ÖLÜ ARZİYİ İHYA ETMEK |
ÖLÜ ARAZİ NASIL İHYA
EDİLİR?
Ölü arazinin ihyası,
ihyanın amacına göre değişiklik gösterir: Bir kimse ölü arazide ev yapmak isterse
arazinin etrafını duvarla çevirmesi, duvarın bir kısmına tavan yapması ve bir
kapı konulması şarttır. Kapı koymanın şart olmadığı konusunda bir görüş de
bulunmaktadır.
Kişi, ölü arazide hayvan
ahın yapmak istiyorsa bunun için arazinin etrafını duvarla çevirmesi şarttır,
tavan yapması şart değildir. Kapı yapmasının şart olup olmadığı konusunda görüş
ayrılığı vardır.
Kişi, ölü araziyi
ziraate elverişli hale getirmek istiyorsa toprağı arazinin etrafına toplamak,
araziyi düzlemek, normal yağmur suyu yeterli olmuyorsa araziye su getirmek şart
olup daha doğru görüşe göre araziye ekim yapmak şart değildir.
Kişi ölü araziyi bahçe
haline getirmek istiyorsa toprağı bir yerde toplaması, örf-adete göre bahçenin
etrafını duvarla çevirmesi, su getirmesi şarttır. Mezhepte esas alınan görüşe
göre araziye ağaç dikmesi de şarttır.
22. Ölü arazinin
ihyası[nın nasılolacağı], ihyanın amacına göre değişiklik gösterir. Bu konuda
örf dikkate alınır. Zira din bu konuda her hangi bir sınır koymamış olduğu gibi
bu konuda dilde de bir sınır söz konusu olmadığından -tıpkı "malı teslim
almak" ve "çalınan malın koruma altında olması" gibi konularda
ödün dikkate alınması gibi- burada da örf dikkate alınır.
İhya her bir şeyde
kendine göre olur. Bu konuda ölçü, ihya edilen arazinin amaca göre hazırlanmış
olmasıdır.
23. Buna göre;
Bir kimse ölü bir
araziyi oraya ev yaparak ihya etmek isterse şunları yapması gerekir:
> Fırınlanmış veya
fırınlanmamış tuğla yahut o bölgedeki örf - adete göre kamış vb. şeylerle arazinin
etrafını çevirmesi, Rafii ve Nevevl'nin ifadesinden yalnızca etrafın duvarla
çevrilmesinin yeterli olduğu ve bir bina yapmanın gerekmediği anlaşılmaktadır.
el-Ümm'de bina yapmanın şart olduğu açıkça belirtilmiştir ki et-Tenbih ve başka
eserlerde belirtildiğine göre mutemed olan görüş budur.
> Oturmaya elverişli
olacak şekilde arazinin bir kısmının üzerinin tavanla çevrilmesi,
Bunun şart olmadığına
dair bir görüş de bulunmaktadır.
> Bir kapı yapılması,
Çünkü evlerin
kapılarının olması konusunda bir örf bulunmaktadır. Kapısı olmayan bir yer
mesken edinilmez. Bununla birlikte kapı yapmanın şart olmadığını belirten bir
görüş de bulunmaktadır; çünkü kapının olmaması orada oturulmasına engel teşkil
etmez, kapı yalnızca eşyayı korumak için yapılır. Nevevi "kapı ve tavan
yapmayı şart görmeyen bir görüş de bulunmaktadır" demiş olsa daha iyi
olurdu; çünkü daha önce geçtiği üzere tavan konusunda da farklı görüş vardır.
Not: Nevevl'nin ifadesinden araziyi ihya etmiş
sayılmak için arazi üzerine yapılan evde oturmanın şart olmadığı
anlaşılmaktadır ki Mütevelll ve başkaları bunu açık olarak ifade etmiştir.
24. Bir kimse ölü
araziyi hayvan ahırı yapmak veya meyve ve ürünleri saklamak üzere hangar yapmak
üzere ihya etmek istiyorsa şunları yapması şarttır: Etrafını örf ve adete uygun
olarak duvarla çevirmesi,
Duvarı bina şeklinde
yapmaksızın yalnızca hurma yaprağı ve taşları koymak yeterli değildir; çünkü
araziden gelip geçen kimse de bunu yapmaktadır. Arazinin sahibi genellikle
bununla yetinmez.
Araziye yapılan ahırın
üzerine çatı yapılması şart değildir; çünkü örf-adete göre ahırın üzerine çatı
yapılmaz.
Kişi araziye yaptığı
yapının bir bölümünün etrafını duvarla çevirse arazinin diğer kısmına ise taş
veya hurma yaprağı gibi şeyler koysa Kadı Hüseyin'e göre bu yeterli olur.
Harezml buna muhalefet etmiştir. İlk görüş daha uygundur.
> Kapı yapmanın şart
olup olmadığı konusunda ise -eve kapı yapma konusunda olduğu gibi- görüş
ayrılığı vardır.
25. Kişi ölü bir araziyi
ihya etmek üzere, yol üzerinde bulunan bir araziye kabir kazsa arazi yalnızca
ona ait olmaz; çünkü kabirde öncelik hakkı ölüyü defnetmekle elde edilir, kabir
kazmakla elde edilmez.
26. Kişi ölü bir araziyi
tarla olmak üzere ihya etmek istese şunları yapması şarttır:
> Tarladaki toprak,
taş ve diken gibi şeyleri tarlanın etra fına toplaması, Böylece diri arazi
-tıpkı evin duvarlarında olduğu gibidiğer arazilerden ayırt edilmiş olur.
Arazinin etrafının çitle
çevrilmesine gerek yoktur; çünkü arazide örf bu şekildedir.
> Araziyi düzlemesi,
Bu, çukur olan yerlere toprak doldurulması, tümsek olan yerlerin toprağının
alınması yoluyla olur.
> Arazi ancak
ekilerek ziraate elverişli hale geliyorsa arazinin ekilmesi,
> Arazinin ziraate
elverişli hale gelebilmesi için araziye dışarıdan getirme yoluyla bile olsa
toprağın yumuşatılması,
> Nehirden suyolu
kazmak, su kuyusu açmak, kanal kazmak vb. yollarla araziye su getirmek.
Not: Nevevi'nin [su getirmeyi ifade etmek üzere
Arapça metinde] kullandığı "tertib" kelimesinden tarlayı bilfiil
sulamanın şart olmadığı anlaşılmaktadır ki bu doğrudur. Bir kimse tarlaya su
götürmek üzere su yolunu kazsa, geriye yalnızca suyu akıtmak kalsa, suyu
bilfiil akıtmasa bile bu yeterli olur. Suyu getirmekle birlikte su yolu
kazmamış olsa iki görüşten birine göre bu da yeterli olur. Eş-Şerhu's-sağir'de
bu görüş tercih edilmiştir.
Yukarıdaki hüküm, normal
şekilde yağan yağmur suyu tarla için yeterli olmadığında söz konusudur. Şayet
yağmur suyu yeterli olursa tarlaya su getirmeye ihtiyaç yoktur. Şu iki durum
tarlaya su getirme şartından istisna edilir:
a) Su götürmenin mümkün
olmadığı ve normal yağmur suyunun da yeterli olmadığı dağlardaki tarlalar. Bu
tarlalara bir şeyekilmekle tarlaya sahip olunur. Mezhep içindeki iki farklı
görüşten Rafil'nin sözünden onun tercih ettiği anlaşılan görüşe göre toprağı
toplamak şarttır. Bu görüşü Harezmı mezhebimize mensup diğer alimlerden de
nakletmiştir.
b) Vadilerdeki araziler.
Bunlar Irak'ın bir bölgesindeki arazilerdir ki su yoğun bir şekilde bulunur.
Buraları ihya etmenin şartı diğer arazilerin aksine suyu oradan
uzaklaştırmaktır. Bunu Maverdı, Rfıyanı ve başka alimler zikretmiştir.
Tarlayı ihya etmek için
tarlaya ürün ekmek daha doğru görüşe göre şart değildir; çünkü bu, tarladan
yarar elde etmektir. Yarar elde etmek ise tarlayı ihya etmenin dışında bir
şeydir. Nitekim bir hanenin ihyasında orada oturmak da dikkate alınmaz. Diğer
bir görüşe göre ise bu şarttır; çünkü bir hane, ancak orayı ihya eden kimsenin
malının oraya konması ile ihya olmuş olur. Tarla da aynı durumdadır. Tarlaya
ekilen tohuma Arapça'da zerla denir, bunun çoğulu zerai'dir. Tarladaki ürünü
biçmek ise kesin olarak şart değildir.
