|
|
Safka
Vak'asının sebebi şu idi: Kisra Perviz bin Hürmüz'ün Yemen'deki naibi Bazan ona
Yemen'den bir yük kafilesi göndermişti. Bu kafile Necd Bölgesi'ndeki Nata'
denilen yere gelince, Temimoğulları saldırıya geçerek kafileyi yağmaladılar. Bu
arada Kisra'nın elçileriyle muhafız okçularımn üstlerini soydular. Bunun
üzerine onlar malları yağmalanıp üzerleri soyulmuş oldukları halde, Yemame'nin
sahip ve hakimi olan Hevze bin Ali el-Hanefi'nin yanına geldiler. Hevze bin Ali
ikram ve ihsanda bulunarak onları giydirip kuşattı. Daha önceleri Kisra
Yemen'de satılmak üzere ticaret maksadıyla misk ve kumaş kervanı gönderdiği
zaman, Hevze bin Ali Kisra'nın bu vesile ile gönderdiği ticari elçilerini
teçhiz eder, onları korur ve iyi muamele ederdi. Kisra ise bu yaptıklarından
dolayı Hevze bin Ali'yi mükafatlandırmak istiyor ve O'nu görmeyi arzu ediyordu.
Nihayet Hevze en son Temimoğulları'nın yakalayıp soydukları bu elçilere ve
adamlara yardım edince, onlar: "Hükümdar Kisra devamlı surette sizi anıyor
ve yanına gitmenizi arzu ediyor" dediler, bunun üzerine Hevze b, Ali
onlarla beraber Kisra'nın yanına gitti. Hevze bin Ali Kisra'nın yanına gelince
Kisra ikram ve ihsanda bulundu, akıl ve zekasını denemek için onunla bir hayli
konuştu. Neticede hoşuna gidecek şeyler gördü, beğendi, bunun üzerine bol
miktarda mal verilmesini emretti ve taçlarından birini getirip Hevze'ye
giydirdi. Bu arada Hecer Bölgesi'ndeki mal ve toprakları ona ikta olarak verdi.
Hevze
bin Ali Hıristiyandı; Kisra ona ve Muka'ber'e kendi askerlerini alıp
Temimoğulları'na karşı savaşmalarım emretti. Nihayet Hevze ve Muka'ber
Kisra'nın askerlerini alıp Hecer'e doğru harekete geçtiler ve Muşakkar adındaki
kaleye gelip konakladılar. Hevze olsun, Muka'ber olsun Temimoğulları'nın
memleketlerine girmekten korktular, çünkü bu memleketlerin ahalisi beldelerini
koruyup savunurken Acemlerin buralara girmeleri ve tahammül göstermeleri bir
hayli zordu, bu sebeple Hevze ve Muka'ber Temimoğulları'nın adamlarına haber
gönderip onları zahire almağa çağırdılar. Temim memleketleri sarp ve çetin
yerlerdi. Neticede onlar dere tepe demeden bütün yolları tutup geldiler.
Muka'ber onları beşer beşer, onar onar, yahut daha çok veya daha az sayıda
olmak üzere kalenin içine aldı. Onları "Arka kapıdan çıkaracağım"
diyerek gruplar halinde ön kapıdan içeri soktu, fakat kapıdan her içeri girenin
boynunu vurup öldürdü. Bir müddet sonra Temimoğulları içeri girenlerin
çıkmadıklarını görünce durumu öğrenmek ve haber getirmek üzere adamlar
gönderdiler. Absoğulları'ndan birisi zincire vurup kırdı ve kapıda bulunanlar
dışarı çıktı. Muka'ber ise kapının kapatılmasını ve şehirde (kalede) bulunan
herkesin öldürülmesini emretti. O gün, Fish Bayramı (Hıristiyanların
paskalyası) olduğundan Hevze bin Ali, Muka'ber'den yüz kişinin bağışlanmasını
istedi. Hevze bağışlanan bu yüz kişiyi giydirip kuşattıktan sonra Fish Bayramı'
nda onları serbest bıraktı.
Şair
el-A'şa bir kasidesinde Hevze'yi methederek bu husus hakkında, şu
mealdeki
beyti söylemiştir:
"Hevze
Fish Bayramı günü aşikar bir şekilde, affedilmelerini sağladıktan sonra
giydirip kuşattığı bu yüz kişiyle Allah'a yaklaşmak istiyor, bu yaptıklarından
dolayı da O'ndan mükafat ve sevap bekliyor. "
Muşakkar
Vak'ası bir mesel haline geldi. Bu hadisede kapılar kapatıldığı için, aynı
manada bu vak'aya ''Safka Vak'ası'' adı verildi. Bu vak'anın meydana geldiği sıralarda
Hz. Muhammed (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e peygamberlik gelmiş bulunuyordu ve
Mekke'de idi, henüz daha hicret etmemişti.
BİR SONRAKİ
SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA