Ebu Talha ile Ümmü Süleym’in Çocuklarını Kaybettikleri Zaman Gösterdikleri Sabır

      

- Ümmü Süleym, Enes’in babasına gelerek

“Sana bugün hoşuna gitmeyecek bir haber getirdim” dedi. Enes’in babası da

“Sen durmadan bana hoşuma gitmeyen haberler taşıyorsun? Bu haberleri de şu göçebeden alıyorsun” dedi. Ümmü Süleym

“O göçebe idi. Fakat Allah onu seçti ve Peygamber kıldı” dedi. Enes’in babası

“Sen ne getirdin? Onu söyle bakalım” deyince, karısı

“İçki haram kılındı” dedi. Enes’in babası

“İşte şu zaman, artık benimle senin arandaki ayrılık zamanıdır” dedi. Böylece Enes’in babası müşrik olarak öldü. Ümmü Süleym kocasından boşanınca, Ebu Talha onu istedi. Ümmü Süleym, ona

“Sen müşrik olduğun halde seninle evlenemem” deyince, Ebu Talha

“Hayır, Allah’a yemin ederim ki, senin gayen bu değildir” dedi. Kadın

“O halde benim isteğim nedir?” deyince, o

“Senin istediğin altın ve gümüştür” dedi. Kadın

“Allah ve Rasûlü’nü şahit tutuyorum ki, sen müslüman olursan, ben de bir kuruş istemeden seninle evleneceğim” dedi. Ebu Talha

“Kim bana bu hususta teminat verir’?” deyince, annesi Enes’e

“Ey Enes! Kalk, amcanla beraber Hz. Peygamber’e git” dedi. Ebu Talha kalktı, elini Enes’in omuzuna koydu ve beraber Hz. Peygamber’e gittik. Hz. Peygamber, yanına yaklaştıklarında seslerini işiterek

“Bu gelen Ebu Talha’dır. Alnında İslâm nuru parlıyor” dedi. Ebu Talha, Hz. Peygamber’e selam verdi ve

“Şehadet ederim ki, Allah’tan başka ilah yoktur; Muhammed de Allah’ın kulu ve Rasûlü’dür” dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber Enes’in annesini İslâm üzerine onunla evlendirdi. Ümmü Süleym ondan bir erkek çocuk dünyaya getirdi. Çocuk büyüyerek yürümeye başladı. Ebâ Talha onu çok severdi. Bir müddet sonra çocuk hastalanarak öldü. Ebu Talha, eve geldiğinde

“Ey Ümmü Süleym! Oğlum ne yapıyor?” deyince Ümmü Süleym

“Çocuk çok iyidir. Sen bugün geç kaldın, herhalde acıktın. Sana yemek getireyim. Sonra çocuğu görürsün” dedi. Ümmü Süleym ona yemeği getirdikten sonra

“Ey Ebu Talha, bir kimsenin yanında başkasına ait bir emanet bulunsa ve sahibi emaneti geri alsa, o kimsenin buna kızmaya ve üzülmeye hakkı var mıdır?” dedi. Ebu Talha

“Hayır” dedi. Karısı ona

“O halde senin oğlun, Allah’ın bizde bulunan bir emanetiydi. Allah emanetini geri aldı” dedi. Ebu Talha

“O nerededir?” deyince, Ümmü Süleym

“İşte şu beşiktedir” dedi. Ebu Talha odaya girdi ve çocuğun üstünden örtüyü kaldırarak

“Allah’tan geldik yine Allah’a döneceğiz” dedi ve gidip olanları Hz. Peygamber’e anlattı. Hz. Peygamber

“Beni hak Peygamber olarak gönderen Allah’a yemin ederim ki, o çocuğunun ölümüne karşı sabır gösterdiğinden dolayı Allah onun rahmine bir erkek çocuk ilka etmiştir” dedi. Ümmü Süleym bu hadiseden sonra doğurdu.

Enes bu konuda şunları anlatıyor: Allah’ın Rasûlü; bana

“Ey Enes! Annene git ve de ki: Çocugun göbeğini kestiği zaman sakın ona bir şey yedirmesin. Onu benim yanıma göndersin” dedi. Ben çocuğu alarak Hz. Peygamber’e götürdüm. Onun huzuruna koydum. Peygamber

“Bana üç tane hurma getir” dedi. Hurmaları getirdim. Rasûlullah onların çekirdeklerini attıktan sonra avucunda onları güzelce ezdi, sonra çocuğun ağzını açarak onları onun ağzına koydu. Çocuk diliyle hurmalan ağzında dolaştırıyordu. Hz. Peygamber

“Bu, Ensar soyundan gelen bir insandır. Hurmayı sever!” diye şaka yaptı ve bana

“Ey Enes! Annenin yanına git ve ona de ki: Allah senin için oğluna bereket ihsan eylesin. Onu anneye babaya karşı itaatlı ve Allah’tan korkan bir insan kılsın” buyurdu.[1]

- Ebu Talha’nın oğlu hastaydı. Ebu Talha çıktı, çocuk da vefat etti. Ebu Talha akşam eve gelince

“Oğlum nasıl?” diye sordu. Ümmü Süleym

“O en istirahatlı zamanındadır” dedi ve ona akşam yemeğini getirdi. O yemeğini yedikten sonra Ümmü Süleym’le beraber cinsî münâsebette ilişkide bulundu. İlişki bittikten sonra, Ümmü Süleym

“Çocuk öldü. Onu gömelim” dedi. Sabahladığında Ebu Talha Rasûlullaha geldi ve Peygamber’e bu hadiseyi haber verdi. Hz. Peygamber

“Siz bu gece gelin-güvey oldunuz mu?” diye sordu. Ebu Talha da

“Evet” dedi. Peygamber elini kaldırarak

“Yâ Rabb! Bunlar için bereket kıl!” buyurdu. Böylece Ümmü Süleym bir erkek çocuk doğurdu. Ebu Talha bana

“Onu Peygamber’e götür” dedi. Çocuğun annesi de bana biraz hurma verdi. Hz. Peygamber

“Yiyecek bir şey var mı?” diye sordu.

“Evet hurma var” dedim. Rasûlullah hurmaları alarak onları ağzında çiğnedi sonra ağzından çıkardı ve çocuğun ağzına koydu. Damaklarını onunla ovdu ve pakladı ve ona Abdullah ismini verdi.[2]

- Hz. Peygamber

“Umulur ki, Allah ikiniz için bu gecenizde bereket kılmış olsun” dedi. Ben Ebu Talha ile Ümmü Süleym’in dokuz çocuğunu gördüm, hepsi de Kur’an okumuştu.[3]


 

[1] Heysemi, IX/261 (Bezzar, Enes’den). Bezzar’ın diğer bir rivayetinde “Ebu Talha, Ümmü Süleym’e evlenme teklif edince, Ümmü Süleym “Sen falan bir kölenin yerde sürüklediği bir ağaca taparken, seninle nasıl evlenirim? Diye cevap vermiştir.

[2] Buhari, I/147 (Enes’den).

[3] Buhari, I/174.

Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu’s-Sahabe, Akçağ Yayınları: 3/140-142.