TALAK |
TALAKTA İSTİSNA YAPMAK
Söze bitişik olmak
şartıyla boşamada istisna yapmak mümkündür. Nefes almak için ve bitkinlik
sebebiyle söze ara vermenin zararı yoktur.
Ben [Nevevi] derim ki: Daha
doğru görüşe göre yemin bitmeden önce istisnaya niyet etmesi şarttır. Allah
daha iyi bilir.
İstisnanın, istisna
edilen şeyin bütününü kuşatmaması şarttır.
Koca "sen iki hariç
ve bir hariç üç kere boşsun!" dese bir boşama meydana gelir. [Zayıf] bir
görüşe göre üç boşama meydana gelir. Koca "sen iki kere ve bir kere boşsun
bir kere hariç" derse üç boşama meydana gelir. [Zayıf] bir görüşe göre iki
boşama meydana gelir.
Olumsuz ifadede istisna
ispattır, aksi de söz konusudur. Buna göre koca "sen üç kere boşsun iki
kere hariç bir kere hariç" derse iki boşama meydana gelir. Koca "sen
üç kere boşsun üç kere hariç iki kere hariç" derse iki boşama meydana
gelir. [Zayıf] bir görüşe göre üç boşama meydana gelir. [Zayıf] bir başka
görüşe göre bir boşama meydana gelir. Koca "sen üç kere hariç beş kere
boşsun" dese iki boşama meydana gelir. [Zayıf] bir görüşe göre üç boşama
meydana gelir. Koca "sen üç kere boşsun yarım boşama hariç" dese
doğru görüşe göre üç boşama meydana gelir.
Koca, "sen boşsun
Allah dilerse [inşallah]" veya "sen boşsun Allah dilemezse" der
ve bununla boşamayı şarta bağlamayı kastederse boşama meydana gelmez. Aynı
şekilde bu ifade şart, azat, yemin, adak ve her türlü tasarrufun meydana
gelmesini engeller.
Koca "ey boşanmış
inşallah" dese daha doğru görüşe göre boşama meydana gelir.
Koca "sen boşsun
ancak Allah'ın dilemesi müstesna" dese, daha doğru görüşe göre boşama
meydana gelmez.
161. Sözde istisna
yapmak; Kur'an, sünnet ve Arapların konuşmalarında yer aldığı için sahihtir.
İstisna "illa
[hariç]" veya [istisna yapmada kullanılan] onun benzeri diğer kelimeleri
kullanarak hakikaten veya takdiren bir şeyi dışarıda bırakmaktır.
Birincisine muttasıl
istisna [bitişik istisna] denir. Buna şu cümle örnek verilebilir: "Zeyd
hariç topluluk geldi. "
İkincisine munkatı'
istisna denir. Buna şu cümle örnek verilebilir:
"Yanımda bir elbise
var bir dirhem hariç".
Bu bölümde ikinci türden
istisna kast edilmemiştir. Zaten buna istisna denilmesi de mecazdır.
162. [Boşama konusunda]
istisna iki çeşittir:
> Boşamanın kendisini kaldırmayıp sayıyı
kaldıran istisna. Bu, "illa [hariç]" vb. ifadelerle yapılan
istisnadır.
> İkincisi ise
boşamanın kendisini ortadan kaldıran istisnadır. Bu, [boşama ifadesinden sonra]
"inşallah [Allah dilerse]" diyerek boşamayı Allah'ın dilemesine
bağlamak suretiyle olur. Buna şer'! istisna denir; çünkü şer'! terminolojide
istisna olarak bu ifade meşhurdur.
Muhakkik alimlerden biri
şöyle demiştir: "İnşallah" ifadesine istisna denilmesinin sebebi, bu
ifadenin söylenen bir sözü şu an itibarıyla karşılığı olmak ve sabit olmaktan
alıkoymaktadır. Çünkü sözü, Allah'tan başka kimsenin bilmeyeceği bir şeye
bağlamaktadır.
Nevevi daha sonra ilk
istisna türünü şartlarından bahsetmek suretiyle ele almaya başlamıştır.
Boşama Sayısını Azaltan
İstisna
163. İstisnanın sahih
olması için, istisna edilen parçanın istisna edildiği bütüne örfte aynı söz
olarak kabul edilecek şekilde bitişik olması gerekir. Nefes almak, bitkinlik,
bir şey hatırlamak, ses kesilmesi gibi sebeplerle susmanın bitişikliğe zararı
olmaz; çünkü bu bir fasıla olarak kabul edilmez. Ancak araya az bile olsa başka
söz girerse bitişik olma durumu ortadan kalkar.
Buradaki bitişiklik
satım vb. akitlerdeki icap-kabul arasındaki bitişiklikten daha önemlidir.
Çünkü bir kişinin sözü
içinde verilen araya göz yumulmadığı halde iki kişinin sözleri arasında kısa
ara bulunmasına göz yumulabilir.
164. Nevevi şöyle
demiştir: "Daha doğru görüşe göre yemini bozmadan önce istisna yapmaya
niyet etmiş olması şarttır."
İstisnayı niyetsiz
olarak telaffuz etmek yeterli olmayıp yemin bitmeden önce niyet etmek gerekir.
Çünkü yemin tamamlanmasıyla dikkate alınır. Bu ifade kişinin yeminin başında,
sonunda veya ortasında niyet etmesine elverişlidir. Buna göre kişinin yeminin başından
itibaren niyet etmesi şart olmadığı gibi yemini tamamladıktan sonra niyet
etmesi de yeterli değildir.
Diğer görüşe göre ise
yemin bittikten sonra niyet etmek de yeterlidir.
Bu görüş şu şekilde
reddedilmiştir: Bu yeterli olsaydı, kişinin boşamanın gerçekleşmesinden sonra
boşamayı ortadan kaldırması mümkün olurdu.
165. İstisnayı telaffuz
ederken, şayet işitmesi normal ise kendisinin duyabileceği sesle söylemesi de
şarttır. Kalbiyle niyet etmesi veya kendisi bile duyamayacak kadar kısık sesle
söylemesi yeterli değildir. Zira bunun kazaen etkisinin olmayacağı konusunda
ittifak vardır, meşhur görüşe göre de diyaneten de kabul edilmez.
166. Yine istisnanın,
istisna edilen bütünü kaplamaması da şarttır. Cüveyni ve Amidı'nin belirttiğine
göre istisna edilenin bütününü kapsayan istisnanın batıl olduğu konusunda icma
vardır. Buna göre kişi karısına "sen üç kere boşsun üç kere hariç"
dese, istisna geçerli olmaz, kadın üç kere boş olur.
Not: Nevevi'nin ifadesinden, "sen üç kere
boşsun, iki kere hariç" ifadesinde olduğu gibi çoğunluğun istisna
edilmesinin sahih olduğu anlaşılmaktadır ki doğru olan da budur.
"İstisnanın
yapıldığı şeyin bütününü kapsayan istisna batıldır" kuralına şu durum bir
itiraz noktası teşkil etmez: Kişi karısına "sen boşsun Allah dilerse
(inşallah)" derse burada "inşallah" ifadesi, yemin eden kişinin
söylediği bütün şeyleri ortadan kaldırmıştır. Bu da bütünü kapsayan istisna
gibidir.
Bu durum itiraz noktası
teşkil etmez; çünkü bu durum, nass sebebiyle kural dışında kalmıştır, bunun
dışındaki konular kurala uygun olmaya devam eder.
İstisna edilen bütünü
öne almak sahihtir. Örneğin "sen bir hariç üç kere boşsun"
denilebilir.
