REHİN |
REHNİN FEKKİ [REHİN MALIN
KURTARILMASI]
Rehin sözleşmesi, rehin
alan kişinin rehin sözleşmesini feshetmesi ve borçlunun borçtan beri olması
durumunda sona erer [mal rehin olmaktan kurtulur,]
Şayet borçtan herhangi
bir şey kalmış olursa rehnin hiçbir bölümü kurtulmuş olmaz,
Kişi bir kölenin
yarısını bir borç için, diğer yarısını da başka bir borç için rehin verse,
borçlardan birinden kurtulduğunda rehnin o kadarlık kısmı kurtulmuş olur.
İki kişi bir köleyi
rehin olarak verse, bunlardan biri borçtan kurtulduğunda onun payı rehin
olmaktan kurtulur.
1. Rehin, rehin alan
kişinin -rehin veren şahıs olmaksızın bile olsa- rehni feshetmesiyle çözülür /
kurtulur. Çünkü hak sahibi rehin alan kişidir, rehin sözleşmesi onun açısından
bozulabilir bir sözleşmedir.
Ölenin geride bıraktığı
malvarlığı üzerinde bir borç var olsa ve biz de terikeyi bu borç karşılığında
rehin kabul ettiğimizde -ki daha doğru olan görüş budur- alacaklı olan kişi bu
rehni feshetmek istese bu hakka sahip olamaz; çünkü burada geride kalan malın
rehin kabul edilmesi ölen kişinin yararı içindir, rehnin sona ermesi ise bu
yararı ortadan kaldırmaktadır.
"Rehin alan kişinin
feshetmesi" ifadesi "rehin veren kişi"yi dışarıda bırakmaktadır.
Rehin sözleşmesi onun feshetmesiyle sona ermez; çünkü bu sözleşme onun
açısından bağlayıcıdır.
2. Rehin sözleşmesi,
hangi yolla olursa olsun, hatta rehin alan kişinin rehin veren kişi üzerine
havalede bulunması yoluyla bile olsa, rehin verenin borcun bütününden beri
olmasıyla da sona erer.
Rehin alan kişi
alacağına karşılık olmak üzere borçludan bir mal alırsa rehin sözleşmesi sona
erer. Şayet karşılık olarak alınan mal telef olursa veya iki taraf teslimden önce
bundan vazgeçerlerse rehin olan mal tekrar rehin haline geri döner.
3. Borçtan herhangi bir
miktar -az bile olsa- kalmış olsa rehnin hiçbir bölümü kurtulmuş olmaz. Bu
konuda İbnü'l-münzir'in naklettiği üzere icma bulunmaktadır.
Bu, satılan malın [bedeli
tahsil edilinceye kadar satıcı tarafından] hapsedilmesi ve mükatep kölenin
özgürlüğüne kavuşmasına benzer.
Ayrıca o rehin, alacağın
bütün parçaları için bir güvence teşkil etmektedir. Buna göre -Maverdi'nin
belirttiği üzere- alacağın her bir bölümü ödendikçe rehnin de o kadarlık
miktarının kurtulması şart koşulursa rehin akdine aykırı bir şart koşulmuş
olması sebebiyle akit fas id olur.
4. Kişi bir kölenin
yarısını bir borç için diğer yarısını da bir başka borç için farklı bir akitle
rehin olarak verse, borçlardan birinden kurtulduktan sonra rehnin o kadarlık
kısmı kurtulur. Çünkü rehin sözleşmesinin birden fazla olması sebebiyle akit
birden fazla olmuş olur.
5. İki kişi bir köleyi
bir borç için rehin verseler, bu iki kişiden biri borcundan kurtulsa onun payı
rehin olmaktan kurtulur; çünkü akdi yapanların birden fazla olmasıyla akit de
birden fazla olmuştur. Bunların vekili bir de olsa hüküm böyledir.
Cüveynı şöyle demiştir:
Satım akdinin aksine burada hükmün dayanağı borcun bir olup olmaması hususudur.
Hak sahibi veya borçlu birden fazla olduğunda borç da birden fazla olmuş olur.
Satım akdinde vekilin birden fazla olup olmamasına bakılır; çünkü satım akdi
tazmine tabi bir akittir, bu sebeple rehin akdinin aksine satım akdinde akdi
yapan kişiye bakılır.
6. Kişi, kölesini iki
kişiye rehin bıraksa, birine olan borcundan kurtulsa, alacaklı olan kişilerin
birden fazla olması sebebiyle malın o kadarlık kısmı rehin olmaktan kurtulur.
[Soru] Alacaklı olan iki kişiden yalnızca birisi
alacaktan herhangi bir şey tahsil ettiğinde, bu tahsil ettiği yalnızca
kendisine ait olmaz, aksine bu miktar iki alacaklı arasında ortak olur. Hal
böyle iken tek bir alacaklının kendi payını tahsil etmesiyle rehnin o miktarı
nasıl kurtulabilir?
[Cevap] Burada sözü edilen konu, iki alacağın
sebeplerinin aynı olmadığı durumdur. Yahut da burada iki taraftan birine ait
borçtan kurtulma alacağın tahsili yoluyla değil bizzat onun ibrası ile
gerçekleşmiştir.
7. Kişi, bir köleyi
başkasına rehin vermek üzere iki şahıstan ödünç alsa, daha sonra borcunun
yarısını ödese ve kölenin yarısının
rehin olmasını kurtarmak
istese veya herhangi bir şeye niyet etmese ancak daha sonradan bunu kölenin
yarısı için ödenmiş kabul etse, köle sahibinin birden fazla olması dikkate
alınarak burada kölenin yarısı rehin olmaktan kurtulur. Ancak kişi ödeme
yaparken bunun şayi olmasını kastederse veya herhangi bir kast ı bulunmaksızın
ödeme yaptıktan sonra bunu kölenin her iki parçası için kabul etse yahut da
ödeme yapan kişinin durumu bilinmese o zaman kölenin yarısı rehin olmaktan
kurtulamaz.
Not:
1. Bir kimse bir
başkasına tek bir akitle iki köleyi rehin vermek üzere anlaşma yapıp bunlardan
birini teslim etse, -tıpkı iki köleyi rehin verip de birinin telef olması
durumunda olduğu gibi- teslim ettiği köle borcun bütünü için rehin olur.
2. Rehin veren kişi ölüp
geride mirasçılar bıraksa, mirasçılardan birisi borçtan kendisine düşen payı
ödese, miras bırakan kişinin durumunda olduğu gibi burada da onun ödediği
miktarda rehin mal kurtulmaz. Ayrıca rehin sözleşmesi ilk olarak tek bir kişi
tarafından yapılmıştır.
3. Bu hüküm şunu
gerektirir: Rehin alan kişi bütün alacağını tahsil edinceye kadar rehni
hapsetme hakkına sahiptir. Ancak rehin meselesinin aksine mirasçı, ölenin
bıraktığı maldan kendi payına düşeni borçtan kurtardığında o kurtulur. Çünkü
borcun malvarlığına ilişmesinde iki ihtimal söz konusudur:
[a] - Borcun
malvarlığına ilişmesi ya rehnin ilişmesi gibidir ki bu da rehin verenin birden
fazla olmasına benzer.
[b] - Yahut da diyetin
suç işleyen kimseye ilişmesi gibidir. Buna göre ortak olan köle bir suç
işlediğinde ortaklardan birisi kendi payına düşen kısmın fidyesini ödese
diyetin o bölüme düşen kısmı ortadan kalkar.
5. Rehin alan kişi
geride mirasçılar bırakarak ölse, mirasçılardan birisi kendi payına düşen
alacağı tahsil etse -bu konuda İbnü'r-Rif'a farklı görüş belirtmiş de olsa
Subkı'nin de belirttiği üzere- borcun onun payına düşen kısmında rehin sona
ermez. Nitekim -miras bırakan kişiye borcun bir kısmı ödendiğinde de
düşmemektedir.
BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN
AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN
REHİN KONUSUNDA
ANLAŞMAZLIĞA DÜŞMEK