İBNÜ’L-ESİR el-Kamil fi’t-Tarih

1. CİLT

 

HZ. ADEM (A.s.)'İN YARATILMASI

 

İblis'in saltanat ve hakimiyeti dönemindeki hadiselerden (söylentilerden) biri de babamız Hz. Adem (A.S.)'in yaratılmasıdır. Allah, meleklere, İblis'in devlet ve saltanatının zevale yüz tuttuğu, kendisinin mahvolacağı zamanın yaklaştığı bir sırada onun kalbinde saklamış olduğu kibir ve gururu bildirmek istedi. Çünkü melekler onun bu halini bilmiyorIardı. Allah (C.C.) İblis'in kibrini bildirmek maksadıyla meleklere şöyle seslendi: ''Muhakkak ben yeryüzünde bir halife yaratacağım" Onlar: ''Yeryüzünde bozgunculuk çıkaracak ve kanlar dökecek kimse mi yaratacaksın?'' dediler. (Bakara suresi, ayet 30).

 

İbn Abbas'tan rivayet edildiğine göre: Meleklerin böyle söylemeleri, onların bundan önce yeryüzünün sakinleri olan cinlerin ve İblis'in durumlarını öğrenmelerinden ve görmelerinden sonra olmuştu. Bu yüzden onlar Rablerine: "Yeryüzünde cinler gibi kanlar dökecek, bozgunculuk çıkaracak ve sana isyan edecek birini mi yaratmak istiyorsun? Halbuki biz sana hamdedip seni tesbih ve takdis ediyoruz." dediler.

 

Allah (C.C.), meleklere: ''Sizin bilmediğinizi ben biliyorum.'' buyurdu. Yani, "İblis'in içinde saklamış olduğu gurur ve kibrini, onun benim emrime karşı gelmeye azim ve kararlı olduğunu ben biliyorum ve bunları ayanbeyan görmeniz için size açıklayıp bildiriyorum." demek istiyordu.

 

Allah (C.C.), Hz. Adem'i yaratmak istediği zaman Cebrail (A.S.)'e yeryüzünden balçık getirmesini emretti. Yeryüzü Cebrail (A.S.)'e: "Bir şey alarak beni eksiltmenden, şekil ve suretimi bozarak beni hakir düşürmenden Allah'a sığınırım." dedi. Bunun üzerine Cebrail (A.S.) yeryüzünden hiç bir şey almadan geri döndü ve: "Ey Rabbim! Yeryüzü sana sığındı, ben de ona sığınma imkanı tanıdım." dedi. Bundan sonra Allah (C.C.) bu işe Mikail (A.S.)'i görevlendirdi; yer yüzü yine Allah'a sığındı ve Mikail de ona sığınma imkanı tanıdı. Sonra Mikail, Allah katına dönerek aynen Cebrail'in söylediklerini tekrarladı. Bu sefer Allah (C.C.), yeryüzüne Azrail (A.S.)'i gönderdi. Yine yeryüzü Azrail'den Allah'a sığındı. Bunun üzerine Azrail (Melekü'l-mevt): "Rabbimin emrini yerine getirmeden geri dönmekten Allah'a sığınırım" dedi ve yerden balçık aldı. Fakat bu balçığı bir yerden almadı; yeryüzünün değişik yerlerinden kırmızı, beyaz ve siyah topraklar alıp bunları birbirine karıştırarak yapışkan çamur haline getirdi. Ademoğullarının çeşitli renklerde olmaları bundan ileri gelmektedir.

 

Ebü Musa'nın rivayet ettiği bir hadiste Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurur: "Allah (C.C.), Hz. Adem'i bütün yeryüzünden aldığı topraktan yarattı; bu sebeple Ademoğulları yerden alınan bu toprağa göre kırmızı, sayah, beyaz ve bunlar arasında bir renk almakta, yumuşak ve sert huylu, iyi ve kötü olmaktadırlar. Bundan sonra Adem'in yaratılacağı toprak ıslatıldı, hatta yapışkan çamur haline geldikten sonra siyah ve kokan bir çamur şeklini alıncaya kadar bekletildi. Bundan sonra da Rabbimizin buyurduğu gibi bu çamur kuru balçık haline dönüşünceye kadar olduğu gibi bırakıldı." Bu hususta Allah (CC) şöyle buyurur: ''Andolsun ki, biz İnsanı kuru balçıktan, suretlenip şekillenmiş bir çamurdan yarattık.'' (Hicr suresi ayet 26).

 

Hadiste geçen ''lazib'' kelimesi, yapışkan çamur manasına gelmektedir. İşte bu çamur değişip kokuşuncaya kadar bırakılmış, neticede kokuşmuş kara balçık haline gelmiştir. Bundan sonra ses çıkaran kurumuş bir balçık halini almıştır.

