NİKAH – ENGELLERİ |
1. AYNI NİKAHTA
BİRLEŞTİRME SEBEBİYLE OLAN ENGEL
Bir kadını, gerek süt
emme gerekse nesep bakımından kız kardeşi veya halası ya da teyzesiyle aynı nikahta
cem etmek haramdır. Kişi tek bir akitle bunları bir nikahta cem ederse akit
batılalur. Ardarda akitlerle yaparsa ikinci akit batılalur.
Bir nikahta cem edilmesi
haram olan kadınlarla, cariyelik yoluyla ilişkide bulunmak da haramdır, ancak
onları mülkiyetinde cem etmek haram değildir. Bunlardan biriyle ilişkide
bulunursa diğeri ile ilişkide bulunması haram olur. Ancak ilişkide bulunduğu
cariyeyi satma, başkasıyla evlendirme, kitabet akdi yapma gibi bir yolla
kendisine haram kılarsa diğeri ile ilişkide bulunması haram olmaz. İlişkide
bulunduğu cariyenin adet döneminde olması veya ihrama girmesi böyle değildir
[bu durumda diğer cariyeyle ilişkide bulunmak helalolmaz.] Daha doğru görüşe
göre rehin vermek de böyledir. Kişi cariyeye sahip olduktan sonra onun kız
kardeşiyle evlense veya bunun tersi olsa, evlendiği kadın kendisine helalolur,
diğeri helalolmaz.
Bir kölenin yalnızca iki
kadınla evlenmesi helaldir.
Hür bir erkeğin ise
yalnızca dört kadınla evlenmesi helaldir. Beş kadınla birden aynı akitle
evlenirse bütün akitler batılalur. Sırayla evlenirse beşinci akit batılalur.
Bir kadın rk'ı talak
sebebiyle değil de bain talak sebebiyle iddet beklerken onun kız kardeşiyle
veya beşinci bir kadınla evlenmek helaldir.
Hür bir kimse karısını
üç kere, köle iki kere boşadığında bu kadın başka bir erkekle evlenip de
[cinsel ilişkide bulunmadıkça ve bu cinsel ilişkide] erkeğin cinselorganının
sünnet mahalli veya bu miktarda olan bölümü kadının ön cinselorganına
girmedikçe kadın ilk kocasına helalolmaz. Mezhepte esas alınan görüşe göre
burada erkeğin cinselorganının uyanık olması, yapılan [ikinci] nikah akdinin
sahih olması, kocanın ilişkide bulunabilecek bir erkek olup çocuk olmaması
şarttır.
Kişi cinsel ilişkide
bulunduktan sonra boşama, kadının bain olması şartıyla veya aralarında nikahın
kalmaması şartıyla evlenirse nikah akdi batıl olur. Boşamanın geçerli olması
konusunda ise İmam ŞafiI'ye ait bir görüş bulunmaktadır.
440. Biri erkek kabul
edildiğinde evlenmeleri haram olacak derecede aralarında akrabalık veya süt
hısımlığı bulunan iki kadını gerek ilk olarak gerekse sonradan bir nikah
altında cem etmek haramdır.
Buna örnek olarak bir
kadın ile -aralarında vasıta bulun sa bilesüt emme veya nesep yönünden kız kardeşini
veya halasını yahut teyzesini bir nikah altında cem etmeyi örnek
gösterebiliriz.
Bunun delili "iki
kız kardeşi bir nikahta cem etmeniz de [size haram kdındı]" [Nisa, 23]
ayetidir.
Ayrıca Hz. Peygamber
(s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
> "Bir kadının
halasıyla evli olan kişi [aynı anda] o kadını nikahlayamaz. Bir kadının erkek
kardeşinin kızıyla evli olan kişi, o kadının halasıyla evlenemez. Bir kadının
teyzesiyle evli olan kişi [aynı anda] o kadını nikahlayamaz. Bir kadının kız
kardeşinin kızı ile evli olan kişi [aynı anda] o kadını nikahlayamaz. Büyük
olanla evli olan kişi küçük olanı, küçük olanla evli olan kişi büyük olanı aynı
nikah altında birleştiremez. "(Ebu Davud, Nikah, 2065; Tirmizi, Nikah,
1126)
Bu hadisi Tirmizi ve
diğer hadisçiler rivayet etmiş ve sahih kabul etmişlerdir.