İstisnanın, bütünü
kapsamasını önlemek için istisnaya konu olan şeyde, atfedilen ve kendisine atıf
yapılan şey birbiriyle toplanmaz. Yine bütünü kapsamayı istisnada var kılmak
için de bu yapılamayacağı gibi aynı şekilde her ikisinde de yapılamaz.
167. Buna göre, kişi
karısına "sen üç kere boşsun iki kere ve bir kere hariç" dese bir
boşama meydana gelir. İstisnanın bütünün tümünü kaplamasına sebep olan kısım
yok kabul edilir ki bu da "iki kere" ifadesine atfedilen "bir
kere" ifadesidir. Zira bu dahil edilirse istisna, önceki sözün bütününü
kapsayacaktır. Bu, birbirine atfedilen sayıların toplanmaması kuralına binaendir.
[Zayıf] bir görüşe göre
üç boşama meydana gelir. Bu, "istisna edilenlerin toplanması"
kuralına göredir. Bu yapıldığında istisna edilen şeyin bütününü kapsadığından
istisna batılalur.
168. Koca "sen iki
kere ve bir kere boşsun bir kere hariç" dese üç boşama meydana gelir. Bir
boşamanın bir boşamadan istisna edilmesi, bütünü kapsaması sebebiyle dikkate
alınmaz.
Zayıf bir görüşe göre
"kendisinden istisna yapılan bütünün toplanması" kuralına binaen iki boşama
meydana gelir. Bu durumda bir boşama üçten istisna edilmiş olur.
Not: Nevevi ilk örnekle bir bütünden istisna
edilen şeyde, ikinci misalde de kendisinden istisna yapılan bütünde atıf
olmadığına temas etmiş, bütün ve ondan çıkarılan parçada birlikte yapılan
atıftan ise bahsetmemiştir. Buna örnek olarak "sen bir talak ve bir
talakla boşsun bir talak ve bir talak hariç" ifadesi zikredilebilir. Daha
doğru görüşe göre bu durumda iki boşama meydana gelir.
Nevevi, "kocanın
ayırdığı şeyler birleştirilmez" demiş olsa bu zikrettiğimiz durumu da
kapsaması bakımından daha kapsamlı bir ifade olurdu.
Koca "sen üç kere
boşsun bir kere ve bir kere hariç" dese kadın bir kere boş olur; çünkü
burada toplamak caizdir, zira bütünü kaplama söz konusu olmamaktadır.
Yukarıdaki hükümler,
atıf yapılan harfler aynı olduğunda geçerlidir. Şayet farklıysa, örneğin koca
"sen birkere boşsun sonra bir kere, bilakis bir kere, hayır bir kere"
derse o zaman kesin olarak üç boşama meydana gelir; çünkü biri birden istisna
ettiğinde bütünü kaplamış olacağından bunlar toplanmaz.
Bunun dışındakilerde
lafızların farklılaşması sebebiyle toplanacağı söylenirse, örneğin koca
"sen bir kere boşsun ve bir kere ve bir kere bir kere hariç ve bir kere ve
bir kere" dese bile hüküm böyledir; çünkü koca burada, iki görüşten zayıf
olanına göre üç sayısını üç sayısından istisna etmiştir.
Koca, "sen bir kere
ve bir kere ve bir kere boşsun ancak bir kere hariç" derse üç boşama
meydana gelir; çünkü yaptığı istisna bir öncesinin tamamını kapsamaktadır. [Bu
durumda istisna geçersiz sayılır.]
169. Olumsuz ifadeden
istisna yapmak olumlamaktır. Bunun aksi de söz konusu olup olumlu ifadeden
istisna yapmak da olumsuzlamaktır.
Buna göre koca, karısına
"sen üç kere boşsun iki kere hariç bir kere hariç" dese iki boşama
meydana gelir; çünkü ikinci olarak istisna edilen şey birinci istisna edilen
şeyden çıkarılmıştır, geriye hakikatte istisna edilen şey bir tane kalır.
