HAVALE |
HAVALE SÖZLEŞMESİNDE
BORCUN HUKUKİ DURUMU
Havale yapan kişi havale
işlemini yapmakla birlikte borçtan kurtulmuş olur. Üzerine havale yapılan [borçlu]
da havale yapan kişiye olan borcundan kurtulmuş olur. Havale alacaklısının
hakkı [havale yapanın zimmetinden] havale yapılan kişinin zimmetine intikal
eder. Şayet iflas, inkSr, yemin vb. bir yolla alacağın tahsili mümkün olmazsa
alacaklı şahıs havale yapan kişiye [alacağını tahsil için] dönüş yapamaz.
Üzerine havale yapılan
kişi, havale işlemi esnasında iflas halinde olsa ve havale alacaklısı da bunu
bilmiyor olsa [alacağını tahsil için havale yapan kişiye] dönüş yapamaz.
[Zayıf] bir görüşe göre "üzerine havale yapılan kişinin ödeme gücüne sahip
olması" şart koşulmuşsa dönüş yapılabilir.
1. Havale yapan kişi
havale işlemini yapmakla birlikte borçtan kurtulmuş olur. Üzerine havale
yapılan [borçlu] da havale yapan kişiye olan borcundan kurtulmuş olur.
Havale alacaklısının
hakkı [havale yapanın zimmetinden] havale yapılan kişinin zimmetine intikal
eder. [Bu ifade şu anlamlara gelebilir: ]
> Onun zimmeti borçlu
hale dönüşür.
> "Havale
alacağın tahsilidir" görüşünü tercih ettiğimizde birinci şahsın borcu
aynen kalmakla birlikte borcun mahalli değişmektedir. Metnin zahirinden
anlaşılan bu ikincisidir.
> "Havale bir
satımdır" görüşünü tercih ettiğimizde borç zimmete yapışır ve alacaklının
"havale edildiği alacak", "daha önceki alacağından" farklı bir
hale dönüşür. Bunun en doğru görüş olduğu daha önce geçmişti. Zikredilen şey,
havalenin neticesidir.
2. Havale alacaklısının,
alacağını, üzerine havale yapılan şahıstan alması şu sebeplerden birine bağlı
olarak imkansız hale gelebilir:
> Havale işlemi
sonrasında üzerine havale yapılan kişinin iflas etmesi,
> Üzerine havale
yapılan kişinin, borçluluğunu veya kendisine havale yapıldığını inkar etmesi ve
buna dair yemin etmesi,
> Üstte ki iki
maddeye benzer durumların meydana gelmesi: Nevevi bunu er-Rafii'nin kitaplarına
ve kendisinin er-Ravda adlı eserine ek olarak söylemiştir. Bununla, havale
borçlusunun kendi gücüne dayanarak ödemekten kaçınması veya şahidin ölümünden
sonra havale borçlusunun ödeme imkanına sahip olarak ölmesi durumu kastedilmektedir.
İşte yukarıdaki gibi bir
durum meydana gelirse, havale alacaklısı, havale yapan kişiye dönerek alacağını
ondan tahsil edemez. Bu, kişinin, alacağına karşılık olarak tahsil ettiği
bedelin elinde telef olmasına benzer.
Havale işlemi yapılırken
"yukarıdaki gibi bir durum meydana gelirse borcun havale yapan şahıs
tarafından ödeneceği" şart koşul~ muşsa, farklı görüşler içinden Ezrai ve
başka alimlerin tercih ettiği görüşe göre havale sahih olmaz. Çünkü burada
"akdin gereklerine aykırı bir şart" havale işlemine bitişmiştir. Bu,
güçlü olan görüştür.
