İCARE / KİRA – HİZMET SÖZLEŞMESİ |
5. KİRA AKDİNİN DOĞRUDAN
BİR MAL ELDE ETMEYİ İÇERMEMESİ
Kira akdinde, menfaate
ilişkin beşinci şart akdin doğrudan bir mal elde etmeyi içermemesidir. Buna göre
meyvesi için bir bahçeyi kiralamak, yünü veya kuzusu yahut sütü için bir koyunu
kiralamak sahih değildir; çünkü mallara kira akdi ile doğrudan malik olunamaz.
Ancak kira akdinde zorunluluk veya ihtiyaç sebebiyle bir malın mülkiyeti
kiracıya geçebilir. Nitekim Nevevi bunu şu sözleriyle ifade etmiştir.
Bir kadını çocuğa hem
süt emzirmesi hem de bakımını yapması için ücretle tutmak sahih olduğu gibi
bunlardan yalnızca biri için tutmak da sahihtir.
Daha doğru görüşe göre
bunlardan biri diğerini gerektirmez.
Bakım [hadanel çocuğu
korumak ve başını, bedenini, elbiselerini yıkamak, yağlamak, sürmelemek,
beşikte bağlamak, uyuması için sallamak vb. işlerdir.
Kişi, bir kadını hem süt
emzirmesi hem de çocuğa bakması için ücretle tuttuktan sonra kadının sütü
kesilse mezhepte esas alınan görüşe göre bakım yapma konusunda değil yalnızca
süt emzirme konusunda kira akdi fesholmuş olur.
Daha doğru görüşe göre
kitap yazıcısının mürekkebi, terzinin ipliği, sürmecinin sürmeyi tedarik etmesi
gerekmez.
Ben [NevevI] derim ki:
Rafii eş-Şerhu'l-Kebır'de bu konuda örfadetin esas alınmasını doğru kabul
etmiştir. Şayet örf-adette birlik yoksa akit esnasında bunları kimin tedarik
edeceği belirtilmelidir, aksi takdirde hizmet sözleşmesi batıl olur. Allah daha
iyi bilir.
63. Bir kadının -kocası
tarafından bile olsa- bir çocuğun bakımını yapmak ve ona süt emzirmek için
ücretle tutulması, buna olan ihtiyaç sebebiyle sahih kabul edilmiştir. Yine
kadının bunlardan yalnız biri için ücretle tutulması da sahihtir.
Çocuğun bakımı için
ücretle kadın tutmaya gelince; bu da bir tür hizmettir. çocuğun bakımı büyük
bakım ve küçük bakım olmak üzere iki türe ayrılmaktadır. Bununla ilgili geniş
açıklama ilgili bölümde gelecektir.
Süt emzirmek için kadın
tutmanın sahih olduğunun delili ise şu ayettir: {Boşandığınız kadınlar]
çocuğunuzu [isteğiniz üzerine] emzirirlerse onlara emzirme ücretlerini verin.
[Talak, 6}
Yalnızca süt emzirmek
için ücretle kadın tutmak caiz olduğuna göre çocuğun bakımıyla birlikte süt
emzirmek için ücretle kadın tutmak evleviyetle caiz olur. Buna ihtiyaç da
bulunmaktadır. Daha önce de geçtiği üzere süt emzirmek için ücretle kadın
tutmak yalnızca süreyle sınırlandırılabilir.
Emzirilecek çocuğun
belirtilmesi gerekir. el-Bahr'de şöyle denilmiştir: "Emzirilecek çocuk
ancak görmeyle bilinebilir." EI-Havi'deki ifadeden anlaşıldığına göre
çocuğun niteliğinin anlatılmasıyla da olur. Bu şarttır; çünkü çocuğun yaşına
bağlı olarak sütü içmesi de değişkenlik gösterir.
Emzirmenin çocuğun
evinde mi yoksa kadının evinde mi yapılacağı da belirtilmelidir; çünkü çocuğun
evinde emzirmenin yapılması çocuk açısından daha güvenli, kadının evinde
olmasıysa onun açısından daha kolaydır.
Rafii şöyle demiştir:
Süt emziren kadının süİÜnü çoğaltacak her şeyi yemesi ve içmesi gerekir. Kadını
tutan kişi kadını bunu yapmakla yükümlü tutabilir.
İbnü'r-Rif'a şöyle
demiştir: Maverdl'nin -ve aynı zamanda Saymerı ile Ruyanı'nin- söylediği şey
şudur: Süt anneyi ücretle tutan kişi kadının sütüne zarar verecek bir şey
yemekten onu men edebilir.
Bu görüş daha güçlüdür.
Bu, alimlerin nafakalar konusundaki şu ifadeleriyle de uyumludur: "Koca,
karısının kendisine zarar verecek bir şey yemesini engelleyebilir."
Süt çocuk annenin
memesini almazsa, akdin fesholup olmaması konusunda Kadı Hüseyin 'in et-Ta' lfk
adlı eserinde iki görüş belirtilmiştir. Bu durumda akdin bozulmaması ancak
tutan kişinin muhayyer olması uygundur.
EI-Havi ve el-Bahr'de
belirtildiğine göre çocuk, sütannenin sütünün azIığı sebebiyle süt içmese bu
bir kusur olarak kabul edilir, onu tutan kişi için muhayyerlik söz konusu olur.
Sütanne başkasının
sütünü çocuğa içirse, bizzat kendisinin süt emzirmesi şart koşulmamışsa ücret
almaya hak kazanır, aksi takdirde hak kazanamaz.
Not:
a. Nevevl'nin sözünden,
kadının memesinden çıkan ilk sütü emzirmek için ücretle tutulmasının sahih
olduğu gibi bir anlam anlaşılmaktadır ki bu doğrudur. ZerkeşI'nin görüşünün
aksine nafakalar bölümündeki açıklamalardan anlaşılacağı üzere annenin bunu
yapması zorunlu olsa bile hüküm böyledir.
b. Süt emzirme için
ücretle tutma durumunda süt emziren kişinin dokuz yaşına ulaşmış olması
el-Beyan adlı eserde belirtildiği üzere şarttır.
c. "Kadın"
ifadesi bir kuzuyu veya bebeği emzirmek üzere bir koyun kiralamayı dışarıda
bırakmakta olup bu sahih değildir. Çünkü Er-Ravda'da ilk mesele için, Bulkini
de ikinci mesele için "buna ihtiyaç yoktur" demişlerdir. Bulkini
şöyle demiştir: "bir kadını kuzuyu emzirmesi için ücretle tutmak ise
bundan farklı olup zahir olan bunun sahih olmasıdır" demiştir.
64. [Süt emzirme ve
çocuk bakımı birbirine bağlı mıdır? Bu ko
nuda mezhep içinde iki
görüş bulunmaktadır:]
[Birinci görüş]
Daha doğru görüşe kira
akdi bakımından biri diğerine tabi değildir; çünkü her birisi müstakil olarak
ak it yapmaya elverişli menfaatler olduğundan diğer menfaatlere benzemektedir.
[İkinci görüş]
Örf-adette bu iki akit
birbiriyle ilişkili olduğundan bu akitler birbirine bağlıdır.
65. Nevevi daha sonra
çocuk bakımına ilişkin açıklamalar yap-
mıştır. Buna göre;
En geniş anlamıyla çocuk
bakımı şunları içerir;
> çocuğu korumak,
> çocuğun başını,
bedenini ve elbisesini yıkamak ve necaset-
leri temizlemek,
> çocuğu yağlamak
> çocuğu sürmelemek,
> Yatırmak ve beşikte
bağlamak (kundaklamak),
> Uyuması için
sallamak vb. süt emen çocuğun ihtiyacı olan diğer şeyler.
Bunlar örf ve adette
"çocuk bakımı" ifadesinin kapsamına dahil olduğundan ayrıca süt emen
çocuğun bunlara ihtiyacı bulunduğundan çocuk bakımının kapsamına bunlar girer.
Süt emzirme -ki bu dar
anlamda çocuk bakımıdır- çocuğu kucağına aldıktan sonra çocuğa memeyi vermek ve
gerektiğinde memeyi sıkmaktır.
Not:
a. Bir kimse bir kadını
çocuğa bakması ve süt emzirmesi için ücretle tuttuğunda, daha doğru görüşe göre
her ikisi de akdin konusu olur; çünkü her ikisi de doğrudan amaçlanmıştır.
[Zayıf] bir görüşe göre süt emzirme asıl, çocuğun bakımı ise ona tabidir. Bunun
aksi de bir görüş olarak ileri sürülmüştür.
b. Kişi bir kadını
yalnızca "süt emzirmesi" için ücretle tutsa daha doğru görüşe göre
akdin konusu dar anlamda çocuğa bakmak olup emzirilen süt ise akde tabidir.
Çünkü "[Boşadığınız kadınlar] çocuğunuzu emzirirlerse onlara emzirme
ücretlerini verin. [Talak,6]" ayetinde kadına ücret verilmesi süte değil
süt emzirme fiiline bağlanmıştır.
Ayrıca daha önce
belirtildiği üzere kira / hizmet akdi asıl itibarıyla menfaatler[in ücret
karşılığı temliki] için meşru kılınmıştır. Mal [yani süt] ise zorunluluk
sebebiyle akde tabi olmuştur.
66. Bir kimse bir kadını
çocuğun bakımını yapması ve süt emzirmesi için ücretle tutar da kadının sütü
kesilirse mezhepte esas alınan görüşe göre akdin süt emzirme ile ilgili olan
bölümü kendiliğinden fesholur ve ücret içinde süt emzirme için belirlenen kısım
düşer.
Çocuk bakımı ile ilgili
kısım ise fesholmaz. Bu görüş "akdin bölünmesi" konusundaki tercih
edilen görüşe dayalıdır. Kadın sütü başka bir yerden getirse ve çocuk da bundan
bir zarar görmese akit caiz olur.
