Yezid Bin Abdulmelik Döneminde Vilayetler
Yezîd Bin Abdulmelik Döneminde Fetihler
(Hilafet Dönemi, Hicri: 101-105)
Yezid Bin Abdülmelik, Abdullah Bin Zübeyr'in hilafeti sırasında ve babası Abdülmelik'in, Şam ve Mısır'da güçlendiği günlerde, Hicri 71'de Dımışk'ta dünyaya geldi. Refah içinde ve nazlı bir şekilde yetişti. Onun için saltanatın değerini bilemedi. Çünkü hükümdarlık tahtı, kendiliğinden O'nun ayağına gelmiş, kendisi ise bu mevkii elde etmek için babasının ve dedesinin çektiği zorlukları hiç görmemiş ve yorulmamıştı. İşte bu sebepledir ki idareyle hiç ilgilenmedi. Sadece, birinin adı: Habbâbe, diğerininse, Selâme olan iki cariyesine aşık oldu. Hatta kendisinden bir hafta önce ölen birincisinin acısına dayanamayarak öldüğü de söylenir.
HalifeYezid'in annesi, Ebusüfyanoğlu, MuaviyeoğluYezidin kızı Atike'dir. Dımışk'ta öldü ve günümüzde Atike Mezarlığı adıyla bilinen yerde defnedildi. Yezid, beyaz tenli, iriyarı ve çehresi değirmiydi. Ebu Halid diye anılırdı.
Biraderi Süleyman Bin Abdülmelik tarafından Veliahd seçilmiş bulunduğu için Ömer Bin Abdulaziz'den sonra hilafeti üstlendi. İşbaşına gelmeden önce daha çok alimlerle beraber otururdu, ilk önceleri Ömer Bin Abdulaziz gibi icraatta bulunmak istedi. Fakat kötü niyetli insanlar O'nun peşini bırakmadılar.
Yezid Hilafet makamına geldiği sırada yirmisekiz yaşındaydı. Dolayısıyla yeterli tecrübeye sahip değildi. İnsanlarsa genellikle yaşlı kimselere daha çok saygı gösterir ve tecrübe sahiplerini daha çok takdir ederler. Onlara daha çok saygı gösterirler.
Ne zamanki Emevi Devletinde iş artık saltanatın değerini bilmeyen uğrunda hiç zorluk çekmeden onu elde eden, zevk, safa ve bolluk içinde yaşayan gençlerin elinde kaldı. İşte bu faktörler İslam fetihlerinin durmasına, aynı zamanda Devletin zayıf düşmesine de sebep oldu.
Yezid, 25 Şaban Hicri 105 tarihinde öldü. Daha 34 yaşındaydı. Hilafet müddeti dört yıl ve tam bir ay sürdü. Kendisinden sonra yerine kardeşi Hişam'ın, Ondan sonra da kendi oğlu El-Velid Bin Yezid'in başa geçmesi vasiyetinde bulundu. Günümüzde Ürdün kentlerinden olan İrbid'de öldü. Cenazesi Dımışk'a nakledilerek burada defnedildi. On tane erkek çocuğu vardı. Adlan şöyledir:
El-Velid, EI-Ğamr,Yahya, Süleyman, Davud. (küçükken öldü), Abdülcabbar (Bunun annesi Hz. Osman'ın torunu Abdullah Bin Amr'ın kızı Su'dâ'dır.) Ebu Süfyan, Haşim ve Eî-Avvam (küçükken öldü).
Atike adında da bir kızı vardı.. Amcasıoğlu Muhammed Bin El-Velid Bin Abdulmelik'le evlendi.
Çocuklarından El-Ğamr ve Abdülcebbar Hicri 132 yılında Filistin'de cereyan eden Ebu Fatras Olayı'nda ve son Emevi Halifesi Mervan Bin Muhammed'in kaçışı sırasında öldürüldüler. Abdül-cebbar'ın oğlu Abdullah da Hıyra da idam edildi.[1]
Yezid'in döneminde İslam vilayetleri Ömer Bin Abdulaziz'in vaktiyle tayin etmiş bulunduğu yöneticilerin icraatlarında birçok değişikliklere şahid oldu. Keza Hariciler de Ömer'in vefatıyla birlikte harekete geçmeye başladılar.
Ayrıca vilayetlerden her birinin durumu şöyleydi:[2]
Bu vilayete bağlı Emirliklerin çoğu Mervan oğullan Ailesi'ne mensup yöneticilerin elinde olduğu için buralarda ne hiç bir değişiklik, ne de herhangi bir karşı hareket oldu.[3]
a) Medine-i Münevvere: Muhammed Bin Amr Bin Hazm Medine Valiliği'nden alınarak yerine daha önce Taif Valisi bulunan Abdurrahman Bin Dahhak Bin Kays El-Fehri tayin edildi. Bu zat, Yezid'in, kendisini vali tayin ettikten iki yıl sonra dönüp azlettiği ve yerine Abdülvahid Bin Abdullah Bin Buşr En-Nadri'yi koyduğu şahıstır. Medine'nin en sevilen varisiydi. Hz. Ömer'in torunu Salim Bin Abdullah ve Hz. Ebubekr'in torunu Kasım Bin Muham-med'e danışmadan hiç bir karar vermezdi.
b) Mekke-i Mükerreme: Mekke Valisi Abdülaziz Bin Abdullah Bin Halid Bin Useyyid'di. Halife Yezid Bin Abdulmelik, O'nu görevinden alarak Hicri 103 yılında Mekke'yi Medine'yle birleştirip bir tek idari bölge haline getirdi. Böylece Medine Valisi aynı zamanda her iki şehrin de valisi oldu.[4]
Irak, çeşitli olayların cereyan ettiği ve bu yüzden de valilerin sık sık değiştiği bir arena haline gelmişti. Şehirlere göre değişiklikler şöyleydi:
a) Küfe: Ömer Bin Abdülaziz devrinden beri Küfe Valiliğini Abdülhamid Bin Abdirrahman Bin Zeyd Bin EI-Hattab yürütüyordu. Fakat Mesleme Bin Abdulmelik Irak'a gelince O'nu görevden uzaklaştırarak yerine (Zuş-Şame, yani: Benli) diye tanınan Muhammed Bin Amr Bin El-Velid Bin Ukba Bin Ebi Muayyıt'ı tayin etti. Sonra Mesleme Kûfe'yi teslim alarak kendine naib diye eski valiyi görevlendirdi. Daha sonra ise Amr Bin Hubayra, Mesle-me'nin yerine Irak'ın ve Maşrik'ın (tüm Doğu Bölgesinin Genel) Valisi oldu.
b- Basra: Ömer Bin Abdulaziz, vaktiyle Adiy Bin Artaa El-Fe-zarî'yi Basra'ya vali tayin etmişti. Yezid Bin Abdulmelik Halife olunca Muhelleboğulları'ndan nefret ettiği için Vali Adiy (Onun etkisinde kalarak) El-Muhelleb'in {El-Mufaddal, Habib, Abdulmelik ve Mervan) adlarındaki oğullarını tutukladı. EI-Muhelleb'in çocuklarından sadece Muhammed, hapis dışında kalmıştı. Ayrıca bu kardeşlerden Yezid Bin El-Muhelleb, Ömer Bin Abdulaziz zamanında hapisteyken Yezid Bin Abdulmelik halife olunca kaçtı ve Basra'yı ele geçirerek kardeşlerini de hapisten kaçırdı. Aynı zamanda eski vali Adiy Bin Artaa'yı zindana atarak kendi adamlarını Ahvaz'a, Kirman'a ve Fars topraklarına saldı. Kardeşi Mudrik'i de Horasan'a yollayarak kendisi ise Vasıt Kenti'ne hareket etti. Basra'ya da biraderi Mervan'ı vali tayin etti.
Bu gelişme üzerine Halife Yezid Bin Abdulmelik, kardeşi Mes-leme'yi Muhelleboğlu'nun üzerine yolladı. Öncü kuvvet olarak da Ondan evvel kardeşinin oğlu Abbas Bin El-Velid Bin Abdulmelik'i 4 bin kişilik bir ordunun başında göndermişti.