Bu hükmün aklı delili
ise böyle bir evliliğin -kadınlar razı olsa bile- akrabalar arası bağlantıyı
koparmasıdır; çünkü insanların tabiatları değişebilir. Nitekim Hz. Peygamber
(s.a.v.) buna dair yasağında bu konuya şöyle işaret etmiştir:
> Bunu yaptığınızda
akrabalık bağlarınızr koparmış olursunuz. (Taberani, el-Mu'cemü'l-kebir, 11,
11931; İbn Hibban, Nikah, 4116)
441. Kişi bu hükme
aykırı davranarak, bir arada aynı nikahta cem etmesi haram olan iki kız kardeş
vb. kadınları nikahlarsa bakılır:
> Bu kadınları aynı
akitle nikahlamışsa her ikisinin nikahı da batıl olur; çünkü birinin diğerine
göre önceliği yoktur.
> Bu kadınları sıra
ile nikahlamışsa ilkinin nikahı sahih ikincisi batıl olur. Çünkü cem etme ikinci
nikahla olmuştur. Bu, iki nikahtan hangisinin daha önce olduğu bilindiğinde
geçerlidir. Bu bilinmiyorsa her iki nikah da batıl olur. Bilindikten sonra kişi
şaşırırsa -iki velinin kızı iki farklı şahısla evlendirmesi meselesinde olduğu
gibi- beklenmesi gerekir. Kişi hükmü bilmeksizin ikinci kadınla ilişkide
bulunursa, bu kadının iddeti sona erinceye kadar ilki ile ilişkiden uzak
durması müstehaptır.
442. Nevevi'nin
"süt emzirme ve nesep" ifadesi, birbiriyle sıhriyet akrabalığı
bulunan iki kadının bir nikahta cem edilmesini dışarıda bırakmaktadır. Bir
kadını, ilk kocasının annesi veya ilk kocasının bir başka kadından olma kızıyla
bir nikah altında toplamak haram değildir; çünkü ilk durumda kocanın annesini
erkek kabul ettiğimizde ve ikinci durumda kocanın kızını erkek kabul
ettiğimizde her ne kadar bu iki kadın arasında aynı nikahta birleştirmenin
haramlığı söz konusu olsa bile bu kadınlar arasında bir akrabalık veya süt
yakınlığı olmayıp sıhriyet yakınlığından kaynaklanmaktadır.
Bunda, kopmasından
korkulacak bir akrabalık söz konusu değildir.
Rafii şöyle demiştir:
"Hangisi erkek olarak düşünüldüğünde diğeri kendisine haram oluyorsa bu
iki kadını aynı nikah altında cem etmek haramdır" dediğimizde
"yakınlık" ve "süt emme" kayıtlarını zikretmeye gerek olmayabilir.
Çünkü kocanın annesi erkek olarak düşünüldüğünde her ne kadar oğlun karısına
haram oluyorsa da oğlun karısı erkek olarak düşünüldüğünde diğeri ona haram
olmaz, aksine yabancı olur.
Şöyle bir itiraz söz
konusu olabilir: Rafii'nin bu söylediği, bir cariye ile onun efendisi olan
kadın açısından geçerli değildir. Zira yukarıdaki ilke bunlar hakkında geçerli
olduğu halde bir kölenin bu ikisini bir nikah altında cem etmesi caizdir. Aynı
şekilde hür bir kimse, gerekli şartlar oluştuğunda bir cariye ile evlendikten
sonra onun üzerine hür bir kadınla evlendiğinde de durum böyledir.
Buna şu şekilde cevap
verilir: Bu konuda bağlam gereği "haramlık" denilince akla ilk gelen,
nikahı engelleyen ebedı haramlıktır. Böyle olunca yukarıdaki mesele ilkenin
dışında kalmış olur. Çünkü oradaki haramlık ortadan kalkabilir.
Ayrıca diriyenin
efendisi olan kadın erkek olarak kabul edildiğinde, cariyesi ile evlenmesi
helal olmamakla birlikte mülkiyet hakkına bağlı olarak cinsel ilişkide
bulunabilir.
443. Bir şahsın öz kızı
ile üvey kızını, bir kadınla onun kocasının başka kadından olma kızını, kişinin
ana-bir kız kardeşi ile baba-bir kız kardeşini bir nikah altında cem etmek
caizdir; çünkü bu iki kadından birini erkek olarak düşündüğümüzde bunların birbiriyle
evlenmesi haram olmaz.
