İFLAS / TEFLİS |
3. BORÇLUNUN SATTIĞI
MALIN BORÇLUDAN BAŞKASINA AİT OLDUĞUNUN ANLAŞILMASI
Borçlunun, kısıtlama
öncesinde sattığı malda bir hak sahibi ortaya çıksa, satım bedeli telef olmuşsa
[müşteriye yönelik borç] yeni ortaya çıkmış bir borç gibi kabul edilir.
Hakimin sattığı bir
malda hak sahibi çıksa, satım bedeli konusunda müşteri öncelikli hak sahibidir.
[Zayıf] bir görüşe göre müşteri diğer alacaklılar arasına katılır.
1. İflas durumunda olan
kişi, kısıtlama kararından önce bir mal satsa, bu malda bir hak sahibi ortaya
çıksa, teslim alınmış olan satım bedeli telef olmuş olsa bu telef ister
kısıtlama öncesinde ister kısıtlama sonrasında meydana gelmiş olsun neticede
kısıtlama öncesinde sabit olduğu için "sonradan ortaya çıkan borç"
gibi değerlendirilir.
"Satım bedeli telef
olmuş olsa" ifadesiyle satım bedelinin mevcut olması durumu dışarıda
bırakılmıştır, bu mevcut ise müşteriye geri verilir.
[Soru] "Yeni ortaya çıkmış bir borç gibi"
ifadesindeki "gibi" sözcüğünün bir anlamı yoktur.
Bu gerçek anlamda
sonradan ortaya çıkmış ~ bir borçtur.
[Cevap] Bunun anlamı tıpkı "O'nun {Allah'ın]
benzeri gibi bir şey yoktur: " [Şura,lI] ayetindeki "gibi"
sözcüğü gibidir. Buna göre Nevevl'nin ifadesi şu anlamdadır: "Bağlayıcı
olan borç, bu sebep dışında başka bir sebeple ortaya çıkan borca benzer" .
Bunun hükmü daha önce
geçmiştir. Buna göre daha önce yapılan taksim iptal edilmeksizin veya iptal
edilerek müşteri diğer alacaklılar arasına dahilolur.
Buradaki
"misı" sözcüğü "bedel" anlamına gelir. Böylece değeri olan
malların değerini de kapsar.
2. Hakim veya onun malı
emanet ettiği kimse malı satıp satım bedelini teslim aldıktan sonra malda bir hak
sahibi olduğu ortaya çıksa [satım bedelinde öncelik hakkı kime aittir?
Bu konuda mezhep içinde
iki görüş bulunmaktadır:]
[Birinci görüş]
Müşteri satım bedeli,
yani bunun misli üzerinde diğer alacaklılara göre öncelikli hak sahibidir.
Böylece insanlar iflas eden kişinin malını satın almaktan geri durmazlar. Şu
halde müşterinin öne alınması, -tıpkı satım masraflarından ölçü-tartı ücreti
vb. şeylerde olduğu gibi- kısıtlama hükmünün yararını sağlamaktadır.
[İkinci görüş]
[Zayıf] bir görüşe göre
diğer alacaklarda olduğu gibi satım bedeli konusunda müşteri diğer alacaklılar
arasına katılır; çünkü bu da iflas eden kişinin zimmetindeki bir borçtur.
Bu ikinci görüş yukarıda
belirtilen gerekçeyle reddedilmiştir.
Hakim veya onun
güvendiği kimsenin tazmin yükümlülüğü söz konusu değildir; çünkü o din
tarafından verilen görevi yerine getirmektedir.
BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN
AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN
4. İFLAS EDEN
BORÇLUNUN VE YAKINLARININ NAFAKALARININ KARŞILANMASI