulacak ekilde srme kullanma zorunluluu ve ihtiyac ile kar karya kalsayd, tpk, kendisine "Geceleyin srn, gndz sil." dedii kadna yapt gibi, elbette ona da srme kullanmay mubah klard. Kyas da, bu yorumun doruluuna tanklk eder. Zira uslde zaruretler, sakncal olan eyleri mubah hale evirirler. Bu sebepten tr Mlik, mm Seleme'nin (r.a.) fetvasn srme konusundaki msned hadisin bir tefsiri saymtr. nk hadisi mm Seleme (r.a.) rivayet etmitir. Onun nazarnda hadis sahihse.

muhalefet etmez. Kendisi hadisin anlam ve yorumunu daha iyi bilir. Kyas da buna tanklk eder. Zira bir eye zorunlu ihtiyac olan kimseye, znet iinde mreffeh yaayan kimsenin hkm verilmez. la ve tedavinin znetle hibir alkas yoktur. Yas tutan kacjna tedavi deil, yalnzca sslenmek yasaklanmtr. mm Seleme rivayet ettii eyi daha iyi bilir. Hem kyas asndan da bu dorudur. Fkhlar bu grtedirler. Mlik, afi ve fakihlerin ounluu bu gr savunmaktadrlar.

mam Mlik (r.a.) Muvatta'mda kendisine ulatna gre, Salim b. Abdullah ile Sleyman b. Yesar'm kocas len kadn hakknda yle dediklerini kaydeder: Gzlerindeki bir iltihaptan yahut kendisine isabet eden bir rahatszlktan dolay gzne zarar gelmesinden korkarsa, srmenin iinde gzel koku olsa bile, gzlerine srme ekip srme ile tedavi olabilir, "[408] Ebu mer diyor ki: nk ama gzel koku srnmek deil, tedavi olmaktr. Ameller niyetlere gredir.

mam afi, (r.a.) diyor ki: Azvay san renk verir, znet olur. Gzel koku deildir, cel srmesidir. mm Seleme (r.a.), kadma grlmediinden tr geceleyin kullanmas ve grldnden dolay da gndz silmesi artyla izin vermitir. Benzerleri de byledir.

Ebu Muhammed bn Kudme, Mun adl eserinde diyor M: Yas tutan kadnn srme tayla gzne srme ekmesi yasaklanmtr. nk onunla sslenme meydana gelir. Tutya, anzarot vb. eylerin srme olarak kullanlmasnda bir saknca yoktur. Zira bunlarda sslenme anlam yoktur. Aksine bunlar gz irkinletirir ve hastaln artrrlar... Yz dnda bedeninin dier yerlerine azvay srmesi merLedilmez. nk azvayn yalnzca yze srlmesi yasaklanmtr. Zira yze san renk verir ve bylece knaya benzemi olur. Bundan tr Hz. Peygamber (s.a.): "O, yz genletirir, gzelletirir." buyurmutur.

mm Seleme hadisinden dolay yas tutan kadnn trnaklarn kesmesi, koltuk alt kllarn yolmas, tra edilmesi mendup olan kllar tra etmesi, Arabistan kiraz denilen sidir ile ykanmas ve onunla salarn taramas yasak deildir. nk sidir kullanmaktan maksat, gzel koku srnmek deil, temizlenmektir. brahim b. Hn en-Nisaburi, Mesil adl eserinde kaydeder ki: Ebu Abdillah (Ahmed b. HanbeU'e: "Kocas len kadn srme ta ile yzne srme ekebilir mi?" diye sorduklarnda yle cevap vermitir: "Hayr, ekemez. Ancak isterse, gzne bir zarar gelmesinden korkup, iddetli rahatszlk duyduunda azvay ile gzne srme ekebilir."

kinci tr: Znetli elbise. Yas tutan kadma, Hz. Peygamber'in (s.a.) kendisine yasaklad eyler ve O'nun yasakladndan daha ok yasaklanmaya lyk olan, veyahut O'nun yasakladna denk olan eyler haramdr. Sahih bir rivayete gre Hz. Peygamber (s.a.): "Boyal elbise giyemez." buyurmutur. Bu ifade aspur ve safranla boyanm olanlar ve dier krmz, sar, yeil ve saf mavi ile boyanm olanlan ve btn gzelletirme ve ssleme amacyla boyanm olan elbiseleri kapsar. Baka bir metinde: "Gerek aspurla, gerekse amurla boyanm elbise giyemez." buyrulmutur.

Bunlardan baka iki tr daha vardr: 1- zin verilmi olan: Boya maddesi kanmakszm doal ekliyle ipek, ibriim, pamuk, keten, yn, deve ty yahut kldan dokunan ya da izgili aba kumalarnda olduu gibi, bklm iplii boyanm olup da bakasyla birlikte dokunan. 2-Mesel siyah renkte olduu gibi, boyamadan maksat sslenme olmaz veya irkinletirme yahut kiri rtp kapama iin boyama yaplrsa bu yasak deildir.

mam f (r.a.) diyor ki: Elbisede iki znet vardr: 1- Elbise giyeni gzelletirir. 2- Ayp yerleri rter. Ebliseler giyenler iir. bir znettir. Yas tutan kadna vcudunu sslemek yasakland halde ayp yerlerini kapatmak yasaklanmamtr. Her trl beyaz elbise giymesinde bir saknca yoktur. nk beyaz, ssleyici deildir. Yn, deve ty, ipek vb. gibi boya maddesi kanmakszm doal ekliyle dokunan her ey byledir. Yine mesel siyah renkte olduu gibi boyamadan maksat ssleme olmayan veya irkinletirme yahut kiri giderme iin boyanan her ey de byledir. Elbisede yahut zerindeki baka eylerde ss ya da nak bulunuyorsa, yas tutan kadn onu giyemez. Bu hkm her hr yahut cariye, byk yahut kk, mslman yahut zimm kadn iin geerlidir[409]

Ebu mer diyor ki: afi'nin (r.a.) bu konudaki gr, Mlik'in gr gibidir. Ebu Hanife ise diyor ki: Boyal olmasa da, yas tutan kadn sslenme kasdederse, gerek asb denilen izgili Yemen kumandan ve gerekse ipekten mamul elbise giyemez. ayet boyal elbiseyi znet olarak giyinmeyi kastetmezse, onu giyinmesinde bir saknca yoktur. Gz rahatsz olursa, srme olarak siyah ve baka renkleri kullanabilir. Gznde rahatszl olmazsa srme ekemez.

mam Ahmed (r.a.) ise Ebu Tlib'in rivayetine gre diyor ki: ddet bekleyen kadn sslenemez, herhangi bir gzel koku srnemez, znet olarak gzne srme ekemez, iinde gzel koku bulunmayan herhangi bir ya ile yalanabilir, gzel kokmak iin miske ve safrana yaklaamaz.

Bir yahut iki talkla boanm kadn, boayan kocas kendisine yeniden dner midiyle sslenip bezenebilir.

Ebu Davud, Mesil adl eserinde Ahmed'in yle dediini iittim, diyor: Kocas len, talkla boanan ve ihraml olan kadnlar gzel koku ve znnetten kanrlar.

Harb, MesiVde anlatyor: mam Ahmed'e (r.a.):. "Kocas len ve boanan kadnlar ipek olmayan aba giyebilirler mi?" diye sordum. "Kocas len kadn gzel koku srnemez, znetle sslenemez." dedi ve gzel koku hususunda ar derecede durdu. Ancak kadnn hayzdan temizlendiinde birazck srnebileceini belirtti. Sonra: " talkla boanan kadn, kocas len kadna benzettim. nk kocasnn ona geri dnme imkn kalmamtr." dedi. Sonra Harb, rara Seleme'ye kadar uzanan senedi zikrederek diyor ki: Kocas len kadn asburla boyal elbise giyemez, kna yaknamaz, gzlerine srme ekemez, gzel koku srnemez, gzel kokuyla salarn tarayamaz.

brahim b. Hn en-Nisbur, MesiVde anlatyor: Ebu Abdillah (Ahmed b. Hanbel'e) kadnn, iddeti iinde yzne pee tutunmasnn, yahut iddeti iinde yalanmasnn hkmn sordum: "Sakncas yok. Yalnzca kocas len kadnn sslenmesi mekruhtur." cevabn verdi. Ebu Abdillah: "inde gzel koku bulunan her trl yala yaglanamaz." dedi.

mam Ahmed, afi ve Ebu Hanife'nin Allah onlara rahmet eylesin szleri u noktada toplanmaktadr: Giyilmesi yasak olan elbise hangi trden olursa olsun znet elbisesi olandr. Kesinlikle doru olan da budur. nk kendisinden dolay asbur ve krmz amurla boyanm olan elbisenin yasakland mna anlalmtr. Hz. Peygamber (s.a.) boyann yannda zel olarak bunu, emsalinin ve yasaklanmaya daha lyk olanlarn da yasaklandn belirtmek iin zikretmitir. Bundan dolay ykset fiatl ve son derece k olup da znet maksadyla giyilen pahal, lks ve ssl abalar ile beyaz elbiseler [yas konusunda) yasaklanmaya, boyal elbiseden daha lyktrlar. Allah ve Rasl'nn (s.a.) maksadn anlayan herkes bunda kuku duymaz. , Ebu Muhammed b. Hazm'n dedii gibi deildir. O diyor ki: Tas tutan kadn yalnzca boyal elbiselerden saknr. Bundan sakndktan sonra artk diledii gibi tabii rengi icab beyaz yahut sar da olan boyanmam ipek, asl rengindeki deniz yn... vs. giyinmesi mubahtr. Altndan rlm yahut tamam altn, gm, mcevher, yakut, zmrt ve dier kymetli madenlerden dokunmu znet eyas taknmas da mubahtr. Kanmas gereken yalnzca u be eydir: 1- Her trl srme. ster zorunlu olsun, ister olmasn, isterse gzleri grmez olsun, ne gece ne gndz srme kullanabilir. 2- Gerek baa. gerek bedene yahut bunlardan biri zerine giyinilen her trl boyal elbiseden saknmas farzdr. Bu konuda siyah, yeil, krmz, san... vs. eit konumdadr. Ancak yalnzca asb denilen Yemen mamul nakl kumatan yaplan elbise mstesnadr, onu giyinmesi mubahtr. 3- Her trl kna ve makyaj boyalandan saknmas da farzdr. 4- Salarn sadece tarakla tarama dnda taranp sslenmekten de kanr. Srf tarakla salarn taramas helldir. 5- Gzel kokunun her trlsnden kanmas da farzdr, hitir gzel kokuyu stne yaklatramaz. Ancak yalnzca hayzdan temizlendiinde bir parack kust (d aac) denilen Hindistan buhurundan yahut trnak buhurundan srnebilir..." te tbn Hazm'n zikrettii bu be eyi kendi ifadeleriyle aktardk.

bn Hazm'n ne znetle hibir alkas olmayan siyah elbise giymesini haram sayp, altn, gm ve mcevherattan mamul ate gibi pinl prl parlayan elbiseyi mubah saymas ve ne de kiri yok etmek iin kaln ekilde boyanm elbiseyi haram sayp gzellii, zerafeti ve kl gz kamatran ipek elbiseyi mubah saymas alacak bir eydir. Asl alacak olan "Bu, gerekten Allah'n dinidir; hi kimsenin buna aykr gr ileri srmesi hell deildir." demesidir. Bundan daha garibi de Hz. Peygamber'in (s.a.) yas tutan kadna ssl elbise giymeyi yasaklayan sahih hadisine muhalefete kalkmasdr ve bundan da garibi, bu hadisi bu ekilde kaydettikten sonra: "Bu sahih deildir. nk b. brahim b. Tahman rivayet etmitir. O, zayf bir rvidir. Hadis sahih olsayd, elbette ona gre hkm verirdik." demesidir. Ebu Muhammed b. Hazm'n brahim b. Tahman'la ne alp veremedii var acaba! Oysa bu zat, alt hadis imamnn ittifakla hadislerini ald sika, gvenilir hadis hfzlarndandr. Aralarnda Buhr ve Mslim'in de bulunduu Sahih sahipleri onun hadislerini delil olarak kullanmakta ittifak etmilerdir. Hadis imamlar onun gvenilirliine ve doruluuna tanklk etmilerdir. Onlardan herhangi birinden onun hakknda ne bir yaralama, ne bir trmalama rivayet edilmitir. Muhadd isi erden herhangi birinin, onun rivayet ettii bir hadisi illetli bulduu yahut onun sebebiyle hadisi zayf sayd asla grlm deildir. Benim de hazr bulunduum bir derste stadmz Hafz Ebu'l-Haccc'a Tehztb'deki u metin okundu: "brahim b. Tahman b. Sad el-Horasn Ebu Sad el-Herev: Herat'ta dodu. Nisabur'a yerleti. Badad'a gitti ve orada hadis rivayetinde bulundu. Sonra Mekke'ye yerleti ve orada ld." Tehzb sahibi, sonra bu zatn kendilerinden hadis ald stadlann ve kendilerine hadis rivayet ettii rencilerini, sonra da unlar kaydetti: Nuh b. Amr b. el-Mervez, Sufyan b. Abdlmelik yoluyla bn Mbrek'in onun hakknda: "Hadisi sahihtir.' dediini nakleder. Ahmed b. Hanbel'in olu Abdullah onun hakknda Yahya b. Man'in "Sakncas yok." dediini nakleder, el-cl de byle demitir. Ebu Hatim "Sadk, hadisi hasen." diyor. Osman b. Sad ed-Drim: "Hadiste sika idi. Sonra hadis imamlar srekli onun rivayet ettii hadisi ok arzu eder, ona rabet eder ve kendisinin sika olduunu sylerlerdi." demitir. Ebu Davud "sika" olduunu sylemitir. shak b. Rhyeh ise: "Hadisi sahih, rivayeti hasen (iyi) ve sem bol biriydi. Horasan'da ondan ok hadise sahip kimse yoktu. Kendisi sika biridir. Cemat (ana hadis kitaplar mellifleri) ondan rivayette bulunmutur." demektedir. Kad Yahya b. Eksem: "Horasan, Irak ve Hicaz'da hadis rivayetinde bulunanlarn en sekin, en gvenilir ve ilmi en geni olanlanndandr." demitir. el-Mes'd diyor ki: Mlik b. Sleyman'n yle dediini iittim: "brahim b. Tahman 168/784 senesinde Mekke'de vafat etti. Arkasnda kendisi gibi birini brakmad."[410]

Sahabe Allah onlardan raz olsun bu nasslara uygun ve bu nasslarn anlam ve maksatlarn ortaya koyacak ekilde fetva vermilerdir. Sahih bir rivayete gre bn mer diyor ki: Yas tutan kadn gzne srme ekemez, gzel koku srnemez, kna yakmamaz; asburlu, boyal elbise ve izgili aba giyemez, znet eyas ile-sslenemez, znet maksadyla bir ey takmamaz, yine znet maksadyla gzlerine herhangi bir trden srme ekemez; ancak gz rahatsz olursa srme kullanabilir.

Abdrrezzak Sfyan es-Sevr Ubeydullah b. mer Nfi' senetli sahih rivayete gre, bn mer demitir ki: Kocas len kadn gzel koku srnemez, kna yakmamaz, gzlerine srme ekinemez, boyal elbise giyemez. Ancak asb denilen izgili Yemen kumandan gmlek giyinebilir.[411]

Sahih rivayete gre mm Atiyye demitir ki: Yas :utan kadn, asb dnda boyal elbise giyinemez, gzel koku srnemez. Ancak kust denilen Hindistan buhurundan ve trnak buhurundan en asgar sevtyede srnebilir, znet olarak gzlerine srme ekemez.

bn Abbas'm (r.a.): "Kocas len kadn,' gzel koku ve znetten saknr." dedii sahihtir.

Sahih rivayete gre mm Seleme (r.a.) demitir ki: Herhangi bir boyal elbise giyemez, gzlerine srme ekemez, ss eyas takmamaz, kna yakmamaz, gzel koku srnemez.

M'minlerin annesi Hz. ie (r.a.) diyor ki: Aspurla.boyanm elbise giyemez, gzel koku srnemez, gzlerine srme ekinemez, ss eyas takmamaz, isterse asb kumandan mamul elbise giyebilir.

Peeye gelince; el-Hrak, Muhtasafma: "Kocas len kadn gzel koku, znet, evinden baka bir yerde geceleme, srme tayla gzne srme ekme ve yzne pee takmaktan kanr." diyor. mam Ahmed'den byle ak bir ifade bulamadm.

Oysa shak b. Han, Mesailinde diyor ki: Ebu Abdillah'a kadnn iddeti iinde yzne pee tutunmasnn, yahut: iddeti iinde yalanmasnn hkmn sordum. "Sakncas yok. Yalnzca kocas len kadnn sslenmesi mekruhtur." cevabn verdi. Lkin Ebu Davud Mesailinde (Ahmed b. Hanbel'den naklen) kocas len, talkla boanan ve ihraml olan kadnlar hakknda: "Gzel koku ve znetten kanrlar." diyerek kanaca eyler konusunda, kocas len kadm ihraml kadnla bir tutmutur. Bu sz d grn itibaryla yas tutan kadnn pee tutunmaktan da kanmasn icabettirir. A.lah daha iyi bilir ya, her halde Ebu'l-Ksm mam Ahmed'in bu ifadesinden karmtr. Ebu Muhammed de el-Mun'de bu ekilde illetlendirmistir: Diyor ki: Blm : Yas tutan kadnn kanmas gereken eyler: Pee ve o anlam tayan brg vs. nk, iddet bekleyen kadn, ihram kadna benzer. hraml ise bundan kanr. Yzn rtme ihtiyac duyarsa, ihraml kadnn yapt gibi yz zerine sarktr.

Soru: Peki, eilmi ipi boyanan sonra ondan dokunan kumatan mamul elbise hakknda ne diyorsunuz? Onu giyinebilir mi?

Cevap: Bunda iki yn vardr. kisi de el-Mv.ni'de verilen ihtimallerdir: 1- Giymek haramdr. nk ok gzel, ok pahal olup gzellik iin boyanmtr. Bu yzden dokunduktan^ sonra boyanan kumaa benzemitir. 2- mm Seleme (r.a.) hadisindeki Allah Rasl'nn (s.a.): "Ancak asb kumandan mamul elbise giyilebilir." sznden dolay haram deildir. nk kadnn zikrettiine gre bu asb kumann nce eilmi ipi boyanr sonra dokunur. Usta d "Birincisi daha dorudur." demitir. Asb ise, doru olan gre gre, kendisiyle kuma boyanan bir tr bitkidir. Sheyl diyor ki: Vers (ala ehre, yahut Yemen safran denen bitki) ve asb yalnz Yemen'de yetien iki bitkidir. Hz. Peygamber (s.a.), yas tutan kadnn asb ile boyanm elbise giymesine izin vermitir. nk krmz ve sar gibi gzelletirme gayesi dnda boyanm anlamndadr. u halde dokunduktan sonra boyanan kumata znet meydana geldii gibi, nce eilmi ipi boyananla da znet ortaya kt halde onun giyilmesini caiz grmenin bir anlam yoktur. En iyi bilen Allah'tr. [412]

 

12 Hz. Peygamberin (s.a.) istlbra konusundaki Hkmleri: a) stibrnn genel hkmleri:

 

Mslim'in Sahh'inde Ebu Sad el-Hudr'den rivayet edilen bir hadise gre, Allah Rasl (s.a.) Huneyn sava srasnda IMs'a bir ordu gnderdi. Bu ordu dmanla karlat. Yaplan savata onlar yendi. Pek ok kadn esir ele geirdiler. Allah Rasl'nn (s.a.) ashabndan baz kimseler bu kadnlarn mrik kocalar bulunmasndan tr onlarla cins likiye girmeyi gnah sayp bu iten geri durdular. Allah Tel bu konuda: "Mliki bulunduunuz cariyeler mstesna, evli kadnlarla evlenmeniz de haram klnd." yetini[413]' indirdi ve bylece "iddetlerinin bitiminde o kadnlar size helldir." demek istedi. [414]'

Yine Mslim'in Sahih'inde Ebu'd-Derd'dan rivayet edilen bir hadise gre ise, Hz. Peygamber (s.a.) bir kl adrn kaps nnde doum yapma vakti yaklam bir kadna rastlad ve:"Herhalde sahibi onunla cins iliki kurmak istiyor." buyurdu. Yanndakiler: "Evet." dediler. Bunun zerine Hz. Peygamber [s.a.):"imden kurdum ki, o adama bir lanet edeyim, o lanetle kabrine girsin! Helal olmad halde o anne kanundaki ocuu nasl miras yapabilir? Hell olmad halde onu kendisine nasl hizmeti yapabilir?" buyurdu. [415]

Tirmiz'de Irbz b. Sriye'den aktarlan bir rivayete gre Hz. Peygamber

(s.a.}, kannlarndakini douruncaya kadar esir kadnlarla cins iliki kurmay haram klmtr, [416]

Msned'de ve Ebu Davud'un Snen'inde Ebu Sad el-Hudr'den (r.a.) rivayet edilen bir hadise gre Hz. Peygamber (s.a.). Evts savanda ele geirilen kadn esirler hakknda: "Hamile olanlar douruncaya kadar, hamile olmayanlar da bir ayba hali geirinceye kadar cins iliki kurulmaz." buyurdu, [417]

Tirmiz de Rveyfi' b. Sbit'ten (r.a.) rivayet edilen bir hadiste Hz. Peygamber (s.a.): "Allah'a ve hiret gnne inanan bir kimse, kendi suyunu bakasnn ocuuna iirmesin." buyurmutur.[418] Tirmiz: "Bu hadis hasendir." diyor.

Ebu Davud'un ayn sahbden rivayetine gre ise, Hz. Peygamber (s.a.): "Allah'a ve hiret gnne inanan kimsenin, istibrs tamalarancaya kadar esir kadnlardan herhangi birisiyle cins ilikiye girmesi hell olmaz." buyurdu.

Ahmed b. Hanbel'in rivayet ettii hadiste ise: "Allah'a ve hiret gnne inanan kimse esir alnan dul kadnlardan biliyle kadn hayz grnceye kadar cins iliki kurmasn." buyrulmutur.

Buhr'nin Sahih'inde rivayetine gre, bn mer diyor ki: Kendisiyle cins iliki kurulan cariye hibe edildiinde yahut satldnda veyahut da zad edildiinde bir hayz mddetince istibrs beklensin. Bakirenin istibrs beklenilmez.'[419]

Abdrrezzak'm, Ma'mer Amr b. Mslim Tvs senediyle rivayetine gre, Hz. Peygamber (s.a.) gazlanndan birinde: "Hi kimse herhangi bir hamileye ve bir hayz geirinceye kadar herhangi gebe olmayan bir kadna ilimesin." diye ilan etmesi iin bir telll gnderdi.[420]

Sfyan es-Sevr Zekeriyy a*b senediyle yine Abdrrezzak'm rivayetine gre Evts savanda mslmanlar kadn esirler ele geirdiler. Allah Rasl (s.a.), onlara doum yapncaya kadar herhangi bir hamileye ve bir hayz geirinceye kadar herhangi bir gebe olmayan kadna ilimemelerini emretti.[421]

Bu hadisler pek ok hkm ermektedirler:

Birinci hkm: Rahminde ocuk bulunmad bilininceye kadar esir kadnla cins ilikiye girmek caiz deildir. Eer hamile ise douma kadar, deilse bir hayz geinceye kadar kendisiyle cinsi ilikiye girilmez. ayet ayba olmayan kadnlardan ise, bu konuda bir nass bulunmamaktadr. Gerek byle durumdaki kadn gerek bakire ve gerekse: ) Satcsnn yannda iken hayz olup sonra satcs, hayz mteakip mlkiyetinden karmadan nce kendisiyle cins ilikiye girmemi iken satm olmas, 2) Yahut korunakl bir kadnn yannda bulunup ondan bir adama intikal etmesi yollarndan biriyle rahminde ocuk bulunmad bilinen kadn hakknda ihtilf edilmi; afi, Ebu Hanife ve Ahmed, hadislerin ummi ifadelerini esas alarak, rahmin bo olduu bilinmekle birlikte iddetin vacip olmasn gznnde bulundurarak ve sahabe * tatbikatn delil gstererek btn bunlar hakknda, istibry vacip grmlerdir. Nitekim Abdrrezzk'n bn Creyc'tan rivayetine gre At anlatyor: Bir cariye (satlmak suretiyle) tccarn elinden geti ve bir ocuk dnyaya getirdi. Bunun zerine Hz. mer kailleri artt,[422]' Onlar da cariyenin ocuunu, adamlardan birinin nesebine kattlar. Sonra Hz. mer yle dedi: Kim hayz grme yama ulam bir cariye satn alrsa, hayz oluncaya kadar ona ilimeden beklesin. ayet hayz olmazsa krk be gece beklesin. [423]

Diyorlar ki: Allah, gerek hayzdan kesilmi ve gerekse hayz grme yama ulamam kadnlara iddet beklemelerini vacip klm ve bu mddeti de ayla snrlamtr. stibr, cariyenin iddetidir; hem hayzdan kesilmi olana ve hem de hayz grme yama ulamam olana vaciptir.

Dierleri diyorlar ki: stibrda gzetilen ama, rahmin bo olduunun bilinmesidir. Bu yzden cariye sahibi, rahminin bo olduunu kesin olarak bilirse onunla cins iliki kurabilir, istibrda bulunmas vacip deildir. Nitekim Abdrrezzak'm, Ma'mer Eyyub Nail* senediyle rivayetine gre tbn mer (r.a.): "Cariye, bakire olursa, sahibi isterse istibrda bulunmayabilir." demitir. Buhr de Sahih'inde bn mer'in bu szn kendisinden rivayet etmitir, [424]'

Hammad b. Seleme'nin, Ali b. Zeyd Eyyub b. Abdullah el-Lahm senediyle rivayetine gre bn mer anlatyor: Cell savanda payma bir cariye dt. Boynu sanki gm ibrik gibiydi. Kendimi tutamadm. nsanlarn gzleri nnde onu pmeye baladm.[425]

mam Mlik'in gr de bu yoldadr. imdi burada onun benimsedii kaide ve bu kaideden kan fkh hkmleri vereceiz: Ebu Abdillah el-Mzer, (v. 536/1141) istibr konusunda bir kaide ortaya koymutur ki, o kaidenin metnini aynen sunuyoruz:

"Bu konuda prensip udur: Gebe olmadndan emin olunan her cariyede istibr lzm deildir. Byk ihtimalle gebe olduu sanlan, yahut gebeliinde phe ya da tereddt edilen cariyede istibr lzmdr. Byk ihtimalle rahminin bo olduu sanlan, ancak byk ihtimal yannda rahminde ocuk bulunmas ihtimali de mevcut olan cariye konusunda (Mliki) mezhebinde istibrnm gereklilii yahut decei hususunda iki gr bulunmaktadr."

Sonra el-Mzer, bu prensibi esas alarak cins likiye dayankl kk cariyenin ve hayzdan kesilmi cariyenin istibrs gibi, bir takm fkh hkmler karmtr. Bu konuda mam Mlik'den iki rivayet vardr, el- Cevahir sahibi diyor ki: On yahut ondrt gibi gebe kalma yama yaklam bulunan kk cariyede istibr vaciptir. Dokuz- on yandakiler gibi, cins ilikiye dayankl olup ancak emsalleri gebe kalmayan kk cariyenin istibrs hususunda iki rivayet vardr. Mlik, bn Ksm'n rivayetine gre istibry gerekli grm, bn Abdilhakem'in rivayetine gre ise gerekli grmemitir. ayet cariye cins ilikiye dayankl olmayanlardan ise istibr gerekmez. Diyor ki: Krk-elli yandakilerde olduu gibi hayz grme yan gemi, ama hayzdan kesilme yana ulamam cariyede istibr vacipdir. Hayzdan kesilmi ve artk hayz grme ihtimali kalmam bulunan cariyede istibrlnn vacip olup olmadnda bn Kasm ve bn Abdilhakem'den iki rivayet aktarlmtr. el-Mzer diyor ki: Cins ilikiye dayankl kk cariyenin ve hayzdan kesilmi cariyenin istibrsmn sebebi udur: Bunlarda nadiren de olsa gebe kalma imkn vardr; yahut imkn bulunan yerlerde imkn yoktur diye iddiada bulunulmas iin gedii tkamak sebebi.

el-Mzer diyor ki: u hususlarda istibr, bu sebeple gerekil grlmtr:

1- Zina etmi olmas korkusuyla cariyenin istibrs. Bu tr istibrya s-i zandan dolay istibr denilmektedir. Bu konuda iki gr vardr. Istibrnn gerekmedii gr Eheb'e aittir.

2- Kt huylu cariyenin istibrs. Bunda iki gr vardr. Baskn olan gr: Her ne kadar nadiren olursa da, byle bir durumda sahiplerinin onlarla cins ilikiye girmemeleri gerekir.

3- Hayalar kesik bir adamn, yahut bir kadnn, yahut da mahrem birinin satm olduu cariyenin istibrs. Vacip olup olmad konusunda mam Mlikten iki rivayet vardr.

4- Tasarrufta bulunmu, sonra acziyete dm ve efendisine geri dnm bulunan mktebe (efendisine belli miktar para getirmek suretiyle hrriyetini elde etme) szlemesi yapm cariyenin istibrs. bn Kasm istibrnn gerekliliini, Eheb ise gereksizliini savunmaktadr.

5- Bakirenin istibrs. Ebu'l-Hasan el-Lahm: "htiyat olarak mstahaptr, vacip deildir." diyor. mam Mlik'in daha baka mntesipleri ise vaciptir diyorlar.

6- Satc, cariyenin istibrsn gerekletirir ve mteri de onun bu yaptn bilirse satcnn istibrs, mterinin istibrs yerine geer.

7- Sahibi, cariyeyi mteri yanna emanet koymu olsa ve cariye emanet brakld ahsn yannda bir ayba hali geir&e, sonra o kimse cariyenin istibrsn gerekletirse, ikinci bir istibrya ihtiya duymaz, o geirdii ayba hali cariyenin istibrs yerine geer. Bu ise cariyenin dar kmamas ve efendisinin onun yanna girmemi olmas artyla geerlidir.

8- Bir kimse cariyeyi, kendi hanmndan yahut ailesi iindeki kendi kk ocuundan satn alsa ve cariye satcmm yannda ayba hali geirse: bn Ksm'a gre ayet cariye dar kmamsa, bu istibr iin yeterlidir; Eheb'e gre ise, eer satc mteriyle birlikte bir evde duruyor ve mteri (koca veya baba) o cariyeyi kolluyor, mdafaa ediyor olsun veya olmasn bu durum istibr iin yeterlidir.

9- ayet cariyenin efendisi uzaklarda olur ve dnp geldiinde bir adam, cariye dan kmadan nce kendisinden onu satn alrsa, yahut cariye hayzl halde dan km olup da temizlenmeden nce satn alrsa istibrda bulunmas gerekmez.

10- Cariye, hayz halinin banda iken satlrsa mam Mlik'ten gelen mehur gre gre, bu onun iin bir istibr saylr. Yeni bir hayz grmesine gerek kalmaz.

11- Cariyeye bir bakasyla ortaklaa sahip olan kimse, ortandan cariyenin dier payn da satn alsa ve cariye satn alann emri altnda olup onun yannda iken ayba olmu olsa, o kimsenin istibrda bulunmas gerekmez.

mam Mlik'in mezhebindeki btn bu fkh hkmler, onun istibr konusundaki prensibini sana bildirmektedir: Yani rahmin bo olduu bilinmedike, yahut zannedilmedike istibr vacip olur, rahmin bo olduu bilinir yahut zannedilirse istibr vacip olmaz. Ebu'l-Abbas bn Sreye ve Ebu'l-Abbas bn Teymiye, bn mer'den Er.a.J de sahih olarak nakledildii gibi, bakirenin istibrs vacip deildir demilerdir. Onlarn grne biz de katlyoruz. Cariyenin mlkiyetinin her el deitirmesinde, ne olursa olsun istibrnn vacip olduu yolunda Hz. Peygamber'den (s.a.) umm bir nass aktanlmamtr. Yalnzca Hz. Peygamber (s.a.) esir alnan kadnlarla, hamile olanlar doum yapncaya ve olmayanlar ise ayba grnceye kadar cins iliki kurulmasn yasaklamtr.

Soru: Hadisin genel ifadesi dullarla cins iliki kurmann yasak olmas gibi, isbrdan nce bakirelerle de cins iliki kurmar m haram olmasn gerektirir.

Cevap: Evet, yle. Neticede hadis umm yahut mutlaktr, ondan maksadn ne olduu da anlalmtr. u halde istibry gerektiren durumun bulunmas halinde, tahsis grr yahut ata balanr. Hz. Peygamber'in (s.a.) u hadisinin mefhumuyla da tahsis edilir: "Allah'a va hiret gnne inanan kimse esir alnan dul kadnlardan biriyle kadn hayz grnceye kadar cins iliki kurmasn." Aynca sahbi gryle de hadis tahsis grr. Bu sahbye aykr gr beyan eden bir kimse bilinmemektedir.

Buhr'nin Safttf'indeki bir hadiste Breyde anlatyor: Allah Rasl (s.a.), humusu almas iin Hz. Ali'yi Yemen'e Hlid'in yanna gnderdi. Hz. Ali onlarn iinden kendisi iin bir esir kadn seip ald. Sabah oldu gusletti. Hlid'e: "unu gryor musun?" dedim. Bir rivayete gre Hlid, Breyde'ye: "unun yaptn gryor musun?" eledi. Breyde anlatmaya devam ediyor: Hz. Ali'ye (r.a.) buzederdim. Hz. Peygamber'in (s.a.) yanma gelince durumu kendisine anlattm. Bana: "Ey Breyde! Ali'ye buz mu ediyorsun?" diye sordu. "Evet." dedim. "Ona buzetme. Humusta onun bundan daha ok hakk vardr," buyurdu.[426] Bu cariye ya bakire idi, Hz. Ali bundan dolay istibrsn gerekli grmedi. Ya da ayba halinin son deminde idi. Bu yzden ona sahip olmadan nceki hayzla yetindi. Her ne olursa olsun, istibrya gerek duyulmayacak ekilde cariyenin rahminin boluu anlalm olmaldr.

Hz. Peygamber'in (s.a.) szn gerei gibi inceden inceye dnrsen: "Hamile olanla douruncaya kadar, hamile olmayanla da ayba hali geirinceye kadar cins iliki kurulmaz." szn grr ve bundan unu anlarsn: Hamile olmayan demek, hamile olmas da, olmamas da mmkn olan demektir. Bu yzden hamile olmas korkusuyla kendisiyle cinsi ilikiye girilmez. Bu kii onun rahminin durumunu bilmemektedir, te Hz. Peygamber (s.a.), esir kadnlar hakkndaki bu sz, esir alanlar onlarn durumlarn bilmedikleri iin sylemitir.

Buna gre bir cariyeye sahip olan ve mlk edinmeden nce onun halini, hamile olup olmadn bilmeyen herkes, cariye bir hayz geirmek suretiyle istibrda bulununcaya kadar onunla cins ilikiye giremez. Bu aklla anlalabilir bir husustur; ne kastedildii anlalmayan srf taabbud bir husus degidir. Bakirenin, emsalleri hamile kalmayan kn, kiinin kendi karsndan satn ald kendi evinde bulunan ve asla dar kmayan cariyenin ve bunlar gibi rahminde ocuk bulunmad bilinen cariyenin istibrsnn bir anlam volttur. Ayn ekilde kadn zina edip de evlenmek istediinde, onunla evlenecek ahs, kadn bir hayz geirinceye kadar bekler, istibrda bulunur, sonra evlenir. Yine ayn ekilde kadn evli iken zina etse, bir hayz geinceye kadar kocas ondan geri durur. Yine ayn ekilde efendisi ldnde mm veled bir hayz geirinceye kadar iddet bekler.

Ahmed b. Hanbel'in olu Abdullah diyor ki: Babama: "Efendisi ldnde, yahut efendisi kendisini zad ettiinde mm veed ne kadar iddet bekler?" diye sordum. yle cevap verdi: ddeti bir hayzdr. O, her halkrda cariyedir. Bir cinayet ilerse, iledii cinayetin kymetini efendisi der. ayet kendisine kar bir cinayet ilenirse, cinayeti ileyen kimse onun eksilen kymetini der. Vefat ederse, geride brakt her ey efendisinin olur. Eer bir haddi gerektirecek bir su islerse, kendisine cariyelere uygulanan had cezas tatbik edilir. ayet efendisi onunla evlenirse, dourduu ocuklar kendisinin durumunda olur; onun zad olmasyla zad, kle olmasyla kle olurlar. [427]

 

b) mm Veledin ddeti:

 

limler, mm veledin (efendisinden ocuk douran cariye) iddeti konusunda ihtilaf etmilerdir. Baz limler, drt ay on gn iddet bekler demilerdir. Bu, hr kadnn iddetidir ve bu, klelikten hrriyete kavuan cariyenin iddetidir. ddeti drt ay on gndr diyenlerin, onu miras klmalar ve hr kadn hkmnde grmeleri gerekir. nk iddet konusunda onu hr kadn konumuna geirmilerdir. Baz limler ise mm veledin iddeti hayzdr, demilerdir. Bu grn hibir tutunulacak yn yoktur. hayz mddeti, boanm kadn iddet bekler. Oysa mm veled ne boanmtr ne de hrdr. Allah iddeti zikretmi ve "Sizden vefat edenlerin geride braktklar hanmlar drt ay on gn beklerler. "[428] mm veled ise hr ya da zevce deil ki, drt ay on gn iddet beklesin. Allah: "Boanan kadnlar kar' mddeti beklerler."[429] buyurmaktadr. mm veled ise klelikten hrriyete kavuan bir cariyedir. Bu, mam Ahmed'in (r.a.) fadesidir.

Ayn ekilde mam Ahmed, Salih'in rivayetine gre demitir ki: mm veled, efendisi ldnde ya da efendisi kendisini zad ettiinde bir hayz mddeti iddet bekler. mm veled her halkrda cariyedir.

Muhammed b. Abbas'n rivayetine gre ise yle demitir: Efendisi ld zaman, mm veledin iddeti drt ay on gndr.

stad (bn Kudme) el-Mun adl eserinde diyor ki: Ebu'l-Hattab, mam Ahmed'den: "mm veled iki ay be gn iddet belder." eklinde bir nc rivayet nakletmitir. mam Ahmed'den bu rivayeti et-Cmfde bulamadm. Ahmed'den gelen bu rivayetin sahih olduunu sanmyorum. Bu ekildeki gr At, Tvs ve Katde'den rivayet edilmitir. nk mm veled efendisinin lm annda cariyedir. Dolaysyla onun iddeti de cariye iddetidir. Nitekim, bir adam lp geride cariye karsn braksa, bu cariye adamn lmnden sonra zad olur. Bu rivayet shak b. Mansr'un Ahmed'den rivayeti deildir.

Ebu Bekir Abdulaziz, Zdu'1-msafir adl eserinin "mm veledin vefat ve boanmadan dolay iddet beklemesi konusu" blmnde unlar kaydediyor: bnu'l-Ksm'n rivayetine gre Ebu Abdillah: "mm veled, kocasnn yannda iken efendisi lse, iddet beklemesi gerekmez. Kocasnn yannda iken nasl iddet bekler?" demitir. Mhenn'nm rivayetine gre de: "Efendisi mm veledi zad ettii zaman, mm veled iddetten kncaya kadar, efendisi onun kzkardeiyle evlenemez." demitir. shak b. Mansr'un rivayetine gre ise: "mm veledin vefat, boanma ve ayrlma konulannda beklemesi gereken iddet cariye iddetidir." demitir.

"mm veledin iddeti drt ay on gndr." diyenlerin delilleri: Ebu Davud'un rivayetine gre Amr b. s diyor ki: "Peygamberimiz Muhammed'in (s.a.) snnetini bize yanl gstermeyin. Efendisi ld zaman, mm veled drt ay on gn iddet bekler."[430] Bu gr iki Sad (Sad b. Mseyyeb ve Sad b. Cbeyr), Muhammed b. rn, Mchid, mer b. Abdulaziz, Hls b. Amr, Zhr, Evz ve shak'm grdr.

Diyorlar ki: nk mm veled hrdr. Hr zevce gibi drt ay on gn iddet bekler.

At, Neha, Sevr, Ebu Hanife ve arkadalar, hayz mddeti iddet bekler diyorlar. Bu gr Hz. Ali ve bn Mes'd'dan da livyet edilmitir. Diyorlar ki: mm veledin bir iddet beklemesi gereklidir. Zevce deildir ki kocas len kadnlar hakknda inen yetin hkmne girsin; cariye deildir, cariyelerin bir hayz mddeti istibrda bulunmalarn ifade eden nasslann hkmne girsin. Daha ok boanan kadna, benzemektedir. Dolaysyla, kar' iddet bekler.

Bu grlerin dorusu; mm veled, hayz mddeti istibrda bulunur. u alimler bu bu grtedirler: Osman b. Affan. Aie, Abdullah b. mer, Hasan (el-Basr), Kasm b. Muhammed, Ebu Klbe, Mekhl, Mlik, afi, kendisinden gelen rivayetlerin en mehuruna gre Ahmed b. Hanbel, Ebu Ubeyd, Ebu Sevr ve bn'l-Mnzir. Zira bu, boynundan mlkiyet kalktndan dolay yaplan srf istibrdr. Bu da gerek zad edilen, gerek mlkiyet altnda bulunan ve gerekse esir edilen dier cariyelerin istibrlarmda olduu gibi, hayz gren mm veledler hakknda bir tek hayzdr. Arar b. s hadisine gelince: bn'l-Mnzir unlar kaydediyor: Ahmed ve Ebu Ubeyd, Amr b. s hadisinin zayf olduunu sylemilerdir. Muhammed b. Musa diyor ti: Ebu Abdillah (Ahmed b. HanbeD'e Amr b. s hadisini sordum; "Sahih deildir." dedi. el-Meymun diyor ki: Ebu Abdillah grdm, bu Amr b. s hadisine aard. Sonra: "Allah Rasl'nn (s.a.) snneti nerede, bu nerede?" dedi ve unu ilave etti: Drt ay on gnlk iddet, nikhtan dolay hr kadnn beklemesi gereken iddettir. Bu (mm veled) ise, klelikten hrriyete kavumutur. Byle syleyenlerin onu miras klmalar gerekir. "mm veled, hayz mddeti iddet bekler." diyenlerin bu grlerinin tutunulacak bir yn yoktur. Bu iddeti, boanan kadn bekler. (bnu'l-Mnzir'in) sz bitti.

el-Mnzir diyor ki: Amr hadisinin senedinde Eb Rec Matar b. Tahman el Verrk vardr. Bir ok kimse onun zayf bir rvi olduunu sylemitir. statmz Hafz Ebu'l-Haccc'm. Kitabu't-T.ehzb adl eserde bize haber verdiine gre Ebu Tlib diyor ki: Ahmed b. Hanbel'e Matar el-Verrk' sordum, "Yahya b. Sad, onun At'dan rivayet ettii hadisleri zayf sayard." dedi. Ahmed b. Hanbel'in olu Abdullah anlatyor: Babama Matar el-Verrk* sordum, "Yahya b. Sad, Matar el-Verrk'n rivayet ettii hadisleri, bellek kabiliyetinin ktl (s-i hfz) konusunda tbni Eb Leyl'ya benzetirdi." dedi. Abdullah diyor ki: Babama onu sordum, "zellikle At'dan yapt rivayetlerde bni Eb Leyl'ya ne kadar da yakn biri!" dedi ve: Matar'm, At'dan rivayet ettii hadisler zayftr." diye ekledi. Yine Abdullah der ki: Yahya b. Man'e Matar el-Verrk syledim, "At b. Ebu Rabah'dan rivayet ettii hadisler zayftr" dedi. Nes:i onun hakknda: "Gl deildir" diyor, tmdi, o sika bir rvidir. Ebu Hlim er-Rz onun hakknda "salih'ulhadis" deyimini kullanm, bn Hibbn onu es-Sikt adl eserinde kaydetmi ve Mslim onun rivayetini delil olarak kullanmtr. u halde ondan dolay hadisi zayf grmenin bir tutunulacak yn yoktur[431]

Hadisin illeti, Kabsa b. Zeyb'in, Amr b. s'dan rivayet etmi olmasdr. Drakutni'nin dediine gre Kabsa ondan hadis iitmemitir. Bir baka illeti daha vardr: Hadis, mevkuftur. Amr b. s: "Peygamberimizin snnetini bize yanl retmeyin" dememitir. Drakutn diyor ki: Dorusu "Dinimizi bize yanl retmeyin." eklinde mevkuf olacaktr. Hadisin bir baka illeti daha vardr: Hadis muzdariptir ve Amr'dan ekilde rivayet edilmitir. Birisi budur. kincisi "mm veledin ddeti, hr kadnn iddetidir." ncs "Efendisi len mm veledin iddeti, drt ay on gndr. Eer zad edilirse, hayz mddeti iddet bekler." Bu sz ondan Beyhak rivayet etmitir. Beyhakinin nakline gre, mam Ahmed: "Bu hadis mnkerdir" demitir, Hls, Hz. Ali'den, Kabsa'mn Amr'dan rivayeti gibi mm veledin iddeti drt ay on gndr eklinde bir rivayette bulunmutur. Ancak Hls1 b. Amr'n rivayet ettii hadisler hakknda olumsuz eyler sylenmitir. Eyyub: "Ondan hadis rivayet olunmaz. nk o sahifecidir" demitir. Mugre, onun rivayet ettii hadislere nem vermezdi. Ahmed: "Hz. Ali'den yapt rivayetin kitap olduu sylenir." demitir. Beyhak diyor ki: "Hls'n Hz. Ali'den rivayet etti hadisler, hadis alimlerine gre zayftr. Onun rivayetleri, bir sahifeden aktarmadr." Maamafih Mlik, Kfi' araclyla bn mer'in, efendisi lm mm veled hakknda: "Bir hayz mddeti iddet bekler" dediini rivayet eder[432] Hz. Ali ve Amr'dan rivayet olunanlar sahih olsa bile, mesele sahabe arasnda tartmaldr. Hkm verici, delildir. mm veledin iddetini drt ay on gn sayanlar, yalnzca mnann umumuna tutunmulardr. Zira onlarn tutunacaklar bir umum ifade yoktur. Ama mnann umumliinin art, fertlerin hkme kaynak tekil eden mnada eit olmalardr. Byle bir durum bilinmedike, ayn hkme katma gereklemez. mm veledi zevcenin

hkmne katanlar, mm veledle zevce arasndaki benzerliin onunla cariye arasndaki benzerlikten daha gl olduunu grdler; nk mm veled, efendisinin lmyle hr olmaktadr. Bylece hrriyeti ile birlikte kendisine iddet gerekmitir. Ama cariye de byle bir durum sz konusu deildir. Ayrca, zevcenin iddetinin drt ay on gn olmasn icab ettiren mna, mm veledde de mevcuttur. Zira bu sre, rahimde ocuk bulunduu kesinlikle anlalan srenin asgari sinindir. Bu meselede ise zevce ile mm veled arasnda farkllk sz konusu olmaz. eriat, iki benzer eyi birbirinden ayrmaz.

Bu gr sahipleri karsnda yer alanlar diyorlar ki: mm veledin bal bulunduu hkmler, zevce hkmleri deil, cariye hkmleridir. Bundan dolay: "Size hanmlarnzn brakt mirasn yars verilir."[433] yetinin ve daha baka yetlerin hkmne mm veled dahil olmamtr. Nasl olur da, "Sizden vefat edip de geride hanmlarn brakanlar..." yetinin[434]' hkmne girebilir ki? ddet, srf rahmin bo olup olmadn anlamak iin drt ay on gnle snrlandrlmad. Zira rahminde ocuk bulunmad kesin olarak bilinenlere de vaciptir; zifafa girmeden- ve halvetten nce de vaciptir. ddet, nikh akdinin dokunulmaz yanlarndan ve tamammdandr.

Cariyenin istibrsmdan maksat, rahminde ocuk olup olmadn anlamaktr. Bunda ise, bir hayz yeterli olur. Buncan dolay onun istibrs kar' olarak tayin edilmedi. Ama, hem kocann boanmadan vazgeme zamann uzatmak ve hem de onun koca olmasna bakarak hr kadnn iddeti kar' olarak tayin edilmitir. Bu,mna, istibrda bulunan cariyede, gzetilen bir hedeftir. mm veledin zevce hkmne katlmasn gerektirecek bir nass bulunmamaktadr ve zaten bunun bir anlam da yoktur. mm veled hakknda en uygun olan, eriat sahibinin esir kadnlar ve cariyeler hakknda koyduu hkmleri, onun iin de geerli saymak ve bu hkmleri amamaktr. Baiir Allah'tandr. [435]

 

c) stibrnn Sresi:

 

kinci hkm; stibr, asla bir temizlik mddetinin gemesiyle meydana gelmez, bir hayz mddetinin gemesi gerekir Bu ounluun grdr ve doru olan da budur. mam Mlik'in mezhebine mntesip limler ve bir grne gre imam afi tam bir temizlik mddetinin gemesiyle istibr gerekleir ve kadn hayz grmeye "hayzdan temizlik" anlamna gelir eklindeki, kendi grlerine esas almaktadrlar. Ancak u hadisler, onlarn bu grlerini rtr. Allah Rasl (s.a.): "Hamile olanla, doum yapncaya kadar; hamile olmayanla ise bir hayz mddeti geirmek suretiyle istibrda bulununcaya kadar, cins ilikiye girilmez." buyurmaktadr. Ruveyff b. Sabit diyor ki: Allah Rasl'nn (s.a.), Huneyn savann yapld gn: "iMlah'a ve hiret gnne inanan kimse, cariyenin bir hayz geirmesi suretiyle istibrda bulununcaya kadar, esir herhangi bir cariye ile cins ilikiye girmesin." buyurduunu iittim. Bu hadisi mam Ahmed rivayet etmitir. O bu hadisi ayr metinle kaydetmitir ki, birisi budur. kincisi: "Allah Rasl (s.a.), cariye hayz oluncaya ve hamileler douruncaya kadar onlarla cins ilikiye girilmesini yasaklad." ncs: "Allah'a ve hiret gnne inanan kimse, esir herhangi bir dul kadnla, kadn ayba geirinceye kadar, asla cins ilikiye girmesin."[436]' Grld gibi, Hz. Peygamber (s.a.), btn bu hadislerde istibry temizlik haline deil yalnzca hayz haline balamtr. O'nun geerli saydn geersiz, geerli saydn geersiz saymak ve O'nun nassma muhalif olana dayanmak caiz deildir. Hz. Peygamber'in (s.a.)-nass, halis kyas gereidir. Zira vacip olan istibrdr ve rahimde ocuk bulunmadn ortaya koyan hayzdr. Temizlik hali ise rahimde ocuk bulunmadn gstermez. u halde istibr konusunda rahimde ocuk bulunmadn gsteren eyi bir tarafa . brakp, bu hususu gstermeyen eye dayanmak caiz olmaz. Konuyu yette geen "kuru"' sz "hayzdan temizlik hali" anlamndadr, eklindeki kabullerine dayandrmalar ise, muhalefetten dolay muhalefete dayanmak demektir. Bu ise ne bir delil, ne bir phedir. Hem konuyu buna dayandrabilmeleri iin: 1) Yukarda zikredilen kendi kabullerine aykr olarak erkein karsn boad temizlik halini kar' sayp zerindeki mlkiyetin el deitirdii, yahut efendisinin vefat ettii temizlik halini istibrda bulunan cariye hakknda kar' saymamak. 2) Akla kavutuu zere zikredilen hadise muhalefet etmek, 3) Akladmz zere mnaya aykr dmek zorunda kalrlar. Bu tr muhalefet olmadan, bu temellendirme onlar iin mmkn olmaz. Neticede, temizlik hali ile bir arada bulunan hayzm bir blm rahimde ocuk bulunmadn gsterir, diyorlar. Onlara denir ki: O zaman siz hayzm bir blmn esas almaktasnz. Bu ise, hi kimseye gre kar' saylmaz. Eer "Bu, temizlik haline ve hayzm bir blmn esas almak anlamndadr," derlerse, cevaben deriz ki: Bu gr "kuru"1 kelimesinin ifade ettii anlam konusunda ortaya atlm nc bir grtr. Byle bir gr, yani hakikat olarak "kuru"' kelimesinin hayz ve temizlik

halinden mteekkil bir anlam fade ettii eklinde bir gr bilinmemektedir. ayet "Bu kelime hayz artyla kaytl olmak zere temizlik halinin ismidir. art ortadan kalknca, ona bal olan ey de ortadan kalkar." derlerse, biz de cevaben deriz ki: Bu ancak Sri' istibry kar'a balam olsayd mmkn olurdu. Ama hayza baladm aka ifade ettikten sonra, artk bu mmkn olmaz.

nc hkm: Cariyenin hayz halinin bir ksmn mterinin elinde geirmesiyle yetinilerek istibr meydana gelmez. el-Cevhlr sahibi diyor ki: Cariye hayz halinin son gnlerinde satlsa, geri kalan hayz gnleri onun iin istibr tekil etmez, bunda limler arasnda gr ayrl yoktur. Ama hayz halinin evvelinde satlsa, mezhebin mehur grne gre bu, cariye iin istibr durumunda olur

mam Mlik'e kar gelenler, bu hadisi delil gstermilerdir. Zira hadis, cariyenin hell olmasn hayza balamtr. Dolaysyla hayzn tam olmas gerekir. Ancak bu hadiste Mlik'in grnn aslszln gsteren bir delil yoktur. Zira limlerin ittifakyla, istibr iin hayz arttr. Fakat tartma, buradan baka bir konu hakkndadr: Cariyenin, hayzn tamamn mterinin mlkiyetinde geirmesi art mdr? Yoksa byk blmn onun mlkiyetinde geirmesi yeterli midif? Hadis, ite bu konuda olumlu veya olumsuz bir ey sylememektedir. Ancak Mlik'in muhalifleri yle diyebilirler: Cariyenin, hayzn bir blmn mterinin ve dier blmn satcnn yannda geirmesinin hayzn ounluunu satcnn yannda geirmi olmas halinde yeterli olmadnda gr birliine vardmza gre anlalmtr ki, muteber olan hayz, cariyenin, mterinin yannda iken grd hayzdr. Bundan dolay ayet satcnn yannda hayz olsa, bu istibrda yeterli olmaz.

Mlik'in grn savunanlar, buna yle cevap veriyorlar: Cariye, mterinin yannda emanet iken sata karlmadan nce hayz olsa, sonra sahibi, hayz mteakip satsa ve de cariye, (mfterinin) evinden dar kmam olsa, bu hayzla yetinilir, mteriye ikinci bir istibr vacip olmaz. Bu, yukarda da getii zere, mam Mlik'in mezhebindeki iki grten biridir. Mlik'in kendisi bir takm durumlarda, satmdan nce istibrnn gereklemesini caiz grmektedir. Bunlardan bazlar unlardr:

a) Cariye, istibr iin nc bir kimsenin yanna braklsa ve o kimse istibry gerekletirse sonra da cariye satlsa. el-Cevhif de deniyor ki: Satmdan nceki istibr geerli olmaz. Ancak baz haller bunun dndadr. Mesel, cariye istibr iin bir kimsenin gzetiminde olur, yahut onun yannda emanet braklm bulunur da orada iken hayz olur ve o zaman, yahut birka gn sonra o kimse cariyeyi satn alr, cariye dar kmam ve efendisi yanna girmemi bulunursa, mterinin istibrda bulunmas gerekmez.

b) Bir kimse birlikte bulunduu kendi karsndan yahut ailesi iindeki kk bir ocuundan cariyeyi satm alr ve cariye de bu esnada hayz hali geirmi olursa: bnu'l-Ksm: "Eer cariye dar kmamsa, bu durum istibr iin yeterli olur." diyor; Eheb ise "Eer cariye, kendisiyle birlikte bir evde kalyor ve kendisi onu savunuyor, onun ilerini gryorsa, dar km olsun veya olmasn bu istibr yerine geer." diyor.

c) Efendisi uzakta olup da geldiinde cariye dar kmadan nce istibr gerekleir, yahut hayzl iken dar km olup da cariye hayz halinden temizlenmeden nce bir kimse onu efendisinden satm alrsa.

d) Cariyeye ortaklaa sahip olan bir kimse, cariye kendisinin eli altnda iken onun dier hissesini ortandan satm alsa ve kendi yannda iken cariye hayz geirmi olsa.

Bu meseleler yukarda geti. Bu ve bu anlamda olan durumlar, satmdan nce istibr anlam tamaktadrlar. Mlik, bunlarla yetinip, ikinci bir istlbrya gerek olmadn sylemitir.

Soru: Mlik'in bu gr ile, hayzm byk blm satcnn yannda geerse istibr tamam olmaz, gr nasl uzlar?

Cevap: Bu grler arasnda bir eliki yoktur. Bunun yeri ayr, tekinin yeri ayrdr. Mterinin bal bana mstakil bir Istibrya ihtiya duyduu her yerde, yalnzca cariyenin bir hayz geirmesi yeterli olur ki, bu hayzn byk blm satcnn yannda gememi olmaldr. Bu sralanan hususlarda ve benzeri durumlarda olduu gibi, bal bana mstakil bir istibrya ihtiya duymad her yerde ise, ne tam bir hayz halinin gemesine, ne hayzm bir blmnn gemesine ihtiya duyar. Satmdan nceki istibrya itibar edilmez.

Drdnc hkm: Cariye hamile ise istibrs doum yapmasyla gerekleir. Bu hkm, nassn ifade ettii hkm olduu gibi, ayn zamanda imamlar arasnda zerinde icm bulunan bir hkmdr. [437]

 

d) Cariye le Cins liki:

 

Beinci hkm: Anne karnndaki ocuk ne olursa olsun, cariye doum yapmadan nce onunla cins ilikiye girmek caiz deildir. ocuk ister kiinin karsnn, cariyesinin yahut kendisiyle phe ile cins ilikiye girdii kadnn gebe olduu ocuk gibi nesebi, cinsi ilikiyi yapan erkee ait bir ocuk olsun, isterse zina eden kadnn gebe olduu ocuk gibi nesebi, cins ilikiyi yapan erkee ait bir ocuk olmasn, durum farketmez. Nassm aka ifade ettii zere, bakasndan hamile olan bir kadnla cinsi ilikiye girmek, kesinlikle hell deildir. u hadis de, bunu ayn ekilde aka ifade etmektedir: "Allah'a va hiret gnne inanan kii, kendi suyu ile bakasnn ekinini sulamasn." Bu ise hem iyi olan ve hem de pis olan ekini kapsar. nk cins ilikiye girecek kimsenin suyunu pis su ile karmaktan korumak, temiz su ile karmasndan korumaktan daha nemlidir. Hem, zina eden erkein, gerek ana karnndaki ocuunun gerekse suyunun bir saygnl yoktur. Oysa buradaki cins ilikiye girecek kimsenin, hem ana karnndaki ocuu ve hem de suyu saygndr. Dolaysyla suyunu bakasnn suyu ile kartrmas caiz olmaz. Zira bu, Allah'n, pis olan iyiden ayrma ve arndrma, her ksm kendisiyle ayn cinsten ve benzer olann hkmne katma konusundaki ilh snnetine aykrdr.

Ne alacak bir durumdur ki, drt fakih (mezhep imam) iinde istibr gereklemeden zina eden kadnla nikh akdi yapp akdi mteakip onunla cins ilikiye girmeyi caiz grenler var. Bylece kadn bir geceyi, zinay yapan adamn yannda ondan hamile kalm olarak geiriyor ve hemen ertesi geceyi ise kocasnn kars olarak!

Bu eriatn mkemmelliini iyi dnen kimse, eriatn bunu tamamen reddettiini ve yasakladn anlar.

mam Ahmed'in mezhebinin gzel ynlerinden birisidir ki, bu imam, zina eden kadn tevbe edinceye kadar ve kendisinden zinakr, fahie ve orospu isimleri kalkncaya kadar onunla nikh akdi yapmay tamamen haram saymaktadr. Merhum, bir erkein, orospu kocas olmasn caiz grmyor. Muhalifleri ise, bunu caiz gryorlar. O, bu meselede btn Kur'an ve hadis nasslan, sahabe sz ve tatbikat, mnalar, kyas, maslahat, hikmet ve mslmanlann irkin grd eyin haram olmas alarndan muhaliflerine gre daha ansldr. nsanlar bir kimseye sverken arya katklarnda ona z ve kfi (zn ve kavat kelimelerini) ak olarak sylyorlar. Kiinin deini (hanmn) ifsada kalkma, ona bakasnn ocuunu nisbet etme ve onu btn milletlerce kt kabul edilen bir isme maruz brakma szkonusu iken, eriat byle bir eyi nasl caiz klm olabilir? "Zina eden kadnla istibr etmeden nce nikh akdi yapp hamile de olsa onunla cins ilikiye girmek caizdir." diyenlerin grlerinden kacak kyas udur: Zinadan gebe kalan cariyenin istibr etmesi vacip deildir; kii ona sahip olmay mteakip onunla cins ilikiye girebilir. Ancak byle bir ey, ak snnete aykrdr. ayet bu gr sahipleri zinadan hamile olan cariyeye istibry vacip grrlerse, zina eden kadnla istibrdan nce cins ilikiye girmek caizdir grlerini rtm olurlar; yok eer vacip grmezlerse, nasslara muhalefet etmi olurlar. Kocaya istibr gerekmez, ama efendiye istibr gerekir, zira kendisine istibr vacip olmayan kii kocadr, eklindi; koca ile efendi arasnda bir ayrma gitmeleri de onlara bir fayda vermez. nk koca, efendinin aksine ne iddet bekleyen ne de bakasndan hamile olan bir kadnla nikh akdi yapmtr. Hem sonra Sri' rahimde ocuk bulunur ve bylece kii bakasndan hamile kalan kadnla cins ilikiye girmi ve kendi suyuyla bakasnn ekinini sulam olur ihtimaline ramen, byle bir ihtimalin szkonusu olmamas da mmkn iken, iddet iinde cins ilikiye girmeyi, hatta nikah akdi yapmay haram saymtr. Ya bir de rahimde ocuk bulunduu kesin bilinirse durum nice olur?

Denilecek son sz udur: Zina eden kadnn douraca ocuk, onunla cins ilikiye giren birinci erkein nesebine katlmaz. nk ocuk, kadna nikh akdiyle sahip olana aittir. Bu kimsenin ise, kendi suyunu ve nesebini bakasnnki ile kartrmaya kalkmas caiz deildir. ocuk, cins ilikiye girren birinci erkein ocuu kabul edilmediine gre, kiinin kendi suyunu ve nesebinin, koyucusuna dahil edilmeyen bir nesepten korunmas, kendisine dahil olacak nesepten onun korunmasndan dolaydr.

Szn z: eriat ister haram ilikiyle gebe kalm olsun, isterse olmasn gebe cariye ile douma kadar cins ilikiye girmeyi yasaklamtr. Hz. Peygamber (s.a.) evlenen ve kars hamile kan adamla karsnn arasm ayrm, kadna had cezas tatbik ederek onu krbalatm ve erkein o kadna mehir vermesine hkmetmitir. Bu da aka ortaya koyar ki, zinadan hamile kalan kadnla yaplan nikah akdi btldr. Sahih bir rivayete gre, Hz. Peygamber {s.a.) bir kl adr kaps yannda oturan doumu yakn bir kadna urad ve :"Herhalde efendisi onunla cins ilikiye girmek istiyor." dedi. Yanndakiler "Evet." diye cevap verdiler. Hz. Peygamber (s.a.): "Vallahi, iimden, bir lanet edeyim de o lanetle kabrine girsin, diye kurdum. Kendisine hell olmad halde onu nasl istihdam edebilir? Kendisine hell olmad halde onu nasl miras yapabilir." buyurdu.[438]

Grld gibi Hz. Peygamber (s.a.) iinden lanet etmeyi geirmesinin sebebi olarak efendisinin cariye ile cins ilikiye girmesini gstermi ve cariyenin karnndaki ocuun nesebinin cins ilikiye giren o adama dahil olup olmadn sormamtr. "Kendisine hell olmad halde onu nasl istihdam edebilir?" sznn anlam udur: O ocuu nasl hizmetinde kullanaca bir kle yapabilir? Oysa bu hela';, deildir. nk cins ilikiye giren bu kimsenin suyu, anne karnndaki yavrunun hilkatine bir eyler katar ve bylece ocuun bir ksm kendisinden meydana gelmi olur. mam Ahmed diyor ki: O kimsenin likisi, ocuun kulak ve gzne ziyadelik katar.

"Kendisine helal olmad halde onu nasl miras yapabilir?" cmlesini. eyhlislm bn Teymiye'nin yle yorumladn iittim: Yani onu, nasl geride brakaca bir miras mal yapabilir? Zira o kimse, o ocuun kendi klesi olduuna inanmakta ve tiolaysyla onu kendisinden geride kalan bir miras mal yapmaktadr. Oysa byle yapmas hell deildir. nk kendisinin suyu, o ocuun hilkatinde ziyadelik meydana getirmitir. Artk o ocukta, kendisinden bir para vardr.

tbn Teymiye'den bakalar ise hadisi yle anlamaktadrlar: Onu olu olarak nasl miras yapabilir? Oysa byle yapmas hell deildir. nk ana karnndaki ocuk, bakasmdandr. Kendisi ise, cins ilikiye girmek suretiyle onu kendisinden yapmakta ve malna miras klmaktadr. Bu anlay, hadis banda geen "Onu nasl kleletirebilir?" yani nasl kendi klesi yapabilir, cmlesi reddeder. Bu ise ancak birinci mnaya delil tekil eder. Her iki gre gre de, hadis aka ifade etmektedir ki, ocuk ister zina mahsul olsun, ister olmasn, bakasndan hamile olan kadnla cins ilikiye girmek haramdr ve bunu yapan kimse lanete mstahaktr. Hatta mam Ahmed'in takipilerinden bir grup fakih ve daha baka fakihler aka belirtmilerdir ki, bir adam bakasnn cariyesi olan karsn kendi mlkiyetine alsa, nikh esnasnda kendisinden hamile kalm olur ve bylece ocuu zerinde annesinin efendilerinin vel hakk bulunur endiesiyle istibrda bulununcaya kadar sahip olduu karsyla cins ilikiye giremez. Ama cariye kans, mlkiyetinde iken kendisinden hamile kalsa, ocuk zerinde vel hakla bulunmaz. Bu, tamamen ocuu iin bir ihtiyattr: ocuk, aka hr ve zerinde vel hakk bulunmayan biri midir, yoksa onun zerinde vel hakk var mdr? Ya bir de kadn bakasndan hamile olursa durum nasl olur? [439]

 

e) Hamile Kadnla lgili Baz Hkmler:

 

Altnc hkm: Hz. Peygamber'in (s.a.): "Hamile olanla douruncaya, olmayanla da bir hayz geirmek suretiyle istibrda bulununcaya kadar cins ilikiye girilmez." sznden u hkm karlmtr: Hamile kadn hayz olmaz. Onun grd kan, istihza kan gibi bir rahatszlk kandr. Dolaysyla bu durumdaki kadn orucunu tutar, namazn klar, Kabe'yi tavaf eder ve Kur'an okuyabilir.

Bu mesele, fakihler arasnda ihtilafldr. u fakihler hamilenin grd kann, hayz kan olmadn sylemektedirler: At, Hasan (el-Basr), krime, Mekhl, Cbir b. Zeyd, Muhammed b. Mnkedir, a'b, Neha, Hakem, Hammad, Zhr, Ebu Hanife ve arkadalar, Evz, Ebu Ubeyd, Ebu Sevr, bnu'l-Mnzir, mezhebi iindeki mehur grne gre mam Ahmed ve iki grten birine gre afi.

u fakihler ise bu kann hayz kan olduunu sylemektedirler:

Katde, Raba, Mlik, Leys b. Sa'd, Abdurrahman b. Mehdi ve shak b.Rahyeh. Bunu Beyhak, Snen'inde kaydetmitir. shak b. Rhyeh anlatyor: Ahmed b. Hanbel, bana: "Kan gren hamile hakknda ne

dersin?" diye sordu. Ben de: "Namazn klar." dedim ve delil olarak da At*nn Hz. ie'den (r.a.) rivayet ettii haberi gsterdiir... Bunun zerine Ahmed b. Hanbel dedi ki: "Medinelilerin naklettii haberi, Hz. ie'nin

cariyesi mm Alkame'nin naklettii haberi ne yapyorsun? Oysa bu daha sahihtir." shak, "Bunun zerine Ahmed'in grne dndm." diyor . Bu ise mam Ahmed'in, hamilenin grd kann hayz kan

olduunu aka belirtmesi gibi bir durum arzetmektedir ve shak'n ondan anlad da budur. Ahmed'in iaret ettii haber udur: Bize Beyhak, Hkim Ebu Bekir b. shak Ahmed b. brahim bn Bkeyr Leys Bkeyr b. Abdullah ie'nin cariyesi mm .Alkame senediyle Hz. ie'ye (r.a.) kan gren hamilenin durumu sorulduunda: "Namazn klar." dediini rivayet eder[440] Beyhak diyor ki: Bu gr bize Enes b.

Mlik'ten de rivayet edilmitir. Bize mer b. Hattab'dan da buna delil tekil eden bir rivayet nakledilmitir. Ayrca bize rivayet edildiine gre Hz. ie (r.a.). Allah Rasl'ne (s.a.), Ebu Kebr el-Hzel'nin u beytini

okumutur:

"Her trl hayz kalntsndan, emzikli kadnn bozmasndan ve emzikli iken kendisi ile cins iliki kurulan kadnn hastalamdan

arnmtr, o."'[441]'

Beyhak diyor ki: Bunda, hamileliin hayz halinde baladna delil vardr. Zira Hz. Peygamber (s.a.) iiri red sadedinde bir ey sylememitir. Bize Matar At senediyle rivayet edildiine gre Hz. ie (r.a.): "Hamile hayz olmaz. Kam grnce namaz klar." demitir. Yahya el-Kattn, bu rivayeti mnker sayar, bn Eb Leyl'nn ve Matar'm At'dan rivayetini zayf grrd. Muhammed b. Rid, Sleyman b. Musa At Hz. ie (r.a.) senediyle Matar'm rivayetine benzer bir rivayet ak:aramtr. ayet

bu rivayet gerekse grnen o ki, Hz. ie nceleri hamile hayz olmaz grndeydi; ama sonra hamile de hayz olur, grn benimsedi ve bylece Medinelilerin rivayet ettikleri gre dnm oldu. En iyi bilen Allah'tr.

Hamilenin grd kann hayz kan olduunu kabul etmeyenler diyorlar ki: Hz. Peygamber (s.a.) cariyeleri iki ksma ayrd: 1) Hamile olanlar: Bunlarn iddet sresini ocuun doumuna kadar geen sre olarak belirledi. 2) Hamile olmayanlar: Bunlarn iddet srelerini de, bir hayz olarak belirledi. Bylece bir hayz, rahimde ocuk bulunmadna almet oldu. ayet hayzla hamilelik bir arada szkonusu olsayd, bir hayz sresi hamileliin yokluuna almet olmazd. Bundan dolay, hamile olmadna bir delil olsun diye, boanm kadnn iddeti kar' olarak tayin edildi. Hamilelik hayz haliyle bir arada bulunsayd, hayz hamileliin yokluuna bir delil olmazd. Sahihte yer alan bir hadiste Hz. Peygamber (s.a.), olu, karsn hayzl iken boayan Hz. mer'e (r.a.) : "Ona, emret kamna dnsn. Sonra kars temizlenip, ardndan hayz olup sonra yeniden temizleninceye kadar ona ilimesin. Sonra isterse onu tutar, isterse dokunmadan boar. te Allah'n, kadnlarn bu sre iinde boanmalarn emrettii iddet budur." buyurdu [442]'

Bu hadisin delil olmas yledir: Gerek kan grd srede, gerekse baka zaman hamile kadn boamak icmen bid'at deildir. ayet hamile, hayz grr olsayd, gerek bu hayz sresi ierisinde ve gerekse temiz olduu vakitte cins ilikiden sonra boanmas, hadisin umm ifadesine baklarak bid'at olurdu.

Mslim'in Sahihinde Ibn mer'den rivayetine gre ise Hz. Peygamber (s.a.). Hz. mer'e: "Ona emret, karsna dnsn. Sora temiz yahut hamile iken boasn." buyurmutur.[443] bu da gsterir ki, hamilenin grd kan, hayz olmaz. nk Hz. Peygamber (s.a.) gebelik vaktinde yaplan boamay temizlik vaktinde yaplan boama ile denk saymtr. ayet hamilenin grd kan, hayz olsayd o zaman onun biri temizlik, dieri hayz olmak zere iki durumu szkonusu olurdu. Oysa hayz halinde boanmas hell olmazd. Zira bu bid'at olur.

Ahmed'in Msned'mde Rfeyfi'den rivayetine gre: Hz. Peygamber (s.a.): "Herhangi bir kimsenin kendi suyuyla bakasnn ekinini sulamas ve hayz oluncaya, yahut hamilelii anlalmcaya kadar bir cariye ile cins illikiye girmesi hell olmaz." buyurmutur. [444]' Bu hadiste Hz. Peygamber (s.a.), hayz halinin varln, rahimde ocuun yok olduuna bir almet saymtr. Rivayete gre Hz. Ali: "Allah, hamilelerden hayz kaldrm ve kan, suyu ekilen rahimlere vermitir." demitir. bn Abbas ise: "Allah, hamilelerden hayz kaldrm ve kan, ocua nzk yapmtr." diyor. Bu iki rivayeti de Ebu Hafs bn ahin rivayet etmitir.

el-Esrem ve Drakutn senetleriyle, kan gren hamile hakknda Hz. ie'nin (r.a.): "Hamile hayz olmaz. Ykanr, namazn klar." dediini rivayet ederler. Hz. ie'nin (r.a.): "Ykanr." sz mendupluk ifade eder; zira kan gren hamile, mstahza durumundadr.

Bakalarnn bu sahblere muhalefet ettikleri bilinmemektedir. Ancak Hz. ie'nin: "Hamile namaz klmaz." dedii sabittir. Szleri arasnda birlik salamak iin onun bu sz, hamilenin douma iki gn yahut buna yakn bir sre kala grd lohusalk kan olarak yorumlanr.

Hem hamilenin grd bu kanla iddet sona ermez. Dolaysyla} istihzada olduu gibi, o da hayz deildir.

Hz. ie (r.a.) hadisi gstermektedir ki, hayzl kadn hamile kalabilir. Biz de yle sylyoruz. Ancak hamilelik onun hayzr. keser ve hayz halini ortadan kaldrr.

Ayrca Allah Tel, hayz kannn ste dnp ocua gda olmasn det olarak icra etmitir. u halde gebelik vaktinde kan kan hayz deil, bir rahatszlk kandr.

Hamilenin grd kann hayz kan olduunu savunanlar diyorlar ki: Tartmasz, hamile kadn bilhassa hamileliin ewe tinde deti zere kan grebilir. Tartma bu kann varl hakknda deil, hkm hakkndadr. ttifakla bu kan hamilelikten nce hayz idi. Bu durumda biz stshb (eski durumun devam) delilini esas alarak onun hkmn, kesin ekilde kaldracak bir delil ortaya kncaya kadar geerli sayarz. Hkm bir yerde sabit olunca, onu kaldracak bir delil gelinceye kadar devamll asl kabul edilir. Birincisi, tartma konusunda icm'm hkmn stshb deliline dayanarak srdrmektir. kincisi ise, yerinde sabit hkm onu kaldracak bir delilin varl kesinleinceye kadar stshb deliline dayanarak devaml saymaktr. Aralarndaki fark aktr. Hem Hz. Peygamber (s.a.): "Hayz kan olursa, siyah olur bilinir." buyurmutur.[445] Bu kan ise siyah ve malumdur. O halde hayzdr.

Hz. Peygamber (s.a.): "Sizden herhangi biri hayz olduunda oru tutmaz, namaz klmaz deil mi?" buyurmutur.[446]' Kadnn hayz gerek dil, gerekse eriat asndan ayn malum vakitlerinde kann kmas demektir. Bu dil asndan da byledir. simlerde asl olan, onlarn deitirilmeleri deil, anlamlarnn aynen braklmasdr.

Hem arat sahibinin hkmleri kendisine balad kadnn uzvundan kan kan biri hayz, dieri ise istihza olmak zere iki ksmdr, eriat sahibi bunlara bir ncsn ilave etmemitir. Hamilenin grd kan istihza deildir. nk istihza srekli olan ve hayz mddetinin en uzun olanna ilave durumda buhman yahut deti aan kandr. Konumuz olan kan, bunlardan biri deildir. u halde, istihza olmas ihtimali ortadan kalkmtr. yleyse, bu hayzdr. Burada bir nc ksm ispat edip, onu da rahatszlk kan saymanz mmkn deildir. Zira bu ancak nass, icm yahut kabul edilmesi vacip bir delille sabit olur. Oysa byle bir ey yoktur. Ayrca Hz. Peygamber (s.a.), istihza olan kadn detine evirmi ve: "Hayz olduun gnler saysnca otur." buyurmutur.[447] Bu hadis de gsterir ki, kadnlarn detleri kann vasf ve hkm konusunda muteberdir. Hamilenin grd kan ilavesiz, noksansz ve intikalsiz olarak mutat olan deti ve vakti zere srerse deti, o kann hayz olduuna delil olur ve detini hkmde esas almak ve bunu det dna kan rahatszla tercih etmek vacip olur.

mmet ierisinde bu konuyu en iyi bilenler, Hz. Peygamber'in (s.a.) hanmlardr. Onlarn da en iyi bilenleri Hz. ie'dir. Onunsa kan gren hamile hakknda "Namaz klmaz." dedii, Medinelilerdsn sahih senetle rivayet edilmitir. Ayrca mam Ahmed bu rivayetin Hz. e'den gelen dier rivayetten daha sahih olduunu sylemitir. Bundan dolay shak eski grnden vazgeip bu gr benimsemi ve Ahmed b. Hanbel'in de bu grte olduunu haber vermitir.

Sahabeden gelen zikrettiiniz buna muhalif szlerin shhati biliniyor. Sahih olsalar bile, konu sahabe arasmda tartmaldr, arada hkm verecek bir delil yoktur.

Hem hayzn hamilelikle bir arada bulunmamas, ya duyular yoluyla ya da eriatla bilinir. Oysa, her ikisi de mevcut deildir. Birincisi aktr. kincisine gelince, zira eriatn sahibinden hayzla hamileliin bir arada bulunmayacan gsteren bir delil nakledilmemitir.

" Hz. Peygamber (s.a.), hayz iddet ve istibr konularnda rahimde ocuk bulunmadna bir delil klmtr." sznze gelince; sorarz: "Zahir bir delil mi yoksa kesin bir delil mi kld?" Birinci ihtimal dorudur. kincisi, aslszdr. Zira kesin bir delil olsayd, delil olduu ey kendisinden geri kalmazd ve hamilelik mddeti hayzn kesilmesiyle balam olurdu.

Bunu hi kimse sylememitir. Aksine mddet cins ilikiden itibaren balar. Bu ilikiden sonra bir ka hayz grm olsa bile durum byledir. Bir kimse karsyla cins ilikiye girse, sonra kadn cinsi ilikinin zerinden alt aydan fazla, ama hayzn kesilmesinden ise bu sreden daha az bir mddet geince bir ocuk dnyaya getirse, ocuun nesebi ittifakla o adamn nesebine dahil olur. u halde anlalmtr ki, hayz, zahir bir almettir; bazen onun delil olduu ey, yamurun su ykl buluttan geri kalmas gibi, geri kalabilir.

Bylece delil gsterdiiniz snnetten cevap km olur. Zira biz de onun sylediini sylyor ve hkmne gre hareket ediyoruz. Tartan taraflar arasmda hakem odur. Hz. Peygamber (s.a.), kadnlar; biri iddeti doum yapmasyla sona eren hamile, dieri iddeti hayzla sona eren ve hamile olmayan diye iki kma ayrmtr. Biz de bunun icabettirdiini sylyoruz, bu konuda tartmyoruz. Ancak, bunda hamile kadnn deti zere grd kana ramen oru tutabileceini, namaz klabileceini gsteren delil nerede? Bu baka bir konudur, hadis ona deinmemitir. te hamilenin grd kan hayz kamdr diyenler de, aynen bu ibareyi sylyorlar. Bu bir eliki ve ibarede bir bozukluk saylmaz.

Hz. Peygamber'in (s.a.), Abdullah b. mer'in (r.a.) durumu hakknda babas Hz. mer'e (r.a.): "Ona emret karsna dnsn. Sonra ona el srmeden kadn temiz iken boasn." buyurmasnda da hal byledir. Bu hadis yalnzca hamile olmayan bir kadnn, biri hayzdan temizlik, dieri cins ilikiye girmeme olmak eklindeki iki artla boanmasnn mubah olduunu gstermektedir. Bunda kadnn hamile iken grd kann hkmne deinme nerede?

"Hamile, hayz grr olsayd kan grd vakitte boanmas bid'at olurdu. Oysa limler, kan grse bile, hamile kadn boamann bid'at olmadnda ittifak etmilerdir." demenize gelince; cevaben deriz ki: Hz. Peygamber (s.a.), kocasnn boamak istedii kadnn hallerini, hamile olma ve olmama ksmlarna ayrm; hamilenin boanmasn mutlak ve istisnasz bir surette caiz grmtr. Hamile olmayann boanmasn ise, yukarda zikredilen iki artla mubah saymtr. Bunda hamilenin grd kann rahatszlk olduunu, hatta hamilenin boanma konusunda bakalarndan ayrldn, bakalarnn temizlik hali iinde kendisine dokunulmamken boanabileceini, hamilede ise bunlardan hibirinin art olmadn, hatta onun cins ilikiyi mteakip boanabileceini ve kan grse de boanabileceini; cins ilikiyi mteakip boanmas haram olmad gibi hayz halinde de boanmasnn haram olmadn gsteren bir delil yoktur, tte, eriat sahibinin boamaya izin verdii ve boamay yasaklad vakitler konusundaki hikmetinin icabettirdii ey budur. Artk kadnn hamile olduu ne zaman anlalrsa, boayan erkek iinin farknda olur ve bylece karsnn hamile olduunu bilmeden cins ilikiye girdikten sonra btn kadnlarn bana gelen pimanlk onun basma gelmez. Yasaklanan bir ey, ne eriat asndan, ne d gereklik asndan ve ne de itibar asndan kendisine izin verilmi eyin benzeri deildir. zellikle de hayz halinde boamann yasak oluuna sebep olarak iddetin uzatlmasn gsteren kimsenin syledii ey. Oysa bunun hamile konusunda hibir etkisi yoktur.

"Hamilenin grd kan, hayz olsayd iddet onunla son bulurdu." demenize gelince: Byle bir netice lzm gelmez. nk Allah Tel hamilenin iddetini ocuunu dourmas sresiyle, hamile olmayann iddetini de kar'lar sresiyle snrlamtr. Hamilenin icldetinin kar'larla sona ermesi mmkn deildir. Zira bu, ikinci bir ahsn ona sahip olmas ve bakasndan hamile iken onunla evlenmesi ve bylece kendi suyuyla bakasnn ekinini sulamas neticesine gtrr.

Bizim, hayz kadn hamile olabilir grmz kabul etiinize, Hz. Aie (r.a.) hadisini de buna yorumladnza ve duyulann tanklndan dolay bunu reddetmeniz mmkn olmadna gre, hayz ve hamileliin bir arada bulunabileceini kabul etmisiniz demektir. u halde, istidlaliniz bandan ykld. Zira temeli, hayz hamilelikle bir arada bulunmaz anlayna dayanmaktayd.

Soru: Biz hamileliin hayz halinde gereklemesini mmkn grdk. Oysa szmz bunun tersi, yani hayzm hamilelik halinde gereklemesi konusundadr. Aralarnda fark vardr.

Cevap: Birbirlerinden farkl olduklarna gre, birlemezler. Bunun u zamanda gereklemesiyle, u zamanda bunun gereklemesi arasnda ne fark vardr?

"Allah Tel, hayz kannn, ocuun gdaland ste dnmesini det olarak icra etmitir. Bundan dolay emzikli kadnlar hayz olmaz." demenize gelince, deriz ki: Bu, size kar bizim en byk delillerimizdendir. Zira bu dnme ve stle gdalarma, ancak doumdan sonra tam randmanda olur ki, bu vakit stn kuvvetli olduu ve bebein stn emdii vakittir. Allah, emzikli kadnn hayz olmamas detini icra etmitir. Bununla birlikte emzikli kadn deti vaktinde bir kan grse, ittifakla hayz hkm verilir. Ste dnmesi tam kesinlik kazanmayan ve ocuun kendisiyle gdalanmad bir vakitte grlen kann hayz kan olduuna hkmetmek daha yerli yerinde ve daha uygundur. Haydi diyelim bu kan onlarn dedikleri gibi olsun. Byle bir durum ancak ocuun stle gdalanmaya ihtiya duyduu vakitte, kendisine ruh flendikten sonra szkonusu olabilir. Bundan nce ise anne karnndaki ocuun ihtiyac olmadndan dolay ste dnmez.

Hem, hayz kannn tamam ste dnmez; bir ksm dnr ve geri kalan dar kar. Grdn gibi, rivayet ve delil asmdan tercihe ayan olan, bu grtr. Yardm Allah'tandr. [448]

 

f) stlbr Yapmakta Olan Cariyeden Cins liki Dnda Yararlanma:

 

Soru: stibr yapmakta olan kadnn istibrs vacip olan yerinden cins iliki dnda faydalanmay yasaklyor musunuz?

Cevap: Kadn, emsalleriyle cins ilikiye girilmeyecek kadar kk yata olursa onu pmek ve ona dokunmak haram deildir. Bu fade, kendisinden gelen iki rivayetten birine gre, Ahmed b. HanbeVin ifadesidir. Ebu Muhammed el-Makdis, stadmz (bn Teymiye) ve daha bakalar, bu gr tercih etmilerdir. Zira tmam Ahmed: "ayet kadn k*k ise st emecek yata bulunduunda neyle istibrda bulunacak?" demitir. Dier rivayette ise: "Hayz oluyorsa bir hayzla, hayz olmayan ama kendisiyle cins ilikiye girilip hamile kalabilen kadnlardansa aylk sreyle istibrda bulunur." demitir. Ebu Muhammed diyor ki: Bundan anlalan o ki, kk kadmn istibrs vacip deildir ve onunla srtmek haram olmaz. Bu bn Eb Musa'nn tercihi ve Mlik'in grdr. Doru olan da budur. nk mbahlk sebebi, gereklemi durumdadr. Haram olduuna bir delil yoktur. nk bu konuda nass da yok, nass mnas da yok. Zira byk kadna dokunmann haram olmasnn sebebi, haram olan cins ilikiye gtrr olmas, yahut o cariyenin bakasnn mm veledi olmas korkusudur. Burada ise, byle bir ey dnlemez. u halde mbahlk hkmnn icabna gre amel etmek vaciptir. Ebu Muhammed'in sz bitti.

ayet cariye emsalleriyle cins ilikiye girilen bir bakire ise "Istibrs vacip deildir." diyorsak, aktr; "stibrs vaciptir." diyorsak arkadalarmz onu pmek ve ona dokunmak haram diyorlar. Bence, istibrsnn vacip olduunu sylesek bile, bu haram deildir. Zira, orulu konusunda olduu gibi, cins ilikinin haram olmasndan cins ilikiye gtren eylerin haraml lzm gelmez. Bilhassa onlar, cariye hamile olur da kii bakasnn cariyesinden faydalanm olur, dncesiyle dokunmay haram saymaktadrlar. Dokunmann haramlna sebep olarak, ite bunu gstermektedirler. Sonra demilerdir ki: Bundan dolay iki rivayetten birine gre esir alnan kadndan istibrdan nce cins iliki dnda faydalanmak haram olmaz. nk onun mlkiyetinin fesholmas dnlemez. Zira, esir alnmakla, mlkiyet kesinlemitir. Artk bakireden pme ve baka yollarla faydalanmann yasaklanmasnn bir anlam kalmamtr. ayet dul ise Ahmed'in arkadalar, afi ve daha bakalar istibrdan nce ondan faydalanmak haramdr, diyorlar. Bunlar diyorlar ki: nk bu, cins ilikiyi haram klan bir istibrdr. Dolaysyla iddette olduu gibi, istibrdan nce de dul kadnlardan faydalanmak haramdr. Zira sahibi o kadnn hamile olup da mm veled statsnde olmasndan ve satmn btl olup kendisinin bakasnn mm veledinden faydalanm olmasndan emin olamaz. Bundan dolay hayzliyla cins ilikiye girmekle, orulunun cins ilikiye girmesi arasnda fark vardr.

Hasan el-Basr diyor ki: tstibrda bulunan cariyenin yalnz kadnlk uzvu haramdr. Sahibi cins iliki kurmadktan sonra, ondan diledii gibi faydalanabilir. nk Hz..Peygamber (s.a.), istibrdan nce cins ilikiyi yasaklam, bundan gayrisini yasaklamamtr. Cins ilikinin haram olmasndan gayrisinin haram olmas gerekmez. Tpk hayzl ve orulu kadnlarda olduu gibi. Denilmitir ki, bn mer esir kadnlardan payna den cariyesini istibrdan nce pmtr,[449]' Bu gr destekleyenler yle diyebilirler: Satn alnan cariye ile iddet bekleyen kadn arasnda, u fark vardr: ddet bekleyen kadn, kocasna yabanc olmutur-. Dolaysyla kocasnn onunla cins ilikiye girmesi, cins ilikiye gtren yollara bavurmas hell olmaz. Ama (mlk olan) cariye iin durum byle deildir. Zira onunla cins ilikiye girmenin istibrdan nce haram olmas, ancak sahibinin kendi suyunun bakasnn suyu ile karmasndan korkulduundan trdr. Bu ise cinsi: ilikiye gtren eylerin haram olmasn gerektirmez. Cariye bu konuda daha ok hayzl ve orulu kadnlara benzemektedir. Mesel bir kimsenin kars yahut cariyesi zina etse, o kimsenin istibrdan nce onunla cins ilikiye girmesi haram olduu halde, cins ilikiyi artran eyler haram deildir. Aada gelecei zere, esir alman kadn iin de ayn durum szkonusudur. En ok korkulan, cariyenin efendisinden hamile olup al-veri akdinin fesholmasdr. Bu mesele, mm veledlerin satmnn haram oluunun illetlerine dayanmaktadr ki, bu gr sahibini balamaz. Zira, sahibi ondan istifade edince, sahibinin grnte mlk olur. Bu da, istifadenin caizlii konusunda yeterlidir. Nitekim, sahibi onunla tenha bir yerde babaa kalp konuabilir, bir yabanc kadnn vcudundan bakmas mubah olmayan yerlerine bakabilir. Bunlara

vereceiniz btn cevaplar, pme ve faydalanma konusuna da cevap tekil ederler. Bunun caizliginin tartld bilinmemektedir. Hem mteri tek bana kalyor olsa da, satn ald cariyesini istibrdan nce alp evine gtrmekten menedilmez, cariyenin de onun yannda yzn rtmesi vacip olmaz ve adamn cariyeye bakmas, onunla tenha bir yerde babaa kalmas, birlikte yemek yemesi, hizmetini grdrmesi ve onun faydalanlacak eylerinden faydalanmas haram olmaz. Ama bakasnn mlik olduu cariyeye, onun bu gibi eyler yapmas caiz olmaz.

Eer cariye, esir alnm bir kadnsa cins iliki dnda ondan faydalanma/m caiz olup olmad konusunda, fakihler iki gr ileri srmlerdir; bu grlerin ikisi de mam Ahmed'den (r.a.) rivayet edilmitir:

1- Esir alman cariye, esir olmayan dier cariyeler gibidir. Ondan kadnlk uzvu dndaki yerlerinden de faydalanma haramdr. Bu gr el-Hrak'nin grnden anlalan mnadr. Zira o demitir ki: Bir cariyeye sahip olan kimse, mlkiyet tamam olduktan sonra istibrda bulununcaya kadar o cariye ile cins ilikiye giremez ve onu pemez.

2- Haram olmaz. Bu bn mer'in (r.a.) grdr. Esir cartye ile, esir olmayan mlk cariye arasndaki fark udur: Esir cariyenin mm veled olmas dnlemez, her halkrda efendisinin mlkiyetindedir. Ama bakalar iin bu durum geerli deildir. Nitekim yukarda anlatld. En iyi ben Allah'tr. [450]

 

g) stbr Sresinin Balangc:

 

Soru: stlbr sresi satm akdi yapld anda m balar, yoksa cariyenin teslim alnmasyla m balar?

Cevap: Bu konuda iki gr vardr. Her ikisi de mam Ahmed'in mezhebinde vecihtirler: 1- Satm akdi yapld anda balar. nk mlkiyet onunla intikal etmektedir. 2- Teslim almakla balar. Zira maksat, cariyenin rahminde satcnn veya bakalarnn suyunun bulunup bulunmadm anlamaktr. Cariye, satann elinde iken byle bir ey szkonusu olamaz. Bu, f ve Ahmed'in prensiplerine gre byledir.^ Mlik'in prensibine gre ise, yukarda sralanan yerlerde satm akdinden nce yaplan istibr yeterli olur.

Soru: Satm akdinde bir muhayyerlik hakk bulunursa istibr sresi ne zaman balar?

Cevap: Bu meselenin cevab, muhayyerlik mddeti iinde mlkiyetin, intikal edip etmedii tartmasna dayanr. ntikal eder diyenlere gre, srenin balangc satm akdinin yapld andr, intikal etmez diyenlere gre se, srenin balangc muhayyerliin ortadan kalkt andr.

