- Erva binti Kays ile Said b. Zeyd sırasında bir tarla ihtilafı vardı. Mervan bir kaç kişiyi Said b. Zeyd’i ikna etmeleri için gönderdi. Said b. Zeyd
“Benim ona zulmettiğimi mi sanıyorsunuz? Allah Rasûlünden kim ki bir araziden bir karış gasbederse, Allah kıyamet gününde yedi kat yeri onun boynuna geçirir” dediğini duydum. Yarabbi! Eğer kadın yalancı ise gözleri kör olmazdan önce onu öldürme. Onun kabrini kuyusunda kıl” dedi. Allah’a yemin ederim ki, kadın ölmezden önce gözleri kör oldu. Evinden çıkıp sakına sakına gittiği halde kuyusuna düştü ve kuyu ona kabir oldu.[1]
- Erva isimli kadın Said b. Zeyd’in aleyhinde yardım istedi. Medine valisi Mervan b. Hakem’e gitti. Said
“Yarab! O benim kendisine zulmettiğimi iddia ediyor. Eğer yalancı ise onun gözünü kör et ve onu kendi kuyusuna düşür, benim hakkımda bir nur kıl, müslümanlar benim ona zulmetmediğimi görsünler” dedi. Bir müddet sonra Akik vadisi öyle bir sele maruz kaldı ki, onun gibisi daha görülmemişti. Sel kesildikten sonra Said b. Zeyd ile Erva binti Kays’ın ihtilaf ettikleri tarla sınırı meydana çıktı ve Sa’d’ın haklı olduğu anlaşıldı. Erva bir ay sonra kör oldu ve avlusunda dolaşırken kuyuya düşüp öldü. Biz o zaman küçüktük. İnsanlar birbirlerine
“Allah, Erva’yı kör ettiği gibi seni de kör etsin” derlerdi. Biz Erva’yı vahşi bir hayvan sanırdık. Meğerse Said’in beddua ettiği kadının ismiymiş.[2]