 

Adem'e ''Adem'' isminin verilmesi, onun yeryüzünden (topraktan) yaratılınasından ve yeryüzü manasına gelen ''edim'' kelimesinden kaynaklanmaktadır.

 

İbn Abbas (R.A.) şöyle diyor: "Allah (C.C.), Adem'in yaratılacağı toprağın yerden alınarak göğe çıkarılmasını emretti. Toprağı getirilen Adem'i, yapışkan ve kokuşmuş siyah çamurdan yarattı. Bu çamur ise maddeleri birbirine iyice yapıştıktan sonra kokuşmuş siyah bir şekil aldı. İşte Allah, İblis'in Adem'e secde etmekten büyüklenmemesi için onu bizzat kendi eliyle bu çamurdan yarattı. Adem'in cesedi yere bırakılmış bir şekilde kırk gece, bir rivayette ise kırk yıl kaldı. İblis ise bu kırk gece veya kırk yıl içinde Adem'in cesedinin yanına gelir, ona ayağıyla vururdu, bu ceset de ses çıkarırdı. Allah (C.C.) bunu: ''O, insanı bardak gibi (çınlayan) kupkuru bir balçıktan yarattı?'' (Hicr suresi, ayet 26) buyruğuyla açıklamaktadır; yani Adem'in cesedi ses veren ve üfurülerek şişirilip testi haline getirilen kokuşmuş kuru balçık'tan yaratılmıştır. Bundan sonra İblis, Adem'in ağzından girip arkasından, arkasından girip ağzından çıkmağa başladı ve kendi kendine onun için: ''Sen böyle ses çıkarmak için değil, belki bir maksat için yaratılmışsındır. Eğer senin başına musallat kılınırsam, elbette seni helak edeceğim; şayet sen bana musallat olursan mutlaka sana isyan edeceğim'' dedi."

 

"Diğer taraftan melekler Adem'in cesedinin yanına gelirlerdi ve ondan korkarlardı. Hatta Adem'in cesedinden meleklerden daha çok İblis korkardı."

 

Nihayet Allah'ın Adem'in cesedine ruhun üflenmesini istediği zaman gelince O meleklere: ''O halde ben Adem'in yaratılışını bitirdiğim, ona ruhumdan üflediğim zaman siz derhal onun için secdeye kapanın.'' (Hicr suresi, ayet 29) buyurdu. Allah, Adem'in cesedine ruhu üfürünce bu ruh onun baş tarafından cesedine girdi. Hatta ruhun ceset içerisinde harekete geçmesiyle onun uğradığı kısımlar hemen ete büründü. Ruh Adem'in başına girdiği zaman o aksırdı. Bunun üzerine melekler ona: ''elhamdülillah'' demesini söylediler. Bir rivayette Adem'e ''elhamdülillah'' demesini Allah (C.C.) ilham etmişti. Bunun üzerine Adem: ''elhamdülillahi Rabbi'l-alemin'' (Alemlerin Rabbi olan Allah'a hamdolsun) dedi. Adem'in bu hamdına karşı Allah ona: ''Ey Adem! Rabbin sana merhamet etti'' buyurdu. Ruh, Adem'in gözlerine gelince o gözlerini cennet meyvelerine çevirdi, ruhun karnına ulaşmasıyla o yemek istedi ve ruh ayaklarına gelmezden önce hemen acele edip yerinden kalkarak cennet meyveleri üzerine sıçradı. İşte bundan dolayı Allah (C.C.): ''İnsan aceleden (aceleci) yaratıldı.'' (Enbiya suresi, ayet 37) buyurmuştur. Neticede bütün melekler Adem'e secde etti. Ancak İblis büyüklendi ve kafirlerden oldu. Bunun üzerine Allah (C.C.) İblis'e: ''Ey İblis! Ben emrettiğim halde senin Adem'e secde etmene mani olan nedir?'' diye sordu O ise ''Ben ondan daha hayırlıyım. Senin çamurdan yarattığın bir kimseye ben secde edecek değilim'' karşılığını verdi; kibir, taşkınlık ve çekememezliği yüzünden Adem'e secde etmedi. Bunun üzerine Allah (C.C.): ''Ey İblis! İki elimle (bizzat) yarattığıma secde etmenden seni hangi şey menetti? Kibirlenmek mi istedin, yoksa yücelerden mi oldun? .. Andolsun ki, cehennemi senden (senin cinsinden) ve onların (insanların) içinden sana tabi olanların hepsiyle dolduracağım.'' (Sad suresi, ayet 75, 85) buyurdu.

