VASİYET |
C. HESABA İLİŞKİN
HÜKÜMLER
Daha önce, Nevevi'nin,
vasiyete ilişkin hükümlerin üçüncü kısmından bahsetmediğini belirtmiştik ki bu da
hesaba ilişkin hükümlerdir. Buna ilişkin bazı yöntemlerden bahsetmemizde bir
sakınca yoktur.
311. Bir kimse, Zeyd
denilen bir şahsa, miras alacak olan oğlunun payı kadar pay vasiyet etse, oğlu
da vasiyeti onaylasa, Zeyd'e terikenin yarısı verilir; çünkü bu vasiyet her
ikisinin de terikeden pay almasını ve bu iki payın birbirine eşit olmasını
gerektirmiştir. Oğul vasiyeti[n terikenin üçte birini aşan kısmını] reddetse
vasiyet üçte bire döndürülür.
312. Kişi, Zeyd'e
"oğullarımdan birinin payı kadar" diyerek vasiyette bulunsa,
kendisinin iki oğlu bulunsa, Zeyd, bu iki oğlun dışında üçüncü bir oğul gibi
payalır. Vasiyet yapan şahsın üç oğlu varsa, malın dörtte biri vasiyet edilmiş
sayılır. Bu işlem bu şekilde devam
eder. Bunun ölçüsü,
miras meselesinde payda hesaplanırken vasiyet yokmuş gibi hesap yapılmasıdır.
Buna, oğlun payı kadar pay vasiyet edilmiş olan şahsın payı kadar ekleme
yapılır.
313. Kişinin bir kızı
bulunsa ve kişi Zeyd'e kızının payı kadar vasiyette bulunsa vasiyet malın üçte
biri üzerinden geçerli olur. Çünkü vasiyet olmasaydı mirasta payda iki
olacaktı, buna bir payolarak vasiyet lehdarının payı eklenir.
314. Kişinin iki kızı
bulunsa, kişi Zeyd'e kızlarından birinin payı kadar pay vasiyet etse, terikenin
dörtte birini vasiyet etmiş olur. Çünkü vasiyet olmasaydı bu miras meselesinde
ortak payda üç olacak, her biri bundan bir payalacaktı. Vasiyet lehdarına bir
pay daha eklenir ve böylece payda dörde çıkar.
315. Kişi, Zeyd için bir
kız payı vasiyet etse, kendisinin üç kızı bulunsa, vasiyet edilen şahıs
terikenin 2/11'ini alır; çünkü bu miras meselesinde vasiyet olmasaydı ortak
payda 9 olurdu.
İki payı buna
eklediğimizde sonuç 11 olur.
316. Kişi, "oğlumun
payı kadar" diyerek vasiyette bulunsa, kendisinin mirasçı olarak oğlu
bulunmasa vasiyet batıl olur; çünkü oğla ilişkin herhangi bir pay yoktur. Şu
durum bundan farklıdır: Kişi "bir oğul payı" diyerek vasiyette
bulunduğu halde kendisinin oğlu bulunmasa, el-Kafi'de de belirtildiği üzere
vasiyet sahih olur. Bu, "oğlum olsaydı onun alacağı pay kadar"
anlamına gelir.
317. Üç oğlu bulunan
kişi, "falan şahsa, şayet kızım olsaydı kızımın alacağı miras payı kadar
vasiyette bulunuyorum" dese, vasiyet lehdarı, terikenin sekizde birini alır;
çünkü bu meselede vasiyet olmasaydı, miras hesabında ortak payda yedi olacaktı.
Kız bunun bir payını alacaktı. Bu durumda yediye bir eklenir ve sonuç sekiz
olur.
318. Kişi, Zeyd adlı
şahsa "evlatlarımdan / mirasçılarımdan birinin payı kadar" şeklinde
vasiyette bulunsa, vasiyet lehdarına, bunların içinden payı en az olanın payı
kadar verilir; çünkü kesin olarak bilinen budur. Vasiyet yapılmamış olsaydı
mirasta hangi payda esas alınacaksa bu paydaya, mirasçılar içinden en düşük
payalanın payı kadar daha eklenir.
Örneğin kişinin bir oğlu
ve bir kızı bulunsa, vasiyet edilen mal dörtte bir olur. Bu mal, bir oğul ve
iki kıza taksim edildiği gibi taksim edilir.
319. Kişi vasiyette
bulunurken "malımdan bir pay / bir cüz / bir nasip / bir parça / az bir şey
/ çok şey / büyük miktarlhisse vasiyet ediyorum" şeklinde bir ifade
kullansa, bunun ne anlama geldiği konusunda mirasçının yapacağı açıklama esas
alınır. İkrar konusunda da geçtiği üzere bu konuda mirasçının "mal adı
verilebilecek en düşük miktarlı şey" şeklinde yapacağı açıklama kabul
edilir. Vasiyet lehdarı, kendisine daha fazla miktarda malın vasiyet edildiğini
iddia ederse, mirasçıya "ben, murisimizin bundan fazlasını vasiyet etmek
istediğini bilmiyorum" diye yemin ettirilir.
320. Kişi "bir
bölümü hariç malımın üçte birini falan kişiye vasiyet ediyorum" diye bir
ifade kullansa, [ne kadar mal kastettiği konusunda] mal adı verilebilecek en
düşük şey şeklindeki açıklaması kabul edilir. Bu durumda istisna edilen şey,
daha büyük bir miktar olmakta ve böylece "daha az miktar mal vasiyet
edildiği" şeklindeki açıklama da uygun düşmektedir.
321. Kişi, "falan
şahsa birden ona kadar verin" veya "on içinden bir verin" dese,
bunun hükmü ikrarda olduğu gibidir.
322. Kişi "ona
malımın çoğunu / büyük kısmını / genelini verin" şeklinde bir açıklama
yaparsa bununla malının yarıdan fazlası anlaşılır; çünkü bu ifade, zahiren söz
konusu anlamda anlaşılır.
323. Kişi, "ona
yaklaşık bin [dirhem] verin" ifadesini kullanırsa bundan yarıdan fazlası
anlaşılır.
324. Kişi, "ona
dirhemler verin" veya "dinarlar verin" diye vasiyette bulun sa
bundan o bölgede yaygın olan dirhem veya dinardan üç adedi anlaşılır; çünkü
çoğulun en azı üçtür. Şayet o bölgede herhangi bir para birimi yaygın değilse,
bununla ne kastedildiği konusunda mirasçının yapacağı açıklama kabul edilir.
Bu yaptığımız
açıklamalar, akıl sahipleri için yeterlidir; çünkü hesap, uzun çalışmayı
gerektiren meselelerdendir. Bu yüzden matematik, müstakil bir ilim olarak kabul
edilmiş ve bu konuda kitaplar yazılmıştır. Bunun için o kitapIara müracaat
edilmelidir.
BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN
AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN