MUĞNİ’L-MUHTAC

HAC-UMRE / MUHSAR

 

A. GENEL NİTELİKLİ ENGELLENME

 

1. Haccı ve umreyi tamamlaması bütün yollardan engellenen kişinin -birazdan zikredilecek şekilde- ihramdan çıkması dÜzdir, zorunlu ~ değildir.

 

> Bu kişi ister hac ister umre isterse kıran yapıyor olsun,

> Engelleme ister yolun kesilmesi isterse başka bir şekilde olsun,

> Engelleyen kişi ister kafir ister müslüman olsun,

> Savaş yaparak ve mal vererek hacca gitmek mümkün olsun veya olmasın,

> [İleriye gitmeye engel olunduğu gibi] geriye dönmeye de engelolunsun ya da olunmasın hüküm aynıdır.

 

[*] - Bunun delili şu ayettir: Ey Müminler! Hac ve umre niyetinizi tam anlamıyla Allah rızasına uygun bir ibadet olarak gerçekleştirin. Eğer bu ibadeti yapmaktan alıkonulursanız, o takdirde maddi gücünüze uygun bir kurban kesin. Kurban kesilme vaktine kadar başınızı tıraş etmeyin. [Bakara, 196]

 

[Ayetteki "eğer bu ibadeti yapmaktan alıkonulursanız" ifadesinden sonra] "ve ihramdan çıkmak isterseniz" ifadesi varmış gibi düşünülmelidir. Çünkü tek başına hacdan-umreden alıkonmak hedy kurbanı kesmeyi gerektirmez.

 

[*] - Bu ayet, müşrikler Hz. Peygamber (s.a.v.) ve ashabın beytullahı ziyaret ederek umre yapmasına engelolduklarında indirilmiştir. Bunun üzerine Hz. Peygamber (s.a.v.) kurbanını kesip tıraş oldu ve ashabına da şöyle buyurdu: "Kalkın! Kurbanlarınızı kesip tıraş olun". (Beyhaki, Hac, V, 215)

 

[&] - Ayrıca kişi hac ve umre ibadetlerini tamamlayıncaya kadar ihramlı olarak kalmasında büyük bir zorluk bulunmaktadır. Allah kendi lütuf ve keremiyle bu zorluğu bizden kaldırmıştır.

 

[&] - Müslümanlar muhsar olan kişinin ihramdan çıkabileceği konusunda icma etmişlerdir.

 

2. Hac yapmasına düşman tarafından engelolunan müslümanlar düşmanla savaşarak veya onlara mal vererek hac yapabilecek imkanı bulsalar ihramdan çıkamazlar.

 

Bundan şöyle bir anlam çıkmaktadır: "Engellenen müslümanlardan mal istense bunu vermeleri gerekmez." İstenen mal az bile olsa bu hüküm doğrudur. Yani -sonraki alimlerden birinin de dediği gibi istenen mal haccın edasına göre az bile olsa hüküm böyledir. Örneğin iki üç dirhem gibi bir para istense bunu ödemernek için ihramdan çıkılmaz.

 

3. Kafire mal vermek, ortada bir zorunluluk yokken kafir karşısında küçük düşmeye yol açacağı için mekruh olur. Bununla birlikte kafire hibede bulunmanın haram olmasından farklı olarak bu haram olmaz.

 

4. Müslümanların hac-umre yapmasına engelolup para isteyen kişiler başka müslümanlar ise onlara mal vermek mekruh olmaz.

 

5. Şayet kendilerine engelolunan müslümanların savaşma güçleri varsa; hem cihad etme, hem İslam'a yardımcı olma hem de hac yapma imkanını bir arada gerçekleştirebilmek için kendilerine engel olan kafirlerle savaşmaları daha uygun bir davranış olur.

 

[Soru]  Kafirlerin sayısı bizim iki katımız kadar veya daha az olduğunda onlarla savaşmamızın zorunlu olması niçin gerekli olmamaktadır?

 

[Cevap]  Alimlerin "siyer" bölümünde belirttikleri üzere insanların savaş safı dışında onlar karşısında sebat etmeleri gerekli değildir.

 

6. İhramlı kişi kafirlerle savaşmak istediğinde zırh vb. savaş elbiselerini giyebilir, bu durumda ihramlı kişinin soğuktan veya sıcaktan kurtulmak üzere zırh giymesi durumunda olduğu gibi bu kişinin de fidye vermesi gerekir.

 

7. Umre ihramına girip muhsar olan kişinin ihramdan çıkmamak için beklernesi daha uygun bir davranıştır. Şayet geniş vakti varsa hac yapan kişi için de aynı durum söz konusudur. Geniş vakit yoksa haccı kaçırma korkusundan dolayı ihramdan çıkmada acele etmek daha iyidir. Bununla birlikte kişi hac ihramında olup da hacca gitmesine engelolan durumun ortadan kalkacağı ve kendisinin de hacca yetişebileceği ümidini taşıyorsa veya umrede olup da engelin ortadan kalkma zamanının yaklaştığını kesin olarak bilirse -yani üç gün içinde kalkacağını bilirse- bu durumda MaverdI' nin belirttiği üzere ihramdan çıkması yasak olur. Ezrai "öyle anlaşılıyor ki burada kesin bilmekle kastedilen şey zannı galiptir".

Ezrai buna dair İmam Şafii (r.a.)'nin Buveytl' de yer alan ifadelerini delil getirmiştir.

 

[Soru]  Düşman, hacca gitmek isteyen müslümanları dört bir yandan kuşatmışsa bu şahısların ihramdan çıkmalarının ne gibi bir yararı olacaktır?

 

[Cevap]  Bu sayede önlerinde bulunan düşmana karşı bir güvenlik elde etmiş olurlar.

 

İsnevi şöyle demiştir: Bu hüküm, "düşman birbirinden ayrı bölükler halinde olup her biri diğerini desteklemiyor olsa" şeklinde kayıtlanmasını gerektirir. Şayet hacca engelolan şahıslar müslümanları tamamen kuşatmış ve tek bir bölük halinde ise bu durumda ihramdan çıkmak caiz olmaz.  Bunu iyi kavrar

 

Alimlerin mutlak görüşleri itimad edilmesi gereken görüştür.

 

Çünkü haccı tamamlama imkanları bulunmadığı halde bu insanları ihramlı olarak bekletmek büyük bir zorluk doğurur.

 

Not:

1. Nevevi'nin ifadeleri vakfe yapmasına engelolunan kimseleri kapsamakta olup, Kabe'ye gitmesine engelolunan kişileri ve aksini kapsamamaktadır. Ki hüküm de böyledir. Ancak kişi bu durumda derhal ihramdan çıkamaz. Aslü'r-Ravda'nın son konusunda belirtildiğine göre vakfe yapamadığı durumda Mekke'ye gider ve umre fiillerini yaparak ihramdan çıkar. İkinci durumda ise vakfe yapar daha sonra ihramdan çıkar. Nevevi bunu el-Mecmu'da Maverdi' den aktarıp onaylamıştır. Her iki durumda da kaza gerekmez.

 

2. Benim metni açıklarken yer verdiğim "hac ve umrenin rükünlerinin yerine getirmesinin engellenmesi" ifade "şeytan taşlama" ve "Mina'da veya Müzdelife'de geceleme"ye engel olma durumlarını dışarıda bırakmaktadır. Bu durumlarda kişi tavaf yapmak, sa'y yapmak ve tıraş olmak suretiyle ihramdan çıkma imkanına sahip olduğundan bunları yapmadan ihramdan çıkması caiz olmaz. Bunları yapması hac ve umresi için yeterlidir. Şeytan taşlama ve Mina-Müzdelife' de gecelemeyi terk etme kurban keserek telafi edilir.

 

3. Bulkini "tavafın engellenmesi" meselesinden şu hükmü çıkarmıştır: Adet gören kadın ifada tavafını yapmamış olsa ve temizleninceye kadar Mekke'de kalması mümkün olmasa, ihramlı olarak memleketine dönse ve nafakası da bulunmasa, geriye beytullaha dönmesi mümkün olmasa bu durumda muhsar hükmünde olur. Niyet ederek, kurban keserek ve saçından alarak ihramdan çıkar.

 

O, bu görüşünü şu şekilde desteklemiştir:

 

el-Mecmu'da el-Furu yazarından, Ruyani'den ve başka alimlerden şu görüş nakledilmiştir: "Bir yoldan hacca gitmesine engelolunan ancak ondan daha uzun bir yol bulan kimsenin yanında bu yol için yeterli olacak nafakası yoksa ihramdan çıkabilir".

 

Barizi de buna benzer bir hüküm zikretmiştir. Veliyyü'lIraki' de bu görüşü uygun görmüştür.

Ben daha önce buna dikkatleri çekmiştir. Bunun gözden kaçırılmaması için burada yeniden zikrettim, çünkü bu durum çokça karşılaşılan bir durum olduğundan bu konuda uyanık olunmasını istedim.

 

3. Nevevi'ninifadesinden "kişi muhsar olduğunda başka bir yolu tutması halinde ve hacca gitme imkanını yakalayabilmesi halinde bile ihramdan çıkabilir" gibi bir anlam anlaşılmaktaysa da bu anlam kastedilmemiştir. Aksine kişi haccı kaçıracağını kesin olarak bilse bile arada uzun zaman olsun kısa zaman olsun kişinin o yolu tutması gerekir. Haccı kaçırması durumunda İmam Şafii (r.a.)'nin belirttiğine göre ve alimlerimizin de esas aldıklarına göre umre fiillerini yaparak ihramdan çıkar.

 

4. Tutulan yolun uzun olması vb. bir sebeple haccı kaçırırlarsa kaza etmeleri gerekmez.

Yukarıda zikredilen hükümler açısından insanların tümünün veya bir kısmının hatta tek bir kişinin engellenmesi arasında bir fark yoktur.

 

 

8. [Zayıf] bir görüşe göre hac kafilesi içinden bir topluluk muhsar kalsa bunlar ihramdan çıkamazlar; çünkü engellenme durumu kafiledekilerin tümünü kapsamamıştır. Bu açıdan kafile içindeki küçük topluluğun bu durumu hastalık ve yolu şaşırma durumlarına benzemektedir.

 

Doğru görüşe göre ise tıpkı genel nitelikli engellenme de olduğu gibi burada da ihramdan çıkmak caizdir; çünkü her birinin içinde bulunduğu zorluk durumu birbirinden farklı olup, birinin tahammül ettiği bir duruma bir başkası tahammül edemeyebilir.

 

BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

B. ÖZEL NİTELİKLİ ENGELLENME