İCARE / KİRA – HİZMET SÖZLEŞMESİ |
1. MENFAATİN MÜTEKAVVİM
OLMASI
[Kira / hizmet akdindel
menfaatin mütekawim olması şarttır.
Bu şart gereğince;
a. Bir malı yorucu olmayan
birkaç kelime söyleyerek satacak birini ücretle tutmak -bu kişi söylediği
sözlerle mala olan rağbeti artırıyor olsa bile- caiz değildir.
b. Daha doğru görüşe
göre; süs olarak kullanmak için dirhem ve dinar, av yapmak için köpek kiralamak
da böyledir.
16. [Kira akdinin sahih
olması için, akde konu olan] menfaatin mütekavvim olması şarttır.
Burada
"mütekavvim" kelimesi "misli" kelimesinin mukabili olarak
değil de "kıymeti bulunan" anlamında kullanılmıştır ki böylece onun
mukabilinde malın harcanması uygun düşsün. Bu, oturmak üzere bir ev kiralamak,
koklamak üzere misk ve reyhan kiralamak gibidir. Bir menfaat; haramlığından
veya düşük olmasından yahut da azlığından dolayı bir kıymet taşımazsa bunu
kiralamak suretiyle karşılığında kira vermek ahmaklık ve malı saçıp savurmak
anlamına gelir.
Bu şart, yapılan
açıklamalardan anlaşıldığı üzere "bilinir olmak" şartına
atfedilmiştir.
Kiralanması caiz olan
şeyin ölçüsü şudur:
> İlgili olduğu malın
aslı mevcut kalan [kullanmakla tükenmeyen],
> Mübah,
> Bilinir,
> Maksud,
> Üzerinde zilyedlik
kurmakla tazmine konu olan,
> Mübah (serbest)
kılmakla mubah hale gelen her türlü menfaatin kira akdine konu olm sı caizdir.
NevevI daha sonra
menfaatin mütekavvim olması şartının uygulanışını [bazı örnekler üzerinden]
ortaya koymuştur.
17. [Bu şart gereğince;]
a. Bir elmanın koklamak
amacıyla kiralanması sahih olmaz; çünkü bu değersizdir, elma bu amaçla
kullanılmaz. Bu, satım akdinde bir buğday tanesinin satıma konu olmamasına
benzer. Şayet elma çok olursa kiralamak sahi olur; çünkü elmalar içinde kokusu
reyhandan bile daha güzelolanlar vardır.
b. Mal satımı işiyle
uğraşan birini -kap ve kabul ifadelerini söylemek suretiyle ve bu yolla mala
rağbeti arttırmak suretiyle bile olsayorucu olmayan bir iki sözü söylemek üzere
ücretle tutmak sahih olmaz; çünkü bunun bir değeri yoktur. Ancak buna rağmen
böyle bir kimse ücretle tutulmuş olsa ve gidip gelme ve konuşma sebebiyle
yorulmamış olsa herhangi bir ücret alamaz, aksi takdirde emsal ücret alır.
[İtiraz] Bu, üzerinde akit yapılmamış bir
şeyolduğundan o satıcı bunu karşılıksız yapmış kabul edilir.
[Cevap] Akde konu olan şeyancak gidip-gelme ve
konuşmayla tamamlanabildiğinden bu da akit konusu gibi değerlendirilmiştir.
Elbise ve köle satımı
gibi akit yapmak isteyenlere göre fiyatı değişen'şeyleri satmak için çok
konuşmayı gerektiren bir iş için bir kimseyi ücretle tutmak sahihtir.
Alimlerin
,"mehir" konusunda açık olarak ifade ettiği üzere bir kimsenin
kendisine yorucu olmayacak şekilde -sümme nezere- gibi kısa bir ayeti öğretmesi
için birini ücretle tutması da Nevevl'nin belirttiği( kapsama dahil edilir.
Yine namaz kıldırmak üzere [yani imamlık yapması için] birini ücretle tutmak da
böyledir; çünkü bunda bir külfet
söz konusu değildir.
Ezan okumak ise böyle olmayıp vakitleri gözetme külfeti söz konusudur.
Rafii 'bu itirazdan
kurtulmuş bir hüküm olmayıp, namaz kıldırmak için ücretle adam tutmanın sahih
olduğu görüşü ezana tabi olarak güçlenmektedir."
İhya'da belirtildiğine
göre bir doktor yalnızca kendisinin bildiği bir ilacın ismini söyleme
karşılığında bir bedel alamaz; çünkü bunu söylemekte herhangi bir zorluk
yoktur. Ancak mahir bir demirci bir kılıçtaki yamulmayı veya bir aynayı bir
vuruşta düzeltebilecek durumda olsa o çok miktarda bir ücret bile alabilir;
çünkü bu sanatların öğrenilmesi kişiyi yormaktadır. Kişinin bu sanattan kazanç
elde edebilmesi ve yorgunluğunu giderebilmesi ancak alacağı ücretle olur.
Kaffal bunun için ücretle
adam tutmanın sahih olmadığını söylemiştir ki zahir olan görüş de budur. Ezrai
ise Gazali'nin görüşünün tercih e şayan olduğunu söylemiştir.
c. Dirhemleri ve
dinarları (yani altınları ve gümüşleri) dükkan vb. yerleri süslemek için
kiralamak,
Eğitimli köpeği av
yapmak, sürüye, ekinlere ve sokağa bekçilik etmek için kiralamak da daha doğru
görüşe göre caiz değildir; çünkü altın-gümüş para ile süslenmek, maddı değere
sahip bir menfaat olmadığından karşılığında bir mal ödenmez. Süslenmek amacıyla
bunların ödünç verilmesi ise caizdir.
Köpeğin ise dınen maddı
bir değeri bulunmadığından ondan elde edilecek yarar için de maddı bir şey
ödenmez.
Diğer görüşe göre ise
ilk görüşte dile getirilen hususlar itiraza açıktır.
d. Paranın kalıbına
uygun olarak para darp etmek ve parayı tartıda ağırlık olarak kullanmak için
kiralamak da böyledir.
Kişi
"süslenme" ifadesini açıkça zikretmese veya köpek eğitimli olmasa,
kiralamanın caiz olmadığı kesin olarak kabul edilmektedir.
"Köpek"
ifadesi domuzu dışarıda bırakmakta olup onu kiralamak hiçbir şekilde caiz
değildir.
Sonraki alimlerden
birinin de belirttiği üzere köpek ve domuzdan doğan hayvanların hükmü de
böyledir.
"Dinarlar" ve
"dirhemler" ifadesi altın-gümüş takıları dışarıda bırakmaktadır.
Bunların, kiralamak, hatta kendilerinin benzeri olan altın ve gümüş
karşılığında kiralamak caizdir.
18. Kişi gölgelenmek,
hayvanını bağlamak amacıyla ağaç kiralasa veya sesini dinleyerek rahatlamak
için bülbül veya renginden dolayı tavus kuşu kiralasa bu sahih olur; çünkü
belirtilen menfaatler, bir kıymeti bulunan maksOd menfaatlerdir.
19. Fareleri yakalaması
için kedi kiralamak, av yapmak için doğan, pars ve şahin kiralamak sahihtir;
çünkü bunlardan elde edilecek menfaatin bir değeri vardır.
BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN
AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN
2. KiRAYA VERENiN
/ İşçiNiN MENFAATi TESLiM EDEBiLECEK DURUMDA OLMASI