MUĞNİ’L-MUHTAC

HAC-UMRE / İHRAM YASAKLARI

 

4. CİNSEL İLİŞKİDE BULUNMAK

 

İhramlıya haram olan fiillerin dördüncüsü cinsel ilişkide bulunmaktır.

 

Cinsel ilişkide bulunma halinde umre fasid olur. Aynı şekilde ilk ihramdan çıkma halinde cinsel ilişki gerçekleşirse hac da fasid olur.

 

Cinsel ilişkide bulunma durumunda deve kesrnek, fasid hale gelen hacca devam etmek ve bu haccı -nafile bile olsa- kaza etmek gerekir.

 

Daha doğru görüşe göre kazanın derhal yerine getirilmesi gerekir.

 

1. İhramlıya haram kılınan şeylerin dördüncüsü önden [cinsel organdan] veya arkadan -hayvanla bile olsa- cinsel ilişkide bulunmaktır. Bu konuda icma vardır. 

 

2. İhramlı olmayan bir kadının ihramlı olan kocasının cinsel ilişki isteğine olumlu karşılık vermesi haramdır. Çünkü bu günah olan bir şeye yardım etmektir.

 

3. İhramlı olmayan bir erkeğin ihramlı olan karısıyla cinsel ilişkide bulunması haramdır.

 

4. Nevevi'nin ifadesinden sanki cinsel ilişki dışındaki fiillerin haram olmadığı gibi bir anlam akla geliyorsa da bu kastedilmiş değildir. Her iki ihramdan çıkış zamanından önce cinselorgan dışında bedenin başka yerinden sevişerek yararlanmak da haramdır ve bundan dolayı kurban gerekir.

 

5. Erkeğin eliyle cinselorganından meni getirmesi [mastürbasyon yapması] da haram olup, şayet men i gelirse kurban kesmesi gerekir.

 

Son iki durumda kişi daha sonra cinsel ilişkide bulunursa cinsel ilişki sebebiyle büyük baş hayvan kesmek gerekli olacağından diğer fiiller sebebiyle gereken küçükbaş hayvan kesme yükümlülüğü düşer.

 

6. [Hac ile birlikte değil] sadece umreye başladıktan sonra henüz bitirmeden önce cinsel ilişkide bulunulması halinde umre fasid olur.

 

Tek başına yapılmayan [hac ile birlikte yapılan] umrenin [cinsel ilişki sebebiyle] sahih veya fasid olma açısından hükmü hacca bağlıdır.

 

7. Aynı şekilde hacda vakfeden önce yani ihramdan birinci çıkış gerçekleşmeden önce cinsel ilişkide bulunma halinde hac fas id olur. Bu konuda icma vardır. Arafat vakfesinden sonraki cinsel ilişki ise Ebu Hanife'nin görüşünün aksine haccı bozar. Çünkü bu "sahih olan ve henüz birinci çıkışın söz konusu olmadığı bir ihram içinde gerçekleşmiş cinsel ilişkidir". Bu açıdan hükmü vakfeden önceki cinsel ilişki gibidir.

 

8. Umre veya hacda iken cinsel ilişkide bulunan kişi köle veya mümeyyiz çocuk olsa bile hüküm yukarıdaki gibidir.

 

Çünkü hacda cinsel ilişkide bulunmak şu ayetle yasaklanmıştır: Hac sırasında cinsel ilişkide bulunmak, günah sayılan davranışlar sergilemek ve tartışıp çekişmek kesinkes yasaktır. [Bakara, 197]

 

Bu ayetin Arapça aslında "cinsel ilişki yoktur" derken "cinsel ilişkide bulunmayın" demek kastedilmiştir. Her ne kadar haber verme tarzında ifade edilmişse de amaç yasak koymaktır. Çünkü bu ayetteki ifadeyi haber olarak düşünmeye devam edersek cinsel ilişki fiilinin hacda hiç meydana gelmiyor olması gerekirdi. Çünkü Allah'ın haberleri kesinlikle doğrudur. Oysa biz hacda cinsel ilişkide bulunma fiilinin çokça gerçekleştiğini biliyoruz.

 

Genel prensip "bir şey yasaklandığında, bu yasak, yasaklı halde yapılan fiilin fasid olmasını gerektirir". 

 

Alimler umreyi de hacca kıyas etmişlerdir. 

 

Mümeyyiz olmayan çocuk ve deliye gelince onlar cinsel ilişkide bulunduklarında hacları bozulmaz. Yine unutarak veya hükmünü bilmeyerek yahut da zorla yaptınlarak cinsel ilişkide bulunan kimsenin haccı da bozulmaz.

 

Not:  Nevevi'nin "ihramdan ilk çıkış gerçekleşmeden önce" ifadesi -benim yaptığım açıklamadan anlaşılacağı üzere- yalnızca hacca özgüdür. Çünkü umrede yalnızca bir kez ihramdan çıkmak söz konusudur. Nevevi bu ifadeyi zikretmekle cinsel ilişkinin ihramdan ilk çıkıştan sonra gerçekleşmesi durumunu dışarıda bırakmıştır. Çünkü bundan sonra hac bozulmaz.

 

Aynı şekilde ona tabi olan umre de bozulmaz. Bir görüşe göre ise umre bozulur. Nevevi'nin sözünden de bu anlam çıkmaktadır.

 

Kişi cinsel ilişki halinde iken ihrama girse Zevaidü'r-Ravda'da "daha doğru görüş" olarak belirtildiği ne göre ihramı başlamış olmaz. Cinselorganını dışarı çıkarırken ihrama girse mezhep içindeki görüşlerden tercihe şayan olanına göre ihramı sahih olur; çünkü cinselorganı çıkarmak ilişkide bulunmakta aynı değildir.

 

9. Erkeğin hac ve umresini bozan cinsel ilişki sebebiyle kurbanlık olmaya müsait bir deve kesilmesi farz olur. Çünkü sahabe buna hükmetmiştir.

 

"Hac ve umreyi bozan cinsel ilişki" ifadesiyle iki mesele dışarıda kalmış olmaktadır:

 

[1] - Kişinin ihramdan birinci çıkış sonrasında ikinci çıkış öncesinde cinsel ilişkide bulunması,

 

[2] - İhramdan birinci ve ikinci çıkışı yapmadan önce bir cinsel ilişkide bulunduktan sonra ikinci defa cinsel ilişkide bulunması.

 

Bu her iki durumda da kişinin küçük baş hayvan kesmesi gerekli olur.

 

Nevevi'nin ifadesinin kapsamına kadın da dahil olmakla birlikte [benim ifadeyi açıklarken zikrettiğim] "erkek" sözcüğü kadını dışarıda bırakmaktadır. Çünkü kadının hükmü konusunda "oruç" meselesindeki görüş ayrılıkları burada da geçerlidir. Doğru olan görüşe göre kadınla ilişkide bulunan kişi onun kocası olsun yahut olmasın, ilişkide bulunan erkek ihramlı olsun yahut olmasın kadına fidye gerekli değildir. Oysa el-Mecmu'un ifadesi kadın ihramlı olup da erkek ihramsız olduğunda kadına fidyenin gerekli olduğunu göstermektedir.

 

Bil ki; -bedenete- sözcüğü hadis ve fıkıh kitaplarında yalın [mutlak] halde kullanıldığında bununla erkek olsun dişi olsun deve kastedilir. Bunun şartı kurbanlıklarda zikredilen yaşta olmasıdır. Bu sözcük deve~ den başka bir anlamda kullanılmamaktadır. Dilcilere göre ise onların Ö çoğu yahut da çoğunluğu bu sözcüğün hem deve hem de sığırlar için ~ kullanıldığı görüşündedir. Nevevi et-Tehzib ve't-Tahrir adlı eserinde Ezherl'den bu sözcüğün koyun için de kullanıldığını aktarmışsa da bu konuda yanılmıştır.

 

10. [Cinsel ilişkide bulunup haccını bozan] kişi deve bulamazsa sığır keser, sığır da bulamazsa yedi tane küçükbaş hayvan keser. Bunu da bulamazsa devenin kıymeti belirlenir ve bu kıymetine denk miktarda buğday satın alarak tasadduk eder. Sadaka verebilecek durumda değilse buğday miktarının her bir müddü için bir gün oruç tutar. Daha sonra kurbanların mertebeleri gelecektir.

 

11. [Cinsel ilişkide bulunup haccını veya umresini bozan] kişinin bozulmuş olan hac veya umresine devam etmesi gerekir. Çünkü ayetteki "Haccı ve umreyi Allah için tamamlayın" [Bakara, 196] ifadesi genelolup "sahih olan hac-umre" ile "fasid olan hac-umre" arasında ayrım yapmamıştır.

 

[*] - Bu hüküm sahabeden bir grubun fetvalarında da yer almış ve karşı görüş bildiren de çıkmamıştır.

 

"Bozulmuş hac-umreye devam etmek" ile kastedilen cinsel ilişki öncesinde hac ve umresinde ne yapıyorsa aynısını yapması, cinsel ilişkide bulunmadan önce nelerden kaçınıyorduysa aynılarından kaçınmaya devam etmesidir.

