ZEKAT / HAYVANLARIN |
B. İKİNCİ ŞART: HAYVAN
SAYISININ NİSAP MİKTARINA ULAŞMIŞ OLMASI
7. ORTAK OLARAK SAHİP
OLUNAN HAYVANLARIN ZEKATI
Nevevı daha sonra ortak olarak
sahip olunan hayvan sürüsünün zekatı meselesini ele almıştır.
Hayvanlarda ortaklık iki
türlüdür:
1) Hayvanların her
birinde ortak olmak [hilta-i şerike / karma ortaklığı],
2) Sürü üzerinde şayi
hisseli olarak ortak olmak [hilta-i şuyu' / komşuluk ortaklığı].
a. Hayvanlarda karma
ortaklığı [hilta-i şerike]
Nevevı hayvanlarda karma
ortaklığı konusuna şu şekilde ele almıştır:
Zekatla yükümlü olan
kimseler bir hayvan sürüsüne ortak olarak sahip olsalar tek bir kişi gibi zekat
verirler.
Zekatla yükümlü olan
-örneğin- iki kişi aynı cinsten olan bir hayvan sürüsüne; mirasçı olma, satın
alma vb. bir yolla sahip olsalar, sürü nisap miktarında olsa veya daha az
olmakla birlikte ortaklardan birinin nisap miktarı veya daha fazla malı
bulunsa, ortaklıkları da bu şekilde devam etse, tek bir kişi gibi zekat
verirler.
Çünkü ileride geleceği
üzere "komşuluk ortaklığı" bile bunu ifade ettiğine göre "karma
ortaklığı" bunu haydi haydi ifade eder.
[Bu ortaklığın zekat
yükümlüsü olan kişiler için bir hafifletme veya ağırlaştırma getirmesi söz
konusu olabilir. Buna dair ihtimalleri şöyle sıralayabiliriz:]
[a] - [Her iki ortağın
zekat yükünün ortaklık sebebiyle hafiflemesi]
Bu ortaklığın ortaklar
açısından zekatta hafifletme getirmesi şöyle olur: Örneğin iki kişi seksen
koyuna [her birinin kırk koyunu olacak şekilde] eşit şekilde sahip olsalar bu
durumda tek bir koyun vermek gerekir.
[b] - [Her iki ortağın
zekat yükünün ortaklık sebebiyle ağırlaşması]
Bu ortaklığın ortaklar
açısından zekatta ağırlaştırma içermesi şöyle olur: İki kişi kırk koyuna [her
birinin yirmi koyunu olacak şekilde] sahip olsalar bu durumda bir koyun zekat
vermek gerekir.
[c] - [Ortaklardan
birinin zekat yükünün hafiflerken diğerinin ağırlaşması]
Bu ortaklık ortaklardan
biri için hafifletme diğeri için ağırlaştırma içerebilir. Örneğin iki kişinin
altmış koyunu bulunsa, bunların kırkı birisine yirmisi diğerine ait olsa [kırk
koyunu olan için hafifletme, yirmi koyunu olan için ağırlaştırma içermektedir.]
[d] - [Ortakların zekat
yüklerinde bir hafifleme yahut ağırlaşmanın olmaması]
Ortaklardan her birinin
eşit şekilde yüzer koyunu olup toplam iki yüz koyun olsa bu durumda ortakların
zekat yükünde bir hafifletme veya ağırlaşma söz konusu olmaz.
Bu dört ihtimal,
"komşuluk ortaklığı" meselesinde de gelecektir.
b. Hayvanlarda komşuluk
ortaklığı [hilta-i civar]
Nevevi bu meseleyi şu
şekilde ifade etmiştir: İki kişi komşuluk ortaklığı yaptığında da hüküm
böyledir.
Komşuluk ortaklığı
yapıldığında sürünün; su içme yerleri, otlakları, ağılları, süt sağma
yerlerinin birbirinden ayrı olmaması gerekir.
Daha doğru olan görüşe
göre [sürü için damızlık olarak kullanılan] erkek hayvanın ve [sürüyle
ilgilenen] çobanın da ayrı olmaması gerekir.
Daha doğru görüşe göre hayvanları
birbirine karıştırmaya niyet
etmek şart değildir.
ba. Komşuluk
ortaklığının hükümleri
İki kişi komşuluk
ortaklığı yaptığında da [zekat verilmesi açısından hüküm] karma ortaklığında
olduğu gibidir.
Şeyh Ebu Hamid' in
belirttiğine göre komşuluk ortaklığının caiz olduğu konusunda icma vardır.
