ARİYET |
B. ÖDÜNÇ ALAN KİŞİNİN
YETKİ SINIRINA İLİŞKİN HÜKÜMLER
Nevevi [tazmin
konusundan sonra] ödünç işleminin ikinci hükmünü ele almaya başlamıştır ki bu da
ödünç alan kişinin, kendisine izin verilen yararlanma konusundaki yetki sınırı
meselesidir, Nevevi şöyle demiştir:
Bir kimse "buğday
ekmesi" için tarlasını bir başka şahsa ödünç verse, kişi buğday
ekebileceği gibi -şayet ödünç veren yasaklamamışsa- onun misli olan başka bir
şeyekebilir.
"Arpa ekmesi"
için ödünç vermişse, buğday vb. gibi arpanın üzerinde olan şeyleri ekemez.
Herhangi bir kayıt
koymaksızın "ekmesi" için ödünç vermişse daha doğru görüşe göre bu
ödünç verme sahih olur. Ödünç alan kişi dilediği şeyi ekebilir.
Bir kimse bina yapmak
veya ağaç dikmek için bir tarlayı ödünç alsa oraya ekin ekebilir.
Aksi durumda ise bina
yapamaz, ağaç dikemez.
Doğru görüşe göre; bina
yapmak için bir araziyi ödünç alan kişi ağaç dikemez. Aksi durumda da böyledir.
Araziyi herhangi bir kayıt koymadan ödünç vermek sahih değildir, araziden nasıl
yararlanılacağının belirlenmesi gerekir .
1. Bir kimse tarlasını
bir şahsa "buğday ekmesi" için ödünç verse, izin sebebiyle
buğdayekebilir. Yine tarlaya vereceği zarar buğdayla eşit veya daha az olan
başka bir şey de ekebilir.
Buna göre, tarla sahibi
"buğdayek" demişse, ödünç alan kişi arpa, bakliyat ile bunlara
benzeyen burçak, nohut vb. şeyler ekebilir; çünkü buğdayın tarlaya vereceği zarar,
bu sayılan bitkilerin vereceği zarardan daha fazladır. Kişi, tarlaya buğdaydan
daha fazla zarar verecek olan darı, pamuk ve pirinç ekemez.
Bu, ödünç veren kişi
buğdaydan başka bir şey ekmeyi yasaklamadıysa geçerli olacak bir hükümdür.
Şayet böyle bir yasak koyduysa, bu yasağa uygun hareket ederek başka bir şey
ekemez. Bu, kişinin vekiline "yüz dirheme satın al, elli dirheme satın
alma" demesine benzer.
Ödünç veren kimse
tarlaya ekilecek şeyin türünü belirlemiş, başka bir şeyekimini yasaklamışsa buna
uyulur. Bu, el-Muharrer'de açıkça ifade edilmiştir.
2. Kişi, tarlasını başka
bir şahsa "arpa ekmesi" için vermişse, buğday vb. gibi ondan daha
yukarıda olan şeyleri ekemez; çünkü bunların tarlaya vereceği zarar arpadan
daha fazladır.
Şayet tarla sahibinin
şartına aykırı davranarak, tarlaya ekme hakkı olmayan bir şeyekerse, örneğin
kendisine buğday için izin verildiği halde darı ekerse, ödünç veren kimse
bunları hiçbir bedel ödemeden tarladan söktürebilir. Şayet, benzeri durumda
ücret ödenecek kadar bir süre geçmişse, tarla sahibi emsal ücreti almaya hak
kazanır mı yoksa buğdayekimi ile darı ekimi arasındaki fark oranında ücret
almaya mı hak kazanır. Bu konuda iki ihtimal söz konusudur. Mütevelll'nin
"şayet böyle yaparsa tarlayı gasp etmiş olur" sözünden anlaşıldığına
göre daha doğru olanı birinci ihtimaldir. el-Envar'da da bu, tek görüş olarak
belirtilmiştir.
Not:
a. Nevevl'nin
"buğday" ve "arpa" sözcüklerini belirsizlik takısı ile
zikretmesi akla şunu getirmektedir: "Tarla sahibi belirli bir arpa ve
buğdaya işaret ederek bunun ekilmesi için tarlayı ödünç vermiş olsa, bunu
bırakıp başka bir arpa ve buğday dikmek -tıpkı tarlanın kiralanması
meselesindeki doğru kabul edilen görüşte olduğu gibi- c~\iz olur."
İsnevl'nin belirttiği üzere burada uygun olan, ödünç alan kişinin bunu
yapamamasıdır. Bu sebeple el-Muharrer'de bunlar belirli bir şekilde
zikredilmiştir.
b. Nevevi, arpa
konusunda caiz olmayacak şeyi "onun üzerinde olanı ekemez" diyerek
açıkça zikretmiş, buğday konusunda ise caiz olacak şeyi "onun misli olan
şeyi ekebilir" diyerek zikretmiştir. Çünkü bu ifadelerden her biri
diğerini göstermektedir.
3. Tarla sahibi
"ekim" sözcüğünü herhangi bir kayıt koymaksızın zikrederse yani
"tarlayı sana ekim yapmak için ödünç verdim" veya "ekmen için
verdim" derse [bu ödünç verme işlemi geçerli olur mu?] bu konuda mezhep
içinde iki görüş bulunmaktadır:
[Birinci görüş]
Daha doğru olan görüşe
göre ödünç verme geçerli olur. Bu durumda -kullanılan genel ifade sebebiyle-
ödünç alan kişi tarlaya dilediğini ekebilir.
Ezrai'nin belirttiği
üzere burada kastedilen "nadiren bile olsa o bölgede tarlaya ekilmesi
mutad olan şeyler" dir. Zira kişinin genel ifadesi "buna razı
olduğu" şeklinde yorumlanır.
[İkinci görüş]
Ödünç verme geçerli
olmaz; çünkü tarlaya ekilen şeylerin tarlaya vereceği zararlar farklı
farklıdır.
Rafii ve Nevevi şöyle
demiştir: "Odünç verme sahihtir; bu durumda ödünç alan kişi tarlaya en
hafif zararı verecek şeyi ekmekle yetinir" görüşü de ileri sürülebilir.
Bulkini bu görüşü şu
gerekçeyle reddetmiştir:
Genel ifadeler, ancak
kişi özel bir şey zikrettiğinde sahih olacak bir şeyle "en azı"
şeklinde yorumlanabilir. Oysa burada kişi bunu açık olarak zikretmiş olsa ödünç
verme sahih olmaz; çünkü tarlaya en az zarar verecek şeyin bir sınırı olmadığından
bu durum tartışmaya yol açar. Akitler, bu gibi tartışmalardan korunur.
Not: Kişinin "ne istersen ek" diyerek
tarlayı ödünç vermesi, Nevevi'nin zikrettiğiyle aynı hatta daha da öte bir
durumdur; çünkü bu umum bir ifadedir, mutlak [kayıt konmamış] bir ifade
değildir.
4. Bir kimse bir şahsın
tarlasını; oraya bina yapmak veya ağaç dikmek için ödünç almış olsa -şayet
tarla sahibi yasak koymamışsaoraya ekim yapabilir; çünkü ekim yapmak bunlara
göre daha hafiftir.
[Zayıf] bir görüşe göre
ödünç alan kişi ekim yapamaz; çünkü ekim yapmak tarlayı gevşetip zayıflatır.
Tarla sahibi bunu
yasaklamışsa ödünç alan kişi bunu yapamaz.
Bu meselenin aksi durumu
ele alalım; yani bir kişi ekim yapmak üzere bir tarlayı ödünç olarak alsa o
tarlaya bina yapamaz, ağaç dikemez; çünkü bunların tarlaya vereceği zarar daha
fazladır. Üstelik bina ve ağacın kalıcı olması amaçlanır. '
5. Bir tarlaya bina
yapmak için orayı ödünç almış olan kimse tarlaya ağaç [dikebilir mi? Bu konuda
mezhep içinde iki görüş bulunmaktadır:]
[Birinci görüş]
Doğru görüşe göre
-er-Ravda'da daha doğru görüş diye belirtilen görüşe göre- ağaç dikemez. Bunun
aksi durumda da yani ağaç dikmek üzere tarlayı ödünç almış kimse de tarlaya
bina yapamaz; çünkü bu ikisinin tarlaya verdiği zarar farklıdır. Binanın
tarlanın yüzeyine verdiği zarar ağaçtan fazladır. Ağacın ise kökleri dibe doğru
gittiğinderi- tarlanın alt kısmına verdiği zarar daha fazladır.
[İkinci görüş]
Bu caizdir; çünkü hem
ağaç hem de bina tarlada kalıcıdır.
Not:
a. Ağaç dikmenin
yasaklandığı durum "kalıcı olmak üzere" dikilmesi halidir. Senesi
dolunca tarladan almak üzere ağaç dikilirse -örneğin hurma fidanı dikiminde
olduğu gibi- o zaman Rafil'nin Cüveyni'den nakletliğine göre bu, tarlaya ekim
yapmak gibidir.
b. Subki şöyle demiştir:
"Alimler, tarlaya baklagiller vb. peyderpey toplanan ürünlerin ekilmesi
meselesine temas etmemişlerdir. Bunların köklerini -satım meselesinde olduğu
gibi- ağaç dikimi olarak kabul etmek mümkündür. Ancak kökü nakledilen şeylerden
olursa, nakledilen hurma fidanı ile aynı hükme tabi olur.
6. [Tarlanın mutlak
olarak ödünç verilmesi sahih midir? Yoksa ne için kiraya verildiğinin
belirlenmesi gerekir mi? Bu konuda mezhep içinde iki görüş bulunmaktadır:]
[Birinci görüş]
Doğru olan görüşe göre arazinin
bir kayıt konmaksızın ödünç verilmesi -kira akdine kıyasla- doğru değildir;
araziden ekim vb. nasıl yararlanılacağının belirtilmesi gerekir.
[İkinci görüş]
Bu sahihtir. Subkı bu
görüşü tercih ederek şöyle demiştir: Burada bilinmezliğin zararı yoktur; çünkü
ödünç vermede, kira akdinde 28Sı göz yumulmayan durumlara göz yumulabilir.
ibnü'r-Rif'a da Iraklı
alimlerin bunu sahih gördüğünü nakletmiştir. Horasanh alimlerden bir grubu bunu
tek görüş olarak kabul etmiştir. Bu konuda birinci görüşün karşısında yer alan
görüş güçlü olmakla birlikte Nevevi'nin ifadesinden zayıfmış gibi
anlaşılmaktadır.
ilk görüşe göre kişi
"araziyi sana dilediğin gibi yararlanman için ödünç verdim" veya
"akhna nasıl gelirse öyle kullanman için ödünç verdim" dese, bu ödünç
vermenin sahih olup olmadığı konusunda iki görüş bulunmaktadır. EI-Matlab'ta da
belirtildiği üzere daha doğru olanına göre bu sahihtir. Subkı "bunun tek
görüş olarak kabul edilmesi gerekir" demiştir. Rafii ve Nevevi, kira
akdinde benzer durumda akdi sahih kabul etmişlerdir, ödünç vermede bu haydi
haydi sahih olur.
Buna göre "ödünç
alan kişi dilediği gibi araziden yararlanır" denilmiştir. Bir başka görüşe
göre ise ödünç malların yararlanmasındaki adete uygun olarak yararlanır
denilmiştir.
Rafii şöyle demiştir: Uygun olan görüş, şunu ihtilafsız olarak
kabul etmektir: Mutlak olarak tarla ödünç verme durumunda, ödünç alan kişinin
tarlaya bir ölüyü gömme yetkisi yoktur; çünkü bu, tarlaya kalıcı bir zarar
vermektedir.
Not: NevevI'nin zikrettiği "tarla", iki
veya daha fazla bakımdan yararlanılan mallara bir örnektir. Örneğin at hem
binmede hem de yük taşımada kullanılabilir. Ancak "yere yayma"
dışında bir kullanım alanı olmayan halı gibi bir malı ödünç verirken, bunun
nasıl kullanılacağı zaten belli olduğundan ayrıca kullanım şeklini belirtmenin
gereği yoktur.
BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN
AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN
C. ÖDÜNÇ VERMENİN
BAĞLAYICI OLMAMASI