Soru: Peki muhayyerlik, ayp (=kusur) muhayyerlii olsa ne diyeceksiniz?

Cevap: Srenin balangc tek bir gr olarak satm akdinin yapld andr. nk ayp muhayyerlii, mlkiyetin el deitirmesini engellemez; bu konuda ihtilf yoktur. En iyi biten Allah'tr. [451]

 

h) Hayzdan Kesilmi ve Henz Hayz Grmemi Kadnlarn sttbrs:

 

Soru: Snnet, hamilenin Istibrsmn doum sresi, hamile olmayann istibrsmn ise bir hayz sresi olduunu belirtmitir. Peki, nasl oluyor da hayzdan kesilmi kadnlarn ve daha henz hayz grmeyen kadnlarn iddetleri konusunda skt etmemi de istibrlan konusunda skt etmitir?

Cevap: Allah'a hamdolsun ki, onlarn istibrlan konusunda snnet skt etmemi, aksine ma ve tenbih yoluyla aklamtr Zira Allah Tel hr kadnn iddetini kar' olarak belirlemi, sonra da hayzdan kesilmi ve daha henz hayz grmeyen kadnlarn iddetini ise ay olarak belirlemitir. Bylece Allah Tel'mn her kar' karlna bir ay koyduu anlalm oldu. Bundan dolay Allah Tel, cariyeler hakknda, kadn her ay bir kere hayz olur eklindeki ounlukla meydana gelen detini icra etmi; snnet de hayz olan cariyenin istibrsnm b,ir hayz mddeti olduunu aklamtr. Bylece ay, hayz yerini tutmu olur. Bu gr mam Ahmed'den gelen rivayetlerden ve afi'nin iki grnden biridir. Ahmed'den gelen ikinci bir rivayete gre ise, (hayzdan kesilmi cariye) ay istibrda bulunur eklinde olup, ondan gelen mehur gr ve afi'nin iki grnden biri budur. Bu grn gerekesi, Ahmed b. Kasm rivayetinde, Ahmed'in delil olarak ileri srd husustur. Ahmed b. Kasm anlatyor: Ebu Abdillah'a: " ay nasl bir hayz yerinde saydn? Oysa Allah Tel, Kur'an'da her hayza karlk bir ay koymutur." dedim. Ahmed u cevab verdi: ay dememizin sebebi, hamilelikten dolaydr. nk hamilelik, bu sreden daha az bir zamanda anlalmaz. Zira mer b. Abdlaziz, bu konuyu sormak iin ilim adamlarn ve ebeleri toplad. Onlar, hamilelik aydan daha az bir zamanda anlalmaz dediler. Bu onun ok houna gitti. Sonra Ahmed devamla dedi ki: bn Mes'd'un u szn iitmedin mi? O demitir ki: "Nutfe, krk gn geince alaka olur. Sonra bunun zerinden krk gn geince mudga olur." Seksen gn geince mudga olur. Mudga ettir. Artk o zaman rahimde ocuun bulunduu anlalr." bnu'l-Ksm diyor ki: Ahmed bana: "Bu kadnlarca malumdur. Ama bir ayn anlam yoktur." dedi. bnu'l-Ksm'in anlattklar burada bitti.

mam Ahmed'den gelen bir nc rivayete gre ise, hayzdan kesilmi cariye bir buuk ay istibrda bulunur. Zira Hanbel'in rivayetine gre, Ahmed demitir ki: At: "Cariye hayz olmazsa, istibrs krk be gecedir." demitir. Hanbel diyor ki: Amcam (Ahmed): "Ben de bu grteyim. nk hayzdan kesilmi boanan kadnn iddeti bu kadardr." dedi.

Bu grn gerekesi udur: ayet kadn hayzdan kesilmi olduunda boanm olsayd, bir rivayete gre bir buuk ay iddet bekler. Cariyenin bu kadar sre istibrda bulunmas daha uygundur.

Ahmed'den gelen drdnc bir rivayete gre, hayzdan kesilmi cariye iki ay istibrda bulunur. Bu rivayeti ondan Kad aktarmtr. Arkadalarndan pek ou bu rivayeti mkil bulmulardr. Hatta el-Mun sahibi: "Bu grn bir gerekesini grmedim." demi ve eklemitir: Eer onun istibrs iki ay olsayd, kuru' halinde olanlarn istibrs da iki kar' olurdu. Bunu syleyen bir kimse bilmiyoruz.

Bu rivayetin gerekesi udur: Hayzdan kesilmi cariye, boanm olana gre ele alnmtr. Cariye iken boanm olsayd, iddeti iki ay olurdu. Ahmed'den (r.a) mehur olan budur. Kendisi bu konuda, mer'in (r.a.) szn delil gstermitir. Doru olan da budur. Zira aylar, kuru' yerine gemektedir. Kuru' halinde olanlarn iddeti iki kar'dr. Onlarn bedeli iki aydr. Kar' halinde olarm istibrs bir hayz sresidir, dedik; nk hayz rahimde ocuk bulunmadna ak bir almettir. Bu durum bir ayn gemesiyle anlalmaz. Dolaysyla, rahimde ocuk bulunup bulunmad anlalacak bir mddetin gemesi gerekir. Bu mddetde ya iki, ya da aydr. u halde iki ay daha uygundur. Zira boanm kadn hakknda onun rahminde ocuk bulunmadna bir almet saylmtr, stibrda bulunan kadn hakknda almet olmas daha uygundur. te bu rivayetin gerekesi budur.

mdi, delil bakmndan tercihe ayan olan, bir tek ayla yetinmektir. Nassn m ve tenbihlnin gsterdii husus da budur. Hayzdan kesilmi cariyenin istibr sresini saymak, onunla hr kadn arasn eitlemektir. Yine bu cariyenin istibrsn iki ay saymak onunla, kocasndan boanm kadn eitlemektir. Ona en uygun mddet, bir aydr. Zira bu tam bir bedeldir. eriat sahibi, bu bedelin benzerini cariyenin benzeri olan hr kadnda muteber saymtr. Sahabe bunu boanm cariyede muteber grmtr. Hz. mer'in (r.a.): "Boanm cariyenin iddeti iki hayzdr. Hayz olmuyor ise, iki aydr." dedii sahihtir.

Ahmed (r.a.) bunu delil gstermitir. Kendisinden gelen en mehur rivayete gre Ahmed (r.a.) aka ifade etmitir ki, hayz hali ortadan kalkar ve hayznn kesilmesinin sebebini bilmezse, dokuz ay hamile olup olmad anlalsn diye, bir ay da hayz yerine olmak zere toplam on ay iddet bekler.

Ondan gelen ikinci bir rivayete gre bir sene iddet bekler. Bu, stad Ebu Muhammed'in yoludur. Kendisi diyor ki: Ahmed, burada bir hayz yerine bir ay koydu. nk hayzdan kesilen kadn hakknda onun tekrarnn gznnde bulundurulmas, rahminde ocuk bulunup bulunmadnn anlalmas iindir. Burada ise mddetin ounluunun gemesiyle onun hamile olmad anlalmtr. Bylece bir ay, kyasa uygun olarak bir hayz yerinde tutmutur, ite el-Hrak'nin hayzdan kesilmi olanla hayz hali ortadan kalkm olan arasn ayrarak kaydettii budur. O diyor ki: Eer hayzdan kesilmi ise ay; hayz hali ortadan kalkp da bunun sebebini bilemezse dokuz ay hamile olup olmad anlalsn diye, bir ay da hayz yerine olmak zere iddet bekler.

stad Ebu'l-Berekt ise, hayz hali ortadan kalkan kadn konusundaki ihtilf, hayzdan kesilen kadn hakkndaki ihtilf gibi saym ve onun hakknda drt rivayeti hamilelik mddetinin ounluundan sonra onunla hayzdan kesilmi arasnda bir eitleme yapmtr. Muharrar adl eserinde diyor ki: Hayzdan kesilmi ve daha henz hayz grmeyecek kadar kk olan kadnlar bir ay, Ahmed'den gelen bir rivayete gre ay, bir rivayete gre iki ay ve bir rivayete gre de bir buuk ay iddet beklerler. Cariyenin hayz hali oltadan kalksa ve sebebini bilemese dokuz aydan sonra (ihtilfa gre) bu srelerde istibrda bulunur.

el-Hrak ile stad Ebu Muhammed'in tuttuu yol daha sahihtir. Tercih ettiimiz bir ayla yetinme de budur. el-Mun adl eserinde stad da bu gre eilim gstermitir. Diyor ki: Bir ay istibrsnn gerekesi udur: Allah bir ay, bir hayz yerinde tutmutur. Bundan dolay aylar, hayzlann deimesiyle deimitir. Hayzdan kesilmi hr kadnn iddeti kar1 yerine ay, cariyenin iddeti iki kar' yerine iki ay olmutur. Hayz hali ortadan kalkan ve Istibr yapmakta olan cariyenin istibrs dokuz ay hamile olup olmad anlalsn diye, bir ay da hayz ye-ine olmak zere toplam on aydr. u halde burada tpk hayz hali ortadan kalkan cariyede olduu gibi, bir hayz yerine bir ay olmas gerekil-. Rahimde ocuk bulunmadn gsteren dokuz ay beklemeyi grdnz denecek olursa, "Burada rahimde ocuk bulunmadn gsteren hayzdan kesilmilik hali vardr. Doyaysyla iki hal eitlenmi oldu." diye cevap veririz. [452]

 

A HZ. PEYGAMBER'N (S.A.) SATII HARAM OL NESNELER HAKKINDAK HKMLER

 

1 Genel Olarak:

 

Buhr ve Mslim'in Sahih'lerinde rivayet edilen bir hadisi-i erife gre Cbir b. Abdullah (r.a.) Hz. Peyganber'in (s.a.) yle sylediini iitti: "Allah ve Rasl arabn, aenin, domuzun ve putlarn satlmasn haram klmtr." Bunun zerine: "Y Raslallah, l hayvann i yalar hakknda ne dersiniz? Onunla gemiler boyanr, deriler yalanr ve insanlar onunla kandillerini yakarlar." diye soruldu. Raslullah (s.a.): "Hayr, o haramdr." diye cevap verdi ve o srada buyurdu ki: "Allah Yahudileri kahretsin. Allah onlara i yan haram edince onu erittiler. Sonra da satp parasn yediler."[453]'

Yine bu iki sahih hadis kaynanda bn Abbas'tan (r.a.) u rivayet bulunmaktadr: Hz. mer (r.a.) Semre'nin arap sattn haber alnca yle dedi: Allah Semre'yi kahretsin. O, Allah Rasl'nn yle dediini bilmez mi: "Allah Yahudilere lanet etsin. l hayvan ya onlara haram klnd, ama onlar onu erittiler ve sattlar."[454]

Bu rivayet Hz. mer'in Msned'indendir. Beyhak ve Mstedrek sahibi Hkim de bu rivayeti zikretmiler, ancak onu bn Abbas'm Msned'ine nisbet etmilerdir. Bu iki kaynaktaki rivayette yle bir ziyade vardr: bn Abbas yle demitir. Hz. Peygamber (s.a.) mescidde, yani Mescid-i Haram'da idi. Baklarn semaya dikti, glmsedi ve yle buyurdu: "Allah Yahudilere lanet etsin. Allah Yahudilere lanet etsin. Allah Yahudilere lanet etsin. zzet ve Cell sahibi olan Allah, l hayvann yan onlara haram kld, ama onlar buna ramen onu sattlar ve parasn yediler. Allah bir kavme bir eyin yenmesini haram klnca onun parasn da haram klar."'[455]' Bu rivayetin isnad sahihtir. Beyhak, bu hadisi bn Abdan es-Saffr ismail el-Kd Msedded Bir b. el-Mufaddal Hlid b. Hazza Bereke Ebu'l-Veld bn Abbas yoluyla rivayet etmitir.

Yine Buhr ve Mslim'in Sahihlerinde Ebu Hureyre (r.a.) hadisinde bu rivayetin bir benzeri zikredilmi, ancak orada: "Allah bir kavme bir eyin yenmesini haram klnca onun parasn da haram klar." ifadesi yer almamtr.

Anlam ok geni olan bu hadisler, grup eyann haram klndn gstermektedir:

1) Akllan ifsat edecek iecekler.

2) Bedenleri pis gdalarla besleyerek insan ftratndaki tabilii .ifsat edecek yiyecekler.

3) Dinleri ifsat edip irke ve fitneye sebep olacak nesneler.

Birinci grubu haram klmak suretiyle akl, onu ifsat ve izle edecek eylerden korumu, ikinci grubu haram klmakla kalbi, onu ifsat edecek gdalarn ona ulamasndan korumu zira gda ile gdalanan arasnda bir benzerlik szkonusudur, nc grubu haram klmakla da dinleri, onlarn ifsadna sebep olabilecek eylerden korumutur. Bylece bu nesnelerin haram klnmas akllarn, kalplerin ve dinlerin korunmasn garanti altna almtr.

Ancak Raslullah'm (s.a.) sznn snrlarn tam olarak kavrayabilmek, o snrlar iine giren ve girmeyen hususlar bilebilmek, bylelikle o szdeki umum ifade eden kelimeleri anlayp iine ald btn gruplar ayn zamanda lafzn ve mnann mil olduu btn gruplarn te'vlini grebilmek, ite btn bunlar Allah ve Rasl'nden gelen hususlar anlayabilme hususiyetidir ki, limler bu konuda birbirlerinden derece derece farkldrlar ve Allah o yetenei diledii kuluna ihsan eder. [456]

 

2 ki Alm-Satm:

 

arabn satlmasnn haram klnmasna ait hkme; sv, kat, skma veya piirme ile elde eden btn sarholuk verici maddelerin sat girer.

zm suyundan, kuru zmden, hurma, msr, arpa, bal ve budaydar! elde edilen btn sarho edici ikiler ile sakin bir kalbi dncelerin en irkinine doru harekete geiren lnetli bir lokma, bunlarn hepsi Raslullah'm (s.a.) senedinin salamlnda hibir phe bulunmayan sahih hadisinin nass gereince arap hkmndedir. Bu hadisin metninde de herhangi bir kapallk szkonusu deildir. O hadiste Hz. Peygamber (s.a.): "Her sarholuk veren ey araptr."[457] buyurmutur.

O'nun hitabn ve maksadn en iyi bilen ashab kiramdan (r.a.) sahih bir yolla u rivayet gelmitir: "arap akl rten eydir."[458]' Yukarda saylan btn eitlerin arap ad altna girmesi; altn, gm, buday, arpa, hurma ve kuru zm eitlerinin hepsinin Hz. Peygamberin (s.a.) u hadisi iine girmesi gibidir: "Altn altn, gm gm, buday buday, arpay arpa, hurmay hurma ve tuzu tuz karlnda satmaynz, ancak misli misline satlmas mstesna... "[459]

Bu eitlerden herhangi birini, o ismin dnda tutmak nasl caiz olmazsa, sarholuk veren nesneleri de arap ismininin dnda tutmak caiz deildir. ayet byle yaplmazsa ortaya iki mahzur kar:

Birincisi: Hz. Peygamber'in (s.a.) sznden, kasdettii mnann kapsam dna klm olur.

kincisi: Darda tutulan grup iin O'nun koyduu hkmden baka bir hkm cd edilmi olur ki, bu ri'e (kanun koyucuya) ait olan lfzlarn ve o lfzlarn tad mnalarn deitirilmesi demektir. Bir kimse bir grup eyaya ri'in koyduu isimden baka bir isim koyarsa onun hkmn de izle etmi ve dolaysyla ona baka bir hkm vermi olur. Hz. Peygamber (s.a.): "mmetimden bir ksm insanlar arap iecek, fakat ona baka isimler verecekler."[460] hadisinde de grld zere.mmetinden bazlarnn byle bir fitneyle imtihan olacaklarn bilince, bu konuda klli, umm ve her trl yoruma kapal apak bir hkm koydu ki, bu hkm her ynyle tam ve mkemmeldir: "Her sarholuk veren ey araptr." ayet Ebu Ubeyde, Halil ve onlar gibi Arap dilinde otorite olan lisan limleri bu sz dil asndan ele alsalard, yle derlerdi: Lisan otoriteleri her sarholuk veren eyin arap olduuna hkmetmilerdir. Onlarn sz bu konuda delil tekil eder.

nallah yiyecekler ve iecekler konusunda Hz. Peygamber'in (s.a.) snnetinden bahsedilirken bu konuda daha ok aklama yaplacaktr[461]

ayet arap kelimesi lfz olarak her sarholuk veren eyi ifade etmeseydi bile, asl ile fer'in her ynden birbirine denk olduu sarih bir kyas, iilmesinin ve satlmasnn haram olmas hususunda, sarholuk veren btn iki eitlerinin eit olduuna hkmederdi. M ayn eidin arasm ayrmak, her ynden birbirinin benzeri olan iki eyin arasm ayrmak demektir. [462]

 

3 l (Murdar) Hayrann Satlmas:

 

a) Yann Satlmas:

 

l hayvann satlmasnn haram olmasna gelince, ister kendiliinden lsn, isterse hell olmasn salamayan bir ekilde kesilmi olsun, l hayvan (meyte, le) olarak isimlendirilen btn cinsler bu blme girmektedir. Ayn zamanda btn ksmlar da bu blmde mtla edilir. te bu yzden ashb- kiram birok ynden faydalandklar l hayvan yann satnn haram klnmas konusunda tereddt ettiler. Bunun zerine Hz. Peygamber (s.a.) onlara, zikrettikleri faydalar olmasna ramen onun satnn da haram olduunu haber verdi. te bu nokta, limlerin, Hz. Peygamber'in (s.a.) maksadn anlamaktaki ihtilflarndan dolay ihtilf ettikleri bir noktadr ki, aklamas yledir. Hz. Peygamber'in (s.a.): "Hayr, o haramdr." sz sat iin mi, yoksa ya ile yaptklar iler iin mi sylenmitir? Bu konuda stadmz derki: Bu sz sat iindir. nk Hz. Peygamber (s.a.) onlara, Allah'n l hayvann satn haram kldm haber verince, dediler ki: Onun yanda yle yle yararlar var. Bunu sylerken unu kastediyorlard: Bu yararlan onun satn caiz klar m? Bu soru zerine Hz. Peygamber (s.a.): "Hayr, o haramdr." buyurdu.

Ben de bu konuda unu sylemek isterim: Sanki onlar l hayvann yann tahsis edilerek caiz klnmasn istediler. Bu tpk Hz. Abbas'm (r.a.) izhir (Mekke ayr) otunun, Harem blgesinde koparlmas yasaklanan dier bitkilerden ayn tutulmasn ve onun kesilmesine cevaz verilmesini istemesi gibidir. Fakat Hz. Peygamber (s.a.) onlarn bu talebine olumlu cevap vermemi ve: "Hayr, o haramdr." buyurmutur.

Ahmed b. Hanbel'in arkadalarndan ve dier fkh limlerinden bir grup da haram klma ifadesinin, l hayvan ya ile yaplan iler iin sylendiini iddia etmilerdir. nk Hz. Peygamber (s.a.) cevabnda erkek iin kullanlan "o" zamirini kullanm, dii iin kullanlan"o" zamirini kullanmam, bununla da zikredilen eylerin hepsini (mezkr) kasdetmitir. Arap dilindeki bir kaide gerei, bir zamirin en yakn mezkra dnmesi de onlarn grnn tercihine sebep oluyor. Mna asndan bir baka tercih sebebi de udur: Szkonusu ilerin mubah klnmas, l hayvan yann temin edilmesine ve satlmasna vesile tekil eder. Ayn zamanda hadis-i erifin baz rivayetlerinde dii iin kullanlan "o" zamiri de vrid olmutur. Bu zamir ya l hayvan yalarna, ya da onunla yaplan ilere aittir. Her iki takdirde de bu, onlarn sorduklar ilerin haram klndna delil olur.

Ebu Hureyre'nin (r.a.) yaa den fare hakknda rivayet ettii hadisteki u sz de, bu gr desteklemektedir: "ayet ya kat ise, fareyi ve dt ksmn evresindeki ya atnz, geri kalan yiyiniz, sv ise o yaa yanamaynz, "[463] Kandilde yakarak ondan yararlanmak da ona yaklamak demektir.

Birinci gr tercih edenler de diyorlar ki: Hz. Peygamber'den (s.a.) u rivayet edilmitir: "l hayvann, ancak yemesi haramdr. "[464] Bu hadis ondan, kandillerde yakt olarak kullanmak veya delikleri tkamak gibi yemenin dnda yararlanmann haram olmad konusunda aktr. Yine demilerdir ki: Haram olan ey ancak, yemede ve giymede olduu gibi pis olan bir eye zahir ve btm olararak dokunmaktr. Temas olmakszn yararlanmak szkonusu olursa, niin haram olsun?

Cbir'in (r.a.) hadisi zerinde dnenler sorunun sat hakknda olduunu, birok faydalarndan dolay bu konuda ruhsat istediklerini, Hz. Peygamber'in (s.a.) de bunu reddedip "O, haramdr." Dediini greceklerdir. ayet yukardaki ileri soracak olsalard, yle derlerdi: "l hayvann yalar iin ne dersin, onunla aydnlanmak, derileri yalamak caiz midir?" Onunla u u yaplr, demezlerdi. nk bu soru sormak deil, haber vermektir. Ayn zamanda onlar bu ileri, Hz. Peygamber'in (s.a.): "Hayr, o haramdr." hadisinin peisra sylememilerdir ki, o hadis szkonusu ilerin haram olduunu aka ifade etsin. Aksine l hayvann satnn haram klnmas zerine sylemiler bununla da sanki O'ndan, eitli faydalar sebebiyle yan satnn caiz olmas hususunda ruhsat istemilerdir. Hz. Peygamber (s.a.) de bu izni vermemitir. Bu konuda en son u sylenebilir: Hadiste iki ihtimal bulunmaktadr. Byle olunca, Allah ve Rasl'nn haram kld bilinmeyen bir ey haram olmaz.

Hz. Peygamber'in (s.a.) Semd kavmine ait kuyulardan su imeyi yasaklad halde, o kuyulardan ekilen su ile yorulan hamurlar hayvanlara yedirmeyi mubah kld bilinmektedir.'[465]' Necaseti yakarak ondan yararlanmak, her trl mefsedetten, ayn zamanda btn ye zahir temastan da uzak olarak gereklemektedir. Byle olan bir eyi eriat haram klmaz. Zira eriat ancak tamam veya ou zarar olan eylerle, o zarara yol aan ve sebebiyet veren eyleri haram klar.

Ahmed b. Hanbel, kendisinden gelen iki rivayetten birinde, temiz ya ile kartrld takdirde l hayvan yann kandillerde yaklmasna cevaz vermitir. Yine ondan gelen rivayetlerin ounda, necis olan bir zeytinya yakarak aydnlanmak ve onunla gemi boyamak caiz grlmtr. Ebu Muhammed gibi baz arkadalar da onun gibi dnmektedirler. Delil olarak da bn mer'in o ya ile aydnlanmay emretmesini gstermektedirler.

ki olu Salih ve Abdullah'tan rivayet edildiine gre, Ahmed b. Hanbel yle demitir: Necis olan bir eyin satn ho bulmuyorum. Necis olduundan dokunmamak artyla, onunla aydnlanmak mmkndr. Bu gr hem aslen necis, hem de sonradan necis olan her eyi iine alr. ayet bu gr sadece sonradan necis olan eyler iin geerlidir takdirinde bulunursa, bu sz l hayvan necsetiyle veya baka bir necasetle karan yala aydnlanmann caiz olduunu belirtmesi asmdan sahihtir. mam afi'nin gr de byledir. Bu durumda tek bana l hayvan ya ile aydnlanmakla, temiz ya ile karm ve onu necis hale getirmi l hayvan ya ile aydnlanmak arasnda ne fark vardr?

Bu soruya: ayet, tek bana olursa ayn necis olur, ona baka bir ey karrsa, sonradan necis olacandan ykanmakla temizlenmesi mmkn bulunduundan necaset bulaan bir elbise gibi olur. Bu yzden bir rivayete gre sonradan necis olan yan sat caiz grld halde, l hayvann yann sat caiz grlmemitir, diye cevap verilirse, yle karlk verilir: phesiz kt, iki grup necasetin arasn aynp ayn ayn hkmlere tbi klanlar bu farka dayanmlardr, ancak bu fark da iki sebeple zayftr:

Birincisi: Ne mam Ahmed'in, ne de mam afi'nin necis olan yan ykanmas konusunda bir grleri olduu bilinmemektedir. Bu hususta onlardan tek kelime bile sdr olmamtr. Ancak baz arkadalarndan byle bir fetva gelmi, mam Mlik'ten benzeri bir gr rivayet edilmi, ykanmakla temizlenecei sylenmitir.

kincisi: Bu fark zeytinya ve susamya gibi yalar iin geerli olsa bile, btn yalar iin geerli olduu sylenemez. nk baz yalarn ykanmas mmkn deildir. mam Ahmed ve mam afi, necis olan ya ile aydnlanmaya hibir aynm yapmakszn cevaz vermilerdir.

Ayn zamanda bu ayrm, pis ve ister asl ister sonradan necis olan bir eyin kullanlm olmasnn izahnda bir fayda salamaz. nk pis olan bir eyi kullanmak szkonusu olaca iin, aydnlanmann haram klnmasnda da, dumann necaseti sebebiyle haram klnmasnda da her iki eit ya arasnda bir fark yoktur. Bu yalardan biriyle aydnlanmaya cevaz verip dieriyle vermemek hususunda, iki mezhep .arasndaki ayrmn hibir mnas yoktur. [466]

 

b) Hayvan Dksnn Gbre Olarak Kullanlmas:

 

slm limlerinin ounluu ziratta, necis olan hayvan tersinin gbre olarak kullanlmasn caiz grmlerdir. Burada hayvan tersi aslen necistir. Onu kullanann onunla temas, l hayvann yan yakt kandil ile olan temasndan fazladr. Gbrenin ziri mahsllere yansmasndaki etki de yakttaki etkiden stndr ve ateteki deiimi, topran, havann ve gnein gbreyi deitirmesinden daha fazladr. Necasetin duman sebebiyle haram klnd sylenirse, o zaman da necasetin dumannn da necis olduunu kim kabul eder, hangi yet veya hangi hadise dayanarak? diye sorulur. Necasetin dumana dnmesi, hayvann tersinin veya necis suyun ziri rne dnmesinden daha tamdr. Bu husus, duyu ve mahade ile bilinir ve phe edilmeyecek kadar acktr. Hatta mam Mlik ve mam Ebu Hanife'nin baz arkadalar satna cevaz bile vermilerdir. bnu'l-Mcin der ki: nsan tersininin satlmasnda bir beis yoktur. nk bu da insanlarn menfaatlarmdandr. bnu'l-Ksm da der ki: Hayvan dksnn satlmasnda bir saknca yoktur. el-Lahm de onun bu sznn insan dksnn satlmasnda da bir beis olmadna dellet ettiini sylemektedir. .Eheb hayvan dks hakknda der ki: Bu hususta mteri satcdan daha mazurdur. bn Abdlhakem de Allah'n herhangi birini mazur grmediini, her ikisinin de ayn derecede gnahkr olduunu sylemitir.

Benim grm de udur: Doru olan bu son grtr. Onlardan yararlanmak caiz olsa bile, satlar haramdr. Buradaki maksad u ekilde ifade edebiliriz: l hayvann satnn haram klnmas, ondan ahin, kartal vb. hayvanlar beslemek ve yakt olarak kullanmak gibi, Allah'n ve Rasl'nn haram klmad ekilde yararlanmann da haram olmasn gerektirmez. mam Mlik, necis olan zeytinyann mescidlerin dndaki yerlerin aydnlatlmasnda kullanlmasna ve ondan sabun yaplmasna cevaz vermitir. unu bilmek gerekir ki, bireyden yararlanma hususu, onun sat hususundan daha genitir. Sat haram olan hibir eyden yararlanamayaca sylenemez. Aralarnda bir balant yoktur. Byle olunca bir eyin satnn haram oluuna bakarak, ondan yararlanmann haram olduuna hkmedilemez. [467]

 

 

c) l (Murdar) Hayvann Satlamayacak Aksam:

 

Murdar l hayvann satnn haram olmas konusuna, eti, ya, siniri gibi canllk emaresi bulunan ve lmyle bu durumun ortadan kalkt ksmlar girer. Ty, yn ve kl gibi canllk emaresi bulunmayan ksmlar bu konuya girmez. nk onlar l hayvan hkmnde olmadklar gibi, hayvan hayatta iken dier organlar gibi canllk emaresi de gstermezler. lim erbabnn ounluu u grtedir: l hayvann kl, yn ve ty, temiz bir hayvana ait olmas kaydyla temiz saylr. mam Mlik, Ebu Hanife, Ahmed b. Hanbel, Leys, Evza, es-Sevri, Davud, bnu'l-Mnzir, el-Mzen, tabin neslinden Hasan el-Basri, bn rn ve Abdullah b. Mes'd'un arkadalar bu grtedirler. Yalnzca mam afi, bu ksmlarnn da necis olduuna hkmetmitir. Delil olarak da hem akim hem de naklin (yani Kur'an va snnetin) l hayvan isminin b ksmlar da iine aldn ifade etmesini gstermitir. Nakli delil: bn Ad'nin el-Kmil adl eserinde bn mer'den rivayet edilen merf hadiste: Trnaklan, kam ve kl defnediniz, nk onlar murdardrlar (meyte).'* buyrulmasdr. Akl delile gelince: Bu ksmlar da hayvana bitiik olup onunla beraber byr, dolaysyla dier organlar gibi lmyle de necis olurlar. Ayn zamanda tpk domuz klnda olduu gibi necis bir mahalde biten kl da necistir. Yaratltaki aslyla olan irtibat, onun hkmne tbi olmay gerektirmi, rfe gre de kl bittii mahalle tbi saylmtr. ari'in o konudaki hkmleri bu duruma uygun decek ekildedir. Mesel, temizlikte kllarn ykanmasn da vacip klm, ihraml birinin, avlanmas yasak hayvandan kl almasn, onun bir organn almak gibi telakki edip ceza takdir etmi; nikhla hell, talkla da erkeine haram olan kadnn san da ondan bir para saymtr. Dier yandan ri'in, mallarn imkn lsnde slah edilip kullanlr hale getirilmesi, korunmas ve zayi edilmemesi konusunda titizlik gsterdiini, Meymne'nin koyunu iin: "Derisini alsanz ya, tabaklayp ondan yararlanabilirsiniz. "[468]' buyruunu biliyoruz. ayet k temiz olsayd, onun alnmasn tavsiye etmesi daha uygun olurdu, zira klfetsiz ve alnmas kolay bir itir.

Kl, yn gibi eylerin temiz olduunu savunanlar da yle demektedirler.

1) Allah Tel yet-i kerimesinde: "Onlarn ynlerinden, yapalarndan ve kllarndan bir sreye kadar (faydalanacanz) bir ev eyas ve bir ticaret mal meydana getirdi."'[469]' Bu ifade, hem l hem de diri hayvanlara ait olan yn vs. iindir. Ahmed b. Hanbel'in Afsned'inde, Ma'mer Zhr Ubeydullah b. Abdullah b. Utbe bn Abbas (r.a.) yoluyla gelen bir hadiste yle buyrulmaktadr: Hz. Peygamber (s.a.) Meymne'ye ait olan l bir koyunun yanndan geiyordu. Buyurdular ki: "Derisinden yararlansanz ya!" Oradakiler de : "Nasl olur, o l (murdar) bir hayvan." dediler. Bunun zerine Hz. Peygamber (s.a.: "Haram olan ancak onun etidir."'14' buyurdu. Bu hadis etin dnda kalan organlarn temiz olduunu ok ak bir ekilde gstermektedir. Domuz etinde olduu gibi, ya, cier, dalak, kuyruk (ya) gibi eyler de et hkmndedir. Kemik, boynuz ve trnak konusu bu noktada bir eliki gstermemektedir. Bu meselenin hemen ardndan izah edeceimiz zere sahih olan gr onlarn da temiz olduudur.

2) Yumurtada olduu gibi hayvann hayatnda alnsa bile temiz saylr, dier organlarnn aksine lmyle necis olmaz. Canl hayvan krkmak ve klnn da necis saylmamas konusunda icm vardr. Bu durum kln hayvandan bir para saylmadma ve ruhunun olmadna dellet etmektedir. nk Hz. Peygamber (s.a.): "Canldan ayrlan her ey, l hayvan (hkmnde) saylr."'[470]' buyurmu, Snen sahipleri de rivayet etmitir. Ayn zamanda krklmas esnasnda hayvan ac duymaz ve yalnzca klna dokunulmasn hissetmez. Btn bunlar onda hayat olmadn gstermektedir. Bymesine gelince bu onun hayatiyetine ve hayvandan ayrlmasyla necis olacak bir hayvnlie sahip olduuna dellet etmez. Sadece byme tek bana hayatiyetin delili olsayd ve bu hayatiyetin sona ermesiyle de o mahallin necis olduunu ifade etseydi, kuruyan tarm rnleri de bu sebeple necis olurdu.

3) ki eit hayat vardr: Duyma ve hareket etme hayat, byme ve gdalarma hayat. Birinci eidin sona ermesi canimin temiz olmasn etkiledii halde, ikinci eidin sona ermesinin byle bir etkisi yoktur.

4) Etin necis olmas, pis olan baz svlarn orada kalmas sebebiyledir. Kllar ve ynler iin byle bir durum yoktur. Bu husus, ileride aklanaca gibi, kemikler ve trnaklarn durumu ile nakzedilmi olmaz.

5) Eyada asl olan temizliktir. Pislik onlara, baz deimeler sebebiyle sonradan arz olur. nsann yedii temiz gdalarn deierek dk haline gemesi, temiz olan zm suyunun arap haline gelmesi vs. bu cmledendir. Kllar deiime uramalar srasnda zaten temizdi. Sonra, lm annda onlann necis olmasn gerektiren hibir ey de olmad. Dier organlar ise byle deildir. Onlan necis yapan ey, lmle pis rutubetlerin ieride birikmesi, dan kamamasdr.

6) Abdullah b. mer'in rivayet ettii hadise gelince[471] bu hadisin isnadnda Abdullah b. Abdlaziz b. Eb Ravvd vardr ki, Ebu Hatim er-Rz onun hakknda: "Hadisleri mnkerdir, benim nezdimde drst biri deildir." demekte, Ali b. Hseyin el-Cneyd de: "Be para etmez, uydurma hadisler nakletmektedir." ifadesini kullanmaktadr.

Meymne'ye ait olan l koyun hadisinde Hz. Peygamber'in (s.a.): "Derisinden yarariansaydnz ya!" deyip ynnden hi bahsetmemesi hususunu ekilde cevaplandrmak mmkndr:

Birincisi: Hz. Peygamber (s.a.) deriden yararlanmay mutlak bir ifade ile sylemi, ynnn krklmasn emretmemitir. Halbuki zerinde yn bulunmas kanilmazdr. O halde bu hadis hem (l hayvann) yn ve kiyla, hem de krklm haldeki btn derilerden yararlanmann caiz

olduuna delalet eder.

kincisi: Ayn hadiste Hz. Peygamber: "l hayvann ancak yenmesi (veya eti) haram klnmtr." buyurmakla, klndan da yararlanmak gerektii hususunda yol gstermitir.

ncs: Kl (ya da yn) l hayvandan bir para saylmad iin ona temas etmemitir. nk dier organlar gibi, hayvann lmyle canllm yitirmi bir organ deildir. Ona tbi olduu gerekesi de, tabaklanan derisinden zerinde yn de olsa yararlanmann caiz olmas dolaysyla geersiz kalr. Temizlik esnasnda kllarn ykanmas konusundaki delilleri, sarg meselesi sebebiyle, av hayvanndan alndnda ceza gerekmesi delilleri de yumurta ve cenin meseleleri sebebiyle btl olur. Nikh konusuna gelince, kadnn sa vcuduna bitiik olduu, ondan ayrlmas btnl olumsuz ynde etkileyecei iin ona tbi olmutur. Buradaki meselede ise, kl l hayvann vcuduna necasette tbi olsa bile, o gr sahiplerine gre, vcuttan ayrldktan sonra necaset ondan ayrlmaz. Bylece aradaki fark anlalm oldu.

Bu noktada yle bir soru sorulabilir: l hayvann satnn haram klnmas, kemii, boynuzu ve tabaklandktan sonra derisinin de satnn haram klnmasn iine alr m?

Cevap: l hayvann ancak yenmesi ve yenmesi haram klnan etin kullanlmas (yani satlp parasnn yenmesi) haramdr. Hz. Peygamber (s.a.) bu hususa: "Allah Tel bir eyi haram kld zaman onun parasn da haram klmtr."[472] hadisiyle iaret etmitir. Bir baka rivayette de: "Allah bir eyi haram kld zaman, onun parasnn yenmesini de haram klmtr." buyurulmutur. Bu da gstermektedir ki, sat haram olan eyin yenmesi de haramdr.

Tabaklanm deriye gelince; o artk temiz olmutur ve hem elbise hem de sergi vs. olarak ondan yararlanlabilir. Bu duruma gre, sat da caiz olmaldr. mam afi eski kitabnda satnn caiz olmadna hkmetmi, arkadalar da bu konuda ihtilf etmilerdir. Bunlardan Kaffl: "afi'nin bu hkm ancak, mam Mlik'in Tabaklanan derinin d temizlenir, ama ii temizlenmez.' szne uygun den bir takdirle anlalr hale gelir." demektedir. Baz limler de mam afi'nin yeni grne gre, ii de d da temizlense bile satnn caiz olmadn sylemilerdir. nk o gerekte l hayvann bir parasdr. Bu sebeple eti ve kemii gibi derisi de satlamaz. Bazlar da tabaklandktan sonra yararlanlabilecek temiz bir mal durumuna geldiini ve er' llere gre kesilmi bir hayvan derisi gibi satlmasnn caiz olduunu sylemilerdir. Bir baka grup da, "Bu konu tabaklamann deerlendirilmesine, onun necaseti izle mi ettii, yoksa derinin mahiyetini mi deitirdii sorusuna dayanr. ayet mahiyetini deitirdiini (istihale) kabul edersek satnn caiz olduunu syleyebiliriz, nk o artk l bir hayvan paras deil, bambaka bir nesne olmutur. ayet necaseti izle ettiini sylersek, bu durumda sat caiz olmaz. nk l hayvann nitelii satnn haram olmasdr. Bu nitelik deimeyip bak kalmtr." demektedirler.

Ayn ihtilf zerine, szkonusu derinin yenmesinin caiz olmas meseleini de bina etmiler ve bu mevzuda da gr ileri srmlerdir: 1) Yenebilir, 2) Yenmesi haramdr, 3) Eti yenilen hayvanlarn dertleriyle, eti yenmeyen hayvanlarn derileri ayn ayr ele alnmaldr. Birinci gr savunanlar mhiyet deiimi (istihale) hkmn, ikinci gr savunanlar necaseti giderme (izle) hkmn galip durumda grrken, nc gr savunanlar da tabaklamay sert lye uygun kesme gibi deerlendirmiler ve dolaysyla kesildii zaman eti yenen hayvann derisinin de yenilebileceini sylemilerdir.

Mutlak olarak yenmesine cevaz veren gr, ak seik snnete muhalif olup btldr. Bu yzden onlar da byle bir sonuca ancak, tabaklandktan sonra derinin l hayvan (murdar) saylamayacan iddia ederek varmlardr. Bu ise geersizdir. nk o deri, gerek mnada his ve hkm asndan l bir hayvan deriidir. Tabaklandktan sonra ondaki "l olma" vasfm giderecek yeni bir hayat zuhur etmi deildir. Tabaklamann mahiyet deiimi (ihale) saylmas, madd plnda btldr. nk derinin hibir eyi deimemitir. Atein odunu kl ettii veya tuz deryasna atlan l hayvanlarn orda tuza dnt gibi, tabaklama ii ile de deri bir halden baka bir hale dnr iddias tamamen geersizdir.

mam Mlik'in arkadalarna gelince, onlardan bnu'l-Ksim el-Mdevvene'de l hayvan derisinin tabaklandktan sonra da satna cevaz vermemektedir. et-Tehzb adl eserin mellifi de ayn grtedir, el-Mzer ise: "Bu gr tabaklamann deriyi temiz klmayaca dncesinin muktezasdr. ayet tam olarak temizlendiini kabul edersek, mubah olan bir ok yararlarndan dolay satma da cevaz veririz." demektedir.

Ben de derim ki: Tabaklanm cildin temizlenmesi konusunda mam Mlik'ten iki rivayet gelmitir. Birincisi: Derinin hem ii hem de d temizlenir. Vehb'in yapt bu rivayeti esas alan arkadalar satn caiz grmlerdir. kincisi: Bu daha mehur olandr. Tabaklama ile deri zel bir temizlik kazanr ve kuru zeminde veya sadece sulu yerlerde kullanlmas caiz olur. Suyun dndaki dier svlarla temas edecek yerlerde kullanlmaz. Bu rivayete gre ne satlmas, ne de sergi olarak zerinde veya elbise olarak inde namaz klnmas caizdir.

Bu konuda mam Ahmed'in gr ise yledir: Tabaklanmadan nce l hayvann derisinin satlmas caiz deildir. Tabaklandktan sonra satlmasnn caiz olaca konusunda da ondan iki rivayet bulunmaktadr. Arkadalar bu iki rivayeti de mutlak olarak nakletmilerdir, ama bana gre bu, derinin tabaklandktan sonra temiz saylp saylmayaca meselesiyle ilgili rivayetlerin farkllna dayanmaktadr.

Necis yan satnda da Ahmed b. Hanbel'in mezhebinde gr vardr:

Birincisi: Sat caiz deildir.

ikincisi: Necis olduunu bilen bir kfire sat caizdir. Ahmedi Hanbel'in fetvas bu ekildedir.

Necis olduunu bilmesinden maksat, onu necis yapan sebebi bimesidir. Yoksa necis olduuna inanmas deil.

ncs: Mslmana da kfire de satlabilir. Bu gr yaklmasnn caiz olmas ve ykanmasyla temizlenmesi sebebiyle,ileri srlmtr. Bu durumda necis bir elbise gibi kabul edilmitir. Baz arkadalar da, necis yan satnn cevazna dayanarak, necis olan hayvan dksnn da yakt olarak satlabilecei grn belirtmilerdir. Bu deerlendirme dorudur.

Ebu Hanife'nin arkadalarna gelince, onlar da hayvan dksnn bir baka eye bal olarak satn caiz grrken, tek basma satlmasna cevaz vermemilerdir.

l hayvann kemiinin satlmas meselesine gelince, Ebu Hanife ve arkadalar ile Mlik'in arkadalarndan bn Vehb gibi, (kemiin) lm ile necis olmadn kabul eden fakihlere gre sat caizdir. Ancak temiz saylmasnn kaynanda farkl grler vardr. Ebu Hanife'nin arkadalar, kemii l hayvandan bir para olarak kabul etmeyip, meyte (l hayvan, murdar) ad altna girmeyeceini ve kemiin, ac vermesinin de onun hayatiyetine delil olmayacan, nk acnn kemiin kendisinden deil, evresindeki etlerden kaynaklandn savunmulardr. Allah Tel'nn: "Dedi ki: u rm kemikleri kim diriltecek."[473]' yeti kerimesini de "kemiklerin sahipleri" eklinde izah ederek oradaki tamlamada, tamlanann hazf edildiini sylemilerdir. Dier fakihler ise, bu yaklam ok zayf bulmular ve yle demilerdir: Kemik gerekte ac duyar ve onun acs etinkinden daha iddetlidir. yet-i kermede tamlanann hazf olunduunu sylemek de ki sebepten doru deildir: Birincisi: yete tamlanan takdir etmek delilsiz bir ilvedir. Bu ise mmkn deildir. kincisi: Bu takdir, kemiklerin hayat konusunda phe zhar ederek soru soran kimsenin sorusuna cevap vermemeyi gerektirirdi. Halbuki, Ubey b. Halef eline rk bir kemik alp Hz. Peygamber'e (s.a.) gelerek onu elinde ufaladktan sonra, "Ey Muhammedi Ne dersin, ufalandktan sonra da Allah bu kemii diriltecek mi?!" diye sorduunda. Hz. Peygamber (s.a.} u cevab vermiti: "Evet. seni diriltecek ve cehenneme gnderecek. "'[474]

Kemiin temiz saylmasnn kayna, ortada onu necis yapacak bir eyin bulunmamas ve dolaysyla temizliine hkmedilmesidir. Kemiin ete kyas edilmesi doru deildir. nk pis olan svlarn (kan ve irin gibi) biriktii yer, kemik deil ettir. Bu durum tpk baz canllarn tam bir hayvan olduu halde kanlar olmad iin lmleri sebebiyle necis olmamas gibidir. nk onlan necis yapacak herhangi bir sebep yoktur. Kemiin byle kabul edilmesi daha uygundur. Bu deerlendirme birinciden daha doru ve daha kuvvetlidir. Bu duruma gre aslen temiz bir hayvann lsne ait olan kemiklerin satlmas caizdir.

Necis olduunu kabul edenler ise, satna cevaz vermemektedirler. nk onlara gre necaset bizzat kemiktedir. bnu'l-Ksm, imam Mlik'in yle dediini kaydeder: Kemiin ne satlmasn ne de alnmasn doru buluyorum. Filin dilerini de yle. Ticaretinin yaplmas caiz deildir. Fildiinden yaplan taraklar ve yadanlklar kullanmak caiz deildir. l hayvann paras olan kemikten yaplm bir yadanla nasl ya konulur ve slak olan bir sakal nasl o kemikten yaplm bir tarakla taranabilir? Kemikle bir ey piirilmesini de mekruh grmtr. Mutarrif ve bnu'l-Mcin fildiinin satn mutlak olarak, bn Vehb ve Asba da ancak suda kaynatldktan sonra caiz grmler, kaynatma iini derinin tabaklanmas gibi kabul etmilerdir. [475]

 

4 Domuz Alun-Satm:

 

Domuzun satnn haram klnmas, zahir ve btn btn organlarna mildir. ou et olduu halde, domuzun yenmesinin haram olduuna iaret iin nasl etinin zikredildiini dnnz, yet-i kermede etinin zikredilmesi, hereyden nce (ldrlmesi deil de) yenmesinin haram olduuna dikkat ekmek iindir. Avlanmada bunun aksi vrid olmu ve "Size av hayvannn eti haram klnd." denilmeyip avn bizzat kendisi haram klnmtr ki, hem ldrlmesini hem de yenilmesini ifade etsin. Burada (yani hadiste) ise domuzun satn haram klnca tamamn zikretmi, l ve diri her halkrda satnn haram klndn gstermek iin haram klmada sadece etinin satn tahsis etmemitir. [476]

 

5 Put Sat:

 

Putlarn satnn haram klnmasna gelince, bu hkmden, Allah'a irk komak iin edinilen put, ha, heykel gibi her trl let ve eyann satnn haram klnd anlalr. Konusu irk ve Allah'tan bakasna ibadet olan kitaplar hakkndaki hkm de byledir. Btn bunlarn ortadan kaldrlmas gerekir. Bu tr eyalarn satlmas, bakalarnn onlan almasna ve dolaysyla fitneye duar kalmalarna sebep olur. Bu yzden onlarn satnn haram klnmas, baka eylerin satnn haram klnmasndan evldr. Onlarn satnn zarar, bizzat kendilerinde bulunan zarara gredir. Hz. Peygamber'in (s.a.) yukardaki hadiste putun satnn haram klmasn en son zikretmesi, onun haram olma derecesinin daha hafif oluu sebebiyle deil, aksine en hafiften en ara doru kmas sebebiyledir. Mesel, arabn durumu l hayvandan daha iyidir. Zira kendiliinden sirkeye dnmesi, hatta baz limlere gre insan eliyle bile dntrlmesi halinde muteber mal saylr. Yine baz limlere gre zimmye ait olan arap telef edildiinde tazmin edilirken, l hayvan tazmin edilmez. Allah Tel'nm arabn aksine, l hayvan etinin yenmesi karlnda had (er'an takdir edilmi ceza) koymamas insan tabiatnn ondan nefret etmesi ve tabi olarak ondan uzak durmas sebebiyledir. Domuz ise, l hayvandan daha iddetli haramdr. Bu yzden Allah Tel u yet-i kermede yalnzca onun necis olduuna hkmetmitir: "De ki: Bana vahyolunanlar arasnda yiyen bir kimsenin yiyecei iinde (sizin haram dediklerinizden byle) haram edilmi bir ey bulmuyorum. Yalnz gerek l, gerek dklen kan, gerek domuz eti ki bu phesiz bir murdardr, yahut Allah'tan bakasnn adna boazlanm bir fsk olmak mstesnadr."[477] szndeki zamir,

kelimesinin lfz itibaryla yette zikri geen her nesneye dnebilirse de, sebepten dolay sadece domuz etine ait olduu gr kuvvet kazanmaktadr. Birincisi: Zamirin "domuz eti" kelimesine olan yaknl. kincisi: Mzekker (erkek) olarak gelip eklinde mennes (dii) olarak getirilmemesi. ncs: Zamirden nce bir ve bir de haflerinin bulunmas. Bu harflerin getirilmesi haram klnmann illetine dikkat ekerek nefisleri ondan uzaklatrmak iindir. Baz insanlarn tabiatnda onu gzel bulmak ve ondan lezzet almak meyli vardr. Allah Teala bu ifde ile onda vehmedilen gzellik ve lezzetin bulunmadn, bilkis onun murdar olduunu haber vermitir. l hayvan ve kan iin byle bir habere ihtiya yoktur. Zira onlarn murdar olduu herkese kabul edilmektedir. Kur'an- Kerim'de bunun benzeri baz konular bulunmaktadr. Onlar zerinde dnnz. Daha sonra da putlann satnn haram klndn zikretmitir ki o, haram ve gnah olma bakmndan byk, slm'a ters dmesi bakmndan da arap, l hayvan ve domuz satmaktan daha ileri derecededir. [478]

 

6Yenilmesi ve ilmesi Haram Nesnelerin Paras:

 

Hz. Peygamber'in (s.a.): "Allah bir eyi haram kld zaman, onun parasn yemeyi de haram klar." hadisi ile iki husus kastedilmitir. Birincisi: arap, l hayvan, kan, domuz ve irke vesile olan letler gibi hem kendisi hem de ondan yararlanmas haram olan eyler. Btn bunlarn paras haramdr.

kincisi: Tabaklandktan sonra l hayvann derisi, evcil eekler ve katrlar gibi yalnzca yenmesi haram klnp, yemenin dndaki yararlanmalarn mubah klnd eyler. Bu snfa giren eylerin hadiste zikre dilmedii sylenebilir. Hadise giren eyler mutlak olarak haram klnanlardr. Ayn zamanda, zikredildii de sylenebilir. Bu durumda parasnn haram klnmas, haram klman menfaat sebebiyledir. Eekler ve katrlar, zerine binilmek iin satldklar zaman paralan helal olduu halde, etlerinin yenmesi iin satlrlarsa haram olur. l hayvann derisi, ondan yararlanmak iin satlrsa paras helal, yenmek iin satlrsa haram olur. Mlik, Ahmed b. Hanbel ve arkadalar gibi fukahanm ounluu buna benzer meseleler iin yle demilerdir: arapya satlan zmn parasn yemek haramdr ama, onu yemek iin alan bir kimseye satma sonucu elde edilen para helaldir. Mslmana kar kullanmak zere silah satmaktan elde edilen para haram olduu halde, ayn silah Allah yolunda cihad edecek bir gaziye satmaktan elde edilen kazan en gzel kazantr. Ayn ekilde giymesi haram olan br kimseye ipek kuma satmann kazanc haram, giymesinde saknca bulunmayan birine satmann kazanc helldir.

Bu noktada yle bir soru sorulabilir: Bir mslmann, necis olmu bir ya, onun temiz olduuna inanan bir zimmye satmasna cevaz verdiiniz gibi, arap ve domuzu da, onlarn hell olduuna inanan zimmye satmasna cevaz verir misiniz?

Bu soruya yle cevap verilir: Bu caiz olmaz, paras da haramdr, nk zikri geen iki konu arasnda u fark vardr: Sonradan necis olan ya aslnda, kendisine pislik karm temiz bir maldr ki, necasetin tahakkuk edip etmedii tartmaldr. Bir grup lim onun ancak bir deiiklie urarsa neeis olacan sylerken, bir baka grup da necis olsa bile ykamak suretiyle temizlenebileceini savunmulardr. Allah'n btn dinlerde ve btn peygamberlerinin lisanyla haram kld l hayvan, kan ve domuz byle deildir. nk onlar mubah saymak, btn peygamberlerin haram olduunda ittifak ettikleri eylerde, onlara muhalefet etmektir. Kfirlerin onlar hell saymas, sonucu deitirmez. Bu tpk mriklere put satmak gibidir ki, Allah ve Rasl'nn haram kld da budur zaten, yoksa bir mslman hibir zaman put satn almaz.

Soru: arap, ehl-i kitab iin helldir ve onlara satlmasna cevaz verilmi midir?

Cevap: Bu mesele, Hz. mer'in (r.a.) memurlarndan bir ksmnn vehmine dayanmaktan teye gemez. Sonunda Hz. mer onlara bir mektup yazm ve onlan bu uygulamadan men etmi, arabn sat iinin bizzat ehl-i kitaba braklmasn, onlardan borlarna karlk arabn parasnn alnmasn emretmitir. Ebu Ubeyd Abdurrahman Sfyan b. Sad brahim b. Abdula'l el-Ca'f Sveyd b. Gafle yoluyla gelen bir rivayete gre, baz insanlarn (yani grevli memurlarn) cizye olarak domuz aldklar yolunda haberler, Hz. mer'e ulat. Bilal (r.a.) kalkp dedi ki: "Evet, onlar byle yapyorlar." Bunun zerine Hz. mer (r.a.) buyurdu ki: "Satn onlara braknz."'[479]'

Ebu Ubeyd el-Ensr srail brahim b. Abdua'l Sveyd b. afle yoluyla gelen dier bir rivayete gre Bilal, Hz. mer'e (r.a.) yle dedi: "Zimmerin haralarn toplamak iin grevlendirdiin memurlarn, hara olarak arap ve domuz alyorlar." Bunun zerine Hz. mer buyurdu ki: "Onlardan (arap ve domuz) almaynz, fakat onlara (yani zimmlere) onlan sattrnz, siz de (harac) onlarn parasndan alnz."[480]'

Ebu Ubeyd bu noktada der ki: Mslmanlar zimmlerden cizye ve hara olarak arap ve domuz (kymetine gre hesaplayarak) alyorlar, sonra onlan bizzat kendileri satyorlard. Bilal'n doru bulmad ve Hz.mer'in de yasaklad husus budur. Daha sonra Hz. mer, zimmlerin kendilerine ait olan arap ve domuzu bizzat kendilerinin satmalar halinde, hara memurlarnn, onlarn parasn kabul edebileceklerini sylemitir. nk arap da domuz da, zimmere ait mallardr, mslman iin mal olmazlar.

Hz. mer*e ait baka bir hadis bu konuyu aklamaktadr. Ali b. Ma*bed Ubeydullah b. Amr Leys b. Eb Sleym yoluyla gelen rivayete gre, Hz. mer memurlarna mektup yazarak, aldklar domuzlan ldrmelerini ve cizye vermesi gerekenlerin cizyelerini o domuzlarn parasndan almalann emretti.[481] Ebu Ubeyd der ki: Hz. mer o mallan zimmlerin mal olarak grmeseydi, onlan cizyeden bedel klmazd.

Bir zimmi arap ve domuzuyla r memurlanyla karlarsa, r memurunun o mallardan r almas ho (hell) olmaz. Ayn zamanda o mallann parasndan da alamaz. O mallan satann zimm olmas sonucu deitirmez. Bu konu nceki konu gibi deildir. nk cizye ve hara zimmerin kendi nefisleri ve topraklar zerine konulan bir vergi olduu halde r, bizzat arap ve domuz zerine konulmu olmaktadr. Bu yzden, Hz. Peygamber'in (s.a.): "Allah bir eyi haram klarsa, onun parasn da haram klar." hadisi sebebiyle o mallarn parasn almak da gzel deildir. Hz. mer'in bu konuda dier konudan farkl bir ekilde fetva verdii rivayet edilmektedir. Ayn rivayet mer b. Abdlaziz'den de gelmektedir.

Ebu'l-Esved el-Msr Abdullah b. Leh'a Abdullah b. Hbeyre es-Seb yoluyla yaplan bir rivayete gre Utbe b. Ferkad, mer b. Hattab'a, arap vergisi olarak krkbin dirhem gndermi, bunun zerine Hz. mer ona u mektubu yazmtr: "Bana arap vergisi gndermisin. Halbuki sen buna muhacirlerden daha lyksn." Bu durumu halka haber verdi ve dedi ki: Vallahi seni hibir konuda grevlendirmeyeceim. Bunun zerine onu terketti.[482]

Abdurrahman Msenn b. Sad ed-Daba yoluyla gelen bir rivayete gre mer b. Abdlaziz, Ad b. Ertt'a, onun tarafndan gnderilen mallann bir dkmn gndermesini, bu dkmde, mallarn nereden geldiinin belirtilmesini istedi. Bunun zerine o da bir cevap yazarak mallan tasnif etti. Yazd mallar arasnda drtbin dirhem arap r de vard. Bir mddet sonra mektubunun cevab gelmi ve orada yle yazlmt: "Sen bize gnderdiin dkmde arap r olarak drtbin dirhem kaydetmisin. (Bilesin ki) bir mslman araptan r alamaz ve onun alm-satmn da yapamaz. Sana bu mektubum geldii zaman, o adam bul ve bu mal ona geri ver, nk o bu mala daha lyktr." O da mektubu alnca emredildii gibi yapt.

Ebu Ubeyd: "Her ne kadar brahim en-Neha baka grte ise de, bana gre uygulamaya esas olan gr budur." der ve daha sonra brahim en-Neha'den, yannda arapla r memuruna urayan zimmden alnacak miktarn ikiye katlanaca grn nakleder.[483]

Ebu Ubeyd der ki: Ebu Hanife, r memuruna, yannda arap ve domuz olarak urayan zimmnin arabndan r alnacan, domuzundan alnmayacan sylerdi. Muhammed b. Hasan'm Ebu Hanife'den bu ekilde rivayette bulunduunu duydum. kisi de halife olan mer b. Hattab ile mer b. Abdlaziz'in grleri kabul edilip uyulmaya daha lyktr. Allah en iyisini bilir. [484] .

 

B) HZ. PEYGAMBERN (S.A.) KPEK VE KED PARASI, FAHE, , HACAMATI VE DL CRETLERYLE LGL HKMLER

 

Buhr ve Mslim'in Saftih'lerinde bn Mes'd'dan rivayet edildiine gre Raslullah (s.a.) kpein parasn, fahienin cretini ve khinin cretini yasaklamtr."'[485]

Mslim'in Sahih'inde Ebu'z-Zbeyr'in yle dedii rivayet edilmitir: Cbir'e kpek ve kedinin parasn sordum. O da Hz. Peygamber (s.a.) bunu yasaklad diye cevap verdi[486]'

Ebu Davud'un Snen'inde yine Ebu'z-Zbeyr'den rivayet edildiine gre Hz. Peygamber (s.a.) kpek ve kedinin parasn yasaklamtr. [487]

Mslim'in SaMfr'inde Rfi' b. Hadc yoluyla gelen bir hadiste Raslullah'n (s.a.) yle dedii rivayet edilmitir: "Kazancn en erlisi fahienin creti, kpek paras ve hacamatnn kazancdr. [488]'

 

1 Kpek Alm-Satun:

 

Bu hadisler drt hususu iine almtr:

Birinci hkm: Kpek satnn haram klnmas. Bu hkm ehl-i hadis fakihlerinin tamamna gre, byk ya da kk av, oban ve beki kpeklerinin btnn iine almaktadr. Ebu Hanife ve Mlik'in arkadalar kpek satn ve parasn yemeyi caiz grmlerdir. Kad Abdulvahhb da: "Arkadalarmz, beslenmesine izin verilen kpeklerin satnn hkm konusunda ihtilf etmilerdir; bir ksm mekruh olduuna, bir ksm da haram olduuna hkmetmitir." demektedir.

Baz limler de sat sahih olan eyler konusunda mstakil bir kaide gelitirmiler, kpek sat meselesini de o kaideye gre deerlendirmiler ve yle demilerdir: Btn yararlan haram klman eylerin sat caiz deildir. nk madd olarak mevcut olmayan eyle dn olarak yasak klman ey arasnda fark yoktur. Yararlar arasnda hem hell hem de haram klman eyler bulunursa bu durumda, bir eyadan zel olarak beklenen ama ne ise ona itibar edilir, hkm de ona gredir. Bir eyadan beklenen ama ierisinde, hem hell hem de haram klman hususlar var ise sat sahih olmaz. nk o eyin haram olan ksmnn karlnda bir ey almak, bir eyi haksz yoldan yemek demektir. Dier ksmn (yani haram olmayann) paras ise mehuldr.

Av kpeinin sat meselesi bu esasa gre deerlendirilir. Bu konudaki ihtilf, bu esasa gre deerlendirilecek olursa, yle denilir: Kpein yle yle yararlar vardr. Btn yararlar bu ekilde sayldktan sonra baklr. Kim bu yararlarn tamamn haram cinsinden olarak grrse cevaz vermez. Kim de hell cinsinden olarak grrse cevaz verir. Her iki cinsten yararlarn beraberce bulunduunu gren kimse, esas arnaca bakar ve hkm ona gre verir. Kim bir eyde tek bir yarar grr, o yararn da o eyden amalandn ve ayn zamanda haram klndn dnrse satm yasaklar. Esas amac tesbit edemezse hkm vermekten ekinir veya mekruh olduunu syler. Bu kaideyi ve aklamay dnrsen aradaki elikiyi ve av kpei satn bu kaideye gre hkme balamann en fasit bir hkm olacan grrsn. "Av kpeinin yararlarn saydktan sonra, btn yararlan haram klnmtr ve sat caiz deildir." szn hi kimse sylememitir. Bu mmet, av kpeinin av ve bekilik konusundaki yararlannn mubah oluunda ittfak etmitir. En byk yararllklan bu iki sahada olduuna gre, beslenmesi de en ok bu iki maksat iin olmaldr. Yararlarnn tamamnn haram cinsinden olduunu dnen kimsenin, bu yararlann er' olduunu kastetmesi doru olmaz. nk dn olarak verilmesi caizdir

"Bu yararlann tamamn hell gren kimse cevaz vermitir." sz de fasittir. nk av kpeinin zikri geen yararlannn hell olduunda ittifak edildii halde, fakihlerin ounluu satna cevaz vermemilerdir.

"Yararlarn eitli olduunu gren kimse esas maksadn hell mi yoksa haram m olduuna bakar." sz herhangi bir fayda getirmemektedir. nk av kpeinin yaran bekilik yapmak deil, av avlamaktr. Bu durumda bir eitlilikten sz edilemez. Haram olduu takdir edilen yararlanna gelince, eek ve katr gibi hayvanlarda bile haram saylan bir takm yararlar olduu sylenebilir.

"Kim bir tek yarar bulunduunu, bunun da esas maksat olduunu ve haram klndn grrse yasaklar." sz de ncekilerden daha fasittir. nk bu yarar, av kpeini beslemekten beklenen bir yarar deildir. ayet onu alan mterinin yle bir yaran kastettii takdir edilecek olursa, ayn takdirin, sat caiz olan dier hayvanlar iin de geerli olduu ve bylece bu yaklamn fasit olduu grlr.

Bu konuda sahih olan asl, sarih nassm dellet ettii ve itiraz da mmkn olmayan asldr ki, o da satnn kesin olarak haram klnddr.

Soru: Bu hususta u soru sorulabilir: Hz. Peygamberin (s.a.) satn yasaklad kpek cinsi ierisinde, bu eit istisna edilmitir. Bu istisnann delili Tirmiz'nin Cbir'den (r.a.) rtvyet ettii u hadistir: "Hz. Peygamber (s.a.) kpein parasn yasaklad, ancak av kpei mstesna."[489] Nes, brahim b. Hasan el-Mass Haccc b. Muhammed Hammad b. Seleme Ebu'z-Zbeyr Cbir (r.a.) yoluyla gelen hadiste Raslullah'n av kpei mstesna, kedi ve kpein parasn haram kld rivayet edilmitir.[490] Kasm b. Asba Muhammed b. smail fbn Eb Meryem Yahya b. Eyyb Msenn b. es-Sabbah Ata b. Eb Rebh Ebu Hureyre (r.a.} yoluyla gelen hadiste de Hz. Peygamber'in (s.a.) yle syledii rivayet edilmitir: "Av kpeinin dnda, kpek paras haramdr."[491] bn Vehb ona haber veren bir rvi fon ihb Ebu Bekir es-Sddk (r.a.) yoluyla Hz. Peygamber'in (s.a.) yle buyurduu rivayet edilmitir: " ey haramdr: Khinin hediyesi, zina eden kadnn creti ve sran kpein paras."'[492]' bn Vehb e-imr b. Abdullah b. Dumeyra babas dedesi Ali b. Eb Talip (r.a.) yoluyla gelen hadiste de Hz. Peygamber'in (s.a.) sran kpein parasn yasaklad rivayet edilmektedir. [493] Szkonusu istisnann sahih olduuna dellet eden hususlardan biri de udur: Hz. Peygarnber'in (s.a.), kpein parasn yasakladn rivayet eden rvilerden biri olan Cbir'in bizzat kendisi av kpeinin parasn almasna ruhsat vermitir. Sahb kavlini delil kabul edenlere gre o kavil bile hadisin umm ifadesini tahsis etmeye elverilidir. Bir de yansra onu (yani av kpeini) istisna eden nass ve kyas bulunursa nasl olacan dnnz. Ayn zamanda ondan yararlanmak mubah, miras, vasiyet ve hibe yoluyla el deitirme sahihtir. Bir kavle gre dn ve kiralama suretiyle verilmesi de caizdir. Bu iki konu, afi mezhebinde iki grtr. Bu durumda eek ve katr gibi sat caizdir.

Cevap: Hz. Peygamber'in (s.a.) av kpeini istisna ettii rivayeti hibir surette sahih deildir. Bu konuda Cbir'den (r.a.) rivayet edilen hadise gelince, bu hadis kendisine sorulan Ahmed b. Hanbel yle demitir: "Rvilerinden Hasan b. Eb Cafer zayftr." Drakutn: "Doru olan bu hadisin isnad sahih deildir. Ebu Hureyre hadisi hakknda da: Bu hadis sahih deildir. Ebu'l-Mhezzim (Ebu Hureyre'den rivayet edeni kastetmektedir.) zayftr." demektedir. Beyhak ise: " Hz. Peygamber'den (s.a.), kpein parasm yasaklayan hadisi bir topluluk rivayet etmektedir. Bunlardan bazlar: ton Abbas, Cbir b. Abdullah, Ebu Hureyre, Rfi' b. Hadc, Ebu Cuhayfe'dir. Rivayet edilen hadislerin lfz deiik, mnas birdir. Av kpeinin istisna edildii hadis ise sahih deildir ve sanki onu rivayet eden rvi, beslenmesini yasaklayan hadisi kastetmi ama rivayeti kartrmtr." Allah en iyi bilir.

Hammad b. Seleme'nin Ebu'z-Zbeyr'den rivayet ettii hadise gelince, Ahmed b. Hanbel o hadisi de, rvileri arasnda Hasan b. Ebu Cafer'in bulunmas sebebiyle zayf kabul etmitir. Sanki o, Haccc b. Muhammed yoluyla geen rivayete rastlamamtr. Drakutn bu hadis hakknda: "Doru olan, onun mevkuf olduudur." demekte, bn Hazm da Ebu'z-Zbeyr'in Cbir'den duyduunu aka sylememesi, onun mdellis olmas ve Leys'in ondan yapt rivayette bulunmamas sebebiyle hadisi illetli bulmaktadr. Beyhak de, rvilerden birinin, beslenmesi dier kpeklerden istisna edilen av kpeinin satnn istisna edildiini vehmetmesinden dolay illetli bulmaktadr.

Ben de derim ki: Cbir'in bu hadisinin btl olduunu ve onun bu konuyu kartrdn gsteren hususlardan biri de ondan sahih bir yolla rivayet edilen u hadistir: "Drt ey haramdr: Erkek hayvann (damzln) iftleme iin kiralanmas, kpein paras, fahienin creti ve hacamatnn kazanc." Bu rivayet, ondan gelen ve av kpeini istisna eden mevkuf rivayeti illetli klmaktadr. nk bu durumda hem merf, hem de mevkuf hadisler illetli saylrlar.

Msenn b. es-Sabbh At Ebu Hureyre yoluyla gelen hadis de btldr. nk bu hadisin isnadnda Yahya b. Eyyb bulunmaktadr ki, rriam Mlik onun yalanc olduunu sylemekte, mam Ahmed de onu cerh etmektedir. Yine isnadnda bulunan rvilerden Msenn b. es-Sabbh'm zayf olduu hadis limlerince mehurdur. Ayn zamanda Nes'nin rivayet ettii u hadis de onun btl olduuna dellet etmektedir. Hasan b. Ahmed b. Habb Muhammed b. Abdullah b. Nmeyr Esbt A'me At b. Eb Rebh yoluyla gelen rivayete gre Ebu Hureyre (r.a.) yle demitir: Drt ey haramdr: Erkek hayvann erlik suyu, kpein paras, fahienin creti ve hacamatnn kazanc, "[494]

Hz. Ebu Bekir es-Sddk'ten rivayet edilen esere gelince, bn ihb ile bn Vehb ve Eb Bekir es-Sddk ile ton ihb arasnda bulunan dier rviler bilinmemekte, dolaysyla byle rivayetler delil kabul edilmemektedir.

Hz. Ali'ye (r.a.) nisbet edilen eserde de son derece zayf olarak bilinen tbn Dumeyra bulunmaktadr. Byle sakat ve itibardan dm eserler sika imamlarn rivayetlerinin nne geemezler. Hatta baz hadis hafzlar onlarn rivayetinin tevatren yaplan bir rivayet olduunu bile sylemilerdir. Bylece hibir sahabenin aksine bir rivayette bulunmad aa km oldu. Cbir, Ebu Hureyre ve bn Abbas dahi kpein parasnn habis (kirli) olduunu sylemilerdir.

Vek srail Abdlkerim Kays b. Habter bn Abbas (r.a.) yoluyla gelen merf bir hadiste yle buyrulmaktadr: "Kpein paras, fahienin creti ve arabn paras haramdr."'[495]

Bu rivayetin merf olduu kabul edilmese bile, en azndan bn Abbas'a ait olduu bilinmektedir.

Kpein, eek ve katra kyas edilmesi ise ok fasit bir kyastr. Bilkis, domuza kyas edilmesi daha doru olurdu. nk domuzla kpek arasndaki benzerlik, kpekle eek ve katr arasndaki benzerlikten daha kuvvetlidir. ki kyas kar karya geldiinde, kyasa uygun nass ile te'yid edilen, o nassa muhalif olandan daha sahihtir.

ayet: "Kpein parasnn yasak edilmesi, ldrlmesinin emredildii zaman iin geerli idi. ldrlmesi haram klnp, baz kpeklerin de beslenmesine izin verilince szkonusu yasaklama ve dolaysyla satnn haram klnmas neshedilmitir." eklinde bir itirazda bulunursa u cevap verilir:

Bu, herhangi bir delile dayanmayan btl bir iddiadr. Eser olarak da bu iddiay isbata yardmc olacak herhangi bir rivayet bulunmamaktadr. Btl olduunu gsteren hususlara gelince: Satn ve parasn yemeyi haram klan hadisler mutlak olup umum ifade etmektedir. ldrlmesini ve beslenmesini yasaklayan hadisler ise iki eittir: 1) Ayn ekilde mutlak olup umum ifade edenler ki, bunlar nceki hadislerdir. 2) Mukayyed olup tahsis olunan hadislerdir ki, bunlar da sonrakilerdir. ayet satn yasaklayan hadisler mukayyed ve tahsis olunmu eitten olsayd, bunu gsteren eserler bulunurdu. Byle olmayp da mutlak ve mm (genel) olarak gelince, kastedilen mna ve hkmn de yle olduu grlm ve anlalm oldu ki bunun ptali caiz deildir. [496]

 

2 Kedi Alm-Satun:

 

kinci Hkm: Kedinin satnn haram klnmasdr. Cbir'in rivayet ettii sahih ve sarih hadis bunu gstermekte olup,.fetva da buna gre verilmitir. Kasm b. Asba Muhammed b. Vaddh Muhammed b. dem Abdullah b. Mbarek Hammad b. Seleme Ebu'z-Zbeyr yoluyla gelen rivayete gre Cbir b. Abdullah kedi ve kpein parasn mekruh grmtr. Ebu Muhammed. Cbir b. Abdullah'n fetvalarnn bu ynde olduunu ve sahabeden de ona muhalefet eden bir kimsenin bilinmediini sylemektedir. Ebu Hureyre (r.a.) de ayn ekilde fetva vermi; Tvs, Mchid, Cbir b. Zeyd ve ehl-i zahirin tamam bu fetvay benimsemitir. mam Ahmed'den gelen iki rivayetten biri ile Ebubekir Abdulaziz'in tercihi de bu yndedir. Bu konudaki hadis sahih olduu, onunla atan baka bir hadis de bulunmad iin bu gr dorudur ve bu gr kabul etmek vaciptir.

Beyhak der ki: limlerden bazlar bu hadisi, kedinin necis olduuna hkmedildii zamana hamletmi ve Hz. Peygamber (s.a.): "Kedi necis deildir."[497] Duyurunca bu hkmn sat konusunda neshedildiini sylemilerdir. Baz limler ise ayn hadisi vahleen kediler iin geerli saymlardr. Aslnda hadisin zahirine tbi olmak evldr, imam afi bu konuda vaki olan haberi duysayd inallah ona tbi olurdu. Ona tbi olmayanlar Ebu'z-Zbeyr'in rivayetlerine gvenmeyenlerdir. Daha sonra Ebu Sfyan Cbir yoluyla ts b. Yunus cihetinden, Hafs b. Gys da A'me ve Ebu Sfyan yoluyla bu hadise mtbaatta bulunmulardr.

Bazlar da bu hadisi sahibi olmayan kediye hamletmilerdir. Fakat btn bu yorumlarn ne dereceye kadar zayf olduu aktr. [498]

 

3 Fahienin creti:

 

nc Hkm: Fahienin creti: Bundan maksat bir fahienin zina karl ald bedeldir. Raslullah (s.a.) cariye olsun, hr kadn olsun, zina eden bir kadnn ald cretin habs (kirli) olduuna hkmetmitir. O'nun zamannda fuhu zellikle cariyelere ait bir i olarak bilinirdi. Bu sebeple Htnd, Hz. Peygamber'e (s.a.) bat ederken: "Hr kadn zina eder mi?" demiti. slm fkh bilginleri akl sahibi ve blga ermi bir kadnn bir erkee, kendisiyle zina etme imkn vermesi halinde ona mehir vermenin gerekmeyecei konusunda fikir birlii iindedirler. Ancak u iki meselede ihtilf etmilerdir:

Birincisi: Zinaya zorlanan hr kadn.

kincisi: Gnll olarak zina eden cariye. Bu konularda drt gr olup, hepsi de mam Ahmed'in benimsedii grler olarak rivayet edilmektedir.

Birincisi: ster bakire, ister dul olsun ve ister nden ve isterse arkadan iliilmi olsun, kadna mehir vermek gerekir.

kincisi: Dul olursa mehir gerekmez, bakire olursa gerekir. Ayrca bekretin izlesinden dolay diyet gerekir mi? sorusuna mam tarafndan evet ve hayr eklinde iki trl cevap verilmitir. Bu ikinci gr Ebubekir tarafndan tercih edilmitir.

ncs: Kadn, onunla zina eden erkein dn llere gre yakn ise mehir gerekmez, yine ayn llere gre yabanc ise gerekir.

Drdncs: Kadn, zina eden erkein kz ve bacs gibi, kznn nikh dmeyecek biri ise mehir gerekmez; hala ve teyze gibi kznn nikh decek biri ise gerekir.

Ebu Hanife: Zorla kendisiyle zina yaplan kadna, bakire olsun, dul olsun, mehir gerekmez demektedir.

Mehir vermenin vacip olduunu syleyenler derler ki: Kadndan yararlanmak, eriatta mehir ile deerlendirilmitir. Kendi arzusuyla zina yapan iin gerekmemesi, onun bu menfaati reddetmesi sebebiyledir. Tpk bir kimseye herhangi bir organn telef etme izni vermesi durumunda olduu gibi. Mehir vermenin gerekmedii grnde olanlar yle demektedirler: Sri* bu menfaati (yani kadndan yararlanmay), ancak tam bir akit veya akit phesi szkonusu olduunda mehir ile kymetlendirmitir. Zinada kesinlikle byle bir kymetlendirme cihetine gitmemitir. Zinay nikha kyas etmek ise ok fasit kyaslardandr. Ayn zamanda Sri' zina yoluyla yararlanmann karlnda had cezas komutur ki, bu ceza e mehir deyerek tazminatta bulunmak bir araya gelmez. Bir eyin vacip olmas iin ri'in hitabnn nassndan, ummundan, fahvsndan, iaretinden veya mnasndan delil getirmek gerekir. Bunlardan hibiri sabit deildir. Bu konuda en ok ileri srlebilen iddia zinay nikha kyas etmektir ki, aralarmda hibir benzerlik olmad ortadadr. te yandan mehir hem lfz hem de mna olarak nikhn zelliklerindendir. Bu yzden "nikhn mehri" eklinde tamlama yapld halde, "zinann mehri" eklinde yaplmaz. Hz. Peygamber (s.a.), "mehir" kelimesini mutlak olarak zikretmi, ancak bununla akdi (yani szlemeyi) kastetmitir. Tpk, "Allah, arabm, l hayvann, domuzun ve putlarn satn haram klmtr.[499]' ve "...Hr bir inam satp onun parasn yiyen adam."[500] hadislerinde sat lfzndan szlemenin kastedilmesi gibi. Bu mnadaki ifadelerin benzerleri oktur.

Birinci gruptakiler derler ki: Bir kadndan yararlanmada asl olan, bu yararlanmann mehir ile deerlendirilmesidir. Ancak Sri' bu hakk, kendi isteiyle zina yapan fahieden drmtr. Zinaya zorlanan kadn ise fahie deildir ve o hakknn dmesi caiz deildir. Nasl hr bir insann baz taraflarndan zorla yararlanlmas halinde ona bedelini demek gerekirse, bizim meselemizde de durum ayndr ve buradaki er' bedel mehirdir.

Her iki grn de kaynanda bu bak as bulunmaktadr.

Bakire ile dul kadn ayr ayn ele alan gruba gre, dul kadna ilien kimse ondan bir ey alp gtrmemitir ve ona, bu davranna karlk verilecek ceza yeterlidir. Bu gnah herhangi bir ekilde mal ile karlanmaz. Bakirenin ise bikrinin izlesi szkonusu olduu iin mutlaka bunun tazminat gerekir. Bu sebeple bu cinayet, genel olarak, cinayete sebep olana yani kadnn menfaatinin bir ksmn (bakireliini) telef edene tazmin ettirilir. nk bakire kadndan yararlanma tazminatta bu ksma (yani bakireliine) tbidir. Tpk istei ile zina eden bakirede de tazminat dememesinin ayn ksma tabi olmas gibi.

Mahrem olan kadnlarla yabanc kadnlar ayr ayn ele alanlara1 gelince, onlar bu kadnlarn akrabalar olan erkeklere ebed olarak haram klndn grnce, onlarn din asndan cins ilikiye mahal olmadklarn, ayet byle bir iliki olursa bunun ltlik gibi deerlendirilmesi gerektiini sylemiler, bu durumda da mehir gerekmediini savunmlardr. Bu gr a'b'nindir. Dier yandan hsmlk suretiyle haram olma halinde, haram geici olduu iin durum bunun aksinedir.

el-Mun adl eserin mellifi bn Kudme der ki: St emme e haram olanlar iin de hkm byle olmaldr, nk onlann haram olmas da sonradan vuku bulmutur.

Mahrem olanlardan kznn nikh denlerle dmeyenlerin arasm ayranlar da sanki, kznn nikh denlerin haramlm dierlerinden daha hafif grmler ve bylece bu mesele geici ve sonradan haram olma meselesine benzemitir.

ayet: "Zorla dbrnden iliilen hr kadm ve ayn ilikiyi gnll olarak yapan cariye hakkndaki hkm nedir?" diye sorulacak olursa, yle cevap verilir: Bu durumda mehir denmemesi evldr. nk bu, mehir verilmeyeceinde ittifak edilen gibidir.

Ebu'l-Berekt bn Teymiye ile Ebu Muhammed b. Kudme bu meselede ayr ayn grler ileri srmlerdir. Ebu'l-Berekt el-Muharrar adl eserinde: phe ile iliilen veya nden ya da arkadan zinaya zorlanan kadna mehr-i misil demek gerekir, derken Ebu Muhammed el-MunVde: Livatada ve kadna arkadan ilimekte mehir gerekmez. nk dinde bu ilikiye bir bedel getirilmemitir. Dier yandan byle bir ilikide herhangi bir eyi telef etmek szkonusu olmad iin, pmek veya fercin dnda bir yere temas etmekten teye,bir mna yoktur demektedir. Doru olan gr, kesin olarak budur. Sri' bu fiil iin bir kymet koymamtr. Bu fiili kadna ferten temas etmeye kyaslamak fasit kyastr. Bu gr ileri srenlerin, erkeklerle l ilikide bulunanlarn da mehir vermesi gerektiini sylemesi lzm gelir ki, byle bir ey syleyen lim yoktur.

kinci meseleye gelince, o da kendi isteiyle zina eden cariyeye mehir gerekip gerekmeyecei konusudur. Bu hususta iki gr vardr:

Birincisi: Mehir demek vaciptir. mam afi'ye ve Ahmed b. Hanbel'in arkadalarnn ouna ait olan bu gre gre bakasnn hakk olan bu menfaatten istifade edilmesi karlksz braklmaz. Tpk bir tarafnn kesilmesine izin vermesi durumunda olduu gibi. Bu konudaki kesin doru, mehir vermenin vacip olmad noktasndadr. nk bu Hz.Peygamber'in (s.a.) cretini yasaklad fuhutur. Bu cretin habs (kiril) olduunu haber vermi ve hem bunun hem de kpein paras e khinin cretinin hkmnn ayn olduunu bildirmitir. Cariye de ncelikle bu hkme dahil olup hadis nassnm umumundan tahsis edilmesi .caiz deildir. nk o devirde fuhulanyla maruf olan snf cariyeler snfyd. Allah Tel onlar ve onlarn efendileri hakknda u yet-i kermeyi inzal buyurmutu: "Namuslu olmay istedikleri takdirde, cariyelerinizi fuha zorlamaynz.[501] Onlarn kasdedildii bir nasstan onlar danda brakmak ve nass bakalarna hamletmek nasl caiz olur?

"Cariyenin menfaati efendisine aittir ve o da bu menfaatten bakasnn yararlanmasna izin vermemitir." sznze gelince, ona yle cevap verilir: Efendisi bu menfaate, bizzat kendisi yararlanmas durumunda mliktir. Tam veya pheli bir nikhla bakasnn yararlanmas durumunda da karl olan bedele sahip olur, bunun iin de cariyenin izin vermesi gerekir. Ne Allah ne de O*nun Peygamberi zina iin cezadan baka bir karlk koymamlardr. Bundan dolay efendisinin eline geecek herhangi bir ey yoktur ki, onun lehine hkmedilsin. Bu fiile bir bedel tayin etmek, Allah ve Rasl'nn karlksz brakp heder ettii bir mal kymetlendirmek ve ri'in habs (kirli) olduuna hkmettii, onu kpek paras ve khin creti mesabesinde kld bir bedeli sabit klmak demektir. Bir bedel er' ynden habs ise, onun denmesine hkmetmek caiz deildir.

Bu noktada, hacamatnn da creti habistir ama onun denmesi iin hkm verilebiliyor denemez. nk hacamat fiilinin yarar mubahtr. Bu yzden o ii yaptran kimsenin hacamatnn cretini demesi caiz, hatta vaciptir. O halde bu fiil nerede, hkm kendi hkmnden bedeli de kendi cinsinden olan o haram ve habs menfaat (yani zina) nerede? Byle bir gnah karlnda bedel denmesini vacip klmak livata fiili karlnda bedel denmesini vacip klmak gibidir. Zira Sri' bu fiil karlnda herhangi bir bedel tayin etmemitir.

ayet: "Kadna fercinden temas etmenin karlnda bedel olarak mehir konulmutur ki, bu da umm mnada bir mehir olup livata iin byle bir bedel yoktur." denilecek olursa yle cevap verilir:

Bu bedel, bir nikh szlemesi veya byle bir szleme phesi karlnda konulmutur. Zina olduunda hi phe bulunmayan bir fiil karlnda byle bir bedel yoktur. Baar Allah'tandr.

te yandan slm tarihinde zina eden bir erkee, zina ettii kadna mehir (veya cret) demesinin gereine hkmeden hibir uygulama bilinmemmektedir. Hi phe yok ki, mslmanlar byle bir eyi irkin grmlerdir ve o Allah (c.c.) katnda da irkindir.

Soru: Zina eden bir kadn bu fiilinin karlnda cret alm ve sonradan tevbe etmi ise, bu paray sahiplerine geri mi vermeli yoksa kendisi hell olarak yiyebilir mi, ya da sadaka olarak m datmal?

Cevap: Bu sorunun cevab slm'n muazzam kaidelerinden birine dayandrlmaktadr ki, o da udur: Kim dn ynden elde etmesi caiz olmayan bir eyi ele geirir ve sonra da ondan kurtulmak isterse duruma baklr: Eer ele geirilen mal, sahibinin rzas olmadan ve karlnda verilmesi gereken ey de verilmeden ele geirilmise, sahibine geri verilir. Geri vermesi imknsz hale gelirse, o parayla varsa onun bir borcunu der. Bu da mmkn olmazsa o paray, hak sahibinin miraslarna iade eder. Buna da imkn bulamazsa onun adna sadaka olarak verir. Kyamet gnnde hak sahibi bu sadakann sevabn almak isterse, sevab onun olur. ayet bunu reddeder de, maln haksz yere elinden alan kimsenin hasenatndan almak isterse bu ondan alnr ve sadakann sevab onu verene ait olarak kalr. Ashb- kiram (r.a.i bunu bylece bildirmilerdir.

Eer ele geirilen mal, onu deyenin rzasyla ve haram olan karlnn da verilmesi sonucu alnmsa, mesel arap veya domuz alan ya da bir kadnla zina eden kimsenin bunun karl olan bedeli kendi rzasyla demesinde olduu gibi, bu bedelin sahibine geri verilmesi gerekmez. nk o bu bedeli kendi isteiyle vermi ve haram olan karln almtr. Bu durumda onun hem karln alp hem de bedelini geri almas caiz deildir. Byle olmas halinde gnahkrlarn ii kolaylam ve onlara destek salanm olur. Bir kimse hem zina edip maksadna ulaacan, hem de parasn geri alacan bilirse, bundan baka ne ister? eriat byle bir hkm koymaktan masundur ve byle bir fetva vermek de caiz olmaz. Zira bu hem zulm, hem de fuhu bir araya getirmek demektir. En irkin davran, bir kimsenin bir kadnla zina edip, sonra zorla verdii paray geri almaya kalkmasdr. Bu davrann irkinlii btn akl sahiplerince kabul edilmitir. eriat da byle bir hkm vermez. Ancak o paray alann yemesi de ho deildir. Zira o Hz. Peygamber'in (s.a.) habs olduuna hkmettii bir maldr. u kadar var ki, bu habislik kazan eklinden dolay olup herhangi bir zulmden dolay deildir. Ondan kurtulmann ve gnahndan tam olarak tevbe etmenin yolu, onu sadaka olarak vermektir. Eer ihtiyac olan bir kimse ise, iinden ihtiyac kadar olan alabilir. Kalan tasadduk eder. Karl habs olduu iin, bedelinin de habs olduuna hkmedilen btn kazanlar iin geerli olan hkm budur. Bir maln habs olduuna hkmetmek, onun sahibine iadesinin vacip olmasn gerektirmez. nk Hz. Peygamber (s.a.) hacamatnn kazancnn habs olduuna hkmetmitir, ama onun bu paray geri vermesi vacip deildir.

Bu noktada u itiraz yaplabilir: Haram olan bir menfaat karlnda maln veren bir kimse, vermesi caiz olmayan bir eyi vermitir. Hatta Sri* byle bir insan bu konuda hacr altna bile alabilir. O halde bu bedeli alann al ekli meru olmayp onu almasyla almamas birdir ve sahibine iade edilmesi gerekir. Konu, bir hastann mirassna tebberruda bulunmas, yabanc bir kimseye mirasnn tebirinden fazla miktarda vasiyette bulunmas, iflas veya sefihlik dolaysyla hacr altna alnan bir kimsenin teberruda bulunmas ya da ekmee muhta olan kimsenin bir lokma ekmek iin ihtiya duyduu paray teberruda bulunmasna benzemektedir ki, bu ve benzeri meselelerin srn szkonusu kimselerin bu tasarruflarnda dinen hacr altnda bulunmalardr ve byle bir durumda o parann iadesi vacip olur.

