TALAK |
BOŞAMA İFADESİNİN
TEKRARLANMASI
Nevevi daha sonra boşama
ifadesinin tekrarlanması konusunu ele almıştır:
128. Koca boşama ile ilgili
üç cümle kurar ve her bir cümlede de mübteda ve haber tekrarlanırsa, örneğin
zifafta bulunmuş olduğu karısına "sen boşsun, sen boşsun, sen boşsun"
der ve aralara boşluk girerse kişi bu tekrarlarla ister sözünü pekiştirmeyi
kastetsin ister kastetmesin üç boşama meydana gelir. Çünkü bununla pekiştirmeyi
kastetmek, görünür duruma aykırıdır. Ancak "ben pekiştirmek için böyle
söyledim" derse diyaneten onun bu sözü kabul edilir.
129. Yalnızca haber
ifadesi tekrarlanırsa, örneğin "sen boşsun, boşsun, boşsun" derse
Kadı Hüseyin bir boşama meydana geleceğini söylemişse de alimlerin çoğunluğuna
göre yine üç boşama meydana gelir.
130. Kişi tekrar ettiği
kelimeyi merfu [ötreli] değil de üstünlü olarak zikderek "enti talıkun
talıkan" derse Abbadl'nin belirttiğine göre o an itibarıyla herhangi bir
boşama meydana gelmez. Ancak karısını boşadığında iki talak meydana gelmiş
olur. Bunun anlamı "sen boşanmış hale geldiğinde boşsun" demektir.
Not: "Aralara boşluk girerse" ile
kastedilen kişinin nefes almak için susmasının üzerinde bir süre susmasıdır.
Cüveyni şöyle demiştir:
"Bu, bitişik olma bakımından icap ve kabul gibi değil istisna gibidir.
Zira bu tek bir şahsın sözüdür."
Bu, şarta bağlı olmayan
boşamada geçerlidir. Şarta bağlı boşamaya gelince; koca "eve girersen
boşsun, eve girersen boşsun, eve girersen boşsun" derse kişi her bir
ifadesiyle müstakil bir cümle kurmayı kastetmemişse boşama birden fazla olmaz,
buna niyet etmişse birden fazla olur. Yemin konusunda benzeri durumda müstakil
cümle kurmaya niyet etmiş olsa bile kefaret birden fazla olmaz; çünkü boşamanın
belirli bir sayısı vardır. Müstakil bir cümle kurmayı kastetmek, boşamanın da
müstakil olmasını gerektirir. Keffaret ise böyle değildir. Ayrıca boşamadan
farklı olarak kefaret, cinsleri aynı olan had cezalarına benzediğinden birden
fazla kefaret iç içe girer [tedahül eder]. Buna daha önce işaret edilmişti.
131. [Yukarıdaki
durumda] araya fasıla girmez se bakılır: Koca sonradan söylediği iki cümleyle
ilk cümleyi tekid etmeyi kastetmişse bir boşama meydana gelir; çünkü Arapçanın
bütün lehçelerinde sözü pekiştirmek bilinen bir uygulamadır, nasslar da bu dil
üzere gelmiştir.
Not: ileride "istisnaya niyet etme"
konusunda gelecek görüş ayrılığında görüleceği üzere kimileri pekiştirme niyetinin
ilk cümlenin en başından itibaren veya ilk cümle ifade edilirken mevcut olması
gerektiğini şart koşmuşlardır ki bu yerinde bir görüştür.
132. Koca yukarıdaki
ifadede her bir cümle ile müstakil bir şey söylemek istemişse üç boşama meydana
gelir; çünkü söylenen ifadenin zahiri bunu gerektirmektedir, pekiştirme ise
niyetten anlaşılmaktadır. Koca pekiştirme veya müstakil cümle kurma gibi bir
şeye niyet etmediğinde ise İmam Şafii' nin daha güçlü görüşüne göre sözün
zahiri dikkate alınarak üç boşama meydana gelmiş kabul edilir; çünkü cümleyi
yeni bir şey ifade edecek şekilde yorumlamak pekiştirme olarak yorumlamaktan
daha iyidir. İkinci görüşe göre ise yalnızca bir boşama meydana gelir; çünkü
kocanın pekiştirme yapmış olması da mümkün olduğundan kesin olarak bilinen [bir
talak] esas alınır.
Not: Rafii'nin sarih ve kinaye sözcüklere ilişkin
çeşitli meseleler arasında zikrettiğine göre bu ayrım, "iddet bekle, iddet
bekle, iddet bekle" ifadesinde olduğu gibi kinaye sözcüklerin
kullanılmasında da söz konusu olur.