Abbas, Yezid Bin El-Muhelleb'den önce Hıyra'ya vardı. (Amcası) Mesleme Bin Abdulmelik ise Suriye Ordusu'nun başında Fırat Nehri'ni takip edip El-Cezire'ye yürüdü. Bu sırada Vasit'da bulunan Muheiİeboğîu Yezid, yerine oğlu Muaviye'ye şehrin idaresini bırakarak kendisi, Suriye halkından oluşan Mesleme komutasındaki (Emevi) hükümet kuvvetleriyle çarpışmak üzere ayrıldı.' Hareket etmeden önce kardeşi Muheiİeboğîu Abdulmelik'i önünden göndermişti. Abdulmelik, Abbas' Bin El-Velid komutasındaki {Emevi) devlet kuvvetleriyle karşılaştı. Başlangıçta üstünlüğü elinde tuttuysa da daha sonra yenilerek bu sefer de Enbar yakınlarında Mesleme'yle çarpışan kardeşinin yardımına koştu. Aynı zamanda onun hasmı olan Abbas da, amcası Mesleme'ye destek olmak maksadıyla O'na doğru hareket etti.
Yezid Bin El-Muhelleb'e -bu arada- toplanan kalabalıklar katılıyordu. Yezid, bunları sevk ve komuta etmek üzere kardeşi El-Mu-faddal'ı görevlendirdi. Ondan sonra taraflar arasında cereyan eden savaşta Yezid ve kardeşleri: Habib ve Muhammed öldürüldüler. Zaferi Suriye Ordusu kazandı. Muhellebogulları'nın bu yenilgisinden sonra Yezid Bin El-Muhelleb'in kardeşi El-Mufaddal, yeğeni Yezidoğlu Muaviye'nin bulunduğu Vasıt'a döndü.
Muaviye savaşın sonuçlarına dair haberleri alınca, (Yani babasının ve amcalarının öldürülüp, kuvvetlerinin bozguna uğratıldığını duyar duymaz) elinde bulunan Emevi Ordusu'na mensup esirleri kılıçtan geçirdi. Bunların arasında {vaktiyle Ömer Bin Ab-dulaziz'in Basra'ya vali olarak görevlendirdiği) Adiy Bin Artaa ve oğlu Muhammed de bulunuyorlardı. Bu sırada Mesleme Bin Abdulmelik, Hıyra'ya girerek buraya hakim oldu.
Muhelleboğulları ailesi bu yenilgi üzerine Vasıt'ı terk ederek Basra'ya gittiler. Oradan da gemilere binerek Kirman'a göçtüler. Ancak Mesleme Bin Abdulmelik, Müdrik Bin Dabb El-Kelbi'yi görevlendirerek peşlerine düşürdü. Nihayet karşılaşarak çarpıştılar.
Bu vuruşma sırasında El-Mufaddal Bin El-Muhelleb ve beraberinde bulunan, En-Numan Bin îbrahim Bin El-Eşter En-Nakh'i ile Muhammed Bin İshak Bin Muhammed Bin El-Eş'as öldürüldüler. Keza Osman Bin İshak Bin Muhammed Bin El-Eş'as da yaralı olarak öldürüldü.
Fakat Malik Bin İbrahim Bin El-Eşter En-Nahi aman dileyince hayatı bağışlandı. Ne varki Ebu Uyeyne Bin El-Muhelleb ve Osman Bin El-Mufaddal hariç Muhellebogulları'nın tümü kılıçtan geçirildiler. Ancak bu iki şahıs kaçarak Hakan ve Ertebil'in topraklarına kapağı attılar.
Muhelleboğulları Basra'dan silinip çekildikten sonra şehrin idaresini Şebib Bin El-Haris Et-Temîmi üstlendi. Ancak burası Mesleme'nin idari bölgesine eklenince evvela Basra'ya Abdurrah-man bin Selim El-Kelbi'yi, sonra da O'nun yerine amcasıoğlu Abdulmelik Bin Buşr Bin Mervan'ı vali olarak görevlendirdi.
Fakat sonraları Mesleme görevinden alınarak, Basra, Ömer Bin Hubayra'nm sorumluluğu altındaki bölgeye ilave edildi [5]
Horasan Emiri Abdurrahman Bin Nuaym ElGamidi idi. Ondan sonra buraya (Emevi idaresine karşı baş kaldıran) Muhelle-boğulları hakim oldular. {Bu aile adına) Basra'yı, Müdrik Bin El-Muhelleb idare ediyordu. Fakat Devlet Kuvvetleri karşısında yenilgiye uğrayıp buradan çekilmek zorunda kalınca Mesleme Basra'ya bu kez kendi damadı Said Bin Abdulaziz Bin El-Haris'i vali tayin etti. Ne varki Hicri 103'te Ömer Bin Hubayra O'nu görevinden alarak yerine Said Bin Amr El-Harşi'yi bu vazifeye verdi. Said ise ancak bir yıl kadar bu görevde kalabildi. Zira o da azledilerek yerine Müslim Bin Said Bin Eşlem Bin Zur'a El-Kilabi, Basra idaresini üstlendi.[6]
Burayı El-Cerrah Bin Abdullah EI-Hakemi idare ediyordu. Bu bölgede birçok akınlar oldu.[7]
Ömer Bin Abdulaziz'in vaktiyle Mısır'a vali tayin etmiş bulunduğu Eyyub Bin Şurahbil vefat edince Halife Yezid O'nun yerine Hicri 101 yılında Buşr Bin SarVan El-Kelbi'yi tayin etti.
Kısa bir süre sonra da O'nu Kuzey Afrika'ya vali göndererek, yerine kardeşi Hanzala Bin Safvan'ı görevlendirdi.
Hişam Bin Abdulmelik Hicri 105 yılında Halife oluncaya kadar da bu zat Mısır Valiliği görevinde devam etti.[8]
Ordu, Kuzey Afrika Emiri Yezid Bin Ebi Müslim'e karşı isyan edip O'nu öldürmüş, yerine de (Ensar'm sempatizanı) Muham-med Bin Yezid'i geçirmişlerdi. Bu olay Halife Yezid Bin Abdulme-lik'e haber verilince yeni Vali'nin yetkisini onayladı. Fakat O'nun bu görevi uzun sürmedi. Buraya Mısır Valisi Buşr Bin Safvan El-Kelbi'yi Kuzey Afrika Valisi, Anbese Bin Suhaym El-Kelbi'yi de Endülüs'e tayin etti. [9]
Abbas Bin El-Velid Hicri 103 yılında bir yaz ordusu başında Bizans topraklarına akınlar düzenledi. Keza Said Bin Abdulmelik de buralara çıkarmalar yaptı. Ömer Bin Hubayra da Hicri 102 de Er-meniye'ye girdi. Kuvvetlerini yenerek 700 kadar da esir ele geçirdi.
Ermeniye Emiri El-Cerrah Bin Abdullah El-Hakemi'ye gelince, O da Hicri 105 yılında Lân Memleketlerine akınlar düzenledi.
Endülüs Emiri Anbese Bin Suhaym El-Kelbi de Fransa topraklarına girerek Septimanya'yı istila etti ve Ren Nehri'ne kadar ulaştı. Daha sonra da Liyon Kentini ele geçirerek Borgonya Bölge-si'nin içlerine kadar ilerledi. Muhammed Bin Yezid ise Sicilya
Adası'na çıkarma yaptı.
Bu sıralarda Soğd ahalisi müslümanlarla yapmış bulundukları anlaşmalarını bozdular. Bunun üzerine Hicri 102 yılında İslam Orduları üzerlerine yürüyerek onları yenilgiye uğrattı. Soğd'lular kaçarak Fergana Prensine sığındılar ve mü si umanlar a karşı kendisinden yardım istediler. Komutan Said Bin Amr El-Harşi 104 yılında Soğd topraklarına bir akın daha yaptı. Mesleme Bin Said de 105 yılında Türklere karşı savaştı. [10]
Halife Ömer Bin Abdulaziz vefat edince Abdülhamid Bin Ab-durrahman Bin Zeyd Bin El-Hattab, Muhammed Bin Cerir komutasında Haricilerin lideri Şevzeb üzerine bir ordu gönderdi. Ancak Hariciler Irak'lılara karşı üstünlük elde ederek onları kovalayıp Basra'nın kenar mahallelerine kadar sokuldular. Öyle ki Iraklı askerler Abdülhamid Bin Abdurrahman'a gelip sığındılar. Komutanları Muhammed Bin Cerir de yaralanmıştı.
Şevzeb tekrar ordugâhına dönerek Ömer Bin Abdulaziz'e gönderdiği iki elçisini beklemeye koyuldu. Elçilerse bir müddet sonra dönerek reislerine Ömer Bin Abdulaziz'in ölüm haberini getirdiler.
Yerine halife seçilen Yezid Bin Abdulmelik, Abdülhamid Bin Abdurrahman'm Küfe Valiliğini yeniden onayladı. Haricilerin üzerine de Temim Bin Habbab komutasında ikibin kişilik bir ordu gönderdi. Hariciler O'nu öldürüp askerlerini de bozguna uğrattılar. Temim'den sonra bu sefer de Necde Bin El-Hakem El-Ezdi'yi üzerlerine saldı. O'nu da öldürüp askerlerini darmadağın ettiler. Ondan sonra Eş-Şuca' Bin Vedda'ı ikibin kişilik bir kuvvetin başında üzerlerine yolladı. Keza O'nu da bir grup askeriyle beraber öldürdüler ki aralarında Şevzeb'in amcasıoğlu Hubbe El-Yeşkuri de bulunuyordu.
Ondan sonra Irak Valiliğini üstlenmek üzere Mesleme Bin Abdulmelik gelerek Küfeye girdi ve Said Bin Amr El-Harşi'yi çağırıp O'na onbin kişilik bir ordunun sancağını vererek Şevzeb'in üzerine gönderdi. Ordusu birkaç kez yenildiyse de sonra toparlanarak yekvücud bir şekilde üzerlerine bir hamle yaptılar. Zaten küçük bir azınlık olan Haricileri ezip geçtiler. Şevzeb de bu arada öldürüldü [11]
[1] Mahmud Şakir, Hz. Âdem'den Bugüne İslam Tarihi, Kahraman Yayınları: 4/35-36.
[2] Mahmud Şakir, Hz. Âdem'den Bugüne İslam Tarihi, Kahraman Yayınları: 4/36-37.
[3] Mahmud Şakir, Hz. Âdem'den Bugüne İslam Tarihi, Kahraman Yayınları: 4/37.
[4] Mahmud Şakir, Hz. Âdem'den Bugüne İslam Tarihi, Kahraman Yayınları: 4/37.
[5] İbn-ül Esir, El-Kamil tere, c. 5, s. 67-80
Mahmud Şakir, Hz. Âdem'den Bugüne İslam Tarihi, Kahraman Yayınları: 4/37-40.
[6] Mahmud Şakir, Hz. Âdem'den Bugüne İslam Tarihi, Kahraman Yayınları: 4/40.
[7] Mahmud Şakir, Hz. Âdem'den Bugüne İslam Tarihi, Kahraman Yayınları: 4/40.
[8] Mahmud Şakir, Hz. Âdem'den Bugüne İslam Tarihi, Kahraman Yayınları: 4/40.
[9] İbn-ül Esir, El-Kamil tere, c. 5, s. 88
Mahmud Şakir, Hz. Âdem'den Bugüne İslam Tarihi, Kahraman Yayınları: 4/41.
[10] İbn-ül Esir, El-Kamil tere, c. 5, s. 82-85
Mahmud Şakir, Hz. Âdem'den Bugüne İslam Tarihi, Kahraman Yayınları: 4/41.
[11] tbn:ül Esir, El-Kamil tere, c. 5, s. 64-66; îbn-i Kesir, El-Bidaye tere, c. 9, s. 303-304,357-361
Mahmud Şakir, Hz. Âdem'den Bugüne İslam Tarihi, Kahraman Yayınları: 4/42.