444. Başkasının
mülkiyetindeki bir cariye ile evlenen kimse daha sonra karısını satm alsa, onun
kız kardeşiyle veya onun dışında dört kadınla evlenmesi caiz olur; çünkü burada
evlilik sebebiyle olan birliktelik sona ermiştir.
445. Bir nikahta cem
edilmeleri haram olan kadınlarla, mülkiyet hakkına dayanarak aynı mülkiyet
kapsamında cinsel ilişkide bulunmak da haramdır.
Nevevi'nin sözünden
anlaşılmamakla birlikte, bu iki kadından biriyle evlenip diğeri ile cariye
olarak ilişkide bulunmak da haramdır; çünkü akit yapmak bile haram olunca,
ilişkide bulunmak öncelikle haram olur, zira ilişkide bulunmak rakit yapmaya
göre] daha güçlü bir durumdur.
Birlikte evlenilmesi
haram olan iki kadını aynı anda mülkiyet altında bulundurmak ise haram
değildir. Örneğin kişi iki kız kardeşi veya bir kadın ile teyzesini birlikte
mülkiyeti altında tutabilir. Zira bunun caiz olduğu konusunda icma
bulunmaktadır. Ayrıca mülkiyet, sadece ilişkide bulunmak için değildir. Bu
yüzdendir ki kişi kendi kız kardeşi ile nikahlanamadığı halde kız kardeşini
cariye olarak satın alabilir.
446. Kişi, kendi
isteğiyle veya baskı altında olarak bu iki kadından biriyle ilişkide bulunmuş
olsa -bu ilişki ister önden ister makattan, ister zorla isterse kadının durumu
bilmediği bir halde iken gerçekleşmiş olsun- diğer kadın bu erkeğe haram olur.
Ancak erkek, cariyeyi satmak, bütünüyle veya kısmen azat etmek yahut başkasıyla
evlendirmek yahut da sahih bir kitabet akdi yapmak suretiyle ilişkide bulunmuş
olduğu cariyeyi kendisine haram kılarsa o zaman diğeri haram olmaz.
Haramlığın sebebi,
yasaklanmış bulunan cem'in gerçekleşmemesi içindir.
Kişi birinci kadını
kendisine haram kılmadan önce ikinci kadınla ilişkide bulun sa günaha girmiş
olmakla birlikte ilk kadın kendisine haram olmaz; çünkü haram helali haram
kılmaz. Bununla birlikte, iki kız kardeşin rahminde aynı anda aynı erkeğin
suyunun [menisinin] bulunmasını engellemek amacıyla ikinci cariye istibra
yapıncaya kadar ilki ile ilişkide bulunmaması müstehaptır.
447. Erkeğin ilişkide
bulunduğu ilk cariyenin adet görmesi, ihrama girmesi, dinden dönmesi gibi
durumlar ikinci cariye ile ilişkide bulunmayı helal kılmaz; çünkü bu durumlar
mülkiyeti ve cariye üzerinde hak sahibi olmayı ortadan kaldırmaz.
Daha doğru görüşe göre
diriyenin başkasına rehin verilip teslim edilmesi de böyledir; çünkü bu durumda
kişi, rehin alanın izniyle cariye ile ilişkide bulunma hakkına sahiptir.
Diğer görüşe göre ise
tıpkı cariyeyi başkasıyla evlendirmede olduğu gibi burada da cariyeyi rehin
vermiş olmak, diğer cariyeyle ilişkinin helalolması için yeterlidir. Rehin
verilen cariye teslim edilmemişse, diğer cariye kesin olarak helalolmaz.
448. Satılan cariyenin
müşteri tarafından geri verilmesi, başkasıyla evlendirilen cariyenin boşanması,
kitabet akdi yapılan cariyenin bedeli ödeyemez hale gelmesi gibi sebeplerle
[ilişkinin haram hale geldiği cariye] tekrar helal hale gelse bakılır:
> Kişi diğer cariye
ile henüz ilişkide bulunmamışsa an itibarıyla dilediği cariye ile ilişkide
bulunabilir .