170. Koca, "sen üç
kere boşsun, üç kere hariç iki kere hariç" dese iki boşama meydana gelmiş
olur. [Zayıf] bir görüşe göre ise üç boşama meydana gelir; çünkü ilk istisna
öncekinin tümünü kapsadığından geçresiz olur. İkinci istisna buna dayalı
olduğundan o da geçersiz olur. Bir görüşe göre ise bir boşama meydana gelir;
çünkü ikinci istisna sahih olduğundan sözün başına döner.
171. Koca "sen üç
kere boşsun üç kere hariç bir kere hariç" derse bir boşama meydana gelir;
çünkü koca ikinci istisnayı ilkinin peşine getirmek suretiyle ilk istisnayı
bütün kapsama durumundan çıkarmış, sonuçta sanki üç talaktan iki talakı istisna
etmiş gibi olmuştur. Zira o üç talaktan biri hariç üç talak istisna etmiştir.
Üçün bir harici ise ikidir.
172. Koca, "sen üç
kere boşsun iki kere hariç iki kere hariç" dese ikinci istisna öncekinin
tümünü kapsadığından o dikkate alınmaz ve bir boşama meydana gelir.
173. Koca "sen iki
kere boşsun bir kere hariç bir kere hariç" dese belirttiğimiz gibi burada
da ikinci istisna devre dışı bırakılarak bir boşama meydana gelir. Bir görüşe
göre ise "olumlu cümleden istisna olumsuzlamaktır, olumsuz cümleden
istisna olumlamaktır" görüşü sebebiyle iki boşama meydana gelir.
174. Koca "sen üç
kere üç kere boşsun üç kere hariç iki kere hariç bir kere hariç" dese bir
boşama meydana gelir. Çünkü bu söz: "Ancak üç boşama hariç bunlar gerçekleşmez,
iki boşama hariç bunlar gerçekleşmez, bir boşama hariç o gerçekleşmez"
demektir, geriye bir boşama kalmıştır.
175. Daha doğru görüşe
göre istisna, sözde yer alan lafızdan yapılır. Bir görüşe göre kişinin
mülkiyetinde olan şeyden yapılır. Nevevi aşağıdaki konuları bu tartışmaya
dayandırarak şöyle demiştir:
Koca, "sen beş kere
boşsun üçü hariç" dese iki boşama meydana gelir. Bu, "istisna,
telaffuz edilen şeye yönelik olur" şeklindeki daha doğru görüşe dayanmaktadır.
Çünkü bu bir lafızdır, o lafzın gereği neyse ona tabi olunur.
Zayıf bir görüşe göre
ise üç boşama meydana gelir. Bu, daha doğru görüşün karşısında yer alan
"istisna, kişinin elinde bulunan talak sayısına yönelik olur"
görüşüne dayalıdır. Çünkü [beş talak dediğinde, kişinin elinde üç talak
bulunduğundan] fazlalık dikkate alınmaz.
176. Yukarıda geçen
hükümler bir veya daha fazla talakın istisna edilmesi halinde geçerlidir.
Nevevi daha sonra bir talakın bir kısmının istisna edilmesi meselesine işaret
ederek şöyle demiştir:
Koca "sen üç kere
boşsun yarım talak hariç" dese doğru görüşe göre üç boşama meydana gelir;
çünkü talakın bir kısmını istisna etmiş bir kısmı kalmıştır. T alaktan geriye
bir şey kaldığında bu tamamlanır. Diğer görüşe göre ise iki kere boşamış olur,
yarım talak istisnası bütünün istisnası gibi kabul edilir. Bu [ikinci görüş],
"yarımı bütüne tamamlama, haramlığın helalliğe galip olması sebebiyle
boşamayı gerçekleştirme yönünde dikkate alınır" denilerek reddedilmiştir.
