TEYEMMÜM HÜKÜMLERİ |
B. TEYEMMÜM İLE MÜBAH
HALE GELEN FİİLLER
1. Kişi bir teyemmüm ile
bir farz namaz dışında farz kılamaz.
Bir teyemmüm ile
dilediği kadar nafile namaz kılabilir. Daha güçlü görüşe göre adak namazı da
farz namaz gibidir.
Daha doğru olan görüşe
göre [bir teyemmüm aldıktan sonra] farzla birlikte kılınan cenaze namazları da
sahihtir.
Beş vakit namazdan
birini unutan [ancak bunun hangisi olduğu bilemeyen] kimsenin daha sahih olan
görüşe göre [ihtiyaten o günün beş vaktini kaza ederken] tek bir teyemmüm
yapması halinde bu sahih olur.
2. a) Kişi iki farklı
namazı kılmayı unutsa bunların her biri için teyemmüm yapar. Dilerse iki kere
teyemmüm yapar; birinci teyemmüm ile peşpeşe dört vakit namazın kazasını kılar;
ikinci teyemmüm ile kılmaya başladığı [ilk başta kıldığı] namaz bulunmayan dört
vakit namaz daha kılar.
b) Kişi [iki farklı
günde] aynı cins iki namazı namazı kılmayı unutsa iki teyemmüm ile beş vakit
namazı kılar.
3. Kişi farz namazın
kılınacağı vakit girmeden önce onun için teyemmüm yapmaz. Daha doğru olan
görüşe vakitli nafilelerde de böyledir.
Nevevİ daha sonra
teyemmüm ile mübah hale gelen fiilleri ele almaya başlamış ve şöyle demiştir.
A. BİR TEYEMMÜM İLE
YALNıZCA BİR FARZ NAMAZIN KILlNABİLMESİ
B. BİR TEYEMMÜM İLE
BİRDEN FAZLA NAFİLE NAMAZ KILlNABİLMESİ
C. BİR TEYEMMÜMLE ADAK
NAMAZI KILINMASI DURUMU
D. AYNI TEYEMMÜMLE
FARZ NAMAZI İLE BİRLİKTE CENAZE NAMAZ(LAR)I KILMAK
E. BEŞ VAKİT NAMAZDAN
BİRİNİ KILMAYI UNUTAN ANCAK BUNUN HANGİ NAMAZ OLDUĞUNU BİLEMEYEN KİMSENİN BİR
TEYEMMÜM İLE BEŞ VAKİT NAMAZI KAZA ETMESİ
F. KİŞİNİN BEŞ
VAKİTfEN İKİ FARKLI CİNS NAMAZI KILMAYI UNUTMASI DURUMUNDA İKİ GÜNLÜK NAMAZI
TEYEMMÜM İLE KAZA ETMESİ
G. BEŞ VAKİT NAMAZ
İÇİNDEN AYNI CİNS İKİ NAMAZI KILMAYI UNUTAN KİMSENİN BEŞ VAKİT NAMAZI TEYEMMÜM
İLE KAZA ETMESİ
H. UNUTULAN İKİ
NAMAZIN CİNSİNİN BİLİNMEMESİ
I. BİR FARZIN VAKTİ
GİRMEDEN TEYEMMÜM YAPMAK
İ. VAKTİ GİRMEDEN
NAFİLE İÇİN TEYEMMÜM YAPMAK
A. BİR TEYEMMÜM İLE
YALNıZCA BİR FARZ NAMAZIN KILlNABİLMESİ
Kişi bir teyemmüm ile
bir farz namaz dışında farz kılamaz.
Kişi bir teyemmüm ile
bir farz namaz dışında farz kılamaz. Bunun delili şudur: Abdestli olarak namaz
kılma durumunda da aslında her bir namaz için abdest alınması gerekiyordu. Zira
ayette "Ey iman edenler! Namaz için kalktığınızda yüzlerinizi, dirseklere
kadar kollarınızı yıkayın. Başınızı meshedin ve topuklara kadar ayaklarınızı
yıkayın" [Maide, 6] buyrulmuştur. Teyemmüm de abdestin bedelidir. Abdestle
ilgili hüküm Nebi (s.a.v.)'in Mekke'nin fethi günü beş vakit namazı bir
abdestle kılması sebebiyle yürürlükten kaldırılmıştır [neshedilmiştir].
Teyemmüm ise olduğu gibi kalmıştır.
[*] - Beyhakı'nin sahih
bir senetle rivayet ettiğine göre İbn Ömer şöyle demiştir: Kişi abdesti bozacak
bir mı yapmasa bile her bir namaz için teyemmüm alır. (Beyhaki, Taharet, 1,
221)
Ayrıca teyemmüm zorunlu
hallerde yapılan bir temizliktir.
