CENAZELER / DEFİN ÖNCESİ - KABİR |
D. ÖLÜVÜ KABRE İNDİRECEK
OLAN ŞAHISLAR
A. ÖLÜYÜ KABRE ERKEKLERİN KOYMASI
B. ÖLÜYÜ KABRE İNDİRME KONUSUNDA HAK
SAHİPLERİNİN SIRALAMASI
C. ÖLÜYÜ KABRE İNDİRECEK OLANLARIN
SAYISI
A. ÖLÜYÜ KABRE
ERKEKLERİN KOYMASI
Ölüyü kabre erkekler
koyar.
Şayet erkekler mevcut
ise -ölü kadın bile olsa- ölüyü kabre erkekler indirir.
[*] - Çünkü Buhari şunu
rivayet etmiştir: Nebi {s.a.v.} kızı Ümmü Gülsüm'ün kabrine inmesini Ebu
Talha'ya emretmiştir.(Buhari, Cenaiz, 1342)
EI-Mecmu'da Nevevi
haberi rivayet eden kişiye tabi olarak Nebi (s.a.v.)'in kızının
"Rukiyye" olduğunu belirtmiştir. Buhari, Tarihü'l-evsat adlı
kitabında "Nebi (s.a.v.), kızı Rukiyye'nin ne ölümünde ne de defnedilmesi
esnasında mevcut değildir; çünkü o Bedir'de idi" diyerek bunu
reddetmiştir.
Bilindiği gibi Ümmü
Gülsüm vefat ettiği esnada onu kabre indirebilecek ve kendisinin mahremi olan
Hz. Fatıma vb. kadınlar mevcuttu [oysa Nebi (s.a.v.) buna rağmen Ebu Talha'nın
kabre inmesini emretmiştir].
Ayrıca ölüyü kabre
indirmek kuvvet ister, kadınlar ise genel olarak zayıf olduğundan buna erkekler
daha uygundur. Kadınların bu görevi yerine getirmesi halinde ölünün saygınlığının
zedelenmesi veya kabre indiren kadınların avret yerlerinin açılması ihtimali
söz konusudur. Bununla birlikte -el-Mecmu'da belirtildiğine göre- kadınların,
kadın cenazesini yıkandığı yerden tabutuna kadar taşımaları, kabirdekilere
teslim etmeleri, kabirde iken de kefenin bağlarını çözme leri menduptur.
EI-Muhtasar, eş-Şamil ve
en-Nihaye adlı eserlerdeki ifadelerden ilk anda anlaşıldığına göre erkekler
mevcut olduğunda ve onlara yetki verildiğinde erkeklerin bunu yapması farzdır.
Ezrai bunu "güçlü
görüş" olarak nitelemiştir ki bu görüş [gerçekten de] güçlüdür.
B. ÖLÜYÜ KABRE İNDİRME
KONUSUNDA HAK SAHİPLERİNİN SIRALAMASI
Ölüyü kabre koyma
konusunda en öncelikli hak sahibi [olan erkek], cenaze namazını kıldırma
konusunda en öncelikli hak sahibi alandır.
Ölüyü kabre koyma
konusunda hak sahibi olan erkeklerin en önde geleni, derece bakımından cenaze
namazını kıldırma konusunda en fazla hak sahibi alandır. Bunun açıklaması
"ölüyü yıkama" konusunda geçmişti.
"Derece
bakımından" ifadesi ile "nitelik bakımından namazı kıldırmaya en
layık olan" dışarıda bırakılmış olmaktadır; çünkü cenaze namazını kıldırma
konusunun aksine burada fıkhı daha iyi bilen kişi yaşı daha büyük olandan,
fıkhı bilen uzak akraba fıkhı bilmeyen yakın akrabadan daha önde gelir.
"Fıkhı daha iyi bilen" ifadesi ile "kabre koymaya ilişkin fıkhi
hükümler" kastedilmektedir.
Ben [Nevevi] derim ki:
Ancak ölen kişi evli bir kadın ise onu kabre koyma konusunda en öncelikli hak
sahibi kocasıdır. Allah daha iyi bilir.
Nevevi -tıpkı Rajif'nin
eş-Şerhu'l-kebir adlı eserinde dediği gibişöyle demiştir: "Şayet ölen kişi
evli bir kadın ise onu kabre koyma konusunda en öncelikli hak sahibi olan erkek
-namazını kıldırma hakkı bulunmasa bile- kocasıdır". Çünkü koca, karısının
bedeninde diğer erkeklerin bakamadığı yerlere bakabilmektedir.
> [Buna göre; ölen
evli bir kadın ise ilk sırada koca gelir.]
> Kocadan sonra
"ölü gömmeye ilişkin fıkhi hükümleri en iyi bilen" gelir.
> Daha sonra mahrem
akrabalar içinden yakınlık sırasına göre
akrabalar gelir.
> Daha sonra ölen
kadının kölesi gelir; çünkü ona bakma ve diğer hususlar bakımından köle, ölenin
mahremi gibidir.
> Daha sonra
yaratılıştan erkeklik organı bulunmayan, sonra erkeklik organı kesik olan,
sonra hadım olan kişi gelir; çünkü bunların şehveti az olur. Bu kişiler
şehvetlerinin farklılığı sebebiyle bu şekilde sıralanmışlardır.
> Daha sonra ölen
kadın ile aralarında mahremiyet bulunmayan amcaoğulları gibi asabeler gelir.
> Sonra ölen kadını
az at eden kişi, sonra azat edenin cenaze namazı kıldırma sırasına göre
asabeleri gelir.
> Sonra,
-dayıoğulları ve halaoğulları gibi- ölen kadın ile aralarında mahremiyet
bulunmayan zevi'l-erham akrabalar gelir.
> Daha sonra da salih
olan yabancı erkekler gelir. Bunun delili daha önce geçen Ebu Talha ile ilgili
hadistir.
> Daha sonra da
fazilet sırasına göre diğer insanlar gelir.
> Daha sonra ölüyü
yıkama sıralamasına uygun olarak kadınlar gelir. Çift cinsiyetli şahıs da kadın
hükmündedir.
İki kişi derece ve fazilet
bakımından eşit seviyede olsa ve her ikisi de ölüyü kabre indirme konusunda hak
iddia etse aralarında kura çekilir.
Ezrai'nin belirttiğine
göre ilgili görüşler içinde en doğrusu şudur: Efendisi ile ilişkide bulunması
helal olan cariyeyi kabre indirme konusunda efendi koca gibidir. İlişkide
bulunması helal olmayan cariyelere gelince, efendi o cariyeye karşı yabancı bir
erkek gibi midir? Doğruya en yakın görüş -aralarında bir mahremiyet bulunmadığı
sürece- onun yabancı bir erkek gibi kabul edilmesidir.
Köleye gelince, köle,
efendisi olan kadını defnetme konusunda yabancı erkeklerden daha önce gelir. Bu
ittifakla kabul edilmiştir.
Bu meselede valı, ölenin
yakınından öne geçemez. Bu konuda ittifak vardır.
C. ÖLÜYÜ KABRE
İNDİRECEK OLANLARIN SAYISI
Ölüyü kabre koyanlar tek
sayıda olurlar.
Ölüyü kabre koyanların
tek sayıda olması menduptur. Bunlar bir kişi olabileceği gibi ihtiyaca göre
birden fzala da olabilir.
[*] - Nitekim İbn
Hibban'ın rivayet ettiğine göre Nebi (s.a.v.)'i kabre üç kişi indirmiştir. (İbn
Hibban, Tarih, 6633)
[*] - Ebu Davud'un
rivayetine göre ise beş kişi indirmiştir.(Ebu Davud, Cenaiz, 3209)
BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN
AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN
E. ÖLÜNÜN KABİRDE YATIRILIŞ ŞEKLİ