Not: Nevevi'nin meseleyi "yarım talak"
ile ilgili olarak örneklendirmesi şu durumu dışarıda bırakmaktadır:
Koca karısına [yarım
sözünden sonra talak demeksizin] "sen üç kere boşsun yarım hariç"
dese, Ravdatü't-talibin'de BOşenel' den nakledildiğine göre kocaya ne
kastettiği sorulur.
Şayet "ben kadının
yarısını kastettim" derse iki boşama, "talakın yarısını
kastettim" derse daha doğru görüşe göre üç boşama meydana gelir. Herhangi
bir şeye niyet etmemişse, üç talakın tümünün yarısı olarak kabul edilir.
Zerkeşi şöyle demiştir:
Sen bir kere boşsun ve yarım ancak bir talak ve yarım hariç" dese zamanın
bir kısım fakihleri kıyasa göre bir boşamanın gerçekleşeceğini söylemişlerdir.
Öyle anlaşılıyor ki
bunun izahı şudur: Koca "sen bir kere ve yarım boşsun" dediğinde iki
talak meydana gelir. Koca bundan "bir talak ve yarımı" istisna
etmiştir, geriye yarım talak kalmıştır, o da bire tamamlanır.
Bu, kabul edilemez;
çünkü koca kendi gerçekleştirdiğinden istisna yapabilir, gerçekleşenden istisna
yapamaz. Ayrıca daha önce geçtiği üzere birbirine atfedilen talaklar toplanmaz.
Şu halde kocanın "bir ve yarım ancak bir ve yarım hariç" ifadesinde
istisna sonuncuya döner, o da yarımdır. Bu, bir öncekinin tamamını kaplayan bir
istisna olduğu için dikkate alınmaz, geriye iki talak gerçekleşir.
Bazı Ayrıntılar:
Kişi karısına "sen
bainsin ancak bain hariç veya "ancak boşanmış hariç" dese, bununla
"sen üç kere boşanmış bainsin" demeyi kastetmişse niyetini dikkate
alırız ve iki boşama meydana gelir. Bu, "üç" sayısını açıkça telaffuz
edip biri istisna etmesi gibidir.
Rafii şöyle demiştir:
Kişinin "sen boşsun ancak boş hariç" deyip "sen boşsun"
derken üçe niyet etmesine benzer.
Koca, "sen üç kere
boşsun en azı hariç" dese, herhangi bir niyeti olmasa üç talak meydana
gelir. Bu, el-İstiksci'da zikredilmiştir. Çünkü ta la kın en azı, bir talakın
bir kısmıdır. Geriye iki talak kalır. Bir kısım olan talak da bütüne
tamamlanır. Ancak akla ilk gelen, talakın en azının bir talak olmasıdır ki bu
durumda kadın iki kere boş olur. Bu da bir görüştür.
Koca, "sen boşsun
veya değil" veya "sen bir kere boşsun veya değil" dese herhangi
bir şey meydana gelmez; çünkü bu boşama yapmak değil soru sormaktır. Bu kişi
sanki "sen boş musun?" demiş gibidir. Ancak "sen boşsun"
ifadesini söylerken boşamayı gerçekleştirmeye niyet etmişse kadın boş olur.
Bundan sonra "veya değil" ifadesinin bir etkisi olmaz. Arapçayı bilen
bir kişi [veya anlamına gelen] -ev- kelimesini -evve- şeklinde şeddeli söylerse
kadın boş olur; çünkü bunun anlamı "sen talakın başında boşsun"
demektir.
Koca, "sen,
üzerinde gerçekleşmeyecek bir talakla boşsun" veya "sen boşsun
değil" dese bir boşama gerçekleşir; çünkü o boşamayı gerçekleştirmiş sonra
da onu tamamen ortadan kaldırmayı istemiştir. Boşama gerçekleştikten sonra ortadan
kaldırılamaz. "Bütünüyle" ifademiz şu durumu dışarıda bırakmaktadır.
