MUĞNİ’L-MUHTAC

KORKU NAMAZI TÜRLERİ

 

3. ORDUNUN İKİ GURUBA AYRILMASI

 

[Korku namazının] üçüncü türü şöyledir: Bir grup düşmana karşı durur. İmam diğer gruba bir rekat namaz kıldım. İmam ikinci rekata kalktığında namazın bir rekatını kıldırdığı grup imama uymayı bırakarak namazın ikinci rekatını kendileri tamamlar, düşmana karşı durmaya giderler. Diğer grup gelerek imama uyarlar ve imamla birlikte ikinci rekatı kılarlar. İmam teşehhüd için oturun ca onlar ayağa kalkarak ikinci rekatlarını kılarlar daha sonra imama yetişirler ve imam onlara selam verdirir. Bu, Resulullah {s.a.v.)'ın Zatü'r-rika'da kıldırdığı namazdır.

 

Daha doğru görüşe göre bu şekilde kılınan namaz Batn-ı Nahle'de kılınan namaz şeklinden daha faziletlidir.

 

İmam ikinci rekatta [ikinci grubun gelmesini beklerken] Kur'an okur ve yine [ikinci rekatta oturup beklerken] teşehhüd okur. Bir görüşe göre Fatiha ve teşehhüd okumayı grubun kendisine yetişmesi için erteler.

 

Şayet imam akşam namazı kıldırıyorsa bir gruba iki rekat ikinci gruba ise tek rekat kıldım. Daha güçlü görüşe göre bu, aksini yapmaktan daha faziletlidir. Bu durumda imam [ikinci grubun gelmesini] teşehhüd esınasında veya üçüncü rekatın kıyamında bekler. Daha doğru görüşe göre bu daha faziletlidir.

 

Şayet imam dört rekatlık bir namaz kıldırıyorsa her bir gruba iki rekat kıldım. Şayet [orduyu dört gruba ayırarak] her bir gruba bir rekat kıldırırsa, daha güçlü görüşe göre tümünün namazı sahih olur.

 

Her bir grubun yaptığı hata kendilerinin ilk rekatına hamledilir.

 

Daha doğru görüşe göre ikinci grubun ikinci rekatı da böyledir. ilk grubun ikinci rekatı böyle değildir.

 

İmamın ilk rekatta yaptığı hata bütün hepsini bağlar, ikinci rekatta yaptığı hata ilk grubu bağlamaz.

 

Bu belirtilen türlerdeki namazlarda silah taşımak sünnettir. [Zayıf] bir görüşe göre ise bu farzdır.

 

Korku namazının üçüncü türü [aşama aşama] şöyledir:

 

1. Ordunun bir bölüğü düşmana karşı durur ve bekçilik yapar. Bu şekilde belirtilen namazda düşman kıble yönünde değildir veya düşman ile Müslümanlar arasında bir engel bulunmaktadır.

 

2. İmam iki rekatlı bir namaz kıldınyorsa, bir bölüğü düşmanın oklarının ulaşmayacağı mesafedeki bir mekana konuşlandırdıktan sonra onlara bir rekat namaz kıldım. İmam ikinci rekata kalktığında cemaat de kalkıp niyetle imama uymayı bırakırlar. Ayağa doğrulduktan sonra bunu yapmaları menduptur. İmam secdeden kalktıktan sonra henüz 'ayağa kalkmadan ona uymayı terk etmeleri ise caizdir.

 

3. Bu grup namazlarını kendi başlarına tamamlar ve düşmana karşı durmaya giderler.

 

Cemaatin aklı fikri içinde bulundukları tehlike durumuyla meşgul olduğundan imamın ilk rekatı hafif bir şekilde kıldırması sünnettir. Yine bu grubun kendi başlarına kıldığı ikinci rekatı da -bekleme uzun olmasın diye- kısa tutmaları sünnettir.

 

4. İlk grubun düşmana karşı durmak üzere gitmesinden sonra daha önce bekçilik yapan grup imam ikinci rekat için kıyamda beklerken gelir. İkinci grubun gelmesine kadar imamın ayakta durmayı uzatması menduptur. İkinci grup imama uyar ve imam onlara ikinci rekatı kıldım.

 

5. İmam teşehhüd için oturduğunda bu grup ayağa kalkarak ikinci rekatlarını kılar, bu esnada imam onları bekler, onlar imama uymayı bırakmamışlar, hükmen ona uymaya devam etmektedirler.

 

6. Daha sonra imama yetişirler ve imam onlara selam verir. Böylece birinci grup imamla birlikte namaza başlamanın faziletini elde ettiği gibi bu grup da imam la birlikte namazı bitirmenin faziletini elde etmiş olur.

 

Bu, Resulullah {s.a.v.)'ın Zatü'r-Rika'da kıldığı namazdır. Burası Gatafan' da Necd bölgesinde bir yerin adıdır. Bu hadisi Buhari ve Müslim de rivayet etmişlerdir. (Buhari, Meğazi, 4127)

Söz konusu gazaya "zatü'r-rika" [bezli savaş] adı verilmesi sahabenin yarılan ayaklarına bez bağlaması sebebiyledir. Bir başka görüşe göre buradaki [üzerine çaput bağlanan] bir ağacın adıdır. Bir görüşe göre beyazlık ve siyahlığı bulunan r~ka' adlı tepe sebebiyle bu isim verilmiştir. Bir görüşe göre ise burada namazlarını [bir anlamda] yama yapar gibi kıldıkları için bu isim verilmiştir.

 

7. Daha doğru görüşe göre bu şekilde kılmak, Batn-ı Nahle'de kılınan namazın şeklinden daha faziletlidir. Çünkü böyle yaparak "farz kılan kişinin nafile namaz kılana tabi olması" konusundaki görüş aynlığından kurtulunmuş olunur. Ayrıca bu hem daha hafif, hem de iki grup arasında daha adildir.

 

Bu şekilde kılınan namaz, Usfan' da kılınan namazdan da daha faziletlidir; çünkü bu namazın sahih olduğu konusunda icma bulunmakla birlikte diğer ikisinde icma bulunmamaktadır.

 

8. Bu namazın, biz Müslümanların sayısının çok olması halinde kılınması sünnettir. -Irakİ'nin Tahrfr adlı eserindeki ifadesinin aksine- burada sayının çok olması namazın sahih olmasının değil bu şekilde kılmanın sünnet olmasının şartıdır.

 

Bu namaz, ikinci grup dışındakiler için güvenlikli durumda da kılınmasının caiz olması açısından Usfan' da kılınan namazın şeklinden ayrılır. İkinci grup da şayet imamı terk etmeye niyet ederse onlarınki de caiz olur. Usfan' daki ise böyle değildir.

 

Birinci gerekçe üçüncü tür namazın hemen öncesinde geçen açıklamalarla çelişmez; çünkü burada bahsedilen şey "daha faziletli olma" konusudur, diğer yerde bahsedilen ise "müstehaplık"hr.

 

9. İmama birinci rekatta uyanlar namazı tamamlamadan gidip düşmana karşı sessiz bir biçimde ve namazda iken bekleseler, diğer grup gelerek imam onlara bir rekat kıldırsa, imam selam verdikten sonra ikinci grup düşmana karşı gitse, ilk grup namaz kıldıkları mekana geri gelerek namazlarını kendi başlarına tamamlasalar ve düşmana karşı durmaya gitseler, diğer grup namaz kıldıkları yere dönüp namazlarını tamamlasalar bu da caiz olur. Namazın bu şekilde kılınması İbn Ömer'den rivayet edilmiştir. Bu şekil namazda, zaruret olmadığı halde çok fiil bulunmakla birlikte konu ile ilgili rivayet bulunması ve onunla çelişen başka bir rivayetin bulunmaması sebebiyle caizdir.

Çünkü iki rivayetten biri bir gün, diğeri başka bir gün gerçekleşmiştir.

 

Nesih iddiası geçersizdir; çünkü bu, olayın tarihini bilmeyi ve rivayetleri birleştirmenin imkansız olmasını gerektirir. Oysa burada her iki durum da söz konusu değildir. Ancak daha önce geçen birinci şekil imama çokça muhalefet içermediğinden tercih edilen şekilodur.

 

10. İmam ikinci rekata kalktıktan sonra, ikinci grubun kendisine katılmasını beklerken Fatiha ve zammı sure okur. İkinci grup katıldığında Fatiha suresi ve kısa bir zammı sure okuyacak kadar bir zamanda Kur' an okur ve daha sonra rükıl yapar.

 

11. İmam, oturduğunda ikinci grubu beklerken teşehhüd okur; çünkü namazda iken sessiz durmak namaz kılınma şekliyle bağdaşmaz. Kıyam, zikre uygun bir yer değildir.

 

Bir görüşe göre ise imam gerek Fatiha okumayı, gerekse teşehhüd okumayı ikinci grubun kendisine katılması ve Fatiha ve teşehhüde imamla birlikte yetişebilmesi için geciktirir. Çünkü imam ilk grupla Fatiha'yı okumuştur. Bu yüzden Fatiha'yı ikinci grup katıldıktan sonra okumak üzere geciktirir. Bu görüşe göre bu esnada imam zikirle meşgulolur.

 

Görüş ayrılığı -Nevevi'nin el-Mecmu'da belirttiğine göre- hangisinin daha faziletli olduğu konusundadı!'.

 

Teşehhüd konusunda görüş ayrılığı bulunduğu rivayeti zayıftır.

Mezhepte genel kabul gören görüş imamın teşehhüd edeceğinin tek görüş olarak kabul edilmesidir. Çünkü imam teşehhüd okumaksızın beklese teşehhüdü [imamla birlikte] yalnızca ikinci grup okumuş olacaktır.

 

12. İmam, "güvenli durumda kılınması tercih edilen şekle göre" namaz kılsa imamın namazı sahih olur; çünkü daha doğru görüşe göre özürsüz olarak beklemenin bir zararı yoktur. Birinci grubun namazı da sahih olur; çünkü daha doğru görüşe göre bir özür buiunmaksizın imama uymayı terk etmenin bir zararı yoktur. İkinci grup, ayağa kalktıklan sırada imama uymayı terk etmeye niyet etmemişlerse namazlan sahih olmaz.

 

Diğer şekle göre namaz kılmaları halinde imama uyan kişilerin namazı kesin olarak sahih olmaz, imam ın namazı ise sahih olur.

 

Not:  Bir bölgede korku söz konusu ise Cuma namazının Usfan'da ve Zatürrika'da kılınan korku namazı şeklinde kılınması sahihtir, Batnı nahle'de kılınan namaz gibi kılınması ise sahih değildir; çünkü Cuma namazı iki kere peşpeşe kılınamaz.

 

Zatürrika' da kılınan gibi kılınan korku namazında her bir gruptan Cuma namazı kılmanın sahih olacağı kadar sayıda kişinin hutbeyi dinlemesi şarttır. Ancak imam bir gruba hutbe verip diğer gruba namaz kıldınrsa o zaman bu şart olmaz.

 

Namazın ilk rekatında hutbeyi işitenlerin sayısında bir azalma olsa namaz batıl olur. İkinci rekatında azalma olursa namaz batıl olmaz; çünkü hem namaz daha önceden geçerli olarak başlamıştır, hem de buna ihtiyaç vardır.

 

İlk grup, ikinci rekatta kıraati açıktan yapar; çünkü kendi başlarına kılmaktadırlar. İkinci grup ise ikinci rekatlarında kıraati açıktan yapmazlar, çünkü imama uymaktadırlar. Bu, kıra at in açıktan yapıldığı bütün namazlar hakkında geçerli bir hükümdür.

