|
|
Bu
savaş Münzir bin Maüssema ile Haris el-A'rec bin Ebu Şimr Cebele arasında
cereyan etmiştir. Bir rivayete göre Haris'in nesep şeceresi, Haris bin Ebu Şimr
Amr bin Cebele bin Haris bin Hucr bin Nu'manb. Haris el-Eyhem bin Haris bin
Mariye el-Oassani'dir. Onun nesep şeceresi hakkında bundan başka rivayetler de
vardır. Diğer bir rivayette onun Ezd Kabilesi'nden olup Gassan'a hakim olduğu
söylenir. Fakat birinci rivayet daha doğrudur ve bu rivayeti nakledenlerin
sayısı daha çoktur. Semuel bin Adiya'dan imruü'l-Kays'ın zırhlarını isteyen ve
onun oğlunu öldüren de Haris bin Ebu Şimr'dir. Bir rivayette başkasının olduğu
da söylenir. Doğrusunu ise Allah bilir.
Bu
savaşın sebebi şu idi: Arapların hükümdarı Münzir bin Maüssema bütün Maad
Kabilesi'ni yanına alarak Hire'den hareket edip ''Zatü'l-Hıyar'' denilen
yerdeki Ayn-ı Ubağ'a gelip inmiş, buradan Suriye'deki Arapların hükümdarı olan
Haris el-A'rec bin Cebele bin Haris bin Sa'lebe bin Cefne bin Amr Muzeykiya bin
Amir el-Gassani'ye bir elçi göndererek: ''"Ya fidye verirsin, askerlerimi
alıp döner giderim; ya da savaş ilan edersin, muharebe ederiz." demişti.
işte
bunun üzerine Haris de bir elçi gönderip: "Bize biraz mühlet ver,
durumumuzu gözden geçirip düşünelim." diye karşılık verdi. Neticede Haris
askerlerini toplayıp Münzir'e doğru yürüdü ve ona bir elçi göndererek:
"ikimiz de kavmimizin ileri gelen yaşlı iki kişisiyiz, gel askerlerimizi
boş yere helak etmeyelim. Ortaya ikimizin çocuklarından birer kişi çıkıp düello
yapsın, öldürülenin yerine başka biri geçsin. Eğer çocuklarımız böylece
tükenirse, o zaman senin karşına ben çıkarım, aramızda galip gelen saltanat ve
mülkün sahibi olur." dedi. Bu teklif üzerinde anlaştılar. Bunun üzerine
Münzir adamlarından kahraman birisinin yanına gelip ona ortaya çıkıp askerlerin
arasında durmasını ve kendisini Münzir'in oğlu olarak göstermesini emretti. Münzir'in
adamı ortaya çıkınca Haris de onun karşısına oğlu Ebu Kerib'i çıkardı, fakat
Ebu Kerib Münzir'in adamını görünce babasının yanına geri dönüp: "Bu adam
Münzir'in oğlu değildir, bu olsa olsa Münzir'in ya kölesidir, ya da
adamlarından kahraman birisidir." dedi. Bunun üzerine babası Haris:
"Ey oğulcağızım! Ölmekten mi korkuyorsun? Kavmin ileri gelen bir büyüğü
olarak ben bu anlaşmayı bozacak değilim." dedi. Bu durum karşısında oğlu
Ebu Kerib geri döndü ve Münzir'in adamıyla düelloya tutuştu. Neticede Münzir'in
adamı Haris'in oğlunu öldürüp başını Münzir'in önüne bıraktı, sonra tekrar
düello yerine döndü. Bu defa Haris diğer oğlunu ortaya çıkarıp ona düello
yapmasını ve kardeşinin intikamını almasını emretti. Bunun üzerine Haris'in
oğlu karşısına çıktı, fakat yanına yaklaşınca hemen babasının yanına dönüp:
"Babacığım! And olsun ki, bu Münzir'in oğlu değil, kölesidir." dedi.
Haris ise yine: "Oğulcağızım! Kavmin ileri gelen bir büyüğü olarak ben
verdiğim sözden dönemem." diye karşılık verdi. Bu durum karşısında Haris'in
oğlu tekrar geri dönüp düello yerine geldi ve onun karşısına çıktı, fakat
Münzir'in adamı üzerine atılıp onu da öldürdü.
Annesi
bir Gassani olan ve bu sırada Münzir'in tarafında bulunan Şimr bin Amr
el-Hanefi bu durumu görünce Münzir'e: "Ey Hükümdar! Ahde vefasızlık
gösterip ihanette bulunmak hükümdarların ve şerefli insanların karakterine
yakışmaz. Üstelik sen amcanın oğluna iki defa ihanette bulunup gaddarlık
yaptın." dedi. Bunun üzerine Münzir ona fena halde öfkelendi ve
aralarından çıkarılmasını emretti. Bu defa o da gidip Haris'in askerlerine
katıldı ve durumu Haris'e haber verdi. Haris ona: "Ne dilersen dile,
isteğin yerine getirilecektir." dedi, Şimr bin Amr da: "İsteğim senin
tarafında olmak ve dostluğunu kazanmaktır." diye karşılık verdi.
Ertesi
gün olunca Haris kırk bin kişiden ibaret olan adamlarını savaşa hazırlayıp
onları tahrik ve teşvik etti. Taraflar savaşa tutuşup şiddetli bir şekilde
savaştılar. Bu savaşta Münzir öldürüldü ve ordusu da hezimete uğratıldı. Haris
öldürülen iki oğlunun cesetlerinin iki denk çuval gibi devenin üzerine
yükletilmesini ve Münzir'in cesedinin de bir denk gibi bu iki cesedin üzerine
konulmasını emretti, sonra: "İki dengin üzerindeki ilave yükün (Münzir'in)
yardımına koşun!" diye seslendi ve onun bu sözü bir darb-ı meseloldu.
Bundan sonra Haris Hire'ye gitti ve burasını talan ederek yakıp yıktı. Bir
rivayete göre öldürülen iki oğlunu burada defnetti ve üzerlerine bugün
''elGariyyan'' adıyla bilinen meşhur iki abideyi inşa ettirdi. Bu vak'a
hakkında İbn Ebü'r-Ra'la ed-Dubyam şu mealdeki mısraları söylemiştir:
"Ayn-ı Ubağ'da birbirlerine denk nice hükümdar ve nice vasat insan
bıraktık. Ölüm bulutları aralıksız bir şekilde onların üzerine ölüm yağdırdı.
Şüphesiz ki mutsuzların rahatı ölümdedir. Ölüp de rahata kavuşmuş olanlar elbet
ölü değildir, ancak ölü dirilerin öıüşüdür. "
BİR SONRAKİ
SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA
MERCU HALİME
VAK'ASI ve MÜNZİR BİN MÜNZİR BİN MAÜSSEMA'NlN ÖLDÜRÜLMESİ