Koca dört karısına "dördünüz boşsunuz ancak falan hariç" veya
"biri hariç" dese kadınların tümü boş olur, istisna sahih olmaz;
çünkü "dört" sayısı umum bildiren bir siga olmayıp özel [hass]
isimdir. Kişinin "falan hariç" demesi kadını açıkça boşadıktan sonra
o kadın üzerindeki talakı kaldırmaktır. Bu tıpkı "sen, üzerinde
gerçekleşmeyecek bir talakla boşsun" ifadesi gibidir.
Şöyle bir itiraz söz
konusu olabilir:
Bu gerekçeden "ikrarda
sayılardan yapılan istisna sahih değildir" sonucu çıkar ama bu doğru
değildir. Zira böyle bir istisna kişi sayı adını söylese bile sahihtir. Örneğin
"bu dördü senindir biri hariç" dese istisna sahih olur. Et-Tenbih
yazarı ve başkaları "ikrar" bölÜmünde bunu açık olarak ifade
etmişlerdir.
Buna şöyle cevap
verilir:
İnşa [bir tasarrufu ilk
olarak meydana getirmek] ikrardan [yani daha önce yapılmış bir tasarrufu haber
vermekten] daha güçlüdür.
Bu, şundan farklıdır:
Koca "falan hariç dördünüz boşsunuz" dese istisna sahih olur; çünkü
burada öncekinden farklı olarak [istisna yoluyla] çıkarma, hükümden önce
gerçekleştiğinden bir tenakuz söz konusu değildir. Bu, İbnü'l-Mukrl'nin esas
aldığı görüştür. İsnevi "istisna edilen şeyin önce ya da sonra olması arasında
fark yoktur" şeklinde bir itirazda bulunmuşsa da itimad edilmesi gereken
görüş budur.
Boşamayı Tümden Kaldıran
İstisna
Nevevi [istisnanın ilk
türünü ele aldıktan] sonra ikinci tür istisna olan "boşamayı [inşallah
demek suretiyle] Allah'ın dilemesine bağlamak" konusunu ele almaya
başlamıştır.
177. Bir kimse karısma
"sen boşsun, Allah boş olmanı dilerse" dese veya "sen boşsun,
Allah boş olmanı dilemezse" dese bakılır:
> Koca boşama
ifadesini tamamlamadan önce bu ifadelerin ilkinde boşamayı Allah'ın dilemesine
ikincisinde dilememesine bağlamak istemişse boşama gerçekleşmez; çünkü boşamanm
kendisine bağlandığı "Allah'ın dilemesi" ya da "dilememesi"
bilinemez. Ayrıca Allah'ın dilemesine aykırı olarak boşamanın gerçekleşmesi imkansızdır.
> Koca "Allah
dilerse [inşallah]" derken şarta bağlamayı kastetmemiş de bu ifade edeben
sıkça söylendiğinden alışkanlık icabı söylemişse,
Boşama ifadesi sona
erdikten sonra Allah'ın dilemesine bağlamayı kastetmişse,
Teberrükü kastetmişse,
Her şeyin Allah'ın dilemesiyle
olacağmı belirtmeyi kastetmişse,
Şarta bağlamayı kastedip
kastetmediğini bilmiyorsa,
Bütün bu durumlarda
boşama meydana gelir.
> Alimlerin
ifadesinden çıkan sonuca göre herhangi bir şey kastetmediğinde de boşama
meydana gelir.
Bu, istisna edilen şeyin
bütününü kapsayan istisna gibi değildir. çünkü o tenakuz halinde düzensiz bir
sözdür. Allah'ın dilemesine bağlanan ifade ise düzenlidir. Ayrıca bununla
boşama gerçekleşebileceği gibi gerçekleşmeyebilir de.
Lafzın dikkate alınması
ve kastın bitişik olması konusunda diğer şarta bağlamalar da tıpkı
["inşallah diyerek] Allah'ın dilemesine bağlamak gibidir.
178. Aynı şekilde
["inşallah" diyerek] "Allah'ın dilemesine bağlamak" şayet
bununla şarta bağlamak kastedilmişse;
> Abdest, namaz ve
oruç gibi ibadetler için yapılan niye-
tin kurulmasını
engeller.
> Şarta bağlamanın
gerçekleşmesini engeller. Örneğin koca, karısına "eve girersen boşsun
inşallah [Allah dilerse]" dese şarta bağlama yapılmamış olur; çünkü
Allah'ın dilemesine bağlamak şarta bağlanmamış olan boşamayı bile engelliyorsa
şarta bağlanmış boşamayı evleviyetle engeller.
> Şarta bağlanmayan
veya bağlanan köle azadını engeller. Örneğin kişi kölesine "sen hürsün
inşallah" veya "sen eve girersen hürsün inşallah" dese [köle hür
olmaz].
> Yeminin kurulmasını
da engeller. Örneğin kişi "şunu yapacağım inşallah" dese [yemin etmiş
olmaz].
> Adağın kurulmasını
da engeller. Örneğin kişi "Allah için şunu tasadduk etmek benim üzerime
olsun inşallah" dese [adak yapmış olmaz].
> Yukarıda
Zikredilenler dışında kesin olarak kurulması gereken satım, ikrar ve kira gibi
bütün tasarrufların kurulmasını da [inşallah sözü] engeller.
Not: Şarta bağlamayı
şarta bağlanan şeyden önce zikretmek sonra zikretmek gibidir.
Örneğin kişi
"inşallah sen boşsun" dese böyledir.
Kişi
"inşallah" sözcüğünü "enşaallah" şeklinde [hemzesini
üstünlü olarak] söylerse veya "in" yerine [Arapça'da şart için
kullanılan diğer harflerden] "iz" ve "ma" harflerini
zikrederse; örneğin "sen boşsun enşaallah [Allah'ın dilemesi
sebebiyle]", "sen boşsun iz şaellah [Allah dilediğinden]" ,
"sen boşsun maşaallah [Allah ne dilerse]" derse derhal bir boşama
meydana gelir; çünkü ilk ikisi gerekçe anlamı verir. Üçüncüde ise kesin olarak
bilinen bir boşama vardır. İlk ifade konusunda gramerci olan ile olmayan
aynıdır. Nevevi Ravdatü't-talibin'nin bu konusunda bu görüşün sahih olduğunu
açık olarak ifade etmiştir.
179. Koca, "ey
boşanmış inşallah", "sen üç kere boşsun ey boşanmış inşallah" derse
daha doğru görüşe göre bir boşama meydana gelir. Burada "sen boşsun"
sözünden farklı olarak boşamanın derhal meydana geldiğini hissettiren ["ey
boşanmış!" ifadesindeki] seslenme yönü dikkate alınır. Zira Rafii'nin
dediği gibi "sen boşsun" ifadesi boşanmaya yaklaşmış ve boşanması
ümit edilen kimse hakkında da kullanılır. Nitekim Araplar bir şeye kavuşmaya
yaklaşmış olan şahsa "sen kavuşmuşsun" derler. İyileşmesi yakın olan
hastaya "sen iyileşmişsin" derler, bu sebeple böyle bir sözde istisna
yapmak uygun olur.
Şu da bunun gibidir:
Kişi "sen üç talakla boşsun ey zinakar kadın inşallah" dese burada
"inşallah [Allah dilerse]" ifadesi yalnızca boşama sözcüğüne
döndüğünden kadın boş olmaz. Kişiye "ey zinakar!" sözü sebebiyle had
cezası uygulanır. İlkinde "ey boşanmış!" ifadesinin, ikincisinde
"ey zinakar!" ifadesinin araya girmesinin zararı yoktur; çünkü bu
sözler, muhatap olan kadınla ilgisi olmayan yabancı sözler değildir. Bu yönüyle
"sen üç kere boşsun ey Hafsa inşallah" sözüne benzemektedir.
