Halife ve Amirlere Hürmet Gösterip Emirlerine Uymak

Bir Seferde Halid b. Velid ile Ammar b. Yasir Arasında Geçen Olay

       

- Hz. Peygamber, Halid b. Velid b. Muğire el-Mahzûmi’yi bir askeri birliğin başında kumandan olarak gönderdi. Aynı birlikte Ammar b. Yasir de er olarak bulunuyordu. Bu askeri birlik yola çıktı. Sabahleyin hücum etmek istedikleri kavme yaklaştılar. Gecenin bir saatinde konakladılar. Kabile halkı durumdan haberdar olup kaçtılar. Yalnız onlardan bir kişi kaldı. Kendisi ve aile efradı iman etmişti. Bundan dolayı kaçmaya gerek duymadılar. Adam ailesine,

“Siz durun. Ben bir yere kadar gidip geleceğim” dedi ve Ammar b. Yasir’e gelerek,

“Ey Ebu Yakazan, ben ve ailem daha önce müslüman olmuştuk. Bunun bana bir yararı olur mu?” dedi. Ammar da,

“Sen yerinde kal. Kimse sana karışamaz” dedi. Adam dönüp evine gitti. Sabahleyin Halid b. Velid köye baskın yaptı. Fakat köyde hiç kimseyi bulamadı. Yalnız müslüman olduğu için kaçmayan aile kalmıştı. Halid onları yakaladı. Ammar Halid’e,

“Sen bunlara karışamazsın. Çünkü bunlar daha önce müslüman olmuşlardır” dedi. Halid,

“Sen bu işe ne karışıyorsun. Amir benim. Benden izinsiz kimseye eman veremezsin” dedi. Ammar da,

“Evet, amir sensin, ama ben de eman verebilirim. Zaten ben eman vermeseydim, diğerleri gibi onlar da kaçabilirdi. Ben onlara, ‘Yerinizde kalın’ dediğim için kaçmadılar” dedi. Bunun üzerine birbiriyle çekiştiler. Birbirlerine ağır ve çirkin sözler söylediler. Medine’ye dönünce, Ammar olayı Hz. Peygamber’e anlattı. Hz. Peygamber, Ammar’ın eman verebileceğini söyledi ve “Fakat bundan sonra hiç kimse, amirinin izni olmadan kimseye eman vermesin” dedi. Bunun üzerine, Halid ile Ammar, yine birbirine ağır ve çirkin sözler söylediler. Halid, Hz. Peygamber’e,

“Ey Allah’ın rasûlü! Bu köle senin huzurunda bana sövüyor. Eğer sen olmasaydın o bana sövemezdi” dedi. Hz. Peygamber,

“Ey Halid! Ammar’dan vazgeç. Çünkü Ammar’a buğzedene Allah buğzeder. Ammar’a lânet okuyana Allah lanet eder!” dedi. Sonra Ammar kalkıp gitti. Halid b. Velid, Ammar’ın peşine düştü. Elbisesine yapıştı. Durmadan ona yalvardı. Bunun üzerine Nisa: 4/59 ayeti nazil oldu.[1]


 

[1] Kenz, I/242 (İbn Cerir, İbn Asakir, İbn Abbas’dan). Ayrıca Ebu Ya’la, Nesai, Tabarani, İmam Ahmed, Hakim, İbn Ebi Şeybe de rivayet etmişlerdir. Kenz, VII/73; Hakim, III/390; Heysemi, IX/294

Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu’s-Sahabe, Akçağ Yayınları: 2/108-109.