Farz olan tav af ve Cuma
hutbesi de bu konuda farz olan namaz gibidir. Buna göre; tercih ettiğimiz
görüşü esas alarak kişinin bir teyemmüm ile iki farz tavafı, bir farz tavaf bir
farz namazı, Cuma namazı ile Cuma hutbesini birleştirmesi imkansızdır. Esas
alınacak görüş de budur. Çünkü hutbe farz-ı kifaye olsa bile farz-ı ayn gibi
değerlendirilir. Denildiğine göre hutbe, iki rekat farz namaz yerine geçer.
[Soru]: Cuma namazındaki
iki hutbe de farz olduğu halde kişi niçin bu iki hutbeyi tek bir teyemmüm ile
yapabilmektedir?
[Cevap]: Bu iki hutbe
hüküm açısından tek bir şey gibi kabul edilir.
Nevevİ "kişi bir
teyemmüm ile bir farz namaz dışında farz kılamaz" demek yerine "kişi
bir teyemmüm ile bir farz dışında bir şey yapamaz" deseydi; iki farz
tavaf, bir tavaf bir namaz vb. yukarıda geçen farzları da kapsaması açısından
daha iyi olurdu.
Çocuk da tıpkı büyük
kimse gibi yaptığı teyemmüm ile yalnızca bir farzı yerine getirebilir; çünkü
çocuğun eda ettiğinamaz niyet vb. açılardan tıpkı farz gibidir. Çocuk teyemmüm
yaptıktan sonra buluğa erse bununla farz namaz kılamaz; çünkü -et-Tahkik'te
Nevevi'nin sahih olarak gördüğü, el-Mecmu'da Iraklılardan aktardığına göre-
çocuğun kıldığı namaz nafiledir.
[Soru]: Bir teyemmüm ile
iki farz namaz kılamaması, buluğa ermeden önce aldığı teyemmüm ile buluğa erdikten
sonra farz namaz kılamaması açılarından çocuğu niçin büyük gibi
değerlendiriyorsunuz?
[Cevap]: İkinci farz
için yeniden teyemmüm alması ve buluğa erdikten sonra yeniden teyemmüm alması
konularında ibadette ihtiyata riayet etmek için böyle yapılmıştır. Bu ihtiyatta
son sınırdır.
Yukarıda zikredilenler
ile "adet dönemi sona eren ve su bulunmadığı için teyemmüm yapan kadının,
bir teyemmüm ile birkaç defa cinsel ilişkide bulunması" ve "cinsel
ilişkide bulunma ile bir başka farzı birleştirmesi" dışarıda
bırakılmıştır. Çünkü bu caizdir.
Demiri şöyle demiştir:
Nevevl'nin genel ifadesinin kapsamından şu durum istisna edilir: Abdesti
bozacak bir fiil yapmamakla birlikte cünüp olan kimse cünüplük sebebiyle
teyemmüm yaptığında bu teyemmüm ile birden fazla farz namaz kılabilir.
Demiri'nin bu görüşü
zayıftır. O bu görüşünde el-Havi's-sağir adlı eserin yazarına ve el-Misbah
yazarının nakline tabi olmuştur. Bu görüş, kabul edilemez; çünkü cünüplük
namaza engel bir durumdur.
B. BİR TEYEMMÜM İLE
BİRDEN FAZLA NAFİLE NAMAZ KILlNABİLMESİ
Bir teyemmüm ile
dilediği kadar nafile namaz kılabilir.
Kişi bir teyemmüm ile
gerek farzIa birlikte gerek farz olmaksızın dilediği kadar nafile namaz
kılabilir. Çünkü nafile namazlar pek çoktur; her biri için teyemmümü gerekli
kılmak nafile namazı terk etmeye veya büyük bir zorluğa yol açar. Bu yüzden,
nasıl ki kişinin ayakta durmaya gücü yetse bile nafile namazı oturarak kılması
ve yolculukta kıbleye dönme zorunluluğunun bulunmaması konularda bir hafifletme
yapılmışsa burada da bir hafifletme yapılmıştır. (Kıyas)
Kişi "başladığı
bütün namazları bitirmeyi" adasa, nafile namaz ile farz namazı
birleştirebilir. Çünkü nafile ile başlamıştır. Bunu Ruyanl zikretmiştir.
Haffaf'ın açık olarak
ifade ettiğine göre kişi bir teyemmüm ile tek başına veya cemaatle namaz kılsa,
sonra bu namazı aynı teyemmüm ile cemaatle kılmak istese bunu yapması caizdir;
çünkü daha sahih olan görüşe göre ilk kıldığı namaz farzdır [ikincisi ise
nafiledir]. Bu konu ileride ele alınacaktır. Kişiye vakit içinde farz olduğunu
söylediğimiz ve iadesini gerekli gördüğümüz tüm namazlarda (1) ikinci olarak kılınan
namaz farzdır. Kişi ilk namazın teyemmümü ile bu ikinci namazı kılabilir; çünkü
ilk namaz nafileye dönüşmüş olsa bile kişinin onu yapması farzdı.
