- Ömerü’I-Fâruk (r.a.) Hz. Ali’den, kızı Ümmü Gülsüm’ü kendisine nikahlamasını istedi. Hz. Ali ise “O daha küçüktür” karşılığını verdi. Bunun üzerine bazı kimseler Hz. Ömer’e “O, kızını sana vermemek için böyle söylüyor!” dediler. Hz. Ömer de bu hususu Hz. Ali ile bir kez daha konuştu. O zaman Hz. Ali “Kızımı yanına göndereceğim. Eğer razı olursan o senin hanımındır” dedi. O da bunu kabul etti. Böylece Hz. Ali kızı Ümmü Gülsüm’ü Hz. Ömer’in evine gönderdi. Hz. Ömer de ona baktığında razı oldu. Böylece şer’an nikahlanmış sayıldıklarından Hz. Ömer, Ümmü Gülsüm’e dokundu. Ancak olaydan haberi olmayan Ümmü Gülsüm “Beni bırak! Eğer sen Mü’minlerin Emîri olmasaydın şu anda gözüne bir yumruk atardım” dedi.[1]
- Hz. Ömer, Ali (r.a.)’dan kızı Ümmü Gülsüm’ü kendisine vermesini istedi. O da
“Ben kızlarımı Ca’fer’in çocukları için bekletmekteyim” dedi. Hz. Ömer ise şunları söyledi:
“Sen onu benimle evlendir. Allah’a yemin ederim ki yeryüzünde benim kadar Ümmü Gülsüm’ün değerini bilecek kimse yoktur”. Bunun üzerine Hz. Ali
“Öyleyse ben de onu sana verdim” dedi. Böylece Hz. Ömer muhacirlerin yanına vardı ve onlara
“Beni gerdeğe götürün!” dedi. Muhacirlerin
“Kiminle evlendin?” diye sormaları üzerine de şöyle dedi:
“Ali’nin kızı Ümmü Gülsüm’le evlendim. Çünkü ben Hz. Peygamber’in “Kıyamet gününde benim akrabalık ve soy bağımdan (haseb ve nesebimden) başka bütün akrabalık ve soy bağları kesilecektir” buyurduğunu duydum. Ben daha önce kızım Hafsâ’yı vermek suretiyle Hz. Peygamber’le bir yakınlık kurmuştum. Bu evliliği ise onun bu hadisinden dolayı istedim.”[2]
[1] Kenz VIII/291 (Abdurrezzak ve Said b. Mansur, Ebu Ca’fer’den); Burada geçen, Hz. Ömer’in Ümmü Gülsüm’e dokunmasını yanlış anlamamalıdır. Çünkü Hz. Ali’nin onu Hz. Ömer’e göndermesi ve onun da bunu kabul etmesi şer’an nikah aktinin yapılması demektir. Bu durumda Ümmü Gülsüm Hz. Ömer’in meşru hanımı olmuştur. İslam dini de erkeğin, kendi karısının her tarafına dokunmasına izin vermiştir; İsâbe IV/492 (İbn Ömer el-Makdisî, Muhammed b. Ali’den bir benzerini).
[2] İsâbe IV/492 (İbn Sa’d, Muhammed’den. Ayrıca Atâ el-Horasâni tarikiyle gelen bir riyavette de Hz. Ömer’in Ümmü Gülsüm’e kırkbin dirhem mehir verdiği kaydedilmektedir).
Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu’s-Sahabe, Akçağ Yayınları: 3/232-233.