> Diğer cariye ile
ilişkide bulunmuşsa, o cariye kendisine haram hale gelinceye kadar kendisine
dönen cariye ile ilişkide bulunamaz; çünkü bu durumda ikinci cariye ilki gibi
olmuştur.
Not: İki kadının her birinin tek başına erkeğe mübah
olması gerekir. Bunlardan biri Mecusi, mahrem vb. olsa, kişi bununla ilişkiye
girse, diğeri ile ilişkide bulunması caiz olur.
Yukarıdaki
açıklamalardan anlaşılacağı üzere kişi bir anne ve kızına sahip olsa, bunlardan
biri ile ilişkide bulunduğunda diğeri kendisine ebediyen haram olur.
Kişi, ilişkide bulunduğu
cariyeyi muhayyerlik şartıyla satsa Rafiı ve Nevevi'nin belirttiğine göre
onunla ilişkide bulunmasının caiz olduğu durumda diğeri helalolmaz. Onunla
ilişkide bulunmasının caiz olmadığı durumda ise diğeri ile ilişkinin helal olup
olmadığı konusunda iki görüş bulunmaktadır. Cüveynı, "bana göre kesin
olarak helal olduğu görüşü esas alınmalıdır" demiştir.
Bence de böyledir.
Bir kimse birbiriyle
kardeş olan bir cariye ve çift cinsiyetli bir şahsa sahip olsa, bu şahısla
ilişkide bulunduktan sonra cariye ile ilişkide bulunması caiz olur.
Kişi iki cariye satın
alsa, bu cariyeler süt kardeş olduklarını iddia etseler, Beğavl'nin
fetvalarında belirtildiğine göre efendinin onlara itimad etmesi caizdir. Bu
ikisini bir arada bulundurmaması tercih edilir.
Cariye, efendisi
hakkında "bu benim süt kardeşimdir" diye iddiada bulunsa, şayet
efendisinin kendisiyle ilişkide bulunmasına müsaade ettikten sonra böyle bir
iddiada bulunmuşsa bu kabul edilmez. Bunun öncesinde iddiada bulunduğunda ise
kabul edilip edilmeyeceği konusunda iki görüş bulunmaktadır. Rafii bu görüşleri
"süt emzirme" bahsinde belirtmiştir. Kocanın karısının böyle bir
iddiada bulunması durumuna kıyasla burada da iddianın kabul edilmesi gerekir.
449. Bir kimse bir
cariyeye malik olduktan sonra -bu cariye ile ilişkide bulunmuş olsun ya da
olmasın- cariye ile bir arada bulunması haram olan bir kadınla nika.hlansa,
örneğin onun hür olan kız kardeşi, halası veya teyzesiyle nikahlansa ya da
bunun aksi olsa yani bir kadınla nikahlandıktan sonra o kadın ile bir arada
bulundurulması haram olan bir kadını mesela kız kardeşini cariye edinse, her
iki durumda da nika.hlı olan karısı ile ilişkide bulunması helalolur, cariye
ile daha önce ilişkide bulunmuş olsa bile bundan sonra ilişkide bulunması
helalolmaz. Çünkü nikaha dayalı olan cinsel ilişki cariyeliğe dayalı ilişkiden
daha güçlüdür; çünkü nika.ha dayalı ilişki talak, zıhar, ila vb. şeylerle
ilgili olduğu halde cariyelikte bunlar yoktur. Bir kadınla nikahlı olmak, o
kadının başkasına da helal olması ile bir arada bulunamaz. Oysa bir kadın
cariye edinildiği halde o kadınla [evlenmek suretiyle] başkasının ilişkide
bulunması helal olabilir. Bu durumda daha güçlü olan, daha zayıf olanla ortadan
kalkmaz, aksine güçlü olan zayıf olanı ortadan kaldırır.
450. Bir kölenin [aynı
nikahta] yalnızca iki kadınla evlenmesi helaldir; çünkü Hakem b. Uyeyne bu
konuda sahabenin icmaı bulunduğunu nakl etmiştir. Ayrıca bu sayı, hür kişinin
evlenebileceği kadın sayısının yarısıdır. Nikah, faziletli konulardan kabul
edilir. Nasıl ki dörtten fazla kadınla evlenme konusunda hür kimseler
peygamberle eşit tutulmuyorsa, dört kadınla evlenme konusunda da köle, hür
kimseyle eşit tutulmaz.
451. Kısmen hür olan
kimse, Ebu Hamid, Maverdi ve başkalarının açıkça belirttiğine göre tamamı köle
olan kimse gibidir.
452. Hür bir kimseye
yalnızca dört kadın helal olur. Bunun delili şu ayettir: "Hoşunuza giden
kadınlarla ikişer, üçer, dördet< evlenin. " [Nisa, 3]
Ayrıca Hz. Peygamber
(s.a.v.), Müslüman olduğunda on kadınla evli bulunan Gaylan'a şöyle
buyurmuştur:
> "Karılarının
dördünü nikahında tut, diğerlerinden ayrıl!"(Tirmizi, Nikah, 1128;
Müstedrek, Nikah, 2, 192; İbn Hibban, Nikah, 4156. (Hakim ve İbn Hibban bu
hadisin sahih olduğunu söylemişlerdir. Şirbını) )
Kişi dört kadından
fazlasıyla mevcut evliliğini devam ettiremiyorsa dört kadınla ilk olarak
evlenmesi evleviyetle haram olur.
Not: İzz b. Abdüsselam şunları belirtmiştir: Hz.
Musa'nın şeriatında erkeklerin maslahatı daha çok göz önünde bulundurularak
erkeklerin evlenmesi için bir sayı sınırı konulmamışt!. Hz. İsa'nın şeriatında
ise kadınların maslahatı önde tutularak yalnızca bir kadınla evlenmeye izin
verilmiştir. Hz. Muhammed'in ve diğer peygamberlerin şeriatlarında ise her iki
cinsin de maslahatları göz önünde bulundurulmuştur.
Kimi durumlarda hür bir
kimsenin yalınzca bir kadınla evlenmesi söz konusu olabilir. Bu da sefih, deli,
cariye ile evli olan hür kimsenin durumunda olduğu gibi ihtiyaca dayalı her
nikahta söz konusudur.
Haricılerden bazıları
şöyle demiştir: Ayet dokuz kadınla evle nmenin caiz olduğunu göstermektedir.
Çünkü "ikişer" ifadesi iki kadınla, "üçer" ifadesi üç
kadınla, "dörder" ifadesi de dört kadınla evlenmenin caiz olduğunu
gösterir, bunların toplamı ise dokuz eder.
Bazıları ise ayetin on
sekiz kadınla evlenmenin caizliğine delalet ettiğini söylemişlerdir.
"İkişer" ifadesi iki tane ikiyi, "üçer" ifadesi iki tane
üçü, "dörder" ifadesi ise iki tane dördü gösterir, bunların toplamı
ise on sekizdir.
Bu görüşler icmaya
aykırıdır.
453. Hür bir kimse aynı
akitte beş kadınla birden evlense veya bir köle aynı akitte üç
kadınla birden evlense
bu evliliklerin tümü batıldır; çünkü bu kadınların birinin nikahının iptal edilmesi
diğerine göre daha öncelikli olmadığından -tıpkı bir akitte iki kız kardeşle
evlenme meselesinde olduğu gibi- tüm nikahlar batıl olmuş olur.
Şu durumlar istisna
edilir:
1. Bir kimsenin
evlendiği beş kadın içinde,
2. Veya hür bir kimsenin
evlendiği altı kadın,
3. Ya da kölenin
evlendiği dört kadın içinde,
İki kız kardeş bulunsa,
akit bölünmüş kabul edilerek bu ikisinin nikahı batıl olur, geriye kalanların
nikahları sahih olur. İki kız kardeşin nikahı birden batıl kabul edilmiştir;
çünkü onları bir nikahta [aynı anda] cem etmek mümkün değildir, birinin
diğerine karşı bir önceliği de yoktur.
İki kız kardeş, daha
fazla kadın ile aynı anda yapılan nikahın içinde bulunsa, örneğin hür bir erkek
yedi kadınla, köle bir şahıs beş kadınla evlendiğinde bunların ikisi kız kardeş
olsa bile bütün kadınlarla yapılan akit batıl olur.
Kişinin evlendiği
kadınlar içinde mahremi, !ian yaptığı, putperest, Mecusi gibi evlenmesi haram
olan bir kadının bulunması da tıpkı iki kız kardeşin bulunması durumu gibi kabul
edilir.
454. Hür bir kişi beş
kadınla, köle üç kadınla sırayla evlense hür şahsın beşinci kadınla, kölenin
üçüncü kadınla yaptığı nikah akdi batılalur; çünkü şer'an izin verilen sayının
üzerine bu son nikahla çıkılmış olmaktadır.
Not: Kişi bir akitte üç kadınla, bir akitte iki
kadınla, bir akitte bir kadınla olmak üzere toplam altı kadınla evlense ancak
hangi akdin önce yapıldığı bilinmese, bir kadınla yapılan akit herhalükarda
sahihtir; çünkü o kadınla ya ilk olarak akit yapılmıştır veya o kadın üçüncü
olarak evlenilen ya da dördüncü olarak evlenilen kadındır. Şayet bu kadınla
yapılan akit ilk iki akitten sonra olmuşsa, o akitlerden ikincisi batıl
olacağından bunun nikahı sahih olmuş olur.
İbnü'l-Haddad, diğer kadınların
nikahlarının batılolduğunu söylemiştir; çünkü her iki grupla yapılan iki akit
de diğerinden sonra yapılmış olabilir, bundan dolayı batıldır. Aslolan akdin
sahih olmamasıdır.
Şeyh Ebu Ali bu görüşü
yanlış bularak şöyle demiştir: "İki akitten biri sahih olup bu da daha
önce yapılmış olan akittir. Hangi akdin daha önce yapıldığı bilinmediğinden beş
kadınla yapılan nikah hakkında tevakkuf edilir [beklenir]. Bu bekleme esnasında
kocadan onlara nafaka vermesi istenir; çünkü onlar, koca sebebiyle [başkalarıyla
evlenmekten] alıkonulmuş durumdadırlar. Kocadan hangi akdi önce yaptığını beyan
etmesi istenir."
İbnü'l-Mukrl'nin
belirttiğine göre İbnü'l-Haddad'ın görüşü, daha önce geçen şu hükme kıyasla
verilmiştir: "Bir kadınla iki farklı kişi nikah akdi yapmış olsa ve bu
akitlerin hangisinin daha önce yapıldığı bilinmese, her iki akit de batılolur.
Burada da hangi akdin daha önce yapıldığı bilinmemektedir." İsneVi,
el-Mühimmat adlı eserinde buna işaret etmiştir. Bazıları arada şu farkın
olduğunu söylemiştir: "Diğer meselede akit yapılan kadın tek, kocalar ise
birden fazladır. Böyle bir şeyin dinde caiz olması kesinlikle söz konusu
olmayıp yasaktır. Burada ise aksi durum söz konusudur. Bir erkeğin birden fazla
evlenmesinin caizliği bilinmektedir. Dolayısıyla diğer meselede göz yumulmayan
şeye burada göz yumulabilir." Her ne kadar böyle bir ayrım yapılsa da itim
ad edilmesi gereken görüş İsnevl'nin belirttiği görüştür.
455. [Bir kimse karısını
Min talakla boşasa ve o] kadın bain talak iddeti beklerken kocası onun kız
kardeşi, halası gibi kimselerle yahut da beşinci bir kadınla evlenebilir; çünkü
o yabancı bir kadın hükmündedir. Ancak ric'ı talaktan dolayı iddet beklerken
bunu yapamaz; çünkü o kadın, kişinin karısı hükmündedir. İddeti bitinceye kadar
bu şekilde evlenmesi helal değildir. Zifaftan Sonra iddet devam ettiği sürece
kocası Müslüman olduğu halde kendisi Müslüman olmaktan geri kalan veya mürted
olan kadın da bu hükme tabidir.
456. Koca, karısının
kendisine iddetinin bittiğini söylediğini iddia ettiği halde kadın bunu inkar
etse, iddetin bitmiş olması imkan dahilinde ise koca o kadının kız kardeşini
veya onun dışında dört kadını nikahlayabilir; zira o, iddetin bittiğini iddia
etmektedir. Ancak kocanın sözü, boşadığı karısından nafakayı düşürme bakımından
kabul edilmez. Kişi, [iddetinin bittiğini iddia ettiği] kadınla ilişkide
bulunsa, belirtilen sebeple kendisine had cezası uygulanır, onu boşasa bu
boşama geçerli olmaz.
BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN
AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN
ÜÇ KERE BOŞANMIŞ
KADININ İLK KOCASINA HELAL OLMASININ ŞARTLARI