[*] - Çünkü Buharl'nin
Enes'ten rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: Zekat
korkusuyla aslında ayrı olan hayvanlar birleştirilerek bir tek sürü yapılmaz,
aslında sürü olan hayvanlar birbirinden ayrılmaz. (Buhari, Zekat, 1450)
Bu hadiste Hz. Peygamber
(s.a.v.) hayvan sahiplerinin "zekatın farz olmasından veya daha fazla
zekat ödemekten korkarak" hayvanlarım bir araya getirmelerini veya bir
arada bulunan hayvanlarım ayırmalarım yasaklamaktadır. Yine zekat memurlarının
da "zekatın farziyetinin düşmesinden veya zekatın azalmasından
korkarak" aslında ayrı olan hayvanları birleştirmesini veya aslında
birleşik olan hayvanları ayrı ayrı hesap etmesini yasaklamıştır.
Bu hadis "komşuluk
ortaklığı" konusunu açık olarak ifade etmektedir.
Şuyuh ortaklığı [hilta-i
şüyuh] da böyledir, hatta onun caiz olması daha önceliklidir. Bu tür ortaklığa
komşuluk ortaklığı veya vasıflarda ortaklık denilmektedir.
Not: Nevevı'nin "zekat yükümlüleri" ifadesi
her iki tür ortaklıkla ilgili olan bir kayıttır.
Şayet iki maldan biri
vakfedilmiş ise veya bir zimmıye, mükatep bir köleye veya devlet hazinesine ait
ise ortaklığın herhangi bir etkisi olmaz. Bu durumda zekat yükümlüsü olmaya
ehil olan kişinin payı dikkate alınır; şayet bu mal nisap miktarına ulaşmışsa
bu kişi tek kişinin verdiği şekilde zekatını verir aksi takdirde ona zekat farz
olmaz.
Nevevi, benim onun
sözünü açıklarken belirttiğim şu üç şartı zikretmeyi unutmuştur:
1. Ortaklıkta hayvanların
aynı cinsten olması. Buna göre davar ve sığır ortaklığında bu hükümler geçerli
olmaz.
2. İki malın toplamının
nisap miktarına veya daha fazlasına ulaşması. Aksi takdirde ne ortaklık ne de
zekat söz konusudur.
3. Şayet mal bir yıllık
sürenin dikkate alınması gereken bir mal ise ortaklığın bir yıl sürmüş olması
şartı.
Şayet her bir ortak
muharrem ayının başından itibaren kırk koyuna sahip olsa, safer ayının başında
ortaklık yapsalar, İmam Şafii (r.a.)'nin yeni görüşüne göre sene boyunca ortaklık
bulunmamış olur, muharrem ayı gelince her birinin bir koyun vermesi gerekli
olur.
4. Şayet mal bir yıllık
sürenin dikkate alınması gerekmeyen bir mal ise; tarım ürünlerinde ürünlerin
çıkması ve ekinlerde ekinin güçlenmesi şart koşulur.
bb. Komşuluk
ortaklığının şartIarı
Komşuluk ortaklığında
zekat ancak birinin sürüsünün diğerinin sürüsünden; su içme yeri, otlak, ağıl,
süt sağma yeri bakımlarından ayrılmaması şartı ile farz olur.
1. "Su içme
yeri" sürünün suyu içtiği yerdir. Su içmek istediğinde bekletildiği yer
veya başkaları su içsin diye bunların uzaklaştınldığı yer değildir.
2. Arapça metinde geçen
"mesrah" kelimesi hayvanların otlağa götürülmek üzere toplandığı
yerdir. Ortak hayvanların bu açıdan birbirinden ayrılmaması [hepsinin aynı
yerde toplanması] gerekir.
3. Otlak da böyledir.
[Iki kişinin ortak olduğu hayvanların aynı yerde otlaması şarttır]
4. Toplanma yeri ile
otlak arasındaki geçiş alanında da sürünün birbirinden ayrılmaması şarttır.
5-6. Sürünün geceleyin
kaldığı ağıl ve süt sağma yeri bakımından da birbirinden ayrışmaması [yani aynı
yerde gecelemesi ve sütlerinin aynı yerde sağılması] da şarttır.
[İki kişinin ortak
hayvanlarının bu sayılanlar açısından birbirinden ayrışmaması şarttır;] Çünkü
yukarıda sayılanların herhangi birisinde iki kişinin hayvanları birbirinden
ayrıldığında bu mallar tek bir mal gibi kabul edilemez. Oysa ortaklığın amacı
iki malı tek bir mal gibi yaparak külfeti hafifletmektir.
Rafii eş-Şerhu's-sağir
adlı eserinde şöyle demiştir: Bu ifade ile kastedilen; hayvanların su içeceği
yerin, atlağının ve ağılının bir tane olması değildir. Aksine bunların birden
fazla olmasında bir sakınca yoktur. Ancak belirli bir ağıl veya atlağın bir
ortağın hayvanlarına, başka bir ağıl veya otlağın da diğer ortağın hayvanlarına
tahsis edilmemesi gerekir.
7. [Yukarıdaki şartlara
ek olarak ortaklık yoluyla birleştirilen sürünün] damızlık erkek hayvan ve
çobanının ayrı olmaması [şart mıdır? Bu konuda mezhep içinde iki görüş vardır:]
[Birinci görüş]
Daha doğru görüşe göre
bu da şarttır.
Nevevı er-Ravda'da bu
görüşü "mezhebin görüşü" olarak ifade etmiştir. Alimlerin çoğunluğu
damızlık erkek hayvan konusunda bunu tek görüş olarak benimsemiştir. Çobanın
ayrı olmaması şartını ise alimlerin çoğunluğu benimsemiştir.
Ortaklardan birinin
hayvanlarını bir çoban, başka birisinin hayvanlarını başka bir çoban gütmediği
sürece birden fazla çobanın sürüyü gütmesi caizdir.
[İkinci görüş]
Diğer bir görüşe göre
çobanın aynı olması şart değildir; çünkü çobanın farklı olması, malın kendisi
ile ilgili bir durum değildir.
"Damızlık hayvanın
bir olması" ile kastedilen şudur: Damızlık hayvan ortaklardan birine ait
olsa bile veya bitine ödünç verilmiş olsa bile yahut her ikisine ait olsa veya
ödünç verilse bile, bu hayvan veya hayvanların her iki ortağa ait dişi
hayvanların arasına -onlardan dilediği ile birleşmek üzere- gönderilmesi,
birinin sürüsünü bir erkek hayvan, diğerinin sürüsünü başka bir erkek hayvanın
döllememesidir. Ancak hayvanların türleri farklı ise, örneğin birinin koyunu
diğerinin keçisi var ise -zorunluluk sebebiyle- damızlık erkek hayvanın farklı
olmasının bir zararı yoktur.
Mezhepte kabul edilen
[birinci] görüşü kabul edersek tıpkı süt sağmada olduğu gibi damızlık hayvanın
dişi hayvanlarla birleştirilmesinin de aynı yerde olması şarttır.
Not: İki ortağın sürüleri -kasıtsız olarak olsa
bile- uzun zaman birbirinden ayrı kalsa bunun ortaklığa zararı olur. Şayet kısa
süreli olarak sürüler birbirinden ayrılırsa ve sahipleri de bu durumu bilmezse
bunun zararı olmaz. Şayet bunu bildikleri halde bu ayrışmayı onaylarlarsa veya
bunu kasten yaparlarsa yahut da -Ezrai'nin dediği üzere- ortaklardan biri bunu
bilse bunun zararı olur.
[Ortaklığın geçerli
olabilmesi için ortaklığa niyet etmek şart mıdır? Bu konuda mezhep içinde iki
görüş vardır:]
[Birinci görüş]
Daha doğru görüşe göre
ortaklığa niyet etmek şart değildir; çünkü sürünün bulunacağı yerlerin aynı
olması yoluyla külfeti azaltmak "ortak olma niyetinin" bulunması veya
bulunmamasına göre değişmez. Yukarıdaki hususlarda iki kişinin hayvanlarının
bir olması ise "iki malın tek mal gibi olması" için ve "zekat
vererek iyilikte bulunan kişinin külfetinin hafiflemesi" için şart
koşulmuştur.
[İkinci görüş]
Ortaklığa niyet etmek
şarttır; çünkü ortaklık zekatın miktarını değiştirmektedir. Bu yüzden
"vermesi gerekenden daha fazla vermesi durumunda veren kişinin zararını
def etmesi", "verilmesi gerekenden daha az almaları durumunda hak
sahiplerinin zararını def etmek" için ortaklığa niyet etmek şarttır.
Notlar:
1. Nevevl'nin metindeki
ibaresinden "sütü sağan kişinin" ve "sütün sağıldığı kabın"
aynı olmasının şart olmadığı anlaşılmaktadır. Daha doğru olan görüşe göre
hayvanı kırkmak için kullanılan aletin ortak olması ve sağılan sütlerinin
karıştırılması nasıl gerekli değilse bu mesledeki daha doğru görüşe göre de
gerekli olmadığı gibi daha doğru görüşe göre bu şart değildir.
2. Yukarıda geçen
hükümler "daha önce iki ortağın hayvanlarının ayrı olduğu bir zaman dilimi
bulunmadığı" durumda geçerlidir. Şayet bir yıllık zaman süresi ortaklıktan
önce geçmiş daha sonra ortaklık meydana gelmişse bakılır:
[a] - Şayet iki ortağın
yılları birbiri ile ittifak ederse mesela her biri kırk koyuna sahip olduktan sonra
sene esnasında ortaklık yapsalar bu ortaklık birinci yıl için geçerli olmaz,
her biri birinci yılın sonunda bir koyun zekat verir.
[b] - İki ortağın
yılları birbiri ile uyuşmazsa mesela birisi hayvan sürüsüne Muharrem ayının
başında sahip olsa, diğeri ise Safer ayının başında sahip olsa daha sonra
Rebiülevvel ayının başında ortaklık yapsalar her biri kendi zekat yılının
dolumunda bir koyun öder.
[c] - Şayet sene
esnasında ortaklık bozulursa kimin malı nisap miktarına ulaşırsa o zekatını
öder. Zekat nisabına ulaşmayan kişi zekat ödemez.
3. Nevevı
"ortaklardan birinin zekat için ödediği şeyi diğer ortaktan geriye tahsil
etmesi [teracuT'nin hükmüne temas etmemiştir. Çünkü zekat memuru -mecbur
kalmasa bile- ortaklardan birinin malından zekat! alabilir. Mesela ortaklardan
birinden bir koyun aldığında bu kişi ödediği koyunun değerinden diğer ortağın
payına düşenini ondan alır, koyunun kendisinden tahsil edemez; çünkü koyun
misli bulunan bir mal değildir.
Örneğin;
a) İki kişi yüzer koyunu
birbirine katarak ortaklık yapsalar;
> Zekat memuru bu
ikiyüz koyun içinden bir ortağa ait koyunlardan iki tanesini alsa hüküm böyle
olur.
> Şayet her bir
ortaktan bir koyun alırsa, -koyunların değerleri arasında farklılık olsa bile-
hiçbir ortak diğerinden bir şey alamaz.
lı) Zeyd'in yüz koyunu,
Amr'ın elli koyunu olsa;
> Zekat memuru Amr'
dan iki koyun alsa, Amr bir koyunun değerinin üçte ikisini Zeyd' den geri alır.
> Memur Zeyd'den iki
koyun alırsa o da bir koyunun değeri-
nin üçte birini Amr' dan
geri alır.
c) Her bir ortaktan bir
koyun alırsa, Zeyd kendi koyununun değerinin üçte birini Amr' dan geri alır.
Amr da kendi koyununun değerinin üçte ikisini Zeyd'den geri alır.
İki ortak alınan koyunun
değerinin ne olduğu konusunda anlaşmazlığa düşseler, kendisinden para tahsil
edilecek olan kişinin sözü esas alınır; çünkü borçlu olan odur.
d) Ortaklardan birinin
otuz sığırı, diğerinin kırk sığırı olsa bu ikisinin vermesi gereken zekat
"iki yaşına basmış erkek bir dana" ve bir tane "üç yaşına basmış
inek"tir. Otuz sığırı olan kişi bu ikisinin yedide üçünü verir. Kırk
sığırı olan ise yedide dördünü verır.
Zekat memuru bu iki
hayvanı kırk sığırı olan kişiden alırsa o, diğer ortaktan bu iki sığırın
değerinin yedide üçünü alır.
Zekat memuru bu iki hayvanı
otuz sığırı olan kişiden alırsa o, diğer ortaktan bu iki sığırın değerinin
yedide dördünü alır.
Zekat memuru; iki yaşına
basmış erkek danayı kırk sığırı olan kişiden alsa, üç yaşındaki ineği de diğer
ortaktan alsa üç yaşında ineği veren kişi diğerinden bu ineğin değerinin yedide
dördünü alır, iki yaşında dana veren kişi de diğer ortaktan bunun değerinin
yedide üçünü alır.
Zekat memuru, kırk
sığırı olan kişiden bir tane üç yaşına basmış inek, otuz sığırı olan kişiden de
iki yaşında dana alsa, Imam Şafii (r.a.)'nin açık ifadesine göre ortaklar
birbirinden hiçbir şey alamazlar; çünkü her birinden yalnızca kendi vermesi
gereken hayvan alınmıştır. [Zayıf] bir görüşe göre ise üç yaşında inek veren
kişi bunun değerinin yedide üçünü diğerinden alır. İki yaşında dana veren kişi
de bunun değerinin yedide dördünü diğerinden alır.
BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN
AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN
8. HAYVAN DlŞINDAKİ MALLARDA YAPILAN ORTAKLIĞIN ZEKATA
ETKİSİ