 

12. [Bozulmuş olan hac ve umreye devam eden kişi] ihram yasaklarından herhangi birini çiğnerse daha doğru olan görüşe göre fidye vermesi gerekir.

 

Hac-umreyle ilgili bu hüküm diğer ibadetlerden farklıdır; çünkü diğer ibadetler bozulduğunda bozuk halde devam etmek gerekli değildir; çünkü bozulduktan sonra bir saygınlığı kalmamıştır. Bununla birlikte Ramazan ayında orucunu bozan kişinin her ne kadar orucunu bozmuşsa da günün saygınlığı sebebiyle günün geri kalan kısmında yemeden içmeden beklernesi gerekir.

 

13. Kişinin hac ve umresi nafile bile olsa [cinsel ilişkiyle bu ibadetini bozan kişinin] ibadetini kaza etmesi ittifakla gerekir. Çünkü hac-umreye başlandığında tamamlamak gerekli olur, bu yüzden diğer ibadetlerden farklı olarak hac-umreye başlandığında bu ibadetler farza dönüşür.

 

14. Çocuk veya köle cinsel ilişkide bulunduğunda hac-umresi bozulur, çocuk ve köle iken bozulmuş olan bu ibadetini kaza etmesi caiz olur.

 

15. Hac-umre ibadetini bozan kişinin bu ibadetini kaza ederken eda esnasında ihrama girdiği mikat mahallinden veya daha öncesindeki bir yerden gerek kendi halkının ihrama girdiği evlerden gerekse başka yerlerden ihrama girmesi gerekir. Şayet hac-umre amacını gütmeksizin mikat yerinden geçerse kaza ederken bu yerden ihrama girmesi gerekir.

 

Ancak kişi daha önceki edada tuttuğu yoldan başka bir yol tutarak hacca-umreye gidiyorsa -ihramsız olarak mikat mahallin i geçmesi sonucuna yol açmıyorsa- daha önceki edada ihrama girdiği mesafe ile aynı mesafedeki yerden ihra ma girer. Aksi takdirde mikat mesafesi ile aynı mesafeden ihrama girer.

 

Bundan anlaşıldığına göre kişi daha önce ifrad haccı yapmış sonra da Mekke'ye en yakın helal bölgeden ihrama girmiş sonra da ibadetini bozmuşsa bunu kaza ederken de en yakın helal bölgeden ihrama girmesi yeterli olur. Yine bu durumda önceki eda ibadetini yaparken gittiği yoldan gitmesi gerekmez. Ancak onunla aynı miktardaki mesafeden ihrama girmesi şarttır.

 

16. Kişinin kaza esnasında eda olan ibadette ihrama girdiği zaman ihrama girmesi gerekmez, aksine ihrama girmesi caizolan bir vakitte bundan daha sonra veya daha önce ihrama girebilir.

 

Hac-umrenin kazası konusunda "ihrama girme zamanı"na ilişkin bu hüküm ihrama girme mekanına ilişkin hükümden farklı olmuştur; çünkü [ihrama girilecek] zamanı sınırlandırmak mümkün olmadığı halde mekanı sınırlandırmak mümkündür.

 

17. Kişi [daha önce bozmuş olduğu hac-umrenin kazasını yapar~ ken] ikinci olarak yaptığı bu kazayı da cinsel ilişkide bulunarak bozsa birdeve kesmesi ve bir tane kaza yapması gerekir. Çünkü kaza edilen ibadet bir tane olduğundan birden fazlası gerekmez.

 

18. [Cinsel ilişki sebebiyle bozulan hac-umrenin kazasının hemen ertesi yıl derhal yapılması gerekir mi? Bu konuda mezhep içinde iki görüş bulunmaktadır:]

 

[Birinci görüş]

 

Daha doğru olan görüşe göre bozulan hac-umrenin [hemen ertesi yıl] derhal kaza edilmesi gerekir. Çünkü her ne kadar haccın vakti geniş olsa bile hac ibadetine başladıktan sonra vakti daralmış hale gelir.

 

Buna "kaza" adının verilmesi şu açıdan problemli görünmektedir: Namazını bozup sonra vakit içinde namazını iade eden kişinin bu fiili -Kadı Hüseyin'in görüşünün aksine- kaza değil eda olur; çünkü asıl vakti içinde yapılmıştır.

 

Subki buna şu şekilde cevap vermiştir:

 

[1] - Alimler burada "kaza" kelimesini sözlük anlamında kullanmışlardır.

