|
|
Bu
savaş Şeybanoğulları ile Temim Kabilesi arasında meydana gelmiş ve Bistam bin
Kays eş-Şeybani bu savaşta esir düşmüştür.
Bu
savaşın sebebi şu idi: Bistam bin Kays Havfezan bin Şerik ve Mefrük bin Amr
Şeybanoğulları'ndan bir topluluk ile beraber Temimoğulları'nın memleketlerine
gidip, Felec sahrasında birbirleriyle komşu olarak yaşayan Sa'lebe bin Yerbu',
Sa'lebe bin Sa'ad bin Dabbe, Sa'lebe bin Adi bin Fezare ve Sa'lebe bin Sa'ad
bin Zübyan topluluklarına baskın yaptılar ve onlarla savaşa tutuştular.
Başlarında Sa'lebe adlarındaki kişilerin bulunduğu bu topluluklar hezimete
uğradılar. İçlerinden pek çok kişi kılıçtan geçirilip öldürüldü. Şeybanoğulları
ise onların mallarını ganimet olarak aldılar. Bu arada giderken Felec
sahrasıyla Gabitu'l-Medere arasında bulunan ve Temim Kabilesi'nden olan Malik
bin Hanzalaoğulları'na uğradılar ve onların develerini sürüp götürdüler. Bunun
üzerine Malik bin Hanzalaoğulları önlerinde Uteybe bin Haris bin Şihab
elYerbu'i ve Yerbu'oğulları'nın süvarileri olduğu halde Şeybanoğulları'nın
peşlerine düştüler. Temim Kabilesi'nin reisIerinden Uhaymir bin Abdullah, Üseyd
bin Cübat, Hürr bin Sa'ad ve Malik bin Nüveyre de Uteybe bin Haris'in yanında
yer almışlardı. Nihayet ''Gabitu'l-Medere'' denilen yerde Şeybanoğulları'na
yetiştiler ve hemen savaşa tutuştular. Taraflar savaşta sabır ve metanet
gösterdilerse de, neticede Şeybanoğulları yenildiler ve Temimliler
kendilerinden ganimet olarak alınan mallarını tekrar geri aldılar. Bu arada
Şeybanoğulları Ebu Merhab Rabi'a bin Husayye'yi öldürdüler. Uteybe bin Haris
ise ısrarla Bistam bin Kays'ın peşine düşüp yetişti ve: "Ey Ebu's-Sahbal
Esaretim altına gir, zira ben senin için çöl ve susuzluktan daha
hayırlıyım." dedi, bunun üzerine Bistam bin Kays teslim olup onun esareti
altına girdi. Bu defa Sa'lebeoğulları Uteybe bin Haris'e: "Ebu Merhab
öldürüldü; sen ise Ebu Müleyl'in iki oğlu Büceyr ve Müleyl'i, Malik bin Hıttan
ve diğerlerini öldüren Bistam'ı esir aldın, derhalonu öldür." dediler.
Uteybe bin Haris ise: "Ben ailesi kalabalık bir kişiyim, geçim sıkıntısı
çekiyorum ve sütü (diyeti) seviyorum." diye cevap verdi; bunun üzerine
Sa'lebeoğulları: "Sen onu fidye karşılığında serbest bırakacaksın, o da
dönüp gidecek ve tekrar bizimle savaşacak, o zaman halimiz ne olacak?"
diyerek İtirazda bulundular, fakat Uteybe bin Haris bu sözlerine kulak asmadı
ve Bistam yakalanıp öldürülmesin diye onu alıp Amir bin Sa'sa'aoğulları'na
götürdü. Uteybe'nin, Bistam'ı alıp Amiroğulları'na götürmesinin sebebi Şihab'ın
kızı ve Bistam'ın halası Havle'nin Amiroğulları'ndan birisiyle evli olup
onların arasında bulunmasıydı.
Malik
bin Nüveyre bu hususta şu mealdeki mısraları söylemiştir:
"Allah
hakkı için Attab bin Meyye intikam almak isteğimizi gördü de bundan vazgeçirip
geçirmemek konusunda bocaladı. Büceyr'i ve Malik'i, sonra geri dönüp Hureys'i
öldüren kişiyi (Bistam'ı) sen sağ bırakır mısın? Biz bundan önce Kilab oğulları
hadisesinin kuşluğunda ve topluluğun huzurunda onun anne-sinin oğlundan
intikamımızı aldık. "
Uteybe
bin Haris Amiroğulları'nın evlerinin tam ortasına geldiği bir sırada Bistam:
"Vah Şeybanoğulları'na! Artık benim için bu gün Şeyban yok." diye
bağırdı. Bunun üzerine Amir bin Tufeyl Bistam'a haber gönderip: "Eğer
evime sığınmaya gücün yeterse, hemen yap, ben seni korurum; eğer bunu
yapamazsan kendini örülmemiş kuyu çukuruna at." dedi. Uteybe'nin tabii
olan bir cin gelip, Amir bin Tufeyl'in Bistam'a söylediklerini ona haber verdi,
bunun üzerine Uteybe emir verip Amir'in evini yerle bir ettirdi. Bundan sonra
silahını kuşanıp atına bindi ve aralarında Amir bin Tufeyl'in de bulunduğu
Ca'feroğulları'nın meclisine geldi. Onları selamladıktan sonra Amir bin
Tufeyl'e dönüp: "Ey Amir! Bistam'a gönderdiğin haber bana ulaştı. Seni
Bistam konusunda şu üç sıktan birisini seçmekte muhayyer bırakıyorum."
dedi. Amir: "Bunlar nedir?" diye sordu. Uteybe: "İstersen kendi
giysini ve ailenizin giysilerini bana verirsin, ben de bunlara mukabil Bistam'ı
serbest bırakırım; zira senin ve ailenin giysileri Bistam'ın ve ailesinin
giysilerinden daha şerli ve kötü değildir." dedi. Amir: "Buna imkan
yok." diye karşılık verdi. Bu defa Uteybe: "Öyle ise ayağını onun
ayağının yerine koy (kendini onun yerine koy?); zira benim katımda sen ondan
daha kötü ve şerli değilsin." dedi. Amir: "Bunu da yapamam."
diye cevap verdi. Bu sefer Uteybe: "Şu tepeyi aştığım zaman beni takip
edersin ve Bistam uğruna ölmek üzere benimle vuruşursun." dedi. Amir:
"Bu benim için diğer tekliflerinden daha kötüdür." diye karşılık
verdi. Bu durum karşısında Uteybe Bistam'ı yanına alıp Ubeyd bin
Sa'lebeoğulları'na gitti. Bu sırada Bistam Uteybe'nin annesinin mahfesini
(içinde oturmak için deve üzerine kurulan üstü kapalı hevdeç) eskimiş halde ve
perişan bir vaziyette görünce: "Ey Uteybe! Bu, annenin mahfesi
midir?" diye sordu. Uteybe: "Evet." diye karşılık verdi. Bistam:
"Bir reis ve efendinin annesine ait böylesine eskimiş ve değersiz bir mahfe
görmedim." dedi, bunun üzerine Uteybe: "Lat ve Uzza adına yemin
ederim ki, annen mahfesini bana getirmedikçe seni serbest bırakmayacağım."
dedi. Bistam'ın annesinin mahfesi hem büyüktü ve hem de değeri yüksekti. Zaten
Bistam'ın maksadı ise Uteybe'yi annesinin mahfesine teşvik edip çekmek, böylece
kendisinin Uteybe tarafından öldürülmesini engellemekti. Nihayet Bistam haber
gönderip annesinin mahfesini getirtti ve dört yüz, bir rivayette bin deve, otuz
at ve annesinin mahfesini fidye olarak verip kendisini esaretten kurtardı.
Bistam hürriyetine kavuşunca Uteybe ve develeri hakkında bilgi toplamak üzere
casuslar gönderdi. Gönderdiği casuslar gelip develerin Erab üzerinde
olduklarını haber verdiler, bunun üzerine Bistam hemen bir baskın yapıp bütün
develeri ve onlara ait develerin yanında ne varsa hepsini alıp götürdü.
BİR SONRAKİ
SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA
ŞEYBANOĞULLARI'NIN
TEMİMOĞULLARI'NA ÜSTÜN GELDİKLERİ BiR SAVAŞ