ZIHAR |
KEFFARETLER
Bu bölümde yalnızca
zıhar keffareti değil genelolarak keffaret cinsi ele alınacaktır.
Keffaret sözcüğü örtmek
anlamına gelen "küfr" kelimesinden alınmıştır. Çünkü keffaret, Allah'tan
bir hafifletme olarak günahı örter.
Çiftçi tohumu toprakla
örttüğünden ona da [sözlük bakımından Arapça'da] "kafir" denilebilir.
Keffaretlerin nasıl
değerlendirileceği konusunda iki görüş vardır:
a. Keffaretler, haram
bir şeyin işlenmesi sebebiyle gerekli olduğundan tıpkı had ve tazir cezaları
gibi "caydırıcı" hükümlerdendir.
b. Keffaretler,
[keffareti gerektiren fiili işleme sebebiyle] meydana gelen ihlali telafi edici
hükümlerdir.
İzzeddin bin
Abdüsselam'ın belirttiğine göre ikincisi tercihe şayandır; çünkü keffaretler
ibadet türünden hükümlerdir. Bu yüzden ancak niyetle sahih olur.
EI-Muharrer'de
keffaretler konusu "mümin bir köle azat edin" [Nisa, 92] ayeti ile
"on fakire yemek yedirin" [Maide, 89] ayeti ile başlamaktadır. Nevevi
ise konuyu keffaret türleri olarak değerle ndirilebilecek ifadelerle başlatmış
daha sonra yalnızca zıhar keffaretine özgü hükümlerden bahsetmiştir.
Keffaretlerde Niyet
Nevevi önce keffaretlerde
niyetin şart olduğunu belirterek konuya şu şekilde başlamıştır:
Keffareti tayin etmek
şart olmayıp niyet etmek şarttır.
1. Keffarete niyet etmek
şarttır. Bu da keffaret yerine geçmek üzere köle azat etmeye veya oruç tutmaya
yahut fakirlere yemek yedirmeye niyet etmekle olur. Çünkü keffaret -tıpkı zekat
gibi- malı bir hak olup günahtan temizlenmek üzere gerekli kılınmıştır, ameller
de niyetlere göredir. Keffaret olarak yapılması gereken köle azat etmek, oruç
tutmak, fakirlere elbise giydirmek veya yemek yedirmek [gibi fiilleri keffarete
niyet etmeksizin] yerine getirmek yeterli olmaz. Çünkü kişi adakta bulunduğu
için bunları yapması gerekli hale gelmiş olabilir. Bununla birlikte kişi zıhar
veya adam öldürme sebebiyle gerekli olan şeyi yerine getirmeye niyet etse bu
yeterli olur. Kişinin köle azat etmesi gerekse ancak kişi bunun zıhar mı adak
mı yoksa adam öldürme sebebiyle mi olduğunu bilemese üzerine gerekli olan azada
niyet ederek azatta bulunması yeterli olur.
Not: Nevevi'nin ifadesinden, niyet ederken
farziyet konusuna temas etmenin şart olmadığı anlaşılmaktadır ki doğrusu da
budur. Çünkü bu zaten yalnızca farz olabilir.
Niyetin köle azadına
veya yemek yedirmeye bitişik olması şart değildir, daha önce olabilir.
Nevevi bunu el-Mecmu'da
"sadakaların taksimi" konusunda alimlerden nakletmiş ve sahih
olduğunu belirtmiş dahası tasvip ederek şöyle demiştir: "Nas-
sın zahiri de
budur." Burada ise Rafil'ye tabi olarak niyetin
buna bitişik olmasını
sahih kabul etmiştir. Niyet daha önce yapıldığında ZerkeşI'nin de belirttiği
üzere -tıpkı zekatta olduğu gibi- bunun için kullanılacak malın diğer mallardan
ayrılması esnasında keffarete niyet etmek gerekir. Bu bölümün sonlarına doğru
oruç tutarak yerine getirilecek keffarette bunu belirtmenin şart olduğu hükmü
gelecektir.
2. [Keffareti yerine
getirirken] "zıhar keffareti" vb. şeklinde niyeti tayin etmek şart
değildir. Nasıl ki malların zekatı verilirken hangi malın zekatı olarak
verildiğini belirlemek şart değilse bu da şart değildir. Aradaki ortak nokta
her birinin malı ibadet olması ve aslına niyet edilmesinin yeterli olmasıdır.
Buna göre adam öldürme ve zıhar keffaretiyle yükümlü olan bir kişi keffaret
niyetiyle iki köle azat etse bu, her iki keffaret için yeterli olur. Bir köle
azat etse bu keffaretlerden biri yerine geçer.
Burada namazdakinin
aksine niyette tayin şart koşulmamıştır; çünkü keffaret, pek çok özelliği
bakımından tazminatlara benzediğinden yalnızca niyet etmek yeterli görülmüştür.
Ancak kişi, yanlışlıkla
bile olsa kendisine gerekli olan keffaretten başka bir şeye niyet ederek
hareket etse -tıpkı namazdayken imam ı tayinde yanılması durumunda olduğu gibi-
yaptığı şey yeterli olmaz. Bu şundan farklıdır: Kişi hangi hades sebebiyle
abdest aldığını belirtse ve bunda yanılsa abdest yine de sahih olur. Arada şu
fark vardır: Abdestsizliğin ortadan kalkması ile diğer abdestsizlik sebebi de
ortadan kalkar. Burada ise kişi, kendisine gerekli olan keffaret için herhangi
bir şey yapmamıştır.
Not (Zımminin zıharı)
Zıhar yapan zımmınin hükmü Müslümanın hükmü gibi olup zıhardan dönmesi halinde
köle azat etmek ve fakirlere yemek yedirmek suretiyle keffareti yerine getirir.
Onun keffaret sebebiyle köle azat etmesi şöyle düşünülebilir: Kafir kölesi
Müslüman olur, zımmı de onu azat eder veya Müslüman bir köle ona miras olarak
kalır. Yahut da Müslüman bir kimseye "Müslüman köleni benim keffaretim
yerine azat et" der ve Müslüman kişi de buna icabet eder. Zımmınin oruç
tutması sahih değildir. Oruç tutma gücü varken yemek yedirmesi de sahih değildir.
Bu durumda o karısıyla ilişkide bulunmayı terk eder yahut Müslüman olup oruç
tuttuktan sonra ilişkide bulunabilir.
Onun hangi sebeple
keffareti yerine getiriyorsa bunu diğerinden ayırt etmek için niyet etmesi
gerekir, onun niyeti ibadet amacıyla değildir. Bu, onun borcunu ödemesine
benzer. Rafii böyle söylemiştir. Sonrakilerden biri ise şöyle demiştir:
"Bundan anlaşıldığına göre borcu ödemede niyet etmek şarttır. Kişi, borçlu
olduğu bir kimseye borcunu ödeme kastı olmaksızın mal verse bu hibe olur."
Daha sonra şöyle demiştir: "Bu, üzerinde biraz düşünülmesi gereken bir
konudur."
Zikredilen hükümler
bakımından, kendisine keffaretin gerekli olmasından sonra irtidat eden kimsenin
durumu da böyledir. O, köle azadı ve yemek yedirme yoluyla keffareti yerine
getirirse yeterli olur. İrtidat zamanındayken keffareti yerine getirmiş olsa
bile sonradan Müslüman olunca karısıyla ilişkide bulunabilir.
Keffaret iki türlüdür:
a. Başlangıcı seçimli,
sonu sıralı olan keffaret. Bu, yeminler konusunda gelecektir.
b. Sıralı olan keffaret:
Bu da adam öldürme, Ramazan ayında ilişkide bulunma ve zıhar keffaretidir.
Nevevi daha sonra
keffaretin özelliklerini ele almaya başlamıştır.
BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN
AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN
ZIHAR KEFARETİNİN
YERİNE GETİRİLME ŞEKLİ