İFLAS / TEFLİS |
7. BORÇLUNUN MALLARINI
KİRAYA VERMEK
Daha doğru olan görüşe
göre müflisin ümmü veledini [çocuğunun anası olan cariyeyi] ve kendisine
vakfedilmiş araziyi kiraya vermek gereklidir.
[Borçluluk sebebiyle
tasarrufları kısıtlanmış şahsın] ümmü veledini ve kendisine vakfedilmiş araziyi
kiraya vermek gerekir [mi? Bu konuda mezhep içinde iki görüş bulunmaktadır:]
[Birinci görüş]
Daha doğru görüşe göre
kalan borç için bunu yapmak gerekir; çünkü mallardan elde edilecek menfaatler
de tıpkı mal gibi değerlendirilir. Bu yüzdendir ki hür kimsenin emeğinin telef
edilmesinin aksine ümmü veled ve araziden elde edilecek menfaat, bunları gasp
eden kimsenin elinde iken telef olsa tazmin edilirler. Bu yüzden bu ikisinden
elde edilecek ücretle borçlunun borcu ödenir. Borç ödeninceye kadar bunlar
tekrar tekrar kiraya verilir. Çünkü menfaatlerin bir sonu yoktur.
Rafii şöyle demiştir: Bu
ifadeden, borçtan kurtuluncaya kadar kişinin kısıtlılık halinin devam
ettirilmesi sonucu çıkar oysa bu uzak bir ihtimaldir.
Bulkini şöyle demiştir:
Bu ifadeden o sonuç çıkmaz. Bu ifadeden şu iki sonuçtan biri çıkar:
1) Kısıtlılığın
bütünüyle ortadan kalkması,
2) Kısıtlılığın,
vakfedilmeyen ve ümmü veled olmayan malvarlığı açısından kalkıp bu ikisinde ise
devam etmesi.
İsnevi bu konuda
Bulkini' nin görüşünü esas almıştır.
Zerkeşi şöyle demiştir:
Bununla kastedilen şey şudur: Bu ikisinden [ümmü veledin ve arazinin menfaatinden],
borçlunun ve malın taksimi öncesinde bakmakla yükümlü olduğu kimselerin
nafakası dışında bir şey artıyorsa bu ikisi sonradan meydana gelen mal
konusunda öne alınırlar. Bu ikisi [ümmü veled ve arazi] böyle olunca onlar gibi
kabul edilenler öncelikle öyle olur.
Ancak kişinin ve
bakmakla yükümlü olduğu şahsın nafakası malın taksiminden öne alınır.
Buna kıyasla şu
söylenebilir: Ümmü veled ve vakfedilen mal kiraya verilinceye kadar kişiye ve
onun bakmakla yükümlü olduğu şahıslara bunların gelirlerinden harcanır.
[İkinci görüş]
Bunu yapmak [yani
borçlunun arazisini ve ümmü veledini kiraya vermek] gerekmez; çünkü [cariyeden
ve araziden elde edilecek] menfaat, mevcut mal gibi kabul edilmez.
Ezrai şöyle demiştir:
Bana göre, menfaatinin [işgücünün] bir şahsa ait olması vasiyet edilmiş olan
köle de üm mü veled ve vakfedilmiş arazi gibidir.
Nevevi er-Ravda'da şöyle
demiştir: Gazalı kişinin, vakfedilmiş olan araziyi kiraya vermeye zorlanmasına
dair fetva vermiştir. Bu kiraya verme, borcun ödenmesi ve borç talep
edilmesinden kurtulma bakımından, insanların aldanamayacağı miktarda bir fark
söz konusu olmadığı sürece peşin ücret karşılığında olur. Ümmü veled de onun
gibidir.
Vakıf işleminde bu,
vakfeden kişi malın kiraya verilmesi konusunda herhangi bir şart koşmamışsa
uygulanır. Şayet bir şart koşmuşsa bu şarta uyulur. Bunu Kadı Ebu Bekir eş-Şaşı
fetvalarında belirtmiştir.
Not: Nevevı "kişiye vakfedilen arazi"
demek yerine [araziyi zikretmeyip] "kişiye vakfedilen" demiş olsa
daha kısa ve kapsamlı olurdu.
BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN
AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN
8. BORÇLUNUN,
ÖDEME GÜÇLÜĞÜ İÇİNDE OLDUĞUNU İDDİA ETMESİ