Ravdatü't-talibin ve
eş-Şerhu'l-kebir'de belirtildiğine göre kiyi boşamaya ilişkin farklı ifadeler
kullanır ve bunlarla boşamaya niyet ederse her bir sözcüğüyle bir boşama
meydana gelir. Sarih olarak kullanılan sözcükler değişse örneğin kişi "sen
boşanmışsın, sen serbestsin" dese daha doğru görüşe göre bu, "sen
boşsun, sen boşsun, sen boşsun" demesi gibidir. Diğer bir görüşe göre bu
durumda kesin olarak üç boşama meydana gelir.
Bunu Hannatl
nakletmiştir. Zerkeşi şöyle demiştir: "Kocanın ölmesi, delirmesi vb.
kocanın ne kastettiğinin kendisine sorulamayacağı durumların da mutlak niyet
gibi kabul edilmesi gerekir. Buna temas edeni görmedim". Bu, yerinde bir
tespittir.
Nevevi ve başkalarının
pekiştirmeyi üç cümle ile örnekle ndirmeleri, dördüncü cümlenin kurulması
halinde kocanın bununla pekiştirmeyi kastedemeyeceği anlamına gelir.
Et-Tevşih adlı eserin
yazarı "uygun olan budur" demiştir. İzz b. Abdüsselam "Araplar
bir ifadeyi üçte n fazla tekrar ederek pekiştirmezler" demiştir. Bulkini
şöyle demiştir: "Bana göre bunun hükmü üç kere tekrarlanmasının hükmü
gibidir. Burada dördüncü ifade ile başka bir boşamanın gerçekleşmeSi
düşünülemez; çünkü boşama hakları sona ermiştir.
Zira, pekiştirme amacı
olmaksızın söylendiğinde hükmün meydana geleceği bir cümleyle pekiştirme
yapılabiliyorsa, pekiştirme amacının gerçekleşmedi ği bir ifade ile
pekiştirmenin yapılması daha önceliklidir." İsnevi'nin et- Temhid adlı
eserde belirttiğine göre alimlerin ikrar ve başka konularda mutlak olarak
belirttikleri üzere uygun olan bu ifadenin pekiştirmeye elverişli olmasıdır.
133. Koca,
> İkinci cümleyi
ilkini pekiştirmek üzere, üçüncü cümleyi ise müstakil olarak söylese,
> Veya bunun aksi
olsa yani ikinci cümleyi müstakil olarak ücüncü cümleyi ise ikinciyi
pekiştirmek amacıyla söylese bu kastına bağlı olarak iki boşama meydana gelir.
Bu ikincisi el-Minhac
metnindeki [birinci maddenin] aksi değildir; çünkü onun aksi el-Minhac'daki şu
ifadede yer almaktadır:
> Veya üçüncü
ifadeyle ilkini pekiştirmeyi, ikinci ifadeyle müstakil cümle kurmayı kastetse,
daha doğru görüşe göre üç boşama meydana gelir; çünkü pekiştirilen ile
pekiştiren arasına fasıla girmiştir. Diğer görüşe göre ise iki boşama meydana
gelir; araya kısa süreli fasıla girmesine göz yumulur.
Not: Geriye şu durum kalmıştır: Koca üçüncü
durumla bir şey kastettiği halde ikinciyle kastetmese veya üçüncü ifadeyle
müstakil cümle kurmayı kastettiği halde ikinciyle bir şey kastetmese, daha
güçlü görüşe göre bu iki durumda üç boşama meydana gelir.
134. Koca, haber ifadesini
atıf harfi [bağlaç] kullanarak tekrarlasa örneğin [ve] bağlacı kullanarak
"sen boşsun ve boşsun ve boşsun" dese veya "fa [ardından]"
ve "sümme [sonra]" ifadelerini kullanarak üç cümle kursa ikinci ifade
ile üçüncüyü pekiştirmeyi kastetmek sahih olur; çünkü her ikisi de sıga
bakımından eşittir. Ancak ilkini ikinci ile pekiştirmek sahih olmaz; çünkü
ikinci ifadede atıf harfi [bağlaç] bulunmaktadır, bu ise ilkinden farklı
olmasını gerektirir. Bu, açıkça anlaşabilecek bir hükümdür. Ancak MaverdI' nin belirttiği
üzere diyaneten bunu kastetmek sahihtir. İbn Rif'a "İmam Şafii'nin açık
ifadesinden de bu sonuç çıkmaktadır" demiştir.
Not: Nevevi, herhangi bir şeye niyet etmeme
durumundan bahsetmemiştir. Bu konuda da tıpkı yukarıdakinde olduğu gibi İmam
ŞafiI'ye ait iki görüş bulunmaktadır.
