KEFALET |
III. MALİ VE BEDENİ
KEFALET SÖZLEŞMELERİNDE KULLANILAN İFADELER
Bu bölümde kefalet
sözleşmesinde kullanılan ifadeler açıklanmaktadır. Bu, hem mail hem de beden! kefaleti
kapsayan beşinci rükündür. Bu bölüm başlığında bu rükün "şart" olarak
ifade edilmiştir.
Malı ve bedenı kefalet
sözleşmesinde, yükümlülük üstlenmeyi gösteren sözlü bir ifadenin kullanılması
şarttır. Buna örnek olarak şu ifadeler zikredilebilir:
> "Senin onda
olan alacağının tazmin yükünü üstlendim",
>
"Yüklendim",
> "Üzerime
aldım",
> "Bedenine
kefil oldum",
> "Ben borcu
ödemeyi / o şahsı getirmeyi tazmin ettim / kefil oldum / üstlendim".
Kişi "ben borcu
öderim / ben o şahsı getiririm" demiş olsa [bununla kefil olmuş olmaz;
çünkü] bu [yalnızca] söz vermedir.
1. Bir borca veya bir
şahsı getirmeye kefil olma durumunda, kefilin buna razı olduğunu gösteren sözlü
bir ifadenin bulunması şarttır. Bu da gerek sarıh gerekse kinaye yoluyla olsun
-diğer haklarda olduğu gibi bunda da- yükümlülük üstlenmeyi gösteren bir ifade
kullanılmasıyla olur. Bunu "yazılı olarak belirtmek" veya
"dilsiz bir kimsenin anlaşılır işarette bulunması" da aynı hükme
tabidir.
2. [Borcu ödemeye veya
bir şahsı getirmeye kefil olmayı ifade etmek üzere kullanılabilecek sözlü
ifadeler şunlardan biri olabilir:]
> "Senin
falancada olan alacağını tazmin ediyorum / yüklendim / üstlendim" ,
> "Falan kişinin
getirilmesine kefil oldum"
> "Zeyd
üzerindeki borca kefil oldum",
> "Ben falancayı
getirmeyi tazmin ediyorum / kefilim / üsteniyorum / kabulleniyorum",
> "Falancada
olan alacak benim üzerimdedir".
[Kefalet bu sözlü
ifadelerden biri yoluyla gerçekleşir;] çünkü bunların bir kısmı nasslarda yer
almış diğerleri de ona kıyas edilmiştir. Ayrıca gerek sahabe gerekse sonraki
nesillerde "kefalet" sözcüğü meşhur olmuştu.
Yukarıdaki sözlü
ifadelerin tümü, kefalet konusunda "sarih / açık" ifadelerdir.
Şunlar da açık ifade
olarak kabul edilir:
> "Falancayı
bırak, onun borcu bendedir",
> "Falancanın
borcu[nu ödemek] bana aittir".
3. Bir kimse kefil
olduktan sonra, hak sahibi kefili ibra etse, daha sonra kefil alacaklı şahsın
borçluyu takip ettiğini görünce "onu bırak, ben daha önce olduğu gibi
kefilim" dese yeniden kefil olmuş olur; çünkü bu sözü ile ya kefaleti ilk
olarak başlatmış olmakta yahut da ibra sonrasında gerçekleşen bir kefaleti
haber vermektedir.
[İtiraz] Sözleşmeli kölenin efendisi, sözleşmenin
feshedilmesinden sonra kölesine "seni, sözleşmeli köle statüsünde bıraktım"
dese, sözleşme geri dönmüş olmaz. Burada da kefaletin geri dönmemesi gerekirdi.
[Cevap] Kefil olmak tamamen bir risk ve
belirsizliktir, bu yüzden köle ile sözleşme vb. şeylerden farklı olarak burada
yalnızca yükümlülüğü üstlenen kişinin bu sözü söylemesi yeterlidir.
4. Bir kimse "ben
falan kişinin cisminine / ruhuna kefilim" demiş olsa "bedenine
kefilim" demiş gibi kabul edilir.
5. Kişi, bir başkasının;
[a] - Üçte bir vb. şayi
bir parçasına kefil olsa,
[b] - Ciğer, kalp, baş,
ruh ve beyin gibi kişinin onsuz yaşayama-
yacağı bir organına
kefil olsa,
[Bu iki durumda]
"bedenine kefil oldum" demiş gibi kabul edilir. Bunu et- Tenbih
yazarı belirtmiş, Nevevi de Tashihü't-Tenbih adlı eserinde bunu onaylamıştır. Ben
de et- Tenbih şerhinde bu görüşü benimsedim.
Eş-Şerhu'l-kebir, eş-Şerhu's-sağir ve Ravda'da bunun sahih olduğu açık olarak
belirtilmiş değildir.
[c] - EI ve ayak gibi, o
olmadan da yaşayabileceği bir organına kefil olduğunu söylemesi yeterli değildir.
Alimler şöyle demiştir.
"Boşama vb. gibi bir şarta bağlanması sahih olan işlemlerin, kişinin bir
bölümüne izafe edilmesi sahihtir. Satım gibi şarta bağlanması sahih olmayan
işlemlerin kişinin bir bölümüne izafe edilmesi ise sahih değildir." Kefaletin
şarta bağlanması -daha sonra geleceği üzere- sahih değildir. Buna rağmen
kefaletin bir parçaya izafe edilmesi sahihtir. Buna dair cevabımız alım-satım
bölümünde geçmişti.
Not: el-Muharrer, eş-Şerhu'l-kebir,
eş-Şerhu's-sağir ve er-Ravda adlı eserde "tazmin ettim" ifadesinden
sonra benim de yaptığım gibi "senin için" ifadesi yer almaktadır.
Nevevi bunu el-Minhac'ta zikretmeyerek, bu sözü zikretmenin şart olmadığına
işaret etmek istemiştir. Ezrai bunun zahir olan görüş olduğunu söylemiştir.
6. Kişi "borcu ben
öderim" veya "o şahsı ben getiririm" demiş olsa, sorumluluk
üstlenmeyi vaad etmiş olur, buna uyması gerekmez; çünkü kullanılan sözlü ifade
"üstlenme / yüklenme" ifade etmemektedir.
EI-Mat Iab adlı eserde
şöyle denilmektedir: Ancak bu sözlü ifadeye, üstlenmeyi gösteren başka bir
karine bitişirse o zaman bunu yapmak gerekli olur.
BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN
AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN
IV. KEFALET
SÖZLEŞMELERİNE İLİŞKİN BAZI HÜKÜMLER.