ZEKAT / HAYVANLARIN |
C. ÜÇÜNCÜ ŞART: BİR YIL
GEÇMESİ
Hayvan sürülerinde
zekatın farz olmasının iki şartı daha vardır.
Daha önce hayvanlarda zekatın
farz olması için bunların davar, sığır ve deve olması ve nisap miktarında
olması şartları geçmişti. İleride mülkün tam olması ve mal sahibinin müslüman
ve hür olması şartları da gelecektir. Işte bu şartlara ilave olarak hayvanlarda
zekatın farz olması için iki şart daha vardır.
Nevevı'nin
"sürülerde zekatın farz olması için" demek yerine "davar, sığır
ve devede zekatın farz olması için" demesi daha uygun olurdu; çünkü
üzerinde konuşulan kavramlardan "davar, sığır ve deve",
"sürü" kavramından daha özel niteliklidir.
1. BİR YIL GEÇME
ŞARTININ DELİLİ
2. SENE İÇİNDE DOĞAN
HAYVANIN DURUMU
3. SENE İÇİNDE
DOĞUMDAN BAŞKA BİR YOLLA SÜRÜYE KATILAN HAYVANLARIN DURUMU
1. BİR YIL GEÇME
ŞARTININ DELİLİ
Hayvanlarda zekiıtın
farz olması için hayvanların kişinin mülkiyeti altında bir yılını doldurmuş
olması şarttır.
Arapça'da seneyi ifade
etmek üzere "havi" [gelen geçen] kelimesi kullanılmaktadır; çünkü bir
yıl geçmekte yerine başka bir yıl gelmektedir.
Kişiye zekatın farz olabilmesi
için hayvanların kişinin mülkiyeti altında bir yılını doldurması şarttır.
[*] - Bunun delili şu
hadistir: Bir malın üzerinden bir yıl geçmedikçe o malda zekat yoktur. (Ebu
Davud, Zekat, 1573. Ebu Davud bu hadisi rivayet etmiş ve zayıf olduğunu
söylememiştir. )
Bunun diğer bir delili
de şudur: Malın nemalanması [artışı] bir yılın dolmasından önce tam olarak
gerçekleşmemektedir.
2. SENE İÇİNDE DOĞAN
HAYVANIN DURUMU
Ancak nisap miktarı
hayvan mevcut olduktan sonra onlardan doğan hayvanların zekatı da ana hayvanın
yılı dolunca ödenir.
Nisap miktarına ulaşmış
hayvan sürüsünde bir yavru doğarsa -bu doğum isterse yılın tamamlanmasından
kısa bir süre önce gerçekleşsin- nisap miktarı ile birlikte zekatı verilir.
Ancak bunun için "şayet durum, anaları ölmüş olsa bile yeni doğan
hayvanlarda zekatın farz olmasını gerektiriyorsa, nisap miktarı olan
hayvanlarda kişiye zekat hangi sebeple farz olmuşsa bunlardan doğanlarda da
aynı sebeple farz olması" şarttır.
[*] - Çünkü Hz. Ömer
(r.a.) zekat toplamak üzere gönderdiği memuruna şöyle demiştir: Hayvan
sahibinin yeni doğmuş kuzularını da hesap et.
Ayrıca diğer bir delil
de şudur: Zekatta bir yıllık sürenin dikkate alınmasının sebebi "malda
artışın meydana gelmesinin bu sürede mümkün olması" dır. Hayvanın yavrusu
da bizzat hayvanların kendisinde bir artış olduğuna göre onun da zekatının ana
malla birlikte ödenmesi gerekir.
Buna göre;
[a] - Bir kişinin yüz
yirmi koyunu olsa ve bu koyunlardan biri zekat yılı dolmadan önce -kısa bir
süre öncesinde bile olsa- kuzulasa, anaların tümü de hayatta olsa kişinin zekat
olarak iki koyun vermesi gerekir.
[b] - Aynı durumda
analar ölse ve geriye nisap miktarından daha az hayvan kalsa,
[c] - Yukarıdaki durumda
[b şıkkında] anaların tümü ölse ve geriye doğan yavrular nisap miktarını teşkil
edecek sayıda kalsa,
[d] - İlk durumda analar
ölse ve nisap miktarı yavruların katılımı ile tamamlansa,
[Tüm bu durumlarda]
anaların zekat yılının dolması zamanında zekat ödenir.
Yavrunun doğumu, zekat
yılının tamamlanmasından sonra olsa, anaların zekat yılı geçmiş olduğu için
doğan yavrunun zekat yılı anası ile aynı olmaz. Çünkü yavrunun zekatı verilmesi
için ikinci yıl daha uygundur.
Nevevi "doğan
hayvan" demek suretiyle sene içinde satın alma vb. yollarla elde edilen koyunları
dışarıda bırakmıştır.
"Nisap miktarı
hayvandan" demek suretiyle nisap miktarı hayvandan başka hayvanlardan
doğan yavrular dışarıda bırakılmıştır. Örneğin yirmi koyun, yirmi koyun daha
doğurarak toplam kırk koyun olsa bu kırk koyunun zekat yılı nisabın
tamamlanmasından sonra başlar.
"Kişinin mülkiyeti
altında olması şartıyla" ifadesi şunu dışarıda bırakır:
[a] - Kişi hayvanların
karnındaki yavruların belirli bir şahsa verilmesini vasiyet etse, bu durumda
doğan yavrular, hayvanları miras yoluyla alan kimselerin zekat yılına
dahilolmazlar.
[b]- Aynı şekilde
kendisine vasiyette bulunulan kişi de hayvanın doğumundan önce bu hayvanların
"ana hayvanı elinde bulunduran kişiye" verilmesini vasiyet etse sonra
ölse daha sonra doğum gerçekleşse, doğan yavruların zekatı anaların zekat yılı
dikkate alınarak verilmez. Bu görüşü el-Kifdye yazarı, Mütevelli' den aktarmış
ve onaylamıştır.
Doğan yavrular analarla
aynı cinsten olmasa, örneğin koyunlar keçi doğursa veya tersi olsa bu mesel e
"zekat nisabı hesap edilirken bu hayvan cinslerinden birisi diğeri ile
tamamlanır mı?" konusundaki görüş ayrılığında kabul edilen görüşe göre
çözülür.
[Soru] Zekatın farz olma şartı hayvanın, senenin
çoğunu kamuya açık alanda [mübah arazide] atlayarak [otlatılarak] geçirmesidir.
Öyleyse yeni doğan hayvana zekat nasıl farz olabilir?
[Cevap] [Buna birkaç açıdan cevap verilebilir:]
[a] - Yukarıdaki şart
sene içinde doğan ve anasına tabi olan yavru için geçerlidir.
[b] - Şayet yukarıdaki
şartın yavru hayvanı da içine aldığı kabul edilse bile ananın sütü de ot gibi
kabul edilebilir; çünkü süt ottan oluşmaktadır. Üstelik birazdan geleceği üzere
atlağın kamuya açık [serbest] olması da şart değildir.
[c] - Ayrıca yeni doğmuş
bir yavrunun içeceği süt de örfe göre külfet olarak görülmez; çünkü süt Allah
tarafından ihsan edilmekte, sağıldıktan sonra yerine yenisi gelmektedir. Bu
yönüyle o suya benzemektedir.
[d] - Ayrıca sütün
içilmesi bir külfet olarak görülse bile buna Allah'ın hakkı iliştiğinden bu
sütün kuzunun içmesine sarf edilmesi
gerekir. Hayvan
sahibinin yalnızca yavrudan arta kalan sütü sağması
caizdir. Bu süte
Allah'ın hakkı iliştiğinden bu hak hayvan sahibinin hakkından önce gelir.
Nitekim elinde abdest alabilecek kadar su bulunan kimsenin namaz vakti
girdikten sonra bu suyu satmak vb. tasarruflarla elinden çıkarmasının haram
olması da bunu göstermektedir.
Şayet namaz vakti
girdikten sonra satar veya hibe ederse bu tasarruf sahih olmaz; çünkü bu suya
Allah hakkı ilişmiştir. Bu suyun abdeste harcanması gerekir. İşte koyunun
sütünün de kuzuya harcanması böyledir, bu farz zekat sebebiyle düşmez.
Nevevi er-Ravda ve
el-Mecmu'da şöyle demiştir: [Sene içinde doğan yavruların zekat ödenirken] ana
hayvanlara 'eklenmesinin etkisi "hayvanların sayısı yeni eklenen yavrularla
başka bir nisaba ulaştığında" görülür. Örneğin kişinin yüz koyunu olsa,
bunlardan yirmi bir tane kuzu elde edilse bu durumda iki koyun verilmesi
gerekir. Yalnızca on tane kuzu doğsa bunun bir etkisi görülmez,
Bu görüşe şöyle itiraz edilmiştir:
Eklenen yavrularla diğer nisaba ulaşılmasa bile ana hayvanların telef olması
halinde eklemenin etkisi görülebilir. Örneğin kişinin kırk koyunu olsa bunlar
yıl içinde yirmi tane kuzu doğursa daha sonra ana koyunlardan yirmi tanesi ölse
kalan kırk koyunda zekat gerekli olur.
3. SENE İÇİNDE
DOĞUMDAN BAŞKA BİR YOLLA SÜRÜYE KATILAN HAYVANLARIN DURUMU
Sene içinde satın alma
vb. yollarla kişinin mülkiyetine giren hayvanlar diğer hayvanlara eklenmez
Sene içinde; satın alma,
hibe edilmesi, mirasçı olma, vasiyet vb. yollarla sürüye katılan hayvanlar
[zekat hesaplanırken] diğer hayvanlara eklenmez; çünkü bu hayvanlar doğum
yoluyla meydana gelen hayvanlarla aynı özellikte değildir. Hayvanların
üzerinden bir yılın geçmesi gerektiği konusunda dinde delil bulunmaktadır. Yıl
içinde doğan hayvanlar yukarıda belirttiğimiz gerekçe ile bu kuralın dışına
çıkmıştır, doğan hayvanlar dışındaki hayvanlarda ise genel kural geçerli olmaya
devam eder.
Nevevi "sene
içinde" ifadesi ile "nisab miktarını" dışarıda bırakmıştır;
çünkü mezhepte esas kabul edilen görüşe göre bunlar diğer hayvanlara dahil
edilir. Çünkü nisap miktarında olan hayvan artmak suretiyle başkasına yardım
etmeye elverişli hale gelmiştir. Buna göre Muharrem ayının başında kişinin otuz
sığırı olsa Recep ayının başında on tane daha satın alsa veya kendisine miras
kalsa yahut bir başka yolla kendisinin olsa bu kişi otuz sığırın üzerinden bir
yıl geçtikten sonra bir tane iki yaşında dana verir, bundan sonraki her bir
yılda üç yaşında bir dişi ineği n dörtte üçünü verir. On sığırın her bir yılı
dolunca bir tane üç yaşındaki ineğin dörtte birini verir.
Kişi hayvanının senenin
tamamlanmasından sonra yavruladığını iddia ederse onun sözü kabul edilir. Şayet
hayvan sahibi hakkında bir itham söz konusu olursa [söylediğinin doğru olduğuna
dair] yemin eder.
Hayvan sahibi elindeki
yavrunun [ana hayvanların] zekat yılı tamamlandıktan sonra doğduğunu iddia
ederse veya elindeki hayvanı satın alma vb. bir yolla elde ettiğini iddia eder,
zekat memuru aksini iddia ederse, her ikisinin söylediğinin doğru olma ihtimali
bulunursa hayvan sahibinin sözü kabul edilir; çünkü o "sözüne güvenilmesi
gereken kişi" durumundadır. [''Aslolan eldeki hayvana zekatın
düşmemesidir" şeklindeki] genel kural da onun sözünü desteklemektedir.
Şayet hayvan sahibi
hakkında bir ith am söz konusu olursa o, zekatta hak sahibi olan kimselerin
hakkını korumada ihtiyat göstermek uygun olduğundan, hayvan sahibinin
söylediğinin doğru olduğuna dair yemin etmesi müstehap olur. Şayet hayvan
sahibi yemin etmekten kaçınırsa kendi haline bırakılır. Bu durumda zekat
memuruna yemin ettirmek caiz değildir; çünkü o vekildir. Zekatta hak sahibi
olan kimselere yemin ettirmek de caiz değildir; çünkü onlar şahsen belirli
değildir.
BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN
AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN
D. DÖRDÜNCÜ ŞART:
MALIN BİR YIL BOYUNCA KİŞİNİN MÜLKİYETİNDE KALMASI