Kişi "sen boşsun
sen boşsun inşallah" dese ve [iki defa tekrarladığı ifadeyle] pekiştirmeyi
kastetse kadın boş olmaz. Bu tıpkı "sen boşsun inşallah" sözüne
benzer.
Kişi "sen Allah
senin boşanmanı dilemedikçe boşsun" dese daha doğru görüşe göre boşama
gerçekleşmez; çünkü bunun anlamı "Allah senin boşanmamanı
dilemedikçe" demektir. Bu yüzden boşama gerçekleşmez; çünkü Allah'ın
dilemesi bizim muttali olabileceğimiz bir şey değildir.
Diğer görüşe göre boşama
meydana gelir; çünkü burada kişi boşamayı gerçekleştirmiş, bundan kurtulmak
için "inşallah" sözünü söylemiştir. Allah'ın dilemesi bilinmediğinden
boşamadan kurtulma gerçekleşmez.
Son Hükümler
Koca, karısına "sen
bir kere boşsun ve üç kere ve iki kere inşallah" dese, Allah'ın dilemesine
bağlama yalnızca sonuncu için olduğundan kadın bir kere boşanır. Bu tıpkı
bütünü kaplayan istisna gibidir. Kocanın "sen üç kere boşsun ve bir kere
inşallah" sözünde de aynı şekilde üç boşama meydana gelir.
Koca "sen boşsun
bir kere üç kere inşallah" veya "sen boşsun üç kere üç kere
inşallah" dese arada bağı aç olmadığı için Allah'ın dilemesi bütün
talaklara dönük olduğundan boşama gerçekleşmez.
Koca, "Hafsa boştur
ve Amra boştur inşallah" dese, istisnanın birbirine atfedilen iki şeyin
her ikisine dönmesini kastetmemişse Hafsa boş olur, Amra olmaz. Ancak
"Hafsa ve Amra boştur inşallah" derse her ikisi de boşanmış olmaz.
Koca, karısına "sen
boşsun Zeyd dilerse" dese ve Zeyd dilemeden önce ölse yahut delirse,
Zeyd'in dilemesi söz konusu olmadığı için kadın boş olmaz. Zeyd'in dili tutulur
da dilediğine dair işarette bulunursa kadın boş olur; çünkü Zeyd, dilediğini
beyan ettiğinde işareti dikkate alınan kimselerdendir. Dikkat edilecek olan şey
de beyanın gerçekleştiği andır. Bu yüzdendir ki kişi şarta bağlarken dilsiz
olup sonradan konuşur hale gelse, onun dilemesi konuşmakla olur.
Kişi karısını boşamayı
meleklerin dilemesine bağlasa karısı boş olmaz; çünkü meleklerin dilemesi
vardır ancak bunun gerçekleştiği bilinemez. Aynı şekilde kişi boşamanın
gerçekleşmesini hayvanın dilemesine bağladığında da boşama gerçekleşmez; çünkü
bu imkansızdır.
Kişi "Zeyd
dilemezse boşsun" dese, Zeyd hayatta iken dile mese, Zeyd'in ölümü veya
ölüme bitişik olarak akıl hastalığına yakalanmasının hemen öncesinde kadın boş
olur; çünkü Zeyd'in dilememesi o an itibarıyla kesinlik kazanır. Zeyd ölür de
boşamayı dileyip dilemediği konusunda şüphe olursa, boşamayı gerektiren şartın
gerçekleşmesinde şüphe bulunduğundan kadın boş olmaz.
Koca, "sen boşsun,
Zeyd bugün dilemezse" dese, Zeyd de o gün dilemese, gün batımının hemen
öncesinde kadın boş olur; çünkü burada gün -bir önceki mesel ed eki- ömür
gibidir.
BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN
AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN