|
||
Yüce Allah, Hz.Peygamberi, düşmanlarının şerrinden koruduğu gibi, onun vasıtasıyla insanlara gönderdiği dini de koruma garantisi altına almıştır. Bu dinin ana kaynağı olan Kur'ân-ı Kerim’in korunması gibi bir korunma, hiçbir kitaba nasip olmamıştır. Başka hiçbir kitap yoktur ki, az çok tashif, tahrif ve bozulma girmemiş olsun. Bunca dinsizlerin, Yahudilerin ve Hristiyanların Kur'ân'ı değiştirmek ve bozmak üzere birçok arzuları ve hırsları bulunduğu halde, bu kitabın her yönden tahriften korunmuş olarak kalması, en büyük mûcizelerdendir.[1] نَحْنُ نَزَّلْنَا الذِّكْرَ وَإِنَّا لَهُ لَحَافِظُونَ إِنَّا “Hiç şüphe yok ki o zikri, Kur’an’ı Biz indirdik, onu koruyacak olan da Biziz” (Hicr 15/9) âyeti de bu îlâhî korumaya dikkat çekmektedir. Resûlullâh'ı hak din ile gönderen Allah Teâlâ, aynı zamanda bu dini bütün dinlere üstün kılmış: هُوَ الَّذِي أَرْسَـلَ رَسُـولَهُ بِالْهُدَى وَدِينِ الْحَقِّ لِيُظْهِرَهُ عَلَى الدِّيـنِ كُلِّهِ وَلَوْ كَرِهَ الْمُشْرِكُونَ “Odur ki Resûlünü, bütün dinlere üstün kılmak için hidayetle ve hak din ile gönderdi. Müşrikler isterse hoşlanmasınlar!” (Tevbe 9/33) böylelikle insanlara olan ni’metini en kâmil mânâda tamamlamış ve din olarak islam’ı seçtiğini belirtmiştir: الْيَوْمَ أَكْمَلْتُ لَكُمْ دِينَكُمْ وَأَتْمَمْتُ عَلَيْكُمْ نِعْمَتِي وَرَضِيتُ لَكُمُ اْلإِسْلاَمَ دِينًا “İşte bugün sizin dininizi kemâle erdirdim ve üzerinizdeki nimetimi tamamladım. Sizin için din olarak İslam’ı beğendim.” (Mâide 5/3) Belki de daha önceki dinlerin hükmü, kendinden sonra gelen peygamberle sona erdiğinden dolayı, ilâhî bir korunmaya alınmamış, böyle bir şeye ihtiyaç duyulmamıştı. Ancak son din olan ve kıyâmete kadar geçerliliği devam eden İslâm’ın, düşmanları tarafından gelecek her türlü kötülüğe karşı korunması ve bu korunmanın bizzat Allah tarafından yapılması durumu hasıl oluyordu. [1] Râzî, Tefsîr, 19/128; Şevkânî, Fethu’l-Kadîr, 3/122. |
||