MUĞNİ’L-MUHTAC

TAHARET  /  HADES SEBEPLERİ

 

E- ABDESTİ BOZAN DURUMLARIN ÜÇÜNCÜSÜ: ERKEK VE KADIN TENLERİNİN BİRBİRİNE DOKUNMASI

 

Abdesti bozan durumların üçüncüsü erkek ve kadın tenlerinin birbirine dokunmasıdır.

-Daha güçlü görüşe göre- mahreme dokunmak abdesti bozmaz.

-Daha güçlü görüşe göre- dokunulan da dokunan gibidir [onun abdesti de bozulur].

Küçük kıza, saça dokunmak abdesti bozmaz.

-Daha sahih olan görüşe göre- Saç, diş ve tırnağa dokunmak da abdesti bozmaz.

 

a. Dokunmamn anlamı

 

1. Ayette geçen "lems" dokunma anlamına gelir Yüce Allah şöyle buyurmuştur:

"Şayet kadınlara dokunursanız ... " [Maide, 6]. Ayette dokunmanın "tuvaletten gelmeye" atfedilmesi ve su bulunmaması halinde teyemmüm yapma emrinin bunların peşinden gelmesi gösteriyor ki "kadınlara dokunmak" tıpkı tuvalet yapmak gibi abdesti bozan bir durumdur.

 

Burada kastedilen "kadınlarla cinsel ilişkide bulunmak" değildir.

Çünkü ayete bu anlamı vermek, ayetten ilk anda anlaşılan [zahir anlama] aykırıdır; zira "dokunma" sözcüğü yalnızca "cinsel ilişki" anlaÖ mında kullanılan bir sözcük değildir. Nitekim bir ayette " ... şayet ona elleriyle dokunsalardı" [En'am, 7] buyurmuştur. Yine Nebi (s.a.v.) [zina itirafında bulunan bir şahsa]: "belki de [yalnızca] dokunmuşsundur!" buyurmuştur. (Buharİ, Hudud, 6824)

 

2. Hangi tür dokunmalar abdesti bozar?

 

Erkek ile kadının tenlerinin birbirine dokunması durumunda abdestin bozulması konusunda;

> Dokunmanın şehvetle veya zorla ya da unutarak yahut hatırlayarak olması arasında,

> Dokunan erkeğin cinselorganının vücuduna bitişik olması, hadım olması, iktidarsız olması arasında,

> Kadının yaşlı, çirkin, mecusi veya bir başka dinden olan gayri müslim, hür veya köle olması arasında,

> Dokunmaya konu olan organ ın bedende fazlalık veya asli organ olması, sağlam veya felçli olması arasında,

> Dokunan veya dokunulan şahıslardan birinin ölü olması arasında

fark yoktur.

 

Ancak ölünün abdesti önce bozulmaz. Dokunmak, elle temas etmektir.

 

3. Dokunmanın abdesti bozmasının akli gerekçesi

 

Bu hükmü n akli gerekçesi şudur: Elle dokunmak "şehveti harekete geçirme" ihtimali olan bir harekettir. Diğer dokunmalar da bu açıdan elle dokunmaya benzediği için onunla aynı hükme tabi olmuştur. ''Abdestin, cinselorganı tutma sebebiyle bozulması" konusu bundan farklıdır; çünkü o durumda abdest yalnızca avuç içi ile organı tutma durumunda bozulur. Çünkü tutma ancak avuç içi ile olduğunda şehveti harekete geçirir. Karşı cinse dokunma ise gerek avuç içi ile gerek başka şekilde olsun şehveti harekete geçirir.

 

4. Ten dışında bedenin başka yerine dokunmak abdesti bozmaz.

 

Ten, derinin üst kısmıdır. Bedendeki etler de böyledir. Örneğin diş eti, dil, damaklar, göz içi buna dahildir.

 

Şayet tenin üstünde -ince de olsa- bir engel varsa abdest bozulmaz.

 

Terlemekten dolayı ten üzerindeki kirler çoğalarak tabaka oluşsa buna dokunmak abdesti bozar; çünkü bu tabaka artık bedenin bir parçası gibi olmuştur. Ancak ten üzerindeki toz tabakası bundan farklıdır.

 

Diş, saç ve tırnaklar -birazdan geleceği üzere- et olmadığından buralara dokunmak abdesti bozmaz.

 

5. Dokunanların farklı cinsiyetierde olması

 

"Erkek ve kadın tenlerinin birbirine dokunması abdesti bozar" ifadesinden anlaşıldığına göre şu durumlarda abdest bozulmaz:

> İki erkeğin birbirine dokunması, O İki kadının birbirine dokunmasını,

> Çift cinsiyetli iki şahsın birbirine dokunması,

> Şehvetle bile olsa çift cinsiyetli bir şahsın erkek veya kadına dokunması,

 

Bu durumlarda abdest bozulmaz; çünkü bu dokunmalarda şehvet ihtimali yoktur [veya çok zayıftır]. Çift cinsiyetli şahıslarla ilgili meselede ise dokunan ve dokunulanın aynı cinsten olması ihtimali söz konusudur.

 

Karşı cinsin kopmuş organına dokunmak da -ileride geleceği üzere- abdesti bozmaz.

 

"Erkek" ifadesi ile [yalnızca] buluğ çağını geçmiş erkeği değil, [buluğ çağını geçmemiş olsa bile] karşı cinse şehvet duymaya başlamış erkeği kastediyoruz.

 

"Kadın" ifadesi ile de [yalnızca] buluğ çağını geçmiş dişiyi değil, [buluğ çağını geçmemiş olsa bile] kendisine şehvet duyulacak seviyeye gelmiş dişiyi kastediyoruz.

 

Kadın, cinlerden bir erkeğin cinselorganına dokunsa veya erkek cinlerden bir kadının cinselorganına dokunsa dokunan insanın abdesti bozulur mu? Bu konudaki görüş ayrılığı "insanlarla cinlerin evlenmesi sahih olur mu?" konusundaki görüş ayrılığına dayanıyor olmalıdır. Nikah bahsinde göreceğimiz üzere bu konuda görüş ayrılığı söz konusudur.

 

b. Aralarında mahremlik bulunan erkek ve kadının birbirine dokunması

 

1. Evlenilmesi haram olan karşı cinse [mahreme] dokunmanın hükmü

 

"Mahrem" nesep, süt veya sıhriyet yoluyla evliliği haram olan şahıstır.

 

[Mahreme dokunmanın abdesti bozup bozmadığı konusunda üç görüş vardır]

 

[Birinci görüş]: Bir erkeğin, -şehvetle bile olsa- mahrem olan bir kadına dokunması abdesti bozmaz. Çünkü bu, şehveti harekete geçirmez. Mahrem, -nikah konusunda geleceği üzere- [evlilik gibi] mübah bir sebepten dolayı kişinin evlenmesi ebediyyen haram olan yakınıdır.

 

[İkinci görüş]: Ayetteki ifade genelolduğu için mahreme dokunma durumunda da abdest bozulur.

 

Şafii'ye ait bu iki görüş şu meseledeki görüş ayrılığına dayalıdır:

"Nastan, onu tahsis eden bir mana [illet] istinbat etmek [çıkarmak] caiz midir, değil midir?". Daha doğru olan görüşe göre bu caizdir.

 

[Üçüncü görüş]: [Zayıf olan] bir başka görüşe göre ise nesepten mahrem olan kadına dokunmak abdesti bozmaz, diğer mahremlere dokunmak ise bozar.

 

Güçlü kabul edilen görüşe yönelik şöyle bir itiraz ileri sürülemez; "Nebi'in (s.a.v.) hanımları ile evlenmek haram olduğu halde onlara dokunmak abdesti bozar." Bu itiraz yersizdir; çünkü Nebi'in (s.a.v.) hanımları ile evlenmenin haram olması, onların kendi şahıslarından değil Nebi'in (s.a.v.) saygınlığından kaynaklanmaktadır. Bu sebeple son dönem alimlerinden biri şöyle demiştir:

"Bunu ancak zekası parlak olmayanlar bir itiraz olarak ileri sürebilir.

 

2. Mahrem olup olmadığında şüphe edilen kişi

 

[1] - Kişi, dokunduğu kadının mahremi olup olmadığında şüphe etse abdesti bozulmaz; çünkü aslolan abdestin devam etmesidir.

 

Alimlerin ifadelerinden ilk anda şöyle bir anlam anlaşılmaktadır "Mahrem olan kadın, sayısız yabancı kadının arasına karıştığında da hüküm böyledir". Bu anlam doğrudur.

 

Zerkeşi'nin "bu durumda kadına dokunmak abdesti bozar; çünkü erkek böyle bir durumda bir kadınla evlense nikahı caiz olur" görüşü doğrudan uzak bir görüştür. Çünkü -ileride geleceği üzere- abdest ne şüphe ne de zan ile ortadan kalkmaz. Nikaha gelince; bu durumda erkeğin evlenmesi haram kabul edilirse evlenme imkanı tamamen ortadan kalkar. Şayet erkek bu kadınlardan biri ile evlenirse ona dokunduğunda abdesti bozulur; çünkü hüküm parçalanamaz.

 

[2] - Şu durumlar da buna benzer: (Kıyas)

 

[a] - Kişi nesebi bilinmeyen bir kadınla evlense, kocanın babası, kadının [kendi kızı olduğunu ileri sürerek] nesebini kendisine bağlasa, [adamın oğlu olan] koca bunu kabul etmese kadının nesebi, nesep iddia eden şahsa bağlanır. Kadın, [hüküm açısından] kocasının kız kardeşi gibi kabul edilir, bununla birlikte evlilik sona ermez, o kadına dokunması halinde abdesti bozulur. Bunun gerekçesi belirttiğimiz husustur.

 

[b] - Kişi dokunduğu kadından beş kere süt emip emmediğinden, dolayısıyla onun kendisinin süt annesi olup olmadığından şüphe ettiğinde,

 

[c] - Dokunduğu kadını, annesinin beş kere emzirip emzirmediği, dolayısıyla onun kendisinin süt kız kardeşi olup olmadığnıdan şüphe etse,

 

Bu durumlarda yukarıda zikredilen detaylar geçerli olur. Yani erkek şayet bu kadınlarla evlenmemiş olursa onlara dokunması abdestini bozmaz. Çünkü şüphe ile abdestin bozulduğuna hükmetmeyiz. Şayet bunlarla evlenirse [o durumda dokunması ile abdest bozulur. Çünkü] hükümleri parçalara bölmeyiz. Nitekim hocam Remli bu yönde fetva vermiştir.

 

c. Dokunulan şahsın abdestinin hükmü

 

-Daha güçlü görüşe göre- dokunulan da dokunan gibidir [onun abdesti de bozulur].

 

"Dokunulan" erkek olsun kadın olsun dokunma fiilini gerçekleştirmeyen kişidir.

 

[Dokunulan kimsenin abdesti konusunda iki görüş vardır]:

 

[Birinci görüş]: Daha güçlü görüşe göre abdestin bozulması konusunda dokunulan şahıs da dokunan gibidir. Çünkü nasıl ki cinsel ilişkiyi yapan erkek ve kadın aynı anda ilişkinin tadını alıyorsa dokunmada da her iki taraf da bunun tadını alır.

 

[İkinci görüş]: Diğer görüşe göre dokunulan şahıs dokunan gibi değildir [onun abdesti bozulmaz]. [Bu görüşün biri ayetten diğeri de kıyastan iki delili vardır]:

 

> Ayetin zahiri [dokunulan değil] dokunandan bahsetmektedir.

> Yine kişi kendi cinsel organına dokunduğunda abdesti bozulduğu halde başkası onun organına dokunduğunda abdesti bozulmaz.    

 

Mütevelli ikisi arasında fark bulunduğunu belirterek şöyle demiştir: Ayette geçen -Lemestum- ifadesi işteşlik [mufaale] bildirir. Bir kişi diğerine dokunduğunda karşı taraf da ona dokunmuş olur. Oysa başkası tarafından cinselorganı tutulan şahıstan bir tutma işlemi gerçekleşmemiş yalnızca temas söz konusu olmuştur. Şari' [=Kanun koyucu olan Allah] hükmü "cinselorganı tutma"ya bağlamıştır.

 

[*] - Müslim'in rivayet ettiğine göre Hz. Aişe şöyle demiştir: Birgece Resulullah'ı (s.a.v.) yatakta bulamayınca elimle etrafı yokladım. O secdede ayaklarını yere koymuşken elim ayaklarının ortasına değdi. O secdede şöyle dua ediyordu:

 

Allahümme inn! euzu bi rıdake min sehatike ve bi muafatike min ukubetike ve bike minke. La uhsi senaen aleyke. Ente kema esney te ala nefsike.

 

"Allah'ım! Öfkenden rızana, cezandan affına, senden sana sığınıyorum. Seni övmeye güç yetiremem. Sen kendini nasıl övdüysen öylesin! (Müslim, salat 1090)

 

[Bu hadiste Hz. Aişe'nin elin Nebi' e (s.a.v.) değdiği halde o namazı bırakmamış namaza devam etmiştir].

 

Bu hadis, "Hz. Aişe'nin eli ile Nebi'in (s.a.v.) ayağı arasında bir engel vardı" şeklinde yorumlanmıştır.

 

Nevevi'nin ifadesine şu şekilde itiraz edilmiştir: Karşı cinse dokunan şahıs ile ilgili bir hüküm geçmediği halde Nevevi "dokunulanın hükmü de dokunan gibidir" demiştir. Bu itirazın sebebi tenlerin birbirine dokunması ifadesinin hem dokunan hem de dokunulanı kapsamasıdır. Şayet iki şahsın aynı anda hareket ederek birbirine dokunduğu düşünülürse bu durumda her ikisi de "dokunan" olur ve Nevevı'nin ifadesi yerinde olur. Ancak bu nadiren gerçekleşen bir durum olup, Nevevl'nin ifadesi bunu ima etmemektedir. Dolayısıyla manayı buna yormak uzak bir ihtimaldir.

 

d. Karşı cinsten küçüğe, karşı cinsin saç, diş ve tırnağına dokunmak

 

-Daha sahih olan görüşe göre- Küçük kıza, saç, diş ve tırnağa dokunmak da abdesti bozmaz.

 

[Burada iki mesele ele alınmaktadır]

 

[Birinci mesele]:

 

[Bu konuda iki görüş vardır]

 

[Birinci görüş]: Örfen şehvet duyulacak çağa ulaşmadıkça küçük kız ve erkeğe dokunmak, dokunan karşı cinsin abdestini bozmaz. Bir görüşe göre "küçük", yedi yaşında veya daha küçük olandır. Bu hükmün gerekçesi şehvet ihtimalinin söz konusu olmamasıdır. Ancak erkek ve kız buluğa yaklaşmış olursa, bundan sonra dokunanın yaşlı olması vb. sebeplerle şehvet ortadan kalksa bile onlara dokunmak abdesti bozar.

 

Saç, diş, tırnak ve kemiğe dokunmak, -bunlar vücuda bitişik olduğu sürece- abdesti bozmaz. Çünkü bunlara karşı şehvet hissi duymak dokunmakla değil çoğunlukla bakmakla olur.

 

[İkinci görüş]: Bunlara dokunmak abdesti bozar.

 

Küçük çocuk ayetin genel kapsamına dahil olduğundan ona dokunmak da abdesti bozar. Diğerleri ise bedenin diğer kısımlarına kıyasla abdesti bozar. (Kıyas)

 

Bu görüş ayrılığından kurtulmak için bunlara dokunulduğunda abdest almak müstehaptır.

 

[İkinci mesele]

 

Şayet saç, diş ve tırnak vücuttan ayrılmış olursa bunlara dokunmak abdesti kesin olarak bozmaz. [Bu konuda görüş ayrılığı yoktur]. Cinselorgan dışında bedenden kopmuş herhangi bir şeye dokunmak abdesti bozmaz.

 

Kadın bedeni iki parçaya ayrılmış olsa bu parçaların herhangi birine dokunmak abdesti bozar mı bozmaz mı? Bu konuda mezhep içinde iki görüş vardır. Doğruya daha yakın olanı bunun abdesti bozmamasıdır. Naşiri şöyle demiştir: "İki parçadan daha büyük olanına dokunmak abdest bozar". Öyle görünüyor ki et-Tenbih adlı eserdeki ifade esas alınırsa şayet parçalanmış bedene "kadın" adı verilebilecek bir durumdaysa ona dokunmak abdesti bozar, aksi takdirde bozmaz. "Cinsel organa dokunmanın abdesti bozması" konusu ileride gelecektir.

 

Ölüye dokunma ile abdestin bozulacağı daha önce geçmişti.

 

Nevevi'nin Ruusu'l-mesdil adlı eserinde yer alan "ölü kadın veya erkeğe dokunmakla abdest bozulmaz" ifadesi bir hata olarak görülmüştür. İbn Rif'a, el-Kifaye adlı eserinde Rafii'den "ölüye dokunmak abdesti bozmaz" görüşünü nakletmişse de bunun vehim olduğu söylenmiştir.

 

BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

F- ABDESTİ BOZAN DURUMLARIN DÖRDÜNCÜSÜ: CİNSEL ORGANA DOKUNMAK