1 Örneğin bir tahtaya bağlı olan
kimsenin bu şekilde kılıp sonra vakit içinde çözülmesi halinde iade etmek
zorunda olduğu namaz. (Şirbınl)
[Soru]: Her ikisi de
farz olduğu halde kişinin tek bir teyemmüm ile ikisini kılması nasıl mümkün
olabilir?
[Cevap]: Bu, beş vakit
namazdan birinin unutulması sebebiyle beşinin de kaza edilmesi meselesine
benzer. Kişinin beş vakit namaz da farz olduğu halde bu meselede beşini bir
teyemmüm ile kılması caizdir. Çünkü bu beşi içinden kişinin doğrudan kaza
etmesi gereken namaz aslında bir tanedir.
Bu cevaptan anlaşılığına
göre kişi Cuma namazı için teyemmüm yapsa ve öğle namazını iade etmesi gerekse
öğle namazını bu Cuma için yaptığı teyemmüm ile kılabilir.
C. BİR TEYEMMÜMLE ADAK
NAMAZI KILINMASI DURUMU
Daha güçlü görüşe göre
adak namazı da farz namaz gibidir.
[Bir teyemmüm ile adak
namazı kılınması durumunda başka bir farz yapılıp yapılamayacağı konusunda iki
görüş vardır]
[Birinci görüş]: Daha
güçlü görüşe göre adak namazı, farz-ı ayn namaz gibidir. Çünkü bunu adayan
kimsenin onu yapması bir zorunluluk olduğundan diğer farz namazlara benzer.
Kişi aynı teyemmüm ile bir adak namazı ile birlikte gerek eda gerekse kaza
olarak başka bir farz yapamaz.
[İkinci görüş]: Diğer
görüşe göre adak namazı farz namaz gibi değildir. Bunun farz olması başka bir
sebepten kaynaklandığından asıl farz namaz gibi değerlendirilemez.
Büyük abdestsizliği
bulunan [gusletmesi gereken] bir kimsenin Fatiha suresini öğrenmesi veya
mushafı taşıması yahut bunlara benzer bir Hil yapması kendisi hakkında farz-ı
ayn olsa, örneğin hayızlı bir kadının adet kanı kesilip de kocası kendisi ile
cinsel ilişkide bulunmak istese ve zikredilen kişiler bir farz namaz için
teyemmüm yapmış olsalar, söz konusu fiilleri farz namaz ile birlikte aynı
teyemmümle yapabilirler. Ancak bazı son dönem alimleri bunun adak namazı gibi
olduğunu, dolayısıyla aynı teyemmümle yapılamayacağını belirtmişlerdir.
D. AYNI TEYEMMÜMLE
FARZ NAMAZI İLE BİRLİKTE CENAZE NAMAZ(LAR)I KILMAK
Daha doğru olan görüşe
göre [bir teyemmüm aldıktan sonra] farzla birlikte cenaze namazları da
kılınabilir.
Bir teyemmüm aldıktan
sonra farz namaz ile birlikte bir, iki veya ikiden fazla cenazenin namazının
kılınması konusunda üç görüş vardır:
[Birinci görüş]: Daha
doğru olan görüşe göre bu sahihtir. Bu cenazeleri kılacak başka kimse bulunmasa
ve kişinin bunları kılması farz-ı ayn haline gelse bile hüküm böyledir. Çünkü
cenaze namazı, farz-ı ayn namazlar ile aynı türden değildir. Cenaze namazları,
kılmama serbestisi bakımından nafile namaz gibidir. [Nafile namazlardan farklı
olarak] cenaze namazında gücü yeten kimsenin ayakta durması farzdır; çünkü
cenaze namazında rüku ve secde olmadığından onun dayanağı ayakta durmaktır.
Kişi [gücü yettiği halde] ayakta durmayı da terk ederse cenaze namazının şekli
tamamen ortadan kalkmış olur.
[İkinci görüş]: Diğer
görüşe göre bir teyemmüm ile farz namaz kılındığında aynı teyemmüm ile cenaze
namazı kılmak sahih değildir.
Çünkü cenaze namazı farz
namazdır. Farz namaz, farz namaza daha çok benzer.
[Üçüncü görüş]: Kişinin
cenaze namazını kılması farz-ı ayn haline gelmemişse farzı kıldığı teyemmüm ile
cenaze namazı kılması -tıpkı nafile namaz kılma durumunda olduğu gibi-
sahihtir. Şayet cenaze namazı farz-ı ayn haline gelmişse, diğer farzlarda olduğu
gibi bunda da aynı teyemmüm ile kılamaz.
Not:
Nevevi'nin "farzia
birlikte" ifadesi ile kastettiği şudur: Kişi bir farz namaz için teyemmüm
yaptığında bu teyemmüm ile o farz namazı kılması ve onunla birlikte cenaze
namazları kılması caizdir.
Yukarıda geçtiği üzere
kişi nafile bir namaz için teyemmüm yaptığında bu teyemmüm ile cenaze namazı
kılması caizdir; çünkü cenaze namazı nafile namaz gibidir.
Sonraki alimlerden biri
tuhaf bir ayrım yaparak şöyle demiştir: "Cenaze namazı farz namazlar ile
nafile namazlar arasında orta bir derecededir." Bu görüşe göre:
a) Kişi farz namaz için
aldığı teyemmüm ile cenaze namazı kılabilir.
b) Cenaze namazı için
aldığı teyemmümle de nafile namaz kılabilir.
c) Ancak nafile namaz
için aldığı teyemmüm ile cenaze namazı kılamaz, cenaze için aldığı teyemmüm ile
farz namaz kılamaz.
Bu görüşün üçüncü şıkkı
yanlış, diğerleri doğrudur.
E. BEŞ VAKİT NAMAZDAN
BİRİNİ KILMAYI UNUTAN ANCAK BUNUN HANGİ NAMAZ OLDUĞUNU BİLEMEYEN KİMSENİN BİR
TEYEMMÜM İLE BEŞ VAKİT NAMAZI KAZA ETMESİ
[Daha sahih olan görüşe
göre] Beş vakit namazdan birini unutan [ancak bunun hangisi olduğu bilemeyen]
kimsenin [ihtiyaten o günün beş vaktini kaza ederken] o namazlar için tek bir
teyemmüm yapması halinde bu sahih olur.
Beş vakit namazdan
birini kılmayı unutan ancak bunun hangi namaz olduğunu bilemeyen kimsenin,
borçtan kesin olarak kurtulmak için beş vakit namazı kaza etmesi gerekir. Bu
beş vakit namazı bir teyemmüm ile kılmak istediğinde [nasıl bir yol izlemesi
gerektiği konusunda iki görüş vardır]:
[Birinci görüş]: Daha
doğru olan görüşe göre -Nevevİ er-Ravda' da doğru olan görüşe göre demiştir-;
tümü için bir teyemmüm yeterli olur. Çünkü beş vakit namazın kaza edilmesinin
amacı aslında unutulan o bir vakitlik namazdır, diğer dört vakit namaz ise buna
vesiledir. (not:) Nevevİ Arapça
ibarede "lehünne / [o namazlar için)" sözcüğünü teyemmüm sözcüğünden
önce zikretseydi daha iyi olurdu, böylece tek bir teyemmüm ile beş vakit namaza
niyet etmenin yeterli olduğu vehmi önlenmiş olurdu. Nevevl'nin kastı bu olmayıp
kastettiği şey şudur: Kişi unuttuğu namaz için tek bir teyemmüm alır, bu
teyemmüm ile beş vakit namaz kılar. SubKi buna dikkat çekmiştir. Şayet ibarenin
Arapçasındaki "lehünne" sözcüğü "teyemmüm" sözcüğün e bağlanırsa
bu anlam açık bir şekilde anlaşılır. Şayet "lehünne" sözcüğü
"kefilhu
[yeterlidir)"
sözcüğüne bağlanırsa -ki evlil olan da budur- söz konusu yanlış anlama ortadan
kalkar. (Şirbını)
[İkinci görüş]: Kişinin
beş vakti kaza etmesi farz olduğundan beş teyemmüm alması farzdır.
Kişi farz olan tavafı mı
yoksa beş vakit namazdan birini mi terk ettiği konusunda tereddüt etse tek bir
teyemmüm ile beş vakit namazı kılar ve tavaf yapar.
Bundan anlaşıldığına
göre beş vakit namazdan birini unutan kimse beş vakti de kılmadıkça borçtan
kurtulamaz.
Müzeni garip bir görüş
ortaya atarak şöyle demiştir: Kişi kaza namazına niyet ederek dört rekatlık bir
namaz kılar. İlk iki rekatında kıraati açıktan yapar. Namazın son üç rektıtının
hepsinde oturur, böylece üzerinde olan namaz hangisi olursa olsun bunu kesin
olarak kılmış olur. Fazladan oturma yapmış olması ve hangi namaza niyet
edeceğinde kesinliğin olmayışı zaruret sebebiyle mazur görülür. Kişi bunun için
namazin sonunda sehiv secdesi yapar.
"İlk iki re katta
kıraati açıktan yapar" demesinin sebebi namazların çoğunluğunun(Sabah,
akşam ve yatsı beş vakit namazın üç tanesi olduğundan çoğunluğu teşkil
etmektedir. (Çev.))
ilk iki rekatmda
kıraatin açıktan yapılmasıdır.
Alimlerimiz Müzenl'nin
bu görüşünü hatalı bulmuşlardır.