Buna yle cevap verilir: Yaplan kyas fasittir. nk zikri geen btn meseleler, karlksz yaplan teberrrulardr. Sri', bakasnn ya da her haktan nde gelen kendi nefsinin hakk bulunan bu teberrular yasaklamtr. Bizim konumuza gelince, burada denen bedel, yararlanlan bir menfaat veya tketilen haram bir mal karlndadr. Bu bedeli alan, haram bir bedel alm ve karlnda da haram bir mal vermitir. Bylece caiz olmayan bir mala karlk caiz olmayan bir bedel denmitir. Adaletin gereklemesi, hem maln hem de bedelin iadesini gerektirir. Halbuki bunlardan birini iade etmek artk imknsz hale gelmitir. Bu durumda dierinin iadesi de gerekmez. Evet, ayet satn alman arap aynen mevcut olup tketilmemi olsa veya bir gnah ilenmek zere para nceden verilmi ve o gnah henz ilenmemi olsa bu durumlarda maln ya da paranm kesin olarak iadesi gerekir. Kabzn (mal veya bedeli teslim alma) gereklemedii dier btl akitler iin de durum ayndr.

ayet: "Haram olan kabzn ne tesiri vardr ki, onun iin bir haramlk klnsn. Kabzedilmesi caiz olmayan eyin kabzedilmesiyle edilmemesinin ayn olduu bilinmektedir. Zira dinen yasak olmak, maddeten mevcut olmamak gibidir. Mal kabzeden de onu haksz olarak kabzetmitir. Bu sebeple onu sahibine iade etmelidir." diye bir itiraz yaplacak olursa yle cevap verilir:

Bedel deyen kimse mal alm veya haksz yere ondan yararlanmtr. Her iki taraf da vermeye yetkili olmadklar eyleri vermiler ve kabzetmeye haklar olmayan eyleri kabzetmilerdir. Her iki taraf da Allah'a isyan etmitir. Bu durumda nasl olur da, bir taraf hem mala hem de onun bedeline beraberce sahip olurken, dier taraf her ikisinden de mahrum kalr?

ayet bir tarafn kendisine ait menfaati, iradesi ve isteiyle elinden kard sylenecek olursa, dier tarafn da onun bedelini kendi isteiyle elden kard ve arada bir fark olmad sylenir. Allah'a hamdederek ifade edelim ki bu konu son derece aktr. eyhimiz (bn Teymiye) zina karl alnan cretin geri verilmesinin veya tasadduk edilmesinin vcbu konusunda duraksam ve ktidu's-srt'l-mstakim li muhalefeti ashbi'l-cahm adl eserinde yle sylemitir: Zina eden, ark veya at dinleyen kimseler kendi istekleriyle mallarn bu yolda sarfetmiler ve haram olan karln da almlardr. Haram klman husus da, onlara ait olan haklardan olmayp Allah'a ait olan haklardandr. Kabz yoluyla szkonusu menfaat elden kmtr. Bu konudaki usl gereince, mal ve bedelden herhangi biri iade edildii zaman, dierinin de iadesi gerekmektedir. Birisini kiralayan kimse, ondan salad menfaati iade edemezse, onun da mal iade edilmez. Menfaatinden istifade edilip, karlnda denen bedeli de elinden alnan kimse her bakmdan zarar grmektedir. denen bedelin karl olan maln arap ve l hayvan eti olmas halinde byle deildir. nk bunlar elinde kalsayd bile, onlan telef ederdik. ark ve attaki menfaat de elden kmamsa, bu menfaati baka bir ie ynlendirerek yani o ilerde kullanaca kuvveti baka bir ie sarfetmesini salayarak ondan yararlanlabilir. Sonra bu noktada, kendi kendine yle bir soru yneltti ve dedi ki: Bu duruma gre menfaatin kabzn isterlerse, onun kabzna hkmetmemiz gerekir denilebilir. Bu istifham ise yle cevaplandrd: Denilir ki: Biz kfirlerin haram olan szlemelerinde olduu gibi, o menfaatin ne verilmesini ne de reddedilmesini emretmeyiz. Zira onlar kabzetmeden nce mslman olurlarsa kabzedilmelerine hkmedilmez. Kabzdan sonra mslman olmularsa geri vermelerine hkmedilmez. Fakat bu cret mslmana haramdr. nk o kfirin aksine bunun haram olduuna inanmaktadr. Bu sebeple, cret talep ettii zaman ona deriz ki: Sen kuvvetini haram olan bir ite israf ettin, dolaysyla sana denecek cret yoktur. nceden cretini almsa ve o creti deyen de bu paray haram bir menfaat karlnda verdiini syler ve iadesine hkme dilmesini isterse ona da deriz ki: Sen ona raz olduun bir bedel karlnda verdin. Onun aldn iade etmesini istiyorsan sen de aldn ona iade et. Ald eyi yannda tutmakta bir menfaati varsa, bu ihtimal dahilindedir. Her ne kadar kyasn zahiri, fsid bir akitle kabzolunan

menfaatin iadesini gerekli klyorsa da zikri geed mlhazalar sebebiyle bu yola gidilir. [502]

 

4 arabn Sat ve Tanmasnn HaramUgi:

 

Ebu'n-Nadr rivayetine gre mam Ahmed bir hristiyan iin arap, domuz veya l hayvan tayan bir hamal hakknda yle fetva vermitir: Hamallk cretini yemesini mekruh gryorum, ancak bu cretin ona denmesine hkmedilir. ayet bu mallar bir mslman in tayorsa daha iddetli mekruh olur. mam Ahmed'in arkadalar bu fetvann anlalmasnda ayn gr ileri srmlerdir:

Birincisi: Fetvay zahirine gre ele almak ve meseleyi tek bir rivayet olarak grmektir. bn Eb Musa der ki: mam Ahmed bir mslmann hristiyana l hayvan veya domuz tama iini yapmasn mekruh grm, buna ramen byle bir ii yapmas halinde cretinin denmesine hkmetmitir. Bu creti almasnn gzel olup olmamas hususunda da iki gr olup, en vechi gzel olmayaca, almsa tasadduk etmesinin iyi olaca ynndedir. Ebu'l-Hasan el-mid de bunu byle zikredip yle demitir: Bir kimsenin arap, domuz ve l hayvan tama iinde almas mekruhtur. Buna byle hkmedilmi ve buradaki mekruhun tahrmen olduu belirtilmitir. nk Hz. Peygamber (s. a.) bu mallar tayana lanet etmitir. Bu durum sabit olsa da cretinin denmesine hkmedilir. nk hacamatnn cretinde olduu gibi, haram olan konularda bile kira cretinin denmesine hkmedilmesi imknsz deildir. Bu gruptaki limler haram olmakla birlikte, crete hak kazanacan sylemilerdir.

kincisi: Bu rivayeti zahirine muhalif olacak ekilde te'vl etmek ve meseleyi tek bir rivayet klmaktr ki o da bu ii yapmann sahih olmayacadr. el-Kd'nin el-Mcerred adl eserinde benimsedii bu gr zayftr. Daha sonraki kitaplarnda, o da bu grten dnmtr. el-Mcerredi nceden tasnif etmiti.

ncs: Meseleyi iki rivayet olarak ele almaktr. Birinci rivayet: Bu ii yapma sahihtir. Tama fiili de, alnan cret de mekruh olmakla birlikte, tayan kimse cret almay hak eder. kinci rivayet: Bu ii yapma sahih deildir ve tayan kimse tasa bile creti hak etmez. Bu gr mam Ahmed'in arap hakkndaki: "Onu alkoymak caiz deildir, dklmesi vaciptir." szne kyasladr. Ebu Talip'ten gelen rivayete gre de yle demitir: Bir kimse arap ve domuzu bulunduu halde mslman olursa, arab dklr ve domuzlan serbest braklr. Zira artk ona haram olmulardr. Domuzlar ldrrse, bunda bir beis yoktur. mam Ahmed onlarn alkonulmasnn caiz olmadna hkmetmitir. bn Mansr'dan gelen rivayette de u fetvalar zikredilmitir: Bir mslmann hristiyana ait zm ban beklemek zere anlamas caiz deildir. nk asl olan bu badan yetien zmlerin arap yaplmasdr. Baka bir maksatla yetitirdiklerini bilirse, szkonusu bekilik mubahtr. arap tamak zere szlemekten de men olunmutur. Bu gr el-Kd et-Ta'lc'inde zikretmi ve benimsemitir. Arkadalarnn ou da ayn grtedir. Onlarn bu konudaki fetvas tama szlemesinin sahih olmad, tayann cret almay hak etmedii ve ona cret denmesine hkmedilmeyecei ynnde olandr. Mlik, afi, Ebu Yusuf ve Muhammed'in gr de budur. Tabi bu, evine imek iin arap, yemek iin domuz tamas, ya da hibir aklama olmadan mutlak anlamda tamas zerine onunla anlamas halindedir. Evindeki arab dktrmek iin veya l hayvan evinden uzaklara attrmak iin anlarsa, bu caizdir. nk yaplan i mubahtr. Ancak cret olarak l hayvann derisi verilecek olursa sahih olmayp emsal cret (yani ayn ii yapan bir insann alaca normal bir cret) hak eder. ayet derisini soymu ve alm olsa bile, sahibine geri verir. eyhimizin gr bu noktada olup Mlik de ayn grtedir. afi'nin de grnn byle olduu grlmektedir. Ebu Hanife'nin grne gelince, o birinci rivayetteki gibidir ki ona gre tama szlemesi sahih olup, tayann cretinin denmesine hkmedilir. Ebu Hanife'nin meseleyi ele al ekli yledir: Tama konusu mutlak ise (yani u veya bu eyay tama art yoksa) hak ettii cret, bizzat arap tamaktan dolay olmaz. Bu yzden onun zikredilip edilmemesi de birdir. Sirke ve zeytinya gibi bir ey tamas da mmkndr. Bir kimse evini ya da dkkanm kilise olarak kullanlmas veya meyhane yaplmas iin kiraya verirse Ebu Bekir er-Rzfnin ifadesine gre, orada arap sat yaplmasnn art koulmas ile, kiraya verenin bunu bilmesi halinde art koulmamas arasnda Ebu Hanife'ye gre herhangi bir fark yoktur ve bu kiralama sahihtir. nk mal sahibi alaca creti orada yaplacak i sebebiyle hak ediyor deildir. Bunu art kosa bile durum deimez, nk orada baka bir eyi satmaya hakk vardr. Evi de kilise olarak kullanmayabilir. Belli bir mddet iin bu yerleri teslim etmesiyle cretini almaya hak kazanr. cretin hak edilmesinde orada yaplacak ilerin bir etkisi yoksa, o ilerin zikredilmesiyle edilmemesi birdir. Tpk bir kimsenin iinde oturmak veya uyumak iin bir yer kiralamas durumunda, oturup uyumasa da kira cretine hak kazanlmas gibi. Ayn ekilde bir kimsenin arap, l eti ve domuz tamas iin tutulmas sahihtir. nk burada art olan arap tamak deildir, meyve suyu da tasa cretini almay hak eder. Bu eit kaytlar onlara gre geersiz olup, szlemeler mutlak olarak yaplm gibidir. Mutlak olarak yaplan szlemeler de onlara gre caizdir. zm suyunu, onu arap haline getirecek bir kimseye satmann caiz olmas gibi, kendisini tutan kimsenin gnah saylan bir i yaptrma ihtimali bulunsa bile durum deimez. Fakat fitne zamannda silah satn mekruh grm ve demitir ki: nk silah arpmak iin yaplm olup baka bir iin kullanlmaz.

Fakihlerin ounluu Ebu Hanife'ye birinci mukaddimede kar kmlar ve yle demilerdir: Mukayyed, mutlak gibi deildir. crete hak kazandran menfaat, zerinde szleme yaplandr, o da haram klnm bir menfaattir. Szleme yapann, iin cinsini deitirme imknna sahip olmas sonucu deitirmez. Daha sonra, mescid olarak kullanmak zere bir ev kiralanmas konusunda, bu kiralama zerinde anlalan fiil karlnda olmad gerekesiyle onu ilzam etmilerdir. Bununla birlikte Ebu Hanife, kira szlemesini namaz fiilini gerektirmesi dolaysyla geersiz saymtr. Zira namaz, kira szlemesi dolaysyla hak edilmez.'

mam Ahmed ve Mlikin arkadalan da ikinci mukaddimede onunla tartmlar ve yle demilerdir: Kiralayan kimsenin oray haram klnan bir i iin kullanaca kuvvetle muhtemelse, kiraya vermek haram olur. nk Hz. Peygamber (s.a.), arap iin zm suyunu skana ve sktrana lanet etmitir. Halbuki o ahs sadece zm skmtr. Ama bunu yaparken onun arap iin kullanlacam bilirse lanete hak kazanm olur.

Ayn zamanda bu ite Allah' kzdran ve gazaplandran bir konuya yardmc olmak da vardr ki, bunu yapan lanetlenmitir. eriatn esaslar ve kaideleri bunun haram ve bu szlemenin btl olmasn gerektirir. Bu konuda daha geni aklama, Hz. Peygamber'in (s.a.) 'vneyi (rtl rib satlar) haram klmas ve o konuya terettp eden cezadan sz edilirken gelecektir.

eyhimiz bn Teymiye der ki: Doruya en yakn gzken bn Musa'nn grdr. Yani szkonusu menfaat haram klnan cinsten de olsa, cretin denmesine hkmedilir. Fakat bu parann yenmesi gzel deildir. Bu gr mam Ahmed'in kastettii mnaya ve kyasa daha yakndr. Zira Hz. Peygamber (s.a.) arap suyunu skana, sktrana, tayana ve kendisi iin taman kimselere lanet etmitir. Skan da, tayan da karln almalar gereken bir i yapmlardr. Bu i aslnda kendisi haram olan ilerden deildir. Sktran ve tattrann kasdna gre haram olur. arap yapacak kimseye zm veya zm suyu satmak da byledir. zm suyu veya arap mterinin eline geince, satcnn mal meccanen gitmez, bedeli denir. Burada da durum ayndr. Szletii ii yapan kimsenin bu hizmeti karlksz braklmayp creti denir. Onu haram olan bir i iin kullanmak iverene ait bir durumdur. veren iiye evdeki arab dktrmek veya kokusundan kurtulmak iin l hayvan evreden uzaklatrmak iin tutmu olsayd bu szleme caiz olurdu. Sonra biz bu creti Allah hakkn ilgilendiren bir husustan dolay haram klyoruz, iveren veya mteriye ait bir haktan dolay deil. Zina, livata, adam ldrme veya hrszlk iin tutulan kimseler byle deildir. nk bu ilerin bizzat kendisi haramdr. Bu mesele aynen l hayvan ve arap satmaktr ki, onlarn bedellerinin denmesine hkmedilmez. nk bu mallarn bizzat kendileri haramdr. Ayn ekilde o menfaatlerin bedellerinin denmesine hkmedilmez.

eyhimiz der ki: Bu gibi i yaptrmalar ve arap ya da l hayvan tamak zere adam tutmalar, ne tam sahih ne de tam fasit olarak nitelenemezler. Bilkis yle sylenebilir: Bu szleme i yaptran veya adam tutan asndan zerine den bedeli demesinin vacip olmas mnasnda sahihtir. Ald bu cretten yararlanmasnn haram olmas mnasnda da alan asndan fasittir. slm eriatnda bunun benzerini grmek mmkndr. mam Ahmed'in bir hristiyana ait zm ban beklemenin mekruh olduunu sylemesi bu noktada bir elikiye sebep olmaz. nk biz de ona bu ii ve onun karlnda alaca creti hesaplyoruz. Sonra her halkrda bu ii yapmsa cretinin denmesinin gerektiine hkmediyoruz. ayet byle yaplmazsa, gnahkrlarn bundan byk menfaatler salayaca muhakkaktr. Dinde gnah saylan bir ii yaptrmak iin adam tutan, ilerini grdren, sonra da cretlerini vermeyen veya verdikleri cretleri geri alan kimselere bundan daha byk destek olur mu? Halbuki onlar byle bir destee lyk deillerdir. Hibir deeri olmayan ileri yapan fahie, arkc veya art gibi kimseler iin durum byle deildir. nk onlarn cretlerinin denmesine hkmedilmez. ayet cretlerini almlarsa geri vermeleri mi gerekir, yoksa onu sadaka olarak m verirler? Bu konu btn tafsilatyla anlatld ve biz doru olann geri vermenin gerekli olmad, o cretin yenmesinin de gzel olmad ynnde olduunu aklamtk.

Doru olan bulmakta baarl klan Allah'tr. [503]

 

5 Khinin creti:

 

Drdnc Hkm: Khinin creti. Ebu mer Khinin cretinden maksadn, onun kehneti ka olduu hususunda ihtilaf yoktur. Bu da bir mal btl yoldan yemek demektir. Buradaki cret kelimesinin Arapa orijinali olan kelimesinin asl anlam ihsan ve atiyyedir. Alkame, bu kelimeyi kulland bir beytinde yle syler:

"Syleyeni ld zaman benden bu iiri bakasna ulatracak olan kimseye devemi ve zerindeki takm ihsan ederim.[504]

Khinin cretinin haram klnmasyla, fala bakarak, yldza bakarak, ta, toprak, ok ya da baka letler kullanarak veya aletsiz olarak herhangi bir ekilde gaybdan haber veren herkese verilecek cretin haram olduuna dikkat ekilmitir. Hz. Peygamber (s.a.) khinlere gidilmesini yasak etmi ve: "Kim arrfa (gemiten ve gelecekten haber verdiini iddia eden kimseye) gider ve sylediini tasdik ederse, Muhammed'e (s.a.) indirileni inkr etmi olur."[505] buyurmutur. Hi phe yok ki, Muhammed'in (s.a.) getirdikleri ile onlarn getirdikleri bir kalpte yanyaria bulunmaz. Onlardan biri bazen doru bile sylese yalanlan daha oktur. Onlara haber kaynakl grevi yapan eytanlar insanlan ifsat edebilmek iin bazen de doru haberler verirler.

nsanlann birou, zellikle sefihler, cahiller, kadnlar ve bedeviler gibi aklen zayf olanlar ve iman hakikatlerini bilmeyenler onlara inanr ve onlan tasdik ederler. Bu insanlardan ou onlara aldanmakta, aka irkini ve kfrn izhar etseler bile onlar hakknda iyi dnmeye devam etmekte, onlan ziyaret edip dualarn istemektedirler. Bu hususta ok ey duyduk ve grdk. Btn bunlann sebebi o kimselerin ve benzerinin, Allah'n peygamberini gnderdii hak din ve hidayet yolu hakknda bilgi sahibi olmamalardr. "Bir kimseye Allah nur vermemise, artk o kimsenin k ve aydnlktan nasibi yoktur."[506] Ashb- kiram (r.a.), Hz. Peygamber'e (s.a.) onlann (yani khinlerin) bazen kendilerine isabetli haberler verdiklerini sylemiler, O da onlara bunun eytanlar tarafndan vuku bulduunu, bazen doru szler sylediklerini, bunlann yanna yz yalan kattklarn[507] ve o doru olan tek sz dolaysyla btn yalanlannn tasdik edildiini haber vermitir.

Destan tertipleyenlere gelince, onlar u unsurlardan yararlanmaktadrlar:

1- Khinlerin verdikleri haberler.

2- Ehl-i kitap arasmda dolaan ve eski kitaplarda naklonulan haberler.

3- Peygamberimizin (s.a.) topluca veya tafsilatl olarak verdii haberler.

4- Ashbtan veya sonradan gelenler ierisinde kefi ak olan kimselerin verdikleri haberler.

5- Herhangi bir klli ya da cz ie uygun den ryalar. Bunlardan cz olanlann aynen zikrediyor, klli olann da tahmin, zan ve gerek olan ya da geree yaklaan karinelere dayanarak tafsilatlca anlatyorlard.

6- Allah Tel'nm yeryznde cereyan eden birok hadiseye iaret eden, sebep olan veya delil tekil eden ve insanlarn ounun bilmedii birok ulv eserleriyle istidlal etmek. Allah hibir eyi babo ve faydasz olarak yaratmam, ulvi lemle sfl lemi birbirine balam ve ulvsini sflisi zerinde etkili klm, ama bunun aksine izin vermemitir. Gne de, ay da ne bir kimsenin lm ne de hayat ile tutulurlar. Evet, onlann tutulmas yeryznde vuku bulan er sebebiyledir. Bu yzden Allah Teala, tutulmalar annda cereyan etmesinden korkulan errin defedilmesi iin namaz, zikir, dua, tevbe, istifar ve kle zad etmek gibi ibdetler koymutur. Bu ibdetler errin sebeblerine kar durur, onlara mukavemet eder ve onlardan gl olurlarsa erri ortaya karacak gerekeleri defederler.

Allah Teala gnein ve ayn hareketlerini, dou yerlerinde deiikliklerin olmasn scan ve souun, yaz ve k aylarnn ve bu aylara uygun den olaylarn cerayan etmesinin sebebi olan mevsimlerin meydana gelmesine vesle klmtr. Kim ayn ve gnein hareketlerini dikkatli ve itinal olarak izlerse, ilerde bitkiler ve hayvanlar zerinde olabilecek eyler hususunda deliller bulabilir, bu durumlar bir ok kyl ve ifti tarafndan bilinmektedir. Ayn ekilde gemi grevlileri de ayn, gnein ve yldzlann hallerine bakarak ilerdeki hava durumu, rzgann yn ve iddeti gibi konularda, neredeyse hatasz denecek kadar doru sonular elde etmektedirler.

Tabibler de, ayn ve gnein hallerinin insan tabiat zerindeki etkisi, onu baz deimelere hazr hale getirmesi gibi hususlarda tecrbe sahibidirler.

Destan tertip edenler bu gibi konulara ve eski mneccimlerden devralm olduklar bilgilere son derece zenle yapr, sonra da btn bunlardan, ncekilere benzeyen kyaslar ve hkmler karrlar. Allah'n yeryzndeki kanunu, hikmetinin gerektirdii kanunlara gre cereyan etmektedir. Bu kanunlara gre bir eyin benzerinin hkm o eyin benzerinin, aynsnn hkm de o eyin aynsnn hkm gibidir. O insanlar zihin glerini kaza ve kaderle ilgili hkmlere, aralarndaki benzerliklere ve bunlarn sonularna yneltmilerdir. Tpk eriat limlerinin zihin glerini dn hkmlere onlar arasndaki benzerliklere ve onlarn sonularna uygun ynelttikleri gibi. Yaratma ve emir Allah Tel'ya aittir. O'nun yaratmas ve emri bozulmayan, sekteye uramayan ve iinde eliki bulunmayan bir hikmete dayanmaktadr. Buna gre kim, zihin ve dnce gcn bu lemin srlarn ve inceliklerini anlamak iin sarfeder ve saatlann bu yolda tketirse, bakalarnn bilemedii bir ok hususa nfuz eder.

Mesel, bu mevzuda bir ok blmlerden yalnzca birini ele alp incelemek kfidir ki, o da r'y tabiridir. nsan bu konuya nfuz eder ve bilgisini tamamlarsa ok garip noktalar elde edebilir. Bizler de, bakalar da bu konuda ok garip olaylar mahede etmiizdir. Tabircinin, birbirinin peisra gelen doru, hzl ve yava hkmler verdiini grmzdr. Bu insanlar dinliyenler, sylediklerinin gayb ilmi olduunu zannetmilerdir. Halbuki o, bakalarnn bilmedii bir ok bilgilere sahip olmann sonucudur. Hz. Peygamber (s.a.) zarar faydasndan ok olmas ya da uraan irke gtrme ihtimali bulunmas halinde bu konuyla uramaktan ve maln bu uurda harcamaktan men etmi, imanm ifsadna sebeb olacak bu durumu haram klmtr. R'y tabiri ilmi ise byle deildir. O btl olmayp haktr. nk r'y uyku ile ilgili bir vahye dayanmaktadr. Bu ise peygamberlik czlerinden biridir. O sebeble r'yy gren ne kadar sdk olursa, r'y da o kadar sdk olur. Tabirci de ne kadar doru, temiz ve bilgili olursa, yapt tabir de o lde salkl olur. eytan kardelerinden yardm alarak faaliyet gsteren khin ve mneccimlerse byle deildir. Drst ve iyi kimseler ve kendilerini eriatla kaytl grenler onlarn yaptklarn yapmazlar. Bilkis onlar, yalanclklar, gnahkrlklar, Allah'tan, Rasl'nden ve dinden uzaklklar ne kadar ok olursa sihirlerinin kuvvet ve tesiri de o kadar iddetli olan sihirbazlara benzemektedirler. eriat ilmi se bunun aksinedir. O ilimle uraan insanlar ne kadar sdk ve dindar olurlarsa ilimleri ve nfuz gleri de o lde kuvvetli olur.

Baar Allah'tandr. [508]

 

6 Hacamatnn creti:

 

Beinci Hkm: Hacamatnn kazancnn habis [kirli)lii. Geimini kan alarak veya kan kararak salayan herkes bu hkme dahildir. Tabib, kehhal (gz hekimi) ve baytar lfz olarak da, mna olarak da bu hkme dahil deildir. Hz. Peygamber'in (s. a.) hacamatnn kazancnn habs olduuna hkmettii ve sahibine, o kazancn devesine veya klesine yedirmesini emrettii bilinmekte[509] te yandan kendisinin hacamat yaptrd ve cretini dedii de sahih yoldan nakledilmektedir.[510]

Bu iki rivayeti bir arada dnmek birok fakih iin problem tekil etmi ve bazlar Hz. Peygamber'in (s. a) cret vermesiyle birinci rivayetin mensuh olduunu zannetmilerdir. Tahav, bu gre sahip olanlardan biridir. Kfeli'lerin kpek satmay ve parasn yemeyi mubah grmelerini dellillendirirken yle demitir: Hz. Peygamber (s. a) nce kpeklerin ldrlmesini emretmi, sonra "Kpeklerden bana ne!" demi, daha sonra da av kpei ve oban kpei iin ruhsat vermitir. O zamanlar kpeklerin sat ve onlardan yararlanmak haram idi. Onlar ldren, zerindeki bir farz eda etmi oluyordu. Sonra bu hkm neshedildi, onlarla avlanmak mubah klnd. Bylece satnn caiz olmas hususunda dier yrtc hayvanlar gibi sayld. Bu konunun bir benzeri de Hz. Peygamber'in (s.a} hacamatnn kazancn yasaklamas ve "Hacamatnn kazanc habistir." buyurmas, sonra da ona cretini demesidir. te bu davran yasaklamasn ve haram klmasn neshetmitir.

Bu izah iin sylenebilecek en basit sz, onun delilsiz bir iddia olduu ve dolaysyla kabul edilemeyeceidir. Bizzat hadis-i erifde bu iddiay geersiz klacak ifade varken, bu izah yoluna nasl gidilir? Hz. Peygamber (s.a) kpeklerin ldrlmsini emretmi, sonra "Kpeklerden onlara ne!" demi, daha sonra da av kpei iin ruhsat vermitir.

bn mer der ki: Rasullah (s.a.) av kpei veya oban kpeinin dndaki kpeklerin ldrlmesini emretti.'[511]'Abdullah b. Muaffel de yle der: Raslullah (s.a.) bize kpekleri ldrmeyi emretti. Sonra "Kpeklerden onlara ne!" buyurdu. Daha sonra da av ve oban kpei iin ruhsat verdi.[512] Her iki hadis de Mslim'in Sahih'inde mevcuttur. Bu da gstermektedir ki, av ve koyun kpei iin ruhsat verilmesi, ldrlmelerinin emredilmesinden sonradr. Rasulullah'm (s.a.) parasn haram kld kpek, beslenmesine izin verdii kpektir. ldrlmesini emrettii kpein deil, bu kpein parasnn habs (kirli) olduunu haber vermitir. Zira ldrlmesi emrolunan kpek hayatta kalmaz ki onun parasnn hkmnn bilinmesine ihtiya olsun. Ayn zamanda alnp satlmas gibi bir det de gelimemitir. Halbuki beslenmesine izin verilen kpek byle deildir. Onun parasnn hkmnn bilinmesine olan ihtiya, dierinden daha iddetlidir.

Bu konuyu aklayan hususlardan biri de udur: Hz. Peygamber (s.a.), insan nefsinin arzu etmesi sonucu urunda para harcanan drt eyi zikr etmitir k, bunlar zina eden kadn, khin, hacamat ve kpek sahasdr. Nasl olur da hadisin son ksm deten alnp satlmayan kpeklere hamlonulur da alnp satlmas det olan kpekler hari tutulur? Bu, imkanszl apak olan bir durumdur. Konu bylece aklannca, yukarda benzetilen konuda zikredilen hacamatnn ald cretin habs olmasnn nesholunduu eklindeki ifadenin fasit olduu ortaya km oldu. Hatta o konudaki nesih iddias daha uzak bir iddiadr.

Hz. Peygamber (s.a.) hacamatya cretini vermesine gelince, bu davran "Hacamainin kazanc habistir." szyle elimez. nk "verilmesi habistir" dememitir. cretinin verilmesi ise ya vacip, ya mstehap ya da caizdir. Habislii ise alana nisbetle ve alamn da yemesine nisbetledir. Bu durumda onun kazanc habs olur. Tabi bundan dolay haram olmas gerekmez. Hz. Peygamber (s.a.) soan ve sarmsa habs diye adlandrd halde, yenilmeleri mubahtr. Hz. Peygamberin (s.a.) cretini vermesi, deil o cretin yenmesinin gzel olmasn, hell olmasn bile gerektirmez. Zira Raslullah (s.a.) bir hadisi erifte: "Ben bir adama bir ihsanda bulunurum, o da bu ihsan, koltuunun altnda bir ate paras olarak kar. [513]buyurmutur. Hz. Peygamber mellef-i kulba, zengin olduklar halde zekt ve ganimet malndan vermekteydi. Bundan maksat slm'a sarlma ve itaat edilmesi gerekenlere her halkrda itaat etmelerini salamakt. Bu ahslarn yanlzca ihsan edildikleri zaman itaat etmeleri hell deildir, bilkis gerektii her yerde karlksz olarak bu ball gstermeleri vaciptir.

eriat prensibleri arasnda u husus herkese bilinir. Bir szleme ve itaat konusu, taraflardan biri iin caiz, mstahap veya vacip olurken, dier taraf iin mekruh veya haram olabilir. Bu durumda itaat etmesi veya bir eyler yermesi gereken tarafa vermesi vacip olurken, alan tarafa da o eyi almas haram olur.

Ksacas, hacamatnn cretinin habislii soan ve sarmsan habs saylmas gibidir. Ancak birinin kokusu habs (pis), dieri ise ise kazanc sebebi ile habistir.

"Kazanlarn en gzeli ve en helli hangisidir?" diye sorulacak olursa yle cevap verilir: Bu konuda fakihlerin gr vardr:

1) Ticaret yoluyla elde edilen kazan.

2) Hacamat vb. gibi d ilerin dndaki el ileri.

3) Zirat.

Bu grlerin her birini dierine stn klacak akl ve nakl delililer zikredilebilir. Fakat en ok tercihe ayan olan, Raslullah'n (s.a.) kazancna vesle klman ganimet alanlarn kazanc ve ri'in lisan zere onlara mubah klnan eylerdir. Kur'an- Kerim'de bu kazancn vgs baka kazanlardan daha sk gelmi, bu kazan yolunu seenler de bakalarnn grmedii vgye lyk grlmlerdir. Bu yzden Allah Tel yaratlmlarn en hayrls nebi ve rasllerin sonuncusu olan Hz. Muhammed (s.a.) iin bu kazanc semitir. Raslullah'n (s.a.) bu konuda yle buyurduunu grmekteyiz: "Kyametin nsra klla gnderildim, t ki orta bulunmayan tek Allah'a ibadet edilsin. Rzkm mzramn glgesinde klnmtr, zillet ve aalanma da emrime kar kanlar iindir, "[514]' Bu, izzetle, erefle ve Allah dmanlarn kahrederek alnan bir nzk olup Allah'a en sevgili gelenidir. Baka birinin kazanc buna denk olamaz.

Allah en iyi bilendir. [515]

 

7 Dl creti:

 

 

Buhr'nin Sahih'inde bn mer'in rivayetine gre Hz. Peygamber (s.a.) erkek hayvana diiyi dlletme cretini yasaklamtr.[516]

Mslim'in Sahih'ine Cbir'den gelen rivayete gre Hz. Peygamber (s.a.), erkek hayvann iftlemesinin satn yasaklamtr.[517]

kinci hadis birincinin aklamas mahiyetindedir. Hayvan iftlemesinin cretinin sat olarak isimlendirilmesi ya burada esas maksadn hayvann erlik suyu olmas ve parann bizzat o su karlnda denmesidir ki, al-veriin hakikati da budur, ya da hayvann o i iin kiralanmas bu ekilde adlandrlmtr. nk o bir muvaza (bedelli) akdidir ki, bu da beyu'l-menfi' (menfaatlerin sat)dr. det gerei, o gnk insanlar erkek hayvan iftlemesi iin kiralyorlard. te yasaklanan da budur. Bu konuda yaplan szleme ister kiralama ister al-veri olsun btldr. mam Ahmed, afi, Ebu Hanife ve arkadalarnn da iinde bulunduu limlerin ounluu da bu grtedir.

Ebu'1-Vef b. kl der ki: Bana gre caiz olma ihtimali vardr. nk o, erkek hayvann menfaatleri ve dii hayvann zerine kmas konusunda yaplan bir szlemedir ki, esas menfaat bu olup, erlik suyu buna tbi olarak gelir. Genellikle de erkek hayvann diisi zerine kmasndan sonra bu su meydana gelir. Bu durumda ocuun karnna st gitmesi iin bir st anne ile yaplan szleme gibi mtla edilir. Bir kimse bir arazi kiralasa ve orada da bir kuyu bulunsa, kuyudaki su araziye tbi olarak anlamaya girer. Umm bir kaide olarak malmdur ki, asl iin hogrlmeyen baz eyler tbi durumda olduu zaman hogrlebilir.

mam Mlik'ten bu akdin caiz olduu nakledilmitir, ama arkadalar meseleyi tafsilatl olarak zikretmilerdir. elCevhir[518] adl eserin mellifi "ri'in yasaklamas ynnden akdin fasit olmas bb"nda der ki: Bunlardan biri de erkek hayvann iftlemesinin satdr. Buradaki yasak, erkek hayvann diisini gebe brakmas iin kiralanmasna hamlolunur ki, szleme fasittir. nk bu elde olmayan bir durumdur. ayet erkek hayvann diisi zerine belli sayda kmas zerine anlalrsa bu caizdir. nk bu malm hem de mmkn olan bir durumdur.

Doru olan, bu konunun mutlak olarak haram klnmas ve szlemenin de her halkrda fasit olmasdr. Ancak burada bu cret alana haram olur, verene olmaz. nk veren, maln ihtiya duyduu mubah bir konuda harcamtr. Tpk hacamat meselesinde ve sprgecinin creti konusunda olduu gibi bundan men olunmazlar. Hz. Peygamber (s.a.) alm olduklar erkek hayvan iftlemesi iin kiralamay onlara yasak etmi, bunu da "iftlemesinin sat" olarak isimlendirmitir. Onun szn, o gn iin geerli bir det olandan baka bir mnaya hamletmek ve Hz. Peygamber'in (s.a.) nehyetmekten kastettii o gnk uygulamay aklamasz brakmak caiz deildir. Herkese bilinmektedir ki, hayvan kiralayann amac onun diisi zerine belli sayda kmas deil, bunun sonucu ve semeresidir. Paray bunun iin demektedir. Konunun haram klnmasnn eitli illeti (yani bu hkme etki eden sebepler) vardr:

1) zerinde szleme yaplan konu, teslimi elde olan bir ey deildir. Bu ynyle kaan kleyi kiralamaya benzemektedir. nk bu durum tamamen erkek hayvann isteine ve ehvetine baldr.

2) Szlemeden maksat, hayvann suyudur. Bunun ise, tek basma anlama konusu olmas caiz deildir. nk cinsi ve miktar mehuldr. St annenin durumu byle deildir. Zira o bir insann iyiliini (baknnn) stlenmitir ki, buna hibir ey kyas edilmez. Denebilir ki Allah en iyi bilendir bu konuyu yasak etmek eriatn gzelliklerinden ve kemlindendir. nk erkek hayvann suyunu para ile satmak ve bunu szlemeye konu yapmak akll insanlar nezdinde irkin bulunmu, bunu yapanlar da gzden dmlerdir. Allah Tel kullarnn zellikle mslmanlann ftratn (yaratln), gzelin ve irkinin ls klmtr. "Mslmanlarn gzel olarak grdkleri ey Allah katnda da gzel, irkin bulduklar ey ise Allah katnda da irkindir. "[519]

Btn bunlarn yansra hayvann erlik suyunun hibir kymeti yoktur ve karlnda bir ey beklenen nesnelerden deildir. Bu sebeple bir kimsenin erkek hayvan baka birinin dii hayvannn zerine kp onu gebe braksa, doacak yavru dii hayvan sahibinin olur. nk erkek hayvandan ayrlan sadece sudur, onun da hibir kymeti yoktur. Her ynyle mkemmel olan bu eriat iftlemenin bir bedel karlnda satlmasn haram klmtr ki, neslin oalmasna ihtiya duyulan byle bir konuda insanlar meccnen bu imkndan yararlansnlar. Tabi, erkek hayvan sahibinin zararna sebep olmamak esastr. eriatn gzelliklerinden biri de bu imknn meccnen olmasdr. Hz. Peygamber (s.a.): "Aygrn ve st kovalarnn dn olarak verilmesinin onlarn haklarndan sayldn'[520] buyurmutur. Bu konu, karlksz olduu takdirde yasaklanmas, insanlara zarar verecek haklardandr. Bu yzden erat bu hakkn karlksz olarak kullanlmasn gerekli grmtr.

Soru: Dii hayvan sahibi erkek hayvan sahibine bir hediye verse veya ikramda bulunsa onu alabilir mi?

Cevap: Eer gizli bir art koma veya bedel isteme eklinde olursa, . almas hell olmaz. Deilse almasnda bir beis yoktur. mam Ahmed ve afi'nin arkadalar derler ki: Erkek hayvan sahibine, kira creti olarak deil, hediye veya ikram olarak bir ey verilmesi caizdir. Arkadalarmz bu konuda Enes'in (r.a.) Hz. Peygamber'den (s.a.) rivayet ettii u hadisi delil olarak zikretmilerdir: "kram olarak verilirse bir mahzuru yoktur," el-Muni mellifinin kaydettii bu hadisin kim tarafndan tahric edildiini ve durumunu bilmiyorum. bnu'l-Ksm'n rivayetine gre mam Ahmed bunun aksine hkmetmitir. Kendisine: "Yasaklanm olsa da hacamatya verildii gibi verilemez mi?" diye sorulduunda yle demitir: Hz. Peygamber'den (s.a.) hacamatda olduu gibi, bu meselede herhangi bir ey verdiine dair bir bilgi ulamamtr.

Arkadalarmz mam Ahmed'in sznn zahiri mnasna hamledilmesi veya te'vl edilmesi konusunda ihtilaf etmilerdir. el-Kd zahir mnasna hamledip, akln da bunu gerektirdiini, ancak bunun hacamatda terkedilip geri kalan konularda kyasn gerektirdii hal zere kaldn sylemitir. Ebu Muhammed de el-Muntde: mam Ahmed'in sz takvaya hamledilir, haram klma ynne deil. Caizdir demek insanlara efkat ve kyasa uygunluk bakmndan daha evldr, demektedir. [521]

 

 

C) Hz. PEYGAMBERN (s.a.) NSANLARIN ORT. KULLANDIKLARI SUYUN SATIINI YASAKLAMASI KONUSUNDAK HKMLER

 

1 Genel Olarak:

 

Mslim'in Sahihinde Cbir'den (r.a.) u hadis nakledilmitir: "Raslullah (s.a.) suyun fazlasn satmay yasaklamtr."'[522]

Yine ayn kaynakta ve ayn sahbden u rivayet gelmektedir: Hz. Peygamber (s.a.) erkek hayvann iftlemisini satmay, suyu ve zirat yapmak iin araziyi satmay yasaklad. Raslullah (s.a.) ite bunlar yasaklad.'[523]

Buhr ve Mslim'in Sahih'lerinde Ebu Hureyre'den (r.a.) rivayet ettikleri hadis de yle: Hz. Peygamber (s.a.) buyurdu ki: "Sonu otun menedilmesine varaca iin suyun fazlas yasaklanmaz." Ayn hadis u lfzla da rivayet edilmitir: "Suyun fazlasn bakasndan esirgemeyin, zira sonunda otu menetmi olacaksnz." Buhr'nin baz yollardan yapt rivayet ise u ekilde: "Suyun fazlasn bakasndan esirgemeyin, zira sonunda otun fazlasn menetmi olacaksnz."[524]

Ahmed b. Hanbel'in Msned'inde Amr b. uayb babas dedesi yoluyla Hz. Peygamber'den (s.a.) u hadis rivayet edilmektedir: "Kim suyunun ve otunun fazlasn bakasndan menederse, kyamet gnnde Allah da ondan fazln (ihsann) meneder."[525]

bn Mce de Snen'inde Ebu Hureyre'den (r.a.) Hz. Peygamberin (s.a.) yle dediini rivayet etmektedir: " ey bakasmdan esirgenmez: Su, ot ve ate."'[526]

Yine ayn kaynakta bn Abbas (r.a.) yoluyla gelen bir rivayette Raslullah'n (s.a.) yle syledii kaydedilmektedir: "Mslmanlar eyde ortakdrlar: Su, ate ve ot. Bunlarn paras da haramdr."[527]

Buhr'nin Sahihinde Ebu Hureyre'den nakledildiine gre Hz. Peygamber (s.a.) yle buyurmutur: " ahs vardr ki, Allah kyamet gnnde onlara bakmaz, onlan temize karmaz ve onlar iin ok elm bir azap vardr. (Birincisi) yol stnde ihtiyacndan fazla suyu olan ve bunu bakalarndan men eden kimse, (ikincisi) devlet bakanna yalnz dnya met iin bat etmi olup devlet bakan ona dnyalk verirse holanan, vermezse fkelenen kimse, (ncs) satlk maln ikindiden sonra (pazara) karan ve: Kendisinden baka ilh olmayan Allah'a yemin ederim ki, ben bu mala unu unu verdim, diyen ve (bu yemininden dolay) mterinin kendisini tasdik ettii kimsedir: Daha sonra Raslullah (s.a.): "Hakikat Allah'a olan ahidlerine ve yeminlerine bedel, az bir bahay satn alanlar..."[528] yetini okudu.

Ebu Davud'n Snen'inde Bheyse'nin yle syledii rivayet edilmektedir: "Babam Peygamber'den izin istedi. (Kendisine izin verilince) ona yaklamaya balad. Sonra dedi ki: "Ey Allah'n Peygamberi! Menedilmesi hell olmayan ey nedir?" Hz. Peygamber (s.a.): "Su." dedi. (Babam tekrar): "Ey Allah'n Peygamberi! Menedilmesi hell olmayan ey nedir?" diye sordu. Hz. Peygamber (s.a.): "Tuz." dedi. (Babam nc defa): "Ey Allah'n Peygamberi! Menedilmesi hell olmayan ey nedir?" diye sordu. Hz. Peygamber (s.a.) de buyurdu ki: "Hayr yapman senin iin hayrldr. "[529]

Allah suyu insanlar ve hayvanlar arasnda mterek olarak yaratm, onlarn hepsinin iecei klmtr. Suyun banda bulunsa da, orada ikamet etse de, hi kimse dierinden daha zel olamaz. Ebu Ubeydln zikrettiine gre Hz. mer (r.a.) yle buyurmutur: [530]"Yoldan geen, su banda ikamet edenden daha ok hak sahibidir."'[531]'

Ebu Hureyre de: "Yolcu ilk iendir." demektedir.

Ancak suyu krbasna veya herhangi bir kabna dolduran kimse hadiste zikredilmemitir. Bu durumda su da mlk edinilen, sonra satlmak istenen odun, ot ve tuz gibi mubah mallar gibidir. Hz. Peygamber (s.a.) buyurmutur ki: "Sizden birinizin ipini almas, srtnda odun getirip satmas, bylece Allah'n, onun izzet-i nefsini korumas, verseler de vermeseler de insanlardan dilenmesinden daha hayrldr.[532]' Bu hadisi Buhr rivayet etmitir.

Hem Buhr'nin hem de Mslim'in Sahihlerinde Hz. Ali'den (r.a.) u hadis rivayet edilmitir: "Hz. Peygamber (s.a.) ile beraber bana, Bedir sava ganimetlerinden yal bir deve dt. Daha sonra Hz. Peygamber (s.a.) bana yal bir deve daha verdi. Bir gn zerlerine satmak maksadyla izhir (Mekke ayn) yklemek iin her ikisini de Ensr'dan bir adamn kaps nnde kerttim..."[533] Sonra hadisi syledi. Bu, mubah olan alnp sahiplenildikten sonra satlan ot ve odun hakkndadr. Ayn ekilde balk ve dier mubah eyler de byledir. Yasaklama getirilen hususlar bunlar deildir. Ayn zamanda herkesin mterek olarak kulland byk nehirlerin suyu da yasaklanan eylerden deildir. nk onlarn bakalarndan men edilmesi mmkn deildir. Yasaklanan eyler unlardr: [534]

 

2 Yamur ve Kuyu Sulan:

 

Bunlardan biri, mbh bir yerde toplanan yamur sulandr. Bu sular herkesin hakk olup, hi kimse, biri dierinden daha ok hak sahibi deildir. Ancak ileride inaallah anlatlaca gibi, bulunduu yerin suya yakn olmas halinde bir istisna vardr. Bunun dnda bu eit suyun satlmas ve bakalarndan yasaklanmas hell deildir. Yasaklamaya kalkan, Allah'a s olup, O'nun azabna arptrlr ve rahmetinden mahrum kalr. nk o bakalarn kendine ait olmayan bir nimetten mahrum brakmtr.

Soru: Bir kimse kendisine ait olan bir arazide kuyu aar veya ukur kazar ve suyu orada toplarsa o suya sahip olabilir mi?

Cevap: Onun bu suya bakalarndan ok hak kazandnda phe yoktur. Bir kimsenin kendi arazisinde su kt, ot ve maden bulunduu zaman, onun ve hayvanlarnn iecei miktardan fazla da olsa, bakalarna vermek mecburiyetinde deildir. mam Ahmed'in fetvas bu ekildedir. Bu durum Hz. Peygamberin (s.a.) tehdit ettii konuya girmez. nk o suyun fazlasn yasaklayan kimseyi tehdit etmitir. Szkonusu durumda fazlalk yoktur. [535]

 

3 htiya Fazlas Sular:

 

Kendi ihtiyacmdan, hayvanlarnn ve ziraatinin ihtiya duyduu miktardan artar, kendisi gibi bir insan veya onun hayvanlar ihtiya iinde olurlarsa, suyu karlksz olarak verir. Her bir kimse suya gelip hem kendisi ier, hem de hayvanlarn sulayabilir. Ne sahibi buna engel olabilir ne de di|er insanlarn cret demesi gerekir. Peki kuyudan-su ekmek iin gerekli olan ip, kova ve makara gibi letleri de meccanen vermeli mi, yoksa karlnda cret alabilir mi? tmam Ahmed'in arkadalarnn ihtiya halinde bir eyann dn verilmesinin vacip olmas konusunda iki ayr grleri vardr. Bunlar ierisinde delil ynnden en ak olan vacip olmasdr.

mam Ahmed bu hkmn ancak ak alanlar iin geerli olduunu, bina gibi kapal yerlerde su varsa, oraya sahibinin izni olmakszn girilemeyeceini sylemitir. Suyun fazlasnn bakasna ziraat iin de verilmesinin gerekip gerekmedii konusunda da iki gr vardr. Her iki gr de mam Ahmed'den rivayet edilmektedir.

Birincisi: Gerekmez. Bu ayn zamanda mam afi'nin grdr. nk zira mahsuln kendisinde bir hrmet (yani helak olmaya terkedmesinin haram olma durumu) yoktur. Bu yzden de, hayvanlarn aksine, sahibinin zira mahsul sulamas vacip deildir.

kincisi: Gerekir. Bu gr sahipleri daha nce geen hadislerle, onlarn ummuyla ve Abdullah b. mer'den gelen u rivayetle delil getirmilerdir: el-Vehat'taki arazisinin ilerini yrten khyas kendisine bir mektup yazarak arazisini suladn ve suyun arttn, bunun da otuzbin dirheme istendiini bildirdi. Bunun zerine khyasna cevap yazan Abdullah b. mer (r.a.) yle dedi: "Kendi sran geldiinde arazini sulaynca suyu senden sonra gelene ver. Bunu yaparken en yakndan bala. Ben Raslullah'm (s.a.) suyun fazlasnn satlmasn yasakladn iittim.[536]

Bu grn sahipleri derler ki: Ziraat mahsullerini sulamamak onlar helak etmek demektir. Bu ise hayvanlar helak etmek gibi haramdr. "Gerekmez" diyenlerin "Kendisinde bir hrmet yoktur." szlerinin cevab ise: "Sahibinin hrmeti vardr." eklindedir. Malnn helakine sebep olmak caiz deildir. Sonra sizin "hrmetinin olmad" yolundaki iddianz kim kabul eder? Ebu Muhammed el-Makdis der ki: Hrmetinin olmadn sylemenin men edilmesi ihtimal dahilindedir. nk mal zayi etmek yasaklanmtr. Telef edilmesi haram klnmtr. Bu ise, hrmeti olduunu gsterir.

Soru: Arazisinde veya evinin iinde bulunan bahesinde bir kuyu ya da kaynak suyu olsa bu su, o araziye veya baheye tbi olarak onun mal saylr m?

Cevap: Kuyunun kendisi ve kaynak suyunun bulunduu yer onun maldr. Suya gelince, o konuda ki gr vardr ki, bu grler mam Ahmed'den ve mam afi'nin arkadalarndan da nakledilmitir:

Birincisi: Onun mal saylmaz. nk o su topran altndan akp onun toprana kyor. Bu haliyle aynen, onun toprana, akan rmak gibidir.

kincisi: Onun maldr.

"Biri arazi sahibi, dieri de su sahibi iki kii ziraat iinde ortaklk yapsalar kan mahsul ikisi arasnda paylatrlr m? sorusuna tmam Ahmed: "Paylamalarnda bir mahzur yoktur." diye cevap vermi, Ebubekir de bu gr tercih etmitir.

Sahipli arazilerde bulunan katran, petrol (metindeki "naft" kelimesi, kitabn mellifinin yaad asn gznne alarak dnmeli), mumya ve tuz gibi sv madenler de su hkmndedir. Ayn ekilde bir kimsenin arazisinde biten otlar iin de, su iin zikredilen iki gr geerlidir. Hanbel mezhebinde kabul edilen gre gre bu su kimsenin mal olmaz. Yukarda saylan madenler de yle. mam Ahmed der ki: Suyun satn kesinlikle ho bulmuyorum. el-Esrem der ki: Ebu Abdullah'a yle bir soru sorulduunu duydum: "Bir kavmin bulunduu blgede bir nehir vard ve hisselerine gre anlama gereince biri bir gn, biri iki gn arazilerini suluyorlard. Bir gn benim sram geldiinde suya ihtiyacm olmazsa, onu para karlnda kiraya vereyim mi?" Ebu Abdullah dedi ki: "Bilmiyorum. Ancak Hz. Peygamber (s.a.) suyun satlmasn yasaklamtr." Ona: "Satmyor, yalnzca kiraya veriyor." denildiinde u cevab verdi: "Konuyu ho gstermek iin hle yapyorlar. Bu dedikleri sattan baka nedir?"

nsanlarn suyun kullanlmasnda ortak olduklarn gsteren hadisler de satnn yasak olduunu gsteren ak bir delildir. mam Ahmed'e sorulan mesele, am blgesinde yaayan insanlarn ska karlatklar meselelerden biridir. Arazilerin ve bahelerin nehir suyundan bir pay bulunuyor, sahipleri o pay alyor ve zerine evler veya dkkanlar yapp suyunu kiraya veriyorlard. mam Ahmed bu konuda nce duraksad. Sonra Hz. Peygamber'in (s.a.) suyun satn yasakladn syleyerek cevap verdi. "Bu bir kiralamadr." denince de: "Bu hile yollu bir adlandrmadr, lfz ho gsterir, ancak szlemenin esas sattr. eriatn esaslar bu bu suyun satn yasaklamtr. Su sahibinin yalnzca, arazisini sulamakta ncelik hakk vardr. Suya ihtiyac kalmaynca onu pazara karmas caiz deildir. nk ondan sonra gelen ihtiya sahibi o suya daha lyktr. Bu tpk bir madenin yannda konaklayp ordan ihtiyac kadarn alan kimse gibidir ki, o adamn geri kalann satmas caiz deildir."

Ayn ekilde herhangi bir yere nceden gelip oturan kimse, orada oturduu srece, orada oturmaya bakalarndan daha ok hak sahibidir. Oraya ihtiyac kalmaynca kiralamak isterse caiz olmaz. Sahipsiz bir araziye bakalarndan nce hayvanlarn gtren kimse de, hayvanlar orada bulunduu srece daha ok hak sahibidir. Oradan ayrlaca zaman, kalan otlan satmaya kalkrsa, bu onun hakk deildir. Su da aynen byledir. Toprandan ayrlnca onun o suda hibir hakk kalmaz ve aynen arazisinde yetimeyen ve kendisine ait olmayan ot durumunda saylr.

Soru: Sizin verdiiniz rneklerle bu mesele arasnda fark vardr. Zira su kendi arazisinden kmakta ve o arazinin menfaatlerinden biri olmakta ve dier menfaatleri gibi onun mal saylmaktadr. Verdiiniz rneklerde zikri geen hibir mal onun mal deildi. O rneklerde ancak yararlanma (intifa*) ve ncelik hakk szkonusu idi.

Cevap: Bazlarnn suyun satna cevaz vermelerine ve onu arazisine ait haklardan bir hak olarak kabul etmesine sebep olan espri budur. Bu anlaytan dolay, arazisini iindeki su ile birlikte pazarlayabilecei gibi, sadece suyunu da pazarlayabilir, denilmitir. Bu gre u cevap verilir: Arazisinin hakk, yararlanma konusundadr, yoksa Allah'n insanlar arasnda ortak olarak ihsan etmi bulunduu suyun mlkiyeti konusunda deildir. Ayn zamanda ona yararlanmada ncelik tannmtr. eriatn esaslar, hikmeti ve kamu yararm gzetmesi de bu gr gerektirmektedir. Buna gre bir kimse izinsiz olarak arazisine girip suyundan alsa o suya sahip olur. nk o aslen mubah olan bir eydir ve arazisinde bir ku yuva yapm, bir ceylan oraya girmi veya bir balk kenara vurmu da o da girip onu alm gibi saylr.

Soru: Arazi sahibi bakasnn arazisine girmesine engel olabilir mi, bakasnn oraya izinsiz girmesi caiz inidir?

. Cevap: Baz arkadalarmz bir ey almak iin izinsiz olarak girmenin caiz olmadm sylemilerse de, bu grn ne rfin ne de mam Ahmed'in sznde bir dayana yoktur. Bilkis mam Ahmed sahipli bir arazide hayvan otlatmann caiz olduuna fetva vermitir. Baka bir maksatla girmek ise yasaktr. Doru olan gr, bir kimsenin, almas mmkn olan eyleri almak iin girmesinin caiz olmasdr. nk genellikle arazinin sahibini bulup izin istemek imkn dahilinde olmayabilir. Bazen su imeye, hayvan sulamaya veya otlatmaya ihtiya olduu halde sahibi bulunmayabilir. Mal sahibinin izni olmakszn girmeyi yasaklasaydk hayvanlar zarar grrd.

Ayn zamanda byle bir izinin faydas da yoktur. nk arazi sahibinin araziye girimeyi men etmeye hakk yoktur. Bilkis buna imkn vermesi vaciptir. Netice itibaryla arazi sahibinin giri izni vermedii dnlse bile, o dinen haram olan bir i yapm olur ve girii men etmeye kalkmas da hell olmaz. Bu durumda oraya giriin izine bal olmasnn herhangi bir faydas yoktur.

ri'in kendisine tand bir hakk ancak oraya girmek suretiyle alabilecekse, o kimse bu konuda er'an izinli saylr. Ancak arazi sahibinin ailesi ve harm-i ismetini korumak gibi bir endie ile bakasnn izinsiz girmesini yasaklamas halinde, izinsiz girilmesi caiz olmaz. Sahrada olan araziye veya iinde kuyu bulunan metruk bir eve izinli yada izinsiz girilmesi mmkndr. Allah Tela: "inde kendinize ait bir eylerin bulunduu oturulmayan bir eve girmenizde herhangi bir saknca yoktur."[537] buyurmaktadr. yette gnah olmad bildirilen giri, izinsiz giritir. nk daha nceki yet bakalarnn evlerine izin istemeden sessiz sedasz ve ev halkna selam vermeden girilmesini yasaklamt.[538]' Ayet-i kermede geen"el-isti'ns" kelimesi izin isteme anlamndadr. Selef limlerinin bazan bu kelimeyi "el-isti'zn" eklinde okumulardr. Daha sonra insanlarn kendilerine ait olan eyleri almalar iin meskn olmayan evlere izinsiz girmelerinin gnah olmad bildirilmitir. Bu da gsteriyor ki bakasna ait bo ev veya araziye, su ya da ot gibi eylerden hakk olan almak iin girmek caizdir. Kur'an nassnn zahiri budur.

mam Ahmed'in fetvasnn muktezas da byledir. Basan Allah'tandr. [539]

 

4 Kuyu ve Kaynaklarn Sat:

 

Soru: Su kuyusunun veya kaynann sat konusunda ne dersiniz, caiz midir?

Cevap: mam Ahmed der ki: Kuyunun veya kaynan suyunun fazlasnn, bulunduu yerde satlmas yasaklanmtr. Kuyunun ve kaynan bizzat kendisinin satlmas ise caizdir ve satn alan orann suyu zerinde daha ok hak sahibidir. mam Ahmed'in bu szn snnet de dorulamaktadr. Hz. Peygamber (s.a.): "Kim Rme kuyusunu satn alr ve o sayede mslmanlar rahatlatrsa cennete hak kazanr."[540]' buyurmutur. Hz. Osaman (r.a.) bu kuyuyu Hz. Peygamber'in (s.a.) emriyle bir yahudden satn alarak suyunu sebil yapmt. Yahudi o suyu satmaktayd. Hadiste, belirtildiine gre Hz. Osman kuyunun yansn oniki bine alm ve sonra yahudye u teklifte bulunmutur: ster bir gn sen ve bir gn ben alaym. stersen bir kova senin iin, bir kova da benim iin koyalm. Yahudi de bir gn kendisi, bir gn de Hz. Osman iin olmasn kabul etti. Bunun zerine Hz. Osman'a ait olan gnde herkes iki gnlk ihtiyacn almaya balad. Yahudi bu durum karsnda: "Kuyumun dzenini bozdun, gerisini de satn al." dedi. Hz. Osman da dier yarsn sekiz bine ald. Hadiste anlatlan bu olay kuyunun satlmasnn ve alnmasnn, suyunun sebil edilmesinin, ekilmi ve ihraz edilmi suyunun satlmasnn veya srayla taksim edilmesinin, kuyu sahibinin kuyunun suyu zerinde daha ok hak sahibi olduunun ve mlk edinilmemi ama hak edilmi eylerin taksim edilmesinin caiz olduunu gstermektedir.

Bu noktada u soru sorulabilir: Size gre su, mlkiyet altna alnamazsa ve herkesin ihtiyac olan miktan alma hakk var ise, Hz. Osman kuyunun tamamn satn alp sebil edinceye kadar yahud o suyu nasl kontrol altnda tutabildi? ayet: Kuyunun kendisini satn alp mlk edinmi, suyu da kuyuya tbi olmutu, derseniz, karnza bir baka problem kar ki da udur: Siz bir kimsenin, bakasna ait olan araziye, su ve ot almak iin girmesinin caiz olduuna karar vermitiniz. Yahudnin kuyusuyla ilgili mesele ise u iki husustan birine dellet etmektedir: Ya yahud kuyuya mlik olarak suya da mlik olmutur, ya da bakasnn arazisine, alnmas mubah olan eyleri almak iin bile olsa izinsiz girilmesi caiz deildir.

Cevap: Her eyden nce soru ok kuvvetlidir. Son iki ihtimalden birini kabul eden kimse bu konuyu delil olarak kullanabilir. Her ikisini reddeden ise yle cevap verir: Soruda zikredilen olay slm'n ilk yllarnda Hz. Peygamber'in (s.a.) Medine'ye yeni geldii zaman ve birok konudaki hkmn karar bulmasndan nce cereyan etmitir. O sralar yahudler Medine'de g ve otorite sahibi idiler. slm hkmleri onlara uygulanmyordu. Hz. Peygamber (s. a.) geldii zaman onlarla ban yapm ve ellerinde olan hibir eye dokunmayp ylece brakmtr. Daha sonra erl hkmler istikrar buldu, yahudlerin Allah onlara lanet etsin gc ve otoritesi kalmad ve ser hkmler onlara da uyguland. Kuyu kssasnn siyak bu olayn Hz. Peygamber'in (s.a.) Medine'ye yeni gelmi bulunduu gnlerde olduunu gstermektedir. [541]

 

5Nehirler ve Dereler:

 

Kimseye ait olmayan topraklardan kan byk nehirler ve benzeri akarsular ise, hibir ekilde mlkiyet altna alnamazlar. Bir kimsenin arazisine girseler, bu giri sebebiyle onun mal saylmazlar. Tpk oraya giren bir ku gibidirler. O kuu herkes avlayabilir ve alabilir. ayet arazisinde suyun toplanaca bir yer yapmsa ve su orada toplandktan sonra araziden dan kyorsa, bu aynen kuyu suyunun fazlas gibi saylr. ayet araziden kmyorsa, o zaman arazi sahibi o suyu imek veya hayvanna iirmek konusunda daha ok hak sahibi saylr ki, bunun da hkm daha nceki anlatlanlann hkm gibidir.

el-Munde bn Kudme yle demektedir: ayet havuzdaki su az ise ve oradan dar kmyorsa en uygun olan ileride yamur sular bahsinde zikredeceimiz gibi arazi sahibinin o suya mlik olmasdr.

Daha sonra der ki: Yamur sularnn toplanmas iin hazrlanm yerlere gelince, bunun suyuna mlik olunmas evldr. ls malm olduu takdirde satlmas da caizdir. nk kimseye ait olmayan (mubah) yamur suyu, onun iin hazrlanan bir yerde toplanmtr. Bu durumda sahibinin izni olmadan o sudan alnmas caiz deildir.

Hem delile, hem de mezhebe uygun olmad iddias ile bu gre itiraz edilmitir. Mezhep konusuna gelince: mam Ahmed der ki: Kuyu ve kaynak sulannm fazlasnn, bulunduklan kuyu ve kaynaklarda sat yasaklanmtr. Kuyu suyunun kuyudan aynlrnad bilinmektedir. Bu durumda kuyu, suyun toplanmas iin yaplm havuz gibidir, aralarnda herhangi bir fark yoktur. Suyun satnn men edildiine dair mam Ahhmed'in vermi olduu fetva daha nce gemiti. Delil ise, daha nce zikrettiimiz nasslar ve Buhr'nin rivayet ettii hadiste Allah'n azabyla tehdit edilen ahstan biri olarak zikredilen u ifadedir: "Fazla suyu olan ve onu yolcudan esirgeyen kimse..." Bu ifadede suyun o kimseye ait bir arazide bulunmasyla, sahipsiz bir arazide bulunmas arasnda bir ayrm yaplmamtr. Hadisteki "nsanlar eyde ortaktrlar..." sznde de bu ortakln gereklemesi iin bulunduu yerin de ortak olmas art koulmamtr. "Yasaklanmas hell olmayan ey nedir?" sorusuna cevap olarak "Su." denilen hadisde de, bu suyun sahipsiz bir yerde olmas art koulmamtr. Evet ite akl ve nakil bakmndan bu meseledeki delilin gerei budur. [542]

 

D) Hz. PEYGAMBER'IN (s.a.) ELDE BULUNMAYAN MALI SATMAKTAN MEN ETMES

KONUSUNDAK HKM

 

Snen ve Msned'de Hakm b. Hizm'dan u hadis nakledilmitir: Y Rasulullah! dedim. Adam bana geliyor ve benden elimde mevcut olmayan bir eyi satmam istiyor. Ben de ona satyor, sonra pazardan satn alyor (ve ona veriyor)um. Rasulullah (s.a.) bunun zerine buyurdu ki: "Yannda olmayan eyi satma"[543] Tirmiz bu hadisin hasen olduunu sylemitir.

Snen'de bn mer (r.a.) yoluyla gelen buna benzer bir hadis daha vardr ki mnas yledir: "Bor (se^f) ve al-veri,. bir satta iki art ve teslim alnmayan maln kr hell deildir. Yannda olmayan ey de satlmaz."[544]Tirmiz bu hadis iin hasen-sahih demitir.

Her iki hadis de Hz. Peygamber'in (s.a.), kiinin yannda bulunmayan eyi satmasn yasaklad konusunda ittifak etmilerdir. Hz. Peygamber'den (s.a.) bize gelen hadis ite budur. Bu satta aldatmaca sz konusu olabilmektedir. nk bir insan elinde olmayan belli bir ey satp sonra da onu almak veya mterisine teslim etmek iin pazara giderse, o mal bulmak ve bulamamak hususunda tereddde kaplr. Bu da kumara benzeyen bir aldatma saylm ve yasaklanmtr.

Baz kimseler bu satn, satlan mal mevcut olmad iin yasaklandn zannederek "Mevcut olmayan eyin sat sahih olmaz." demiler ve bu konuda Hz. Peygamber'in (s.a.) mevcut olmayan maln satn yasakladna dair bir de hadis rivayet edilmitir. Bu hadis herhangi bir hadis kitabnda grlmemitir. Gzken u ki bu hadis yukardaki hadisin mn ile rivayet edilmesinden ibarettir. Ancak o hadisle bunun ayn manya geldiini zannedenler hat etmilerdir. Hakm ve bn mer (r.a.) yoluyla rivayet edilen hadiste sat yasaklanan eyin gayr- mevcut olmas gerekmez. ayet gerekiyorsa o da gebe hayvann karnndaki yavrunun yavrusunu satmak gibi husus bir gayr- mevcuttur ki, vcut bulmas konusunda tereddd ve dolaysyla bir aldatma vardr.

Mevcut olmayan ey (yn ma'dm) ksmdr: Zimmette vasfedilmi, nitelikleri belirlenmi olan ma'dm. Her ne kadar Eb Hanife kit esnasnda genel anlamda vcut bulmu olmas gibi bir art kouyorsa da, bunun sat ittifakla caizdir. te bu selemdir ki, ileride inallah zikredilecektir.

kincisi: Mevcuda tbi olan ma'dm. Ma'dm olan ksm mevcuttan ok olsa da sonu deimez. Bu da iki eittir. Bu eitlerden birinde ittifak, dierinde ihtilf edilmitir. ttifak edilen eit, bir meyve aacndan tek bir meyvenin ortaya kmasndan (bdvv salh) sonra o meyvelerin satlmasdr. nsanlar bu snfn satnn caiz olduu konusunda ittifak etmilerdir. Bunlardan bir tanesinin ortaya kmas halinde dier meyveler akit esnasnda henz ortada olmasalar da sat caizdir. Ancak bu sat ortaya kan meyveye tbi olarak gereklemitir. Bazen ma'dm mevcuda bitiik olabilecei gibi, bazen de ayr ayr bulunabilir ve bazdan henz yaratlmam olabilirler.

ihtilf edilen, ilerinden bazlar olgunlat zaman karpuz ve acur gibi eylerin satlmasdr. Bu konuda iki gr vardr: Birincisi: Bostan tarlasn toptan satmak caizdir. Mteri ise det olduu gibi mahsul olgunlatka parti parti alr. Bu durum bir meyvenin ortaya kmasndan sonra hepsinin satlmas gibidir. ki gr ierisinde sahih olan ve mmetin uygulamaya esas ald gr budur ki, bundan mstani kalmalan mmkn deildir. Ne Kur'an ne hadis ne icm ne de sahih bir kyas bu uygulamay yasaklamtr. mam Mlik ve Medine ehli ile iki itihadndan birine gre mam Ahmed, bu gr benimsemiler.

eyhlislm bn Teymiye de bu gr tercih etmitir.

Toptan satlmasna kar kp, parti parti satlmasnn gerektiini syleyenlerin bu sz hem din hem de rf asndan salkszdr ve uygulamas da genellikle imknszdr. Mmkn olsa bile byk glklerle karlalr. Bu da anlamazla ve kavgaya yol aar. Mteri byk kk hepsini almak ister, zellikle kkler byklerden daha gzelse onlan brakmak istemez. Satc ise buna raz olmaz. Bu konuda geerli olan bir rf de yoktu. Bazen tarla ok byk olur ve mteri olmu mahsul tketemeden yeni bir parti ortaya kabilir ve satlan ksmla yeni yetien birbiriyle kanabilir, arasn ayrmak da g olur. Ayn zamanda tarla sahibinin her istedii zaman mteri bulmas ve szleme yapmas da ok g bir itir. Byle olan bir uygulamay eriat emretmez. Zira bu ne mmkndr, ne de merudur. ayet insanlar buna zorlansalar mallan bozulmaya, menfaatleri muattal kalmaya mahkm olur. Sonra bu uygulama her bakmdan birbirinin ayn olan iki grubu farkl muameleye tbi tutmak demektir. Acur gibi eylerin ortaya kmas meyvelerin ortaya kmas gibidir. Dier ksmlarn sonradan yetimesi her iki grup iin de ayndr. Henz yaratlmam olan yaratlm olana tbi klarak deerlendirmek her iki grup iin de birdir. Btn bunlara ramen iki grubun arasn ayrmak birbirinin ayn olan iki eyin arasn ayrmak gibidir.

Parti parti satlmasnn hem g hem de fasit bir yol olduunu gren bu ahslar derler ki: Bu olumsuzluklann giderilmesinin yolu mahsul asl ile (yani kkleriyle) birlikte satmaktr. Onlara denir ki: Size gre toptan sat fasit ise, bu sat mevcut olmayan satmak demekse ve aldatmaya yol ayorsa, hibir kymeti olmayan kklerin satyla bu olumsuzluk giderilemez. Kymetinin olduu sylense bile, mahsle denen paraya nisbetle ok azdr. Mterinin kkleri almak gibi bir maksad da yoktur. Bunun iin para da demez. Sonra kkleri satmann her iki tarafa salad yarar nedir ki, byle bir art koulsun. ncir ve dut gibi, zaman ierisinde peyderpey olgunlaan meyveleri kkyle ki bunlar ie yarar satma gibi bir art bulunmadna gre, acur ve karpuz gibi eyleri hi ie yaramayacak kkleri ile beraber satmak nasl art koulabilir. Burada ama ma'dm olan mevcut olana tbi klarak satmaktr. Ma'dmun herhangi bir tesiri yoktur. Bu tpk kiralama konusunda, menfaat zerine yaplan akit gibidir. Akit konusu olan menfaat henz ortada yoktur. nk o menfaatin bir defada vukubulmas mmkn deildir. eriatlarn temelinde kullarn menfaat ve maslahatlannn gzetilmesi ve kendileri iin mutlaka gerekli olan eylerin kstlanmamas vardr. Onlarn maslahatlar, ancak byle olursa tamamlanr.

ncs: Hsl olup olmayaca bilinmeyen, satcsnn da bu konuda emin olamad ve mterinin durumunu tehlikeye sokacak olan ma'dmdur. rl'ln satn yasaklad snf budur, ama bu yasaklama ma'dm olmas dolaysyla deil, aldatmaca bulunmas dolaysyladr. Hakm b. Hizam ile bn mer (r.a.) hadisinde zikredilen ekil bu gruptandr. Satc elinde olmayan ve teslim etmeye imkan bulamayaca bir mal. onu pazardan alp mteriye teslim etmek dncesiyle satarsa, bu kumara benzer ki, iki tarafn da byle bir szlemeye ihtiyac yoktur. Dii devenin karnndaki yavrunun yavrusunu satmak da bu snftandr. Bu yasaklama sadece yavrunun yavrusuna has deildir. ayet devenin, inein veya cariyenin karnndaki yavruyu da satsa, cahiliye detlerinden olan bir sat olur. Bir grup lim selem satnn elde olmayan eyin satnn yasaklanmasndan tahsis edildiini zannetmilerse de yle deildir. nk selem zimmette garanti edilen, sabit olan ve yerinde teslimine imkn bulunan bir sattr. Bu satta bir aldatmaca veya tehlike szkonusu deildir. Bilkis bu, mal, msellem ileyhin zimmetinde klmaktr ki, onun da yeri geldiinde o mal vermesi vaciptir. Bu bir mnada maln karl olan paray mterinin zimmetinde bekletmek gibidir. Birinde garantili olan para mterinin zimmetinde, dierinde de garantili olan mal satcnn zimmetinde bulunmaktadr. Elde olmayan eyi satmak baka, bu ise daha baka eylerdir. eyhimizin bu hadis zerinde faydal bir aklamasn grmtm. Burada onu naklediyorum: eyhimiz bn Teymiye der ki: Bu hadis zerinde eitli grler vardr. Bir gre gre bu hadisten maksat bir kimsenin bakasna ait olan muayyen bir mal satmas, sonra o mal sahibinden alarak mteriye teslim etmesidir. Buna gre hadisin mnas: "Mal olarak yannda bulunmayan eyi satma." demek olur. Bu tefsir mam afi'den nakledilmitir. mam afi, pein olan selemi caiz grmtr. Bazen msellem ileyhin elinde satm olduu ey bulunmayabilir. mam afi, bunu mallarn (a'yn) satna hamletmitir ki, zimmetteki sat ister pein, ister veresiye olsun o sat iinde deerlendirilmesin.

Bakalar ise derler ki: Bu gr ok zayftr. nk Ha*km b. Hizam bakasna ait olan bir mal satmyordu ki, sonra gidip ondan satn alsn. Kendisine gelenler de filann evini veya klesini istiyoruz, demiyorlard. Yaplan u idi: nsanlar geliyor ve yle yle bir yiyecek veya elbise istiyoruz, diyorlard. O da: Olur, vereyim, diyor, sat yapyor ve ayet istenen mal kendisinde yoksa gidip bakasndan alyordu. Uygulama byle idi. Bu sebeple demiti ki: "Bana gelip, bende olmayan mal istiyorlar." Yoksa "Benden, bakasna ait olan mal istiyorlar." dememitir. steyen, muayyen bir mal deil, o cinsten herhangi bir mal istemektedir ki, yenilecek, giyilecek ve binilecek eyler iin o cinsten bir mal istemek o gn iin geerli olan detlerdendi. Alcnn maksad ister ayns, ister daha iyisi olsun belli bir ahsa ait mala sahip olmak deildir. Bu yzden mam Ahmed ve bir grup lim ikinci gr benimseyip yle demilerdir: Hadis, umm olarak elde olmayan bir eyin zimmette satndan yasaklanmasn gerektiriyor. Bu duruma gre, bir kimsenin, yannda olmayan mal, selem akdi ile satmas da yasaktr. Ancak ecelli selemin caiz olduuna dair hadisler vrid olmu ve bu hkm pein selem iin geerli kalmtr.

nc gr grlerin en a budur : Hadis-i erif ne meccel olan selemi, ne de pein olan selemi yasaklamtr. Bu hadisle kastedilen ey, sahibi olmad ve teslimine de imkn bulamayca mal zimmette satmas ve o mala sahip olmadan nce ondan kr salamas, sonra onu temin edip mteriye teslim edebilmesidir. Buna gre hadis, maln hazr olmamas durumunda, pein selemden men etmektedir. nk zimmetinde pein bir ey gerekmekte, ondan kr etmekte, ama onu vermeye muktedir olmamaktadr. Satn almaya gittiinde, belki o mal bulabilir, belki de bulamayabilir Bu ise bir aldatmaca ve tehlike demektir. Selem pein ise, maln pein olarak teslimi vaciptir. Halbuki o, buna muktedir olmad halde, ilerde onu satm almak ve ele geirmek dncesiyle sat yapmakta ve kr salamaktadr. Belki de ald ii, mal satn alaca kimseye devretmi ve kendisi hi bir ey yapmam, btl yoldan kazan salamtr. Bu durumda, selem pein olur, msellem ileyh de mal hemen vermeye muktedir olursa, bu caizdir. mam afi'nin dedii . gibi, meccel selem caiz olursa, pein selemin caiz olmas daha evldr.

Hz. Peygamber'in (s.a.) hadisinden maksadn bu olmas, konuyu i aklayan hususlardandr. Daha nce getii gibi, soru soran ahs, mutlak bir eyin zimmette satn sormutur. ayet mutlak olan bir maln sat caiz olmazsa, elde bulunmayan muayyen bir maln satnn menedilmesi daha evldr. Zimmetteki eyin satn sorduu zaman, onun pein olarak satn sormutur. nk,'Mal sataym, sonra gidip onu alaym ' demitir. Hz. Peygamber (s.a.) de: "Yannda olmayan eyi satma." buyurmutur. Pein selem mutlak anlamda caiz olmasayd, yle buyururdu: 'Bu sat yapma.' Mal yannda bulunsa da bulunmasa da, cevab bu olurdu. Bu grn sahibi der ki: Zimmette olan eyi, satmak teslim edecei ey yannda olsa bile, caiz deildir. ayet teslim edecei mal yanndaysa, o durumda ancak muayyen bir ey satyor ve zimmette sat yapmyor demektir. Hz, Peygamber (s.a.) bunu mutlak olarak yasaklamayp, yalnzca: "Yannda bulunmayan eyi satma." buyurunca, O'nun her ne kadar ikisi de zimmette sat ise de elinde bulunan ve teslimine muktedir olabilecei ey ise byle olmayan eyin arasn ayrd anlalmtr.

Bu konu zerinde dnen kimse doru olann, nc gr olduu sonucuna varacaktr.

Soru: Meccel sat zaruret dolaysyla caizdir. Bu beyu'l-meflstir. nk satc, yannda hemen teslim edecek mal olmazsa, bir mddet sonra teslim etmek zere sat yapmak ihtiyacn duyar. Pein sata gelince, mal mterinin grme imkn olduundan, szkonusu malm niteliklerini belirterek zimmette sat yapmaya gerek yoktur. Zira satc mutlak bir mal deil, yannda bulunan muayyen bir mal satmaktadr.

Cevap: Selemin kaide d bir uygulama olduunu kabul etmeyiz. Aksine, maln vde ile teslimi, parann vde ile denmesi gibidir. Her ikisi de insanlarn maslahattan gereidir.

Sat esnasnda ortada olmayan maln sat konusunda gr vardr: Bir grup, mam afi gibi ki ondan gelen mehur rivayet budur, mutlak maln satm caiz grmekte, nitelikleri saylm muayyen bir maln satn caiz grmemektedir. kinci grup, mam Ahmed ve mam Ebu Hanife gibi, nitelikleri saylm muayyen maln satn caiz grmekte, mutlak malnkini caiz grmemektedir. Her iki eit maln da satnn caiz olduunu sylemek daha isabetlidir. Bu konuda mam afi'ye , onun bakasna syledii gibi, yle denilir: Nitelikleri belirtilmi mutlak bir mal zimmette satmak caiz ise, ayn ekildeki muayyen bir maln satnn caiz olmas daha evldr. nk mutlak maldaki aldatma, belirsizlik ve tehlike oran muayyen maldan daha oktur. Mutlak bir buday, niteliini belirterek satmak caiz ise, muayyen bir budaya niteliini belirterek satmak daha evldr. Hatta mteri mal grd zaman muhayyer olma kayd olsa bile, muayyen mal niteliini belirterek satmak, yine caizdir. Ashb- kiramdan nakledilen bu gr, Ebu Hanife ve iki rivayetten birinde mam Ahmed de benimsemitir. mam Ahmed'in arkadalarndan el-Kd ve dierleri sat lafzyla yaplan pein selemi caiz grmlerdir.

Konunun hakikati udur: u veya bu lfz arasnda fark yoktur. Zira szlemelerde, mcerret lfzlara deil, szlemelerin hakikatna, ruhuna ve amacna itibar edilir. Teslim alnmas geciken mevcut mallarn sat, para nceden deniyorsa "selef diye adlandrlr. Msned'de Hz. Peygamber'den (s.a.) rivayet edildiine gre O (yani Hz. Peygamber)meyveler ortaya kmadan (bdvv salhndan) nce bir bahenin selem yoluyla satn yasaklamtr. Ortaya ktktan sonra: "Bu baheden on vesk tbir l birimi, altm sa' veya bir katr yk karlnda kullandr.) hurmay sana selem yoluyla sattm.1* derse, caiz olur.Bu tpk "ortada ylm olarak (ec halinde) bulunan hurmadan on vesk satn aldm" demesinin caiz olmas gibidir. Fakat parann denmesi, hurmalarn olgunlamasna kadar geciktirilir. Parann denmesinde acele edilirse, buna "selef* denilir. nk selef, nceden geip giden eydir. Slif ise mtekaddim, yani geip giden demektir. Allah Tel'nm: "Bylece onlar gemiin karanlklarnda brakp sonradan gelenlere ibret rnei kldk. "[545] buyurduu yet-i kerimesinde bu kelime bulunmaktadr. Araplar nceden geip gidenleri slife diye adlandrrlar. Hz. Peygamber'in (s.a.): " Salih selefimiz Osman b. Maz'un'a yeti.".[546] sznde bu anlamda bir kullan vardr. Ebu Bekir es-Sddk (r.a.): Tek bama kalncaya kadar onlarla savaacam." anlamna gelen kinayeli ifadesinde boyun kelimesi yerine slife kelimesini kullanmtr.

Selef kelimesi, hem bor, hem de selem anlamlarna gelmektedir. nk bor veren kimse, bor vermede, nce davranm demektir. Hadis-i erifte: "Alveri ve bor hell deildir." ve "Hz. Peygamber (s.a.) bir adamdan dn olarak gen bir deve alm, borcunu derken onun yerine alt yanda sekin bir deve vermitir."[547] buyurulmu ve bu hadislerde selef kelimesi ve ondan treyen ekilleri kullanmtr. Yannda bulunmayan eyi satan kimsenin maksad, kr etmekten bakas deildir. O bir tccardr. Bakasna, nceden parasn alarak bir mal satar, sonra gidip ayn paraya o mal alrsa, o kimse hibir fayda salamadan boa yorulmu olur. Ayn zamanda bunu yapan kimse, bakasna gvenmi ve ona: "Bana para ver, sana u mal alaym," demitir. Bu durumda, o da gvenilir kimsedir. Bir ahsn belli bir cretle mal satp o paray almas, sonra gidip ayn para ile o mal hemen satn almasna gelince, akll bir insandan byle bir davran beklenmez. Evet, ayet bir tccarn paraya jihtiyac varsa, nceden paray alarak, satt mal buluncaya kadar o paray altrr ve ondan yararlanrsa, ite bu meccel selem ^uygulamasnda olabilir. Beyu'I- mefals diye adlandrlan al-veri ekli

budur. nk o tccar, iflas etmi biri olarak paraya muhtatr. Satt mal da, o anda elinde yoktur. Fakat bir yerden geleceini bekledii eyler vardr ve buna binaen zimmette sat yapar. Bu ancak ihtiya dolaysyla yaplr. Bunun dnda byle bir ey yaplmaz. Ancak hemen paray ticaret yoluyla kullanmak maksad veya bu yolla selem dolaysyla kaybettiinden daha ok kr salayaca dncesi mstesna. Paray pein alarak malm satan kimse, daha ucuza mal vermekte, alc taraf da maln ilerde teslim alarak, hemen teslim almaya nazaran daha ucuza aldn bilmektedir. Yoksa bir al-verite bulunmas beklenmezdi. nk hibir fayda salayamazd. Paray nce vermekle dn ynden bir mkfaat bekliyor olsayd, bu paray bor olarak verirdi. Mal, teslim alma vaktine gre, daha ucuz olarak aldm zannetmeseydi selem szlemesi yapmazd. Meccel selem ounlukla, satc durumdaki kimsenin ihtiyacndan dolay yaplr.

Pein seleme gelince, ayet mal satcnn yanmdaysa, belki paraya ihtiyac vardr ve maln bazen gstererek, bazen da niteniklerini belirterek satar. ayet elinde mal yoksa, byle bir muamele ile ticaret yapmay ve kr etmeyi amalam, belli bir fiata mal satp, daha ucuza almay planlamtr.

Sonra bu tahmini belki dnd gibi gerekleir, belki de gereklemez ve o mal ancak daha pahal bir fiyatla temin edebilir ve tabi ki pimanlk duyar. ayet daha ucuza temin ederse ve umduu fiattan alma imkn olursa selem konusu olan eyi alcya takdim eder. Aksi durumda ise zarar eder ve teslim edemez. Bu ise kumar ve tehlike demektir. Tpk kaan bir kleyi ve deveyi deerinden dk bir fiatla satmak gibidir. Ele geerlerse satc, ele gemezlerse mteri piman olur. Ayn ekilde gebe bir hayvann yavrusunun yavrusunu {habel'l-habele} veya gebe hayvann ceninini [melkh) ya da erkek hayvann sulbnde, yani menisinde tasavvur edilen eyi [medmn) vb. satmak da byledir. nk bunlar belki vcud bulur, belki bulmaz. Yannda bulunmayan eyi satan kimse, kumar ve ans oyunu gibi, temini mmkn olabilecek ve olmayabilecek cinsten eyler satan kimse gibidir.

ki trl tehlike vardr. Birincisi: Ticar tehlikedir ki bu, satmak ve kr etmek dncesiyle bir mal almak ve bu hususta Allah'a tevekkl etmektir. kincisi: Btl yoldan kazan salamaya sebep olan ans oyunlardr ki, Allah ve Rasl bu eit kazanc haram Jalmtr. Bunlar mlmese ve mnbeze satlar, gebe hayvann ceninini veya cenininin ceninini satmak yada erkek hayvann slbndekini satmak, ortaya kmadan nce meyveleri satmak gibi eylerdir. Bu eit satlarda bir taraf aldatm ve zulmetmi, dier taraf da zulme uramtr. Satmak iin mal alan tccarn durumu farkldr. Sonradan fiatlarn ucuzlamas yalnzca Allah'tandr. Bu satc zulme uram gibi ikayette bulunmaz. Yannda bulunmayan eyi satmak ise, kumar ve ans oyunu gibidir. nk o kimse yannda bulunmayan bir mal satarak kr etmeyi amalamtr, mteri ise onun maln nce satp, sonra bakasndan satn aldn bilmemektedir. Birok insan bu durumu bilse, o kimseden al-veri yapmaz. Bilakis gider onun satn ald yerden alr. Bu risk ticaret riski deil, teslim edemeyecei mal satmakta acele davranma riskidir. Tccar bir mal satn ald zaman onun mlkiyetine girer ve bu merhaleden sonra ticaret riski szkonusu olur ve Allah Tealamn u ayetinde hell kld ticar yoldan satn yapar: "Aranzda karlkl rzaya dayanan ticaret olmas hali mstesna, mallarnz btl (haksz ve haram yollar) ile yemeyiniz.[548]' Allah en iyi bilendir. [549]

 

E) HZ. PEYGAMBERN (S-A.) TA ATIMI, GARAR, MLMESE VE MNABEZE SATILARI

HAKKINDAK HKMLER

 

Mslim'in Sahihinde Ebu Hreyre (r.a.) yoluyla gelen u hadis y"er almaktadr: Raslullah (s.a.) ta atm sat ile aldatma satm yasak etti.[550]

Yine Ebu Hureyre'den BuHar ve Mslim'in Sahfh'lerinde Raslullah'm (s.a.) mlmese ve mnbezeyi yasak ettii rivayet edilmekte ve Mslim'de ilave bulunmaktadr: "Mlmeseye gelince o, alc ile satcdan herbirinin hi dnmeden dierinin elbisesine dokunmas, mnbeze ise herbirinin elbisesini dierine atmas ve hibirinin arkadann elbisesine bakmamas (eklinde yaplan sat) tr."[551]

Buhr ve Mslim'in Safttf'lerinde Ebu Sad'in yle syledii rivayet edilmektedir: "Raslullah (s.a.) bizi iki eit sat ve iki eit giyiniten nehyetti. Satta mlmese ile mnbezeden nehyetti. Mlmese bir kimsenin gece ya da gndz bakasnn elbisesine eliyle dokunmas ve onu ancak bu ekilde kontrol etmesidir. Mnbeze ise, iki kimsenin elbiselerini birbirlerine atmas ve bakmadan, nza gstermeden bunun sat saylmasdr.[552]

 

1 Ta Atm Sat:

 

Ta atm sat, beyu'l-hyr ve beyu'n-nese kelimelerinde olduu gibi masdarm nev'ine izafeti cinsinden olup beyu'l-meyte ve beyu'd-dem terkiplerinde olduu gibi masdann mefulne izafeti cinsinden deildir.

Yasak edilen satlar bu iki ksmda mtla edilmektedir. Bu sebeple ta atm sat yle tefsir edilmektedir: u ta at, hangi elbisenin zerine derse o, u kadar dirheme senin olsun. Arazi satnda att tan dt yere kadar olan mesafeyi, tane ile satlan eylerde avucuna ald ta saysnca o maldan satn almak eklinde aklanmtr. Satcnn da avucuna ta alp, avucumdaki her ta iin bir dirhem isterim demesidir. Ya da satc veya alcdan birinin eline bir. ta alp, "Bu ta ne zaman derse sat vacip olsun." demesi de bu cinstendir. Dier ekilleri unlardr: Al verite bulunan iki kiiden biri eline bir ta alr ve: "Bu ta ne zaman sana atarsam bu al-veri vacip olsun." der. Veya bir kii eline ta alp koyun srsnn iine dalar ve: "Bu ta hangi koyuna deerse o senin olsun." der. Bu ekillerin hepsi, btl yoldan mal yemeye yol at, beraberinde aldatmaca ve kumara benzeyen risk tad iin fasittir. [553]

 

2 Garar Sat (Beyul-Garar):

 

Garar sat kelimesi, beyu'l-melkh ve beyu'l-medmn kelimelerinin terkibi gibi, masdann mefulne muzaf olmas eklindedir. Aldatma kelimesinin Arapas olan "el-garar", satlan maln bizzat kendisini fade etmektedir ve el-kabz ve es-selb kelimeleri, el-makbz ve el-meslb anlamna geldii gibi, mefl mnasnda fiildir, yani kendisiyle aldatlan, demektir. Bu eit satn rnekleri unlardr: Mteriye teslim imkn olmayan kaak kleyi, parlayp kam at, havadaki kuu, dalgcn bir defada dalp karaca miktardaki inciyi, aata veya devesinin karnnda olan eyleri, Zeyd'in onun iin raz olaca veya ona hibe edecei ya da ona miras kalacak eyi satmasdr. Bu ve benzeri eylerin elde edilip edilemeyecei ve teslim edilip edilemeyecei bilinemedii gibi, hakikati ve miktar da belli deildir. Gebe hayvann yavrusunun yavrusunu satmak da bu cins satlardan saylr ki, Buhr ve Mslim'in Saftih'lerinde Hz. Peygamber'in (s.a.) bunu nehyettii rivayet edilmitir. [554] Bir gre gre, yukardaki gibi (yani yavrunun yavrusunu satmak) yorumlanan bu sat ekli, ikinci gre gre mddet olarak yorumlanmtr. Yani al-veri yapp teslim iin gebe hayvann yavrusunun domas ve onun da gebe kalmasna kadar beklemek, demektir. Bu hadisi Mslim rivayet etmitir.

Her iki ekil de aldatmadr. nc gr ise olgunlamadan nce zm ban satmaktr. Mberred byle sylemekte ve Arapas olan in ortasndaki harfin, skn ve fetha ile okunacan belirtmektedir. bn mer'e gelince, o bu sat mddet olarak yorumlam ve Mlik ve afi de bu gr kabul etmitir. Ebu Ubeyd ise ceninin cenini olarak aklam, Ahmed de bu gr benimsemitir.

Garar satlarndan biri de beyu'l-melkh ve medrnndir. Sad b. el-Mseyyeb ve Ebu Hureyre (r.a.) yoluyla gelen bir hadiste Hz. Peygamber'in (s.a.) medmn ve melkhi yasak ettii belirtilmitir. [555] Ebu Ubeyd der ki: Melkh karnlarnda bulunan ceninler, medmn ise erkek hayvanlarn bellerinde bulunan ey (meni)dir. Cahiliye Araplar dii devenin karnnda bulunan yavrusunu ve erkek hayvann bir veya birka yldaki iftlemesini satyorlard. air der ki:

"Belde bulunan medmn, erkek hayvanlarn kambur srtlarnda bulunan suyudur."

Bu satlardan biri de beyu'l-mecr'dir. Hz. Peygamber (s.a.) bu sat yasak etmitir.[556] bnu'l-Arab der ki: el-Mecr, dii devenin karnndaki (cenin), faiz, kumar ve mzbene'dir. [557]

 

3 Mlmese ve Mnbeze Satlar:

 

Garar satlarndan bir dieri, mlmese ve mnbezedir. Bu kelimelerin aaklamas, ayn hadis-i erifte gemektedir. Mslim'in Sahih'inde Ebu Hureyre'den (r.a.) gelen rivayete gre iki eit sat yasak edildi: el-Mlmese ve el-mnbeze. Mlmese bir kimsenin alc ile satcdan her birinin hi dnmeden dierinin elbisesine dokunmas (ile), mnbeze ise her birinin elbisesini dierine atmas (eklinde yaplan satjdr.[558]

Buhr ve Mslim'in Sahihlerinde Ebu Sad'den u rivayet gelmektedir: Raslullah (s.a.) bizi iki eit sattan ve iki eit giyiniten nehyetti. Satta mlmese ile mnbezeyi yasak etti. Mlmese bir kimsenin gece veya gndz, eliyle bakasnn elbisesine dokunmas, onu ancak bu ekilde kontrol etmesidir. Mnbeze ise: ki kiinin elbiselerini birbirlerine atmas ve bakmadan, rza gstermeden bunun sat saymasdr. [559]

Mlmese sat yle de aklanmtr: Satc der ki: Bu elbiseyi sana, ona ne zaman dokunursan u kadar paraya senin olmak zere sattm. Mnbezede ise yle der: Hangi elbiseyi bana atarsan onu u fiata kabul ediyorum. Bu da mlmese ve mnbezenin bir eididir. mam Ahmed'in sznn zahirinden anlalan budur. Bu sat cinsinde aldatmann olduu aktr ve szkonusu nehyin illeti al-veriin arta balanmas deil, bilkis llet, aldatma ve tehlike (yksek nisbetteki risk)dir. [560]

 

F) HZ. PEYGAMBERN (S.A.) TOPRAA GML VE AKAB. SEBZE VE MEYVELERN SATIIYLA LGL HKMLER

 

1 Topraa Gml Sebze ve Meyveler

 

Turp, algam, patates, soan vb. gibi yer altnda byyen bitkilerin sat, aldatma satlarndan deildir. nk onlar tecrbe ile sahiplerinin bilebilecei niteliktedirler. D grnleri, toprak altnda kalan ksmlarn nasl olduunu gsterir. Bu halleriyle dna baklp ii bilinen ec (tahl yn) gibidirler. Yine de bir aldatma olduu takdir edilse bile, bu aldatma insanlarn kesin olarak ihtiya duyduklar genel maslahatlarnn yannda hafif kalr ve hogrlr. Al-verii menetmeyi gerektirmeyecek ldedir. Mesel bir hayvan, evi veya dkkan bir seneliine kiralamakta da aldatma vardr. nk bir sene dolmadan hayvan lebilir, ev yklabilir. Ayn ekilde hamama girmek, bir su kabnn azndan su imek de byledir. nk insanlarn yapsndaki farkllktan dolay kullanlan ve iilen su miktar da deiir. Selem sat, ls bilinmeyen byk ynlarn (ec) sat, yumurta, nar, karpuz, ceviz, badem, fstk gibi ii grlemeyen maddelerin sat iin de ayn durum geerlidir, ama her sebep al-verii haram klmaz. Aldatma basit veya kanlmaz ise, szlemenin shhatine engel olmaz. Bir binanm temel duvarlarnda, bir hayvann i organlarnda veya ortaya kan bir mahsuln en son beliren ksmlarnda belirebilecek aldatmalarn nne geilemez. Hamam ve su kabndan su ime konusundaki aldatmalar basittir. Bunlar kamlabilecek ldeki aldatmalarn aksine, al-verie engel olmazlar. Raslullah'm (s. a.) yasak ettii eitler de bunlardr. Bunlara eit lde olanlar da ayn hkmdedirler ve szlemenin shhatine engel tekil edenler bu eitlerdir.

Bu konu byle bilinince, yer altnda gelien rnlerin sat hususunda u iki mesele anlalm olur. Birincisi: Bu aldatma basittir ve kanlmas mmkn deildir. kincisi: Bu eit rnlerin ekili bulunduu byk tarlalardaki rnn sat iin bir defada hepsini toplamak art koulsa, bu hem byk bir glk, hem de olgunlamam bir ksm rnn telef olmas demektir ki eriat byle bir eyi emretmez. Toplanan partilerin ayr ayr satlmasnda da hem satc, hem de alc asndan byk glkler ve skntlar vardr. Sri" byle bir hkm vacip klmaz ve insanlarn maslahatlar bu yolla karlanmaz. Hatta bu ekildeki sat menedenler bile fiilen iin iine girdikleri zaman baka bir yol bulamamlar ve rnlerini topraktayken toptan satmak zorunda kalmlardr. Buradaki aldatma ne Raslullah'n (s.a.) yasaklad ne de ona benzer bir aldatmadr. [561]

 

2 Misk Kedisi erisinde Miskin Sat:

 

Miski misk kedisi ierisinde satmak da aldatma satlarndan deildir. Bilkis bu, ceviz, fstk, badem ve hindisten cevisi gibi yenecek ksm iinde olan eyler gibidir. Onun klf, d etkenlerden koruyan, kokusunu ve nemliliini muhafaza eden bir grev grmekte ve bylece kalmas, onu deitirmek ve hile yapmak gibi durumlardan uzak tutmak iin daha yararl olmaktadr. Misk kedisi ierisinde bulunan misk, karlm olanndan daha makbul saylm ve tccarlar al-verilerini bu ekilde yapagelmilerdir. Nerdeyse tam olarak cinsini ve miktarn bilebilmekte, bu konuda ihtilfa dmemektedirler. O halde bu aldatma deildir. nk aldatma, vcut bulup bulmamak arasnda gidip gelmek demektir. Bir baka kaideye gre, anlalmas gizli kalm ve kendisi bilinemeyen eydir. Ama bizim konumuza giren hususlar ne dil ne de eriat asndan aldatma diye adlandnlamazlar. Kim bir sat haram sayar ve onun aldatma sat olduunu iddia ederse, ondan bunun ya dil ya da eriat asndan aldatma diye adlandrlan snfa girdiini belirtmesi istenir. Miskin misk kedisi ierisinde satlmasna cevaz vermek mam afi'nin arkadalarnn iki grnden biri ve delil asndan daha ok tercihe ayan olandr. Bu sat men edenler ise, onu hurmann iinde ekirdei, tavuun karnnda yumurtay, memede st ve kapal bir kabn iinde ya satmak gibi kabul etmilerdir. Halbuki her iki eit arasndaki fark aktr.

Onlara kar kanlar ise bu sat, ceviz, badem ve fst kabuu ile satmak gibi kabul etmilerdir. nk bu ekildeki sat maslahata daha uygundur. phesiz bu benzetme birinciden daha uygundur ve ri'in yasak ettii satlardan olmad gibi o mnada olduu da sylenemez. nk ne lfz, ne de mna olarak ri'in yasaklamas, bu eidi iine almaz.

Kabn ierisinde yan satlmas konusunda yle bir tafsilat vardr: ayet mteri kapa ap zerinden ya grr, cinsini ve niteliini anlarsa, bu ekildeki sat caizdir. Ancak dtan grebildii ecin sat gibi saylr. Eer bu ekilde gremez ve niteliklerini bilmezse, sat caiz olmaz. nk bu aldatma saylr. Yan cins ve vasflar deiiktir. Yumurta, ceviz, badem ve misk gibi kabyla yaratlm da deildir. Bu sebeple onlarn snfndan saylmas doru olmaz.

Memedeki stn satna gelince, Ahmed, afi ve Ebu Hanife'nin arkadalar bunu menetmilerdir. Halbuki bu konuda tafsilata ihtiya vardr: ayet satc, yalnz memede bulunan ve grleni satarsa caiz olmaz. Hayvanla birlikte satlmas caizdir. nk yalnz bana stn, olduu gibi, mteriye verilmesi mmkn deildir. Zira satlan miktar bilinemez. O her ne kadar kapta bulunan bir st gibi grnse de, satld zaman o anda memede bulunmayan damarlarda bulunan st de gelir ve ayrlamayacak ekilde memede bulunan ve satlan ste karr. ayet Tabern'nin e-Mu'cem'inde[562] bn Abbas yoluyla rivayet ettii"Raslullah (sa.a.) srtta bulunan ynn ve memedeki stn satlmasn yasak etti." hadisi sahih ise, hamledilecei mna inaallah budur. Belli bir koyundan alaca belirli ldeki st satsa veya o koyunun belli bir ka gnlk stn satsa bu caiz olmaz. nk meyvenin ortaya kmadan nce satlmas mesabesinde olur ki caiz deildir. zellikleri belirtilmi mutlak st zimmette satsa ve u koyundan veya bu inekten olmasn art kosa eyhimiz (bn Teymiye) bunun caiz olduunu sylemi ve Msned'e bulunan ,u hadisi delil getirmitir: KHz. Peygamber (s.a.) bir bahenin rnnn selem yoluyla satn yasak etti." Ortaya knca satc: "Bu baheden on vesk hurmay selem yoluyla sana verdim." derse caiz olur. Bu tpk ec halindeki hurmadan, "Ben u yndan on vesk satn aldm." demesenin caiz olmas gibidir. Fakat parann denmesi mahsuln olgunlamasna kadar geciktirilir. [563]

 

G) ST VE TNLERN SATII

 

1 Samal Hayvann Kiralanmas:

 

Koyun, inek ve devenin belirli bir mddet stn almak iin cre denmeye gelince, iukahann ounluu bunu caiz grmemilerdir eyhimiz caiz olduunu sylemitir. Bu gr baz limlerin benimsediini nakletmi ve kendisi bu konuda mstakil bir eser telif etmitir. eyhimiz der ki: Bir kimse koyun, inek veya deve gibi bir hayvan belli bir cretle ve yemi sahibine ya da kindisine ait olmak zere stn almak iin kiralarsa, bu kiralama limlerin iki grnden en ak olanna gre st annede olduu gibi caizdir. Bu muamele hem ali-veric hem de kiralamaya benzemektedir. Bu yzden baz fakihler bu konuyu al-veri bahsinde ele alrken, bazlar da kiralama bahrinde ele almaktadrlar. ayet st, kiraya tutann yemi ile hsl oluyorsa, bu durum aa kiralamaya benzer. Eer hayvan yemleyen onun sahibi ise ve mteri yalnzca kendisi iin takdir edilen st alyorsa bu tam bir al| veri saylr. St mutlak olarak alyorsa bu da al-veri kabul edilir; nk stn sahibi, st getirip mterisine tam olarak vermektedir^ St anne konusunda durum tamamen tersinedir. nk st anne ocua st emzirmektedir. Bu Hz. Peygamber'in (s.a.) yasak ettii aldatm satlar snfna dahil deildir. nk aldatma, var olmakla olmamah arasnda gidip gelmedir. Bundan dolay da sat yasak edilmitir.

cinsindendir. Btl yoldan mal yemeye vesile olduu iin Allah Tel onu haram klmtr. Ayn zamanda Allah'n haram kld zulm gibidir. Evet bu muamele, iki taraftan birinin mal ortada bulunur, dierininki ise varlk ile yokluk arasnda pheli bulunursa, caiz olmayan bir muameledir. Kaak klenin, rkp kam hayvann, gebe hayvann yavrusunun yavrusunun sat hep bu snftandr. nk bu mallar belki mteriye ular, belki de ulamaz. Ona ulaacak eyin miktar da belli deildir. Ama satlan eyler, arazi ve hayvan kiralamak gibi, st annenin st gibi, hayvan st ve tanm rnlerinin sat gibi, btn bunlarn miktar ve dier zellikleri deten biliniyorsa, hepsi ayn snftan saylrlar ve caizdirler.

Sonra mteri det zere olan miktar alabilirse bir mesele kalmaz. ayet bir eksilme olursa, o miktarn karl kiracdan dlr. Bu tpk, fete urayan sat malnn bedelinin belli bir oranda dlmesi (vadu'l-cevih) gibidir. Ayn zamanda dier al-verilerde maln bir ksm mterinin eline gemeden telef olursa yine byle muamele yaplr.

Soru: Kira szlemesinin konusu menfaat (yararlanma)lardr. Mallar deildir. Bu sebeple yemek iin yiyecek ve imek iin su kiralamak sahih olmaz. St annenin kiralanmas da menfaate binendir ki, o da ocuu kucaa almas ve ona meme vermesidir. St bu szlemeye zmnen ve tbilik durumunda girer. Bir evi kiraya verirken o evin kuyusunda biriken suyun da ayn szlemeye girmesi gibi saylr. Asl iin hogrlmeyen baz eyler tbi durumda olurlarsa hogrlebilirler.

Cevap: Bu itiraz bir ka ynden cevaplanabilir:

Birincisi: Kira szlemesinin yalnzca menfaat zerine yaplacan menetmek. nk bu ne Kur'an ve hadisle ne de icm ile sabittir. Bilkis ashbm, bunun aksine uygulamalarda bulunduu bildirilmektedir. Sahih olan bir rivayete gre Hz. mer [r.a.) seyd b. Hudayr'm bahesini seneliine kiraya vermi ve cretini alp onunla borcunu kapatmt. Baheden maksat hurmadr. Bu ise meyvesini almak iin aac kiraya vermek demektir. M'minlerin halifesi olan Hz. mer'in gr bu ekildedir ve ashbtan herhangi bir kimsenin ona kar kt da bilinmemektedir. mam Ahmed'in arkadalarndan Ebu'1-Vef b. Akl ve eyhimiz de bu gr tercih etmitir. Sizin kira szlemesi ancak menfaat zerine yaplr, sznz kabul edilemez ve delil ile de sabit deildir. Sizin en ok yapabileceiniz ey, ihtilafl olan konuyu, yenmek iin ekmee ve imek iin suya kyaslamanzda*. Bu ise ok fasit kyaslardan biridir. nk ekmek yenilir ve yerine yenisi gelmez. Hjllbuki st ve kuyu suyu byle deildir. nk onlarn yerine yenisi geu||i Bu ynyle de menfaat mesabesinde saylr.

kincisi: rnler vakf ve ariyet (ireti verme) vb. konularda menfaat ve fayda gibi deerlendirilirler. Buna gre aac olan kimse, tpk rnnden yararlanlmas iin arazisini vakfeden kimse gibi, meyvesinden yararlanlmas ien aacn vakfedebilir. Bir hayvan, bir evi veya bir st hayvann ireti olarak vermek caiz olduu gibi, bir aac ireti vermek de caizdir. Btn bunlar, onlarn rnn ya da faydasn teberru etmektir. Bir kimsenin evini orada oturacak birisine vermesi, bir bakasnn hayvann ona binecek birine, aacn onun meyvesini alacak brine, arazisini ekecek birine, koyununu onun stn iecek birine vermesi mesabesindedir. Btn bu faydalar, teberru szlemeleri hkmndedirler. Faydalanlan maln asl vakf yoluyla bu tr faydaya tahsis edilmi olsa da (muhabbes) olmasa da sonu deimez. Ayn zamanda ortaklk szlemesi hkmne de girerler. nk bir kimse koyununu, ineini veya devesini bir bakasna, stnden veya doacak yavrularndan bir ksmn ona vermek karlnda onlara bakmak ve hizmetlerini grmek iin verse, bu anlama mam Ahmed'den gelen iki rivayetten en sahih olanna gre sahihtir. Ayn ekilde kira szlemesi hkmne de girerler.

ncs: ki eit mal vardr: Birinci eidi, yerine yenisi gelmeyen ve gidince btnyle gidendir. kinci eidi yava yava tkenen ve tkenen ksmlarn yerine yenisi gelendir. te bu eit, menfaatlerle yerine yenisi gelmeyen mallar arasnda bir derece saylr. Bu durumda hangi ksma benzediine baklr ve onun gibi kabul edilir. (Bu gzle bakldnda) bu eidin menfaatlere benzemesinin daha kuvvetli olduu bilinmekte ve dolaysyla o ksmdan saylmas evl olmaktadr.

Drdncs: Allah Tel Kur'an- Kerm'de st annenin kiralanmas konusunda hkmn bildirmi ve st annenin ald eyi cret diye isimlendirmitir. Bizim eriatmzda Kur'an'da hakknda nass bulunan kiralama yoktur, ancak st annenin kiralanmas mstesnadr ki, o da udur: "Sizin iin ocuu emzirirlerse onlara cretini verin, aranzda uygun bir ekilde anlan."[564] stadmz der ki: Kiralamann ancak menfaat zerine olaca vehmine kaplan baz kimseler, buradaki kiralamann kyasa aykr dtn zannetmilerdir. Halbuki yle deildir. Bilkis kiralama, mal olsun menfaat olsun, asl bak kalmak kaydyla kendisinden yararlanlabilen her ey zerine yaplabilir. Nasl bu mallar vakfedilebiliyor ve ireti verilebiliyor, insanlar karlksz olarak yararlanabiliyorsa, ayn ekilde kirac da ondan, bedelini deyerek yararlanabilir. St annenin stnden asl bak kalarak yararlanmak mmkn olunca, herhangi bir menfaati kiralamann caiz olmas gibi, onu da kiralamak caiz olmutur. Bu, kyasn ta kendisidir. Zira Allah nasl baz menfaatleri peyderpey yaratryor ve onlann asl bak kalyorsa, ayn ekilde baz mallan da peyderpey yaratyor ve onlann asl da bak kalyor.

Beincisi: Szlemelerde asl olan, Allah ve Rasl'nn haram kldklannn dndaki esaslan yerine getirmenin vacip olmasdr. nk mslmanlar, helli haram, haram da hell klan artlann dndaki btn artlara riayet ederler. Szleilen veya art koulan hususlarda Allah ve Rasl'nn haram kldnn dnda hibir ey haram olmaz. Bu konuyu menedenlerin (menettikleri eyin) haram klndna dair gsterebilecekleri hibir nass yoktur. Ancak kyas deliline tutunmaktadrlar, fakat yaptklar kyasta asl ile fer' arasnda kyaslamay nleyecek bir fark olduu bilinmektedir. (Kyas) caiz grenlerin yapt kyas, fer'in asla eit klnmasna daha yakndr. Bu konuda ise, bunun imkn yoktur.

Basan Allah'tandr.

Altncs: Bu kiralamay menedenler st annenin kiralanmasnn cevazmn Kur'an ve icm ile sabit olduunu, bu kiralamadan esas maksadn da bir madd varlk olan st olduunu grnce, bu kiralamann cevazm izah iin hem emzirenin hem de kiralayann geersizliini bildikleri hileli bir ifade kullandlar ve dediler ki: St anne ile yaplan szleme yalnzca, onun ocuu kucana almas ve ona meme vermesi zerine yaplmtr. St ise tbi durumundadr. Halbuki Allah ve btn akll kimseler bilmektedir ki, ne mesele byledir, ne esas maksat, st annenin ocuu kucana almasdr ve ne de o kadn tutmak iin yaplan szlemenin konusu budur. rf, hakikat ve eriat asndan bunun byle olmad bilinmektedir. ayet, st anne ocuu bir bakasnn kucanda veya beiinde emzirse bile cretini almay hak ederdi. Esas maksat sadece meme vermek olsayd, st olmasa da memesi olan her kadn tutulabilirdi. Gerekten fasit olan kyas ve ruhsuz olan fkh budur. Btn bunlardan sonra nasl olur da st anne tutmann (kiralamann) kyasa aykn olduu sylenir ve sahih olan kyasn byle olduu iddia edilebilir?

Yedincisi: Hz. Peygamber (s.a.), keiyi ve koyunu st iin ireti vermeyi tavsiye etmi, buna tevik etmi ve bu iyilii yapacak kimsenin nail olaca sevab zikretmitir.[565] Bunun ne bir sat, ne de bir hibe olmad bilinmektedir. Zira ma'dm ve mehul olan bir eyin hibe edilmesi caiz deildir. Bu ancak tpk binilmesi iin hayvann ireti verilmesi gibi, st iin koyunun dn verilmesidir. Bu ise ondan yararlanmann mubah olduunu gstermektedir. Her iki uygulama da, er' ynden birdir. reti verme yoluyla yararlanmas caiz olan eyden, kiralama yoluyla da yararlanlabilir. nk her ikisinin geli yolu birdir. Aradaki fark sadece birinin teberru eklinde olmas, dierinin de bir bedel karlnda olmasdr.

Sekizincisi: Harb el-Kirmni'nin el- Mesa'indc yapt u rivayettir: Sad b. Mansr Ubb b. Ubd Hiam b. Urve ve babas yoluyla gelen habere gre, seyd b. Hudayr alt bin dirhem borcu olarak vefat etmitir. Bunun zerine mer b. el-Hattab (r.a.) alacakllan arm ve onun arazisini alacakllara iki seneliine vermitir.[566] Bu arazide aalar ve hurma bulunmaktayd. Medine bahelerinde daha ok hurma bulunmaktadr ve bo (aasz) arazisi ok azdr. Hz. mer'in bu uygulamas meyvesini almalan iin aalan kiraya vermek demektir. Kim bunun cm'a aykn olduunu iddia ederse, bilgisizliindendir. Bilkis bunun caiz olduu hususunda icm edildiini sylemek daha uygundur. Hz. mer (r.a.) bunu Medine-i Mnevvere'de Ensr ve Muhacirlerin huzurunda yapm ve olay her tarafta duyulmu, buna ramen kimse kar kmamtr. Bilkis kabul ve ikrar ile karlamlardr. Halbuki, Hz. mer bile yapsa, bundan daha basit eylere kar kyorlard. Mesel. mrn b. Husayn ve dierleri temett hacc konusuna kar kmlard[567]' Bu olaya ise kimse kar kmad. naallah bunun tam bir kyas olduunu, bunu menedenlerin bu olay mutlaka dikkate almalar gerektiini ve onlarn caiz olmayan birok hilelere bavurduklarn aklayacaz.

Dokuzuncusu: Ziraat yaplan bir araziden, kira szlemesiyle elde edilen mahsul, her mal gibi bir maldr ve o mal, kiracnn rettii bir rndr. Kiracnn topraktan yararlanma konusunda bundan baka bir maksad yoktur. ayet tarmdan baka bir yararlanma kast szkonusu olsa bile bu, asla tbi bir kasttr.

Soru: zerinde szleme yaplan ey topra srmenin, ekmenin ve hasat etmenin yarandr. Mal bu yararn sonucu olarak ortaya kar. Mesel, bir kimse kuyu kazmak iin birini kiralar, kuyudan da su karsa zerinde szleme yaplan konu su deil itir.

Cevap: Topra kiralayan kimsenin elde edecei rnn dnda bir maksad yoktur. (yani alma) ise baka bir amaca hizmet eden vesiledir. Kirac, mcerred almadan hibir yarar salayamaz. Bilkis o (i veya alma) yorgunluk ve skntdr. Maksad yalnz ve yalnz almas ve sulamas sayesinde Allah'n yarataca mahsul almaktr. Her iki konu arasnda hkmlere illet tekil etmeyecek geersiz farklardan baka bir fark yoktur. Sizin kiralamay kuyu kazmaya benzetmeniz fasit bir benzetmedir. Bilkis kuyu kazmann benzeri, araziyi srmek, ekmek ve sulamak iin bir ifti tutmaktr. phe yok ki, st iin hayvan kiralamay, mahsul iin arazi kiralamaya benzetmek tam bir kyastr ve daha nce de getii gibi yemek iin ekmek kiralamaya benzetmekten daha sahihtir.

Onuncusu: Mahsuln almak iin arazi kiralamann aldatma ve risk durumu, st iin hayvan kiralamanmkinden daha oktur. nk tarma etki edecek fetler ve engeller stnkinden oktur. Buna ramen bu durumlar arazinin kiralanmasnda ho grlrse, (yani kiralama iin er' bir engel tekil etmezse) st iin hayvan kiralamada ho grlmesi daha evldr. [568]

 

2 Memedeki Stn Sat:

 

Memedeki stn sat szlemesi huusunda gr vardr:

1- Gerek sat, gerekse kiralama olarak bunu menetmek. afi ve Ebu Hanife bu grtedirler.

2- Hem sat, hem de kiralama olarak cevaz vermek.

3- Satna deil ama, kiralamasna cevaz vermek. stadmzlJHn,) tercihi de budur.

Memedeki stn satn meneden iki hadis vardr:

Birincisi: mer b. Merrh hadisidir ve zayf bir hadistir. [569] Hubeyb b. ez-Zbeyr krime bn Abbas yoluyla rivayet edilen bu hadis yledir: Hz. Peygamber (s.a.) hayvann srtndaki ynn, stteki yan ve memedeki stn satn yasak etti." Bu hadisi Ebu shak, krime ve bn Abbas yoluyla onun {bn Abbas'm) sz olarak veya ya konusunu zikretmeksizin rivayet etmitir. Hadisi Beyhak ve dierleri de rivayet etmilerdir.

kincisi: bn Mce'nin, Him b. Ammr Hatem b. smail Cehdam b. Abdullah el-Yemn Muhammed b. brahim el-Bhil Muhammed b. Zeyd el-Abd ehr b. Haveb ve Ebu Sad el-Hudr yoluyla yapt u rivayettir: "Hz. Peygamber (s.a.) douruncaya kadar hayvanlarn karnlarnda bulunan eyin, l ve tart ile olmakszn memelerde bulunan eyin, kam bulunan klenin, taksim edilinceye kadar ganimetlerin, ele geirilinceye kadar zekt mallarnn ve dalgcn bir defada kard eyin satn yasak etti."[570]' Fakat bu hadisin isnad ile delil sabit olmaz. Hayvanlarn karnlarnda bulunan eyin satnn yasaklanmas, melkh (hayvanlarn sulbnde bulunan ey)in ve medmn (karnlarnda bulunan ey)in satnn yasaklanmasyla, kam bulunan klenin satnn yasaklamas ise o, kaak olduu bilmen bir klediraldatma satnn yasaklanmasyla sabit olmutu. Ganimetlerin paylatrlmcaya kadar satnn yasaklanmas, bir kimsenin yannda bulunmayan bir eyi satmasnn yasak edilmesinin hkm iindedir, nk o bir aldatma ve tehlike (riziko) ihtiva eden sattr. Ele geirilemeyen zekat mallarnn sat da byledir. ayet Hz. Peygamber (s. a.) bir yiyecei, mteriye inktikal ettii, mlkiyetine girdii, onun olduu ve bakasnn mal olmak ihtimali kalmad halde yine de ele geirilmeden nce satn yasak ederse, ganimet ve zekat mallarnn ele gemeden nce satnn yasak edilmesi daha evldr. Dalgcn bir defa da karaca eyi satnda aldatma bulunduu konusu ise apaktr.

Memedeki stn satna gelince, ayet muayyen olursa, satlan mal aynen teslim etmek mmkn deildir. Eer zellikleri belirtilmi bir stn zimmette sat ise, bu, uradaki ecden on avu satmaya benzer. Bu eit satn iki yn vardr: Itlak yn ve tayin yn. kisi arasnda bir atma da yoktur. Bu satn caiz olduunu mam Ahmed'in rivayet ettii u hadis gstermektedir. Hz. Peygamber (s.a.) bir bahe (de bulunan meyve) yi, ortaya kmadan (bdvv salhndan) nce selem yoluyla satmay yasaklad. Buna gre st veren koyunun stn belli bir lyle selem yoluyla satarsa caizdir. Bu sat "l ve tart ile olmazsa, memedeki eyin satn yasak etti." sznn hkmne girer. Bu ise, ister mutlak isterse muayyen olsun, l ve tart ile olursa satna izin var demektir. nk (mutlak veya muayyen diye bir) tafsilat zikretmemi, l ve tartnn dmda da bir art komamtr. Muayyen olmas art olsayd zikrederdi.

Soru: Koyunun stn belli saydaki gnler iin lsz ve tartsz satsa ne dersiniz?

Cevap: Yukarda zikredilen hadis sahih ve sabit ise lsz ve tartsz satlmas caiz olmaz. ayet hadis sabit deilse, koyunun st de bilinmekte ise ve deten deimiyorsa (belli sayda) gnler iin satlmas caiz olur. detine binaen verilen hkm l ve tartnn yerini tutar. Eer st durumu deiiyor, bazen artyor, bazen eksiliyor, bazen da kesiliyorsa, bu aldatma saylr ve caiz olmaz. Kiralama ise byle deildir. nk st onun mlkiyetinde ve hayvan yemlemesi sonucu meydana gelir, tpk kendi mlk olan araziyi sulayarak mahsul meydana gelmesi gibidir. Bunda herhangi bir aldatma yoktur. Evet, ayet st detin aksine eksilir veya kesilirse, bu kiralamadan beklenen bir menfaatin noksanlamas veya tamamen ortadan kalmas mesabesindedir ki, bundan dolay kiracya ya szlemeyi feshetme hakk doar, ya da eksilen meanfaat orannda kira cretinden dlr. Bu, mezhebin (Hanbeli mezhebi) usulne gre yaplacak bir kyasla vanian sonutur. bn Akl ve el-Mun mellifi der ki: Kirac (hereye ramen kiralad mal) elinde tutmay tercih ederse, cretin tamamn demesi gerekir. nk o, eksiklie raz olmutur. Bundan dolay da cretin tamamn demesi gerekir. Doru olan ise, menfaatten eksilen orann cretten drlmesidir. nk kirac tam creti, eksiksiz ve kusursuz bir menfaat karlnda vermektedir. Byle olmad takdirde, tam cret demesi gerekmez.

Onlarn: "Kirac menfaati eksik olarak kabul etti. Bu durum satlk bir mal kusurlu olarak kabul etmek gibidir." szlerine iki ynden cevap verilebilir:

Birincisi: Mteri kusurlu olan mal, kusurunun bedelini almak kaydyla kabul ederse, (Hanbel) mezhebinin zahirine gre bu onun hakkdr. Kusurlu olan maln bedelini alarak o mal kabullenmesi, (o bedeli alma) hakkn drmez.

kincisi: ayet mal geri verme hakk olan kimse, onu elinde tutarsa, ona sz konusu bedel denmez, desek bile bundan dolay kira iin geerli olan bedeli eksiltme hakk dmez. nk kirac szleme yaplan konunun bir ksmndan yararlanmatr. Bundan dolay onu olduu gibi geri vermesi mmkn deildir. Ayn ekilde kalan menfaati geri vermesi halinde zarara urayabilir veya bu imkn bulamayabilir. Bundan dolay da her eye ramen kiralad nesneyi elinde tutmak zorunda kalabilir. Buna ramen ondan creti tam olarak almak ve onu, ancak szlemeyi feshederek zararn telafiye zorlamak, ona zarar vermek demektir. zellikle ekim, dikim (alan), bina kiralayanlar veya yolculuk iin hayvan kiralayan ve yolda hayvanda bir nza ortaya ktn gren kimse iin bu durum daha da zordur. Doru olan hkm udur: Geri verme hakk ve imkn olan bir mteri, satn ald mal elinde tutarsa ona, o maln kusurundan dolay bir bedel denmez, ama kiralamada bu bedel denir.

Hz. Peygamber'in (s.a.) tarm rn alan mteriden, rnn tabi fetten zarar grmesi halinde, zarar grd orandaki cretin drlmesine ve geri kalannn alnmasna hkmetmesi de bu konuyu aklamaktadr. Zira rnn tamam bir seferde olgunlamaz, bu yzden de hepsini birden toplamak det olmayp peyderpey toplanr. Bu durum aynen kiralama hadisesindeki gibidir. Hz. Peygamber (s.a.) musarrt (ok gzkmesi iin bir mddet st salmayan hayvan) konusunda mteriyi, hayvan geri vermek veya bundan dolay herhangi bir tazminat istemeden ylece kabul etmek arasnda muhayyer brakm, fete urayan rn konusunda ise, zararnn telafi edilmesi ve bylece rn elinde tutmas hkmn vermitir. Aradaki fark bizim zikrettiimiz husustur. Kiralama da rnn satna daha ok benzemektedir. Bu benzerlie itibar edildii ise, r'in, cret satcnn eline gemeden nce fete urayan mahsuln bedelini drmesinde aa kmtr.

Soru: Menfaatleri etkileyen musibetlerin, cretten drlmeyecei konusunda limler ittifak etmilerdir.

Cevap: Bu o-bbdan deildir. Kim byle olduunu zannederse, bu onun kuruntusudur. stadmz der ki: Bu, satn alman rnde olduu gibi fete urayan maln zararndan telfi edilmesi babndan deildir. Bilkis bu szleme ile amalanan menfaatin telef olmas veya elden kmas bbndandr. limler hayvan kiralayan bir kimsenin onu teslim almadan nce lmesi halinde, cretini demesinin gerekmeyecei misalinde olduu gibi, kiralamada da szkonusu menfaat, elde edilemeden nce telef olursa, cret denmesinin gerekmeyeceinde ittifak etmilerdir. Bu durum, bir ecden belli bir lde mahsul satn alnmas, fakat alnan miktarn teslim alnmadan ve ecden ayrlmadan telef olmas mesabesindedir. phe yok ki, bu durumdaki bir mal satcnn garantisindedir. Bu yzden arazi kiralayan kimse fet sebebiyle ziraat yapmaya imkn bulamazsa kira creti demesi gerekmez. ayet ziraat yapar, mahsul yetiir, ama sonradan tabi bir fet gelerek hasat imkn bulamazsa, bu durumda limler ihtilf etmilerdir. Bir grup (yukarda zikri geen) rn ve menfaat meselesi gibi kabul etmi, baka bir grup ise bu iki meseleyi ayr ayr ele almtr. Menfaat ve rn meselesiyle bu konuyu ayn ayr ele alanlar derler ki: rn, zerinde szleme yaplan eydir. Ayn ekilde menfaat de yledir. Bu konuda ise ekilen mahsul, zerinde szleme yaplan ey deildir. Szleme yaplan ey menfaattir. O da elde edilmitir. ki konuyu eit olarak ele alanlar ise derler ki: Kiralamadan maksat rndr. Bu maksat hsl olmadan nce tabi bir fet gelirse szleme ile amalanan ey ele gemeden nce telef olmu demektir. Geri kira bedelini rn iin deil, rn elde etmesine yarayacak bir menfaat iin demise de, rn hasat edemeden tabi bir fet meydana gelir ve mahsule zarar verirse, zerinde szleme yaplan menfaat de bundan kurtulamaz ve bu menfaat de telef olmu saylr. Bir arazinin menfaatinin iin banda telef olmasyla, sonunda telef olmas arasnda bir fark yoktur. Tabi fet ekimden sonra olur ve oradan yararlanma imknn ortadan kaldrrsa, bunun nce veya sonra olmas arasnda bir fark olmad bilinmektedir. [571]

 

3 Hayvann stndeki Tnn Sat:

 

Hayvann srtndaki ynn satlmasna gelince, bunu yasaklayan hadisin sahih olduu sabit olursa, onu kabul etmek vacip olur ve ona aykr bir ey sylemeye imkn yoktur. mam Ahmed'den bu konuda deiik rivayetler gelmitir. Bir rivayete gre bunu menetmi, baka bir rivyete gre de hemen krklmas artyla cevaz vermitir. Bu grn aklamas yledir: Hayvann stndeki yn, teslimi mmkn olan malm bir maldr. Bundan dolay aataki hurma gibi sat caizdir. Koyunun zerinde bulunan ve satlan yn e sonradan byyecek olan (ve sata dahil olmayan) ksmn birbirine karmas ihtimali, hemen krklmasyla bertaraf edilmi olur. Bu arada byyen ksm tesbit edilemeyecek kadar azdr. Dier yandan hemen krklmas art koulmazsa, bu durumda da peyderpey toplanan hurma gibi olur. Alnmas zamannda uzam olsa bile, bunun doru bir aklamas vardr. Son noktada bu, var olan eye tbi olan, yaratlmam ma'dmun (mevcut olmayann) sat demektir. Bir meyvenin henz yaratlmam ksmlar gibidir ve mevcut olan ksmna tbidir. Ynn alnmas iin belli bir vakit tayin edilirse, bu da meyveyi olgunlama zamannda toplama mesabesindedir.

Bu konuyu u husus daha iyi aklamaktadr. Bu sat menedenler, hayvann ynn dier organlarna kyas etmiler ve demilerdir ki: Yn hayvana bitiiktir. Bundan dolay, dier organlar gibi tek basma sat caiz deildir. Bu ise ok fasit bir kyastr. nk, dier organlar hayvana zarar vermeden mteriye teslim etmek imknszdr.

Soru: Bununla memedeki st konusu arasndaki fark nedir ki, buna cevaz verdiiniz halde ona cevaz vermediniz?

Cevap: Memedeki stte mterinin mal ile satcnn mal birbirine abucak karr. nk st hayvan saldka hzla meydana gelir. Yn ise byle deildir.

Allah en iyi bilen ve hkmedendir. [572]

 



[1] Buhri, 68/26 : Mslim, 1500. Ebu Hureyre'den.

[2] Buhr, 97/12.

bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar: 6/11-12.

[3] Buhr, 44/6 ve daha baka yerler ; Mslim, 1457 ; Muvatta, 2/739.

[4] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar: 6/12-13.

[5] Buhri, 64/52.

[6] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar: 6/13-18.

[7] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar: 6/18-19.

[8] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar: 6/20.

[9] Buhri, 62/17 ; Mslim, 1459. el-Mdlic: Mdlic b. Mrre b. Abdimenf b. Kinne*ye nisbet olmaktadr. Kiflik ilmi bunlarla, Esedoullanna ait bulunuyor ve Araplar bunu byle kabul ediyorlard. Hfiz bn Hacer yle der: Kiflik, sahih olun kavle gre sadece onlara has deildi. Yezid b. Hnn, feriz babnda Sad b. Mseyyeb'e ulaan sahih bir rivayette, Hz. mer'in de klf olduunu bildirir ve olay'zikreder. Bilindii zere Hz. mer, ne Mdliclidir, ne de EsedouHarndandr. O KureyUdir. Abdrrezzak'n Musormefinde (13837), bn Srin'in Hz. mer'in kif olduunu itiraf ettii rivayeti vardr.

[10] Bu lfz Ahmed'e aittir (2131). Ayncabk. Ebu Davud, 2256 ; Taylisi, 2667. Buhar'nin lfz: "Eer Allah'n kitabnn lin hkmleri infaz edilmemi olsayd, benimle bu kadn arasnda bir macera vard." eklindedir.

[11] Buhri, 3/50; Mslim, 313.

[12] Buhri, 60/1.

[13] Rvilerl sikadr. Ancak Sleyman b. Yesr, Hz. mer'e yetiememitir. Bununla birlikte, biraz sonra gelecek el-Esrem rivayeti ile glenmektedir.

[14] Muvatta, 2/740. Rvileri sikadr. Ancak hadis munka'dr.

[15] Belki de yazarn murad, hadis her iki tariki ile de yani Sleyman b. Yesr tariki ve Sad b. el-Mseyyeb tarikiyle de son derece sahihtir, seklindedir.

[16] Bu mlhaza doru olmaktan uzaktr. nk mhadeler gsteriyor ki, cenin hamile kadnn rahatl ve fazla besin almas, hareket etmemesi neticesinde iman olmaktadr, isterse hamilelik boyu kocas hi cimda bulunmasn.

Hayvanlarn gebe iken iftlemeden uzak durmalar da bunun bir delilidir. nk Yce Allah onlarn tabiatna sadece oalmak iin iftleme arzusunu yerletirmitir. Zira iftleme cismi zayf drr ve kuvvetini azaltr. Oysaki hayvan insanln hizmetine mde klnmtr, insan ise, Allah, hikmetle tasarrufta bulunmas iin kendi

aklyla babaa brakmtr.

[17] Uzun bir hadisin parasdr. Bk. Buhri (Fethu'1-Br) , 6/344, 348 ; Mslim, 2550 ; Ahmed, 2/436.

[18] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar: 6/20-27.

[19] Ebu Davud, 2264 ; Ahmed, 3416. Senedi zayftr.

[20] Ebu Davud, 2265, 2266. Senedi hasendir.

[21] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar: 6/27-29.

[22] Ebu Davud, 2269 ; Nes, 6/183 ; Ahmed, 4/374. Senedi zayftr.

[23] Ebu Davud, 2269 ; Nes, 6/183 ; Ahmed, 4/374. Senedi zayifhr

[24] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar: 6/29-32.

[25] Buhri, 53/6. Mslim'de yoktur. Tirmz, 1905 ; Ebu Davud, 2278; Ahmed, 720, 931 ; Beyhak, 8/6. Hz. Ali'den. mam Ahmed (2040), bn Abbas'tan da pu mnada rivayette bulunmutur.

[26] Buhri, 53/6. Mslim'de yoktur. Tirmz, 1905 ; Ebu Davud, 2278; Ahmed, 720, 931 ; Beyhak, 8/6. Hz. Ali'den. mam Ahmed (2040), bn Abbas'tan da pu mnada rivayette bulunmutur.

[27] Tirmiz, 1357 ; Ebu Davud, 2277 ; bn Mce, 2351 ; Nesi, 6/175, 176 ; f, 2/422 ; Ahmed, 7346 ; Abdrrezzak, 12611 ; Beyhak, 8/3 . bn Hibbn (1200), Hkim ve bnu'l-Kattn, sahih kabul etmilerdir.

[28] Tahrici bir nceki hadiste geti. Tirmiz'nin sz nceki hadisin rivyetiyle ilgilidir. nk onun tahric ettii hadis bir ncekidir. Bu ise Ebu Davud ve Nes'nin lfzdr.

[29] Nes, 6/185. Abdulhamid, babas ve dedesi bilinmemektedirler.

[30] Ebu Davud, 2244. Senedi hasendir.

[31] Muvatto, 2/767,768 ; Beyhak, 8/5. Rvtleri sikadr. Ancak Kasm b. Muhammed, Hz. mer'e yetimemitir.

[32] Musannef, 12601. '

[33] Musannef, 12600.

[34] Musannef, 12598. .

[35] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar: 6/33-37.

[36] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar: 6/37-39.

[37] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar: 6/39-52.

[38] Abdrrezzk, 10304. ,

[39] Buhari, 55/25 ; Mslim, 2309.

[40] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar: 6/52-55.

[41] Buhar, 23/93 ; Msltm, 2658 .

[42] Ebu Davud, 2244 ; Nes, 6/185 .

[43] Sevr'nin onu zayf bulmas, grnden dolay idi. Yahya b. Sad ise onu bir defasnda zayf bulmu, bir defasnda da sika bulmutur. Onu bn Man, Ahmed, Eb Hatim, Nes, bn Adiy, bn Sa'd, es-Sc de sika bulmulardr. I3u durumda hadisi hasen mertebesinden daha aada deildir. Bu yzden de el-Hfz onun hakknda Takrib'de "Sadktur, ama vehimde bulunmutur." demitir. Hadis daha nce de getii gibi hasendir.

[44] Beyhak, 8/5. Senedinde bn Leha vardr ve o zayftr. Onun eyhi mer b. Abdullah da zayftr.

[45] Ahmed, 5/412 , 413, Tirmlzi, 1283 ; Drim, 2/227, 228. Senedi hasendir. Hkim, (2/55) hadisi sahih kabul etmi ve Zeheb de one katlmtr.

[46] Rvileri sikadr. Musannef, 12606 .

[47] Musannef, 12609 ; Beyhak, 8/4 . Ibn Ebi Hatim .Umre el-Cermfyi zikretmi onun hakkmda herhangi bir cerhte bulunmamtr.

[48] Rveri sikadr. Kaynaklan daha nce gemiti. .

[49] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar: 6/55-62.

[50] Daha nce gemiti. Hadis hasendir. Hadisin mam Ahmcd'e nisbet edilmesi, mellif tarafndan yaplm bir hatadr. nk hadisi o rivayet etmemitir.

[51] Buhari (Fetuh'1-Bri), 5/47: Ahmed, 2/474 ; Ebu Davud, 3519 .

[52] Buhari, 49/4 ; Mslim, 1501 .

[53] Abdurrezzk,12616;bnMce, 2352.

[54] Hasen bir hadistir. Ahmed ve Ebu Davud rivayet etmilerdir. Daha nce gemiti.

[55] Tahrim. 98/6.

[56] Buhri, 4/40 .

[57] Tahrid daha nce gemiti.

[58] Ebu Davud, 2278, 2279, 2280.

[59] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar: 6/62-85.

[60] Mslim, 1218.

[61] Buhri (Fetfu'I-Bri), 4/338, 339; Mslim, 1714.

[62] Ebu Davud, 2144.

[63] Bakara, 2/233.

[64] Mslim, 1662.

[65] Mslim, 1661.

[66] Buhri [Fethu'l-Bnj, 9/439, 440.

[67] Mide, 6/89.

[68] Taberi, Tefsir, 17/7. Senedi sahihtir.

[69] Mide, 6/89.

[70] Mide, 6/89.

[71] Mcadele, 67/4.

[72] Bakara, 2/196.

[73] Buhr (Fethu't-Bri) 4/141.143. Mslim, 1111.

[74] Haccc ve el-Hris zayftrlar. Rivayet Taberi'nin Te/sirlndedir. (7/21) Aynca bkz. bn Kesir, 2/89.

[75] Leys, bn Eb Sleym'dir ve zayftr.

[76] Taberi, 7/17. Senedi sahihtir. Syt, ed-Drrl-mensur, 2/313.

[77] Muakkad: Bir nevi Hecer brdesldir. Zahrn: Usfn ile Mekke arasnda bulunan Merru'z-Zahrn i elbiselerdir. Bahreyn taraflarnda bulunan Zahrn'a nisbet olduunu syleyenler de vardr.

[78] Beyhak, 10/56.

[79] Yahya b. Ishk , el-Becel'dir ve o "leyyinu'l-hads" (hadiste gevek)tir.

[80] Kii hramda iken bir skntya maruz kalrsa, hramdan kar ve keffret verir.

[81] Buhri {FethuVBr, 4/14 ; Mslim, 1201.

[82] Mde, 6/95.

[83] Beled, 90/12.

[84] nsan, 76 /8.

[85] Buhri (Fethu'l-Bri), 8/407.

[86] Buhri,9/110 ; Mslim, 1365 Mslimdeki lafz yle: Hz. Peygamber evlenmiti. "Kimin yannda yiyecek bir ey varsa onu getirsin." buyurdu. Bir sofra serdi. Kimisi kek getirdi, kimisi hurma, kimisi de tereya getirdi. Bunlardan "hays" yaptlar. Hz. Peygamberin dn ziyafeti bu olmutu.

[87] Mide.,6/89. ,

[88] Bakara, 2/196.

[89] Hadis sahicileri ile birlikte sahih olmaktadr. Bk. Ebu Davud, 3535 ; Tirmiz, 1264 ; Drimi, 2/264 ; Drakutn, 303 ; Hkim, 2/46.

[90] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar: 6/87-99.

[91] el-Mhezzeb, e-irz'ye (.476) , el-Hv, Ebu'l-Hasen el-Mverdye (. 450), e-mil, ibnuVSabb'a (. 477), en-Nihye, Immu'I-Haremeyn el-Cveyn'ye, [. 478), et-Tehzb, el-Beavi'ye (. 516), el-Beyn, Ebu'1-Hayr el-Yemen e-fiye (. 558), ez-Zehir, Ebu'l-Mel el-Mahzm'ye (. 550) aittir.

[92] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar: 6/99-104.

[93] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar: 6/105-106.

[94] Buhr (Fethu'l-Br), 9/439, 440.

[95] snad hasendir. Hadisi tahrici iin bkz. Ahmed, 9611,7727; Drakutn, 3/295, 296.

[96] Drakutn, 3/297. Senedi hasendir.

[97] Drakutn, 3/297.

[98] Drakutn, 3/297.

[99] Mslim, 1608(134).

[100] Talk, 65/ 7.

[101] Bakara, 2/233.

[102] Talk, 65/7.

[103] Mslim, 1478.

[104] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar: 6/106-116.

[105] Mslim, 1480.

[106] Mslim, 1480 (37).

[107] Mslim, 1480 (38).

[108] Mslim, 1480(41).

[109] Ebu Davud, 2290.

[110] Mslim, 1480 (42J.

[111] Mslim, 1480 (42).

[112] Mslim, 1480 (48).

[113] Nes, 6/144. snad sahihtir.

[114] Drakutn, s.434 ; Nes, 6/144. Mellifin de ifade ettii gibi isnad sahihtir-;

[115] Talk, 65/1-3.

[116] Talk.65/6.

[117] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar: 6/116-121.

[118] Talk, 65/1.

[119] Mslim, 1480 (46).

[120] Buhri [Fethul-Bnj, 9/421, 422 ; Mslim, 1481 (52).

[121] Buhari [Fethu-lBiil, 9/422 ; Mslim, 1481 (54).

[122] Buhari (Fethu't-Bn), 9/422.

[123] Buhar [Fethu'l-Bnl, 9/422.

[124] Musannef, 12023 ; Mslim, 1480(40).

[125] el-Leys'in katibi Abdullah b. Salih zayftr.

[126] Ebu Davud, 2294. Rvilert sikadr.

[127] Nes, 6/209.

[128] el-MuhaM, 10/297, 298. Raveri sikadr; ancak hadis munkadir.

[129] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar: 6/122-124.

[130] Bk. Muvatta, 2/59] ; Ebu Davud, 2300 ; Tirmiz, 1204 ; bn Mce, 2031 ; Drim, 2/168 ; Ahmed, 6/370, 420 ; Nes, 6/199 ; afi, Risdie,(1214) ; Taylis, (1664). Sened^ salamdr. bn Hibbn (1332) ; Hkim (2/208) ve Zeheb sahih bulmulardr.

[131] Tam olarak rivayeti iin bkz. Mslim, 2942.

[132] Buhri, 7/4 ; Mslim,367.

[133] Nisa, 4/20.

[134] Bkz. bn Kesir, Tefsir, 1/467. Hadis hakknda "snad iyi ve salamdr (ceyyid kav)" demitir. Halbu ki, senedinde Mclid b. Sad vardr ve o salam deildir. mrnn sonuna doru durumu deimitir.

[135] Zmer, 39/30.

[136] Buhri, 79/13 ; Mslim, 2153.

[137] Buhri, 96/13.

[138] Nisa, 4/11.

[139] Nisa, 4/24.

[140] Talk, 65/1.

[141] Talk, 65/2.

[142] Talk, 65/6.

[143] Talk, 65/6.

[144] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar: 6/124-133.

[145] Ebu Davud, 514O. Kleyb b. Menfaa'dan iki kii rivayet etmitir. bn Hibbn om bulur. Dier rvileri ise zaten sikadr. Hadisin ayrca ahidi vardr. Bk. Ebu Davud, Ahmed, 5/3, 5 ; Tirmiz, 1897.

[146] Nes, 5/61.

[147] Buhari, 78/2 ; Mslim, 2548.

[148] Tirmiz, 1897 ; Ebu Davud, 5139. Senedi hasendir. Az nce gemiti.

[149] Buhari [Fethu'l-Br, 9/444, 445 ; Mslim, 1714. Hz. ie'den.

[150] Ebu Davud, 3530 ; Ahmed, 2/179 ; bn Mce, 2292. Senedi hasendtr.

[151] Ebu Davud, 3528, 3529 ; Ahmed, 6/202, 203. Senedi hasendir bn Hibbn, (1091) sahih kabul eder.

[152] Nes, 5/69, 70. Rvileri sikadr.

[153] Nisa, 4/36.

[154] sr, 17/26.

[155] Bakara, 2/ 233 .

[156] Musannef, 1218 ; Taberi, 2/500. "Akile'1 , baba tarafndan olan asabe ve akrabalardr.

[157] Bkz. Taberi, 2/500,501 .

[158] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar: 6/133-141.

[159] Buhri, 67/20 ; Mslim, 1444.

[160] Buhari, 52/7 ; 67/20 ; Mslim, 1447. '

[161] Buhari, 67/22 ; Mslim, 1445.

