NİKAH RÜKÜNLERİ / VELAYET |
AZAT EDİLEN CARİYENİN
EVLENDİRİLMESİNDE VELİNİN BELİRLENMESİ
190. Veliler arasında
kadına nesep yoluyla bağlı bir erkek bulunmazsa kadını azat eden erkek, daha sonra
da onun asabesi vela hakkına dayalı olarak kadını evlendirir. Azat eden kişi
erkek olsun kadın olsun fark etmez. Bu konuda asabeler arası tertib aynen
mirasçılıkta olduğu gibidir. Bunun açıklaması ilgili bölümde geçmişti.
191. Azat edenin
asabesinden sonra sıra azat edeni azat eden şah sa daha sonra da onun asabesine
gelir. Bunun delili, "vela bağı da tıpkı nesep bağı gibidir"
hadisidir. (Müstedrek, Feraiz, 4, 342)
Aklı delil ise şudur:
Azat eden kişi, köle olan şahsı hür duruma getirmekle bir anlamda çocuğun
varlık sahnesine çıkmasına vesile olan babasına benzemiştir.
Bu benzetmenin
kapsamından şu meseleler istisna edilir:
1. Azat edenin erkek
kardeşi dedesine göre öncelik sahibidir. Nesep konusunda ise dede öncelik
sahibidir.
2. Azat edenin oğlu
evlendirebilir ve az at edenin babasına göre öncelik sahibidir; çünkü asabelik
ona aittir. Nesepte ise bir kadını oğlu, oğulluk sıfatına dayanarak
evlendiremez.
3. Erkek kardeşin oğlu,
dedeye tercih edilir; çünkü erkek kardeş dedeye tercih edilir.
4. Buveytl'nin
muhtasarında İmam ŞafiI'nin açık ifadesine göre nesebin aksine burada amca,
dedenin babasına göre öncelik hakkına sahiptir.
Not: Nevevi'nin azat eden ifadesinden şu
anlaşılmaktadır: "Bu, azat etmeyi gerçekleştiren kimse hakkındadır. Buna
göre azat olan kimse aslen hür olan bir kadınla evlense ve bir kız çocuk
doğursa bu kızı, babasının mevlaları evlendiremez." el-Kifaye'deki
açıklamalara göre bu, mezhebi n görüşüdür. Bana göre de böyledir. Oysa el-İşraf
sahibi "evlendirme hakkı babanın mevlalarına aittir" demiştir.
192. Nevevi daha sonra
bir kadın tarafından azat edilen kadını kimin evlendireceğine ilişkin olarak
alimlerin belirttiği genel kurala şu şekilde işaret etmiştir: "Azat edilen
bir kadını -o kadını evlendirebilecek nesep yönünden bir yakını yoksa- azat
eden kadın hayatta olduğu sürece onu velayet yoluyla evlendirebilecek olanlar
evlendirebilir." Bu, azat eden kadın üzerindeki velayete bağlı olan bir
velayettir.
Buna göre bu kadını
baba, sonra dede, sonra yukarıda belirtildiği sıraya göre kalan veliler azat
edilen şahsın rızasıyla evlendirir. Zerkeşi, Dibac adlı eserde farklı görüş
belirtmekle birlikte Tekmile adlı eserinde belirttiğine göre bakire kızın
susması yeterlidir.
Not: Nevevi'nin sözü şöyle bir anlam
çağrıştırabilir: "Azat edilen kadın kafir, azat eden Müslüman olsa, azat
edenin velisi kafir olsa, bu veli, azat edilen kadını evlendiremez." Bu
kastedilmemiştir.
Nevevi'nin sözü şöyle
bir anlamı da çağrıştırabilir: "Azat eden kadın ve velisi kafir olup, azat
edilen kadın Müslüman olsa, veli o kadını evlendirebilir." Bu da
kastedilmemiştir.
Zerkeşi şöyle demiştir:
Nevevi, tıpkı azat eden kadının ölmüş olması halinde olduğu gibi "bir
kadın tarafından azat edilen kadını vela hakkına sahip olan kişi
evlendirir" demiş olsa ifadesi düzgün olurdu.
Ancak bu durum, daha
sonraki fasılda zikredilecek olan din farkının velayete engelolması durumundan
zaten anlaşılmaktadır.
193. Daha doğru görüşe
göre, azat eden kadının izni dikkate alınmaz; çünkü onun ne velayeti ne de
zorlama yetkisi vardır. Bu yüzden izin vermesinin bir yararı yoktur. Diğer
görüşe göre ise onun izni dikkate alınır; çünkü vela o kadına aittir. Asabe ise
azat edilen kadına onun aracılığıyla bağlı olduğundan evlendirme yetkisine
sahip olduklarından en azından ona müracaat etmeleri gerekir.