135. Yukarıda geçen
örneklerin tümü zifafa girmiş olan, hul' yapmamış olan kadınla ilgilidir. Koca
bu ifadeleri zifafa girmemiş olduğu kadına söyle se herhalükarda bir boşama meydana
gelir; çünkü kadın ilk ifadeyle birlikte Min olarak boşanmış olur, bundan sonra
yapılan boşamalar geçerli olmaz.
136. Koca, zifafa
girmemiş olduğu karısına -mesela- "eve girersen boşsun ve boşsun"
dese veya "sen boşsun ve boşsun eve girersen" dese, kadın da eve
girse daha doğru görüşe göre iki boşama meydana gelir; çünkü iki boşama eve
girmeye bağlanmış olup aralarında bir sıralama yoktur. Bu durumda ikisi birden
meydana gelir. Diğer bir görüşe göre ise tıpkı şarta bağlanmamış olan boşamada
olduğu gibi yalnızca bir boşama meydana gelir.
Not: Koca, ifadesini "sonra [sümme]" vb.
tertibi gösteren bir bağlaçla birbirine bağlasa, kadının eve girmesi halinde
yalnızca bir boşama meydana gelir; çünkü bu ifade sıralamayı gerektirir. Rafii
ve Nevevi'nin Mütevelli'den aktarıp onayladıklarına göre koca ister şartı önce
zikretsin ister sonra zikretsin fark etmez.
Koca, zifafta
bulunmadığı karısına "sen on bir defa boşsun" dese üç kere boşanmış
olur. Ancak "sen yirmi bir defa boşsun" dese yalnızca bir boşama
meydana gelmiş olur; çünkü [Arapça'da yirmi bir derken yirmi ve bir harflerinin
arasına bağlaç girmekte] bu kelimeler birbirine bağlaçla bağlanmış olmaktadır.
Bu durumda koca karısına sanki "sen bir kere ve yirmi kere boşsun"
demiş gibi olmaktadır. On bir ise böyle değildir; çünkü bu [on ve bir sayıları
arasına bağlaç girmeyip] terkip oluşturmaktadır.
Koca, "eve girersen
sen bir boşamayla boşsun, eve girersen iki boşamayla boşsun" dese, kadın
eve girdiğinde -zifafa girilmemiş bir kadın olsa bile- üç kere boş olur.
Koca, karısına "sen
birden üçe boşsun" dese, iki uç [yani bir ve üç sayısı] sözün kapsamına
dahil edilerek üç boşama meydana gelmiş olarak kabul edilir; çünkü koca
"üç" sayısını telaffuz ettiğinden bunu görmezden gelmek mümkün
değildir.
Şöyle bir itiraz söz
konusu olabilir: "İkrar yaparken son kısım ikrarın kapsamına girmez.
Mesela kişi onun bende bir dirhemden üç dirheme kadar alacağı vardır dese iki
dirhem borçlanmış olur, burada da -et-Tenbih adlı eserde esas alındığı gibi-
böyle olmalıydı."
Buna şöyle cevap
verilir: "Boşamanın belirli bir sayısı olduğundan iki ucu buna dahil
ettik; çünkü görünür durum açısından kişinin sözü boşamanın tümünü ifade
etmektedir. Borç olarak ikrar edilen dirhemler ise böyle değildir."
Koca "sen bir ile
üç arasında boşsun" dese yine üç kere boşanır; çünkü "arasında"
ifadesi "birden üçe" anlamına gelmektedir. Bunu Kamuli ve başkaları
Ruyanı'den aktarmış, İbnü'lMukrı de Ravd adlı eserinde tek görüş olarak
aktarmıştır.
Koca, karısına "sen
bir ile üç arasında boşsun" dese bir boşama meydana gelir; çünkü buradaki
üç sözcüğü üçüncü anlamında alındığında bir talak için "arada"
denilmesi doğru olmaktadır.
137. Koca, zifafa girmiş
olduğu karısına "sen bir boşamayla birlikte boşsun", "sen bir
boşamanın yanında bir boşamayla boşsun" dese iki boşama meydana gelir;
çünkü boşamaya mahal olan kadın bu şekilde boşanmaya elverişlidir. Bu ifadenin
zahirinden iki boşamanın aynı anda gerçekleşeceği anlaşılmaktadır ki daha doğru
görüş de böyledir.