 

AKŞAM NAMAZININ KORKU HALİNDE KILINIŞI

BU TÜR NAMAZDA YAPILAN HATALARIN HÜKMÜ

KORKU NAMAZI KILAN KİŞİNİN SİLAH TAŞIMASI

 

AKŞAM NAMAZININ KORKU HALİNDE KILINIŞI

 

1. İmam, Zatürrika'da kılındığı şekliyle cemaate akşam namazını kıldınyorsa, ordunun bir grubuna iki rekat kıldım. Bu grup imam la birlikte teşehhüd yapar, çünkü bu kendilerinin de teşehhüd yapmaları gereken yerdir, daha sonra imama uymayı terk ederler. -Bunu Nevevi el-Mecmu'da söylemiştir-o İmam ikinci gruba ise bir rekat kıldım.

 

İmamın bu şekilde kıldırması [mı yoksa bunun aksi mi daha faziletlidir. Bu konuda İmam Şafii (r.a.)'ye ait iki görüş bulunmaktadır]

 

[Birinci görüş]

 

Daha güçlü görüşe göre bu şekilde kıldırması bunun aksinden [yani birinci gruba bir rekat, ikinci gruba iki rekat kıldırmasından, o ~ şekilde kıldırması caiz olmakla birlikte] daha faziletlidir. Çünkü imaO mın [akşam namazı üç rekatlı bir namaz olduğundan bir grupla daha fazla kılarak] iki gruptan birini diğerinden üstün tutması kaçınılmazdır.

 

Birinci grup buna daha layıktır. Ayrıca imam bunun aksini yaparsa ikinci grup, namazlarından sayılmayacak olan fazladan bir teşehhüd yapmış olurlar. Çünkü bu teşehhüd kendilerinin birinci rekatında olacaktır. Böyle bir durumda yapılması uygun olan şey namazı uzatmak değil kısaltmaktır.

 

[İkinci görüş]

 

Bunun aksi daha faziletlidir; çünkü böylece ikinci grup, namaza imam la birlikte başlayamamalarını telafi etmiş olurlar.

 

2. ilk görüşe göre imam birinci grubun namazı bitirmesini ve ikinci grubun gelmesini teşehhüd için oturduğunda veya üçüncü rekatın kıyamında iken bekler. [Bunların hangisinde beklemesinin daha faziletli olduğu konusunda mezhep içinde iki görüş vardır]

 

[Birinci görüş]

 

Daha güçlü görüşe göre üçüncü rekatın kıyamında iken beklemesi, teşehhüdde iken beklemesinden daha faziletlidir; çünkü ilk teşehhüd için oturmanın aksine kıyam uzun yapılmaya müsait bir rükündür ..

 

[İkinci görüş]

 

imamın teşehüdde beklemesi ayakta beklemesinden daha faziletlidir; böylece ikinci grubun rekata baştan itibaren yetişmelerini sağlamış olur.

 

Nevevi el-Mecmu' ve er-Ravda'da görüş ayrılığının imam Şafii {r.a.)'ye ait iki görüş arasında olduğunu belirtmiştir.

 

imamın ayakta beklerken Kur' an okuması veya oturma halinde beklerken teşehhüd okuması konusundaki görüş ayrılığı önceki görüş ayırılığını doğurmaktadır.

 

Şayet imam akşam namazında cemaati üç gruba ayırarak namaz kıldırırsa, imam Şafii {r.a.)'nin açık ifadesine göre hepsinin namazı sahih olur.

 

Dört rekatlı bir namazın korku halinde kıhnışı

 

Şayet dört rekatlı bir namaz kıldınyorsa, iki gruptan her birine ikişer rekat kıldım; çünkü böylece iki grup arasında eşitliği sağlamış olur.

 

Bu durumda ilk teşehhüdde beklemesi mi yoksa üçüncü rekatın kıyamında beklemesi mi daha faziletlidir? Bu konuda yukarıda geçen görüş ayrılığı geçerlidir.

 

İmam bir gruba bir rekat, diğer gruba üç rekat kıldırsa veya tersini yapsa, mekruh olmakla birlikte namaz sahihtir. Bu durumda imam ve ikinci grup, beklememeleri gereken bir yerde bekleyerek muhalefet ettikleri için sehiv secdesi yaparlar.

 

İmam, dört rekatlık bir namazda cemaati dört gruba ayırsa ve her bir gruba bir rekat namaz kıldırsa, ilk üç grubun her biri imama uymayı terk ederek namazlarını kendi başlarına tamamlasa, imam ise ilk grubun namazı bitirmesini ikinci rekatın kıyamında iken, ikinci grubun namazı bitirmesini teşehhüdde iken veya üçüncü rekatın kıyamında iken -ki daha önce geçtiği üzere bu daha faziletlidir- üçüncü grubun namazı bitirmesini dördüncü rekatın kıyamında iken ve dördüncü grubun namazı bitirmesini onlarla birlikte selam vermek için son oiuruşta iken beklese [namazları geçerli olur mu? Bu konuda dört görüş bulunmaktadır.]

 

[Birinci görüş]

 

Daha güçlü olan görüşe göre hepsinin namazı sahih dur; çünkü imam bunu yapmaya ihtiyaç duyabilir.

 

Cüveyni şöyle demiştir: Bunun şartı, namazı böyle kılmaya ihtiyaç bulunması, bunu.n gerekli olduğu yolunda bir görüş bulunması ile olur. Şayet böyle olmazsa bu, güvenli durumda iken böyle bir hareketin yapılması ile aynı hükme tabi olur.

 

Rafii ve Nevevi bu görüşü onaylamışlar, Rafii el-Muharrer' de bunu tek görüş olarak nakletmiştir.

 

Nevevi el-Mecmu'da ise "ancak alimlerin çoğunluğu böyle bir görüş ileri sürmemiştir. Doğru olan bunun aksi görüştür" demiştir. İtimad edilecek olan da budur. Bu yüzden Nevevl'nin fazladan eklediği kısımda buna işaret etmesi gerekirdi. En azından ed-Dekaik adlı eserinde bunu belirtmesi gerekirdi.

 

[İkinci görüş]

 

imamın namazı, Zatürrika' da Nebi {sollollohu oleyhi ve sellem)'in kıldırdığı namazlarda yaptığı iki beklemeden daha uzun süreli beklemeler yaptığı için batı! olur. Üçüncü ve dördüncü gruplar da şayet imam ın namazının batıl olduğunu biliyarlarsa onların namazı da batıldır.

 

[Üçüncü görüş]

 

İlk üç grubun da namazları batılolur; çünkü onlar namazın yarısına gelmeden önce imama uymayı terk etmişlerdir. Oysa Zatürrika gazvesinde sahabe Nebi {sollollohu oleyhi ve sellemı'in namazını yarısında terk etmişlerdi, bunlar ise buna muhalefet etmişlerdir.

 

[Dördüncü görüş]

 

Hepsinin namazı batıl olur.

imamın akşam namazının her bir rekatını bir gruba kıldırması da buna kıyas edilir. (Kıyas)

 

 

BU TÜR NAMAZDA YAPILAN HATALARIN HÜKMÜ

 

imam, cemaati Zatürrika'da kılınan namaz gibi bir namaz kıldırırken iki gruba ayırsa, her bir fırkanın yanılgısı kendilerinin ilk rekatlarında yapılmış gibi kabul edilir; çünkü onlar imama söz konusu rekatta uymuşlardır. Aynı şekilde ikinci grubun ikinci rekatındaki yanılma da, imam Şafil'nin açık ifadesi ve -el-Mecmu'do belirtildiğine göre- çoğunluk tarafından tek görüş olarak benimsenen daha doğru görüşe göre ilk rekatta yapılmış kabul edilir; çünkü onlar imama hükmen ilk rekatta uymuş kabul edilir.

 

Diğer görüşe göre ise ikinci grubun ikinci rekatı tek başına kılındığı için yaptıkları hata ilk rekatta yapılmış gibi kabul edilmez.

 

İlk grubun yaptığı hata ikinci rekata hamledilmez; çünkü onlar o rekatta hem hakikaten hem de hükmen tek başına namaz kıImaktadırlar.

 

imamın ilk rekatta yaptığı hata bütün cemaati bağlar; buna göre niyet ederek imamdan ayrılanlar namazları tamamlanırken söz konusu hata sebebiyle sehiv secdesi yaparlar. imamın hatası ikinci grubun uymasından önce olmuş olsa bile hüküm böyledir. Çünkü imamın namazında bir eksiklik meydana gelmiştir.

 

imamın ikinci rekatta yaptığı hata ilk grup hakkında geçerli olmaz; çünkü onlar imamı yanılmasından önce terk etmişlerdir. İkinci grup namazın sonunda imamla birlikte sehiv secdesi yapar.

 

imam beklemekteyken hata yapsa, daha doğru görüşe göre bu hata cemaati bağlar. Üç ve dört rekatlı namazlarda imamın yanılması da buna kıyas edilir. Bunların tümü sehiv secdesi konusunda geçtiğinden bilinmektedir.

 

 

KORKU NAMAZI KILAN KİŞİNİN SİLAH TAŞIMASI

 

Yukarıda zikredilen [üç korku namazı şiddetli durumlarda kılınan korku] namazları [olduğundan, bu namazları] kılan kişinin ihtiyaten kılıç, mızrak, ok, bıçak vb. silahları taşıması sünnettir.

 

[Zayıf] bir görüşe göre ise bu farzdır. Çünkü ayetin zahir ifadesi "silahlarını yanlarına alsınlar" [Nisa, 102] şeklindedir.

 

ilk görüşte olanlar bu ayette yer alan emri "mendupluk" anlamına yormuşlardır. Çünkü silah bulundurmak farz olsaydı, namazda farz olan diğer şeyleri terk etme durumunda namaz bozulduğu gibi ~ silahsız olarak kılınan namazın da bozulması gerekirdi; oysa silahsız kılınan namazın bozulmayacağı ittifakla benimsenmiştir. Bununla birlikte bir hastalık, yağmurdan vb. durumlardan kaynaklanan bir sıkıntı olmadığı halde silah bırakmak ihtiyatlı elden bırakmak] sebebiyle mekruhtur.

 

Namaz sırasında necis olan silah taşımak, alnın yere konmasına engelolan miğfer vb. şeyler giymek haramdır; çünkü bu namazı bozar.

 

Mızrak vb. şeylerin insanların rahatsız edecek şekilde cemaatin ortasında bulunarak namaz kılınması mekruhtur. Ezral'ye göre bu "insanları rahatsız etmesinden korkuluyarsa mekruh, rahatsız ediyorsa haramdır" .

 

Şayet silah ın bırakılması görünür durum açısından insanların ölümüne yol açacak ise [böyle bir tehlike söz konusu ise] silahı taşımak veya taşınabilir bir silahı kolayca alması mümkün ise önüne koymak farz olur. Hatta silahın taşınması namaza engelolacak ise kişinin bunu önüne koymasından başka yol yoktur.

 

Silahın taşınmasının veya bırakılmasının farz olduğunu söylediğimiz durumda bunun aksine hareket etmek -tıpkı gasp edilen arazide namaz kılma meselesinde olduğu gibi- namazı bozmaz.

 

Zırh veya kalkan, kişinin üzerinde bulundurması sünnet olan silah kapsamında yer almaz, -Nevevl'nin el-Mecmu'da Şeyh Ebu Hamid ve başkalarından naklettiği üzere- aksine bunlar tıpkı ok kılıfı [sadak] gibi ağır olduğundan ve kişiyi namazda meşgul ettiğinden taşınması mekruhtur.

 

"Zırh ve kalkan silahtır" şeklinde alimlerden nakledilen genel ifade ile bu söylediğimiz hüküm çelişmez. Çünkü korku namazında her tür silahın taşınması sünnet değildir. Burada öldürme silahının taşınması kastedilir, savunma silahı değiL.

 

BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

4. FİİLİ SAVAŞ HALİNDE KORKU NAMAZI