27. Bir arazininbahçe
olarak ihya edilmiş sayılması için şunlar şarttır:
> Toprağının -tıpkı
tarlada olduğu gibi- arazinin dışında toplanmış olması, Üzüm bağının hükmü de
bahçenin hükmü gibidir.
> Örf ve adete göre
etrafına çit örmenin gerekli olduğu durumda etrafa çit örülmesi de gerekir.
Öde göre arazinin
etrafının bir bina veya kamış yahut diken ile çevrilmesi yeterli görülüyorsa
bunlar yeterlidir. Öde göre arazinin etrafına toprağın toplanması yeterli ise
bu yapılır. Bundan arazinin etrafının hem çitle çevrilip hem de etrafına toprak
yığmanın gerekli olmadığı anlaşılmaktadır. Nevevi'nin ifadesinden arazinin etrafının
çitle çevrilmesinin yanında etrafına toprak yığılmasının gerekli olduğu gibi
bir anlam çıkmakla birlikte bu kastedilmiş değildir; çünkü bunun bir anlamı
yoktur. Nevevi, toprak yığmayı "etrafı çitle çevrilmediğinde" diyerek
kayıtlamış olsaydı daha iyi olurdu.
Nevevi'nin ifadesinden
bunları yapma konusunda bir öd ve adetin bulunmadığı yerlerde bunların
hiçbirini yapmanın şart olmadığı gibi bir anlam da çıkmaktadır. Oysa ErRavda,
Eş-Şerhu'I-Kebir ve Eş-Şerhu 's-sağir'de "arazinin etrafını çitle çevirmek
şarttır, bu çitin nasıl yapılacağı konusunda öd-adete bakılır"
denilmiştir.
> Bahçeye -daha önce
tarla konusunda geçtiği üzere- su getirilmesi,
> Mezhepte esas kabul
edilen görüşe göre arazinin bahçe olarak ihya edilmiş sayılabilmesi için
araziye ağaç dikmek de şarttır.
[Zayıf] bir görüşe göre
araziyi tarla olarak ihya etmede nasıl ki ekim yapmak şart değilse burada da
dikim yapmak şart değildir. ilk görüş sahipleri arada şu farkın bulunduğunu
belirtmişlerdir: "Tarla sözcüğü, oraya bir şey dikili olmaksızın da oraya
verilir, bahçelbostan sözcüğü ise içine bir şey dikilmemiş yer için verilmez.
Ayrıca ekinin aksine ağaç dikimi tıpkı araziye bina yapmak gibi kalıcı bir
şeydir. Arazinin ihya edilmiş sayılması için ekin ekilmesini şart koşanlar
arazinin bahçe olarak ihya edilmiş sayılması için ağaç dikilmesini evleviyetle
şart koşmaktadırlar. Bu konuda ikinci rivayet de ağaç dikimini kesin olarak
şart koşan bu görüştür.
Not:
a. Nevevi'nin
ifadesinden arazinin bir bölümüne ağaç dikmenin yeterli olduğu gibi bir anlam
çıkmaktadır ki el-Basit'te sahih kabul edilen görüşe göre hüküm böyledir.
Bununla birlikte Ezrai'nin belrittiği üzere bahçe adı verilecek kadar ağaç
dikmek şarttır. Geniş bir araziye bir veya birkaç ağaç dikmenin yeterli
sayılması kabul edilmesi zor bir görüştür.
b. Dikilen ağaçların
meyve vermesi şart değildir.
c. Nevevi, bahçe için
kapı yapılması meselesinden bahs etmemiştir. Zahir olan görüşe göre bu şart
değildir ki doğru olan da budur. Oysa el-Havi's-sağir yazarı, GazaLİ'ye tabi
olarak bunu şart kabul etmiştir.
d. Kuyunun ihya
edilmesinde, suyun çıkması ve toprağı yumuşak olan bölgede kuyunun etrafının
sarılması şarttır. Toprağı sert arazide bu şart değildir.
e. Su kanalı kazımında
suyun çıkması ve akması şarttır.
f. Bir kimse, eski bir
nehre doğru nehir yolu kazıp içinde su akıtmak için oraya malik olmak istese su
akmamış olsa bile orayı kazmakla oraya sahip olur. Nitekim bir araziyi mesken
olarak ihya etmede de orada oturmak şart değildir.
BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN
AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN
ÖLÜ ARAZİNİN
İHYASI NE ZAMAN TAMAMLANMIŞ SAYILIR?