MUĞNİ’L-MUHTAC

TAHARET  /  HADES SEBEPLERİ

 

D- ABDESTİ BOZAN DURUMLARIN İKİNCİSİ: AKLİ MELEKENİN ORTADAN KALKMASIDIR

 

[Abdesti bozan durumların] ikincisi: Aklın ortadan kalkmasıdır.

Ancak makadını yere dayayarak uyuyan kişi bu hükümden istisna edilir.

 

a. Aklın baştan gitmesinin yolları

 

Abdesti bozan durumların ikincisi aklın yani temyizin; uyku, bayılma, sarhoşluk, delirme vb. gibi sebeplerle ortadan kalkmasıdır.

 

[*] - Çünkü Nebi (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: Gözler makadın bağıdır. Gözler uyuyunca, bağ çözülür. Öyleyse uyuyan kimse abdest alsın.

 

Bu hadisi Ebu Davud ve diğer hadisçiler rivayet etmiştir. (Ebu Davud, Taharet, 203; İbn Mace, Taharet, 477. )

 

Uykunun abdesti bozmasının aklı gerekçesi de şudur: Uyanık kişi bedeninden ne çıktığını bilir. Uyuyan kişi ise bedeninden çıkan şeylerin farkında olmaz.

 

Hadisin ima ettiği üzere, uyku dışında zikredilen durumlarda [bayılma, sarhoşluk, delirme vb.] kişi uyku haline göre daha çok gaflette olur.

 

[Soru]: Aslolan bedenden bir şeyin çıkmamasıdır. Bu asıl nasıl terk edilip de abdestin bozulduğu kabul edilmektedir?

 

[Cevap]: Aklın baştan gitmesi, kişinin farkında olmadan bedeninden bir şey çıkmasına uygun durum kabul edilince, çıkma ihtimali kesin gibi kabul edilmiştir. Nitekim kişinin zimmetinin borçla dolu olduğu konusunda şahitlik zan ifade eder. (Kıyas)

 

Alimler nadir bir durum olması sebebiyle insanın cinsel organ ından çıkan yeli abdesti bozan bir durum olarak görmemişlerdir.

 

"Temyizin ortadan kalkması" ifadesi ile sayıklama, içinden geçirme, sarhoşluğu n öncesindeki durum dışarıda bırakılmış olmaktadır; zira bunlar abdesti bozmaz.

 

Uyku alametlerinden biri rüyadır. Sayıklamanın alametlerinden biri, kişinin yanındakilerin sözlerini anlamasa bile duymasıdır.

 

Kişi uyuyup uyumadığında, sayıklayıp sayıklamadığında, makadını yere dayayarak uyuyup uyumadığında şüphe etse abdesti bozulmaz.

 

Kişi rüya gördüğünü kesin olarak bilmekle birlikte uyuyup uyumadığında şüphe etse -rüya uyku alametlerinden olduğundan- abdesti bozulur.

 

b. "Akıl" sözcüğünün sözlük ve terim anlamı

 

"Akıl" sözlükte engelleme anlamına gelir; çünkü akıl kişinin çirkin şeyler yapmasına engelolur. Bu sebeple katirin akıl sahibi olduğu söylenemez, çünkü aklı olsaydı iman ederdi. Katire yalnızca zihin / zeka verilmiştir.

 

[*] - Tirmizi'nin rivayet ettiğine göre bir adam Allah rasulü'ne (s.a.v.) şöyle dedi: "Ey Allah'ın resulü! Falanca hristiyan ne akıllı!". Bunun üzerine Nebi (s.a.v.) şöyle buyurdu: Ağır ol! Kafirin aklı yoktur! Sen Allahlın şu sözünü işitmedin mi: "[Cehennemlik olan kafirler] dediler ki: Şayet işitseydik veya aklımızı kullansaydık alevli cehennem halkı arasında yer almazdık". (Mülk, 10)

 

Alimlerin çoğunluğu "kafirin aklı yoktur" ifadesini, "işe yarayacak aklı yoktur" şeklinde anlamışlardır.

 

"Akıl" sözcüğünün terim anlamına gelince; bu konudaki en güzel görüş "iyi ile kötünün arasını ayırmaya yarayan niteliktir".

 

Şafii'den rivayet edildiğine göre akıl "temyiz aletidir [ayırt etme aracıdır]" .

 

Bir görüşe göre "organların kusurlardan salim olması durumunda ardından zorunlu bilgileri bilmenin geldiği bir duyudur" .

 

Akıl konusunda farklı tanımlar da vardır.

 

Aklın yeri [bedenin neresinde olduğu] konusunda farklı görüşler ileri sürülmüştür:

 

Alimlerimiz ve kelamcıların çoğunluğu aklın kalpte olduğunu söylemişlerdir.