F. KİŞİNİN BEŞ
VAKİTfEN İKİ FARKLI CİNS NAMAZI KILMAYI UNUTMASI DURUMUNDA İKİ GÜNLÜK NAMAZI
TEYEMMÜM İLE KAZA ETMESİ
Kişi iki farklı namazı
kılmayı unutsa, kaza ederken [unuttuğu namazların] her biri için teyemmüm
yapar. Dilerse iki kere teyemmüm yapar; birinci teyemmüm ile peşpeşe dört vakit
namazın kazasını kılar; ikinci teyemmüm ile kılmaya başladığı [ilk başta
kıldığı] namaz bulunmayan dört vakit namaz daha kılar.
Kişi biri sabah diğeri
öğle namazı gibi farklı iki namazı kılmayı unutsa, ister bunların aynı günden
olduğunu bilsin ister bilmesin [burada iki seçenekten birini seçebilir]:
[Birinci seçenek]:
Dilerse bunlardan her biri için bir teyemmüm yapar. Buna göre beş vakit namaz
için beş teyemmüm yapar. İbnü'lKass'ın çözüm yolu bu şekildedir.
[İkinci seçenek]:
Dilerse şöyle yapar:
[1] - İki defa teyemmüm
yapar;
[2] - Birinci teyemmüm
ile peşpeşe dört vakit namazı kılar.
"Peşpeşe"
ifadesi mesela; sabah, öğle, ikindi ve akşamın kılınması gibidir. Bu ifade bir
örnektir, şart değildir.
[3] - İkinci teyemmüm
ile "ilk teyemmümle ilk başta kıldığı namaz" hariç dört vakit namaz
kılar.
Bu şarttır. Örneğin kişi
ikinci teyemmüm ile öğle, ikindi, akşam ve yatsıyı kılar.
Bu durumda namaz borcunu
kesin olarak yerine getirmiş olur.
Çünkü unutulan iki namaz
şu üç şıktan birinde yer alan namazlardır:
> Sabah ve öğle,
> Sabah ve öğleden
biri ile diğer üç namazdan [ikindi, akşam yatsıdan] biri,
> Diğer / uç namazdan
[ikindi, akşam, yatsı] iki tanesi.
Bu üç şıktan hangisi olursa
olsun kişi her ikisini bir teyemmüm ile kılar.
Ancak kişinin kılmaya
başladığı namaz bunların içinde yer alırsa; örneğin kişi öğle, ikindi, akşam ve
sabahı ikinci teyemmüm ile kılarsa namaz borcundan kurtulması kesin değildir.
Çünkü unuttuğu iki namazdan biri yatsı namazı diğeri de sabah dışındaki bir
namaz olabilir. İlk teyemmümle, unutulan iki namazdan yatsı dışındaki namaz
sahih olarak yerine gelir. İkinci teyemmümle ise yatsıyı kılmamıştır.
Bu ikinci seçenek
İbnü'l-Haddad'ın çözüm yoludur. Alimlerimiz bunu yerinde bulunmuşlar ve
unutulan namazların ikiden fazla olması durumunu da bu çözüm yolunu esas alarak
hükme bağlamışlardır.
İbnü'l-Haddad'ın çözüm
yolu üç farklı şekilde formüle edilmiştir:
Birincisi: Bunların en
iyisi el-Hdvi's-sağir'de olduğu ve Nevevi'nin de ifade ettiği gibidir.
Bu da her bir teyemmüm
ile kişinin unutmadığı namazdan bir fazla sayıda namaz kılmasıdır. Nevevi'nin
örneğinde bunun açıklaması şu şekildedir: Kişinin iki namazı unutması durumunda
unutmadığı namaz sayısı üçtür. Kişi bu üç namaza bir tane daha ekler ve her bir
teyemmüm ile dört vakit namaz kılar.
İkincisi:
eş-Şerhu's-sağir'de yer alan ifadedir. Buna göre kılınacak namazların sayısı
şöyle belirlenir: Unutulan namaz, içinde unutulduğu namazların sayısı ile çarpılır.
Ç.arpım sonucuna unutulan namaz sayısı eklenir. Sonra unutulan namaz kendisi
ile çarpılır, çıkan sonuç önceki sonuçtan çıkarılır. Kalan sayı kılınması
gereken namazların sayısıdır. Nevevl'nin örneği üzerinde bunu şöyle
açıklayabiliriz: Kişi beş vakit namaz içinden iki vakit namazı unutmuştur. O
halde iki ile beş çarpılır, sonuç on olur. Bu sonuca unutulan iki namaz
eklenir, sonuç on iki olur. Sonra unutulan namaz sayısı olan iki, kendisi ile
çarpılır, sonuç dört olur. Bu sayı [dört], diğerinden [on ikiden] çıkarılır,
geriye sekiz kalır. [Kılınması gereken namaz sayısı budur].