Not: Nevevi'nin sözlerinin kapsamına
"ikale" de girer mi? Yani havale yapan kişi ile havale alacaklısı
arasında havale konusunda ikale yapılsa, hava le alacaklısı havale yapan kişiye
alacağını tahsil için dönüş yapamaz mı? Bu konu "havale işleminde ikalenin
sahih olup olmadığı" meselesine bağlıdır. Bu konuda [önceki alimlerin
kitaplarında] bir nakil bulmak çok zordur. Bulkini şöyle demiştir: "Bu
konuda pek çok kitap karıştırdım ancak açık bir ifade bulamadım. Bana göre
havale işleminde ikale yapmak caizdir; çünkü sahih olan görüşe göre havale de
bir satımdır."
İtimad edilen görüş,
havalede ikalenin sahih olmamasıdır. Rafii, havalede ikale işleminin sahih
olmadığını tek görüş olarak zikretmiştir. Bunu iflas konusunun baş taraflarında
"müşterinin satım bedelini ödemeden önce iflas ederek ölmesi"
konusuna ilişkin gerekçeyi zikrederken belirtmiştir.
Mütevelli şöyle
demiştir: Havale, bağlayıcı akitlerdendir, feshedilse bile fesholmuş olmaz.
3. Üzerine havale
yapılan kişi havale işlemi sırasında iflas halinde olsa ve havale alacaklısı
bunu bilmiyor olsa [havale yapan kişiye] geri dönme hakkı yoktur; çünkü
araştırma yapmamakla kusurlu davranmıştır. Bu, satın aldığı bir şeyde aldanan
kimsenin durumuna benzer. (141)
[Zayıf] bir görüşe göre
"üzerine havale yapılan kişinin ödeme gücüne sahip olması" şart
koşulmuşsa dönüş yapabilir; çünkü burada şarta aykırı davranılmıştır. Bu, satın
alınan kölenin "okuma-yazma bilmesi" şart koşulduğu halde bu şarta
uygun olmaması durumuna benzer.
Bu görüş şu şekilde
reddedilmiştir:
> Kölenin okuma-yazma
bilmemesi bir eksiklik kabul edilmez; çünkü kişi bunu şart koşmamış olsaydı
"kölede okur yazarlık özelliği yok" diyerek satım akdini bozamazdı.
Hatta böyle bir özelliğin
bulunmaması [kimi durumda] bir fazilet bile sayılır. Oysa havale yapılan
kişinin fakir olması, tıpkı kölenin kusurlu olması gibi bir eksikliktir.
> Şayet şart koşma
durumunda alacakIının havale yapana dönüş yapma hakkı olsaydı, şart koşulmasa
bile bu hakka sahip olması gerekirdi.
3. Üzerine havale
yapılan kişinin, havale yapan şahıs dışında bir kimseye ait bir köle olduğu
anlaşılırsa bu durumda da alacakIının havale yapana dönüş yapma hakkı yoktur,
aksine köle azat edildikten sonra alacağım köleden ister.
Şayet köle, havale yapan
şahsa ait ise -köle, ticaret yapmasma izin verilmiş ve kazanç sağlayan bir
kimse olsa ve efendisinin de kölenin zimmetinde daha onu köle edinmeden önce
gerçekleşen bir alacağı bulunsa bile- alacaklı, havale yapan kimseye dönüş
yapabilir; çünkü havale yapan kişi köleye sahip olduğu anda köle üzerindeki
alacağı düşmüş olur.
İbnü'r-Rif'a şöyle
demiştir: Havale alacaklısı, alacağı itiraf etmeden önce havaleyi kabul etse
onun bu kabulü zımnen "sıhhat şartlarımn bir arada bulunması" anlamma
gelir. Bu durumda bu itirafı ile yükümlü tutulur.
Üzerine havale yapılan
kişi borçlu olduğunu inkar etse, iki görüşten tercih e daha layık olduğu
anlaşılana göre havale alacaklısı, havale yapan kişiye "onun borçtan beri
olduğunu bilmiyordum" diye yemin ettirebilir.
BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN
AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN
HAVALENİN GEÇERSİZ
[BATIL] OLMASI