NİKAH RÜKÜNLERİ / VELAYET |
VELİ'NİN VEKİL TAYİN
ETMESİ
Zorla evlendirme
yetkisine sahip olan veli, kızı evlendirmek üzere onun iznini almaksızın birini
vekil tayin edebilir. Daha güçlü görüşe göre kızın kiminle evlendirileceğini
belirlemesi şart değildir. Vekil [kızı evlendirirken] ihtiyata riayet eder, onu
kendisine denk olmayan biriyle evlendirmez.
Zorlama yetkisine sahip
olmayan veliye kız "vekil tayin et!" derse o vekil tayin edebilir.
Vekil tayin etmesini
yasaklarsa bunu yapamaz. Yalnızca "beni evlendir!" derse daha güçlü
görüşe göre vekil tayin edebilir. Veli kızdan izin almadan önce onu evlendirmek
için birini vekil tayin etse doğru görüşe göre bu sahih olmaz.
Velinin vekili [kızı
evlendirirken damat adayına] şöyle desin: "seni falanın kızıyla
evlendiriyorum."
Veli, kocanın vekiline
şöyle desin: "Kızımı falan ile evlendirdim. " Buna karşılık kocanın
vekili "o kızın nikahını [müvekkilim] adına kabul ettim" der.
245. Kızı zorla
evlendirme yetkisine sahip olan veli, kendisinden izin almaksızın onu
evlendirebileceği gibi, onu evle ndir me k üzere izni olmaksızın birini vekil
tayin edebilir.
Bununla birlikte izin
istemesi sünnettir. Kızın susması [izin vermiş sayılması için] yeterlidir.
246. Zorla evlendirme
yetkisine sahip olan velinin, evlendirme konusunda birini vekil tayin etmesinin
caiz olması için, kocanın kim olduğunu belirlemesi [şart mıdır? Bu konuda imam
ŞafiI'ye ait iki görüş bulunmaktadır:]
Birinci görüş
Daha güçlü görüşe göre
bu şart değildir; çünkü veli, vekalet verirken kocanın kim olacağını belirleme
hakkına sahip olduğu gibi bunu belirsiz bırakma hakkına da sahiptir. Nitekim
satım akdi ve diğer tasarruflarda da böyledir.
İkinci görüş
Koca adayının durumuna
göre insanların istek ve beklentileri farklı olacağından velinin bunu
belirlemesi şarttır. Vekilde, kız için iyi bir seçim yapmaya yönlendirecek
şefkat özelliği bulunmamaktadır.
ilk görüş sahipleri buna
şu şekilde cevap vermişlerdir: "Velideki şefkat duygusu onu ancak karar ve
seçimine güvendiği kişiyi vekil etmeye sevk eder."
247. Veli, [birisini
vekil tayin ederken] kızın kiminle evlendirileceğini belirlememişse vekilin
kesinlikle ihtiyata riayet etmesi gerekir. Bu sebeple vekil, kızı ona denk
olmayan biriyle evlendiremez; çünkü velinin kayıt koymaması, "denk biriyle
evlendirme" konusunda bir kayıt olarak görülür. Kıza daha denk olan birisi
ona talip olduğunda vekilin başkasıyla evlendirmesi durumunda denklik sağlanmamış
olur. Vekil böyle biriyle kızı evlendirirse akit sahih olmaz.
248. Baba veya dede
dışındaki velilerden olması sebebiyle veya kızın dulolması sebebiyle zorla
evlendirme yetkisine sahip olmayan veliye kız "[beni evlendirmek için]
birini vekil tayin et!" dese, veli birini vekil tayin eder.
Nevevi'nin ifadesi şu üç
durumu kapsamaktadır:
> Kız, veliye
"beni evlendir ve vekil tayin et!" dese, veli her ikisini de kesin
olarak yapabilir.
> Kız, "vekil
tayin et!" dediği halde velinin kendisinin evle ndir me sinden bahsetmese,
veli kesin olarak vekil tayin edebilir. Bundan ilk anda velinin kendisinin kızı
evlendiremeyeceği anlaşılmaktaysa da bu kastedilmemiş olup veli de
evlendirebilir.
> Kız, velisinin
vekil tayin etmesine izin verdiği halde onun kendisini evlendirmesini
yasaklasa, Nevevi'nin ifadesinin zahirinden bu iznin sahih olduğu
anlaşılmaktaysa da bu kastedilmemiş olup bu durumda izin batıldır; çünkü kız
velinin evlendirmesini engellemiş, evlendirme işini yabancı olan vekile
yönlendirmiştir. Bu, kızın ilk olarak kendisini evlendirme işini yabancı bir
şahsa havale etmesine benzer.
249. Kız, velisinin
kendisini evlendirmesine izin vermekle birlikte bu konuda başkasını vekil tayin
etmemesini istese veli başkasını vekil tayin edemez. Cüveynı ve Beğavı burada
kızın izni ile amel etme sebebiyle görüş ayrılığı bulunmadığını
belirtmişlerdir; çünkü [zorla evlendirilme konumunda bulunmayan] kız ancak
kendisinden izin alınarak evlendirilir. Burada ise vekilin evlendirmesine izin
vermemiş aksine bunu yasaklamıştır.
250. Kız, velisine
vekaletten bahsetmeksizin ve bunu yas aklamaksızın yalnızca "beni
evlendir!" dese [bu veli, kızı evle ndir me si için başkasını vekil tayin
edebilir mi? Bu konuda mezhep içinde iki görüş bulunmaktadır:]
Birinci görüş
Daha doğru görüşe göre
vekil tayin edebilir; çünkü veli, kızı vekilin evlendirmesine izin vermekle
velayet yetkisine dayanarak tasarrufta bulunmaktadır. O, vası ve kayyime
benzemektedir ki bu ikisi, kişiden izin almaksızın vekil tayin etme hakkına
sahiptir. Hatta veli bunlara göre daha önceliklidir; çünkü vası ve kayyim
başkasının yerine tasarrufta bulunmaktadır. Velinin yetkisi ise şeriat
tarafından aslı olarak verilmiştir. Kızın evlendirme izni velinin tasarrufunun
sahih olması için şarttır ve bu izin de mevcuttur.
İkinci görüş
Veli vekil tayin edemez;
çünkü bu veli tıpkı vekil gibi izinle tasarrufta bulunmakta olduğundan bir izin
olmadıkça vekil tayin edemez.
İlk görüşe göre velinin
vekile kocanın kim olduğunu belirtmesine gerek yoktur.
251. Kadın, velinin bir
şahsı vekil tayin etmesine izin verirken kiminle evlenmek istediğini belirtse,
vekalet verirken o şahsı belirtmek gerekir; aksi takdirde vekil, o kadını o
şahısla evlendirse bile nikah akdi sahih olmaz; çünkü belirli bir şahısla evlendirme
istendiği halde yetkinin mutlak olarak verilmesi geçersizdir. Bu, çocuğun
velisinin vekile "onun malını emsal fiyattan daha düşük fiyata sat!"
dediğinde vekilin emsal fiyata satmasına benzer ki bu durumda bile yetki
verirken kullanılan sözlü ifade bozuk olduğundan satım geçersiz olur.
252. Zorla evlendirme
yetkisi bulunmayan veli, kızdan izin almadan önce onu evlendirmesi için birini
vekil tayin etse [bu vekalet geçerli olur mu? Bu konuda mezhep içinde iki görüş
bulunmaktadır:]
Birinci görüş
Doğru olan -ve bizzat
İmam ŞafiI tarafından belirtilen- görüşe göre vekalet işlemi geçersiz olur;
çünkü veli bu durumda kendiliğinden evlendirme yetkisine bile sahip değilken
nasılolur da başkasını vekil tayin edebilir?
İkinci görüş
Vekalet sahih olur; çünkü
veli kızdan izin almak şartıyla onu evlendirebildiğine göre, bu yetkisini
başkasına da devredebilir.
Not: Nevevi'nin "kadın izin vermeden
önce" demesi daha uygun olurdu; çünkü kadının izni olmaksızın ondan izin
istemeye itibar edilmez.
Nevevi'nin sözünden şu
anlaşılmaktadır: "Kadın, velisine izin verse ancak veli bunu bilmeksizin
başkasını vekil tayin etse bu vekalet sahih olmaz." Zerkeşi'nin
belirttiğine göre burada uygun olan bunun sahih olmasıdır. Bu, başkası
tarafından aslında vekil tayin edildiği halde bu durumu bilmeksizin tsarrufta
bulunan yetkisiz temsilcinin [fuzulinin] durumuna benzer.
Kızın hakimden başka
veli si olmasa, kadın, hakime kendisini evlendirme konusunda izin vermeden önce
hakim bir adamı o kadını evlendirme konusunda vekil tayin etse, vekil de kadını
onun izniyle evlendirse, akit sahih olur. Çünkü hakimin; yemin ettirme,
şahitlik dinleme gibi belirli bir konuda birini görevlendirmesi, kendi yerine
başkasını ataması gibidir.
Kadın, hakime "ben
erkek kardeşime beni evlendirmesi konusunda izin verdim. Şayet o evliliğe
engelolursa beni sen evlendir!" dese bu izin verme sahih olur mu olmaz mı?
Zerkeşi'nin belirttiği üzere zahir olan, bu durumda iznin batıl olmasıdır.
Zorla evlendirme yetkisi
olan veli, kızını evlendirme konusunda bir kimseyi vekil tayin etse, henüz
evlendirme gerçekleşmeden önce kızın bekareti cinsel ilişki ile ortadan kalksa
iki ihtimal söz konusu olur: Birincisi vekalet batılolur. İkincisine göre
vekalet ortadan kalkmaz, ancak vekil yalnızca kızın izniyle onu evlendirebilir.
Bunlardan ilki daha güçlüdür.
Veli, nikah konusunda
vekil tayin ettiği kişiye;
a. "Benim adıma,
filan kız için onun velisi olan şu şahısla nikah akdi yap!" dese, burada belirtilen
veli aslında kızın babası olmayıp babası fasık olduğu için veli olmuş olsa,
daha sonra kızın velayeti [fıskının ortadan kalkması sebebiyle] babasına geri
dönse,
b. "Filan kız için
benim adıma babasıyla nikah akdi yap!" dese, kızın babası ölüp velayeti
erkek kardeşine intikal etse,
Bu iki durumda vekiı,
kızın yeni velisi ile nikah akdi yapabilir mi? Zerkeşl'nin belirttiğine göre
zahir olan, bu durumda nikah akdi yapmanın yasak olmasıdır.
253. Velinin vekili,
kocaya "Seni falanın [yani mesela Zeyd'in] kızıyla evlendirdim" desin
ve koca da bunu kabul etsin.
Not: Nevevi'nin "falanın kızıya"
ifadesinden yalnızca babanın ismini zikretmekle yetinmenin caiz olduğu
anlaşılmaktadır. Bu, kızın babasının adı zikredildiğinde kız diğerlerinden
ayırt edilebiliyorsa geçerlidir. Aksi takdirde -Cürcanl'nin sözünden
anlaşıldığı üzere- kızın sıfatını zikretmek ve başkasıyla kanşma ihtimalini
önleyecek derecede nesebini zikretmek gerekir.
254. Veli, kocanın
vekiline şöyle desin: "Kızımı falan la [yani senin müvekkilinle]
evlendirdim", kocanın vekili de "o kızın nikahını onun [müvekkilimin]
adına kabul ettim" desin. Şayet "onun adına" ifadesini
söylemezse, tıpkı kocanın "onun nikahını / evlendirilmesini"
demeksizin yalnızca "kabul ettim" demesi durumunda olduğu gibi akit
sahih olmaz.
Bununla birlikte ilk
durumda, zikredilen sözü söylemekle yetinmek için şahitler ve kocanın vekaleti
bilmesi gerekir. İkinci durumda ise şahitlerin ve velinin bunu bilmesi gerekir.
Aksi takdirde vekilin her iki durumda da bunu açıklaması gerekir.
Not: NevevI'nin "koca da şöyle der"
ifadesinden şu anlaşılmaktadır: Kabulün icaptan önce olması caiz değildir. Bu,
kocanın vekilinin veliye "falan kızın falan erkekle evlendirilmesini
senden kabul ettim" deyip velinin de "kızı onunla evlendirdim"
demesi gibidir.
Bu kastedilmemiştir.
er-Ravda'da tek görüş olarak belirtildiği ne göre kabulün icaptan önce olması
caizdir. İleride bunu gösteren açıklamalar gelecektir.
Veli, kocanın vekiline
"seni kızımla evlendirdim" dese, vekil de "onun müvekkilimle
evlenmesini kabul ettim" dese, icapla kabul arasında uyum bulunmadığından
akit sahih olmaz. Vekil "onun nikahını kabul ettim" deyip sussa,
evlilik akdi bizzat vekil adına yapılmış olur.
Nikah akdi, satım
akdinin aksine müvekkile niyet etmekle onun adına geçerli olmaz; çünkü
karı-koca burada satım akdinde satım bedeli ile mal gibidir. Satım akdinde bu
ikisini zikretmek şarttır. Ayrıca satım akdi mal üzerinde gerçekleşmekte ve mal
da bir şahıstan başkasına nakledilmeyi kabul etmektedir. Bu yüzden satımın önce
vekil adına gerçekleşmesi sonra da müvekkile intikal etmesi caizdir. Nikah ise
cinsel ilişki üzerinde gerçekleşir, bu ise nakli kabul etmez.
Müvekkilin yaptığı
nikahta vekaleti inkar etmesi nikahı bütünüyle batıl hale getirir. Satım ise bundan
farklı olup -vekalet bölümünde geçtiği üzere- bu durumda satım akdi vekil adına
gerçekleşmiş olur.
Velinin vekili, kocanın
vekiline "falan bayanı filan erkekle evlendirdim" desin. Kocanın
vekili de "o bayanın nikahını o erkek için kabul ettim" desin.
Kocanın vekili "falan bayanın senin aracılığınla olan nikahını filan erkek
için kabul ettim" dese, velinin vekili de "onu falan erkekle
evlendirdim" dese akit sahih olur; çünkü -yukarıda belirtildiği üzere-
kabulün icaptan önce olması caizdir. Velinin vekili yalnızca "onu
evlendirdim" derse yukarıda kabul konusunda geçtiği üzere bu akit sahih
olmaz.
Baba nikahı oğlu adına
velayetle kabul etmek istediğinde, kızın velisi ona şöyle desin:
"[Velayetim
altındaki] falan kızı senin oğlun la evlendirdim", erkeğin babası da
"o kızın nikahını oğlum için kabul ettim" desin.
Nikah akdinde kabul veya
icapta bulunmak için birini vekil tayin ederken mehri zikretmek şart değildir.
Koca mehirden bahsetmediğinde onun vekili ona denk olan bir kadını emsal mehir veya
daha düşüğü karşılığında onunla nikahlayabilir. Daha yüksek bir mehirle
nikahlarsa, hulu' meselesindeki benzer duruma kıyasla burada da nikah akdi
emsal mehir üzerinden geçerli olur. el-Envar adlı eserde ise buna aykırı olarak
nikahın geçerli olmayacağı tek görüş olarak belirtilmiştir.
Velinin vekili, velinin
takdir ettiğinden daha az bir mehir karşılığında nikah akdi yapsa, İbnü'l-Mukrı
akdin sahih olmayacağını söylemişse de buna aykırı olarak nikah akdi emsal
mehir karşılığında sahih olur.
Kocanın vekili, kocanın
izin verdiğinden daha yüksek bir mehir karşılığında akit yapsa, el-Envar'da tek
görüş olarak belirtilen "akit sahih olmaz" görüşünün aksine
Zerkeşi'nin de belirttiği üzere mezhepte esas alınan ve İmam Şafii tarafından
ifade edilen görüşe göre nikah akdi emsal mehir karşılığında sahih olur.
Veli vekile "onu
mehre karşılık rehin vermesi! kefil getirmesi şartıyla evlendir" dese,
vekil buna uygun hareket etmese, vekilin yaptığı akit kurulmuş olmaz. Ancak
veli "onu şu kadara evlendir ve buna karşılık rehin al / kefil
göstersinler" demiş olsa, vekil ise kızı evlendirmekle birlikte şarta
riayet etmese, satım akdindeki benzer iki duruma kıyasla burada da akit sahih
olur.
Kişi, kendisini bir
kadınla evlendirmesi için birini vekil tayin etmekle birlikte hangi kadın
olduğunu belirtmese bu vekalet sahih olmaz. Bu, kişinin bir köle satın alması
için birini vekil tayin edip köleyi belirtmemesi gibi hatta ondan da ötedir.
Bundan farklı olarak kişi "beni dilediğin kadınla evlendir!" dese bu vekalet
sahih olur; çünkü bu umum, yukarıdaki ise mutlak ifadedir. Umum ifadenin
fertlerine delaleti zahirdir. MNHak ise böyle olmayıp onun herhangi bir ferde
delaleti yoktur. Bu, kadının veya velinin vekil tayin etmesi durumundan da
farklıdır; çünkü daha önce geçtiği üzere orada kocanın kim olduğunu
belirlenmesi şarttır; çünkü koca nikaha ilişkin haklarla yükümlü olmakta olup
kadın ise bu haklarla yükümlü olmamaktadır.
Bir kimse bir başkasına
"beni falan kadınla senin şu kölen karşılığında evlendir!" dese,
muhatap da bunu yapsa, iki görüş içinden Ezral'nin tercih ettiği görüşe göre
kadın o köleye sahip olur. Diğer görüşe göre ise bu, kölenin borç verilmesidir.
Bu görüşü de Ezrai tercih etmiştir.
BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN
AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN
AKIL HASTASININ
EVLENDİRİLMESİ