 

Ebu Hanife'ye bağlı olanlar ve doktorların çoğunluğu aklın beyinde olduğunu söylemişlerdir.

 

Aklın yeri konusundaki farklı görüşler sebebiyle kişi bir başkasının aklını kaybetmesine yol açan bir fiil yaptığında ona kısas uygulanmaz.

 

c. Makadını yere koyarak oturup uyuyan kimsenin abdesti

 

Ancak makadını yere dayamış olan kişinin uykusu bundan müstesnadır.

 

Kalçalarını oturduğu toprak veya başka yere koyan kimsenin abdesti bozulmaz. Bu kişi bir şeye dayansa ve dayanak alındığında düşecek durumda bile olsa hüküm böyledir. Çünkü böyle oturma durumunda bedenden bir şeyin çıkmayacağından emin olunur. Kişinin önünden yel çıkma ihtimali dikkate alınmaz; çünkü bu nadirdir.

 

et-Tenbih adlı eserin ifadesinden anlaşıldığına göre, bedende sonradan açılan necaset deliğinin yere dayanarak uyunması da böyledir.

 

[*] - Enes'in şöyle dediği rivayet edilmiştir: Allah Rasulü'nün {s.a.v.} ashabı uyurlar, sonra abdest almadan namaz kılarlardı. (Kurtubi, el-Cami' li ahkami'l-Kur'an, XVII, 73. )

 

Bu hadisi Müslim rivayet etmiştir.

 

[*] - Ebu Davud'un rivayet ettiği bir hadiste şöyle denilmektedir: Sahabe, başları yere değecek kadar uyurlardı. (Müslim, Hayız, 833; Ebu Davud, Taharet, 200. )

 

İkinci hadisteki ifade "makadını yere dayayarak uyumak" anlamına yorumlanarak iki hadis birleştirilmiş olur.

 

Ayaklarını toplayarak [karnına doğru çekerek] oturmak da buna girer.

 

Bu konuda bedeni zayıf olan ile olmayan arasında fark yoktur. er-Ravda ve diğer eserlerdeki açık ifade böyledir. İbnü'r-Rif'a bunun mezhebin görüşü olduğunu söylemiştir. Ram eş-Şerhu's-sağfr'de Ro.yani' den zayıf şahsın bu durumda abdestinin bozulacağı görüşünü nakletmiştir. Ezrai bunun doğru görüş olduğunu söylemiştir.

 

Hocam Remli iki görüşü şöyle bir araya getirmiştir: er-Ravda' daki ifade "makadı ile oturma yeri arasında mesafe olmayan kişi"ye yorulur. Eş-Şerh'teki ifade ise bundan farklı olana yoruluro

 

Bu güzel bir birleştirmedir. Ancak eş-Şerhu's-Sağfr'deki ifade şöyledir: "Makadının bir kısmı ile oturduğu yer arasında mesafe var ise". İkisi arasındaki fark "uzak mesafenin olması"dır.

 

Makadını yere dayayarak sırt üstü yatan kimsenin makadı yere tam olarak yapışmış değildir. Yine kişi makadını bezle bağlayıp oturarak uyuduğunda da makat yere tam olarak yapışmadığından abdest bozulur.

 

Kişi makadını yere dayayarak uyusa, eli yere düşse, makadını yerden kaldırmadıkça abdesti bozulmaz.

 

Nebi (s.a.v.)'e özgü durumlardan biri de onun uzanarak yatıp uyuması durumunda abdestinin bozulmamasıdır. Bu konu "nikah" bölümünde ele alınacaktır.

 

Görüş ayrılıklarından sıyrılmak için, makadını yere dayayarak uyuyan kişinin de abdest alması müstehaptır.

 

"Uyku" sözcüğü ile, zikredilen diğer durumlar dışarıda bırakılmıştır. Çünkü diğer durumlarda abdest herhalükarda bozulur.

 

(Not) Gazalı şöyle demiştir: "Delirme aklı baştan giderir, bayılma aklı kuşatır, uyku örter". Bu sebeple bazıları şöyle demiştir: "Nevevi akla galip gelen durum deseydi daha yerinde olurdu, çünkü bu durumda istisna muttasıl olurdu". Benim Şarih Celaleddin el-Maham'ye tabi olarak Nevevl'nin ifadesine getirdiğim yorum bu eleştiriyi ortadan kaldırmaktadır. (Şirbinl)

 

BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

E- ABDESTİ BOZAN DURUMLARIN ÜÇÜNCÜSÜ: ERKEK VE KADIN TENLERİNİN BİRBİRİNE DOKUNMASI