Diğer bir görüşe göre
ise [aynı zamanda değil] ardı ardına gerçekleşir. Şu hüküm de buna dayalıdır:
138. [Yukarıdaki
meselede iki boşamanın aynı anda gerçekleşeceği görüşünü kabul ettiğimizde bu
meselede] daha doğru görüşe göre zifafa girilmemiş olan kadın açısından da iki
boşama meydana gelir. İki boşamanın ardı ardına gerçekleşceğini kabul
ettiğimizde ise bir boşama ile kadın kocasından bain olarak ayrılmış olur.
139. Koca, karısına
"sen bir talaktanönce bir talakla boşsun" veya "bir talaktan
sonra bir talakla boşsun" dese, bu ifadeyi zifafa girmiş olduğu karısına
söylediğinde iki boşama meydana gelir; çünkü bu ifade, iki boşamadan ilkinin
derhal meydana getirilmesini gerektirir, ikincisi ise bunu takip eder ve
böylece aynı şekilde iki boşama meydana gelmiş olur. Zifafa girmediği karısına
bunu söylediğinde ise bir boşama meydana gelir; çünkü ilk ifadeyle kadın bain
olarak boşanmış olur, ikinci ifade evliliğin bulunduğu bir duruma rastgelmemiş
olur.
140. Koca, karısına
"sen bir boşamadan sonra boşsun" veya "bir boşamadan önce boşsun",
"bir boşamanın altında boşsun", "bir boşama ve altında bir
boşama ile boşsun", "bir boşamanın üstünde boşsun", "bir
boşama ve üstünde bir boşama ile boşsun" dese daha doğru görüşe göre
zifafa girmiş olduğu karısına bu ifadeleri söylediğinde iki defa, böyle olmayan
karısına söylediğinde bir boşama meydana gelmiş olur.
Nevevi, bu görüşü
Ravdatü't-talibin'de "alimlerin çoğunluğunun tek görüş olarak benimsediği
doğru görüş" diye nitelemiştir. "Sen, öncesinde bir boşama bulunan
talakla boşsun" veya "bir talak sonrasında boşsun", "bir
talak üzerine boşsun", "altında bir talak bulunan talakla
boşsun" gibi ifadelerde kadın önce zımnen yapılan sonra
["boşsun" denilerek] doğrudan yapılan boşamayla boş olur. "Sen,
sonrasında bir talak bulunan boşamayla boşsun" veya "bir talak
öncesinde boşsun", "üzerinde bir talak bulunan talakla boşsun",
"bir talak altında boşsun" ifadelerde ise bunun aksi söz konusudur.
Daha doğru görüşün
karşısında yer alan görüşe göre [bütün bu durumlarda] yalnızca bir boşama
meydana gelir; çünkü anlam "bu boşamanın öncesinde bana ait olan Isabit
olan bir boşama hakkı vardır" şeklinde olabilir.
Not: Bu hükümler, kocanın herhangi bir niyetinin
bulunmaması halinde geçerlidir. Şayet koca "ben bunu kastettim" derse
yeminle birlikte sözü mutlak olarak kabul edilir. Nevevi ve Rafii bunu İbn
Kec'den nakledip onaylamışlardır. Bu yüzden Nevevi'nin mutlak ifadesi bu
şekilde kayıtlanmalıdır.
"Altında" ve
"üstünde" ifadeleri konusunda şu görüş aynlığı meydana gelmiştir:
Bunlar, Ravdatü't-talibin'de Cüveyni ve Gazali'den aktanldığı gibi
"birlikte" ifadesi gibi mi kabul edi-lir -ki el-Havi's-sağir'i
şerhedenler bunu esas almıştır- yoksa Ravdatü't-talibin 'de Mütevelll'nin
sözünün gereği olarak nakledildiği üzere diğer lafızlar gibi mi değerlendirilir?
Yukarıda geçen
açıklamalardan anlaşılacağı üzere bu ikincisi daha uygundur.
Koca, karısına "sen
öncesinde ve sonrasında bir talak olan talakla boşsun" dese karısı üç kere
boş olur; çünkü ortadaki bir talak önce ve sonraya dağıtılır, daha sonra iki yarım
tamamlanır.
Koca, zifafa girmemiş
olduğu karısına "sen Ric'i rakit yapmaksızın geri dönüşü mümkün] olarak
boşsun" dese boşama meydana gelmez. Beğavı bunu Kadı Hüseyin'in fetvaları
arasında nakletmiş, et- Tehzib'te de el-Mühezzeb'ten nakletmiştir. Bu hüküm,
itiraza açıktır.
