- Hz. Ömer bir gün minbere çıkarak şunları söyledi:
“Ey insanlar! Bundan böyle dörtyüz dirhemden fazla mehir verdiğinizi duymayayım. Çünkü Hz. Peygamber ve ashabı hiç bir zaman dörtyüz dirhemden fazla mehir vermemişlerdir.Eğer mehrin çok verilmesi takva ve şeref olsaydı siz onları asla geçemezdiniz”. Bunları söyledikten sonra Hz. Ömer minberden indi. Dışarı çıktığında Kureyş’ten bir kadın önünü keserek
“Ey Mü’minlerin Emîri! Sen kadınlara dörtyüz dirhemden fazla mehir verilmesini yasakladın öyle mi?” diye sordu. Hz. Ömer’in
“Evet öyle!” demesi üzerine de şunları söyledi:
“Sen Allah Teâlâ’nın, Kur’an-ı Kerim’de “Eğer bir eşi boşayıp başka bir kadınla evlenmek isterseniz, öncekine (mehir olarak) yüklerle mal vermiş olsanız dahi verdiğinizden hiç birşeyi geri almayın. Acaba iftira ederek ve açık günah işleyerek verdiğinizi alacak mısınız?” (lNisa: 4/20) buyurduğunu işitmedin mi?” Kadının bu sözleri üzerine Hz. Ömer
“Ey Rabb’im! Beni affeyle! Kadınlar dahil bütün insanlar Ömer’den daha fakih ve daha anlayışlıdırlar” dedi. Sonra da geri dönüp tekrar minbere çıkarak şunları söyledi:
“Ey insanlar! Biraz önce sizlere kadınlar için dörtyüz dirhemden fazla mehir vermenizi yasaklamıştım. Ancak şimdi bu yasaklamayı kaldırıyorum. Bundan böyle mehir olarak dilediğiniz miktarı vermekte serbestsiniz.”[1]
- Hz. Ömer bir gün bir hutbe irat etti. Bunda, Allah’a hamd ü senâlar ettikten sonra şunları söyledi:
“Ey insanlar! Sözlerimi iyi dinleyiniz. Kadınlarınıza verdiğiniz mihirlerde aşırıya kaçmayınız. Kim Hz. Peygamber’in vermiş olduğu dörtyüz dirhemden daha fazla mehir verecek olursa bu fazlalığı alarak beytülmala koyacagım”. Hutbesini bitirip dışarı çıktığında Kureyş’ten bir kadın yolunu keserek ona
“Ey Mü’minlerin Emîri! Bizlerin Allah’ın kitabına mı, yoksa senin sözlerine mi uymamız gerekiyor?” diye sordu. Hz. Ömer de
“O nasıl söz! Tabi ki Allah’ın kitabına uyacaksınız. Peki sen bunu niçin soruyorsun?” dedi. Kadın şunları söyledi:
“Sen biraz önce insanlara kadınlara verilen mehirler hususunda aşırıya kaçmamalarını ve dörtyüz dirhemden fazla vermemelerini söyledin. Halbuki Allah Teâlâ, Kur’an-ı Kerim’in şu âyetiyle buna ruhsat vermektedir: “Eğer bir eşi boşayıp başka bir kadınla evlenmek isterseniz, öncekine (mehir olarak) yüklerle mal vermiş olsanız dahi hiç birşeyi geri almayın. Acaba iftira ederek ve açık günah işleyerek verdiğinizi alacak mısınız?” (Nisa: 4/20). Bu sözler üzerine Hz. Ömer
“Herkes Ömer’den daha fakihtir” dedi ve bu sözünü iki ya da üç kez tekrarladı. Sonra da dönüp tekrar minbere çıkarak şunları söyledi:
‘‘Ben biraz önce sizlere kadınların mehrinde aşırıya kaçmanızı yasaklamıştım. Fakat şimdi bu yasağı kaldırıyorum. Artık isteyen istediği kadar mehir verebilir.”[2]
- Hz. Ömer şöyle buyurmuştur: “Eğer mehrin çokluğu ahirette bir fazilet ve yücelik sayılmış olsaydı buna Hz. Peygamber’in kızları ve hanımlarından daha layık hiç kimse olamazdı.”[3]
[1] Kenz VIII/298 (Said b. Mansur, Ebu Yâ’la ve el-Muhâmili, Mesruk’tan); Heysemi IV/284 (Ebu Ya’lâ, Kebir’inde); İbn Sa’d VIII/161 (Atâ el-Horasâni tarikiyle).
[2] Kenz VIII/298 (Said b. Mansur ve Beyhaki, Şa’bi’den).
[3] Kenz VIII/298 (Ebu Ömer b. Fedâle, Emâli’de).
Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu’s-Sahabe, Akçağ Yayınları: 3/234-236.