Üçüncüsü: eş-Şerh u
'l-Kebir ve er-Ravda'da yer alan ifadedir. Buna göre kişi unutulan namaz sayısı
kadar teyemmüm alır. Unutulan namazların içinde bulunduğu sayıya, unutulan namazları
düştükten sonra içinde unutulduğu namazların sayısından az olmayacak ve
unutulan namaza tam olarak bölünebilen bir sayı ekler. Bunu Nevevi'nin örneği
üzerinde şöyle açıklayabiliriz: Unutulan namaz sayısı ikidir. İçinde unutulduğu
namazların sayısı beştir. Kişi bu beş sayısına üç daha ekler; çünkü bu sayı
unutulan namazlar düşüldükten sonra geriye kalan sayıdan daha az değildir, ona
eşittir.
Her üç formüle göre de
kişinin her bir defasında daha önceki teyemmüm ile kıldığı namazlardan birini
dışarıda bırakması şarttır.
G. BEŞ VAKİT NAMAZ
İÇİNDEN AYNI CİNS İKİ NAMAZI KILMAYI UNUTAN KİMSENİN BEŞ VAKİT NAMAZI TEYEMMÜM
İLE KAZA ETMESİ
Kişi iki tane aynı
namazı kılmayı unutsa beş vakit namazı iki kere iki teyemmüm ile kılar.
Kişi aynı cins iki namazı
-örneğin iki tane öğle namazını- kılmayı unuttuğunu bilmekle birlikte bunların
hangi iki namaz olduğunu bilmese, beş vakit namazı iki defa iki teyemmüm ile
kılar.
Buna göre, sorumluluktan
kesin olarak kurtulmak için her bir teyemmüm ile beş vakit namaz kılar. Aynı
cinsten olan bu iki namaz iki farklı günden olmak zorundadır.
Zayıf bir görüşe göre
her bir namaz için bir tane olmak üzere on tane teyemmüm yapılması gerekir.
H. UNUTULAN İKİ
NAMAZIN CİNSİNİN BİLİNMEMESİ
Kişi kılmayı unuttuğu iki
namazın aynı cinsten mi farklı cinsten mi olduğunu bilemese ihtiyaten bunları
aynı cinsten namaz olarak kabul eder. Daha önceki şıkta geçtiği üzere sekiz
vakit namaz kaza etmesi yeterli olmaz; çünkü unuttuğu namazlar iki tane sabah
namazı veya iki tane yatsı namazı olabilir.
İkiden fazla namaz
unutulması durumunda ne yapılacağını buna kıyasla belirleyebilirsin.
Özetle söylemek
gerekirse kişi unuttuğu namaz sayısı kadar teyemmüm yapar, her bir teyemmüm ile
beş vakit namaz kılar.
Not:
Kişi bu şekilde
namazları kıldıktan sonra unuttuğu namazı / namazları hatırlasa, [iadenin
gerekli olup olmadığı konusunda iki görüş vardır]:
[Birinci görüş]:
Ruyani'nin açık olarak ifade ettiği üzere iade etmesi gerekmez. Nevevi
el-Mecmu'da iki ihtimal içinden bunu tercih etmiştir.
[İkinci görüş]: Diğer
ihtimal ise bunun şuna kıyas edilmesidir: Kişi abdestsiz olduğunu zannederek
abdest aldıktan sonra önceden abdestsiz olduğunu kesin olarak anlasa tekrar
abdest alması gerekir. Buna göre sonradan hatırlanan namazın da iade edilmesi
gerekir. İbnü's-Salah bunu tek görüş olarak belirtmiştir. Ancak itimad edilecek
görüş öncekidir.
I. BİR FARZIN VAKTİ
GİRMEDEN TEYEMMÜM YAPMAK
Kişi namaz vakti
girmeden önce farz bir namaz için teyemmüm yapamaz.
Kişi farz bir namaz için,
o namazı kılma vakti girmeden önce teyemmüm yapamaz. Bunun delili "namaza
kalktığınız zaman" [Maide, 6] ayetidir. Namaza kalkmak vakit girdikten
sonra olur. Abdest bir delil sebebiyle bu kuralın dışına çıkmış teyemmüm ise bu
kural üzere devam etmektedir. Ayrıca teyemmüm zorunluluk sebebiyle yapılan bir
temizlik olduğundan, yalnızca zorunluluk vaktinde mübah olur. Kişi vakit
girmeden önce buna muhtaç değildir.
Vaktin girdiğinin kesin
olarak veya zan yoluyla bilinmesi gerekir.
Kişi vaktin girip
girmediğinde şüphe ederek teyemmüm etse, -Ziyadetü'r-Ravda'da belirtildiği ne
göre- vakit girmiş olsa bile bu teyemmüm sahih olmaz. Niyete bitişik olarak
toprağın yerden alınmasının da vakit içinde olması gerekir. Kişi vakit girmeden
önce toprağı alıp vakit girdikten sonra organlarını meshetse teyemmüm sahih
olmaz.