 

"Nihayet Allah (C.C.), İblis ile uğraşmayı, onu azarlamayı bıraktıktan ve onun isyan üzerinde direndiğini gördükten sonra ona lanet edip rahmetinden ümidini kestirtti, onu huzurundan kovarak şeytan haline getirdi ve cennetten çıkarıp sürdü."

 

Şa'bi şöyle diyor: "İblis, başında bir sarık, gözleri şaşı, tek ayağında bir pabuç, çeşitli sıkıntılar içerisinde ve perişan bir halde yeryüzüne indirilmiştir."

 

Humeyd bin Hilal de şöyle diyor: "İblis eli böğründe olarak yeryüzüne indirilmiştir. Bu yüzden namaz kılarken elleri böğre koymak mekruh kılınmıştır. "

 

İblis, yeryüzüne indirilince şöyle dedi: ''Ey Rabbim! Adem'in yüzünden beni cennetten kovdun; ben ancak senin bana vereceğin kuvvet ve kudretle onunla başa çıkabilirim.'' Bunun üzerine Allah ona: ''Haydi onun üzerine musallat kılındın.'' buyurdu. İblis: ''Biraz daha imkanımı artır.'' dedi. Allah (C.C.): ''Adem'den doğacak her çocuğa karşılık senin de bir çocuğun dünyaya gelsin, yani neslin onunki kadar çok olsun.'' buyurdu. İblis: ''Biraz daha artır.'' dedi. Allah: ''Onların (insanların) kalpleri senin meskenin olsun, onların içerisinde kanın dolaştığı gibi dolaşabilirsin.'' buyurdu. İblis: ''Biraz daha artır.'' dedi. Bunun üzerine Allah (C.C.): ''Onların içinden gücünün yettiği kimseleri sesinle yerinden oynat, onlara karşı süvarilerinle, piyadelerinle yaygara çıkar, mallarına ve çocuklarına ortak ol, onlara vaatte bulun. "Şeytan bu! Onlara bir aldatıştan başka o ne vaat edebilir?'' '' (İsra suresi, ayet 64) buyurdu.

 

İblis'in bu isteklerine karşılık Adem şöyle dedi: ''Ey Rabbim! Ona mühlet verip bana musallat kıldın; ben ancak senin bana vereceğin güç ve kuvvetle ona karşı koyabilirim.'' Allah (C.C.) ona: ''Senden doğacak her çocuk (neslin) için kötülerin (şeytanların) şerrinden koruyacak bir muhafız görevlendirdim.'' buyurdu. Adem: ''Biraz daha bana imkan ver!'' dedi, Allah (C.C.): ''Yapılan her bir iyilik (hasene) on katıyla mükafatlandırılacaktır; dilersem daha da arttırırım. İşlenen bir günah yalnız bir katıyla cezalandırılacaktır; istersem bunu da silip affederim.'' buyurdu. Adem: ''Biraz daha artır!'' dedi. Allah (C.C.): ''Ey kendilerinin aleyhinde haddi aşan kullarım! Allah'ın ralımetinden ümidinizi kesmeyin, çünkü Allah bütün günahları yarlığar (bağışlar).'' (Zümer suresi, ayet 53) buyurdu. Adem: ''Biraz daha artır!'' dedi. Allah (C.C.): ''Ruh bedenlerinde olduğu müddetçe evladının (neslinin) tövbelerini kabul edeceğim, reddetmeyeceğim.'' buyurdu. Adem: ''Biraz daha artır!'' dedi. Allah C.C.): ''Ne olursa olsun affedeceğim, aldırmayacağım.'' buyurdu. Bunun üzerine Adem: ''Kafi, yeter, ey Rabbim!'' dedi. Bundan sonra Allah (C.C.) Adem'e: ''Şu meleklerin yanına git ve onlara: "es-Selamü aleyküm"de.'' buyurdu. Bunun üzerine Adem meleklerin yanına geldi ve onlara: ''es-Selamü aleyküm'' dedi. Melekler ise onun selamına karşılık olarak: ''Ve aleyke's-selam ve rahmetullah'' karşılığını verdiler. Bundan sonra Adem Rabbine döndü ve Rabbi ona: ''İşte bu, senin ve zürriyetinin arasında selam şekli olsun.'' buyurdu.

 

Nihayet meleklerden gizli olan İblis'in durumunun (kibir ve gururunun) melekler tarafından öğrenilmesinden ve İblis'in Adem'e secde etmeyeceği anlaşıldıktan sonra, Allah (C.C.), Adem'e bütün isimleri öğretti.

 

BİR SONRAKİ SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA

 

ALLAH'IN ADEM (A.S.)'E ÖGRETTİĞİ İSİMLER