141. Koca "bir
talak içinde bir talakla boşsun" dese [bakılır:]
> "Bir talak
içinde" derken "birlikte" anlamını kastetse iki boşama meydana
gelir; çünkü "içinde" ifadesi "birlikte" anlamında
kullanılır. Nitekim "önceki ümmetlerin içinde girin" [A'raf, 38]
ayetinin anlamı "önceki ümmetlerle birlikte" demektir.
> Zarf veya matematik
hesabı [çarpımı kastetmişse yahut da herhangi bir şeye niyet etmemişse bunların
tümünde bir boşama meydana gelir; çünkü zarf ve çarpım bunu gerektirir.
Herhangi bir şeye niyet edilmediğinde [gerçekleştiği kesin bilinen] de bir
talaktır.
142. Koca "sen
yarım talak içinde yarım talak boşsun" dese şayet "her bir talaktan
yarımı ile boşsun" demeyi kastetmemişse herhalükarda yani ister
birliktelik, ister zarfiyet, ister çarpım kastedilsin isterse hiçbir şey
kastedilmesin bir boşama meydana elir. Çünkü boşama parçalanamaz.
Not: Metin içinde geçen ikinci "yarım"
sözcüğü, Nevevi'nin nüshası üzerine onun el yazısı dışında bir yazıyla yazılmış
olmakla birlikte el-Muharrer ve eş-Şerhu'l-kebir'de de zikredildiği üzere
doğrudur; çünkü bu kelime olmadan "herhalükarda" ifadesini düzgün
anlamak mümkün değildir. Zira birliktelik kastedildiğinde iki boşama
gerçekleşmektedir. Bu ikinci yarım sözcüğü var olduğunda ise koca, her bir
boşamadan yarım talakı kastettiğinde -el-İstiksa adlı eserde belirlidiği
üzereiki boşama meydana gelmektedir.
Koca "yarım talak
içinde bir talakla boşsun" derse bir boşama meydana gelir. Ancak
birlikteliği kastetmişse iki boşama meydana gelir.
143. Koca "sen iki
talak içinde bir talakla boşsun" dese [bakılır:] O "İki talak
içinde" derken "iki talakla birlikte" demeyi kastetmişse kadın
üç kere boş olmuş olur. Bunun gerekçesi
> "bir talak
içinde bir talakla boşsun" ifadesinde geçmişti.
> Zarf anlamını
kastetmişse bir boşama meydana gelir; çünkü bunun gereği zarfın değil onun
içindekinin gerçekleşmesidir. Zarf anlamının kastedilmesi el-Veciz'de
bulunmakla birlikte Ravdatü't-talibin, eş-Şerhu'l-kebir ve eş-Şerhu's-sağir'de
yer almayıp Nevevi tarafından el-Minhac'a eklenmiştir.
> Çarpım yapmayı
kastetmiş ve bunu biliyorsa iki boşama meydana gelir; çünkü matematikçilere
göre bu sayıların çarpımı bunu gerektirir. Matematiği bilmediği halde bu ifadenin
matematikçiler nezdindeki anlamını kastetmişse, daha doğru görüşe göre bir
boşama meydana gelir; çünkü bilinmeyen bir şeyin kastedilmesi sahih değildir.
[Zayıf] bir görüşe göre iki boşama meydana gelir; çünkü belirttiğimiz üzere
matematikçilere göre bu ifadelerin çarpımı iki sonucunu gerektirir, kişi de
bunu kastetmiştir. İlk görüş sahipleri buna belirttiğimiz şekilde cevap
vermiştir.
> Herhangi bir şey
kastetmemişse, kişi matematik bilsin ya da bilmesin daha güçlü görüşe göre bir
boşama meydana gelir. Çünkü bu ifade çarpım ve zarf şeklinde anlaş ıl maya
müsait olduğundan kesin olarak bilinen bir boşamanın üstü esas alınmaz.
Fazlalık kısımda şüphe bulunmaktadır. İmam Şafii'nin bir görüşüne göre kişi
matematik biliyorsa, söylediği söz bu şekilde anlaşılarak iki boşama meydana
gelmiş kabul edilir.
144. Koca karısına
"sen bir talakın bazısıyla boşsun" dese veya ["bazısı" diye
belirttiği şeyin] ne oldUğunu belirterek mesela "dörtte bir boşsun"
dese bir boşama meydana gelir; çünkü boşama, kuvveti sebebiyle bölünemez. Böyle
olunca boşamanın bir kısmını meydana getirmek bütününü meydana getirmek
gibidir. İbnü'l-Münzir bu konuda icma bulunduğunu belirtmiştir.
Burada bir boşamanın
meydana gelmesine ilişkin iki görüş vardır:
> Cüveyni'nin
belirttiğine göre bu, "bir şeyin bazısını zikretmek bütününü zikretmek
gibidir" şeklindeki kuraldan kaynaklanmaktadır.
> Rafi!'nin
belirttiğine göre ise bu, "boşama önce bir kısım olarak meydana gelir
sonradan sirayet eder" şeklindeki kuraldan kaynaklanmaktadır.
Bu görüş ayrılığının
etkisi iki konuda görülür:
> Koca karısına
"sen üç kere boşsun, yarım talak hariç" dese; şayet biz burada
[yukarıdaki ikinci görüş olan] sirayet görüşünü esas alırsak üç boşama meydana
gelir ki daha doğrusu budur; çünkü burada sirayet boşamanın meydana gelmesi
konusundadır, ortadan kalkması konusunda değiL.
> Kadın kocasına
"beni bin dirhem karşılığında üç kere boşa!" dese, koca da bir buçuk
defa boşasa ne olur? Bir görüşe göre koca bin dirhemin üçte ikisini almaya hak
kazanır; çünkü burada koca [yukarıdaki birinci görüş olan] "bir kısmını
zikretmek bütününü zikretmektir" görüşüne göre iki boşama yapmıştır. Bir
görüşe göre ise koca bin dirhemin yarısını alır ki ilgili konuda geçtiği üzere
daha doğru görüş budur; çünkü koca, üç boşamanın yarısını [yani bir buçuk
boşamayı] gerçekleştirmiştir.
Bu açıklamalardan,
sirayet görüşünün tercihe şayan olduğu anlaşılmaktadır.
145. Koca, "sen bir
talakın iki yarısı ile boşsun" dese bir boşama meydana gelir; çünkü bu bir
boşama yapar. Aynı şekilde parçaları bir talaktan fazla olmayan her bölümleme
de böyledir. Ancak koca bir[i başka talaktan] yarımı kastetmişse o zaman
kastına uygun olarak iki boşama meydana gelmiş olur.
146. Daha doğru görüşe
göre kocanın "sen iki talakın yarısıyla boşsun" sözü ile bir boşama
meydana gelir; çünkü bir talak, iki talakın yarısı olduğundan sözü ona yormak
sahihtir.
Fazlalık kısımda şüphe
olduğu için birden fazla talakı gerçekleşmiş saymayız. Diğer görüşe göre ise
her bir boşamanın yarısı dikkate alınarak iki boşama meydana gelmiş kabul
edilir.
Bu görüş ayrılığı, her
bir boşamanın yarısı kastedilmediğinde söz konusu olur, aksi takdirde kesin
olarak iki boşama meydana gelir.
147. Kocanın "sen
üç yarımla boşsun" veya "yarım ve üçte bir talakla boşsun"
ifaderiyle her iki durumda daha doğru görüşe göre iki boşama meydana gelir.
ilk durumda iki talak
meydana gelmesi, üçüncü yarımın bir talaktan fazla olması sebebiyledir. Bu
fazlalık diğer talaktan hesap edilir.
ikinci durumda ise
atıfla birlikte [ve bağlacıyla birlikte] boşama sözcüğü tekrarlandığından iki
talak meydana gelir.
[Zayıf] bir görüşe göre
her iki durumda bir boşama meydana gelir. ilk durumda fazlalık atılır, ikinci
durumda ise muzafların talakın cüzlerinden olması dikkate alınır.
Bu hüküm, tekrarlanan
ifadenin iki talakın parçalarından fazla olmadığı 5/3 veya 7/4 talak gibi
durumlara özgüdür. Ama 7/3 veya 9/4 gibi 2 sayısından fazla olursa,
Ravdatü't-talibin'de
belirtildiğine göre o zaman iki boşama mı yoksa üç boşama mı meydana geldiği
konusundaki görüş ayrılığı geçerli olur.
148. Koca [yarım
ifadesinden sonra talak sözcüğünü zikretmeksizin] "sen yarım ve üçte bir
talakla boşsun" dese, daha doğru görüşe göre talak sözcüğü
tekrarlanmadığından bir boşama meydana gelir. Yarım ve üçte birin toplamı
birden fazla değildir. Koca "sen yarım talak, üçte bir talakla
boşsun" dese burada atıf bulunmadığından yalnızca bir boşama meydana
gelir.
149. Talakın parçalara
bölünmesi konusunda söylenenleri şöyle özetleyebiliriz: Atıf harfi ile birlikte
boşama sözcüğü tekrarlanır da talakın parçaları bir talaktan fazla olmazsa,
örneğin "sen yarım talak ve üçte bir talakla boşsun" gibi bir ifade
söylenirse her bir cüz bir talak olur. "Talak" sözcüğünü zikretmeksizin
"sen boşsun dörtte bir ve altıda bir talakla" derse veya atıf harfini
zikretmezse, örneğin "sen üçte bir talak dörtte bir talakla boşsun"
derse hepsi bir talak olur. Talakın parçaları "yarım, üçte bir ve dörtte
bir talakla boşsun" ifadelerinde olduğu gibi bir talaktan fazla olursa,
birden fazla olan parça tamamlanır ve bununla da bir talak gerçekleşir. Koca
"yarım talak ve yarısı ve yarısı" derse üç boşama meydana gelir;
ancak üçüncü zikrettiği yarısı ifadesiyle ikinciyi pekiştirmeyi kastetmişse iki
boşama meydana gelir.
150. Koca, dört karısına
hitaben "sizin üzerinize / sizin aranızda bir boşama / iki boşama / üç
boşama / dört boşama gerçekleştirdim" dese bütün bu durumlarda her bir
karısı bir kere boşanmış olur; çünkü boşama bu kadınlara dağıtıldığında her birine
bir boşama düşmekte veya bir boşamanın bir kısmı düşüp sonra bire
tamamlanmaktadır.
151. Her bir boşamayı
karıları na dağıtmayı kastetse bu kasıt dikkate alınarak iki kere boşama
halinde her bir karısı iki kere, üç ve dört kere boşama halinde her bir karısı
üç kere boşanmış olur. Herhangi bir şeye niyet etmemesi halinde durum farklı
olur; çünkü böyle bir durumda neyi kastettiğini anlamak zordur.
152. Koca "beş kere
/ altı kere / yedi kere / sekiz kere boşadım" dese, bu sayıyı karılarına
dağıtmayı kastetmediği sürece iki boşama meydana gelir. "Dokuz kere"
demişse mutlak olarak üç boşama meydana gelir.
153. Koca "aranızda
derken bir kısmınızı kastettim" dese bu kimseler ister müphem olsun
isterse "filan ve filan" ifadesinde olduğu gibi muayyen olsun daha
doğru görüşe göre kazaen kocanın bu sözü kabul edilmez; çünkü ifadenin zahiri
kadınların boşama konusunda ortak olmasını gerektirmektedir. Bununla birlikte
kocanın sözü diyaneten kabul edilir.
Diğer bir görüşe göre
ise "aranızda" ifadesi kocanın kastettiği şeye elverişli olduğundan
kocanın sözü [kazaen de] kabul edilir. Ancak "üzerinizde" ifadesi
bundan farklı olup kocanın bu ifadeyle karılarından bazılarını kastettiğini
söylemesi kabul edilmez.
Not: Nevevi'nin ifadesinin zahirinden şu sonuç
çıkmaktadır: "Koca boşama konusunda karıları arasında farklılık yapsa
örneğin karıları arasında üç boşama gerçekleştirdikten sonra, iki boşamayı şu
karım üzerinde diğerini ise kalanlar üzerinde gerçekleştirmeyi istedim, dese bu
kabul edilmez."
Konuyla ilgili görüşlerden
biri budur. Ezrai bunu, İmam Şafii'nin el-Ümm'deki açık ifadesi olarak
aktarmıştır. Ancak daha doğru olan ve Ravdatü't-talibin'de İmam Şafii'nin
görüşü olarak belirtildiğine göre kocanın bu açıklaması kabul edilir.
Buna göre koca dört
karısı arasında dört boşama yapsa, sonra "ikisi üzerinde ikişer ikişer
gerçekleştirmeyi kastettim, diğer ikisini boşamadım" dese, bu ikrara göre
ilk iki karısını ikişer defa boşamış olur. Sonraki iki karısını ise birer kere
boşamış olur, böylece eşlerinden bir kısmı üzerinde boşamanın gerçekleşmemesi
söz konusu olmamış olur.
Koca, "aranızda
altı talak ve dörtte bir talak ve üçte bir talak gerçekleştirdim" dese
eşlerini üçer defa boşamış olur; çünkü parçaların değişmesi ve bunların
birbirine "ve" bağlacıyla bağlanması her birine talaktan bir parça
taksim edileceğini hissettirmektedir.
Aynı şekilde koca
"aranızda bir talak ve bir talak ve bir talak gerçekleştirdim" dese,
iki görüş içinden hocamız tarafından zahir olarak nitelenen görüşe göre hüküm
yine böyledir; çünkü kocanın ["üç talak" demeyip tek tek] talakları
ayırması her bir talakı eşlerine böldüğünü göstermektedir.
154. Koca, eşlerinden
birini boşadıktan sonra diğerine "seni de ona ortak kıldım",
"seni onun ortağı yaptım", "sen de onun gibisin" dese ve
bunu söylerken o karısını da derhal boşamayı kastetse o kadın da boş olur, aksi
takdirde boş olmaz; çünkü bu sözü boşamadan başka amaçla da söylemiş olabilir.
155. Koca, karısını
boşamayı onun eve girmesine bağlasa, sonra diğer karısına "seni de ona
ortak kıldım" dese kocaya ne kastettiği sorulur:
> "Diğer eşim
eve girmedikçe ilk eşimin boş olmamasını kastettim" dese bu sözü kabul
edilmez; çünkü bu, ilk şarta bağlama sözünden dönme anlamına gelir.
> "İlk eşim eve
girince ikincisinin boş olmasını kastettim" dese bu sözü kabul edilir. İlk
eş eve girince her iki eş de boş olur.
> "İkincinin
boşanmasını, tıpkı ilkinde olduğu gibi kendisinin eve girmesine bağladım"
dese bu kabul edilir ve her birinin boşanması kendisinin eve girmesine bağlanmış
olur.
> Koca herhangi bir
şeye niyet etmemişse, zahir olan, onun sözünü bir önceki durumda olduğu gibi
değerlendirmektir.
156. Aynı şekilde koca
karısını boşadığında bir başka kişi karısına "seni, bu adamın boşadığı
kadına ortak kıldım", "seni onun ortağı yaptım" dese bununla
karısını boşamaya niyet etmişse karısı boş olur, aksi takdirde boş olmaz. Çünkü
daha önce geçtiği üzere bu ifade kinayedir.
157. Kişi, kendisinin
boşadığı veya başkasının boşadığı üç kadına kendi karısını ortak kılsa bakılır:
> "Bu karım,
onların her birine ortaktır" demeye niyet etmiş olsa kadın üç kere
boşanır.
> "Bu karım,
onlardan biri gibidir" demeyi kastetmişse bir kere boşanır.
> Sözü mutlak
söyleyip bire veya sayıya niyet etmediğinde de böyledir. Çünkü akla ilk gelen
şey, bu karısını diğer kadınların herhangi biri gibi kılması olup bu, her bir
boşamayı dağıtması ihtimalinden daha güçlüdür.
158. Koca, karısını daha
önce kendisinin veya başkasının üç kere boşadığı bir kadına ortak kılsa ve
bununla boşama sayısında ortak kılmaya niyet etse [ne olur? Bu konuda farklı
görüşler vardır:]
Birinci görüş
Kadın iki kere boşanmış
olur; çünkü bu durumda karısını diğer kadınla üç talaka ortak kılmıştır. Bu
kadına bir buçuk talak düşmekte olduğundan bu sayı ikiye tamamlanır.
İkinci görüş
Bir görüşe göre bir
boşama meydana gelir; çünkü kesin olarak bilinen odur.
Üçüncü görüş
Üç boşama meydana gelir;
çünkü burada koca, karısını diğer kadına her bir talakta ortak kılmıştır.
Koca buna niyet
etmediğinde el-En var yazarının tek görüş olarak belirttiğine göre bir boşama
meydana gelir.
159. Koca, üç karısı
arasında bir boşama yap sa sonra dördüncüyü de onlara ortak kılsa üç karısı
birer kere boşanmış olur, dördüncü karısı iki kere boşanmış olur; çünkü Çünkü
ortaklıktan onun payına düşen bir buçuk boşamadır.
160. Koca üç karısından
birini üç kere boşasa, sonra ikinciye "seni de ona ortak kıldım"
dese, üçüncü karısına "seni de ikinciye ortak kıldım" dese ikinci
karısı iki kere boşanmış olur; çünkü onun ilkinden hissesi bir buçuk talaktır.
Üçüncü kadın bir kere boşanmış olur; çünkü onun ikinciden hissesi bir talaktır.
Not: Nevevi'nin belirttiği hükümler, kendisine
ortak kılınan kadının kaç kere boşandığı bilindiğinde geçerli olur. Şayet bu
bilinmiyorsa, örneğin koca "ben karımı Zeyd'in karısını boşadığı gibi
boşadım" derse, Zeyd'in karısını kaç kere boşadığını bilmemekle birlikte
Zeyd'in boşama sayısına niyet etmişse, Ra.fil'nin sözünden çıkan sonuca göre
boşama meydana gelmez. Bunu Zerkeşi söylemiştir. Onun kastı boşamanın sayısı
olup aslen boşamanın meydana gelmesi değildir. Bu, zahirdir.
BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN
AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN