84- ER-RAŞİD'U BİLLAMANSUR BİN EL-FADLEL-MÜSTERŞİD (HİLAFET DÖNEMİ,2

HİCRİ: 529-530)2


84- ER-RAŞİD'U BİLLAMANSUR BİN EL-FADLEL-MÜSTERŞİD (HİLAFET DÖNEMİ,

 HİCRİ: 529-530)

 

Adı Mansur Bin El-Fadl El-Müsterşid'dir. Künyesi Ebu Cafer, unvanı ise Er-Raşid'u Billah'tir. Hicri 502'de dünyaya geldi. Baba­sı onu 513 yılında kendisine veliaht seçti. Bu sırada onbir yaşın­daydı Er-Raşid'u Billah babasının 529 yılı zilkade ayında öldürül­mesi üzerine hilafet makamına getirildi. Bu sırada ise yirmi yedi yaşındaydı.

Selçuklu Sultanı Mesud halife Er-Raşid'u Billah'tan dörtyüz bin dinar para istedi. Mesud vaktiyle babası El-Müsterşid'i esir al­dığı sırada El-Müsterşid bu parayı ödeyeceğine dair söz vermişti. Ancak Er-Raşid'u Billah halife olduktan sonra kendisinden iste­nen bu parayı vermeyi reddetti. Bunun üzerine halife ile sultanın arası açıldı. Halife îmadeddin Zengi'yi Musul'dan davet etti. İma-deddin Zengi de gözdağı için geldi. Devletin ileri gelenleri ve halk halifenin etrafında toplandılar. Bu sırada Selçukoğullarından Me-likşahoğlu Muhammedoğlu Mahmudoğlu Davud da Bağdad'a geldi. Halife onun adma hutbe okudu. Ve onu saltanat makamına getirdi. Bu yüzden de sultan Mesud ile halife arasında anlaşmazlık ve düşmanlık gittikçe büyüdü. Aralarındaki uçurum daha da ge­nişledi. Öyle ki aradaki bu uçurumu kapatmak artık bir çeşit imkansız hale geldi. Sonra halife Bağdad'ı terkederek şehrin dışına çıkmak zorunda kaldı. Sultan Mesud ise kalabalık ordularla gelip Bağdad'a girdi. İmadeddin Zengi ise beraberinde Musul'a gelsin diye halifeyi ikna etmeye çalışıyordu. Nitekim Halife bu teklifi ka­bul etti. Bu sırada Sultan Mesud da halifeyi hal etmek (yani hilafet makamından onu azlettirmek) maksadıyla Fukahâ'dan (yani fıkıh alimlerinden) fetva istedi. Aralarından biri de bu fetvayı verince halife Er-Raşid'u Billah hicri 530 yılı zilkade ayının ortalarında "hal" edildi. Böylece Er-Raşid'u Billah hilafette bir yılını bile ta­mamlayamadı. Sonra Sultan Mesud devrik halife Er-Raşid'in am­cası Muhammed Bin El-Mustazhir'i davet ederek onu halife seçti.

Er-Raşid'u Billah "hal" edildiği haberini alınca Musul'dan ay­rılarak Azerbaycan'a hareket etti. Sonra hilafet heyetine mensub bir cemaatle birlikte Hemedan'a daha sonra da İsfahan'a intikal ederek burada şehri kuşattılar. Ancak Er-Raşid burada hastalandı. Ve tam o sıralarda cemaatında bulunan Acemlerden birkaçı, bu­lunduğu yere girerek onu hicri 532 yılı Ramazan ayının on altıncı günü Öldürdüler. Bir rivayete göre de Batınilerin Er-Raşid'i öldür­dükleri söylenmektedir.

Halife Er-Raşid'u Billah güzel konuşan, edip, şair, cesur, hoş­görülü ve cömertti. Güzel ahlakı vardı. Adaleti tercih ederdi. Ser­den de kaçımrdı.Tarihçi El-İmâd'ül-Kâtip halife Er-Raşid'in, Yu­suf Peygamberinkine benzeyen bir yakışıklılık ve güzelliğe ve meş­hur Tay Kabilesine mensup, -cömertliği tarihe işlemiş- Hâtem gi­bi de cömert olduğunu kaydetmektedir.

İbni Kesir'de halife Er-Raşid'in parlak tenli, güzel çehreli, çok güçlü ve heybetli bir şahsiyet olduğunu yazmaktadır. Halife Er-Ra­şid'u Billah'in annesi cariye idi[1]



[1] lbn-i Kesir, El-Bidaye tere, c. 12, s. 386-387, 389, 393, 395-396

Mahmud Şakir, Hz. Âdem'den Bugüne İslam Tarihi, Kahraman Yayınları: 5/303-304.