El-Minhac'daki
"farz" ifadesinin kapsamına şu namazlar girer]:
[1] -Kaza namazı ve kaza
namazının vakti. Kaza namazının vakti, kişinin "üzerinde kaza borcu
olduğunu hatırladığı an" dır.
[*] - Bunun delili
Buharı ve Müslim'deki şu hadistir: Bir namazı kılmayı unutan veya namaz
vaktinde uyuya kalan kimse için bu namazın keffareti, onu hatırladığı an
kılmasıdır. (Buhari, Mevakitü's-salat, 597; Müslim, el-Mesacid, 1566)
Kişi, üzerinde bir kaza
namazı olduğunu hatırlasa ve bunun için teyemmüm yapsa, sonra bu teyemmüm ile
vaktin farzını kılsa veya tersini yapsa [vaktin farzı için teyemmüm yapıp kaza
namazını kılsa] bu yeterli olur. Çünkü teyemmüm, kastettiği şey için sahih
olarak gerçekleşmiştir; bununla başka bir namazı eda etmesi de sahih olur.
[2] - "Farz
namaz" ifadesi belirli vakitte kılınması adanmış olan adak namazını da
kapsar.
[3] - Cenaze namazını da
kapsar. Cenaze namazının vakti, ölü kefenlenmemiş olsa bile yıkanmak veya
teyemmüm yaptırılmak suretiyle temizlendiğinde girmiş olur. El-Mecmu'daki
ifadeden anlaşıldığına göre cenaze kefenlenmeden önce cenaze namazı için
teyemmüm yapmak mekruhtur.
Kişi bir cenaze namazı
kılmak için teyemmüm yaptıktan sonra başka bir şahıs ölse, teyemmüm yapan kişi
o teyemmüm ile söz konusu cenazenin namazını kılabilir.
[4] - İki namazdan
ikincisinin birincisi ile cem edilmesi (cem-i takdim) de vakit kapsamına girer.
Örneğin kişi öğle namazı için teyemmüm yaptıktan sonra öğleni kılsa daha sonra
öğle ile ikindiyi cem etmek için teyemmüm yapsa bu sahih olur. İkindiyi
tamamlamadan önce ikindinin vakti girse, ikindinin tabi olması ortadan kalktığı
için cem geçersiz olur. İbnü'l-Mukri' ise bu konudaki kendi prensibine [aslına]
bağlı olarak şöyle demiştir: "teyemmüm de batıl olur; çünkü vaktinden önce
yapılmıştır". Rafii' bunu zikretmemiştir. Aksine onun sözü teyemmümün
devam etmesini gerektirir.
Kişi [teyemmüm yaptıktan
sonra] namazı kılmadan önce vakit çıkmış olsa, bununla başka bir farz veya
nafile namaz kılsa bu sahih olur. Zerkeşi' "bu doğru olan görüştür"
demiştir.
İbnü'l-Mukri"nin
esas aldığı görüş daha iyidir. Çünkü teyemmüm kıyasa aykırı olarak sabit olmuş
bir hükümdür. Cem bağının çözülmesi ile tabilik de sona ermiştir. Ayrıca bu,
teyemmüm ile kişinin niyet ettiği şeyin değil niyet etmediği şeyin mübah
olmasını gerektirir ki bu uzak bir görüştür. İbnü'l-Mukri"nin görüşü
gereğince ikindi namazının vakti girmemekle birlikte, öğle ile ikindi arasında
uzun ara verme sebebiyle cem batıl olsa teyemmüm de batıl olur.
Öğle namazını ikindi
vaktine kadar erteleyip ikindi namazı vaktinde [cem-i te'hir şeklinde] cem
etmek isteyen kimse teyemüm yapsa bu teyemüm sahih olur, yine iki namazı öğle
vaktinde [cem-i takdim şeklinde] cem etmek isterse bu da sahih olur. Çünkü bu,
öğle namazının asli' vaktidir. Ancak kişi öğle namazı vaktinde ikindi namazı
için teyemmüm yapsa bu sahih olmaz; çünkü ikindinin vakti henüz girmemiştir.
Kişi [teyemmüm yaparken]
namazı kısaltarak kılmaya niyet etse sonra tam kılmayı istese veya sabah
namazını kılmaya niyet etse sonra öğleyi kılmayı istese Beğavi" nin
fetvalarında yer aldığına göre bu caiz olur.
Kişi bir farz namazını
ilk vaktinde kılma niyeti ile teyemmüm yapsa ve onu vaktin sonunda veya daha
sonra kılsa bu caiz olur.
Cuma günü, hutbe veren
kimse haricindeki kişi Cuma namazı vakti girdikten sonra, hutbeden önce
teyemmüm yapsa; Tirmizı şöyle demiştir: "alimlerin genel ifadelerinden
bunun sahih olmadığı anlaşılmaktadır" . Anlaşıldığı kadarıyla Tirmizı bu
hükmü alimlerin şu görüşlerinden almıştır: "Kişi, kılma vakti girmeden
önce bir farz namaz için teyemmüm yapamaz" .
"Kişinin avret
yerlerini örtmeden önce teyemmüm yapması sahihtir", "kişinin kıble
yönü konusunda araştırma yapmadan önce teyemmüm yapması sahihtir" şeklindeki
hükümler gereğince yukarıdaki meselede teyemmümün sahih olması gerekirdi. Yine
hutbe veren kişi veya bir başkası, Cuma namazının farz olması için gereken
cemaat sayısı kırka ulaşmadan önce teyemmüm yapsa bu teyemmüm sahih . olur.
Bedenden necaset giderilmeden önce yapılan teyemmüm ise sahih görülmemiştir;
çünkü toprak necasete bulaşır. Ayrıca teyemmüm zayıf bir temizliktir. Bunun
nedeni "necasetin giderilmesinin namazın şartı olması" değildir. Aksi
takdirde elbisedeki necaset ve namaz kılınacak yerdeki necaset giderilmeden
önce yapılan teyemmümün de sahih olmaması gerekirdi [oysa bu teyemmüm
sahihtir].
İ. VAKTİ GİRMEDEN
NAFİLE İÇİN TEYEMMÜM YAPMAK
Daha doğru olan görüşe
vakitli nafilelerde de böyledir.
[Vakti belirli nafileler
için vaktinden önce teyemmüm yapmanın caiz olup olmadığı konusunda iki görüş
vardır]:
[Birinci görüş]: İmam
Şafil'nin ifadelerinde yer alan daha sahih görüşe göre vakti belirli olan
nafilelerde; örneğin beş vakit farzların önünde ve sonundaki sünnetlerde ve
diğer vakti belirli nafilelerde kişi vakti girmeden önce teyemmüm yapamaz.
Vakti belirli olan nafilelerin vaktinin ne zaman girdiği, ilgili konuda ele
alınmaktadır.
"Yağmur duası
namazı"nın vakti, şayet namaz cemaatle kılınacaksa cemaatin toplanma vaktidir.
Şayet tek olarak kılınacaksa kişi kılmayı istediği zaman teyemmüm yapar.
"Tahiyyetü'l-mescid"
namazının vakti camiye girildiği andır. [İkinci görüş]: Vakti belirli nafileler
için vaktinden önce yapılan teyemmüm sahihtir; çünkü nafileler [farziara göre]
daha esnektir. Bu sebepledir ki birden fazla nafile bir teyemmüm ile
kılınabilmektedir.
Nevevİ'nin "daha
sahih olan görüşe göre" ifadesi karşı görüşün de güçlü olmasını
gerektirir. Oysa Aslü'r-Ravda'da tercih edilen görüşe göre karşı görüş kesin olarak
caiz görülmemiş ve bu görüş "mezhepte esas alınan görüş" olarak
ortaya konmuş ve şöyle denilmiştir: "Zayıf bir görüşe göre ise bu konuda
iki görüş olduğu da söylenmiştir" .
Nevevİ "vakti
belirli nafile" ifadesi ile "vakitsiz nafileler"i dışarıda bırakmıştır.
Kişi bunlar için dilediği vakitte teyemmüm yapabilir, yalnız kerahet vaktinde
yapamaz, çünkü o vakitte teyemmüm yapmak sahih değildir.
Zerkeşı şöyle demiştir:
Bu, kişi kerahet vakti içinde o vakitte namaz kılmak için teyemmüm yaptığında
söz konusu olmalıdır. Kişi kerahet vakti içinde mutlak olarak namaz kılmak için
teyemmüm yapsa bunun yasak olması uygun değildir.
Alimlerin kastının da bu
olduğunda şüphe yoktur.
Hocamız Zekeriya
el-Ensari'nin de dediği üzere bundan şu sonuç da çıkar: Kişi kerahet vakti
içinde namaz kılmak niyetiyle kerahet vakti dışında teyemmüm yapsa bu teyemmüm
sahih olmaz.
Sonrakilerden biri şöyle
demiştir: "Kişi mutlak nafile namaz için namaz kılmayı dilediği vakitte
teyemmüm yapabilir" görüşünü de savunabilirsin. Çünkü herhangi bir vakit
mutlak nafile namazın vaktidir. Bu açıdan vakitsiz nafile ile vakitli nafile
birbirine eşittir. Çünkü kişi vakitsiz nafile namaz için herhangi bir vakitte
teyemmüm yaptığında zaten onun vakti içinde teyemmüm yapmış olur.
BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN
AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN