Hz. Ali’nin Kabir Ahvâliyle İlgili Bir Hutbe İrat Etmesi

      

- Hz. Ali bir gün minbere çıktı; Allah’a hamd ü senalar ettikten sonra ölümden bahsederek şunları söyledi: “Ey Allah’ın kulları! Allah’a yemin ederim ki ölümden kurtuluş yoktur. Ona karşı koymaya kalksanız dahi o sizi yaka-paça yakalar. Kaçtığınızda ise size yetişir. Tedbirinizi alınız. Ne kadar hızlı giderseniz gidiniz arkanızdan sizi yakalamaya çalışan kabrin elinden kurtulamazsınız. Onun sıkmasından, karanlığından, yalnızlığından ve dehşetinden Allah’a sığınınız. Kabir ya cennet bahçelerinden bir bahçe ya da cehennem çukurlarından bir çukurdur. Kabir günde üç defa konuşarak “Ben karanlıklar eviyim; kurtlar, vahşet ve yalnızlıklar eviyim!” der. Onun arkasından daha şiddetlisi gelir ki bu da çok sıcak ve derin olup içerisinde kızgın demirden zincir ve bukağıların bulunduğu ve Mâlik isimli bir meleğin bekçilik yaptığı cehennem ateşidir. Allah Teâlâ, Malik’te ve cehennemde en küçük bir rahmet yaratmamıştır. Bu ateşin arkasındaysa genişliği gökler ve yer kadar olan ve muttakiler için hazırlanan bir cennet vardır. Allah beni de sizi de muttakilerden eylesin ve acıklı azabından korusun!”[1]

- Hz. Ali bir gün minbere çıkarak Allah’a hamd u senalar ettikten Sonra ölüm ve ötesinden bahisle şunları söyledi: “Kabir şöyle der: “Ben vahşet ve yalnızlıklar eviyim. Benden sonra öyle bir gün gelecektir ki o gün çocuklar ihtiyarlar; büyükler akıllarını oynatıp sarhoş olurlar; gebe kadınlar çocuklarını düşürürler. O gün insanları Allah’ın azabının şiddetinden, sarhoş olmadıkları halde sarhoş gibi görürsün”. Sonra Hz. Ali ağlamaya başladı ve etrafındaki müslümanlar da ağladılar.[2]


 

[1] Kenz VIII/110 (Sâbûni, Mieteyn’de ve İbn Asâkir).

[2] Bidaye VIII/6 (Esbağ b. Nebâte’den).

Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu’s-Sahabe, Akçağ Yayınları: 3/209-210.