[2] - Ayrıca namazın vakti dar olmasa bile hac, ihrama başlandığında vakti daralmış olmaktadır. Çünkü namazın son vakti namaza başlamakla değişikliğe uğramaz. Bu yüzden namazı bozduktan sonra namazı tekrar kılmak namazı vakti dışında kılmak değildir. Oysa hac-umreye başlamakla bunların vakti hem başlangıç hem de sonuç itibarıyla daralmış olmaktadır. Çünkü hac, [Arafat' a yetişememe durumunda] kaçırılmış olmaktadır. Şu halde onu ikinci yıl yapmak normal vaktinin dışında olduğundan buna kaza demek mümkündür.

 

Subki'nin oğlu da et-Tevşih adlı eserinde ilk gerekçeyi İbn Yunus'un "bu edadır kaza değildir" sözüyle desteklemiştir.

 

"Umrenin derhal kaza edilmesi" açık olarak anlaşılabilecek bir hükümdür.

 

19. Haccın derhal kaza edilmesi ise haccın bozulduğu yılda olabilir.

Şöyle ki;

 

> Kişi haccını bozduktan sonra muhsar duruma düşebilir ve bu sebeple ihramdan çıkabilir. Daha sonra engelortadan kalkmış olabilir.

 

> Kişi haccı bozacak fiili yaptıktan sonra irtidat eder [daha sonra yeniden Müslüman olmuş olabilir].

> "Hasta olursam ihramdan çıkarırn" diye şart koşarak ihrama giren kişi hastalık sebebiyle ihramdan çıktıktan sonra iyileşmiş olabilir.

 

Bu durumda kişi haccı kaza etmekle meşgulolur.

 

20. [Kocası ile cinsel ilişkide bulunarak hac-umresini bozan] kadın hac-umreyi kaza etmek üzere yola çıksa onun gidiş-dönüş sırasında azık ve binek masraflarını karşılamak üzere kocasının fazladan nafaka vermesi gerekir. Çünkü bu masraf -tıpkı oruçlu iken gerekli olan keffarette olduğu gibi- cinsel ilişkiye bağlı olarak gerçekleşmiş olduğundan kocanın karşılaması gerekli olur.

 

21. Kadın ölmüş ise kocanın kendi malından kadın adına hac yapması gerekir.

 

22. Zina yoluyla veya şüphe sebebiyle ilişkide bulunulan kadının hac masraflarını kendisi karşılar.

 

23. Muhsar olma durumundaki nafakayı ise kocanın karşılaması gerekmez, ancak koca, karısıyla birlikteyse gerekli olur.

 

24. [Kaza edilen hac-umre esnasında] her iki ihramdan çıkış gerçekleşinceye kadar karı-kocanın bir arada bulunmaması sünnettir. Cinsel ilişkinin bulunduğu yerde farklı kalmaları daha da güçlü bir sünnettir; çünkü bunun farz olup olmadığı konusunda farklı görüşler vardır.

 

Not:

1. İfrad haccı yapan kişi haccını bozsa ve kaza yaparken temettu veya kıran haccı yapsa bunu yapması caiz olur, aksi de aynı şekildedir.

 

2. Kıran haccı yapan kişi haccını bozsa umrenin hac içine dahil olmuş olması sebebiyle bir tane deve kesmesi gerekir. Bu kişiye bozmuş olduğu kıran sebebiyle kurban gerekir; çünkü hacca başlamış olması sebebiyle bu gerekli olmuştur, haccın bozulmasıyla bu kurban düşmez. Bir tane de haccı bozma sebebiyle yüklenmiş olduğu kaza sebebiyle kurban gerekir. Bu kazayı ifrad şeklinde de yapsa kurbanı kesmek zorundadır. Çünkü ifrad haccı yapmakla teberruda bulunmuş olmaktadır.

 

3. Kıran haccı yapan kişi Arafat vakfesine yetişemeyerek haccı kaçırsa buna bağlı olarak umreyi de kaçırmış olur bu durumda iki kurban kesmesi gerekir: Birincisi haccı kaçırmış olma, ikincisi de kıran haccı yapıyor olması sebebiyle gerekli olan kurban. Kaza ederken de bir üçüncü kurban gerekir.

 

4. Kişi hac-umre sırasında dinden dönse ihramı bozulur, buna bağlı olarak hac-umresi de bozulur. Bu namaz ve orucunun bozulmasına benzer. Bu durumda keffaret gerekli olmaz, kişi sonradan İslama dönse bile bu ibadete devam edemez. Çünkü bu konuyla ilgili bir rivayet bulunmamaktadır. Cinsel ilişki meselesi ise bundan farklı olarak kişinin hac-umresini bozsa bile kişinin ihramı bozulmuş olmamaktadır. Bu nedenle de bozulmuş da olsa kişinin ibadete devam etmesi gerekmektedir.

 

BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

5. AV YAPMAK