Not: Bir kadının diriyesinin [evlilik açısından]
durumu, azat ettiği kadının durumu gibidir. Buna göre o cariyeyi, efendisi olan
kadını evlendirme yetkisine sahip olanlar evlendirir.
Ancak efendisi olan
kadın tam ehliyet sahibi ise bakire bile olsa onun izni şarttır; çünkü onun,
cariyesini evlendirme konusunda kendisine soru sorulduğunda utanması söz konusu
değildir. Efendi küçük bir dul ise onun babası, o kızın cariyesini
evlendiremez. Ancak efendi akıl hastası ise evlendirebilir. Baba, yetişkin ve
bakire olan kızının cariyesini zorla evlendiremez.
Bir kimse bir cariyeyi
azat etse, daha sonra bu azat edilen kişi de bir cariye azat etse, azat eden
kişinin bir oğlu olsa, ikinci azat edilen cariyenin velası ilkini azat eden e
aittir; çünkü o, velinin velisidir. Bunu Rafii, "mehir" bölümünün
hemen öncesinde Beğavi' den nakletmiştir.
194. Cariyeyi azat eden
kadın öldüğünde, azat edilen cariyeyi, azat edenin asabesinden vela hakkına
sahip olanlar evlendirir. Buna göre cariyeyi, vela asabelerindeki tertibe uygun
olarak ölen kadının oğlu, sonra babası evlendirir, çünkü vela yoluyla tabi
olmak ölümle sona ermiştir.
195. Bir cariyeyi iki
kişi azat etmiş olsa o cariyenin evlendirilmesinde her ikisinin de rızası
dikkate alınır. Buna göre bu iki şahıs ya birlikte birini vekil tayin eder veya
biri diğerini vekil tayin eder yahut her ikisi birlikte akit yapar yahut da
azat edenlerden biri devlet yetkilisi ile birlikte cariyeyi diğeri ile
evlendirir. Azat eden iki şahıs öldüğünde o cariyenin evlendirilebilmesi için
azat edenlerin asabelerinden iki kişinin olması şart koşulur; bunlardan birisi
azat edenlerden birinin, diğeri de diğerinin asabesinden olur. Azat edenlerden
biri öldüğünde diğerinin asabesinin diğer şahsa muvafakat etmesi yeterli olur.
Azat edenlerden biri
ölüp diğeri ona mirasçı olsa, o kişi cariyeyi tek başına evlendirebilir.
196. Azat eden kişinin
asabelerinden aynı derecede birden fazla kişi olsa; örneğin azat edenin oğulları
veya erkek kardeşleri olsa bunlar neseben erkek kardeşler gibi kabul edilir.
Bunların birisi kadının rızası ile cariyeyi evlendirse sahih olur, diğerlerinin
rızası şart değildir.
Not: Cinsiyeti belirsiz bir kimsenin azat ettiği cariyeyi
az at edenin babası veya sırayla diğer velileri evlendirir, ancak kendisinin
erkek olma ihtimali bulunduğundan ondan izin alınması gerekir. Şayet erkek ise,
azat ettiği kadın kendisinin izni ile vekili tarafından evlendirilmiş olur.
Dişi ise velisi tarafından evlendirilmiş olur.
el-Havi, el-Behce ve
başka eserlerden anlaşıldığına göre ondan izin almak zorunludur.
Beğavi fetvalarında
şöyle demiştir: "En yakın veli, cinsiyeti belirsiz bir kimse ise daha uzak
olan veli evlendirir. Çift cinsiyetli şahıs, kayıp hükmündedir." Bu
ifadeden, ondan izin almanın gerekmediği anlaşılmaktadır.
Rafii'nin ifadesi
"babasının, onun cariyesini ondan izin alarak evlendirmesi gerekir"
şeklindedir.
İlk görüş daha yerinde
ve ihtiyata daha uygundur.
Ezrai şöyle demiştir:
"Bu şahıs izin vermekten kaçınsa, devlet
yetkilisinin
evlendirmesi gerekir."
Çift cinsiyetli şahsın
kendisi akdi yapsa, daha sonra onun erkek olduğu anlaşılsa, nikah akdi sahih
olur.
Kısmen hür kısmen cariye
olan bir kadını, onun köle olan kısmına sahip olan efendisi ve yakın velisi
birlikte evlendirir. Şayet bu yoksa, cariyedeki payını azat etmiş olan şahıs,
sonra onun asabesi, sonra da devlet yetkilisi evlendirir.
Kısmen hür olan bir
efedinin cariyesini, onun [kısmen] hür olması göz önünde bulundurularak velisi
evlendirir.
BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN
AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN
KIZI DEVLET
YETKİLiSİNİN EVLENDİRMESİ