67. Bir kimsenin ziraat
amacıyla suyu ile birlikte bir nehri kiralaması sahihtir; çünkü buna ihtiyaç
vardır. Ancak içinde su bulunmayan nehir yatağını, ileride yağmur ve kar suları
birikince suyunu kullanmak üzere kiralaması sahih değildir; çünkü bu gelecekte
elde edilecek bir menfaat için yapılan kiralamadır. Kişi nehir yatağını içinde
su akıtmak yahut balıkların toplanması için su biriktirmek amacıyla kiralarsa
akit sahih olur.
68. Bir kuyuyu, içinden
su çekmek üzere kiralamak -buna duyulan ihtiyaç sebebiyle- sahihtir; ancak
-yasak satımlar konusunda da belirtildiği üzere- erkek hayvanı dişiyle
çiftleştirmek için kiralamak sahih değildir.
69. Daha doğru görüşe
göre, kitapları yazarak çoğaltan kimsenin [kitabın bir kopyasını yazması için]
ücretle tutulması durumunda [yazı yazma işleminde kullanılacak olan] mürekkebin
yazıcı tarafından, ipin terzi tarafından, sürme ve pudranın sürmeci tarafından,
boyanın boyacı tarafından, hurma tomurcuğunun hurma aşılayacak kişi tarafından
tedarik edilmesi gerekmez. Çünkü kiralamada kullanılan söz bunları
kapsamamaktadır. Kira akdi ile mal elde edilmez. Sütanne tutma durumunda süİÜn
elde edilmesi zorunluluk sebebiyle kıyasa aykırı olarak kabul edilen bir
hükümdür.
Nevevi şöyle demiştir:
Rafii eş-Şerhu'l-Kebır'de bu konuda örf ve adeti esas almanın doğru olduğu
görüşünü kabul etmiştir. Şayet bu konuda örfte bir birlik söz konusu değilse o
zaman akit yapılırken bunları kimin temin edeceğinin belirtilmesi gerekir.
Belirtilmezse kira akdi batılolur, yani hiç kurulmamış olur. Doğrusunu Allah
daha iyi bilir.
Not:
a. Cüveyni'nin
ifadelerinden anlaşıldığına göre bu konuda tereddüt, kira akdi zimmet üzerinde
yapıldığında söz konusu olur. Şayet belirli bir kimsenin işi yapması üzerine
akit yapılırsa işi yapma dışında başka bir şey gerekli olmaz.
Bu, zahir olan bir
görüştür.
Nevevl'nin metindeki
ifadesinden bu meselede bir tercihte bulunduğu anlaşılmaz, aksine bu Rafiı'nin
el-Muharrer ile Eş-Şerhu 'l-Kebır' deki tercihlerinin farklılığının aktarılması
işine yaramaktadır. Ancak şu söylenebilir: Nevevi'nin eşŞerhu'l-Kebır'deki
ifadeyi "ancak" diyerek aktarması o görüşü tercih ettiği izlenimini
uyandırmaktadır. Nitekim Er-Ravda'da bu görüşün doğru olduğunu zikrettikten
sonra el-Muharrer'de yer alan ifadeyi bir eleştiri konusu olarak
zikretmemiştir.
Bu konuda
el-Muharrer'deki ifadenin tercih edilmesi de mümkündür; çünkü Nevevi
Eş-Şerhu']-Kebır'de yer alan ifadeleri "ancak" diyerek aktarmakla onu
tercih etmiş olmamaktadır.
Yukarıdaki ilk yorum
daha uygundur.
b. Mürekkep vb.
malzemeleri yazıcı üzerine gerekli kıldığımızda bunun miktarının belirtilmesi
gerekmez. Bunu yazıcı üzerine gerekli görmediğimizde, onu ücretle tutan kişi
yazıcının bunları tedarik etmesini ona zorunlu kılsa akit fasid olur.
c. Yukarıda
zikredilenlere, yazıcının kalemi, sürmecinin sürmedanhğı, terzinin iğnesi gibi şeyler
de girer.
d. Bir ayakkabıcıyı
ücretle tutma meselesine gelince; bir kimse ayakkabıları ve bağlarını satın
aldıktan sonra belirli bir ücret karşılığında bu ayakkabılar üzerinde işçilik
yapmak üzere işçi tutsa akit sahih olur, aksi takdirde -el-Ümm'den aktarılan ve
Zerkeşı tarafından tasvib edilen görüşe göreakit sahih olmaz.
Burada şu sorulabilir:
Bununla boyacı ve terzi arasında ne fark vardır? Oysa bu konuda da örf-adet
bulunmaktadır.
Buna şöyle cevap
verilirse bu anormal kabul edilemez: Diğer konularda düzenli bir örf ve adet
bulunmaktadır. [Bu konuda ise böyle bir düzenli örf-adet yoktur.] Bu soruya
böyle bir cevap verildiğini görmedim.
BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN
AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN
EV VE BİNEK
HAYVANINI KİRAYA VEREN MAL SAHİBİNİN SORUMLULUKLARI