[162] Mlik, Muvatta, 2/602,603 ; Tirmiz, 1149 . isnad sahihtir.

[163] Mslim, 1450 .

[164] Mslim, 1451.

[165] Mslim, 1451 (14).

[166] Mslim, 1452. Bu hadisin mnas hakknda yle demilerdir: St hakknda indirilen ilk yette st hkmnn on defada emmek ile sabit olaca bldirihnitir. Sonra bu yet st hkmnn be defa emmekle sbut bulacam bildiren yetle neshedilmltir. Bilahare be defa yetinin tilaveti de neshedilmi, fakat hkm kalmtr. Ancak son nesih o kadar gecikmi ki, Raslullah'm (s.a.) vefatnda sahabeden bazlar bunu duymadklar iin yeti hl Kur'an diye okurlarm. Tilvetin ne=,hedildiini duyunca artk onu okumaz olmular.

[167] Buhari,67/21 ; Mslim, 1455.

[168] Tirmiz, 1152 isnad sahihtir.

[169] Drakutn, 4/178. Bazlar ibn Abbas'n kendi sz (mevkuf) olarak rivayet etmilerdir. Beyhaki (7/462), mevkuf olarak yaplan rivayeti sahih kabul etmitir.

[170] Ebu Davud, 2059, 2O60 ; Ahmed, 1/432(4114). Senedinde Eb Ms el-Hilli ve babas bulunmaktadr. Onlarn her ikisi de mehuldrler. Ancak Abdrrezzak (13895) ye Beyhald (7/461) hadisi baka bir yoldan da tahric etmilerdir.

[171] Mslim, 1453 (26, 27).

[172] Mslim, 1453 (29).

[173] Ahzb, 33/5.

[174] Ebu Davud,2061 ; Musannef, 13887 . Rvileri sikadr. snad sahihtir.

[175] Fahl: Emilen stn kendi cimasndan olutuu koca (st baba) olmaktadr.

[176] Bunu Buhri (Feth,9/132), mam Ahmed b. Hanbel -- Yahya b. Sad -- Sfyan -Habib -- Sad - ibn Abbs tariki le rivayet etmitir. Buhar'njn Sahihinde, mam Ahmed'den sadece burada rivayeti sz konusudur. Bkz. Musaniief, 13965, 10770 , 10765.

[177] Furkan, 25/54.

[178] Nisa, 4/24.

[179] Buhari, 67/24 ; Musannef, 10770, 10771.

[180] Ahzb, 33/53.

[181] Nisa, 4/23.

[182] Nisa, 4/23.

[183] Nisa, 4/24.

[184] Musannef, 10834. Senedi, Ibn Hacer'in de dedii gibi (Feth.9/136] sahihtir . Syt de ed-Drr'l-Mensr, 2/136 "da zikretmi ve aynca tfan Eb Hatime de nisbet ederek, senedinin sahih olduunu sylemitir.

[185] Musannef, 10835. ;

[186] Arapa'da bu ismin kk terbiye etmek, beslemek, bytmek anlamhdadr.

[187] Buhari, 67/20.

[188] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar: 6/143-155.

[189] mam f, tahric etmitir.

[190] Sahihtir. Tahrici az nce gemiti.

[191] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar: 6/155-158.

[192] Burada adamn yakn bir kadnn zikredilmesi daha gerekmektedir. Aksi takdirde birer kere emzirmi olmalar durumunda be defa emmi olma art tahakkuk etmeyecektir.

[193] Mslim, 2550.

[194] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar: 6/159-161.

[195] Buhr, 52/4 ; 53/14 ; Ebu Davud, 3603, 3604 ; Tirmiz, 1151 ; Nes, 6/190 . Msm rivayet etmemitir. Mellifin bir zhul olmaldr.

[196] Mslim, 1450,1451.

[197] Mun, 7/537.

[198] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar: 6/161-167.

[199] Muvatta, 2/604.

[200] Muvatta, 2/177 . Haberin rarsel olduu aktr. nk Urve, Eb Huzeyfe'ye yetimi deildir Ancak o, Hz. ie ve Hz.Peygamber'in dier elerini, Sehle bt. Sheyl'i grm ve onlarn byk ounluundan rivayette bulunmutur. Ebu Davud, (2061) mevsl olarak rivayet etmitir.

[201] Musannef, 13883.

[202] Bk. Beyhak,7/459, 461; Musannef,7/458,463.

[203] MuhaHd,10/17.

[204] Bakara, 2/133.

[205] Mslim, 2316.

[206] Ahzb, 33/5.

[207] Bakara, 2/233.

[208] Ebu Davud, 2061 ; Musannef, 13887 . Rvleri sikadr, isnad sahihtir.

[209] Ynus, 10/36.

[210] Buhri, 73/1; Mslim, 1961.

[211] Musannef, 13888 . Rvfleri sikadr.

[212] Bu iddia kabul edilemez. Hadisin isnad muttasldr ve Buhari ve Mslim'in artlarna uygun olarak da sahihtir. Hadis otoritelerinden birou tarafndan sahih olduu belirtilmitir. nk Ftma bt. el-Mnzir, mm Seleme vefat ettiinde on drt yanda bulunuyordu. Kald ki hadisin ahidi de bulunmaktadr . Bk. bn Mce, 1946. Senedi sahihtir .

[213] Buhri, 3/18.

[214] snad salamdr.

[215] Drakutn, 4/172 . Rvleri sikadr.

[216] Muvatta, 2/603 . snad sahihtir.

[217] snad sahihtir. Bk. Musannef, 13903.

[218] Drakutn, 4/173.

[219] Ebu Davud, 2059, 2060 ; Ahmed, 1/432 (4114).

[220] Musannef, 13895 ; Beyhak,7/461 . Rvleri sikadr. Ayrca bk. Muvatta, 2/607. Senedinde inkta vardr.

[221] Musannef, 13898 . Cveybir, gerekten zayftr.

[222] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar: 6/167-182.

[223] Talk, 65/4 .

[224] Ftr, 35/ 15 .

[225] Muvatta, 2/590 ; Buhari, 65/2 .

[226] Bakara, 2/ 228 .

[227] Talk, 65/4 .

[228] Bakara, 2/234 .

[229] Talak, 65/4 .

[230] Talk, 65/4 .

[231] Bakara, 2/234 .

[232] Bakara, 2/234 .

[233] Talk, 65/4.

[234] Hz. Ali'nin szn, bn Htir; bn Abbsn szn de Buhri [Feth), 8/50 ; 1485 rivayet etmilerdir.

[235] Talk,65/4.

[236] Muvatta, 2/589 ; Nesi, 6/191, 192. isnad sahihtir.

[237] afi, 2/402 ; Buhri {Feth), 9/414 ; Mslim, 1484.

[238] Talk, 65/4.

[239] Bakara, 2/234.

[240] Talk, 65/4.

[241] Buhri (Feth).B/145 .

[242] Talk, 65/4.

[243] Bakara. 2/234 .

[244] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar: 6/183-188.

[245] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar: 6/189.

[246] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar: 6/189-190.

[247] Musannef, 10987. Darkutn , Zeyd b. Ref' i zayf bulmutur. Nes se onun salam olmadm syler.

[248] Musannef, 11000 . mer b. Rid zayftr.

[249] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar: 6/190-192.

[250] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar: 6/192.

[251] Bakara, 2/ 228 .

[252] " Muteut'" mnsnn husul ve doruluu hrici ya da zihn stn fertlerine eit olarak taalluk eden kllidir. Mesela insan ve gne kelimeleri gibi. nsan kelimesinin hriteki, gne kelimesinin de zihindeki btn

fertlerine tlak eit derecede sahih olmaktadr.

[253] Sahih bir hadistir. Bk. Ahmed, 1/84, 118, 119, 152, 331, 4/368, "372, 5/347 ; 4/419 ; bn Mce, 1!6, 121; Tirmizi, 3714 .

[254] Ebu Davud, 297 ; Trmiz, 126 ; tbn Mce, 625 . Hadis sahihtir.

[255] Bakara, 2/228 .

[256] Talk, 65/4.

[257] Ebu Davud, 2189; bnMce, 2080; Tirmiz, 1182.

[258] bn Mce, 2079. Senedi zayftr. Ancak bn mer'in kavli oimak zere sahihtir. Bk. Muvatta, 2/574 .

[259] bn Mce, 2088 . snad sahihtir.

[260] Ahmed, 2542, 3405 .

[261] 6/186.

[262] Ebu Davud, 2229 ; Tirmiz, 1185 . Ravilcri sikadr.

[263] Tirmiz, 1185. snad sahihtir.

[264] Hadis sahihtir. Bk. Ahmed, 3/62,87; Ebu Davud, 2157 ; Hkim,2/195. ahidleri iin Bk. Ahmed,4/108 ,128; Ebu Davud, 2158 ; Tirmiz,! 131; 1564.

[265] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar: 6/192-201.

[266] "Mni' ortadan kalktnda, memnu geri dner."

[267] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar: 6/202.

[268] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar: 6/202.

[269] Talk, 65/ L

[270] yetlerin anlamlan: "Kyamet gnnde doru teraziler kurarz " (Enbiy, 21/47) ; "Gnein batya ynelmesi annda ... namaz kl." (Isr, 17/78)

[271] Buhri (Feth), 8/500, 9/301, 306 ; Mslim, 1471.

[272] Bakara, 2/ 228.

[273] Talk. 65/1.

[274] Talk,65/1 .

[275] f, mm;. 5/209 ; afi, Risale, 568 ; Mslim, 1471 (14)

[276] f, mm, 5/209 ; Ahmed, 2/405 ; Muvatta, 2/576,577. snad sahihtir.

[277] f, mm, 5/209 ; Ahmed, 2/405 ; Muvatta, 2/,577 . snad sahihr.

[278] afi, mm, 5/209 ; Ahmed, 2/405 .

[279] f, mm, 5/209 ; Ahmed, 2/405 ; Muvatta, 2/,577 . snad sahihtir.

[280] afi, mm, 5/209 ; Ahmed, 2/405 . snad sahihtir.

[281] afi, mm, 5/210 ; Muvatta, 2/ 576 . snad sahihr.

[282] afii, mm, 5/209 ve devam.

[283] Beyt iin baknz, Dtunu'l-A',9l ; Taberi, 2/444,445 .

[284] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar: 6/202-206.

[285] Beyt Lceym b. SaVa ya da Deysem b. Tnk'a aittir. Bk. Ferr, Menfl-Kur'an, 1/215; el-Kmil, 2/414.

[286] Bakara, 2/197.

[287] Bk. Mslim, 1218.

[288] Muvatta,l/62 ; afi, 1/38 ; Efau Davud,274 ; Nes, 1/182,183 : bnMce,623 . snad sahihtir.

[289] Bakara,2/228 .

[290] Talk, 65/4. .

[291] Ebu Davud, 2189 ; bn Mce, 2080 ; Tirmiz, 1182 .

[292] Drakutn, 444 .

[293] Drakutn, 441.

[294] afi, 2/404 ; Muvatta, 2/578 .

[295] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar: 6/206-215.

[296] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar: 6/215.

[297] Talk, 65/1 .

[298] Talk, 65/1 .

[299] Enbiy, 21/47 ve l-i mrn, 3/25.

[300] Enbiy, 21/47 . .

[301] sr, 17/78. .

[302] Kiyme, 56/18.

[303] Kiyme, 56/18.

[304] Bu genelleme doru deildir. ou kere, kadnn zellikle de Hz. Aie gibi fakih ve muhaddis olmas durumunda, doru kadn tarafnda olabilmektedir. Zerke'nin, "Mstedrektu ie Ale's-Sahbe" adl kitabn mtalaa edenler bu szmzn doru olduunu greceklerdir.

[305] Hz.mer'i kasdetmektedir. Bk. Ahmed, 2/53, 95 ; Tirmiz, 3683 ; tbn Hibbn, 2175. snad sahih olan bu hadisin ahidleri iin yine Bk. Ahmed, 2/401, 5/145, 165 , 177 ; Ebu Davud, 2962 ; tbn Mce. 108 .

[306] Muvfakt- mer'le ilgili olmak zere Bk. Buhri {Feth'l-Bn), 8/ 128 ; Mslim, 2399. Konuyla ilgili Syt'nin manzum "Katfu's-semer fi muvafakati mer" adl bir eseri bulunmaktadr ve "el-Hv" adl eserinin birinci ciidi ierisine onu dercetmitir. (1/377).

[307] Buhri [Fethu'l-Bn), 1/164 ; Mslim, 2361. bn mer anlatr: R^siullah' (s.a.) yle derken iittim: Uyurken bana bir bardak st getirildi. Ben onu itim ve hatta kankln trnaklanma cereyan ettiini gryordum. Sonra benden artakalan ksm merb. el-Hattb'a verdim." Ashb:

"Bunu neyle yordunuz? Ya Raslallah!" diye sordular, "tlimle!..." buyurdu.

[308] Buhri (Feth'I-Br),7/40, 41; Mslim,2398 .Merf olarak rivayet edilen bu Hz.ie hadisinde: "Sizden nceki mmetlerde ilh teyide (ilhama) maihar olmu kimseler olurdu. Eer mmetim ierisinde de onlardan varsa, phesiz mer b. el-Hattab onlardandr." buyrulmutur.

[309] Tekvr, 81/17.

[310] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar: 6/215-226.

[311] Srasyla; Tevbc, 9/36 ; Kchf, 18/25 ; Bakara, 2/196 ; Hkka,69/7.

[312] Nls, 4/ 11.

[313] Nr, 24/6.

[314] Bakara, 2/197 .

[315] Klelik hrlerle ilgili ahkm yanya indirmektedir.

[316] Ebu Davud, 280 ; Nes, 1/183,184. Senedinde Mnzir b. el-Muire vardr. Bu zat Sadece Ibn Hibban tarafndan sika bulunmutur. Eb Hatim onun mehul olduunu syler. Dolaysyla isnd, mellifin dediinin aksine zayf olmaktadr.

[317] Hakim, 1/175 ; Ahmed, 6/464 .

[318] Bk. Beyhak, Snen, 1/332 . Hafz bn Hacer, et-Tafcrib'de "Zayftr." demitifl

[319] Ahmed, 6/129, 420, 464.

[320] Ebu Davud, 297 .

[321] Ebu Davud, 280; Nesi, 1/183,184.

[322] Ebu Davud, 281.

[323] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar: 6/226-235.

[324] Bakara, 2/228.

[325] Bakara, 2/234.

[326] Talk, 65/4.

[327] Abdrrezzak, 12875. (snad sahihtir). :

[328] Abdrrezzak, 12872 ; Beyhak, 7/425. (snad sahihtir).

[329] Abdrrezzak, 12879 (Rvileri sikadr, ancak munkat'dr. brahim, bn Mes'd'dan iitmemitir).

[330] Bakara, 2/228-229. ,

[331] Bakara, 2/230.

[332] Bakara, 2/234.

[333] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar: 6/235-240.

[334] Talk, 65/4.

[335] Metinde bu ekildedir ve yanltr. nk Ebu Hanife'ye gre en uzun hamilelik sresi ki yldr. Bk. Hidye, 2/36.

[336] Nur, 24/60.

[337] ra, 42/28.

[338] Yusuf, 12/110.

[339] Hd, 11/36.

[340] Yusuf, 12/18.

[341] Ahmed, 3/469 ; ibn Mce, 4165. Senedde geen Sellm b. urahbil'i bn Hibbn'dan bakas sika saymamtr. Dier rveri sikadr.

[342] Talk, 65/4.

[343] bn Kesir, 4/308. Senedi mrseldir. Bk. Cmiul-Beyn, 28/141.

[344] Talk, 65/4.

[345] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar: 6/240-247.

[346] Ahmed, 6/29 ; Ebu Davud, 5149 (Senedinde en-Nahhs b. Kasmlardr, zayftr),

[347] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar: 6/247-249.

[348] Azhb, 33/49.

[349] Bakam 2/228.

[350] Bakara, 2/232.

[351] Bakara, 2/231.

[352] Bakam 2/222.

[353] Enam, 6/128.

[354] Bakara 2/234.

[355] Bakara 2/229.

[356] Ahzb, 33/49.

[357] Ebu Davud, 2232, Drakutn, 414 ; Ahmed, 1/361. Rveri sikadr. Ebu Davud, 2232, Drakutn, 414 ; Ahmed, 1/361. Rveri sikadr.

[358] bn Mce, 2077. snad sahihtir. Bsr, Zeuid'inde onu sahih grmtr.

[359] Sahihtir. Daha nce geti.

[360] Muhammed b.Abdullah b. Hasan el-Basri b. el-Lebbn el-Farazi e?-fl (v. 402/1011). Biyografisi u kaynaklarda yer alr : Siyeru A'imi'n-Nbel, 11/93 ; Trhu Badd, 5/472 ; ezertu'z-Zeheb, 3/164.

[361] Daha nce senedinin sahih olduu belirtilmiti.

[362] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar: 6/249-260.

[363] Senedi hasendir. MuctebdTda6/186'dayer alr.

[364] Nesa, 6/186, 187; bn Mce 2058. snad kuvvetlidir.

[365] Ebu Davud, 2229 ; Tirmizi, 1185 ; Beyhak, 7/450. Tirmz'nin dedii gibi, senedi sahihtir. Abdrrezza (11858), Ma'mer Amr b. Mslim krime senediyle mrsel olarak rivayet eder.

[366] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar: 6/260-261.

[367] Mlik, 2/591 ; Ebu Davud, 2300 ; Tirmiz, 1204 ; bn Mce, 2031 ; Drim, 2/168 ; Ahmed, 6/370, 420 ; Nesi, 6/199 ; afi, er-Risle, 1214 ; Ebu Davud ct-Taylis, Msned, No: 1664. Senedi gldr. bn Hibbn {1332) ve Hkim (2/208) hadisi sahih saymlar, Zeheb de buna muvafakat etmitir. Hkim, hadisin sahih olduu szn Muhammed b. Yahya ez-Zhel'den nakietmitir.

[368] Ahmed, 3/86. Hafz bn Hacerin et-Tehzb'de dedii zere senedi ceyyiddir.

[369] Abdrrezzak, 12054. Senedi sahihtir.

[370] Abdrrezzak, 12051. Senedi sahihtir.

[371] Bakara, 2/234.

[372] Abdrrezzak, 12059. Senedi sahihtir.

[373] Abdrrezzak, 12056 ; Beyhak, 7/436. Senedi sahihtir.

[374] Abdrrezzak, 12060. Rvileri sikadr.

[375] Abdrrezzak, 12050; Bcyhak, 7/435.

[376] Rvileri sikadr. bn Hazra, el-Muhallada (10/285) Kad smail b. shak Ali b. el-Mcdin bn Uyeyne senediyle kaydetmitir.

[377] Rvileri sikadr.

[378] Rvileri sikadr. Hunsra, Kmnesrin hizasnda l tarafnda Halep kasabalarndan kk bir beldedir.

[379] Rvileri sikadr.

[380] Rvileri sikkadr.

[381] Bakara, 2/240.

[382] Bakara, 2/240.

[383] Ebu Davud, 2301 ; Nes, 6/200 ; Buhri, 68/50.

[384] Rvileri sikadr.

[385] Abdrrezzak, 14071. Rvileri sikadr.

[386] Abdrrezzak, 12067. Mseykc'nin hali bilinmemektedir. Olundan baka bilinmiyor. Hadisin dier rvileri kaydetmitir.

[387] Abdrrezzak, 12064; Sad b. Mansr, Snen, No:1367. Senedi sahihtir.

[388] Kavileri skadr.

[389] Abdrrezzak, 12068 ; Said b. Mansr, 1337 ; Beyhaki, Snen, 7/436 . Senedi sahihtir.

[390] Abdrrezzak, 12070. Senedinde mehul bir rvi vardr.

[391] Kavileri sikadr.

[392] Abdrrezzak, 12079.

[393] Abdrrezzak, 12080.

[394] Abdrrezzak, 12077. Kavileri sikadr; ancak mellifin de dedii gibt hadis mrseldir.

[395] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar: 6/261-272.

[396] Deve tezei atmakla ne kasdedildiinde ihtilf edilmi, kimileri byle yapmakla kadm, iddeti deve tezei gibi attm, demek istiyor demiler; kimileri, kadm, bekleyiinin ve bu bekleme srasnda basma gelen belann att o deve tezei mesabesinde olduunu sylemek ister ve bylece bu ii deersiz grdn ve kocasnn hakkna sayg gsterdiini ifade eder demiler ve kimileri de byle bir eye bir daha dnmeme^ in uur getirsin diye tezek attn sylemilerdir. Bk. evkni, Neylul-Evtr, 6/330.,

[397] Mlik, Muvatta, 2/596, 598 ; Buhri, 68/46 : Mslim, 1486, 1487, 1488, 1489. 274

[398] Buhri, 68/47, 76/18; Mslim, 1488.

[399] Buhri, 68/48, 49, 6/12 ; Mslim, 938 (2/1127).

[400] Ebu Davud, 2304 ; Nes, 6/203, 204. Senedi sahihtir.

[401] Ebu Davud, 2305 ; Nes, 6/204. Senidendeki Mure b. Dahhk' ibn Hibbn'dan bakas sika saymamtr. mm Hakm ile onun annesinin hali bilinmemektedir. Abdulhak el-tbil el-Ahkm adl eserinde Ebu Davud'dan aktarm ve: "Bu haddisin maruf bir senedi yoktur." demitir.

[402] Hadisin rveri sikadr. Ancak mrseldir. nk Abdullah b. eddd Allah Rasl'nden (s.a.) hibir ey iitmemitir.

[403] Haccc b. Ertt, ok hata ve tedls yapan biri olarak tannr ve burada da mu'an'an rivayette bulunmutur.

[404] Buhri, 72/12 ; Mslim, 2075.

[405] Mslim, 2597.

[406] Mslim, 2537.

[407] Mlik, 2/599. Senedi sahihtir.

[408] afi, el-Omm, 5/232.

[409] Ayn yer; kk deiikliklerle.

[410] Tehzibu'l-keml, 57, 58.

[411] Abdrrezzak, 12115; Beyhaki, 7/440.

[412] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar: 6/272-288.

[413] Nisa, 4/24.

[414] Mslim, 1456.

[415] Mslim, 1441. Nevev diyor ki: "Hell olmad halde onu nasl miras yapabilir? Hell olmad halde onu kendisine nasl hizmeti yapabilir?" sznn anlam udur: Kadnn doumu bazen alt ay gecikebilir. Bu durumda ocuun, esir alan bu kimsenin olmas da, ondan nceki kimseden olmas da muhtemel olur. Esir alan kimseden olmas durumunda, ocuk onun olur ve birbirlerine miras olurlar. Ondan bakasndan olmas durumunda ise, aralarnda akrabalk bulunmad iin birbirlerine miras olamazlar, hatta cariyenin sahibi olan ahh o ocuu kendisine hizmet ettirebilir. nk klesidir. u halde hadisin anlam yle oluyor: htiml ki, cariyeyi alan kimse ocuk kendisinden olmad iin onu rrj-iras klmas hell olmad halde, onu kendisine oul edinip miras klmaktadr. Oysa, ocuun dier miraslarla birlikte miras olmas ve onlarn haklarn daraltmas hell olmaz. Yine ihtimal ki, ocuk kendisinden olduu iin kle olarak kullanmas hell olmad halde onu mlk ediniyor, kle gibi kullamyordur. Tabi bu ihtimaller,: cariye gerek imdiki efendisinden, gerekse ncekinden olmas muhtemel bir mddet iinde ocuk dourduunda sz konusu olur. Byle bir durumda, bu sakncadan korkarak kiinin o cariye ile cins ilikiye girmekten kanmas farzdr. Bk. erhu Mslim, 10/15.

[416] Tirmiz, 1564 ; Ahmed, 4/127. Senedi, ahitlerle birlikte dnldnde hasendir.

[417] Ahmed, 3/62, 87; Ebu Davud, 2157 ; Drimi, 2/171. Senedi hasendir. Hkim (2/195) sahih olduunu sylemitir.

[418] Tirmiz, 1131 ; Ebu Davud, 2158 ; Ahmed, 4/108. Senedi sahihtir.

[419] Buhri, 34/111 ; tbn Eb eybe, Abdullah Nfi' Ibn mer senediyle mevsl olarak rivayet etmitir. "Bakirenin istibrs beklenilmez." cmlesini Abdrrezzak (12906), Eyyub Nafl' Ibn mer senediyle mevsl olarak rivayet etmitir.

[420] Abdrrezzak, 12903.

[421] Abdrrezzak, 12904.

[422] Kif: Kyafet masdanndan tretilmi isimdir. Kyafetin anlam udur: Bir kadn, bir ocuk dnyaya getirip de bir ka erkein o ocuun kendisinden olduunu iddia etmesi durumunda, uzuvlardaki ortak zellikler ve benzerliklere, huy bakmndan birbirine yakn hususiyetlere vs. hallere bakarak ocuun kendisine en yakn zellikler gsteren adamn olduuna hkmetme bilgi ve tecrbesine denir. Bu ite bilgi ve tecrbesi olan adama da "kif' denir. Geni bilgi iin bk. Dr. Enver Mahmud Debr, Isbtu'n-neseb bi tarki'1-kyfe fi'1-fkh'1-slm, Kahire 1985.. Not: Bu eserin c.3, s. 183-184 de "ebe" diye tercme ettiimiz kelime, "kiT olacaktr, dzeltiriz.

[423] Abdrrezzak, 12884, 12896.

[424] Yukanda geti.

[425] Senettaki Ali B. Zeyd b. Ced'n zayftr, Eyyub b. Abdullah el-Lahrn mehuldr.

[426] Buhr, 64/61 ; Ahmed, 5/259.

[427] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar: 6/288-294.

[428] Bakara, 2/234.

[429] Bakam, 2/228.

[430] Ebu Davud, 2308. Senedi zayftr. Senette geen Matar el-Verrk, ok hata yap olduu iin zayf rvidir.

[431] Bir ok kimse onu zayf saym ve zayflnn sebebinin de cok hata yapan biri olduundan kaynaklandn belirtmilerdir. Mslim'in onun rivayeti delil olarak almas da, bu ilimle uraan herkesin malumu olduu zere,- Mslim'in onu sika bulduu anlamna gelmez. '

[432] Muvatta, 2/593 ; Abdrrezzak, 12870. Senidi sahihtir.

[433] Nisa, 4/12.

[434] balar balamaz istibrs tamam olur diyor. Onlar burada, yette geen "kuru"' kelimesi

Bakara, 2/234

[435] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar: 6/294-298.

[436] Hadis sahihtir. Ahmed [4/108, 109) ve bakalar rivayet etmitir. Yukarda geti. ,

[437] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar: 6/298-301.

[438] Sahihtir. Yukanda geti.

[439] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar: 6/301-304.

[440] Sneni Beyhak 7/423.

[441] Divnu'l-Hzeliyyn, 2/93.

[442] Yukanda geti.

[443] Yukanda geti.

[444] Sahihtir. Yukanda geti.

[445] Ebu Davud, 286, 304 ; Nes, 1/185. Senedi hasendir. bn Hibbn (1338) ve Hkim (1/174) sahih saymlar, Zeheb de buna muvafakat etmitir. bn Hazm da sahih olduunu sylemitir.

[446] Buhr,6/6.

[447] Buhri, 6/24.

[448] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar: 6/304-311.

[449] Zayfr. Yukarda geti.

[450] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar: 6/311-313.

[451] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar: 6/313-314.

[452] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar: 6/314-316.

[453] Buhr, 34/112; Mslim, 1581.

[454] Buhr, 34/101 , Mslim, 1582.

[455] Beyhak, Snen, 6/13 ; Ebu Davud, 3488. MelHfln de dedii gibi isnad sahihtir.

[456] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar: 6/319-320.

[457] Mslim, 2003 ; Ebu Davud, 3679 ; Tirmiz, 1862 ; Nes, 8/297 ; bn Mce, 3390 ; Ahmed, 2/16, 29, 31, 105, 134, 137. Hadis ibn mer'den rivayet edilmitir.

[458] Buhr, 74/2. bn mer'den gelen rivayete gre Hz. Peygamber (s.a.) minberde ayaa kalkm ve yle demitir: "arabn haram klndn bildiren (yet) indi. arap be eyden yappyor: zm, hurma, bal, buday, arpa. arap akl ve uuru rten ikidir."

[459] afi tahric etmitir: 2/177, 178 ; Mslim, 1587 ; Ebu Davud, 3349 ; Tirmiz, 1240 ;Nes, 7/274, 275. Hadis Ubde b. Smit'ten rivayet edilmitir.

[460] Hadis sahihtir. Ahmed, 5/342 ; Ebu Davud, 3688 ; ibn Mce, 4020 ; ibn Hibbn, 1384. Hadis Ebu Mlik el-E'ari yoluyla rivayet edilmitir. Senedinde ibn Hibbn'dan bakasnn sika kabul etmedii Mlik b. Ebu Meryem el-Hakem bulunmaktadr. Bunun dndaki rvileri sikadr. Ahmed b. Hanbel'in Msned'inde (5/318) ve bn Mce'nin Snen'inde (3385) ibn Muhaynz, Sabit b. es-Semt ve Ubde b. es-Smit yoluyla gelen bir hld bulunmaktadr. Msned'in lfz yledir: "mmetimden bir grup, arab baka isimlerle adlandrmalar sebebiyle hell greceklerdir." ibn Hacer'in Ferhu'I-Brfde ifade ettii gibi senedi ceyyiddir (10/44). Fakat Nes (8/312) ve Ahmed b. Hanbel (4/237) yine bn Muhayriz'den baka bir vecihten ayn hadisi tahric etmilerdir. Orada "Sahbi olan birinden" ifadesi bulunmaktadr ve senedi sahihtir, ibn Mce "de (3384) ve Ebu Nuaym'm el-HiIye'sinde (6/97) ayn hadisin Ebu mme hadisinden bir ahidi daha bulunmaktadr. hidlerdeki senedi hasendir. nc hid de Jbn Abbas yoluyla gelmekte ve Tabernnin el-Kebir'inde (3/114/2) yer almaktadr ve hasendir.

[461] Mellif bu konuda herhangi bir ey zikretmemitir ve kitabn orjinal nshalarnda byle bir ilveye rastlanmamtr. Byk bir ihtimalle bu konuda daha ok bilgi vermeye riyet etmi ise de, daha sonra baz engeller sebebiyle buna imkn bulamayp yazd kadaryla yetinmitir.

[462] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar: 6/320-322.

[463] Ahmed, 2/232, 265, 490 ; Ebu Davud, 3842. snad sahihtir.

[464] Buhri, 72/30.

[465] Buhr, 60/19 ; Mslim, 2981. bn mer'den nakledildiine gre topluluk Raslullah (s.a.) ile birlikte el-Hcr'a yani Semd kavminin toprana inmiler, orann kuyularndan su ekmiler ve o su ile hamur yourmulardr. Raslullah (s,a.) ektikleri suyu dkmelerini, hamuru da develere yedirmelerini ve onlara dii devenin gittii kuyudan su ekmelerini emretmitir. .

[466] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar: 6/322-325.

[467] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar: 6/325-326.

[468] Buhr, 25/62 ; Mslim, 362.

[469] Nahl, 16/80.

[470] Ebu Davud, 2858 ; Ahmed, 5/218 ; Tirmiz, 1480 ; Drlm, 2/93. Ebu Vkd el-Leys yoluyla rivayet edilmitir ve senedi sahihtir. Hkim de (4/124) bu hadisin sahih olduunu sylemitir, tbn Mce'de (3216) ve Hkim'de bn mer yoluyla gelen baka bir hadisten hid bulunmaktadr. Yine Ibn Mce'de (3217), Temim hadisinden ikinci bir hid bulunmakta ise de, bu hadisin senedi zayftr, nc bir hid de Hkim'de yer almakta ve Ebu Sad yoluyla gelmektedir.

[471] Bu hads: Tlrnaklan, kan ve kl gmnz, nk onlar mevtedir." eklindedir.

[472] Ahmed, 1/247, 293 ; Ebu Davud, 3488. Senedi kuvvetlidir.

[473] Yasin, 36/78.

[474] Syt bu hadisi ed-Drr'l-Mensr'da (5/269) zikretmi ve Ibn Mrde^eyh'e nisbet etmitir. Bk. Ccuntul-Beyn, 23/30 ; bn Kesir, 3/581 ; Mstedrefc, 2/429.

[475] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar: 6/326-332.

[476] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar: 6/332-333.

[477] Enam, 6/145.

[478] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar: 6/333-334.

[479] Rveri sikadr. Emval s. 62.

[480] Emval s. 62.

[481] LeyszayftfrveHz. mer'i grmemitir. Emval, s. 63.

[482] Abdullah b. LehTa zayftr. Emval, s. 63, 64.

[483] Rveri sikadr. Emval s. 64.

[484] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar: 6/334-337.

[485] Buhr, 34/113 ; Mslim, 1567.

[486] Mslim, 1569.

[487] Ebu Davud, 3479 ; Tirmiz, 1279. Tirmiz bu hadisin isnadnda ztrb olduunu sylemitir. Ayn hadis A'me, baz arkadalar ve Cbir yoluyla rivayet edilmi, A'me'in bu hadisi rivayeti hususunda tereddt etmitir. Ancak, Mslim'in rivayet ettii hadis de ayn mnadadr.

[488] Mslim, 1567. Fakihlerin ounluuna gre hacamatnn kazanc helaldir. Bu konuda gelen yasak tenzih ve baya kazanlardan kanma anlamndadr. (Bk. Fethu'l-Br, 4/377).

bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar: 6/339.

[489] Tirmiz, 1281. Senedinde Ebul-Mhezzim vardr. Ad Yezd b. Sfyan'dr ve metruktr.Cbir yoluyla Hz. Peygamberden (s.a.) benzeri bir rivayet daha gelmise de onun da isnad sahih deildir.

[490] Nes, 7/309. Rvileri sikadr. Ancak isnadnda Ebu'z-Zbeyr'in tedlsi szkonusudur.Nes sahih olmadn, mnker olduunu sylemitir.

[491] Yahya b. Eyyb zerinde ihtilf edilmitir. Msenn zayftr. Hadis Muhall'da{910,11) yer almaktadr.

[492] Bu hadiste cehalet ve inkta' vardr.

[493] e-imr, Ibn Nmeyr'dir ve zayftfr. Hseyin b. Dumeyra'y Mlik yalanlamTJ Ebu Hatim onun hadisinin metruk, kendisinin de ok yalanc olduunu, Ahmed hibir kymetinin bulunmadn, bn Mn sika ve gvenilir olmadn, Buhr ise hadisinin mnker, kendisinin zayf olduunu sylemilerdir.

[494] Rvileri sikadr.

[495] Rvileri sikadr. Msned, 1/235. snad sahihtir. Muhalla, 9/10. bn Eb eybe'ye nisbet edilmitir.

[496] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar: 6/339-344.

[497] Mlik, 1/23 ; Ahmed, 5/303 ; Ebu Davud, 75 ; Tirmiz, 92 ; Nes, 1/55 ; tbn Mce, 367. Hadisi Ebu Katde'den rivayet etmilerdir, isnad sahihtir. Tirmiz, bn Hzeyme, Ibn Hibbn (121), Hkim (1/159, 160) sahih olduunu sylemilerdir, Beyhak de ayn gr, Buhri, Drakutni ve Ukaylfden nakletmltir.

[498] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar: 6/344-345.

[499] Cbir hadisinden ittifakla rivayet edimi ve daha nce gemitir.

[500] Buhri, 34/106. Ebu Hureyre'den rivayet edildiine gre Hz. Peygamber (s.a.) yle buyurmutur: "Allah Tel buyurur ki: snf insan vardr ki, kyamet gnnde ben onlann hasmym. Biri benim adma yemin edip sonra yeminini bozar. kincisi hr bir insan satp parasn yer. ncs bir iiyi cretle tutar, onu altrp iini yapnr da cretini demez." Bu hadisin senedinde Yahya b. Selim et-Tif vardr. bn Hacer onun iin et-Takrib'de doru ama hafzas zayftr, demitir.

[501] Nr, 24/33.

[502] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar: 6/345-352.

[503] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar: 6/352-355.

[504] Dvnu Alkame, s. 37. Lisnu'1-Arab ( >) maddesi. Bu beytin Dabi" el-Brcmi'ye alt olduu rivayet edilmektedir.

[505] Ahmed, 2/429 . Ebu Hureyre hadisinden, isnad sahihtir. Hkim (1/58) de sahih olduunu sylemitir.

[506] Nr, 24/4O.

[507] Buhri, 78/117 ; Mslim, 2228. Aie (r.a.) hadisinden.

[508] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar: 6/355-358.

[509] erhu's-Snne (8/18)'de geldii gibi mam Mlik, Ebu Mus'ab'dan rivayet etmitir. Ebu Davud, 3422 ; Tirmiz, 1277 ; bn Mce, 2166 ; Ahmed, 5/436 . bn ihab ez-Zhr tbn Mahsa (Ben Hrise'den) ve babas yoluyla gelen hadisten, tsnd sahihtir. bn Hacer Fethu'l-Bdrfde (4/377), rvlerinin sika olduunu sylemitir. Ayn konuda Ahmed, 3/307, 381, Cbir b. Abdillah'tan bir rivayette bulunmutur ve isnad sahihtir Ayn kaynakta Raf b. Hadc'den de bir rivayet vardr, 4/141.

[510] Malik, elMuvatta, 2/974 ; Buhr, 34/39 ; Mslim, 1577. Eb Taybe Raslullah'tan (s.a.) kan ald. Rasulullah(s.a.) da ona, bir lek hurma verilmesini emretti. Sahiplerine de onun haracnn bir ksmn indirmelerini emretti.

[511] Mslim, 1571.

[512] Mslim, 270 ; Eb Dvd, 74.

[513] Ahmed, 3/4, 16. Eb Sad el-Hudr hadisinden. Senedi sahihtir.

[514] Buhri, 37/21.

[515] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar: 6/359-361.

[516] Buhr, 37/21.

[517] Mslim, 1565, 35.

[518] Mellifi Camluddin Abdullah b. Muhammed Abdullah b. Necm b. s b. Nlzr el-Czm es-Sa'd el-Msr'dir. Yaad asrda Mliki mezhebinin eyhi olarak kabul edilmi, fazilet ve marifet sahibi bir kimse olarak tannmtr. mrnn sonlarna doru hacca gitmi ve fetva verme iini brakmtr. Dimyat'ta H. 616 senesinde vefat etmitir. Bu eserini Gazzl'nin el-Vecz adl eserinin tertibine uygun olarak hazrlamtr, tbn Hallikn der ki: Eser, onun ilim ve fazilette ulat noktay gstermektedir. Msr'daki Mlikler gzellii ve faydas dolaysyla bu eseri elkitab yapmlardr. (Bk. Vefeytu'l-A'yn, 3/61 ; el-Bidye, 13/86 ; ezertu'z-Zeheb, 5/69)

[519] Bu sz bn Mes'd'a ait olup, Msned'de rivayet edilmitir. (1/379). Merf olarak rivayeti sahih deildir.

[520] Mslim, 988. Cbr {r.a.] hadisinden.

[521] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar: 6/361-364.

[522] Mslim, 1565.

[523] Mslim, 1565, 35.

[524] Buhr, 42/2 ; Mslim, 1566.

[525] Ahmed, 2/179, 183, 221. Senedi hasendir.

[526] tbn Mce2473. snad sahihtir. Busri de ez-Zevid'de sahih olduunu sylemitir (vr.173).

[527] ibn Mce, 2472. Senedinde Abdullah b. Har vardr ki metruktr. Ancak bir nceki hadis ve Tabern'nin hasen bir senetle rivayet ettii hadis bu babta yeterlidir. Tabern'nin hadisi et-Telhs'de (3/65) bn mer'den rivayet edilmitir ve yledir: "Mslmanlar eyde ortakr: Su, ot ve ate." Ebu Davud, 3477. Ebu Hid Hbbn b. Zeyd e-er'ab ve bir sahb yoluyla yapt rivayette yle demektedir: "Raslullah (s.a.) ile beraber kere savaa katldm. Onu yle sylerken duyuyordum: "Mslmanlar eyde ortaktrlar: Ot, su ve ate." Rvileri sikadr.

[528] li mrn, 3/77.

[529] Buhri, 42/6.

[530] Ebu Davud, 1669. Ravilerinden bazlar mehuldr. Emval, s. 374.

[531] Emval s. 375.

[532] Buhr, 24/51. Zbeyr b. Avvm hadisinden.

[533] Buhr, 42/12 ; Mslim, 1979. '

[534] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar: 6/365-367.

[535] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar: 6/367-368.

[536] Ebu Ubeyd, Emval, s. 379, 380. el-Vehat Tif in kylerinden biridir. Abdullah b. Amr el-s'n orada byk bir zm ba bulunmaktayd. Ahmed b. Hanbel'in Msned'inde rivayet ettiine gre Muvfye oray ondan almak istemi, fakat Abdullah b. Amr bunu reddetmi, hatta onunla savamay be gze almt.

[537] Nr,24/29.

[538] Nr,24/27.

[539] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar: 6/368-372.

[540] Ttnniz, 3714 ; Nes, 6/235 ; Beyhak, 6/168 ; erhus-snne, 8/289.

[541] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar: 6/372-373.

[542] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar: 6/373-374.

[543] Tirmizi , 1232, Eb Dvd, 3503, Nese, 7/289, snd sahihtir.

[544] Ahmed b. Hanbel, Msned, 6628, 6671, Eb Dvd, 3504, Nese, 7/288, Taylis, 2257, Ibn Mce, 2188. Senedi hasendir. Tirmiz de hasensahh olduunu sylemitir.

[545] Zuhruf, 43/56.

[546] Mecmau'z-zevid, 9/302

[547] Mlik, 2/680, Buhri, 40/56, Mslim, 1600. Rasulullah'n (s.a.) zadls Eb Rfi'inin rivayet ettiine gre, Rasulullah (s.a.] bir adamdan dn olarak gen bir deve alm, sonra kendisine sadaka mal bir takm develer gelmi ve Eb Rfi'a o zatn devesini demesini emir buyurmutu. Eb Rft' dedi ki: Develerin iinde alt yandaki sekinden bakasn bulamadm. Bunun zerine Rasulullah (s.a.) yle buyurdu: "Ona onu ver, nk insanlarn en hayrls borcunu en gzel ekilde deyenlerdir. "

[548] Nisa, 4/29.

[549] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar: 6/375-383.

[550] Mslim, 1513.

[551] Mlik, Muvatta, 2/266 ; Buhr, 34/3 ; Mslim, 1511.

[552] Buhr, 77/20, 21 ; Msm, 1512.

bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar: 6/385.

[553] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar: 6/386.

[554] Mlik, 2/653, 654 ; Buhar, 34/61 ; Mslim, 1514.

[555] Hcyscm, el-Mecma'da (4/104) zikretmi, Bezzr'a nisbct etmitir ve Salih b. Ebu'i-Ahdar dolaysyla illetli olduunu sylemitir. Ayn babda bn Abbas'tan Taberni'nin el-Kebir'inde ve Bczzr'm rivayet ettii bir hadis vardr. Onda da brahim b. smail Ebu Hubeyre vardr ve bu ahs zayftr. Abdrrezzak (14138) ise, bn mer'den rivayette bulunmaktadr. Hadis iki ahidi sebebiyle sahihtir.

[556] Beyhaki, 5/341. Senedinde Musa b. Ubeydetu'r-Rebez vardr ve zayfbr.

[557] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar: 6/386-387.

[558] Msm, 1511.

[559] Buhr, 34/62, 63 ; Mslim, 1512.

[560] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar: 6/387-388.

[561] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar: 6/389-390.

[562] Asl nshada bn Mce'nin Snen'inde eklindedir. Bu mellifin bir hatasdr. Hadis Tabern'dc Hafs b. mer el-Havd mer b. Ferrh Habib b. cz-Zbeyr klime bn Abbas yoiuyla gelmektedir. Drakutn (2/295) ve Beyhak (5/340) mer b. Ferrh'tan nakletmilerdir. Drakutn der ki: Vek, mer b. Ferrh'tan irsal etmi, sonra Vek ve mer b. Ferrh yoluyla mrsel olarak tahric etmi, ibn Abbas' zikretmemitir. Beyhak der ki: Hadisin merf rivayeti yalnzca mer b. Ferrh tarafndan yaplmtr ki, bu ahs kuvvetli deildir. bn Trkmn bu konuda yle der: Bu mer el-Kattb diye bilinmektedir. Bildiim kadaryla, Beyhaki'nin dnda hi kimse onu cerhetmemitif. Buhar de onu Trih'inde zikretmi, ama hakknda herhangi bir deerlendirmede bulunmamtr. bn Adiy zayf olduuna temas etmezken, bn Man ve Ebu Htn sika olduunu sylemiler, Ebu Davud da onu kabul etmitir. Isnaddaki dier rviler sikadr.

[563] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar: 6/390-392.

[564] Talk, 65/6.

 

[565] Buhr, 51/33. Abdullah b. Amr hadisinde merf olarak u rivayet gelmitir: "Krk haslet vardr ki bunlarn en yksei salan kei menhas, yani hediyesidir. Hayrseverlerden bir kii bu krk hasletten birini, onun sevabn umarak ve va'd olunan mkfaat tasdik ederek ilerse, muhakkak Allah bu haslet sahibini bu iyilii sebebiyle cennete sokar."

Ebu Hureyre'den gelen merfu hadiste de yle buyurulmaktadr: St bol olan deve ve yine byle bol stl koyun ne gzel menha ve hediyedir. Bu hayvanlardan her biri bir kap sabahleyin, bir kap akamleyin st getirir.

[566] Kavileri sikadr. Ancak Urve b. ez-Zbeyr, mer'i grmemitir. Bk. el-tsbe, (183).

[567] Buhr, 25/36 ; Mslim, 1226. mran b. Husayn'dan u rivayet gelmitir: "Raslullah (s.a.) hac ve umreyi birletirdi. Sonra bu konuda yet nazil olmad ve Raslullah da bunu yasaklamad. Bir adam da kendi reyi ile diledii eyi syledi." Mslim'deki hadis byledir. Buhri'deki ise yledir: "Bizler Raslullah zamannda temett hacc yaptk. Kur'an da (temettuun cevaz hakknda) indi. Bir adam da kendi reyi ile diledii eyi syledi."

[568] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar: 6/393-398.

[569] Beyhak'den bakasnn onu zayf bulmad, ibn Man, Ebu Hatim ve Ebu Davud'un ise, onu sika kabul ettikleri gemiti.(Bk. 1 nolu dipnot).

[570] bn Mce, 2196. Muhammed b. ibrahim el-Bhil ve eyhi mehuldr. ehr b. Haveb ise zayftr.

[571] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar: 6/399-402.

[572] bn Kayyim el-Cevziyye, Zadul-Mead, klim Yaynlar: 6/403.